sayfa 9 da Yazın bol bol meyve tüketelim

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "sayfa 9 da Yazın bol bol meyve tüketelim"

Transkript

1 Hamileler güneşe çıkarken dikkat edin Hamileler güneş ışınlarından daha fazla etkilenirler. Hamilelik döneminde hormon düzeylerinde yaşanan değişikliklere bağlı olarak deri güneş ışınlarına karşı daha duyarlı hale geldiğinden, daha kısa sürede güneş yanıkları oluşabilir. HAMİLELİKTE GÜNEŞTEN NASIL KORUNMALIYIZ? sayfa da Ankara İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa AKSOY: Aile hekimi bölge sınırlaması olmaksızın serbestçe seçilebilir Temmuz 00 tarihi itibariyle Ankara da Aile Hekimliği uygulamasına geçildi. Bu konuda en yetkin kişi olan Dr. Mustafa Aksoy ile bu uygulama hakkında atandaşlarımızı bire bir ilgilendiren konularda bir söyleşi gerçekleştirdik. sayfa de Bilgiyle, Güvenle, Sağlıkla... YIL: SAYI: TEMMUZ 00 ÜCRETSİZDİR SERACETTİN ÇOM : Constellation Vitrektomi Cihazı Türkiye de ilk kez Hastanemizde kullanılmaya başlandı SİGARA BIRAKMA İLAÇLARI BEDAVA OLUYOR HASTANEMİZDE KADINLARIN GÜNCEL HASTALIĞI: OSTEOPOROZ FRANSIZ VE MISIRLI ÖĞRENCİLER HASTANEMİZ ECZANESİNDE STAJ YAPIYOR MS HASTALIĞI VE TEDAVİ YOLLARI NELERDİR SORULARLA GUATR VE TİROİD FONKSİYON BOZUKLUKLARI Teknolojinin dur durak bilmeden ilerlemesiyle, oftalmolojide mikrocerrahi ile yeni teknik ve cihazlar ile farklı hastalıkların tedavisi mümkün olmaktadır. Oftalmik mikrocerrahide katarakt cerrahisinin yanı sıra son yıllarda vitreoretinal cerrahide de yadsınamayacak önemde büyük bir yol katedilmiştir. Gözün arka segmentini, yani vitreus ve retinayı ilgilendiren cerrahi yöntemlerde çığır açan Constellation Vitrektomi cihazı hastanemiz göz klinikleri ameliyatlarında kullanılmaya başlanıldı. TÜRKİYE ÇAPINDA BİR İLK Birçok kamu ve özel hastanenin sahip olmak istediği bu cihaz, dünyada sayılı sayıda üretilmektedir ve 00 yılında Türkiye için bir adet kontenjan ayrılmıştır. Bu kontenjan, hastanemizin prestiji, büyüklüğü, hastane yönetiminin özel gayreti ile ek maliyet getirmeksizin hibe yolu ile Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne ayrılmıştır. Vitreoretinal cerrahi için büyük bir adım olarak nitelendirilen bu cihaza Türkiye de ilk kez ve sadece hastanemizin sahip olması hepimiz için gurur kaynağıdır. sayfa de Yazın bol bol meyve tüketelim Çok sıcak günlerin yaşandığı bu yaz mevsiminin en iyi serinleticisi meyvelerdir. Sağlıklı bir bireyin günde - porsiyon meyve tüketmesi gerekmektedir. Bu meyveleri satın alınırken dikkat edilmesi gereken özellikleri diyetisyenimiz sizler için kaleme aldı. YAZ MEYVELERİNİN YARARLARI sayfa de GÜNEŞ GÖZLÜKLERİ FAYDALIDIR... EVDE İNSÜLİN UYGULAMASI... 0 SARA KRİZİ... TEMİZLİK VARSA HEPATİT A YOK... ERKEKLER PROSTATA DİKKAT... KÜLTÜR-SANAT ETKİNLİKLERİ... Doç. Dr. Nurullah Zengin Baþyazý n.zengin@numunegazetesi.com Sağlıkta Sıcak Yaz Sıcaklarla birlikte başlayan izin ve tatiller az ya da çok bir rehaveti beraberinde getirir. Fakat bu yaz mevsiminin sağlık sektörü açısından biraz farklı geçeceğini söyleyebiliriz. Yılların getirdiği alışkanlıkların değişeceği bir dizi önemli gelişmeler, bu yaz gerçekleşecek gibi görünmektedir. sayfa de

2 0 Temmuz 00 Numune Gazetesi HABERLER Yazın bol bol Aysun PALALI Yarın meyve tüketelim Serap KALKIR OK Diyetisyen Beslenme, insanın büyüme, gelişme ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli besin öğelerinin yeterli miktarda vücuda alıp kullanmasıdır. Bu besin öğelerinin biri ve en önemlisi çok sıcak günlerin yaşandığı yaz mevsiminin en iyi serinleticisi meyvelerdir. Sağlıklı bir bireyin günde - porsiyon meyve tüketmesi gerekmektedir. Bu meyvelerin yararları ve satın alınırken dikkat edilmesi gereken özellikler şöyle sıralanabilir. KAYISI: Mükemmel bir A vitamini, C vitamini, lif, elzem aminoasit ve potasyum kaynağıdır. Lif oranının yüksek olması bağırsak temizliğinde yardımcı olur. İçerdiği potasyum nedeniyle kalp kasını güçlendirir. Kansere karşı korur.00 gr ı kkal dir. Satın alırken olgun, tatlı, kokulu, sarı turuncu renkte olmalı, çekirdekten ayrılmasına dikkat edilmelidir. ÇİLEK: Potansiyel antioksidan kaynağıdır. A, B, B, C ve K vitamini içerir. Yapısında Fe (demir), fosfor ve kalsiyum gibi mineralleri de bulundurur. 00 gr da mg C vitamini nedeniyle bağışıklık sistemini güçlendirir. Kanser karşıtı bir meyvedir. Yapılan araştırmalarda tansiyonu düzenlediği ve kolesterolü düşürdüğü saptanmıştır. Yine 00 gr kkal dir. 00 gr çilek günlük C vitamini ihtiyacını karşılar. Satın alırken ezik, çürük olmamasına dikkat edilmelidir. Düzgün şekilli olması önemlidir. ERİK: En iyi antioksidanlardan biridir. İdrar söktürücü özelliğinden dolayı ödem çözücüdür. B, B, A ve C vitaminleri, mineral olarak da Ca, Fe, K ve Mg bulunur. Sindirim sistemi üzerinde olumlu etkisi vardır. Bağırsakları çalıştırır kabızlığı engeller.00 gr ı kkal dir. Alırken iyi cins olması, ezik, çürük olmaması gerekir. KİRAZ: Kiraz kan sulandırır. İdrar söktürücü özelliği nedeniyle böbreklerin dostudur ve vücudu toksinlerden temizler. 00 gr da 0 mg C vitamini vardır ve 0 kkal dir. Ayrıca A vitamini, fosfor, kalsiyum ve potasyumdan zengindir. Kırmızı renkli olgun tatlı olmalı, içi kurtlanmış olmamalıdır. KARPUZ: Hem laykopen (likopen) hem de vitamin ve mineral açısından zengindir. Kanserden korur. A ve C vitamini ayrıca da potasyum içerir. Kanı temizler, kolesterolü düşürür. Su oranı yüksek olduğu için (%0-0) böbrekleri çalıştırır. Kalorisi en düşük meyvelerden biridir. 00 gr kkal dir. Alırken olgun, iyi ve tatlı olmasına, kesildikçe içi kırmızı olmasına dikkat edilmelidir. Dış kısmı topraklı, kirli, bir tanesinin ağırlığı kg ın altında olmalıdır. KAVUN: Bol miktarda B vitamini içerir.00 gr da mg C vitamini bulunur. B vitamini nedeniyle sinir sistemine olumlu etkisi vardır. Potasyumdan en zengin meyvelerden biridir. Fosfor, demir ve kalsiyumda içerir. SÜTÜN FAYDALARI Süt başta gelişme çağındaki çocuklar olmak üzere den ye herkesin vücudu için gerekli besin öğelerini dengeli bir biçimde bulunduran vazgeçilmez bir besin kaynağıdır. Sütte en çok bilinen kalsiyumun yanı sıra potasyum, fosfor ve proteinler bulunur. Damar tıkanıklığı ve kansızlık için yararlıdır. Potasyumun yüksek olması nedeniyle kalp kasını güçlendirir. Su oranı karpuzda olduğu gibi %0-0 dır. Bağırsakların çalışmasını sağlar.00 gr kkal dir. Satın alırken ağır olmasına güzel kokulu, ezik, çizik olmamasına dikkat edilmelidir. ÜZÜM: Bol miktarda potasyum, demir ve pek bilinmemekle birlikte fosfor içerir. En önemli özelliği kan yapmasıdır. Bedeni ve zihni güçlendirir. Ülser ve gastrit gibi mide hastalıkları üzerinde olumlu etkisi olduğuna dair çalışmalar vardır. Cilt güzelliğini sağlar, glisemik indeksi yüksek olduğu için şeker hastalarının porsiyon ölçüsüne uyarak tüketmeleri gerekmektedir.00 gr kkal dir. Kabuğu, içeriği ve çekirdeği çok fazla antioksidan madde içermektedir. Alırken ezik, çürük, küflü olmamasına dikkat edilmeli, iyi cins ve olgun olmalıdır. Yararlarına şöyle bir bakacak olursak; Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Dişleri korur. Hücre ve doku oluşumlarında rol alır. Saç ve tırnak oluşumlarında rol alır. Yarım yağlı süt kolesterolü düşürür. Günde (- bardak) A,B,D,E ve K vitaminlerini içerir. Hücreleri onarır. Kemik yapısını kuvvetlendirir. TAZE İNCİR: A vitamini, kalsiyum, potasyum ve fosfor içerir. Taze incirin 00 gr ı 0 kkal dir. Bağırsakları çalıştırır sindirimi kolaydır. Karaciğeri ve gözleri kuvvetlendirir. Çekirdeklerinde antioksidan ve flanoid bulunur. İçerdiği Ca ve fosfor nedeniyle kemik ve diş sağlığında olumlu etkileri vardır. Alırken düzgün şekilli olması, ezik olmaması suyunu kaybetmemiş olması dikkat edilmesi gereken noktalardır. DUT: 00 gr kkal olup iyi bir C vitamini Ca (kalsiyum) ve demir kaynağıdır. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Kansızlığa iyi gelir. Kilo almaya yardımcı olur. Tonsilit (bademcik iltihabı), bronşit, astım ve diş eti hastalıklarını iyileştirdiği yönünde çalışmalar devam etmektedir. Sporculara ve çocuklara ihtiyaç duydukları enerjiyi kolayca sağlar. Sindirim sistemini düzenler ve kabızlığı engeller. Alırken tatlı, kokulu, iri olmasına ve ezik olmamasına dikkat edilmelidir. Ham, yeşil, çürük ve ezik olmamalıdır. Tatlı ve sulu olmalı çekirdeğinden kolay ayrılmalıdır. Kemik erimesini engeller. Beyin gelişmesinde ve çalışmasında faydalıdır. Kişilerin günde en az 00 gr (yarım litre) süt-yoğurt tüketmeleri gerekir. Bu miktar gebelikte ve çocuklarda 0 gr 000 gr a kadar çıkabilmektedir. Türkiye de yıllık süt tüketimi - lt dir. Dünyada yıllık -0 lt dir. 00 gr süt içerek Ca (kalsiyum) ihtiyacının % ini fosforun % 0 ını iyotun % ini B-B vitamininin % sini A vitamininin % ünü D vitamininin % sını yaklaşık olarak karşılayabiliriz. a.palali@numunegazetesi.com Yeşili Koruyalım, Yaşatalım Küreselleşen dünyamızda her birimiz bir diğerimize karşı sorumluyuz. Sorumluyuz çünkü teknolojik gelişmeler ve buna paralel olarak sanayileşen dünyamızda doğaya yapılan her türlü olumsuz müdahaleler bizleri de ilgilendirmektedir. Son yıllarda çok sık adını duyduğumuz küresel ısıma da bu olumsuzlukların sonucunda oluşmuştur. Bu gerçek, insanoğlu olarak bizlerin dünyanın doğal dengesinde bir tahribat yaptığımızın göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle son yıllarda iklimlerde yaşanılan sıcaklık değişiklikleri, dünyamızın ne denli büyük ve yakın bir tehdit altında olduğunu göstermektedir. Yüzyıllar öncesi Anadolu Yarımadası nın % sinin ormanlarla kaplı olması, bugün ise bu oranın % ye düşmesi de yaşanan doğal değişimin, tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir. Tüm dünyada görülen orman alanlarının azalmasına bağlı olarak bugün sel afetleri, toprak kaymaları gibi doğa olayları yaşanmakta ve maalesef her olayda onlarca can kaybıyla birlikte tahminlerin çok üzerinde ekonomik değer kaybı meydana gelmektedir. Ne yazık ki bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de ormansızlaşma binlerce yıldan beri devam etmektedir. Türkiye nin yarı-kurak iklim kuşağında bulunduğu düşünülürse, hem bu afetler, hem de orman varlığı bakımından çok kritik bir durumda olması önemli bir tehlikenin işaretidir. Ülkemizin çölleşmesini önleme ve daha yaşanabilir bir Türkiye için sorumluluklarımızın farkına varalım. Bireysel olarak yapılacak en küçük katkıyı bile göz ardı etmeyelim Yeşili sevelim, koruyalım sloganını günlük yaşamımızda küçük, büyük demeden yapacağımız her adımda sahiplenelim. Yeşil günlük yaşamımızdaki tüm renklere yaşam kaynağı olan bir değerdir. Yeşili korumak, maviyi korumak demektir, yaşamı, geleceği korumak demektir. Son söz, yeşili ve ormanlarımız koruyalım, yaşatalım

3 Numune Gazetesi HABERLER Temmuz 00 0 Sigara Bırakma İlaçları Bedava Doç. Dr. Hürrem BODUR Editörden h.bodur@numunegazetesi.com Besin Zehirlenmeleri Oluyor Sağlık Bakanlığı, SGK'nın sigara bırakma ilaçlarını geri ödeme kapsamına almaması halinde, alternatif olarak risk gruplarına sigara bırakma ilaçlarını ücretsiz dağıtacak. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, iller genelinde olan sigara bırakma polikliniği sayısının artırılmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini belirterek, Sigara bırakma tedavisinde kullanılan ilaçların geri ödeme kapsamına alınmasına ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. SGK'nın bunu benimsememe ihtimaline karşılık, alternatif plan olarak Bakanlığımızca risk gruplarına bu ilaçların ücretsiz dağıtımı üzerinde çalışıyoruz dedi. Seraceddin Çom, Ulusal Tütün Kontrol Programı kapsamında Türkiye'de gelinen nokta ile ilgili yaptığı açıklamada ise, kapalı alanlarda tütün kullanımına yönelik kapsamlı yasakların uygulamaya geçişinin Türkiye'de birinci yılını doldurduğunu belirtti. Bu alanda çalışmaların Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planı'nın temelini oluşturan maddelik MPOWER politika paketi çerçevesinde yürütüldüğünü iade eden Çom, söz konusu maddeler içindeki M nin Tütün kullanımını ve koruyucu çalışmaları takip et olarak tanımlandığını anlattı. Cezaların toplam tutarı. milyon TL Çom, P nin pasif sigara dumanı etkileniminden koru olarak tanımlandığını ve bu madde ile kamuya açık alanlarda sigara kullanımının yasaklanmasının istendiğini belirterek, şunları kaydetti: Temmuz 00 itibarıyla 0 sayılı yürürlüğe girmiş ve istisna kılınan birkaç mekan dışında kamuya açık tüm kapalı alanlarda tütün ve tütün ürünü kullanımı yasaklanmıştır. Bu yasakların uygulanmasını takip etmek amacıyla ülke genelinde İl Tütün Kontrol Kurulları oluşturulmuştur. Bu kurullar, geniş katılımla düzenli olarak toplanmakta ve yapılan çalışmaları koordine etmektedir. Valiliklerimizce ilerde denetim ekipleri görevlendirilmiştir. Ülke genelinde bin 0 denetim ekibi oluşturulmuş, bu ekiplerde bin kişi görevlendirilmiştir. Şimdiye kadar 00 binin üzerinde denetim gerçekleştirilmiş, bin tutanak tutulmuş, bin kişi ya da iş yerine cezai işlem uygulanmıştır. Cezaların toplam tutarı. milyon TL'dir. Yasaya uyum oranı, genel olarak yüzde 'in üzerinde olmuştur. Böylece bu madde ile ilgili yükümlülüklerimiz de yerine getirilmiştir. Ücretsiz saat hizmet verecek danışma hattı kuruluyor MPOWER politika paketinde 'O harfinin sigarayı bırakmak için uygun yardım öner diye tanımlandığını ifade eden Çom, bu madde ile herkesin ücretsiz ulaşabileceği bir danışma hattı, Sigara bırakma tedavilerinin birinci basamağa yaygınlaştırılması ve sigara bırakma tedavisine ulaşılabilirliğin kolaylaştırılması nın istendiği dile getirdi. Çom, ilgili maddenin uygulanmasında sigara bırakma hattı çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, şöyle konuştu: Ücretsiz olarak saat hizmet verecek olan hattımızda görev yapacak personel seçimi yarın itibariyle tamamlanmış olacak. Teknik işlemlerin de tamamlanmasıyla hattımız ay sonunda halkımızın kullanımına sunulacak. Değerli hocalarımızın katkılarıyla sigara bırakma tedavilerinde 'Ulusal Rehber' niteliğinde bir kitap hazırlandı, tüm birinci basamak hekimlerine dağıtımı yapılmak üzere basım işlemleri devam ediyor. Bir hafta içinde tüm işlemler tamamlanarak birinci basamak hekimlerimizin istifadesine sunulacak. Yine birinci basamakta görevli hekimlere yönelik hizmet içi eğitim programı hazırlandı. Uzakta eğitim ve yerinde eğitim şeklinde iki aşamalı olan bu eğitimin ilk aşaması Aile Hekimliği uygulamasına geçilen illere y ö n e l i k başlatıldı. Havaların ısınması ile vücudumuzun su ihtiyacı artmakta, yaz sebze ve meyvelerinin pazarda yerini alması ile de beslenme şeklimiz değişmektedir. Ayrıca yaz ayları genellikle tatil aylarıdır. Kimimiz tatil yörelerinde, kimimiz memleketimizde, kimimiz de imkanlarımız ölçüsünde değişik şekillerde değerlendiririz tatilimizi. Yaz aylarının tüm güzelliklerinin yanında su ve besinlerle bulaşan bulantı, kusma ve ishal ile kendini gösteren, besin zehirlenmesi de dediğimiz keyfimizi kaçıran durumlarla da karşılaşabiliriz bazen. Özellikle açıkta satılan ve bekletilmiş gıdaların tüketilmesi bu riski daha da artırmaktadır. Havaların ısınması ile buzdolabında muhafaza edilmeyen gıdalar hızla bozulabilmekte ve besin zehirlenmelerine neden olabilmektedir. Ayrıca değişik yerlere olan seyahatlerde bozulmuş gıda tüketmesek bile barsak floramızın değişmesi de ishale neden olur bazen. Besin zehirlenmeleri; bulantı, kusma ve ishal şeklinde rahatsızlıklarla kendini gösterir. Bazen ateş de görülebilir. Bu durum vücudumuzun su kaybetmesi veya gerektiği kadar sıvıyı alamamasına neden olabilir. Yaz aylarında hem su ihtiyacının artması hem de yeterince sıvı alamama veya kaybetme klinik olarak bazı tehlikeli durumlara neden olabilmektedir. Tabi burada ishal ve kusmanın şiddeti klinik tablonun ağırlığını belirlemektedir. Eğer bulantı nedeni ile yeterince sıvı alamıyorsak veya ishal-kusma nedeni ile fazlaca sıvı kaybediyorsak hemen bir sağlık kuruluşuna veya hekime başvurmalıyız. Özellikle uç yaşlar dediğimiz yaşlılar ve bebeklerin su kaybından en çok etkilenecek grubu oluşturduğunu unutmamalıyız. Yazın bizi bekleyen su ve gıdalarla bulaşan besin zehirlenmelerine karşı ne yapmalıyız? İlk olarak tükettiğimiz gıdaların uygun koşullarda ve taze hazırlanmış olmasına, buzdolabında muhafaza edilmiş olmasına, içtiğimiz suların mümkünse damacana veya kapalı ve güvenilir olmasına dikkat etmeliyiz. Güvenli olduğundan şüphemiz olan suyu içmek durumunda isek kaynatıp soğuttuktan sonra tüketmeliyiz. Yine yazın bolca yediğimiz sebze ve meyveleri bol su ile yıkamalı, çiğ tüketilen sebzeleri bir müddet sirkeli suda bekletmeliyiz. Ayrıca açıkta satılan, hijyen koşullarına uygun hazırlanmamış veya uzun süre beklemiş gıdaları tüketmekten kaçınmalıyız. Unutmamalıyız ki yaz aylarında kışa göre açıkta bekletilen gıdalar daha çabuk bozulmaktadır. Keyifli bir yaz geçirmeniz dileği ile

4 0 Temmuz 00 Numune Gazetesi HABERLER Güneş gözlükleri güneşin kanser yapıcı etkenlerine karşı etkilidir Güneş gözlükleri faydalıdır Doç. Dr. Celil GÖÇER Beyaz Köşe Dr. Ömer Faruk RECEP Güneş gözlükleri, parlak güneş ışınlarının veya yüksek enerjili görünen ışığın göze zarar vermesini veya gözleri rahatsız etmesini engellemek amacıyla üretilen bir nevi koruyucu gözlüklerdir. Ayrıca görmeye yardımcı olması, görünmeyen morötesi ışınlardan gözü koruması, kişinin kimliğini gizlemesi ve farklı bir görünüm kazandırması gibi başka kullanım alanları da söz konusudur. Gözlerimizi nasıl korur? Güneş gözlükleri ışığın hem görünen hem de görünmeyen dalga boylarına karşı koruma sağlar. Bu ışınlardan en önemlisi, saydam tabakada zedelenme, kar körlüğü, katarakt, gözde et büyümesi, sarı nokta bozukluğu ve değişik kanserlere yol açan morötesi (ultraviyole) ışınlardır. Morötesi ışınlar, morötesi A (UVA), B (UVB) ve C (UVC) olarak üç gruba ayrılır. Bu ışınlardan, morötesi C ışınları atmosfer tabakaları tarafından emildiğinden göz için herhangi bir problem oluşturmaz. Buna karşın morötesi A ve B ışınları, göze verebilecekleri zararlar açısından önemlidir. Özellikle son yıllarda ozon tabakasındaki incelmeyle birlikte morötesi ışınlarının gözler üzerindeki olumsuz etkileri giderek artmaktadır. Bu nedenle iyi bir güneş gözlüğünün 00 nm dalga boyuna kadar olan UVA ve UVB nin % -00 ünü yansıtması veya emmesi gerekmektedir. Bu kıstası karşılayan güneş gözlükleri genellikle UV 00 olarak etiketlenir. Parlak güneş ışınları gözlerin kısılmasına neden olarak göz çevresinde ciltte kırışıklıkların artmasına ve cildin daha erken yaşlanmasına neden olurlar. Morötesi ışınlar, belli durumlarda daha fazla zarar meydana getirebilirler. Örneğin karda, kumda ve suda bu ışınların etkileri daha fazla olur. Deniz seviyesinden itibaren yükseklik arttıkça veya ekvatora yaklaştıkça morötesi seviyesi de artar. Güneşte kalma süresi arttıkça ve öğle saatlerinde güneş altında kalınca morötesi ışınların etkileri fazlalaşır. Güneş gözlükleri, insanı ışığın görünmeyen dalga boylarından korur. Gözün saydam tabakasının zedelenmesini, katarakt, gözde et büyümesi ve değişik kanserlere yol açan morötesi ışınları engeller. Güneş gözlüğü alınırken, gözü ne kadar koruduğuna, esneklik ve dayanıklılığının yanı sıra insan yüzüne uyumuna özen gösterilmeli. Açık renk göz ve deriye sahip kişiler güneşten daha fazla zarar görür. Son olarak belli ilaçları kullananların ışığa karşı hassasiyeti artmaktadır. Bazı bilim adamları yüksek enerjili mavi ışığın da göze zarar verdiğine inanmakta olup iyi bir güneş gözlüğünün bu ışınlara karşı da koruyucu etki göstermesi gerektiğini söylemektedir. Bu durum, özellikle kendi lenslerinde sararma başlamamış çocukları daha çok ilgilendirmektedir. Dolayısıyla yaşın üzerindeki çocukların ya gözlük takarak ya da güneşli saatlerde dışarıda kalması engellenerek zararlı ışınlardan korunması önerilmektedir. Bu arada hemen vurgulanması gerekir ki hiçbir güneş gözlüğü direkt olarak güneşe bakmakla meydana gelecek göz hasarını engelleyemez. Yani güneş gözlükleri güneş tutulmalarını izlemek için bir araç olarak kullanılamazlar. Gözlüğün koruyuculuğu nasıl anlaşılır? Maalesef bu ancak üreticinin veya iyi donanımlı bir gözlükçünün yapacağı ölçümlerle anlaşılabilmektedir. Bu da pratik olmadığına göre gözlüğün etiketinden belli standartları karşılayıp karşılamadığına bakılabilir. Güneş gözlüklerinde dünya ülkelerinin belirlediği farklı standartlar vardır. Ülkemiz için en pratik olanı, gözlüğün Sağlık Bakanlığı ndan sertifikasının olup olmadığıdır. Gözlük alıcısının bunlardan öte yapabileceği en önemli şey göz ve yüz yapısına uyan ve kenarlarından ışınların gözlerine ulaşmasını engelleyen bir gözlüğü tercih etmesidir. Bir gözlüğün renginin koyuluğu, herhangi bir renkte olması ve fiyatının çok pahalı olması morötesi ışınlara karşı koruma anlamında bir garanti teşkil etmez. Ayrıca camları yakından incelenmeli ve küçük hava kabarcıkları, leke ve dalgalanma olmadığından emin olunmalıdır. Camdan bir nesneye bakıldığında ve cam hareket ettirildiğinde nesnenin görünümünde bir bozukluk meydana gelmemelidir. Gözlük denendiğinde yerde çukurluk veya tümseklik oluşturmamalı, çizgiler çarpık veya eğik görülmemelidir. Güneş gözlükleri nasıl yapılır Güneş gözlüklerinde değişik renkte lensler kullanılabilmesine rağmen renk görme bozukluklarına yol açmaması için en çok tercih edilen renkler kırmızı, gri, sarı ve kahverengidir. Kahverengi lensler, bir miktar renk bozukluğu yapsa da kontrastı artırmaktadır. Turkuaz lensler, orta ve yüksek aydınlatmalı ortamlarda iyi sonuç verirler. Kavuniçi veya sarı lensler hem kontrastı hem de derinlik görmeyi artırırlar. Bu nedenle pilotlar, balıkçılar, avcılar tarafından daha çok tercih edilirler. Mavi ve mor lensli güneş gözlükleri ise daha çok kozmetik amaçlı olarak kullanılırlar. Bazı güneş gözlüklerinde polarize camlar kullanılmaktadır. Bu tip gözlükler, özellikle su yüzeyi veya gökyüzü gibi polarlanmış yüzeylerden yansıyan ışığın gözde kamaşma meydana getirmesini engellemek amacıyla kullanılırlar. Daha çok balıkçılar tarafından tercih edilirler. Ayna kaplı güneş gözlükleri, göze gelen ışığı yansıtarak hem morötesi ışınlara karşı koruyucu etki gösterir, hem de göz çevresinde ısınmayı azaltırlar. Güneş gözlüğü lensleri cam veya plastikten yapılırlar. Plastik lensler akrilik, polikarbonat, CR- veya poliüretandır. Cam merceklerin optik kaliteleri daha yüksektir ve çizilmeye karşı daha dayanıklıdırlar, ancak ağırdırlar. Ayrıca daha kolay kırılırlar. Plastik lensler ise hafif olmakla birlikte kolay çizilebilirler, ancak zor kırılırlar. Polikarbonat lensler hafif olup darbeye karşı da çok dayanıklıdırlar. Gözlük lenslerinin seçimi ve yapımı esnasında yukarıda bahsettiğimiz özellikler değişik şekillerde bir araya getirilir. Camların üst kısmının boyanıp alt kısmının boyanmadan bırakılması, numaralı gözlük camlarının boyanması, numaralı gözlük camları üzerine güneş gözlüklerinin yapılması, güneşte kararan karanlıkta rengi açılan lenslerin seçilmesi tamamen kişi ile gözlükçüsünün karar vereceği konulardır. Son olarak gözlük çerçeveleri ile ilgili konulara değinmek istiyorum. Gözlük çerçeveleri plastik, naylon, metal veya metal alaşımından yapılabilir. Naylon çerçeveler hafif ve esnek olmaları nedeniyle daha çok sporcular tarafından tercih edilir. Metal çerçeveler daha kolay kırılabilirler. Ancak bunların bağlantı noktalarında plastik kullanılarak sağlamlıkları artırılabilmektedir. Gözlük camları çerçevelere üç şekilde monte edilir. Buna göre gözlükler üç grup olur. Tam çerçeveli, yarı çerçeveli ve çerçevesiz gözlükler. Günümüz teknolojisi bu üç tip gözlüğün güneş gözlüklerinde de kullanılmasına imkân tanımaktadır. Kurtulalım Artık Bu Utançtan Milli gelirimizden bahsetmiyorum, ürettiğimiz enerji miktarı veya otomobil sayısından da değil. Kişi başına düşen doktor ve hasta yatağı sayısından hiç değil. Uluslarası istatistiklere bir şekilde gözüm takıldığında beni en çok utandıran sınıflamadan bahsediyorum: Okuma alışkanlığımız. Gelin sizlerle bu istatistikleri paylaşalım. Japonya da toplumun % ü, Amerika da % si, İngiltere ve Fransa da % i düzenli kitap okur iken, Türkiye de durum % 0,0 yani on binde bir. Toplam nüfusu sadece milyon olan Azerbaycan da kitap ortalama tirajla basılırken, Türkiye de bu rakam civarında basılmaktadır. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Rapor unda kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu ülke arasında. sıradadır. Bir Yılda Kişi Başına Okuma Sayıları: Bir Japon bir yılda ortalama kitap okuyor Bir İsviçreli bir yılda ortalama 0 kitap okuyor. Bir Fransız bir yılda ortalama kitap okuyor Türkiye de kişiye yılda bir kitap düşüyor. Türkiye de okuma alışkanlığına sahip olan kişi sayısı ortalama 0 bin kişi Kitap okumak için Türkiye de bir kişinin ayırdığı zamanın; 00 katını bir Norveçli ayırıyor. 0 katırı bir Amerikalı ayırıyor. katını bir İngiliz ayırıyor. katını bir Japon ayırıyor. Dünya ortalaması bile bizim ayırdığımız zamandan kat fazla. Sayıların dili her şeyi açıkça ortaya koyuyor Ekonomik üretkenliğimiz, bilim dünyasına katkımız, aldığımız teknolojik ürün patent sayısı vs, hepsi yukarıdaki istatistiklerle doğrudan bağlantılı. Hekim olarak görevimiz sadece bedenleri yaşatma çabası değildir. En az onun kadar önemlisi ruhları ve zihinleri yaşatma ve geliştirme konusunda sorumluluğu vardır hekimlerin. Topluma model insan olma konusunda zorunluluğumuz ve sorumluluğumuz vardır hekimler olarak. Bu nedenle, önce çocuklarımıza, sonra topluma okuma alışkanlığı kazandırma konusunda mesul hissetmeliyiz kendimizi. Evde çocuklarımıza model olmak için her gün bir miktar zamanımızı okuma saati olarak ayırmalıyız. Hastane koridorlarında gezerken koltuğumuzun altına bir kitap sıkıştırmalıyız, hastalarımıza örnek olmak için. Dolmuşta giderken veya otomobil servisinde aracımızın tamirini beklerken kitap okumalıyız, hem zevklerin en güzelini yaşamak hem de topluma örnek olmak için. Zordur hekim olmak ve görevimiz sadece bedenleri yaşatma çabası değildir Sağlıcakla kalın

5 Numune Gazetesi RÖPORTAJ Temmuz 00 0 Ankara İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa AKSOY: Aile hekimi bölge sınırlaması olmaksızın serbestçe seçilebilir Temmuz 00 tarihi itibariyle Ankara da Aile Hekimliği uygulamasına geçildi. Bu konuda en yetkin kişi olan Ankara İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Aksoy ile bu uygulama hakkında vatandaşlarımızı bire bir ilgilendiren konularda bir söyleşi gerçekleştirdik. Numune Gazetesi: Türkiye'de "Aile Hekimliği Pilot Uygulaması" ne zaman başlamıştır? Aksoy: sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun" TBMM'de Kasım 00 tarihinde kabul edilmiş; 0 Aralık 00 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İlk pilot il olan Düzce'de Aile Hekimliği Uygulamalarına Eylül 00 tarihinde başlanmıştır. Numune Gazetesi: Şu ana kadar kaç ilde pilot uygulamaya geçilmiştir? Aksoy: Şu ana kadar Aile Hekimliğine geçen il sayısı olmuştur. Numune Gazetesi: Aile Hekiminin görevleri nelerdir? Aksoy: Aile hekimi, aile sağlığı merkezini yönetmek, birlikte çalıştığı ekibi denetlemek ve hizmet içi eğitimlerini sağlamak, Bakanlıkça yürütülen özel sağlık programlarının gerektirdiği kişiye yönelik sağlık hizmetlerini yürütmekle yükümlüdür. Aile hekimi, kendisine kayıtlı kişileri bir bütün olarak ele alıp, kişiye yönelik koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini bir ekip anlayışı içinde sunar. Aile hekimi, Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde; Çalıştığı bölgenin sağlık hizmetinin planlamasında bölgesindeki toplum sağlığı merkezi ile işbirliği yapar, Hekimlik uygulaması sırasında karşılaştığı toplum ve çevre sağlığını ilgilendiren durumları bölgesinde bulunduğu toplum sağlığı merkezine bildirir, Kendisine kayıtlı kişilerin ilk değerlendirmesini yapmak için altı ay içinde ev ziyaretinde bulunur veya kişiler ile iletişime geçer, Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi, rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetlerini verir, Sağlıkla ilgili olarak kayıtlı kişilere rehberlik yapar, sağlığı geliştirici ve koruyucu hizmetler ile ana çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini verir, Periyodik sağlık muayenesi yapar, Kayıtlı kişilerin yaş, cinsiyet ve hastalık gruplarına yönelik izlem ve taramaları (kanser, kronik hastalıklar, gebe, loğusa, yenidoğan, bebek, çocuk sağlığı, adölesan, erişkin, yaşlı sağlığı ve benzeri) yapar, Evde takibi zorunlu olan özürlü, yaşlı, yatalak ve benzeri durumdaki kendisine kayıtlı kişilere evde veya gezici/yerinde sağlık hizmetlerinin yürütülmesi sırasında kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak tanı, tedavi, rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetlerini verir, Aile sağlığı merkezi şartlarında tanı veya tedavisi yapılamayan hastaları sevk eder, sevk edilen hastaların geri bildirimi yapılan muayene, tetkik, tanı, tedavi ve yatış bilgilerini değerlendirir, ikinci ve üçüncü basamak tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri ile evde bakım hizmetlerinin koordinasyonunu sağlar, Tetkik hizmetlerinin verilmesini sağlar ya da bu hizmetleri verir, Verdiği hizmetlerle ilgili olarak sağlık kayıtlarını tutar ve gerekli bildirimleri yapar, Kendisine kayıtlı kişileri yılda en az bir defa değerlendirerek sağlık kayıtlarını günceller, Gerektiğinde hastayı gözlem altına alarak tetkik ve tedavisini yapar, Entegre sağlık hizmetinin sunulduğu merkezlerde gerektiğinde hastayı gözlem amaçlı yatırarak tetkik ve tedavisini yapar, İlgili mevzuatta birinci basamak sağlık kuruluşları ve resmi tabiplerce kişiye yönelik düzenlenmesi öngörülen her türlü sağlık raporu, sevk evrakı, reçete ve sair belgeleri düzenler, Bakanlıkça belirlenen konularda hizmet içi eğitimlere katılır, Bakanlıkça ve ilgili mevzuat ile verilen diğer görevleri yapar. Numune Gazetesi: Aile Hekimi, dağınık yerleşim birimlerindeki kendisine bağlı olan nüfusa (köyler, mezralar vs.) nasıl hizmet verecektir? Aksoy: Aile hekimliği pozisyonlarının planlanmasında; sağlık hizmetine ulaşımın zor olduğu belde, köy, mezra, uzak mahalleler ve benzeri yerleşim yerleri için gezici sağlık hizmeti; cezaevi, çocuk ıslahevi, huzurevi, korunmaya muhtaç çocukların barındığı çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları gibi özellik arz eden toplu yaşam alanlarından oluşan yerler için ise yerinde sağlık hizmeti bölgeleri müdürlükçe belirlenerek Bakanlıkça onaylanır. Aile hekimliği uygulamasına geçildikten sonra yapılmak istenen değişiklikler ilgili aile hekimlerinin de görüşleri alınarak her yıl Aralık ayının başında müdürlükçe belirlenerek Bakanlığın onayına sunulur. Cezaevi, çocuk ıslahevi, huzurevi, korunmaya muhtaç çocukların barındığı çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtları gibi kişilerin kayıtlı oldukları aile hekimlerine doğrudan başvuru imkânlarının olmadığı ya da aile hekimlerini serbestçe seçme imkânının bulunmadığı toplu olarak yaşanılan ancak tabibi olmayan kurumların talepleri üzerine bir ya da birden çok aile hekimi yerinde sağlık hizmeti vermekle yükümlü kılınabilir. Bu kurumlarda yerinde sağlık hizmeti veren aile hekimleri, kurumlarda ikamet eden kişileri kayıt ederler. Yerinde sağlık hizmet bölgesi olarak ilan edilen kurumlar, aile hekimlerinin sunacağı sağlık hizmeti için asgari şartları sağlamakla yükümlüdür. Bu yerlerde her 00 kişi için ayda üç saatten az olmamak üzere; 0 kayıtlı kişiye kadar haftada en az bir kez, 0 ve üzeri kayıtlı kişiye ise haftada en az iki kez yerinde sağlık hizmeti verilir. Cezaevi ve çocuk ıslahevi için bu süre iki kat olarak uygulanır. Aile hekimlerinin gezici sağlık hizmeti sunacakları bölgelerdeki yerleşim birimlerine bir plan dâhilinde periyodik aralıklarla ulaşmaları ve hizmet vermeleri esastır. Gezici sağlık hizmetine ilişkin planlama; coğrafi durum, iklim ve ulaşım şartları ile kendisine bağlı yerleşim birimlerinin sayısı dikkate alınarak ve her 00 kişi için ayda üç saatten az olmamak üzere aile hekimi tarafından yapılır. 0 kayıtlı kişiye kadar haftada en az bir kez, 0 ve üzeri kayıtlı kişiye ise haftada en az iki kez gezici sağlık hizmeti verilir. Gezici sağlık hizmeti bölgesinde Bakanlığa ait sağlık tesisi var ise bu tesisler hizmet için kullanılabilir. Numune Gazetesi: Kişiler Aile Hekimlerini nasıl seçecekler? Aksoy: Aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde kişilerin aile hekimlerine kayıtları yapılır. Yenidoğanlar ile henüz nüfusa kayıtlı olmayan bebek ve çocuklar annelerinin kayıtlı olduğu aile hekimine kaydedilir. Kişilerin aile hekimlerine ilk kaydı, aile hekimliği uygulamalarına yeni geçilen illerde müdürlük tarafından ikamet ettikleri bölge göz önünde bulundurularak yapılır. Her ilçe ve 0 Temmuz 00 tarihli ve sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa tabi olmayan il merkezleri ayrı bir bölgedir. Kişiler, aile hekimini bölge sınırlaması olmaksızın serbestçe seçebilirler. Zorunlu haller dışında aile hekimi üç aydan önce değiştirilemez. Aile hekimi değişikliği kişilerin yazılı talebi üzerine hizmet almak istediği aile hekimince veya ilgili toplum sağlığı merkezince yapılır. Aile hekimince yapılan değişiklik, talep belgesi ile birlikte beş iş günü içerisinde ilgili toplum sağlığı merkezine ulaştırılır. Aile hekimliği uygulamasının olduğu İl e ikamet amacıyla yeni gelen kişiler istedikleri bir aile hekimine kayıt yaptırırlar. Kayıt yaptırmamış olanlar, müdürlük tarafından yakın konumdaki kayıtlı kişi sayısı en az olan aile hekiminden başlanarak kayıt edilirler. Herhangi bir nedenle bölgedeki aile hekimleri tarafından kayıt edilemeyen kişi, müdürlük tarafından öncelikle ikamet ettiği yere yakın ve en az kişi kaydı olan aile hekiminin listesine eklenir. Numune Gazetesi: Sürekli ikamet ettiği bölgeden uzakta olan bir kişi sağlık sorunu ile karşılaşırsa ne yapacak? Aksoy: Sürekli ikamet ettiği bölgeden uzakta kalacak kişi veya geçici süre ile Türkiye de ikamet edecek olan kişi, kendisine yakın konumdaki bir aile hekiminden misafir olarak sağlık hizmeti alır. Ancak sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa tabi olan ilçeler misafir uygulaması bakımından tek bölge kabul edilir. Aile hekimi misafir kişiler için herhangi bir ücret talep edemez. Numune Gazetesi: Gezici sağlık hizmeti alan kişiler başka bir aile hekimine kayıt olabilir mi? Aksoy: Gezici sağlık hizmeti verilen yerlerde oturan kişiler, gezici sağlık hizmeti almak üzere başka bir aile hekimine kayıt olamazlar. Ancak, başka bir aile hekimine kayıt olmak isterler ise, kayıt oldukları aile hekiminin aile sağlığı biriminden hizmet alırlar. Bu durumda, kayıt olunan yeni aile hekimi, o kişi veya kişiler için gezici sağlık hizmeti vermek ile yükümlü tutulamaz Numune Gazetesi: Aile Hekimlerinin çalışma saatleri nasıl düzenlenmiştir? Aksoy: Aile Hekimi ve aile sağlığı elemanları tam gün esasına göre çalışırlar. Mesai saatleri ve günleri, çalışma yerinin şartları da dikkate alınmak suretiyle çalıştığı bölgedeki kişilerin ihtiyaçlarına uygun olarak aile hekimi tarafından belirlenir ve müdürlükçe onaylanır. Çalışma saatleri içerisinde poliklinik gün ve saatleri ayrıca belirtilir. Yapılacak ev ziyaretleri ve gezici/yerinde sağlık hizmetleri çalışma süresine dahil edilir. Çalışılan günler ve saatler aile sağlığı merkezinin görünür bir yerine asılarak kişilerin bilgilenmesi sağlanır. Numune Gazetesi: Aile Hekimi izin kullanırken hastalarına kim bakacak? Aksoy: İzinlerin kullanılması sırasında, sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimi, bu Yönetmeliğin inci maddesinde belirtilen şartları taşıyan tabip veya tabiplerle veya aile sağlığı elemanları ile anlaşarak, hizmetin görülmesini sağlar. Bu anlaşma yerel sağlık idaresince uygun görülmelidir. Bu durumda, asıl aile hekimi ya da aile sağlığı elemanına ödeme tam olarak yapılır. Geçici aile hekimi ya da aile sağlığı elemanına bu geçici görevi dolayısıyla ödeme yapılmaz. Bu mümkün olmadığı takdirde yerel sağlık idaresi, diğer aile hekimleri, aile sağlığı elemanları veya Bakanlık personelini geçici aile hekimi veya geçici aile sağlığı elemanı olarak görevlendirir. Numune Gazetesi: Aile Hekimine kaç kişi kaydedilebilir? Aksoy: Her bir aile hekimi için kayıtlı kişi sayısı asgari 000, azami 000 olabilir. Aralıksız ayı aşmayan süreyle kayıtlı kişi sayısı 000'den az olabilir. Numune Gazetesi: Halkımızı aile hekimliği konusunda bilgilendirici bu röportaj için teşekkür ederiz. Aksoy: Ben teşekkür ederim.

6 0 Temmuz 00 Numune Gazetesi BASINDAN r. a zla doktora bafl n ya OK Mesaiden sonra haydi resim yapmaya B y ugüne kadar hastalar n sorunlar yla ilgilenen sa l k çal flanlar streslerini resim yapaarak att lar. Ankara Numune E itim ve Araflt rma Hastanesi nde efline az rastlan r türden bir resim sergisi aç ld. Numune Hastanesi nde aç lan resim sergisinde sergilenen resimler ise amatör resim çal flmas yapan sa l k çal flanlar na ait. Resim sergisinde Numune Hastanesi nde görev yapan klinik fleflerinden yard mc lar na, doktorlardan hemflirelere kadar birçok hastane personelinin resimleri yer al yor. Mesai saatinin bitimiyle bafllayan resim yapma mesaisinin hocal yapan ise hastane hemflirelerinden Ressam Sema Efe yap yor. FAZLI fiahan/ ANKARA Moda saca zarar veriyor Doç. Dr. Ülker Gül, kimyasal maddeler ile yap lan perma, boyama, beyazlatma, düzlefltirme gibi ifllemlerin oldukça hasar veren uygulamalar oldu unun ak lda tutulmas gerekti ini söyledi FAZLI fiahan/ ANKARA nkara Numune E itim ve Araflt rma Hastanesi Dermatoloji Klini i flefi Doç. A Dr. Ülker Gül, saç dolafl kl açmak için yap lan agresif taraman n, tarakta saçlar n art fl fleklinde görüldü ü gibi belirgin saç dökülmesine ve saç k r lmalar na neden oldu unu da aç klad. Sa l kl saç bak m konusunda aç klamalarda bulunan Gül, saçlar görünümlerinin toplumdan topluma de iflen flekilde güzellik, statü, güç, kendine güven, kimlik, medeni durum, ekonomik durum gibi birçok faktörün de Doç. Dr. Ülker Gül temsil arac oldu unu ifade etti. SIK SIK BOYATMAYIN Gül, Özellikle kad nlar n en s k yapt klar hatalardan biri, ayn anda birçok ifllemi saçlar na uygulamakt r: Boyatma iflleminden k sa süre sonra be enilmeme nedeni ile tekrar boyatma, perma ve boyama iflleminin birlikte kullan lmas, perma ya da boya iflleminden hemen sonra fön uygulanmas, s k s k elektrikli düzlefltiricilerin kullan lmas gibi... Bir di er faktör klorlu havuz suyu ile temast r. E er saçlar na perma, beyazlatma ya da boyama ifllemlerini uygulatm flsa hasarlanma daha da fazla ortaya ç kar dedi. Günümüzde birçok de iflimi tetikleyen en önemli faktörün moda oldu unu söyleyen Gül, "Birçok temsil özelli ini içinde bar nd ran saçlar m z, bizler taraf ndan devaml bir de iflime tâbi tutulmaktad r" diye konufltu. Eskisini arayabilirsiniz Doç Dr. Ülker Gül, "Perma ve renk açma iflleminin ayn anda uyguland bir saçta ciddi kimyasal hasar oluflur. Saçlar sa l kl görünüme sahip olamazlar" dedi.

7 Numune Gazetesi HABERLER Temmuz 00 0 Constellation Vitrektomi Cihazı Türkiye de ilk kez Hastanemizde kullanılmaya başlandı Hastanemiz Göz Kliniklerinde Türkiye çapında bir ilk daha Op. Dr. Mehmet ÖNEN ANEAH Retina Birimi Teknolojinin dur durak bilmeden ilerlemesiyle, oftalmolojide mikrocerrahi ile yeni teknik ve cihazlar ile farklı hastalıkların tedavisi mümkün olmaktadır. Oftalmik mikrocerrahide katarakt cerrahisinin yanı sıra son yıllarda vitreoretinal cerrahide de epeyce yol katedilmiştir. Gözün arka segmentini, yani vitreus ve retinayı ilgilendiren cerrahi yöntemleri vitreoretinal cerrahi başlığı adı altında toplayabiliriz. Vitreoretinal cerrahi ile günümüzde retina dekolmanı, intraoküler tümörler, ciddi göz travmasına bağlı arka segment hasarları yanında diyabet, hipertansiyon ve orak hücre anemi gibi sistemik hastalıkların göz komplikasyonlarının tedavisi de başarı ile yapılabilmektedir. Ayrıca maküla hastalıklarına bağlı görme kayıpları da bu özel cerrahi ile düzeltilebilmektedir. Vitreoretinal cerrahiyi araç kullanmaya benzetirsek, aracınızın teknolojisi ne kadar üstün ve yeni ise o kadar güvenli yol alırsınız. Vitrektomi cihazlarının ulaştığı son nokta ise Constellation kompakt cihazıdır. Kompakt olması; vitrektomi özelliği yanında ksenon ışık kaynağı, Purepoint lazer ünitesi, Ozil özellikli fakoemülsifikasyon ünitesi ve Göz Cerrahisinde Önemli Gelişme Doç. Dr. Defne Kalaycı Alcon Constellation vitrektomi cihazı yüksek frekansta kesme özelliği başta olmak üzere başka diğer ileri teknik özellikleri taşımaktadır. Bu özellikleri nedeniyle cihazın tüm dünyada vitreoretinal cerrahide önemli gelişme sağlayacağını düşünüyorum. Göz İçi Sıvısının Basıncını Sabit Tutabilmektedir Dr. Mehmet Numan Alp Haziran 00 tarihinde kliniğimizde kullanmaya başladığımız Alcon Cons-tellation Vision System isimli vitreoretinal cerrahi ünitesi, sahip olduğu özellikler nedeniyle vitreus cerrahisinde büyük bir adım olarak nitelendirilmektedir. Bu sistemin kontrollü cerrahi alanında yeni standartların oluşmasına neden olacağı öne sürülmektedir. göz içi gaz tanklarının entegre olarak cihazda bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bu üniteler diğer cihazlarda ayrı üniteler şeklindedir. Işık kaynağı ksenon özelliği taşıması ile ve gauge sütürsüz vitrektomi için gerekli doku aydınlatması sağlanırken; dokuda toksik ışık şiddetinin otomatik olarak algılanıp azaltılmasını sağlayıcı sensörler sayesinde eski cihazlarda görülen fototoksisite gibi ciddi bir komplikasyonun önüne geçilmiştir. Yine benzerlerinde olmayan en önemli özelliklerinden biri cerrahi sırasında göz içi basınç değerleri cihaz tarafından Çift pnömotik sürücü teknolojisi ve farklı iş zamanı (duty cycle) seçeneği sayesinde dakikada 000 kesiyi istenilen kesici ağız açıklığı seviyesinde yapabilmektedir. İş zamanının cerrah tarafından ayarlanabilmesi, vakum ve kesme hızından bağımsız olarak göz içindeki sıvı akımlarını kontrol altına almaya ve retinaya çok yakın mesafelerde dahi güvenle çalışılmasına olanak tanımaktadır. Göz içine giden sıvının basıncını sabit tutabilmesi sistemin bir başka önemli özelliğidir. Standart vitrektomi işlemleri sırasında oluşan anormal göz içi basınç dalgalanmalarına bağlı retina ve optik sinir hasarları bu özellik sayesinde en az seviyeye inmektedir. Kullanılan Xenon göz içi aydınlatma probunun cihaz tarafından radyofrekans yöntemi ile tanınıp en az toksisite oluşturacak aydınlatma şiddetinin otomatik olarak ayarlanması, sistemle entegre bir endolazer cihazının bulunması, göz içi gazlarının steril tek kişi tarafından istenilen konsantrasyonda hazırlanmasına olanak sağlaması, kullanıcı dostu bir kuruluma sahip olması ve daha pek çok küçük detayı ile vitrektomi ameliyatlarını daha zevkli ve güvenli kılmaktadır. ölçülerek istenilen seviyelerde tutulabilmektedir. Kontrolsüz yüksek ya da düşük basınç değerlerinin yaratacağı olası problemler ortadan kaldırılmıştır. Vitreus kesici hızı, bu cihazla dakikada 000 kesi değerine ulaşmıştır. Böylece çok güvenli ve konforlu cerrahi yapma imkanı elde edilmiştir. Böyle bir kesici (Ultravit) ile retinaya çok yakın çalışılarak membran diseksiyonu ek vitreoretinal enstüraman gereksinimi olmadan tamamlanabilmekte ve olası retina hasarı riski en aza indirgenmektedir. Vitrektomi, sıvı, ışık ve kesicinin girdiği üç ayrı sklera kesisi ile yapılmaktadır. Constellation ile yeni teknolojisi sayesinde, eski teknolojiye oranla çok daha hızlı ve sütürsüz teknikle vitrektomi yapılabilmektedir. Bu cihaz ile sütürsüz vitrektomi için kullandığımız ve gauge sistemleri en son teknoloji ile sunulmaktadır. Bu sayede hızlı cerrahinin yanında operasyon sonrası çok hızlı görsel rehabilitasyon elde edilmektedir. Eski teknoloji ile çalışan cihazlarda göz içine verilecek gaz konsantrasyonu yardımcı personel tarafından hazırlanırken, Constellation ile cihazın kendisi cerrahın belirlediği konsantrasyonu otomatik olarak hazırlamaktadır. Bu sayede kişisel hata faktörü tamamen engellenmektedir. Birçok kamu ve özel hastanenin sahip olmak için can attığı bu cihaz, dünyada sayılı sayıda üretilmektedir ve Türkiye için de 00 yılı için bir adet kontenjan ayrılmıştır. Bu kontenjan, hastanemizin prestiji, hastane yöneticilerinin ve göz kliniklerinin çabası ile ek maliyet getirmeksizin hibe yolu ile Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne ayrılmıştır. Vitreoretinal cerrahi için büyük bir adım olarak nitelendirilen bu cihaza Türkiye de ilk kez ve sadece hastanemizin sahip olması hepimiz için gurur kaynağı olmuştur. Dr. Abdulkadir ÖZBEK Empati a.ozbek@numunegazetesi.com Aliço nun Hatırlattıkları Geçmişte padişahların hükümranlıklarının bir ölçütü olarak sayılan, müzik, tiyatro, sağlık, eğitim, spor vs gibi birçok dalda alanlarının zirvesinde olan kişilerden oluşan ve de sadece saraya hizmet eden personeller vardı. En çok ilgi duyulan alanlardan birisi olan güreş, özellikle yağlı güreşler; Osmanlı İmparatorluğu nda önemli bir yere sahip idi. Ancak Padişahın güreşçilerinin saray dışında güreşmesi pek görülen bir şey değildi. Sadece gelmiş geçmiş güreşçiler içinde haklı bir şöhrete sahip olan Aliço nun, ara sıra sarayın dışında da güreşlere katılmasına cevaz verilerek; halka da sarayın güreşçilerini izleme fırsatı tanınırdı. Aliço, bileği bükülmez; sırtı yere gelmez bir pehlivan olduğu için, onu izlemeye gelenler büyük bir coşku ve heyecan içinde alanlara dolar; diğer pehlivanlar da, Aliço ile değil güreşmek; aynı mekânda güreş tutabilmek için, birbirleri ile kıyasıya yarışırlardı. En şanslıları ise Efsane Aliço ile er meydanında güreşebilme şerefine nail olabilirdi. Bu özel turnuvalardan birinde; yağız bir delikanlı, efsanevi pehlivan, sarayın başpehlivanı olan Aliço ile güreş tutabilme şerefine nail olmuş idi. Güreş başladı. Sarayın başpehlivanı koca Aliço; heybeti ve azameti ile yağız delikanlı rakibinin yüreğine korkuyu sarmıştı bir kere. Aliço, o güne kadar değil yenilmek, ciddi bir direnişle bile karşılaşmamış idi. Ancak bu sefer ki yağız delikanlı diğerlerine benzemiyordu. Sanki zorlayacak gibi idi koca Aliço yu. Ancak Aliço nun zaferle ayrılacağından kimsenin şüphesi yoktu. Cihana hükmeden Padişahın, başpehlivanı da kendi alanın da cihana hükmederdi. Aliço kendisini zorlayabilecek bir pehlivanla güreşiyor olmanın verdiği hazla, meydanda hünerlerini sergilemeye, izleyenlerine bir güreş ziyafeti çekmeye hazırlanıyordu ki; güreşin bir yerinde; bu yağız delikanlı, sarayın başpehlivanı, efsanevi, koca Aliço yu bir parça sendeletti. Seyirciler, bu beklenmeyen duruma oldukça şaşırıp, kendi aralarında konuşmaya, olayı anlamaya çalıştılar. Seyircilerden yükselen bu ani uğultu koca pehlivan Aliço nun da kulağına gitmişti. İnsanlar Aliço nun sendelediğini ilk defa görüyorlardı. Bir tarihi ana tanıklık yaptıklarının farkında idiler. Efsanevi başpehlivan Aliço ve rakibi olan yağız delikanlı pehlivan da bu duruma şaşırmıştı. Aliço bir anda doğrulup, yağız delikanlı rakip pehlivanın kısbetine, eli ile vurarak güreşi bitirdi. Yağlı güreşte bir pehlivan rakibinin kısbetine eli ile vurursa; güreşi kaybettiğini kabul edip güreşten çekildiğini beyan etmiş olurdu. Aliço yenilmemişti, sadece sendelemişti. Bu nedenle hiç kimse neden mağlubiyeti kabul ettiğini anlayamamıştı. Heybetli Aliço ya da bunu sormaya kimse cesaret edemiyordu. Yağız delikanlı bütün cesaretini toplayıp koca pehlivana nedenini sordu. Ben, sizi sadece sendelettim, neden güreşi bıraktınız efendim? Sarayın başpehlivanı Aliço, bir cihan pehlivanına yakışır tarzda, kulaklara küpe olacak bir cevap verdi. Ben padişahın başpehlivanıyım. Yoksa sen, benim sırtımı yere getirebileceğini mi sanıyorsun? Beni ancak bu kadar yenebilirsin! Efsanevi koca pehlivanı yâd ederek, ALLAH A ısmarladık efendim.

8 0 Temmuz 00 Numune Gazetesi HABERLER Osteoporoz hastalığı hakkında bilinmesi gerekenler Kadınların güncel hastalığı: Osteoporoz Doç. Dr. Filiz Acar SİVAS ANEAH FTR Kliniği Kemikler, kasları yapısal olarak destekleyen, hayati organları koruyan ve normalde hücrelerin çalışması için temel gereksinimlerden biri olan kalsiyumu depolayan yapılardır. Vücudumuzda, bir taraftan yaşlı kemiklerin yıkımı olurken diğer taraftan yeni kemiklerin oluşturulduğu bir denge söz konusudur. Bu dengede, kemik yıkımının çok fazla olması ya da yenilenmenin yeterli olmamasına bağlı oluşan dengesizlik, osteoporoza neden olur. Bu dengesizliğe katkıda bulunan en önemli etken menopozdur. 0'lu yaşların ortalarına kadar, çoğu kadın kaybettiğinden daha fazla kemik kazanır. Daha sonra, bu denge genellikle değişir ve kaybedilen kemik miktarı ile yerine konan kemik miktarı aşağı yukarı eşit olur. Ancak, menopoz sırasında hormonal değişiklikler, yani östrojen (kadınlık hormonu) düzeylerinin azalması kemik kaybını hızlandırır. Bu kemik kaybı ciddi bir düzeye ulaştığında, o kişide osteoporoz gelişir. Dünyanın her yerinde yaşın üstündeki pek çok kadın ve erkekte kalça, omurga, el bileği ve diğer kemiklere ait kırıklara rastlanmaktadır. Tedavi edilmeyen osteoporoz; kemik ağrısına, şekil bozukluklarına yol açabilir. Ayrıca kişi giderek çevresindekilere daha bağımlı bir hale gelir ve üretken bir yaşamdan uzaklaşır. Yaşam kalitesi bozulur ve depresyon benzeri psikolojik sorunlar yaşayabilir. Osteoporozun bir diğer özelliği kırık olmadığı sürece ağrı yapmadığı için sinsice, sessizce ilerleyen bir hastalık olmasıdır. Kesin sonuç veren, güvenilir yöntemlerden birisi olan kemik yoğunluğu ölçümleri, kan ve idrar incelemeleri ile erken tanı mümkündür. OSTEOPOROZDA RİSK FAKTÖRLERİ. Kadın olmak (Kadınlar daha az kemik dokusuna sahiptir). 0 yaşın üstünde olmak (Yaş arttıkça yoğunluğunu kaybeden kemikler zayıflar). Menopoza girmiş olmak (Menopoza girmiş kadınların ortalama üçte birinde osteoporoz gelişmektedir ki, bunun sorumlusu östrojen düzeyindeki azalmadır). Erken menopoza girmek veya yumurtalıkların operasyon ile alınmasını takiben cerrahi (yapay) menopoza girmek.. Erkeklerde erkek cinsiyet hormonu olan testosterondaki azalma ile kemik kütlesi de azalabilmektedir (Erkeklerde gonad fonksiyonunun; işlevinin herhangi bir nedenle azalması osteoporoza bağlı kırıklara yol açabilmektedir).. Düşük kalsiyum içeren yiyeceklerle beslenme ve vitamin D eksikliği.. Fiziksel aktivitenin, hareketliliğin ve egzersizin az olması, (egzersizin kemik kütlesini arttırdığı, kemiği kuvvetlendirdiği kanıtlanmıştır).. Ailede osteoporozlu kimselerin bulunması (kırıklara yatkınlığın bir kısmı kalıtsaldır; annelerinde omurga kırığı öyküsü olan genç kadınlarda da kemik kütlesinde azalmaya rastlanmaktadır).. Kısa boylu, ince yapılı kişiler iri yapılı, kilolu kişilere göre daha fazla osteoporoz riski taşımaktadırlar. 0. Beyaz tenli, açık renk gözlü olmak,. Sigara içmek,. Alkollü, kolalı ve kafeinli içecekleri çok fazla tüketmek,. Bazı ilaçları uzun süreden beri veya yüksek dozlarda kullanıyor olmak (örneğin; kortikosteroidler, lityum, alüminyum, antikonvülzanlar, antiasitler, antikoagülanlar, siklosporin, tiroid ilaçları ve bazı kanser ilaçları gibi),. Bazı hastalıkların olması. Örneğin; şeker hastalığı, tiroid veya paratiroid bezinin fazla çalışması, mide-barsak operasyonu geçirmiş olmak, uzun süren hareketsizlik, felçler, bazı romatizmal hastalıklar ve diğer bazı endokrin (hormonal) hastalıklar osteoporoza neden olabilmektedirler. TANI Osteoporoz hastalığının sebebinin araştırılmasında, tanısında hastalığın takibinde sadece muayene yeterli değildir; film, kemik yoğunluğu ölçümleri, kan ve idrar incelemeleri de gerekmektedir. Direkt radyografiler hastada bel, sırt ağrısı yapacak başka sorunlar olup olmadığını veya omurgalarda kırık olup olmadığını değerlendirmek açısından gereklidir. Kemik yoğunluk ölçümleri.- yıl ara ile yapılan incelemelerdir ve kontrollerde karşılaştırma yapılabilmesi açısından aynı aletle yapılması önerilmektedir. BELİRTİLER Hastalık hiçbir belirti vermeden sinsice ilerleyebilir ve kontroller sırasında tanısı konabilir. Osteoporozda belirtiler: Bel ve sırt ağrısı Boyda kısalma, omurgada kırık Sırtta kaburlaşma, omuzlarda yuvarlaklaşma El bileğinde kırık Kaburga kırıkları Kalça kemiğinde kırık olabilir. TEDAVİ İLKELERİ Kaybolan kemiği tekrar yerine koymak oldukça zor, pahalı ve uzun zaman alan bir olaydır, dolayısı ile risk faktörlerini belirlemek ve osteoporozu önlemek gelişmiş bir osteoporozu tedavi etmekten daha kolaydır. Erken tanı konması son derece önemlidir. Tedavide;. Yaşam tarzında değişiklikler yaparak düşmeyi azaltacak önlemler almak,. Doktorunuzca önerilen egzersiz programlarını uygulamaya çalışmak,. Beslenmezini önerilen şekilde düzenlemek,. İlaçlarınızı düzenli kullanmak ve yine düzenli doktor kontrolüne gitmek,. Osteoporozun önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu bilmek gerekmektedir. Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlar Hormon replasman (yerine koyma) tedavisi Kalsiyum D vitamini Aktif D vitamini metabolitleri Kalsitonin Bifosfonatlar Parathormon Raloksifen Stronsiyum Ranelat Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçların tümü doktor önerisi ile ve yine doktor kontrolü altında kullanılarak etkili olabilir. Periyodik doktor kontrolleri ilacın istenmeyen etkilerini veya yan etkilerini saptama yanında kullanılan ilacın yararlı olup olmadığını belirlemede de anlamlıdır. Beslenme Diyetle yeterli miktarda kalsiyum alarak iskeleti zayıflatıcı bir neden olan kalsiyum eksikliğini ortadan kaldırmak gerekir. yaşından sonra kuvvetli kemiklere sahip olmak isteyen herkesin günde.000 miligram elementer kalsiyum alması gerekir. Osteoporoz riski taşıyanlarda ise kalsiyum alımı.00 miligrama kadar çıkarılmalıdır. Diyetle kalsiyum alımı artırılırken, düşük yağ içeren besinleri almaya özen gösterilmelidir. Günlük kalsiyum alımı bir hafta boyunca kaydedilir ve doktora bilgi verilir; eğer diyet yeterince kalsiyum içermiyorsa, doktor önerisi ile kalsiyum tabletleri alınabilir. Ancak böbrek taşı veya başka bir hastalık varsa, kalsiyum tabletlerini almadan önce mutlaka doktora danışılmalıdır. Fiziksel aktivite Kemik sağlığının korunması ve osteporozun önlenmesi için düzenli fiziksel aktivite çok önemlidir. Kemiklerin vücut ağırlığını taşıdığı tipte egzersizler yük verme egzersizi olarak adlandırılır; bunlar yürüyüş, tenis, dans etmek, merdiven çıkmak ve düşük seviyeli aerobik egzersizlerdir. Kemiklerin güçlenmesi ve sağlıklı bir yaşama sahip olunması açısından yürüyüş en iyi fiziksel aktivitelerden biridir. Hiçbir egzersiz doktorun onayı alınmadan yapılmamalıdır. Osteoporoz dışında ek bir başka hastalık varsa Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon uzmanı hekim kişiye özel bir egzersiz programı önerecektir. Osteoporozda egzersiz ve fiziksel aktivitenin yararları.kemik kitlesindeki kaybı yavaşlatır..kemik kitlesini artırır ve kırığı önler..eklem esnekliğini ve sağlamlığını destekler..denge sağlamayı geliştirerek düşmeyi önler..kas gücünü geliştirir..postürü (düzgün duruş) korur..kalp ve solunum sisteminin dayanıklılığını artırır..ruhsal dengeyi geliştirir, psikolojik ve sosyal güveni artırır. Osteoporozda önerilen egzersizler -Germe egzersizleri Ayakta dururken veya yatarken önce rahat bir pozisyon alınır. Daha sonra kollar yukarı uzatılır ve parmak ucunda yükselip, derin bir solunum ile 0 sn.germe pozisyonunda kalınır. Takiben tüm kasları gevşeterek normal pozisyona dönülür. Bacak arkasındaki kasları germek için bir çarşaf kullanılabilir. Yavaşça gerilip bırakılır ve diğer bacağa uygulanır. Ayakta dururken kollar gergin olarak öne uzatılır ve eller kenetlenir. Daha sonra gevşetilir. -Denge egzersizleri Düz bir çizgide yürümek veya kollar yana açılmış olarak 0-0 saniye tek ayak üzerinde durmak dengeyi geliştirir. -Aerobik egzersizler Step yapmak, dans etmek, tempolu yürüyüşler, merdiven inip çıkmak gibi aktiviteler bu grupta yer alır. -Yüksek etkili egzersizler Bu grup egzersizler kolları yukarı doğru uzatarak zıplama veya kollar yanda iken kolları ve bacakları yana açarak zıplama tarzındadır. Erken dönemde, menopozdan önce başlanması önerilir. Eklem, denge sorunu olanlara önerilmez. İlerleyici dirence karşı yapılan egzersizler Elde taşınan ağırlıklar ile oturarak yapılan egzersizler ve ayak bileğini saran yapışabilen manşonlu ağırlıklar ile yine oturarak yapılan egzersizler bu gruptadır. Ağırlıklar giderek artırılabilir. Egzersizler için haftada gün -0 dakika süre ayrılması uygundur. Egzersize germe ve denge çalışmaları ile başlanır, daha sonra ağırlık taşıma ve tempolu yürüyüşler ilave edilir. Osteoporoz tedavisinde kaçınılması gereken egzersizler Öne eğilerek yapılan hareketler omurga kemiklerinde kırılmaya neden olabileceğinden bu hareketlerden kaçınılmalıdır. Düzgün bir duruş (postür) sağlayan sırt kaslarının kuvvetlendirilmesine çalışılmalıdır.

9 Numune Gazetesi HABERLER Temmuz 00 0 Hamileler güneşe çıkarken dikkat edin Hamileler güneş ışınlarından daha fazla etkilenirler. Hamilelik döneminde hormon düzeylerinde yaşanan değişikliklere bağlı olarak deri güneş ışınlarına karşı daha duyarlı hale geldiğinden, daha kısa sürede güneş yanıkları oluşabilir. vücuttaki suyun azalmasına neden olabilir. Artmış sıcaklık, vücutta bir yatkınlık da varsa gebede kan basıncının artmasına ve bunun neden olabileceği istenmeyen hastalıklara yol açabilir. Bu nedenle yazın sıcak havalarda ter emici, rahat, hafif ve kolay değiştirilebilir giysiler tercih edilmelidir. Doç. Dr. Erol GÖKA Buradan Bakınca e.goka@numunegazetesi.com Değişen dünyada yaşlıların gücü azalıyor mu Evet, dünyamız değişiyor. Sanki ilk bakışta gençliği, sağlıklı genç bedenlere sahip olmayı özendiren bir kendine hayranlık kültürü içinde yaşmamızdan dolayı yaşlılığın prestij kaybettiğine dair bir izlenim alınıyor. Ama gerçekler bunun tam tersi. Bugün dünyamızda hem ölüm yaşının çok gecikmesi nedeniyle yaşlı nüfusun artması hem de para ve bürokratik gücün yaşlılarda olması yüzünden aslında bir yaşlı diktatörlüğü nün olduğunu söyleyenler bile var. Değişimin en temel noktalarından birisi, değişik nedenlerle insan ömrünün uzamasından dolayı ortaya çıkıyor. Yaşlı nüfus, başta yaşam beklentisi yüksek olan gelişmiş ülkeler olmak üzere tüm dünyada giderek artıyor. Örneğin ABD'nde yaşını geçen nüfus, 0'larda yalnızca kişiden biri düzeyinde iken, 0'da bu oran altıda bir, 000 yılında milyon (toplam nüfusun %'i) olmuş, 00 yılında ise milyondan daha fazla toplam nüfusun %'i) nüfusa sahip olacakları hesaplanıyor. Yaşam beklentisinin de bununla koşut olarak arttığı göz önünde bulundurulursa, en hızla artan yaş dilimlerinden birisinin de yaşın üstü olması şaşırtıcı olmayacak. Doç. Dr. Cemal ATALAY ANEAH Kadın Hast. Kliniği Hamile olsun ya da olmasın güneş ya da ultraviyole ışınlarının kişi üzerinde pek çok faydasının yanında güneş yanığı, çeşitli alerjik reaksiyonlar, erken deri yaşlanması ve deri kanseri oluşumu gibi göz ardı edilemeyecek zararları da olduğu unutulmamalıdır. Yaşamın diğer dönemlerinde olduğu gibi gebelikte de güneşten bilinçli bir şekle yararlanılmalıdır. Güneş ışığı içerdiği ultraviyole ışınları sayesinde cilt altı yağ dokusunda aktif D vitamini oluşmasını sağlar. D vitamini esas olarak bağırsaklardan kalsiyum emilimini artırarak, gebelikte artan kalsiyum ihtiyacının karşılanmasını sağlar. Bu sayede bebek için gereken kalsiyum annenin kalsiyum depoları yerine, yiyeceklerden karşılanmış olur. Bu da annenin ileri yaşlarda kemik erimesi riskini azaltan bir faktördür. Normal insanlara göre gebeler güneş ışınlarından daha fazla etkilenirler. Gebelik döneminde hormon düzeylerinde yaşanan değişikliklere bağlı olarak deri güneş ışınlarına karşı daha duyarlı hale geldiğinden, daha kısa sürede güneş yanıkları oluşabilir. Pigment yapıcı melanositleri uyaran hormon düzeyleri yükseldiğinden aşırı pigmentasyona karşı da duyarlılık artar. Gebelikte derinin hassasiyeti arttığı için alerji ve akne gibi bazı deri hastalıkları gebelik sırasında daha kolay ortaya çıkmaktadır. Kloazma veya Melazma olarak adlandırdığımız Gebelik maskesi genellikle gebeliğin. ayına doğru belirmeye başlar. Alın, yanaklar, burun ve dudak üzeri gibi güneş ışınlarının dik geldiği bölgelerde yoğunlaşan kahverengi lekeler halinde görülür. Gebelikte sık görülen, genellikle doğum sonrası kaybolan zararsız bir durumdur. Ancak güneşe fazla maruz kalmak, bu durumun daha şiddetli ve uzun süreli olmasına yol açabilir. Bu nedenle anne adaylarının gebelik süresince derilerini güneş ışığından dikkatli bir biçimde korumaları gerekmektedir. Güneş sadece ışınlarıyla değil ısısıyla da dünyamıza yarar sağlamaktadır. Gebelikte güneş altında uzun süre geçirmek zaten az da olsa artmış bulunan vücut ısısının daha da artmasına, Aşırı sıcaklarda gebelerin dikkat etmesi gereken diğer önemli bir konu da sıvı tüketimidir. Bol sıvı tüketilmelidir. Aşırı terlemeyle vücuttan atılan su, tuz ve mineraller yerine konmalıdır. Fazla sıvı kaybı bebeğe giden kan miktarında azalmaya yol açabilmesi nedeniyle çok önemlidir. Bu nedenle gebelerin bu günlerde sıvı alımını normalin en az iki katına çıkarmaları gerekmektedir. Sıcakta terlemeyle birlikte birçok bölge nemli kalacağı için mantar enfeksiyonlarına yaz aylarında daha çok rastlanır. Bu nedenle özellikle vücudun kıvrımlı bölgeleri kuru tutulmaya çalışılmalıdır. Sık sık ılık duş yapılmalıdır. Güneşin gebelik üzerine etkileri tartışılırken, anne karnındaki bebek açısından önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir. Ultraviyole ışınlarının, bebeğin nöral tüp gelişimi için çok önemli olan folik asiti parçalayabileceğini gösteren bazı çalışmaların bulunmaktadır. Folik asitin parçalanmasıyla annede folik asit eksikliği ortaya çıkabilir. Bilindiği gibi folik asit eksikliği spina bifida gibi nöral tüp defektlerine yol açmaktadır. Hamilelikte güneşten nasıl korunmalıyız? Saat saatleri arasında direk güneş ışınları altında bulunmaktan kaçınmalı, En az koruma faktörlü, geniş spektrumlu, parfümsüz bir güneş koruyucu kullanmalı, Güneş koruyucuyu saatte bir yenilemeli, Parfüm ve losyonlar fotosensitivite yaratarak deride reaksiyona yol açabileceğinden bu tür ürünlerden kaçınılmalı, Güneş ışınlarını yansıtacak açık renkli giysiler giyilmeli, Yüz ve boyunu koruyacak geniş kenarlı bir şapka kullanmalı. Ülkemizde de Batılı ülkeler düzeyinde olmasa da ortalama yaşam süresi, insan ömrü artıyor. Genel olarak bu bilgiye sahibiz ve hatta doğum oranlarının giderek düşmesi ve modern yaşantının nimetlerinden faydalanma oranımızın artmasıyla birlikte, önümüzdeki yıllarda ülkemizde insan ömrünün ve yaşlı sayımızın daha da artacağını söyleyebiliriz. Ülkemizde de bugün için nüfusun % e yakın bir kısmını yaş ve üstündekiler oluşturuyor. Yaşlı insanlar yalnızca sayısal olarak artmıyor, dünya ekonomisini kökten sarsacak yepyeni bunalım ve değişimlerin temelinde de dünya nüfusunun yaşlanması bulunuyor. Dünyamızda böyle bir değişim olurken, bir yandan da gençliği, dinçliği, beden güzelliğini ön planda tutan bir kendine hayranlık kültürü gelişiyor. Gençliğin ve dinçliğin hep övülmesi sanki yaşlılığın küçümsendiği gibi bir izlenim uyandırıyor. Kuzeyin zengin ülkelerinde yaşlıların toplum dışına itildiği, yaşlılığın prestij kaybına uğradığı doğru değil. Dünyamızın yaşlanmasıyla, gençliği yücelten kendine hayranlık kültürü madalyonun iki yüzü gibi, bir birine bağlı olgular. Gençliğiyle ve dinçliğiyle övünenlerin daha ziyade yaşlılar olduğu fark edildiğinde ne demek istediğim daha kolay anlaşılacaktır. Hele hele örneğin ABD de sağlık yatırımlarının şizofreni gibi gençlerde ortaya çıkan ve toplumları önemli ekonomik ve sosyal yıkımlara sürükleyen hastalıkların değil de Alzheimer başta olmak üzere bunamalar ve kalp hastalıkları gibi yaşlılarda görülen hastalıklara yapılması da, dünyamızı yöneten zihinlerin yaşlı ve yaşlıdan yana olduğunun açık bir göstergesi. Ama bu anlattığım tablo zengin Kuzey ülkeleri için geçerlidir. Yoksul Güney ülkelerinin durumunu sonraki sayıya bırakarak zengin Kuzey ülkelerinde yaşlıların durumuna bakmaya devam edelim. Batılı toplumlar için sıkça duyduğumuz oralarda ailenin çöktüğü, yaşlıların terk edilmiş ve bakımsız kaldıkları şeklindeki eleştiri tamamen geçersiz. Araştırmalar, buralarda geniş aile ilişkilerinin tam anlamıyla sona ermediğini, yaşlılarla ilgilenen kurumsal yapıların ortaya çıkmasıyla ailenin rolünün bitmeyip yalnızca değişikliğe uğramış olduğunu gösteriyor. Çekirdek aileyle birlikte ailenin bireyin etkinlikleri üzerindeki etkisi azalmış olsa bile sevginin rolü derinleşmiş. Ortalama yaşam süresinin ve yaşam beklentisinin artması, ailenin yaş kompozisyonunda da önemli değişimlere neden olmuş. Çocuklar, artık ailenin küçük bir bölümüdür; genel olarak yaşlıların sayısı artıyor. Kuşakların birbirlerini tanıma ve etkileşimde bulunma fırsatları, öncekiyle kıyaslanmayacak ölçülerde. Ayrıca dikkatle bakıldığında batılı modern toplumlardaki yaşlıların yaşam stillerinde belirgin değişiklik olduğu görülecektir. Artık bu toplumların yaşlıları, kendi çocuklarına bağımlı ve yük olarak yaşamaktansa, kendi başlarının çaresine bakmayı ve bağımsızlığı yeğliyorlar. ABD'nde yaşını aştığı halde çocuklarının yanında kalan yaşlıların sayısı %'lerin altına inmiştir ve zaten onların da büyük kısmı kendilerine bakamayacak kadar hasta ve yoksul olanlar. Fakat bağımsızlığı seçmek, yaşlıların kendi tercihleri ve onlar asla bir kenara atıldıklarını düşünmüyor; yalnızlığı seçmelerine karşın akrabalarıyla, özellikle torunlarıyla ilişkilerini olabildiğince sürdürmeye çalışıyorlar. Batılı yaşlıların sağlıkları ve yaşam doyumları da önceki çağlarda olduğundan çok daha yüksek.

10 0 Temmuz 00 Numune Gazetesi HABERLER Evde İnsülin Uygulamasındaki Yanlışlar Şükran Onat ANEAH Diyabet Eğitim Hemşiresi Doç. Dr. Mahir ÖZMEN Görünen Köy Zordur Hekim Olmak Diyabette insülin tedavisinin başarıya ulaşmasında; diyabetli bireye önemli rol ve sorumluluklar düşmektedir. İnsülin uygulamasının, diyabetli tarafından doğru yapılması ve bilinmesi çok iyi sonuçlar verir. İnsülin Tedavisi Uygulayan Diyabetli: İnsülinin satın alınması (reçete edilen marka, tip, son kullanma tarihi) İnsülinin saklanma koşullarını, İnsülin doz ayarı ve değişikliğini, İnsülin enjeksiyonunun uygulanmasını (kalem ve enjektör) ve Hipoglisemiden (düşük kan şekeri) korunmayı ve tedavisini bilmelidir DİYABETLİNİN EVDE YAPTIĞI YANLIŞLAR İnsülin Satın Alınmasında; Eczaneden aldığımız insülini, reçetemizle karşılaştırıp doğru olup olmadığını kontrol etmemek Aldığımız insülinin son kullanma tarihini kontrol etmemek ( aylık insülin alıyoruz ama miadı ay içinde bitiyor fark etmiyoruz. Son ay miadı dolmuş insülinleri kullanıyoruz) ALDIĞINIZ İNSÜLİNİN ADINI, TİPİNİ VE SON KULLANMA TARİHİNİ MUTLAKA KONTROL EDİNİZ. İnsülinlerin Saklanmasında; Buzdolabının dondurucu bölümüne veya yakınına koymak, İnsülin tüplerini oda sıcaklığında aydan fazla dışarıda bırakmak, İnsülin tüplerini ve kalemlerini direkt ışık ve ışığa maruz bırakmak, Kullandığı insülin kalemlerini buzdolabında saklamak, Bilinçsiz klima kullanımı hasta ediyor! Sıcaktan korunmak için en hızlı ve etkili yöntemlerden biri olarak başvurduğumuz klimaların bilinçli kullanımı sağlığımız için ciddi önem taşımaktadır. Uzmanlar, klimaların bilinçsizce kullanımının solunum yolu enfeksiyonlarından sinüzit, bronşit ve zatürree başta olmak üzere göz iltihabı, beyin iltihabı, yüz felci ve çeşitli kas hastalıkları gibi pek çok hastalığa davetiye çıkardığını belirtiyorlar. Klimaların yoğun olarak kullanıldığı ortamda bulunan ve ateş, öksürük şikayeti olan kişilerin bu bulguları basit bir gribal enfeksiyon olarak görmeyip bir uzman doktora görünmeleri gerekiyor. İNSÜLİN TÜPLERİNİ BUZDOLABININ KAPAĞINDA, KALEMLERİNİZİ EVİNİZİN SERİN VE KAPALI BİR YERİNDE SAKLAYINIZ. İnsülin Enjeksiyonu Uygulamada, İnsülin kalemlerinin ve insülin yapacağımız bölgenin temizliğine dikkat etmemek. Kan şekerine göre kendi kendine sık sık insülin doz ayarıyla oynamak (değiştirmek) İnsülin kalemine ilk defa tüp yerleştirildiğinde kalemin havasını almamak. İnsülin yaparken dolaptan çıkarıp soğuk yapmak. Cildi alkol veya kolonya gibi maddelerle temizleyip ciltten alkolun uçmasını beklemeden hemen yapmak. (CİLDİNİZİN TEMİZLİĞİNDEN EMİNSENİZ ALKOL İLE SİLMENİZE GEREK YOKTUR) İnsülin yapılacak bölgeyi iyi muayene etmeden (yara, morluk, şişlik var mı diye bakmadan) rastgele yapmak İnsülin yapılan bölgeleri sıraya koymadan sürekli aynı yerlere Nefes darlığı, astım, alerjik nezle ve alerjik zatürree gibi hastalıkların riski klimalar ve soğutma sistemlerinde küf mantarların, bakterilerin ve tozların birikmesine bağlı olarak ciddi oranda artabiliyor. Bunun yanı sıra bazı viral ve bakteriyel hastalıkların özellikle bakımı yapılmayan veya eskiyen klimalar ve merkezi soğutma sistemlerinden bulaşabildiği de biliniyor. Uygun olmayan havanın solunması sonucu ateş, baş ve kas ağrıları, halsizlik gibi gribal enfeksiyonel hastalıklara da yakalanma ihtimali artıyor. Klima kullanırken dikkat edilmesi gerekenler: Klimanın ayarını aniden en soğuk konuma getirmek yerine derecenin belirli zaman aralıklarında yavaş yavaş düşürülmesi, Klimanın düzenli olarak bakımı ve temizliğinin yaptırılması. yapmak. (İNSÜLİN YAPTIĞINIZ BÖLGELERİ SIRASIYLA DEĞİŞTİREREK YAPMALISINIZ) Enjeksiyon yaparken deriyi kaldırmadan yapmak (DERİNİZİ - PARMAĞINIZLA KAVRAYIP KALDIRIP YAPMALISINIZ) Karışık insülin (bulanık renkte) kullanıyorsak karıştırmadan veya hızlı karıştırarak yapmak (YAVAŞÇA KARIŞTIRMALISINIZ) İnsülin yaptıktan sonra iğneyi hemen çıkarmak (İNSÜLİN YAPTIKTAN SONRA 0 SN BEKLEYİP ÇIKARMALISINIZ) Kalem uçlarını bir defadan fazla kullanmak (UÇLAR BİR KEZ KULLANILMALIDIR) Egzersiz (yürüyüş vs) yapacağınız zaman o bölgeye insülin yapmak yanlıştır İnsülin uygulama zamanını (yemekten kaç dakika önce yapılacağı) tam bilememek veya zamanında yapmamak (DOKTORUNUZUN ÖN- ERDİĞİ ŞEKİLDE YAPMALISINIZ) İnsülin Kullanırken Evde En Çok Karşılaştığımız Akut Komplikasyon Hipoglisemidir (şeker düşüklüğü). Aşağıda yaptığımız yanlışlar şeker düşüklüğüne neden olur İnsülin yaptıktan sonra yemek saatini geçirmek, uzun süre aç kalmak, ara öğünü atlamak. Kullandığımız dozdan fazla insülin yapmak Aç olarak veya gereğinden fazla egzersiz (yürüyüş) yapmak İnsülini deriyi kaldırmadan kas içine yapmak. İNSÜLİN KULLANIRKEN YAPTIĞINIZ YANLIŞLAR; İNSÜLİN TEDAVİSİNDEN İYİ SONUÇLAR ALMANIZI ENGELLER. DOKTORUNUZUN İNSÜLİN DOZUNU AYARLA- MASINI SIKINTIYA SOKAR. KAN ŞEKERİNİZİN KÖTÜ GİTMESİ; KALİTELİ BİR YAŞAM SÜRMENİZE RAĞMEN ORGANINIZA VERECEĞİ HASARI ÖNLEMEDE BAŞARISIZ OLURSUNUZ. Bütün okul yaşamlarında her dönem sınıfların en başarılı çocuklarıdır. Üniversite sınavlarında en yüksek puanları alarak girerler fakülteye.. Tıp Fakültesinde okumak hepsinden zordur okulların. Sosyal yaşantıları olmadan sürekli çalışmakla geçer zaman Sorumlulukları her sene katlanarak artar. Okulu bitirdikten sonra da devam eder zorluklar.. Önce mecburi hizmete giderler, kimsenin gitmeyi aklından dahi geçirmeyeceği ücra yurt köşelerine.. Hevesle, azimle çalışırlar tükenene kadar yokluklar arasında, sonra kazanabilirlerse TUS denen ucube sınavı, başlarlar bir yerde ihtisasa.. İstemedikleri bir branştır oysa kazandıkları, beklentileri, hayalleri hepsi bir kenara itilir.. Bakmak zorunda oldukları gelir gözlerinin önüne ve onların sorumlulukları ağır basar isteklerine.. İstediği branşa girebildilerse şanslılar demektir.. Her şey de zaten bundan sonra başlar.. Daha yükselmek isterler iyi hekim olmak için. Önce uzmanlık sınavı ardından yine mecburi hizmet Yan dal yapmak istiyorlarsa bir de onun sınavına girerler gece gündüz çalışarak.. Hepsi bitti tamam derken, bir eğitim hastanesinde baş asistan olmaya uğraşırlar, yine sınavlara girerler.. Daha fazla uykusuz kalıp, daha fazla ihmal ederler sevdiklerini.. Hayvan laboratuvarları, yurt dışı çalışmalar, yapabilirlerse eğer bir sınav daha vardır önlerinde gerekli dosya hazırlığından sonra. Onu da geçerler Doçent olmak için Klinik Şef Yardımcılığı ardından klinik şefliği, her aşama ayrı bir sorundur. Daha çok çalışır, daha az uyur, daha az görürler çocuklarını Tersine tüm mesleklerin artar iş yükü ve sorumlulukları yükseldikçe... Bir de bakarlar ki ne ev, ne araba, ne bankada para Geçip gitmiştir hayat Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil dostlar.. Zordur hekim olmak...

11 Numune Gazetesi HABERLER Temmuz 00 Hastanemizde Fransız ve Mısırlı eczacılık öğrencileri staj yapıyor Doç. Dr. Nurullah ZENGİN Başyazı Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğrenci Grubunun (AUPSG) davetlisi olarak Mısır ve Fransa dan ülkemize gelen eczacılık fakültesi öğrencileri, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Eczanesi ne stajyer olarak kabul edildi. Öğrenci değişim programı kapsamında ülkemize gelen yabancı öğrenciler, Türk Eczacılık Fakültesi stajyer öğrencileriyle birlikte çalışma ve tanışma fırsatını buldular. Hastanemiz Başhekimi Doç. Dr. Nurullah Zengin konuyla ilgili olarak, uluslar arası öğrenci değişimleri programları kapsamında ülkemize gelecek olan sağlık bilimleri öğrencilerinin gerçekleştirebilecekleri benzeri programlar hastanemizin ilgili birimlerinde devam edecektir dedi. Sara (epilepsi), doğum sırasında ya da daha sonra bilinmeyen bir nedenle beyinde oluşan hasar nedeniyle gelişiyor. Sara nöbeti geçiren hastaların, nöbet sırasında yaralanmamaları için önlem alınması gerekir. Doğum sırasındaki hasarların dışında sara krizini davet eden bazı durumlar olabilir. Örneğin uzun süreli açlık, uykusuzluk, aşırı yorgunluk, kullanılan ilaçların doktor izni dışında kesilmesi ya da değiştirilmesi, hormonal değişiklikler sara krizinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bazı durumlarda sara krizi, madde bağımlılarının geçirdiği madde yoksunluk krizi ile karıştırılabilir. Hastalığın belirtileri Hastada sonradan oluşan ve ön haberci denilen normalde olmayan kokuları alma, adale kasılmaları gibi ön belirtiler oluşur, Bazen hasta bağırır, şiddetli ve ani bir şekilde bilincini kaybederek yığılır, Yoğun ve genel adale kasılmaları görülebilir, 0-0 saniye kadar nefesi kesilebilir, Dokularda ve yüzde morarma gözlenir, Ardından kısa ve genel adale kasılması, sesli nefes alma, aşırı tükürük salgılanması, altına kaçırma görülebilir, Hasta dilini ısırabilir, başını yere çarpıp yaralayabilir, aşırı kontrolsüz hareketler gözlenir, Son aşamada hasta uyanır, şaşkındır, nerede olduğundan habersiz, uykulu hali vardır. AUPSG, yılında fakülte yönetiminin izniyle ve o yıllarda fakültede araştırma görevlisi olan, şu anda hastanemizde Başeczacı olarak görev yapan Aydın Alper Şahin in çalışmalarıyla kurulmuş olan bir öğrenci topluluğu olup, bu öğrenci gurubu Uluslar arası Eczacılık Öğrencileri Federasyonu nun da üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Beynin hasar görmesiyle oluşan kronik hastalık Sara krizinde ilkyardım SARA KRİZİ Olayla ilgili güvenlik önlemleri alınır (Örneğin kişi yol ortasında kriz geçiriyorsa olay yerindeki trafik akışı kesilmelidir). Kriz, kendi sürecini tamamlamaya bırakılır, Hasta bağlanmaya çalışılmaz, Kilitlenmiş çene açılmaya çalışılmaz, Genel olarak yabancı herhangi bir madde kullanılmaz, koklatılmaz yada ağızdan herhangi bir yiyecek içecek verilmez, Kendisini yaralamamasına dikkat edilir, Başını çarpmasını engellemek için başın altına yumuşak bir malzeme konur, Yaralanmaya neden olabilecek gereçler etraftan kaldırılır, Sıkan giysiler gevşetilir, Kusmaya karşı tedbirli olunur, Düşme sonucu yaralanma varsa gerekli işlemler yapılır, Tıbbi yardım istenir. Sağlıkta Sıcak Yaz Yaz mevsimi pek çok hizmet alanında çalışma temposunun azaldığı bir dönemdir. Sıcaklarla birlikte başlayan izin ve tatiller az ya da çok bir rehaveti beraberinde getirir. Hastaneye başvurularda, özellikle acil olmayan hastalarda bir azalma olur ve sağlıkçılar da yaz mevsiminin bu havasından faydalanırlar. Fakat bu yaz mevsiminin sağlık sektörü açısından biraz farklı geçeceğini söyleyebiliriz. Yılların getirdiği alışkanlıkların değişeceği bir dizi önemli gelişmeler, bu yaz gerçekleşecek gibi görünmektedir. Ankara lılar için bu değişikliklerden biri Aile Hekimliği ne geçiş olacaktır. Ülkemizin çoğu ilinde geçilen Aile Hekimliği modeline Temmuz 00 tarihinde Ankara da da geçilmiş olacaktır. Bu konuda il düzeyinde aylarca süren yoğun bir hazırlık yapıldı ve 00 kadar Aile Hekimi Uzmanı veya sertifikalı hekim eğitimden geçirildi ve atamaları yapıldı. İlk aşamada her 00 nüfusa bir Aile Hekimi planlanıyor. Ankara da yaşayan her vatandaşımız kendi Aile Hekimi ni İl Sağlık Müdürlüğü nün web sayfasından, adresinden kimlik numarasını girerek görebilir. Vatandaşlarımız Aile Hekimleri ni arzu ederlerse değiştirebileceklerdir. Aile Hekimleri hastalık sırasında sağlık hizmeti verme yanında mensuplarının sağlık kayıtlarını tutma ve koruyucu hizmetlerinden yararlandırma alanlarında da hizmet vereceklerdir. Sağlık hizmeti sunma anlayışında ciddi bir değişimi getiren ve Cumhuriyet tarihi boyunca hep gündemde olan Aile Hekimliği modeli Ankara için bu yaz gerçekleşmiş olacaktır. Bu yaz beklenen bir diğer gelişme ise, Sağlık Hizmetlerinde Tam Gün Yasası olarak da bilinen yasanın uygulamaya girmesi olacaktır. Ocak ayı sonunda kanunlaşan yasa değişikliği ile devlet hastaneleri için uygulamaya geçiş Ağustos ayının başı olarak belirlenmişti. Kanunun uygulanması ile kamuda çalışan sağlık çalışanlarının muayenehane dahil özel alanda çalışma dönemi sona ermiş olacaktır. Bu hiç şüphesiz yıllar boyunca devam eden pek çok alışkanlığın değişimini beraberinde getirecektir. Bu denli köklü değişimleri farklı yorumlarla ele almak mümkündür. Ancak bu değişim kararlarının temelinde vatandaşlarımızın daha kaliteli sağlık hizmetine daha kolay ulaşabilmesini sağlama anlayışının yattığını kabul etmek gerekir. Her değişimin başarıya ulaşabilmesinde esas unsurların yaklaşımı temel belirleyici olmaktadır. Sağlık hizmetlerinde bu köklü değişimlerin ulaşacağı nokta vatandaşlarımızın yaklaşımı ile şekillenecektir. Önümüzdeki dönemde sağlık hizmetlerinde eleştiride olsun desteklemede olsun bilinçli davranmanın her zamankinde daha önemli olacağını söyleyebiliriz

12 Temmuz 00 Numune Gazetesi HABERLER Temizlik varsa HEPATİT A yok Doç. Dr. Ferit SARAÇOĞLU Üreme Sağlığı f.saracoglu@numunegazetesi.com Sık Görülen Bir Hormonal Bozukluk: Polikistik Over Hastalığı Temizlik ve sağlık koşullarının iyi olmadığı ülkelerde yaygın olarak görülen hepatit enfeksiyonu, Türkiye de de çok sık görülüyor ve halk sağlığını etkileyen en önemli sorunlardan birisi olarak kabul ediliyor. Hepatit A, hasta kişilerle temas, sağlıksız su ve gıda tüketimi yoluyla özellikle sonbaharın sonu, kış mevsiminin başlangıcında artış gösteriyor. Uzmanlar, hepatit A enfeksiyonu risk gruplarını şöyle sıralıyor: Kalabalık koşullarda ve alt yapısı elverişsiz yerlerde yaşayan topluluklar, Askeri personel-yurt-bakım evleri, yuva ve kreşlerdeki personel ve çocuklar, Kanalizasyon işçileri, Damar içi uyuşturucu bağımlıları, Oral-anal seks alışkanlığı olanlar ve eşcinseller, Hastalık sıklığının düşük olduğu yerden yüksek sıklık gösteren bölgelere seyahat edenler. Bulaşma yolları Bulaşmada en önemli yol kişisel temastır. Dışkı ile çıkartılmış virüsün, ağız yolundan girişi ile ortaya çıkan bulaşma için yakın temas gerekmektedir. İkinci bulaşma yolu ise su ve besinlerdir. Su yolu ile bulaşma, en çok gelişmekte olan ülkelerde görülür. Su dağıtım sistemlerinin ve kanalizasyonların iyileştirilmesi bu yolun etkinliğini azaltmıştır. Yeterli klorlamanın yapılması da bulaşmada önleyicidir. Enfekte kişilerin dışkısına bulaşmış besinler, hepatit A virüsünün bulaşmasında aracılık yapabilir. Hastalığın kuluçka döneminde bulunan besin işçilerinin hazırladığı yiyeceklerden, kanalizasyonların boşaldığı bölgelerden toplanmış ve iyi pişirilmeden yenen deniz kabuklularından da hepatit A bulaşabilmektedir. Kan bağışı sırasında kuluçka dönemindeki infekte vericiler, bulaşmaya neden olabilir. Hepatit A enfeksiyonunda devamlı taşıyıcılık olmaması nedeniyle kan nakline bağlı virüs enfeksiyonları az sayıda görülmektedir. Bu yollar dışında yakın temaslı cinsel partnerler arası bulaşmalar, oral, anal sekse bağlı, eşcinseller arası bulaşmalar ve kirli, klorlanmamış havuzlarda yüzmeye bağlı bulaşmalardan söz edilebilir. Hastalığın seyri Hepatit A'nın kuluçka dönemi hafta arasında değişir. Kuluçka dönemini takiben hastalık değişik şekillerde bulgularla (klinik formlarla) seyredebilir. Bunlar sarılıklı, sarılıksız, kolestatik, subfulminan ve fulminan (öldüren) formlardır. Sarılıklı formda; - hafta devam eden ön dönemde halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, bulantı, kusma ve eklem ağrısı gibi belirtiler olabilir. Bazı yemeklere ve sigaraya karşı tiksinti olabilir. Ateş varsa genellikle hafiftir. Sağ üst kadranda ağrı hissedilebilir. Sarılık döneminde idrar renginin koyulaşması, dışkı renginin açılması ile sarılık gelişir. Bu dönem hafta sürer. Sarılık sonrası dönemde hastanın sarılığı kaybolur. İştahı düzelir. Tam iyileşme ayda olur. Sarılık olmadan seyreden formda; belirgin klinik bulgu olmadığı için hastalar sıklıkla gözden kaçar. Kolestatik formda; sarılık uzun sürer. Belirgin kaşıntı vardır. Subfulminan formda; hastada iyileşme yerine batında sıvı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu form, iyileşme veya hepatik yetmezlikle ölüm şeklinde sonlanır. Fulminan formda; bir hafta içinde karın ağrısı, kusma, sarılığın artışı ağır karaciğer yetmezliği belirti ve bulgularının izlendiği bilinç durumunda bozulma ve koma gelişir. Bu şekilde bir klinik seyir az görülmekle birlikte, oluştuğunda yüksek ölüm riski taşır. Akut dönem atlatılabilirse daha sonraki iyileşme tamdır. Hastalığın tanısı Akut viral hepatitin laboratuvar tanısı, karaciğer hücre hasarına ilişkin ve etken virüse ilişkin olmak üzere test grubu ile konur. Hepatit A virüsü enfeksiyonunda özgül tanı, virüs antijenlerinin veya özgül antikor yanıtı varlığının gösterilmesidir. Hepatit A Tedavi Hepatit A enfeksiyonunun özgül bir tedavisi yoktur. Hastanın yakınmalarının düzeltilmesi ve fulminan hepatit gelişiminin zamanında saptanabilmesi için yakın izlem gerekir. Hastaların büyük bölümünün hastaneye yatırılması gerekmez. Ağız yoluyla sıvı alamayan veya karaciğer hasarı yoğun hastalarda hastane izlemi gerekebilir. Klinik belirti döneminde yatak istirahatı önerilir ancak günlük kişisel etkinliklerde (tuvalete gitme, oda içinde gezme) yasaklamaya gerek yoktur. Diyet yeteri kadar protein ve kalori içermelidir. Yağ kısıtlamasına gerek yoktur. İştahı kesilmiş, bulantı ve kusması olan hastalara sodyum potasyum klorürlü glukoz solüsyonları verilebilir. Hastaların çok gerekli ilaçları dışında diğer bütün (başka nedenlere bağlı) tedavilerinin kesilmesi önerilir. Hastalıktan korunma Hepatit A'ya karşı en etkili yaklaşım korunmadır. Koruyucu önlemleri su ve besinlerin dışkı ile kirlenmesinin önlenmesi ve kişisel temizlik kurallarına uymak olarak özetlenebilir. Korunmada insan serum globulin (ISG) ile pozitif aşılanma ve aktif immünizasyon önem taşır. ISG, Hepatit A virüsü ile temastan önce veya temastan sonra hafta içinde uygulandığında yüzde 0 0 oranında koruyuculuk sağlar, koruma süresi ay kadar sürer. ISG hepatit A'nın yoğun olduğu bölgeye gidecek duyarlı kişiler için önerilebilir. Temas sonrası ise hepatit A'lı kişilerin yaşadığı aile bireyleri ile cinsel partnerleri için önerilir. Okullarda hepatit A virüsü enfeksiyonu olduğu saptanan öğrencilerin sınıf arkadaşları için uygulamak gereksizdir. Ülkelerin kalkınmışlık dereceleri ile bağlantılı olarak duyarlı kişi sayısının giderek artması hepatit A virüsü enfeksiyonunun ileri yaşlara kayması, az da olsa fulminan hepatit riskinin sürüyor olması, endemik bölgelere gezilerin artması nedeniyle hepatit A virüsü enfeksiyonunda aşılama önemli görünmektedir. Nedeni tam olarak bilinmeyen, ancak ülkemizde ve pek çok ülkede sık rastlanan bir hormonal hastalıktır. Gelişen hormonal dengesizliğin sonucunda yumurtlama fonksiyonu bozulmakta, androjenler adı verilen erkeklik hormonları yükselmektedir. Artan androjenler nedeniyle hastalarda tüylenme, akne, ciltte yağlanma gibi değişiklikler oluşmaktadır. Hastaların yaklaşık yarısı şişmanken diğer yarısı normal kiloda yada zayıf olabilmektedir. Yumurtlamadaki bozulma kendisini adet görememe ya da gecikmeli adet görme ve gebe kalamama şeklinde göstermektedir. Her kadında yılda bir iki kez gecikmeli adet görülebilir ancak gecikmelerin sık olması polikistik over hastalığını düşündürtebilir. Yumurtalar tam olarak büyüyüp olgunlaşamadığından yumurtalık içerisinde çok sayıda kistçik şeklinde birikmektedir. Hastalık adını buradan almakta, çok sayıda kist içeren yumurtalık anlamına gelen polikistik over hastalığı denilmektedir. Bu kistler çok küçük olup ameliyat gerektirmeyen yapılardır. Tüylenme kişiler arasında farklılık göstermektedir. Bazılarında çok hafifken bazı hastalarda özellikle üst dudak, yanak, çene bölgesinde, göğüsler arasında karında, sırtta ve bacaklarda yoğun olarak görülebilmektedir. Nadiren erkek tipi saç dökülmesi (şakaklardan) görülebilir. Genellikle ergenlik döneminden itibaren başlayan ve devam eden tüylenme ve adet düzensizliği söz konusudur. Bazı hastalarda, özellikle obezlerde koltuk altı, boyun, kasık, dirsek, meme altlarında veya herhangi bir bölgede gri-kahve lekeler (akantozis nigrikans) görülebilmektedir. Bunlar insulin direncinin bir belirtisidir. Hastalığın tanısı muayene, ultrasonografi ve hormon testlerinin sonucuna göre konulur. Genetik zeminde geliştiği düşünüldüğünden genellikle ailede bir veya birkaç kişide daha polikistik over hastalığı öyküsü vardır. Ultrasonografide yumurtalıklarda biriken küçük kistçikler (- mm) ve yumurtalık orta kısmındaki doku yoğunluğunda artma görülür Hormonal ölçümlerde testosteron, DHEA So ve -oh progesteron gibi maddelerin yükseldiği görülebilmektedir. - hastadan birisinde prolaktin yüksekliği de olabilmekte, buna bağlı olarak kendiliğinden yada sıkmakla memelerden süt veya sıvı gelebilmektedir. İnsulin direncini anlayabilmek için şeker yükleme testi ve insulin ölçümleri gerekebilmektedir. Artmış androjenlerin etkisiyle çoğunlukla kan yağları da yüksek bulunmaktadır. Polikistik over hastalığı belirtileri olan, bu nedenle hastanın hekime başvurmasını gerektiren bir hastalıktır. Basit bir yumurtlama bozukluğu ve buna bağlı adet düzensizliği olarak düşünülmemelidir. Hastaların yaklaşık yarısı obes, % 0 ında insuline direnç yani tip II Diabet gelişmektedir. Direnç nedeniyle vücudun fazla yaptığı insulin yumurtalık içerisindeki estrojen/androjen dengesini daha da bozmaktadır. Bu hastalarda meme ve rahim içi (endometrium) kanserleri de daha sık görülmektedir. Kalp ve damar hastalıklarına eğilimin daha fazla olduğu şüphesi varsa da bu henüz kanıtlanamamıştır. Polikistik over hastalığı tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Tedavide gebelik isteği olan kadınlarda yumurtlatıcı ilaçlar verilirken çocuk arzusu olmayanlarda ve bekarlarda doğum kontrol haplarından faydalanılmaktadır. Tüylenmenin tam olarak düzelmediği hastalarda androjenleri baskılayan ek tedaviler de verilebilir. Ancak tüylenmede esas olarak önerilen laser tedavisidir. Şeker hastalığı eğilimi saptanan hastalarda tedaviye insulin direncini azaltan ilaçlar eklenir. Çok nadiren, diğer tedavilerin yarar sağlamadığı hastalarda laparoskopik ameliyatlar (ovarian drilling) yapılabilir.

13 Numune Gazetesi HABERLER Temmuz 00 MS hastalığı ve tedavisi Dr. Şenay ÖZBAKIR (. Nöroloji Kliniği Şefi) Dr. Semra Ö. MUNGAN (. Nöroloji Kliniği) Multipl Skleroz (MS), merkezi sinir sisteminin (MSS) kronik, enflamatuvar, demiyelinizan hastalığıdır. Özellikle genç erişkinlerde görülür. Etiyoloji tam olarak bilinmemekle birlikte, immün aracılı yanıt ve bireylerdeki genetik yatkınlık önemli sebepleridir. MS, merkezi sinir sistemi boyunca görülen demiyelinizan lezyonlar (plaklar) ile karakterizedir. Bu plaklar, MSS de farklı bölgelerde, farklı zamanlarda oluşabilir. Bu lezyonların dağılımı, farklı belirti ve bulguların ortaya çıkmasına neden olur. Örneğin duyu kaybı, kas güçsüzlüğü, görme kaybı, bilişsel bozukluklar, psikiyatrik bozukluklar, yorgunluk, ağrı ve mesane kontrol bozuklukları görülebilir. Hastalığın başlangıç yaşı özellikle 0-0 yaş arası olup, nadiren 0- yaş aralığında görüldüğü de bildirilmiştir. Kadınlarda görülme oranı erkeklere göre kat fazladır. Hastalığa yatkınlıkta bazı değişken faktörler rol oynar. Genelde beyaz ırkta daha sık görülür. MS nin doğal seyri genellikle değişkendir. Belirtiler ortaya çıkar, kaybolur ve tekrarlayabilir. Bu belirtilerin ağırlık derecesi ve kalıcılığı kliniği belirler. Tam veya kısmi iyileşme ile sonuçlanan tekrarlayan nörolojik fonksiyon bozuklukları ile seyreder. Klinik Belirtiler: MS de atak, saat veya daha uzun süreyle yeni belirtilerin gelişmesi veya daha önceden var olan belirtilerin kötüleşmesi olarak tanımlanır. En az 0 gün sonra tekrarlayan nörolojik kötüleşme yeni bir atak olarak değerlendirilir. MS nin başlıca klinik formu vardır:. Relapsing- Remitting MS: En sık rastlanan formudur. Belirtiler akut veya subakut başlangıçlı olup tam veya kısmen iyileşebilir. Relaps başlangıç atağından sonra herhangi bir zamanda en az saat süreyle yeni bir belirtinin ortaya çıkması veya önceki belirtilerin tekrarlaması ya da kötüleşmesi ile oluşur. Sonraki ataklar arasında hasar giderek artar. Hastaların % 0 sinde ilk 0 yıl içinde, %0 ında yıl içinde sekonder progresif MS gelişir.. Primer Progresif MS: Klinik seyir başlangıçtan itibaren ilerleyicidir ve arada düzelme olmaz.. Sekonder Progresif MS : Relapsing- Remitting MS formu, arada iyileşme olmaksızın ilerlemeye başlarsa bu adı alır.. Progresif Relapsing MS: Başlangıçtan beri ilerleyen ve seyrinde sonrasında tam düzelme izlenmeyen atakların da katıldığı formudur.. Benign MS: İki atak arasında yıl ve daha fazla olan ve işlevsellikte hafif bozulma görülen olgular Benign MS olarak kabul edilir. MS de Belirti ve Bulgular: Tipik Belirti ve Bulgular: En yaygın görülen belirtiler optik sinirlerin, piramidal yolun ve duysal yolların etkilenmesi sonucu ortaya çıkar. Optik nörit, MS nin en yaygın bulgularındandır. Görmede bozulma ve göz ağrısı olabilir. Özellikle bacaklarda ortaya çıkan kas güçsüzlüğü ve yorgunluk da tipik bulgulardandır. Duysal belirti ve bulgular en sık bacaklarda görülür. Parestezi, hiperestezi, ağrı, ısı ve dokunma duyusunda bozulma olur. MS de görülen sık bulgulardan biri de Lhermitte bulgusudur. Boynun öne doğru eğilmesiyle ortaya çıkar ve omurga boyunca yayılan elektrik çarpması şeklinde hissedilir. Beyin sapı ve beyincik hasarı sonucu sıklıkla nistagmus, çift görme, baş dönmesi, dengsizlik ve konuşma bozukluğu ortaya çıkar. Otonom sinir sistemi tutulumu sonucu mesane işlev bozukluğu ve seksüel bozukluklar görülebilir. Diğer Belirti ve Bulgular: Mental değişiklikler, kraniyal sinir tutulumuna bağlı bulgular, trigeminal nevralji, dizartri, ataksi. Otonom sinir sistemi tutulumu sonucu ortaya çıkan diğer bulgular (örneğin terleme, kardiyovasküler sistem anormallikleri). Huzursuz bacak sendromu, ağrı, narkolepsi. TANI: Tanıda Kullanılan Laboratuar ve Radyolojik Yöntemler: Lomber Ponksiyon: Bu yöntemle hastanın Beyin Omurilik Sıvısı (BOS) incelenir. MS de BOS proteini normal veya %0 hafif derecede artmış olarak bulunur. >00 mg olması nadirdir. Glukoz normaldir. Hastaların / de hücre yoktur, / de - 0 /mm lenfosit izlenir. IgG indeksi ve sentez hızında artış gözlenir. Hastaların %0 da IgG indeksi ve IgG sentez hızında artış olur. MS hastalarında serum ve BOS da IgG iki veya daha fazla bant şeklinde görülür ve oligoklonal bant olarak adlandırılır. Oligoklonal bant erken dönemde %0, ileri dönemde %0 tespit edilir. Uyarılmış Potansiyeller: Görsel Uyarılmış Potansiyeller (VEP): VEP kayıtlarında elde edilen potansiyellerden en sabit ve değerlendirilebilir oranı P 00 dalgasıdır. MS li hastalarda optik sinirde etkilenmeyi gösteren en önemli anormallik P00 dalgasındaki latans uzamasıdır. Kesin MS olgularında %0-0, olası MS olgularında ise %0-00 arasında değişen VEP anormalliği saptanır. VEP, MS hastalarında tedavi takibi ve prognoz açısından da yol göstericidir. Somatosensoriyal Uyarılmış Potansiyeller (SEP): Periferik duysal ya da mikst tip bir sinirin uyarımı ile saçlı deriden yazdırılan potansiyellerdir. MS hastalarında tek başına üst ya da alt ekstremite uyarımı ile SEP anormalliği ya da her ikisinin birden anormal olması beklenir. Kesin MS olgularında %-, olası MS olgularında %0- oranda SEP anormalliği saptanır. Beyin Sapı Uyarılmış Potansiyeller (BAEP): İşitsel uyarım ile saçlı deriden kısa, orta ve uzun latanslı işitsel uyarılmış potansiyeller yazdırılır. MS li hastalarda BAEP anormalliği VEP ve SEP anormallikleri kadar yüksek oranda değildir. % oranda BAEP anormalliği görülür. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI/ MRG): MRG, MS nin tanısı ve izleminde en etkin yöntem olarak kabul edilir. Duyarlılığı %0, özgüllüğü %0-0 dir. MS plaklarının en sık geliştiği lokalizasyonlar periventriküler beyaz cevher, internal kapsül, korpus kallozum, pons ve brakiyum pontistir. Spinal lezyonlar ise sıklıkla servikal bölgede görülür. Yine MS lezyonlarının en sık geliştiği diğer bir bölge de optik sinirlerdir. Klinik bulgular ve otopsi çalışmaları MS olgularında optik sinir tutulumunun oldukça yaygın olduğunu göstermesine karşın MRG incelemelerinde bu lezyonlar görüntülenemez. TEDAVİ: MS tedavisi ana başlıkta toplanabilir:. Atak Tedavisi: Kortikosteroidler kullanılır. Metilprednizolon 000 mg/gün dozunda, iv olarak ve - gün süreyle uygulanır. RRMS li hastaların % i, progresif MS hastalarının % 0 si iv steroid tedavisi ile düzelme gösterir.. Koruyucu Tedavi: Bu tedavide immün modülatör ilaçlar (İnterferon a ve b, glatiramer asetat, intravenöz immünglobulin) ve immünsupresif ilaçlar (Azathioprin, Mitoksantron, Siklosporin, Siklofosfamid ve Metotreksat) kullanılır.. Semptomatik Tedavi: Hastalık seyri sırasında ortaya çıkan belirti ve komplikasyonlara yönelik semptomatik tedavi uygulanır. Örneğin: Spastisite tedavisinde Baklofen, tremor tedavisinde Propranolol, sık idrara gitme ve yetiştirememe durumunda antikolinerjikler (oksibutinin) kullanılır.. Fizyoterapi: Hastalığın her döneminde, fonksiyonların maksimum düzeyde sürdürülmesi, özürlülüğün azaltılması ve komplikasyonların önlenmesi açısından önemlidir. MS de hastaların beslenmesi ve yaşam tarzının düzenlenmesi için de bazı önerilerde bulunulmalıdır. Sıvı yağlarla ve sebze- meyve ağırlıklı beslenme önerilir. Düzenli uyku, egzersiz, stresin azaltılması, ateşli hastalıklar ve gribal enfeksiyondan kaçınılması gerekir. Enfeksiyon sonrası MS ataklarında tekrarlama görülebilir. Yine MS hastalarının güneşe uzun süreli maruz kalması halsizlik ve belirtilerin yeniden ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

14 Taahhütümüz; Kanıtlanmış ürünler... Hastalara, piyasada mevcut olan en üstün kalitede, en yeni ve klinik olarak kanıtlanmış ürünleri sağlıyoruz. Önde gelen ortopedik cerrahlarla birlikte çalışarak, hastaların hızlı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olmak için yenilikçi çözümler geliştiriyoruz. Ulucanlar Caddesi Çıra Sokak Şaşmaz Han No: Ulucanlar / Ankara - Türkiye Tel: (0) 0

15 Numune Gazetesi HABERLER Temmuz 00 Prof. Dr. Yaşar KARAASLAN Pencere Op. Dr. H. Cihan Demirel Erkekler, prostatınıza dikkat edin ANEAH. Ürolji Kliniği Uzmanı Prostat üriner sistemin son kısmına yakın bölümde mesane (idrar kesesi) ve uretra (dış idrar kanalı) arasına yerleşmiş kestane şekli ve büyüklüğünde bir organdır. Yaklaşık ağırlığı -0 gramdır. Prostat sadece erkeklerde bulunur, kadınlarda prostat ya da eşdeğeri bir organ yoktur. Prostat, vücudun normal işleyişinde iki göreve sahiptir; ana fonksiyonu boşaltım sisteminde boşaltım esnasında idrar torbasından idrarın nakli ve boşalma esnasında spermin iletimini sağlamaktır. Ayrıca meni sıvısının içeriğinde bulunan, spermleri besleyen ve onları kadın üreme sistemi içerisine ilerlerken koruyan özel bir proteini salgılar. Prostatın Hastalıkları: Prostat enfeksiyonu (Prostatit) İyi huylu prostat büyümesi (Benign Prostat Hiperplazisi-BPH-) Prostat Kanseri İyi huylu prostat büyümesi (Benign Prostat Hiperplazisi-BPH-) Prostatın kansere bağlı olmayan büyümesidir. Prostat hastalıkları arasında en sık rastlanılan durumdur. BPH genellikle 0 yaş üzerindeki erkeklerin hastalığıdır. 0 yaş üzerindeki erkeklerin yarısında 0 yaş üzerindekilerin ise %0'ında BPH gelişmektedir. Sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte vücuttaki erkeklik hormonu (testosteron) düzeylerindeki değişiklikler ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Olay prostatı meydana getiren hücrelerin sayıca çoğalarak prostatın hacimce büyümesine sebep olması ve büyüyen prostat bezinin idrar kanalını sıkıştırarak işemeyi zorlaştırması olarak özetlenebilir. Hastalarda depolama ve boşaltım problemlerine bağlı olarak belirtiler meydana gelir. Depolama sorunu esas olarak basınca karşı boşalan idrar kesesinin kas yapısının bozulmasına bağlı gelişir. Gece uyanıp idrara kalkma ve gün içinde - kereden daha fazla idrara çıkma başlıca belirtiler olsa da, bu bulgular kalp yetmezliği, fazla sıvı alımı, şeker hastalığı, idrar söktürücü kullanımı, mesane taşı, idrar yolu enfeksiyonu, nörojenik mesane gibi hastalıkların belirtisi de olabilirler. Ani idrara sıkışma hissi ve beraberinde idrar kaçırma da depolama sorunları arasında yer almaktadır. Yine idrar yaparken yanma hissi enfeksiyon durumlarında görülebileceği gibi iyi huylu prostat büyümesinin bir belirtisi olarak da karşımıza çıkabilir.! Boşaltma ile ilgili sorunlar ise; başlıca idrar yapmaya başlamada güçlük, idrar akış hızında yavaşlama, idrarın dağınık veya çatallı çıkması, idrar yapmak için ıkınma, idrar yapma süresinde uzama, mesaneyi tam boşaltamama hissi ve idrar sonrası damlama şeklinde sayılabilir fakat bu bulguların idrar kanalı darlığı, idrar yolu enfeksiyonu, nörojen mesane gibi hastalıklarda da görülebildiğini unutmamak gerekir. Ayrıca hastalar uzun süre idrar bekletme veya enfeksiyona bağlı ödem olması sonucunda idrar yapamaz hale gelebilirler, bu duruma glob vezikale denir. Hastanın acilen sonda takılarak rahatlatılması gerekir. Tüm bu bulguların yanında hastalarda büyüyüp ödemlenen prostat dokusunun tahrişine bağlı hematüri (idrardan kan gelmesi) görülebilir. Prostat kanserinde ve prostatit denen prostatın iltihabi hastalığında da bu bulgular görülebilir. Prostatizm şikayetleri ile başvuran hastalara tanı, hastanın hikayesi, üroflovmetri denilen işeme testi ve PSA ölçümü ile konur. BPH yı bu diğer durumlardan ayırt edebilmek için 0 yaşından sonra her yıl bir ürolog tarafından düzenli olarak parmakla hastanın makatından prostat muayenesi ve PSA (Prostat Spesifik Antijen) denilen tümör belirteci ölçümü yapılmalıdır. Bu ölçümlerde ve muayenede şüphe uyandıracak bir durum meydana geldiğinde ultrason eşliğinde prostatın çeşitli bölgelerinden biyopsi (parça) alınması ve patolojik incelemesi gerekir. İyi huylu prostat büyümesinin ilk tedavisi ilaç tedavisidir. Tedavide kabaca iki grup ilaç kullanılmaktadır. Bunlar belirtileri azaltanlar ve prostatı küçültenler olarak gruplandırılabilir. Genel olarak her iki grup ilaç kullanıldığı sürece etki gösterir, ilaçlar kesildikten bir süre sonra şikayetler tekrar başlar. Bu nedenle bu ilaçlar doktor gözetiminde kullanılmalıdır ve ilaç kullanan hastalar ayda bir kontrol edilmelidir. Hasta ilaçtan fayda görmediği zaman başka bir ilaç denenebilir, bundan da fayda görmüyorsa hasta ile operasyon ihtimali konuşulmalıdır. İyi huylu prostat büyümesinin cerrahi tedavisi kabaca prostatın büyüklüğüne göre şekillenir, ortalama 0 gramdan daha ağır prostatlara açık cerrahi önerilirken küçük prostatlara TUR-P, lazer prostatektomi vb. gibi endoskopik (kapalı ameliyat) girişimler önerilse de cerrahın tecrübesine ve teknik donanıma bağlı olarak daha büyük prostatlara da kapalı ameliyat yapılabilir. y.karaaslan@numunegazetesi.com Romatizma Üzerine- Romatizma Hakkında Sık Sorulan Sorular - Bu ay da romatizma ve romatizmal hastalıklar hakkında sık sorulan bazı sorulara değinip kısa cevaplar vermeye kaldığımız yerden devam edeceğiz. Romatizmanın tedavisinin olmadığı doğru mudur? Hayır, doğru değildir. Günümüzde uygun ve erken tedavi ile en ağır romatizmal hastalıklarda bile ağrıları gidermek, iltihabi olayı baskılamak, şekil bozukluklarını önlemek ve hayat kalitesini artırmak mümkündür. Romatizma öldürmez, süründürür lafı doğru mudur? Bu genelleme artroz (kireçlenme tipi romatizma), fibromiyalji (yumuşak doku-kas romatizması), mekanik bel-boyun ağrıları ve lokal romatizmal hastalıklar gibi bazı iltihabi olmayan romatizmalar için geçerli olabilirse de SLE-lupus, skleroderma, miyozitler, romatoid artrit ve vaskülit gibi iltihabi ve iç organları da tutabilen hastalıklar için geçerli değildir. Çünkü bu hastalıkların özellikle ağır formları, iyi tedavi edilmezlerse hastanın erken ölümüne neden olabilirler. En iyi romatizma testi hangisidir? En iyi romatizma testi diye bir şey yoktur. Romatizma tanımı içine giren 00 e yakın hastalık vardır ve bu hastalıkların hemen hepsinin tanısı esas olarak hastanın öyküsü ve muayene bulguları ile konur. Laboratuar testleri bazı hastalıklarda tanıya çok yardımcı olmakla birlikte, hemen hiç bir romatizmal hastalığın tanısı tek başına laboratuvar testi ile konmaz. Bu nedenle romatizma olduğundan şüphe eden bir kişinin check up veya romatizma testi yaptırmak yerine öncelikle bu konu ile ilgili bir hekime muayene olması gerekir. Romatizma kalbe vurur mu? Halk arasında romatizma kalbe vurabilir korkusu çok yaygındır. Bunun nedeni, günümüzde eski yıllara oranla çok azalmış olsa da, yirminci yüzyılın ortalarına kadar kalp hastalıklarının en önemli nedenlerinden birinin akut ateşli romatizma hastalığı olmasındandır. Geçirilen bir A grubu betahemolitik streptokok enfeksiyonu sonrası gelişen ve özellikle çocukluk ve gençlik çağlarında görülen bu romatizma çeşidinde, kalpte tutulum ve sonrasında kalp kapaklarında tahribat gelişebilir. Bu hastalık günümüzde eski yıllara oranla büyük ölçüde azalmış olsa da, tamamen ortadan kalkmamıştır ve ülkemizde hala görülebilmektedir. Ateşli romatizma ve kardit (kalp iltihabı) geçiren hastalarda, bu bakteri ile yeni bir boğaz iltihabı geçirilmesi, hastalığın nüksetmesine ve yine kalp tutulumu ile kalp kapaklarındaki tahribatın artmasına neden olabilir. Bu nedenle, bu hastaların, hastalığın nüksetmesini önlemek için ayda bir depo penisilin enjeksiyonu ile koruyucu tedaviyi aksatmamaları gerekir. Aslında romatizmal hastalıkların hepsi düşünüldüğünde, kalp tutulumu romatizmal hastalıkların çok az bir kısmında görülür. Çeşitli şekillerde kalbi etkileyebilen iltihabi romatizmal hastalıklardan başlıcaları, akut ateşli romatizma, romatoid artrit, lupus-sle, skleroderma, miyozitler ve vaskülitlerdir. Bu iltihabi romatizmalarda kalp zarında iltihap ve sıvı birikmesi, kardit (kalp iltihabı), kalp yetmezliği, kalp kapaklarında tutulum ve sonrasında daralma veya kaçak ile kalp damarlarında daralma veya tıkanma gibi çeşitli kalp bozuklukları gelişebilir. Görüldüğü üzere sistemik tutulum yapabilen iltihabi romatizmal hastalıklar, akciğer ve böbrek gibi diğer iç organlar yanında kalbi de tutabilirler. Ancak tüm romatizmal hastalıkların sıklığı, çeşitli romatizmal hastalıklarda kalp tutulumu oranları ve kalp hastalıkları nedenleri içinde romatizmal hastalıkların payı düşünüldüğünde romatizma kalbime vurursa kaygısı romatizmalı hastaların çoğu için yersiz ve abartılıdır. Gelecek ay yeniden buluşmak ümidi ile sağlıklı, huzurlu ve verimli bir ay geçirmenizi dilerim.

16 Temmuz 00 Numune Gazetesi HABERLER Sorularla Guatr ve Tiroid Fonksiyon Bozuklukları Dr. Ecz. A. Alper ŞAHİN Bizim Eczane Uzm. Dr. Ufuk Özuğuz ANEAH Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği Bilimsel Kongreler ya da? Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tiroid hastalıkları oldukça sık görülmektedir. Günümüzde tiroid hastalıklarının büyük kısmı başarı ile tedavi edilebilmektedir. Ancak tedavi edilmeyen hastalarda ciddi ve kalıcı sorunlar gelişebilir. Bu nedenle erken teşhis çok önemlidir. Bu yazımızda sizlerle tiroid hastalıkları ile ilgili bilinmesi gereken genel bilgileri paylaşmaya çalışacağız. Ancak öncelikle sizlere tiroid bezinin yapısı ve fonksiyonu hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. Tiroid bezi nedir? Tiroid bezi, boynumuzda adem elması denen kıkırdağın hemen altında ve soluk borusu önünde bulunur. Kelebek şeklindedir. Sağ ve sol olmak üzere iki bölümü vardır. Bunlara tiroid lobu denir. Bu iki lob isthmus denen ince bir doku ile birbirine bağlanır. Tiroid bezinin görevi nedir? Tiroidin esas fonksiyonu vücudun ihtiyacına göre T- ve T- denilen tiroit hormonlarını üretmektir. Tiroit hormonları, vücudumuzdaki her hücre ve dokunun fonksiyonlarını düzenler. Sağlıklı olmak için tiroid hormonlarının devamlı ve yeterli miktarda salgılanması gerekir. Az miktarda salgılanması vücut fonksiyonlarının yavaşlamasına, fazla miktarda salgılanması ise vücut fonksiyonlarının hızlanmasına neden olur. Guatr nedir? Her ne kadar toplumumuzda tüm tiroid hastalıklarını belirten bir ifade olarak kullanılsada aslında genel anlamda tiroid bezinin normalden büyük olmasına guatr (goitre) denir. Guatr tek bir hastalık değildir. Belirtileri ve tedavileri birbirinden farklı hastalıklar grubudur. Bu sebeple guatr hastasıyım demek, biz hekimler için yetersiz bir tanımlamadır. Kaç çeşit tiroid hastalığı bulunmaktadır? Tiroid hastalıklarını tanımlamada fonksiyonel ve yapısal (anatomik) terimleri kullanılmaktadır -Fonksiyonel anormallikler: Tiroid bezinin fazla çalışması (hipertiroidi, zehirli guatr) ve tiroid bezinin yetersiz çalışması (hipotiroidi, tiroid tembelliği) bu grup tiroid hastalıklarının ana başlıklarını oluşturur. -Yapısal (anatomik) anormallikler: Tiroid bezinin iltihaplarını, doğuştan bezin tamamen veya kısmi olarak gelişmemesi ve tiroid kanserlerini bir kenara bırakırsak, başlıca yapısal anormallikleri nodüllü veya nodülsüz guatr oluşturur. Bu grupta üç çeşit guatr bulunur. Birincisi tiroid bezinin dengeli şekilde tamamının büyüdüğü (diffüz guatr); ikincisi, tiroid bezinde tek bir yumrunun (nodül) olduğu guatr (soliter tiroid nodülü) ve üçüncüsü tiroidde çok sayıda yumrunun olduğu guatr (multinodüler guatr) hastalıklar. Nodüllü guatrda ne sıklıkla görülür? Kimler risk altındadır? Tiroid nodülü, özellikle ülkemiz gibi iyot eksikliğinin sık olduğu bölgelerde yaşayan bireylerde %0 den fazla sıklıkla görülür. Tiroid nodüllerine, yaşlı kişilerde, iyot eksikliği bölgelerinde, kadınlarda ve boyun bölgesine radyasyon öyküsü olanlarda daha sık rastlanır. Nodüllü guatrda yaklaşım nedir? Nodüllü guatrlarda fonksiyonel olabilir ancak nodüllü hastalıkta hekim olarak bize düşen nodülün kötü huylu bir tumor olup olmadığını ortaya koymaktır. Ultrasonografik inceleme guatr hastalıklarına yaklaşımın temelini oluşturur. Nodül tespit edildiğinde tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi, cerrahiye gidecek hastaları seçmede kullanılabilecek, doğruluğu en yüksek olan tanı yöntemidir. Sıcak nodüller dışında tüm tiroid nodüllerine ince iğne aspirasyon biopsisi yapılması gerekmektedir. Fonksiyonel tiroid hastalığı nedir? Tiroid bezinin hormon yapımı işlemini normal olarak yerine getirememesi sonucu vücut fonksiyonlarında görülen bozukluklardır. Herhangi bir nedenle tiroit hormon üretiminde azalma olması hipotiroidi, aşırı hormon üretimi ise hipertiroidi denilen hastalıkları oluşturur. Hipotiroidi (tiroid tembelliği) bulguları nelerdir? Yorgunluk, halsizlik, uyuşukluk ve uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, sersemlik hissi, depresyon, saç dökülmesi, ciltte kuruma ve soğukluk hissi, kabızlık, kilo alma, göz kapakları ve bacaklarda şişlik, terlemede azalma, balmumu gibi cilt, soğuğa tahammülsüzlük, üşüme, ses kalınlaşması, ses kısılması, konuşmada ağırlaşma, reflekslerde azalma, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve nabız düşüklüğü, adet düzensizliği, hamile kalmada zorluk, çocuklarda boy kısalığı ve gelişme geriliği gibi belirtilerin bir yada birkaçı ile kendini gösterebilir. Hipotiroidinin sebepleri nedir? İyot eksikliği en sık nedendir. İyot eksikliği olmayan bölgelerde ise en sık neden kronik otoimmün tiroiditdir (Hashimoto hastalıgı). Bunların dışında tiroid cerrahisi, radyoaktif iyot (atom tedavisi) ve daha nadiren beyindeki hipofiz ve hipotalamus denilen organlardaki problemlerden kaynaklanabilir. Hipotiroidi geçici olabilir mi? Oluşum sebebine göre hipotiroidiler geçici ve kalıcı olabilir. Geçici hipotiroidilerin nedenleri: Akut ve subakut tiroiditler, tiroid hormon üretimi veya kana geçmesini etkileyen bazı ilaçların (lityum. amiodarone, propycil ve thyramazol gibi antitiroid ilaçlar) kullanımıdır. Bu nedenlerle oluşan hipotiroidiler bir iki ay sürdükten sonra kendi başına veya ilaç kesildikten sonra geçer. Diğer nedenlerle meydana gelen hipotiroidiler ise ömür boyu devam eden ve tedavi gerektiren hipotiroidilerdir. Bunların sebepleri: Hashimoto tiroiditi, radyoaktif iyot tedavisi, cerrahi olarak fazla miktarda tiroit dokusunun çıkartılması ve doğumsal bozukluklardır. Hipertiroidi ve tirotoksikoz nedir? Sebepleri nelerdir? Hipertiroidi, tiroit bezinin fazla çalışmasına bağlı olarak tiroid hormonlarının fazla miktarda salgılanması sonucu ortaya çıkan klinik tabloya verilen isimdir. Hipertiroidinin en sık nedeni otoimmün bir tiroid hastalığı olan Graves hastalığıdır. Bunun dışında tiroid nodüllerinin fazla çalışmasına bağlı gelişebilir. Nadiren hipofiz bezi hastalıklarında hipertiroidi ortaya çıkabilir. Tirotoksikoz ise değişik nedenlerle örneğin fazla miktarda tiroit tableti alınması yada tiroiditlerde olduğu gibi tiroit depolarından kana ani olarak tiroid hormonlarının boşalması sonucu kanda tiroit hormonlarının yükselmesine verilen isimdir. Her iki durumda da klinik olarak aynı tablo ortaya çıkar. Hipertiroidi (zehirli guatr) bulguları nelerdir? İştah artışına rağmen kilo kaybı, sinirlilik, acelecilik, çabuk yorulma, terleme, sıcağa tahammülsüzlük, çarpıntı, yüksek kan basıncı, ishal veya sık dışkılama, ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, kas güçsüzlüğü, ellerde titreme, bakışlarda şaşkınlık veya korku ifadesi. Göz kapağının yukarıya doğru gerilmesi ve göz kapağında şişme, göz kürelerinin öne doğru belirmesi, gözü oynatan kasların tutulmasına bağlı olarak yukarı ve dış üst yana bakışta zorluk. Fonksiyonel tiroid hastalıklarının tedavileri nelerdir? Hipertriodizm: Tiroid hormonlarının aşırı üretimi baskılanmaya çalışılır. Temel olarak tedavi yöntemi vardır. - Cerrahi olarak hasta tiroid bezinin alınması - Radyoaktif iyot ile tiroid bezinin aşırı çalışmasının önlenmesi - Antitiroid ilaçlar ile tiroid bezinden aşırı hormon salgılanmasının durdurulması. Hipotiroidizm: Üretimi yetersiz olan tiroid hormonlarının hastaya dışarıdan verilmesi gerekir. Tedaviye ömür boyu devam edilir. Avrupa Hastane Eczacıları Birliği nin (European Association of Hospital Pharmacists -EAHP), 00 yılı Genel Asamblesi Lugano, İsviçre de yapıldı. Türkiye hastane eczacılığını temsilen toplantılara katıldım. Hastane Eczacılığı ve çalışmaları ile ilgili olarak düzenlenen ve yalnızca delegelerin yer aldığı kapalı oturumlarda ülkemiz hastane eczacılığı ile ilgili olarak sözlü sunumda bulundum. Çalışma gruplarında ve tartışmalarda söz aldım. Ülkeme döndüğümde bilimsel kongrelerin ve toplantıların her açıdan ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ettim. Ancak geçenlerde okuduğum bir tıp dergisinde bu konuyla ilgili farklı bir yorumla karşılaştım. Yayında bilimsel kongrelerin genelde konaklama ve ulaşım imkanlarının uygun olmasından dolayı bazı büyük şehirlerde ve turistik yörelerde yapıldığına değinilmişti. Aynı dergi geniş bir bakış açısıyla yurt dışında düzenlenen kongrelerin katılım ve konaklama ücretlerinin pahalılığından ve kongre katılımlarının ne boyutta gerçekleşmesi gerektiğini sorguluyordu. Bugün günümüz Türkiye sinde hala üniversitelerimizde ve bazı diğer bilimsel kurumlarda genç bir araştırmacının kongreye veya bilimsel bir oturuma katılmak için çektiği ekonomik zorluk düşündürücüdür. Buna karşın ülkemizde bilimsel kongrelerin düzenlenmesi oranı geçmişe göre ciddi bir artış göstermektedir. Yurt dışı kongrelerine katılma imkanları da bu paralelde artmıştır. Ancak uluslararası bilimsel istatistiklerin sonucuna bakıldığında görülen odur ki giderek artan bilimsel kongre uukatılım ve düzenleme sayısına rağmen ülkemiz bilimsel gelişmişlik sıralamasında ciddi bir artış gösterememiştir. Bunun belki de en önemli nedeni kongrelere herkesin kayıtlanması ama gerçek anlamda katılmamasıdır. Kongreyi ya da bilimsel bir oturumu düzenleyen organizasyon komitesi için önemli olan çoğu defa dinleyici sayısı değil, katılımcı sayısıdır. Ancak bazı toplantılarda yüzlerce kayıt yapılmış olmasına rağmen salonlardaki dinleyicilerin çok az sayıda olduğu görülmektedir. Bir kongre için bildiri, sunum ve tartışmalara olan ilgi ülkemiz kongre katılımcıları için giderek azalmaktadır. Peki, bir katılımcı zamanını, emeğini ve parasını harcayarak geldiği bir toplantıya neden gerçekten katılmamaktadır? Yoksa katılımcıların bazı kurumlar ya da firmalarca desteklendikleri için mi kongreler hafife alınmaktadır? Rahatsızlık veren gerçek ise, kongreleri ve bilimsel oturumları tatil ve sosyal program olarak görmekte olan bir kesimin giderek artmakta olmasıdır. Bir tıp ya da eczacılık kongresine katılmanın maliyetinin çok yüksek olduğu ve bu katılımların büyük çoğunluğunun da yurt dışında olduğu düşünülürse, katılımcıların neden kongrelere ilaç firmalarının sponsorluğunda, hiç para ödemeden katıldıkları sorgulanmaya başlanmalıdır. Ya da madalyonun öteki yüzüyle, neden kongre katılım ücretleri çok pahalı tutulmaktadır? Kongreye katılım ücretleri kişilerin kendi cebinden karşılayabileceği fiyatlarda olsa ne kaybedilir? Yeniliklerin izlenmesi için en önemli şartın kongrelere katılım olduğu şüphelidir. Ancak bu tür soruların cevabı belki de farmakoekonomi ve rasyonel ilaç kullanımına yönelimle cevaplanabilir. Bu anlamda doktorlar tarafından reçete yazımı ve ilaç istemlerinin tekrar değerlendirilmesi ve gözden geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca jenerik ilaç kavramı ve muadil ilaçların kullanılması yönündeki girişimler ivedilikle hızlandırılmalıdır. Tıp ve eczacılık etiğinin sürekli canlı tutulması gereklidir. Çünkü bu konuda etik uygulama, seyahat ve toplantı desteğinin özellikle geliri düşük olan uzmanlık öğrencilerine verilmesini onaylanmaktadır. Bir bildiri ya da sunum yapmayan kongre katılımcılarına sponsor sağlanmasına yönelik uygulamalara ise sıcak bakılmamalıdır. Unutmamalıdır ki, her gereksiz masraf, bilinçsiz ilaç tüketimi ve ilaç reçetelendirilmesi, ülke ekonomisine ve ilaç bedellerine bir o kadar yansıyacaktır.

17 Numune Gazetesi HABERLER Temmuz 00 Ölü hücrelerle kalınlaşan deri tabakası rahatsızlık verir Kendi nasırınıza Deri Hastalıkları ve Renkler Doç. Dr. Selda SEÇKİN Mikroskop Gözüyle Nasır, sürtünme veya aşırı basınç nedeniyle derinin üzerinde oluşan boynuzsu tabakadan meydana gelen bir oluşumdur. Kalınlaşmış deri olan nasır yumuşatılarak yapılacak temizlik sonucunda kaybolabilir. Ölü deri hücrelerinin birikerek bir keratin (protein) tabakası oluşturması, bu durumun ilerlemesi sonucu nasırın altındaki deri iltihaplanır. Bu durum ağrıya ve rahatsızlığa neden olur. Nasırın nedenleri Nasır, daha çok derinin aşırı sürtünme ile karşılaştığı noktalarda ortaya çıkar. Elleri ile çalışan işçilerde ve çıplak ayakla dolaşanlarda, normal olarak ağrı vermeyen ve gerçek nasır olmayan deri kalınlaşması olabilir. Ancak, örneğin kemancılarda sürekli olarak çenelerini kemanın gövdesine dayamaktan veya yeni ayakkabı alanlarda ayakkabının belirli noktalarda ayağı vurması ile gerçek nasır oluşur. En çok ayaktaki çıkıntılarda, parmaklar arasında ve topukta ortaya çıkar. Bunyonların* üzerinde de nasır oluşur. Bunun nedeni, buradaki kemiğin çıkıntılı oluşu ve sürekli olarak ayakkabıya sürtünmesidir. Bu kemik çıkıntıları üzerindeki sert deri tabakası alt tabakaları koruduğundan, buralarda nasır sık görülür. Ancak nasır ve bunyon oluşumu arasında bundan öte bir ilişki yoktur. Bazı kişiler, özellikle de yaşlılar, nasıra daha eğilimlidirler. Nasır tedavisi basmayın Nasır, kalınlaşmış deri olduğu için, derinin üst tabakalarının temizlenmesi ile tedavi edilir. Nasırlı kısım bir süre ıslatılıp yumuşatıldıktan sonra ponza taşı ile ovulur. Bu, yeni oluşmaya başlayan nasırlar için yeterlidir. Daha ileri durumlarda ise, bir İnsanların el ve ayaklarında meydana gelen nasır, aşırı sürtünmeye ve basınca karşı derinin verdiği tepki ile o bölgenin kalınlaşmasıdır. Büyüyen nasır altındaki deri tabakasına baskı yaparak iltihaplanmaya neden olur, ağrı yapar. Nasırlardan kurtulmanın yolu ise bölgenin su ile ıslatılıp ponza taşı ile temizlenmesidir makasla veya özel bıçakla alınır. Ancak bu işlem sırasında yumuşak deriyi kesmemeye dikkat edilmelidir. Yumuşatıp nasırı düşüren nasır yakıları da vardır. Yüzde 0 oranında salisilik asit içeren bu yakılar nasırın tam üstüne uygulanır ve saat bırakıldıktan sonra alınıp yumuşayan nasır bir ponza taşı ile temizlenir. Tek uygulama sonucu yumuşayan nasıra yeniden yakı konur. Daha yaşlı kişiler bazen nasırları ile yaşama yolunu seçerler. Bunun için yumuşak tamponlar kullanırlar. Ortası delik olan bu tamponlar nasırın ağrı vermesini önler. Şeker hastaları ve dolaşım bozukluğu olanlar ise bir uzmana giderek gerekli bakımı yaptırmalıdırlar. *Bunyon; Ayak başparmağı ekleminin kökünde ayak başparmağının şekil bozukluğundan ya da ayak başparmağı kemiklerinin büyümesinden kaynaklanan bir şişkinliktir. Vücuttaki en büyük organ deridir. İç organları dış ortamdan ve çeşitli mekanik etkilerden koruması yanında vücuttan ısı ve sıvı kaybının düzenlenmesinde çok önemli rol oynar. Deri çevresel etkenlere karşı moleküler ve hücresel düzeylerde çok dikkatle dengelenmiş reaksiyonları düzenleyebilen kompleks işlevlere sahip bir organdır. Bu hassas dengelerin bozulması sonucu deride kırışıklıklar, saç dökülmesi, kabarcıklar, renk değişiklikleri ve hatta kanserler meydana gelebilmektedir. Pek çok hastalıkta deride renk değişiklikleri meydana gelir. Bu hastalıklar esas olarak derinin hastalıkları olabileceği gibi başka organ ve sistemlerin bozuklukları da farklı renklenmelere yol açabilir. Hastalığın neden olduğu rengin ortaya çıkışındaki çok önemli bir faktör de ırktır. Yani kişinin normaldeki deri rengi, meydana gelen değişikliği doğru değerlendirmek açısından önemlidir. Genel olarak renk değişiklikleri beyaz tenli insanlar esas alınarak tanımlanmaktadır. Kırmızı-mor-mavi-siyahturuncu Derideki kızarıklık, kırmızı renk en sıklıkla güneş etkisinden ve yanıklardan meydana gelir. Derinin çeşitli nedenlerle travmatize olması, tahrişe uğraması da (kaşıntı, böcek ısırığı gibi nedenlerle) kızarıklığa neden olur. Ayrıca çocukluk çağında görülen kızıl, kızamık, kızamıkcık gibi döküntülü hastalıklarda da renk değişikliği aynı şekildedir. Yiyecek, giyeceklere ya da ilaçlara karşı gelişebilen alerjik reaksiyonlarda deri rengi dar veya geniş alanlarda kırmızıya dönebilir. Pembemsi-kırmızı renge neden olan hastalıklar çoğunlukla, bazısı egzema diye bilinen inflamatuar deri hastalıklarıdır. Bu hastalıklar arasında psöriazis (sedef hastalığı) de bulunmaktadır ve özellikle diz, dirsek ve saçlı deride kırmızı renkli alanlar ile birlikte beyaz, sedef rengi pullanma önemli bir bulgusudur. Ancak eğer hasta Afrika kökenli yani koyu tenli ise sedef hastalığı belirtisi mor renkte görülebilir. Derideki küçük kan damarlarının genişlemesine bağlı olarak veya deriye rengini veren melanin pigmentinin yoğunluğu ile ilgili olarak pek çok hastalıkta mor-eflatun ve hatta mavi renkte lezyonlar saptanabilir. Örneğin mavi nevüs (ben). Bununla birlikte deride oluşan iyi huylu veya kötü huylu benlerin çoğunluğu kahve-siyah renklidir. Eski kanama alanlarının da deride kahverenkli, mor lekeler oluşturduğu bilinmektedir. Tüm deride kahve-bronz renge doğru koyulaşma ise böbrek üstü bezlerinin yetmezliğinden kaynaklanan Addison hastalığında görülür. Sarı-turuncu renkte lekelenmelere neden olan hastalıklar arasında tüberküloz da bulunmaktadır. Deride kepeklenmeye neden olan hastalıklarda, melanin pigmentinin kaybı durumlarında ya da bazı kişilerde yara iyileşme alanlarında beyaz renk meydana gelebilir. Tüm bu renk değişiklikleri hastanın esas ten renginin bilinmesi koşulu ile hastaya tanı koyarken çok değerlidir. Renk değişikliği yanı sıra eşlik eden başka belirti ve bulgular da göz önünde bulundurularak tanı konur ve hastanın tedavisi düzenlenir. Mikroskop gözüyle Deride renk değişikliğine neden olan hastalıklara tanı koymak için zaman zaman hastanın deri lezyonlarından biyopsi alınması gerekir. Biyopsi materyalleri rutin laboratuar işlemlerinden geçirilirken son aşamada hematoksilen-eozin boyası ile boyanır. Hücreler ve dokular pembe ve morun tonları ile boyanırlar ve bu sayede mikroskop altında değerlendirilebilirler. Bu metod ile yukarda sayılan hastalıkların çoğunda hücreler ve dokular, her zaman olduğu gibi, pembe-mor boyalı görülürler. Ancak bazı durumlarda deride izlenen kırmızılık, kahverengilik ya da mavilik mikroskop altında incelemede de karşımıza çıkar. Göz alıcı olabilen bu renkler hastalığı tanımayı çok kolaylaştırabilir. Dans Müzik Tiyatro Dersleri Dersleri Dersleri Resim Çocuk Grubu Ulaşım Dersleri Dersleri İletişim T.C. M.E.B. Güzel Sanatlar Eğitim Kursları (Resim-Müzik-Dans-Tiyatro) - Klasik Salon Dansları - Arjantin Tango - Latin Dansları (Tango, Waltz, Swing, Salsa, Rhumba, Cha-Cha) - Oryantal - Bale - Rock n Rol - Halk Oyunları, - Horon, Zeybek, - Çökertme, Roman, - Efe, vb. - Çiftetelli - Konservatuarlara Hazırlık - Müzik Bölümlerine Hazırlık - Şan,Solfej - Repertuar - Piyano,Org - Gitar - Keman - Bağlama,Ud - Yan Fülüt - Klarnet - Saksafon - Vurmalı (Bateri - Perküsyon) - Kanun - Tulum - Kemençe - Konservatuara Hazırlık - Dramatik Yazarlık - Bölümlerine Hazırlık - Sinema - Dizi - Belgesel - Reklam - Klip (Canlandırma) - Dublaj (Seslendirme) - Drama - Çocuk Drama - Dramatik Yazarlık Atölye (Hobi) - Diksiyon - Güzel Sanatlar ve Eğitim Fakültelerine Hazırlık (Grafik, Resim, Heykel, Seramik, Animasyon, Tekstil, Sahne Tasarımı, İç Mimarlık, Takı Tasarımı, Endüstriyel Tasarım vb.) - Anadolu Güzel Sanatlar Liselerine Hazırlık - Hobi Dersleri (Sulu Boya, Yağlı Boya, Portre, Heykel, Seramik, Ahşap Boyama, Ebru, Takı Tasarımı) - 0- Yaş Grubu Resim Heykel Dans Müzik (Enstürman-Koro) Drama Bale Seramik G.M.K. Bulvarı Fevzi Çakmak. Sokak No: / Kızılay - Ankara Tel-Fax: 0 Sanatın Başarıya Dönüştüğü Adres

18 Temmuz 00 Numune Gazetesi KÜLTÜR - SANAT Hastanemizde Tiyatro Gösterimi Yapıldı Ankara Numune de Hijyenik Skeçler ODTÜ Güzel Sanatlar Bölümü Tiyatro Öğrencileri tarafından Hijyenik Skeçler adlı oyun hastanemiz Dr. Münif İslamoğlu Konferans Salonu nda sergilendi. Yunus Emre Gümüş ün yazıp, Yönetmenliğini Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürü Mine Acar ın yaptığı, Aman Doktor, Hijyenik Atak ve Semmelweis in Öyküsü adlı üç bölümden oluşan oyun Numuneliler tarafından ilgiyle izlendi. Hastane enfeksiyonları hakkında eğitici ve eğlendirici bölümlerden oluşan skeçlerde sağlık çalışanlarının yaşadıklarından kesitlerde sunuldu. Oyun sonrası Başhekimimiz Doç. Dr. Nurullah Zengin tüm oyuncuları ve teknik kadroyu başarılı performanslarından dolayı kutlayarak, Bu kadar değerli bir yönetmen ve oyuncu kadrosunu bünyesinde barındıran bir tiyatro topluluğunun hastanemizde bir oyun sergilemelerinden dolayı çok mutluyum. Oyunun içeriğinin tamamen tıbbi olması, yer yer yaşadığımız bazı durumları skeçlerle anlatmaları mutluluğumuzu daha da arttıran bir etkendir. Hastane yönetimi olarak, bu tür sanatsal aktivitelerle sayıları.000 lere yaklaşan çalışanlarımızın streslerini azaltmayı, çalışma şevklerini arttırmayı hedeflemekte ve sanatın her alanına hastanemiz dahilinde yer vermeye çalışmaktayız dedi. Konuşmalardan sonra Başhekimimiz Zengin, oyunun yönetmeni Mine Acar a ve oyunun hastanemizde sergilenmesinde büyük emekleri olan Doç. Dr. Şebnem Erdinç e çiçek takdim etti. Yönetmen Mine Acar ise yaptığı konuşmada, enfeksiyon konusunda ciddi uyarılar içeren ve bunları eğitici olduğu kadar eğlendirici bir biçimde sergileyen, skeçten oluşan oyun ile Türkiye de bu konuda bir ilki gerçekleştirdiklerini belirterek şöyle dedi: Bu oyun aslında Dr. Şebnem Erdinç in bir hayali ile başladı ve bugünlere geldi. Bizler tüm ekip arkadaşlarımız olarak bu prodüksiyonu hiçbir ticari amaç düşünmeden sadece sağlık konusunda kamuya yararı olması için hazırladık. Onun için de emeklerimizin, olabildiğince çok sağlık kurum, kuruluş ve okullarına ulaşabilirsek değerleneceğine inanıyoruz. Her ne kadar talepleri eylül ayından sonra değerlendirmeyi düşündüysek de Ankara Numune Hastanesi nden gelen talebi ve hastane yönetiminin çok samimi ve sıcak yaklaşımını kıramadık. Sahne ile ilgili teknik sorunları aşarak ve gün devam eden provalar sonunda bugün burada tamamen dolu bir salonda oyunumuzu sergilemenin mutluluğunu yaşadık. Hastanemiz çalışanları sanatsal etkinliklerde göz doldurmaya devam ediyor Hastanemizde yağlı boya resim sergisi açıldı Türkiye nin en büyük hastanesi konumunda olan hastanemizde çalışanlarının üretimi olan yağlı boya resim sergisi açıldı. Klinik Şefi, Şef Yardımcıları, Doktorlar, Hemşireler gibi hastane çalışanı yaklaşık 0 amatör ressamın toplam 0 eserinin sergilendiği yağlı boya resim sergisi Başhekimlik giriş lobisinde açıldı. Hastaların ve ziyaretçilerin de gezebildiği sergi Temmuza kadar açık kaldı. Ankara Numune de mesai sonrası akşam saatlerinde yine hastane personeli olan Ressam Hemşire Sema Efe nin verdiği kurslarla resim yapmayı öğrenen veya geliştiren sağlık çalışanları bu sayede hem sanatla uğraşmış oluyor hem de günün stresini üzerlerinden atmış oluyorlar. Dinçer: Bir devlet hastanesinde ilk defa resim sergisi açıyorum. Resim sergisinin açılışını Ankara Vali Yardımcısı Celal Dinçer, Sağlık Bakanlığı Verem Savaş Daire Başkanı Uzm. Dr. Hamza Bozkurt, Hastanemiz Başhekimi Doç. Dr. Nurullah Zengin birlikte gerçekleştirdi. Açılışta yapılan konuşmalarda Vali Yardımcısı Dinçer, bir devlet hastanesinde ilk defa bir resim sergisi açtığını belirterek; ortaya konulan eserlerin sağlık çalışanlarının ellerinden çıkması beni çok mutlu etti ve diğer kurumlarımızın da bu faaliyeti örnek almasını temenni ediyorum dedi. Zengin: Sanatsal çalışmaları desteklemeye devam edeceğiz Hastanemiz Başhekimi Doç. Dr. Nurullah Zengin ise yaptığı konuşmada, hastane yönetimi olarak çalışanların her türlü sanatsal faaliyetlerini desteklediklerini ve bu desteklerinin sadece resim ile sınırlı olmadığını çalışanlarımızın ilgi duyduğu sanatın tüm branşlarında da devam etmekte olduğunu söyledi. Zengin şöyle dedi: Hastane personelimiz büyük bir özveriyle çalışarak bu eserleri ortaya çıkarmışlardır. Böyle bir sanatsal etkinliğin hastanemizde yapılmasında gurur duyuyorum. Sadece resim değil, bağlama kursunda da büyük bir aşama kaydettik, onları da dinledim ve çok etkilendim. Devlet kurumlarında bu tür aktivitelerin varlığı orada üretimi pozitif etkilemekte, insani ilişkileri arttıran bir etki yapmaktadır. Bu sergide sergilenen eserleri ortaya çıkaran tüm arkadaşlarımı başarılarından dolayı kutluyorum. Yarınlarda yeni eserlerle sanatta da etkin olmalarını, örnek olmalarını diliyorum. Efe: Hedef Paris te sergi açmak Serginin açılmasında büyük emeği olan Ressam Hemşire Sema Efe ise, yıl Cleopatra Sanat Galerisinde, bu son yıldır da Devlet Resim Heykel Müzesinde resim hocalığı yaptığını belirterek hastane içerisinde verdiği kurs ile hedefinin hastanemizde çok stresli ve yoğun çalışan personelimizi bir nebze olsun rahatlatabilmek, dünyaya farklı bir pencereden bakmasını sağlamak, mutluluklar ve güzellikler sunmak olduğunu belirtti. Ressam Efe şöyle dedi: Bu benim kişisel ve karma olmak üzere. sergim. Bu sergiden sonraki hedefimiz Paris te sergi açmak, bu yönde hazırlıklarımızı yapmaktayız. Amacım hastanemizin adını yurt içinde ve yurt dışında çok güzel bir şekilde duyurabilmek. Sergide eserleri sergilenen ressamlar arasında akademik kariyer yapmış birçok hekim de bulunmakta. Bunlar arasında bulunan şiir ve hikaye gibi bir çok edebi eser vermiş olan. Fizik Tedavi Klinik Şefi Doç. Dr. Hatice Bodur ise şöyle dedi: Hayatımın Hızır beklediğim bir döneminde resimle tanıştım. Atölyedeki arkadaşlarımla çok hoş bir resim kardeşliğimiz oluştu. Hastanemiz. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Şef Yardımcısı Doç. Dr. Esragül Akıncı ise duygularını şöyle anlattı: İnsanın kendi emeğini ve duygularını katarak oluşturduğu bir eserin verdiği zevk ise bambaşka... Hastanemiz teknik personellerinden mühendis Mehmet Acılar ise; resim yaparak stresini tuvale bıraktığını belirterek şöyle dedi: Resim yaparken tüm yorgunlukları unutuluyor.

19 Numune Gazetesi SUDOKU BULMACA Temmuz 00 Sudoku uzakdoğudan dünyaya yayılmış bir zeka oyunudur. Bulmacadaki her satır, her sütun ve x lük her kutuya, den a kadar rakamlar yerleştirilecektir. Her satır, her sütun ve x lük kutu bölümlerinde den a kadar sayılar sadece defa kullanılabilir. ZOR ORTA KOLAY Numune Gazetesi Temmuz 00 Yıl: Sayı: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adına Yayın Kurulu Başkanı Doç. Dr. Nurullah ZENGİN (Başhekim) Genel Yayın Yönetmeni Doç. Dr. Hürrem BODUR (Başhekim Yrd.) Haber Koordinatörü Uzm. Ecz. Aslıhan BEYAN Yayın Kurulu. Doç. Dr. Hürrem Bodur. Uzm. Ecz. Aslıhan Beyan. Doç. Dr. Celil Göçer. Dr. Abdulkadir Özbek. Elvan Salman (Baş Hemş.) Bilimsel Danışma Kurulu. ABAYLI Ekrem. AK Fikri. ALLI Nuran. ALTIPARMAK Emin. ATAN Ali. AVŞAR Fatih. AYDOĞDU Sinan. BALABAN Neriman. BELEN Ahmet Deniz 0. BİÇİMOĞLU Ali. BODUR (ÇOLAKOĞLU) Hatice. CENGİZ Ömer. COŞKUN Faruk. ÇETİNKAYA Mesut. DEDE Doğan. DERE Hacı Hüseyin. DİKMEN Bayazit. DİLBAZ Nesrin. DOKUZOĞUZ (KUT) Başak 0. ERDOĞAN Bülent. ERYILMAZ Adil. ESKİOĞLU Erdal. GÖĞÜŞ Nermin. GÖKA Erol. GÜÇTEKİN Ali. GÜL Ülker. GÜLER Serdar. GÜVENER Engin. HASIRİPİ Hikmet 0. HENGİRMEN Süleyman. KAMA Nuri Aydın. KARAASLAN Yaşar. KARADEMİR Mehmet Alp. KOCA Yüksel. KOÇ Mahmut. KOPARAL Salih Suha. KULAÇOĞLU Sezer. KURAL Gülcan. MEMİŞ Ali 0. ODABAŞ Ali Rıza. ÖZBAKIR Şenay. ÖZDEM Cafer. ÖZET Gülsüm Gülistan. ÖZKARA Adem. ÖZMEN Mehmet Mahir. PEKSOY İrfan. SAKINCI Ünal. SARAÇOĞLU Ömer Ferit. SEÇKİN (ERARSLAN) Selda 0. TABAK Abdullah Yalçın. TÜMÖZ Mehmet Ali. TÜMÖZ Mübeccel. UÇANER Ahmet. ULUSOY Feridun Vasfi. ÜNAL Adnan. YILDIRIMKAYA Mustafa Metin. YÜKSEL Enis Aysun Yayıncılık Matbaacılık Reklam İnşaat Turizm San. Tic. Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aysun PALALI Genel Yayın Koordinatörü Cumali KÖKTAŞ Haber Merkezi Taşkın Palalı Ayça Gülşen Karahan Hukuk Danışmanı Av. Çiğdem Altınışık Mizanpaj AVEC Reklam Organizasyon Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Yönetim Adresi: Mahatma Gandi Caddesi No: 0/ G.O.P. / Çankaya ANKARA Tel: 0 00 Fax: 0 haber@numunegazetesi.com Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi : Tel: ( 0 ) Numune Gazetesi Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Ücretsizdir, para ile satılmaz. Numune Gazetesi nin tüm içeriği, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanmakta olan bir sağlık gazetesidir. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına, reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Numune Gazetesinde yayınlanan makale ve haberler kaynak belirtilmek suretiyle alıntı yapılabilir. Baskı: Başak Matbaacılık Tanıtım Hiz. Ltd. Şti. Anadolu Bulvarı No:/ Gimat-Yenimahalle Ankara Tel:0 (0.0.00)

20 Bilgiyle, Güvenle, Sağlıkla... YIL: SAYI: TEMMUZ 00 SAĞLIK ALANINDA ÖNEMLİ TELEFONLAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hızır Acil Servis Sağlık Bakanlığı iletişim Merkezi (SABİM) TC Sağlık Bakanlığı 0 00 Ankara İl Sağlık Müdürlüğü (Rüzgarlı) 0 Kızılay Kan Merkezi 00 Hıfzısıhha Ulusal Zehir Merkezi (Ücretsiz ) Alo Yangın 0 Hastanemiz Kreş ve Anaokulunda diploma şenliği yapıldı Öğretim yılı sonunda çocuğumuz Haziran 00 tarihinde karne, Haziran 00 tarihinde diplomalarını aldılar ve anaokulumuzdan mezun oldular. Bu yıl.sı düzenlenen karne törenine Başhekimliğimizi temsilen Başhemşire Elvan SALMAN, Müdür Yardımcısı Kamil COŞKUN ve geniş bir davetli grubu katıldı. Kreş ve Anaokulumuzun geleneksel olarak Atatürk Orman Çiftliği Piknik Alanında düzenlediği Diploma Şenliği ne Başhekimimiz Doç. Dr. Nurullah ZENGİN katılmış, çocuklarımızın coşkusuna ortak oldu ve diplomalarını verdi. Karne ve diploma etkinliklerimize velilerimizde katıldı. Karne töreninde çocuklar Anadolu dan Esintiler halk oyunlarını oynadılar ve ardından drama gösterisi sundular. Tarihçesi Personelimiz çocuklarına hizmet veren kreş ve anaokulumuz yılında merhum Başhekimimiz Dr. Münüf İslamoğlu tarafından hizmete açılmıştır. 00 Yılından itibaren hastanemiz Sağlık sokak ek hizmet binasına taşınmıştır. (0 çocuk bebek bölümü 0 çocuk anaokulu bölümü) toplam 00 çocuk kapasitelidir. Anaokulumuzda Bilgisayar, Modern Dans, Satranç, İngilizce, Drama, Tiyatro, Resim ve Seramik etkinlikleri yapılmaktadır. Jimnastik ve oyun oynamaları için halı saha vardır. Ayrıca 00 yılında Fen ve deney laboratuvarı açılmış olup çocuklarımız bu yaşta deney yapma alışkanlığı edinmektedir. Kreş ve Anaokulumuz M.E.B. mevzuatı dahilinde kreş ve gündüz bakımevi yönetmeliğine uygun olarak hizmet vermektedir. Kreş ve Anaokulumuzda; Çocuk Gelişimi ve Eğitim Uzmanları, Psikolog, Hemşire, Öğretmenlerimiz görev yapmaktadır. Niçin ANEAH Kreş ve Anaokulu Çocuklar çok erken yaşta ( aylıkken) kurumumuza kabul edilir. Kuruma kaydı yapıldıktan sonra onlar artık küçük Numunelidir. Kendine ait bir yatağı, çamaşır dolabı vardır. Minderi, sandalyesi, masası, onlara ait bir dünyası vardır. Alışkanlıklarının önemli bölümünü Numune kreş ve anaokulundan alır. Örneğin anaokulu salçalı makarnasını hiç unutmazlar. Resimlerinde onlara özgü elma ağaçları vardır. Burada çocuklarımız kendi kendilerine yetmeyi, yaşlarına paralel olarak ayaklarının üzerinde durabilmeyi, yapabilecekleri özbakım faaliyetlerini (el-yüz yıkama- diş fırçalama- tuvalet vb.) öğrenirler. Aşama aşama yemeyi-içmeyi, basit giyinme becerilerini, arkadaşları ile geçinmeyi, almayı, vermeyi, durmayı, sıraya geçmeyi, selamlaşmayı, müsaade istemeyi, özür dilemeyi, teşekkür etmeyi ve daha neleri öğrenir. Kendine güvenleri artar. Sanatsal becerileri, yaratıcı düşünme, problem çözme yetileri, sosyal ve duygusal ilişkileri gelişir. Drama, müzik, halk oyunları, jimnastik, laboratuar eğitimi, satrançla tanışma, bilgisayar kullanma etkinlikleriyle uzun bir kreş ve anaokulu dönemi geçirir. yaşın sonunda diplomalarını alırlar. Diploma törenimiz klasik salon diploma töreni olmayıp, geleneksel olarak piknik alanında ailesiyle eğlenerek-oyun oynayarak, sonunda kep-cübbe giyerek yapılır. Merkezimizde sünnet olan çocukların saat sonra yapılabilecekleri aktiviteler... Merkezimizde sünnetlerimiz, Modern - Hatasız - Sağlıklı Dikişsiz - Lazersiz - Kotersiz - Estetik Alisklamp yöntemi ile alanında dünyaca ünlü bir ekip tarafından yapılmaktadır. Daha detaylı bilgi ve randevu için lütfen irtibata geçiniz. Bütün bu yaramazlıkları SÜNNET OLDUKTAN SAAT SONRA yaptı Adres: Vatan Cad.. Sokak No: -/A Metro Hastane Durağı Karşısı Demetevler - ANKARA Tel: 0 (pbx) Fax: 0 GSM:

DÖNEM 5 AİLE HEKİMLİĞİ (DERS 2) ÜLKEMİZDE AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI Doç. Dr. Ayşe Palanduz

DÖNEM 5 AİLE HEKİMLİĞİ (DERS 2) ÜLKEMİZDE AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI Doç. Dr. Ayşe Palanduz DÖNEM 5 AİLE HEKİMLİĞİ (DERS 2) ÜLKEMİZDE AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI Doç. Dr. Ayşe Palanduz Dersin Amacı: Ülkemizde Aile Hekimliği Uygulamasının anlaşılması Dersin Öğrenme Hedefleri: Bu dersi başarıyla

Detaylı

Prof. Dr. Yeşim GÖKÇE - KUTSAL

Prof. Dr. Yeşim GÖKÇE - KUTSAL Yazar Ad 117 Prof. Dr. Yeşim GÖKÇE - KUTSAL Kemikler, kasları yapısal olarak destekleyen, hayati organları koruyan ve normalde hücrelerin çalışması için temel gereksinimlerden biri olan kalsiyumu depolayan

Detaylı

DENGELİ BESLENME NEDİR?

DENGELİ BESLENME NEDİR? DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gereken dört temel besin grubu olan; süt ve ürünleri, et ve benzeri, sebze ve meyveler, ekmek ve tahıllar dan hergün sizin için gerekli

Detaylı

Gezici ve yerinde sağlık hizmetlerinin yürütülmesi MADDE 6

Gezici ve yerinde sağlık hizmetlerinin yürütülmesi MADDE 6 Gezici ve yerinde sağlık hizmetlerinin yürütülmesi MADDE 6 (1) Aile hekimliği pozisyonlarının planlanmasında; sağlık hizmetine ulaşımın zor olduğu belde, köy, mezra, uzak mahalleler ve benzeri yerleşim

Detaylı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı çeken sigara vücuda birçok zarar vermekte ve uzun süre

Detaylı

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar. ELMANIN FAYDALARI Günde bir elma doktoru evden uzak tutar. Elmanın Sağlığa Faydaları Elma A, E, B6, C, K vitamin kaynağıdır, bunun yanında yüksek miktarda potasyum ve çeşitli mineralleri içeren su içerir.

Detaylı

Yaşlılıkta Kemik Sağlığı

Yaşlılıkta Kemik Sağlığı Yaşlılıkta Kemik Sağlığı Prof.Dr.Yeşim Gökçe Kutsal Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Hacettepe Üniversitesi Geriatrik Bilimler Araştırma Merkezi-GEBAM

Detaylı

. HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ

. HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ . HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVE YENİ BAŞLAYAN SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİN UYUM REHBERİ İÇİNDEKİLER Önsöz T.C. Sağlık Bakanlığı Teşkilat Şeması Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Organizasyon Yapısı. Halk Sağlığı

Detaylı

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

gereksinimi kadar sağlamasıdır. Yeterli beslenme, vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilesi için gerekli olan enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, alınan enerjinin yanında bütün besin öğelerini gereksinimi kadar

Detaylı

ADANA İLİ AİLE HEKİMLİĞİ MOBİL SAĞLIK HİZMETLERİ UYGULAMA KURALLARI

ADANA İLİ AİLE HEKİMLİĞİ MOBİL SAĞLIK HİZMETLERİ UYGULAMA KURALLARI ADANA İLİ AİLE HEKİMLİĞİ MOBİL SAĞLIK HİZMETLERİ UYGULAMA KURALLARI Ev Ziyaretleri: Adana İlinde aile hekimliği uygulamasına fiili olarak 21.05.2008 tarihinde başlanacaktır. Tüm Aile Hekimleri kendilerine

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ MENOPOZ DÖNEMİ BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? Menopoz nedir?

Detaylı

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun, büyümesi yenilenmesi çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasıdır. Ş. İKİBUDAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SAĞLIKLI BİR Y AŞAMIN

Detaylı

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi Prof. Dr. Yasemen YANAR Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölüm Başkanı Tarih boyunca medeniyetler

Detaylı

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar

Detaylı

Ek 1: Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun

Ek 1: Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Ek 1: Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Kanun No: 5258 Kabul Tarihi : 24.11.2004 Amaç ve kapsam MADDE 1. - Bu Kanunun amacı; Sağlık Bakanlığının pilot olarak belirleyeceği illerde, birinci

Detaylı

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.

Detaylı

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

OKUL ÇAĞINDA BESLENME OKUL ÇAĞINDA BESLENME Doç. Dr. Yeşim ÖZTÜRK Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji, Beslenme ve Metabolizma Ünitesi Nisan 2008-İZMİR ADÖLESAN DÖNEM 1. Biyolojik değişim BÜYÜME

Detaylı

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE 0212 5294400 2182 KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE 0212 5294400 2182

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE 0212 5294400 2182 KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE 0212 5294400 2182 İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2013 YILI HASTA OKULU PLANI HASTANE ADI TARİH SAAT KONU EĞİTİM YERİ HASTA OKULU PROGRAMI İÇİN HASTA VE YAKINLARININ İLETİŞİM KURABİLECEKLERİ TELEFON NUMARASI HASEKİ 28/01/2013

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR

KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR Portal Adres KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR : http://haberdekisesiniz.com İçeriği : Haber Tarih : 24.10.2016 : http://haberdekisesiniz.com/haber/59433/kemik-erimesi-erkekleri-de-tehdit-ediyor.html

Detaylı

OSTEOPOROZ. Uzm Dr Duygu KURTULUŞ HNH FTR Kliniği K

OSTEOPOROZ. Uzm Dr Duygu KURTULUŞ HNH FTR Kliniği K OSTEOPOROZ Uzm Dr Duygu KURTULUŞ HNH FTR Kliniği 28.11.2011K Osteoporoz nedir? Osteoporoz; kemik miktarında azalma ve kalitesindeki bozulma nedeniyle ve kemiklerin zayıflaması ve kırılmaya çok yatkın bir

Detaylı

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz Diyetisyen Serap Orak Tufan İstanbul 2015 NEDEN OKULA GİDERİZ? PEKİ NEDEN YEMEK YERİZ? Hastalanmamak için Daha Güçlü olmak için Daha çabuk büyümek için Karnımızı

Detaylı

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU Yazar Ad 61 Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU Ülkemizde kalp damar hastalıkları erişkinlerde en önemli ölüm ve hastalık nedeni olup kanser veya trafik kazalarına bağlı ölümlerden daha sık görülmektedir. Halkımızda

Detaylı

Sağlık deposu meyveler

Sağlık deposu meyveler Yaz Mevsiminde Sağlığın Anahtarı: Yaz Meyveleri Meyveler, sağlık için ne kadar önemli olduğunun bilinmesine rağmen; pek çok kişi tarafından yeterli miktarlarda tüketilemiyor. Yaz ayları ise meyve çeşitliliği

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE Sağlıklı büyümek ve gelişmek için yeterli ve dengeli beslenmeliyiz. BESLENME İnsanın yaşına, cinsiyetine, çalışma ve özel

Detaylı

Aile Hekimi kimdir? Aile hekiminin görevleri:

Aile Hekimi kimdir? Aile hekiminin görevleri: Aile Hekimi kimdir? Aile hekimi; yaş veya cinsiyeti ne olursa olsun,kişiyi bir bütün olarak incelemek için eğitilmiştir. Akut ve kronik hastalıkların tedavi edilmesine ek olarak, hastalıkların gelişmesini

Detaylı

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU 173 Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU Hiçbir canlının beslenmeden yaşamını sürdürmesi mümkün değildir. Bu, her yaşta olmak üzere, insanlar için de geçerlidir. Özellikle bebekler ve

Detaylı

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ?

GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ? GÜNLÜK OLARAK NEDEN YETERLİ MİKTARDA KALSİYUM ALMALIYIZ? Kalsiyum bir çok kişinin bildiği gibi kemik ve dişlerin yapı, oluşum ve sürdürülmesinde temel bir gereksinimdir. Kemik erimesini azaltmada yardımcı

Detaylı

Hangi vitamin hangi besinlerde var?

Hangi vitamin hangi besinlerde var? On5yirmi5.com Hangi vitamin hangi besinlerde var? Pazara ya da markete giderek filenizi doldururken aldığınız sebze ve meyvelerin hangi vitaminleri içerdiğini biliyor musunuz? Yayın Tarihi : 28 Nisan 2014

Detaylı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır. POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum

Detaylı

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yazar Ad 139 Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER Yaşın ilerlemesine bağlı olarak göz sağlığında değişiklikler veya bozulmalar olabilir. Bu değişikliklerin tümü hastalık anlamına gelmemektedir. Ancak diğer

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

Diyabet ve göz sorunları

Diyabet ve göz sorunları TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU TEMD DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU HASTA EĞİTİM KİTAPÇIKLARI SERİSİ 08 Diyabet ve göz sorunları Diyabet

Detaylı

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? VÜCUT BAKIMI 1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? A) Anatomi B) Fizyoloji C) Antropometri D) Antropoloji 2. Kemik, diş, kas, organlar, sıvılar ve adipoz dokunun

Detaylı

GEBELİK VE LOHUSALIK

GEBELİK VE LOHUSALIK GEBELİK VE LOHUSALIK ANA SAĞLIĞI Sağlık hizmetleri açısından doğurganlık çağındaki (15-49 yaş arası) tüm kadınlara ana denir. 15-49 yaş doğurganlık çağındaki kadınlar nüfusumuzun % 27 sini oluşturmaktadır.

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

BODRUMLU GİRİŞİMCİ YENİ BİR TAVUK IRKI YARATMAK İSTİYOR

BODRUMLU GİRİŞİMCİ YENİ BİR TAVUK IRKI YARATMAK İSTİYOR BODRUMLU GİRİŞİMCİ YENİ BİR TAVUK IRKI YARATMAK İSTİYOR YENİ IRKIN YUMURTALARINDA AMAÇ, EKONOMİK, SAĞLIKLI VE FAYDALI OLMALI Bodrumlu bir girişimci Dünyanın en çok yumurtlayan tavuk cinsini üretmek istediğini

Detaylı

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi

Op Dr Aybala AKIL. ACIBADEM Bodrum Hastanesi Sağlıklı bir anne için Sağlıklı beslenme Düzenli hekim kontrolü Gebelik öncesi hastalıkların sıkı takibi Sağlıklı bir yaşam tarzı Huzurlu bir gebelik süreci Sağlıklı beslenme = Dengeli beslenme Proteinler

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME. AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL

SAĞLIKLI BESLENME. AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL SAĞLIKLI BESLENME AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL 1 İNSANLAR NEDEN YEMEK YER 2 3 Sağlığın temeli yeterli ve dengeli (sağlıklı) beslenmedir. İnsan vücudunu bir arabaya benzetebiliriz;

Detaylı

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME NEDEN ÖNEMLİDİR? Hayat sağlıkla güzeldir BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ Gebelik öncesi ideal ağırlığında olan yetişkin kadınların ortalama 9-14 kg arasında (ayda 1-1,5kg)

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

Güçlü bir kas sistemi, beyin ve kalp için kuruyemiş tüketin!

Güçlü bir kas sistemi, beyin ve kalp için kuruyemiş tüketin! Güçlü bir kas sistemi, beyin ve kalp için kuruyemiş tüketin! Her anlamda güçlü olmak ne kadar önemli aslında. Güçlü bir kas sistemi, güçlü bir beyin, güçlü bir kalp, güçlü saçlar, kendini iyi hissetmek

Detaylı

EMZİREN ANNELERİN BESLENMESİ. Kendiniz ve bebeğiniz için sağlıklı olan gıdaları seçin

EMZİREN ANNELERİN BESLENMESİ. Kendiniz ve bebeğiniz için sağlıklı olan gıdaları seçin EMZİREN ANNELERİN BESLENMESİ Kendiniz ve bebeğiniz için sağlıklı olan gıdaları seçin Bu yayın, FSA nın (Food Standards Agency) izniyle tercüme edilmiştir. Bu kitapçık, bir GAV yayınıdır. GAV Yayın No:

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

Gebeliğiniz süresince Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri;

Gebeliğiniz süresince Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri; Gebeliğiniz süresince Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri; Aile Sağlığı Merkezlerinde Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezlerinde Toplum Sağlığı Merkezlerinde ÜCRETSİZ verilmektedir. Temizlik, genel vücut

Detaylı

SAĞLIKLI RENKLENİN SUNUM ÖZETİ

SAĞLIKLI RENKLENİN SUNUM ÖZETİ SAĞLIKLI RENKLENİN SAĞLIKLI RENKLENİN SUNUM ÖZETİ Carl Rehnborg ve NUTRILITE /NUTRIWAY Öyküsü Sağlıklı Beslenmenin Zorlukları Beslenmenizi renklendirin Sağlıklı Beslenme. Sağlıklı Yaşam. Müşterilerle Sağlık

Detaylı

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein, kalsiyum ve fosfor alımı nedeniyle; kemiklerin ve dişlerin gelişiminde Önemlidir.

Detaylı

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir. Metabolizma, bedeninizdeki kimyasal tepkimelerin toplamını ifade eden sihirli bir sözcüktür. Özellikle orta yaşlar ve sonrasında görülen kilo artışlarının, çabuk yorulma, halsizlik ve yorgunlukların başlıca

Detaylı

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein,

Detaylı

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır. ŞİŞMANLIK (OBEZİTE) Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır. Yağ dokusunun oranı; Yetişkin erkeklerde % 12 15, Yetişkin kadınlarda %20 27 arasındadır. Bu oranların

Detaylı

Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon olarak kabul edilir.

Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon olarak kabul edilir. HİPERTANSİYON Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Yüksek tansiyon (hipertansiyon) nedir? Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır. Alfalino Omega 3 nedir? Omega 3 yağ asitleri vücut için gerekli olan ama vücudun üretemediği yağ asitleridir. Besinlerle alınamadığı durumlarda gıda takviyeleri ile alınmaları gerekmektedir. Temel Omega-3

Detaylı

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065 Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları

Detaylı

HASTA/HASTA YAKINI ZORUNLU EĞİTİM İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ

HASTA/HASTA YAKINI ZORUNLU EĞİTİM İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ Sayfa No 1 / 7 1.AMAÇ: Hastanede tedavi ve bakım alan tüm hasta / hasta yakınlarının hastalık, tedavi ve bakımları, riskleri ve taburcu olduktan sonra evdeki bakımları hakkında eğitilmelerini sağlamak

Detaylı

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu Sağlık Hizmetlerinin Özellikleri Ergenin yaşına, gelişim düzeyine uygun Bireysel, kültürel ve sosyoekonomik farklılıklara

Detaylı

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan

Detaylı

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI BAŞHEKİMİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI DAİRESİ YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI BAŞHEKİMİ KADROSU HİZMET ŞEMASI YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI BAŞHEKİMİ KADROSU Kadro Adı : Yataklı Tedavi Kurumları Başhekimi Maaş : Barem 18 B (1) Müdürün yönergeleri uyarınca Daire hizmetlerinin yürütülmesinde Müdüre yardımcı olmak; (2)

Detaylı

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi KALP KRİZİ Kalp krizi (miyokard

Detaylı

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ DR. FZT. AYSEL YILDIZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Talasemi; Kalıtsal bir hemoglobin hastalığıdır. Hemoglobin

Detaylı

BUNAMA (DEMANS) NEDİR?

BUNAMA (DEMANS) NEDİR? BUNAMA (DEMANS) NEDİR? Bunama, genellikle 60 yaşın üzerindeki bireylerde çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan, başta hafıza olmak üzere zihinsel işlevlerin zayıfladığı, uzun süreli bir sağlık sorunudur.

Detaylı

30.12.2014. Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

30.12.2014. Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 15.Hafta ( 22-26 / 12 / 2014 ) ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ Slayt No: 22 Bebeğin bağışıklık sisteminin gelişimini kolaylaştırır. Bebekte kulak enfeksiyonları

Detaylı

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor.

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor. Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor. 1- Hiçbir şey susuz yaşayamaz. 2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını

Detaylı

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı 17 MAYIS 2013 Dünya Hipertansiyon Ligi Girişimidir. 17 MAYIS 2013 Dünya Hipertansiyon Ligi Girişimidir. Hipertansiyon Nedir? Çoğunlukla yüksek kan basıncı olarak

Detaylı

DiYABET VE BESLENME N M.-

DiYABET VE BESLENME N M.- DiYABET VE BESLENME Diyabet tedavisinin amacı;kan şekeri kontrolünü sağlayarak diyabetin seyrinde gelişebilecek bozuklukları (komplikasyonları) önlemek veya geciktirmek; böylece yaşam kalitenizi yükseltmektir.

Detaylı

AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE İLK 1000 GÜNDE BESLENME DR.GÖNÜL KAYA

AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE İLK 1000 GÜNDE BESLENME DR.GÖNÜL KAYA AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE İLK 1000 GÜNDE BESLENME DR.GÖNÜL KAYA AİLE SAĞLIĞI BİRİMİNDE EKİP Aile Hekimi Aile Sağlığı Elemanı Sözleşmeli Hemşire-Ebe BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM AİLE SAĞLIĞI BİRİMİNDE HİZMETLER Kayıtlı

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008 GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008 GRİP HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER Gribin nasıl bir hastalık olduğunu, Gripten korunmak için neler yapmamız gerektiğini, Grip aşısını ve ne zaman aşı olmamız

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik 2. Ders YB 205 Beslenme İkeleri 2015 Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr BESLENME Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ)

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR Anemi (Kansızlık) Araştırması Korkuttu Bursa'da, Uludağ

Detaylı

www.havrano.com 0 212 210 4595-0 505 147 1919 NATÜREL SIZMA ZEYTİNYAĞI Havran ın Edremit Körfezi ne bakan yamaçlarından, özenle toplanan zeytinlerden eşsiz ve enfes Havrano natürel sızma zeytinyağı üretildi.

Detaylı

Yeterli ve Dengeli Beslen!

Yeterli ve Dengeli Beslen! Yeterli ve Dengeli Beslen! Hareketli Ol, Egzersiz Yap! Kişisel Bakımına ve Günlük Hijyenine Özen Göster! Uyku Düzenine Dikkat Et! Stresten Uzak Dur! Yeterli ve dengeli beslenme «4 Yapraklı Yonca» içerisindeki

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ Aşırı sıcaklar çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getirmektedir.sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak

Detaylı

İŞYERİ HEKİMİ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

İŞYERİ HEKİMİ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI Sayfa No 1 / 5 1.BİRİM:İş Sağlığı ve Güvenliği 2. GÖREV ADI: İşyeri Hekimi 3. AMİR VE ÜST AMİRLER: Başhekim Yrd., Başhekim 4.YATAY İLİŞKİLER:Hastane Tüm Birim ve Bölümleri, İSG kurulu 5. GÖREV DEVRİ:Diğer

Detaylı

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler Diyabet nedir? Diyabet hastalığı, şekerin vücudumuzda kullanımını düzenleyen insülin olarak adlandırdığımız hormonun salınımındaki eksiklik veya kullanımındaki yetersizlikten

Detaylı

OSTEOPOROZ. Prof. Dr. Semih AKI İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

OSTEOPOROZ. Prof. Dr. Semih AKI İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı OSTEOPOROZ Prof. Dr. Semih AKI İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı OSTEOPOROZ NEDİR? Osteoporoz; vücudumuzdaki tüm kemikleri (iskeletimizi) etkileyen sistemik bir hastalıktır.

Detaylı

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME Okul Çağı Dönemde (6-12 yaş) Çocuklarda Yeterli ve Dengeli Beslenme OKUL DÖNEMİNDE BESLENME ALIŞKANLIKLARI Öğün atlama görülebilir. Özellikle

Detaylı

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME Okul Çağı Dönemde (6-12 yaş) Çocuklarda Yeterli ve Dengeli Beslenme OKUL DÖNEMİNDE BESLENME ALIŞKANLIKLARI Öğün atlama görülebilir. Özellikle

Detaylı

Kalp Hastalıklarından Korunma

Kalp Hastalıklarından Korunma Kalp Hastalıklarından Korunma AsılRezzan Dr alt başlık Deniz stilini Acardüzenlemek için tıklatın Kalp- Damar hastalıkları (KDH) birçok Avrupa ülkesinde ve Türkiye de orta ve ileri yaş grubunda en önemli

Detaylı

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Halk Sağlığı YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ Halk Sağlığı, organize edilmiş toplum çalışmaları sonunda; - çevre sağlığı koşullarını düzelterek - bireylere sağlık bilgisi vererek - bulaşıcı hastalıkları

Detaylı

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK Beslenme İle İlgili Temel Kavramlar Beslenme: İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması, Yaşam kalitesini artırması için

Detaylı

OSTEOPOROZ Düşük Kemik Yoğunluğu (Kemik Erimesi)

OSTEOPOROZ Düşük Kemik Yoğunluğu (Kemik Erimesi) TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OSTEOPOROZ Düşük Kemik Yoğunluğu (Kemik Erimesi) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ OSTEOPOROZ NEDİR? Bu hastalık, kemik miktarında-yoğunluğunda

Detaylı

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße 2 4 61352 Bad Homburg

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße 2 4 61352 Bad Homburg DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI DEDBT01944 Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße 2 4 61352 Bad Homburg Mümkün olduğunca normal bir yaşam www.lilly-pharma.de www.lilly-diabetes.de

Detaylı

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri

Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri Çevremizdeki Sağlık Kuruluşları VE Sağlık Hizmetleri Çevremizde bulunan sağlık kuruluşları, herhangi bir sağlık probleminde müdahalede bulunan ve tedavi amacı güden kuruluşlardır. Yaşadığınız çevrede bulunan

Detaylı

Sigaranın Vücudumuza Zararları

Sigaranın Vücudumuza Zararları Sigaranın Vücudumuza Zararları Sigaranın vücudumuza olan zararları ve sigarayı bıraktıktan sonra vücudumuzdaki değişimler burada anlatılmaktadır. Sırt ve Bel Ağrısı: Sigara içmek bel ile ilgili hastalıkların

Detaylı

MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ

MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ MENAPOZDA VE YAŞLILIKTA BESLENME 1 MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ MENOPOZDA GÖRÜLEN SORUNLAR MENOPOZ DÖNEMİNDE BESLENME İLKELERİ YAŞLILIKTA BESLENME YAŞLILIKTA BESLENME İLKELERİ 2 3 YAŞAM BEBEKLİK ÇOCUKLUK

Detaylı

Osteoporoz Rehabilitasyonu

Osteoporoz Rehabilitasyonu Osteoporoz Rehabilitasyonu OSTEOPOROZ Kemik kitlesinde azalma, kemik mikroyapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığının artması olarak tanımlanır. Kemik yaşayan, dengeli bir şekilde oluşan yıkım ve yapım

Detaylı

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU KİŞİSEL BİLGİLER Adınız: Soyadınız: Doğum Tarihi: Doğum Yeri: Adres: (Ev) (İş) Telefon:(Ev): (İş) (Cep) E-mail: Eğitim Durumunuz: Mesleğiniz: KİLO

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

AFYONKARAHİSAR HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIKLI YAŞAM MERKEZİ VE ANNELİK OKULU FAALİYET RAPORU

AFYONKARAHİSAR HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIKLI YAŞAM MERKEZİ VE ANNELİK OKULU FAALİYET RAPORU AFYONKARAHİSAR HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIKLI YAŞAM MERKEZİ VE ANNELİK OKULU FAALİYET RAPORU Sağlık Bakanlığı nın Dünya Sağlık Örgütü yle yaptığı ortak çalışmaya göre Türkiye de 8,5 milyon obez (Şişman)

Detaylı

SPORDA BESLENME ÖYKÜSÜ VE TÜKETİM KAYITLARI. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU

SPORDA BESLENME ÖYKÜSÜ VE TÜKETİM KAYITLARI. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU SPORDA BESLENME ÖYKÜSÜ VE TÜKETİM KAYITLARI Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU Sporcunun Kişisel Bilgileri Aileye ait bilgi Siklet Sporları *Diğer Sporlar Tıbbi Öykü Sigara Alkol? ( Vitamin C? ) Kullanılan farmakolojik

Detaylı

Hastane. Hastane Grupları 19/11/2015. Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar

Hastane. Hastane Grupları 19/11/2015. Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar Hastane Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar Yük.Hem.Müge Bulakbaşı Ekonomik, verimli ve etkili olarak her türlü sağlık hizmetinin kesintisiz üretildiği, Eğitim, araştırma ve toplum sağlığı hizmetlerinin

Detaylı

KOAH Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

KOAH Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir? KOAH NE DEMEKTİR? KOAH Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir? Hastalar için özet bilgiler KOAH nedir? KOAH, hastalığın belli başlı özelliklerinin tanımını içinde barındıran Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı teriminin

Detaylı

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı Dengeli Beslenme Yaşamımız boyunca sürekli büyürüz. Bebeklikten itibaren sağlıklı bir şekilde büyümek ve gelişmek için düzenli, dengeli ve yeterli beslenmemiz gerekir. Beslenmek yani yemek yemek günlük

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

GİZLİ EK 2 AİLE HEKİMLİĞİ BİRİMİ DEĞERLENDİRME FORMU. Aile Hekiminin Adı. Sözleşmeli Görevlendirmeli Yetkilendirilmiş. Aile Sağlığı Elemanının Adı

GİZLİ EK 2 AİLE HEKİMLİĞİ BİRİMİ DEĞERLENDİRME FORMU. Aile Hekiminin Adı. Sözleşmeli Görevlendirmeli Yetkilendirilmiş. Aile Sağlığı Elemanının Adı AHB GRUBU EK 2 AİLE HEKİMLİĞİ BİRİMİ DEĞERLENDİRME FORMU Aile Hekimliği Biriminin İl Kodu :42.... / ÇKYS Kodu :... Tarih :... /... / 2014 Aile Hekiminin Adı Aile Sağlığı Elemanının Adı AHB nin güncel telefonu

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı