DÜŞÜK DOZ ROKURONYUMUN LARİNGEAL MASKE LMA-FASTRACH YERLEŞTİRİLMESİ, HEMODİNAMİ VE POSTOPERATİF FARİNGOLARİNGEAL MORBİDİTE ÜZERİNE ETKİLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DÜŞÜK DOZ ROKURONYUMUN LARİNGEAL MASKE LMA-FASTRACH YERLEŞTİRİLMESİ, HEMODİNAMİ VE POSTOPERATİF FARİNGOLARİNGEAL MORBİDİTE ÜZERİNE ETKİLERİ"

Transkript

1 T.C. Sağlık Bakanlığı Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Şef: Uz. Dr. Serhan ÇOLAKOĞLU DÜŞÜK DOZ ROKURONYUMUN LARİNGEAL MASKE LMA-FASTRACH YERLEŞTİRİLMESİ, HEMODİNAMİ VE POSTOPERATİF FARİNGOLARİNGEAL MORBİDİTE ÜZERİNE ETKİLERİ (Uzmanlık Tezi) Dr. Halime AKÇA İstanbul, 2009

2 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim süresince en iyi şekilde yetiştirilebilmem için bilgi, deneyim ve desteğini esirgemeyen değerli hocam II. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Klinik Şefi ve I. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Şef Vekili Uz. Dr. Serhan ÇOLAKOĞLU na, Eğitim süresince ve tezimin her aşamasında hoşgörü ile bilgisini ve yardımlarını esirgemeyen tez uzmanım Uz. Dr. Hülya BÜYÜKKIRLI ya, Her konuda bizlere destek olan II. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Klinik Şef Yardımcıları Uz. Dr. Elif BOMBACI ve Uz. Dr. Banu ÇEVİK e, Beraber çalışmaktan büyük zevk duyduğum I. ve II. Anesteziyoloji ve Reanimasyon Klinikleri başasistan ve uzmanlarına, Sevgi ve dostlukları ile bana destek olan tüm asistan arkadaşlarıma, anestezi teknisyenlerine ve tüm yoğun bakım ekibine, Beni daima hoşgörü ve sevgisi ile her konuda destekleyen, her zaman varlıklarını yanımda hissettiğim annem, babam ve kardeşlerime, Sabrı ve şefkatiyle bana her zaman destek olan, sevgili eşim Dr. Oktay AKÇA ya, Varlığı ile hayatıma anlam kazandıran biricik oğlum Altay Selim AKÇA ya Sonsuz teşekkür ve saygılarımla Dr. Halime AKÇA İstanbul, 2009

3 İÇİNDEKİLER A) Giriş.1 B) Genel Bilgiler...2 C) Gereç ve Yöntem...26 D) Bulgular...32 E) Tartışma 48 F) Sonuç 57 G) Özet..58 H) Kaynaklar.60

4 A) GİRİŞ Anestezi indüksiyonu sonrası hastaların bilinci ve havayolu kontrolü kaybolmaktadır. Hastaların havayolu güvenliğini sağlamak amacı ile çeşitli havayolu gereç ve teknikler uygulanmaktadır. Laringeal maske (LMA) uygulaması bu yöntemlerden biridir. Bu uygulamada laringoskopi yapılmadığı ve endotrakeal entübasyondaki kadar laringeal ve trakeal uyarı olmadığı için hastada artmış bir hemodinamik yanıt beklenmez. LMA kullanımında entübasyonda olduğu gibi kas gevşemesi zorunluluğu yoktur (1). Ancak kas gevşetici ajan kullanılmazsa LMA yerleştirilirken hastada ıkınma, hıçkırık, öksürük, istemsiz kas hareketi, hipoksi, laringospazm gibi faringolaringeal yan etkiler görülebilmektedir. Bazen kas rijiditesi nedeni ile ağız açıklığı yeterli olmamakta, LMA yerleştirmesi zor, hatta imkansız olabilmektedir. Yine bu hastalarda postoperatif dönemde LMA yerleştirilmesinin zorluğuna bağlı olarak boğazda yanma hissi, boğaz ağrısı, kulak ağrısı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü gibi komplikasyonlar görülmektedir. Çeşitli laringeal maske tipleri mevcut olmakla birlikte bu çalışmamızda LMA- Fastrach kullandık. Bunun sebebi cerrahinin uzaması ya da kusma, aspirasyon gibi komplikasyonlar görülmesi halinde LMA-Fastrach TM içerisinden endotrakeal entübasyon yapılabilmesidir. Bu çalışmada litotomi pozisyonunda, kısa süreli cerrahi girişim yapılacak hastalarda 0,2 mg/kg ve 0,4 mg/kg dozunda rokuronyum kullanarak, LMA- Fastrach TM yerleştirme tekniğinin kas gevşetici ajan kullanılmadan yapılan tekniğe göre üstünlüğünü, üst solunum yollarının uyarılmasına bağlı faringolaringeal komplikasyonların varlığını araştırdık. Çalışmamızda LMA yerleştirmeyi kolaylaştıran ideal kas gevşetici dozunu ve bu kas gevşetici dozunun LMA- Fastrach TM yerleştirilmesi esnasında hemodinamik yanıtı nasıl etkilediğini de araştırdık.

5 B) GENEL BİLGİLER 1) LARİNGEAL MASKE (LARYNGEAL MASK AIRWAY) Şekil 1: Laringeal maske İlk olarak uygulamaya girmesi 1981 yılında, İngiliz anesteziyolog Archie Brain tarafından, Whitechapel, Londra Kraliyet Hastanesi nde olmuştur (2). Brain, LMA nın yüz maskesi ve endotrakeal entübasyon tüpünden daha ideal bir hava yolu sağlama yöntemi olduğunu savunmuştur. İlk başarılı klinik uygulama 1983 yılında, 23 hastalık çalışma grubuyla gerçekleştirilmiştir (3). Bugünkü LMA modeli ise 1988 de İngiltere de kullanıma girmiştir (4). Endotrakeal tüpe benzeyen kısa bir silikon kauçuk tüp ve bunun ucuna bağlı, çevresinde şişirilebilir elips şeklinde bir balonu bulunan yassı bir maskeden meydana gelen bu alet, ilke olarak yüz maskesi ile endotrakeal tüp arasında bir çözümü hedeflemektedir (Şekil 1). Genel olarak spontan solunum korunarak larenks hizasına yerleştirilip, balonu şişirilerek havayolu kontrolünde kullanılmaktadır. Laringeal açıklığında, yerleştirme sırasında epiglotun tüp içine girmesini ve hava yolu tıkanıklığını önlemek için iki adet vertikal kauçuk parmaklık bulunur (4). Yerleştirmede standart metod kafın tamamen söndürülmesini gerektirir. Bazı klinisyenler ise kısmen şişirilmiş halde yerleştirilmesini tercih ederler. Uygun yerleştirildiğinde yüz maskesine göre daha kontrollü bir hava yolu güvenliği sağlar fakat hava yolunun korunması ve sürdürülmesi bakımından endotrakeal tüpe göre üstünlüğü yoktur (5). LMA, gastrointestinal sistemle solunum sisteminin birleştiği noktada glottis etrafına oturarak onu gastrointestinal sistemden ayıran düşük basınçlı halka şeklinde bir yastık gibi

6 düşünülebilir. Tam yerleştirildiğinde ve şişirildiğinde alt ucu üst özofageal sfinkter hizasında yer alır, yanları priform fossalara bakar ve üst ucu dil köküne dayanır. Bu sırada epiglot LMA nın içinde ve ucu yukarı bakacak şekildedir (4). Bazı hastalardaki anatomik değişiklikler, maskenin oturmasını önleyerek yeterli fonksiyon yapmasını engeller. Eğer özofagus maskenin kafının içinde kalırsa mide distansiyonu ve regürjitasyon olasılığı kuvvetlidir (6). Bu nedenle hastanın vücut ağırlığına göre LMA boyutunu ve kafının şişirilmesi için gerekli hava hacmini iyi belirlemek gerekir (Tablo 1). LMA yerleştirmedeki başarısızlıkların çoğunun nedeni maskenin yerleştirilmesi sırasında epiglotun veya distal kafın aşağı doğru katlanmasıdır (6). Tablo 1: Vücut ağırlığına göre uygun LMA boyları ve kaf hacimleri Boy Vücut ağırlığı Maksimum kaf hacmi 1 Neonatal / İnfant: 5 kg 4 ml 1,5 İnfant: 5-10 kg 7 ml 2 İnfant / çocuk kg 10 ml 2,5 Çocuk: kg 14 ml 3 Çocuk kg 20 ml 4 Yetişkin kg 30 ml 5 Yetişkin kg 40 ml 6 Erişkin > 100 kg 50 ml Laringeal Maske Çeşitleri: 1. LMA-classic 2. LMA-flexible 3. LMA-ET tube 4. LMA-fastrach (ILMA) 5. LMA-proseal 6. LMA-unique 7. LMA-CTrach 8. LMA-supreme

7 Laringeal Maskenin Üstünlükleri (4) 1) Endotrakeal entübasyon ve ekstübasyon kadar kardiyovasküler yanıt oluşturmaz. 2) Laringeal refleksleri uyarmaz. 3) Entübasyon tüpü kadar travmatik olmadığı için ve havayolunda toleransı daha kolay olduğu için daha az anestezik madde gereksinimi vardır. 4) İntraoküler basıncı minimal artırır. 5) Uyanma sırasında daha az öksürük refleksine sebep olur. 6) Boğaz ağrısı yapma ihtimali daha düşüktür. 7) Trakeal tüpün neden olduğu geçici bronkokonstruksiyon ve pulmoner havayolu basıncında artma LMA ile görülmez. 8) Mukosiliyer aktivite daha az etkilenir. Yerleştirme Sorunları (7) a) Havayolu reaksiyonu: LMA nın ucu vokal kordların üzerine gelirse; ıkınma, öğürme, öksürük, hıçkırık gelişebilir. LMA hemen çıkarılmalı ve anestezi derinleştirilmelidir. b) Maskenin dil üzerinden kaydırılamaması: Boyun fleksiyonunda yetersizlik, kayganlaştırıcı yetersizliği, maske ucunun sert damak üzerine doğru yerleştirilmemesi ve geçişi daraltan hipertrofik tonsil, nedbe dokusu ya da tümör gibi nedenlerden kaynaklanabilir. c) Kafın şişirilmesinden sonra ventilasyon yapılamaması ya da inspiryumda wheezing benzeri ses oluşması: Anestezinin yüzeyel olması, maskenin yanlış yerleştirilmesi, küçük numaralı maske kullanımına bağlı olarak maskenin farinkste çok ileri gitmesi gibi nedenlere bağlı olabilir. d) Ventilasyon yeterliyken kaçak sesi duyulması: Genellikle ventilasyonun yüksek hacim ya da yüksek basınçla yapılmasına bağlıdır. e) Laringeal spazm: Sekresyon, kayganlaştırıcı ya da mide içeriği aspirasyonunun larinksi uyarmasından kaynaklanabilir. f) Yerinin değişmesi: Anestezi hortumlarının ağırlığı, büyük boy LMA kullanımı, hastanın pozisyonunun değiştirilmesi ya da yüzeyel anestezi sonucu oluşabilir.

8 Laringeal Maskenin Çıkarılması (7) a) Cerrahi girişiminin sonuna doğru anesteziyi yüzeyelleştirme alışkanlığından kaçınılmalıdır. Çünkü güçlü bir cerrahi uyarı havayolu spazmına yol açabilir. b) LMA yerleştirilmişken havayolunu açmada sık kullanılan alt çeneyi öne doğru çekme hareketi kesinlikle yapılmamalıdır. Çünkü maskenin pozisyonunun bozulmasına ya da spazma yol açabilir. c) Hasta komut üzerine ağzını açmadıkça kaf asla söndürülmemelidir. Aksi yapılırsa üst farinksteki sekresyonlar larinkse akarak spazma neden olabilir. d) Hasta komut üzerine ağzını açabilir durumdayken bile öksürmek LMA yı çıkarma gerekçesi değildir ve bu özellik trakeal entübasyona üstünlük olarak kabul edilmektedir. Öksürük yalnızca LMA nın komplikasyonu değil aynı zamanda sekresyon varlığının belirtisidir. e) Genel kural olarak spazm olasılığı nedeniyle LMA çıkarılmadıkça aspirasyon yapılmamalıdır. Ancak anestezi derinliği yeterliyse LMA içinden aspirasyon yapılabilir. f) LMA çıkarılmadan önce ısırma bloğu çıkarılmamalıdır. Hasta komut üzerine ağzını açabildiği zaman LMA nın kafı söndürülerek çıkarılması en doğru zamanlamadır. 2) LMA-FASTRACH (ILMA) (INTUBATING LARYNGEAL MASK AIRWAY) LMA-Fastrach, trakeal entübasyonu kolaylaştırıcı bir laringeal maske olarak tasarlanmıştır ve 1997 yılında tanıtılmıştır (LMA-Fastrach : LMA North America, Inc, San Diego, CA) (5). Klasik LMA nın tüm ventilasyon özelliklerini taşır fakat kör entübasyon veya fiberoptik yardımıyla entübasyonda üst havayolunu sağlamak amacıyla şekillendirilmiştir (8). Fiziksel Yapı Sert, anatomiye uygun kıvrımlı, paslanmaz çelikten yapılmış bir hava yolu tüpü ve standart 15mm lik bağlantısı vardır. Tüp 8 mm lik endotrakeal tüpün geçebileceği kadar geniş ve vokal kordlardan geçişine izin verecek kadar kısadır. Tek el ile yerleştirmeyi, çıkartmayı ve düzeltmeyi sağlayacak bir sapla donatılmıştır. Maske açıklığında epiglot kaldırıcı bir parça bulunur. Bu parçanın alt ucu, endotrakeal tüpün yerleştirilmesi sırasında epiglotu kaldırması için serbesttir (9) (Şekil 2). LMA-Fastrach boyları 3 numaradan 5

9 numaraya kadar olup hastaya uygun boy ve kaf hacmi standart LMA ölçüleri ile aynıdır (Tablo 2). Tablo 2: LMA- Fastrach için uygun kaf hacmi ve endotrakeal tüp boyları Boy Vücut ağırlığı Maksimum kaf Maksimum hacmi tüp boyu 3 Çocuk kg 20 ml 8.0 mm 4 Yetişkin kg 30 ml 8.0 mm 5 Yetişkin kg 40 ml 8.0 mm endotrakeal Şekil 2: LMA Fastrach TM (9) Kullanım Öncesi Hazırlık Anestezi uygulaması öncesi LMA-Fastrach TM kafı normalden fazla şişirilerek kaçak açısından mutlaka değerlendirilmelidir. Yerleştirilmeden önce kaf basıncı bir enjektör yardımı ile azaltılmalıdır. Girişi kolaylaştırmak için arka yüze kayganlaştırıcı sürülmelidir (9). Anestezi İndüksiyonu Havayolu reflekslerini baskılayabilmek için yeterli anestezi derinliği sağlanmalıdır. İndüksiyonda propofol, tiyopentale göre havayolu reflekslerini daha iyi baskılar ve LMA yerleştirilmesi sırasında daha az öğürmeye yol açar (10).

10 Yerleştirme Kayganlaştırıcının aspirasyonunu ve açıklığın blokajını önlemek için kullanılan kayganlaştırıcı sadece arka yüze ve uç kısmına sürülmelidir. Yerleştirme sırasında sap asla yukarı doğru kaldırılmamalıdır, bu durum maskenin dile bası yapmasına neden olabilir. Kaf maksimum hacminin üstünde şişirilmemelidir. Yaklaşık basınç 60cm H 2 O kadardır (Şekil 3). Şekil 3: LMA-Fastrach TM yerleştirilmesi (9) Yerleştirme sonrası LMA-Fastrach anestezi devresine bağlanmalı ve hava yolu basıncı 20 cmh 2 O yu aşmayacak ve hastanın tidal volümü 8ml/kg ı geçmeyecek şekilde havalandırılmalıdır. LMA-Fastrach içinden entübasyonda en iyi başarıyı elde edebilmek için LMA- Fastrach endotrakeal tüpü kullanılmalıdır. Bu tüpler; düz, silikondan üretilmiş, ağ ile güçlendirilmiş kaflı ve 8 cm den daha küçük iç çapı olan tüplerdir. Standart kıvrımlı endotrakeal tüp kullanımı laringeal travma riskinden dolayı uygun değildir. Endotrakeal tüp suda eriyen bir kayganlaştırıcı ile yağlanarak LMA-Fastrach içerisinden yavaşça geçirilmelidir. LMA-Fastrach saptan sıkıca kavranarak birkaç mm kaldırılır. Bu manevra entübasyon için en uygun pozisyonu sağlar. Endotrakeal tüp yerleştirildikten sonra kafı şişirilir (9). Hava yolu tüpünün sertliğinden dolayı faringeal ödem ve artmış mukozal basınç rapor edilmiştir (11,12). Bu nedenle LMA-Fastrach TM ın entübasyon tamamlandıktan sonra

11 çıkartılması uygundur. Eğer yerinde tutulmak istenirse kaf basıncı cmh 2 O basınca düşürülmeli ve baş ve boyun nötral pozisyonda tutulmalıdır. LMA Fastrach TM ın yerinde ne kadar tutulabileceği ile ilgili klinik veri bulunmamaktadır. Sabitleyici çubuk ile hastanın dişendotrakeal tüp proksimal ucu arası mesafe ölçülür. Endotrakeal tüpün yeri ve oksijenizasyon doğrulandıktan sonra tüpün proksimal ucundaki konnektör çıkartılır. LMA- Fastrach TM ın kafı tamamen indirilir. Bu sırada endotrakeal tüpün kafının şişirilmiş olduğundan da emin olunmalıdır. LMA- Fastrach TM çıkartılırken endotrakeal tüp proksimal ucu metal tüple aynı hizaya geldiğinde sabitleyici çubuk endotrakeal tüpe yerleştirilir ve LMA- Fastrach TM geri çekilir. Kafı ağız içinden çıktığında birleştirici çubuk tüpten ayrılır ve tüpün proksimal ucuna konnektör yerleştirilerek anestezi devresine bağlanır (9). LMA-Fastrach ın Üstünlükleri Klasik LMA ile aynı üstünlüklere sahiptir. Farklı olarak cerrahinin uzaması durumunda veya aspirasyon, kusma gibi komplikasyonlar gözlendiğinde LMA-Fastrach TM içerisinden endotrakeal entübasyon yapılabilir. Zor entübasyon ve zor ventilasyon olgularında trakeal entübasyona olanak sağlar. LMA-Fastrach TM ın Endikasyonları a) Orofaringeal patolojisi olan hastalar dışında havayolunun yüz maskesiyle sağlanabileceği bütün hastalar, b) Yüz maskesinin etkinliğini azaltan ya da olanaksızlaştıran sakal, çene anomalisi ya da dişsizlik gibi sorunların bulunduğu olgular, c) Endotrakeal entübasyon güçlüğü olan olgular (13), d) Vokal kord hasarı riskinden kaçınmak için ses sanatçıları ve spikerler, e) Fiberoptik bronkoskopi(fob) girişimleri yapılacak hastalarda kullanılabilir (14). f) Kardiyopulmoner resüsitasyon: Yüz maskesi daha etkin bir havayolu sağlar. Kalp masajı sırasında yerinin değişebileceği unutulmamalıdır (15).

12 LMA-Fastrach TM ın Kontrendikasyonları LMA-Fastrach TM regürjitasyon ve aspirasyonun etkilerinden hava yolunu koruyamaz. Morbid obezite, 14 haftanın üzerindeki gebelik, çoklu organ yaralanmaları ve akut abdominal ve torasik yaralanmalar gibi gastrik boşalmanın geciktiği durumlarda kullanılmamalıdır. Pulmoner fibrozis gibi akciğer kompliyansında azalmaya neden olan durumlarda larinks çevresinde düşük basınç oluşturacağından kullanılmamalıdır. Peak inspiratuar basıncın 20 cmh 2 O basıncı aşması beklenen durumlarda, yeterli anamnez alınamayan hastalarda, operasyon sırasında başa pozisyon verilmesini gerektiren durumlarda kullanımı uygun değildir. Acil durumlarda, entübe ve ventile edilemeyen bilinci kapalı hastalarda regürjitasyon ve aspirasyon riski değerlendirilerek kullanılmalıdır. Manyetik rezonans görüntüleme gerektiren durumlarda ve bilinen laringeal ve faringeal patolojilerde LMA-Fastrach TM yolu ile entübasyon uygun değildir (9). Komplikasyonlar 1) Regürjitasyon, 2) Mukoza hasarı, boğaz kuruluğu ve boğazda yanma hissi, 3) Ses kısıklığı, 4) Yutma güçlüğü, 5) Tad duyusu kaybı, 6) Kaf basısı ile karotis çapında daralma olarak sıralanabilir. 3) ROKÜRONYUM BROMÜR Farmakoloji Roküronyum bromür, monokuarterner aminosteroid yapısında, nondepolarizan kas gevşeticidir. Etkinliğini koruyabilmesi için 2-8 C de stabil solüsyon olarak saklanmalıdır. ED 95 dozu 0,3 mg/kg dır (16).

13 Şekil 4: Roküronyum bromürün kimyasal yapısı Roküronyum otonomik gangliyon blokajı yapmaz, başlangıç etki zamanı kısa, etki süresi orta ve derlenme veya eliminasyonu hızlıdır. Bir aminosteroid nöromusküler kas gevşetici olduğu için histamin salgılanma oranı düşüktür (16, 17, 18, 19). Kimyasal Yapı Roküronyum, vekuronyumun 2-mofolino 3-desasetil, 16-N-allilirollidino türevidir. Vekuronyumdan farkı steroid nukleuslarının 3 lü pozisyonlarındadır (Şekil 4). Roküronyumun ilginç moleküler karakteristiği pankuronyum ve vekuronyumda A- halkasında bulunan steroid nukleusların asetilkolin (Ach) e benzer kısmın olmayışıdır. D- halkasındaki Ach e benzer kısmın nöromüsküler kavşakta reseptöre bağlanmada uygun bir yer olduğu genellikle gücü yüksek nöromüsküler kas gevşeticilerde bulunduğu düşünülmektedir. Pankuronyum ve vekuronyumda bulunan kuarterner nitrojene bağlı metil ve allil gruplarının yer değiştirmesi ve roküronyumda Ach e benzer kısmın yokluğu roküronyumun gücünün azalmasından kısmen sorumludur (16-20). A-halkasındaki asetat grubunun yerine hidroksil grubun bağlanması, roküronyumun kararlı solüsyon halinde bulunmasını sağlar (20, 21). Etki Mekanizması: Roküronyum klinik dozlarda Ach ile antagonist etki gösterir. Kas membranında bir stabilizasyon göstermekte ve iskelet kasında aksiyon potansiyeli oluşmasını engellemektedir (17-20).

14 Gevşeme önce iyi perfüze olan kaslarda oluşur ve diafragmada son bulur. Larinksin adduktor kasları, adductor pollicis kasından daha önce etkilenir. Roküronyum aktivitesi agonist/antagonist dengesinin Ach lehine dönmesi ile son bulur. Roküronyumun etkisi antikolinesterazlarla kaldırılabilir (17-19). Güç ve Etkileşim: Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar sonucu roküronyumun vekuronyumun %10-20 si kadar potent olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmalar insanlarda vekuronyumun %15 i kadar etkin olduğunu göstermiştir (22-24). Enfluran ve isofluran, roküronyumun etkisini potansiyalize ederler. Halotanın etkisi diğer iki inhalasyon anesteziğine göre daha azdır (18, 20). Bazı intravenöz anestezikler, droperidol, midazolam, etomidat, tiyopental ve propofolün roküronyumun etkisi üzerinde herhangi bir klinik etki değişimi yapmadıkları bildirilmiştir. Buna rağmen bu ilaçların yüksek dozlarda kullanımı etkiyi hafif potansiyalize eder (20, 21). Tek doz antibiyotiklerin (Metronidazol, netilmisin, sefuroksim ve aminoglikozitler) roküronyumun yaptığı nöromüsküler blok üzerinde önemli bir etkileri olmadığı gösterilmiştir (20-22). Farmakodinamik: Roküronyum ile 0,6 mg/kg dozda saniyede iyi bir entübasyon durumu elde edilebilir (16, 19). İnhalasyon anestezikleri ile beraber kullanıldığında intravenöz anesteziklere kıyasla başlangıç etki zamanı daha hızlı ve etki süresinin daha fazla olduğu gösterilmiştir. İntraoküler ve intrakranyal basınç üzerinde anlamlı bir etkisi yoktur (16, 23-33). Farmakokinetik: Roküronyumun farmakokinetiği vekorunyuma benzer, yalnız dağılım hacminde küçük bir fark vardır. Roküronyumun eliminasyonu ilk olarak hepatobilyer yoldan olmaktadır.

15 Karaciğer yetmezliği olan hastalarda eliminasyon uzamaktadır. Anestezik teknik roküronyumun farmakokinetiğini etkilememektedir. Ancak yaş farmakokinetik üzerinde etkili olmaktadır (17, 21, 24-32). Vekuronyum ve roküronyum farmakokinetik açıdan dağılım volümleri hariç birbirlerine benzerlik gösterirler, roküronyum vekuronyuma göre daha az lipofilik olduğundan dağılım volümü daha azdır (16, 19, 22, 23). Eliminasyon ve Birikim: Birikim, ilacın eliminasyonu azaldığında ortaya çıkmaktadır. İlk olarak plazmadan temizlenmesi iki şekilde olmaktadır: Dağılım (distribüsyon) ve atılım (eliminasyon). Birikici özelliği yoktur, plazma protinlerine % 30 oranında bağlanır. İlacın büyük bir kısmı hepatobiliyer yol ile elimine olmaktadır. Böbrek atılımı %10 kadardır. Roküronyumun metabolitleri 17-desasetilroküronyum ve 16-Ndesallilroküronyumdur ve bunlar farmakodinamik açıdan aktif değildir. Böbrek fonksiyon bozukluğunda, roküronyumun plazma klirensi değişmemekte, dağılım hacmi ve yarılanma ömrü artmaktadır. Bunun sonucu etki süresi uzayabilir (24-32). Kardiyovasküler Sistem Etkileri: Kas gevşeticilerin kardiyovasküler etkileri muskarinik reseptör blokajı, gangliyon blokajı, noradrenalin salgısının artışı ve geri alınımının bloke edilmesi veya histamin salgılanması ile gerçekleşir (21-24). Pankuronyumda A-halkasına bağlı Ach e benzer kısmın vagolitik etkiden sorumlu olduğu kabul edilmektedir. Vekuronyum ve roküronyumda bu bölge modifiye edilmiştir ve bu sebepten bunların kardiyovasküler etkileri minimal veya yok sayılır (22, 23). Klinik dozlarda roküronyumun iskelet kasındaki nikotinik reseptörler dışında diğer reseptörlere etkisi yoktur (22-24).

16 Yaşın Etkileri: Yaşın ilerlemesi ile vücut sıvısındaki azalma (özellikle ekstraselüler hacim azalması) ve fonksiyonel organların yetersizliği sonucu roküronyumun farmakokinetiği etkilenir ve ilacın eliminasyonu yaş artıkça azalır (19, 26, 27). Neonatal ve infantlarda dağılım hacmi artar ve plazma klirensi azalır, bunun sonucu ilacın yarılanma ömrü uzar. Çocuklarda dağılım hacmi artmaz ama klirens artar ilacın yarı ömrü kısalır ve vücutta kalış süresi azalır (19). 4) PROPOFOL Fizikokimyasal Özellikler Propofol kimyasal olarak, (2,6-diizopropil fenol), iki izopropil grubu eklenmiş fenol halkasından oluşmaktadır (34). Alkil fenol grubu bir anesteziktir. Alkil fenoller oda sıcaklığında sıvı yağdır, su içinde çözünmez, yağda çözünür. Propofolün mevcut formülü: % 1 propofol, % 10 soya yağı, % 2,25 gliserol, % 1,2 purifiye yumurta fosfatidi şeklindedir. Propofolün ph sı 7 dir ve hafifçe viskoz süte benzer beyaz sıvı bir madde şeklindedir. Oda ısısında stabildir ve ışıktan etkilenmez. Propofol % 5 dekstroz solüsyonu ile sulandırılarak kullanılabilir (35). Farmakokinetik Özellikler Propofol, etkisi hızla başlayan ve sona eren bir anestezik maddedir. Farmakokinetiği yaş, cinsiyet, önceden mevcut hastalıklar, vücut ağırlığı ve birlikte uygulanan premedikasyona göre değişkenlik gösterir. Birlikte fentanil uygulaması klirensini azaltır. Hepatik hastalıklarda klirensi değişmez fakat eliminasyon yarı ömrü uzar. Renal hastalıklar propofolün kinetiğini değiştirmez (36). İndüksiyon dozlarını (2-2,5mg/kg) takiben etki başlangıcı hızlıdır, sn de pik etki görülür. Propofolün ED50 si 1-1,5 mg/kg dır. Propofolün sadece intravenöz formu vardır. Yüksek yağ çözünürlüğünden dolayı hızlı etki başlama süresine sahiptir. Dağılım yarı ömrünün kısa olmasından dolayı tek bolus dozundan sonra uyanma hızlı olmaktadır. İnfüzyonun kesilmesinden sonra 30 dk. içerisinde hasta yardımsız ayakta

17 durabilir, ancak büyük miktarda ve uzun süreli infüzyondan sonra uyanma gecikebilir (37, 38). Plazma proteinlerine % 98 oranında bağlanır. Santral sinir sistemi fonksiyonlarında doza bağlı depresyon oluşturur. Düşük dozlarda birincil olarak sedasyon ve anksiyoliz oluştururken, artan dozlarda hipnoz oluşturur. Bu süre 2-2,5 mg/kg lık dozu takiben 5-10 dakikadır (35, 36). Amnestik etkisi zayıf veya yoktur. Propofolun hiperaljezik özelliği bulunmamaktadır. Metabolizma ve Atılım Propofol karaciğerde hızla metabolize edilir, glukuronid ve sülfatla birleşerek suda erir hale gelir. Propofolün % 1 den azı idrarla değişmeden, % 2 lik kısmı dışkı ile atılır ve metabolitleri aktif değildir. Klirensi, hepatik kan akım hızından daha fazla olduğu için, ekstrahepatik metabolizma ya da ekstrarenal eliminasyonu olduğu düşünülmektedir. Ekstrahepatik metabolizma, karaciğer transplantasyonunun anhepatik fazı sırasında propofol uygulamasından sonra propofol metabolitlerinin ortaya çıkarılmasıyla gösterilmiştir (36). SİSTEMLERE ETKİLERİ Kardiyovasküler Sistem Kardiyovasküler sistemi deprese eden anestezik bir ilaçtır. Sistemik vasküler direnç, kardiyak kontraktilite ve önyükteki azalmanın sonucu arteriyel kan basıncında düşmeye sebep olur. Hipotansiyona karşı oluşan normal barorefleksi engeller. Sistolik ve diyastolik basınçlardaki düşme 1 dakika içinde belirginleşir ve en az 5 dakika sürer. Bu düşüş kontrol değere göre % oranında olabilir (38, 39). Arteriyel kan basıncında azalmayla birlikte; kardiyak debi / kardiyak indeks oranında % 15 azalma, stroke volüm indeksinde % 20 azalma ve sistemik vasküler dirençte % azalma eşlik eder. Sol ventrikül atım işi indeksi de % 30 azalır. Vazodilatatör ve miyokardı deprese edici etki konsantrasyona bağımlı olduğu için, infüzyon sırasında görülen kan basıncındaki düşüş indüksiyonda bolusu takiben görülenden azdır (36).

18 Kalp hızı, propofolün indüksiyon dozundan sonra önemli oranda değişmez. Bu durum propofolün, barorefleksi baskılayarak ya da yeniden düzenleyerek hipotansiyona taşikardik cevabı azalttığını duşündürür (35). Solunum Sistemi Propofolün indüksiyon dozundan sonra % oranında apne görülür. Apne süresi yaklaşık saniye sürer (39). Apnenin süresi ve sıklığı doza, enjeksiyon hızına ve eşlik eden premedikasyona bağlıdır. Apne dönemleri 30 sn. den uzun sürebilir (uzamış apne). Uzamış apne görülme sıklığı, premedikasyon için ya da indüksiyondan hemen önce opioid eklenmesiyle artar. Propofolün indüksiyon dozunu takiben 2 dakikalık süre içinde solunum hızı belirgin olarak azalır, 4 dakikaya varan bir sürede solunum dakika hacmi belirgin oranda azalır. Bu bulgular propofolün solunum hızından daha çok, tidal volüm uzerinde uzamış etkilerinin olduğunu gösterir. Propofol çene ve farenks kaslarını gevşetir; laringeal refleksleri deprese eder; laringospazm, öksürük, hıçkırık görülmez ve airway iyi tolere edilir (39). Kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalarda bronkodilatasyonu uyarır (35). Santral Sinir Sistemi Propofol esas olarak hipnotik bir maddedir. Etki mekanizması gamma-amino-bütirikasit (GABA) reseptörlerinin β 1 alt ünitesine bağlanıp, klor kanallarını aktive etmesine dayanır. Bu şekilde sinaptik geçişin inhibisyonunu kuvvetlendirir. Ayrıca glutamat reseptörlerinin alt tipi olan N-metil-D-aspartik asit (NMDA) yı da baskılar. Propofolün santral sinir sistemine olan etkileri geri donüşümlüdür. Serebral kan akımını ve kafa içi basıncı ve göz içi basıncı azaltır (35, 36). Diğer Etkileri: Histamin salınımına neden olmaz. Kas gevşeticilerin etkisini potansiyalize etmediği veya etkilemediği yönünde veriler vardır. Hepatik, renal veya hematolojik parametrelere olumsuz etkisi görülmemiştir. Postoperatif bulantı, kusma olasılığı çok düşüktür (39).

19 PROPOFOL UYGULAMA DOZLARI İndüksiyonda, anestezinin devamında, diğer ajanlarla birlikte veya tek başına, yoğun bakımda veya bölgesel anestezi sırasında sedasyon amacıyla kullanılabilir (39). Premedikasyon yapılmamış erişkinde indüksiyon dozu 2-2,5 mg/kg dır (39). Çocuklarda daha yüksek doz vermek (2,5-3,5 mg/kg) gerekirken, 60 yaş üzerinde doz gereksinimi azalır. Premedikasyon verilmediğinde bu dozu 4 mg/kg a kadar çıkarmak gerekebilir (39) (Tablo 3). Tablo 3: Propofol uygulama dozları Uygulama Uygulama yolu Doz İndüksiyon IV 1-2,5 mg/kg İnfüzyon IV 3-12 mg/kg/sa Sedasyon IV mg/kg Yan Etkiler İndüksiyonda enjeksiyon yerinde ağrı, miyoklonus, apne, arter kan basıncında düşme, hıçkırık, tromboflebit, baş ağrısı (%12,5), ajitasyon, huzursuzluk, konfüzyon, öfori, depresyon yapabilir. El sırtındaki venler kullanıldığında %58 oranında enjeksiyon yerinde ağrıya neden olurken, antekübital fossadan verildiğinde bu oran %10 a düşmektedir. Yanlışlıkla arter içine verildiğinde ağrı dışında bir sekel bildirilmemiştir (36). 5) FENTANİL Meperidin türevi bir narkotik analjeziktir. Meperidine göre kez daha güçlüdür. Eliminasyon yarı ömrü, etki süresi ve analjezik etkinin doruğa erişme süresi sufentanil ve alfentanilden daha uzundur. Eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 220 dakikadır. Karaciğerde tümüne yakın oranda metabolize olarak inaktive edilir. Ancak santral sinir sistemi üzerindeki etkilerinin sona ermesi, metabolik inaktivasyondan çok yeniden dağılım ile beyinden uzaklaştırılmasına bağlıdır. Etkisi doza göre değişmek üzere 0,5-2 saat sürer (40).

20 Kardiyovasküler Sistem Etkileri Kardiyovasküler fonksiyonları ciddi oranda bozmaz. Yüksek dozda bradikardiye neden olur. Kardiyak kontraktiliteyi deprese etmez. Bununla beraber, bradikardi, venodilatasyon ve artmış sempatik reflekslerin sonucunda kan basıncında düşmeye neden olabilir (41). Solunum Sistemi Etkileri Fentanil solunumu deprese eder. Bu etki beyin sapındaki solunum merkezi aracılığı ile olur. Yüksek dozlarda, santral kas kontraksiyonu sonucu yeterli ventilasyonu önleyebilecek şekilde göğüs duvarı rijiditesine yol açabilir (41). Santral Sinir Sistemi Etkileri Serebral oksijen tüketimini, serebral kan akımını, intrakraniyal basıncı azaltır. Endokrin Sistem Etkileri Cerrahi uyarıya stres yanıt katekolaminler, antidiüretik hormon ve kortizolü de içeren hormonların salınımı ile ölçülür. Opioidler bu hormonların salınımını volatil anesteziklere oranla daha fazla bloke ederler (41). 6) MİDAZOLAM Tüm benzodiazepinler hipnotik, sedatif, anksiyolitik, amnezik, antikonvülzan ve santral etkili kas gevşetici özelliktedir. GABA A alt tipi amnezik, antikonvülzan ve anksiyolitik etkiden sorumludur. Sedasyon, anterograd amnezi ve antikonvülzan özellikler α1 reseptör ile ilişkilidir. Anksiyolitik ve kas gevşemesi özellikleri ise α 2 GABA A reseptörleri ile ilişkili bulunmuştur (42). Midazolam 1975 de Walser tarafından sentezlenmiştir. Bu gruptaki diğer ilaçlardan farklı olarak imidazol halkası içermesi suda erime özelliği verir. Bu nedenle enjeksiyonu ağrı ve irritasyona yol açmaz.

21 Yüksek oranda (%94) albümine bağlanır. Eliminasyonunun yavaş ve metabolitlerinin aktif olması nedeniyle benzodiazepinlerin çoğu uzun etkili iken midazolam hızla elimine olur. Hemen tamamı karaciğerde yıkılır. Metabolitleri aktif değildir ve idrarla atılır. Diazepamdan daha hızlı ve kısa etkili olup, onun 1-2 katı etkinliktedir. Amnezik etkisi de daha fazladır. Midazolamın uygulama dozları Tablo 4 de gösterilmiştir. Tablo 4: Midazolam uygulama dozları (43) Premedikasyon 0,07mg/kg IM. Sedasyon 0,01-0,1mg/kg IV. İndüksiyon 0,2-0,3 mg/kg IV Santral Sinir Sistemi Etkileri Serebral oksijen gereksinimini ve serebral kan akımını barbitüratlar ve propofole benzer şekilde azaltır. Karbondiokside serebral vazomotor yanıtı korur (44). Kardiyovasküler Sistem Etkileri Kardiyak debiyi değiştirmez. Kan basıncındaki değişiklik, sistemik vasküler direncin azalmasından kaynaklanır. Sistemik kan basıncı üzerine etkisi plazma konsantrasyonu ile doğru orantılıdır (44). 7) SEVOFLURAN Sevofluran, 1970 te izole edilmiş, 1975 te ilk klinik uygulaması bildirilmiş bir metil propil eterdir. Kaynama noktası 58,5 C, partisyon katsayıları Kan:Gaz için 0,69, Yağ:Gaz için 47,2 dir. Minimum alveoler konsantrasyon (MAK) değeri ortalama bir erişkin için oksijen içinde % 2, % 60 azot protoksit içinde % 66 olarak bulunmuştur (45).

22 Kardiyovasküler Sistem Etkileri Miyokardiyal kontraktiliteyi hafifçe baskılar. Periferik vasküler direnç ve arteryal kan basıncında hafif bir düşme gözlenir (45, 46). Solunum Sistemi Etkileri Hoş kokulu oluşu ve irritan olmayışı nedeniyle indüksiyonu iyi tolere edilir. Bronkodilatasyon yapar. Solunum depresyonu yapabilir (45, 46). Santral Sinir Sistemi Etkileri Normokarbide serebral kan akımını ve kafa içi basıncını önemsiz derecede arttırır. Serebral metabolik oksijen gereksinimini azaltır. Nöbet aktivitesi bildirilmemiştir (45, 46). Nöromusküler Etkileri İnhalasyon yolu ile yapılan indüksiyon sonrası çocuklarda entübasyon için yeterli kas gevşemesi sağlar (45, 46). Renal ve Hepatik Etkileri Renal kan akımını önemsiz derecede düşürür. Böbrek fonksiyonu normal gönüllülerde uzun süre kullanımında bir sorun görülmemiştir. Portal ven akımını azaltır, hepatik arter kan akımını arttırır. Böylece total karaciğer kan akımı ve oksijen sunumu korunur (28). Yine de sevofluranın toksik etkilerinden kaçınmak için taze gaz akımının 2 L/dak üzerinde tutulması önerilir (45).

23 8) BISPECTRAL INDEX (BİSPEKTRAL İNDEKS) (BİS) Şekil 5: BİS monitörü Bispektral İndeks Monitorizasyonu BİS 1985 den bu yana geliştirilmekte olan kompleks, tescilli bir EEG parametresidir. Bu EEG parametresinin ticari olarak elde edilebilir şeklini, beyindeki anestezik etkinin göstergesi olarak 1996 da Food and Drug Administration (FDA) tarafından onaylanmış olup bu endikasyon için onay almış olan tek cihazdır (Şekil 5). Bu oluşum; EEG verilerinin alınması, parazitlerin uzaklaştırılması ve spektral hesapların yapılmasını içerir. BİS indeksi, zaman alanı, frekans alanı ve klinik verilerden türetilen üst düzey spektral alt parametrelerin bileşiminden oluşan kompleks bir indekstir (47-50). BİS değeri bir monitörde gösterilen tek bir sayısal değer olup, bu değer 30 saniyenin üzerindeki EEG kayıtlarından elde edilir. Bu bilgiler ortalama her 2 ile 5 saniye arasında kaydedilmekte olup, bu şekilde BİS indeksindeki gereksiz dalgalanmalar önlenmekte ve sayılı bir BİS değerinin devamı sağlanmış olmaktadır. Aynı zamanda sedatif durumda ani değişikler olduğunda da BİS indeks değeri hastadaki klinik değişikliği 5-10 saniye sonra gösterebilmektedir (51).

24 BİS indeksinin yorumlanmasında üç temel özellik bilinmelidir; 1-Kortikal EEG nin bir kısmı derin yapılardaki aktiviteyi göstermektedir. 2-BİS istatiksel olarak elde edilmiş bir ölçümdür. 3-BİS, beynin bir andaki elektriksel aktivitesini ölçer, belli bir ilaç konsantrasyonunu ölçmez. Alın ve temporal bölgeye uygulanan elektrod dışında cilt altı iğne elektrodları ile de çalışıp EEG sinyallerini algılar. BİS monitörü sinyal kalite indeksi (SQI), baskılanma oranı (Supression ratio, SR), elektromiyografi aktivitesi (EMG) ve ham EEG dalga şekli hakkında bilgi verir. Sinyal kalite indeksi EEG sinyalinin yeterliliği hakkında bilgi verirken, yüksek değerler daha iyi sinyali belirtir. Sinyal kalite indeksinin %50 nin üzerinde olması yeterli EEG transmisyonunu gösterir ama pek çok çalışmada sinyal kalite indeksinin %80 nin üzerinde olması hedeflenmiştir. SR önceki 63 saniyelik periyod boyunca EEG nin voltaj kriterleri ile izoelektrik olarak saptanan yüzdeyi vermektedir. İzoelektrik EEG sinyali SR 100, hiç izoelektrik periyodu olmadığında SR 0 olarak görüntülenmektedir. Elektromyografik güç BİS yükselişlerine EMG etkisini gösterir. Örneğin desibelin üstünde olması BİS de ciddi etkileşime sebep olabilir (52). BİS İndeksinde Klinik Anlam BİS indeksi 0 ile 100 arasında değişen bir sayıdır ve anestezik ajan uygulaması sırasında önemli klinik durumlar ile ilişkilidir. BİS değerinin 100 civarında olması hastanın uyanık olduğunu gösterirken, 0 değeri izoelektrik EEG yi gösterir. BİS değeri 70 in altına indikçe hatırlama olasılığı dramatik olarak düşer. BİS indeksi 60 ın altına indiğinde hastanın bilinçli olma olasılığı çok düşüktür. BİS indeks değerleri 40 ın altına indiğinde anestezi etkisinin EEG üzerinde daha fazla etkisi olduğunu göstermektedir. Prospektif çalışmalarda, BİS indeks değerlerinin genel anestezi sırasında arasında tutulmasının yeterli hipnotik etkiyi sağladığı bildirilmiştir (53).

25 Yeterli sedasyon düzeylerinde BİS indeks değerlerinin >70 olduğu gözlenebilir, ancak bilinçlilik ve hatırlama olasılığı daha yüksektir. Tablo 5 de BİS ve sedasyon düzeyi arasındaki ilişki görülmektedir (54). Tablo 5: BİS ve klinik sedasyon düzeyi arasındaki ilişki BİS Klinik Sedasyon Düzeyi Uyanık Yüksek sesli uyarana cevap var Uyaranlara minimal cevap, hatırlama düşük olasılık Ağrılı uyarana cevapsız derin sedasyon <20 EEG de supresyon 0 Beyin aktivitesi yok BİS İndeksini Etkileyen Faktörler BİS indeks değeri saniye önceki EEG datasından elde edilir. Bu nedenle ölçümden hemen önceki bir durumun göstergesidir. Klinik ortamda, örneğin cerrahi sırasında kararlı ve sabit bir ortam yoktur. İntraoperatif BİS indeks değerleri beyindeki anestezik konsantrasyonu, analjezi seviyesi, cerrahi uyarı gibi birçok değişkene bağlıdır. Bu dinamik değişkenlerle BİS indeksi tarafından ölçülen beynin durumu değişiklik gösterir. Yine de BİS indeksi yüksek oranda beynin bu yeni durumlara yanıtının net etkisini gösterebilir (55). BİS indeks değerleri doğal uykuda da düşmektedir. Fakat bu düşüş propofol, tiyopental veya volatil anesteziklerin meydana getirdiği kadar fazla değildir. BİS indeks değerleri birçok hipnotik ajan tarafından meydana getirilen azalmış serebral metabolik hızı yansıtmaktadır. Bir çalışmada pozitron-emisyon tomografisi kullanılarak BİS indeks değerleri ile tüm beynin metabolik aktivitesinin azalması arasında belirgin ilişki bulunmuştur (56).

26 Genel anestezi sırasında, BİS indeksinin kullanımı aşağıda belirtilen kazançları sağlayabilir: 1. Farkındalık Awareness riskinin azalması, 2. Kişisel ihtiyaclara göre hipnotik ajan verilebilmesi ve böylece aşırı doz veya yetersiz doz verme ihtimalinin azalması, 3. Daha iyi derlenme, derlenme süresinin kısalması. 9) SİNİR-KAS MONİTÖRİZAYONU VE DÖRTLÜ UYARI (TRAIN OF FOUR) (TOF): Şekil 6: TOF watch monitörü Sinir-kas monitörizasyonu yöntemi 1970 den beri kullanılmaya başlanmış ve giderek nöromüsküler blok için standart hale gelmiştir. Bu dörtlü uyarı yöntemde 2 Hz frekanslı 4 supramaksimal uyarıya oluşturan TOF monitörleri geliştirilmiştir (Şekil 6). Nondepolarizan kas gevşetici varlığında kasın verdiği cevap amplitüdü giderek azalmaktadır, bu azalmanın derecesi nondepolarizan kas gevşeticinin miktarı ile doğru orantılıdır. Buna göre 4. uyarının amplitüdünün (T4), 1. uyarıya (T1) oranı nondepolarizan bloğun derecesini göstermektedir. Bu oran T4/T1 oranı veya TOF oranı olarak bilinmektedir (57). Bloke olmayan nöromusküler kavşakta T4/T1 oranı 1 e yakındır. Parsiyel depolarizan blokta uyarının boyu her 4 uyarı için amplitüdü eşit derecede kısalmakta ve sönme (fade) olayı görülmemektedir (57, 58).

27 Parsiyel nondepolarizan blokta reseptörlerin %70-75 inin tutulması ile T4 amplitüdü düşmeye başlar, T4/T1 oranı 0,7 nin altına düşmeden T1 cevabı azalmamaktadır. Ancak T4 cevabı kaybolduğunda reseptörlerin %80 i bloke olmuştur. T3 ve T2 kaybı, reseptörlerin % blokajını gösterir, %90-95 reseptör blokajı ile T1 kaybı olur. Amplitüd, reseptörlerin blokajı ile giderek azalmaktadır (57-59). Dörtlü uyarı perioperatif dönemde nöromusküler iletinin monitörizasyonu ile beraber, tetanik uyarıdan daha az ağrılı olduğu için uyanık hastada rezidüel blok için ve yoğun bakım ünitesinde kullanılmaktadır (57, 58). Dörtlü uyarıda bir kontrol değerine gerek yoktur, Tetanusun tersine TOF da nöromüsküler yanıtların kolaylaştırılması (posttetanik fasilitasyon) görülmemektedir (57). TOF İçin Uyarı Bölgesinin Seçilmesi Uyarı bölgesinin seçimi birçok faktöre bağlıdır. Esas olarak herhangi bir yüzeyel sinir uyarılabilir. Ulnar sinir en çok kullanılan sinirdir ve adductor pollicis kasının cevabı monitörize edilir. Bu alan görsel, dokunsal ve mekanomiyografik tespit açısından uygundur. Bu kasın diğer özelliği de kolun lateral kısmında olmasıdır. Uyarının yapıldığı yer mediyaldedir, böylece kasın doğrudan uyarılması ve yanılgı ihtimali çok aza inmektedir (57,58, 59). Ulnar siniri uyarmak için bir elektrod bileğin 1 cm proksimalinde flexor carpi ulnaris tendonunun radiyal tarafına yerleştirilir. Diğer elektrod 3 veya 4 cm proksimale yerleştirilir veya dirsekte mediyal epikondilde ulnar oluğun üstüne yerleştirilebilir. İkinci şekilde yerleştirilirse flexor carpi ulnaris kası kasılabilir ve baş parmak adduksiyonu artar. Diğer uyarı alanları arasında (a) Mediyal malleus önünde posterior tibial sinir, (b) Peroneal ve lateral popliteal sinirler, (c) Fasyal sinir uyarılarak oküler kaslar ve de rekküren laringeal sinir uyarısı ile vokal kord kasılması monitörize edilebilir, ancak bu metod henüz araştırma aşamasındadır ( 58, 59, 60). Kas Gruplarının Duyarlılıkları Kas grupları, kas gevşeticilere duyarlılıklarıyla farklı gruplara ayrılır. Bu farklılığın birçok nedeni vardır. Bu nedenler arasında; değişken yerel kan akımları, kas sıcaklık

28 değişiklikleri, reseptör yoğunluk farkı, nöromusküler kavşakta güvenlik sınırı farkı, kas iğciklerinin kompozisyonundaki değişiklikler sayılabilir. Musculus adductor pollicis ile karşılaştırınca diyafragmanın, depolarizan ve nondepolarizan kas gevşeticilere daha dirençli olduğu ve aynı düzeyde gevşeme oluşması için iki katı kas gevşetici gerektiği bilinmektedir. Ancak diyafragma ve laringeal kasların depolarizan ve nondepolarizan kas gevşeticilere göreceli dirençleri, daha hızlı bolus yaparak başlangıç ve uyanma fazlarında hızlanma ve direnci ortadan kaldırma olanağı mevcuttur. Diyafragma ve üst havayolu kasları, periferik kaslardan daha çabuk gevşerler. Bu durum yüksek kanlanma seviyeleriyle açıklanabilir. Kas gevşeticilere duyarlılık ve başlama zamanındaki fark, periferik bölgeler monitörize edildiğinde klinik olarak anlamlıdır. Yüksek dozda kas gevşetici kullanıldığında gevşeme başlangıç zamanı diyafragmada hızlıdır ve yeterli gevşeme musculus adductor pollicis ten önce oluşur. Bununla beraber düşük doz uygulanınca diyafragma daha az duyarlıdır ve adductor pollicis in cevabı diyafragmadan saniye önce oluşur (57, 60-62). Nöromusküler Fonksiyonun Klinik Önemi ve Monitorizasyonu Nöromusküler bütünlüğün klinik testlerle değerlendirilmesi ( 5 saniye başı yukarıda tutabilme, göz açma, yutkunabilme gibi) bloğun derecesini ortaya koymakta yararlı olmakla birlikte, hastanın şuurunun açık olmasını gerektirir ve dolayısıyla şuuru kapalı hastalarda uygulanamaz. Kas gevşeticilerin kullanımından sonra nöromüsküler bütünlüğün göstergeleri olarak tidal volüm, vital kapasite, inspiratuar basınç ve solunum tipine bakılabilir. Yine de bazı hastalarda normal tidal volümle yeterli ventilasyona rağmen, havayolu refleksleri ve öksürme işlevi yetersiz kalmış olabilir. Hatta perioperatif solunum depresyonuna sadece kas gevşeticilerin kalan etkileri değil; solunumun santral uyarımının baskılanması opiyoidler, anestezik ajanlar ve düşük arteriyel CO 2 seviyeleri de yol açar. Sonuçta rezidüel blok, respiratuar depresyon sebeplerinden biridir ve ancak nöromusküler ileti bozukluğunun objektif yöntemlerle ortaya konulmasıyla tespit edilebilir.(57-62).

29 C)GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışma, Nisan 2008-Temmuz 2008 tarihleri arasında Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi elektif Üroloji ameliyathanelerinde yapıldı. Çalışmamıza elektif şartlarda, litotomi pozisyonunda, 1 saatten kısa süreli cerrahi girişim geçirecek, yaşları arasında, vücut kitle indeksi (VKİ) arasında, fizik durumu ASA I-II-III olan, 75 hasta rastgele 3 grup oluşturulmak kaydı ile dahil edildi. Fizik durumu ASA III üzeri risk grubunda olan, uzun süreli cerrahi girişim planlanan, astım, kronik obstruktif akciğer hastalığı olan, nöromuskuler hastalığı olan, gastroözofagial reflü, hiatus hernisi olan, psikiyatrik tedavi görmüş ve/veya görmekte olan, kooperasyon kurmada güçlük yaşanan, ilaç allerjisi olduğu bilinen, zor entübasyon beklenen hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Tüm hastalar bir gün önceden görülerek fizik muayeneleri yapıldı, laboratuvar bulguları, PA akciğer grafileri değerlendirildi. Boy, kilo, vücut kitle indeksleri (VKİ) ve Mallampati dereceleri kaydedildi. Çalışmaya dahil edilen hastalar ameliyat öncesinde anestezi tekniği hakkında bilgilendirildi ve yazılı onamları alındı. Ameliyat öncesi, hastalara preoperatif hazırlık odasında el sırtından veya antekübital bölgeden, tercihen 20 G lik bir intravenöz (iv) kanül ile damaryolu açılarak % 0,9 izotonik NaCl 2 ml/kg/saat dozundan verilmeye başlandı. Tüm hastalara preoperatif hazırlık odasında premedikasyon amacıyla ameliyattan dakika önce 0,03 mg/kg midazolam iv verildi. Ameliyathaneye alındıktan sonra hastalar sırt üstü yatırılarak, standart DII derivasyonunda elektrokardiyografi (EKG), kalp atım hızı (KAH), noninvaziv sistolik arter basıncı (SAB), diyastolik arter basıncı (DAB), ortalama arter basıncı (OAB), periferik oksijen satürasyonu (SpO 2 ), sinir-kas iletisi (TOF-Watch) ve bispektral indeks (BİS) ile monitörize edildi. Rastgele üç çalışma grubuna ayrılan tüm hastalar % 100 oksijen ile 3 dakika preoksijenize edildi. Grup A (n=25) plasebo olarak salin kullanılan, Grup B (n=25) 0,2 mg/kg dozunda rokuronyum kullanılan ve Grup C (n=25) 0,4 mg/kg dozunda rokuronyum kullanılan grup olarak tanımlandı. Her üç gruptaki hastalara da indüksiyonda 1µg/kg fentanil, 2,5 mg/kg

30 intravenöz propofol kirpik refleksi kaybolana kadar uygulandı. İndüksiyondan hemen sonra Grup B ye serum fizyolojik (SF) ile 5 ml ye sulandırılmış 0,2 mg/kg dozunda iv rokuronyum, Grup C ye yine SF ile 5 ml ye sulandırılmış 0,4 mg/kg dozunda iv rokuronyum verilirken; Grup A ya diğer gruplardaki kas gevşetici ilaçlarla eş volümde (5 ml) iv SF uygulandı. Her üç grupta da çalışma ilacı uygulandıktan 3 dakika sonra LMA-fastrach TM yerleştirildi. Tüm gruplarda ağız açıklığı; tam / parsiyel / yok olarak değerlendirildi. Bayan hastalar için 3 ya da 4 numaralı LMA-Fastrach TM, erkek hastalar için 4 ya da 5 numaralı LMA-Fastrach TM kullanıldı ve fastrach laringeal maskelerin kafları numaralarına göre sırası ile ml ve ml şişirildi. LMA-Fastrach TM yerleştirme kolaylığı 1.denemede/ 2.denemede/ 3.denemede/ imkansız olarak değerlendirildi. Her LMA denemesi sonrası hastalara 1 mg/kg propofol ek doz uygulanarak, tekrar LMA yerleştririlmesi denendi. 3. denemede LMA yerleştirilemeyen olgular LMA yerleştirilmesi imkansız olarak değerlendirildi ve bu hastalar tam doz kas gevşetici ajan uygulanarak entübe edildi. Bu hastaların peroperatif dönemdeki bulguları kayıt edilmedi ancak; hastalar LMA denenmiş olduklarından postoperatif dönemdeki yakınmalar açısından sorgulandı. LMA-Fastrach TM başarı ile yerleştirilen hastalarda göğüs rijidetisi, ıkınma, hıçkırık, öksürük refleksleri, istemsiz kas hareketi, hipoksi, bronkospazm gibi istenmeyen etkilerin varlığı yok / hafif / belirgin olarak kaydedildi. Anestezi idamesinde her üç grupta da BİS arasında olacak şekilde %50 O2, %50 azot protoksit ve %1,5 sevofluran kullanıldı. Hastaların sistolik, diyastolik ve ortalama arter basınçları (SAB, DAB, OAB) kalp atım hızları (KAH) ve SpO 2 bazal değerleri; midazolam premedikasyonundan sonra, anestezi indüksiyonundan hemen sonra, indüksiyondan 3 dakika sonra, LMA yerleştirildikten hemen sonra ve LMA yerleştirilmesini takiben 1.dak, 5.dak, 10.dak, 20.dak, 30.dak, 40.dak, 50. dak, 60. dakikalarda ölçüldü. Yalnızca bazal ve LMA takılması sonrası hemodinamik değişkenlik istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi; 60 dakika boyunca hemodinamik parametreler bradikardi/taşikardi, hipotansiyon/hipertansiyon gibi istenmeyen bulguların takibi açısından kaydedildi. Klinik olarak anlamlı hipotansiyon bazal arteriyel tansiyona göre % 20 den fazla düşüş olmasıdır. Klinik olarak anlamlı bradikardi olması bazal KAH ın %20 den fazla düşmesidir. LMA-fastrach TM nın yerleştirilmesinden itibaren ETCO 2 değerleri de ölçülerek solunum frekansı, ETCO mmhg arasında olacak şekilde, yaklaşık 10-14/dak olarak ayarlandı. Manuel olarak ventile edilen hastalarda spontan solunumun dönüş zamanı

31 kaydedildi. Hastalara operasyon bitmeden önce 1 mg/kg tramadol iv uygulandı. Anestezik gazlar ameliyat bitiminden 5 dakika önce kapatılarak hastalara %100 oksijen solutuldu. Spontan solunum hareketi mevcutsa LMA-Fastrach TM çekildi; TOF-watch değerleri 0,7 nin altında olan hastalara kas gevşeticinin etkisinin dönmesi için neostigmin 0,04 mg/kg, atropin 0,01 mg/kg iv yapılması planlandı. LMA-Fastrach TM çekildikten sonra LMA da kan varlığına bakıldı ve hastada boğazda yanma hissi sorgulanarak her iki parametre yok / hafif / belirgin olarak değerlendirildi. Postoperatif 24. saatte faringolaringeal morbidite kontrolü açısından hastalarda boğaz ağrısı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, kulak ağrısı sorgulandı. Bu semptomlar yok / hafif / belirgin olarak değerlendirildi. İstatistiksel Yöntem İstatistik için SPSS (statistical package for social sciences) 10.0 for Windows programı kullanıldı. Çalışma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metodların (ortalama, standart sapma) yanı sıra, niceliksel verilerin karşılaştırılmasında normal dağılım gösteren parametrelerin gruplar arası karşılaştırılmasında normal dağılım student-t-testi, normal dağılım göstermeyen parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Mann Whitney U testi kullanıldı. Niteliksel verilerin karşılaştırmasında ise ki-kare testi kullanıldı. P<0,05 anlamlı olarak kabul edildi. Çalışmamıza dahil edilen 3 grup hastanın demografik özellikleri Tablo 6, Tablo 7 ve Tablo 8 de gösterilmiştir.

32 Tablo 6: Grup A daki Olguların Dökümü NO PROTOKOL AĞIRLIK BOY CİNSİYET YAŞ ASA (kg) (cm) (yıl) KADIN 20 I ERKEK 71 II ERKEK 27 II KADIN 40 III ERKEK 20 I KADIN 31 II ERKEK 54 II KADIN 38 II ERKEK 74 II ERKEK 30 I ERKEK 46 I ERKEK 64 III ERKEK 35 I ERKEK 51 II ERKEK 27 I ERKEK 48 III KADIN 53 II ERKEK 64 II ERKEK 38 I ERKEK 49 II ERKEK 18 I ERKEK 51 II ERKEK 36 II ERKEK 72 III ERKEK 38 I

33 Tablo 7: Grup B deki Olguların Dökümü NO PROTOKOL AĞIRLIK BOY CİNSİYET YAŞ ASA (kg) (cm) (yıl) ERKEK 21 I KADIN 65 III KADIN 47 I ERKEK 45 I ERKEK 33 II ERKEK 21 I ERKEK 28 II KADIN 46 II KADIN 54 I KADIN 66 II ERKEK 36 I ERKEK 50 III ERKEK 39 I ERKEK 34 II KADIN 61 II KADIN 50 II KADIN 42 I KADIN 45 II ERKEK 75 III ERKEK 70 III ERKEK 66 II ERKEK 63 II ERKEK 52 II ERKEK 38 II ERKEK 62 II

34 Tablo 8: Grup C deki Olguların Dökümü NO PROTOKOL AĞIRLIK BOY CİNSİYET YAŞ ASA (kg) (cm) (yıl) ERKEK 49 II ERKEK 62 II KADIN 58 II ERKEK 62 III ERKEK 61 III ERKEK 52 III ERKEK 30 I ERKEK 47 II KADIN 52 II ERKEK 49 II ERKEK 75 III ERKEK 60 I KADIN 60 II ERKEK 42 I ERKEK 55 III KADIN 58 II ERKEK 48 II ERKEK 39 III ERKEK 23 II KADIN 32 II ERKEK 75 III ERKEK 58 II ERKEK 24 I ERKEK 71 II KADIN 67 II

Pediatrik Havayolu Yönetimi

Pediatrik Havayolu Yönetimi Plan Giriş Pediatrik Havayolu Yönetimi Anatomik farklılıklar Anormal pediatrik havayolu Pediatrik havayolunun değerlendirilmesi Havayolu ekipmanları Akdeniz Üni. Tıp Fak. Acil Tıp A.B.D. Dr. Murat BERBEROĞLU

Detaylı

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi Journal of Clinical and Analytical Medicine Acil Tıp El Kitabı Güçlü Aydın, Ümit Kaldırım Opioidler Analjezi bilinç değişikliği yaratmadan ağrının azaltılmasıdır. Akut

Detaylı

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak Koroner Arter Bypass Greftleme Operasyonlarında Esmolol Hidroklörür ve Magnezyum Sülfatın Laringoskopi ve Trakeal Entubasyona Bağlı Hemodinamik Yanıta Etkileri Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel,

Detaylı

S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç

S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç Dr.Siyami Ersek Göğüs ve Kalp Damar Cerahisi Eğitim Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği TAV akciğer

Detaylı

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Dr. Mehmet ÇİMEN, Dr. Halide Oğuş,Dr Banu Şebnem Saraç, Dr. Füsun GÜZELMERİÇ,Dr.

Detaylı

MEKANİK VENTİLASYON - 2

MEKANİK VENTİLASYON - 2 MEKANİK VENTİLASYON - 2 DR. M. ŞÜKRÜ PAKSU ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ Endotrakeal entübasyon endikasyonları Tüp seçimi Başlangıç ayarları Mod seçimi Özele durumlarda mekanik

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

YETİŞKİN VE ÇOCUK HASTADA SEDASYON

YETİŞKİN VE ÇOCUK HASTADA SEDASYON YETİŞKİN VE ÇOCUK HASTADA SEDASYON Sedasyon Hastanın korku ve endişe kaynaklı rahatsızlığını azaltmak için santral sinir sistemi ve reflekslerinin farmakolojik ve nonfarmakolojik (psikolojik) yollarla

Detaylı

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

Çalışmaya dahil edilme kriterleri Dr.TUĞBA YİĞİT Amaç Bu çalışmada; koroner arter baypas cerrahisi geçirecek hastalarda genel anesteziyle kombine yüksek torakal epidural analjezinin, genel anesteziyle karşılaştırıldığında hemodinamik parametreler

Detaylı

DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Berna UYAN, Hasan Ali KİRAZ, Dilek ÖMÜR *, Mesut ERBAŞ, Serpil EKİN, Hasan ŞAHİN, Hüseyin TOMAN,

Detaylı

Acil Havayolu Yönetimi. Dr. Murat Sarıtemur AÜTF Acil Tıp AD Erzurum 2016

Acil Havayolu Yönetimi. Dr. Murat Sarıtemur AÜTF Acil Tıp AD Erzurum 2016 Acil Havayolu Yönetimi Dr. Murat Sarıtemur AÜTF Acil Tıp AD Erzurum 2016 Başlangıç basamakları Maksillofasyal anatominin değerlendirilmesi Ağız içinin kontrol edilmesi ve temizlenmesi Aspirasyon, Yabancı

Detaylı

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zor entübasyon Birçok başarısız entübasyon denemesi olarak tanımlanabilir. (ASA)

Detaylı

Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Kas Gevşeticiler N ö r o m u s k u l e r b l o k e r l e r diye de isimlendirilirler. Analjezik, anestezik

Detaylı

İntravenöz Anestezikler. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI / İKBÜ Anestezi Programı Ders Notları

İntravenöz Anestezikler. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI / İKBÜ Anestezi Programı Ders Notları Genel Anestezi Farmakolojisi - İntravenöz Anestezikler - Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. İntravenöz Anestezikler 1 İdeal Bir IV Anestezik Hızlı, yumuşak bir indüksiyon ve ayılma

Detaylı

Travmatik Beyin Hasarı ve Ketamin Kullanımı. Doç. Dr. Tarık Ocak Kanuni Sultan Süleyman EAH Acil Tıp Eğitim Kliniği

Travmatik Beyin Hasarı ve Ketamin Kullanımı. Doç. Dr. Tarık Ocak Kanuni Sultan Süleyman EAH Acil Tıp Eğitim Kliniği Travmatik Beyin Hasarı ve Ketamin Kullanımı Doç. Dr. Tarık Ocak Kanuni Sultan Süleyman EAH Acil Tıp Eğitim Kliniği 1962 yılında Stevens tarafından bulunmuş olup insanlarda ilk kullanımı 1965 yılındadır.

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

İNHALASYON ANESTEZİKLERİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

İNHALASYON ANESTEZİKLERİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN İNHALASYON ANESTEZİKLERİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN ANESTEZİ DERİNLİĞİ VE MİNİMUM ALVEOLAR KONSANTRASYON Minimum alveoler konsantrasyon (MAC) : 1 atmosfer basınç altında ağrılı bir stimulusa karşı oluşan

Detaylı

Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014

Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014 Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014 Sedasyon Uygulamaları Günübirlik Anestezi Sonrası Derlenme Safhaları Modifiye Aldrete Skoru Nedir ve Nerede Kullanılır? Modifiye

Detaylı

Myastenia Gravis Olgularında Deksmedetomidin-Propofol ile Kas Gevşetici Kullanılmaksızın Anestezik Yaklaşım (Olgu Serisi)

Myastenia Gravis Olgularında Deksmedetomidin-Propofol ile Kas Gevşetici Kullanılmaksızın Anestezik Yaklaşım (Olgu Serisi) Myastenia Gravis Olgularında Deksmedetomidin-Propofol ile Kas Gevşetici Kullanılmaksızın Anestezik Yaklaşım (Olgu Serisi) Volkan Hancı*, Serhat Bilir**, Serhan Yurtlu**, Mertol Gökçe***, Özkan Saydam***,

Detaylı

Hızlı Seri Entübasyon Protokolü HSE nedir? HSE acil hava yolu yönetiminin en önemli kısmıdır. Bu teknik hastalara hemen hemen aynı anda verilen güçlü sedatifler (indüksiyon) ve nöromusküler bloker ajanlar

Detaylı

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul

Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Taner KÜÇÜKCERİT, Atakan ERKILINÇ. Halide OĞUŞ, Füsun GÜZELMERİÇ, Tuncer KOÇAK Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Giriş ve Amaç

Detaylı

N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL

N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ. Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ Uzm.Dr. Canan ÜNLÜ Dr. Fatma UKİL N-ASETİL SİSTEİNİN AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI NÖROKOGNİTİF FONKSİYONLARA ETKİSİ Anestezi

Detaylı

Öğrenim Hedefleri; Havayolu tıkanıklığının nedenleri ve ne şekilde havayolunun açılabileceğini. Havayolunu açma manevralarını

Öğrenim Hedefleri; Havayolu tıkanıklığının nedenleri ve ne şekilde havayolunun açılabileceğini. Havayolunu açma manevralarını Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Havayolu Tıkanıklığı Havayolu Tıkanıklığının Tanınması Havayolu Açma Yöntemleri İleri Havayolu Sağlama Yöntemleri Laringeal Maske (LM) Kombitüp Trakeal Entübasyon anlatılacaktır.

Detaylı

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ RESİRKÜLASYON NEDİR? Diyaliz esnasında, diyaliz olmuş kanın periferik kapiller dolaşıma ulaşmadan arter iğnesinden geçen

Detaylı

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir

Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması. Dr. Ahmet U. Demir Solunum Fizyolojisi ve PAP Uygulaması Dr. Ahmet U. Demir Solunum fizyolojisi Bronş Ağacı Bronş sistemi İleti havayolları: trakea (1) bronşlar (2-7) non respiratuar bronşioller (8-19) Gaz değişimi: respiratuar

Detaylı

Genel anestetik preparatları I

Genel anestetik preparatları I Genel anestetikler Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 Genel anestetik preparatları I 2 2/32 1 Genel

Detaylı

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER*** Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji AD*, Biyokimya AD**, Kalp Damar Cerrahi

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

KISA SÜRELİ AMELİYATLARDA LARİNGEAL MASKE AİRWAY VE COBRA PERİLARİNGEAL AİRWAY IN ETKİNLİK VE KOMPLİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

KISA SÜRELİ AMELİYATLARDA LARİNGEAL MASKE AİRWAY VE COBRA PERİLARİNGEAL AİRWAY IN ETKİNLİK VE KOMPLİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI TC. SAĞLIK BAKANLIĞI DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ I. ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ Koordinatör ŞEF: Uz.Dr. Serhan ÇOLAKOĞLU KISA SÜRELİ AMELİYATLARDA LARİNGEAL MASKE AİRWAY

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Sunum Planı PEDİATRİK HAVA YOLU YÖNETİMİ VE ERİŞKİNDEN FARKLARI. Fizyolojik Farklılıklar. Anatomik Farklılıklar 7/15/2012

Sunum Planı PEDİATRİK HAVA YOLU YÖNETİMİ VE ERİŞKİNDEN FARKLARI. Fizyolojik Farklılıklar. Anatomik Farklılıklar 7/15/2012 Sunum Planı PEDİATRİK HAVA YOLU YÖNETİMİ VE ERİŞKİNDEN FARKLARI M.Murat Özgenç 20.09.2011 Anatomik ve fizyolojik farklılıklar Malzeme kullanım farklılıkları RSI uygulama farklılıkları Ilaç kullanım farklılıkları

Detaylı

13/05/15 OBEZİTE CERRAHİSİNDE ANESTEZİ YÖNETİMİ SUNU PLANI HASTA TRANSFERİ VE POZİSYON

13/05/15 OBEZİTE CERRAHİSİNDE ANESTEZİ YÖNETİMİ SUNU PLANI HASTA TRANSFERİ VE POZİSYON OBEZİTE CERRAHİSİNDE ANESTEZİ YÖNETİMİ NOTE: To change the image on this slide, select the picture and delete it. Then click the Pictures icon in the placeholder to insert your own image. DR. ABDULKADİR

Detaylı

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ UFUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU MESLEKİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU FOTOGRAF Öğrencinin Adı

Detaylı

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Amaç. Hastalık, yaralanma ya da cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan ağrı ve diğer belirtileri ortadan kaldırmak

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Amaç. Hastalık, yaralanma ya da cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan ağrı ve diğer belirtileri ortadan kaldırmak İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ İLAÇ İlaç, canlı hücrelerde oluşturduğu etki ile bir hastalığın teşhisini, iyileştirilmesi veya belirtilerinin azaltılması amacıyla tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan,

Detaylı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi? ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE FARMAKODİNAMİK FARKLILIKLAR 17.12.2004 ANKARA Prof.Dr. Aydın Erenmemişoğlu ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE 2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru

Detaylı

Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 2 2 1 Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar Anksiyete, kesin olarak tanımlanabilir bir uyarıya bağlanamayan, huzursuzluk,

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Dönem IV Anesteziyoloji ve Reanimasyon Staj Eğitim Programı Genel Bilgiler: Staj süresi: 2 hafta ÇOMÜ kredisi: AKTS kredisi: 4 kredi 3 kredi Eğitim Başkoordinatörü: Dönem 4 Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı:

Detaylı

HIZLI SERİ ENTÜBASYON. Yrd. Doç. Dr. Fırat BEKTAŞ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

HIZLI SERİ ENTÜBASYON. Yrd. Doç. Dr. Fırat BEKTAŞ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı HIZLI SERİ ENTÜBASYON Yrd. Doç. Dr. Fırat BEKTAŞ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı GİRİŞ Tanım Metod Araçlar İlaçlar Protokol Öneriler Öğrenim Hedefleri 1. Hava yolu girişimi gereksiniminin

Detaylı

Ekstrakorporeal Yaşam Destek Tedavileri (ECLS)

Ekstrakorporeal Yaşam Destek Tedavileri (ECLS) Ekstrakorporeal Yaşam Desteği Ekstrakorporeal Yaşam Destek Tedavileri (ECLS) Dr. Nermin KELEBEK GİRGİN Uludağ ÜTF, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD Yoğun Bakım BD Ø Renal replasman tedavisi Ø Karaciğer

Detaylı

Solunum Sistemi Fizyolojisi

Solunum Sistemi Fizyolojisi Solunum Sistemi Fizyolojisi 1 2 3 4 5 6 7 Solunum Sistemini Oluşturan Yapılar Solunum sistemi burun, agız, farinks (yutak), larinks (gırtlak), trakea (soluk borusu), bronslar, bronsioller, ve alveollerden

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ Nagihan KARAHAN*, Murat AKSUN*, Senem GİRGİN*, Tevfik GÜNEŞ**, Levent YILIK**, Ali GÜRBÜZ** * İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji

Detaylı

α 2 agonistler Deksmedetomidinin farmakolojisi Dr. Burçak Deniz DEDEOĞLU Prof. Dr. Öner SÜZER

α 2 agonistler Deksmedetomidinin farmakolojisi Dr. Burçak Deniz DEDEOĞLU Prof. Dr. Öner SÜZER Deksmedetomidinin farmakolojisi Dr. Burçak Deniz DEDEOĞLU Prof. Dr. Öner SÜZER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD α 2 agonistler Apraklonidin Klonidin Deksmedetomidin α-metilnoradrenalin

Detaylı

Post-kardiyak Arrest Sendromu ve. Post-resüsitatif Bakım

Post-kardiyak Arrest Sendromu ve. Post-resüsitatif Bakım Post-kardiyak Arrest Sendromu ve Post-resüsitatif Bakım Yrd.Doç.Dr. Yalçın GÖLCÜK Celal Bayar Üniversitesi Acil Tıp AD Manisa Tarihçe 1740 Fransız Bilimler Akademisi (The Paris Academy of Sciences) boğulma

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 1. YIL ilk yarıyıl (güz dönemi) BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma 09.00-09.50 SHMY101 ANES-101 ANES-101

Detaylı

Mekanik Ventilasyon Takibi. Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun

Mekanik Ventilasyon Takibi. Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun Mekanik Ventilasyon Takibi Dr.Yücel Yavuz OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD./Samsun Amaç Bu sunumda; Mekanik ventilasyon (MV) uygulaması sırasında takip edilmesi gereken parametreleri ve ortaya çıkması muhtemel

Detaylı

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU ÖĞRENCİNİN ADI SOYADI : OKUL NUMARASI :. STAJ DÖNEMİ :. STAJ YAPTIĞI KURUM :. ÖĞRENCİNİN

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ölçme Değerlendirme ve Açıköğretim Kurumları Daire Başkanlığı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ölçme Değerlendirme ve Açıköğretim Kurumları Daire Başkanlığı T.C. MİLLÎ EĞİTİM BKNLIĞI EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ölçme Değerlendirme ve çıköğretim Kurumları Daire Başkanlığı KİTPÇIK TÜRÜ T.C. SĞLIK BKNLIĞI PERSONELİNİN UNVN DEĞİŞİKLİĞİ SINVI 22. GRUP:

Detaylı

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Ayşegül Özgök, Ümit Karadeniz, Dilek Öztürk, Dilan Akyurt, Hija Yazıcıoğlu GİRİŞ Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen

Detaylı

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ 2007 Yoğun Bakım Üniteleri Hasta bakımının en karmaşık Masraflı Teknoloji ile içiçe Birden fazla organı ilgilendiren

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

Levosimendanın farmakolojisi

Levosimendanın farmakolojisi Levosimendanın farmakolojisi Prof. Dr. Öner SÜZER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD 1 Konjestif kalp yetmezliği ve mortalite 2 Kaynak: BM Massie et al, Curr Opin Cardiol 1996

Detaylı

ERİŞKİNDE HAVA YOLU YÖNETİMİ

ERİŞKİNDE HAVA YOLU YÖNETİMİ Plan ERİŞKİNDE HAVA YOLU YÖNETİMİ HSE amacı HSE protokolunun basamakları HSE de kullanılan malzemeler HSE de kullanılan ilaçların tanıtımı Dr. Deniz Dedeoğlu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp

Detaylı

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU

OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU OBEZİTE-HİPOVENTİLASYON SENDROMU Dr. Gökhan Kırbaş Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Merkezi TORAKS DERNEĞİ UYKU BOZUKLUKLARI ÇALIŞMA GRUBU MERKEZİ KURSLAR

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

TRAVMA HASTASINDA SEDOANALJEZİ. Prof. Dr. Mehtap BULUT İstanbul Medipol Üniversitesi Acil Tıp AD

TRAVMA HASTASINDA SEDOANALJEZİ. Prof. Dr. Mehtap BULUT İstanbul Medipol Üniversitesi Acil Tıp AD TRAVMA HASTASINDA SEDOANALJEZİ Prof. Dr. Mehtap BULUT İstanbul Medipol Üniversitesi Acil Tıp AD SUNU PLANI Giriş Tanımlar ve Endikasyonlar Güncel literatür bilgileri 2014 kılavuz önerileri GİRİŞ Acil serviste

Detaylı

GS hakkında genel bilgiler. GS ilaçları. Hangi durumlarda hangi ilaç (ilaç stratejileri)

GS hakkında genel bilgiler. GS ilaçları. Hangi durumlarda hangi ilaç (ilaç stratejileri) GS hakkında genel bilgiler GS ilaçları Hangi durumlarda hangi ilaç (ilaç stratejileri) Cerrahi anestezinin gelişimi tıp tarihindeki en önemli olaylardan biridir. İnhaler anestezikler; W. Long ve William

Detaylı

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN İSKEMİK YANITI DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII Dr. Nevzat KAHVECİ Kan basıncı 60 mmhg nın altına düştüğünde uyarılırlar. En fazla kan basıncı 1520 mmhg ya düştüğünde uyarılır.

Detaylı

Vitaller ; Kan gazı;

Vitaller ; Kan gazı; 48 yaşında bayan hasta 112 tarafından acil servise getiriliyor. Hasta evde koma halinde ve siyanotik olarak bulunmuş. Vitaller ; Kan basıncı: 70 mmhg Nabız: 100 /dk Ateş: 36,2 Baş-boyun: unikterik, siyanotik,

Detaylı

Dr. Füsun Bozkırlı ĐNTRAVENÖZ ANESTEZĐKLER

Dr. Füsun Bozkırlı ĐNTRAVENÖZ ANESTEZĐKLER ĐNTRAVENÖZ ANESTEZĐKLER Genel anestezi indüksiyonunda hem intravenöz anestezik ajanlar hem de inhalasyon ajanları kullanılabilmesine rağmen genel olarak intravenöz ajanların kullanımı tercih edilmektedir.

Detaylı

Pediatrik Temel ve İleri Havayolu Uygulamaları

Pediatrik Temel ve İleri Havayolu Uygulamaları Pediatrik Temel ve İleri Havayolu Uygulamaları Prof. Dr. Murat Duman Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk Acil Bilim Dalı Dr.E.Ulaş Saz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Anestezi Sonrası Hemşirelik Yaklaşımları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Anestezi Nedir?

Anestezi Sonrası Hemşirelik Yaklaşımları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Anestezi Nedir? Anestezi Sonrası Hemşirelik Yaklaşımları Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Anestezi Nedir? Dilimize Yunanca dan yerleşmiş olan anestezi kelimesi an olumsuzluk eki ve duyu, his manasındaki estezi sözcüklerinin

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

VİTAL BULGULAR. Dr.Mine SERİN FÜ Çocuk Nöroloji

VİTAL BULGULAR. Dr.Mine SERİN FÜ Çocuk Nöroloji VİTAL BULGULAR Dr.Mine SERİN FÜ Çocuk Nöroloji Cilt : Isı, renk, görünüm Solunum : Hızı ve sayısı Nabız : Hızı ve şekli Kan basıncı : Vücut Isısı Hastanın ateşine bakma şeklinde ifade edilir Ateş vücut

Detaylı

LMA UNIQUE VE I-GEL UYGULAMASINDA BAŞ-BOYUN POZİSYONLARININ OROFARİNGEAL KAÇAK BASINCINA ETKİSİ

LMA UNIQUE VE I-GEL UYGULAMASINDA BAŞ-BOYUN POZİSYONLARININ OROFARİNGEAL KAÇAK BASINCINA ETKİSİ T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON ANABİLİM DALI LMA UNIQUE VE I-GEL UYGULAMASINDA BAŞ-BOYUN POZİSYONLARININ OROFARİNGEAL KAÇAK BASINCINA ETKİSİ DR. Faruk ÖZATA UZMANLIK

Detaylı

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

Endotrakeal Entübasyon

Endotrakeal Entübasyon Endotrakeal Entübasyon Hazırlayan Doç. Dr. Erkan GÖKSU Yönetiminin amacı Primer amaçlar: bütünlüğünü korumak Oksijenizasyonu sağlamak Ventilasyonu sağlamak Aspirasyonu engellemek Sekonder Resüsitasyon

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2008-2010. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 20082010 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU VE UYKU Hypnos (Uyku Tanrısı) Nyks (Gece Tanrısı) Hypnos (uyku tanrısı) ve Thanatos (ölüm tanrısı) Morpheus

Detaylı

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi Tarihçe Tarihsel olarak ilk extrakorporeal dolaşım ve kardiyopulmoner bypas(kbp)larda prime volumu

Detaylı

VİTAL BULGULAR. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

VİTAL BULGULAR. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı VİTAL BULGULAR Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Vital? vital Lat. Canlı, hayati, yaşamsal, yaşamla ilgili. Kalp tepe atımı O2 Satürasyonu Kan basıncı Solunum

Detaylı

Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu Şubat 2010, İstanbul.

Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu Şubat 2010, İstanbul. Türk Yoğun Bakım Derneği Mekanik Ventilasyon Kursu 26-27 Şubat 2010, İstanbul Weaning MV desteğinin kademeli olarak azaltılıp, hastanın ventilasyonu üstlenmesi sürecidir. Weaning MV süresinin % 40 ı Nozokomiyal

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Yrd. Doç. Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Giriş ve tanımlar Analjezi ve sedasyonun amaçları Analjezi ve sedasyon gerektiren durumlar Önemli noktalar Kullanılan

Detaylı

Narkotik Analjezikler

Narkotik Analjezikler Anestezik Farmakoloji 2017-2018 Bahar / Ders:6 Narkotik Analjezikler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Narkotik Analjezikler Derin ağrısızlık hissi yaratmanın yanında, mekanizmalarının tam bilinmemesi ile beraber

Detaylı

Lokal anestetik preparatları

Lokal anestetik preparatları Lokal anestetikler Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 Lokal anestetik preparatları 2 2/30 1 3 3/30

Detaylı

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA STRES YANIT VE AĞRI KONTROLÜ ÜZERİNE ETKİSİ KARTAl KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSAS EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİ VE REANİMASYON

Detaylı

KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Kas Gevşeticiler Myorelaksanlar Nöromuskuler Blokörler 2 Nöromuskuler Blokörler NÖROMÜSKULER KAVŞAK Nöromüsküler kavşak, yapısı ve fonksiyonları bakımından

Detaylı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Arter Kan Gazı Değerlendirmesi Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Asit-Baz Dengesine Farklı Yaklaşımlar Seifter JL: N Engl

Detaylı

SEDASYON UYGULAMALARINDA HANGİ İLAÇLARI KULLANIYORUZ? Yasemin Oyum Acıbadem Bursa Hastanesi YBÜ Sorumlu Hemşiresi 2014

SEDASYON UYGULAMALARINDA HANGİ İLAÇLARI KULLANIYORUZ? Yasemin Oyum Acıbadem Bursa Hastanesi YBÜ Sorumlu Hemşiresi 2014 SEDASYON UYGULAMALARINDA HANGİ İLAÇLARI KULLANIYORUZ? Yasemin Oyum Acıbadem Bursa Hastanesi YBÜ Sorumlu Hemşiresi 2014 SUNU PLANI Benzodiazepinler Barbütüratlar Diğer Sedatifler SEDASYON UYGULAMALARINDA

Detaylı

YOĞUN BAKIMDA STATUS EPİLEPTİKUS. Dr. Perihan Ergin Özcan İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji AD Yoğun Bakım Bilimdalı

YOĞUN BAKIMDA STATUS EPİLEPTİKUS. Dr. Perihan Ergin Özcan İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji AD Yoğun Bakım Bilimdalı YOĞUN BAKIMDA STATUS EPİLEPTİKUS Dr. Perihan Ergin Özcan İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Anesteziyoloji AD Yoğun Bakım Bilimdalı Status epileptikus Multisistem hastalığı Homeostazisi bozar HIZLI ve ETKİN Tedavi

Detaylı

TİROİD CERRAHİSİNDE İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRİZASYONU PRENSİPLERİ

TİROİD CERRAHİSİNDE İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRİZASYONU PRENSİPLERİ TİROİD CERRAHİSİNDE İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRİZASYONU PRENSİPLERİ Dr. Mehmet Uludağ Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Herhangi bir medikal veya ilaç firması ile

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

SEDASYON-ANALJEZİ KAS GEVŞETİCİLER

SEDASYON-ANALJEZİ KAS GEVŞETİCİLER SEDASYON-ANALJEZİ KAS GEVŞETİCİLER MİDAZOLAMIN ÖNERİLEN DOZLARI ORAL 0.5-0.7 mgr/kg Max dox 20 mgr REKTAL 1.0 mgr/kg Max doz 20 mgr NAZAL 0.2-0.4 mgr/kg Max doz 10 mgr SUBLİNGUAL 0.2 mgr/kg * Max doz 2

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü

Nabızsız Arrest. TYD Algoritması: Yardım çağır KPR başla O2 ver Monitöre veya defibrilatöre bağla. Ritim kontrolü İKYD Kardiyak Arrest Algoritmi Tüm nabızsız kardiyak arrest vakalarında ritim (Şoklanabilir ve Şoklanamaz): Ventriküler fibrilasyon/nabızsız Ventriküler Taşikardi (Şoklanabilir) Nabızsız Elektriksel Aktivite

Detaylı

İNTRAOPERATİF GELİŞEN HİPOTANSİYONDA VOLÜM TEDAVİSİ veya VAZOPRESSOR. Doç. Dr. Necati GÖKMEN DEÜTF Anesteziyoloji AD, İZMİR

İNTRAOPERATİF GELİŞEN HİPOTANSİYONDA VOLÜM TEDAVİSİ veya VAZOPRESSOR. Doç. Dr. Necati GÖKMEN DEÜTF Anesteziyoloji AD, İZMİR İNTRAOPERATİF GELİŞEN HİPOTANSİYONDA VOLÜM TEDAVİSİ veya VAZOPRESSOR Doç. Dr. Necati GÖKMEN DEÜTF Anesteziyoloji AD, İZMİR İNTRAOPERATİF HİPOTANSİYON Klinikde hipotansiyon ve şok terimleri birbirleri yerine

Detaylı

(Uzmanlık Tezi) TC. SAĞLIK BAKANLIĞI DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ

(Uzmanlık Tezi) TC. SAĞLIK BAKANLIĞI DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON KLİNİĞİ ŞEF : Uz.Dr. Serhan ÇOLAKOĞLU ESMOLOLÜN, HEDEF KONTROLLÜ İNFÜZYON POMPASI YARDIMIYLA KULLANILAN

Detaylı

ÜROLOJİK GİRİŞİMLERDE SPİNAL ANESTEZİ UYGULAMASINDA MİDAZOLAM, PROPOFOL VE TİYOPENTALİN SEDASYON VE HEMODİNAMİK YÖNDEN ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

ÜROLOJİK GİRİŞİMLERDE SPİNAL ANESTEZİ UYGULAMASINDA MİDAZOLAM, PROPOFOL VE TİYOPENTALİN SEDASYON VE HEMODİNAMİK YÖNDEN ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI T.C Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Şef: Dr. Neşe AYDIN ÜROLOJİK GİRİŞİMLERDE SPİNAL ANESTEZİ UYGULAMASINDA MİDAZOLAM, PROPOFOL VE

Detaylı

PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ PROGRESİF AKIMLAR UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Elektrik Akımları Eski sınıflamada elektrik akımları: Yönüne göre: Doğru akım (Galvanik akım) Alternatif akımlar Klinik ve elektrofizyolojik etkileri göz önüne alındığında:

Detaylı

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ MALTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ ENDOSKOPİK GİRİŞİMLERDE SEDASYON ENDOSKOPİ HEMŞİRESİ SÜMEYRA DURU GASTROİNTESTİNAL ENDOSKOPİDE SEDASYON VE ANALJEZİ * Sedasyon:Endişe ve aşırı emosyonel durumun

Detaylı

Neden sedasyon: Anksiyete (hipertansiyon, aritmi, miyokard O2 tüketimi artar)

Neden sedasyon: Anksiyete (hipertansiyon, aritmi, miyokard O2 tüketimi artar) Olgu 1. 48 yaşında erkek hasta. Kan tükürme yakınması ile başvuruyor, çekilen akciğer grafide sağ akciğerde hiler dolgunluk saptanıyor ve çekilen bilgisayarlı tomografide kitle saptanması üzerine bronkoskopi

Detaylı

RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN RESUSİTASYON FARMAKOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Resusitasyon, solunumu veya kan dolaşımı durmuş bir kişiye dışarıdan yapılan destekleyici müdahalelerdir. Kardiyopulmoner Resusitasyon (CPR) KARDİYAK

Detaylı

DEĞİŞİK KOŞULLARDA SOLUNUM (İRTİFA VE SUALTI)

DEĞİŞİK KOŞULLARDA SOLUNUM (İRTİFA VE SUALTI) DEĞİŞİK KOŞULLARDA SOLUNUM (İRTİFA VE SUALTI) Prof. Dr. Fadıl ÖZYENER Fizyoloji Anabilim Dalı Yüksek irtifa fizyolojisi İrtifa (metre) Atm.P (mmhg) At.PO 2 (mmhg) P A CO 2 (mmhg) P A O 2 (mmhg) Art.O 2

Detaylı

Anestezi ve Termoregülasyon

Anestezi ve Termoregülasyon Anestezi ve Termoregülasyon Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Termoregülasyon Nedir? Isının düzenlenmesi, korunması, ideal aralığa getirilmesi amacıyla vücudun meydana getirdiği

Detaylı

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI

SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI 1. SINIF I. DÖNEM Matematik Z 2 0 2 2 Sayılar, cebir, denklemler, trigonometri ve logaritma Fizik Z 2 0 2 2 Maddenin mekanik özelliklerini, sıcaklık

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı