SOSYAL ARAŞTIRMALAR VAKFI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SOSYAL ARAŞTIRMALAR VAKFI"

Transkript

1 SOSYAL ARAŞTIRMALAR VAKFI

2 SAV Sosyal Araştırmalar Vakfı ISBN Sosyal Araştırmalar Vakfı 14 Yakın Tarih Dizisi - 1 Kapitalizmi Planlamak Türkiye de Planlama ve DPT nin Dönüşümü Ümit AKÇAY Birinci Basım: Eylül 2007 Yayına Hazırlayan Serap KURT Kapak Tasarım Savaş ÇEKİÇ Baskı Öncesi Hazırlık Ülkü GÜNDOĞDU Kapitalizmi Planlamak Türkiye'de Planlama ve DPT'nin Dönüşümü Ümit AKÇAY Baskı ve Cilt: Ezgi Matbaacalık Çobançeşme Mah. Sanayi Cad. Altay Sk. No: 10 Yenibosna/İSTANBUL Tel: Sosyal Araştırmalar Vakfı İktisadi İşletmesi İstiklal Caddesi Balo Sk. Analin Ap. No: 17/2 Beyoğlu İstanbul Tel/Fax: Web: merhaba@sav.org.tr Süheyla ve Tuncer e...

3 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR... 9 SUNUŞ TEŞEKKÜR BİRKAÇ SÖZ GİRİŞ BÖLÜM DÜNYADA İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA OLUŞAN SİYASAL ve EKONOMİK ATMOSFER ABD Hegemonyasında Gelişen Üretken Sermayenin Uluslararasılaşması Süreci Yeni Ulus Devletlerin Kapitalist Sisteme Entegrasyonları ve Kalkınma İktisadının Ortaya Çıkışı Planlama Yaklaşımının Ortaya Çıkışı BÖLÜM 1970 LERDEKİ KRİZ ve SONRASI lerdeki Kriz ve Yeniden Yapılanma Süreci Planlama Yaklaşımındaki Değişimler BÖLÜM TÜRKİYE DE 1945 SONRASI SERMAYE BİRİKİM SÜREÇLERİNE ÖZET BAKIŞ Türkiye de 1945 Sonrası Sermaye Birikim Süreci İçe Dönük Birikim Modelinin Kurulması İçe Dönük Modelde DPT-Özel Kesim İlişkileri İçe Dönük Birikim Modelinin Krizi Dönüşümü ve Sonrası Dönüşümü Sonrasında DPT-Özel Kesim İlişkisi

4 4. BÖLÜM DPT NİN YİRMİ YILLIK SERÜVENİ ( ) Dönemi DPT nin Kuruluş Dönemi ( ) Kuruluş Kanununda DPT ve Planlama Mekanizması Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planının Hazırlanması Dönemi ve İlk Plancıların İstifası ( ) Yön Dergisi ve DPT ye Bakışı Yön Dergisi nin Planlama Kavramına Bakışı Yön Dergisi nin DPT ye Bakışı Dönemi Ziya Müezzinoğlu Dönemi Memduh Aytür Dönemi Orhan Çapçı Dönemi Turgut Özal Dönemi Hüsnü Kızılyalı Dönemi İkinci Memduh Aytür Dönemi Kemal Cantürk Dönemi Mustafa Ernam Dönemi Bilsay Kuruç Dönemi İkinci Turgut Özal Dönemi BÖLÜM 1980 DÖNÜŞÜMÜ SONRASINDA DPT Hukuksal Yapıdaki Değişim Dönemi Askeri Darbe Döneminde Yapılan Düzenlemeler Sayılı KHK ile Yapılan Düzenleme Sayılı KHK ile Yapılan Düzenleme Sayılı Yasa, 437 Sayılı KHK ve 470 Sayılı KHK ile Yapılan Düzenlemeler Yılında Yapılan Değişiklik Sonrasında Ekonomi Yönetimindeki Dönüşüm Plancıların Gözünden 1980 Sonrası DPT ve Planlama SONUÇ EKLER EK-1: Şefik İnan ın Hazırladığı Tasarıda Planlama Örgütü, EK-2: Şinasi Orel in Hazırladığı Taslağın İlk Halinde Planlama Örgütü, EK-3: 91 Sayılı Yasaya Göre DPT nin Örgütlenişi, EK-4: 223 SAYILI KHK EK-5: 540 SAYILI KHK EK-6: DPT nin Personel Sayılarının Değişimi ( ) EK-7: Dr. Attila Karaosmanoğlu ile görüşme, 26 Mart 2004, İstanbul EK-8: Prof. Dr. Bilsay Kuruç ile görüşme, 22 Aralık 2005, Ankara ve 16 Ocak 2006 İstanbul EK-9: Prof. Dr. Erdoğan Soral ile görüşme, 3 Mayıs 2004, Ankara EK-10: Prof. Dr. Ergun Türkcan ile görüşme, 2 Mart 2004, Ankara EK-11: İlhan Kesici ile görüşme, 22 Nisan 2004, İstanbul EK-12: Kemal Cantürk ile görüşme, 4 Mayıs 2004, Ankara EK-13: Prof. Dr. Oktar Türel ile görüşme, 4 Mayıs 2004, Ankara EK-14: Prof. Dr. Sevim Görgün ile görüşme, 9 Mart 2004, İstanbul EK-15: Tülin Candır ile görüşme, 22 Mart 2004, Ankara KAYNAKÇA Ad ve Konu Dizini

5 KISALTMALAR ABD : Amerika Birleşik Devletleri AET : Avrupa Ekonomik Topluluğu AID : Agency for International Development (Uuslararası Kalkınma Örgütü) ANAP : Anavatan Partisi AP : Adalet Partisi AÜSBF : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi BBYKP : Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı BM : Birleşmiş Milletler CHP : Cumhuriyet Halk Partisi Çev. : Çeviren DB : Dünya Bankası DBYKP : Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı Der. : Derleyen DP : Demokrat Parti DPT : Devlet Planlama Teşkilatı DYP : Doğru Yol Partisi Ed. : Editör EİTİ : Elektrik İşleri Etüd İdaresi GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla HDTM : Hazine ve Dışticaret Müsteşarlığı IMF : International Money Found (Uluslararası Para Fonu) I. MC : Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti II. MC : İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti İBYKP : İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı KHK : Kanun Hükmünde Kararname KİT : Kamu İktisadi Teşebbüsü MBK : Milli Birlik Komitesi MESS : Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası METU : Middle East Tecnical University 8 9

6 MHP : Milliyetçi Hareket Partisi MSP : Milli Selamet Partisi NATO : North Atlantic Treaty Ornanization (Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü) ODTÜ : Orta Doğu Teknik Üniversitesi OECD : Organization for Economic Co-operation and Development (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) OEEC : Organization for European Economic Co-operation (Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü) PKvKK : Para ve Kredi Kurulu s. : Sayfa SHP : Sosyal Demokrat Halkçı Parti SKD : Sosyalist Kültür Derneği SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TODAİE : Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü TÜSİAD : Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği UNDP : Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ÜBYKP : Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı YPK : Yüksek Planlama Kurulu YTP : Yeni Türkiye Partisi YUK : Yapısal Uyum Kredisi SUNUfi Sosyal Araştırmalar Vakfı olarak Yakın Tarih dizisinden ilk kitabımızı yayımlıyoruz. Yakın Tarih alanı vakfımızın kuruluşundan beri temel çalışma eksenlerinden biridir (özellikle de Dönemi ve Sosyalizm Deneylerinin Analizi). Bu konuda özgün çalışmalar yapmayı, yapılmış çalışmalara ulaşmayı ve yayımlamayı görev olarak algılıyoruz. Diğer kitap çalışmalarımızda olduğu gibi bu çalışmada da desteği yine yakın çevremizden aldık. Bize bu çalışmayı Sn. Mehmet TÜRKAY önerdi. Kitabın yazarı Ümit AKÇAY onun öğrencilerinden. Çalışmanın adı: KAPİTA- LİZMİ PLANLAMAK: TÜRKİYE DE PLANLAMA ve DPT NİN DÖNÜ- ŞÜMÜ Kitabın kapsamını anlatmak için önsözden ve yazarın kendi anlatımından yararlanacağız. Sn. TÜRKAY kitaba yazdığı önsözü aşağıdaki cümlelerle sonlandırmıştır. Bu cümleler kitabın neden diğer çalışmalardan farklı durduğunun anlatımıdır.... Ümit Akçay ın yaptığı bu çalışma, yukarıda en genel hatlarıyla önerilen yaklaşım biçiminin genel olarak Türkiye de kapitalist gelişme süreci, özel olarak da bu süreçde Devlet Planlama Teşkilatı nın yer ve işlevinin değerlendirilmesi üzerine yoğunlaşmış, sürecin karşılıklı etkileşimini ve diyalektiğini yakalamış bir bakma biçimine sahip olmakla, aynı konudaki diğer çalışmalardan önemli ölçüde farklılaşmaktadır. Bu farklılık, iki yönlü işlemektedir; birisi kapitalizmi veri kabul edip sorgulamayan yaklaşımların planlama konusundaki açmazlarını ortaya koymaktadır. Diğeri, kapitalizme eleştirel yaklaşıp, ancak kapitalist birikimi nihai olarak teknik bir süreç olarak görerek planlamayı bu süreçte sistemi yönetmeye dair bir araç olarak değerlendiren teknokratik yaklaşımların sınırlarına işaret etmekle önemli bir açılım getirmektedir.. Yazarın kendi söylemlerinden yola çıkarakta kitabın nelere vurgu yaptığını ve hangi bölümlerden oluştuğunu görebiliriz yılından 2000 yılına kadar gelen süre içinde, planlı kalkınma kav

7 ram ve pratiğinin sermaye birikim süreci temelinde ve DPT nin kurum tarihi çerçevesinde Türkiye de kapitalist toplumsal ilişkilerin gelişim sürecindeki yerinin ve işlevinin açığa çıkarılması, bu çalışmanın ana hedefidir.... Bu amaçla çalışmanın ilk bölümünde 1945 sonrasından uluslararası düzeyde planlama kavramının öne çıkmasının gerisinde yatan temel dinamiklere işaret edilmiş, ikinci bölümde 1970 li yıllarda dünya genelinde görülen kriz ve sonrasındaki yeniden yapılanma sürecinin, planlama kavramına yansımaları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde ise, bir sonraki bölümde ele alınacak olan, Planlı Kalkınma sürecinin ortaya çıkışının ve evriminin izlenmesinde, dönemin sosyo-ekonomik arka planının ortaya konması amacıyla, Türkiye nin 1945 sonrası sermaye birikim süreçleri, ana hatlarıyla değerlendirilmiştir. Dördüncü bölümde DPT nin kuruluş sürecinde yaşananlar ile, 1980 yılına kadar kurumun siyasal iktidarla olan ilişkileri ele alınmış, son bölümde ise, 1980 sonrasında DPT nin yeniden yapılandırılması süreci değerlendirilmiştir.... Çalışmada kullanılan yöntem, ilgili dönemlere ait gazete ve dergi taraması ile 1960 lardan bugüne DPT de görev yapmış ve halen yapmakta olan, ayrıca görev yaptıkları dönemle ilgili temsil kabiliyeti olduğu düşünülen plancılarla mülakatlar yapılması şeklindedir. Yapılan dokuz görüşmenin tüm çözümleri, konuyla ilgili araştırmacıların farklı okumalar sonucunda değişik değerlendirmeler yapılabileceği düşüncesiyle çalışmanın sonuna eklenmiştir. Sosyal Araştırmalar Vakfı olarak, ülkemizde yapılan özgün Yakın Tarih çalışmalarını desteklemeyi kuruluşumuzdan itibaren önümüze görev olarak koyduk. Bu anlayış içinde desteklerimizi de sürdüreceğiz. Bu çalışmanın da birçok araştırmacı için kaynak kitap olacağını düşünüyor ve Ümit AKÇAY a bu değerli çalışması için teşekkür ediyoruz. Sosyal Araştırmalar Vakfı Yönetim Kurulu Teflekkürler; Bu çalışma esas olarak Marmara Üniversitesi ndeki Kalkınma İktisadı Yüksek Lisans Programı dâhilinde hazırladığım ve 2004 yılında tamamladığım teze dayanıyor. Türkiye de varolan akademik ortam, tabii ki hayatın diğer alanlarının dışında değil. Dolayısıyla son yıllarda içinde bulunduğumuz toplumsal kriz sürecinin kişilere yansıması olan bireycilikten, yalnızlaşmadan ve de eleştirel olmama halinden akademi de yoğun bir şekilde nasiplenmiş durumda. Ancak Kalkınma İktisadı Yüksek Lisans ve Doktora Programlarını yürüten sevgili hocalarım Fuat Ercan ve Mehmet Türkay a, varolan tüm bu olumsuz şartlara rağmen, klasikleşmiş bir hoca-öğrenci ilişkisinin yaşanmadığı, eleştirel düşünmenin ve toplumu anlama çabasının çok yoğun bir tempoda devam ettiği ve gittikçe ticarileşen ve yozlaşan akademik hayatta maalesef artık çok ender olarak görülebilecek bir ortamı yaşattıkları için teşekkür ederim. Burada belirtmeden geçemeyeceğim bir başka nokta ise, Küçükkuyu Çalışma Ortamı ve orada yaşanan paylaşım. Bu ortamı devam ettiren tüm arkadaşlara da samimiyetleri ve resmi-akademik ilişki dışında bir bilgi paylaşım biçimini hayata geçirdikleri için ayrıca teşekkür etmem gerekiyor. Oldukça verimli ve geliştirici bir çalışma ortamında bulunmanın sağladığı olanakları bir kenara bırakırsak, genel olarak devlet ve toplum-sınıf(lar) ilişkilerini çalışmak, özelde ise, bu ilişkilerin Türkiye de aldığı özgül biçimleri, olgular denizi içersinde kaybolmadan ve belli bir aks üzerinden ele almak, oldukça zorlu bir uğraş. Bu çerçevede Türkiye nin 1960 sonrası siyasal ve ekonomik atmosferinde önemli bir yeri olan planlama ve DPT üzerine bir çalışma yapmak, şüphesiz bazı güçlükleri beraberinde getirdi. Çalışma esnasında bu zorlukların aşılmasında sundukları katkılardan dolayı, kendileriyle mülakat yapılmasını kabul eden Dr. Atilla Karaosmanoğlu na, Prof. Dr. Sevim Görgün e, Sayın Tülin Candır a, Prof. Dr. Erdoğan Soral a, Sayın Kemal Cantürk e, Prof. Dr. Oktar Türel e, Prof. Dr. Ergun Türkcan a, Sayın İlhan Kesici ye ve Prof. Dr. Bilsay Kuruç a teşekkürü bir borç bilirim. Tez konusu olarak DPT yi seçmemdeki önaçıcı tavsiyeleri ve tez sürecinin her aşamasındaki önerileri ve yorumlarıyla bu çalışmayı yapılabilir kılan 12 13

8 danışman hocam Prof. Dr. Mehmet Türkay a teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca çalışmamın kitaplaşmasındaki emeklerinden ötürü Serap Kurt a ve SAV çalışanlarına teşekkür ederim. Son olarak, çalışmalarım süresince sabır ve güvenle beni destekleyen aileme ve varlığı ile bu çalışmaya büyük katkı yapan sevgili Özgün Akduran a teşekkür ederim. Ümit AKÇAY Kozyatağı, 2007 Birkaç Söz Kapitalist sermaye birikimi sürecinin Dünya ve dolayısıyla Türkiye de yaşadığı dönüşümün yansımalarını, sitemin bütünsel işleyişi gereği, birbirine bir şekilde bağlı ve bu anlamda birbirini etkileyen bir dizi süreç ve/veya bağlamda izlemek mümkündür. Söz konusu süreç ve/veya bağlamları görünür kılan, onlara tarihsel anlamlarını veren bu süreç ve bağlamlarda yer alan taşıyıcı kurumsallaşmalardır. Burada önemli olan, sürecin işleyişini ve dolayısıyla yönünü belirleyen yapısal, diğer bir deyişle esasa dair özelliklerin süreç içinde oluşan kurumsallaşmaların sınırlarını belirlemesi, diğer taraftan söz konusu kurumsallaşmaların birikim sürecinin gerektirdiği ilişkilerin hayata geçmelerini mümkün kılmalarıdır. Dolayısı ile kapitalist sermaye birikim sürecinin bütünsel işleyişinin değerlendirilmesinde uzun dönemli, bu anlamda yapısal olan eğilimlerin esas alınması, konjonktürel olanın bu çerçevedeki tarihsel yerine oturtulabilmesi için bir ön gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir çerçeveden bakma çabası, yaşanan süreci toplumsal bir işleyiş olarak sermaye birikimi aksında, kendi tarihselliği içinde değerlendirmeyi de mümkün kılacaktır. En genel çerçevesiyle işaret edilmeye çalışılan bu tarz bir bakma biçimi, Türkiye de kapitalist sermaye birikimi sürecinin değerlendirilmesine yönelik bu güne kadar yapılan çalışmaların önemli bir kısmında söz konusu olmamıştır. Bir dizi yöntemsel kabul nedeniyle pek fazla nüfuz edilemeyen söz konusu bütünsel bakma biçimini farklı kılan özellik ise, sürecin eş zamanlı bir biçimde hem referans olarak alınmasını, hem de işleyişin gerekli kısmının öne çıkarılmasını mümkün kılmasıdır. Dolayısıyla böyle bir bakma biçimi, bütünle uğraşırken parçayı, ya da sürece bakarken an ı görmezden gelme-ya da tersi- hatasına düşülmesini de büyük ölçüde engelleyecek bir çerçeveden değerlendirme yapılmasını da mümkün kılmaktadır. Ümit Akçay ın Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) üzerine yaptığı bu çalışma, söz konusu kurum üzerine bugüne değin yapılan çalışmalardan yu

9 karıda vurgulanan bakma biçimini kullanıyor olması nedeniyle önemli ölçüde ayrılmakta ve farklılaşmaktadır. Söz konusu farklılık, süreci ve kurumu öncelikle sermaye birikimi sürecinin bütünsel işleyişi aksında değerlendiriyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bir anlamda sermaye birikimi sürecinin teknik değil toplumsal bir süreç olduğuna dair yapılan uyarı, bu çalışmanın belkemiğini oluşturmaktadır. Çalışmada da, gerekli yerlerde vurgulandığı gibi, kapitalist sermaye birikim süreci ve buna eşlik eden toplumsal dönüşümler bir dizi yeni ihtiyacı da beraberinde getirmektedir. Yeni olan ihtiyaçların karşılanma derecesi sürecin bütünsel ancak çelişki ve çatışmalarla işleyen yapısı gereği, farklı kurumsallaşmalar aracılığıyla mümkün olmaktadır. Burada önemli olan kapitalist sermaye birikiminin uzun erimli mantığının işlediğinin farkında olunmasıdır. Bu farkındalık, sermaye birikim sürecinin toplumsal niteliğinin göz önüne alınmasının önemine de işaret etmektedir aynı zamanda. Nihayetinde kapitalist sermaye birikimi, kapitalist temelde örgütlenmiş bir toplum yaratma ve sürdürme projesidir ve bu yanıyla toplumsal sınıfların kendi içlerinde ve kendi aralarında yaşadıkları çatışma, gerilim ve mutabakatlarla hayata geçmektedir. Bu anlamda, süreçte yer alan sınıflar ve devletin yer ve işlevleri ve bu aktörleri birbiriyle ilişkilendiren bağlam, diğer bir deyişle söz konusu aktörler arasındaki ilişkinin nasıl bir dolayıma sahip olduğunun işaret edilmesi kritik bir önem kazanmaktadır. Kısacası sınıflı bir toplumda devlet ve sınıflar arası ilişkinin tek yönlü bir belirleme ve/veya belirlenme ilişkisi olmaktan çıkartılıp, bir dolayım üzerinden okunması, sermaye birikim sürecinin toplumsallığını analize dahil etmeyi de mümkün kılacaktır. Bu durum ise, sermaye birikim sürecinin teknik ve bu anlamda toplumsal mühendislik yöntemleriyle yönlendirilecek bir süreç olmadığını da bize gösterecektir. Nitekim bu çalışmada ilgili yerlerde işaret edilen olgu ya da olaylar bu durumu bütün açıklığı ile göstermektedir. Diğer taraftan, kapitalist sermaye birikiminin dünya ölçeğinde işleyen mantığının ve dolayısıyla sahip olduğu uzun dönemli, genel eğilimlerin Türkiye deneyiminde izini sürmek, sürecin çelişkili ve gerilimlerle yüklü doğasını izleyebilmek, bu süreçte kritik bir öneme sahip DPT nin kuruluş ve kurumsallaşma süreciyle bu kurumsallaşmanın birikimin ihtiyaçları doğrultusundaki dönüşümünü izlemekle de mümkün olmaktadır. Bu anlamda bakıldığında, Türkiye de siyasi ve iktisadi yönlerinin belirgin bir biçimde birbirinden ayrı tutulduğu toplumsal tarih okumalarının en fazla yanlışa düştüğü bir dönem olan 1960 ların ve bu dönemin simgesi durumunda olan DPT nin tarihsel bağlamlarına oturtulması, sermaye birikiminin öncesi ve sonrasının anlaşılması açısından belirgin bir öneme sahiptir. Çalışmada detaylarıyla tartışılıp ortaya konduğu gibi, dünya ölçeğinde üretici sermayenin uluslararasılaşma dinamiğinin öne çıktığı ve belirleyici bir rol oynamaya başladığı sürecin gereksinimleriyle, Türkiye deki birikimin ticari sermayeden üretici sermaye olmaya dair yaşadığı dönüşüm sancısı bir anlamda birbirini tamamlayan, bir diğerinin ihtiyacına cevap veren bir sürece işaret etmektedir. Ancak bu süreç, öngörülebilir özelliklere sahip olmalıdır ve bunu sağlayacak olan kurum da DPT dir. Kapitalist birikimin sınıf içi ve sınıflar arası çelişik ve çatışmalı, bir diğer ifadeyle anarşik doğası, geçerli olan güç ilişkilerinin yönlendirdiği biçimde, sistemin yeniden üretimini de göz önüne alarak işlemiş ve DPT, birikim sürecinde maliyetleri toplumsallaştıran kar ı özelleştiren işlevini gerilimlerle de olsa, sürecin özellikleri ve gereksinimleri çerçevesinde yerine getirmiştir. Diğer bir deyişle bu çalışmada planlamanın, ulusal ortak iyi ye hizmet eden teknik bir araç olamama özelliği, devletin birikim sürecindeki yer ve işlevi doğrultusunda DPT aracılığıyla görünür kılınmıştır. Bu durum DPT nin asli işlevini yerine getirdiği anlamına gelmektedir elbette. Nitekim 1970 li yıllarda açığa çıkan kriz ve krizi yönetmeye ve aşmaya dönük olarak yaşanan süreç, tüm diğer kurumlar gibi DPT yi de etkilemiş ve DPT yeni birikim sürecinin gerekliliklerine cevap verecek biçimde dönüşmeye başlamıştır. Çalışmada ortaya konan bu süreç aynı zamanda sürecin yönlendiricisi olan sorumlu bürokratlarla yapılan görüşmelerden de izlenebilmektedir. Ümit Akçay ın yaptığı bu çalışma, yukarıda en genel hatlarıyla önerilen yaklaşım biçiminin genel olarak Türkiye de kapitalist gelişme süreci, özel olarak da bu süreçde Devlet Planlama Teşkilatı nın yer ve işlevinin değerlendirilmesi üzerine yoğunlaşmış, sürecin karşılıklı etkileşimini ve diyalektiğini yakalamış bir bakma biçimine sahip olmakla, aynı konudaki diğer çalışmalardan önemli ölçüde farklılaşmaktadır. Bu farklılık, iki yönlü işlemektedir; birisi kapitalizmi veri kabul edip sorgulamayan yaklaşımların planlama konusundaki açmazlarını ortaya koymaktadır. Diğeri, kapitalizme eleştirel yaklaşıp, ancak kapitalist birikimi nihai olarak teknik bir süreç olarak görerek planlamayı bu süreçte sistemi yönetmeye dair bir araç olarak değerlendiren teknokratik yaklaşımların sınırlarına işaret etmekle önemli bir açılım getirmektedir. Mehmet Türkay 16 17

10 G R fi Planlı Kalkınma kavramı ve pratiği, Türkiye de 27 Mayıs ı izleyen dönemin en önemli tartışma başlıklarından birini oluşturmuş ve 1980 li yıllara kadar ülkenin politik ve ekonomik gündemindeki önemini korumuştur. Devlet Planlama Teştilatı nın kuruluş sürecinde yaşanan, ilk plancı ekibin oluşturulması, plancıların Milli Birlik Komitesi ndeki genç subaylarla ve YÖN dergisi ile ilişkileri, birinci planın taslağında önerilenler ve bunların reddedilmesi ile gelen istifaları gibi başlıklar, 1960 lı yılları değerlendirme çabasında olan her sosyal bilimci için çözülmesi gereken bir bilgi yumağı olarak karşımıza durmaktadır. Dönemin özellikleri dikkate alındığında, arasında yaşanan planlama tartışmalarının ne kadar geniş bir çerçeveyi kapsadığı daha iyi anlaşılacaktır. Buna göre bir yandan uluslararası alanda görülen soğuk savaş süreci ve kalkınma kavramının bu sürecin gereklerine göre yeniden tanımlanması, diğer yanda da ülke içinde kapitalist toplumsal ilişkilerin gelişmesiyle oluşan sosyal gerilimlerin had safhaya ulaşması, planlı kalkınma kavramının hem soldan hem de sağdan sahiplenilen bir kavram olarak alternatif önerilerinin odağında yer almasına neden olmuştur. Planlı Kalkınma sürecinin ve özellikle de 1960 lı yıllardaki planlama tartışmalarının anlamlandırılması açısından, solda geniş olarak ifadesini bulan ancak genel olarak açıktan referans verilmeden kullanılan Bağımlılık Okulu nun argümanları, kritik öneme sahiptir. Nitekim özel olarak DPT nin kuruluş döneminde YÖN dergisi ile plancılar arasındaki diyalogda görülen, genel olarak ise solun geniş kesimleri tarafından yaygın bir şekilde kullanılan ulusal kalkınma, ithal ikameci sanayileşme stratejisinin uluslararası sisteme (emperyalizme) muhalif bir pozisyon alış olduğu tezi, burjuvazinin ulusal olan kanadına yakınlık, planlama ve sanayileşme gibi kavram

11 ların fetişleştirilerek kullanılması, Bağımlılık Okulu na özgü yorumun Türkiye solunda ne kadar yaygın olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır. Ancak planlamayı soldan sahiplenenlerin kafasında olan ile gerçekte yaşanan süreç arasında oluşan ciddi açı farkı, buna karşılık, 1960 ile 1980 arasında yaşanan 20 yıllık deneyimin ardından iyice gelişen ve 1980 ile birlikte artık uluslarasılaşma taleplerini dile getiren bir sermeyenin ortaya çıkması, planlı kalkınma sürecinin gerçekte ne ifade ettiğini ve hangi toplumsal kesimlerin çıkarları ile uyumlu olarak geliştiğini gözler önüne sermektedir. Devletin sermaye birikim sürecindeki yeri ve işlevinin ne olduğu, Türkiye de yaygın bir şekilde kullanılan güçlü devlet geleneği tezinin sınırları ve Kemalist çevrelerin farklı dönemlerde ısrarla vurguladıkları devletçiliğin kapsamı ve amacının ne olduğu soruları, bu çalışmanın arka fonunda varolan temel sorunsallardır. Bu temel sorunsallar akılda tutularak, sermaye birikim süreci temelinde ve DPT nin kurum tarihi çerçevesinde Planlı Kalkınma kavram ve pratiğinin Türkiye de kapitalist toplumsal ilişkilerin gelişim sürecindeki yerinin ve işlevinin açığa çıkarılması, bu çalışmanın ana hedefini oluşturmaktadır. Bu amaçla çalışmanın ilk bölümünde 1945 sonrasında uluslararası düzeyde planlama kavramının öne çıkmasının gerisinde yatan temel dinamiklere işaret edilmiş, ikinci bölümde 1970 li yıllarda dünya genelinde görülen kriz ve sonrasındaki yeniden yapılanma sürecinin, planlama kavramına yansımaları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde ise, bir sonraki bölümde ele alınacak olan, Planlı Kalkınma sürecinin ortaya çıkışının ve evriminin izlenmesinde, dönemin sosyo-ekonomik arka planının ortaya konması amacıyla, Türkiye nin 1945 sonrası sermaye birikim süreçleri, ana hatlarıyla değerlendirilmiştir. Dördüncü bölümde DPT nin kuruluş sürecinde yaşananlar ile, 1980 yılına kadar kurumun siyasal iktidarla olan ilişkileri ele alınmış, son bölümde ise, 1980 sonrasında DPT nin yeniden yapılandırılması süreci değerlendirilmiştir. Çalışmada kullanılan yöntem, ilgili dönemlere ait gazete ve dergi taraması ile 1960 lardan bugüne DPT de görev yapmış ve halen yapmakta olan, ayrıca görev yaptıkları dönemle ilgili temsil kabiliyeti olduğu düşünülen plancılarla mülakatlar yapılması şeklindedir. Görüşülen plancılardan Dr. Atilla Karaosmanoğlu, DPT nin kuruluş döneminde yapılan çalışmalarda bulunmuş ve DPT nin ilk İktisadi Planlama Dairesi Başkanlığı görevini yürütmüş ilk plancılar arasındadır. Prof. Dr. Sevim Görgün, ilk planın hazırlık sürecinde DPT de uzman olarak çalışmış ve o dönem, üzerinde büyük tartışmalar yapılan toprak ve vergi reformu ile ilgili çalışmaları yürütmüştür. Tülin Candır, 1960 yılından bugüne (Haziran 2004) kadar DPT de çalışan tek plancı olma özelliği ile kurumun 40 yılını ve geçirdiği değişimleri içeriden gözlemleyebilmiştir. Prof. Dr. Erdoğan Soral, DPT nin ilk bölge planlaması çalışmasında yılları arasında görev almış ve 1978 e kadar, Kalkınmada Öncelikli Yöreler Daire Başkanlığı görevini yürütmüştür. Kemal Cantürk ise, yılları arasında DPT Müsteşarı olarak görev yapmıştır. Prof. Dr. Oktar Türel, döneminde DPT İktisadi Planlama Dairesi Başkanı olarak çalışmıştır. Prof. Dr. Ergun Türkcan yılları arasında DPT İktisadi Planlama Dairesi Danışmanı olarak görev yapmıştır. Prof. Dr. Bilsay Kuruç ise, yılları arasında DPT Müsteşarlığı görevinde bulunmuştur.son olarak mülakat yapılan plancı olan İlhan Kesici, yılları arasında DPT Müsteşarlığı görevinde bulunmuştur. Yapılan dokuz görüşmenin tüm çözümleri, konuyla ilgili araştırmacıların farklı okumalar sonucunda değişik değerlendirmeler yapılabileceği düşüncesiyle çalışmanın sonuna eklenmiştir

12 1. BÖLÜM Dünyada kinci Dünya Savafl Sonras nda Oluflan Siyasal ve Ekonomik Atmosfer 1.1. ABD Hegemonyas nda Geliflen Üretken Sermayenin Uluslararas laflmas Süreci İkinci Dünya Savaşı ABD nin mutlak ekonomik ve askeri üstünlüğü ile sonuçlanmıştır. Savaş bittiğinde ABD ekonomisi sanayileşmiş ülkelerin toplam sanayi üretimlerinin yarısından fazlasını tek başına gerçekleştirmektedir 1 (Jenkins, 2001, s. 218) arasındaki dönemde ekonomik büyümeye bakıldığında, safi ulusal hasıla endeksinin Batı Avrupa da 100 den 87 ye düştüğü, aynı dönemde ABD de 165 e yükseldiği görülmekte ve ABD nin savaş sonrasındaki mutlak üstünlüğü açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır (Derwal, 1983, s. 30 dan aktaran, Türkay, 1994, s. 63). Savaş sonrası süreçte ABD nin askeri ve ekonomik üstünlüğü, uluslararası ortamı belirleme kabiliyetine sahip hegemonik bir güç haline gelmesini sağlamıştır. Buna göre hegemonik devletin en temel işlevi, devletlerarası ilişkileri örgütleyerek kendi ülkesinde temellenen sermayenin uluslararası değerlenme mekanizmalarının sağlanması için gerekli kurumsal çerçeveyi hazırlamasıdır (Keyder, 1981, s. 6). Yani hegemonik devletin işlevi, sermaye birikim sürecinin temel dinamikleri çerçevesinde, birikimin uluslararası koşullarını mümkün kılacak düzenlemeleri yapmaktır. Savaş sonrasında sermaye birikim sürecine yön veren temel dinamik ise, üretici sermayenin uluslararasılaşması eğilimidir 1 İkinci Dünya Savaşı ertesinde ABD nin üretim düzeyi, o dönemin ikinci en yüksek üretim düzeyine sahip olan İngiltere nin 7 katıdır(jenkins, 2001, s. 218)

13 (Keyder, 1976, s. 31). Buna göre 1930 lu yıllara kadar dünya ekonomisini ve dünya işbölümünü bir bütün içinde devam ettiren ve malların üretimini harekete geçiren temel dinamik ticaret sermayesi iken, II. Dünya Savaşından sonra üretici sermaye uluslararası bir nitelik kazanmıştır (Keyder, 1979, s. 31). Bu eğilimle beraber üretici sermaye, üretim kararlarını alırken artık dünya ölçeğinde hareket kabiliyetine sahiptir. 2 Savaş sonrası dönemde sermaye birikim sürecinin temel dinamiği olan üretici sermayenin uluslararasılaşma eğiliminin olanaklı hale getirildiği kurumsallaşma ise, 1944 yılında toplanan Bretton Woods konferansı ve sonrasındaki süreçle sağlanmıştır. Buna göre Bretton Woods 3 konferansı ile kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF), dünya genelinde para sermaye hareketlerini düzenlemek, Dünya Bankası ise üretken sermayenin uluslararasılaşmasını kolaylaştırmak ve dünya genelinde sorunsuz bir biçimde hareketini olanaklı kılmak amacıyla kurulmuştur (Peker, 1996, s. 9). Bu dönemde Cenevre de yapılan çok taraflı görüşmelerde ise, Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) imzalanmış ve bu şekilde uluslararası ticaretin, yani ticari sermayenin uluslararası hareketinin genel koşulları düzenlenmiştir (Karluk, 1984, s. 106). Sonuçta, İkinci Dünya Savaşı sonrasında belirleyici güç olan ABD nin önderliğinde gerçekleştirilen tüm bu düzenlemelerle, uluslararasılaşan üretici sermayenin gereksindiği iktisadi-kurumsal çerçeve ve koşullar yaratılmış olmaktadır (Türkay, 1994, s. 65) Yeni Ulus Devletlerin Kapitalist Sisteme Entegrasyonlar ve Kalk nma ktisad n n Ortaya Ç k fl İkinci Dünya Savaşı sonrası atmosferde ortaya çıkan bir diğer önemli gelişme de, soğuk savaş sürecinin başlamasıdır (Mandel, 1995, s. 209). Buna göre soğuk savaş, iki farklı iktisadi/toplumsal sitemin güç 2 İkinci Dünya Savaşından sonra gelişmiş ülkelerin ve de özellikle ABD nin ihracat hacmi büyük oranda artmıştır (Hirst ve Thompson, 2003, s. 48). Buna göre arasında ABD dış yatırımlarının %90 ı üretken sermaye şeklindedir (Dobb, 2001, s. 41). 3 Bretton Woods ile kurulan sisteminin işleyişi ve yıkılması ile ilgili bakınız: (Türkcan, 1982, s ). ve nüfuz mücadelesi çerçevesinde şekillenmiştir. Bu süreçte ABD tarafından uygulamaya konan Marshall Planı ise, ortaya çıkan yeni dinamikler çerçevesinde, yeniden yapılanan sermaye birikim sürecinin koşullarının oluşturulmasında etkili olmuştur. Savaş sonrası dönemin özellikle ABD sermayesi açısından temel dinamiği olan, sermayenin uluslararası ortamda üretim yapma eğiliminin asıl amacı, ABD ekonomisinin savaş döneminde gösterdiği büyümenin 4 sürdürülebilmesi ve yeni değerlenme olanaklarının yaratılmasıdır. Arrighi ye göre, savaş döneminde görülen büyük gelişmeden sonra, Amerikan özel girişim bileşenleri, kaotik bir dünyada gelişim koşullarını yaratmak için güçsüzlerdi. Amerikan yurtiçi pazarlarının bağlılığı ve serveti ile dış pazarların parçalılığı ve yoksulluğu arasındaki temel zıtlığın üstesinden gelmeye hiç bir vergi desteği, sigorta planı ya da müdahale garantisi yeterli değildi. Bunlar, İkinci Dünya Savaşı ndan sonra paranın dünya ticaret ve üretim genişlemesine geri dönüşünü engelleyen kördüğümün yapısal kökenleriydi. Sonunda kördüğüm Soğuk Savaş ın icadıyla çözüldü (Arrighi, 2000, s. 437). Bir başka ifadeyle, Marshall Planı çerçevesine gelişen ABD yardımı, bir yandan Avrupa nın dolar açığını, bir yandan da Avrupa nın Amerika dan yapacağı ithalatı finanse etmeyi amaçlamaktadır (Peker, 1996, s. 11). Marshall Planı ile ulaşılmak istenen bir diğer hedef ise, savaş sırasında her yönden çöküntüye uğrayan Avrupa yı yeniden ayağa kaldırarak, Batı Bloğunu güçlendirmektir. Böylelikle hem Avrupa sermayesinin yeniden toparlanması sağlanacak, hem de ABD mallarına olan talebin sürekliliği garantilenmiş olacaktır (Keyder, 1981, s. 7). İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşan soğuk savaş atmosferinde ortaya çıkan bir diğer sorun da, yeni ulus devletlerin/eski sömürgelerin hangi tarafta yer alacağıdır (Başkaya, 2000, s. 42). Bu noktada, yeni ulus devletlerin kapitalist sistem tarafından içerilmesi sorununa işaret eden Türkay a göre, 4 Baran ve Sweezy e göre ABD ekonomisinde görülen gelişme askeri harcamaların hızlı artışından kaynaklanmaktadır yılında ABD nin askeri harcamaları GSMH sinin % 0.7 si iken, 1939 da % 1.4 e, 1957 de ise % 10.3 e çıkmıştır (Saybaşlı, 1992, s. 62)

14 Soğuk savaş, sistem içi çelişkileri tali kılan, her iki sistemin mümkün en geniş denetlemeye dönük stratejileriyle karşı karşıya geldikleri bir süreç olmuştur. Söz konusu karşı karşıya gelme ise büyük oranda yeni siyasal bağımsızlığını kazanmış eski sömürge/yeni ulus devletlerin üzerinden gerçekleşmekteydi. Soğuk savaşın bu rekabeti sözkonusu ülkeleri konjonktürel olarak önemli kılmıştı (Türkay, 2002a, s. 78). Bu çerçevede İkinci Dünya Savaşı sonrasında uluslaşma sürecine giren eski sömürgelerin önemi, bu dönemde sermaye birikiminin temel dinamiği olan üretici sermayenin uluslararasılaşmasının önündeki politik engellerin kaldırılması bağlamında anlam kazanmaktadır. Dolayısıyla...söz konusu dinamiğin objektif gereksinimi, uluslararası düzeyde para, mal ve sermayenin sorunsuz hareket edebileceği mümkün olan en geniş ve bütünleştirilmiş bir uluslararası sistemin oluşturulmasıdır (Türkay, 1994, s. 71). Yukarıda da ifade edildiği gibi İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD öncülüğünde gelişen yeniden yapılanma süreci, çözülmesi acil bir dizi sorunun ortaya çıkmasını beraberinde getirmiştir. Bu acil sorunların en önemlilerinden biri olan yeni ulus devletlerin kapitalist sisteme entegrasyonu meselesi ise, modernleşme kuramı çerçevesinde yeniden formüle edilen gelişme kavramının ve de gelişme iktisadının ortaya çıkışıyla çözümlenmeye çalışılmıştır. Trak ın değerlendirmesiyle, Literatürde genellikle modernleşme kuramı adı verilen bu yaklaşım, soğuk savaş ortamında, Amerikan dış politikasıyla çok sıkı ilişkiler içinde gelişiyor. Sosyal bilimlerin gelişmesinde politik ortamın önemli bir rol oynadığı biliniyor. Ama çok az kuram, modernleşme kuramı kadar açık bir biçimde, bir politika aracı olarak ortaya çıkmıştır (Trak, 1984, s. 58). Gelişme iktisadının ortaya çıkışı ile ilgili Huntington un yaptığı yorum ise, II. Dünya Savaşı ndan sonra, Amerikan bayrağının peşinden giden bilimsel faaliyet Sovyetler Birliği ne karşı Soğuk Savaşa katıldı; daha sonra da, Asya, Ortadoğu, Latin Amerika ve Afrika da genişleyen Amerikan varlığını izledi. Belli başlı üniversitelerde, bu ülkeler ve bölgeler hakkında Amerikalıların bilgi ve anlayışını arttırmaya yönelik bölgesel araştırma programları ortaya çıkıverdi. Büyük vakıfların aktif özendirme ve destekleriyle profesörler ve öğrenciler, o zamana kadar çok yabancı görünen ülkelere akın ettiler ve kısa zamanda belli ülkelerin ve bölgelerin siyasal rejimleri ve kuramları üzerinde muazzam bir kitaplık meydana getirdiler (Huntington ve Dominguez, 1985, s. 1 den aktaran, Ercan, 2001, s. 83). şeklindedir. Trak ve Huntington un yorumlarından da anlaşılacağı gibi, politik konjonktüre duyarlı bir şekilde ortaya çıkan ve gelişen kalkınma iktisadının temel önkabulleri ise şöyledir: 19. yüzyılda Batı Avrupa ülkelerinin yaşadığı tarihsel/top lumsal deneyim tekrarlanabilir ve bu anlamda da kalkınma hedefine ulaşılması mümkündür. Geleneksel/azgelişmiş toplumdan modern/gelişmiş topluma doğru çizilen gelişme süreci sonlu bir süreçtir ve geleneksel ile modern toplumlar arasında sadece bir tarihsel zaman farkı vardır. Geleneksel toplumlar, kendi içsel dinamiklerinden kaynaklanan nedenlerden ötürü tarihin gelişim sürecinden sapmışlardır. Geleneksel toplumlar, kendi gelişim süreçlerine bırakıldıklarında kalkınmaları mümkün değildir. Sözkonusu toplumlar ancak kendi içsel yapılarında olan engelleri tasfiye edip, kendilerinde bulunmayan özelliklerin sistematik müdahalelerle yaratılması sonucunda gelişebilirler (Türkay, 1994, s ). Görüldüğü gibi, gelişme iktisadının ortaya koyduğu yaklaşım çerçevesinde azgelişmiş olarak tanımlanan toplumların kalkınmaları için tek çıkış yolu, azgelişmişliği doğurduğu düşünülen durağan toplum yapısının sistematik müdahalelerle gelişmeye yönlendirilmesidir (Ercan, 2001, s. 90). Bir başka deyişle gelişme iktisadının merkezinde duran müdahale kavramı, aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı sonrasında entelektüel, pragmatik ve ideolojik düzeylerde öne çıkan anahtar kavram dır (Türkay, 1997, s. 29). Savaş sonrası atmosferde oluşan müdahale kavramı iki düzeyde formüle edilmiştir. Bunlardan ilki, uluslararası boyutta gerçekleştirilecek yardımlar çerçevesinde müdahalenin olanaklı kılınmasıdır. Gelişme iktisatçılarına göre azgelişmiş ülkelerin sermaye birikimini arttırmaları 26 27

15 için uluslararası kurumlardan ya da gelişmiş ülkelerden yapılacak yardımların önemi büyüktür. Bu çerçevede dönemin politik ortamından direkt etkilenerek oluşturulan gelişme iktisadının, azgelişmişlerin sorunlarına çözüm olarak önerdiği yollar, aynı zamanda 1940 lar sonrası Amerika sermayesinin ihtiyaçları ile de yakından ilintilidir. Başka bir ifadeyle, savaş sonrası dönemde hızlı sermaye birikimine giren ABD için, ürettiği mallara talep bulması sorunu, sermaye ihracını olanaklı kılan dış yardım vasıtasıyla büyük oranda çözülmüştür 5 (Ercan, 2001, s. 93). Bu çerçevede yapılan müdahalelerin yardım şeklinde formüle edilmesi, müdahalenin meşrulaşmasını sağlarken, aynı zamanda da müdahalenin muhatabı olan ülkelerdeki yönetici elit ya da sınıfların iktidarlarının meşruiyetini amaçlamaktadır (Türkay, 1997, s. 30). Savaş sonrası atmosferde oluşan müdahale kavramının ulusal düzeyde formüle edilişinde ise, karşımıza bilinçli devlet müdahaleleri ve planlama uygulamaları gelmektedir Planlama Yaklafl m n n Ortaya Ç k fl 6 Kalkınma iktisadının kurucularından olan W. A. Lewis, azgelişmiş ülkelerin durağan yapılarına müdahale edilerek değiştirilmesi ve de kalkınmanın koşullarının hazırlanması için planlamanın gerekliliğini önermektedir. Bu bağlamda Lewis, ekonominin sanayileşme doğrultusunda yönlendirilmesi ve sermaye birikim sürecinin hızlandırılması için devletin ekonomiye planlama kanalı ile müdahalesini savunmaktadır. Lewis e göre planlama, piyasanın belirlediği görünmez sosyal kontrolü, devlet kanalı ile görünür bir şekilde müdahale ile geliştirmektir (Lewis, 1949, s. 28 den aktaran, Ercan, 1995, s. 344). Lewis in ortaya koyduğu çerçevedeki planlama vurgusunun bir benzeri ise Meier de 5 Bu dönemde ABD Başkanı olan Kennedy, Dış yardım ABD nin dünya genelinde kontrol ve etkisini sürdürmesinin bir yöntemidir ve tamamen çökmüş ya da kominist bloğa girme yolundaki ülkeler göz önüne alındığında sürdürülmelidir (Kennedy, 1962 den aktaran, Ercan, 1995, s. 345) diyerek amaçlarını açıkça ortaya koymuştur. 6 Planlama yaklaşımının ortaya çıkışı, esas olarak SSCB de yıllarında uygulanmaya başlanan beş yıllık planlarla gerçekleşmiştir (Küçük, 1978, s. 181). Sovyet planlamasının ortaya çıkışı için bakınız: (Huberman, 1995, s ). Ancak bu bölümde, geç kapitalistleşen ülkelerdeki plan uygulamalarının ortaya çıkışı ele alınacaktır. görülmektedir. Meier planlamayı, piyasa fiyat sisteminin gediklerini onarabilecek bir mekanizma ve ulusal hedeflere ulaşmak için gerekli halk desteğini seferber etmenin aracı olarak değerlendirmektedir (Meier, 1984, s. 15 den Aktaran Peker, 1996, s. 12). Nurkse ise, azgelişmiş ülkelerin fakirliğin kısırdöngüsünü kırıp, ekonominin kendi kendini besleyen bir büyüme sürecine girebilmesi için gerekli olan başlangıç itkisinin yabancı sermaye ile sağlanacağını, dengeli büyüme sürecinin sürdürülmesi için ise, devlet müdahalesi ve planlamanın gerekli olduğunu ifade etmektedir (Nurkse, 1971 den aktaran, Türkay, 1997, s. 32) yılından itibaren Türkiye de yapılan planlama çalışmalarının danışmanlığını yapan Tinbergen ise, özellikle kaynakların etkin dağılımı ve iktisadi büyümeden elde edilen gelirin adil paylaşılması süreçlerinde planlamanın devreye sokulması gerektiğini ifade etmiştir (Tinbergen, 1952 den aktaran, Mıhçı, 1996, s ). Gelişme kuramcılarının bir diğer önemli ismi olan Hoselitz de azgelişmiş ülkelerin planlama yapmaları gerektiğini vurgulayarak, bu konuyu şöyle değerlendirmiştir: Batı Avrupa da kapitalist ekonomilerin gelişimi plansız bir takım hareketlerdi. Oysa iktisadi büyümeye yön vermek için bugün yapılan çabalar bilinçli olarak planlanmalıdır Bir başka deyimle, azgelişmiş ülkelerin hükümetleri, kalkınma planlaması yapmak ve bu planları kendi imkanları oranında gerçekleştirmek durumundadır (Hoselitz, 1970, s. 18 den aktaran, Türkay, 1997, s. 31). Gelişme iktisadının kurucularının planlama ile ilgili görüşlerinden de anlaşılacağı gibi, yaptıkları analizlerde devlet müdahalesi ve planlama, büyümenin başlatılması ve sürekliliği açısından merkezi bir yer tutmaktadır. Gelişme iktisatçılarının ortaya koydukları çerçevede, planlamanın nasıl yapılacağı ve kapsamı ile ilgili olarak Todaro, kapitalist ekonomilerdeki planlamanın, ekonomik büyümeyi yüksek istihdam ve istikrarlı fiyatlarla birlikte sağlamayı amaçlayan para ve maliye politikalarından ibaret olduğunu (Todaro, 1987, s. 3), kollektivist ekonomilerdeki planlamanın ise, ekonominin merkezi kararlar çerçevesinde düzenlendiği ve yapılan planların emredici nitelikte olduğunu ifade etmektedir 7 (Todaro, 1987, s. 4). Hamitoğulları ise, her ülkeye uygula- 7 Kapitalist ve sosyalist plan uygulamalarındaki metodolojinin incelenmesi için bakınız: (Mason, 1964)

16 nabilecek nitelikte, üniform bir plan teorisi ve ideal bir plan modeli mevcut değildir diyerek, azgelişmiş ülkelerin uygulaması gereken planlamanın kapitalist ve sosyalist planlamadan farklı olması gerektiğini ifade etmektedir (Hamitoğulları, 1966, s. 92). Yazara göre kapitalist ekonomilerde uygulanan planlar yaratıcı olmaktan çok, düzenleyici, yönlendiricidir, ancak azgelişmişlerin uygulaması gereken planların mevcut olmayanı yaratmak için kurucu nitelikte olması gerektiğine işaret etmektedir (Hamitoğulları, 1966, s. 109). Planlamanın ortaya çıkışı ile ilgili olarak yukarıda aktarılan görüşler, İkinci Dünya Savaşı sonrasında sermaye birikim sürecinin temel dinamikleriyle uyumlu bir şekilde gelişen müdahale kavramının, ulusal düzeyde nasıl bir mantığa dayandığını açıklamaktadır. Diğer bir deyişle; Meşruiyetini içinde bulunulan konjonktürden alan ulusal ve uluslararası düzeylerde müdahale anlayışı, ulusal düzeyde planlama ve uluslararası düzeyde yardım pratiklerinde ifadesini bulmuştur bu bağlamda iç piyasanın yapılanma ve entegrasyonunun sistematik müdahalelerle ve planlama aracılığıyla sağlanması amaçlanırken, dış yardımlar hem bu amaca hizmet edecek hem de azgelişmiş ülkelerin uluslararası kapitalist sisteme içerilmelerini sağlayacak ilişkileri oluşturacaktır (Türkay, 1997, s. 32). Planlama yaklaşımları, yukarıda açıklanmaya çalışılan çerçevede formüle edilirken, aynı zamanda bir çok ülkede plan uygulamaları başlamıştır. 8 Gelişmiş kapitalist ülkelerde uygulanan planlama daha çok Keynesyen politikalar çerçevesinde şekillenirken, geç kapitalistleşen ülkelerde uygulanan planlamanın başlangıcında daha çok uluslararası kurumların önerilerinin etkili olduğu görülmektedir. Bu dönemde, Birleşmiş Milletlere bağlı bir çok eksper (Myrdal gibi), ayrıca Rostow, Buchanan, Williams ve hatta Viner gibi liberal iktisatçılar, az gelişmiş veya gelişme halinde bulunan memleketler için planlı kalkınmayı tavsiye etmektedirler (Talas, 1962, s. 8). Birleşmiş Milletler (BM) bu dönemde planlama faaliyetlerini kuvvetlendirmek için uluslararası bir 8 İngiltere, Fransa, Hindistan, Endonezya, Irak, Birmanya ve Filipinler de uygulanan planlamaların değerlendirilmesi için bakınız: (Soysal, 1958). Ayrıca Hollanda ve Norveç deki planlama mekanizması için bakınız: (Tuncer, 1963). Fransa daki ve Türkiye deki modelin karşılaştırması için bakınız: (Kerimoğlu,1963a, 1963b). gayret sarfedilmesi (BM, 1967, s. 1) gerektiğini belirterek, toplumsal olarak uzun vadede elde edilmek istenen sonuçlara ulaşılmasında planlamanın uygulanacak siyaset için son derece kıymetli bir yardım unsuru (BM, 1967, s. 2) olduğunu ifade etmektedir. BM bu çerçevede, yeteri kadar gelişmemiş olarak nitelendirdiği ülkelere, gelişmiş ülkelerdeki planlama deneyimlerinin aktarılması için teknik destek sağlayan çalışmalar yapmıştır (BM, 1967). Geç kapitalistleşen ülkelerde yapılan planlamalar ile ilgili 9 Dünya Bankası nın politikasını ise Peker, şöyle değerlendirmektedir: azgelişmiş ülke hükümetlerine verilen mesaj şuydu: Sanayileşme anlamında tanımlanan kalkınma arzu edilen bir amaçtır. Bu amacın acilen gerçekleşmesi gereklidir. Bu ise, büyük ölçüde dış yardımlara bağlıdır. Dış yardım ve yabancı sermaye girişi ise DB nin öngördüğü çerçevede genel bir kalkınma planının varlığına ve devlet müdahalesine bağlıdır (Peker, 1996, s. 15). Sonuç olarak İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki süreç, ABD hegemonyası altıda gelişen ve dünya genelinde sermaye birikiminin temel dinamiği olan üretici sermayenin uluslararasılaşması eğilimi çerçevesinde şekillenmiştir. Bu dönemde azgelişmiş olarak tanımlanan ülkelerin kapitalist sisteme entegrasyonları bağlamında yapılan müdahalelerle de, sermaye birikiminin sürekliliği önündeki muhtemel engellerin kaldırılması amaçlanmıştır. Bu çerçevede yapılan müdahaleler, uluslararası düzeyde yardımlar ve ulusal düzeyde de devlet müdahalesi ve planlama olarak formüle edilmiştir. Böylece dünya genelinde sermaye birikim sürecinin olanakları yaratılmış ve kurumsallaşmaları sağlanmıştır. Bu bağlamda erken kapitalistleşmiş ülkelerde Keynesyen refah devleti politikaları 10 görülmüş, geç kapitalistleşen ülkelerde ise genellikle 9 Soyak a göre planlama uygulamalarının başlangıcında İngiltere ve Fransa nın sömürgelerinde ve kendilerine bağlı olan bölgelerde kalkınma planları uygulatmalarının etkisi olmuştur. Buna göre özellikle İngiliz hükümetinin 1940 yılında kabul ettiği Sömürgesel Kalkınma ve Refah yasası nda koloni hükümetlerinin süratle kalkınma planları yayınlaması istenmiştir (Soyak, 2004, s. 9). 10 Hayek, erken kapitalistleşmiş ülkelerde uygulanan sosyal devlet/refah devleti politikalarının öngördüğü devlet müdahalesi ve planlama uygulamalarını sert bir şekilde eleştirmektedir. Hayek, özellikle İngiltere de görülen planlama ve sosyal devlet uygulamalarının yalnız Cobden ile Bright in, Adam Smith ile Hume un ve hatta Locke ve Milton un fikirlerini değil, Hıristiyanlık, Kadim Yunan 30 31

17 planlama ile yönlendirilmeye çalışılan, iç pazar olanaklarına dayalı ithal ikameci modeller kurulmaya çalışılmıştır. Savaş sonrasında oluşan bu yapıyı/kurumsallaşmayı uluslararası keynescilik çerçevesinde değerlendiren Keyder e göre ise, uluslararası düzeyde yeniden dağıtım mekanizmalarının (özel veya resmi fonlar) varlığı sayesinde işleyen bu yapı, Avrupa nın ve azgelişmiş ülkelerin ABD den sağladıkları fonları, yine ABD den ithalat yapmak için kullandıkları sürece geçerlidir. Keyder ayrıca 1945 sonrası dönemin ticaret serbestliğinden çok sermaye hareketlerinin serbestliği ile tanımlanması gerektiği ni ve sermayenin serbestçe dolaştığı bir dünyada ticaret serbestliğinin ikincil olduğu nu ifade ederek, korumacılığın uluslararasılaşmış üretici sermaye için iç pazarda tekelleşme olanağı sağlayarak- elverişli bir ortam yarattığı na işaret etmiştir (Keyder, 1981, s. 8-10). Bir başka ifadeyle, Keynesyen anlayışın yönlendirdiği devlet müdahalesi, planlama ve korumaya dönük tasarruflar uluslararası sistemle uyum içinde işlemiştir (Türkay, 2000, s. 13). ve Roma nın kurduğu temeller üzerine yükselen garp medeniyetinin (Hayek, 1999, s. 18). simgeleri olan bireyciliği ve liberalizmi ortadan kaldıracağını ve bu yönelimin kölelik yoluna varacağını iddia etmiştir (Hayek, 1999). 2. BÖLÜM 1970 lerdeki Kriz ve Sonras lerdeki Kriz ve Yeniden Yap lanma Süreci: İkinci Dünya Savaşı sonrasında belirginleşen ABD hegemonyası altında ve sermaye birikim sürecinin temel dinamikleri çerçevesinde uluslararası düzeyde oluşan ekonomik ve siyasal yapı/kurumsallaşma, 1970 li yıllara kadar görece istikrarlı bir gelişim çizgisi izlemiştir. Ancak 1970 li yıllarda ortaya çıkan kriz sonucunda, 1945 sonrasında oluşan hızlı büyüme ve yoğun birikim 11 sürecinin sonuna gelinmiştir. Buna göre krize yol açan temel etkenler şöyle sıralanabilir: Sermayenin organik bileşimindeki yükseliş: Genişleme döneminde karlılık beklentisi sonucunda uygulamaya konan teknolojik yenilikler nedeniyle sermayenin organik bileşimi bir süre sonra yükselmeye başlamıştır. Kullanılan teknolojiler: Genişleme döneminde uygulanan teknolojilerin üretkenliği arttırma kapasiteleri 1970 lerde sınırlarına ulaşmıştır. Sınıflararası güç ilişkileri: Genişleme dönemi boyunca örgütlü bir işçi sınıfı doğmuş ve sınıf mücadeleleri, emek üretkenliği artışını engellemiştir. Hammadde fiyatlarının yükselişi (Balkan, 1994, s. 44). Yukarıda sayılan etkenler çerçevesinde gelişen kriz ortamı, kar oranlarındaki düşme eğilimi ile belirginleşmiştir (Shaikh, 1985, s. 91). ABD hegemonyasının gerileyişi ve Bretton Woods sisteminin çö- 11 Yoğun birikim süreci kavramının, düzenleme okulu çerçevesinde açıklanması için bakınız: (Arın, 1985, s )

18 zülmesi, dünya pazarının bölünmüşlüğü ve üretimin uluslararasılaşması ile ulusal politikalar arasındaki gerilimler gibi bazı dinamikler ise, yaşanan krizin daha da derinleşmesine neden olmuştur (Balkan, 1994, s ). Savaş sonrası dönemde görülen sabit sermaye yatırımlarının düzenli bir şekilde gelişmesi, üretim ve pazarlama alanında yaşanan gelişmeler, üretimin standartlaşması ve Keynesyen talep yönetimi politikaları ile devletin ekonomideki yeniden dağıtıcı işlevi, 1970 lerde görülen krize kadar görece istikrarlı bir büyümeyi sağladığı ölçüde, 1970 lerden sonra yaşanan krizin de temel nedeni olmuştur. Bir başka ifadeyle, savaş sonrası kurulan birikim modelinin, yalnızca bir kitle üretim sistemi değil, daha çok bütünsel bir yaşam tarzı olması ve kitle tüketimi ile desteklenen kitle üretiminin tüm toplumsal yaşamı örgütlemesi, aynı zamanda kriz mekanizmalarını da içinde taşımaktadır (Harvey, 1999, s. 158). Harvey e göre bu modeli en iyi tasvir eden kavram katılık tır. Yazara göre krize neden olan yapıda, kitle üretimi sistemlerinde yapılan uzun vadeli ve geniş ölçekli sabit sermaye yatırımlarının, tasarımda esnekliği büyük ölçüde engelleyen ve değişmez tüketici piyasalarında istikrarlı büyüme varsayımına dayanan katılığından kaynaklanan sorunlar vardır (Harvey, 1999, s. 165). Krizden çıkış için, sermayenin değersizleşmesini önlemek ve büyük ölçekli sabit sermaye yatırımları ile belli bir coğrafyaya bağlanan sermayenin hareketini sağlamak üzere oluşturulan stratejiler bütününü Harvey, esnek birikim 12 olarak tanımlamaktadır. Yazara göre yeni model, emek süreçleri, işgücü piyasaları, ürünler ve tüketim kalıpları bakımından esnekliğe yaslanır. Temel özelliklerinden biri, yepyeni üretim sektörlerinin, finans hizmetlerinde yepyeni yöntemlerin, yeni piyasaların ortaya çıkması ve hepsinden önemlisi ticari, teknolojik ve örgütsel yeniliklerin temposunun büyük ölçüde hızlanmış olmasıdır (Harvey, 1999, s. 170) krizi sonrasında ortaya çıkan esnekleşme sürecinin, emek piyasaları açısından çözümlenmesi için bakınız: (Öngen, 1996) krizi sonrasında sermaye birikim süreci açısından en önemli farklılık ise, uluslararası düzeyde gerçekleşen sermayenin toplam sosyal döngüsünün hacim ve hız olarak artmasıdır (Ercan, 1998, s. 28; Harvey, 1999, s. 180). Bu anlamda sermaye birikiminin ulaştığı yeni aşamada, değerin meta biçiminin üretiminin farklılaştığı (tek bir meta üretiminin farklı aşamalara ayrılması ve her bir aşamasının farklı mekanlarda gerçekleşmesi) ve değerin para biçiminin açığa çıkışının, dünya ölçeğinde entegre bir mekanizma (finansal yapıların artan oranda dünya ölçeğinde bütünleşmesi) ile gerçekleştiği görülmektedir. Ercan ın ifadesiyle yaşanan süreç şöyledir: Dünya kapitalizmini daha somut düzeyde tanımlayan olgu ise, az sayıda çok uluslu şirketin dünya ölçeğinde, üretken sermaye, para sermaye ve ticari sermayeyi kontrol etmeleridir. Üretken sermayenin uluslararasılaşmasının ötesinde, üretim faaliyetleri yeniden yapılandırılmıştır (Ercan, 2002, s. 49). Yukarıdaki açıklamalardan sonra sermaye birikiminin geldiği düzey ile ilgili yapılabilecek tespit, 1945 sonrasında belirginleşen üretken sermayenin uluslararasılaşması eğiliminin ve sermayenin toplam sosyal döngüsünün, 1970 lerde hacim ve hız olarak artması, bunun sonucunda ise para sermayenin öne çıkmasıdır. 13/14 Bu süreçte bireysel kapitalistler ya da çok uluslu firmalar büyük ölçekli sabit sermaye yatırımlarının gittikçe verimsizleşmesi ve sermayenin toptan değersizleşmesi tehlikesi karşısında, giderek para sermaye alanına kaymışlardır sonrası kriz ortamında, krizden çıkış için sermaye birikim sürecinin uluslararası düzeyde yeniden yapılandırılması süreci başlamıştır. Bu anlamda Arın ın da işaret etti gibi, yeniden yapılanma süreci hiçbir zaman saf iktisadi mantığa dayanmaz: iktisadi ilişkiler siyasal ve ideolojik ilişkilerle desteklenir (Arın, 1985, s. 104). Buna göre temel yönelimi, bunalıma karşı bir dizi ekonomi-politikalarının üretilmesi yönünde olan Neo-liberal ideoloji, sermaye birikim sürecinin sürekliliğinin temini noktasında işlevlenmiştir (Ercan, 1997, s. 48; Savran, 1996, s. 49). 13 Yaşanan sürecin sermaye birikim süreci aksından ve sermaye içi bileşenleri gözeten dinamik bir ele alışı için bakınız (Ercan 1998; 2002). Globalleşme sürecinin, uluslararası düzeyde sermaye içi bileşenlere göre analizi için bakınız (Arın, 1992, s ) krizi sonrasında para sermayenin öne çıkışında, petrol krizi sonrasında OPEC ülkelerinde biriken fonların Avrupa piyasalarına akması, Bretton Woods sisteminin çökmesiyle para hareketlerin dizginsiz bir şekilde gelişmesinin önemli bir etkisi olmuştur. Bu konunun ayrıntılı bir analizi için bakınız: (Arrighi, 2000, )

19 Neo-liberal yaklaşımın önde gelen savunucularından olan Friedman, devletin ekonomiye müdahale ederek piyasanın doğal işleyişini bozduğunu, bu nedenle de devletin ekonomiye ait işlevlerinin kısıtlanması gerektiğini iddia etmektedir. Friedman a göre devletin çekilmesi gereken alanlar şunlardır: Tarım için taban destek fiyatları programları ve çiftçilik programları, İthalat tarifeleri ve kotalar, genel fiyat ve ücret kontrolleri, yasal olarak alt ve üst sınırı belirlenmiş faiz uygulamaları, radyo ve iletişimdeki devlet tekeli, belli mesleklerin ruhsatlarla sınırlandırılması, toplu konut programları, barış zamanında zorunlu askerlik uygulaması, kar amacıyla posta taşımanın yasaklanması, yolların devlet mülkiyetinde olması, ulusal parkların devlet tarafından düzenlenmesi (Friedman, 1988, s ). Bu çerçevede devletin hedeflerinin ve etkinlik alanlarının sınırlandırılması nı savunan Friedman a göre devletin başlıca işlevi şu olmalıdır: özgürlüğümüzü hem yurtdışındaki düşmanlara, hem de yurttaşlara karşı korumak, adalet ve düzenin sürekliliğini sağlamak, özel anlaşmaları uygulatmak ve rekabetçi piyasaları güçlendirmek (Friedman, 1988, s. 15). Bu bağlamda Neo-liberalizmi tanımlayan ana düşünce, piyasalar[ın] kaynakların etkin dağılımında, diğer tüm alternatif mekanizmalara göre çok daha etkin olduğu şeklindedir (Colclough, 1994, s. 7 den aktaran, Ercan, 1997, s. 49). Neo-liberal yaklaşım açısından temel sorun, üretken ya da spekülatif çok uluslu sermayenin dünya ölçeğinde yeniden yapılandırılması, yani hareket alanı önündeki engellerin kaldırılması olmuştur (Ercan, 1995, s. 356) sonrası krizi aşmak üzere kapsamlı politika önerilerinden oluşan Neo-liberal yaklaşım çerçevesinde ortaya atılan bir başka kavram da, küreselleşme dir. Neo-liberal küreselleşme olarak da adlandırabileceğimiz bu süreçle asıl olarak hedeflenen, para, üretken ve ticari sermayenin değer kaybetmesini önlemek için, dünya ölçeğinde bu sermayelerin değerlenme koşullarını hazırlamaktır (Ercan, 1998, s. 28). Küreselleşme olarak adlandırılan süreçte yaşandığı iddia edilen en önemli değişiklik ise, ulusal sınırların ve ulus devletlerin önemini yitirmesidir. Bir başka ifadeyle, küreselleşme süreciyle birlikte artık devletlerin kendilerini ekonomiyi yönetebiliyor diye tanımlamalarının imkanı kalmamış ve devletlerin elinden devletçilik yapma imkanı alınmıştır 15 (Keyder, 1996, s. 47). Bu bağlamda özellikle 1980 li yılların başından itibaren geliştirilen yapısal uyum politikaları ise, yeni geliştirilen bu paradigma çerçevesinde ülkelerin küreselleşmiş dünyaya entegrasyonu anlamında kullanılmaktadır (Güler, 1997, s. 74). Yapısal uyum programları, yaygın kanının aksine sadece azgelişmiş ülkelere yönelik uygulanan yaptırımları değil, sermaye birikim sürecinin geldiği aşamaya bağlı olarak ve verili güç ilişkileri çerçevesinde tüm ülkelerin bu sürece eklemlenmelerini ifade etmektedir (Ercan, 1997, s. 50). Bu anlamda yapısal uyum süreci ilk olarak gelişmiş ülkelerde başlatılmış, ve daha sonra gelişmekte olan ülkelere ithal edilmiştir (Ghai, 1995, s. 41). Yapısal uyum politikaları gelişmiş ülkelerde uygulanan liberal reformlar sayesinde hayata geçmiştir. Buna göre uygulanan liberal reformlar şöyle sıralanabilir: Bankacılık, döviz ticareti, borsa, ulaşım, iletişim ve kamu hizmeti gibi geniş bir yelpazede yer alan sektörlerde düzenlemelerin kaldırılması veya azaltılması kamu harcamalarının kısıtlanması ya da kaldırılması, sosyal güvenlik ve sosyal refah programlarında kesinti yapılması, aşamalı vergilendirmede indirim, tam istihdam politikalarını terki, sendikalara getirilen kısıtlamalar ve daha esnek emek piyasalarının yaratılması, kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi (Ghai, 1995, s. 48). Azgelişmiş ülkeler ise, 1970 lerdeki kriz sonrası yeniden yapılanma sürecine genellikle Dünya Bankası ve IMF nin koşullu kredileri süreciyle entegre edilmişlerdir. 16 Bu bağlamda IMF, azgelişmişlerin 1970 lerdeki yoğun borçlanmalarını 17 takiben ortaya çıkan borç krizi sürecinde, giderek önem kazanan bir kurum haline gelmiştir. IMF nin krizi sonrasında yaşanan değişimin küreselleşme olarak değerlendiren ve bunun sonucunda da ulus devletin ekonomiyi yönlendirme kabiliyetinin iflas ettiğini ifade eden Keyder in(1996) ortaya koyduğu yaklaşımın eleştirisi için bakınız: (Savran, 1996). 16 Bu noktada azgelişmiş ülkelerin yapısal uyum süreçleri, sadece uluslararası dinamiklerin dayatması sayesinde değil, yapısal uyuma maruz kalan ülkelerdeki belli donanıma erişmiş sermaye gruplarının uluslararası sisteme entegrasyonları yönündeki taleplerin bir araya gelmesiyle uygulanmaktadır (Ercan, 2003a, s ). 17 Azgelişmiş ülkelerin 1970 li yıllardaki yoğun borçlanmaları süreciyle ilgili bakınız: (Balkan, 1994; Arnaud, 1992; Gibson ve Tsakalatos, 2001, )

20 uluslararası alanda belirleyici olmasını sağlayan süreç ise, Baker Planı 18 çerçevesinde geliştirilen politikalardır. Buna göre Baker Planının ilk koşulu az gelişmiş ülkelerin, IMF nin istikrar politikalarına uymaları ve kurumun ülkeleri tek tek değerlendirme politikasını benimsemesidir. Bu koşullara uymayan ülkelere kesinlikle yeni kredi sağlanmayacaktır (Balkan, 1994, s. 124). Böylelikle yeni işlevlerle donatılan IMF, kendisinden borç alan ülkelerin izlediği para ve maliye politikalarını denetleme yetkisine sahip olmaktadır. Bu sayede IMF, borç verdiği ülkelerin borçlarını geri ödemeleri için Dünya Bankası nın öngördüğü yapısal uyum programlarının kabulünü şart koşmaktadır. Arın, 19 bu dönemde IMF nin değişen işlevlerini şöyle değerlendirmiştir: [IMF, 1980 lerin başında] klasik istikrar programlarının yeterli olmadığına karar verdi. Artık makroekonomik uyum yanında yapısal reform gerekiyordu. Ödeme güçlükleri, döviz kazanılmasında, ödemeler dengesizliklerinin aşılmasında ve sonunda borç ödeme kapasitesinin yükseltilmesinde iyileştirmeler sağlayacak şekilde iktisat stratejisinde köklü bir değişim ile mümkün olacaktı. Böylece, IMF den borç alabilmek için temel iktisat stratejisi nin değiştirilmesi koşulu getirildi (Arın, 1995, s. 548) yılında borç krizine çözüm getirmek üzere tasarlanan plan, o dönem ABD Maliye Bakanı olan James Baker tarafından hazırlanmıştır. Bu plan borçlu ülkelere büyümeyi sağlayacak bir program gibi sunulmasına karşılık, aslında, tamamen bankaların çıkarlarını korumaya yöneliktir. Baker, daha sonra Bush Hükümeti sırasında Dışişleri Bakanı olmuştur (Balkan, 1994, s. 124). 19 IMF,DB, UNİCEF, ILO ve UNCTAD ın geliştirdiği yapısal ve sosyal uyum politikalarının değerlendirmesi için bakınız: (Arın, 1995, s ). Azgelişmiş ülkelerin küreselleşme olarak ifade edilen sürece uyum sağlamalarında etkin olan bir diğer kurum ise, Dünya Bankası dır. Bu çerçevede Dünya Bankası, IMF ile birlikte yürütülen uyum sürecinde, daha çok orta ve uzun vadeli yapısal uyum anlaşmaları nın uygulanması noktasında işlevlenmiştir. Buna göre IMF-Dünya Bankası birlikteliği ile uygulanan istikrar ve yapısal uyum politikaları üç temel politikadan oluşmaktadır: 1. Harcama azaltıcı politikalar: Cari açığı ve enflasyonu ülke içi talebi kısarak azaltmayı hedefleyen politikalardır. 2. Harcama kaydırıcı politikalar: Devalüasyon sayesinde üretken kaynakların, uluslararası ticarete konu olan alanlara (ihracata yönelik sektörlere) kaydırılması hedeflenmektedir. Ticaretin ve fiyatların serbestleştirilmesi ile verimliliğin arttırılması, harcama kaydırıcı politikaları destekleyen tedbirlerdir. 3. Kurumsal ve siyasal reformlar: Bu reformlar temel olarak devletin küçültülmesi ve kamu sektörünün yeniden yapılandırılmasını amaçlamaktadır. Devletin küçültülmesi, daraltıcı para ve maliye politikaları ile kamunun etkinlik alanının daraltılması ve özelleştirme uygulamaları ile sağlanırken, kamu sektörünün yeniden yapılandırılması ise, kamu harcamaları ve kamu hizmeti reformları ve eğitim, sağlık gibi hizmetlerden yararlananların bedelini ödemeleri ilkelerine dayanmaktadır (Peker, 1996, s ). Neticede, 1970 lerdeki krizden sonra gerek gelişmiş ülkelerin, gerekse azgelişmiş ülkelerin dünya genelinde sürdürülen yeniden yapılanma sürecine entegrasyonları, Neo-liberal yaklaşım çerçevesinde ortaya konulan yapısal uyum politikaları sayesinde gerçekleşmiştir Planlama Yaklafl m ndaki De iflimler: 1945 sonrasında üretken sermayenin uluslararasılaşması temelinde gelişen sermaye birikim süreci, gelişmiş ülkelerdeki sosyal refah devleti politikaları, azgelişmişlerde ise ithal ikamesi ve planlı kalkınma uygulamaları ile varolmuştur. Bu çevrede 1945 sonrası varolan konjonktürde özellikle azgelişmiş ülkeler, ulusal ve uluslararası müdahale mekanizmaları sayesinde kapitalist sisteme entegre edilmiştir. Ancak 1970 lerdeki krizden sonra, özellikle devletin ekonomideki yerini sorgulayan ve serbest piyasada oluşan fiyat sisteminin en uygun kaynak dağılımını sağlayacağını öne süren Neo-liberal yaklaşım, bir önceki dönemde egemen olan Keynesyen yaklaşımın yerine geçmeye başlamıştır (Şaylan, 1994, s ). Bu çerçevede, Keynesyen yaklaşımın temelinde varolan müdahale kavramının uluslararası ve ulusal düzeylerdeki formülasyonları, Neo-liberal yaklaşım çerçevesinde yeniden düzenlenmiştir. Türkay a göre, müdahale anlayışının somutlaştığı ulusal ve uluslararası keynesci uygulamaların tasfiyesine yönelik bu düzenlemelerle kriz koşullarında uluslararası yardımlar yine bir denetim ve müdahale aracı olan borca 38 39

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...xi KISALTMALAR... xvii GİRİŞ...1 Birinci

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ekonomik düzen nedir? Ekonomik düzen, toplumların çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yaptıkları

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli www.ekrempakdemirli.com 21.05.2014 1923 sonlarında Cumhuriyet Kurulduğunda Savaşlardan yorgun Eğitim-öğrenim seviyesi oldukça düşük bir toplum Savaşlar sonrası ülke harap ve

Detaylı

Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları

Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Uygulama Laboratuar Kredi AKTS Saati Saati Saati Uluslararası Ekonomi Politik IR502 Seçmeli 3 0 0 3 7.5 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ Bu çalışmada, Japon ekonomisini temel bazı kalemler bazında iredelemek ve Japon ekonomisin gelişim sürecini mümkün olduğunca tarihi ve güncel perspektiften

Detaylı

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu

ALAN ARAŞTIRMASI II. Oda Raporu tmmob makina mühendisleri odası TMMOB SANAYİ KONGRESİ 2009 11 12 ARALIK 2009 / ANKARA ALAN ARAŞTIRMASI II Türkiye de Kalkınma ve İstihdam Odaklı Sanayileşme İçin Planlama Önerileri Oda Raporu Hazırlayanlar

Detaylı

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ 1. YIL GÜZ DÖNEMİ İleri Makroiktisat I IKT801 1 3 + 0 6 Makro iktisadın mikro temelleri, emek, mal ve sermaye piyasaları, modern AS-AD eğrileri. İleri

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55 Dünya da politik dengeler dinamik bir yapıya sahiptir. Yüzyıllar boyunca dünyada haritalar, rejimler ve politikalar değişim içerisindedirler. Orta çağ Avrupa sı ve Fransız ihtilali ile birlikte 17. Yüzyılda

Detaylı

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015 G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015 Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları Ekonomi Bakanligi Ev Sahipliginde Özet 5 Ekim 2015 Hilton Istanbul Bosphorus Hotel İstanbul,

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Arjantin İlişkileri: Fırsatlar ve Riskler ( 2014 Buenos Aires - İstanbul ) Türkiye; 75 milyonluk

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK...

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... 1 Kalkınma Ekonomisine Olan Güncel İlgi... 1 Kalkınma Kavramı ve Terminolojisi... 1 Büyüme ve Kalkınma... 1 Kalkınma Terminolojisi... 2 Dünyada Gelir

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ Ünite 4 Doç. Dr. Nuray ERTÜRK KESKİN Türkiye deki kamu politikası belgelerinin tanıtılması amaçlanmaktadır. Kamu politikası analizinde görüş alanında olması gereken politika belgeleri altı başlık altında

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

MAKİNA İMALAT SANAYİ SEKTÖR ARAŞTIRMASI ODA RAPORU

MAKİNA İMALAT SANAYİ SEKTÖR ARAŞTIRMASI ODA RAPORU tmmob makina mühendisleri odası MAKİNA İMALAT SANAYİ SEKTÖR ARAŞTIRMASI ODA RAPORU Hazırlayan Yavuz BAYÜLKEN Mart 2010 Yayın No:... MMO/2010/532 tmmob makina mühendisleri odası Meşrutiyet Caddesi No: 19

Detaylı

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

Detaylı

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Brezilya: Ülkeler arası gelir grubu sınıflandırmasına göre yüksek orta gelir grubunda yer almaktadır. 1960 ve 1970 lerdeki korumacı

Detaylı

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN i 1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ Ömer Faruk GÖRÇÜN ii Yayın No : 2005 Politika Dizisi: 1 1. Bası Ağustos 2008 - İSTANBUL ISBN 978-975 - 295-901 - 9 Copyright Bu kitabın bu basısı

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN KAMU ALTYAPI YATIRIMLARININ SERMAYE PİYASALARI ARACILIĞIYLA FİNANSMANI KONULU SPK 7. ARAMA KONFERANSI NDA YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 ARALIK

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA Nurel KILIÇ Türk boya sektörü; Avrupa nın altıncı büyük boya üreticisi konumundadır. Türkiye de 50 yılı aşkın bir geçmişi olan boya sektörümüz, AB entegrasyon

Detaylı

Orta Asya daki satranç hamleleri

Orta Asya daki satranç hamleleri Orta Asya daki satranç hamleleri Enerji ve güvenlik en büyük rekabet alanı 1 Üçüncü on yılda Hazar Bölgesi enerji kaynakları Orta Asya üzerindeki rekabetin en ön plana çıktığı alan olacak. Dünya Bankası

Detaylı

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) KISA ÖZET

Detaylı

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti TEPAV Değerlendirme Notu Şubat 2011 Cari işlemler açığında neler oluyor? Ekonomide gözlemlenen

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ Enerji, modern kişisel yaşamın, üretim ve iletişim süreçlerinin en önemli aktörlerinden biri. Enerjinin tüketimi küresel düzeyde hızla artmaya devam ederken üç ana ihtiyaç baş gösteriyor:

Detaylı

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm T.C. KALKINMA BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm Erhan USTA Müsteşar Yardımcısı 29 Şubat 2012 3. İzmir Ulusal Ekonomi Kongresi 1970 li Yıllar : Dünya 1971 yılında Bretton Woods sisteminin çöküşü Gelişmekte

Detaylı

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU Doç.Dr.Tufan BAL GİRİŞ Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulan, o tarihten bu güne kadar ekonomik ve sosyal yapısını değiştirme anlayışı içinde gelişmesini sürdüren ve gelişmekte

Detaylı

Finansal Piyasalar ve Bankalar

Finansal Piyasalar ve Bankalar Finansal Piyasalar ve Bankalar Genel Olarak Finansal Piyasalar Piyasa neresidir? Finansal Piyasaların Ekonomi İçindeki Yeri Finansal Sistemi Oluşturan Piyasalar Finansal Piyasalar Para Piyasaları Sermaye

Detaylı

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu? Yrd. Doç. Dr. Elif UÇKAN DAĞDEMĠR Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi 1. GĠRĠġ Avrupa Birliği (AB)

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK Dünya Ekonomisine Küresel Bakış International Monetary Fund (IMF) tarafından Ekim 013 te açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, büyüme rakamları aşağı yönlü revize edilmiştir. 01 yılında dünya

Detaylı

Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları

Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Uygulama Laboratuar Kredi AKTS Saati Saati Saati Uluslararası Siyasi İktisat IR211 Güz 3 0 0 3 6 Ön Koşul Ders(ler)i Yok

Detaylı

2. Gün: Finlandiya Maliye Bakanlığı ve Birimleri

2. Gün: Finlandiya Maliye Bakanlığı ve Birimleri 2. Gün: Finlandiya Maliye Bakanlığı ve Birimleri Virpi Einola-Pekkinen 11.1.2011 1 2 Maliye Bakanlığının Yönetim Birimleri Limited Şirketler Kurumlar Ticari işletmeler ve fonlar HANSEL LTD SATIN ALMA KURUMU

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGIN SETA Abdullah YEGİN İstanbul

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖN SÖZ...i GİRİŞ...1. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖRGÜT TEORİSİ

İÇİNDEKİLER. ÖN SÖZ...i GİRİŞ...1. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖRGÜT TEORİSİ İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...i GİRİŞ...1 Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖRGÜT TEORİSİ I. MİLLETLERARASI ÖRGÜTLERİN DOĞUŞ NEDENLERİ...3 II. MİLLETLERARASI ÖRGÜTLERİN AMAÇLARI...5 III. MİLLETLERARASI ÖRGÜTLER VE ULUSLARARASI

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ 2014 OCAK SEKTÖREL YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörü, ekonomiye döviz girdisi, yurt dışında istihdam imkanları, teknoloji transferi ve lojistikten ihracata

Detaylı

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR 2013/101 (Y) Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] BTYK nın 2009/102 no.lu kararı kapsamında hazırlanan ve 25. toplantısında onaylanan Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin koordinasyonunun

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ (Taslak Rapor Özeti) Faruk Aydın Hülya Saygılı Mesut Saygılı Gökhan Yılmaz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü

Detaylı

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 1-ORMAN ÜRÜNLERİ ENDÜSTRİ POLİTİKASI UYGULAMA SİSTEMLERİ 2-ORMAN ÜRÜNLERİ ENDÜSTRİ POLİTİKASININ OLUŞUMUNDA ETKİLİ OLAN KURUM VE KURULUŞLAR ORMAN ÜRÜNLERİ ENDÜSTRİ POLİTİKASININ

Detaylı

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu BAŞKANIN SONUÇ DEKLARASYONU ( TASLAK ) 4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu Ana teması: İslam İşbirliği Teşkilatı Ülkeleri Arasında Ekonomik Entegrasyon: Beklentiler

Detaylı

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler Tolga YAKAR UNDP Turkey Billion people 10 World 8 6 4 2 Africa Asia Europe Latin America and Caribbean Northern America 2050 yılında dünya nüfusunun

Detaylı

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA 1 Korunaksız İstihdam-Vulnerable employment (Çalışan Yoksulluğu-Working Poverty) ILO Genel direktörü Juan Somavia nın 1999 yılında ILO gündemine getirdiği ve Türkiye de işverenler tarafından DÜZGÜN İŞ,

Detaylı

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I YONT 101- İŞLETMEYE GİRİŞ I 1 İşletmeleri gruplandırırken genellikle 6 farklı ölçüt kullanılmaktadır. Bu ölçütler aşağıdaki şekilde sıralanabilir: 1. Üretilen mal ve hizmet çeşidine

Detaylı

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101] 5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101] KARAR ADI NO E 2011/101 Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri ĠLGĠLĠ DĠĞER KARARLA R T...... 2005/201 Ulusal Bilim ve Teknoloji Sisteminin

Detaylı

Girişimciliğin Fonksiyonları

Girişimciliğin Fonksiyonları Girişimciliğin Fonksiyonları 1-Yeni üretim yöntemleri geliştirmek ve uygulamak, üretimi organize etme fonksiyonu: Girişimciler mevcut ürün ve hizmetler ile yetinmeyip, sürekli olarak farklı ve tüketici

Detaylı

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ nokta dikkati çekiyor. Birincisi, kriz öncesi döneme bakıldığında, 21 krizinde zirveye daha hızlı ulaşıldığını, bir başka deyişle, büyümenin daha keskin olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte, zirveden inişte,

Detaylı

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - İtalya İlişkileri: Fırsatlar ve Güçlükler ( 2014 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS

DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS 345000000000506 Çokuluslu Şirket Stratejileri Dersin amacı, katılımcılarla çokuluslu şirketlerin küresel YÖNETİM 3+0+3 6 rekabetlerle üstünlük sağlayabilecekleri

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY İşletmelerin bir ülke ekonomisi içindeki yeri ve önemini, "ekonomik" ve "sosyal" olmak üzere iki açıdan incelemek gerekir. İşletmelerin Ekonomik Açıdan Yeri ve

Detaylı

İktisat Tarihi

İktisat Tarihi İktisat Tarihi 7.5.18 SAVAŞLAR VE EKONOMİK PERFORMANS Savaş 10 milyon askerin ölümüne, 20 milyonunun yaralanmasına neden oldu. Ekonomik açıdan uzun dönemde fizik yıkımdan daha zararlı olan normal ekonomik

Detaylı

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Sona Eriş Nedeni 1 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17.11.1924 05.06.1925

Detaylı

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Fransa İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen ekonomisi

Detaylı

Günümüzde en önemli rekabet gücü. Araştırma ve Geliştirme AR-GE. Günümüzde en önemli Ar-Ge Nedir? Yrd. Doç. Dr. M. Volkan Türker

Günümüzde en önemli rekabet gücü. Araştırma ve Geliştirme AR-GE. Günümüzde en önemli Ar-Ge Nedir? Yrd. Doç. Dr. M. Volkan Türker Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü Teknoloji ve Yenilik Yönetimi Dersi Araştırma ve Geliştirme AR-GE Yrd. Doç. Dr. M. Volkan Türker 1 Günümüzde en önemli rekabet gücü Daha önce değindiğimiz

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ 1 İçerik Finansal Yönetim, Amaç ve İşlevleri Piyasalar, Yatırımlar ve Finansal Yönetim Arasındaki İlişkiler İşletmelerde Vekalet Sorunu (Asil

Detaylı

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri, doğrudan hizmet ihracatını gerçekleştirmenin yanısıra, mal ve servis ihraç eden birçok sektörün yeni pazarlar bulmasına

Detaylı

TURKCELL TEKNOLOJİ FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ

TURKCELL TEKNOLOJİ FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ AR-GE MERKEZLERİ İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ PAYLAŞIM TOPLANTISI FİKRİ VE SINAİ MÜLKİYET HAKLARI TURKCELL TEKNOLOJİ FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ TURKCELL TEKNOLOJİ ARAŞTIRMA & GELİŞTİRME A.Ş. SUNUM PLANI 1. UYGULAMANIN

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015 Sayın YÖK Başkanı, Üniversitelerimizin Saygıdeğer Rektörleri, Kıymetli Bürokratlar ve Değerli Konuklar, Kalkınma Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Yükseköğretimin Uluslararasılaşması Çerçevesinde

Detaylı

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

Detaylı

Küreselleşme devam ediyo mu?

Küreselleşme devam ediyo mu? Küreselleşme devam ediyo mu? Küreselleşme-ulus devlet ilişkisine ilişkin görüşler 1.Küreselleşme modern ulus devleti zayıflatmış, yerine DÜZENLEYİCİ DEVLETi ikame etmiştir görüşü 2.Küreselleşmenin ulus

Detaylı

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ 1990 sonrasında peş peşe gelen finansal krizler; bir yandan teorik alanda farklı açılımlara hız kazandırırken bir yandan da, küreselleşme süreci ile birlikte,

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER

AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER Özgül ÜNLÜ HBÖ- HAREKETE GEÇME ZAMANI BU KONU NİÇİN ÇOK ACİLDİR? Bilgi tabanlı toplumlar ve ekonomiler bireylerin hızla yeni beceriler edinmelerini

Detaylı

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 11. Hafta Ders Notları - 16/07/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 11. Hafta Ders Notları - 16/07/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 11. Hafta Ders Notları - 16/07/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem

Detaylı

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 YILI DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılı Ocak-Mart döneminde, Türkiye deri ve deri ürünleri ihracatı % 13,7 artışla 247,8 milyon dolara yükselmiştir. Aynı dönemde

Detaylı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018 DÜŞÜNCE KURULUŞLARI Şubat 2018 Düşünce kuruluşları nedir? Nasıl çalışır? Özellikleri nelerdir? Dünyadaki düşünce kuruluşları Türkiye deki düşünce kuruluşları DÜŞÜNCE KURULUŞLARI NEDİR? DÜŞÜNCE KURULUŞLARI

Detaylı

DTÖ DOHA MÜZAKERELERİ VE TARIM POLİTİKALARI. Prof. Dr. Ahmet ŞAHİNÖZ Başkent Üniversitesi

DTÖ DOHA MÜZAKERELERİ VE TARIM POLİTİKALARI. Prof. Dr. Ahmet ŞAHİNÖZ Başkent Üniversitesi DTÖ DOHA MÜZAKERELERİ VE TARIM POLİTİKALARI Prof. Dr. Ahmet ŞAHİNÖZ Başkent Üniversitesi DÜNYA TARIM POLİTİKALARINDAKİ GELİŞMELER MODERN EKONOMİ ÇAĞINDA, yani 21. yüzyılda; Tarım politikalarını, küresel

Detaylı

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI Akdeniz Belediyeler Birliği, üyelerine üst düzey hizmet sunan, yerel ölçekteki Reform süreçlerine ve Ülkemizin AB ile bütünleşme sürecine destek

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı Türkiye de işsizler artık daha yaşlı Esen Çağlar, Ozan Acar, Haki Pamuk Mart 2007 2001 krizinden günümüze Türkiye ekonomisinde iki önemli yapı değişikliği birlikte yaşanmıştır. Bir yandan makroekonomik

Detaylı

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER SPORDA STRATEJİK YÖNETİM Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 STRATEJİK YÖNETİMLE İLGİLİ KAVRAMLAR Stratejik Yönetimi Öne Çıkartan Gelişmeler İşletmenin Temel Yetenekleri Stratejik Yönetimin Gelişimi Stratejik Düşünme

Detaylı

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Daha kapsayıcı bir toplum için sözlerini eyleme dökerek çalışan iş dünyası ve hükümetler AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK Avrupa da önümüzdeki

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

İSTANBUL SANAYİ ODASI 12. SANAYİ KONGRESİ. 30 Nisan 2014

İSTANBUL SANAYİ ODASI 12. SANAYİ KONGRESİ. 30 Nisan 2014 İSTANBUL SANAYİ ODASI 12. SANAYİ KONGRESİ 30 Nisan 2014 15 MAYIS 2014 Geçmişten bugüne sadece sanayinin ve sanayicinin sorunlarına yönelik dar bir bakış açısına sahip olmayı asla uygun görmedik. Geçmiş,

Detaylı

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ DERS NOTLARI 1 1999 17 Ağustos 1999 depremi Marmara bölgesinde Üretim,

Detaylı

Küresel Eğilimler ve Türkiye

Küresel Eğilimler ve Türkiye economicpolicyresearchinstitute ekonomipolitikalarıaraş tırmaenstitüsü Küresel Eğilimler ve Türkiye Güven Sak Ankara, 22 Kasım 2006 Küresel Eğilimler ve Türkiye Slide 2 Gündem Dünyaya ne oluyor? Dünyada

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası 1 16-31 Ekim 2011 Sayı: 23 MÜSİAD Araştırmalar ve Yayın Komisyonu GÜNCEL EKO-YORUM: MERKEZ BANKASI GÜCÜNÜ BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), 26 Ekim tarihinde yayınladığı

Detaylı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014 Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş Finansal Erişim Konferansı Açılış Konuşması 3 Haziran 2014 Sn. Hazine Müsteşarım, Sn. BDDK Başkanım, Dünya Bankasının ülke direktörü Sn. Raiser, yurtiçinden

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TÜRKİYE EKONOMİSİ TÜK449 7 3+0 3 4

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TÜRKİYE EKONOMİSİ TÜK449 7 3+0 3 4 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TÜRKİYE EKONOMİSİ TÜK449 7 3+0 3 4 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

4. TÜRKİYE - İRAN FORUMU

4. TÜRKİYE - İRAN FORUMU STRATEJİK VİZYON BELGESİ İNİSİYATİF DOĞU ANADOLU 4. TÜRKİYE - İRAN FORUMU Yeni Ekonomi Ekosistemi ve Stratejik Sektörler ( 05-06 Kasım 2018, Tebriz ) Türkiye ve İran; ortak tarihî ve kültürel değerleri

Detaylı