Yıl 6 Sayı 27 ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR - Parasızdır /TEMMUZ-EYLÜL ISSN Lütfen Randevu Alınız

Transkript

1 R Yıl 6 Sayı 27 ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR - Parasızdır /TEMMUZ-EYLÜL ISSN Lütfen Randevu Alınız

2 Y ı l 6 S a y ı 2 7 Ü Ç AY D A B İ R YAY I N L A N I R / T E M M U Z - E Y LÜ L İçindekiler KADROMUZ SAĞLIK RÖPORTAJ DAHİLİYE KBB PSİKİYATRİ ÇOCUK HASTALIKLARI KARDİYOLOJİ İNDEKS DAHİLİYE BOSEV DİŞ HASTALIKLARI AMELİYATHANE SERBEST KÖŞE KAPLICALARIMIZ ŞİİR KÖŞESİ İÇİMİZDEN BİRİ BİLGİNİZ OLSUN

3

4 Kadromuz Mesul Müdür Uz. Dr. Ayşe YÜRÜMEZ Dahiliye Uz. Dr. Alper AK Uz. Dr. Hulki GENÇ Gastroenteroloji Uz. Dr. Harun Can UYGURER Genel Cerrahi Prof. Dr. Mehmet KAYA Çocuk Hastalıkları Uz. Dr. Ayşe YÜRÜMEZ Kadın Hastalıkları Op. Dr. Şükran ERDOĞAN Nöroloji Prof. Dr. Nermin MUTLUER Kardiyoloji Uz. Dr. İsmet SARIKAYA Dermatoloji Yrd. Doç. Dr. Yavuz PEKSARI Psikiyatri Uz. Dr. Meral GÜNGÖR Uz. Dr. F. Nermin TUNCEL Üroloji Prof. Dr. Remzi SAĞLAM Op. Dr. Haluk ÖZKAYA Radyoloji Uz. Dr. Necdet GENÇ KBB Op. Dr. Adnan UZUN Ortopedi Op. Dr. Atilla ARIK Göz Hastalıkları Uz. Dr. Mehmet AKKAŞ Plastik Cerrahi Doç. Dr. Hasan Yücel ÖZTAN FTR Uz. Dr. Füsun AYTAÇ Uz. Dr. Canan AĞIRLAR Acil Hekimi Dr. Fatma ÖZKAN Dr. Hatice ALPER Dr. Haldun DURAN Dr. Ömer KİBAROĞLU Diş Hekimi Dt. Habibe BAŞAYAR Anestezi Uz. Dr. Şaban SEÇGİN Uz. Dr. Betül YİĞİTBAŞI İşletme Müdürü Ahmet YILDIZ Muhasebe Müdürü Murat ÖZTÜRK Başhemşire Fatma KOÇAK Mali Müşavir Zekai KARACAN Hukuk Müşaviri Av. Emre ÜŞÜMEZ 2

5 Kadromuz ADI SOYADI GÖREVİ ADI SOYADI GÖREVİ N.PINAR KILIÇDOĞAN FİZYOTERAPİST LEYLA ERDAL TIBBİ SEKRETER BİRSEN BUDAK HEMŞİRE YALÇIN BAŞER TIBBİ SEKRETER EMİNE ABA HEMŞİRE MEHTAP KOÇ TIBBİ SEKRETER AYŞEGÜL CÜRE EBE AYNUR ÖZDEMİR TIBBİ SEKRETER GÖKHAN ALPUCU ANESTEZİ TEKNİSYENİ YAKUP AYGAR TIBBİ SEKRETER GÜLLÜ ÖZTEKİN ACİL TIP TEKNİSYENİ KUDRET İŞÇİ TIBBİ SEKRETER DÖNÜŞ ÜLGER ACİL TIP TEKNİSYENİ NİLAY ÜNLÜTÜRK TIBBİ SEKRETER TUBA SEVİM ACİL TIP TEKNİSYENİ RAZİYE ÖZBAHAR TIBBİ SEKRETER FUNDA DURUKAN RABİA GEDİKBAŞ ÇİĞDEM ÇİFTÇİ SERDAR ÇİÇEK NURŞAH DEMİRCİ HİLMİYE BORA HAYDAR ÜNAL SEHER GÖLGE SEDA ERTÜRK HAYDAR ÇELİKER OKAY AKBAŞ ESRA YILMAZ FATMA AKTAŞ MERYEM KUMTEPE ACİL TIP TEKNİSYENİ ACİL TIP TEKNİSYENİ RÖNTGEN TEKNİKERİ SAĞLIK MEMURU LABORANT LABORANT SATINALMA SORUMLUSU MUHASEBE PERSONELİ MUHASEBE PERSONELİ İDARİ İŞLER SORUMLUSU TEKNİK PERSONEL TIBBİ SEKRETER TIBBİ SEKRETER TIBBİ SEKRETER YASEMİN GÖKDEMİR FİLİZ UÇAR BÜLENT KORKMAZ ERKAN TOPBAŞ FERHAT DAŞKIN ELİFE BAŞKAN FEHMİ EKMEN GÜLEGÜL SAĞLAM HAFİZE BECİT HATİCE ÖZDAMAR VELİ ÇEKEREK FİRDEVS BOZKURT SERPİL ŞEN SULTAN KOÇAK TIBBİ SEKRETER TIBBİ SEKRETER AMBULANS ŞOFÖRÜ AMBULANS ŞOFÖRÜ AMBULANS ŞOFÖRÜ HİZMETLİ PERSONEL HİZMETLİ PERSONEL HİZMETLİ PERSONEL HİZMETLİ PERSONEL HİZMETLİ PERSONEL HİZMETLİ PERSONEL HİZMETLİ PERSONEL HİZMETLİ PERSONEL HİZMETLİ PERSONEL Katkıda Bulunanlar ve Ortaklarımız Op. Dr. Sadi KAYA Dr. Eyüp ÖZEREN Op. Dr. Süleyman GÖKDUMAN Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK Ekrem TAMER Ekrem AKSOY Prof. Dr. Metin ORHAN Prof. Dr. Mustafa ALTINBAŞ Prof. Dr. Ali Kemal ÖZDEMİR Prof. Dr. Serdar ÜŞÜMEZ Uğur C. SEVİM Filiz ÇELİK Doç. Dr. Ercan Cenk DORUK Prof. Dr. Mitat KOZ Dr. Alaattin KEYKUBAT Uz. Dr. Nazım ERGÜN Doç. Dr. Mehmet İLERİ Prof. Dr. Mehmet KAYA Dr. Mustafa KÖSE Dr. İsmail CEYHAN Dt. Deniz AYCAN Dt. Habibe BAŞAYAR Ecz. H. Sadık DEMİRBAŞ Ali Rıza KOÇAK Osman GÜLEÇ Uz. Dr. Hulki GENÇ Ahmet DUYAR Av. Emre ÜŞÜMEZ Ahmet YILDIZ Murat ÖZTÜRK Fatma KOÇAK Dr. Mustafa ERSÖZ Uz. Dr. Ayşe YÜRÜMEZ Op. Dr. Ömer Faruk RECEP Uz. Dr. Metin ÖZSOY Doç. Dr. Metin YILDIRIMKAYA Op. Dr. Zeliha HAMURCU Dr. Tülay DEMİRTAŞ Dilruba BAL 3

6 SAĞLIK İNSAN VE AMBLEMİMİZ Bugün size Büyük Ortadoğu Tıp Merkezinin ambleminden söz etmek istiyorum. Hiç dikkat ettiniz mi? Kucaklayan bir insan ve bir damla gözyaşı. Nedir insan? Akıl ve düşünme yeteneği en gelişmiş olan canlıdır. Canlılar arasında en değerli varlık olarak yaratılmış olandır. Tüm kainat onun hizmetine sunulmuştur. Ona; araştırmak, anlamak, medeniyetler kurmak görevi verilmiştir. Bir anlamda evrenin merkezinde insan vardır. Görevini en iyi düzeyde yapması için ruh ve beden sağlığını korumak ve geliştirmekle de yükümlü kılınmıştır. Kucaklamak, hiç söz etmeden, sevgiyi, bağlılığı, anlatmaktır. Karşısındakine verdiği değeri ve önemi göstermektir. Etkisi gerçekleştiği süreden daha uzun süren özel bir davranıştır kucaklamak. Çocuğunuzu, annenizi, babanızı, kardeşinizi, eşinizi, sevdiğinizi, arkadaşınızı Hepsinde aynı güzel anlamlar yüklü. Onu seviyorsunuz, bağlısınız ve değer veriyorsunuz ona. Aynı etki karşılıklı tabii. Bir damla gözyaşı nedir gözyaşı? Gözyaşı bezlerinden göz pınarlarına süzülen sıvı. Nemlendirir gözü İltihaplanmasını önler. Sadece bu kadar mı? Başka anlamları da vardır gözyaşının. Bazen üzüntünün, bazen sevincin simgesidir gözyaşı. İç dünyamızın bir açıklıktan dışarı fırlamasıdır bazen. Eşsiz güzel gözlerden dökülen anlam yüklü birkaç damladır. Hüzündür; belki onulmaz dertlerdedir. Sevinçtir; dönmüştür, kurtulmuştur derdinden, başarı kazanmıştır mesleğinde, anne baba olmuştur, yansıtır sevinci gözlerinde. 4

7 BARIŞ Sevgili dostlar; Son yıllarda ülkemiz için ihtiyaç duyduğumuz hayati konu Barış ve huzur dur. Barış, bireyin iç dünyasında başlar. Kendi iç dünyası problemlerle dolu, her basit konuyu kendisine kolaylıkla mesele yapabilen bireylerin barışı anlayabilmesi, algılayabilmesi ve yaşayabilmesi imkânsızdır. Barışın temel ilkesi insan Sevgisi dir. Genel anlamda tüm insanları, insanlığı sevebilmektik ve kendi türüne saygı duyabilmektir. İnsanı insan olduğu için sevebilen, haklarına ve değerlerine saygı duyabilen toplumların anlaşmazlık yaşaması zordur. Görüldüğü üzere barışı sağlamak için öne çıkan üç temel ilke sevgi, haklara saygı ve adalettir. Savaşlar bugüne kadar ne acıları dindirmiş ne de mutlulukları çoğaltmıştır; aksine, acıları derinleştirip mutsuzlukları pekiştirmiştir. Yakıp yıkmayı iş edinen, masum insanları, çaresiz kadın ve çocukları katleden ve insanlığın büyük ayıbı olan "Savaşlara Hayır!" diyoruz. Çünkü annelerin gözyaşlarına hayır diyoruz! Dünyada barışın kesinlikle var olamayacağını, hatta gereksizliğini savlamak, tümüyle ümitsizlik ve hatta iyimserlikten yoksunluktur. Barışın bir gün mutlaka var olacağını ve bunun için gayret edilmesi gerektiğidir Çünkü barışın gereğine inanmak, inanabilmek gerektir öncelikle. Uygar ve akılcı bir insanın ümit ve iyimserlikle dolu olması gerekir. Bu yüce Duygular eşliğinde hepinize barış ve huzur dolu yarınlar diliyorum. Unutmayalım ki;tarih bizim için okuduklarımızdır. Ama çocuklarımız için bizim yaptıklarımızdır. Kalın sağlıcakla Dr. Eyüp ÖZEREN

8 RÖPORTAJ Mustafa AK Keçiören Belediye Başkanı KEÇİÖREN BELEDİYESİ 1. Belediyecilik nedir, Belediye hizmetleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Belediyecilik, tanımı itibarıyla, belli bir coğrafya üzerinde yaşayan yerel topluluk üyelerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, ekonomik, sosyal, kültürel zenginliğe ve refaha ilişkin yerel hizmetleri yerine getirmek demektir. Şehrin içinde yaşayan vatandaşların yaşamını kaliteli hale getirmek, yaşam standartlarını yükseltmek asıl vazifemizdir. 2.Keçiören ilçesinin en önemli, öncelikli problemleri nelerdir ve nasıl bir çözüm düşünüyorsunuz? Bizim belediyecilik anlayışımızın temelinde insan vardır. Biz, yaptığımız tüm çalışmaları, inşa ettiğimiz her şeyi insan için yapıyoruz. Çünkü belediyeciliğin temeli insanların hayat standardını ve yaşam kalitesini yükseltebilmektir. Biz de şehrimizin her yerindeki insanımızı mutlu kılabilmek ve sorunsuz bir şekilde vakit geçirmesini sağlayabilmek için çalışıyoruz. Keçiören, şu andaki nüfusu itibariyle 1964 yılında Konya nın Seydişehir ilçesinde doğdu. İlk-orta ve lise tahsilini Konya da tamamladı yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü nden 1987 yılında mezun oldu. Özel sektörde çeşitli alanlarda yönetici olarak çalıştı. Sektörel dergilerde koordinatörlük görevlerinde bulundu yılı itibari ile Ankara da Basın-Yayın ve Matbaacılık alanlarında faaliyet gösteren bir işletme kurdu. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler üstlendi. Aktif siyasi hayatına kuruluşundan itibaren AK Parti de başladı. 29 Mart Yerel Seçimlerinde Keçiören Belediye Başkanlığına seçildi. 18 yıldır Keçiören de ikamet eden Mustafa AK evli ve üç çocuk babasıdır. Türkiye nin en büyük ilçesidir. Bu büyüklükle, nüfus yapısıyla ve şu andaki konumlanmış olan demografik yapısıyla gerçekten Türkiye nin bir mozaiği gibi. Tabi ki fazla nüfus özellikle şehircilik alanında, avantaj ve dezavantajlarını beraberinde getiriyor. Bizim birincil vazifemiz, bu yoğun nüfusun ihtiyaçlarının karşılanmasında rutin olan belediyecilik hizmetlerinin aksatılmadan, düzenli bir şekilde yapılmasıdır. Keçiörenlilerin ihtiyaçlarını tespit ettik. Bu ihtiyaç ve sorunların başında ulaşımla altyapı geliyordu. Biz de önce ulaşımla ilgili olarak başta kısa vadeli çözümleri uygulamaya geçirerek insanlarımıza rahat bir nefes aldırdık. Şehirleri rahatlatacak ve ulaşım sorununu en aza indirecek olan çalışma metro çalışmasıdır Keçiörenlilerin ve Keçiören in ikinci büyük sorunu da altyapı idi. Altyapıyla alakalı olarak da Keçiören imizi sokak sokak, cadde cadde taradık. Başta asfaltlama faaliyetleri olmak üzere yol bakım ve stabilize çalışmaları ile Keçiören i baştan başa şantiyeye dönüştürdük. 6

9 3.Önümüzdeki dönemde ilçemiz için yapmayı planladığınız projeleri kısaca anlatır mısınız? Önce kısaca yaptıklarımızdan bahsedeyim sonra da yapacaklarımızı anlatayım. Zümrüt Yaşam Alanı adlı yeni kapalı pazarlarımızdan ikisini bitirip 19 Mayıs ve Kardeşler Mahalleleri nde faaliyete açtık. Yonca Yaşam Merkezimizi tamamladık. Mevlana Kültür Kongre ve Spor Merkezi nin inşaatı da bitmek üzere Yine son yıllarda taşıdığı yükü kaldıramayacak duruma gelen kültür merkezimiz "Yunus Emre"yi de neredeyse yeniden yaparak, Ankara'nın en modern kültür merkezlerinden biri haline getirdik. 4.Özel sektör sağlık yatırımları hakkındaki görüşleriniz ve bu bağlamda belediyenizin sağlığa bakış açısı nedir? Ankara son yıllarda sağlık alanında önemli adımlar attı. Ankara ile alakalı olarak Toplam 7000 yatak kapasiteli 2 milyon metrekarelik alana oturacak 2 ayrı şehir hastanesi kurulacak biliyorsunuz. Hastanelerin, sağlık kampüslerinin biri Etlikte diğeri de Bilkent'e kurulacak. İlçemizde 6 devlet hastanesi, 3 özel hastane, 11 özel poliklinik ve 3 diyaliz merkezi bulunuyor. Bir milyona ulaşan nüfusumuz da göz önüne alındığında, yeterli ve kaliteli bir sağlık hizmetinin sunulabilmesi için bu sağlık tesislerinin sayı ve kalitelerinin artması gerekir. Belediye olarak da sağlığa yatırım yapıyoruz. Belediyemize ait merkez polikliniğinde, çeşitli aktiviteler sırasında kurulan seyyar sağlık çadırlarında binlerce hastaya sağlık hizmeti verildi. Ayrıca evinden çıkamayacak durumda olan yatağa bağımlı hastalara bizzat evlerinde sağlık hizmeti götürerek tedavilerini gerçekleştiriyoruz. Gerçekleştirilen toplu sünnet törenleriyle çocuklarımızı en modern teknikle sünnet ediyoruz. Bunun yanı sıra kampanyalar vasıtası ile kan bağışı kapsamında kan topladık. 5. Yayınlarımız hakkındaki görüş düşünce ve önerileriniz nelerdir? Her işin kendine göre zorlukları vardır. Fakat yayıncılık belki de hepsinden zordur. Çünkü çok titiz bir çalışma, büyük bir alaka, yoğun bir gayret ve özel dikkat ister. Siz de olanca gücünüzle çalışıyor, büyük bir dikkat ve rikkatle yayınlarınızı çıkarıyorsunuz. Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyor ve teşekkür ediyorum

10 DAHİLİYE Uz. Dr. Hulki GENÇ Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi Dahiliye Uzmanı ALLERJİK HASTALIKLAR İleri allerji tetkikleri ile yapılan araştırmalar sonucu toplumdaki alerji oranının %50 yi aştığı saptanmıştır. Toplumun(hayatının herhangi bir anında) %10-20 sinde allerjik rinit konjunktivit, %7 sinde aktif astım, %20 sinde ürtiker (kurdeşen-dabaz) görülmektedir. Hijyen koşullarındaki iyileşmeler, bebeklik ve çocukluktaki hastalıkların azalması, kapalı ve hareketsiz yaşam tarzı allerjilerin artışındaki etkenlerdir. Bu etkenler erken yaşlarda bağışıklık sistemini, hastalığı yenen maddeleri üretme şeklinde aktive ederler. İleri yaşta karşılaşılınca, bağışıklık sistemi daha çok allerji şeklinde cevap üretir. Yani sosyokültürel gelişmeler alerjinin artmasına neden olur. Bağışıklık sisteminin allerjik cevapları çok çeşitlidir. En fazla bilineni ise IgE dir. Duyarlanan kişilerin mast ve bazofil tipi bağışıklık hücreleri üzerinde IgE ler oluşur. Bu IgE ler ile allerji yapan maddeler (allerjen) tekrar karşılaşınca mast ve bazofilden, histamin vb maddeler salgılanır. Bunlar damarlarda genişleme, düz kas kasılmaları ve damardan sızmalara neden olur. Bu mekanizma allerjinin hedef organına göre belirtilere neden olur. HEDEF ORGANA GÖRE ALLERJİK HASTALIKLAR DERİ: Ürtiker (Kurdeşen-dabaz): Ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık oluşması ve lekesiz kaybolma ile karakterizedir. 6 haftadan uzun sürenler kronik ürtiker olarak adlandırılır. Anjioödem: Dudak ve iç organların mukoza ödemi, derinin derin kısımlarını da içeren alerjiye denir. Solunum yollarını tuttuğunda ölümcüldür. Atopik Dermatit: Yaşa göre yanaklardan başlayıp dirsek önü ve diz arkası gibi yerleri seçen doğuştan alerjik bünyelilerde görülen hastalıktır. Kontakt Dermatit: Allerjenle temas eden yerdeki kızarıklık, kaşıntı ile kendini belli eder. BURUN: Allerjik Rinit: Bir kısmı tüm sene boyunca, bir kısmı ise belli mevsimlerde olur. Burunda devamlı nezle hali, hapşırık, sık sinüzit ve farenjit şeklinde görülür. GÖZ: Allerjik Konjunktivit: Gözlerde kızarıklık, yanma,batma, yaşarma şeklinde görü- 8

11 lür. SOLUNUM: Üst solunum yollarında anjiyoödemle nefeste daralma ve boğulma hissi olur. Alt solunum yolları allerjisi astım şeklinde görülür. Nöbet şeklinde nefes darlığı, hırıltı, öksürük, boğulma hissi olur. KALP ve DAMARLAR: Çarpıntı ve tansiyon düşüklüğü olabilir. SİNDİRİM SİSTEMİ: Allerji yapan besinin alımından sonra bulantı-kusma, karın ağrısı ve krampları, ishal görülür. SİNİR SİSTEMİ: Baş ağrısı, şuur bulanıklığı ve bayılma ile kendini gösterir. ANAFLAKSİ: Tüm sistemlerin bulgularının bir arada görülmesidir ve allerjik reaksiyonların en ağırıdır. Arı allerjisinin korkulan şekli anaflaksi şeklinde olanıdır. GIDA ALLERJİSİ: Gıdalara karşı gelişen olayların bir kısmı doğuştan enzim eksikliklerine bağlıdır. Örneğin laktaz enzimi eksikliğinde süt içilmesini takiben karın ağrısı, şişkinlik, gaz ve ishal görülebilir. Gıda allerjileri çocuklarda %2.5, erişkinlerde %1 oranında görülür. Bir kısım allerjiler yaşla birlikte yok olmaktadır. Ancak başlangıçta belirtilen nedenlerden dolayı gıda allerjilerinde de artış görülmektedir. Çocuklarda en sık allerji yapan gıdalar: Süt, yumurta, yer fıstığı, buğday, soya ve cevizdir. Erişkinlerde ise; yer fıstığı, fındık, ceviz, balık ve deniz kabukluları en sık allerji yapan gıdalardır. Gıda allerjisi sindirim sisteminde bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal; solunum sisteminde nezle, astım, soluk borusunda ödem; deride, kaşıntı, kızarıklık, ürtiker, egzema, anjiyoödem yapabilir. İLAÇ ALLERJİSİ: İlaç alımı sonrası gelişen her reaksiyon allerji değildir. Bir kısmı bölgesel tahriş veya sinir sistemi etkilerine bağlıdır. İlaç allerjilerinden sık görülenler; ürtiker, anjiyoödem, ilaç döküntüsü (deriden kabarık,küçük,kaşıntılı, kızamığa benzer döküntüler), sabit ilaç döküntüleridir (cildin belli yerlerinde ve genital bölgede kızarıklık,kararma). Daha seyrek görülenler göz, üst solunum yolları, alt solunum yolları

12 KBB Op. Dr. Adnan UZUN Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi KBB Uzmanı TULAREMİ Tularemi Francisella tularensis adı verilen bakterinin neden olduğu hayvanlardan bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Tularemi insanlara enfekte hayvanlarla doğrudan temas, kontamine su veya gıdaların alınması, artropodların (sivrisinek, kene gibi) ısırması veya enfekte toz veya aerosollerin solunması yolu ile bulaşır. Enfektivitesi yüksek bir bakteridir ve biyolojik savaş ajanları içinde de yer alır. Hastalık insandan insana geçmez. Klinik tablo bakterinin virülansına, giriş yoluna, sistemik tutulumun yaygınlığına ve konağın immün durumuna bağlıdır. Hastalığın kuluçka süresi ortalama 3-5 gün olmakla birlikte 1-21 gün arasında değişebilir. Hastalık 6 farklı klinik tablo ile karşımıza çıkabilir. Bu klinik tablolar; 1. Ülseroglandüler 2. Glandüler 3. Oküloglandüler 4. Orofarengeal 5. Sistemik (tifoit) 6. Pnömonik olarak ayrılabilir. Bu yazımızda orofaringeal form üzerinde durulacaktır Orofarengeal form, orofarenksin primer olarak invazyonu sonrası oluşur. Bu klinik tabloda bakteri kontamine su, gıdalar ve damlacıklar ile oral yoldan alınır ve daha çok salgınlarla karşımıza çıkar. En yaygın semptomlar ateş ve boğaz ağrısıdır. Hastalarda eksüdatif farenjit veya ton sillit mevcuttur ve bir veya daha fazla ülser görülebilir. Bu klinik formda boyunda lenf bezesi görülür. Geç dönemde başvuran has talar ise sadece lenf bezi büyümesi şikayeti ile gelirler. Lenf bezi büyümesi genellikle tek taraflı, belirgin derece de ağrılı olmayan, orta sertlikte, etrafındaki doku- 10

13 lara yapışıklık göstermeyen ve hareketli karakterdedir. Geç dönemde ise genellikle yumuşayıp apseleşmekte ve ciltten drene olmaktadır. Tularemi hastalığı olan olgularda %35 oranında döküntü (makülopapüler, vezikülopapüler, eritema nodosum, eritema multiforme, akne benzeri veya ürtiker şeklinde ortaya çıkan) görülür. Döküntü genellikle semptomların başlangıcından itibaren ilk 2 hafta içinde saptanmaktadır. Tulareminin tanısında klinik şüphe büyük önem taşır. Bakteri boğaz sürüntüsü, sekresyonlar ve doku örnekleri gibi klinik örneklerden özel besiyeri kullanılarak (Francis besiyeri) izole edilebilir. Bununla birlikte bakterinin kültürünün yapılması oldukça zordur. Tanıda serolojik inceleme altın standart olarak kabul edilmektedir. Bu bakteriye karşı oluşan antikorlar hastalığın başlangıcından itibaren genellikle gün içinde oluşurlar

14 PSİKİYATRİ Uz. Dr. Meral GÜNGÖR Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı UYUM BOZUKLUĞU Stresli bir yaşam olayından sonra gelişebilecek bir bozukluktur. Uyum bozukluğu bir olay sonrası gelişen bir semptomlar grubu olduğundan bireyi psikolojik olarak damgalanmış hissettirmemektedir. Stres yapan faktör kişinin tıbbi hastalıkları, yakınlarının kaybı, ekonomik sıkıntılar vey kişiler arası yaşadığı sorunlar olabilir. Ortaya çıkan tablo anksiete + depresyon bulguları veya davranış bozuklukları olabilir. Bu bulguların stres yapan faktör geçtikten sonraki ilk 3 ay içinde ortaya çıkması ve 6 ay sonra da geçmesi tanı için gereklidir. Eğer 6 aydan uzun süren bir durum olursa kronik uyum bozukluğu diye adlandırmak gerekir. Bu tanı II.Dünya savaşı yıllarında önerilmiş ve o zaman geçici durumsal kişilik bozukluğu olarak adlandırılmıştır. Daha sonra geçici durumsal bozukluk olarak anılmıştır. Bu tanı daha sonra ihmal edilmiştir. Anna Freud bu durumu ergenliğin anormal davranış durumuna bağlamıştır. Bu kişiler depresif mizaçlı, anksiyöz mizaçlı, karışık emosyonel kişiler, davranım bozuklukları, çatışma inhibisyonu, çekilme ve atipik özellikli uyum bozuklukları alt gruplarına ayrılmıştır. Burada hastayı gören hekimin stres yapan faktörlere karşı verilen tepkinin normalin üstünde olduğunu ve bir süredir devam ettiğini gözlemlemesi gerekir. Korku veren çaresizlik ve dehşete düşüren tek bir stres çıkaran olayın varlığı tanı için yeterlidir. Yas ve travma sonrası stres bozukluğu ölüm tehdidi ve kendinin veya başkalarının ciddi yaralanma endişelerini taşıdığı halde uyum bozukluğu yalnızca bir tehdit unsurunu kapsamaktadır. Diabet tanısı konulmuş çocukların 3 te 1 inde uyum bozukluğu görülmüştür. Kalp cerrahisi geçirmiş hastaların da büyük çoğunluğunda ameliyattan 1 ay sonra uyum bozukluğu sorunları gözlenmiştir. Bazı olgunlarda daha geç bulgular çıkabilir. Toplumsal stres yaratan faktörler (iş kazaları, işten çıkarılmalar) bulguları uzun süreli devam ettirmektedir. Majör depresyonlar kıyaslandığında uyum bozukluğu geçirenler daha çabuk ve daha iyi 12

15 iyileşme gösterirler. Amerika'da yapılan bir çalışmada uyum bozukluğu çocuklarda %7, ergenlerde % 34 bulunmuştur. Tıbbi hastalıklar nedeniyle hastanede hastalarında %14 ü civarındadır. Doğal afetlerden sonra (deprem, sel baskını gibi) depresyon, anksiete, fobilerde ilaç kullanımı %17 oranında artmıştır. Yeni çalışmalar, semptom geliştirme yatkınlığının çocukluk yaşantılarının durumuna bağlı olduğunu göstermektedir. Erken evredeki deneyimler, işlenme ve yorumlanma açısından ileri yaş devrelerinde farklı bir bileşsel model oluşturmaktadır. Çift ve tek yumurta ikizi çalışmaları ailesel ve genetik yatkınlığın % 20 civarında olduğunu gösteriyor. Uyum bozukluğu olanlardan özkıyım yapmış kişilerde bazı nörokimyasal değişiklik ortaya koymuştur. Uyum bozukluğu çıkaran nedenlerin başında çocuk ve ergenler için okul sorunları, yetişkinler içinse ailesel sıkıntılardır. Sosyal ve mesleki yaşamda belirgin bozukluk olur, depresif, anksieteli veya özkıyım düşünceleri gelişir, sosyal içe çekilme, depresif semptomlar sıklıkla görülür. Artmış motor aktivite, dürtüsellik ve madde kullanımları da davranışta ortaya çıkabilir. Kötümserlik, isteksizlik, huzursuzluk,kızgınlık ve yorgunluk görülebilen semptomlar arasındadır. Son bir çalışmada bu bulguların travma sonrası güceniklik bozukluğu da denilmiştir. Yaşanan olaydan sonra gücenme ve haksızlığa uğrama düşünceleri yanında intikam düşünceleri de gelebilir. Uyum bozukluğu çeşitli eşik altı semptomlar içerdiği için tek bir tedavi seçeneği gösterilemez. Tedavinin temel amacı:bulunan bulguların (semptomların) hafifletilmesi ve öncesi işlevsel yaşama dönülmesidir. İlaç tedavisi + psikoterapi önerilir

16 ÇOCUK HASTALIKLARI Uz. Dr. Ayşe YÜRÜMEZ Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi Çocuk Hastalıkları Uzmanı BEBEKLER İÇİN ANNE SÜTÜNÜN ÖNEMİ Anne sütü ile beslenmenin önemi çok eski çağlardan beri bilinmektedir. Emzirme son derecede sağlıklı ve doğal bir yöntemdir. Her memeli canlı gibi insanlarda yavrusunu doğumdan hemen sonra emzirmelidir. Emzirmeye, doğum şekli normal veya sezaryen olsun, mümkün olduğunca doğumdan hemen sonra başlanmalıdır. Çünkü saatler süren doğum eylemi sonrası dünyaya gelen bebek yorgundur ve acıkmıştır. "Bütün memelilerin yavrularının beslenmesinde kendi annelerinin sütü en iyi olduğu gibi, süt çocuğunun beslenmesinde de Anne Sütü önemli ve yeri doldurulamayan bir besindir." Evet, bebek her ağladığında emzirilmelidir. Yeni doğan bebekler genellikle günde 8-10 öğün emmek isterler. Bebeğin emme sıklığı daha sonra giderek azalır. Anne sütü neden bebekler için iyi besindir? Anne sütü, bebeğin ilk altı ay ihtiyacı olan protein, yağ, demir, vitamin gibi her türlü besin değerine içeren ideal besin kaynağıdır. İçindeki koruyucu maddeler nedeniyle bebeği enfeksiyonlardan korur. Anne sütünün hazmı kolaydır, kaynatmak gerekmez. Daima taze, temiz ve bebeğe vermek üzere hazırdır. Tamamen doğal olan anne sütünde bebeğin büyümesi için gerekli olan maddeler inek sütünden daha fazladır. Anne sütünde yeterli miktarda su ve vitamin bulunduğu için, çok sıcak iklimlerde bile bebeğe su vermeye gerek yoktur. Anne sütü alan bebekler diğer besinlerle beslenen bebeklerden daha zeki olurlar. İmmün sistemi henüz olgunlaşmamış yenidoğan bebeklerde, anne sütündeki enfeksiyon önleyici ve immün sistemi düzenleyici faktörler bebeği enfeksiyonlardan korumaktadır. Bu faktörler ayrıca obezite tip 1 ve 2 diabet ve lösemi gibi hastalıklara koruyucu etki de göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü anne sütü alan çocukların erişkin döneminde kan basıncı ve kan kolesterol düzeylerinin anne sütü almayanlara göre daha düşük olduğu bulunmuştur. -Emzirme ayrıca bebeğin çene ve diş sağlığı için yararlı olup, bebeğin konuşmasını geliştirir. -Önce kendiniz inanın. *"Sütüm yetmiyor" demeyin. Emzirme konusunda annenin ken- 14

17 disini inandırması ve ikna etmiş olması lazımdır. Her annenin bebeği ve kendisi için yapacağı doğru şey emzirmektir. -Bebek istedikçe emzirin, emzirmeyi belli saatlere programlamayın. -Çalışan bir anne iseniz! -Bebeğinizi işyerinize götüremiyorsanız, sütünüzün kesilmemesi için sütünüzü sağmayı öğrenin.hem böylece sütün göğüslerde birikip dolgunluk yapması önlenir. -Sağılmış anne sütü her türlü bebek mamasından daha faydalıdır. Günümüzde yeni doğan bebeklerin ilk altı ay boyunca sadece anne sütü ile beslenmesi önerilmektedir. 6 aydan 2 yaşına kadar anne sütü verilmelidir. Anne sütü bebek için en sağlıklı olan besindir. Isıtma, soğutma, depolama, mikroptan arındırma için özel aletlere, biberon, emzik vb. aracılara ve temiz su kaynağına bağımlı değildir. Anne sütünde mikrop üremez, bozulmaz, hastalık kaynağı olmaz. Anne Sütünün Bebeğe Ve Anneye Faydaları: Anne sütü her bebek ve her dönem için özeldir. Prematürelerde ve hayatın ilk günlerinde farklı yapıda bir anne sütü söz konusudur. İlk bir hafta memelerden "kolostrum" adlı süt gelir ve bebeği besleyici ve enfeksiyondan koruyucu özellikleri ön plandadır. Bunu ikinci hafta boyunca protein içeriği azalırken, laktoz, yağ ve toplam kalori içeriği artan "geçiş sütü" izler. Daha sonraki dönemlerdeki olgun anne sütü de emzirmenin başlangıcında karbonhidrattan, sonunda yağdan zengin olarak gelir. Emzirme Tekniği Başarılı bir emzirme için her şeyden önce doğru kucaklama ve pozisyon alma gereklidir. Anne normal koşullarda rahat bir koltukta, sırtı dik olarak oturmalıdır. Bebek yüzü ve gövdesi aynı doğrultuda ve anneye dönük, başı gövdeye göre yüksekte, yani eğri bir çizgi oluşturacak şekilde anne tarafından kucaklanmalıdır. Bebeğin başı, annenin emzirilen göğsünün tarafındaki kolu dirsekten bükülerek, dirsek kıvrımının hemen önüne yerleştirilmelidir. Bebeğin altta kalan kolu anne ile bebek arasına girmemelidir. Bebeğin başına arkadan bastırılmamalıdır. Anne kolunun altı gereğinde bir yastık ile desteklenebilir. Emzirmede Sık Yapılan Hatalar: Emzirmeden önce meme başının karbonatlı su, sabunlu su veya çeşitli kremler ile temizlenmesi meme başı çatlağına ve bebeğin memeyi tutmasında çeşitli güçlüklere neden olabilir. En iyi meme bakımı anne sütü ile olur. Ellerin temiz olması önemlidir. Anne bol sıvı gıdalar almalı, rejim yapmamalı, sigara, alkol, fazla miktarda çay kahve içmemeli, ilaç kullanması gerekiyorsa doktora başvurmalıdır. Başarılı bir emzirmenin birinci kuralı istemek ve gerisini bebeğe bırakmaktır. "SONUÇ OLARAK ANNE SÜTÜ EŞSİZDİR."

18 KARDİYOLOJİ Uz. Dr. İsmet SARIKAYA Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi Kardiyoloji Uzmanı KALP KRİZİ 1975 Yılında Sivas doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Sivas'ta tamamladı yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesinden kardiyoloji uzmanlığını aldı. Yaklaşık 7 yıldır Çeşitli özel hastanelerde kardiyoloji uzmanı olarak çalıştı yılında Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezine başladı. Halen aynı tıp merkezinde Kardiyoloji uzmanı olarak görev yapmaktadır. Dr. İsmet SARI- KAYA evli ve iki çocuk babasıdır. Tanım: Kalp krizi (miyokard enfarktüsü) kalp kasının bir bölümünün o bölgeye yetersiz kan akışından dolayı (çoğunlukla kalp damarının tam tıkanıklığı sonucu) ölmesi (kalıcı hasara uğraması) sonucu meydana gelir. Nedenler ve Risk Faktörleri Kalp krizlerinin çoğu koroner arterde (kalp kasına kan ve oksijen taşıyan atardamarlar) oluşan pıhtılar (trombüs) sebebiyle meydana gelir. Pıhtılar genelde ateroskleroz sonucu meydana gelen değişiklikler yüzünden daralmış koroner arterlerde oluşur Kalp krizini tetikleyen faktörler Biliyoruz ki bir takım risk faktörlerinin varlığında kalp damar hastalıklarına yakalanma riski ve bunun sonucu olarak da kalp krizi geçirme riski artmaktadır. Peki, kalp damarlarında darlıklar bulunan ve kalp krizi geçirme riski yüksek olan hastalarda kalp krizini tetikleyen faktörler nedir? Yapılan çalışmalarda, bir takım faktörlerin kalp krizlerini tetiklediği bulunmuştur. Bunlar: Aşırı fiziksel yorgunluk Öfke, kızgınlık Negatif kişilik yapısı Alkol Kahve Trafik Hava kirliliği Ağır yemek Kokain Seksüel aktivite Geçim sıkıntıları Yalnız burada olası önemli bir yanlış anlamayı kaldırmam gerekir: Bu faktörler damar hastalığı olan hastalarda bardağı taşıran (kalp krizine yol açan) faktörler. Dolayısıyla bardağın önceden dolu olması gerekiyor. Biraz daha açmam gerekirse, örneğin bir öfke nöbeti veya aşırı heyecanlanma, kalp damar hastalığına yol açan bir risk faktörü olma- 16

19 masına rağmen, tıkanmaya aday bir damarı olan bir kalp damar hastasında, damarın tıkanmasına yol açıp kalp krizi oluşturabiliyor. Kalp Krizinin Belirtileri Göğüs ağrısı: Göğüs kemiğinin arkasındaki göğüs ağrısı kalp krizinin en önemli belirtisidir; göğüsteki ağrıyla birlikte hissedilebilen diğer belirtiler şunlardır: Nefes darlığı Öksürük Baş dönmesi ve sersemleme Bayılma Mide bulantısı ve kusma Karın ağrısı, "Kıyametin geldiği" hissi Kalp Krizinden Korunma: Kalp krizini önlemek için yapılması gerekenler, genel olarak kalp damar hastalıklarından korunmak için yapılması gerekenleri içerir. Bunlar da "kalp damar hastalıklarındaki risk faktörleri ile mücadele demektir. Yine de bunları tek tek ele alalım: Kan basıncınızı kontrol edin, yüksek tansiyon mutlaka tedavi edilmelidir. Kötü kolesterol (LDL kolesterol) seviyelerinizi kontrol edin. Eğer içiyorsanız sigara içmeyin Meyve ve sebze bakımından zengin, az hayvansal yağ içeren yiyecekler uygulayın, Şeker hastalığınız varsa mutlaka kontrol altında tutun, Fazla kiloluysanız, kilo verin, Kalp sağlığınızı korumak için her gün ya da haftada birkaç kere yürüyerek vücudunuzu çalıştırın (Fakat önce kalp hastalıkları uzmanınıza danışın.), Stresten uzak durun, gerekirse bunun için profesyonel yardım alın. Eğer kalp krizi için bir ya da daha fazla risk faktörü taşıyorsanız aspirin alıp almamanız konusunda doktorunuza danışın. En önemlisi bu yukarıda yazdıklarımı klasik doktor lafları olarak algılamayın! Unutmayın; etrafınız, sağlığı ile dalga geçip genç yaşta kaybedilen insanların yakınları ile dolu!

20 İNDEKS USTAOĞLU MOBİLYA Hayrullah USTAOĞLU UZAYCAN GIDA KAĞITCILIK TEM. AMB. BİLGİSAYAR İTH. İHRC. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Yağız Sok. No:24/2 Siteler - ANKARA Tel: Gsm: Gimat 6. Blok. No:174 Macunköy-ANKARA Tel: (pbx) - Faks: ACAR CAM CAM BALKON SİSTEMLERİ Dekor İşleri İtina İle Yapılır AHMET ACAR Gsm: Aliminyum Doğrama Isı Cam, Jumbo Cam Dekoratif Ayna Cam Kapı, Vitrin Duşakabin, Mobilya Plus Med mt "Yaşam boyu sağlık için" Sağlık Ürünleri Beybi 1949'dan beri "Çözüm Ortaklarımız" A AĞAOĞLU Plasti-med ILKSEN MEDIKAL SAĞLIK ÜRÜNLERİ 24 Saat Açıktır 1 Saatte Malzeme Teslimi Yapılır Tıbset Serince Sok. No:19/3 Siteler-ANKARA Tel: Faks: Aşıkpaşa Mah. Vedat Dalokay Cad. No: 68 / A G.O.P. - ANKARA Tel: 0 (312) & Faks: 0 (312) MERT LABORATUVAR MALZEMELER Öveçler Ata Mah 1042 Cad. No: 92/17 Çankaya ANKARA Tel: & Fax: mertlab@yahoo.com Reklam Vermek İçin