1. Genel Başkanımızdan. 2. Mercek. 3. Kültür ve Sanatın Cinsiyet Üzerindeki Etkisi. 4. Çalışmalarımız. 5. Duyurular. 6. Takvim

Transkript

1 AYLIK BÜLTEN SAYI: 02 YIL:2010 EDİTÖRDEN; Sevgili bültenimizin siz değerli okuyucuları, Öncelik olarak, ilk sayımıza gösterdiğiniz ilgi ve güzel tepkilerinizden dolayı hepinize teşekkürlerimi sunuyorum. Bu sayımızda yine sizler için çeşitli konular hazırladık.bu doğrultuda başta bültende emeği geçen herkesi saygıyla selamlıyorum. Bültenimizin bu sayısında ispanyada gerçekleştirilecek Kültür ve Sanatın Cinsiyet Eşitliği Üzerindeki Etkisi adlı projede yer almak için başvuruları yapılan ve seçilen kompozisyonları yayınlıyoruz. Önemli konulardan Teknolojinin İnsan Hayatındaki Yeri konusuna değiniyoruz. Bültenimizden keyif almanız ve gelecek sayıda görüşmek dileğiyle. İLKEM SEVGİLİ INDEX 1. Genel Başkanımızdan 2. Mercek 3. Kültür ve Sanatın Cinsiyet Üzerindeki Etkisi 4. Çalışmalarımız 5. Duyurular 6. Takvim 7. Paris Kültür Sanat Akademisi 8. Odeon Sinema Kulübü 9. İletişim TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 1

2 2 GENEL BAŞKANIMIZDAN Değerli okurlar ; Günümüz dünyasına baktığımız zaman, bireysel düşüncenin etkisini yitirdiğini çoğul düşünce anlayışının ise arttığı sonucuna varırız. Dünya toplumları düşüncelerini gün geçtikçe örgütlenerek daha sistemli bir şekilde dile getirmekte ve sivil toplum anlayışını ortaya koymaktadır. Kültürümüzün ve Türkçemizin en değerli yapı taşlarından olan atasözlerinden Bir elin nesi var, iki elin sesi var veya Birlikten kuvvet doğar birlikte hareket etmeye destekleyici söylemlerdir. Aktif Genç, Huzurlu Gelecek sloganıyla yola çıkan Troy Youth Club, gençler arasında Sivil Toplum anlayışını oluşturmaya çalışmaktadır. Bu bilince sahip olan birey çevresine daha global bir açıyla bakacak ve yorumlama gücü artacaktır. Çoğulcu düşünerek sorunlara çok daha kalıcı çözümler üretecektir. Kurucu Başkanlığını yaptığım Troy Youth Club, bu amaca hizmet ederek kararlı ve sağlam adımlarla yoluna devam etmektedir. Son olarak Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK ÜN gençlik ile ilgili söylediği bir sözle yazımı noktalıyorum ; Biz her şeyi gençliğe bırakacağız... Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir. SAYGILARIMLA ORHAN ESAD AKGÜN TYC GENEL BAŞKANI TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 2

3 3 MERCEK HAYATIMIZDAKİ BÜYÜK ROL: TEKNOLOJİ Genel anlamda; insanın bilimi kullanarak doğaya karşı üstünlük kurma çabasıdır teknoloji. Yani insanoğlunun gereklerine uygun yardımcı araçların yapılması ya da üretilmesi için gerekli bilgi ve yetenektir. Anlamak anlamına gelen bilim ve yapmak anlamına gelen teknolojinin gelişim serüveni ilk insanın akıl, mantık ve duyu organlarını maddeye yöneltmesi ile başlar. Bir insan etkinliği olarak teknoloji, insanlığın tarihinde bilim ve mühendislikten önce ortaya çıkmıştır. Peki, özellikle içinde bulunduğumuz bu uzay çağında dilimizden düşmeyen teknoloji kavramı bizi hangi yönde ve ne şekilde etkilemektedir, bir değerlendirelim. Teknolojik gelişmelerin sağlık, eğitim, haberleşme gibi her alana olumlu katkısı mutlaka bulunmaktadır. Öncelikle sanayinin en belirgin ögesi teknoloji üretebilmektir. Bu nedenle günümüz dünyasında bir ülkenin diğer ülkeler üzerindeki saygınlığı ve dünya ülkeleri arasındaki konumu teknolojisinin gelişimiyle yakından ilgilidir.günümüzde bir kütüphane dolusu kitabın içinde bulunan bilgi bir diskin içine sığabilmektedir. Uydu ve internet teknolojisi sayesinde dünyanın bir ucundaki kütüphanede bulunan bilgilere ulaşabilmekteyiz. Evlerimizde kullandığımız teknoloji ürünü araçlar sayesinde işlerimizi daha kısa sürede, daha rahat ve daha az enerji harcayarak yapabilmekteyiz. Yine teknoloji sayesinde çeşitli hastalıkların nedenleri ve tedavi yönleri saptanmış, bunun doğrultusunda tıp alanında çığır açan ürünlerle insanların hayatına önemli katkıları sağlanmıştır. Eğitimde de teknolojinin yararları vardır. Örneğin; projeksiyon makinesi, televizyon, dvd-vcd, video oynatıcı gibi cihazlar okullarda kolaylık sağlamaktadır. Teknolojinin ürünü olan ulaşım araçları sayesinde uzun mesafelere kısa zamanda ulaşabilmekteyiz. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 3

4 4 Teknolojinin en önemli sonuçlarından biri de bilgilerin, düşüncelerin, duyguların geniş insan kitlelerine daha kolay aktarılabilmesidir. İnternet, gazete, televizyon, radyo ve çeşitli iletişim araçları sayesinde daha çok insana duygu ve düşüncelerimizi aktarabilmekte, dünyadaki insanların fikirlerinden de haberdar olmaktayız. Görüldüğü üzere teknolojinin hayatımızdaki katkısı oldukça büyüktür. Peki, bize bu kadar fayda sağlayan kendi üretimimiz olan teknolojinin yine bize verdiği zararların olması mümkün müdür? Bir de onu inceleyelim. Elbette ki teknolojinin insan yaşamı üzerine olumlu birçok etkisi olduğu gibi olumsuz birçok etkisi de vardır. Dünyanın var olduğu her dönemde insanlar ve topluluklar arasında rekabet yaşanmıştır. Ancak teknolojinin hızla gelişmesiyle ve özellikle sanayi devriminden bu yana dünyada sömürgecilik sistemi gittikçe artmıştır ve günümüzde de devam etmektedir. Teknoloji dünyada küreselleşmeye ve sömürgeleşme hareketlerine yol açtığı gibi sömürgecilik bir yönüyle sermaye ihracı demektir. Bu nedenle sömürgeciliğin yayılmasıyla birlikte dünyanın her yerinde kapitalizm hızla yayılmaktadır. Tüm bunlar da dünyada açlık,gelir dağılımında adaletsizlik ve savaşlara en kötüsü nükleer savaşlara neden olmuştur. Bunun yanı sıra uzay olanaklarından yararlanmak için yapılan çalışmalar soğuk savaşın bir parçası haline gelmiştir. Teknolojik gelişmelerin tedavisine katkı sağladığı birçok hastalık olmasına rağmen nedeni olduğu birçok hastalık da mevcuttur.bunlar bilgisayar ve televizyon yüzünden oluşan göz bozuklukları, bilgisayar ya da televizyon karşısında kurallara uygun olarak oturmayan insanlarda bel, boyun rahatsızlıkları,obezite, elektromanyetik alanların çok sık etkisinde kalan işçilerde görülen Alzheimer hastalığı, beyinde tümör oluşumu, kanser gibi rahatsızlıklardır. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 4

5 5 Son yıllarda teknoloji ve sanayinin hızla gelişmesi, çevre sorunlarının da artmasına sebep olmuştur. Plansız endüstrileşme ve sağlıksız kentleşme, nükleer denemeler, bölgesel savaşlar, verimi artırmak amacıyla tarımda kimyasal maddelerin bilinçsizce kullanılmasıyla birlikte, gerekli çevresel önlemler alınmadan ve arıtma tesisleri kurulmadan yoğun üretime geçen sanayi tesisleri, çevre kirliliğini tehlikeli boyutlara çıkarmıştır. Televizyon ve internet aile içi iletişimi koparmaktadır. Aile içi iletişimin kopması çocukları da aileden koparıp yalnızlığa itmektedir.bu da toplumumuzdaki insanların içe dönük ve asosyal bireylerden oluşması anlamına gelmektedir.küresel ısınma kuşkusuz günümüzün en büyük sorunlarından biridir. Ve az çok teknolojik gelişmelerle ilgisi vardır. Küresel ısınma doğaya salınan aşırı karbon salımından kaynaklanmaktadır. Karbon salımı da fosil kaynaklı yakıt kullanımından kaynaklanmaktadır. Sanayi devriminden sonra makineleşmeyle birlikte fabrikaların bacalarının doğaya saldığı karbon salımı bunun en belirgin delilidir. Teknolojinin olumsuz sonuçlarından bir tanesi de halktaki tüketim kültürünü yükseltmesidir. Günümüzde oldukça yaygın olan ve gittikçe ivmesini arttıran tüketim kültürü halkın sosyokültürel yapısına zarar vermektedir. İnternet insanların işlerini hızlı ve kolay bir şekilde yapan, günümüzde insanlığın vazgeçilmez bir unsurudur. Ancak bununla birlikte işlerini bir tıkla yapan insanlar günlük hayatta uzun uğraşlarla başarılabilen işler için yaptıkları çalışmalar da zorlanmaktadırlar. Bir de bu açıdan bakıldığı takdirde teknolojinin aslında hayatımız için ne kadar zararlı olabileceğini görüyoruz. Oysaki onun bize yarar sağlayabilmesi ya da zarar verebilmesi bizim onu kullanım şeklimizle alakalı değil midir? Yani her şey bizim elimizde. Bu nedenledir ki teknoloji kavramı hemen her şeyde olduğu gibi kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Kimimize göre teknoloji her ülkenin peşinde koştuğu dil, küçük bir mucize, hayatın kolaylaşması iken bir diğerimize göre bağımlılık, işsizliğin artması, kitle silahlarıyla toplu ölümlerdir. Bazılarımıza göre oturduğumuz yerden kanalları değiştirebilmek, 2 saatte İstanbul dan Trabzon a gidebilmek, Lost'u internetten izleyebilmekken, diğerlerimize göre ehliyet sınavına internetten girebilmek, uzaylılarla konuşmak ya da alışkanlıkların değişmesidir. Bunlar da göstermektedir ki teknoloji pek çok şeydir hem olumlu hem de olumsuz.seçim bizim yarar sağlamak mı, zarara sebep olmak mı? TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 5

6 6 KÜLTÜR VE SANATIN CİNSİYET EŞİTLİĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Işık Cemre GÜNGÖR Geçmişle kıyaslayacak olursak, kadınların şu anda elde ettikleri hak ve özgürlükler tabii ki üst düzeyde gibi görünüyor. Kadınlar, kanunsal olarak baktığımızda erkeklerden bağımsız, hür iradesiyle hareket edebilme şansına sahip gibi dursa da toplumların gözünde kadının yeri henüz tam olarak 'özgür' bir varlık olmuş değil. Toplumda kadının üzerine daha doğduğu andan itibaren oturtulan roller bazen onları özgürlükten tamamen uzak, pasif insanlar haline getiriyor. Gelinlik giyme, evinin kadını çocukların anası olma hayalleriyle büyütülen kadınlar elbette aile reisi rolüne layık görülen erkekler kadar toplumda yer alamıyor, sadece kendileriyle ilgili konularda bile söz hakkına sahip olamıyorlar. Çalışma hayatına atılamıyorlar. Bu engelleri yıkmış, açık görüşlü ve sözde özgür görünen daha farklı bir kesim ise bu bakış açılarının doğrultusunda özgürlüğünü aslında daha da tutsak olarak yaşıyor. Örneğin özgürce giyinebildiklerini düşünürken seks objesine dönüşüyorlar. Kendi ayakları üzerinde durup bir meslek sahibi olduklarını zannederken aslında zekalarından değil yine aynı şekilde sadece kadınsal çekicilik ve etkileyiciklerinden faydalanılıyor. Aslında gayet iğrenç ve kolay kabullenilemez birşey olmasına rağmen kadınlar için gerek sözlü gerek bedensel taciz alışıldık ve kabullenilir birşey haline geldi. Böyle bir toplumda ve zihniyette ne kadın haklarının varlığından, ne eşitlikten, ne de özgürlükten bahsedilemez. Çoğu alanda olduğu gibi sanatta da kadın erkek eşitliğinden sözetmek gerçekten zor. Dünyanın en büyük müzelerinde bile eserlerin %3ünden bile azı kadın sanatçılara ait. Ama nü resimlerde kullanılan modellerin %83ü kadın. Kadın bedeninin bu şekilde obje olara görülmesi ve kadınların vücuttan ibaret sayılması son derece adaletsizce.. Bu adaletsizliği kaldırmanın tabii ki birçok yolu var ancak bu yolların hemen hemen hepsi aynı yere çıkıyor : Zihniyetleri değiştirmek.. Bu durumda da insanların fikirlerini etkilemede sanatın rolü devreye giriyor. Sanatın estetik ve duygulara hitap eden yönü insanları etkilemede çok daha başarılı oluyor. Her ne kadar kadınlara sanat alanında da çok söz hakkı tanınmasa da sanatın misyonundaki özgürlük doğrultusunda kadınların kendilerini ifade edebilecekleri bir ortam hazırlanmış oluyor. Bu nedenlerden dolayı sanata ve gelişimine gereken önemin verilmesi cinsel ayrımcılığın ortadan kalkmasında etkili olacaktır. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 6

7 7 Gizem YAZGAN Duyuş düşünüş birliği, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce, dil ve sanat varlıklarının tümü kültürü oluşturur. Birey yaşadığı kültürün aynasıdır. Gelenek görenekler, eğitim farkı toplumun bakış açısını değiştirmektedir.cinsiyet eşitliği biyolojik ve fizyolojik özellikler açısından değil toplumsal cinsiyet açısından önemlidir. Biyolojik farklılıklarımız değil toplumun bizi kadın yada erkek olarak nasıl algıladığını,bizi nasıl gördüğünü,nasıl düşündüğünü ve nasıl davranmamızı beklediği önemlidir. Cinsiyet eşitsizliği bizim ülkemizde ciddi bir problemdir. Kadının eğitime olan erişimindeki güçlükler, aile içi şiddet, siyasi katılımın önündeki engeller; kadınları toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel yaşamın dışında tutmaktadır. Sanatçıların cinsiyet eşitsizliğini kaldırmada büyük bir etkisi vardır. Halide Edip Adıvar ın gördüğü farklı yerler ona çeşitli kültürleri ve insanları tanıma fırsatını vermiş. Kadınların toplumsal yaşama katılması ve eğitilmesi için çalışmıştır. Yaşadığı topluma faydalı olabilmek için özgürlük için çabalamıştır.ülkemize yapılan işgallere karşı düzenlenen mitinglerde yaptığı etkili konuşmalar büyük yankı uyandırmış..yaptığı bu konuşmalarda halkın milli duyguları güçlenmiştir.kadının siyasi haklarıda dahil hiçbir konuda söz sahibi olmadığı bir dönemde bu çok önemli bir adımdır. Karşılıklı anlayış ve hoşgörüyü destekleyen, yenilikçi kültürel girişimler aracılığıyla diyalog ve iletişimi geliştiren projelerle cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında başarıya ulaşılabilir. Toplumlar arası bilgi alışverişini destekleyen çabalar sayesinde zorlu sosyal koşullarla yüzleşmek ve bu koşulları aşmak mümkün olacaktır. Kültürel faaliyetlerin geliştirilmesini sağlayan projeleri desteklenmesi olumlu sonuçlar verecektir. Farklı kültürel grupları bir araya getirerek, yeni seslerin duyulmasını sağlayarak, sorular sorularak bu konuda gelişme gözlenecektir. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 7

8 8 Gülce ERENSOY Kültür ve sanat birer insan etkinliğidir. İnsanlar tarafından yapılır, insanlar tarafından oluşturulur. Ve insanlar onları oluştururken en temiz, en yaratıcı, en yeni ve en çarpıcı duygularını katarak oluştururlar. Böylece ortaya çıkan ürün de bu duygulardan etkilenerek kaliteli bir haline gelir. Ütopik olarak düşündüğümüzde de insanların iyi ve güzel duygularıyla meydana gelmiş olan kültür ve sanatın yeni doğmuş bir bebek gibi saf ve güzel olması gerekir. Fakat ütopik düşüncelerimizden sıyrıldığımız ilk anda sanatın olması gerektiği kadar saf ve güzel olmadığını görürüz. Çünkü insanlık, kültürü ve sanatı meydana getirmeye başladığı andan itibaren onları kendin hırslarına ve dünyevi amaçlarına alet ettiğini görürüz. İnsanlar özellikle sanatın ve kültürün özünde bulunan eşitlik kavramını ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Güzel biri ile çirkin birinin, zengin biri ile fakir birinin, ya da kadınla erkeğin hiçbir zaman eşit olmayacağını yıllar boyu savunmuştur. Ama sanatın ve kültürün özünde hiçbir zaman ayrım ya da eşitsizlik adına olmamalıdır. Çünkü bunlar evrensel etkinliklerdir. Ama insanlar kültürü ve sanatı doğru olan ve bize şu anda ütopik gelen özünden uzaklaştırmaya çalışmıştır. Ö zellikle kadın-erkek arasındaki cinsiyet ayrımı bu konu hakkındaki güzel örneklerdendir. Tarihimize de baktığımızda da gelişim göstersek bile kadının erkekten bir ya da iki adım daha geride olduğunu görürüz. Bu durum tabiki de kültüre ve sanata da yansımıştır. Geçmişe batığımızda ise daha çok erkek yazarların var olduğunu ya da genelde kültürel etkinliklerde erkeklerin ön plana çıktığını görmekteyiz. Bu kesinlikle insanlığın sanat üzerine olan etkisinden dolayı ortaya çıkmıştır. İnsanlar bu ayrım konusunda sanata baskı uyguladıkça, ortaya çıkan ürünler de baskı altında oluşmuştur. Yıllar boyunca bu bir kısır döngü olarak ilerlemiştir. Ama kadınların yavaş yavaş sanatsal ve kültürel alanda bir şeyler başarması ya da kadınların bazı krallıklarda ülke yönetimine geçmeye başlamasıyla bu düşüncede yıkılmaya başlamıştır. Ve Fransız ihtilaliyle birlikte de daha özgür bir sanat ortamı oluşmuştşur. Fakat dünyamız gelişmeye devam etse de bu gelişmenin gerisinde kalan ülkeler, sanatlar ve kültürler de vardır. Ama şuanda genel olarak özgür bir biçimde varlığını sürdüren kültür ve sanat cinsiyet ayrımını engellemek üzere oluşturulmuş ürünler vermektedir. Günlük hayatımıza da dikkatle batığımızda gittiğimiz tiyatrolarda, sinemalarda, okuduğumuz ya da dinlediğimiz herhangi bir sanatsal faaliyette cinsiyet eşitliği konusunun sıkça işlendiğini görürüz. Bu durumda insanları olumlu yönde etkilemektedir. Çünkü herhangi bir kültürel ya da sanatsal etkinliğe katılmış olan insanlar her zaman daha açık görüşlü olmuşlardır. Özellikle de bu etkinlikte işlenen konuyu kavramışsa bunu yeri geldiğinde de topluma yararlı bir hale getirebilir. Bu durum cinsiyet eşitliği konusu içinde geçerlidir. Bu konuyu işleyen faaliyetlere katılan bir insan konuyu iyice kavramıştır ve sırası geldiğinde bunu kendisine ve topluma yararlı bir hale getirebilir. Ben de her zaman daha fazla sanatı ve daha fazla kültürü savunan bir insan olarak, bu tür konuların işlenmesinin olumlu yönde daha çok etki gösterdiğine ve bunun bizi daha da yükseklere taşıyacağına inanıyorum. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 8

9 9 Nil BAŞARAN Bir toplumdaki kültür seviyesinin yükselmesi, insan haklarının geçerli olabilmesi; kadınlara verilen önem ile doğru orantılıdır. Bu yüzden cinsiyet eşitliğinin olmadığı ülkelerde özgürlük ve çağdaş bir kültür aramak da bir o kadar yanlıştır. Toplumlarda sınıf ayrımlarının oluşmasıyla erkekler güç ve iktidarın sembolü olmuş, bu ayrımın yanında özellikle ortaçağda dinlerin yanlış yorumlanıp kadına verilen değerin azalması da toplumda cinsiyet ayrımını oluşturmuştur. Fakat Fransız İhtilali yle yayılan özgürlük, insan hakları ve eşitlik düşüncesi; yüzyıllardır süregelen ve ayrımcılığı esas alan bu toplum düzeninin değişmesi için kadınlara hak ettiği değeri vermeye başlamış ve cinsiyet eşitliğinin üzerinde durmuştur. Örneğin 18. yüzyıla kadar resimlerde kadının anlamı güzellik ve bereketken, 18. yüzyıldan sonra bu figür toplumsal alanda etkin bir kimliği olmayan kadının özgürleşmesinden, toplumda söz sahibi olmasından bahsetmektedir. Cinsiyet eşitliğinde kültür ve sanatın rolü çok büyüktür. Kültür, bir toplumun oluşturduğu tüm manevi değerleri; sanatsa, sanatçının bu değerlere olan bakışı ve bu değerleri yansıtma biçimidir. Bir anlamda sanat, topluma mesaj verme ya da dikkatini bir yöne çekmek için kullanılan bir araçtır. Sanatla kendini geliştirmiş kişi, toplumdaki her sınıftan insanı bir birey olarak görür. Çünkü sanatın özünde insanın tüm canlılarla, doğayla yaşaması için gereken yaşama sevinci vardır. Bunu amaçlayan sanat; insanı din, dil, ırk, cinsiyet farkı gözetmeksizin kucaklar. Bir esere bakarken, dinlerken, izlerken, okurken onu yaratanın kadın ya da erkek olup olmadığına dikkat etmediğimiz gibi, o sanatçının hangi cinse seslendiğini de düşünmeyiz. Sanat tüm bu ayrılıklardan uzaktır. Tüm insanlara aynı şekilde seslenir. Son olarak, ben küresel cinsiyet ayrımcılığı endeksinde sondan yedince sırada olan Türkiye de yaşayan bir kız olarak; cinsiyet eşitliğinin gündemde olduğu bu günlerde, bu eşitliği sanata sahip çıkıp, sanatla oluşan kültürü devam ettirerek korumamız ve halka da bu yolla istenen mesajı vermemiz gerektiğini düşünüyorum. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 9

10 10 Seren ÇELİK Orta çağlarda Rönesanssın gelişmesiyle özgür düşünce ortamı oluştu. Bununla birlikte insanlar sanata edebiyata önem vermeye başladılar. Bu dönemlerde şehirlerde sokaklarda bile bulunan insan heykelleri cinsiyeti önemsemeden hoş bir görüntü yaratıyordu ve aynı zamanda kültürün gelişmesinde katkıda bulunuyordu. Gelişen kültür yanında sanat ve dallarını doğurdu. Öncelerde belirli bir kitleye hitap eden kültür, zaman içerisinde çeşitli düşüncelerle ayrıldı. Sanat giderek çeşitlendi ve herkesin kendisini anlatmasına yardımcı oldu. Kültür; giyim, yaşayış, dil, düşünce, edebiyatla kişileri gruplara ayırdı. Fakat sanat farklı kültürleri kendine has bir yöntemle birleştirip yaratılan ve yapılan eserleri herkese hoşça gösterebiliyordu. Günümüzde ise kültür denildiği zaman uluslar arası kendine özgün toplulukların cinsiyet ayırmaksızın aynı koşullarda yaşaması geliyor akıllara. Bir de her ayrı kültür kitlelerinin ayrı sanatları olmaktadır. Örneğin bale bir sanattır ve gösteriler cinsiyet ayrımı yapılmaksızın hazırlanır ve sunulur. Oysaki ayrım olmamasına karşın balerin sayısının yanında balet sayısının ne kadar az olduğu göz ardı edilemez. Bu oran farkını kültür değişikliğine yorabiliriz. Kimi toplumlar baleyi sadece izlemekle yetinir, kimileri baleyi yaşamlarına katar, kimileri de sanat olarak görmeyi bile seçmezler. Bu da farklılaşma olarak algılanır. Yani kültür ve sanatın gelişip iyi yerlere gelebilmesi özgür düşünce ortamına bağlıdır. Ülkemizin gelişmesi diğer ülkelere göre daha geç olmuştur. Bunun sebebi demokrasinin, özgür düşüncenin sonradan gelişmesidir. Sanat ve kültür özgür ortamda kendini bulur. Eğer bir toplumda özgür ortam oluşmamışsa kişilerin cinsiyeti ne olursa olsun sanat ve kültürün gelişmesi beklenemez. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 10

11 11 Tuğba ŞEN Yerleşik düzene ve yaşam alışkanlıklarına razı olmayan insanlarız. Bunlara alışabilmemiz için çeşitli haklar düzenlenmiş, kurallar konulmuş ve bazen de bunları sanatla korumaya, yeni kültürler yaratarak bu düzene uymaya çalışmışız. Ülkeler arasında yeni kültürel yapılar yeni sanatsal akımlar oluşmuş ve bunlarında insanların yani erkek ve kadınların üzerinde çeşitli ve farklı etkileri görülmüş.bazı dönemlerde kadınlara tapılıp onlar resmedilirken bazı dönemlerde sanatlarını konuşturmak için hor görülmüş köle olarak kullanılmışlar.erkekler ise genellikle sanatı daha rahat sembolize etmiş ve yapıtlarını daha rahat sergilemişler.günümüzdeki heykelleri incelediğimizde erkek heykeller daha fazla. Erkeklerin gücünü ifade etmek onların kadınlara göre daha rahat olduklarını gösterir. Düşüncelerinde,davranışlarında maalesef ki hep erkekler üstündü. Kadınlara baktığımızda onlarda çaba içinde bulunmuşlar fakat dönemin şartları daima galip çıkmış. Müzik, resim, tiyatro, heykel, sinema, dans gibi sanatsal faaliyetler günümüzde daha rahat uğraşılmakta. Yalnız yine ne var ki bazı faaliyetlerde cinsiyet oranı dengesizleşmekte. Örneğin dansa baktığımızda erkeklere oranla bayanların sayısı fazla.oysaki ne alanda olursa olsun kadın ve erkek sayısı orantılı olmalı. Ne kadınlar erkeksiz bir bütün ne de erkekler kadınsız bir bütün olamaz. Sanat insanlara yaşadıklarını hissettirebilir.sanat, erkek ve kadının ruhuna erişebilir.sanat topluma şuur getirir.sınırsız, her türlü dinden ve ırktan bağımsızdır.sanat bir silahtır. Ama dekor değildir.onu doğru şekilde doğru yerde kadın erkek fark etmeksizin hayatımızı düzene sokmak,eğlenmek,kendimizi geliştirmek için kullanmalıyız. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 11

12 12 Burak KOCABIYIK Sanat en genel anlamıyla, üreticiliğin veya hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Üreticilik ve hayal gücü ise canlılar arasında sadece insanda vardır. Kültüre gelecek olursak; kültür tarih içerisinde oluşturulan bir anlam ve önem sistemidir. Ve kültür de, sanat gibi insana ilişkin bir kavramdır. İnsan denen varlık ise iki şekle ve niteliğe sahiptir. Bunlar erkek ve dişi olarak adlandırılır. Latince Homo Sapiens olarak geçen yani akıllı bilen olan insan anlamına gelir. Ve bu özellik her iki cins için de geçerlidir. Sanat da, kültür de bilen insan için vardır. Ve dişi de erkek de bilebiliyorsa sanat ikisi içinde geçerlidir. Sanat genele hitap eder. Çünkü sanatı doğuran en önemli etkenlerde biri olan hayal gücü insanlığın varlığından beri her iki cinside etkisi altına almış ve kendisini insan üzerinde kullandırarak sanatı, sanat eserlerini ortaya koymuştur. Yani sanat açısından ele alırsak: Şu soruyu sorabiliriz; eğer sanat denen kavramın oluşmasında direk etkili olan insan türünün her iki cinsiyse; sanat bunu her iki cinse de borçludur. Ve bu borcunu kendisi her türlü veriyordur. Sanatta cinsiyet ayrımcılığı yapılamaz. Sanat evrenseldir ve onu doğuranı her zaman gözetecektir. Kültürün oluşmasında çoğu zaman erkeklerden çok dişiler rol oynamıştır. Günümüzde dahi kültür geçmişimizde kadınların daha çok rol oynadığını görürüz. Kültür de sanat gibi varlığını tek bir cinse borçlu değildir. Kısacası insanlar kültür ve sanatı oluştururken cinsiyet eşitliğine bilerek ya da bilmeyerek önem verdilerse, geleceklerinde onları ileri taşıyacak, adlarının kalıcı olmasını sağlayacak bir kavramı dişi ve erkek ayrımcılık olmadan yaptılarsa, günümüzde dâhil kültür ve sanat her iki cinse açıktır herhangi bir eşitsizlik yoktur. Çünkü kültür ve sanat yaşamını her iki cinse de borçludur. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 12

13 13 Utku OLCAR İnsan haklarının uygulanması konusunda en çok sıkıntı yaşanan konulardan biri kadın-erkek eşitliğidir kuşkusuz. Çünkü, toplumsal bir harekette bulunan, ırkçılık yapan ya da sadece komşusunu rahatsız eden insanlara bile kanunların uygulamaya sokulması ile engellemeler getirilebilir. Ancak kadına karşı yapılan ayrımcılık sokakta değil evlerin içinde etkisini göstermektedir. Dünyadaki kadın nüfusun 5 te 1 i hayatının bir döneminde şiddete maruz kalmış ve bunun büyük çoğunluğunun eşleri ya da sevgilileri tarafından yapılmış olması, eşitlikleri savunan her insanı düşündürmesi gereken bir durumdur. Bu dünyada herkesin bir şekilde birbirine muhtaç olduğu apaçık ortadadır. Bana göre kadınlar, çok daha narindir ve diğer insanları daha fazla düşünürler. Başkalarına yardım etme düşüncesi daha gelişmiştir. Tüm dünyada sağlık çalışanlarının %75 inin kadın olması bir tesadüf olamaz herhalde. Bizim tarihimizde kadınların haksızlığa uğramış olması ne kadar üzücü. Oysaki bu duygular, bir insana insanlığını hatırlatan en önemli davranışlar değil midir? Eşitlik ve özgürlük Bu iki kavramın somut halini aldığı; harflere, seslere, renklere dönüştüğü sanat ve sanatın da aktarılmasını sağlayan kültür, kadın erkek eşitliği düşüncesinin benimsenmesi aşamasında gerçekten etkilidir. Ülkemizi kuran; anayasayı, kanunları, eşitlikleri düzenleyen aydınlar, tarihimizde ilk defa edebiyatımıza eşitlik gibi kavramların girdiği Tanzimat Dönemi neslinin çocuklarıdır. Halk a ulaşmak isteyen sanatçılar sayesinde yepyeni ve aydınlığı isteyen bir nesil ortaya çıkmıştır. Bu nesil Türk milletinin kültür birikimde baskın olan erkeklere karşı 1891 doğumlu ilk kadın doktor Safiye Ali yi, 1904 doğumlu ilk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu nu, 1910 doğumlu ilk kadın heykeltıraş Sabiha Bengütaş ı, ilk kadın banka müdürünü, ilk kadın büyükelçiyi, ilk kadın milletvekilini yetiştirmiştir. Hala dünyada değişmesi gereken çok şey var. Dini, dili, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun, her insan aynı dünyayı paylaşır. Bu dünya yı eşit paylaşmak ise duygularla, düşüncelerle, sanatla ve kültürle mümkün olabilir. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 13

14 14 Gözde UYSAL Toplumlar, insanlar, devletler her zaman için ölürler. Geriye kalan dört öğe ise kültür, sanat, tarih ve felsefedir. Der Hegel in diyalektik felsefesi. Bu öğelerde etkin olan kadın ya da erkek değildir. Gerekli olan düşünme yetisine sahip olmak ve bu düşünceyi aktarmaya çalışmaktır. Kültür toplumlarca oluşturulmuş ancak hiçbir zaman içerisinde ayrım barındırmamıştır. Ayrımcılıktan uzak olduğu için kalıcıdır zaten. Sanattan beslenir sanatta kültürden etkilenir tabi. Nice kadın sanatı yaşatmak için adını gizleyerek kültüre büyük katkılarda bulunmuş nice erkek düşünme yolları geliştirmiş bazen ise sevgileriyle nesillerin beyninde yer edinmiştir. İşin güzelliği de burada değil mi zaten? Nesillerce değişmeyen bazı duygular ve onların farklı gelişme şekilleri kültürün ta kendisi. Yani bizlerden bir parça kültürdür. Ölümlü bedenimizi ölümsüzleştirmek için bir fırsat. Kadın olmadan erkek, erkek olmadan kadın olması beklenilemez. Ama sanat için önemli olan onların bakışları dokunuşları duruşlarıdır. Birbirlerine söyledikleri sözler, onların davranışlarıdır. Aralarındaki ufacık kıvılcımı bile nesneye çevirebilen sanatçıdır. Sanatı oluşturan insan, düşünebilen ve düşüncesini aktarmaya çalışan insan İnsan olmayı insan olarak anılmayı sanat ve kültürden daha iyi sağlayan yoktur. Orada önemli olan isim, ırk, dil, din, cinsiyet değil ideolojidir. Sanatçının duyguları, toplumların tabuları, bir annenin çocuğunu avutması veya oğlun babasının naşına ilk toprağı atmasıdır. Bu yüzden kalıcıdır. Benim lügatimde ölümsüz ruhlar topluluğudur. Toplum olamamıştır çünkü özgürdür. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 14

15 15 ÇALIŞMALARIMIZ 1 ) TYC GURUP ÇALIŞMALARI Genel Başkanlık tarafından belirlenen tarihlerde yapılan çalışmalardır. Bu çalışmalarda amaç, katılımcıların iyi vakit geçirerek etkin STK (Sivil Toplum Kuruluşu) çalışmalarına katılının sağlanmasıdır. Kişisel becerilerin gelişimine katkıda bulunarak katılımcıların yeni bir bakış açısına sahip olmalarını sağlar. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 15

16 16 2 ) TYC İngilizce Kursu Her Pazar 18:00 20:00 - Kursiyer Orhan Esad AKGÜN 3) TYC Almanca Kursu Her Cuma 18:00 19:00 - Kursiyer Gülce ERENSOY 4) TYC Gitar Kursu Her Cumartesi 18:00 19:00 Kursiyer Utku OLCAR TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 16

17 17 DUYURULAR 1 ) TYC Yeni üyelerini bekliyor! TYC toplum bilinciyle çalışmak için yeni üyelerini beklemektedir. 2) TYC nin alt külüplerinden Odeon Sinema Kulübünün Eylül 2010 da ilkini düzenleyeceği Odeon Uluslar arası Gençlik Film Festivali için filmler beklenmektedir! (ayrıntılı bilgi adresinde bulunabilir ) 3) TYC 1. Temsilciler Kongresi ve TYC Tanıtım Toplantısı 18 Mart 2010 Tarihinde İstanbul da gerçekleştirilecektir. Katılmak isteyenlerin troyyouthclup@yahoo.com adresine Kişisel ve iletişim bilgilerini atmaları yeterlidir. Program 10 Mart tarihinde adresinde açıklanacaktır. 4) Eylül 2010 da Baia Mare ROMANYA da gerçekleştirilecek Creat your own place, Creat your own space (Kendi alanını ve yerini yarat) adlı proje için katılımcı başvuru formu için 5 Mart tarihinden itibaren adresini ziyaret ediniz. 5) Yeni TYC İstanbul Temsilcisi Nancy GÜZELİŞ görevine başlamıştır. 6) TYC Ankara Temsilciliği faaliyete başlamış olup TYC Ankara Temsilcisi Serhat GÜNİNDİ görevine başlamıştır. 7) TYC Edirne, Amasya, Konya ve Çorum Temsilciliklerinin hazırlık çalışmaları devam etmektedir. 8) TYC Temsilcilik görevi yapmak isteyenlerin troyyouthclup@yahoo.com adresine isteklerini bildiren kişisel ve iletişim bilgilerinin bulunduğu e-posta atmaları veya TYC Facebook sayfasından irtibat kurmaları önemle duyurulur! 9) Women Role in Europe Cultures adlı projenin başvurusu yapılmış olup Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığınca TR R1 referans numarası verilmiştir. Nihai karar Nisan ayı içerisinde verilecektir. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 17

18 18 TAKVİM TARİH İÇERİK 6 Mart 2010 TYC Genel Kurul Toplantısı 6 Mart 2010 Proje Yazım Toplantısı 6 Mart 2010 TYC Genel Başkanlık Kent Konseyi Toplantısı 18 Mart 2010 TYC 1. Temsilciler Kongresi 20 Mart 2010 TYC Yönetim Kurulu Toplantısı TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 18

19 19 PARİS KÜLTÜR SANAT AKADEMİSİ EDİTÖRDEN MERHABA DEĞERLİ OKURLARIM; Öncelikle bültenimizin 2. Sayısının çıkmasında emeği geçen herkese teşekkür etmek isterim. Bu sayımızda sizler için en çok okunan kitapları, biyografi bölümünde J.Cameron ve Leonardo Da Vinci yi ve röportajda da çok değerli Abdülkadir KATRA yönetmenimize yer verdik ayrıca bir çok bölüm ekledik. BEĞENMENİZ UMUDUYLA SAYGILARIMLA MEHMET BAHADIR BERKUP INDEX 1 - Genel Başkanımızdan 2 Mercek Altında Kültür ve Sanatın cinsiyet eşitliği üstündeki etkisi 3 Çalışmalarımız 4 Duyurularımız 5 Takvim 6 Paris Kültür Sanat Akademisi 7 İletişim TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 19

20 20 AYIN KONUSU AYIN KONUSU: SANAT VE GENÇLIK İnsanın doğumuyla başlayan yaşam çizgisi onu toplumda yer alan bir birey yapar. Birey belirli bir yaşa ve olgunluğa erişince kendini belli etmeye kişiliğini ortaya sergilemeye başlar. Bu zaman diliminde bazı kavramlarla karşılaşır. Bu kavramlar arasından kendisince doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü ayırt etmeye başlar. Bireyin kendisinin öz kişiliği oluştuğu dönem gençlik dönemidir. Öz kişiliğin oluştuğu bu dönemde çocuklukla yetişkinlik arasında bir köprü vazifesi görür. Kişi aslında hem çocuk hem yetişkindir. Bu yüzden de akıllıca kararlar vermesi güçleşir. Kişiliğinde hem çocuksu hem yetişkinsi özelllikler barındırması kaba tabirinde aklı bir karış havada tabirini oluşturuyor. Kişi için en önemli zamanda yani gençlikte sanatla iç içe olamalıdır. Çünkü insanlar bir robot ya da programlı bir mekanizma değildir. Düşünen, sorgulayan üretken bir varlıktır..özellikle gençler en üretken,en yaratıcı,en sorgulayan çoğu zaman da bocalayan kesimdir. Bu kesim sanatın gelişmesinde ve sanata yön verilmesinde büyük bir rol oynar. Gençlerin içinde bulunduğu aktif güç gençlerin hareketli ve dinamik olmasını sağlar. Bu dinamiklik sanata apayrı bir renk katar. Gençler enerjilerini sanata yönlendirdiğinde sanat da hareketlenir. Yepyeni bir ivme kazanır. Sanat gençler için de son derece faydalıdır.gençlerin zihnindeki kötü duyguları ortadan kaldırarak Kişisel gelişim açısından bakıldığında gençlere günlük hayatta özellikle karşılarına çıkan sorunlarla baş etmesini sağlar. Duygu ve düşünce dünyasını geliştirir. Yaratıcılığını arttırır. Olaylara geniş açıyla bakmalarını sağlar. Böylece gençler daha başarılı olur. TROY YOUTH CLUB TROY GENÇLİK KULÜBÜ 20