Ece KORKUT (2001). Çeviride Eşdeğerlik. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi. Sayı: 5. Erzurum. ISSN: S ÇEVİRİDE EŞDEĞERLİK

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ece KORKUT (2001). Çeviride Eşdeğerlik. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi. Sayı: 5. Erzurum. ISSN: 1302-3241. S. 251-266. ÇEVİRİDE EŞDEĞERLİK"

Transkript

1 1 Ece KORKUT (2001). Çeviride Eşdeğerlik. Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi. Sayı: 5. Erzurum. ISSN: S ÇEVİRİDE EŞDEĞERLİK ÖZET Her ne kadar aralarında var olan iç ilişki nedeniyle diller birbirlerine yabancı değillerse de, milletlerin gerek kültürlerinin gerekse yaşama ve düşünce biçimlerindeki farklılıklardan dolayı aralarında çeşitli ayrımların olduğu bir gerçektir. Bu da her dilin kendi yapısı içerisinde diğer dillerden ayrılmasına ve kendine özgü bir yapıya sahip olmasına neden olur. Bütün bu etkenlere bağlı olarak, iki dil arasında çeviri sürecinin zor bir aşama olduğunu söyleyebiliriz. Bu makale dillerde doğallıkla gelişen farklılıkların ve diller arasındaki farklılığın çeviri etkinliğini nasıl etkilediğini konu edinir. Anahtar sözcükler: çeviride eşdeğerlik, çeviride sözcelem durumu, çeviride duygu değeri, çeviride eğretileme, çeviride metin içi tutarlılık. Diller birbirlerine bütünüyle "yabancı" değildir ve dil yetisi anlamında, anlam aktarma, yani göstergesel olma açısından aralarında belli bir iç ilişki olduğu için "çeviri işlemi" yapılabilmektedir. "Diller arasında var olduğu düşünülen iç ilişki, diller arasında kendine özgü bir yakınlığın bulunduğunu ortaya koyar. Buna göre birbirlerine yabancı değildir diller; tersine, öncül (à priori) olarak ve tüm tarihsel bağıntıların ötesinde, söylemek istedikleri açısından aralarında "hısımlık" vardır." (Benjamin 1923, Çeviri Eylül 1979: 52) Buna karşılık, her dil kendine özgü bir işleyişi olan, özgün bir dizge olduğu için çeviri işlemi kolay ve tek katmanlı bir edim değildir. Farklı diller arasında her düzeyde ayrılıklar olması doğaldır: bir yanda sessel (ya da sesletimsel), yapısal (biçimsel ve sözdizimsel), sözlüksel ve anlamsal bakımdan özgünlüğü olan diller, diğer yanda kullanımsal (edimbilimsel) olarak da farklılıklar gösterir. Birinci öbekte sıraladığımız düzeyler, dilbilimsel anlamda "dil" (toplumsal), yani dizge ile ilintiliyken, ikinci farklılık doğrudan "söz" (bireysel) ile, dilin bireysel ve kullanımsal görüntüleriyle bağlantılıdır. Bir dili bütünüyle kavramak, sözü edilen bütün düzeylerin öğrenilmesini ve özümsenmesini gerektirir. Sözlü ya da yazılı anlatımlarda anadilini rahat ve kabul edilebilir doğrulukta kullanan bir kişi bile, dile ve söze ilişkin olarak bu dilde keşfedeceği, düzelteceği, dolayısıyla öğreneceği olgularla sıklıkla karşılaşıyorsa, "yabancı" bir dilde bu çabaların daha yoğun ve sürekli olması gerekeceği açıktır, çünkü bir dilin dizgesine hakim olmak ile o dilin söz varlığı ve kullanımsal özelliklerini "bilmek" aynı şeyler değildir. Dizge Saussure'e göre, aynı anda bir arada bulunan öğelerin oluşturduğu bağdaşık bir bütün, yani bir yapı, bir düzenektir ve dilbilimin konusunu oluşturur. Dilbilim araştırmaları içinde gelişen edimbilim ise "bir sözceyi üretildiği bağlamı içinde ele alan ve bu özelliğiyle de dilbilimdeki temel yenilenmeyi gerçekleştiren dal" (Rifat

2 2 1998:105)dır ve dizgeden hareketle, çeşitli topluluk ve bireylerde farklılıklar gösteren, gerçek "durumlarda", özel iletişim ya da sözcelem durumlarında ortaya çıkan kullanımlarla ilgilenir. Dolayısıyla bir dilin işleyiş kurallarını bütünüyle öğrenmek ve öğretmekten söz edilebilse de, bu dilden hareketle oluşan ve dinamik bir görünümü olan edimsel alanı, sözün alanını "tümüyle" öğrenmek ya da öğretmekten söz etmek güçtür, çünkü bu alan aynı dil dizgesini kullanan çeşitli büyüklükteki topluluklarda, bireysel ve dönemsel olarak sürekli bir değişim içindedir. Böylece diller arasında var olan yapısal farklılıkların yanında, çok daha geniş ve değişken bir alan oluşturan kullanımsal farklılıklar, bir dilden diğerine geçmek söz konusu olduğunda, her kullanımda özel bir dikkat gerektirir, çünkü yapısal özelliklerde başvurulabilecek olan bir takım yerleşik denilen kurallar, edimsel alanda yerini, -sözcelem durumunun saptanmasından sonrauslamlama, yorumlama ve yaratıcılık becerilerine bırakır. "Çeviri edimi"nde iki dilden söz edildiğine göre, tek bir işlemden fazlası kastedilir. Öncelikle kaynak dildeki söylem için, anlamaya yönelik bir diliçi çeviri yapılır ve ardından erek dilde kabul edilebilir eşdeğerlikler aranırken, bu kez erek dilde diliçi çevirilere başvurulur ve aktarım bu işlemlerin sonunda gerçekleşir. Özellikle farklı dil gruplarına üye iki dil arasındaki gidiş-gelişlerde "aynılıklar"la karşılaşmak hoş rastlantılar olmaktan öteye geçemeyeceği için, ancak olası "eşdeğerlikler"den söz edilebilir ve bunun her defasında (her iletişim durumunda) yeniden kurulması gerekebilir. En genel anlatımla dil ve söz farklılığı diye adlandırabileceğimiz bu konuyu, ayrı dil gruplarından olan iki dilden, Fransızca ve Türkçeden vereceğimiz bazı örneklerle somutlaştırmaya çalışalım. 1. Çeviride sözcelem durumu ve duygu değeri Sözcelem kuramı "( ) dilin dış yapısıyla ilgilen[ir] ve sözcükleri sözdizimsel çözümleme dışında, metinsel bağlamı ve dil-dışı çevreyi dikkate alarak incele"ler (Kıran 2001: 175) Sözcelem durumunun saptanması, sözcelerin hangi iletişim durumlarında, hangi kişiler, zaman ve yerlerde, hangi sözcelere ya da (dildışı) "durumlara" karşılık olarak üretildiğini açıklığa kavuşturur. Sözcelem durumunu gösteren belirtiler değerlendirilmeden doğru anlam ve değerlere ulaşılması düşünülemez, çünkü aynı sözce iki farklı sözcelem durumunda anlam ve duygu değeri (esenlikli-esenliksiz) değiştirebilir. 1. sözcelem durumu: Kadın akşam eve döndüğünde mutfaktan güzel kokular yayılır. Eve daha erken dönen eşi yemek işini üstlenmiştir. Kadın içinden keyifle şöyle der: "Qu'est-ce qu'il me mijote encore?": Yine bana ne yemekler pişiriyor acaba?

3 3 2. sözcelem durumu: Erkek sabahki tartışmanın etkisini üzerinden atamamıştır, eve döndüğünde asık yüzlü ve suskundur. Kadın içinden şöyle geçirir (aynı sözce): Qu est-ce qu il me mijote encore? : Yine bana ne kumpaslar kuruyor acaba? - Yine neler kuruyor kafasında acaba? - "Aklından yine neler geçiyor acaba?" Mijoter eyleminin ilk anlamı bir yemeği hafif ateşte, ağır ağır ve özenle pişirmek tir (1.sözcelem durumu). Gündelik dildeki ikinci ve eğretilemeli anlamı ise, kötü bir eylemi (komplo, kötü bir şaka, vb) uzun uzun tasarlayarak, gizlice hazırlamak tır (2.sözcelem durumu). Birbirinden bütünüyle kopuk olmayan bu iki anlam, farklı sözcelem durumlarında esenli (1.durum) ve esensiz (2.durum) olarak iki karşıt duygu değeri taşır ve aynı sözce, sözcelem durumları değerlendirilince farklı anlamlar kazanır. (Eğretilemeli kullanımın anlamda ve değerde yarattığı bu farklılığı başka örneklerle aşağıda daha ayrıntılı olarak göstereceğiz.) Sözcelem durumunun önemine ve sözlüksel anlamların ötesine nasıl geçtiğine bir başka örnek: Türkçedeki sözlük karşılığı dinlemek olan Fransızca écouter fiili sözdizimsel ve anlambilimsel açıdan iki dilde bazı aynılık özellikleri taşır: Her iki dilde de geçişlidir ve düz tümleç ile birlikte kullanılır. (écouter qqn/qqch = birini/bir şeyi dinlemek). TDK nın Türkçe Sözlüğü (1983,Genişletilmiş 7.baskı) bu sözcük karşılığında dört anlama yer vermiş: 1.İşitmek için kulak vermek. 2. Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip, gereğince davranmak. 3. Uymak, baş eğmek, itaat etmek. 4. Kulakla ya da dinleme aygıtıyla hastayı muayene etmek. Petit Robert (1993) sözlüğü ise écouter fiilinin anlamlarını iki büyük grupta toplamış: 1.İşitmeye, dikkatini bir yere yöneltmeye hazır olmak. 2. Birinin söylediğini onaylayarak kabul etmek. Her iki sözlükteki 1. madde aynı anlamı içeriyor, ancak Türkçe sözlükteki 2. ve 3. anlamlar birbirine yakın ve birbirini içerir görünürken, Fransızca sözlükte her ikisi tek bir maddede birleştirilmiştir. Diğer yandan Türkçe sözlükteki 4. anlam Fransızca sözlükte yer almamakta, buna karşılık burada, 1. maddede toplanan bazı kullanımlar [örneğin, écouter aux portes (:Kapı arkasından dinlemek): Bir konuşmayı gizlice, bir kapının arkasından dinlemek.] ve deyimleşmiş kullanımlar [örneğin: "écouter de toutes ses oreilles" (:can kulağıyla dinlemek); "n écouter que d une oreille" (:yarım kulakla dinlemek)] Türkçe sözlükte bulunmamaktadır. Bütün bu anlamların yanında, Fransızca sözlükte 1.madde içinde yer alan özel bir kullanıma rastlıyoruz: "Écoute(z)" [Dinle(yin)]: Kendisiyle konuşulan kişinin dikkatini az sonra söylenecek olan şeye çekmek için kullanılır. Bu, bütünüyle iletişim durumunu ilgilendiren bir anlamdır, dolayısıyla hangi iletişimsel durumlarda kullanıldığının incelenmesi gerekir. Fransızca sözlükte bu anlamın ardından gelen örnek şöyledir: Écoute, maintenant, ça suffit! Bu sözceyi Türkçeye aktarmak gerektiğinde, Türkçede yeni bir eşdeğer sözcük aramak zorunda kalırız. Her iki dilin sözlüklerinde aynı sözcükle (dinlemek) karşılanan écouter, bu özel kullanımında yerini başka bir sözcüğe bırakır: Fransızcadan Türkçeye sözcüğü sözcüğüne ve

4 4 kullanımsal açıdan tam ve geçerli olmayan bir karşılıkla, Dinle, yeter artık, Türkçede (olası) sözcelem durumlarında (yine beş duyusal alandan başka bir sözcükle: ("Dinlemek; Bakmak"): Bak, yeter artık olarak karşılanabilir. Bu olası kullanımsal anlamın, birkaç sözcede nasıl gerçekleştiğini görelim: - "Écoute, je n en peux plus! Tu comprends? - "Bak, artık canıma tak etti. Anladın mı? - "Écoute, je sais ce que tu en penses, mais là, c est différent. - "Bak, (bu konuda) ne düşündüğünü biliyorum, ama bu kez durum farklı." Sözlük anlamından edimsel anlama geçerek bulunan bu eşdeğerlik (Dinle / Bak) sözeylem ve duygusal değer olarak ele alındığında, yalnızca karşımızdaki kişinin dikkatini az sonra söyleyeceğimiz şeye çekmekle kalmayıp, aynı zamanda (sözcelem durumuna bakarak) görece olarak ve her iki dilde de çoğu zaman gergin bir iletişim durumunu, bıkkınlık ya da tehdit (esensiz duygu değeri) içeren bir iletişim durumunu da işaret ettiğini görürüz. Bu durumda, iki dil arasında "denk" bir aktarım aranırken, her iki dil için geçerli olan sözcelem durumlarının dikkate alınması ve duygu değerinin erek dildeki karşılığının, yine erek dilde aranması gerekir. 2. Çeviride eğretileme ve metiniçi tutarlılık Eğretilemeli kullanımlar çeviride özel bir araştırma konusudur, çünkü temel ve düz anlamlara bağlı ya da kimi kez onlardan bağımsız olarak oluşan eğretilemeli anlamlar kültürel bir içeriğe sahiptir; dil ile dünya görüşü arasındaki bağı açıklayan kullanımlardır. Bu konuya ilk örneğimiz, sözlüksel düzeyde, yani sözcelem durumundan bağımsız, yalnızca imgesel gönderimi olan bir örnek olarak ele alacağımız "le paquet" sözcüğü olacak. Fransızcada bu sözcük Türkçeye birinci ve somut anlamıyla, doğrudan "paket" olarak geçmiştir (un paquet-cadeau = hediye paketi; un paquet de cigarettes = bir paket sigara). Ancak eğretilemeli anlamlarına karşılık arandığında, eşdeğerlik her deyimleşmiş kullanımda farklı sözcüklerle oluşturulur. Fransızcada gündelik dilde ve çoğu zaman insanlar için kullanılan deyimlerin Türkçedeki karşılığında "paket" sözcüğü silinerek, her kullanımda yeni bir karşılık kullanılır: "C'est un paquet de graisse" = Yağ tulumu. "C'est un paquet (sac) d'os" = Kemik torbası. "C'est un paquet de nerfs" = Sinir küpü. Fransızcadaki tek bir sözcük (paquet=paket) deyimlerde eğretilemeli olarak yer aldığında, Türkçedeki karşılıkları değişiyor, ancak hiçbir zaman "paket" karşılığı kullanılmasa da, eşdeğer karşılık oluşturan tüm sözcükler Türk dili içinde de, iki dildeki ortak bir alanda, aynı anlam

5 5 alanı içinde buluşuyor: (paket;) tulum, torba, küp => "içi sıvı, gaz ya da katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne, kap." Ayrıca her durumda bir içeren / içerilen ilişkisi kuruluyor: içeren: tulum, torba, küp; içerilen: yağ, kemik, sinir. Fransızcanın gündelik kullanımında "ücretsiz, para ödemeden, bedava" olarak karşılanan "gratuit,e" sıfatının eğretilemeli anlamlarından biri: "geçerli bir nedeni, dayanağı, kanıtı olmayan; temelsiz, dayanaksız, nedensiz"dir: "Une hypothèse gratuite" (dayanaksız bir suçlama); "Un crime gratuit" (nedensiz bir cinayet); "Un acte gratuit" (nedensiz bir edim) gibi kullanımlarda iki dil arasında sorunsuz bir çeviri olasıdır. Ancak belli bir iletişim durumunda, bir sözcüğün değişik anlamları (düz ve eğretilemeli) arasında gidip gelerek, aynı sözcüğün farklı anlamlarına göndermede bulunarak dilin yaratıcı bir tutumla kullanılması ve böylece belli bir etki yaratılmak istenmesi söz konusu olduğunda, çeviride eşdeğer anlam ve eşdeğer etkinin aynı anda sağlanması güçleşebilir. Şöyle ki: A (C'den söz ederek, B'ye; bir durumu kurtarmak için bahane arayarak) : C'est un ami qui aime des plaisanteries gratuites. [Bu arkadaş (durup dururken) böyle nedensiz şakalar yapmaya bayılır.] C (B'ye kızarak): Ah, mais mes plaisanteries gratuites vont vous coûter cher! [Aa, öyle mi, benim nedensiz -gerçekle ilgisi olmayan- şakalarım size pahalıya mal olursa görürsünüz ( mal olacak, görürsünüz siz.)] (?) Bu özel sözcelem durumunda önce C, A hakkındaki bir gerçeği dile getirmiş; A bunu B'nin ciddiye almasından endişe duyarak, C'nin sadece asılsız bir şaka yaptığını ima etmiştir. C ise A'nın bu gerçeği B'den saklamak için kullandığı bu yönteme kızıp, son sözceyi söylemiştir. Bu sözcenin etkisi ise bütünüyle Fransızcadaki bir karşıtlıkla oluşturulmuştur: "gratuit,e" (bedava) [ilk anlam]; "coûter cher à qqn. = birine pahalıya mal olmak [eğretilemeli anlam]). İlk sözce "nedensiz şakalar yapmak" olarak (Türkçede *"bedava şaka"1 diye bir kullanım olmadığına göre), 2. sözce de "pahalıya mal olmak" şeklinde çevrildiğinde, 2. sözcenin etkisi çeviride bütünüyle yok olacak ve Fransızcada aynı anlam alanından iki kullanımın (gratuit [coûter] cher) arasında kurulan bağıntı aktarılamamış olacaktır. Bu durumda erek dilde aynı türden bir karşıtlığa (bedava pahalı) başvurmak, bunun için de yeni karşılıklar aramak gerekecektir: A - Bu arkadaş desteksiz atmaya bayılır (desteksiz şakalar yapmaya bayılır). C - Aa, öyle mi, benim desteksiz şakalarım evinizi başınıza yıkarsa görürsünüz. 1 Önünde (*) işareti bulunan sözceler uygun olmayan çevirileri belirtecektir.

6 6 şeklindeki bir çeviride, "desteksiz" (dayanaksız; temelsiz) ile "(temeli olmadığı için) evinin başına yıkılması" aynı anlam alanından olmasına karşılık, bu kez iki kullanım arasında karşıtlık değil, neden-sonuç ilişkisi kurulmuş olur (temelsiz ev yıkılır). A - Bu arkadaş tatsız şakalar yapmaya bayılır. C - Aa, öyle mi, benim tatsız şakalarım size tuzluya mal olursa, görürsünüz. şeklinde yapılacak bir çeviride, ortak bir anlam alanında (/tat/) "tatsız" - "tuzlu" karşıtlığı kurulmuş olacaktır. Ya da: A - Bu arkadaş da yersiz şakalar yapmaya bayılır. C - Aa, öyle mi, benim yersiz şakalarım sizi yerinizden ederse görürsünüz. şeklindeki çevirilerde, kaynak dildeki karşıtlık ve ilk anlam-eğretilemeli anlam ilişkilerinin eşdeğerliği daha mantıksal olarak kurulmuş olur. Bu örnekte görüldüğü gibi, sözcüklerin birinci ve eğretilemeli anlamları kullanılarak elde edilen etkiyi aktarırken, kaynak dildeki sözcükler bir kenara bırakılıp, yalnızca kullanılan dilsel işlemler ve yöntemler (burada: karşıtlık ve temel anlamdan eğretilemeli anlama geçiş) izlenerek, erek dilde eşdeğer bir anlam ve etki araştırılmıştır. Böylece sözcelem durumundaki duygu değerleri de (esensiz: A'nın endişesi ve C'nin kızgınlığı, tehdidi) aktarılmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak, ilk anlam ve eğretilemeli anlam arasındaki bağıntıdan yararlanarak oluşturulan bu tür söylemler aktarılırken, kullanımlar arasındaki iç tutarlılık esas alınmalıdır. 3. Çeviride eksiltili anlatım ve açımlama Dilin gerçekleşmesi sırasında eksiltili anlatımlara sıkça başvurulur. Aynı dil içinde bile çok kez eksik ya da yanlış anlamalara neden olan bu olguya, doğal olarak çeviride daha büyük bir özen gösterilmesi gerekir. Fransızcada "tourner" eylemi geçişli olarak kullanıldığında, (başını, tekerleği, sayfayı ) "döndürmek, çevirmek"; (çayı, sosu ) "karıştırmak" gibi anlamlara gelir. "Tourner un film"'in Türkçe karşılığı "film çevirmek"tir (ilk film kameralarının elle çevrilmesi ile bağlantılı olarak; burada gönderge kaybolmuş olmasına karşın, bu gönderge ile oluşturulan deyim korunmuştur). Aynı anlam alanında "tourner une scène" kullanımı ise Türkçeye "*bir sahne çevirmek" değil, "bir sahneyi çekmek" olarak aktarılır. Bu bağlamda bir eksiltili sözcenin nasıl Türkçeleştirileceğini irdeleyelim: "(Je connais) tous les réalisateurs qui ont fait tourner Annie Girardot" sözcesinde "film" ya da "sinema" sözcükleri yer almamakla birlikte, "réalisateurs" [film yönetmeni: açımlama. /

7 7 ("metteur en scène" tiyatro yönetmeni)] ve "Annie Girardot" (gerçek ve kültürel bir gönderge: A.G. bir Fransız film oyuncusudur) ögeleri anlam evreninin /sinema/ olduğunu göstermektedir. Bu sözcenin Türkçeye aktarılması söz konusu olduğunda: kaynak sözcede eksiltili bir anlatım olsa da, bağlamı oluşturan ögeler anlamın oluşmasında bir sorun yaratmaz: "faire tourner (des films à) A.G." Bu sözcenin Türkçeye aktarılması ("çevrilmesi") sırasında aynı eksiltili kullanımı korumak olanaksız görünür: "Bazı yönetmenler [filmlerinde] A.G.'yu oynatmışlardır" ya da "A.G. bazı yönetmenlerin çektiği filmlerde rol almıştır". İkinci adımda, sözcenin anlamı erek dile aktarıldığında ortaya çıkabilecek gereksiz ya da gerekli olduğu halde fazlalık oluşturan yinelemelerin belirlenmesi ve ayıklanması gerekecektir. Örneğin: *"A.G.'nun (oynadığı) rol aldığı filmleri yöneten yönetmenler" şeklindeki bir çevirideki yineleme rahatsız edicidir. O halde /sinema/ anlam alanı taranarak, aynı anlamı karşılayan çeşitli kullanımlar saptanırsa [Film çekmek - film çevirmek - film yönetmek; Bir filmde rol almak = bir filmde oynamak], yinelemeler giderilebilir: "(A.G.'yu filmlerinde oynatan =) A.G.'ya filmlerinde rol veren yönetmenler..." Kaynak sözcede "filminde oynatmak", "rol vermek" kullanımı yer almadığı halde, "faire tourner qqn." bu şekilde açımlanabilir. "A.G.'nun rol aldığı filmlerin yönetmenleri..." Burada da, "(bir filmde) oynamak, rol almak" kullanımı aynı anlamı veriyor. "Almak" ve "vermek" sözlüksel olarak karşıt anlamları dile getirse de2, bu sözcede bu karşıtlık silinir ya da yansızlaşır, çünkü oyunculara rolleri yönetmen "verir"; "rol almak" ise rolünü kendi seçip almak değil, (bir filmde ya da temsilde) "görev almak" anlamında kullanılmaktadır. Başlangıçta önerdiğimiz açımlamanın (film yönetmeni) burada artık bir gereği kalmamaktadır, çünkü aynı sözcede geçen "film" sözcüğü, yönetmenin sinema yönetmeni olduğunu gösteriyor. Ancak olağanın dışında bir durum söz konusu olduğunda, açımlama yapmak kaçınılmaz olacaktır. Örneğin öncelikle tiyatro alanında yönetmen olan bir kişi bir film yönetmişse: "A.G.'yu filmlerinde oynatan tiyatro yönetmenleri (=metteur en scène)", şeklindeki bir açımlama ile bu özel durum vurgulanmış olur. 2 "Dertli x dertsiz", "gerekli x gereksiz" (-li x -siz) ya da "borç almak x borç vermek" karşıtlığı, sözlüksel olarak, "uykulu = uykusuz", "karar almak = karar vermek" kullanımlarında yok olur.

8 8 Sonuç olarak kaynak dildeki eksiltili anlatımın erek dilde anlaşılır olması için çoğu kez açımlamaya gerek duyulabilir. Bir başka örnek: A: Excusez-moi. B: Non, c'est moi. şeklindeki bir konuşmada yanıt eksiltilidir. Çeviride biçimsel eşdeğerliğe öncelik tanınırsa: - Özür dilerim. - *Hayır, ben. şeklindeki bir çevirinin erek dilde hiçbir kullanımsal geçerliği ve anlamı olmayacaktır. Böyle bir durumda açımlama ve yorumlamaya gerek duyulur: Özür dilerim. Yo, hata bende / ya da: Yo, ben özür dilerim. şeklindeki bir çeviride anlamlı bir eşdeğerlik sağlanmış olacaktır. Eksiltili kullanıma verilecek örnekler çoktur. Bir başka durumda, polis karakolunda geçen bir konuşmada, bir polisin diğer meslektaşlarına yönelttiği soru ve aldığı yanıt şöyle olabilir: _ Vous allez où, là? _ Une agression. _ Nereye gidiyorsunuz (böyle)? _ * Saldırı(ya). şeklinde bir çevirinin hiçbir geçerliği olmayacaktır. Polisler saldırıya değil, bir saldırı suçunun işlendiği yere, olaya müdahele etmeye ya da saldırıya uğramış bir kurbanın yardımına gitmektedirler. Tek bir sözcükle çağrıştırılan bu anlam, bu şekilde uzun bir açımlamayla aktarılamayacağına göre, yine kısa, ama yeterince açık bir çeviriyle karşılanabilir. Örneğin: _ Nereye gidiyorsunuz (böyle)? _ Saldırı varmış. (ya da: Biri saldırıya uğramış) (Ama: *"Bir yerde saldırı olduğu haberini aldık, olay yerine gidiyoruz" gibi uzun bir açımlama yersiz olacaktır.) Sonuç olarak, kaynak dildeki eksiltili bir anlatım, biçime zarar vermeyecek şekilde, ancak erek dilde yetersiz ya da çelişkili bir durum yarattığında ve yalnızca gerekli olduğu kadar açımlanmalıdır. 4. Deyimler ve Kalıpsözler Her dilin söz varlığında kullanıma göre anlam değiştirmeyen deyimler ve kalıpsözler vardır. Deyim "belli bir kavramı, belli bir duygu ya da durumu dile getirmek için birden çok sözcüğün bir arada, seyrek olarak da tek bir sözcüğün yan anlamında kullanılmasıyla oluşan sözdür" (Aksan 1982:37), kalıpsöz ise "bir toplumun bireyleri arasındaki ilişkiler sırasında kullanılması

9 9 âdet olan birtakım sözler"dir (Aksan 1996: 34). Her dil ve kültür, etkili ve imgesel pek çok karşılaştırmaya, benzetmeye, somutlaştırmaya başvurur. Bu açıdan bakıldığında her dilin kendine özgü bir tadı ve renkli bir anlatım biçimi olduğu gerçektir. Bütünüyle düzanlatıma dayalı, mantıksal ve bu nedenle de yavan denebilecek bir yaşayan dil olması düşünülemez. Çeviri işlemi söz konusu olduğunda, ilk kaygı anlamın çevirisi olduğuna göre, ne yazık ki bir dile özgü renk ve tat çoğu kez diğer dile aynıyla aktarılamaz. Ancak doğru anlamın yanısıra, esprili anlatıma, iğnelemeye, aykırı bağdaştırmaya vs. dayalı bir deyimin, kalıpsözün aktarılması söz konusu ise aynı özellikler erek dilin sözvarlığı içinde de aranmalıdır. Burada deyim ve kalıpsözlerin sözcelem durumundan en az etkilenen kullanımlar olduğunu da anımsatalım. Kullanıldığı her durumda benzer anlam ve değer taşıyan kalıpsözlerin çevirisi görece olarak daha kolay ve sorunsuz görünür, ancak bu durumda da ayrıntılı bir söz varlığı araştırmasına gerek duyulur. Örneğin Türkçedeki "buyrun" kalıpsözü "buyurmak" (emretmek) kökünden uzaklaşmıştır ve Batı dillerinde iletişim durumuna göre birden çok karşılığı vardır. Eve gelen biri içeriye davet ediliyorsa, Fransızcada "entrez, s'il vous plaît" (*Girin lütfen), birine bir şey ikram ediliyorsa "Prenez"(*Alın), bir şey verilirken, "Tenez" (*Tutun), ya da telefonda "Allô? Oui?" (*Alo, evet?) gibi kullanımlar Türkçede hep "buyrun" ile karşılanır. Fransızcadaki "Il est bête comme ses pieds" ("ayakları kadar aptal biri") kullanımı kalıplaşmış bir sözdür. Aptallığın derecesi Fransızcada böyle bir benzetmeyle verilirken, Türkçede buna bir eşdeğer arandığında, yine aykırı bir karşılaştırma bulmaya çalışılacaktır. Türkçede aptallık için benzetmeye dayalı bir deyim varsa, "ne" kadar aptal deniyor? Aynı etki Türkçede de insan bedeninden bir alıntıyla mı yaratılıyor? Öncelikle Fransız kültürünün "ayakları" neden aptallıkla bir tuttuğu sorusu çok açık değildir, çünkü ayaklar da tıpkı kollar, eller gibi yalnızca beynin komutlarına boyun eğer. Bu örnekte de görüldüğü gibi, deyimler ve kalıpsözler çoğu zaman açıklanamayan, ya da tek bir şekilde açıklaması olmayan, olduğu gibi yinelenen bütünlerdir. Bir dilde hiçbir değişiklik yapmadan yinelenen böyle kullanımların başka dile çevirisi söz konusu olduğunda, ikinci dilde (varsa) aynı özelliği taşıyan kalıpsözler arasından anlam ve etki açısından en yakın olan bir karşılık aramak gerekecektir. Ancak hiçbir karşılık bulunamadığı durumlarda, bu kez sözcük sözcük aktarmak yerine, erek dilde yine etkili bir anlamı, iç mantığı olan yeni bir karşılık önermek yerinde olabilir. Burada da çevirmenden araştırmacı ve yaratıcı olması beklenir. Aynı şekilde, 6. kattan düştüğü halde, kedisinin sapasağlam olduğunu etkili bir biçimde anlatmak isteyen bir Fransız, benzetmeli bir deyimle "Il est frais comme un gardon" derse, bunun bire bir çevirideki karşılığı "*Kamça balığı gibi taze", kuşkusuz anlamdan da etkiden de, imgeden de yoksun olacaktır.

10 10 Diğer taraftan, çok daha ender olsa da kimi zaman iki dil arasında bu türden deyimlerde eşdeğerliğe rastlanabiliyor. Örneğin Fransızcadaki "Il est sourd comme un pot", Türkçede de aynıyla yer alıyor, diyebiliriz: "Küp gibi sağır." Ancak "pot" sözcüğünün birçok karşılığından yalnızca biri ile eşdeğerlik söz konusu, yani ne çömlek, tencere gibi, ne de testi, güğüm gibi, yalnızca "küp gibi sağır". Bu gibi eşdeğer örneklerin yine de azınlıkta kalan bir durum olduğunu belirtmek gerekir. 5. Sonuç Bu yazıda iki dil arasında kültür, düşünme ve yaşama biçimi, dünyayı algılama tarzı ve değerlendirme alışkanlığı, anlam oluşturma gibi pek çok etkene bağlı olarak dillerde doğallıkla gelişen farklılıklardan söz ederek, bunlardan birkaçını yalnızca birkaç örnekle açıklamaya çalıştık. Diller arasında var olan her türden farklılığın çeviri etkinliğini, çeviride kabul edilebilir eşdeğerlikler kurma çabasını nasıl etkileyebileceğini tartışarak, çevirinin her aşamada, çeşitli anlatım biçimlerinde nasıl bir değerlendirmeyi gerektirdiğini ortaya koymaya çalıştık. Kabul edilebilir bir eşdeğerliğe ulaşmak için dillerin ve sözlerin her yeni sözcelem durumunda bazı işlemlerden geçirilmesi gerektiği vurguladık. Örneğin, - Anlamsal bir bütün oluşturan ifadeleri, özel üretim koşullarından kopuk "cümle"ler değil, "sözce" olarak ele almak; sözcelem durumunu oluşturan belirtileri dikkate alarak, sözceleri her durumda ayrı ayrı değerlendirmek; - Bir sözceyi oluşturan birimlerin çeşitli sözlüksel anlamlarından ve kullanımsal değerlerinden sözcelem durumuna en uygun olanını saptayarak, sözcelerin söylemle tutarlı olmasını sağlamak; - İlk anlam ve eğretilemeli anlamlar arasındaki ayrımı göz ardı etmemek; - Eksiltili kullanımların erek dile aynı biçimde aktarılması durumunda, erek dil okuyucusu için anlamın kapalı ya da donuk bir hale gelip gelmediğini dikkate almak. Gerekli durumlarda açımlamaya başvurmak; - Bir sözcenin kaynak dilde uyandırdığı etkiyi aktarabilmek; - Dil düzeylerine olabildiğince sadık kalmak; - Duygu değerini değiştirmeden aktarmak; - Deyimler ve kalıpsözler için her iki dilde de araştırma yaptıktan sonra eşdeğerli karşılıklar saptamak Çeviride eşdeğerli karşılıklar bulma sürecinde kesin teknikler olmaması ve yukarıdaki gibi, sayıları daha da çoğaltılabilecek ilkeler bize çevirinin tek yönlü bir işlem değil, her durumda özel bir yöntem gerektiren, çok yönlü bir etkinlik olduğunu göstermektedir.

11 11 Kaynaklar: Aksan, Doğan (1996). Türkçenin Sözvarlığı, Ank: Engin yay. Aksan, Doğan (1982). Her Yönüyle Dil, 3.cilt, Ank: Türk Dil Kurumu yay. Benjamin, Walter (1923) Çevirmenin Görevi (Çeviren: Ahmet Cemal), Çeviri, Eylül 1979, Kültür Bakanlığı, s Kıran, Zeynel (2001). Dilbilime Giriş, Ank: Seçkin yay. Rifat, Mehmet (1998). XX. Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları, 1.cilt, İst: YKY yay., Cogito dizisi. Saussure, Ferdinand de (1916,1985). Cours de linguistique générale, Paris: Payot Ele alınan sözcük ve kullanımlar: Mijoter Écouter Tourner Un paquet de.. Plaisenteries gratuites

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Çocukları günlük bakımcıya veya kreşe gidecek olan vede başlamış olan ebeveynlere Århus Kommune Børn og Unge Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi Tyrkisk, Türkçe 9-14 aylık çocuklar hakkında durum ve

Detaylı

T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİMDALI İLKÖĞRETİM PROGRAM SINIF ÖĞRETMENLİĞİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR

T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİMDALI İLKÖĞRETİM PROGRAM SINIF ÖĞRETMENLİĞİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİMDALI İLKÖĞRETİM PROGRAM SINIF ÖĞRETMENLİĞİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR HAZIRLAYAN KEMAL ÖZDEMİR 201291321308 KÜTAHYA@2012 Konu: Türkçe

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1 Anlam Bilgisi SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15 CÜMLE ANLAMI...16 Öznel ve Nesnel Anlatým...16 Neden - Sonuç Ýliþkisi...16 Amaç - Sonuç Ýliþkisi...16 Koþula

Detaylı

BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ BULDAN DAKİ İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLERİNİN YAPISALCI ÖĞRENME HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ Aylin YAZICIOĞLU Afyon Kocatepe Üniversitesi,Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı ÖZET: Eğitim,bireylerde istendik davranışları

Detaylı

Anlambilim ve Edimbilim. Giriş Konuları

Anlambilim ve Edimbilim. Giriş Konuları Anlambilim ve Edimbilim Giriş Konuları İletişim Anlamın en «anlamlı» olduğu yer iletişim Basit bir iletişim modeli kanal (mesaj) gönderen kodlama gönderilen sinyal gürültü artıklık alınan sinyal kod açma

Detaylı

T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ

T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ FAKÜLTE: BÖLÜM: ANABİLİM DALI: PROGRAM: Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü İngiliz Dili Eğitimi Lisans PROGRAM DERSLERİ VE ÇIKTILARI BAĞLANTI MATRİKSİ PROGRAM DERSLERİ

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları: OYUN VE ÇOCUK Çocuklar oyunla dünyayı keşfederler, diğer kişilerle kuracakları ilişkileri öğrenirler, kendi yeteneklerini ve güçlerini test ederler, yeni fikirleri denerler ve farklı aktiviteleri deneyecek

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI Öğretim Programı, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu nun 2. maddesinde ifade edilen Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları ile Türk Millî Eğitiminin

Detaylı

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 01 Köy ziyareti

Radio D Teil 1. Deutsch lernen und unterrichten Arbeitsmaterialien. Ders 01 Köy ziyareti Ders 01 Köy ziyareti adındaki genç adam arabasıyla annesinin yaşadığı köye gider. Bu ziyaret sırasında dinlenmek ister, ama kısa sürede doğanın tatsız yönleriyle de tanışır. biraz dinlenmek için annesinin

Detaylı

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET. www.kolayaof.com

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET. www.kolayaof.com DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TÜRKÇE BİÇİM BİLGİSİ KISA ÖZET www.kolayaof.com

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No. ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI 1.KURUMUN ADI 2.KURUMUN ADRESİ 3.KURUCU TEMSİLCİSİ ADI :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.79 Fethiye /MUĞLA :ARTI ÖZEL

Detaylı

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR? TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR? Taşınmaz kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi için iki değişik

Detaylı

DİL ÜRETİMİ ve BEYİN

DİL ÜRETİMİ ve BEYİN DİL ÜRETİMİ ve BEYİN Prof. Dr. İclâl Ergenç Ankara Üniversitesi DTCF Dilbilim Bölümü Beyin Lobları ve Dil Sistemi 1. Alın Lobu (Frontal Lobe) Üstbilişsel Yorumlama-Algılama Süreci Konuşmanın motor kontrolü

Detaylı

Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu:

Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu: Ek 1. Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) ve Europass Dil Pasaportu: Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) dil öğrencilerinin bilgi beceri ve yeterlilik düzeylerinin belirlenmesinde standart

Detaylı

SÜRELİ YAYIN KAYITLARININ ENTEGRASYONU

SÜRELİ YAYIN KAYITLARININ ENTEGRASYONU SÜRELİ YAYIN KAYITLARININ ENTEGRASYONU Uzman küt. Kemal ÖZTÜRK İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi E-posta: kozturk@istanbul.edu.tr Tanım Bu bildiri başlığındaki entegrasyon terimi, İstanbul Üniversitesi

Detaylı

Sınıf Yönetimi etkinlikleri

Sınıf Yönetimi etkinlikleri Sınıf Yönetimi etkinlikleri http://meb-itec-moocakademi.weebly.com/uygulama.html Toplam katılım etkinlikleri Aşağıdaki uygulamayı kendi alanınızda rahatlıkla yapabilirsiniz İngilizce dersi sadece model

Detaylı

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA TEZ YAZIM YÖNERGESİ

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA TEZ YAZIM YÖNERGESİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA TEZ YAZIM YÖNERGESİ Amaç 1-Bu kurallar Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde tamamlanan Yüksek Lisans ve Doktora

Detaylı

Sanatın Tanımını yaparmı sınız Nurdan Gül Kökten

Sanatın Tanımını yaparmı sınız Nurdan Gül Kökten Bir duygunun, bir tasarının ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ve bu anlatım sonucu ortaya çıkan üstün yaratıcılıktır. insan yaratıcılığının, yeteneklerinin ve düş gücünün; mimari,

Detaylı

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme - Olmazsa olmazlar Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme İngilizce konuşuyor musunuz? Parlez-vous anglais? Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Detaylı

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak - Olmazsa olmazlar Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme Parlez-vous anglais? Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak Parlez-vous _[langue]_? Birinin belli bir dili konuşup konuşmadığını

Detaylı

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme

Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme - Olmazsa olmazlar Bana yardımcı olurmusunuz, lütfen? Vous pouvez m'aider, s'il vous plaît? Yardım isteme İngilizce konuşuyor musunuz? Parlez-vous anglais? Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Detaylı

Kostüm Ve Aksesuarlar ÖĞR. GÖR. ÖZLEM BAĞCI

Kostüm Ve Aksesuarlar ÖĞR. GÖR. ÖZLEM BAĞCI Kostüm Ve Aksesuarlar ÖĞR. GÖR. ÖZLEM BAĞCI Tanım Kostüm, insanların rahatlamalarını sağlamak, eğlendirmek, canlandıracağı karaktere bürünmelerini sağlamak amacıyla hazırlanan ve daha çok gösterilerde

Detaylı

NE YİYORSAN OSUN! Düzenleyen: SILVIA ALPARONE

NE YİYORSAN OSUN! Düzenleyen: SILVIA ALPARONE NE YİYORSAN OSUN! Düzenleyen: SILVIA ALPARONE Bu, BCFN tarafından geliştirilen, gıda tercihlerimizin öneminin anlaşılmasına yardımcı olan ve sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzı için her gün kullanılması

Detaylı

Cümle, bir düşünceyi, bir dileği, bir haberi ya da duyguyu tam olarak anlatan, bir veya birden çok sözcükten oluşmuş anlatım birimidir.

Cümle, bir düşünceyi, bir dileği, bir haberi ya da duyguyu tam olarak anlatan, bir veya birden çok sözcükten oluşmuş anlatım birimidir. CÜMLENİN ÖĞELERİ Cümle, bir düşünceyi, bir dileği, bir haberi ya da duyguyu tam olarak anlatan, bir veya birden çok sözcükten oluşmuş anlatım birimidir. Cümle içindeki sözcüklerin tek başlarına ya da

Detaylı

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik Nitel Araştırmada Geçerlik ve Bilimsel araştırmanın en önemli ölçütlerinden biri olarak kabul edilen geçerlik ve güvenirlik araştırmalarda en yaygın olarak kullanılan iki en önemli ölçüttür. Araştırmalarda

Detaylı

NERDEN ÇIKTI BU MATEMATİK?

NERDEN ÇIKTI BU MATEMATİK? NERDEN ÇIKTI BU MATEMATİK? Matematik insan beyninin çalışmasıyla ortaya çıkan bir üründür. Gelgelelim, beyinde başlayıp biten bir şey değildir. Matematik, özünde doğanın içine bıraktığı ipuçlarıdır ve

Detaylı

SWOT analiz nedir? On5yirmi5.com

SWOT analiz nedir? On5yirmi5.com On5yirmi5.com SWOT analiz nedir? SWOT Analizi, bir projede; kurumun, tekniğin, sürecin, durumun veya kişinin güçlü (Strengths) ve zayıf (Weaknesses) yönlerini belirlemekte, iç ve dış çevreden kaynaklanan

Detaylı

GRT 283 KİTLE İLETİŞİM KURAMLARI. Ha$a 1

GRT 283 KİTLE İLETİŞİM KURAMLARI. Ha$a 1 GRT 283 KİTLE İLETİŞİM KURAMLARI Ha$a 1 Duygu Beykal İz dbeykal@hotmail.com İLETİŞİM NEDİR? Bir başkasıyla konuşma Duymak Dokunmak Televizyon Gazete Bir eleşbri yazısı İnternet Mağara duvarındaki

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

KURUMSAL YÖNETĐM KOMĐTESĐ ÇALIŞMA ESASLARI

KURUMSAL YÖNETĐM KOMĐTESĐ ÇALIŞMA ESASLARI KURUMSAL YÖNETĐM KOMĐTESĐ ÇALIŞMA ESASLARI 1. KURULUŞ Şirketimizin 26.04.2012 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında, Sermaye Piyasası Kurulu Kurumsal Yönetim Đlkeleri nde yer alan hükümler kapsamında, Şirketimizin

Detaylı

MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun MAYIS AYLIK PLAN. 11 Eylül 2013. eğiten kitap

MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun MAYIS AYLIK PLAN. 11 Eylül 2013. eğiten kitap 5 MEB Okul Öncesi Yeni Programına Uygun AYLIK PLAN eğiten kitap 11 Eylül 2013 i MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI...OKULU AYLIK EĞİTİM PLANI Tarih :... Yaş Grubu :... Öğretmen Adı :... AYLAR KAZANIM VE GÖSTERGELER

Detaylı

ÖZEL YUMURCAK ANAOKULU

ÖZEL YUMURCAK ANAOKULU BRANŞ DERSLERİMİZ ÖZEL YUMURCAK ANAOKULU eğitiminde uygulanan programda Milli Eğitim Bakanlığı okul öncesi eğitim ve öğretim müfredatında yer alan çalışmalar ve bu çalışmalara ek olarak çağın gerekleri

Detaylı

YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU İNGİLİZCE DERS İÇEREKLERİ

YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU İNGİLİZCE DERS İÇEREKLERİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU İNGİLİZCE DERS İÇEREKLERİ DERS KODU: AFE 123 AFE 153 Okuma, Bilimsel Yazı & Eleştirel Düşünme I DERS KODU: AFE 124 AFE 154 Okuma, Akademik Yazma ve Eleştirel Düşünme I I Üç saatlık

Detaylı

8. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

8. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 8. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ * Koyu renkle yazılmış kazanımlar; ulusal sınavlarda (SBS...gibi) sınav sorusu olarak çıkabilen konulardır; diğer kazanımlarımız temel ana dili becerilerini geliştirmeye

Detaylı

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ II

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ II Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ II Ayrımcılık Bir grubun üye veya üyelerine, sadece o gruba karşı sahip olduğumuz olumsuz tutum nedeniyle olumsuz davranışlarda bulunmaktır. Bir zenciyi

Detaylı

İletişimin Bileşenleri

İletişimin Bileşenleri Düşünce, bilgi ve duyguların; sözcük, yazı ve resim gibi semboller kullanarak anlaşılır hale getirilmesi, paylaşılması ve etkileşim sağlanmasıdır. İletişim Sürecinde; Dönüt (feedback) sağlanamıyorsa iletişim

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU Formun Amacı: Bu form çocuğun sağlık durumu, psikomotor gelişimi, özbakım gelişimi, sosyal duygusal gelişimi ve davranışsal özelliklerine ilişkin bireysel gereksinimleri

Detaylı

TEMEL SANAT EĞİTİMİ NEDİR?

TEMEL SANAT EĞİTİMİ NEDİR? TEMEL SANAT EĞİTİMİ NEDİR? Temel sanat eğitimi çizgi, form, mekân, renk, üç boyutlu yapı, görsel algılama ve inceleme ile ilgilenir. Temel sanat eğitimi derslerinin temeli Bauhaus a, Johannes Itten in

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

Not: Öğretmenimizin elinden taşlar üzerinde sanat!

Not: Öğretmenimizin elinden taşlar üzerinde sanat! Not: Öğretmenimizin elinden taşlar üzerinde sanat! SANAT EĞİTİMİ NEDİR? Sanat eğitimi, çizgi, form, mekan, renk, üç boyutlu yapı, görsel algılama ve inceleme ile ilgilenir. Temel sanat eğitimi derslerinin

Detaylı

DİLİN KAZANIMI VE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ Kâmil İŞERİ

DİLİN KAZANIMI VE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ Kâmil İŞERİ DİLİN KAZANIMI VE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ Kâmil İŞERİ "Bilim, bir bakıma üzerinde işlem yaptıgı gerçeği keşfetmektedir". O. Paz GİRİŞ Dil öğretiminde karşılaşılan güçlükler geçmişte olduğu gibi günümüzde

Detaylı

ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR

ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR BİRLİK BULAMACI YERİNE GERÇEK BİRLİK A. GİRİŞ Başlangıçta,eşler arasındaki farklar bazen heyecanlı olabilir. Kendinde olmayan özellikleri eşinde bulunca yaşama renk katacağı olur

Detaylı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Adnan Boyacı

Yrd. Doç. Dr. Adnan Boyacı YAPıLANDıRMACıLıK DISIPLIN VE SORUN DAVRANıŞLARıN YÖNETIMI (BÖLÜM1) Yrd. Doç. Dr. Adnan Boyacı SINIF KURALLARININ BELİRLENMESİ Kural, davranışlarımıza yön veren ilke olarak tanımlanmaktadır. Sınıf açısından

Detaylı

Teori (saat/hafta) Anlatım, Tartışma, Soru-Yanıt, Dinleme ve konuşma çalışmaları, Takım/Grup Çalışması, Rol Oynama/Dramatize Etme

Teori (saat/hafta) Anlatım, Tartışma, Soru-Yanıt, Dinleme ve konuşma çalışmaları, Takım/Grup Çalışması, Rol Oynama/Dramatize Etme Yabancı Dil I Dersin Adı Kodu Yarıyıl Yabancı Dil I Önkoşullar Dersin dili Dersin Türü Dersin öğrenme ve öğretme teknikleri Dersin sorumlusu(ları) Dersin amacı Dersin öğrenme çıktıları YAD101 Yok İngilizce

Detaylı

1. Lütfen Araştırın!

1. Lütfen Araştırın! GENEL BİLGİLER Bu dokümantasyonu meydana getirmekteki temel amacımız, belirsizlikleri asgari düzeye indirgemek ve bazı konularda düşünmenizi sağlamaktır. Birçoğunuzun ilk defa duyduğu bu hizmetlerle ilgili

Detaylı

ARALIK AYI VELİ BÜLTENİ 2013

ARALIK AYI VELİ BÜLTENİ 2013 ÇOCUKLARA HAYIR DEMEYİ ÖĞRETMEK Aslında çocuklarımız okulumuz da yapılan Hayır Demek Ne Demek? ve Nelere Hayır Demeliyiz? konulu seminerimizde bilgi sahibi oldular. Evde siz ebeveynlerde çocukları bu konuda

Detaylı

Dilin Tanımı DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ

Dilin Tanımı DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ DİLİN TANIMI, ÖZELLİKLERİ / DİL-MİLLET İLİŞKİSİ Dilin Tanımı 2 Türkçe Sözlükte; İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan. (1998/I:

Detaylı

Sınama Durumları. Sınama durumlarını düzenlerken dikkat edilecek hususlar şunlardır:

Sınama Durumları. Sınama durumlarını düzenlerken dikkat edilecek hususlar şunlardır: Sınama Durumları Sınama durumları, öğrencide gözlemeye karar verdiğimiz istendik davranışların kazanılıp kazanılmadığı hakkında bir yargıya varma işidir. Her davranışı yoklayan bir ölçme aracı ya da test

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM KURAMSAL ÇEVİRİ YAKLAŞIMLARI

BİRİNCİ BÖLÜM KURAMSAL ÇEVİRİ YAKLAŞIMLARI İÇİNDEKİLER Tablolar ve Şekiller Cetveli...10 Kısaltmalar...12 Transkripsiyon Sistemi...13 Giriş...19 BİRİNCİ BÖLÜM KURAMSAL ÇEVİRİ YAKLAŞIMLARI 1.1 Çeviribilim Neyin Bilimidir?...25 1.2 Dil Odaklı Yaklaşımlar...28

Detaylı

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLKÖĞRETİM DİN KÜLÜTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ ÖĞRENCİLERİ

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLKÖĞRETİM DİN KÜLÜTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ ÖĞRENCİLERİ DİN DERSİ VE HAYATİLİK 1 DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İLKÖĞRETİM DİN KÜLÜTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ ÖĞRENCİLERİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSLERİNDE

Detaylı

SAF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI

SAF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI SAF GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE POLİTİKASI 1. Amaç: Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Politikasının (Politika) amacı SAF GYO A.Ş nin ( Şirket ) faaliyet gösterdiği sektörde

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

Giriş Çıkış Birimleri:

Giriş Çıkış Birimleri: DONANIM VE YAZILIM Giriş Çıkış Birimleri: Bilgisayara dış ortamdan bilgi girilmesini sağlayan ve girilen bu bilgilerin bilgisayar tarafından işlendikten sonra, tekrar dış ortama çıkarılması için kullanılan

Detaylı

Sizin Fikriniz Sizin Projeniz

Sizin Fikriniz Sizin Projeniz Sizin Fikriniz Sizin Projeniz 2 Öğretmenlere yönelik öneriler Yol güvenliği ve ulaşım konusunda harekete geçme yetkinliği Yol güvenliği ve ulaşım konusunda harekete geçme yetkinliği Sizin Fikriniz Sizin

Detaylı

MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI

MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI MEF İLKOKULU MART-NİSAN AYI DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen projede mart ve nisan ayı Değerler Eğitimi konusu: Empati Öğrencilerimiz mart ve nisan ayları

Detaylı

BİRLEŞİK METAL-İŞ B İ RLEŞİK METAL İŞÇİLERİ SENDİKASI UNITED METALWORKERS UNION

BİRLEŞİK METAL-İŞ B İ RLEŞİK METAL İŞÇİLERİ SENDİKASI UNITED METALWORKERS UNION BİRLEŞİK METAL-İŞ B İ RLEŞİK METAL İŞÇİLERİ SENDİKASI UNITED METALWORKERS UNION ARAŞTIRMA DİZİSİ 2004/1 TÜRKİYE GENELİ VE İSTANBUL İÇİN 4 KİŞİLİK AİLENİN ASGARİ GEÇİM HARCAMASI Sendikamız 4 kişilik bir

Detaylı

AYRIK YAPILAR ARŞ. GÖR. SONGÜL KARAKUŞ- FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ, ELAZIĞ

AYRIK YAPILAR ARŞ. GÖR. SONGÜL KARAKUŞ- FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ, ELAZIĞ AYRIK YAPILAR P r o f. D r. Ö m e r A k ı n v e Y r d. D o ç. D r. M u r a t Ö z b a y o ğ l u n u n Ç e v i r i E d i t ö r l ü ğ ü n ü ü s t l e n d i ğ i «A y r ı k M a t e m a t i k v e U y g u l a

Detaylı

Bernard Pottier e göre Dilbilimsel İşaret: Sem, Semem, Klasem:

Bernard Pottier e göre Dilbilimsel İşaret: Sem, Semem, Klasem: Bernard Pottier e göre Dilbilimsel İşaret: Sem, Semem, Klasem: Rıza Filizok Bernard Potier in işaret anlayışı, Saussure ve L. Hjelmslev in işaret anlayışına dayanır. Saussure'e göre dil işareti, (signe,

Detaylı

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM Sağlıklı iletişim, çocuğun ruhsal gelişimi açısından büyük önem taşır.

Detaylı

Hikaye Anlatımı Atölyesi

Hikaye Anlatımı Atölyesi Hikaye Anlatımı Atölyesi Hikaye Anlatımı Atölyesi İyi bir hikayeyi hiç bir zaman unutmazsınız. Hikayeler paylaşıldığında birden bire mucizeler olmaya başlar; insanlar daha kendileri olurlar, birbirlerine

Detaylı

3.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (10 EYLÜL-19 EKİM 2012)

3.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (10 EYLÜL-19 EKİM 2012) 3.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (10 EYLÜL-19 EKİM 2012) Sayın Velimiz, Sizlerle daha önce paylaştığımız gibi okulumuzda PYP çalışmaları yürütülmektedir. Bu kapsamda 6 PYP disiplinler üstü teması ile ilgili

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS FRANSIZCA II AFFA

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS FRANSIZCA II AFFA DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS FRANSIZCA II AFFA 102 2 3 + 0 3 3 Ön Koşul Dersleri AFFA 101 Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Fransızca Lisans

Detaylı

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI?

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI? DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI? Bireyin iç ve dış dünyasını algılayıp, yorumlamasında etkili olan tüm faktörlere paradigma yani algı düzeneği denilmektedir. Bizim iç ve dış dünyamızı algılamamız,

Detaylı

Androgojik ve Pedagojik Yaklaşım

Androgojik ve Pedagojik Yaklaşım Androgojik ve Pedagojik Yaklaşım Pedagoji, Yunanca; paid (çocuk) ve agogos (rehberlik) köklerinden türetilmiştir ve özellikle "çocuklara öğretmenin bilim ve sanatı" anlamına gelir. Androgoji (ya da adragoloji)

Detaylı

Testversion Ej för ifyllnad

Testversion Ej för ifyllnad 65 yaşın altındaki kişiler için evde bakım hizmetleri turkiska 1. Evde bakım hizmeti hakkında genel değerlendirme Hiç memnun değilim Pek memnun değilim Ne memnunum ne de değilim Oldukça memnunum Çok memnunum

Detaylı

1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM

1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM 1 TEMA OKUMA KÜLTÜRÜ SÖZCÜKTE ANLAM 1. Konuşma kurallarını uygulama 6. Yabancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimelerin yerine Türkçelerini kullanır. 4.Söz varlığını zenginleştirme 2.

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ Sosyal Bilimler Enstitüsü

T.C. HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ Sosyal Bilimler Enstitüsü GENEL BĐLGĐLER T.C. HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ Sosyal Bilimler Enstitüsü Mütercim-Tercümanlık Anabilim Dalı Đngilizce Mütercim-Tercümanlık Bilim Dalı YÜKSEK LĐSANS PROGRAMI Mütercim-Tercümanlık Bölümü, Edebiyat

Detaylı

Üniversitede Sanat Eğitimi Alan Gençlerle Yapılabilecek. yaratıcı drama programı

Üniversitede Sanat Eğitimi Alan Gençlerle Yapılabilecek. yaratıcı drama programı 1 Üniversitede Sanat Eğitimi Alan Gençlerle Yapılabilecek yaratıcı drama programı lider: Prof.Dr.Güzin Yamaner 12 hafta ders, bir hafta vize oturumu, bir hafta final sınavı oturumu toplam 14 hafta vize

Detaylı

Proje İzleme: Neden gerekli?

Proje İzleme: Neden gerekli? Proje İzleme: Neden gerekli? Mantıksal Çerçeve Matrisinde İzleme Göstergeleri Raporlama Araçlar Müdahale Mantığı / Projenin Kapsamı MANTIKSAL ÇERÇEVE Objektif Şekilde Doğrulanabilir Başarı Göstergeleri

Detaylı

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş Çoğuldizge Kuramı Ünal Yoldaş* Giriş Kuram, çeviribilimin en temel unsurlarındandır. Dünyada çeviribilim üzerine çalışan birçok insan mutlak suretle ortaya konulan temel çeviribilim kuramlarından faydalanmakta,

Detaylı

Projenin Adı:Pascal-Fermat Olasılık Mektupları

Projenin Adı:Pascal-Fermat Olasılık Mektupları Projenin Adı:Pascal-Fermat Olasılık Mektupları Projenin Amacı:Çalışmamızda öncelikle Pascal ve Fermat la tarihsel empati kurmakla birlikte bilginin yolunu bulabilmesi için farklı bakış açılarına ihtiyaç

Detaylı

IV.Ünite: SEMBOLİK MANTIK: D - Çok Değerli Mantık Özet

IV.Ünite: SEMBOLİK MANTIK: D - Çok Değerli Mantık Özet ÇOK DEĞERLİ MANTIK Klasik mantık sistemleri, sadece belirli koşullarda oluşan, kesin doğruluk değerleri doğru ya da yanlış olan önermelerle ilgilenirler. Belirsizlikle ilgilenmezler. İki değerlikli bu

Detaylı

Nitel Araştırma. Süreci

Nitel Araştırma. Süreci EBE AE 602 Nitel Araştırma Süreci Nitel Araştırma Süreci Örneklem Seçimi Nitel Araştırma Süreci ve Örneklem Seçimi Nitel araştırma esnek bir araştırma deseni yaklaşımını gerektirir. Başta ortaya çıkan

Detaylı

ANAFİKİR: Kendimizi tanımamız, sorumluluklarımızı yerine getirmemizde

ANAFİKİR: Kendimizi tanımamız, sorumluluklarımızı yerine getirmemizde 1.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (9 EYLÜL-25 EKİM 2013) Sayın Velimiz, Sizlerle daha önce paylaştığımız gibi okulumuzda PYP çalışmaları yürütülmektedir. Bu kapsamda; PYP disiplinler üstü temaları ile ilgili

Detaylı

Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme

Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme Giriş Dünyadaki terör olaylarının ne kadarının enerji kaynaklarına yönelik olduğu veya bu olayların temelinde kaynak kontrol etme kaygılarının

Detaylı

DERS BİLGİLERİ TÜRK DİLİ-I TRD101 1 2 + 0 2 2

DERS BİLGİLERİ TÜRK DİLİ-I TRD101 1 2 + 0 2 2 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK DİLİ-I TRD101 1 2 + 0 2 2 Dersin Dili Türkçe Dersin Seviyesi Önlisans Dersin Türü Zorunlu Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları

Detaylı

Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU

Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU İletişim Nedir? Değişen İletişim Kavramı Yalnızlaşma ve Yabancılaşma Yüzeysel Etkileşim İlgi Eksik Etkileşim Otomatik Etkileşim İletişim Herşeydir! Değişen

Detaylı

65 yaşın altındaki kişiler için evde bakım hizmetleri

65 yaşın altındaki kişiler için evde bakım hizmetleri 65 yaşın altındaki kişiler için evde bakım hizmetleri 1. Etki, Nadiren Bazen Genellikle, her a. Personel bakım hizmetlerinin nasıl yapılması gerektiği konusundaki görüş ve isteklerinizi dikkate alıyor

Detaylı

Eğitimde Program Geliştirme Süreci

Eğitimde Program Geliştirme Süreci Eğitimde Program Geliştirme Süreci ve Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi Konu Başlıkları Eğitimde program geliştirme süreci Program geliştirme nedir? Eğitim programı nedir? Eğitim programının ögeleri arasındaki

Detaylı

AKDAY 4.Sınıf İngilizce Konu Başlıkları

AKDAY 4.Sınıf İngilizce Konu Başlıkları AKDAY 4.Sınıf İngilizce UNIT1 IN THE CLASSROOM UNIT2 CHILDREN'S DAY UNIT3 FREE TIME UNIT4 CARTOON CHARACTERS UNIT5 MY DAY UNIT6 DOING EXPERIMENTS UNIT7 JOBS UNIT8 MY CLOTHES AKDAY 4.Sınıf Matematik Dikey

Detaylı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM ÖRGÜT YÖNETİMİ VE YÖNETİMDE SORUN ÇÖZME

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM ÖRGÜT YÖNETİMİ VE YÖNETİMDE SORUN ÇÖZME İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM ÖRGÜT YÖNETİMİ VE YÖNETİMDE SORUN ÇÖZME A. YÖNETİM, YÖNETİCİLİK VE LİDERLİK... 3 1.Yönetim Kavramı... 3 1.1. Yönetim Sürecinin Özellikleri... 4 1.2. Örgütlerde Yönetim Düzeyleri...

Detaylı

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ŞİİRLER 10 Kasım geldi işte Üzgünüz biz milletçe Atatürk! ü anarız O bizim kalbimizde 10 Kasım geldi işte Koşarız Anıtkabir e Atatürk ü anarız

Detaylı

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:2

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:2 1 VERİMLİ DERS ÇALIŞMASI KONUSUNDA VELİLERE ÖNERİLER Anne, baba ve öğretmenlerin öğrenciden genel beklentisi, onların "derslerine çok çalışıp, başarılı olmaları" yönündedir. Beklenti böyle olunca başarısızlığın

Detaylı

- Öğrenciler İçin - Aileler İçin - Test ve Anketler - Rehberlik Planları - Rehberlik Hikayeleri - Rehberlik Panoları - Rehberlik Sunuları

- Öğrenciler İçin - Aileler İçin - Test ve Anketler - Rehberlik Planları - Rehberlik Hikayeleri - Rehberlik Panoları - Rehberlik Sunuları - Öğrenciler İçin - Aileler İçin - Test ve Anketler - Rehberlik Planları - Rehberlik Hikayeleri - Rehberlik Panoları - Rehberlik Sunuları DİSİPLİN KURALLARI REHBERİ Disiplin denince pek çok kişinin aklına

Detaylı

C Dersleri Bölüm 3 : Program akışı

C Dersleri Bölüm 3 : Program akışı İzmir Ekonomi Üniversitesi Bilgisayar Topluluğu www.ieubt.org C Dersleri Bölüm 3 : Program akışı Sorularınız için : programlama@ieubt.org Hazırlayan : Görkem PAÇACI (gorkem.pacaci@std.ieu.edu.tr) C Program

Detaylı

BÖLÜM-IV ÜRÜN GELİSTİRME İŞLEMİ Genel Problem Çözme İşlemi

BÖLÜM-IV ÜRÜN GELİSTİRME İŞLEMİ Genel Problem Çözme İşlemi BÖLÜM-IV ÜRÜN GELİSTİRME İŞLEMİ Genel Problem Çözme İşlemi Problem çözme yönteminin en önemli özelliği, adım adım analiz ve sentez içermesidir. Burada her yeni adımda bir öncekinden daha somut olarak nitelden

Detaylı

for döngüsü for (başlangıç değeri; şart; artım) ifade; for (başlangıç değeri; şart; artım) { ifadeler; }

for döngüsü for (başlangıç değeri; şart; artım) ifade; for (başlangıç değeri; şart; artım) { ifadeler; } for döngüsü for (başlangıç değeri; şart; artım) ifade; for (başlangıç değeri; şart; artım) ifadeler; Başlangıç değeri; koşul içinde tanımladığımız değişkene ilk değerin atanmasını sağlar. Koşul: Döngünün

Detaylı

14 12 Bu ifadenin ne zaman kaba olduğu ne zaman gerekli olduğu konusunda onunla konuşabilirsiniz. Annebaba yanındayken ona nazikçe teklif edilen bir şeyi istemediğini Hayır diye bağırarak ifade etmek doğru

Detaylı

COUMADİN TEDAVİSİ. Cerrahi Servisler

COUMADİN TEDAVİSİ. Cerrahi Servisler COUMADİN TEDAVİSİ Cerrahi Servisler Coumadin tedavisi hakkında merak ettikleriniz Bu kitapçık Coumadin tedavinizin daha başarılı ve yaşamınızın olabildiğince normal hale gelmesine yardımcı olmak üzere

Detaylı

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel; TASARIM ve ESTETİK ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel; Plato( İ.Ö. 427-347) her alanda kusursuzu arayan düşünce biçimi içersinde nesnel olan mutlak güzeli aramıştır. Buna karşın, Aristoteles in (İ.Ö.

Detaylı

ETİK KURALLARI REHBERİ

ETİK KURALLARI REHBERİ ETİK KURALLARI REHBERİ Anıl Etiği Kuralları MÜKEMMELLİK Söz verdiğimiz şekilde müşterilerimize olan görevlerimizi yerine getirmek ve beklenenin ötesinde değer katmak. Yeni fikirler üretme, sürekli öğrenme

Detaylı

Yöntem nedir? Öğretim yaşantılarının desenlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur.

Yöntem nedir? Öğretim yaşantılarının desenlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur. ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ Yöntem nedir? Öğretim yaşantılarının desenlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur. ÖĞRETİM NE DEĞİLDİR? ÖĞRETİM ÖĞRENCİYE

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (48-60 AY) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ARALIK 2016 AYLIK PLAN

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (48-60 AY) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ARALIK 2016 AYLIK PLAN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROĞRAMI (48-60 AY) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI ARALIK 2016 AYLIK PLAN BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım 1. Nesne/durum/olaya dikkatini verir. Ø Dikkatini çeken nesne/durum/olaya

Detaylı