Lipozomların Tıpta Kullanımı

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Lipozomların Tıpta Kullanımı"

Transkript

1 Lipozomların Tıpta Kullanımı Orhan Ayata, Kadem Cem Haberal, Gönül Or, Ceren Polat, Algan Turgut Danışman: Doç. Dr. Neslihan Toyran Al Otaibi ÖZET Lipozomlar temel olarak fosfolipitten oluşmuş mikroskopik veziküllerdir. Lipozom; yapı ve içerik açısından hücre zarına benzerlik göstermesi, toksik olmaması ve kimyasal içeriğinin araştırmacı tarafından belirlenebilmesi gibi nedenler ile bilim adamları tarafından uzun yıllar boyunca model membran olarak kullanılmıştır. Deneysel koşullarda sentetik fosfolipitlerin değişik yöntemlerle sulu bir ortama yayılması sonucu oluşabilen lipozomlar, hazırlama aşamasında dışardan eklenen diğer maddeleri de enkapsüle edebilmektedirler. Lipozomlar, hem hidrofilik hem de hidrofobik bölgeleri olması nedeni ile aynı anda yağda ve suda eriyen molekülleri taşıyabilme özelliğine sahiptirler. Bu veziküller, yapısal özelliklerinden dolayı ilaç taşıma araçları olarak kullanılmaktadırlar. Bununla birlikte, belirli hedef hücreye yönelebilen akıllı lipozomlar üretebilmek için çeşitli lipozom formulasyonları geliştirilmiştir. Bu çalışmada, lipozomların ilaç taşıyıcı sistemler olarak temel özellikleri incelenmiş ve lipozomların tıpta kullanımı konusunda yapılan bilimsel çalışmalar derlenmiştir. Anahtar kelimeler: Lipozom, ilaç taşıma sistemleri, tıbbi uygulamalar GİRİŞ Lipozom kelimesi, köken olarak Yunanca lipos (yağ) ve soma (vücut) kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Lipozomlar, katman sayılarına (tek katmanlı, çok katmanlı gibi), büyüklüklerine (küçük, büyük gibi), hazırlanma yöntemine (ters faz evaporasyon vezikülleri gibi) göre sınıflandırılmaktadır. Tek katmanlı lipozomların çapı nm dir. Bu tip lipozomlar büyük ve sulu bir merkeze sahip oldukları için daha çok suda çözünen ilaçları enkapsüle etmek için kullanılır. Çapı 1-5 µm olan çok katmalı lipozomlar ise iç içe konsantrik yerleşim gösteren bir çok lipid katmanından oluşur ve daha çok yağda çözünen ilaçları enkapsüle etmek için kullanılır (11). Doğal olarak kendiliğinden oluşabilme kapasitesi olan lipozomların yapay olarak da elde edilebileceği, 1690 lı yılların ortalarında Bangham ve öğrencileri tarafından gösterilmiştir. Önceleri biyolojik membran olarak kullanılmaya başlayan lipozomların ilaç taşıyıcı sistemler olarak kullanılmaları 1970 lerde başlamıştır (14). Günümüzde teknolojideki gelişmelere paralel olarak lipozomların kullanım alanı hızla genişlemiş, özellikle tıpta kullanımı dikkat çekmeye başlamıştır. İlaç taşıma aracı olarak lipozom kullanımının başlıca avantajları: Daha az yan etki, hedefe yönelik taşıma, yavaş ve uzun süreli ilaç salınımıdır (9) li yıllarda ilaç taşıma aracı olarak kullanılan lipozomlarla yapılan ilk çalışmaların sonuçları, bilim dünyasında hayal kırıklığı yaratmıştır. Bunun en önemli sebepleri arasında, ilaçların yeteri kadar stabil olmayışı ve ilaçların lipozom içerisine enkapsüle edilişindeki verimin düşük oluşu gelmektedir. Bu 1

2 problemlerin zamanla yapılan çalışmalar sayesinde çözülmesi ile, 1980 lerde ve 1990 ların başında, lipozom formülasyonu haline getirilen bir çok ilaç günümüzde ticari ürün haline getirilerek piyasadaki yerini almıştır. Bunların arasında en başarılı olanları ise antifungal ve antikanser preparatlarıdır (14). Bu derlemede, lipozomların genel özelliklerinin kavranması, tıpta kullanım alanlarının incelenmesi amaçlanmıştır. İLAÇ TAŞIYICI SİSTEMLER OLARAK LİPOZOMLAR Lipozomlar, yapı ve içerik açısından hücre membranlarına benzerlik gösterirler. Lipozomun ilaç taşıyıcı sistemler olarak kullanımındaki etkinliği belirleyen en önemli faktörler, içeriği, büyüklüğü, ilaç yükleme verimliliği, taşınım sırasındaki stabilitesi ve hücrelerle olan biyolojik etkileşimidir. Bu etkileşim şekillerinden en sık gerçekleşeni ya adsorpsiyon ya da bunun sonrasında oluşan endositozdur. Diğer bir etkileşim şekli ise lipozom ve hücre membranı arasında gerçekleşen füzyon olayıdır. Dördüncü ve son etkileşim şekli ise, lipozomu oluşturan lipid ve kolesterol gibi bileşenlerin, hücre zarı bileşenleri ile yer değiştirmesidir (28). İlaç taşıyıcı sistemler olarak kullanılan liposomlar kullanım şekline ve amacına bağlı olarak; süspansiyon, aeresol, jel, krem ya da kuru toz formunda hazırlanabilmektedir. Lipozom yüzeylerinin farklı özellikteki molekülleri taşıyabilecek şekilde hazırlanabilmesi, lipozomların farklı doku ve hücrelere etki etmelerini sağlamıştır. Lipozomların tıp alanında kullanımında karşılaşılan en önemli problem, lipozomların fagositik sistem tarafından temizlenmesi olmuştur. Bilim adamları bu sorunu çözmek için, lipozom yüzeyini, bağışıklık sistemini aktive etmeyen moleküller ile kaplama girişiminde bulunmuşlardır. Bu gelişmeye rağmen tedavi amaçlı olarak kan dolaşımına verilen lipozomlar ile katı tümör uygulamalarında istenilen sonuç alınamamıştır. Bu sorunun nedeni ise katı tümörlerdeki kan dolaşımının yetersiz oluşuna bağlanmıştır (19). LİPOZOM STABİLİTESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Lipozomun keşfinden sonra, ilaç enkapsüle edilmiş lipozomlar ile yapılan ilk tıbbi çalışmalar başarısızlıkla sonuçlanmıştır. İlk nesil lipozomlar (geleneksel lipozomlar) olarak bilinen bu lipozomların başarısız olmasının temel nedeni, biyolojik sıvılarda stabil olmamaları sonucunda lipozoma enkapsüle edilmiş olan ilacın ortama hızla salınmasıdır. İlk nesil lipozomlar vücuda verildikten sonra vücut tarafından yabancı madde olarak algılanmış ve bunun sonucu olarak Mononükleer Fagositik Sistem (MFS) tarafından kan dolaşımından temizlemeye çalışılmıştır. MFS nin major organları karaciğer (Kupfer hücreleri) ve dalak (makrofajlar) tır. MFS hücrelerinin geleneksel lipozomları yok etme konusundaki belirgin eğilimi, lipozom içindeki ilacın makrofajlara iletiminde kolaylık sağlarken ilaçların diğer bölümlere özel iletiminde sorun yaratmıştır. İlk nesil lipozomların dolaşımdan bu şekilde yok edilmesi nedeni ile lipozom aracılı ilaç taşıma sistemlerinin gelişimi 20 yıllık bir gecikmeye uğramıştır. Bu problemi çözmek için daha sonraki yıllarda yapılan çalışmalarda, bir çok yeni 2

3 formülasyon geliştirilmiştir. Bunların başında, polietilen glikol (PEG) türevleri içeren lipozomlar (PEG kaplamalı lipozomlar) gelmektedir (11, 30). PEG polimerlerinin, serum proteinleri ile lipozom yüzeyi arasındaki etkileşimi sterik olarak engellediği düşünülmektedir (30). Ayrıca, MFS ye karşı koyabilen küçük, rijit yapıda ve kolesterol bakımından zengin lipozom veziküllerinin geliştirilmesinin, lipozomların plazmadaki dayanıklılığını arttırdığı gözlenmiştir (13). Lipozomun kanda dolaşım süresini arttırmak için geliştirilen diğer yöntemler ise lipozom formülasyonlarında, polivinil-pirrolidon poliakrilamid (PPP) lipidleri (27), glukuronik asit lipidleri (18) ve faz geçiş sıcaklığı yüksek olan fosfolipidleri kullanmaktır (8). Protein, glikolipit ve polisakkarit ekleme yöntemi ile kırmızı kan hücrelerinin yapısına benzetilen lipozomların kullanılması, lipozomların kanda dolaşım sürelerini artırmaktadır. Gangliosid G M1 ve hidrojene fosfatidil inositol ile kaplanmış lipozomlar ile fare üzerinde yapılan çalışmalarda başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Dolaşım süresinin arttığı bu tip lipozom formülasyonları, Stealth lipozomlar olarak da bilinirler. Yapılan bazı çalışmalarda lipid yapılarında yapılan özel değişiklikler sayesinde (partikül çapını 100 nm de tutarak) damardan enjeksiyonu takip eden 24 saat sonrasında kanda kalan lipozom miktarında 60 kat artış olduğu gözlenmiştir. Yine aynı çalışmada, lipozomların karaciğer ve dalaktaki lokalizasyonunda 4 katlık bir azalma olduğu görülmüştür. Tümör oluşturulmuş fareler üzerinde yapılan paralel deneylerde, lipozomun kanda kalma zamanı incelenmiştir. Sonuç olarak tömürdeki lipozom konsantrasyonunun 25 kat arttığı gözlenmiştir. Lipozomlara gangliosid eklenmesi, negativiteyi ve hidrofiliteyi arttırmaktadır. Böylece lipozomların stabilitesi artar, yarı ömrü uzar ve aynı zamanda karaciğer ve dalak tarafından yakalanma riski azalır. Ayrıca lipozomlardaki fosfatidil inozitol içeriği veya polimerik glikol partikül içeren hidrofilik polisistren manto içeriği, lipozomların özellikle kandaki yarı ömrünü uzatmaktadır. Küçük tek katlı lipozomların dolaşımdan temizlenmesi, aynı içeriğe sahip çok katmanlı lipozomlardan daha yavaştır. Daha önce yapılan bir çalışmada G M1 (gangliosid) sülfatid ve fosfotidil inozitol eklenmiş, fosfatidil kolinden oluşan lipozomların, fosfatidil gliserol gibi asetik fosfolipidden yapılmış lipozomlara göre, dolaşım süresinin daha fazla olduğu gözlenmiştir. Bu çalışmalar, lipozomların kanda kalma süreleri ile farelerde oluşturulan tümörler tarafından alınımı arasında güçlü bir ilişkinin olduğunu göstermiştir. HEDEFE YÖNELMİŞ LİPOZOMLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ Lipozomları belirli bir hedefe yönlendirebilmek için, spesifik molekülleri tanıyabilen ligandlar bu veziküler yapıların uygun bölgelerine bağlanabilmektedir. Antikorlar ve hedef hücre yüzeyine bağlanabilen moleküller (folat (16), transferin (29), aniyonize albumin (12), dekstran (5) gibi) değişik bağlanma yöntemleriyle lipozomlara bağlanırlar. Lipozomların yüzeyine kovalent olarak bağlanan antikorlar, spesifik yüzey antijenlerine güvenli bir şekilde ilaç taşımak üzere hedeflendirilmişlerdir. In vivo ve in vitro hayvan modelleri üzerinde yapılan çalışmalarda umut vadeden sonuçlar elde edilmiştir. 3

4 Lizozomal yıkımını önleyebilmek için ph a duyarlı lipozomlar geliştirilmiştir. ~ph 6 da destabil olarak füzojenik hale gelebilen lipozomlar tasarlanmıştır. Bu tür lipozomlar fosfatidil etanolamin (PE) ve asidik bir fosfolipit karışımından hazırlanmaktadır. ph 6.5 in altında PE nin çift katmanın proton vermesi ile birlikte lipozomlar destabil hale gelir, füzojenik özellik kazanır ve lipozomal içerik sitozole ulaşır. Böylece lizozomal degredasyon engellenmiş olur. Sıcaklığa duyarlı olan lipozomlarda (faz geçiş sıcaklığı ~ 40 o C olan) izlenen yol, ısı ile birlikte lipozom içeriğinin ortama salınmasıdır. In vitro ve hayvan çalışmalarında denemeler yapılmıştır. Kanserli dokularda sıcaklık 40 o C nin üzerine rahatlıkla çıkabildiği için bu tip lipozomlar kullanılmıştır, fakat klinikte kullanıma henüz geçilmemiştir (20). LİPOZOMLARIN TIPTAKİ UYGULAMALARI 1. Lipozomların Kanser Tedavisindeki Uygulamaları Kanser hastalığının tedavisinde daha etkili bir alternatif tedavi yöntemi oluşturmak için farklı lipozom formülasyonları geliştirilmiştir. Bu formülasyonlardan başlıcaları şu şekilde özetlenebilir: PEG kaplamalı lipozomal doxorubicin (PLD), PEG kaplaması olmayan lipozomal doxorubicin (NPLD), lipozomal daunorubicin (DNX), lipozom ile kapsüllenmiş platin bileşimleri, immunolipozomlar (antikor aracılı taşıma) (9). a) PLD Geçtiğimiz 10 yılda, PLD nin başlıca 3 endikasyonu belirlenmiştir: Yumurtalık kanseri, meme kanseri ve AIDS e bağlı Kaposi s Sarkoma yılında, yumurtalık kanseri üzerine yapılan faz 3 çalışmalarında mortalite de %18 lik bir azalma, ayrıca kardiyotoksisite ve alopeside azalma olduğu gözlenmiştir. Diğer taraftan, mukositiste ve stomatitiste artma olduğu da yine elde edilen sonuçlar arasındadır (24) yılında, meme kanseri üzerine yapılan faz 3 çalışmalarında, % 31 lik iyileşme, tümörde % 31 lik stabilizasyon, daha az kardiyotoksisite ve alopesi görülürken, mukositiste ve stomatitiste artma olduğu kaydedilmiştir (10). Aynı yıl, AIDS e bağlı Kaposi s Sarkoma üzerine yapılan faz 3 çalışmalarında, % 36 lık iyileşme, daha az kardiyotoksisite ve alopesi görülürken, mukositiste ve stomatitiste artış olduğu gözlenmiştir (10). b) NPLD 2001 yılında, meme kanseri üzerine yapılan faz 1 ve faz 2 çalışmalarında, kardiotoksisitede ve nötropenide azalma, antitümör etkinliğinde artma olduğu saptanmıştır. Bu çalışmadan elde edilen diğer önemli bir sonuç da NPLD ile tedavi edilmiş hastaların hiçbirinde kalp bozukluklarına ait klinik semptomların gözlenmemiş olmasıdır (4). Bu formulasyonun Avrupa da kullanımı onaylanmıştır. 4

5 c) DNX DNX, Yumuşak dokuda sarkoma, Rhabdomyosarkoma, Hodgkin s lenfoma, AIDS e bağlı Kaposi s Sarkoma tedavisinde uygulanmış bir formülasyondur yılında yapılan çalışmada elde edilen sonuçlar aşağıda özetlenmiştir: - Yumuşak dokuda sarkoma: Yapılan faz 3 çalışmalarında iyileştirici etkisi görülmüştür. - Rhabdomyosarkoma: Kardiyotoksisitede azalma olduğu gözlenmiştir. - Hodgkin s lenfoma: Kardiyotoksisitede azalma olduğu gözlenmiştir. - AIDS e bağlı Kaposi s Sarkoma: Kardiyotoksisitede azalma olduğu gözlenmiştir. Elde edilen olumlu sonuçlar nedeni ile Avrupa da kullanımı onaylanmış bir formülasyondur (7). d) Lipozom ile kapsüllenmiş platin bileşimleri Sisplatin sitotoksitesi, DNA çapraz bağlarının konformasyonunu değiştirerek hücre apoptosisine neden olmaktadır. Bu bileşen beyin, akciğer, boyun, yumurtalık, ösofagus, mide, testis ve mesane kanseri gibi hastalıkların tedavisinde büyük önem taşımaktadır. Terapatik içeriğini daha da iyileştirmek için karboplatin ve oksaplatin gibi daha iyi toksisite profiline sahip olan platin analogları geliştirilmiştir. 3 farklı lipozom formülasyonu aşağıda özetlenmiştir: i) PEG kaplamalı lipozomal Sisplatin (SPI-077) 1999 yılında yapılan bir çalışmada kullanılan bu formülasyon, hidrojene soya fosfatidilkolin ve kolesterol içerir. SPI-077 kullanılarak yapılan başlıca çalışmalar aşağıda özetlenmiştir: - Kolon Kanseri: kolon kanseri üzerine yapılan faz 1 çalışmalarında genel olarak sisplatin ile karşılaştırılmış ve sisplatinin anti-tümör etkinliğinin daha yüksek olduğu gözlenmiştir. - Akciğer Kanseri: akciğer kanseri üzerine yapılan çalışmalar faz 1 ve faz 2 aşamasındadır. Newman ve arkadaşları tarafından, her iki kanser (kolon ve akciğer) tipinde yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar, bu formülasyonun toksik profilinin umut verici olduğunu, fakat terapatik etkinliğinin lipozomlardan sisplatinin erken salınımı nedeni ile sınırlı olduğunu göstermiştir (22). ii) Lipoplatin Lipoplatin de PEG kaplamalı, küçük, tek lamelli veziküllerin içindeki bir diğer lipozomal sisplatin formulasyonudur yılında, lipoplatin ile sıçan ve fareler üzerine yapılan faz 1 çalışmalarında, lipoplatinin sisplatine göre daha az renal toksisite gösterdiği; meme, prostat ve pankreas kanseri xenograflarında anti-tümör etkilerinin olduğu gözlenmiştir (6). Yapılan faz 1 çalışmalarda yan etki olarak hafif miyelosupresyon, gastrointestinal toksisite ve bulantı gözlenmiştir. 5

6 iii) Aroplatin Aroplatin, hidrofobik yapılı oksaliplatin analoğu ve siklohekzan platini içeren çok lamelli veziküller içine kapsüllenmiş lipozomal bir formülasyondur. Test edilen lipofilik platin analogları içerisinde en umut verici olanıdır yılında yapılan faz 1 çalışmalarında aroplatinin lösemi, retikulosarkoma ve melanoma gibi tümör modellerinde etkinliği araştırılmıştır. Bu çalışmalarda, aroplatin, nefrotoksisiteyi önemli oranda düşürmesi nedeni ile sisplatine oranla daha fazla anti-tümör etkinliği göstermiştir. Başlıca yan etkileri, hepatik aminotransferazların aktivitesinde artış, miyelosupresyon, bulantı, kusma ve ishaldir. Günümüze kadar yaklaşık olarak 200 hasta aroplatinle tedavi edilmiştir ve elde edilen ilk sonuçlar bu lipozomal formülasyonun umut verici olduğunu göstermiştir (9). e) İmmünolipozomlar (antikor aracılı taşıma) Antikor aracılı taşımada esas, lipozomların spesifik tipteki antikorlara bağlanarak tümörün olduğu bölgeye hedeflendirilmesidir. Akciğer kanseri üzerine yapılan çalışmaların sonucu, immünolipozomların iyileştirici etkisinin olduğunu göstermiştir. Sıçanlarda beyin tümörü üzerine yapılan çalışmalarda kanserli hücrelerin spesifik olarak tanınması açısından olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Solid tümörlerde bu tip lipozomların perifere çok güçlü bağlanması nedeni ile ilacın tümörün derin katmanlarına ulaşamaması, bu tip lipozomların kullanımını sınırlayan önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır (2). 2. Lipozomların Gen Terapisindeki Uygulamaları Son yıllarda birçok genin tanımlanması ve gen teknolojilerinin ilerlemesi sayesinde kalıtsal hastalıkların ve çeşitli kanserlerin tedavisinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Gen tedavisindeki amaç, hastalığa neden olan kusurlu genin yerine sağlıklı kopyalarının yerleştirilmesi ve böylece genetik yapının düzeltilmesidir (23). Katyonik lipozomlar, geni hedef bölgeye taşımak için en uygun vektörlerdir. Lipozom sayesinde, DNA hem hedef bölgeye taşınmış olmakta, hem de sistemik dolaşımda yıkıma uğramaktan korunmuş olmaktadır. Taşıyıcı vektör olarak kullanılan lipozomların 3 önemli özelliği, DNA nın taşınım verimini etkilemektedir: Negatif yüklü DNA ile etkileşen pozitif yüklü kafa grubu, bağlayıcı bir grup (lipidin kimyasal stabilitesini belirleyen) ve katyonik lipidi lipozomun çift katmanına bağlayacak hidrofobik bir bölge (11). Katyonik lipozomlar da birinci nesil lipozomlar gibi stabil olmadıkları için klinikte kullanımı çok uygun değildir. Ancak PEG eklenmiş katyonik lipozomlar kullanılarak, lipozomların stabilitesi artırılabilmekte, ve böylece ilacın hastalık olan bölgede istenilen miktarda birikmesi sağlanabilmektedir (11). 3. Lipozomların Enfeksiyon Hastalıklarının Tedavisindeki Uygulamaları Vücuda intravenoz yolla verilen birinci nesil lipozomların vücuttaki fagositik hücreler tarafından sindirildiğinin anlaşılması üzerine bu tip lipozomlar, ilaç moleküllerinin makrofajlara yönlendirilmesinde en uygun 6

7 ilaç taşıyıcı sistemler haline gelmiştir. MFS hücrelerinde yerleşim gösteren parazitlerin neden olduğu hastalıkların tedavisinde bu tip lipozomların kullanımı araştırmacılar arasında popüler bir konu olmuştur. Bu parazitlerin neden olduğu hastalıklardan en sık rastlanılanları leishmaniniasis ve mantar enfeksiyonlarıdır. Leishmaniniasis genellikle tropikal bölgelerde görülen 100 milyondan fazla insanda bulunan öldürücü bir makrofaj içi parazitik hastalıktır. Bu hastalığı tedavi etmek için kullanılan ilaçlar son derece zehirlidir. Bu tip ilaçların lipozomlara enkapsüle edilip sadece hedef bölgede birikmeleri sayesinde, vücut zehirli etkilerinden korunmuş olmaktadır (1,3,21). Bu tip formülasyonların kullanımı şimdilik hayvanlar üzerine yapılan çalışmalarla sınırlı olmakta birlikte, son yıllarda antiparazitik lipozom formülasyonlarının kullanıldığı insan üzerine yapılan çalışmalar da başlatılmıştır. Bu tip çalışmalar içerisinde en başarılı olanı, Amfoterasin B taşıyan lipozom formülasyonlarının insanda antifungal terapide kullanılanı olmuştur (28). Bağışıklık sisteminde sorun olan hastalarda kullanılan ilaçlar nörotoksik ve nefrotoksiktir. Bu toksik maddeler ya başka ilaçlarla bağ yaptırılarak temizlenir ya da bu ilaçlar lipozomlarla enkapsüle edilerek toksik etkileri büyük ölçüde azaltılır (17). Benzer yaklaşımlar, antiviral ve antibakteriyel tedavilerde de uygulanmıştır (26). 4. Lipozomların Dermatolojik Hastalıkların Tedavisindeki Uygulamaları Lipozom formülasyonları dermatoloji alanında uygulanmaya başlanmıştır. Deri sağlığı için gerekli olan değişik tipte yağlar, vitaminler ve iyonlar, lipozomların içerisine enkapsüle edilerek deriye doğrudan uygulanabilmektedir. Dermatoloji alanında lipozom kullanımın sağladığı en büyük avantaj, uzun süreli ve kontrollü madde salınımıdır. Lipozomların taşıdıkları bu maddeler deri hücreleri tarafından kabul edilebilir özelliktedir. Ancak koruyucu katkı maddeleri içeren ürünler, organizma tarafından yabancı madde olarak algılanabilmekte ve bu durum vücut savunma mekanizmasının alerji tetikleyici reaksiyon göstermesine neden olabilmektedir (15). 5. Lipozomların Teşhise Yönelik Uygulamaları Teşhis koyma amaçlı kullanılan görüntüleme tekniklerinde (manyetik rezonans görüntüleme, tomografi, sintigrafi, sonografi gibi) görüntü elde edebilmek için kontrast ajanları kullanılmaktadır. Bu ajanların hedef bölgeye yönlendirilmesinde lipozomlar kullanılabilmektedir. Kullanılmakta olan diğer geleneksel yöntemlere göre lipozom kullanımının avantajı, birden fazla kontrast ajanının aynı anda hedef bölgeye taşınabilmesidir (11). Bu lipozomların dolaşım sırasında stabilitesini artırabilmek için PEG molekülünden faydalanılmaktadır (25). SONUÇ İlk defa 1960 lı yılların ortalarında tanımlanmış ve 1970 lerde ilaç taşıyıcı sistemler olarak kullanılmaya başlanmış olan lipozomlar, yapılarının ve 7

8 içeriklerini hücre zarına olan benzerliği, toksik olmayışı, içeriğinin ve yapısının amaca yönelik olarak düzenlenebilmesi ve hedefe yönelik kontrollü madde salınımı yapabilmesi gibi özellikleri sayesinde tıp alanında kullanımı araştırmacıların dikkatini çeken bir konu olmuştur. Son yıllarda bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmelere paralel olarak, lipozomların, başta kanser olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanımının hızla artacağı düşünülmektedir. KAYNAKLAR 1. Agrawal AK, Gupta CM. Tuftsin-bearing liposomes in treatment of macrophage-based infections. Adv Drug Deliv Rev. 2000; 41: Allen TM. Long-circulating (sterically stabilized) liposomes for targeted drug delivery. TIPS. 1994; 15: Basu MK, Lala S. Macrophage specific drug delivery in experimental leishmaniasis. Curr Mol Med. 2004; 4: Batist G, Ramakrishnan G, Rao CS, et al. Reduced cardiotoxicity and preserved antitumor efficacy of liposome-encapsulated doxorubicin and cyclophosphamide compared with conventional doxorubicin and cyclophosphamide in a randomized, multicenter trial of metastatic breast cancer. J Clin Oncol. 2001; 19: Cansell M, Parisel C, Jozefonvicz J, et al. Liposomes coated with chemically modified dextran interact with human endothelial cells. J Biomed Mater Res. 1999; 44: Devarajan P, Tarabishi R, Mishra J, et al. Low renal toxicity of lipoplatin compared to cisplatin in animals. Anticancer Res. 2004; 24: Forssen EA. The desing and development of DaunoXome for solid tumor targeting in vivo. Adv Drug Deliv Rev. 1997; 24: Forssen EA, Coulter DM, Proffitt RT. Selective in vivo localization of daunorubicin small unilamellar vesicles in solid tumors. Cancer Res. 1992; 52: Hofheinz RD, Gnad-Vogt SU, Beyer U, et al. Liposomal encapsulated anticancer drugs, Anticancer Drugs. 2005; 16: Hussein MA, Anderson KC. Role of liposomal anthracyclines in the treatment of multiple myeloma. Semin Oncol. 2004; 31: Immordino ML, Dosio F, Cattel L. Stealth liposomes: review of the basic science, rationale, and clinical applications, existing and potential. Int J Nanomedicine. 2006; 1: Kamps JA, Morselt HW, Swart PJ, et al. Massive targeting of liposomes, surface-modified with anionized albumins, to hepatic endothelial cells. Proc Natl Acad Sci U S A. 1997; 94: Kirby C, Gregoriadis G. The effect of lipid composition of small unilamellar liposomes containing melphalan and vincristine on drug clearance after injection into mice. Biochem Pharmacol. 1983; 32: Lasic DD. Novel applications of liposomes. Trends Biotechnol. 1998; 16: Lasic DD. Liposomes. Am Sci. 1992; 80: Lee RJ, Low PS. Folate-mediated tumor cell targeting of liposomeentrapped doxorubicin in vitro. Biochim Biophys Acta. 1995; 1233: Lopez-Berestein G, Fainstein V, Hopter R, et al. Liposomal Amphotericin B for the treatment of systemic fungal infections in patients with cancer. J Infect Diseases. 1985; 151:

9 18. Namba Y, Sakakibara T, Masada M, et al. Glucuronate-modified liposomes with prolonged circulation time. Chem Pharm Bull (Tokyo). 1990; 38: Nassander UK, Steerenberg PA, Storm G, et al. In vivo targetting of OV- TL3 immunoliposomes to ascitic ovarian carcinoma cells (OVCAR-3) in athymic nude mice. Cancer Res.1995; 52: Needham D, Anyarambhatla G, Kong G, et al. A new temperaturesensitive liposome for use with mild hyperthermia: characterization and testing in a human tumor xenograft model. Cancer Res. 2000; 60: New RRC, Chance SM, Thomas SC, et al. Nature antileshmanial activity of antimonials entrapped in liposomes. Nature. 1978; 272: Newman MS, Colbern GT, Working PK, et al. Comparative pharmacokinetics, tissue distribution, and therapeutic effectiveness of cisplatin encapsulated in long-circulating, pegylated liposomes (SPI-077) in tumor-bearing mice. Cancer Chemother Pharmacol. 1999; 43: Nicolau C, Cudd A. Liposomes as carriers of DNA. Crit Rev Therapy Drug Carr Systems. 1989; 6: O Byrne KJ, Bliss P, Graham JD, et al. A Phase III study of Doxil/Caelyx versus paclitaxel in platinum treated, taxane-naive relapsed ovarian cancer. Proc Am Soc Clin Oncol. 2002; 21: Strijkers GJ, Mulder WJM, van Heeswijk RB, et al. Relaxivity of liposomal paramagnetic MRI contrast agents. MAGMA. 2005; 18: Svenson CE, Popescu MC, Ginsberg RC. Liposome treatments of viral, bacterial and protozoal infections. Crit Rev Microbiol. 1988; 15: Torchilin VP, Shtilman MI, Trubetskoy VS, et al. Amphiphilic vinyl polymers effectively prolong liposome circulation time in vivo. Biochim Biophys Acta. 1994; 1195: Umalkar DG, Rajesh KS, Bangale GS, et al. Applications of liposomes in medicine. Pharm Sci Monitor: An Int J Pharm Sci. 2011; 2: Vidal M, Sainte-Marie J, Philippot JR, et al. The influence of coupling transferrin to liposomes or minibeads on its uptake and fate in leukemic L2C cells. FEBS Lett. 1987; 216: Voinea M, Simionescu M. Designing of 'intelligent' liposomes for efficient delivery of drugs. J Cell Mol Med. 2002; 6:

Özgür AKMAN, Fikret ALTUNAY, Gonca AŞUT, Tayfun BAYRAKTAR, Aykut UÇAR Neslihan TOYRAN AL-OTAİBİ

Özgür AKMAN, Fikret ALTUNAY, Gonca AŞUT, Tayfun BAYRAKTAR, Aykut UÇAR Neslihan TOYRAN AL-OTAİBİ LİPOZOMLAR Özgür AKMAN, Fikret ALTUNAY, Gonca AŞUT, Tayfun BAYRAKTAR, Aykut UÇAR Neslihan TOYRAN AL-OTAİBİ ÖZET Lipozomlar amfipatik yapıya sahip küçük veziküllerdir. İçerdikleri hidrofilik ve hidrofobik

Detaylı

Hücre Transfeksiyonu

Hücre Transfeksiyonu 1 Hücre Transfeksiyonu Tanımlar Transformasyon: Bakteri ve bitkilere gene/k materyal aktarılması işlemidir. Transdüksiyon: Ökaryo/k hücrelere gene/k materyallerin viral yöntemlerle aktarılması işlemidir.

Detaylı

İlaçların Hedeflendirilmesi. Farmasötik Teknoloji III-Teorik 10. Hafta

İlaçların Hedeflendirilmesi. Farmasötik Teknoloji III-Teorik 10. Hafta İlaçların Hedeflendirilmesi Farmasötik Teknoloji III-Teorik 10. Hafta Hedeflendirme nedir? Etkin maddelerin vücudun spesifik bölgesine (doku, organ, hücre) seçici olarak taşınmasına hedeflendirme denir

Detaylı

ONKOLOJİDE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ ORGAN YETMEZLİKLERİNDE ETKİLEŞİM

ONKOLOJİDE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ ORGAN YETMEZLİKLERİNDE ETKİLEŞİM ONKOLOJİDE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ ORGAN YETMEZLİKLERİNDE ETKİLEŞİM İlaç etkileşiminde rolü olan organlar Böbrek Karaciğer Akciğer GİS Kalp Organ fonksiyonlarının değerlendirilmesi Böbrek (üre, kreatinin, GFR)

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

YENİ İLAÇ TAŞIYICI SİSTEMLER VE İLAÇLARIN HEDEFLENDİRİLMESİ

YENİ İLAÇ TAŞIYICI SİSTEMLER VE İLAÇLARIN HEDEFLENDİRİLMESİ YENİ İLAÇ TAŞIYICI SİSTEMLER VE İLAÇLARIN HEDEFLENDİRİLMESİ İlaç Taşıyıcı Sistemler Kolloidal ilaç taşıyıcı sistemler -Veziküler sistemler -Mikro-/Nano-partiküler sistemler Hücresel ilaç taşıyıcı sistemler

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 1 Tümör (kanser), Vücudumuzun herhangi bir hücre veya hücre topluluğunun kontrolsüz bir şekilde çoğalması, büyümesi,

Detaylı

SAĞLIKTA NANOTEKNOLOJİ

SAĞLIKTA NANOTEKNOLOJİ SAĞLIKTA NANOTEKNOLOJİ Uzm. Hem. İlknur Yayla *Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü, Acıbadem Sağlık Grubu Ameliyathaneler ve MSÜ Koordinatörü Hazırlanma Tarihi: 23 Mart 2016 http://www.haberturk.com/saglik/haber/536313-kanserde-nano-teknoloji-mucizesi

Detaylı

Renin-Angiotensin System Blockers May Prolong Survival of Metastatic Non-Small Cell Lung Cancer Patients Receiving Erlotinib

Renin-Angiotensin System Blockers May Prolong Survival of Metastatic Non-Small Cell Lung Cancer Patients Receiving Erlotinib Medicine (Baltimore). 2015 Jun;94(22):e887. doi: 10.1097/MD.0000000000000887. Renin-Angiotensin System Blockers May Prolong Survival of Metastatic Non-Small Cell Lung Cancer Patients Receiving Erlotinib

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü

Detaylı

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri Zeytin meyveleri sofralık ve yağlık olmak üzere iki şekilde değerlendirilir. Siyah Zeytinde Yağ içeriği ve Enerji miktarı yüksek, Yeşil zeytinde A vitamini, Demir,

Detaylı

KOZMETİK ÜRÜNLERDE FORMÜLASYON TASARIMI VE KALİTE KONTROL İŞLEMLERİ - ECZ 963

KOZMETİK ÜRÜNLERDE FORMÜLASYON TASARIMI VE KALİTE KONTROL İŞLEMLERİ - ECZ 963 KOZMETİK ÜRÜNLERDE FORMÜLASYON TASARIMI VE KALİTE KONTROL İŞLEMLERİ - ECZ 963 6. HAFTA Ön formülasyon çalışmaları ve uygun kozmetik taşıyıcı sistem seçim kriterleri Kozmetik Taşıyıcı Sistemler Taşıyıcı

Detaylı

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi KANSER AŞILARI Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi Bir Halk Sağlığı Sorunu Şu an dünyada 24.600.000 kanserli vardır. Her yıl 10.9 milyon kişi kansere yakalanmaktadır. 2020 yılında bu rakam %50

Detaylı

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti Prospektüs ; berrak sarı renkli çözelti olup her ml'si 500.000 IU Vitamin A, 75.000 IU Vitamin D 3 ve 50 mg Vitamin E içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ uygun farmasötik şekli, içerdiği A, D 3 ve E vitamin

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.)İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 2.) İLAÇLARIN VERİLİŞ YOLLARI VE ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER Slayt No : 13 1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Detaylı

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. 1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. Bunlar; absorbsiyon, dağılım; metabolizma (biotransformasyon) ve eliminasyondur. 2. Farmakodinamik faz:

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda

Detaylı

Membran Organizasyonu

Membran Organizasyonu Membran Organizasyonu Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Tıp Fakültesi Biyofizik AD Biyolojik Zarlar plazma zarları mitokondri, kloroplast, lizozom gibi organelleri sitoplazmadan ayıran hücre içi zarlar mitokondri

Detaylı

ÖNFORMÜLASYON 4. hafta

ÖNFORMÜLASYON 4. hafta ÖNFORMÜLASYON 4. hafta Etken madde ile neden dozaj formu hazırlanır Etken maddenin tekrarlanabilir ürün kalitesi ile büyük çapta üretime geçirilebilen bir formülasyon yani dozaj formu içine yüklenmesiyle

Detaylı

METASTATİK BEYİN TÜMÖRLERİ Hazırlayan: Türk Nöroşirürji Derneği Nöroonkoloji Eğitim ve Araştırma Grubu (TURNOG)

METASTATİK BEYİN TÜMÖRLERİ Hazırlayan: Türk Nöroşirürji Derneği Nöroonkoloji Eğitim ve Araştırma Grubu (TURNOG) METASTATİK BEYİN TÜMÖRLERİ Hazırlayan: Türk Nöroşirürji Derneği Nöroonkoloji Eğitim ve Araştırma Grubu (TURNOG) Metastatik tümörler en sık görülen beyin tümörleridir. Her geçen yıl çok daha fazla sayıda

Detaylı

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu TÜRKİYE ve ABD de ERKEKLERDE GÖRÜLEN KANSERLERİN KARŞILAŞTIRILMASI Türkiye (1986-1990)

Detaylı

YARI KATI İLAÇ ŞEKİLLERİ;

YARI KATI İLAÇ ŞEKİLLERİ; 11. Hafta YARI KATI İLAÇ ŞEKİLLERİ; Haricen deriye veya mukozaya uygulanan, belli bir viskoziteye sahip preparatlardır. Avrupa Farmakopesi ne (EP5) göre yarı katı preparatların tanımı; Etkin maddelerin

Detaylı

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar. ELMANIN FAYDALARI Günde bir elma doktoru evden uzak tutar. Elmanın Sağlığa Faydaları Elma A, E, B6, C, K vitamin kaynağıdır, bunun yanında yüksek miktarda potasyum ve çeşitli mineralleri içeren su içerir.

Detaylı

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test

En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test En Etkili Kemoterapi İlacı Seçimine Yardımcı Olan Moleküler Genetik Test Yeni Nesil DNA Dizileme (NGS), İmmünHistoKimya (IHC) ile Hastanızın Kanser Tipinin ve Kemoterapi İlacının Belirlenmesi Kanser Tanı

Detaylı

Tarifname P53 AKTİVASYONU VESİLESİ İLE ANTİ-KARSİNOJENİK ETKİ GÖSTEREN BİR FORMÜLASYON

Tarifname P53 AKTİVASYONU VESİLESİ İLE ANTİ-KARSİNOJENİK ETKİ GÖSTEREN BİR FORMÜLASYON 1 Tarifname P3 AKTİVASYONU VESİLESİ İLE ANTİ-KARSİNOJENİK ETKİ GÖSTEREN BİR Teknik Alan FORMÜLASYON Buluş, p3 aktivasyonu vesilesi ile anti-karsinojenik etki göstermeye yönelik oluşturulmuş bir formülasyon

Detaylı

ÖNFORMÜLASYON 5. hafta

ÖNFORMÜLASYON 5. hafta ÖNFORMÜLASYON 5. hafta Partisyon katsayısı (P y/s ): Bir etkin maddenin yağ/su bölümlerindeki dağılımıdır. Lipofilik/hidrofilik özelliklerinin tayin edilmesidir. Oktanol içinde tayin edilir Partisyon katsayısının

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

LİZOZOMLAR Doç. Dr. Mehmet Güven

LİZOZOMLAR Doç. Dr. Mehmet Güven LİZOZOMLAR Doç.. Dr. Mehmet GüvenG Lizozomlar tek bir membran ile çevrili evrili veziküler yapılı organellerdir. Lizozomlar eritrosit dışıd ışındaki tüm t m hayvan hücrelerinde h bulunur. Ortalama olarak

Detaylı

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler

III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler III-Hayatın Oluşturan Kimyasal Birimler MBG 111 BİYOLOJİ I 3.1.Karbon:Biyolojik Moleküllerin İskeleti *Karbon bütün biyolojik moleküllerin omurgasıdır, çünkü dört kovalent bağ yapabilir ve uzun zincirler

Detaylı

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Termal nötronlar (0.025 ev) Orta enerjili nötronlar (0.5-10 kev) Hızlı nötronlar (10 kev-10 MeV) Çok hızlı nötronlar (10 MeV in üzerinde)

Detaylı

PI3K/AKT/mTOR Yolağı

PI3K/AKT/mTOR Yolağı PI3K/AKT/mTOR Yolağı PI3K/AKT/mTOR Yolağı Phospha'dilinositol 3-kinaz/protein kinaz B/mammalian target of rapamycin (PI3K/Akt/mTOR) Normal hücresel fonksiyonların yerine ge'rilebilmesi için gerekli olan

Detaylı

TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar

TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar TRANSFERRİN Transferin kanda demiri taşıyan bir proteindir. Her bir trasferrin molekülü iki tane demir taşır. Transferrin testi tek başına bir hastalığı göstermez. Beraberinde serum demiri, ferritin, demir

Detaylı

Vitamin D Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan AÜEF Farmakognozi ABD

Vitamin D Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan AÜEF Farmakognozi ABD Vitamin D3 400 Genel Bilgi Bir sterol türevi olan D vitamini diyetle alınabilir veya endojen olarak sentezlenebilir. Diyetle, bitkilerde bulunan D2 vitamini (ergokalsiferol) ve hayvan dokularında bulunan

Detaylı

İNVAZİF MESANE KANSERİNDE ORGAN KORUYUCU TEDAVİLER METASTATİK MESANE KANSERİNİN TEDAVİSİ

İNVAZİF MESANE KANSERİNDE ORGAN KORUYUCU TEDAVİLER METASTATİK MESANE KANSERİNİN TEDAVİSİ İNVAZİF MESANE KANSERİNDE ORGAN KORUYUCU TEDAVİLER METASTATİK MESANE KANSERİNİN TEDAVİSİ Dr.Cavit Can Eskişehir Osmangazi Ün. Tıp Fak. Üroloji AD Organ Koruyucu Tedaviler Transüretral rezeksiyon Parsiyel

Detaylı

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD İnhaler uygulama İntraventriküler/intratekal uygulama Antibiyotik kilit tedavisi Antibiyotik içerikli

Detaylı

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır. Sayın meslektaşlarım, Kişisel çalışmalarım sonucu elde ettiğim bazı bilgileri, yararlı olacağını düşünerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalışmalarımı iki ana başlık halinde sunacağım. MADDE BAĞIMLILIĞI

Detaylı

ANTİSEPTİKLERİN KULLANIM YERLERİ

ANTİSEPTİKLERİN KULLANIM YERLERİ ANTİSEPTİKLER 1 Kavramlar: Antiseptik: Canlılar üzerinde (cilde ve dışarı açılan boşlukların mukozasına) dıştan uygulanmak suretiyle kullanılan antimikrobik ilaçlardır. Dezenfektan: Cansız cisimler (cerrahi

Detaylı

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ Bağışıklık sistemini etkileyen (uyaran veya baskılayan) maddeler özellikle kanser ve oto-bağışıklık hastalıklarının sağaltımında kullanılan ilaçlar Organ nakillerinde reddin

Detaylı

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı?

Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Yoğun Bakımlarda İnfeksiyon Kontrolü: Haricen Klorheksidin Uygulanmalı mı? Dr. Funda YETKİN İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Sunum Planı Klorheksidin

Detaylı

EMÜLSİYONLAR. 8. hafta

EMÜLSİYONLAR. 8. hafta EMÜLSİYONLAR 8. hafta Tanım: Birbiriyle karışmayan en az iki sıvıdan birinin diğeri içinde bir emülgatör yardımıyla damlacıklar halinde dağılması ile oluşan, homojen görünümlü heterojen sistemlerdir. Damlacıklardan

Detaylı

HAYVAN BESLEMEDE ENKAPSÜLASYON TEKNOLOJİSİ VE ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr. Seher KÜÇÜKERSAN

HAYVAN BESLEMEDE ENKAPSÜLASYON TEKNOLOJİSİ VE ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr. Seher KÜÇÜKERSAN HAYVAN BESLEMEDE ENKAPSÜLASYON TEKNOLOJİSİ VE ÖZELLİKLERİ Prof.Dr. Seher KÜÇÜKERSAN Enkapsülasyon katı, sıvı ve gaz malzemelerin kaplanarak kapsüller içinde tutulması ile çok küçük bir maddeyi veya tüm

Detaylı

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Melis Demirci, Özlem Tünger, Kenan Değerli, Şebnem Şenol, Çiğdem Banu

Detaylı

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi Prof. Dr. Volkan Korten Marmara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İnfeksiyon Hastalıklar kları ve Klinik Mikro. ABD. Risk? Başlangıç tedavisine yanıtsızlık değil. Ciddi

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

ANTİGLOBULİN TESTLER. Dr. Güçhan ALANOĞLU

ANTİGLOBULİN TESTLER. Dr. Güçhan ALANOĞLU ANTİGLOBULİN TESTLER Dr. Güçhan ALANOĞLU Tanımlar İnsan nsan globulinlerine karşı oluşan antikorlara Anti-Human Globulinler (AHG, AHG, antikorlara karşı gelişen en anti-antikor) antikor) Bu u antikorların

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ 1 Genetik mühendisliği canlıların kalıtsal özelliklerinin değiştirilerek onlara yeni işlevler kazandırılmasına yönelik araştırmalar yapan bilim dalıdır. Genetik mühendisleri

Detaylı

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon. Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Toksikolojide Hemodiyaliz, Hemoperfüzyon, Hemofiltrasyon Dr. Evvah Karakılıç Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zehirlenmelerde vücuda alınan toksinin uzaklaştırılmasında birçok

Detaylı

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FARMAKOKİNETİK Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN 2 İlaç Vücuda giriş Oral Deri İnhalasyon Absorbsiyon ve Doku ve organlara Dağılım Toksisite İtrah Depolanma Metabolizma 3 4 İlaçların etkili olabilmesi için, uygulandıkları

Detaylı

METASTATİK MESANE CA DA TEDAVİ SIRALAMASI

METASTATİK MESANE CA DA TEDAVİ SIRALAMASI METASTATİK MESANE CA DA TEDAVİ SIRALAMASI Dr. Mustafa Erman Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Antalya, Mart 2014 Mesane ca ve kemoterapi Kombinasyon tedavileriyle ~%50-60 yanıt oranı ve %20-30 tam

Detaylı

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. DAĞILIM AŞAMASINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma en fazla albüminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif

Detaylı

Hücre membranının biyolojik özellikleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

Hücre membranının biyolojik özellikleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre membranının biyolojik özellikleri Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR Hücre membranı Hücre zarı Plazmalemma Plazma membranı Sarkolemma (Kas hücre zarı) Oolemma (Yumurta hücre zarı) Hücre membranı, 6-10 nm

Detaylı

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kanser Çalışmaları. Dr Fikri İçli

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kanser Çalışmaları. Dr Fikri İçli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kanser Çalışmaları Dr Fikri İçli AÜTF Onkoloji Birimleri Tıbbi Onkoloji BD Cerrahi Onkoloji BD Radyasyon Onkolojisi AnaBD Pediatrik Onkoloji BD Onkoloji Uygulama ve Araştırma

Detaylı

NANOTEKNOLOJİ. NANOTEKNOLOJİ anlamını herhangi bir fiziksel büyüklüğün bir milyarda biri anlamına gelen NANO kavramından almaktadır.

NANOTEKNOLOJİ. NANOTEKNOLOJİ anlamını herhangi bir fiziksel büyüklüğün bir milyarda biri anlamına gelen NANO kavramından almaktadır. NANOTEKNOLOJİ NANOTEKNOLOJİ anlamını herhangi bir fiziksel büyüklüğün bir milyarda biri anlamına gelen NANO kavramından almaktadır. Nano; Yunanca nannos kelimesinden türemiştir ve cüce anlamındadır. Genellikle

Detaylı

G1/S FAZ SPESİFİK PROTEİN, SİKLİN D1 VE ANTİ-APOPTOPİK BCL-XL PROTEİNİN EKSPRESYONUNU BASKILAYARAK İŞLEV GÖREN BİR ANTİ-

G1/S FAZ SPESİFİK PROTEİN, SİKLİN D1 VE ANTİ-APOPTOPİK BCL-XL PROTEİNİN EKSPRESYONUNU BASKILAYARAK İŞLEV GÖREN BİR ANTİ- 1 Tarifname G1/S FAZ SPESİFİK PROTEİN, SİKLİN D1 VE ANTİ-APOPTOPİK BCL-XL PROTEİNİN EKSPRESYONUNU BASKILAYARAK İŞLEV GÖREN BİR ANTİ- KARSİNOJENİK ADJUVAN FORMÜLASYON Teknik Alan Buluş, G1/S faz spesifik

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

Biyolojide Nanoteknoloji

Biyolojide Nanoteknoloji Biyolojide Nanoteknoloji Nanoteknoloji nedir? Nano kelimesi kök olarak Yunancadan gelmekte ve cüce anlamında kullanılmaktadır. 1974 yılında Tokyo Üniversitesinde Norio Taniguchi tarafından ortaya atılan

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? VÜCUT BAKIMI 1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? A) Anatomi B) Fizyoloji C) Antropometri D) Antropoloji 2. Kemik, diş, kas, organlar, sıvılar ve adipoz dokunun

Detaylı

IDC Savunma Sanayii. Antikor tabanlı tanımlama sistemleri birçok üstün özellikler sahiptir. Yüksek hassasiyette ve kısa sürede hızlı sonuç üretme.

IDC Savunma Sanayii. Antikor tabanlı tanımlama sistemleri birçok üstün özellikler sahiptir. Yüksek hassasiyette ve kısa sürede hızlı sonuç üretme. IDC Savunma Sanayii Biyolojik Tabanlı Tanımlama Sistemleri Antikor tabanlı tanımlama sistemleri, biyolojik madde ve mikroorganizmaların tespitinde sayısal ve ayırt edici sonuçlar ile ortamda bulunan biyolojik

Detaylı

TROPENİK HASTALARA TANI VE TEDAVİ

TROPENİK HASTALARA TANI VE TEDAVİ FEBRİL L NÖTROPENN TROPENİK HASTALARA TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTES LTESİ İÇ HASTALIKLARI AD/HEMATOLOJİ BD GENEL PRENSİPLER PLER Dr A Zahit Bolaman Profilaktik antibakteriyel

Detaylı

NÜKLEİK ASİTLERİN ELEKTROFOREZİ

NÜKLEİK ASİTLERİN ELEKTROFOREZİ T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ BÖLÜMÜ NÜKLEİK ASİTLERİN ELEKTROFOREZİ Yüksek Lisans Semineri Hazırlayan: Venhar ÇELİK Danışman: Yrd.Doç.Dr. Dilek Turgut-BALIK NÜKLEİK ASİTLERİN

Detaylı

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER A)HİDROJEN PEROKSİT Hidrojen peroksit; ısı, kontaminasyon ve sürtünme ile yanıcı özellik gösteren, renksiz ve hafif keskin kokuya sahip olan bir kimyasaldır ve

Detaylı

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi Kolloidler Bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5 -10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Çimento, su, agrega ve bu sistemin dispersiyonuna etki

Detaylı

Rastgele (Stokas7k) kanser modeli - Tümör içindeki her hücre yeni bir kanseri başla5r

Rastgele (Stokas7k) kanser modeli - Tümör içindeki her hücre yeni bir kanseri başla5r Kanser Kök Hücre Kanser Modelleri Rastgele (Stokas7k) kanser modeli - Tümör içindeki her hücre yeni bir kanseri başla5r Kök hücre (Hiyerarşi) modeli - Tümör içindeki bazı hücreler yeni bir kanseri başla5r

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar 5.111 Ders Özeti #12 Bugün için okuma: Bölüm 2.9 (3. Baskıda 2.10), Bölüm 2.10 (3. Baskıda 2.11), Bölüm 2.11 (3. Baskıda 2.12), Bölüm 2.3 (3. Baskıda 2.1), Bölüm 2.12 (3. Baskıda 2.13). Ders #13 için okuma:

Detaylı

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara

Detaylı

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ Cem Sezer 1, Mustafa Yıldırım 2, Mustafa Yıldız 2, Arsenal Sezgin Alikanoğlu 1,Utku Dönem Dilli 1, Sevil Göktaş 1, Nurullah Bülbüller

Detaylı

ANTİJENLER VE YAPILARI

ANTİJENLER VE YAPILARI ANTİJENLER VE YAPILARI IMMUNOJEN VE ANTIJEN nedir? Immun cevap oluşturan yabancı maddeler antijen veya immunojen olabilir. Immunojen; İmmun yanıt meydana getirme kabiliyetindeki herhangi bir madde Antijen

Detaylı

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya İKİNCİL KANSERLER Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya Tanım Kanser tedavisi almış veya kanser öyküsü olan bir hastada histopatolojik

Detaylı

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU Arı Zehiri - Tanım Arı zehiri, bal arıları tarafından öncelikle memelilere ve diğer iri omurgalılara karşı

Detaylı

Dersin Amacı. Başlıca hücresel sinyal yolaklarının öğrenilmesi Sinyal yolaklarının işlevleri hakkında bilgi sahibi oluynmasıdır.

Dersin Amacı. Başlıca hücresel sinyal yolaklarının öğrenilmesi Sinyal yolaklarının işlevleri hakkında bilgi sahibi oluynmasıdır. Dersin Amacı Başlıca hücresel sinyal yolaklarının öğrenilmesi Sinyal yolaklarının işlevleri hakkında bilgi sahibi oluynmasıdır. Hücre Sinyal İle3m Yolları Çok hücreli (mul>cellular) organizmalarda hücrelerin

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Plan Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Dr. Cenker EKEN AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı Farmakoloji ve patofizyoloji Endikasyonlar Lokal anestezik ajanlar Lokal anestezi Giriş Halstead WS: Practical comments

Detaylı

DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016)

DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016) DÖNEM 1- A, 3. DERS KURULU (2015-2016) DERS SAATİ DERS ADI DERS KONUSU DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ 4. DK 1. Hafta 07 Aralık Pazartesi Mikrobiyoloji Mikrobiyolojinin tarihçesi ve mikroorganizmalara genel

Detaylı

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Prof. Dr. Yasemen YANAR Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Tarih boyunca medeniyetler

Detaylı

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014 KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014 Kolorektal Kanserler; Sunum Planı Genel bilgiler Moleküler

Detaylı

NEDEN DENEYSEL ARAŞTIRMALAR?

NEDEN DENEYSEL ARAŞTIRMALAR? NEDEN DENEYSEL ARAŞTIRMALAR? ÜLKEMİZDE DENEYSEL ARAŞTIRMALARDA MEVCUT DURUM DOÇ.. DR. ÖNER DİKENSOYD GAZİANTEP ANTEP ÜNİVERSİTESİ GÖĞÜS S HASTALIKLARI AD. İçerik 1. Giriş 2. Araştırma Yöntemleri 3. Türkiye

Detaylı

Kanser Tedavisi: Günümüz

Kanser Tedavisi: Günümüz KANSER TEDAVİSİNDE MOLEKÜLER HEDEFLER Doç. Dr. Işık G. YULUĞ Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü yulug@fen.bilkent.edu.tr Kanser Tedavisi: Günümüz Geleneksel sitotoksik ilaçlar ve

Detaylı

GENÇ MEME KANSERLİ HASTALARIN ÖZELLİKLERİ. Dr. Mutlu DOGAN Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği

GENÇ MEME KANSERLİ HASTALARIN ÖZELLİKLERİ. Dr. Mutlu DOGAN Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği GENÇ MEME KANSERLİ HASTALARIN ÖZELLİKLERİ Dr. Mutlu DOGAN Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği %11 (

Detaylı

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ Tam Kan Analizi Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ Tam Kan Analizi Tam kan analizi, en sık kullanılan kan testlerinden biridir. Kandaki 3 major hücreyi analiz eder: 1. Eritrositler 2. Lökositler 3. Plateletler

Detaylı

Bağışıklık sistemi nasıl çalışır?

Bağışıklık sistemi nasıl çalışır? On5yirmi5.com Bağışıklık sistemi nasıl çalışır? İnsanda bağışıklık sistemi, özellik ve görevleri nelerdir? Kaç çeşit bağışıklık sistemi vardır? Yayın Tarihi : 23 Ekim 2012 Salı (oluşturma : 10/3/2017)

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır. POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum

Detaylı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır. HODGKIN LENFOMA HODGKIN LENFOMA NEDİR? Hodgkin lenfoma, lenf sisteminin kötü huylu bir hastalığıdır. Lenf sisteminde genç lenf hücreleri (Hodgkin ve Reed- Sternberg hücreleri) çoğalır ve vücuttaki lenf

Detaylı