Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ""

Transkript

1 Troçkistler ve Troçkizm Karþýtlarýný Buluþturan Sürekli Devrim Efsanesi Sürekli devrim teorisi herhalde Troçkizmle özdeþ kabul edilen baþlýca kavramlardandýr. Hatta Lenin sonrasý sosyalist kuþaklar arasýnda Troçkizm bahis konusu olduðunda kullanýlan en yaygýn fetiþlerden biridir. Tr o ç k i d o s y a s ý n ý n 3. bölümünde Sürekli Devrim teorisi ve karþýtlarýnýn taþýdýklarý Menþevik devrim ve parti kavrayýþlarý irdeleniyor. AY L I K K O M Ü N Ý S T G A Z E T E F Ý YAT I : 1 T L ( K D V D A H Ý L ) S AY I : 25 Nisan 2012 Ýþçi Cinayetlerinin ve Uludere'nin Hesabýný Sormak Ýçin 1 MAYIS A Troçkizm Dosyasý s.18,21 Yasaða Karþý Newroz Mücadelesi Uludere nin hesabýný soramayanlar 12 Eylül ile hesaplaþamazlar AKP nin demokrasi müsameresinin ipliðini pazara çýkarmak için Uludere de katledilen Kürtlerin hesabýný sormakta ýsrar etmek yeterli. Zira daha birkaç ay önce gerçekleþmiþ planlý bir cinayetin hesabýný, ellerindeki tüm belgelere raðmen, sormayanlarýn otuz yýl önceki darbeler hakkýnda soruþturma üstüne soruþturma düzenlemelerinin samimiyetsizlik olduðunu göstermek için derin açýklamalara gerek yoktur. Muhalefet boþluðu sürüyor Düzen cephesinde muhalefet boþluðunu doldurma yönünde bir adým atýlmadýðý çok açýktýr. Ancak ezilenlerin cephesinde de manzaranýn parlak olmadýðýný söylemek gerekir. Sol akýmlarýn emekçi ve ezilenler hareketinin önünde duran bu görevin farkýnda olduðunu bile söylemek mümkün deðildir. Hatta tersi doðrudur yýlýnýn Newroz una yüz binlerce emekçinin katýlmasýnýn ardýndan, 2012 yýlýnda da daha fazla emekçinin katýlacaðý Newroz mitingine, 'gününde yapýlmasý gerekir' bahanesiyle yasak koyuldu. s. 6,24 Parçalanan 8 Mart Mitingleri Uludere Katliamý ve iþçi cinayetleri 1 Mayýs ta gündemin baþ köþesine oturmalý Uludere deki katliamýn hesabýný sormak 1 Mayýs ta CHP ile emekçiler arasýndaki farklarý açýða çýkaracaktýr.uludere Katliamý tam da bu nedenle emekçilere yönelik diðer saldýrýlarla birlikte 1 Mayýs alanýnda gündemin baþ köþesine oturtulmalýdýr. 1 Mayýs alanýna bu taleplerle çýkmadan yaþadýðýmýz topraklardaki muhalefet boþluðunu doldurmaya aday olmak mümkün deðildir. Ýstanbul,Ýzmir ve Bursa'daki 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü eylemleri bu yýl da parçalý gerçekleþti.ýstanbul ve Bursa'da iki ayrý 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü mitingi gerçekleþirken.ýzmir'de 5 eylem düzenlendi. s. 3 Patronlar Öldürüyor Hükümet Seyrediyor 95 Gazi Ayaklanmasý'nýn 17. Yýldönümü 5 Nisan Perþembe günü Ada Tersanesi'nde, inþasý sürmekte olan araþtýrma gemisinin davlumbotunda, gaz sýkýþmasýnýn olduðu alanda sýcak çalýþma yapýlmasý sonucu patlama meydana geldi. Patlamada iki iþçi öldü, altý iþçi yaralandý. Meydana gelen iþ kazasýnýn ardýndan yapýlan basýn açýklamasý gerçekleþti.açýklamaya HDK, ESP, EMEP, BDP, KöZ, Mayýsta Yaþam Kooperatifi, Deri-Ýþ Sendikasý, direniþteki Kampana Deri iþçileri ve tersane iþçileri katýldý. s. 5 5 Kamu Emekçileri Konak'ta Direndi 7 Ýþçilere ve Kürt Halkýna Yönelik Saldýrýlara Karþý Basýn Açýklamasý 9 HDK Bahçelievler'den Basýn Açýklamasý Devrimciler Ölür Devrimler Sürer Arap Baharý'nýn 1. Yýlýnda Türkiye ve Ortadoðu'da Siyasal Durum Paneli 15 Mart Perþembe günü Hasan Coþkun u ölüm yýldönümünde mezarýnýn baþýnda andýk. Saat da Aydýnlý Mezarlýðý önünde buluþtuk. Anmaya 35 kiþi katýldýk. Anmaya KöZ dýþýnda Ataþehir BDP de katýldý. Anmada Hasan Coþkun Kavgamýzda Yaþýyor ve Yaþasýn Komünistlerin Birliði pankartýný açtýk ve Devrimciler Ölür Devrimler Sürer, Hasan Yoldaþ Kavgamýzda Yaþýyor, Yaþasýn Komünistlerin Birliði, Bolþevizm Kazanacak, Komünist Bir Dünya Kuracaðýz, sloganlarýný attýk.s Mart 95 Gazi Ayaklanmasý'nýn 17. yýldönümünde Gazi Mahallesi nde her sene olduðu gibi bu sene de anmalar gerçekleþtirildi. Gazi de faaliyet yürüten siyasetlerin ve kurumlarýn ortak örgütlemeye çalýþtýklarý eylemler ve anmalarda her sene olduðu gibi bu sene de bölünmeler yaþandý ve ayrý ayrý eylemler örgütlendi. s Mart'ta Düþenler Ýzmir de Mitingle Anýldý Kitle Örgütleri Koordinasyonu nun 10. Buluþmasý Þubat ta Okmeydaný nda Gerçekleþti Kitle Örgütleri Koordinasyonu, Türkiye de farklý alanlarda faaliyet gösteren ve sýnýrlý kaynaklar içerisinde çalýþan kitle örgütlerini birbirleri ile rekabet etmek yerine dayanýþma içinde bulunmaya teþvik eden bir iletiþim ve dayanýþma aðýnýn adý. Bu vesileyle 2003 ten beri düzenli olarak bir araya gelen kurumlar, kitle örgütlerini buluþturan buluþmalar düzenliyorlar. Bir önceki buluþma olan 9. buluþma, Kitle Örgütleri ve Yerel Yönetimler baþlýðýný taþýmýþ ve 2009 da gerçekleþmiþti. 10. buluþma, uzun bir aradan sonra, Þubat ta gerçekleþti. s Tuzla da Sivas Katliamý Basýn Açýklamasý 4 Zaman Aþýmýna Konak ta Eylemli Tepki 5 Ýzmir de Eylemi 7 Baskýnlar da Protestolar da Bitmiyor 7 Tutuklamalar Bizleri Yýldýramayacak! 8 Milyonlar Adalet Ýstiyor Ýnisiyatifi Kuruldu Hasan Coþkun yoldaþýn anýsýna 17 Mart Cumartesi günü Taksim TMMOB da Arap Baharýnýn Birinci Yýlýnda Türkiye ve Ortadoðu da Siyasal Durum baþlýklý bir panel gerçekleþtirdik. Panele konuþmacý olarak Kenan Ulaþ (DHF), Ýbrahim Varlý (Birgün Gazetesi Dýþ Politika Editörü), Hakan Dilmeç (Kaldýraç), Metin Kayaoðlu (Teori ve Politika) ve Çetin Eren (KöZ) katýldý.s. 12

2 Sayfa 2 KOMÜNÝST KöZ Nisan 2012 Ýstanbul Üniversitesi nde tecrite karþý açlýk grevi Ýstanbul Üniversitesi nde DYG'liler, tecriti kýrmak için baþlatýlan açlýk grevlerine destek vermek amacýyla 8 Mart günü iki günlük açlýk grevine girdi. DYG nin örgütlediði açlýk grevi ilk önce basýn açýklamasýyla baþladý. Yüz öðrenciden fazla katýlým saðlanan basýn açýklamasýna üniversitede bulunan çeþitli devrimci, sosyalist yapýlar da destek verdi. KöZ olarak biz de basýn açýklamasýna katýldýk. Hukuk fakültesi içinde 'Hûn Nikarin Bi Tecrîde Roja Me Tarî Bikin - Xwendekaren Welatparez' / 'Tecritle güneþimizi karartamazsýnýz - Yurtsever Öðrenciler' yazýlý pankart açýldý. Anakapýya kadar yürünürken Zindanlarda Direnen Tutsaklara Bin Selam, "Pozantýda Direnen Çocuklara Bin Selam!", "Tecavüzcü Devlet Hesap Verecek!", Jin Jiyan Azadi, Kürt Halkýna Ýmha Dayatýlamaz gibi sloganlar atýldý. Türkçe ve Kürtçe yapýlan basýn açýklamasýnda Kürt sorununu kanla çözmenin devlet politikasý haline geldiði belirtilerek; Çapa Taþeron Ýþçileri Ýstanbul Üniversitesi Rektörlüðü'ne yürüdü Ýstanbul Üniversitesi Çapa Týp Fakültesi nde 105 taþeron iþçisin atýlmasýndan sonra direniþe geçen iþçiler Nisan a kadar 196 iþçinin iþten atýlacaklarýný öðrendikten sonra 28 Mart günü Çapa Týp Fakültesi nden Beyazýt'taki Ýstanbul Üniversitesi Rektörlüðü'ne yürüdü ve bir basýn açýklamasý yaptý. Taþeron Ýþçileri Yardýmlaþma ve Dayanýþma Derneði, Ýstanbul Tabipler Odasý, Tez Koop-Ýþ, Dev-Saðlýk Ýþ ve SES'in de katýldýðý yürüyüþte iþçiler Saðlýkta taþeron ölüm demektir, Taþeron iþçiyiz örgütlüyüz güçlüyüz, Zafer direnen emekçinin olacak, Susma haykýr taþerona baþkaldýr, Birleþe birleþe kazanacaðýz, Kurtuluþ yok tek baþýna, ya hep beraber ya hiçbirimiz sloganlarý atýldý. Taþeron iþçilerinin yaptýðý açýklamada þunlar ifade edildi: "Talebimiz açýk ve net: Hileli çalýþma düzenine, taþeron çalýþtýrmaya son verin. Taþeronda çalýþtýrýlan iþçileri üniversitenin kadrolu iþçisi olarak çalýþtýrýn. Artýk karþýnýzda ensesine vurup ekmeðini alacaðýnýz taþeron iþçisi yok. Uyanmýþ, birleþmiþ, mücadele etmekte kararlý iþçiler var. DÝSK ve TTB yöneticilerinin konuþma yaptýðý eyleme Ýstanbul Üniversitesi öðrencileri de destek verdi. Tek Bir Ýþçi Sigortasýz, Tek Bir Ýþyeri Sendikasýz Kalmayacak! Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý! Ýstanbul Üniversitesi nden Komünistler Roboski katliamýna, Pozantý Cezaevi daki çocuklara yapýlan tacize, tecavüze, yüzlerce tutuklu öðrenciye, açýlan soruþturmalara ve tutuklanan KESK li kadýnlara deðinildi: Bütün zulme, yok saymaya, tecride karþý onlarca kiþi Kürdistan ve Türkiye'deki Alanýmýzda bu yýlda her þeye raðmen 8 Mart, Demokratik Güç Birliði Platformu nun katkýlarý ile coþkuyla kutlandý. Platform bileþenlerinden Eðitim- Sen ve Halkevleri nin platformdan ayrýlmýþ olmasý ve etkinliðe olan ilgiyi baltalamýþ olmasýna raðmen, yine platform olarak coþkulu bir þekilde alanlardaydýk. 8 Mart hafta içine denk düþtüðünden, etkinliði hafta sonuna, Pazar günü saat e çektik. Bu yýl çevre ilçelerden beklenilen katýlýmýn olmamasýna raðmen, yine de katýlýmý ve coþkusu yüksek bir etkinlik yaptýk. Alanýmýz, çevre alanlarýn kendisini görmesini ve sorumluluklarýný sorgulamaya zorlayan bir ayna gibi oldu. Bize bakan artýk kendi yapacaklarýný görmeye baþladý. Onun için bütün çevre ilçeler ve beldelerde 8 Mart etkinliði ve 1 Mayýs yapýlmasý gündeme gelmiþti. Çevre ilçe ve beldelerden beklenen katýlýmý alamayýþýmýzýn bir nedeni de buydu. Bu etkinlik çerçevesinde özellikle bizim açýmýzdan önemli bir geliþme daha oldu; bizi sevindiren þey asýl o geliþmeydi. Finike de oyu olan bir mahalle vardýr. O mahallede AKP yýllardýr bütün oylarý eksiksiz alýyordu. Bu yýl o mahallede yürütülen sýký bir çalýþmanýn sonucunda 8 Mart etkinliðimize o mahalleden kiþinin katýlmasý saðlandý. Böylece saða dönmüþ oylarýn artýk çantada keklik olmayacaðýný gösterdik. Etkinlik günün anlamý, kadýn haklarý doðrultusunda bir konuþma ve þiir dinletisinin yaný sýra yerel tiyatro grubumuzun sunduðu skeçlerin ardýndan, yerel müzik grubumuzun ezgileri ve halaylarla son buldu. Ýstanbul Üniversitesi'nde Newroz'a engel Newroz un büyük kitlelerle coþkulu bir þekilde kutlanmasýný istemeyen AKP hükümeti, Türkiye nin ve Kürdistan ýn her köþesinde Newroz ateþini söndürmeye çalýþtý. Ýstanbul Üniversitesi de bundan nasibini aldý. yoðun önlem almýþlardý ve alana alýnmamamýzý oturma eylemiyle protesto ettik. Dekanla görüþmeden sonra basýn açýklamasý lutfedildi, bunun üzerine bu duruma tepki göstermek için kýsa bir ajitasyon konuþmasý yapýldý fakat basýn açýklamasý yapýlmadý. Ýçeri giremeyen 80 kiþilik bir kitle olarak "Bijî Newroz", "Newroz piroz be", " Baskýlar bizi yýldýramaz", "Newroz un ateþi AKP yi yakacak, "Kürt halkýna inkar dayatýlamaz", "Kürdistan faþizme mezar olacak", "Kurdistan goristan ji bo faþistan sloganlarýný atarak çýkýþa doðru yürüdük. Çýkýþta kýsa bir hareketlenme olsa da gözaltý olmadan Newroz kutlamamýz sona erdi. zindanlarda bedenlerini açlýk grevine yatýrmýþlardýr. AKP'nin Kürt halkýnýn onurlu mücadelesini ezme ve sindirme politikasýna bizler de yurtsever öðrenciler olarak sessiz kalmayacaðýz. Tek kiþi kalana dek bu onurlu mücadelemizi sürdüreceðiz. Bugün burada bizler de zindanlara destek vermek için, baský Finike'de 8 Mart Demokratik Güç Birliði Platformu bu etkinliðin ardýndan 8 Mart durum deðerlendirmesi toplantýsýnda 1 Mayýs çalýþmalarýný önüne koydu. Mücadeleyi alanlardan bilgisayar klavyesine taþýyan ve sözüm ona devrimciliklerine toz kondurmayan masa baþý devrimcilerine inat, bizler 1 Mayýs ta yine alanlarda olacaðýz. Çünkü biliyoruz ki devrim masabaþýnda kroki çizmek, oraya buraya emirler yaðdýrmakla olmayacaktýr. Devrim alanlarda düþmana karþý mücadeleyle olacaktýr... Dostlukla, yoldaþça selamlar.. Yaþasýn Örgütlü Mücadele Yaþasýn Komünistlerin Birliði Finike den Komünistler KöZ Yayýnlarý Emekçilerin Kürdistan da ve Türkiye de yasak dinlemeden sahiplendiði Newroz da bu sene çoðu kritik yerde olduðu gibi Ýstanbul Üniversitesi nde de devlet engeliyle karþýlaþýldý. Her sene Çapa Týp Fakültesi nde kutlanýlan Newroz bu sefer engele uðradý. 22 Mart günü kutlanan Newroz a KöZ ün arkasýnda duran komünistler olarak çevremize Newroz un meþruluðunu, Kürt bayramý yahut baharýn geliþinin kutlanmasýndan daha farklý bir düzlemde olduðu,sadece Kürtlerin bayramý olarak bakmamak gerektiðini, Newroz unezilenlerin çýðlýðý olduðunu belirttik. Kürtlerin,emekçilerin yani ezilenlerin talepleriyle alanlara çýktýðý ve oldukça politik geçen Newrozlarýn AKP yi ve sistemi zor durumda býraktýðýný, onun için yasaklandýðýný ve polis bir þey yapar mý korkusunun yersiz olduðunu anlatarak Çapa Týp Fakültesi ne doðru yol aldýk. Kampüs içindeki toplanma yerinden (Kan Merkezi) etkinlik alanýna giderken (Fakülte Bahçesi) çevikler yolu kesmiþti; polis ve ÖGB barikatlar kurarak DYG nin çaðrýsýný yaptýðý Newroz a biz de katýldýk; diðer sol, sosyalist kurumlardan pek kimseleri göremedik ya da o karmaþada denk gelmedi. Biji Newroz, Newroz Piroz Be! Kürtlerin Esareti Ýþçilerin Esaretidir! Newroz un Ateþi AKP yi Yakacak! Ýstanbul Üniversitesi'nden Komünistler KOMÜNÝST KÖZ NÝSAN 2012 SAYISI. AYLIK SÝYASÝ GAZETE. SAHÝBÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ: ÞÜKRÜ DEMÝR. YÖNETÝM YERÝ: RASÝMPAÞA MAH., SÜLEYMAN BEY SOKAK, NO: 6/1, KADIKÖY/ÝSTANBUL. TELEFON: WEB ADRESÝ: BASILDIÐI YER: ÖZDEMÝR MATBAASI. MATBAA ADRESÝ: DAVUTPAÞA CAD., GÜVEN SANAYÝ SÝTESÝ C BLOK, NO: 242 TOPKAPI-ÝSTANBUL TELEFON:

3 Nisan 2012 KOMÜNÝST KöZ Sayfa daha fazla 8 Mart Ýstanbul, Ýzmir ve Bursa daki 8 Mart eylemleri bu yýl da parçalý gerçekleþti. Ýstanbul ve Bursa da iki ayrý 8 Mart mitingi gerçekleþirken, Ýzmir de beþ eylem düzenlendi. Ýstanbul Ýstanbul da bu sene de iki ayrý 8 Mart mitingi gerçekleþti. Ýlki 10 Mart Cumartesi günü Devrimci 8 Mart Platformu (Baðýmsýz Devrimci Sýnýf Platformu, BES 1 No.lu Þube, ÇHD Ýstanbul Þubesi, Devrimci Hareket, Devrimci Proletarya, Emekli Sen, Emek ve Özgürlük Cephesi, Genel-Ýþ 1 No'lu Þube, Halk Cephesi, Kaldýraç, Pir Sultan Abdal Kültür ve Dayanýþma Derneði Ýstanbul Þubeleri ve Proleterce Devrimci Duruþ) tarafýndan gerçekleþtirildi. Saat da Tepe Naitulus ün önünde toplanmayla baþlayan yürüyüþün en önünde Devrimci 8 Mart Platformu'nun Eþit, sömürüsüz bir dünya için örgütlenelim ve mücadele edelim pankartý yer aldý. Ardýndan sýrasýyla diðer platform bileþenleri yer aldý. Herkese iþ soframýza ekmek pankartýyla Alýnteri; Kadýnlar militan mücadeleye pankartýyla ÝMD; Sabonun yolundayýz pankartýyla Halk Cephesi; Yaþasýn 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü pankartýyla KESK li kadýnlar; Emekçi kadýnýn kurtuluþu sosyalizmde pankartýyla Devrimci Proletarya; "Eþitsizliðe sömürüye ve gericiliðe karþý eþitlik ve özgürlük için mücadeleye pankartýyla 8 Mart Kadýn Platformu nun mitingi 8 Mart Kadýn Platformu nun düzenlemiþ olduðu 8 Mart mitingi, Ýstanbul Kadýköy Meydaný nda gerçekleþti. Miting için saat de Haydarpaþa Numune Hastanesi önünde toplanýldý 'de Kadýköy meydanýna doðru yürüyüþ baþladý. Mitinge 6000 den fazla kadýn katýldý. Ýstanbul 8 Mart Kadýn Platformu nun ortak pankartý "Bedenimiz, emeðimiz, kimliðimiz için erkek egemen sisteme karþý yaþasýn örgütlü mücadelemiz" pankartý en önde duruyordu. Miting, Vanlý ve Uludereli kadýnlara adandý. Mitinge çeþitli kadýn örgütleri, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler katýldý. Alýþýlagelen kadýnlý 8 Mart mitinglerine nazaran bu yýl bileþenlerin katýlým daha fazla idi. Mitinge Gençlik Muhalefeti'nden kadýnlar, ÖDP, DÝSK, SKM, TMMOB'lu kadýnlar, Kürecik Halký, KESK, Hey Tekstil Ýþçisi kadýnlar, Ýþçi Cepheli Kadýnlar, Emek Partili Kadýnlar, EHP, EDP, DÝP, AKA-Der, LÖB, Feminist Kadýn Çevresi, SDP, Çaðrý kendi pankartlarýyla katýldý. Alana girildiðinde kürsüden Türkçe ve Kürtçe konuþmalar yapýldý. Kandýra 2 No.lu T Tipi Hapishanesi nden tutuklu bir kadýnýn 8 Mart için gönderdiði mektup okundu. Miting de LGBTT Dayanýþma Derneði nden Eylem Çaðdaþ ve BDP Milletvekili Sebahat Tuncel birer konuþma Bursa Bursa da 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü farklý günlerde yapýlan parçalý eylemlere sahne oldu. Ýlk olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü nde, Bursa da; Bursa Kadýn Platformu tarafýndan yapýlan, Altýparmakta baþlayan yürüyüþ Osmangazi Meydaný nda bitti. Yaklaþýk 400 e yakýn bir katýlým saðlandý. Yürüyüþ boyunca; Eþit iþe eþit ücret', 'Erkek vuruyor, devlet koruyor!', 'Yaþasýn 8 Mart Emekçi Dünya Kadýnlar Günü', 'Yaþasýn Barýþ' sloganlarý atýldý.yaðmura raðmen yürüyüþ canlý geçti. Konuþmalarda 8 Mart ýn tatil günü olmasýna vurgu yapýldý. Kadýnlar üzerindeki þiddet, cinsel baský, tecavüz ve taciz teþhir edildi. Diðer bir etkinlik, 11 Mart günü Fomara meydanýnda toplanan (YDK-BATÝS-BAMÝS- Halk Cepheli Kadýnlar-DKH-BDSP) kurumlar BDSP; Cinsel ulusal sýnýfsal sömürüye son pankartýyla ÇHD; Cinsel ulusal sýnýfsal sömürüye hayýr pankartýyla ODAK; Olmaz deme bensiz olmaz de! Kýr zincirlerini katýl mücadeleye pankartýyla Çaðrý katýldý. Yaklaþýk 1400 kiþinin katýldýðý mitinge KöZ'ün arkasýnda duran komünistler olarak 'Siyaset yasaksa her þey yasaktýr, tüm siyasi kadýn tutsaklara özgürlük!' pankartýyla katýldýk. Yürüyüþ esnasýnda AKP nin yapmýþ olduðu saldýrýlarý ve tutuklamalarýn ezilenlerin muhalefetini susturmaya çalýþtýðýný, CHP nin de bu muhalefet boþluðundan yararlandýðýný, emeðin hakkýna ve demokrasiye dair yalanlarýný daha pervazsýzca söylediðini vurgulayan ajitasyon konuþmasý yapýldý. Bunun yanýnda AKP nin toplumun her kesimine her zeminde saldýrdýðýný, iþçilerin kýdem tazminatýndan tutunda Genel Saðlýk Sigortasý saldýrýsýna kadar tüm hak gasplarýnýn sorumlusu olduðu, tüm bu saldýrýlarý göðüslemek için siyasal bir mücadeleyi büyütmek gerektiði vurgulandý. Konuþma aralarýnda sýk sýk 'Cinsel, ulusal, sýnýfsal sömürüye son', 'Erkeksiz deðil birleþik 8 Mart', 'Kadýnlar en öne birleþik mücadeleye', 'Kadýn olmadan devrim olmaz / Devrim olmadan kadýn kurtulamaz', 'Kadýnýn yaptýlar. Eylem Çaðdaþ konuþmasýnda kadýn cinayetleri, erkek egemen þiddet ve baskýyý vurgularken Sebahat Tuncel barýþ için müzakerelerin baþlamasý gerektiðini ifade etti. Miting, feminist bir kadýn grubu, Rojda ve Van'dan gelen kadýn dengbejlerin sahne almasýyla sona erdi. Mitinge KöZ Nasýl Katýldý? KöZ ün arkasýnda duran komünistler olarak 8 Mart eylemlerinin ikisine katýldýk. Ýki eyleme de ayný vurguyla katýldýk. Eylemlerin birleþik ve kitlesel olmasý gerektiðini her iki eylemde de vurguladýk. Alana Siyaset yasaksa her þey yasaktýr. Tüm siyasi tutsaklar serbest býrakýlsýn pankartýyla katýldýk. Alanda sýk sýk Ne AKP, Ne CHP kurtuluþ birleþik mücadelede, AKP ye karþý birleþ mücadele et, Kurtuluþ yok tek baþýna, ya hep beraber ya hiçbirimiz, Cinsel ulusal sýnýfsal sömürüye son, Erkeksiz deðil birleþik 8 Mart, Kadýnlar en öne örgütlü mücadeleye, Kadýn olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadýn en önde 8 Mart kýzýldýr kýzýl kalacak, Yaþasýn 8 Mart dünya emekçi kadýnlar günü ortak pankartýný açtý. Eyleme yaklaþýk 150 kiþi katýldý. Her kurum kendi döviz ve pankartlarýyla kortej oluþturdu ve Kent Meydanýna yüründü.kurumlar adýna ortak basýn açýklamasý okundu. Açýklamada, 8 Mart ýn tarihsel sürecine deðinilerek þunlar ifade edildi: Kim bilir daha kaç iþçi ve emekçi kadýn bu vahþi düzenin çarklarýnda öðütüldü, emekleri ve alýnteri yok sayýldý. Bugün sermayenin ve AKP hükümetinin sosyal yýkým politikalarý da en fazla kadýnlarý etkiliyor. Kadýnlarda erkek sýnýf kardeþleri gibi esnek çalýþma dayatmasýna maruz kalan, hiçbir güvencesi olmayan, sefalet ücretine mahkum edilen, sosyal haklarýndan yoksun modern köleler haline geldiler. Azgýn sömürü altýnda ezilen kadýnlar erkeklerle ayný iþi yapmalarýna raðmen daha az ücret alýyor, kriz dönemlerinde de ilk gözden çýkarýlanlar oluyor. Bu nedenle Türkiye de iþsizliðin baþ kurbaný kadýnlardýr. Son çýkartýlmak istenen yasalarla artýk kazanýlmýþ kurtuluþu insanlýðýn kurtuluþudur', 'Ne AKP ne CHP kurtuluþ birleþik mücadelede' sloganlarýný attýk Saygý duruþuyla Kadýköy Meydaný'nda baþlayan miting programýnda ilk olarak Platform adýna bir konuþma yapýldý. Yapýlan konuþmada 8 Mart ýn tarihçesinden bahsedildi. Konuþmada ayrýca saldýrýlarýn fabrikalarda, okulda, hapishanelerde devam ettiðini, Kürt halkýna yönelik yapýlan operasyonlar, KESK lilerin tutuklanmasý gibi saldýrýlarýn bunlara örnekler olduðu açýklandý. Açýlýþ konuþmasýnýn ardýndan sýrasýyla KESK li kadýnlar adýna ve Maltepe Belediyesi Taþeron Ýþçileri adýna birer konuþma yapýldý. Müzik dinletisinin ardýndan etkinlik sona erdi. KöZ'ün arkasýnda duran komünistler eylemlerin bölünüp zayýflamasýna karþý, bu eylemlerin en geniþ kesimlere ulaþtýðý ve birleþik olduðu oranda güçlü ve etkili olacaðýný savunup bu yönde eylemlere katýlmayý kendirine görev bilirler. Kadýnýn Kurtuluþu Ýnsanlýðýn Kurtuluþudur Ýstanbul dan Komünistler kurtulamaz, Kadýnýn kurtuluþu insanlýðýn kurtuluþudur, CHP ye karþý örgütlen Birleþ mücadele et, KCK den tutuklu kadýnlara özgürlük, Tüm siyasi tutsaklara özgürlük sloganlarýný attýk. Sloganlarýmýzý ajitasyon konuþmalarý yaparak attýk ve arkamýzda ki ÖDP korteji bizim yaptýðýmýz "Erkeksiz Deðil Birleþik 8 Mart" sloganlarýný atarken onlar beklediler. Epey arkamýzda kaldýlar. Slogan atarken ajitasyon konuþmalarý yaptýk. Yaptýðýmýz ajitasyon konuþmalarýnda þunlarý belirttik: AKP en çok siyaset yapan kadýndan korkuyor. Gülser Yýldýrým dan Haným Onur a, Ayþe Peker den Büþra Ersanlý ya yüzlerce kadýn KCK üyesi olmaktan tutuklanýyor. AKP emekçilerin yanýnda saf tutanlarý KCK li olarak tutuklatýyor. Kadýnlar mücadele ile özgürleþti. Tarih boyunca kadýnlar kendilerini ezenlere karþý ayaða kalkýp diþle, týrnakla mücadele ederek sosyal ve siyasal haklarýný canlarý feda etme pahasýna kazandýlar. Kadýnlarýn özgürlüðü New York un dokuma iþçileriyle, Paris Komünü nün yürekli kadýnlarýyla geldi. Özgürlüðü büyütenler 8 Mart ta erkekleri yanlarýna çekiþtirerek yürüyüþe davet eden Rusya nýn emekçi kadýnlarý oldu. Kadýnlar Filistin de, Kürdistan da zulme karþý baþkaldýran Leyla Halid ler, Leyla Kasýmlar ve onlar gibi daha nicelerinin mücadeleleriyle özgürlük yoluna girdiler. Erkeksiz Deðil Birleþik 8 Mart! Ýstanbul dan Komünistler tüm haklarýmýzýn son kýrýntýlarý da teslim alýnmak isteniyor. Bugün sermayenin saldýrýlarýna karþý mücadele kararlýlýðýmýzý haykýrmak, insanca çalýþma koþullarý, eþit iþe eþik ücret taleplerimiz için buradayýz. Açýklama sýrasýnda kitle sýk sýk Cinsel,ulusal,sýnýfsal sömürüye son, 8 Mart kýzýldýr kýzýl kalacak, Jin Jiyan Azadi, Her gün 8 Mart Her gün mücadele, Kadýn olmadan devrim olmaz devrim olmadan kadýn kurtulmaz sloganlarý sýklýkla atýldý.açýklamaya. Ayrýca 8 Mart'ýn resmi tatil edilmesi istendi. Basýn açýklamasýnýn ardýndan tek kiþilik bir tiyatro oynandý. Bursa Haklar Derneðinin bünyesinde Grup Yarýn ýn söylediði marþlarýn ardýndan Bursa Dersimliler Kültür ve Dayanýþma Derneði bünyesinde çalýþan folklor ekibi bir gösteri sundu. Kitlenin davul zurna eþliðinde halaylar çekmesi ile miting sonlandýrýldý Bursa dan Komünistler Ýzmir 8 Mart gündemi üzerinden yaþanan ayrýþmalar, son yýllarda 8 Mart eylemlerine damgasýný vurmuþ, eylemde birlik ve ajitasyonda serbestlik ilkesinin yerine geçirilen ayrýmlar birleþik ve kitlesel eylemler örgütlenmesinin önüne geçmiþti. Bu sene Ýzmir de söz konusu parçalanmýþ ve bölünmüþ 8 Mart tablosu kendisini daha yoðun hissettirdi. Zira bu sene iki ayrý tarihte toplam beþ 8 Mart eylemi gerçekleþti. 4 Mart Pazar günü gerçekleþen ilk eylem Halklarýn Demokratik Kongresi Kadýn Meclisi tarafýndan Gündoðdu Meydaný nda düzenlenen kadýn katýlýmlý eylemdi. Ayný gün Karþýyaka da gerçekleþen iki eylemden ilkini Alýnteri, BDSP, Devrimci Hareket, Emek Özgürlük Cephesi ve Halk Cephesi örgütlerken; ikincisi DHF/Demokratik Kadýn Hareketi tarafýndan yapýldý. 8 Mart Perþembe günü öðle saatlerinde, iþ býrakan KESK li kadýnlar Konak ta bir yürüyüþ ve basýn açýklamasý gerçekleþtirirken, akþam saatlerinde ise yine Konak ta Amargi, Baðýmsýz Kadýn Ýnisiyatifi, ÇEKEV, ÝKDD, SFK, Siyah Üçgen, Üniversiteli Kadýn Kolektifi, Gençlik Muhalefeti, Halkevci Kadýnlar, ÖDP, DÝP, Kadýn Emeði Kolektifi, Liseli Genç Umutçu Kadýnlar tarafýndan bir baþka kadýn katýlýmlý yürüyüþ ve basýn açýklamasý gerçekleþtirildi. 4 Mart ta Gerçekleþen Eylemler Alýnteri, BDSP, Devrimci Hareket, Emek Özgürlük Cephesi ve Halk Cepheli Kadýnlar tarafýndan düzenlenen eylem, Karþýyaka Ýzban Duraðý nda buluþan kurumlarýn Cinsel, Ulusal, Sýnýfsal Sömürüye Son! þiarlý ortak pankart arkasýnda kendi kortejlerini oluþturmasý ve yürüyüþe geçilmesi ile baþladý. Eylemde Halk Cepheli Kadýnlar AKP nin Saldýrýlarýna Karþý Birleþelim Direnelim Kadýnlarýn Gücünü Gösterelim ve Sabolarýn Yolundayýz, Alýnteri Kadýn Olmadan Devrim Olmaz, Devrim Olmadan Kadýn Kurtulmaz, BDSP Sömürüye, Eþitsizliðe, Gericiliðe ve Þiddete Son! Kadýnýn Kurtuluþu Sosyalizmde, Devrimci Hareket ise Kadýn Mücadeleyle Özgürleþir pankartý taþýdý. Karþýyaka Çarþý giriþinde sona eren yürüyüþün ardýndan burada bir mini miting gerçekleþtirildi. Saygý duruþuyla baþlayan programda þiirler ve kurumlar adýna ortak basýn açýklamasý okundu. Açýklamada þu görüþlere yer verildi: Kadýn sorunu derken; bu erkek egemen düzeni deðiþtirmek için mücadele yerine erkek düþmaný bir bakýþ açýsýný geliþtirmek, kadýnlarýn özgürlük mücadelesine hizmet etmiyor. Sorun sistem sorunudur, kadýna ideolojik, politik, kültürel olarak sistemin nasýl baktýðý ve nasýl bir yer verdiði sorunudur. Dolayýsýyla kadýna yönelik þiddet kadýnlarýn sýnýfsal olarak ezilmiþliði sorunundan baðýmsýz olarak ele alýnamaz. Bu anlamda biz diyoruz ki, Kadýna Yönelik Þiddete Karþý Mücadele, kadýnýn kurtuluþu mücadelesiyle birleþtirilmelidir. Bu da ancak tüm iþçi sýnýfýnýn ve emekçi halklarýn kurtuluþu ile mümkündür. Yani esas olarak kadýný þiddete, sömürüye, baskýya maruz kalmaktan kurtaracak olan da toplumsal kurtuluþtur. Kadýnýn kurtuluþu ancak sosyalizmle mümkün olacaktýr. Açýklamadan sonra Grup Günýþýðý bir müzik dinletisi verdi. Eylemin sonuna doðru civarda toplanan bir grup Karþýyaka Spor Kulübü taraftarý Mustafa Kemal in Askerleriyiz sloganý atarak provokasyon giriþiminde bulundular, ancak sergilenen ortak tavýr bu giriþimi boþa çýkarttý. 150 ye yakýn kiþinin katýldýðý eylem, güncele dair politik vurgularýn eksikliðine ve katýlýmýn sýnýrlý kalmasýna raðmen Karþýyaka da kayda deðer bir ilgi ile karþýlandý. PSAKD Çiðli Þubesi, Alevi Kültür Dernekleri Karþýyaka Þubesi Gençlik Komisyonu ve Kaldýraç okurlarýnýn da katýldýðý eyleme KöZ ün arkasýnda duran komünistler olarak biz de katýlým sergiledik. Demokratik Kadýn Hareketi nden Açýklama 4 Mart ta Karþýyaka da gerçekleþen diðer eylem ise Demokratik Kadýn Hareketi/Demokratik Haklar Federasyonu tarafýndan örgütlendi. Bir önceki eylemden yaklaþýk iki saat sonra Karþýyaka Ýzban Duraðý nda bir skecin sergilenmesi ile baþlayan eylemde Sessizlik Þiddeti Gizler, Sessiz Kalma Örgütlen-Demokratik Kadýn Hareketi yazýlý pankart açýldý. Daha sonra kortej halinde Karþýyaka Çarþý ya doðru yürüyüþe geçildi. Yürüyüþ sonrasýnda yapýlan basýn açýklamasýnda, okulda, tarlada, fabrikada, hapishanelerde, sömürüye, baskýya ve zulme karþý çýkýlmasý ve cinsel, ulusal, sýnýfsal mücadelede öncüleþen kadýnlarýn izinden yürümeye devam edilmesi gerektiði vurgulandý. 100 ü aþkýn kiþinin katýldýðý yürüyüþ ve açýklama canlý ve coþkulu bir havada gerçekleþirken, halktan da ilgi gördü. KöZ ün arkasýnda duran komünistler olarak bu eyleme de katýlarak dayanýþma gösterdik. Ýzmir den Komünistler

4 KOMÜNÝST Sayfa 4 KöZ Nisan 2012 Zaman aþýmý na eylemli tepkiler Ýstanbul / Tuzla Sivas Katliamý davasýnýn zaman aþýmýna uðramasý üzerine, 25 Mart Pazar günü HDK, Aydýnlý da bir basýn açýklamasý düzenledi. Cemevinin önünde buluþulup Aydýnlý Merkeze yüründü. Sivas tan Uludere'ye Adalet Ýstiyoruz ortak pankartý ve HDK da olan siyasetlerinin bayraklarýný taþýdýðý basýn açýklamasýna büyük bir kýsmýný mahalle emekçilerinin oluþturduðu 200 kiþi katýldý. Açýklamaya CHP yi destekleyenler de katýldý. Basýn açýklamasý daha çok AKP yi vuran ama CHP ye dokunmayan, hatta CHP den hiç bahsetmeyen bir açýklama oldu. Basýn açýklamasý sýrasýnda Sivas ta yakanlar AKP yi Kuranlar, Sivas ýn Iþýðý Sönmeyecek, AKP Halka Hesap Verecek, Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek, Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði, Sivas tan Roboski ye Adalet Ýstiyoruz, Sivas ý Unutma Unutturma, Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz gibi sloganlar atýldý. Basýn açýklamasý metninde þunlara ifade edildi: Sivas'ta yüreklerimiz kanamaya, Madýmak ateþi yanmaya devam ediyor. 19 yýl önce 2 Temmuz günü Sivas Madýmak'ta 33 aydýn, sanatçý, ozan diri diri yakýldý. Sivas katliamýný kontrgerilla devleti örgütledi ve uygulamaya soktu. Katliamý planlayanlar ve katliam emri verenler araþtýrýlmadý, soruþturulmadý, yargýlanmadý. Milyonlarýn tepkileri sonucu katliam'da bizzat rol alanlardan çok azý mahkeme önüne çýkarýldý. Yargýlama süreci devletin katillere kol kanat gererek aklama çabalarýna dönüþtürüldü. Yargýlama sürecinde katliamý gerçekleþtiren kontrgerilla güçlerine dokunulmadýðý gibi korundu. Katliamýn elebaþlarýndan Cafer Erçakmak, kaldýðý yer bilindiði halde yakalanmak istenmedi. Ancak öldükten sonra Sivas'ta Valiliðin yakýnýnda ev tutarak yaþadýðý açýða çýktý. AKP iktidarý Meclis'te Sivas katliamýna zaman aþýmý uygulanmamasý yönünde verilen önergeyi reddederek katliamýn avukatlýðýna soyunmuþtur. AKP, Sivas katliamýný aklayarak devlet cinayetlerinin üzerine sünger çekeceðini düþünmektedir. Þemdinli ve Hrant Dink davalarýn da örgüt bulamayarak devleti aklayan AKP yargýsý, Sivas davasýný da zaman aþýmýna uðratmýþtýr. Þemdinli davasý Kürtleri, Hrant Dink davasý azýnlýk ulusal ve dinsel topluluklarý, Sivas davasý ise Alevileri sembolize ediyor. Ezilenlerin adalet talebi, Sivas davasý da, tekçi rejimin çarklarý arasýnda ezildi. Davalar, bu düzende ezilenlere adalet olmadýðýný anlatýyor. Sokaklara yansýyan öfke ise adalet için daha kararlý ve sonuç alýcý bir mücadele yürütmenin zorunluluðunu gösteriyor. Bütün bu suçlarýn sorumlularý yargýlanýp cezalandýrýlmalýdýr. Sivas Katliamý'nýn hesabý sorulmadan, gerçek sorumlularý ortaya çýkarýlýp yargýlanmadan bu dava kapatýlamaz. Ýnsanlýk suçlarýnda zaman aþýmý olmaz. AKP zaman aþýmý ile katliamý yapan ve planlayan kontrgerilla mensuplarýný ceza almaktan kurtarabilir, fakat halklarýmýzýn ve ilerici insanlýðýn vicdanýnda sorumluluðu alenen ortada olan devleti hiçbir zaman aklayamaz. Sivas, Maraþ, Çorum, Gazi, Roboski gibi katliamlarýn peþini býrakmayacak, Sivas ta yakanlarý ve onlarý yýllardýr koruyanlarý da asla unutmayacaðýz. Bu katliamlarýn hesabý sorulmadýkça da sizin mahkeme kararlarýnýzýn halkýn vicdanýnda hiçbir hükmü yoktur. Basýn açýklamasý, metnin okunmasýnýn ardýndan 31 Mart ta yapýlacak mitinge çaðrý ile son buldu. Basýn açýklamasýna, çalýþma yürüttüðümüz kitle örgütünden öðrenci ortaklarýmýzla katýldýk. Sivas ta Kemalistler Tuttu Faþistler Vurdu! Tuzla dan Komünistler Sivas Katliamý davasýnda gerçekleþen zaman aþýmý ayný gün akþam saatlerinde Ýzmir Konak ta bir refleks eylemle protesto edildi. YKM önünde baþlayan yürüyüþte Ýzmir Emek ve Demokrasi Güçleri imzalý Ýnsanlýk Suçlarý Zaman Aþýmýna Uðratýlamaz açýldý. Konak Meydaný'nda yer alan Hasan Tahsin Anýtý önünde sona eren yürüyüþ boyunca Sivas ýn Iþýðý Sönmeyecek", "Dün Maraþ ta, Bugün Sivas ta, Çözüm Faþizme Karþý Savaþta", "Kahrolsun AKP Diktatörlüðü" sloganlarý atýldý. HDK da eyleme Sivas ta Aleviler, Ýstanbul da Ýþçiler, Roboski de Kürtler! Ankara da Adalet Hala Yanýyor pankartý ile katýldý. Basýn açýklamasýný Emek ve Demokrasi Güçleri adýna Ramiz Saðlam okudu. Açýklamada firari sanýklardan beþinin davasýnýn tüm bildik hukuk kurallarý ayaklar altýna alýnarak sonuçlandýrýldýðýný belirtilerek, "AKP hükümeti, Kemal Türkler davasý, 16 Mart katliamý ve iþlenmiþ baþka katliamlarýn üstünü örtmek için zamanaþýmýný deðerlendirmektedir. AKP, Madýmak Davasý ile insanlýða karþý iþlenmiþ suçlara ortak olmuþtur. Adeta son kararla katillerin avukatlýðýný yapmýþtýr. Sivas katliamý davasý sadece Alevilerin deðil tüm insanlýðýn davasýdýr denildi. KöZ ün arkasýnda duran komünistler olarak katýlým saðladýðýmýz eyleme kayda deðer bir katýlým gerçekleþtiyse de, eylem genel olarak daðýnýk bir havada gerçekleþti. Ýzmir den Komünistler Ýzmir 13 Mart ta düþenler Ýzmir de mitingle anýldý 13 Mart 1982 yýlýnda Buca Kapalý Bölge Cezaevi nde idam edilen TKEP (Türkiye Komünist Emek Partisi) üyesi devrimci iþçiler Seyit Konuk, Ýbrahim Ethem Coþkun ve Necati Vardar, Bornova da Mücadele Birliði Platformu'nun 11 Mart Pazar günü düzenlediði merkezi bir mitingle anýldý. Eylem Bornova Stadý önünde toplanan kurumlarýn pankartlarýný açmasý ve kortejlerini oluþturmasý ile baþladý. 12 Eylül Ýdamlarýný Unutmadýk, Unutturmayacaðýz ve Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak pankartlarýný açan Mücadele Birliði Platformu nun ardýndan Devrimci Ýþçi Komiteleri, Devrimci Öðrenci Birliði de yürüyüþte pankartlarý ile yer aldýlar. Liseli Öðrenciler, Beþiktaþ Çarþý, Ýzmir 78 liler Derneði de eylemde pankart açan diðer kurumlardý. Bornova Meydaný na doðru yürüyüþe geçildiðinde 13 Mart Savaþçýlarý Yaþýyor, Leninistler Savaþýyor, Denizler den Seyitler e Kavga Sürüyor, Devrim Savaþçýlarý Ölümsüzdür, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük, Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði sloganlarý atýldý. Miting alanýna gelindiðinde ise Mücadele Birliði Platformu adýna gerçekleþtirilen konuþmada 13 Mart ta idam edilen devrimcilerin sýnýfsýz sömürüsüz bir dünya için dövüþtüðü, Denizlerin yoldaþlarý olarak onlardan devraldýklarý mücadele bayraðýný iþçi önderleri olarak taþýdýklarý vurgulandý. Mitingdeki bir diðer konuþmacý ise BDP Genel Baþkan Yardýmcýsý ve Muþ milletvekili Demir Çelik ti. Çelik, Kürt ve Türk halklarýnýn mücadele birliðinin gerekliliðine iþaret ederek, bu birliðin saðlanmasý yönündeki en önemli adým olarak da Halklarýn Demokratik Kongresi ni adres gösterdi. 13 Mart ta düþenlerin eski yoldaþ ve arkadaþlarýnýn da kýsa konuþmalar yaptýðý miting, müzik gruplarýnýn sahne almasýnýn ardýndan sona erdi. Örgütlü Devrimcilerdi, Devrim için Öldüler! Ýzmir den Komünistler Beyazýt ta parçalý Beyazýt ve Halepçe katliamý anmalarý Her sene Beyazýt ta yapýlan Beyazýt ve Halepçe Katliamý anmalarý gittikçe bölünerek bir klasik haline gelen parçalý eylemlere sahne oldu. Ayrý zamanlarda eylemler olurken, ayný anda farklý eylemler de gerçekleþti. Saydýðýmýz kadarýyla sekiz parçalý eylemde HDK Ýstanbul Gençlik Meclisi, her ne kadar HDK yla yanyana da olsa, bir baþka cephe oluþturan TKP li öðrenciler, Öðrenci Kolektifi, Gençlik Muhalefeti, bunlardan ayrý olarak tek tek anma yapan Gençlik Federasyonu, ÇHD, KESK, Kurtuluþ Partisi Gençliði (HKP) anmalar yaptý. Alan, ayný zamanda DAF, Dev-Genç (Devrimci Hareket), DGH, DÖB, Ekim Gençliði, Gençler Meydana Ýnisiyatifi, Gençlik Cephesi, Kaldýraç, Sosyalist Dayanýþma Gençliði ve Tüm-ÝGD nin örgütlediði baþka eyleme de sahne oldu. Bunun yaný sýra içinde sanatçýlarýn olduðu tam olarak da kimin yaptýðý belli olmayan eylem de gerçekleþti. Kimin niçin bu kadar ayrý anma yaptýðýný tam anlayamadýðýmýz eylemlerde oldukça þaþýrmýþtýk ve kimseye katýlmayarak sadece olanlarý izledik. Bütün ülkelerin iþçileri birleþin þiarýný edinen yapýlarýn daha kendi aralarýnda sýradan bir eylemde, lanetlemede dahi birleþemediðini ve bu yapýlarýn devrim yapmasýnýn imkansýzlýðýný ve bu daðýnýklýðýn sebebinin devrimci parti eksikliðinin olduðunu tekrardan görmüþ olduk. Beyazýt ve Halepçe Katliamý anmalarý ayný yerlerde ama sekiz ayrý eylemle protesto edilmiþ oldu. KöZ ün arkasýnda duran komünistler olarak bu eylemlerin bölünmesini doðru bulmuyoruz. Hem de sýklýkla attýðýmýz Kurtuluþ Yok Tek Baþýna, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz sloganýyla baðdaþmadýðýný düþünüyoruz. 16 Mart ta Düþenler Kavgamýzda Yaþýyor! Kürtlere Özgürlük Ortadoðu ya Barýþ! Ýstanbul Üniversitesi nden Komünistler Gazi Ayaklanmasý, bölünmüþ eylemlerle anýldý 12 Mart 95 Gazi Ayaklanmasý'nýn 17. yýldönümünde Gazi Mahallesi nde her sene olduðu gibi bu sene de anmalar gerçekleþtirildi. Gazi de faaliyet yürüten siyasetlerin ve kurumlarýn ortak örgütlemeye çalýþtýklarý eylemler ve anmalarda her sene olduðu gibi bu sene de bölünmeler yaþandý ve ayrý ayrý eylemler örgütlendi. Aslýna bakýlýrsa bu eylemlerin hepsi de birbirine çok yakýn saatlerde ayný güzergâh üzerinde yapýlan eylemler olduðundan bir bütün eylemmiþ gibi de göründü. Ancak yapýlan çalýþmalarýn hepsinde ayrý ayrý çaðrýlarda bulunulduðu için bu bölünme hat safhada hissedilir oldu. Tüm siyasetlerin kendi pankartlarý ve flamalarýyla katýldýðý yürüyüþlerde 12 Mart ve 15 Mart larda düþenlerin resimleri ve onlarý anlatan dövizler taþýndý. Öncesinde olduðu gibi bu senede pankartlarda 'Gazi katliamý' vurgusu ön plandaydý. Haliyle sloganlarda bu vurguyu taþýmaktaydý. Gazi nin bir daha yaþanmamasýný isteyenlerden, Gazi deki katliamlarýn sorumlularýnýn yargýlanmasýný isteyenlere dek Gazi de bir katliam yaþandýðý ve maðdur olan tarafýn, devrimciler ve Gazi emekçileri olduðu vurgusu öne çýkarmaktaydý. KöZ'ün arkasýnda duran komünistler olarak biz de "Gazi nin Yolu Ayaklanma Yoludur, Ayaklanma Yolu Devrim Yoludur" pankartýyla 12 Mart Gazi Platformu nun arkasýnda kendi kortejimizle yürüdük. 12 Mart Gazi Platformu (Mücadele Birliði Platformu, BDSP, DHF, Proleter Devrimci Duruþ ve Kaldýraç), Maraþ, Çorum, Sivas, Ümraniye, Gazi, Uludere... Katil devlet hesap verecek! ortak pankartýný açmýþtý. Biz de KöZ olarak eylemde "Gazinin Yolu Ayaklanma Yoludur, Ayaklanma Yolu Devrim Yoludur", "Gazi' de Düþenler Kavgamýzda Yaþýyor", " 1 Mayýs ta Düþenler Kavgamýzda Yaþýyor", " Katil Devlet Yýkacaðýz Elbet", Ne AKP, Ne CHP Kurtuluþ Birleþik Mücadele," Kurtuluþ Yok Tek Baþýna, Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz" sloganlarýný attýk. Mezarlýða gelindiðinde Gazi Ayaklanmasý nda hayatýný kaybedenlerin isimleri tek tek okundu. Daha sonra bir basýn açýklamasý yapýldý. Basýn açýklamasýnda Gazi ye yönelik saldýrýnýn mahalledeki devrimci dayanýþmaya karþý olduðu ifade edildi. Basýn açýklamasýnda ayný zamanda Sivas ve Maraþ katliamlarýna da deðilinildi ve Uludere katliamýnýn halklarýn mücadelesini engellemek için yapýldýðý belirtildi. Saldýrýlara karþý mücadeleyi yükseltmek gerektiðine deðinen basýn açýklamasý, Gazi halkýna devrim mücadelesini yükseltme ve katillerden hesap sorma çaðrýsý yapýlarak sonlandýrýldý.. KöZ sayfalarýnda Gazi Ayaklanmasý ile ilgili olarak çýkan yazýlarda da sürekli belirttiðimiz gibi öne çýkarýlmasý gereken Gazi de öldürülenlerin isimleri ya da onlarýn öldürülmesi deðil de ne için öldürüldükleri ve bunun sonucunda ortaya çýkan ayaklanmadýr. Çünkü iþçi sýnýfýnýn nihai kurtuluþuna giden yol ezilenlerin ayaklanmasýndan geçecektir. Gazi de yaþanan da bir geri duruþ ya da direniþ deðil, aksine devlete karþý saldýrýya geçilen ve ayaklanýlan bir durumdur. Bu durum da bize yol göstermektedir. Bundan önce olduðu gibi bundan sonra da Gazi'nin yolundan yürüyerek özgürlüðün savaþan iþçilerle geleceðini bilerek propagandamýzý yapmaya ve iþçi sýnýfýnýn mücadelesini büyütmeye devam edeceðiz. Gazi'de Düþenler Kavgamýzda Yaþýyor! Gazi'nin Yolu Ayaklanma Yoludur, Ayaklanma Yolu Devrim Yoludur! Ýstanbul dan Komünistler

5 Nisan 2012 Sayfa 5 Kamu emekçileri Konak ta direndi Ýzmir de eylemi Meclis Genel Kurulu'na getirilen düzenlemesi ve 4688 sayýlý sahte toplu sözleþme ve sendika yasasýna karþý Ankara'da gerçekleþtirilecek protesto eylemlerine Ýzmir den gitmek isteyen kamu emekçileri 27 Mart ý 28 Mart a baðlayan gece polis engeli ile karþýlaþmýþ, Ankara ya gidecek otobüslere el konulmasýna tepki olarak yapýlan yürüyüþ polisin saldýrýsýna uðramýþtý. 28 Mart ta Çatýþma Ertesi gün 12:00 de Türkiye nin pek çok yerinde olduðu gibi emekçiler Ýzmir de de eylemdeydi. Bir önceki akþam TOMA olarak tabir edilen araçlarla emekçilere tazyikli su sýkan, kamu emekçilerini coplayan polis de bir takým hazýrlýklar yapmýþtý. Salý günü Birleþik Kamu Ýþ e açýlan alan Çarþamba günü KESK e kapatýlmýþ, barikatlar ve çevik kuvvet yýðýnaðý ile tutulmuþtu. Öðle saatlerinde Konak Meydaný na yakýn üç noktada KESK e baðlý sendikalarýn mensuplarý birikmeye baþlamýþtý. Aðýrlýklý olarak Eðitim Sen lilerden oluþan kitle içerisinde BES, Tüm Bel-Sen, SES üyeleri de yer aldýlar. Ancak polis Karþýyaka dan vapurla gelip Konak Ýskelesi nde biriken grubu, YKM önünde toplanan bir baþka grubu ve Konak Sümerbank önünde giderek kalabalýklaþan grubu buluþturmamaya kararlýydý. Saat 12:00'de Eski Sümerbank önündeki kamu emekçileri, Ýzmir Büyükþehir Belediye binasý önüne yürüyüþe geçti. Ayný þekilde Konak Ýskelesi önünde toplanan kamu emekçileri de yürüyüþe geçti. Belediye binasýnýn önünde TOMA araçlarý, çevik kuvvet yýðýnaðý ve tel örgülerden oluþan barikatý aþmak üzere barikata yaklaþýldý. Kamu emekçileri barikatýn önüne gelir gelmez TOMA'lardan biber gazlý su sýkýlmaya baþlandý. Bini aþkýn kiþiye yapýlan müdahale þiddetliydi ve ilk etapta saflarda bir dalgalanma yarattý. Biber gazlý suyun etkisinden ötürü pek çok emekçi ayakta durmakta dahi zorlanýyordu. Bununla birlikte ellerindeki pankartlarý kendilerine bir nevi kalkan olarak kullanýp barikata yaklaþan, barikatý zorlayanlarýn olmasý kitle açýsýndan toparlayýcý oldu. Sýrýlsýklam ve gaza maruz kalýnmýþ olmasýna raðmen sloganlarla sürekli ilerlemeye çalýþan kamu emekçilerine saldýran polis araçlarýndaki sular bir ara tükendi. Araçlar hýzla deðiþtirilerek çevik kuvvet takviyesi yapýldý. Ayný zamanda Belediye yanýnda boþ kalan sokaklara da polis araçlarý yerleþtirildi. Yarým saat kadar süren çatýþma sonunda barikat aþýlamadý ama kamu emekçileri de daðýlmadý. Alanda bulunan ses aracýndan ajitasyon konuþmalarý yapýldý. Kitleden ise sýklýkla Ýþte Sendika Ýþte KESK, "Zafer Direnen Emekçinin Olacak", Faþizme Karþý Omuz Omuza!", "Baskýlar Bizi Yýldýramaz!", "Gün Gelecek Devran Dönecek, AKP Halka Hesap Verecek!", "Örgütlü Bir Halký Hiçbir Kuvvet Yenemez", "Vali Ýstifa" sloganlarý yükseldi. Sendika yöneticileri ile Valilik arasýnda yapýlan görüþmelerden sonra saat 15:00'e doðru barikat 50 metre geri çekilerek Büyükþehir Belediyesi önündeki alan açýldý. Burada gerçekleþtirilen basýn açýklamasýnýn ardýndan yaklaþýk bir saat daha oturma eylemi gerçekleþtirildi. Eylemin sonunda 29 Mart için çaðrý yapýldý. 29 Mart ta kitlesel ve coþkulu eylem Perþembe günü yapýlan eyleme katýlým bir önceki gün yaþanan saldýrýya raðmen azalmamýþ, bilakis artmýþtý. Çarþamba günü çatýþmanýn yaþandýðý eylemde yer alamayan yüzlerce kiþi daha kitleye eklenmiþti. Kamu emekçilerin çoðu ikinci gün ilk güne oranla daha hazýrlýklýydýlar. Yaðmurluk, þapka, poþularla, ceplerinde limonla gelenler çoðalmýþtý. Polis ise bir gün önceki gibi yine Büyükþehir Belediyesi önünü açýk býrakacak fakat Konak Meydaný na gidiþi týkayacak þekilde barikat kurmuþtu. Oluþturulan kortejle Sümerbank önünden Belediye önüne yüründü. Belediye önünde oluþturulan kürsüden KESK yöneticileri çeþitli konuþmalar yaparak bir gün önce alanda yaþanan devlet terörünü ve o anda Ankara baþta olmak üzere farklý yerellerde KESK e uygulanan baskýyý teþhir ettiler. Eylem süresince BES Ýzmir Þube Baþkaný Ramis Saðlam, Eðitim-Sen Ýzmir 1 No lu Þube Baþkaný Abdullah Tunalý, Tüm Bel- Sen Ýzmir 2 No.lu Þube Baþkaný Aygün Öðrendi, TMMOB ÝKK adýna Ferzan Çifçi konuþmalar yaptýlar. Sendikalarýn gerçekleþtirdikleri eylemlerde sendika bürokratlarýnýn burjuva politikacýlarýna, sosyal demokratlara mikrofon ikram etme geleneði bu eylemde de bozulmadý. CHP Ýzmir Milletvekili Mustafa Moroðlu kürsüden konuþurken, cýlýz da olsa Ne AKP Ne CHP; Kurtuluþ Birlikte Mücadelede sloganý duyuldu. Ankara da gerçekleþtirilen eyleme saldýrýldýðýnýn öðrenilmesi üzerine Konak ta bekleyen kitle Gümrük te bulunan AKP binasýna yöneldi. AKP il binasý önünde polis barikatý ile karþýlaþýldý. Ancak bir önceki gün olduðu gibi barikata yüklenme iradesi sergilenemedi. Oturma eylemi yapýldýktan sonra eylem sona erdi Mart ýn ardýndan Mart ta gerçekleþen bu iki eylemde emekçiler açýsýndan gözle görülür bir canlýlýk, coþku ve kararlýlýk açýða çýktý. Müdahaleye raðmen daðýlmayan, aralarýnda zorlanan ya Ada Tersanesi nde patlama da yaralanan emekçilerle dayanýþma gösterip, sahip çýkan ve alaný terk etmeyen kamu emekçileri hem ilk gün polis barikatýnýn belli oranda geri çekilmesini saðladýlar hem de uzun zamandýr devletin ve polisin keyfiyetine uygun eylemler gerçekleþtirme alýþkanlýðýný kýrmak üzere ufak da olsa bir adým attýlar. Nitekim günün sonunda eylemden ayrýlan emekçiler yorgundu ancak moralleri de yüksekti. Ertesi günkü eyleme katýlýmýn neredeyse iki katýna çýkmasý da bu maneviyatýn sonucu oldu. Ancak bu tür protesto eylemlerinde sýklýkla karþýlaþýlan zaaflar da yerli yerinde idi. Eylemi yönlendiren sendika bürokrasisi ilk gün polis barikatýný zorlama inisiyatifi kullanýrken ikinci gün gerçekleþtirilen eylemde kitleyi sýk sýk KESK disiplinine uygun davranmaya davet etti. Ýlk gün polisin yoðun saldýrýsý altýnda bir direnç açýða çýktýysa da polisin kullandýðý zora zorla karþý koyma tavrý sergilenemedi. Hakeza polisin güçlendirdiði barikatý, etrafta boþ býrakýlan ana caddelere yönelerek aþýp polisi etkisizleþtirme inisiyatifi de kullanýlamadý. Özellikle ilk günkü eylem polisin müdahalesi ile alýþýlagelen bir pazarlýk sürecine sokulup sönümlendirildi. Dolayýsýyla tablo ister istemez KESK bürokrasinin kendi sýnýr ve kaygýlarýný da gösteren bir eylemdi. Nihayet eylemin ikinci gününde CHP li vekile kürsüden konuþma imkâný tanýnmasý, çizilen radikal görüntüye raðmen sosyal demokrasiye kan taþýmaya teþne bakýþ açýsýnýn ipuçlarýný veriyordu. KöZ ün arkasýnda duran kamu emekçisi komünistler olarak her iki gün de eyleme katýldýk. Polis saldýrýsý altýnda direniþin bir parçasý olduk. Ancak ne biz ne de dýþýmýzdaki devrimciler eylemin kendi çapýný aþmasý noktasýnda etkin bir müdahale geliþtirebildi. Her þeye raðmen iki gün süren bu eylemler AKP nin saldýrýlarýný püskürtecek bir çap ve nitelikte olmasa dahi katýlanlara özgüven ve moral aþýlayan eylemler oldu. Saldýrýlara Karþý Savunmayý Örgütle, Saldýrýya Hazýrlan Ýzmir den Komünist Kamu Emekçileri 5 Nisan Perþembe günü Ada Tersanesi'nde, inþasý sürmekte olan araþtýrma gemisinin davlumbotunda, gaz sýkýþmasýnýn olduðu alanda sýcak çalýþma yapýlmasý sonucu patlama meydana geldi. Patlamada iki iþçi öldü, altý iþçi yaralandý. Patlamayý öðrenince patlama yerine gittik. Biz gitmeden önce Ada Tersanesi'ne giden iþçilere ve Limter-Ýþ Sendikasý çalýþanlarýna, Ada Tersanesi güvenliði saldýrmýþtý. Limter-Ýþ Sendikasý 6 Nisan Cuma gününe bir basýn açýklamasý koydu. Biz de 'basýn açýklamasý için ne yapabiliriz' diye Limter-Ýþ, ESP, EMEP ile görüþtük. EMEP iþleri olduðunu bir çalýþmaya katýlamayacaklarýný söyledi. Önümüze Aydýnlý Mahallesi'nde bildiri çýkarýp AKP nin eðitim sisteminde öngördüðü gerici reforma karþý Eðitimsen in ülke çapýnda 15 Mart Perþembe günü eþgüdümlü olarak düzenlediði eylemin Ýzmir ayaðý yoðun bir katýlýmla gerçekleþti. Sabah saatlerinde sevk eylemiyle okullara gitmeyen eðitim emekçileri Konak Sümerbank, YKM ve Konak Vapur Ýskelesi önünden üç kol oluþturarak Konak Meydaný nda toplandýlar. Valilik önüne barikat kuran polislerin itirazlarýna raðmen, katýlýmýn ciddi olmasý Konak Meydaný nýn kitleye açýlmasýný saðladý. Pek çok kitle örgütü ve siyasi partinin de kendi pankart ve flamalarý ile katýldýðý eylemde basýn açýklamasýný Eðitim-Sen Ýzmir Þubeleri adýna Mustafa Beyazbal yaptý. Beyazbal, zorunlu eðitimin kademelendirilerek 12 yýla çýkarýlmasý giriþimlerinin, baþbakanýn dindar nesil yetiþtirmek istiyoruz sözlerinin akabinde geldiðine dikkat çekerek; AKP hükümeti, zorunlu eðitimin süresini arttýrma bahanesiyle, temel eðitimi þeklinde kademelendirerek, eðitim sistemini kendi siyasal ve ideolojik amaçlarýna uygun bir þekilde biçimlendirmek istemektedir. Ancak meydan boþ deðildir. Bu düzenlemenin doðrudan muhatabý olan eðitim emekçileri, öðrenciler ve veliler olarak eðitimin piyasalaþtýrýlmasý ve dinselleþtirilmesi uygulamalarýna karþý kitlesel duruþumuzu göstermeye kararlýyýz þeklinde konuþtu. Saldýrýlara Karþý Savunmayý Örgütle, Saldýrýya Hazýrlan! Ýzmir den Komünistler Konak ta 4688 protestosu Kamu Emekçileri Sendikasý Konfederasyonu (KESK) mensubu emekçiler 4688 sayýlý "Kamu Görevlileri Sendikalarý Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Yasa Tasarýsý"ný protesto etmek üzere Konak Sümerbank önünde 2 Þubat Perþembe günü buluþtu. Yüz kadar kamu emekçisi "Grevsiz Toplu Sözleþme, Toplu Sözleþmesiz Sendika Olmaz!" pankartý arkasýnda toplanarak Çankaya'daki AKP il binasýna doðru yürüyüþe geçti. Kar yaðýþý altýnda gerçekleþen yürüyüþ boyunca "Hak Verilmez Alýnýr, Zafer Sokakta Kazanýlýr", "Toplu Sözleþme Hakkýmýz, Grev Silahýmýz", "Yaþasýn Örgütlü Mücadelemiz", "Ýnadýna Sendika Ýnadýna KESK", "Hükümet Yasaný Al Baþýna Çal", "Faþizme Karþý Omuza Omuza", "Birleþe Birleþe Kazanacaðýz", "Kar-Boran-Fýrtýna, Geliyoruz AKP" sloganlarý atýldý. Çevik kuvvetin barikat kurduðu AKP önüne gelindiðinde, KESK daðýtmayý koyduk. Bildiride Ada Tersanesi'nde olan patlamada iki iþçinin öldüðünü, bunun ardýndan Ada Tersanesi'ne giden iþçilere ve sendikacýlara saldýrý olduðunu ve Limter-Ýþ in çaðrýsýyla bir basýn açýklamasý olacaðýný ve bugün orada olan iþ cinayetine tepki göstermek gerektiðini, ayný zamanda Limter-Ýþ Sendikasýna desteklemek gerektiðini yazdýk. Bildiriyi akþam Aydýnlý Mahallesi'nde ajitasyon konuþmalarý yaparak; kahvelere, derneklere ve iþlerinden dönen iþçilere daðýttýk. Daðýtýmý KöZ ve ESP yaptý. Tuzla da 5 Nisan günü meydana gelen iþ kazasý sonrasýnda yapýlan basýn açýklamasýnda Limter-Ýþ Sendikasý Patronlar öldürüyor hükümet seyrediyor / Çalýþma Bakaný istifa Þubeler Platformu adýna Büro Emekçileri Sendikasý (BES) Ýzmir Þube Baþkaný Ramis Saðlam bir konuþma yaptý. Saðlam "hükümetin 12 Eylül referandumunda sözünü verdiði sendikal hak ve özgürlükleri içeren yasa tasarýsýnýn, aradan 16 ay geçmesine raðmen hazýrlanmadýðýný" belirterek, emekçilerin aldatýldýðýný ifade etti. Hükümetin hazýrlayýp meclise sunduðu tasarýnýn ise toplu görüþmelerdeki düzenlemelerden dahi geri olduðunu söyleyen Saðlam, grev, toplu sözleþme, örgütlenme özgürlüðü gibi konularda düzenlemeler yapýlýncaya dek mücadelelerinin süreceðini ifade etti. Eylem kamu emekçilerinin sembolü haline gelen "Biz Çocuklarýmýza Onurlu Bir Gelecek Býrakacaðýz, Ya Siz?" sloganýnýn atýlmasý ile sona erdi. Ýzmir den Komünistler pankartýný açtý. Açýklamaya HDK, ESP, EMEP, BDP, KöZ, Mayýsta Yaþam Kooperatifi, Deri-Ýþ Sendikasý, direniþteki Kampana Deri iþçileri ve tersane iþçileri katýldý. Basýn açýklamasýnda Kanber Saygýlý iþ kazalarý sonucu hayatýný kaybedenlerin 149 a ulaþtýðýný söyledi. Ýþ kazalarýnda ölümlerden patronlarýn sorumlu olduðunu belirtti. Baþbakan Erdoðan ýn madencilerin ölümüne dair söylediði Bu iþin doðasýnda ölüm var sözü ile eski Çalýþma Bakaný Ömer Çelik madencilerin ölümü için Çok güzel öldüler sözünün AKP nin iþ cinayetlerinin sorumlularý arasýnda olduðunu gösterdiðini ifade etti. Ayrýca, Çalýþma Bakaný Faruk Çelik in istifa etmesi gerektiðini söyledi. Tuzla dan Komünistler

6 Sayfa 6 Nisan 2012 Ankara'da engellere raðmen Newroz Ankara daki Newroz kutlamalarý, tüm merkezlerde olduðu gibi 18 Mart Pazar günü bir mitingle gerçekleþtirilecekti. Ancak AKP nin Pazar günü yapýlacak kutlamalarý tüm merkezlerde yasaklamasý sonucu Newroz tertip komitesi, Newroz u Pazar günü Sakarya Meydaný nda bir basýn açýklamasý ile kutlama kararý aldý. Pazar günü ise AKP nin ne þekilde olursa olsun Newroz u kutlatmamaya kararlý olduðu görüldü. Sabah saatlerinden itibaren polis Sakarya Meydaný na giden tüm yollarý barikatlarla kapatmýþtý. Fakat Newroz u kutlamak için alanlara inen halk ne pahasýna olursa olsun yasaklarý delerek bayramýný kutlamakta kararlýydý. Saatler ilerledikçe tüm engellemelere raðmen Sakarya Caddesi ne girmeyi baþaranlarýn sayýsý giderek artmaya baþladý. Ayný saatlerde Meþrutiyet Caddesi nde bulunan BDP Ankara il binasýnýn önünde de BDP, SDP, ESP ve TKP nin aralarýnda bulunduðu kurumlar Sakarya Caddesi ne gitmek üzere toplanmaya baþladý. Polisin burada toplanan kitlenin önünü panzerlerle kesmesi sonucu kitle beklemeye baþladý. Hem Sakarya Meydaný hem Meþrutiyet Caddesi nde toplananlarý abluka altýna 1 Mayýs Mahallesi'nde Newroz u kutladýk Mart-Mayýs süreci bilindiði gibi eylemliliklerin yoðun olduðu bir dönem. Biz de 1 Mayýs Mahallesi ndeki komünistler olarak bu döneme gücümüz yettiði oranda hazýrlandýk. Newroz özel sayýsýnýn çýkmasý ile birlikte özel sayýlarý genelde yaptýðýmýz gibi mahalledeki kahvehanelerde daðýtamasak da özel sayýyý çevremizdekilere ilettik ve Newroz üzerinden sohbetler ettik. Arkasýndan saati ve toplanma yerini çevremizdekilere haber ettik. Newroz dan 2 gün önce Newroz un yasaklandýðý haberi gelmiþti. Buna raðmen 18 Mart sabahý tuttuðumuz araçla 22 kiþi yola çýktýk. Mahalleden çýkmadan polisler aracý çevirdi ve kimlik kontrolü yapýp karþýya geçmemizi engelledi. Zaten öncesinden de BDP nin aracýnýn baðlandýðýný duymuþtuk. Bunun üzerine bu þekilde gidemiyorsak eðer metrobüsleri kullanalým dedik. Yola koyulduðumuzda BDP nin kitlesinin de ayný yolu kullanmak üzerre hareket ettiðini gördük. Biz giderken dikkatimizi çeken bir nokta ise biz otobüslere binmek için hareket ederken polisin Esenyurt'ta alan polis bir yandan da sýk sýk kitlenin daðýlmasý yönünde provokasyon amaçlý anonslar yapmaya baþladý. Meþrutiyet Caddesi nde barikat önündeki bir saatlik bekleyiþin ardýndan Newroz ateþi polis barikatý önünde yakýlarak kutlamalara BDP il binasý önünde baþlandý. Ýlerleyen saatlerde Sakarya Caddesi nde toplanan kitle de Meþrutiyet Caddesi ne gelerek buradaki kutlamalara katýldý. Ýki ayrý alanda toplanan kitlenin bir araya gelmesiyle birlikte Newroz ateþi etrafýnda halaylar çekilerek Newroz kutlamalarý Meþrutiyet Caddesi nde filen yöresel kýyafetlerini giyinmiþ, Newroz kutlamak iþin Kazlýçeþme ye gitmeye çalýþan Kürt kadýnlarýna engel olmaya çalýþmasý idi. Okmeydaný nda yoldaþlarla gecikmeli de olsa buluþtuk. 18 Mart tan önce ise mahalledeki Newroz u örgütlemek için BDP ve ESP ile görüþtük. Fakat ESP görüþtüðümüz gün HDK toplantýsý olacaðýný ve bunu HDK toplantýsýnda gündem edeceðini söyledi. Biz de bunun üzerine Mahallede HDK dýþýnda siyasetler var ve onlarýn da Newroz örgütlenmesine katýlmasý gerekir dedik. Ayný gün HDK nin mahalledeki Newroz kutlamasýnýn gününü 22 Mart Perþembe, saat olarak belirlediðini öðrendik. Bize bu konuda herhangi bir bilgilendirme gelmemiþ, biz kendimiz sorup öðrenmiþtik. HDK mahalledeki Newroz un duyurusunu ozalitlerle yapacaðýný söylemesine raðmen öyle bir duyuru da görmemiþtik. KöZ olarak mahalledeki Newroz için çalýþmalarý planladýk. Bunun için ev ziyaretleri yapýp mahallede yürüyüþ gerçekleþtirilmiþ oldu. Meþrutiyet Caddesi nde gerçekleþen Newroz kutlamasýnda Newroz tertip komitesi adýna Harun Çakmak, hazýrlanan ortak metni okudu, ardýndan BDP Mersin Milletvekili Ertuðrul Kürkçü bir konuþma yaptý. Kürkçü konuþmasýnda Newroz coþkusunu 1 Mayýs a taþýma çaðrýsý yaptý. Yapýlan konuþmalarýn ardýndan kutlamalar 15:00 civarýnda sonlandýrýldý. Ankara dan Komünistler yapacaðýmýzý, Newroz kutlamasý yapýlan yere onlarý da davet ettik. 18 Mart için hazýrlanýp fakat kullanýlamayan dövizleri ve Kürtlerin Esareti Ýþçilerin Esaretidir pankartýyla bayrak ve sloganlarýmýz eþliðinde yürüyüþümüzü gerçekleþtirdik. Yürüyüþümüzü 15 kiþiyle yapmýþ olsak da sonrasýnda yürüyüþe yetiþemeyen arkadaþlarla alanda buluþtuk. Ayrýca alanda özel sayýmýzý daðýttýk. Newroz dan sonra ise 12 kiþilik bir sohbet gerçekleþtirdik. Sohbette AKP nin Newroz u neden yasakladýðýný, Newroz öncesi siyasal tutuklamalarýn BDP ve diðer sol siyasetlerin yapmýþ olduklarý muhalefeti engellemek için gerçekleþtiðini, AKP nin yaptýðý yasaklamalar ve tutuklamalarýn CHP nin nasýl iþine yaradýðýný konuþtuk. Alanda bayraklarýyla giden tek siyaset ise bizdik. Kutlamaya HDK dýþýnda Partizan ve DHF de bayraksýz ve pankartsýz olarak katýldý. Ayrýca Partizan da özel sayý daðýtýmý gerçekleþtirdi. Biji Newroz Newroz Piroz Be! 1 Mayýs Mahallesi nde Komünistler HDK Mahalle Meclisi üyeleri seçildi 4 Mart Pazar günü Esenyurt - Ýnönü Mahallesi Derya Düðün Salonu nda Levent Tüzel'in de katýldýðý bir halk toplantýsý gerçekleþti. Halk toplantýsýna 300'ün üzerinde bir kitle katýldý. Halk toplantýsýnda Bölge Koordinasyonu adýna bir konuþma gerçekleþtirildi. Ardýndan EMEP Esenyurt Ýlçe Örgütü Baþkaný Devrim Avcý bir konuþma yaptý. Avcý konuþmasýnda HDK bizim için bir seçenektir. AKP kendi istediði iþçi, sendikacý ve Kürt profilini yaratmak istiyor. Buna karþý tek alternatif olan HDK'yý sokak sokak ev ev örgütleyerek hayalini kurduðumuz geleceði yaratacaðýz dedi. Daha sonra Esenyurt BDP Eþbaþkaný da Kürtçe bir konuþma yaptý. HDK Gençliði temsilcisi ise yaptýðý konuþmada HDK meclisi oluþturulurken biz de HDK gençliði olarak sorumluluk almak istiyoruz. Baþbakan Erdoðan çýkýp ya dinci gençlik yaratýlacak ya da tinerci gençlik diyor. Biz bunun ikisine de karþý olarak kendi haklarýna ve sorunlarýna sahip çýkan örgütlü bir gençlik yaratmak istiyoruz dedi. Toplantýda salondakilere iþten atýlan Hey Tekstil iþçilerinin bildirileri daðýtýlýrken Hey Tekstil iþçileri adýna konuþan bir iþçi, Hey Tekstil iþçilerinin iþten atýlma ve direniþ sürecini anlattý; dayanýþma ve destek çaðrýsýnda bulundu. Son olarak Levent Tüzel bir konuþma yaptý. Levent Tüzel oldukça uzun bir konuþma yaptý. Konuþmasýnda önce AKP'yi eleþtirdi. AKP'nin dokuz yýl önce iktidara olumlu anlamda deðiþim iddiasýyla geldiðini fakat çok geçmeden bu deðiþimin Kürtlerin, iþçilerin, kadýnlarýn ve gençliðin çýkarýna olmadýðýný; emperyalist efendilerinin neo-liberal politikalarýný uygulamaya koyduðunu ifade etti. Son bir yýlda KCK operasyonlarý adý altýnda 6000 BDP'linin tutuklandýðýný, çocuk yaþlarda 35 Kürt köylüsünün katledildiðini, Adana Pozantý cezaevinde çocuk tutuklulara tecavüz ve tacizde bulunulduðunu belirtti. Tüzel, konuþmasýna þöyle devam etti: Ýþçilere yönelik uygulamada ortadadýr. TBMM'de Hizmet Ödülü alan Hey Tekstil patronu Aynur Bektaþ 420 iþçiyi kapý önüne býrakmýþtýr. Cemil Çiçek Mayýs ayýnda yeni bir anayasa yapacaðýz diyor. Peki bu anayasada Kürtler, Aleviler, kadýnlar, gençler var mý? Hayýr, yok. Erdoðan BOP Eþbaþkaný olarak Kürtlerin dört parçada ayaklarý üzerinde durmasýný engellemek için Suriye ye müdehalede oldukça heveskar görünüyor. Biz hem Suriye'ye hem de Ýran'a karþý Türkiye'nin kullanýlmasýna karþý durmalýyýz. Suriye de eðer bir deðiþim olacaksa bu kendi iç dinamikleriyle olmalýdýr, dýþ müdehalelerle deðil. Tüzel yaklaþan 8 Mart vesilesiyle 8 Mart'a da deðindi. Konuþmasýnýn sonunda ise HDK'nýn öneminin altýný çizdi ve bölgede HDK'yý örgütlemenin önemine vurgu yaptý. Esenyurt'tan Komünistler 99'dan beri Sayfa 7 Aydýnlý'da ilk Newroz Tuzla Aydýnlý da 99 yýlýndan beri Newroz kutlanamýyordu. 99 yýlýnda kutlanan Newroz da jandarma yaklaþýk 50 kiþiyi gözaltýna almýþtý. O günden bugüne Newroz kutlanmak istenmesine raðmen bir türlü gerçekleþmemiþti. Bu yýl HDK, Newroz u örgütleyeceðini duyurdu. 21 Mart günü Aydýnlý da Çalýkaðýl Derneði yanýndaki boþ arazide buluþuldu. Yaklaþýk 300 kiþini katýldýðý Newroz kutlamasý mahallede uzun zamandýr yapýlamadýðý için coþkulu idi. Newroz ateþi için mahalledeki birkaç evden paletler geldi ve hep beraber yakýldý. BDP Tuzla Ýlçe Baþkaný Hüseyin Tezel ve Erdoðan Çakar birer konuþma yaptý. Genel olarak þunlar ifade edildi: Newroz mitingine 'gününde yapýlmasý gerekir' bahanesiyle yasak konulmasýna raðmen alanlara çýkmaya çalýþan kitleye saldýrýldý. Saldýrýda hayatýný kaybeden Hacý Zengin in katili AKP dir. Bu saldýrýlarý kýnýyoruz. Buna raðmen biz Hacý Zengin i anarak Newroz u kutlamaya devam edeceðiz. Newroz da genel olarak Newroz un Ateþi AKP yi Yakacak, Katil Devlet Hesap Verecek, Biji Newroz, Newroz Piroz be, Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði sloganlarý atýldý. Newroz a HDK nýn dýþýnda UÝD-DER ve KöZ katýldý. Biji Newroz, Newroz Piroz be! Tuzla dan Komünistler Bahçelievler'de BDP Halk Toplantýsý 6 Þubat Pazar günü Þirinevler deki Bahçelievler BDP de gerçekleþen halk toplantýsýna Diyarbakýr Milletvekili Emine Ayna, Bahçelievler BDP Yönetim Baþkaný ve Gökkuþaðý Kadýn Derneði katýldýlar. Halk toplantýsýnda, 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü nün tarihsel önemi ve güncel siyasal gündemlere dair konuþmalar yapýldý. Ýlk sözü alan ilçe yönetim baþkaný 8 Mart ýn tarihsel oluþumu ve önemi hakkýnda kýsa bir giriþ konuþmasý yaptý ve 11 Mart ta Kadýköy de yapýlacak mitinge tüm kadýnlarý davet etti. Gökkuþaðý Kadýn Derneði adýna konuþan konuþmacý ise 5 yýldýr bu faaliyetin içerinde olduðunu ve Çapa Týp ta okuyan bir öðrenci olduðunu, kadýnlara dönük operasyonlarlarýn bitip tükenmek bilmediðini belirtti ve bu saldýrýlara karþý daha fazla kadýn arkadaþý Taksim de bulunan kurumlarýna davet etti. Daha sonra sözü Emine Ayna aldý: Biz erkek egemen sisteme karþý mücadele ediyoruz. Eþitliðin saðlanabilmesi için kadýnýn özgürleþmesi gerekir, kadýn özgürleþmeden bir toplum özgürleþemez. Biz yalnýzca cinsiyetçi zihniyete karþý deðil, ayný zamanda ulusalcý zihniyetin inkarcý politikalarýna karþý da mücadele ediyoruz. Bunu baþaramadýðýmýz sürece ne kadýn sorunu ne de Kürt sorunu gerçek anlamda çözüme kavuþur. Kendi örgütlenmelerimize güvenmeli ve oradan beslenmeliyiz. Ardýndan soru kýsmýna geçildi. Emine Ayna nýn sorularý tek tek cevaplamasýyla etkinlik sonlandýrýldý. Etkinlik yaklaþýk 2 saat sürdü ve etkinliðe yaklaþýk 200 kiþi katýldý. Yenibosna dan Komünistler Taksim'de protesto 'Nefret Sizin, Ýnsanlýk Bizim' Þubat ayýnda Hocalý Katliamý'ný bahane eden ýrkçý grubun gerçekleþtiði protestoya karþý birçok kitle örgütünün, gazetecinin, siyasi partinin, Azeri sosyalistlerin ve köy derneklerinin katýldýðý bir yürüyüþ ve basýn açýklamasý gerçekleþti. Galatasaray Lisesi önünde toplanan kitle "Irkçýlýða Karþý Halklarýn Kardeþliði Ýçin Yürüyoruz" pankartý arkasýndan Taksim e doðru yürüyüþe geçti. Yürüyüþte "Yaþasýn halklarýn kardeþliði", "Kürdistan faþizme mezar olacak, "Hepimiz Ermeni'yiz, Hepimiz Hrant'ýz", "Irkçýlýða geçit yok", gibi sloganlar atýldý ve Ýstiklal Caddesi boyunca yapýlan konuþmalarda Türkiye tarihinde yapýlan katliamlar protesto edildi. Meydanda toplandýktan sonra Kürtçe'nin Kurmanci ve Dimilki lehçelerini, Hemþince, Abhazca, Ermenice, Azerice, Adigece, Çerkezçe, Lazca ve Gürcüce dillerini konuþan kiþiler anadillerinden 'halklarýn kardeþliði için' çaðrýda bulundu ve 'ýrkçýlýk ile faþizm söylemlerini' kýnadý. Ayný zamanda Pozantý Cezaevi'nde yaþanan olaylar da protesto edildi. Azeri Sosyalistler adýna açýklama yapan Metlep Muhtaro ise "Hiçbir katliam diðerinin bahanesi olamaz ve hiçbir acý diðerinden üstün olamaz. Hocalý Katliamý'nýn 1915 Ermeni olaylarýyla kýyaslanmasýna, Ermeni trajedisi inkar etmek için malzeme olarak kullanýlmasýna itiraz ediyoruz" dedi. Açýklamanýn ardýndan yürüyüþe katýlanlar, etkinliði tüm halklarýn ortak yaptýðýný belirterek, bu yürüyüþe Hocalý Mitingi gibi para akýtýlmadýðýný ifade etti; kiralanan ses aracýnýn parasý ise mitinge katýlan arasýndan toplanarak verildi. Ýstanbul'dan Komünistler

7 Nisan 2012 Sayfa 7 Tutuklamalar bizi yýldýramayacak Ýzmir 10. Aðýr Ceza Mahkemesi nin, ESP Ýzmir Ýl Baþkaný Meliha Kayacý, Ýstanbul Ýl Baþkaný Hülya Gerçek ve Görgü Demirpençe yi 12 þer yýl hapis cezasýna, yakýn zamanda tahliye olan Vahap Biçici ve Aydýn Akyüz ü ise 22 þer yýl hapis cezasýna mahkûm etmesi 4 Þubat Cumartesi günü Konak Kemeraltý giriþinde ESP tarafýndan gerçekleþtirilen bir basýn açýklamasý ile protesto edildi. Halklarýn Demokratik Kongresi nin saat 13:00 deki eyleminden yarým saat sonra gerçekleþtirilen açýklamaya HDK bileþenleri, Alýnteri, Halk Cephesi, BDSP destek verdi. Köz ün arkasýnda duran komünistler olarak biz de eyleme katýldýk. ESP imzalý Bize gücünüz yetmez! Biz kazanacaðýz! yazýlý pankartýn açýldýðý açýklamada Gözaltýlar, Tutuklamalar, Baskýlar Bizi Yýldýramaz!, Kahrolsun Faþizm Yaþasýn Mücadelemiz! ve Yaþasýn Devrimci Dayanýþma! sloganlarý atýldý. Okunan basýn açýklamasý metninde þu görüþlere yer verildi: Partimiz ESP ye dönük bu saldýrý ve tutuklama terörünün sadece ESP ye verilmek istenen bir mesaj olmadýðýný biliyoruz. AKP hükümeti sol, sosyalist, devrimci ve Kürt yurtseverleri üzerinden, deðiþim isteyen, bu düzenden artýk bir beklentisi olmayýp yeter artýk diyen, dilini, kültürünü, kimliðini isteyen Kürtlere, Alevilere, Ermenilere, halklarýmýza mesaj vermektedir. Ancak emellerine kavuþamayacaklar! Amed surlarýnda çýkan insan kemikleri, faili meçhuller, infazlar, bin operasyonlar, Hrant Dink nezdinde halklarýmýza karþý iþlenen cinayetler, binleri bulan tutuklamalar bizleri yýldýramayacaktýr. Eylem, Terörle Mücadele Yasasý nýn kaldýrýlmasý ve tüm siyasi tutuklularýn derhal serbest býrakýlmasý talebi ile sona erdi. Zindanlar Yikilsin Tutsaklara Özgürlük Ýzmir den Komünistler Baskýnlar da protestolar da bitmiyor Polisin 13 Þubat ta sabaha karþý çeþitli illerde gerçekleþtirdiði, 'KCK Operasyonu' olarak lanse edilen eþ zamanlý baskýnlarda KESK, SES, TÜMBELSEN yönetici ve üyelerinin de aralarýnda bulunduðu yüzü aþkýn kiþiyi gözaltýna almasý, Ýzmir de ayný günün akþamýnda bir refleks eylem ile protesto edildi. Kamu Emekçileri Sendikasý Ýzmir Þubeler Platformu tarafýndan yapýlan çaðrý üzerine Eski Sümerbank önünde gerçekleþtirilen eylemde KESK li Tutuklulara Özgürlük pankartý açýldý. Sloganlarla Ýzmir Büyükþehir Belediyesi önüne yürünmesinin ardýndan basýn açýklamasýný TÜMBELSEN 2 No'lu Þube Baþkaný Aygün Öðrendi okudu. Açýklamada þu görüþlere yer verildi: Son yýllarda emek ve demokrasi güçleri olarak hiçbir dönemle kýyaslanmayacak düzeyde bir kuþatma altýna alýnýyoruz. Hemen her gün yapýlan operasyon ve baskýnlarla demokrasinin olmazsa olmazý kurumlarýndan sendikalarýmýzýn, konfederasyonumuzun mücadelesi engellenmek isteniyor. Konfederasyonumuza baðlý sendikalarýmýzýn yönetici ve üyelerinin sendikal faaliyetlerinden dolayý, istifaya zorlama, sürgün, görevden çýkarma gibi engellemelerle karþýlaþmasý sýradan olaylar haline gelmiþken, çalýþanlarýmýza kadar uzanan gözaltý ve tutuklama operasyonlarýnda son dönemde ciddi artýþlar yaþanmaktadýr. 8 Mart ýn resmi tatil olmasý temel talebi ile mücadele programýmýzý ilan ettiðimiz bir dönemde, 2009 yýlýndan beri süren bir soruþturma gerekçe gösterilerek kadýn yönetici ve üyelerimize yönelik bu operasyon manidardýr. Kadýna yönelik þiddet, taciz ve cinayetlerin arttýðý bir dönemde kadýn mücadelesinin öncülüðünü yapan KESK i engellemeye yönelik bu 'operasyonu' kýnýyoruz. Açýklama boyunca ''Gözaltýlar, Tutuklamalar, Baskýlar Bizi Yýldýramaz'', ''Faþizme Karþý Omuz Omuza'', Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük sloganlarý atýldý. Tutsaklara Özgürlük Savaþan Ýþçilerle Gelecek Ýzmir den Komünistler Bahçelievler HDK ve Sev-Der'in düzenlediði tanýþma etkinliði Bahçelievler HDK / Zafer ve Merkez Mahallesi komisyonu olarak HDK faaliyetlerine mahallelerde hýz kazandýrmak ve mahalle meclislerini oluþturabilmek için bir tanýtým faaliyeti organize etmeyi kararlaþtýrdýk. Toplantý yeri için mahallemizde bulunan Maraþ Elbistanlýlar Çevre Köyleri Dayanýþma Derneði Sev-Der yönetimiyle bir toplantý gerçekleþtirdik. Onlar burada yapýlacak olan toplantýya sýcak baktýklarýný ancak bu toplantýnýn çaðrýcýlarýnýn ve organizasyonu sorumlusunun kendileri olmak istediklerini belirttiler. HDK'nin bu toplantýya faaliyetlerini aktarmak için gelebileceðini söylediler. Esenyurt Ýþçi Kültür Evi'nde BDSP'lilerin KöZ'e siyaset yasaðý hakkýnda Esenyurt Ýþçi Kültür Evi ne KöZ'ün Þubat sayýsýný protokol olarak götürdüðümüzde (daha önce de düzenli olarak buraya gazetemizi býrakýyorduk) orada sorumlu olan bir kiþi bizi ayrý bir odaya çaðýrarak bizimle konuþmak istediðini söyledi. BDSP'li bize þunlarý ifade etti: Arkadaþlar bundan sonra buraya KöZ getirmenizi istemiyoruz. Nedenine gelince burada gelip tartýþma açýyorsunuz, burada bizim yeni iliþkilerimizin kafalarýný bulandýrýyorsunuz. Sizin yüzünüzden kendi içimizde tartýþma yaþýyoruz, eðer bir þey tartýþmak ve konuþmak istiyorsanýz burada temsilci olan insanlarý tanýyorsunuz gelin onlarla konuþun. Biz de bunu olumlu karþýladýðýmýzý, hatta toplantýnýn bu þekilde olmasýnýn daha iyi olacaðýný belirrtik. Gerçekleþtirdiðimiz tanýþma etkinliðini devrim, emek ve özgürlük mücadelesinde yitirdiklerimiz adýna saygý duruþuyla baþladýk. Ardýndan HDK'nin yurt genelinde gerçekleþtirdiði faaliyetleri aktaran bir sinevizyon gösterimi yapýldý. Daha sonra etkinlik sohbet þeklinde ilerledi. Bu bölümde HDK hakkýndaki görüþlerimizi ve yapmak istediðimiz faaliyetleri aktardýk. Tanýþma etkinliðine gelenlerden söz alanlar, HDK'nin baþlagýçta herkes için umut ve çalýþma arzusu Biz ise þöyle bir konuþma yaptýk: Biz buraya özellikle yeni iliþkilerinizin kafalarýný bulandýrmak için gelmiyoruz. Tartýþma açýldýðýnda gazetemizde yazan siyasi meseleleri ve gündemdeki siyasal meseleleri konuþuyoruz. Biz buraya geldiðimizde kimler sizin yeni iliþkiniz kimler deðil, bunu bilmeyiz. Biz belli bir uslupla görüþlerimizi savunuruz. Doðrusu bu kararýnýza bir anlam veremedik çünkü baþka yerlerde Kýzýl Bayrak bizim içerisinde çalýþma yürüttüðümüz kurumlara protokol býrakýyor. Ayrýca biz de KöZ'ü sizin çalýþma yürüttüðünüz kurumlara býrakýyoruz. Bizim bildiðimiz bir siyaset baþka bir siyasete yarattýðýný ancak son zamanlarda bu çalýþmalarýn yavaþladýðýný fark ettiklerini söylediler. Bizler de çalýþmalara asýl þimdi baþladýðýmýzý ve bu çalýþmalarýn güçlenebilmesi için mahalle meclisleri oluþturmak istediðimizi söyledik. Etkinliðe yaklaþýk 25 kiþi katýldý. Toplantýnýn ardýndan Sev-Der yönetimi dernek olarak HDK faaliyetlerine katýlmak istediklerini, bir dahaki sefere daha güçlü bir toplantý organize etmek istediklerini belirttiler. Yenibosna Mayýsta Yaþam'dan Komünistler merkezi bir kararla yaklaþýr. Kimi yerlerde yayýnýný alýp kimi yerde yayýnýný almamazlýk yapmaz Bunun üzerine BDSP'li Bizim KöZcülerin bulunduðu hiçbir yere yayýnýmýzý býrakmayacaðýz ya da ortak iþ yapmayacaðýz diye merkezi bir kararýmýz yok. Aancak burada gazetenizi almama kararýmýz burasýný baðlar dedi. Bu durumda fazla konuþacak bir þey yoktu, biz de Ýþçi Kültür Evi nden ayrýldýk. Bu tutum bizce sansürcü bir siyaset yasaðý anlayýþýdýr, bunun temelinde de kendi siyasetine güvensizlik yatmaktadýr. Esenyurt'tan Komünistler Esenyurt'ta iþçi sýnýfýna ve Kürt halkýna yönelik saldýrýlara karþý protesto 11 Mart tarihinde Esenyurt taki Marmara Park AVM inþaatýnda çalýþan 11 iþçinin yanarak can vermesiyle sonuçlanan iþ cinayetinden sonra iþyerinin önünde basýn açýklamalarý, yürüyüþler gibi protesto eylemleri yapýlmýþtý. Esenyurt'ta faaliyet sürdüren sol, sosyalist, devrimci siyasetler Esenyurt Meydaný nda da bir eylem yapmayý önlerine koymuþlardý. Bu vesileyle BDSP, DHF, KöZ, Partizan, SODAP ve YDÝ Çaðrý bir araya gelerek devletin ve AKP hükümetinin gerek iþçi sýnýfý ve emekçilere yönelik iþ cinayetleri, taþeronlaþtýrma ve güvencesiz çalýþtýrma, kýdem tazminatýnýn kaldýrýlmasý gibi saldýrýlarý ve kentsel dönüþüm adý altýnda yýkým saldýrýlarý; gerekse de Kürt halkýnýn özgürlük ve eþitlik istemlerine dönük saldýrýlarý (Uludere katliamý ve Newroz'un yasaklanmasý gibi) bulunduðumuz alanda bu saldýrýlarý iþçi ve emekçilerin gündemine sokmak için bir eylem örgütleme kararý aldý. Bunun için Esenyurt'un belli noktalarýnda, kahvehanelerde ve kimi iþçi havzalarýnda ortak bildiriler daðýtýldý. 1 Nisan Pazar günü gerçekleþen basýn açýklamasýnda Davutpaþa da, Kozan'da, Esenyurt'ta, Roboski'de Katleden Devlettir Hesap Soracaðýz pankartýnýn arkasýnda 50 kiþi durdu. Okunan basýn açýklamasýnda þu noktalara deðinildi: "Milyonlarca liralýk zenginlikleri üreten iþçi kardeþlerimiz patronlarýn kar hýrsý, iþ ve iþçi güvenliðine önem verilmemesi, sigortasýz ve saðlýk güvencesinden yoksun bir þekilde çalýþma yüzünden katledildi. Kimi zaman kaza, kimi zaman kader denilse de gerçek þu ki sömürü düzeni öldürmeye devam ediyor... Sadece Ocak ayýnda 62 iþçi kardeþimiz iþ cinayetine kurban gitti. Patronlarýn kar hýrsý, keyfiliði devletin böylesi konulardaki bilinçli ilgisizliði ve denetimsizliði ile birleþmekte, buna iþçilerin örgütsüzlüðü eklendiðinde iþ cinayetleri sýkça yaþanmaktadýr. Tüm bunlar da gösteriyor ki bu düzen ölüm, yýkým ve sömürü düzenidir. Ancak iþçi ve emekçilerin örgütlü gücüyle iþ cinayetlerini durdurabilir, sömürüye son verebilir ve katliamcýlardan hesap sorabiliriz. Ýnsanca bir yaþam ise açlýk, yoksulluk ve ölüm yaratan bu düzene karþý, iþçilerin emekçilerin iktidarý ele geçirmesiyle, sömürücülerin saltanatýný yýkmasýyla mümkün olacaktýr. Basýn açýklamasýnda ayrýca devletin ve AKP hükümetinin Kürt halkýna yönelik saldýrýlarý, Newroz u yasaklama giriþimi de protesto edildi. Basýn açýklamasý 1 Mayýs'a katýlým çaðrýyla sonlandýrýldý. Basýn açýklmasýna her siyaseti temsilen birer flama taþýndý. Basýn açýklamasýnda çeþitli dövizlerin taþýnmasýnýn yaný sýra belirlenen þu ortak sloganlar atýldý: Katil Devlet Hesap Verecek, Kaza Deðil Bu Bir Katliam, Susma Haykýr Taþerona Hayýr, Yaþasýn Ýþçilerin Birliði, Halklarýn Kardeþliði, Kýdem Tazminatýna Dokunma Dokundurtma, Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni, Yaþasýn Sýnýf Dayanýþmasý, Kurtuluþ Yok Tek Baþýna Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz, Yaþasýn Devrimci Dayanýþma. Basýn açýklamasýna Ýþçilerin Sesi Gazetesi de destek verdi. Varoþlarda Birleþ Alanlarda Devleþ Esenyurt'tan Komünistler Esenyurt'ta BDP'ye yapýlan saldýrý protesto edildi Esenyurt'ta çocuklarý kaçýran, uyuþturucu iþi yapan bir grup çete Merkez Mahallesi halký üzerinde baský kurmaya çalýþýrken, çetelere tepki gösteren biri BDP ilçe üyesi diðeri HDK ilçe yürütme üyesi 2 kiþiyi 22 Nisan Pazar günü darp edildi. Sonrasýnda hýzýný alamayan çete üyeleri BDP Esenyurt ilçe binasý önüne gelerek binaya silahla ateþ açtý. HDK de bu saldýrýyý protesto etmek için ertesi gün Baðlar Çeþme Parký'nda bir basýn açýklamasý yaptý. Esenyurt Meydaný'ndan parka kadar sloganlar eþliðinde yapýlan yürüyüþün ardýndan parkta bekleyen kitle ile buluþuldu ve basýn açýklamasýna geçildi. Açýklamada herkesin teknik takibe alýndýðý bir ülkede çetecilerin takip dýþýnda kaldýðý, suç duyurusunda bulunulmasýna ve bir sivil polis ekibinin yakaladýk beyanatlarýna raðmen suçlularýn mahalle halkýný tehdit etmeye devam ettiði ifade edildi. Ayrýca basýn açýklamasýnda þunlar belirtildi: "Yýllardýr mahallede küçük çocuklarý ellerini kollarýný baðlayarak kaçýran ve uyuþturucu pazarlamak için zorla kullanan bu haydutlarýn yaptýklarý dünkü olay sonrasýnda, bu haydutlar bir kez daha emniyete bildirilmesine raðmen ne hikmetse bir türlü yakalanamadýlar. Bu yaþanan olaylar sonrasýnda eðer tedbir alýnmazsa mahallede daha vahim olaylar yaþanacaktýr. Bu konu ile ilgili Esenyurt Emniyet Müdürlüðü güven vermemektedir. Baþta valilik olmak üzere savcýlýk devreye girmeli, sorumlular derhal yakalanmalýdýr." Basýn açýklamasýnda Esenyurt BDP Ýlçe Eþbaþkaný Kubbet Gülüm Kürtçe bir konuþma yaptý. Merkez Mahallesi muhtarý da bir konuþma yaparak bu çetenin çocuklarý kaçýrdýðýný ifade ederek aileleri de çocuklarýna sahip çýkmaya çaðýrdý. 'Baskýlar bizi yýldýramaz', 'Yozlaþmýþ deðil temiz toplum istiyoruz', 'Çetelerden hesap soracaðýz' dövizlerinin taþýndýðý basýn açýklamasýnda 'Baskýlar bizi yýldýramaz', 'Çetelerden hesap soracaðýz', 'Faþizme karþý omuz omuza', 'Kürdistan faþizme mezar olacak" sloganlarý atýldý. 150 kiþinin katýldýðý basýn açýklamasýna BDSP, Güney Kültür Merkezi, KöZ,ÖDP ve mahalle muhtarý destek verdi. Esenyurt'tan Komünistler

8 Sayfa 8 Nisan 2012 Milyonlar Adalet Ýstiyor Ýnisiyatifi kuruldu 16 Mart Cuma günü Makine Mühendisleri Odasý Ýstanbul Þubesi lokalinde, sol ve sosyalist partiler, sendikalar, meslek örgütleri, demokratik ilerici kurumlar, aydýnlar, sanatçýlar, adalet talebiyle birleþtiklerini ve Milyonlar Adalet Ýstiyor Ýnisiyatifi ni kurduklarýný ilan etti. Toplumsal adalet talebi, çok sayýda kurumu ortak hareket etmek için birleþtirdi. TMY, Özel Yetkili Mahkemele re karþý sendika, meslek örgütleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, aydýnlar, sanatçýlar, kültür merkezleri, basýn örgütleri, gazeteciler, Milyonlar Adalet Ýstiyor Ýnisiyatifi kurdu. Ýnisiyatif'in kuruluþu, basýn toplantýsýyla kamuoyuna duyuruldu. Açýklamaya, aralarýnda KESK Genel Baþkaný Lami Özgen, TMMOB Genel Baþkaný Mehmet Soðancý, ESP Genel Baþkaný Figen Yüksekdað, ÖDP Genel Baþkaný Alper Taþ, Halkevleri Genel Baþkaný Ýlknur Birol'un da aralarýnda bulunduðu çok sayýda kurum ve parti baþkaný katýldý. Ýmza kampanyasý baþlatacak olan inisiyatif, 24 Mart'ta Beþiktaþ Meydaný'nda sokak forumu düzenledi. 'TMY ve ÖYM'ye karþý birleþtik' Kurumlar adýna basýn açýklamasýný okuyan KESK Genel Baþkaný Lami Özgen, Biz aþaðýda imzasý bulunan sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve kurumlar, aydýnlar, sanatçýlar, kültür merkezleri, basýn örgütleri, gazeteciler AKP iktidarýnýn demokratik haklarý ortadan kaldýrmaya, muhalif olaný tasfiye etmeye, hakkýný arayaný baský altýna almaya yönelik saldýrýlarý karþýsýnda birleþtik. Bu saldýrýlarý sürdürürken iktidarýn etkin olarak kullandýðý Toplumla Mücadele Yasasý ve Özel Yetkili Mahkemelerin adaletsiz çarklarýný durdurmak için mücadele etmek üzere bir araya geldik diyerek, Ýnisiyatif'in kuruluþ gerekçesini açýkladý. KESK Baþkaný Özgen, gazetecilerin tutuklanmasýný, Kürt halkýnýn seçtiði belediye baþkanlarýnýn hapiste olmasýný, seçilmiþ milletvekillerinin hala tutuklu bulunmasýný, sendikacýlarýn hapse atýlmasýný, parasýz ve bilimsel eðitim isteyen öðrencilerin tutuklanmasýný, kentsel dönüþüme karþý çýkanlarýn tutuklanmasýný, HES'lere karþý çýkanlarýn cezalandýrýlmasýný, müvekkillerini savunan avukatlarýn 'terörist' ilan edilmesini, Hrant Dink'in katledilmesinde 'örgüt' bulunamamasýný, herkesin telefonunun dinlenmesini, 13 bini aþkýn politik tutuklunun bulunmasýný mücadelelerinin nedenleri olarak sýraladý yýlýnda siyasi iktidarýn yenilediði TMY ve DGM'lerin yerini alan Özel Yetkili Mahkemeler eliyle oluþturulan 'özel' hukuk, bir olaðanüstü hal hukuku yaratmaktadýr diyen Özgen, Biz, Sýra Kimde Ýnisiyatifi nden TMY-ÖYM Karþýtý Platform a SDP ve TÖP lülerin Devrimci Karargah adý altýnda bir operasyonla tutuklanmalarýna karþý bir araya gelen Sýra Kimde Ýnisiyatifi bundan sonraki çalýþmalarýný daha geniþ kesimleri de içine alan bir platform biçiminde sürdürmeyi hedefliyor. Kürt hareketinin, sosyalist hareketin, aydýn ve yazarlarýn da içinde olacaðý üst baþlýðýnda eþitlik, özgürlük olan ve Terörle Mücadele Kanunu- Özel Yetkili Mahkemeler (TMK- ÖYM) karþýtý bir çalýþmanýn baþlatýlmasý isteniyor. Geniþ kitleleri harekete geçirebilecek, büyük mitingler (örneðin Ankara da), afiþler, panel, sempozyum vs nin örgütlenebileceði, ayný zamanda SDP ve TÖP lülerin davasýnda olduðu gibi bu tür tutuklamalara ve mahkemelere karþý refleks gösterecek bir platform öneriliyor. Böyle bir çalýþmanýn örgütlenebilmesi için siyasetler ve sendikalarla, ayrýca yazarlar ve sanatçýlarla da ayrý bir toplantý yapýlacak. Bu amaçla 11 Þubat Cumartesi günü TMMOB ta gerçekleþtirilen toplantýya BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, KESK, Tabip Odasý, Öðretim Üyeleri Derneði, PEN, Türkiye Yazarlar Sendikasý, Tutuklu Gazetecilerle Dayanýþma Platformu, Ahmet ve Nedim in Gazeteci Arkadaþlarý, Düþünce Suçuna Karþý Giriþim, HDK, ÝHD, Çaðdaþ Hukukçular Derneði, Özgür Hukukçular Derneði, ÝHD, Halkevleri, ESP, ÖDP,, SDP, SP, EHP, EMEP, EDP, Kaldýraç, Partizan, BDSP, DHF, Halk Cephesi, Sosyalist Kurtuluþ Kolektifi, Sosyalist Gelecek, EÖC, SODAP, Öðrenci Kolektifleri, Genç- Sen, SGD, Açýlým Hukuk Bürosu, Ezilenlerin Hukuk Bürosu, Avukatlar Vakfý, bireysel olarak katýlan avukatlar ve KöZ olarak biz de katýldýk. Toplantýyý örgütlemeye yönelik, görev alan kurum temsilcilerinin yaptýðý açýlýþta çaðrý metninde yer alan çerçeve yeniden çizilerek özellikle hak alýcý bir çizgide ilerleyecek bir mücadele sürecine ihtiyaç olduðu vurgulandý. Bu toplantýnýn ortak bir hareket sürecinin ve bir araya gelme yönteminin belirlenmesi, önerilerin ortaklaþtýrýlmasý ve pratik adýmlarýn atýlmasý yönünde önemli bir zemin olacaðý belirtildi. Saldýrýlara karþý ya da çeþitli davalar etrafýnda ortaya çýkan inisiyatif, platform, giriþim gibi deðerli çabalarýn zenginliklerini de kattýklarý ama hepsinin kapsamýný aþan yeni bir zemini yaratmak üzere bir araya gelindiði vurgulandý. Bu toplantýda, toplantýya katýlan bütün kurumlar TMY-ÖYM karþýtý bir platform önerisine olumlu baktýklarýný ve böyle bir platforma toplantýya katýlmayan diðer kurumlarýn da katýlmasý için çalýþýlmasý gerektiðini söylediler. Bu nedenle platformun adýnýn ne olacaðýný ve nasýl bir çalýþma yapýlacaðýnýn kesinleþmesi için hukukçularýn, gazetecilerin, üniversite öðrencilerinin, meslek örgütleri ve sanatçýlarýn da dahil edilmesi için sonraki haftaya bir toplantý daha konuldu. 19 Þubat ta gerçekleþen ikinci toplantýya ilk toplantýya katýlanlarýn yaný sýra TKP, TÖPG, Gençlik Muhalefeti, Kangal Dernekler Federasyonu, ÇGD, TYS ve Atýlým Gazetesi katýldý. Bu toplantýda oluþturulacak platformun ismine dair þunlar önerildi: Adaletsizliðe Son Ýnisiyatifi, Adalet Ýçin Buradayýz, Adalet ve Demokrasi Ýçin Koordinasyon, Adalet Hemen Þimdi, Adalet Ýçin Direniyoruz, Haksýzlýða ve Komploya Karþý Birlik, TMY ve ÖYM Kaldýrýlsýn Ýnisiyatifi Ýsim konusunda platformun yürütmesi öneriler üzerinde çalýþýp karar verecek. Platform birlikteliðini Beþiktaþ Barbaros Meydanýnda yapýlacak kitlesel bir sokak forumuyla duyuracak. Burada imza kampanyasý baþlatýlacak ve imza kampanyasý bittikten sonra da kitlesel bir miting düzenlenecek. Forumun tarihi 5 Mart tan sonra belirlenecek. Ýstanbul dan Komünistler demokratik haklarýn önünde büyük bir engel olan Toplumla Mücadele Yasasý'nýn kaldýrýlmasýný istiyoruz. DGM zihniyetinin kýlýk deðiþtirmiþ hali olan Özel Yetkili Mahkemeler in kaldýrýlmasýný istiyoruz þeklinde taleplerini sýraladý ve þunlarý söyledi: Bizler, AKP iktidarýnýn elinde en kapsamlý uygulamasýný bulan TMY ve ÖYM'lerin özgürlükleri ve demokratik haklarý un ufak eden çarklarýný durdurmak isteðiyle bir araya geliyoruz. Biliyoruz ki, bu çarklar, yarýn, onlara sessiz kalan kesimleri de yutacaktýr. Bu ülke halklarýnýn demokrasi mücadelesi geleneði köklüdür, yýllardýr süren inatçý ve direngen mücadelenin birikimlerini temel alan bizler, bütün bu mücadeleleri birleþtiren yeni bir zemini birlikte kurmak ve yeni bir mücadele dönemini baþlatmak için bir araya geldik. Hak alýcý bir mücadeleyle zorbalýða geri adým attýracaðýz. Milyonlar Adalet Ýstiyor Ýnisiyatifi, þu kurumlardan oluþuyor: Kamu Emekçileri Sendikalarý Konfederasyonu (KESK), Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu (DÝSK), Türk Mimar Mühendis Odalarý Birliði (TMMOB), Türk Tabipleri Birliði (TTB), Türkiye Yazarlar Sendikasý (TYS), Tutuklu Gazetecilerle Dayanýþma Platformu (TGDP), Çaðdaþ Gazeteciler Derneði (ÇGD), PEN Türkiye Merkezi, Ahmet ve Nedim'in Gazeteci Arkadaþlarý (ANGA), Ýnsan Haklarý Derneði (ÝHD), Çaðdaþ Hukukçular Derneði (ÇHD), Barýþ ve Demokrasi Partisi (BDP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Eþitlik ve Demokrasi Partisi (EDP), Emek Partisi (EMEP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Halkevleri, Türkiye Komünist Partisi (TKP), Sosyalist Dayanýþma Platformu (SODAP), Ýþçilerin Sosyalist Partisi (SP), Kaldýraç, Partizan, KöZ, Toplumsal Özgürlük Parti-Giriþimi (TÖP-G), Sosyalist Gelecek Parti Giriþimi, Sosyalist Birlik Hareketi (SBH), Öðretim Üyeleri Derneði, Özgürlükçü Hukukçular Derneði, Avukatlar Vakfý, Kangal Dernekleri Federasyonu, Tutuklu Öðrencilerle Dayanýþma Ýnisiyatifi Toplumda biriken adaletsizliðe isyan duygusunu sokaða, eyleme taþýyacaðýz. Milyonlarýn adalet talebini susturamayacaklar, engelleyemeyecekler. Ýlk eylem 24 Mart'ta Beþiktaþ Meydaný'nda gerçekleþti Milyonlar Adalet Ýstiyor Ýnisiyatifi, adalet arayýþýný sokaklarda sürdürecek. Bu amaçla imza toplamaya baþlayacak olan Ýnisiyatif, 24 Mart'ta da Beþiktaþ Meydaný'nda sokak forumu kurdu ve adalet talebini tartýþtý. Ýstanbul dan Komünistler Sýra Kimde Ýnisiyatifi nden Duruþma Öncesi Basýn Açýklamasý 6 Þubat Pazartesi günü Beþiktaþ Adliyesi önünde 500.Gününde Keyfi Tutukluluða Son! Sosyalistlere Özgürlük pankartý arkasýnda Sýra Kimde Ýnisiyatifi bileþenleri bir araya gelerek bir basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. Sosyalistler Susmadý, Susmayacak, Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur, Ýçerde Dýþarda Hücreleri Parçala, Baskýlar Bizi Yýldýramaz, Yaþasýn Devrimci Dayanýþma gibi sloganlarýn atýldýðý basýn açýklamasýnda þunlar dile getirildi: "Çok açýktýr ki bu davada ve benzeri davalarda olduðu gibi bugün Türkiye'de yürütülen tutuklama terörü demokratik ve meþru zeminde faaliyet yürüten siyasi parti, platform ve kiþileri, demokratik kitle örgütlerini susturma ve marjinalize etme çabasýnýn bir parçasýdýr. 500 gündür tutuklu bulunan arkadaþlarýmýz ve benzeri komplolar sonucu tutuklanmýþ binlerce devrimci, demokrat, yurtsever serbest býrakýlýncaya dek komplolarý boþa düþürmek için var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceðiz." BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de söz alarak söz konusu davanýn siyasi bir dava olduðunu söyledi. Tuncel, "Beþiktaþ Özel Yetkili Mahkemesi, devletin yansýmasýdýr. Yargýnýn baðýmsýz olmadýðýný, siyasi elitin kararlarýnýn alýndýðýný biliyoruz. AKP demokratik anayasa yapma iddiasýndaysa, ACM'leri kapatsýn, ÖYM'leri kaldýrsýn. HDK olarak özgürlük mücadelemizi sürdüreceðiz" diye belirtti. SDP, TÖPG, EHP, ESP, Kaldýraç ve ÖDP nin de katýldýðý basýn açýklamasýna KöZ olarak biz de katýldýk. Ýstanbul dan Komünistler Öðrencime Dokunma! Son zamanlarda üniversite öðrencilerine yönelik baskýlara, tutuklamalara, uzaklaþtýrmalara ve açýlan soruþturmalara karþý, öðrencilerine sahip çýkmaya çaðýran akademisyenler 6 Nisan günü 'Öðrencime Dokunma' kampanyasýný Galatasaray Lisesi önünde yapýlan basýn açýklamasýyla duyurdu. Akademisyenler adýna açýklamayý okuyan Ýstanbul Üniversitesi öðretim üyesi Doç. Dr. Zeynep Kývýlcým yoðunlaþan baskýlara dikkat çekerek; evde bulunan ders notlarý, kitaplar, su faturalarý gibi belgelerin; basýn açýklamasý yapmak, YÖK'ü protesto etmek, anma etkinliklerine ya da toplantýlara katýlmak gibi faaliyetlerin; bunun yaný sýra saç kestirmek, þemsiye taþýmak, puþi takmak, halay çekmek, konser bileti satmak gibi þeylerin de terör faaliyetleri sayýlarak durumu oldukça vahim hale getirdiðini belirtti. Zeynep Kývýlcým, açýklamasýný "Biz öðretim elemanlarý olarak, artarak devam eden gözaltý ve tutukluluk uygulamalarý ile öðrencilerimizin hedef haline getirilmesine, özgürlükleri ellerinden alýnarak sindirilmelerine, üniversitelerden ve hayattan koparýlmalarýna karþý sessiz kalmayacaðýmýzý beyan ediyor ve yetkililere sesleniyoruz: Sýnýflarda öðrencilerimizle tam mevcutlu olarak bir arada olmak istiyoruz, öðrencilerimize dokunmayýn" diyerek bitirdi. Ýçinde bizim de olduðumuz Ýstanbul Üniversitesi yerelinde yapýlan baskýlara karþý kampanya baþlatmak için demokrat, yurtsever, sosyalist, devrimci öðrencilerin biraraya gelerek yaptýðý toplantýlarda yapýlacak etkinlikleri 'Öðrencime Dokunma' kampanyasýyla birleþtirme kararý aldýk. Ýstanbul Üni. nden Komünistler

9 Nisan 2012 KOMÜNÝST KöZ Sayfa 9 KöZ HDK de neden yer almýyor? 14 Ocak Cumartesi günü bir hafta önce kongresini gerçekleþtiren BDP Karabaðlar Ýlçe Örgütüne çalýþmalarýnda baþarýlar dilemek amacý ile bir ziyaret gerçekleþtirdik. Bu vesile ile mahallede yaptýðýmýz çalýþmalarý ve önümüzdeki dönemdeki planlarýmýzý da aktarma fýrsatý bulduk. Ayný zamanda yeni yönetimin önüne koyduðu iþlerden haberdar olmuþ olduk. Dernekteki eðitim dayanýþmasý faaliyetinden bahsettik ve iþçi saðlýðý - iþ güvenliðine iliþkin bir çalýþma yapmayý düþündüðümüzü ve bu çalýþmayý birlikte yapabileceðimizi söyledik. Sohbetimiz sýrasýnda orada bulunan il baþkaný yýllardýr BDP ile dayanýþmaktan ve çalýþmaktan geri durmayan KöZ ün HDK içinde yer almýyor olmasýna çok þaþýrdýðýný ve böyle bir tavýr almýþ olmamýzýn kendisi açýsýndan hiç beklenilmediðinden söz ederek neden HDK içinde yer almadýðýmýzý sordu. Diðer yöneticilerin de bu konuya dair eleþtiri ve sorularýnýn ardýndan; biz de kurmak istediðimiz partinin demokrasi mücadelesi deðil sýnýf ayrýmýný ortadan kaldýrmak üzere mücadele eden bir komünist parti olduðunu söyledik. Aslýnda KöZ ün, bir çatý partisine ya da bunu yaratmaya yönelik bir projeye neden dahil olmadýðýna þaþýrmamak gerektiðini söyledik; nitekim 2007 den beri bu tartýþmalar gündeme geldiðinde KöZ ün böyle bir partide ya da projede yer almayacaðý netti. Bu noktada, peki partiye dahil olmayacaksýnýz ama HDK bir parti deðil, onda neden yer almýyorsunuz? sorusuyla da sýkça karþýlaþtýðýmýzý; HDK de yer almamamýzýn belli baþlý birkaç nedeni olduðunu söyledik: Öncelikle çatý partisi çaðrýsý ile kongre HDK nin Bahçelievler ilçesi içindeki çalýþmalarý devam ediyor. Sen de Bir Ses Çýkar basýn açýklamasý HDK Bahçelievler 'Sen de Bir Ses Çýkar' kampanyasý altýnda 28 Ocak Cumartesi günü Þirinevler Meydaný'nda bir basýn açýklamasý gerçekleþtirdi. Saat 15:00'te gerçekleþen eylemin konusu Uludere Katliamý, Hrant Dink davasý ve kýdem tazminatý fonu yasasý idi. Basýn açýklamasý metninde üzeri örtülmeye çalýþýlan Uludere katliamýna uzun uzun deðinildi. Basýn metninde Hrant Dink cinayetine de yer verildi. 5 yýldýr sürmekte olan Hrant Dink davasýnýn suçlularýnýn hiçbir ceza almadan serbest býrakýldýðý, demokrasi mücadelesi verenlerin Hrant için adalet istediði ifade edildi. Açýklamada kadýn cinayetleri ve kýdem tazminatý da yer tuttu. Eyleme basýnýn ve etraftakilerin ilgisi yoðundu. Eyleme yaklaþýk 80 kiþi katýldý ve þu sloganlar atýldý: 'Uludere halký yalnýz deðildir', 'Hrant için adalet için', 'Faþizme inat kardeþimsin Hrant', 'Biji býratiya gelan, yaþasýn halklarýn kardeþliði', 'Savaþa deðil eðitime bütçe, savaþa deðil saðlýða bütçe', 'GSS yasasý iptal edilsin', 'Zam zulüm iþkence iþte AKP'. Kýdem tazminatý için imza kampanyasý Kýdem Tazminatýnýn Gaspýna Karþý Sen de Bir Ses Çýkar' kampanyasý kapsamýnda baþlatýlan imza kampanyasý kapsamýnda ise Bahçelievler HDK olarak 4 Þubat Pazar günü Þirinevler yürüyüþ yolunda imza standý açýldý. Ýmza kampanyasýna halkýn ilgisi ise yoðun oldu. Bahçelievler HDK bileþenleri, bu stantta 12 Þubat'ta Kýdem Tazminatýnýn Fona Devredilmesi ve Genel Saðlýk Sigortasý baþlýðý ile yapýlan panelin duyurularýný da daðýttýlar. Ayrýca panel duyurusu için Yenibosna Doðu Sanayi bölgesinde bulunan iþçi havzalarýnda duyuru ve bildiri daðýtýmý yapýldý. Yaklaþýk 1000 adet bildiri ve çaðrýsýnýn birlikte yapýlmasý, çaðrýyý yapanlarýn benzerliði ya da belirsizliði; halen daha HDK de yer alanlar için bile bunun bir parti birliði projesi mi, uzun erimli bir stratejik ortaklýk mý olduðu vb. konulardaki belirsizlikler böyle bir tutum almamýzda etkili oldu. Burada çatý partisi kurmak isteyenlerin bir araya gelmesini yanlýþ bulmadýðýmýzý, bilakis aynýlarýn ayný yerde olmasý bakýmýndan bir anlam ifade ettiðini; ancak sorunun, böyle bir partide yer almak istemeyenleri de dýþlamayacak ve solun en geniþ kesimlerini bir araya getirecek bir blok ya da platformun olmayýþý olduðunu söyledik. Seçimlerden sonra tam da bu geniþlikte bir platforma ihtiyaç varken, üstelik seçim çalýþmalarý vesilesiyle oluþturulan örgütlenmeler ve seçim baþarýsý buna fazlasýyla olanak tanýrken; program ve tüzük tartýþan, seçimlerde oluþturulan mevzileri dahi koruyamayan, Emek Demokrasi Özgürlük Bloku ndaki bileþenleri dahi tutamayan bir HDK de yer almamamýzýn anlaþýlýr bir tutum olduðunu söyledik. Ýl baþkaný ve diðer yöneticilerin zaman sýkýntýsýndan dolayý çok fazla konuyu açamadýk fakat HDK içinde olmamamýzýn ortak iþler yapmanýn önünde bir engel olmadýðýný, nitekim çalýþmalarýna katýldýðýmýz kitle örgütlerini HDK da yer almak üzere teþvik ettiðimizi, mahallemiz özelinde de derneðin oluþacak bir yerel HDK komisyonunda yer almasýnýn önünde bir engel olmadýðýný belirtip sohbetimizi sonlandýrdýk. Limontepe'den Komünistler Bahçelievler HDK den... davetiye daðýtýldý. Hey Tekstil iþçilerinin dayanýþma konseri 21 Nisan günü ise 75 gün önce iþten atýlmýþ olan Hey Tekstil iþçilerinin organize ettiði dayanýþma etkinliðine katýldýk. Etkinlik Küçükçekmece de Halkalý Burcu Düðün Salonu nda gerçekleþtiridi. ÖDP, EMEP, Alýnteri, Ýþçi Cephesi, HDK 3. Bölge, Atýlým Gazetesi de destek mesajlarýný gönderdiler. Açýlýþ konuþmasýný Hey Tekstil iþçilerinden bir arkadaþ gerçekleþtirdi. Daha sonra sahneye Grup Emeðe Ezgi, Erdoðan Emir ve Kutup Yýldýzý çýktý. Bu bölümden sonra CHP Milletvekili Süleyman Çelebi söz aldý ve Hey Tekstil iþçilerinin onurlu direniþini selamladýklarýný, ayný direniþ çoskusuyla Taksim alanýnda olmak gerektiðini vurguladý. Sahneye Aynur Güneþ ve Grup Adalýlar ýn çýkmasýndan sonra HDK adýna Blok 3. Bölge Milletvekili Levent Tüzel bir konuþma yaptý ve Hey Tekstil iþçilerinin mücadelsini selamladýðýný söyledi. Etkinlik Ýlkay Akkaya konseriyle sonra erdi. Etkinliðe yaklaþýk 200 kiþi katýldý. Yenibosna Mayýsta Yaþam'dan Komünistler Maltepe HDK'den zamlara karþý yürüyüþ Maltepe HDK bileþenleri son günlerde birbiri ardýna yapýlan elektrik ve doðalgaz zamlarýna karþý Maltepe Beþçeþmeler Meydaný ndan Maltepe Meydaný na bir yürüyüþ gerçekleþtirdi. AKP zamdýr zulümdür / Zamlara direneceðiz yazýlý pankartý taþýyan grup adýna açýklamayý Zabit Vurdu okudu. Vurdu, basýn açýklamasýnda AKP nin emperyalist efendilerine bizi süpürüp atmayýn kullanýn diye yalvardýðýný, son yapýlan zamlarla birlikte halka karþý ne kadar acýmasýz olduðunu gösterdiðini söyledi. Türkiye'de açlýk sýnýrýnýn 1047 TL, asgari ücretin ise 700 TL olduðunu belirten Vurdu, ile eðitim sisteminin piyasa iliþkilerine teslim edildiðine dikkat çekti. Vurdu, doðalgaza yüzde 20, elektriðe ise yüzde 10 zam yapýldýðýný hatýrlatarak, Enerji Bakaný Taner Yýldýz'ýn zamlarý petrol fiyatlarýnda artýþa baðlayan açýklamalarýný eleþtirdi. Ezilenlerin örgütlü mücadelesi ile zulme direnmenin mümkün olduðunu belirten Vurdu, Yapýlan zamlar geri çekilsin, ödeme gücü olmayanlarýn elektrik, su, doðalgaz giderleri devlet tarafýndan karþýlansýn, iþ cinayetleri durdurulsun ve sorumlularý hesap versin. Kürt sorununun demokratik ve eþitlikçi bir temelde çözümü için adýmlar atýlsýn dedi. Açýklamada Newroz gözaltýlarý da protesto edildi. Yürüyüþ sýrasýnda HDK bileþenleri sýk sýk Zam zulüm iþkence iþte AKP, Yapýlan zamlar geri alýnsýn, Gözaltýlar, tutuklamalar, baskýlar bizi yýldýramaz sloganlarýný attýlar. Pusulasýný Þaþýrmayan Komünistler Ýzmir de deri iþçilerinin HDK çalýþmasý Ýzmir de yerel ayaklar içerisinde yer aldýðýmýz HDK ana hatlarýyla bir eylem birliði platformu çerçevesinde faaliyetlerini sürdürüyor. Çeþitli komisyonlara ayrýlarak faaliyetlerini yürüten HDK, bir yandan da il ve ilçe meclislerini oluþturmaya çalýþarak, ilçeler bazýnda halk toplantýlarý yaparak çalýþma gruplarýný güçlendirmeye çalýþýyor. Ýl yürütmesi ise tüm yerel faaliyetlerin takibini yapýp koordinasyon saðlayarak aylýk olaðan toplantýlarýný yapmaya devam ediyor. HDK Ýzmir il yürütmesi ayný zamanda siyasal gündemlerle ilgili çeþitli yürüyüþler ve basýn açýklamalarýný organize ediyor. Biz Deri Tekstil ve Kundura Ýþçileri Derneði olarak kendi çalýþmalarýmýzýn yaný sýra, HDK nin Emek Çalýþma Grubu içerisinde aktif olarak derneðimizi temsil ediyoruz ve üyelerimizle ortak tüm faaliyetlere katýlmaya gayret ediyoruz. Ayný zamanda çeþitli gündemlerle ilgili farklý farklý ilçelerde de olsa, eylem ve etkinliklere katýlmaya gayret ediyoruz. HDK il yürütmesinin en son yapýlan toplantýsýndan edindiðimiz izlenimlere göre, ilçe ve mahallelerdeki meclislerin oluþturulmasýndaki zorluklar ve buralardaki faaliyetlerin istenilen düzeyde organize edilememesi dikkat çekiyor. Daha çok Buca ve Çiðli ilçelerinin çalýþmalarýnýn öne çýktýðý anlaþýlýyor. Yerel ölçekteki çalýþmalarda ise HDK nin kimi bileþenlerinin diðer bileþenlerden baðýmsýz çalýþmalar yürüttüðünü dile getirenler de oldu. Biz dernek olarak gerek kýdem tazminat hakkýnýn gaspýna karþý ülke çapýnda baþlatýlan imza kampanyasýna katýlarak; gerekse de direniþteki iþçilerin çeþitli dayanýþma etkinliklerine katýlarak emek komisyonu içerisinde almýþ olduðumuz sorumluluklarý yerine getirmeye devam ediyoruz. Kýdem tazminatýnýn gaspýna karþý imza kampanyasý Merkezi kýdem tazminatý kampanyasýna paralel olarak, Ýzmir HDK Emek Komisyonu da 8 Ocak ta baþlatmýþ olduðu kampanyayý 29 Þubat ta sonlandýrdý. Biz de deri iþçilerinin merkezi olarak bilinen Kapýlar daki dericiler kahvesinin önünde ellerimizde imza föyleri ile imza topladýk. Yoðun ilginin olduðu bu etkinlikte hem kýdem tazminat hakkýnýn ne olduðunu anlattýk, hem de derneðimizin yapmýþ olduðu faaliyetleri anlatma fýrsatý bulmuþ olduk. Yaklaþýk 1000 bildiri ve 100 afiþin kullanýldýðý söz konusu kampanyada, kampanyanýn içeriðinden çok, deri iþçilerinin çoðunluðunun karþý karþýya bulunduðu iþsizlik, ücretlerin düþüklüðü gibi sektörün somut sorunlarýný ve deri iþçilerinin çalýþtýklarý iþyerlerinde uðramýþ olduklarý haksýzlýklarý dile getirildi. Deri Tekstil Kundura Ýþçileri Derneði üyeleri olarak, HDK nin kýdem tazminatýnýn gaspýna karþý baþlattýðý Sen de Bir Ses Çýkar kampanyasý çerçevesinde Basmane Kapýlar ve Iþýkkent Ayakkabýcýlar Sitesi nde afiþ çalýþmasý yürüttük. KöZ okuru bir deri iþçisinden... Dericiler kahvesi önünde öðlen arasý kalabalýðýn yoðun olmasý nedeniyle uzun yýllardýr bizi tanýyan deri iþçileri imza vermekten çekinmedikleri gibi, çekimser davranan veya imza vermeyenlere karþý da bizlere yardýmcý oldular. Tek bir öðlen arasýnda topladýðýmýz 200 e yakýn imzanýn yaný sýra, imza veren deri iþçilerinin yarýsýnýn da telefon numaralarýný aldýk. Ayakkabýcýlar sitesinde masa açma imkanýmýz olmadýðý için sembolik de olsa afiþ ve bildiri kullanarak tanýdýk atölyelerden imza topladýk veya imza föyleri býraktýk. Söz konusu kampanya çerçevesinde baþka birçok bileþenden daha aktif bir çalýþma yürüterek bu kampanyanýn derneðimizin güçlenmesine hizmet etmesini saðlamýþ olduk. Direniþteki iþçilere destek HDK Ýzmir bileþenleri 204 günü aþkýn süredir direniþlerini sürdüren Savranoðlu deri iþçilerinin direniþine destek vermek amacý ile 60 kiþinin katýlmýþ olduðu bir eylem gerçekleþtirdi. Menemen tren istasyonunda buluþularak Çarþý esnafýna ve Menemen halkýnýn yaný sýra direniþin yapýldýðý fabrikaya yakýn bölgede bulunan Roman mahallesinde bir saati bulan bir yürüyüþ gerçekleþtirdi. Özellikle Roman mahallesinde kadýnlarýn zafer iþaretleri yaparak ve zýlgýtlar atarak büyük ilgi gösterip, destek vermeleri görmeye deðerdi. Çarþý esnafýnýn ve Menemen emekçi halkýnýn alkýþlarla destek verdiði eylem Savranoðlu Deri Fabrikasý na yöneldi. Fabrikanýn önüne gelindiðinde hem direniþçi iþçiler tarafýndan hem de HDK heyeti tarafýndan dayanýþma sloganlarý atýlarak büyük bir coþku ile karþýlandýk. Burada yapýlan konuþmalarda direniþin simgesi haline gelen Savranoðlu iþçilerinin morallerinin son derece yüksek olduðunu gördük. Bu eylemin yanýsýra, üç farklý iþ kolunda direniþte bulunan Savranoðlu, Billur Tuz ve Hugo Boss iþçileri ile dayanýþma gecesine emek komisyonu ile birlikte katýldýk. Çiðli de bir düðün salonunda gerçekleþen geceye yaklaþýk 600 kiþi katýldý. Ýzmir de bulunan hemen hemen tüm siyasi çevrelerin yaný sýra birçok sendika ve kitle örgütünün de destek verdiði gece oldukça coþkulu geçti. Sendika baþkanlarýnýn yaný sýra direniþteki iþçilerin konuþmalar yaptýðý etkinlikte, direniþ çadýrlarýnda ve fabrika önlerinde çekilen videolar ve slaytlar gösterildi. Halk oyunlarýnýn yaný sýra baðýmsýz sokak tiyatrocularý da emek sermaye çeliþkisi hakkýnda çeþitli oyunlar oynayarak büyük ilgi ve alkýþ topladýlar. Bunun yaný sýra, kadýn direniþçilerin küçük çocuklarý ile geceye katýlmalarý ise, duygulu anlar yaþanmasýna neden oldu. Direniþteki iþçilere gýda ve erzak yardýmýnýn da yapýldýðý gecede satýlan biletlerle maddi dayanýþma da gerçekleþtirildi. Biz Deri, Tekstil ve Kundura iþçileri Derneði olarak kendi faaliyetlerimizin yaný sýra sýnýf dayanýþmasýnýn güçlenmesi ve büyütülmesi için dün nasýl bu çabayý ve çaðrýmýzý yükseltiysek, bundan sonra da daha güçlü bir þekilde aktif olarak tüm gücümüzle bu çaðrýyý yükseltmeye devam edeceðiz. Ýzmir'den Deri Tekstil ve Kundura Ýþçileri Derneðimizin bileþeni olduðu HDK Emek Komisyonu nda alýnan karar doðrultusunda, Kýdem Tazminatýnýn Gaspýna Karþý Sen De Bir Ses Çýkar sloganýnýn yer aldýðý afiþlerden 70 ini Basmane de, 30 tanesini ise Ayakkabýcýlar Sitesinde iþçilerin yoðun olarak geçiþ yaptýðý bölgelerde kullandýk. Bunun yaný sýra kampanyaya iliþkin çýkan bildirilerden Dericiler Kýraathanesi önünde daðýtarak, konuya iliþkin baþlatýlan imza kampanyasý için de imza topladýk. Yine Iþýkkent te tanýdýðýmýz kimi atölyelere imza föyleri býraktýk. Afiþ çalýþmasý sýrasýnda iþçilerin tepkileri olumluydu. Faaliyetler süresince yoðun olarak Derneðimizin tanýtýmýný yapma fýrsatý da bulduk. Ýzmir den KöZ Okuru Bir Deri Ýþçisi

10 Sayfa 10 KOMÜNÝST KöZ Nisan 2012 Özgür Yaþam, kadýnlar için eþitlik ve özgürlük istedi Özgür Yaþam Derneði Kadýn Komisyonu, Mart ý sürecinde yeniden örgütlenerek kadýnlarýn somut taleplerini etkinliklerle ve eylemlerle gündemine taþýdý. 3 Mart Kadýn Komisyonu Etkinliði Özgür Yaþam Kadýn Komisyonu, 8 Mart hazýrlýklarý sürecinde, 3 Mart ta bir etkinlik gerçekleþtirdi. Etkinliðe katýlan bütün kadýnlar söz alarak kendi somut sorunlarýný dile getirdi ve komisyonun çalýþma ve etkinliklerine iliþkin önerilerde bulundu. Kadýnlarýn meslek edinmesine yönelik çalýþmalar; sanat, sinema, müzik ve dans alanlarýna iliþkin etkinlikler; kadýnlarýn tarihsel ve güncel sorunlarýný konu alan söyleþiler düzenlenmesine yönelik öneriler geldi. Bu öneriler doðrultusunda kadýn komisyonunun iki üyesinin sunum yapacaðý kadýn ve siyaset konulu söyleþi 23 Mart Cuma günü gerçekleþtirilecek. Etkinlik güzel bir müzik dinletisi ve halaylarla devam etti. Komisyon üyesi kadýnlar 8 Mart ýn bir mücadele günü olduðunu da unutmayarak Ýzmir de örgütlenen eylemlerin bazýlarýna katýldý. Ýzmir de 8 Mart eylemleri 5 e bölündüðü için bu eylemlerin tamamýna katýlmak mümkün olmadý. Özgür Yaþam Kadýn Komisyonu HDK Kadýn Meclisiyle birlikte Kadýnlar Ýçin Özgürlük! Ýstedi 4 Mart Pazar günü HDK Kadýn Meclisi tarafýndan Gündoðdu da örgütlenen 8 Mart eylemine katýlan Özgür Yaþam Kadýn Komisyonu, Kadýnlara; evde, iþte, okulda eþitlik. Eþitlik için özgürlük! pankartý ile alanda yerini aldý. Önce, toplanma yeri olan Cumhuriyet Meydaný nda toplanarak Gündoðdu Meydaný na yüründü. Gündoðdu Meydaný nda gerçekleþen mitingde tertip komitesi adýna Neþe Dilek Bakýþ konuþma yaptý. Konuþmasýnda kadýna yönelik þiddetin, kadýn cinayetlerinin, taciz ve tecavüzlerin, yok saymalarýn, iþten atýlmalarýn, savaþýn yoksulluðun, adaletsizliklerin dayatýldýðý bir 8 Mart'ta daha eþitlik, özgürlük, barýþ, adalet yaþam hakký ve demokrasi taleplerini dile getirdi. Biz kadýnlar tüm baský ve saldýrýlara karþý özgürlük, adalet, eþitlik, barýþ, yaþam hakký ve demokrasi taleplerimizden hiç vazgeçmedik. Nasýl ki 8 Mart günü dokuma iþçisi kadýnlarýn verdikleri mücadele sonucu tarihe kazýnmýþsa biz de mücadelemizi tarihe yazacaðýz. Kadýnlarýn kurtuluþunu kendi Ýþ güvencesi için birleþik mücadele olanaklarý Herkese Saðlýk Güvenli Gelecek Platformu, Taksim'de Ýstanbul Barosu Orhan Adil Apaydýn Salonu'nda kýdem tazminatý ve iþ güvencesi ile ilgili bir forum gerçekleþtirdi. 29 Ocak tarihinde, saat 11:30-16:30 arasýnda iki oturum olarak gerçekleþtirilen foruma, kimi siyasetlerden ve kitle örgütlerinden 60 kiþilik bir katýlým saðlandý. Forumda yer alan konuþmacýlar ise þunlardý Atilla Özsever, Ýrfan Kaygýsýz (Birleþik Metal- Ýþ Uzmaný), Nilgün Þahinkaya (Çaðdaþ Hukukçular Derneði Emek Komisyonu) ve Mehmet Akyol (Ýsviçre Tekstil Sendikasý) idi. Ýlk oturumda konuþmacýlar sunum yaptý; ikinci oturum ise 'Birleþik Mücadele Olanaklarý' baþlýðý altýnda forum biçiminde gerçekleþtirildi. Etkinliðin baþýnda moderatör Hüseyin Demirdizen kýsa bir konuþma ile þunlarý ifade etti: "Uzun zamandýr emeðimize, saðlýðýmýza ve eðitimimize dönük saldýrýlar derinleþerek devam ediyor. Kentsel dönüþüm adý altýnda yerleþim alanlarýmýza da saldýrýlar sürüyor. Bir yandan HES saldýrýlarýyla köylüler topraklarýndan koparýlýyor, bir yandan da nükleer santrallar saðlýðýmýzý ve çevreyi tehdit ediyor. Bugünlerde ise sermaye ve onun hükümeti AKP, iþçi sýnýfýnýn kazanýlmýþ bir hakký olan kýdem tazminatýný kaldýrarak oluþturacaklarý bir fona devretmeyi gündeme getiriyor, bu þekilde iþçi sýnýfýný ve emekçileri bütünlüklü bir saldýrýyla karþý karþýya býrakýyor. Bu saldýrýlarýn püskürtülmesi de ancak bütünlüklü bir mücadeleyle saðlanabilir." Daha sonra ilk konuþmacý Atilla Özsever'e sözü býraktý. Özsever krizlerle bugünlere nasýl gelindiðini anlattý. AKP hükümetinin 'ustalýk dönemi' dediði bu dönemde ise sermayenin esnek ve kuralsýz çalýþmanýn önünde engel olan ne varsa bunlarý ortadan kaldýrmak istediðini, Çalýþma Bakaný Faruk Çelik'in Ulusal elleriyle saðlayacaðý günleri birlikte kuracaðýz" sözleriyle konuþmasýna son verdi. Ortak açýklamanýn Türkçe ve Kürtçe okunmasýnýn ardýndan BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, BDP MYK üyesi Mukaddes Kubilay, BDP PM üyesi Yýldýz Çelik, HDK Kadýn Meclisi üyeleri, Barýþ Anneleri, Savranoðlu Deri Fabrikasý, Billur Tuz ve Hugo Boss fabrikalarýnda direniþte bulunan kadýnlar sahneye çýkarak kadýnlarý selamlayýp ellerindeki karanfilleri kadýnlara attýlar. BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel kadýnlarýn mücadelesinin tek bir güne sýðdýrýlamayacaðý ve kadýnlarýn tek sorununun kadýn sorunu olmadýðýnýn altýný çizerek konuþmasýna baþladý. Eylemlerin bölünmesini eleþtiren Tuncel, birleþmek gerektiðinin altýný çizdi. Ülkede cezaevlerinde iþkenceler devam ederken, savaþ koþullarý devam ederken, kadýnlarýn tek sorununun kadýn sorunu olamayacaðýný vurguladý. Pozantý Cezaevi'nde yapýlan cinsel istismarý, Aliaða da yeni açýlan cezaevine nakledilen tutuklu kadýnlara uygulanan þiddet, iþkence ve tacizi, N.Ç. davasýný ve Adýyaman da evlere konan çarpý iþaretlerini anýmsatan Tuncel bunlarýn hepsinin kadýnlarýn sorunu olduðunun ve faþizmi anýmsattýðýnýn altýný çizdi: Biz bir günü deðil her günü istiyoruz ve bunu mücadele ederek kazanacaðýz. Biz kadýnlar özgürleþerek erkekleri de özgürleþtireceðiz. Egemenlerin istediði, kadýnlarýn sadece geleneksel rollerle uðraþmasý, biz bunu reddediyoruz Bizim her konuda söyleyecek sözümüz var. Sadece kadýn cinayetleri, kadýna yönelik þiddet deðil gündemimiz. Biz kadýnlarýn Türkiye siyaseti hakkýnda sözü var. Sanat hakkýnda sözümüz var. Tarih hakkýnda sözümüz var. Tuncel sözlerine kardeþlik köprüsünün Ege den kurulmasý gerektiðini söyleyerek konuþmasýna Kürtlerin bugünkü somut sorunlarýný ele alarak devam etti: Gelen her iktidar Kürtleri yok saydý. AKP, CHP ve MHP artýk Kürt yok Ýstihdam Stratejisi diye kamuoyuna sunduðu bu politika ile kýdem tazminatýný ortadan kaldýrarak sermayenin elini daha da güçlendirmeye çalýþtýðýný ifade etti. Ýkinci olarak ise Ýrfan Kaygýsýz konuþtu, sendikalarla ilgili yasal deðiþikliklerden ve kýdem tazminatý fonundan bahsetti. Kaygýsýz, kýdem tazminatýnýn fona aktarýlmasýna iþverenlerin de karþý çýktýklarýný, onlarýn kýdem tazminatýný 30 gün yerine 15 güne indirmek istediklerini belirtti. Üçüncü konuþmacý ÇHD Emek Komisyonu'ndan Av. Nilgün Þahinkaya oldu. Þahinkaya, esnek çalýþma ve kýdem tazminatý üzerinde durdu. Son konuþmacý ise Ýsveç Tekstil Sendikasý ndan Mehmet Akyol oldu. Akyol, Türkiye deki kýdem tazminatý ile Avrupa daki kýdem tazminatý uygulamalarýný kýyaslayarak konuþmasýna baþladý. Bugün iþçilerin elinden alýnmak istenen kýdem tazminatý hakkýna sahip çýkmamýz gerektiðini ifade etti. Daha sonra ilk tura yarým saat ara verildi. Saat 14:00 de ikinci oturum baþladý. 'Birleþik Mücadele Olanaklarý' forumunda salonda söz alan kimi konuþmacýlar '89 bahar eylemlerinin ve Zonguldak direniþinin bir dönüm noktasý olduðunun altýný çizdi. Baþka bir konuþmacý ise Zonguldak madencilerinin, Mengen den neden döndüklerini de sorgulamak gerektiðini belirtti. Tekel direniþinin de olumlu ve olumsuz yönlerinden bahsedilen konuþmalar oldu. Olumlu deðerlendirenler; Tekel direniþine katýlan Türk, Kürt ve farklý kökenden iþçilerin, sýnýf bilinci etrafýnda kardeþçe mücadele verdiklerini ifade ettiler. Olumsuz yönüyle deðerlendirenler; Tekel direniþinin yenilgiyle sonuçlandýðýný, bunun nedeninin ise Tekel iþçilerinin üretimden gelen güçlerini kullanarak fabrikalarýnda direnmek yerine Ankara nýn göbeðine çadýr kurduklarýný ve bunun da sonuç alýcý bir eylem tarzý olmadýðýný ifade ettiler. Baþka bir konuþmacý diyemiyor, Kürtler var diyorlar ama haklarýný saymýyorlar. Sorunun çözümü ve barýþýn tek þartý müzakeredir. Sayýn Abdullah Öcalan üzerinde 7 ayý aþkýn süredir devam ettirilen tecrit, barýþ koþullarýný ortadan kaldýrýyor. Bu tür yöntemler çözüm deðil; aklýnýzý baþýnýza devþirin. Kürtlere medeni deðilsiniz diyenlerin önce dünya medeniyetlerine bakýp Kürt sorununu çözmek için sorunun muhataplarý ile masaya oturmasý gerekir. Dünyaya bakýn ve biraz medeniyet öðrenin. Buna benzer sorunlarý olanlar nasýl çözdüyse siz de dünyadaki örneklere bakýn ve öyle çözün. Çözüm için bir halkýn önderim dediði kiþinin özgür olmasý gerekiyor. Barýþýn tesisi Sayýn Öcalan ýn özgürlüðüyle olacaktýr. Biz bunu savunuyoruz dünyada da bu böyle olmuþtur." Tuncel in konuþmasýnýn ardýndan Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) Çocuk Halk Oyunlarý Ekibi halk oyunlarý gösterisi sunarken, son olarak sahneye MKM müzik gurubu çýktý. Miting, halaylar ve türküler ile son buldu. Özgür Yaþam Kadýn Komisyonu, yürüyüþ güzergâhýnda ve miting alanýnda Eþit Ýþe Eþit Ücret, Jîn Jîyan Azadi, Kadýn Olmadan Devrim Olmaz Devrim Olmadan Kadýn Kurtulamaz, Cinsel, Ulusal, Sýnýfsal Sömürüye Son, Eþitlik Kardeþlik Kürt Ulusuna Özgürlük sloganlarýný attý. Kadýnýn Kurtuluþu Ýnsanlýðýn Kurtuluþudur! Ýzmir den Komünistler ise AKP hükümetinin, Taþeron Ýþçi Dernekleri'ne nasýl yaklaþtýðýný anlattý. Çalýþma Bakanlýðý nýn 7 bin üyesi bulunan taþeron iþçileri, derneklerini Ankara ya çaðýrarak bu derneklerle görüþtüðünü, bu derneklerin baþýndakilerin büyük oranda AKP eðiliminde kiþiler olduðunu belirtti. Bu kýsýmda bizden de bir yoldaþ konuþtu: "Esenyurt'taki Deri Kundura ve Tekstil Ýþçileri Derneði nden bu etkinliðe katýldým. Birleþik mücadelenin olanaklarýný konuþuyoruz. Bu platform 2007 yýlýnýn son aylarýnda GSS'ye karþý kurulmuþtu. O zaman birçok meslek örgütü, sendika, siyasi partiler ve örgütler bu platformda yer alýyorlardý Mart'ta Taksim'de kitlesel ve coþkulu yürüyüþler yapýldý. Cerrahpaþa Hastanesi'nden Saraçhane'ye yüründü fakat tam da 1 Mayýs günü bir taraftan GSS mecliste kabul edilirken ayný gün sýnýr ötesi operasyonlar baþladý. Geldiðimiz nokta itibariyle baktýðýmýz zaman HSGGP bu süreçten nasýl bir ders çýkartýyor? Þimdi ise sermaye ve onun hükümeti AKP, iþçi sýnýfýnýn kýdem tazminatýna göz dikmiþ durumda ve sadece bu alanda deðil, kentsel dönüþüm adý altýnda, HES saldýrýlarý ile vb. saldýrýyor. Bir taraftan ise anayasa yapým sürecinde BDP'nin anayasaya Kürt halkýnýn taleplerini yazdýrma mücadelesine karþý AKP hükümeti azgýnca saldýrýyor. Bu durumda ne yapmamýz gerekir? 'Aman bizim mücadelemiz iþçilerin ekonomik talepleriyle ilgilidir. Kürt sorununu buna karýþtýrmayalým mý?' diyeceðiz yoksa saldýrýya uðrayan bütün kesimlerle ortak bir savunma hattýmý oluþturacaðýz?" Yoldaþýn yaptýðý bu konuþmadan sonra konuþan kimi konuþmacýlar HSGGP ile ilgili açýklamalarda bulundular. Forum, diðer görüþlerin ifade edilmesiyle sona erdi. Esenyurt tan Komünistler Güney Kültür Merkezi 9. kuruluþ yýldönümünü kutladý Esenyurt'ta faaliyet sürdüren GKM, kuruluþunun 9. yýlýný Boy düðün salonunda yaptýðý bir etkinlikle kutladý. Etkinliðin açýlýþ konuþmasý Nazým Hikmet'in Hoþgeldin þiiri okunarak baþladý ve GKM kýsaca tanýtýldý. Ardýndan GKM'nin yaptýðý çeþitli faaliyetler bir slayt gösterimiyle salondakilere sunuldu. Slayt gösteriminin ardýndan siyasi süreçle ilgili þunlar söylendi: 2012 yýlýna, Devletin Uludere'de 35 Kürt köylüyü katletmesi ile girildi. Devletin Kürt halkýna yönelik saldýrýsý bugün baþlamýþ bir þey deðildir. 1921'de Koçgiri'de baþlayýp Þeyh Sait ve Dersim katliamýna uzanan bir süreçtir. Bugün ise hem askeri operasyonlarla hem de KCK operasyonlarýyla saldýrýlar sürmektedir. Bir taraftan da iþçi ve emekçilere yönelik kýdem tazminatý ve GSS saldýrýlarý sürmektedir. Bu saldýrýlara karþý birleþik bir mücadele vermek gereklidir. Bunlar kürsüden ifade edilirken salonda 'Katliamcý Devlet Yýkacaðýz Elbet' sloganý atýldý. Etkinlikte; baþta kadýnlar olmak üzere kadýnlarýn özgürlüðü için mücadele verilmesi gerektiði 8 Nisan Pazar günü Esenyurt Deri Kundura ve Tekstil Ýþçileri Derneði'nde son günlerde yoðun olarak yaþanan iþ cinayetleri, bu cinayetlerin önemli sebeplerinden olan taþeron çalýþma sistemi ve güvencesiz çalýþma konularýnýn tartýþýldýðý bir panel gerçekleþti. Panele 20 kiþi katýlým gösterdi. Ýlk konuþmayý Ýþçilerin Sesi Gazetesi adýna Ufuk Demirci gerçekleþtirdi: Evet, iþçi sýnýfýnýn kimi kesimlerinin hala bir takým ayrýcalýklarý olsa da þu an bu kesimlerin haklarý da tehdit altýndadýr. Bu anlamda iþçi sýnýfýnýn iþ güvencesi yoktur. Bu saldýrýnýn durdurulmasý ise bütüncül bir sýnýf hareketi yaratmaktan geçmektedir. Güvencesiz çalýþma ve son zamanlarda artan iþ cinayetlerinin temelinde yatan, esnek ve kuralsýz çalýþmanýn dayattýðý taþeronlaþtýrma sisteminin giderek yaygýnlaþmasýdýr. Elbette, özelleþtirme ve taþeronlaþtýrma yeni bir þey deðildir. Dünya kapitalist sisteminin Fordist band usulüne dayalý üretim sisteminin yerine esnek üretimin geçirilmesi ile ilgilidir. Ülkemizde ise iþçi sýnýfýna yönelik bu bu saldýrýlar 1980 lerin sonunda baþlamýþtýr. Bugün ise sermaye, AKP hükümeti eliyle bu esnek ve kuralsýz çalýþmayý, taþeronluk sistemini yasal-hukuki bir güvenceye baðlamak istemektedir. Daha sonra Taþeron Ýþçileri Dayanýþma Derneði adýna Kadir Aðsu konuþtu. Aðsu konuþmasýnda saðlýkta özelleþtirme ve taþeronlaþtýrma sonucu hem hastalarýn hem de bu alanda çalýþanlarýn nasýl bir tehdit ve risk altýnda olduðunu yaþanmýþ somut örneklerle anlattý. Dernek olarak Çapa Hastanesi ndeki çadýr deneyimlerini aktardý. Son konuþmayý Gökkuþaðý Hareketi adýna Bahadýr Atan gerçekleþtirdi. Atan konuþmasýnda iþçi sýnýfýnýn þu ifade edildi. Daha sonra Güney Þiir Topluluðu; Nazým Hikmet ten, Enver Gökçe'den ve Oktay Rýfat tan þiirler sundular. Grup Ýklim,Özgürlük Korosu ve Metin Kahraman birbirinden güzel türküleriyle ezgilerle ve marþlarla geceye katýlan kitleyi coþturdular. Güney Tiyatro Topluluðu da AKP'nin sanat ve kültüre bakýþýný, eleþtirel bir tarzda ortaya koydu ve ilgiyle izlenen oyunlar sergilediler. Saat 19:00'da baþlayan ve 23:00'da sona eren geceye 400'ün üzerinde bir kitle katýlým gösterdi. GKM'nin etkinliðinde; Esenyurt Halkevleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Örnek Mahallesi Tuncelileri, Erzincanlýlar Derneði ve Mayýsta Yaþam Kooperatifi'nin mesajlarý okundu. Güney Kültür Merkezi'nin bu yýl düzenlediði kuruluþ etkinliði daha fazla politik mesajlarýn verildiði, iþçilerin ve ezilenlerin dayanýþmasýný ve birliðinin öne çýktýðý ve geceye katýlýmýn görece daha kitlesel olduðu bir etkinlik oldu. Esenyurt'tan Komünistler Esenyurt ta iþ cinayetleri ve taþeronlaþtýrma tartýþýldý an oldukça örgütsüz ve daðýnýk olduðunu; güvencesiz çalýþmanýn iþçi sýnýfýnýn bütün kesimlerine yayýldýðýný; mevcut sendikalarýn bu sorunlara çözüm olamadýðýný belirtti. Daha sonra panelin soru-görüþ bölümüne geçildi. Bu kýsýmda KöZ den bir yoldaþ da söz alarak görüþ bildirdi: Esnek üretim adý altýnda özelleþtirme, sendikasýzlaþtýrma ve taþeronlaþtýrma sistemi Reagan ve Thatcher dönemiyle baþladý. Asýl olarak da Ýngiltere de 20 bin maden iþçisinin örgütlülüðü daðýtýlmasý ve maden sektörünün özelleþtirilmesi dünya burjuvazisini cesaretlendirdi. Bu politikalarý her yerde uygulamaya yöneldiler. Aslýnda sermayenin iþçi sýnýfýna, emekçilere ve ezilenlere bütünsel bir saldýrýsý söz konusu. Bu saðlýk alanýnda GSS olarak yansýyor. Üretim alanýnda kýdem tazminatýnýn gaspý ve baþka saldýrýlar olarak... Kentsel dönüþüm adý altýnda emekçi mahallelerine dönük saldýrýlar... Ýþçi sýnýfýnýn bugün neden örgütsüz ve güçsüz olduðunu anlamak için iþçi sýnýfýnýn öncüleri olan sosyalistlere, devrimcilere yönelik saldýrýlarý da unutmamak lazým. Ecevit, Avrupa Birliði Uyum Yasalarý kapsamýnda cezaevleri sorununun çözülmesi þarttýr demiþti ve çok geçmeden 20 cezaevine müdahale yapýlarak buradaki devrimciler F tipi hücrelere dolduruldular. Türkiye dünyada en geliþmiþ 16. ülke olarak ilan ediliyor. Ortadoðu ve Afrika nýn kimi ülkelerinde halk ayaklanmalarýyla iktidarlar devrilirken, Avrupa nýn birçok ülkesinde ekonomik krizler yaþanýrken burjuvazi AKP hükümeti buralarý örnek göstererek Türkiye nin çok iyi durumda olduðunu söyleyerek geniþ yýðýnlarý kandýrýyor. Panel, paneli yöneten arkadaþýn 1 Mayýs çaðrýsýyla sonlandýrýldý. Esenyurt'tan Komünistler

11 Nisan 2012 KOMÜNÝST KöZ Sayfa 11 Kitle örgütleri deneyimlerini paylaþmak için biraraya geldi 2009 dan beri gerçekleþmeyen Kitle Örgütleri Koordinasyonu nun 10. buluþmasý, Þubat tarihlerinde Ýstanbul / Okmeydaný nda gerçekleþti. Buluþmaya katýlan yaklaþýk 30 kurum çeþitli alanlardaki mücadele ve dayanýþma deneyimlerini aktardýlar ve kitle çalýþmalarýný ortaklaþarak güçlendirmenin imkanlarýný tartýþtýlar. deri iþçileri derneði, Ýzmir deki HDK çalýþmasýný da detaylarýyla aktardýlar. Bu etkinliklerden sonra Mücadele ve Dayanýþmayý Dokuyanlar baþlýðý altýnda, Kitle Örgütleri Koordinasyonu na katýlan çeþitli kurumlarýn tanýtýmlarý gerçekleþti. Diyarbakýr dan DÝKASUM kadýnlarla yürüttükleri yardým faaliyetlerini, iþlettikleri çamaþýrhaneleri ve tandýr evlerini anlatýrken yine Diyarbakýr dan Eðitim Destek Evleri, yürüttükleri eðitim faaliyetlerden ve düzenledikleri diðer etkinliklerden bahsetti. Ýlk gün etkinlikleri, Yeni Kuþak Köy Enstitüleri nin Köy Enstitüleri nden TÖS (Türkiye Öðretmenler Sendikasý) ve TÖDMF e (Türkiye Öðretmenler Dernekleri Milli Federasyonu) ve sonrasýna kadar uzanan emekçi öðretmenlerinin mücadelesini aktarmasýyla sona erdi. Ýkinci gün etkinlikleri Ýkinci gün etkinlikleri ise kentsel dönüþüm ve Van depremi forumlarý ile bir kapanýþ/deðerlendirmeyi içerdi. Ýkinci gün, Mücadele ve Dayanýþmayý Dokuyanlar baþlýðýnda gerçekleþen kurum tanýtýmlarýnýn devamýyla baþladý. Devrimci 78 liler Federasyonu, 12 Eylül ün yarattýðý ve halen süren tahribatý anlatýrken 12 Eylül davasý için yürüttükleri mücadeleye destek çaðrýsýnda da bulundu. Boðaziçi Üniversitesi Starbucks Ýþgali nden bir öðrenci ise, üniversitedeki iþgalin geliþimini ve öðrenciler arasýndaki yarattýðý hareketliliði anlattý. Yeni sona eren iþgalin okulda alternatif bir alan yarattýðý söylenirken ayný zamanda Boðaziçi Üniversitesi nin ne kadar sözde özgürlükçü bir üniversite olduðunun da açýða çýktýðý ifade edildi. Temel ihtiyaçlar için baþlayan iþgalin, öðrenciler arasýnda bir dayanýþma imkaný yarattýðý belirtildi. Kitle Örgütleri Koordinasyonu nun 10. buluþmasý, Þubat 2012 tarihlerinde Okmeydaný nda gerçekleþti. Kitle Örgütleri Koordinasyonu, Türkiye nin birçok ilinde farklý alanlarda faaliyet gösteren ve sýnýrlý kaynaklar içerisinde çalýþan kitle örgütlerini birbirleri ile rekabet etmek yerine dayanýþma içinde bulunmaya teþvik eden bir iletiþim ve dayanýþma aðýnýn adý. Bu vesileyle 2003 ten beri düzenli olarak bir araya gelen kurumlar, kitle örgütlerini buluþturan buluþmalar düzenliyorlar. Bir önceki buluþma olan 9. buluþma, Kitle Örgütleri ve Yerel Yönetimler baþlýðýný taþýmýþ ve 2009 da gerçekleþmiþti. 10. buluþma, uzun bir aradan sonra, Þubat ta gerçekleþti. Depremden Yýkýmlara Saldýrýlar Karþýsýnda Ortak Bir Savunma Hattýnýn Ýmkanlarý alt baþlýðýný taþýyan 10. Kitle Örgütleri Koordinasyonu nun iki günlük etkinlikleri, Ýstanbul / Okmeydaný nda düzenlendi. 10. buluþmaya Ýstanbul dan, Ýzmir den, Diyarbakýr dan, Ankara dan yaklaþýk 30 kurum katýldý. 10. Kitle Örgütleri Koordinasyonu Buluþmasýna Katýlan Kurumlar Anadoluda Yaþam Tüketim Kooperatifi (Ýstanbul) / Atamasý Yapýlmayan Öðretmenler Platformu (Ýstanbul) / Bekiranlýlar Derneði (Ýstanbul) / Beþçeþmeler Kültür ve Sanat Derneði (Ýstanbul) ( BM Habitat AGFE / Boðaziçi Starbucks Ýþgalinden Öðrenciler (Ýstanbul) / Deri Kundura ve Tekstil Ýþçileri Derneði (Ýstanbul) / Deri, Kundura ve Tekstil Ýþçileri Derneði (Ýzmir) / Devrimci 78 liler Federasyonu (Ýstanbul) / DÝKASUM (Diyarbakýr) / Eðitim-Sen (Ýstanbul) / Eðitim Destek Evleri (Diyarbakýr) / Ev Eksenli Ýþçiler Derneði (Ýstanbul) / Göç-Der (Ýstanbul) / GÜLDAM (Ýstanbul) / Ýmece Toplumun Þehircilik Hareketi (Ýstanbul) / Mag-Der (Ýstanbul) / Mayýsta Yaþam Eðitim ve Dayanýþma Kooperatifi (Ýstanbul) / Mudanya Deniz Kültür Sanat Evi (Bursa) / Ortak Yaþam Kooperatifi (Ýzmir) / Özgür Yaþam Derneði (Ýzmir) / Tozkoparan Derneði (Ýstanbul) / Umut Kültür Derneði (Ankara) / Ümraniye Sosyal Dayanýþma ve Eðitim Merkezi (Ýstanbul) / Yeni Kuþak Köy Enstitüleri Derneði (Ýstanbul) 10. Kitle Örgütleri Koordinasyonu nun çaðrý metninde bu buluþmanýn önemli bir süreçte gerçekleþtiði ifade ediliyordu: Emekçilerin haklarýnýn gasp edildiði ve emekçilerin kurumlarýnýn saldýrý altýnda olduðu bir dönemde, dayanýþmaya her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bu nedenle Þubat 2012 tarihinde Ýstanbul / Okmeydaný nda, bu çaðrý metninin altýnda imzasý bulunan kitle örgütleri olarak, Kitle Örgütleri Koordinasyonu Buluþmasý adý altýnda kitle örgütlerinin dayanýþma ve mücadele deneyimlerini aktarýlacaðý bir etkinlik düzenliyoruz. Emekçiler arasýnda dayanýþmayý güçlendirmeye çabalayan kurumlarýn bu amaçlarýna ancak kendi aralarýndaki dayanýþma baðlarýný sýkýlaþtýrarak ve deneyimlerini paylaþarak ulaþabileceðine inanýyoruz. Deneyim aktarýmý ve ortak çalýþmalar yapmanýn imkânlarýný artýrmak için kitle örgütlerinin faaliyet alanlarýna iliþkin panellerin, çalýþma atölyelerinin düzenlendiði Kitle Örgütleri Koordinasyon Buluþmalarý adýnda iki gün süren etkinlikler organize ediyoruz. 10. Kitle Örgütleri Koordinasyonu Buluþmasý nýn örgütleyicisi olan kurumlar; depremlerle, yýkýmlarla emekçilerin konut haklarýnýn tehlike altýnda olduðu; güvencesizleþtirme, kýdem tazminatý yasalarý ile emekçilerin haklarýnýn gasp edildiði; þifrelerle, katsayýlarla, eleme sýnavlarýyla, KPSS ile eðitim hakkýnýn engellendiði bir süreçte, bu alanlarda çalýþma yaratan kurumlarý saldýrýlara karþý dayanýþma ve mücadele deneyimlerini aktarmaya çaðýrýyor Þubat ta gerçekleþecek 10. Kitle Örgütleri Koordinasyonu Buluþmasý nda iþ saðlýðý iþ güvencesi, eðitim, deprem kentsel dönüþüm ve güvencesiz çalýþma alt baþlýklarý altýnda, saldýrýlarýn çeþitlendiði ve arttýðý bu süreçte dayanýþmayý yükseltmek ve mücadeleyi ortaklaþtýrmak için olanaklarýn tartýþýlacagý, deneyimlerin aktarýlacaðý çalýþma atölyeleri ve forumlar düzenlenecek. 10. Koordinasyon un örgütleyicisi kurumlar ise þunlar oldu: Anadoluda Yaþam Tüketim Kooperatifi (Ýstanbul), Deri Kundura ve Tekstil Ýþçileri Derneði (Ýzmir), Devrimci 78 liler Federasyonu (Ýstanbul), Mayýsta Yaþam Eðitim ve Dayanýþma Kooperatifi (Ýstanbul), Mudanya Deniz Kültür Sanat Evi (Bursa), Ortak Yaþam Kooperatifi (Ýzmir), Özgür Yaþam Derneði (Ýzmir), Umut Kültür Derneði (Ankara). KöZ ün arkasýnda duran komünistler olarak, içinde çalýþtýðýmýz kurumlarý güçlendirmek için Kitle Örgütleri Koordinasyonu ndan azami faydayý saðlamaya çalýþtýk. Kitle Örgütleri Koordinasyonu kapsamýndaki etkinliklere iki gün boyunca kurumlarda faaliyetlere katýlan yeni insanlarý katmaya gayret ettik; buluþmalara gelen her kurum ile yoðun bir temas saðlamaya çalýþtýk. Birinci gün etkinlikleri 10. Kitle Örgütleri Koordinasyonu 25 Þubat Cumartesi günü Okmeydaný nda Anadoluda Yaþam Tüketim Kooperatifi nde açýlýþ ve kitle örgütleri koordinasyonunun tarihçesini ve amacýný anlatan bir sunumla baþladý. Ýlk günkü etkinliklerde, Elenenler ve Bekleyenler: Katsayý, Þifre, KPSS ye Karþý Öðrenciler ve Öðretmenlerin Mücadele Deneyimleri baþlýklý deneyim aktarýmý; Ýþçiler ve Saðlýk Hakký: Ýþçi Saðlýðý Ýçin Emekçi Örgütlenmeleri baþlýklý forum; Engelleri Aþmak: Eþitsizliklere Karþý Eðitimde Dayanýþma Örnekleri baþlýklý çalýþma atölyesi; Kar Güvencesine Karþý Ýþ Güvencesi: Ýþ Güvenliði için Mücadele baþlýklý forum gerçekleþtirildi. Ýlk günün sonunda Mücadele ve Dayanýþmayý Dokuyanlar: Kitle Örgütleri Koordinasyonuna Katýlan Kurumlarýn Tanýtýmlarý baþlýklý kurum tanýtýmýnda, Diyarbakýr Kadýn Sorunlarýný Araþtýrma ve Uygulama Merkezi, Diyarbakýr Eðitim Destek Evleri ve Ýstanbul Maltepe de bulunan Yeni Kuþak Köy Enstitüsü Derneði nin tanýtýmlarý yapýldý. Elenenler ve Bekleyenler: Katsayý, Þifre, KPSS ye Karþý Öðrenciler ve Öðretmenlerin Mücadele Deneyimleri baþlýklý deneyim aktarýmýnda eðitim sistemindeki adaletsizliklere karþý mücadele yürüten kurumlarýn farklý illerde yürüttükleri mücadeleleri aktarýldý; bu mücadeleleri ortaklaþtýrmak için çeþitli öneriler yapýldý. Eþ zamanlý olarak gerçekleþen Ýþçiler ve Saðlýk Hakký: Ýþçi Saðlýðý Ýçin Emekçi Örgütlenmeleri baþlýklý forumda ise deri iþçilerinin meslek hastalýklarýna karþý mücadele deneyimleri aktarýldý. Forumda ayný zamanda Özgür Yaþam Derneði nden arkadaþlarýn hazýrladýðý Ellerimizin Rengi isimli film gösterildi. Cemevinde yenilen yemekten sonra ise eþ zamanlý olarak Engelleri Aþmak: Eþitsizliklere Karþý Eðitimde Dayanýþma Örnekleri baþlýklý çalýþma atölyesi ve Kar Güvencesine Karþý Ýþ Güvencesi: Ýþ Güvenliði için Mücadele forumu gerçekleþti. Engelleri Aþmak etkinliðinde Atamasý Yapýlmayan Öðretmenler Platformu, atamasý yapýlmamýþ öðretmenlerin eylemli mücadelesinin tarihini aktarýrken Diyarbakýr dan gelen Eðitim Destek Evleri yürüttükleri eðitim dayanýþmasý faaliyetini anlattýlar. Mayýsta Yaþam Kooperatifi ise yürüttüðü müfredat çalýþmasý ve çalýþma gruplarýný anlattý; þubelerdeki yeni çalýþma tarzýnýn yarattýðý etkiyi aktardý. Etkinlikte AYÖP ve Eðitim- Sen in Mayýsta Yaþam Kooperatifi nin farklý yerlerdeki eðitim dayanýþmasý faaliyetine mekan saðlamasý, Eðitim Destek Evleri ile kaynaklarýn karþýlýklý paylaþýlmasý gibi çeþitli öneriler de tartýþýldý. Ýþ güvencesi forumunda ise Ýzmir ve Ýstanbul daki deri iþçilerinin farklý, baðýmsýz çalýþmalarý aktarýldý. Ýstanbul ve Ýzmir de Deri, Kundura ve Tekstil Ýþçileri Derneði adýný taþýyan iki derneðin çalýþmalarýnýn nasýl ortaklaþabileceði forumda önemli bir yer tuttu. Ayný zamanda Ýzmir deki Sabahki etkinlikten sonra ise Düzenin Enkazý Enkazýn Düzeni: Van Depremi baþlýklý forum gerçekleþti. Forumda deprem sürecinde yapýlan yardýmlar ve devletin yarattýðý sýkýntýlar; göçmen depremzedelerin þehirlerde yaþadýðý sorunlar ve bu sorunlara dair neler yapýldýðý aktarýldý ve önümüzdeki süreçte neler yapýlabileceði tartýþýldý. Forumda Bekiranlýlar Derneði, Göç-Der, Ýstanbul Mag-Der (Mahalle Afet Gönüllüleri Derneði), Ortak Yaþam Kooperatifi ve Özgür Yaþam Derneði birer konuþma yaptýlar. Konuþmalarda ortak nokta, Van depreminin Ýstanbul da gerçekleþecek olasý bir deprem için önemli dersler barýndýrdýðý idi. Ayný zamanda depremi Van da yaþamýþ veya deprem sonrasýnda yardým için Van a giden kurum temsilcileri de kendi deneyimlerini ve gözlemlerini de aktardýlar. Verilen öðle yemeði arasýndan sonra ise Deprem Bahanesiyle Gelen Yýkým ve Mahalleler: Kentsel Dönüþümde Ranta Karþý Mücadele forumu gerçekleþti. Forumda farklý dernekler, farklý alanlarda yürüttükleri çalýþmalardan edindikleri deneyimleri ve sorunlarý paylaþarak mücadelenin güçlendirilmesi adýna neler yapýlabileceði tartýþtýlar. Forum, Birleþmiþ Milletler Zorla Ev Boþaltma ve Tahliyeler Üzerine Danýþma Grubu ndan (BM-Habitat AGFE) Cihan Uzunçarþýlý Baysal ýn Ayazma üzerine sunumuyla baþladý. Baysal, Ayazma örneði üzerinden kentsel dönüþümün farklý veçhelerini aktardý. Daha sonra ise GÜLDAM, Ýmece Toplumun Þehircilik Hareketi, Ýstanbul Mag-Der ve Tozkoparan Derneði, bu forumda söz alýp birer konuþma yaptýlar. Forumda farklý yerlerdeki direniþleri ortaklaþtýrmanýn olanaklarý tartýþýldý ve Kitle Örgütleri Koordinasyonu nun bunun için bir araç olarak kullanýlmasý önerildi. Ayný zamanda mahallelerdeki kesimlerin kentsel dönüþüm konusunda bilgilendirilmesi için daha geniþ katýlýmlý etkinliklerin yapýlmasý önerildi. Deðerlendirme ve kapanýþ Kapanýþ konuþmasýnda iki yýlýn ardýndan yapýlan 10. Kitle Örgütleri Koordinasyonu buluþmasýnýn oldukça yakýcý bir ihtiyacý karþýladýðýný ve buraya katýlan tüm kurumlarýn bunu ifade ettiði dile getirildi. Ayný zamanda iki günlük koordinasyon toplantýsýnýn kýsa bir özeti yapýldý. Ardýndan görüþ ve deðerlendirme bölümünde kurumlar koordinasyon buluþmasý hakkýndaki deðerlendirmelerini aktardýlar. Deðerlendirmelerde yapýlan ortak nokta, uzun bir aradan sonra kitle örgütlerinin böyle bir süreçte yeniden buluþmasýnýn oldukça önemli olduðu ve burada birbiriyle yakýn temas kuran kurumlarýn iþ yapmasýnýn önünde birçok fýrsat doðduðu yönündeydi. Kurumlar; eðitim, iþ saðlýðý, deprem, kentsel dönüþüm gibi alanlarda deneyimlerini paylaþýrken önümüzdeki süreçte ortaklaþa iþ yapmak için çeþitli öneriler yaptýlar ve bu önerileri tartýþtýlar. Deðerlendirmeye katýlan kurumlar, yaz aylarýndan sonra daha güçlü bir Kitle Örgütleri Koordinasyonu örgütleme iradesiyle iki gün süren buluþmalardan ayrýldýlar. Bu kurumlar, emekçilere ve kitle örgütlerine dönük saldýrýlarýn devam ettiði bu süreçte emekçiler ve kendi aralarýndaki dayanýþmayý büyütmeye devam edecekler. Ýstanbul dan Komünistler

12 Sayfa 12 KOMÜNÝST KöZ Nisan 2012 Hasan Coþkun yoldaþýn anýsýna 17 Mart Cumartesi günü Taksim TMMOB da Arap Baharýnýn Birinci Yýlýnda Türkiye ve Ortadoðu da Siyasal Durum baþlýklý bir panel gerçekleþtirdik. Panele konuþmacý olarak Kenan Ulaþ (DHF), Ýbrahim Varlý (Birgün Gazetesi Dýþ Politika Editörü), Hakan Dilmeç (Kaldýraç), Metin Kayaoðlu (Teori ve Politika) ve Çetin Eren (KöZ) katýldý. Yaklaþýk 3 saat süren panele 80 kiþi katýldý. Hasan Coþkun ve tüm devrim þehitleri anýsýna saygý duruþu ile Enternasyonal marþýnýn okunmasýndan sonra panel moderatörü Hasan Coþkun un hayatý boyunca yürüttüðü devrimci mücadelesini anlatan bir açýlýþ konuþmasý yapýldý. Birinci Tur Konuþmalar Açýlýþ konuþmasýnýn arkasýndan ilk konuþmacý olarak söz KöZ adýna Çetin Eren e verildi: "Arap Baharý, finans kapitalin bunalýmlarý ile iliþkilendirilmelidir. Bu durum bize üç þey göstermekte. Birincisi 90 larýn sonunda finans kapitalin buhranýný görebiliyoruz. Bunu kýzýþan emperyalistler arasý rekabet olarak görebiliyoruz ki devletler daha agresif bir zeminde siyaset yapýyorlar. Ýkincisi bu bunalýmýn halk hareketlerini tetiklediðini görmekteyiz. Üçüncüsü ise baðýmlý ülkelerdeki emekçilerin ayaklanmalarýný görmekteyiz. Arap Baharý da bu çerçevenin bir parçasýdýr. Biz KöZ olarak, çýkan ayaklanmalarýn pozitif bir geliþme olduðunun altýný çizmiþtik. Ama þu hatýrlatmayý yaparak: Bir devrimci parti olmadan bu ayaklanmalar hiçbir þeye hizmet etmeyecektir.sol hareketler bu konuya iliþkin ne diyor? Bu tür eylemler hep coþku ile karþýlanmýþtýr ve sol akýmlar tarafýndan desteklenmiþtir. Arap Baharý ortaya çýktýðý hýzla gündemden düþtü ve bugün ise daha baþka bir tartýþma gündeme oturmuþ durumda. Konuþulan ve tartýþýlan ise Libya ve Suriye ye yapýlan emperyalist müdahaleler ve bu müdahalelerin engellenmesi oldu. Emperyalistlerin böyle bir müdahalede bulunmasý bizim için þaþýrtýcý deðil çünkü ortada bir devrimci parti müdahalesi olmayýnca emperyalistlerin müdahalesi son derece olasýdýr. Devrimcilerin sormasý gereken soru, Arap Baharý ný Türkiye ye nasýl taþýrýz? olmalýdýr. Düzen güçleri ise tam tersini soruyor. Örneðin AKP bir yandan Ortadoðu da prim yapmaya çalýþýyor, demokrasinin en büyük destekçisi benim diyor, bir yandan da Türkiye de onlarca kiþi her gün tutuklanýyor. Ayrýca emekçiler tarafýndan bir hareketin çýkmasýný engellemeye çalýþan bir CHP var ortada. AKP asýl sahici halk muhalefetini biçerken, CHP burjuva muhalefetini oluþturmaya çalýþýyor. Peki o halde devrimciler ne yapmalý, muhalefet boþluðunu nasýl doldurmalý? Arap Baharý dendiði zaman genellikle Kürdistan a bakýyoruz. Kürdistan da zaten Arap Baharý öncesinde de bir hareket söz konusuydu. Bakmamýz gereken yerler Ýstanbul, Ýzmir, Adana, Mersin dir. Bizim Türkiye de Arap Baharý nasýl ortaya çýkar diye bakmamýz gerekir. Peki bunu nerede arayacaðýz? Solun büyük bir kýsmýnýn iþçi ve emekçi hareketinin zayýf olduðu yönünde bir tespiti var. Biz bunu doðru bulmuyoruz. Türkiye de bir Arap Baharý ný baþlatacak güçler Newroz alanýnda görülmektedir. Newroz elbette Kürtlerin bayramý ama orada buluþan Kürtler esas olarak emekçidirler, ezilenlerdir. Evet, Arap Baharý Türkiye ye taþýnabilir, böyle bir dinamik vardýr. Bu potansiyeli Newroz alanlarýnda bulmak mümkündür. Emekçilerin ezilenlerin savunma hattýný oluþtururken Kürtler de dahil tüm emekçileri kucaklayacak þekilde büyütmeliyiz. Ancak o zaman ezilen ve emekçilerin hareketine yön verebiliriz." KöZ'den sonra Birgün Gazetesi Dýþ Politika Editörü Ýbrahim Varlý konuþtu: "Arap Baharý süreci Türkiye ye ihraç edilebilir mi? Bu tartýþýlýr, bölgede yaþananlarýn siyasi konseptine bakmalýyýz. Kuzey Afrika dan baþlayan olaylarý genel çerçevede ele alamayýz. Her ülkenin kendi iç dinamikleri var. Tunus, Mýsýr, Libya ve Yemen de patlak veren bu olaylarýn sonucunda bölgede 2. Dünya Savaþý sonrasý oluþan asker kökenli, Arap milliyetçisi iktidarlar tasfiye edilmek isteniyor. Bu iktidarlarýn yerine ýlýmlý siyasal Ýslamcý ideoloji getirilmek isteniyor. Þu ana kadar bütün bu ülkelerde bu piyasaya eklemlenmiþ Ýslamcý ideoloji iktidara gelmiþtir. Arap Baharý ayrýca tüm Araplarý kapsayan bir hareket deðil, sadece Sünni Araplarý kapsýyor. Süreç henüz tamamlanmýþ deðil, bölgeden bir devrimci partinin yükselerek halk ayaklanmalarýný konsolide ederek devrim mecrasýna sürüklemesini temenni ediyoruz.. Bu yaþananlarýn son halkasý Suriye dir. Suriye oldukça kozmopolit bir ülke. Suriye nin düþmesi demek bir sonraki hamlenin Ýran olacaðý anlamýna geliyor. Emperyalist bir müdahaleye kesinlikle hayýr dememiz gerekiyor, Suriye de sosyalist komünist yapýlar da var. Bu yapýlarýn oluþturduðu bir cephe var, Suriye de kýlavuzumuz bu cephe olmalý ve sürece buradan müdahil olmalýyýz." Ýbrahim Varlý dan sonra söz sýrasý DHF adýna Kenan Ulaþ taydý: "90 larla birlikte ABD nin tek güç olmasý ve belli bölgelerde özellikle Balkanlar da emperyalist politikalara engel teþkil edilecek politikalarýn ortadan kaldýrýlmasý söz konusuydu. Bu sürecin devamý olarak ABD nin Ortadoðu ve Orta Asya ülkelerinin Hazar petrollerine bir þekilde ulaþmasý gerekiyordu. Bu açýdan en zayýf halka Afganistan dý. Peþi sýra da Irak iþgali geldi. Belli oranlarda bu ülkelerde istediklerini yapmýþ gibi görülse de bize göre baþarýsýz olundu. Ciddi bir þekilde kazanýmla çýkamadý. Bu süreçte ise renkli devrimler kendisini gösterdi. Arap Baharý konusunda, bir devrim tanýmlamasý kesinlikle yapmýyoruz. Bize göre emperyalizmin halk üzerinde uyguladýklarý politikalar ve sonrasýnda halkýn kendi yaþamýný sürdüremez hale gelmesi ve sosyal patlamalarýn ortaya çýkmasýdýr.. Sosyal taban ise halk kitlelerinden oluþmaktadýr ve ilerici taleplere sahiptir. Fakat kendiliðinden geliþen bir hareketin ilerici addedilmesi için belli niteliklere sahip olmasý gerekir. Bu hareketlere yön veren herhangi bir komünist parti yoktur. Hedefleri noktasýnda ise emperyalizmi ülkeden def etmeye yönelik bir durum söz konusu deðildir. Ayný zamanda gerici diktatörlere de böyle Hasan Coþkun anýsýna düzenlenen Arap Baharý nýn Birinci Yýlýnda Türkiye ve Ortadoðu da Siyasal Durum Paneli bir yaklaþým yoktur. Bizim açýmýzdan özellikle Tunus ve Mýsýr ý bu þekilde deðerlendirmek gerekli. Ancak Libya ve Suriye biraz daha farklýdýr. Libya daki iktidar neoliberal politikalara uyumlu deðildi ve ortadan kaldýrýldý, benzer durum Suriye de de yaþanacaktýr. Kendi ülkemizde de yeniden yapýlandýrma durumunun yaþanmakta olduðunu düþünüyoruz. Bize düþen görev, buradaki tüm devrimci demokratik güçlerle birlikte bu emperyalist saldýrýlarý püskürtecek bir yapýlanmayý oluþturmak olduðunu düþünüyoruz." DHF'nýn arkasýndan söz sýrasý Kaldýraç adýna Hakan Dilmeç e geldi: "Biz Chavez e selam göndermiþtik ve selam göndermeye devam ediyoruz. Bir deðerlendirme yaparken genelleme yapýlýyor. 'Arap Baharý' tanýmlamasýný kullanýrken týrnak içinde kullanýyorum. Orta Doðu daki halk isyanlarýna dair devrimci önderlik eksikliði büyük oranda kabul gören bir tespittir. Deðerlndirmeye, biraz daha geriden baþlamak gerekir. Sovyetlerin çöküþünden itibaren emperyalistleri ABD nin liderliðinde tutan durum ortadan kalktý. Bununla birlikte, kapitalist-emperyalist sistemin 70'li yýllarda girdiði krizi aþmak için Reagan ve Thatcher dönemiyle birlikte neoliberal politikalar hayata geçirilmeye baþlandý. 80 lerden itibaren bu politikalar dünyaya yayýlýrken elbette Ortadoðu da da organize edilmeye çalýþýlýyordu. Sovyetlerin çöküþü ile ABD'nin liderliði sorgulanmaya baþlandý. Ayný zamanda emperyalist paylaþým savaþý deðiþik biçimler altýnda sürmeye baþladý. Balkanlar coðrafyasý bunun ilk görüldüðü yerdi. Bize göre süreç, emperyalist güçlerin doðrudan yer alacaðý 3. paylaþým savaþýna doðru gidiyor ve bunun merkezi de bölgemizdir. Gerileyen bir ABD hegemonyasý var, ancak askeri gücünü kullanarak bölgede hakimiyetini ve dünya egemenliðini kabul ettirmeye çalýþýyor. Ýþgaller bunun için gerçekleþtirildi. Ancak, Irak ve Afganistan da tam olarak istediðini elde edemedi. Bu süreçte ABD ya baþarýsýzlýðýný kabul edecek ya da bu savaþý yayacaktý. Bölgedeki hakimiyetine engel olarak gördüðü Ýran'a karþý, 2005 yýlýndan itibaren bir Sünni cephe çalýþmasýna baþladý. Bugün ise sonuçlarýný görüyoruz Ýran a karþý geliþtirilen bu çalýþmalarýn. Bu arada neoliberal politikalar hayata geçirilirken örneðin, Mýsýr da 2008 yýlýnda tekstil iþçilerinin grevi olmuþtu. Yani oralarda da devrimci sosyalist güçler, emekçi hareketleri var ve zayýf da olsa bir mücadelesi vardý. Türkiye dekinden çok daha kötü þartlarda çalýþan/yaþayan bir iþçi sýnýfý vardý. Biz 'Arap Baharý' konusunda Tunus ve Mýsýr'da yaþananlarla Libya ve Suriye'de yaþananlarýn birbiri ile en ufak bir benzerlik taþýmamaktadýr. Tunus ve Mýsýr'da yaþanan, sömürü ve baskýya karþý kendiliðinden geliþen halk isyanlarý ayaklanmalarýydý. Emperyalist güçler, bu isyanlarý kontrol altýna almak, yönlendirmek için çok uðraþtýlar.. Þimdilik baþarýlý olduklarýný söyleyebiliriz, ancak süreç tamamen bitmiþ de deðildir. Baþta ABD emperyalizmi olmak üzere, emperyalist güçler, buradan çýkardýklarý deneyimlerle Libya, ardýndan Suriye'de müdahaleye giriþtiler. Libya'da Kaddafi'nin öldürülmesi ile sonuçlanan emperyalist müdahalenin bir benzeri, þimdi Suriye'de denenmektedir. Suriye de Beþar Esad, bir süredir, müdahaleyi önlemek için, emperyalistlerin istediði ekonomik politikalarý hayata geçirmeye baþlamýþtý. Ancak, ABD için bu yeterli deðildir ve Ýran'a saldýrmak için Suriye'deki rejimin deðiþmesini istemektedir. Bu politikalarý da ýlýmlý Ýslam üzerinden harekete geçirmeyi düþünüyorlar. Bunlarýn yanýnda, Suriye'de iþbirlikçi muhaliflerin dýþýnda, hem emperyalist müdaheleye karþý çýkan hem de Esad rejiminin ekonomik ve siyasal baskýlarýna karþý mücadele eden sosyalist, ilerici bir muhalefette var. Ancak sesleri yeterince güçlü bir þekilde bize ulaþmýyor. Ýslam, bölgede yeniden yorumlanýyor ve kapitalizmle uyumlu hale getiriliyor. Türkiye nin bölgedeki rolü de oldukça açýk, emperyalistlere taþeronluk ve tetikçilik yapmak. Bizim ülkemizde de neoliberal politikalarýn hayata geçmekte olduðunu görüyoruz. ABD Kasým 2011'de deniz aþýrý ülkelere kara birlikleri göndermeme kararý aldý. Yani kara birlikleri Türkiye Cumhuriyeti, Suudi Arabistan, Katar, Mýsýr ordularýdýr. S.Arabistan ýn 60 milyarlýk silah anlaþmasýný bunun üzerinden deðerlendirmek gerekir. Bölgede yeni savaþlar kundaklanmaktadýr. Suriye ve Ýran a dönük emperyalist müdahale, bölgede tüm güçlerin dahil olacaðý bir savaþa dönüþme potansiyeli taþýmaktadýr. Bir taraftan da, bölge halklarý artýk eskisi gibi yaþamak istemediðini ortaya koymaktadýr. Bölgemizdeki tüm savaþa, emperyalist müdahalelere karþý anti-emperyalist bir mücadele yakýcý bir ihtiyaçtýr." Ýlk turda son sözü Teori ve Politika adýna Metin Kayaoðlu aldý: "Öncelikle Arap Baharý denmesi konusunda KöZ e bir eleþtirim olacak. Bahar sözünün kullanýlmasý pek doðru deðil. Bölgelerde hareketler olduðu açýk, bir kargaþa var. Biz Kürdistan dýþýndaki topraklarda gerçek bir kargaþa yaþanmadýðýný düþünüyoruz. Bu devlet istikrarlý, güçlü ve bu istikrarý bozacak bir devrimci mücadeleye ihtiyaç var. Kendimize yönelik eleþtirel bir tutum takýnmamýz lazým. Arap coðrafyasýnda geliþen olaylara iliþkin 2 temel yaklaþým var: simyacýlýk ve kimyacýlýk. Bir takým devrim simyacýlarý var, 'Bir devrim dalgasý baþladý. Burada da ha oldu ha olacak' havasýndalar. Devrimler oldu ve kapýmýza dayandýysa, bu memlekette neden insanlar hala duruyor? Neden silahlarýný hükümetlere yöneltmiyorlar? Bir de kimyacýlar var. Bunlar karþý devrim kimyacýlarý. Bütün olanlarýn emperyalistler tarafýndan gerçekleþtirildiðini düþünüyorlar. Buradaki temel politik duruþ statükonun muhafazasýna yönelik oluyor. Bize göre bir kriz var, bu hareketler kendiliðinden patladý. Örgütlü özneler, bu hareketleri güdüler Bütün bu Ortadoðu ülkelerinde emekçi kitlelerinin ayaklanmasý durumu söz konusu. Ama unutmayalým ki, Sovyetlerin yýkýlmasý sürecinde de kitle ayaklanmalarý yaþanýyordu. Fakat Türkiye de böyle bir hareket yok, devlet güçlü. Türkiye de devletin hareketini bozacak sadece Kürt hareketi var. Zayýf da diyemeyiz, böyle bir güç yok. Biz varýz fakat biz bir varlýk gösteremiyoruz. KöZ gazetesinde Chavez ve Kaddafi yi kýyaslayan müthiþ bir yazý yayýnlandý, fakat ikisini de olumsuzlayan bir yazýydý. Biz bu yazýyý okuduk ve Kaddafi'nin de Chavez kadar anlamlý bir iþ yaptýðýný düþündük. Biz kitlelerle somut iliþkiler kurmalýyýz, fakat mücadelenin ve baþarýnýn Leninist bir örgütlenme kurarak yakalanacaðýný unutmamak gerekir." Sorular ve Görüþler Daha sonra dinleyicilere soru ve görüþlerini ifade etmeleri için süre verildi. Farklý siyasetler ve dinleyicilerin söz aldýðý bu bölümde þu sorular soruldu: - "Hakan Dilmeç Chavez e selam gönderdi. Chavez i hangi niteliklerinden dolayý destekliyorlar? Bu topraklarda Chavez gibi biri iktidara gelirse destekler mi?" - "Metin Kayaoðlu na: Suriye de dýþ güce karþý taktik tutum alacak güçler var mý? Oradaki direniþçiler tekrardan neyi inþa edecekler? Bu kuyrukçu tutum olmaz mý?" - "Türkiye'ye Arap Baharý sýçrasa böyle bir ayaklanmaya önderlik edecek parti var mý? Yoksa bunu yaratmak için ne yapmalýyýz?" - "Çetin Eren konuþmasýnda 'Arap Baharý ný Türkiye ye getirecek güç Newroz alanýndaki emekçilerdir' dedi. Tüm konuþmacýlar bu konuda ne düþünüyor?"newroz daki kitleyi 1 Mayýs a taþýmanýn olanaklarý mevcut mu, mevcut deðilse bu olanaðý yaratmak mümkün müdür? - "ABD Afganistan a yaptýðý gibi Suriye ye neden müdahale etmiyor?" - "Luxembourglarýn katlediliþinde sosyal demokratlarýn rolü yok mudur?" - "Metin Kayaoðlu na sorum, Kemalistlerle devrimciler arasýndaki çatýþma ile Arap ülkelerindeki çatýþma arasýndaki paralelliði nasýl görüyor?" - "SSCB nin daðýlmasýyla emperyalist saldýrganlýk arasýndaki iliþki nedir?" - "Metin Kayaoðlu, 'kargaþalar vardýr, her þeye devrimci durum diyemeyiz' dedi. Devrimci durum nedir, kargaþa nedir? Ayný zamanda 'ülkemizde iktidara karþý sadece Kürt hareketi var' dedi, seçim sürecindeki Blok'u nasýl deðerlendiriyor?" Ýkinci Tur Konuþmalar Dinleyicilerin soru ve görüþlerinden sonra ikinci tur konuþmalarý için söz sýrasý tekrar konuþmacýlara verildi. Ýkinci konuþmasýnda Teori ve Politika adýna Metin Kayaoðlu þunlarý söyledi: "Türkiye'de kendiliðinden güçlü bir hareket yok. Son 30 yýlda da kendiliðindenlik üzerine dayanmayan devrimci öncülük oldu. Fakat bu baþarýsýzlýkla sonuçlandý. 'Nasýl var etmeli'ye hiçbir cevabým olamaz, bütün bu faaliyetler bunun için var. Sihirli, iddialý cevaplarým yok. Arap Baharý'nýn Newroz lar vasýtasýyla taþýnmasý ve Newroz daki kitlenin 1 Mayýs a taþýnmasý soruldu, biz buna katýlmýyoruz. Kazlýçeþme deki kitle, Kürdistan daki mücadeleye göbeðini baðlamýþ harekettir.. Biz bunu politik bir husus olarak tanýmlýyoruz. Bu kitle Kürt hareketinin dinamiðidir. Bu kitle 1 Mayýslara ayný nicelikle de gelmemektedir, gelmeyecektir de. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloðu ise varlýðýný esas olarak Kürt hareketiyle bulmuþtur. Suriye ye neden hala müdahale yok? Buna çok bir þey diyemeyiz. Emperyalist yorgunluklar olmuþtur, müdahale edebilirler de. Devrimci durum nedir? Arap coðrafyasýnda bir hareketlenme, kargaþa ve bir krizle sonuçlanan bir þey oldu. Ama bu hemen kontrol altýna alýndý. Devrimci durum iktidara yürümeyi gerekli kýlar. Devrimci durum yoktur bu anlamda. Jeopolitik boyutu ihmal edemeyiz. Devrimci özne bu topraklarda yok hala. Sovyetler jeopolitik konumu dikkate almýþlardýr. Kaddafi Esad tan da farklýdýr, devrimci güçleri desteklemiþtir. Chavez in Güney Amerika daki dinamiði çok devrimci iþlevler görmüþtür. Baas rejiminin týrnak içinde kötü özellikleri Kaddafi ninkinden farklýdýr. Kaddafi yi bütün kusurlarýna raðmen savunuyor, savunmaya devam ederiz." Son konuþmasýnda Kaldýraç adýna Hakan Dilmeç þunlarý belirtti: "Chavez i destekliyoruz. Venezüella Komunist Partisi de dahil, ülkedeki devrimci, sosyalist güçler eleþtirileri ile birlikte süreci destekliyorlar. Biz 2009'un Aralýk ayýnda Kýtasal Bolivarcý Harket'in kongresini izlemek üzere Venezüella'ya gitmiþtik. Orada gördüklerimiz üzerinden de bilgi verelim. Chavez yoksul halkýn desteðini alarak devlet baþkaný olduktan sonra, halkýn sorunlarýný çözmekte yeterince hýzlý davranmadýðý, temkinli hareket ettiði için ona sunulan destek azalmaya baþlamýþtý. Tam bu dönemde darbe ile iktidardan uzaklaþtýrýlmaya çalýþýldý. Halkýn sokaða çýkmasýyla ve ordu içindeki güçlerle tekrar iktidara geldi. Latin Amerikalý devrimcilerin 'saldýrýya saldýrýyla karþýlýk vermek' gibi bir düsturlarý var. Chavez tekrar baþa geldiðinde ülkenin en büyük gelir kaynaðý olan petrol ve rafinerileri kamulaþtýrma yönünde hýzlý adýmlar atmaya baþladý. halkýn sorunlarýný çözme noktasýnda ayný þekilde hýzlý adýmlar atmaya baþladý. Venezüella halký içindeki desteðini arttýrdý.

13 Nisan 2012 KOMÜNÝST KöZ Sayfa 13 Hasan yoldaþ kavgamýzda yaþýyor Hasan yoldaþý mezarý baþýnda andýk Hasan Coþkun un kýsa yaþam öyküsü 15 Mart Perþembe günü ölüm yýldönümünde, Hasan Coþkun u mezarýnýn baþýnda andýk. Saat de Aydýnlý Mezarlýðý önünde buluþtuk. Anmaya 35 kiþi katýldýk. Anmaya KöZ dýþýnda Ataþehir BDP de katýldý. Anmada Hasan Coþkun Kavgamýzda Yaþýyor ve Yaþasýn Komünistlerin Birliði pankartýný açtýk. Hasan Coþkun Kavgamýzda Yaþýyor dövizlerini taþýdýk. Anmada, Devrimciler Ölür Devrimler Sürer, Hasan Yoldaþ Kavgamýzda Yaþýyor, Devrim Ýçin Düþenler Kavgamýzda Yaþýyor, Yaþasýn Komünistlerin Birliði, Bolþevizm Kazanacak, Komünist Bir Dünya Kuracaðýz, Devrim Ýçin Parti, Parti Ýçin Komünistlerin Birliði sloganlarýný attýk. M e z a r l ý ð a geldiðimizde ilk olarak devrim için düþenler adýna saygý duruþuna durduk ve Enternasyonal marþýný söyledik. Ardýndan Hasan Coþkun un yoldaþlarýndan biri onun hayatýný anlatan bir konuþma yaptý: Merhaba Hasan Coþkun un yoldaþlarý, dostlarý. Hasan Coþkun, 12 Eylül darbe sürecinde yaprak kýmýldamayan bir dönemden alnýnýn akýyla çýktý. Bulunduðu örgütün tasfiye sürecine doðru sürüklendiðini ýsrarla savundu ve tasfiyeciler arasýna karýþmayýp, onlarýn suçuna ortak olmadý. Tasfiyecilere karþý mücadeleyi önüne koydu. Bunu da ancak örgütlü olarak, örgütle olacaðýnýn köþe taþlarýný belirlediði için tasfiyecilerle dalaþarak deðil, Komünistlerin Birliði kavgasýný vererek mücadelesini sürdürdü. Hasan Yoldaþ son direniþini kanser illetini alt etmek için deðil, kansere raðmen bilincini açýk tutmaya çalýþtý. Kanseri alt edemedi ama bilincini hep açýk tuttu. Hasan Yoldaþ ýn her zaman bu ülkede her þey var, eksik olan sadece komünist bir parti derdi. Evet, yoldaþlar öyle bir parti kuracaðýz ki bu, dünya partisinin Türkiye seksiyonu olacak. Dostlar bugün buraya alýþtýðýmýz bir mezar anmasý için gelmedik. Hasan Yoldaþ bizlere Denizlerin mezarýnýn yerini bilmezdik, bizler mücadelemizde yükselterek Denizleri anardýk derdi. Bugün burada komünist bir dünya yaratmak için kavgaya tutuþan yoldaþlarý olarak komünist parti yaratma mücadelemizi bir adým daha ileri taþýdýðýmýzý anlatmaya geldik. Yoldaþ, üstlendiðimiz görevin bilinciyle Türk solunun çalýþma tarzýndan ayrý durarak günlük mücadeleden kopmadan Komünistlerin Birliði mücadelesini birinci görev olarak görüyoruz. Bugün Türkiye solunun durumuna baktýkça, tarifini yaptýðýmýz komünist parti ihtiyacýný daha da anlamlý. Týpký eðri cetvelde doðru çizgi çizilemeyeceði gibi bunun açýk örnekleri ortada. Kuzey Afrika daki ve Arap Baharý diye adlandýrýlan ayaklanmalar karþýsýnda devrimcilerin düþtüðü durum var. Kimileri bu bir demokrasi savaþýdýr diyor, kimileri ise emperyalizmin oyunudur diyor ama asýl sorunun tespitinden uzak yorumlar yapýlýyor. Asýl sorun, ülkedeki ayaklanmalara önderlik edecek bir partinin olmayýþýdýr ve kimse parti sorununu görememektedir. Yaþadýðýmýz coðrafyada ve bütün dünyada her þey yapýlýyor ama iþ komünist partiyi yaratmaya gelince bin dereden su getiriliyor. Biz biliyoruz ki komünist parti olmadan proleter devrimi gerçekleþtirmek mümkün deðil. Sana söz veriyoruz Hasan Yoldaþ o büyük dünya partisini kuracaðýz." Konuþmadan sonra, Arap Baharý'nýn Birinci Yýlýnda Türkiye ve Ortadoðu'da Siyasal Durum" panelinin duyurusunu yaptýk. Anmayý marþlarla sonlandýrdýk. Devrimciler Ölür Devrimler Sürer Ýstanbul'dan Komünistler ( Arap Baharý nýn Birinci Yýlýnda Ortadoðu ve Türkiye de Siyasal Durum panelinin giriþ konuþmasýndan) Hasan Coþkun 1954 te Niðde de emekçi bir köylü ailesinin yedinci çocuðu olarak dünyaya geldi. 71 devrimci kopuþunun etkisiyle devrimci mücadelenin içine ilk çekilenlerdendi. Daha on altýsýnda buzu ilk kýran THKO lular ile tanýþtý. Onlardan edindiði devrimci kopuþ ruhuyla o günden beri nice kavgaya fütursuzca atýlýp, türlü güçlüklere göðüs gerdi ve eziyetlere direndi. Onu son anýna kadar ayakta tutan da genç yaþta aldýðý bu aþýydý. 12 Mart öncesi reformizminden kopan THKO ile devrimci mücadelesini baþlatan Hasan yoldaþ, bu kopuþla yetinmeyip SSCB revizyonizmine karþý açýktan mücadele yürütme gereðini ilk kavrayanlarýn arasýndaydý. Kemalistlerden koptuklarý gibi Kemalizm den de kopmak gerektiðinde ýsrar edenler arasýndaydý. Halkýn Kurtuluþu saflarýnda Niðde, Konya, Ereðli, Malatya, Maraþ, Ýstanbul, Adana ve Kýrþehir de mücadelesini kesintisiz bir biçimde sürdürdü. Komünistlerin birliði yolunda bir kalkýþ noktasý olma iddiasýyla tüm komünistlerin birliði saðlanmadan kurulan ve ilk aþamada darbeye raðmen atýlýmýný sürdüren partisi 12 Eylül de en aðýr darbeyi alanlardandý. Yoldaþlarýnýn hatta onun devrimciliðe gözünü açmasýna ve sýnýf mücadelesinde önünün aydýnlanmasýna yardýmcý olan yoldaþlarýnýn çoðu bu sýnavdan geçemedi. Ama Hasan Coþkun direniþini sürdürdü. Sorguda ve zindanda örnek bir tutum aldý. Malatya Ýkinci Ordu Sýkýyönetim Mahkemesinde siyasi savunma yapan tek TDKP tutsaðý oydu. 7 yýlýný zindanda ve aylar boyu açlýk grevlerinde geçirdi. Metris te, Kayseri Zincidere de, Malatya Yeþilyurt ta ve Elazýð cezaevlerinde bulundu. Hasan Yoldaþýn uzun devrimci hayatýnýn en durgun evresi 1989 da Darphane iþçilerinin örgütlenmesi, okuma gruplarýnýn oluþturulmasý gibi faaliyetlerde bulunmasýna karþýn legalist tasfiyecilik karþýsýndaki ilk kavgasýný kaybetti. Bu dönem onun açýsýndan daha derin bir hesaplaþma ve kopuþun hazýrlýk evresiydi. Gerek TDKP deki tasfiye sürecine karþý çýkan eski yoldaþlarýnýn bir kýsmýyla gerekse de KöZ ün arkasýnda duran komünistlerle buluþmasý da bu döneme rastlar. 70 li yýllarda ayrý kulvarlarda mücadele etmiþ ve var olan akýmlarda kendilerine yer bulamayan devrimcilerin bir araya gelmeleri için bir zemin yaratma gayretlerine katýldý ve 78 liler Ada-Der in kurulmasýna öncülük edenler arasýnda yer aldý. Varoþlarda iþçilerin ve ezilenlerin kendi sorunlarý etrafýnda örgütlenmesi için mücadele verdi. Saðlýðý boyunca Mayýsta Yaþam ýn tek bir yürütme toplantýsýný bile kaçýrmadý. Anadoluda Yaþam Tüketim Kooperatifi nin Ümraniye 1 Mayýs Mahallesi'ndeki þube açma çalýþmalarýnda aktif olarak yer aldý. Kitle örgütlerinin birbiriyle koordine olmasý için var gücüyle çalýþtý. Köz ün arkasýnda duran komünistlerle Hasan Coþkun un eski ve yeni yoldaþlarýnýn yollarýnýn kesiþmesi de bu arayýþlar sayesinde oldu. Hasan yoldaþý onun Denizleri andýðý gibi anacaðýz. Hasan yoldaþ, 'Her gün 6 Mayýs', 'Denizler her yerde' þiarlarýyla Denizlerin mezarýnýn aðlama duvarýna çevrilmesiyle birlikte adým adým küllendirildiðini söylüyordu. 'Denizlerin mirasýna onlarý mezarý baþýnda ananlar deðil, onlarýn mücadelesini ve kopuþlarýný sýnýf mücadelesi içinde yaþatanlar sahip çýkabilir' diyordu. Biz de Hasan yoldaþý bu þekilde anacaðýz. Onun komünistlerin parti birliði yolundaki ilkeli, esnek ve ölümüne azimli tutumu parti mücadelemizde yaþayacak. Hasan yoldaþ komünistti, Marksist Leninist ti. Ýradenin belirleyici önemine vurgu yaptýðý zamanlar dahi metafizik düþünceden daima uzaktý. Son mücadelesi kanser illetini altetmekten çok, kansere raðmen bilincini açýk tutmaktý. Hasta evi olan son mekaný adeta komünistlerin birliði mücadelesinin bir mevzisine dönüþmüþtü. Son nefesine kadar çevresinde bir siyasi sohbet ve tartýþma ortamý yaratmayý sürdürdü. Birlik in KöZ e katýldýðýný ilan ettiði sayýsýnýn hazýrlanmasý da bu ortamda gerçekleþti. Aramýzdan ayrýlmasýna birkaç saat kala bile propaganda yapýyor ve 'öyle bir parti kuracaðýz ki ' diyordu. Hasan Coþkun komünist parti için mücadele eden güçlerdendi. 'Bu ülkede burjuvazi var, iþçi sýnýfý var, devrimci dinamikler var, burjuvazinin krizi var, ama bir tek devrimci parti yok' diyenlerdendi. Kanserle son kavgasýný Bolþevizm in mirasýna sahip çýkan komünistlerin birliðine son bir katký sunmak için verdi. Bu son direniþiyle son yýllarda yürüttüðü mücadelenin önemli bir kerteyi aþmasýna son bir katký sunup bu kertenin aþýldýðýný görmeyi baþardý. Onu kazandýðý bu son kavgasýyla anacaðýz. Þart olsun onun uðruna mücadele ettiði davayý sürdüreceðiz. Hasan Coþkun u komünistlerin parti birliði mücadelesinde yaþatacaðýz, þart olsun. (yan sayfadan devam) Burjuva devlet mekanizmasýný dönüþtürmekte zorlandýklarýný da ifade ediyorlar. Buna çare olarak, halkýn örgütlülüðünü geliþtirmeye çalýþtýklarýný ve devlete paralel örgütlenme oluþturmaya baþladýklarýný söylüyorlar.. Popülist midir, popülist olsun. Burada, bizim yaþadýðýmýz ülkede popülist bir þey olmaz. Kaddafi meselesinde, bu rejimler sosyalist deðil evet. Kaddafi deðil bizim esas sorunumuz. ABD emperyalizmiyle mi uðraþacaðýz Kaddafi'yle mi? Kaddafi gitti daha iyi mi oldu þimdi? Kaddafi Saddam dan da mý kötü bir adamdý? Esad rejimini kimse savunmuyor ki. Suriye, Rusya nýn etkin olduðu bir ülkedir. Müdahale ettirmiyor. Ýran la Suriye arasýnda anlaþma var, birine saldýrýnca diðerine de saldýrmýþ oluyorsun. Suriye ye saldýrýnca bu bölge karýþacak demektir. Ýnsani yardým için tampon bölge oluþturacaklarýný söylüyorlar. Suriye'ye müdahaleyi böyle meþrulaþtýrmaya çalýþýyorlar. Böyle bir tampon bölge giriþimi Suriye'ye savaþ açmak demektir. Kürt dinamiði Kürdistan ýn dinamiðidir, onun üzerinden þekillenir. Kürt devrimi bu topraklardaki halklar gerçeðini ortaya çýkardý. Bu ülkede halklar gerçeðini gösterdi Kürt devrimi. Bu da sýnýf mücadelesinin içindedir. Bunun önünü açmaktadýr. Nepal, Hindistan'daki mücadelelere iliþkin gelen eleþtiriye dair: dergimizde haber ve makaleler çýktý. Yeterli olmayabilir, bizim eksiðimizdir. Yeterince gözlemleyemedik, dünyanýn neresinde olursa olsun, farklý çizgiler de olsa, eleþtirdiðimiz noktalar da olsa bizim mücadelemizdir. Bundan sonra daha dikkat edeceðiz. Türkiye de böyle bir önderlik var mý? Metin e göre yok, bize göre de var. Anadolu daki devrimci hareketi yok saymak doðru deðil. Evet parçalý, zayýf ama, bu ülkenin devrimcileri sayesinde Taksim 1 Mayýs alanýna açýldý. KöZ den arkadaþlar için önemli deðildi bu, ama 500 bin kiþinin katýlýmýný saðladý Taksim in açýlmasý. Bu da bu devrimciler sayesinde oldu. Hrant Dink'in cenaze törenine katýlan iki yüz bin kiþi, bu ülkede Ermenilere karþý yaratýlan yargýyý kýrdý. Deðiþik alanlarda, saðlýktan doðaya, iþçilerin lokal de olsa eylem ve direniþlerinden, Alevilere, öðrencilere kadar bir mücadele yürüyor ve saldýrýlara karþý parçalý da olsa bir direniþ var. Bunlarýn birleþtirilmesini tartýþmak daha mantýklý görünüyor." Kaldýraç'tan sonra DHF adýna Kenan Ulaþ þunlarý söyledi: "Newroz daki kitleyi 1 Mayýs a taþýmak gibi bir þey söz konusu deðil. Ama buralarda o kitle örgütlenirse deðiþip dönüþeceði görülebilir. Sýnýf mücadelesinde böylece yer alabilirler. Türkiye devrimci hareketi baþarýsýz oldu tespitine ise katýlmýyoruz. Devrimci hareket, ezilme ve yok etme hamlelerine karþý direnmiþtir." DHF'den sonra Birgün Gazetesi Dýþ Politika Editörü Ýbrahim Varlý þunlarý ifade etti: "ABD neden Suriye ye müdahale edemiyor, etmesini gerektirecek bir tehditle karþý karþýya deðil çünkü. Kolektif emperyalist bir durum söz konusu Suriye de. Suriye, çok fazla kozmopolit bir ülke. Çok rahat bir dýþ politikayý saðlayamýyor emperyalist güçler. Suriye nin çözülmesi için Kürtlerin desteði þart. Kaddafi nin de Esad ýn da savunulacak hiçbir yaný yok aslýnda. Bir ülkeyi kaosa sürükleyecek politikalar ortaya koyabilecek, emperyalist müdahaleye hayýr denilmelidir. ABD nin Küba ya müdahalesine hayýr diyoruz. Onlarýn sosyalist anlayýþý bizimkiyle uyuþmuyor demenin anlamý yok. 2 Nisan da Suriye nin Dostlarý toplantýsý yapýlacak. NATO liderleri, emperyalist yetkililer gelecek. Buna karþý nasýl bir karþý duruþ gerçekleþtirilmeli. Bütün sol güçler NATO için yaptýðý gibi sokaða çýkýp eylem yapmalýdýr." Son olarak KöZ adýna Çetin Eren þunlarý belirtti: "Polemiðin kötü bir þey olduðunu düþünmüyoruz, eylem birliðinin önüne geçtiðini de düþünmüyoruz. Hasan yoldaþ çok iyi bir polemikçi yoldaþýmýzdý. Bu tür paneller yaptýðýmýz eylem birliklerini zedelemeden aramýzdaki farklýlýklarý daha net görmemizi saðlayacaktýr. Arap Baharý nýn týrnak içinde olup olmamasý meselesinde bir eleþtiri oldu. Ayný özeni Marksizmin bazý temel kavramlarý üzerinde de göstermek gerekli. Týrnak içine alma meselesini anlýyoruz, ama Bundculuk ve devrim meselesinde de ayný özeni göstermek gerekli. Komünistler devrimci hareketleri desteklerler. Ýlk dört kongrede de böyle yazar. Chavez i destekleyecekseniz, bunlar devrimcidirler ya da bu olumlu harekettir demeniz lazým. 'Venezuella çözülüyor, milisler oluþuyor, Bolivar çevreleri Sovyetler oluþturuyor' demeniz lazým desteklemek için. 'Bir hareket kendi içinde devlet aygýtýný parçalayabilir, dönüþtürebilir' diyebilirsiniz, ama asýl olarak devlet aygýtý yýkýlmalýdýr Lenin e göre. Asýl önemli olan bizim devrime ne öðreteceðimizdir, diyor Lenin Ýki Taktik te. Arap Baharý ný týrnak içine almaktan ziyade, bu olgunun kendisi bizim bir þeyler öðretmemiz gereken bir dinamik midir? Asýl soru budur. Bu soruyu sormadan biz Arap Baharý na ne öðreteceðiz demeden tutum almak Bolþeviklerin karþýsýndaki akýmlarýn yanýnda yer almaktýr. Bize göre Kurtuluþ Savaþý karþý-devrimci bir savaþtýr - Kaypakkaya ya katýlmýyoruz bu konuda. Mustafa Kemal de bu karþý devrimci savaþý güçlendirmek için Anadolu ya gidiyor. Afgan emiri meselesini ise konjonktürel olarak deðerlendirmemek gerekir. Sovyetler Afgan emirine destek vermiþtir çünkü hem fiili bir Ýngiliz iþgaline karþý savaþmaktaydý hem de Sovyetlerin yanýndaydý. Bir harekete destek verip vermemenin gerekçesi emperyalistlerin oraya müdahale edip etmemesiyle belirlenemez. Emperyalistler her þeye müdahale edebilirler. Kürt hareketi diye bir kavramý KöZ dýþýndaki akýmlar kullanýyor. Kürt hareketi diye bir þey olmaz, Kürdistan ýn baðýmsýzlýk hareketi olabilir. Marksistler bulunduklarý coðrafyaya göre tanýmlarlar ulusal mücadeleleri. Yoksa bu iþçi hareketinin altýný oyan bir þey olur. 'Newroz da iþçi hareketi var' derken de bunu kastediyoruz. BDP tüm Türkiye yi kucaklayan hareket olduðu sürece bu gerçekleþecektir. Newroz 1 Mayýs'a taþýnýr mý? Taþýnmalý diyoruz. Newroz u sadece Kürtler örgütlesin sonucuna varmamamýz gerek. Bizce Newroz'u TKP de, ÖDP de KöZ de örgütlemelidir. Öbür türlüsü 8 Mart ý kadýnlar, 1 Mayýs ý sendikacýlar, Newroz u da Kürtler örgütlesin demek olur. Taksim'in açýlmasý ise elbette kötü deðildir. BDP duruma müdahale ettiði için, '1 Mayýs ý örgütleyeceðiz' dediði için devlet Taksim in anahtarýný Süleyman Çelebi'ye teslim etmiþtir. Fakat geçen 1 Mayýs'ta 78 in rövanþý alýnmýþtýr. Newroz un 1 Mayýs a taþýnmasý gerekir diyoruz. Mart'tan Mayýs a kadarki süreçte bizim çaðrýmýz bu yönde olacak." Ýstanbul dan Komünistler

14 Sayfa 14 KOMÜNÝST KöZ Nisan 2012 Ýþçi sýnýfý kendi tarihine sahip çýkýyor Tariþ Direniþi nin 32. yýldönümünde Ýzmir Deri Tekstil ve Kundura Ýþçileri Derneði nde bir söyleþi düzenledik. Söyleþiye Tariþ Direniþi ni yaþamýþ Hacay Yýlmaz katýldý. Tariþ Direniþi nin 32. yýldönümü vesilesiyle Ýzmir de, Deri Tekstil ve Kundura Ýþçileri Derneði 21 Ocak günü bir anma ve söyleþi düzenledi. Tariþ Direniþi nin hem 12 Eylül darbesinin arifesinde olmasý açýsýndan hem de o günlerde deri sektöründe mücadele içerisinde olup bugün derneðimizde mücadele veren birçok arkadaþýmýz olmasý açýsýndan da özel bir önemi vardý. Anma ve söyleþiye Tariþ Direniþi nde aktif olarak yer almýþ, bu nedenle de yargýlanan ve bu direniþi kitaplaþtýrmýþ olan eski Tariþ iþçisi Hacay Yýlmaz katýldý. Katýlým beklediðimiz gibi olmasa da, o dönemi bizzat yaþamýþ canlý tanýklarýn olmasý o dönemi yaþamamýþ yeni kuþaklar açýsýndan oldukça anlamlý oldu. Hacay Yýlmaz ýn Aðzýndan Tariþ Direniþi Ýzmir karla karýþýk yaðmurlu bir güne uyanmýþtý. Kýþtý; soðuktu. Takvim yapraklarý 22 Ocak 1980 i gösteriyordu. Günlerden bir gündü ama Ýzmir için günlerden bir gün olmayacaktý. Tariþ iþçileri için de olmayacaktý. Sabahýn erken saatlerinde, henüz yeni iþ baþý yapmýþlardý. Makinelerinin baþýndaydýlar. Ayný saatlerde, bir baþka yerlerde baþka hazýrlýklar yapýlmýþtý, belediye otobüsleriyle fabrikalara geliniyordu. Dönemin Ýçiþleri Bakanlýðý nýn gizli emri ve Ýzmir Valisi nin koordinatörlüðünde belediyeye ait otobüslerle fabrikalara gelen polis arama yapacaðýz bahanesiyle tüm fabrikalara operasyon yaptý. Polisin bu operasyonuna iþçilerin yanýtý ise DÝRENÝÞ oldu. Böylece takvim yapraklarý 22 Ocak 1980 i gösterirken, yankýlarý sýnýrlarý aþan, Türkiye iþçi sýnýfý tarihinin en büyük direniþinden biri yaþanacak, adý Tariþ Direniþi olarak tarihe kazýnacaktý. Tariþ Ege bölgesinde üzüm, incir, zeytinyaðý ve pamuk üreticilerinin oluþturduðu Tarým Satýþ Kooperatifleri Birliði nin kýsaltýlmýþ adýdýr. Bundan otuz yýl önce, yani o günlerde Tariþ in 80 bin üretici ortaðý vardý. Ancak bu kadar çok ortaðý olan bu kuruluþun gerçekte sahipleri ve yöneticileri Ege bölgesinde büyük topraklarý ve büyük hisseleri olanlardý. Bu sahiplerin sayýlarý da bir elin beþ parmaðýný geçmezdi. Bu kuruluþa baðlý fabrika ve iþletmelerin kazancý da, bir avuç insan ve dönemin siyasal iktidarý tarafýndan paylaþýlýrdý. Bu fabrikalar Ege bölgesinin deðiþik il ve ilçelerine daðýlmasýna karþýn fabrikalarýn ve iþletmelerin ezici çoðunluðu Ýzmir deydi. Buralarda on binin üzerinde iþçi çalýþýrdý. Dediðimiz gibi Tariþ bir kooperatifti, yönetim kurulu kooperatif üyeleri tarafýndan seçilirdi. Ancak, Tariþ Genel Müdürü, fabrikalarýn müdür ve yöneticileri dönemin hükümetleri tarafýndan atanýrdý. Tariþ, 80 bin üretici ortaðý ve 10 binin üzerinde çalýþaný ile Ege bölgesinin ve Türkiye nin en büyük kuruluþlarýndan biriydi. Ýþte böylesine büyük bir kuruluþun ekonomik gücü, oy potansiyeli ve siyasal etki alaný da önemliydi. Siyasal iktidarlar da Tariþ e politik olarak yaklaþýrlardý. Siyasal iktidarlar Tariþ e öncelikli olarak kendi politikalarý ve ideolojileri doðrultusunda müdahale ederlerdi. Bu müdahaleler, 1970 li yýllarda öncelikle çalýþanlar ve iþçiler üzerineydi. Ýlk müdahale 1975 ve 1977 yýllarý arasýnda Süleyman Demirel in baþbakanlýðýnda kurulan 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti tarafýndan yapýlmýþtýr. 1. MC hükümeti Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi nin oluþturduðu milliyetçi bir sað koalisyon hükümetiydi. Bu hükümet döneminde fabrikalardan yüzlerce iþçi çýkarýldý. Yerlerine ülkücü militanlar yerleþtirildi. Fabrikalar adeta faþist militanlarýn üsleri haline getirildi. O günlerde, Ýzmir in birçok yerindeki devrimcilere, demokratlara yönelik faþist saldýrýlar, Tariþ e baðlý fabrikalardan yönlendirildi. Bu faþist militanlar ayný zamanda, fabrikalarýn içinde de sorgu ve iþkence odalarý kurmuþlardý. Kendilerinden olmayan, kendilerine haraç vermeyen iþçileri sorguluyor, onlara iþkence yapýyorlardý yýllarý arasýnda, 1. ve 2. MC hükümetleri döneminde Tariþ e baðlý fabrikalarda yaþam böyle devam etti. Ülkücü, faþist militanlarýn iþgali altýnda fabrikalardaki üretim de en alt düzeydeydi yýlýnýn ilk günlerine gelindiðinde, 2. MC hükümetinin deðiþmesiyle, Tariþ teki Genel Müdür ve fabrika müdürleri de deðiþti. Bu deðiþimle beraber devrimci, sosyalist ve ilerici iþçilerde fabrikalarda iþ baþý yaptýlar. Devrimci ve ilerici iþçilerin fabrikalara girmesi, baský ve sorgulama altýnda olan sýradan iþçilere de moral oldu. Devrimci iþçilere destek verdiler ve kýsa sürede fabrikalar faþist iþgalden arýndýrýldý. Bu tarihten itibaren de tüm iþçiler DÝSK e baðlý sendikalarda örgütlendiler. Ýþçilerin sol içerisinde farklý gruplardan olmalarýna karþýn ortak tutum içinde olmalarý, DÝSK e üye olmalarý, iþyeri örgütlülüklerini kurarak üretimi rekor düzeye çýkardý. Bu iþçiler, anti-faþist mücadeleye ve ülke sorunlarýna karþý da son derece duyarlýydýlar. Deyim yerindeyse, fabrikalarda ciddi bir politik bilinç vardý. Örneðin, 1978 yýlý Aralýk ayýnda faþistlerin Maraþ ta yaptýðý katliamý protesto için DÝSK ülke çapýnda tüm fabrikalarda saygý duruþu için beþ dakikalýk iþ býrakma kararý almýþtý. Tariþ iþçileri 24 saat iþ býrakýp, yürüyüþ yaparak katliamý lanetlediler. Tariþ iþçileri, üretimi rekor düzeye çýkarýrken, emeklerinin karþýlýðýný da güçlü bir toplu iþ sözleþmesi yaparak alýyorlardý yýlýnda kurulan 3. MC hükümetinin icraatlarý arasýnda, daha önceki MC hükümetlerinde olduðu gibi, yeniden kamu kuruluþlarýnda ve Tariþ gibi yerlerde operasyonlar yapmak olacaktý. Operasyon yapýlacak yerler arasýnda, Tariþ baþta olmak üzere, Antbirlik, Çukobirlik ve Fiskobirlik ilk sýradaydý. Bugün nasýl ki, haklarý için direnen emekçiler, halka karþý karþýya getirilmek için propaganda yapýlýyor ise; nasýl ki, Baþbakan Ankara da direnen Tekel iþçilerini bunlar yan gelip yatýyorlardý diyerek karalamaya çalýþtýysa, o günde Tariþ iþçileri için benzer propagandalar yapýldý. Tek kanal olan televizyonda ve gazetelerde eþ zamanlý yayýnlar baþlatýldý. Ýzmir de yayýnlan Yeni Asýr gazetesi günlerce yalan manþetler attý. Tariþ te Üretim Yok, Fabrikalar Anarþistlerin ve Komünistlerin Üssü Olmuþtur manþetlerinin amacý kamuoyu yaratmaktý. Gazete bu yayýnlarýna günlerce devam ederek, hükümetin yapacaðý operasyon için kamuoyunu hazýrlýyordu. Yine o günlerde baþka bir hazýrlýk daha vardý. Anadolu nun deðiþik þehirlerinden insanlar getirilerek otellere yerleþtirildiler. Bu insanlar Tariþ ten atýlacak iþçilerin yerine alýnacaklardý. Hükümetin ve propagandalarýn tek amacý vardý: Tariþ te devrimci, ilerici iþçilerin ve DÝSK in varlýðýný fabrikalardan söküp atmak, fabrikalarý yeniden faþistlerin üssü haline getirmek. Saldýrýya karþý direniþ baþlýyor O günlerde, MC hükümetinin Tariþ e yönelik hazýrlýklarýnýn farkýnda olan iþçiler de, Ýzmir kamuoyuna bir bildiri yayýnladýlar. Devrimci Eylem Birliði Komitesi adýna yayýnlanan bildiri de, hükümetin hazýrlýklarý teþhir edilirken, kýsaca þöyle deniliyordu: MC Hükümeti nin fabrikalarýmýza yönelik saldýrýlarýna karþý güçlü bir direniþle yanýt vereceðimizi ve fabrikalarýmýzý savunacaðýmýzý tüm halkýmýza duyuruyor, halkýmýzý ve sýnýf kardeþlerimizi duyarlý olmaya çaðýrýyoruz. Böylece takvim yapraklarý 22 Ocak 1980 i gösterirken MC Hükümeti nin Ýçiþleri Bakanlýðý nýn gizli genelgesiyle ve Ýzmir valisinin emri doðrultusunda polis, jandarma desteðinde fabrikalara operasyon yapýldý. Sabahýn erken saatlerinde belediye otobüsleriyle fabrikalara gelen polis arama yapacaklarýný gerekçe gösterdi. Ne var ki bu arama, panzerlerin kapýlarý kýrdýðý, duvarlarý yýktýðý, ateþli silahlarýn kullanýldýðý bir aramaydý. Polisin bu operasyonuna, özellikle de Çiðli Ýplik Fabrikasý iþçileri, üzerinde çalýþtýklarý makinelerin iðleri, masuralarý ve kendi çýplak bedenleriyle karþý koydular, direndiler. Polisi fabrikalarýna sokmadýlar. Bu karþý koyuþta, kadýn iþçiler en öndeydi. Polis üzüm iþletmeleri ve yað kombinasý fabrikalarýnda onlarca iþçiyi ve iplik fabrikasýnda da dýþarýda geliþigüzel yakalayabildiði birkaç iþçiyi gözaltýna aldý. MC hükümeti aylarca yaptýðý hazýrlýðý bu þekilde sahnelerken, iþçiler de kýsa sürede kendi aralarýnda deðerlendirme yaptýlar, direniþ kararý alarak, þalterleri indirip fabrikalarýna kapandýlar. Ýþçiler taleplerini de açýkladýlar. Baþlýca üç talep vardý: 1) Arama bahanesi adý altýnda yapýlan operasyonlar durdurulsun, olaylardan polis sorumlu tutulsun. 2) Gözaltýna alýnan iþçi arkadaþlarýmýz derhal serbest býrakýlsýn. 3) Ýþ ve can güvenliðimiz saðlansýn. Hiçbir iþçi çýkarýlmayacaðýna dair güvence verilsin. Ýþte, tarihte yerini alan Tariþ Direniþi bu taleplerle baþlamýþtý. Direniþ kýsa sürede tüm Ýzmir de duyulurken, Ýzmir halký ve öðrenciler de vakit geçirmeden, direniþçi iþçilerin yanýnda yerlerini aldýlar. Fabrikalarýn bulunduðu mahalle de oturan kadýnlar evlerinde ekmek yaparak daha ilk gününden direniþçilere yetiþtirdiler. Belediye iþçileri öðle yemeklerini direniþçilerle paylaþtýlar. Ege Üniversitesi öðrencileri üniversitenin önünden geçen þehirlerarasý kara yolunu trafiðe kapatarak, Direniþinizi Direniþimizle Destekliyoruz pankartýyla yürüdüler. Polisin müdahalesi sonucu çatýþma yaþandý, çok sayýda öðrenci yaralandý ve gözaltýna alýndý. Fabrikalarda direniþ devam ederken 23 Ocak günü DÝSK e baðlý sendikalar Ýzmir de iki saatlik grev yaparak direniþi desteklediler. O günlerde Erzurum da kýþ tatbikatlarýna katýlan Genelkurmay Baþkaný ve daha sonra 12 Eylül faþist cuntasýnýn lideri Kenan Evren, Tariþ iþçilerini kastederek þöyle diyordu: Biz dýþ düþmanlarla deðil, iç düþmanlarla uðraþýyoruz. MC Hükümeti nin baþbakaný Süleyman Demirel de baðýrýyordu: Devlet güçlüdür. Tariþ e girecektir. Direniþçiler de haykýrýyorlardý: Fabrikalarýmýzý teslim etmeyeceðiz. Tariþ te faþistlere yer yok. Direniþe ara veriliyor Mücadele çetindi. Ýþçilerin karþýsýnda siyasal iktidar ve bir bütün olarak devlet vardý. 22 Ocak ta direniþe baþlayan Tariþ iþçilerinin taleplerinin kabul edilmesi ve direniþin baþarýsý biraz da öteki sýnýf kardeþlerinin, halkýn ve devrimci güçlerin desteðine ve mücadelesine baðlýydý. Bundandýr ki direniþçi iþçiler, kendi konfederasyonlarýndan, direniþlerini desteklemek için genel grev, genel direniþ yapmasýný istemiþlerdi. DÝSK 26 Ocak günü Ýzmir de görkemli bir miting yaptý. Bu miting için Ýzmir e gelen konfederasyon yöneticileri 25 Ocak gecesi Tariþ iþçilerinin baðlý olduðu sendika þube baþkanlarýnýn alýnmadýðý toplantýda, direniþi sonlandýrma kararý aldýlar. Ancak aldýklarý bu kararý fabrikalara gelerek direniþçilere açýklamalarý 30 Ocak gününü buldu. DÝSK Baþkan Vekili Rýza Güven, Tekstil-Sen Genel baþkaný Rýdvan Budak ve Gýda-Ýþ Genel Baþkaný Mehmet Mýhlacý dan oluþan heyet, kararý açýklamak için önce iplik fabrikasýna gelmiþlerdi. Heyet iþçiler tarafýndan Direniþi kýranýn, kafasýný kýrarýz, Genel grev, genel direniþ sloganlarýyla karþýlandý. Fabrikanýn toplantý salonunda sloganlar altýnda iþçilere konuþan heyet, genel greve gitmenin önkoþulu olarak direniþin bitirilmesi gerektiðini açýkladýlar. Konfederasyon heyetinin konfederasyonun görüþü olarak açýkladýklarý bu karar, iplik fabrikasýndaki direniþçi iþçiler arasýnda bölünme yarattý. Kendi aralarýnda süren uzun tartýþmanýn ardýndan da direniþe son vermek zorunda kaldýlar. Fabrikada üretim baþladý. Ýplik fabrikasýnýn arkasýndan, heyet diðer fabrikalara giderek direniþi sonlandýrdý. 30 Ocak günü direniþ sonlanýp fabrikalar üretime baþlarken, birkaç gün sonra, Tariþ iþçileri gazetelerde Tariþ Genel Müdürü nün açýklamasýný okudular. Açýklamada þunlar söyleniyordu: Hasar tespiti için fabrikalar bir hafta süre ile kapatýlacaktýr. Ýþ kanunun 17. ve 274 sayýlý yasanýn 29. maddesine göre iþçilerimizin tümünün iþ akitlerinin feshi zorunluluðu doðmuþtur. Bu defa hasar tespiti yapýlacak bahanesi altýnda fabrikalar kapatýlarak binlerce iþçi kapýnýn önüne konulacaktý. Ýþçilerin ve sendikanýn genel müdürlüðe yanýtý þu oldu: Fabrikalarda zarar ziyan tespiti yapýlmak isteniyorsa, fabrikalar çalýþýrken de yapýlabilir. Burada amaç baþkadýr. Fabrikalarýmýzýn kapatýlmasýna izin vermeyeceðiz Ýþçiler bu açýklamayý yaptýktan sonra da yirmi dört saat fabrikalarý boþaltmadan üretime devam ettiler. Genel Müdürlük, ertesi gün iþten çýkardýklarý iþçilerin adlarýný gazete ilanýyla açýkladý. Ýþçiler, üyesi olduklarý sendikalarýyla birlikte direniþ kararý aldýlar, þalterler indirildi. Fabrikalarýn kapýlarýnda barikatlar kuruldu. 7 Þubat günü polis önce Alsancak semtindeki bir numaralý üzüm iþletmesi fabrikasýna operasyon yaptý. Panzerler kapýlarý kýrdý, iþçilerin karþý koyuþu ile çatýþma baþladý. Molotoflarýn da kullandýðý, saatlerce süren çatýþmada, panzerler yakýlýrken elli üç direniþçi yaralandý. Yüzlerce direniþçi gözaltýna alýnýp, Alsancak Stadyumu na götürüldü. Polis üzüm iþletmesine operasyon yaparken, iþletmenin karþýsýndaki Sümerbank ta çalýþan yüzlerce iþçi iþ býrakarak sloganlarýyla direniþçilere destek oldular. Polis Sümerbank iþçilerini de ablukaya aldý. Direniþ fabrikalardan taþýp tüm kente yayýlýyor Bu operasyonun ardýndan iplik fabrikasýna operasyon için yola çýkan polis, karþýsýnda halkýn barikatýný buldu. Çiðli ve Çimentepe halký ve devrimciler, sosyalistler, yolda etten barikat kurarak polisi iplik fabrikasýna yanaþtýrmadýlar. Ayný saatlerde, Gültepe, Altýndað halký da sokaklardaydý. Ýzmir kentinin sokaklarý gecenin karanlýðýný barikatlarda yakýlan ateþlerle karþýlýyordu. Ýplik fabrikasýnda çalýþan iki bin iþçinin bin beþ yüzü de, fabrikanýn etrafýna kurduklarý barikatlarýn arkasýndaydýlar. Fabrikalarýnýn içindeydiler. Günlerce polis iplik fabrikasýna yaklaþamadý. Polis, 10 Þubat günü yeni bir operasyon daha denedi. Çiðli-Çimentepe halký ile iplik fabrikasýnýn etrafýndaki mahalle halký arasýnda þiddetli çatýþmalar baþladý. Direniþçi iþçilerin de halkla birlikte katýldýðý, silahlarýn kullanýldýðý çatýþma saatlerce sürdü ve bu çatýþmanýn sonunda Cemil Oral adlý devrimci öðrenci, polis panzerlerinden açýlan ateþ sonucu yaþamýný yitirdi. Onlarca insan da yaralandý. 500 civarýnda insan gözaltýna alýndý. Halkýn desteði kýrýlmýþtý. Artýk iplik fabrikasý iþçileri, kendi barikatlarýnýn arkasýnda yalnýzlardý. Halaylarla ve barikat ateþleriyle direniþlerine devam ettiler. Kýþtý, soðuktu. Kurþuni bir ayaz vardý kentin üzerinde. Gecenin en karanlýk anýydý. Saat sýfýr dörttü. En derin uykusundaydý þehir. Ýplik fabrikasý havadan ve karadan kuþatýldý. Tanklar ve panzerler eþliðinde 10 bin asker ve polis fabrikayý sardý, fabrikanýn çatýsýna helikopterlerden komandolar indirildi, direniþçiler kuþatýldý. Asker ve polis amirlerinin anonsu yankýlandý gecenin karanlýðýnda. Etrafýnýz sarýldý. Teslim olun. Ve direniþçilerin yanýtý yükseldi: Teslim olmayacaðýz. Bizleri rahat býrakýn. Faþizme Karþý Omuz Omuza. Günün ýþýklarýný karþýladý kurþun ve slogan sesleri. Asker tanklarý kapýlarý kýrdý, barikatlarý yýktý. Eþit koþullarda deðildi çatýþma. Operasyonu yönetenlerin tekrarladýklarý anonslar üzerine, çatýþmaya girmeyen direniþçilerden bir kýsmý fabrikayý boþaltmaya baþladýlar. Saatler içinde yenilginin kapýlarý aralandý. Direniþ düþtü. Yüzlerce direniþçi, silahlarýný üzerinde çalýþtýklarý makinelerin arasýna emanet ederek elleri baþlarýnýn üzerinde, dipçikler altýnda gözaltýna alýnarak stadyumlara götürüldü. Bundan sonra onlarý sýkýyönetim mahkemelerindeki yargýlamalar ve cezalar bekliyordu. Böylece 22 Ocak günü baþlayan ve 14 Þubat 1980 gününe kadar devam eden bir direniþin öyküsü yazýldý, iþçi sýnýfýnýn mücadele tarihinin sayfalarýna. Adý TARÝÞ DÝRENÝÞÝ ydi. Hep anýlacaktý. Direniþ bir tesadüf deðildi Direniþ, öncelikle anti-faþist bir direniþti. Ýþçilerin karþýsýnda doðrudan devlet vardý. Ýþçilerin talepleri, iþ ve can güvenliði olsa da, direniþ baþýndan itibaren siyasal olarak devam etti. Tariþ iþçilerinin arasýnda farklý görüþlerden ciddi bir politik ve anti-faþist birikim vardý. Fabrikalarýný faþist iþgalden kurtarmýþlardý, elbette de koruyacaklardý. Direniþ içerisinde o günün koþullarýnda sol ve devrimci gruplar arasýnda var olan görüþ ayrýlýklarý, barikatýn arkasýnda omuz omuza duruþa, devrimci dayanýþmaya, direniþ halaylarýnda kol kola olmaya engel olamadý. Direniþin her evresinde, var olan devrimci güçlerin ortak emeði sergilendi. Tariþ direniþinin ardýndan Ýzmir de sýkýyönetim ilan edildi. Birkaç ay sonra da 12 Eylül askeri faþist darbesi yaþandý. Dolayýsýyla direniþ yeterince tartýþýlamadý. Yenilginin nedeni, günün koþullarýnda yeterince irdelenemedi. Örneðin, Tariþ iþçileri direniþin baþarýsý için bir genel grev ve genel direniþle kendilerinin desteklenmesini istiyorlardý. Haklýydýlar. Bu direniþi de sendikalarýndan, bir iþçi konfederasyonundan bekliyorlardý. O günün koþullarýnda, bir genel grev ve genel direniþin siyasal olmasý ve barikat çatýþmalarýna da dönüþmesi uzak ihtimal olamazdý. Böylesi siyasal bir genel direniþi de, ne kadar sýnýf sendikasý olsa da, bir sendikal konfederasyon göðüsleyebilir miydi? Bu sýnýfýn politik örgütünün iþi deðil miydi? O gün, bu görevler neden karþýlanamadý? Bu tarihi direniþin, devletle karþýya olan ve barikat çatýþmalarýna dönüþen bir siyasal direniþin yenilgisinin nedeni, biraz da bu siyasal öncüler de deðil miydi? Bunlar, yeterince tartýþýlamadý. Selam olsun tarihe not düþenlere! Selam olsun Tariþ direniþçilerine! Ýzmir den Komünistler

15 Nisan 2012 Sayfa 15 TKP nin akýbeti, Komünist Enternasyonal in tasfiyesinden baðýmsýz anlaþýlamaz KöZ ün arkasýnda duran komünistler, 28 Kanuni-sani yi unutmamak ve anýmsatmak üzere, 4 Þubat Cumartesi günü Ýzmir Mezopotamya Kültür Merkezi nde Mustafa Suphi ve onbeþlerin katlediliþinin 91. yýldönümü dolayýsýyla TKP nin mirasýna nasýl sahip çýkýlýr? baþlýklý bir panel gerçekleþtirdi. Panel Mustafa Suphi ve onbeþler, Karl Liebknecht, Rosa Luxemburg ve Lenin þahsýnda ocak ayýnda yitirilen devrimciler için saygý duruþu ile baþladý. Panelde, Niyazi Armutlu ve Komünist Köz Gazetesi adýna Çetin Eren konuþtu. Panel Niyazi Armutlu nun konuþmasý ile baþladý. Armutlu, konuþmasýna Ýbrahim Kaypakkaya nýn TKP eleþtirilerini anýmsatarak baþladý. Kendisinin de ayný gelenekten geldiðini belirtti ve Kaypakkaya nýn haklý eleþtirilerinin Komünist Enternasyonal e baðlanmalarýný saðlayacak bir politik sonuca varmamýþ olmasýný ve Mustafa Suphilerinki gibi bir parti kurulmamýþ olmasýný eleþtirdi. Konuþmasýnda þu görüþlere yer verdi: TKP nin býraktýðý parçalý mirasýn hangi kýsmýna sahip çýkýldýðý önemlidir. Mustafa Suphi geleneðine ve Komünist Enternasyonal e baðlanmayanlarýn yolu nihai olarak reformizme gider. Ben, Þefik Hüsnü reformizmi ile ayrým çizgilerini çekmek için TKP adýnýn sonuna Marksist-Leninist isminin eklendiði bir gelenekten geliyorum. Revizyonizmle ayrým çizgilerimizi bu yolla çekmeye çalýþtýk ve Çin e baðlandýk. Sonraki süreçte ben Arnavutluk çizgisine baðlanan bir ayrýþma içinde oldum. Bu parçalý gelenek ve çok merkezli bölünmeler, Komünist Enternasyonal geleneðinden uzaklaþtýran bir rol oynadý. Tasfiyecilik legal-illegal örgütlenme farklýlýklarý üzerinden deðerlendirilir oysa temellerini örgütsel olarak baðlanýlan prensiplerde aramak gerekir. Armutlu, konuþmasýna kendi mücadele deneyiminden çýkarttýðý derslerle devam etti. Nihai olarak bu coðrafyada K o m ü n i s t Enternasyonal in ilk dört kongresine ve Mustafa Suphilerin ilke ve amaçlarýna b a ð l a n a n komünistlerin örgütlü mücadelelerinin birleþmesi çaðrýsýna katýldýðýný açýklayarak konuþmasýný tamamladý. Komünist KöZ gazetesi adýna konuþan Çetin Eren, konuþmasýna asýl büyük tasfiyeciliðin TKP nin Komünist Enternasyonal tarafýndan onaylanan programýnýn rafa kaldýrýlmasýnda ve unutturulmasýnda yattýðýný vurgulayarak baþladý: Devrimci önderlik boþluðunu doldurmak için öne çýkanlar ancak Mustafa Suphilerin amaç ve ilkelerini referans aldýðý takdirde amaçlarýna ulaþabilir. Ben esas olarak Mustafa Suphilerin geleneðinin uluslararasý boyutu hakkýnda konuþacaðým. Çünkü esas olarak herkes Þefik Hüsnü yü eleþtirirken Mustafa Suphi ye sahip çýkýyor fakat bunun uluslararasý boyutu ile ilgilenmiyor. Oysa TKP, Komünist Enternasyonal e baðlý ve harfiyen onun kural ve kararlarýna uymak zorunda olan bir seksiyondur. Þefik Hüsnü dönemini reddedenlerin, bu dönemi sineye çeken Komünist Enternasyonal e yönelik bir tutumunun olmamasý mümkün müdür? Ayrým çizgisi nereden çekilecektir? Neyi reddetmek neyi sahiplenmek gerekir? Biz, ilk dört kongreden sonra Komünist Enternasyonal e baþka bir siyasi çizginin yerleþtiðini savunuyoruz. Bu çizgi TKP nin tasfiyesini tescillemiþtir. Eren, konuþmasýna KE in kongre kararlarý ve siyasi çizgisindeki deðiþimi açýklayarak devam etti. V. Kongre de ÇKP ile ilgili alýnan kararýn, milli burjuvaziden ilericilik beklentisini tescilleyen bir karar olduðunun altýný çizdi. Bu tutumun Þefik Hüsnü TKP sinin Kemalistleri desteklemesini pekiþtirdiðini belirtti. Böylelikle V. Kongre ulusal sorun konusunda II. Kongrede alýnan kararlarý da tekzip etmiþ olmuþtu. Eren, ayný zamanda VI. Kongre, dünya üzerindeki ülkeleri kapitalizmin geliþtiði ya da az geliþtiði ülkeler olarak böldüðünü ve farklý devrim stratejileri vaaz ettiðini anýmsattý. KE programý ve KE de alýnan kararlar çeþitli ülkelerde komünistleri burjuvaziyi desteklemek üzere oportünist manevralara ittiðini ya da bu manevralarýn önünün açýlmasýný saðladýðýný belirtti. Eren, konuþmasýný V. Kongredeki tüzük deðiþikliði nedeniyle KE in örgütsel ilkelerinden uzaklaþtýðýný anýmsatarak tamamladý. Farklý görüþlerin ifade edildiði panelin ikinci bölümünde, panelistlere gelen sorular arasýnda þunlar vardý: Bu kongrelerde Bolþevikler yok muydu? Onlar bu kararlarla ilgili ne dediler?, Tasfiyecilik rüzgarýna karþý ne yapmak lazým?, Koçgiri ayaklanmasý ile ilgili KE nin tutumu nedir?, 1926 Programý milli burjuvaziye karþý yöneliyor, ayrýca Stalin in de Kemalizm e yönelik eleþtirileri var. Bunlar sizin savlarýnýzý çürütmüyor mu?, Türkiye Sol Hareketi ve önderlik sorunu hakkýnda ne düþünüyorsunuz? Öcalan ýn da desteklediði çatý partisi bu sorunu çözebilir mi? Bu sorulara genel olarak bir siyasi hareketin ayrým çizgilerini hangi normlara göre çekmesi gerektiði baþlýðý altýnda yanýt verildi. Siyasi örgütlerin, tarihsel olarak kiþilerin deðil örgütlenmelerin kararlarýný referans almasý gerektiði belirtildi. KE içindeki Bolþeviklerin ya da Stalin in ya da baþka herhangi birinin haklý ya da haksýz görüþleri deðil; KE de alýnan kararlarýn deðerlendirilmesinin mümkün olduðu söylendi. Tarihsel olarak hakkaniyet daðýtmak için deðil; güncel siyasi mücadelenin amaç ve prensiplerinin sýnýrlarýnýn çizilmesi için bu tespitlere ihtiyaç olduðu ifade edildi. KE in Koçgiri ayaklanmasý ya da Mustafa Suphi nin ölümü ile ilgili bir tutum ve kararý olmamasý eksik ve yanlýþ olsa bile; bu konuda yanlýþ ve kabul edilemez bir kararýn mevcut olmamasý da bir gerçekliktir. Komünistlerin birliðini savunanlar, devrimci önderlik boþluðunu dolduracak bir komünist partinin prensiplerini Menþevik bir siyasi çizginin yerleþmediði dönemi temsil eden ilk dört kongreden almaktadýr. Çatý partisi hakkýndaki sorunun Mustafa Suphilerin TKP si ile doðrudan ilgisinin olmadýðýnýn ifade edildiði konuþmada, çatý partisinin hedef ve prensipleri ile Mustafa Suphilerin TKP sinin amaçlarýnýn farklý olduðu ifade edildi. Devrim için Devrim Parti Parti için Komünistlerin Birliði! Ýzmir den Komünistler Pontus un unutturulan tarihini hatýrlamak 18 Aralýk Pazar günü Maltepe de, Köy Enstitüleri Derneði ile birlikte üstü örtülen baþka bir tarihi açýða çýkarmak amacýyla Pontus devleti ve günümüze kadar süregelen Pontus kültürü üzerine bir söyleþi gerçekleþtirdik. 28 kiþinin katýldýðý ve 2 saat süren söyleþi soru-cevaplarla, yer yer fýkralarla samimi bir þekilde geçti. Sunumu yapan öðretmen arkadaþ þunlarý belirtti: "Ulusal kurtuluþ hareketlerinin geliþmesiyle beraber köklere dönüþ popüler hale gelmeye baþladý. O yüzden biz de günümüze kadar süren Pontus kültürünü konuya ilgi duyan arkadaþlarla beraber bu konuyu tartýþmak istedik. Gregoryanlar, Rumlar ve Türklerin birlikte kurduklarý bir devletti Pontus. Ticaret dili Pontusça idi. Bayraðýnda ay-yýldýz olmasýnýn bugünkü ay yýldýzla bir ilgisi yoktur. Kelime anlamý deniz tanrýçasý demek olan Pontus bayraðýnda da tanrýçalara bir gönderme yapmýþtýr esasen. Pontus aslýnda kolonileþtirme ve köleleþtirmenin müthiþ bir tarihidir ayný zamanda. O dönemde Karadeniz kýyýlarýnda koloni sayýsý 196 dýr. Daha sonra Yunan þehirlerinden gelen ürünlerle ticaret baþlýyor ve sermaye buralarý elinde tutan Rumlarýn elinde birikmeye baþlýyor. Bu zenginleþme, tarihin köklerini oluþturan Medlerin ilgisini çekiyor ve oralarý iþgal ediyorlar. Daha sonra Perslerin eline geçen bu topraklara bu sayede Zerdüþtlük taþýnýyor. Persler güçten düþmeye baþlayýnca merkezi Amasya olmak üzere Sinop'a kadar olan topraklarda Pontus ilan ediliyor. Bir dönem Yunanistan ýn önemli þehirlerini iþgal edip merkezi Bergama ya dahi taþýyorlar. 1850'lerde Trabzon önemli bir liman þehridir. Yoksul Kafkas halklarý buralarda köle haline getirilmiþti. Hatta ticaret okulu bile açýyor Rumlar Trabzon'da. Daha sonralarý istihdam olanaklarý bitince büyük þehirlere gelip inþaaatçýlýkla uðraþmaya baþlýyorlar. Sunumdan sonra çeþitli sorular soruldu ve öðretmen arkadaþ bu soruya þöyle cevaplar verdi: Bilindiðinin aksine Türkiye- Yunanistan mübadelesini ilk teklif eden Yunanistan'dýr. Mübadele din üzerinden yapýlmýþtýr. Gayrimüslim olan Karaman Türkleri de sürülmüþtür mesela. Trabzon'da ne kadar zanaatkar varsa, ne kadar yapý ve demir ustasý varsa yani Trabzon'un burjuvazisini oluþturmaya baþlayan kesimler Yunanistana gönderiliyor. Ýzmir bunu kabul etmiyor ve demokratik yapýsýný devam ettiriyor o dönemlerde. Doðu Karadeniz in mübadil almasýna izin verilmiyor. Hem sermaye hem de çoðulcu demokratik yapý bakýmýndan tamamen bir yoksullaþtýrma gerçekleþtiriliyor. Trabzon'da burjuvazinin neden geliþmediðinin cevabý da buradadýr. Peki Trabzon neden nasýl bu hale getirildi diye sorulabilir? Osmanlý döneminde azýnlýklara yönelik uygulamalar duraklama ve gerileme dönemlerinde deðiþmeye baþlýyor. 1854'lerde madenlerde çalýþmak için Müslüman olma zorunluluðu getiriliyor. Falakadan geçiriliyor Rumlar mesela. Sonuçta zor ve baskýyla azýnlýklar Müslüman olmaya baþlýyorlar. Din deðiþtirmeler giderek bir politikaya dönüþüyor Yaþanan kopuþlarla oynadýðýnýzda þiddeti rahatlýkla ortaya çýkarabilirsiniz. Aidiyet üzerinden kimlik sorununu çözmeye çalýþýrsanýz,gerçekleri belleklerden silmeye kalkarsanýz çok kolay milliyetçi ya da fanatik müslümanlar yaratabilirsiniz. Gelecekte de Karadeniz'in sularýný halktan koparmak istiyorsanýz onlarý manipüle etmeniz gerekir. Burada bir noktaya deðinmek gerekir. Asýl olarak Rum düþmanlýðýnýn altýnda yatan gerçek Rumlarýn o dönem Mustafa Kemal'e destek vermemesidir. Son dönemde Pontus kültürü bilinç üstüne çýkmaya baþladý.ancak bu yöndeki tüm çabalar bügüne kadar hep baský gördü.pontus kültüründe aslýnda bütün kültürlerle yer yer uzlaþan tasavvurlara rastlayabiliriz. Yani bütün halklarýn kültürü buna hizmet etmiþtir diyebiliriz. Son söz olarak þunlarý söyleyebiliriz: Ulus yaratma çabasý uðruna çoklu yapý zorla, sürgünle, baþka halklara yapýlan katliamlarla tekçi yapýya dönüþtürülmüþtür. Kýsacasý tekçi yapýya insanlýðýn kültür mirasý kurban edilmiþtir. Pusulasýný Þaþýrmayan Komünistler 1 Mayýs ý dinamik kýlacak olan varoþlardýr 15 Nisan pazar günü Maltepe Sokak Kültür Merkezi nin düzenlediði '1 Mayýs ve Ýþçi Hareketleri konulu panele katýldýk. Panelin tek konuþmacýsý olan Seçkin Kýr, konuþmasýnda Türkiye de kapitalizmin geliþme sürecini ve bu süreçlerde yaþanan iþçi direniþlerini anlattý. Kýr, montaj sanayinin geliþmesiyle birlikte tekelleþmenin de baþladýðýný buna paralel olarak da emekçi semtlerin oluþtuðunu, burjuvazinin iþçi hareketlerini denetim altýna alabilmak için tepeden inme sendikalar kurduðunu belirtti. Daha sonra toplu sözleþme hakkýnýn Kavel direniþiyle kazanýldýðýný vurgulayarak Haziran iþçi direniþinden bahsetti ve þunlarý vurguladý: Sosyalistler iþçi hareketi yaratmazlar. Ancak iþçi sýnýfý hareketi de sosyalizmle buluþmadýðý sürece sýnýf hareketi olamaz. Sosyalistler, sýnýfýn öncülerini kazanmak zorundadýrlar. Rusya'da yaþananlara da baktýðýmýzda 1905'te ve 1917'de de Bolþevikler sýnýf içerisinde azdý. Lenin Iskra'yý kurdu ve bunun üzerinden örgütledi partiyi. Ancak aradan bunca yýl geçmesine raðmen bugün de herkes bir dergi çýkarýp onun üzerinden örgütlenmeye çalýþýyor.bu doðru bir yöntem deðil. Lenin bir teori ortaya koymuþtur. Her ülkeye uygulanabilecek bir model deðil. Konuþmadan sonra verilen aranýn ardýndan söz alanlar ve soru soranlar oldu. Bir kadýn iþçi o dönemlerde doðru kabul edilen bir yöntem olarak öðrenim gördükleri üniversitelerden ayrýldýklarýný ve fabrikalarda çalýþmaya baþladýklarýný ve bunun kendisine çok þey kazandýrdýðýný, olaylara sýnýfsal bakabilme yeteneði kazandýrdýðýný söyledi ve bugün büyük fabrikalarda çalýþan iþçilerden öðretmenlere kadar herkesin iþçi olarak görülmesi gerektiðini belirtti; ayný zamanda konuþmalarda iþçi sýnýfý tanýmýnda muðlaklýk olduðunu ve bu tanýmýn yeniden yapýlmasý gerektiðini ifade etti. Söz alan baþka bir katýlýmcý da Dün devrimci dinamzime sahip fabrikalar bugün yerini baþka iþ kollarýna býrakmýþtýr. Biliþim sektörü, hizmet sektörü gibi hýzla büyüyen sektörler var. Devrimciler yönlerini buralara çevirmelidirler dedi. Sorulan baþka bir soru ise bugün yürütülen 1 Mayýs tartýþmalarý nýn sýnýftan kopuk yürüyüp yürümediðine dairdi. Daha sonra söz alan bir arkadaþýmýz ise þunlarý belirtti: Haziranlarý yaratan devrimci dinamizm hocanýn da dediði gibi bugün iþçi havzalarýnda, varoþlardadýr. Bugün tüm enerjimizi buralarda harcamalýyýz. Sosyalizmle iþçi hareketinin birleþmesi gerektiði fikrine katýlýyorum ancak bolþevik komünist bir partinin olmadýðý koþullarda bu çabalarýn hepsi boþa gidecektir. Oysa bu emeklerin, enerjinin hepsinin bir havuzda birikmesi gerekir. Onun için de iþçilerin birliðinden önce komünistlerin birliðinin saðlanmasý gerekir. Bakýn, bu sene parçalý 8 Martlar gerçekleþti. Bu Newroz a pankartlarýyla katýlan iþçiler göremedik? Sendiklarda dahi mesefali bir duruþ var. Sol harekete de baktýðýmýzda 1 Mayýs ta halk ayaklanmasýna çaðýran ama Newroz da çatýþan iþçileri, emekçileri görmeyen bir anlayýþ var. Bu bölünmüþlüðe karþý 1 Mayýs ta farklý demokratik kitle örgütleri yýkýmlara, kýdem tazminatý gaspýna, iþ cinayetlerine karþý ortak pankart arkasýnda yürümeyi hedeflliyorlar. Buradan bu ortaklaþmanýn büyütülmesi çaðrýsýný yapýyorum. Seçkin Kýr ise arkadaþýmýzýn konuþmasýna yönelik Bugün partinin olmadýðý doðrudur. O yüzden bu yolda atýlacak tüm adýmlar desteklenmelidir cevabýný verdi.panele yaklaþýk 20 kiþi katýldý. Pusulasýný Þaþýrmayan Komünistler

16 KOMÜNÝST Sayfa 16 KöZ Nisan 2012 Günümüzde tasfiyecilik üzerine: Tasfiyeciliðin tarihsel kökeni ve türleri Yaþadýðýmýz topraklarda tasfiyecilik, sorunun sýnýrlý kavranýþýnýn da bir sonucu olarak klasik anlamda illegal örgütün tasfiyesi olarak anlaþýlmaktadýr ve tasfiyeciliðe bu temelde bir karþý duruþ gerçekleþtirilmeye çalýþýlmaktadýr. Ýllegal örgütün tasfiyesi, gözden düþürülmesi tasfiyeciliðin en önemli unsurlarýndan olsa da, sorun çok daha geniþ bir içerik ve kapsamda yaþanmaktadýr. Asýl olarak tasfiyecilik, devrimci kadrolarýn iktidar perspektifini yitirmelerinden beslenmektedir ki bu perspektifi verecek olan devrimci özneden baþkasý deðildir. Tasfiyecilik olgusunun tarihsel kökenleri ve ortaya çýkýþ koþullarý anlaþýlmadan tasfiyeciliði kavramak da ona karþý mücadele etmek de olanaklý deðildir. Tasfiyeciliðin kaynaðý genel anlamýyla burjuvazinin iþçi ve devrimci hareket içindeki ideolojik ve politik baskýsýyla ilgilidir. Bunun öncelikle hangi zeminde yeþerdiði açýða çýkarýlmalýdýr. Bugünün sorunu sadece illegal örgütü savunup savunmamak deðildir, illegal örgütün illegal örgüt savunusu yapanlar tarafýndan dejenere edilmesidir. Mezhepsel bir algýnýn illegal örgüt yerine ikame edilmesi; parti enflasyonunun meþrulaþtýrýlarak devrimci parti niteliðinin gözden düþürülmesidir. Devrimcilerin kendi örgütlerine karþý oluþan güven bunalýmý, onlarý düzene baðlayan en önemli faktör durumundadýr. Bu da tasfiyeciliðin dýþavurumudur diyebiliriz. Gericilik döneminde tasfiyeciliðin arttýðý bilinen bir gerçektir. Düzenin sýnýrlarýna çekilmek olarak tarif ettiðimiz tasfiyeciliðin bir diðer görünümü ise kitle eylemlerini kadro eylemleriyle aynýlaþtýran eðilimdir. Buradan da anlaþýlacaðý gibi tasfiyeciliðin iki yönünden bahsedebiliriz. Birincisi kitle eylemlerinin peþinde sürüklenmektir. Ýkincisi ise kendi eylemlerini kitleler adýna gerçekleþtirmektir. Birinci durumda alenen bir tasfiyecilik ve örgütün sendika düzeyine indirgenmesi; ikincisinde ise kadrolarýn yýpratýlmasý söz konusudur. Kendisini örgüt faaliyetiyle sýnýrlandýranlar ise farklý bir tasfiyeciliðe yönelirler. Bu kesimler ya teorik sorunlarýn çözümüne kendilerini adarlar ya da sözde en büyük tasfiyecilik karþýtý olma edasýyla, güya sýký bir örgüt kurma iddiasý ile devrimcilerin dahi ulaþamayacaklarý derinliklere çekilip saklanýrlar. Böylece gündelik politikadan, dolayýsýyla oportünistlerden kendilerini yalýtýrken, devletin baskýsýndan da uzaklaþmýþ olurlar. Gündelik politika yürütenlere akýl vermek, kimi belli gün ve haftalarda anmalar yapmak en gözde politik faaliyetleridir. Tasfiyeciliðin baþka bir göstergesi de kitle örgütlerinin devrimci yapýlarýn siyasi sözcülüðünü üstlenmesidir ki bunun tek sonucu devrimci örgütün siyaseten emekli edilmesinden ibaret deðildir. Bir kere bu baþladý mý, o kitle örgütüne kimin üye olup olmayacaðý da belirlenmiþ olur. Böylece tasfiyeciliðin bir diðer yüzü olan kitle örgütlerini daraltýp iþlevsizleþtiren siyaset yasakçýlýðýyla karþýlaþmýþ oluruz. Oysa kitle içinde devrimci çalýþma yapmak isteyen komünistler, devrimciler örgütünün kapýlarýný sýký sýkýya kapatýrken, kitle örgütünün kapýlarýný sonuna kadar açarlar. Siyasi fikirleri yüzünden kimseyi dýþlamazlar. Liberal, uzlaþmacý fikirlere dahi siyaset yasaðý koymak kendi siyasi düþüncelerine üstü örtülü bir güvensizliðin de iþaretidir. Tasfiyeciler Rekabeti, Devrimciler Dayanýþmayý Esas Alýr Kitle örgütlerinin birbirinden baðýmsýz ve ayrý ayrý neredeyse ayný içerikte etkinlikler düzenlemesi, birbiriyle rekabeti ayný zamanda kitle eylemlerinin parçalanmasýný da beraberinde getirir. Tasfiyeciler, kitle örgütlerini herkesten ayrý tuttuklarý gibi, eylemlerini de ayrý tutmakta bir sakýnca görmezler. Bugünün sol tasfiyecileri, örgütü korumak adýna örgütü siyaset dýþýnda tutarlar. Sað tasfiyeciler için de benzer durum söz konusudur. Bütün yasal sosyalist partilerin kuruluþlarýna baktýðýmýzda, bunun taktik bir adým olduðu söylenerek ve içinden geçilen dönemin özellikleriyle açýklanarak gerekçelendirildiði görülür. Unutulmamalýdýr ki yaþadðýmýz bu çok yönlü tasfiyeci dalgaya zemin hazýrlayan bir gericilik dönemidir. Ancak bu gericilik döneminden geri çekilerek deðil, daha ileri bir politik mevziye sýçrayarak çýkýlacaðý açýktýr. Tek sorunumuz sýnýfýn en ileri kesimleri nezdinde itibarý olan devrimci bir önderliðin olmayýþý deðildir. Gericilik döneminin yarattýðý tabloya uygun olarak devrimciler hýzla siyasetten uzaklaþmaktadýr. Sorumluluklarýný liberallere havale etme eðilimindedirler. Devrimcilerin kendi deneyimlerinden ders çýkarmalarýný engelleyen kibirli ve sekter tutumlarý geçmiþin muhasebesini yapmayý da güçleþtirmektedir. Devrimciler örgütünün siyasal ve örgütsel baðýmsýzlýðýnýn altýný oyan tasfiyecilik, iþçi sýnýfý içinde yürütülen çalýþmanýn önündeki en önemli engellerden biridir. Düþmana karþý zorunlu ve meþru bir yöntem olan illegal çalýþma yöntemleri terk edilerek legalist bir zeminde duran tasfiyecilerle, siyasal mücadeleyi sadece buna indirgeyenler aslýnda ayný çizgide buluþmaktadýr. Sonuçta alaný legalist ve reformist akýmlara terk etmektedirler. Bu tablonun ortaya çýkmasýnýn zeminini hazýrlayan uluslararasý komünist ve iþçi hareketinin tarihine baktýðýmýzda tarihsel önemde iki yenilgiden bahsedebiliriz. Birincisi Paris Komünü yenilgisi, ikincisi Ekim Devrimi nin yenilgisidir. Paris Komünü yenilgisi 1. Enternasyonal in sonunu hazýrlamýþ, 2. Enternasyonal oportünizminin yeþerdiði zemini hazýrlamýþtýr. Ekim Devrimi nin yenilgisi hakkýnda devrimci harekette ortak bir saptamaya rastlamak olanaklý deðilse de, devrimin öznel zaaflar nedeniyle yenilgiye uðradýðý açýktýr. Tarihsel önemdeki yenilgilerin ardýndan, mutlaka komünizm karþýtý bir akým yeþermektedir. Ekim Devrimi ve Komünist Enternasyonal in yenilgisi de 2. Enternasyonalciliðin canlanmasýna neden oldu. 2. Enternasyonalcilik, o günden bugüne kadar da deðiþik biçimlere bürünerek devrimci hareketi etkisi altýna almaya devam etmektedir. Yaþadýðýmýz topraklarda bunun yansýmasýna baktýðýmýzda TKP nin, örgütsel ve ideolojik olarak Komünist Enternasyonal in bir ürünü olmasýna raðmen, takipçilerinin kuruluþunda referans aldýðý ilke ve amaçlara uymadýðýný biliyoruz. TKP adýný sýk sýk ansalar da, takipçilerinin onun ideolojik, programatik yaklaþýmlarýný topraða gömmeleri yine tasfiyeciliðin baþka biçimi olarak görülmelidir. Ýbrahim Kaypakkaya daha 24 yaþýndayken Mustafa Suphi çizgisiyle Þefik Hüsnü çizgisinin birbiriyle baðdaþmaz olduðunu tespit edebilmiþti. Birincisinin temsil ettiði Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresindeki çizgi ile Þefik Hüsnü nün tutumunu onaylayan Beþinci Kongre ve sonrasýný da ayýrt etmek güç olmasa gerek. Komünistlerin Birliði de bu süreklilik ve kopuþ iliþkisi çerçevesinde þekillenecektir. Nasýl ki arasýnda bir dizi ülkede ortaya çýkan iþçi hareketindeki yükselme ve ulusal devrimci durumlar 2. Enternasyonal oportünizmini ortadan kaldýrmaya yetmediyse, Ekim Devrimi nin yenilgisini takip eden olumlu geliþmeler de, en açýk ifadesini 1928 programýnda bulan ulusal sosyalizmin geliþmesini ve 2. Enternasyonal marksizminin yeniden canlanmasýný engelleyemedi. Tasfiye Dalgasý, 71 Kopuþuyla Yaratýlan Mirasý Bertaraf Etmeye Yöneliktir Köklerini 12 Mart öncesinde bulan THKP-C, TKP-ML, ve THKO nun ana damarýný oluþturduðu 71 kopuþunu ifade eden akýmlardan, THKO en erken tasfiye olanýdýr. Ondan türemiþ olanlarsa teker teker tasfiye olmuþtur. TKP-ML ise bölündükten sonra da ayrýþma eðilimlerini sürekli taþýmaktadýr. Ýlk ayrýþmadan itibaren kendi köklerinden hýzla uzaklaþan TKP-ML hareketi ise, nihayetinde adýný da bir kenara býrakarak MLKP nin temel bileþeni haline geldi. Hakim birlik eðilimlerini yansýtan MLKP, parti hedefiyle kurulmuþ parti öncesi örgütlerin birleþmesinden doðmuþtur. Bu bakýmdan diðer parti projelerinden olumlu yönde bir farklýlýðý ifade etse de, bu birlikte yer almasý gereken iki parçayý birleþtirememesi, bunlar üzerinde politik bir etki yaratamamasý, iþçi ve emekçiler bir yana potansiyel parti güçleri için mevzi olarak görülmemesi sonucunu doðurmuþtur. Bu durum ise, vurgunun kitlesellik noktasýna yoðunlaþmasýna, hem muhataplarýna hem de kitlelere üstünlüðünü kanýtlama arayýþýna yol açmaktaydý. Bu da bize bu birleþmenin de Komünist Enternasyonal in ilke ve amaçlarý doðrultusunda kurulmadýðýný, bu bakýmdan ilkeli bir birlik olmadýðýný göstermektedir. Ancak gelinen noktada MLKP de tasfiyeci bir yola girmiþ, geçmiþteki olumlu yanlarýný da legalist tasfiyeciliðe heba etmiþtir. Bugüne kadar legalleþen tüm yapýlara yönettiði eleþtirileri en ufak özeleþtiri yapmadan kendisi hayata geçirmektedir. Böylelikle MLKP, TKP-ML kökenlilere tasfiye yolunu açmýþ oldu. Kapital in önsözünde Marx ýn bize ne Ýngiliz iþçilerinden? diyen Alman iþçilerine yanýtý vardýr. Marx Ýsmini deðiþtir, anlatýlan senin hikayen olacaktýr der ve ekler: Bugün Ýngiliz iþçilerinin baþýna gelen yarýn sizin baþýnýza gelecektir. Buna hazýrlýklý olun. MLKP de yaþadýðýmýz topraklardaki tasfiye giriþimlerini çok sert eleþtiri saðnaðýna tutarken bunlardan hiç ders almamýþ olacak ki izlediði politik hattýn kendisini de ayný çizgiye götüreceðini göremedi. Kuþkusuz MLKP gibi devrimci hareketin büyük kýsmý tasfiyeciliðin her rengine tanýk olmuþtur. Ancak komünist çalýþmadan uzaklaþtýkça, kitle partisi olma çabalarýnýn artacaðýný, dahasý bu tasfiyeci noktaya Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht üzerinden de varýlabileceðini gözden kaçýrdýlar. Bugün yeni ve kapsamlý bir tasfiye dalgasýndan söz etmek; ayný tasfiyeci sürecin 12 Eylül sürecinin bir devamý olarak deðerlendirilmesi anlamýna gelir. Yukarýda da belirttiðimiz gibi 12 Eylül tasfiyeciliði esas olarak 71 kopuþunu gerçekleþtiren üç ana akýmýn takipçileri üzerinde etkili oldu. 71 kopuþu, devrimci bir çýkýþý ifade etse de oportünizmden kesin ve net bir kopuþu temsil etmemiþtir. Zaten bu kopuþu gerçekleþtiremedikleri için, Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresindeki çizgiye baðlý bir partiyi yaratmayý hedeflemedikleri için, üç ayrý örgüt kurmalarýndan da anlaþýlacaðý gibi, Komünist Enternasyonal kararlarýný referans alarak oportünizmden köklü bir þekilde kopamamýþlardýr. Bu nedenlerden dolayý bu akýmlar ve türevleri sað ve sol oportünizm çerçevesinde ya da merkezci bir akým olarak þekillenmiþlerdir. Yaþadýðýmýz topraklarda daha önce de tasfiyeci dalgalarla yüz yüze kalýnmýþtýr. Ancak konjonktürel etkilerle atlatýlmýþ olmasýna raðmen, bu dalgalarda tasfiyecilikle köklü bir hesaplaþmanýn yapýlmamýþ olmasý, baþka dalgalarla yüz yüze kalmamýzý engellemedi. Altmýþlarýn ikinci yarýsý bir politik atýlým dönemine sahne olmuþ, ardýndan 71 yenilgisiyle sonuçlanmýþtýr. Ayný þekilde 70lerin ikinci yarýsýnda tekrar yükselen hareket, bu kez de 12 Eylül yenilgisiyle yüz yüze kalmýþtý. Askeri darbeyle birlikte devrimci hareket, örgütsel, politik ve ideolojik olarak da bir yýkýmla karþý karþýya geldi. Alýnan yenilginin etkisiyle yapýlan sorgulamalar ise, tam bir liberal savrulmayla sonuçlandý. Devrimciler liberal dalgaya yanýt vermeyi deðil, savunmaya geçerek kendilerini ayakta tutmayý tercih ettiler. Ýþçi hareketindeki kýpýrdanmayla dönemin sona erdiðini düþünerek muhasebeyi bir kenara koydular. Denilebilir ki, 80ler devrimci hareketin mevzilerini dahi koruyamadýðý, ciddi bir yenilgi aldýðý; burjuvazi açýsýndansa korkusunu yenmenin rahatlýðýyla hareket ettiði bir dönem oldu. Ancak kýsa bir süre sonra burjuvazinin komünizm korkusu yerini bölücülük korkusuna býraktý. Buna karþýlýk, uluslararasý planda Gorbaçov un estirdiði liberal dalganýn da etkisiyle, 12 Eylül saldýrýsýnda devrimci iradesini kaybedenlerin baþlattýðý legal parti tartýþmalarý, devrimci harekette yeni bir tasfiyeci dalganýn yolunu açtý. Legalist Tasfiyecilik Dalgalarý Legalist tasfiyeciliðin gizli örgütün reddi, onun rol ve öneminin küçümsenmesi, veya yeraltý örgütünden vazgeçerek onu tasfiye ederek yerine yasallýk çerçevesinde þekilsiz birlikler kurmak olduðu hatýrlanýrsa, 3 döneme ayýracaðýmýz legalist tasfiyeciliðin üçüncü dönemi, gerçek anlamda tasfiyeciliðin gündeme geldiði bir dönemdir. Sosyalistlerin birliði tartýþmalarýnýn yapýldýðý, grev tabusunun ilk kez kýrýldýðý bir döneme rastlayan legal tasfiyeciliðin birinci dönemi (zaten önceden TBKP ye dönüþ olan) TKP nin tasfiyesiyle sonuçlandý. 89 bahar eylemleri ve Zonguldak yürüyüþüyle iþçi hareketinin toparlanmaya baþladýðý ikinci dönem ise Körfez savaþýyla noktalandý. Legal particiliðin üçüncü döneminde HEP in SHP kanatlarý altýnda meclise girmesine tanýk olduk. 90 baþlarýnda hem iþçi hareketinin yükseliþe geçmesi hem de Kürt hareketinin yarattýðý serhýldanlara raðmen önderlik boþluðundan kaynaklý olarak, hareketin sürekliliði saðlanamadý. Bu dönemde hýz kesen tasfiyecilik, baþka bir kisve altýnda ve farklý dinamiklerle etkisini sürdürdü. Üçüncü dönemin en önemli özelliði sadece uzak geçmiþlerinde deðil, yakýn geçmiþlerinde de tasfiyeye direnen akýmlarý kuþatma altýna almasýdýr. 95 baþlarýnda iþçi sýnýfýnýn varoþlarda biriken öfkesinin beklenmedik bir anda Gazi de ortaya çýkmasý ve Ýstanbul un varoþlarýnda da destek bulmasý, devrimci harekette moral üstünlük yarattý. Ne var ki ortaya çýkan baþkaldýrýnýn devrimcileri hazýrlýksýz yakalamasý ve sürecin yönlendirilememesi, geri çekilmeyi beraberinde getirdi. Devrimci hareket, ortaya çýkan dinamiði deðerlendirme ve ona uygun tutum takýnma yerine, liberal sol hareketin baþýný çektiði dalgaya teslim oldu Mayýsý yla yoðunlaþan ikinci tasfiye dalgasý, ideolojik politik saldýrýlarla devam etti ve giderek devrimci hareketi etkisi altýna aldý. Legalist particiliðin üçüncü döneminde ÖDP nin ve EMEP in kurulmasýyla örgütsel tasfiyecilik de gerçekleþmiþ oldu. Kurtuluþ, Emek, Troçkistler, TKP ve baðýmsýzlara Dev-Yol un da katýlmasýyla, Kuruçeþme bileþenlerinin büyük kýsmýnýn tasfiyesi gerçekleþti. Böylelikle Dev-Yol un sancýlý partileþememe krizi de son bulmuþ oldu. Daha önce örgütlerini ve inançlarýný terk etmiþ baðýmsýz aydýnlar da bu tasfiyede hülle rolünü baþarýyla yerine getirmiþlerdir. Bu dönemin diðer bir unsuru olan ve Komünist Enternasyonal in 21 koþulunu karþýlamayan bir parti olmasýna raðmen illegal varlýðýný koruyan TDKP, sýnýfýn ayrýcalýklý kesimlerinin çýkarlarýný bütünsel çýkarlarýnýn üstünde görmesi, uluslararasý çýkarlarý yerine ulusal çýkarlarýný savunmasý yüzünden ivmelenen bir tasfiye sürecine girdi. Açýk ki komünist siyasetten uzaklaþanlar tasfiyeciliðe yaklaþacaklar, sonunda devrimci örgüte ihtiyaç duymayacaklar ve devrimci örgütten kurtulmaya çalýþacaklardýr. Bu dönemde burjuvazi liberal harekete düzen içi kanallar açarken, devrimci hareket üzerindeki seçmeli terörünü sistemleþtirdi. Bu dalgaya direnenler legal parti doðru mu yanlýþ mý? tartýþmasýna odaklanýrken bu giriþimlere karþý tutum almakla bu dalgayý püskürtebileceklerini sandýlar. Ne var ki bu tutum devrimci dinamizmi bir ölçüde ayakta tutsa da hareketin ileri çýkmasýnýn dinamiklerini yaratamadý. Burada altý çizilmesi gereken nokta þudur: ortaya çýkan tüm sosyalist akýmlar kendilerini enternasyonal bir hareketin parçasý olarak görmelerine ve sosyalistleri birleþtirmek için yola çýkmalarýna raðmen, bolþevizmin ve Komünist Enternasyonal in kuruluþ ilkelerini referans almadýklarý için bu süreçteki birlik giriþimleri tasfiyeyle sonuçlanmýþtýr. Devrimci hareketi kötürüm býrakan neden, gelip geçici politik örgütsel yetmezlikler ve zaaflar deðil, tarihsel arka planý da olan, ideolojik ve örgütsel zaaflardýr. Burjuvazinin ideolojik, politik etkisinden baðýmsýzlaþarak iktidar perspektifiyle mücadele yürütülmemesidir. Programatik düzeyde demokrasiciliðin, politik düzlemde burjuva muhalefetin peþinden sürüklenmenin, örgütsel bakýmdan sekterliðin temel nedeni; baðýmsýz devrimci bir çizgiye sahip olunmamasýdýr. Bugün önderlik boþluðunu daha da görünür kýlan neden, mevcut örgütlerin çok yönlü bunalým ve týkanýklýk içinde olmasýdýr. Buna politik ufuksuzluðu, örgütsel kýsýrlýðý ve amatör çalýþma tarzýný da eklersek mevcut durum daha iyi anlaþýlmýþ olur. Devrime, devrimciliðe ve devrimci örgütlere duyulan güven aþýnmasý, saflarýn hýzla terkedilmesi, örgütler arasýnda farklarýn silikleþmesi, marksist literatür yerine liberal kavramlarýn kullanýlmasý, açýkça bu yapýlarýn baþlýca konusu olmaya baþladý. Neredeyse tüm yapýlar tasfiyeciliði konu edinseler de bu yapýlarýn bunun nedenleri ve nasýl mücadele edileceði konusunda bir bilinç açýklýðýyla hareket etmedikleri ortadadýr. Komünistlerin Birliði Komünistlerin Birliði Platformu ise sýnýf mücadelesinin geri çekildiði ve tasfiyeciliðin farklý boyutlarda damgasýný vurduðu böylesi bir ortamda siyaset sahnesine çýktý. 12 yýllýk bir siyasi geçmiþe sahip olan platformun çizgisini ve varlýðýný koruyarak geliþmesini saðlayan þey, temel referanslarýnýn konjonktüre baðlý olmayan ve sýnýf mücadelesinin gelgitlerinden baðýmsýz referanslar olmasýndandýr. Bunun yanýsýra sýnýrlý ölçekte de olsa öncelikli ödevlerinden kopmadan ilerlemede ýsrar etmesi, kuyrukçuluða düþmeden geliþmelere uyum saðlayabilecek esneklikte taktik tutum benimseme yeteneðindendir. Tasfiyeciliðe karþý bir mevzi olarak düþünülmesi gereken Komünistlerin Birliði Platformu, bu 12 yýl içinde diðer sol akýmlarýn hepsinden ayrý bir kulvarda yol aldý. Bir tarafta teorik yeniden üretim yapalým diyerek siyasetten tamamen uzak duranlar; diðer yanda varoþlarda sýnýf çalýþmasý yapýlmaz diyerek geçmiþi popülizmle mahkum edenler boy göstermektedir. Komünistlerin Birliði Platformu ise bu kesimlerin etkisine kapýlmadan, içinden geçmekte olduðumuz döneme uygun politikalar geliþtirerek, iþçi sýnýfýnýn düzenle baðlarý en zayýf, en ezilen kesimleri arasýnda savunmayý örgütlemeye çalýþýyor. Platformun oportünizmin her çeþidine karþý sýnavdan geçmiþ referanslara sahip olmasý, tasfiyecilik dalgasýna kapýlmasýný önleyen bir güvence yaratmýþtýr. Elbette sadece siyasal faaliyetin sürekliliðinin saðlanmasý ve sýnanmýþ referanslara baðlý kalmasý, bir hareketi geri çekilme döneminde ileri çýkarabilecek bir rol oynamaya yetmez. Gerileme döneminde doðru siyasi faaliyet ve doðru taktik tutum belirlemiþ olmak sayesinde, bu dönemin yarattýðý fýrsatlardan yararlanmasýný bilerek kendini koruyabilmiþ hatta geliþtirebilmiþtir. Bolþeviklerinki gibi devrimci partinin olmadýðý koþullarda, bu partiyi yaratmak üzere öne çýkýp sorumluluk alan öznelerin buluþtuðu platform, ortaya koyduðu partileþme stratejisini yaþama geçirmekle sorumludur. Baþka bir deyiþle partileþme kapalý devre yürütülecek bir süreçle deðil, parti kongresini toplayacak güçlerin dýþa dönük bir politik mücadelesi sonunda gerçekleþecektir. Bolþevikler 1903 ten önce ekonomistlerden, sonrasýnda menþeviklerden, daha sonra sol tasfiyecilerden yollarýný ayýrarak ilerlediler de ise, savaþ patlak verdiðinde, kendi burjuvazisinden yana tutum alan sosyal pasifistlerle aralarýna kalýn bir çizgi çektiler. Gecikmeli de olsa, 1919 da Komünist Enternasyonal i kurdular ve Ýkinci Enternasyonal geleneðiyle hesaplaþtýlar. Komünistlerin Birliði de oportünizmden pratik olarak yollarýný ayýrmýþ devrimciler tarafýndan saðlanacaktýr. Oportünizm, teorik bir sorun olmadýðý gibi ideolojik mücadeleyle de alt edilemez. Oportünizm siyasi bir akýmdýr ve ancak siyasal mücadelenin bir aracý olan devrimci partiyle alt edilebilir. Ýþçilerin birliðinden önce Komünistlerin Birliði!ni savunan komünistler yüzünü Komünistlerin Birliði Platformu na dönerek Komünist Enternasyonal in yozlaþmasýyla kopan kýzýl ipe tekrar baðlanýp, Komünist Enternasyonal geleneðine baðlý bolþevik partiyi yaratmayý varlýk nedeni saymalýdýr. Pusulasýný Þaþýrmayan Komünistler

17 Nisan 2012 KOMÜNÝST KöZ Sayfa 17 Troçkizm nedir? Ne deðildir? Troçkizm bir suçlama Troçki de tertip peþinde koþan bir karþý-devrimci ajan olarak görüldüðünde esasen Menþevizmin bir türü olan troçkizme karþý ideolojik ve siyasal mücadele devre dýþý býrakýlarak gözardý edilmiþ olur. Bu durum, pek çok akým aslýnda troçkist akýmlarla benzer bir orta yolcu, merkezci çizgiye savrulduklarý zaman bile, konunun farkýna varýlmamasýna ve bu merkezciliðe karþý mücadelede zaaflara yol açmaktadýr. Bu durumun baþlýca nedeni Troçki nin ve troçkizmin SSCB de politik bir mücadele konusu olmaktan çok bir dizi mahkemelerin ardýndan mahkum ve tasfiye edilmiþ olmasýdýr. Troçki nin Hatalarý Hakkýndaki Yanýlgýlar Troçki nin devrim stratejisindeki hata yaygýn olarak bilinenin aksine köylülüðü göz önünde tutmamasý ya da iþçi-köylü ittifakýný reddetmesi deðildir. Troçki 1931 yýlýnda sürekli devrim broþüründe kendi devrim kavrayýþýyla Lenin in bakýþ açýsý arasýndaki farký siyasal olarak köylülüðe dayanan proletarya diktatörlüðü sloganýný iþçilerin ve köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðü sloganýnýn karþýsýna çýkararak ifade ediyordu. Tartýþma burjuva demokratik aþamanýn atlanmasýnýn mümkün olup olmadýðý ya da iþçilerle köylüler arasýndaki ittifakýn zorunlu olup olmadýðý hakkýnda deðildi. Tartýþma proletarya ve köylülüðün demokratik devrimdeki iþbirliðinin siyasal mekaniði hakkýndaydý. Ancak rakipleri onun bu görüþleri üzerinde hiç durmadý. Troçki nin köylülüðü yok saydýðý gibi gerçekliði olmayan suçlamalar yönelterek tartýþmanýn özünü gözden kaçýrdýlar. Halbuki Lenin le Troçki arasýndaki tartýþmanýn can alýcý noktasý burasýydý. Zira bu farklýlýk baþta Troçki ninki olmak üzere Menþevik devrim stratejisini açýða çýkarýyordu. Peki neydi bu fark? Sýnýf ve partiyi bir birlerinden net çizgilerle ayýrmayan bu yüzden komünist partisini iþçi partisi olarak gören Troçki, pek çok baþka çaðdaþý gibi, proletarya diktatörlüðünü de komünist partisinin hükümete gelmesi olarak kavrýyordu. Baþka bir ifadeyle proletarya diktatörlüðünü sovyetlerdeki iþçiler adýna iktidarý almýþ komünist partinin iktidarý olarak görüyordu. Komünist parti, iþçi sýnýfýný temsil ettiðine göre, partinin iktidarý proletarya diktatörlüðü demekti. Bu görüþlere göre Troçki, sovyetleri bir iktidar organý olarak deðil, iþçileri ayaklanmaya teþvik eden ve sonrasýnda iktidarý partiye veren bir organ olarak görüyordu. Sovyetler, Troçki ve Kautsky için, iktidar organý deðil bir ayaklanma organýydý. Ama ayný zamanda kendiliðindenciliðe tapýnma hastalýðýndan muzdarip olan Troçki, partinin olmadýðý koþullarda kendiliðinden oluþan bir sovyeti de devrim için partiden önemli saymaktaydý. Proletarya diktatörlüðünü bolþeviklerin hükümeti olarak gören Troçki, elbette iþçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðü nden iþçilerin temsilcisi olan Komünist Partisi ile köylülerin temsilcisi olan bir partinin koalisyonunu anlayacaktý. Bu da ona göre, ancak köylülüðün çýkarlarýný temsil eden baðýmsýz bir devrimci parti ortaya çýktýðýnda gerçekleþebilirdi. Troçki ye göre böyle bir köylü partisinin ortaya çýkmasý köylülüðün sosyal karakteri nedeniyle mümkün deðildi. Bu gerçekleþse bile, bu partinin talepleri koalisyondaki iþçi partisiyle çeliþeceði için, Troçki ye göre bu koalisyon da daðýlmaya mahkumdu. O yüzden de iþçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðü soyut ve gerçekliði olmayan bir formülasyondu, ona göre. Troçki ile Lenin Arasýndaki Farkýn Önemi ve Güncelliði Troçki den ve menþeviklerden farklý bir parti ve devrim anlayýþýna sahip olan Lenin ise; komünist partinin iþçileri temsil eden bir parti olarak deðil, iþçi sýnýfýnýn bütünsel çýkarlarýný savunarak iþçilere önderlik eden bir parti olarak kavrýyordu. Tam da bu sebepten ötürü iktidar organlarý olarak sovyetlerle, iktidardaki iþçilere siyasal olarak önderlik eden komünist parti bir birinden farklý oluþumlardý ve ikisinin birbirine karýþtýrýlmamasý gerekiyordu. Yine ayný sebepten ötürü iþçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðü Lenin açýsýndan iþçi partisi ile köylü partisinin koalisyon hükümeti anlamýna gelmiyordu. Ýþçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðünün varlýðý, bu koalisyonun kurulmuþ olmasýyla deðil, iþçilerin ve köylülerin içinde yer alacaðý sovyetlerin kurulmasýyla gerçekleþebilirdi ancak. Lenin e göre Troçki nin sandýðýnýn aksine, iþçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðünün proletarya diktatörlüðünden farký yoktu. Lenin 1905 yýlýnda yazdýðý Ýki Taktik te, devrim ilerledikçe köylülüðün içindeki ayrýmlarýn da derinleþeceðini ve zengin köylülüðün sovyetlerin dýþýna atýlacaðýný öngördü. Böylelikle iþçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðü, bir baþka devrime gerek kalmadan, yerini proletarya diktatörlüðünün özgün bir biçimi olan iþçilerin ve yoksul köylülerin sosyalist diktatörlüðüne býrakacaktý. Lenin, Ekim Devrimi nin hemen ardýndan, sürecin kendisini haklý çýkardýðýný þöyle açýklýyordu: Her þey tastamam dediðimiz gibi olup bitti. Devrimin geliþmesi düþüncemizin doðruluðunu gösterdi. Ýlkin krallýða karþý, büyük toprak sahiplerine karþý, feodaliteye karþý tüm köylülükle birlikte... Sonra yoksul köylülükle, yarý proletarya ile, bütün sömürülenler ile, zengin köylüler, kulaklar, vurguncular da içinde, kapitalizme karþý... Biz burjuva devrimini sonuna kadar götürdük. Tüm köylülük bizi izledi. Tüm köylülüðün sosyalist proletaryaya karþýtlýðý kendini birden gösteremezdi. Sovyetler genel olarak köylülüðü bir araya getiriyorlardý. Köylülüðün içindeki sýnýf ayrýmý henüz olgunlaþmamýþ, henüz kendini dýþa vurmamýþtý. Tüm bunlar Lenin ve Troçki arasýndaki görüþ ayrýlýklarýnýn önemini ortaya koyar. Bu farklýlýðý daha da önemli kýlan neden, komünist partisinin iþçi sýnýfýyla iliþkisine dair bir tartýþma olmasýdýr. Proletarya diktatörlüðünü komünist partisinin diktatörlüðü olarak kavrayanlar, bunun sonucunda komünist partisinin iktidarý alabilmesi için kitle partisine dönüþmesini, hatta iktidarý almadan önce bir iþçi partisi olmasýný savunacaklardý. Nitekim bugün Türkiye devrimci hareketine baktýðýmýzda bunun yansýmalarýný rahatlýkla görebiliriz. Oysa Bolþeviklerle Menþevikler arasýnda yaþanan bölünme, 1903 yýlýndaki parti kongresinde tam da bu nedenle patlak vermiþti. Bu kongrede Menþevikler, gevþek ve sýnýrlarý belirsiz bir parti örgütlenmesini savunurken Bolþevikler kendini iþçi sýnýfýndan net çizgilerle ayýran, demir disiplinli bir partiye ihtiyaç olduðunu savunmuþtu. Devrim stratejilerini nesnel koþullara göre deðiþtirenler emek-sermaye çeliþkisini merkeze alýyoruz diyerek, ittifak gereðini tümüyle yok saymaktadýrlar. Devrim stratejisinin kavranýþý bakýmýndan bugünün devrimcileri Avrupai akýmlarýn ve onlarýn bu topraklardaki kardeþ partilerine benzemektedir. Birçok akým Leninist parti modelinin de yenilenmesi gerektiðini ifade ediyor. Leninizmin yapý taþý olan parti modelinin leninizme baðlý kalarak yenilenmesi söz konusu olunca, aklýmýza Lenin in hiç kimse marksizmin itibarýný marksistler kadar düþüremez sözü aklýmýza geliyor. Bu tasfiyeci, oportünist akýmlarýn ortak yaný, kendilerine yük olarak gördükleri Leninist parti modelinden kurtulmayý maskelemeleridir. Tüm bu yeni tezler, Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresini topraða gömmek, Komünist Enternasyonal in tasfiyesinin üstünü örtmek, Lenin in parti modelinden kurtulmak için üretilen tezlerdir. Bu tezler önce Menþeviklerin, Troçki nin, Kautsky vb.nin sonrasýnda avro-komünistlerin ürettiði gerekçelere benzer gerekçelerle sunulan ve bu tutumlarýn devamý olan tezler olarak görülmelidir. O eski tezlerin savunucularýna karþý Bolþevikler nasýl mücadele ettiyse bunlarýn yeni türleri de öyle bir mücadeleyle ve ayný araç ve yöntemlerle alt edilmelidirler. Pusulasýný Þaþýrmayan Komünistler Tuzla da Troçkizm üzerine ev sohbeti Bulunduðumuz mahallede KöZ de yazý dizisi biçiminde çýkan Troçkizm konusunu tartýþtýðýmýz bir ev sohbeti gerçekleþtirdik. Troçkizm yazý dizisi uzun olduðu için iki bölüm halinde ele aldýk ve ilkinde Troçkizm ne olduðu ve tasfiyecilik konusu üzerinde konuþtuk. Ýkincisinde ise Troçki ve Troçkistlerin Bolþevizm ve Komünist Enternasyonal in ilke ve amaçlarýna nasýl yaklaþtýklarýný konuþtuk. Ýki bölüm halinde yaptýðýmýz sohbette özet olarak þunlarý anlattýk: Troçkizm denince aklýmýza ne gelir? "En belirgin olarak iþçi partisi-kitle partisi ayrýmýna yanlýþ bir yaklaþým aklýmýza gelir. Troçki devrimci partinin deðil, kitle partisinin yaratýlmasýnýn gerektiðini söylemiþtir. Lenin in katkýsý ise iþçilerin birliðinden önce komünistlerin birliðinin saðlanmasýnýn gerektiðidir. Oportünizmle, troçkizmle ve tasfiyecilikle mücadele referanslarýmýzdan ve ilkelerimizden vazgeçmeden komünist partide ýsrar etmekle ve örgütsel birlikle eylem birliklerini birbirinden ayýrmakla mümkündür. Bolþevik parti oportünizm ile mücadele ettiði için devrimi yapabilmiþtir. Troçkistler Bolþeviklerin ve Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresini sahipleniyor mu? Sol içinde genel olarak Troçkist olmakla suçlanýlýr, pek çok siyaset birbirini böyle suçlar. Hatta troçkist olmak bir hakaret olarak deðerlendirilir. Troçkizm üzerine yazýlmýþ ve üretilmiþ pek çok efsane var. Bunlarýn doðruluðu ya da yanlýþlýðýyla ilgilenmiyoruz. Bizim açýmýzdan deðerlendirilecek tarafý Troçki ve Troçkistlerin Bolþeviklerin ve Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresinin ilke ve amaçlarýna sadýk olup olmadýklarýdýr. Troçki Bolþevikler ile Menþevikleri birleþtirmeye çalýþýyordu. Parti içinde devrimci partinin üyesi kimler olmalý diye bir tartýþma oluyor. Bolþevikler, 'üye olmak için partinin herhangi bir hücresinde ya da komitesinde çalýþmak ve aidat vermek gerekir diyor. Menþevikler ise sadece aidat verilmesinin üye olmak için yeterli olduðunu söylüyorlar. Burada bir ayrýþma gerçekleþiyor. Bolþevikler iktidarý iþçilerin almasý gerektiðini söylerken, Menþevikler iktidarý iþçilerin almasýna gerek olmadýðýný söylüyor. Troçki de arada yýllarca Bolþeviklerle Menþevikleri birleþtirmeye çalýþýyor. Devrim olduktan sonra da "devrimci partiye gerek yok, kitle partisi gerekli" diyor. Kitle partisi zaten Sovyetlerdir, iþçiler kendi örgütlenmelerini kurmuþlardýr. Bolþevikler, "devrimci parti onlara öncülük etmesi için gereklidir" diyor. Troçki 1917 ye kadar örgütlü olmayan, ortada olan birisi. Herhangi bir örgüt kurmaya çalýþmamýþtýr. Devrim olunca da Bolþevik parti içinde yer almýþtýr. Lenin in hastalýðý döneminde de partiye üyelik, aday üyelik konusu tartýþýlýyor. Lenin aday üyelik süresinin kýsaltýlmamasý, aksine uzatýlmasý gerektiðini savunuyor bir mektupla. Ancak Troçki ise aday üyeliði kýsaltýp deneyimsiz ve disiplinsiz herkesin partiye alýnmasý yönünde karar alýnmasýna yol açýyor. Bu da Troçki nin ve Troçkistlerin Bolþevik partinin ve Komünist Enternasyonal in ilke ve amaçlarýný sahiplenmediðini gösteriyor. Bu tutum, Komünist Enternasyonal in tasfiye olmasýnda da etkili oluyor. Troçki nin öldürülmesi cinayet mi, siyasi kavga mý? Troçki nin yakýn aile fertleri ve pek çok baþka yoldaþý da yargýlanýp mahkum edilerek veya yargýlanmadan öldürülmüþlerdir. Bunun aile fertlerine kadar uzatýlýp onun soyundan gelenlerin neredeyse hepsinin suçlu muamelesi görmesinin haklý gösterilecek bir tarafý yoktur. Ancak bu olaylarýn adi cinayetler ve faillerinin sýradan katiller olduðunu düþünmek de yanlýþ olur. Troçki herhangi bir devletin gizli servisi hesabýna çalýþan bir ajan olmadýðý gibi, onun ölümünü organize edenler ve bizzat bu eylemin içinde yer alanlar da gizli servis memurlarý deðildirler. Onlar uluslararasý planda sürdürülen bir siyasi davanýn militanlarýdýr ve ayný davanýn taraftarlarý tarafýndan da kahraman olarak kabul edilmiþ ve benimsenmiþtirler. Söz konusu olan devrim ve komünizm davasýna baðlý olma iddiasýný taþýyan militanlarýn eylemlerdir. Onlarýn bu eylemleri amaçlarý uðruna herhangi bir görev gibi üstlendikleri ödevler olarak görülüp yerine getirildiðinden þüphe edilmemelidir. Ramon Mercader in hayat hikayesi bu olaylar zincirinde yer almýþ olan kimselerin hangi çerçevede hareket ettiklerini göstermektedir. Troçki yi öldüren Ramon Mercader polise verdiði ifadede Troçki yi öldürmesini onunla arasýndaki bir kiþisel sorun olarak açýklamýþtýr. Ama durum ne kiþisel bir sorun ne de bir cinayettir. Bu siyasal bir tutumun sonucudur. Bu tutum da Mercader in temel eðitiminin nasýl þekillendiði ile yakýndan ilgilidir. Söz konusu olan birbirlerini davalarýnýn düþmaný saymakla beraber, ayný davaya baðlýlýklarýný ilan etmekten geri durmayan iki akým arasýndaki bir çatýþmadýr. Bu tür çatýþmalar da gerek uluslararasý hareketin gerekse de Türkiye sosyalist hareketinin yabancýsý olduðu bir durum deðildir. Bu bakýmdan Troçki nin öldürülmesi de dahil pek çok benzer olayýn ardýnda esasen bir adi cinayet veya gizli servis komplosu deðil, bir siyasi kavga olduðunu söylemek gerekir. Sol içi þiddete nasýl bakýyoruz? Sol içi þiddet genel olarak bir siyasetin diðer siyaseti karþý-devrimci olarak görmesinden kaynaklanýyor ve bu nedenle birbirilerinin siyaset yapmalarýna engel olmak için þiddet kullanýlýyor. Bunun dýþýnda da bazý dönemlerde bir siyasetin diðeri hakkýnda yazdýðý eleþtiri yazýsý ya da herhangi bir konudaki tutumundan rahatsýz olunmasý durumunda þiddete baþvuruluyor. Ýþçi hareketi ve sol içinde oportünist olarak kabul edilen akýmlara týpký karþý-devrimci burjuva siyasi kuvvetlerine ve devlete karþý meþru görülen yöntemle mücadele etmenin meþruluðu kabul edildikten sonra ipin ucu kaçmýþ oluyor. Bu durumda kendi örgütünün içindeki türlü muhalif veya aykýrý eðilimleri de oportünist, karþýdevrimci olarak tanýmlayýp bunlara karþý sýnýf düþmanýna karþý benimsenen tüm araç ve yöntemlerle mücadele etmenin önünde bir engel kalmamýþ oluyor. Troçki ye yapýlan suikast eyleminin ardýndaki asýl yanýlgý bundan kaynaklanýyor. Söz konusu olan sadece suikastler deðildir. Yalan, komplo gibi tertipler vs. de bu kapsama girer. Burjuvaziye ve faþistlere karþý meþru olan yöntemlerin hiçbiri sol ve iþçi hareketi içindeki siyasi kavgalarda ve özellikle de örgüt içi çatýþmalarda 'siyasi mücadeledir' diyerek meþru kabul edilemez. Bu durum sýnýf mücadelesinin hedefinin yanlýþ anlaþýlmasýndan kaynaklanýr. Sýnýf mücadelesi iki karþýt sýnýf arasýndaki somut ve kesin olarak da burjuvazi ile proletarya arasýndaki mücadeledir. Herhangi bir sýnýfýn herhangi bir sýnýfa karþý mücadelesi deðildir. O nedenle proletaryanýn örneðin küçük burjuvaziye, köylülüðe karþý bir mücadele de burjuvaziye karþý mücadelenin yol ve yöntemleriyle mücadele etmeyeceði ne kadar doðruysa iþçi hareketi veya parti içindeki burjuva siyasetinden esinlenen akýmlara karþý da bu yol ve yöntemlerle mücadele etmemesi gerekir." Bulunduðumuz mahallede KöZ ü tanýyan ve sahiplenenlerin Troçki ve Troçkizm konusundaki kafa karýþýklýðýný gidermeye çalýþtýðýmýz ve Troçkizmi nasýl deðerlendirdiðimizi anlattýðýmýz verimli iki sohbet gerçekleþtirmiþ olduk. Tuzla dan Komünistler

18 Sayfa 18 Nisan 2012 Troçkistlerle Troçkizm karþýtlarýný buluþturan Sürekli Devrim efsanesi Sürekli devrim teorisi herhalde Troçkizmle özdeþ kabul edilen baþlýca kavramlardandýr. Hatta Lenin sonrasý sosyalist kuþaklar arasýnda Troçkizm bahis konusu olduðunda kullanýlan en yaygýn fetiþlerden biridir. Troçki nin taraftarlarý için her sýkýþýk durumda baþvurulabilecek bir týlsýmlý sözcük; karþýtlarý için ise, cehennemin kapýlarýný aralayan bir kara büyü tekerlemesi gibi algýlanýr olmuþtur sürekli devrim. Bu kavram Troçki ve Troçkizmle o kadar özdeþleþmiþtir ki, Troçkist olarak adlandýrýlmama kaygýsýyla bu kavramý kullanmaktan öcü gibi kaçma refleksi yaygýnlaþmýþtýr. Hatta bu kavramý icat edenin ve ilk kullananýn Troçki olduðunu sanmak iþten bile deðildir. Oysa sürekli devrim kavram olarak ilk kez 1850 de Komünistler Birliði örgütünün Merkez Komitesi nin örgüte hitabýnda kullanýlmýþtýr:... demokratik küçük burjuvalar... demokratik parti içinde her türlü fikri kapsayacak büyük bir muhalefet partisinin kurulmasýna çalýþýyorlar; yani içinde genel sosyal demokratik lafazanlýklarýn aðýr bastýðý... sevgili barýþ uðruna proletaryanýn belirli isteklerinin öne sürülmesine imkan vermeyecek bir partide iþçileri tutsak etmeye çalýþýyorlar. Böylesi bir birlik, doðrudan doðruya onlarýn yararýna, proletaryanýn ise hepten zararýnadýr....ýþçiler,... burjuva demokratlara alkýþ tutan bir koro olmaya rýza göstereceklerine,... baðýmsýz, gizli ve genel bir parti örgütünü kurmaya gayret etmeli... ve bu örgütün her bölümünü proletaryanýn tavýr ve çýkarlarýnýn burjuva etkilerden baðýmsýz olarak tartýþýldýðý iþçi topluluklarýnýn merkezi ve çekirdeði haline getirmelidir... Ama daha zaferin ilk saatlerinden itibaren iþçilere ihanet edecek olan bu partiye (küçük burjuva demokratlarýnýn partisine -çn)... karþý koyabilmek için iþçiler silahlý ve örgütlü olmalýdýr... Ýþçiler kendilerince seçilmiþ komutanlar ve kendi seçtikleri genel kurmayla baðýmsýz olarak proleter muhafýzlar olarak örgütlenmeli ve devlet otoritesinin deðil, iþçilerin belirleyeceði devrimci topluluk konseyleri komutasýna geçmelidirler.... Silahlar ve donaným hiçbir biçimde teslim edilmemeli, her türlü silahsýzlandýrma çabasý gerekirse zora baþvurarak püskürtülmelidir......hatýrasý halkta sadece nefret duygusu uyandýran kiþilerle, kamu binalarýna karþý halkýn giriþtiði intikam hareketlerine, sözde aþýrýlýklara, muhalefet etmek þöyle dursun, bu gibi hareketleri hoþgörüyle karþýlamakla da yetinilmemeli, bunlara önderlik edilmelidir Demokratik küçük burjuvazi, devrimi mümkün olduðu kadar çabuk... sona erdirmek istedikçe; az çok mülk sahibi tüm sýnýflar egemen konumlarýndan def edilene dek; proletarya devlet iktidarýný fethedinceye ve bütün proleterlerin birliði, bir tek ülkede deðil, dünyanýn tüm hakim uluslarýnda proleterler arasýndaki rekabeti ortadan kaldýracak ölçüde geliþinceye; ve en azýndan baþlýca üretici güçler proleterlerin elinde toplanana kadar devrimi sürekli kýlmak çýkarýmýz ve görevimizdir... Alman iþçileri sýnýf çýkarlarýnýn ne olduðunu açýk seçik saptayarak, en kýsa zamanda baðýmsýz bir partide mevzi tutarak, ve demokrat küçük burjuvalarýn iki yüzlü sözlerine kanýp, proletaryanýn partisinin baðýmsýz örgütünü kurmaktan çekinmek gibi bir davranýþa bir an olsun kapýlmayarak, nihai zaferleri uðrunda ellerinden geleni kendileri yapmalýdýr. Savaþ naralarý Sürekli Devrim olmalýdýr. (Köln Davasý Üzerine Açýklamalar derlemesi içinde, Ana yayýnlarý, Ýstanbul 1977, s , altýný biz çizdik) Bu bildiri Marx ýn kaleminden çýkmýþtýr. Besbelli ki yönetiminde bulunduðu örgüt tarafýndan da paylaþýlmaktadýr. Bu bildirgeden önce de Marksistlerle Blankistlerin 1850 yýlýnda Londra da birlikte kurduklarý ve kýsa ömürlü olan Devrimci Komünistlerin Evrensel Derneði adlý derneðin tüzüðünün amaç maddesinde de þöyle bir ifade geçmekteydi: Derneðin amacý tüm ayrýcalýklý sýnýflarýn ortadan kaldýrýlmasý, bu sýnýflarýn proletaryanýn diktatörlüðüne tabi tutulmasý ve insan ailesinin son örgütlenme biçimi olacak olan komünizmin gerçekleþmesine kadar devrimin sürekli kýlýnmasýdýr. (Marx- Engels T.E. cilt 7, s altýný biz çizdik) Buna raðmen, her nedense, sürekli devrim dendiðinde akla Komünistler Birliði, Blankistler veya Marx deðil, Troçki gelmektedir. Oysa Troçki ye atfedilen sürekli devrim teorisinin temellerinin atýldýðý iddia edilen Sonuçlar ve Olasýlýklar baþlýklý broþürde sürekli devrim kavramý bir kez bile geçmemektedir. Hatta bu kavramýn ilk kez kullanýldýðý Komünistler Birliði nin söz konusu metnine bir gönderme dahi yoktur. Bununla birlikte, her nedense bu kavramý Troçki nin adýyla anmak gerek taraftarlarý gerekse de muarýzlarý arasýnda adettendir. Oysa Onyedinci Yüzyýl'da Ýngiltere'dekinden, Onsekizinci Yüzyýlda ise Fransa'dakinden daha geliþkin bir Avrupa uygarlýðý koþullarýnda ve çok daha geliþmiþ bir proletarya ile yapýlmak zorunda olan bir burjuva devrimi arifesinde olan Almanya için ve devrimci partinin baðýmsýzlýðýný vurguyla savunarak söylenen bu sözler en çok Lenin in 1917 Þubat-Ekim arasýnda savunduklarýna yakýndýr. Lenin in, 1900 lü yýllarýn baþýnda Avrupa devrimini ateþleyecek olan burjuvazisiz bir burjuva devrimi perspektifiyle Rusya için söylediklerine de fazlasýyla benzemektedir. Komünist Manifesto daki Almanya'daki burjuva devrimi, onu hemen izleyecek bir proleter devriminin baþlangýcý olacaktýr sözleri dahil, Komünistler Birliði nin gecikmiþ bir burjuva devrimi hakkýndaki saptamalarýnýn pek çoðu 1900 lerin baþýndan itibaren Rusya için uyarlanarak, Lenin tarafýndan tekrar tekrar ifade edilmiþtir. Ama buradan hareketle Lenin in Komünistler Birliði Merkez Komitesi nin sürekli devrim fikrini savunduðunu ileri sürmek kimsenin aklýna gelmiþ deðildir. Lenin'in 1905 teki formülasyonunda en önemli nokta devrimci partinin baðýmsýz varlýðý ve baþlý baþýna bir etken olarak rolüdür. Bu açýdan bakýldýðýnda bile, 1850 lerin baþýnda Komünistler Birliði Merkez Komitesinin formüle ettiði anlayýþla Lenin in devrime bakýþ açýsý ve küçük burjuva ve burjuva demokratlarýna iliþkin tutumunun benzerliði tartýþmasýzdýr teki Lenin i hem 1850 deki Komünist Birlik ile, hem de Nisan 1917 deki Lenin ile buluþturan çizgi de buradadýr. Bolþevikleri Menþeviklerden de, Troçki'den de, hatta bugün güya Leninizme sahip çýktýðýný iddia edenlerin birçoðundan da ayýrdeden kalýn çizgi de buradadýr. Bu çizgi ayný zamanda 1905 te Menþeviklerle bolþevikleri, 1917 deki Nisan Konferansý nda eski bolþevikler diye anýlanlarla Lenin i birbirlerinden ayýrdeden çizgidir. Troçki ile Lenin de ayný ayrým çizgisi üzerinden ayrýþýr. O gün bugündür bütün menþeviklerle bolþeviklerin ayrýþmasýndan hala bu çizgi önemli bir eksen oluþturmaktadýr. Bununla birlikte, Sürekli Devrim kavramýnýn patenti Troçki ye atfedildiði gibi, Lenin in 1917 Nisanýnda bu fikre geldiðini söyleyenler de az deðildir. Bu nedenle Troçki ve sürekli devrim teorisi arasýndaki özdeþliðin hangi süreçte nasýl kurulduðunu hatýrlamakta ve bu çarpýtmanýn nasýl kurgulandýðýný irdelemekte yarar var. 1.Ýlginçtir ki, bazý Türkçe çevirilerde troçkist olarak adlandýrýlma kaygýsýyla olsa gerek, bu ifade «sürekli devrim» yerine «devrimin sürekliliði» diye geçmektedir! Bkz. Troçki ile Sürekli Devrim Teorisi nin özdeþleþtirilmesi ne zaman gündeme geldi? SBKP Merkez Komitesi 1923 yýlýnda Troçki'nin o zamana kadar yazýlmýþ eserlerini bir toplu eserler dizisi halinde yayýnlama kararý almýþtý. Sovyet Devlet Yayýnevi tarafýndan derlenip basýlan bu dizinin üçüncü cildi, Troçki'nin 1917 yýlý boyunca yaptýðý konuþmalarý ve yazdýðý yazýlarý kapsamaktaydý. Sonradan ünlenerek Ekim Dersleri diye bilinen makale de, 1924 Eylül'ünde basýlan ve 1917 baþlýðýný taþýyan bu cilde yazýlmýþ bir önsözdür. Ama tarihte ve Troçki nin kaderinde herhangi bir önsözden çok daha derin bir anlam kazanacaktýr. Bu önsözde Troçki, o zaman uluslararasý komünist hareket çerçevesinde sýcaðý sýcaðýna tartýþýlmakta olan Almanya ve Bulgaristan daki 1923 teki yenilgileri 1917 Ekim deneyimiyle karþýlaþtýrarak deðerlendirmektedir. Ama bu önsöze asýl önemini kazandýracak olan bu yönü deðildir. Orada Troçki ayný zamanda þunu söyledi: Hiç þüphesiz eski anlaþmazlýklarý alevlendirme tehlikesini göze almadan Ekim'i incelemenin ya da Ekim ile ilgili belgeleri yayýnlamanýn bile imkansýz olduðu þeklinde bir itirazda bulunulabilir. 1917'deki anlaþmazlýklar gerçekten pek derin olup, hiç bir suretle raslantý deðildi. Fakat aradan bir kaç yýl geçtikten sonra bugün, bunlarý o zaman yanýlmýþ olanlara karþý bir silah olarak kullanmaya çalýþmaktan daha bayaðý bir þey olamaz. Ne var ki basit kiþisel mütalaalar dolayýsýyla Ekim Devrimi'nin uluslararasý bir anlam taþýyan en önemli meseleleri hakkýnda sessiz kalmak hiç kabul edilemez. Eski Anlaþmazlýklar Kastettiði eski anlaþmazlýklar somut olarak Lenin in 1917 de Rusya ya dönmesiyle birlikte Bolþevikler arasýnda iyice gerginleþen anlaþmazlýk ve tartýþmalardý. Daha somut olarak bir yandan o sýrada Pravda yý yöneten Stalin, Kamenev ve onlar gibi düþünen yoldaþlarýyla, savaþa ve Geçici Hükümete karþý tutum konusundaki anlaþmazlýk söz konusudur. Diðer yandan ise Zinoviev ile Zimmerwald dakiyle baþlayan konferanslar dizisine iliþkin tutum konusundaki anlaþmazlýk söz konusudur. Troçki nin. bu konuda sessiz kalmak kabul edilemez diyerek, daha bayaðý bir þey olamaz demeyi de ihmal etmediði þeyi yaptýðý sýrada, Stalin, Zinoviev ve Kamenev SBKP yönetiminde bir ittifak oluþturmuþ durumdaydý (o zaman bu ittifak Rusçada üç atýn çektiði bir tür kýzak anlamýna gelen Troyka diye anýlýyordu). Üstelik bu önsözün yayýnlanmasýndan bir yýl kadar önce (15 Ekim 1923), partinin 46 ünlü ve tanýnmýþ sorumlusunun imzasýný taþýyan bir muhalefet bildirisi yayýnlanmýþ bulunuyordu. Ýzlenen ekonomi politikalarýný ve parti içi rejimi hedef alan kimi eleþtirileri ifade eden ve 46 lar platformu diye anýlan, bu oldukça heterojen platform, Polit Büro çoðunluðunu oluþturan Stalin, Zinoviev, Kamenev, Tomski ve Rykov u hedef alýyordu. Bu bildirgedeki parti rejimine dair eleþtirilerin birinci elden muhatabý olanlarýn baþýnda, adý konmasa da, elbette tüm yetkileri elinde toplamýþ olan genel sekreter Stalin geliyordu. Lev Kamenev Ekim Dersleri yayýnlandýðýnda Zinoviev Komünist Enternasyonal in resmi yöneticisi durumundaydý. Dolayýsýyla söz konusu önsözdeki Alman ve Bulgar yenilgileri hakkýndaki deðerlendirmeler de doðrudan doðruya onu sorumlu tutan bir içerik taþýmaktaydý. Bu bakýmdan, öyle bir iklimde böyle bir önsöz, açýkça, SBKP yönetimini elinde tutan ve ayný zamanda uluslararasý komünist hareket üzerinde tartýþmasýz bir otoritesi olan Stalin Zinoviev Kamenev ittifakýna karþý bir tür savaþ ilaný anlamýna geliyordu. Hiç kuþkusuz tastamam öyle algýlandý. Bu nedenle, Troçki'nin niyeti ve beyanlarý ne olursa olsun, Ekim Dersleri, Alman ve Bulgar yenilgilerinin Ekim Devrimi'nin dersleri ýþýðýnda irdelenmesi olarak deðil, SBKP içi mücadeleye iliþkin yönüyle öne çýkmýþtýr. Ekim Dersleri baþlýklý önsöz Sovyet Rusya dan baþlayarak uluslararasý alanda yayýlarak derinleþen bir kutuplaþmanýn patlak vermesini saðlayan fitili ateþlemiþtir. Edebi Tartýþma yý Tetikleyen Süreç Troçkizme karþý kampanya ya Dönüþüyor Nitekim Ekim Dersleri nin

19 Nisan 2012 Sayfa 19 yayýnlanmasýnýn hemen ardýndan, o zaman edebi tartýþma diye anýlan bir polemik, SBKP içinde baþlayýp uluslararasý alana yayýldý. Bu çerçevede, her ne kadar Ekim Dersleri doðrudan doðruya kendisine dönük bir içerik taþýmasa da, ilk tepkiyi Stalin verdi. Kasým 1924'te Sovyetler Birliði Ýþçi Sendikalarý Merkez Kurulundaki Komünist grubun tam katýlýmlý toplantýsýnda yaptýðý konuþma, doðrudan doðruya Ekim Dersleri ne bir cevap niteliði taþýmaktadýr. Bu konuþmaya baþlarken Stalin þunlarý söyledi: Bu arada, leninizmle baðdaþmaz özel bir ideoloji olarak troçkizm ve Troçki'nin son edebi taþkýnlýklarý ile iliþkili olarak partinin görevleri üzerinde duracaðým. (J. Stalin, Leninizm mi, Trotskizm mi? derlemesi, Sol Y., 1976, s. 7) Bu konuþmada Stalin, Ekim arifesinde Lenin'le partinin Rusya daki yöneticileri arasýnda görüþ ayrýlýklarý olduðunu doðruladý; ama kýsa sürede bunun giderildiðini de ekledi. Ekim Dersleri nde kendi adý geçmediði halde, Nisan konferansý öncesinde yalpalayan bolþevik yöneticilerden birinin de kendisi olduðunu, fakat kýsa zamanda Lenin'in önerdiði çizgiyi benimsediðini açýkladý (Bkz. age. s.15). Zinoviev ve Kamenev'in 7 Kasým daki ayaklanma kararýna da karþý çýkmakla birlikte, onlarla geri kalanlarýn arasýndaki anlaþmazlýðýn esaslý bir anlaþmazlýk olmadýðýný söyledi ve vurguladý: ortada bir bölünme yoktu ve anlaþmazlýklar bir kaç gün sürdü; çünkü Zinoviev ve Kamenev leninisttiler, bolþeviktiler. (age. s.10). Ayný konuþmada Stalin, Troçki hakkýnda da oldukça dikkatli ifadeler kullandý: Troçki'nin ayaklanmadaki önemi söz götürmez rolünü tartýþma konusu yapmayý istemek aklýmdan geçmez ; Troçki'nin iç savaþ sýrasýndaki rolünü tartýþma konusu yapmayý istemek aklýmdan geçmez ;.evet, doðrudur, Ekim döneminde Troçki gerçekten iyi savaþtý. Elbette bu ifadeler her seferinde, ama özel bir rolü olduðu söylenemez ; asýl baþarý fedakar iþçilerindir ; zaten herkes iyi savaþtý gibi düzeltmelerle geçti. (Bkz. age., s. 10, 12 ve 17) Stalin, ayrýca tam da Troçki'nin kayýt düþmek istediði soruna parmak bastý: Bugün yedi yýl sonra, Troçki Bolþevikler arasýndaki eski görüþ ayrýlýklarý üzerinde kasten duruyor... Ama, birincisi Troçki burada iþi olaðanüstü abartýp þiþiriyor; çünkü Bolþevik Partisi bu görüþ ayrýlýklarýný hiç sarsýlmaksýzýn atlatmýþtýr. Ýkincisi, partimiz bir devrimci parti deðil de bir kast olsaydý kendi içinde görüþ ayrýlýklarýna izin vermezdi... Asýl karþý saldýrý da bu girizgah cümlelerini takiben geldi: Üçüncüsü, bugün Bolþevikler arasýndaki ayrýlýklar üzerinde kasten duran Troçki'nin bir zamanlar hangi tutumu benimsediðini sormak gerekmez mi? (age. s. 16) Böylece eski defterleri karýþtýrma faslýnýn esaslýsý baþlayacaktý. Brest Litovsk konusunda Troçki ile Lenin arasýndaki anlaþmazlýk ve daha eskileri peþpeþe sýralanmaya baþlayacaktý. Troçki'nin sürekli devrim teorisi, köylülüðün rolünü küçümsemesi, likidasyoncularýn safýnda yer alýþý vb. bunlar arasýndadýr. Demek ki, Troçki nin yedi yýl önceki anlaþmazlýklarý kurcalamasýnýn bedeli daha eski ve derin anlaþmazlýklarýn gündeme getirilmesine katlanmakla da kalmayýp yoðun bir karþý saldýrý ile yüzyüze olacaktý Temmuzu ndan beri unutulmuþ olan Troçkizm terimi de o zamana kadar olduðundan çok daha yaygýn ve sýklýkla kullanýlmak üzere, yeniden tedavüle girmekteydi. Nitekim Stalin'in konuþmasý þu sözlerle bitti; ve o günden itibaren bu sözlerde geçen terime atfen, bu ilk tartýþma furyasý Edebi Tartýþma olarak anýldý ve sonradan hýzla unutuldu: Troçkizmin þimdiki atýlýmýnýn amacý, bolþevizme hakaret etmek, onun temellerini kemirmektir. Partinin görevi ideolojik bir akým olarak Troçkizmi gömmektir... Baský tedbirlerine gelince, kesinlikle buna karþýyým. Þimdi yeniden dirilen Troçkizme karþý, baský tedbirleri deðil, ideolojik bir savaþ gereksiyoruz. Bu edebi tartýþmayý biz istemedik. Troçkizm antileninist saldýrýlarý ile bizi buna zorladý. Evet artýk hazýrýz yoldaþlar. (Age. s. 35) Doðrusu Kamenev ve Zinoviev de hazýrdýlar ve dört bir koldan paralel bir saldýrýyý sürdürdüler: Yoldaþ Troçki partimizdeki küçük burjuva unsurlarýn içinde hareket ettiði kanal oldu. Konuþmalarýnýn bütün niteliði, bütün tarihi geçmiþi, bunun böyle olduðunu gösteriyor. Bugün o, partimize karþý mücadelesinde, ülkemizde partimize karþý yöneltilen herþeyin simgesidir.... Partimizin güvendiði tabakalarý, yani partinin kaderini elinde tutan, partinin gelecekteki varlýðý olan gençliðimizi bu anti bolþevik öðretinin bulaþmasýndan kurtarmak için bütün tedbirleri almalýyýz. Bunun için,... Troçkizm ve Leninizm arasýnda seçme yapmanýn zorunluluðu, bunlarýn birbiriyle baðdaþtýrýlamayacaðý konusundaki açýklamalarýn arttýrýlmasý partimizin en ivedi görevi olmalýdýr. (Aktaran Stalin, age., s. 176) Zinovyev ayný kampanya çerçevesinde Ekim Dersleri ni þöyle yorumlamýþtý: Yoldaþ Troçki'nin son çýkýþý ( Ekim Dersleri ) artýk oldukça açýk bir revizyondan, hatta leninizmin esaslarýný doðrudan doðruya tasfiye çabasýndan baþka birþey deðildir. Partimizin t ü m ü, Enternasyonal'in tümü bunu en kýsa z a m a n d a anlayacaktýr.... Þimdi Troçkizmle birleþerek bolþevizme açýkça karþý çýkan, Troçkizmle birlikte çalýþarak partiyi düzenlemek isteyen kimse, leninizmin esaslarýndan ayrýlmýþ olur. Troçkizmin geriye dönük bir aþama olduðunu, Lenin'in partisinin þimdi yanlýz Troçkizme karþý geliþtirilebileceðini kavramak gerek. (aktaran Stalin, age., s. 177) Alexei Rykov Rus devriminin izleyeceði yol hakkýnda Troçki ile Lenin arasýndaki görüþ ayrýlýðý da yeniden gündeme oturdu. Sürekli Devrim teorisi hakkýndaki Troçkist ve anti-troçkist efsanelerin temelleri de bu polemiðin hengamesi içinde atýlmýþ oldu. Böylece aslýnda Bolþeviklerle Menþevikler ve orta yolcular arasýndaki asýl ayrýmlarýn belirgin olarak çizildiði Demokratik Devrimde Sosyal Demokrasi nin Ýki Taktiði baþlýklý programatik belgeniniçeriði de bu polemiðin baþlýca taraflarý tarafýndan elbirliði ile bulanýklaþtýrýldý. Bunun baþlýca nedeni söz konusu kutuplaþmanýn Ekim Dersleri makalesinin tetiklediði bir tartýþmayla þekillenmiþ olmasýyla, dolayýsýyla bu önsözün içeriði tarafýndan belirlenmiþ olmasýyla yakinen ilgilidir. Zira, Kamenev, Zinoviev ve Stalin ile Lenin arasýnda ciddi ayrýlýklar olduðunu göstermek maksadýyla kaleme alýnan bu yazý, aðýrlýklý olarak ünlü Nisan Konferansý na ve o dönemdeki tartýþmalara gönderme yapmaktadýr. Bu konferansta ise baþlýca tartýþmalarýn Ýki Taktik teki perspektif ve formülasyonlarýn nasýl anlaþýlmasý gerektiði hakkýnda olduðu sýr deðildir. Böylece bu eksende geliþen bir polemik furyasý içinde hem sürekli devrim hakkýnda efsanelerin temellerinin atýlmýþ olmasý, hem de Ýki Taktik hakkýnda bir bulanýklýðýn yaratýlmýþ olmasý þaþýrtýcý olmasa gerektir Nisan Dönemeci hakkýndaki efsaneler 1936 daki durumla uygun bir resmi tarih mahiyeti de taþýyan ve çok okunan SBKP (B) Tarihi baþlýklý kitapta, Nisan Tezleri ve Nisan Konferansý hakkýnda söylenen þudur: Lenin in Nisan Tezleri, Parti için, burjuva demokratik devrimden sosyalist devrime, devrimin birinci aþamasýndan ikinci aþamasýna yani sosyalist devrim aþamasýna- nasýl geçileceðini gösteren parlak bir mücadele planý oldu.... Daha 1905 yýllarýnda Lenin, Demokratik devrimde Sosyal-Demokrasinin Ýki Taktiði adlý broþüründe, Çarlýk devrildikten sonra proletaryanýn sosyalist devrimi gerçekleþtireceðini söylemiþti. 24 Nisan 1917 de Bolþevik Partisi Yedinci (Nisan) konferansý toplandý....parti tarihinde bu konferans bir parti kongresi kadar önemli bir yer tutar....nisan Konferansý Kamenev, Zinoviev, Piatakov, Buharin, Rikov ve onlarýn az sayýda taraftarýnýn oportünist, anti-leninist tavrýný açýða çýkardý. (SBKP (B) Tarihi, Kaynak Y., s. 205, 209, 212) Alýntýnýn son cümlesi Troçki nin Ekim Dersleri ni teyit eder gibidir. Oysa o yazýnýn yayýnlandýðý dönemde bunun iftira olduðunu göstermeye çalýþan bir dizi polemik yapýldýðý da bir gerçektir. Bununla birlikte, Lenin in ölümünden sonra yazýlan muhtelif resmi tarih kitaplarýnda bu tür zigzaglý ve birbirini tekzip eden düzeltmelere sýk sýk rastlandýðý için, bu konu üzerinde durmak akla ziyan olur. Bu alýntýda asýl önemli olan, Nisan konferansýnýn devrimin burjuva demokratik aþamadan sosyalist devrim aþamasýna nasýl geçileceðini gösterdiði ve böylece Ýki Taktik teki tespiti doðruladýðý hakkýndaki saptamadýr. Bu saptama sadece Nisan Konferansýndaki tartýþmalarýn çarpýtýlmasýndan ibaret deðildir; ayný zamanda Ýki Taktik te söylenenlerin çarpýtýlmasý anlamýna gelmektedir. Lenin Nisan Konferansý nda Hangi Ýki Aþamadan Söz Etti? Lenin in Nisan Konferansý ndaki müdahalesi demokratik devrim aþamasýndan bir an evvel sosyalist devrim aþamasýna geçmek maksadýyla deðildir. Çünkü tam tersine çarýn devrilmesinin ardýndan hükümetin burjuvazinin eline geçmesi nedeniyle, bu demokratik devrimin gerçekleþmediðini ve gerçekleþemeyeceðini vurguyla söylemektedir. Demokratik devrimin tamamlanabilmesi için, Ýki Taktik te öngörüldüðü gibi, iktidarýn iþçilerin ve köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðü nün eline geçmesi gerektiðini yoldaþlarýna hatýrlatmaktadýr. Devrimi yapan iþçiler ve askerlerdi. Ama baþka devrimlerde sýk sýk olduðu gibi, önce iktidarý ele geçiren burjuvazi oldu... Çarý deviren ayaklanmýþ iþçiler ve askerler olduðu halde yeni geçici hükümeti tayin eden çarýn Devlet Dumasý oldu. Bu geçici hükümet liberal kapitalistlerin ve büyük toprak sahiplerinin temsilcilerinden oluþmaktadýr. (TE. c.23, s ) Bu hükümette ayný zamanda Sosyalist Devrimci partiden bir bakan, yani Kerensky de vardý. Kuþkusuz demokratik devrimde burjuvaziyi desteklemek ve/veya onunla koalisyona girmek gerektiðini düþünen Menþevikler için bu tablo makul ve uygun olabilirdi. Onlarýn düþman ikizleri olan Sosyalist Devrimciler in bir kýsmý da öyle düþünmeye baþlamýþtý. Böylelikle demokratik devrim uðruna burjuvazinin peþine taktýðý köylülere, bir de iþçilerin ve sosyalistlerin desteðini katmak gerektiði fikri yayýlmaya baþladý. Kuþkusuz Ýþçilerin Köylülerin Devrimci Demokratik Diktatörlüðü ile demokratik devrimi taçlandýrmak üzere mücadele eden Bolþeviklerin bu formüle ayak uydurmasý mümkün deðildi. Mamafih bu koalisyona girmeyi savunup desteklemek deðilse de, devrimi ayaklanan iþçilerin ve köylülerin yapmýþ olmasýna ve hükümette bir Sosyalist Devrimci bakan olmasýna bakarak, bu hükümete köstek olmamak, hatta dolaylý biçimde bile olsa destek olmak gerektiði fikri, Bolþevikler arasýnda da dikkat çekici bir oranda baþ göstermiþti. Üstelik söz konusu olan sadece geçici hükümetin yapýsý hakkýnda bir yanýlgýdan ibaret de deðildi. Bu hükümetin bilhassa savaþa karþý tutum konusunda Bolþeviklerinkine tamamen aykýrý tutumu, yani savunma çizgisinde savaþa devam etme ve bozgunculuðu ayaklarý yere basmayan bir tutum olarak görme tutumu da Bolþevikler arasýnda, hatta yayýn organlarý düzeyinde yanký bulmaktaydý. Ýþte Lenin, bilhassa bu iki konuda müdahale etmek üzere Nisan Konferansýndaki kürsüye çýktý. Bereket, sonuçta Konferans delegelerinin çoðunluðu bu iki konuda da Lenin in önerilerini benimsediler. Lenin in arzu ettiði toklukla olmasa da, konferans çoðunluðu, Geçici Hükümet in desteklenmemesi ve bütün iktidar sovyetlere! þiarýnýn benimsenmesi doðrultusunda oy kullandý. Lenin in Menþeviklerle ve Sosyalist Devrimcilerle yakýnlaþma taktiklerinin reddedilmesi yolundaki uyarýlarý da itibar gördü. Ama bunlar esasen Bolþeviklerin Ýki Taktik te çizilen perspektifle ve Ýkinci Enternasyonal in yozlaþmasý konusundaki tahlille, bundan çýkan sonuçlarý yeniden benimsemesi çerçevesindedir. Yani söz konusu olan, asla Lenin in Bolþeviklere yeni fikirler kabul ettirmesi anlamýna gelmekte deðildir. Olsa olsa, Bolþevik Parti nin Rusya daki yöneticilerinin kýsa bir dönem için benimsediði hatalý bir çizginin

20 Sayfa 20 Nisan 2012 doðrultulmasý anlamýnda görülebilir; ki bu da Bolþeviklerin tarihinde ilk defa görülmekte deðildir. Buna karþýlýk asýl yeni olan, Lenin in partinin isminin deðiþmesi, Stockholm konferansýna gidilmemesi, derhal yeni bir enternasyonal giriþiminin baþlatýlmasý gibi önerileriydi. Bu yeni öneriler ise hiç mi hiç itibar görmemiþtir; partinin isminin komünist parti olmasý önerisine bir tek Lenin in kendisi olumlu oy vermiþtir örneðin. Bu yeni öneriler baðlamýnda bir tek parti programýnýn yeniden yazýlmasý önerisi kabul edilmiþtir; ama bu da ancak 1919 da gerçekleþecektir. Öte yandan, SBKP (B) Tarihi kitabýnda söylendiði gibi, devrimin demokratik aþamadan sosyalist aþamaya geçmesi konusunda bir tartýþma veya bir karar Nisan Konferansý nda bahis konusu bile edilmiþ deðildir. Zaten o tartýþmalarda Troçki nin 1905 te Bolþeviklerin formülasyonuna karþý ifade ettiði sloganý hatýrlatarak, kendi tutumunu izah eden Lenin in böyle bir yönelimi savunmasý bahis konusu olamazdý: Eðer, Kahrolsun Çar, Yaþasýn iþçi hükümeti deseydim, böyle bir (öznelcilik) tehlikesiyle karþý karþýya bulunurdum. Ama böyle bir þey demedim, tamamen baþka bir þey dedim. Rusya da (burjuva hükümetinden baþka) iþçilerin, tarým ücretlilerinin, askerlerin ve köylülerin vekillerinin sovyetlerinden baþka bir hükümet olamayacaðýný söyledim. Bugün Rusya da, iktidar ancak içinde açýkça köylülüðün, askerlerin, küçük burjuvazinin egemen bulunduklarý sovyetlere geçebilir, dedim. (Nisan Tezleri, s. 23) Bu ifade Nisan Konferansý nda sýk sýk tartýþýlan devrimin birinci aþamasýndan ikinci aþamasýna geçiþ konusunun anlaþýlmasý için kilit bir anlam ifade eder. Demokratik Devrimde Sosyal Demokrasinin Ýki Taktiði kitabýnýn yazarý, (baþta Kamenev olmak üzere) bir kýsým yoldaþýný Ýþçilerin Köylülerin Devrimci Demokratik Diktatörlüðü formülüne saplanýp kalmakla eleþtirirken, sýk sýk altýný çizerek, bunu, bu formülü çöpe atmak gerektiði için söylemediðini ifade etmektedir. Bu vurguyu yapmaktan maksadýný açýklarken de Ýþçilerin Köylülerin Devrimci Demokratik Diktatörlüðü bir anlamda, bir yere kadar gerçekleþmiþtir demektedir. Bundan anlaþýlmasý gerekeni de kuþkulu bir boþluða býrakmakta deðildir. Bu ifadeyi ikili iktidar durumunun özgünlüðü çerçevesinde izah etmektedir. Bu izah özetle þöyledir: Ýþçilerin köylülerin ayaklanmasýyla baþlayýp çarýn devrilmesine varan devrim iki ayrý hükümete hayat vermiþtir. Bir yanda iktidarý devrimi yapan iþçilere ve köylülere býrakmak istemeyen burjuvazinin geçici hükümeti, bir yanda da iþçilerin köylülerin devrimci demokratik iktidarýný ifade eden Sovyetler iktidara ortaktýrlar. Bu bakýmdan, ikili iktidarýn bir ayaðý zaten ÝKDD yi ifade etmektedir; bu nedenle bu formül bir anlamda ve bir yere kadar gerçekleþmiþtir. Ama Lenin e göre böyle kalamaz. Eðer Sovyetler veya orada temsil edilen güçler geçici hükümeti destekleme gafletine düþerse, ikili iktidar geçici hükümetin lehine son bulur ve iþçilerin köylülerin baþlattýðý devrim yeniden monarþistlerle anlaþma yolunu tutacak olan burjuvazinin eline geçer. Eðer Sovyetler tüm iktidarý ellerinde toplamak üzere ikili iktidara son verirse, o zaman, otokrasinin yýkýlmasýyla baþlayan ve iktidarýn iþçilerin köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðünün eline geçmesiyle taçlanan devrim, kesintisiz bir süreklilik içinde (Lenin in deyiþi) sýnýfsýz topluma doðru uzanýr. Ýki Taktik te öngörülen de budur ve bu bakýmdan o perspektif 1917 de tamamen doðrulanmýþtýr. Kaldý ki, bunu görmek için bilhassa RSDÝP ikinci kongresinde tüzük tartýþmasý üzerinde beliren Bolþevik/Menþevik ayrýþmasýnýn, nasýl, Lenin in öngördüðü gibi iki ayrý stratejiye hayat verdiðini hatýrlamak da yerinde olur. Ýki Taktiðin ana konusu, ilk Bolþevik kongre olarak da anýlan Londra daki RSDÝP Üçüncü Kongresinin kararlarýyla, Menþeviklerin buna alternatif olarak topladýklarý Cenevre Konferansýnýn kararlarý arasýndaki ayrýmý ifade eder. Zaten kitabýn baþlýðýndaki Ýki Taktik ifadesi bu ayrýma iþaret etmek içindir. Söz konusu kitapta döne döne karþýlaþtýrýlan bu iki taktikten bir tanesi Londra Kongresi kararlarýnda apaçýk bellidir: 1) Konumu gereði en ileri ve tek tutarlý devrimci sýnýf olan proletarya Rusya daki devrimci demokratik hareket içinde de önder rolünü oynamak zorundadýr. 2) Bu hareket (devrimci demokratik hareket-çn) þimdiden bir silahlý ayaklanma zorunluluðunun meydana çýkmasýna varmýþtýr. 3) Proletarya bu ayaklanmada en enerjik rolü üstlenmekten kaçýnamaz; ve bu da Rusya daki devrimin kaderini tayin edecektir. 4) Proletarya ancak, ona mücadelesinde hem ideolojik bakýmdan hem de pratik bakýmdan rehberlik eden sosyal demokrat iþçi partisinin bayraðý altýnda, tek ve baðýmsýz bir siyasal güç olarak bir araya geldiði takdirde bu devrimde bir önderlik rolü üstlenebilir. 5) Proletarya ancak bu rolü yerine getirebildiði takdirde, burjuva demokratik Rusya nýn mülk sahibi sýnýflarý karþýsýnda sosyalizm mücadelesi için en elveriþli koþullarý elde edebilir. Bu itibarla RSDÝP Üçüncü Kongresi, proletaryayý otokrasiye karþý silahlý ayaklanma yoluyla doðrudan mücadele etmek için örgütlemenin, mevcut devrim döneminde partinin en acil ve en önemli görevlerinden biri olduðunu kabul eder. ( Bkz. TE. c.9, s. 68) Ýki Taktik te sýk sýk gönderme yapýlan bu kongre kararýnýn tam metnini Lenin kitabýn 1907 baskýsýnda aynen aktarýlmasýný da istemiþti. Bu baskýnýn içinde yer aldýðý On Ýki Yýl derlemesinin Önsöz ünde ise, bu hususta þunlarý söyledi: Burada bu kez sistematik olarak menþeviklerle aramýzdaki temel farklýlýklar sergilenmektedir. Baharda Londra da toplanan RSDÝP 3. Kongresi (Bolþevik) ve Cenevre deki menþevik konferans tamamen bu anlaþmazlýklarý ele almakla uðraþmýþtýr; ve nihayet proletaryanýn görevleri bakýmýndan burjuva devrimimizin bir bütün olarak deðerlendirilmesinde temel bir görüþ ayrýlýðýna vararak sonuçlanmýþtýr. Bolþevikler demokratik devrimde proletaryaya önderlik rolünü atfederken, menþevikler ona bir uç muhalefet rolü biçmekteydi. Bolþevikler devrimin sýnýf karakterini ve sýnýfsal anlamýný olumlu bir tarzda tanýmlayýp, muzaffer bir devrim proletarya ve köylülüðün devrimci demokratik diktatörlüðüne varan bir devrimdir. diyorlardý. Menþevikler ise burjuva devrimi kavramýný o kadar yanlýþ bir biçimde yorumluyorlardý ki, proletaryanýn devrimde burjuvaziye kölece tabi bir rol üstlenmesine razý olmaya varýyorlardý.... (T.E., c. 13, s. 113) Besbelli ki, Lenin Nisan Tezleri nde savunduðu fikirleri oluþturmak için 1917 Nisaný ný beklemiþ deðildir. Bolþevikler de o konferansta olumlu oy verdikleri görüþleri ilk kez o zaman iþitmiþ deðillerdi. Kaldý ki, Lenin in 1905 teki formülasyonunun doðruluðunu ve 1917 deneyimi içinde doðrulandýðýný teslim edenlerden biri de Troçki dir. Üstelik Troçki, Lenin in Nisan da vardýðý nokta ile kendi teorisi arasýndaki iliþki konusunda, efsanelere mahal vermeyen bir açýklama yapmýþtýr. Sürekli Devrim kitabýnýn giriþinde, uzunca bir dipnot düþerek þunlarý söyler: 'da Lenin'in benim öngörümü doðru bulmasý için, benim tavrýmla kendisininkini karþý karþýya getirmesine gerek yoktu. Her iki bakýþ açýsýný tarihsel geliþimleri içerisinde ele almasý yeterliydi. Lenin'in Demokratik Diktatörlük formülünü her kullanýþýnda içini doldurduðu ve bu varsayýmsal formülün kendisinden çok, sýnýflar arasý iliþkilerdeki somut deðiþimlerin tahlilinden çýkarsanan somut içeriði burada hatýrlatmaya gerek yok. Bu taktik ve örgütsel içerik devrimci gerçekçiliðin klasik bir örneði olarak ebediyen tarihe geçmiþtir. Taktik yahut örgütsel bakýmdan Lenin'e karþý çýktýðým hemen hemen her durumda, hiç deðilse bunlarýn en önemlilerinde haklý olan oydu. Ýþte bu nedenledir ki, sadece tarihsel anýlarý hatýrlatma anlamýna geldiði sürece benim eski tarihsel öngörüm lehine bir müdahalede bulunmayý gerekli görmüyordum. (Sürekli Devrim; Köz Yayýnlarý, s. 58) Bu sözlerde Troçki bir yandan bir tarihsel öngörünün doðruluðunu vurgularken, bir yandan da hemen hemen her durumda örgütsel ve taktik bakýmdan Lenin'in haklý olduðunu söylüyor. Bu ifade, hem anti-troçkist efsanelerin, hem de troçkist efsanelerin teorik margariniyle beslenmiþ olanlar için bir muammadýr. Zira birinciler Troçki'nin mütemadiyen Lenin'i inkar ettiðine inanýrlar. Ýkinciler ise, 1917'de Nisan Tezlerini sunan Lenin'in sürekli devrim teorisini benimseyerek Troçki'nin görüþlerine geldiðini; berikinin de Lenin'in örgüt teorisini benimsemesi suretiyle bir sentezin oluþtuðunu sanmaktadýrlar. Üstelik böyle bir sentez olduðunu ifade edenler sadece Troçkistler deðildir. Hatta bizzat Troçki nin kendisi dahi bunu söylemeye cesaret etmemiþ ve bunu böyle söylemiþ deðildir. Hatta o, kendi tezinin doðruluðunu ve Lenin inkine üstünlüðünü göstermeye çalýþtýðý polemik kitabýnda bile þunu ifade etti: yýlýnda devlet yayýnevi Sonuçlar ve Olasýlýklar ý bir broþür halinde bastý. Lenin'in bütün eserlerinin baskýsýna, sürekli devrim teorisinin þimdi, Ekim Devriminden sonra, özellikle önem kazandýðýný belirten bir not düþülmesi de aþaðý yukarý ayný tarihe rastlar. Lenin 1919'da Sonuçlar ve Olasýlýklar ý okudu mu, yoksa þöyle bir göz mü attý? Bu konuda kesin birþey söyleyemem. (Sürekli Devrim; Köz Yayýnlarý, s. 58) Troçki Lenin in kendi görüþlerini 1919 da bile okuyup okumadýðýnýn þüpheli olduðunu söyleyerek, buradaki tezleri benimseyip kendi görüþlerini deðiþtirmiþ olmasýnýn mümkün olmadýðýný ifade etmiþ oluyor. Kaldý ki baþka örneklerde açýkça görülebileceði gibi, Lenin bu tür durumlarda açýkça böyle bir þey yaptýðýný ilan etmekle maruftur. Ne var ki, pek çok gayrý resmi Rus devrimi tarihçisi de, ayný geliþmeleri kimi eski Bolþeviklerle ters düþen Lenin'in, Ýki Taktikteki güya eskimiþ formülasyonlarýný terk ettiði bir dönüm noktasý olarak tarif etmektedir. Bu bakýmdan troçkistlerin söz konusu dönemeç hakkýndaki hüsnü kuruntulu saptamalarýyla örtüþen bir tutum akademik marksist çevrelerde olduðu kadar, siyasal gýdasýný buralardan alma eðiliminde olanlar, yahut buna mecbur kalanlar arasýnda yaygýndýr. Ancak seçeneklerin bunlardan ibaret olduðu sanýsý, ayný madalyonun bir yüzünden öteki yüzüne doðru gidip gelmekle sonuçlanan bir kýsýr döngüyü beslemektedir. Bu kýsýr döngüden kurtulmanýn yolu, sýnýf mücadelelerinin tarihine örgütsel-politik bir mercekten bakmaktýr. Ýþte 1917 Devriminin içinden geçtiði Nisan Dönemeci tam da bu açýdan paha biçilmez bir hazine sunmaktadýr. Rus devriminin en kritik safhasý bu dönemeçte yer almaktadýr. Lenin'in Nisan Tezleri ve bu tezleri ortaya koymasýný izleyen süreç, proletaryanýn yoksul köylülüðü de peþinden sürükleyerek iktidara yürüyüþünün pratik-siyasal adýmlarý ve aþamalarý hakkýnda çok deðerli dersler içerir. Ama genellikle bu dönem efsanevi anlatýlarla örtbas edilerek es geçilmektedir. Ya Troçkistlerin yaptýðý gibi, Nisan Tezleri ile Lenin Troçki'nin Sürekli Devrim teorisini benimsedi, Troçki de onun örgüt anlayýþýný kabul etti biçiminde eklektik bir çarpýtmayla bu dönemin üstü örtülmektedir. Yahut Bolþevik Partisi'nin, Ekim Devrimi'nin ve hatta Komünist Enternasyonal'in kaderini belirleyen bu dönemeç noktasýnda, Lenin in tüm önerilerinin benimsenmiþ olmadýðýnýn örtbas edilmesi yoluyla ayný kapýya varýlmaktadýr. Demek ki önce bu iki çarpýtmaya da ýþýk tutup düzeltmek gerekir. Nisan Tezleri nde Lenin, Troçki nin Görüþlerini Kabul Etmiþ Deðildir Herþeyden önce ilk yaklaþým doðru deðildir. Lenin ne Nisan Tezleri'nde ne de baþka bir zaman Troçki'nin 1906'da savunduðu sürekli devrim teorisi ni benimsemiþtir. Zaten bu Lenin in 1900 lerin baþýndan beri savunduðu temel çizgi bakýmýndan mümkün deðildir. Troçki nin teorisi esas olarak proleter devriminde devrimci partinin rolünü es geçen ve devrimin karakterini eþitsiz ve bileþik geliþme tezi ile açýklanan nesnel koþullarýn belirlediði bir çerçevede ele alan bir teoridir. Bu yönüyle de esas olarak Ýkinci Enternasyonal'in mekanik determinizmi ile maluldür. Bir baþka deyiþle Troçki nin yaklaþýmý, bugünlerde sosyalist devrim fikrini benimseyenlerin yaptýðý gibi, devrimin aþamalý yahut aþamasýz olmasýndan ziyade, hangi aþamada olduðuna dair bir tartýþmayý ifade eder. Troçki ye göre atlanmýþ bulunan yahut atlanabilecek olan aþama (iþçi hareketinin kendiliðinden geliþimi de dahil olmak üzere) nesnel süreçlerin belirlediði bir mecrada aþýlmýþtýr, yahut aþýlacaktýr. Rusya eþitsiz ve bileþik bir geliþme sayesinde nesnel olarak bir aþamadan diðerine geçmiþtir bile, o nedenle gündemde iktidarýn sosyal demokrat parti tarafýndan alýnmasýný saðlayacak bir devrim bulunmaktadýr. O nedenle hedef ne Menþeviklerin dediði gibi, iþçiler tarafýndan desteklenen burjuvazinin iktidara gelmesi olabilir, ne de iþçilerin köylülerin koalisyonu olabilir. Troçki nin sloganý Kahrolsun Çar Yaþasýn Ýþçi Hükümeti dir. Rusya daki devrimin hangi aþamada olduðu konusunda Lenin in fikri ise, hem Ýki Taktik yazýldýðý zaman, hem de 1917 de net ve tektir: bu devrim burjuva demokratik aþamadadýr. Dolayýsýyla her ne kadar kendisi de ýsrarla temel sorunun toprak mesesi olduðunu ben de vurguluyorum demesine raðmen, Troçki nin yaklaþýmýnýn Lenin in baþtan beri savunduðu çizgiyle baðdaþmasýnýn mümkün olmadýðýný görmek için fazla gayret gerekmez. Ama Lenin in Troçki den hem 1905 te hem de 1917 de ayrý durduðu bir baþka konu vardýr: bu aþamanýn hangi güçler tarafýndan ve nasýl kat edileceði konusu; yani devrime önderlik edecek öznenin tanýmý ve stratejik bir anlam taþýyan taktikleri konusu. Ama bu noktadaki yaklaþýmý Lenin i yalnýz Troçki den deðil farklý sýfatlar taþýyan pek çok baþkalarýndan da hala ayýrdeder. Oysa Troçki'nin kendi söylediklerinden de açýk seçik anlaþýlacaðý gibi, Lenin'in görüþü kendi tarihsel geliþimi içinde bir noktaya varmýþtýr. Eðer bu varýþ noktasý Nisan Tezleri ise, çýkýþ noktasý olan Ýki Taktik tezleri iþe yaramaz bir kenara atýlmasý gereken tezler midir? Lenin'in Nisan Tezleri'nde katiyen böyle demediðini görmek zor deðil. Troçki'ye gelince; o da bilakis Ýki Taktikte formüle edilen yaklaþýmýn devrimci gerçekçiliðin bir klasik örneði olarak tarihe geçtiðini söylüyor. Nitekim mekanik-evrimci bir devrim anlayýþýnýn aþýlmasý yönünde pratik adýmlarýn tarif edilmesi ve bunun program anlayýþýna yansýtýlmasý da Lenin in ve Bolþevik hareketin pratiðinin sayesinde olmuþtur.

Ermeni Sorunu Hakkýnda Söylenmeyenler Fransýz Ulusal Meclisi Ermenilere 1915 te yapýlan soykýrýmý inkar edenlerin suç iþlemiþ kabul edilmesini öngören bir yasayý onayladý. AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI:

Detaylı

Troçkizm Dosyasý - 4 Troçki ve Troçkizm sorunu gündeme geldiðinde, bu akýmýn karþýsýnda yer alanlar bakýmýndan sürekli devrim konusu kadar, hatta belki ondan fazla akla gelen konulardan biri de Troçki

Detaylı

Kuruluþunun 90. Yýlýnda TKP'nin Mirasýna Nasýl Sahip Çýkýlýr 28 Ocak tarihiyle TKP yi Türkiye ye getirmek için bindikleri gemide Mustafa Suphi ve on beþlerin Kemalistler tarafýndan katledilmesinin yýldönümü

Detaylı

BDP ye Yönelik Saldýrýlara Son! KCK Davasý Tutuklularýna Özgürlük!

BDP ye Yönelik Saldýrýlara Son! KCK Davasý Tutuklularýna Özgürlük! TROÇKÝZM DOSYASI Bugün troçkizm konusunda Türkiye solunun zaaflarýný irdelemek ve troçkizmin bir politik akým olarak nasýl bir oportünist merkezciliði ifade ettiðine ýþýk tutmak oportünizme ve tasfiyeciliðe

Detaylı

Savaþýn Muhatabý Barýþýn da Muhatabýdýr

Savaþýn Muhatabý Barýþýn da Muhatabýdýr YIKIMLARA KARÞI BÝRLEÞELÝM MÜCADELE EDELÝM! Sultanbeyli de Kentsel Dönüþüme Karþý Halk Toplantýsý Kitle Örgütlerinin Dayanýþmasý, Geleneksel Yaz Pikniðine Taþýndý Sultanbeyli Yavuz Selim Mahallesi'nde

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 YTL (KDV DAHÝL) SAYI:5 MART 2008 Tasfiyeci Rüzgarlar Þiddetlenirken Kim Hangi Yolda Yürüyor? (2) Geçtiðimiz sayýda belirttiðimiz gibi, Hangi Yolda Yürüyoruz baþlýklý makalede

Detaylı

AYLIK GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 17 EYLÜL 2010 Komünist Manifesto yu ezbere bilen bir oportünist Referandum sürecinde solun Evet veya Hayýr kamplarýna karýþan kesimleri kendi pozisyonlarýný

Detaylı

27 Mayýs ýn Ardýndaki «Kürt Sorunu» Anlaþýlmadan 71-72 Kopuþu da Kavranamaz AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 6 MAYIS 2008 Neredeyse yarým yüzyýl önce gerçekleþen 27 Mayýs darbesi, uzunca

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... 2 Mart 2005 Hürriyet Gazetesi Oto Yaþam Eki'nin Editörü Ufuk SANDIK, "Dikiz Aynasý" köþesinde Oda Baþkaný Emin KORAMAZ'ýn LPG'li araçlardaki denetimsizliðe

Detaylı

Bugün 15-16 Haziranlar Neden Güncel ve Nasýl Mümkündür? 19 Haziran günü Maltepe de 15-16 Haziran olaylarýný anmak için Bugün 15-16 Haziranlar Neden Güncel ve Nasýl Mümkündür? adlý yaklaþýk yüz kiþinin

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 12 EKÝM 2009 Fransa da Kaðýtsýzlar Bakanlýðý kuruldu 26 Haziran günü Paris in yoksul kenar mahallelerinden birinde, iþgal edilmiþ bir binanýn kapýsýna

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 4 OCAK 2008 Ýlk Dört Kongreyi Savunmak Stalin i Karalamanýn Kýlýfý mýdýr? KöZ rehberinin Komünist Enternasyonal in ilk dört kongresi olduðunu söylerken

Detaylı

Çatý Partisini Eleþtirmenin Dayanýlmaz Hafifliði Çatý partisi tartýþmalarý; üçüncü cephe, çatý partisi, sadece koordinasyon iþlevi görecek geniþ iþlevi olmayan bir çatý partisi, çatý partisine giderken

Detaylı

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ ÝKK TOPLANTISI ÞUBEMÝZDE GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ 4 Kasým 2010 tarihinde ÝKK toplantýsý Þubemizde gerçekleþtirildi. ÞUBEMÝZ SOSYAL ETKÝNLÝKLER KOMÝSYONU TOPLANDI Þubemiz sosyal etkinlikler komisyonu 05 Kasým 2010

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 9 MART 2009 Halepçe Katliamý nýn 21. Yýlý! Güney Kürdistan da Süleymaniye nin doðusunda bir Kürt kasabasý olan Halepçe 16 Mart 1988 günü onlarca Irak

Detaylı

Merhaba Genç Yoldaþlar;

Merhaba Genç Yoldaþlar; Merhaba Genç Yoldaþlar; Yeni bir sayýmýzla yine sizlerle birlikteyiz. Yaz mevsiminin en sýcak günlerinin yaþandýðý Temmuz ayý içerisindeyiz. Tabi ki bu sýcaklar ne devletin baský ve terörünü ne de iþçilerin,

Detaylı

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði Türkiye Biliþim Derneði, biliþim sektöründe çalýþan üst ve orta düzey yöneticilerin mesleki geliþimi ve dayanýþmalarýný geliþtirmek amacýyla her yýl düzenlediði

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Kasým 2005 III. Demir Çelik Kongresi, II. Ýþ Makinalarý Sempozyumu Makine Magazin Dergisinin 112. sayýsýnda Demir çelik sektörünün Zonguldak buluþmasý

Detaylı

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Saðlýk emekçilerinin 2 gün süren grevleri baþladý. Ülke genelindeki hastanelerin nereyse tamamýnda hastanede

Detaylı

Sayfa 2 ARALIK 2010 Teknik sebeplerden ötürü bir süredir elimize ulaþmayan Finike'de yürütülen çalýþmalara dair yazýlarý bu sayýmýzda özet bir biçimde yayýnlýyoruz. Finike'den gelen yazýlar 1 Mayýs çalýþmalarýndan

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Oda Yönetim Kurulu Baþkaný Emin KORAMAZ ýn yaptýðý, 21 Haziran Dünya Güneþ Günü dolayýsýyla Yeni ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarýnýn Kullanýmýna Ýliþkin

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 3 EKÝM 2007 Yeni Anayasa Hakim Sýnýflarýn Ýç Çatýþmalarýnýn Ürünü Olacak Demokratik Anayasa Savaþan Ýþçilerle Gelecek Emperyalistler Arasý Denge Kayda

Detaylı

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI MEMUR PERSONEL ÞUBE MÜDÜRLÜÐÜ GÖREV TANIMI Memur Personel Þube Müdürlüðü, belediyemiz bünyesinde görev yapan memur personelin özlük iþlemlerinin saðlýklý bir

Detaylı

AYLIK KOMÜNÝST GAZETE FÝYATI: 1 TL (KDV DAHÝL) SAYI: 21 MAYIS 2011 1978 1 Mayýsý nýn Rövanþý Alýndý Bu yýlki 1 Mayýsla birlikte 1978 in rövanþý alýnmýþ oldu. 1978 1 Mayýsý sadece Ýstanbul da 12 Eylül öncesinde

Detaylı

Sayfa 2 NÝSAN 2010 Antakya da Sel Felaketi ve Sonrasý KÖZ Düþsün Yüreðine Hiç Sönmemek Üzere Bulunduðumuz mahallede Köz gazetesinin arkasýnda duranlar

Sayfa 2 NÝSAN 2010 Antakya da Sel Felaketi ve Sonrasý KÖZ Düþsün Yüreðine Hiç Sönmemek Üzere Bulunduðumuz mahallede Köz gazetesinin arkasýnda duranlar Hasan Coþkun yoldaþ kavgamýzda yaþayacak! Komünizm davasýnýn ve komünistlerin birliði þiarýnýn en ateþli savunucularýndan Hasan Coþkun yoldaþý 15 Mart gecesi yitirdik. Yoldaþýn cenazesi 17 Mart günü Ümraniye

Detaylı

TEKEL ÝÞÇÝLERÝ ÝLE DAYANIÞMAYA

TEKEL ÝÞÇÝLERÝ ÝLE DAYANIÞMAYA TEKEL ÝÞÇÝLERÝ ÝLE DAYANIÞMAYA Onaylayan Administrator Wednesday, 10 February 2010 Son Güncelleme Tuesday, 16 February 2010 HSGG Haber için týklayýn {tab=13 ÞUBAT DUYURU} GÜVENCESÝZ, KÖLELÝK KOÞULLARINDA

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Kanguru Matematik Türkiye 2015 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki þekillerden hangisi bu dört þeklin hepsinde yoktur? A) B) C) D) 2. Yandaki resimde kaç üçgen vardýr? A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 3. Yan taraftaki þekildeki yapboz evin eksik parçasýný

Detaylı

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden çaðdaþ demokrat muhasebeciler grubu Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden YÖNETÝM KURULU BAÞKAN ADAYI ALÝ METÝN POLAT 1958 yýlýnda Çemiþgezek'te doðdu.

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler ünite1 Sosyal Bilgiler Ýletiþim ve Ýnsan Ýliþkileri TEST 1 3. Ünlü bir sanatçýnýn gazetede yayýnlanan fotoðrafýnda evinin içi görüntülenmiþ haberi olmadan eþinin ve çocuklarýnýn resimleri çekilmiþtir.

Detaylı

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 2008-96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir Ýstanbul, 19 Kasým 2008 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2008/96 Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir 4857 sayýlý

Detaylı

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::. Membership TÜM ÇEVÝRÝ ÝÞLETMELERÝ DERNEÐÝ YÖNETÝM KURULU BAÞKANLIÐINA ANTALYA Derneðinizin Tüzüðünü okudum; Derneðin kuruluþ felsefesi ve amacýna sadýk kalacaðýmý, Tüzükte belirtilen ilke ve kurallara

Detaylı

mmo bülteni mart 2005/sayý 82 05.02.2005

mmo bülteni mart 2005/sayý 82 05.02.2005 basýnda odamýz basýnda odamýz basýnda odamýz Ocak/ Dizayn Ýnfo Dergisinin 9. sayýsýnda "Makina Mühendisleri Odasý'na TÜRKAK'tan Akreditasyon Sertifikasý" baþlýklý haber yayýnlandý. 05.02.2005 Oda Baþkaný

Detaylı

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI Yarýþmanýn Amacý 1. ÝTHÝB 1.ÝTHÝB Teknik Tekstiller Proje Yarýþmasý, Ýstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Ýhracatçýlarý Birliði'nin Türkiye Ýhracatçýlar Meclisi'nin katkýlarýyla Türkiye'de teknik tekstil sektörünün

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 Kanguru Matematik Türkiye 07 4 puanlýk sorular. Bir dörtgenin köþegenleri, dörtgeni dört üçgene ayýrmaktadýr. Her üçgenin alaný bir asal sayý ile gösterildiðine göre, aþaðýdaki sayýlardan hangisi bu dörtgenin

Detaylı

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ IPA Cross-Border Programme CCI No: 2007CB16IPO008 BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ SINIR ÖTESÝ BÖLGEDE KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLÝ ÝÞLETMELERÝN ORTAK EKO-GÜÇLERÝ PROJESÝ Ref. ¹ 2007CB16IPO008-2011-2-063, Geçerli sözleþme

Detaylı

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi 10 Faaliyet Raporu Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi Ýçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikasý Risk Yönetim Politikalarý Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. YÜRÜYÜġ ve MĠTĠNGLER

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. YÜRÜYÜġ ve MĠTĠNGLER YÜRÜYÜġ ve MĠTĠNGLER 2010 ve 2011 1 MAYISLARINDA 1 MAYIS ALANINDAYDIK 2010 yılında, Taksim'de 32 yıl sonra kitlesel 1 Mayıs kutlamaları için yüzbinlerce emekçi meydanı doldurdu. Dolmabahçe, Şişhane ve

Detaylı

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK TOPLAM KALÝTE YÖNETÝMÝ VE ISO 9001:2000 KALÝTE YÖNETÝM SÝSTEMÝ UYGULAMASI KONULU TOPLANTI YAPILDI GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK YÝBÝTAÞ - LAFARGE GRUBUNDA KONYA ÇÝMENTO SANAYÝÝ A.Þ.

Detaylı

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri Barodan Haberler Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Baromuzca Akþehir Ýlçesinde Türk Medeni Kanunu'nda Edinilmiþ Mallar ve Tasfiyesi ile Aile Konutu konulu konferans gerçekleþtirildi. Meslektaþlarýmýzýn

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye nin dört köşesindeki emekçiler iş bıraktı! Tarih : 17.06.2013 DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB, Gezi Parkı yla başlayan protestolara yönelik polisin sert müdahalesi nedeniyle

Detaylı

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Yargýtay Kararlarý T.C Esas No : 2005 / 37239 Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : 13.02.2006 KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI Davalý þirketin ayný il veya diðer illerde baþka iþyerinin

Detaylı

T.C. MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI EÐÝTÝMÝ ARAÞTIRMA VE GELÝÞTÝRME DAÝRESÝ BAÞKANLIÐI KENDÝNÝ TANIYOR MUSUN? ANKARA, 2011 MESLEK SEÇÝMÝNÝN NE KADAR ÖNEMLÝ BÝR KARAR OLDUÐUNUN FARKINDA MISINIZ? Meslek seçerken

Detaylı

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3 ünite1 Sosyal Bilgiler Sosyal Bilgiler Öðreniyorum TEST 1 3. coðrafya tarih biyoloji fizik arkeoloji filoloji 1. Ali Bey yaþadýðý yerin sosyal yetersizlikleri nedeniyle, geliþmiþ bir kent olan Ýzmir e

Detaylı

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012 KÝMLER KATILABÝLÝR? Yarýþma, Türkiye Cumhuriyeti sýnýrlarý dahilinde veya yurtdýþýnda okuyan T.C. vatandaþlarý veya K.K.T.C vatandaþý, 35 yaþýný aþmamýþ, en az lise

Detaylı

14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER

14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER 14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER 23 dönem Çalışma Programında; Oda etkinliklerinin TMMOB örgütlülüğü ile ilişkilendirilerek ortak alanlar

Detaylı

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Kýzýlcaþar Geleceðe Hazýrlanýyor Gelin Birlikte Çalýþalým ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI Mart 2014 ALPER YILMAZ Halkla Bütünleþen MUHTARLIK Ankara Gölbaþý Kýzýlcaþar Köyünde 4 Mart 1979

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Küçük bir salyangoz, 10m yüksekliðinde bir telefon direðine týrmanmaktadýr. Gündüzleri 3m týrmanabilmekte ama geceleri 1m geri kaymaktadýr. Salyangozun direðin tepesine týrmanmasý

Detaylı

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle ÖNSÖZ Biliþim Sektörünün deðerli çalýþanlarý, sektörümüze katký saðlayan biliþim dostlarý, Bilindiði üzere Türkiye Biliþim Derneði, Biliþim Sektörünün geliþmesi amacýyla tam 38 yýldýr çalýþmalarýna aralýksýz

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 1 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

21-23 Kasým 2011 Çeþme Ýzmir www.tgdfgidakongresi.com organizasyon Ceyhun Atýf Kansu Caddesi, 1386. Sokak, No: 8, Kat: 2, 06520 Balgat / Ankara T:+90 312 284 77 78 F:+90 312 284 77 79 Davetlisiniz Ülkemiz

Detaylı

ki bu, paylaşılacak bir postun kavgasıdır. Hayır! Bu, tek sözle postu kurtarma savaşıdır! Halkların öfkesinden kendini sıyırma savaşıdır!

ki bu, paylaşılacak bir postun kavgasıdır. Hayır! Bu, tek sözle postu kurtarma savaşıdır! Halkların öfkesinden kendini sıyırma savaşıdır! UNUTURSAK KALBİMİZ KURUSUN Bu söz Roboski-Uludere Katliamını hep hatırlamak, için söylendi. O katliam anını hepimiz duyduk... Hepimizin tanıklık ettiği gelişmeler... Bombalama sesini duyan köylülerin sınıra

Detaylı

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ EÐÝTÝM SEMÝNERÝ RESÝMLERÝ Çimento Ýþveren Dergisi Özel Eki Mart 2003, Cilt 17, Sayý 2 çimento iþveren dergisinin ekidir Ýþçi Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Projesi Sendikamýz

Detaylı

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006 KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU GÝRÝÞ KURUMSAL KÝMLÝK HAKKINDA Adýyaman Üniversitesinin misyon ve vizyonuna uygun kurumsal kimlik çalýþmasý bu dökümanda detaylandýrýlarak sunulmuþtur. Kurumsal kimlik oluþturulurken,

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

15 Tandem Takým Tezgahlarý ndan Ýhtiyaca Göre Uyarlanabilen Kitagawa Divizörler Kitagawa firmasýnýn, müþterilerini memnun etmek adýna, standartý deðiþtirmesi yeni bir þey deðil. Bu seferki uygulamada,

Detaylı

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor TD 161.qxp 28.02.2009 22:11 Page 1 C M Y K 1 Mart 2009 Sayý:161 Sayfa 6 da 2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor Saðlýkta Dönüþüm Programý nýn uygulanmaya baþladýðý 2003 yýlýndan bu yana çok

Detaylı

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI BASIN AÇIKLAMALARI Egemenler Arasý Dalaþýn Yapay Sonucu Zamlar EKONOMÝK KRÝZ VE ETKÝLERÝ 6 Aðustos 1945'te Hiroþima'ya ve 9 boyutu bulunmaktadýr. Daha temel nokta Aðustos 1945'te Nagasaki'ye

Detaylı

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar Öðrencinin Adý ve Soyadý Doðum Yeri ve Yýlý Fakülte Numarasý Bölümü Yaptýðý Staj Dalý Fotoðraf STAJ BÝLGÝLERÝ Ýþyeri Adý Adresi Telefon Numarasý Staj Baþlama Tarihi Staj Bitiþ Tarihi Staj Süresi (gün)

Detaylı

SAYFA 15 11 EYLÜL 2018 Milli raketler Çorum'da Masa Tenisi Milli Takýmý 18-23 Eylül tarihleri arasýnda Ýspanya'da düzenlenecek olan Büyükler Avrupa Þampiyonasý öncesi Çorum'da kampa girdi. Metin Bekar

Detaylı

01 Kasým 2018

01 Kasým 2018 Geri Dönüþüm Markasý... www.adametal.com.tr 01 Kasým 2018 Ada Metal Demir Çelik Geri Dönüþüm San. ve Tic. A.Þ. 1956 yýlýndan bu yana, özellikle metal sektöründe, fabrikalarýn üretim artýklarýný toplayýp

Detaylı

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Fiskomar. Baþarý Hikayesi Fiskomar Baþarý Hikayesi Fiskomar Gýda Temizlik Ve Marketcilik Ticaret Anonim Þirketi Cumhuriyetin ilanýndan sonra büyük önder Atatürk'ün Fýndýk baþta olmak üzere diðer belli baþlý ürünlerimizi ilgilendiren

Detaylı

DÜZENLEME KURULU YÜRÜTME KURULU. Sezai ONARAL Sami KAZICI Ünal AYDIN Tayfun BEÞE Nevzat BARAK Yaþar BASKIN Hasan AKTAÞ Abdi ÇALIÞIR

DÜZENLEME KURULU YÜRÜTME KURULU. Sezai ONARAL Sami KAZICI Ünal AYDIN Tayfun BEÞE Nevzat BARAK Yaþar BASKIN Hasan AKTAÞ Abdi ÇALIÞIR BÝRÝNCÝ DUYURU DÜZENLEME KURULU Deðerli Meslektaþlarýmýz, Yeminli Mali Müþavirler Odalarý olarak 8 odanýn ortaklaþa ilk defa düzenlediði "I. Yeminli Mali Müþavirlik Denetim ve Tasdik Sempozyumu" 13-17

Detaylı

EKONOMİK, DEMOKRATİK ÖZLÜK HAKLARIMIZ; EMPERYALİZME, GERİCİLİĞE VE ÖZELLEŞTİRMELERE KARŞI MÜCADELEDE ŞUBEMİZ

EKONOMİK, DEMOKRATİK ÖZLÜK HAKLARIMIZ; EMPERYALİZME, GERİCİLİĞE VE ÖZELLEŞTİRMELERE KARŞI MÜCADELEDE ŞUBEMİZ EKONOMİK, DEMOKRATİK ÖZLÜK HAKLARIMIZ; EMPERYALİZME, GERİCİLİĞE VE ÖZELLEŞTİRMELERE KARŞI MÜCADELEDE ŞUBEMİZ 162 Şubemiz, Odamızın ana yönetmeliği uyarınca ülke ve toplum çıkarları doğrultusunda, yurdumuzun

Detaylı

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB 2010-2012 ISBN 978-605-01-0372-4 Baskı Mattek Basın Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti Adakale Sokak 32/27 Kızılay/ANKARA Tel: (312)

Detaylı

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Proje Yönetimi ÝÇÝNDEKÝLER Konular 5 Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10 Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23 Araç 1: Araþtýrma sorularý Araç 2: Belirsiz talimatlar Araç 3: Robotlar 28 Örnek

Detaylı

Bir ayaklanmada etkin olmak için her

Bir ayaklanmada etkin olmak için her Yeni Evrede Başyazı KÝTLE ÝÇÝNDE DEVRÝMCÝ ÇALIÞMA Bir ayaklanmada etkin olmak için her þeyden önce kesin, açýk, devrimci bir programa sahip olmak gerekiyor. Ne için savaþtýðýný bilmek, kitlelerin eylemde

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen. Gesundheitsamt Freie Hansestadt Bremen Sozialmedizinischer Dienst für Erwachsene Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung Yardýma ve bakýma muhtaç duruma

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

Bowling Turnuvasý Yapýldý Ocak ayý sosyal etkinlik çerçevesinde Cuma günü Carrefour - Cosmic salonunda bowling turnuvasý gerçekleþti.

Bowling Turnuvasý Yapýldý Ocak ayý sosyal etkinlik çerçevesinde Cuma günü Carrefour - Cosmic salonunda bowling turnuvasý gerçekleþti. ETKÝNLÝKLERÝMÝZ Yenilenebilir Enerji Kaynaklarý-Güneþ Enerjisi Semineri. 08 Ocak 2016 Cuma Günü Þubemiz Konferans Salonunda Elektronik ve Haberleþme Mühendisi Okan UYKAN`ýn konuþmacý olarak katýldýðý Yenilenebilir

Detaylı

Polis Taksim Meydanı'na girdi

Polis Taksim Meydanı'na girdi On5yirmi5.com Polis Taksim Meydanı'na girdi Gezi Parkı eylemlerinin 15. gününde polis, Taksim Meydanı na girdi. AKM ve Cumhuriyet Anıtı ndaki afişler söküldü, barikatlar da kaldırıldı. Yayın Tarihi : 11

Detaylı

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU. Sendikamýz Yönetim Kurulu Üyesi Erhan KAMIÞLI, 28 Mart 2001 tarihi itibariyle H.Ö. Sabancý Holding Çimento Grubu Baþkanlýðý'na atanmýþtýr.

Detaylı

Önce Suriye yoðun tehditlere maruz kaldý. Emperyalistler saldýrýnýn eþiðine geldi. Rusya nýn kimyasal silahlarýn imhasý önerisinin

Önce Suriye yoðun tehditlere maruz kaldý. Emperyalistler saldýrýnýn eþiðine geldi. Rusya nýn kimyasal silahlarýn imhasý önerisinin edi bese!... Mehmet Ezer... 10 yaşında. 25 Mart günü Silvan da BDP mitingine polisin saldırısı sonucu başından gaz bombası ile vuruldu... Mehmet ilk müdahalenin ardından Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp

Detaylı

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU 13 OCAK 2011 Bu program, Avrupa Birliði ve Türkiye Cumhuriyeti tarafýndan finanse edilmektedir. YENÝLÝKÇÝ YÖNTEMLERLE KAYITLI ÝSTÝHDAMIN

Detaylı

OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni

OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Kamu Emekçileri Bülteni Özel Sayýsý: 247 OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni Ýþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendi eseri olacaktýr! Ekim 2005 Fiyatý 250.000 TL (25 Ykr) Ümraniye, Sarýgazi, Sultanbeyli ve Taþdelen'deki sýnýf

Detaylı

DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE ŞUBEMİZ

DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE ŞUBEMİZ DEMOKRASİ MÜCADELESİNDE ŞUBEMİZ 139 140 Şubemiz, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, bu dönemde de sosyal devlet ilkesine aykırı olduğunu dile getirdiğimiz kamusal hizmetlerin özelleştirilmesine, sosyal güvenlik

Detaylı

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin CHP İl Kongresine katılarak bir konuşma

Detaylı

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz kasým 2005/sayý 90

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz kasým 2005/sayý 90 ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Gas&Power Dergisinin Oda Yönetim Kurulu Baþkaný Emin KORAMAZ ile doðalgaz, enerji, yeni ve yenilenebilir enerji politikalarý üzerine yaptýðý söyleþi,

Detaylı

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi Sunuþ Bu kitap Uluslararasý Çalýþma Örgütü nün Barefoot Research adlý yayýnýnýn Türkçe çevirisidir. Çýplak ayak kavramý Türkçe de sýk kullanýlmadýðý için okuyucuya yabancý gelebilir. Çýplak Ayaklý Araþtýrma

Detaylı

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn 4. SINIF COÞMAYA SORULARI 1. BÖLÜM 3. DÝKKAT! Bu bölümde 1 den 10 a kadar puan deðeri 1,25 olan sorular vardýr. 1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn toplamý kaçtýr? A) 83 B) 78 C) 91 D) 87

Detaylı

SAYFA 15 28 ARALIK 2018 Genç futbolcu Oðuzhan Batman tekrardan sahalara dönmek için gün sayýyor. Genç futbolcu ameliyat oldu Rýfat KARA Yeni Çorumspor U19 takýmýnýn baþarýlý futbolcusu Oðuzhan Batman sakatlýðý

Detaylı

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 12 1 KOBÝ'lere AB kapýsý Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi 2 3 Projenin amacý nedir Yurt dýþýna açýlmak isteyen yerli KOBÝ'lerin, Lüksemburg firmalarý

Detaylı

Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor

Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor ÝÞÇÝ SINIFININ KURTULUÞU ÝÞÇÝLERÝN KENDÝ ESERÝ OLACAKTIR Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor ama, iþçilerin bu toplumda hiçbir güvenceleri yoktur. Bu toplumda ücretli-emekçileri bekleyen

Detaylı

Organizatör Firma Cebeci Cad. No:54 Akatlar 34335 Ýstanbul Tel:0212 351 68 48 (pbx) Faks:0212 351 59 33 E-Posta: tculha@grem.com.tr BAHÇEÞEHÝR ÜNÝVERSÝTESÝ BEÞÝKTAÞ KAMPÜSÜ 11-12 Haziran 2008 SUNUM DOSYASI

Detaylı

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

SENDÝKAMIZDAN HABERLER SENDÝKAMIZDAN HABERLER Sendikamýza Üye Ýþyerlerinde Çalýþanlardan Yýlýn Verimli Ýþçisi Ve Ýþvereni Seçilenlere Törenle Plaketleri Verildi 1988 yýlýndan bu yana Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) nce gerçekleþtirilen

Detaylı

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Kasım 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili Kasım 2013 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Mezitli İlçesi CHP Belediye Başkanı aday adaylarının

Detaylı

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI Yeni Evrede Baþyazý KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI Bir ülkede kapitalizm ne denli geliþkin ve bunun sonucu iþçi sýnýfý nicelik olarak ne kadar büyük ve ne kadar örgütlü olursa olsun, iþçiler

Detaylı

Neden sendikalý olmalýyýz?

Neden sendikalý olmalýyýz? Neden sendikalý olmalýyýz? Türkiye Porselen Çimento Cam Tuðla ve Toprak Sanayi Ýþçileri Sendikasý DÝSK/CAM KERAMÝK-ÝÞ GENEL MERKEZÝ Merkez Mah. Doðan Araslý Cad. No: 133 Örnek Ýþ Merkezi Kat 3 Daire 58

Detaylı

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR!

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR! BURJUVAZÝ Kapitalist üretimin iki yönü vardýr: Yýkýcý olan ve devrimci olan. Kapitalizm tarafýndan sürekli mahvedilen küçükmülk sahipleri, durumlarý gereði yalnýzca yýkýcý yaný görürler. Politik temsilcileri

Detaylı

YAŞASIN HALKLARIN DEVRİM MÜCADELESİ. Mısır, Şubat 2011. zaferedek@gmail.com. Merhaba Yeni sayýmýzý yine ayaklanmalarla karþýladýk.

YAŞASIN HALKLARIN DEVRİM MÜCADELESİ. Mısır, Şubat 2011. zaferedek@gmail.com. Merhaba Yeni sayýmýzý yine ayaklanmalarla karþýladýk. Mısır, Şubat 2011 YAŞASIN HALKLARIN DEVRİM MÜCADELESİ Merhaba Yeni sayýmýzý yine ayaklanmalarla karþýladýk. Her sayýmýzda bir ayaklanmaya tanýklýk ettik. Ortadoðu ülkelerinde baþlayan, yükselerek ve yayýlarak

Detaylı

DEV RÝM CÝ SO NUÇ LAR

DEV RÝM CÝ SO NUÇ LAR Yeni Evrede Burjuvazinin en çok korktuðu, görüþlerimizin devrimci sonuçlarýdýr. Küçük burjuva uzlaþmacý çevrelerin de en çok saldýrdýklarý nokta burasýdýr. Çünkü proletarya, bilimsel sosyalizmin devrimci

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve MD Mülteci Danýþma M TOHAV e-bülten n S AYI: 2 TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Ýletiþim Bilgileri Adres: Yýldýrým Mah. Ziyademirdelen Sok. N0: D: 1 Suruç/ÞANLIURFA Tel: 0 (414) 611 98 02 TOHAV Suruç

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

ÝÞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI 2010 YILI GENEL SONUÇLARI

ÝÞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI 2010 YILI GENEL SONUÇLARI ÝÞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI 2010 YILI GENEL SONUÇLARI Ankete Cevap Veren MESS Üyesi Ýþyeri Sayýsý 154 Toplam Çalýþan Sayýsý Erkek Çalýþan Sayýsý Kadýn Çalýþan Sayýsý Mavi Yakalý Çalýþan Sayýsý Beyaz

Detaylı

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi 2009-11 Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi Ýstanbul, 12 Mart 2009 Sirküler Sirküler Numarasý : Elit - 2009/11 Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi

Detaylı

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 Kol Toplantýsý 25 Mart 2007 tarihinde Türk Tabipleri Birliði GMK Bulvarý Þehit Daniþ Tunalýgil sok. No: 2 / 17-23 Maltepe-Ankara adresinde Kol Toplantýmýzý gerçekleþtiriyoruz. Türkiye saðlýk

Detaylı

Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði www.tutevsiad.org BÝRLÝKTEN KUVVET DOÐDU TÜRK-ÇÝN EKONOMÝK VE TÝCARÝ ÝÞBÝRLÝÐÝ FORUMU NDA BÝZDE TÜTEVSÝAD OLARAK YERÝMÝZÝ ALDIK T.C. Baþbakaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn 8-11

Detaylı

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI ENCÜMEN VE KARARLAR ÞUBE MÜDÜRLÜÐÜ 5393 Sayýlý Belediye Kanununun 35. maddesi gereði Baþkanlýk Makamýnca Encümen Gündemine girmek üzere havale edilen

Detaylı