KÜRESELLEŞtirME ve HALK(ın) SAĞLIĞI

Transkript

1 KÜRESELLEŞtirME ve HALK(ın) SAĞLIĞI Prof. Dr. Nusret FİŞEK in 88. Doğum Gününe Armağan : 21 Kasım 2002 / Ankara Prof. Dr. Ahmet SALTIK Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ADD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi profsaltik@gmail.com

2 Ulusun tüm bireylerinin sağlıklı olmaları için sağlık koşullarını gerçekleştirmek, devlet durumunda bulunan siyasal kuruluşların en BİRİNCİ görevidir. Mustafa Kemal ATATÜRK

3 Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı, her zaman üzerinde durulacak ulusal sorunumuzdur. Çünkü Cumhuriyet; düşünsel, bilimsel ve bedensel bakımdan güçlü ve yüksek düzeyli koruyucular ister. Mustafa Kemal ATATÜRK

4 S A Ğ L I K; ırk, din, dil, politik inanç, ekonomik ve sosyal durum ayrımı gözetilmeksizin doğuşta kazanılan TEMEL bir haktır. Hükümetler, kendi halklarının sağlığından sorumludur. DSÖ ANAYASASI,

5 Çağımız korkunç cinayetleri ve akıl durdurucu keşifleri ile değil, tarihin doğuşundan bu yana bütün insanları uygarlığın nimetlerinden yararlandırmanın gerçekleşebileceğine inanan kuşakların çağı olarak hatırlanacaktır. Prof. Dr. Nusret H. FİŞEK

6 Devrimcilik; değişen toplumsal koşulların doğurduğu gereksinimleri karşılamak için geleneksel uygulamaları bırakarak hizmetlere yeni bir yön vermektir yılında kabul edilen Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası, bir atılım, Atatürk ün izinde bir devrim dir. Prof. Dr. Nusret H. FİŞEK

7 DSÖ 2001 Dünya Sağlık Raporu : Dünya nüfusunun ¼ ü ruhsal olarak rahatsız! 450 milyon insan ruhsal açıdan sıkıntı içinde yaşıyor. Depresif bozukluklar dünyada 4. önemli hastalık nedeni. Dünya genelinde her yıl 1 milyon insan intihar ediyor. Sürekli stres altında yaşama, tehlikeli koşullar, istismar, sağlıksız ortamlar, G E L E C E K Ü M İ D İ N İ N Y İ T İ R İ L M E S İ gibi nedenler, yoksulların daha çok ruhsal sorunlarla karşılaşmasına neden olmakta. TÜTÜN kullanımı bu yüzyılda 1 milyar kişiyi öldürecek!

8

9 T Ü R K İ Y E U Ç U R U M U N KENARINDA.. Türkiye, IMF den en çok borç alan ülkedir.. NATO üyesi ve 65 milyon nüfuslu Türkiye, siyasal ve ekonomik uçurumun kenarında.. Türkiye de siyasal ve ekonomik elit gelecekten çok korkuyor.. The Observer haftalık İngiliz Gazetesi, 1 Temmuz

10 ABD eski Dışişleri Bakanlarından Dr. H. Kissinger, bir konuşmasında şu değerlendirmeye yer vermiştir : Küreselleşme, Amerikan hegemonyasının öteki adıdır!

11 BORÇ BATAĞINDA BOĞULUYORUZ İç borç B$ Dış borç B$

12 BORÇ BATAĞINDA BOĞULUYORUZ Kişi başına gelir, $ Kişi başına borç $

13 Üçüncü Dünya Ülkesi Olmaya Az Kaldı.. Türkiye, önceki yıla göre 3 basamak gerileyerek 85. oldu. Yunanistan, Kıbrıs, Şili, Hırvatistan, Küba, Malezya, Bulgaristan, Libya, Ermenistan.. önümüzdeki ülkelerden kimisi.. Ancak Türkmenistan, Tunus, İran, Moldova, Bolivya.. gibi ülkeleri geçebiliyoruz.. Türkiye, ulusal gelirinin % 2.2 si ile B. Arap Emirlikleri ile Ermenistan dan sonra eğitime en az pay ayıran ülke. % 4.9 a ulaşan askeri giderlerimiz ile S. Arabistan, Ürdün, Suriye, Yemen ve Umman ın ardından 6. sıradayız.. BM İnsancıl Gelişme Raporu-2001

14

15 IMF Politikaları : Sosyal Çöküşün Reçeteleri!.. BM İnsan Hakları Komisyonu 2001 Raporu : IMF reçetelerini, 20 yıldan beri uygulayan ülkelerde sosyal çöküş hızlanmış; kredi borçlarını ödeme pahasına, milyonlarca insanın ekonomik, sosyal ve kültürel hakları rafa kaldırılmış, Bu halklar yoksulluğun pençesine terk edilmiştir!

16 TÜRK İNSANI, CUMHURİYET in 79. YILINDA, BU AŞAĞILAMAYI HAK EDECEK NE YAPTI??

17

18

19 Bu küresel kıskaç ın öteki kolu ise, yüksek tıp teknolojisinin bizim gibi gelişmekte olan ülkelere hiçbir kural tanımaksızın (de regülasyon) sokulmasıdır. Kör bir kazanç güdüsü, egemen tek dürtüdür ne acı ki!

20 Ülkemizde devlet, küresel baskı ile, sağlık hizmetlerini üzerinden atmak için büyük çaba (!) göstermektedir. Devlet, kamu sağlık hizmetlerine gereken desteği vermemekte; buna karşılık, özel sağlık kuruluşlarını, çok dar kaynaklarına karşın, şaşılacak biçimde desteklemektedir

21 Türkiye de Ulusal Bütçeden Sağlık Bakanlığı na Ayrılan Pay (%)

22

23 TABLO 1 : Toplam Sağlık Harcamalarının ve Kamu Sağlık Harcamalarının, Toplam Ulusal Gelire oranı ve Kamu Sağlık harcamalarının Toplam Sağlık Harcamaları içindeki payı, (Dünya Bankası,1995) Ülkeler TSH / TUG (%) KSH / TUG (%) KSH / TSH (%) Macaristan Lüksemburg Belçika İngiltere İzlanda Yunanistan Norveç İrlanda Çekoslovakya Fransa İsveç Danimarka Japonya Almanya Hollanda İspanya Yeni Zelanda Finlandiya Avusturya İsviçre Kanada İtalya Avustralya Portekiz Türkiye ABD

24 Devlet Ekonomiden Elini Çeksin! İsveç Türkiye Hollanda İngiltere Fransa Almanya Amerika 58,5 23,9 47,7 41,1 53,6 53,6 32,2 Devletin ekonomideki payı, %

25

26 ŞEKİL 1 : ABD de yıllara göre tüm sağlık harcamaları içinde kamu payının artışı, %. ŞEKİL 2 : Türkiye de yıllara göre tüm sağlık harcamaları içinde kamu payının azalışı, % ABD de sağlık harcamalarına devlet katkısı giderek büyürken bizde neden azalmaktadır? Batılı dostlarımız niçin bize önerdiklerinin tersini yapmaktadırlar?

27 İnsan gereksinimlerinin karşılanmasının, piyasanın acımasız güçlerine terk edilmesi sonucunda öncelikle çöken sektörlerin başında sağlık gelmektedir. Bu yüzdendir ki her yıl 17 milyon insan ishal, sıtma ya da verem gibi tıpça sağaltımı olanaklı olan, ateşli ve paraziter hastalıklara yakalandığı için ölmektedir

28 A k l a T a k ı l a n K i m i S o r u l a r?? Kalkınma düzeyimiz Cumhuriyet in ilk yıllarındaki gibi kötü değil. Ama aradan geçen 79 yıla karşın hala yer yer -ne acıdır kikimi Afrika ülkeleri düzeyinde. Türkiye hem bunu hak etmiyor, hem de aşacak olanaklara gerçekten sahip. Bu neden böyle? Büyülü çözüm, kuralsız piyasa ekonomisi mi??

29 224 Neden Uygulanmıyor?? 224 Sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi ne İlişkin Yasa yürürlükte bulunduğuna göre, Anayasası nda bir hukuk devleti olduğu yazılı olan (md. 2) ülkemizde Hükümetler / Sağlık Bakanlığı, bu Yasayı uygulamama cesaretini nasıl bulabiliyor? Bu davranış anayasayı çiğneme suçu değil mi??

30 Stiglitz in anlattığı ülkelere yardım stratejisi nin ilk aşaması ÖZELLEŞTİRME. Stiglitz bu noktada devreye siyasilerin girdiğini söylüyor. Devletin kurumlarının satışına itiraz yerine, siyasiler Dünya Bankası nın isteğini gönüllü olarak yerine getirerek yerel eleştirileri dindirmeye çalışıyorlar ve elektrik ve su gibi şirketleri özelleştiriyorlar. Bu kurumların satış bedelleri üzerinden yüklü bir komisyonun varlığı ceplerini doldurmuş oluyor. ABD Hükümeti bunu çok iyi biliyor diyen Stiglitz, 1995 yılında Rusya da kamu kurumlarının elden çıkarılmasını örnek olarak gösteriyor. Stiglitz e göre ABD Hazinesi nin görüşü şu :

31 Stiglitz in anlattığı ülkelere yardım stratejisi nin ilk aşaması ÖZELLEŞTİRME. «Satışlar çok güzeldi ve Yeltsin in yeniden seçilmesi istendi. Bunun hileli bir seçim olup olmadığı ise o noktada hiç önemli değildi. İşin acı yanı, tüm bunların sonunda Rusya nın endüstriyel varlıklarının ABD destekli Rus oligarşisinin eline geçmesi oldu. Böylece Rusya nın ulusal geliri yarı yarıya azaldı.»

32

33 Kimi Temel Saptamalar Özelleştirme de dayatmak, her yandan kuşatılmış laik-demokratik Cumhuriyet in bir kanadını daha kırmaktan başka kimseye yarar sağlamayacaktır. MGK nın da bilgisine

34 Prof. J. Stiglitz e göre; Liberalleşme programı, batılı ülkelerce salt kendi çıkarları için organize edilmiştir. IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi kuruluşlar; yoksul ülkelerin 'katilleri dir! IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar tarafından yoksul ülkelere dikte ettirilen programlar, çağdaş savaşın araçları dır! Kaynak : Küreselleşme ve Büyük Hayal Kırıklıkları ' adlı kitabı

35 DB eski baş ekonomistlerinden Nobel Ekonomi ödüllü Prof. Joseph Stiglitz, IMF ve DB nı değerlendirmesi : Ülkenin maliye bakanının eline bir yapısal uyum programı tutuşturulur. Bu aslında; KAN EMİCİLERİN İŞBAŞINA GEÇTİĞİ, BİR ÖLÜM FERMANIDIR!

36 William Easterly Dünya Bankası Eski Başekonomisti IMF ye kredi bağımlısı durumuna gelmiş bütün ülkeler sonunda iflas edecek, eskisinden daha yoksul düşecek, aynı Arjantin in durumu ile karşılaşacaktır

37 William Easterly Dünya Bankası Eski Başekonomisti IMF ve DB ndan 1960 tan bu yana kredi (=borç!) alan ve dayatılan programları uygulayan hiçbir ülke ilerlememiştir. Aksine daha çok yoksullaşmış, tüm varsıllıklarını, kurumlarını yabancılara kaptırmış, köleleşmiştir!

38

39 Milletin sırtından doyan doyana Gönül bu oyuna nasıl dayana Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana Bilmem söylesem mi, söylemesem mi? Aşık Mahzuni ŞERİF

40 Prof. M. Chossudovsky diyor ki : Ulusal Program, bir aldatmacadır! Türkiye gibi gelişmekte olan pek çok ülke, Batı tarafından yeniden koloni (yeni sömürge) haline getirilmeye çalışılıyor. Yoksulluğun Küreselleşmesi adlı kitabından

41

42 Prof. M. Chossudovsky diyor ki : IMF programları, ü l k e n i z i m e z a t a ç ı k a r ı y o r! IMF ülkenizdeki ulusal sermayeyi de tehdit ediyor. IMF yi ülkenizden kovmazsanız ya AB nin ya da Wall Street in sömürgesi olursunuz. Cumhuriyet /

43

44 DPT Raporu : 25 milyon kişi yoksul! 66 milyon nüfusu bulunan Türkiye de, 25 milyon insan, ayda 60 milyon TL ile geçin(em)iyor. Kişi başına 1 dolarlık gelir esas alındığında nüfusun % 15 inin, 1.5 dolar ölçü alındığında ise % 38 inin y o k s u l olduğu belirlendi! Özellikle Güneydoğu, Doğu Anadolu Bölgeleri yoksullukta başı çekiyor. DPT Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele İhtisas Komisyonu Raporu /

45 Türkiye Gelir Dağılımı-1998 (%). 4,9 % 20 55,0 8,6 19,0 12,5 % 20 % 20 % 20 %

46 SOSYAL DEVLET ve TOPLANMAYAN VERGİLER... Devlet neden vergi rejimini düzeltip, ödeme gücü olanlardan yeterli vergiyi toplamıyor ve başta sağlık-eğitim hizmetleri için gereken kaynağı ayırmıyor? Özlenen kaynakları gerçekten üretebilecek ve bunları, sosyal devlet yapı ve işlevine uygun kullanılabilecek Vergi Reformu niçin yapılmıyor??

47 Türkiye de sağlık hizmetlerinin önündeki temel engel, finansman darboğazıdır. Bir hükümetin halkının sağlığına verdiği değerin en şaşmaz göstergesi, bu amaçla bütçesinden ayırdığı paydır. Prof. Dr. Nusret H. FİŞEK

48 Sorun; kaynak yaratamama ve maliye tekniğinden çok, bir siyasal niyet yoksunluğu kaynaklıdır ve ulustan / halktan yana bir sağlık politikası, siyasal tercihini reel kaynak yaratma yönünde kullanmalıdır

49 BÖYLE GİDER Mİ?! Bir devlet ki, halkına sağlık hizmeti vermez; Bir devlet ki, halkına eğitim hizmeti vermez; Bir devlet ki, bölgelerarası uçurumu çözmez; Bir devlet ki, utanç verici gelir dağılımını düzeltmez; Bir devlet ki, yüz kızartıcı sağlık düzeyi içindedir;

50 STRATEJİK YANILGININ ACI SONU O devlette; terör de olur; etnik kalkışma da olur; irtica da olur; şeriat da olur; iç ayaklanma, bölünme ve hatta parçalanma bile -ne acıdır ki- olabilir.. Ç ö z ü m ; sosyal adaleti sağlayacak sosyal devlet tir. Dileğimiz, sözde yeni-liberal (!) akımların küreselleşme masalları ardına saklanarak halkın eşit sağlık hizmeti alma hakkına saldırısına son verilmesi; özelleştirme=talan histerisi nin bir an önce dur(dur)ulmasıdır

51 Atatürkçü Sağlık Politikası 1961 Anayasası ile yeniden benimsendi : S O S Y A L L E Ş T İ R M E... Prof. Fişek in Sağlık Bakanlığı müsteşarlığından alınmasından sonra (ilk S. Demirel hükümetince) siyasal iktidarlar sisteme yeterli parasal destek vermedi. Tam gün çalışma kaldırıldı, sistem ciddi yara aldı (yine S. Demirel ). Model giderek yozlaştırıldı, bilerek ve isteyerek işlemez duruma getirildi

52 Kimi Temel Saptamalar 1. Devlet, insanımızın sağlık hizmeti alma hakkını sırtından atmamalıdır. Bu uzun, hatta orta erimde stratejik bir yanılgı olacaktır Türkiye için. Hatta şimdiden bu olgunun açık ipuçları, -görmemekte direnenler bir yana,- orta yerdedir.. Ülkemiz, toplumsal patlamaların kritik eşiğindedir

53 Hükümetlerce halka verilecek sağlık hizmetleri onlara bir lütuf değil; ekonomik ve sosyal kalkınmada en temel itici güçtür. Dr. Halfdan MAHLER, DSÖ Eski Genel Başkanı

54 Kimi Temel Saptamalar 2. Genel / Kişisel Sağlık Sigortası; hoş bir söylem, 50 yıllık bir düşlem, dünyanın geri döndüğü köhnemiş bir yapı ve giderek serap olmanın ötesinde, ülke için bir bataklıktır, kandırmacadır. Bu amaçla siyasal iktidarlara baskı yapan iç ve dış sermaye odakları, tarihsel olarak etik-moral konumlarını gözden geçirmek ve gecikmeksizin bir özeleştiri vermek durumundadırlar

55 Kimi Temel Saptamalar 3. Ülkeyi yönetenlerin, -baskınlıkla sermaye çevrelerininerginlik (farik) ve sezginliklerinin (mümeyyiz) bu çarpıcı gerçeği ayrımsayamayacak denli küntleşmediğini -hâlâ- ummak istiyoruz

56

57 ULUSAL SAĞLIK POLİTİKASININ İLKE ve HEDEFLERİ NELER OLMALIDIR? SAĞLIK HİZMETLERİ, DOĞUŞTAN KAZANILMIŞ TEMEL BİR İNSANLIK HAKKIDIR. BU YÜZDEN DE TÜM YURTTAŞLARIN EŞİT ve NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ ALMA HAKKI VARDIR.. BUNU GERÇEKLEŞTİRECEK SAĞLIK POLİTİKALARI, ULUSAL ÖNCELİKLER İÇİNDE YER ALMALIDIR

58 Ö R G Ü T L E N M E Her ülke, kendi olanakları ve önceliklerine göre, özgün bir sağlık hizmeti örgütlenme modeli geliştirmelidir. Herhangi bir ülke için geçerli prototip ya da şablon bir örgütlenme modeli yoktur

59 BÜTÇEDEN ve ULUSAL GELİRDEN SAĞLIĞA AYRILAN PAY, 5-6 YIL İÇİNDE HER YIL % 1 PUAN ARTIRILARAK % 10 DÜZEYİNE YÜKSELTİLMELİDİR. BU AMAÇLA; YETERLİ VERGİLENDİRİLMEYEN KESİMLERDEN VERGİ ALINMALI, KAYIT DIŞI EKONOMİ DENETLENMELİ, KAMU İSRAFLARI AZALTILMALIDIR

60 Her ne denli IMF istemese de; Yasa ile, Ulusal Sağlık Hizmetlerini Destekleme Fonu kurulmalı ve kimi kamu kaynakları ve fonları bu havuza aktarılmalıdır. İlaç dahil, sağlık mal ve hizmetlerinde KDV oranı hızla % 5 in altına çekilmelidir

61 Ulusal kaynaklar, öncelikle kamu sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanılmalı, bu kurumlar parasal ve yönetsel açıdan özerkleştirilmelidir. Tam Gün Çalışma özendirilerek yaşama geçirilmelidir

62 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası, özü korunarak güncelleştirilerek uygulanmalıdır. a. Koruyucu sağlık hizmetleri kesin bir öncelik almalı b. Sağlık Ocakları ve Sağlık Evleri canlandırılmalı c. Temel Sağlık Hizmetinin tüm yurttaşların ayağına ulaştırılması sağlanmalı d. Sevk zinciri mutlaka işletilmeli e. Tüm sağlık çalışanlarının eğitimleri özlük hakları ve çalışma koşulları örgütlenmeleri.. iyileştirilmelidir f. Sürekli eğitim sağlanmalıdır

63 Anayasamızın 56. maddesi gereği, kamu sağlık kuruluşlarının ve sosyal güvenlik kurumlarının tek elden yönetimi sağlanmalıdır. Sistemde bilgisayarlaşma desteklenerek etkin işletme, denetim ve verimlilik sağlanmalıdır

64 Dünya Ekonomik Forumu na katılan Microsoft patronu Bill Gates çağrıda bulundu : Yoksul ülkelerde özellikle sağlığa yatırım yapılması gereklidir.. Cumhuriyet,

65

66 Nobel ödüllü Gunner Mirdan, Kötü sağlık koşulları ile yoksulluk arasında çok tehlikeli bir kısır döngü vardır. vurgusunu yapmaktadır.. Özel sektör, doğası gereği, en varsıla ve en sağlıklıya hizmet verecektir

67 Para kazandırmayan Koruyucu Sağlık Hizmetleri, herkese gereksinimine göre, eşit, ulaşılabilir, parasız olarak, ancak ve ancak kazanç amacı gütmeyen kamu sağlık kurumlarınca verilebilir

68 Tüm yurttaşlar, sosyal ve ekonomik durum ayrımı gözetilmeden, sosyal güvenlik kapsamına alınmalıdır. Yeşil Kart yerine, bütün vatandaşlara, ayrımcı olmayan sosyal güvenlik kartı verilmelidir. Belirli gelir düzeyinin üstünde olanlar, dilerlerse Ulusal Sosyal Güvenlik Sistemi dışında kalarak özel sağlık ve sosyal güvenlik hizmeti alabilirler

69 S A T I L M I Ş L A R I N E K O N O M İ S İ Türkiye de yaşanan ekonomik çöküşün gerçek nedeni; ekonomimizi, çıkar çevrelerine ve emperyalist güçlere bağımlı Ekonomistlerin ve politikacıların yönlendirmesidir. Vural SAVAŞ Satılmışların Ekonomisi (2002)

70 H E R K E S D Ü Ş Ü N M E L İ : BEN NE YAPABİLİRİM.. ÖRGÜTLÜ DAVRANARAK ÇÖZÜMLER ARAYABİLİR MİYİM.. BANA DÜŞENLER NELER.. BU YAŞANANLAR TÜRKİYE İÇİN YAZGI MI YOKSA BİR KURGU MU.. FENA HALDE ALDATILIYOR MUYUM.. ÜLKE ve DÜNYA GERÇEKLERİNİ NASIL ÖĞRENEBİLİRİM.. BEYİN İĞFALİNDEN ve MEDYA DEZENFORMASYONUNDAN NASIL KORUNABİLİRİM

71 Liberalizm in peygamberi Adam Smith bile, Sağlık hizmeti, piyasaya bırakılamayacak denli önemli, kritik bir alandır. demektedir

72 Yeni Dünya Düzeni ve Küreselleşme süreçleri / masalları dayatsa da; sağlık, kamusal bir alan olarak korunmalıdır, korunmak zorundadır

73

74 Tablo öyle net ki, kral öyle çıplak ki, bu durum anlaşılmaz biçimde gözlerimizi kör ediyor!? DB, IMF, DTÖ 1940 lı yıllarda, ulus devletleri yok edip Elit in tek dünya devleti kurması için oluşturulan maşa kurumlar lerde tasarlanan girişimlerin belgeleri ABD Kongre tutanaklarında. acı gerçeği bu belgelerden öğreniyoruz; dünya ve ulusumuz haince aldatılıyor!

75 DTÖ, DB, IMF, AB, NAFTA, APEC.. vb. örgütlenmelerin en az 80 yıl önce tasarlandıklarını, aşağıdaki belgelerden açıklıkla, hiçbir çekinceye yer bırakmayacak kesinlikle öğreniyoruz (Taviloğlu, H. Elit in Kesin Emri : Küreselleşme. Ulus Devletlerin Tamamlanmak Üzere Olan Ortadan Kaldırılışı. Müdafaa-i Hukuk, Nisan 2002, sayı 44, syf ). Yazar, ABD Kongre tutanaklarından alıntı yaparak, çekincesiz biçimde ulus devletleri ele geçirme sinsi planlarının perdesini kaldırmaktadır :

76 Yıl 1922 Aşikâr olarak dünya elli veya altmış bağımsız devlete bölünmüş olarak kaldığı sürece insanlık için barış ve refah olmayacak. Ve yine aşikâr olarak, eğer her milletin kendini emniyete almak için girişmekte olduğu diplomatik mücadeleyi bitirecek bir uluslararası sistem oluşturulmazsa, geri kalmış insanların medenileşmesinde ve kendi kendilerini yönetmeleri konusunda süreklilik gösteren bir ilerleme olmayacak. Bugünün gerçek sorunu, bir dünya devleti sorunudur. Dikkat; Yıl 1922!

77 Yıl 1947 : CFR nin iki üyesi, amacı BM çatısı altında bir dünya hükümeti oluşturmak olan, Birleşmiş Dünya Federasyoncularını kurarlar. Bu kuruculardan biri olan banker James Warburg, 1950 yılında ABD Senatosu nda yaptığı bir konuşmada, kendine güvenen bir edayla şöyle diyecektir : Sevsek de, sevmesek de bir dünya devletimiz olacak. Buradaki yegane soru; Tek Dünya Devleti nin fetihle mi, yoksa rızayla mı kurulacağı dır

78 Yıl 1947 : James Warburg, Federal Rezerv in kurucularından ve CFR ye ilk dönem mali kaynak verenlerden Paul Warburg un oğludur. James Warburg 1959 yılında yazmış olduğu Batı Krizde adlı kitabında da şöyle diyecektir : Ulus devletler üzerinde kanunun hükmünü kurmakta başarısız kalacak olan bir dünya, uzun süre daha ayakta kalamaz. Şimdi biz, tam bağımsız ulus devletlerden, tek dünya devletine geçiş süreci olan tehlikeli bir dönem yaşamaktayız

79

80 T Ü R K İ Y E nin K E S İ N K U R T U L U Ş U 1. Türkiye, adım adım bağımsızlığını yok edip köleleştirmeye, parçalayıp sömürgeleştirmeye götürdüğü artık apaçık olan, insanlık tarihinin en ağır ve en sinsi kuşatması=ekonomik SAVAŞ altındadır. Uluslararası sermaye imparatorluğu Elit in bu ahtapot kollarını kırmanın biricik yolu; AB, Gümrük Birliği, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, IMF gibi piyon kurumlarla yapılan tüm teslimiyet anlaşmalarının derhal iptalidir. Çünkü bu küresel kıskaç boğuntusunda, ülkemiz planlı biçimde, haraç mezat, hızla, üstelik de yabancılara satılmaktadır!

81 T Ü R K İ Y E nin K E S İ N K U R T U L U Ş U 2. Derhal özel yasalar çıkartılarak, yurdumuzu insafsızca soyup soğana çeviren işbirlikçi hortumcu sermayenin tüm malvarlığına hemen el konulmalı, yurtdışına kaçırılanlar ilgili ülkelerden Nokta verilerek istenmelidir. Nedensiz ve ölçüsüz varsıllaşma için varlık veya servet vergisi alınmalı, bir tür EKONOMİ İSTİKLAL MAHKEMELERİ kurularak bu vatan hainlerinden ve siyasetçi, bürokrat.. tüm ortaklarından hesap sorulmalıdır

82 T Ü R K İ Y E nin K E S İ N K U R T U L U Ş U 3. Tüm dış ve iç borçlar askıya alınmalı (=moratoryum), prangalanmış petrol, doğal gaz ve madenlerimiz (bor vd.) işletilerek, kazandıkça bu borçlar ödenmelidir. O zaman halkımızın sağlığı, eğitimi, beslenmesi, barınması, yoksulluğu, işi, güvenliği için kaynak bulunacaktır

83 T Ü R K İ Y E nin K E S İ N K U R T U L U Ş U 4. İnsanlığın kurtuluşu için İRTİCA, KÖLELİK ve SİYONİZM in kesin olarak yok edilmesi zorunludur

84 T Ü R K İ Y E nin K E S İ N K U R T U L U Ş U 5. Ülke yönetimine namuslu Kemalist kadrolar getirilmelidir. Biz bize yeteriz! Bu ülkeyi ve Ulusumuzu yoktan yaratan Yüceler Yücesi ATATÜRK ümüzün devrim ve ilkelerini çağın gereklerine uygun olarak bilimsel akılcılıkla yorumlayıp yaşama geçirmek bizi kurtuluş yoluna sokmaya yetecektir. Küreselleşme belasının seçeneği Kemalizm dir ve Türkiye 20. yy da olduğu gibi gene tüm dünyaya öncülük etmelidir. H â l â u y a n m a y a c a k m ı y ı z??

85 Ayrıcalıksız bir toplum Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK ün önerdiği gibi çıkış; Ayrıcalıksız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle olacağız.. dadır. Veya yine Gazi nin; Devlet olma savındaki siyasal kuruluşların en birinci ödevi, halkın sağlığı ve sağlamlığıdır. inanç ve ülküsündedir

86 Türkiye birçok bakımdan ileri bir ülke.. Fakat sağlıktaki çarpıcı ve farkedil(e)meyen geriliğini bir türlü algılayamıyorum. Oysa çözüm çok yalın.. Düşünüyorum da; HERKESE EŞİT ve NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ bu sorunun büyülü çözümü. Aslında Türkiye bunu başarabilecek güçte. Üstelik konu stratejik önemde

87 Tarih, er ya da geç halkların hakkını aldığının öyküsüdür. Dolayısıyla bu hakları engellemek yerine yanında yer almak, doğal tarihsel aşamaların daha sağlıklı geçirilmelerine katkı vermek olur. Prof. Dr. Nusret H. FİŞEK