DENİZ TİCARETİ. Nisan 2015 Yıl 22 Sayı 275

Transkript

1 DENİZ TİCARETİ Nisan 2015 Yıl 22 Sayı Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası TOBB da Gerçekleştirildi Ertuğrul Sergisi İstanbul da Mersin Limanı Son On Yıllık Konteyner Hareketleri Dökme Yükte Tam Rekabet Piyasasına Başkaldırı

2 Neden Ulusal Egemenlik?.. Petrol sondaj kulesi MDTO nın Aylık Yayın Organı Nisan 2015 Yıl: 22 Sayı: 275 MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar. İÇİNDEKİLER Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası TOBB da Gerçekleştirildi Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası MDTO dan Haberler Kısa Kent Haberleri Denizcilik Haberleri Hatıra Kent Mersin Türkiye Yat Limanları 35 Deniz Feneri Denizcilik Gündeminden Kısa Kısa Dökme Yükte Tam Rekabet Piyasasına Başkaldırı Yeni gemi inşa siparişleri için doğru zaman mı? Röportaj: Sudan Kopuk Yaşıyoruz, Denizi Kültürümüze Entegre Edemedik 50 İstatistik 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nın 95. yılını kutladık. Daha doğrusu kutlayamadık. Son yıllarda, bayramlar getirilen yeni düzenlemelerle kutlanmıyor zaten! Sözüm ona yapılan kutlamalar, göstermelik olmaktan ileri gitmiyor 23 Nisan, Türk Ulusu için önemli bir tarihtir. Osmanlı döneminde milletin iradesi diye bir kavram yoktu. Milletin geleceği de talihi de bir kişinin elindeydi. Sonunda olanlar oldu Osmanlı iç düşmanların da çabasıyla yağmalanmaya başladı. Ta ki Ulusal Kurtuluş Savaşı nın başlamasına dek Sonunda Türk Ulusu, Mustafa Kemal in önderliğinde Ulusal Kurtuluş Savaşı nı kazanarak, Türkiye Cumhuriyeti ni kurdu Zaten 23 Nisan 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisi nin açılmasıyla, Milli Egemenlik ilan edilmişti Milli Egemenlik kavramını sanırım Büyük Önder Mustafa Kemal in aşağıdaki düşünce ve sözleri çok iyi anlatmaktadır Atatürk e göre, şimdiye kadar milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır. Mesela Birinci Dünya Savaşı na girmek milletin iradesi ile mi olmuştur?.. Muharebeye girdikten sonra da ordularımızın Romanya da, Makedonya da oyalandırılmasını, İran vahalarında ve Kafkas dağlarında perişan edilmesini milletin iradesi, uygun görüyor mu idi?.. Birinci Dünya Savaşı ndan sonra iyi, kötü bir ateşkes yapıldı ve bu şekilde milli onur az çok kurtarıldı sanılıyordu. Fakat sonra Kilikya düşman tarafından işgal edildi. Çanakkale ve İstanbul a düşman girdi, İzmir Yunanlıların hücumuna uğradı. Bu nasıl oldu?.. Millet, egemenliğine sahip değildi. Ve milletin egemenliğini zorla alanlar milletin iradesini değil, kendi iradelerini uyguluyorlardı. Düşmanla beraber hareket ediyorlardı. Atatürk e göre, Bu kadar acı tecrübeyi geçiren milletin, bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün olmayacaktır. Milletimiz, hiç kimsenin iznine gerek görmeden ve müsaade etmeyenlere karşı isyan ederek, Milli egemenliğini almış ve öylece kullanmıştır. Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar. Atatürk şöyle diyor; Kuvvetliyiz, ordularımız kuvvetlidir. Ordularımızı yaratan, ordularımızı vücuda getiren milletimiz kuvvetlidir. Bu milleti yaşatan bu vatan sonsuz doğal zenginliklere ve verimliliğe sahiptir, kuvvetlidir. Fakat efendiler, bu kuvvetlerin üstünde bir kuvvetimiz vardır ki, o da milli egemenliğimizi idrak etmiş ve onu doğrudan doğruya halkın eline vermiş, halkın elinden tutmuş ve tutabileceğimizi gerçekten ispat etmiş olmaktır... Bu nedenle Ulusal Egemenlik kavramı çok önemlidir! Ve de Çocuk Bayramı, dünyada yalnızca ülkemizde kutlanmaktadır ve Atatürk ün çocuklara armağanıdır Bu nedenle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye nin geleceği çocuklarımıza yakışır ve gelecek nesillere örnek olacak şekilde kutlanmalıdır!.. Önemli olan Türkiye nin geleceğiyse, Ulusal Egemenlik ten asla vazgeçilemez!.. Saygıyla Ali ADALIOĞLU Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLU Genel Koordinatör: Ali ADALIOĞLU Yayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, Atahan ÇUKUROVA, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİ Yayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya Ajansı Basım Yeri: Alev Dikici Basım & Ambalaj Ltd. Şti Tel : Fax : Adres: Döşeme Mahallesi Cumhuriyet Cad. No: Adana Basım Tarihi: Nisan 2015 Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: Pk: 45 Mersin/Türkiye Tel: (pbx) Faks: E-posta: mersindto@mdto.org mdtodergi@mdto.org

3 8. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası TOBB da Gerçekleştirildi 60 farklı sektörün temsilcisi Başbakan Davutoğlu ve Bakanlarla TOBB da düzenlenen 8. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası nda bir araya geldi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu nun ev sahipliğindeki Şura da sektörlerin sorunları net bir şekilde ortaya konuldu. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ın da katılımıyla gerçekleşen Şura ya Mersin Deniz Ticaret Odası nı temsilen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jozef Atat ile Genel Sekreter Korer Özbenli katıldı. TOBB İkiz Kuleler'de gerçekleştirilen 8. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası'nın açılış konuşmasını yapan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Şuranın tüm sektörleri bir araya getiren, Türkiye'nin bu alandaki en büyük ve en kapsamlı buluşması olduğunu ve sektör meclislerinin her sektördeki en büyük 40 firmayı içerdiğini dile getirdi. Bu sayede sektörleri yakından takip edebildiklerini söyleyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye sektör meclislerinin, özel sektör ile kamu idaresinin bir araya gelerek aynı masa etrafında istişare ettiği, birlikte çalıştığı, sorunları tartıştığı, mutabık kalınan önerilerin kamu idaresine aktarıldığı, sektörel ve istişare mekanizması olarak faaliyet gösterdiğini vurguladı. Dile getirilen tüm sorun ve önerilerin ilgili bakanlıklar ve kurumlar bazında da ayrıca tasnif edileceğini ve kendilerine iletileceğini anlatan Hisarcıklıoğlu, "İnanıyorum ki arkadaşlarımızın bu değerli çalışmaları, kamu-özel sektör işbirliğine yeni bir ivme kazandırarak, ekonominin büyümesine destek verecektir" ifadesini kullandı. Önceki sektörel şuralarda gündeme getirdikleri çeşitli konularda, hükümetin attığı adımlar ve sağladığı ilerlemelerin, reel sektörün büyümesini sağladığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, tekstil, ilaç ve turizm alanındaki KDV indirimleri, denizcilik ve turizme yönelik destekler, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu'nun kaldırılması, KOBİ'lere tanınan yeni imkanlar ve istihdam desteklerini bunlara örnek olarak gösterdi. Tüm bu gelişmelere karşın sıkıntıların hepsinin aşılmadığını belirten Hisarcıklıoğlu, "Sorunlar elbette var, var olmaya da devam edecek ama bunlar aşılamayacak sorunlar değil. Kamu ile özel sektör arasında kurduğumuz bu kapsamlı diyalog mekanizmaları sayesinde, özel sektör ile kamu idaresi arasında, ortak akıl ve empati sağlandı. İş hayatındaki sorunları 4 5

4 anlatabildiklerini ve bunların çözülebildiğini gören girişimcilerimizin de bakış açıları değişti, gelişti" diye konuştu. Başbakan Ahmet Davutoğlu ise Şura nın açılışında yaptığı konuşmada, siyasi karar mekanizmalarıyla ekonomik alanda çalışan özel sektör temsilcileri ve girişimcileri arasında sağlıklı istişare olmazsa, karşılıklı görüş alışverişi olmazsa Ankara'da aldıkları kararların kağıt üzerinde kalacağını belirtti. Başbakan Davutoğlu, "Eğer sizler, bizlerle sağlıklı iletişim kanallarına sahip olmazsanız sizin şirketleriniz bazında, sektör bazında geçtiğiniz stratejilerle bizim Türkiye'nin makro ekonomik gelişmesi ve makro stratejisi anlamındaki kararlarımız arasında bir irtibat olmaz" diye konuştu. Son dönemde TOBB ile yakın istişarede bulunduklarına belirten Davutoğlu,şöyle devam etti: "Çünkü vadettiklerimizin hayata geçmesi için sizlerin ve bizlerin omuz omuza çalışması gerekiyor. Kamu ile özel sektörün birlikte bu vaatleri hayata geçirmesi gerekiyor. Nitekim, 12 yıl içinde dünya ekonomisi küçülürken, özellikle 2008 krizinden sonra, Türk ekonomisi eğer büyümüşse siyasi karar alıcıların yani bizlerin, daha önceki dönemde Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu dönemde onun, şimdi bizlerin temel ilkesinin toplumun her kesimiyle istişare etmek, toplumu motive etmek, hedef koymak, hedefe gidecek adımları da rasyonel bir şekilde planlamak. Ekonomide en büyük tehlike irrasyonelitedir, akıl dışılıktır, mantık dışılıktır, hesaba gelmemezliktir. Hedefiniz ve vizyonunuz büyük olacak, iddia sahibi olacaksınız ama kesinlikle bu iddianız bir tür hayalperestliğe dönüşmeyecek." 62. Hükümeti kurduktan sonra orta vadeli programı, 25 öncelikli dönüşüm programlarını açıkladıklarını, değişik sektörlerle bir araya geldiklerini anımsatan Davutoğlu, toplumsal nabızla ekonominin nabzının aynı frekansta atmasını sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Dünya ekonomisinde büyük sıkıntıların yaşandığı bir dönemde reel ekonomiyi harekete geçirebilmek için birçok tedbir aldıklarını belirten Davutoğlu, 25 öncelikli dönüşüm programlarını yeni bir atılımın, yeni bir niteliksel dönüşümün işaret fişeği olarak hazırladıklarını söyledi. Davutoğlu, "Ne yapmaya çalışıyoruz orada? Katma değeri artıran bir üretim stratejisi, istihdamı artıran bir sosyal ekonomik politik anlayış, Ar-Ge'yi, teknolojiyi teşvik eden bilimsel alt yapının değişimini öngörün bir zihniyet transformasyonu. İthalatın ve ihracatın, ithalatı karşılama oranını artıran bir dış ekonomik strateji. Niteliksel anlamda dönüşümü teşvik edecek şekilde eğitimde bir reform, kaliteli, nitelikli insan yetiştirme stratejisi. Bunların hepsi biri diğeriyle bütünleşik, bir bütüncül stratejilerin bir parçası" diye konuştu. Bu hedefleri hep birlikte gerçekleştireceklerinin altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti: ''Her sektörde yeni, ulaşılabilir ve iddialı hedefler ortaya koyacağız. Her sektörde Ar-Ge'yi, tasarımı ve markalaşmayı teşvik edeceğiz. Ar-Ge önemlidir. Çünkü bugün rekabetçi bir dünyada teknolojiyi üretmedikçe, bunu en iyi şekilde ve en ucuz şekilde kullanmadıkça bir taraftan da demokrasiyi güçlendirmiş ve o anlamda bir Çin değilseniz, yani sendikal hayat ve demokratik alt yapı bağlamında da emeği ucuzlatma gibi bir şansın yok, aksine emeğin de hakkını daha fazla verme iddiasındaysanız tek yolu var Ar-Ge'yi, teknolojik alt yapıyı genişletip her türlü katkıyı sağlayacaksınız.'' Yatırımı teşvik paketine bakıldığında Ar-Ge yatırımlarına 5. bölge teşviki verildiğini anımsatan Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çünkü nihayetinde yeni dönemde bizim gücümüze güç katacak olan niteliksel dönüşümü teşvik edecek olan şey Ar-Ge'dir. Tasarım ve girdiler itibarıyla mutlaka sektörlerimizin bizim tasarımımızla, sadece bir tabiri caizse taklit ve benzer üretimler yapmak yerine kendi tasarımımızla alana çıkmamız lazım. Bunun doğal sonucu olarak da markalaşmaya gelmemiz lazım. Sürümden kazanmak tabiri benim babamın 1970'li, 1980'li yıllarda tekstil sektöründeki temel tabiriydi. Şimdi sürümden değil, nitelikten kazanmak istiyoruz. Sürüm yine olsun ama o sürüm nitelikli ve dünya şartlarında rekabet edebilecek ölçekte olsun. Hedefimiz sizlerle birlikte her sektörde bir devrim gerçekleştirebilmek." Denizcilik Sektörünün Öncelikli Sorunları Davutoğlu na İletildi Toplantıda sektör temsilcileri kendi alanları ile ilgili belirledikleri sorunları ve çözüm önerilerini Davutoğlu ile paylaştı. Şura da TOBB Türkiye Denizcilik Meclisi, Başbakan Davutoğlu na aşağıdaki 5 sorunu çözüm önerileri ile birlikte iletti. Sorun 1: Denizcilik Sektörünün Teşvik Politikasında Öncelikli Sektör Olmaması Açıklama: Denizcilik sektörü, 2013 yılında, dış ticaret taşımalarının 12 milyar Dolarlık kısmını taşımış olup 7,9 milyar Dolarlık kısmı yabancı bayraklı gemilere ödenmiştir yılı hedefleri çerçevesinde 30 milyar Dolarlık navlun ödemesi hesaplanmaktadır. Ancak sektöre teşvik politikalarında gereken önem verilmemektedir. Çözüm Önerisi Türk dış ticaret yüklerinin taşınmasında Türk bayraklı gemilerin payının artırılması için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu nda düzenleme yapılmalı, Dış ticaret firmalarının, ithalatlarını FOB, ihracat teslim şekillerini CIF olarak yapmaları teşvik edilmeli, Türk armatörüne, ülkemiz tersanelerinde, uzak doğu gemi üretim maliyetlerinde gemi inşası sağlayacak teşvik mekanizması oluşturulmalı, Türk tersanelerinde gemi inşasını teşvik edecek finansman modeli geliştirilmeli, Yeni nesil eko-dizayn gemi inşası gerçekleştirecek armatörlere ve gemi üretimine yönelik yatırımda bulunacak tersanelere destek sağlanmalı, BOTAŞ tarafından, LNG taşımaları için navlun kontratı verilmesi sağlanmalıdır. Sorun 2: Gemi Siparişinde Yatırımcıların Finansmana Erişim Kısıtlarının Olması Açıklama: Türk armatörler ülkemizde gemi yatırımına kredi sağlayamamakta ve yeterli öz kaynakla gemi yatırımı yapamamaktadır. Dünyada, gemi inşa sanayi olan bütün ülkelerde, ülke Eximbank ları tarafından, kendi ülkelerinden sipariş verilen gemilerin armatörlerine Gemi İşletme Dönemi Finansmanı (post-delivery finance) sağlanmaktadır. Bu durum siparişlerin Kore, Çin, Japonya, Almanya, Norveç, İspanya ve Hollanda tersanelerine kaymasına neden olmaktadır. Çözüm Önerisi Eximbank, gemi inşa sanayine ve gemi inşa yan sanayiine düşük faizli ve uzun vadeli kredi sağlamalı, Türkiye den gemi siparişi vermeyi düşünen yabancı armatörlere, benzerleri diğer ülkelerde uygulanmakta olan yıl vadeli Gemi İşletme Dönemi Finansmanı sağlanmalı, Teminat yeterliliği geminin 10 yıldaki ortalama ve gelecekteki değeri üzerinden belirlenmeli, Eximbank ın risk yükünün azaltılması için Norveç deki GIEK (GuaranteeInstitutefor Eksport Credits) veya İsveç deki EKN (Exportkreditnamnden) benzeri, aracı garantör kuruluşlar kurulmalıdır. Sorun 3: Açık Deniz Platformları Yapım Ve İşletme Taleplerinin Karşılanmasında Gerekli Üretim Altyapısı Oluşturulmasında Geç Kalınması Açıklama: Deniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platformu üretimi, bakımı, işletilmesi ile destek gemileri yapımı ve işletilmesinde tersaneler ve armatörler için ciddi fırsat ortaya çıkmıştır. Talebin giderek artacağı bu alan, küresel kriz öncesinde ciddi kapasiteye ulaşan, ancak rekabet dezavantajı nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçiren Türk gemi inşa sanayisi için çok önemli bir fırsattır. Çözüm Önerisi TPAO, ulusal, bölgesel ve küresel açık deniz platformu ihtiyacının karşılanmasında işletmeci rolü üstlenerek bir plan dahilinde açık deniz platformu filosu oluşturmalı, Açık deniz platformları mevcut üretici firmalarla Türk tersanelerinin ortak girişimi ile Türkiye de yapılmalı ve tersanelerimize know-how kazandırılmalı, Açık deniz platformu destek gemileri yapım ve işletilmesi desteklenerek bu alanda gemi yapımı ve işletmesi talebi yaratılmalıdır. Sorun 4: Ulusal Ve Bölgesel Ölçekte Mekansal Strateji Planlarının Tamamlanmaması Açıklama: 10 ve 11. Ulaştırma Şuralarında belirlenen 2023 hedeflerinde, deniz taşımacılığı ve deniz turizmi konularında önemli hedefler belirlenmiş olmasına rağmen liman, marina gibi kıyı yapıları yatırımlarına yönelik 2023 hedeflerini karşılayacak planlamalar yapılmamıştır. Çözüm Önerisi Ulaştırma kıyı yapıları ve turizm kıyı yapıları konularında daha önce farklı kurumlar tarafından yapılmış master planlar, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından sektörel planlar adı altında güncellenmeli ve 2023 hedefleri doğrultusunda geliştirilmeli, Ulusal ve bölgesel ölçekte mekansal strateji planları, sektörel planlar dikkate alınarak ve 2023 hedeflerini karşılayacak kıyı yapıları imkan kabiliyetlerini içerecek şekilde yapılmalıdır. Sorun 5: Mersin Limanının imkanlarının artırılmasında yaşanan gecikmeler Açıklama: Mersin, konumu ve hinterlandını Mersine bağlayan ulaşım yolları gelişmiş, İç Anadolu nun bir bölümü Güney Anadolu ve Güneydoğu Anadolu nun dış ticaretinin deniz ulaştırmasını karşılayan önemli bir liman şehridir. Bölge ekonomisindeki gelişme beklentileri, 2023 hedefleri ve Irak ile Suriye de istikrarın sağlanması sonrası ortaya çıkacak ihtiyaçlar mevcut liman projelerinin ivedilikle hayata geçirilmesi ve ilave kapasite yaratılmasını zorunlu kılmaktadır. Çözüm Önerisi Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nca projelendirilen, fizibilite ve ÇED i tamamlanan Mersin Ana Konteyner Limanı ivedilikle yapılmalı ve işletmeye açılmalı, Seka Limanı ve 1700 dönümlük fabrika sahası, mevcut koruma statüleri ilgili mevzuat kapsamında yeniden değerlendirilerek liman ve geri sahası olarak ekonomiye kazandırılmalıdır. 6 7

5 8. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası 8. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu nun evsahipliğinde Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ilgili Bakanların katılımıyla TOBB İkiz Kuleler de gerçekleştirildi. 81 ilin oda-borsa başkanları illerindeki en önemli 5 sorunu ve çözüm önerisini birinci ağızdan hükümete aktarma fırsatı buldu. Şura ya Başbakan Ahmet Davutoğlu nun yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ve diğer ilgililer katıldı. Mersin Deniz Ticaret Odası nı temsilen Genel Sekreter Korer Özbenli nin katıldığı şurada Mersin in sorunlarını Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut anlattı. Açılışta konuşan Hisarcıklıoğlu, oda ve borsaların, büyük bir gayretle kapsamlı bir çalışma yaptıklarını, 81 il ve 160 ilçedeki mikro ve makro ekonomik sorunları belirlediklerini söyledi. Ardından, çözüm önerilerinin de hazırlandığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, tüm bu sorun ve önerileri, ilgili Bakanlıklar ve kamu kurumları bazında da tasnif ettiklerini ifade etti. kendi sorunlarını, sıkıntılarını dinlediğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: "Bugün, küresel risklerin, hem iktisadi ve hem de coğrafi olarak ülkemizi etkilediği bir dönemdeyiz. Böyle zamanlarda, ayakta kalabilmek için hem altımızdaki zemin daha sağlam olmalı hem de özel sektörün moralini ve çalışma şevkini yüksek tutmalıyız. İşte, sizin açıkladığınız 25 Öncelikli Dönüşüm Programı, daha sağlam bir zemin inşasını sağlayacak. Böylece hem büyüme temposu artacak, hem de ekonomideki kırılganlıklar azalacak." Başbakan Ahmet Davutoğlu ise konuşmasında, 25 öncelikli dönüşüm programını, 3 aylık perspektifle açıkladıklarında, bu paketin iç tutarlılığı kadar, bu paketlerin toplumsal yansımalarını da göz önüne almaya çalıştıklarına değindi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Bu paketler, seçim öncesi dönemde açıklandığı için bazen siyasi tartışmaların gölgesinde kalmış olabilir. Bazen medya yeterince yansıtmamış olabilir. Sizlerden beklediğimiz, bu dönüşüm programıyla ilgili olarak, kanaatlerimizi paylaşmak. Bu- Başbakan Davutoğlu'nun, her zaman 8 9

6 rada biz Türkiye'nin ekonomik yapısının niteliksel dönüşümünü gerçekleştirmeyi hedef ediniyoruz. Sadece niceliksel büyüme değil, sadece rakamlardaki büyüme değil, niteliksel dönüşümü gerçekleştirmek için bu programları yapıyoruz. Nedir niteliksel dönüşüm; insan dönüşümü, insan kaynağındaki dönüşüm. Ar-Ge ve teknolojik katkıdaki artıştır. Milli katkının, yerel katkının artmasıdır. Biz balon gibi büyüyen ve ilk krizde bir iğne oraya battığında çöken bir ekonomi istemiyoruz." Yüksek teknoloji yatırımları Konuşmasında yüksek teknoloji yatırımlarının önemine değinen Davutoğlu, "Kim Türkiye'de yeni bir anlayışı, yeni bir ürünü, yeni bir teknolojiyi devreye sokarsa onun bizim başımızın üzerinde yeri vardır. Ne teşvik istiyorsa vereceğiz, ne istiyorsa yapacağız. Artık biz teknoloji tüketen bir ülke olmak istemiyoruz, teknoloji üreten bir ülke olmak istiyoruz. Bunları yakından takip edeceğiz. Ne teşvik istiyorsanız, '5. bölge yetmez daha teşvik istiyoruz Ar-Ge için' diyorsanız, o teşvikleri de vereceğiz. Bunu bir taahhüt olarak söylüyorum. Çünkü geleceğimizi kurtaracak olan budur" dedi. Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi için yapılması gerekenlere değinen Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Her birinizin, her bir odamızın bu anlamda bir Ar-Ge birimi olması, bulunduğu illerde, ilçelerde Ar-Ge çalışmalarını desteklemeniz, gözetlemeniz, yönetmeniz bizim sizden en büyük ricamız. Çok toplantı yapmak yerine daha çok ürün üretin, bu toplantıları kastetmiyorum; bunlar istişare anlamında önemlidir ama salonlarımızın dışında da Ar-Ge laboratuvarlarında da sizlerle birlikte olmak istiyoruz. İşte o zaman Türk ekonomisi olağanüstü bir sıçrama gerçekleştirecektir. Finansmana erişim imkanları bağlamında, sermaye artırımı yapan şirketlere artırılan sermayenin belli bir kısmını kurum kazancından indirilebilme hakkı getiriyoruz. Bu da çok önemlidir. Bu cümlenin arkasındaki esas, 'yastık altı' denilen veya atıl duran kapasitelerin sermaye artırımı suretiyle ekonomiye kazandırılmasıdır. Eğer bu sağlanırsa bu kurum kazancından indirilebilme imkanı getiriyoruz ki böylece öz kaynaklarını artıran şirketlerimiz, kredi yoluyla elde edebilecekleri kaynaklardan çok daha fazla teşvik görerek bu öz kaynakların üzerinden yatırıma teşvik edilecek, finansman erişim imkanlarıyla buluşacaklar." Mersin in Sorunları Davutoğlu na Aktarıldı Başbakan Davutoğlu nun konuşmasının ardından il temsilcileri kürsüye gelerek sorunlarını ve çözüm önerilerini sundular. Mersin in en önemli sorunları MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut tarafından sunuldu. Mersin kenti adına söz alan Aşut, kentte tarımın öncü sektör olduğunu belirterek, ürünleri ile Türkiye de lider olan Mersin de, tarımla ilgili doğru ve etkin bir üretim planlamasının yapılabilmesi; tarımın sanayiye entegre edilebilmesi ve daha önemlisi tarımda katma değer ve yenilik yaratılabilmesi için; Tarsus, Silifke ve Erdemli ye Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin kurulması gerektiğini söyledi. Tarım ürünlerinde, biyogüvenlik mevzuatının AB standartlarına getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Aşut Çağın gereğidir; ulusal güvenlik meselesidir diye konuştu. de dikkat çeken bu bölgenin havalimanı inşaatı yarım bırakılmıştır. Yarım bırakılan aslında ülkenin zenginliğidir. Havalimanı inşaatı tamamlanırsa bölgenin katma değerli ürünleri aynı gün Avrupa da olacak, Uzak doğuda olacak, Körfez ülkelerinde olacak. Ve daha da önemlisi varlığı tamamen bu havalimanına bağlı olan turizm sektörü canlanacak ve Tarsus ta yatırımcılar yıllardır beklenen beş yıldızlı otellerin temellerini atacaktır. Kentin ulaşım sorununa da değinen Aşut, İki komşu kent düşünün ki; arasındaki mesafe kara yolu ile 10 saat olsun. Mersin i Türkiye nin batısına bağlayacak olan Mersin- Antalya arası Akdeniz Sahil Yolu projesinin süratlendirilmesi; D-400 karayolunun tıkanma noktasına gelen Mersin Tarsus arasının rehabilite edilmesi ve Mersin-Taşucu Otobanın yapılması ekonominin beklediği diğer ulaşım alt yapı yatırımları olsa da, şu an için havalimanı Mersin in ekonomide yükselişinin temeli olacaktır diye konuştu. Türkiye nin ihracat ve lojistik gücü olan Mersin'in Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi nin, Bakanlıklar arası yetki karmaşasından dolayı yapılamadığını vurgulayan Şerafettin Aşut, Seka Limanının geri sahasının atıl durumda kaldığına da değindi. Ülkemiz açısından stratejik bir önemi olan, Taşucu / Seka limanının geri sahasının limana destek verecek şekilde ekonomiye kazandırılması gerektiğinin altını çizen Aşut, böylece, hem özelleşen Mersin Limanı na bir alternatif oluşacağını hem de Konya-Karaman hinterlandının giriş-çıkış kapısı olacağını kaydetti. Aşut dış ticarette İstanbul dan sonra en önemli ikinci merkez olan Mersin ve bölgesinin ne yazık ki bürokrasi çıkmazından kurtulamadığını söyledi. Serbest Bölge ile Liman arasındaki koridorun ulaşıma kapatılması sorununa değinen MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, antrepo uygulaması ve ATS cihazı eksikliği ve transit taşımacılıktaki sorunların dış ticareti yavaşlattığını belirtti. Aşut sözlerini şöyle tamamladı: Sorunlar çok gibi görünse de çözümleri bir birlerine yakından bağlıdır. Mersin e yapılacak Havalimanı, Anamur İskelesi, İhtisas OSB ler, dış ticaretteki bürokratik engellerin kaldırılması; diğer sorunların da çözümü olan birincil konulardır. Bu ilk domino taşına dokunursanız, diğer tüm sıkıntılar arka arkaya devrilecektir. Davutoğlu Seferberlik İstedi Başbakan Ahmet Davutoğlu Şura nın bitiminde de bir konuşma yaptı. Oda ve borsa başkanları sayesinde bütün Türkiye yi dinlemiş olduklarını belirten Davutoğlu, organize sanayi bölgelerinin artık sanayi bölgesi adıyla değil, bazı ihtisas alanlarıyla tanımlanmasından memnuniyet duyduğunu söyledi. İkinci hamle döneminde en çok odaklanacakları konuların eğitim ve ar-ge olduğunu vurgulayan Davutoğlu, işadamlarından eğitim konusunda seferberlik istedi. Davutoğlu Bir seferberlik ilan etmenizi rica ediyorum; gelin fabrikalarınızda, iş yerinizde çalışan insanlarımızın niteliklerini güçlendirelim. Gelin işçi ya da teknisyen ararken rastgele arama çabasının yerine, hep beraber eğitimi birlikte üstlenelim, mesleki eğitimi iş dünyasıyla birlikte yeniden yapılandıralım diye konuştu. Türkiye nin yeni ekonomi bölgelerine ihtiyacı oluğuna değinen Başkan Aşut, Mersin ve hinterlandının Türkiye nin yeni Marmara sı olmaya aday olduğunu söyledi. Aşut konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: Ancak, gelin görün ki; küresel ekonomi

7 MDTO DAN HABERLER MDTO DAN HABERLER Ertuğrul Sergisi İstanbul da 1890 yılında, Japon Kralını ziyaret ettikten sonra, dönüş yolunda Kuşimoto kenti kıyılarında Finagora kayalıklarına çarparak batan Ertuğrul Fırkateyni nde yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan eserlerin 500 ü, İstanbul Deniz Müzesi nde sergileniyor. Ertuğrul Fırkateyni kazasının 125. yıl dönümü anma etkinlikleri ve Türk-Japon diplomatik ilişkilerinin 90. yılı kapsamında İstanbul Deniz Müzesi nde düzenlenen sergi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı himayelerinde, Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) ile İMEAK Deniz Ticaret Odası işbirliğinde yapıldı. Ertuğrul Projesi kapsamında 2015 yılı başında Mersin Deniz Ticaret Odası ana sponsorluğunda yeniden başlayan sualtı kazılarında elde edilen buluntular ile daha önceki sualtı kazılarından çıkarılan gemiye ve şehit denizcilere ait eserler İstanbul Deniz Müzesi nde sergileniyor. Sergide yer alan gemiye ait parçalar, silah aksamları, yemek takımları parçaları ve subaylara ait eşyalardan oluşan çok sayıda parçanın konservasyon ve restoran çalışmaları Japonya da bulunan Ertuğrul Araştırma Merkezi ile Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü nde yapılmıştı. Serginin açılışı 2 Nisan Perşembe günü Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Yutaka Yokoi, Deniz Müzesi Komutanı Albay İlyas Güntaş, MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu ve İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ın katılımıyla yapıldı. Serginin açılışında konuşan Oramiral Bülent Bostanoğlu, 16 Eylül 1890 günü, Kushimato açıklarında yakalandığı ve o güne kadar hiç görmediği büyüklükteki tayfuna daha fazla dayanamayıp kayalıklara çarparak batan Ertuğrul Firkateyninin, kahraman leventlerimize ebedi bir kabristan olduğunu, aynı zamanda aralarında binlerce deniz mili olan iki millet arasında da, kuvvetli bir bağ kurulmasını sağladığını söyledi. Denizcilik tarihimizde unutulmaz bir yere sahip Ertuğrul Firkateyninin ve onun kahraman leventlerinin hikayesinin genç nesillere daha iyi aktarılması amacıyla, 2015 yılında, açılışını yapılan sergiler de dahil olmak üzere, tüm kamu ve özel kurumlarla işbirliği içerisinde birçok etkinlik planladıklarını belirten Bostanoğlu, planlanan faaliyetlerin başında, Ertuğrul Fırkateyni tarafından yapılan seyrin anısını bir kez daha yaşatmak üzere, Ertuğrul un izlediği rota ve limanları da kapsayacak şekilde, Gediz Fırkateyni tarafından icra edilmeye başlanan Uzakdoğu seyrinin geldiğini ifade etti. Deniz Kuvvetleri olarak, daha önce 1990 ve 2000 yıllarında Turgutreis, 2011 yılında Gemlik Fırkateyni ile icra edilen Uzakdoğu seyrinin dördüncüsü için Gediz Fırkateyninin 1 Nisan tarihinde Aksaz deniz üssünden avara edildiğini anlatan Bostanoğlu, Gediz Fırkateyni nin, 14 ülkede, 4 ü ilk defa olmak üzere 18 liman ziyareti gerçekleştireceğini ve 20 bin deniz mili, bir başka ifade ile, yaklaşık dünyanın çevresi kadar olan mesafeyi kat ederek, 122 gün sonra ülkeye geri döneceğini söyledi

8 MDTO DAN HABERLER Açılışta konuşan Deniz Müzesi Komutanı Albay İlyas Güntaş ise, sergiyle yüzyıllar öncesine dayanan Türk-Japon ilişkilerine farklı bir okuma yapıldığını ifade ederek, Bir kazanın iki ülkenin dostluğunu nasıl şekillendirdiğini ve güçlendirdiğini olayın üzerinden geçen 125 yılın ardından bugünkü bakışımızla yorumluyoruz" şeklinde konuştu. Sergiye ilişkin bilgiler veren Proje Başkanı Tufan Turanlı ise açılışı yapılan sergide Ertuğrul Fırkateyni'nden çıkan 535 parçanın yer aldığını ve serginin 6 ay süren bir çalışmanın eseri olduğunu kaydetti. Bu serginin şimdiye kadar yapılan çalışmalardan çok daha önemli olduğunu vurgulayan Turanlı, bir dostluk misyonuyla Japonya ya giden Ertuğrul Fırkateyninin, 125 yıl sonra çıktığı topraklara; İstanbul a döndüğünü söyledi. Daha sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bostanoğlu, Japonya'nın Ankara Büyükelçisi Yutaka, MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu ve İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan serginin açılışını yaptı. 31 Aralık a kadar açık kalacak sergiyi yaklaşık 500 bin kişinin ziyaret etmesini bekleniyor

9 KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ Kılıçdaroğlu Mersin de İş Dünyası İle Bir Araya Geldi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim öncesinde bir dizi çalışma yapmak ve aday tanıtım toplantısına katılmak üzere Mersin e geldi. Kılıçdaroğlu, Irak-Suriye Krizleri: Türkiye nin Ödediği Fatura konulu toplantıda Mersin iş dünyası ile bir araya geldi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu CHP İş Dünyası Diyalog ve Dayanışma Birimi tarafından düzenlenen Suriye-Irak Krizleri: Türkiye nin Ödediği Fatura konulu toplantıda işadamlarıyla görüş alışverişinde bulundu. İşadamlarının sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu CHP nin konuya ilişkin çözüm önerilerini anlattı. Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak ve Erdoğan Toprak ile Mersin milletvekilleri, CHP li belediye başkanları, milletvekili adayları da katıldı. Toplantının ardından basın mensuplarına toplantıya ilişkin bilgi veren Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak Suriye nedeniyle Türkiye nin toplam kaybının 17 milyar dolar olduğunu söyledi. Şanlıurfa, Gaziantep, Adana ve Mersin illerini ziyaret edip Suriye ve Irak krizlerinin etkilerini saptamak için iş dünyasıyla toplantılar yaptıklarını belirten Öztrak, çalışmalar sonunda bir kitapçık hazırladıklarını söyledi. Sivil toplum örgütleriyle de temaslarda bulunduklarını anlatan Öztrak, Genel Başkan Kılıçdaroğlu nun hem kitapçıkla hem de iş dünyasının genel sorunlarıyla ilgili görüş alışverişinde bulunduğunu ve bu çerçevede kendi görüşlerini de paylaştığını söyledi. Suriye den gelen misafirler için bugüne kadar harcanan paranın 5.5 milyar dolar olduğunu kaydeden Öztrak, potansiyel ihracat kaybı olarak her iki ülke pazarında 9.6 milyar dolar, Suriye den gelen turistler itibariyle bakıldığında da 1.6 milyar dolar olmak üzere Türkiye nin toplam kaybının 17 milyar dolar olduğunu anlattı. Öztrak Türkiye nin izlediği dış politikanın ülkeyi büyük zarara soktuğunu, dış politikanın normalleşmesi ile ülke kaynaklarının artacağını ifade etti. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Mersin de iş dünyasının temsilcileriyle yaptığı toplantının ardından Yenişehir Kültür Merkezi nde de esnaf odalarının temsilcileriyle buluştu, ardından, aynı yerde düzenlenen CHP Mersin Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısı na katıldı. Burada yaptığı konuşmada, ağırlıklı olarak CHP nin seçim bildirgesindeki vaatlerine yönelik Parayı nereden bulacaksın? sorusuna yanıt verdi. Ortadoğu ya barışı getireceklerinin de sözünü veren Kılıçdaroğlu, ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye ye gelen Suriyelileri de geri göndereceklerini söyledi. Her insan doğduğu toprakta mutlu olur, her insan ülkesinde mutlu olur diyen Kılıçdaroğlu, Ortadoğu ya dostluğumuzu ve kardeşliğimizi göndereceğiz. Ülkelerindeki sorunları beraber çözeceğiz şeklinde konuştu. Kültürler Festivali nde Birliktelik Vurgusu Mersin Bürokrat ve İşadamları Derneği (MEBİDER) tarafından Biz Mersin iz, Mersin Türkiye dir sloganıyla düzenlenen 2. Mersin Kültür Festivali, Nisan tarihlerinde düzenlendi. Destekçileri arasında Mersin Deniz Ticaret Odası nın da bulunduğu festivalin ilk günü renkli görüntülere sahne oldu. Etkinlik kapsamında Mersin Tren İstasyonu önünden start alan kortej yürüyüşü gerçekleştirildi. Türk Chopper Motor Kulübü ve Osmaniye Belediyesi ne ait Mehter Takımı nın da katılarak renk verdiği kortej yürüyüşünde, Vali Özdemir Çakacak ve beraberindekiler yol boyunca halkı selamladı. Festival daha sonra 60 ilin temsil edildiği ve 80 üzerinde standın açıldığı Cumhuriyet alanında devam etti. Vali Özdemir Çakacak, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Haluk Tunçsu, İl Emniyet Müdürü Rahmi Baştuğ, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ömer Uyan, MEBİDER Başkanı Aytekin Kemik in de katıldığı festivalde, Osmaniye Belediyesi Mehter Takımı mini bir konser verdi, ardından Büyükşehir Belediyesi Halk Oyunları ekibi gösteri sundu. Festivalin açılış konuşmasını yapan ME- DİBER Başkanı Aytekin Kemik, renklerimizin farklılık olduğunu kaydederek, Ancak, son bir kaç yıldır ciddi anlamda en ufak farka, ayrılığa tahammül edemiyoruz. Biraz farklı bir fikir, farklı bir tercih işleri bozuyor. Eşleri tartıştırıyor, arkadaşlar arasında ayrışmaya neden oluyor. Biz Mersin Bürokrat ve İş Adamları Derneği olarak Mersin in buna uygun şekilde, bu farklı renklerin Mersin deki kaynaşımının güzel olacağını sergileyelim istedik. Çok büyük emek sarf edildi. Ufak tefek hatalarımız olabilir. İnşallah altından başarıyla kalkacağımızı düşünüyoruz. Üç gün sürecek programda Mersin e göç eden vatandaşların huzur ve barış içinde yaşadığını kamuoyuna sergilemek istedik. Mersin e farklı yörelerden gelen insanların ortamını görsünler istedik. Bu festivalin birincisi 2013 yılında olmuştu. Desteklerinden dolayı herkese teşekkür ediyorum. Bu Şehrin Topraklarında Birliktelik, Barış Var Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Haluk Tunçsu da bu festivalin Mersin deki çok renkliliğin, birlikteliğin, beraberliğin var olan sembolünü bugüne taşımanın açılımı olacağını belirterek, Mersin tarihi boyunca çok dilli, çok milliyetli bir yaşamın barış şehri olmuştur. Bu şehrin mezarlığında bile farklı dinler, farklı milliyetlerin yaşadığı ve bu şekilde olan tek yerdir. Bu şehrin topraklarında birliktelik, barış var. Türkiye nin doğusundan, güneydoğusuna, kuzeyine, orta Anadolu ya kadar en azından derneklerin şehrimizde bulunduğunu ve bu birlikteliği, beraber yaşama geçirdiğini görüyoruz. Bu bize şunu ifade ediyor. Evet farklı kültürleri, farklı renkleri, farklı örf ve adetleri yaşıyor ama bunu Mersin için kullanıyoruz, Mersin için kullanmamız lazım dedi. Farklılıklarımız Bizi Zenginleştiriyor Vali Özdemir Çakacak ise kültürümüzün zenginlik, birlik ve beraberliğin ifadesi olduğunu söyledi. MEBİDER tarafından düzenlenen bu festivale bu yıl 60 a yakın ilden hemşehri dernekleri veya kültür derneklerinin katıldığını ifade eden Çakacak, Mersin in Türkiye nin küçük bir örneği olduğunu söyledi. Hangi konuda olursa olsun sahip olduğumuz bu farklılıkların bizi zenginleştiren hususlar olduğunu belirten Çakacak, bu farklılıklarımızın birlik ve beraberliğimizi nasıl pekiştirdiğini, nasıl zenginleştirdiği hep birlikte yaşayacağız diye konuştu. Mersin in binlerce yıllık medeniyetlere beşiklik eden bir il olduğunu anlatan Çakacak, o medeniyetlerin bize bıraktığı insanlık mirası olduğunu, değişik inançlardan, değişik etnik yapılardan gelen insanların birlik, beraberlik içinde uzun yıllardır Mersin de yaşadığını ve yaşayacağını ifade etti. Mersin bu farklılıkları zenginlik olarak bilen ve bu farklılıkların gerçekten gücünü bilerek birlik, beraberlik içinde yaşayan kardeşlik ve barış şehridir diyen Çakacak, bu tür etkinliklerin, birlik beraberliğin, kardeşlik ve dostluğun pekişmesine vesile olacağını kaydetti. Renkli etkinliklere sahne olan festival 3 gün sürdü. Mersin deki hemşheri ve kültür derneklerinin kendi yörelerine özgü ürünler sergilediği festivalde yer alan konserler ve gösteriler festival ziyaretçileri tarafından beğeni ile izlendi. Diğer taraftan, rejisörlüğünü usta tiyatrocu Haldun Dormen in yaptığı ve her salonda kapalı gişe oynayan Lüküs Hayat Müzikali, Mersin Kültür Merkezi nde 2. Mersin Kültürler Festivali için sahnelendi. Festivale katılan hat sanatçısı Ethem Çalışkan ise, 2. Mersin Kültürler Festivali kapsamında Mersin in Yaşayan Değerleri Ödülü nü aldı. (İHA)

10 KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ Mersin in Çevre Sorunları Masaya Yatırıldı Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Mersin Üniversitesi (MEÜ) işbirliğinde düzenlenen Mersin Çevre Çalıştayı nda, Mersin in çevre sorunları ve bu sorunlara çözüm önerileri masaya yatırıldı. Çalıştayda, Mersin in çevre sorunlarının çözümü için başta yerel yönetimler olmak üzere tüm kesimlere çok önemli görev ve sorumluluklar düştüğünün altı çizildi. Mersin İli Çevre Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı adıyla gerçekleştirilen ve Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı nda yapılan çalıştaya, Mersin Vali Vekili Cezmi Türk Göçer, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı nın yanı sıra meslek odaları, üniversiteler, büyükşehir ve ilçe belediyeleri, kamu kurum ve kuruluşları, TMMOB Mersin il temsilciliği, Mersin Kent Konseyi ve çeşitli sanayi kuruluşlarından toplam 192 temsilci katıldı. Gün boyu süren çalıştayda, Mersin in çevre sorunları 9 ana başlıkta değerlendirildi. Çalıştayın açılışında konuşan Vali Vekili Göçer, özellikle doğa tahribatı ve çevre sorunu nedeniyle bazı hayvan ve bitki türlerinin yok olduğuna işaret etti. İkinci Dünya Savaşı nın yıkıntılarından sonra ortaya çıkan teknolojik gelişme ve bunun aşırı üretim hırsı, artan nüfus ile bu nüfusun doyum bilmez isteklerinin doğaya olduğundan fazla orantısız müdahaleyi gerektirdiğini belirten Göçer, Sonuçta insanlığın ortak geleceği ve temel hakkı olan yaşam hakkı da tehlikeye doğru gidince doğaya denge getirmek için bazı yasalar çıkarıldı ve örgütlenmeler ortaya çıktı. Türkiye de de çevre sorunu özellikle 1950 lerden sonra gündeme geldi. Bugün artık Anayasamızda çevre hakkı var. Doğandan yararlanacağız ama onu da koruyacağız. İhtiyacımız olduğu kadarını alacağız ama aldığımızın yerine koyacak bir şey varsa onu da telafi edeceğiz dedi. Gelecek Nesillere Yaşanılmaz Bir Dünya Devrediyoruz Başkan Kocamaz ise insanlığın dengeli ve doğal ortamdan gittikçe uzaklaştığına dikkat çekti. İnsanlığın, doğal dengesi daha çok bozulmuş, daha sağlıksız bir çevreye doğru yol aldığını dile getiren Kocamaz, bu değişimin insan bedenini etkilediği kadar psikolojisini ve toplumsal yaşantıyı da etkilediğini vurguladı. Mersin de meydana gelen çevre sorunlarını Çukurova bölgesi ile birlikte ele alan Kocamaz, çok verimli arazilere sahip Çukurova da 1965 ten sonra kurulan yeni sanayi tesislerinin, işlek karayolları çevresini yerleşim yeri olarak seçmesiyle hem tarım ürünlerinin üretiminin azalmasına neden olduğunu hem de çevreyi kirlettikleri için üretime zarar verdiğini kaydetti. Kocamaz, Özellikle yörede üretim yapan çimento ve gübre fabrikalarının çıkardıkları katı atıklar ve zehirli atıklar çevreye önemli zararlar vermektedir. Bunun yanı sıra 1980 lerin ikinci yarısından itibaren gerek hızlı nüfus artışı gerekse kentsel alandaki baskılar sonucu Mersin deki yapı stoku olması gerekenin çok çok üzerine çıkmıştır. Ayrıca yoğun iş gücünün şehrimizde konuşlanması, gecekondulaşmayı da beraberinde getirmiştir. Nüfusun artması sonucu kalitesiz ve ucuz yakıttan kaynaklanan kirlenme de çok fazla artmıştır. Çevre sorunlarını sadece doğal tahribat olarak görmemek gerekir. Mersin in doğusundaki D 400 karayolu Türkiye nin araç trafiği yoğunluğu açısından en kalabalık 3. yoludur. Bu yoğunluk ciddi boyutlarda hava kirliliğine ve görsel kirliliğe de sebep olmaktadır diye konuştu. Çevre Konusunda Acil Eylem Planı Oluşturmak Zorundayız Bu noktada yerel yönetimler ve beraberinde yürüyen kuruluşlara çok önemli sorumluluklar düştüğünü ve çevre konusunda pek çok çalışma yaptıklarını ifade eden Kocamaz, Özellikle çarpık kentleşme ve imar konusunda kentimizin alt ve üst yapısının bir arada bulunduğu, kentle ilgili tüm verilerin yer aldığı bir coğrafi bilgi sisteminin oluşturulması son derece zaruridir. Bu anlamda belediye olarak coğrafi bilgi sistemlerimizi geliştiriyoruz. Yerel yönetimler başta olmak üzere üniversiteler, sivil toplum örgütleri, sanayi kuruluşları ve daha pek çok paydaşla birlikte acil eylem planı oluşturup, çevre ve çevre sorunları konusunda uzmanlar ve akademisyenler ile birlikte sürdürülebilir bir politika geliştirmemiz gerekiyor. Buna halkımızı da dahil ederek, bilinçlendirerek bu yolda ilerlememiz gerekiyor. Bu çalıştay bu anlamda güzel bir başlangıç olacaktır şeklinde konuştu. Kirletilen Çevre, Yok Edilen İnsanlıktır MEÜ Rektörü Çamsarı da çevre ve insan haklarının 21. yüzyılın yükselen değerleri olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: Bu nedenle hızla değişen dünya gündemini, son yılda insanlığın ortak endişesi haline gelen çevre ve çevre sorunları oluşturmaktadır. 21. yüzyılda bir taraftan teknolojinin gelişmesi, sanayide meydana gelen atılımlar, tıptaki ilerlemeler, nüfus artışı, kentleşme olgusu, yaşam standardının yükselmesi, doğal olarak tüketici alışkanlıklarını değiştirmiş ve seçicilikleri artırmıştır. Bu hızlı gelişmelerden sonra doğada aşırı derecede tahribatlar olmaya başlamıştır. Fakat doğanın bazı kaynakları daha fazla yenilenemez özellikte olması nedeniyle dünyanın pek çok yerinde insan yaşamına tam anlamıyla uyumlu olmayan çevreler oluşmaya başlamıştır. Bütün bu gelecek kaygıları toplumların çevre sorunlarına daha ciddi olarak eğilmesine neden olmuştur. Çevrenin korunmasında eğitimin son derece önemli olduğunu da belirten Prof. Dr. Çamsarı, Ancak, sadece eğitim bu işin altından kalkmak için yeterli değildir. Özellikle devlet politikası haline gelmesi gereken kanun ve tüzüklerin bu işi ayarlamaya yönelik olarak gelişmesi oldukça önemli yer işgal etmektedir. Doğal kaynaklarımız kullanılırken bilinçsizce kirletilir, israf edilirse sonunda bu kaynakların hepsine hasret kalacak hale gelebiliriz. Bunun en iyi örneğine maalesef halen yeterince kullanamadığımız ilimizdeki denizi ve sahil boyu çarpık yapılanmayı örnek gösterebiliriz. Kirletilen çevre, yok edilen insanlıktır. Sağlıklı çevrede yaşıyor olmak gerçek bir haktır. Unutmayalım ki, başka bir dünya yok. toplumdaki bireylerin, annelerin, öğretmenlerin, yönetenlerin ve özellikle gençlerin iyi bir çevre eğitimine ve bilincine sahip olması vazgeçilmez bir gerçektir dedi. Açılış konuşmalarının ardından MEÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Kumbur, Mersin İli Çevre Sorunları başlıklı bir sunum yaptı. 21. yüzyılın yükselen değerleri olan çevre ve insan haklarının, günümüzde amacına uygun olarak kullanılmadığını belirten Kumbur, Çevrenin sadece kendimize ait olmadığı, başkalarına da ait olduğu düşüncesiyle çok daha duyarlı hareket etmemiz lazım ifadesini kullandı. (İHA) Mersin, Kitaplarla Dünyaya Tanıtılacak Mersin, sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginliği 3 kitapla dünyaya anlatarak, tanıtım yapacak. Mersin Valisi Özdemir Çakacak, bu 3 önemli eserin, Mersin in Türkiye ve dünyada tanıtımına katkı sağlayacağını söyledi. Mersin Valiliği koordinesinde, Mersin Üniversitesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Mersin Müze Müdürlüğü nün destekleriyle basılan, kentin sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginlikleri gözler önüne seren Mersin Müzeleri, Mersin Arkeolojik Kazıları ve Yüzey Araştırmaları ve Mersin İnanca Yolculuk adlı kitapların tanıtımı yapıldı. Anadolu nun zengin kültürel mirasının oldukça ilgi çekici ve iyi korunmuş örneklerinin bulunduğu Mersin Müzeleri kitabı, Mersin in tarihsel mirasına sahip çıkmayı ve tanıtmayı hedefleyen Mersin Arkeolojik Kazıları ve Yüzey Araştırmaları kitabı ile geçmişte ve günümüzde inanç kültürü konusundaki çeşitliliği yansıtan Mersin İnanca Yolculuk kitabı, Mersin in tanıtımı noktasında ilk bilimsel çalışmalar olma niteliği taşıyor. Bu 3 eserle, kentin tarihsel, dini ve kültürel mirasının gelecek kuşaklara aktarılması ve Mersin in yurt içinde ve yurt dışında tanıtımı amaçlanıyor. Kitapların Kültür Merkezi nde gerçekleştirilen tanıtım toplantısına Vali Çakacak da katıldı. Çakacak, toplantıda yaptığı konuşmada, hazırlanan kitapların Mersin in tarihini daha kalıcı hale getirdiğini belirtti. Söz konusu çalışmaların gelecek kuşaklara ve geniş kitlelere aktarılmasında başat rol oynayacağının altını çizen Çakacak, eserlerin bilim dünyasının istifadesine sunulacağında söyledi. Böylelikle eserlerin Mersin in, Türkiye de ve uluslararası alanda tanıtımına katkı sağlayacağını dile getiren Çakacak, Mersin e büyük bir müze kazandırılacağının da müjdesini verdi. Çakacak, konuşmasının ardından eserlerin hazırlanmasında emeği geçen yazarlara, akademisyenlere, editörlere ve ilgili kurum temsilcilerine teşekkür belgesi verdi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu da tanıtımda yaptığı konuşmada, Mersin in ilk defa akademik boyutta kaleme alındığını ve söz konusu eserlerin basılmasında Vali Çakacak ın çok önemli destekleri olduğunu kaydetti. (İHA) 18 19

11 KISA KENT HABERLERİ Mersin de 23 Nisan Coşkusu Mersin de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, düzenlenen törenlerle coşkuyla kutlandı. 23 Nisan kutlamalarında ilk tören sabah saat da Cumhuriyet Alanı nda yapıldı. Törende İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca, Atatürk Anıtı na çelenk sunarak saygı duruşunda bulundu. Törene katılanların saygı duruşu ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı nı okumalarının ardından buradaki tören sona erdi. 23 Nisan kutlamalarına saat dan itibaren Adnan Menderes Bulvarı üzerindeki Mersin Marina Amfi Tiyatro da devam edildi. Buradaki etkinliklere Mersin Valisi Özdemir Çakacak, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ömer Uyan, CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, MHP Mersin Milletvekili Ali Öz, Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, İl Emniyet Müdürü Rahmi Baştuğ, il protokol üyeleri ve öğrenciler katıldı. Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı Bandosu nun konseriyle başlayan etkinliklerde öğrenciler şiirler okurken, Mersin İzci Kulüpleri nin ront gösterisi, okulların halk oyunları ekiplerinin gösterileri, TRT Çocuk Korosu Türk Halk Müziği konseri ve Nevit Kodallı Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin konseri yer aldı. Anasınıfı öğrencileri Türkiye'nin 7 bölgesini temsilen oyunlar oynadı ve Türkiye haritasını oluşturdular. Törenin sonunda barış güvercinleri uçuruldu. Kutlama törenin ardından açıklamalarda bulunan Vali Çakacak, "Bugün çocuklarımızla beraberiz. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Mersin'imizin ve bütün ülkemizin insanlarının kutlu olsun. Atatürk 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak kurtuluş mücadelesini başlattı. Ardından bütün şehirlerimizi gezdi, kongreler yaptı, toplantılar yaptı, milletiyle birlikte oldu. Milletin gücünü hep yanında hissetti. Kurtuluş Savaşını yaparken bütün kararlarını milletine, silah arkadaşlarına danışarak yaptı. İşte milletin gücünden, milletin iradesinden daha başka bir güç tanımayan Atatürk, 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni (TBMM) kurdu. TBMM'nin kuruluşuyla millet iradesinin üstünde hiçbir gücün olmayacağını bütün dünyaya haykırdı. Bu güzel günü de çok sevdiği Türk çocuklarına armağan etti Atatürk. Bir başka ülkede yoktur çocuklara armağan edilen bir bayram. Atatürk çocukları çok sevdiği için bu güzel bayramı çocuklara armağan etti. Şimdi sadece ülkemiz çocukları değil bütün dünyanın çocukları 23 Nisan'da ülkemize geliyorlar. Aynı zamanda bizden çıkan bu bayram dünya çocuklarının da bayramı oldu" dedi. C M Y CM MY CY CMY K Türkiye nin Bale Yıldızları Mersin de Buluştu Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), Dünya Dans Günü dolayısıyla Türkiye nin yıldız bale dansçılarını aynı sahnede buluşturdu. Türkiye nin bale yıldızları, 29 Nisan 2015 Çarşamba akşamı Mersin Kültür Merkezi Opera Sahnesi nde düzenlenen Bale Yıldızları Gecesi nde sanatseverlerin karşısına çıktı. MDOB Başkareografı Serbülent Biçer in düzenlediği etkinliğe bale sanatçıları Boğaçhan Bozcaada, Ana Gorgiashvili, David Kozashvili, Nazmiye Kozashvili, Ilgaz Erdağ, Arkın Zirek, Deniz Kılıç, İlke Kodal, Erhan Güzel, Murat Özdemir, Kıvanç Ekin, Aslı Çilek, Serkan Cebeci, Iraklı Bakhtadze, Beatrice Parma, Büşra Ay ve Ender Üçdemir katıldı. Türkiye nin yıldız dansçıları, Spartaküs, Şehrazat, Kurban, Bach Oryantal, Diana, Kösem Sultan, Notre Dame ın Kamburu isimli eserlerden örnekler sundu. Yıldız sanatçıların performansları sanatseverlerin büyük beğenisini topladı

12 DENİZCİLİK HABERLERİ DENİZCİLİK HABERLERİ Mersin Serbest Bölgesi, "Koridoru" Yeniden İstiyor Ekonomi Bakanlığı, 13 Gemi İnşa Projesini Teşvik Kapsamına Aldı Mersin Serbest Bölgesi'nde yer alan firmalar, limana indirilen konteynerlerin şehir içinden serbest bölge ana giriş kapısından alındığı için mağdur olduklarını ve ocak ayında kaldırılan koridor uygulamasının yeniden başlatılmasını istiyor. Mersin Serbest Bölge Kullanıcıları Derneği (MESBAK) Başkan Yardımcısı Ferhat Özbekoğlu, kaçakçılık iddialarının koridorun kaldırılması kararında etkili olduğunu düşündüklerini ancak yetkililerin kaçakçılara yönelik tedbirli davrandığını savundu. Limana indirilen konteynerlerin şehir içinden serbest bölge ana giriş kapısından alındığı için firmaların mağdur olduğunu öne süren Özbekoğlu, "Uygulamanın kaldırılmasıyla limandan serbest bölgeye getirilecek konteynerler, şehir içinden götürülmeye başladı. Bu da firmaları mali açıdan zorluyor. Araçlar iki kat fazla taşıma ücreti alıyor, her araç da taşıyamıyor. Masraf 2-3 katına çıktı. En büyük sıkıntı da zaten dar olan serbest bölge trafiğinin kilitlenmesi" diye konuştu. www. denizhaber.com.tr UDHB VTS Ücret Tarifesi Uygulamasını Durdurdu Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün İzmit Körfezi, Mersin Limanı ve İzmir Limanı'nda hizmete girecek Gemi Trafik Hizmetleri ile ilgili ücret alacağı ile ilgili kararı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'ndan geri döndü. Alınan bilgiye göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun TOBB Sektör toplantısında Gemi Trafik Hizmetleri Ücret Tarifesi'nin düşürüleceğini açıkladığı belirtilirken, Ulaştırma, Deniziclik ve Haberleşme Bakanlığı'nın, bir komisyon oluşturarak VTS Ücret Tarifesi'ni Liman Hizmetleri başlığı altında, tüm limanlarda düşük bir fiyat olarak, bu başlığın altına giydirileceği kaydedildi. Kuşadası ndan alınmayan ücret, İzmir den alınıyor! Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün aldığı bu kararla, orta boy bir kruvaziyer gemisi, Kuşadası Limanı'na uğradığı zaman VTS hizmet ücreti ödemezken, aynı geminin İzmir Limanı'na uğraması halinde, ek olarak 11 bin dolar Gemi Trafik Hizmetleri ücreti ödeyecek. Aynı şekilde, Ambarlı Limanı'na uğrayan 30 bin NT'luk bir kargo gemisi VTS ücreti ödemezken, İzmit Körfezi'nde her hangi bir limana uğradığı zaman 4 bin dolara yakın VTS ücreti ödeyecek. VTS Ücret Tarifesi MSC nin Bir Gemisini Kaçırdı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün İzmit Körfezi, Mersin Limanı ve İzmir Limanı'nda hizmete girecek Gemi Trafik Hizmetleri ile ilgili Mayıs-2015'den itibaren GRT'a göre 300 NT'un üzerinde olan yük ve kargo gemileri için 12 cent, tehlikeli yük taşıyan gemiler için 14 cent, kruvaziyer ve yolcu gemileri için 10 cent alacağını açıklaması, başta Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği ile kruvaziyer şirketlerinin Türkiye temsilcilikleri tarafından tepki ile karşılanmıştı. Bunun son örneği olarak MSC Cruises firması, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün aldığı karar yüzünden, İstanbul ve İzmir limanlarına sefer yapan MSC MUSICA ile MSC ORCHESTRA isimli kruvaziyer gemilerinin destinasyonlarında değişikliğe giderek, 2 gemisinden biri olan MSC MUSICA'nın 2016 destinasyonlarından Türk limanlarını çıkardı. www. denizhaber.com.tr Gemi inşasında marka haline gelen, ancak küresel kriz döneminde kan kaybeden tersanecilik sektörü eski günlerini arıyor. Türk gemi inşa sanayinin rekabet gücünü artırmayı amaçlayan Ekonomi Bakanlığı, bu kapsamda şubat ayında 13 gemi yapım projesini yatırım teşviki kapsamına aldı. Bakanlık, yatırım teşvik belgesi uygulaması kapsamında gemi inşa sanayinde geliştirilen projelere çeşitli destekler vermeyi kararlaştırdı. Destekler için yapılan başvuruları değerlendiren bakanlık şubat ayında 13 projeyi yatırım teşviklerinden yararlandırmaya karar verdi. Söz konusu projeler, KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, sigorta primi işveren hissesi desteği gibi teşviklerden yararlandırılacak. Buna göre, desteklenecek yatırımlar arasında kimyasal tanker, balık işleme fabrika gemisi, feribot, buz kıran çapa elleçleme ve platform destek gemisi, açık deniz gemisi, asfalt taşıma tankeri gibi deniz araçları bulunuyor. Sabit yatırım tutarı 531 milyon 585 bin 776 lirayı bulan gemi inşa projeleri için 189 milyon 763 bin 821 dolarlık makina ve teçhizat ithalatı yapılması planlanıyor. Projelerin inşa sürecinde bin 744 kişinin istihdam edilmesi öngörülüyor. Hedef dünya piyasalarındaki payı artırmak Bakanlığın yıllarını kapsayan stratejik planına göre, küresel kriz nedeniyle üretim ve ihracat seviyesinde önemli düşüş gerçekleşen Türk gemi inşa sanayinin rekabet gücünün bulunduğu alanlarda, Ar-Ge çalışmalarıyla gemi tasarımı ve üretiminde dünya piyasalarından alınan payın artırılması yönündeki politikalara ağırlık verilecek

13 Lojistik Sektöründe Yol Sıkıntısı Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Türkiye'nin tüm çıkış yollarında sıkıntı yaşadıklarını ileri sürerek, "Türkiye'den Köln'e giden aracın ortalama hızı saatte 10 kilometre. Akıl alır gibi değil. Sektörümüz zaman ve enerji kaybederken, ülkemiz de kaybediyor" dedi. Şener, Gediz Üniversitesi Lojistik Günleri'ndeki konuşmasında, İran'ın kendi araçlarına öncelik tanıması dolayısıyla Gürbulak Gümrük Kapısı'ndan en erken 4 günde geçebildiklerini belirterek, Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetlerine kara yoluyla ihracatın İran'ın insafına kaldığını, Türkiye'nin ise İran'a böyle muamelede bulunmadığını söyledi. Mısır ve Suriye'deki gelişmelerden sonra Körfez ülkelerine ulaşmanın da çok güçleştiğine dikkati çeken Şener, Suudi Arabistan'a gidebilmek için denemedikleri yol kalmadığını dile getirdi. Şener, ihracattaki en önemli güzergahlardan Avrupa'ya gidişlerinde de sıkıntı yaşadıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:"kapıkule Gümrük Kapısı'nda tır kuyrukları uzadıkça uzuyor, buradan 3 günde geçersek seviniyoruz. İran dışında Avusturya da bize özellikle olumsuz davranıyor. Avusturya, yılda 21 bin civarında Türk tırının yollarını kullanmasına izin veriyor. Bu kota dolduktan sonra araçlarımızın DENİZCİLİK HABERLERİ Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Türkiye'nin tüm çıkış yollarında sıkıntı yaşadıklarını ileri sürdü. Bu Yıl 436 Plajımızda Mavi Bayrak Dalgalanacak trenlerle ancak ülkeyi geçebileceği belirtiliyor. Nedenini sorduğumuzda, 'Siz Avrupa Birliği üyesi değilsiniz' deniliyor. Türkiye'nin tüm çıkış yollarında sıkıntı yaşıyoruz. Şu anda Türkiye'den Almanya Köln'e giden aracın ortalama hızı, saatte 10 kilometre. Akıl alır gibi değil. Sektörümüz zaman ve enerji kaybederken, ülkemiz de kaybediyor." Fatih Şener, güçlü Türkiye'nin güçlü lojistikten geçtiğini, ekonomik büyümenin ihracata, ihracatın da lojistiğe bağlı olduğunu vurgulayarak, "Ülkemiz, coğrafi konumuyla dünya lojistik pazarında Kaşıkçı elması gibi paha biçilmez yere sahip. Ancak bu potansiyeli, çıkış yollarımızdaki sıkıntılar ve gümrüklerimizin iyi çalışmaması nedeniyle ekonomik değere yeterince dönüştüremiyoruz. Yollar açılırsa, önümüzdeki engeller kalkarsa sektörümüz güçlenir, sektörümüz güçlendikçe ekonomimizi de güçlendirir" diye konuştu.www. denizhaber.com.tr Türkiye bu yıl 436 plajına verilen mavi bayrakla İspanya nın ardından dünya ikincisi oldu. Uluslararası Mavi Bayrak Jürisi tarafından belirlenen 2015 yılı mavi bayrak ödülleri açıklandı. Türkiye, 578 mavi bayrağa sahip İspanya nın ardından 436 mavi bayrakla dünya ikincisi oldu. Bu yıl 395 mavi bayraklı Yunanistan ı geride bırakan Türkiye nin lokomotifi ise 200 mavi bayraklı plaja sahip Antalya oldu. Dünya ikinciliğine yerleşen Türkiye nin mavi bayraklı plaj sıralamasında Antalya 200, Muğla 95, İzmir 45, Balıkesir 29, Aydın 26, Mersin 11, Çanakkale 8, İstanbul 5, Ordu 4, Yalova 3, Tekirdağ ve Kocaeli 2 şer, Edirne, Kırklareli, Düzce, Zonguldak, Samsun ve Adana ise 1 er mavi bayrakla listeye girdi. Plajların dışında Türkiye deki 18 marina ile 11 yata da mavi bayrak verildi. Dünya sıralamasında Türkiye yi 395 mavi bayrakla Yunanistan takip etti. Fransa 379, Portekiz 299, İtalya 283, Danimarka 250, Hırvatistan 99, İrlanda 83, İngiltere ise 61 mavi bayrağın sahibi oldu. DENİZCİLİK HABERLERİ Akdeniz'de İnsan Kaçakçılığıyla İlgili Denetimler Artıyor AB liderleri Akdeniz'deki göçmen faciasının ardından, İtalya açıklarında devriye gemilerinin sayısını artırmayı kararlaştırdı. Avrupa Birliği (AB) liderleri göçmen facialarının tekrarlamaması için Akdeniz'deki sınır operasyonlarını büyütme ve insan kaçakçılığıyla mücadeleyi sertleştirme kararı aldı. Akdeniz'de 19 Nisan'da teknelerinin batması sonucu İtalya'ya ulaşmak isteyen yüzlerce göçmenin hayatını kaybettiği facianın ardından olağanüstü toplanan AB zirvesinde, İtalya açıklarındaki Triton ve Yunanistan açıklarındaki Poseidon operasyonlarının bütçesinin üçe katlanması kararlaştırıldı. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, zirvenin ardından yaptığı basın toplantısında, "Hayat kurtarmak sadece denizde insanları kurtarmakla olmaz. İnsan kaçakçılarını durdurmak ve düzensiz göçe çözüm bulmak da gerekir" dedi. Zirve kararlarında AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'ye, "İnsan kaçakçıları tarafından kullanılmadan önce tekneleri tespit etmeye, ele geçirmeye ve imhaya yönelik" muhtemel askeri operasyonun hazırlıklarını başlatma görevi verildi Kararlarda, üçüncü ülkelerle istihbarat paylaşımının ve polis işbirliğinin artırılarak ve ilgili AB kurumlarının seferber edilerek insan kaçakçılığı yapan çetelerin dağıtılması ve sorumluların yargı önüne çıkarılması istendi. Liderlerin onayladığı kararlarda, kara sınırlarını gözetleme ve kontrol edebilmeleri için Libya'nın komşularına desteğin artırılacağı belirtildi. Türkiye ile işbirliği artırılacak Suriye ve Irak'taki durumla ilgili Türkiye'yle işbirliğini artırma kararı alan AB liderleri, göçmen akınlarıyla ilgili bilgi toplamaları ve yerel makamlarla işbirliği yapmaları için bölgedeki kilit ülkelere göç uzmanları gönderilmesi konusunda anlaştı. Zirve kararlarında, sığınmacıların yeniden iskanına yönelik pilot proje uygulanacağı ifade edilse de bundan ne kadar kişinin faydalanacağı belirtilmedi. İtalya Akdeniz'de göçmenleri kurtarmaya yönelik MareNostrum operasyonunu diğer ülkelerden katkı gelmeyince geçen yıl sonlandırmıştı. Bazı üye ülkeler, aylık bütçesi 9 milyon avroyu bulan MareNostrum operasyonunun göçmenleri Avrupa'ya gelmeye teşvik ettiğini savunmuştu. AB'nin MareNostrum'un yerine İtalya açıklarında başlattığı daha dar kapsamlı Triton operasyonunun can kayıplarının önlenmesinde yetersiz kalmış ve insan hakları örgütleri Akdeniz'de göçmen rotaları boyunca devriye gezecek insani operasyon başlatılması çağrısı yapmıştı. AB zirvesinde bütçesinin üçe katlanması kararı alınan Triton operasyonu bu açıdan MareNostrum'u yakalamış olsa da görev bölgesinin İtalya'nın sadece 30 mil açığıyla sınırlı olması, Libya sularına yakın kazalara müdahale imkanını sınırlıyor. AB üyeleri, Triton operasyonunun deniz ve hava unsurlarını kayda değer şekilde güçlendirme kararı alırken, İngiltere Başbakanı David Cameron, donanmalarındaki en büyük gemilerden HMS Bulwark ile 3 helikopter ve 2 sahil güvenlik teknesini Akdeniz'deki AB operasyonuna tahsis edeceklerini söylemişti. Cameron, İngiliz donanmasının kurtaracağı göçmenlerin İngiltere'ye iltica başvurusu hakkı olmayacağını ve bunların "en yakın güvenli ülkeye" teslim edileceğini belirtmişti. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, geçen yıl Akdeniz üzerinden 219 bin sığınmacı ve göçmen Avrupa'ya ulaşırken yaşanan facialarda, en az 3 bin 500 kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu. Son büyük felaketle bu yıl Akdeniz'de ölen göçmen sayısının bin 600'ü aştığı tahmin ediliyor.

14 DENİZCİLİK HABERLERİ Sektöre Sağlanan ÖTV'siz Yakıt Teşviği, 4.3 Milyar Liraya Ulaştı Deniz taşımacılığına ivme kazandırmak amacıyla 2004 yılında başlatılan ÖTV'si sıfırlanmış deniz yakıtı uygulaması kapsamında sektöre sağlanan teşvik tutarı, geçen yılsonu itibarıyla 4,3 milyar liraya ulaştı. Türkiye'de deniz taşımacılığının gelişimini hızlandırmak için Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliği uyarınca, 1 Ocak 2004'ten itibaren yük ve yolcu taşıyan deniz araçlarına ÖTV'siz yakıt verilmeye başlandı. Uygulamanın başlamasının ardından geçen 11 yıllık süreçte ÖTV'siz yakıttan en çok yolcu gemileri ve feribotlar faydalandı. Vergi teşvikiyle sektörde sağlanan 4,3 milyar liralık tasarruftan özel sektörün aldığı pay yüzde 76 oldu. Vira Haber Limanlara gelen gemi sayısında yüzde 26 artış yaşandı Türkiye'nin limanlarına uğrayan gemi sayısı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 26,1 artışla 5 bin 921 oldu. Bir önceki ayda gemi sayısı 4 bin 697 seviyesindeydi. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü İstatistik Bilgi Sistemi tarafından açıklanan verilere göre, bu gemilerin 3 bin 165 adedi Türk bayraklı, 2 bin 756 adedi yabancı bayraklı gemilerden oluştu. Aynı dönemde farklı gemi sayısı toplam 2 bin 935 olurken, bu gemilerin bin 454 adeti Türk bayraklı, bin 481 adedi ise yabancı bayraklı gemilerde oldu. Toplam uğrayan gemilerin ağırlığı aynı ayda 57,9 milyon ton oldu. İlk 3 aylık sonuçlar 2015 yılının ilk 3 ayında toplam limanlara uğrayan gemi sayısı 16 bin 217 adete ulaştı. Bu gemilerin 8 bin 518 adedi Türk bayraklı, 7 bin 699 adedi ise yabancı bayraklı gemilerden oluştu. Limanlara uğrayan farklı gemi sayısı ise aynı dönemde 2 bin 345'i Türk bayraklı ve 2 bin 759'u yabancı bayraklı gemi olmak üzere 5 bin 104 oldu. Toplam uğrayan gemilerin ağırlığı 159,4 milyon tona ulaştı

15 Hatıra Kent Mersin LIONS Mersin de Türkiye de ilk, İstanbul-1963 İkinci sırada, Mersin 1964 Bir hayır kurumu olarak dünyada adedi e varan Lions, Chicago da sigortacı Melvin Jones un 27 kuruluş temsilcisinin katılımı ile 7 Haziran 1917 tarihinde kurulmasına karar verdikleri uluslararası bir teşekküldür. Lions ismi şunları ifade ediyor L- Liberty- Özgürlük I- Intelligence- Anlayış O- Our- Bizim N- Nation- Ulusumuz S- Safety- Güvenlik Kısaca Özgürlük, Anlayış, Ulusumuzun Güvenliğidir Lions u kısaca bu şekilde tanıdıktan sonra, Türkiye de ikinci şubenin kurulduğu yer olması hasebiyle Mersin deki kuruluşundan ve kısaca faaliyetinden örnek sunacağız. Mersin de Lions un Kuruluşu İlk teşebbüs ATAŞ Rafinerisinde çalışan üst seviye personelinden gelmiş. Ancak Amerika daki Lions Merkezi kuruluşun sadece şirket bünyesinde kalmasının doğru olmayacağı, kuruluşa kent içerisinden katılım sağlanması tavsiye edilmiş. Eğer Lions o zaman kurulmuş olsa, Türkiye deki ilk Lions Mersin de kurulmuş olacaktı. Bunlar bizim ilk duyumlarımız. Bizler o zaman teşebbüsün dışında idik. Müteşebbisler araştırmışlar, Mersin içerisinden bazı isimler tespit etmişler. Türkiye de kurulmasına tarihinde Bakalar Kurulunca karar verilmiş. İstanbul da Vali Fahrettin Kerim Gökay önderliğinde aynı yıl ilk Lions Kulübü İstanbul da kurulmuş. Mersin de kuruluş bir yıl sonra; 1964 yılında gerçekleşmiş. Şu duruma göre, bugün Türkiye de mevcut olduğunu sandığımız 500 Lions un kuruluş açısından ikinci sırasında Mersin olmuş oluyor. Lions üyeliği, (yukarıda belirttiğimiz gibi kent içerisinden iştirak hakkında Merkez tavsiyesine uyularak) bazı arkadaşlarla birlikte o tarihte bana da teklif geldi. Aynı zamanda Amerikan Türk Dostluk Cemiyeti diye bir kuruluş için de teklif almıştım. Ancak onun statüsünde pek benimsemediğim hükümler nedeniyle ilgilenmemiştim. Lions için olumlu oldum. Bu suretle Mersin Lions unda 15. kurucu üye sıfatıyla yer aldım. Kurucular: Ertuğrul Ceylan, Nevzap Emrealp, Enver Etem, Galip Yüksel, OralTuranoğlu, Cemal Özgenç, Ural Ataman, Tümer Özoral, Hüseyin Setelci, Turgut Doğu, Erdal Ersalman, İlhami Okuyucu, Seyfi Çetiner, Erkmen Erkmen, Şinasi Develi, Kemal Hekimoğlu, Erdal Şener, Aydın Açar, Berdan Akalın, W. Black,Lütfi Hancıoğlu Başkan: Ertuğrul Ceylan, 1. Yrd. Nevzat Emrealp, 2. Yrd Enver Etem, 3. Yrd. Galip Yüksel, Genel Sekreter Oral Turanoğulu, Muhasip Cemal Özgenç yönetimi ile çalışmalar başladı. Ayda bir Tüccar Kulübünde yemekli olarak toplanıyorduk. Kulübün bir lokali yoktu. Yönetim yaptıklarını ve gelecek toplantıya kadar yapacaklarını anlatıyor, öneriler varsa belirtiliyor, dağılıyorduk. Faaliyet Hayır işleri derneğin ana gayesiydi. Ufak-tefek yardım faaliyetlerimiz oluyordu. Lions Kulübü üyeliğim uzun sürmedi. Yemekli toplantılara, bir ara geçirdiğim mide rahatsızlığım nedeniyle devam edemiyordum. Bu da kulüp üyeliğinin önemli şartlarındandı. İstifa mecburiyetinde kaldım. Bundan sonraki faaliyetleri hakkında bilgimiz oluşmuyordu. Kulüp faaliyetlerini sürdürüyordu. Bu yazımda üyesi bulunduğum süre içerisinde dernek faaliyeti olarak önemli ve ilginç bulduğum iki olaydan söz edeceğim. 1-Kan Bankası Lions un gayelerinde sağlık önemli yer tutuyor. Buna dayanarak Kulübümüz Amerika daki merkeze Mersin in bir kan bankasına olan ihtiyacını belirterek, merkezden özellikle tıbbi malzeme yönünden yardım talep etti. Uygun bulunduğu anlaşılınca gerekli bir binanın yapımı hazırlıklarına geçildi. Devler Hastanesi yanında uygun bir yer arandı. Önce bina yapımı için paraya ihtiyaç vardı, bağış toplama çalışmasına başlandı. Kızılay dan emanet kumbara temin edildi, tanıdığımız kişilerden bağış toplayacak genç kızlar tespit edildi. Kızlarımız kentin dört tarafında dolaşıp bağış topluyorlardı. Büyük ilgi gördü. Arabası ile geçenler bile, merak edip durumu öğrenince bağış yapıyorlardı. Mersin in tüccarlarından ve diğer kişilerden de bağış alınıyordu. Bina inşaatı başladı, Amerika dan gerekli sıhhı tesisatın yola çıktığını öğrenmiştik. Bizim bağış kampanyamız Mason teşkilatı oluşumuz dedikodusuna çarptı, bağış bıçak gibi kesildi. Ama yeterli maddi destek sağlanmıştı. Kan bankası binamız bitti, fakat malzememiz Amerika dan Mersin e ulaşmadı. Belki dedikoduydu; güya İstanbul a gelmiş fakat oradaki Lions Kulübü almış. Bu çalışmamız böylece başarıya ulaşamadı. Belki Masonluk yakıştırması bağışa sekte vurmasa da elde edilecek maddi imkanlarla tıbbı levazımı kendimiz temin edebilecektik. 2-Mersin Lions a USD Mali Destek Lions un her tür yardım gayeleri yanında insanların göz sağlığı özel bir yer tutuyor. Konu; Mersin Diyabet Hastanesi ile ilgili bir doktor olan Yavuz Bey in dikkatini çekiyor. Kendisi aynı zamanda bir Lions üyesi. Lions Genel Merkezi ile vakfi temaslardan Mersin Diyabet Hastanesinin Göz Ünitesinin mopdern bir tedavi merkezi olmasını sağlayacak bir yardımın gerçekleşeceğini görerek çalışmalarını sürdürüyor. Hastane yönetimine durum iletildi. Hastane için ele geçmez bir fırsat. Ancak hastanenin beş yönetim kurulu üyesinde Lions a üye kimse yok. Bu gerekiyormuş. Yönetimde ben Hanri Atat, daha önce Lions üyesi iken ayrılmışız. Üye olmamız gerekiyormuş. Hanri Bey Danimarka Konsolosu, aynı zamanda Danimarka Kraliçesinden şeref madalyalı. Bende de Mersin Belediyesi Başkan Vekilliği sıfatı var. Sıfatlar avantaj sağlarmış. Tekrar Lions lu olduk... Gerekli işlemler yapıldı. Lions un bazı şartları vardı. Belli sürelerde göz tedavileri hakkında merkeze raporlar verilecekti. Diyabet Hastanesi Yönetimince şartların kabulü üzerine Lions un Amerika daki merkezinden Diyabet Hastanesi ne göz tedavi cihazları alımı için dolar gönderildi. Kan bankası işinde olduğu gibi yarıda kalınmamıştı. Hastane Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Aslan ve Hanri Atat İstanbul a gittiler. Göz hastalıklarının gerektirdiği o günün en modern cihazlarını aldılar ve Mersin Diyabet Hastanesi modern bir tıbbi bölüme kavuştu. Bu, daha sonraki eklemelerle hastaneyi tedavi yanında haftada katarakt ameliyatı gerçekleştiren ve (Fako-Argon- Lazer-FfYag Lazer-Görme Alanı-Usg-Mfa gibi )çeşitli ünitelerin bulunduğu, yalnız Mersin in değil, bölgenin ve Doğu ve Güney Doğu nun Göz Merkezi haline gelmesine vesile oldu

16 Ali Yavuz MDTO Turizm ve Proje Danışmanı Mersin Limanı Son On Yıllık Konteyner Hareketleri Mersin Limanının yılları dahil, on yıllık konteyner yükleme-boşaltma istatistikleri Mersin Deniz Ticaret Odası İstatistik Bölümü rakamları baz alınarak değerlendirilmiştir. Konteyner Yükleme Mersin Limanı 20 ft dolu konteyner yüklemelerinde yıllarını da kapsayan on yıllık sürede genel artış oranı %13 olmuştur. 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde 28, yüzde 24, yüzde 18, yüzde 19 ve yüzde 23 artış oranları sağlanmış olmasına rağmen, 2009 ve 2011 yıllarında yüzde 1 lik düşüşler yaşanmıştır. 2012, 2013 ve 2014 yıllarındaki artış oranları sırasıyla yüzde 4.7, yüzde 2.3 ve yüzde 1.75 olmuştur. 20 ft dolu konteyner yüklemelerindeki bu oranlar, on yıllık genel ortalamadan yaklaşık yüzde 10 daha düşüktür. 20 ft dolu koteynerlerdeki bu düşüşün nedeni, son yıllarda yüklemelerin 40 ft konteynerlere kaydırılmasından kaynaklandığını göstermektedir. Mersin Limanı 40 ft dolu konteyner yüklemelerinde, yıllarını kapsayan on yıllık sürede genel artış oranı yüzde 18.3 olmuştur. Aynı zaman diliminde 40 ft dolu konteyner yüklemeleri genel artış oranına göre yüzde 5 daha fazla olması, yüklemelerde 40 ft konteyner tercihinde artış olduğuna işaret etmektedir yılı 40 ft dolu konteyner yüklemelerinde önceki yıla göre yüzde 3 e varan düşüş yaşanmıştır yıllarını kapsayan on yıllık sürede box bazındaki dolu konteyner yüklemelerinde ortalama yüzde 15.3 artış, TEU bazındaki dolu konteyner yüklemelerinde ise yüzde 16.2 artış oranı sağlanmıştır. Konteyner Tahliye Mersin Limanı 20 ft dolu konteyner tahliyelerinde yıllarını kapsayan on yıllık sürede genel artış oranı yüzde 16.4 olmuştur. 2005, 2006, 2007, 2008 yıllarında sırasıyla yüzde 26.7, yüzde 15.9, yüzde 23.9 ve yüzde 21.1 artış oranları sağlanmış olmasına rağmen, 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15.4 gibi büyük bir düşüş oranı yaşanmıştır yılındaki yüzde 4.4 oranındaki düşüş hariç diğer yıllarda, 20 ft dolu konteyner tahliyelerinde genel ortalamanın üstünde artış oranları devam etmiştir. Mersin Limanı 40 ft dolu konteyner tahliyelerinde, yıllarını kapsayan on yıllık artış oranı yüzde 14.1 olmuştur yılındaki yüzde 8.3 oranındaki düşüş haricinde, son senelerde 40 ft dolu konteyner tahliyelerinde istikrarlı bir artış yüzdesi yakalanmıştır. 40 ft dolu konteyner tahliyelerinde 2010 yılından itibaren Box ve TEU bazında da istikrarlı artış yüzdeleri devam etmektedir

17 Konteyner Genel Toplam Mersin Limanında yılları dahil, yüklenen-tahliye edilen toplam dolu konteyner hareketlerinde aşağıdaki artış oranları tespit edilmiştir. 20 ft dolu konteyner yükleme+tahliye ortalama yıllık artış oranı yüzde 14,26 40 ft dolu konteyner yükleme+tahliye ortalama yıllık artış oranı yüzde 15,82 Box dolu konteyner yükleme+tahliye ortalama yıllık artış oranı yüzde 15,11 TEU dolu konteyner yükleme+tahliye ortalama yıllık artış oranı yüzde 15, yılları dahil Mersin Limanında yüklenen+tahliye edilen boş+dolu konteynerlerde; Box bazında yıllık ortalama artış oranı yüzde 14,45, TEU bazında yıllık ortalama artış oranı yüzde 22,90 olmuştur. Bu artış oranlarının2015 yılında da gerçekleşmesi halinde, Mersin Limanında 2015 yılı sonunda TEU ya eşit, box konteyner yükleme+tahliye hareketi gerçekleşmesi muhtemeldir

18 DENİZ FENERİ Eğer ufacık bir hayalin bile yoksa kendini başarıya adama. Albert Einstein. Büyük başarıların sahipleri küçük işleri titizikle yapabilen kişilerdir. Schiller Unutmayın bir ip koptuğunda yeniden bağlanabilir ama eskisi gibi çekmez. Bertolt Brecht Yüzünü güneşe çeviren insan gölge görmez. H. Keller Birini yenmek kolaydır, asıl zor olan birini kazanmaktır. Edith Wharton Üç kişinin bildiğini bütün köy biliyor demektir. Alman Atasözü Üzülme. Ayağına batan dikenler aradığın gülün habercisidir. Mevlana Deneyim dediğimiz şey, yitirdiğimiz masumiyetimizdir. William Blake En çok bolluk getiren yağmur alın teridir. Cenap Şahabettin En güçlü iki savaşçı: Sabır ve zaman. Bazı hataları erken yapmanın hayatınıza çok büyük yararları olacaktır. Thomas Henry Huxley Tolstoy Kışmış yazmış umurunda değilse, mutlusun demektir. Anton Çehov

19 DENİZCİLİK GÜNDEMİNDEN KISA KISA Yunanistan, sınırda vizeye zamdan geri adım attı! Yunanistan ın Türkiye sahillerine yakın ve direkt feribot bağlantısı olan Rodos, İstanköy (Kos), Sisam (Samos), Sakız (Chios) ve Midilli adalarında dört yıldır uygulanan Sınırda Schengen Vizesi için alınan ücretin yüzde 100 zamlanacağının açıklanması tepkilere neden oldu. Yunanistan vize ücretinin 70 Euro olacağını açıklamıştı. Komşu tepkiler üzerine geri adım attı ve vize ücretleri eskiden olduğu gibi yine 35 Euro olarak ücretlendirilecek. com.tr Hapag-Lloyd, Pire Limanı ile Beyrut Limanı arasında yeni bir sefer başlatıyor Dünya taşımacılık devlerinden Hapag-Lloyd, 27 Nisan dan itibaren Yunanistan ın Pire Limanı ile Lübnan ın Beyrut Limanı arasında düzenli taşımacılık seferlerine başlayacak. Ashdod Limanı nın yeni işletmecisi Hollandalılar oldu Financial Times: Bu yıl performansı en kötü para birimi TürkLirası İngiliz Financial Times gazetesi 16 Nisan 2015 tarihli sayısında Türk Lirası nın Amerikan Doları karşısında rekor düzeyde gerilemesine değindi. Gazete, bu yıl şu ana kadar gelişmekte olan ülkeler arasında para birimi dolara karşı en fazla değer kaybeden ülkenin Türkiye olduğunu yazdı. Gazetenin muhabirleri Michael Hunter ve ElaineMoore liranın dolar karşısında sadece bu yılki değer kaybının yüzde 16 ya ulaştığını vurguladı. Arkas yeni gemi satın aldı Arkas iki yeni Türk bayraklı konteyner gemisi aldı Türkiye nin en büyük konteyner gemi filosuna sahip olan Arkas, filosuna iki yeni konteyner gemisi ekledi TEU kapasiteli M/V Inga A ve TEU kapasiteli M/V Roseline A nın eklenmesiyle gemi sayısı 27 ye kapasitesi 38 bin 728 TEU ya ulaştı. www. arkas.com.tr Kırım ambargosunu turistik gemiyle delme girişimi Mayıs a kaldı 15 Nisan tarihinden itibaren Yalta- İstanbul-Yalta seferlerini yapması planlanan Adriana adlı geminin sahipleri, seferleri belirsiz süreyle ertelediklerini açıkladı. Yalta Limanı Müdürü DmitriyPetrov, Adriana adlı geminin sahipleri seferlere ara vermeye karar verdiğini, ancak 1 Mayıs tarihine kadar seferler konusunda karar alacaklarını bildirdi. Petrov, Gemi sahipleri halen İngiltere de bulunuyor. Yolcu sayısı, sefer tarifesi vs. konularında gerekli işlemleri yapıyor dedi. Seaspan, 7 adet konteyner gemi siparişi daha verdi Hong Kong un en büyük denizcilik şirketlerinden Seaspan 7 yeni konteyner gemisi siparişi verdi yılında teslim edilecek gemilerle birlikte şirketin gemi sayısı 118 e yükselecek. Sipariş edilen gemilerin toplam değeri 653 milyon dolar. ScorpioTankers 3 yeni tankeri teslim aldı, 13 yeni tanker siparişi daha verdi Dünyanın her yerinde denizyolu ile petrol ürünleri taşımacılığı yapan ScorpioTankers filosuna 3 yeni tanker daha kattı. Şirket bunun dışında 13 yeni tanker siparişi daha verdi. ScorpioTankers in filosunda şuan itibariyle toplam 45 tanker gemisi bulunuyor. Yeni tankerler Güney Kore de bulunan 3 ayrı tersane tarafından bu yılın Mart ayında teslim edildi. Dorian LPG LTD. Şirketinin yüzde 16 lık hissesine de sahip olan ScorpioTankers, Mart ayında teslim aldığı 3 tankerin dışında 13 yeni gemi siparişi daha verdi. Bu 13 gemiden 9 unun 2015 yılı sonunda teslim alınması öngörülürken, diğer 4 ünün 2016 yılı başında filoya katılması bekleniyor. Britanya da liman hisseleri satışa çıkarıldı Britanya nın en büyük liman işletmecisi olan Associated British PortsHoldings LTD. ait hisselerin yüzde 30 luk kısmını satışa çıkardı. CanadaPension Plan Investment Board ( CPPIB) ve HermesInfrastructure konsorsiyumu hisselere talip oldu. CanadaPension Plan Investment Board (CPPIB) ve HermesInfrastructure konsorsiyumu, Britanya nın en büyük liman işletmecisi olan Associated British PortsHoldings LTD. ye ait hisselerin yüzde 30 luk kısmını 2.4 milyar dolara satın almaya hazırlanıyor. www. denizhaber.com.tr Demir cevheri fiyatlarındaki hızlı azalış sürüyor Son on yılın en düşük seviyesine gerileyen demir cevherinin tonu 50 Dolar ın altına inmiş durumda. Fiyatların sert şekilde düşerek küresel mali krizden önceki döneme ulaşmasında demir arzının artması başlıca nedenlerden biri. Diğer bir nedense dünyanın en büyük demir cevheri üreticisi Vale nin Malezya da dev bir demir cevheri dağıtım merkezi kurması. Tesisten yılda 30 milyon ton demir cevheri dağıtımı gerçekleştirecek şirket, bu sayede Çinli müşterilerine teslimat süresini kısaltmış olacak. Geçtiğimiz günlerde Hayfa Limanı nın işletmesini Çinliler e veren İsrail, bu kez de Ashdod Limanı nı ihaleye çıkardı. Yapılan ihalede Ashdod Limanı nın işletmesini Hollandalılar kazandı. Hollandalı Dutch Terminal Investment Limited ( TIL ) Ashdod Limanı ihalesini kazanarak limanın işletme haklarına sahip oldu. İhalede yarışan diğer ekip ise dünyaca ünlü EUROGATE şirketine bağlı bir Almanya merkezli bir firmaydı.işletme hakkını alan TIL firması limanın faaliyetlerine 2021 yılında başlayacağını duyurdu. Bu zamana kadar işletmeci firma limanın altyapı ve dizayn çalışmaları da dahil olmak üzere, rıhtım inşaatı, dalgakıran yapımı ve finans planlaması gibi konularla meşgul olacak. Bunlara ek olarak şirket, bilgi yönetim sistemleri ve operasyonel ekipman temini gibi konularla da ilgilenecek. Süveyş Kanalı dan geçiş ücreti 5 bin dolara çıktı Mısır, daha önce açıkladığı gibi Türkiye ile Ro-Ro anlaşmasını itibarıyla yenilemedi. Böylelikle Türk ihraç ürünlerinin Suudi Arabistan ve diğer Körfez Ülkeleri ne ulaşmada kilit rota olan Sina Yarımadası nı kamyonlarla geçme devri sona erdi. Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Çetin Nuhoğlu, Süveyş Kanalı Ro- Ro ile geçilerek doğrudan Suudi Arabistan ın Duba Limanı na ulaşılmaya başlandı. Eskiden 10 gün süren yol, 4 güne düştü. Ancak kamyon başına maliyet 3 bin 500 dolardan 5 bine çıktı dedi. com.tr Gemi ihracatçısına ek süre verildi Gemi inşa ve ihracının finansmanı amacıyla alınan ve henüz ihracat taahhüt hesabı kapatılmamış olan belgesiz ihracat kredilerine ilişkin ihracat taahhütleri 31 Aralık 2015 e kadar yapılacak ihracatla kapatılabilecek. Karar Resmi Gazete de yayımlandı Karara göre, dünya genelinde yaşanan kriz nedeniyle 1 Ocak Aralık 2009 tarihleri arasında gemi inşa ve ihracının finansmanı amacıyla alınan ve henüz ihracat taahhüt hesabı kapatılmamış olan belgesiz ihracat kredilerine ilişkin ihracat taahhütleri 31 Aralık 2015 e kadar yapılacak ihracatla kapatılabilecek

20 Bilindiği üzere deniz taşımacılığı piyasası TAM REKABET PİYASASIDIR. Türkiye deki bazı ekonomistler deniz taşımacılığında tam rekabet piyasası olmaz deseler de, düzenli hat taşımacılığın da belli bir dönemini hariç tutarsak, (Konferans uygulaması blok olarak Suez Kanalının açılmasını takiben 1875 (Calcutta Conference) yıllarından 2008 yılına kadar devam etmiştir.)deniz taşımacılığında rekabeti önleyen davranışlara müsaade edilmemektedir. İngiltere de konferanslar konusunda yy. başından beri en az 3 dava açılmışsa da, faydalarının zararlarından fazla olduğu ileri sürülerek konferansların devamına karar verilmiştir. Ancak Konteyner Taşımacılığında AB bakımından Kıta Avrupası Uzak Doğu hattında FEFC (Far East Freıght Conference), Transatlantik Piyasasında ise (ABD-Kıta Avrupası arasında)taca(trans Atlantic Conference Association) mevcudiyetini devem ettirse de, daha sonra AB bünyesinde 2008 yılında blok konferans uygulamalarına son verilmiştir. *AB bu kararı 2006 yılında almış ancak 2 yıllık bir geçiş süresi uygulayarak 2008 de yürürlüğe girmiştir. Ancak Konsorsiyumlara müsaade edilmektedir ki bu da ABD deki vessel sharing agreement lara çok yakın bir uygulamaya tekabül etmektedir. Burada da belli bir pazar payı dikkate alınarak ABD ve AB bunun altında Pazar payına sahip şirketlere böyle VSA lara müsaade etmektedir. ABD içinde bazı müellifler ABD deki mevcut uygulamanın ve Konferansların Antitrust yasalarına aykırılığını ve bunun Kongre Kararlarına karşı olduğu belirtilmektedir. Aslında 1961 ACT ile ABD de konferans faaliyetlerine sınırlama getirilmiş ancak dünyanın diğer bölgelerinde küresel Harun Şişmanyazıcı Öğretim Görevlisi - İMEAK DTO YKB Danışmanı Dökme Yükte Tam Rekabet Piyasasına Başkaldırı olarak bu uygulamalara müsaade edildiğinden ABD de buna belli kriterler tahtında göz yummak zorunda kalmıştır. Fakat 2008 de AB Blok halinde konferans uygulamalarını yasaklayınca, bu sefer vaktiyle bunu yasaklayan fakat Avrupa ve diğerleri uyguladığı için yasalarını gevşetmek zorunda kalan ABD bunun etkilerini kendi denizcilik piyasası için inceleyen 350 sayfalık bir çalışma yaptırmak zorunda kalmıştır. (1916 Shipping ACT konferans sistemini toptan reddetmese de bir birim tarafından kontrol edilmesini istemekteydi(fmc). Revize edilen 1961 US Shipping Act da ise konferans faaliyetleri iyice sınırlanmıştır. Fakat diğer ülkelerin Konferans uygulamalarına müsaade etmeleri ABD nin bu uygulamasını uluslararası zeminde geçersiz kılmış,sıkıntılar yaratmış ve nihayet 1984 Shipping Act ile konferans uygulamalarına yeniden esneklik kazandırılmıştır. Böylece Konferans uygulamaları ABD nin Antiturst rejim uygulamalarından istisna hakkı elde etmiştir. Daha sonra ise bu konu 1 Mayıs 1999 da yürürlüğe giren Ocean Shipping Reform Act of 1998 (OSRA )içinde ele alınarak kontrollü bir şekilde konferans uygulamalarına müsaade edilmiştir. En azından toplamda pazar payları belli bir miktarın altındaki line lara VSA yapmalarına yani bir tür konsorsiyum uygulamalarına müsaade edilmektedir. ) Bunlar ise tam Konferans uygulamalarından farklı hususlardır. Açık piyasa taşımacılığında yada Tramp sektöründe bu tip kartelci yada oligopolistik uygulamaların olmadığı dökme kuru yük piyasasının da böyle bir uygulamaya müsait olmadığı bilinen bir gerçektir. Dökme kuru yük piyasasında böyle bir uygulama bundan 15 yıl önce ilk defa görülmüş ancak 1 yıl uygulanabilmiş daha sonra bu birlikteliğin ortaklarının her biri kendi yollarına gitmişlerdir. Dolayısı ile Açık Piyasa taşımacılığı tam rekabet piyasasıdır. Çünkü armatörlerden her hangi biri piyasaya sunduğu ya da piyasadan çektiği tonaj miktarı ile piyasayı etkileyemez, piyasadaki navlunlar üzerinde etkin olamaz. Diğer taraftan bu sektörde genel bir parçalanmışlık bulunmaktadır. Yani filo bir çok armatöre dağılmıştır. Konteyner taşımacılığındaki tepedeki birkaç şirket filonun büyük bir bölümünü kontrol etmemektedir. Büyük şirketler olsa da filo çok büyük olduğundan 705 Milyon DWT (300GT üstü dünya ticaret filosu sınıflamasında adet gemi) bunların bazılarının bir araya gelmesi halinde bile kontrol edilen pazar payı %5 lerin altında kalmaktadır. Bununla birlikte piyasadaki navlunlar bulunulan segment ya da bölge itibari ile o an orada bulunan boş gemi sayısı ve piyasaya giren taşıma talebine göre oluşmaktadır. Sektördeki genel gemi tonajı arzı ve talebi piyasadaki navlunların ya da Time Charter rate lerinin oluşmasında etken olsa da, bundan daha önemlisi ceografik segmentlerdeki gemi tonajı arzı ve talebi arasındaki denge olmaktadır. Örnek vermek istersek dünyanın en büyük Dökme Kuru Yük Taşıma Şirketlerinden biri olan STAR BULK şu an operasyonda olan 65 gemisi ile Küresel Kuru Dökme Yük tonajı olan toplam adet/705 Milyon DWT (300 GT üstü gemi sayısı) gemi içinde %0.62 lık bir paya sahiptir. Dolayısı ile böyle bir tonajla kimse piyasayı kontrol edemez. Kaldı ki Tramp piyasa- sı kapalı bir piyasa olmadığından çalışma alanı itibari ile de daha parçalı bir pazar yapısına sahiptir.(her ne kadar kömür, demir cevheri ve tahıl piyasası rotaları belli de olsa, bir düzenlilik mevcut değildir) İşte bu nedenledir ki bu sene başında BDI de 3. dip görülmüştür (Armatörler piyasayı kendi çıkarlarına kontrol edemedikleri ve navlunları piyasadaki tonaj ve arzı belirlediği için). Bilindiği üzere deniz taşımacılığı sektörü küresel bir kriz ile karşı karşıyadır. Geçmişte maksimum 5-7 yıl gibi uzun süren kriz dönemlerine rastlanmışsa da, bu sektördeki konjonktürel kriz devreleri ortalama 3 yıl olmaktadır.(bazıları bunun 7 yıl sürdüğünü söylese de, ortalama değer bu değildir) 2007 de başlayan ancak 2008 ikinci yarısında ortaya çıkan finansal kriz ile birlikte başlayan etkilenmeli kriz sonraları yapı değiştirerek hala devam etmektedir. Deniz ticaret sektörü önceleri domino etkisi ile dolaylı bir etkilenme yaşamış, daha sonra ise yükselen piyasa koşullarının sağladığı talep artışına cevap vermek üzere yapılan aşırı gemi tonajı siparişleri ve arzı ile aşırı tonajdan kaynaklanan gerçek bir deniz ticaret krizi ile karşılaşılmıştır. 3 yılda piyasaya ortalama 580 Milyon DWT gemi girmiştir. Bu cümleden olmak üzere, 2010 yılında sektörde biraz iyileşme görülse de 2012 yılında gerçek bir deniz ticaret sektörü krizi ile karşılaşılmış, ve BDI de 2008 den sonra ikinci dip görülmüştür.2013 yılı özelikle dökme yük piyasası için iyi bir yıl olmasına karşın,bu iyiliğin yarattığı aşırı gemi tonajı siparişleri ve piyasaya giren ilave gemiler ile bu sefer 2014 yılındaki iktisadi durgunluğa bağlı olarak gemi tonajı talebindeki artış miktarının yeterli olmaması nedeni ile 2014 sonlarında BDI de 3. dibin oluşmasına sebep olmuştur. Sadece kuru dökme yük tonajında 2008 ila 2014 yılı sonuna kadar %85 lik artış görülmüştür. Şu an için dökme yük tonajında %20 aşırı kapasite bulunmaktadır (bazı kaynaklarda %15-16 civarındadır). Halihazırda temel ham maddeleri taşıyan dünya dökme yük filosu 300 GT üstündeki gemiler bakımından, adet 705 Milyon DWT e ulaşmıştır. Sadece Panamax tonajı Post Panamaxlar dahil olmak üzere( dwt arası) 200 Milyon Dwt e çıkmıştır. Bu nedenle 2014 ün büyük bir bölümünde Panamax tonajı başa baş noktasının altında çalışmış ve aynı durum 2015 başında da devam etmiştir. Panamaxların 2014 ortalama kazançları USD day olmuştur. Zaman zaman Çin ın demir cevheri ithalatındaki %16 lık artış (Yıllık artış %13) ve bunun son zamanlarda Brezilya dan yapılması nedeni ile Cape navlunları nispeten iyi olsa da (ortalama USD per day ) yıl sonuna doğru bu segmentte de kriz görülmüş ve Time Charter rateler 6500 lere kadar gerilemiştir. En son kapanış USD 6900 gün olmuştur. Bu tonajın başabaş noktası ise USD 5500 ila 8000 gün arasındadır. Daha önceleri USD gün idi. (Not bu rapor 23 Şubat 2015 tarihinde hazırlanmıştır. Bu nedenle değerlendirmeler bu tarih itibari ile yapılmıştır) Yukarıdaki açıklamalarımızın ışığı altında dökme kuru yük filosu 2014 yılında %5 artmış ancak talep yeterli olarak artmadığından ton mil esası ile %4 artmış ve utilizasyon %1 düşmüştür. Dökme Kuru yük piyasasında 2014 yılında küresel olarak demir cevheri taşımaları %11, tahıl+soya %9 artmış ancak kömür taşımaları %1, diğerleri ise %1.5 düşmüştür. Bu düşme ve artışta da yine Çin önemli rol oynamıştır. Çin in toplam dökme yük ithalatı sadece %2 artmıştır. Bunun içeriğine baktığımızda ise demir cevheri taşımaları %13,tahıl %52, soya %13 artmış ancak kömür taşımaları %11, boksit %49,nikel taşımaları yada ithalatı %33 düşmüştür.(kaynak Platou 2014 Report) Tüm bunlara bağlı olarak da 2014 yılında ağırlıklı dry bulk index %10 düşerek 2013 deki USD günden 2014 de USD güne düşmüştür. Baltic Dry Index şu an 516 lardadır. Bu indexin tutulmaya başlandığı 1986 yılından beri tarihi olarak en düşük değerdir.(23 Şubat 2015) Kısa vadede 2015 yılında bu sektörde önemli bir gelişme beklenmemektedir yılı başında önceleri Çin in aşırı demir cevheri talebi ile limanlardaki stokların 12 aylık en düşük seviyesinin üstüne çıkılmış ve Çin yeni yılı ile piyasa yeniden bir durulma sürecine girmiştir.2015 başında Çin e yapılan demir cevheri taşımalarının artması düşük emtia fiyatları ve navlunlar olmuştur yılının ancak 3. çeyreğinden itibaren ya da iyimser tahmin ile 6. aydan itibaren nispi bir iyileşme görülecektir. Bu beklentinin tek istisnası Çin in agresif ve yüksek basınçlı teşvik ve genişleme politikası olacaktır. Bu ise mevcut ekonomi politikası ile zor gibi gözükse de IMF önerileri doğrultusunda alt yapı yatırımlarına ağırlık verilecektir. Nitekim Çin den bu yönde açıklamalar gelmiştir. Geçmişteki krizlerde yükselişte olan ülkeler gelişmiş ekonomilerdeki durgunluğu telafi ederken, artık gelişmekte yada yükselişte olan ekonomilerde yorulmaya başlamış. Deniz taşımacılığında en büyük kömür, demir cevheri, petrol, soya ithalatçısı Çin in ekonomisindeki soğuma nedeni ile demir cevherini bir kenara bırakırsak özellikle kömür ithalindeki düşme yüzünden hem Cape hem de Panamax tonajı için yarattığı talep azalmıştır. Hindistan alımlarının artması ise Çin in kömür ithalindeki azalmayı karşılayamamıştır. Çin in içerdeki finansal risk ve balonları küçültmek ve sürdürülebilir bir büyümeyi sağlamak için kontrollü küçülme politikası nedeni ile deniz ticaret sektörü bundan ziyadesi ile etkilenmiştir. Bu durumda Dökme kuru yük piyasasının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin genişlemeci politikalarına ve Çin in bu yıl 1 Trilyon USD alt yapı yatırımlarına yatırım yapması beklenmesine rağmen 2016 ortasından önce sağlıklı bir yapıya kavuşmayacağı tahmin edilmektedir. Çünkü Japonya gibi resesyon, AB gibi deflasyon riski altında olan gelişmiş ekonomiler, Brezilya, Rusya gibi resesyon riski altında olan hatta bunu yaşayan yükselişte olan ülkelerin durumu dikkate alındığında dünyanın bu krizden çıkması zaman alacaktır. Çünkü genişlemeci politikalar ancak 6-9 ayda büyümeye katkı vermektedir. AB için bunun 3 yılda %1 olması beklenmektedir. Yükselişte olan ülkeler bakımından Asya nın Çin dışındaki ülkeleri,hindistan gelişmiş ekonomiler arasında belirgin olarak; İngiltere, ABD, İspanya,Almanya yı bir kenara koyarsak, Alt Sahara nın zengin ülkelerini de ayırırsak dünya gerçekten bir küçülme döneminden geçmektedir. Disenflasyonist yani fiyatların artma yerine düşme eğiliminde olması ancak hala ekside olmaması dünya için büyük bir baş ağrısı olmak