UMUDA DOĞRU. Frank McCourt

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "UMUDA DOĞRU. Frank McCourt"

Transkript

1 ANGELA NIN KÜLLERİ II UMUDA DOĞRU Frank McCourt Çeviri Neşe Olcaytu

2 4

3 ÖNSÖZ Haydi, rüya vakti geldi. İrlanda dayken annem çocukluğumuzda bize böyle derdi ve sonunda bir rüyamız gerçek oldu. Benim defalarca gördüğüm bir rüyaydı bu. Bir gemide New York Limanı na yaklaşırken gökdelenlerin görüntüsü karşısında şaşkına dönüyordum. Kardeşlerime bu rüyayı anlattığımda, Amerika da bir gece geçirdiğim için beni kıskandılar, ertesi gün aynı rüyayı gördüklerini iddia ettiler. Bunun ilgi çekmek için en etkili yol olduğunu bildiklerinden onlarla tartışmama da hiç aldırmadılar. En büyükleri ben olduğum için bu rüyanın yalnızca bana ait olduğunu, bu yüzden bu rüyayı görmekten vaz geçmelerini yoksa onlar için hiç iyi olmayacağını söylemem pek işe yaramadı. Bana bu rüyayı sahiplenmeye hakkım olmadığını söylediler. Herkes uykusunda Amerika yı düşleyebilirdi ve benim bunu engellemek için yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Yanılıyorsunuz, dedim. Bütün gece sizi uyutmazsam, rüya filan göremezsiniz. Ben çocukların birinden ötekine koşup New York gökdelenlerini düşlemelerini önlemeye 5

4 çalışırken, henüz altı yaşında olan Michael bana bakıp kahkahalar atıyordu. Malachy ise kendisinin Brooklyn de doğduğunu söylüyordu; bu yüzden bütün gece rüyasında Amerika yı görmesini engellemek imkânsızdı. Hatta canı isterse bunu bütün gün yapabilirdi. Sonunda konuyu anneme açıp tüm ailenin rüyalarıma göz koymasının büyük haksızlık olduğunu ileri sürünce, annem, Tanrı aşkına, çayını iç ve doğru okuluna git, rüyalarınla bütün aileye işkence etmekten de vazgeç, dedi. Kardeşim Alphie yalnızca iki yaşındaydı ve konuşmayı yeni yeni öğreniyordu. Elindeki kaşığı masaya vurarak, işkence gibi rüyalar, işkence gibi rüyalar diye tekerlemeye başlayınca herkes kahkahalara boğulmuştu. Onunla her zaman rüyalarımı paylaşabilirdim. Öyleyse, neden Malachy ve Michael la da paylaşmayayım? 6

5 Bir 1949 yılının Ekim ayında MS Irish Oak adlı gemiyle Cork Limanı ndan hareket ettiğimizde, bir hafta içinde New York a varacağımızı söylemişlerdi. Ama daha yolculuğumuzun ikinci günü, geminin Kanada nın Montreal limanına yanaşacağını bildirdiler. İkinci kaptanı yakalayıp cebimde sadece kırk dolar param olduğunu, Irish Shipping şirketinin Montreal den New York a tren ücretimi ödeyip ödemeyeceğini sordum. Hayır, dedi. Şirket böyle bir durumdan sorumlu değildir. Sonra bana, Bu yük gemileri açık denizlerin orospularıdır, dedi. Her şey beklenir bunlardan. Bu gemiler bir bakıma sokak köpekleri gibi olmalıydı. Rastgele onun bunun peşine takılıp nereye gittiğini bilmeden dolaşırcasına okyanusta rota değiştirip duruyorlardı. Nitekim iki gün sonra Irish Shipping şirketi fikrini değiştirmiş, bize geminin New York a yanaşacağı müjdesi verilmişti. Ama aradan iki gün daha geçti geçmedi, şirket yine karar değiştirdi. Bu kez Kaptan a Albany ye yanaşması söylenmişti. Kaptan bana Albany nin Hudson Nehri üzerinde bir şehir olduğunu söyledi. New York Eyaleti nin başkentiymiş! Aynen Limerick in büyüsüne sahip bir şehirdir, diyerek kah- 7

6 kahayı bastı... Ha, ha, ha! Ölmek için ideal bir yerdir! Yerleşip evlenerek çoluk çocuğa karışacağın bir yer değil! Kaptan Dublinliydi ve benim Limerickli olduğumu biliyordu. Limerick için böyle konuştuğu zaman, içimden onu gebertmek geliyordu, ama aynada kendime bakıp sivilceli suratımı, çipil çipil gözlerimi ve çürük dişlerimi gördükçe, kimseyi gebertecek halim yok, diye düşünüyordum doğrusu. Hele kalıbı kıyafetiyle gelecekte geminin tek hâkimi olmaya aday bu üniformalı adama hiç gücüm yetmezdi. Hem, ne diye Limerick e laf ediyor diye ona kızıyordum ki... Zaten orada hiçbir zaman mutlu olamamıştım. İşte, o zaman düşlerim başlıyordu. Sıcacık Ekim güneşinde, güvertede oturup Atlantik Okyanusu nun nefis mavi sularına dalarak, New York u hayal etmeye başlıyordum. Beşinci Cadde ya da Central Park ı veya Greenwich i gözlerimin önüne getirmeye çalışıyordum. İnsanlar, pırıl pırıl, bembeyaz dişleri ve sağlıklı yüzleriyle sinema artistlerine benzerdi oralarda. Ama Limerick anılarım ağır basıyor ve beni o günlere geri götürüveriyordu. Beşinci Cadde de bembeyaz dişlerimle o insanlardan biri olmak varken, kendimi yine Limerick in kenar mahallelerinde buluyordum. Evlerinin kapılarında şallarına sarınıp oturarak aralarında konuşan kadınlar, yüzleri reçele bulanmış halde sokaklarda koşuşan, annelerine seslenen çocuklar... Ardından, pazar günü ayininde açlıktan birinin düşüp bayılmasıyla fısıldaşmalar ve arka sıralardaki adamların onu dışarı taşımak için telaşı aklıma geliyor... Çekilin, çekilin! diye bağırırlar. Görmüyor musunuz; kadıncağız nefes alamıyor... Hava alması gerek! O arka sıralarda oturup kalabalığa bağırıp duran adamlardan biri olmayı ne kadar isterdim. Onlar zaten bilerek arka sıralara oturur ve ayinin sonunu bekleme- 8

7 den barlara kaçmak için bu tür olayları bahane ederlerdi. İçkiye düşkün olmayan erkekler, ön sıralarda oturur, ne kadar dindar olduklarını göstermeye çalışırlardı. Barların kıyamet gününe kadar kapatılması gibi bir facia umurlarında bile değildi onların. Pazar ayinini ezbere bilir, duaya nerede nasıl katılacaklarını herkesten iyi ayarlar ve sanki İsa nın çarmıhta çektiği ıstırabı hisseder gibi inlerlerdi. Bunlardan bazıları içkiyi bırakmış olanlardı ki, en kötüsü de onlardı. İçkinin ne kadar kötü bir şey olduğuna dair vaazlar verirler, kendileri cennetin yolunu seçtiklerinden diğerlerine acıyarak bakarlardı. Tanrı nın içki içen insanlara sırt çevirdiğine inanırlardı. Oysa kilisede vaaz veren hiçbir rahibin bira bardağına ya da bira içenlere bir laf ettiğini duymuş değilim. Arka sıralarda oturanlar, ayin sırasında bir olay çıkmazsa, rahibin duayı bitirip Ite, missa, est, sözleriyle yerlerinden fırlarlardı. Onların arkada oturmalarının asıl sebebi, ağızlarının kurumasıydı. Ön sıralardaki ayık insanların yanında oturmayacak kadar da alçak gönüllüydüler. Ben, onların konuşmalarına kulak kabartmak için kapıya yakın dururdum. Pazar ayinine katılmamak ölümcül günahlardan sayıldığı için buna katlanıyorlardı, ama ayin biraz daha uzarsa oracıkta susuzluktan bayılacaklarını söyleyerek birbirine takılmanın daha beter bir günah olduğunu pek düşünmüyorlardı. Peder White ın vaaz verdiği günler feci olurdu. Ağır ağır vaaz veren ve saatlerce konuşan Peder gözlerini cennete doğru çevirip, doğru yoldan çıkan herkesin lanetlenmiş olduğunu söyledikten sonra kendimizi Aziz Meryem e adamamızı öğütlerken, bizimkiler artık iyice sabırsızlanmaya başlardı. Pa Eniştem, Meryem bana gökten şöyle nefis köpüklü bir bardak bira indiriverse, kendimi ona ne biçim adarım, deyince hepsi gül- 9

8 meye başlardı. Ben de Pa Eniştem gibi uzun pantolon giyen büyük bir adam olup arka sıralardaki o ağızları kuruyan ve aralarında gülüşen arkadaşlarından biri olmaya ne kadar özenirdim. Geminin güvertesinde hayale dalmışken, kendimi Limerick sokaklarında bisikletle telgraf dağıtırken görüyordum. Sabahın köründe kent dışında ineklerin böğürdüğü, taş atarak kovaladığım köpeklerin havladığı o günlerimi hatırlıyordum. Çiftlik evlerinden gelen bebek ağlamaları kulaklarımda, sabah sütlerini sağdıktan sonra inekleri dürte dürte otlaklara doğru itekleyen çiftçileri görür gibi oluyordum. Sonra okyanusun masmavi sularının ortasında, güvertede hüngür hüngür ağlamaya başladım. Düşlerimin şehri New York a doğru yol alırken, oradaki insanlar gibi bronz tenim ve bembeyaz dişlerimle mutlu olacağım günler beni beklerken, ne diye Limerick i böyle özlüyordum ki! Kasvetli havasıyla gri mutsuzluğundan New York a kaçmayı hayal ettiğim yılları ne çabuk unutmuştum! Annemin uyarısı kulaklarımda ne diye çınlayıp duruyordu sanki? Bildiğin düşmanla savaşmak, bilmediğin düşmanla karşılaşmaktan daha iyidir. Gemide on dört yolcu olacağını söylemişlerdi ama biri son anda iptal etmiş ve biz o uğursuz sayıyla yola çıkmıştık. İlk gece Kaptan yemek salonunda bize katıldıktan sonra hepimize hoş geldin konuşması yaparken, on üç rakamının uğursuzluğu konusunda batıl bir inancı olmadığını, ama aramızda bir rahip bulunduğuna göre, bizleri kazadan beladan koruyacak bir dua okumasının bir sakıncası olmayacağını söylemişti. Rahip ufak tefek, topluca bir adamdı. İrlandalı ydı ama Los Angeles Cemaati nin başında uzun yıllar görev yapmış olduğu için aksansız konuşuyordu. Rahip ayağa kalkıp duasına başlarken, yolculardan dördü ellerini kucakları- 10

9 na koyuverdi. Protestan olduklarını hemen anladım. Annem, Bir Protestan ı kilometrelerce öteden tanırsın, derdi. Rahip, Tanrı nın bize merhamet etmesi için dua ederken, bu açık denizlerde başımıza gelebilecek herhangi bir olayda O nun kutsal bağrına sığınmaya hazır olduğumuzu da ekledi. Protestanlardan yaşlı olanı, karısının eline uzandı. Kadın, kocasına gülümsedi ve ona başını salladı. Adam da, merak edilecek bir şey yok, der gibi karısını rahatlatmak istercesine gülümsedi. Rahip yemekte benim masama oturdu. Protestanlar ın Kentucky de Thorough yarış atları yetiştirdiklerini ve çok zengin olduklarını kulağıma fısıldayıverdi. Aklın varsa, onlarla iyi geçinirsin, dedi. Hayatta ne olacağı hiç belli olmaz! Rahibe, zengin Protestanlar la nasıl iyi geçinilir, diye soracaktım ama çok aptalca bulacağını düşünüp vazgeçtim. Protestan çiftin, İrlandalılar ın çok büyüleyici insanlar ve çocuklarının da çok şeker şeyler olduğunu anlatmalarını dinliyordum. Öyle ki, hiç fakir olduklarını düşünemezsin, diyorlardı birbirlerine. Onlarla konuşursam gülümsemem gerekeceğini düşündüm. O zaman da, çürük dişlerimi göreceklerdi ve bu her şeyin sonu olacaktı. Amerika da para kazanmaya başladığım anda, bir dişçiye gidip şu gülümsememin işe yaramasını sağlamam şarttı. Dergilerde ve filmlerde, bir gülümsemenin insanın önüne ne kapılar açtığını görüyorduk. Hele kızlar koşa koşa geliyordu. Bende bu gülümseme olmadığı sürece, Amerika da yerim yoktu. Limerick e geri dönüp, postanenin arka tarafındaki karanlık odada mektupları ayırarak ömrümü geçirmem daha doğru olacaktı. Orada hiç kimse insanın değil ağzındaki dişe, beyni olup olmadığına bile bakmazdı. O gece yatmadan önce çay ve bisküvi servisi yapıldı. Ra- 11

10 hip, ben bir duble viski içeceğim, dedi. Boş ver çayı. Viski içince güzel uyuyorum. Viskisini içerken bana, Kentucky de at yetiştiren zengin Protestanlar la konuştun mu, diye sordu. Konuşmadım. Neyin var senin? Para kazanmak istemiyor musun? İstiyorum. O halde o zengin insanlarla ne diye ahbaplık etmiyorsun? Bakarsın senden hoşlanırlar ve at bakıcısı olarak filan seni yanlarına alırlar. Oradan yükselir gidersin. New York ta macera yaşamaktan iyidir. O günahlar beldesinde, ahlakın çöktüğü o şehirde Katolik olarak nasıl bir savaş vereceğini biliyor musun sen! Gece gündüz inancından sapmamak için mücadele vereceksin! Git şu insanlarla konuş da, kendine iyilik et! Rahip, Kentucky de at yetiştiren zengin Protestanlar dan bahsederken sesini alçaltıyordu ve ben ona ne diyeceğimi bilemiyordum. Kardeşim Malachy burada olsaydı, dosdoğru o zengin insanların yanına gider ve onları öyle bir büyülerdi ki, insanlar milyonlarca dolarlarıyla birlikte, atlarını, ahırlarını ve güzelim evlerini temizleyici kadınlarıyla birlikte Malachy ye bırakırlardı. Zengin insanlarla hayatımda hiç konuşmamıştım. Sadece, Telgrafınız var, efendim, dediğimde bile, Arka kapıya! diye azarlanmıştım hep. Rahibe bunu da söylemek istiyordum ama onunla da nasıl konuşmam gerektiğini bilemiyordum. Aslında rahipler hakkında bildiğim tek şey, pazar ayinlerini ve tüm duaları Latince okuduklarıydı. Öyle ki, ben İngilizce olarak günah çıkartırken, onlar Tanrı nın huzurunda Latince konuşarak beni bağışlıyorlardı. Doğrusu, rahip olmak ilginçti. Sabah uyandığında insanları bağışlamak ya da bağışlamamak gibi bir güce sahip olduğunu düşünmek bile yeterdi. O günkü ruh durumuna göre, ister bağışlar ister bağışlamazdın. Latin- 12

11 ce bilip insanların günahlarını bağışlamak, onları ulaşılmaz kılar. Rahiplerle konuşmaya bile korkarsın. Çünkü onlar yeryüzünün karanlık sırlarını bilen kişilerdir ve bir rahiple konuşmak, Tanrı yla konuşmak gibi bir şeydir. Bir yanlış yaptın mı, lanetlendin gitti. Gemide, bir rahiple ya da kibar ve zengin Protestanlar la nasıl konuşmam gerektiğini sorabileceğim kimse yoktu. Pa Eniştem belki bu konuda bana yardımcı olabilirdi, ama o da Limerick te dünyayı umursamadan dalgasına bakıyordu. Eğer bu gemide olsaydı, Protestanlar a hiç de yüz vermez, onlarla konuşmaya bile tenezzül etmezdi. Rahibe de, o kutsal kıçını yemesini söylerdi. Ben de böyle yapabilmeyi isterdim, ama benim gibi çürük dişli ve çipil gözlü birinin, ne zaman, nerede ne diyeceğini ve kime nasıl davranacağını kestirmesi çok zor. Geminin kütüphanesinde bir kitap vardı; Suç ve Ceza. Karmakarışık Rusça isimlere rağmen güzel bir cinayet romanı olduğunu düşünerek, kitabı aldım ve güvertede bir şezlonga kurulup okumaya başladım. Ama hikâye beni rahatsız etmeye başladı. Raskolnikov adlı genç öğrencinin yaşlı rehineci kadını öldürüp parasını aldıktan sonra, zaten kadının bu dünyada bir işe yaramayacağı gerekçesiyle vicdanını rahatlatmaya çalışması, çok acayipti. Aldığı para, üniversiteyi bitirip bir avukat olduğu zaman, kendisi gibi para için böyle işe yaramaz yaşlı kadınları öldüren gençleri savunmasını sağlayacaktı. Bu roman, beni biraz da, Limerick te Mrs. Finucane adına yazdığım tehdit mektuplarını hatırlattığı için rahatsız etmişti galiba. Mrs. Finucane i bir gün evinde ölü bulduğumda, Amerika biletim için biraz parasını çalmıştım. Gerçi, Mrs. Finucane i ben öldürmemiştim ama parasını çaldığım için, en az Raskolnikov kadar kötü bir insan olduğumu düşünmeden edemiyordum. O anda ölecek olsam, cehennem- 13

12 de ilk karşılaşacağım kişi Raskolnikov olurdu herhalde. Rahibe bu olayı anlatarak ruhumu kurtarabilirdim belki, diye düşündüm. Rahiplerin, itirafta bulunan kişileri bağışladıkları anda, o insanın işlediği günahı da tamamen unutup bir daha sözünü etmemesi gerekirken, bizim rahibin bunu koz olarak kullanıp bana o kibar ve zengin Protestanlar ı yağlamam için şantaj yapacağından emindim. Güvertede, kitap kucağımda uyuyakalmışım. Görevlilerden biri beni uyandırıp, yağmurdan kitabınız ıslanıyor, efendim, diye uyardı. Efendim! Limerick in kenar mahallelerinden bir çocuğa, kır saçlı bir denizcinin böyle hitap etmesi olacak şey değildi! İkinci Kaptan bana kurallar gereği, görevlilerin yolcularla konuşmasının yasak olduğunu söylemişti. Olsa olsa, İyi günler, ya da, İyi geceler, diyebilirlerdi. İkinci Kaptan, bu kır saçlı denizcinin bir zamanlar Queen Elizebeth gemisinde İkinci Kaptan olduğunu, fakat yolculardan bir hanımın kamarasında basıldığı için işten atıldığını anlatmıştı. Tabii, yaptıkları şey büyük bir günahtı. Ama Owen adındaki bu adam oldukça ilginçti. Bütün gün kitap okuyor, gemi bir limana yanaştığında diğer denizciler barlarda içip dağıtırken, o yine bir kafede kitabını okumaya devam ediyordu. Geminin kaptanı ise, Owen a büyük bir saygı duyuyordu. Onu kamarasına çaya davet ediyordu ve saatlerce sohbet ediyorlardı. Bir zamanlar bir İngiliz destroyerinde savaşmışlar, ancak bombalanan destroyerden güç bela kurtulup Atlantik Okyanusu nun ortasında bir tahta parçasına tutunarak günlerce denizde kalmışlardı. Akıntılarla sürüklenerek buz gibi sularda kader birliği ettikleri o günlerde, İrlanda kıyılarına çıkıp birayla tabak tabak lahana ve domuz eti yiyebilecekleri günlerin hayalini kurmuşlardı. Owen, beni güvertede uyandırdığının ertesi günü yanıma 14

13 gelip konuştu. Kuralları çiğnediğimi biliyorum, dedi, ama Suç ve Ceza gibi bir kitap okuyan birine rastladığı için çok mutlu olmuştu. Gemide kitap okuyan insanlar, en fazla Edgar Wallace ya da Zane Grey düzeyindeydi. Dostoyevski hakkında konuşabileceği birini bulduğu için kuralları çiğnemeyi göze almıştı. Ama Karamazof Kardeşler i okuyup okumadığımı sorduğunda bu kitabı hiç duymadığımı söyleyince çok üzüldü. New York a iner inmez Dostoyevski nin kitaplarını almamı böylece asla yalnızlık hissetmeyeceğimi söyledi. Hangi kitap olursa olsun, insanı düşündürür, dedi. Ben pek ne demek istediğini anlamadım, ama Owen in sözleri bunlardı. Rahip güverteye gelince, Owen hemen sıvışıverdi. Rahip, O adamla mı konuşuyordun? diyerek hesap sorar gibi yanıma yanaştı. Hiç gizleme, onunla konuştuğunu gördüm. Hiç uygun biri değil o. Bunu sen de fark etmiş olmalısın. Hakkında söylenenleri duydun. O kır saçlarından da mı utanmıyor! Sen de kalkıp böyle insanlarla konuşuyorsun ama o kibar Protestanlar la ahbaplık et, dediğim de buna zaman bulamıyorsun! Ama biz Dostoyevski hakkında konuşuyorduk. Demek, Dostoyevski hakkında konuşuyordunuz. Doğrusu, bu New York ta çok işine yarar! Dostoyevski yi tanıyan pek çok zavallının, Yardım, diye dilendiğini yakında görürsün. Şu kibar Protestanlar la konuşmayı beceremiyorsun da, basit denizcilerle sohbet ediyorsun. Bu kart denizcilerden uzak dur, evlat. Sana yararı olacak insanlara yanaş. Eğer kitap okuyacaksan, azizlerin hayatını oku! Hudson Nehri nin New Jersey yakasında yüzlerce gemi demirlemişti. Owen, bunların savaş sırasında Avrupa ya erzak taşıyan gemiler olduğunu söyledi. Böyle çürümeye bırakılmış olmaları çok üzücü, dedi. Ama işte, dünya böyledir. Bir geminin ömrü, bir orospunun zevk çığlığı kadar bile sürmez. 15

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler. MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Zengin Adam, Fakir Adam

Zengin Adam, Fakir Adam Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Zengin Adam, Fakir Adam Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children

Detaylı

Frank Mccourt - Umuda Doğru ANGELA'NIN KÜLLERĐ II UMUDA DOĞRU

Frank Mccourt - Umuda Doğru ANGELA'NIN KÜLLERĐ II UMUDA DOĞRU Frank Mccourt - Umuda Doğru ANGELA'NIN KÜLLERĐ II UMUDA DOĞRU ANGELA'NIN KÜLLERĐ II UMUDA DOĞRU Orijinal Adı: ' Tis Yazan: Frank McCourt Çeviri: Neşe Olcaytu Editör: Tanju Anapa Redaksiyon: Murat Çetinbakış

Detaylı

Yeşaya Geleceği Görüyor

Yeşaya Geleceği Görüyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Yeşaya Geleceği Görüyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Jonathan Hay Uyarlayan: Mary-Anne S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İlk Paskalya

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İlk Paskalya Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İlk Paskalya Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible for Children,

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır 1. Bölüm Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır Savaşı nın hikâyesidir. Diğer adıyla ona Akşam Yemeği Savaşları da diyebiliriz. Aslında Hayalet Avcıları III de diyebiliriz, ama açıkçası

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İlk Kilisenin Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İlk Kilisenin Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2011 Bible

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse Gösterdim Gördü anlamına gelmez Söyledim Duydu anlamına gelmez Duydu Doğru anladı anlamına gelmez Anladı Hak verdi anlamına gelmez Hak verdi İnandı anlamına gelmez İnandı Uyguladı anlamına gelmez Uyguladı

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

Ye aya Gelece i Görüyor

Ye aya Gelece i Görüyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Ye aya Gelece i Görüyor Yazari: Edward Hughes Resimleyen: Jonathan Hay Tercüme eden: Nurcan Duran Uyarlayan: Mary-Anne S. Türkçe 60. Hikayenin 27.si www.m1914.org Bible

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Yunus ve Büyük Balık

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Yunus ve Büyük Balık Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Yunus ve Büyük Balık Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Jonathan Hay Uyarlayan: Mary-Anne S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2011 Bible

Detaylı

Topluluk Zorlukla Kar ıla ıyor

Topluluk Zorlukla Kar ıla ıyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Topluluk Zorlukla Kar ıla ıyor Yazari: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Tercüme eden: Nurcan Duran Uyarlayan: Ruth Klassen Türkçe 60. Hikayenin 56.si www.m1914.org

Detaylı

Tanrı dan gönderilen Adam

Tanrı dan gönderilen Adam Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı dan gönderilen Adam Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü On5yirmi5.com Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü İki kol ve iki bacak nakli yaptığı Sevket Çavdır hayatını kaybedince suçlanan Doç. Dr. Nasır, o günü anlattı. Yayın Tarihi : 29 Mart 2012 Perşembe (oluşturma

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Beterin Beteri Var Mehmet işten çıkarılır. Eve gelip durumu bildirince, hanımı içeri almaz. Gidecek yeri olmadığından Şeyhin dergahına gider. Bu sırada şeyh talebeleriyle sohbet etmektedir. Bu arada börek

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Pavlus un. Seyahatleri

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Pavlus un. Seyahatleri Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Pavlus un Şaşõrtan Seyahatleri Yazarõ: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N.

* Balede, ayak parmakları ucunda dans etmek. [Ç.N.] ** Balede, ayaklarını birbirine vurarak zıplamak; antrşa şeklinde okunur. [Ç.N. New York ta bugün kar yağıyor. 59. Cadde deki evimin penceresinden, yönetmekte olduğum dans okuluna bakıyorum. Bale kıyafetlerinin içindeki öğrenciler, camlı kapının ardında, puante * ve entrechats **

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü Henry Winker İllüstrasyonlar: Scott Garrett Çeviri: Bengü Ayfer 4 GİRİŞ Bu sendeki kitaplar Dyslexie adındaki yazı fontu kullanılarak tasarlandı. Kendi de bir disleksik

Detaylı

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5

Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5 Magozwe Lesley Koyi Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 5 Kalabalık bir şehir olan Nairobi de, sıcak bir yuvası olmayan bir grup evsiz çocuk yaşıyormuş. Her gün onlar için yeni ve bilinmeyen bir

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Kılıçdaroğlu: İş adamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu? Tarih : 04.06.2011 -BATMAN MİTİNGİ- Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Aldatıcı Yakup

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Aldatıcı Yakup Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Aldatıcı Yakup Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Uyarlayan: M. Kerr ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

Küçüklerin Büyük Soruları-2

Küçüklerin Büyük Soruları-2 Küçüklerin Büyük Soruları-2 Yayın no: 184 CENNET NASIL BİR YER? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen/kapak: Zafer Yayınları Isbn: 978 605 5523 11 4 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3 1886 ÖZEL GETRONAGAN ERMENĐ LĐSESĐ R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3 2010 2011 Kız olursa Sarin, erkek olursa Masis Erkek olursa doktor, kız olursa öğretmen KENDĐNĐ TANIMA VE MESLEK SEÇĐMĐ Sevgili veliler,

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ K.R. RAVINDRAN U.R. Başkanı 2015 16 Canan ERSÖZ U.R. 2430. Bölge Guvernörü 2015 16 Firuz Harbiyeli 3. Grup Guvernör Yardımcısı Hüseyin MURSAL (Başkan) Süleyman ÇOLAKOĞLU (Asbaşkan) Okşan HALEFOĞLU (Kulüp

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 27 Temmuz :46 - Son Güncelleme Cuma, 19 Ağustos :53

Administrator tarafından yazıldı. Çarşamba, 27 Temmuz :46 - Son Güncelleme Cuma, 19 Ağustos :53 Selim Çürükkaya / Yeni yazdığım kitaba bir isim arıyordum. Gece uyumadan önce düşünüyordum. Susmak kelimesi üzerinde yoğunlaşıyordum. Dalmışım Kendimi bir bahçede buldum. Hava sıcaktı; çiçekler açmış,

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan 1996, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

tellidetay.wordpres.com

tellidetay.wordpres.com Peşin Alınmış Ücret Gecenin oldukça ilerlemiş bir vaktinde özel bir kliniğin önünde duran taksiden üç kişi indi. Şoför yarı baygın yaşlıca bir adamın bir koluna aynı yaşlarda görünen hanımı ise diğer koluna

Detaylı

Elişa, Mucizeler Adamı

Elişa, Mucizeler Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Elişa, Mucizeler Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur. 33 Ders 4 Günah Bir dostunuzun size, içi güzel şeylerle dolu ve bütün bu güzelliklerin tadını çıkarmanız için bir saray verdiğini düşünelim. Buradaki her şey sizindir. Dostunuzun sizden istediği tek şey,

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İsa nın Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

İşitme İmplantı Ses Kalitesi İndeksi (HISQUI) Subjektif Ses Kalitesinin Belirlenmesine Yönelik Anket. İçin

İşitme İmplantı Ses Kalitesi İndeksi (HISQUI) Subjektif Ses Kalitesinin Belirlenmesine Yönelik Anket. İçin İşitme İmplantı Ses Kalitesi İndeksi (HISQUI) Subjektif Ses Kalitesinin Belirlenmesine Yönelik Anket r e l n i k Yetiş İçin İşitme İmplantı Ses Kalitesi İndeksi (HISQUI) Anketin yapıldığı tarih / / gün/ay/yıl

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İsa nın Doğuşu Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot Uyarlayan: E. Frischbutter ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010

Detaylı

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı

Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. 1. Bölüm Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. Bütün bu insanın kafasını şişiren karmaşa, çok ama çok masum bir günde başladı. O gün çok şirin, çok masumdu. O gün öyle muhteşem, öyle harika ve öyle

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) 2-6 EKİM

EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) 2-6 EKİM EKİM AYI BÜLTENİ YARATICI DÜŞÜNME ATÖLYESİ (3 YAŞ) - Boynumuz zürafa boynu kadar uzun olsa şimdi yapabildiğimiz işleri yapabilir miydik? Sorusu üzerinden eğlenceli bir sohbet başlatıyoruz. - Ormanlar kralı

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY Dan Gutman Resimleyen Jim Paillot Emma ya Öğle Yemeği Balık Pizza Browni Süt 6 7 8 İçindekiler 1. Ben Bir Dahiydim!... 11 2. Bayan Cooney Şahane Biri... 18 3. Büyük Kararım...

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. lk Kilisenin Do u u. 60. Hikayenin 55.si.

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. lk Kilisenin Do u u. 60. Hikayenin 55.si. Çocuklar için Kutsal Kitap sunar lk Kilisenin Do u u Yazari: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Tercüme eden: Nurcan Duran Uyarlayan: Ruth Klassen Türkçe 60. Hikayenin 55.si www.m1914.org Bible for

Detaylı

UYGULAMA 1 1. Aşama Şimdi bir öykü okuyacağım, bakalım bu öykü neler anlatıyor?

UYGULAMA 1 1. Aşama Şimdi bir öykü okuyacağım, bakalım bu öykü neler anlatıyor? ALAY ETME Amaç : Başkalarına saygı duymayı öğrenme.alay etme ile baş edebilme becerisini kazandırma Düzey : 1. sınıf ve üstü Materyal: Uygulama 1 için:yazı tahtası, kağıt, kalem, Uygulama 2 : Kuklalar,oyuncak

Detaylı

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14 Hiçbir ihtiyacı olmadığı halde sürekli arkadaşlarının kalem ve silgilerini çalan çocukla yaptığım görüşmede, çocuğun anlattıkları hem çok ilginç hem de Kleptomani Hastalığına çok iyi bir örnektir. Çocuk

Detaylı

Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine

Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Eziyet Eden Birinden Vaaz Eden Birine Yazari: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Tercüme eden: Nurcan Duran Uyarlayan: Ruth Klassen Türkçe 60. Hikayenin 58.si www.m1914.org

Detaylı

Tanrı nın İbrahim e Vaadi

Tanrı nın İbrahim e Vaadi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı nın İbrahim e Vaadi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı nın İbrahim e Vaadi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı nın İbrahim e Vaadi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı nın İbrahim e Vaadi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden.

Parlar saçların güneşin rengini bana taşıyarak diye yazıvermişim birden. BEYAZIN PEŞİNDEKİ TATİL Geçen yıllarda Hopa da görev yapan bir arkadaşım Adana ya ziyaretime gelmişti. Arkadaşım Güney in doğal güzelliğine bayılıyorum deyince çok şaşırmıştım. Sevgili okuyucularım şaşırmamak

Detaylı

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

SON SEFER. Kaptan, kaptan yardımcısı ve üç tane de mürettebat vardır. Gemi normal seyrinde ilerlemektedir. Derken bir telefon gelir.

SON SEFER. Kaptan, kaptan yardımcısı ve üç tane de mürettebat vardır. Gemi normal seyrinde ilerlemektedir. Derken bir telefon gelir. 1. SON SEFER YOLCU SALONU İÇ GÜN Beşiktaş Kadıköy vapuru Kadıköy e doğru ilerlemektedir. İçeride yolcular oturup denizi izlemektedirler. Çaycı dolaşır. Gündüz vakti sıradan bir yolculuktur. KÖŞKÜ İÇ GÜN

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 1 LİMONLU KEK Şule: Mutlu günler. Ahmet: Mutlu günler. Şule: Bugün nasılsın? Ahmet: Çok mutluyum. Şule: Bu harika bir haber. Eeee söyle bakalım, bugün hangi yemeği yapalım? Ahmet: Dur biraz düşüneyim Şule:

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Aldatıcı Yakup

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Aldatıcı Yakup Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Aldatıcı Yakup Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: M. Maillot ve Lazarus Uyarlayan: M. Kerr ve Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org

Detaylı

O günlerde, bir kıyı kenti olan Hull'a gitmiştim. Orada bir. arkadaşıma rastladım. Babasının gemisi vardı. Gemi o gün

O günlerde, bir kıyı kenti olan Hull'a gitmiştim. Orada bir. arkadaşıma rastladım. Babasının gemisi vardı. Gemi o gün 2. İLK YOLCULUĞUM 1 2. İLK YOLCULUĞUM O günlerde, bir kıyı kenti olan Hull'a gitmiştim. Orada bir arkadaşıma rastladım. Babasının gemisi vardı. Gemi o gün Londra'ya gitmek üzereydi. Arkadaşım kendisiyle

Detaylı

3. Genelde kendimi başarısız bir kişi olarak görme eğilimindeyim. 4. Ben de diğer insanların birçoğunun yapabildiği kadar bir şeyler yapabilirim.

3. Genelde kendimi başarısız bir kişi olarak görme eğilimindeyim. 4. Ben de diğer insanların birçoğunun yapabildiği kadar bir şeyler yapabilirim. ROSENBERG BENLİK SAYGISI ÖLÇEĞİ Aşağıdaki cümleleri okuyarak sizin için uygun olan şıkkı işaretleyiniz 1. Kendimi en az diğer insanlar kadar değerli buluyorum. 2. Bazı olumlu özelliklerim olduğunu düşünüyorum.

Detaylı

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken Engin Deniz İpek 21301292 Üniversite Üzerine Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken formüllerden ya da analitik zekayı çalıştırma bahanesiyle öğrencilerin önüne

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 169 VEFA VE CÖMERTLİK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 15 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara

Detaylı

HİTİTLİ PATTİYA İLE PALLİLİ

HİTİTLİ PATTİYA İLE PALLİLİ Gürol Sözen HİTİTLİ PATTİYA İLE PALLİLİ illüstrasyon: Gözde Bitir S. DESTANLAR VE MASALLAR Tarihsel Öykü Gürol Sözen HİTİTLİ PATTİYA İLE PALLİLİ illüstrasyon: Gözde Bitir S. Bir Anadolu Masalı... Yayın

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan; Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen insanların kullandığı yoldan; yemyeşil ağaçların rüzgar ile savrulan dallarından çıkan sesin dalga

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2) Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Kral Davut (Bölüm 2) Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible for

Detaylı