İSLAM FELSEFESİ. Hafta 1 DOÇ.DR.KEMAL BATAK SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İSLAM FELSEFESİ. Hafta 1 DOÇ.DR.KEMAL BATAK SAKARYA ÜNİVERSİTESİ"

Transkript

1 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ İSLAM FELSEFESİ Hafta 1 DOÇ.DR.KEMAL BATAK Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Sakarya Üniversitesi ne aittir. "Uzaktan Öğretim" tekniğine uygun olarak hazırlanan bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan ders içeriğinin tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Her hakkı saklıdır 2012 Sakarya Üniversitesi

2 ÜNİTE1 İSLAM FELSEFESİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER 1.1. İslam Felsefesinin Tarifi İslam Felsefesinin Anlamı İslamda Felsefe ve Filozofun Tanımı Felsefe/Hikmet Kavramının Tanımı 1.2. İslam Felsefesinin Dini İlimlerle Olan İlişkisi Sosyal, Siyasal ve Ekonomik Çevrenin Etkisi Kuran ve İlim Geleneklerinin Oluşumu Fıkıh Kelam Tasavvuf 2

3 HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Öğrenci, İslam Felsefesi ile ne kastedildiğini açıklayabilecek, İslam ile felsefe arasındaki münasebeti tanımlayabilecek, İslam Felsefesine yakın olan disiplinleri öğrenip, aralarındaki benzerlik ve farklılıkları gösterebilecek, İslam Felsefesine etki eden faktörleri tanımlayabilecek, İslam felsefesi tabirindeki İslam ile felsefe kavramlarının hangi anlamda kullanıldığını öğrenecek, İslam felsefesi kavramının içine hangi düşüncelerin dahil olduğunu anlayacak, İslam felsefesi kavramının içine girmeyen hususları da net bir şekilde gösterebilecek, ÖNERİLER Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce, İslam filozoflarının hayat ve eserlerini tanıtan eserleri okunmasını, İslam filozoflarının Türkçeye çevrilen eserlerine göz atılmasını, İslam düşüncesine dair yazılan eserleri incelenmesini, İslam düşünce tarihi adı ile yazılan değişik eserlerin İslam Felsefesiyle ilgili bölümlerini okunmasını, Felsefe sözlüklerinde felsefe, hikmet, hakim, varlık, bilgi maddelerini araştırılmasını, Kindi, Farabi, İbn Sina, Gazali ve İbn Rüşd ile ilgili sesli ve görsel olarak hazırlanmış (film, dizi, belgesel vb.) materyalleri seyredilmesini, İslam filozoflarının düşünce ve fikirlerinin daha iyi anlaşılabilmesi için daha önceki filozofların felsefi fikirlerine bakılmasını, İslam filozoflarının düşüncelerinin, daha önceki filozoflara benzer olan kısımlarıyla farklı olan yönlerinin mukayese edilmesini, 3

4 1.1.İslam Felsefesinin Tarifi İslam Felsefesinin Anlamı İslam felsefesi kavramıyla İslam dünyasında müslüman ve bu coğrafyada yaşayan diğer filozoflar tarafından ortaya konan felsefi düşünceyi kast etmekteyiz. Şüphesiz İslam dininin getirdiği değerler ve dünya görüşü bakımından bu felsefi geleneğinin oluşumunda önemli bir rolü vardır. Bununla beraber İslam Felsefesi kavramının kullanımındaki bir takım sorunlar ve sıkıntılar bulunmaktadır. Kavramın bu kullanımıyla sadece İslamın bir din olarak felsefi yorumlanışı şeklinde daraltıcı bir anlam anlaşılabilir. Böyle anlaşılırsa kavram daraltıcı ve yerel anlamda kullanılacağından yanıltıcı olur. İleride de görüleceği üzere, tarihsel tecrübemiz açısından da İslam dünyasında felsefe geleneği sadece İslamın temel kaynaklarının yorumlanışından ortaya çıkmış değildir. İslam dünyasında filozoflar kendilerine felasife veya hukema şeklinde atıfta bulunmaktaydılar. Onlara göre felsefe insanlığın ortaya çıkışından itibaren devam eden bir tür hakikat araştırmasıydı ve onlar da hakikatin peşinden koşan öğrencilerdi. Böylece onlar felsefenin birikimsellik, süreklilik ve evrensellik boyutlarını her zaman önemsemişlerdir. Kendilerinin ürettikleri felsefi birikim de evrensel dünyaya hitap etmekteydi. Bu bağlamda İslam Felsefesi kavramının başındaki İslam kelimesinin sınırlandırıcı ve yerelleştirici anlamda anlaşılmaması gerekir. Yalnız bu Müslüman filozofların kendi dini kaynaklarından beslenmediği anlamına da asla gelmemektedir. Müslüman filozoflar kendi din ve kültür havzalarından beslenmiştir. Fakat bunun ötesinde evrensel bilgi kaynaklarını da araştırmış ve evrensel hedeflere de yönelmişlerdir. Diğer bir ifadeyle İslam Felsefesi şeklinde isimlendirilen tarihi süreç, felsefenin Müslüman coğrafyada geçirdiği serüvene atıfta bulunmaktadır. Dolayısıyla İslam Felsefesi bir düşünce ve felsefe olması bakımından diğer felsefelerden hiçbir farkı yoktur. Yani Yunan Felsefesi, Hind Felsefesi, Alman Felsefesi, Modern Felsefe tabirlerindeki felsefe neyi ifade ediyorsa İslam Felsefesi ismi de aynı şeyi ifade eder. Düşünce ve felsefe olarak isimlendirilmede fark olmaması kendi içinde farklı, özgün yönlerinin olmaması anlamına gelmez. Aksine İslam Felsefesi, felsefe olmak bakımından diğer felsefe ve düşünce akımlarında olmayan kendine özgü renk ve zenginlikleri de taşımaktadır. Bu orjinallikler, felsefenin konu olarak incelediği başlıklara bakıldığında bile rahatlıkla görülebilir. Özellikle nübüvvet, vahiy, metafizik bilginin imkanındaki soyut akılların dini değerleri de içine alacak şekilde teorize edilmesi, bunların en bilinenidir. Bu ve buna benzer hususlar, diğer ünitelerde daha geniş olarak ele alınacaktır. Burada değinilmesi gereken konulardan bir tanesi de İslam Felsefesi şeklindeki isimlendirmenin neye göre yapıldığının açıklanmasıdır. Felsefe tarihi eserleri, felsefeleri isimlendirirken ya Yunan Felsefesi, Çin Felsefesi vb. örneğinde olduğu gibi filozofların bulundukları coğrafi bölgeleri esas alarak adlandırırlar. Ya da Yahudi felsefesi, Hristiyan Felsefesi, Budist Felsefesi örneğinde olduğu gibi felsefelerin yapıldığı kültür ve medeniyetler göz önünde bulundurularak isimlendirirler. Ya da Platon Felsefesi, Aristo Felsefesi, İbn Sina Felsefesi örneğinde olduğu gibi tek bir filozofu konu edinerek isimlendirilirler. 4

5 İslam Felsefesi, tabiri bu kullanımlardan kültür ve medeniyeti esas alınarak yapılan bir isimlendirmedir ki bu tabirle İslam ülkesinde yaşamış ve genelde Müslüman olan filozofların yaptıkları felsefeyi ifade eder. Bu kullanımdaki İslam ile felsefenin yan yana gelmesi, İslamda felsefe olur mu? Veya İslamın felsefesi mi olur? Şeklindeki soru ve eleştirileri de gündeme getirmektedir. İslam felsefesi tabirindeki İslam ile dar anlamıyla din kastedilmez. İslam, din olarak bir felsefe değildir. Bir insanın veya bir grup insanın düşüncesi neticesinde ortaya çıkan bir din değildir. İslam felsefesi tabirindeki İslam ile bu tarz düşüncenin ortaya çıktığı medeniyet ve kültür kastedilir. Yani felsefenin nereye ve kime ait olduğunu belirleyen bir sıfat olarak kullanılır. İslam felsefesi şeklindeki tabir, İslam düşünce tarihi kaynaklarında kullanılan bir ifade değildir. Klasik literatürde, felsefe, hikmet kavramları sıklıkla kullanılırken İslam felsefesi ifadesi, 19. yüzyıla kadar kullanımına rastlanılmaz. 19. yüzyılın ortalarından itibaren ise oryantalistlerin çalışmalarıyla yaygınlık kazanan bir tabir olmuştur. Genel kullanım İslam Felsefesi şeklinde olsa da İslam dünyasındaki düşünce ve felsefeleri ifade etmek için farklı kullanımlar da vardır. Arap Felsefesi, İslamda Felsefe, Müslüman Felsefesi bu farklı kullanımlardan bazılarıdır. Arap felsefesi şeklinde isimlendirmenin sebebi, felsefi metinlerin Arapça yazılmış olmasıdır. Zira İslam dünyasında yaşamış Müslüman olmayan ama Arapça felsefi eserler yazan birçok filozof bulunmaktadır. Bu ve buna benzer filozof ve felsefeleri İslam düşüncesi içinde değerlendirmek gerekir. Çünkü bu filozof ve düşünürlerin İslam dünyasında yazdıkları eserler ve yetiştirdikleri öğrencilerle felsefenin gelişmesine doğrudan etkileri olduğu gibi ileri sürdükleri fikir ve eleştirilere yazılan cevaplarla dolaylı tesirleri bulunmaktadır. Böylece Müslüman olmasa da Arapça yazmalarından dolayı bunları da kapsayacak şemsiye ismin Arap felsefesi olduğu ileri sürülür. Bu tarz bir ifadenin kullanılmasının diğer bir sebebi de milliyetçilik duygusudur. Arap milliyetçiliği ağır basan müellifler bu tarz bir kullanımı tercih ederler. Bu isimlendirmeye birçok farklı sebeple itiraz edenler, İslam felsefesi veya Müslüman felsefesi tabirini kullanırlar. Bu tabiri kullananlara göre felsefi metinlerin yazıldığı dil önemli değildir. Çünkü çok uzun bir zaman diliminde ortaya konan felsefi birikim sadece Arapça ile yazılmamış bunun yanında Farsça, Türkçe, Urduca vb. farklı dillerle de yazılmıştır. Ayrıca İslam dünyasında yetişmiş olan filozofların çoğunluğu Arapça eser yazmış olsa bile Arap ırkından değildir. Dolayısıyla Arap Felsefesi tabiri efradını cami, ağyarını mani bir ifade olmamaktadır. İçine aldığı hususlar ile dışında bıraktığı konular, göz önüne alındığında Arap felsefesi tabiri İslam dünyasındaki felsefi birikimi karşılamaktan uzaktır. İslam dünyasındaki felsefi çabaları ifade eden en uygun kullanım İslam Felsefesi tabiridir. Bu ifade, Arap, Fars, Türk vb. farklı ırk ve millete mensup İslam dünyasında yetişmiş bütün filozofları kapsar. Aynı zamanda Arapça, Farsça, Türkçe vd. farklı dillerde yazılmış bütün felsefi eserleri de içine almaktadır. Bu kullanımı destekleyen diğer bir faktörde, klasik düşünce tarihçilerinden İbn Useybia, Beyhaki ve Şehristani nin filozofları nitelemek için el-felasifetü l-islamiyyun ve Felasifetü l-islam ifadelerini 5

6 kullanmalarıdır. Zira bu ifadeler, İslam Filozofları anlamına kullanılmakta olup, dolaylı olarak İslam Felsefesi manasına gelmektedir. İbn Nedim, el- Kıfti ve İbn Useybia, gibi klasik düşünce tarihçilerinin eserlerinde İslam Filozofları başlığı altında yer verdikleri filozoflar, Kindi, Farabi ve İbn Sina ve benzerleridir. Bu kullanımdan hareketle İslam Felsefesinin konu ve kapsamı ismi geçen filozofların felsefelerine bağlı bir çerçeve içinde ele alınmaktadır. Giriş bölümünde vurgulamamız gereken hususlardan bir tanesi de şudur: Bugün kullanmış olduğumuz felsefe kavramı büyük ölçüde spekülasyon, yorum yapma, sorgulama ve eleştirme anlamlarını içermektedir. Fakat Orta Çağda tüm dini gelenekler için felsefe bundan fazla bir anlam taşır. O dönemde felsefe tüm aklî bilim ve geleneklerin şemsiye ismidir. Ve felsefe büyük oranda bilim anlamına gelmektedir. Bu anlamda İslam Felsefe tarihinin aynı zamanda orta çağ bilim tarihini de içerdiğini asla unutulmamalıdır. Nitekim bu olguyu felsefe tasniflerinde ve müslüman filozofların yazmış olduğu eserlerin isimlerinde, konularında, içeriklerinde ve ele almış oldukları problemlerde çok açık bir şekilde gözlemleyeceğiz. İlim tasnifleri bakımından, temelde Aristocu şemaya uygun olarak felsefenin, teorik ve pratik ilimlerin tamamını özellikle teorik ilimlerden metafizik, fizik ve matematik bilimleri; pratik ilimlerden de ahlak ve siyaset ilimlerini kapsadığını göreceğiz. Bundan dolayı dersin işlenişinde ve öğreniminde İlkçağdaki felsefi birikime atıflarda bulunmak son derece önemlidir. Bunun dışında felsefi problemlerin çözümündeki farklılıklar ve oluşan yeni problemlerin gösterilmesi İslam dünyasında felsefenin özgünlüğünü göstermesi bakımından önemlidir. Ders boyunca bunlara dikkat çekmeye çalışacağız. Bu değişim sürecini derinden anlamayı hedefleyen okuyucu veya talebe bilim tarihi perspektifini takip etmelidir. Yani her an büyük paradigmatik değişimler aramaktansa, kavramlardaki ve çözümlerdeki küçük değişiklikleri tarihsel çizgi boyunca mukayeseli olarak takip etmelidir. Pozitivist bilim tarihi anlayışının böyle olmadığını da belirtelim. İslam düşünürlerinin sunmuş olduğu yaklaşım ve çözümlerin bugün için anlam ve önemi ayrıca gözden geçirilmeye çalışılacaktır. Bu alan sürekli bir çalışmayı hak etmektedir. İslam felsefesi adı altında ele alınan konular, İslam kültür mirasının en zengin ve en geniş alanını oluşturur. İslam felsefesinin ele aldığı konu ve kavramları iyi bilmek hem İslam kültür ve medeniyetini sağlıklı anlayıp değerlendirme de hem de Batı medeniyet ve kültürünü hatta modern çağ düşüncesini kavramada büyük bir öneme haizdir. Bu felsefi birikim ve mirasın iyi bir şekilde bilinmemesi, İslam kültürünün sağlıklı şekilde değerlendirmesini imkansız hale getirir. Zira İslam felsefesi tarihi aynı zamanda kelam, fıkıh, tasavvuf, dil ilimleri gibi diğer ilimlerle olan ilişkinin tarihini de içermektedir. Zikredilen ilimlerin kendi iç bünyelerindeki problemler ve bunlara dair geliştirilen kavram ve çözümler, felsefi bilgilere dayanan tercihlerin yansımasıdır. 6

7 1.1.2.İslamda Felsefe ve Filozofun Tanımı Felsefe kelimesi Yunanca philosophia kelimesinin Arapça ya intikal etmiş şeklidir. Yunanca philo kelimesindeki ph harfleri Arapça da f harfiyle ifade edildiği için filo olarak aktarılırken; sophia kelimesi de aynı şekilde sufa veya sufya olarak karşılanmıştır. Yunanca philosophia, ilk defa Pisagor tarafından bilgelik sevgisi karşılığında kullanılmıştır. Pisagor a göre, sophia kavramı daha çok Tanrılara ait bir sıfattır. Bilgeliğin mutlak anlamda bir insan tarafından gerçekleştirilmesinin imkansız oluşundan dolayı bu kavramı kullanmıştır. İnsan, mutlak bilgelik iddiasında bulunamaz ama bilgiye seven, bilgiye muhabbet besleyen, onu arzulayan ve onun peşinden giden anlamlarıyla kendini ifade edebilir. Dolayısıyla Pisagor a göre insan, sophist değil, philosophia veya Türkçe ifadesiyle filozof olabilir. Felsefe tarihinin erken dönemlerinden itibaren çok sık kullanılan bu kavram İslam dünyasına felsefe kelimesiyle intikal etmiştir. Klasik eserlerin çoğunda bu kavramın kullanıldığı görülmektedir. Fakat kelimenin kendisinde olduğu gibi içeriğinin de daha çok yabancı kültürlerden intikal etmesi, felsefeye karşı eleştiri ve reddedilmeleri hatta bu ilimle uğraşanların tekfirle ithamına kadar gitmesi farklı kavramların kullanımına sebep olmuştur. Bu farklı kavramların başında hikmet kelimesi gelir. Hikmet, ilmi bir disiplin ve düşünce tarzı olan felsefeyle aynı anlamda kullanılmıştır. İslam filozofları özellikle 9. Yüzyıldan itibaren felsefe yerine genellikle hikmet kelimesini tercih etmişlerdir. Hikmet kelimesinin tercih edilmesinin sebeplerinin başında, dini ıstılahın içinden bir kavram kullanılarak felsefe kavramına karşı olan tavrı değiştirme, felsefe aleyhtarlığını azaltma gelmektedir. 1 Zira hikmet kelimesi, ayet ve hadislerde kullanılan bir kavram olduğundan felsefe kelimesine karşı gösterilen reaksiyonu bertaraf etmektedir. Özellikle hikmeti elde etmek üzerine farzdır ve hikmette büyük hayırlar vardır hadisi İslam düşünürlerinin bu kavrama karşı iştiyakını daha artırmıştır. Bunu, İslami ilimler kapsamına giren bütün disiplinlerin, hikmet ile kastedilenin kendi uğraştıkları ilim olduğunu ileri sürmelerinde rahatlıkla görülebilmektedir. Felsefi ilimlerle ya da hikmet ilimleriyle uğraşan kimselere İslam felsefesinde filozof veya hakim denir. Filozof ve hakim, ilimde hakkı bulan, amelinde hakla amel eden kimse şeklinde tanımlanır. 2 İslam felsefesinde kendilerini bu sıfatla ifade etmiş, akli düşünceye ağırlık veren Kindi, Farabi, İbn Sina, Nasıreddin Tusi, ibn Rüşd, İhvan-ı Safa, Sühreverdi el-maktul vb. kimselere filozof veya hakim denir. Hakim kelimesinin çoğulu hükema dır ki filozoflar anlamına gelir. Fakat İslam düşüncesinde hakim ve hükema kelimeleri, her zaman filozof anlamında kullanılmaz. Örneğin hakim kelimesi çoğu zaman telaffuz edilirken hafifletme yoluna gidilerek hekim şekline dönüştürülmüştür. Bu kullanımın daha çok tıp ilminde mahir olan kimseler için kullanılmıştır. Böyle bir kullanım çok da yanlış değildir. Zira klasik dönem ilim anlayışına bakıldığında tıp ilmi, felsefi ilimler kapsamında tahsil edilen bir ilimdi. İyi bir filozof aynı zamanda iyi bir tıp bilgisine de sahipti. O sebepten birçok eserde tabip ile hakim kelimesi yan yana kullanılır, bir kişiyi 1 Mehmet Bayrakdar, İslam Felsefesine Giriş, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, I. Baskı, 1997, s Kindi, Kitab fi Felsefeti l_ula, 7

8 vasfederken tabip ve hakim kelimeleri beraber veya biri diğerini içerek şekilde ifade edilirdi. İslam dünyasında felsefe veya hikmet ile neyi tanımladıkları, kavramın içeriğini belirleyen temel faktörlerin ne olduğu da üzerinde durulması gereken bir diğer husustur Felsefe/Hikmet Kavramının Tanımı Yunanca philosophia kavramının İslam dünyasına felsefe olarak geçerken İslam filozoflarının bu kavramdan ne anlamaları ve bu kavramı nasıl tanımlamaları gerektiğine dair ilk dönemden itibaren ciddi çalışmalar olmuştur. Felsefe, İslam dünyasına Grek felsefesindeki renklilik ve çeşitlilikle geçmiştir. Bu çeşitliliğin başında felsefenin tanımı gelmektedir. İslam dünyasında felsefeye yapılan tanımlardan bazıları şunlardır: 1. Felsefe, mevcut olmaları itibariyle mevcut olan her şeyin bilgisidir (eşyaü l mevcude bima hiye mevcude). 2. Felsefe, ilahi ve insani olan şeylerin bilgisidir. 3. Felsefe, ölümü sevmek ve ölüme sığınmaktır. 4. Felsefe, insanın gücü yettiğince Tanrı ya benzemesidir. 5. Felsefe sanatların sanatı ve ilimlerin ilmidir. 6. Felsefe, hikmetin tercih edilmesidir. 3 Bu felsefe tariflerinden bazıları, İslam dünyasında bazı değişikliklere uğrayarak filozoflarca da kullanılır. Örneğin, Kindi felsefenin tanımı olarak zikredilen altı tarifi de vermenin yanında felsefeyi, insanın gücü ölçüsünde varlığın hakikatini bilmesidir. Çünkü filozofun teorik bilgiden amacı gerçeğin bilgisini yakalamak, pratik bilgiden amacı ise hakikate uygun davranışlar göstermek şeklinde tanımlamaktadır. Farabi, Kindi nin tanımına aynen katılır ama bunun yanında kesinliği (yakini) ifade eden felsefeyle zanna dayalı olan felsefe arasında bir ayrım yapar. Ona göre yakini olan felsefe, ilimlerin anasıdır bundan dolayı da her şeyle ilgilenmek zorundadır. İbn Sina ise felsefeyi seleflerine benzer şekilde tanımlamakla birlikte bazı eklemelerde de bulunur. Ona göre felsefe, insanın gücü ölçüsünde şeylerin tasavvur edilmesi, teorik ve pratik gerçekliklerin tasdiki yoluyla insan ruhunun olgunlaşmasıdır. Yine benzer bir tanımı Şifa adlı eserinde şöyle yapar, felsefe, varlık olması bakımından varlığın ele alınmasıdır. İslam filozoflarının felsefe tanımı, onların düşünce tarzını ve varlık anlayışını birebir yansıtması bakımından önemlidir. Zira İbn Sina, Şifa-Metafizik kitabında, bir ilimde bulunması gereken özelliklerden birinin de ilmin konusu olduğunu ifade eder. Zira bir ilmin incelediği problem ve meseleler, tanımladığı konuya arız olması mümkün olan şeylerdir. Örneğin tıp ilminin konusu, hastalık veya şifanın ilişmesi bakımından insanla ilgilidir. Bu şekilde tanımlanan tıp ilmi, insanı mutlak olarak incelemez. Yani insanın 3 Felsefenin taımları hakkında geniş bilgi için bkz: Mehmet Bayrakdar, İslam Felsefesine Giriş, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, I. Baskı, 1997, s. 21; Seyyid Hüseyin Nasr, İslam Felsefesi Tarihi,ed: Seyyid Hüseyin Nasr-Oliver Leaman, çev: Şamil Öçal-Hasan Tuncay Başoğlu, İstanbul Açılımkitap, 2007, s. 42 8

9 fiziksel ve biyolojik elementlerini araştırmaz veya insanın ahlaki ve siyasi özellikleriyle ilgilenmez. Çünkü kendisine konu olarak belirlediği alanın içine bu tür bilgiler girmemektedir. Bu tür bilgiler, başka bir ilmin kapsamına girdiği için farklı bir disiplinde incelenir. Örneğin tabiat ilminin konusu, hareketli ve durağan olması yönünden cisimler olarak tanımlanır. 4 Tabiat ilmi, cisimleri ve bu cisimlere eklenen arazları inceler. Matematiğin konusu, maddeden soyut nicelik veya nicelikli şeylerdir. Dolayısıyla matematik ilmi, niceliğe nicelik olması yönünden ilişen halleri inceler. 5 Bu ve buna benzer prensiplerden dolayı İslam filozofları için felsefe ilminin tanımı önemlidir. Klasik dönem felsefe-bilim düşüncesine göre felsefe kendine konu olarak belirlediği şeylere dair araştırma yapabilir. Tevarüs ettikleri felsefi konularının yanında inandıkları dini değerleri de içine alacak bir felsefe yapabilmek, felsefenin doğru bir şekilde tanımlanmasından geçmektedir. Yunan felsefesinin ilgilendiği konular genellikle varlık, bilgi, değer, mantık ve insanla ilgili olan hususlardı. İslam kültürü içinde yaşayan bir düşünürün felsefe kapsamına Allah ın varlığı, birliği, nübüvvet, ahiret hayatı ve vahyi bilgi gibi konular da girmektedir. Farklı iki düşünce alanını mezcetmek filozofların önünde duran en önemli konuydu. Çünkü onlara göre felsefeyi, düşünceyi benimsemek ve geliştirmek, dini değerleri reddetme anlamına gelmiyordu. Aksine dini olan ile akli olan arasında uyum ve birliktelik mevcuttur. Batı düşüncesinde gördüğümüz, din-düşünce tearuzu ya da akli olanla nakli olan arasındaki zıtlık İslam düşüncesinde kabul gören bir düşünce olmamıştır. Akli düşüncenin en bilinenleri olarak filozoflar tam aksine din ile düşüncenin uyumunu esas alan teoriler geliştirmişlerdir. O sebepten dolayı antik felsefeden devraldıkları konuları geliştirerek devam ettirirken o düşüncede ele alınmayan nübüvvet, vahiy, mucize vb. konuları da felsefi alanın içine sokmuşlardır. Felsefe anlayışını dini değerleri de içine alıp ikisini birden yansıtan bir tanım o yüzden çok önemlidir. Çünkü nasıl bir tanım yapılırsa o şekilde bir felsefi içerik ortaya çıkacaktır. Felsefenin tanımı aynı zamanda nasıl bir felsefe yapacağını de ifade eden bir özelliğe sahiptir. Felsefî ilimlerde konu, mesele ve mebadi yani ilkeler şeklinde üç şeyin bulunması gerekir. Konu ilimde zâtî arazları incelenen şeydir şeklinde tanımlanmıştır. 6 Yani insanın, mevcutların tasavvur ve hallerini gücü dâhilinde bilmesidir. Mevcutların her birinin tek tek durumlarını bilmek hem zordur hem de değişime tabi olduğundan dikkate alacak bir kemal sağlamamaktadır. Bu nedenle mevcutlar hakkında doğru olan zâtî veya arazi tümel mefhumlar ele alınır ve bunların mevcutlara mutabık olması bakımından halleri incelenir. Böylece değişmeyen bilgi edinilmeye çalışılır. Söz konusu haller çok olduğundan dolayı her bir mefhumun zâtî hallerini dikkate alan müstakil bir ilim ortaya çıkmıştır. İşte o mefhuma o ilmin konusu adı verilir. Çünkü ilmin meselelerinin konuları o mefhuma racidir. Bir konuda ortak olan haller, başka bir konuda ortak olan hallerden ayrışarak başlı başına bir ilim olmuştur. 4 İbn Sina, Mübahesat, s İbn Sina, Şifa-Burhan, çev. Ömer Türker, İstanbul 2006, s Age, s. 103; Kutbeddin Râzi, Tahriru l-kavaidi l-mantıkıyye fi Şerhi ş-şemsiye, h.1288, s.183; Muhammed b. A'la b. Ali el-faruki el-hanefi Tehanevi, Keşşaf-u Istılah-i Fünun, c. I, s. 7 9

10 İnsanın gücü nispetinde varlığın varlık olma hasebiyle araştırılması şeklindeki tanım İslam filozoflarının felsefe tanımlarından en bilineni ve en yaygın olanıdır. Varlığın varlık olma açısından incelenmesi, Tanrı dan başlayıp, maddi ve gayri maddi bütün varlıklar içine almaktadır. Bu tarz varlık soyut veya somut, akli veya gayri akli, canlı veya cansız her şeyi kuşatan bir tanımdır. Bu tarz bir ifade hariçteki varlığı kuşattığı gibi zihni olanı da kuşatmaktadır. Yani sadece var olanı değil var olması mukadder olanı veya muhayyel hatta madum olanı da içine almaktadır. 1.2.İslam Felsefesinin Dini İlimlerle Olan İlişkisi İslam Felsefe geleneği İslam ın diğer düşünce disiplinleri olan kelam, tasavvuf ve dini ilimler geleneğinden özellikle usul ve dil araştırmalarıyla karşılıklı ve sürekli bir etkileşim içerisinde olmuştur. Klasik dönemde filozoflar açısından dil araştırmaları varlık ile dil arasında ayniyet görüldüğünden önemsenmiş ve araştırılmıştır. Diğer bir ifadeyle dil varlık ve gerçekliğin aynası olarak kabul edilmiştir. Dini metinlerin anlamlarını tespitinde Arap dilinin sınırları bir kriter olarak kabul edildiğinden Kelam ve fıkıh usulü araştırmaları da bu konuya odaklanmıştır. Diğer bir ifadeyle Arap dilinin kullanımı dini lafzın anlamını belirlediğinden Kelam ve fıkıh alimleri bu araştırmalara önem vermiştir. Usul araştırmalarında ise fıkıh usulü incelemeleri önemlidir. Fıkıh usulü tartışmalarını yapan âlimlerin aynı zamanda kelamcı kimlikleri de olduğundan klasik dönemde kelam ve usul tartışmaları iç içe girmiş bir şekildedir. Günümüzde İslam Düşüncesi denildiğinde bundan dolayı İslam Felsefesi, Kelam, Tasavvuf, usul ve dil araştırmaları anlaşılmaktadır. Fakat felsefenin, Kuran ilimleri ve Hadis gibi diğer dini ilmi geleneklerden ayrışan önemli bir özelliği vardır. Felsefe ve alt dalları olan aklî ilimler, dini ilimlerin aksine öncesi olan bir gelenektir. Müslümanlar bunları kendisinden önce gelen seleflerinden devir almıştır. Genelde İslam düşüncesini ama özelde çok yakından fark edilmese de İslam Felsefesini belirleyen önemli noktalardan bir tanesi, diğer dinlerden gelen aklî eleştirilerdir. Bunların bir kısmı doğrudan İslamın inanç esaslarıyla ilgili, bazıları da daha tali konularda olmuştur. Özelde İslam Felsefesi genelde İslam düşüncesi oluşum dönemi itibariyle, Brahmanizm, Mecusilik, Dehrilik, Tabiatçılık, Batınîlik ve İlhad hareketleri gibi İslam dışı din ve düşünce geleneklerinin entelektüel eleştiri ve saldırılarından etkilenmiştir. Tarihi şartları itibariyle İslam ın siyasal örgütlenme biçiminin imparatorluk olması sebebiyle Müslümanların diğer dinlerle beraber yaşaması doğaldır. Bu beraber yaşama sürecinde diğer dinlerden gelen eleştiriler bir yönüyle İslam ın kendi metinlerinin daha farklı ve derinden anlaşılmasına yol açarken diğer yandan da red ve savunma çabalarıyla aklî sınırlar çizilme ihtiyacını doğurmuştur. Mecusiliğin bir kolunun evrenin ve evrendeki oluş ve bozuluşu açıklamak için kullandığı iki ezeli ilke yani iyilik ve kötülük ilkesi cevap verilmesi gereken bir eleştiriydi. Yine Dehriyye olarak anılan gruplar, evrenin meydana gelişini, zamanın eseri olduğu şeklinde ifade etmişlerdir ki bu görüş ve düşünceden doğan eleştiriler de cevaplanmalıydı. Bu görüş aynı zamanda cahiliyye Arapları arasında da bulunmaktaydı. Yine tabiatçılar 10

11 olarak isimlendirilen bir grubun Tanrı yı dışlayarak evreni sadece tabiatın bir eseri olduğu iddiası da cevaplanmalıydı. Yine Hint kökenli Brahmanların ki Berahime olarak anılmaktaydı- Peygamberliğin imkân ve gerekliliğine yönelik eleştirileri, ahiret hayatına yönelik olarak tenasüh inançları, sıradan insanların da mucize gösterebilecekleri şeklindeki iddiaları cevaplanmalıydı. Yine İslam dünyasının kendi içinde ortaya çıkan Batınilerin dini metinlerin zahiri manalarını iptale yönelik iddiaları, objektif bilginin mümkün olmadığı, otorite olarak imamların takip edilmesi şeklindeki fikirleri cevaplanmalıydı. Yine Hıristiyanların teslis inancı da bu grupta zikredilmelidir. Kelam geleneğinde bunu takip etmemiz daha kolaydır. Müslüman kelamcıların bu gruplara yönelik yazmış olduğu reddiyeler bunun tezahürüydü. İlişki ve cevap veriş cedel formunda gerçekleşmekteydi. İslam Felsefe geleneğinde de bu eleştiri ve iddiaların izini sürmemiz mümkündür. Müslüman filozoflar kendi felsefi sistemlerinin inşasında bu eleştirilerin gerilimlerini hissetmiş gözükmektedirler. Bu çerçevede Tanrı nın Varlığı, birliği, Tanrı nın evrenle ilişkilerinin açıklanması, evrendeki iyilik ve kötülüğün nasıl meydana çıktığının açıklanması, insanın iradesinin temellendirilmesi, peygamberin ve vahyin imkan ve gerekliliğinin açıklanması ve buna bağlı olarak ittisal teorisi, ahiret hayatının mahiyeti gibi konular Müslüman filozofların kendi teorik sistemleri içerisinde açıklamaya çalışacakları konular olacaktır. Batınilerin metnin zahiri anlamının dışındaki bazı aşırı ve ideolojik yorumları gerçek anlam olduğunu iddia etmelerinin sonucunda metnin anlamını tespitte objektif kriteler vaz etme ihtiyacı doğmuştur. Bu bağlamda mantık ilmi obfektif bir bilgiye akılla ulaşabilmenin disiplini olarak özellikle vurgulanmıştır. Talebelerimiz İslam Felsefe geleneğinin kavram ve teorilerini öğrenirken bu perspektifi filozofların söz konusu gruplara doğrudan veya dolaylı etkileşim ağlarını ihmal etmemesi önemlidir. Bu alanda kendisini geliştirmek isteyen talebelerimiz filozofların kendi metinlerini okumaya ağırlık vermelidir. Son günlerde İslam Filozoflarının eserleri artan bir hızla Türkçe ye çevrilmektedir Sosyal, Siyasal ve Ekonomik Çevrenin Etkisi Türkiye de düşünce tarihi yazma geleneğimiz büyük ölçüde sadece kavram ve teorilerin sunumu şeklindedir. Halbuki düşünce okullarının gelişimi bir zaman diliminde ve muayyen mekanlarda olmaktadır. Dolayısıyla kültürel, siyasal, ekonomik ve sosyal bağlamları bulunmaktadır. Kelamî fırkaların oluşumunda siyasi olayların etkisi nispeten çalışılmış durumdadır. Tasavvufun oluşumunda ise ekonomik sebeplere değinilmiştir. İslam felsefesinin gelişiminde ise daha ziyade kültürel etkileşim alanlarına işaret edilmiştir. Bununla beraber İslam düşüncesinin alt disiplinlerinin oluşumunda kültürel, siyasal, ekonomik ve sosyal etkileşim alanlarının daha ayrıntılı çalışılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bir yönüyle İslâm düşüncesi aynı zamanda yaşanan kültürel, siyasal, ekonomik ve sosyal gerçekliklerin bir yansımasıdır. İslam felsefe geleneğinin oluşumunda bu bakış açısı da ihmal edilmemelidir. Diğer yönüyle İslâm Düşüncesinin oluşumunda dini metinlerin kendi karakterlerinden kaynaklanan özellikler bulunmaktadır. Zahirleri açısıyla bakıldığında, Allah ın sıfatları, 11

12 insanın irade hürriyeti gibi konularda dini metinlerin kendi içerisinde çelişik ifadeler bulunmaktadır. Bu zaman zaman Kur an ayetlerinin birbirleriyle çelişmesi şeklinde olduğu gibi, zaman zamanda Kur an ayetlerinin hadislerle çelişmesi şeklinde tezahür etmiştir. İslam fıkıh usulünde tearuzü l edille bahisleri bu sorunu fıkıhla ilgili alanda çözümlemeye çalışır. Nitekim İslam düşünce geleneği metinlerin zahirlerindeki bu çelişkileri anlamlandırmak için yoğun bir çaba gösterecektir. Ayrıca dini metinlerin bünyelerinde barındırdığı kapalılığın belirleyici bir rolü vardır. Dini ilimlerde bu olguya müteşabih, mecaz, kinaye, teşbih, tecsimi ifadeler, müphem, müşterek, müşkil, mücmel ve hafi gibi kavramlarla işaret edilmiştir. 7 İslam düşünce geleneği hem dini metinlerin anlaşılmasını bir sorun olarak tartışacak hem de bunun yöntemine dair tartışmaları yürütecektir. Müteşabih, mecaz, kinaye ve benzeri kelimeler bu yöntem tartışmaları çerçevesinde kavramlaşacaktır Kuran ve İlim Geleneklerinin Oluşumu Cahiliyye döneminde Arap toplumunun ilmi geleneklere sahip değildir. İslamın doğuşundan itibaren dini ve akli ilim geleneklerinin göreli olarak kısa zamanda oluşması izah edilmesi gereken bir olgudur. Bunun önemli sebeplerinden bir tanesi bizzat din, kaynaklardır. İslam dininin Kur ân-ı Kerîm, ilâhî hitabın doğru anlaşılması ve hayata geçirilmesi amacıyla insan fıtratının bir parçası olan entelektüel kapasiteye sık sık vurgu yapmakta, insanın düşünme ve bilme gibi yeteneklerini bu yönde harekete geçirici teşvik ve uyarılarda bulunmaktadır. Çok sayıda âyet insanı kendisi, tabiat, tabiattaki canlılar ile olaylar ve gökyüzü hakkında gözlem yapmaya ve düşünerek doğru sonuçlara varmaya teşvik etmektedir. İnsan, âlem ve içindekilerinin, yaratıcının tasarrufuyla olan ilişkisi hakkında gözlem yapmaya ve düşünmeye davet edilmektedir. Âlem ve insanın Allah tarafından yaratılışı, Allah'ın kozmik gerçekliğe getirdiği düzen, var oluşun anlamı ve gayesi Kuran da düşünmenin konusu olarak belirlenirken bizzat Kur'an üzerinde düşünmenin gerekliliği de vurgulanmaktadır. Kuran da düşünme etkinliği bağlamına göre nazar, re'y, tefekkür, tezekkür, tedebbür, i'tibar ve akıl kelimeleriyle ifade edilmiştir. Bunlardan nazar ve re'y, âlem içindeki varlıkların gözlenmesinden hareketle ulaşılmak istenen görüşü, ayrıca nazar terim olarak doğrudan doğruya düşünme etkinliğini de ifade etmektedir. Yine Kur'an'da düşünme etkinliğini ifade eden kelimeler insanın bilme çabasıyla da alâkalıdır. Düşünmeyle ilgili terimler gibi "bilmek" ve "bilgi" anlamına gelen ilim kelimesi ve türevlerinin de Kur'an'da yoğun biçimde kullanıldığı görülmektedir. Kur'an'da ilim ve ondan türeyen kelimeler yaklaşık 750 yerde geçmektedir. Bu geniş kullanım hadislerde de yer almaktadır. İşte Kur'an'ın ilim konusundaki tutumu İslâm'da kelâm, tasavvuf, fıkıh vb. ilimlerin takip ettiği seyri, yine müslümanların III. (IX.) yüzyılda diğer kültürlere ait klasik mirası 7 Karlığa, Bekir (1985),İslam Düşüncesi nin Doğuşunu Etkileyen Sosyo-Politik, Kültürel ve Ekonomik Nedenler,M.Ü.İlahiyat Fakültesi Dergisi El-Behiy, Muhammed (1992), İslam Düşüncesi nin İlahi Yönü,trc.Sabri Hizmetli, Ankara: Fecir Yayınları Akbulut, Ahmet (1992). Sahabe Devri Siyasi Hadiselerinin Kelami Problemlere Etkileri.İstanbul : Birleşik Yayınları Abdülhamid, İrfan (1983), İslam da İtikadi Mezhepler ve Akaid Esasları, İstanbul: Marifet Yayınları 12

13 devralırken ortaya koydukları rahatlık ve serbestliği anlaşılır kılmaktadır. Kur'an'da ilim kavramı üzerine sıkça yapılan vurgular Ortaçağ İslâm medeniyetine dinî ve tecrübî ilimlerde büyük bir verimlilik kazandırmış ve bu verimlilik sayesinde İslâm medeniyeti insanlığa en kalıcı katkıyı sağlamıştır. 8 Kur'an'da ilim kelimesiyle daha çok kaynağı ilâhî olan bilgi (vahiy) kastedilmiştir. Her ne kadar İslâm dünyasında gelişen ilimler kendilerine has konu, amaç ve bakış açılarıyla ilim kavramını farklı problemler yönünden tahlil etmişse de sonuç olarak ilmin tanımına yönelik çabalar bir şekilde Kur'an'ın anlam dairesiyle irtibatlı olarak gerçekleşmiştir. Bundan dolayı İslam dünyasında ilk oluşan ilimler "Kur'an ilimleri" denen disiplinlerdir. Söz konusu ilimler, Kur'an'ın anlaşılması ve tefsir edilmesi için gerekli olan ve daha sonraki dönemlerde tefsir usulünün temel meselelerini teşkil eden resmü'1-mushaf, kırâatü'l-kur'ân, esbâb-ı nüzul, nâsih ve mensuh, garibü'l-kur'ân, i'câzü'l-kur'ân, aksâmü'l- Kur'an, i'râbü'l-kur'ân, vücûh ve nezâir, fezâilü'l-kur'ân gibi disiplinlerdir. Kur'an ilimleri tabiri, ilk dönemlerde belli konulara ilişkin araştırmalara verilen bir isimken zamanla bütün Kur'ânî meseleleri kapsayan müstakil tefsir usulü çalışmalarının adı olmuş, sonraları Kur'an ilimleri yerine "tefsir usulü" tabirine de yer verilmiştir. Esasen İslam toplumunda ilk dönemlerde ilim kelimesinin kapsamına Kur'an, hadis ve fıkhın girdiği, fakat sonraları bununla daha çok hadisin kastedildiği anlaşılmaktadır. İlim kelimesi ve türevlerinin hadis literatüründe kazandığı terim anlamı genel olarak bütün yönleriyle din bilgisi, özel olarak da hadisler ve onların rivayetiyle ilgili olmuştur. Birçok hadis âlimi fıkıhtaki re'y, ictihad ve kıyas gibi zihnî faaliyetler de dahil olmak üzere aklî çıkarımlara dayalı yöntemleri bazı dönemlerde kuşkuyla karşılamış, isnadı sahih olan rivayetlerin dinin hayata geçirilmesi konusunda dayanılabilecek gerçek bilgiler olduğunu kabul etmiştir. Hadis ilminin gelişim detaylarına burada girmiyoruz. Fakat şunu vurgulamak isteriz: Tarihsel tespit olarak İslam dünyasında Kuran ilimlerinden hemen sonra ve büyük ölçüde beraberce gelişen ilmi disiplin hadis ilmidir. Yine burada dikkatli bir şekilde şunu da vurgulamak isteriz. Hadis ilminin gelişiminde ehli rey ve ehli hadis şeklindeki okullaşmalar ilk dönemden itibaren olmuştur. 9 Ehli rey dini metinlerin anlaşılmasında aklın kullanımı sürekli vurgulayacaktır. Bu okulun temsilcileri aynı zamanda Hanefi fıkıh okulunun da temsilcileri olup aklî ilimlerin oluşumunda entelektüel bir insan kaynağı oluşturacaklardır. Bu nokta hem kelam ilminin oluşumu ve daha sonrasında diğer aklî ilimlerin oluşmasında önemli olacaktır. Aklın kullanımı fıkıh ilminde daha yaygın bir şekilde olmuştur. Yalnız fıkıh ilminde akıl kavramına yüklenen anlamın ve onun kullanımının daha sonra oluşacak felsefe geleneğinden farklı olduğunu ısrarla belirtmemiz gerekir. Buna rağmen aklı kullanan zümreler felsefe-bilim geleneğinin oluşmasında eğitilmiş insan unsurunun oluşması bakımından önemlidir. Nitekim felsefi bir disiplin olan mantığın İslam dünyasına girişinden sonra bu geçirgenliği daha rahat bir şekilde gözlemleyip metinler üzerinden de temellendirebilmekteyiz. Gazzali sonrası fıkıh usulü kitapları bu bakımdan oldukça zengin malzeme sunmaktadır. Şimdi fıkıh ilminin İslam 8 DİA İSLAM maddesi 9 Bu konuyla ilgili için bkz: Mehmet Özşenel, Sünnet ve Hadisi Değerlendirme ve Anlamada Ehl-i Rey-Ehl-i Hadis Yaklaşımları ve İmam Şeybani, (Doktora tezi, Marmara Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü) İstanbul

14 dünyasındaki macerasına ve ilim kavramının tarihsel süreç içerisinde fıkıh çalışmalarını da kapsadığını görebiliriz Fıkıh İslâm'ın geldiği dönemdeki Hicaz Arap toplumunda merkezî bir siyasal otoritenin bulunmayıp aile ve kabile birliğine dayalı hayat tarzının hâkim olması, Kabe ve putperestlik merkezli dinî hayat, şehir aristokrasisi ve göçebe hayatı gibi olgular hukukun oluşumunda da belirleyici oldu. Câhiliye toplumunda kolektif sorumluluğa, güçlünün haklılığına ve sınıf ayırımına dayalı, gelenek ağırlıklı şifahî bir hukuk kültürünün varlığı bilinmektedir. Özellikle borçlar, ticaret, aile, ceza ve savaş hukuku alanlarında belli geleneklerin yerleşmiş olması, hukukun uygulanmasında kabile ileri gelenlerinin, hakem ve kâhinlerin aktif rolünün bulunması da yine bu sosyal yapının ürünüdür. İslâmiyet hukuk alanında birtakım hüküm ve ilkeler koyarken içinde doğduğu toplumun geleneğini, uygulamalarını, bilgi ve tecrübe birikimini teşriin maddî malzemesi olarak kullanmış, onlardan hareketle muhataplarını uyarmış, maddî olgular üzerinde belli ilke ve amaçlar göstermiştir. Kur'an ve Sünnet'te yer alan hukukî hükümlerin yoğunlaştığı alanlar kadar hukukî ilişkilerin ön plana çıkarılan yönleri de dönemin sosyal realitesiyle yakından alâkalıdır. İslâm dininin Câhiliye döneminin kural ve uygulamalarından iyi olanını aynen, bozuk olanını düzelterek devam ettirdiği, tamamıyla yanlış olanı da iptal ettiği genel bir tesbit olarak doğrudur. Fakat bununla birlikte dinî teşride toplumun hukukî hayatını yeni baştan düzenlemeden ziyade uygulamadaki temel yanlışları göstermenin ve onları ortadan kaldırmaya yönelik bazı yasaklamalar getirmenin öncelikli yer tuttuğu görülür. Nitekim Kur'an ve Sünnet'te hukukun her alanını düzenleyici kurallar konmayıp sadece o dönemdeki temel uygulama yanlışları üzerinde durulmuş, muamelât alanındaki teşrîî ahkâm daha çok yasaklama ve kısıtlama tarzında vazedilmiş, bu yapılırken de salt bir hukukî düzenleme üslûbu kullanılmayıp hukuk kurallarının dînî ve ahlâkî boyutu ön plana çıkarılarak aralarındaki bağa dikkat çekilmiştir. Bu durum, hukukun dinde inanç ve ibadet esaslarına göre daha tâli bir konumda kalması kadar onun maddî olgularla olan sıkı bağını, dar anlamıyla din ve ahlâkın hukukun tabii ve beşeri gelişim seyrine yapabileceği olumlu katkıyı göstermesi yönüyle de önemlidir. İslâm'ın Mekke dönemindeki tebliğinde tevhid inancının yerleştirilmesi, ferdin manevî ve ahlâkî yönden bilinçli ve dirençli kılınması öncelik taşıyordu. Teşrîî ahkâmın vazedilmesinde önce namaz gibi ferdî ibadetlerden başlanması, hicretten sonra Medine'de devletin kurulmasıyla birlikte peyderpey toplumsal nitelikli ve kamu otoritesinin desteğiyle uygulanabilir kural ve hükümlerin konması, hem teşrî'de tedrîciliğin ve insanî boyutun önemiyle hem de hukukun sağlam bir zemine dayanmasının gerekliliğiyle alâkalıdır. Nitekim hicretten sonra ağırlığını Mekkeli ve Medineli müslümanlarla yahudilerin teşkil ettiği yeni Medine toplumunu oluşturan grupların Hz. Peygamber'in başkanlığında bir şehir devleti halinde teşkilâtlanması ve bu teşkilâtlanmanın esaslarının yazıya geçirilmiş olması, anayasa hukuku tarihi açısından taşıdığı önem yanında sosyal sözleşme ve hukuka bağlılık fikirlerini ön plana çıkarması yönünden de dikkat çekicidir. Yine Medine döneminde 14

15 evlenme ve boşama, nesep, vasiyet, miras, temel suçların cezalandırılması, ganimetler ve dağıtımı, savaş esirlerinin durumu, alım satım ve diğer başlıca borç ilişkileri gibi hukukun değişik konularında geçmişten gelen yanlış uygulamalar tashih edildiği gibi fiilî durum ve vakıalar üzerinden örneklendirme yoluyla belli hukukî ilkeler de vazedilmiştir. Köle, kadın ve zimmî örneklerinde yoğunlaşan sosyal statülerin biçimsel değişiminden ziyade zihniyet değişimine ağırlık verilmiş, insana insan olduğu için değer verme, onun temel hak ve hürriyetlerini ve insanlık onurunu koruma daima öncelik taşımıştır. Yine bu dönemde âyetlerin, Hz. Peygamber'in açıklama ve uygulamalarının son tahlilde hukukî ilişkilerde hür iradeyi ve ahde vefayı merkeze alıp açıklık, güven ve istikran sağlama, cezalandırmada insanilik, kanunîlik ve şahsîlik ilkesini yerleştirme, adaleti hâkim kılıp haksızlığı önleme, yargılamanın açıklığı ve özel hayatın gizliliği, kamu düzeni ve yararını koruma ve bunun için fedakârlıkta bulunma gibi temel ilkeleri hâkim kılmaya yönelik hüküm ve talimatlariçerdiği görülür. Hayata geçirilme oranınca sağlıklı bir toplum oluşumunun temel dinamikleri sayılabilecek bu esaslar, aynı zamanda müslümanlardaki hukuk fikrinin gelişim yönünü ve ana çizgisini de tayin edici olmuştur. 10 Kur'an ve Sünnet'in hukukî ahkâmı vazederken takip ettiği üslûp ve gözettiği amaçlar yine Hz. Peygamber'in örnek uygulamaları, döneminde yürütülen yargılama, iftâ ve ictihad faaliyetleri, Asr-ı saâdet'ten itibaren İslâm muhitinde "ilim" ve "fıkıh" kelimeleriyle karşılanan bilgilenme çabası içinde yer alan güçlü bir hukukî tefekkürü başlattığı gibi bunu takip eden dönemlerde devlet teşkilâtının giderek yerleşmesi ve ülke coğrafyasının genişlemesiyle birlikte farklı uygulama ve görüşlerin gündeme gelmeye başlaması da bu tefekkürü besleyici bir işlev görmüştür. Halifeler tarafından siyasî is'tikrar ve maddî kalkınmanın öne alındığı Emevîler döneminde fıkıh ve fetva faaliyeti genellikle gayri resmî girişim ve çabalarla yürütülmüş, çeşitli bölgelerde oluşan ilim halkaları geleneğin teşekkülünde, şahsî çaba ve akıl yürütmeye dayalı re'y faaliyeti de sistemli düşünce üretiminde ilk adımlar olmuştur. Abbasîler döneminde fıkıh kelimesinin inanç yönüyle değil davranış yönüyle fert ve toplumu ilgilendiren ve dinle doğrudan veya dolaylı irtibatı kurulabilen her türlü bilgilenmeyi kapsayan bir ilim dalı şeklinde ortaya çıkışı, kaynaklan yorumlama ve onlardan hüküm çıkarma faaliyetinin daha sistemli hale gelişi, tedvin ve ekolleşmeyle birlikte fıkıh mezheplerinin teşekkülü, meseleci fakat dönemlerindeki amelî hayatın bütün yönlerini kapsayıcı tarzda tedvin edilen mezhep fıkıhlarının başta yargılama olmak üzere resmî uygulamalar için de referans olmaya başlaması, İslâm toplumunun ilk dört beş asrında hukukun gelişiminin ana aşamalarıdır. İleriki bir iki yüzyıl İçinde daha çok da pratik mülâhazalarla sivil ve resmî muhitlerde belli başlı ve yaygın fıkıh mezhepleri etrafında toparlanma hızlanmış, hadisçi ve zahirî anlayışın da aralarında erimesiyle Sünnî kesimde Hanefî, Mâliki, Şafiî ve Hanbelî adıyla dört mezhep, Şiî kesimde Ca'feriyye (İmâmiyye) ve Zeydiyye, Haricîler kesiminde de İbâzıyye İslâm fıkhını temsil eder hale gelmiş, uygulama ve doktrin bu mezhepler içinde gelişimini sürdürmüş, diğer mezhep ve görüşler ise fıkıh tarihinin malzeme ve zenginliği olarak literatürde daima yerini korumuştur. İslam toplumunun çözümlemek zorunda olduğu sorunlar sadece hukuki alanla 10 DİA Fıkıh maddesi 15

16 sınırlı değildi. Hilafet meselesinden itibaren Müslümanların inanç alanıyla da ilgili sorunları oluştu. Böylece İslamın ilk döneminde gelişen ilmi disiplinlerden bir tanesi de kelam olmuştur. Yalnız kelamın İslami ilimler arasında sayılması nispeten daha sonraki bir dönemde gerçekleşir. Çünkü özellikle ehli hadis kelam tartışmalarını ve öğrenimini bidat olarak nitelendirip yoğun bir şekilde eleştirir. Bu bağlamda çok daha sonraki dönemde Gazzali nin halkı kelam ilminden uzaklaştırılmasına dair bir kitap yazmış olması dikkat çekicidir. Şüphesiz bu geleneği olan bir yazım tarzıydı. İlk dönemde bu herkesin kelamdan uzak tutulmasına dair uyarıları içeriyordu Kelam İslâm düşüncesinde teolojik perspektifi temsil eden kelâm geleneği ise İslâm inancını tutarlı bir aklî sistem haline getirip açıklamak, itikad esaslarına zararlı görülen cereyanlarca yöneltilen eleştiri ve saldırıları aklî yöntemlerle cevaplandırmak amacıyla geliştirilmiştir. Mu'tezile atomculuğunda görüldüğü gibi başlangıçtan itibaren çağının felsefî fikirleriyle ilişki içinde olan kelâm, İslâm felsefe geleneğiyle uzun süren bir hesaplaşmanın ardından müteahhirîn kelâmcılannın elinde felsefi bir hüviyet kazanmıştır. Mu'tezile'nin cüretli çıkışı karşısında Sünnî yaklaşımın itidal arayışı Eş'arîlik ve Mâtürîdîlik akımlarının gelişimini hazırlamış, bazı fikirlerinde Mu'tezile'den ilham alan Şîa da kelâma dair tezlerini kendine has bir siyasî anlayışa sadık kalarak geliştirmiştir. Bütün bunların ötesinde kelâm fırkalarının gerek kendi aralarında gerek felsefe ve tasavvuf akımları karşısında gerekse İslâm için zararlı gördükleri akımlara karşı giriştikleri tartışmalar İslâm düşüncesine büyük bir dinamizm kazandırmıştır. Fârâbî kelam ilminin İslam toplumunda oynadığı rolü tespit ederek şöyle tanımlar: "Kelâm sanatı, din kurucusunun açıkça belirttiği belli düşünce ve davranışları teyit edip bunlara aykırı olan her şeyin yanlışlığını sözle gösterme gücü kazandıran bir tartışma yeteneğidir. Başlangıçtan itibaren kelâm ilminin konusunda gittikçe gelişmeler kaydeden değişiklikler meydana gelmiştir. İslâm düşüncesinin ve müslüman toplum hayatının inkişafıyla paralellik gösteren bu değişikliklerin ilk döneminde kelâmın konusunu Allah'ın birliği, sıfatlarının üstünlüğü, kıdemi veya hudûsü, tekfir ve kader meseleleri teşkil ediyordu. Peygamberlik, âhirete iman ve imamet konuları ikinci sırada yer alıyordu. Şîa kelâmında ise imamet dinin aslî hükümleri kabul edilmiş ve diğer hususlar onunla irtibatlandırılmıştır. Kesin naslarla sabit olan inanç esasları her dönemde kelâmın değişmeyen konularıdır (mesâil). Bunların açıklanması ve kanıtlanması etrafında başvurulan sosyal bilimler, İnsanî ilimler ve pozitif bilimlerden elde edilebilen yardımcı bilgiler ise (vesâil) bu ilimlerin gelişmesine paralel olarak değişiklik arzeder. İslâm dünyasında bir taraftan çeşitli sebeplerle ortaya çıkan ihtiyaç, diğer yönden eski Yunan düşüncesinden yapılan tercümelerle felsefenin yayılmaya başlaması karşısında inanç konularıyla ilgilenen âlimler kelâm disiplinine fikrî bir alt yapı hazırlama konumuna gelmişlerdir. İman esaslarının temelini oluşturan ulûhiyyet bahsinin ilk meselesi, bütünüyle tabiatın (âlem) yaratılmış olduğunu ve bunun bir yaratıcısının bulunduğunu ispat etmekti. 16

17 Bu sebeple kelâm ilminin konusu fiilen var olan her şeyi (mevcut) kapsayacak şekilde genişlemiştir. Ancak kelâm tabiattan söz ederken yöntem açısından nassa bağlı kalmayı prensip edinmiş ve bu yolla sırf akıldan hareket eden felsefeden ayrılmıştır. Kelâm ilminin bir kısmı İslâm'ın kendi yapısından, ayrıca müslümanların dinî, siyasî ve içtimaî problemlerinden kaynaklanan iç sebeplerin, bir kısmı da müslümanların İslâm dışı din ve felsefelerden oluşan yabancı kültürle karşılaşmasından kaynaklanan dış sebeplerin etkisiyle ortaya çıkmıştır. İslâm'ın yayılmasından sonra dinî düşüncede derinleşme ihtiyacı duyan müslümanlar zahirî mânaları itibariyle birbirine akaid ve fıkıh alanında ters düşer gibi görünen nasları (müteşâbih) çözmeye çalışmışlardır; bunun sonucu olarak da akaid ve fıkıh alanında farklı görüş ve anlayışlar ortaya çıkmıştır. Pek çok âyette insanlar hem kendileri hem diğer varlık ve olaylar üzerinde gözlem yapmaya, bu gözlemlerden yararlanarak nesne ve olayları ontolojik ve epistemolojik açıdan yorumlamaya davet edilmiş, düşünüp akıl yürütenlerin doğru bilgilere ulaşacakları vurgulanmış, buna karşılık atalarından öğrendikleri inançları taklit edenlerin hak inanç ve doğru davranış bilgisine ulaşamayacakları, dolayısıyla sapıklıkta kalacakları belirtilmiştir. Müslümanlar, bu ilâhî emre uyarak dinî düşünceyi temellendiren bilgiler üretmeye yönelmişlerdir. Bu durum kelâmın doğmasına olumlu etkide bulunmuştur. Ayrıca Kur'an'da başta Allah'ın varlığı, birliği ve üstün nitelikleri olmak üzere peygamberlik, kader, iman-günah, iyi-kötü davranışlar gibi birçok meselenin aklî delillerine temas edilmiş, bunlara yapılan itirazlara aklî ve mantıkî cevaplar verilmiş, değişik din mensuplarının bâtıl inanç ve davranışları açıklanarak eleştirilmiş, onlarla en uygun biçimde fikrî mücadelede bulunulması peygambere ve dolayısıyla müslümanlara emredilmiştir. Bu bir anlamda kelâm inşa etmeyi içeren bir emirdir. Hz. Peygamber'in vefatından sonra kısa bir süre içinde çeşitli inançlara bağlı toplumların bulunduğu bölgeler fethedilmiş ve birçok insan müslüman olmuştur. Farklı dinlerden gelen yeni müslümanların zihinlerindeki dinî problemleri çözmek için âlimlere sorular sorup cevaplar almaları da kelâm faaliyetine katkıda bulunmuştur. Resûl-i Ekrem'in vefatının ardından müslümanlar arasında ilk fikrî ayrılık siyasî konularda olmuştur. Peygamber'in yerine kimin halife olacağına dair tartışmalar Ebû Bekir'in seçilmesiyle çözülmüş gibi görünse de devlet başkanlığı zamanla müslümanlar arasında önemli bir problem teşkil etmiş, özellikle Ali b. Ebû Tâlib'in sonraki taraftarları, dinî temeli bulunduğunu öne sürerek halifeyi belirlemenin insanlara bırakılabilecek basit bir mesele olmadığını, hilâfetin vahiy yoluyla Ali b. Ebû Tâlib'e ve onun soyundan gelen kişilere tahsis edildiğini ileri sürmüş ve konuyu dinin aslî unsurları arasında mütalaa etmiştir. Yine devlet başkanlığı etrafındaki tartışmaların bir sonucu olarak Osman b. Affân'ın Öldürülmesinin ardından Ali b. Ebû Tâlib'in hilâfeti döneminde meydana gelen Cemel ve Sıffîn savaşları sebebiyle bir müslümanı Öldürmenin dinî hükmü, iman-günah, kader-cebir, tekfir gibi konular tartışılmış ve çözümler aranmıştır. Siyasî iktidarı bir türlü ele geçiremeyen muhalif gruplar ise iktidar ümitlerini canlı tutmak için kurtarıcı mehdî inancını icat etmişlerdir. Öte yandan Emevî idarecileri icraatlarını meşrulaştırmak amacıyla cebir inancını yaymaya çalışmışlardır. Bütün bunlar kelâm disiplininin doğmasına sebep teşkil eden iç faktörlerdir. Kelâm ilminin ortaya çıkışını etkileyen dış sebeplerin başında müslümanların yabancı 17

18 dinlerle karşılaşması hususu gelir. Hulefâyi Râşidîn devrinden itibaren İslâm coğrafyasının hızla genişlemesi sonunda müslümanlar değişik dinlere mensup âlimlerle karşılaşmış ve onlarla kültürel bir ilişkiye girip dinî konularda tartışmıştır. Bundan dolayı müslüman âlimler İslâm'a yapılan itirazlara cevap bulmak mecburiyetinde kalmıştır. Kendileriyle dinî konularda tartışmaların yapıldığı grupların başında hıristiyanlar gelir. Özellikle Emevîler devrinde halifelerin doğu hıristiyan bilginleriyle diyaloga girdikleri, saraylarında onlara çeşitli görevler verdikleri ve bunların önde gelenlerinden biri olan Yuhannâ ed- Dımaşki'nin İslâm'ı eleştiren bir kitap yazdığı bilinmektedir. Hz. îsâ'nın ulûhiyyeti iddialarını kanıtlamak için Kur'an'da ondan "Allah'ın kelimesi" diye bahsedilmesini ve ilâhî kelimelerin ezelî olması gerektiği delilini ileri sürerek halku'l-kur'ân ile zât-sıfat tartışmalarının ortaya çıkmasında hıristiyan âlimlerin kısmî bir rolü bulunduğu kabul edilmektedir. Hıristiyanların yanı sıra teşbih ve tecsîme dair konuların müslümanlar arasında tartışılmasında yahudilerin payı bulunduğunu gösteren ipuçları mevcuttur. Nitekim yahudilerin teşbih inancı konusunda hadis uydurdukları bilinmektedir. Yine yahudilerin müslümanlar arasında Sebeiyye ve Gâliyye gibi aşırı fırkaların ortaya çıkıp taraftar bulmasında bizzat rol aldıklarına dair rivayetler mevcuttur. Ayrıca Seneviyye. Mecusîlik, Deysânîlik, Brahmanizm gibi eski Doğu din mensuplarının tenâsüh vb. fikirler ileri sürdükleri, az sayıda da olsa bunlardan etkilenenlerin bulunduğu bilinen bir husustur. İslâm'ı eleştiren yabancı dinlere mensup bilginlerin bunu yaparken felsefeden, özellikle Grek düşüncesinden yararlanmaları müslüman bilginleri de felsefe kültürünü öğrenmeye sevk etmiştir. Esasen müslümanların fethettikleri Mısır'da Grek felsefesi İskenderiye okulu aracılığıyla yayılmıştı. Bunun dışında felsefî eserler de Arapça'ya tercüme edilmişti. Hz. Peygamber devrinde müslümanların zihninde oluşan meseleler bizzat vahiy kaynağından alınan cevaplarla çözüme kavuşturuluyordu. Bununla birlikte ashabın bazı problemlerle karşılaştığını bildiren rivayetler de vardır. Resûl-i Ekrem, göklerin ve yerin yaratılışında öz akıl sahipleri için Allah'ın varlığına ve yüceliğine ilişkin delillerin bulunduğunu bildiren âyeti okuyup muhtevası konusunda düşünmeyenleri kınamış bunun yanında ashaptan bazılarının kader meselesini tartıştıklarına şahit olunca bu tür faydasız bir tartışmayı menetmiştir. Yine onun emir ve tavsiyelerine uyan ashap vahiy kaynağından gelen açıklama ve yönlendirmelerle tatmin olmuş, bilhassa ulûhiyyetle irtibatlı konuların aklın gücünü aştığını düşünerek teslimiyete dayanan bir iman anlayışını benimsemiş ve yoğun itikadî tartışmalara girmekten kaçınarak ihtilâfa düşmekten kurtulmuştur. Ancak Resûlul-lah'ın vefatından sonra ashap, yeni bir dinî problem ortaya çıkınca ona ilişkin hükmü bulup açıklamayı da görev bilmiştir. Hz. Ebû Bekir'in zekât vermek istemeyenlerle savaşması, Hz. Ömer'in kader inancının insanın iradesini yok edip düşünmeden hareket etmesi anlamına gelecek şekilde yorumlanmasına tepki göstermesi ve gerçeğin böyle olmadığını belirtmesi, Hz. Ali'nin insana ait hiçbir fiilin kaderin kapsamı dışında kalmadığını, bununla birlikte üâhî kaderin insanı irade ve eylem gücünden yoksun bırakmadığını açıklaması bunun örnekleri arasında yer alır. Yine de literatürde ashabın itikadî alanda yoğun tartışmalar yaptığını gösteren bilgiler mevcut değildir. Adudüddin elîcî ise bu tür tartışmaların ashap arasında bulunabileceğini, fakat kayıtlara geçirilmediği için günümüze intikal etmediğini söyler. 18

19 Hz. Ali'nin hilâfeti zamanında meydana gelen Cemel ve Sıffîn savaşlarının ardından İslâm hakkında yeterli bilgisi bulunmayan ve halifeyi Hakem Vak'ası'na razı edip daha sonra bundan ötürü onu tekfir eden bedevîler ilk itikadî ayrılığa yol açmışlardır. Büyük günah (kebîre) işleyen kişiyi tekfir etmekle başlayan ve naslara yüzeysel olarak bakan bu hareket Havâric diye anılan bir grup teşkil etmiş, ardından da çeşitli alt gruplara bölünmüştür. Emevîler devrinde, büyük günah işleyenleri tekfir eden Hâricîler'e karşılık Saîd b. Cübeyr ve Saîd b. Kutne büyük günah işlemenin kişiyi dinden çıkarmayacağını, hatta imana zarar vermeyeceğini ileri sürerek Mürcie diye tanınan yeni bir fırkanın öncülüğünü yapmışlardır. İlk defa Ebû Yûnus el-esvârî, Ma'bed el-cühenî ve Atâ b. Yesâr, Emevî yöneticileri tarafından yayılan cebir inancını reddederek insanın fiillerini iradesiyle yaptığı ve kişiyi fiil işlemeye zorlayan bir kaderin bulunmadığı fikrini ileri sürmüşlerdir. Buna karşılıkca'd b. Dirhem cebir fikrini benimsemekle birlikte Kur'an'ın mahlûk olması, ilâhî sıfatların nefyi, maddenin hadis olan cevher ve arazlardan meydana gelmesi gibi yeni görüşler ortaya atmıştır. Şam'da Gaylân ed-dımaşki, Ma'bed el-cühenî'nin ve Saîd b. Kutne'nin görüşlerini, Mukâtil b. Süleyman'a ait teşbih ve tecsîm telakkilerinin yayıldığı Horasan'da da Cehm b. Safvân Ca'd b. Dirhem'in fikirlerini benimseyip nasları bunlar doğrultusunda ve aklî delillere başvurarak yorumlamıştır. Cehmiyye'nin kurucusu kabul edilen Cehm b. Safvân, böylece belirgin bir şekilde aklı nasların önüne geçirerek onları aklın ışığında yoruma tâbi tuttu. Geliştirdiği bu yönteme bağlı olarak ulûhiyyet, âhiret vb. konularda yeni itikadî görüşler ileri sürdü ve kelâm yöntemini kullanan ilk âlim oldu; bu yöntemi daha kapsamlı bir şekilde uygulayacak olan Mu'tezile'nin doğuşuna da zemin hazırladı. Basra'da Hasan-ı Basrî'nin öğrencilerinden olan Vâsıl b. Atâ, büyük günah işleyenin imanla inkâr arasında bir yerde durduğunu söylemek ve bu konudaki nasları aklın ışığı altında yorumlamak suretiyle Mu'tezile'nin kuruluşunu başlattı. Tesbit edilebildiği kadarıyla kelâma dair ilk eseri de İbn Atâ yazdı. Mu'tezile kaynaklarında, Vâsıl b. Atâ'nın görüşlerini Ebû Hâşim Abdullah b. Muhammed b. Hanefiyye vasıtasıyla Ali b. Ebû Tâlib'e dayandıran rivayetler varsa da bunu doğrulayan başka bilgiler mevcut değildir ( )yıllarında ortaya çıkan bu hareket Amr b. Ubeyd, İbn Keysân el-esam, Dırâr b. Amr, Ebü'l-Hüzeyl el-allâf. Nazzâm, Câhiz, Bişr b. Mu'temir, Ca'fer b. Harb, Ca'fer b. Mübeşşir, Ebü'I-Hüseyin el-hayyât, Ebû Ali el-cübbâî, Kâ'bî, Kâdî Abdülcebbâr, Ebû Reşîd en-nîsâbûrî gibi âlimlerle gelişip önemli bir kelâm ekolü haline gelmiştir. Basra ve Bağdat kelâmcıları olmak üzere iki gruba ayrılan Mu'tezile âlimleri ayrıntılarda farklı görüşler benimsemekle birlikte nasların aklın ışığında yorumlanması gerektiğinde birleşmişlerdir. Ayrıca Allah'ın varlığını, zâtından ayrı olarak düşünülen sıfatların nefyi esasından hareket eden birliğini ve insanların fiillerinde hür olduğu fikrine dayanan adaletini aklî verilerle kanıtlamak, iyi ve kötünün belirlenmesinde aklın yetkinliğini kabul etmek, büyük günah işleyen kimsenin imandan Çıkıp küfre girmediğine hükmetmek, kul için en iyi olanı gözetmeyi Allah hakkında zorunlu görmek ve iyiliği emredip kötülükten sakındırmak gibi ana ilkelerde ittifak etmişlerdir. Tabiat felsefesinde ise çoğunluk atomcu nazariyeyi kabul etmiştir. Kelâm ilminin Cehmiyye ve Mu'tezile elinde doğmasının ardından Selefiyye, Sünnî kelâm ekolleri ve İmâmiyye-İsnâaşeriyye kelâmı da teşekkül etmiştir. Şiî âlimleri kelâmı, 19

20 başta Hz. Ali ve Ca'fer-i Sâdık olmak üzere Ehl-i beyt'e mensup imamlarla başlatır ve Şeyh Sadûk'u ködâtü'l-imâmiyye'si ile Şeyh Müfîd'in Tashîhu'l-itikad'ın bu konuda yeterli bir delil olarak ileri sürer. Bununla birlikte literatürde Şia'ya nisbet edilen ilk kelâmcı Hişâm b. Hakem'dir. Şîa kelâmı daha çok imamet merkezli bir ekoldür. Mu'tezile'den esinlenen bu ekolün ondan farkı genelde imametle irtibatlıdır. Kelâm ekollerinin ortaya çıkmasından itibaren çoğunluğunu hadisçilerin teşkil ettiği muhafazakâr âlimler kelâm hareketine tepki göstererek Kur'an ve Sünnet'e bağlı kalmak gerektiğini savunmuş, dinin ana ilkelerini aklın veya Şîa'da olduğu gibi siyasî tercihlerin ışığında yorumlamaya karşı çıkmışlardır. III. (IX.) yüzyılda belirgin bir şekilde ekolleşen Ehl-i sünnet İki gruba ayrılarak gelişmiştir. Bunların ilki Ahmed b. Hanbel'in öncülüğünde, ayrıca Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî, Tirmizî, İbn Kuteybe, Ebû Saîd ed-dârimî gibi hadisçilerin de katkısıyla gelişen Selefiyye'dir. Bu ekol naslarla yetinip aklî bilgilere başvurmayı reddetmiş, gittikçe mensupları azalmakla birlikte her asırda çeşitli âlimlerce temsil edilerek ve zamanla naslarda yer alan aklî bilgilerle sınırlı bir akılcılığa kapısını aralayarak devam etmiş; tabiat felsefesi, ulûhiyyet ve iman konularında aha görüşlerini koruyup farklı bir Sünnî ekol olma hüvviyetini sürdürmüştür. Ehl-i sünnet'in ikinci ve en büyük grubunu Eş'ariyye ile Mâtürîdiyye'den oluşan Sünnî kelâm ekolü oluşturmuştur. Nasları hareket noktası kabul etmekle birlikte dinî ilkeleri aklî bilgiler ve dil kurallarına dayanan yorumlarla temellendirme yöntemini benimseyen Sünnî kelâm hareketinin III. (IX.) yüzyılın ilk yansında Haris el-muhâsibi, İbn Küllâb el-basrî ve Abdülazîz el-mekkî'nin çalışmalarıyla başladığını söylemek mümkündür. Bunların ardından münferit Sünnî kelâmcılar olarak Ebü'l-Abbas el-kalânisî ve Ebû Ali el-kerâbisî dikkat çeker. Sünnî kelâmın o dönemlerde İslâm dünyasının en önemli kültür havzasını oluşturan Ortadoğu'daki asıl kurucusu Ebü'l-Hasan el-eş'arî olmuştur. Mu"tezile"nin önemli bilginlerinden Ebû Ali el-cübbâî'den kelâm dersleri alan ve kırk yaşına kadar Mu'tezilî düşünceyi savunan Eş'arî, başta "vücûb alellah" ilkesi olmak üzere Mu'tezile'nin görüşlerini naslann yanı sıra aklî bilgilere de aykırı bularak bu ekolden ayrıldığını ve Ehl-i sünnet'e geçtiğini açıklamıştır. Eş'arî akaid konularında hadislerin delil olarak kullanılmasını benimsemiş, es-sıfâtü'l-meânîyi ispat etmiş, insanların fiilleri de dahil olmak üzere her şeyin kaderin kapsamına girdiğini ve insanların kesb yoluyla tesir ettiği fiillerinin Allah tarafından yaratıldığını kabul etmiş, rü'yetullahın naslarda açıklanan diğer âhiret hallerinin akıl açısından mümkün olup mutlaka vuku bulacağını savunmuş, büyük günah işleyenlerin imandan çıkmadığını söylemiş ve Hulefâ-yİ Râşidîn'in meşruiyetine hükmetmiştir. Eş'arî, genelde Mu'tezile tarafından reddedilen bu görüşlerini aklî bilgilerle temellendirmeye çalışmıştır. Ayrıca atomculuğa dayanan tabiat felsefesini Ehl-i sünnet'e taşımıştır. Muhtemelen Eş'arî'den de önce Sünnî kelâm ekolünü Mâverâünnehir civarında kuran bir diğer âlim Ebû Mansûr el-mâtürîdî olmuştur. Ebû Hanîfe'nin ilim geleneğine mensup bulunan Mâtürîdî, Eş'arî'ye nisbetle kelâmda daha akılcı bir yöntem geliştirip uygulamış ve Sünnî inançları daha doyurucu bir muhteva ile temellendirmeye çalışmış, bu sebeple kurduğu ekol Eş'ariyye ile Mu'tezile arasında, fakat akılcılıkta Mu'tezile'ye daha yakın 20

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 7. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 7.1. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kelam; naslardan hareketle inanç esaslarını ve insanın düşünce yapısına ilişkin temel

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH 210 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : KELAM TARİHİ Ders No : 0070040093 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ

YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN YURTLANDIRMAK PROJESİ Mevlüt UYANIK Prof.Dr. Hitit üniversitesi 1 YENİ BİR İSLAM MEDENİYETİ TASAVVURU İÇİN FELSEFEYİ ANADOLU DA YENİDEN

Detaylı

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN IÇERIK ÖNSÖZ 13 Giriş DİN VE AKAİT Günümüzde Din Algısı Sosyal Bilimcilere Göre Din İslam Açısından Din Dinin Anlam Çerçevesi İslam Dini İslam ın İnanç Boyutu Akait İman İman-İslam Farkı İman Bakımından

Detaylı

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ KISA ÖZET

Detaylı

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH 214 4 2+0 2 3

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH 214 4 2+0 2 3 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İslam Tarihi II ILH 214 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam)

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam) ve referanslar ve elbette tarihsel ve entelektüel ardalan ileri derecede önemlidir. Çünkü genelde Batýlý kavramlar, kendilerinde ne olduklarý na bakýlmaksýzýn (aslýnda akademik ve entelektüel bir soruþturmanýn

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

İslam hukukuna giriş (İLH1008)

İslam hukukuna giriş (İLH1008) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İslam hukukuna giriş (İLH1008) KISA

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İSLAM EĞİTİM TARİHİ ILA323 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH 307 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS EVRENSEL İNSANİ DEĞERLER İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS EVRENSEL İNSANİ DEĞERLER İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS EVRENSEL İNSANİ DEĞERLER İLH320 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem 3801101 3802101 Kur'an Okuma ve Tecvid I 3801111 3802111 Arapça Dil Bilgisi I 2 2 3 3 3801112 3802112 Arapça Okuma-Anlama

Detaylı

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Editörler Prof. Dr. İsmail Erdoğan - Doç. Dr. Enver Demirpolat İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Yazarlar Prof. Dr. İsmail Erdoğan Doç.Dr. Enver Demirpolat Doç.Dr. İrfan Görkaş Dr. Öğr.Üyesi Ahmet Pirinç

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH 313 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR V İLH 403 7 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15 İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri

Detaylı

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI 4. DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 4.1. DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kültürler arası etkileşimin hızlandığı

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU İLH322 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS SİYER II İLH 114 2 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Eğitim Tarihi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Türk ve Batı Eğitiminin Tarihi Temelleri a-antik Doğu Medeniyetlerinde Eğitim (Mısır, Çin, Hint) b-antik Batıda Eğitim (Yunan, Roma)

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH 427 7 3+0 3 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

AKADEMİK YILI

AKADEMİK YILI Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi 2017-2018 AKADEMİK YILI Hazırlık Sınıfı 1. Dönem Adı Z / S Teo. Uyg Toplam Arapça Zorunlu Hazırlık (Arapça Dilbilgisi (Sarf) I) Z 4 0 4 4 4 Arapça Zorunlu Hazırlık (Arapça

Detaylı

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

SOSYOLOJİSİ (İLH2008) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. DİN SOSYOLOJİSİ (İLH2008) KISA ÖZET-2013

Detaylı

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : MANTIK Ders No : 0070040047 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön

Detaylı

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde

Detaylı

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com Hikmet Yurdu, İmam Matüridî ve Matürîdîlik Özel Sayısı, Yıl: 2, S.4 (Temmuz-Aralık 2009), ss. 235-239 Kitap

Detaylı

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI DİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 46 5. HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 5.1. HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Hadis; Peygamberimizin söz,

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Tefsir II ILH 204 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) KODU DERSİN ADI T U Kredi AKTS İLH001 ARAPÇA 26 0 26 26 Konu

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK KÜLTÜRÜNDE HADİS (SEÇMELİ) Ders No : 0070040192 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim

Detaylı

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IX/1 (Bahar 2016), ss. 131-135. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com Başvuru: 07.06.2016 Kabul: 20.06.2016 İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM

Detaylı

www.vergidegundem.com

www.vergidegundem.com Fax: 0 212 230 82 91 Damga vergisi uygulamasında Resmi Daire Av. Gökçe Sarısu I. Giriş Damga vergisi, hukuki işlemlerde düzenlenen belge ya da kağıtlar üzerinden alınan bir vergidir. Niteliğinin belirlenmesinde

Detaylı

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 1994. Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı ve Soyadı :Muammer BAYRAKTUTAR 2. Ünvanı : Yrd. Doç. Dr. 3. Görevi : Öğretim Üyesi/Dekan Yrd. 4. Görev Yeri : Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 5. İletişim : muammerbayraktutar@hotmail.com

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH 102 2 4+0 4 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Kader ve

Detaylı

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders

Detaylı

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI Z/S K/ Z/S K/ EK-1 T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI ARAPÇA HAZIRLIK SINIFI PROGRAMI Hazırlık 1. Yarıyıl İİH001 Arapça Dilbilgisi

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2018-2019 Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) KODU DERSİN ADI Kredi İLH001 ARAPÇA 26 0 26 26 Konu Başlıkları (Yıllık) T

Detaylı

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL. İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya ISBN 978-605-4829-05-7 869 sayfa, 45 TL. VII. yüzyılın başlarında kadim medeniyet havzalarında canlılığını neredeyse kaybetmiş olan felsefe,

Detaylı

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI FİNAL SINAVI TAKVİMİ TARİH SAAT DERSİN ADI SALON ÖĞRETİM ÜYESİ Mukayeseli Adab ve Erkanı Prof. Dr. Tahir YAREN Kıraat Farklılıklarının Manaya Etkisi Aşere,Takrib,Tayyibe

Detaylı

T.C. RECEP TAYYĠP ERDOĞAN ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TEMEL ĠSLAM BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LĠSANS DERSLERĠ DERSĠN KODU VE ADI

T.C. RECEP TAYYĠP ERDOĞAN ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TEMEL ĠSLAM BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI YÜKSEK LĠSANS DERSLERĠ DERSĠN KODU VE ADI T.C. RECEP TAYYĠP ERDOĞAN ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ 2014-2015 EĞĠTĠM-ÖĞRETĠM YILI GÜZ YARIYILI NDA AÇILAN DERSLERĠN LĠSTESĠ (T. C. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s. 251-255 tanıtım-değerlendirme KELÂM TARİHİNİN PROBLEMLERİ Muhit MERT, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2008, 160 s. Necmettin KUZU Kitap adından

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 01-014 Eğitim Öğretim Yılı 1.ve.Öğretim (010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) KODU DERSİN ADI İLH001 ARAPÇA 0 Konu Başlıkları (Yıllık) T Sözlü

Detaylı

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI Sayı : 47 Tarih : 04.09.2012 Toplantıda Bulunanlar : 1. Yrd. Doç. Dr. Süleyman TURAN, Müdür V. 2. Prof.

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK DİLİ I Ders No : 00700400 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön Koşul

Detaylı

TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME

TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME Dr. Muammer BAYRAKTUTAR Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmeni Sabri KIZILKAYA, İsnad ve Metin Çözümlemeleri Bağlamında Geleneksel ve Yeni Yaklaşımlar, Yayınlanmamış Doktora

Detaylı

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet 3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet Fikret İlkiz Anayasaya göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde

Detaylı

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ARAP DİLİ VE EDEBİYATI I İLH 103 1 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT LİSANS MÜFREDAT PROGRAMI 1. SINIF 1. YARIYIL İLH101 KURAN OKUMA VE TECVİD I 4 0 4 4 İLH103 ARAP DİLİ VE BELAGATI I 4 0 4 4 İLH105 AKAİD ESASLARI 2 0 2 2

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ II ILA316 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH 202 4 2+0 2 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır.

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır. Prana Sanskritçe den nefes-nefes alma ve devamlı hareket şeklinde çevrilir. Bu Hint felsefesinde-tıbbında ve teolojisinde genel bir anlamı ifade eder. Dil uzmanları kelimeye bu anlamları yanında hayat

Detaylı

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : 00004003 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s. T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ Cilt: 20, Sayı: 2, 2011 s. 209-213 Kitap Tanıtımı Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s. Hanifi ŞAHİN

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Allah

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TÜRK DİLİ I TRD103 1 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Dr. Öğr. Üyesi Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Yazarlar Prof. Dr. Kemal Sözen Prof. Dr. Mevlüt Uyanık Doç. Dr. Ali Kürşat Turgut Doç. Dr. Aygün Akyol Doç. Dr. Hamdi

Detaylı

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE 1 Dersin Adı: Ortaçağ ve Rönesans ta Felsefe 2 Dersin Kodu: FLS 1012 3 Dersin Türü: Zorunlu 4 Dersin Seviyesi: Lisans 5 Dersin Verildiği Yıl: 6 Dersin Verildiği Yarıyıl: 7 Dersin

Detaylı

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İslam coğrafyasında gelişen tıp tarihi üzerine çalışan bilim adamlarının bir kısmı İslam Tıbbı adını verdikleri., ayetler ve hadisler ışığında oluşan bir yapı olarak

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,

Detaylı

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz Zehra KAMACI

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz Zehra KAMACI sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 9 / 2004 s. 219-223 kitap tanıtımı HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz

Detaylı

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi GERÇEĞİ TÜMÜYLE ELE ALIP İNCELEYEN VE BUNUN SONUCUNDA ULAŞILAN BİLGİLERİ YORUMLAYAN VE SİSTEMLEŞTİREN

Detaylı

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TG 6 ÖABT DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TG 6 ÖABT DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TG 6 ÖABT DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin

Detaylı

ESOGÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIKLI İLAHİYAT 2010 YILINDAN İTİBAREN UYGULANAN PROGRAM DERSLERİ I.ÖĞRETİM I. DÖNEM

ESOGÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIKLI İLAHİYAT 2010 YILINDAN İTİBAREN UYGULANAN PROGRAM DERSLERİ I.ÖĞRETİM I. DÖNEM ESOGÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIKLI İLAHİYAT 2010 YILINDAN İTİBAREN UYGULANAN PROGRAM DERSLERİ I.ÖĞRETİM 1 I. DÖNEM 181111005 Türk Dili I Z 2 0 2 0 2 181111006 İngilizce I Z 2 0 2 0 2 181111007 Atatürk

Detaylı

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı Evrak Ana. Üni. Tarih Evrak ve Sayısı: Tarih 14/06/2016-E.5655 ve Sayısı: 15/06/2016-E.37386 T. C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı *BD8107914312* Sayı :76144028-821.99-

Detaylı

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler İçindekiler xiii Önsöz ı BİRİNCİ KISIM Sofistler 3 1 Giriş 6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler 17 K a y n a k la r 17 Sofistlerin G enel Ö zellikleri

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI

İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ Sayı: 9, Cilt: 9, 2000 İBN SİNA'NIN BİLİMLER SINIFLAMASI Hidayet Peker * İbn Sina'nın bilimler sınıflaması, müstakil olarak bu konuya ayrıdığı "Aklî Bilimlerin

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR DKB202 4 2+0 2 3

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR DKB202 4 2+0 2 3 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR DKB202 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

HİTİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2007 VE SONRASI MÜFREDAT PROGRAMI AKTS KODU

HİTİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2007 VE SONRASI MÜFREDAT PROGRAMI AKTS KODU HİTİT ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAÜLTESİ 2007 VE SONRASI MÜFREDAT PROGRAMI T U : Teorik ders saati : Uygulamalı ders saati : Dersin redisi : Avrupa redi Transfer Sistemi 1.SINIF 1.SINIF ODU I. YARIYIL/GÜZ

Detaylı

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 MİT VE DİN İLİŞKİSİ (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mit ve Din Mitolojiler genel olarak dinsel, ruhani ve evrenin ya da halkların oluşumu gibi yaratılış veya türeyiş gibi temaları içerirler.

Detaylı

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ

Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Editörler Prof.Dr. İsmail Erdoğan / Yrd.Doç.Dr. Enver Demirpolat İSLAM FELSEFESİ Yazarlar Prof.Dr. Kemal Sözen Prof.Dr. Mevlüt Uyanık Doç.Dr. Aygün Akyol Doç.Dr. Hasan Akkanat Doç.Dr. İbrahim Çetintaş

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : SOSYALLEŞME VE İLETİŞİM (SEÇMELİ) Ders No : 0070040181 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH 402 8 2+0 2 5 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu

Detaylı

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1 e-makâlât Mezhep Araştırmaları, VII/1 (Bahar 2014), ss. 261-265. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR Ali Rabbânî Gülpâyigânî, Önsöz Yayıncılık, İstanbul 2014 456 sayfa, Adem Sezgin

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI Journal of Islamic Research البحوث االسالمية Yıl 3 Sayı 1 Mayıs 2010 .. / Özet: Hadislerin anlaşılmasında aklın putlaştırılması Batıyla geniş bir etkileşim

Detaylı

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER SAHTECİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: ASOSAI 2012 FİLİPİNLER ÇALIŞTAYI

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER SAHTECİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: ASOSAI 2012 FİLİPİNLER ÇALIŞTAYI YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER SAHTECİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: ASOSAI 2012 FİLİPİNLER ÇALIŞTAYI SAHTECİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: ASOSAI 2012 FİLİPİNLER

Detaylı