Nurihan Fettah (Yanavıl, 1928) Roman

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Nurihan Fettah (Yanavıl, 1928) Roman"

Transkript

1 Nurihan Fettah (Yanavıl, 1928) Nurihan Fettah 1928 yılında Başkurdistan'm Yanavıl bölgesinin Küçtavıl isimli bir köyünde çiftçi bir ailede doğar. Ortaokulu bitirdikten sonra Kazan Devlet Üniversitesi'nde okur ( ). Daha sonra Tataristan Kitap Neşriyatında redaktör, bölge gazetesinde tercüman olarak çalışır yılından sonra da iş olarak yazarlığı seçer ve profesyonel yazar olarak çalışır. Şiir ve hikayelerini okul dönemindeyken yazmaya başlar yılında ilk şiiri, 1948 yılında ilk hikayesi basılır. Yazar olarak onu öğrenci hayatım anlattığı "Sizninçe Niçik?" (1955) romanı tanıtır. Ellili yıllarında Kazakistan bozkırlarındaki işlenmemiş bölgeler özelleştirilmeye başlanınca, oraya giderek, bozkır çobanlarının hayatlarını öğrenir. Bunun sonucunda 1962 yılında "Bala Künili Dalada" romanı yazılır. N. Fettah'a yazar ve âlim şöhreti getiren, ismini ülke genelinde tanıtan eserleri, tarih konusunu işleyen romanları ("Etil Suvı Aka Torur", 1970, "Sızgıra Torgan Uklar", ), "Kol Gali" (1973) trajedisi, "Yırak Gasırlar Avazı" (1976), "Şecere" (1990) isimli ilmî çalışmalarıdır. Bu edebî, ilmî eserlerinde yazar eski Türk ve Bulgar-Tatar atalarımızın kabile olarak yaşama, devlet kurma dönemlerindeki hayatını, örf, adetlerini şaşırtıcı bir şekilde tasvir eder, ilmî çalışmalarında ilk Türklerin tarihinin önemli sayfalarını gösterir, canlandırır. Burada yazarm"etil Su Aka Torur" romanından parçalar verilecektir. Bu eser Tatar halkının tarihinde önemli dönemlerden biri kabul edilen X. asrı göz önüne serer. Eserleri: İtil Suvı Aka Torur, Kazan, 1972; Sızgıra Torgan Uklar, Birinci ve İkinci kitap, Kazan, Kaynaklar: Tavtov R., Nurillina N. Sovyet Tataristan 'ı Yazımcıları, Kazan, 1986, say. Roman "ETİL SUVI AKA TORIR (Romannan özik) Bolgar toranın yandırıluvı, talanuvı küp sanlı yarlılar öçin mengi tökenmes kaygı bulsa da, Almış han öçin kötmegende, eytirsin kuvanıçka eylendi. Urıslarga ul iki yöz batman bogday sattı. Şuran östine Urıs cirinde biş yıl buyı tamgalıksız aşlık satuv öçin kineznin inesinnen yarlık aldı. Songı yıllarda Bolgar bilen Urıs arasında satuv-aluv işleri tuktalıp tora idi. Monnan son indi Bolgar satuvçıları birnindiy totkarlıksız, birnindiy tamgalık tülemiyçe, urıs cirinin in argı töbeklerine ütip kire alacaklar. Satuvçılar, Urıs cirinde kinezge tamgalık tülemeseler de, yarlık öçin monda Almış hanga kulbav tüleyeçekler! Dimek, hannın çokırına3 östeme baylık ağılacak! Birer yıldan, yuh urup, Tekin oğlan kay tıp töşse, altın dinarlar tutırılgan kapçıkların çaltıratıp, Bagdad ilcilerin iyertip... U-u, bürisi ulayaçak ul çağında Almış hannın! Yort başının urıs ilcisi bilen kilişüvin Bolgar satuvçıları ikinci könni ük bilip aldılar. Bildiler de, aşıgıp, birbirsin uzdırırga tırışıp, Almış han tirmesine ağıla başladılar. Yarlık öçin han unnan bir öliş kulbav soradı. Satuvçılar aptırıp kaldılar, ık-mık ittiler, kaybirevler karşı da İçilip karadı - nik digende, İDİL SUYU AKAR DURUR (Romandan bir bölüm) Bulgar şehrinin yakılması,talan edilmesi pek çok fakir için bitmeyen bir acı olsa da, Almış Han için beklenmeyen bir sevince dönüştü. O, Ruslara iki yüz batman buğday sattı. Bunun üstüne Rusya'da beş yıl boyu vergisiz yiyecek satmak için knezin kardeşinden izin aldı. Son yıllarda Bulgar ile Rus arasında alım satım işleri durmuştu. Bundan sonra Bulgar satıcıları hiç karşılıksız, hiç vergi ödemeden, Rus ülkesinin iç taraflarına geçebilecekler. Satıcılar, Rus ülkesinde kneze vergi ödemeseler de, izin için burada Almış Han'a bilezik ödeyecekler. Yani, hanın çukuruna* fazladan zenginlik akıtılacak! Bir yılda, yolu düzelip. Tekin oğlan dönerse, altın dinarlar doldurulmuş torbaları şangırdatarak, Bağdat elçilerini getirerek... Oh, "kurdu uluyacak o zaman Almış Han'ın! Yurdun liderinin Rus elçisi ile birlikte geldiğini Bulgar satıcıları Salı günü öğrenebildi. Öğrendiler de acele ederek birbirini geçmeye çalışarak, Almış haş'ın yanına gitmeye başladılar. İzin için han onlardan rüşvet istedi. Satıcılar şaşırıp kaldılar, hık mık ettiler, bazıları da karşı geldi, gerçekten, diğer ülkelerde alım satıma izin * Bulgarlar yiyeceği yere kazılan çukurlarda korumuşlardır. Çukur burada toplama yeri manasına gelir. Halk dilinde bugüne kadar: Onun çukuru dolmaz (dolamaz) sözü yaşamıştır. Yani, haris kişi zenginliğe hiç doymaz.

2 çit illerde satuv-aluvga irik bire torgan han yarlığına birkayçan da alay bik tülenilmiy idi. Yış kına alar unnan yartı öliş, küp bulsa, yüzden altı öliş tüliyler idi. - Min sizden de almasam, yangan hanbalıkm niçik torgızırmm? - didi han alarga- Yöknifi avırm bolay da min tartıp baram. Siz de tartışıgız- cinilge tun kilir. Satuvçılar han bilen artık satuvlaşıp tormadılar. Kürşilerde açlık. Mondıy cay gilbulmıy! Şulay itip, satuvçılar bir-bir artlı küne tordılar, han kulınnan al tamgalı yarlıknı ala tordılar. Şulay itip, harının çokırına baylık ağıla başladı. Şulay itip, kaygı kötmegende kuvanıçka eylendi. Şuşındıy könnernin birsinde Almış hannın küniline yuş kilgen tagm bir yanalık bulıp aldı. Taş meçit töbin kazuvçılarnı izlep tabarga dip üzinin şıracılarına katı boyırık birgen bulsa da, şımçılar, bik tırışıp izlevlerine de karamastan, turıdan-turı yazıklı birkimni da tota almagannar idi. Anın urınma, kötmegende, ikinci bir ugrı tabıldı. Anı allaga, meçitke, Almış hanga til tiydire didiler. Anm meçit töbin kazuvda turıdan-turı katnaşı barmı-yukmı ikenligin birkim anık kına eyte almadı, şulay da anm totıluvı başka ugrılarga bulgan açuvnı basuv öçin, yana yolağa karşı kilüvçilemi kurkıtuv öçin bik te yarap kuydı. bu Ugrı turunda hanga Turay çeçen kilip eytti. - Anın kotkı süzler söylegenin min üz kolaklarım bilen işittim, haram, - didi Turay çeçen. - Kirek bulsa, min tanık bula alam. Şulay da mini tanıklıktan kotkarsan yahşi bulırıyı. Min başka tanıklar tabarmm. - Kim ul ugrı? - didi han. - Ul-Bekeç çeçen,-didi Turay.- Cinüv tuymda sinin yagınnı maktap koşug eytken... Almış hannın yözi üzgerip kitti. Totış oglannın batırlıgına çm künilden soklangan bulsa da, anın Koytım bike uglı ikenkligin bilgen bulsa da, cinilüvçini maktap koşug eytken biliksiz çeçenni ul birniçik te onıta almadı. Anın küniline ul çeçen agulı uk bulıp, yaman şırpı bulıp kadalıp kaldı. Ul anı bötin künili bilen yaratmadı. Ul anı Totışnı maktagannı öçin tügil, bötinley ikinci nerse öçin-hannı olılamavı öçin, üzin şundıy beysiz, irkin totuvı öçin yaratmadı bugay. Kızgut öçin hanga şundıy kişi kirek te idi. Öy ağasına ul turay çeçenge bir yahşi tun birirge boyırdı. Şul uk könni Bekeç çeçenni kulga aldılar, totkınga yabıp kuydılar. Öçinçi könni tösten son, han urdasınnan biraz çitterek, kin yazıda kızgut buldı. Yazını bar yatkan da korallı irler uratıp aldı. Kişilerni urtaga kapka sıman itip kaldırılgan açıklıktan kirttiler.kızgut veren han iznine hiçbir zaman o kadar çok ödenmiyordu. Çoğu zaman on ölçüde yarımı en fazla yüzde altısı ödenirdi. - Ben sizden de almazsam, yanan hanbalığı nasıl yaparım? Yükün ağırını zaten ben çekiyorum., siz tartışın, daha kolay elbette. Satıcılar han ile pazarlık yapmadılar. Komşularda açlık! Böyle bir durum hiç olmaz! Yine de, satıcılar birbiri ardından razı oldular, hanın elinden al damgalı izni aldılar. Bu şekilde hanın çukuruna zenginlik akmaya başladı. Böylece, kaygı hiç beklemezken, sevince dönüştü. Bu günlerin birinde Almış Han'ın aklına daha önce olan bir haber geldi. Taş mescit dibini kazanları bulmak için casuslarına emir verdi ama casuslar, çok çalışmalarına rağmen, doğrudan suçlu kimse bulamadılar. Onun yerine, beklemedikleri, başka bir hırsız yakaladılar. Onun Allah'a, mescide, Almış Han 'a laf ettiğini söylediler. Adamın mescidi kazmayla doğrudan bir ilgisinin olup olmadığını hiçbiri söyleyemedi, yine de onun yakalanması diğer hırsızlara olan öfkeyi bastırmak için, yeni kanuna karşı gelenleri korkutmak için çok işe yaradı. Bu hırsız hakkında hana Turay Ozan konuştu. - Onun kötü laflar ettiğini ben kendi kulaklarımla duydum, hanım, dedi Turay Ozan. Gerekirse ben tanık olabilirim. Yine de beni tanıklıktan kurtarırsan iyi olur. Ben başka tanıklar bulurum. - Kim o hırsız, dedi han. - O, Bekeç Ozan, dedi Turay, Zafer yemeğinde seni öven bir şiir söylemişti... Almış Han'ın yüzü değişti. Totış'in cesaretine hayran olsa da, onun Koytım Bike oğlu olduğunu bilse de, kendisini yeneni öven bir şiir söyleyen ozanı hiç unutamadı. Onun kalbinde o ozan acılı, yaman bir zehir gibi yayıldı. O ondan bütün kalbiyle nefret etti. Onu Totış'ı övdüğü için değil, tam tersi, anı övmediği, kendisini bağsız, serbest tuttuğu için sevmedi. Mahkeme için hana böyle biri gerekliydi. Ev ağasına, o Turay Ozan'a güzel bir kaftan vermesini buyurdu. Aynı gün Bekeç Ozanı tutukladılar, zindana attılar. günden sonra, han sarayından biraz uzakta ovada mahkeme oldu. Ovayı her taraftan silahlı askerler satıverdi. İnsanları, meydana kapı gibi bırakılan bir açıklıktan soktular. Mahkeme olacağı önceden belli

3 bulası aldan bilgili bulganga, kişi bik küp idi. Atlarga atlanıp yırak bolınnardan kötüvçiler kildi, avıllardan iginçiler, Aga-bazardan satuvçılar, bazarçılar, çit il kişileri kildi. Almış han yazığa karalarnı birnindiy totkarlıksız kirterge boyırdı. Kızgut, aksöyeklerden bigrek, yarlı-yabagay öçin, karalar öçin işlene idi. Mine yazı çitine han javajı da korıldı. Şunda uk, javaj karşısına tegeretip,,men büken kitirdiler. Biline kün alyapkıç beylegen kara kullı, kara sakallı timirçi uçağı na ut dörletip ciberdi, şaltır-şoltır kilip, bik işlikli kılanıp, kıskıçların, çükiçlerin, ötkiç bizlerin bir urınnan ikinci urrnga küçirgeledi. Kişiler citerlik cıyılgaç, javajına Almış han kilip utırdı, anın hatim, balaları, tugannarı kildi. Han bilen, harının tugannarı bilen bir ük vakıtta diyerlik yazığa ugrını da alıp kirdiler. Anın kulları, artka karatıp, arkan bilen beylengen idi. Arkannın bir oçın arttan atlap kilgen korallı ir totkan idi. Başında bürigi bulmaganga, anın ozm kara çeçleri mafvgayına, iribaşına taralrp tösken idi. Kurkuvınnan, tönni yokısız uzdıruvdan anın bolay da ak yözi tagın da nıgrak agarıp, tössizlenip kalgan idi. Üz-üzin nık totarga tırışsa da, ul isirik kişi sıman alpantilpen atlıy idi. Kimge kızgut bulasın kişilernin kübisi bilmiy idi eli. Alar barı meçit sırganıp avdarmakçı bulgan, yana yolağa, allaga til tiydirip nindiydir ugrını totkannar dip kine işitkenner idi. Kulları arkan bilen beylengen yeş kine, bala sıman gına cigitni-bekeç çeçenni kürip, barısı da tan kaldılar. Şulmı ugrı? Şulmı taş meçitni avdarmakçı bulgan? Sofi anın dumbıradan başka nerse totıp karaganı da yuktır! Kişilerge kürsetip anı dürt tapkır tügerek eylendirdiler. Şunnan son am han karşısma-açık cirge alıp kildiler, kulın çiştiler. Yazığı zur bulganga, kızgutnı yarguçı tügil, han üzi alıp bardı. - Ey, sin, yarlı çeçen!- didi han yeş yigitke.- Atın kim, atan-anafi, ıruvıfi kim? Ey t kıçkırıp, işitirlik bulsm. Bekeç endeşmedi, kurkıngan, kotsızlanıp kalgan küzlerin erli-birli yörtip, yak-yakka çaykalgalap tik tordı. Ul, ahrısı, üzin monda ni öçin alıp kilüvlerin de anlap citkirmiy idi. Han kıçkırıp soravrn tagın kabatladı. Yeş cigit, kimnin de bulsa üzine bulışuvın, harının süzlerin anlatıp birüvin ütingen sıman, artına, yak-yagına borılıp karadı. Artta da, alda da, yak-yakta da minlegen küzler, oçlı korallar kürip, ul tagın da nıgrak körişip kaldı. - D-d-d... - didi ul, nidir anlatmakçı bulıp. Anın yanma yarguçı kildi, anın ni eytirge tilevin bilmekçi buldı. Bekeç çeçen, barınakların dumbıra çirtkendegi kibik çirtip, üzinin uyın koralin soradı. Yarguçı afilap aldı. Tiz arada yeş rigitke anın dumbırasın kitirip birdiler. Bekeç çeçen küz aldında olduğu için, gelenler pek çoktu. Atlara atlayarak uzak yerlerden çobanlar geldi, köylerden çiftçiler, Aga pazardan satıcılar, pazarcılar, yabancı ülkelerin insanları geldi. Almış Han ovaya avam halkı zorluk çıkarmadan almalarını buyurdu. Mahkeme, soylulardan çok, fakirler için, avam halk için yapılıyordu. İşte ovanın köşesine hanın tahtı da kuruldu. Hemen bu taht önüne yuvarlayarak bir meşe kütüğü getirdiler. Beline deri önlük bağlayan kara kollu, kara sakallı demirci ocağı ateşledi, şak şuk edip ustaca davranarak, makaslarını, besicilerini çekiçlerini, delici bizlerini bir yerden başka bir yere koydu. İnsanlar yeteri kadar olunca, tahtına Almış Han oturdu, karısı, çocukları, kardeşleri geldi. Han ile, hanın kardeşleri ile aynı anda hırsızı da getirdiler. Onun elleri, arkada birleştirilip, urgan ile bağlanmıştı. Urganın bir ucunu arkadan at ile gelen silahlı bir er tutmuştu. Başında börkü olmadığından, uzun siyah saçları alnına, ensesine düşmüştü. Korkusundan, geceyi uykusuz geçirmekten ak yüzü daha da ağarmış, benzi gitmişti. Kendini dik tutmaya çalışsa da, sarhoş biri gibi sendeleye sendeleye yürüyordu. Kimin mahkemesinin olacağını insanların çoğu bilmiyordu. Onların hepsi mescidi ortadan kaldırmak isteyen, yeni kanuna Allah'a dil uzatan hırsızı yakalamışlar diye işitmişlerdi. Elleri urgan ile bağlanmış genç, çocuk gibi yiğidi Bekeç Ozanı görüp, hepsi şaşırdı. Bu mu hırsız? Bu mu taş mescidi yok etmek isteyen? Ama onun sazdan başka tuttuğu yoktur! İnsanlara göstererek onu dört defa döndürdüler. Ondan sonra onun han karşısına, açık yere götürdüler, elini çözdüler. Günahı büyük olduğundan, muhakemeyi yargıcı değil de bizzat han yaptı. - Ey, sen, fakir ozan 1. Dedi han genç yiğide. Adın ne, atan, anan, ailen kim? Söyle bağırarak, işitilsin. Bekeç konuşmadı, korkmuş, renksizleşmiş gözlerini oraya buraya döndürüp, sağa sola sallanarak dik durdu. O, kendisim buraya niçin getirdiklerini de anlamış değildi. Han bağırarak sorusunu tekrarladı. Genç yiğit birisinin yardımını beklercesine, hanın sözlerini anlatıvermesini istermiş gibi arkasına, sağına soluna baktı. Arkada da, önde de, sağında da solunda da binlerce göz, uçlu silahlar görerek, daha da şaşırdı. - D.d.d... dedi, bir şeyler anlatmak isteyerek. Yanına yargıcı geldi, ne söyleyeceğini öğrenmek istedi. Bekeç Ozan, parmaklarını dombıraya vurduğu gibi vurarak, kendi çalgısını istedi. Cellat anladı. Hemen gence davulunu getirdiler. Bekeç Ozan hemen o

4 üzgerip kitti. Salıngan başın yugarı küterdi, tar kükregin kiyirdi de kuzine tösken çeçlerin artka supırıp kuydı, dumbırasm caylap totkan kiliş, orışka cıymgan alıp sıman, Almış han yağına tıngısız bir küşz karası taşlap aldı. - Atım minim Bekeç bulır, Atam - Ala-Sirkeç bulır, Tugan ıruv - Kuyan-Kolak, Tugan urınım-tiren Bolak. Tugan ilim-böyik Bolgar, Eytçi, haram, ni kirek?- didi çeçen, dumbırasm çiyirtip. Anın karlıkkan tavışı başta bik köçsiz bulıp çıktı, annarı nıgıgannan-nıgıy bardı, bit almalarına kızıllık yögirdi, tıngısız küzleri, tiri oçkmnar çeçip, yak-yakka yögirgelep tordı. Anın küzlerin yazıdagı kişiler tın da almıy tınlap tordılar. - Anlaşıldı,-didi Almış han. - Ala-Sirkeç uglı Bekeç çeçen, sinin yazığın zur, sin ugrılıkta totıldın. Sina mine kızgut yasala. Eyt kıçkırıp - yakçılarm barmı, tanıkların barmı? - Yakçılarım-cıruvlarım, Tanıklarım-ıruvlarım, Olug Tenri mina yuldaş, Eytçi, hanım, ni kirek? - Sini ugrılıkta tottılar, - diy Almış han, yeş çiğimin kıyuvlana baruvma üzinift ürtelüvkı sizip. - Sin, allaga til tiydire torgan cıruvlar cırlap, ilni-kolnı kotırtıp yörüvifi gine citmegen. Bolgar yortmfi başıhan tabına torgan taş meçimi avdarmakçı bulıp, anın töbin kazıgansm. Sin allaga, hana karşı küz kütergensin! Şul sinin yazığın, Ala-Sirkeç uglı Bekeç çeçen. İndi eyt-türe buymça yargulıymmı, yola buymçamı? Bekeç çeçen, hanmn eytep bitirüvin köterkötmes, kızıp, cilkinip tamaklarga totındı: - Taşlagan yazığın avır, İtesin sin başımın hur, Tik şura bil olug hanım, Bulmadım, bulmamın ugrı. Kuvanıçım-cıruvlarım, Yuvanıçım-cıruvlarım, Kaygırganım-il kaygısı, Tabmganım-böyik Temi! Uylap kara üzin, hanım: Cir kazuvçı min tügilmin, Cir sörüvçi min tügilmin, Taza kullı, köçli kullı Cura işliy ul işlemi. Minim koralim - dumbıra, anda değişti. Sallanan başını kaldırdı, dar göğsünü kabarttı ve gözüne düşen saçlarını arkaya attı, dombırasım yerleştirerek, savaşa hazır alp gibi Almaş Han 'a doğru sessiz bir bakış attı. - Adım benim Bekeç'tir Atam Ala-Sirkeç'tir Kendi kabilem Kuyan-Kolak, Doğduğum yer - Diren Bolak, Doğduğum ilim - Büyük Bolgar, Söyle hanım, ne gerek? - dedi ozan, çalgısını çalıp. Onun bozulan sesi önce çok güçsüz çıktı, sonra güçlendikçe güçlendi,yanaklarına kızıllık geldi, ışıksız gözleri canlı kıvılcımlar saçarak etrafa bakındı.onun sözlerini ovadaki herkes nefes almadan dinledi. - Anlaşıldı, dedi Almış Han. Ala-Sirkeç oğlu Bekeç Ozan, senin günahın büyük, sen hırsızlıktan yakalan dın. Sana bu mahkeme yapılıyor. Söyle bağırarak, yardımcıların var mı, tanıkların var mı? - Yardımcılarım - türkülerim, Tanıklarım - kabilem. Ulu Tanrı bana yoldaş, Söyle hanım, ne gerek? - Seni hırsızlıktan yakaladılar, der Almış Han, gencin gururlanışının kendisini etkilediğini sezerek. - Sen, Allah'a dil uzatan türküler söyleyip, halkı isyana teşvik etmişsin. Bulgar yurdunun başı, hanın tapındığı mescidi yok etmek isteyip, onun dibini kazmışsın. Sen Allah'a, hana karşı el kaldırmışsın! Bu senin kuçun, Ala-Sirkeç oğlu Bekeç Ozan. Haydi söyle, kanuna göre mi cezalandırayım, örf adete göre mi cezalandırayım? Berkeç Ozan, hanın sözlerinin bitmesini bile pek beklemeden takmaklar nazmetmeye girişti: -Attığın suç ağır, Eylersin başımı sen hor, Yalnız şunu bil, ulu hanım, Olmadım, olmam hırsız! Kovancım türkülerim, Avuncum türkülerim, Kaygım halk kaygısı Taptığım büyük Tanrı! Düşün bak kendin, hanım: Yeri Kazan ben değilim, Yeri süren ben değilim, Koca kollu, güçlü kollu, Cura yapar bu işleri. Benim silahım damlara,

5 Minim koral - barınaklarım. Niçik itip taş meçitni Dumbıramen avdaralıym?! Alla dişin, meçit dişin, Baganaga tabmasm, Çitni uylap yuvanasın, Bozdıfi tenrige antınnı, Pıçrattm izgi atınnı, Kim sin üzin, olug hanım?! - Buldı! - didi han, kulm küterip. Yeş yiğit anın süzin elle işitti, elle işitmedi, elle indi, künilinde taşıgan yarsuvm tıya almıyça, kuzin de yommıyça, kaynarlanıp koşug eytüvinde buldı: - Tenrige sin kul kütirdin, Yolağa sin laç tekirdin, Min tügil yazıklı hanım, Sin ul, sin in ya vız ugrı! - Çitti! - dip kıçkırdı han, ayagüre basıp. Anın tavışınnan kişilernin yörekleri kinet tuktap kalganday buldı, tamırlardagı kannar, eytirsin bozga eylendi. Barısının, da başları iriksizden töben iyildi. Barı tik yeş çeçennifi gine başı bögilmedi. Usal yıltıragan kurkısız küzlerinde anın kıyuv oçkınnar çeçredi. Ul barı biraz totlıkkanday gına itip tordı, annarı, tiz arada isin cıyıp, kim de bulsa avızımnı kilip tomalagançı digendey aşıgıp, eli törkimge, eli hanga karıy-karıy, yalkınlı cıruvlarm takmaklavda buldı: - Kurkasıfi minim cıruvdan, Kurkasın minim toruvdan. Bilem mini, astırırsın, Ya bulmasa kistirirsin. Tik şunı bil, yavız ugrı Asalmassm cıruvımnan- Andıy köç yuk bu ajunda! Tökiremin baganafia! Tökiremin sakalına! Ükinmiymin, kaygırmıymın Astırsan da, kistirsefi de, Tik yeşesin ilim - konim Tik yeşesin tugan cirim. Oçarmın Tefiri katına. Sina temug, yavız ugrı! Tüzimligi tökengen Almış han, "avızm tomalarga! digenni anlatıp, sakçılarga kul izedi. Sakçılarnın birsi sunduk köçli kulı bilen cıruvçının avızm kapladı. Bekeç çeçen, nidir eytmekçi bulıp, öziközik önner çıkardı da, kulınnan dumbırasın töşirip, kinet tınıp kaldı. Benim silahım parmaklarım. Nasıl taş mescidin Dombıra ile yıkabilirim? Allah dersin, mescit dersin, Kütüğe tapınırsın, Başka şeyi düşünüp avunursun Bozdun tanrıya adını, Kirlettin temiz adını, Kimsin sen, ulu hanım?! -Tamam, dedi han, elini kaldırarak. Genç yiğit onun sözünü ya işitti ya işitmedi veya kalbinde taşıdığı kederi durduramayıp gözünü de yummadan heyecanlanarak koşuk demeye devam etti: - Tanrıya sen el kaldırdın, Adetlere sen tükürdün, Ben değilim suçlu, hanım, Sensin o,sensin lanet hırsız! - Yeter, diye bağırdı han, ayağa kalkarak. Onun sesinden insanların yüreği aniden durur gibi oldu, damarlardaki kanlar, adeta buza dönüştü. Hepsinin de başları elde olmaksızın yere eğildi. Sadece genç ozanın başı eğilmedi. Sert, korkusuz bakışlarında, korkunç kıvılcımlar çıktı. Biraz kekeler gibi oldu, sonra, hemen kendini toplayıp, kim olursa olsun, ağzıma geleni söylemeliyim dercesine, acele ederek, halka ve hana baka baka türkülerini söyledi: - Korkuyorsun benim türkümden, Korkuyorsun benim yaşamamdan, Biliyorum beni astırırsın, Olmazsa kestirirsin. Yalnız şunu bil, lanet hırsız, Asamazsın türkülerimle, Öyle güç yok bu dünyada! Tükürürüm kütüğüne! Tükürürüm sakalına! Pişman olmam, üzülmem Astırsan da, kestirsen de, Yeter ki yaşasın halkım, Yeter ki yaşasın ana yurdum. Uçarım Tanrı katına. Sana cehennem, lanet hırsız. Sabrı tükenen Almış Han "ağzını kapa" diyerek, bekçilere işaret etti. Bekçilerden birisi güçlü koluyla türkücünün ağzını kapadı. Bekeç Ozan, bir şeyler söylemek isteyerek, parça parça sesler çıkardı, elinden dombırasını düşürerek, sessizce kaldı.

6 - Mine, tıgıldımı tamagın, pıçrak kargası! - didi Almış han, usal kitkildip. - Yuk, sandugaç,- dip kıçkırdı şunda kimdir törkim arasınnan. Torataştay katıp kalgan kişiler titrenip kittiler, barısı biryulı diyerlik eliği tavış kilgen yakka borılıp karadılar. Tik birkim de ul kıyuv kişini küre almadı. - Kükten kildi! - dip kıçkırdı kimdir, köçeye bargan görildikni kümip. Barısı da - sakçılar da, karalar da, aksöyekler de, borın-borınnan kilgen, öyrenilgen bir omtılış bilen, küz karaşların kükke yünelttiler. Alay gına da tügil, Almış han üzi de, başkalar kibik, bilgisiz bir köçke buysımp, ak bolıtlar yözgen töpsiz zeftger kükke karadı. Torik yolası buymça, kükke karav ul Tefirige yalvaruvnı anlata idi. - Tınlagız! - dip kıçkırdı Almış han, bötin yazını yangıratıp. Minlegen küzler yaftadan tüben iyildi, eli gine kanatlanıp algan yörekler yaftadan uç töbine yomıldı. Küz aldmda ütkir söftgi başları, kılıçlar yaltırıp kürindi. - İndi eytigiz : Ala-Sirkeç uglı Bekeç çeçen allaga, hanga til tiydirmedimi?- didi Almış han, törkimge karap. Birinci bulıp Turay çeçen kıçkırdı: - Tiydirdi, hanım!- didi. - Ul gına işitken, biz işitmedik,- didi şunda törkim arasınnan bir usal tillisi. - Min de işittim! - Biz de...-diyiştiler Turay çeçen yanındagı nindiydir şoma, seleme kişiler! - Tiydirdi, tiydirdi!- didiler ikinci yaktan tuk yözli, yahşi kiyimliler. - Sin...ala-Sirkeç uglı Bekeç çeçen, alla karşında, han karşında yazıklısın, - dip kıçkırdı almış han, biraz tmıp torgannan soft.- Sinin tilin Ozınaygan. Türe buyınça, sinin tilin töbennen ük kisip taşlanırga kirek. Ey, bolgarlar, biligiz : kim de kim tagrn da yort başı, anın yakın kişiler tabmgan böyik allaga, çumak yolasma til tiydire... kul kütere...kim de kim hanga, türege, bilerge karşı til ozata, kul kütere... ana da mine şulay kızgut yasalır. Minim boyırıgım cirine citkirilirge tiyiş! Yazı östinde şilt itken tavış ta işitilmedi. Barı tik zur, kara kullı timirçinin tırışıp-tırışıp kürik başkanı da utlı kümirge ozın saplı kıskıç kümgeni gine bu tınlıknı bozdı. Kişilernin borınnarın yarıp, timirçi uçağı yagınnan köygen it isi kilgendey buldı... * * * - İşte, kapandı mı ağzın, ahlaksız karga! Dedi Almış Han, acımasızca bağırarak. arasından. - Hayır, bülbül!, diye bağırdı orada birisi halkın Taş gibi kala kalan insanlar silkindiler ve hepsi neredeyse aynı anda sesin geldiği yöne döndüler. Yalnız hiç kimse de o kişiyi göremedi. - Gökten geldi! Diye bağırdı birisi, artan gürültüyü geçerek. Herkes, nöbetçiler de, cahiller de, soylular da, önceden gelen, öğrenilen bir hareketle, bakışlarını göğe yönelttiler. Sadece onlar değil, Almış Han da, diğerleri gibi, belirsiz bir güce uyarak, beyaz bulutların yüzdüğü sonsuz mavi göğe baktı. Türk töresine göre, göğe bakmak Tanrı'ya yalvarışı anlatırdı. - Dinleyin, diye bağırdı Almış Han, bütün meydanı inleterek. Binlerce göz tekrar aşağıya çevrildi, kanatlanan yürekler tekrar avuç dibine yumuldu. Göz önünde süngü başlan,kılıçlar parladı. - Şimdi söyleyin Ala-Sirkeç oğlu Bekeç Ozan Allah'a, hana dil uzattı mı? dedi Almış Han, topluluğa bakarak. İlk olarak Turay Ozan bağırdı: - Uzattı, hanım!, dedi. - Sadece o işitmiş, biz işitmedik, dedi orada, halkın içinden bir cesur dilli. - Ben de işittim! - Ben de... dediler Turay Ozanın yanındaki, gariban, fakir kişiler. - Uzattı, uzattı!, derdi diğer yandan güzel yüzlü, iyi giyimliler. - Sen... Ala-Sirkeç oğlu Bekeç Ozan, Allah karşısında, han karşısında suçlusun, diye bağırdı Almış Han, biraz sessiz kaldıktan sonra: - Senin dilin uzamış. Töreye göre, senin dilini dibinden kesmek gerekir. Ey Bulgarlar bilin! Kim ki yurdun başı, ona yakın kişilerin taptığı büyük Allah'a, tüccar töresine dil uzatır... el kaldırır... kim ki hana, töreye, beylere karşı laf söyler, el kaldırır... ona da işte bu mahkeme yapılır. Benim buyruğum yerine getirilmelidir! Meydanda tek bir ses bile duyulmadı. Büyük, kara elli demircinin uğraşarak körük basması ve korlu kömüre uzun saplı kıstırıcıyt sokması bu sessizliği bozdu. İnsanların burnunu yararak, demirci ocağının yanında yanmış et kokusu gelir gibi oldu...

7 Yana urında Totış öçin han urdasının çitinde ayırım tirme kordılar. Şunda uk, anın yanına kiçirek tirmege Torımtay urnaştı. Torımtay afia aşarga pişirdi, anın vak-töyek yomışların başkardı. Totış, birkaya çıkmadı, birkim bilen aralaşmadı. Ul eliğe üzin monda niçik totarga da, nerse işlerge nerse işlemeske tiyişligin de anlamadı. Ul barı üzinin bolgarlarda iki yıl totkında yeşerge tiyişligin gine bildi. İki yıl eli yana gına başlangan idi. Ul birniçek te üzinin mondıy totkınlıgına künigip çite almadı. Şulay uk anı irikli tormış ta- Torımtaydan yalgız tirmeden başka nindidir bötin tormış ta kızıksındırmadı. Ul mefigige monda kalu turında da uylamadı, tizrek atası-anası yanma kaytıp kiterge de omtılmadı. Atasma-anasına, tugan ıruvrna, andagı yolalarga, karaşlarga üzin beylep tora torgan nindidir cip ana iskermesten özildi şikilli toyıldı. Ul monda, üzi yağı dip bilgen bolgarlar ilinde yat cirler, yat kişiler kürdi, alamın kuvanıçların kaygıların üz cilkesinde tatıdı. İlikki cipler urınına anı bu yakka- Bolgarlarga tartıp tora torgan ikinci cipler barlıkka kilgendey buldı. Mine şul ikinci cipler anı torgan sayın mgrak tarta, östiriy şikilli toyıldı. Mondıy nerse amfi kayçaklarda kotrn aldı. Üzinin ikiyözliligine, üzinin buldıksızlıgına, üzinin açuvmnan anın büri bulıp ularday çaklan buldı. Ul Appaknı... Almış hannın kızın yarata! Ul üzinin tugan cirin, tugan ıruvm kilip başkan kişinin kızın yarata! Ul Appaknı, Appak anı yarata... Bula torgan ismi bu? Kimnin totkını sofi ul - hannıkımı, elle amfi kızmıkımı? Tik şulay da nindi tatlı, nindi kuvanıçlı bu totkınlık! Uzara anlaşkan tigi kiçten son eli alar bötinley oçraşmadılar. Totış anı izlep yöriy almadı. Appak ise, küresin, köpe-köndiz amfi tirmesine kilerge şulay uk batırçılık itmedi. Arman, bir-birsine üzlerinin küflülerin açıp salgaç, alar eli nıklap torıp islerine de kile almagannar idi bugay. Alamın künilinde eliğe yaratudan-söyüden bigrek kurku-örkü, bir-birsinnen oyalu-tartmu östinlik ite idi bugay. Şulay da oçraşmıy toru ozakkarak suzıldı. Totış bügin anı köte başladı. Küfüli sizindi: bügin alar oçraşırga tiyişler idi. Uzaldına uylanıp utırganda, anın yanına Almış harman kişi kildi. -Sizi han üzi yanına çakıra, Totış, - didi yomışçı. Totış kavşap kaldı. Han yanına? Nik? Kızı bilen oçraşkarmı sizdi mikenni? Çakırılgan cirge ul tilemiyçe gine bardı, bik nık içi poşıp borçılıp bardı. Kin tirmege barıp kirgeç, bu borçılu tıyılgısız bir kurkuga eylendi. Yeni yerde Totış için han ordusunun dışında farklı bir çadır kurdular. Hemen onun yanına, küçük Torimtay çadıra yerleşti. Torimtay orada yemek pişirdi, ufak tefek işleri halletti. Totış hiç dışarı çıkmadı, hiç kimse ile görüşmedi. O burada niçin tutulduğunu, ne yapacağını, ne yapmaması gerektiğini de anlamadı. O sadece kendisinin Bulgurlarda iki yıl tutsak kalacağını biliyordu. İki yıl yeni başlamıştı. Bu nedenle gün geçse de geçmese de onun için aynıydı. O, bu tutsaklığa hiç razı olmadı. Ayrıca onu özgür hayat da, Torimtay'dan, çadırdan başka hiçbir şey de ilgilendirmedi. Burada sonsuza dek kalmayı da düşünmedi, hemen atasının, anasının yanına dönmeye de çalışmadı. Atasına anasına, ailesine adetlerine, göreneklerine kendisini bağlayan ip eskimeden kopmuş gibi hissediyordu. Burada, düşmanı bildiği Bulgarların ülkesinde yad yerler, yad kişiler gördü, onların sevinçlerini, üzüntülerini kendi üstünde duydu. İlk iplerin yerine onu bu tarafa, Bulgar'a çeken başka ipler ortaya çıkmış gibi oldu. İşte bu ikinci ipler sürekli onu çekiyor, sürüklüyor gibi hissediyordu. Bunlar onu korkuttu. Kendisinin iki yüzlülüğüne, yeteneksizliğine, beceriksizliğine sinirden kurt gibi ulumak istediği zamanlar oldu. O Appak't... Almış Han'ın kızını seviyor! O kendi anayurdunu, kabilesini basan kişinin kızını seviyor! O, Appak'ı, Appak onu seviyor... Olacak iş mi bu? Kimin tutsağı öyleyse o, hanın mı, yoksa kızının mı? Fakat böyle de tatlı, sevinçli bu tutsaklık! Anlaştıkları geceden sonra onlar için karşılaşmadılar. Totış onu izleyemedi. Appak ise, gündüz onun çadırına gelerek kahramanlık etmedi. Ayrıca, birbirlerine kalplerini açınca, onlar böyle bütünüyle akıllarına gelmemişti. Onların gönlünde, sevgiden, aşktan çok, korku, birbirinden utanma, çekinme üstünlük sağlamıştı. Bu şekilde karşılaşmamak uzun süre devam etti. Totış bugün onu beklemeye başladı. Kalbi nissetmişti: Bugün onlar buluşmalıydı. Kendi kendine düşünerek otururken, onun yanına Almış Han 'dan birisi geldi. - Seni han yanına çağırıyor, Totış, dedi görevli. Totış şaşırdı. Han yanına? Niçin? Kızı ile görüştüğünü duydu mu acaba? Çağrıldığı yere, isteksiz gitti, içi şüpheli, endişeli gitti. Geniş çadıra girince, bu şüphe dayanılmaz bir korkuya dönüştü.

8 . Mine ul han karşısına, künilinnen in yavız, in kansız dip uylagan kişi karşına, üzi öçin acundagı barlık nerseden, barlık üli-tiriden artıgrak, söyiklirek bulgan kıznın atası karşısına kilip bastı. -Sinin boyırıgın buymça... didi ul, avız içinde botka kaynatıp. -Tizlen, -didi Almış han, tiş arasınnan sığıp. Totış, yolanı isine töşirip bürigin saldı, tizlendi. Yeş yiğit tirlep-pişip idende tizlenip torganda Almış han kaş astından gına anı küzetti. Amfi künilin, maçı bulıp bir sorav tırnadı: "Minikimi -tügilmi? - dip uyladı ul, batır yigitnift taza iribaşlarında, kin mangaymda, borın küzlerinde üz çalımın tabarga tırışıp. Tösi-biti bilen ul anasına ohşagan idi. Tik şulay da anın küz karaşındamı, kara kaşlarının kuyılıgındamı... Almış hamım da tösmirleri bar idi şikilli. Elle küren binikimi son? Kin yanaklar, kısıgrak küzler... ütkin, oçlı küzler... Yuk, şulay da Almış hannın kanı kaynıy ahrısı, monm kükreginde! -Min sizi, Totış... ugıl, söyleşir öçin çakırdım, didi han, süzge başlap. Monnan son sin minim urdada yeşeyeçeksin. -Min indi aydan artık sinin urdanda yeşiym, han, - didi Totış. -Sin minde iki yıl yeşeyeçeksin, - didi han, anı tmlamıyça. Atan sinin urmga başka uglan cibergeç te, tugan cirine kaytıp kitersin. Şul bulır totıklıgm... totkınlıgın... -Bilem, -didi Totış. İki yıl buyına min şulay yalgız tirme saklap yatarmm mikenni, han? At bir, koral bir sin miıîa, han! -At, koral? Ni öçin? Mina karşı birüzin yav çıkmakçı bulasınmı? He-he... -Min, yeş, taza. Bilekte köç taşıp tora. Nişlep yatıym min anda? -didi Totış, hannın yagımlı söyleşüvinnen küftili üsip. -Büri bürikke salsaii da urmanga karıy, - didi han kon gına. Sinin süzlerinde mina büri üni işitildi, Totış uglan! Hannın kirişliği Totışnın kurku-kavşavın kinet yukka çıgardı. -Büriler yanında büriçi ularga tun kile, han! -didi ul, urınından kuzgala yazıp. Almış hannın yözin çıtıp kuydı. Şulay da, Totış uglan üzini nindi gine katı süz eytse de, ul ana çmçmlap açulana almaş idi şikilli. -Sin, tıynaksız, -didi ul birazdan, cinilçe şilte bilen. Sina ölkenner aldmda üz-üzinni totarga öyrenirge kirek. Sin öyinde gine yatmayacaksın. Bolgar türesin, yolasın totsan, tilegen cirine barırsın, tilegen kişiıî bilen aralaşırsın. Tik aldan uk kisetip kuyam: kaçu turında başına da kirtip karama! Kaçasııî iken, yaftadan yav bilen barıp öyinni, Hanın karşısına, içinde en kötü, en kansız kabul ettiği kişinin karşısına, kendisi için dünyadaki her şeyden, her ölüden, diriden daha değerli olan kızın babasının karşısına geldi. - Senin buyruğuna göre... dedi, ağzının içindekini çevirerek.. - Diz çök, dedi Almış Han, dişlerini sıkarak. Totış, adeti hatırlayarak, börkünü çıkardı, diz çöktü. Genç terlerken, diz çökerken, Almış Han kaş altından onu gözledi. İçini, aniden bir soru kapladı: "Benim mi, değil mi?" diye düşündü, yiğidin dinç omuzlarında, geniş alnında, burnunda, gözlerinde kendi özelliklerini bulmaya çalışarak. Yüzü ile o anasına benziyordu. Yalnız yine de onun bakışlarında mı, kara kaşlarının koyuluğunda mı... Almış Han'ın da görünüşleri var gibiydi... Yoksa Küren Bey'in mi? Geniş yanaklar, çekik gözler... ateşli, kıvılcım saçan gözler... Hayır, yine de Almış Han kanı kaynıyor, onun yüreğinde! - Ben seni, Totış... oğul, konuşmak için çağırdım, dedi han, söze başlayarak. - Bundan sonra benim ordumda yaşayacaksın. - Ben zaten bir aydan fazladır senin ordunda yaşıyorum han, dedi Totış. - Sen bende iki yıl kalacaksın, dedi han onu dinlemeden. - Atan senin yerine başka bir oğlunu gönderince de ana yurduna dönersin. Budur tutsaklığın... tutsaklığın... - Biliyorum, dedi Totış. İki yıl boyunca ben böyle yalnız çadırda mı yatacağım, han? At ver, silah ver sen bana, han! - At, silah? Niçin? Ban ak arşı tek başına karşı çıkmak isteyesin diye mi? He, he... - Ben gencim, tazeyim. Bileğimde güç taşıp, durur. Niçin yatayım ben orada?, dedi Totış, hanın gönül okşayan sözlerinden cesaretlenerek. - Kurt yavrusunu, börke sarsan da ormana bakar. Senin sözlerinde kurt sesi duyuluyor, Totış oğlan!, dedi han kuru bir şekilde. Hanın yakınlığı Totış 'in korkusunu hemen yok etti. - Kurtların yanında kurtlar gibi ulumak doğru olur, han!, dedi, yerinden hareket ederek. Almış Han yüzünü çattı. Yine de, Totış oğlan kendisine ne kadar kötü söz söylese de, ona gerçekten sinirlenemiyor gibiydi. - Sen, edepsizsin, dedi bir sonra, küçük bir öfke ile. - Sana büyükler önünde kendini tutmayı öğretmek gerek. Sen evinde yatmayacaksın. Bulgar töresini, adetini kabul edersen, dilediğin yere gidersin, dilediğin kişi ile görüşürsün, dilediğin kişi ile haberleşirsin.

9 ıruvınnı kanga batıraçakmm! Minim bilen sinikinnen de tazarak, Totış uglan, sin anan. karnında yatkanda minim indi kulda kılıç uynadı. Sinin üz yazmışın üz kulında. Atannı, anannı kaygıga salırga tilemesefi... Sin salgan kaygıdan da zurrak kaygıga salıp bulmas, han! - d idi Totış kızarınıp. -Bar, çıgıp kit! -didi han. Totış ayağına bastı, hanga artı bilen borıldı da iksiz-çiksiz toyılgan ozın, yomşak kilimni taptap işikke yüneldi. "Ayak atlavmda da nidir bar dip uyladı han, anın artırman küzetip. Totış indi çıgıp kitti digende gine, ul anı kıçkırıp tuktattı da kiri üz yanma çakırdı. -Sorarga onıtkanmın, sinin anan kim eli? - didi ul tmıç kına. -Koytım bike. -Yarar, kite bir, didi han. "Şulay da ul mina ohşamagan! Kıyu, usal, taza! - dip uyladı Almış han üzaldına. -Niçik itip anı kulga iyeleştirirge? Niçik itip... Kurkıtmıyça?.. Niçik itip mengi anı üzinniki iterge? Anda - minim kan! Şulay da anın üzine birni sizdirirge yaramıy. Atalarnın yeşirin işin balalar bilmeske tiyiş. Han tirmesinne çıgıp barışlıy, Totış da uylandı. "Yarıy eli birni sizmegen iken! - didi ul üz-üzine söyinip. Totışnın öyge kaytası kilmedi. Öyge kayttı ise, anda anı kimdir sagalap kötip toradır şikilli toyıldı. Su kirip çıkkaç, alar Torımtay bilen ikevlep Ösen buyındagı kuvaklar arasında yördiler, kura cilegi aşadılar Tösten son kük yözin kara bolıtlar kaplap aldı. Könni kisek kine karangılatıp ciberdi. Töbe östinde Kuvar ogan, açulı mıgırdanıp biyik tavlardan taşlar tegeretti, yavız aynalarnı kuvalap utlı kılıcı bilen siltendi. Kurman son kaytıp yangır yavarga totındı. Totıp üzinin kulı bilen yangır tuktagançı ağaç töbinde kötip utırdı. Alamın tirmeleri tügereklenip baldak içinde baldak bulıp utırgan han urdasmın in çitine tışkı "baldakka tön yağma urnaşkan idi. Öylerine alar bolın yagınnan kayttılar, şuna küre alarga çatırlar arasmnan üterge tun kilmedi. Alar kaytıp citkende, yangır indi tuktagan idi, amfi urınına, kon karangılana başlagan idi. Üzleri tirmesine bir yaz adım çaması kalgaç, Torımtay bargan cirinde tuktap kaldı. -Kareli! -didi ul, Totışnın tirmesine kürsetip. Totış ta tuktadı, aptırap, üz kuzine üzi işanmıyça, sıyık karangılık aşa, üz tirmesi yağına karap tora başladı. Anda, anıkı bulırga tiyişli tirmeden, kükke şebeyip tötin ürlep yata idi. Yalnız önceden uyarayım: Hiç kaçayım deme! Kaçarsan, yine orduyla gidip, evini, aileni kana bularım! Benim bileğim seninkinden daha taze, Totış oğlan, sen ananın karnında yatarken elimde kılıç vardı. Senin kaderin kendi elinde. Atanı, ananı üzmeyi istemezsin... - Senin verdiğin üzüntüden daha büyük üzüntü olamaz, han! Dedi Totış, kızarak. - Var, çık git, dedi han. Totış ayağa kalktı, hana arkasını döndü, uçsuz bucaksız serilen uzun, yumuşak kilime basarak kapıya yöneldi. "Ayak atışında da bir şeyler var" diye düşündü han, onun ardından bakarken. Totış çıkıp giderken, onu durdurdu ve yanına çağırdı. - Sormayı unutmuşum, senin anan kim? dedi sakince. -Koytım Bike... - Tamam, git, dedi han. "Yine de bana benzemiş! Cesur, sert, taze!" diye düşündü Almış Han kendi kendine. Onu nasıl kendine uydurmalı? Nasıl... korkutmadan? Nasıl sonsuza dek onu kendine almalı? Onda, benim kanım var! Yine de ona bir şey sezdirmek doğru olmaz. Ataların, anaların gizli işini çocuklar bilmemeli." Han çadırından çıkarak iyilikle Totış'ı düşündü. "İyi, bir şey bilmiyor" dedi sevinerek. Totış eve dönmek istemedi. Eve döndüğünde, onu orada kimlerin beklediğini düşündü. Suya girdikten sonra Torimtay ile ikisi Ösen boyundaki kavaklar arasında yürüdüler, çilek yediler. Öğledensonra gökyüzünü kara bulutlar kapladı. Havayı kararttı. Tepe üstünde Kuvar ana, kızgın bir şekilde mırıldanıp, büyük dağlardan taşlar oynattı, ateşli kılıcı ile vurup yıktı. Ondan sonra da sağanak bir yağmur başladı. Durup kölesiyle yağmur dininceye kadar ağaç dibinde bekledi. Onların çadırları, halka içinde halka olan han ordusunun en ucunda, dış "halkada" kuzey tarafta yer almıştı. Evlerine otlak tarafından döndüler,bu yüzden onlara çadırlar arasından geçmek doğru gelmedi. Onlar döndüğünde, yağmur dinmişti, onun yerine gün kararmaya başlamıştı. Kendi çadırlarına yüz adım kadar kaldığında, Torımtay olduğu yerde durdu. - Bak, dedi o, Totış'in çadırını göstererek. Totış da durdu, şaşırarak, gözlerine inanamayıp, koyu karanlık içinden, kendi çadırına doğru bakmaya başladı. Orada, onun olması gereken çadırdan, göğe doğru bir duman çıkıyordu.

10 -Uçak dörlep kitti mikenni? - didi ul Torımtayga. -Biznin öy tügil bu, - didi Torımtay ikilenip - Elle yesin taşı töşkenmi son, tfü, tfü! -Söylenme! -didi Totış. - Uçakta utın kalgandır. Ul tizrek tirmege aşıktı. Anın bu sirli tötin çıganagm tizrek üz küzleri bilen küresi kildi. "Yesin taşı... Yesin taşı... dip uyladı ul, issili-suvıklı bulıp. Bulmas la. Yesin suksa, in ilik Almış han tirmesin sugarga tiyiş. Tefinden, Kuvardan yöz çöyirgen başka kişilernikin sugarga tiyiş. Alarnı sukmagan. Ene han tirmesi, kükni kaplap kukırayıp masayıp urda urtasında utıra. "Yesin başta Almış han tirmesin sugarga tiyiş. digen uy Totışru biraz trnıçlandıra töşti. Yugıyse, yesin sukkan bulsa, anda indi bötin nerse yukka çıktı digen süz bulacak! Han yrdası, yesin sukkan tirmeni kişisi bilen üzin gine kaldırıp sunduk küçinip kiteçek. Yesin sukkan tirmege birkim aşarga-içerge birmeyeçek. Barlık kişi andan baş taratacak, şulay itip ul üzinnen üzi kişi buludan, totık buludan, Küren biy uglı Totış buludan tuktayaçak. O, ul çağında... anın yanına tönle barı aç büriler gine kileçek!.. Eyi, bu amfi tirmesi idi... Kotı alıngan Torımtaynın üzin totıp kalırga tırışuvına da karamastan, Totış yögirip diyerlik işik yanına kildi, tartıp işikni açtı. Uçak yanında kimnidir kürip ul çak çak kına artma avıp kitmedi. Anın artınnan uk tirmege kilip kirgen Torımtay da uçak yanındagı kişini kürip aldı. İkisi de, açık işikten alga uzarga kıymıyça, çakırılmadan kunakka karap torularında buldılar. -Appak iç! - didi kinet Torımtay, kıçkırıp. Şulay didi de, tilin tişlep tınıp kaldı, kurkıp yakyagma karandı. Tirmeler bir-birsinnen yırak urnaşkan idi, annarı, yarım karangı bulganda, yakın tirede birkim kürinmiy idi. -Eyttim ise kayttım! - didi Torımtay, pışıldap kabalarup. Minim küzim kürmedi, cirde yatkan taş kürdi... Minim küzim kürmedi, ağıp yatkan su kürdi... Minim küzim kürmedi, isip kitken cil kürdi! Üzaldına söylene-söylene ul, sak kına atlap kayadır kitip bardı. Anın bu söylenülerin de, kinet tınıp yuvaşlanıp kaluvm da Totış anlamadı. -Appak şul! didi ul, kuvanrp öyine kirip. Ul uçak yanına kildi, işikke artı bilenrek torgan kıznı koçıp aldı, küzlerine karadı. Kız tıyılıp kına kölip kuydı, kaynar bitin anın yüyiş, salkın bitine tiydirdi, anın ozın çeçlerinnen tamgan yangır tamçıların uçına aydı. Kinet ul yomşap avırayıp kalganday buldı. İJzinin bileklerinde, kükreginde Totış anın şul yomşaklıgm, isirtkeç avırlıgın, kaynar-lıgm toydı. - Ocak tüttü mü acaba? dedi o Torımtay'a. - Bizim ev değil bu, dedi Torimtay iki defa. - Yoksa yıldırım mı düşmüş, vah vahi - Söylenme, dedi Totış, ocakta odun kalmıştır. O hemen çadıra koştu. Bu şaşırtıcı duman tütme hadisesini gözleriyle hemen görmek istedi. "Yıldırım... yıldırım..." diye düşündü, endişeyle. Olmaz inşallah. Yıldırım düşecekse, en önce Almış Han'ın çadırına düşmesi gerekir. Tanrı'dan, Kur'an'dan yüz çeviren başka kişilerinkine düşmesi gerekir. Onlara düşmemiş. İşte hanın çadırı, göğü bile kaplayıp, büyüklenip ordunun ortasında duruyor. "Yıldırım başta Almış Han'ın çadırına düşmüştür" düşüncesi Totış'ı biraz sakinleştirdi. Yoksa, yıldırım düşmüşse, orada her şey yok olmuş demektir! Han ordusu, yıldırım düşen çadırı ve sahibini bırakarak, oradan göçecektir. Yıldırımın düştüğü çadıra kimse yaklaşmayacak, o kişiye kimse yiyecek, içecek vermeyecek. Bütün herkes ondan elini ayağını çekecek, böylece, o insan olmaktan, tutsak olmaktan, Küren Bey oğlu Totış olmaktan çıkacak. O, bu yaşında... yanına sadece geceleyin aç kurtlar gelecek!.. İşte, bu onun çadırıydı... Korkan Torımtay'ın onu tutmaya çalışmasına rağmen, Totış adeta koşarak kapı önüne geldi, çekip kapıyı açtı. Ocak yanında birini görüp hemen yanına gitmedi. Onun ardından gelen Torımtay da ocak yanındaki kişiyi gördü. İkisi de, açık kapıdan içeri girmeden, çağrılmayan misafire baktılar. - Appak bu, dedi Torimtay bağırarak. Böyle dedi ama dilini ısırarak, sessiz kaldı, korkup sağına soluna bakındı. Çadırlar birbirinden uzak kurulmuştu, ayrıca yarı karanlık olduğundan, yakın çevrede kimse görünmüyordu. - Dedimse de döndüm, dedi Torımtay fısıldayarak. - Benim gözüm görmedi, yerde yatan taş gördü... Benim gözüm görmedi, akan su gördü... Benim gözüm görmedi, esen yel gördü! Kendi kendine söylene söylene, hemen ayrılıp, bir yerlere gitti. Onun bu söylediklerini de, hemen susmasını da Totış anlamadı. - Appak bu!, dedi o sevinerek. O ocak yanındaydı, kapıya arkası dönük kızı kucakladı, gözlerine baktı. Kız istemeden güldü, sıcak yüzünü onun soğuk yüzüne deydirdi, onun uzun saçlarından damlayan yağmur damlalarını ovucunda topladı. Hemen yumuşayıp, ağırlaştı. Bileklerinde, göğsünde Totış onun bu yumuşaklığını, mest eden ağırlığını, sıcaklığını duydu.

11 -Sin - miniki! - didi ul. - Appagım, işitesinmi, sin - miniki! Nindi kuvanıç! Bu könnerde şundıy sağındım min sini. Kıznıfi yarım yomık, sörmeli küzleri açılıp kitti. Ul ana isi kitip yılmayıp karap tordı da, şayartıp -Tügil, -didi. Ul Totışmfi koçagmnan balık kibik şoma gına çıktı da, başın çaykap bitine tösken çeçlerin artka taşladı. -Min siniki tügil, sin miniki! -didi kız kölip. Amfi bolay söylenüvi totık yigitnifi kirekmegende min-minligin kıtıklap kuydı. -Nişlep alay? didi ul, sagayıp. Kız, birni eytmiyçe, cigitke bir özdirip karap aldı da sirli gine kölip kuydı, idenge tösken bürigin alıp kiydi. Şunnan son kuyınındagı künçeginnen kiçkine közgi alıp ul uçaktagı ut yakasına yakın kildi. Közgige karıy-karıy tözingen arada ul Totış yağma da küz töşirgelep aldı. -Eyt eli, nişlep sin miniki tügil de, nişlep min siniki? didi bir katlı cigit, kaşın ayırıp. Kız ana tilin kürsetti. -Sin Almış han kızı bulgan öçinmi? -didi Totış. -Eytmiym,-didi Appak üçikleşip. -Nik? -Yürü Kilem, yaramıy! -Nerse yaramıy?-didi Totış. -Tıçkanga taşlangan maçı kibik ul bir gine ırgıldı da kıznı yaftadan iliktirip aldı, koçağına kıstı. -Totış, ültiresin! - didi kız çırıldap. -Eytesinmi, yukmı? - didi Totış. -Cibersen, eytem, -didi kız. -Totış anı iplep kine yomşak kiyizge bastırdı. -Sin, tili, - didi kız, yaratıp, üz itip. Sin miniki bulmasan, tirmen de miniki bulmasıyı. Üzi yugmda çit kişi tirmesine kirü yaramaganlıgın bilesindir? Soramıyça kirü, şul uk ugrılık. -Sin bolay da ugn kibik, didi Totış. -"Kibik bilen "bugay at koyrıgında gine bula, -didi kız kölip. -Çm. Minim yanga sin barı karangı töşkeç kine... kişi kürmegende gine kilesin, - didi Totış. - Birkayçan da kişi aldında oçraşa almabız mikenni? Birkayçan da birge bula almabız mikenni? Kız yözindegi yılmayuvın sündirip kaldı. -Eyde ul tunda söyleşmiyk? -did ul birazdan uyçangına. - Sen, benimsin, dedi. Appak'im, duyuyor musun, sen benimsin! Ne mutluluk! Bu günlerde hep seni düşündüm. Kızın yan yumulu, sürmeli gözleri açıldı. Aklını toplayarak, gülümsedi ve oynayarak: - Değil, dedi. Totış'in kucağından balık gibi kolayca çıktı ve başını sallayarak, yüzüne düşen saçlarını arkasına attı. - Ben senin değilim, sen benimsin, dedi kız gülerek. Onun böyle konuşması tutsak gencin güvenini sarstı. - Niye öyle, dedi düşünerek. - Kız, hiçbir şey söylemeden, gence baktı ve anlamlı bir şekilde güldü, yere düşen börkünü alıp giydi. Ondan sonra koynunda küçücük bir ayna alarak ocak ateşinin aydınlığına yaklaştı. Aynaya baka baka söylenirken arada Totış'a da bakıyordu. - Konuş bakalım, niye sen benim değilsin de, niçin ben seninim? dedi genç, kaşlarını çatarak. Kız ona dilini gösterdi. - Sen Almış Han'ın kızı olduğun için mi?, dedi Totış. - Söylemem! dedi Appak, kızarak. Niçin? - Haydi! Sorma, olmaz! Niye olmaz, dedi Totış. Fareye atlayan tazı gibi, atıldı ve kızı tekrar aldı ve kucakladı. - Tof.y, öldüreceksin! dedi kız bağırarak. - Söyleyecek misin, hayır mı? dedi Totış. - Bırakırsan, söylerim, dedi kız. Totış onu yavaşça yumuşak çula bıraktı. - Sen, delisin, dedi kız sevinerek. - Sen benim değilsen, çadırın da benim olmaz. Kendisi yokken yabancı bir kişinin çadırına girmenin doğru olmadığını biliyorsundur? Sormadan girmek, aynı hırsızlık. - Sen böyle hırsız gibisin, dedi Totış. - "Gibi" ile "öyle" at kuyruğundadır, dedi kız gülerek. - Gerçekten. Benim yanıma sadece karanlık çökünce., kimse görmezken geleceksin, dedi Totış. - Biz hiç insanlar önünde buluşamayacak mıyız? Hiç birlikte olamayacak mıyız? Kızın, yüzündeki gülümseme gitti. - Haydi bunu konuşmayalım, dedi düşünceli bir şekilde.

Kış iskelesi gibi bomboş yürek, Sevinç de yok, beddua da, acı da. Düğün evi gibi... gönlümün Kapıları tamamen açılmış.

Kış iskelesi gibi bomboş yürek, Sevinç de yok, beddua da, acı da. Düğün evi gibi... gönlümün Kapıları tamamen açılmış. Razil Veliyev 1947 yılında Tataristan'ın Tüben Kama bölgesi Taşlık köyünde doğar 1965-1971 yılları arasında Kazan Devlet Üniversitesinde ve Moskova' daki Edebiyat Enstitüsünde okur. Daha sonra "Yalkın"

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Gidyon un Küçük Ordusu

Gidyon un Küçük Ordusu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Gidyon un Küçük Ordusu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

Adil Kutuy (Saratov, 1903 - Polonya, 1945)

Adil Kutuy (Saratov, 1903 - Polonya, 1945) Adil Kutuy (Saratov, 1903 - Polonya, 1945) Nesir, şiir, drama yazarı ve eleştirmen Adil Kutuy (Adilşa Nurmuhammedoğlu Kutuyev), 1903 yılında eski Saratov vilayeti, Kuznetsk ilçesi, Tatar Kınadısı köyünde

Detaylı

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır? 5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) Öğle üstü bir cip gelip obanın çadırları önünde durdu. Çocuklar hemen çevresinde toplaştılar. Cipten önce veteriner, sonrada kaymakam indi. Obanın yaşlıları hemen

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

yok. Sonra atlarına baktı; atlan da yok. Kolınçak yaşlı

yok. Sonra atlarına baktı; atlan da yok. Kolınçak yaşlı CURA BATIR HİKAYESİ Dagstan yurtında Kazıy biy digen bir ulug mirza bar irmiş. Anın Kan mirza digen bir inişi de bar irmiş. Kiinnerden birkün Kazıy biy gaskeri bilen atlanıp avlamağa çıgıp bara. Yürgen

Detaylı

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý. Aðaçlar gördüm yeryüzü yaþýnda; Gölgesinde yaz uyur, kýþ uðuldar baþýnda.

Detaylı

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR ÖTÜKEN Ârif Nihat Asya BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Şiirler: 1 BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Servet Asya ya Armağanımdır. DESTAN O zaferler getiren atların Nalları altındanmış; Gidişleri akına, Gelişleri akındanmış.

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE Ekim 2013 Sayı 1 Yazar; HARUN ŞEN 1 İçindekiler KALDIRIMLAR 1... 3 DİYET... 4 ÇOCUKLARINIZA ZAMAN AYIRIN... 5 2 KALDIRIMLAR I Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK YENİ YIL Bizlere kutlu olsun. Sizlere kutlu olsun. Eski yıl sona erdi, Yepyeni bir yıl geldi. Bu yıl olsun mutlu bir yıl, Bu yıl

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK

T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) ESAS N0:2009/191 03.08.2012 TUTANAK 27.07.2012 tarihli oturumda saat 19.27 sıralarında Mahkeme Başkanı tarafından duruşmanın

Detaylı

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında 21. Hangi cümlede "mi" farklı anlamda kullanılmıştır? A) O bu resmi gördü mü? B) O buraya geldi mi bayram olur. C) Zil çaldı mı içeri girer. D) Yemeği pişirdi mi ocağı kapat. 22. "Boş boş oturmayı hiç

Detaylı

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55 Ramazan Manileri // Ahmet ağa uyursun uyursun Uykularda ne bulursun Kalk al abdest, kıl namaz Sabahleyin cenneti bulursun Akşamdan pilavı pişirdim Gene karnımı şişirdim Çok mani diyecektim ama Defteri

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası Yerli Malı Haftası Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak) GÜNE BAŞLAMA ETKİNLİKLERİ Oyun

Detaylı

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright 2015. YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright 2015. YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE 1. SINIF TÜRKÇE Bu kitabın bütün hakları Hacer KÜÇÜKAYDIN a aittir. Yazarın yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 2015 YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Gidyon un Küçük Ordusu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Gidyon un Küçük Ordusu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Gidyon un Küçük Ordusu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2011 Bible

Detaylı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İlk Kilisenin Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2011 Bible

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

Mizahî Masallar İhtiyar ile Tembel Genç. Yumuristik Ekiyatler Kart Bilen Yalkav Yiğit

Mizahî Masallar İhtiyar ile Tembel Genç. Yumuristik Ekiyatler Kart Bilen Yalkav Yiğit Yumuristik Ekiyatler Kart Bilen Yalkav Yiğit y Burm zamanda yarlı gına bir kart kişi bula. Bu kartnm karçıgınnan başka birkimi de yuk, di. Yazlar ütip, piçenge tüşer vakıtlar kilip citkeç, karçıgı eyte

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

HAZİRAN 2014/2015 ANASINIFI BÜLTENİ. Haziran 2015 Bülten

HAZİRAN 2014/2015 ANASINIFI BÜLTENİ. Haziran 2015 Bülten HAZİRAN 2014/2015 ANASINIFI BÜLTENİ * YAZ MEVSİMİ Yaz mevsimi aylarını öğrenme. Yaz mevsimi panosu hazırlama. Yaz mevsiminde meydana gelen değişiklikleri söyleme. Yaz mevsiminin meyve ve sebzelerini tanıma.

Detaylı

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI Güneşli bir günün sabahında, Geyikçik uyandı ve o gün en yakın arkadaşı Tavşancık ın doğum günü olduğunu hatırladı. Tavşancık arkadaşlarına her zaman yardımcı oluyor, ben

Detaylı

Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar Yýldýz Tilbe 1 Onaylayan Administrator Pazar, 06 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org ADAM OLSAYDIN Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar Kendini arattý, beni bulmadý yar Düþtüm

Detaylı

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ? 2017-2018 EKİM AYI 5-6 YAŞ PLANI EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?.HAFTA: EVİMİZ VE AİLEMİZ Evi izi Evi izi eşyaları ı ta ıyalı. Ailemizde kimler var. Çekirdek aile ve ge iş aileyi ta ıyalı. ölü leri i ta

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Şimşon, Tanrı nın Güçlü Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ BESYO TME-110 TEMEL MÜZİK EĞİTİMİ 1.HAFTA Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayatın kendisi müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildir. Eğer söz konusu olan

Detaylı

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman: Hafta Sonu Ev Çalışması BALON Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını izleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "Bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların adamı nasıl

Detaylı

bez gez sez tez biz çiz diz giz boz roz koz poz toz yoz çöz göz köz söz buz muz tuz büz düz güz

bez gez sez tez biz çiz diz giz boz roz koz poz toz yoz çöz göz köz söz buz muz tuz büz düz güz Son harflerini vurgulayarak okuyunuz. bak çak fak gak hak kak pak sak şak tak yak bek dek kek pek sek tek yek bık çık sık tık yık cik bas has kas mas pas tas yas kes ses pes fıs kıs his kis pis sis pus

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan 1996, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat

Detaylı

Bu kitabın sahibi:...

Bu kitabın sahibi:... Bu kitabın sahibi:... Dinle bir tanem, şimdi sana, bir çocuğun öyküsünü anlatmak istiyorum... Uzun çoooooooook uzun adı olan bir çocuğun öyküsü bu! Aslında her şey onun dünyaya gelmesiyle başladı. Kucakladılar

Detaylı

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di -gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di ne: Sen gü neş li so kak lar da do laşı yor sun, is

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI Nİsan AYI BÜLTENİ Sevgİ Kİlİmlerİmİz BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Dünya Kitap Günü (23 Nisan gününü içine alan hafta) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan)

Detaylı

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Aşağıdaki şiiri okuyunuz. Soruları cevaplayınız. OKULUMUZ Her yerden daha güzel, Bizim için burası. Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası. Güzel kitaplar burda, Birçok arkadaş burda, İnsan nasıl sevinmez,

Detaylı

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir? 1) İnsanlar, dağlar gibi yerlerinden kımıldamayan cansızlar değildir. Arkadaşlar, tanışlar birbirlerinden ne kadar uzakta olursa olsun ve buluşmaları ne kadar güç olursa olsun, günün birinde bir araya

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. lk Kilisenin Do u u. 60. Hikayenin 55.si.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. lk Kilisenin Do u u. 60. Hikayenin 55.si. Çocuklar için Kutsal Kitap sunar lk Kilisenin Do u u Yazari: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Tercüme eden: Nurcan Duran Uyarlayan: Ruth Klassen Türkçe 60. Hikayenin 55.si www.m1914.org Bible for

Detaylı

Ömer Beşirov (Kazan, 1901-1999)

Ömer Beşirov (Kazan, 1901-1999) Ömer Beşirov (Kazan, 1901-1999) Tataristan halk yazarı Ömer Beşirov 1901 yılında eskiden Kazan vilayeti Arca ilçesi Yanasala köyünde çiftçi ailesinde dünyaya geldi. Köy medresesinde okudu. 1919'da kendisi

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam SÖZCÜKTE ANLAM 1 Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam BADEM AÐACI Ýlkbahar gelmiþti. Hava bazen çok güzel oluyordu. Güneþ

Detaylı

Derleyen: Yücel Feyzioğlu. Resimleyen: Serap Deliorman

Derleyen: Yücel Feyzioğlu. Resimleyen: Serap Deliorman Derleyen: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Serap Deliorman Balkar-Karaçay Derleyen: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Serap Deliorman Balkar-Karaçay Yeni çağın yenisinde, eski çağın berisinde, göçebeler yaşarmış

Detaylı

Rut: Bir Aşk Hikayesi

Rut: Bir Aşk Hikayesi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Rut: Bir Aşk Hikayesi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp. Sezen Aksu 2 Onaylayan Administrator Pazar, 20 Mayýs 2007 Son Güncelleme Perþembe, 14 Haziran 2007 Besteciler.org Çok Ayýp Söz - Müzik: Sezen Aksu Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu)

Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu) Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu) Prof. Dr. Erman Artun GELİN VERME OYUNU Gelinlerin anasının üç kızıyla oyun alanına gelmesiyle başlar. "Haydee gelin satıyorum,

Detaylı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...

Detaylı

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen

Mucizeleri. ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin. M. S i n a n A d a l ı. Resimleyen: Sevgi İçigen ÇOCUKLAR İÇİN Peygamberimizin Mucizeleri YAYIN NO: 85 genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yay nlar bask, cilt: Vesta Ofset tel:0 212 445 72 52 Birinci bask

Detaylı

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır.

Doğuştan Gelen Haklarımız Sadece insan olduğumuz için doğuştan kazandığımız ve tüm dünyada kabul gören yani evrensel olan haklarımız vardır. Dersin Adı Tema Adı Kazanım Konu Süre : İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi : İnsan Olmak : Y4.1.2. İnsanın doğuştan gelen temel ve vazgeçilmez hakları olduğunu bilir. : Doğuştan Gelen Haklarımız :

Detaylı

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ HİKÂYELERİMİZ Annecim Anneler günü Paf ile Puf Tasarruflu olmalıyız İlk hediyem Dinozorun Evi İki inatçı keçi Karne heyecanı Geri dönüşüm Uzun zürafa Becerikli karınca Rapunzel Kırmızı başlıklı kız Hansel

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya

Detaylı

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler. MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FRE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ 8 Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2) Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Kral Davut (Bölüm 2) Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible for

Detaylı

4 YAŞ EKİM AYI TEMASI

4 YAŞ EKİM AYI TEMASI 4 YAŞ EKİM AYI TEMASI Mevsimlerden sonbaharı öğreniyoruz. Sonbahar mevsiminde havadaki değişiklikler nelerdir? Çiftlikte hangi hayvanlar yaşar? Çiftlik hayvanlarının bize faydaları nelerdir? Sebze ve meyvelerin

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Çok Mikroskobik Bir Hikâye Çok Mikroskobik Bir Hikâye ÜMMÜŞ PÖRTLEK İlköğretim Okulu nda sıradan bir ders günüydü. Eğer Hademe Kazım, yine bir gölgelikte uyuklamıyorsa, birazdan zil çalmalıydı. Öğretmenimiz, gürültü yapmadan toplanabileceğimiz

Detaylı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı Bu el kitabı, 2015 yılı Kızılay Haftası okul etkinlikleri için Türk Kızılayı şube, bölge ve yerel merkezlerine hazırlanmıştır. İlköğretim 1., 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan sunumun

Detaylı

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır Berk Yaman Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR Evveel zaman içinde yaşayan iki âşık varmış. Kara sevdaları

Detaylı

Hazırlayan: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Hazırlayan: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen Hazırlayan: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen Kazakistan Hazırlayan: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen Kazakistan Bir zamanlar güneşin ışığının, neşenin ve kuş cıvıltılarının eksik olmadığı büyük bir

Detaylı

Ö.Ç BİLFEN OKULLARI GÜNLÜK EĞİTİM PROĞRAMI 6YAŞ 20.EKİM.PAZARTESİ-25.EKİM.CUMA

Ö.Ç BİLFEN OKULLARI GÜNLÜK EĞİTİM PROĞRAMI 6YAŞ 20.EKİM.PAZARTESİ-25.EKİM.CUMA 20.10.2014 PAZARTESİ Ö.Ç BİLFEN OKULLARI GÜNLÜK EĞİTİM PROĞRAMI 6YAŞ 20.EKİM.PAZARTESİ-25.EKİM.CUMA Türkçe Dil Etkinliği: Sağlıklı olmak için neler yapıyoruz? Nasıl sağlıklı olabiliriz? Soruları sorularak

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Irmaktan Gelen Prens

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Irmaktan Gelen Prens Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Irmaktan Gelen Prens Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Polat Gürgen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Polat Gürgen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 26.04.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Tanrı Köle Yusuf u Onurland- ırıyor

Tanrı Köle Yusuf u Onurland- ırıyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı Köle Yusuf u Onurland- ırıyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri büyük yazılır. Cesur Yumak Nevşehir Japon Azerbaycan Ağrı Dağı Anıtkabir Cümleler her zaman büyük

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Irmaktan Gelen Prens

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Irmaktan Gelen Prens Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Irmaktan Gelen Prens Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri

Detaylı

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü Henry Winker İllüstrasyonlar: Scott Garrett Çeviri: Bengü Ayfer 4 GİRİŞ Bu sendeki kitaplar Dyslexie adındaki yazı fontu kullanılarak tasarlandı. Kendi de bir disleksik

Detaylı

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana. Konu: "Woyzeck ve "Matmazel Julie Adlı Eserlerde Kullanılan İmge ve Simgelerin Eserlerin Tezlerine Katkısı Adı-Soyadı: Halil İbrahim Yüksel No: 149 Sınıfı: 11-D WOYZECK VE MATMAZEL JULIE DE İMGE VE SİMGE

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ocak 2019 EĞİTİM BÜLTENİ YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere

Detaylı

Tanrı dan gönderilen Adam

Tanrı dan gönderilen Adam Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı dan gönderilen Adam Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Çok çok eski zamanlarda, var varken, yok yokken ahmak bir kurt, kapana yakalanmış. Kapana yakalanan

Detaylı

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 10.11.2010 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

SÜLÜK 1. SAHNE İÇ / ODA / GECE 1.ADAM 2. ADAM

SÜLÜK 1. SAHNE İÇ / ODA / GECE 1.ADAM 2. ADAM SÜLÜK 1. SAHNE İÇ / ODA / GECE 1.ADAM 2. ADAM Karanlık bir oda görülür. Ortada bir masa vardır ve masanın bir köşesinde 1. Adam oturmaktadır. 40 lı yaşlarda saçı başı dağınık ve keyifsizdir. Önünde içki

Detaylı

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası www.scriptural-truth.com KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı Azarya ve şarkının üç Yahudi duası Azarya dua {1:1} ve yangının ortasında yürüdüler öven Tanrı ve Tanrı nimet. {1:2}

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci Bir Kız Bara Girer Ve... Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci 4 Bir Kız Bara Girer Ve... Bütün kadınlar bir iç çamaşırından çok fazla şey beklememeleri gerektiğini bilirler. Çok seksi olmak istiyorsanız,

Detaylı

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ: ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ: 1. Gün içinde ürünü ne zaman satın aldı/tüketti/kullandı? (Hangi saatlerde) 2. Ürünü kendisi mi satın aldı, başkası mı? Kim? 3. Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını

Detaylı

Yeşaya Geleceği Görüyor

Yeşaya Geleceği Görüyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Yeşaya Geleceği Görüyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Jonathan Hay Uyarlayan: Mary-Anne S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar

Şiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar Şiir Anadan Örnekler Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar Akıyor ırmağı yeşildir köyü Kokuyor burnuma tekke'nin çayı Sayıyorum

Detaylı

www.arapcayarismalari.org TİYATRO MAĞARA ARKADAŞLARI Ali Ahmed BÂKESİR Karakterler YUSUF HARUN MURAT

www.arapcayarismalari.org TİYATRO MAĞARA ARKADAŞLARI Ali Ahmed BÂKESİR Karakterler YUSUF HARUN MURAT TİYATRO MAĞARA ARKADAŞLARI Ali Ahmed BÂKESİR Karakterler YUSUF HARUN MURAT 1 1. PERDE Haydi Harun! Acele edelim. Ama, Murad bizden çok geride... Murad, bize katılmak istemiyor Sanki, özellikle ağırdan

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı