T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR

Transkript

1 T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO KARAR NO TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: ANKARA 24. İŞ MAHKEMESİ TARİHİ: 25/04/2019 NUMARASI: DAVACI VEKİLİ: 1 -T. SAĞLIK İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKANLIĞI DAVALILAR VEKİLİ: 1 -AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞ1 VEKİLİ: 2 -ÖZ SAĞLIK İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANLIĞI DAVANIN KONUSU: Tespit (Sendika Kanunlarından Kaynaklanan) Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, dosya incelendi. Davacı vekili, davalı Öz Sağlık İş Sendikası'nın, 03/09/2018 tarihinde Sağlık Bakanlığı ve bağlı işyerlerinde diğer davalı Bakanlıktan çoğunluk tespit talebinde bulunduğunu ve davalı Bakanlık tarafından, 14/12/2018 tarih ve E sayılı yazı ile başvuru tarihi olan 03/09/2018 tarihi itibariyle 899 işyerinde, çalışanın olduğu ve işçinin bu sendikaya üye olduğu gerekçesiyle davalı sendikanın çoğunlukta olduğunun tespitine karar verdiğini, bu kararın kendilerince 20/12/2018 tarihinde tebliğ alındığını ve 6 iş günü içinde itiraz ettikleri, taşerondan kadroya geçirilen işçiler hakkında yıllarını kapsayan (01/01/2018 tarihinden 31/10/2020'ye kadar) toplu iş sözleşmesi olduğundan ve bunlar eski kadrolu işçilerin yararlanacağı bir toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağından çoğunluk tespitinde dikkate alınmalarının mümkün olmadığını belirterek davalı sendikaya verilen olumlu çoğunluk tespit yazısının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Öz Sağlık İş Sendikası vekili, davalı Bakanlığın Sağlık Bakanlığı'na bağlı birden fazla işyerini dikkate alarak, 6356 sayılı Kanunun 41. maddesi gereğince İşletme düzeyinde tespit

2 yaptığını, çoğunluk başvuru tarihi itibariyle işçinin olduğunu, davacının yaklaşık 6 bin civarında müvekkilinin ise üyesinin olduğunu, %40 çoğunluğu sağladıklarını, işyerinde yahut işletmede bulunan işçilerin, ayrıma tabi tutulmaksızın (eski kadrolu, yeni kadrolu işçi ayrımı olmadan) çoğunluk tespitinde dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı Bakanlık vekili, itirazın süresi içinde yapılmadığı ve itirazın görevli makama kayıt ettirilmediği yönlerinden usulden davanın reddi gerektiğini, 6356 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi, 696 sayılı KHK'nın 127. maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23. maddesi, 6356 sayılı Kanun 42. maddesi, 6356 sayılı Kanun 17/5 maddesi, 6356 sayılı Kanun 41/7. maddesi hükümleri gereğince ve bu maddeler uygun olarak, e-devlet kapısı üzerinden yapılan sendika üyeliği ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi ve işyeri bildirimleri doğrultusunda alınan dökümlerde sendikanın başvurusunun Bakanlık kayıtlarına intikal ettiği 03/09/2018 başvuru tarihi itibariyle işveren tarafından söz konusu işyerlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna 17 sıra numaralı "Sağlık ve Sosyal Hizmetler" işkolunda tescil edilmiş olduğu işyerlerinde (onsekizbindokuzyüzkırk) işçinin çalıştığı, (onbindokuzyüzoniki) işçinin davalı Sendikaya üye olduğunun tespit edildiği ve buna ilişkin 17/12/2018 tarihli ve sayılı yetki tespiti yazısının davacı sendikaya gönderildiği, herhangi bir usulsüz ya da hukuka aykırı işlemin bulunmadığını savunmuştur. Ankara 23. İş Mahkemesi'nin 2018/1032 esas sayılı dosyasının bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili birleşen dosyada; 03/09/2018 tarihinde Sağlık Bakanlığı ve bağlı işyerlerinde davalı Bakanlıktan çoğunluk tespit talebinde bulunduğunu ve davalı Bakanlık tarafından, 14/12/2018 tarih ve E sayılı yazı ile başvuru tarihi olan 03/09/2018 tarihi itibariyle çalışanın olduğu ve 6803 işçinin davacı sendikaya üye olduğu gerekçesiyle olumsuz yetki tespitine karar verdiğini, bu kararın kendilerince 19/12/2018 tarihinde tebliğ alındığını ve 6 iş günü içinde itiraz ettiklerini, taşerondan kadroya geçirilen işçiler hakkında yıllarını kapsayan (01/01/2018 tarihinden 31/10/2020'ye kadar) toplu iş sözleşmesi olduğundan ve bunlar, eski kadrolu işçilerin yararlanacağı bir toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağından çoğunluk tespitinde dikkate alınmalarının mümkün olmadığını iddia ederek yetki tespit yazısının iptali ile çoğunlukta olduklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Bakanlık vekili birleşen dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde, herhangi bir usulsüz ya da hukuka aykırı işlemin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalılar vekilleri tarafından, yasal süresi içinde savunma gibi beyanda bulunularak istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Eldeki dava, dava dilekçesi Ankara Çalışma İş Kurumu İl Müdürlüğüne kayıt ettirilerek yasal süresi içinde açılmıştır. Dosyada çözüme kavuşturulması gereken hukuki uyuşmazlık, 696 sayılı KHK ile kadroya geçişleri öngörülen alt işveren işçilerinin, kadroya geçişten önceki asıl işveren olan kamu kurumunun taraf olacağı toplu iş sözleşmesinin yetki sürecine ilişkin yetki tespit işleminde işyeri/işletmedeki çoğunluğun tespitinde dikkate alınmalarının gerekip gerekmediği hususundadır sayılı Kanun'un 41. maddesinde toplu iş sözleşmesinde yetki düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 1. fıkrasında, "Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının,

3 işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması halinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir. 2. fıkrasında, işletme toplu iş sözleşmeleri için işyerleri bir bütün olarak dikkate alınır ve yüzde kırk çoğunluk buna göre hesaplanır. 3. fıkrasında, İşletmede birden çok sendikanın yüzde kırk veya fazla üyesinin olması durumunda başvuru tarihinde en çok üyeye sahip sendika toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir. 7. fıkrasında ise, Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır." denilmiştir. Aynı Kanun'un 42. maddesinde ise yetki tespiti için başvuru usul ve esasları düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrasında, "Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir. 2. fıkrasında, Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir. 3. fıkrasında, "İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti halinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir. 4. fıkrasında, Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz." düzenlemelerine yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 43. maddesinde Bakanlıkça yapılan yetki tespitine itiraz usul ve esaslarına yer verilmiştir. Değinilen maddenin 1. fıkrasında, "Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir. 2. fıkrasında, itiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz. 3. fıkrasında, itiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması halinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/ /34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması halinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/ /34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması halinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir. 4. fıkrasında 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan

4 işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır. Nihayet 5. fıkrasında ise itiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur" hükümleri yer almıştır. 696 sayılı KHK'nın 127. maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23. madde kamuda hizmet alım sözleşmeleri ile alt işveren işçisi olarak çalışan işçilerin asıl işveren nezdinde sürekli işçi kadrolarına geçişleri düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin ilk üç fıkrasında kadroya geçiş yapacak işçiler bakımından aranan koşullar ve kadroya geçiş süreci düzenlenirken sonra gelen fıkralar ise sorunun temelini oluşturmaktadır. Buna göre belirtilen maddede, "Sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin kadroları, başka bir işleme gerek kalmaksızın geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla sürekli işçi unvanı ile ihdas edilmiş sayılır. İhdas edilen kadrolar ilgili idarelerce adedi, bütçe ve teşkilatı ile birimi/yerleşim yeri belirtilmek suretiyle geçiş işlemlerinin yapıldığı tarihten itibaren iki ay içinde Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığına bildirilir. Sözleşmeleri askıya alınanlar ile askerde bulunanların kadroları hariç olmak üzere bu şekilde ihdas edilen sürekli işçi kadroları, herhangi bir sebeple boşalması halinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır...sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu iş sözleşmesi bulunmakla birlikte bu madde kapsamındaki idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitiminden önce toplu iş sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenir. Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir." hükümlerine yer verildikten sonra maddenin son fıkrasında, "Diğer kanunların bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz." denilmiştir. Belirtilen hükümde atıf yapılan 6356 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında, "5018 sayılı Kanuna ekli (1), (II), (111) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermaye!' kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer alan idareler ile birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler, anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23 üncü ve geçici 24 üncü maddeleri uyarınca sürekli işçi kadrolarına, geçici işçi pozisyonlarına veya işçi statüsüne geçirilen işçilerinden; geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolu mevcut işyerinin girdiği işkolu ile aynı olanların o işkolundaki mevcut işyerinden, farklı

5 olanların ise geçişten önce işçinin çalıştığı alt işveren işyerinin girdiği işkolunda yeni tescil edilecek işyerlerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir. 2. fıkrasında, Birinci fıkra kapsamındaki işyerlerinin her biri bu Kanunun uygulanması bakımından bağımsız bir işyeri sayılır. 3. fıkrasında, Birinci fıkra kapsamında yeni tescil edilen işyerlerinden bildirilen işçiler, bu madde kapsamındaki idarelerde geçiş işleminden önce alt işveren işçileri için Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve en son sona erecek olan toplu iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 4 üncü maddeye uygun şekilde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilir. 4. fıkrasında ise Bu maddenin uygulanmasında bu Kanunun bu maddeye aykırı diğer hükümleri uygulanmaz." denilmiştir. 01/01/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alım Sözleşmeleri Kapsamında Çalıştırılmakta Olan İşçilerin Sürekli İşçi Kadrolarına Veya Mahalli İdare Şirketlerinde İşçi Statüsüne Geçirilmesine ilişkin 375 sayılı KHK.nun geçici 23. ve geçici 24. maddelerinin Uygulanmasına Dair Usul ve Esasları Düzenleyen Tebliğin 21. maddesine göre, sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu Usul ve Esasların 3 üncü maddesinde belirtilen idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu iş sözleşmesi bulunmakla birlikte bu Usul ve Esasların 3 üncü maddesinde belirtilen idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitiminden önce toplu iş sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenir. Bu Usul ve Esasların 3. maddesinde belirtilen idarelerde; 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir. Öncelikle toplu iş sözleşmesinin yapımında ehliyet ve yetki kavramları kamu düzenine ilişkindir. Sözleşmenin işveren tarafı olacak işveren ya da işveren sendikası açısından yetki ve ehliyet iç içe iken, işçi tarafı açısından sadece işkolu esasına göre örgütlenen ve kurulu bulunduğu işkolunda yer alan işyeri veya işyerlerinde toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası toplu iş sözleşmesi yapma ehliyetine sahip olup işçi sendikasının yetkisi ise işkolu barajı ve işyeri/işletme barajını geçmesi durumunda bahse konu olacaktır.

6 Toplu iş sözleşmesi yetkisi ile toplu iş sözleşmesinden yararlanma farklı kavramlardır. Toplu iş sözleşmesi yetkisi toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerinde çalışan işçilerin sayısı ile ilgili olup o işyerinde işverene bağlı olarak 6356 sayılı Kanun anlamında işçi sıfatıyla çalışmak yetki tespitinde sayılmak için yeterlidir. Dolayısıyla burada işçinin işveren ve işyeriyle ilişkisi belirleyicidir. Oysa toplu iş sözleşmesinden yararlanma yapılmış ve uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin tamamen ve kısmen kapsamında olmakla ilgili olup burada işçinin toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendika ile ilişkisi belirleyicidir. Yukarıda ayrıntılarıyla belirtilen yasal düzenlemelere bakıldığında "sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin kadroları, başka bir işleme gerek kalmaksızın geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla sürekli işçi unvanı ile ihdas edilmiş sayılır." denilerek kadroya geçen işçilerin asıl işveren olan kamu kurumunun sürekli işçi kadrosunda kendi işçisi haline geleceği vurgulanmıştır. Dolayısıyla kadroya geçen işçilerin önceden asıl işveren konumunda olan kamu kurumunun işçisi olduklarında tereddüt bulunmamaktadır. Yine düzenlemelerin devamında ise kadroya geçen işçilerin mali haklarını belirlenmesi noktasında geçişin oluşturacağı mali yük dikkate alınarak bir üst sınır belirlenmiştir. Bu husus ise toplu iş sözleşmesinden yararlanma ile ilgili olup toplu iş sözleşmesi yetkisi ile bağlantılı değildir. Öte yandan "Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir." düzenlemesi ise 6356 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinde ayrı bir işyeri olarak tescil edilecek işyerlerinin kadroya geçirilen işçilerin asıl işverenin işyeriyle farklı işkolunda daha önce çalışıyor olması durumunda ayrıca bir değerlendirmeyi ve tartışmayı gerektirecektir. Oysa somut olayda kadroya geçen işçilerin de asıl işverenin işyerlerinin girdiği işkolunda yer aldıkları gözetildiğinde 6356 sayılı Kanun'un 41, 42 ve 43. maddelerine aykırı davranmayı gerektirecek bir durum bulunmadığı gibi 6356 sayılı Kanun un 34/2 maddesindeki "Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde yapılabilir." hükmü uyarınca söz konusu işyeri ya da işyerlerinin işletmenin bir unsuru olarak de değerlendirilmesi gerektiği görülmektedir. Sonuç olarak somut olayda kadroya geçen işçilerin yetki tespitinde işyerinin işçisi olarak kabul edilerek çoğunluğun tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesinin aksi yöndeki kabulü hatalıdır. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden mevcut işyerlerinden kuruma bildirimi yapılanların bu işyerleri için yapılacak yetki tespitinde dikkate alınmış olmaları nedeniyle Bakanlık işleminin hukuka uygun olduğu kabul edildiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi gereğince yargılamada eksiklik bulunmamakta beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı anlaşıldığından davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : 1- Davalılar vekillerinin istinaf başvurulan KABULÜNE,

7 2- İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMAS1NA, 3-Asıl davanın REDDİNE, Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL'nin mahsubu ile bakiye kalan 8,50 TL'nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Davalı Öz Sağlık İş Sendikası tarafından yapılan toplam 19,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Taraflarca fazlaca yatırılan delil ve gider avanslarının karar kesinleştikten sonra talep halinde taraflara ayrı ayrı İADESİNE, 4-Bu dosya ile birleştirilmesine karar verilen Ankara 23. İş Mahkemesi'nin 2018/ 1032 esas sayılı dosyasında açılan davanın REDDİNE, Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye kalan 8,50 TL nin davamdan alınarak hazineye gelir kaydına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Birleşen dosya yönünden davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Taraflarca fazlaca yatırılan delil ve gider avanslarının karar kesinleştikten sonra talep halinde taraflara ayrı ayrı İADESİNE, 5- Davalı Öz Sağlık İş Sendikasının istinaf istemi kabul edildiğinden davalı Öz Sağlık İş Sendikası tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar harcının davalı Öz Sağlık İş Sendikası'na İADESİNE, 6- Davalı Aile Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ayrıca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda hükmün tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere 12/07/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi. GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2019

8