AK PARTĠ GENEL MERKEZ DIġ ĠLĠġKĠLER BAġKANLIĞI

Transkript

1 İçindekiler TÜRKİYE GÜNDEMİ... 2 AK Parti'de kongre hazırlıkları baģladı... 2 Türkiye Irak'taki insanlık dramına sessiz kalmadı... 2 Teslim olan polislerden biri tutuklandı... 3 Samimiyetle AK Parti'nin 13. Yılı Prof. Dr. Yasin AKTAY, Yeni ġafak... 3 BaĢbakan Davutoğlu'na doğru... Ali BAYRAMOĞLU, Yeni ġafak... 5 Abdullah Gül'ün geleceği Rasim Ozan KÜTAHYALI, Sabah... 6 Akdoğan: Erdoğan'ın KöĢk'te ayrı kabine kurma düģüncesi yok Murat YETKĠN, Radikal... 7 AVRUPA GÜNDEMİ... 9 Alman istihbaratı Türkiye yi izliyor... 9 AB bu duruma seyirci kalamaz... 9 Yanıcı madde bulundu Ukrayna hükumeti, ülkenin doğusunda gıda dağıtımına baģladı Fransa'dan Rusya'ya Ukrayna uyarısı AB Türkiye ve Ġran'ın kapısını çalıyor AFRİKA GÜNDEMİ Ebola'dan ölenlerin sayısı bin 145 oldu Orta Afrika'da Müslüman BaĢbakan görevde Somali'de ġebab'a operasyon AMERİKA İNGİLTERE GÜNDEMİ Amerika'da polis askerleģiyor mu? Missouri'de gergin gece olaysız geçti ABD: Rusya Ukrayna'da istikrarı bozuyor Rus Büyükelçi, Ġngiltere DıĢiĢleri Bakanlığına çağrıldı Ġngiltere'den Irak'a "hız verin" çağrısı!

2 ASYA- PASİFİK GÜNDEMİ Pakistan da hükumet karģıtı gösteriler ABD hava saldırısında Afgan polisler öldü Papa Francisco'ya Güney Kore'de büyük ilgi ORTADOĞU GÜNDEMİ IġĠD'e hava saldırısı: 11 ölü Gazze de çocukların korkulu rüyası Ġsrail PKK ile ABD ilk kez aynı karede Gazze'de hayatını kaybedenlerin sayısı 1980'e yükseldi Orta Doğu bölgesel iç savaģı mezhep savaģı mı? Ümit ÖZDAĞ,Yeni Çağ TÜRKİYE GÜNDEMİ AK Parti'de kongre hazırlıkları baģladı Trt Türk AK Parti Tanıtım ve Medya BaĢkan Yardımcısı Ġhsan ġener, 1. Olağanüstü Genel Kongre hazırlıklarına baģladıklarını belirtti. ġener, yaptığı yazılı açıklamada, kongrenin organizasyon ekibinin belirlendiğine dikkati çekerek, kendisinin de yer aldığı ekipte AK Parti Genel BaĢkan Yardımcısı Süleyman Soylu, TeĢkilat BaĢkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, Antalya Milletvekili Hüseyin Samani, Çorum Milletvekili Murat Yıldırım, Yozgat Milletvekili Yusuf BaĢer, Düzce Milletvekili Fevai Arslan'ın bulunduğunu ve 27 Ağustos'a kadar kongre hazırlıklarını tamamlayacaklarını kaydetti. Türkiye Irak'taki insanlık dramına sessiz kalmadı Anadolu Ajans BaĢbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi BaĢkanlığı (AFAD), Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) terör örgütünün saldırıları nedeniyle Sincar'dan kaçan Yezidiler için Kuzey Irak'ta bulunan Zaho kentinde 16 bin kiģilik, Türkmenler için de Duhok'a 15 kilometre mesafedeki ġareyn'de 20 bin kiģilik kamp kuruyor. Yezidiler için kurulacak kampın Duhok Valiliği, Türkmenler için kurulacak kampın ise Kızılay ve AFAD tarafından yönetileceği bildirildi. AFAD koordinasyonuyla, Irak'taki çatıģmalar sonrası evlerini terk etmek zorunda kalanlara bugüne kadar 109 tırlık yardım malzemesi gönderildi. Bu kapsamda, TĠKA, Türk Kızılayı, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluģlarının da insani yardımları AFAD'ın koordinasyonuyla Irak'a ulaģtırıldı. 2

3 Teslim olan polislerden biri tutuklandı Anadolu Ajans Emniyetteki "paralel yapı" operasyonu kapsamında haklarında yakalama kararı çıkarılmasının ardından teslim olan 2 Ģüpheli polisten Ramazan Bolat tutuklandı, Kazım Aksoy serbest bırakıldı. Ġstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliğince, savcılığın itirazı üzerine haklarında yakalama kararı çıkarılan 17 polis içinde bulunan Ġstanbul eski Mali Suçlarla Mücadele ġube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy ve Komiser Ramazan Bolat, dün saat sıralarında avukatları ile birlikte Çağlayan'daki Ġstanbul Adalet Sarayı'na geldi. Nöbetçi Ġstanbul Sulh Ceza Hakimliği, sorgulama sonrası Ramazan Bolat'ın "özel hayatın gizliliğini ihlalden" tutuklanmasına karar verirken, Kazım Aksoy'un ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına hükmetti. Samimiyetle AK Parti'nin 13. Yılı Prof. Dr. Yasin AKTAY, Yeni ġafak AK Parti'nin kuruluģunun 13. Yıldönümü, 14 Ağustos, aynı zamanda Rabia meydanındaki katliamın da 1. yıldönümüne denk geldi. Kurulduğu günden sadece bir buçuk yıl sonar girdiği ilk seçim de dahil olmak üzere toplam 9 seçimin her birinden tartıģmasız net zaferlerle çıkan AK Parti, hiç kuģkusuz bu ülkede halkın özgürlük, refah ve onur seviyesinin düzenli bir yükseliģini temin eden güçlü bir aktör oldu. 12 yıldır Türkiye'yi yönetmekte olan AK Parti'nin hiç kuģkusuz en güçlü yanı, güçlü ve karizmatik bir lidere sahip oluģu. Ama bu liderin en önemli gücü de samimiyeti, sahih bir insan oluģu, güçlü örgütlenme ve iģin ehlini bulup örgütte uygun yerlerde istihdam edebilme yeteneği. KuĢkusuz bütün bunlar üzerine çok detaylı sosyolojik değerlendirmeler yapılabilir. Ancak bütün bunların üzerinde söylenecek en önemli Ģey, liderin davasına, yol arkadaģlarına ve kendisine karģı sergilediği samimiyeti. O kadar ki, Tanıl Bora, Birikim'deki bir yazısında bu samimiyeti fazla bile bulmuģtu. Erdoğan'ın söylemindeki samimiyet vurgusunu veya ağırlığını 'bu ne samimiyet?' diyerek, siyasette samimiyetin değerini ve iģlevini gereksizce ve isabetsizce hafife alan bir değerlendirmede bulunmuģtu. Oysa tam da yeri gelmiģken, belirtilmesi gereken, belki de sol adına alınması gereken ders, samimiyet yoksunluğunun siyasette nelere mal olabildiğidir. Samimiyetten bir siyasi hareket neden Ģikayet edebilir ki? AnlaĢılamayacak asıl Ģey bu olsa gerek. Erdoğan'ın siyasetindeki, söylemindeki, davranıģlarındaki samimiyet zoraki, yani hedefe ulaģtırabilecek kadar ve sadece onun için takınılmıģ bir samimiyet değil. Öyle olsa zaten adı samimiyet olmaz. Samimiyet, Erdoğan'ın söylediği her Ģeye inanmasını da gerektiriyor ve inanmadığı hiç bir Ģeyin davasını gütmemeyi de. 3

4 Bu yanı onun insanlarla çok kolay köprüler kurmasını sağlıyor. Çünkü insanlar o samimiyette bir itimat hissediyor, bu insanın kendilerini aldatmayacağına kesin bir duyguyla inanıyor ve onunla yol arkadaģlığına büyük bir coģkuyla katılıyorlar. Oysa samimiyet unsurunu siyasetten eksilttiğiniz zaman geriye sadece makyavelist bir araçamaç dengeciliği bırakmıģ oluyorsunuz. Bunun da Ģimdiye kadar ülkeye nasıl bir siyasal davranıģ veya model devretmiģ olduğunu her gün beraber izlemiyor muyuz? Samimiyeti devre dıģı bıraktığınızda ilahiyat alanına bile sizi amaçlarınıza ulaģtıracak kadar kullanacağınız bir araç olarak bakarsınız. O yüzden dindarlığın göz kamaģtırıcı siyasal enerjisini solcu zümreleri iktidara taģımanın bir fırsatı olarak keģfediverir, oradan bir 'sol ilahiyat' üretmeye kalkıģırsınız. Sol ilahiyattan nasıl bir iktidar stratejisi çıkar bilinmez, ama bir ilahiyatta ana unsurun Allah'a karģı samimiyet olduğunu göz ardı ettiği açık. Bu baģka bir tema tabi, buna sonra belki tezkire'de devam ederiz. Hülasa, Erdoğan'ın siyasette en önemli vasfı samimiyeti ve liderliğini 13 yıldır yapmakta olduğu AK Parti'ye devredeceği en önemli unsurun yine bu samimiyet olacağını söyleyelim. Samimiyet, kalpten inançtır, bağlılıktır. Allah Resulü 'din samimiyettir' diye buyurduğunda, Ashap sorar: 'kime?' diye. 'Allah'a, resulüne ve müminlere' diye cevap verir. Samimiyet ile siyaseti genellikle bir arada düģünmeyenlerin siyaset hakkındaki bütün görüģlerini bu çerçevede gözden geçirmelerini tavsiye edebiliriz. ĠKTĠDARDAKĠ MUHALEFET OLARAK AK PARTĠ AK Parti'nin diğer bütün baģarıları bu vasfına bağlı olmuģtur. BaĢtan itibaren kendi seçmenine vaat ettiklerini gerçekleģtirme konusunda sergilediği büyük bir sadakat göze çarpıyor yılında ortaya koyduğu parti programında vaat ettikleri ile bugün yaptıkları arasında tam bir uyumluluk görebilirsiniz. Bu da aynı samimiyetin ifadesidir. 12 yıldır Ġktidarda duran AK Parti hiç bir Ģekilde iktidarcı bir Parti olmadı. Hatta bir bakıma sürekli iktidardaki muhalefet bile oldu. Belki bu yüzden muhalefetten hep daha ileride oldu ve muhalefete bir alan bırakmamıģ oldu. Çünkü iktidardayken atmak istediği bütün ilerici adımlara karģı direnen daha muktedir güçler oldu. O bütün o muktedirleri, derin güçleri, entrikalarını, engellerini aģarak yoluna devam ederken milletin gerçek anlamda ihtiyaç duyduğu muhalefeti de yaptı. AK Parti devlet oldu, ama devleti eski halinde bırakmadı, değiģtirdi. Bugün AK Parti'nin yönettiği ülkede devlet 12 yıl öncesinin ceberrut, hakim devleti değil. Bugün devlet vatandaģının hizmetinde Türkiyeli ve dünyalı bir aygıta dönüģmüģtür. Üstelik bu dönüģüm bile yola çıkarken Erdoğan'ın ve AK Parti'nin vaad ettiği ve gerçekleģmiģ olması dolayısıyla samimiyeti daha bir kanıtlayan bir dönüģümdür. RABĠA ġahġttġr Böyle bir devletin, yani halkıyla bütünleģmiģ bir devletin Ġslam dünyası için biçilmiģ bir model olarak muhaberat rejimlerinin sonunu iģaret ettiği de çok açık. 4

5 Çok açık olduğu için, Türkiye'de gerçekleģen bu devrimin bir benzeri Rabia'da, AK Parti'nin kuruluģunun 12. Yıldönümünde, yola çıktığı yerde boğulmaya çalıģıldı. Üç bine yakın tamamen silahsız göstericinin canice katledildiği bu günde, Rabia'da yaģananlar ve bu yaģananlara karģı dünyanın sergilediği kayıtsızlık dünyanın bundan sonraki tarihinin de bir baģlangıç fragmanıdır. Burada Ģahit olduklarımız, dünyanın bundan sonraki inģasında açımlanmaya devam edecektir. Rabia Ģahit olduklarını anlatacak ve dünyada herkes ona göre hizasını alacak. BaĢbakan Davutoğlu'na doğru... Ali BAYRAMOĞLU, Yeni ġafak BaĢbakan kim olacak? AK Parti bu sorunun yanıtını istiģarelerle bulmaya çalıģıyor. Ancak istiģarelerde fikirlerine baģvurulan kurul üyelerinin tercihlerini de AK Parti merkezi ya da lideri önemli ölçüde yönlendirmiģ bulunuyor. Zira, yeni dönemde, CumhurbaĢkanı Tayyip Erdoğan'ın birlikte çalıģacağı baģbakanı seçmesi, bunun üzerinden genel baģkanlıktan ayrılmadan önce AK Parti'yi 'Ģekillendirmesi' tabii kabul ediliyor. Muhalefetin buna itirazı, Erdoğan'ın seçilmesi ve bunun Resmi Gazete'de yayınlanması sonrası istifa etmesi gerektiği yorumları, bu istikamette Cumhuriyet BaĢsavcılığı'na yapılan baģvurular ana istikameti değiģtirecek gibi durmuyor. Asıl soruyu tekrar soralım: BaĢbakan kim olacak? Tayyip Erdoğan kimin baģbakan olmayacağını uzun süredir çeģitli kriterler üzerinden tanımlıyor. Genel baģkan ve baģbakanın aynı olması, seçimlere bu yapıyla gidilmesi, bu çerçevede 3 dönem engeline takılmayacak bir isim olması ilk kriter.. AK Parti'nin Erdoğan'sız katılacağı ve AK Parti açısından anayasal çoğunluğun peģinde koģulacak ve her anlamda kritik olan 2015 seçimlerinde temsil gücü yüksek, partiyi isim olarak taģıyabilecek bir siyasi bagaj ve kiģilik ikinci kriter.. Genel baģkan ve baģbakanın çözüm sürecinde ve cemaatle mücadelede etkili olacak isim olması ise son kriter. Buna göre, malum, Abdullah Gül, en azından Ģimdilik denklem dıģında. Partinin güçlü ve önde gelen isimleri Bülent Arınç, Mehmet Ali ġahin, Binali Yıldırım, Ali Babacan, Ömer Çelik, Hüseyin Çelik üç dönem kuralına takılıyorlar. Açıkçası istiģarelerde fikir belirtenlerin önünde çok fazla seçenek yok. 5

6 Bu durumda yukarıdaki kriterlere en yakın isim Ahmet Davutoğlu olarak görünüyor. Ayrıca BaĢbakan'ın aklındaki ismin Davutoğlu olduğu konusunda yaygın bir kanaat var. Böyle olunca parmaklar DıĢiĢleri Bakanı'na doğru yöneliyor. Nitekim AK Parti'nin son MKYK toplantısında öne çıkan ismin Davutoğlu olduğu söyleniyor. Ayrıca BaĢbakan'ın, eğer ederse, Davutoğlu tercihinin pek çok mantıklı nedeni var. Davutoğlu donanımı, deneyimi ve duruģuyla 'taģıyıcı siyasi' profiline uygun ve temsil açısından oldukça güçlü bir isim. BaĢbakanlık BaĢdanıĢmanlığı ve ardından DıĢiĢleri Bakanlığı'nın getirdiği deneyim, ülkeyi temsil kabiliyeti, ülke dıģındaki itibarı ve tanınırlılığı çözüm sürecinin aktif parçalarından birisi olması onu aday olarak söz konusu kriterleri yerine getiren pek çok adaydan daha önde tutuyor. Öte yandan Davutoğlu'nun, AK Parti dıģındaki çevrelerin tercih edebileceği isimlerin aksine, AK Parti'nin ideolojik geçmiģini, kimliksel siyasi duruģunu en iyi temsil eden isimlerden birisi olduğu söylenebilir. Batı'ya barıģık duruģ, Ġslami köken ve hassasiyetler, bunları liberal bir tutumla hemhal etme Davutoğlu'nu tanımlayan önemli özellikler arasında. Ancak en önemli husus Ģüphe yok ki, Davutoğlu'nun dıģ politika üzerinden AK Parti kimliğine, ve muhafazakar kesimlerdeki yeni toplumsal psikolojiye, özgüven yükselmesine yaptığı katkıdır. Türkiye, Davutoğlu'nun tanımına ve iģletmesine katkıda bulunduğu politikalarla Cumhuriyet'in önemli tabularından bir tanesini kırdı. Doğu'ya bütün kapıları kapayan, Arap dünyasına bütün kapıları kapayan, edilgin bir Batı aktörü olmakla tatmin olmaya çalıģan dıģ politika eğildi büküldü, Türkiye hem aktif, hem bölgeye eski yaģam alanlarına yeniden kültürel, politik, ekonomik anlamda yönelen bir ülke oldu. Bu politikanın AK Parti'nin önemli sosyolojik girdilerinden birisi olduğunu bilmek gerekir. Davutoğlu bu vasıflarıyla AK Parti'de baģbakanlığa en uygun isimlerden birisidir. Bir tahminde bulunduk, bir ön analiz yaptık... Bekleyelim... Abdullah Gül'ün geleceği Rasim Ozan KÜTAHYALI, Sabah Yeni Türkiye'nin ve AK Parti hareketinin lideri tartıģmasız olarak Recep Tayyip Erdoğan'dır. 27 Ağustos'ta AK Parti Genel BaĢkanı ve BaĢbakan da Ahmet Davutoğlu olacaktır. AK Parti tabanı bu formülü coģkuyla benimsemiģtir. Davanın lideri Erdoğan ve partinin genel baģkanı da Davutoğlu'dur. *** Eğer AK Parti'nin genel baģkanı Erdoğan'ın desteklediği değil de Erdoğan'a karģıt biri olursa AK Parti ortadan kalkar ve yüzde 10'un altına düģer. Çünkü dava ortadan kalkar. 6

7 *** Yeni Genel BaĢkan, Erdoğan'la uyumlu ve koordineli çalıģacak ve aynı zamanda müstakil bir Ģahsiyet olursa yani Ahmet Davutoğlu gibi biri olursa AK Parti Türkiye'yi önümüzdeki 10 yıl daha yönetmeye devam eder. *** Abdullah Gül de Erdoğan'la uyumlu olduğu sürece Türkiye'de önemli bir siyasi aktör olmaya devam edecektir. Gül Ģu an genel baģkanlık ve BaĢbakanlık için teknik olarak yarıģamaz. Çünkü BaĢbakan olacak kiģinin milletvekili olması lazım ama Gül milletvekili değil. *** Sayın Gül yeni kabinede DıĢiĢleri Bakanı olabilir ve Yeni Türkiye'yi destekleyen milyonlar bundan çok mutlu olur. Gül yeni görevinde Türkiye'ye de çok yararlı olur. Fakat Gül'ün CumhurbaĢkanlığından sonra DıĢiĢleri Bakanı olmayı kabul edeceğini zannetmiyorum. KeĢke bizi yanıltsa Abdullah Bey. Makamların önemsiz olduğunu ve maksadın Yeni Türkiye'ye hizmet etmek olduğunu herkese kanıtlasa. *** Türk siyasi hayatında kim Yeni Türkiye'nin eğilimlerine ters davrandıysa tarihin çöplüğüne gitmiģtir. Abdüllatif ġener veerkan Mumcu buna en güzel örnektir. Pensilvanya ise bu modelin en son örneğidir. Yeni Türkiye'nin ruhuna savaģ açan Pensilvanya yerle yeksan olmuģ durumda Ģu an. Pensilvanya gibi dev bir imparatorluğun baģındaki adam bile bugün itibarsız bir konuma düģtü. Abdullah Gül'ün bu yakın geçmiģi çok iyi tahlil edeceğini düģünüyorum. *** Aydın Doğan, Turgay Ciner ve Pensilvanya medyasının desteğiyle hiçbir yere gelinemez. Abdullah Gül Yeni Türkiye çatısı altından ayrılmadıkça Türkiye ve AK Parti için gerekli ve çok önemli bir isimdir. Tek korkumuz Abdullah Gül'ün yanlıģ kiģilerle ve gruplarla ittifaka girerek intihar etme ihtimalidir. Akdoğan: Erdoğan'ın KöĢk'te ayrı kabine kurma düģüncesi yok Murat YETKĠN, Radikal BaĢbakan ve artık seçilmiģ-cumhurbaģkanı Tayyip Erdoğan ın, Ģimdiye dek olanlardan çok farklı bir yönetim tarzını benimseyeceği sır değil. Zaten Erdoğan cumhurbaģkanının Anayasa nın verdiği yetkilerin tamamını kullanacağını aylardır söyleyerek oy istedi ve yüzde 52 ye yakın bir destekle ilk turda seçildi. Önceki akģam, 14 Ağustos, AK Parti nin 13 üncü kuruluģ yıldönümü münasebetiyle verilen davette, 28 Ağustos ta görevi devraldığında benimseyeceği tarza dair iģaretleri de somutlaģtırmaya baģladı. Muhalefetin Çankaya yı boykot etmesi Türkiye de yeni bir Ģey değildir. Ama Erdoğan dedi ki; Davete icabet etmezlerse biz de bir daha davet etmeyiz. Çünkü CumhurbaĢkanı makamının vakarına yakıģmaz. 7

8 Yine aynı davette Yargıtay ın kuruluģ yıldönümü davetine katılıp katılmayacağı sorulduğunda dedi ki; Baro BaĢkanı (Metin Feyzioğlu) katılacaksa ben katılmam. Çünkü DanıĢtay da yaģananları gördünüz. Normalde teamülmüģ Ne teamülü? Yasalarda Türkiye Barolar Birliği BaĢkanı konuģma yapacak diye bir Ģey yok. Bir gece önce AK Parti milletvekilleriyle yaptığı basına kapalı toplantıdan sızan haberlere göre, cumhurbaģkanlığı yetkilerinin bugüne dek tam olarak kullanılmaması, Erdoğan ın da kullanmayacağı anlamına gelmiyor. Ne teamülü? diye sormuģ orada da Erdoğan, bu haberlere göre; Yeni Türkiye nin yeni teamülleri olacak, yeni teamülleri de biz oluģturacağız, 2023 hedefimize de bu Ģekilde varacağız. Asıl tartıģılan ki CumhurbaĢkanı Abdullah Gül ün Nisan ayında yaptığı Bugünkü koģullarda siyaset planı olmadığı çıkıģını da yapmasına neden olan konuydu, bakanlar kurulu toplantılarına baģkanlık etme yetkisi. Tabii sorunun kaynağı 12 Eylül 1980 askeri darbesi ardından hazırlanıp 1982 de oylatılan Anayasa. Anayasa nın sekizinci maddesi dünyada görülmedik Ģekilde yürütme yetkisini CumhurbaĢkanı ve Bakanlar Kurulu arasında bölüyor. Yani, evet, CumhurbaĢkanı yürütmenin de baģı. Ve evet, Anayasa nın 104 üncü maddesi CumhurbaĢkanına gerekli gördüğü hallerde, yani aslında ne zaman isterse, Bakanlar Kurulu nu kendi baģkanlığında toplama yetkisi veriyor. Doğrusu, Erdoğan yeni icat çıkarıyor değil, bu askeri yönetimin icadı; necip Türk milleti de yüzde 92 ile kabul etmiģ. Tabii bütün bu konuģmalar, son birkaç haftada siyaset kulisinde yoğunlaģan bazı iddiaların artık yüksek sesle söylenmeye baģlamasına neden oldu. Bu iddiaları Ģöyle özetlemek mümkün: Erdoğan aslında Türkiye yi KöĢk ten yönetecek. Bu amaçla KöĢk te ikinci bir kabine, danıģmanlardan oluģan bir gölge kabine oluģturacak. Bu ekibin baģına adeta ABD baģkan yardımcısınınkine benzer iģlevle (mesela Binali Yıldırım gibi bir isim) Genel Sekreter olarak gelecek. Asıl kararlar KöĢk te alınıp, fiilen icra sekreterliği iģlevini görecek Bakanlar Kurulu'na iletilecek. Bu yüzden baģbakanın kim olacağı kadar, yeni genel sekreterin kim olacağı da önemli, çünkü gölge baģbakan aslında o olabilir. Bu iddiaların doğru olması, Erdoğan ın ülkeyi (gösterdiği asli hedef olan) Anayasa değiģikliğine gitmeden de fiilen yarı-baģkanlık sistemiyle yönetmesi anlamına geliyor. Ġddiaları, yani Erdoğan ın KöĢk te ikinci bir kabine iģlevinde bir danıģmanlar kurulu kurma planının olup olmadığını, son dönemde öne çıkan siyasi baģdanıģmanı ve Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan a sordum. ĠĢte yanıtları: 8

9 KöĢkte ayrı kabine gibi bir düģünce yok, olamaz da. CumhurbaĢkanlığı nda da danıģmanlar olması doğal. Ama "Ülkeyi bunlar yönetecek, Bakanlar Kurulu göstermelik" gibi bir anlayıģ söz konusu değil. CumhurbaĢkanları Ģimdiye kadar da gerekli gördükleri konularda ilgili bakanları Çankaya ya davet edip görüģmediler mi? Sayın BaĢbakan, CumhurbaĢkanlığında Anayasal ilkelerin dıģına çıkmayacağını zaten ilan etti. Aradaki fark, sisteme gelen yeni parametre, halkın oylarıyla seçilmiģ cumhurbaģkanıdır ve Bakanlar Kurulu ile daha yakın çalıģacağını da defalarca ifade etmiģtir. Anayasaya göre bu cumhurbaģkanı yürütmenin de baģıdır. Bakanlar Kurulu na gerekli gördüğünde baģkanlık da edebilir. Söyleyeceklerini zaten orada söyler. Dolayısıyla KöĢk e gidecek danıģmanlar kadrosunun orada ayrı bir kabineymiģ gibi davranmasına gerek de yok. Bunlar, spekülasyonlarla kaygı pompalama çabası. Tabii bir de 104 üncü maddenin birinci cümlesindeki Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalıģmasını gözetir görevi var cumhurbaģkanının. Yeni Türkiye nin yeni teamüllerinin oluģmasında bir de o unsur var; hep birlikte göreceğiz. AVRUPA GÜNDEMİ Alman istihbaratı Türkiye yi izliyor Ntvmsnbc Alman Der Spiegel dergisi, Almanya istihbaratının 2009'dan beri Türkiye'yi izlediğini öne sürdü. Dergiye göre Alman hükümeti, BND olarak bilinen istihbarat teģkilatına Türkiye'yi izlemesi için 2009'da talimat ve yetki verdi. Alman istihbarat teģkilatından Türkiye'yle ilgili elektronik ve alan istihbaratı dahil her türlü bilgiye ulaģması istendi. AB bu duruma seyirci kalamaz Sabah Avrupa Avrupa Birliği (AB) dıģiģleri bakanları, AB DıĢiĢleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ın çağrısı üzerine Irak ve Rusya gündemiyle Brüksel de olaganüstü toplandı. Toplantıda peģmerge ve Irak güçlerinin silahlandırılmasının yanında insani yardımlar ve IġID in gelir kaynaklarının nasıl kurutulacağı konusunda görüģ alıģveriģinde bulunuldu. Fransa, Ġngiltere, Hollanda, Almanya ve Çek Cumhuriyeti, peģmergelere silah yardımını kararlaģtıran ya da değerlendirmeye baģlayan AB üyeleri arasında bulunuyor. Toplantıda, Rusya nın Ukrayna ya artan müdahale ihtimali de değerlendiridi. 9

10 Yanıcı madde bulundu Sabah Avrupa Berlin nde 40 yıldır ibadete açık olan Mevlana Camisi nde 11 Ağustos Pazartesi günü çıkan yangın sonrası yapılan incelemelerde yanıcı sıvı madde tespit edildiği açıklandı. Berlin kriminal polisi yaptığı inceleme sonrası hazırladığı ön raporda, Yanan camide yanıcı sıvı madde izine rastlandı cümlesine yer verdi. Ukrayna hükumeti, ülkenin doğusunda gıda dağıtımına baģladı Euronews Rusya dan Ukrayna sınırına girerken görüntülenen Rus askeri araçların sırrı henüz çözülememiģken Kiev hükumetinin ülkenin doğu kesimlerine gönderdiği yardım konvoyu bölgeye ulaģtı.sadece Ukrayna nın kontrolü altında olan bölgelere gönderilen onlarca tır dolusu gıda ve hijyen malzemelerinin dağıtımına baģlandı. Fransa'dan Rusya'ya Ukrayna uyarısı Dünya Bülteni Fransa CumhurbaĢkanı François Hollande, Rusya'yı Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı göstermeye çağırdı. II. Dünya SavaĢı'nda Fransa'nın güneyini kurtarmak için düzenlenen Dragoon çıkarmasının yıldönümü etkinliklerinde konuģan Hollande, "Rusya'yı, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı göstermeye çağırıyorum. Ayrıca iki ülke devlet baģkanlarını da çatıģmaların tırmanmaması için gerekli çabaları sarfetmeye davet ediyorum" dedi. Ukrayna Terörle Mücadele Merkezi'nden yapılan açıklamada, Rusya'ya ait tank ve askeri araçların, Donetsk bölgesindeki Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrolündeki sınır kapısı Ġzvarino'dan ülke topraklarına girdiği duyurulmuģtu. Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) ise açıklamanın gerçeği yansıtmadığını bildirmiģti. AB Türkiye ve Ġran'ın kapısını çalıyor Ntvmsnbc Üst düzey bir AB yetkilisi, bugün Brüksel'de Irak için acil toplanacak olan dıģiģleri bakanları toplantısıyla ilgili bilgi verdi. AB yetkilisi, dıģiģleri bakanları toplantısında bölgedeki diğer ülkelerle birlikte Irak için bir tür destek grubunun nasıl oluģturulabileceğinin ele alınacağını söyledi. Yetkili böyle bir grupta Türkiye, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Ürdün, Lübnan ve Ġran'ın yer alabileceğini belirtti. 10

11 AFRİKA GÜNDEMİ Ebola'dan ölenlerin sayısı bin 145 oldu Dünya Bülteni Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Batı Afrika'daki Ebola salgınında ölenlerin sayısının bin 145'e yükseldiğini bildirdi. DSÖ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Ağustos arasında Liberya, Gine, Sierra Leone ve Nijerya'da 152 yeni Ebola vakası tespit edildi ve 76 kiģi hayatını kaybetti. Buna göre, Liberya'da 116 yeni vaka 58 ölüm, Gine'de 9 yeni vaka 3 ölüm, Sierra Leone'de 27 yeni vaka 14 ölüm ve Nijerya'da 1 ölüm görüldü. Böylece, 13 Ağustos'a kadar 2 bin 127 yeni Ebola vakası tespit edilmiģ ve bin 145 kiģi bu hastalık dolayısıyla hayatını kaybetmiģ oldu. Orta Afrika'da Müslüman BaĢbakan görevde Dünya Bülteni Orta Afrika Cumhuriyeti'nin yeni baģbakanı Mehemet Kemun, baģkent Bangui'de düzenlenen törenle görevi teslim aldı. Düzenlenen törenle görevi Kemun'a devreden eski BaĢbakan Andre Nzapayeke yaptığı konuģmada, "Birlikte çalıģtığım tüm bakan arkadaģlarıma teģekkürlerimi sunuyorum. Görevimi terk etme zamanı geldi. Ancak sizi yarı yolda bırakmayacağımı temin ederim" dedi. Kemun'un baģbakanlık için gerekli tüm vasıfları taģıdığını söyleyen Nzapayeke, geçici CumhurbaĢkanı Catherine Samba-Panza'yı yapmıģ olduğu seçimden ötürü kutladığını ifade etti. Yeni BaĢbakan Kemun ise baģbakanlık görevini Nzapayeke gibi bir Ģahsiyetten devralmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Somali'de ġebab'a operasyon Dünya Bülteni Somali'nin baģkenti MogadiĢu'da, Afrika Birliği BarıĢ Gücü ne ait birlikler tarafından yapılan operasyonda en az 14 kiģinin öldüğü açıklandı. BarıĢ gücü ve Somali ordusu birlikleri, Afrika ülkelerinde etkin olan El-ġebab örgütüne yönelik operasyon baģlattı. Retuers'a konuģan kıdemli polis memuru Abdullah Farah, çoğunluğu milis olmak üzere en az 14 kiģinin bu sabah düzenlenen operasyonda öldüğünü açıkladı. Bu sabah havan mermisiyle uyandığını belirten Ahmed Hüseyin isimli bir MogadiĢu sakini, El ġebab birliklerinin, Afrika Birliği saldırısının ardından geri çekildiğini söyledi. Hüseyin, "Ölü sayısının artacağından emin olduğunu" ifade ediyor. 11

12 AMERİKA İNGİLTERE GÜNDEMİ Amerika'da polis askerleģiyor mu? CNN Türk 18 yaģındaki Michael Brown isimli genç Cumartesi günü siyahların yaģadığı Ferguson semtinde polis kurģunuyla öldürüldü. Olayları takip eden 2 gazeteci gözaltına alındı. ABD'nin St.Louis kentine bağlı Ferguson kasabasında olaylar durulmuyor. Bu olayların içinde konuģulan bir konu var; polisin orduya sağladığı ekipman. ABD Savunma Lojistiği Ajansı, ülkedeki polislere askeri donanım sağlıyor. Bu ekipmanların içinde Afganistan ve Irak operasyonlarında kullanılan zırhlı araçlar ve otomatik tüfekler de var. ABD polisine 8 sene içinde 453 zırhlı araç, 44 bin 900 gece görüģlü dürbün, 533 uçak ve helikopter, yaklaģık 94 bin silah verilmiģ. Polise ordudan verilen ekipmanın sadece 2013 yılındaki değeri, 449 milyon dolar. Ferguson, yüzde 67'si siyahi olan bir kasaba. Ferguson halkı, polisin bu kadar etkili silahlara sahip olmasından ve caddelerinde savaģlarda kullanılan zırhlı araçların dolaģmasından dolayı oldukça tedirgin günler yaģıyor. Missouri'de gergin gece olaysız geçti Dünya Bülteni ABD'nin Missouri eyaletinin St.Louis kentinde silahsız siyahi bir gencin polis tarafından öldürülmesi üzerine Ģiddet olaylarının meydana geldiği Ferguson semtinde yaģanan olaysız gece, yetkilileri memnun etti. ABD BaĢkanı Barack Obama nın tatili sırasında basın toplantısı düzenleyerek halkı sükunete çağırması, Adalet Bakanlığı'nın polisin aģırı davrandığını kabul etmesi ve olaylara müdahale taktiklerinin değiģtirilmesiyle Ferguson sokakları sakinleģmeye baģladı. Polis ile göstericiler arasında çatıģmaların yaģandığı, polisin kullandığı plastik mermi ve gaz bombaları nedeniyle çok sayıda kiģinin yaralandığı, birçok iģyeri ve dükkanın yağmalandığı semtte geçen gergin ama olaysız gece özellikle bölgede kontrolü ele alan Missouri Eyalet Polisini umutlandırdı. ABD: Rusya Ukrayna'da istikrarı bozuyor Dünya Bülteni Beyaz Saray, Rusya'yı Ukrayna'da "aģırı derecede tehlikeli ve provokatif" Ģekilde istikrarı bozucu faaliyetlerini artırmakla suçladı, ancak Rus askeri araçlarının Ukrayna sınırını geçtiği yönündeki haberleri doğrulamadı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Caitlin Hayden, yaptığı yazılı açıklamada, sınırı geçen Rus güçlerine ait araçların çoğu kısmının Ukrayna güçlerince etkisiz hale getirildiği yönündeki haberlerle ilgili daha fazla bilgi toplama faaliyetlerinin sürdüğünü, Ģu anda bu haberleri teyit edebilecek bir pozisyonda olmadıklarını belirtti. 12

13 Rus Büyükelçi, Ġngiltere DıĢiĢleri Bakanlığına çağrıldı Trt Haber Ġngiltere DıĢiĢleri Bakanlığı, Rusya'nın Ukrayna'da askeri müdahalede bulunduğu iddialarına iliģkin bilgi almak üzere Rusya'nın Londra'daki Büyükelçisini bakanlığa çağırdı. Ġngiltere DıĢiĢleri Bakanlığı (FCO) tarafından yapılan açıklamada, Rusya'nın Londra Büyükelçisi Alexander Yakovenko Ġngiliz DıĢiĢleri Bakanlığına bilgilendirme amaçlı davet edildiğini belirtildi. Belçika'nın baģkenti Brüksel'de bugün düzenlenen Avrupa Birliği dıģiģleri bakanları toplantısında konuģan Ġngiltere DıĢiĢleri Bakanı Philip Hammond, "Rus askeri araçlarının bu sabah erken saatlerde Ukrayna'ya girdiği" yönündeki haberlerin endiģe verici olduğunu belirterek "Doğu Ukrayna'da herhangi bir Rus askeri aracı varsa derhal geri çekilmeli ya da bunun çok ciddi sonuçları olur" Ģeklinde konuģmuģtu. Ġngiltere'den Irak'a "hız verin" çağrısı! Vatan Ġngiltere DıĢiĢleri Bakanı Philip Hammond, Nuri el- Maliki'nin görevden çekilme kararını memnuniyetle karģıladıklarını belirterek, Irak'ta "hızlıca kapsayıcı bir hükümet kurulması" çağrısı yaptı. Ġngiltere DıĢiĢleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Avrupa Birliği ülkeleri dıģiģleri bakanlarının katıldığı Brüksel'deki DıĢ ĠliĢkiler Konseyi toplantısından önce Irak'taki geliģmeleri değerlendiren Hammond, Maliki'nin baģbakanlık görevinden çekilmesine iliģkin, "Bu, Irak için son derece önemli bir adım. Kendisini açıkça Irak'ın ulusal çıkarları doğrultusunda hareket ettiği için kutluyorum" ifadesini kullandı. ASYA- PASİFİK GÜNDEMİ Pakistan da hükumet karģıtı gösteriler Euronews Pakistan da hükumetin istifası için bir dizi eylem baģlatan Pakistan Adalet Hareketi (PTI) ile Pakistan Halk Hareketi ne (PAT) ait konvoylar baģkent Ġslamabad a ulaģtı. 14 Ağustos ta Lahor dan yola çıkan konvoylar baģkentte partililer tarafından karģılandı. Taraftarlarına seslenenpat lideri Ġmran Han, eylemlerine bugün baģlayacaklarını belirterek, BaĢbakan Navaz ġerif ten taleplerini kabul etmesini istedi. 13

14 Her iki parti destekçileri de talepleri kabul edilmeden meydanı terk etmeyeceklerini söyledi: Zafer kazanana kadar burada oturmaya devam edeceğiz. Zaferden sonra herkes evine dönecek. Bizim liderimiz çıkacak ve zafer ilan edecek ardından bir zafer konuģması yapacak. Ondan sonra biz de evlerimize döneceğiz. Duygusal olarak iģte bu kadar yoğunuz. ABD hava saldırısında Afgan polisler öldü Dünya Bülteni Afganistan'ın Pervan kentinde ABD güçleri tarafından düzenlenen hava saldırısında, 3 Afgan polisi hayatını kaybetti. Pervan Valiliği Sözcüsü Wahid Sediki yaptığı açıklamada, ABD güçlerinin sağlık malzemesi yardımı için Pervan kentinin Görbend ilçesine gittiğini belirterek, "ABD hava kuvvetleri, yardım için giden personelin güvenliğini sağlıyordu, havadakiler bir dağda yerel polisin karakolunu gördü, onların Taliban olduğunu düģünerek roket ateģi yaptı" dedi. Papa Francisco'ya Güney Kore'de büyük ilgi Deutsche Welle Katolik dünyasının ruhanî lideri Papa Francisco, Güney Kore gezisinin ikinci gününde baģkent Seul'ün 140 kilometre güneyindeki Daejeon kentinde, Hz. Meryem'in göğe kabulü yortusu vesilesiyle düzenlenen ayini yönetti yılında düzenlenen Dünya Kupası maçlarının oynandığı stadyumda yapılan açık hava ayinine on binlerce Katolik katıldı. "Viva Papa" diye sevgi gösterileriyle karģılanan Papa Francisco, kendisine uzatılan çocukları kutsadı. Yer bulamayanlar için stadyum dıģına dev ekranlar kuruldu. ORTADOĞU GÜNDEMİ IġĠD'e hava saldırısı: 11 ölü Trt Haber Irak'ın kuzeyindeki Musul Barajı'nda bulunan, Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) öncülüğündeki silahlı grupların mevzilerine, ABD'ye ait insansız hava araçları tarafından düzenlenen saldırıda 11 kiģi öldü, 9 kiģi yaralandı. Musul'daki Cumhuriyet Hastanesi'nde görevli Dr. Velid Casim, "ABD'nin kentin 50 kilometre kuzeyindeki Musul Barajı'nda bulunan Irak ġam Ġslam Devleti (IġĠD) örgütü mevkilerine düzenlediği hava saldırısında 11 IġĠD militanı öldü, 9 IġĠD militanı da yaralandı" dedi. IġĠD öncülüğündeki silahlı grupların geçen Haziran ayında Musul ve bazı bölgelerde kontrolü ele geçirmesinin ardından ülkenin kuzey ve batı kentlerinde güvenlik problemleri yaģanıyor. 14

15 Gazze de çocukların korkulu rüyası Ġsrail Euronews Ġsrail in bir ay boyunca Gazze ye bomba yağdırması, ardında büyük bir enkaz bıraktı. O yıkıntıların arasından kurtulan çocuklar ise terapistler yardımıyla normal hayata dönmeye çalıģıyor: Çocuklarda uyku bozukluğu sorunu var. Onların gece yalnız uyuması kolay değil. Çoğu kabus görerek uyanıyor. Ailelerinden ayrı kalamıyorlar. Bugün sekiz yaģındaki çocuklar 2006 dan bu yana üçüncü büyük Ġsrail operasyonuyla karģı karģıya. Son saldırıda yaklaģık 2 bin kiģi hayatını kaybetti. Onlardan yaklaģık 500 ü çocuk. Bombardımanda ailesini kaybeden çocuklar için ise hayata tekrar tutunmak oldukça zor. Zira onlar küçük yaģta savaģın kanlı yüzüne ve yıkımına Ģahit oldu. PKK ile ABD ilk kez aynı karede Dünya Bülteni Irak ta IġĠD e karģı savaģan PYD, PKK/KCK nın askeri kolu HPG ile bölgeye operasyon düzenleyen Amerikan özel kuvvetlerinin ilk kez bir arada görüntülendi. Vatan Gazetesi'nde RuĢen Çakır'ın köģesinde yer verdiği fotoğraf için, "Bunun PKK nın bölgesel güç olma konumunu koruyup güçlendirmek açısından bir fırsat olduğu" yorumu yapıldı. Çakır, "ġengal Dağı ndan bir fotoğraf ve Batı da değiģen PKK algısı" baģlıklı yazısında yer verdiği fotoğrafla ilgili Ģu yorumu yaptı. Gazze'de hayatını kaybedenlerin sayısı 1980'e yükseldi Anadolu Ajans Ġsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısının bin 980'e, yaralananların 10 bin 196'ya yükseldiği bildirildi. Gazze'de görevini fiilen sürdüren eski Filistin Hükümeti Sağlık Bakanlığı Sözcüsü EĢref El-Kudra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, " Gazze ġeridi'ne yönelikġsrail saldırılarının kurbanları artmaya devam ediyor. Yaralanan bazı kiģilerin hayatlarını kaybetmesi sonucu, saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısı bin 980'e yükseldi" diyen Kudra, Ģöyle devam etti: "Aileler, saldırı esnasında Ģehitlerini göndermeyle uğraģırken, yaralıların hastanelerde hayatlarını kaybetmesi sonucu kimliklerine ulaģmada zorluk yaģandı. Bundan dolayı, bazılarının kimliği ateģkes esnasında tespit edilebildi." Hayatını kaybeden Filistinlilerden 470'inin çocuk, 343'ünün kadın, 88'inin yaģlı ve 1'inin de Ġtalyan gazeteci olduğunu ifade eden Kudra, yaralılardan 3 bin 84'ünün çocuk, bin 970'inin kadın ve 368'inin ise yaģlı olduğunu kaydetti. 15

16 Orta Doğu bölgesel iç savaģı mezhep savaģı mı? Ümit ÖZDAĞ,Yeni Çağ Sınırlarımızın hemen güneyinde yaģanan Irak veya Suriye iç savaģları değildir. Sınırlarımızın güneyinde iki seneden bu yana Irak-Suriye ve Lübnan ı kapsayan, Ürdün her an içine çekebilecek olan Orta Doğu bölgesel iç savaģıdır. Bu Akdeniz in kenarında ancak Mezopotamya ya kadar uzanan alanı kapsayan bir AfganistanlaĢma sürecinin yaģanması anlamına gelmektedir. Orta Doğu bölgesel iç savaģının bir Sünni-ġii iç savaģı olduğunu ileri süren bazı Batılı analizciler, bu savaģı arasında Avrupa da Katoliklerle Protestanlar arasında gerçekleģen 30 Yıl SavaĢları na benzeterek yeni 30 yıl savaģları diye nitelendirmektedirler. Orta Doğu bölgesel iç savaģı ile ilgili yapılması gereken ilk tespit bu savaģın bir Sünni-ġii savaģı değil, bir Selefi-ġii savaģı olduğudur. YaĢanan savaģın bir Selefi-ġii savaģı olduğunu tespitini yapan Prof. Dr. Hilmi Demir, Selefi tavrın ana dinamiğini dini anlamada te vil e (yoruma ve akli çıkarıma) karģı olması oluģturur. Daha çok Ehl-i Rey dediğimiz Ebu Hanife tarafından temsil edilen dini nasların anlaģılmasında yorumu ve uygulamayı dikkate alan anlayıģa karģı olarak ortaya çıkmıģtır. Bu tavrın bir ekol olarak adı ise Hicri IV. asırda bir kelam alimi olan mezhepleri ve grupları tasnif eden bir eser kaleme alan EĢ ari tarafından Ashabu l-hadis olarak kayıtlara geçirilmiģtir. demektedir. Prof. Demir bu süreci Ģöyle anlatmaktadır: Vehhabi isyanı Ģeklinde doğan bu kalkıģma Sünniliği tasfiye ederek Ġslam ın hicri II. Asrında doğan Selef yöntemini benimsediğini ilan etti. Ama aslında Hanbeliliğe dayanıyordu. Vehhabilik, Ġslam ın ilk döneminde Hz. Ali ile Muaviye arasındaki kavgayı yeniden dirilterek Muaviye nin ġam Emevi Devletini diriltmeyi kendisine hedef yaptı de Kerbela yı basarak ġii hacıları kılıçtan geçirdiler ve kadınlarla çocukları esir ettiler. Mezhep olarak ise Hanbelîliğe yaslandılar. Osmanlı uleması bu mezhebi Sünniliğin dıģında görerek, ona kurucusundan dolayı Vehhabilik adını verdi. Vehhabiler, Peygamber sonrasındaki üç nesil sonrası (Peygamberi görenler yani Sahabe; Sahabeyi görenler yani Tâbiûn; Tâbiûnu görenler yani Teba-i Tâbiûn) yaģanan ve ortaya çıkan tüm mezhep ve geleneği Ġslam dan uzaklaģma olarak ilan ettiler. Emevi devletini tek ve gerçek Ġslam devleti kabul ettiler. Osmanlı da dahil bu üç nesil sonrası tüm geleneği sapma ve bid at olarak tanımlayarak reddettiler. Hatta mevlid, kandil, türbe, gibi uygulamaları Ģirk, metafizik, tasavvuf, kelam gibi ilimleri de küfür saydılar. Bugün adına Selefilik dediğimiz mezhep böyle doğdu ve kendine Suud devletiyle bir kimlik edindi. Selefilik bu kimliği ile Hanbelilik ile olan tarihsel ve zayıf iliģkisine rağmen Sünni anlayıģtan çok farklı bir temele oturmaktadır. Prof. Dr. Demir, Selefiliğin Sünnilik olduğunu iddia etmek oldukça zordur. Selefiliğin Sünniliği kabul etmesi, içinde Matüridilik olduğu sürece imkânsızdır demektedir. Yine H. Demir e dönersek, Sünniliğin Selefilikten ne kadar farklı bir anlayıģı temsil ettiği anlaģılmaktadır. Hicri III. Yüzyıla kadar Ġslam dünyasında bildiğimiz anlamda bir mezhepleģme olmamakla birlikte iki farklılaģma dikkate çarpar. Bunlardan biri Ehl-i Rey diğeri de Ehl-i Hadis veya Ehl-i Sünnet ve ne kadar ilginçtir ki bunlar ilk anda birbirine rakip olarak konumlanmıģlardır. Bu dönemde kurulan Emeviler ve Abbasiler ise devlet kurumları ve hukuk sisteminde Ehl-i Rey i ve dolayısıyla Hanefiliği merkeze taģımıģlardır. Ancak vahim olan husus, Selefiliğin Sünniliğin içini dolduracak Ģekilde geliģmesidir. Demir, Müslümanlar için Fıkhi mezheplerin yani Hanefilik, ġafilik, Hanbelilik ve Malikiliğin rolü yalnızca ibadet alanları ile sınırlanırken, gündelik ve siyasal yaģamda Selefilik belirleyici olmaktadır, demektedir. 16

17 Peki, bu süreçte Türkiye nerededir? Prof. Dr. Demir Ģu cevabı vermektedir: Hem Selefilik hem de ġiilik, devletler tarafından temsil edilirken Türkiye sözüm ona mezhepler üstü takılarak, çoktandır Selefiliğe eklemlenmiģ durumdadır. Bu savaģta düģman kimlikler olarak ġiilik ve Selefilik sürekli taraftar ve alan kazanmakta ama Hanefilik sürekli kaybetmektedir. Türkiye sözde mezhepçilik yapmazken aslında mezheplerin çoğulculuğunu yok eden Selefiliğe sonuna kadar destek vermektedir. Geleneksel anlamda Sünnilik bin bir çiçekle bezenmiģ bir bahçe iken Selefilikle bu bahçe adeta çölleģtirilmektedir. Türkiye kendi bahçesini kurutan bir bahçıvana benzemektedir. 17