MEDULLA SPĠNALĠS YARALANMASI SONRASI NÖROPATĠK AĞRI DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "MEDULLA SPĠNALĠS YARALANMASI SONRASI NÖROPATĠK AĞRI DEĞERLENDĠRĠLMESĠ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ĠSTANBUL FĠZĠK TEDAVĠ REHABĠLĠTASYON EĞĠTĠM ve ARAġTIRMA HASTANESĠ 1. KLĠNĠK MEDULLA SPĠNALĠS YARALANMASI SONRASI NÖROPATĠK AĞRI DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Dr. FERĠDE SAVAġ UZMANLIK TEZİ Tez DanıĢmanı Doç. Dr. BELGĠN ERHAN 1.Klinik ġefi Ġstanbul

2 ÖNSÖZ Uzmanlık eğitimim süresince bilgi ve deneyimlerini, tez çalışmamda yardımlarını esirgemeyen değerli hocam, klinik şefim Sn. Doç. Dr.Belgin ERHAN a teşekkür ederim. İlgi ve desteklerinden dolayı klinik şef muavinlerimiz Sn. Uzm. Dr. Berrin GÜNDÜZ ve Uzm. Dr. Ayşe Nur BARDAK a, eğitimime katkılarından dolayı 2. klinik şefi Sn. Doç. Dr. Nurdan PAKER e ve Başhekimimiz, 3. klinik şefi Sn. Doç. Dr. Kadriye ÖNEŞ e, klinik tecrübelerinden her zaman faydalandığım Sn. Uzm. Dr. Mustafa YELKOVAN ve hastanemizin tüm uzman hekimlerine, birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum asistan arkadaşlarıma ve yardımlarından dolayı hastanemiz hemşire ve personellerine, tezimin istatistik analizlerini yapan Uzm. Dr. Ebru YILMAZ YALÇINKAYA ya, tez çalışmamda ve her anımda varlıklarını yanımda hissettiğim dostlarım Dr. Seçil HINCAL ÜSTÜNEL ve Dr. BoraAKYÜREK e, hayatımın her aşamasında bana destek olan sevgili aileme ve tabii ki asistanlığım süresince göstermiş olduğu destek ve özveriden dolayı sevgili eşim Ceyhun SAVAŞ a ve biricik yavrularım SEYHUN ve GÜLİZ e SONSUZ TEŞEKKÜRLER 2

3 ĠÇĠNDEKĠLER SAYFA ÖZET.. 4 SUMMARY.. 6 GĠRĠġ VE AMAÇ. 8 GENEL BĠLGĠLER.. 9 GEREÇ VE YÖNTEM. 37 BULGULAR.. 40 TARTIġMA SONUÇ KAYNAKLAR.. 57 EK EK EK EK EK

4 ÖZET MSY sonrası en büyük kayıp kişinin hareket fonksiyonunun kaybı olmakla birlikte, yaralanma sonrası meydana gelen ve pek çok fonksiyonu etkileyen komplikasyonlardan birisi de nöropatik ağrıdır. Nöroptaik ağrı, MSY sonrası hastaların büyük bir çoğunluğunda değişik derecelerde görülebilen ve her hastada değişik etkiler yapabilen tedavisi en zor problemlerden biridir Bizim çalışmamızın amacı; MSY li hastalarda nöropatik ağrı sıklığını tespit etmek, bu hastalarda nöropatik ağrının klinik ve demografik özelliklerle ilişkisini, ağrının yaşam kalitesi ve depresyon üzerine etkisini incelemektir. Temmuz Mayıs 2009 tarihleri arasında İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatarak tedavi gören ve spinal kord kontrol polikliniğinde takip edilen MSY li 220 hasta değerlendirilmeye alındı. Hastaların genel fizik muayenesi, nörolojik muayenesi ve ağrı sorgulaması yapıldı. Hastaların demografik özellikleri, yaralanma tarihi, etyolojisi, hastalık süreleri, komplikasyonları kaydedildi. Hastaların nörolojik seviyesi için 2002 ASIA skalası kullanıldı. Hastaların duyu ve motor seviyeleri kaydedildi. Hastaların spastisitesi Modifiye Ashworth skalası, fonksiyonel ambulasyon seviyesi WISCI ve fonksiyonel bağımsızlık düzeyleri FIM ile değerlendirildi. Hastaların yaşam kalitesini değerlendirmek amacıyla SF- 36, depresyon düzeyini ve şiddettini değerlendirmek için Beck Depresyon Ölçeği kullanıldı. Nöropatik ağrı düzeyi ve şiddeti için VAS ve LANSS kullanıldı. Çalışmaya alınan hastaların %46.3 ünde nöropatik ağrı mevcut iken. %53.7 hastada nöropatik ağrı yoktu. Nöropatik ağrılı grup ile ağrısız grup arasında yaş, cinsiyet ve medeni durum açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. İki grup karşılaştırıldığında, eğitim seviyeleri arasında anlamlı fark yoktu. Ağrılı ve ağrısız gruptaki hastalar arasında; median hastalık süresi ve etyolojik faktörler (travmatik, nontravmatik olarak) açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Gruplar karşılaştırıldığında nörolojik seviye, kompletlik durunu ve spastisite varlığı açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark yoktu 4

5 Her iki grup arasında komplikasyon varlığı açısından anlamlı fark bulunmadı. Her iki grup arasında BECK depresyon skoru ve SF -36 skorunun tüm parametreleri karşılaştırıldığında ağrılı grupta depresyon skoru daha yüksek iken, SF-36 nın tüm parametreleri daha düşük bulundu, bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı idi. Hastaların fonksiyonel ambulasyon seviyeleri (WISCI) ve FIM skorları karşılaştırıldığında her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Ağrılı grupta yaş ile hastlık şiddeti ve BECK depresyon skorları arasında pozitif yönde birkorelasyon mevcut idi. Sonuç olarak; nöropatik ağrı MSY sonrası sık görülen, hastaların yaşam kalitesini ve psikolojik durumunu etkileyen önemli bir komplikasyondur. 5

6 SUMMARY Although the greatest loss in a person is motional functional loss after SCI, neuropatic pain is one of the complications which occurs after the injury and effect several functions. neuropatic pain is one of the most difficult problems which has seen among the majority of the patients in different degrees after SCI. The purpose of our study is to detect the frequency of neuropatic pain among the SCI patients, to examine the relationship of the neuropatic pain between the clinical and demografical properties in these patients, and the effects of the pain on quality of life and depression. Between July 2008 and May 2009, 220 inpatients have been evaluated who have treated at Istanbul Physical Treatment and Rehabilitatiton and Research Hospital and followed at Spinal Cord Policlinics. General physical examination, neurologic examination ve pain questionaire of the patients have been performed. Demographic properties, date of injuries, etiology and the period of the disease and the complications have been recorded ASIA scale has been used for the neurologic level of the patients. Spasticity of the patients have been assessed by Modified Ashworth Scale, the functional ambulation levels of the patients have been assesed by WISCI and the functional independency levels of the patients have been assessed by FIM. SF-36 has been used to evaluate the quality life of the patients while Beck Depression Scale has been used to evaluate the level and the intensity of the depression. VAS and LANSS have been used for the level and the intensity of the neuropatic pain. While the 46,3 % of the patients those were included in the study have neuropatic pain, in the 53,7 % of the patients neuropatic pain haven t been occured. When the two groups who have pain and who have no pain compared significant differences couldn t be found according to their age, sex and marital status between these two groups. Also there haven t been significant differences in educatioanl level when these two groups have compared. There have not detected any significant differences in terms of median disease period and etiologic factors ( as traumatic, non-traumatic) between two groups. 6

7 There haven t been any significant difference statistically in terms of neurologic level, status of completeness and the existence of spasticity when these two groups have been compared. There haven t been any significant difference in terms of the existence of complications between the two groups. When the BECK depression score and the all parametres of the SF-36 scores have been compared between these two groups while the depression score is higher in the group which has pain, all parametres of SF-36 have been found lower in this group. This result was statistically meaningful. When the Functional Ambulation Levels ( WISCI ) and FIM scores of the patients have been compared there haven t found any significant differences statistically between the two groups In the group which has pain there have been a positive correlation between the age and intensity of the disease and the BECK depresion scores. Consequently, Neuropatic Pain is an important complication which has occured frequently after SCI and effects the quality of life and psychological status of the patients. 7

8 GĠRĠġ ve AMAÇ Medulla spinalis yaralanmalı (MSY) kişilerin tedavilerindeki gelişmeler, yaşam kalitesini ve süresini arttırmıştır (1). MSY sonrası en büyük kayıp kişinin hareket fonksiyonunun kaybı olmakla birlikte, yaralanma sonrası meydana gelen ve pek çok fonksiyonu etkileyen komplikasyonlardan biri de nöropatik ağrıdır. Yaralanmadan hemen sonra ya da aylar ve yıllar içerisinde etyolojileri ve klinik tabloları farklı çeşitli tipte ağrılar ortaya çıkabilmektedir. Ancak bu olgularda görülen ağrı tiplerinin sınıflaması ve prevalansı konusunda araştırmacılar arasında fikir birliği bulunmamaktadır (1). Özellikle nöropatik ağrı, hastanın fonksiyonel ve kondisyonel kapasitesini sınırlayan, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Son literatürlerde nöropatik ağrının; medulla spinaliste meydana gelen anatomik ve humoral değişikliklerin bir kombinasyonu olabileceği ileri sürülmüş olup, periferik ve santral sinir sisteminin bir lezyon ve hastalığı sonucu oluşan patolojik hastalık olarak tanımlanmaktadır (2). Nöroptaik ağrı, MSY sonrası hastaların büyük bir çoğunluğunda değişik derecelerde görülebilen ve her hastada değişik etkiler yapabilen tedavisi en zor problemlerden biridir. Nöropatik ağrı, duygudurum değişiklikleri, anksiyete ve uyku bozukluğu yapabilir ve bu bozukluklar ağrının algılanmasında farklılıklar gösterebilir. Uyku bozukluğu ve depresyon günlük yaşam aktivitelerine katılımı etkileyebilir ve mobilite kaybının ötesinde kişinin rehabilitasyona katılım ve işe dönme kapasitesini azalatarak disabiliteye katkı sağlar (3). MSY de ağrı ve zayıf fiziksel, psikolojik ve sosyal işlevsellik arasında güçlü ilişkiyi göstermek için çok sayıda çalışma bulunmaktadır (3). Bizim çalışmamızın amacı; MSY li hastalarda nöropatik ağrı sıklığını tespit etmek, bu hastalarda nöropatik ağrının klinik ve demografik özelliklerle ilişkisini, ağrının yaşam kalitesi ve depresyon üzerine etkisini incelemektir. 8

9 GENEL BĠLGĠLER OMURĠLĠK ANATOMĠSĠ Omurilik vertebral kanalın üst 2/3 ünü kaplayan bir santral sinir sistemi parçasıdır (4). Atlas ın üst kenarından başlar ve L1 vertebranın alt sınırı veya L2 nin üst kenar sınırına kadar uzanır. Üst kısımda beyinle devamlılığı vardır, altta ise konus medullaris olarak sonlanır. Konus medullaris apeksinden ince bir filaman olan filum terminale koksiksin ilk kısmına kadar uzanır. Omurilik koruyucu membranla örtülüdür; dıştan içe doğru dura, araknoid ve pia olarak adlandırılır (4). Medulla spinalisten 31 çift sinir çıkar ve her birinin dorsal (posterior ) ve ventral ( anterior) kökleri vardır. Medulla spinalisin sinir çiftleri 8 servikal, 12 torasik, 5 lumbar, 5 sakral, 1 koksigeal şeklinde sınıflandırılır. Omurilik silindirik şekilde olmasına rağmen, brakiyal pleksus ve lumbosakral pleksusun oluştuğu bölgelerde servikal (C3-T3 arasında) ve lomber (T10-L2 arasında) genişlemeler mevcuttur. Omurilik vertebral arterin dalları olan anterior spinal arter, posterior spinal arterler ve her segmentten intervertebral foramenden giren radiküler arterlerden beslenir. MSY hem bireysel hem de toplumsal boyutları olan ve birçok fiziksel, psikososyal ve ekonomik sorunları beraberinde getiren ciddi bir klinik tablodur. MSY, travma ya da travma dışı pek çok nedene bağlı olarak gelişen spinal kordun veya spinal korddan çıkan sinir köklerinin spinal kanal içindeki hasarlanmasıdır (5). MSY, yüzyıllardan beri hastayı kısa sürede ölüme götüren bir hastalık olarak bilinirken, 1930 lardan sonra erken rehabilitasyon yaklaşımlarındaki gelişmeler sonucunda yaşam süresi uzamıştır. Günümüzde MSY olan pek çok hastanın sadece hayatta kalması değil, aynı zamanda üretken ve toplumsal bir yaşam sürmesi sağlanabilmektedir (6). Travmatik MSY insidansı ABD de milyonda olarak bildirilmiştir. Her yıl ortalama yeni olgu eklenmektedir. Türkiye deki prevalans çalışmalarında ise bu oran milyonda 12.7 olarak bildirilmiştir (6).Yaralanma esnasında ortalama yaş 31,8 olup hastaların yaklaşık %59 u 30 yaş altındadır. MSY si olan hastaların yaklaşık %60 ı çalışan kişilerdir. Kadın erkek oranı 1:4 tür (6,7). 9

10 Etyolojik nedenler arasında en sık karşılaşılanlar görülme sıklığına göre, motorlu araç kazaları (%36-48), şiddet olayları (%5-29), düşmeler (%17-21), spor ve eğlence aktiviteleri (%7-16) dir. Türkiye de 2000 yılında yayınlanan epidemiyolojik verilere göre, trafik kazaları (%48,8), düşmeler (%36,5), bıçaklanma (%3,3), ateşli silah yaralanmaları (%1,9) ve suya dalış (%1,2) olarak bildirilmiştir ve hastaların %32,2 si tetraplejik, %67,8 i paraplejiktir. Bunları %21,5 le inkomplet parapleji, %18,6 ile komplet tetrapleji, %0,7 ile defisiti olmayan hasta grubu takip etmektedir (7,8). MSY sonrası spinal kordda oluşan sekonder yaralanma sonucu spinal şok tablosu gelişir. Spinal şok; MSY sonrası deprese olmuş kaudal spinal refleks, paralizi ve flaksiteyi içeren somatik motor, duysal ve sempatik otonomik fonksiyonun kaybı ile karakterizedir. Spinal kord yaralanması ne kadar fazla ve seviye ne kadar yüksek ise spinal şok süresi de o kadar uzundur (6). MSY li hastayı değerlendirmede American Spinal Injury Association (ASIA) tarafından tanımlanan standart nörolojik muayene kullanılır (7). Nörolojik muayene, duyusal ve motor muayene olmak üzere iki temel bileşenden oluşur. Duyu muayenesi için, iğne ve hafif dokunma ile test edilen, vücudun her iki yarısında yer alan 28 anahtar dermatom vardır. 3 puanlı skala (0-2 aralığında) kullanılır. Derin anal duyu için rektal muayene yapılır (Tablo 3). Motor muayene bilateral 10 anahtar kasın kuvvetini derecelendirmeyi içerir. Beş üst ekstremitede (C5-T1 miyotomları) ve 5 alt ekstremitede (L2-S1) olmak üzere 10 anahtar kas grubu bilateral olarak değerlendirilir. Motor muayene hasta sırt üstü yatar pozisyonda iken yapılır ve 0 ile 5 derece arasında skorlanır (Tablo 2), (6,9,10). ASIA tarafından tanımlanan terimler ve ASIA sınıflandırması (6): Komplet hasar: En alt sakral segmentlerde motor ve duysal fonksiyon yokluğu olarak tanımlanır (Tablo1). Ġnkomplet hasar: En alt sakral segmentleri içermek üzere nörolojik seviyenin altında motor ve/veya duyusal fonksiyonun korunması olarak tanımlanır (Tablo1). 10

11 Motor seviye: Kendisinin üzerindeki anahtar kasların normal olarak (5/5) derecelendirildiği, en azından 3/5 değerindeki en kaudal anahtar kasın ait olduğu seviyedir. Duyusal seviye: Vücudun her iki tarafında iğne ve hafif dokunma duyusunun normal olduğu en kaudal seviyedir. Nörolojik seviye: Vücudun her iki tarafında normal motor ve duyusal fonksiyona sahip olan en kaudal seviyedir. Anahtar kası olmayan segmentlerde (C4 ve üzerini içeren yüksek servikal seviyeler, T12-L1 torakal seviyeler, S2-S5 sakral seviyeler) hem motor, hem nörolojik seviye duysal seviye ile belirlenir. Kemik seviye: Radyolojik incelemede en fazla hasarlanmış vertebra seviyesidir. Parsiyel KorunmuĢ Alan: Komplet yaralanmalar için kullanılan bir terimdir. Nörolojik seviyenin altında kısmen innerve dermatom ve/veya miyotomları ifade eder. 11

12 Tablo 1: ASIA Bozukluk Skalası (9) AIS Grade SKL Tanım A Komplet Sakral segmentlerde (S4,5) motor ve duyusal fonksiyon korunmamıştır. B İnkomplet Nörolojik seviyenin altında motor fonksiyon yoktur, duyusal fonksiyon devam eder ve sakral segmentlere (S4-5) kadar uzanır. C İnkomplet Sakral segmentlerde (S4,5) motor ve duyusal fonksiyon korunmuştur. İstemli anal kontraksiyon ve/veya motor seviyenin altında anahtar kasların yarısından fazlasında kas gücünün 3/5 in altında olmasıdır. D İnkomplet Sakral segmentlerde (S4,5) motor ve duyusal fonksiyon korunmuştur. Anahtar kasların en az yarısından fazlasında 3/5 kas gücü ve üzerinde olmasıdır. E Normal Motor ve duyusal fonksiyon normaldir. Tablo 2: Motor Indeks (6) Grade Tanım 0 Tam paralizi 1 Palpabl veya gözle görülebilen kontraksiyon 2 Aktif hareket, EHA, yerçekimi elimine edilmiş 3 Aktif hareket, tam EHA, yerçekimine karşı 4 Aktif hareket, tam EHA, yerçekimine karşı ve biraz direnç sağlanmış 5 Aktif hareket, tam EHA, yerçekimine karşı ve normal direnç sağlanmış 12

13 Tablo 3: Duyusal Fonksiyonlar Grade Tanım 0 Yok 1 Bozuk 2 Normal MSY SONRASI GÖRÜLEBĠLEN KLĠNĠK SENDROMLAR Santral Kord Sendromu: Medulla spinalisin servikal bölgede direkt mekanik kompresyon altında kaldığı durumlarda gelişebilir. Motor kayıp bacaklardan çok kollarda belirgindir (6). Brown-Sequard Sendromu: Sıklıkla servikal kordun kesici alet yaralanmalarında gözlenir. Medulla spinalisin lateral yarısı yaralanmıştır. İpsilateral tarafta motor ve propriyoseptif, kontrlateral tarafta ağrı ve ısı duyusunda kayıp oluşur (6). Anterior Kord Sendromu: Vertebranın öne dislokasyonu ya da disk ve vertebranın arkaya protrüzyonu sonucu omuriliğin anterior bölümünde kompresyon oluşur. Böylece propriosepsiyon etkilenmez ancak değişik derecelerde motor ve duyusal bozukluklar oluşur (6). Konus Medullaris Sendromu: Anatomik olarak, lomber segmentler T12 vertebral korpusu karşısındayken, sakral kord segmentleri L1 vertebra korpusu karşısındadır ve kord L1-L2 disk aralığında sonlanır. T11-T12 ve T12-L1 bölgesi torasik segmentlere göre daha haraketli oldukları için, bu bölgedeki yaralanmalar ve konus medullaris lezyonları sıktır. Başlangıçta bacaklarda ve anal sfinkterdeki flask paraliziyi, kronik evrede bir miktar kas atrofisi ve spastisite veya ekstansör plantar yanıtlarla birlikte refleks hiperaktivite izler. Duyusal bulgular değişkendir (6). Kauda Ekuina Sendromu: L1-L2 disk aralığı veya daha altındaki lezyonlar kauda ekina liflerini tutar. İnkomplet olgularda duyu korunurken motor korunma olmayabilir. Kauda ekuina sendromlarında prognoz daha iyidir. Arefleks mesane, barsak ve flask alt ekstremitelere ve refleks kaybı ile karakterizedir (6). 13

14 Posterior Kord Sendromu: Vertebra posterior elemanlarının fraktürleri ile birlikte hiperekstansiyon travmalarında görülür. Posterior kolonda kontüzyon olur. Hastanın spinotalamik fonksiyonları (ağrı, ısı duyusu ve gücü) korunur. Propriosepsiyon kaybı ve ataksi vardır (6). OMURĠLĠK YARALANMASI SONRASI GELĠġEN KOMPLĠKASYONLAR Bası yaraları Basınca bağlı gelişen iskemik doku hasarıdır. MSY nin en sık morbitide nedenlerindendir. MSY li hastalarının %80 inde hayatlarının herhangi bir döneminde bası yarsı oluşur (7). Sıklıkla sakrum, trokanterler, iskiyum ve topuklarda gelişir. Bası yaraları diğer komplikasyonlara zemin hazırlayabilir ve enfekte oldukları zaman sepsis hatta ölüme neden olabilirler (11). Nörojenik Mesane Nörojenik mesaneye bağlı üriner sistem infeksiyonları, hidronefroz, mesane taşı, vezikoüretral reflü gibi komplikasyonlar gelişebilmektedir. MSY li hastalarda nörojenik mesane ve buna bağlı komplikasyonlar en önemli mortalite ve morbitide nedenlerindendir. Genel olarak suprasakral lezyonlar overaktif mesaneye, sakral lezyonlar arefleks mesaneye yol açmaktadır (12-13). Spastisite MSY sonrası desenden inhibitör etkilerin kaybı ve spinal korddaki alfa motor nöronlarda intrinsik hipereksitabilite ile ilişkilidir. Spinal şoku takiben üst motor nöron yaralanması olan kişilerde gelişen spastisite, artmış derin tendon refleksleri ve istemsiz kas spazmları ile karakterizedir. Yaralanmadan bir yıl sonra hastaların %70 inde spastisite ortaya çıkar (6,11). Otonomik Disrefleksi Yaralanma seviyesi T6 üzerindeki hastalarda spinal şok dönemi bittikten sonra, kontrol edilemeyen sempatik hiperrefleksi ve hipertansif otonomik kriz ile karakterizedir. Tetraplejiklerde görülme oranı %83 tür ve genellikle yaralanmadan birkaç ay sonra ortaya çıkar, üç yıl içerisinde geriler. Mesane, kolon, rektum, uterus ve deriden kaynaklanan ve 14

15 spinal korda giden stimuluslar, supraspinal inhibitör mekanizma bozulduğundan pek çok sempatik ve parasempatik refleks cevaplara neden olur. Lezyon seviyesinin altında vazokonstrüksiyon ve hipertansiyon, lezyon seviyesinin üzerinde vazodilatasyona bağlı flushing, soğuk terleme, bradikardi, solunum sıkıntısı gelişir. Otonom disrefleksi acil bir sorundur ve acil müdahale gerektirir (6,7). Heterotopik Ossifikasyon Doku oksijenizasyonunun azalmasına veya bilinmeyen bazı faktörlere bağlı olarak multipotansiyel bağ dokusu hücrelerin kondroblast ve osteoblastlara metaplazisidir. Paraartiküler ossifikasyon ile karakterizedir ve sıklıkla büyük eklemlerin fleksör yüzlerinde oluşur. En sık kalça, diz, omuz ve dirsekler etkilenir. MSY hastalarında %13-57 oranında, genellikle ilk 6 ay içinde görülür (14). Derin Ven Trombozu (DVT) DVT ve pulmoner emboli önemli morbidite ve mortalite nedenidir. En sık yaralanmayı takip eden ilk 2 haftada oluşur. Etyolojide staz, intimal hasar ve hiperkoagübiliteden oluşan Virchow triadı rol oynar. Erkeklerde, motor komplet kişilerde ve paraplejiklerde risk daha fazla olup, tanı koymada kontrast venografi altın standarttır (7,14). Gastrointestinal Komplikasyonlar MSY sonrası sık görülen GİS komplikasyonları ileus, gastrik boşalma problemleri konstipasyon ve akut dönemde peptik ülserdir. Bu durum yüksek seviyeli ve komplet yaralanmalarda daha fazladır. MSY li hastalarda intraabdominal patolojinin klasik semptom ve bulgularına rastlanmayabilir. Anoreksi, bulantı, vital bulgularda ve spastisitede değişiklik veya omuz ağrısı gibi refere ağrılar olabilir (6,7). Metabolik Sorunlar ve Endokrin DeğiĢiklikler Akut immobilizasyondan 2 hafta sonra kalsiüri artar, 1-6 ay arasında da maksimuma ulaşır. Ayrıca MSY li hastalarda hiperkalsemi, osteoporoz, parathormon ve D vitamini düzeylerinde baskılanma gibi komplikasyonlar gözlenebilir. Hiperkalsemi çocuk ve genç erişkinlerde, çoklu kırık, komplet yaralanmalar, yüksek seviyeli lezyonlarda immobilizasyon ve dehidratasyonda daha sık gözlenir. Parathormon ve vitamin D düzeylerindeki baskılanmanın 6 ay içinde normale döndüğü bildirilmiştir (7,15,16). 15

16 Kardiovasküler Komplikasyonlar Komplet yaralanmalı ve lezyon seviyesi T6 üzerinde olan hastalarda ortostatik hipotansiyon görülebilir. MSY li hastalarda egzersiz kapasitesi, bazal metabolizma ve venöz dönüş azalır. Lezyon seviyesinin altında sempatik aktivitede azalma, venöz göllenme, istirahat kan basıncı düşüklüğü, refleks bradikardi ile sonuçlanır. Yüksek parapleji ve tetraplejik hastalarda ciddi koroner iskemiye rağmen semptomlar fark edilmeyebilir (7,14,17) Pulmoner Disfonksiyon Travmatik MSY li hastalarda solunum sistemi komplikasyonları ölüm nedenlerindendir. Göğüs kafesi, abdominal kaslar ve/veya diyafragma paralizisine bağlı olarak servikal ve yüksek torasik MSY li hastaların çoğunda pulmoner disfonksiyon gelişir. Atelektazi, pnömoni ve respiratuvar yetmezlik en sık görülen komplikasyonlardır. T6-T12 arası komplet yaralanmalarda abdominal ve alt interkostal kaslar tutulur ve öksürme refleksi bozulur. C4, spontan solunum için korunması gereken en üst seviyedir. Daha üst seviyeli yaralanmalarda mekanik solunum desteği gerekir (6,7,18). Posttravmatik Siringomyeli MSY sonrası görülen progresif miyelopatinin en sık nedeni posttravmatik siringomyelidir. 2 ay -25 yıl arasında ortaya çıkabilir. Semptomları segmental ve radiküler ağrı, geç motor ve duyusal kayıp, spastisitede artış ve hiperhidrozistir. Tanı manyetik rezonans görüntüleme ile konur (6,7,19). Cinsel Sorunlar ve Ġnfertilite MSY sonrası erkeklerde, ejakülasyon problemleri ve semen kalitesinde bozulma sonucu infertilite gelişir; Kadınlarda, MSY sonrası cinsel istek ve tatmin azalır. Yaralanmadan hemen sonra premenopozal % 5 kadında amenore görülür. Menstruasyon 6-12 ay içinde normale döner ve fertiliteyi etkilemez (6,7). 16

17 Ağrı MSY sonrası ağrı önemli ve yaygın bir problemdir. Ağrı (pain) latince "poena" (ceza, intikam, işkence) kelimesinden kaynaklanan, tanımı oldukça güç bir kavramdır. Uluslararası Ağrı Çalışma Grubu (International Association for the Study of Pain=IASP) na göre ağrı; Var olan veya olası doku hasarına eşlik eden veya bu hasar ile tanımlanabilen, hoşa gitmeyen duysal ve emosyonel deneyim ve bir korunma mekanizması olarak tanımlanmaktadır (20,21). AĞRI SINIFLAMASI 1. Nörofizyolojik mekanizmalara göre a. Nosiseptif * Somatik *Visseral b. Nöropatik (nonnosiseptif) * Santral * Periferik c. Psikojenik 2. Süreye göre a. Akut b. Kronik 1.Nörofizyolojik mekanizmalara göre a. Nosiseptif Ağrı Nosiseptörler, sinir sistemi dışındaki tüm doku ve organlarda bulunan reseptörlerdir. Nosiseptörlerce algılanan uyarılar ileti lifleri ile omuriliğe, oradan da talamusa iletilir ve serebral korteks tarafından ağrı olarak algılanır. Nosiseptif ağrı da, somatik ve visseral ağrı olarak iki alt gruba ayrılır. Bu ikisi arasındaki temel farklılık somatik ağrının duyusal liflerle, visseral ağrının ise sempatik liflerle taşınmasıdır. Somatik ağrı daha yoğun ve acı vericidir; visseral ağrı ise yaygın ve zor tarif edilebilen bir ağrı olduğundan değerlendirilmesi daha güçtür (21,22). 17

18 b. Nöropatik Ağrı Nöropatik ağrı, nörolojik bir yapı veya işlevin değişmesiyle ortaya çıkar. Nöropatik ağrının nosiseptif ağrıdan en belirgin farkı, nosiseptif uyarının sürekli olmasıdır. Sorunu başlatan fonksiyon bozukluğudur ve sinir mekanik olarak duyarlı hale geldikten sonra ektopik bir uyarı yayar. Büyük ve küçük lifler arasında çapraz bir iletişim oluşur. Bu arada merkezi işlevlerde bir hasar ortaya çıkar (21,22). Santral nöropatik ağrı: Merkezi sinir sisteminde talamik ağrı, inme sonrası ağrı, MSY sonrası ağrı gibi ağrıya yol açan bir lezyon vardır. Bu ağrı sendromları tedavisi en zor olan durumlardır (21,22). Periferik nöropatik ağrı: Periferik sinir sisteminde postherpetik nevralji ve diyabette görülen ağrılı nöropatilerdir (21,22). c. Psikojenik Ağrı Psikojenik ağrı tanısını koymadan önce, somatik patoloji net bir şekilde ekarte edilmelidir. Tanı koyarken tanısal sinir bloğu yanında DSM-IV klasifikasyonundaki ağrının belirgin bir faktör olduğu psikolojik ve psikiyatrik durumlar da göz önüne alınmalıdır (21,22). 2. Süreye göre ağrının sınıflandırılması: Akut Ağrı: Ani olarak doku hasarı ile başlayan, neden olduğu lezyon ile arasında yer, zaman ve şiddet açısından yakın ilişkinin olduğu, yara iyileşmesi süresince giderek azalan ve kaybolan bir ağrı şeklidir. Akut ağrı, bir sendrom, bir hastalık değil, bir semptomdur (22). Kronik Ağrı: İyileşmesi için beklenen süreden daha uzun süren ağrıya kronik ağrı denir. Kronik ağrı için süre genellikle üç ila altı ay olarak kabul edilir. Kronik ağrıda fizyolojik değişikler ile ağrı arasındaki ilişki azalarak psikolojik, sosyal ve çevresel faktörler ön plana çıkar. Kronik ağrıda tabloya depresyon, anksiyete, sosyal ve ekonomik problemler de eklenmekte ve hastanın değerlendirilmesi güçleşmektedir (22). 18

19 3. Etyolojik sınıflama Ağrının sebebine göre yapılan sınıflamadır. Örneğin kansere, sistemik hastalıklara veya uygulanan tedaviye bağlı olarak ortaya çıkar (22). 4-Ağrı Bölgesine göre sınıflama Bölgesel sınıflamada hem hasta, hem de hekim ağrıyı baş ağrısı veya bel ağrısı gibi anatomik olarak sınıflar (22). AĞRI MEKANĠZMALARI Normalde ağrı, bilinci yerinde olan beyine impulsların miyelinli A delta ve/veya myelinsiz C nosiseptif sinir lifleriyle iletilmesi sonucu oluşur. Bu afferent liflerin duysal uçları fizyolojik koşullarda yalnızca güçlü ve zararlı uyaranlarla aktive olurlar ve beyin bu yolla gelen uyarıyı ağrı olarak algılar. Fakat güçlü ve uzun süreli tekrarlayan uyaranlar ağrı sistemini etkiler ve sıklıkla duyarlı hale gelmesine yol açar. 1- Periferik mekanizmalar Nosiseptif süreçlerin başlangıç noktası primer afferent nosiseptörlerdir. Bunlar mekanik, termal ve kimyasal uyaranlara yanıt veren sinir uçlarıdır. Nosiseptörlerin yanıt özelliklerine bağlı spinal korda doğru bir yayılım meydana gelir. Ağrı bilgisinin yayılımıyla ilgili reseptörler iki sınıfta toplanır: A delta mekanotermal ve ve C polimodal nosiseptörler. Normal koşullarda bu uyaranlar yüksek eşik değerdeki nosiseptörleri harekete geçirirler; klinikte ise ağrılı uyaran uzamış travma ve doku harabiyetine bağlıdır. Doku harabiyeti inflamasyona ve dolayısıyla nosiseptörlerin daha fazla uyarılmasına yol açar. Ağrılı uyaran dört aşamada üst merkezlere doğru bir yol izler. Transdüksiyon: Bir enerjinin başka bir enerjiye dönüşmesidir. Sıcak bir uyaranın ağrılı hale geçebilmesi için belirli bir derecenin üzerine çıkması gerekir. Nosiseptörler normal bir ısıya karşı duyarsız kalırken ısının artışı ile duyarlı hale geçerler. Transmisyon: Nosiseptörlerce algılanan ağrının daha üst merkezlere iletilmesidir. İletimde miyelinli A delta ve miyelinsiz C lifleri etkin rol üstlenir. Miyelinli A delta lifleri hızlı ileten, sensitizasyona açık, termal ve mekanik uyaranlarla uyarılan liflerdir. Miyelinsiz C 19

20 lifleri ise polimodal bir özellik gösteren, her türlü uyarana karşı duyarlılığı olan, yavaş ileten liflerdir. Diğer sinir lifleri de çeşitli biçimlerde ağrılı uyaranın iletimine katılır. Modülasyon: Omurilik seviyesinde meydana gelen bir olaydır. Ağrılı uyaran spinal kord düzeyinde bir değişime uğramakta ve bu değişim sonucunda daha üst merkezlere iletilmektedir. Persepsiyon: Omurilikten geçen uyarının çeşitli çıkan yollar aracılığıyla üst merkezlere doğru iletilip ağrının algılanmasıdır (21). Resim 1: Ağrıda periferik mekanizmalar (21) Periferik sensitizasyon: İnflamatuar süreçte bölgeye gelen hücrelerce çeşitli intrasellüler maddeler salgılanır. Nosiseptif uyaranın kendisi de nörojenik bir inflamasyon cevabı oluşturarak P maddesi, nörokinin A, CT-gene related peptide (CGRP) salgılanmasına yol açar. Böylece siklo-lipooksijenaz yollarındaki inflamatuvar mediyatörlerin salınması yüksek eşik değerdeki nosiseptörleri uyararak periferik sensitizasyonu oluşturur. Duyarlanma sonucu düşük şiddetteki mekanik uyaranlar bile ağrılı olarak algılanır. Aynı biçimde hasar bölgesinde ısı uyaranına karşı yanıtta da artış meydana gelir. İnflamatuvar cevabı durdurmak için genelde COX inhibitörleri olan non steroid antiinflamatuvarlar tercih edilir (21). 20

21 Periferik sinir harabiyeti: Sinir harabiyeti sonrası Nerve growth factor (NGF) gibi peptidlerde artış meydana gelir. NGF, sensorial uyaranlara karşı hassasiyetin artışında rol oynar. Sempatik sinir sistemi: Sinir harabiyetinde küçük bir travma bile sempatik aktivitede bozukluğa yol açabilir. Bu da kompleks bölgesel ağrı sendromuna yol açabilir (21). 2. Santral mekanizmalar Arka boynuz, primer afferentlerin sonlandığı merkezdir. Primer afferent nosiseptörler genellikle Lamina I, II ve V te sonlanırlar. Burada arka boynuzdaki ikinci sıra nöronlarıyla bağlantı kurarlar. İki tip ikinci sıra arka boynuz nöronu vardır. Birinci tip nöronlar nosiseptif spesifik, ya da yüksek eşik değerde, ikinci tip ise wide dynamic range (WDR) nöronlar olarak adlandırılır. Nosiseptif spesifik nöronlar yüzeyel laminalarda yer alır ve özellikle ağrılı uyaranlara yanıt verirler. WDR nöronlar ise genellikle daha derinde yer alır ve hem ağrılı hem de ağrısız uyaranlara yanıt verirler; Ancak aşırı hassas hale gelebilirler. Belirli bir nöron miktarının aktivitesi eşik değerini aştığı takdirde ağrısız olan dokunma uyaranları da ağrılı olarak algılanır ve allodini gelişir. Arka boynuzdaki ağrı sürecinde nörotransmitterler ve nöromodülatörler yer alır. Özellikle glutamat-aspartat gibi eksitatör aminoasitler ile N-metil-D aspartik asit (NMDA) ve nonnmda reseptörleri içerir. Primer afferentlerden salıverilen P maddesi, nörokinin A ve CGRP gibi peptidler ise nosisepsiyonda görevlidir. Nosiseptif modülasyonda rol alan diğer reseptörler opioid (mü ve kappa), GABA (gama amino bütirik asit), 5HT (serotonin) ve adenozindir ( 21). Santral sensitizasyon Travmadan sonra normalde ağrısız olan mekanik uyaranlara karşı hassasiyet (allodini) meydana gelebilir. Primer hiperaljezinin aksine ısı uyaranının eşik değerinde bir değişiklik yoktur. Bu değişikliklerin travma sonrası spinal kord arka boynuzunda meydana gelen olaylara bağlı olduğu ve bunun da santral sensitizasyon olarak tanımlanması gerekir. Bu değişiklikler ağrı sırasında merkezi sinir sisteminin esnek bir yapıda olduğunu düşündürür. C liflerini uyaracak seviyede bir ağrılı uyaranın sadece arka boynuz nöronlarını değil, uyaran boyunca bütün nöronal aktiviteyi de ilerleyici bir biçimde arttırdığı gösterilmiştir. Burada bilinmesi gereken spinal kord nöronal aktivitesinde wind up olayıdır ve NMDA reseptörlerinin aktivasyonuna bağlıdır. Wind up ile nöronlar diğer inputlara karşı daha duyarlı hale gelir ve santral sensitizasyonun önemli bir komponentidir. Ama santral 21

22 sensitizasyonda arka boynuzda meydana gelen başka değişiklikler de vardır: Birincisi; algılama alanında ortaya çıkan genişleme ile spinal nöron sadece kendi alanında değil diğer bölgelerde de etkili olur. İkincisi; cevaba karşı şiddet ve sürede uzama varken sonuncu eşik değerde düşme meydana gelmesidir. Bütün bu olaylar postoperatif ağrı gibi akut ağrı durumlarında ve kronik ağrı değişiminde rol alır (21). Spinal Düzeyde Modülasyon Ağrılı uyaran arka boynuzda da çeşitli modülasyonlara uğrar. Arka boynuza ulaşan afferent uyarılar çeşitli inhibitör mekanizmaları harekete geçirirler ve böylece diğer giren uyaranların etkisini azaltmaya çalışırlar. İnhibisyon aynı şekilde lokal inhibitör internöronlar ve inen yollarla da artırılmaya çalışılır. Arka boynuza gelen ağrılı uyaranlar pre ve postsinaptik bölgelerde yer alan opioid, alfaadreno, γ-amino butirik asit (GABA) ve glisin reseptörleri tarafindan endojen ve eksojen ajanlar aracılığıyla modülasyona uğrarlar (21). SPĠNAL YOLAKLAR NOSĠSEPTĠF ASSENDAN SĠSTEMLER Arka boynuzdaki ikinci sınıf projeksiyon nöronlari ve ön boynuzdaki bazı nöronlar çeşitli yollarla supraspinal bölgelere ulaşırlar. Bu sisteme anterolateral afferent traktuslar, retiküler sistem ve talamus dahildir. Anterolateral afferent traktuslar: Spinotalamik traktus, spinoretiküler traktus ve spinomezensefalik traktustur. Bunların hepsinin projeksiyon nöronları çaprazdır ve anterior kommissurada çapraz yaparlar (23). Spinotalamik traktus: Lamina I,V,VII nöronlarından köken alır ve talamusun VPL çekirdeğinde sonlanır. Ağrılı impulsu en hızlı ileten ve en hızlı lokalize eden liflerdir (23). Spinoretiküler traktus: Anterolateral assendan sistem içinde ilerleyerek bulbus ve ponstaki retiküler çekirdek gruplarına uzanır. Ağrılı impulsları lokalize etmekten çok kortikal ve subkortikal yapıları (limbik sistem ve diensefalon) genel bir uyanıklık içinde tutmak, zararlı uyarana karşı alarm hali yaratmakla görevlidir (23). 22

23 Spinomezensefalik traktus: Lamina I ve V teki nöronlardan köken alarak mezensefalik periaquaduktal gri cevher (PAG) e dek yükselir. PAG de analjezik etki sağlayan enkefalinerjik nöronların bulunması burayı antinosiseptif mekanizmaların tetiklendiği önemli bölgelerden biri yapar. Ayrıca bu bölge, hipotalamus, limbik sistem ve korteksle bağlantılıdır (23). Spinotalamik (neospinotalamik) traktus: Ağrının yer, zaman, şiddet gibi boyutlarıyla algılanmasında, spinoretiküler ve spinomezensefalik yollar ise (paleospinotalamik yol) ağrının affektif ve otonomik özelliklerinin oluşmasında rol oynar. Dorsal funikulus ve spinoservikal traktuslar da ağrı sinyalleri taşıyabilirler. Bunun bir örneği, ağrı cerrahisinde anterolateral traktusun kesilmesine rağmen bir süre sonra ağrının yeniden algılanmasıdır (23). SUPRASPĠNAL YAPILAR İkinci sıra nöronlar spinal kordda yukarıya doğru çıkarak beyin sapından talamus ve kortekse kadar çeşitli supraspinal yapılarda sonlanırlar. KORTĠKAL YAPILAR Korteksin ağrı algılamasındaki rolü tam olarak açıklanamamıştır. Birinci ve ikinci duyusal alanlar, frontal lob (özellikle 9 ve 12. alanlar), posterior parietal bölge ile korteksin bu bölümlerini birbirine bağlayan assosiasyon lifleri serebral korteksin ağrı ile ilgili bölümlerini oluşturur. Kültürel değerler, anksiyete, telkin ve geçmiş deneyimler, gerek ağrı eşiğini ve gerekse ağrıya karşı reaksiyonları saptayan önemli faktörlerdir. Ağrı olayındaki bu üst düzey işlevlerin kortikal mekanizmalarla ortaya çıktığı ve özellikle frontal lobun bu üst düzey işlevlerde rol aldığı düşünülmektedir. Parietal bölgenin ağrının değerlendirilmesinde, frontal bölgelerin ise ağrıya karşı emosyonel cevapta etkili olduğu düşünülmektedir (21). 23

24 ANTĠNOSĠSEPTĠF DESSANDAN SĠSTEMLER Endojen opioid peptidler ile ağrılı impulslara karşı spinal ve supraspinal düzeyde enkefalinerjik ve monoaminerjik bir inhibisyon söz konusudur. Mezensefalonda yer alan enkefalinerjik nöronlar serebral korteks ve hipotalamus ile bağlantı içindedirler. Hipotalamus kökenli nöronlar endorfin taşırlar. Diensefalik endorfin ve mezensefalik enkefalin nöronları bulbusta ki serotonin nöronlarını eksite ederler. Bu nöronlar da dorsilateral fasikulus içinden inerek, dorsal boynuz nosiseptif projeksiyon nöronları üzerinde inhibisyon yaparlar.bulbus ve pons üzerinde lateral yerleşimli, nörotransmitterleri noradrenalin olan nöronlar mevcuttur. Bu sistemde alfa adrenerjik reseptörleri kullanarak dorsal boynuz projeksiyon nöronları üzerine inhibitör etki yapar. Antinosiseptif spinal segmental sistemde spinal yerleşimli enkefalinerjik ve dinorfin taşıyan nöronlar bulunur. Bu nöronlar inici inhibitör sistemlerin eksitasyonu ile primer afferent sinapslar üzerinde inhibisyon yaparlar (23). AĞRI TEORĠLERĠ Bu güne kadar ağrı ile ilgili üç önemli teori öne sürülmüştür. Bunlar spesifik teori, pattern teorisi ve kapı kontrol teorisidir. Spesifik teori: Ağrı spesifik liflerle iletilir. Bu uyaranlar merkezi sinir sisteminde spesifik bir alanda sonlanırlar. Pattern teorisi: İmpuls spinal korda girdikten sonra ağrı duyusunun başlaması için uyarının birikmesi gerekir. Bu birikimin sinir sistemindeki akımlar olduğu ileri sürülmüştür. Nöronun bir kollaterali kendisinin yeniden uyarılması için uyarılır. Bu pozitif feedback mekanizma nöronu sürekli deşarj halinde tutar. Kapı kontrol teorisi: 1965 yılında Ronald Melzack ve Patrick Wall tarafından ileri sürülen bu teori ağrı konusunda bir devrimdir. Bu teoriye göre ince liflerle (A delta ve C lifleri) spinal korda gelen nosiseptif impulslar arka boynuz substansia jelatinosadaki (II ve 24

25 III lamina) inhibitör internöronun etkisini ortadan kaldırırlar. İnhibitör internöronun doğal aktivitesi lamina V teki T hücrelerinin aktivitesini inhibe etmektir. Nosiseptif impulslar inhibitör internöronun aktivitesini suprese ederek T hücreleri üzerindeki inhibitör etkiyi ortadan kaldırırlar, yani kapıyı açarlar ve ağrılı uyaranlar üst merkezlere çıkarlar. Komşu kalın liflerden gelen uyarılar ise substansia gelatinosadki inhibitör ara nöronun inhibe edici etkisini arttırır. İnce liflerle gelen nosiseptif uyarılar yukarı geçemez, yani kapı kapanır. Böylece kalın liflerin uyarılmasıyla medulla spianlis seviyesinde ağrı kontrolü sağlanır. (21,24). Biyokimyasal Teori: Opioid peptidlerin de ağrı oluşumunda ve kontrolünde rolü vardır. Endojen opioid sistemde 3 opioid peptid bulunur. Beta endorfin, enkefalin, dinorfin, (neoendorfin). Beta endorfinler, primer olarak hipofizden ve bazal hipotalamustan salınırlar. Diğer endojen opioidler santral sinir sistemine yaygın olarak dağılmışlardır. Enkefalinlerin delta ve mü reseptörlerine karşı afiniteleri vardır. Dinorfinler kappa reseptörlere bağlanırken, beta endorfinler her üç reseptöre bağlanırlar. Analjezinin beta endorfinlerin ve enkefalinlerin bağlandığı mü reseptörleriyle sağlandığı düşünülmektedir. Öte yandan dinorfinler de zayıf analjeziklerdir (21,24) 25

26 AĞRI DEĞERLENDĠRME YÖNTEMLERĠNĠN SINIFLANDIRILMASI Ağrısı olan hastaların değerlendirilmesinde önemli noktalar anamnez ve fizik muayenedir. Bunları desteklemek için bazı tanısal testleri istenebilir (25). 1-Tek boyutlu bireysel ağrı değerlendirme yöntemleri a-görsel Analog Skala (Visual Analogue Scale-VAS) b-sözel Tarif Skalaları (Verbal Descriptor Scale-VDS) c-sayısal Değerlendirme Skalaları (Numerical Rating Scale) d-yüz İfadesi Skalası (Face Scale-FS) e-dermatomal Ağrı Çizimi 2-Çok Boyutlu Bireysel Ağrı Değerlendirme Yöntemleri a- McGill Ağrı Anketi (McGill Pain Questionnaire MPQ) b-lanss Ağrı Anketi (Leeds Assessment of Neuropathic Symptoms and Signs) c-darmouth Ağrı Anketi (Darmouth Pain Questionnaire-DPQ) d-hatırlatıcı Ağrı Değerlendire Kartı (Memorial pain assestment card-mpac) e-karşıt Yöntem Karşılaştırılması (Cross-Modality Matching-CMM) 3-Objektif Kriterli Ağrı Derecelendirme Yöntemleri a-davranışsal Ölçümler b-fizyolojik Ölçümler c-nörofarmakolojik Ölçümler d-nörolojik Ölçümler 26

27 NÖROPATĠK AĞRI Nöropatik ağrı somatosensoriel sistemi doğrudan etkileyen bir lezyon veya hastalık sonucu ortay çıkan ağrı olarak tanımlanmaktadır (26). Nörojenik ağrı, çevresel veya santral sinir sisteminin geçici bozukluklarından veya lezyonlarından kaynaklanan ağrıları içerirken, nöropatik ağrı geçici bozuklukları içermez ve bu nedenle dönüşümsüz, uzun süreli durumları işaret eder (27). Otonom sinir sistemi de nöropatik ağrıda yaygın olarak rol oynamaktadır ve bu ağrılar kompleks rejyonel ağrı sendromu olarak adlandırılmaktadır (28). NÖROPATĠK AĞRI PATOFĠZYOLOJĠSĠ PERĠFERĠK MEKANĠZMALAR Ektopik deģarj Ektopik deşarjlar hem peirferik sinirden, hem de sinir hücresinin gövdesinden kaynaklanbilir. Afferent aksonun ana hücreden kesilme veya kopma gibi nedenlerle ayrılması, demiyelinizasyon sonucu fonksiyonel blok oluşması gibi nedenlerle görülür ve lezyon bölgesinde voltaj-duyarlı Na kanal proteinlerinin birikmesine bağlıdır. Na kanal proteinlerinin birikmesiyle aksiyon potansiyeli eşiği düşer ve akson membranının elektriksel özelliklerinde, yaralanma sonucu, yeniden yapılanma (remodelling) gelişir. Na kanal proteinleri dorsal root ganglionunda (DRG) sentez edilir ve aksondan anterograd aksoplasmik akımla taşınır. Ektopik deşarj yaralanan akson bölgesinde, DRG de ve tomurcuklanma alanlarında oluşur ve bu bölgelerde termal, mekanik, kimyasal uyaranlara artan duyarlılık nedeniyle bu tür stimuluslarla deşarj başlar (29,30). Sinir yaralanması bölgesinde ilk olay sitokinlerin, IL ile tümör nekroz faktör alfa (TNFα) nın artışıdır. IL ve TNF α nın artışı ile NGF ve IL-6 indüklenir ve NGF salınması yeni kanal proteinlerini artırır (31,34). Nosiseptörlerde sensitizasyon Periferik sinir yaralanmasında lezyon bögesinde, özellikle C liflerinde uyarılma eşiği düşer; termal ve mekanik uyaranlara cevap artar. Bunun nedeni lokal hasarlanmış nöronlardan salgılanan P maddesi (SP) dir (31). 27

28 Sempatik aktivite, sempatik-afferent coupling Sinir lezyonlarından sonra sağlam ve hasarlanmış nöronlarda α adrenoreseptörler oluşur ve bunlar sempatik terminallerden salgılanan noradrenaline duyarlı hale gelir. Aynı olay DRG de de oluşur. Yaralanmış nöronlar dolaşımdaki adrenalin ve noradrenaline duyarlı hale geldiğinden sempatik efferentlerle duysal afferentler arasında bir bağlantı (sempatikafferent coupling) oluşur. Bunun yanında sempatik aksonlar DRG de ana hücreler etrafında sepet benzeri oluşumlar yaparak depolarizasyona yardım ederler. Bu olayın sorumlusunun NGF olduğu düşünülmektedir (31). Lifler (duysal afferentler) arası anormal iletiģim Yaralanma glial kılıfların bozulmasına yol açarak birbirine komşu aksonlar arasında elektriksel veya kimyasal bağlantı gelişir. Buna karşılıklı uyarılma (cross-excitation) denir ve Aβ lifleri C liflerini uyarabilir. Ayrıca primer afferentlerde tekrarlayan senkron aktivite komşu nöronlarda otonom ateşlenmeye yol açar. Bu olay sinir lezyonundan hemen sonra görülür ve yapısal bozulma ile ilgili değildir (31). SANTRAL MEKANĠZMALAR Ağrı; kontrol sistemlerinde bozulma, spinal kord seviyesinde segmenter, supraspinal oluşumlar seviyesinde ise inhibitör kontrolün kaybı şeklinde görülür. Spinal seviyede DRG de presinaptik inhibisyon azalması ile segmenter kontrol bozulur. Bunun yanında WDR nöronlarının miyelinli afferentlerle postsinaptik inhibisyonunun azalması gene segmenter ağrı kontrol sisteminde bozulmaya yol açar (29,30,32). Supraspinal inhibisyon azalması desendan inhibitör sistemde gelişir. Devamlı akan nosiseptif input beyin sapı nöronlarının aktivitesinde uzun süren değişikliklere yol açar; bu değişiklikler ağrının fasilitasyonuna ve nöropatik ağrının devamına yardım eder hale gelirler. Burada desendan liflerin inhibisyon yerine fasilitasyon görevi yaptıkları görülmektedir ve fasilitasyonun beyin sapı kolesistokinin tarafından gerçekleştirildiği düşünülmektedir (33). Supraspinal oluşumlar arasında talamusta ağrı-bağımlı plastik değişiklikler, kortikal somatosensoryel bölgelerde reorganizasyon, bazal ganglionlarda bölgesel kan akımı değişiklikleri saptanmıştır. Supraspinal oluşumlardaki bu değişikliklerin nöropatik ağrının oluşum ve gelişiminden sorumlu oldukları düşünülmektedir (31). 28

29 Anatomik reorganizasyon Nosiseptif afferent nöronlar spinal kord dorsal boynuz Lamina I ve II (substantia gelatinosa) de sonlanarak ikincil nöronlarla sinaps yaparlar. Lamina II C liflerinin sonlandığı bölgedir. Sinir yaralanması sonucu Lamina II de C lifleri terminallerinde dejenerasyon ve kayıp olabilir. Sağlıklı Aβ liflerinin Lamina III ve IV deki santral projeksiyonları Lamina II ye tomurcuklanır ve ikincil ağrı ileten nöronlarla sinaps yapar. Bu şekilde ağrısız uyaranlar ağrılı duyumlar haline gelir (allodini). Bu durumda C liflerinde büyük kayıp vardır ve onlardan salgılanan nöropeptidler bu organizasyondan sorumludur (31). Santral sensitizasyon Periferik sinir yaralanması sonucu medulla spinalise devamlı akan input nöroplastik reorganizasyona yol açar. SP, glutamat, CGRP, GABA ve nörokinin A gibi nörotransmitterlerin salgılanması santral sensitizasyon ve disinhibisyonda temel basamaktır. Bu transmitterler primer afferent liflerin dorsal boynuz sonlanmalarında prepost sinaptik etki gösterirler. Sensitizasyon kaskadı primer afferent input sonucu presinaptik SP, glutamat ve CGRP salgılanmasıyla başlar. Post sinaptik membranda glutamat alfa amino 3 hidroksi metil 4 izoksazolepropionik asit (AMPA) reseptörlerine, SP nörokinin reseptörlerine bağlanır ve intrasellüler kalsiyum iyonları salınımı başlar. Normalde istirahat potansiyelinde Magnesyum iyonları ile tıkalı bulunan NMDA reseptörü iyon kanalı Mg tıkacının kalkışı ve NMDA reseptör aktivasyonu ile açılarak hücre içine Ca girmeye başlar. Ca iyonları ikincil mesajlar yolu ile proteinkinaz C, fosfolipaz C, nitrik oksit (NO) sentetaz aktivasyonu ve erken gen indüksiyonuna yol açar. Proteinkinaz C NMDA reseptörünü fosforilize ederek Mg blokajını devamlı kaldırır, NO presinaptik membrana geri dönerek diğer reseptörleri sensitize eder. Aynı zamanda nosiseptif afferentlerin uzun süren aktivasyonu sonucu gelişen hücre ölümünden sorumludur. Artan fosfolipaz C, prostoglandin (PG) lerin artışına yol açar ve PG ler komşu nöronlarda eksitabilite artışı, reseptif alanların genişlemesi, sekonder hiperaljezinin oluşması gibi olaylara yardım ederler (31). Disinhibisyon Nöropatik ağrı oluşumunda korteksten spinal korda inen inhibitör kontrollerin kaybı önemli yer tutar (34). Disinhibisyonda esas olay sinir yaralanmasının dorsal boynuz 29

30 inhibitör ara nöronlarında ölüme yol açmasıdır. Bu durumda dorsal boynuz nöronları aşırı ve spontan ateşleme gösterir. Segmenter ağrı kontrol bozukluğu nedenleri arasında sayılan bu durumda spinal kord GABA konsantrasyonunun azaldığı bildirilmiştir (30,35). Bu inhibitör kontrollerin bozulması veya kaybı ile dorsal boynuz nöronu afferent input ile cevap olarak abartılı şekilde ateşlenir ve hastada allodini ortaya çıkar (34). Sonuç olarak; nöropatik ağrının pek çok mekanizma ile ortaya çıktığı, hastalarda birden fazla mekanizmanın varolabildiği söylenebilir. Buna karşın bu olgularda semptomların giderilmesinden çok mekanizmaların anlaşılması ve onlara yönelik tedavi ajanlarının kullanılması ile bu çok kompleks ağrı sendromunun tedavisinde başarılı sonuçlar elde edilebilir (31). IASP NÖROPATĠK AĞRI TERĠMLERĠ Ağrı terimi Tanım Allodini Hiperaljezi Hiperpati Parestezi Disestezi Anestezi Nöropati Nöralji Kozalji Nosiseptör Noksiyöz stimulus Santral ağrı Ağrılı olmayan bir stimulusun neden olduğu ağrı Ağrılı stimulusa artmış cevap Uyarıya anormal ağrılı cevap ile karakterize ağrılı sendrom Spontan veya uyarılma ile oluşan anormal duyu Spontan veya hoş olmayan anormal duyu Ağrılı stimulus ile ağrının yokluğu Bir sinirdeki patolojik veya fonksiyon bozukluğu Bir sinir veya sinirlerin bozukluğundaki ağrı Travmatik bir sinir lezyonundan sonra devam eden yanıcı ağrı Ağrılı veya potansiyel olarak ağrılı stimulusa karşı aşırı duyarlı spesifik reseptör Normal dokuda hasar oluşturacak stimulus SSS disfonksiyonu veya lezyonuna bağlı olan ağrı 30

31 NÖROPATĠK AĞRI NEDENLERĠ Nöropatik ağrı sınıflandırılmasında geleneksel yaklaşım altta yatan sebebe göredir ve nöropatik ağrı yaygın olarak sinir sisteminin lokalizasyonu temel alınarak santral, periferal ve mikst olamak üzere üç gruba ayrılır (36). I-Periferik Nedenler II-Santral Nedenler III- Mikst Tip A-Lokal -Tuzak nöropatileri -Postherpetik nevralji -Diabetik mononöropati -İskemik nöropati -Poliarteritis nodosa -Posttravmatik nevralji B-Diffüz -Pleksus yaralanmaları -Spinal kord traktus lezyonları (travma, tümör, siringomiyeli) -Orta beyin-pons lezyonları -Talamik lezyonlar (tümör, inme) -Kortikal lezyonlar -Kompleks bölgesel ağrı sendromu (KBAS) -Radiküler ağrı -Postmastektomi ağrısı -Posttorakotomi ağrısı -Fantom ağrısı -Diabetes mellitus -Amiloid -Plazmositom -Duysal herediter nöropatiler -AİDS nöropatisi -B Vitamini yetmezliği -Toksik nöropatiler 31

32 NÖROPATĠK AĞRI TANISI Nöropatik ağrıyı değerlendirirken şu kriterler uygulanmalıdır: 1.Kesin nöroanatomik dağılımı bulunan ağrı 2.Periferik ve santral somatosensoriyel sistemi etkileyen hastalık ve lezyonu düşündüren hikaye 3.Kesin nöroanatomik dağılımın en az bir teyit edici test ile gösterilmesi 4.Nöropatik ağrı yapabilecek hastalık ve lezyonu en az bir teyit edici test ile gösterilmesi Tanı koymada; 4 kriterin birlikte olması kesin nöropatik ağrı, 1.ve 2. kriter ile 3. ve 4. kriterden birinin olması muhtemel nöropatik ağrı, 1. ve 2. kriterin olması 3. ve 4. kriterin olmaması ihtimal dahilinde nöropatik ağrı olarak değerlendirilir (37). TANI TESTLERĠ Duyu testinde konvansiyonel klinik muayene, pamuk, iplik ya da fırça ile uygulanan dokunma İğne batırma ile yapılan mekanik uyarı ve sıcak-soğuk testidir. Muayene sırasında cilt ısısı mutlaka ölçülmelidir. Cilt ısısındaki değişiklikler ağrıya bağlı disotonomiyi gösterebilir. Ödem, renk değişikliği, terleme bozukluğu, deri atrofisi, tırnaklardaki değişiklikler sempatik kaynaklı ağrı değerlendirmesinde mutlaka muayene edilmelidir. Disotonomi bulguları sempatik kökenli ve sempatik kökenli olmayan ağrılarda da gözlenebilir. LANSS (Leeds Assesment of Neuropathic Symptoms and Signs) ağrı ölçeği, nöropatik ağrı ile nosiseptif ağrının ayırıcı tanısında, yatak başında uygulanabilecek basit ancak yararlı bir testtir ( ). Ağrı şiddeti için VAS (Visual Analog Scale) kullanılmaktadır. PAIN DETECT, Neuropathic Pain Scale (NPS) ve ID-Pain, Douler Neuropathic 4 Question (DN4), Northwick Park Neck Pain Questionnaire (NPQ) değelendirmede kullanılan diğer testlerdir (37). Yatak başında uygulanan değerlendirme yöntemleri yetersiz kaldığında Quantitative Sensory Testing; kantitatif duysal test (QST) uygulanmalıdır. Dikkatli bir muayene ile sensoryal bozuklukların dağılımı tespit edilebilir. İstirahat halindeyken sinir veya kök hasarına bağlı ağrı her zaman ortaya çıkmayabileceğinden ağrıyı tetikleyici manevralar yapılmalıdır. Özel testler arasında, motor sinir ileti incelemeleri (sinir ileti hızlarının ölçümü, BKAP -Birleşik Kas Aksiyon Potansiyeli- amplitüdlerinin ölçümü) ve daha klasik bir yöntem olan elektromiyografi (EMG) sayılabilir. Kalın miyelinli duysal liflerin sinir ileti hızı ve aksiyon 32

Ağrı, Nöropatik ağrı

Ağrı, Nöropatik ağrı Ağrı, Nöropatik ağrı Ağrı, olası bir doku hasarına karşı vücudumuzu uyarmak için sinyaller üreten sinir sisteminin hayati fonksiyonlarındandır. Ağrı, gerçek ya da potansiyel doku hasarıyla ilişkili hoş

Detaylı

Ağrı patofizyolojisi. Yrd. Doç. Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji Anabilim Dalı

Ağrı patofizyolojisi. Yrd. Doç. Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji Anabilim Dalı Ağrı patofizyolojisi Yrd. Doç. Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji Anabilim Dalı Ağrı? Ağrı, olası bir doku hasarına karşı vücudumuzu uyarmak için sinyaller üreten sinir sisteminin hayati fonksiyonlarındandır. Ağrı,

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Spinal Kord Yaralanmaları ve Ağrı. Dr. Ayşegül Ketenci İstanbul Tıp Fak. FTR AD

Spinal Kord Yaralanmaları ve Ağrı. Dr. Ayşegül Ketenci İstanbul Tıp Fak. FTR AD Spinal Kord Yaralanmaları ve Ağrı Dr. Ayşegül Ketenci İstanbul Tıp Fak. FTR AD SKY- Sıklık 1 275 000 Kişi 259 000 Kişi Ağrı % 48-94 Yaşamı sınırlayan şiddetli ağrı % 11-34 Yaşam kalitesini en fazla düşüren

Detaylı

AĞRI TEDAVĠSĠNDE NÖROSTĠMULASYON

AĞRI TEDAVĠSĠNDE NÖROSTĠMULASYON AĞRI TEDAVĠSĠNDE NÖROSTĠMULASYON E Z G I T U N A E R D O Ğ A N Tarihteki yeri Teoriler Ağrı fizyolojisi Tedavi yöntemleri Ağrı tedavisinde elektriksel stimulasyonun yeri (tarihçesi ve güncel yaklaşımlar)

Detaylı

AĞRI, AĞRI YOLLARI VE AĞRILI HASTAYA YAKLAŞIM

AĞRI, AĞRI YOLLARI VE AĞRILI HASTAYA YAKLAŞIM AĞRI, AĞRI YOLLARI VE AĞRILI HASTAYA YAKLAŞIM Türkiyede Algoloji oldukça yeni bir bilim dalıdır. Ağrı ve tedavisiyle uğraşan bu bilim dalı, Anesteziyoloji bölümlerine bağlı olarak Türkiye de pek çok üniversite

Detaylı

FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon

FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon FTR 303 Ortopedik Rehabilitasyon Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Complex Regional Pain Syndromme yrd. doç. dr. emin ulaş erdem GİRİŞ Genellikle travmalardan sonra ortaya çıkar Belirgin bir sinir hasarı

Detaylı

AĞRI İLE NASIL BAŞA ÇIKARIZ

AĞRI İLE NASIL BAŞA ÇIKARIZ AĞRI İLE NASIL BAŞA ÇIKARIZ Öğr. Gör. Müjgan ONARICI Çankırı Karatekin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Çankırı 2013 Ağrı / Organizmayı koruyan bir duyu Duyu doku hasarının olduğu bölgede yanıt Ağrı Tarih

Detaylı

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 Vertebral Kolon 33 omur 23 intervertebral disk 31 çift periferik sinir VERTEBRA KIRIKLARI 3 OMURGANIN EĞRİLİKLERİ Servikal bölgede

Detaylı

Ağrılı hastaya yaklaşım,ağrı sendromları ve girişimsel tedavi yöntemleri. Prof. Gül Köknel Talu,FIPP İTF Algoloji BD

Ağrılı hastaya yaklaşım,ağrı sendromları ve girişimsel tedavi yöntemleri. Prof. Gül Köknel Talu,FIPP İTF Algoloji BD İdeal doktor/google Ağrılı hastaya yaklaşım,ağrı sendromları ve girişimsel tedavi yöntemleri Prof. Gül Köknel Talu,FIPP İTF Algoloji BD gktalu@yahoo.com En iyi ağrı başkasının ağrısıdır... Var olan veya

Detaylı

Duyu sendromları ve duyu muayenesi. Yrd.Doç.Dr. Adalet ARIKANOĞLU Dicle üni. nöroloji

Duyu sendromları ve duyu muayenesi. Yrd.Doç.Dr. Adalet ARIKANOĞLU Dicle üni. nöroloji Duyu sendromları ve duyu muayenesi Yrd.Doç.Dr. Adalet ARIKANOĞLU Dicle üni. nöroloji Yüzeysel duyular (Eksteroseptiv duyular) : Dokunma, ağrı ve ısı (sıcak, soğuk) duyuları. Derin duyular (Proprioseptiv

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 9 Serebrum Bazal Çekirdekler Orta Beyin (Mezensefalon) Beyin sapının üzerinde, beyincik ve ara beyin arasında kalan bölüm Farklı duyu bilgilerini alarak bütünleştirir ve kortekse

Detaylı

Santral (merkezi) sinir sistemi

Santral (merkezi) sinir sistemi Santral (merkezi) sinir sistemi 1 2 Beyin birçok dokunun kontrollerini üstlenmiştir. Çalışması hakkında hala yeterli veri edinemediğimiz beyin, hafıza ve karar verme organı olarak kabul edilir. Sadece

Detaylı

Ağrı. Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması

Ağrı. Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması Ağrı Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması Periferik Sinirde İletim Nöron yapısı Sinir lifi tipleri Sinir membranı nın yapısı Sinirde elektriksel iletim Saltatorik

Detaylı

AĞRı VE DUYU EŞIĞININ ELEKTRIKSEL ÖLÇÜMÜ. Ezgi Tuna Erdoğan

AĞRı VE DUYU EŞIĞININ ELEKTRIKSEL ÖLÇÜMÜ. Ezgi Tuna Erdoğan AĞRı VE DUYU EŞIĞININ ELEKTRIKSEL ÖLÇÜMÜ Ezgi Tuna Erdoğan AĞRı-DUYU FIZYOLOJISI Reseptörler Sinir lifleri Spinal Yollar Uyarı Sinapslar Talamus-Çekirdekler Somatik Duysal Korteks Algı DUYU RESEPTÖRLERĠ

Detaylı

a Fizyolojik-klinik b. Süresine göre c. Kaynaklandığı bölgeye göre d. Mekanizmalarına göre sınıflamak mümkündür.

a Fizyolojik-klinik b. Süresine göre c. Kaynaklandığı bölgeye göre d. Mekanizmalarına göre sınıflamak mümkündür. .,' ğrıyı değişik biçimlerde sınıflamak mümv J: kiindür. Ağrının sınıflanması ağrıya yaklaşımda önemli noktalardan birisidir, Ağrının daha ayrıntılı olarak ele alınması, değerlendirilmesi bu sınıflamalarla

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10 Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam Anatomi 42 16 58 Fizyoloji 39 18 57 Histoloji ve Embriyoloji 12 4 16 Biyofizik

Detaylı

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Sinir ve kas hücreleri elektrik üretebilen, dışarıdan elektrik ile uyarılabilen ve elektriği iletebilen dokulardır

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

Bitkisel ürünlerin etkinlik ve güvenilirliğini etkileyen faktörler: -kullanılan bitkinin toplama zamanı -kullanılan kısmı -mevsimsel değişiklikler

Bitkisel ürünlerin etkinlik ve güvenilirliğini etkileyen faktörler: -kullanılan bitkinin toplama zamanı -kullanılan kısmı -mevsimsel değişiklikler Güvenilirlik Bitkisel ilacın kullanımı sırasında karşılaşılabilecek toksisite testleri yapılır. -akut toksisite -kronik toksisite -tekrarlayan doz toksisitesi -mutojenite -karsinojenite -teratojenite -gebelikte

Detaylı

Ağrı duyusu. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Ağrı duyusu. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Ağrı duyusu Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Duyuların Sınıflandırılması 5 Temel duyu Görme İşitme Dokunma Tad Koku Detaylı Sınıflandırma Görsel sistem Görme duyusu

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

Sağlıklı Gönüllülerde Elektriksel Duyu Eşiği Ölçümü. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

Sağlıklı Gönüllülerde Elektriksel Duyu Eşiği Ölçümü. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. Sağlıklı Gönüllülerde Elektriksel Duyu Eşiği Ölçümü Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D. Duyu Fizyolojisi Duyu lifleri A beta A delta C myelinli myelinli myelinsiz İletim hızı hassas

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan Tanı; Dört tanı kriteri Destekleyici tanı kriterleri Eşlik eden özellikler Bu skala; 10 sorudan oluşmaktadır en fazla 40 puan verilmektedir skor sendromun

Detaylı

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi

Detaylı

SİNİR R S İSTEMİ EGZE Z RS R İZ

SİNİR R S İSTEMİ EGZE Z RS R İZ SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ Sinir sistemi; hareket etme, konuşma ve vücudumuzdaki milyonlarca hücrenin koordineli bir şekilde çalışmasını sağlayan iç haberleşme yoludur. Bu nedenle, sinir sistemi hemostasizin

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme

Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme Olgu Sunumu Dr. Mustafa Akgün*, Dr. Zehra Akgün**, Dr. Christoph Garner**** Bursa Devlet Hastanesi,

Detaylı

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN Klinikte Analjeziklerin Kullanımı Dr.Emine Nur TOZAN Analjezikler Hastaya uygulanacak ilk ağrı kontrol yöntemi analjeziklerin verilmesidir. İdeal bir analjezik Oral yoldan kullanıldığında etkili olabilmeli

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI

T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI S- LANSS (Self-Leeds Assessment of Neuropathic Symptoms and Sign) AĞRI SKALASININ TÜRKÇE VERSİYONUNUN GEÇERLİLİK VE GÜVENİLİRLİK ÇALIŞMASI

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

*Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *periferik sinir-kas patolojileri

*Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *periferik sinir-kas patolojileri PERİFERİK SİNİRLER *Periferik sinirlerde kayıt yöntemleri ve ileti hızı ölçümleri. *Kronaksi, reobaz *periferik sinir-kas patolojileri KAFA SİNİRLERİ I. N.olfactarius II. N.opticus III. N.oculomotorius

Detaylı

Sinir Sistemi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Sinir Sistemi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Sinir Sistemi Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. İnsan Vücudu Üro-genital sistem Sindirim sistemi Solunum sistemi Kardiyovasküler sistemi Endokrin sistem Sinir sistemi

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER Dr. Sinan CANAN scanan@baskent.edu.tr Bu Bölümde: Sinirsel refleksler: Tipleri ve yolları Otonom refleks yolları ve işlevleri İskelet

Detaylı

ERKEN MOBİLİZASYON 27/04/16 YATAK İSTİRAHATİ/HAREKETSİZLİK EPİDEMİYOLOJİ

ERKEN MOBİLİZASYON 27/04/16 YATAK İSTİRAHATİ/HAREKETSİZLİK EPİDEMİYOLOJİ ERKEN MOBİLİZASYON Prof.Dr. Necati GÖKMEN DOKUZ EYLÜL ÜÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON AD YOĞUN BAKIM BİLİM DALI İZMİR Dinlenme Doğal tedavi mekanizması Yatak istirahati Uyku ile

Detaylı

4. DERS KURULU Nörolojik Bilimler ve Sinir Sistemi. 15 Şubat 2016 8 Nisan 2016 8 HAFTA KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS

4. DERS KURULU Nörolojik Bilimler ve Sinir Sistemi. 15 Şubat 2016 8 Nisan 2016 8 HAFTA KURUL DERSLERİ TEORİK PRATİK TOPLAM AKTS DÖNEM II. DERS KURULU Nörolojik Bilimler ve Sinir Sistemi Şubat 0 Nisan 0 HAFTA Prof.Dr. DEKAN DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ DERS KURULU BAŞKANI Yrd.Doç.Dr. Tolgahan ACAR Yrd.Doç.Dr. Hikmet BIÇAKÇI KURUL DERSLERİ

Detaylı

Duyu Fizyolojisi ve Deri Duyuları

Duyu Fizyolojisi ve Deri Duyuları Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Duyu Fizyolojisi ve Deri Duyuları Doç. Dr. Sinan Canan sinancanan@gmail.com Somatik Duyular Mekanik değişim ile uyarılan Dokunma Dokunma

Detaylı

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Hücre içi kompartıman ve hücre dışı kompartımanın büyük bölümü elektriksel açıdan nötrdür. Hücre içinde

Detaylı

Duysal Sistemlerin Genel Özellikleri, Duysal Reseptörler. Dr. Ersin O. Koylu E. Ü. Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı

Duysal Sistemlerin Genel Özellikleri, Duysal Reseptörler. Dr. Ersin O. Koylu E. Ü. Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Duysal Sistemlerin Genel Özellikleri, Duysal Reseptörler Dr. Ersin O. Koylu E. Ü. Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Bir Hint Hikayesi: Altı Kör Adam ve Fil DUYSAL UYARAN DUYSAL UYARANIN SİNİR SİNYALLERİNE

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Santral Sinir Sistemi. Periferik Sinir Sistemi

SİNİR SİSTEMİ. Santral Sinir Sistemi. Periferik Sinir Sistemi SİNİR SİSTEMİ Santral Sinir Sistemi Periferik Sinir Sistemi Santral sinir sistemi beyin Spinal kord Periferik sinir sistemi Kranyal sinirler Sipinal sinirler Duysal lifler Motor lifler Somatik sistem (iskelet

Detaylı

Nöropatik A r ve Fizyopatolojik Mekanizmalar

Nöropatik A r ve Fizyopatolojik Mekanizmalar E itim / Education 1 Nöropatik A r ve Fizyopatolojik Mekanizmalar Neuropathic Pain and Physiopathological Mechanisms Ender BERKER stanbul Üniversitesi T p Fakültesi, Fiziksel T p ve Rehabilitasyon Anabilim

Detaylı

Duysal Sistemler. Genel Prensipler ve Özellikler!!!! Dr. Vedat Evren

Duysal Sistemler. Genel Prensipler ve Özellikler!!!! Dr. Vedat Evren Duysal Sistemler Genel Prensipler ve Özellikler!!!! Dr. Vedat Evren Genel Prensipler Duyma (duyu)! Reseptörler!! İletim! Nöral yolaklar!! Kodlanma! Korteksin duysal alanları ALGI Santral Sinir Sistemi

Detaylı

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Özgün Araştırma / Original Investigation Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi Effect of Body Mass Index on the Determination of Bone Mineral Density in Postmenopausal

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ

SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ 1 TEMEL FONKSIYONLAR Vücut içi koşulların kontrol edilmesi İstemli hareketlerin kontrolü Omurilik reflekslerinin programlanması Hafıza ve öğrenme için gerekli olan deneyimlerin

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni

TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni TFD Nörolojik Fizyoterapi Grubu Bülteni Cilt/Vol:3 Sayı/Issue:2 Şubat/February 2016 www.norofzt.org VİBRASYON UYGULAMALARININ FİZYOTERAPİDE KULLANIMI Vibrasyon, salınım şeklindeki hareketlerle karakterize

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Medulla Spinalis. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Medulla Spinalis. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Medulla Spinalis yrd. doç. dr. emin ulaş erdem Medulla spinalis (omurilik) kabaca silindir şeklindedir. Yukaruda foramen magnum dan başlar ve medulla obolgata ile devam

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Bilinç İnsanın kendisinin ve çevresinin farkında olma durumu. İç ve dış çevremizde oluşan uyaranların farkında olma durumu. Farklı bilinç düzeyleri

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Lilly Konuşmacı: Lundbeck Sunum

Detaylı

Omurilik Yaralanması Rehabilitasyonu. Dr. Haydar Gök Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD

Omurilik Yaralanması Rehabilitasyonu. Dr. Haydar Gök Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD Omurilik Yaralanması Rehabilitasyonu Dr. Haydar Gök Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD Ders içeriği Neden bu ders koyuldu Omurilik anatomisi Omurilik yaralanınca neler olur? Hangi işlevler bozulur? OY nasıl

Detaylı

ÜNİTE. FİZYOPATOLOJİ Uzm. Dr. Özlem ÖZSOY İÇİNDEKİLER HEDEFLER AĞRI FİZYOPATOLOJİSİ

ÜNİTE. FİZYOPATOLOJİ Uzm. Dr. Özlem ÖZSOY İÇİNDEKİLER HEDEFLER AĞRI FİZYOPATOLOJİSİ HEDEFLER İÇİNDEKİLER AĞRI FİZYOPATOLOJİSİ Giriş Ağrının Tanımı Ağrıya İlişkin Kavramlar Ağrının Algılanması Ağrı Sinyallerinin Merkezi Sinir Sistemine İletilmesi Ağrının Sınıflandırılması Ağrının Değerlendirilmesi

Detaylı

KAS SİNİR KAVŞAĞI. Oğuz Gözen

KAS SİNİR KAVŞAĞI. Oğuz Gözen KAS SİNİR KAVŞAĞI Oğuz Gözen Kas sinir kavşağı İskelet kası hücresinde aksiyon potansiyeli oluşumunun fizyolojik tek mekanizması, kası innerve eden sinir hücresinde aksiyon potansiyeli oluşmasıdır. İskelet

Detaylı

Başarısız Bel Cerrahisi Sendromunda Nörofizyolojik Değerlendirme

Başarısız Bel Cerrahisi Sendromunda Nörofizyolojik Değerlendirme Başarısız Bel Cerrahisi Sendromunda Nörofizyolojik Değerlendirme Prof. Dr. Işın ÜNAL ÇEVİK Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Duyu Muayenesinde Lezyonun lokalizasyonu Serebrospinal

Detaylı

SANTRAL SİNİR SİSTEMİ. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

SANTRAL SİNİR SİSTEMİ. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül SANTRAL SİNİR SİSTEMİ Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji Bölümü Lisans 1. sınıf (Dr. Muhammed Ayaz ın katkılarıyla) SİNİR SİSTEMİNİN GÖREVİ Çevreden duyusal bilginin alınması

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Otonom Sinir Sistemi emin ulaş erdem Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi -Beyin -Omurilik Periferik Sinir Sistemi Somatik somatik duyu, özel duyular iskelet kaslarının istemli

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider?

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider? SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Descartes- İnsan vücudu bilimsel olarak (doğal yasalarla) açıklanabilecek bir hayvan makinesidir Bu makineyi araştıran, beyin ve davranış arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim

Detaylı

Bir ruhsal belirti olarak ağrı

Bir ruhsal belirti olarak ağrı Bir ruhsal belirti olarak ağrı Uzm. Dr. Irmak POLAT Kars Harakani Devlet Hastanesi 53. Ulusal Psikiyatri Kongresi Bursa, 3-7 Ekim 2017 Kronik ağrı bir halk sağlığı sorunu >70 milyon Amerikalı Medikal harcamalar,

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI

T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI NePIQoL (Neuropathic Pain Impact on Quality-of- Life Questionnaire) NÖROPATİK AĞRININ YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ANKETİNİN TÜRKÇE

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir?

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir? Ders 6 Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI www.ahmetemreazakli.com Rejyonel Anestezi Nedir? Bilinç kaybı olmaksızın, operasyonun gerçekleşeceği bölgede ağrısızlık

Detaylı

Vaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV

Vaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV Göğüs Ağrısına Yaklașım A.Ü. Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D Dr. Murat BERBEROĞLU 03.07.2012 Sunu Planı Vakalar Giriș ve Epidemiyoloji Patofizyoloji Tanısal Yaklașım -öykü - risk faktörleri -fizik muayene -test

Detaylı

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 20082010 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU VE UYKU Hypnos (Uyku Tanrısı) Nyks (Gece Tanrısı) Hypnos (uyku tanrısı) ve Thanatos (ölüm tanrısı) Morpheus

Detaylı

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Tanım Omurganın lateral eğriliğine skolyoz adı verilir. Ayakta çekilen grafilerde bu eğriliğin 10 o nin üzerinde olması skolyoz olarak kabul edilir. Bu derecenin

Detaylı

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI NA GİRİŞ KOŞULLARI : Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokullarının veya Yüksekokul ve Fakültelerin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik YB 205 Beslenme İkeleri Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr YAŞLANMA Amerika da yaşlı bireyler eskiye göre

Detaylı

Doku lezyonları oluşturacak kadar kuvvetli olan zararlı uyarılar birçok algojenik ve pro-enflamatuar kimyasal medyatörlerin salınımına yol açar.

Doku lezyonları oluşturacak kadar kuvvetli olan zararlı uyarılar birçok algojenik ve pro-enflamatuar kimyasal medyatörlerin salınımına yol açar. AĞRI ve İNFLAMASYON Yrd.Doç.Dr. Levent Yazmalar Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi FTR Anabilimdalı AĞRI Ağrı tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilatı (IASP) Tanımı

Detaylı

GÖRSEL İLLÜZYON UYGULAMASININ AĞRI ŞİDDETİ, NİTELİĞİ VE FONKSİYONEL KAPASİTE ÜZERİNE ETKİLERİ

GÖRSEL İLLÜZYON UYGULAMASININ AĞRI ŞİDDETİ, NİTELİĞİ VE FONKSİYONEL KAPASİTE ÜZERİNE ETKİLERİ T.C HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GÖRSEL İLLÜZYON UYGULAMASININ AĞRI ŞİDDETİ, NİTELİĞİ VE FONKSİYONEL KAPASİTE ÜZERİNE ETKİLERİ Fzt. Çağla ÖZKUL Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Programı

Detaylı

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener Motor Nöron ve Kas Hastalıkları Uzm Dr Pınar Gelener Genel Bilgiler Vücudun herhangi bir bölümünde kas kuvveti azalması: parezi Tam kaybı (felç) : paralizi / pleji Vücudun yarısını tutarsa (kol+bacak)

Detaylı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı İŞEME FİZYOLOJİSİ Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Türk Üroloji Yeterlilik Kurulu, Sertifikasyon Sınavlarına Hazırlık Kursu 15-17 Kasım 2016, Kızılcahamam

Detaylı

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ Doç. Dr. Okan Çalıyurt Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Edirne Temel Kavramlar Madde kötüye kullanımı Madde bağımlılığı Yoksunluk Tolerans

Detaylı

ve fizik muayene yöntemleri

ve fizik muayene yöntemleri Dönem 4 FTR STAJI 1.GÜN 08:30:00-09:20:00 09:30:00-10:20:00 Anabilim Dalı ve staj programı ile ilgili bilgilendirme, oryantasyon Dr. Metin KARATAŞ Egzersiz fizyolojisi Dr. Metin KARATAŞ Egzersiz fizyolojisi

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Yetişkinde Gergin Omurilik Sendromu ve Eşlik Eden Toraks Deformitesi Gergin omurilik, klinik bir durumdur ve zemininde sebep olarak omuriliğin gerilmesi sonucu

Detaylı

Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak.

Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak. Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak. Ağrı Ağrının tanımı Uluslararası Ağrı Araştırmaları Teşkilâtı tarafından 1979 yılında şu şekilde yapılmıştır: "Ağrı, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan,

Detaylı

VERTEBRANIN OSTEOPOROZ VE METASTATİK KIRIKLARININ TEDAVİSİNDE VERTEBROPLASTİ/ KİFOPLASTİ

VERTEBRANIN OSTEOPOROZ VE METASTATİK KIRIKLARININ TEDAVİSİNDE VERTEBROPLASTİ/ KİFOPLASTİ VERTEBRANIN OSTEOPOROZ VE METASTATİK KIRIKLARININ TEDAVİSİNDE VERTEBROPLASTİ/ KİFOPLASTİ Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü Endikasyonlar NÖROLOJİK

Detaylı

Acil servis başvurularının. %50-60 ını oluşturur. ERİŞKİN HASTADA AĞRI YÖNETİMİ. Dünya Ağrı Araştırmaları Derneğinin. ağrı tanımlaması şöyledir:

Acil servis başvurularının. %50-60 ını oluşturur. ERİŞKİN HASTADA AĞRI YÖNETİMİ. Dünya Ağrı Araştırmaları Derneğinin. ağrı tanımlaması şöyledir: Dünya Ağrı Araştırmaları Derneğinin ERİŞKİN HASTADA AĞRI YÖNETİMİ ağrı tanımlaması şöyledir: Var olan veya olası doku hasarına eşlik eden veya bu hasar ile tanımlanabilen, Dr. Selcan ENVER DİNÇ AÜTF ACİL

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri

Detaylı

KRONİK PELVİK AĞRI YÖNETİMİ

KRONİK PELVİK AĞRI YÖNETİMİ KRONİK PELVİK AĞRI YÖNETİMİ DOÇ. DR. BERNA HALİLOĞLU PEKER Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Ürojinekoloji Bölümü Tanım Ağrı Olası veya var olan doku hasarına eşlik eden

Detaylı

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Spontan Foot Drop (Düşük k Ayak) Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Dr. Mustafa Akgün, Dr. Zehra Akgün, Dr. Christoph Garner Mentamove Merkezi Bursa Türkiye Keywords: Lumbar Disc Disease, Foot Drop,

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Doç.Dr.Mitat KOZ

SİNİR SİSTEMİ. Doç.Dr.Mitat KOZ SİNİR SİSTEMİ Doç.Dr.Mitat KOZ SİNİR SİSTEMİ Amip gibi tek hücreli bir organizmanın yapılanması esas olarak kimyasaldır. Beyni nükleusudur ve nükleus hücrenin diğer organelleriyle birlikte hareket eder.

Detaylı

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS DOKUSU TİPLERİ İSKELET KASI İskelet Kasının Yapısı Kas Proteinleri Kas Kontraksiyonu KASILMA TİPLERİ KASIN ENERJİ METABOLİZMASI İskelet Kası Çizgili kastır. İstemli çalışır.

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 COLUMNA VERTEBRALİS 2 COLUMNA VERTEBRALİS 1) Columna vertebralis pelvis üzerine merkezi olarak oturmuş bir sütuna benzer ve destek vazifesi görerek vücudun dik durmasını

Detaylı

DİYABETİK AYAK ENFEKSİYONLARININ KLİNİK SINIFLANDIRMASI

DİYABETİK AYAK ENFEKSİYONLARININ KLİNİK SINIFLANDIRMASI DİYABETİK AYAK ENFEKSİYONLARININ KLİNİK SINIFLANDIRMASI DR. GÜLİZ UYAR GÜLEÇ ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TıP FAKÜLTESİ ENFEKSİYON H. VE KLİNİK MİK. AD- AYDIN UDAİS 2014 Giriş Diyabetin en sık ve ciddi

Detaylı

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II. TIP 2010 KAS, SİNİR ve DUYU SİSTEMLERİ DERS KURULU

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II. TIP 2010 KAS, SİNİR ve DUYU SİSTEMLERİ DERS KURULU YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI Dönem II TIP 2010 KAS, SİNİR DUYU SİSTEMLERİ DERS KURULU 19 EYLÜL 2016-11 KASIM 2016 DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM 72 10X2 82 HİSTOLOJİ

Detaylı

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü Omurilik Hasarı Birincil hasar İkincil hasar Sistemik değişiklikler (bradikardi, hipotansiyon,

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Dicle Aras. Sinir, sinir sistemi, yapısı ve fizyolojik sınıflaması

SİNİR SİSTEMİ. Dicle Aras. Sinir, sinir sistemi, yapısı ve fizyolojik sınıflaması SİNİR SİSTEMİ Dicle Aras Sinir, sinir sistemi, yapısı ve fizyolojik sınıflaması Sinir Sinir sistemi fonksiyonları Sinir sistemi vücudun tüm aktivitelerini koordine eder. Organizmanın içinde bulunduğu duruma

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Sinapslar yrd.doç.dr. emin ulaş erdem TANIM Sinaps, nöronların (sinir hücrelerinin) diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletmesine

Detaylı

7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ

7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ 7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ 2017-2018 Güz Dönemi PERİFER SİNİR SİSTEMİNE ETKİLİ İLAÇLAR Periferdeki organlara yönelik sinirsel iletişimin sağlandığı sisteme, PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ,

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı