8 YILLIK TEMEL EĞİTİM OKULLARINDA MÜFREDATIN GEREKTİRDİĞİ MEKAN STANDARTLARININ İSTANBUL OKULLARI ÜZERİNDEN ANALİZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "8 YILLIK TEMEL EĞİTİM OKULLARINDA MÜFREDATIN GEREKTİRDİĞİ MEKAN STANDARTLARININ İSTANBUL OKULLARI ÜZERİNDEN ANALİZİ"

Transkript

1

2 Cilt / Volume 2 Sayı / Issue 4 İÇİNDEKİLER / CONTENTS YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARD DANIŞMA KURULU / ADVISORY BOARD BU SAYININ HAKEMLERİ / REFEREES FOR THIS ISSUE MAKALELER / ARTICLES 8 YILLIK TEMEL EĞİTİM OKULLARINDA MÜFREDATIN GEREKTİRDİĞİ MEKAN STANDARTLARININ İSTANBUL OKULLARI ÜZERİNDEN ANALİZİ An Examination of Istanbul Schools of the Spatial Requirements Required by the Educational Model Applied to Eight-year Basic Education School Candan ÇINAR, Füsun ÇİZMECİ, Zafer AKDEMİR Sayfa / Page: (Makale geliş tarihi/ article arrival date: , yayına kabul tarihi / acceptance date: ) TARİHİ ÇEVRELERDE YENİDEN DEĞERLENDİRME KAVRAMI The Concept of Revalorization in Historical Environments F. Pınar ARABACIOĞLU, Işık AYDEMİR Sayfa / Page: (Makale geliş tarihi/ article arrival date: , yayına kabul tarihi / acceptance date: ) KENT ORMANLARININ REKREASYONEL AMAÇLI KULLANIMI VE İSTANBUL İLİ ÖRNEĞİNDE İRDELENMESİ Urban Forests as Recreational Areas: A Case Study in Istanbul Şerafeddin USLU, Tülay AYAŞLIGİL Sayfa / Page: (Makale geliş tarihi/ article arrival date: , yayına kabul tarihi / acceptance date: ) BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM VE ÜRETİM TEKNOLOJİLERİNİN MİMARLIKTAKİ KULLANIMLARI The Uses of Digital Design and Manufacturing Techniques in Architectural Design Process Fulya Özsel AKİPEK, Necati İNCEOĞLU Sayfa / Page: (Makale geliş tarihi/ article arrival date: , yayına kabul tarihi / acceptance date: ) TEKNİK RAPOR / TECHNICAL REPORT TASARIMIN SOSYO-KÜLTÜREL BOYUTU Socio-Cultural Dimension of Design Mehtap SAĞOCAK (Makale geliş tarihi/ article arrival date: 15/10/2007, yayına kabul tarihi / acceptance date: 25/12/2007) Sayfa / Page: i

3 YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARD Megaron ulusal hakemli bir sanal dergi olarak 3 ayda bir Y.T.Ü. Mimarlık Fakültesi tarafından yayınlanmaktadır. Megaron, planlama-tasarım-yapım ana başlıkları altında yer alan, bilimsel ve teknik makaleleri, teknik notları, okuyucu eleştiri ve katkılarını yayınlamayı hedeflemektedir. Bu geniş içeriği ile dergi, sanal ortamda disiplinlerarası bir iletişim platformu oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu ortam, bugünün ölçeğinde ulusal, hedef olarak ise uluslar arası alana akademik çalışmaların yayılmasını sağlayacaktır. Derginin yayın dili Türkçe ve İngilizce dir. Yayın kurulu, yayınlanan yazılarda yer alan görüş ve düşüncelerden sorumlu değildir. Megaron is a quarterly refereed online journal published by Y.T.Ü. Faculty of Architecture. Megaron is aiming to publish scientific and technical articles, technical notes, reader critics and contributions under the topics planning-design-building technologies. With this broad content, the journal aims to form an interdisciplinary communication platform in the virtual environment. This context will provide the expansion of academical studies to nationwide for the present and to worldwide as a future goal. Publication languages of the journal are Turkish and English. The editorial board is not responsible of any idea or thought expressed by the author. GENEL YAYIN YÖNETMENİ / General Publication Director Emre AYSU EDİTÖR / Editor N. Ferah AKINCI YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARD (alfabetik sıra ile / in alphabetical order) M. Tolga AKBULUT N. Ferah AKINCI Yiğit EVREN Elif ÖRNEK ÖZDEN Çiğdem POLATOĞLU Faruk TUNCER DANIŞMA KURULU / ADVISORY BOARD (alfabetik sıra ile / in alphabetical order) Füsun ALİOĞLU (Y.T.Ü.) İlgi Yüce AŞKUN (M.S.G.S.Ü.) Ayfer AYTUĞ (Y.T.Ü.) Ayşe BALANLI (Y.T.Ü.) Cengiz CAN (Y.T.Ü.) Feridun ÇILI (İ.T.Ü.) Zekai GÖRGÜLÜ (Y.T.Ü.) Suna GÜVEN (O.D.T.Ü.) Alaattin KANOĞLU (İ.T.Ü.) Ayşenur ÖKTEN (Y.T.Ü.) Oya PAKDİL (Y.T.Ü.) Haluk PAMİR (O.D.T.Ü.) Müjgan ŞEREFHANOĞLU SÖZEN (Y.T.Ü.) Bülent TANJU (Y.T.Ü.) Uğur TANYELİ (Y.T.Ü.) Ayhan USTA (K.T.Ü.) Zekiye YENEN (Y.T.Ü.) Ahmet YILDIZCI (İ.T.Ü.) ULUSLARARASI DANIŞMA KURULU / INTERNATIONAL ADVISORY BOARD (alfabetik sıra ile / in alphabetical order) Joseph ABRAM (L ecole d Architecture de Nancy, France) Marcel BAZIN (Uni. De Reims Champaigne Ardenne, France) Fernando Nunes da SILVA (Portugal) Manuel da Costa LOBO (Portugal) Luigi MAFFEI (Seconda Uni. Degli Studi di Napoli, Italy) Sulan KOTALAN (Colombia Uni., USA) ii

4 John LOVERING (Cardiff Uni., United Kingdom) François TRAN (L ecole d Architecture de Lyon, France) Milan ZACEK (L ecole d Architecture de Marseille Luminy, France) BU SAYININ HAKEMLERİ / REFEREES FOR THIS ISSUE (alfabetik sıra ile / in alphabetical order) Prof. Dr. İsmet Vildan ALPTEKİN İstanbul Kültür Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İstanbul Kültür Üniversity Faculty of Fine Arts Prof. Dr. İlgi Yüce AŞKUN MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü MSGSÜ Faculty of Architecture Department of Architecture Prof. Işık AYDEMİR Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Yıldız Technical University Faculty of Architecture Department of Architecture Doç. Dr. Arzu ERDEM İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü İstanbul Technical University Faculty of Architecture Department of Architecture Prof.Dr. Nur ESİN İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü İstanbul Technical University Faculty of Architecture Department of Architecture Doç.Dr. Tülin GÖRGÜLÜ Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Yıldız Technical University Faculty of Architecture Department of Architecture Prof.Dr. Necati İNCEOĞLU Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Yıldız Technical University Faculty of Architecture Department of Architecture Prof.Dr. Şengül ÖYMEN GÜR Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Karadeniz Technical University Faculty of Architecture Department of Architecture Prof.Dr. Mehmet TUNBİŞ Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Yıldız Technical University Faculty of Architecture Department of Architecture GRAFİK TASARIM / Graphical Design Gül TÜZÜN TEKNİK EDİTÖR / Technical Editor Tuğrul YAZAR TEKNİK SORUMLULAR / Technical Assistants (alfabetik sıra ile / in alphabetical order) Tuğrul YAZAR Gül TÜZÜN Hasan TOKATLI İNGİLİZCE KONTROLÜ / Grammar Check Ayşegül ÖZBAKIR iii

5 8 YILLIK TEMEL EĞİTİM OKULLARINDA MÜFREDATIN GEREKTİRDİĞİ MEKAN STANDARTLARININ İSTANBUL OKULLARI ÜZERİNDEN ANALİZİ Candan Çınar, Füsun Çizmeci, Zafer Akdemir Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, Barbaros Bulvarı, İstanbul Türkiye ÖZET Çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluşundan günümüze kadar temel eğitimin geçirdiği değişimler ülkenin sosyo-ekonomik ve politik koşulları gözönünde bulundurularak ortaya konmuştur. Sonraki bölümde temel eğitim okullarının öncelikli mekansal gereksinimleri ortaya konmuş daha sonra ise temel eğitim sürecinde yaşanan değişimlerle bu mekanların değişime nasıl karşılık verdiği gösterilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın son bölümünde de temel eğitim sistemindeki gelişim sürecinde ilk iki bölümde anlatılanlar aracılığı ile İstanbul da belirli okullar üzerinde yapılan alan araştırmasının analizleri ve sonuçları tartışılmıştır. Anahtar kelimeler: temel eğitim, mekansal gereksinim, eğitim yapıları, kamu ve özel okul. AN EXAMINATION OF ISTANBUL SCHOOLS OF THE SPATIAL REQUIREMENTS REQUIRED BY THE EDUCATIONAL MODEL APPLIED TO EIGHT-YEAR BASIC EDUCATION SCHOOL ABSTRACT The study is made up of three main sections. In the first section the changes that primary education went through from the establishment of the Republic in Turkey until today have been examined with attention to the socio-economic and political conditions that the country was experiencing. In a later section of the study the conditions that show the spatial requirements of the primary schools are first set out with their priorities; then later how the educational buildings that experienced transformation in the primary education process were considered. In the last section of the study, the developmental period in the primary education system in general that is taken up separately in the first section was reduced to the particular characteristics of Istanbul province. Keywords: primary education, spatial requirements, education buildings, public and private school. 188

6 1. GİRİŞ Türkiye de çeşitli dönemlerde eğitim seferberliği yaşanmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren görülen bu eğitim seferberlikleri içinde hem eğitim müfredatının (curriculum) hem de okul binalarının yeniden yapılanmasını sağlayan 1997 den itibaren başlayan son eğitim seferberliği olmuştur. Temel eğitimin 5 yıldan 8 yıla çıkarılmasını kapsayan bu eğitim seferberliği müfredatta oluşturduğu temel değişikliklerden dolayı eğitim mekanlarında da köklü değişimleri mecbur hale getirmiştir. Konunun çok yönlü ele alınması mümkün, fakat bu çalışma kapsamında eğitimdeki bu önemli değişimin yol açtığı eğitim mekanlarının mekan standartları bağlamında yeniden tanımlanması ve bu yeni tanımlamalar doğrultusunda yeni eğitim yapılarının üretim süreci ve 1997 yılından önce yapılmış eğitim yapılarının da bu yeni standartlara ne şekilde uyum gösterdiği İstanbul ili kapsamında ele alınan 74 adet ilköğretim okulu çerçevesinde tartışılacaktır. Çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Türkiye de Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar ilköğretimin geçirdiği değişimler ülkenin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik ve politik koşullar dikkate alınarak incelenmiştir. Bu süreç içerisinde hem ilköğretimin kesintisiz ve zorunlu olarak sekiz yıla çıkarılması hem de kamu ve özel eğitim kurumları ayırımını oluşturan koşullar ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Çalışmanın sonraki bölümünde önce ilköğretim okullarının mekan standartlarını belirleyen koşullar eğitimdeki önceliklerle ortaya konmuş, daha sonra ise ilköğretim sürecinde yaşanan dönüşümlerin eğitim yapılarının mekan standartlarını nasıl etkilediği üzerinde durulmuştur. Özellikle sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim e geçilmesi ile birlikte eğitim mekanlarında olması gereken dönüşümler ifade edilmiştir. Çalışmanın son bölümünde ise ilk bölümde ayrıntılı olarak ele alınan genel olarak ilköğretim sisteminin gelişim süreci İstanbul ili özeline indirgenerek; İstanbul genelinde 2004 yılına ait verilerle 1244 adet kamu ilköğretim okulu ve 244 adet özel ilköğretim okulundan, 59 adet kamu ve 15 adet özel ilköğretim okulu olmak üzere toplam 74 adet ilköğretim okulu seçilerek bir örneklem grubu oluşturulmuş ve bu örneklem grubuna yapılan anket çalışması sonucunda elde edilen veriler değerlendirilerek sonuçları tartışılmıştır. Veriler değerlendirilirken üç unsur üzerine odaklanılmıştır; İlköğretim okullarında branş derslerinin nerede yapıldığı (ilköğretim okullarında branş dersliklerinin ve uygulama mekanlarının olup olmadığını, branş derslerinin sabit dersliklerde mi, branş dersliklerinde mi yoksa uygulama mekanlarında mı yapıldığını değerlendirmek için), Branş dersliklerinin ve uygulama mekanlarının kamu ilköğretim okullarında ve özel ilköğretim okullarında farklılaşan yoğunlukları (kamu ilköğretim okullarında yeterli bütçe olmadığı ileri sürülerek var olamayan branş dersliklerinin, özel ilköğretim okullarında niçin var olmadığını tartışmak için), İlköğretim okullarının yapım yılları ile branş derslikleri ve uygulama mekanları yoğunlukları (özellikle 1997 yılı sonrası yapılan okullarda da branş derslikleri ve uygulama mekanlarının üzerinde yeterince durulmadığını göstermek için). 189

7 Cilt 2, Sayı 4, İLKÖĞRETİM POLİTİKALARININ GELİŞİMİ 2.1. Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitim Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim, tarihinde yürürlüğe giren 4306 sayılı kanun kapsamında Türkiye de uygulanmaya başlanan temel eğitim modelinin adıdır ve 6-14 yaş arasındaki öğrencilerin eğitim ve öğrenim sürecini kapsamaktadır. Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim kavramında yer alan sekiz yıl - kesintisiz ve zorunlu sözcüklerinin Cumhuriyet öncesi dönemden günümüze eğitim alanındaki gelişmeleri ve eğitim politikalarını izlemeye imkan veren bir hikayesi vardır. Bu hikaye, salt eğitim politikalarının gelişimi ile sınırlı değildir, aynı zamanda ulusal ve uluslararası ölçekte toplumsal, sosyal ve ekonomik gelişmeleri de kapsamaktadır. Zorunlu Eğitim Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim kavramında, her öğrencinin sekiz yıl eğitim almaya mecbur olduğu zorunlu sözcüğü ile ifade edilmiştir ve bu yeni bir olgu değildir, aksine 19.yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu na kadar uzanır. II.Mahmut Dönemi nde yılında yayınlanan bir ferman ile zorunlu ilköğretim kavramı dile getirilmiş, kaç yıl olduğu kesin olarak belirtilmese de çocukların ergenlik çağına kadar eğitim almalarının zorunlu olduğu ve bu hükme uymayanların cezalandırılacağı bildirilmiştir [14],[5] Anayasası ile birlikte ilköğretimin zorunlu hale getirilmesi yasallaşmıştır [5]. Eğitimdeki zorunluluk, 19.yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu nda her öğrencinin özellikle din konusunda temel bir eğitime sahip olabilmesi ve dininin gereklerini yerine getirebilmesi amacını taşımıştır. 19. yüzyıl sonlarına gelindiğinde eğitim sistemi hala 1 II. Mahmut yılları arasında padişahlık yapmış olup, Osmanlı İmparatorluğu nun 30.padişahıdır. C. Çınar, F. Çizmeci, Z. Akdemir din merkezli olup aritmetik, geometri, tarım, müzik, resim gibi dersler de eğitim programına eklenmiştir. Ancak 20. yüzyıldan itibaren tüm dünyada ulusdevletlerin kurulmasına ve toplumsal ilişkilerin dönüşümüne paralel olarak eğitim anlayışı da ulusal dinamikler üzerine kurgulanmaya başlamış, vatandaşlık bilincine sahip bireyler yetiştirmek önem kazanmıştır. Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak tarım toplumundan sanayi toplumuna geçilmesi vatandaşlık bilincini kazanmış bireylerin aynı zamanda bilimsel ve teknik bilgi ile donanmış olmasını gerektirmiştir. Bu durum zorunlu eğitimin önemini arttırdığı gibi hem eğitim programlarında dönüşüm yaşanmasına hem de zorunlu eğitim süresinin artmasına neden olmuştur [7]. Sekiz Yıllık Zorunlu Eğitim Zorunlu eğitimin süresi, 1913 yılında Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-u Muvakkatı kapsamında kentlerde açılan ilkokullar ile altı yıla çıkarılmıştır [14]. Cumhuriyetin kurulmasından sonra 1924 yılında zorunlu eğitimin, o günkü ifadesi ile ilkokul eğitiminin süresi beş yıla indirilmiştir [4]. Zorunlu eğitim sürecinin sekiz yıla uzatılması ilk olarak 1946 yılının Aralık ayında toplanan Üçüncü Milli Eğitim Şurası 2 ile gündeme gelmiş, kent okullarının sekiz yıla çıkarılması, beş yıllık ilkokul eğitimi ile üç yıllık ortaokul eğitiminin birleştirilmesi hedeflenmiş, ancak gerçekleştirilememiştir [14] yılında zorunlu eğitim süresinin sekiz yıla çıkarılması tekrar gündeme gelmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı bir komisyon kurarak sekiz yıllık zorunlu eğitim için çalışmalara başlamıştır. Bu çalışmalar dönem dönem kesintiye uğramakla birlikte 2 Milli Eğitim Şuraları adıyla anılan Türkiye de 1939 yılından beri düzenlenmektedir. Bu toplantılarda toplumsal, ekonomik ve siyasal gelişmeler doğrultusunda eğitim sisteminde yapılması gereken dönüşümler dile getirilmekte, eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkat çekilerek, sorunların çözümünde yardımcı olmak amacı ile uzmanlarca tartışılmak üzere öneriler sunulmaktadır [15]. 190

8 uzun yıllar devam etmiştir yılında çıkarılan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile ilkokul ve ortaokulu kapsayan eğitim sürecine temel eğitim adı verilmiş ve sekiz yıllık eğitime geçiş sürecinin yasal zemini hazırlanmıştır yılında çıkarılan 2842 sayılı yasa ile temel eğitim kavramının yerini ilköğretim kavramı almış, sekiz yıllık eğitime geçilinceye kadar beş yıllık ilkokul eğitiminin zorunlu olduğu hükmü getirilmiştir [14]. Seksenli yıllarda bilim ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeler, kalkınmakta olan ülkenin nitelikli işgücü gereksinimi sekiz yıllık zorunlu eğitime bir an önce geçilmesini gerektirmiştir [14]. Bu bağlamda zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılması hedefi 1980 li yıllardan itibaren bir çok hükümetin programında yer almıştır. Ancak sekiz yıllık eğitime geçiş 1997 yılında Milli Güvenlik Kurulu nun 3 da devreye girmesi ile gerçekleşebilmiştir yılında, Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi ile oluşan koalisyon hükümeti döneminde (54.Hükümet) dinin siyaset üzerindeki etkisinin artması, başka bir deyişle anayasa ile güvence altına alınmış laiklik ilkesinin toplumsal yaşamın her alanında zedelenmeye başladığının düşünülmesi ile, 28 şubat 1997 günü toplanan ve 54.Hükümetinde katıldığı Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında 28 Şubat Kararları nın alınmasına neden olmuştur [2]. Bu toplantıda alınan kararlar Anayasa ile Atatürk milliyetçiliğine bağlı demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olarak belirlenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne karşı çağdışı bir kisve altında zemin oluşturmaya yönelik rejim karşıtı gerici 3 Milli Güvenlik Kurulu (MGK) anayasanın 118.maddesi gereği kurulmuştur. Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanının başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından oluşur. Kurul toplantılarına üyeler dışında, gündemin özelliğine göre ilgili bakan ve kişiler de çağırılarak bilgi ve görüş alınabilir. Bu kurumun görevi devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili konularda tavsiye kararları almak ve bunları Bakanlar Kurulu na bildirmek olarak tanımlanabilir ( girişimlere karşı alınması gereken önlemler başlığı altında yayınlanmıştır. 28 Şubat Kararları nın eğitim sistemi ile ilgili bölümü dört madde halindedir. Bu maddelerde; 1. Laiklik ilkesinin titizlikle uygulanacağı, 2. Tarikat okullarının bakanlığa devredileceği, 3. Sekiz yıllık zorunlu eğitimin uygulanacağı, 4. Giysi yasasının ödünsüz uygulanacağı,[2] belirtilmiştir (Altıntaş,2003). Böylece zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkacağı doğrudan ve çok net bir biçimde ifade edilmiştir. 28 Şubat Kararları nın alınmasına neden olan siyasi ortam, 54.Hükümet in düşürülerek yerine üç siyasi parti koalisyonundan (ANAP-DSP ve DTP) oluşan 55.Hükümet in kurulması ile sonuçlanmıştır. 55. Hükümet in 7 Temmuz 1997 yılında okunan hükümet programı, eğitim alanında 28 Şubat Kararları na ödün verilmeden uyulacağının göstergesi olmuştur. 55.Hükümet in programında sekiz yıllık zorunlu ilköğretim kesintisiz olarak uygulanacaktır ifadesi yer almıştır [2]. Hükümet programının açıklanmasından sonra yaklaşık bir ay kadar kısa bir zaman içerisinde 16.Ağustos 1997 tarihinde 4306 sayılı kanun ile uzun zamandır hedeflenen ancak hükümetlerin kendi iradeleri ile bir türlü uygulamaya koyamadıkları sekiz yıllık eğitim programı hayata geçirilerek, ilköğretim kurumlarının yapısı ve işleyişi değiştirilmiştir sayılı kanun ile İlköğretim ve Eğitim Kanunu nun tarihli ve 2917/1 sayılı maddesi şu şekilde değiştirilmiştir: Mecburi ilköğretim çağı, 6-14 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği eylül ayı sonunda başlar, 14 yaşını bitirip 15 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter. Aynı 191

9 Cilt 2, Sayı 4, 2007 kanunun 9. maddesinin 1.fıkrası ise şu şekilde değiştirilmiştir: İlköğretim kurumları sekiz yıllık okullardan oluşur. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir. Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitim 4306 sayılı kanun öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlamıştır. Böylece 28 Şubat kararları, 5 yıllık ilkokul ve 3 yıllık ortaokul eğitimi birleştirilerek sekiz yıllık kesintisiz bir ilköğretim sürecinin yasallaşmasını sağlamıştır. Sekiz yıllık eğitimin yasallaşmasında kesintisiz ifadesinin kullanılması bazı kesimlerce ortaokul ve lise düzeyinde din ağırlıklı eğitim veren İmam Hatip Okulları nı etkisiz hale getirmek olarak nitelendirilmiştir. Çünkü bu yıllarda İmam Hatip Okulları nın sayısı hızla artmakla birlikte bu okulların din adamı yetiştiren okullar olmaktan çıktıkları ifade edilmektedir. Diğer taraftan tüm dünyada temel eğitimin süresinin arttırılması doğrultusunda yapılan tartışmalar ışığında Türkiye de de toplumsal gelişmelerin gereksinim duyduğu temel eğitimin sekiz yılda verilebileceği savunulmuştur. Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim yasasının uygulanmasıyla Türkiye genelinde öğretmen başına düşen ortalama öğrenci sayısı arttığı gibi öğretmen, okul ve derslik sayıları yetersiz kalmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı 1998 yılında öğretmen açığını gidermek üzere in üzerinde yeni öğretmen atamış, emekli öğretmenleri tekrar göreve çağırmıştır. Sekiz yıllık eğitime maddi kaynak yaratabilmek amacı ile Maliye Bakanlığı tarafından eğitime katkı payı adı altında cep telefonu, yakıt, otomobil, emlak, vb. tüketim maddelerinin alım satım işlemlerinden farklı oranlarda kesinti yapmış ve bu para yeni okul ve dersliklerin yapılmasında kullanmıştır. Ancak ülke bütçesinden eğitime ayrılan payın sürekli arttırılmasına rağmen genç nüfusun hızla çoğaldığı Türkiye de eğitim toplumun talebini karşılayamamaktadır. Bu C. Çınar, F. Çizmeci, Z. Akdemir durum kamunun dışında özel sektör sermaye sahiplerinin de eğitime yatırım yapmasını teşvik edilmesine neden olmuştur. İlköğretimde özel sektörün eğitime katkı sağlaması ekonomik kaynakların sınırlı olan devletin yükünü hafifletmesi açısından önemli hale gelmiştir [5], [8] Kamu Okulları ve Özel Okullar 1961 anayasası ile halkın eğitim ve öğretimi devlet tarafından üstlenilmiştir. Aynı yasa ile ilköğretimin kız ve erkek herkes için zorunlu olduğu ve kamu okullarında parasız olduğu da belirtilmiştir. Bu ifade ile kamu okullarının dışında paralı eğitim veren özel okulların varlığına da dikkat çekilmiştir. Ancak özel okullar 1961 anayasası ile ya da Cumhuriyet in kurulması ile ortaya çıkmış kurumlar değildir, bu okulların tarihi Osmanlı İmparatorluğu na dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi nde Tanzimat tan sonra 1880 li yıllarda özel okulların sayısı artmıştır. Bu okullar gelir düzeyi yüksek ailelerin çocuklarına eğitim vermişlerdir. Özel okulların bir kısmı yabancı devletler, kiliseler ve azınlıklar tarafından yönetilmiş, Batı ülkelerinin eğitim anlayışını benimsemişlerdir. Diğer özel okullar ise özel vakıflar, medreseler veya kişilerce İslam dininin gerektirdiği bir anlayışla eğitim faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu nda eğitim ve öğretim faaliyetleri birlik içinde olamamış, başka bir deyişle devletin denetiminde ve gözetiminde gerçekleşmemiştir. Öğrenim birliği ancak Cumhuriyet in kurulmasından sonra 3 Mart 1924 yılında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu nun 4 yürürlüğe girmesi ile sağlanabilmiş [4],[8], bu tarihten sonra özel okullar ve kamu okulları devlete bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Özel okulların Cumhuriyet in ilk dönemlerinde kamu okullarıyla 4 Öğrenim Birliği Kanunu. 192

10 kıyaslandığında nitelikli bir eğitim sunamadıkları iddia edilmiş, ülkedeki eğitim kalitesini düşüren kurumlar olarak değerlendirilmişlerdir yılında İsmet İnönü nün başkanlığını yaptığı 27.Hükümet tarafından; özel öğretim kurumlarının, resmi öğretim kurumlarının seviyesine uygun bir şekilde gelişmesi ve yayılması için teşvik edici ve destekleyici tedbirler alınacağı belirtilmiştir. Özel okulların sunduğu eğitimin niteliği hep tartışılmışsa da, özel okullar devletin tek başına üstesinden gelemediği eğitim faaliyetlerinde devlete destek olmuşlardır. Osmanlı İmparatorluğu ndan bu yana devlet toplumun eğitim talebini karşılamak amacı ile çeşitli vergiler toplamış, il özel idare kurumlarından, muhtarlardan ve toplumdan maddi destek almıştır. Her dönem yaşanan bu kaynak sorunu özel öğretimin siyasi otoriteler tarafından da desteklenmesine özel öğretim kurumlarının yaygınlaşmasına neden olmuştur [15]. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı nda 5 eğitim alanında uygulanacak politikalar saptanırken; toplumun tümünün eğitim ve öğretim faaliyetlerinden yararlanabilmesi için her eğitim kademesinde özel öğretim kurumlarının arttırılmasına yönelik yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Özel öğretim kurumu bir başka deyişle özel okul ile kastedilen kamu okulları tarafından sürdürülen eğitim ve öğretim faaliyetlerinin özel sermaye sahipleri tarafından belirli bir bedel karşılığında arz edilmesidir. Bir anlamda da 1980 sonrası neoliberal politikalar bağlamında düşünüldüğünde pek çok ekonomik faaliyet alanında olduğu gibi eğitim de serbest piyasa ekonomisinin gereklerini yerine getirerek özel sektör sermayesinin eğitimdeki yatırımını güçlendirecek bir sektör haline gelmiştir [15]. 5 Kalkınma Planları, 1960 yıllardan itibaren devletin ekonomi politikalarının özünü oluşturmuştur. Yedinci Kalkınma Planı 1996 yılından 2000 yılına kadar olan dönem için hazırlanmıştır. 193 Sanayi toplumlarından enformasyon toplumlarına geçiş sürecinde üretim faaliyetlerinde köklü değişikliklerin yaşanması olmuştur. Sanayi toplumunda üretimin en önemli girdilerinden birini bedensel emek vasıfsız işgücüoluştururken, enformasyon toplumunda üretim faaliyetlerini zihinsel emek vasıflı işgücü- belirlemeye başlamıştır. Sanayi toplumunda işgücünün herhangi bir niteliğe sahip olması gerekmemiş, sadece sanayi toplumu ile ortaya çıkan diğer bir olgu olan makineleşme ile birlikte işgücünün makineleri kullanma kapasitesine sahip olması beklenmiştir. Oysa enformasyon toplumunda makine teknolojisinin yerini enformasyon teknolojileri almıştır, dolayısıyla da bilgi, üretimin en önemli hammaddesi haline gelmiştir. Teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği, yaygınlaştığı ve her alanda yaşanan gelişmeleri koşulladığı bir ortamda teknolojiyi kullanabilen, üretebilen ve enformasyon teknolojileri yardımı ile gerekli bilgiye ulaşıp, değerlendirebilen ve gerektiğinde bilgiyi üretebilen nitelikli-vasıflı- işgücüne sahip olabilmek üretim faaliyetleri açısından çok önemli bir hale gelmiştir. Kamu kaynaklarının eğitimin maliyetini karşılamakta yetersiz kalması, eğitiminin bireye nitelik kazandırması ilerisi için gelir sağlaması anlamına geldiğinden birey eğitim sürecinin maliyetini karşılama konusunda istekli hale gelmiştir. bu bağlamda eğitim talebinin en azından bir bölümünü karşılama görevi özel sektör tarafından üstlenilmiştir. Piyasa ilişkilerinin toplumsal düzenin şekillenmesinde en önemli etken olduğu bu yeni düzende ulusdevletlerin rolünün azalması eğitim sürecine de yansımış, eğitim faaliyetleri üzerinde sermaye sahiplerinin yani özel sektörün rolü artmıştır [7]. Böylece eğitim de özel sektör için kar elde edilen bir yatırım aracı haline gelmiştir. Bu yatırım hem ticari kar elde etmek kadar topluma da hizmet etme imkanı sunduğundan prestijli bir faaliyet alanı haline gelmiştir. Bu nedenle özel

11 Cilt 2, Sayı 4, 2007 sektörün eğitim alanına yatırım yapması devlet tarafından da desteklenmiştir. Devlet özel okullara düşük faizli, geç ödemeli krediler vererek, vergi indirimi, yatırım indirimi ve benzeri kolaylıklar sağlayarak özel sektörü teşvik etmiş, eğitim alanına yönlenmesini cazip hale getirmiştir. Böylece Türkiye de 20.yüzyılın sonlarından itibaren eğitim alanında üzerinde en çok tartışılan konular; temel eğitimin daha nitelikli bir hale getirilmesi, temel eğitimin süresinin uzatılması (sekiz yıla çıkarılması) ve eğitimde kaynak sorununa çözüm bulunması ve bu doğrultuda özel okulların teşvik edilmesi olmuştur. 3. TEMEL EĞİTİM YAPILARINDA MEKAN STANDARTLARI Bugün dünya genelinde temel eğitimin süresi ve müfredatı geniş bir tabana yayılarak tartışılmaktadır. Temel eğitimin gerekli ve zorunlu olmasının ötesine geçerek eğitimin ve öğretimin hangi metotlarla, hangi ortamlarda ve ne şekilde olması gerektiğine ilişkin çeşitli görüşler ve modeller ortaya konmaktadır. Öğrenmenin beyni faaliyete geçirmekle olacağını ve bunun türlü yolları olduğunu bilinmektedir. Bu aynı zamanda eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunduğumuz dönemde, bulunduğumuz ortamı da belirleyen ve oluşturan koşullardır. Eğitim ve öğretim faaliyeti temel olarak üç ortamı gerekli hale getirir; toplumsal ortam (community environment) öğrenme ortamı (learning environment) fiziksel ortam (physical environment) [3]. Toplumsal ortam (community environment) aileyi, akrabaları, arkadaşları, yaşanan mahalleyi kapsamakta ve şehrin bireyle doğal ilişkisini ifade etmektedir. Ayrıca toplumsal ortam bireyin temel eğitiminde, eğitim kurumu ile kurduğu işbirliği açısından eğitim sürecinde önemli bir role sahip olmaktadır. İlköğretim yapılarının planlanması ve programlanmasında gözönünde bulundurulan temel özelliklerden birisi C. Çınar, F. Çizmeci, Z. Akdemir eğitimin sürekli ve kesintisiz olmasının ancak toplumun eğitimin içine katılması ile mümkün olacağıdır. Bu temel varsayım çok daha detaylı olarak başka bir çalışmada ele alınacaktır. İkinci temel ortam, öğrenme ortamı direkt olarak öğrenmenin sadece okul da olamayacağını herhangi bir yer ve herhangi bir zamanda da öğrenmenin mümkün olduğunun üzerinde durur. Genel olarak öğrenme ortamını eğitimin gerektirdiği aktiviteleri, zamanını ve kurulması gereken ilişkileri ve bunlar için gerekli metotları tanımlar. Üçüncü temel ortam ise tüm bu faaliyet ve ilişkilerin kurulduğu fiziksel ortam olarak adlandırılan yapma çevredir, yani okul binaları ve tesisleridir. Bu yazı kapsamında bizim üzerinde duracağımız ortamlar, eğitim faaliyeti olarak ele alınan ve belirli öğrenme metotlarının gerektirdiği ilişki ve araçların kullanımını ifade eden öğrenme ortamı ile bu faaliyetlerin gerektirdiği fiziksel çevreortamlardır. Günümüz eğitimcileri öğrenmenin yöntemleri üzerinde çeşitli metodlar geliştirirken bunun temel araçlarından birisinin de teknolojik donanım olduğunu belirtirler. Eğitim kurumlarında teknolojik donanımın her yerde ve ulaşılabilir her noktada olması gerektiğini savunan görüşler gittikçe çoğalmaktadır, bununla beraber bu koşulların yaratılamadığı yerlerde de bu teknolojik donanımlara sahip belirli mekanların olması gerektiği ve bu mekanların da herkesin kullanımına her zaman açık olması gerektiğini de ileri süren görüşler vardır. Her iki görüşün ortak tarafı ilköğretim okullarında teknolojik donanımlı mekanların olması gerektiğidir. Teknolojik donanım uzmanlaşmış eğitimin vazgeçilmez aracıdır. Uzman eğitmenin yanı sıra uzmanlığın gerektirdiği teknolojik donanım olmaksızın uygulanan uzmanlaşmış eğitim modelinin de bir anlamı yoktur. Çünkü, öğrenme sürecinin verimli olması öğretmenin varlığının yanında 194

12 öğrencinin görerek, küçük çalışma grupları ile aktif olarak çalışıp, tartışarak ve kimi zaman da bireysel olarak kendi çalışma ortamını yaratması ile mümkündür. Bu tür çalışmaların olacağı yer ise ilgili uzmanlık alanının kendi donanımlarının yeralacağı branş derslikleri ve uygulama mekanları dir. Enformasyon çağının en önemli aracı haline gelen bilgisayarların kolay ulaşılır ve kullanılır olamadığı yerlerde en azından bilgisayar labarotuvarlarının olması şarttır. Bu şartın ötesinde bilgisayar labarotuvarlarının nasıl mekanlar olması gerektiği hakkında bugün çok geniş bir tartışma alanı vardır; bilgisayarların eski tarz daktilo yazım odaları gibi sıralanması değil, küçük gruplar halinde öğrencilerin hem birbirleri ile hem de merkez konumunda yer alacak anabilgisayardaki öğretmen ile birebir ilişki kurarak çalışabilecek ortamların yaratılması gerektiği savunulmakta, her öğrenciye bir bilgisayar düşmesinin ideal olduğu ama bunun olmadığı ortamlarda ise iki kişiye bir bilgisayar düşmesi gerektiği belirtilmektedir. Bunun gibi biyoloji labarotuvarlarının da uzmanlaşmış eğitimin uygulandığı okullarda canlı yaşamın öğrenciye birebir gösterilebildiği yerler olarak düşünülmesi gerektiği ortaya konmakta, bu tip mekanlarda çeşitli türlerde hayvan ve bitkilerin yaşam koşulları sağlandığı ölçüde bu mekanlarda yaşaması sağlanarak, gözlemlerin canlılar üzerinden izlenmesinin öğrencinin öğrenme sürecine çok olumlu katkıları olacağı belirtilmektedir. Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim ile ortaya konan branş derslikleri ve uygulama mekanları yukarıda belirtilen uzmanlaşmış eğitimi ve onun gereği olan teknolojik donanımları içinde barındıran mekanlar olarak düşünülerek eğitim programına dahil edilmişlerdir Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitim in Getirdiği Mekan Standartları Sekiz yıllık zorunlu eğitime dönük olarak Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü nün belirlemiş olduğu temel varsayımlara göre; 1- İlköğretim kesintisiz sekiz yıldır. İlköğretim bünyesinde okul öncesi sınıfı bulunur. 2-1 ve 5. yıllar arası her sınıfın öğretmeni vardır. Ancak 4.yıldan itibaren özel mekan gerektiren dersler mümkün olduğunca özel dersliklerde ve branş öğretmenleri tarafından verilir yıllar arası tüm dersler branş öğretmenlerine tahsis edilmiş özel mekanlarda verilir. 4- Derslikler, eğitim kalitesini sağlamak ve koruyabilmek amacıyla en fazla 30 kişidir. Dersliklerde her öğrenci için ayrı çalışma masası ve sandalyesi bulunur. 5- İlköğretim okulu aynı zamanda çevreye açık bir sosyal, kültürel, sportif etkinlikler ve hizmet içi eğitim merkezidir. Okul binaları, öğretim saatleri dışında da tüm yıl boyunca kullanıma açıktır. 6- İlköğretim okulu içinde tüm kullanıcılara açık mekanların yanısıra, dört farklı yaş grubu için özel mekanlar bulunur. 7- Okul mekanları, programları ve süreleri öğrencilerin akademik, sosyal ve kişisel gelişimini sağlayacak şekilde planlanır. Temel eğitimin sekiz yıla çıkarılması ile müfredatta büyük bir değişiklik yaşanmıştır. Yeni müfredat derslerin uzmanları tarafından ve ilgili mekanlarda verilmesi bağlamında daha önceki öğretim müfredatlarından büyük farklılık göstermektedir. Bu doğrultuda ilköğretim yapılarında derslerin; ilk sınıflarda sabit derslik olarak adlandırılan ve kısaca bütün günün aynı mekanda geçtiğini ifade eden dersliklerde, ileriki sınıflarda ise sabit dersliklerin yerini alan branş derslikleri ve 195

13 Cilt 2, Sayı 4, 2007 uygulama mekanları nda ve uzmanlık eğitiminin gereği olan teknolojilerle donatılan, tüm öğrencilerin kullanımına açık mekanlarda yapılmasını gerekli kılmıştır. Bu anlamda sekiz yıllık zorunlu eğitim modeli ile yeni mekan standartları da oluşturulmaya çalışılmıştır. 4. İSTANBUL İLİ DAHİLİNDEKİ İLKÖĞRETİM YAPILARININ MEKANSAL ANALİZİNE İLİŞKİN BİR ÇALIŞMA Yukarıda sıralanan temel varsayımların kanunun yürürlüğe girdiği 1997 yılından bu yana hangi koşullarda biçimlendiğini belirlemek amacıyla İstanbul ili sınırlarında yapılan araştırma kapsamında; 98 kamu, 33 özel ilköğretim okulu örneklem sıralaması ve tesadüfilik sayıları yöntemi ile belirlenerek İstanbul İl Milli Eğitim Kataloğu ndan seçilmiştir. İstanbul ili sınırları dahilinde yapılan bu araştırmada okul seçimi ilçeler ölçeğinde yapılıp, ilçeler belirlenirken öncelikle aşağıda belirtilen kriterler gözönünde bulundurulmuştur: 1- Nüfus/okul sayısı oranı in üzerindeki ilçeler; (Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Esenler, Güngören, G. Osmanpaşa, Zeytinburnu, Sultanbeyli), 2- Özel okul sayısı 15 ve üzerindeki ilçeler; (Bakırköy, Bahçelievler, Beşiktaş, Beyoğlu, Şişli, Üsküdar, Kadıköy) 3- Özel okul sayısının 0 olduğu ilçeler; (Bayrampaşa, Çatalca, Şile) gibi hem kamu okullarının çok kalabalık olduğu hem de özel sektöre ait okulların ya çok sayıda ya da hiç olmadığı ilçeler. Bu yönteme göre; Katalog da ilçeler bazında alfabetik sırayla yeralan okullar örneklem sıralamasıyla tesadüfilik sayı aralıkları belirlenerek seçilmiştir. Örneğin: Nüfusun en yoğun olduğubağcılar ilçesinde 43 kamu, 9 özel ilköğretim okulu bulunmaktadır. Tesadüfilik sayıları listesine C. Çınar, F. Çizmeci, Z. Akdemir göre düzenli aralıklarla her 7 okuldan biri seçilerek (1,8,15,22,29,36,43 nolu kamu okulları) araştırmada alan çalışmasına dahil edilmiştir. Özel okullarda ise her 5 okuldan biri seçilerek, 9 ilköğretim okulundan 1. ve 6. sıradaki okullar alan çalışması kapsamında değerlendirilmiştir. Buna göre 131 ilköğretim okulu Milli Eğitim Bakanlığı nın Kataloğu ndan seçilerek örneklem grubu oluşturuldu ve anketler fax. ve posta yoluyla okul yönetimlerine iletildi. 131 anketten yalnızca 74 tanesi cevaplanarak geri gönderildi. Belirlenen bu okullarda; mekan standartlarını ortaya çıkarabilecek sorular farklı başlıklar altında toplanarak kapsamlı bir anket formu oluşturulmuştur. Bu formun hazırlanmasına veri teşkil eden başta kamu ve özel okul yönetmelikleri olmak üzere farklı kaynaklardan yararlanılmıştır. İstanbul genelinde yapılan alan çalışmasının verileri istatistiksel değerlendirme programında (SPSS) uygulanan çeşitli metotlar ile değerlendirilmiştir. Sekiz yılık kesintisiz zorunlu eğitim yasası, ilköğretim yapılarının mekan standartlarının yeniden düzenlenmesine neden olduğu önceki bölümlerde belirtilmişti. Elde edilen istatistiksel veriler sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim e geçilmesinde mekan standartlarının nasıl dönüştüğünü yorumlama imkanı vermektedir. Ancak mekan standartları yorumlarına geçmeden önce değerlendirme sonuçları doğrultusunda sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim ile artan okul gereksinimi arasında ilişki nasıl bir ilişki olduğuna bakabiliriz. İstanbul ili kapsamında alan çalışmasını oluşturan 74 ilköğretim okulunun bina yapım yıllarına bakıldığında şu sonuçları görmek mümkündür: Okullardan bazıları 1700 lü yıllarda yapıldığı için yapım yılları bu tarihten itibaren karşılaştırılmıştır. Dolayısıyla 1750 ile 1900 tarihleri arasındaki 150 yıl içerisinde dört okul, 196

14 1900 lerden 1990 lara kadar olan 90 yıllık süre içinde ise 29 okul inşa edilmiştir. Bu çalışma kapsamında yer alan 74 okuldan 45 tanesi, yaklaşık %60 ı ise1990 lı yıllardan günümüze kadar geçen 14 sene içerisinde inşa edilmiştir. Bu veriler ışığında nüfusun hızlı bir şekilde artmasıyla beraber 90 lı yıllardan itibaren ilköğretim yapılarının sayısının da büyük oranda arttığını görmekteyiz. Burada ifade edilmeyen ancak anket sorularına verilen cevaplara bakıldığında görünen ayrıntı ise 1900 lerden önce yapılmış ilköğretim okullarının ek yani yeni binaları ile güncel eğitimin gerektirdiği mekan gereksinimlerini karşıladıklarıdır lardan itibaren hem kamu hem de özel ilköğretim okullarının sayısı artmıştır. Özel ilköğretim okulları ile kamu ilköğretim okullarının yapım yıllarını gösteren tabloya (Tablo-1) bakıldığında özel ilköğretim okullarının yılları arasında sayısal olarak çok az bir artış gösterdiğini yılları arasında bu tür okulların sayısında bir artış gözlense de 2000 li yıllarda artışın yeniden yavaşladığı tablo- 1 den okunabilmektedir. Kamu İlköğretim okullarında ise yılları arasındaki son 10 yıllık dönemdeki sayısal artış oldukça çarpıcıdır. Tablo 1. Yapım yıllarına göre okul türlerinin (kamu okulu-özel okul) değerlendirilmesi Yapım Yılı Kamu İlköğretim Okulu Özel İlköğretim Okulu Toplam Toplam Araştırma kapsamında yer alan 74 ilköğretim okulunda, kamu okulu ya da özel okul ayrımı yapmadan ilköğretim okullarının yapım yıllarının İstanbul kentinin semtlerine göre dağılımı incelendiğinde 1990 lı yıllardan itibaren inşa edilen okulların büyük bir kısmının Bağcılar, Esenler, Zeytinburnu, Üsküdar, Kadıköy gibi son yıllarda çeperleri sürekli yeni yerleşim bölgeleri ile genişleyen semtlerde yer aldığı görülmektedir (Tablo 2). 197

15 Tablo 2. İstanbul kentindeki 74 ilköğretim okulunun yapım yılları ve semtlere göre dağılımı Toplam Avcılar Bağcılar Bahçelievler Bakırköy Bayrampaşa Beşiktaş Beyoğlu Çatalca Esenler G. O.Paşa Güngören Kadıköy Sultanbeyli Şile Şişli Üsküdar Zeytinburnu Toplam Kamu ve özel ilköğretim okullarının yapım yıllarına göre dağılımına bakılmasının temel sebebi Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitim in temel unsuru olan branş, uygulama mekanları ve sabit dersliklere yönelik planlanmış müfredatı uygulayıp uygulayamadıklarını mekansal yeterlilik ve yetersizlik üzerinden ölçmek içindir. Bu amaçla; ilköğretim yapılarının, yapım yıllarına göre branş derslerinin branş dersliklerinde yapılıp yapılmadığını anlatan Tablo 3 anlamlı sonuçların alındığını gösteren bir tablodur. Bu tabloda değerlendirilen 71 okuldan sadece %19 unda branş dersleri branş dersliklerinde yapılmaktadır. sekiz yıllık zorunlu eğitim in yürürlüğe girdiği 1997 yılında ve sonrasında yapılmış olan ilköğretm okullarında da branş derslerinin branş derslilerinde yapılma oranlarında dikkate değer bir artış görülmemektedir. Bir başka deyişle temel eğitim müfredatında yapılan köklü değişimin gerektirdiği mekan standartları yönetmeliklerde tanımlı olsa da henüz uygulanmamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü nün belirlemiş olduğu branş derslikleri nin; yabancı dil dersliği, türkçe dersliği, matematik dersliği, sosyal bilimler dersliği, eğitsel kol dersliği nin kamu ve özel ilköğretim okulları ayırımı ile yapılan alan çalışmasındaki okullara göre dağılımını gösteren tablo (Tablo-4) aşağıda belirtilmiştir. Tablo-4 deki sonuçlara göre yabancı dil branş dersliği nin 58 kamu ilköğretim okulunun 57 sinde hiç olmadığı ve sadece 1 tanesinde olduğu, 15 özel ilköğretim okulunun ise 6 tanesinde 1 er adet, 1 tanesinde ise 15 adet yabancı dil branş dersliği olduğunu görmekteyiz. Aynı şekilde türkçe branş dersliği nin 59 kamu ilköğretim okulunda hiç olmayıp 15 özel ilköğretim okulunun ise sadece 1 tanesinde olduğunu, matematik branş dersliği nin 59 kamu ilköğretim okulunun sadece 1 tanesinde olup, 15 özel ilköğretim okulunun da sadece 2 tanesinde olduğunu, sosyal bilimler branş dersliği nin 59 kamu ilköğretim okulunun 3 tanesinde, 15 özel ilköğretim okulunun da 3 tanesinde, eğitsel kol branş dersliği nin 59 kamu ilköğretim okulunun 1 tanesinde 1 adet, diğer 1 tanesinde ise 9 adet olduğu, 15 özel ilköğretim okulun da ise 2 tanesinde 1, 1 tanesinde 3 ve 1 tanesinde ise 15 adet olduğu görülmektedir. 198

16 Tablo 3. Yapım yıllarına göre toplam okul sayısının branş dersliklerine oranı. Yapım Yılı Toplam Okul Sayısı Branş Dersliği Olan Okul Sayısı Toplam Tablo 4.Kamu İlköğretim Okullarında ve Özel İlköğretim Okullarında Branş Derslikleri 100,0% 90,0% 80,0% 70,0% 60,0% 50,0% 40,0% 30,0% 20,0% 10,0% kamu özel 0,0% Türkçe Dersliği Matematik Dersliği Sosyal Bilimler Dersliği Yabancı Dil Dersliği Eğitsel Kol Dersliği Genel Derslik Yine Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü nün belirlemiş olduğu uygulama mekanları olan; fen laboratuarı, bilgisayar dersliği, proje stüdyosu, resim dersliği, müzik dersliği, grup çalışma odası, işliğin kamu ve özel ilköğretim okulları ayırımı ile yapılan alan çalışmasındaki okullara göre dağılımını gösteren sonuçlar da (Tablo-5.1, Tablo 5.2) de belirtildiği gibidir. Tablo- 5 lerde ortaya çıkan sonuçlara göre; fen laboratuarı nın 59 kamu ilköğretim okulunun 17 sinde hiç olmadığı, 39 tanesinde ise 1 er, 3 tanesinde ise 2 şer adet olduğu ve 15 özel ilköğretim okulunun 10 tanesinde 1 er, 3 tanesinde 2 şer ve 2 tanesinde ise 3 er adet olduğunu görmekteyiz. Aynı şekilde bilgisayar dersliği nin 59 kamu ilköğretim okulunun 32 tanesinde hiç olmayıp, 2 tanesinde 1 er, bir tanesinde 2 adet, 15 özel ilköğretim okulunun 2 tanesinde hiç olmayıp, 10 tanesinde 1 er, 2 tanesinde 2 şer ve 1 tanesinde ise 3 adet olduğu, proje stüdyosu nun 59 kamu ilköğretim okulunun 59 unda da hiçbirinde bulunmayıp, 15 özel ilköğretim okulunun da 14 tanesinde hiç bulunmayıp sadece 1 tanesinde 1 adet olduğu, resim dersliği nin 59 kamu ilköğretim okulunun 48 tanesinde hiç bulunmayıp, 10 tanesinde 1 er adet, 1 tanesinde 2 adet, 15 özel ilköğretim 199

17 Cilt 2, Sayı 4, 2007 okulunun 4 tanesinde hiç olmayıp 7 tanesinde 1 er, 3 tanesinde 2 şer ve 1 tanesinde 3 adet olduğu, müzik dersliği nin 59 kamu okulunun 52 tanesinde hiç bulunmayıp, 7 tanesinde 1 er adet ve 15 özel ilköğretim okulunun 5 tanesinde hiç olmayıp 6 tanesinde 1 er ve 4 tanesinde ise 2 şer adet olduğu, grup çalışma odası nın 59 kamu okulunun 56 tanesinde hiç olmayıp 1 tanesinde 1, 1 tanesinde 2 ve 1 C. Çınar, F. Çizmeci, Z. Akdemir tanesinde ise 4 adet, 15 özel ilköğretim okulunun 11 tanesinde hiç olmayıp 3 tanesinde 1 er ve 1 tanesinde de 6 adet olduğu, işlik in 59 kamu okulunun 33 tanesinde hiç olmayıp 25 tanesinde 1 er adet ve 1 tanesinde ise 2 adet, 15 özel ilköğretim okulunun 8 adetinde hiç olmayıp 6 tanesinde 1 er ve 1 tanesinde de 2 adet olduğu görülmektedir. Tablo 5.1. Fen laboratuarı, bilgisayar dersliği, proje stüdyosu, resim dersliği, müzik dersliği, grup çalışma odası sayısının kamu okullarındaki dağılımı 100% 90% 80% 70% 60% 50% 40% 30% yok % 10% 0% Fen Bilgisayar Laboratuvarı Dersliği Proje Stüdyosu Resim Dersliği Müzik Dersliği Grup Çalışma Odası Tablo 5.2. Fen laboratuarı, bilgisayar dersliği, proje stüdyosu, resim dersliği, müzik dersliği, grup çalışma odası sayısının özel okullarındaki dağılımı 100% 90% 80% 70% 60% 50% 40% 30% yok % 10% 0% Fen Bilgisayar Laboratuvarı Dersliğir Proje Stüdyosu Resim Dersliği Müzik Dersliği Grup Çalışma Odası 200

18 5. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ 21.yüzyılda eğitimin nasıl olacağı tartışmalarının temelinde eğitimin herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda olup olamayacağı ve bununla bağlantılı olarak da eğitimin ağırlıkla yapıldığı okul mekanlarının bu anlamda nasıl olması, nasıl donatılması gerektiği yatmaktadır. Çünkü, eğitimcilerin ortak görüşü öğrenmenin araçları olan dinamik ve interaktif ortam ile çok disiplinli ve problem çözümüne dayalı müfredatın uygulanabileceği ortamı yaratmak eğitimden beklenen verimlilik için çok önemlidir. Böyle bir tartışmanın eğitim ortamının belirlenmesinde çok önemli bir yer tutacağı aşikarken okul mekanlarının alansal büyüklüklerinin maximum ve minimum standartlarının belirlenmesi ile uğraşmak da bir o kadar anlamsız olacaktır. Öğrenmenin araçları değişirken daha önce belirgin olan öğretmen öğrenci ilişkisine dayalı eğitim şekli de değişmeye başladı. Öğrenme artık yalnızca öğretmenden öğrenciye olmanın çok ötesine geçerek, öğrenci ve öğrenci, öğrenci ve öğretmen, öğrenci ve aile, öğretmen ve öğretmen, internet ve öğrenci, vb. gibi birçok ilişkiyle mümkün olmaya başladı. Böyle olunca bu ilişkilerin kurulacağı mekanlar da yeniden tanımlandı. Bu mekanlar, bir öğrencinin bilgisayar başında yüzlerce insanla aynı anda ekran karşısında bir güzel sanatlar performansı izleyebildiği ortamdan başlayarak, bilimsel deneylerin yapıldığı labarotuarlara, resim, müzik atölyelerinden kütüphanelere kadar çeşitlendi. Önceki bölümlerde ayrıntısı ile ortaya konan çalışma da işte bu sözü edilen eğitimin gerektirdiği yeni öğrenme araçları ve bu araçlarla kurulan ilişkilerin yarattığı eğitim mekanlarının okul larda; branş derslikleri ve uygulama mekanları nda nasıl şekil aldığını ortaya koymak üzerine kurgulanmıştır. İstanbul, Türkiye nin nufus yoğunluğu en yüksek ve aynı zamanda da en fazla göç alan kentidir. Bunun kente getirdiği en önemli sorun ise insanların temel gereksinimleri olan barınma, sağlık, eğitim ihtiyaçlarının yeterince karşılanamamasıdır. Bu çalışmanın temel çıkış noktası da eğitimde son yıllarda meydana gelen gelişmelerin ihtiyaçların karşılanamaması sorununa gösterdiği çözüm önerileri ile sorunu ne kadar çözüp ne kadar çözemediğini ortaya koymaktır. Türkiye de eğitim sistemindeki gelişmelere paralel olarak çeşitli dönemlerde farklı eğitim modelleri geliştirilmiş ve denenmiştir. Her eğitim modeli kendi müfredatını oluştururken, bu müfredata bağlı olarak gereksinim duyulan eğitim mekanlarının tanım ve tarifi de değişmiştir. Çünkü mekan nitel ve nicel özellikleri bağlamında eğitim modelinin uygulanabilirliğini sağlayan en önemli araçlardan biridir. Bu anlamda eğitim müfredatının amaçlarının çok iyi etüt edilerek gerekli eğitim mekanlarının planlanması çok önemlidir. Eğitim mekanları derslerin yapısına, konusuna ve türüne uygun eğitim ortamı yaratacak şekilde, dersin işleyişine yardımcı olacak tüm fiziksel ve teknolojik donanımlar ile birlikte düzenlenmesi son yıllarda üzerinde en çok durulan konulardan biri haline gelmiştir yılında başlatılan son eğitim seferberliği de oluşturulan yeni müfredattan çok bu müfredatın gerektirdiği yeni derslikler-eğitim mekanları ile eğitim modelinde yenilik yaratmaya çalışmıştır. Çalışmıştır diyoruz çünki, mekanların nitelik ve nicelik olarak istenen düzeye erişemediği bu çalışmada ayrıntısı ile ele alınmıştır. Bu bölümde bu sorunun boyutları ve tartışmaya açılması üzerinde duracağız. 201

19 İstanbul ili sınırları dahilinde ilçe seçim kriterlerinin 1. maddesinde belirtilen; nüfus/okul sayısı in üzerindeki ilçeler; Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Esenler, Gaziosmanpaşa, Güngören, Zeytinburnu, Sultanbeyli, kamu ilköğretim okullarının en kalabalık olduğu ilçeler olarak seçilmiştir. Kamu ilköğretim okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısı sırası ile; 71, 87, 79, 79, 105, 74, 98, 73, 83 dür. Sözkonusu ilçelerde kamu ve özel ilköğretim okulu ayırımına baktığımızda; Avcılar: 21 kamu + 2 özel, Bağcılar: 43 kamu + 9 özel, Bahçelievler: 33 kamu + 17 özel, Bayrampaşa: 22 kamu + 0 özel, Esenler: 22 kamu + 2 özel, Gaziosmanpaşa: 75 kamu + 3 özel, Güngören: 18 kamu + 5 özel Zeytinburnu: 22 kamu + 1 özel, Sultanbeyli: 14 kamu + 3 özel dağılımını görürüz. İstanbul un en fazla göç alan ve en kalabalık ilçeleri olarak öne çıkan bu ilçelerde kamu ilköğretim okullarında esas sorunun kalabalık olarak önem kazanması yeni müfredatın gerektirdiği mekan standartların oluşmasını da engellemektedir. Bu durumda bu ilçelerde yeralan özel ilköğretim kurumlarında bu sorunun esas sorun olamayacağı varsayımı ile yeni müfredatın gerektirdiği mekan standartlarının karşılanmış olduğu beklentisi ise tamamı ile yanıltıcı sonuçlar vermiştir. Bunun temel nedeninin ilçelerde yaşayan nüfusun gelir düzeyi ile ilgili olabileceği varsayımı ile ilçe seçim kriterlerinin 2. maddesinde belirtilen; özel ilköğretim okul sayısı 15 ve üzerindeki ilçeler; Bakırköy, Bahçelievler, Beşiktaş, Beyoğlu, Şişli, Üsküdar, Kadıköy ve 3. maddesinde belirtilen özel ilköğretim okul sayısının 0 olduğu ilçeler; Bayrampaşa, Çatalca, Şile gibi birbirine zıt iki grup ilçeler üzerinden bu sorunun ne şekilde tekrar edip etmediği kontrol edilmiştir. Bu ilçelerde kamu ilköğretim okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısı sırası ile; 74, 79, 63, 65, 66, 61, 60 ve 79, 24, 31 dir. Bu iki grup ilçede kamu ve özel ilköğretim okulları dağılımı ise şu şekildedir; Bakırköy: 29 kamu + 15 özel, Bahçelievler: 33 kamu + 17 özel, Beşiktaş: 30 kamu + 18 özel, Beyoğlu: 28 kamu + 16 özel, Şişli: 31 kamu + 19 özel, Üsküdar: 68 kamu + 27 özel, Kadıköy: 75 kamu + 36 özel ve Bayrampaşa: 22 kamu + 0 özel, Çatalca: 53 kamu + 0 özel, Şile: 13 kamu + 0 özel. Araştırma kapsamında ikinci grupta yer alan ilçelere baktığımızda, kamu ilköğretim okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısının fazlalığı ile kamu okullarının aynı şekilde yeni müfredatın gerektirdiği mekan standartlarını karşılayamadığı varsayımı ile en fazla özel ilköğretim okulu bulunduran ilçelerdeki özel okullara bakıldığında ise mekan standartlarının yine de karşılanmadığı görülmüştür. Kamu okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısının hem en fazla hem de en az olduğu ilçelerde de yeni müfredata ilişkin mekan standartı sorununun tekrar ettiği görülmüştür. Bu bağlamda yeni müfredatın gerektirdiği eğitimdeki yenilik sadece temel eğitimin süresinin uzaltılması ve kesintisiz hale gelmesinin ötesine geçememiş ve eğitimden beklenen kalite artışının, verimliliğin eğitimin gerektirdiği ve vazgeçilmez olan eğitim ortamlarının yaratılamamış olmasından dolayı gerçekleşmesinin mümkün olamayacağı kanısına varılmıştır yılından itibaren Türkiye de önemli bir eğitim atılımı olan sekiz yıllık kesintisiz zorunlu temel eğitim modelinin eğitim kurumlarında ne şekilde uygulanıp uygulanmadığını mekan standartları üzerinden incelemek ve tartışmaya açmak bu çalışmanın temel amacıydı. Konu yeterince geniş bir biçimde İstanbul ili dahilinde seçilen kamu ve özel ilköğretim okulları kapsamında incelenmiş ve yukarıdaki bölümlerde sonuçları ortaya konmuş ve bu bölümde de bu sonuçların değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu değerlendirmenin odak noktası sorunu gerçek ve tüm boyutları ile orta koymak 202

20 olup çözüm üretmek değildir. Çözüm ise daha geniş kitlelerin bu sorunun tartışılmasında yeralması ile mümkün olacaktır. KAYNAKLAR [1] Abramson, P. (1999). Middle School Disconnect. [2] Altıntaş, M. (2003). 28 Şubat 1997 den 3 Kasım 2002 ye Eğitim Alanındaki Gelişmeler, Bilanço 98 Serisi, , Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul. [3] Anstran, D.E. & Kirkbride E.E. (2002). The Education Environment Program [4] Başaran, E. (1999). Türkiye de Eğitim Sisteminin Evrimi. 75 Yılda Eğitim, Bilanço 98 Serisi (pp ). İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları [5] Çağlar, A. (1999). 75. Yılında Cumhuriyet in İlköğretim Birikimi. 75 Yılda Eğitim, Bilanço 98 Serisi, , Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul. [14] Tertemiz, I. N. (1999). Sekiz Yıllık Zorunlu İlköğretim: Hedefler ve Uygulamalar. 75 Yılda Eğitim, Bilanço 98 Serisi (pp ), Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul. [15] Ünal, L. I. & Özsoy, S. (1999). Modern Türkiye nin Sisyphos Miti: Eğitimde Fırsat Eşitliği. 75 Yılda Eğitim, Bilanço 98 Serisi (pp 39-72), Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul. [16] Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, ( ). Temel Eğitim Programı ve Bu Programın Gerçekleştirilmesinde günlü, 4306 sayılı Yasanın Katkılarının Araştırılıp Denetlenmesine İlişkin Rapor Özeti [6] Ehrenkrantz, E. (2000). Planning for Flexibility, Not Obsolescence [7] Ercan, F. (1999) lerde Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılanması: Küreselleşme ve Neoliberal Eğitim Politikaları. 75 Yılda Eğitim, Bilanço 98 Serisi (pp 23-38),Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul. [8] Gök, F. (1999). 75 Yılda İnsan Yetiştirme: Eğitim ve Devlet. 75 Yılda Eğitim, Bilanço 98 Serisi (pp 1-8). İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları [9] Gürer, A. (1998). Enformasyon Toplumu Üzerine Kavramsal Bir Yaklaşım Denemesi [10] Kağıtçıbaşı, Ç. (2003). Sekiz Yıllık Eğitimi Bozmak. Radikal Gazetesi. [11] Nair, P. (2000). Schools for 21st Century [12] Pesanelli, D. (1999). Creative Problem Solving Strategies for the 21st Century [13] Tanner, K.C. (1999). A Design Assessment Scale for Elementary Schools. 203

21 TARİHİ ÇEVRELERDE YENİDEN DEĞERLENDİRME KAVRAMI Dr. F. Pınar ARABACIOĞLU *, Prof. Işık AYDEMİR YTÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Beşiktaş İstanbul ÖZET Tarihi çevreler, geçmiş dönemlerin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını, yaşam biçimi ve felsefesini yansıtmaları, doğabina ve bina-insan ilişkileri arasında kurdukları ilişkinin doğruluğu açısından büyük bir birikimin ifadesidir. Günümüzde yaşanan hızlı kentleşme ve nüfus artışının da etkisiyle ortaya çıkan, düzen ve plandan yoksun yapılaşmalar, tarihi çevrelerin de zedelenmesine, hatta giderek yok olmasına neden olmaktadır. Bu alanlarda yapılan restorasyon ve koruma çalışmalarına ek olarak yeniden değerlendirme kavramının da giderek önem kazanması ve yaygınlaşması kaçınılmazdır. Bu çalışmada öncelikle tarihi çevre, tarihi kent dokusu kavramları ve tarihi çevre bilinci açıklanmaya çalışılmakta, bu nedenle de tarihi yeniden değerlendirmenin ve tarihi çevrelerin yeniden yaşayan mekanlar haline gelmesinin önemi ve gerekçeleri vurgulanmaktadır. Günümüzde nitelikli tasarım kavramı bile büyük tartışma konusudur. Bu nedenle yeniden değerlendirme çalışmaları gibi geri dönülmesi güç kararlarda nitelik sorunu çok daha fazla önem kazanmaktadır. Bu durum da yapılacak çalışmalar için yöntem önerilerinin analiz edilmesi gerekliliğini doğurmaktadır. Anahtar Kelimeler: Tarihi çevre, yeniden değerlendirme ABSTRACT THE CONCEPT OF REVALORIZATION IN HISTORICAL ENVIRONMENTS Historical environments are the expression of accumulations according to their reflection of social, cultural and economic structures, life styles and philosophy in the past. Also, they do express these accumulations due to the accuracy in the way they combine the relationship between nature-building and human being-building. Lack of order and planning within the structures that arise because of the rapid urbanization and population growth, leads to the damage of the historical environment, even its destruction. Therefore, it is an inevitable fact that the concept revalorization is becoming more important and prevalent besides the restoration and preservation activities in this field. Within the framework of this study, first of all, the concepts of historical environment, historical urban tissue and awareness of historical environment are trying to be explained. Thus, it s been underlined with reasons that the revalorization of history and the revival of life within these historical places are important. Today the concept of qualified design is highly questionable. Therefore, the problem of quality on difficult decisions such as revalorization studies is getting more significant. This situation leads to the necessity in the work of analysis of method recommendations. Keywords: Historical environment, revalorization * Arabacıoğlu, F. P., (2007), Sur-Kent İlişkisinin Çevre Düzenleme Kriterleri Açısından Değerlendirilmesi, (basılmamış), Doktora Tezi, YTÜ, İstanbul 204

22 1. GİRİŞ Yaşayan bir varlık olarak kentin sürekli bir yenilenme ve değişim içerisinde olması kaçınılmazdır. Tarihi çevreler, zaman süreci içinde geçirmiş oldukları değişim sonucunda ortaya koydukları kültürel kimlikleri ile günümüz koşullarına ayak uydurabildikleri ve bu kimliklerini sürdürebildikleri sürece önem kazanmaktadırlar. Toplumlarda görülen sosyal ve ekonomik değişimlerin neden olduğu yeni eylemlere bağlı olarak doğan ihtiyaçlar kente yeni işlevleri ve buna bağlı olarak eski yapıların yeniden kullanımlarını veya yeni yapılar inşa edilmesini gerektirmektedir. Ancak uygun bir koruma imar planına bağlı olmayan, sadece tek yapı ölçeğinde sorunu çözmeyi hedefleyen çalışmalar yeterli olmamakta, aksine bu tür çalışmalar ile ortaya çıkan değişim kentin mimarisinde geri dönülmesi güç bozulmalara neden olmaktadır. Yapılan her hata geçmiş uygarlıklardan günümüze kalan fiziksel izlerin silinmesine, bu nedenle de kimliğini yitirmiş bir fiziksel çevre ve bu çevrede köksüz ve kimliksiz bir sosyal yapı oluşmasına neden olmaktadır. Özellikle İstanbul da 1950 sonrasında kentin kimliği hızlı kentleşme ve yeni imar karar ve faaliyetleriyle değişime uğramış, modernleşme adına gerçekleştirilen yeni düzenleme ve yapılaşmalar kentin özel liğini geriye dönülemeyecek biçimde yok etmeye başlamıştır lerde ağırlık kazanan tarihi değerlere sahip çıkma bilinci ile bir yandan tarihi çevreler korunmaya çalışılırken, bir yandan da kasıtlı yangınlar sonucunda tahrip olmaya devam etmiştir. İstanbul ve diğer kentlerimizdeki tarihi dokular yok edilerek oluşturulan yeni yaşam alanları, geçmişin yapı-doğa ve insan-yapı ilişkilerinden yoksun, çevreye duyarsız kentsel gelişmenin meydana getirdiği alanlardır. Sağlıksız ve estetikten yoksun yapısal çevreler, anlam ve kimliklerini kaybeden tarihi yapı ve çevreler bunun bir sonucudur. Oysa sözü edilen bölge ve yapıların yok edilerek alan kazanılabilmesi için bir araç olmadığı, aksine tarihimizi, kültürümüzü ve sosyal değerlerimizi yansıtan ve günümüze doğru bir biçimde ulaştırılması gereken bir miras olduğu konusunda bir toplum bilincinin yaratılması, hem mevcut yerleşmelerin güncel işlevler yüklenerek korunmasına hem de modern ve çağdaş tasarımlara da esin kaynağı olacaktır. 2. YENİDEN DEĞERLENDİRME KAVRAMI Toplumların çeşitli dönemlerde yarattıkları fiziksel mekanlar o toplumun kültürel yapısını yansıtmaktadır. Tarihi mekanlar tanımlanırken konuşma dilinde eski olarak nitelenmekte ve bu niteleme hem fiziksel hem de fonksiyonel eskimeyi anlatmaktadır. Mekanlar insan kültürünün bir parçası olduğundan tarihi niteliği de barındırmaktadırlar. Kültürümüzün kalıntıları ise tarihi çevremizi oluşturmaktadır. Tarihi kent dokuları, geçmiş uygarlıkların sosyal ve kültürel ve ekonomik yapısını, yaşam felsefesini, estetik kaygılarını yansıtan, insan ölçeğinde düzenlenmiş mekanlardır. Çevre bir kültürün, tarihi bir birikimin ifadesidir. Çevre insana paralel olarak, doğar büyür ve gelişir. Çevrenin son görüntüsü tıpkı bir insan gibi tüm var oluşunun izlerini taşır. Bu izler, sosyal, kültürel ve ekonomik yapının izleridir ve tarihi çevrenin yapı taşlarıdır. Tarih, aslında sadece geçmişi anlatmaz, bugün de tarihin bir parçasıdır çünkü gelecek kuşakların tarihini de şu anda biz yaratmaktayız. Zaman bu nedenle bir bütün olarak ele alınabilmeli ve geçmiş yine aynı ışık altında değerlendirilmelidir. Ancak o zaman bir tarih bilincinden, tarihi çevre bilincinden söz edilebilir. 205

23 Tarihi çevrenin taşıdığı izler farklı dönemlerin farklı kuşakları tarafından, farklı imkan ve koşullara göre yaratılmıştır. Bu da sürekli bir yenilenme, yeni ile eski olgularının birbirine geçtiği anlamına gelmektedir. Tarih zaman içinde insanoğluna ait faaliyetlerin diyalektik gelişimiyle oluşan dinamik bir süreçtir. [1] İnsanoğlu var olduğundan beri ortaya konan eserler nesiller arası devamlılığı sağlamış ve bu devamlılık içinde geleceğe doğru bir düzene gidilmiştir. Aynı düşünce içinde mimari eserler ve anıtlar da çevreleriyle beraber ele alınmış ve bir çevre düzeni, bir mekan olgusu ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan her eser ve olay o toplumun kimliği ve kişiliğidir. Tarihi kent dokuları yeni kuşaklar tarafından ya aynen ya da değiştirilerek kullanılmışlardır. Sosyal, eko-kültürel yapı değiştikçe fiziksel yapı da değişmiştir. Fiziksel yapı da toplum yapısında değişikliklere neden olmuştur. Bu durumun en belirgin örneklerinden biri endüstri devrimidir. Endüstrinin, teknolojinin ani değişimi sosyal yapının da tüm birimlerine yansıyarak köklü değişimlere neden olmuştur. Kentsel ve kırsal alanlar arasındaki denge bozulmuş, fiziksel çevre de bu bozulmadan etkilenmiştir. Kent dokuları bu yeni dengeye göre yeniden planlanmaya başlanmış ve bu planlar uygulanmıştır. Bunun sonucunda o güne kadar var olmuş tarihsel doku yeni işlevlerin kendine yaşayacak alan yaratmak zorunda olması nedeniyle kaçınılmaz bir biçimde tahrip olmuştur. Tarihi çevrelerin tahrip nedenleri şu şekilde sıralanabilir: Sosyal yaşam koşullarındaki değişimler Çağdaş konfor koşullarını sağlama isteği doğrultusunda yapılan bilinçsiz müdahale ve ekler Yanlış restorasyonlar Ekonomik zorunluluklar: koruma maliyetini finanse edecek parasal güçten yoksun olunması, alınacak önlemlerin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi isteği sonucu araştırma ve belgelemeye dayanmayan uygulamalar Kişilerce konuya verilen önemin azlığı, halkta tarihsel çevre bilincinin olmaması, koruma eğitiminin yetersizliği Yasa ve kısıtlayıcı kararların zorlayıcı etkisi/ters tepkiler Koruma planının olmayışı veya bilinçsizce hazırlanmış olması veya bilinçsizce uygulanıyor olması Yerel yönetimlerin isteksizliği ve ilgisizliği, uygulamak zorunda oldukları kararların bilgileri dışında kalması, yeterince açık ve inandırıcı olmaması, kaynak yetersizliği Hızlı teknolojik gelişmeler sonucu geçmişle bağların kopması Günümüzde, özellikle bazı bölgelerde, tarihi çevre günümüzün gereksinimlerini karşılamadığı gerekçesiyle terk edilmiştir. Terk edilen binaların bakımsızlık nedeniyle değer kaybetmesinden dolayı kullanıcı profilleri değişmiş, bu da dokunun daha fazla zedelenmesine, tarihi çevreye bilinçli bir yaklaşımın söz konusu olamamasına neden olmuştur. Bunun devamında doğru uygulanmayan koruma yaklaşımları çevreyi daha da yıpratmış, yatırımın ön plana çıkmasıyla ise kasıtlı olarak yok edilmeye başlanmıştır. Yapılan planlamalarda bir süreklilik sağlanamamış, aslında temelde bilinçsizlik günümüzdeki sorunlara neden olmuştur. Tarihi çevreler aslında bu olumsuz düşüncelerin aksine, bir yandan da insanın bilinçaltında özlem duyduğu yaşam biçimini de sağlamaktadır. Hangi çevresel niteliklerin insanlara beğeni verdiğini inceleyen deneysel çalışmalara bakıldığında şu sonuçlar ortaya çıkmıştır: Doğal, tarihi, toplumsal çevre ile uyumlu, kompozisyonu içinde bir bütünlüğe sahip, 206

24 Cilt 2, Sayı 4, 2007 olabildiğince yeşil, sıradanın ötesinde, özgün, yeniliklere sahip ve ayrıca planlı, bakımlı, kullanışlı inşa edilmiş çevre örnekleri insanlar tarafından mimari açıdan güzel olarak değerlendirilirler. Eğer bir bina belirli bir yere, zamana ait olma, belirli bir düzeyde yeniliğe (örneğin yeni bir kavrama) sahip olma gibi özelliklerle birlikte insanların doğal ve sosyo kültürel niteliklerinden kaynaklanan bazı ortak özelliklere sahipse, o zaman mimaride güzellik kavramı için gerekenler tamam olmakta ve estetik beğeni gelmektedir. İnsanlar inşa edilmiş çevrelerde/mimaride gelenek ve kültürlerinden gelen bazı etkileri görmek istemekte, bununla birlikte bazı yeni şeyleri de görmek istemektedirler. Onlar yenilikler, buluşlar hakkında da fikir sahibi olmak ihtiyacındadırlar. Çünkü bu aynı zamanda onların doğal yapılarının ortaya koyduğu bir sonuçtur. [2] Tarihi kent dokuları, ait oldukları zamanın, kültürün, dönemin yaşam biçimi ve felsefesinin fiziksel mekana aktarılmasında çok başarılı olmuşlardır. Bu çevrelerde, o kültürün kullanıcı profilinin, sosyal, kültürel, ekonomik, teknolojik ve estetik boyutları ve aralarındaki uyumun objeden binaya, binadan bina gruplarına ve kent düzeyine kadar, tüm mekansal boyutlara yansıtıldığını görürüz. Oysa günümüzde, teknolojinin ve bilimin gelişimiyle, bu uyumun yaşam çevrelerine daha fazla yansıtılması ve bu bilincin daha fazla yerleşmiş olması beklenirken, aksine bu koşullar hiçbir şekilde sağlanamaz duruma gelmişlerdir. Oysa bu, mekan-insan uyumunun geçmiş-bugün-gelecek arasında, bir süreklilik arz eder biçimde sağlanması gerekmektedir. Tarihi çevrelerdeki ve dokulardaki olumlu özelliklerin incelenerek ve yorumlanarak günümüz mimarisi ve mekan anlayışına da yansıtılması bu açıdan önemli bir husustur. P. Arabacıoğlu, I. Aydemir Tarihi biçimlendirmenin niteliklerini bir bütün olarak kavrayan bilinçlendirme oluşmadıkça, süreklilikten de söz edilemeyecektir. Bu noktada, kültürel duyarlılığın, günümüzdeki fiziksel çevre nedeniyle yeniden uyanması değil, süregelen bir kültürel duyarlılığın var olması günümüzde mimari yönden farklı noktalarda olmamızı sağlayabilirdi. 3. Tarihi Çevrelerin Yeniden Değerlendirilmesi Toplumlar kendi tarihi ve kültürel değerlerini koruyabildikleri ve bu değerleri günümüz yaşam tarzları ile birleştirebildikleri ölçüde kimliklerini yansıtmaktadırlar. Bu değerlerin yok olmasını önlemenin bir yolu da tarihi çevrelerin gerekli fonksiyon değişiklikleri ile yeniden yaşatılması ve toplum yaşamına katılmasıdır. Tarihsel çevre ve onun yaşayan bir ortam olarak korunabilmesi karmaşık bir olgudur. Kültürel sosyal ve ekonomik boyutlarıyla bir bütündür. Korumanın en önemli amacı yeni kentsel işlevler kazandırma yolu ile tarihsel çevreyi canlı olarak yaşatabilmek olmalıdır. Yasaklama ve saklamaya yönelik pasif koruma anlayışı değil ekonomik ve toplumsal çözümler getirilerek aktif ve çok yönlü bir yaklaşım benimsenmelidir. Yeniden değerlendirme revalorizasyon, tarihi varlığın, eski değerinin canlandırılması, bu değerin kendisine yeniden yüklenmesi, tarihi ortaya çıkarması, okunabilir, görülebilir, algılanabilir hale getirilmesi anlamına gelmektedir. Geleneksel mekan değerlerinin onarılarak, sıhhileştirilerek günümüzün gereksinimlerine cevap verecek şekilde donatılarak yeniden kullanılmasıdır. Geçerliliğini henüz kaybetmemiş geleneksel mimari ve kentsel değerlerin yeniden keşfidir ve bu keşfin 207

25 daha akılcı, daha ucuza mal olabilmesi modelidir. Koruma; tarih ya da sanat değeri taşıyan yapıların ya da kent parçalarının yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli önlemleri almaktır. [3] Günümüzde artık dondurarak koruma anlayışından uzaklaşılmakta ve çağın gereklerini yerine getirerek yaşatma fikri yaygınlaşmaktadır. Doğa ve kültür değerlerimizin korunması için bu değerleri koruyan ve onlara duyarlı bir ekonomi politikası, tarihi çevre bilinci ve yeterli maddi kaynak gerekmektedir. Tarihi birikim, kent kimliğinin tüm yapı taşlarında bulunmaktadır. Bu nedenle bu tarihi birikimin korunması ve doğru yansıtılması aynı zamanda kalkınmanın da bir parçası olacaktır. Bu da ancak koruma bağlamında çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliğin tüm yönleriyle ele alınması ile mümkün olacaktır. Bu nedenle de tarihi çevrelerin yeniden değerlendirilmesi, belirlenen bir amaç doğrultusunda, bir kaynağı bulunan ve belirli bir sürece yayılacak olan bir program, bir işlem dizisi olmalı ve böylece de soyut bir kavram olmaktan çıkıp, uygulamalar ile somutlaşan bir gerçek haline gelmelidir. Revalorizasyonun ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmenin önemli bir faktörü olduğu unutulmamalı, sürdürülebilir kalkınmanın ancak yeniden değerlendirmenin de içinde bulunduğu, doğal ve kültürel kaynakların gelecek nesiller için korunması işlemleri ve bu bilince varılması ile mümkün olduğu benimsenmelidir. Bu da ancak, katı kurallar ve yasakçı hükümler yerine, temel evrensel ilkelere bağlı ve gelişmeleri izleyebilen, hatta gelişmenin bir parçası olan bir tutumla mümkün olacaktır. Yeniden değerlendirme, sadece mimari mirasın korunması açısından değil, yeni yapılacak uygulamalara da bir örnek teşkil etmesi açısından kültürel sürekliliğin de bir parçasıdır. 3. Yeniden Değerlendirme Kavramının Tarihsel Süreç İçinde İncelenmesi Koruma uygulamalarının tarihi, yapı sanatının başlangıcına dek gitmektedir, ancak restorasyonun bilimsel yöntemlere ve belirli ilkelere bağlı olarak gerçekleştirilmeye başlanması 19. yüzyıla dayanmaktadır. Fransız ihtilali ile birlikte taşınmazların el değiştirmesi ve halkın öfkesini bu taşınmazların tahribatı ile dindirmesi pek çok anıtın harap halde uzun yıllar bakımsız kalmasına neden olmuştur yılları arasında halkın tarihi binalara olan bakış açısı değişmeye başlar. Bu dönemde Yunan ve Roma dönemlerine ait antik eserlerin yanı sıra yakın geçmişe ait eserler de önem kazanır. Binaların yapılış dönemleri ve eklere ait envanter çalışmaları önem kazanır. Yine bu dönemde, koruma çalışmalarının önde gelen ismi Viollet le Duc tür. Gelişigüzel ve kişisel kararlara dayanan onarımlara bir sistem getirmeyi hedefleyen 10 ciltlik eseri Mimarlığın Akılcı Ansiklopedisi nde ilk kez restorasyon kelimesini kullanır. Ancak Viollet Le Duc e göre restorasyon, anıtın korunması, onarılması veya yeniden inşa edilmesi anlamına gelmez. Restorasyonu yapan kişi kendini anıtın mimarının yerine koyup, binayı dönemine ait üslup birliği içerisinde tamamlamalıdır. Bu uygulamalara tepki olarak gelişen Romantik Görüş ün öncüleri ise John Ruskin ve William Morris tir. John Ruskin e göre yapının bakımının yapılması ve kendi haline bırakılması en iyi koruma yoludur. Stilistik rekompozisyon adı altında yapılan çalışmaları onursuz sahte kopyalar olarak değerlendirir. William Morris ise yayınladığı manifestosunda bu tip uygulamalarda kişisel kararların verdiği zararlardan bahseder ve restorasyon yerine koruma kavramına önem verilmesi gerektiğini vurgular. Stilistik rekompozisyonun binaların belge niteliğini yok edişi ve romantik görüşün 208

26 Cilt 2, Sayı 4, 2007 pasif koruma anlayışına reaksiyon yılları arasında Tarihsel Restorasyon ve Çağdaş Restorasyon kuramları ile gelir. Tarihsel restorasyon kuramının temsilcisi Luca Beltrami restorasyonun tarihi belge, arşiv ve araştırmalara dayanan bir işlem dizisi olması gerektiğini savunur. Çağdaş restorasyon kuramı ise, kendinden önceki tüm kuramları kendi içinde uzlaştırıp birleştirir. İtalyan Camillo Boito 1883 de açıkladığı 5 restorasyon ilkesiyle bu kuramın öncülerinden biridir. İlkelerinde, anıtların birer tarihi belge olduğunu, üzerlerinde yapılacak değişikliklerin yanıltıcı sonuçlar doğurabileceğini vurgular. Bu ilkelere göre, yenileme ve eklerden kaçınılmalı, bunlar zorunlu ise bile mümkün olan en az müdahale yapılmalıdır. Daha önceki dönemlerden kalma ekler değerleri derecesinde koruma altına alınmalıdır. Yapılan müdahalelerin belli edilmesi gerekliliğinin yanı sıra yapının görsel bütünlüğü ve biçimine saygı gösterilmelidir. Tüm işlemler görsel malzeme ve raporlarla belgelenmelidir. Bu kuramı geliştiren Gustavo Giovannoni ye göre ise yapıların kimlikleri çerçevesinde yeniden kullanımı önem taşımaktadır. Kamunun koruma konusunda güçlendirilmesi gerekmektedir. Sadece anıtlar değil çevreleri ve bazen yapı kümeleri birlikte korunmalıdır. Çağdaş tekniğin akılcı çözümleri göz önüne alınmalı ve arkeolojik alanlarda da özgün parçaların korunabilmesi için önlemler alınmalıdır. Atina konferansında uzmanlar tarafından tartışılan ve kabul gören bu ilkeler bir yıl sonra 1932 da daha ayrıntılı bir şekilde ele alınarak Carta del Restauro Italiana (İtalyan Restorasyon Tüzüğü) adı altında yasallaşmıştır. Carta del Restauro dan yaklaşık 15 yıl sonra 2. Dünya savaşında Avrupa da meydana gelen tahribat büyüktür. Öncelikler farklıdır. Bu durum beraberinde 3 farklı görüşü getirir. Birinci görüş tahribatı P. Arabacıoğlu, I. Aydemir kabullenen ve belge yokluğuna da dayanarak yepyeni bir yapılaşmayı kabul eden görüştür. Diğer bir görüş ulusal hafızanın kaybedilmemesi adına belgelere dayalı bir rekonstrüksiyonu kabul eder, Varşova, Petersburg, Leningrad gibi kentler gibi. Bir diğer görüş ise savaşın anısını yaşatmak için savaşın yıktıklarının dondurulması ve olduğu gibi korunmasını kabul eder. Bu savaş anıtlarının yanında ise Berlin, Gedächtniskirche de olduğu gibi yeni bina inşa edilir yılında Carta del Restauro nun yetersiz kaldığı alan ve konularda yeni ilkeler oluşturmak için Venedik te toplanan 2. Uluslararası Tarihi Anıtlar Mimar ve Teknisyenleri Kongresinde Venedik Tüzüğü ismiyle alınan kararlar bütünü oluşturulmuştur. Bu kararların uygulanmaya başlanması, özel sorunlardaki açıkların tamamlanmasına dair tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Tüzük olduğu gibi kabul edilse de sonrasında Avrupa konseyi A,B,C,D,E sempozyumları, 1972 yılındaki Dünya Mirası Kongresi, 1975 yılının Avrupa Mimari Miras yılı ilan edilmesi ve bu gibi aktivitelerin UNESCO ve ICOMOS gibi kuruluşların denetiminde ve önderliğinde gerçekleştirilerek ve tartışma ortamları yaratılarak çağın gereklerine uygun koruma kararları alınması konusunda çalışmalar devam etmektedir. Ülkemizde de koruma kavramı 1881 yılındaki 1. Asar-ı Atika Nizamnamesi, 1906 daki 2. Asar-ı Atika Nizamnamesi, 1973 yılında 1710 sayılı Eski Eserler kanunu, 1983 yılındaki 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası, 1987 yılındaki 3026 sayılı kanun eki ve 2004 yılındaki 5226 sayılı kanun eki ile yürürlükte tutulmaktadır. Mayıs 1964 tarihinde Venedik te toplanan 2. Uluslararası Tarihi Anıtlar Mimar ve Teknisyenleri Kongresinde oluşturulan Venedik Tüzüğü öncelikle tarihi anıt kavramını açıklayarak başlar. Tüzüğe göre tarihi anıt tek başına değil çevresiyle birlikte ele alınmalı ve korunmalıdır ve sadece 209

27 büyük sanat eserlerini değil belge niteliği taşıyan daha basit eserleri de kapsar. Bu eserlerin korunması için çağın tüm tekniklerinden yararlanılmalıdır. Korumanın amacı anıtların sanat eseri değerinin yanı sıra tarihi belge değerinin de ortaya konmasıdır. Tüzükte karşımıza çıkan bir diğer kavram sürekliliktir. Bu nedenle korunacak anıtın uygun bir işlevle ve çevresiyle birlikte yaşatılması öngörülmektedir. Aksi gerekmedikçe in situ yani anıtın tüm öğeleriyle birlikte bulunduğu yerde korunması tavsiye edilmektedir. Yapılacak her yeni onarımın bilimsel çalışma ve araştırmalara dayandırılması, yine aksi gerekmedikçe geleneksel tekniklerden yararlanılması ve onarımın veya gerektiği takdirde yapılacak eklerin kendini belli etmesi, orijinalden ayrılması gerekliliği savunulmaktadır. Tarih içerisinde anıta yapılmış olan eklere de saygı gösterilmeli bunların da birer belge niteliği taşıdığı unutulmamalıdır. Arkeolojik alanlarda yapılan çalışmalarda yeniden inşa söz konusu değildir, ancak anastilosis yani malzemenin anlam verecek şekilde bütünlenmesi kabul edilebilmektedir. Tüm bu çalışmalar ve hatta çalışmaların her safhası, ilgili raporlar ve görsel malzeme ile belgelenmeli, arşivlenmeli ve araştırmacıların yararına sunulmalıdır lerden itibaren yapı ve sanat eseri düzeyinde olan koruma çalışmaları, daha sonra alan temizleme ve büyük ölçekli yeninde geliştirme politikalarının, fiziksel, sosyal ve kültürel anlamda yaşamı uğrattığı kesintiye tepki olarak da alana dayalı korumaya dönüşmüştür. [4] Şehir eskime bölgelerinde 1950 li ve 60 lı yıllarda yaygın biçimde uygulanan yeniden geliştirme ve büyük ölçekli temizleme gibi müdahale biçimlerinin yerini tarihsel niteliği olan alanları tekrar şehrin yaşayan, canlı bir parçası haline getirme amaçlı yeniden canlandırma uygulamaları almıştır. Bu uygulama yaklaşımıyla eskime bölgesi tekrar yaşamak, çalışmak, vakit geçirmek ve yatırım için çekici bir nitelik kazanmaktadır. 4. Yeniden Değerlendirme Çalışmalarının Gerekçeleri Tarihin yeniden değerlendirilmesi ve korunması, ekonomik, sosyal ve politik boyutlar içinde değerlendirilen, esin alınan, yeni dokuya da anlam kazandıran bir felsefedir. Yeni ile eskinin arasında, ilişkiyi en doğru biçimiyle ele alan, objektif bir yaklaşım içeren bir köprü olmalıdır. Yapılacak yeniden değerlendirme çalışmaları da aslında o tarihi bölgeyi yeniden değer lendirecektir Gerekçelerin Sosyal Boyutu Bu alanlarda yapılan çalışma ve araştırmalar, tarihi kent dokularının, günümüze ve gelecek kuşaklara, dönemin yaşam felsefesi ve tarzını, sosyo-ekonomik yapısını yansıtmanın yanı sıra, günümüz ihtiyaçlarına da cevap vererek bir fonksiyon kazanabileceklerini kanıtlamaktadır. Tarihi çevreler, yenileşmeye, modern yaşama engel değildir. Tarihsel yapıların yeniden değerlendirilmeleri ve yüceltilmeleri, gerçek bir anlayış değişikliğinden değil, günümüzün biçimlendirmelerinin veya biçimsizlendirmelerinin uyandırdığı rahatsızlıkla, şehirlerimizde yanlış anlaşılmış özgürlüklerin kaosa yaklaşan yan yana olmasına duyulan tepkiden ötürü olmuştur. Günümüzde tarihsel yapıların korunmasının istenmesi yeni bir tarihsel bilinç değildir. Yalnızca daha kötü durumları önlemek için bulunan son çaredir. [5] Oysa aradıkları insan boyutundaki çevre, zaten o tarihi çevrelerin içinde terk edilmeye bıraktıkları konutlarda varlığını sürdürmektedir. Bu çevreler, günümüz sanat ve mimari anlayışına da aykırı değildirler, geçmişle bağlantıları, aynı zamanda sosyal bir gereksinime cevap 210

28 Cilt 2, Sayı 4, 2007 vermektedir. Bu çevreler sürekliliğin sağlanması bakımından önemlidir. Geçmişin göstergelerini taşıyan bir çevrede yaşayarak toplumsallaşan bir kimse, kültürün sürekliliği bilincini kolayca edinecek ve tarih bilincine sahip olacaktır. Burada öngörülen süreklilik yeni yaşamın içinde geçmişin simgelerini taşımaya dönüktür, geçmişin aynen canlandırılmasını öngören bir özlem değildir. [6] 4.2. Gerekçelerin Ekonomik Boyutu Tarihi çevrenin korunması ve yeniden değerlendirilmesi, konut sorunu yaşayan ülkemizde değerlendirilecek tarihi yapıların sayısı da göz önüne alındığında, ekonomik açıdan da yararlı olacaktır. Bu yeniden yaşanır hale getirilen yapılar ve çevreler de ilgi çekecektir. Bu da halkın da içinde yaşadığı çevreye farklı bir gözle bakmasını sağlayacaktır. Pek çok ülkede, özellikle Fransa da veya Montreal gibi kentlerde, tarihi ve tarihi olmayan konut bölgelerinde yapılan sıhhileştirme çalışmaları, dokunun yeniden değerlendirilerek günümüze kazandırılmasını sağlamıştır. Böylece mevcut dokuyu bozmadan zedelemeden, yeni barınma imkanları, elden geçirilmiş, yaşanabilir çevrelerde, hem de şehrin merkezinden uzakta olmayan, hatta tam kalbinde bulunan bölgelerde sağlanmıştır. Değişen ihtiyaçlara cevap verebilmek için kentlerin sürekli yenilenmeleri gerekmektedir. Bu nedenle mevcut yapılar, bu ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yeniden işlevlendirilebilmelidir. Ancak elbette bu işlevlerin doğruluğunun kontrol altında bulunması denetlenmesi ve niteliğinin kaybedilmemesi, bu önerilerin de uzman kişiler tarafından yapılması gerekecektir. Bu da çalışmalar konusunda yeni bir denetim ve destek yapılandırmasını gerektirecektir Gerekçelerin Politik Boyutu P. Arabacıoğlu, I. Aydemir Günümüzün gereksinimlerini, gelecek nesillerin kendi gereksinimlerini karşılamalarını engellemeden karşılamayı amaçlayan bir gelişme stratejisi olan sürdürülebilir gelişmenin pratikteki anlamı yaygın olarak tartışılmaktadır. Bu strateji, doğal kaynaklar, insan kaynakları, ekonomik kaynaklar ve tarihi ve kültürel değerlerden oluşan tüm değerlerin uzun vadeli bir refah içinde organize edildiği bir gelişme stratejisidir. Bir yandan fakir ülke ve bölgelerin ekonomik olanaklarını geliştirmeyi, onları güçlendirmeyi ve eşitlikçi, kooperatif bir dünya toplumuna doğru ilerlemeyi sağlarken, diğer yandan ekolojik sistemlere duyarlılığı özendirerek doğal kaynakların tüketimi de azaltılmalıdır. Sürdürülebilirlik yolu ile doğal ve kentsel çevre koruması ile tarihi ve kültürel değerlerin korunması arasında bir eşitlik de sağlanmalıdır. [7] Günümüzde dünya, gün geçtikçe globalleşirken, yeni iletişim olanakları ile gittikçe küçülüp daralırken, tüm ülkeler de birbirlerinin topraklarında neler olup bittiğini izleyebilmekte, yeniliklerden haberdar olabilmekte, gelişmeleri izleyebilmektedir. Atılan herhangi bir yanlış adımda veya alınan yanlış bir kararda, tüm dünya derhal o yanlışa karşı çıkmakta, ticari, sosyal, ekonomik, politik, kültürel ve hatta tarihi ilgilendirilen konularda, herkes birbirinin işine karışma ve söz söyleme hakkına sahip olduğunu düşünmektedir. Bu durum elbette bir açıdan bakıldığında, oldukça denetleyici ve atılan her adıma dikkat edilmesini gerektiren, yanlışların kolayca hasıraltı edilemeyeceği bir ortam oluşturmaktadır. Ancak iyi değerlendirilerek, yanlışlara mahal verilmediğinde ise, uygarlık konusunda verilecek pek çok cevap olabilir. Özellikle mimari, aslında değiştirilemeyen, saptırılamayan bir konudur. Günümüzde yazılı tarih üzerinde bile tartışmalar sürüp 211

29 giderken, gözle görülür, elle tutulur bir tarihimiz olduğu da bir gerçektir. İyi korunmuş, değerlendirilmiş bir tarihi çevre, kültürümüze nasıl sahip çıktığımızı ve tarih bilincimizin ne kadar etkin olduğu konusunda da oldukça etkili bir silah olacaktır. Tarihsel dokular, her uygar ülkede kentsel çevrenin kalitesine önemli katkıda bulunan özel alanlardır. İstanbul gibi, bu yüzyılın ilk yarısında hala tarihi çevre açısından dünyanın sayılı kentlerinden biri olan bu yerleşmede, söz konusu değerlere karşı bu bilinçsiz yok etme girişimi, Türkiye nin geleceğe ilişkin iddiaları açısından da son derece engelleyicidir. Oysa herhangi bir Avrupa ülkesinin herhangi bir kentinde, her tarihsel ize kentin çevresel kalitesine katkıda bulunma açısından özel önemle yaklaşılmaktadır. Bu durum yalnızca varlıklı Avrupa ülkeleri için değil, büyük bir hızla Avrupa yla entegrasyonu onay gören Doğu Avrupa ülkeleri için de geçerlidir. Geçmişi oldukça eskiye uzanan çeşitli büyüklüklerdeki Avrupa kentleri, tarihi dönemlerinden kendilerini yeniden farklı kılan ne varsa, büyük özenle değerlendirmekte, böylece de tarihteki özel yerlerini, sıradan bir yerleşim olmadıklarını, kanıtlarıyla ortaya koymaktadırlar. [8] 5. Sonuç ve Öneriler Tarihi çevrelerin yeniden değerlendirilmesi, tarihi varlığın eski değerinin canlandırılması, bu değerin kendisine yeniden yüklenmesi anlamına gelmektedir. Özellikle dondurarak koruma anlayışından uzaklaşıldığı ve çağın gereklerini yerine getirerek yaşatma fikrinin yaygınlaştığı günümüzde bu bağlamda henüz geçerliliğini kaybetmemiş fonksiyonları barındıran kent alanlarının yanı sıra orijinal fonksiyonlarını kaybetmiş anıtlar ve çevreleri de ele alınmaktadır. Tarihi birikimin bu anlamda korunması ve doğru yansıtılması aynı zamanda kalkınmanın da bir parçası olacaktır. Bu da ancak koruma bağlamında çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliğin tüm yönleriyle ele alınması ile mümkün olacaktır. Günümüzde tarihi çevrelerin yeniden tasarlanması ve ele alınması konusunda pek çok çalışma yapılmakla birlikte bunların analitik bir çalışmaya dayandığı örnekler ülkemizde azınlıkta kalmaktadır. Oysa özellikle tarihi çevrelerde bu analiz çalışmalarının titizlikle yapılarak verilen kararların sürekli geri dönüşlerle yeniden değerlendirilmesi ve yapılan müdahalelerin her zaman geri döndürülebilir nitelikte olması gerekliliği kaçınılmazdır. KAYNAKLAR [1] Özer B., (1993), Yorumlar, Kültür-Sanat- Mimarlık Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul [2] Şentürer A., (1995), İnsanın Uyum-Yaratma İkilemi ve Mimaride Eski-Yeni Tartışması, Yapı Dergisi, 159, İstanbul [3] Hasol D., (1988), Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul [4] Oruç Giritlioğlu C. [5] Branca A. F., (1976), Tarihsel Çevrede Yapı Eylemi, Mimarlık Dergisi, S. 85 [6] Tekeli İ., (1987), Kentsel Korumada Değişik Yaklaşımlar Üzerine Düşünceler, Korumacı Yaklaşımlarda Amaç Farklılaşması, Türkiye 2. Dünya Şehircilik Kolokyumu, İstanbul [7] İTÜ Habitat Raporu [8] Akın N., (1995), İstanbul un Tarihi Çevrelerinde Kimlik Değişimi ve Yitirilen Çevresel Kalite, Mimarlıkta Kalite Sempozyumu, 1995, Bursa,

30 KENT ORMANLARININ REKREASYONEL AMAÇLI KULLANIMI VE İSTANBUL İLİ ÖRNEĞİNDE İRDELENMESİ Yük. Peyzaj Mimarı Şerafeddin Uslu, Yrd. Doç. Dr. Tülay Ayaşlıgil YTÜ Mim.Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Kentsel Planlama Bilim Dalı / Beşiktaş/ İstanbul ayaslitu@yildiz.edu.tr ÖZET Kentleşmeyle birlikte kent yeşilini oluşturan parklar, çocuk oyun alanları, spor alanları ve diğer rekreasyon alanları, kent insanının üzerindeki kent yaşamından kaynaklanan olumsuz yüklenimleri (stres, trafik, gürültü vb.) atması ve bedensel ve ruhsal yenilenmesi bakımından yetersiz kalmaktadır. Günümüzde, gerek gelişmiş batı ülkelerinde ve gerekse ülkemizde kent insanının kent yakın çevresindeki doğal alanları ziyaret etme eğiliminde artış görülmektedir. Kent insanının boş zamanlarında, farklı doğal mekanları ziyaret etme ve kentten uzaklaşma isteği, kent ormanlarının rekreasyonel açıdan önemini artırmaktadır. Bu tez kapsamında, öncelikle araştırma konusunun temelini oluşturan orman, kent ormanı ve kent ormancılığı, rekreasyon ve orman rekreasyonu kavramları çeşitli kaynak ve kişilere göre detaylı bir şekilde incelenmiştir. Özellikle kent ormanı ve kent ormancılığı kavramlarının ülkemizdeki ve yabancı ülkelerdeki tarihsel gelişim sürecine ve kent ormanı örneklerine yer verilmiştir. Kent ormanlarının, özellik ve kriterleri, kent ve kent insanı için gerekliliği, kentsel yerleşim alanlarına olan çeşitli katkı ve işlevleri ortaya konulmuş ve çeşitli rekreasyonel amaçlı kullanım olanakları irdelenmiştir. Yapılan tüm bu irdelemeler doğrultusunda, İstanbul İli örneğinde rekreasyonel amaçlı kullanılan örnek alanlar (mesire yerleri) incelenmiş ve bu incelemeler sonucunda, örnek alanlara yönelik rekreasyonel ve fonksiyonel amaçlı kullanım önerileri getirilmiştir. Anahtar kelimeler: Kent ormanı, kent ormancılığı, rekreasyon, orman rekreasyonu, mesire yerleri. URBAN FORESTS AS RECREATIONAL AREAS: A CASE STUDY IN ISTANBUL ABSTRACT The parks, children play areas, sports areas and the other recreation areas, which are the natural consequences of urbanization, are insufficient for the urban people in order to abandon the negative effects of urban life such as stress, traffic, noise, etc and by means of physical and psychological renovation. Today, urban people s trends for visiting natural places increase both in developed countries and in our country. Demands for visiting different natural places and the desire of receding from the urban in the spare times increase the urban forests importance recreationally. In this thesis, forests, urban forests and urban forestry, recreation and forest recreation concepts, which constitute the basis of this research subject, were analyzed according to different sources and different bodies. Especially, urban forest and urban forestry concepts were analyzed according to the historical development process both in our country and in foreign countries and the samples from foreign countries have been taken place in this study. The characteristics and criteria of urban forests, their essentiality for the urban and urban people, various additional values and roles of them for urbanized residence places have been stated and the different recreational usage areas have been explicated. In the direction of all these explications, the sample areas that were used recreationally in Istanbul example were analyzed and in the result of these analyses, some suggestions were developed by means of sample areas recreationally and functionally. Keywords: Urban forest, urban forestry, recreation, forest recreation, popular excursion spot places. 213

31 1. GİRİŞ 1.1. Araştırmanın Amaç ve Kapsamı Bu tezle, kent ormanı ve kent ormancılığı olgusunun irdelenmesi; kent ormanlarının özellik ve kriterlerinin, kent ve kent insanı için öneminin ortaya konması amaçlanmıştır. Özellikle ülkemizdeki ve gelişmiş batı ülkelerindeki kent ormanı örnekleri incelenmiş ve İstanbul İli için belirlenen mesire yerlerinde gözlem ve analiz çalışmaları yapılmıştır. Bu alanlara kent ormanı niteliğini kazandırmak ve geliştirmek için rekreasyonel amaçlı kullanım önerileri getirilmiştir Materyal ve Yöntem Araştırma konusu olan Kent Ormanı ile ilgili tez, bildiri, kitap, internet kaynakları ve fotoğraflar ile orman amenajman plan ve raporlarından yararlanılmıştır. Yöntem olarak, çalışma konusunu oluşturan temel terim ve kavramların ulusal ve uluslararası literatürdeki yerleri belirlenmiştir. Örnek alanlara yönelik araştırmalar, büro ve arazi çalışmaları halinde sürdürülmüştür. Elde edilen verilerin değerlendirmesini yaparak amaca yönelik önerilerde bulunulmuştur. 2. TERİM, KAVRAM VE TANIMLAR 2.1 Orman Kavramı ve Tanımı Terim olarak Orman, Latince Foris, İngilizce Forest ve Almanca Forst sözcükleri ile eş anlamlıdır sayılı Orman Yasası nın 1.maddesine göre Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları, yerleri ile birlikte orman sayılır. Ancak: Sazlıklar, step bitkileri ile örtülü yerler, her çeşit dikenlikler, parklar, şehir, kasaba ve köy sınırları içerisindeki mezarlıklarda ağaç ve ağaççıkla örtülü yerler, Sahipli arazide bulunan ve civarındaki ormanlarda tabii olarak yetişmeyen ağaç ve ağaççık türlerinin bulunduğu yerler, Sahipli tarım arazisi olarak kullanılan ve dağınık, yer yer küme ve sıra halinde bulunan her tür ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler, Devlet ormanlarına bitişik olmayan ve yüzölçümü 3 ha dan küçük sahipli arazideki her tür ağaç ve ağaççıklar, Sahipli arazide ve çevre özelliklerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri dahil her tür meyveli ağaç ve ağaççıklar, Sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinliklerle hususi kanunu gereğince devlet ormanlarından tefrik edilen ve edilecek olan ve imar, ıslah ve temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinlikler ile 6777 sayılı kanunda tasrih edilen yabani ve aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar, Funda veya makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakterini taşımayan yerler orman sayılmaz [1] Özdönmez vd., 1996) Ormanların Türlerine Göre Sınıflandırılması Ormanlar, oluşum ve işletme şekillerine göre iki sınıfa ayrılırlar [2] (Atay, 1988). Oluşum Şekillerine Göre Orman Türleri: 1. Bakir Orman: Doğada türün kendi biyolojik olanakları ile yetişmiş ve insan müdahalesinin olmadığı ormanlardır. 2. Tabiat Ormanı: İnsanlar tarafından işletilen, fakat doğal kuruluşu ve doğal yapısı değiştirilmeyen, doğa kanunlarının etkisiyle oluşmuş ormanlardır. 3. İşletme Ormanı: İşletilirken doğal 214

32 Cilt 2, Sayı 4, 2007 kuruluşları, doğal yapısı ve bileşimleri büyük ölçüde değiştirilmiş ormanlardır. 4. Kültür Ormanı: Suni gençleştirme ve ağaçlandırmayla oluşturulan ormanlarıdır. İşletme Şekillerine Göre Orman Türleri: 1. Koru Ormanı: Olgun çağa gelip kesilen meşcereler yerine, yeni ve genç kuşağın tohumdan meydana geldiği ormanlardır. 2. Baltalık Ormanı: Kesilmiş ağaç, kütük, kök, gövde, sürgünden oluşan ormanlardır. 3. Korulu Baltalık Ormanı: Altta sürgünden ve alçak bir baltalık tabakası ile üstte tohumdan meydana gelmiş koru tabakası içeren ormanlardır Kent Ormanı ve Kent Ormancılığı Tanımları Kent Ormancılığı deyimini ilk kez 1965 yılında, Toronto Üniversitesi nde Prof. John W. Andresen ortaya kullanmıştır [3] (Grey ve Deneke, 1986) ve 2000 yıllarında yapılan kent ormancılığıyla ilgili bir araştırmada Kent Ormancılığı, Kent içinde veya yakınında bulunan ağaçlar ile orman topluluklarının rahatlatıcı değerleri ile birlikte planlanması, tasarlanması, kurulması ve yönetilmesi olarak tanımlanmıştır. Bu araştırma kapsamında, ormancılık, peyzaj mimarlığı ve peyzaj ekolojisinin kent ormancılığı araştırmalarında payı olan başlıca disiplinler oldukları ortaya konulmuştur. Kent ormanı kaynaklarını, kentsel açık alanlar, kentsel parklar ve tek ağaçlar ya da yollarda bulunan küçük ağaç gruplarının oluşturdukları belirlenmiştir. İnsan topluluklarının kentsel orman kaynakları ile ilişkisi üç grupta toplanmıştır: Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil 1. Biçim, fonksiyon ve politikalar, 2. Bitki ve materyalinin seçimi ve yöntem, 3. Yönetim olarak sıralanmıştır [4] (Akesen ve Akgün, 2004). [5] Konijnendijk (2003) e göre Kent Ormancılığı sadece kent alanları yakınındaki ve içindeki ormanları değil, diğer ağaç kaynaklarını ve tüm bitki örtüsünü de kapsar. Örneğin, parklarda ve yollar boyunca bulunan ağaçlar, bahçeler ve diğer özel arazilerdeki ağaçlar kent ormancılığının çalışma alanındadır. Kent ormancılığı, bölge planlama ve yönetimi konusunda güçlü bir sosyal odağa sahiptir. Bunlara bağlı olarak kent alanları içinde ormancılık genel anlamdaki ormancılıktan yapısal olarak farklıdır, genel ormancılık kent içindeki ormanlara uyarlanacak yeni yaklaşım ve yöntemlere gereksinim duyar. [6] Geray (2003) e göre Kent Ormancılığı, Tarihi, mimarisi, dokusu, organizasyonu, kültürü ile sürdürülebilir kent yaşamını güvenceye almak ve kent toplumunun fizyolojik, psikolojik, ekonomik, toplumsal, moral düzeyine katkıda bulunmak üzere orman ekosistemlerinden, ağaçlıklardan, ağaç, ağaççık ve çalılardan yararlanmak ve bu kaynakları korumak, geliştirmek, yönetmektir. Kent Ormanı kavramına AB Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Program nda yer verilmiştir. Burada, Sosyal, kültürel ve çevresel nedenlerle doğal ormanlara olan sosyal baskının azaltılması amacıyla yeşil kuşak ve parklar şeklinde oluşturulacak kent ormanları ve hatıra ormanları kurulması özendirilecek ve yaygınlaştırılacaktır ifadesi yer almaktadır [7] (Coşkun ve Velioğlu, 2004) Kent Ormanı ve Ormancılığı Tanımlarının Ülkelere Göre Değerlendirmesi 215

33 Araştırmacı ve bilim adamlarının kent ormanı ve ormancılığı kavramları üzerine yapmış oldukları tanımlar, ülkelere göre farklı anlayış ve fonksiyonlar içermektedir. Kent ormanı ve ormancılığı terimini ormancılık literatürüne katmış ülkelerin tanımların özeti Çizelge 1 de verilmiştir. Tanımların ortak noktası olarak kent ormanlarının, kent içerisinde ve yakın çevresinde yer alan kent yeşilinin tüm özellik ve fonksiyonlarını, park ve bahçelerin kapsadığı donatıları ve rekreasyonel aktiviteleri içermektedir. Bundan dolayı da, kent için büyük bir görev üstlenmiş, doğal ve yeşil alanlar olduğu anlaşılmaktadır. Kent ormancılığı ve kent ormanı kavramlarına yönelik yapılan tüm bu tanımlamalar doğrultusunda, bu iki kavramı özgün bir tarifle şöyle tanımlayabiliriz: Kent Ormancılığı, kentiçi ve yakın çevresinde doğal olarak bulunan veya yapay olarak tesis edilmiş ağaç, ağaç grupları ve orman alanlarının, kamu yararına uygun olarak planlama, tasarım, tesis, koruma ve yönetim işlemlerini gerçekleştiren özel bir ormancılık disiplinidir. Kent Ormanı ise, kent içi ve yakın çevresinde doğal olarak bulunan veya yapay olarak tesis edilmiş, kentsel yapıya estetik ve işlevsel katkılar sağlayan, kent insanına rekreatif olanaklar sunabilen ve kısa mesafede ulaşım imkanı bulunan alanlardır. Çizelge 1 Ülkelere Göre Kent Ormanı ve Kent Ormancılığı Tanımları [5] (Konijnendijk, 2003). Ülkeler Finlandiya Almanya Yunanistan İzlanda İrlanda İtalya Litvanya Slovakya Hollanda İngiltere ABD Kent Ormanı ve Kent Ormancılığı Tanımları Kent alanı içinde veya çevresinde yer alan, temel amacı ve fonksiyonu rekreasyon olan orman alanıdır. Kent insanının rekreasyon ihtiyacını karşılamak için yönetilen ve tasarlanan alanlardır. Kentsel yeşil alanlardır. Şehirlerde cadde kenarlarında bulunan ağaçlar, şehir kenarlarındaki park ve bahçeler, şehir ve kasaba etrafındaki ormanları kapsar. Odun ihtiyacı, doğal güzellik, peyzaj, hayvan barınağı, rekreasyon gibi topluma pozitif değerler sağlayan kent alanları, yasal sınırları içinde yer alan ağaç meşçereleri ve plantasyon sahalarıdır. Bir kent alanının içindeki ve etrafındaki ormanlık alan ve ağaçların tümüdür. Kent ormanı ve ağaçları kentsel yeşil alan, kentlerdeki açık alanların bitkilerle tasarlanması ise kent ormancılığıdır. Kentlerdeki cadde ağaçlandırmaları ve diğer yeşil alanlardır. Vatandaşlar için çevresel ve sosyal fonksiyonlara sahip olan park ve ağaçlık alanların kaynağıdır. Kent ormanı kavramı yerine kent yeşili ifadesi kullanılır ve kent içi yeşil alanların hepsini kapsar. Kent içi doğal alanlar, ağaçlıklar, yol kenarı ağaçlandırmaları kamu parkları ve bahçelerdir. Toplumun yaşam kalitesinin zenginleşmesinde yarar sağlayan bitki örtüsü ve yeşil alanlar bütünüdür. 216

34 Cilt 2, Sayı 4, Kent Ormanı Kavramının Hukuksal Boyutu Orman Kanunu nda kent ormanı ayrımı bulunmamakla birlikte çevreye ilişkin diğer yasal düzenlemelerde de, kent ormanının yasal statüsünü belirleyebilecek herhangi bir tanımlama ve mevzuat yoktur. Yasal statü bakımından kent ormanı teriminde orman kelimesi bulunduğundan kent ormanı olarak kabul edilecek alanların Orman Kanunu nda belirtilen orman tanımına ve orman tiplerinden birine uygun olması gerekmektedir [7] (Coşkun ve Velioğlu, 2004) Rekreasyon Kavramı ve Tanımı Batı dillerinden kullanıldığı şekliyle Türkçeye geçen rekreasyon Latincedeki re=yeniden ve creative=yaratma sözcüklerinin bileşimden oluşmuştur. Rekreasyon yeniden yaratma anlamındaki recreative sözcüğünün karşılığı olup, oyun, eğlence yeniden oluşma, yeniden kendine gelme anlamlarını taşımaktadır [8] (Barnhart, 1975). [9] Smith (1989) rekreasyonun belirli bir dizi arazi kullanış şekli ya da sınıflandırılmış bir eylemler dizisi olup, rekreasyonun boş zaman, turizm, spor, oyun ve kültürel olayları da içine aldığını belirtmiştir. Bu çeşitli tanımlamalardan yol çıkarak rekreasyon; herhangi bir ödül ya da başarı kazanma amacı olmadan, bireylerin fiziksel, zihinsel, yaratıcı güçlerini dış etkilerin baskısı olmadan, içten gelen arzu ve katılım istekleri ve ilgileriyle, uygulanmasında zevk alma, doyum sağlama hissi oluşturan her türlü boş zaman aktiviteleridir. Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil 3. KENT ORMANLARININ ÖNEMİ, ÖZELLİKLERİ, İŞLEVLERİ VE KENT ORMANLARINDAN ÖRNEKLER 3.1. Kent Ormanlarının Önemi Kent ormanlarının kuruluş amacı; kentsel ortama ve kent insanlarına, ekolojik, rekreasyonel, sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan işlevsel ve estetik amaçlı katkılar sağlamaktır [10] (Gül, 2002). Nüfus artışı ve yoğunluğuna bağlı olarak artan kaçak yapılaşma, çevre kirliliği gibi olumsuzluklar nedeniyle, kent çevresi bozulmaktadır. Bu bakımlardan kent ormanlarının kent peyzajı iyileştirmede ve kent kimliğini oluşturmada, kente imaj kazandırmada önemli katkıları vardır. Ayrıca ormanların, ağaç topluluklarının kent iklimini iyileştirme ve kent ekolojisini yumuşatmada önemli fonksiyonları vardır. Kent ormanları doğanın bir parçası olan insana, doğaya daha yakın olma olanağı sunmaktadır. Hem psikolojik, hem de biyolojik bakımdan daha sağlıklı olmak ve ruh ve bedenen yenilenmek için önemli bir açık ve yeşil alandır kent ormanları. Kent içindeki yeşil alanlar arsa fiyatlarını artırırlar. Bu bakımdan da kent ormanları kentsel alanların arazilerin ekonomik açıdan değer kazanmasında katkıları büyüktür. Ayrıca kentleşmeyle birlikte artan çevresel baskılar ve rekreatif talepler nedeniyle mevcut aktif açık ve yeşil alanların nicelik ve nitelikleri bakımından yetersiz kalmaktadır. Kent ormanları, halkın artan yeşil alan gereksinimleri karşılamak için önemli bir rekreasyon alanıdır Kent Ormanının Özellikleri 217 Bir alanının kent ormanı olabilmesi için, bazı temel kriterlere ve özelliklere sahip olması gerekmektedir (Konijnendijk, 2003) :

35 Kent ormanı, kent içinde veya yakın çevresinde bulunmalıdır, kent bütününe açık, etki yarıçapı (erişilebilirliği) geniş olmalıdır. Kent ormanının kent merkezine uzaklığı 50 km ya da daha az olmalıdır [5] Orman karakterinde, yani kendini yenileyebilme özelliğine sahip olmalıdır. Ziyaretçilerin yararlanabileceği bir konumda ve alansal bakımdan büyüklüğü en az 10 ha olmalıdır. Kentin fiziksel yapısına, ekolojisine ve peyzajına, estetik ve işlevsel açıdan değerler sağlamalı, yeşil dokuyu güçlendirmeli ve bütünlük sağlamalıdır. Yapay olarak tesis edilecek veya tamamlama yapılacak kent ormanında, gelecekteki estetik ve işlevsel amaçlara ve plan kararlarına göre tür seçimi yapılmalı ve kompozisyon yapısı belirlenmelidir [11] (Gezer vd., 1998). 3.3 Kent Ormanlarının Yer seçiminde Temel Hedefler Kent ormanlarının yer seçiminde ise bazı temel hedefler dikkate alınmalıdır [12]: (Gül ve Gezer, 2004). Rekreasyonel Hedefler Ulaşım, kent ormanının yer seçiminde dikkat edilecek kriterlerden en önemlisidir. Kent ormanına, özel ve/veya toplu taşıma araçlarıyla kolayca ulaşılabilmelidir. Alan sahip olduğu potansiyel, kültürel ve estetik değerleri ile çeşitli rekreasyonel etkinliklere olanak sağlamalıdır. Bitki örtüsü bakımından ise, iğne yapraklı türler ve geniş yapraklı türler olmak üzere (karışık yapraklı ağaç türler) bakımından zengin alanlar öncelikli olarak tercih edilmelidir. Kent ormanları için su potansiyeline sahip alanlar seçilmelidir. İçme suyu kaynak varlığı bu alanların çekim gücünü yükseltir. Alanda deniz, göl, gölet, nehir gibi büyük su kaynaklarının varlığı kullanım potansiyeli yanı sıra görsel etkisinden yararlanma bakımından da önemlidir. İlgi çekici alan ve manzara noktalarının varlığı da, diğer öncelikli tercih nedenleridir. Kent Fiziki Yapısını Güçlendirme Hedefi Kent ormanı yer seçiminde, kentsel açık ve yeşil alanların mekanları sınırlama, bütünleştirme ve tampon oluşturma potansiyelleri dikkate alınmalıdır. Kent içindeki açık ve yeşil alanlarla, kent yakın çevresi ve dışındaki doğal alanlarla organik bağlantı ve bütünleşme sağlayacak potansiyeli yüksek olan alanlar öncelikli olarak tercih edilmelidir. Ekolojik Hedefler Kent ormanı yer seçiminde, ekolojik yönden önemli katkı sağlayabilecek su kaynaklarını içeren alanlar seçilmelidir. Yaban hayatı ve bitki çeşitliliği gibi doğa değerleri bakımından zengin alanlar, koruma ve kontrollü kullanımla, doğayla kopan kent insanını bütünleştirmede önemli yararlar sağlayacak alanlardır. Topoğrafik yapı bakımından düz ve düze yakın, az eğimli alanlar bir çok rekreatif etkinlikler için uygundur. Arazi yapısı bakımından düz veya düze yakın alanlar, az eğimli yani % 0-10 eğime sahip olan alanlar öncelikli olarak tercih edilmelidir. Kısaca kent ormanları, kentsel açık ve yeşil mekanların ekolojik, estetik ve fonksiyonel her türlü işlev ve fonksiyonlarını aynen yerine getirirler. 218

36 Cilt 2, Sayı 4, Ülkemizden Kent Ormanı Örnekleri Ülkemizde kent ormanları, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı na bağlı Orman Genel Müdürlüğü nün 2004 yılında uygulamaya koyduğu Her İlde Bir Kent Ormanı projesiyle tesis edilmeye başlanmıştır. Günümüzde kadar hizmete giren kent ormanı sayısı 52 dir. Kent ormanlarından bazıları aşağıda incelenmiştir [13] (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2005). Adana Sakıp Sabancı Kent Ormanı Adana İli, Yüreğir İlçesi, Menekşe Köyü yolu üzerinde, Adana kent merkezine 12 km uzaklıkta yer almaktadır ve alanı 31 ha.dır. Seyhan Baraj Gölü nün Kuzey ve Kuzeydoğusunu çevrelemekte olup, gölün etkisiyle oluşmuş zengin biyolojik çeşitliliğe ve görsel açıdan üstün niteliklere sahiptir. Alanda, tamamen doğal dokuya uygun ahşap malzemelerden inşa edilmiş pergola, seyir terasları, çeşme, yürüyüş yolları, tuvalet, spor alanları, tanıtım levhaları ve oturma bankları bulunmaktadır. Flora (doğal bitki örtüsü) ve fauna (yaban hayatı) yönünden oldukça zengin olan, kent ormanının hakim ağaç türü fıstık çamı, kızılçam ve servidir. En sık rastlanan yaban hayvanları, yaban tavşanı, tilki, sincap, çakal, yaban domuzu, sansar, kirpi, köstebek, keklik, sülün, kaplumbağa ile yırtıcı kuşlardan şahindir. Ankara Kent Ormanı Ankara ya en yakın doğal orman örtüsü ve fiziksel yapısıyla ideal kent ormanı olabilme niteliği taşıyan Beynam Ormanları kent ormanı olarak planlanmıştır. Kent merkezine 35 km uzaklıkta bulunan Ankara Kent Ormanı, Bala ilçesi karayolu üzerinde olup 650 ha büyüklüğündedir. Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil Alanda yürüyüş parkurları, gözlem kulesi, seyir terasları, yağmur barınakları, gölet, asma köprü, çeşme, tuvalet ve otopark bulunmaktadır. Kent ormanı florası çok çeşitli bir koleksiyon sunmaktadır. Hakim olan karaçam ve tüylü meşenin dışında 66 familya, 241 cins ve 419 tür bitki mevcuttur. Yaban hayatı da oldukça zengindir; atmaca, keklik, kartal, dağ bülbülü, doğan, akbaba, karatavuk gibi kuş türleri ile kurt, tilki, sincap, tavşan, porsuk, domuz gibi memeli hayvan türleri yer almaktadır. Artvin Kent Ormanı Şehir merkezine 8 km uzaklıkta Kafkasör mevkiinde olup, 30 ha. büyüklüğündedir. Alanda, kent mobilyaları ve peyzaj tasarımında çevreye duyarlı tasarımlar ön planda tutulmuştur. Bitki örtüsü olarak, ladin, sarıçam, kestane, kavak, göknar ve çalı türleri mevcuttur. Ormanın yaban hayatını ayı, kurt, çakal, tilki, yaban domuzu, karaca, sincap, tavşan ve ötücü kuş türleri oluşturmaktadır. Balıkesir Kent Ormanı Balıkesir iline 10 km mesafede, Balıkesir- Bursa yolu üzerinde Değirmenboğazı piknik ve mesire yerine bitişik 15 ha lık bir alan üzerine kurulmuştur. Kent ormanı içerisinde, seyir terası, dinlenme alanları, yağmur korunakları, gözlem kulesi, ahşap köprü, pergola, bilgilendirme levhaları, çeşme, tuvalet, yürüyüş yolları, kitap okuma alanları ve otopark gibi tesisler bulunmaktadır. Bitki örtüsü olarak, çam, çınar, kavak, söğüt, sedir, servi, meşe ve maki türleri bulunmaktadır. 219

37 Yabani hayvanlardan ise, tavşan, tilki, çakal, sansar, sincap ve güvercin, ağaçkakan, saksağan, kumru, karga gibi kuş türleri yer almaktadır. Bursa Kent Ormanı Kent ormanı, Bursa şehir merkezine 14 km, Bursa-Kestel yoluna 4 km mesafededir. Hamamlıkızık köyü Küreklidere mevkiinde yer alıp 396 ha büyüklüğündedir. 80 m yükseklikten düşen Küreklidere Şelalesi kent ormanının en gözde görsel elemanıdır. Alanda, otopark, çocuk oyun alanı, dinlenme alanları, amfitiyatro, yürüyüş yolları, tırmanma parkurları, seyir terasları gibi fonksiyonel alanların yanı sıra asma köprü, tuvalet, çeşme, yağmur barınakları gibi yapı elemanları bulunmaktadır. Karışık orman niteliğine sahip olan bu kent ormanı gerek bitki türleri, gerekse yaban hayatı bakımından oldukça zengindir. Bitki türlerini karaçam, kızılçam, kestane, göknar, porsuk, ardıç, kayın, ıhlamur, çınar, akçaağaç, kocayemiş, sandal, katır tırnağı, mayasıl otu, kekik, çuha çiçeği, yüksük otu, sığır kuyruğu ve menekşe türleri oluşturur. Yaban hayatını karatavuk, ispinoz, saka, baştankara, sıvacı kuşu, çıvgın, karga, kızılkuyruk, kumru, serçe, bülbül ve ötleğen gibi kuş türleri oluşturmaktadır. Düzce Kent Ormanı Düzce Kent Ormanı kent merkezine 7 km mesafede olup, 158 ha.dır. Ormanda, gözlem kulesi, pergola, çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları ve oturma bankları mevcuttur. Bitki örtüsünü göknar, sarıçam, meşe, gürgen ve kayın, buğdaygiller ve çayırotları oluşturur. Hayvan varlığını domuz, tilki, tavşan ve sincap oluşturur. Erzincan Atatürk Kent Ormanı Erzincan il merkezine 15 km mesafede olup, 500 ha büyüklüğündedir. Davarlı, Yalnızbağ, Hacıali yerleşimleriyle çevrilidir. Alanda seyir terasları, köprüler, çocuk oyun alanı, orman evi, yürüyüş ve bisiklet yolu, göller, hayvan barınakları ve meyve bahçeleri yer almaktadır. Bitki örtüsünü sarıçam, huş, söğüt, akasya, dut, ceviz, kavak, mazı, ladin, kuşburnu, elma ve erik gibi ağaç ve çalı türleri, hayvan varlığını ise, kurt, tilki, kirpi, köstebek, tavşan, porsuk ve kertenkele oluşturmaktadır. Erzurum Kent Ormanı Erzurum un güney batısında ve şehir merkezine 5 km mesafede bulunan 717 ha büyüklüğündeki Palandöken Ormanı, kent ormanı olarak yeniden düzenlenmiştir. Kent ormanı içerisinde, seyir terasları, futbol ve voleybol sahaları, yağmur barınağı, gözlem kulesi, bilgilendirme levhaları, çeşme, otopark, çocuk oyun alanları, gölet ve şelale yer almaktadır. Bitki örtüsü olarak, sarıçam, huş, söğüt, kuşburnu, dağ muşmulası gibi ağaç ve çalı türleri ile sığır kuyruğu, deve dikeni, papatya, geven, gelincik, süsen, kekik, katır tırnağı, üçgül gibi otsu bitkiler yer almaktadır. Yaban hayatını domuz, tilki, köstebek, tavşan ve sincap oluşturmaktadır. Eskişehir Kent Ormanı Eskişehir çevre yolu üzerinde yer alan kent ormanı, 1287 ha büyüklüğündedir. 220

38 Cilt 2, Sayı 4, 2007 Kent ormanında tamamen doğal dokuya uygun ahşap malzemeden yapılmış tanıtım ve kontrol kulübesi, yağmur barınakları, seyir terasları, tuvalet, köprü, çeşme, oturma bankları, bilgilendirme ve uyarı levhaları ile yürüyüş yolları ve 150 araçlık otopark bulunmaktadır. Hakim ağaç türü karaçam olup, sarıçam, sedir, ardıç, meşe, kavak ve iğde ağaç türleri de bulunmaktadır. Yaban hayatı bakımından kurt, porsuk, sansar, sincap, tavşan ve çeşitli kuş türleri mevcuttur. İzmir Kent Ormanı Kent ormanı İzmir in Bornova ilçesine 4 km. mesafede ve İzmir-Manisa karayolu üzerinde olup, 1226 ha büyüklüğündedir. Ormanda ahşap malzemeden inşa edilmiş seyir kulesi ve terasları, yağmur korunakları, tuvalet, asma köprü, çeşme, oturma bankları, çocuk oyun alanları, bisiklet ve yürüyüş parkuru yer almaktadır. Kent ormanı bitki örtüsü yönünden oldukça zengindir. Hakim ağaç türü kızılçam olup zakkum, ardıç, akçakesme, servi, meşe, çınar, laden, funda, defne, mersin, geven, çayır otları, papatya, gelincik gibi Akdeniz iklim kuşağına uyumlu bitkiler yayılış göstermektedir. Tilki, tavşan, yaban domuzu, sansar, keklik doğan, atmaca, kartal ve ötücü kuş türleri de yaban hayatını oluşturmaktadır. Alanda ayrıca yaklaşık 15 milyon yıllık ağaç fosilleri bulunmaktadır Karabük Kent Ormanı Kent Ormanı, Karabük kent merkezinde olup, 100 ha alan büyüklüğüne sahiptir. Ormanda, doğaya uyumlu planlanan orman Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil evi, çocuk oyun alanı, tuvaletler, kameriye, ahşap ve asma köprü, gözlem ve yangın gözetleme kulesi, seyir terasları, barınak, dinlenme birimleri, spor alanı, tiyatro gösteri alanı, koşu ve bisiklet parkuru, yürüyüş patikaları, çeşmeler yer almaktadır. Kent ormanında kızılçam ve karaçamdan oluşan ağaç türleri yanında meşe, sandal, akçakesme, menengiç, karaçalı, sumak, alıç, dağmuşmulası, ardıç, böğürtlen, tavşanmemesi, ateşdikeni gibi çalı türleri ile, eğrelti, ısırgan, çayır otları gibi değişik ot türlerinden oluşan bitki örtüsü mevcuttur. Yaban hayvanı olarak ise, tavşan, tilki, sansar, toprak faresi, sincap, kaplumbağa, yaban domuzu gibi hayvanlarla ağaçkakan, saksağan, baştankara, sıvacı kuşu, karga, güvercin gibi kuş türleri bulunmaktadır. Alanda ayrıca çok iyi gelişmiş odunsu türler ve anıt ağaçlar da bulunmaktadır. Sinop Kent Ormanı Orman, Sinop a 5 km uzaklıkta Osmaniye köyü yakınında 80 ha. alana kurulmuştur. İçerisinde mini futbol sahası, amfitiyatro, yağmur barınakları, gözlem kulesi, seyir terası, dinlenme alanları, ahşap köprü, çocuk oyun alanları ve yürüyüş parkuru yer almaktadır. Kent ormanının bitki varlığını sahil çamı, meşe, kayın, gürgen, akçaağaç, karaağaç, dişbudak, kızılcık, defne, böğürtlen gibi ağaç ve çalı türleri, hayvan varlığını ise, domuz, tilki, çakal, sansar, gelincik, karaca, kaplumbağa ve ötücü kuş türleri oluşturmaktadır. İstanbul Kent Ormanı Kent ormanı, Beykoz ilçesinde yer almaktadır. İçerisinden Asya yı Avrupa ya bağlayan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü nün ana arteri geçmektedir. 221

39 Orman 1063 ha lık bir alana kurulmuştur. Ana giriş kapısı Ümraniye Küçüksu caddesi, Hekimbaşı mevkiinde olması nedeniyle ulaşımı oldukça kolaydır. Kent ormanı içerisinde bulunan ormanlar genellikle plantasyon yöntemi ile oluşturulmuş ormanlardır. Elmalı Baraj Gölü kent ormanının ortasında olması nedeniyle çok yüksek bir kaynak değer oluşturmaktadır. Alanda danışma binası, gözlem kuleleri, çocuk oyun alanları, mini futbol sahası, oturma bankları, pergolalar, yürüyüş parkuru, tuvalet ve otopark bulunmaktadır. Bitki örtüsü yönünden oldukça zengin olan kent ormanında kestane, çınar, ıhlamur, kayın, meşe, karaağaç, kızılağaç, dişbudak, akasya, akçaağaç, gürgen, üvez, kavak, söğüt, sarıçam, karaçam, fıstıkçamı, kızılçam, sedir, ladin, servi gibi ağaç türleri bulunmaktadır. Tavşan, karaca, çakal, sansar, tilki, sincap, yaban domuzu, kertenkele, bukalemun, keklik, üveyik, alakarga, karatavuk, çulluk, yaban ördeği, serçe, ağaçkakan, ibibik, bülbül, saka, karabatak gibi hayvan ve kuş türleri ise kent ormanının yaban hayatını oluşturmaktadır. 3.5 Gelişmiş Batı Ülkelerinden Kent Ormanı Örnekleri Gelişmiş batı ülkelerinden İngiltere, Hollanda ve Almanya da yer alan 4 adet kent ormanı örneği incelenmiştir [14] (Countryside Commission, 1988) Epping Forest, Londra, İngiltere Yüzyılın kentsel gelişimi içerisinde, günümüze kadar yaşamını sadece birkaç orman devam ettirebilmiştir. Yıprandıkları ve zarara uğradıkları için çoğunlukla bir çok orman yok olmuştur. Londra nın kuzeyinde bulunan Epping Forest (Epping Ormanı) bu bakımdan özel bir örnektir. Bu orman, hemen hemen hiç zarar görmemiş denebilecek şekilde varlığını sürdürmektedir. Epping Ormanı, görkemli kayın ağaçları, zengin açık ve yeşil alanları ile Londra nın merkezine doğru uzanmaktadır. Binlerce Londralı özellikle hafta sonları ve sıcak yaz aylarında piknik yapmak, yeşille iç içe olmak için bu ormanı yoğun olarak kullanmaktadır. Orman, yıl boyu yürüyüş yapanların ve ata binenlerin uğrak yeridir. Ancak, kent ormanının rekreasyonel aktiviteler için yarattığı bu olanaklar, ancak orman korunduğu ve tarihi peyzaj değerlerine sahip çıkıldığı sürece var olacaktır Bos Park, Amsterdam, Hollanda Kent yakınlarında rekreasyon amaçlı ormanlar oluşturmak pek çok Avrupa kenti için yeni bir kavram değildir. Amsterdam ın varoşlarında bulunan Bos Parkı, bir kent ormanının işlevlerin neler olabileceğini göstermesi açısından çok iyi bir örnektir. Yaklaşık 40 yıl önce, bir-iki milyon ağaç, buradaki kanalların ve göllerin çevresine dikilmiştir. Geniş bir tepe özenle planlanmış ve zirvesinde bir restorana yer verilmiştir. Kış aylarında, yamaçlarda kayak yapmak imkanı bulunmaktadır. Ayrıca orman, yat ve sandal kurslarına, yüzme ve tenis sporu, açıkhava tiyatro etkinliklerine de olanak sağlamaktadır Bremen Stadtwald, Almanya Almanya, uzun zamandan beri kent yakınındaki ve kentteki ormanları rekreasyon amaçlı olarak kullanmaktadır. Bu kent ormanlarının bir çoğu, yaklaşık 200 yıl önce oluşturulmuştur. Günümüzde ise, 222

40 Cilt 2, Sayı 4, 2007 çevresindeki gelişmelerin artması ile bu ormanlar, yerleşim alanlarına doğru uzanan yeşil kama formunu almışlardır. Stadtwald ın bir parçası ve kent merkezine en yakın kısmı olan Buerger Park ın içinde bulunan geniş göl rüzgar sörfüne, sandal ile gezintiye olanak sağlamaktadır. Burada ayrıca canlı Jazz konserleri verilen bir kafe, orkestra standları ve küçük bir hayvanat bahçesi bulunmaktadır. Ormanın kalan kısmında ise, yürüyüş yolları, kuş gözleme kuleleri yer almaktadır. Ayrıca, Stadtwald, Bremen halkının yeşil ve rekreasyon gereksinimini karşılamasının yanısıra, kereste üretimi ve ağaç ürünleri sağlama açısından da ticari bir öneme sahiptir The Black Country, Birmingham, İngiltere The Black Country, Birmingham ın kuzey ve batı bölgelerine verilen yerel bir isimdir. Bu alan Dudley, Sandwell, Walsall ve Wolverhampton ı içermektedir ve toplam nüfusu 1.1 milyondur. Black Country İngiltere nin ilk kent ormancılığı için seçilen pilot alanıdır. Black Country Kent Ormancılığı Ünitesi nin kurulması 1980 lerin ortalarında başlamış ve 1990 yılında hız kazanmıştır. 11 farklı örgüt ile merkezi ve yerel yönetimler tarafından destek görmüştür. Fazla sayıda ve değişik konulardaki işbirliği çok güçlü bir yönetim yaratmıştır. Amaç ağaçların ve ağaçlık alanların plantasyonu, yönetimi ve mevcut eski endüstriyel peyzajı geliştirmektir. Sonuçta, daha fazla ağaca sahip olan kent arazileri, daha güzel bir çevreye dönüşecek, böylece bölgede yeni yatırımlar için ilgi odağı yaratılmış olacaktır. Black Country de sahip olduğu peyzajla ve yüksek yaşam kalitesiyle arsa değerleri artacaktır [15] (The Black Country Urban Foresty Unit, 1995). Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil Black Country Kent Ormancılığı Ünitesi tarafından yürütülen kent ormanı planlama çalışmalarında benimsenen ilkeler aşağıda kısaca açıklanmıştır [16] (The 3rd International Conference On Urban And Community Forestry, 1994). Kullanılabilecek Doğal Kaynaklar Terkedilmiş alanlar: Öncelikle ağaçlandırmalar için kullanılabilecek alanlardır. Geliştirmek şartıyla halk yaşamı için önemli etkinlik olanakları yaratırlar. Boş gelişme alanları: Ağaçlık alanlar ile sürekliliği olan bir yeşil kuşak oluşturulabilir. Bahçe ve caddeler: Kent yeşil alan sistemindeki birçok konut alanı, içerdikleri yol ve bahçe ağaçları ile kent ormanlarına önemli katkılarda bulunurlar. Yeşil alanlar: Kentlerde yeşil alan sistemi içindeki park ve okul bahçeleri kent ormanlarının genişlemesine olanak sağlar. Bu alanlar, peyzajda ve yaban hayatında tür ve biyolojik çeşitliliğin artmasını sağlar. Yeşil alanlar, rekreasyon alanlarının genişlemesini katkıda bulunur ve hava kirliliğinin azalmasına yardımcı olurlar. 1. İnsan Çalışmaya halkın katılımını sağlamak ve bu konuda halkı bilinçlendirmek çok önemlidir. Kent Ormancılığı Ünitesi tarafından ilk üç yıl içinde halkın kent ormancılığı bilinci arttırılmış ve yerel halkın bu çalışmaya aktif olarak katılımı sağlanmıştır. 2. Yeterli Teknik Uygulama Kent Ormancılığı Ünitesi, diğer ormancılık otoriteleriyle, büyük terkedilmiş alanları kamu parklarına dönüştürerek sağlanacak yararları örneklemişlerdir. Ağaçlık alanları çok kısa sürede oluşturmak 223

41 olanaklı değildir. Kent Ormancılığı Ünitesi ile ortakları tarafından korunmasız alanlarda gerçekleştirilen çalışmalarla geniş ağaçlık alanlar elde etmişlerdir. Alana öncü bitki türlerinin dikilmesinin, farklı türlerden oluşan kompleks bir karışımın dikilmesine oranla daha iyi sonuç verdiğini tespit edilmiştir. Ancak bitki türündeki çeşitliliğin artırılması için, sonraki yıllarda yeni türler eklenmiştir. 4. Yarar Belirleme ve Değerlendirmesi Kent ormanlarının sayısız yararlarının belirli sayıda insanlar tarafından benimsenmesi yeterli değildir. Bu yararların herkes için açık ve net bir şekilde anlatılması gereklidir. Kent ormanlarının sosyal, rekreasyonel, yaban yaşamı ve peyzaja olan yararlarının yanısıra enerjinin korunması, kirliliğin azaltılması ve halk sağlığına olan olumlu etkileri açısından toplumun ilgisini çekmek ve karar verici mekanizmalar ile halkın desteğini sağlamak son derece önemlidir. 5. Ağ oluşturmak Black Country Kent Ormancılığı Ünitesi, çalışmanın başlangıcında İngiltere deki ilgili kurumlar ile ilişki kurmuştur. Bir ağla aynı zamanda Avrupa nın diğer ülkeleri ve ABD deki ilgili organizasyonlar ile bağlantı sağlanmış ve bu iletişim, bilgilenme ve haberleşme adına çok yararlı olmuştur. Çünkü Amerika da kent ormancılığının geçmişi çok eskidir Amerika bu kavram üzerine daha bilinçli bir ülkedir. Kent ağaçları ile ağaçlık alanlarının yararları burada daha iyi bilinmektedir. 4. İSTANBUL İLİ ÖRNEĞİNDE REKREASYONEL AMAÇLI KULLANILAN KENT ORMANLARI 4.1. İstanbul İli Örneğinde Rekreasyonel Amaçlı Kullanılan Kent Ormanları Üzerine İrdelemeler Örnek Alanların Belirlenmesi İstanbul metropoliteni içindeki mevcut kent açık ve yeşil alanlarının yetersiz kaldığı varsayımıyla, yeni kent ormanlarının tesisine ihtiyaç bulunmaktadır. Araştırmanın bu bölümünde İstanbul İli ndeki kent ormanlarını alansal büyüklük ve gerekse sayısal olarak çoğaltmak gerektiği vurgulanmıştır. Bu amaçla mülkiyeti İstanbul Çevre ve Orman İl Müdürlüğü ne ait olan ve günübirlik piknik ve kamp amaçlı mesire (orman içi dinlenme) yerlerinin Kent Ormanına dönüşümleri bakımından irdelemeleri yapılmıştır. Örnek Alanların Analizi Türkiye genelinde toplam 16600,3 ha mesire yeri bulunmakta; bunun % 17 si 2901,2 ha ı İstanbul İli sınırları içerisinde yer almaktadır. Türkiye genelindeki mesire yerlerinin alansal olarak yaklaşık % 20 si İstanbul İli nde bulunmaktadır. Ülkemiz bağlamında gerekliliği kabul edilen kişi başına düşen yeşil alan miktarı, ortalama bir değerle (en az olarak) 10 m 2 dir. İstanbul İli nin güncel nüfusu ise, ha yeşil alana gereksinim duyulmaktadır. Halen, yaklaşık ha alana sahip olan İstanbul İli mesire yerlerinin tek başına İstanbul İli nin yeşil alan miktarının % 25 ini oluşturduğu anlamına gelmektedir. Bu durum mesire yerlerinin, İstanbul İli nin yeşil alan sistemi içerisindeki yerini ve önemini gözler önüne sermesi açısından göz ardı edilmemelidir. 224

42 Cilt 2, Sayı 4, 2007 Çizelge 2 İstanbul İli ilçelerine göre mesire yerleri ve alansal (ha) dağılımları [16] (İÇOlM 2005). Sıra No İl İlçe Mesire Yeri Adı Alanı (Ha.) 1 Karacabey-Büyükada 3,2 2 Adalar Dilburnu 7 3 Değirmen Burnu 10 4 Elmasburnu (Riva) 10 5 Kaymakdonduran 65 Beykoz 6 Mihrabat Korusu 20 7 Göztepe 40 8 Kartal Aydos-Yakacık Sazakçeşme 50 Şile 10 Avcıkoru Tuzla Hacet Deresi 17,5 12 Ümraniye Taşdelen M.Fevzi Çakmak Çatalca İnceğiz Çilingoz Azizpaşa Binbaşı Çeşmesi 5 18 Ayvat Bendi 56 Eyüp 19 Kurt Kemeri 6,5 20 Fatih Çeşmesi Göktürk Göleti Arnavutköy Tayakadın 16 Gazi 24 İmrahor 25 osman 25 Habibler-Cebeci 37 paşa 26 Gazi Mahallesi 78,5 27 Kayabaşı-Şamlar Kömürcübent 3 29 M.Akif Ersoy F.Rıfkı Atay Kirazlıbent 13 Sarıyer 32 Neşetsuyu Bentler (Valide Sultan) Irmak Marmaracık Fatih Çocuk Ormanı 115 Şişli 37 Fatih Ormanı 40 İstanbul Anadolu Yakası İstanbul Avrupa Yakası İstanbul İli nde mülkiyeti, İstanbul Çevre ve Orman İl Müdürlüğü ne bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ne ait 37 mesire yeri bulunmaktadır. Bunların 25 i Avrupa, 12 si de Anadolu Yakası ndadır. Ancak Avrupa ve Anadolu Yakası ndaki mesire yerlerinin alansal dağılımında ise, tam tersi bir durum görülmektedir. Mesire yerlerinin 1304,5 ha ı yani % 44,6 sı Avrupa Yakası nda yer alırken, 1616,7 ha ı yani % 55,4 ü Anadolu Yakası nda yer almaktadır. Sonuç olarak, Avrupa Yakası ndaki mesire Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil yerleri sayı bakımından daha fazla, alan bakımından ise daha az iken, Anadolu Yakası ndaki mesire yerleri tam tersi bir durum söz konusudur. İstanbul İli mesire yerlerinin konum itibariyle dağılımlarına bakıldığında, Avrupa Yakası ndaki mesire yerlerinin, genellikle yarımadanın kuzey bölümlerindeki yerleşim alanlarının yoğunluk göstermediği İstanbul Boğazı nın hinterlandında ve birbirlerine yakın mesafelerde konumlandıkları görülmektedir. Anadolu Yakası ndaki mesire yerlerinin ise, dağılım bakımından daha eşit bir dağılım sergiledikleri ve birbirlerinden daha uzak mesafelerde konumlandıkları görülmektedir. İstanbul İli ilçelerine göre mesire yerlerinin alansal dağılımına bakıldığında, 702 ha ile Şile, 662 ha ile Kartal ve 593,5 ha ile Gaziosmanpaşa ilçelerinin en büyük paya sahip olduğu görülmektedir. Bunları 215,5 ha ile Eyüp, 173 ha ile Sarıyer, 167,5 ha ile Çatalca, 155 ha ile Şişli, 135 ha ile Beykoz, 80 ha ile Ümraniye, 20,2 ha ile Adalar ve 17,5 ha ile Tuzla takip etmektedir [17] (Çevre ve Orman Bakanlığı, 2004). Örnek Alanların Kent Ormanı Kriterleri ne Uygunluğunun Saptanması Orman karakterine sahip olan bir alanın, kent ormanı olarak nitelendirilebilmesi için, bazı ana kriterlere uygunluk göstermesi gerektiği belirtilmektedir: Kent merkezine uzaklık: Kent içinde veya yakın çevresinde bulunması gereklidir. Kent merkezine en fazla 50 km uzaklıkta olmalıdır. Alansal büyüklük: Alan büyüklüğünün en az 10 ha olmalıdır. Ulaşım: Özel ve/veya toplu taşıma araçlarıyla kolaylıkla ulaşılabilir olmalıdır. 225

43 İstanbul İli mesire yerleri, yukarıda ana hatlarıyla verilmiş evrensel kabullere uygunluk göstermelerine göre aşağıda incelenmiştir. Kent Ormanı Kriterlerine Uygun Olmayan Örnek Alanlar Avrupa Yakası nda Çilingoz, İnceğiz, Fevzi Çakmak, Tayakadın, İmrahor, Arnavutköy ve Kayabaşı-Şamlar ve Anadolu Yakası nda Değirmenburnu, Bilburnu, Karacabey-Büyükada, Avcıkoru ve Hacet Deresi mesire yerlerinin kent merkezine olan mesafeleri 50 km den fazla olduğu için kent ormanı niteliğinde değildir. Avrupa Yakası nda yer alan, Kömürcübent, Kurtkemeri ve Binbaşı Çeşmesi mesire yerleri ise, alan büyüklükleri bakımından 10 ha dan az alana sahip oldukları için kent ormanı karakteri gösterememektedir. Kent merkezine uzaklık ve alansal büyüklük kriterlerine uygunluk göstermeyen isimlerini yukarıda saymış olduğumuz bu mesire yerleri, kent ormanı olmaya uygun olmadıkları için araştırmanın geriye kalan diğer bölümlerinde değerlendirilmemişlerdir. Kent Ormanı Kriterlerine Uygun Olan Mesire Yerleri İstanbul İli nin Avrupa Yakası nda yer alan Ayvat Bendi, Azizpaşa, Bentler (Valide Sultan), Fatih Çeşmesi, Fatih Ormanı, F. Rıfkı Atay, Gazi Mahallesi, Göktürk Göleti, Habibler-Cebeci, Irmak, Kirazlıbent, Marmaracık, M. Akif Ersoy ve Neşetsuyu mesire yerleri ve Anadolu Yakası nda bulunan Aydos-Yakacık, Elmasburnu, Göztepe, Kaymakdonduran, Mihrabat, Sazakçeşme ve Taşdelen mesire yerleri kent merkezine uzaklık, ulaşım ve alansal büyüklük bakımlarından kent ormanı kriterlerine uygunluk göstermektedir. Araştırmanın bu bölümünde, İstanbul Çevre ve Orman İl Müdürlüğü 2005 yılı raporlarından elde edilen veriler ve detaylı bir şekilde anlatılan, Kent Ormanlarının Rekreasyonel Amaçlı Kullanım Olanakları doğrultusunda, yukarıda isimlerini saydığımız mesire yerlerine yönelik rekreasyonel ve fonksiyonel amaçlı kullanım önerileri getirilmiştir. Kent ormanı niteliğine sahip oldukları tespit edilen bu mesire yerleri, İstanbul İli Avrupa ve Anadolu Yakası ndaki dağılımlarına göre tek tek irdelenmiştir: Ayvat Bendi Mesire Yeri İlçe: Eyüp Mevkii: Kurtkemeri, Ayvat Bendi,Sarıyer Alanı: 56 ha Kapasite (kişi/gün): Bitki Örtüsü: Bitki örtüsünü meşe, kayın ve diğer yapraklı türler oluşturmaktadır. Ulaşım: Bahçeköy- Kemerburgaz ve Kurtkemeri yolundan özel araçla ulaşılabilir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Günübirlik piknik alanıdır. Öneriler: Bitki örtüsü, yaban hayatı, gölet ve içme suyu kaynağı, manzara ve görsel kapasite gibi doğal ve estetik değerler bakımından zengindir. Ayvat Bendi mesire yeri, yüksek orman rekreasyonu potansiyeline sahiptir. Bu nedenle mesire yerinde, rekreasyon fonksiyonu ön planda tutularak, mevcut piknik alanının yanısıra rekreasyon alanı düzenlenmesi yerinde olacaktır. Azizpaşa Mesire Yeri İlçe: Eyüp Mevkii: Azizpaşa Alanı: 50 ha Kapasite (kişi/gün): Bitki Örtüsü: Alanın bitki örtüsü saf meşe, 226

44 Cilt 2, Sayı 4, 2007 ve meşe ile karışık diğer yapraklı ağaçlardan oluşmaktadır. Ulaşım: Şişli-Kağıthane-Kemerburgaz yolu, Şişli-Cendere yolu, Eyüp-Kemerburgaz- Cendere yolu ile ulaşılabilmektedir. Belgrat Ormanı na 12 km mesafededir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan, günübirlik piknik, yürüyüş ve dinlenme amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Azizpaşa mesire yeri, bitki örtüsü, yaban hayatı, manzara ve görsel kapasite gibi doğal ve estetik değerler bakımından zengin rekreasyon potansiyeline sahiptir. Sahip olduğu zengin rekreasyon potansiyeli, kent merkezine yakınlığı, ulaşılabilirliği ve alansal büyüklüğü dikkate alınarak mesire yerinde, kent parkı, hayvanat bahçesi ve botanik bahçesi gibi rekreasyonel amaçlı kullanım alanlarından birine yer verilmesi uygun olacaktır. Bentler (Valide Sultan) Mesire Yeri İlçe: Sarıyer Mevkii: Bentler Alanı: 15 ha Kapasite (kişi/gün): 4000 Bitki Örtüsü: Alanın bitki örtüsünü, meşe, kayın, karaçam başta olmak üzere diğer yapraklı ve ibreli türler oluşturmaktadır. Ulaşım: Beşiktaş, Taksim, Mecidiyeköy ve Sarıyer den toplutaşımayla ulaşılmaktadır. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Tarihi bentleri bünyesinde bulunduran bu alan günübirlik piknik amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Bentler mesire yeri bitki örtüsü çeşitliliği, gölet, akarsu ve içme suyu kaynağı, manzara ve görsel kapasite gibi zengin, potansiyel ve estetik rekreasyonel kaynak değerlerine sahiptir. Bu bağlamda, orman rekreasyonu potansiyeli yüksek olan mesire yerinin mevcut durumunun korunup, Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil piknik alanı olarak kullanımına devam edilmesi uygun olacaktır. Fatih Çeşmesi Mesire Yeri İlçe: Eyüp Mevkii: Bahçeköy, Kuzgundere Alanı: 42 ha, Kapasite (kişi/gün): 8500 Bitki Örtüsü: Bitki örtüsü olarak meşe, gürgen ve diğer yapraklı türler hakimdir. Ulaşım: Alan Bahçeköy-Kemerburgaz yolu üzerinde yer almaktadır. Bahçeköy e 5 km, Kemerburgaz a 6 km mesafededir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan piknik amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Bitki örtüsü çeşitliliği, içme suyu kaynağı, manzara ve görsel kapasite zenginliği gibi doğal ve estetik değerlere sahip olan Fatih Çeşmesi mesire yerinin orman rekreasyonu potansiyeli oldukça yüksektir. Rekreasyon fonksiyonu ön planda tutulması gereken mesire yerinde, alan büyüklüğü de dikkate alınarak, mevcut piknik alanının yanı sıra rekreasyon alanı düzenlenmesi doğru olacaktır. Fatih Ormanı Mesire Yeri İlçe: Şişli Mevkii: Fatih Ormanı Alanı: 40 ha Kapasite (kişi/gün): 8000 Bitki Örtüsü: Alanın bitki örtüsünü, gürgen, meşe ve diğer yapraklı türler oluşturmaktadır. Ulaşım: Alan Taksim-Sarıyer güzergahında Kilyos-Bahçeköy yolu üzerindedir. Taksim e 18 km, Tarabya ve Büyükdere ye 3 km, Ayazağa ya 4 km uzaklıktadır. Fatih Ormanı na özel araçlarla ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: 227

45 Günübirlik piknik alanıdır. Öneriler: Bitki örtüsü, görsel kapasite ve içme suyu kaynağı gibi doğal ve estetik kaynak değerleri bakımından zengin olan bu mesire yeri, yüksek orman rekreasyonu potansiyeline sahiptir. Bu anlamda mesire yerinin mevcut durumunun korunup, piknik alanı olarak kullanımına devam edilmesi uygun olacaktır. Falih Rıfkı Atay Mesire Yeri İlçe: Sarıyer Mevkii: Bahçeköy, Köyyeri Alanı: 18 ha Kapasite (kişi/gün): 4000 Bitki Örtüsü: Alanın bitki örtüsünü, meşe, gürgen başta olmak üzere yapraklı türler oluşturmaktadır. Ulaşım: Beşiktaş, Taksim, Mecidiyeköy ve Sarıyer den toplu taşıma araçlarıyla ulaşılmaktadır. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Dinlenme ve piknik amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Belgrad Ormanı nda Bentler (Valide Sultan) mesire yerinin hemen yanında yer alan Falih Rıfkı Atay mesire yeri, sahip olduğu doğal kaynak değerleri ve rekreasyon potansiyeli özellikleri bakımından Bentler mesire yeri ile benzerlik göstermektedir. Orman rekreasyonu potansiyeli yüksek olan bu mesire yerinde de, mevcut piknik amaçlı rekreasyonel kullanımın sürdürülmesi yerinde olacaktır. Gazi Mahallesi Mesire Yeri İlçe: Gaziosmanpaşa Mevkii: Gazi Mahallesi Alanı: 78,5 ha Kapasite (kişi/gün): Bitki Örtüsü: Bitki örtüsünü ibreli türler oluşturmaktadır. Karaçam, sahil çamı, fıstık çamı ve kızılçam en önemli ağaç türleridir. Ulaşım: Alana TEM yolu-gazi Mahallesi bağlantı yolu ile ulaşılmaktadır. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan piknik, kamp ve gezi için kullanılmaktadır. Öneriler: Bitki örtüsü, yaban hayatı, gölet ve içme suyu kaynağı, manzara ve görsel kapasite gibi doğal ve estetik değerler bakımından zengin bir görünüme sahip olan bu mesire yerinin, rekreasyon potansiyeli oldukça yüksektir. Sahip olduğu potansiyel doğal ve estetik değerleri, kent merkezine yakınlığı, alan büyüklüğü ve düz ve az eğimli arazi yapısı göz önünde bulundurularak mesire yerinde, kent parkı ve golf alanı gibi rekreasyonel amaçlı kullanım alanlarından birisine yer verilmesi uygun olacaktır. Göktürk Göleti Mesire Yeri İlçe: Eyüp Mevkii: Göktürk Köyü Göleti Alanı: 56 ha Kapasite (kişi/gün): Bitki Örtüsü: Alan Orman niteliğindedir. Bitki varlığını saf meşe ormanı oluşturmaktadır. Ulaşım: Kemerburgaz-Tayakadın yolu üzerinden özel araçlarla ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Saha dinlenme ve piknik alanı olarak kullanılmaktadır. Öneriler: Gazi Mahallesi mesire yeri ile benzer rekreasyon potansiyeli özellikleri taşıyan bu mesire yerinde de, kent parkı ve golf alanı gibi rekreasyonel amaçlı kullanım alanları tesis edilmesi uygun olacaktır. Habibler-Cebeci Mesire Yeri İlçe: Gaziosmanpaşa Mevkii: Habibler, Cebeci 228

46 Cilt 2, Sayı 4, 2007 Alanı: 37 ha Kapasite (kişi/gün): 7500 Bitki Örtüsü: Bitki varlığını yoğunlukla fıstık çamı ve karaçam oluşturmaktadır. Ulaşım: Alan Edirnekapı-Arnavutköy yolu üzerinde, Habibler girişinde olup, özel ve toplu taşım araçlarıyla ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan piknik ve gezi amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Alan zengin doğal ve görsel kaynak değerlerine ve rekreasyon potansiyeline sahip değildir. Ormanın kent iklimini iyileştirme, toprak-su ve doğa koruma gibi ekolojik fonksiyonlarının ön planda tutulması yerinde olacaktır. Mesire yerinin korunarak, sürekliliğini sağlayacak önlemler alınmalıdır. Irmak Mesire Yeri İlçe: Sarıyer Mevkii: Bahçeköy, Kemerburgaz Alanı: 13 ha Kapasite (kişi/gün): 2000 Bitki Örtüsü: Alanın veyetasyonunu, meşe, gürgen başta olmak üzere yapraklı türler oluşturmaktadır. Ulaşım: Bahçeköy-Kemerburgaz yolu üzerinde yer almaktadır. Alana özel araçlar ile ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan günübirlik piknik amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Bitki örtüsü ve çeşitliliği, akarsu ve içme suyu kaynak değerlerine sahip olması nedeniyle, yüksek orman rekreasyonu potansiyeli sergileyen Irmak mesire yerinin mevcut durumunun korunup, piknik alanı olarak kullanımına devam edilmesi uygun olacaktır. Kirazlıbent Mesire Yeri İlçe: Sarıyer Mevkii: Bahçeköy, Kirazlıbent Alanı: 13 ha Kapasite (kişi/gün): 2600 Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil Bitki Örtüsü: Alanın bitki örtüsünü, meşe, gürgen başta olmak üzere yapraklı türler oluşturmaktadır. Ulaşım: Bahçeköy-Kemerburgaz yolu üzerinde yer almaktadır. Alana özel araçlar ile ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan günübirlik piknik amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Kirazlıbent mesire alanı, Irmak mesire yeri ile yan yanadır. Irmak mesire yeri ile aynı doğal kaynak ve rekreasyon potansiyeline sahip olan bu mesire yerinin de mevcut durumunun korunup, piknik alanı olarak kullanılması uygundur. Marmaracık Mesire Yeri İlçe: Sarıyer Mevkii:RumelifeneriKöyü Marmaracık Koyu Alanı: 10 ha Kapasite (kişi/gün): 2000 Bitki Örtüsü: Bitki varlığı olarak meşe ve karaçam türleri bulunmaktadır. Alanın genele maki formasyonu hakimdir. Ulaşım: Rumelifeneri yolu üzerindedir. Alana özel araçlarla ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Saha piknik ve gezi amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Marmaracık mesire yeri, bitki örtüsü çeşitliliği, deniz ve plaj sahası ve yüksek görsel kapasite gibi zengin doğal ve estetik kaynak değerlerine sahiptir. Bu mesire yerinde, motel, tatil köyü ve kamp alanı gibi turizm ve konaklama alanları tesis edilmesi uygun olacaktır. 229

47 Mehmet Akif Ersoy Mesire Yeri İlçe: Sarıyer Mevkii: Bahçeköy, Kemeraltı Alanı: 25 ha Kapasite (kişi/gün): 5000 Bitki Örtüsü: Alanın bitki örtüsünde, meşe başta olmak üzere yapraklı türler hakimdir. Ulaşım: Çayırbaşı-Bahçeköy yolu üzerinde yer almaktadır. Alana özel ve toplu taşıma araçları ile ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan piknik ve kamp amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Bitki örtüsü, içme suyu kaynağı, manzara ve görsel kapasite gibi doğal ve estetik değerler bakımından zengin olan bu mesire yeri, yüksek orman rekreasyonu potansiyeli sergilemektedir. Bu mesire yerinin mevcut durumunun korunup, piknik ve kamp alanı olarak kullanımına devam edilmesi doğru olacaktır. Neşetsuyu Mesire Yeri İlçe: Sarıyer Mevkii: Bahçeköy Alanı: 76 ha Kapasite (kişi/gün): Bitki Örtüsü: Alanın bitki örtüsünü, meşe, kayın, gürgen başta olmak üzere yapraklı türler oluşturmaktadır. Ulaşım: Alana özel araçla ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan dinlenme ve piknik amaçlı kullanılmaktadır. Ayrıca içerisinde Sağlıklı Yaşam Yürüyüş ve Koşu Parkuru yer almaktadır. Öneriler: Belgrad Ormanı nda, Bentler mesire yerinin hemen bitişiğinde yer alan Neşetsuyu mesire yeri de yüksek orman rekreasyonu potansiyeli sergilemektedir. Bu mesire yerinin, sahip olduğu alan büyüklüğü de dikkate alınarak, mevcut piknik alanın kullanımına devam edilmelidir. İstanbul İli nin Avrupa Yakası ndaki Kent Ormanı Niteliğine Sahip Mesire Yerleri Aydos-Yakacık Mesire Yeri İlçe: Kartal Mevkii: Aydos, Hıdıroğlu Çeşmesi Alanı: 662 ha Kapasite (kişi/gün): Bitki Örtüsü: Bitki örtüsü olarak sahil çamı ağırlıklı ibreliler mevcuttur. Ulaşım: Samandra yakınında olan bu alan İstanbul a 35 km mesafededir. Mesire yerine Kartal dan toplu taşıma araçları ile ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan piknik amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Bitki örtüsü, yaban hayatı, gölet ve içme suyu kaynağı, manzara ve görsel kapasite gibi doğal ve estetik kaynaklar bakımından zengin bir görünüm sergileyen bu mesire yeri, yüksek rekreasyon potansiyeline sahiptir. Sahip olduğu alansal büyüklüğü ve düz ve az eğimli arazi yapısı dikkate alınarak mesire yerinde, rekreasyonel amaçlı kullanım alanı olarak Bölge Parkı planlanması uygun olacaktır. Elmasburnu Mesire Yeri İlçe: Beykoz Mevkii: Kanlıca, Elmasburnu Alanı: 10 ha Kapasite (kişi/gün): 1600 Bitki Örtüsü: Üst yapıda yapraklı-ibreli karışık orman, alt yapıda ise yer yer çalı formasyonu bulunmaktadır. En çok yer alan ağaç türü sahil çamıdır. Ulaşım: Alan Beykoz a 18 km mesafede 230

48 Cilt 2, Sayı 4, 2007 olup, alana toplutaşımla ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alanda piknik ve kamp etkinlikleri yapılmaktadır. Öneriler: Alan bitki örtüsünün varlığı, denizi ve plaj alanıyla doğal peyzaj ve kaynak değerleri bakımından zengin bir potansiyele sahiptir. Bu mesire yerinin kullanımında alınacak kararlar doğa koruma öncelikli olmalıdır. Ancak alanın yüksek rekreasyon potansiyelinden dolayı, alana doğa koruma ön planda tutularak günübirlik turizm fonksiyonu verilebilir. Göztepe Mesire Yeri İlçe: Beykoz Mevkii: Çavuşbaşı Alanı: 40 ha Kapasite (kişi/gün): 7000 Bitki Örtüsü: Alan ibreli ve yapraklı türlerin oluşturduğu karışık orman niteliğindedir. Alt florada çalı formasyonları yer almaktadır. Ulaşım: Alana TEM yolu-beykoz bağlantı yolu ile ulaşılmaktadır. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Günübirlik piknik ve dinlenme amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Alan doğal kaynak ve rekreasyon bakımından önemli bir potansiyele sahip değildir. Bu mesire yeri bir yeşil alan olarak kentte üstlendiği bölümleme ve sınırlandırma görevleri ve biyoklimatik fonksiyonu bakımından korunmalı ve sürekliliği sağlanmalıdır. Kaymakdonduran Mesire Yeri İlçe: Beykoz Mevkii: Kaymakdonduran Alanı: 65 ha Kapasite (kişi/gün): 7000 Bitki Örtüsü: Alanın bitki örtüsünü kestane Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil ve gürgen ağaçları oluşturmaktadır. Alt flora elemanı olarak ise, yer yer çalı formasyonu yer almaktadır. Ulaşım: Alana Beykoz a gelen bütün toplu taşıma araçlarıyla ulaşılabilmektedir. Ayrıca motor seferleri ile deniz yolu ulaşımı mevcuttur. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan piknik alanı olarak hizmet vermektedir. Öneriler: Kaymakdonduran mesire yeri, bitki örtüsü, yaban hayatı, manzara ve görsel kapasite gibi doğal ve estetik değerler bakımından zengin rekreasyon potansiyeline sahiptir. Sahip olduğu zengin rekreasyon potansiyeli, kent merkezine yakınlığı, ulaşım kolaylığı ve alan büyüklüğü dikkate alınarak mesire yerinde, Kent Parkı, Hayvanat Bahçesi ve Botanik Bahçesi gibi rekreasyonel amaçlı kullanım alanlarından birisine yer verilmesi yerinde olacaktır. Mihrabat Mesire Yeri İlçe: Beykoz Mevkii: Kanlıca, Mihrabat Ormanı Alanı: 20 ha Kapasite (kişi/gün): 2000 Bitki Örtüsü: Alan orman niteliğindedir. Ormanın bitki örtüsünü fıstık çamı, servi, ıhlamur, çınar, defne, meşe gibi türler oluşturmaktadır. Ayrıca otsu bitkiler bakımından oldukça zengin bir alandır. Ulaşım: Alanın Anadolu yakasındaki sahil yolunda bulunan Kanlıca semtinde giriş kapısı bulunduğundan ulaşımı son derece kolaydır. Beykoz a giden bütün araçlar ile alana ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan günübirlik piknik ve dinlenme amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Bitki örtüsü, manzara ve görsel 231

49 kapasite gibi doğal ve estetik değerler bakımından oldukça zengin olan Mihrabat mesire yeri, yüksek rekreasyon potansiyeline sahiptir. Bu nedenle mesire yerinde, rekreasyon fonksiyonu ön planda tutularak, mevcut piknik alanının yanı sıra rekreasyon alanı düzenlenmesi yerinde olacaktır. Sazakçeşme Mesire Yeri İlçe: Şile Mevkii: Sazakçeşme Alanı: 50 ha Kapasite (kişi/gün): Bitki Örtüsü: Alanın orman niteliğindeki bitki örtüsü çoğunlukla iğne yapraklı türlerden oluşmaktadır. En önemli türler, karaçam, kızılçam ve fıstık çamıdır. Ulaşım: Alana Şile-Üsküdar bağlantı yolundan özel araçlarla ulaşılabilmektedir. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alanın mevcut kullanımı dinlenme ve günübirlik piknik amaçlıdır. Öneriler: Doğal ve estetik değerler bakımından zengin olmayan, yüksek rekreasyon potansiyeli sergilemeyen ve orman vasfına sahip olan Sazakçeşme mesire yerinin yerleşim alanlarını bölümleme ve sınırlandırma, yerleşim alanları arasında tampon bölge oluşturma, kent iklimini iyileştirme, hava kirliliğini azaltma ve biyolojik çeşitliliği koruma gibi fonksiyonları ön planda tutularak sürekliliğinin sağlanması en doğrusu olacaktır. Taşdelen Mesire Yeri İlçe: Ümraniye Mevkii: Taşdelen Alanı: 80 ha Kapasite (kişi/gün): Bitki Örtüsü: Alanın bitki örtüsünü oluşturan başlıca türler, gürgen ve meşedir. Ulaşım: Alana Ümraniye, Üsküdar ve Kadıköy ilçelerinden toplu taşıma araçlarıyla ulaşmak mümkündür. Mevcut Rekreasyonel Kullanım: Alan günübirlik piknik amaçlı kullanılmaktadır. Öneriler: Taşdelen mesire yeri, zengin doğal ve estetik kaynak değerlerine ve yüksek rekreasyon potansiyeline sahip değildir. Bu nedenle mesire yerinin, kentsel mekanları sınırlandırma, kentsel mekanlar arasında tampon bölge oluşturma, kentsel mekanlar ile kent dışı doğal alanlar arasında organik bağlantı kurma, kentsel mekanlara estetik kazandırma, kent iklimini iyileştirme ve hava kirliliğini azaltma gibi fonksiyonları ile toprak-su kaynaklarını ve biyolojik çeşitliliği koruma gibi ekolojik fonksiyonlarının ön planda tutulması doğru olacaktır. Bu bağlamda, mesire yerinin korunarak sürekliliğinin sağlanması uygun olacaktır. 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Kavram ve tanımlar bakımından Bu tez kapsamında, değişik kaynak ve kişiler tarafından kent ormanı ve kent ormancılığı kavramlarına yönelik tanımlar doğrultusunda şu sonuçlara varılmıştır: Kent ormanı ve kent ormancılığı, farklı kavramlardır, birbiriyle karıştırılmamalıdır. Kent ormancılığı, kent içi ve yakın çevresinde doğal olarak bulunan veya yapay olarak tesis edilmiş ağaç, ağaç grupları ve orman alanlarının, kamu yararına uygun olarak planlama, tasarım, tesis, koruma ve yönetim işlemlerini gerçekleştiren özel bir ormancılık disiplinidir. Kent ormanı ise, kent içi ve yakın 232

50 Cilt 2, Sayı 4, 2007 çevresinde doğal olarak bulunan veya yapay olarak tesis edilmiş, kentsel yapıya estetik ve işlevsel katkılar sağlayan, kent insanına rekreatif olanaklar sunabilen ve kısa mesafede ulaşılabilen alanlardır. Kent ormancılığı, planlama, tasarım, koruma ve yönetim bakımından genel ormancılık disiplininden geliştirilmiş özel bir ormancılık disiplinidir. Kent ormancılığı, ormancılık disiplininin tüm genel özelliklerini içinde barındırır. Kent ormanlarının, kent makroformuna açık hava rekreasyon fonksiyonu vardır. Kent ormanı, kente estetik ve işlevsel katkı sağlama, kent ormanının ön plana çıkan diğer kuruluş amaçlarındandır. Kent ormanı, kent yakın çevresinde yer alan ama kent içindeki bir çok yeşil alanın kentte üstlendiği ödev ve fonksiyonları barındıran bir rekreasyon alanıdır. Yasa ve yönetmelikler bakımından Kent ormanı kavramının hukuksal boyutu incelendiğinde, ilgili yasa ve yönetmeliklerde yer almadığı görülmektedir. Dolayısıyla, kent ormanı kavramının yasal bir tanımı, kapsamı ve yasal statüsü bulunmamaktadır. Bu bağlamda, kent ormanı kavramının bir an önce ilgili yasa ve yönetmelikte yasal statüsü ortaya konmalıdır. Kent ormanlarının yasal mevzuatı ve yönetimi, Orman ve Çevre Bakanlığı ile il ve ilçe belediyelerinin ortaklaşa yapacakları çalışmalar doğrultusunda belirlenmelidir. Bu bağlamda, kent insanının doğal ormanlar üzerindeki özellikle rekreasyonel amaçlı kullanımlarından kaynaklanan baskının azaltılması, kent içerisindeki açık ve yeşil alan miktarının artırılması ve kent halkının ruhsal ve bedensel yenilenme Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil ihtiyacını giderebilmesi amacıyla, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen Her İlde Bir Kent Ormanı projesi desteklenmeli ve geliştirilmelidir. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen proje doğrultusunda tesis edilen bu kent ormanları, özellikle nüfus ve kentleşme bakımından diğer illere oranla daha fazla gelişmişlik arz eden İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerimiz için sayıca ve erişebilirlik bakımından eksik ve yetersizdir. Özellikle gelişmiş illerimizde nüfus yoğunluğu, ulaşım sorunu ve açık ve yeşil alan yetersizliği gibi kentsel sorunlar dikkate alınmalı ve yeni kent ormanı projelerine öncelikle yer verilmelidir. Kent ormanlarının önemi ve özellikleri bakımından Aşırı nüfus yoğunluğu, hava kirliliği, gürültü ve plansız yapılaşma gibi olumsuz faktörler nedeniyle kent peyzajı ve mekanlarının bozulması ve etkisini yitirmesi, artan rekreasyonel istekler nedeniyle mevcut kentsel yeşil alanların yetersiz kalması ve kent insanının doğaya ve yeşile daha yakın olma istemi gibi sebepler kent insanının kent ormanlarına olan ilgisini ve kent ormanlarının kent ve kent insanı için ne kadar gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Kent ormanının sahip olması gereken özellik ve kriterler bakımından, orman karakterine sahip olması, kent merkezine uzaklığının en fazla 50 km olması, alan büyüklüğünün en az 10 ha olması, kentin fiziksel yapısına, ekolojisine ve peyzajına estetik ve işlevsel açıdan katkı sağlaması, özel ve toplu taşıma araçlarıyla kolaylıkla ulaşılabilecek mesafede olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. 233

51 Kent ormanlarının fonksiyon ve işlevleri bakımından Kent ormanlarının rekreasyon fonksiyonunun yanı sıra, şehircilik açısından kentsel mekanları sınırlama, kentsel mekanlar arasında tampon bölge oluşturma, kentsel mekanlar ile kent dışı doğal alanlar arasında organik bağlantı kurma, kentsel mekanları biçimlendirme ve estetik kazandırma, kent iklimi açısından kentin iklim koşullarını düzenleme ve iyileştirme, kent içerisindeki hava sirkülasyonunu düzenleme, kentin hava kirliliğini azaltma ve temiz hava sağlama, psikolojik ve ruh sağlığı açısından kent insanına doğa ile temas etme ve mevsimlere göre doğadaki değişiklikleri gözlemleme olanağı ile mutluluk ve huzur duyguları verme, ekolojik açıdan biyolojik çeşitliliği, toprak ve göl, gölet, akarsu gibi su kaynaklarını koruma, toplumsal açıdan kent insanlarını bir araya getirme, insan ilişkilerini geliştirme ve toplumsal iletişime katkı sağlama gibi bir çok katkı ve işlevlere sahip olduğu görülmektedir. Kent ormanlarının öncelikli işlevi kent insanına rekreatif imkanlar sunmaktır. Bu bağlamda, bir kent ormanında konumu, büyüklüğü, ulaşım durumu ve sergilemiş olduğu rekreasyon potansiyeli kriterleri dikkate alınmak şartıyla, oyun ve spor alanı, kent ve bölge parkı, hayvanat ve botanik bahçesi, arboretum, rekreasyon alanı, piknik ve kamp alanı, motel ve tatil köyü gibi bir çok rekreasyonel amaçlı kullanım alanının tesis edilebilebilir. Kent ormanlarını planlama yaklaşımı bakımından Kent ormanlarında gerçekleştirilecek olan rekreasyonel amaçlı kullanım alanlarının planlama, tasarım ve uygulamaları orman mühendisleri, peyzaj mimarları, şehir plancıları, jeoloji mühendisleri ve ilgili diğer meslek temsilcilerinin yer aldığı uzman bir kadro tarafından ortaya konulacak ortak çalışmalar sonucu yapılmalıdır. Kent ormanlarında gerçekleştirilecek olan rekreasyon planlama çalışmalarında göz önünde bulundurulması gereken en önemli husus, doğal çevrenin sürekliliğinin korunması olmalıdır. Planlamadaki ana amaç, ekolojik denge ve peyzajın genel görünümünde kabul edilemez bir değişme olmaksızın, rekreasyonel etkinliklerin sürdürülebilirliği ve kullanıcıların doğa ile iç içe olmalarını sağlayarak, ruhsal ve bedensel yenilenme ihtiyaçlarını gidermek olmalıdır. Kent ormanlarını planlama süreci ve çalışmaları, evrensel standartlar dikkate alınarak yeşil alanların alan kullanımları, fonksiyonları, donatıları ve planlama kriterleri dikkate alınarak yürütülmelidir. Kent bütününe hizmet edeceği düşünülerek kent ormanlarının, çekim gücünün oluşturulması ve artırılması amacıyla, fonksiyonlarında çeşitlilik oluşturularak değişik yaş gruplarına hitap etmesi sağlanmalıdır. Ülkemizdeki kent ormanı planlama ve uygulama çalışmalarına yön vermesi ve yol göstermesi açısından, yabancı ülkelerdeki kent ormanı örnekleri incelenerek deneyim edinilmelidir. Kent ormanlarında rekreasyon planlama ve uygulama çalışmaları sonucunda ortaya konulan rekreasyonel amaçlı kullanım alanlarının rekreasyonel kaynaklarının ve rekreasyon potansiyellerinin korunarak kullanılması ve sürekliliğinin sağlanması için Black Country Kent Ormanı örneğinde olduğu gibi bir yönetim komisyonu oluşturulması faydalı 234

52 Cilt 2, Sayı 4, 2007 olacaktır. Örnek alan irdeleme sonuçları İstanbul İli Örneğinde Rekreasyonel Amaçlı Kullanılan Kent Ormanı İrdelemeleri kapsamında yapılan örnek alan değerlendirmeleri doğrultusunda şu sonuçlara varılmıştır: Örnek irdeleme alanı olarak belirlenen, İstanbul İli mesire yerlerinin alansal olarak Türkiye genelindeki mesire yerlerinin yaklaşık olarak %20 sini, İstanbul İli nin yeşil alan miktarının ise, yaklaşık olarak %25 ini oluşturmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, İstanbul İli mesire yerlerinin İstanbul halkının rekreasyonel gereksinimlerini karşılama konusunda ne kadar önemli bir yere sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Mesire yerlerinin genellikle piknik amaçlı rekreasyonel kullanıma hizmet ettikleri görülmüştür. Mesire yerlerine uygulanan, kent ormanı kriterlerine uygunluk saptaması sonucunda, Çilingoz, İnceğiz, M. Fevzi Çakmak, Tayakadın, İmrahor, Arnavutköy, Kayabaşı-Şamlar, Değirmenburnu, Bilburnu, Karacabey- Büyükada, Avcıkoru ve Hacet Deresi mesire yerlerinin kent ormanı kriterlerine uygunluk göstermedikleri tespit edilmiştir. Geriye kalan Ayvat Bendi, Azizpaşa, Bentler (Valide Sultan), Fatih Çeşmesi, Fatih Ormanı, F. Rıfkı Atay, Gazi Mahallesi, Göktürk Göleti, Habibler-Cebeci, Irmak, Kirazlıbent, Marmaracık, M. Akif Ersoy, Neşetsuyu, Aydos-Yakacık, Elmasburnu, Göztepe, Kaymakdonduran, Mihrabat, Sazakçeşme ve Taşdelen mesire yerlerinin ise, kent ormanı kriterlerine uygunluk gösterdikleri görülmüştür. Kent ormanı kriterlerine uygunluk gösteren mesire yerlerinden Bentler (Valide Sultan), Ş. Uslu, T. Ayaşlıgil Fatih Ormanı, F. Rıfkı Atay, Irmak, Kirazlıbent ve M. Akif Ersoy mesire yerlerinin piknik alanı olarak kullanımlarına devam edilmesinin, Ayvat Bendi, Fatih Çeşmesi, Neşetsuyu ve Mihrabat mesire yerlerinde mevcut piknik alanlarının yanı sıra rekreasyon alanlarının düzenlenmesinin, Azizpaşa, Gazi Mahallesi, Göktürk Göleti ve Kaymakdonduran mesire yerlerinde hayvanat ve botanik bahçesi, kent parkı ve golf alanı gibi rekreasyonel amaçlı kullanım alanlarından birisine yer verilmesinin, Marmaracık ve Elmasburnu mesire yerlerinde motel ve tatil köyü gibi turizm ve konaklama alanlarının tesis edilmesinin ve Aydos-Yakacık mesire yerinin bölge parkı olarak planlanmasının uygun olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Ülkemizde mevcut olan kent ormanlarının ortak bazı planlama ilkelerine sahip olduğu görülmektedir. Özellikle sürdürülebilirlik ve koruma prensiplerinin ön planda tutulduğu bu kent ormanlarının planlama ilkelerinden en önemlileri, Tesis ve yapılarda doğal malzemeler ile Çevreye duyarlı tasarımların yapılması, Kent ormanı olarak seçilen alanların kent merkezlerine kolay erişilebilir alanlar olmasıdır. Ancak, nüfus ve kentleşme bakımından diğer illere oranla daha fazla gelişmişlik arz eden İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerimizde tesis edilen kent ormanlarının sayıca ve erişebilirlik bakımından yetersiz kaldığı görülmektedir. Özellikle ülkemizin nüfus ve kentleşme bakımından en büyük metropoliteni olan İstanbul da aşırı nüfus yoğunluğu, ulaşım sorunu, açık ve yeşil alan yetersizliği gibi kentsel sorunlar göz önüne alındığında mevcut kent ormanının kent ve kent halkı için sayıca ve erişebilirlik bakımından 235

53 yetersiz ve eksik kaldığı görülmektedir. KAYNAKLAR Akesen, A., (1978), Türkiye de Ulusal Parkların Açıkhava Rekreasyonu Yönünden Nitelikleri ve Sorunları, İÜ Orman Fakültesi Yayını, 262, İstanbul. Akesen, A., (1999), Rekreasyon Planlaması (Basılmamış ders notları), İÜ Orman Fakültesi, İstanbul. Akesen, A. ve Akgün, B., (2004), Kent Ormancılığının Kavramsal Gelişimi ve Günümüzde Taşıdığı Özellikler, I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, Ankara. Aslanboğa, İ., (2004), Kent Ormancılığı Bağlamında Ormanların İşlevleri, I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, Ankara. Atay, İ., (1984), Orman Bakımı, İÜ Orman Fakültesi Yayını, 3196/356, İstanbul. Atay, İ., (1988), Kent Ormancılığı, İÜ Orman Fakültesi Yayını, 393, İstanbul. Barnhart, C., C., (1975), The World Book Dictionary, Field Enterpress Educational, Chicago, USA. Burton, T. B., (1968), Recreation Research Methods, Occasional Paper No: 3 Birmingham Center of Urban and Regional Studies, University of Birmingham. Carter, J., (1995), The Potential of Urban Forestry in Developing Countries, A Concept Paper, Roma, FAO. Clawson, M. ve Knetsch, J. L., (1971), Economics of Outdoor Recreation, The John Hopkins University Press, Baltimore, USA. Coşkun, A. A. ve Velioğlu, N., (2004), Kent Ormanı Tanımı ve Hukuksal Boyutu, I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, Ankara. Countryside Commission, (1988), Forest for the Community, CCP No: 270. De Grazia, S., (1970), Some Reflection on the History of Outdoor Recreation, Element of Outdoor Recreation Planning, Ann Arbor Michigan University Press, USA. Dirik, H. ve Ata, C., (2004), Kent Ormancılığının Kapsamı, Yararları, Planlanması ve Teknik Esasları, I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, Ankara. Douglass, R. W., (1982), Forest Recreation, Pergomen Press, New York, USA. Fogg, G. E., (1990), Park Planning Guidelines, Published by National Recreation and Park Association, New York, USA. Geray, U., (2003), Kent Ormanı ve 2/B İşlemleri, İÜ Orman Fakültesi, İstanbul. Gezer, A. ve Diğerleri, (1998), Çevre Koruma Politikaları Açısından Kent Ormancılığının Önemi ve Isparta Örneği, Cumhuriyetimizin 75. Yılında Ormancılığımız Sempozyumu, Bildiri Kitabı, İÜ Orman Fakültesi Yayını, İstanbul. Gül, A., (2002), Orman Peyzajı ve Rekreasyonu (Ders notları), SDÜ Orman Fakültesi, Isparta. Gül, A. ve Gezer, A., (2004), Kentsel Alanda Kent Ormanı Yer Seçimi Model Önerisi ve Isparta Örneğinde İrdelenmesi, I. Ulusal Kent Ormancılığı Kongresi, 9-11 Nisan 2004, Ankara. Grey, W. G. ve Deneke, J. F., (1986), Urban Forestry, John Willey and Sons, New York, USA. Jensen, R.R., (2000), Measurement, Comparison and Use of Remotely Derived Leaf Area Index Predictors, Dissetation, University of Florida, USA. Kılıçoğlu, M., (1978), İstanbul da Yeşil Alanlar Üzerindeki Baskılar, Büyük İstanbul un Yeşil Alanları Sempozyum Kitabı, İÜ Orman Fakültesi Yayını, İstanbul. Konijnendick, C., (2003), A decade of Urban Forestry in Europe, Forest Policy and Economics, Elsevier Science. Miller, R. W., (1996), Urban Forestry, Planning and Managing Urban Greenspaces, Second Edition, The Ohio State University, USA. Oğuz, D., (1998), Kent Parkı, Peyzaj Mimarlığı Dergisi, 6, İstanbul. Özdönmez, M. ve Diğerleri, (1996), Ormancılık Politikası, İÜ Orman Fakültesi Yayını, 435, İstanbul. Sakarya, Y., (1996), Orman İçi Dinlenme Yerlerinin Planlanması, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü, İstanbul. Smith, S., (1989), Why a Botanical Garden, The Public Garden, American Associa Swathore, USA. Taylor, G. B., (1970), Quality in Recreation, Recreation Research and Planning, London The Black Country Urban Forestry Unit, (1995), The Black Country Urban Forest, A strategy for its Development, England. The 3rd International Conference on Urban and Community Forestry,(1994), Proceeding, Manchester Town Hall August 31st September 2nd 1993, England. Tocher, D., (1970), Towards a Behavioral Esthetics, The On Of Recreation Engogoment With Aplications for Planning, Element of Outdoor Recreation Planning, Michigan University Press, USA. İNTERNET KAYNAKLARI

54 BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM VE ÜRETİM TEKNOLOJİLERİNİN MİMARLIKTAKİ KULLANIMLARI Fulya Özsel AKİPEK 1 *, Necati İNCEOĞLU 1 Y.T.Ü., Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Bilgisayar Ortamında Tasarım B.D., Beşiktaş, İstanbul, Türkiye. fulyaozsel@hotmail.com ÖZET Bilgisayar ardındaki sayısal ve algoritmik yapı tasarımcıya geleneksel çizim ortamından farklı imkanlar vermektedir. Bu yazıda, sayısal tabanlı tasarım ve üretim teknolojilerinin mimari tasarımda kullanımlarıyla ilgili bir çerçeve çizilmekte; bu çerçeve kapsamında dört farklı tasarım yaklaşımı ve tasarım yöntemi incelenmektedir: Parametrik tasarım, evrimsel sistemlere dayalı algoritmik tasarım, animasyona ve performans analizlerine dayalı tasarım teknolojileri uygulamadaki örnekleriyle birlikte ele alınmaktadır. Sayısal tasarım teknolojileri başlığı altında oluşturulan çerçeve bu teknolojilerin kullanımının mimarlığa etkilerini kavramsal yönden tartışmak için gerekli altyapıyı oluşturmaktadır. Sonuçlar bölümünde sayısal tasarım-üretim teknolojilerinin mimari tasarım sürecindeki kullanımlarının, mimari kavramlarda, tasarıma yaklaşımda ve mimar profilinde yarattığı dönüşümler tartışılmaktadır. Anahtar kelimeler: bilgisayar destekli mimari tasarım ve üretim, hesaplamalı tasarım, parametrik tasarım, algoritmik tasarım, performans mimarlığı ABSTRACT THE USES OF DIGITAL DESIGN AND MANUFACTURING TEHNIQUES IN ARCHITECTURAL DESIGN PROCESS Digital design medium has various potentials other than traditional drafting environment, for the designer. In this paper, a framework is set which covers the uses of digital design and manufacturing techniques in architectural design process; focusing on parametric design, algorithmic design, animation and performance analysis in early design phase via their applications in praxis. This framework sets the conceptual infrastructure entailed for a structured discussion on the impacts of these technologies on architecture; changing of concepts, design approach and role players in architecture are evaluated in the conclusions. Keywords: digital design and manufacturing techniques, computational design, parametric design, algortihmic design, performative design * Bu makale, birinci yazar tarafından Y.T.Ü. Mimarlık Fakültesi'nde tamamlanmış olan Bilgisayar Teknolojilerinin Mimarlıkta Tasarım Geliştime Amaçlı Kullanımları isimli doktora tezinden hazırlanmıştır. 237

55 1.GİRİŞ Günümüz mimarlık ortamında bilgisayar genellikle bir temsil aracı olarak kullanılmaktadır; bilgisayar ortamında çizim, üç boyutlu modelleme ve animasyon gibi tekniklerin geleneksel tasarım sürecine destek görselleştirme araçları olarak kullanımı yaygındır. Geleneksel yaklaşımda tasarım ortamı, tasarım düşüncesinin çeşitli temsiller aracılığıyla görsel düşünme ve imgelem ile geliştirildiği ortamdır (1). Bilgisayarın ardındaki sayısal ortam ise hesaplamaya ve algoritmalara dayalıdır ve bu ortam görsel düşünmenin yanı sıra sayısal ve algoritmik düşünme biçimini gerektirir. Bu anlamda sayısal tabanlı tasarım ortamı geleneksel tasarım ortamından farklılıklar gösterir ve yeni olanaklar sunar. Kavramsal olarak, bilgisayar destekli çizimden (CAD), bilgisayar destekli mimari tasarıma (CAAD) ve hesaplamalı tasarıma (computational design) doğru bir evrimin yaşandığı günümüzde bilgisayar artık sadece bir görselleştirme aracı olarak değil, sayısal tabanlı bir tasarım ortamı olarak ele alınmalıdır. Bilgisayar destekli tasarım ve üretim teknolojileri, mimarlıktan önce endüstriyel tasarım, uçak ve gemi tasarımı gibi alanlarda, film ve müzik sektöründe kullanılmaya başlamıştır; bu teknolojilerin mimarlık gündemine girişi 90 lı yılları bulur. Bilişim teknolojisindeki gelişmelerin etkisiyle teknoloji transferleri yaygınlaşır ve tasarım alanları birbirinden beslenmeye başlar. Sayısal tabanlı tasarım süreçlerinde, tekil bir ürünün tasarımından önce sürecin tasarımı ve araştırılması önem kazanmaktadır. Tasarım araştırma (design research) kavramı yeniden gündeme gelir: Cross a göre (2), tasarım araştırma yaklaşımı, tasarım alanlarının kendi sınırlı alanları içinde kalmamasını ve tasarım alanları arasında ortak bir diyalog dilinin geliştirilmesini gerektirir. Sayısal tabanlı tasarım süreçlerine geçişte tasarım araştırma yaklaşımı mimarlık alanına da yansır; diğer tasarım alanlarıyla ilişki kurmak, tasarımı disiplinler arası bir ortamda bir araştırma süreci olarak ele almak ve tasarım sürecini tasarlamak gibi yaklaşımlar mimarlık alanında geçerlik kazanmaktadır. Günümüzde bilgisayar destekli mimari tasarım alanında parametrik tasarım, algoritmik tasarım, türetici sistemler, biçim gramerleri gibi alt inceleme alanları oluşmaktadır. Akademik çalışmalardan elde edilen bilgiler üniversite-uygulama işbirliği içinde mimarlık pratiğine yansımaktadır. Bilgisayar destekli tasarım alanındaki bilgi, eğitim ve uygulama alanlarının etkileşimi içinde gelişmekte ve her iki alanı da dönüştürmektedir; mimari eğitim ortamları yeniden uygulama bilgisine ve uygulamacı eğitmenlere yer vermekte, uygulama ortamında ise araştırma giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Mimari tasarım ve uygulama sürecine, bilgisayar destekli üretim teknolojisinin katılmasıyla (CAD/CAM) dosyadan fabrikaya olarak adlandırılan bir tasarımüretim süreci kullanılmaya başlamıştır. Dijital ortamda geliştirilen tasarımın üç boyutlu maketi, hızlı prototipleme gibi tekniklerle çıktı olarak alınabilir; dijital ortamdaki tasarım bilgileri doğrudan fabrikaya aktarılır ve aktarılan bilgi CAD/CAM teknolojisiyle üretimi yönlendirir. Bu gibi olanaklar mimarlara sayısal tabanlı bir tasarım-üretim sistemine geçişin işaretlerini vermektedir. Bu yazıda bilgisayar destekli tasarım ve üretim, yalnızca teknolojik açıdan ele alınmamakta; bu teknolojilerin kullanımının yol açtığı kavramsal dönüşümler incelenmektedir. Sayısal tabanlı tasarım ve üretim teknolojileri mimari tasarım geliştirme süreçlerinde farklı şekillerde kullanılmakta ve farklı kavramsal yaklaşımlarla açıklanmaktadır. Sayısal dünya ve mimarlık ilişkisini anlamak için bu 238

56 Cilt 2, Sayı 4, 2007 farklı yaklaşımların çerçevesini kurmak gerekir. Bu hedef doğrultusunda, sayısal tabanlı teknolojilerin mimari tasarım geliştirme sürecindeki kullanımlarıyla ilgili bir sınıflama yapılmıştır. Yapılan sınıflama, teknoloji kullanımına yönelik kategoriler oluşturma çabası değil, bu teknolojilerin kullanımının ardındaki düşünsel yaklaşımları açığa çıkarmayı hedefleyen ilişkisel ve kavramsal bir haritadır. 2. SAYISAL TABANLI TASARIM- ÜRETİM TEKNOLOJİLERİNİN MİMARİ TASARIM SÜRECİNDEKİ KULLANIMLARI Tasarım teknolojileri kavramı bu yazı kapsamında, tasarım geliştirme amacıyla kullanılan sayısal tabanlı teknolojileri ifade etmektedir; tasarım teknolojileri kavramı içinde tasarım yöntemleri önemli bir alt başlıktır. Tasarım teknolojilerinin tanımlanması ve sınıflandırılması için, mimarların bilgisayarı tasarım için nasıl kullandıklarının ve tasarım yöntemlerinin incelenmesi gerekir. Tasarım süreçlerini sayısal teknoloji üzerine kurgulayan mimarların, sabit bir tasarım yöntemi olduğundan bahsedilemez, tersine her projede konunun gerektirdiği yaklaşıma uygun olan teknolojilerle çalışılır. Bu süreçlerde geleneksel temsil tekniklerinin yardımcı araçlar olarak kullanımı devam etmekte, bunun yanı sıra bilgisayarın sayısal ve algorimik yapısı tasarım stratejisinin oluşturulmasında, analiz aşamalarında, biçimsel araştırmalarda, performans testlerinde ve genel olarak tasarım araştırma sürecinde yeni olanaklar sunmaktadır. Sayısal tabanlı teknolojilerin mimari tasarım sürecindeki kullanımları Şekil 1 de gösterildiği gibi gruplanarak sayısal tabanlı (dijital) tasarım teknolojileri ile ilgili kavramsal bir harita çıkarılmıştır. Bu haritanın oluşturulmasındaki amaç sabit sınıflamalar yapmak değil, konuyla ilgili parçaları bir araya getirerek bir çerçeve F. Ö. Akipek, N. İnceoğlu çizebilmektir. Bu tür bir çerçeve, mimarlıkta sayısal tabanlı bir tasarım-üretim sistemine geçişte yaşanan kavramsal değişimleri, dönüşümleri tartışabilmek için gerekli altyapıyı kurmaktadır. Dijital tasarım teknolojileri ana başlığı altında incelenen parametrik tasarım, türetici sistemler, uzman sistemler, evrimsel sistemler, animasyona dayalı tasarım, diyagram mimarlığı, performansa dayalı tasarım ve bilgisayar destekli üretim, mimarların sayısal tabanlı tasarım-üretim dünyası içinde test ettikleri yöntemler, teknolojier ve söylemler üzerinden geliştirilen bir çerçevedir. Bu yazı kapsamında, oluşturulan çerçevedeki tüm tekniklere değinilmeyecek, bu alanda yaygın olarak kullanılan parametrik tasarım, evrimsel sistemler, animasyona ve performans analizlerine dayalı tasarım teknolojilerinden ve bu teknolojilerin kullanımlarının ardındaki kavramsal açılımlardan bahsedilecektir. Bu yazıda ele alınan her tasarım teknolojisi, tanımı, ilişkili alt kavramları ve uygulamadaki örnekleriyle birlikte incelenecektir Parametrik Tasarım Türk Dil Kurumu sözlüğü nde parametre, cebirde bir denklemin katsayılarına giren değişken nicelik olarak tanımlanmaktadır [1]. Bilgisayar biliminde parametre, bir dizi komutun, sisteme girilen çeşitli veriler üzerinde işlem yapmasıyla ilgili bir terimdir [2]. Parametrik tasarım sürecinde tasarımı etkileyecek verilerin parametreler olarak belirlenmesi ve organizasyonu esastır: Hangi verinin diğeriyle nasıl ilişkili olduğunun sayısal ve geometrik olarak tanımlandığı ve sınırlamaların belirtildiği bir tasarım stratejisi kurulur. Bu tür bir ilişkisel model bir kez kurulduğunda parametre değerleri değiştirilerek tüm olası durumları araştırılabilir ya da türetilebilir. 239

57 Şekil 1: Dijital tasarım teknolojileri ve ilgili alt terimler için oluşturulan kavram haritası 240

58 Cilt 2, Sayı 4, 2007 Parametrik tasarım sayısal mimari tasarım tekniklerinin birçoğunun temelini oluşturur. Tasarım sürecinde, konseptin oluşumu, mekanın biçimlendirilmesi, uygulama detaylarının çözümlenmesi gibi çeşitli aşamalarda kullanılmaktadır. Parametrik bir sistemde değişiklik yapma kolaylığı ve parametre değerleri değiştirilerek birçok alternatifin denenebilmesi özelliği vardır. Parametrik tasarımın konsept geliştirme aşamasındaki kullanımlarında, çevre verileri ya da belirlenen diğer faktörler parametreler olarak yorumlanır ve etki-tepki yöntemiyle form oluşumuna etki eder Frankfurt Uluslararası Otomobil Fuarı nda yer alan BMW Pavyonu-Dynaform, parametrik sistemlerin konsept geliştirme aşamasında kullanımına örnek olabilecek bir projedir. F. Ö. Akipek, N. İnceoğlu kalınlık değişimlerinin gerektiği yerlerde, parametrelerin değerleri değiştirilir ve tek bir prensip detay çözümüne dayalı çeşitli çözümler oluşturulabilir. Nicholas Grimshaw ve Ortakları tarafından 1993 te inşa edilen Waterloo Tren İstasyonu ndaki geniş çatı örtüsü parametrik tasarım teknikleri ile tasarlanmıştır. Eğrisel çatının, değişen arazi biçimine uyum gösteren, ölçüsü ve biçimi birbirinden farklılaşan strüktürel elemanlarının tasarımı için tek bir makasın parametrik modeli yapılmış ve bu modelden türeyecek diğer makaslar için tasarım kuralları belirlenmiştir (3). Waterloo Terminali nde çatı strüktürünü oluşturan üç mafsallı yay benzeri kemer için ölçek, boyut, pozisyon gibi parametreler belirlenmiş ve terminal boyunca dizilecek diğer makaslar parametre değerleri değiştirilerek kısa zamanda türetilebilmiştir. Şekil 2_ Frankfurt Forum Alanı ve BMW Pavyonundan görünümler Tasarım sürecinde pavyonun içinde yer alacağı çevre, bir güçler alanı olarak yorumlanır; çevredeki mevcut pavyonlara niceliksel ve niteliksel özelliklerine göre birer etki değeri verilir; bu güçler, pavyonun biçimlemesinde etkin parametreler olarak kullanılır. Şekil 3: BMW Pavyonu tasarım sürecinde çevre pavyonların etkisi ve araba hızına bağlı doppler etkisinin denenmesi Parametrik tasarım detay çözümleri ve strüktür tasarımı için de kullanılmaktadır. Tek bir prensip formül oluşturulur; ölçü, açı, Şekil 4: Waterloo Terminali ve her biri farklı ölçüdeki 36 adet yay benzeri strüktür için kurulan parametrik sistem Oosterhuis in Floriade World Exhibition için tasarladığı sergi pavyonu üçgen prizmaların birleşiminden oluşan ve tek bir prensip detay çözümüne dayalı olarak tasarlanan bir bina kabuğudur. Tasarım sürecinde, üçgen prizmaların, konumlandığı noktadaki özelliklere göre açısını, ölçüsünü, yönünü değiştiren bir sistem kurulmuş ve bina kabuğu tek bir prensip detayın parametre değerlerinin değiştirilmesiyle elde edilen, her biri farklı ölçü, açı ve kalınlıkta üçgen birimlerden oluşturulmuştur. Tasarıma üç boyutlu modelleme ile başlanmış, Autolisp ile üç boyutlu objelerin iki boyutlu açılımının yapılmasını sağlayan bir betik yazılmış ve çelik üretici firmaya dosyadan fabrikaya yöntemiyle gönderilmiştir. Oosterhuis parametrik tasarıma dayalı projesini tek bina tek detay şeklinde yorumlar. 241

59 etmiş, bu sistemi tasarım geliştirme aşamasında kullanmıştır. Şekil 5: Web of Noth Holland Parametrik modelleme, parametrelere dayalı olarak kurulan ve bu değerlerin değişimine izin veren, böylece sonuç biçimin parametrelerin kontrolü altında sürekli değişebildiği modelleme yöntemleridir; parametrik modellemede tasarımı geometrik olarak sınırlayan kuralların belirlenmesi gerekir(4).son yıllarda parametrik modelleme amaçlı özel yazılımlar geliştirilmektedir (Generative Components, Paracloud). Bu programların özelliği, üç boyutlu modelin her bir bileşeninin diğer bileşenle ilişkili olarak oluşturulması ve sayısal değerlerinin her an değiştirilebilmesidir. Bu tür programlarda standart komutlardan çok bu komutların matematiksel formüllerine ulaşılabilir; örneğin kopyalama ya da çoğaltma işlemlerinin matematiksel seri, dizi işlemleriyle gerçekleştirilmesi gibi dan beri Gaudi nin Barselona daki Sagrada Familia kilisesinin tamamlanması çalışmalarında danışman mimar olarak çalışan Burry, Gaudi nin tekrarlara dayanmayan, zengin mimari dilini çözümlemek için parametrik modelleme tekniklerini kullanmıştır. Burry (5), parametrik tasarımda tasarlananın biçim değil, biçimi düzenleyen parametreler olduğunu vurgular. Parametrik olarak oluşturulmuş bir modelin değerleri değiştirildiğinde biçimin tamamında değişiklikler otomatik olarak güncellenir ve bu işlemin grafiksel sonucu ekranda oluşur. Burry, Sagrada Familia Kilisesinin üç kemerli kolonlarını parametrik modelleme teknikleri ile oluşturmuş ve parametre değerlerini değiştirerek birçok türevini elde Şekil 6: Gaudi nin Sagrada Famillia Kilisesinin tamamlanması çalışmaları; kolonların parametrik modellerle düzenlenmesi Şekil 7: Strüktürel bir sistemin parametrik modellenmesi; birimlerin sayısı, eğimi ve yüksekliğiyle ilgili parametreler değiştirildikçe oluşan alternatifler Parametrik tasarım ve modelleme programları mühendislik, endüstriyel tasarım ve ulaşım endüstrisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu disiplinlerde sonuç ürünün birbiriyle ilişkili alt parçalara ayrılması ve bir sistemin kurulması mimarlık alanına göre daha kolaydır. Mimarlık alanında bu anlamda ilişkisel bir sistemin kurulabilmesi için sistematik yaklaşım önem kazanmaktadır. Parametrik Geometri- Monedero, (6) parametrik tasarım yerine ilişkisel modelleme (associative modelling), varyasyonlara dayalı tasarım ve sınırlamalara dayalı tasarım kavramlarının da kullanıldığından bahseder. Bridges (7), biçimlerin parametrik olarak tanımlanmasıyla sabit uzunluklarla çalışmak yerine, ölçülerin birbirine bağlı halde kurgulanmasının mümkün olduğunu belirtir. Böylece parametrik olarak 242

60 Cilt 2, Sayı 4, 2007 tanımlanmış geometrik biçimin, bir bileşenindeki ölçü değiştirildiğinde ona bağlı bulunan diğer birimlerin nicelikleri de bu değişime göre yenilenir. Parametrik olarak tasarlanan ve otomatik olarak üretilen objeler fikri 80 lerin başlarında ancak deneysel çalışmalar olarak gündeme gelirken nurbs çizimleri, CAD/CAM sistemlerinin kişisel bilgisayarlara uyumlu hale gelmesi gibi gelişmeler sonucunda 90 lı yıllarda uygulanabilir hale gelmiştir. Objectile mimarlık grubu TopCad program platformunda çalışarak tasarım ve üretim için sayısal tabanlı ortak bir platform oluşturmuştur. Objectile tasarımcıları 2002 de Beyond Media uluslararası mimarlık festivalinde uyguladıkları pavyonda projective geometriye (gözün görme esaslarına göre) biçimlenen, üç kaçış noktasına göre her yüzeyi eğriselleşen bir küpün tasarımı ve uygulaması için dijital tasarım ve üretim teknolojilerine dayalı bir sistem kurdular. Şekil 8:Philibert De Lorme Pavyonu ve modelin üretim için kodlanması 12 strüktürel eleman, 45 eğrisel panel ve 180 birleşim elemanından oluşan ve her biri ayrı biçim, açı ve ölçüdeki bileşenlerin tasarımı ve uygulaması için bir program yazılımı geliştirildi. Amaç üç kaçış noktasının yerleri değiştirildiğinde en küçük detayına kadar otomatik olarak yeniden biçimlenen bir mimari sistem kurmaktı. Şekil 9: Philibert De Lorme Pavyonu F. Ö. Akipek, N. İnceoğlu Bu model bir kez kurulduktan sonra biçimlendirmek istenilen bileşenin ilgili olduğu kılavuz geometri seçilir ve parametre değerleri değiştirilerek istenilen bileşen tasarlanmış olurdu. Kurulan sistemde her bir bileşen diğer bileşenle yan yana geliş bilgisini ve CAD/CAM tezgahında nasıl yerleştirileceği bilgisini de içeriyordu. Parametrik tasarımla ilgili bu tip örnekler incelendiğinde mekana yaklaşımla ilgili bazı sonuçlar çıkarılabilir; mimari ürüne bir sistem tasarımı olarak yaklaşılır, kurulan sistem farklı bağlamlara kolayca adapte olabilir, adaptasyon önemli bir kavram haline gelir. Parametrik tasarım yaklaşımıyla standart olmayan (non-standart) objeler üretilebilir. Standart olmayan objeyle kastedilen, tasarımda standart elamanların kitlesel üretimine dayalı olan standartlaşma paradigmasının yerine yine seri üretim teknolojileriyle üretilen, aynı temaya ve biçimsel dile ait olan ancak parametre değerleri değiştirilerek birbirinden küçük ayrımlarla farklılaşan bir serinin tasarımı ve üretimine dayalı yeni bir paradigmadır ve sistemli bir çeşitlilik önerisidir. Tekrar eden ancak birbirinden farklılaşabilen sistemler fikri günümüzde mimari cephelerin, strüktürel elamanların ve dekoratif amaçlı doku yüzeylerinin tasarımı ve üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. 2.2 Evrimsel Sistemlere Dayalı Tasarım Teknolojileri Tasarımda evrimsel sistemlerin model alındığı örnekler genel olarak algoritmik tasarım ana başlığı altında ele alınmaktadır. Algoritmik tasarım yaklaşımında ürün ya da olası ürünler ailesi, kurulan kurallar ve ilşkiler sisteminin sonucunda kendiliğinden oluşur. Genellikle mevcut çizim ve modelleme programların betiklerine yapılan eklerle ya da özel olarak yazılan programlarla düzenlenirler. Bu yaklaşımdan 243

61 beslenen evrimsel sistemler, biyolojik büyüme ve biçimlenme kavramlarının mimari tasarım sürecinde, tasarıma model olarak kullanılmasıyla ilgilidir. Frazer, Evoutionary Architecture kitabında bu süreci şöyle tarif eder: Mimari konseptler bir dizi üretim kuralı olarak tanımlanır, bu konseptlerin evrimi, gelişimi sayısal olarak şifrelenebilir. Bir dizi üretim kuralı, çok sayıda prototip biçim türetebilir. Bu ürünler benzeşik bir çevredeki performanslarına göre değerlendirilir. Sonuç genellikle beklenmediktir (3). Genetik Algoritma, evrimsel mimari yaklaşımında temel bir alt kavramdır. Doğada, canlıların oluşumunda ve biçimlenmesinde yönlendirici olan genlerin işlevini bilgisayar ortamında algoritma ve kodlar üstlenir. Bilgisayar ortamındaki genetik algoritmalar, çoğalma, gen geçişi ve mutasyon kurallarının işlendiği kromozom sarmalı benzeri, kural dizili bir yapıya sahiptirler. Bu sarmala parametreler işlenir ve değerleri tasarım süreci boyunca sürekli değişir, Frazer ın deyimiyle birbirine benzer biçimdeki yapay organizmalar oluşturulur ve bu organizmalar belirlenen güçlülük kriterlerine uyum gösterip göstermediklerine göre elenirler (3). Seçilen organizma ve onu oluşturan parametreler arası çaprazlamalar yapılır, mutasyonlar olur ve yeni kuşaklara yararlı ve hayatta kalmayı sağlayan davranışlar aktarılır. Karl Chu (3), bir bitki büyüme sürecinin simülasyonun yapıldığı ve dijital modelleme programı haline getirilen kural tabanlı dallanma prosedürlerinden bahseder. Sistem yeniden- yazma kurallarına göre çalışır. Tanımlanan basit bir kurallar dizisine göre oluşturulan obje, yeniden yazma yöntemiyle çalışan geri beslemeli sistemde her defasında yerine yeni objeler koyarak karmaşık bir objeye dönüşür. Bu süreçlerde mimar, biçimin kaynağını, biçimlenme kurallarını oluşturan genetik kodu yazar. Farklı çoğalma işlemleriyle aynı aileye ait, küçük farkları olan biçimler türetilir. Bu yöntemlerle geleneksel tasarım ortamında mümkün olamayacak çeşitlilikte tasarım alternatifleri elde edilir. Kendisini Organize Eden / Kendiliğinden Oluşan Sistemler mimari tasarım sürecinde biyolojik gelişimin ve doğanın tasarıma model olarak alındığı tasarım yaklaşımıdır. Karmaşık grup davranışlarını açıklayabilmek için, doğadaki kendi kendini organize eden sistemler, örneğin karıncaların yuva yapma süreci ya da kuş sürülerinin hareketleri incelenmektedir. Meksika da Santa Fe Enstitüsünde bir grup araştırmacı kendisini organize eden sistemlerin strüktürünü çözümlemek için çalışmalar yapmaktadır (8). Bu araştırmalara göre grup davranışlarında karmaşık görünen sistemlerin temeli, grup içindeki birimlerin basit kurallara uyması ve bu etkileşimin bir ağ şeklinde kendi kendini organize eden bir sisteme dönüşmesine dayanmaktadır. Bu bağlamda sürü aklı (swarm intelligence) olarak anılan ve birbiriyle etkileşim içindeki güçlerin oluşturduğu ağ sistemi olarak tarif edilen bu terim bununla ilişkili olabilecek tüm olgular için kullanılmaya başlamıştır. Evrimsel gelişime ve kendini organize eden sistemlere dayalı tasarım teknolojileri, biyolojik büyüme ve gelişim, evrim, genetik kodlar gibi olguların tasarıma model alınmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu olguların model alındığı çalışmalarda tasarım ön tahminlere dayalı, doğrusal olarak gelişen, biçimsel kararlarla ilgili bir süreç değildir; belirlenen kurallar ve sınırlandırmalar doğrultusunda kendi kendine gelişen, önceden tahmin edilemez sonuçlar doğuran bir süreçtir. Sonuç ürünler genellikle basit kuralların tekrarından doğan, fraktal geometri benzeri, belirli bir düzen içinde karmaşık bir görüntüye sahip olan, geleneksel temsil teknikleriyle üretimi zor olan biçimlerdir. Bu tip tasarım teknolojilerinin mimari pratikteki kullanımları incelendiğinde, strüktür tasarımını esas alan projelere 244

62 Cilt 2, Sayı 4, 2007 rastlanmıştır. Konsept geliştirme aşamasında doğayla ilgili olguları model alan, çevresel etkilere ve performansa önem veren, kendiliğinden oluşumu önemseyen yaklaşımlarda model olarak kullanılmaktadır ve tasarım yöntemlerini etkilemektedir. Kristina Shea (8) tarafından tasarlanan eifform programı bu prensiplere ve kavramlara dayalı olarak kurgulanmış; bu programla tasarlanan strüktürel sistem 2002 yılında Amsterdam da Academie van Bouwkunst un avlusunda bir sistem prototipi olarak uygulanmıştır eifform programı belirlenen kombinasyon ve dönüşüm kuralları doğrultusunda strüktürel kompozisyonlar türeten bir programdır. Düzlemsel çatı makaslarının uzay kafes sistemindeki gibi belirli mafsal noktalarıyla bir araya geldiği, açıklık geçebilen, kendini taşıyan ve biçimsel sürekliliğini koruyan bir taşıyıcı sistem modeli kurulmuştur. Tasarımcının belirlediği koordinatlara göre program, çeşitli strüktürel konfigürasyonlar türetir (9). Şekil 10: eifform programı strüktür türetme kuralları ve uygulanan prototip (Hadid ve Schumacher, 2002) Program düzensiz seçimlere (random) dayalı yapısıyla her defasında birbirinden farklı konfigürasyonlar türetebilmektedir. Düzlemsel çatı makasları türetici sistemdeki başlangıç elemanı olarak belirlenmiştir; geçilen açıklık, destek noktaları, gerekli yükseklik, yer çekimi ve yükler gibi parametrelere ve topolojik kararlara göre bir araya gelme ve dönüşüm kuralları oluşturulmuştur; ancak bu kurallar belirli bir sırada uygulanmaz; program bu kurallar arasından düzensiz seçimler yaparak farklı biçimler türetebilir. Bu düzensiz seçimleri F. Ö. Akipek, N. İnceoğlu kontrol eden, hangi kuralın hangi koşullarda uygulanabileceğiyle ilgili sınırlandırmalarla yönlendirilen program, evrim konseptine uygun şekilde kendi kendine gelişir ve tasarımcıya strüktürel kompozisyon alternatifleri sunar. Prototip ahşap dikmelerin mafsal noktalarında çelik bulon ve kancalarla birleştirilmesiyle oluşturulmuş ve strüktür plastik yüzeylerle kaplanmıştır. Şekil 11: eifform prototip uygulama Otomotiv ve havacılık sektörlerinde, strüktürel analizler ve strüktürel optimizasyonlardan elde edilen sonuçlar tasarımın erken aşamalarında kullanılan verilerdir ve tasarımda belirleyicidirler. Mimari tasarım süreçlerinde ise genellikle biçim kararları verildikten sonra strüktürel kararlar verilir. Mimarlıkta CAD/CAM teknolojilerine dayalı üretim sistemlerinin kullanılmaya başlaması, yeni malzeme araştırmalarının yapılması ve performans analizlerinin gelişmesi strüktürle biçim arasındaki ilişkiyi etkilemiştir. Shea, strüktür kararlarının biçimle entegre olarak geliştirildiği bir tasarım sürecinin artık mümkün olduğunu vurgular. 2.3 Animasyon Teknikleriyle Tasarım Animasyon genel anlamda hareketli görüntü oluşturma tekniğidir; el çizimleri, fotoğraf teknikleri, bilgisayar ortamında iki boyutlu imajlar, üç boyutlu dijital modeller ya da fiziksel modeller kullanılarak görüntüler tek tek oluşturulur. Ayrı ayrı oluşturulan bu kareler saniyede minimum 16 kare hızla gösterildiğinde göz bunu hareketli görüntü olarak algılar [2]. Mimarlıkta üç boyutlu dijital modelin animasyonu genellikle projenin sunum aşamasında kullanılmaktadır. 245

63 Dijital animasyon teknikleri mimarlıkta bir temsil tekniği olarak kullanılırken, Greg Lynn in öncülüğünü yaptığı çalışmalarla animasyon bir tasarım teknolojisi olarak kullanılmaya başlandı. Hareketin tasarıma katılması mekanik paradigmada hareket eden binalar ya da kinetik mimari anlamında kullanılırken, Lynn animasyonu tasarım sürecine zamanın, evrimin ve yaşam boyutunun katılması olarak açıklamaktadır. Kalıcılık, zamansızlık ve ideal nötr boşlukla tariflenen bir mimari anlayışa karşılık Lynn yaşayan bir çevrede, yerçekiminden başka birçok etkili gücün bağlam olarak algılandığı aktif bir sanal çevrede biçimlenebilen, topolojik yüzeylerle oluşturulan bir mimariden bahseder (9). Lynn e göre bilgisayar ortamında tasarım, temsil ortamında tasarımdan üç önemli açıdan farklılaşmaktadır: topoloji, parametre ve zaman. Animasyon teknolojisi, kavramsal olarak zaman ve hareketin tasarıma katılmasını sağlar. Lynn e göre mimari biçim bulunduğu çevrenin ve sosyo-ekonomik bağlamın dinamiklerine cevap vermelidir. Bağlam, aktif bir soyut mekana dönüşür; rüzgar, güneş etkileri, yaya ve taşıt akışları, vistalar gibi çevresel faktörler oluşturulan sanal çevrede şiddeti artıp azalan güçler olarak yorumlanır. Güç alanlarındaki değişimler hareketi oluşturur ve mekanın biçimi bu güçlerin etkisiyle dönüşüme uğrar. Bilgisayar ortamında kurgulanan sanal güçler çevresi, belirlenen zaman dilimi içinde biçimlendirme işlemine katılır. cevap veren ve dolayısıyla farklı kesitlere sahip mekanlar tasarlanabilmektedir. Bir yandan sürekliliğini korurken bir yandan biçim değişikliklerine uğrayabilen topolojik yüzeylerle çalışılır. Animasyon tekniklerinin tasarım teknolojisi olarak iki şekilde kullanımına rastlanmıştır: Birinci tür kullanımı form oluşturma amaçlıdır; bir zaman diliminde belirlenen parametrelere göre biçim değişikliklerinin oluşturulması ve animasyonun istenilen bir aralıkta durdurularak mekanın belirli bir görünümünün seçilmesi; ya da belirlenen rotalarda hareketlendirilen kütle parçalarının oluşturduğu kompozisyonun istenilen bir noktada durdurularak seçimi gibi yöntemler kullanılır. İkinci tür kullanımı analiz amaçlıdır. Çevresel faktörler örneğin güneş, rüzgar etkileri ya da yaya-araç akışları gibi faktörlerin mekana etkilerinin gözlemlenebildiği simülasyon ortamları kurularak gerçekleştirilir. Örneğin itmeçekme gibi özellikler yüklenen çevresel verilerin çekim güçleriyle birbirine yaklaşan ya da itme gücüyle birbirinden uzaklaşan parçaların oluşturduğu kompozisyonlar tasarıma başlangıç için veri oluşturabilir. New York Presbyterian Church, 1999 yılında mevcut yapının kiliseye dönüştürülmesi ve ek bir yapı ile geliştirilmesi projesidir; Lynn ve diğer proje müellifleri bu proje için animasyona dayalı bir tasarım stretejisi oluşturmuştur. Şekil 12: Animasyona dayalı çeşitli tekniklerin tasarım sürecinde kullanımı için örnekleri Animasyonla tasarım yöntemleri ile tek bir kütle içindeki farklı bölgelerde farklı güçlere Şekil 13: Presbyterian Kilisesi Mevcut fabrika binasıyla belirli bir dereceye kadar entegre olan, bir noktadan sonra da onu saran, içine alan bir yapının oluşturulması hedeflenmiştir. Mevcut yapının düşey etkisi ek mekanlarla yatay etkiye; yapının yönlenişi, caddeye doğruyken kente doğru çevrilmiştir (10). 246

64 Cilt 2, Sayı 4, 2007 Film sektöründe kullanılan animasyon programları tasarımın biçim oluşturma aşamasında kullanılmıştır; mekan programlarını kapsayacak hacimlerin oluşturulmasında ve bunları istenilen biçimlere dönüştürülmesinde animasyon platformu kullanılmış, zaman içinde biçimlerin dönüşümü izlenmiş ve program istenilen noktada durdurulmuştur. Geniş açıklıklı ibadet mekanında önce yumuşak hatlı hacimler oluşturulmuş (blob), sonra daha keskin hatlara dönüştürülerek optimize edilmiştir. Ek yapının strüktürel çözümleri ve mevcut yapının strüktürüyle ilişkisi için CAD çizimleri kullanılmıştır. Şekil 14: Animasyon tekniğiyle tasarım sürecinde mekanın biçimlenişi ve mevcut fabrika binasına eklenen mekanlar Otopark alanına bağlantıyı sağlayan ana çıkış merdivenlerini saran mekan adeta zaman içindeki akışı gözlenebilen, birbirini tamamlayarak tek bir bütünü oluşturan mekan parçalarından oluşur. Tasarım yönteminin sonuç ürüne yansıması açısından önemli bir örnektir. Şekil 15: Dijital modelden uygulamaya, tasarımüretim süreci F. Ö. Akipek, N. İnceoğlu özelliklerle ilgili olabilir; örneğin yaya-trafik akışları, mekansal ilişkiler, bina programı, ekonomik parametreler gibi faktörler açısından çeşitli performans kriterleri belirlenebilir. Kolarevic (3), bilgisayar ortamında performans analizleri için, geometrik modelin birbiriyle ilişkili üçgen birimlere bölünerek (mesh) strüktürel, enerji kullanımıyla ilgili ve akışkan dinamiğiyle ilgili analizlerinin yapılması yöntemi olan finite element method yönteminden bahseder. Karmaşık biçimli mekanların performans analizleri bilgisayar ortamında bu gibi yöntemlerle gerçekleştirilebilmekte ve bilgisayar grafiğindeki gelişmeler bu tekniklerin kullanımını kolaylaştırmaktadır. Future Systems mimari ofisi 1995 yılında gerçekleştirdiği ZED projesinde çok amaçlı bir binada enerji kullanımı açısından sürdürülebilir bir sistem kurmak için, sayısal tabanlı akışkan dinamiği programını kullanmıştır. Cephedeki güneş kırıcılara yerleştirilen fotovoltaik birimler ve binanın merkezinde geniş bir boşluk açarak bir rüzgar tribünü oluşturulması gibi kararlar performansa dayalı tasarım yöntemleriyle geliştirilmiştir. Cephenin eğrisel biçimlenişi binanın merkezindeki rüzgar etkisini minimuma indirmiş ve açılan boşlukla rüzgar kanallara ayrılmıştır. Bina kabuğunun optimum performansa uygun biçimlendirilmesi için performansa dayalı tasarım teknolojilerinin kullanımı önemlidir (3). 2.4 Performansa dayalı tasarım/ Tepki veren mekanlar Performansa dayalı tasarım teknikleri, mimari tasarım sürecinin performans analizlerine dayalı olarak geliştiği tasarım yöntemlerini kapsar. Bina performansı, binanın iklimsel, strüktürel, akustik veriler gibi teknik veriler açısından gösterdiği performansla ilgili olabildiği gibi tasarımcının mekandan beklediği çeşitli Şekil 16: Future Systems mimari ofisi 1995 yılında gerçekleştirdiği ZED projesi ve kullanılan akışkan dinamiği programı(cfd) Foster ve ortaklarının GLA Yönetim binası, 247

8 YILLIK TEMEL EĞİTİM OKULLARINDA MÜFREDATIN GEREKTİRDİĞİ MEKAN STANDARTLARININ İSTANBUL OKULLARI ÜZERİNDEN ANALİZİ

8 YILLIK TEMEL EĞİTİM OKULLARINDA MÜFREDATIN GEREKTİRDİĞİ MEKAN STANDARTLARININ İSTANBUL OKULLARI ÜZERİNDEN ANALİZİ 8 YILLIK TEMEL EĞİTİM OKULLARINDA MÜFREDATIN GEREKTİRDİĞİ MEKAN STANDARTLARININ İSTANBUL OKULLARI ÜZERİNDEN ANALİZİ Candan Çınar, Füsun Çizmeci, Zafer Akdemir Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

Detaylı

HAZIRLAYANLAR : M. NURETTİN ARAS (ŞUBE MÜDÜRÜ) ENGİN ŞİMŞEK (EĞİTİM BİLİMLERİ UZMANI) İLHAN KAKIRMAN (EĞİTİM BİLİMLERİ UZMANI)

HAZIRLAYANLAR : M. NURETTİN ARAS (ŞUBE MÜDÜRÜ) ENGİN ŞİMŞEK (EĞİTİM BİLİMLERİ UZMANI) İLHAN KAKIRMAN (EĞİTİM BİLİMLERİ UZMANI) HAZIRLAYANLAR : M. NURETTİN ARAS (ŞUBE MÜDÜRÜ) ENGİN ŞİMŞEK (EĞİTİM BİLİMLERİ UZMANI) İLHAN KAKIRMAN (EĞİTİM BİLİMLERİ UZMANI) Okul Türü İSTANBUL ÖRGÜN EĞİTİM İSTATİSTİKLERİ Derslik Sayısı Şube Sayısı

Detaylı

YENİ OKUL SİSTEMİ (4+4+4) UYGULAMALARININ YANSIMALARI

YENİ OKUL SİSTEMİ (4+4+4) UYGULAMALARININ YANSIMALARI YENİ OKUL SİSTEMİ (4+4+4) UYGULAMALARININ YANSIMALARI İsa KORKMAZ Giriş Yöntem Bulgular Tartışma, Sonuç ve Öneriler Kaynakça DOI: http://dx.doi.org/1.14527/978653183563.11 Giriş Türkiye de cumhuriyet dönemi

Detaylı

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ Fakültemiz 2809 sayılı Kanunun Ek 30. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 02.06.2000 tarih ve 2000-854 sayılı kararnamesiyle kurulmuş, 2001-2002 Eğitim

Detaylı

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4. Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları 1. T.C. Anayasası, 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar 3. Milli Eğitim Şuraları 4. Kalkınma Planları 5. Hükümet Programları Milli Eğitim Temel Kanunu

Detaylı

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır. SİSTEM: Belli bir amacı gerçekleştirmek üzere, biraraya gelen (getirilen), birbirine dayalı ve birbirini düzenli biçimde etkileyen parçalardan oluşan anlamlı bir bütündür. Sistemler, çevrelerinden girdiler

Detaylı

İSTANBUL KAMUOYU ARAŞTIRMASI MAYIS 2015

İSTANBUL KAMUOYU ARAŞTIRMASI MAYIS 2015 İSTANBUL KAMUOYU ARAŞTIRMASI 19 25 MAYIS 2015 1 İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMANIN TEKNİK ÖZELLİKLERİ...3 GENEL SİYASİ TERCİHLER...5 GÜNDEM. 28 YEREL SORUNLAR..40 DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER...42 2 ARAŞTIRMANIN TEKNİK

Detaylı

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları )

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları ) ÇOCUK VAKFI NDAN ZEKÂ ve YETENEK KONUSUNDA ÜLKE ÖLÇEKLİ ÖNERİLER (Yeni Bir Anlayış, Yeniden Yapılandırma ve Yeni Modellerin Geliştirilmesi) -Ön Bilgi Notu- ( 3 Ağustos 2017 ) Önerilerin Amacı Çocuk Vakfı

Detaylı

tepav Yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı Bütçesi: Nicelik mi, Nitelik mi? Mart2012 N201217 POLİTİKA NOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı Bütçesi: Nicelik mi, Nitelik mi? Mart2012 N201217 POLİTİKA NOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı POLİTİKA NOTU Mart2012 N201217 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Bengisu ÖZENÇ 1 Analist, Ekonomi Etütleri Selin ARSLANHAN MEMİŞ 2 Araştırmacı, Ekonomi Etütleri Yeni Milli Eğitim Kanun

Detaylı

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY İşletmelerin bir ülke ekonomisi içindeki yeri ve önemini, "ekonomik" ve "sosyal" olmak üzere iki açıdan incelemek gerekir. İşletmelerin Ekonomik Açıdan Yeri ve

Detaylı

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ Fakültemiz 2809 sayılı Kanunun Ek 30. maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunun 02.06.2000 tarih ve 2000-854 sayılı kararnamesiyle kurulmuş, 2001-2002 Eğitim

Detaylı

Arş. Gör. Dr. Mücahit KÖSE

Arş. Gör. Dr. Mücahit KÖSE Arş. Gör. Dr. Mücahit KÖSE Dumlupınar Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Evliya Çelebi Yerleşkesi (3100) KÜTAHYA Doğum Yeri ve Yılı: Isparta/Yalvaç Cep Telefonu: Telefon:765031-58 E-posta:

Detaylı

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer Temsilcileri, Hepinizi saygıyla selamlıyorum, Başbakanlık Sosyal

Detaylı

KALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN

KALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN 2016 TEMMUZ AĞUSTOS - SEKTÖREL KALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN Bilişim teknolojilerinin ucuzlaması ve yaygınlaşması bilgi akışını hızlandırdı. Bunun sonucunda da yoğun bilgi

Detaylı

2014/ 15. İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM İSTATİSTİKLERİ Istanbul Provincial National Education Statistics. Örgün Eğitim Formal Education

2014/ 15. İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM İSTATİSTİKLERİ Istanbul Provincial National Education Statistics. Örgün Eğitim Formal Education İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM İSTATİSTİKLERİ Istanbul Provincial National Education Statistics Örgün Eğitim Formal Education 2014/ 15 İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BÖLÜMÜ 2015 OCAK

Detaylı

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? YEREL KALKINMA POLİTİKALARINDA FARKLI PERSPEKTİFLER TRC2 BÖLGESİ ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? BÖLGESEL GELIŞME ULUSAL STRATEJISI BGUS Mekansal Gelişme Haritası

Detaylı

Türkiye de Biyoloji Eğitimi. Türkiye de Biyoloji Eğitimi İÇERİK

Türkiye de Biyoloji Eğitimi. Türkiye de Biyoloji Eğitimi İÇERİK 24.3.215 TÜRKİYE DE BİYOLOJİ EĞİTİMİ ALANINDA YAPILAN ARAŞTIRMALARA YÖNELİK BİR İÇERİK ANALİZİ ÇALIŞMASI İÇERİK Biyoloji Eğitimi ŞEYDA GÜL Atatürk Üniversitesi K.K. Eğitim Fak. Biyoloji Eği t i m i MUSTAFA

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti İstanbul İli Sismik Mikro-Bölgeleme Dahil Afet Önleme/Azaltma Temel Planı Çalışması

Türkiye Cumhuriyeti İstanbul İli Sismik Mikro-Bölgeleme Dahil Afet Önleme/Azaltma Temel Planı Çalışması Türkiye Cumhuriyeti İstanbul İli Sismik Mikro-Bölgeleme Dahil Afet Önleme/Azaltma Temel Planı Çalışması 6.2.2. Bina Verisi Sismik Mikrobölgeleme de hasar hesaplamalarının yapılabilmesi için, Çalışma alanı

Detaylı

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI Türk Eğitim Sisteminin Genel Amaçları Türk Eğitim Sisteminin genel amaçları 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu nda ifadesini bulmaktadır. Türk

Detaylı

EĞİTİMİN TOPLUMSAL KURUM VE SÜREÇLERLE İLİŞKİSİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

EĞİTİMİN TOPLUMSAL KURUM VE SÜREÇLERLE İLİŞKİSİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ EĞİTİMİN TOPLUMSAL KURUM VE İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Ekonomik faaliyetlerin gelişmesi ve giderek çeşitlenmesi bu faaliyetleri gerçekleştirecek

Detaylı

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI Milli Eğitim Sisteminin Genel Yapısı Milli eğitim sistemimizin genel yapısını şekillendiren kanun: 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu dur. Milli eğitim sistemimiz

Detaylı

SONAR. İSTANBUL UN EN BAŞARILI BELEDİYE BAŞKANLARI ARAŞTIRMASI Ekim 2016

SONAR. İSTANBUL UN EN BAŞARILI BELEDİYE BAŞKANLARI ARAŞTIRMASI Ekim 2016 SONAR İSTANBUL UN EN BAŞARILI BELEDİYE BAŞKANLARI ARAŞTIRMASI Ekim 2016 ARAŞTIRMANIN KÜNYESİ Ekim 2016 CİNSİYET DAĞILIMI % 50,8 % 49.2 ARAŞTIRMANIN AMACI SONAR A.Ş., "rapor aboneleri" için, siyasi gündemi

Detaylı

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY YERELYÖNETİM REFORMUSONRASINDA İLÖZELİDARELERİ Dünyadayaşananküreseleşme,sanayitoplumundanbilgitoplumuna geçiş,şehirleşmeninartışı,ekonomikvesosyaldeğişimleryönetim paradigmalarınıveyapılarınıdaetkilemektedir.çevrefaktörlerinde

Detaylı

İZMİR İLİ MLO OKULLARINDA BİYOLOJİ DERSLERİNDE EĞİTİM TEKNOLOJİSİ UYGULAMALARININ (BİLGİSAYARIN) ETKİLİLİĞİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

İZMİR İLİ MLO OKULLARINDA BİYOLOJİ DERSLERİNDE EĞİTİM TEKNOLOJİSİ UYGULAMALARININ (BİLGİSAYARIN) ETKİLİLİĞİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA İZMİR İLİ MLO OKULLARINDA BİYOLOJİ DERSLERİNDE EĞİTİM TEKNOLOJİSİ UYGULAMALARININ (BİLGİSAYARIN) ETKİLİLİĞİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Fulya USLU, Rıdvan KETE Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi,

Detaylı

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam 978-605-5952-25-9 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam 978-605-5952-25-9 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011 Seri/Sıra No 2000 li Yıllar / 8 Kitabın Adı Türkiye de Eğitim Editör Bekir S. GÜR Yayın Hazırlık Arter Reklam ISBN 978-605-5952-25-9 Baskı Tarihi Ağustos-2011 Ofset Baskı ve Mücellit Ömür Matbaacılık Ömür

Detaylı

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Balanced Scorecard DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi Bu yöntemin ortaya çıkışı 1990 yılında Nolan Norton Enstitüsü sponsorluğunda gerçekleştirilen, bir yıl süren ve birçok şirketi kapsayan Measuring performance

Detaylı

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK Meslekleşme ölçütleri Öğretmenlik Mesleğinin Yasal Dayanakları Öğretmenlik Mesleğinin Temel Özellikleri Türkiye de Öğretmenliğin Meslekleşmesi Öğretmenlerin hizmet öncesinde

Detaylı

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ 2015 MALİ YILI BİRİM FAALİYET RAPORU

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ 2015 MALİ YILI BİRİM FAALİYET RAPORU TRAKYA ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ 2015 MALİ YILI BİRİM FAALİYET RAPORU 1 İÇİNDEKİLER I- GENEL BİLGİLER... A- Misyon ve Vizyon... B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Birime İlişkin Bilgiler... 1- Fiziksel

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

1. YARIYIL / SEMESTER 1 T+U / T+A KREDİ / CREDITS Z / C Introduction touniversity Life TOPLAM / TOTAL YARIYIL / SEMESTER 2

1. YARIYIL / SEMESTER 1 T+U / T+A KREDİ / CREDITS Z / C Introduction touniversity Life TOPLAM / TOTAL YARIYIL / SEMESTER 2 T.C. NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ, ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BÖLÜMÜ, 2017-2018 AKADEMİK YILI ÖĞRETİM PLANI / T.C. NECMETTIN ERBAKAN UNIVERSITY ENGINEERING AND ARCHITECTURE

Detaylı

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi Bilgi toplumunda, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yarattığı hız ve etkileşim ağı içinde, rekabet ve kalite anlayışının değiştiği bir kültür

Detaylı

BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER. Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir.

BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER. Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir. BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir. 1.1. Sonuçlar Araştırmada toplanan verilerin analizi ile elde edilen

Detaylı

2013-2014 İSTATİSTİK VERİLERİ

2013-2014 İSTATİSTİK VERİLERİ 2013-2014 İSTATİSTİK VERİLERİ İSTANBUL İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BÖLÜMÜ 2014 Ocak 2013-14 İSTANBUL EĞİTİM İSTATİSTİKLERİ Sayfa 2 2013-2014 İSTATİSTİK VERİLERİ HAZIRLAYANLAR: M. Nurettin

Detaylı

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM Uzman Melisa KORKMAZ TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM Eğitimde Genel Görünüm Günümüz küresel rekabet ortamında bilgi ve bilgi teknolojileri giderek önem kazanmakta, ülkeler her geçen gün hızla gelişen teknoloji

Detaylı

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. Büyükdere Cd. Nevtron İşhanı No:119 K /6 Gayrettepe-İST TEL: 0212/ 211 99 01-02-04 FAX: 0212/ 211 99 52 MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ İstanbul, 25 Kasım 2004 SİRKÜLER NO : 2004/ 117 KONU : Eğitim ve Öğretim İşletmelerinde

Detaylı

CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ 2012 1 PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ KAPSAM MADDE 1- Parti içi eğitim çalışmaları, Parti Tüzük ve Programında belirtilen amaç ve hedeflerini, partinin

Detaylı

12. MĐSYON 13. VĐZYON

12. MĐSYON 13. VĐZYON 12. MĐSYON Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi nin misyonu, evrensel ölçütleri kendisine temel alan, beraberinde ulusal değerlere sahip çıkan, çağdaş tıp bilgi birikimine sahip, koruyucu hekimlik ilkelerini

Detaylı

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ. 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL TÜRK SİSTEMİ ve OKUL YÖNETİMİ 8. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL TÜRK MİLLİ İNİN AMAÇLARI TÜRK MİLLİ İNİN TEMEL İLKELERİ TÜRK SİSTEMİNİN OLUŞTURULMASINDA BAŞLICA BELİRLEYİCİLER

Detaylı

YÖNETMELİK YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

YÖNETMELİK YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK 14 Şubat 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı : 28913 Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından: YÖNETMELİK YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

Detaylı

dergisinin ücretsiz ekidir Kasım 2013 TURİSTİK OTELCİLER, İŞLETMECİLER VE YATIRIMCILAR BİRLİĞİ İstanbul Konaklama Kapasitesi Raporu

dergisinin ücretsiz ekidir Kasım 2013 TURİSTİK OTELCİLER, İŞLETMECİLER VE YATIRIMCILAR BİRLİĞİ İstanbul Konaklama Kapasitesi Raporu dergisinin ücretsiz ekidir Kasım Rapor No: TURİSTİK OTELCİLER, İŞLETMECİLER VE YATIRIMCILAR BİRLİĞİ İstanbul Konaklama Kapasitesi Raporu ÖNSÖZ İstanbul'un var olan eşsiz turizm zenginliği her geçen gün

Detaylı

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da 21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da geleceğin mimarı nesiller artık bizim ellerimizde, güvenle... Keşke Hep Çocuk Kalsak! Büyüyünce ne olacaksın diye sorarlar. Oysa çocuk kalmak en güzel şey değil midir?

Detaylı

KÜRESEL PAZARLAMA Pzl-402u

KÜRESEL PAZARLAMA Pzl-402u KÜRESEL PAZARLAMA Pzl-402u KISA ÖZET www.kolayaof.com DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 İÇİNDEKİLER Ünite 1: Küresel Pazarlama: Temel Kavramlar

Detaylı

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Yardımcı Kuruluşlar Hükümete veya bakanlıklara görevlerinde yardımcı olmak, belirli konularda görüş bildirmek, bir idari

Detaylı

2015/ 16. İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM İSTATİSTİKLERİ Istanbul Provincial National Education Statistics. Örgün Eğitim Formal Education

2015/ 16. İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM İSTATİSTİKLERİ Istanbul Provincial National Education Statistics. Örgün Eğitim Formal Education İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM İSTATİSTİKLERİ Istanbul Provincial National Education Statistics Örgün Eğitim Formal Education 2015/ 16 İSTANBUL İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BÖLÜMÜ 2016 OCAK

Detaylı

BİLGİYE ERİŞİM MERKEZİ

BİLGİYE ERİŞİM MERKEZİ 2014 YILI FAALİYET RAPORU BİLGİYE ERİŞİM MERKEZİ Oda Faaliyetleri 86 BİLGİYE ERİŞİM MERKEZİ Muhasebecilikte kural, karar ve mevzuat çok sık değişebilmektedir. Bu alanda çalışanların kararlardan haberdar

Detaylı

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ADAY ÖĞRENCİLER TANITIM KATALOĞU

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ADAY ÖĞRENCİLER TANITIM KATALOĞU İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ADAY ÖĞRENCİLER TANITIM KATALOĞU Sevgili Öğrenciler Prof. Dr. İbrahim Attila ACAR İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ilk öğrencilerine

Detaylı

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? On5yirmi5.com İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? İmam Hatip Liseleri Son günlerin en gözde hedefi Katsayı, Danıştay, ÖSS ve başörtüsüyle oluşan okun saplandığı tam 12 noktası. Kimilerinin ötekileri Yayın Tarihi

Detaylı

PISA 2009 Sonuçlarına İlişkin Bir Değerlendirme

PISA 2009 Sonuçlarına İlişkin Bir Değerlendirme PISA 2009 Sonuçlarına İlişkin Bir Değerlendirme Bengisu Özenç Araştırmacı Selin Arslanhan Araştırmacı TEPAV Değerlendirme Notu Aralık 2010 PISA 2009 Sonuçlarına İlişkin Bir Değerlendirme Türkiye puanını

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/042 Ref: 4/042. Konu: SERBEST BÖLGELER KANUNU NDA DEĞİŞİKLİKLER YAPILMIŞTIR

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/042 Ref: 4/042. Konu: SERBEST BÖLGELER KANUNU NDA DEĞİŞİKLİKLER YAPILMIŞTIR SİRKÜLER İstanbul, 28.02.2017 Sayı: 2017/042 Ref: 4/042 Konu: SERBEST BÖLGELER KANUNU NDA DEĞİŞİKLİKLER YAPILMIŞTIR 24.02.2017 tarih ve 29989 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 6772 sayılı Kanun ile 3218

Detaylı

CV - AKADEMİK PERSONEL

CV - AKADEMİK PERSONEL FOTOĞRAF: 1.! ADI: Ariz 2.! SOYADI: QURIESH 3.! DOĞUM YERİ: Nablus-Filistin 4.! DOĞUM TARİHİ (GG.AA.YYYY): 21.05.1977 5.! İLETİŞİM BİLGİLERİ: 5.1. BÖLÜM: Mimarlık 5.2. TELEFON NUMARASI: 009 (0530) 049

Detaylı

MATBAA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, matbaa meslek alanı ile ilgili eğitim veren kişidir.

MATBAA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, matbaa meslek alanı ile ilgili eğitim veren kişidir. TANIM Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, matbaa meslek alanı ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER Matbaa meslek alanı ile ilgili hangi bilgi, beceri, tutum

Detaylı

REIDIN.com INDEXFocus Turkey 2009 Aralık Ayı Konut Sektörü Analizi

REIDIN.com INDEXFocus Turkey 2009 Aralık Ayı Konut Sektörü Analizi REIDIN.com INDEXFocus Turkey 2009 Aralık Ayı Konut Sektörü Analizi Sayı: 13 Tarih: 15 Ocak 2010 Yayın Tarihi: 10:00 Yayın Yeri: Istanbul, Dubai, London REIDIN.com tarafından Türkiye nin nüfus yoğunluğu

Detaylı

Kent İçi Raylı Sistemlerde Verimlilik

Kent İçi Raylı Sistemlerde Verimlilik Kent İçi Raylı Sistemlerde Verimlilik Feyzullah GÜNDOĞDU Kayseri Ulaşım A.Ş Sabit Tesisler Müdürü e-posta: feygun@kayseriulasim.com Enver Sedat TAMGACI Kayseri Ulaşım A.Ş İşletme Müdürü e-posta: est@kayseriulasim.com

Detaylı

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU 1. Genel Bilgiler a) Misyon Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, bilim ve teknolojiden yararlanan, evrensel ve toplumsal değerlere

Detaylı

Proje önerilen faaliyetler ön çalışma raporuna uygun mu, uygulanabilir mi, hedeflerle ve öngörülen sonuçlarla uyumlu mu?

Proje önerilen faaliyetler ön çalışma raporuna uygun mu, uygulanabilir mi, hedeflerle ve öngörülen sonuçlarla uyumlu mu? KONYA "BÖLGESEL İNOVASYON MERKEZİ" GÜDÜMLÜ PROJE ÖZETİ Başvuru Sahibi: Konya Sanayi Odası Proje Ortakları: Konya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, Konya Ticaret Odası,Konya ABİGEM, Konya Ticaret Borsası,

Detaylı

1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları

1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları 1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları Virpi Einola-Pekkinen 10.1.2011 1 Finlandiya Hükümetinin Yapısı Finlandiya da 12 Bakanlık vardır. Her Bakanlık kendi yetkisi çerçevesinde yönetim kapsamına

Detaylı

. : T. C. K O C A E L İ V A L İ L İ Ğ İ

. : T. C. K O C A E L İ V A L İ L İ Ğ İ HAZİRAN 2017 İL GENEL DURUMU KOCAELİ İLİNDE ; 12 İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne Bağlı 1.291 Okul (935) / Kurum (356), 22.477 Öğretmen Tarafından 368.106 Öğrenciye Eğitim/Öğretim Hizmeti Verilmektedir. Sayısal

Detaylı

İstanbul İmam Hatip Liseliler Derneği YÖNERGESİ

İstanbul İmam Hatip Liseliler Derneği YÖNERGESİ AKADEMİ BİRLİĞİ YÖNERGESİ Birinci Bölüm Genel Hükümler Amaç Madde 1 tarafından yürürlüğe konan bu yönergenin amacı, Akademi Birliği nin amacını, görev, yetki ve çalışma alanlarını düzenlemektir. Tanımlar

Detaylı

İstanbul Politikalar Merkezi. FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017

İstanbul Politikalar Merkezi. FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017 İstanbul Politikalar Merkezi FUAT KEYMAN 13 Mayıs 2017 Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler: Türkiye nin Kentlerinden, Kentlerin Türkiye sine raporu; 12 kentimize ilişkin sosyo-ekonomik verilerin derinlemesine

Detaylı

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN. ztekin@karabuk.edu.tr

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN. ztekin@karabuk.edu.tr 12. HAFTA PFS105 Prof. Dr. Zeki TEKİN ztekin@karabuk.edu.tr Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi 2 İçindekiler CUMHURİYET DÖNEMİNDE ORTA ÖĞRETİMDE YENİLİK VE GELİŞMELER...

Detaylı

Eğitimin Hukuksal Kanun Özellikleri by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Eğitimin Hukuksal Kanun Özellikleri by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer EĞİTİMİN HUKUKSAL KANUN ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk milli eğitim sistemine temel oluşturan yasal

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik RPD 201 Not II Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Eğitimde Rehberlik *Rehberlik, bireyin en verimli bir şekilde gelişmesini ve doyum verici

Detaylı

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Finans Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Özeti Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi Prof.

Detaylı

Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı

Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı mgazalci@gmail.com www.gazalci.org Cumhuriyetin Eğitim Devrimi:.Cumhuriyeti kuranlar için

Detaylı

Sütlüce YERLEŞKESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ. Halkla İlİşkİler Bölümü Görsel İletİşİm Tasarımı Bölümü Medya ve İletİşİm Sİstemlerİ Bölümü Reklamcılık Bölümü

Sütlüce YERLEŞKESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ. Halkla İlİşkİler Bölümü Görsel İletİşİm Tasarımı Bölümü Medya ve İletİşİm Sİstemlerİ Bölümü Reklamcılık Bölümü Sütlüce YERLEŞKESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ Halkla İlİşkİler Bölümü Görsel İletİşİm Tasarımı Bölümü Medya ve İletİşİm Sİstemlerİ Bölümü Reklamcılık Bölümü Bilginin sürekli bir gelişme içinde bulunduğu ve bilgi

Detaylı

ÖZEL EĞİTİM HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

ÖZEL EĞİTİM HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME 857 ÖZEL EĞİTİM HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hükmünde Kar.nin Tarihi : 30/5/1997, No: 573 Yetki Kanununun Tarihi : 3/12/1996, No: 4216 Yayımlandığı R.G.Tarihi : 6/6/1997, No: 23011 (Mük.) V.Tertip

Detaylı

URAP ALAN SIRALAMASI 9 EYLÜL 2016 URAP (University Ranking by Academic Performance)

URAP ALAN SIRALAMASI 9 EYLÜL 2016 URAP (University Ranking by Academic Performance) URAP 2015-2016 ALAN SIRALAMASI 9 EYLÜL 2016 URAP (University Ranking by Academic Performance) ODTÜ Enformatik Enstitüsü URAP Laboratuvarı, üniversitelerin güçlü ve geliştirmeye açık yönlerini belirlemelerine

Detaylı

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Türkisch Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Veliler için Bilgiler Januar 2008 / Türkisch 2 / 6 Zürih Kantonu İlköğretim Okulu Hedefler ve Hedefe Yönelik Görüşler Zürih kantonunda devlet ilköğretim okulu

Detaylı

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Medreseler çok güçlü yaygın eğitimi kurumu haline gelmiş ve toplumu derinden etkilemiştir.

Detaylı

ISO 9000: 2000 REVĐZYONUNUN GETĐRDĐKLERĐ

ISO 9000: 2000 REVĐZYONUNUN GETĐRDĐKLERĐ ISO 9000: 2000 REVĐZYONUNUN GETĐRDĐKLERĐ Ayfer ADIGÜZEL Türk Loydu Vakfı Đktisadi Đşletmesi Belgelendirme Bölüm Başkanı 1980 li yılların sonunda ürün bazında standartlarla çalışmanın belirlenen kalitede

Detaylı

Fatma Özer & Hümeyra AKMAN

Fatma Özer & Hümeyra AKMAN Fatma Özer & Hümeyra AKMAN 1 İÇERİK 1. Uzaktan Eğitimin Tanımı 2. Uzaktan Eğitimin Aşamaları A. Evreleri i. 1. Evre : Posta İle Eğitim ii. 2. Evre : Çoklu Ortam Modeli iii. 3. Evre : Tele Öğrenme Modeli

Detaylı

TÜİK in 2012 yılı verisine göre İstanbul da 15 ve yukarı yaştaki nüfusun işgücüne katılım oranı %51,1 iken işsizlik oranı %11,3 tür.

TÜİK in 2012 yılı verisine göre İstanbul da 15 ve yukarı yaştaki nüfusun işgücüne katılım oranı %51,1 iken işsizlik oranı %11,3 tür. 3.7. EKONOMİK YAPI Sosyal ve ekonomik politikalar üzerinde güçlü bir etkisi olan yaşam kalitesi kavramı, şehir ve bölge planlaması, sosyal ve/veya ekonomik göstergelere ilişkin araştırmalar, zihinsel ve

Detaylı

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ 1.Giriş Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı Kamu idarelerinin mali yönetimini düzenleyen 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu 10.12.2003

Detaylı

Paydaşlarına Göre İMAM-HATİP ORTAOKULLARINDA DİN EĞİTİMİ

Paydaşlarına Göre İMAM-HATİP ORTAOKULLARINDA DİN EĞİTİMİ Paydaşlarına Göre İMAM-HATİP ORTAOKULLARINDA DİN EĞİTİMİ Eserin Her Türlü Basım Hakkı Anlaşmalı Olarak Ensar Neşriyat a Aittir. ISBN : 978-605-4036-86-8 Kitabın Adı: Paydaşlarına Göre İMAM-HATİP ORTAOKULLARINDA

Detaylı

İçeriği, Amacı, Tarihsel Gelişimi ve Yapılan Değişiklikler [değiştir]

İçeriği, Amacı, Tarihsel Gelişimi ve Yapılan Değişiklikler [değiştir] Danimarka Halk Okulları İçeriği, Amacı, Tarihsel Gelişimi ve Yapılan Değişiklikler [değiştir] Folkeskole Danimarka daki devlete bağlı olan ilköğretim ve ortaokul sistemidir. Bir yıl hazırlık sınıfı ile

Detaylı

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİ ANALİZİ, İZLEME VE DEĞERLENDİRME DAİRE BAŞKANLIĞI TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ

Detaylı

İstanbul daki en yüksek konut aidatı, İzmir deki en yüksek aidatın üç katını geçti

İstanbul daki en yüksek konut aidatı, İzmir deki en yüksek aidatın üç katını geçti www.reidin.com KONUT AİDATLARINDA TÜRKİYE REKORU BEŞİKTAŞ TA İstanbul daki en yüksek konut aidatı, İzmir deki en yüksek aidatın üç katını geçti İstanbul Avr. Ankara O,33 18 Gayrimenkul sektörü ile ilgili

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SORUNU VE OKULLAŞMA ORANI ÖZET. Yüksek Lisans Bitirme Semineri

EĞİTİM ÖĞRETİM DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SORUNU VE OKULLAŞMA ORANI ÖZET. Yüksek Lisans Bitirme Semineri EĞİTİM ÖĞRETİM DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SORUNU VE OKULLAŞMA ORANI ÖZET Yüksek Lisans Bitirme Semineri Eğitim Öğretim de Okul Öncesi Eğitim Sorunu ve Okullaşma Oranı Sefa SEZER Fırat Üniversitesi Eğitim Bilimleri

Detaylı

MÜHENDİSLİK EĞİTİMLERİNDE ÖLÇÜMBİLİM VE KALİBRASYON KONULARINDAKİ MEVCUT DURUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ

MÜHENDİSLİK EĞİTİMLERİNDE ÖLÇÜMBİLİM VE KALİBRASYON KONULARINDAKİ MEVCUT DURUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ 253 MÜHENDİSLİK EĞİTİMLERİNDE ÖLÇÜMBİLİM VE KALİBRASYON KONULARINDAKİ MEVCUT DURUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ Özge ALTUN ÖZET Ülkemizde gelişen teknoloji ve ileri seviye mühendislik uygulamalarının artmasıyla

Detaylı

Temel Bilişim Eğitiminin Yükseköğretimdeki Yeri: 2005-2012 Analizi

Temel Bilişim Eğitiminin Yükseköğretimdeki Yeri: 2005-2012 Analizi Akademik Bilişim 12 - XIV. Akademik Bilişim Konferansı Bildirileri 1-3 Şubat 2012 Uşak Üniversitesi Temel Bilişim Eğitiminin Yükseköğretimdeki Yeri: 2005-2012 Analizi Karadeniz Teknik Üniversitesi, Enformatik

Detaylı

EĞİTİMDE PLANLAMA 1. DERS

EĞİTİMDE PLANLAMA 1. DERS EĞİTİMDE PLANLAMA 1. DERS I. KALKINMA VE EĞİTİM Dünya üzerindeki tüm ülkelerin amacı kalkınmış bir ülke olmaktır. Bir ülkenin kalkınmışlığının göstergesi, sahip olduğu teknolojik düzeyle ilgilidir. Sadece

Detaylı

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası FĐNANSAL EĞĐTĐM VE FĐNANSAL FARKINDALIK: ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Durmuş YILMAZ Başkan Mart 2011 Đstanbul Sayın Bakanım, Saygıdeğer Katılımcılar, Değerli Konuklar

Detaylı

SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN MEVCUT DURUMU

SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN MEVCUT DURUMU EK-22 SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN MEVCUT DURUMU 1. Yasal Düzenlemeler, Amaçlar, İlke ve Politikalar Türkiye de sağlık hizmetleri çok çeşitli mevzuatlara dayalı olarak çeşitli kuruluşlar tarafından ayrı ayrı verilmektedir.

Detaylı

BÜYÜK OLMAK BÜYÜK DAVRANMAKLA OLUR!

BÜYÜK OLMAK BÜYÜK DAVRANMAKLA OLUR! BÜYÜK OLMAK BÜYÜK DAVRANMAKLA OLUR! Ülke yönetiminde söz sahibi olup, sorumluluk makamlarını temsil edenler iyi yönetim sergilediklerini her fırsatta kamuoyuna yüksek vurgularla belirtmektedirler. Yöneticilerin

Detaylı

BARTIN ORMAN FAKÜLTESİ NİN DİĞER ORMAN FAKÜLTELERİ İLE BAZI KRİTERLERE GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI

BARTIN ORMAN FAKÜLTESİ NİN DİĞER ORMAN FAKÜLTELERİ İLE BAZI KRİTERLERE GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI BARTIN ORMAN FAKÜLTESİ NİN DİĞER ORMAN FAKÜLTELERİ İLE BAZI KRİTERLERE GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI Alper AYTEKİN ZKÜ Bartın Orman Fakültesi 74100 BARTIN ÖZET Bu çalışmada Bartın Orman Fakültesi nin diğer orman

Detaylı

NİZİP TİCARET BORSASI STRATEJİK HEDEFLER ve GERÇEKLEŞME DURUMLARI TABLOSU 2015

NİZİP TİCARET BORSASI STRATEJİK HEDEFLER ve GERÇEKLEŞME DURUMLARI TABLOSU 2015 1.1 1.2 1.3 1.4 1.5 1.6 STRATEJİK AMAÇ 1 STRATEJİK Stratejik plandaki hedeflere yenilerini ekleyerek İş Planları ile takibini sağlamak TSE ISO EN 9001 Kalite Yönetim Sistemi nin Gerektirdiği Standartları

Detaylı

MURAT EĞİTİM KURUMLARI

MURAT EĞİTİM KURUMLARI 2013 KPSS de Testlerin Kapsamları Değişti ÖSYM tarafından yapılan açıklamaya göre 2013 KPSS de uygulanacak testlerin içeriğinde bir takım değişiklikler yapıldı. Bu değişikler başta Genel Yetenek - Genel

Detaylı

Türkiye nin Siyasi Yapısı I (KAM 205) Ders Detayları

Türkiye nin Siyasi Yapısı I (KAM 205) Ders Detayları Türkiye nin Siyasi Yapısı I (KAM 205) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Türkiye nin Siyasi Yapısı I KAM 205 Güz 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i

Detaylı

Temel Bilişim Eğitiminin Yükseköğretimdeki Yeri: 2005-2012 Analizi

Temel Bilişim Eğitiminin Yükseköğretimdeki Yeri: 2005-2012 Analizi Temel Bilişim Eğitiminin Yükseköğretimdeki Yeri: 2005-2012 Analizi Ercüment YILMAZ 1, Ali Haydar DOĞU 2 1 Karadeniz Teknik Üniversitesi, Enformatik Bölümü, Trabzon 2 Karadeniz Teknik Üniversitesi, Enformatik

Detaylı

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II

SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE-

Detaylı

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU ELEKTRONİK VE OTOMASYON BÖLÜMÜ

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU ELEKTRONİK VE OTOMASYON BÖLÜMÜ ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU ELEKTRONİK VE OTOMASYON BÖLÜMÜ ELEKTRONİK TEKNOLOJİSİ PROGRAMI FAALİYET RAPORU ÖNSÖZ Elektronik sektörü, mühendislik endüstrisinin en önemli bir unsuru, mühendisliğin temel yapı

Detaylı

A. BİÇİME İLİŞKİN ANALİZ VE DEĞERLENDİRME

A. BİÇİME İLİŞKİN ANALİZ VE DEĞERLENDİRME Y. Mimar Emrah ACAR ın Doktora Tez Çalışmasına İlişkin Rapor 18 Nisan 2005 A. BİÇİME İLİŞKİN ANALİZ VE DEĞERLENDİRME 1. Çalışmanın Bölümleri Aday tarafından hazırlanarak değerlendirmeye sunulan doktora

Detaylı

DEVLET BÜTÇESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

DEVLET BÜTÇESİ KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. DEVLET BÜTÇESİ KISA ÖZET KOLAYAOF 2

Detaylı

tepav Haziran2012 N201234 Yeni TTK ya Uyum Maliyeti Ne Kadar? DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Haziran2012 N201234 Yeni TTK ya Uyum Maliyeti Ne Kadar? DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Haziran2012 N201234 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Yeni TTK ya Uyum Maliyeti Ne Kadar? Son dönemde ekonomi gündeminin

Detaylı

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDE LİSANS SONRASI AKADEMİK EĞİTİM: SAYILARLA TÜRKİYE DEKİ MEVCUT DURUM

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDE LİSANS SONRASI AKADEMİK EĞİTİM: SAYILARLA TÜRKİYE DEKİ MEVCUT DURUM - 169 - İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDE LİSANS SONRASI AKADEMİK EĞİTİM: SAYILARLA TÜRKİYE DEKİ MEVCUT DURUM Cemalettin Dönmez * Özet Türkiye de inşaat mühendisliğinde lisans sonrası eğitimin hacim ve temel uzmanlık

Detaylı

STRATEJİK PLAN, AMAÇ, HEDEF VE FAALİYET TABLOSU

STRATEJİK PLAN, AMAÇ, HEDEF VE FAALİYET TABLOSU FAKÜLTE/BÖLÜM ADI: STRATEJİK PLAN, AMAÇ, HEDEF VE FAALİYET TABLOSU Stj. Amaç No Hedef No Faaliyet No Performans no Stratejik Amaç / Hedef / Faaliyet Tanımı 2008 mevcut durum 2009 2010 2011 2012 2013 Faaliyet

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

(EK-C) TİCARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ BANKACILIK ve FİNANS PROGRAMI. Genel Bilgi

(EK-C) TİCARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ BANKACILIK ve FİNANS PROGRAMI. Genel Bilgi (EK-C) TİCARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ BANKACILIK ve FİNANS PROGRAMI Genel Bilgi Bankacılık ve Finans Bölümü 4 yıllık lisans eğitimi vermektedir. Dersler ve ders içerikleri, öğrencilerin yeterli mesleki altyapıyı

Detaylı

Ülkemizdeki Güzel Sanatlar Fakültelerindeki Sanat Eğitimi ve

Ülkemizdeki Güzel Sanatlar Fakültelerindeki Sanat Eğitimi ve ÜNİvERSİTELERİMİzDE SANAT VE TASARıM EGİTİMİ Güner SÜMER* I-GİRİş Ülkemizdeki Güzel Sanatlar Fakültelerindeki Sanat Eğitimi ve Öğretiminin genel amacı öğrencilerin yaratıcı sanat yeteneklerini geliştirerek,

Detaylı

KARTAL MİLLİ EĞİTİM VAKFI ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ BRİFİNG DOSYASI

KARTAL MİLLİ EĞİTİM VAKFI ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ BRİFİNG DOSYASI KARTAL MİLLİ EĞİTİM VAKFI ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ 2016-2017 BRİFİNG DOSYASI 1 2 3 A. TARİHİ GELİŞİM Okulumuzun inşaatına 1994 yılında başlanmış 1997 yılında tamamlanarak,1997-1998 Eğitim Öğretim yılında hizmete

Detaylı