ANTİTROMBOTİK İLAÇ KULLANAN HASTALARDA ORAL CERRAHİ PRENSİPLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANTİTROMBOTİK İLAÇ KULLANAN HASTALARDA ORAL CERRAHİ PRENSİPLERİ"

Transkript

1 T.C Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı ANTİTROMBOTİK İLAÇ KULLANAN HASTALARDA ORAL CERRAHİ PRENSİPLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Fatma KÖKSEL Danışman Öğretim Üyesi : Prof. Dr. Cenk CAN İZMİR-2013

2 İÇİNDEKİLER: 1.GİRİŞ 2. Hemostaz ve pıhtılaşma mekanizmaları Antitrombotik İlaçlar Antikoagülan İlaçlar Heparin Oral Antikoagülanlar Antitrombositik İlaçlar Aspirin (Asetil salisilik asid) Fosfodiesteraz İnhibitörleri ADP Reseptör İnhibitörleri GP IIB/IIA İnhibitörleri Diğer Antitrombositik Ajanlar Trombolitik (Fibrinolitik İlaçlar) Streptokinaz Anistreplaz Ürokinaz Doku Plazminojen Aktivatörü.. 41

3 Rekombinan Doku Tipi Plazminojen Aktivatörü Reteplaz Oral Cerrahi Hastalarında Antitombotik Tedavi Düzenlenmesi Cerrahi Öncesi Planlama Cerrahi Sırasında Gerekli Önlemler Cerrahi Sonrası Bakım ve Önlemler Tartışma ve Sonuç Kaynaklar Özgeçmiş

4 ÖNSÖZ Tezimin hazırlanması süresince tüm bilgilerini benimle paylaşmaktan kaçınmayan, her türlü konuda desteğini benden esirgemeyen ve tezimde büyük emeği olan değerli danışman hocam Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cenk CAN a sonsuz minnet ve teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca maddi ve manevi desteklerinden dolayı canım aileme teşekkür ederim. İZMİR-2013 Stj. Diş Hekimi Fatma KÖKSEL

5 Giriş Trombus koroner sendromlarm patogenezinde, komplikasyonların oluşumunda önemli rol oynamaktadır. Trombus tedavisinde farmakolojik yaklaşımların en önemli hedefi hemostatik sistemdir. Antitrombotik tedavi günümüzde tromboz ile birlikte görülen klinik durumlarda, embolik olaylarda yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Kanın pıhtılaşmasını engelleyen ya da oluşan pıhtıyı eriten ilaçlar antitrombotik ilaçlar olarak adlandırılır. Etki profilleri yönünden, i. pıhtılaşma mekanizmalarını inhibe eden (antikoagülanlar), ii. trombosit adezyon ve/veya agregasyonunu engelleyen (antitrombositikler), iii. trombusu eriten (fibrinolitikler, trombolitikler) ilaçlar olmak üzere üç grupta toplanırlar. Pıhtılaşma; hemostaz sırasında damar dışında, tromboz olayında ise damar içinde oluşur. Yaşamsal, fizyolojik bir olay olan hemostaz, zedelenmiş ya da kesilmiş damardan kanamanın durmasıdır. Tromboz ise hemostaza benzer mekanizmalarla oluşan damar içi pıhtı (trombus) oluşumudur; istenmeyen ve patolojik bir durumdur. Antitrombotik ilaçlar esas olarak tromboz ve onun neden olduğu hastalıkların tedavisinde kullanılırlar. Ancak benzer mekanizmalarla oluşan fizyolojik hemostazı da engelleyerek istenmeyen etkilere yol açabilirler. (1). Kan damarlarının trombotik ve tromboembolik oklüzyonları kalp, akciğerler ve beyinde iskemik olayların ana sebebidir (2). Damarların trombüs ile tıkanması sırasında arterlerin trombositler açısından zengin olduğu gözlemlendiğinden, antitrombosit ve antikoagülan ajanlar üzerinde geniş araştırmalar yapılmış ve arteryel ve venöz trombozdan korunma ve yönetiminde potansiyel terapiler olarak geliştirilmişlerdir. Trombosit aktivasyonu ve agregasyonunun arteriyel trombus üretimiden temel faktör olduğu kabul edilir. Trombositler arteryel trombozda

6 "başlıca oyunculardır" ve bu nedenle miyokard enfarktüsü, serebral iskemi ve periferal arteryel dolaşım bozukluğu gibi kardiyovasküler hastalıkların tedavisi ve korumasında ana hedeflerdir(2). Dişhekimliğinde uygulanan işlemler sıklıkla kanamaya neden olurlar. Başta antikoagülan ilaçlar olmak üzere antitrombotik ilaç kullanımı, buna bağlı kanama yatkınlığı toplumda karşımıza sıklıkla çıkmaktadır. Hangi branş ile ilgili çalışırsa çalışsın dişhekiminin kanama problemleriyle ilgili alması gereken önlemleri bilmesi gereklidir. İyi ve doğru yönlendirilerek alınmış olan anamnez hastanın kanama yatkınlığıyla ilgili ve belki de ilk teşhisin konulmasında önemli ipuçları verir. İyi bir anamnez alınmadan ve klinik muayene yapılmadan gerçekleştirilen dental tedaviler sonrası ve sırasındakanama eğilimi olan hastalarda şok ve ölümle sonuçlanabilecek ciddi kanamalar gelişebilir. Oral cerrahide antitrombotik ilaç kullanan hastalarda uygulanacak cerrahi işlemler öncesi ve sonrasında ilaçların nasıl kullanılması gerektiği çok önemli bir konudur ve bu konuyla ilgili değişik görüşler söz konusudur. Bu nedenle hastalara uygulanılan oral cerrahi işlemler sonrası oluşabilecek olası kanama komplikasyonlarının önlenmesinde antitrombositik ilaçların etkilerinin ve cerrahi sürecinde alınacak önlemlerin diş hekimleri tarafından iyi bilinmesi son derece önem taşımaktadır.

7 2. Hemostaz ve pıhtılaşma mekanizmaları Pıhtılaşma mekanizması Hemostaz, kanın damar içinde akışkan kalmasını sağlayan, damar hasarı bölgesinde endotel harici yüzeylerle karşılaştığında hızla pıhtılaşmasına neden olan, kompleks ve dinamik bir süreçtir. Damar içi trombus oluştuğu zaman akışkanlığın yeniden sağlanması vital organlara yetersiz perfüzyonun düzenlenmesi için fibrinoliz sistemi aktive olur. Normal durumda bir denge kurulur, trombüs ve hemoraji engellenir. Aşırı kanama ya da trombozis hemostatiz mekanizmanın bozulmasıyla meydana gelir. Genellikle ölümle sonuçlanabilen trombozis kalp yetmezliği, aterosk lerotik hastalıklar, kanser, cerrahi girişim ve gebelik komplikasyonu olabilir. Antitrombotik tedavi, arterial tromboz, (MI, stroke), venöz tromboembolik hastalıklar, atrial fibrilasyon komplikasyonlarını önleyebilir ve tedavi edebilir(3). Trombus ile mücadele ederken tedavinin en önemli hedefini hemostatik sisteme yönelik farmakolojik yaklaşımlar, müdahaleler, manipülasyonlar oluşturmaktadır(1). Kullanılan ilaçlar birbirine yakın olaylar olan patolojik trombus oluşumu ve fizyolojik kanamanın durması olaylarını etkilerken, prokoagülan ve antikoagülan reaksiyonlar arasındaki dengeyi değiştirerek anormal kanamalara neden olabilirler. İyi bir antitrombotik ilacın antitrombotik etkinlik/antihemostatik etkinlik oranı yüksek olmalıdır(4,5). Hemoztaz ve tromboz meydana gelişleri birbirine yakından benzeyen, damar duvarı, trombositler, pıhtılaşma mekanizmaları ve fibrinolizin önemli rol oynadığı ilki fizyolojik, ikincisi ise patolojik bir süreçtir. 2

8 Hemostaz (kanamanın durması) damar üzerindeki travma ve cerrahi girişimler sırasında damarın zedelenmesi ve kesilmesi sonucu endotel tabakasının bütünlüğününün bozulması kanın bağ dokusu ile temasa gelmesi ile tetiklenir. Trombositler hasarlanmış kan damarında subendotelyal bölgeye yapışırlar (adezyon), aktive trombositler kümeleşerek (agregasyon) primer hemostatik tıkacı oluştururlar. Daha sonra trombositler plazma koagulasyon sisteminin lokal aktivasyonuna neden olur, ve fibrin pıhtı, sekonder hemostaz, oluşur. Yara iyileşirken de trombosit kümeleri ve fibrin pıhtı erir(1,4,5). Kanın pıhtılaşması: İntrensek ve eksternsek yollardan oluşan ardışık tepkimeler kaskadıdır. Bu iki yola faktör X aktivasyonu aşamasında birleşirler ve protrombinin trombine dönüşümü ve trombinle hızlandırılan bir tepkime olan fibrinojenin fibrine dönüşümü meydana gelir. Pıhtılaşma faktörleri (Prekallikrein, Yüksek Molekül ağırlıklı kininojen, Faktörler XIII, XII, XI, X, IX, VIII, VII, V, IV, III (doku faktörü), II (protrombin), I (fıbrinojen) trombositlerin aktivasyonu ile kendi aralarında etkileşmeleri sonucu pıhtılaşma (koagulasyon) meydana gelir. Trombin pıhtılaşma kasgadında önemli rol oynar ve klinikteki antikoagülanlar için önemli bir hedeftir. Kan endotel hasarlandığı zaman, kollajenle temas ettiğinde ya da vücut dışında negatif yüklü yüzeylerle (cam gibi) karşılaştığı zaman pıhtılaşma meydana gelir. Kanın pıhtılaşması için gereken birçok kofaktör arasında en önemlisi kalsiyum iyonudur. Kandaki Ca +2 iyonları uzaklaştırılır ya da bağlanırsa pıhtılaşma engellenebilir(3). 3

9 Endotel koagülasyon ve antikoagülan durumda etkin rol oynar. Kanda pıhtılaşma faktörleri ve mekanizmalar olduğu gibi onları baskılayan damar endotelinden kaynaklanan antikoagülan maddeler ve plazmada bulunan karaciğer kaynaklı antikoagülan proteinlere bağımlı antikoagülan mekanizmalar da vardır. Bu sayede normal bütünlüğü bozulmamış damarlar içinde trombosit aktivasyonu ve tromboz olmaz(1). Endotelden salınan PGI 2, adenilat siklazı uyararak trombosit içinde camp yi artırır. Böylece trombosit adezyonu ve agregasyonunu inhibe eder. Damar gevşetici etkisi de vardır. EDRF, vazodilator etkisine ilave olarak trombosit agragasyonunu inhibe eder. AT-III, heparin sülfat, Protein C ve Protein S pıhtılaşma üzerine etkili antikoagülan faktörlerdir. Trombositler normal hemostaz ve tromboembolik hastalıklarda önemli rol oynar ve birçok tedavinin hedefidir. Damar endotelinin harabiyeti trombositlerin hasar bölgesine tutunmasına (adezyon) neden olur. Trombosit membranında ADP epinefrin serotonin kollagene karşı reseptörler bulunur. Bu reseptörler ilgili sinyal transdükleme mekanizmaları (G protein Adenilat siklaz, Fosfolipaz A2) trombositlerin aktivasyonu ve granüllerin salıverilmesini kontrol eder. Trombositlerdeki membran fosfolipazları (Fosfolipaz A2) ADP trombin vb maddlelerle uyarıldığında araşidonik asit salgılanır ve siklooksijenaz ile prostoglandinler (PGG2, PGH2 ve tromboksan A2 (TxA2) oluşturur. ADP serotonin gibi granüllerde trombositlerden salınır. Bu maddeler daha fazla trombositin bir araya gelmesine, kümeleşmesine (agregasyon) neden olur. Trombosit agregasyonu TxA2, ADP, fibrin ve serotonin gibi maddelerce kolaylaştırılırken; prostasiklin 4

10 (PGI 2 ) ve artmış hücre içi camp tarafından inhibe edilir. Bir antitrombosit ajan olarak aspirinin etkisi, siklooksijenaz enziminin inhibisyonu yoluyla TxA2 sentezinin bloke edilmesi şeklinde gerçekleşir.(6,7). Subendotelyal bağ dokusundaki kellojen liflere yapışma trombosit membranmdaki Ia ve IIa dan oluşan kollojen reseptörleri ile olur. Yapışkan bir glikoprotein olan von Willebrand faktörü (vwf) membrandaki GPIb proteinine bağlanarak kolajen reseptör yapışmasını pekiştirir. Trombosit aktivasyonu trombosit membrandaki glikoprotein Ilb/IIIa reseptörlerinde konformasyonel değişikliğe neden olur ve trombosit yüzeyinde fibrinojen veya vwf bağlanmasına hazır hale geçerler. Her bir trombositin yüzeyinde adet GP llb/llla fibrinojen bağlanma bölgesi bulunmaktadır. Trombosit glikoprotein llb/llla (GP llb/llla) kompleksi, trombositlerin yüzeyinde en fazla bulunan reseptör tipidir. Aktive edilmiş glikoprotein Ilb/IIIa reseptörlerine fibrinojen veya vwf bağlanarak agregasyona aracılık eder(7). Eş zamanlı olarak koagulasyon kasgadıda aktive olur, trombin fibrini aktive eder ve trombosit tıkacı stabilize eder. Koagülasyon sisteminin eş zamanlı olarak aktive olması ile fibrin moleküllerinden oluşan bir ağ, trombositlerden oluşan pıhtı tıkacının sağlamlaşmasına yardımcı olur. Aktive trombositlerin membranlarındaki GPIIb/IIIa reseptörlerine bağlanan ligandlar aracılığıyla gelişen trombosit agregasyon süreci; GPIIb/IIIa anta- gonistleri olarak bilinen güçlü antitrombosit tedavi için hedef oluşturmaktadır(1). Trombus hemostazdan farklı olarak damar içinde patolojik durumlarda oluşur. Trombosit aktivasyonu unstable angina, AMI, balon anjiyoplastisinden sonra arteriyal trombus oluşumu ve yapay yüzeyler üzerinde (yapay damar greftleri, kalp 5

11 kapakçığı protezi) trombus oluşmasında da önemli rol oynamaktadır. Koroner arterlerde yerleşmiş olan aterom plağının yırtılması sonucu orada oluşan trombus, stabil olmayan angina ya da MI na yol açabilir. Kardiyovasküler sistemde herhangi bir yerde oluşabilen trombozun içeriği oluştuğu yerdeki kan akımının içeriğine bağlı olarak değişir. Bu nedenle venlerde ve arterlerde oluşan trombuslar arasında fark olabileceği için tedavi yaklaşımlarının da farklı olabileceği düşünülmelidir. Venöz tromboz; kan akımının yavaş olduğu ya da hastalığa bağlı yavaşladığı venlerde pıhtılaşma faktörlerinin aktivasyonuyla gelişir. Damar çeperi normaldir ve trombositlerin aktivasyonu düşük orandadır. Bol miktarda eritrosit içerir ve kırmızı trombus olarak da adlandırılır, koparak akciğere taşınır ve emboli yapar(1). Arteryal trombusda arter çeperinin lezyonlarla bozulması, endotel disfonksiyonu ile karakterizedir. Trombositlerin doku ile etkileşimi ve aktivasyonları önemli rol oynar. Trombositden zengin fibrinden fakir olduğu için beyaz trombus olarak da tanımlanır. Arteri yel Trombus bulunduğu yerde kan akımını azaltıp ya da bazen tamamen engelleyebildiği gibi hızlı kan akımının etkisiyle kopup daha ilerde arter dalını tıkaması sonucu kalıcı veya geçici iskemiye neden olur(1). Fibrinoliz, pıhtılasma sonucu oluşan fibrinin kimyasal parçalanmasına bağlı olarak pıhtının erimesidir. Fibrinin eritilmesi plazmin (fıbrinolizin) adli normalde plazminojen seklinde inaktif halde bulunan bir proteolitik enzim tarafindan yapilir. Plazmin yapıca tripsine benzer. Pıhtı oluştuğunda çok miktarda plazminojenden pıhtı içinde tutulur. Ancak aktive oluncaya kadar plazmine dönüşmeyeceği için pıhtıyı eritmez. Endojen plazminojen aktivatörü, (böbrek tubulus hücrelerinde oluşan, böbrek ve üriner kanalda etkinliği olan ürokinaz, ve damar endotel hücreleri 6

12 tarafından üretilip lokal etki yapan doku plazminojen aktivatörü (tissue plazminogen activator, t-pa), pıhtı kanamayı durdurduktan sonra salındıklarında plazmin aktive olur ve pıhtı eritilir. Plazminojen ve plazmin lisin bağlanma bölgeleri aracılığıyla fibrine bağlanır, ve fibrin, fibrin parçalanma ürünlerine (D-dimer vb...) yıkılır. Böylece yeni oluşan fibrinin erimesi nedeniyle pıhtılaşma engellenirken önceden oluşmuş olan pıhtılarda eriyebilir. Damar çeperindeki fibrinolitik sistem sürekli olarak etkinlik gösterir ve zıt yönde etkinlik yapan pıhtılaşma sistemini dengeler. Plazmin dolaşımın yavaş olduğu küçük damarlarda sürekli oluşup fibrin kümelerinin yok etmek için etkinlik gösterebilir, küçük pıhtıların periferik damarları tıkaması engellenir. Patolojik şartlarda ise trombus oluşumu artar(1). Fibrinolizisi sınırlayan endojen maddeler vardır. Trombositlerden salgılanan plazminojen aktivatör inhibitörü (PAI-1) tpa ve ürokinaz ile kompleks yapar ve kontrolsüz fibrinolizi engeller. Ayrıca plasentadan salgılanan PAI-2 ve idrarda PAI-3 bulunmaktadır. Bunlar plazminojen aktivasyonunu engellerken plazmin ise karaciğede sentez edilen alfa-2 antiplazmin tarafından inhibe edilir. Alfa-2 antiplazmin, plazmin ile kompleks yapar ve plazminin fibrine bağlanması engellenir. Lokositlerden salınan proteolitik enzimlerde fibrinolize katkıda bulunur. Trombositler doku tip plazminojen aktivatörünün fizyolojik inhibitörü olan PAI-1 içerdiklerinden arterlerdeki trombositlerden zengin trombozlar lizise daha dirençlidirler(1). 3. Antitrombotik İlaçlar 3.1. Antikoagülan İlaçlar Heparin 7

13 Heparinin antikoagülan özellikleri 1916 da keşfedilmiş, klinik de kullanımı 1930 lu yıllarda olmuştur li yılların başlarında da unstabil anginada aspirin ile kombine kullanılmıştır. Daha sonra akut koroner sendromlarda ve perkutan koroner girişimlerde de fibrin ve trombini baskılamak için kombinasyonlarda kullanılmıştır. Farklı yan etkileri ile birlikte, heparin trombosit aktivasyonu ve agragasyonunu stimule ederek pıhtılaşmayı artırabilir. Düşük molekül ağırlıklı heparinler, daha güçlü antitrombotik etkinlik gösterirler. Hemorajik etkinliği ve antitrombositik etkinliği daha düşük, cilt altından biyoyararlanımı daha yüksek ve etki süresi daha uzundur. Düşük molekül ağırlıklı heparinlerin, akut koroner sendromlarda etkili olduğu, perkutan koroner girişimlerde ise heparine bir üstünlükleri olmadığı bildirilmiştir. Perkutan koroner girişimlerde direk trombin inhibitörlerinin etkiliği ve güvenliği rapor edilmektedir(8). Heparin (UFH), kasaplık hayvanların akciğeri ve domuz ince barsağmdan saflaştırılarak elde edilen ve mast hücreleri içinde sekretuvar granüllerde depo edilen heterojen mukopolisakkariddir. Heparin mast hücreleri tarafından salındığı zaman hemen makrofajlar tarafından alınır ve yıkıma uğrar. Normalde dolaşımda tespit edilmemesi gerekirken sistemik mastositoz gibi mast hücrelerinin yoğun degranülasyonu olan durumlarda belli bir miktarda kanda tespit edilebilir(3). Kimyasal özellikler ve etki mekanizması yönünden farklılıklar gösteren düşük molekül ağırlıklı heparin (DMAH) ( dalton) ise jel fıltrasyon kromotografısi veya etanolle çöktürme gibi farklı kimyasal veya enzimatik yollarla klasik heparinden izole edilmektedir. Heparan sülfat ve dermatan sülfat olarak bilinen endojen maddeler heparin benzeri maddelerdir ve in vitro şartlarda heparine 8

14 nazaran daha yüksek konsantrasyonlarda antikoagülan etkileri olduğu gösterilmiştir(3). Farmakokinetik ve Farmakodinamik Özellikler Heparin gastrointestinal sistemden emilemediğinden dolayı parenteral olarak devamlı intravenöz (i.v.) infüzyon veya ciltaltı (s.c.) enjeksiyon şeklinde uygulanır(3,5). İ.v. uygulamada etki hemen başlamasına karşın s.c. uygulamada etki başlangıcı 1-2 saat gecikmektedir. Heparinin yarılanma ömrü verilen dozla yakından ilişkilidir. Örneğin 100, 400 veya 800 U/kg heparin dozlarının yarılanma zamanlarının sırasıyla 1, 2.5, ve 5 saat olduğu bildirilmiştir(3). DMAH in yarı ömrü standart heparine göre daha uzundur ve bu grup ilaçlar cilt altından daha düzenli bir biçimde absorbe edilirler. Pulmoner emboli, uzamış siroz ve son dönem renal yetmezlik gibi klinik durumlarda heparin yarı ömrü kısalabilir. Heparin büyük oranda retiküloendotelyal sistem tarafından elimine edilmekle beraber çok az bir kısmı idrarla değişmeden atılmaktadır. Heparinin antikoagülan etkisi, bir plazma proteaz inhibitörü olan Antitrombin-III (AT-III) e bağlanma ve bu şekilde mevcut olan bazal antikoagülan etkiyi yaklaşık 1000 kat artırmak yoluyla oluşmaktadır(3,4). Heparin üzerindeki AT-III bağlanma yeri glukozamin rezidüsü içeren özel bir pentasakkarid dizisi içerir. Bu yapı heparin moleküllerinin yaklaşık %30 u ve daha az miktarda da heparan sülfat ta bulunur. Diğer glukozaminoglikanlarda (dermatan sülfat ve kondroidin sülfatlar) bu bağlanma yeri bulunmadığından dolayı AT-IIIu uyaramazlar(3). Antitrombin, karaciğerde sentezlenen ve alfa-1- antitripsin ailesine yapı olarak çok benzeyen bir polipeptiddir. Heparin, plazma AT-III ünü aktif duruma getirir ve AT-III, kanda trombin, faktör XII- a, XIa, Xa, IXa ve kallikreini inhibe 9

15 ederek pıhtılaşmayı bozmak suretiyle antikoagülan etki yapar.14,15 DMAH lerin anti-faktör Xa aktivitesi UFH daha yüksektir(1). Heparin plazma konsantrasyonu U/ml olduğunda trombin, faktör IXa ve faktör Xa hızlıca inhibe edilirler (Tl/2<0.1 sn). Bu aptt ve trombin zamanı uzamasıyla sonuçlanır. Trombositlere bağlı Faktör Xa ve fibrine bağlı trombin heparin varlığında gerçekleşen bu AT- III etkilerinden korurlar. DMAH ler UFH e göre günde tek doz uygulanabilme, sürekli aptt monitorizasyonu gerektirmeme, daha küçük kanama riski olasılığı, uzun dönem kullanımda daha düşük osteoporoz riski, heparin indüklü trombositopeni (HİT) gelişimi açısından azalmış risk, protamin Sülfat ile daha zayıf antagonize edilme gibi farklılıklara sahiptir(1). Doz Ayarlama Heparin dozu, tam kanda aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aptt) ile takip edilir(4,5). Heparin ile aptt nin normalin katma kadar uzaması istenir. Nadiren bazı hastalarda heparin direncine bağlı olarak aptt çok yüksek heparin konsantrasyonlarına rağmen uzamaz (> Ünite/gün). Bu durumun faktör VIII düzeyinin yüksekliğine veya AIII eksikliğine bağlı olduğu bildirilmektedir.21 Düşük moleküler ağırlıklı heparinin biyolojik aktivitesi genellikle faktör Xa inhibisyonu takibiyle yapılır ve günlük dozlam sabit veya ağırlığa göre ayarlanmış biçimde 1 veya 2 kez şeklinde s.c. olarak uygulanır(1). Klinik Kullanımları Hemodializ, Derin ven trombozu tedavisi, AC embolisi tedavisi, Miyokard infarktüsü tedavisi, Akut periferik arter tıkanması tedavisi, Stabil olmayan anjina 10

16 pektoris, Akut koroner sendromlar, Kardiyopulmoner By-Pass, Bazı ortopedik cerrahiler de kullanılır(1). Venöz tromboembolili hastalarda plazma heparin konsantrasyonunun ünite/ml (protamin titrasyonu) veya unit/ml (anti-xa ünitesi) olmasının aptt yi kat uzattığı ve genellikle hastayı pulmoner emboliden koruduğu bilinmektedir. Devamlı i.v. infüzyon genellikle infüzyon pompasıyla uygulanır. UFH, normal klinik uygulamada ilk ünite/kg bolus enjeksiyon ardından, ünite/kg/saat devamlı i.v. infüzyon şeklinde uygulanır. Başlangıçta aptt ölçülmeli ve her 6 saatte bir infüzyon hızı ayarlanmalıdır(9). Akut pulmoner embolili hasta genellikle ilk bir kaç gün daha yüksek dozlar gerektirir. Çünkü factor VIII ve Von Willebrand Factor (VWF) e akut faz reaktanlarının bağlanmasının heparinin klirensini artırdığı bildirilmiştir. İnjeksiyon yerinde hematom oluşma riskinden dolayı heparin asla i.m. yoldan enjekte edilmemelidir, i.v. heparin veya subkutan DMAH stabil olmayan anjina pektoris veya özellikle ST segment yükselmesi bulunmayan akut MI hastalarında başlangıç tedavisi olarak, koroner anjiyoplasti veya stent yerleştirme esnasında ve sonrasında, ayrıca kardiyopulmoner by-pass gerektiren cerrahi esnasında (göreceli olarak daha yüksek dozda) kullanılabilir. Aynı zamanda seçilmiş hastalarda dissemıne intravasküler koagulasyon (DİC) tedavisi için de kullanılabilmektedirler. Düşük doz heparin rejimleri ortopedik cerrahi gibi yüksek risk gruplarında venöz trombozu önlemede etkili bir tedavi seçeneğidir. Hemodializ esnasında da vücut dışı dolaşımın pıhtılaşmasını önlemek için devamlı veya intermitant tedavi şeklinde heparin kullanılmaktadır(1). 11

17 Heparin varfarinin aksine plesantaya geçmediğinden ve fetal malformasyon veya prematüriteyle ilişkisi gösterilmediğinden gebelik esnasında antikoagulasyon gerekliliğinde uygun tedavi seçeneğidirler(10). Postpartum kanama riskini artırmamak için eğer mümkünse ilaç doğum öncesi 24 saat içinde kesilmelidir. Yeterli oral anti koagülana rağmen rekürren tromboemboli geçiren hastalarda uzun dönem heparin tedavisi yararlı olabilir(3). Heparinin antikoagülan etkisi genellikle ilaç kesildikten sonra saatler içinde kaybolur. İlk olarak venöz tromboemboli için kullanılmakta olan DMAH in, sonraları pulmoner embolizm ve stabil olmayan anjina pektoriste de etkili oldukları gösterilmiştir(1). UFH e göre en önemli üstünlüğü farmakokinetik profilinin daha öngörülebilir olması ve dolayısıyla laboratuvar monitörizasyonuna gerek olmaksızın vücut ağırlığı üzerinden s.c. uyglamaya uygun olmasıdır. DMAH, trombozla karakterize hastalıklarda antikoagülan olarak, kullanılabileceği gibi tromboza neden olma açısından yüksek risk grubu içinde olan durumlarda derin ven trombozu ve tromboembolizmin önlenmesi amacıyla proflaktik olarak her 8-12 saatte ünite s.c. şeklinde kullanılabilir(11). Proflaktik enoksaparin s.c. olarak 30 mg günde 2 kez veya 40 mg tek doz uygulanabilir. Deltaparinin proflaktik dozu s.c. günde 1 kez ünitedir ve venöz hastalık için 200 ünite/kg günde 1 kez, veya akut koroner sendrom için saatte bir kez 120 ünite/kg verilebilir(4). İstenmeyen Etkiler Hemoraji Özellikle yüksek doz uygulama da olmak üzere, en yaygın komplikasyondur. Venöz tromboz için i.v. heparinle tedavi olan hastaların %3 den azında majör kanama görüldüğü bildirilmiştir(3). Kanama sıklıkla yakın dönemde geçirilmiş 12

18 cerrahi, travma, peptik ülser veya trombosit disfonksiyonu ile ilişkilidir. Normal dozlarında da, purpura, ekimoz, melana ve hematüri şeklinde küçük çapta kanama yapabilir. Heparinin aşırı dozunun yaptığı kanamaya karşı, antidot olarak i.v. protamin sülfat injeksiyonu yapılır. Bu madde fazla baziktir ve fazla asidik olan heparini bağlayarak etkisini nötralize eder. Protamin sülfat DMAH e karşı kısmen etkilidir. 1 mg protamin sülfatım 100 ünite heparin veya 1 mg enoxaparin i antagonize edebildiği bilinmektedir. Heparine bağlı orta dereceli kanama genellikle antagonist uygulaması gerektirmeden kontrol edilebilir. Protamin aynı zamanda trombositler, fibrinojen ve diğer plazma proteinleri ile de etkileşir. Nekroz Duyarlı kimselerde ciltaltma DMAH injeksiyonu, lokal nekroz yapabilir. Heparin-İndüklü Trombositopeni (HİT): Heparin tedavisinin başlangıcı sonrası Günlerde beraberinde trombotik komplikasyonlar olup olmamasına bakılmaksızın trombosit sayısının bazal seviyelerin %50 sinden düşük bulunmasıdır(1). Potansiyel olarak hemorajiden daha tehlikeli ve doz ve uygulama yolunda bağımsız bir komplikas yondur. Heparin-trombosit kompleksine karşı antikorların gelişmesine bağlı sekonder trombosit aktivasyonu sonucu koagulasyon oluşumu ve artmış trombin yapmıyla karakterizedir(1). Hastaların 1/3 unde trombotik komlikasyonlar hayatı tehdit edici veya amputasyona götürücü olabilir ve trombositopeni başlangıcı öncesi gelebilir. Venöz tromboembolizm sıklıkla ortaya çıkar fakat ekstremite iskemisi, bilateral adrenal nekroz, deri lezyonları, miyokard infarktüsü ve inmeye neden olan arteryel tromboz 13

19 da görülebilir. Son 3-4 ay içinde heparin almış olan hastalarda heparin indüklü trombositopeni daha erken başlayabilir ve bu hastalar rezidüel antikorlara sahiptirler. Heparin tedavisi alan hastalarda HİT durumu, trombosit sayımıyla erken dönemde saptanabilir. Heparin bağımlı trombosit aktivasyonunun gösterilmesiyle klinik teşhis doğrulandığında veya yüksek olasılıklı HİT şüphesi varsa, heparin uygulaması ertelenip altenatif antikoagülan tedavi göz önünde bulundurulmalıdır(3,4). HİT hastalarında heparin tedavisinin kesilmesi sonrası dönemde trombotik komplikasyonlar görülebileceğinden dolayı lepirudin veya danaparoid gibi ilaçlar verilmelidir(30,31). Varfarin HOT li hastalarda venöz ekstremite gangreni veya çok odaklı deri lezyonlarma neden olabilir ve başka bir ilaçla hasta yeterli derecede antikoagule edilinceye kadar kullanılmamalıdır(12,13). Heparin bağımlı antikor testlerinde UFH ile çapraz reaksiyon gösterebildiklerinden dolayı DMAH lerin HİT hastalarında kullanımından kaçınılmalıdır(3). Hiperpotasemi Aldosteron salgılanmasının inhibisyonu sonucu düşük dozda kullanımda dahi hiperpotasemi gözlenebilir. Özellikle 7 günden uzun tedavilerde kan düzeyi izlenmesi tavsiye edilmektedir. Rebound Lipemi Heparin dolaşıma aktifleştirilmiş lipoprotein lipaz salınımını artırıcı etki yaptığı için in vivo olarak lipemik plazmayı temizlediği bildirilmektedir. Bu etki 14

20 heparinin efektif antikoagülan dozlarının daha aşağısında gerçekleşir. Bununla birlikte heparin tedavisinin durdurulması sonrası da hiperlipemi ortaya çıkabilir. KC fonksiyon testi bozuklukları, osteoporoz da yan etkileri arasındadır. Kontrendikasyonlar Oral antikoagülanlar ve heparin, kanamaya eğilim bulunan klinik durumlarda kontrindikedirler. İlaca karşı duyarlılık, aktif kanama, trombositopeni, hemofili, purpura, şiddetli hipertansiyon, intrakraniyal hemoraji, infektif endokardit, aktif tbc, GİS ülseratif lezyonları viseral karsinom veya ilerlemiş renal veya hepatik hastalık durumunda kullanılmamalıdır. Yakın zamanda beyin, göz ve spinal kord cerrahisi geçirmiş olanlar ve lomber ponksiyon veya bölgesel anestezik bloğa alınan hastalarda sakınılmalıdır. DMAH lerin 150 kg dan ağır veya renal yetmezlikli hastalarda kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Ayrıca hastanın yeterli izlenme olanağının olmaması da önemli bir kontrendikasyon oluşturur. Her ne kadar plasental geçişin az olduğu belirtilse de DMAH in etkinlik ve güvenlik açısından hamilelerde kullanımı ile ilgili veriler sınırlı olduğundan açık bir endikasyon olmadan kullanılmamalıdır(3,4) Oral Antikoagülanlar Oral antikoagülanlar kimyasal yapılarına göre kumarin türevleri ve indandion türevleri olarak iki gruba ayrılırlar. Başlıca ilaçlar, kumarin türevleri olan warfarin, dikumarol, etilbiskumasetat ve indandion türevleri fenindion ve difenindion dur. Kumarin grubu ilaçlar arasında en fazla kullanılan sodyum varfarindir. İndandion türevleri kumarin türevleri kadar fazla kullanılmamaktadır. 15

21 Etki Mekanizması K vitamini antimetaboliti olmaları nedeniyle, karaciğerde K-vitaminine bağımlı olarak sentez edilen protrombin (faktör II), faktör VII, IX ve X un sentezini ve özellikle bu faktörlerin aktive edilebilir hale gelmesi için gereken, moleküllerinin glutamik asid rezidülerinin gama-karboksiglutamik asid (Gla) rezidüsüne dönüştürülmesi olayını inhibe ederler. Bu mekanizmanın bozulması, kenetli bulunan K vitamini epoksidinin indirgenmiş K vitaminine dönüşmesini katalizleyen epoksid redüktazın inhibisyonu üzerinden gerçekleşmektedir. Böylece, yukarıda sayılan faktörlerin kandaki düzeyini azaltırlar. Oral antikoagülanlar güvenli doz aralığında bu faktörlerde %30-50 oranında azalma sağlarlar. Bu azalma geç ortaya çıktığından, antikoagülan etkileri, heparin ile olduğu gibi hemen değil, ilaç verildikten en az saatlik bir latent süreden sonra tam olarak ortaya çıkar. Bu süre içinde, acil durumlarda heparin ile antikoagülasyon hemen başlatılmalıdır. Oral antikoagülanlar K vitaminine bağımlı sentezlenen ve aktiflenen antikoagülan faktörler olan protein C ve protein S in fonksiyonlarını da bozarlar. Fakat bunun protein C eksikliği dışında klinik bir önemi yoktur(5). Farmakokinetik ve Günlük Doz Oral antikoagülanlar, ağızdan verilirler; absorpsiyonları ve hepatik metabolizma hızları bireyler arasında fazla değişkenlik gösterdiğinden, doz elde edilen cevaba göre bireyselleştirilmelidir. Oral antikoagülanlar plazmada yüksek oranda albümine bağlanan asidik ilaçlardır. Bu bağlanma biyotransformasyon ve itrahı azaltır. Dozun yeterli olup olmadığı pıhtılaşma faktörlerinin konsantrasyonu ölçülerek değerlendirilir, terapötik indeksleri dar olduğu için dozun iyi takibi önem 16

22 arz eder. Oral antikoagülanlarla tedaviye başladıktan sonra ilk olarak yarılanma ömrü en kısa olan faktör 7 düzeyinde düşme olur. Bu 3-12 saat sonra başlar,18-24 saat içinde tam olarak ortaya çıkar. Uzun yarılanma ömrüne sahip protrombin gibi pıhtılaşma faktörlerinde düşme yaklaşık saat sonra maksimuma erişir. Tedavi kesildikten sonra etkisi 4-5 gün devam eder. Varfarin benzeri ilaçlar için protrombin zamanı üzerinden değerlendirme yapılır. Bu amaçla yapılan testin adı Quick testidir. Quick testi esas olarak faktör VII düzeyini yansıtır. Faktör VlI nin yarılanma ömrü en kısa olduğu için oral antikoagülan doz değişiminin etkilerini en erken yansıttığı bilinmektedir. Protrombin zamanının ölçümünde kulanılan tromboplastin preparatlarınm duyarlılık farkı olduğumdan elde edilen sonuçları yorumlamakta ve ilaç dozunu ayarlamakta zorluklara neden olur. Bu zorlukları önlemek için INR (International Normalized Ratio: Uluslararası Normalleştirilmiş Oran) değeri kullanılır. INR değeri şu formülle bulunur: INR (ilaç alan hastadaki PZ zamanı/ortalama normal kontrol PZ). Başlangıçta erişkin dozu, günde 10 mg dır(4). Daha sonraki idame dozu, protrombin zamanına bağlıdır. Bu doz, genellikle 5-7 mg dır(4). Protrombin zamanı, günümüzde artık INR olarak ölçülmektedir. Randomize klinik çalışmalarda INR takibi ile daha düşük dozda OAK kullanımı ile daha etkin tedavi ve daha az yan etki elde edilmiştir(4). INR nin hastanın riski ile ilişkili olarak arasında bir değer olması arzu edilir.2-3 INR, tedavinin ilk günlerinde her gün veya 2 günde bir, sonra daha uzun aralıklarla (yanıta bağlı olarak) ölçülür. Bu güvenli dozlarda hasta stabilize edilinceye kadar devam eder. Ayrıca karaciğer fonksiyon bozukluklarında, 17

Fibrinolytics

Fibrinolytics ANTİPLATELET İLAÇLAR Fibrinolytics Adezyon Aktivasyon (agonist bağlanma) Agregasyon Aktivasyon (şekil değişikliği) Antiplatelet İlaçlar Antiplatelet ilaçlar Asetilsalisilik asit (aspirin) P2Y12 antagonistleri

Detaylı

Kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

Kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 Damar hasarına normal yanıt Damar sisteminin delici ve kesici fiziksel yaralanmaları sonucunda trombositler,

Detaylı

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz 27.09.2014 Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İç Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici sistemler

Detaylı

Direk Trombin İnhibitörleri. Yrd. Doç. Dr. Şükrü Gürbüz İnönü Üniversitesi Acil Tıp AD

Direk Trombin İnhibitörleri. Yrd. Doç. Dr. Şükrü Gürbüz İnönü Üniversitesi Acil Tıp AD Direk Trombin İnhibitörleri Yrd. Doç. Dr. Şükrü Gürbüz İnönü Üniversitesi Acil Tıp AD Antikoagülan tedavi Tromboembolik olaylar günümüzde en önemli ölüm nedenlerinin başında gelmektedir Risk faktörlerine

Detaylı

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin Homeostaz Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu Dr. M. Cem Ar İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa İç Hastalıkları Hematoloji Yaşamın devamını sağlamak için organizmanın düzenleyici

Detaylı

İNNOHEP 10 000 IU / ml KULLANIMA HAZIR ENJEKTÖR 0.45 ml PROSPEKTÜS

İNNOHEP 10 000 IU / ml KULLANIMA HAZIR ENJEKTÖR 0.45 ml PROSPEKTÜS PROSPEKTÜS FORMÜLÜ : 0.45 ml lik enjektör içinde; Tinzaparin sodyum 4 500 IU Anti-Xa Sodyum asetat, 3H2O 2.25 mg Enjeksiyonluk su k.m. 0.45 ml FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ: Farmakodinamik Özellikler: Tinzaparin

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu

Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu KAN ve HEMATOPOETİK SİSTEM ÜZERİNE ETKİLİ İLAÇLAR Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu Hemostatik İlaçlar Antikoagülan İlaçlar Antiplatelet İlaçlar (Antitrombositik İlaçlar) Trombolitik İlaçlar (Fibrinolitik İlaçlar)

Detaylı

ANTİKOAGÜLAN TEDAVİ. tromboz ve pulmoner emboli için standart tedavi; önce heparin, ardından da oral vitamin K

ANTİKOAGÜLAN TEDAVİ. tromboz ve pulmoner emboli için standart tedavi; önce heparin, ardından da oral vitamin K ANTİKOAGÜLAN TEDAVİ Prof. Dr. Ali Ünal Antikoagülan tedavi; klasik olarak akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Akut venöz tromboz ve pulmoner emboli için standart tedavi; önce heparin, ardından da

Detaylı

ÇOCUKLARDA TROMBOEMBOLİK HASTALIKLAR

ÇOCUKLARDA TROMBOEMBOLİK HASTALIKLAR ÇOCUKLARDA TROMBOEMBOLİK HASTALIKLAR Dr. Ülker Koçak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Hematoloji Bilim Dalı HEMOSTAZ Prokoagülan Antifibrinolitik Antikoagülan Profibrinolitik ÇOCUKLARDA HEMOSTAZ

Detaylı

Tıp Fakültesi. Çocuk Sağlığı Kocaeli ve Hastalıkları Üniversitesi Anabilim Dalı Tıp Fakültesi. Çocuk Hematoloji Bilim Dalı.

Tıp Fakültesi. Çocuk Sağlığı Kocaeli ve Hastalıkları Üniversitesi Anabilim Dalı Tıp Fakültesi. Çocuk Hematoloji Bilim Dalı. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Kocaeli ve Hastalıkları Üniversitesi Anabilim Dalı Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Çocuk Hematoloji ve Hastalıkları Bilim Anabilim Dalı Dalı Olgu Sunumu Çocuk Hematoloji Bilim Dalı

Detaylı

Akut Koroner Sendromlar da Antitrombotik Tedavi. Volga Baştan Akdeniz Üniversitesi Acil Tıp ABD ATAS 2016-TRABZON

Akut Koroner Sendromlar da Antitrombotik Tedavi. Volga Baştan Akdeniz Üniversitesi Acil Tıp ABD ATAS 2016-TRABZON Akut Koroner Sendromlar da Antitrombotik Tedavi Volga Baştan Akdeniz Üniversitesi Acil Tıp ABD ATAS 2016-TRABZON Bilindiği gibi akut koroner sendrom un nedeni plak rüptürü, trombosit ak.vasyonu, agregasyonu

Detaylı

Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri

Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri Dr. Fa8h DOĞANAY Fa8h Sultan Mehmet EAH Mayıs 2016 Trabzon Fa8h Sultan Mehmet EAH Acil Ailesi Sunum Planı Traneksamik asit Genel özellikler, metabolizma,

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

Koagülasyon Mekanizması

Koagülasyon Mekanizması Koagülasyon Mekanizması Dr Cafer Adıgüzel Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD, Hematoloji BD 1 Hemostaz (Hemostasis or haemostasis) (Eski Yunanca: αἱμόστασις haimóstasis "styptic (drug)")

Detaylı

YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK

YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ABD Varfarin etkinliğinin kanıtlanmış olmasına rağmen suboptimal ve düşük kullanım oranı nedeniyle yeni oral antikoagülan

Detaylı

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ VIII. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KALITSAL FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ Dr. M. Cem Ar ve THD Hemofili Bilimsel

Detaylı

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA HİZMETE ÖZEL T.C. NORMAL Sayı : 77893119-000- Konu : Asetil salisilik asit içeren tekli veya kombine ilaçlar hk. DOSYA 19.07.2007 tarihli Asetil Salisilik Asit ve Askorbik Asit Kombinasyonu İçeren Preparatlar

Detaylı

HEPARİNE SODİUM PANPHARMA 25 000 IU / 5 ML İ.V. ENJEKSİYONLUK SOLÜSYON İÇEREN FLAKON (ROTEXMEDICA GmbH ALMANYA) VEM

HEPARİNE SODİUM PANPHARMA 25 000 IU / 5 ML İ.V. ENJEKSİYONLUK SOLÜSYON İÇEREN FLAKON (ROTEXMEDICA GmbH ALMANYA) VEM HEPARİNE SODİUM PANPHARMA 25 000 IU / 5 ML İ.V. ENJEKSİYONLUK SOLÜSYON İÇEREN FLAKON (ROTEXMEDICA GmbH ALMANYA) VEM Antikoagülan FORMÜLÜ Beher 5 ml lik flakon; Etkin madde:25 000 I.U. Heparin Sodyum, Yardımcı

Detaylı

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Kış Sempozyumu 6-9 Mart 2014 Sunum Planı Hemostaz Monitörizasyonu Standart Koagülasyon

Detaylı

Antikoagülan Alan Hasta. Prof Dr Serhan Tuğlular Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Antikoagülan Alan Hasta. Prof Dr Serhan Tuğlular Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Antikoagülan Alan Hasta Prof Dr Serhan Tuğlular Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Sunum Planı Hasta Diyaliz dışında neden antikoagülan alır? Diyaliz hastası için Antikoagülan seçenekleri

Detaylı

HEMOSTAZ İLAÇLARA BAĞLI KANAMALARDA NE YAPALIM? HEMOSTAZ. Kan pıhtılaşma faktörleri. İlaca bağlı kanama. I-Pıhtılaşmayı sağlayan sistemler

HEMOSTAZ İLAÇLARA BAĞLI KANAMALARDA NE YAPALIM? HEMOSTAZ. Kan pıhtılaşma faktörleri. İlaca bağlı kanama. I-Pıhtılaşmayı sağlayan sistemler HEMOSTAZ İLAÇLARA BAĞLI KANAMALARDA NE YAPALIM? Yrd.Doç.Dr.Celal Katı Omu Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.,Samsun I-Pıhtılaşmayı sağlayan sistemler *Trombositler *Pıhtılaşma faktörleri *Trombaxan A2 II-Pıhtılaşmayı

Detaylı

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma) .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Kanama ve Tromboza E ilim Sempozyum Dizisi No: 36 Kas m 2003; s. 185-189 Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil

Detaylı

KAYNAK:Türk hematoloji derneği

KAYNAK:Türk hematoloji derneği KAYNAK:Türk hematoloji derneği HİT, heparinin tetiklediği bir immün yanıt sonucu, trombositlerin antikor aracılı aktivasyonu ve buna bağlı tüketimi ile oluşan, trombositopeni ve tromboz ile karakterize

Detaylı

Pulmoner Emboli de güncel tedavi stratejileri

Pulmoner Emboli de güncel tedavi stratejileri Pulmoner Emboli de güncel tedavi stratejileri Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 25.01.2011 1 2 Pulmoner Emboli tedavisi önemli bir yere sahiptir Pulmoner

Detaylı

Damar Hasarı: Travma, cerrahi

Damar Hasarı: Travma, cerrahi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkök Göğüs Cerrahisi Pulmoner Tromboemboli Giriş Pulmoner emboli (PE) pulmoner arter dallarının sistemik venler aracılığıyla taşınan

Detaylı

Yeni oral antikoagülanlar: Hipertansiyonda ve böbrek hastalarında kullanım

Yeni oral antikoagülanlar: Hipertansiyonda ve böbrek hastalarında kullanım Yeni oral antikoagülanlar: Hipertansiyonda ve böbrek hastalarında kullanım Dr. Yahya Büyükaşık Hacettepe Hematoloji ORAL ANTİKOAGÜLAN AJANLARIN TERİHSEL GELİŞİMİ 1920-1930 1930-1940 1940-1950 1950-1960

Detaylı

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. DAĞILIM AŞAMASINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma en fazla albüminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Levosimendanın farmakolojisi

Levosimendanın farmakolojisi Levosimendanın farmakolojisi Prof. Dr. Öner SÜZER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD 1 Konjestif kalp yetmezliği ve mortalite 2 Kaynak: BM Massie et al, Curr Opin Cardiol 1996

Detaylı

FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ

FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ Fibrin degradation products; FDP testi; FDPs; FSPs; Fibrin split products; Fibrin breakdown products; Fibrin yıkım ürünleri bir pıhtının parçalanması sırasında ortaya çıkan maddelerdir.

Detaylı

ELEKTİF OLGULARDA ANTİTROMBOSİT,ANTİTROMBİN TEDAVİ STRATEJİSİ

ELEKTİF OLGULARDA ANTİTROMBOSİT,ANTİTROMBİN TEDAVİ STRATEJİSİ ELEKTİF OLGULARDA ANTİTROMBOSİT,ANTİTROMBİN TEDAVİ STRATEJİSİ Doç.Dr.B.Yılmaz CİNGÖZBAY GATA HAYDARPAŞA EĞİTİM HASTANESİ KARDİYOLOJİ SERVİSİ İSTANBUL İSTANBUL GİRİŞİMSEL KARDİYOLOJİ KURSU 11 Haziran 2011

Detaylı

NAPROSYN EC 250 mg. TABLET

NAPROSYN EC 250 mg. TABLET NAPROSYN EC 250 mg. TABLET FORMÜLÜ : Bir enterik tablet, 250 mg. Naproksen içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ : Farmakodinamik Özellikler : Naproksen antiromatizmal, antienflamatuar ve antipiretik etkiye

Detaylı

KOAGÜLASYON TESTLERİ

KOAGÜLASYON TESTLERİ KOAGÜLASYON TESTLERİ Koagülasyon nedir? Pıhtı oluşumudur; Örneğin, kanın pıhtılaşması. Koagülasyon; kandaki birçok protein veya koagülasyon faktörünün kimyasal reaksiyonu sonucu fibrin formasyonu ile sonuçlanan

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU Önsöz... IX-X Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu... XI Hemofili Bilimsel Alt Komitesi Üyeleri (2014-2018 dönemi)... XI Kısaltmalar... XII I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANISI TANIM...

Detaylı

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Trombozun komplikasyonları Trombozun kliniği; tromboembolik olayın yerine,

Detaylı

KİDYFEN PEDİATRİK SÜSPANSİYON

KİDYFEN PEDİATRİK SÜSPANSİYON B. KISA ÜRÜN BİLGİLERİ (KÜB) 1. TIBBİ FARMASÖTİK ÜRÜNÜN ADI: Kidyfen Pediatrik Süspansiyon. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF TERKİBİ: Maddeler Miktar (g) Ibuprofen 2.000 g. Şeker 66.000 g. % 70'lik Sorbitol

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

HEMOSTAZ. Güher Saruhan-Direskeneli. İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji AD

HEMOSTAZ. Güher Saruhan-Direskeneli. İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji AD HEMOSTAZ Güher Saruhan-Direskeneli İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji AD HEMOSTAZ AŞAMALARI Damar hasarı Trombosit birikimi Fibrin oluşumu Fibrinden pıhtı oluşumu Pıhtının büzüşmesi Guyton & Hall 2006

Detaylı

Kısa Ürün Bilgisi. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NİMELİD 100 mg TABLET

Kısa Ürün Bilgisi. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NİMELİD 100 mg TABLET Kısa Ürün Bilgisi 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NİMELİD 100 mg TABLET 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Her bir tablet 100 mg Nimesulide (mikronize) içermektedir. Yardımcı madde(ler): Laktoz

Detaylı

İyatrojenik Kanamalar

İyatrojenik Kanamalar İyatrojenik Kanamalar Prof. Dr. Mustafa Gökçe Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji AD Beyin Damar Hastalıkları Okulu 26-28 Mayıs Antalya İçerik Oral Antikoagülasyon Bağlı Kanamalar

Detaylı

PİNGEL 75 mg Film Tablet

PİNGEL 75 mg Film Tablet PİNGEL 75 mg Film Tablet FORMÜLÜ Bir tablette, 75 mg klopidogrel baza eşdeğer 97.875 mg klopidogrel hidrojen sülfat bulunur. Boyar maddeler : Titanyum dioksit, kırmızı demir oksit FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Detaylı

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA HİZMETE ÖZEL T.C. NORMAL Sayı : 62820468-000- Konu : Asetil Salisilik Asit İçeren Ürünler Hk. DOSYA 19.07.2007 tarihli Asetil Salisilik Asit ve Askorbik Asit Kombinasyonu İçeren Preparatlar konulu, 20.04.2009

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

COUMADİN OVER DOZ. Doç.Dr.Türker YARDAN Dr.Çiğdem EKŞİ 21.02.2013

COUMADİN OVER DOZ. Doç.Dr.Türker YARDAN Dr.Çiğdem EKŞİ 21.02.2013 COUMADİN OVER DOZ Doç.Dr.Türker YARDAN Dr.Çiğdem EKŞİ 21.02.2013 Hemostaz ve Pıhtılaşma Patolojik durumlarda damar içerisinde oluşan pıhtıya trombüs adı verilir. Damarda ki kan akımını yerel olarak Damarda

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Dr. Fevzi Altuntaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi

Dr. Fevzi Altuntaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Fevzi Altuntaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Trombofili Pıhtılaşmaya eğilim Akkiz veya edinsel Psikiyatri dahil tıbbın tüm dallarını kapsar!!! Koagulasyon-Kanama

Detaylı

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD.

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZİS S VE TRANSFÜZYON TEDAVİSİ DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZ MEKANİZMALARI Damar Cevabı Trombosit aktivitesi Pıhtılaşma mekanizması Fibrinolitik sistem Damar cevabı Kanama

Detaylı

16 yaş altı hastalarda viral grip/ soğuk algınlığı veya suçiçeği durumlarında hekime danışılmadan kullanılmamalıdır.

16 yaş altı hastalarda viral grip/ soğuk algınlığı veya suçiçeği durumlarında hekime danışılmadan kullanılmamalıdır. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI DENCOL Jel Sprey 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Her 1 g jel, Etkin madde: Kolin salisilat içerir. Yardımcı maddeler: Sorbitol (%70) Karboksimetil selüloz sodyum 87.1 mg 70.0

Detaylı

KANAMA BOZUKLUKLARI. Dr.Mustafa ÇETİN Dedeman Hematoloji Bölümü 2007

KANAMA BOZUKLUKLARI. Dr.Mustafa ÇETİN Dedeman Hematoloji Bölümü 2007 KANAMA BOZUKLUKLARI Dr.Mustafa ÇETİN Dedeman Hematoloji Bölümü 2007 Konular I. Kanamanın klinik bulguları II. Kanamaya neden olan hematolojik bozukluklar Platelet bozuklukları Koagulasyon faktör bozuklukları

Detaylı

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

5.) Aşağıdakilerden hangisi, kan transfüzyonunda kullanılan kan ürünlerinden DEĞİLDİR?

5.) Aşağıdakilerden hangisi, kan transfüzyonunda kullanılan kan ürünlerinden DEĞİLDİR? DERS : KONU : MESLEK ESASLARI VE TEKNİĞİ KAN VE KAN ÜRÜNLERİ TRANSFÜZYONU 1.) Kanın en önemli görevini yazın : 2.) Kan transfüzyonunu tanımlayın : 3.) Kanın içinde dolaştığı damar çeşitlerini yazın : 4.)

Detaylı

TENOX KAPSÜL. FORMÜLÜ : Her kapsül 20 mg Tenoksikam içerir. Kapsül boyası olarak; Titanyum dioksit ve Tartrazin kullanılmıştır.

TENOX KAPSÜL. FORMÜLÜ : Her kapsül 20 mg Tenoksikam içerir. Kapsül boyası olarak; Titanyum dioksit ve Tartrazin kullanılmıştır. TENOX KAPSÜL FORMÜLÜ : Her kapsül 20 mg Tenoksikam içerir. Kapsül boyası olarak; Titanyum dioksit ve Tartrazin kullanılmıştır. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ : Farmakodinamik Özellikleri Tenoksikam kuvvetli

Detaylı

Heparin ile İlişkili Trombositopeni

Heparin ile İlişkili Trombositopeni Heparin ile İlişkili Trombositopeni D R. A H M E T U Ğ U R Y A L Ç I N E S O G Ü T I P F A K Ü L T E S İ N E F R O L O J İ BD Heparin 1937 yılından bu zamana venöz ve arteryel tromboembolizmin önlenmesinde

Detaylı

Clexane 120mg / 0.8 ml Kullanıma Hazır Enjektör

Clexane 120mg / 0.8 ml Kullanıma Hazır Enjektör Clexane 120mg / 0.8 ml Kullanıma Hazır Enjektör FORMÜLÜ Her 1 ml lik steril solüsyon 15000 İ.U. anti-faktör Xa aktivitesine eşdeğer; Enoksaparin sodyum: 150 mg Enjeksiyonluk su: q.s 1 ml Her bir 0.8 ml

Detaylı

ÇOCUKLARDA ANTİTROMBOTİK ve TROMBOLİTİK TEDAVİ. Dr. Adalet Meral Güneş

ÇOCUKLARDA ANTİTROMBOTİK ve TROMBOLİTİK TEDAVİ. Dr. Adalet Meral Güneş ÇOCUKLARDA ANTİTROMBOTİK ve TROMBOLİTİK TEDAVİ Dr. Adalet Meral Güneş VTE İnsidansında Artış Raffini L 2009 Antikoagulanlar ile İlgili Çalışmalar Çocuklarda kontrollü, prospektif ve randomize çalışmalar,

Detaylı

DİLOXOL. 75 mg Film Tablet

DİLOXOL. 75 mg Film Tablet DİLOXOL 75 mg Film Tablet FORMÜLÜ: Her film tablette: Klopidogrel hidrojen sülfat 97.875 mg (75 mg klopidogrel baza eşdeğer) ayrıca boyar madde olarak Titanyum dioksit, kırmızı demir oksit içerir FARMAKOLOJİK

Detaylı

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi?

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi? DEMİR EKSİKLİĞİ 1. Demir eksikliği anemisi nedir? Demir eksikliği anemisi : kan hücrelerinin yapımı için gerekli olan demirin dışarıdan besinlerle yetersiz alınması yada vücuttan aşırı miktarda kaybedilmesi

Detaylı

POT K EFERVESAN TABLET

POT K EFERVESAN TABLET PROSPEKTÜS POT K EFERVESAN TABLET FORMÜLÜ Her bir efervesan tablet 1,56 g Potasyum a eşdeğer, 2,17 g Potasyum sitrat monohidrat ve 2,00 g Potasyum hidrojen karbonat içerir. Tatlandırıcı olarak şeker, sodyum

Detaylı

Gebelikte Tromboz ve Tromboproflaksi. Dr Şahika Zeynep Akı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı

Gebelikte Tromboz ve Tromboproflaksi. Dr Şahika Zeynep Akı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Gebelikte Tromboz ve Tromboproflaksi Dr Şahika Zeynep Akı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Gebelikte Ölüm Nedenleri Roos- Hesselink JW Heart 2009 Gebelikte Tromboembolik Olay Epidemiyoloji

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI: ANJIOFLUX 600 LRU/ 2 ml enjektabl çözelti içeren ampul. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM:

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI: ANJIOFLUX 600 LRU/ 2 ml enjektabl çözelti içeren ampul. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM: KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI: ANJIOFLUX 600 LRU/ 2 ml enjektabl çözelti içeren ampul. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM: Her 2 ml lik ampulde, Etkin madde: Glukoronilglikozaminoglikan

Detaylı

2013 NİSAN TUS FARMAKOLOJİ

2013 NİSAN TUS FARMAKOLOJİ 2013 NİSAN TUS FARMAKOLOJİ Doğru Yanıt : E Referans: e-tus İpucu Serisi Farmakoloji Ders Notları Sayfa: 43 Doğru Yanıt :E Doğru Yanıt : B Referans: e-tus İpucu Serisi Farmakoloji Ders Notları Sayfa: 197

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1. Terapötik endikasyonlar Hafif ve orta dereceli ağrı ve ateşin semptomatik tedavisinde endikedir.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1. Terapötik endikasyonlar Hafif ve orta dereceli ağrı ve ateşin semptomatik tedavisinde endikedir. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI PİROFEN FORTE SUPOZİTUAR 325 mg 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ Etkin madde: Paracetamol 325 mg Yardımcı maddeler için bölüm 6.1 e bakınız. 3. FARMASÖTİK

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin Propiverin HCL Etki Mekanizması Bedreddin Seçkin 24.10.2015 Propiverin Çift Yönlü Etki Mekanizmasına Sahiptir Propiverin nervus pelvicus un eferent nörotransmisyonunu baskılayarak antikolinerjik etki gösterir.

Detaylı

Fragmin IU / ml, 4 ml Ampul

Fragmin IU / ml, 4 ml Ampul Fragmin 2.500 IU / ml, 4 ml Ampul FORMÜLÜ: 1 mililitre enjeksiyon solüsyonunda; - Dalteparin sodyum 2.500 IU - Sodyum klorür q.s - Enjeksiyonluk su 1 ml 'ye tamamlayacak şekilde içerir. Dalteparin sodyum'un

Detaylı

Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü. Dr. Ayhan SUCAK

Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü. Dr. Ayhan SUCAK Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü Dr. Ayhan SUCAK www.tmftpkongre2012 Tekrarlayan gebelik kaybı TANIM European Society for Human Reproduction and Embryology 20 haftalık amenoreden

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Nuri Barış Hasbal, Yener Koç, Tamer Sakacı, Mustafa Sevinç, Zuhal Atan Uçar, Tuncay Şahutoğlu, Cüneyt Akgöl,

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ALZAMED hafif ve orta şiddette Alzheimer tipi demansın semptomatik tedavisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ALZAMED hafif ve orta şiddette Alzheimer tipi demansın semptomatik tedavisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ALZAMED 5 mg Film Tablet 2. BİLEŞİM Etkin madde: Donepezil hidroklorür 5 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ALZAMED hafif ve orta şiddette Alzheimer tipi demansın semptomatik tedavisinde

Detaylı

Eser Elementler ve Vitaminler

Eser Elementler ve Vitaminler Doç. Dr. Onur POLAT Eser Elementler ve Vitaminler Esansiyel eser elementin temel özellikleri diyetten kesilmesi veya yetersiz alımıyla yapısal ve biyokimyasal değişikliklerin olması ve bu değişikliklerin

Detaylı

ZELOXİM 15mg/1.5 ml IM Enjeksiyon İçin Solüsyon İçeren Ampul

ZELOXİM 15mg/1.5 ml IM Enjeksiyon İçin Solüsyon İçeren Ampul ZELOXİM 15mg/1.5 ml IM Enjeksiyon İçin Solüsyon İçeren Ampul Formülü; Her 1.5 ml lik ampul; 15 mg Meloksikam, 9.4 mg Meglumin, 150 mg Glikofurol, 75 mg Poloksamer 188, 7.5 mg Glisin, 4.5 mg Sodyum klorür,

Detaylı

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA) 1 EDOKSABAN (LİXİANA) pıhtıönler ilaç grubundadır. Halk arasında kan sulandırıcı ilaç olarak bahsedilen ilaçlardan bir tanesidir. Kan damarları içerisinde pıhtı oluşmasını ve oluşan pıhtının büyümesini

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

Uzm. Dr. Gül Pamukçu Günaydın Ankara Atatürk EAH Acil Tıp Kliniği

Uzm. Dr. Gül Pamukçu Günaydın Ankara Atatürk EAH Acil Tıp Kliniği Uzm. Dr. Gül Pamukçu Günaydın Ankara Atatürk EAH Acil Tıp Kliniği STEMI NSTE-AKS NOACs Antikoagulanlar platellet aggregasyonu ve pıhtı oluşumunu engeller, trombogenezisi inhibe eder Böylece arteryel

Detaylı

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Plan Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Dr. Cenker EKEN AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı Farmakoloji ve patofizyoloji Endikasyonlar Lokal anestezik ajanlar Lokal anestezi Giriş Halstead WS: Practical comments

Detaylı

Hiperkoagülabilite Trombofili Tarama ve Tedavi DR ERMAN ÖZTÜRK

Hiperkoagülabilite Trombofili Tarama ve Tedavi DR ERMAN ÖZTÜRK Hiperkoagülabilite Trombofili Tarama ve Tedavi DR ERMAN ÖZTÜRK Hiperkoagülobilite / Trombofili Nedir? Neden test ediyoruz? Kimlerde test edelim? Neyi test edelim? Tedaviye katkısı? Ne ile tedavi? Ne süre

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz

ÜRÜN BİLGİSİ. CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz 1. ÜRÜN ADI ÜRÜN BİLGİSİ CLAVOMED FORTE 250 mg / 62,5 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz 2. BİLEŞİM Etkin madde: Her 5 ml de; Amoksisilin Klavulanik asit 250.00 mg 62.5 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi PLAVİX FİLM TABLET 75 mg KISA ÜRÜN BİLGİSİ 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Farmakogenetik CYP2C19

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant)

Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) 1 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) 2 Prospektüs 3 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) Steril,apirojen Formülü Beher Zoladex LA Subkütan implant, enjektör içinde, uygulamaya hazır, beyaz

Detaylı

DİGİTOKSİN Folia Digitalis denilen, Avrupada orman altlarında yetişen Digitalis purpurea

DİGİTOKSİN Folia Digitalis denilen, Avrupada orman altlarında yetişen Digitalis purpurea DİGİTOKSİN Folia Digitalis denilen, Avrupada orman altlarında yetişen Digitalis purpurea (Scrophulariaceae) bitkisinin yapraklarından elde edilen sekonder heterozite Digitoksin adı verilir. D.purpurea

Detaylı

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN Klinikte Analjeziklerin Kullanımı Dr.Emine Nur TOZAN Analjezikler Hastaya uygulanacak ilk ağrı kontrol yöntemi analjeziklerin verilmesidir. İdeal bir analjezik Oral yoldan kullanıldığında etkili olabilmeli

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1 Terapötik endikasyonlar NIZORAL Ovül, akut ve kronik vulvovajinal kandidozun lokal tedavisinde kullanılır.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1 Terapötik endikasyonlar NIZORAL Ovül, akut ve kronik vulvovajinal kandidozun lokal tedavisinde kullanılır. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NIZORAL 400 mg Ovül 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Her bir ovül etkin madde olarak 400 mg ketokonazol içerir. Yardımcı maddeler: Bütil hidroksianizol

Detaylı

Genellikle 1-3 günlük tedavi yeterlidir. Romatizma tedavilerinde en az bir hafta uygulanır.

Genellikle 1-3 günlük tedavi yeterlidir. Romatizma tedavilerinde en az bir hafta uygulanır. Prospektüs FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Metamizol steroid olmayan yangı giderici bir pyrazolone'dur. Analjezik, antiinflamatuar ve antipiretik etkilere sahiptir. Narkotik olmayan analjezikler grubuna girer.

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

Oksikam Tablet FORMÜLÜ. Bir tablette: Piroksikam 20 mg (Boya maddesi olarak edikol supra blue içerir). FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Oksikam Tablet FORMÜLÜ. Bir tablette: Piroksikam 20 mg (Boya maddesi olarak edikol supra blue içerir). FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Oksikam Tablet FORMÜLÜ Bir tablette: Piroksikam 20 mg (Boya maddesi olarak edikol supra blue içerir). FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Farmakodinamik özellikleri: Bir oksikam türevi olan piroksikam, antiinflamatuar,

Detaylı

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ Dr. Emre ÇAMCI Amaç ve Hedefler Kan grupları Kan transfüzyon endikasyonları Kan ve kan ürünlerinin hazırlanması ve saklanması Komponent tedavisi Transfüzyon komplikasyonları Masif

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA TROMBOZ VE TEDAVİSİ

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA TROMBOZ VE TEDAVİSİ ÇOCUKLUK ÇAĞINDA TROMBOZ VE TEDAVİSİ Dr. Can BALKAN Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediyatrik Hematoloji B.D. 1 3 Haziran 2012, Gaziantep HEMOSTAZİS Arteryel ve Venöz Tromboz Ayırımı Virchow Triadı 1.

Detaylı

KOAGÜLASYON TESTLERİ Dr. Çağatay KUNDAK DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU Hedefler Yaygın olarak kullanılan koagülasyon testlerini tanımak Bu testlerin hasta tanı ve takibinde etkin kullanılmasını sağlamak Koagulasyon

Detaylı

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.)İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 2.) İLAÇLARIN VERİLİŞ YOLLARI VE ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER Slayt No : 13 1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Detaylı

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ «

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ « ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ « Sunum planı Epidemiyoloji Farmakokinetik Klinik özellikler Tanı Tedavi Sonuç Epidemiyoloji

Detaylı

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA)

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA) DABİGATRAN (PRADAXA) NE İÇİN KULLANILIR? Dabigatran (PRADAXA) pıhtıönler ilaç grubundadır. Halk arasında kan sulandırıcı ilaç olarak bahsedilen ilaçlardan bir tanesidir. Kan damarları içerisinde pıhtı

Detaylı

MİYOKARDIN İSKEMİK SORUNLARINA YAKLAŞIM

MİYOKARDIN İSKEMİK SORUNLARINA YAKLAŞIM MİYOKARDIN İSKEMİK SORUNLARINA YAKLAŞIM Akut Koroner Sendrom ST elevasyonlu miyokard infarktüsü (STEMI) ST elevasyonsuz miyokard infarktüsü (NSTEMI) Kararsız angina pektoris (KA) Tanı Semptomlar (angina

Detaylı

Kanamanın durması anlamına gelir. Kanamanın durmasında üç eleman rol alır. Bunlar şunlardır:

Kanamanın durması anlamına gelir. Kanamanın durmasında üç eleman rol alır. Bunlar şunlardır: Hemofili hastalığı dünyanın her tarafında görülebilen bir çeşit kanama bozukluğudur. Hastadaki ana sorun kanamanın durmasındaki gecikmedir. Bu yüzden pıhtılaşma gecikir ve hasta çok kanar. Ciddi organların

Detaylı