3 Nazım Payam Temas ve tutku. 6 A. Vahap Akbaş Dağı özleyen adamın şiiri. 7 Kalender Yıldız Şairler. 8 İsmail Aykanat Unique darling

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "3 Nazım Payam Temas ve tutku. 6 A. Vahap Akbaş Dağı özleyen adamın şiiri. 7 Kalender Yıldız Şairler. 8 İsmail Aykanat Unique darling"

Transkript

1 ÜÇ AYLIK KÜLTÜR ve SANAT DERGİSİ Yıl : 16/ SAYI63 İZZETPAŞA VAKFI ADINA SAHİBİ ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ NİHAT ERİŞ Genel Yayın Yönetmeni NAZIM PAYAM Tashih MAHMUT BAHAR Röportaj Yrd. Doç. Dr. TANER NAMLI Dizgi-Tasarım-Kapak-Web AYDIN KARABULUT Basın ve Medya GIYASETTİN DAĞ Hukuk Danışmanı Av. Şuay ALPAY Dağıtım İzzetpaşa Vakfı Danışma Kurulu Yavuz Bülent BAKİLER Prof. Dr. Ahmet BURAN Doç. Dr. Vefa TAŞDELEN Doç. Dr. Levent BAYRAKTAR Prof. Dr. Tarık ÖZCAN Yrd. Doç Dr. Metin Kayahan ÖZGÜL Dr. M.NACİ ONUR Uzm.Necati KANTER Yrd. Doç. Dr. A. Faruk GÜLER KEMAL BATMAZ Ömer KAZAZOĞLU Abone ve Reklam Yurt İçi: MUSTAFA YAVUZ Posta Çeki Hesap No: Yönetim Yeri İZZETPAŞA CAD. İZZETPAŞA VAKFI EK BİNA NO:16/4 ELAZIĞ Tel. 0 (424) (114) Belgegeçer (faks) : 0 (424) Baskı TDV Yayın Matbaacılık ve Tic. İşletmesi Tel Yenimahalle / ANKARA Abone Şartları (Yıllık): Yurt İçi: 30 TL Yurt Dışı: 40 Avro Yıllık Kurum Abone: 80 TL Gönderilen yazılar basılsın basılmasın iade edilmez. Yayın Kurulu dergiye girecek yazılarda gerekli gördüğü değişiklikleri yapar. Yayımlanan yazıların fikrî sorumluluğu yazarlarına aittir. Bizim Külliye adı anılmaksızın alıntı yapılamaz. e-posta ( ) bizimkulliye@gmail.com ISSN: Nazım Payam Temas ve tutku 6 A. Vahap Akbaş Dağı özleyen adamın şiiri 7 Kalender Yıldız Şairler 8 İsmail Aykanat Unique darling 9 Serdar Arslan Serin 10 Lokman Erdemir röp. Nale Erdemir 16 Haluk Oral röp. Şerif Fatih 19 Milay Köktürk Tartışılan entelektüel 22 Köksal Alver Anne imgesi 24 Hülya Argunşah Halide Edib, kadınlar ve savaş: Dağa çıkan kurt 28 Beyhan Kanter Osmanlı kadın yazarlarının vatanın kurtarılmasına ilişkin milli bilinç vurguları 34 Yavuz Aslan Türk bağımsızlık savaşının kahramanlarından Ayşe Çavuş 44 Taner Tatar Kahraman ve kadın 49 Seval Koçoğlu Savaş devam ederken İsmail Çetişli Hikâyelerde savaşın kadın kahramanları 57 Mahmut Bahar Tekil şahsın hikâyesi 58 M. Milât Özçelik 27 Yaşımın şiiri 59 Şerif Fatih Yağmuru sevmeyen kadına 60 Cafer Gariper Anadolu kadını ve kuvâyi milliye destanı 66 Mustafa Özçelik Çanakkale şiirini farklı okumak 70 Levent Bayraktar Mehmet Âkif'ten Nurettin Topçu'ya İsyan Ahlâkı 74 Muhsin İlyas Subaşı Savaşların görünmeyen kahramanları 76 Mehmet Dağıstanlı Kara Fatma 81 Abdullah Satoğlu Çanakkale'de Mehmetçik 82 Hayrettin Durmuş Köylü kadınlar 83 Tayyip Atmaca Şiirin kapısında 84 Suphi Saatçi Türkmen çocukları 85 Songül Dumlupınar Alican Güzel ölüm 88 Nilüfer İlhan...Safiye Hüseyin 92 Nihat Eriş röp. Kemal Batmaz 95 Şekip İspir İhsan Raif Hanımefendi'nin "kadın ve vatan" şiiri 98 Süleyman Daşdağ Sobaların sihri 101 Mahir Adıbeş Vahap Akbaş'ın hatırasına 104 Şeref Akbaba Mavera'dan bir ses 106 Ömer Faruk Karataş Abdullah Cevdet-Dilmestî- Mevlânâ 109 Gıyasettin Dağ Bir edebiyat yolculuğu

2 Muhterem Okurlar, Görünürde Çanakkale ve İstiklal Savaşı yüz yıl önceydi. Ama düşman hâlâ cephede, hâlâ parmağı tetikte ve taarruza hazır. Belki yüzlerce, binlerce defa savaşın çehresi değişti. Onlar da her hamlenin faturasını bizlere ödetmek kayıt ve şartıyla bıkmadan usanmadan sadece taktik değiştiriyor, siperden çıkmamızı bekliyorlar. Sakın Elbet bir gün bitecek. demeyiniz. Bitecek değil. Savaş çıkaranlar için, sömürücüler, kana susayanlar, cinnete meyilliler, sadistler, deseniz de dünya, düzenini yutma ve çıkar ilişkileri üzerine kurmuştur. Her devire egemen olan çetrefil menfaatlerdir. Ancak kötüye, kötülüklere teslim olacak değiliz. Kuşkusuz savaştan kurtulmanın en engin en huzurlu yolu her yönüyle güçlü olmaktır. Ve bütün bunlar bizlere, Hazır ol cenge ister isen sulh u salah! vecizesiyle evvelinden söylenmiştir. Gelelim konumuzun kahramanı kadınlarımıza. Çoğu kadın bir savaşın mantığını anlamayabilir. Fakat onun sabrı, fedakârlığı, üstlendiği çile niçin savaştığının apaçık delilidir. Barış zamanları, bu delilin ön hazırlığını her kadının kocasına hizmetinde, evladını yetiştirmesinde, ocağını tüttürmesinde görmemiz mümkün. Sanırım bir kadına Allah ın en güzel lütfu, var olmayla var etme bilincinin verilmesidir. Bu sayımızı Çanakkale ve İstiklal Savaşında Kadınlarımız a ayırdık. Gelecek sayımızın dosya konusu; Edebiyat ve Evrensellik Yeniden buluşmak ümit ve dileğiyle Allah a emanet olunuz. Bizim Külliye 2

3 Temas ve tutku NAZIM PAYAM Biz sevdik âşık olduk, sevildik, maşuk olduk Yunus Emre Akımlar, akınlar, savunmalar önce dergilerde filizlenir. Yeni tasarımlar, görüşler dergilerde sergilenir. Bizden habersiz yazılmış olabilirler; ama tutkumuzu dillendiren mektupların, denemelerin duygudaşlığını, öfkenin ve coşkunun kıvılcımlarını da orada görebiliriz. Kalem çömezi, söz söyleme gücünü dergisinden alır. Piyasa civeleği derginin sayfasına serpilmiş şiirini yıllarca işaret ededurur. Nice tilmiz çevresindeki ilgiyi dergisiyle pekiştirir. Birtakım idealleri, iddiaları halka ispatlama çabasında olanlar, kalem-kâğıt aşk süresini uzatanlar orada nöbettedir. Her şey gönülle! Kültürümüze kilometre taşı olmaya namzetlerin yeri zaten dergi mutfağıdır. Hacı Bayram Veli Hazretleri şu son yüz elli yıl içerisinde yaşamış olsaydı, kuşkusuz; Nagehan bir şara vardım/ Ol şarı yapılır buldum/ Ben dahi yapılır oldum/ Taş u toprağ arasında dizelerine dergi müdavimlerini de katardı. Mecnun a Neden Leyla suali sorul- 3

4 sun ki?... Dergi mensupları Mecnun misali; belki açlığı gidermek, gönül doygunluğuna ermek için yola çıkmışlardır. Belki kendilerinde olan, temsil etmekten ziyade temsil olmak arzusudur. Anlamaya, anlaşılmaya muhtaç ne çok şey var. Belki de aranılan sadece bir anlam Bir temas Ama neticede her dergi mensubunun asıl yüklendiği, hayalde canlandırılan insanı inşa olmuştur. Hem onların ağır aksak sisteme belagatle telkinleri bu yönde yoğunlaşmıyor mu? Mesela, ilk çocuk dergisi Mümeyyiz, ilk kadın dergisi Şükûfezar insanı eğitme teşebbüsü değil mi? Mümeyyiz ve Şükûfezar dan sonra onlarca aile dergisi yayımlanmıştır. Yine Servet-i Fünûn un İkinci Meşrutiyet düşüncesini biçimlendirmesi, İçtihad ın Batı ya ait düşünce sistemlerini yaygınlaştırması belli bir tipi öncelemesindendir. Keza, birbirinin devamı olan Sırât-Müstakîm, Sebilürreşad; İslamiyet in mümin kaygısıyla dosdoğru öğrenilmesini; Genç Kalemler dilde sadeleşmeyi; Küçük Mecmua millî devleti oluşturacak ilkeleri; Varlık, sanatta yeniyi; Türk Düşüncesi, milliyetçiliği, Türk Edebiyatı dergisi kültür emperyalizmine karşı millî hassasiyetlerin ve eserlerin diri tutulmasını savunmuştur. Mütareke yıllarında Dergâh, dergi mutfağını Anadolu gençlerine devrederken, Hareket, mahfilini davasının sarsılmaz ahlak numuneleriyle doldurmuş, Büyük Doğu, Diriliş, Mavera özverili tutumuyla günümüz etkin kuşağın okuma kaynaklarını oluşturmuştur. Garipçiler, Yaprak a, Maviciler, toplumsal gerçekçiliğe, Dost, sola renk vermeye ve hayatın edebiyatını kurmaya çalışmıştır. Arada bata çıka yürüyenler ise, mum ışığında sığınak arayan tıfıla, hevesliye, şaşkın çömeze durmaksızın adres tarif etmişlerdir. Her sokak başını bir dergi tutsa yeter demem. Farlarını kendisine veya topluma çevirmiş, bir şeyler sezdirmek, bir şeyler göstermek çabasında olana niçin gocunayım ki. Fakat onları saymakta tıkanırım. En uzun ömürlü dergimiz Türk Yurdu na gelince; o dinmeyen heyecanıyla yüzlerce binlerce kalemşora ev sahipliği yapmıştır. Hâlâ yayındadır, hâlâ inşa tutkusunu sürdürmektedir. Türk Yurdu mücadelesine 1911 de başlar. Onun ilk yazı ve tertip tarzı müdürü Kazanlı Yusuf Akçura dır. Akçura, Yeni Türk Devletinin Öncüleri isimli eserinin IX. bölümünde Türk Yurdu nun temel ilkelerini yedi paragrafta belirtmiştir. Biz o paragrafları birer cümleyle özetleyelim: Dilde sadelik, metinlerde estetik zevk gözden kaçırılmayacak. Türklerce geçerli olabilecek bir ideal ortaya konulacak. Türklerin tanışmalarına, iktisatça ve ahlakça yükselmelerine, fen bilgileriyle zenginleşmelerine hizmet edilecek. Türk dünyasında oluşacak fikir akımları ve sevince kedere sebep olaylar kaydolunacak. Millî ruhun gelişmesine ve takviyesine çalışılacak. Uluslararası siyasette Türk âleminin menfaatleri korunacak. Menfaatlerimizi savunurken, muhtelif unsurlar arasında anlaşmazlık, aykırılık doğmasından kaçınılacak. Bilim, kültür, sanat; insanı inandırmaya, samimiyete davet eder. Buna en elverişli davetname ise dergilerdir. Fikirler önce dergilerle çıkagelir. Akımlar, akınlar, savunmalar önce dergilerde filizlenir. Yeni tasarımlar, görüşler dergilerde sergilenir. Bizden habersiz yazılmış olabilirler; ama tutkumuzu dillendiren mektupların, denemelerin duygudaşlığını, öfkenin ve coşkunun kıvılcımlarını da orada görebiliriz. Dergilerin bir özelliği de dosyalara gizlenmiş yüksek gerilimli soruları hissettirmesidir. Farklı anlam odacıkları ve zevkleri oluşturan bu sorular kimi okura müthiş haz verir. Onları gündeme, kitaplara ve kendisini aramaya sevk eder. Yine merakımızı dokuyan bir döneme dair düşünceleri, içli hatıraları on yıllar sonra dahi dergi sayfaları arasında bulmamız mümkün. İşte dergilerin eski sayıları 4

5 İşte Yeni Mecmua! Yıl, 18 Mart Yeni Mecmua, o millî tufanı yaşayanların kaleminden Çanakkale Özel Sayısı hazırlamış. Muzaffer Albayrak, Ayhan Özyurt üşenmeksizin bu özel sayıyı Latin alfabesiyle ve sadeleştirerek yeniden idrakimize sunmuşlar. Bugünün ümitsiz gençlerine, geleceğe gaziler, şehitler derecesi kadar hizmet etmişlerdir. 384 sayfalık Çanakkale Özel Sayısı nın yazar ve şairleri arasında kimler yok ki! Sultan Mehmed Reşad, Yahya Kemal, İsmail Hakkı, Enis Behiç, Ahmet Hikmet, Mehmet Emin, Kâzım Nâmi, Ziya Gökalp, Yunus Nadi, Ali Canip, Mithat Cemal, Sami Paşazade Sezai, Ali Ekrem, Hakkı Tarık, Halit Fahri, Mehmet Âkif Ya Hüseyin Rahmi, Ruşen Eşref, Hüseyin Suad, Celal Nuri, Hüseyin Cahit, Selim Sırrı, Falih Rıfkı Vatan, tehditlere, saldırılara, işgallere maruzdur. Dünün farklı hizipleri saydığımız yahut şiirinden, hikâyesinden, romanından hoşlanmayıp görmezden geldiğimiz edipler, Yeni Mecmua siperinde kalemini inancıyla yontmuş, birbirine kenetlenmişler. Tercih hanesine ölmeyi alamayan yaşamayı nasıl becersin? Evet, onlar toprağı vatan yapan bütün değerler için yerlerini başka kuvvetlere devredene kadar hücum anını beklediler. Peki, o kıyamet esnası ve hemen sonrasında ne yazdılar, amaçları neydi? Ben, Mehmet Talat ın ön söz niyetiyle yazdığı Birkaç Sözünden bir, Emin Ali nin makalesinden iki paragrafı dikkatinize sunayım. Siz de bu paragraflardan kendinize Yeni Mecmua, Çanakkale Özel Sayısı nın hazırlanış amacını çıkarırsınız. Müttefik ve düşman, savaşan bütün milletlerin düşünürleri, şairleri ve sanatkârları, savaş meydanlarındaki yiğitliklerden, kahramanlıklardan ve fedakârlıklardan destanlar yazıyorlar. Bu destanlar; fedakârlık muhabbetini, vatan aşkını dövüşmek arzu ve heyecanını artırmak ve sürdürmek için yazılıyor. Savaş artık öyle bir renk ve hâl aldı ki bu muhabbete, bu aşk ve heyecana şiddetle lüzum var. (Mehmet Talat ın Birkaç Sözünden) Bazı tarihî ve önemli olaylar vardır ki bunlarla bizim aramızdaki görüş mesafesi zaman geçerek uzadıkça onu bütün incelikleriyle görmeye ve hayretle karşılamaya başlarız. Çanakkale savaşları da o olaydan birini oluşturur. Bunu, bizlerin daha iyi görmesi ve bütün büyüklüğü ve dehşetiyle kavrayabilmesi için hem epeyce bir zamanın geçmesi, hem de uzak ülkelerden, tarafsız ağızlardan işitilip dinlenilmesi lâzımdı. 18 Mart 1915 te İngiliz ve Fransız donanmasının yenilgisi, Osmanlı savunmasının kıymeti ve yüceliği, uzak yerlerde daha belirgin yankılar yaptı. Berlin de karşılaştığım şahıslardan aldığım ilk teklif Çanakkale yle ilgili hatıraların aktarılması oluyordu. (Emin Ali nin makalesinden) Sizin aşkınızla münasebetiniz, mesafeniz ve onu muhafazanız yasaların tanıdığı haklar nispetindedir. Sevgilinin sınanması da ancak o haklar ölçüsünde gerçekleşir. Fakat hürriyetinizin süresini, ağırlığını, sınırlarının genişliğini belirleyen mücadelenizdir. Eli kalem tutan iman erleri bunu herkesten fazla bilir. Müsaade ederseniz Emin Ali den bir paragraf daha alacağım: 25 Şubat 1914 Çifte nöbetçiler düşmanla temas eden en ileri gözlerdir. Bunların ilk ve başlıca görevleri düşmanı görmek ve gördüğünü hemen geriye bildirmektir. Giriş bataryalarının en esaslı görevi de Boğaz ın iç savunma hatlarını her türlü baskınlardan haberdar etmek ve içerideki büyük istihkâmlara gerekli zamanı kazandırmaktı. Cephede bahsedilen nöbet ve görevleri, hiç tereddütsüz dergilerin nöbet ve görevleriyle eşleştirebilirsiniz. Çünkü savaş ve barış, silah ve vatan, inanç ve mücadele, seven ve sevilen, bedeni sarsan, ruhu ürperten edebiyatçıya her zaman ihtiyaç duymuştur. Elbette edebiyatçıların kışlası da dergilerdir. 5

6 DAĞI ÖZLEYEN ADAMIN ŞİİRİ açmışım gözlerimi dağ / yürümüşüm dağ sakın sorma bana neden sevdiğimi gökte oynaşan yıldızları ve her biçimini ayın pelit ağacını yağmuru karı gök gürültüsünü ve kuzu melemelerini ve fırtınayı bile yalnızlığı ve korkuyu bile neden sevdiğimi sorma anla açmışım gözlerimi dağ / yürümüşüm dağ annem dağ gibi bir köylü kadını sessiz mahzun ama başı dik kararlı yüreğinde kırların bütün çiçekleri ve bütün kuşları gökyüzünün bir yanı çalı çırpı bir yanı süt bakracı başında ak tülbendi ve dağların dumanı ardında bir ben bir kardeşim kuzu ve çocuk kalbimde yüzünden derlediğim deste deste gülüş annem dağ gibi bir köylü kadını babam geride kalmış çok az güllerden fakir ve o kadar âşık fakir ve o kadar mağrur ve o kadar mümin babam da bir dağ / başı yüksek başı karlı dumanlı tipili boranlı sallar geçirmiş deli sulardan büyük yangınlar söndürmüş eşkıya atlatmış hayatın deli akışında yaralar almış umur görmüş ağlamış bozgun görmüş ağlamış allah demiş ağlamış muhammed demiş ağlamış babam geride kalmış çok az güllerden A. VAHAP AKBAŞ açmışım gözlerimi dağ / yürümüşüm dağ keklik ötüşlerinde ve kekik kokularında yuğmuşum kalbimi aklımı sahici ceylanlar dahi okşamışım bakışlarımla onlara eş kızların uykularına mihman olmuşum sakın sorma bana neden sevdiğimi kaya diplerindeki yaşlı badem ağaçlarını ince uzun yoksul keçi yollarını karanlığı geceyi çarşaf gibi sallayan kurt ulumalarını ve dikenleri bile çıyan ve akrepleri bile korkuyu ve yalnızlığı bile neden sevdiğimi sorma anla açmışım gözlerimi dağ / yürümüşüm dağ 6

7 şairler en kolay onlar sever en zor onlar ayrılır en uzun onlar ölür. bir şair ölür bir dua biter bir şair ölür bir yıldız düşer bir çocuk ölür bilmezsiniz bunları çünkü siz şaire benzeyen çocuğu çocuk kalan şairi sevmezsiniz kalender yıldız 7

8 UNIQUE DARLING 1 esirliğim yaşındandır şiirlerimin tenhası sevgili (m yi içinde gezdir yazamıyorum) dilinde pastoral kelimeler sahiplik bende kalır bir özge lisan gibi bana koşarsın gözlerinde bende kal davetiyesi bir aşkta boğulmuşum ki dirilemiyorum bu aşk da çok oluyor dayanıyorum sınır boylarına gidelim aşkın sen önde bir cumartesi yokluğunu büyütüyorsun ben suskunluğa bürünmüş ölmeye koşuyorum arkandan neden böyle yürüyoruz ilmihaller biliyor rediflerle gelme bana tek kişilik bir aşkla bir söz ustasıdır çerçi onunla gel bana başka bir şehir tayin et bu şehir dar geliyor bakışlar üstümüzde yapamıyorum melâlimi rüyalarla yıka ellerin ellerimde kalsın dokunma ağlamasın çayır kuşları biraz soluklanalım aceleye gelmez şiirlerimiz olsun ulaksız aşıklarız kimse bizden olmasın rüzgarlar yeter bize misafiri olalım kuşluk sofralarının ben bu şehirden gideyim dönsem aflar keser beni adım ezberlenecek masalımızla akacağım elem gibi dudaklarından alnından tutarak masalımızı anlat dünya denen acuzeye içinde anbean ceylanlar kalsın içimden bir an çıkmazsın darling istemezmiş gibi durma öyle yanımda elimden tut bulutlar alacak yoksa beni yağmur olup düşeceğim hayır bakışlarına bu bulutlar vurur beni kaçır bunlardan kaçır beni balıklara bunlardan sana İSMAİL AYKANAT 8

9 SERİN güneşin gamzesi sabah, ansızın irkiliyor başak. bütün sırrı bir bedende kalabalık yaşamak oynak kuyruk kertenkele taşa dokunuyor, taş sıcak alnında sulardan oyuk bir ayna kaderi, kalpten arta kalmak bahanesi bohem bir ıslık su gibi, buğday gibi aziz, serin kuyu dışa taşıyor şiir, uzun bir ırmak SERDAR ARSLAN 9

10 LOKMAN ERDEMİR ile kadın kahramanlarımız üzerine Biz cepheye binlerce askeri gönderiyoruz. Ama onları cepheye uğurlayan annelerden, eşlerden, geride kalan evlatlarından bahsetmiyoruz. Cepheye 500 bin askerin gönderildiğini biliyoruz. Bu şu demektir: 500 bin anne, binlerce evlat ve yetim ve kimsesizler NALE ERDEMİR LOKMAN ERDEMİR 1975 yılında Erzurum da doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini İzmir Karşıyaka İmam Hatip Lisesi nde bitirdi. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ni kazandı yılında buradan mezun olduktan sonra Aynı üniversite Sosyal Bilimler Enstitüsü nde 17 ve 18. Yüzyıllarda Osmanlı Devleti nde Islahat ve Yenileşme Hareketleri adlı tez ile 2000 yılında yüksek lisans, Sebep ve Sonuçları ile Çanakkale Savaşları (Sosyal Tarih Açısından) adlı tez ile de 2008 yılında doktoramı bitirdi yılında Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Anabilimdalına, 2012 yılında ise Çanakkale Onsekiz Mart Ünversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi Müdürlüğüne atandı. Evli, iki kız babasıdır. Lokman Bey, master çalışmanız Osmanlı Devleti ilk dönem ıslahat çalışmaları olmasına rağmen doktora derecesinde sizi Çanakkale Muharebelerini çalışırken bulduk. Neden Çanakkale? Aslında bu konuyu çalışmayı başlangıçta pek istememiştim. Ben de Çanakkale Zaferi ni her Türk vatandaşı gibi ilk ve orta mektepte öğrendim. Doktora tez konusu ararken başlangıçta bu konuda çok fazla neşriyatın olduğunu beyanla hocam Prof. Dr. Cahit Baltacı nın önerisini başka bir konu araştıralım şeklinde tereddütle karşılaşmıştım. Hocamın sen başka konulara da bak, ama buna da bir bak, demesi ile Çanakkale Zaferi serüvenim başlar. Birkaç ay başka konuları hocaya teklif etsem de bu sırada Çanakkale Muharebeleri hakkında yeterli akademik çalışmanın bir elin parmaklarını geçmediğini gerçi hala yeterli değil- fark ettim. Çanakkale Muharebeleri ile ilgili herkes bir şeyler söylüyordu ama bahsedilen konuda akademik bir çalışma yeteri kadar yoktu. Çanakkale Muharebelerinin bir de sosyal yönü var. Özellikle savaş sırasında gerek cephe hattının hemen gerisinde gerekse cephe gerisindeki başta İstanbul olmak üzere şehirlerde aktif görev alan kadınlar. Bu konuda eksik bir yan var hep. Evet, Nale Hanım eksik olan asıl konu ise sava- 10

11 rektir. Çanakkale de sadece birkaç değil binlerce kahraman vardır ve onların hikâyeleri hele geride kalanların ise pek bilinmemektedir. Yani şunu demek istiyorum: Biz cepheye binlerce askeri gönderiyoruz. Ama onları cepheye uğurlayan annelerden, eşlerden, geride kalan evlatlarından bahsetmiyoruz. Cepheye 500 bin askerin gönderildiğini biliyoruz. Bu şu demektir: 500 bin anne, binlerce evlat ve yetim ve kimsesizler Çanakkale Savaşları boyunca büyük yararlılıkları görülen Asker Ailelerine Yardımcı Hanımlar şın sosyal yönü. Yani hep cephedeki muharebeler anlatılmış, savaşan askerin psikolojisi, nasıl cepheye geldiği ya da bir annenin eşini ya da evladını cepheye uğurlarken nasıl bir ruh hali içinde olduğuna pek değinilmemişti. Aynı zamanda askerin ihtiyacını, yemeğini, giyimini kuşamını birkaç tas çorbaya hasretme kolaylığını göstermişiz. Hâlbuki cephe hattına yakın hastanelerde ve cephe gerisinde kadınları hastabakıcı olarak görmekteyiz. Anladığım kadarıyla literatürdeki boşluk, hocanızın teşviki ve sizin sonradan başlayan merakınız? Tam da öyle diyebiliriz. Daha önemlisi Çanakkale nin doğru anlaşılması ve anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Kazanılan Zaferi sadece Seyit Onbaşı nın sırtına yüklemek ya da Yahya Çavuş un kahramanlığında aramak doğrusu cephede savaşıp şehit ve gazi olan binlerce askerin ve onların geride bıraktığı binlerce kişinin gayret ve fedakârlığına haksızlık olsa ge- Lokman Bey, önceki soruda vermiş olduğunuz cevaptaki anneler, eşler evlatlar şeklindeki ifadenize dönersek kadınların o dönem Osmanlı toplum yapısındaki durumu hakkında ne söyleyebilirsiniz? İçtimai hayatta ne zaman daha aktif olmaya başlamışlardır. Aslında bu süreci sadece Balkan Muharebeleri ve Birinci Dünya Savaşıyla sınırlandırmak doğru değil. Balkan savaşları öncesi de var. Osmanlı Devleti nde bu anlamda ilk sıkıntı 93 Harbi olarak isimlendirilen Osmanlı-Rus Harbi sırasında yaşanmıştır. Rumeli den binlerce göçmen İstanbul a gelecektir. Esas sıkıntılı günler ise 1912 ile 1922 tarihleri arasındadır. Bu arada geçen on sene, gerçekten gerek askerî gerek sivil anlamda büyük sıkıntılar yaşanmasına sebep olmuştur. Savaşı sadece cephede yaşanılan hadiseler olarak görürüz. Savaşın getirdiği ekonomik sıkıntılar, göç gibi unsurlar çoğu zaman cephedeki muharebelerden daha yıkıcı olmuştur. Savaş nedeni ile binlerce göçmen ve yaşanılan sıkıntılar Balkan Harbi sırasında Çatalca hattında yaşanan muharebeler ve binlerce yaralı Yaralıların tedavileri için açılan hastaneler ve buralardaki hastabakıcı ihtiyacı Yetim kalanların çocukları Biraz önce saydığım tüm bu sıkıntılar Türk kadınını sosyal hayatın sıkıntıları ile daha yakından ilgilenmeye sevk edecektir. Özellikle cepheye giden binlerce iş gücünün geride bıraktığı boşluğun doldurulması ve ekonomik sıkıntı çekmeye başlayan kadınlarımız. Lokman Bey bahsettiğiniz noktadan hareketle, Türk kadını savaşın sebep olduğu erkek nüfusun azlığından ötürü toplumsal hayata daha hızlı uyum sağlamış gibi. Bu durumu 11

12 Cemiyeti nin namına yardım yapanlara verilmek üzere hazırlanan bir şehadetname. örneklerle açabilir miyiz? Tabi ki Nale Hanım, verilecek örnek çok, lakin bütünün birkaç parçasını vermek kâfi gelir sanırım. Bugün fazla üzerinde durmadığımız bir husus var. Savaş sırasında erkeklerin boşalttığı alanlarda önemli hizmetleri olmuştur. Özellikle Hilal-i Ahmer Cemiyeti nin önemli faaliyetleri olmuştur. Ayrıca savaşta yakınları şehit olmuş askerlerin kimsesiz çocuklarını istihdam ettikleri Darussına yı kurmuştur. Bununla birlikte hastanelerde yaralıların tedavilerinde hastabakıcı olmuşlardır. Özellikle resmi dairelerde de kadınlarımız birçok iş alanı bulmuştur. Maliye Nezareti nde, Posta Nezareti nde, Ziraat Bankası nda memure olarak çalışan kadınlarımız titizlikleri sayesinde kurumların nizama girmesinde büyük pay sahibidir. Çok ilginç gelecektir ama Beyoğlu ndaki kadın berberlerin haberleri dönemin gazete sütunlarında yer almıştır. Savaşın sadece cepheden ibaret olmadığını, cephe gerisinde de yapılan çalışmaların ve cemiyetlerin savaşın seyrine iştirak ettiğini söylüyorsunuz. Bu çalışmalar nelerdir ve kadınlar bu süreçte nasıl görev almışlardır? Yapılan çok fazla çalışma var. Çok büyük fedakârlıklar var. Fakat özellikle kadınların başını çektiği cemiyetlerin çalışmaları hem mana bakımından hem de sonuçları bakımından önemlidir. Seferberlik ile başlayan sıkıntılı günler 1915 Nisan ve Mayıs aylarında doruk noktaya ulaşır. Halk da bu sıkıntılı günlerde İstihlaki Milli Kadınlar Cemiyeti nin mührü. topyekûn harekete geçerek hem kendi hem de askerin yaralarını sarmaya çalışmıştır. Yardım kampanyaları düzenlenmiş, hastanelere ziyaretler yapılmıştır. Bu faaliyetlerin en anlamlıları kıyafet ve tıbbi malzeme temini şeklinde olmuştur. Mevcut hastaneler yetmeyince açılan yeni hastanelerde sedye, yatak, çamaşır, ilaç eksiğinin yanı sıra çalışan eksikliği doğmuştur. İşte burada devreye; başını kadınların çektiği cemiyetler girmiştir. Kimi hastane açmış kimi kıyafet dikmiş kimi hastabakıcılık yapmıştır. Kurulan bu yapılar sanki askeri bir intizamda işlemiş ve görünmez bir ordu oluşturmuştur. Kadınlarımız da bu görünmez ordunun kahramanları olmuştur. O dönem çıkan bir gazetenin başlığında geçen ifade bize konunun özünü veriyor aslında Mecruh gazilerimizin şefkatli validesi Hilal-i Ahmer Kurulan bu kuruluşların isimlerini ve amaçlarını sıralayabilir miyiz? Çok fazla oluşum var aslında. Bu kurumların en başında daha önce de bahsettiğim gibi Hilal-i Ahmer ve Müdafaa-i Milliye cemiyetleri gelir. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti hem cephe hattında hem de gerisinde büyük işler başarmıştır ki zaten bugünkü Kızılay ın temelini oluşturur. Hilal-i Ahmer genelde sağlık hizmetlerinde faaliyet göstermiş bir cemiyettir. Müdafaa-i Milliye Cemiyeti de hemen hemen bütün alanlarda faaliyet göstermiştir. Özellikle yardım toplama ve bu yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında aktif olmuştur. 12

13 Bir diğer cemiyet ise 1913 yılında Balkan Harbi nin yaralarını sarmak için Melek Hanım öncülüğünde kurulan İstihkak-ı Milli Kadınlar Cemiyeti dir. Balkan Muharebeleri sırasında kadınlara terziliği öğreterek yerli kumaş üretiminin arttırmayı ve millî üretimi amaçlayan ve ekonomik bağımlılığın azalmasında kadınların belirleyici olacağını savunan cemiyette 200 kadın çalışmıştır. Cemiyet, Çanakkale Muharebeleri sırasında Divanyolu nda bir de hastane açmıştır. Savaş sırasında cephede mücadele eden askerlerin aileleri de unutulmamıştır. Cephede vatanî görevini yapan askerlerin aileleri de öncülüğünü Enver Paşa nın hanımı Naciye Sultan ın yaptığı ve onun himayesinde kurulan Asker Ailelerine Yardımcı Hanımlar Cemiyeti de önemli faaliyetlerde bulunmuştur. Faaliyette bulunan bir diğer cemiyet ise Biçki Yurdu Cemiyeti dir Fakir Türk kızlarına dikiş kursları vererek onların kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlamıştır. Açtığı dershanede 900 kız öğrenci ye- tiştirmiştir. Balkan Muharebeleri nde atılan bir başka cemiyet de Esirgeme Cemiyeti dir. Balkan faciasında akın akın İstanbul a gelen muhacirlere yardım amacıyla kurulan bu cemiyet, askerlerin cephe gerisinde bıraktığı evlatlarına sahip çıkmıştır. Halide Edip in kurduğu Teali-i Nisvân Cemiyeti, yetimlere şefkatli kollarını açmıştır. Ayrıca hastaneleri ziyaret ederek ihtiyaçların temini için çalışmışlardır. Bütün bunları bir düşündüğümüzde gerçekten seferberliğin ne demek olduğunu anlıyorsunuz. Her yerde bir gayret, sönen umutları yetiştirmek için müthiş bir uğraş... Son olarak da Hilal-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Heyet-i Merkeziyesi nden bahsetmek istiyorum yılında Balkanlar dan göç eden yetim ve yardıma muhtaç kızları korumak için tesis edilen cemiyetin bünyesinde kurulan bu merkez, adından çok söz ettirir. Hastanelerde gönüllü hastabakıcılık yapmış; eğlence, müsamere, piyangolar düzenlemiş; ellerinde yardım 13 mart-nisa n-ma yıs

14 kutularıyla para toplamış; takvimler çıkarmışlardır. Kısaca toparlamak gerekirse; kadınlarımız bu cemiyetler sayesinde hem vatan müdafaasının görünmez kahramanları hem de sosyal hayatın bir parçası olmuşlardır. Cephe gerisinde gerçekten büyük fedakârlıklar göstermiş kadınlarımız. Biliyoruz ki Osmanlı tebaası çok uluslu bir yapıya sahipti. Gayr-i Müslim kadınlar da bu yardım kuruluşlarında görev aldılar mı? Osmanlı tebaasındaki birçok gayrimüslim hanımın İstanbul un muhtelif hastanelerinde hastabakıcılık yaptığı hem arşiv belgelerinde hem de gazetelerdeki haberlerden anlaşılmaktadır. Hatta bazılarına hizmetlerinden dolayı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti tarafından madalya verilmiştir. Gazete haberlerinden mesela Feriköy Mecrûhîn Hastanesi nde semt sakinlerinin ileri gelenlerinden Muallim Mösyö Buşe nin hanımı Madam Okuton gönüllü hastabakıcı olduğunu öğreniyoruz. Özellikle Almanya ve Avusturya tebaasından birçok hanım sağlık heyetleri ile birlikte İstanbul a gelmiştir. Bu heyetlerden birinde on hemşire ve on hastabakıcı bulunmaktadır. Bu gelenlerden birçoğu hastanelerdeki hizmetlerinden dolayı daha sonra madalya ile taltif edilmiştir. Sadece kadınlar değil gayr-i müslim halk da çoğu zaman yardımlarını esirgememiştir. İstanbul daki Musevi cemaati kendi hastanesini yaralılara açmıştır. Haham başı Hayim Naum Efendi de hastane ziyaretlerinde bulunmuştur. Çalışmalarınızda dönemin siyasilerinin hanımlarının da aktif olarak yardım faaliyetlerinde bulunduğunu görüyoruz. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Çoğu, cemiyetin önderliğini yapmışlar, yardım kampanyaları düzenlemişler, konaklarını yaralılara açmışlardır. O dönem Bahriye Nâzırı Cemal Paşa nın eşi, Maçka Hastanesi nde gönüllü hastabakıcılık yapmıştır. Merhum Reşid Paşa nın torunu Gülsüm, Ulviye ve Muzaffer hanımların hasta ve yaralılar için yaptıkları birçok aynî yardımın yanında Taşkışla Hastanesi nde gönüllü hastabakıcı olarak çalışmışlardır. Ayrıca, Pangaltı Hastanesi nde Şûrâ-yı Devlet ten İbrahim Bey in hanımı gibi, 14

15 birçok devlet adamının hanımları da gönüllü olarak hastabakıcılık yapmışlardır. Bunlar sadece çarpıcı örnekler. Yani hiç ayrım gözetilmemiş ve herkes elinden geleni yapmıştır. Bütün bu fedakârlık topyekûn savaşın getirdiği bir zaruret olsa gerek değil mi? Bir taraftan öyle ama kayıtlarda hiçbir hanıma bu konuda bir baskı yapıldığına rastlamadım. Bu topyekûn mücadele; savaşı, savaşın yapıldığı yerde bırakmamış büyük bir coğrafyaya yaymıştır. Aslında bu özellik yani topyekûn savaşma yeteneği bizim genlerimizde var. Orta Asya da hüküm süren boylarda, obalarda, devletlerde ordu-millet anlayışı mevcuttu. Savaş olduğunda toplumun her ferdi bir asker oluyor ve yurdunun müdafaasında herkes saf tutuyordu. Bu bir askeri gelenektir, bu bir büyük devlet olma bilincidir ve nihayetinde vatan sevgisinin mukaddesliğinden de kaynaklanır. Bu zor günlerde özellikle açılan hastanelerde kadınlarımız gönüllü hastabakıcı olmuşlardır. Hiçbir ücret almadan çalışan sayıları 250 geçen bu hanımlara Hilâl-i Ahmer Cemiyeti tarafından madalyalar verilmiştir. Türk kadınının hem savaşta hem de savaş sonrasında gösterdiği yararlılıklar göz önüne alındığında, kadınların birçok hakkı o dönemde esasında fiilen elde ettiğini söyleyebilir miyiz? Kısmen diyebiliriz. Hatta 1918 de mütarekeden sonra cephedeki erler terhis edilince eski işlerine dönmeye başlayacaklardır. Yerlerinde çalışan hanımların işlerine son verilecektir. Bu duruma hanımlar itiraz edeceklerdir. Günün gazete ve dergilerinde bu hale en hararetli karşı çıkanların başında Fatma Aliye Hanım gelir. Hastabakıcılık gibi birçok iş kolu da müesseseleşmiş olacaktır. I. Dünya Harbi döneminin bu sıkıntılı günlerinin tecrübesi Milli Mücadele döneminin kazanımları arasında yerini daha sonra alacaktır. Böyle önemli bir konuda, Çanakkale Muharebelerinin 100. Yılı olduğu bu dönemde yoğun çalışmalarınızın arasında bize zaman ayırarak verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. 15

16 HALUK ORAL ile Çanakkale Savaşları üzerine Mustafa Kemal, anlatılmadan Çanakkale Savaşının anlatılacağına inanmıyorum. Onun en önemli özelliği tehlikeleri sezmesi ve çıkarmaların nereden yapılacağını görmesiydi. Tabii ayrıntıya girersek bitiremeyiz. Fakat sonuçlardan, zaferlerden çok ileri görüşlü biri olduğunu anlıyoruz. ŞERİF FATİH Prof. Dr. Haluk Oral 1957 de doğdu de İstanbul Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü nü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi nde yüksek lisans yaptıktan sonra 1989 da Kanada da Simon Fraser Üniversitesi nde doktora öğrenimini tamamladı. Bir yıl ABD de konuk öğretim üyesi olarak çalıştı yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Zeynep ve Ali nin babasıdır. Kitapları: Bir İmzanın Peşinden (2003) Erol Güney in ke(n)disi (2005) (M. Şeref Özsoy ile) Arıburnu 1915, Çanakkale Savaşı ndan Belgesel Öyküler (2007) Şiir Hikâyeleri (2008) Çanakkale 1915 () Sayın Haluk Oral, ihtisas alanınız matematik, fakat tarih ve edebiyat alanına vaktinizin çoğunu ayırarak klasik anlayışların ötesinde birçok farklı araştırma ve kitaba imza attınız. Bir matematik profesörü olarak sizi tarih ve edebiyata götüren neydi? Matematik profesörü olarak tarih ve edebiyatla ilgilenmeye başlamadım. Ben kırk yaşında profesör oldum. Tarih ve edebiyatla on beş yaşımdan beri ilgileniyorum; öğrencilik yıllarımda da bulabildiğim her türlü tarih ve edebiyat kitabını okuyordum. Tabii ders kitaplarındaki tarih ve edebiyatın, öğrenilmesi gereken tarih ve edebiyatı tam olarak yansıttığını hiçbir zaman düşünmedim. Ders kitaplarındaki tarih bir kapı aralıyor insana. Mesela tarih dersinin kitabında Çanakkale Savaşı sadece iki veya üç sayfa yer alır. Oysa ben Çanakkale Savaşıyla ilgili önce başka bir kitap sonra yine başka bir kitap okuduğumda artık onu birkaç sayfada yahut bir kitapta kalacak bir şey olarak görmüyorum. Ya da ne bileyim, edebiyat kitabında Yahya Kemal in hayatını ve iki üç şiirini. Ama sonra oturup Yahya Kemal i uzun uzun okuduğumda öğrenilecek çok fazla şeyin olduğunu görüyorum. Dolayısıyla bunlarla bir matematik profesörü olarak ilgilenmenin ötesinde hayatımın hep içerisinde bir parçasıymış gibi uğraşıyorum. Peki, uğraşınızın ürünü eserleriniz var, nasıl başladınız bu çalışmalara? Öncelikle sevdiğim şairlerin, yazarların imzalı kitaplarını görmek çok hoşuma gitti. Sonra kitapların, kime nasıl ve ne zaman imzalandığı sorularıyla arkadaşlarımızla sohbetlerde bulunduk. Çünkü o zamanlarda yazarlar, şairler şimdiki gibi imza günlerinde kitapları imzalamıyorlardı. Mutlaka bir bağlantı vardı arada. Hürriyet gazetesinden sevgili İhsan Yılmaz ve Doğan Hızlan la bu konuyu konuştuk. Sonra, Hürriyet Gösteri dergisinde 16

17 Bunları anlatır gibi yaz. dediler bana. Ben işte o zamanlar yazmaya başladım. Önce edebiyatla sonra tarihle ilgili devam ettim yazmaya. Başlangıcı bu şekilde yaptım diyebilirim. Tarihimizde kuşkusuz çok önemli olaylar var. Fakat siz özellikle Çanakkale ile ilgilendiniz. Bu ilginizin özel bir nedeni var mı? Çanakkale sizin için ne ifade ediyor? Çanakkale ile ilgili zaten okuyordum. Dediğiniz gibi tarihte birçok önemli olay var. Fakat meslek olarak da bütün zamanımı tarihe ayırabilecek konumda değilim. Ama bir konuyu seçip o konuyla ilgilenmek, onu iyi öğrenmek çok daha önemli benim için. Bu nedenlerle Çanakkale yi seçtim. Sonra güzel bir şey oldu ve bir sahaftan bir sürü belgenin olduğu bir dosya aldım. O dosyadaki belgeleri okumaya başladım. Bahsettiği günlerde Çanakkale de neler olmuş onları öğrenmeye çalışırken o öğrenme ve okumaları makaleler halinde yayımladım. Sonra o makaleler birleşip kitaplaştı. Arıburnu 1915/Çanakkale Savaşından Belgesel Öyküler kitabınız hem okuyucuların hem de araştırmacıların büyük ilgisini çekti. Kitabı 20 yılda topladığınız belgelerle yazdığınızı söylemiştiniz. Kitabın yazılış aşamasından ve amacından bahseder misiniz? Açıkçası bir kitap yazmak için yola çıkmadım. Elime geçen belgelerin gerçekliğini araştırmaya başladım ilkin. Bu belgelerle ilgili yazılar yazmaya başladım. Hürriyet ve Cumhuriyet gazetelerinin yanında Türk Edebiyatı dergisinde Beşir Ayvazoğlu bir makalemin yayımlanmasını sağladı. Zaten kitap baştan sona bir konuyu anlatan çalışma değil. Her bölümde ayrı bir belge ve olaydan yola çıkarak yazdım o bölümü. Kitapla ilgili nasıl tepkiler aldınız? Şimdiye kadar olumsuz bir tepki veya eleştiri almadım. Türkiye den başka yurt dışından önemli geri dönüşler oldu. Maalesef şöyle bir durum var: Yazılan çoğu Çanakkale kitabı yurt dışı kaynaklarına dayanılarak yazılıyor. Buradaki en büyük eksiklik Türk kaynaklarının pek bilinmeyişi! Dolayısıyla benim kitabım belgelerden çıktığı için iyi tepkiler aldı. Çünkü çok fazla bilinmeyen olayları ortaya çıkardım. Tabii bir de bu belgelerin çoğu Osmanlıcaydı. Hem İngilizce hem de Osmanlıca biliyor olmam benim için şanstı. Çünkü bir yandan Osmanlıca belgelere de bakıp inceleme fırsatı buldum bir yandan da yabancı kaynakları irdeledim. Ama ağırlığı Türk kaynaklarına verdim. Bu kitabın önemli bir yanı varsa o da Türk kaynaklarına dayanıyor olması. Kitabınızda birçok kahraman ve önemli karakter var. Bu anlattıklarınız içinde Anzaklar da var. Teğmen Petterson, İbradılı İbrahim ve bir de Dr. Charles Ryan var. Dr. Charles Ryan ı Plevne Savaşından hatırlıyoruz. Kitabın bu denli insan odaklı olmasının sebebi nedir? Sizi en çok etkileyen kahraman hangisi oldu? Kitaplarımda hangi insandan bahsediyorsam o insanın hikâyesiyle yatıp kalkmaya başlıyorum. Dolayısıyla en son neyle uğraşıyorsam beni en çok etkileyen o oluyor. İnsan kaynaklı olması da zaten benim savaşı yüceltmek gibi bir derdim yok. Böyle bir şeyde olamaz. Savaş dünyanın en kötü şeyi ve benim orada anlattığım tarihî bir çerçevenin içerisinde insanların yaşadıkları çektikleri. Yaşanılanları unuttuğumuz için aynı dertleri yeniden çekiyoruz. O siperlerde tabii ki biz bir vatan savunması yapıyorduk ama karşımızdakiler de insandı. Neticede yaşındaki insanlara Git vatanın için savaş. demişler onlar da gelip burada savaşmış. Yani benim fertlere bir düşmanlığım yok. 27. Alay siperlerinin bulunduğu alana otopark yapılmıştı. Bu konuyla alakalı ne söylemek istersiniz? Kitapta da söyledim. Gerçekten de 2000 li yıllara kadar korunmuş Türk siperlerinin yok edilmesi beni çok üzdü. Çanakkale Savaşıyla ilgili biraz bilgisi olan ve o hassasiyeti gösteren herkes üzülür diye düşünüyorum. Orada sembolik bir şehitlik var. Çanakkale Savaşında bizim askerlerimiz o şehitliğin yakınındaki siperlerde şehit oldu, bu kadar önemli bir mevzuda bu şekilde davranılmasına her zaman karşı çıktım ve çıkacağım. Biraz Charles Ryan dan bahsedelim. Türkler hakkında ne düşünüyordu? Dr. Charles Ryan tabii Plevne gibi tarihimizin sembol muharebelerinden birinde Osmanlı saflarında doktor olarak çalışıyor de Plevne anılarını anlattığı Under the Red Crescent (Plevne de Bir 17

18 Avustralyalı) kitabını yazıyor. Orada Türk askerlerinin ne kadar güçlü ve mert olduklarını uzun uzun anlatıyor. Avustralya ya döndükten sonra Osmanlı İmparatorluğunun orada fahri konsolosluğunu yapıyor. Fakat neticede bir Avustralyalı. Savaş sırasında doktor olarak, kısa bir süre için de olsa Gelibolu yarımadasına geliyor. 24 Mayıs ta bir günlük ateşkes sırasında pek çok fotoğraf çekmiştir. Bugün o fotoğraflar Avustralya Savaş Müzesi arşivinde. Çanakkale savaşının yapıldığı alanda İtilaf Devletleri tarafından toprağa gömülen patlayıcılar olduğunu söylüyorsunuz kitabınızda. Bu patlayıcıların bugünkü durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Düşman kuvvetleri bizim çekilmeyi fark edip saldırmamız durumunda patlatmak üzere patlayıcı dolu lağımlar, yani yer altında tüneller, hazırladılar. Bizimkiler çekilmeyi fark etmedi. Bunun üzerine o patlayıcılar patlamadan hemen hemen hepsi orada kaldı. Hâlâ etkili olabilir mi? Olabilir. Mesela yetmişli yıllarda bir orman yangınında o alanda gömülü bazı patlayıcı maddeler patlamış ve orada bulunan bir çoban kemiklerine kadar kül olmuştu. Çanakkale Savaşında Mustafa Kemal in rolü neydi? Çanakkale de Mustafa Kemal çok önemli iki rol üstlendi. Birincisi 25 Nisan çıkartmanın yapıldığı gün. Hemen şunu belirtmemiz lazım: Bir kere Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşının başındaki komutan değil bir yarbaydı. Ama bu yarbayın emrinde bütün ordunun yedek kuvveti olan 19. Tümen vardı. Dolayısıyla ordu komutanı emri verecek ve o da gereken yere savaşmaya gidecek. Çıkarma başladığı zaman Mustafa Kemal bunun çıkarmanın esas çıkarmalardan biri olduğunu anladı. Kendi inisiyatifiyle nerdeyse bütün tümeniyle, oldukça erken bir saatte düşman çıkarmasına karşı koydu. Bu, düşmanı engelleyecek fevkalade bir öngörüdür. Çünkü düşman ilk gün daha ileri gidebilseydi, tepeleri aşabilseydi, savaş bizim için çok daha zorlaşacaktı. Tepeleri aşmadan durdurulması Mustafa Kemal in inisiyatif kullanması çok önemli rol oynadı. İkincisi ise Ağustos ta. Bu çıkartmanın ikinci aşamasında tekrar saldıran müttefik kuvvetlerini durdurması, Conkbayırı zaferini kazanmasıdır. Bu iki olay da Çanakkale Savaşı nda çok önemlidir. Mustafa Kemal, anlatılmadan Çanakkale Savaşının anlatılacağına inanmıyorum. Onun en önemli özelliği tehlikeleri sezmesi ve çıkarmaların nereden yapılacağını görmesiydi. Tabii ayrıntıya girersek bitiremeyiz. Fakat sonuçlardan, zaferlerden çok ileri görüşlü biri olduğunu anlıyoruz. Bütün halka ve orduya büyük moral verdi bu zafer. Çanakkale geçilseydi başkentte yani İstanbul da padişah sarayının önünde düşman gemisi görecektik. Bu kadar basit işte! Bu kadar önemli bir zaferden bahsederken özellikle halkımızın bu zaferi yeteri kadar bilmediğini söylediniz. Peki, size herhangi bir film için özellikle senaryo aşamasında başvuran oldu mu? Yani bir zaman konuşuldu. Fakat gerçekleşmedi. Ben kitabımı yazdım. Kitabım orada. Ama mesela Çanakkale ile ilgili bir proje yapılmak istenirse bana başvurulunca yardımcı olmaya elbette çalışırım. Ama gerisi benim işim değil. Şu an gerek tarih içerikli gerekse Çanakkale yle ilgili yapmakta olduğunuz veya yapmayı düşündüğünüz bir çalışma var mı? Bir Çanakkale kitabı daha yazdım yakında çıkacak. Çanakkale benim çok uzun yıllar okuyup öğrendiğim bir şey. Yeni bir konuyu başlayıp öğrenmeye vaktim yok. Ama Kurtuluş Savaşıyla da her zaman ilgilendim. Belki Kurtuluş Savaşıyla ilgili bir iki çalışma yapabilirim. Şiir hikâyeleriyle ilgili bir kitabınız var. Birçok önemli şiirin gerçek hikâyesini anlatıyorsunuz. Mehmet Âkif Ersoy un Çanakkale Şehitleri şiiriyle ilgili bir çalışma yaptınız mı? Asım kitabında bir bölümdür o şiir. Yanlış hatırlamıyorsam o bölüm Cumhuriyetin ilanından sonra basıldı. Yıllarca aradım nerede yazdığını o kısmı. Bir söylenti Almanya dayken yazdı. Diğer söylenti Arabistan çöllerindeyken yazdı. Ama kesin bir kaydını bulamadım. Fakat bu şiiri Çanakkale zaferini öğrendiği zaman yazdığını düşünüyorum. Dediğim gibi emin olamadım. Bu arada Nâzım Hikmet in Memleketimden İnsan Manzaraları adlı eserinde de birkaç sayfanın Çanakkale Savaşı nda 19 Mayıs hücumu sırasında yaralanan bir Mehmetçiği anlattığını da hatırlayalım. 18

19 Tartışılan entelektüel MİLAY KÖKTÜRK Bilge kişi tipinde keskin dönüşüm ise yükselen Batı medeniyetiyle yüz yüze gelince yaşandı. Veli ya da alperenin elinde şekillenen yaşama dünyası, artık yeni nin ezici etkisi karşısında eski sükûnetini kaybetti. İnsanlığın bilinen toplumsal tarihi boyunca tüm zaman ve mekânlarda bilge kişi gerçeği mevcut oldu. O, dönemlere ve çağlara göre değişiklik gösterdi. Lakin her toplumun tarihinde aynı bilge kişi tipleri aynı sırayla arzıendam etmemekle birlikte, farklı toplumların bilgeleri birbirinden kökten biçimde farklı da olmadı. Batı daki bilge tipleriyle uzak doğudaki bilge tipolojileri ortaya çıkış sırası bakımından apayrı bir görünüm taşımadı. Feodal ruhun bilgesi de hep feodal topluluklarda kendini gösterdi. Aynı şekilde, feodal çağın bilgesi modern çağların bilgesinden sonra da ortaya çıkmadı. Bilgelerle toplumsal yahut zihinsel gelişmişlik arasında hep bir paralellik mevcut oldu. Kendi sosyal tarihimizde bilge kişi ilk başta Şaman kimliğiyle boy gösterdi. O, sırlara vakıf, hakikati temaşa eden aşkın bir kişilik, toplumun teorik ve pratik bilgi kaynağı olan bir kanaat önderiydi. Yeni bir inanç çevresiyle, İslamla tanışan Türk toplumunda, bilge kişi de İslamın ruhuyla donandı ve veli ya da alperen kimliğiyle ortaya çıktı. Artık hakikati temaşa doğaüstü bir güçle değil, ilahî varlığın 19

20 Entelektüelin vazgeçilmezi olan akılcı tutum ve akıl kullanımı aslında birçok kesimi rahatsız etti, en çok da yerleşik egemenleri! Çünkü aklını kullanan, kendi varoluşuna dayanan bir bireydir. Kendi varoluşuna dayanmak ise özgür olmak demektir. Özgür birey, tüm çağlarda tüm egemenleri rahatsız etmiştir. Bugün de böyledir insana seslenişi çerçevesinde gerçekleşir oldu. Daha önemlisi, varlık dünyasının hakikati yerine insan dünyasının hakikatine vakıf olma eğilimi öne çıktı. Akıl doğru ve erdemli yaşamanın kılavuzu olarak kabul edildi. Ama tek başına bırakılmadı. İnsan varlığı, insanın dünyası akıl ve duygu birlikteliğinden oluşmuştu. Bu bakımdan akla vicdan, sevgi ve hürmet de eşlik etmeliydi. Bütün bunların yanında, bu birlikte mevcudiyetin sürekliliği, esirgeyen ve bağışlayan bir Yaratıcı nın kabulüyle teminat altına alındı. Bu nedenledir ki, yaratılan, Yaratan dan ötürü sevilmeyi hak etti. Bu bilge kişi tipi, sergilediği yaşama biçimi ve üstlendiği kanaat önderliğiyle, ahlâki değer ve yaşama ortamının köşe taşlarını teşkil etti. Halk arasında ise arifler, küçük çaplı etki çemberiyle benzer bir rol icra ettiler. Şekillenmekte olan yeni medeniyet çevresinde, eşya dünyasının hakikatiyle iştigal eden bilim adamları da mevcut oldu; zamanın örgün eğitim kurumlarının mensupları olan bu zümre, ulema olarak adlandırıldı. Onlar da aklı esas alan bilge kişi tipi idiler. Fakat ilerleyen zaman içinde -günümüz kavramlarıyla söylersek- mevcut entelektüel ortamı ileri düzeye taşıyamadılar. Özgürce düşünen ve sorumluluk bilinciyle aklın ışığını saçması gereken bu bilge tipi, kul tipine dönüştü. Kendi tarihimizde bilge kişinin ilk hazin dönüşümü belki burada görüldü. Bilge kişi tipinde keskin dönüşüm ise yükselen Batı medeniyetiyle yüz yüze gelince yaşandı. Veli ya da alperenin elinde şekillenen yaşama dünyası, artık yeni nin ezici etkisi karşısında eski sükûnetini kaybetti. Eşya dünyasının sırlarını çözmekte, insan düşüncesine yeni açılımlar getirmekte, bilfiil hayatı kolaylaştırmakta apaçık bir üstünlüğe sahip olan Batı medeniyeti, kanaat önderlerinin yapısını da değiştirdi. Artık yeni bilge kişilerimiz yazar, şair, edebiyatçı, düşünür, gazeteci, devlet ya da siyaset adamı kimlikleriyle boy gösterdiler ve adlarına entelektüel denildi. Bundan böyle onlar toplumun kaderini elinde tutan ya da toplumu etkileyen yeni kanaat önderleriydi. Aynı zamanda toplumsal ortam çeşitlendiği ve bireyler tâbi olan karakterinden çıktıkları, kendilerini hep kurucu fail olarak gördükleri için her şey tartışılmaya başlandı. En çok tartışılan da, modern çağların bilgesi olan entelektüel oldu. Kimdi bu entelektüel? Onun varlık kazanması olumlu mu yoksa olumsuz muydu? Ona modern çağların bilgesi demekle, onu âdeta yüce bir kişilik mertebesine mi yükseltiyoruz? Entelektüele bir değer biçmeden önce, onun bilfiil mevcut bir vakıa, bu çağlardaki toplumsal ve insani durumun doğal bir sonucu olduğunu ifade etmemiz gerek. Entelektüelin ortaya çıkışında, epistemolojik, sosyolojik ve teknik koşullar asıl belirleyici unsur, itici güç oldu. Öncelikle bilgi, eğitim imkânlarının yaygınlaşmasıyla ve iletişimin kapsamının genişlemesiyle tarihte hiç olmadığı kadar geniş kitlelere yayıldı ve dileyenin kolayca erişebildiği bir malzemeye dönüştü. Bu, tarihteki bilgeyi tahtından edip büyüsü bozulmuş dünyanın sıradan vatandaşı hâline getirdi. Bilgiye sahip olmak artık kişiyi destansı bir ayrıcalığa sahip kılmamaya başladı. Aynı zamanda insan, fazla bilgi gerçeğiyle yüzleşti. Bilinecek şey çok ve 20

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun olduktan (1972) sonra bir süre aynı bölümde kütüphane memurluğu yaptı (1974-1978). 1976 da Türk

Detaylı

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. 1976 da Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi nin yayın kurulunda görev aldı. 1981 de doktorasını

Detaylı

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti Erbaş, "Bizim bu mücadele ruhumuz böyle sürdüğü müddetçe hiçbir güç bu milleti mağlup edemeyecektir. Her zaman biz galip olacağız. Yeter ki bu inanç,

Detaylı

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı. MUSA TAKCI KİMDİR? İyi bir öğretmen, koruyucu bir ağabey, saygılı bir evlat, şefkatli bir baba, merhametli bir eş, çok aranan bir kardeş, güçlü bir şair, disiplinli bir yazar, hayırlı bir insan, güzel

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır. TÜRKİYE'DEKİ GÖÇLER VE GÖÇMENLER Göç güçtür.hem güç ve zor bir iştir hem de güç katan bir iştir. Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin AŞKIN ACABA HÂLİ Varoluştan bu yana herhangi bir metoda uydurulup bu doğrultuda devam edilemeyen belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin hatlarla

Detaylı

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Dizeleriyle başladı.

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Dizeleriyle başladı. Kahramanmaraş Platformu ndan Şenliği Kadın Cumhuriyet On bir kadın derneğinden oluşan Kahramanmaraş Kadın Platformu, Müftülük Meydanı nda düzenledikleri Cumhuriyet Şenliği ile Cumhuriyet in önemine dikkat

Detaylı

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı 1 2 Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı Tanrının hizmetkarı, İngiliz Başbakanının oğlu Teğmen Asquith nin dostu,ingiliz Donanması asteğmenlerinden İstanbul un kurtarılması için ölen

Detaylı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda: ilkokulu E-DERGi si 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda: 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Siir: Dünya Çocuk Bayramı Hikaye: Sagır Kaplumbaga Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur Siir: 23 Nisan Söylediklerimiz

Detaylı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz ANMA PROGRAMI 1. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı 4 2. Çeşitli Yönleriyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 (Yrd. Doç. Dr. Levent KALYON) 1. Resimlerle Atatürk 15 2. Kendi sesiyle Atatürk 18 2 Beni görmek

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

İNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR-12-539-2007-R5)

İNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR-12-539-2007-R5) Eylem 1.2 Gençlik Girişimleri Projesi İNSANLIĞIN SAVAŞI YENDİĞİ YER; ÇANAKKALE SAVAŞ ALANLARI PROJESİ (TR-12-539-2007-R5) DALGALAN SEN DE ŞAFAKLAR GİBİ EY ŞANLI HİLÂL OLSUN ARTIK DÖKÜLEN KANLARIMIN HEPSİ

Detaylı

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz Zehra Aydüz, 1971 de Balıkesir de doğdu. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü nü bitirdi. Özel kurumlarda Tarih öğretmenliği yaptı. Evli ve üç çocuk annesi olan yazarın çeşitli dergilerde yazıları

Detaylı

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden, Çemberlitaş taki dedesinin konağında büyüyen şair, Amerikan ve Fransız kolejlerinde başladığı ilk ve lise öğrenimini Deniz Lisesi nde tamamladı. İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü nü 1924 te bitirince

Detaylı

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum. Türkiye deki en büyük emek israflarından birisi İngilizce öğreniminde gerçekleşiyor. Çevremde çok insan biliyorum, yıllarca İngilizce öğrenmek için vakit harcamış, ama hep yanlış yerlerde harcamış. Bu

Detaylı

Çanakkale Savaşı'ndaki Osmanlı Yahudileri

Çanakkale Savaşı'ndaki Osmanlı Yahudileri Çanakkale Savaşı'ndaki Osmanlı Yahudileri Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı Yahudileri sergisi Caddebostan Kültür Merkezi'nde (CKM) açıldı. 500. Yıl Vakfı, Kadıköy Belediyesi ve Haydarpaşa-Kadıköy

Detaylı

NECİP FAZIL KISAKÜREK

NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK kimdir? Necip fazıl kısakürekin ailesi ve çocukluk yılları. 1934e kadar yaşamı 1934-1943 yılları hayatı Büyük doğu cemiyeti 1960tan sonra yaşamı Siyasi fikirleri

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...5 GİRİŞ...9 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...38 3 2. BÖLÜM ÖNCÜLER Necip Fazıl Kısakürek ve

Detaylı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( ) (1874-1931) Servet-i Fünun akımının önemli romancılarından biri olan Mehmet Rauf, 1875 de İstanbul da doğdu. Babası Hacı Ahmet Efendi, bir sağlık kurumunda çalışan bir memurdu. Önce Balat ta ki Defterdar

Detaylı

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Nisan 20, 2017-11:17:00 Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, 26 ülkeden, "39. TRT Uluslararası 23 Nisan

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. "dipnot

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. dipnot Ece Ayhan Kardeşim Akif Akif Kurtuluş'a Mektuplar Hazırlayan Eren Barış sı "dipnot Akif Kurtuluş: 1959, Ankara. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1981 yılında bitirdi. İlk şiiri, 1980 yılında Türkiye

Detaylı

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Tanzimat Edebiyatı (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Dr. Ahmet Faruk GÜLER Dr. Nuran ÖZLÜK Dr. Mehmet ÖZGER Dr. Macit BALIK Yayın Editörü: Doç. Dr.

Detaylı

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ 5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü

Detaylı

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı. İSTİKLÂL MARŞI'MIZ Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı. Kimisi yazılmış bilmem hangi krala; lorda, barona. Küçümsemem ama, benzetirim

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BU ÖDEVİN HAZIRLANMASINDA MUSTAFA NAZIM ÖZGEN BURCU OLGUN GÜLŞAH GELİŞ VE FATMA GEZER TARAFINDAN ORTAK HAZIRLANMIŞTIR. BİLGİSAYAR 1 DERSİ PROJE ÖDEVİ NURAY GEDİK

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

Kahraman Kit Misafirlikte

Kahraman Kit Misafirlikte Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project

Detaylı

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız? Reşadiye Öğrenci Meclisi Başkanı Yücel Bolat: Asla kin tutamam bana yapılan kötülüğü unutur geleceğe bakarım geçmişe takılmam. Bu davranışlarım da bana çok dost kazandırdı iletişimimi geliştirdi. SORU-

Detaylı

Özlemle Anıyoruz. Robot Kulübü * Ahşap Boyama * Ebru Sanatı * Hayat Güzeldir * Gizli Gelen Davetiye. Bu Hafta Neler Oldu?

Özlemle Anıyoruz. Robot Kulübü * Ahşap Boyama * Ebru Sanatı * Hayat Güzeldir * Gizli Gelen Davetiye. Bu Hafta Neler Oldu? Haftalık Bülten Cilt 1 Sayı 8 9 Kasım 2018 Bu Hafta Neler Oldu? Özlemle Anıyoruz Robot Kulübü Ahşap Boyama Ebru Sanatı Hayat Güzeldir Gizli Gelen Davetiye #OkulumPakkan dan Merhaba... Kasım ayında birdenbire

Detaylı

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Monet, 1873 Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Zaman, çiçeği burnunda bir öğle vakti. Saçaklı bir güneş, taç yaprak beyazı bulutların arasından geçip cömertçe merhametini sunuyor bizlere. Çiçekli bir

Detaylı

Selam size ey yüce şehitler, Yahya Çavuşlar, Koca seyitler. Uyuyan nice adsız yiğitler, Adınızı tarihe yazmaya geldim.

Selam size ey yüce şehitler, Yahya Çavuşlar, Koca seyitler. Uyuyan nice adsız yiğitler, Adınızı tarihe yazmaya geldim. Selam size ey yüce şehitler, Yahya Çavuşlar, Koca seyitler. Uyuyan nice adsız yiğitler, Adınızı tarihe yazmaya geldim. Tarihimizin altın sayfalarında yer alan en büyük zaferlerimizden biri olan Çanakkale

Detaylı

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? S-1 Sosyal bilgiler öğretmeni: (ikinci Meşrutiyet in ilanının ardından (Meşrutiyet karşıtı gruplar tarafından çıkarılan 31 Mart Ayaklanması, kurmay başkanlığını Mustafa Kemal in yaptığı Hareket Ordusu

Detaylı

ÖĞRENME ALANI: BİREY VE TOPLUM

ÖĞRENME ALANI: BİREY VE TOPLUM ÖĞRENME ALANI: BİREY VE TOPLUM - EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ORTAOKULU 5. SINIF SOSYAL BİLGİLER İ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI DEĞERLER EĞİTİMİ GÜN VE LAR EYLÜL EYLÜL 18-22 Eylül 25-29 Eylül 2-6 Ekim 9-1 Ekim

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve

Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi tarih bölümünden mezun oldu.(1992) Kırıkkale

Detaylı

BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI

BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI AĞUSTOS 2017 Bülten 4 AĞUSTOS 2017 BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI Burdur 1 inci, 2 inci Organize Sanayi Bölgesi ve Isparta Süleyman Demirel Organize Sanayi

Detaylı

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR ÖTÜKEN Ârif Nihat Asya BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Şiirler: 1 BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR Servet Asya ya Armağanımdır. DESTAN O zaferler getiren atların Nalları altındanmış; Gidişleri akına, Gelişleri akındanmış.

Detaylı

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI HÜRRİYET İLKOKULU 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI 1 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI Sayın Müdürüm, Saygı Değer Öğretmenlerim,Kıymetli

Detaylı

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI

ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI ANADOLU TOPRAKLARINDA MEHMETÇİĞİN İMZASI: SİPER HATLARI Anadolu tarihi boyunca defalarca istilalara uğramış, toprakları üzerinde birçok savaşlar yaşanmıştır. Yapılan her savaş Anadolu topraklarında ve

Detaylı

Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım

Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız Ünsal bey?

Detaylı

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK T.C. BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu: 88 OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK A N K A R A 2 0 0 7 1 P r o j e Y ö n e t i c

Detaylı

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ

UKBA. e Bülten TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE UKBA DERNEĞİ AMERİKA DA SOHBET MECLİSLERİ KURDU KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ UKBA e Bülten UKBA - ULUSLARARASI KARDEŞLİK BARIŞ VE AHLÂK DERNEĞİ YAYIN ORGANI EYLÜL - ARALIK 2012 SAYI / 1 TACİKİSTAN DAN TÜRKİYE YE KARDEŞLERİMİZLE PİKNİKTEYİZ ŞEMSEDDİN BEKTAŞOĞLU İLE HİNDİSTAN DAYIZ

Detaylı

Patronun hizmetini yapıyor Çalışan kadından bahsediyorum. Ben kocama muhtaç değilim diye evvela ailesini dağıtıyor.

Patronun hizmetini yapıyor Çalışan kadından bahsediyorum. Ben kocama muhtaç değilim diye evvela ailesini dağıtıyor. Babalarını Yola Getiren Kızlar! Prof. Dr. Hasan Şimşek İstanbul Kültür Üniversitesi (www.hasansimsek.net) 28 Aralık 2014 Yakın geçmişte Cübbeli Ahmet Hoca hakkında bir yazı yazdım. Özellikle dindar geçinen

Detaylı

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project

Detaylı

peygamberin (aleyhissalâtu vesselam) bir günü METİN KARABAŞOĞLU

peygamberin (aleyhissalâtu vesselam) bir günü METİN KARABAŞOĞLU peygamberin (aleyhissalâtu vesselam) bir günü METİN KARABAŞOĞLU peygamberin (aleyhissalâtu vesselam) bir günü METİN KARABAŞOĞLU Yayın Yönetmeni: Yayın Danışmanı: Editör: İç Tasarım: Kapak Tasarımı: ISBN:

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve. refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin. ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme

1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve. refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin. ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme 1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme çabalarının teknoloji alanına aktarılmasına bağlı olduğu, tartışmasız kabullenilen

Detaylı

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK Sosyal ve siyasi yaşamda Bodrum un tanınmış simalarından biri olan Nuran Yüksel yaşamını kitap haline getirdi. Nuran Yüksel kitabının sadece kendi

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI . SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI 08-09 Soru Bankası.hafta - Eylül BİREY VE TOPLUM Öğrendiklerimi Uyguluyorum... 6.hafta - 0 Eylül Olaylar ve Sonuçları....hafta 0-0 Ekim Biz Bu Toplumun Bir Üyesiyiz...

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA 1. HAFTA TARİH : 01 MART 2016 04 MART 2016 KONU : YEŞİLAY 1- Yeşilay nedir? Ne işe yara? Faaliyetleri nelerdir? Nefes akciğer yapalım. Vücudumuzu 2- Sigara ve alkolün zararlarını hep birlikte öğrenelim

Detaylı

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda

Detaylı

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER SEYYİT MAHMUT HAYRANİ ANADOLU LİSESİ 015 016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİL VE ANLATIM İ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI EYLÜL ÜNİTE I METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI ÜNİTE 1 İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR HAFTA

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I ÖMER SEYFETTİN ( 1884 1920 ) Milli Edebiyat akımının ve çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerindendir. Küçük hikâyeyi tamamen bağımsız bir hale getirmiştir. Türk edebiyatında

Detaylı

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır. BEŞ HECECİLER Milli edebiyattan etkilenen Beş Hececiler, milli kaynaklara dönmeyi ilke edinmişlerdir. Şiire I. Dünya Savaşı Milli Mücadele yıllarında başlayıp Mütareke yıllarında şöhret kazanan edebi topluluktur.

Detaylı

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 10.11.2010 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler SORU- Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? MUHAMMED DİKAL

Detaylı

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr

Aile Bülteni. ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı. aile.gov.tr Aylık Süreli Elektronik Yayın ANKA Çocuk Destek Programı nın Tanıtımı Yapıldı Bakan İslam, 2015 yılı sonuna kadar, yurt ve yuvalarda şu anda kalmakta olan bin civarında çocuğumuzun da çocuk evlerine geçişini

Detaylı

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı 1881 de Selanik te doğdu. Annesi Zübeyde Hanım, babası Ali Rıza Efendi dir. Sırasıyla, Mahalle Mektebi, Şemsi Efendi Okulu, Selanik Mülkiye Rüştiyesi, Selanik Askeri Rüştiyesi,

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü Yirminci asrın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan felsefi bir akımdır.

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre

Yazar : Didem Rumeysa Sezginer Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı Yağ ile bal ede bir söz Yunus Emre Hayatta, insanlar üzerinde en çok etkili olan şeyi arayan bir kız, bu sorusunu karşılaştığı herkese sorar. Çeşitli cevaplar alır ama bir türlü ikna olamaz. En sonunda şehrin bilgesi bir nineye gönderilir.

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ DALGALANDIM DA DURULDUM ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ DALGALANDIM DA DURULDUM ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA VE KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ 1-7 ŞUBAT 2013 / CEMAL REŞİT

Detaylı

SUR KENTİ HİKÂYELERİ Ali Ayçil

SUR KENTİ HİKÂYELERİ Ali Ayçil SUR KENTİ HİKÂYELERİ Ali Ayçil DERGÂH YAYINLARI 800 Türk Edebiyatı-Hikâye 66 Sertifika No 14420 ISBN 978-975-995-920-3 1. Baskı 2004 (Şule Yay.) Dergâh Yayınları nda 1. Baskı Ekim 2018 Kapak Tasarımı Ayşe

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti Ekim 01, 2016-1:20:00 Başbakan Binali Yıldırım, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla Seyranbağları Huzurevi

Detaylı

T.C. TRABZON VALİLİĞİ İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SÜREKLİ İŞÇİ KADROLARINA GEÇİŞ BAŞVURU SONUÇLARI (MAÇKA ÖMER BURHANOĞLU F.T.R.

T.C. TRABZON VALİLİĞİ İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SÜREKLİ İŞÇİ KADROLARINA GEÇİŞ BAŞVURU SONUÇLARI (MAÇKA ÖMER BURHANOĞLU F.T.R. T.C. TRABZON VALİLİĞİ İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SÜREKLİ İŞÇİ KADROLARINA GEÇİŞ SONUÇLARI (MAÇKA ÖMER BURHAĞLU F.T.R. HASTANESİ) 24 Aralık 2017 Tarihli ve 30280 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "KHK/696 Olağanüstü

Detaylı

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK 1984 yılında Eskişehir de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü nü bitirdi. ODTÜ Sosyoloji Bölümü nde yüksek

Detaylı

ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR.

ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR. . ETKİNLİKLERİN İLK HAFTASINDA AŞAĞIDA BELİRTİLEN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR. OKULUMUZDA AYNI GÜN İÇİNDE TÜM ŞUBELERİMİZDE ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖZVERİLİ KATILIM İLE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN ENGELLENMESİ

Detaylı

ŞUBAT - MAYIS 2017 ETKİNLİK TAKVİMİ

ŞUBAT - MAYIS 2017 ETKİNLİK TAKVİMİ İ S T A N B U L Ü N İ V E R S İ T E S İ ŞUBAT - MAYIS 2017 ETKİNLİK TAKVİMİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI ŞUBAT - MAYIS 2017 ETKİNLİK TAKVİMİ ŞUBAT AYI ETKİNLİKLERİ 16 ŞUBAT PER. 20 ŞUBAT PZT.

Detaylı

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti: Türk Ocakları Genel Merkezi Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Efendi BARUTCU, Türk Ocakları nın 100 üncü kuruluş yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, Sönmeyen Ocak Türk Ocakları ve Türkiye nin Geleceği konulu

Detaylı

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA

KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA KURUCULARIMIZDAN SAYIN CEMİL PARMAN ANISINA TÜRKİYE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ EXPERT ACCOUNTANTS ASSOCIATION OF TURKEY (15.10.1909 İnegöl -06.11.1987 istanbul) Meslek çalışmalarımızda siz ve eserleriniz

Detaylı

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz?

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? İlk kitabı KAPAN AĞZI Eylül'de raflarda yer alacak olan, üniversite öğrencisi Muhammed Şimşek büyük hedefleri olan bir yazar!' Söyle söylüyor hedefini: : "Ben yazacağım kitapların çok beğenileceğine ve

Detaylı

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1 by Mehmet- omeruslu06 1 3. Bayrağımızdaki hangi renk daha fazladır? 1. Sınıfımızdaki arkadaşlarımızın her siyah A. B. kırmızı birinin farklı güçlü yanları var. Mesela, Elif. Çizdiği resimleri Ahmet beyaz

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ

ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız ve hangi okulları

Detaylı

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM ATATÜRK ANLATIYOR 1 2 1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM Sahibi Atatürkçü Düşünce Derneği adına: Tansel ÇÖLAŞAN Yazı Kurulu Ayşe Nejla ÖZDEMİR (ADD önceki GYK Üyesi, Matematik Öğretmeni ) Alaattin ATALAY

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA Tarih ve Sayı: 13/02/2017-58963 T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı *BENU6RZP2* Sayı :18830503-821.06- Konu :Gösteri ve ler İçin Hazırlanan Etkinlik Takvimi Değişikliği

Detaylı

Orhan benim için şarkı yazardı

Orhan benim için şarkı yazardı 70'li yılların ünlü ses sanatçısı ve sinema oyuncusu Yıldız Tezcan, 21 yaşındayken Orhan Gencebay ile büyük aşk yaşadığını, ancak o dönem çöpçatanlıklarını yapan Sevim Emre'nin sonradan Gencebay'ı elinden

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan.

temlerini işlediği şiirlerinden bazıları: Yol Düşüncesi, Sessiz Gemi, Rintlerin Akşamı, Ufuklar, Mehlika Sultan. TANITIM: 1912 den sonra şiir ve dil üzerinde yoğunlaşan Yahya Kemal, tarih, dünya görüşü ve aşk konuları çerçevesinde eserini oluşturdu. Mükemmel ve öz şiir anlayışını benimseyen şairin şiirlerinin sayısı

Detaylı