Hesenbey Zerdâbi (Zerdab, 7 Haziran Bakı, 28 Kasım 1907)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Hesenbey Zerdâbi (Zerdab, 7 Haziran 1842 - Bakı, 28 Kasım 1907)"

Transkript

1 Hesenbey Zerdâbi (Zerdab, 7 Haziran Bakı, 28 Kasım 1907) Azerbaycan millî basınının ve millî tiyatronun kurucusu, eğitimci, gezeteci-yazar, tebiatşinasuzmandır. 7 haziran 1842 r de Göyçay ilinin Zerdab köyünde yoksul bir bey ailesinde doğdu. Rus ordusunun subayları olan dedesi Rehimbey ve babası Selimbey eğitime, ilme, güzel sanatlara büyük ilgi gösterir ve imkanları dahilinde sanat faaliyetleriyle meşgul olurlardı. Evlerinde toplanan fikir adamlarının -yazar, şair, tarihçi, müzikçi vbsohbet meclisleri, Hesenbey'in ilerdeki fikrî gelişimine olumlu etkiler yapmıştı. Babası önce onu köy mollahanesine vermiş, ama oğlunun bu tahsille ilgilenmediğini görünce onu Rus dilinde eğitim veren Şamahı Şehir okuluna götürmüştü. Bu okulda mezuniyet sınavlarını büyük bir başarıyla veren Hesenbey, Kafkas Tahsil Dairesi Başkanlığı 'hin dikkatini çekmiş ve devlet hesabına Tiflis ortaokuluna kabul edilmişdi. 1860'ta ortaokulu bitiren Hesenbey Zerdâbi, 1861 yılında büyük başarıları dikkate alınarak Moskova Üniversitesi'nin Fizik-Matematik Fakültesinin Tabiat Bölümü'ne imtihansız kabul edilmişti. 1865'te aynı üniversiteyi ilmî dereceyle bitirmişti. Üniversitede tahsil gördüğü yıllarda Moskova Üniversitesi rektörü, meşhur Rus tarihçisi Solovyov'un ailesi ile çok yakın idi. Solovyov'un kızı genç ve yakışıklı Hesenbey'e vurulmuştu. Rektör ise, Rus tarihiyle ilgili Şark kaynaklarıyla tanıştırdığı bu kaabiliyetli gencin profesör olması için üniversitede kalmasını istiyordu. Ama kendi halkına hizmeti her şeyden üstün tutan ve bu arzunun yakıcılığına dayanamayan Hesenbey Zerdâbi, üniversiteyi bitirir bitirmez hemen memleketine döndü yıllarında Tiflis toprak idaresinde görev alan Zerdâbi, Azerî köylülerine yapılan haksızlıklara karşı keskin muhalefeti yükünden görevinden uzaklaştırıldı. İhtisasına uygun olmasa da, bir buçuk sene Şamahı mahkeme dairesinde vekillik etti ve burada da kendi vatandaşlarının haklarını savundu. 1869'da Baku ortaokuluna tabiyat tarihi öğretmeni tayin edilen Zerdâbi burada da ilk önce Azerî gençlerini ortaokul ve üniversite tahsiline teşvik etmenin yollarını düşünmüş ve bu amaçla da yaz tatili zamanı, Azerbaycan'ın şehir ve köylerini dolaşarak yoksul talebelerin yaşamını teinin etmek için "Müslüman Cemiyyet-i Hayriyesi"nin temelini atmıştı. Bir yandan tanınmış tabiatşinas âlim olan Hesenbey Zerdâbi, Rusya halk eğitimi tarihinde ilk defa olarak Bakı ortaokulunda Darwinizm eğitimini ders programına dahil etmişti. 1873'te Hesenbey Zerdâbi'nin başkanlığı ve ortaokuldaki Azerî telebelerin iştirakiyle, Azerbaycan kültürü tarihinde ilk tiyatro oyunu gösterilmişti. Sahnede oynamak için, Mirze Feteli Ahundzâde'nin "Hacı Gara" komedisini seçmişti. Oyun büyük başarıyla sahnelenmiş ve buradan toplanan para yoksul telebelere sarf olunmuştu. Eserlerinden birinin kendi sağlığında sahneye koyulması Ahundzâde'yi aşırı derecede sevindirmişti. Ama Hayriye Cemiyeti'nin ve nadir hallerde gösterilen tiyatro oyunlarının yardımı ile milleti uyandırmanın zor olduğunu gören Zerdâbi, herkese hitap etmek için bir kürsü arıyordu. Bu kürsü, kuşkusuz, sade ve anlaşılır bir Azerî Türkçesi ile yayınlanan gazete olabilirdi. 1872'de "Ekinci" adlı gazeteyi yayınlamak isteğiyle Kafkasya'nın resmî makamlarına müracaat eden Zerdâbi, yalnız üç yıl aradan ve uzun, üzücü mücadelelerden sonra gereken izni alabildi. 1874'te İstanbul'a gelerek metbaa avadanlığı ve hurufat elde etdi. İlk Azerbaycan gazetesinin birinci sayısı 22 temmuz 1875'te çıktı. Hesenbey Zerdâbi bu ilk

2 Azerî gazetesinin hem sahibi, hem başyazarı, hem mürettibi, hem tashihçisiydi. "Her ilde on qezet okuyandan birisi oxuduğımu qansa, onları qederi ilbeil artar. Axırda o bend ki, suyun qabağmı kesmişdi ve suyu axmağa qoymurdu, rexne tapar ve su mürur ile bendi yuyub aparar"-diye gazetesinin de yardımıyla cahillik ve fanatizmin hisarlarım yıkmak, halkı ilmin ışığına çıkarmak istiyordu. "Ekinci" kısa zamanda Azerbaycan kültür hayatının önemli bir merkezi haline geldi. Devrin Seyid Ezim Şirvânî, Necefbey Vezirov, Esgerağa Gorâni, Elizâde Şirvâni gibi tanınmış aydınları, qe~ zetenin etrafında toplanarak yeniliği, eğitim ve kültürü onun sahifelerinden halka aşılamaya başladılar. Lakin 1877 Rusya-Türkiye savaşı başladıktan sonra, Ermeni casuslarının verdikleri bilgilere dayanan Rus resmî makamları "Ekinçi"yi savaşda Türkleri desteklemekle suçlayarak kapattılar 'de, kısa bir sürede faaliyet göstermesine rağmen "Ekinci" millî basının sonraki gelişmesinde fevkalade bir rol oynadı. Bu da başyazarın gazeteye yüksek bir tutkuyla sarılmasının neticesinde elde edilmişti. Zerdâbi, "Ekinçi"nin ilk sayılarından birinde gazetenin amaçlarını açıklayarak şöyle diyordu; "Her bir vilayetin qezeti gerek o vilayetin aynası olsun. Ye'ni vilayetin sakinlerinin elediyi işler, onlara lazım olan şeyler xülase, onların her bir derdi ve xahişi o qezetde çap olunsun ki, o qezete baxan xalqı aynada gören kimi görsün". Zerdâbi'yi Azerbaycan'dan uzaklaştırmak isteyen Rus yöneticileri 1878'de onu Rusya şehirlerinden birine-stavropol ortaokuluna-tayin ettiler. Lakin kendi halkının içerisinde olmayı her şeyden üstün tutan Zerdâbi resmî devlet hizmetinden istifa etti ve 1880'de doğduğu köy Zerdab'a dönerek polis nezareti altında burada yaşamaya başladı. Zerdab'da yaşadığı dönemde, köylüleri yeni tarımcılık usûlleri ile tanıştırdı, onların haklarını savundu. "Kaspi", "Tercüman" vb. qezetelerde, muhtelif konularda makaleler yayınlattı. 1896'da Bakü'ye dönen Zerdâbi, burada bir tarafdan "Kaspi" gezetesinde çalıştı, öbür taraftansa Baku belediyesinin azası olarak şehir hayatının düzenlemesine, özellikle de Müslüman nüfusun sorunlarının çözülmesine yardımcı oldu. 1898'de meşhur hayırsever zengin Hacı Zeynalabdin Tağıyev'in maddi desteği ile Bakü'de ilk okulunu açtı. Azerbaycan öğretmenlerinin 1906 yılında toplanan kurultayının gerçekleşmesinde de Zerdâbi'nin önemli hizmetleri olmuştu. 1905'te "Hayat" qezetesinin yayın hayatına geçmesiyle Zerdâbi'nin gezeteci-yazar faaliyetinin de yeni donemi başlamıştı. Hesenbey Zerdâbi, XX yy. başlarına kadar Rus memurlarının başıbozukluğuna, mollaların fanatizm ve cahilliğine, asilzadelerin zalimliğine karşı tek başına, kendi aklı ve kalemi ile mücadele vermişti. Yalnız asrın başlarında, bu mücadelesinin sonucunu-onun kalemi ile yetişmiş, onun manevî desteğini almış nesli gördü ve bunun mutluluğunu yaşadı. Çağdaşlarından birinin haklı olarak yazdığı gibi, Hesenbey kendi faaliyeti ile zayıfların sloganı olan "tek adam döyüş meydanında esger ola bilmez" sözlerinin yanlışlığını ispat etmişti. Modern Azerî kültürünün yaratıcılarından biri olan Hesenbey Zerdâbi 28 kasım 1907'de Bakü'de vefat etmiş ve 1 Aralıkta büyük bir törenle defnedilmişti. Onun vefatı münasebetiyle "Taze Heyat" gezetesinde yayınlanan bir makalede şöyle deniyordu: "Bizi Hesenbeyin ölmeyi bir o qeder düşündürmür. Bir bele zehmet ve belalara sebr eden adam âxırı gerek bir gün öleydi. Bizi düşündüren, bizi ağladan milletimiz içerisinde bu növ üreyi, dili, ef ah, mesleki bir, qorkusuz, ürküşüz, sözünü açık-açığma deyen bir millet mücahidinin qeyb olmasıdır. Çoxdur mu bele saf, sâdik, bîgerez iş dalınca gedenlerimiz?" ("Taze Heyat, 1907, N" 182) Eserleri: Bizim Neğmelerimiz. Bakı, 1906; Torpaq, Su, Hava, Bakı, 1911; Bedeni Salamat Saklamak Düsturu!emeli, Bakı, Kaynakça: Ferhad Ağazade. "Ekinci", Bakı, 1925; Azerbaycan metabuatmın 50 illiyi. Megaleler mecmuesi, Bakı, 1926; Qafqazda ilk Türk gezeti. "Şerqde Medeniyyet ve Yazılı Abideler" mecmuası, c. III, Bakı, 1928; Zaman Memmedov, Hesenbey Zerdâbi, Heyat ve Yaradıcılığı, Bakı, 1957; Heyder Hüseynov. XIX. Esrde Azerbaycan'da Felsefe ve İçtimai-Siyasİ Fikir Tarixînd en, Bakı, 1958, (Rus dilinde); Memmed Mustafayev. Azerbaycan'da İktisadi Fikrin İnkişaf Tarixinden, Bakı, 1958 (Rus dilinde); Ziyeddin Göyüşov. Azerbaycan Maarif çilerinin Etik Görüşleri, Bakı, 1960; Ziyeddin Göyüşov. Zerdâbi'nin Dünya Görüşü, Bakı, 1964 (Rus dilinde); Eziz Mirhemedov. Hesenbey Zerdâbi, "Ekinci", Tam Metin kitabına ön söz, Bakı,, 1979, s.3-17; Veli Memmedov. Ekinci, Bakı, 1975; Müasirleri Zerdâbi Haqqmda, Bakı, (Rus dilinde); Esmira Cavadova. Setirlerde Dögünen Ürek, Bakı, 1990; Vilayet Muxtaroğlu. Büyük Ekİnçi-Hesenbey zerdâbi, "Xezer" dergisi, 1990 No 2, S ; Möhbahı" Rasımov. Hesenbey Zerdâbi XIX. Esrin İkinci Yarısında Yaşamış Görkemli Azerbaycan Maarifçisidir. Azerbaycan Bilimler Akademisi Felsefe ve Tarix İnstutunun Eserleri, C. XIII, Bakı, 1955 vs.

3 YAZILARI (Ekinci tam metin, Bala, 1979, s ) Her bir vilayetin qezetesi gerek o vilayetin aynası olsun. Yeni o vilayetin sakinleri elediyi işîer, onlara lazım olan şeyler, xülase, onların her bir derdi ve xahişi o qezetede çap olunsun ki, o qezeteye baxan xalqi aynada gören kimi görsün. Elbette, qezetenin bele ayna kimi olmağı xalq iledir. Ye"ni her kes gerek öz derdini ve xahişini qezetlerinde beyan etsin ki, onların baresinde işden xeberdar olanlar mübahise etmeklik ile onların yaxş-i yamanlığmı aşkar etsinler. Taki o işi gören onun yaxşı ya yamanîığmdan agâh olub sonra peşimançılıq çekmesin. Pes her bir qezetenin umde metlebi mübahisedir ve eğer bizim dünyadan ve elinden xeberdar olanlarımız "Ekinci" qezetesinde yazılan mctlebler baresinde mübahise başlasalar, çox şâd olarıq. Amma, çifayda, qebristanlıqdan ses gelmeyen kimi, bizim xalqdan da bir seda gelmeyir. Qezeteni oxuyanlar o metleblere bir cavab yazmayırlar. Bele olan suretde biz mübahiseye hesret olmaqdan savay, hetta qezetemizi oxuyanlar ondan narazı olduğunu da bu çağacan bilmirik... "Ekinci", 1875, n. II (s ) Altı ay yoxdur ki, bizim "Ekinci" qezetesi çap olunur. Amma İngilis'in paytaxtı London seherinde onun çap olunmağı me'lumdur. Oradan bir kitabın bir feslinin Türk dilinde olan tercümesini bize gönderibler ki, onun qeletîni düzeldek. Elheqq, bu çox ziyade gözüaçıqhq ister. London seherinde bir nece yüz qezete çap olunur. Onun ile bele kişiler dünyanın ucunda bizim qezete kimi kiçik qezete çap olunmağını eşidib isteyirler ki, ondan da ne'fberdar olsunlar. Amma bizim adamın çoxu ne ki, buçağadek bizim qezeteni oxumayiblar, belke be'zi şexsler onun bina olmağının xeberini eşitmeyibler. Hetta ele adam var ki, qezete pulu verib onu almaq istemir. Bizim xalq dünya işlerini bele soyuq tutmağını bilir iken biz "Ekinci" qezetesini cap erdirmeye başlamjşıq. Ve bizim tek de bir yuxudan oyananlarımıza ümid olnxuşuq ki, xalq qezete oxuynb ondan menfeetberdar olmağa ve dünya işlerinden xeberdar olmağa se'y edecekler. Biz Müselmanlar dünya işini soyuq tutmağa bizim mezhebimiz sebeb deyîl ki, onu ecnebiler bize bohtan deyirîer... Pes biz Müselmanlar dünya milletleri arasında rüsvay ve zelil olub dünya işlerine mehel qoymamamğımıza sebeb ayrı şeylerdir. O sebeblerden sonra danışarıq. İndi bizim ulemalardan iltimas edirik ki, bizim bu sualîanmıza cavab versinler: cünki bizim Peygemberimiz biz Müselmanlara ehnj-ebdanı tehsil etmeye hökm edib ve ona binaen bizlere vacibdir ki, o elmleri tehsil edek... "Ekinci", 1876, n. 12 (s ) Bir şexs çiyninde ağ demir düymeli palto, başında ağ furaşka, ayağında cınldayan çekme, ağzında papiros sallana gederken bir cavana rast gelib salamlaşıb, birge getdikleri zaman cavan onun yal-kopahna baxıb, onu ziyade kamil hesab edib deyir: bizlerde deyirîer ki, yer bir öküz üste dayamb ve onun her bir ezası terpense onun üste olan yerin hissesi hem terpener. Amma men bunu başa düşmürem: niye zelzele olan zaman be'zi yerin etrafı terpenende özü terpenmir? Cavab: Öküz boş sözdür. Rusların "Narodnie poverie" qezetesi deyir ki, yer deryayi muhitin içerisindedir. Bir boyük balıq ki, ona kit deyirîer, onu dalında saxlayıb ve onun terpenmeyinden yer hem terpenir. Cavan bunu eşidib fikre gedende cenab palto söz arasına söz salmaqdan ötrü başlayır ki, dünen menim dostum Nikolay İvanoviç'in menzilinde bir nece Ruslar ile punş içen zaman Rus dilinde çap olunan "Rostoy" qezetesinde "Çıplaq oğlu ve Vaygünlü qaçaq" baresinde men yazdığım mektubu oxuyurduq. Elheqq çox yaxşı inşa elemişdim ve o qezeteni çıxardan bu sebebe meni te'rif edib deyir ki, merheba, kürd qızmdan bele oğul, Müselmandan bele qâbiliyyet... Cavan bu sözü eşidib qeyrete gelib deyir: niye, meğer bizim Müseîmanlardan qâbiliyyet ehli yoxdur? "Ekinci" qezetesinde cenab Heyderî'nin kelâmını meğer oxumarnısınız? Cenab palto ona eyri baxıb, gülüb deyir: menim Müselmanî savadım yoxdur. Amma onu bilirem ki, müselmandan adam olmaz. "Ekinci", 1876, n. 16 (s ) Bizim Qafqaz vilayetinin adını eşidib özünü görmeyen ele fikir edir ki, bizim adam bele gözel yerde cennetde olan kimi keyf-damağa meşguldür. O keşler üçün bizim köçerilerin zindeganlığından bir nece kelme danışaq. Qışm çillesindc axşam düşüb, obanın qaz-

4 malarını tamam qar basıb. Ora-buradan qar içinden tüstü çıxır. Mal-qara qayıdıb qazmalara gelib. Obanın ehli övret-kişiye qanşıb: kimi elinde kürek ağılların içinin qarım atır, kimi tövleye mal sürür, kimi köpeklere yal bişirir, kimi qurd yaralayan malların yarasına baxır, kimi götürüm düşen malları qazmaya sürüyür. Xülâse, böyükden kiçiye here bir işle meşguldür. Qaranhq düşünce xalq mallan rahatlayıb qazmalara çekilir. Birce köpekler çölde qalıb çaqqallm sesini eşidib ağız-ağıza verib ağlaşma ağlayan kimi ulaşırlar. Çovğun şiddet edir. Here elimize bir uzun deyenek alıb bizim kirve Hacı'nm qazmasma gedirik. Köpekler sesizimi eşidib üstümüze tökülür. Biz dal-dala verib özümüzü qoruya-qoruya obanın içine daxil oluruq. Qazmalardan ses gelir. "Ay it heey"amma heç kimden ses gelmir. Hacmin qazmasma yanaşınca köpeklerin qederi ele artır ki, getmek meğdur olmayır. Dalımızı Hacı'nm qazmasma verib ucu dişlenmekden gödelmiş deyenekler ile özümüzü qoruya-qoruya: "Ay Hacı, gel" deye dad edirik. Hacı "Ay it, ay it." deye başında öküz çulu çöle crxıb bizi tanıyıb, qazmaya getirib qızı Tükez'e deyir: "Ağez, ayağa dur, eziz qonaqlar üçün yer qayir". 17 yaşında bir qırmızıyanaq, tergöbek qız gözlerini ovxalaya durub, iki eşşek halığı götürüb buxarınm qabağmda bizim üçün qoyub, Hacı'nm buyurmağına göre başlayır bize aş bişirmeye. Buxarımn qabağmda oturub qazmaya baxırıq. Onun bir küncünde buxarı yanır ki, herden külek onun tüstüsünü içeri doldurur. Bir küncünde bir yaralı keçi ve iki teze doğulmuş buzov bağlanıb. Bir küncünde qanciq eşşek, yani xotuqlu bağlanıb, bir küncünde Hacı'nm tulası doğub, öz küçüklerini emizdirir. Divarm üste köndelen berkimiş ağacın üste 5-6 toyuq yatıb. Hacı buxarının qabağmda cömbelib, qabaq qelyanı rahatlayıb, başına od qoyub bize verib danışır. O cümleden öz övreti Şahperi vefat etdiyini bele neql edir: "Bu il yayda biz dağda olan zaman rehmetlik Şahperi naxoşlayıb gece nâle etdi. Bizim qız da yatmışdi. Gördüm çölde itler berk basir. Ne qeder sesledim, olmadı, çöle çıxıb heç keşi görmeyib itlere aciqlanıb içeri gedib gördüm ki, başına döndüyüm Şahperi Allah rehmetine gedib. Men evi ymlmış heç bilmişem mi ki, itler basan Ezrail imiş? Çıxıb itlerin ağzından onu qurtarmişam. O boynu sınmış alaçığm o biri terefinden girib Şahperi'nin canını aîıb, gedib..." Ey bu kelmeleri oxuyan, dahe besdir. Bizim Hacı başqa danışdığı sözlerden ve Tükez bişirdiyi aşdan danışmayıram. Amma bunu erz edim ki, allah o aşı heç kafere nesib ve Hacı'nı heç kimseneyi hemsöhbet eylemesin. (s ) Bizim zemane zehmet zamanı olduğuna cok zehmet çeken artıq nef tapir. Ona binaen hükema vaxta dövlet deyir. Ye'ni her kesin zehmet çekmeye vaxtı çox ise o kes artıq dövletli hesab olunur. Bu sebebe Avrupa ehli her bir işi maşına sabi ki, maşın onu temiz ve tez elesin. Ye'ni zehmet çekmek vaxtmı artırmaqdan ötrü işleri maşına salıblar ki, maşın işi tez gördüyüne, o işi tutmağa lazım olan vaxt az olur ve onun artığı qeyri işe gedir. Belede bir iş yerine bir nece iş tutmaq olur. Ona bina bir kimse 50 il zehmet çekib 10 min manat qazana bilir ise, maşm ile iş görende 50 il müddetinde Ömrde gördüyü işi 10 ile görüb dahi ziyade ne'fberdâr olur. Pes bu halda qeyri tayfalar fürseti fövte vermeyib zehmetleri artırmaq se'yindedirler. Amma bizim tayfa... dükan-bazarlarda oturanların çoxu bir cüz'i şey yanma qoyub günde 4-5 müşteri gözlemekden öteri exşamacan ağzını ayinb gelib-geclene tamaşa edir ki, güya bu zaman bir geyri iş görmek günâh imiş. Küçelerde cavanlarımız papaqlarmı eyri qoyub "ay balam! ay balam" çağırır, ya bir-birine yaman deyir. Meydanlarda kimi derviş nağıhna qulaq asır, kimi xoruz, kimi qoç dövüşdürür. Xülâse, heç bir heves ile zehmet çeken yoxdur. Hamı ya tenbellik edib işden qaçırıq, bîkâr oturub Allah'dan buyruq deyirik. Belede teeccübdür indiye geder bizim tayfa telef olmayir ve buna sebeb budur ki, keçmişde biz enine yeyib uzununa gezmişik. Amma indi... yerlerimiz qüvveden düşüb, xeyir-bereket qaçıb, elmden xeberdar olan keşlerin yeri darlıq elediyine gelib bizim yerlerde zindegânlıq edirler. Belede bizler bu tenbellik ve bikarcılıq ile onların müqabilinde durabilmeyib, zindegânlıq çenginde meğlub olacağıq ve nece ki, daşmış çaym suyu mürur ile etrafı qerq edir, habele biz de o tayfaların arasında mürur ile telef olacağıq. Bilirem, bunları oxuyan deyecek ki, bu sözler boş sözdür. Allah rûzıverendir, heç kes acından ölmez. Amma rûzî ile rûzînin tevafütü çoxdur. Pes qardaşlar, zehmetinizi artırın ki, bîkârlıq ve tenbellik insan üçün zeherdir. Zehmet çekmek vaxtım uzatmağa se'y edin ki, sizin rûzî düşmenlerinizin esbablarmı ele getiresiniz. "Ekinci", 1877, n. 11 "Ekinci", 1876, n. 17

5 ZİNDEGANLIQ DAVASI VEYAXUD DİRİLİK MÜBARİZESİ (Hesenbey Zerdabi, seçilmiş Eserleri, Bakı-1960, s ) Dünyada olan hayvanat ve nebatat hemişe birbiri ile, e1elexüsus da öz hemcinsleri ile azuqe davası edirler ve her kes bu davada düşmene artıq geldi, dünyada qalıb zindcganlıq edir ve meğlub olanlar xörekden yanmayıb günü-günden artıq zeif olub âxırda telef olurlar. Xaşxaş otunu ki, hamı tanıyor, onun başında bir toxum qutusu olur ki, onun içinde toxurnlar olur. Onun içinde toxumlar emele gelir. O qutunun toxumları yetişdikten sonra qutunun başında qapaq quruyub düşür ve bu ağzı açıq, içi toxumlar ile dolu qutu külek esen vaxtlarda terpenendc onun içinden toxumlar çıxıb sepelenib etraf yere tökülür. Bu toxumlardan qışda xarab olmayıb sağ qalanları baharda isti düşende neşv ü nüma edir ve onların her birisinden bir kiçik ot emele gelir. Bu bir nece yüz kiçik otlar ki, bir arşına qeder fasilesi olan bir yerde emele gelirler, orada özlerine azuqe tapabilmezler. Onlardan hansmm kökü daha güçki olub, uzağa gedib veya boyu biraz arhq olduğuna yuxan qalxib günün istisinden ve şefeqinden artıq nef'berdâr olur, öz konşusu qardaşınm xöreyini alıb veya İşığını kesib, onun qalxmağma mane olub, onu mürur ile telef edir. Bu tövr o az yerde emele gelen kiçik otlar bir-i biri ile gece ve gündüz asuqe davası edib biri- birini mürur ile telef edib axırda o bir az yerde bir nece yüz otdan bir veya ikisi qalır ki, onlara o yerin xöreyi ve güneşi besdir. Bu zindeganlıq davasını insan da hemişe biribiri ile edir. Keçmişde insan vehşi halında olan zaman bu davanı yumruq, sille, sonra qıhnc, galxan ve daha sonra tüfeng ve geyri esleheler ile edirdi. Ele ki, sonra vurmaq, öldürmek nehy oldu, insan zindeganlıq davasını ağıl ile edir. Her kesin ki, ağlı çoxdur, qanacaği artıqdır bu zindeganlıq davasında düşmene üstün gelib onun rûzisini günü-günden azaldıb, bedenini zeiflendirib, cürbecür naxoşluğa duçar edib, âxirda telef edir. Çünki ağıl ve qanacaq artıq olmağı elm tehsil etmek iledir, ona göre de biz Müselman qardaşlarımiz?. "oxuyun, elm tehsil edin"- deyende zikr olan zindeganhq davasindan ötrü deyirik ki, bu davada Müselman qardaşlarımız meğlub olub axirda puç olmasınlar. Doğrudur, insan xaşxaş otlan kimi bilmerre telef olmaz. Ona göre ki, insan heyvanlarm hamısmdan ağıllıdır ve her cür yaman güne devam ede biler. Amma me'lumdur ki, bu yaman güne qalmaqdan ölüm cox yaxşıdır. Bele yaman güne qaîanlar fehlelik, nokerçilik, rençberrik ile ömrünü keçirib, hemişe gözleri elm tehsil edib zindeganhq davasında artıcı gelenlerin elinde olub... Keçmişde ki, her tayfa bir terefde başını qol-! ağuna çekib dünyadan bîxeber oturub zindeganlıq edirdi, azuqe davası o qeder me'lum etmir idi. Çünki o davanı edenlerin bir-i birinden ağıl baresinde o qeder tefavütü yox idi. Amma bizim zemanede ki, bir terefden demiryolları ve paraxodlar artıbdır, ona göre gediş-geliş asan olubdur ve bir terefden karxanalar, zavodlar artır, günde bir cür teze maşmlar ixtira olunur ve alış-verış malı günügünden artıb ucuzlaşıb yakşıraq olur, heç bir elm tehsil eden tayfa öz yerinde oturub öz tayfasına qenaet etmir. Her tayfa öz malını götürüb satmağa yer axtara-axtara dünyanın lap qaranlıq yerlerini de doldurublar. Ona göre de bu halda zindeganlıq davası artıq, şiddet edib ve onun indi 10 ilde olan semeresi keçmişde 100 ilde olan semeresinden çox artıqdır. Belcde dübare tekrar edirem-qardaşlar, oxuyun, elm tehsil edin. Elelxüsus elm tehsil etmek biz Qafqaz Müselmanlarına vacibdir. Hayat, 4. Ocak 1906 DİL VE DİN fs ) Bizim zamanımız elm zamanıdır ve elm tehsil etmek her tayfaya vacibd ir ki, zindeganlıq davasında heç olmasa özünü saxlayabilsin ve bele elm tehsil etmek ile ireli geden vaxtda her tayfa gerek iki şeyi berk saxlasm ki, bu şeyler her tayfanın direkleri hesab olunurlar. Ve onların tayfa olmağına sebebdirler. Bu şeylerin birisi dil ve birisi din ve mezhebdir. Ele ki, bunların birisi elden getdi, tayfanın beli sınan kimidir. İkisi de gedende tayfa gayri tayfalara qarışır, mürur ile yox olur. Çünki dil ve mezheb tayfanın ruhu olan kimidir. Nece ki, ruh çıxanda bedende birce ne'ş, ye'ni cemdek qahr ve bu cemdek mürur ile çürüyüb yox olur. Habele dilsiz ve mezhebsiz tayfa da gerek mürur ile yox olsun. Pes, her tayfa elm tehsil eden vaxtda gerek öz dilinde ve öz din ve mezhebinde tereqqi elesin ki, dünyada qalabilsin. Onlarsız tayfa olmaz. Bu âxır zamanacan biz Rusiya'ya tâbe olan Müsehnanlarm işi çox yaman idi. Bir terefden zindeganhq davası il be il ki, şiddet edirdi ve bir terefden de elm tehsil etmek yolu bağlanmış idi. Çünki bizim öz milleti mektebxanalarımız yox idi ki, orada öz dilimizde, öz mezhebimizde elm tehsil etmek olaydı ve dövlet terefinden açılan mekteblerde Rus keşişlerinden missionerlik edenlerin mesleheti ile bizim dilimizi ve adab-i şerietimizi oxutmağı qadağan etmişdiler. Odur ki, bu mekteblere geden müselmen çox az idi ve olmayan kimi idi. Heqiqet, o zaman biz Müselmanlar üçün çox pis keçirdi. Bir terefden zindeganlıq davası ve bir terefden el çekmekle zindeganhq davasından qaçıb qurtarmaq olmaz. Ondan xilâs olmaq isteyen gerek dünyadan el çekib çekilib bir gûşede otursun, bu da ki, olmaz ve olmayanda onun var-yoxu mürur ile elden cçıxacaq. Elm tehsil etmek ile ondan ağılh olanlar onları cürbecür hiyle, fendler

6 ile onun elinden alıb, onu tez veya geç müflis edecekler, möhtac edecekler ve bir terefden de dövlet açdığı mcktebler ki, orada elm tehsil edenler dil ve mezheblerinden gerek el çekeydiler. Belede biz Müsclmanlar iki deryanını arasında duran gemiydik ki, her terefe meyi etsek yıxılıb qerq olası idik. İndi Allah'a şükür olsun ki, keçen ilden hökm edilibdir ki, Rusiya'ya tâbe olan tayfalar öz uşaqlannı öz mektebxanalarmda öz dillerinde oxudabilerler ve onlar padşahlıq mekteblerinde oxuyanda onların öz dinlerini ve adab-i mezheblerini de onlara oxutsunlar. Eğer ki, bu hökm sadir olandan bir ilecen kecibdir, amma heç bir xeber yoxdur ki, filan yerin Müselmanları bir bele mekteb açıblar. Buçağacan biz Müselmanlar deyirdik ki, mektexanalarda bizim uşaqlarımızı öz dilimizde oxutmağa qoymayırlar. Ona göre bizler de onları oxutmayırıq. Bes indi ne üçün mektexanalar açmayırıq, uşaqlarımızi oxutmayırıq ki, biz istediyimiz ıxtiyari bize veribler? Bizim ile zindeganhq davası edenler iti qılmcı götürüb bizim üstümüze düşüb her bir nicat yolunu bağlayırlar. Kâxhanalar hamisi ecnebilerin elinde, senet de onlarda. Alış-verış yene bedestûr. Hetta bedbext Müselman fehlolcrine de ecnebilere verilen mebleğin yarısını verirler ki, sen oxumamısan, fehleliye qabiliyyetin yoxdur. Bes haçan biz gözleriınizi açıb bunları gorcccyik ve bunlara çare edeceyik? Padşahlıq mektebxanalarmda bizim uşaqlanmıza Öz dillerini ve adab-i şerieti oxutmağa icâze veribler. Ona göre o mektebxanalarm hâkimi bu yeni keçen baharda yazmışdı ki, Müselmanlar öz uşaqlarını oxutmaqdan öteri proqram tertiblesinler ki, onlara ne oxutsunlar ve nece oxutsunlar? Amma buna bir cavab verilmedi. Odur ki, ilin başında bizden bixeber mekteblerin hâkimi öz terefinden bizim dilimizi ve adab-i şeriet oxutmaqdan öteri müellimler te'yin edib ve bu halda onlar ne oxudurlar ve nece oxudurlar, biz bilmirik. Pes biz qonşulanmiza qoşulub bu selahiy yeti eri isteyende ne üçün isteyirdik ve qonşulanmız o selahiyyetlerden nef berdâr olub daha artıq elm tehsil etmeyinden bizlere bir fayda olacaq mı? Qardaşiar, yatmaq vaxtı deyil. Ayılıb bir fikir edin, bu işlerin âxırı nece olacaq? Yoxsa, heqiqet bizim ruhumuz gedib, birce cesedimiz qalib. Belede vay bizini halımıza. Hayat- 6. Ocak-1906 BİZİM NEĞMELERİMİZ (s ) Bizim Qafqaz Müselmanlarma heç bir yazı ve dü ile dcyilcn söz o qeder eser etmez, nece ki şe'r ile deyilen söz, elebcüsus neğmeler ki, xoş sövt ile oxunur ve bunun sebebi odur ki, Qafqaz'm yerlerinin xasiyyeti beledir. Bizim cennetin bir gûşesine oxşayan vetenimizin dağları, çayları, xoş âb ü hevası ve h'e'f bir cehetden sefah ve dilgûşe olmağı onun az zehmet ile bol mehsûl götüren ahalisini cûşe getirib bu hâle sahr. Bir baxm, bizim âşıqlarımız toylarda oxuyanda onlara qulaq asanlara. Bu zaman qulaq asanlar ele hala gelirler ki, beistilah-i Türk etini kessen de xeberi olmaz. Ele ki, sonra toy qurtardı, âşıqlar evine getdi, 5-10 gün uşaqlar küçede gezende âşıqdan oxuduqları qâfiyeleri oxuya-oxuya gezirler ve birbirinin qeletini düzeldirler. Bizim qardaşlarımızm bu xasiyyeti mehsûlâver torpaq kimidir ki, orada neğme suretinde xoş ovqat ile deyilen söz neqş bağlayib çox qaldığma artıg da eser eder. Keçmişde "Ekinci" gazetesi çıxanda o vaxtm şairlerinden yazıb teveqqe elemişdim ki, bülbülü ve gülü te'rif ve bir-i birlerini hecv etmekden el çekib elm tehsil etmeyin neflerinden ve biz Müsclmanlara olan zülmlerin baresmde şe'rler yazıb onları bizim âşıqlara xoş sovt ile oxumağı öyretsinler ki, âşıqlar onları toylarda oxuyub ehâlini oyatmağa sebep olsunlar. Onlardan birce Seyid Ezim Şirvanî elm tehsil etmek neflerinden bir nece şe'r yazmişdir ki, "Ekinçi"de çap olunmuştur. Amma qeyri şairlerimizden heç bir cavab gelmedi. O ki, bizlere olan zühnlerdir, o barede meliküşşüâra Seyid Ezim Şirvanî de bir şey yazmadı. Buna sebep odur ki, bizim şairlerimiz elm tehsil etmeyibler. Onların qanacağı azdır, gözleri bağlıdır, görmüşler ve o zülmler ki, bizlere olur, onları zülm hesab etmirler. Meselen, me'lûmdur ki, bu lıalda bizim Bakü'de bir gece keçmir ki, küçelerde gedib geleni döyüb, soyub, hetta öldürmek olmasın. Heç bu işler bizim adama eser edir mi? Hâşa etmir. Eğer etseydi, bele olmazdı. Bizim şâirlerimiz de beledir. Onlar da bele gebih işlerden ibret edib cûşe gelinirler ki şe'r yazsınlar. Xülâse, şe'r bir böyük âletdir ki, onunla bizim yuxuda olan qardaşlarımızı ayıltmaq çox asandır. Bizim gonşularımiz Ermeniler bele şe'rler ile çox iş görürler. Bu halda onların kûçelerinde gözleri kor elinde tar âşiqları bir uşaq qolundan tutub qapı-qapı gezdirir. Heç bilirsiniz mi p âşıqlar ne oxuyurlar? Onlar Ermenistan'ın keçmişde olan xoş ve yaman günlerinden, Osmanlı Dövleti'nin onlara eîediyi zülmlerden ve qeyri şe'rler oxuyurlar. Odur ki, bir millet işi olanda Ermenilerin hamisi birden qalxıb bir adam kimi iş görürler. Meğer bizim bele olmadığımız günahdır?. Hayat-8. Ocak İTTİHAD-İ LİSAN (s )...Biz Rusiya dövletine tâbe olan Müslümanların hamisi Türkdürler. Bizim esil dilimiz Türk dilidir. Amma bu dil ayrı-ayrı yerlerde câri olduğuna her terefde bir qeyri şiveye düşüb, gey-

7 rilerden aralanıb, elbette, zikr olan qayda ile bu Türk tayfaları elm tehsil etmeye başlayıb, ye'ni qaranlıq otaqdan çöle çıxıb tereqqi yoluna düşende bir-birinden dexi artıq uzaqlaşacaqdılar. Beledc bir az vaxtdan sonra onlar biri- birinin ne ki, darıışdığını, hetta yazdığım da anlayabilmeyecekdiler. Heç insafdır mı ki, biz Türkler bir dilde, bir dinde ola ola biri- birimizden aralanıb artıq gücden düşmeyimize sebep olaq? Ona göre bizlere vâcibdir ki, indi vaxt keçmemişden ittihad-i lisan dalinca olub bir umûmi dil bina edib, bu ümümi dilde yazıboxuyaq ki, vaxtı ile o dil hammm yazıb oxumaq dili olsun. Bele de Rusiya'da olan Türk tayfaları getdikee biri- birlerine artiq yavuqlaşıb, birleşmekden artiq da güclenib tereqqi etmeye qâdir olurlar ve qardaşhqları daha möhkem olur. Bu halda bizim Türk dilinde Baxçasaray'da çıxan "Tercüman" qezetesi ve Peterburg'da çıxan "Nur" qazetesi bu umûmi dil üste behs edirler. "Tercüman" 30 ildir çixır. Bu 30 ilin müddetinde her terefin Müseîmanları qeyri qezete olmadığına göre onu apanb oxuyublar. Odur ki, biraderimiz Ismayıl Bey isteyir ki, "Tercuman"m dili umumi dil olsun. Amma Axund Bayazidov "Nur" qezetesini Tatar şivesinde çıxarır ve her Türk tayfası qezetesinin öz dilinde çıxmasmı isteyir. Çünki biz Rusiya'da olan Türk tayfaları üçün umûmi dü işletmek vâcibatdandır ve bu halda bele umûmi dil bina etmek çox çetindir. Ona göre mes- lehetdir ki, her tayfa öz xeyrini gözleyib biraz vaxt artıq zehmet qebul edib uşaqlarma te'lim-i ulûm edende qeyri Türk şivelerini de yaddan çixarmasmlar ki, bu uşaqlar gelecekde öz din qardaşlarını daha yaxşı tanıyıb onlar ile daha artıq yaxmlaşıb heqiqi qardaş olmaqdan ötrü özleri üçün umûmi bir dil de bina etsinler. Bizim qafqazlı qardaşlarımızdan gelecekde umûmi dil meğdur olmağım gözleyib, teveqqe olunur ki, bu halda qezeteni camaat oxumaq üçün yazanda camaatm ana dilinde yazsınlar ki, onları her destixetti olan oxuyub anlayabilsin ve fars sözlerini beqedr-i meqdûr az yazsınlar. Heqiqet biz, elelxüsus bizim be'zi muhabirlerimiz, mollarımız yazdığı Türk dili deyil, bir qeyri, ne Fars, ne Türk dilidir-ki, herkes özünün artıq oxuduğunu göstermek isteyir. insanın şerafetinin bir delili de nitqdir. Lâzımdır ki, her kes ele danışsın, ele yazsın ki, onu mümkün mertebe avam da başa düşsün. Belede qezete çıxaranlar gerek yaddan çıxarmasmlar ki, gezete oxuyanlarm coxu, elelxüsus bizim memleketde avamdır, öz Türk şivesinden başqa dil bilmeyirler ve cümle qezetelerimizin idarelerinden teveqqe olunur ki, qeyr-i Müselman tayfalarının şivelerinde çap olunan metleblerin, ora-burasım bir derece bizim şive ile düzeldib sonra çap etsinler ki, onları oxuyanlar anlayabilsinler. Heqiqet qezete camaat üçündür. Camaat qezete üçün deyil. Hayat-11 Ocak-1906

BAYRAK Arif Nihat ASYA Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü. Işık ışık, dalga dalga bayrağım, Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim

Detaylı

X - Letif eler - Fıkralar

X - Letif eler - Fıkralar X - Letif eler - Fıkralar Molla Nesreddin Yeqin Dovşan Azıbdı Bir gün Molla Nesreddin bazara çıxır. Bazarda gezende görür ki, bir ovçu iki dovşan satır. Molla cebinde olan pulunu 1 verib dovşanlarm ikisini

Detaylı

Ebdürrehim Haqverdiyev (Şuşa, 1870 - Bakı, 1933)

Ebdürrehim Haqverdiyev (Şuşa, 1870 - Bakı, 1933) Ebdürrehim Haqverdiyev (Şuşa, 1870 - Bakı, 1933) Ebdürrehimbey Esedbey oğlu Hagverdiyev (Hagverdili), 17 Mayıs 1870 yılında, Şuşa'ya bitişik Ağbulag köyünde, asilzade bir ailede doğdu. Babası Esed Bey,

Detaylı

Neriman Nerimanov (Tiflis, 14 Nisan 1870 - Moskova, 19 Mart 1925)

Neriman Nerimanov (Tiflis, 14 Nisan 1870 - Moskova, 19 Mart 1925) Neriman Nerimanov (Tiflis, 14 Nisan 1870 - Moskova, 19 Mart 1925) Tanınmış yazar, doktor ve devlet adamıdır. 14 Nisan 1870'de Tiflis'te doğdu. Babası Kerbelâyı Necef küçük esnaf, annesi Helime Hanım ise

Detaylı

Nadirezheri. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Nadirezheri. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.11.2004 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Tağışahbazi Simurg. (2 Temmuz 1892, Baku - 21 Nisan 1937,?)

Tağışahbazi Simurg. (2 Temmuz 1892, Baku - 21 Nisan 1937,?) Tağışahbazi Simurg (2 Temmuz 1892, Baku - 21 Nisan 1937,?) XX. yy. başlarındaki Azerî Edebiyatı'nda küçük hikaye ustası olarak tanınır. 2 Temmuz 1892'de, Baku'nun İçerişeher denilen eski bölgesinde, tüccar

Detaylı

Memmed Emin Resûlzâde (Bakû/Novhanı, 31 Ocak 1884 - Ankara, 6 Mart 1955)

Memmed Emin Resûlzâde (Bakû/Novhanı, 31 Ocak 1884 - Ankara, 6 Mart 1955) Memmed Emin Resûlzâde (Bakû/Novhanı, 31 Ocak 1884 - Ankara, 6 Mart 1955) Türk-İslâm dünyasında ilk cumhuriyetin kurucusu, politikacı, gazeteci, yazar, edebiyat ve tarih uzmanıdır. 31 Ocak 1884'te Baku

Detaylı

Neriman Hesenzâde (Kazak 1931)

Neriman Hesenzâde (Kazak 1931) Neriman Hesenzâde (Kazak 1931) Neriman Hesenzâde, Kazak bölgesinde, Poylu adlı bir demiryolu kasabasında doğdu. Babası Almehemmed bir demiryolu işçisidir. İlk öğrenimini doğduğu kasabada, orta öğrenimini

Detaylı

Üzeyir Hacıbeyli (Ağcabedi, 18 Eylül 1885 - Baku, 23 Kasım 1948)

Üzeyir Hacıbeyli (Ağcabedi, 18 Eylül 1885 - Baku, 23 Kasım 1948) Üzeyir Hacıbeyli (Ağcabedi, 18 Eylül 1885 - Baku, 23 Kasım 1948) XX. yy. Azerî müziğinin büyük klasiği, Türk- Müslüman dünyasında ilk operanın müellifi, gazeted-yazar ve dram yazarı, kültür tarihçisidir.

Detaylı

Necefbey Vezirov ( Şuşa, 1854 - Şamahı, 1926 )

Necefbey Vezirov ( Şuşa, 1854 - Şamahı, 1926 ) Necefbey Vezirov ( Şuşa, 1854 - Şamahı, 1926 ) M.F.Ahundzâde'den sonra onun edebî geleneğini devam ettiren ikinci Azerbaycan dram yazarıdır. 1854'te Şuşa'da, asilzade ailesinde doğdu. Azerbaycan kültürüne

Detaylı

Aşıq Qerib (Azerbaycan Dastanları, Baku, 1977, s.423-448)

Aşıq Qerib (Azerbaycan Dastanları, Baku, 1977, s.423-448) Aşıq Qerib (Azerbaycan Dastanları, Baku, 1977, s.423-448) Size kimden ve ne yerden danışım, Tebriz vilayetinden. Tebriz vilayetinde Memmed Sövdekâr adında bir kişi vardı. Bunun dünya üzerinde bir qızı

Detaylı

Memmed Arif (Bakû,1904 - Baku, 1975)

Memmed Arif (Bakû,1904 - Baku, 1975) Memmed Arif (Bakû,1904 - Baku, 1975) Tenkitçi, edebiyatçi, mütercim, pedagog, naşir, yabancı diller doktoru (1955), profesör (1955), Azerbaycan İlimler Akademisi asil üyesi (1958), "emekdar elm xadimi"

Detaylı

XIII - Efsaneler ve Revayetler

XIII - Efsaneler ve Revayetler XIII - Efsaneler ve Revayetler Dünya Öküzü Deyirler dünya Boz öküzün buynuzunda dayanmışdı. Her defe yatıb duranda, otlamağa gedende, su içinde yer titreyir, dağlar denize, denizler dağlara çevrilir, dünya

Detaylı

Cefer Cabbarlı (Baku, 1899 - Baku, 1934)

Cefer Cabbarlı (Baku, 1899 - Baku, 1934) Cefer Cabbarlı (Baku, 1899 - Baku, 1934) Cefer Cabbarlı 1899 yılında, Baku yakınlarındaki Xızı köyünde doğmuştur. Babasının adı Qafar'dır. Bakü'de, Rus-Tatar Mektebi'ni ve 3enaye Mektebi'ni (1920) bitirmiştir.

Detaylı

Çingiz Hüseynov (Baku, 20 Nisan 1929)

Çingiz Hüseynov (Baku, 20 Nisan 1929) Çingiz Hüseynov (Baku, 20 Nisan 1929) Çingiz Hüseynov, 20 Nisan 1929'da Bakü'de doğmuştur. Babasının adı Hasen'dir. Orta öğrenimini Bakü'de tamamladıktan sonra Azerbaycan Devlet Üniversitesi'nin Filoloji

Detaylı

Qurbani. Naşı tebib derde derman etmedi, Canan gelip göz evimden ötmedi, '-- Hesret öldüm, elim yara yetmedi, Vezir de menim tek kâmın almasın!

Qurbani. Naşı tebib derde derman etmedi, Canan gelip göz evimden ötmedi, '-- Hesret öldüm, elim yara yetmedi, Vezir de menim tek kâmın almasın! Qurbani Geleneğe uygun olarak destan üstadnâme ile başlar. Sonra hikâyeye geçilir: Kür ile Aras'ın kavuştuğu yerde iki kardeş yaşarlar. Bunlardan Hüseyinali Han varlıklı, Mirzaali Han ise yoksuldur. Mirzaali

Detaylı

Elekberzade Ebulhesen (Şamaxı, 1906 - Şamaxı, 1986)

Elekberzade Ebulhesen (Şamaxı, 1906 - Şamaxı, 1986) Elekberzade Ebulhesen (Şamaxı, 1906 - Şamaxı, 1986) Ebulhesen Elekberzade, 1906 yılında, Şamaxı şehrinin Baskal köyünde, dokumacı bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, ilk tahsilini Rus-Tatar mektebinde, orta

Detaylı

Program. AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu

Program. AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu Program AÇILIŞ 15 EKİM 2014 10:00-12:00 İstanbul Üniversitesi Cemil Bilsel Konferans Salonu TEBLİĞLER 15-17 EKİM 2014 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Konferans Salonları KAPANIŞ OTURUMU 17 Ekim

Detaylı

BEXTİYAR VAHABZADE TÜRK DÜNYASININ İSTİQLAL ŞAİRİDİR

BEXTİYAR VAHABZADE TÜRK DÜNYASININ İSTİQLAL ŞAİRİDİR BEXTİYAR VAHABZADE TÜRK DÜNYASININ İSTİQLAL ŞAİRİDİR Ramazan Qafarlı, Doktor-professor (Azerbaycan) Türk dünyasının ikinci minillikde yetirdiyi böyük şexsiyyetlerden biri, Azerbaycan edebiyyatının, bütövlükde

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Molla Nasreddin Dergisi nde Felyetonlar

Molla Nasreddin Dergisi nde Felyetonlar Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 3, Sayı 3 (Eylül 2006) Mak. #39, ss. 7-21 Telif Hakkı Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları

Detaylı

Memmed Araz (Nahcıvan-Şahbuz, 14 Ekim 1933)

Memmed Araz (Nahcıvan-Şahbuz, 14 Ekim 1933) Memmed Araz (Nahcıvan-Şahbuz, 14 Ekim 1933) İbrahimov Memmed 14 Ekim 1933'te Nahcıvan Muxtar Respııblikası'nm Şahbuz bölgesinin Nurs köyünde doğmuştur. Babasının adı İnnTdir. Orta öğrenimini burada tamamladıktan

Detaylı

Yusif Semedoğlu (Baku, 25 Aralık 1935)

Yusif Semedoğlu (Baku, 25 Aralık 1935) Yusif Semedoğlu (Baku, 25 Aralık 1935) Yusif Semed Vekilov aydın bir ailenin çocuğu olarak Bakü'de doğmuştur. Babasının adı Vurğım'dur. Orta öğrenimini Bakü'de tamamladıktan sonra, Moskova'da SSRİ Yazıcılar

Detaylı

Töfiq Mahmud (Nahavan, 9 Kasım 1931)

Töfiq Mahmud (Nahavan, 9 Kasım 1931) Töfiq Mahmud (Nahavan, 9 Kasım 1931) Mehdiyev Tevfik Mahmudoğlu, Nahçıvan'ın Şahbuz kasabasında doğdu. Aynı yıl ailesi Bakü'ye göçtü. İlk ve orta öğrenimini burada tamamlayan Tevfik, Azerbaycan Devlet

Detaylı

BAKI DÖVL8T UNİVERSİTETİ İLAHİYY AT F AKÜLT8SİNİN ELMİ M8CMU8Sİ

BAKI DÖVL8T UNİVERSİTETİ İLAHİYY AT F AKÜLT8SİNİN ELMİ M8CMU8Sİ BAKI DÖVL8T UNİVERSİTETİ İLAHİYY AT F AKÜLT8SİNİN ELMİ M8CMU8Sİ N2 02 (02) İYUL (TEMMUZ) 2004 Mahmud Kaşğarinin "Divanü Lüğat-it Türk" asarinda rum smm 209 MAHMUD KAŞGARİNİN "DİV ANÜ LÜGAT-İT TÜRK" asarinda

Detaylı

Sultan Mecid Genizâde

Sultan Mecid Genizâde Sultan Mecid Genizâde (Şamahı, 1866 -?, 1942) Azerî kültürü tarihine yazar, eğitimci, lügat ve ders kitapları müellifi sıfatlarıyla dahil oldu. 1866 Nisan ayında, Şamahı kentinde doğdu. Babası Hacı Murtuzeli,

Detaylı

İSTİQLALİYET KÜÇESİ. Sovyet devrinin Kommünist prospekti Çarlık zamanının Nikolayevska prospekti

İSTİQLALİYET KÜÇESİ. Sovyet devrinin Kommünist prospekti Çarlık zamanının Nikolayevska prospekti İSTİQLALİYET KÜÇESİ Sovyet devrinin Kommünist prospekti Çarlık zamanının Nikolayevska prospekti MERAM Kendi yakın değerlerine hemen hemen hiçbir merak ve ilgisi olmayan insanların, taşıdıkları ünvanlar

Detaylı

Firudinbey Köçerli (Şuşa, 1863 - Gence, 1920)

Firudinbey Köçerli (Şuşa, 1863 - Gence, 1920) Firudinbey Köçerli (Şuşa, 1863 - Gence, 1920) XIX-XX. yy. Azerbaycan Edebiyatında ilk profesyonel tenkitçi ve Edebiyat tarihçisidir. 1863'te Şuşa'da doğdu. Babası Ahmet Ağa Köçerli, Karabağ'ın açık fikirli

Detaylı

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun - 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun (Resmî Gazele ile neşir ve ilâm : 24/V/9S3 - Sayı : 2409) No. Kabul tarihi 23 - V -933 BÎRİNCİ MADDE İstatistik umum müdürlüğü; umum müdürlük, müşavirlik,

Detaylı

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır. TÜRKİYE'DEKİ GÖÇLER VE GÖÇMENLER Göç güçtür.hem güç ve zor bir iştir hem de güç katan bir iştir. Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri

Detaylı

Mirze İbrahimov (Serab, 1911-Baku, 1994)

Mirze İbrahimov (Serab, 1911-Baku, 1994) Mirze İbrahimov (Serab, 1911-Baku, 1994) Mirze İbrahimov, 1911 yılında, Güney Azerbaycan'ın Serab şehri yakınlarındaki Eve köyünde doğmuştur. Babasının adı Ejder'dir. 1918 yılında aileyi ile Bakü'ye gelmiş,

Detaylı

Yakup Şakir Ali MEKTEP VE MİLLİ DİL. Parlaq fikir, teren aqıl qazanılır mektepte, Bundan maxrum qalan adam aqir olur elbette.

Yakup Şakir Ali MEKTEP VE MİLLİ DİL. Parlaq fikir, teren aqıl qazanılır mektepte, Bundan maxrum qalan adam aqir olur elbette. Yakup Şakir Ali (Bahçesaray, 1890-1930) Yakup Şakir Ali 1890 yılında Bahçesaray'da doğdu. Babası esnaf olan şâir, bahçesaray'daki orta okulu bitirdikten sonra, 1905 yılında "Tercüman" gazetesinin matbaasında

Detaylı

İSMAIL BEY GASPIRALININ EĞİTİM KONSEPTİNDE ORTAK TÜRKCE

İSMAIL BEY GASPIRALININ EĞİTİM KONSEPTİNDE ORTAK TÜRKCE Rehman Kuliyev (Bakü, Azerbaycan) İSMAIL BEY GASPIRALININ EĞİTİM KONSEPTİNDE ORTAK TÜRKCE XIX asrın sonları XX asrın başlarında türk dünyasının büyük fikir adamlarından biri Gaspıralı İsmail beydir(1851-1914).

Detaylı

Sayın Bülent SOYLAN Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı)

Sayın Bülent SOYLAN Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı) Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı) 12.11.2011, Şişli-İstanbul 108 Dursun Ali Yaz Özgeçmiş PTT çalışanı olan babasının memuriyeti dolayısıyla bulunduğu Adapazarı nda 1949 yılında doğdu.baba tarafından

Detaylı

Iğdır Sevdası. yıp olarak acı bir gerçeklik halinde karşımıza dikilmiştir.

Iğdır Sevdası. yıp olarak acı bir gerçeklik halinde karşımıza dikilmiştir. BİRSEN YAYCI (SAYAN) 1950 den önceki dönemlerde il genel meclisi üyesi olarak Iğdır ı temsil eden Hüseyin Yaycı, kişiliği ve kültürüyle Iğdır ın vazgeçilemez renkli bir şahsiyeti ve başarılı bir ticaret

Detaylı

Reşidbey Efendiyev (Şeki, 1863 - Seki, 1942)

Reşidbey Efendiyev (Şeki, 1863 - Seki, 1942) Reşidbey Efendiyev (Şeki, 1863 - Seki, 1942) Şair, dram yazarı ve eğitimcidir. 1863'te, Azerbaycan'ın kültür merkezlerinden biri olan Şeki'de doğdu. Babası ruhanî olsa da, evlatlarına çağdaş bir eğitim

Detaylı

SELANİK KALE SURLARININ YIKILMASI

SELANİK KALE SURLARININ YIKILMASI SELANİK KALE SURLARININ YIKILMASI BAKİ SARISAKAL SELANİK KALE SURLARININ YIKILMASI Mümeyyiz 1 Kasım 1869 İzmir de Neşrolunan Empirasyon Gazetesinin Selanik ten Aldığı Tahriratın Sureti mütercimesidir:

Detaylı

Adı Soyadı : Doç.Dr.Ayten Sezer ARIĞ Doğum Yeri :Ankara. İş Adresi : H.Ü. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü İş Telefonu : 0312 297 68 70/116 İş Faks: 0312 299 20 76 E-Mail :aytens@hacettepe.edu.tr,

Detaylı

ORTAK TÜRK YAZı PROBLEMİ HAKKINDA İLK TEZ

ORTAK TÜRK YAZı PROBLEMİ HAKKINDA İLK TEZ ORTAK TÜRK YAZı PROBLEMİ HAKKINDA İLK TEZ PROF. DR. ALAEDDİN MEHMEDOGW 29 Ocak 1997 tarihinde Azerbaycan İlimler Akademisi İ. Nesimi adına Dilcilik Enstitüsünde büyük canlanma vardır. N. Tusi adına Azerbaycan

Detaylı

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ BAKİ SARISAKAL SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ 1880 yılının başında Samsun da açıldı. Üçüncü Ordu nun sorumluluğu altındaydı. Okulun öğretmenleri subay ve sivillerdi. Bu okula öğrenciler

Detaylı

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871

İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 Hayatı ve Edebi Kişiliği İbrahim Şinasi 5 Ağustos 1826 da İstanbulda doğdu. 13 Eylül 1871 de aynı kentte öldü. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmed Ağa 1829 da Osmanlı Rus savaşı

Detaylı

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.8.2005. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.8.2005. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 6.8.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin

Detaylı

ISLAMIC CIVILISATION IN CAUCASIA PROCEEDINGS OF THE INTERNATIONAL SYMPOSIUM BAKU-AZERBAIJAN, 9-11 DECEMBER 1998. Edited by

ISLAMIC CIVILISATION IN CAUCASIA PROCEEDINGS OF THE INTERNATIONAL SYMPOSIUM BAKU-AZERBAIJAN, 9-11 DECEMBER 1998. Edited by 1 1 1 ~. ı KAFKASYA'DA İSLAM MEDENİYETİ MiLLETLERARASI SEMPOZYUMU TEBLİGLERİ BAKÜ-AZERBAYCAN, 9-11 ARALIK 1998 ISLAMIC CIVILISATION IN CAUCASIA PROCEEDINGS OF THE INTERNATIONAL SYMPOSIUM BAKU-AZERBAIJAN,

Detaylı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI VE SEBEPLERİ 1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak 2-Avrupa Devletlerinin, Osmanlı nın içişlerine karışmalarını

Detaylı

Iğdır Sevdası AVUKAT SEVDA DOĞAN

Iğdır Sevdası AVUKAT SEVDA DOĞAN Iğdır Sevdası AVUKAT SEVDA DOĞAN Cömert, cefakâr, cana yakın bir insandır Musa Doğan (1923-1992). Dostlarını seven; vefa ve yardımını kimseden esirgemeyen örnek bir insandır o. Siyasete il genel meclisi

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI KONU ÖZETİ Bu başlık altında, ünitenin en can alıcı bilgileri, kazanım sırasına göre en alt başlıklara ayrılarak hap bilgi niteliğinde konu özeti olarak

Detaylı

Mirze Feteli Âhunzâde (Seki, 1812-Tiflis, 10 mart 1878)

Mirze Feteli Âhunzâde (Seki, 1812-Tiflis, 10 mart 1878) Mirze Feteli Âhunzâde (Seki, 1812-Tiflis, 10 mart 1878) Modern Azerbaycan Edebiyatının kurucusu, Türk-Tsîâm dünyasının ilk dram yazan, alfabe ıslahatçısı, şair, tenkitçi, ve filozof, 1812'de, eski Seki

Detaylı

Qabil (Baku, 1926-) Saysız şer içinde adi şe'rsen Ancaq ne şeriyin, ne ortağın var. Böyük bir axında üzüb gedirsen, Xırdaca gemisen, öz bayrağın var.

Qabil (Baku, 1926-) Saysız şer içinde adi şe'rsen Ancaq ne şeriyin, ne ortağın var. Böyük bir axında üzüb gedirsen, Xırdaca gemisen, öz bayrağın var. Qabil (Baku, 1926-) Qabil İmamverdiyev 1926 yılında Bakü'de doğmuştur. Babası Qabil Allahverdiyev demiryollarında çalışan bir işçidir. 1944 yılında orta öğrenimini tamamladıktan sonra, Azerbaycan Pedagoji

Detaylı

SAYMANLIK YETK VE SORUMLULUKLARININ DEVR Hamdi Mete TU RUL Sayı tay Ba denetçisi

SAYMANLIK YETK VE SORUMLULUKLARININ DEVR Hamdi Mete TU RUL Sayı tay Ba denetçisi SAYMANLIK YETK VE SORUMLULUKLARININ DEVR Hamdi Mete TU RUL Sayı tay Ba denetçisi G R 1050 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine göre, en genel anlamıyla gelirleri toplama, giderleri hak sahiplerine ödeme ve

Detaylı

V - Uşağ Neğmeleri (Çocuk Koşukları) (s. 101.117)

V - Uşağ Neğmeleri (Çocuk Koşukları) (s. 101.117) V - Uşağ Neğmeleri (Çocuk Koşukları) (s. 101.117) OĞLUM 1. Ay aferin, gül oğlum,, Gül oğlum, sünbül oğlum. Oğlum, oğlum naz oğlum, Dersindan qalmaz oğlum. Qelemini al ele, Yaxşı yaxşı 1 yaz oğlum Oğlum

Detaylı

SELANİK ALMANYA VE FRANSA KONSOLOSLARININ ÖLDÜRÜLMESİ 1876

SELANİK ALMANYA VE FRANSA KONSOLOSLARININ ÖLDÜRÜLMESİ 1876 SELANİK ALMANYA VE FRANSA KONSOLOSLARININ ÖLDÜRÜLMESİ 1876 BAKİ SARISAKAL SELANİK ALMANYA VE FRANSA KONSOLOSLARININ ÖLDÜRÜLMESİ 1876 Bosna-Hersek ve Bulgaristan olaylarının devam ettiği sırada Selanik

Detaylı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( ) (1874-1931) Servet-i Fünun akımının önemli romancılarından biri olan Mehmet Rauf, 1875 de İstanbul da doğdu. Babası Hacı Ahmet Efendi, bir sağlık kurumunda çalışan bir memurdu. Önce Balat ta ki Defterdar

Detaylı

ABİDİN DİNO 1913-1993

ABİDİN DİNO 1913-1993 ABİDİN DİNO 1913-1993 Abidin Dino 23 Mart 1913,İstanbul`da doğdu. Ressam, karikatürist, yazar, film yönetmeni. Çok yönlü bir kültür adamı olan Abidin Dino, çağdaş Türk resminin öncülerindendir. 1933 yılında

Detaylı

Semed Vurgun - Seçilmiş Eserleri Cild IV. www.cepsitesi.net www.cepsitesi.net

Semed Vurgun - Seçilmiş Eserleri Cild IV. www.cepsitesi.net www.cepsitesi.net Semed Vurgun - Seçilmiş Eserleri Cild IV VAQİF 5 pardali 11 ş akili i manzum dram İŞTİRAK E D 0N L 0R Vaqif XVin asrin maşhur Azarbaycan şairi Ağa Mahemmed şah Qacar İran hökmdan Vidadi - Vaqifın hamasri

Detaylı

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 51, ERZURUM 2014, 341-347

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 51, ERZURUM 2014, 341-347 A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 51, ERZURUM 2014, 341-347 CELIL MEMMEDGULUZADE NİN MÜSLÜMAN KADINININ HAYATINI ELE ALAN MİZAHİ ŞİİRLERİ Özet Makalede XX. yüzyıl Azerbaycan edebiyatının

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

Şubat 2016. Komsu Köyün

Şubat 2016. Komsu Köyün Şubat 2016 Komsu. Köyün DÖRT MEVSİM ORDU Fotoğraf Yarışması 1.si Emre BOSTANOĞLU Perşembe / ORDU Şubat 2016 Şarkiye Mahallesi Kocakişi Sokak No:1 52100 Altınordu/ORDU kultur@ordu.bel.tr Sevgili Ordulular,

Detaylı

www.vergidegundem.com

www.vergidegundem.com Fax: 0 212 230 82 91 Damga vergisi uygulamasında Resmi Daire Av. Gökçe Sarısu I. Giriş Damga vergisi, hukuki işlemlerde düzenlenen belge ya da kağıtlar üzerinden alınan bir vergidir. Niteliğinin belirlenmesinde

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

H e s e n z a d e. Men sizin ber gün ne qeder paltar yuduğunuzu, ne qeder zibil q aldığınızı görürdüm.

H e s e n z a d e. Men sizin ber gün ne qeder paltar yuduğunuzu, ne qeder zibil q aldığınızı görürdüm. N a r g i l e (ona derin ve sınayıcı bir nezer salaraq). Men sizden ancaq semimi söz gözleyirem... H esenza d e. Men semimi deyirem. Nargile. Uşaqlıqda bir defe rehmetlik Gövher nenem de bu sözü mene demişdi.

Detaylı

Şehriyar ( Tebriz, 1906 - Tebriz, 18 Eylül 1988 )

Şehriyar ( Tebriz, 1906 - Tebriz, 18 Eylül 1988 ) Şehriyar ( Tebriz, 1906 - Tebriz, 18 Eylül 1988 ) Seyîd Ebülgasım Mehemmed Hüseyn Şehriyar Tebriz'de doğdu. Babası Mirağa Hoşginabî hem tanınmış bir hattat hem de meşhur bir dava vekili idi. Şairin çocukluk

Detaylı

Haşim Terlan. (Baku, 1923)

Haşim Terlan. (Baku, 1923) Haşim Terlan (Baku, 1923) Baku'da doğdu, ailevî sebepler yüzünden orta okuldan ayrılmış, tahsilini yanda bırakmıştır. Daha beşinci sınıfta iken şiir yazmaya başlamış şiirleri "Pioner" dergisinde yayınlanmıştır.

Detaylı

Çingiz Elekberzade (Baku, 17 Ekim 1936)

Çingiz Elekberzade (Baku, 17 Ekim 1936) Çingiz Elekberzade (Baku, 17 Ekim 1936) Bakü'de doğdu. Baba adı Ebulhesen'dir. 1955 yılında, Azerbaycan Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi'nden mezun oldu. Çalışma hayatına, Elibayramlı Şehir Mektebi'nde,

Detaylı

ĠRAN COĞRAFYASINDAN DÖRT TÜRK ÂġIĞI Dr. Ali KAFKASYALI

ĠRAN COĞRAFYASINDAN DÖRT TÜRK ÂġIĞI Dr. Ali KAFKASYALI ĠRAN COĞRAFYASINDAN DÖRT TÜRK ÂġIĞI Dr. Ali KAFKASYALI Yıllardan beridir Ġran Türklerinin folkloru, edebiyatı ve âģıklık geleneği üzerine araģtırma yapmaktayım. Bu sebeple bir çok defa Ġran a gittim. Her

Detaylı

HUKUK T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ

HUKUK T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ ESAS NO : 2001/3922 KARAR NO : 2001/7383 KARAR TARÝHÝ : 30.04.2001 HUKUK KARAR ÖZETÝ : TEÞMÝL Davalýya ait Basýn iþkoluna giren iþyeri için teþmil kararý, 21.12.1995 tarihli Resmi Gazete'de yayýnlanmýþ

Detaylı

DEĞERLİ KULANICILARIMIZIN DİKKATİNE

DEĞERLİ KULANICILARIMIZIN DİKKATİNE DEĞERLİ KULANICILARIMIZIN DİKKATİNE Gümrük Yönetmeliği Değişikliği ile Gümrükler Genel Müdürlüğünün Basın duyurusu ve ekte 40216608/157.01 sayılı, Antrepolarda Teminat İşlemleri ile ilgili yazısına istinaden

Detaylı

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi Eylül Ayı Toplantısını Yaptı

Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi Eylül Ayı Toplantısını Yaptı 15 EYLÜL 2014 HABERLER Gül-Ay - Sayfa 5 Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi Eylül Ayı Toplantısını Yaptı Büyükşehir Belediye Meclisi, yoğun bir gündemle toplandı. Gündem maddelerinin ardından söz alan Başkan

Detaylı

Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış

Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış MEHMET KUBAT Avukat Bekir Berk abinin mahkemedeki müdafaalarından hakimlerin ağzı açık kalmış *Kendinizi tanıtır mısınız? 1954-de Adıyaman-ın Kamışlı köyünde dünyaya geldim. *Risale-i Nuru nasıl,nerede

Detaylı

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ İDER AVANSI, GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2012/13494 KARAR NO : 2013/12373 GİDER AVANSI VE DELİL AVANSI ARASINDAKİ FARKLAR KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

Abdulla Şaiq (Tiflis, 25 Şubat 1881 - Bakı, 28 Kasım 1959)

Abdulla Şaiq (Tiflis, 25 Şubat 1881 - Bakı, 28 Kasım 1959) Abdulla Şaiq (Tiflis, 25 Şubat 1881 - Bakı, 28 Kasım 1959) Şair, yazar, öğretmen ve XX. yy. Realist Azerbaycan Edebiyatı'nın tanınmış temsilcilerinden biridir. 25 Şubat 1881'de Tiflis'de doğmuştur. Kafkas

Detaylı

Ali Hadi ORHUN (1949 mezunu)

Ali Hadi ORHUN (1949 mezunu) Ali Hadi ORHUN (1949 mezunu) 10 Ağustos 1932'de Çorum doğumevinde dünyaya gözlerini açtı. Mecitözü'nde ilkokula başladı İskilip'te ilkokulu ve Ortaokulu bitirdi. Üç yıl Ortaokulu iftiharla bitirmesi onun

Detaylı

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE Kimliğiyle ilgili iki ayrı tartışma var. Birincisi, 16 ve 17'nci yüzyılda yaşadı. Yeniçeri ocağından yetişen bir şair. 1578-1590 arasındaki Osmanlı-İran savaşlarına katıldı. Bir tür ordu şairidir. Diğeri

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120 410 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/21152 Karar No. 2012/20477 Tarihi: 12.06.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/1 İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120 DAVA ŞARTI GİDER AVANSININ

Detaylı

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI İlgili Kanun / Madde 818 S.BK/158-161 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2009/17762 Karar No. 2011/19801 Tarihi: 30.06.2011 CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI ÖZETİ Cezai şart öğretide,

Detaylı

İ İ Ş İ İ İ İ İ Ö İ Ö İ Ü Ü İ Ü İ Ü Ü Ü Ü Ö Ö Ö İ İ Ö Ö Ü Ü Ü İ Ö Ö Ö İ Ö Ö Ü İ Ü Ü Ş Ş Ş Ü Ş Ş Ü Ş Ö Ö Ö Ü İ İ Ö İ Ş Ş Ş Ş Ş Ş Ş Ş Ş İ Ü Ü Ü Ü Ü İ Ü İ Ş Ş Ö İ Ş İ İ İ İ İ İ İ Ş İ İ İ İ İ İ İ İ

Detaylı

XII - Alqışlar - Qarqışlar - Andlar - Dualar

XII - Alqışlar - Qarqışlar - Andlar - Dualar XII - Alqışlar - Qarqışlar - Andlar - Dualar Alqışlar (Prof.Dr. Azad Nebiyev, Nağmeler, İnançlar, Alqışlar, Baku, 1986, S.129-141) Allah kisene bereket versin. Allah seni min budak elesin. Allah oğlundan

Detaylı

ş Ü Ö Ü ö Ğ ş ş ş ş ö ş ş ş ş ş ş ş ş ş ş ö ş ş ö ş ş Ğ ö ş ö ş ş ö ş ş ö ö ş ş ö ö ş ö ö ş ö ö ş ö ö ö ö ş ş ö ş ş ş ö ö ö ö ö ş ş ş ö ş ş ö ö ş ş ö ş ö ö ş ş ö ö ö ö ö ş ş ö ö ş ö ö ö ö ş ş ş ş ö ö ş

Detaylı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Camileri - Eski Cami Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Eski Cami (Cami-i Atik - Ulu Cami).............. 4 0.1.1 Eski Cami ve Hacı Bayram Veli Söylencesi.......

Detaylı

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden, Çemberlitaş taki dedesinin konağında büyüyen şair, Amerikan ve Fransız kolejlerinde başladığı ilk ve lise öğrenimini Deniz Lisesi nde tamamladı. İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü nü 1924 te bitirince

Detaylı

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler

Detaylı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

TARİH BOYUNCA ANADOLU TARİH BOYUNCA ANADOLU Anadolu, Asya yı Avrupa ya bağlayan bir köprü konumundadır. Üç tarafı denizlerle çevrili verimli topraklara sahiptir. Dört mevsimi yaşayan iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 BAKİ SARISAKAL SELANİK Selanik 26 Mayıs: Selanik Limanında Padişahın Gelişini Bekleyen Selanik Valisi İbrahim Bey ve Hükümet Erkânı Selanik Limanında Padişahı Bekleyen

Detaylı

Molla Veli Vidadî. (Şemkir, 1709 -Şıhlı, 1809)

Molla Veli Vidadî. (Şemkir, 1709 -Şıhlı, 1809) Molla Veli Vidadî (Şemkir, 1709 -Şıhlı, 1809) Görkemli şair Molla Veli Vidadî, 1709 yılmda Şemkir'de doğmuştur. Çocukluğu ve gençliği Şemkir'de geçmiştir. Babası Mehemmed Ağa, devrinin önde gelen bilgili

Detaylı

Ukrayna da Azerbaycan Diasporasının Faaliyetinin Temel Yönleri

Ukrayna da Azerbaycan Diasporasının Faaliyetinin Temel Yönleri Ukrayna da Azerbaycan Diasporasının Faaliyetinin Temel Yönleri Azerbaycan diasporası, Azerbaycanlıların kendi vatanlarından kenarda yerleşmelerini ve sosyal faaliyetlerini bünyesinde birleştiren bir kavramdır.

Detaylı

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ SAYI : BİR 7-11 MAYIS 2009 ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ Ben siyasi hayatım ve ülke sevdamla ilgili olarak tüm Türkiye yi memleketim bilirim ancak Çemişgezek benim doğup, büyüdüğüm yer. Elazığ Valisi Muammer

Detaylı

Günlük Ulusal Gazete. yapılar da elbette bu işi bitirmemek için kendilerince bir şey yapacaklardır'' diye konuştu.

Günlük Ulusal Gazete. yapılar da elbette bu işi bitirmemek için kendilerince bir şey yapacaklardır'' diye konuştu. 2-3 MART 2013 www.reisgida.com.tr Hedefimiz terör... BAŞBAKAN Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Çözüm sürecinin hedefi, terörü sona erdirmek, mili birlik ve beraberliği kuvvetlendirmek, gündemimizden terör belasını

Detaylı

SO SYAL KÜ L TÜREL FASAL İYETL ER

SO SYAL KÜ L TÜREL FASAL İYETL ER SAYFA 2 2014-20 15 SO SYAL KÜ L TÜREL FASAL İYETL ER 23-27 Kasım 2017 tarihleri arasında eğitimci yazar Alişan KAPAKLIKAYA okulumuzda bir dizi seminer programları sundu. Her biri en az iki saati bulan

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

ÇALIŞAN EMEKLİDEN İKİ KERE DESTEK PRİMİ KESİLEMEYECEĞİ SGK GENELGESİYLE KESİNLEŞTİ

ÇALIŞAN EMEKLİDEN İKİ KERE DESTEK PRİMİ KESİLEMEYECEĞİ SGK GENELGESİYLE KESİNLEŞTİ ÇALIŞAN EMEKLİDEN İKİ KERE DESTEK PRİMİ KESİLEMEYECEĞİ SGK GENELGESİYLE KESİNLEŞTİ Vakkas DEMİR * I- GİRİŞ Ülkemiz şartlarında emekli olan insanlarımızın çoğu emekli aylıklarının düşük olduğundan ve kendilerine

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 1995-2008 2008-2014 Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

ÖZGEÇMİŞ. 1995-2008 2008-2014 Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014 ÖZGEÇMİŞ 1.Adı Soyadı : MUZAFFER TEPEKAYA 2.Doğum Tarihi : 20.10.1962 3.Unvanı : Prof. Dr. / Tarih Bölümü 4. e-mail : muzaffer.tepekaya@cbu.edu.tr Öğrenim Hayatı: Derece Alan Üniversite Lisans Tarih Selçuk

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tarih Bölümü Ankara Üniversitesi 1997 Yüksek Lisans Tarih (Yakınçağ Tarihi) Ankara Üniversitesi 2000

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tarih Bölümü Ankara Üniversitesi 1997 Yüksek Lisans Tarih (Yakınçağ Tarihi) Ankara Üniversitesi 2000 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı : Sezai BALCI Doğum Tarihi : 15 Temmuz 1976 Öğrenim Durumu : Doktora Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tarih Bölümü Ankara Üniversitesi 1997 Yüksek Lisans Tarih (Yakınçağ Tarihi)

Detaylı

UNUTULMUŞ BİR FİKİR ADAMI VE HUKUK ÂLİMİ: MİLASLI GAD FRANKO

UNUTULMUŞ BİR FİKİR ADAMI VE HUKUK ÂLİMİ: MİLASLI GAD FRANKO UNUTULMUŞ BİR FİKİR ADAMI VE HUKUK ÂLİMİ: MİLASLI GAD FRANKO E/S RIFAT N. BALİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ VE GİRİŞ 9 BİRİNCİ BÖLÜM - HAYAT HİKÂYESİ 11 1- Yaşam Öyküsü : 13 a- Milas Dönemi 13 b- İzmir Yılları 14

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA T.C YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/28980 Karar No. 2013/435 Tarihi: 23.01.2013 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2013/2 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA ÖZETİ 4857 sayılı

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR CİN ALİ'NİN. HİKAYE. KİTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI l - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı