(Deneysel Çalışma) (UZMANLIK TEZİ) DR. BİLGEHAN HAMİT IŞIKOĞLU
|
|
- Berna Kılıç
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. Sağlık Bakanlığı Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Genel Cerrahi Kliniği Klinik Şefi: Prof.Dr.Mustafa GÜLMEN SIÇANLARDA OLUŞTURULAN DUODENUM PERFORASYONLARININ TEDAVİSİNDE KLASİK CERRAHİ TEKNİKLER İLE DOKU YAPIŞTIRICI UYGULAMASININ (SİYANOAKRİLAT) KARŞILAŞTIRILMASI (Deneysel Çalışma) (UZMANLIK TEZİ) DR. BİLGEHAN HAMİT IŞIKOĞLU İSTANBUL
2 İÇİNDEKİLER 1-GİRİŞ GENEL BİLGİLER GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ KAYNAKLAR
3 ÖNSÖZ Bana uzmanlık eğitimim süresince bilgi, beceri ve deneyimlerini büyük bir özveri ile aktaran, önderlik ederek bilimsel ufkumu genişleten, asistanı olmakla onurlandığım, hayatım boyunca örnek alacağım çok değerli hocam, klinik şefim Sayın Prof.Dr. Mustafa GÜLMEN e minnet ve teşekkürlerimi sunarım. Uzmanlık eğitimimin her aşamasında, her konuda önemli katkıları olan ve desteklerini esirgemeyen, daima sabır ve özveriyle beni yönlendiren, deneyimlerini paylaşan değerli şef yardımcımız Sayın Op.Dr.Nejdet BİLDİK e, Op.Dr.Ayhan ÇEVİK e, Op.Dr. Hüseyin EKİNCİ ye, Op.Dr.Mehmet ALTINTAŞ a teşekkür ederim. Tezime ciddiyetle yaklaşarak ilgi ve yardımını esirgemeyerek değerli katkılarda bulunan, uzmanlığımda büyük paya sahip tez danışmanım, değerli ağabeyim Sayın Op.Dr. Orhan ŞAD a teşekkür ederim. Ayrıca biyokimyasal çalışmalarımda yardımını esirgemeyen Uzm.Dr.Seçkin BALABAN a teşekkür ederim. Asistanlık sürem boyunca her konuda yardımlarını gördüğüm değerli kıdemlilerime, uyum içinde çalıştığımıza inandığım asistan arkadaşlarıma, cerrahi kliniğinin tüm hemşirelerine, tüm personeline ve beni bu günlere getiren anneme ve babama, daima özverisini ve desteğini hissettiğim sevgili eşime sonsuz teşekkürlerimi sunarım. 3
4 l. GİRİŞ Yirminci yüzyılın ikinci yarısında, duodenal ülser tedavisi nedeni ile hastaneye yatırılan hasta sayısında önemli ölçüde azalma kaydedilmesine rağmen, duodenal ülser perforasyon insidansında belirgin bir azalma saptanmamıştır. Bu nedenle duodenal ülser perforasyonu, günümüzde halen acil cerrahinin müdahale gerektiren önemli hastalıklardan biri olmaya devam etmektedir. Ayrıca böyle bir hasta ile karşılaşıldığında seçilecek yöntemin ne olacağı konusunda tartışmalar halen devam etmektedir. Günümüzde duodenal ülser perforasyonlarında sadece perforasyonların onarımına yönelik girişimler uygulanmaktadır. Ayrıca ülserojen mekanizmayı da ortadan kaldırmayı amaçlayan definitif cerrahi yöntemler cerrahın tercihine bağlı olarak uygulanabilmektedir. Perforasyonların onarılması veya anastomozların iyileşmesi sırasında ortaya çıkabilecek olumsuz gelişmeleri önlemek için geliştirilerek uygulanan yöntemlerin en önemlisi ise doku yapıştırıcıların kullanılmasıdır. Doku yapıştırıcıları kullanıldığında uygulanması gereken sütür sayısı ve dolayısıyla da travmatik faktörler azalacaktır. Bir doku yapıştırıcısı olan siyanoakrilat, çok değişik organ ve yapılarda sütür tekniğinin ve materyallerin kullanılamadığı veya yetersiz kaldığı durumlarda kullanılmaktadır. Bu çalışmada amacımız genel cerrahi de dahil birçok cerrahi uygulamada sıkça ve güvenle kullanılan doku yapıştırıcılardan siyanoakrilatının duodenum perforasyonlarının tedavisinde de güvenli bir şekilde kullanılıp kullanılamayacağının araştırılmasıdır. 4
5 GENEL BİLGİLER Duodenal ülser perforasyonu ilk kez 1746 yılında bildirilmiştir. 19. yüzyıl sonlarına doğru non-operatif tedaviye karşılık cerrahi tedavi uygulanmaya başlanmış ve perfore duodenal ülserin non-operatif tedavisinin hastayı ölüme terk etmekle eşdeğer olduğu söylenmiştir. Perfore peptik ülser için ilk cerrahi uygulama girişimi 1887 yılında yapılmıştır. İngiliz literatüründe duodenal ülser perforasyonunda ilk başarılı operasyonun 1894 yılında yapıldığı bildirilmektedir. Geniş çaplı perfore ülseri kapatmada omentumun kullanılması yine aynı yıl tanımlanmıştır ( 1 ). Ayrıca pilorektomi, piloroplasti, antrektomi 19. yüzyıl sonlarında duodenal ülser perforasyonlu hastalarda uygulanan diğer cerrahi yöntemlerdir ( 1 ). B-ANATOMİ Duodenum ince bağırsağın pilordan Treitz ligamanına kadar uzanan ilk kısmıdır. L1-L3 vertebralarının önünde, kapalıya yakın C harfi şeklindedir. 1. kısım pars superior olarak da adlandırılır. Ortalama 5 cm kadardır. İlk 3 cm.lik kısım daha genişçedir. Buraya " bulbus duodeni " denir. Sadece bu kısım hem arka, hem de ön yüzde peritonla örtülüdür. Diğer kısımların arka yüzlerinde periton yoktur. Bu yüzden bulbus diğer kısımlardan farklı olarak hareketlidir. Arka yüzde portal ven, koledok ve gastroduodenal arter ile komşudur. 2.kısım pars dessendens olarak adlandırılır. Pankreas başını çevreler. Pilordan 7-10 cm uzaktadır ve içine koledok ile pankreasın kanalları açılır. 5
6 3.kısım pars inferior olarak adlandırılır. L3 hizasında sağdan sola doğru uzanır. Superior mezenterik arter ve ven burada duodenumu çaprazlarlar. 4.kısım pars assendens dir. 2-3 cm uzunluktadır ve Aortun ön ve sol yanından yukarıya doğru çıkar. Damarları: Gastroduodenal arterin bir dalı olan süperior pankreatikoduodenal arter ve superior mezenterik arterin bir dalı olan inferior pankreatikoduodenal arter birbirleriyle birleşerek duodenum iç kenarında bir halka yaparlar. Buradan çıkan dallar duodenuma dağılır. Ayrıca hepatik arter veya gastrotikoduodenal arterden ayrılan supraduodenal arter de bulbus duodeni nin beslenmesinde önemli rol oynar. Duodenumun venleri ya doğrudan portal vene veya superior Mesenterik vene dökülürler. Parasempatik dallar vagus sinirinden, sempatik dallar splanik sinirden gelir. Bu yüzden duodenumun ağrısı epigastriumda hissedilir. C- FİZYOLOJİ Midenin peristaltik dalgaları genellikle pilorda dururlar. Duodenumda antiperistaltik hareketler sıkdır. Duodenum mukozası ince bağırsağının diğer kısımları gibi hem absorbsiyon hem de salgılama kabiliyetindedir. Su, alkol, glikoz duodenumdan rezorbe olur. Aynı zamanda sekretin gibi sindirimde gerekli diğer maddeler de duodenumdan salgılanır. 6
7 D- ETYOPATOGENEZ Perforasyona zemin hazırladığı düşünülen bazı nedenleri şöyle özetleyebiliriz: Mukozal bariyerin yetersizliği peptik ülser gelişiminde ve perforasyonunda önemli faktörlerden biri olarak kabul edilir. Ancak, kronik ülserlilerin, hemen hepsinde mukozal bariyer olmamasına rağmen, perforasyon bunların bir kısmında olmaktadır. Bu nedenle kronik ülser perforasyonunda mukozal bariyerin olmayışı fazla önemli görülmemektedir (2,3,4,5,6). Fakat bu durumun akut ülser perforasyonunu kolaylaştırması mümkündür. Ayrıca lokal iskeminin derecesi, vaskülit ve enfeksiyon perforasyonda belirleyici rol oynayabilir. Mide asidinin peptik ülser perforasyonunda rolü olduğu düşünülmektedir. Buna rağmen bazal ve maksimal asit oranları perforasyonu olan ve olmayan peptik ülserli hastalar arasında anlamlı bir fark göstermez. Perforasyonun primer sütüründen sonra, bu hastalardaki asit sekresyon oranının, non-perfore duodenal ülserli kontrol grubu hastalara göre istatistiksel olarak farklı olmadığı ortaya konmuştur ( 7 ). Aynı çalışmada, primer sütürden sonra, nüksü olan ve olmayan hastalar arasında, bazal ve maksimal asit sekresyon oranları açısından bir fark bulunmamıştır. 7
8 Duodenal ülser perforasyonu ile non-steroid antienflamatuar (NSAİ) ilaç tüketimi arasında bağlantı kurulmaya çalışılmıştır ( 8, 9, 1 0 ). Özellikle yaşlı, kadın ve NSAI ilaç alan hastaların peptik ülser gelişimine yatkın oldukları ileri sürülmüştür ( 1 1 ). Bir çalışmada duodenal ülser perforasyonu nedeniyle hastaneye kabul edilen hastaların % 16'sının NSAİ ilaç aldıkları bildirilerek konuya dikkat çekilmiştir (12). H2 reseptör antagonistinin ani kesilmesine bağlı iki duodenal ülser perforasyonu olgusu 1977'de Wallace (13) ve ark. tarafından bildirilmiştir. Bu hastalarda ilacın kesilmesinden sonraki ilk on gün içinde perforasyonun meydana gelmesi rebound asit sekresyonu ile açıklanmak istenmiştir. Ancak bu konudaki endişeler henüz kanıtlanmış değildir. Akut stresin oluşturduğu anksiyete ve peptik ülser perforasyonu arasındaki ilişki, 1942'de ortaya konmuştur yılının Eylül ve Ekim aylarında savaşın yoğun olduğu dönemde Londra'daki peptik ülser pertorasyonunda büyük bir artış olduğunu saptamışlardır. Londra'nın bombalanmasından 18 ay sonra ise bu sayı savaş öncesi dönemdeki seviyesine düşmüştür. Benzer sonuçlar, İngiltere, Fransa ve Avusturya'da da gösterilmiştir. Bu çalışmalar stresin peptik ülser perforasyonu etyolojisindeki rolünü vurgulamaktadır. Peptik ülserin öldürücü komplikasyonlarından biri olan perforasyon, ülser nedeniyle hastaneye başvuran hastaların yaklaşık % 10'unda görülmektedir (14). Peptik Ülser perforasyonunun nedeni tam olarak aydınlatılmamış olduğundan, peptik ülserde perforasyon eğilimini önceden saptayabilmek mümkün değildir. De Bakey'in (15), 8
9 kişilik serisinde perforasyon oranı % 13.3'dür. Ancak peptik ülser insidansı hesaplanırken hastaneye başvurarak tedavi gören hastalar göz önüne alınır. Oysa fazla sayıda peptik ülserli hastanın hastane dışında tedavi gördüğü düşünüldüğünde, gerçekte perforasyon oranının daha düşük olduğu tahmin edilebilir. E- LABORATUAR VE RADYOLOJİK TANI YÖNTEMLERİ Büyük çoğunlukla duodenal ülser perforasyonunda teşhis, radyolojik olarak diafragma altında serbest hava görülerek konur (Şekil1 ). Hastanın daha önce ülser şikayetlerinin olup olmaması önemli değildir. Ağrının birden başlaması tipiktir. Diafragma irritasyonu sonucu ağrının omuza vurması sıktır. Muayenede hasta ızdıraplı ve şoka meyillidir. Hipovolemi nedeniyle taşikardi, ortostatik hipotansiyon mevcuttur. İdrar miktarı azalır. Batın özellikle epigastriumda olmak üzere yaygın olarak hassas, sıklıkla distandü ve barsak sesleri azalmış olarak bulunur.genel durumuna göre ateş ve lökositozda görülebilir. 9
10 Şekil1:Diafragma altında serbest hava 10
11 CERRAHİ TEDAVİ ENDİKASYONLARI "Ölüme terketme" ile eşanlamda tanımlanan non-operatif tedavi yöntemi, ilerleyen yıllarda yeniden ortaya atılmıştır. Donovan ( 1 6, 1 7 ) ve ark. non-operatif tedaviyi spontan kapanmış akut perfore ülserli genç hastalara ve medikal problemleri nedeniyle çok fazla operasyon riski taşıyan "kronik" ülserli hastalara önermişlerdir. Bu yöntem günümüzde operasyonu kaldıramayacak kadar ağır hastalarda nadiren kullanılmaktadır. Duodenal ülser perforasyonlu hastalarda uygulanacak tedavi metotlarına dair tartışma daha çok akut ve kronik ülser sınıflaması etrafında dönmektedir. Perforasyon çevresinde oluşan enflamasyona bağlı olarak operasyon sırasında bu ayırımı yapabilmek zordur. Bu nedenle akut, kronik ayırımı, ülser anamnezinin süresine göre yapılmaktadır. Bu süre yazarlara göre 1 ay ile 1 yıl arasında değişmektedir. En çok kabul gören süre 3 aydır (18). Duodenal ülser perforasyonlu çoğu hasta, perforasyonun primer kapatılması ile tedavi edilir. Primer sütür(ps) akut perfore ülserin tedavisinde daha çok tercih edilmiştir. Çünkü bazı serilerde % 75 kadar hastada uzun süreli post operatif takipte hiç ülser semptomları olmamaktadır. Eskiden, kalan % 25 hastanın ise ülser semptomları sürdüğünden ileriki dönemlerde definitif (kesin) cerrahiye ihtiyaç göstermekteyken günümüzde böyle bir ihtiyaç ortadan kalkmıştır ( 1 9, 2 0, 2 1 ). Kronik ülser perforasyonlarında bunun tersi olur ve hastaların %75'i semptomatik kalır. Bazı serilerde, kronik ülser perforasyonunun PS ile tedavisinden sonra, perforasyon, kanama, mide boşalımının engellenmesi gibi komplikasyonlar meydana gelmekte, bunun sonucu 11
12 hastaların % 35-60'ı yeniden operasyona ihtiyaç göstermektedirler. Bu nedenle, kronik duodenal ülser perforasyonu tedavisinde definitif cerrahi yöntem, bazı cerrahlar tarafından daha çok kabul görür (22,23,24,25). Fakat günümüzde bu tip tedavilerden hiçbiri komplikasyonsuz ülserlerde kullanılmamaktadır. Geçmişte bazı yazarlar ise, duodenal ülser perforasyonunda akut-kronik ayırımının kesin olarak yapılamayacağını, bu nedenle operatif açıdan riskli hastalar ( 2 6 ) hariç, tüm hastalara definitif tedavi yapılmasının daha doğru olacağını savunmaklar ( 1, 2 7 ). Bir çok yazar tarafından Bilateral Trunkal Vagotomy(BTV) + Hemigastrektominin nüks ülseri önlemede en iyi yöntem olarak kabul edilmiştir(28,29). Fakat BTV+Hemigastrektomiye damping, diyare, erken doyma, reflü ve kilo kaybı ve istenmeyen birçok postoperatif sekel eşlik eder. Daha sonra ise, BTV + Hemigastrektomi'ye karşı BTV + Piloroplasti (BTV+Pp) savunulmuş, bu operasyonun teknik olarak daha kolay ve daha emin olduğu, gastrik sekellerin ise diğerine oranla daha az ve daha hafif olarak meydana geldiği bildirilmiştir. Buna karşılık Jordan'nın(29) 1976'daki çalışmasında, BTV + Pp ile BTV + Hemigastrektomi karşılaştırılmış, postoperatif sekeller yönünden birbirlerine üstün olmadıkları ortaya konmuştur. Perfore duodenal ülserin definitif tedavisinde ideal operasyon; ihmal edilebilir mortalite oranına sahip olmalı, rekürrense karşı korumayı sağlamalı ve PS uygulandığı zaman asemptomatik kalacak hastalarda istenmeyen gastrik sekeller ortaya çıkarmamalıdır. Duodenal ülserin elektif tedavisinde Proksimal Gastrik Vagotomi (PGV) ile alınan iyi sonuçlar göz önüne alındığında ( 3 0, 3 1 ), 12
13 PGV'yi duodenal ülser perforasyonunda da kullanmayı mantıklı bulan birçok cerrah olmuştur. G- CERRAHİ TEDAVİ Duodenal ülser perforasyonu için bugün yaygın olarak kabul edilen operasyon şekli sadece primer kapama veya primer kapama ve omentoplasti (Graham usulü duodenorafi) dir. 13
14 GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmamıza Nisan 2005 de etik kurulun onayı alındıktan sonra projemizin onayını takiben İstanbul Üniversitesi Deneysel Araştırma Merkezinde (DETAM) başladık. Çalışmada toplam 60 adet ortalama 200 gr ağırlığında Wistar-Albino tipi dişi sıçan kullanıldı. Her birinde 20 adet sıçan olan üç grup oluşturuldu ve her gruptaki hayvanlardan 10 tanesi 3.gün 10 tanesi de 7.gün sakrifiye edildi. GRUP 1: basit kapama GRUP 2: basit kapama ve omentoplasti GRUP 3: Siyanoakrilat ile basit kapama ve omentoplasti Tüm sıçanlarda eter anestezisi altında, steril koşullarda karın cildine yapılan 2.5 cmlik median insizyonla laparatomi yapılarak, duodenum 2. kıtası önyüze 0.2 cmlik tüm duodenum katmanlarını içeren insizyon gerçekleştirildi. Oluşturulan perforasyon alanı etrafındaki mide içeriği ve yabancı cisimler mekanik olarak uzaklaştırıldı. Basit kapama grubunda ve basit kapama omentoplasti grubunda 5/0 vicryl kullanıldı. 3. grupta da siyanoakrilat ile basit kapama ve omentoplasti uygulandı. 14
15 Gruplar ayrı ayrı kafeslere yerleştirildikten 6 saat sonra deneklerde oral gıdaya başlandı. Postoperatif dönemde her üç gruptan da deney bitmeden ölen olmadı. Tüm gruplardaki hayvanların yarısı 3. günde kalan yarısı da 7. günde eter kavanozunda aşırı eter altında sakrifiye edildi 1) Patlama basıncı ölçümü Dikişlerle tanınan bölge yapılan ölçümleri değiştireceği için yapışıklıklar korunarak onarım yapılan yerin 2.5 cm distalinden (duodenum 3.kıta) ve 4cm proksimalinden 3/0 ipekle bağlanarak kesildi. Daha önceden hazırlanan su dolu kap içerisine kesilmiş kısım konularak hazırlanan düzenek ile sabit hızla hava insuflasyonuna başlandı ve ilk hava kabarcığının gözlendiği andaki basınç patlama basıncı olarak değerlendirildi. 2)Hidroksiprolin ölçümü 15
16 Patlama bölgesi basıncı ölçümünü takiben Hidroksiprolin miktar tayini doku kromatografisi yöntemiyle yapıldı. Onarım bölgesi distal ve proksimalindeki 1 er cm. lik doku parçasıyla beraber serum fizyolojik içine kondu, -22 derecede saklandı. Alınan materyaller 1 gr. olarak eter içerisinde homojenize edildi. Homojen hale getirilen materyaller eter uçuşturularak ayrıştırılma yapıldı ve fosfatla tamponlanarak çalışmaya alındı. Çalışmada Biolabo(İsrail) kiti ve hitachi 911 cihazı kullanıldı ve değerler kaydedildi. İstatistiksel İncelemeler Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 10.0 programı kullanıldı. Çalışma verileri değerlendirilirken niceliksel verilerin karşılaştırılmasında normal dağılım gösteren parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Oneway Anova testi ve farklılığa neden çıkan grubun tespitinde Tukey HDS testi kullanıldı. Sonuçlar % 95 lik güven aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi. 16
17 Şekil2:Denek hayvanlarının karın bölgesinin hazırlanması 17
18 Şekil3: Duodenumun dışarıya alınması 18
19 Şekil4: onarım yapılmış duodenum Şekil5: patlama basıncı ölçümü 19
20 Şekil 6:patlama basıncı anında hava kabarcıkları 20
21 BULGULAR Grup1 Grup2 ve Grup3 deki hiçbir hayvanda makroskopik kaçak gözlenmedi. Grup1 Grup2 ve Grup3 deki hayvanlardan 10 ar tanesi postoperatif 3. günde sakrifiye edilerek patlama basınçları ve hidroksiprolin düzeyleri ölçüldü. Tablo 1: 3.gün Patlama basıncına göre grupların karşılaştırılması Basit Kapama Basit Kapama ve Omentoplasti Siyanoakrilat Patlama Basıncı (mmhg/h 2 O) Ort. SD 106,50 9,44 124,50 13,63 105,00 12,69 P F: 8,100; p:0,002** ** p<0.01 ileri düzeyde anlamlı F: Oneway ANOVA testi Tablo 2: 3.gün Patlama basıncına göre grupların birbirleri ile karşılaştırılması Yöntem p Basit Kapama-Basit Kapama ve Omentoplasti 0,007** Basit Kapama- Siyanoakrilat 0,958 Basit Kapama ve Omentoplasti- Siyanoakrilat 0,003** ** p<0.01 ileri düzeyde anlamlı F: Oneway ANOVA testi 21
22 3. gün Patlama basıncına göre gruplar arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.01). Basit Kapama ve omentoplasti grubunun patlama basıncı düzeyi, basit Kapama ve siyanoakrilat ile basit Kapama ve omentoplasti gruplarının patlama basıncı düzeylerinden istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı yüksektir (p<0.01). Basit Kapama ve siyanoakrilat ile basit Kapama ve omentoplasti gruplarının patlama basıncı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05) Basit Kapama Basit Kapama ve Omentoplasti Cyanoacrylate Patlama Basıncı Şekil 7: 3.gün Patlama basıncına göre grupların dağılımı grafiği 22
23 Tablo 3: 3.gün Doku Hidroksiprolin Seviyesine göre grupların karşılaştırılması Basit Kapama Basit Kapama ve Omentoplasti Siyanoakrilat Doku Hidroksiprolin Seviyesi Test ist.; (mcgr/100grdoku) p Ort. SD 1,94 0,08 2,28 0,15 2,15 0,15 F: 16,109; p:0,001** ** p<0.01 ileri düzeyde anlamlı F: Oneway ANOVA testi Tablo 4: 3.gün Doku Hidroksiprolin Seviyesine göre grupların birbirleri ile karşılaştırılması Yöntem p Basit Kapama-Basit Kapama ve Omentoplasti 0,001** Basit Kapama- Siyanoakrilat 0,006** Basit Kapama ve Omentoplasti- Siyanoakrilat 0,079 ** p<0.01 ileri düzeyde anlamlı F: Oneway ANOVA testi 23
24 3. gün Doku Hidroksiprolin Seviyesine göre gruplar arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.01). Basit Kapama grubunun doku hidroksiprolin seviyesi basit kapama ve omentoplasti grubu ile siyanoakrilat ile basit Kapama ve omentoplasti gruplarının doku hidroksiprolin seviyesinden istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı düşüktür. Basit Kapama ve omentoplasti grubu ile siyanoakrilat ile basit Kapama ve omentoplasti gruplarının doku hidroksiprolin seviyeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05). 2,3 2,2 2,1 2 1,9 1,8 1,7 Basit Kapama Basit Kapama ve Omentoplasti Cyanoacrylate Doku Hidroksiprolin Seviyesi Şekil 8: 3.gün Doku Hidroksiprolin seviyesine göre grupların dağılımı grafiği 24
25 Tablo 5: 7. gün patlama basıncına göre grupların karşılaştırılması 7. Gün Patlama Basıncı (mmhg/h 2 O) Ort. SD p 111,00 8,09 F: 7,396; 128,50 11,07 115,50 12,12 p:0,003** * p<0.05 düzeyinde anlamlı ** p<0.01 ileri düzeyde anlamlı F: Oneway ANOVA testi Tablo 6: 7. gün patlama basıncına göre grupların birbirleri ile karşılaştırılması Yöntem P Basit Kapama-Basit Kapama ve Omentoplasti p 0,003** Basit Kapama- Siyanoakrilat p 0,618 Basit Kapama ve Omentoplasti- Siyanoakrilat 0,027* * p<0.05 düzeyinde anlamlı ** p<0.01 ileri düzeyde anlamlı 7. gün patlama basıncına göre gruplar arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.01). Basit Kapama ve omentoplasti grubunun patlama basıncı düzeyi, Basit Kapama grubunun 7. gün patlama basıncı düzeyinden istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı yüksekken (p<0.01); siyanoakrilat ile basit Kapama ve omentoplasti grubunun 7. gün patlama basıncı düzeyinden istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksektir (p<0.05). Basit Kapama ve siyanoakrilat ile basit Kapama ve omentoplasti 25
26 gruplarının patlama basıncı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05) Basit Kapama Basit Kapama ve Omentoplasti Cyanoacrylate 7. Gün Patlama Basıncı Şekil 9: 7. gün patlama basıncına göre grupların dağılımı grafiği 26
27 Tablo 7: 7. gün Doku Hidroksiprolin Seviyesine (mcgr/grdoku) göre grupların karşılaştırılması Basit Kapama Basit Kapama ve Omentoplasti Siyanoakrilat 7. Gün Doku Hidroksiprolin Seviyesi (mc/gr) Ort. SD 3,60 0,32 4,43 0,23 3,74 0,44 p F: 16,926; p:0,001** ** p<0.01 ileri düzeyde anlamlı F: Oneway ANOVA testi Tablo 8: 7. gün Doku Hidroksiprolin Seviyesine (mcgr/gr doku) göre grupların birbirleri ile karşılaştırılması Yöntem P Basit Kapama-Basit Kapama ve Omentoplasti 0,001** Basit Kapama- siyanoakrilat 0,650 Basit Kapama ve Omentoplasti- Siyanoakrilat 0,001** ** p<0.01 ileri düzeyde anlamlı F: Oneway ANOVA testi 27
28 7. gün doku hidroksiprolin seviyesine göre gruplar arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<0.01). Basit Kapama ve omentoplasti grubunun 7. gün doku hidroksiprolin seviyesi, basit Kapama ve siyanoakrilat ile basit kapama ve omentoplasti gruplarının 7. gün doku hidroksiprolin seviyesinden istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı yüksektir (p<0.01). Basit Kapama ve siyanoakrilat ile basit Kapama ve omentoplasti gruplarının 7. gün doku hidroksiprolin seviyeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05). 4,5 4 3,5 3 2,5 2 1,5 1 0,5 0 Basit Kapama Basit Kapama ve Omentoplasti Cyanoacrylate 7. Gün Doku Hidroksiprolin Seviyesi Şekil 10: 7. Gün Doku Hidroksiprolin seviyesine göre grupların dağılımı grafiği TARTIŞMA 28
29 Duodenal ülser perforasyonu mide ülser perforasyonuna göre 15 kat daha fazla olup, erkeklerde görülme sıklığı kadınlardan daha sıktır. H2 receptör antagonistleri ve proton pompa inhibitörlerinin kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte ülser görülme oranında azalma olmasına rağmen ülser komplikasyonları ile ilgili yapılan çalışmalarda komplikasyon oranlarında belirgin bir düşme saptanmamıştır(32-33.) Mide asidi, peptik ülser oluşumunda rol oynamasına rağmen perforasyon geçiren hastaların bazal ve en yüksek asit sekresyonoranları, perforasyon geçirmeyen hastaların oranlarından belirgin fark göstermemektedir. Bir ülserin basit kapamasından sonra bu hastalarda asit sekresyonu oranlarının, perfore olmamış duodenal ülserli kontrol grubundaki hastalara göre istatistiksel olarak farklı olmadığı, hatta perforasyonu basit dikiş ile kapatılan hastalarda nüks gösteren ve göstermeyenler arasında da bir fark olmadığı gösterilmiştir (34). Günümüzde ülser perforasyonun tedavisi cerrahidir, ve en çok kullanılan yöntem basit kapama ve omentoplasti (graham usulü duodenorafi) dir (35). Günümüzde omental tıkaç, omental tıkaç ile fibrin uygulama ve laparoskopik teknikler kullanılmaktadır(36,37). Laparaskopik tedavilerde %2-5 oranında kaçak bildirilmiştir(38). Doku yapıştırıcıları konvansiyonel ve sentetik olarak 2 grupta incelenebilir. Sentetik doku yapıştırıcıları; Isobutyl ve n-butyl gibi ve bizim kullandığımız n-ethyl formları geliştirilen deriveleri ile kanserojen etkisi yok edilen siyanoakrilatın en gelişmiş şekli olan n- ethyl-siyanoakrilat günümüzde sentetik bir doku yapıştırıcısı olarak çok değişik organ ve yapılarda, anastomoz desteği, kanama kontrolü, doku fiksasyonu ve enfekte fistül gibi sütür tekniği ve materyallerin yetersiz kaldığı durumlarda kullanılmaktadır. 29
30 Siyanoakrilatın doku yapıştırıcısı etkisi olduğu Esthman Kodak Company tarafından 1951 yılında bulununca bu konuda geniş araştırmalar başlamıştır (39,40,41). Daha sonraları yapılan çalışmalarda molekülün yan zincirindeki karbon atomlarının arttırılması ile santral sinir sistemi ve canlı hücrelere olan toksik (kanserojen) etkilerinin en aza indirilebileceği saptandı (42,43). Siyanoakrilat türevlerinin uygulandıkları bölgede bakterisit ve baktreriostatik etkileri ile enfeksiyon gelişimini önledikleri saptanmıştır. Uygulandıkları bölgede diğer sentetik maddelerle karşılaştırıldıklarında ihmal edilebilir hafif submukozal enflamasyona yol açtıkları bildirilmiştir(44). Siyanoakrilatın kullanılmasıyla konvansiyonel doku yapıştırıcıların(fibrin glue) kullanılmasından farklı olarak uygulamaya hazır olması, ek işlem gerektirmemesi, operatif kontaminasyonun önlenmesi ve anestezi süresinin azalması açısından avantaj sağlanmaktadır(45). Çalışmamızda basit kapama ve siyanoakrilat ile basit kapama ve omentoplasti grupları arasında patlama basıncı olarak anlamlı fark yokken, basit kapama ve omentoplasti grubunda patlama basıncı değerleri diğer iki gruba göre istatistiksel olarak daha yüksek çıkmıştır. Yara iyileşmesinde önemli bir rolü bulunan Hidroksiprolin seviyelerinin ölçümlerinde ise gruplar arasında ileri derece anlamlı fark saptanmıştır. Ancak hiçbir grupta duodenum kaçağı gözlenmemiştir. Sonuç olarak bir doku yapıştırıcısı olan siyanoakrilat, duodenum perforasyonlarının tedavisinde, uygun olgularda laparaskopik ve açık cerrahi teknikleri arasında yer alabilir. 30
31 SONUÇ Günümüzde genel cerrahi uygulamaları arasında duodenum perforasyonlarında uygulanacak cerrahi tedavi hakkında birçok çeşitli görüş olmasına rağmen en çok tercih edilen yöntem primer kapama veya primer kapama ile birlikte omentoplastidir. Biz bu nedenle yaptığımız bu çalışmada doku yapıştırıcısı siyanoakrilatın duodenum perforasyonlarında kullanılabilirliğini araştırarak farklı bir bakış açısı katmak istedik. Deneysel çalışma sırasında toplam 60 adet Wistar albino türü karışık cinsten sıçan kullanıldı. İlk denek grubuna (20 adet) basit kapama uygulandı. İkinci gruba (20 adet) basit kapama ve omentoplasti uygulandı. Üçüncü denek grubuna(20 adet)da siyanoakrilat ile basit kapama ve omentoplasti uygulandı. Her gruptan sıçanların 10 tanesi 3. gün, kalan 10 tanesi de 7. gün sakrifiye edildi. Sakrifiye edilen sıçanlarda patlama basıncı ve doku hiroksiprolin seviyeleri ölçülerek istatistiksel olarak değerlendirildi. Yapılan ölçümler sonucu basit kapama ve cyanoacrylate ile basit kapama ve omentoplasti yapılan deneklerde patlama basıncı istatistiksel olarak anlamlı değilken basit kapama ve omentoplasti yapılan deneklerde daha yüksek olarak çıktı. Tüm bunlar değerlendirildiğinde siyanoakrilatın duodenum perforasyonlarının onarımında başarı ile kullanılabileceğini söyleyebiliriz 31
32 KAYNAKLAR 1. Jordan PH, Jr MorrowC. Perforated Peptic Ulcer. Surg Clin North Am 1988; 68(2): Chalstrey,JL. Perforated Peptic Ulcus. Maingot's Abdominal Operations Ed Schwarts Ellis H. 8th Ed Norwalk Appleton Century-Crofts pub1985; Dayal Y. The Gastrointestinal Tract. Robbins Pathologic Basis Of Disease Ed Cotran RS 4th Editiom W B Saunders International Edition, 1989; Fromm D. Duodenal Ulcer Surgical Treatment Of Digestive Disease Ed Moody FG Chicago Yearbook Medical Pub 1986; Moody FG. Stomach Princibles of Surgery. 4th Edition Ed Schwartz SI İnternational Student Edition McGraw Hill Book Com 1985; Tanphiphat C, Tanyiayon T, Nathalang A. Surgical Treatment Of Perforated Duodenal Ulcer. A Prospective Trial Between Simple clousure And Definitive surgery. Br J Surg 1985; 72: Koo J, Lam SK, Boey J. Gastric Asid Sekretion and İts predictive Value After Vagotomy For perforated Duodenal Ulcer. Scand. J Gastroenterol 1983;18: Collier DSJ, Pain JA. Non-streroidal Anti-İnflamatory Drugs And Peptik Ulcer Perforation. Gut 1985; 26:
33 9. Surgery Of The Alimentery Tract. Ed Schackelford RT Zuidema GD Philadelphıa WB Saunders Company ; Wara P, Kristensen ES. The Value Of Parietal Cell Vagotomy Compared To Simple Closure in A Selective Approach To Perforated Duodenal Ulcer. Operative Morbidity And Recurrence Rate Acta Chir Scand, 1983; 149: Collier DSJ. Pain JA. Non-sterroidal Antiinflamatory Drugs and Peptik Ulcer perforation Gut 1985; 26: Surgery Of The Alimentey Yract. Ed. Schackelford RT. Zuidema GD. Philadlpia: WB Saunders Company, 1981; Wallace R, Katschinski B. Rising frequency of Ulcer perforation In Elderly People In The United Kingdom. Lancet 1986; 1: Jordan PH, Jr MorrowC. Perforated Peptic Ulcer. Surg Clin. North. Am 1988; 68(2): De Bakey ME, Jordan GL Jr, Duncan JM Jr. Surgical Managenent Of Perforated Peptic Ulcer. Ann. Surg 1974; 179: Donovan JK, McKay AJ, Hutchinson JSF. Natural History Of Perforated Duodenal Ulcers Treated By Suture Closure. Lancet 1974; 2: Donovan JK. Five To Eight Year Results Of Truncal Vagotomy And Pyloroplasty For Duodenal Ulcer Br Med J İs 1972; 1. 33
34 18. Graham DY. Complications Of Peptic Ulcer Disease And Endications For Surgery İn Sleisenger MH Fordtran JS Gastrointestinal Disease. Pathophysiology Diagnosis And Management Edition 4 Philadelphia WB Saunders Chap Boey J, Lee NW, Wong J. Perforation in Acute Duodenal Ulcers. Surg.Gynecol.Obstet 1982, 155: Grecero RS, Cahow, CE. Alternatives in The ManagementOf Acute Perforated Duodenal Ulcers. Am. J. Surg 1974: 127; Kirkpatrick JR, Bauwman DL. A Logical solution To perforated Ulcer Controversy. Surg. Gynecol. Obstet 1980; 150: Boey J, Lee N, Koo J. Immediate Definitive Surgery For Perforated Duodenal Ulcers. A Prospective Controlled Trial. Ann Surg 1982; 196: Heuman R, Larsson J, Norrby S. Perforated Duodenal Ulcer Long Term Results Following Simple Closure. Acta Chir Scand 1983, 149: Chalstrey JL. Perforated Peptic Ulcus. Maingot s Abdominal Operations Ed Schwarts Ellis H 8th Ed Norwalk Appleton Ccentury-Crofts Pub 1985; Nemanich GJ, Nicolof DM. Perforated Duodenal ULcer. Am J Surg 1970; 120: Boey J, Choi SKY, Alagaratnam TT. Risk Stratification İn Perforated Duodenal Ulcers : A Prospective Validation Of Predictive Factors. Ann. Surg 1987: 205; Rees JR, Thornbjarnson B. Perforated Gastric Ulcer. Ann J Surg 1973; 126:
Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*
GİRİŞ Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan 10-20 kat daha yüksektir.* Çok sayıda çalışmada hemodiyaliz dozu ile morbidite ve mortalite arasında anlamlı ilişki saptanmıştır.
DetaylıGIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012
GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu
DetaylıDev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni
Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni Dr. Koray TOPGÜL Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü/ SAMSUN 35 yaşında erkek hasta, İlk kez 2007
DetaylıNeden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL
Neden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL İdeal Bariatrik Cerrahi Kriterleri Ne Olmalıdır? 1. Düşük komplikasyon riski olmalı 2. Etkili kilo kaybı olmalı 3. Teknik olarak kolay uygulanabilmeli
DetaylıPeptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı
Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı Plasebo? H 2 RA? PPİ? H.pilori eradikasyonu? Endoskopik tedavi? Prof.Dr. Ömer ŞENTÜRK 1 2 Her 100 000 yatıştan 10-50 üst gis kanama En sık neden p.ülser Mortalite
DetaylıPerformance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor
Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor Dev Krukenberg tümörlü Mide Kanserli hastada Sitoredüktif
DetaylıDoç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu
Doç. Dr. Halil Coşkun Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu GİRİŞ 2010 verilerine göre dünyada erişkinlerde (20-79 yaş) diabet prevalansı %6,4 (285 milyon). 2030 da bu oranın %7,7 ye (439 milyon) yükseleceği öngörülüyor.
DetaylıUlusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız
Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Dr.Levent Alpay Süreyyapaşa Egitim vearaştırma Hastanesi Mart
DetaylıDuodenum perforasyonlar nda basit kapama ve omentoplasti,
Turkish Journal of Trauma & Emergency Surgery Ulus Travma Derg 2004;10(1):11-16 Duodenum perforasyonlar nda basit kapama ve omentoplasti, basit kapama ve fibrin yap flt r c yla onar m yöntemlerinin karfl
DetaylıKronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ
Kronik Pankreatit Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Tanım Pankreasın endokrin ve ekzokrin yapılarının hasarı, fibröz doku gelişimi ile karakterize inflamatuvar bir olay Olay histolojik
DetaylıTDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma
TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi
DetaylıKış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği
2010-2011 Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği Mehmet Ceyhan, Eda Karadağ Öncel, Selim Badur, Meral Akçay Ciblak, Emre Alhan, Ümit Sızmaz Çelik, Zafer Kurugöl,
DetaylıDahiliye Konsültasyonu için Altın Öneriler: En Sık Görülen On Olgu Örneği Asıl Deniz alt Güney başlık Duman stilini düzenlemek için tıklatın Marmara
Dahiliye Konsültasyonu için Altın Öneriler: En Sık Görülen On Olgu Örneği Asıl Deniz alt Güney başlık Duman stilini düzenlemek için tıklatın Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Olgu 1 28 yaşında erkek Ortopedi
DetaylıJİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR. Doç Dr Ahmet Kale. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği
JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR Doç Dr Ahmet Kale Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği SINGLE PORT OPERASYONLAR Yirmibirinci yüzyıldaki önemli gelişmelerden
DetaylıGerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.
GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun
DetaylıERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU
ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU Op.Dr.Hakan YETİMALAR Doç.Dr.İncim BEZİRCİOĞLU Dr. Gonca Gül GÜLBAŞ TANRISEVER İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştıma Hastanesi GİRİŞ
DetaylıAÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ
AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik
DetaylıACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ
ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ Cevher Akarsu, A. Cem Dural, M. Abdussamet Bozkurt, M. Ferhat Çelik, İlkay Halıcıoğlu, Murat Çikot, Ali Kocataş, Halil Alış
DetaylıADLİ OTOPSİ OLGULARINDA GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMASI VE PERİTONİT KAYNAKLI ÖLÜMLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
ADLİ TIP DERGİSİ Journal of Forensic Medicine Adli Tıp Dergisi 2005; 19(3): 1-5 ADLİ OTOPSİ OLGULARINDA GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMASI VE PERİTONİT KAYNAKLI ÖLÜMLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uz. Dr. İbrahim
DetaylıLAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ
LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ Bülent Çitgez 1, İsmail Akgün 1, Ayhan Öz 1, Gürkan Yetkin 1, Feyza Yener Öztürk 2, Mehmet Mihmanlı 1, Mehmet Uludağ 1 1 Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma
DetaylıTiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi
Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi Mehmet Zeki Buldanlı, İbrahim Ali Özemir, Oktay Yener,
DetaylıKırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi
Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi Bakır M¹, Engin A¹, Kuşkucu MA², Bakır S³, Gündağ Ö¹, Midilli K² Cumhuriyet Üniversitesi
DetaylıTrikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi
Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi Dr.Pelin Höbek, Dr.Oğuz ASLAN, Dr.Ezgi ARGAN, Dr.Gülseren YÜCESOY Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi OLGU 28 yaşında, primigravid
DetaylıVARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon
VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI Endovenöz Radyofrekans Ablasyon Varis ve venöz yetersizlik toplumda en sık görülen belki de bu nedenle kanıksanabilen ciddi bir hastalıktır.venöz yetersizliğin ana nedeni
DetaylıEV HEMODİYALİZİ MEDİKAL VE TEKNİK SORUNLAR
EV HEMODİYALİZİ MEDİKAL VE TEKNİK SORUNLAR Sibel Çavuşoğlu Atıl ÖZEL FMC İZMİR EGE NEFROLOJİ DİYALİZ MERKEZİ MEDİKAL PROBLEMLER Tüm tıbbi tedavilerde olduğu gibi hemodiyaliz sırasında da bazen komplikasyonlar
DetaylıRadyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş
Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği Giriş
DetaylıOFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ
OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
DetaylıHasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.
Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin
DetaylıAKUT AĞRI UYGULAMALARINDA TÜRKİYE DEN VERİLER
AKUT AĞRI UYGULAMALARINDA TÜRKİYE DEN VERİLER POSTOPERATİF AĞRI Prof. Dr. Zeynep ETİ Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi yoloji Anabilim Dalı Dolin SJ. Br J Anaesth 2002; 89: 409-23 Sommer M et al Eur J
DetaylıTÜP MİDE AMELİYATI ÜZERİNE 3. DURUM BİLDİRİM RAPORU (2011)
TÜP MİDE AMELİYATI ÜZERİNE 3. DURUM BİLDİRİM RAPORU (2011) Amerikan Metabolizma ve Obezite Cerrahisi Derneği Tüp Mide ameliyatının (TM) bir obezite cerrahisi prosedürü olarak kullanılması üzerine daha
DetaylıSPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI
SPİNA BİFİDA VE NÖROJEN MESANE TANILI HASTALARDA MESANE İÇİ HYALURONİK ASİD UYGULAMASI Harika Alpay, Nurdan Yıldız, Neslihan Çiçek Deniz, İbrahim Gökce Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi
DetaylıDÖNEM 4 -GENEL CERRAHİ ( CTB 402) 1. HAFTA 15-19 EYLÜL 2014 PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA
DÖNEM -GENEL CERRAHİ ( CTB 0). HAFTA -9 EYLÜL 0 Prof.Dr.Hasan Kaplan.00 Küçük Cerrahi Girişimler ( Minor surgical interventions) Prof.Dr.Hasan Kaplan Akut Karın (Acute abdomen) Akut pankreatit (Acute pancreatitit)
DetaylıİSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul
İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan
DetaylıDERS BİLGİLERİ. Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Kredisi AKTS Yoğun Bakım Hemşireliği I YBH 501 I.Yarıyıl 3 T+4 U 5 10
DERS BİLGİLERİ Yoğun Bakım Hemşireliği I YBH 501 I.Yarıyıl 3 T+4 U 5 10 Dersin Süresi (Dönemlik /Yıllık) Dersin Öğrenim Çıktıları Dersin İçeriği Önerilen Kaynaklar Prof. Dr. Fatma Eti Aslan Prof. Dr. Fatma
DetaylıBİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı
BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı BİRİNCİ BASAMAKTA GÜNCEL DURUM > 6330 Aile Sağlığı Merkezi
DetaylıÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem III - 5. Ders Kurulu. Gastrointestinal Sistem. Eğitim Programı
ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 Dönem III - 5. Ders Kurulu Gastrointestinal Sistem Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü Dönem Koordinatörü Koordinatör Yardımcısı : Doç.Dr.Erkan
DetaylıMide Tümörleri Sempozyumu
Mide Tümörleri Sempozyumu Lokal İleri Hastalıkta Neoadjuvan Radyoterapi ve İORT Prof. Dr. Ahmet KİZİR İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü 17 Aralık 2004 İstanbul Neoadjuvan Radyoterapi Amaç : Lokal ileri hastalıkla
DetaylıTamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması. Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK
Tamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK Diferansiye tiroid kanserlerinde cerrahi, tedavinin en önemli basamağıdır, daha sonra adjuvan
DetaylıDeneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması
Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Melis Demirci, Özlem Tünger, Kenan Değerli, Şebnem Şenol, Çiğdem Banu
DetaylıMİDE VE DUODENUM PERFORASYONLARINDA UYGULANAN PRİMER RAFİ+OMENTOPLASTİ TEKNİĞİNİN POSTOPERATİF GEÇ DÖNEM ENDOSKOPİK KONTROLÜ (RETROSPEKTİF ÇALIŞMA)
T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Ahmet Rahmi HATİPOĞLU MİDE VE DUODENUM PERFORASYONLARINDA UYGULANAN PRİMER RAFİ+OMENTOPLASTİ TEKNİĞİNİN POSTOPERATİF
DetaylıAbdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK
Abdominal Aort Anevrizması Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Giriş ve tanım Epidemiyoloji Etyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı, ayırıcı tanı Tedavi Giriş ve Tanım Anevrizma,
DetaylıRobotik Cerrahi? Laparoskopi?
Robotik Cerrahi? Laparoskopi? Dr. Korhan Taviloğlu Genel Cerrahi Profesörü Şişli ve Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi www.taviloglu.com www.robotcerrahisi.com www.genelcerrah.com www.drtaviloglu.tv
DetaylıLAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU
LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son
DetaylıYenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım
DetaylıCoğrafi temel yaklaşım farklılıkları
Coğrafi temel yaklaşım farklılıkları Doğu Asya Cerrahi D2 sonrası oral floropirimidin bazlı adjuvan tedavi Avrupa Perioperatif kemoterapi (neoadjuvan ve adjuvan) Amerika Adjuvan kemoradyoterapi Surg Oncol
DetaylıBeslenme desteğinde hangi içerik kime, ne zaman, hangi yolla uygulansın?
Beslenme desteğinde hangi içerik kime, ne zaman, hangi yolla uygulansın? Dr. Beste Atasoy Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı & Sağlık Bakanlığı-Marmara Üniversitesi Pendik
DetaylıDİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı
DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Cinsiyet İlişkili Farklılıklar ERKEK BEYNİ KADIN BEYNİ Cinsiyet İlişkili
DetaylıHEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR
HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR Feray Gökdoğan 1, Duygu Kes 2, Döndü Tuna 3, Gülay Turgay 4 1 British University of Nicosia, Hemşirelik Bölümü 2 Karabük
DetaylıPERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD
PERİOPERATİF ANEMİ Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD 1 SORU? Anemi Neden Önemli? 2 SORU? 3 İnsidans Önemi ANEMİ Tanı Tedavi 4 Anemi Nedir? WHO Hb < 13 g/dl Hb
DetaylıK 2 Vitamini, Osteoporozda Kemik Kırılmalarını Önler ve Lomber Kemik Mineral Yoğunluğunu Korur
K 2 Vitamini, Osteoporozda Kemik Kırılmalarını Önler ve Lomber Kemik Mineral Yoğunluğunu Korur Shiraki M, Shiraki Y, Aoki C, Miura M. Kaynak: İnvolüsyonel Hastalıkları Araştırma Enstitüsü, Nagano, Japonya.
DetaylıTrakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011
Trakea Rüptürü Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 1 Klinik Öykü Ş.Ş., 75 yaş, erkek, Asenden Aort Anevrizması
DetaylıDr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı
Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,
DetaylıTürk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu
Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Hemofili/Hemostaz/Tromboz Alt Çalışma grubu tarafından 25 Eylül 2010 tarihinde düzenlenen
DetaylıLAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER
LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
DetaylıMetabolik Cerrahinin Diyabet Tedavisinde Yeri
Metabolik Cerrahinin Diyabet Tedavisinde Yeri Dr. Erman ÇAKAL Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği Bariyatrik
DetaylıCİDDİ KOMORBİDİTESİ OLAN SEMPTOMATİK PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA RADYOFREKANS ABLASYON SONUÇLARI
CİDDİ KOMORBİDİTESİ OLAN SEMPTOMATİK PRİMER HİPERPARATİROİDİLİ HASTALARDA RADYOFREKANS ABLASYON SONUÇLARI Firuz Gachayev 1, İsmail Cem Sormaz 1, Yalın İşcan 1, Arzu Poyanlı 2, Fatih Tunca 1, Yasemin Giles
DetaylıRenal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi
Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi Simge Bardak, Kenan Turgutalp, Gizem İşgüzar, Ezgi Payas, Esra Akgül, Merve Türkegün, Serap Demir, Kaan Esen, Ahmet Kıykım Mersin Üniversitesi İç
DetaylıSunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV
Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV
DetaylıTotal Tiroidektomi yapılan hastalarda MSKKM Nomogramının Değerlendirilmesi
Total Tiroidektomi yapılan hastalarda MSKKM Nomogramının Değerlendirilmesi Op.Dr. Hüseyin Çelik Op.Dr.Sabri Özden Dr.Ahmet Erdoğan Doç.Dr.Barış Saylam Doç.Dr. Mesut Tez Ankara Numune Eğitim Araştırma Hastanesi,
DetaylıSafra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği 21.04.2013
Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği 21.04.2013 Kısa Kitaplar, Sunumlar.. Almanların yemek kitabı Amerikalıların tarihi Onkologların
DetaylıLokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme
Lokalizasyon çalışmalarının şüpheli olduğu primer hiperparatiroidi olgularında 99 Tc-MIBI intraoperatif gama-prob kullanımı: Kohort değerlendirme A.Cem Dural 1, Cevher Akarsu 1, İlhan Gök 1, Aysel Koyuncu
DetaylıD Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul
DetaylıPulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):
Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik
Detaylıİzmir Atatürk Lisesi Dokuz Eylül Üniversitesi Denizli Tıp Fakültesi İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel cerrahi A.B.
ERYĠĞĠT EREN CV Adı Soyadı: Eryiğit Eren Doğum Tarihi: 27 şubat 1974 Medeni durum: Evli,bir çocuklu Yabancı dil: İngilizce Ev adresi : Kirazlıdere mh. Gümüş sk. Park verde sitesi b3/1 blok no 22 Çekmeköy
Detaylıgenel cerrahi Duodenum Ülserinin Cerrahi Tedavisi Zeki CANDAR * Oğuz DEMİRSOY ** Hikmet A KGİİL *
genel cerrahi Duodenum Ülserinin Cerrahi Tedavisi Zeki CANDAR * Oğuz DEMİRSOY ** Hikmet A KGİİL * GİRİŞ Günümüzde duodenum ülserinin cerrahi tedavisi konusunda henüz sonsöz söylenmemiştir; her cerrahi
DetaylıGİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır
Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Ayşegül Özgök, Ümit Karadeniz, Dilek Öztürk, Dilan Akyurt, Hija Yazıcıoğlu GİRİŞ Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen
DetaylıTürkiye de Klinik Kalite Çalışmaları
Türkiye de Klinik Kalite Çalışmaları Dr.Hasan GÜLER Uluslararası Hasta Güvenliği ve Sağlık Finansmanı Araştırmaları Merkezi(UHGSfam) Kalite ve Akreditasyon Sempozyumu 1 Aralık 2017, İstanbul İçerik Sağlıkta
DetaylıDr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji
Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Mide Kanserinde Kemik Metastazı Klinik çalışmalarda; %0.7 - %3.4 Otopsi çalışmalarında;
DetaylıRomatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi
Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde
DetaylıBora Barut1, Volkan İnce1, Fatih Özdemir1, Hüseyin Yönder1. Abstract. Billroth II
Subtotal Gastrektomi Ameliyatı Geçirmiş bir Hastada ERCP Sonrası Gelişen İntestinal Perforasyon Intestinal Perforation Following ERCP In a Patient With Previous Gastric Resection Genel Cerrahi Başvuru:
DetaylıKadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları
Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları DOÇ. DR. GÖKÇEN ORHAN Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi İSTANBUL Euroscore risk sınflaması STS risk
DetaylıKasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler
Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (
DetaylıPEPTİK ÜLSER. Uzm. Hem. Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Haziran 2014
PEPTİK ÜLSER Uzm. Hem. Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Haziran 2014 İçerik Planı Peptik Ülser Nedir? Kimlerde Görülür? Nasıl Oluşur? Helicobakter Pylori
DetaylıAdalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara
Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara Klinik Öykü: 4.5 yaşında erkek çocuk, kusma ve karın ağrısı atakları ile
DetaylıYoğun Bakım Ünitesinde Yatan Ventilatörle İlişkili Pnömonili Hastalarda Serum C-Reaktif Protein, Prokalsitonin, Solubl Ürokinaz Plazminojen Aktivatör Reseptörü (Supar) Ve Neopterin Düzeylerinin Tanısal
DetaylıÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ
ÇOMÜ 2016-2017 Eğitim Yılı Dönem III 5. Ders Kurulu Gastrointenstinal Sistem Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü Dönem Koordinatörü Koordinatör Yardımcısı Ders kurulu başkanı Başkan Yardımcısı :Prof.Dr.Hakkı
DetaylıProf. Dr. Rabin SABA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Memorial Sağlık Grubu
Prof. Dr. Rabin SABA Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Memorial Sağlık Grubu Tedavi hedefleri HIV e bağlı morbidite ve mortaliteyi azaltmak Viral yükü maksimal ve en uzun süreli şekilde bastırmak. İmmun
DetaylıİNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak
İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak
DetaylıATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı
Detaylı26-29 Mayıs 2010 tarihinde Ankara da yapılan 17. Ulusal Cerrahi Kongresi nde Poster olarak sunulmuştur.
Tek Port Laparoskopik Kolesistektomi Ve Multi Port Laparoskopik Kolesistektomi Olgularının Postoperatif Ağrı Ve Bulantı Kusma Açısından Karşılaştırılması 26-29 Mayıs 2010 tarihinde Ankara da yapılan 17.
DetaylıTamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü
Tamamlayıcı Tiroidektomilerde Gama Dedektör Yardımlı Cerrahinin Rolü *Hakan Seyit, *Ahmet Dağ, *Tamer Akça, **Emel C Güney, ***M. Ali Sungur, *Suha Aydın * M.E.Ü.T.F. Genel Cerrahi A.D. ** M.E.Ü.T.F. Nükleer
DetaylıBugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi
Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite
DetaylıOtakoidler ve ergot alkaloidleri
Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"
DetaylıAkut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar
Apandisit; Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar Dr. Selcan ENVER DİNÇ ACİL TIP ABD. 09.03.2010 Acil servise başvuran karın ağrılı hastalarda en sık konulan tanılardan bir tanesidir. Apandektomi dünya genelinde
DetaylıKonjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?
Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi? Onur IŞIK 1, Cengiz SAHUTOĞLU 2, Zeliha Korkmaz DİŞLİ 3, İsmail AYTAÇ 1, Olcay Murat Dişli 4, Ali KUTSAL
Detaylı4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI
4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI (Grup 1) Amaç: Cerrahinin genel prensipleri ile ilgili temel bilgilerin verilmesi ve çeşitli cerrahi hastalıkların özeliklerinin, uygulamalı olarak cerrahi hastaya
DetaylıZOLLİNGER ELLİSON SENDROMU
ZOLLİNGER ELLİSON SENDROMU ZE sendromu; Pankreas veya oniki parmak bağırsağındaki tümör nedeniyle ortaya çıkan inatçı mide ülseri dir. Bu tümörlerden salgılanan gastrin hormonu nedeniyle mide asiditesi
DetaylıRATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ. Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK
RATLARDA ANNE YOKSUNLUĞU SENDROMUNA ZENGĠNLEġTĠRĠLMĠġ ÇEVRENĠN ETKĠSĠ Serap ATA, Hülya İNCE, Ömer Faruk AYDIN, Haydar Ali TAŞDEMİR, Hamit ÖZYÜREK Hayatın erken döneminde ebeveyn kaybı veya ihmali gibi
DetaylıDEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018
DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 GİRİŞ Demir ilaçları anemi tedavisinde (özellikle gebelerde ve çocuklarda) En sık 6 yaş altı çocuklarda
Detaylı[ Özet ] [ PDF ] [ Editöre E Posta ] S. HALEZAROĞLU, M. ÇELİK, A. UYSAL, C. ŞENOL, M. KELEŞ, F. ZONUZİ, R. DEMİRHAN, T. VARDAROĞLU, B.
Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi Ocak 1995, Cilt 3, Sayı 1, Sayfa(lar) 103 105 [ Özet ] [ PDF ] [ Editöre E Posta ] Farklı Torakotomi İnsizyonu Kapama Yöntemlerinin Karşılaştırılması S. HALEZAROĞLU,
DetaylıHEMODİYALİZ HASTALARINDA VOLÜM DURUMUNUN VÜCUT KOMPOZİSYON MONİTÖRÜ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ VE DİĞER YÖNTEMLERLE KARŞILAŞTIRILMASI
HEMODİYALİZ HASTALARINDA VOLÜM DURUMUNUN VÜCUT KOMPOZİSYON MONİTÖRÜ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ VE DİĞER YÖNTEMLERLE KARŞILAŞTIRILMASI SERKAN YILDIZ¹, REMZİ DÜNDAR², ÖMÜR KURU², FERCEM ERBAY², FATİH KILIDz,
DetaylıİNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI
İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI Seniha Başaran, Elif Agüloğlu, Aysun Sarıbuğa, Serap Şimşek Yavuz, Atahan Çağatay, Oral Öncül, Halit Özsüt, Haluk Eraksoy
Detaylıhs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması
hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması Tuncay Güçlü S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Bölümü 16-18 Ekim 2014, Malatya GİRİŞ Kronik
DetaylıÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI PATOLOJİ: Submukozal lenfoid dokunun proliferasyonu nedeniyle intraluminal obstrüksiyon gelişir ve
DetaylıEskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı
Kan Basıncında Yeni Kavramlar Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı Prof. Dr. Enver Atalar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Nabız Basıncı Nabız Basıncı: Sistolik
DetaylıNaciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2
Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, İzmir 2 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İzmir
DetaylıKardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi
Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi Zeliha Özer*, Davud Yapıcı*, Gülçin Eskandari**, Arzu Kanık***, Kerem Karaca****, Aslı Sagün* Mersin
DetaylıÖksürük. Pınar Çelik
Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin
DetaylıAldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır.
ALDOSTERON Aldosteron tansiyon ve vücut sıvı dengesini ayarlayan böbrek üstü bezlerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki miktarına bakılır. Aldosteron testi ne için yapılır: Bazı sıvı ve elektrolit metabolizma
DetaylıBehçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi
Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi Dr. Kenan Aksu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çıkar Çatışması Çıkar Çatışması Yoktur. Vasküler tutuluş (% 25-62) Venöz lezyonlar arteriyel lezyonlardan
Detaylı