ARZUNUN RENG VINA JACKSON. ingilizceden Çeviren: SOLiNA SiLAHLI. Pegasus Yayınları: 601 Bestseller Roman: 247

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ARZUNUN RENG VINA JACKSON. ingilizceden Çeviren: SOLiNA SiLAHLI. Pegasus Yayınları: 601 Bestseller Roman: 247"

Transkript

1

2 Pegasus Yayınları: 601 Bestseller Roman: GÜN SERİSİ: ARZUNUN RENGİ VINA JACKSON Özgün Adı: Eighty Days Yellow Yayın Koordinatörü: Yusuf Tan Editör: Esra Etleç Düzelti: Cengiz Alkan Sayfa Tasarımı: Meral Gök Kapak Baskı: Zirve Ofset Film-Grafik: Mat Grafik Baskı-Cilt: Alioğlu Matbaacılık Orta Mah. Fatin Rüştü Sok. No: 1/3-A Bayrampaşa/İstanbul Tel: Baskı: Şubat 2013 ISBN: Türkçe yayın hakları PEGASUS YAYINLARI, 2013 Copyright Vina Jackson, 2012 Bu kitap bir hayal ürünüdür. Eserde geçen isimler, yerler ve olaylar yazarın hayal gücünün ürünüdür ya da hayali olarak tasarlanmıştır. Hayatta ya da ölmüş kişilerle, olaylarla ya da yerlerle ilgili benzerlikler tamamen tesadüfîdir. Bu kitabın Türkçe yayın hakları The Buckman Agency den alınmıştır. Yayınevinden yazılı izin alınmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz. Yayıncı Sertifika No: Pegasus Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti. Gümüşsuyu Mah. Osmanlı Sk. Alara Han No: 27/9 Taksim / İSTANBUL Tel: (pbx) Faks: / info@pegasusyayinlari.com 80 VINA JACKSON GÜN i ARZUNUN RENG ingilizceden Çeviren: SOLiNA SiLAHLI PEGASUS YAYINLARI ROMAN

3 Vina Jackson bu kitapta ilk kez birlikte çalışan iki yazarın mahlasıdır. Biri ünlü bir editör, radyo programcısı ve şimdiye dek dokuz romanı yayımlanmış, erotik edebiyata dair büyük bir koleksiyona sahip bir yazardır. Diğeri daha önce de kitaplar yazmış, finans sektöründe çalışan ve Londra gece hayatında tanınan bir isimdir. UYARI: Kitabın içeriği yetişkin okurlara uygundur. Cinsel sahneler barındırır.

4 1 Bir Kız ve Kemanı Hepsi Vivaldi nin suçu. Özellikle de, şu anda tatlı tatlı horlayan erkek arkadaşımın yanı başındaki komodinin üzerinde ters yüz halde duran Vivaldi nin Dört Mevsim CD min. Darren sabaha karşı saat üçte iş gezisinden dönüp beni dörtlü stereo ses sisteminin son sesinde çalan konçerto eşliğinde oturma odasının ahşap zemininde çırılçıplak uzanmış halde bulunca tartıştık. Darren kapıyı açtığında Dört Mevsim Konçertosu nun ikinci bölümü olan Yaz ın 1 en canlı bölümü çalıyordu. Sağ omzumda hissettiğim ayakkabısının tabanıyla beni ileri geri sarsıncaya kadar geldiğini de fark etmemiştim. Gözlerimi açtığımda üzerime eğildiğini gördüm. Lambanın açıldığını ve CD nin aniden sustuğunu da o anda fark ettim. 1 Yaz sözcüğünün İngilizce karşılığı olan summer kelimesi aynı zamanda karakterimizin adına gönderme yapıyor. (yay. n.) 7

5 Ne halt ediyorsun? dedi. Müzik dinliyorum, diye yanıtladım en kısık sesimle. Onu duyabiliyorum! Sokağın başından bile duyuluyor zaten! diye bağırdı. Los Angeles a gitmişti ve uzun bir yolculuk yapmış birine göre fazlasıyla dinç görünüyordu. Takım elbisesinin yarısı hâlâ üzerindeydi; bembeyaz bir gömlek, deri kemer, çok ince çizgili lacivert bir pantolon giymiş ve onunla uyumlu ceketini bir koluna takmış, tekerlekli çantasının sapını da sımsıkı kavramıştı. Müziğin sesinden başka bir şey duymasam bile dışarıda yağmur yağdığı belliydi. Çantası yağmurdan kayganlaşmış, yan tarafından yere akan sular bacaklarımın tam yanında bir gölcük oluşturmuştu. Şemsiyesinin koruyamadığı pantolonu ıslaktı ve baldırına yapışmıştı. Başımı ayakkabısına çevirdiğimde ıslak baldırının bir kısmını gördüm. Miske benzer bir şey kokuyordu; biraz ter, biraz yağmur, biraz ayakkabı cilası ve deri. Ayakkabısından koluma birkaç damla su damladı. Vivaldi nin üzerimde her zaman özel bir etkisi olmuştur ve ne sabahın erken saati ne de Darren ın yüzündeki öfkeli ifade, hızla bedenime yayılan sıcaklığı hissetmeme, tıpkı müzik gibi damarlarımdaki kanı ateşlemesine engel olamadı. Ayakkabısı sağ koluma hafifçe bastırmaya devam ettiği için dönerek sol kolumu bacağına uzattım. Onu yakmışım gibi anında geri çekilerek kafasını iki yana salladı. Tanrı aşkına, Summer... Çantasını sürükleyerek CD rafının yanındaki duvara yasladı ve Dört Mevsim CD sini disk çalardan çıkartıp odasına geçti. Kalkıp peşinden gitmek aklıma geldiyse de vazgeçtim. Üzerimde kıyafet olmadan Darren la girişeceğim bir tartışmadan galip çıkmam mümkün değildi. Çıplak vücudum dimdik ayakta durmak yerine yatay pozisyondayken ahşap döşemeyle daha kolay kaynaşacağı için kımıldamadan uzandığım takdirde Darren ın gözüne daha az ilişerek öfkesini biraz olsun yatıştırabileceğimi ümit ettim. Giysi dolabının kapağının açıldığını ve ceketini asarken tahta askıların çıkardığı o bildik tıkırtıyı duydum. Altı aydır flört ediyorduk ve bir kez olsun sıradan bir insan gibi paltosunu sandalyeye veya koltuğa fırlattığını görmemiştim. Ceketini dolaba astıktan sonra oturdu, ayakkabısını ve kol düğmelerini çıkardı, gömleğinin düğmelerini açtı ve onu da çıkartıp hemen çamaşır sepetine bıraktı, kemerini lacivert, siyah ve kahverengi tonlarındaki bir düzine iç karartıcı kemerin yanına astı. Erkeklerde hoşuma giden tarzda slip külot giyiyordu; bel kısmı kalın, esnek pamuklu küçük bir parça. Külotun kışkırtıcı sıkı sarış şekli hoşuma gitse de, evin içinde asla o halde dolaşmayıp kendini sabahlığının arkasına gizlediği için beni müthiş bir hayal kırıklığına uğratırdı. Darren a göre çıplaklık rencide ediciydi. Yazın bir resitalde tanışmıştık. Benim için çok önemli bir gündü; kemancılardan biri hastalandığı için son dakikada orkestraya dâhil olmuştum. Arvo Pärt tan nefret ettiğim bir parça çalınacaktı. Bence çok düzensiz ve monotondu ama küçük de olsa gerçek bir sahnede Justin Bieber bile çalsam keyif almanın bir yolunu bulurdum. Darren da izleyicilerin arasındaydı ve hoşuna gitmişti. 8 9

6 Kızıl saçlara özel bir ilgisi vardı ve görüşmeye başladıktan bir süre sonra, sahnenin açısı yüzümü görmesine engel olsa da başımı çok iyi görebildiğini söylemişti. Saçlarım sahne ışığında alev alev ışıldıyormuş. Bir kova şampanya almış ve beni kuliste bulmak için organizatörlerle bağlantıya geçmişti. Şampanyayı sevmediğim halde içmiştim, çünkü uzun boylu, yakışıklıydı ve o güne kadarki tek gerçek hayranım olduğu söylenebilirdi. Ön dişlerim olmasaydı ya da bir şekilde tipi olmasaydım ne yapacağını sorduğumda, kızıl saçlı olmamasına rağmen çekici bulduğu perküsyonist kızla şansını deneyeceğini söylemişti. Birkaç saat sonra sarhoş olmuştum ve sırtüstü uzandığım Ealing deki odasında, üzerime çıkmadan önce ceketini asıp ayakkabılarını dikkatlice yan yana koyan bir adamla nasıl yatağa girdiğimi düşünüyordum. Ama penisi büyüktü ve hoş bir dairesi vardı. Sevdiğim bütün müzik türlerinden nefret ettiğini öğrensem de, aylarca hemen hemen her hafta sonumuzu birlikte geçirdik. Ne yazık ki bana göre o sürenin yeterli bir kısmı yatakta geçmemiş, çoğunluğu hiç hoşuma gitmeyen, Darren ın da anlamadığı kanısına vardığım entelektüel sanat çalışmalarını gezmekle geçmişti. Bar ve metro duraklarında değil de, düzgün klasik müzik salonlarında çaldığımı gören adamlar, bir kadın kemancıyla ilişkilendirdikleri tüm özellikleri taşıdığıma inanarak Darren la aynı hataya düşüyorlardı. Onlara göre ben; zevksiz ve açık saçık kıyafetlerin asla yer bulamadığı, sahneye uygun sade ve şık kıyafetlerle dolu bir gardırobu olan terbiyeli, kurallara uyan, kültürlü, eğitimli, zarif ve kibar bir kadındım. Kısa topuklu ayakkabılar giyerdim, ince bileklerimin yarattığı etkinin farkında bile olmazdım. Aslında konserler için Brick Lane deki bir dükkândan on dolara alıp bir terziye üzerinde oynamalar yaptırdığım bir tek siyah elbisem vardı. Boynu kapalı, sırtı açık kadife bir elbiseydi ama onu Darren la buluştuğum gecenin öncesinde kuru temizlemeye verdiğim için kredi kartımla Selfridges dan dar bir elbise almış, etiketini iç çamaşırıma sokmuştum. Neyse ki Darren derli toplu bir âşık olduğu için benim veya elbisenin üzerinde leke bırakmamış, böylece ertesi gün elbiseyi iade edebilmiştim. Whitechapel da hafta içi kaldığım kendi dairem vardı. Geniş sayılabilecek tek kişilik bir yatak, gardırop görevi gören raylı bir askılık, küçük bir lavabo, buzdolabı ve ocağın bulunduğu dairem, daha çok odaya benziyordu. Sık sık rastlaşmama rağmen genellikle kendi halinde görünen diğer dört kişiyle paylaştığım banyo koridorun sonundaydı. Konumuna ve binanın yıkık dökük olmasına rağmen, bir gece British Museum u geç saatte ziyaret ettikten sonra gittiğim barda tanıştığım kiracıyla anlaşma yapmasam kirayı asla ödeyemezdim. Odayı neden daha ucuza kiraladığını tam anlamıyla asla açıklamamıştı ama ben döşemenin altında ya ceset ya da beyaz toz olduğunu tahmin ediyordum ve geceleri koridordan koşarak geçen ekiplerin ürkütücü ayak seslerini duyma beklentisiyle gözüme uyku girmiyordu. Kısmen bütün bina dezenfekte edilmediği sürece Darren içeriye adımını atmazmış hissine kapıldığımdan, kısmen de hayatımda yalnızca bana ait bir parça olmasını istediğimden Darren daireme hiç gelmemişti. Sanırım içten içe bu ilişkinin 10 11

7 yürümeyeceğini biliyordum ve gecenin bir vakti pencereme taş atan reddedilmiş bir âşıkla da uğraşmak istemiyordum. Birkaç defa onun yanına taşınmamı ve kiraya verdiğim parayı daha güzel bir kemana ya da derse harcamamı teklif etmişse de ben reddetmiştim. Başkalarıyla, özellikle de sevgiliyle birlikte yaşamaktan nefret ederim ve erkek arkadaşım tarafından desteklenmektense sokak köşelerinde ek iş yaparım daha iyi. Kol düğmesi kutusunun yumuşak bir pat sesiyle kapandığını duydum, gözlerimi kapattım ve kendimi görünmez kılma teşebbüsüyle bacaklarımı sıktım. Darren tekrar oturma odasına gelip yanımdan mutfağa geçti. Mutfaktaki musluğun aktığını, havagazının yumuşak tıslama sesini ve birkaç dakika sonra da çaydanlığın fokurtusunu duydum. Islık çalana kadar ocakta ısıtılması gereken eski tip modern çaydanlıklardan vardı onda. Neden elektrikli olanlardan almadığını anlamıyordum ama suyun tadının daha iyi olduğunu ve iyi bir çayın, bir çaydanlık dolusu iyi suyla yapılabileceğini iddia ediyordu. Ben çay içmem. Kokusu bile midemi bulandırır. Kahve içerim ama Darren uykumu kaçırdığı için akşam yediden sonra bana kahve yapmaz, yatakta durmadan kıpırdandığım için onu da uyutmuyormuşum. Yerde iyice gevşedim ve kontrollü bir çabayla nefesimi yavaşlatıp ceset gibi kımıldamadan durarak başka bir yerdeymişim gibi davrandım. Sen bu haldeyken seninle konuşamam Summer. Sesi bedeninden ayrılarak mutfaktan bana ulaşmıştı. En sevdiğim yanlarından biriydi bu; kimi zaman yumuşak ve sıcak, kimi zamansa soğuk ve sert olan kolejli birinin zengin tok sesli aksanı. Bacaklarımın arasında ani bir sıcaklık hissedince onları mümkün olduğunca sıktım ve oturma odasında yerde seviştiğimiz o ilk ve tek seferde Darren ın yere havlu serdiğini anımsadım. Dağınıklıktan nefret ederdi. Nasıl yani? diye yanıtladım gözlerimi açmadan. Böyle! Delirmiş gibi çırılçıplak yere uzanmış haldeyken! Kalk da üzerine doğru dürüst bir şeyler giy. Çayının son yudumlarını içip nazik yutkunuşlarını duyarken, dizlerinin üzerine çökse ve ağzını bacaklarımın arasında hissetsem nasıl olurdu diye düşündüm. O düşünceyle kızardım. Duştan çıkalı beş dakikadan fazla olmuşsa Darren bana oral seks yapmazdı ve yaptığında da dokunuşları belli belirsiz olurdu ve ilk fırsatta dilinin yerini parmağı alırdı. Tek parmak kullanmayı tercih ederdi ve elimi uzatıp iki parmağını daha içime sokması için onu yönlendirdiğimde pek hoş bir tepki vermemişti. Tanrım Summer, demişti, bu şekilde devam edersen otuzuna geldiğinde iyice esnemiş olacaksın. Mutfağa gidip elini bulaşık deterjanıyla yıkadıktan sonra yatağa yuvarlanmış, sırtını dönüp uykuya dalmıştı, bense uyku tutmadığı için tavanı izliyordum. Suyun şiddetli sesinden dirseklerine kadar yıkandığı anlaşılıyordu, bir buzağının doğumuna hazırlanan bir veteriner ya da kurban vermeye hazırlananan bir rahipti sanki. Bir daha da onu tek parmağından fazlasını kullanmaya teşvik etmedim

8 Darren fincanını lavaboya bırakıp yanımdan geçerek yatak odasına gitti. Gözden kaybolduktan sonra ayağa kalkmak için birkaç dakika bekledim. Vivaldi nin kurdurduğu hayallerden tamamen kurtulmuş olmama ve bacaklarımın ağrıyıp üşümesine rağmen böyle çıplak halde yerden kalkarken ona ne kadar korkunç görüneceğim düşüncesiyle yüzüm kızardı. Hazır olduğunda yatağa gel o halde, diye seslendi. Soyunup yatağa girişini dinledim ve iç çamaşırımı giyip örtünün altında yanına kıvrılmadan önce nefesinin derinleşmesini bekledim. Vivaldi nin Dört Mevsim ini ilk dinlediğimde dört yaşındaydım. Annem ve kardeşlerim büyükannemi ziyarete gitmişti. Babam işleri yüzünden bizimle gelemiyordu ve ben de onsuz gitmek istememiştim. Onlar beni arabaya bindirmeye çalıştıkça babama daha sıkı kenetlenip bağırıyordum. Sonunda merhamet edip beni babamla bırakmışlardı. Babam anaokulunu kırmama izin vermiş, beni işyerine götürmüştü. Tam üç gün boyunca gerçek bir özgürlük yaşamıştım. Tamirhanede oradan oraya koşturup tekerleklerin üzerine tırmanmış, lastik kokusunu içime çekmiş, babamın başkalarının arabalarını krikoyla kaldırıp yalnızca beli ve bacakları görünene kadar arabaların altına girişini izlemiştim. Günün birinde kriko yıkılıp araba babamın üzerine düşecek ve onu ikiye ayıracak diye ödüm koptuğu için onu hep yakından izlerdim. Ukalalıktan mı, aptallıktan mı bilmem ama o yaşta bile onu kurtaracağıma; yeterli miktarda adrenalinle arabanın gövdesini babamın kurtulmasına yetecek kadar yükseğe kaldıracağıma inanırdım. İşi bittiğinde kamyonetine atlar, yemekten önce tatlı yeme iznim olmasa da uzun eve dönüş yolunda dondurma almak için dururduk. Babam her zaman romlu ve kuru üzümlü dondurma siparişi verirken ben de her defasında farklı bir çeşit, bazen de iki farklı türden yarım top isterdim. Bir gece geç bir saatte uyuyamadığım için oturma odasına gitmiş, babamın karanlıkta sırtüstü uzandığını görmüştüm. Derin nefes alıp vermese de uyuduğu belliydi. Tamirhaneden pikabını getirmişti ve plak döndükçe iğnesinin hafif cızırtısını duyabiliyordum. Selam kızım, dedi. Ne yapıyorsun? diye sordum. Müzik dinliyorum, diye yanıtladı, dünyanın en sıradan şeyiymiş gibi. Yanına uzandığımda vücudunun sıcaklığını hissedip yağ sökücü sabunla karışık lastik kokusunu alabiliyordum. Gözlerimi kapatıp kımıldamadan uzandım, ta ki döşeme ortadan kaybolmuş da dünyadaki tek varlık boşlukta asılı kalan ben ve pikaptan yükselen Vivaldi nin Dört Mevsim inin sesiymiş gibi hissedinceye kadar. Annemle babamın asla onaylamadığı bir teori olarak kalmasına rağmen, muhtemelen adımı konçertonun bölümlerinden birinden aldığıma inandığım için, daha sonraları babama o plağı tekrar tekrar çaldırmıştım. Öyle hevesliydim ki o yıl doğum günümde babam bana bir keman hediye edip ders almamı sağlamıştı. Özel ders alacak ya da müzik öğrenecek birine benzemeyen fazlasıyla sabırsız ve 14 15

9 bağımsız bir çocuktum ama o gece Vivaldi yi ilk duyduğumda hissettiğim gibi uçmamı sağlayacak bir şey çalmayı bu dünyadaki her şeyden çok istiyordum. Böylece minik ellerimle o enstrümanı tutup yayına dokunduğum andan itibaren sürekli prova yapmaya başlamıştım. Annem bu işi takıntıya dönüştürmemden endişe edip derslerime, hatta arkadaşlarıma daha fazla vakit ayırabilmem için bir süreliğine kemanı benden uzaklaştırmak istemişse de enstrümanımdan ayrılmayı şiddetle reddetmiştim. Elimde yayımla her an uçabilirim sanıyordum. Onsuz ben bir hiçtim, yerle bütünleşmiş bir taş parçası gibi sıradan biriydim. Dokuz yaşına geldiğimde müzikte başlangıç düzeyini çabucak geçmiş, okuldaki müzik öğretmenimin asla akıl erdiremeyeceği bir düzeye erişerek onu şaşkına çevirmiştim. Babam, iki sokak uzağımızda yaşayan ve evinden neredeyse hiç çıkmayan yaşlı Hollandalı centilmen Hendrik van der Vliet ten daha ileri düzeyde ders almamı sağladı. Garip bir şekilde yürümesine sebep olacak kadar uzun boylu ve bir o kadar da zayıf bir adamdı. Kukla gibi bir ipin ucuna asılmıştı ve balın üzerinde ilerlemeye çalışan çekirge misali, sanki havadan daha ağır bir kütlenin içinde yürümeye çalışıyordu. Kemanını eline aldığında bedeni sıvılaşıyordu. Kolunun hareketini izlemek denizdeki dalgaların yükselip alçalmasını izlemek gibiydi. Müzik tıpkı bir dalga gibi içinde yükselip alçalıyordu. Gösterdiğim gelişme karşısında şaşırıp şüphelenen okuldaki müzik öğretmenim Bayan Drummond dan farklı olarak Bay van der Vliet neredeyse hiç etkilenmemişti. Nadiren konuşuyordu ve asla gülümsemiyordu. Yaşadığım Te Aroha kasabasının nüfusu çok az olmasına rağmen onu pek kimse tanımazdı ve bildiğim kadarıyla başka öğrencisi de yoktu. Babam bana onun eskiden Amsterdam da Bernard Haitink in yönetimindeki Royal Concertgebouw Orkestrası nda çaldığını ve bir konser esnasında Yeni Zelandalı bir kadınla tanışınca kariyerinden vazgeçip Yeni Zelanda ya yerleştiğini söylemişti. Kadın benim doğduğum gün bir trafik kazasında ölmüş. Hendrik gibi babam da sessiz bir adamdı ama insanlarla ilgilenirdi ve Te Aroha daki herkesi tanırdı. Ne kadar inzivaya çekilmiş olursa olsun eninde sonunda bir insan ister arabasının, ister motosikletinin, isterse de çim biçme makinesinin patlak tekerleğiyle ortada kalabilirdi ve en ufak onarım işini bile geri çevirmemekle ünlü babam, kasabalıların türlü garip işlerini halletmekten bitkin düşmüştü. Günün birinde bisikletinin lastiğini değiştirmeye gelip bir keman öğrencisiyle oradan ayrılan Hendrik de onlardan biriydi. Dünyaya karısının öldüğü gün geldiğim için onu mutlu etmek benim görevimmiş gibi Bay van der Vliet e karşı garip bir vefa borcu duyuyordum. Onu memnun edebilmek için himayesi altında kollarım acıyıp parmak uçlarım yara oluncaya kadar çalar da çalardım. Okulda ne popüler ne de dışlanmış biriydim. Notlarım her zaman ortalarda gezerdi ve özel derslerim ve yeteneğim sayesinde arkadaşlarımdan çok ileride olduğum müzik dışında pek göze çarpmazdım. Bayan Drummond, uzmanlığımın sınıf 16 17

10 arkadaşlarımı kıskandıracağından ya da uygunsuz kaçacağından korkarak derslerde beni görmezden gelirdi. Her gece garaja inip genellikle karanlıkta, kanon 2 sesinde yüzdüğümü hayal ederek keman çalar ya da müzik dinlerdim. Bazen babam da bana eşlik ederdi. Birbirimizle nadiren konuşurduk ama aramızda müzik dinleme alışkanlığımıza ve ikimizin de garip olmamıza bağladığım bir ilişki vardı. Partilere katılmaz, pek sosyalleşmezdim. Bu sebeple yaşıtım erkeklerle cinsel deneyimlerim sınırlıydı. Bununla birlikte, ileride cinsel yönden tutkulu biri olacağımın ilk işaretleri henüz ergenliğe adım atmadan önce kendini göstermeye başlamıştı. Keman çalmak algılarımı kuvvetlendiriyordu. Sanki dikkat dağıtıcı her şey sesin içinde boğuluyordu ve bedensel duyularım dışındaki şeyler de algılarımın içinde kayboluyordu. Ergenliğe adım attığımda bu hissi uyarılmayla bağdaştırmaya başladım. Neden kolayca tahrik olduğumu ve müziğin üzerimde neden bu kadar etkili olduğunu düşünmeye başladım.her zaman cinsel dürtümün anormal düzeyde yüksek olduğundan endişelenmişimdir. Bay van der Vliet bana insandan çok enstrüman muamelesi yapardı. Kolumu belli bir pozisyona sokar veya etten değil de tahtadanmışım gibi omurgamı düzeltmek için elini sırtıma dayardı. Kendi bedeninin bir uzantısıymışım gibi, dokunuşlarının farkında değildi sanki. Gösterişsiz görüntüsüne, yaşına, hafif buruk kokusuna ve kemikli yüzüne rağmen ona karşı bir şeyler hissetmeye başladım. Boyu ender rastlanacak ölçüde, babamdan bile uzundu. Muhtemelen iki metre vardı ve yanımda sırık gibi 2 Müzikte eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil de art arda duyulan, iki veya daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün. (yay. n.) görünüyordu. Boyum en fazla bir altmış beş olduğuna göre on üç yaşındayken kafam ancak göğsüne geliyordu. Mükemmel keman çalma hevesimden bambaşka sebeplerle derslerimizi dört gözle bekler olmuştum. Yanlışımı düzeltmek için elime dokunur ümidiyle yanlış nota çalmak ya da bileğimi ters hareket ettirmek gibi taktiklere sıkça başvuruyordum. Summer, dedi bana günün birinde, buna devam edersen sana ders vermekten vazgeçeceğim. Bir daha hiç yanlış notaya basmadım. Ta ki o geceye; Darren la Dört Mevsim için kavga etmeden birkaç saat öncesine kadar. Camden Town daki bir barda küçük bir blues rock grubuyla birkaç parça çalarken, parmaklarım ansızın dondu ve bir notayı kaçırdım. Grup üyelerinden kimse bunu fark etmedi. Zaten grubun solisti ve gitaristi olan Chris için gelen birkaç sadık hayran dışında dinleyicilerin çoğu da bizi görmezden geliyordu. Konser Çarşamba gecesiydi ve hafta içi kalabalığı cumartesi gecesi sarhoşlarından da kötüydü. Sadık hayranların yanı sıra sessizce bira içip sohbet etmeye gelen ve müzikle ilgilenmeyen müşteriler de vardı. Chris bu konuda endişelenmememi söylemişti. Gitarın yanı sıra keman da çalıyordu ama ticari kaygılar yüzünden kemandan vazgeçip gitarıyla ilgi çekmeye yönelmişti. Aslında ikimiz de keman virtüözüydük ve bundan ötürü aramızda ufak da olsa bir bağ vardı. Hepimizin başına gelir, tatlım, demişti. Ama benim başıma gelmemişti. Yerin dibine batmıştım

11 Konserin ardından onlarla birlikte içmeden hemen bardan çıkıp Darren ın Ealing deki dairesine gitmek için trene binmiş, yedek anahtarla içeri girmiştim. Uçuş saatlerini karıştırmıştım ve gece uçuşu yapıp sabah geç bir saatte varacak ve eve uğramadan doğruca ofise giderek bana bütün gece rahat bir yatakta müzik dinleyerek uyuma fırsatı verecek sanmıştım. Onunla flört etmeyi sürdürmemin bir sebebi de dairesindeki kaliteli ses sistemi ve yere uzanacak geniş bir alanı olmasıydı. CD çaları da olan, gerçek stereo sesten vazgeçmeyen tanıdığım birkaç kişiden biriydi ve kafamı mutfak dolabına sokmadığım sürece kendi dairemde yere uzanabileceğim bir yer yoktu. Birkaç saat boyunca aralıksız Vivaldi dinledikten sonra genelde zevkli de olsa bu ilişkinin yaratıcılık dürtümü engellediğine karar verdim. Altı aylık ölçülü sanat, ölçülü müzik, diğer ölçülü çiftlerle ölçülü barbeküler ve ölçülü seks, kendi ellerimle boynuma takıp düğümlediğim zincire asılmama sebep oluyordu artık. Bu durumdan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydım. Darren ın uykusu genelde hafifti ama Los Angeles uçuşlarının ardından yaşayabileceği uyku düzensizliğini bertaraf etmek için düzenli olarak Nytol içerdi. Normalde boş olan atık kâğıt sepetinde ışıltılı ilaç paketini görebiliyordum. Boş bir ambalaj kutusunu sabaha kadar komodinin üzerinde bırakmayıp saat dörtte bile üşenmeden çöp sepetine gidebilecek biriydi o. Vivaldi CD si yüzüstü şekilde lambanın yanında duruyordu. Darren için CD yi kabına koymamak gerçek bir protesto ifadesiydi. Nytol a rağmen, yanında duran CD nin çizilebileceği ihtimalini görmezden gelip uyuyabilmesi beni şaşırtmıştı. En fazla iki saatlik uykuyla gün doğmadan yataktan kalktım ve mutfak masasına bir not bıraktım. Gürültü için özür dilerim, dedim. İyi uykular, seni ararım. Hangi yöne gittiğimin çok da farkında olmadan West End metrosuna bindim. Dairem her zaman darmadağınıktı ve duvarlar ince olduğu için, müzik iyi olsa da komşu kiracıların sonunda gürültüden bıkacağından endişelenerek orada prova yapmak istemiyordum. Her şeyden çok önceki gece üzerime çöken duygusallığı yok etmek istercesine ellerim çalmak için can atıyordu. Shepherd s Bush a gelene kadar metro tıka basa dolmuştu. Kemanımı bacaklarımın arasına alıp oturmak daha zor olduğu için, vagonun arka tarafında durup kapının yanındaki minderli oturaklara yaslanmayı tercih etmiştim. Bu kez de her durakta biraz daha kalabalıklaşan ve her biri bir öncekinden daha perişan görünen terli ofis çalışanlarının arasında kalmıştım. Üzerimde hâlâ dün geceki konserden kalma uzun, siyah kadife elbisemle vişne rengi rugan deri Dr. Martens ayakkabılarım vardı. Klasik müzik konserlerinde topuklu ayakkabı giyerdim ama gecenin geç saatlerinde Londra nın doğusunda yürürken yürüyüşüme tehditkâr bir hava kattığı için eve dönerken çizme giymeyi tercih ediyordum. Başım dik ve kendimden emin bir biçimde dururken, kılığımdan ötürü vagondaki herkesin, en azından kalabalığın arasında beni görebilenlerin, bir gecelik ilişkimin ardından evime döndüğümü düşündüklerini hayal ettim. Hepsine lanet olsun. Keşke bir gecelik ilişkiden dönüyor olsaydım. Darren çok fazla seyahat ettiği, ben de elimden geldiğince fazla sahne almaya çalıştığım için neredeyse bir aydır 20 21

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen SEVGİ BAŞMAN: 1986 da Tokat ta doğdu. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği bölümünü bitirdi ve ardından İngiltere ye yerleşip üç yıl öğretmenlik yaptı. 2012 yılında Keele Üniversitesi

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

GERARD VAN GEMERT YENİ TAKIM RESİMLEYEN MARK JANSSEN. Türkçesi: Gizem Kara Öz

GERARD VAN GEMERT YENİ TAKIM RESİMLEYEN MARK JANSSEN. Türkçesi: Gizem Kara Öz TOP CAMBAZI DAAN GERARD VAN GEMERT YENİ TAKIM RESİMLEYEN MARK JANSSEN Türkçesi: Gizem Kara Öz KURALDIŞI YAYINCILIK 22 Yaşında Gerard van Gemert Yeni Takım De Nieuwe Club Türkçesi: Gizem Kara Öz Yayın Yönetmeni:

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

Yayınevi Sertifika No: 14452. Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Yayınevi Sertifika No: 14452. Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen ve Kapak: Cemile Kocaer ISBN: 978-605-9723-51-0 1. Baskı:

Detaylı

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı Egzersiz 1 Yer Egzersizleri Yere sırtüstü uzanın. Dizlerinizi ayak tabanlarınız yere tam basacak şekilde bitişik olarak bükün. Kalçanızı mümkün

Detaylı

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun Resimleyen: Uğur Altun Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü 2. basım Betül Tarıman GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ Resimleyen: Uğur Altun Yayın Koordinatörü: İpek Şoran

Detaylı

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim Sohbetler *Tatilde neler yaptık? *Hava nedir? Hangi duyu organımızla hissederiz? *Tatildeyken hava nasıl değişimler oldu? *Müzik dendiğinde

Detaylı

KEREM ASLAN Her Şey Dahil

KEREM ASLAN Her Şey Dahil KEREM ASLAN Her Şey Dahil KEREM ASLAN 1987 de Ankara da doğdu. TED Ankara Koleji ve Yahya Kemal Beyatlı Lisesi ni bitirdi, Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü nden mezun oldu. Eğitimine devam etmek için

Detaylı

Aşağıdaki ışık kaynaklarını doğal ve yapay olarak sınıflandıralım.

Aşağıdaki ışık kaynaklarını doğal ve yapay olarak sınıflandıralım. 3. SINIF FEN BİLİMLERİ DERSİ ÇEVREMİZDEKİ IŞIK VE SESLER ÜNİTESİ ÇALIŞMA YAPRAĞI AD SOYAD: Aşağıdaki ışık kaynaklarını doğal ve yapay olarak sınıflandıralım. Şimşek Ampul Fener Odun ateşi Yıldızlar Arabaların

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Hayat Kurtaracak Öneriler

Hayat Kurtaracak Öneriler On5yirmi5.com Hayat Kurtaracak Öneriler Her sabah 'Ne giyeceğim' sıkıntısı mı yaşıyorsunuz? Üstelik de bir sürü giysiniz varken! Gardırobunuzu yeniden düzenlerseniz bu dertten kurtulursunuz. Yayın Tarihi

Detaylı

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK YARATICI OKUMA DİZİSİ Şiir Resimleyen: Yasemin Ezberci Yaratıcı Okuma Dosyası: Nilser Utku 2 BASIM Betül Tarıman UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK Resimleyen: Yasemin Ezberci

Detaylı

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Aşağıdaki şiiri okuyunuz. Soruları cevaplayınız. OKULUMUZ Her yerden daha güzel, Bizim için burası. Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası. Güzel kitaplar burda, Birçok arkadaş burda, İnsan nasıl sevinmez,

Detaylı

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3 1886 ÖZEL GETRONAGAN ERMENĐ LĐSESĐ R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3 2010 2011 Kız olursa Sarin, erkek olursa Masis Erkek olursa doktor, kız olursa öğretmen KENDĐNĐ TANIMA VE MESLEK SEÇĐMĐ Sevgili veliler,

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ

AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ VG&O 0-3 A.A. Vermulst, G. Kroes, R.E. De Meyer & J.W. Veerman AİLE & YETİŞTİRME KONULU SORU LİSTELERİ 0 İLA 3 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLARIN ANNE-BABALARINA YÖNELİKTİR GENCIN ADI: TEDAVI ŞEKLI: DOLDURMA TARIHI:

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü Henry Winker İllüstrasyonlar: Scott Garrett Çeviri: Bengü Ayfer 4 GİRİŞ Bu sendeki kitaplar Dyslexie adındaki yazı fontu kullanılarak tasarlandı. Kendi de bir disleksik

Detaylı

Orijinal Adı: My Weird School / Miss Suki is Kooky! Yazarı: Dan Gutman Genel Yayın Yönetmeni: Meltem Erkmen Çeviri: Andaç Oral Düzenleme: Gülen Işık

Orijinal Adı: My Weird School / Miss Suki is Kooky! Yazarı: Dan Gutman Genel Yayın Yönetmeni: Meltem Erkmen Çeviri: Andaç Oral Düzenleme: Gülen Işık BAYAN SUKI / ÇOK ÖFKELİ Orijinal Adı: My Weird School / Miss Suki is Kooky! Yazarı: Dan Gutman Genel Yayın Yönetmeni: Meltem Erkmen Çeviri: Andaç Oral Düzenleme: Gülen Işık Resimleyen: Jim Paillot Kapak

Detaylı

ALT EKSTREMİTE SET 1 ( germe egzersizleri)

ALT EKSTREMİTE SET 1 ( germe egzersizleri) ALT EKSTREMİTE SET 1 ( germe egzersizleri) 1. Doğru postür Ayaklar omuz genişliğinde açık, dizler hafif bükük, pelvis arkada, omurga düz, omuzlar dışarıda baş yukarıda dik olarak ayakta dur 2. Abdominal

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI-1 2015-2016. Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar)

ORTA HAZIRLIK TÜRKÇE ORTAK SINAVI-1 2015-2016. Açıklamalar GRADE. (20 Aralık 2015, Pazar) (20 Aralık 2015, Pazar) GRADE ORTA HAZIRLIK 2015-2016 ORTAK SINAVI-1 Açıklamalar 1. Bu sınav 50 adet çoktan seçmeli sorudan oluşmaktadır. 2. Üç yanlış cevap bir doğru cevabı götürür. 3. Sınavın Süresi

Detaylı

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

a) Gerinme: Sırtüstü yatar pozisyonda, eller yana açık, bacaklar düz iken bacakları aşağıya, kolları yanlara doğru iyice uzatmaya çalışın.

a) Gerinme: Sırtüstü yatar pozisyonda, eller yana açık, bacaklar düz iken bacakları aşağıya, kolları yanlara doğru iyice uzatmaya çalışın. BEL EGZERSİZLERİ 1) GERME HAREKETLERİ: a) Gerinme: Sırtüstü yatar pozisyonda, eller yana açık, bacaklar düz iken bacakları aşağıya, kolları yanlara doğru iyice uzatmaya çalışın. Aynı pozisyonda, kollan

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 162 DÜRÜSTLÜK VE DOĞRULUK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 99 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan

Detaylı

Şimdi Okullu Olduk İlkokul 1. Sınıf

Şimdi Okullu Olduk İlkokul 1. Sınıf Yrd. Doç. Dr. Özgül Polat Şimdi Okullu Olduk İlkokul 1. Sınıf 11 Adım ve Soyadım Eşleştirme yapalım. A Cümlelerin ilk harflerinin her zaman büyük olması gerektiğini biliyor muydunuz? e T t E l e E L L

Detaylı

HAKKIMIZDA. MOBSAR Mobilya Sanayi A.Ş.

HAKKIMIZDA. MOBSAR Mobilya Sanayi A.Ş. Collection HAKKIMIZDA MOBSAR Mobilya Sanayi A.Ş. 2007 de Düzce de kuruldu. Saray Holding bünyesinde kurulan İstanbul merkezli MOBSAR, Verelli markası ile mobilya sektöründe faaliyet gösteriyor. Oturma

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ DERİNSU ANAOKULU 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ NİSAN AYINDA DOĞAN ÖĞRENCİLERİMİZ Hazırlayan: Sezin TOPALOĞLU AYIN PROJE KONUSU AYIN

Detaylı

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU. NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU. NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER YAPTIK? DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER SERBEST ZAMAN YAPTIK? Çocuklara sporun önemi anlatıldı ve her sabah spor yaptırıldı. Çocuklar ilgi köşelerinde öğretmen rehberliğinde serbest

Detaylı

ŞİRİNLER ANASINIFI 48-60 AY GRUBU OCAK AYI EĞİTİM BÜLTENİ

ŞİRİNLER ANASINIFI 48-60 AY GRUBU OCAK AYI EĞİTİM BÜLTENİ ŞİRİNLER ANASINIFI 48-60 AY GRUBU OCAK AYI EĞİTİM BÜLTENİ HAFTANIN KONULARI 1. HAFTA: DNA YA YOLCULUK VE BEN NASIL DÜNYAYA GELDİM? Sohbet Konularımız; Daha doğmadan kız mı erkek mi olacağımızı da tek bir

Detaylı

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Bu ayki yaşayan değerimiz Sevgi.

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

Azra hızlı hızlı giyinip, kahvaltı yapmadan evden ayrıldı. Asansöre binerken arkadan hala Berrak ın sesi geliyordu:

Azra hızlı hızlı giyinip, kahvaltı yapmadan evden ayrıldı. Asansöre binerken arkadan hala Berrak ın sesi geliyordu: Koru Azra nın kabusun etkisinden kurtulup yataktan kalkması için birkaç on dakikaya ihtiyacı vardı. Bu sırada Azra nın geveze ev arkadaşı Berrak her zamanki nutuk öğütlerinden birini atmakla meşguldü.

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ ADALET ve CESARET ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 24 3 Sertifika no: 14452 Uğurböceği

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI TUVALET İLETİŞİMİ N 1K (UYGULAMALI TUVALET İLETİŞİMİ)... 29

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI TUVALET İLETİŞİMİ N 1K (UYGULAMALI TUVALET İLETİŞİMİ)... 29 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI... 11 Freud Gerçeği...13 Brazelton ve Erken Tuvalet Eğitimi...15 Boşaltım Sistemi Fizyolojisi...18 Tuvalet Eğitimine Alternatif...20 TUVALET İLETİŞİMİ...

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N.

* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N. New York ta bugün kar yağıyor. 59. Cadde deki evimin penceresinden, yönetmekte olduğum dans okuluna bakıyorum. Bale kıyafetlerinin içindeki öğrenciler, camlı kapının ardında, puante * ve entrechats **

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

HAKAN BIÇAKCI Otel Paranoya

HAKAN BIÇAKCI Otel Paranoya HAKAN BIÇAKCI Otel Paranoya HAKAN BIÇAKCI 1978 de İstanbul da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul da tamamladıktan sonra 1996 yılında üniversite eğitimi için Ankara ya gitti. 2001 de Bilkent Üniversitesi

Detaylı

Her gun. yeni bir. macera

Her gun. yeni bir. macera Her gun yeni bir macera HER GÜN YENİ BİR MACERA 2016, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR metin ve resim hakları 2015, Mixtvision Verlag İlk baskı 2015 yılında

Detaylı

2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ EYLÜL AYI HAZIRLIK-ARI GRUBU BÜLTENİ

2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ EYLÜL AYI HAZIRLIK-ARI GRUBU BÜLTENİ 2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ EYLÜL AYI HAZIRLIK-ARI GRUBU BÜLTENİ OKULA UYUM OKULUM, BEN VE ARKADAŞLARIM Okulunu tanıma Okulunun ismini söyleme Öğretmen ve arkadaşlarını tanıma Okulda çalışanları gözlemleme

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR

BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR Resimleyen: Reha Barış Bilgin Adalı BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Öykü Çeviren: Süheyla Kaya 3. basım Bilgin Adalı BİZİM SOKAKTA ŞENLİK VAR Resimleyen: Reha Barış cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. (Şapkasını takar.) Nasıl oldu Mimiciğim? Ay çok hoş! (Saçlarına taktığı çiçekleri gösterir.) Ne

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM ÜNİTE 1 VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ - 1 Ad :... Soyad :... Vücudumuzu ayakta tutan, hareket etmemizi sağlayan ve bazı önemli organları koruyan sert yapıya iskelet denir. İskelet

Detaylı

2- Takside. Türk kadınla Alman kadın aynı yerden taksiye bindiler aynı mesafeyi gidip aynı yerde indiler.

2- Takside. Türk kadınla Alman kadın aynı yerden taksiye bindiler aynı mesafeyi gidip aynı yerde indiler. Alman televizyon kanalı RTL de pazartesi akşamı yayınlanan Ekstra Magazin (Extra-Das RTL-Magazin) adlı program, bir Türk ve bir Alman kadını Türkiye ye tatile gönderdi ve yaşadıklarını başından sonuna

Detaylı

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam VARLIKLARIN ÖZELLİKLERİNİ BELİRTEN KELİMELER yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam şu otobüs birkaç portakal Yuvarlak masa : Yuvarlak sözcüğü varlığın biçimini bildiriyor. Yeşil erik : Yeşil sözcüğü

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

Mavi Pupa Montessori Anaokulu nun Sevgili Anne ve Babaları,

Mavi Pupa Montessori Anaokulu nun Sevgili Anne ve Babaları, Mavi Pupa Montessori Anaokulu nun Sevgili Anne ve Babaları, Hep beraber başladığımız yolculuğun iki haftasını geride bırakmış bulunuyoruz. Zamanın Mavi Pupa içinde bizim için daha ayrıcalıklı aktığını

Detaylı

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! Kendini Tanıma Testi Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! İnsanlar sizin hakkınızda sandığınızdan farklı izlenimlere sahip olabilir. Gerçekten nasıl algılandığınızı siz de bilmek istemez misiniz? Bu teste

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

SÜPER ÇOCUKLAR-3 KOKU DELİSİ

SÜPER ÇOCUKLAR-3 KOKU DELİSİ SÜPER ÇOCUKLAR-3 KOKU DELİSİ 2017, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR YAZAR: Aytül Akal RESİMLER: Yusuf Tansu Özel EDİTÖR: Hülya Dayan SON OKUMA: Canan Topaloğlu

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

SINAV ÖNCESİ SON 1 AY

SINAV ÖNCESİ SON 1 AY SINAV ÖNCESİ SON 1 AY Sık sık deneme sınavlarına katılın. Son 5 yılda çıkmış soruları çözün. Hatırlamakta güçlük çektiğiniz konuları tekrar edin. Ders aralarında düzenli olarak 10-15 dk. bedensel egzersizlere

Detaylı

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım. Meraba, Ben Asena Ünğan. 19 yaşındayım. 1-22 Eylül 2016 tarihinde Güney Kore'de, Incheon, Seoul,Jeonju,Gyeonju ve Busan da bulundum. Güney Kore topraklarına sevdam 9 yaşında iken, Taekwondo ile başladı.

Detaylı

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Çok çok eski zamanlarda, var varken, yok yokken ahmak bir kurt, kapana yakalanmış. Kapana yakalanan

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

AKÜLÜ MOTOSİKLET C051

AKÜLÜ MOTOSİKLET C051 AKÜLÜ MOTOSİKLET C051 Kullanmadan önce kullanım kılavuzunu dikkatlice okuyunuz. İleride referans olması için saklayınız. Parça Listesi Seri no İsim adet 1 Ana gövde 1 2 Ön gövde 1 set 3 Şarj aleti 1 4

Detaylı

BOYUN VE OMUZ SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER

BOYUN VE OMUZ SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER Yrd. Doç. Dr. GÜVEN ÇITAK Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı BOYUN VE OMUZ SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER BOYUN VE OMUZ EGZERSİZLERİ www.guvencitak.com EGZERSİZLERE YÖNELİK DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR Uyarı:

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK? DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER SERBEST ZAMAN YAPTIK? Çocuklara sporun önemi anlatıldı ve her sabah spor yaptırıldı. Çocuklar ilgi köşelerinde öğretmen rehberliğinde serbest oyun

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri büyük yazılır. Cesur Yumak Nevşehir Japon Azerbaycan Ağrı Dağı Anıtkabir Cümleler her zaman büyük

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri

Detaylı

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye: - Deli, deli, diye seslenmiş. Siz içeride kaç kişisiniz? Deli şöyle bir durup düşünmüş: 1 / 10 - Bizim

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

2) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde daha kelimesi yerine henüz kelimesi getirilebilir?

2) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde daha kelimesi yerine henüz kelimesi getirilebilir? 1) Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna soru işareti konulmalıdır? A) Annem geldi mi gelmedi mi bilmiyorum B) Almanya ya siz mi gittiniz C) Bir yere gidilecek mi uçağa binilmeli ) Güneş doğdu mu ağaçların

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı