KABİR AZABI VE SÜNNETİ İNKÂR AKIMI KUR ANİYYUN

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KABİR AZABI VE SÜNNETİ İNKÂR AKIMI KUR ANİYYUN"

Transkript

1 KABİR AZABI VE SÜNNETİ İNKÂR AKIMI KUR ANİYYUN MEHMET EMİN AKIN MEDARİK YAYINLARI 1

2 10 Temmuz 2015 Keçiören 2

3 İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TAHRİF MEZHEBİ YA DA KUR ANİYYUN FIRKASINI ANLAMAK ÜZERİNE...11 İKİNCİ BÖLÜM KABİR AZABIYLA İLGİLİ YEDİ AYET.58 3

4 بسم االله الرحمن الرحيم الحمد االله الذى بعث فى الا ميين رسولا منهم يتلوا عليهم آياته يزكي هم يعلمهم الكتاب و الحكمة و يعلمهم ما لم يكونوا يعلمون و الصلاة والسلام الا تمين على خير خلقه محمد الذى بلغ الرسالة السمحاء و أدى الا مانة العظمى و نصح أمته النصيحة البالغة و جاهد فى االله حق جهاده و على آله و صحبه الطيبين الطاهرين 4

5 Önsöz عن عاي شة الص لا ة : رضي االله عنها أن رسول االله صلى االله عليه وسلم ك ان ي د ع و ف ي الل ه م إ ن ي أ ع وذ ب ك م ن ع ذ ا ب الق ب ر و أ ع وذ ب ك م ن ف ت ن ة الم س ي ح الد ج ا ل و أ ع وذ ب ك م ن ف ت ن ة الم ح ي ا و ف ت ن ة الم م ات الل ه م إ ن ي أ ع وذ ب ك م ن الم ا ث م و الم غ ر م Mü minlerin annesi Aişe (radiyallahu anha) diyor ki; Allah ın Rasulü (sallallalahu aleyhi ve selllem) namazda şöyle dua ederdi. Allah ım kabir azabından sana sığınırım, gözü silik Deccâl in şerrinden sana sığınırım ve hayatın fitnesinden sana sığınırım ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Allahım günah işlemekten (günahtan) ve borçlanmaktan (borçtan) sana sığınırım 1 1 Buharî; 832,833,2397,7129, Müslim: 587,589, Ebu Davud:880, en- Nesaî; el-muctebâ:176, es-sunen el-kubrâ:1233,7889,7907 Ebu Avane, Musned: c.2, , el-beyhakî; es-sunen el-kubra: c.2,154, Ahmed İbn Hanbel; Müsned: c.6,88,89,244,270, et-taberanî; el-mu cemu l- Evsat:4610,8774 Bu rivayet benzer bir başka rivayet de Hişam İbn Urve, babası Urve ve Aişe den gelir: (Buharî:6368, ,Müslim: 589,Ebu Davud:1543, et-tirmizî: 3495,en-Nesaî: c.8,262,266, İbn Mace:3838 هشام بن عروة عن أبيه عن عاي شة أن النبي صلى االله عليه وسلم يقول: الل ه م إ ن ي أ ع وذ ب ك م ن الك س ل و اله ر م و الم ا ث م و الم غ ر م و م ن ف ت ن ة الق ب ر و ع ذ اب الق ب ر و م ن ف ت ن ة الن ار و ع ذ اب الن ار و م ن ش ر ف ت ن ة الغ ن ى و أ ع وذ ب ك م ن ف ت ن ة الف ق ر و أ ع وذ ب ك م ن ف ت ن ة الم س ي ح 5

6 Allah Azze ve Celle kitabını iman edenlere dünyada tevhidle hidayete ve ahirette de iman ve salih amelle selamete ermeleri için indirdi. O nda Allah ın ilmi ve hidayeti, nuru ve hikmeti, dininin Hak olduğunun delilleri ve burhanları vardır. Ona iman eden kurtulmuştur, O nunla amel eden dünya ve ahirete selamete ermiş ve Allah katında hücceti makbul olmuş kimselerden olur. O na davet eden felah bulmuş, onun ahlâkıyla ahlâklanan hidayet nurunu tamamlamış ve onun hükümleriyle hükmeden zulümden beri olmuş ve O nu bâtıl tevillerle te vîl etmekten kaçınan ve O na Rasul ün (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabının iman ettiği gibi iman eden ve muhkemiyle amel edip müteşabihâtının ilmini Allah a havale eden ise, dininde fitnelere düşmekten emin olmuştur. O nda tüm rasullerin ve nebilerin risaletlerinin ve ilimlerinin erkânı, usulü ve Rabbanî yöntemi bize beyan edilmiştir. O nu hakkıyla tilavet eden, adâbından, işaretlerinden, delaletlerinden, kasasından ve öğütlerinden nasibini alan selim kalp sahibi herkes; O nun Allah ın ilmi ve Rasulü nün (sallallahu aleyhi ve sellem) risaleti olduğunu bilir. Allah Azze ve Celle Müslümanlardan iman edenleri; kendisini tevhid etmelerini, içlerinden kendilerine gönderilen rasule ve nebiye iman edip itaat etmelerini ve O nun (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünnetini (sözlerini, ahlâkını ve hükümlerini) kendi hayatları için rehber edinmelerini ve O na (sallallahu aleyhi ve sellem) Din ve hüda olanda emri ne muhalefet etmemelerini emretti. (Nur:63) إ ن م ا ال م و م ن ون ال ذ ين آم ن وا ب الل ه و ر س ول ه و إ ذ ا ك ان وا م ع ه ع ل ى أ م ر ج ام ع ل م ي ذ ه ب وا ح ت ى ف ا ذ ا اس ت ا ذ ن و ك ب الل ه و ر س ول ه ي س ت ا ذ ن وه إ ن ال ذ ين ي س ت ا ذ ن ون ك أ ول ي ك ال ذ ين ي و م ن ون الد ج ال الل ه م اغ س ل ع ن ي خ ط اي اي ب م اء الث ل ج و الب ر د و ن ق ق ل ب ي م ن الخ ط اي ا ك م ا ن ق ي ت الث و ب الا ب ي ض م ن الد ن س و ب اع د ب ي ن ي و ب ي ن خ ط اي اي ك م ا ب اع د ت ب ي ن الم ش ر ق و الم غ ر ب 6

7 لا (62) ل ب ع ض ش ا ن ه م ف ا ذ ن ل م ن ش ي ت م ن ه م و اس ت غ ف ر ل ه م الل ه إ ن الل ه غ ف ور ر ح يم ت ج ع ل وا د ع اء الر س ول ب ي ن ك م ك د ع اء ب ع ض ك م ب ع ض ا م نك م ل و اذ ا أ ل يم ( 63 ) ق د ي ع ل م الل ه ال ذ ين ي ت س ل ل و ن ي ص ف ل ي ح ذ ر ال ذ ين ي خ ال ف ون ع ن أ م ر ه أ ن ت ص يب ه م ف ت ن ة أ و يب ه م ع ذ ا ب Bu ümmet; sahabeden günümüze, Allah Azze ve Celle istediği için Rasulullah a (sallallahu aleyhi ve sellem) muhabbet besledi. Din deki en küçük ayrıntıda dahi, O nun (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti ne uydu ve O nun (sallallahu aleyhi ve sellem) ahlâkıyla ahlâklanarak yeryüzüne İslam ın hidayet meşalesi oldu. Bu ümmet, Rasulullah a (sallallahu aleyhi ve sellem) ittiba ve itaat ederek, Kur an ın hikmetleri ve en güzel tefsiri ve te vili hakkında aldığı ilmi bize emanetle nakletti. Ümmetin sahabeden aldığı ilim; Müslümanlar için Risalet ve Nübüvvet ilmiydi. Din de çok yüksek ve değerli mertebe sahibi hiç bir İmam ve Muhaddis adil, sika ve zabt ehli âlimlerimizin Allah ın Rasulü nden (sallallahu aleyhi ve sellem) ve sahabeden öğrenip onlardan aldıklarını; adil ve sahih bir şekilde bize naklettiklerinden bir an bile şüphe ve kuşkuları olmadı. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabını; Allah ın şahidliğiyle Allah ın O nlara bir lütfu olarak onları cahilliyye şirklerinden arındırmış ve onları vasat bir ümmet kılmıştır. Bu ümmet daha sonraları akidesinde ve ilmi alma usulünde musibetlere uğradı ve imtihanlardan geçti. Bunun da sebebi, Allah ın muradını ve Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) o muradı açıklayan Sünneti ne ittiba etmede kusur etmesiydi. Dün, Kur an a ve Sünnet e; zındıklar, Yahudiler, Brahmanlar ve Nasara itiraz ediyordu, ya da onu tahrife ve bâtıl batıl e yelteniyordu. Bugün ise, Kur an a iman eden ve Rasulullah ı (sallallahu aleyhi ve sellem) rasul olarak kabul ettiklerini söyleyenler bu Din in en büyük musibeti oldular. 7

8 Kur an bize yeter sözü Hak ama onunla bâtıl amaçlanıyor. Sünnet in Din den çıkmak olduğunu ve Sünnet le amel eden Müslümanların kâfir olduğunu söyleyecek kadar aşırı ve sapkın olan bu korkunç bid at ve dalalet hareketinin, İslam ın en şiddetli saldırılara ve aşağılanmalara maruz kaldığı bir zamanda, şeytan gibi fitne boynuzlarını çıkarması bir tesadüf olamaz. Kur an a ne kadar düşman ve aykırı davrandıklarını saklamak ve İslam dışı küfr ve dalalet fırkalarıyla olan yakınlıklarını ya da benzerliklerini gizlemek için Kur an ın ardına saklanmaya ve bizi ordan vurarak yıkmaya çalışıyorlar. Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti diye bir kavramın bid at olduğunu, Sünnet in Kur an demek olduğunu, Din ve İslam ın ancak Kur an da vahyedilen olduğu, helal ve haramın ancak Kur an da beyan edilen olduğu, Kur an da haram kılınan ve helal kılınanın dışında haram ve helal olmadığını, Sünnet in helal ve haram koymasının Kur an a aykırı olduğunu söylemeye başladılar. Bu harekete kapılan birçok iyi niyetli, insan bu arada bunalımlara düşmekte ve Allah ın Rasulü nün (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti ni düşmanlarının önünde küçük düşürmekte. Kur an ve Sünnet hakkında Ümmet in ilmî usulüne ve Dinî nassları ve rivayetleri alma yöntemine savaş açan ve Ümmet in sahih ve mütevatir olarak rivayet ettiği Kur an kalesine sığınarak; bizim o kaleye düşman olduğumuzu ve onunla savaştığımız gibi bir vehmi ve iftirayı yaygınlaştırıyorlar. Buna stratejik hermenötik veya yapı bozuculuk desek yeridir. Böylece İslam ı kendi içinde Yaudilerin kurduğu bir çelişki çerçevesine oturtmak ve zihinleri ciddî ve derin bir şekilde etkilemek ve şüphe tuzaklarını kurmak istiyorlar. Sünnet le Kur an ı birbirinden ayırmaya ve Sünnet-i Nebeviye ye ittibaı İslam dan görmüyorlar. Bu hareket; mantığını Rafızîlerin Ehl-i Beyt in ardına sığınarak sahabeyi ve Ehl-i Sünnet ve l-cemaat i tekfir etmesinden alıyor gibi. Zira her iki fırka arasında büyük bir mantık ve strateji benzerliği var. Bu dalalet zümresine karşı; en şafî ilaç; Kur an ın dilini çok bilmek ve nasslarında beyan buyurulan delaletleri sağlıklı okumak ve Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti nin ilmine ve 8

9 Ümmet in İmamlarının bu Batınî hareketin önderleri ve akideleri hakkında sahabeden günümüze bizi nasıl uyardıklarından haberdar olmaktır. Batı, İslam la savaşının son bin yılında olduğu rüyasını gerçekleştirmek için (Yahudi ve Nasara) ilk dönemdeki bütün Batınî, Mecusî, Berahime ve diğer sapkın fırkaların tamamını yeniden mezarından çıkarıp canlandırmak istiyor. Bugün Kur an ve Sünnet üzerinde ABD nin, Vatikan ın ve Siyonizm in finanse ettiği haddini bilmez ve ahlâsız bir el-la Kur aniyyun rüzgârı her yerde estirilmeye başlandı. Bubun sebebi basit; İsrail in ve Amerika nın zevalinin Kur an ve Sünnet le kıyam eden Müslümanlar olacağını çok iyi kavramış olmalarıdır. Ümmet in âlimleri ve ilmiyle savaşan Kur aniyyun un savaşıyla, Şam beldelerindeki Rafızilerin tarihî ve akidevî savaşı adeta birbirini tamamlıyor. Allah ın Kur an da Rasul e (sallallahu aleyhi ve sellem) itaat ve ittiba dair ayetleri açık ve anlaşılır beyanlar içeriyor. Allah Azze ve Celle Rasul e (sallallahu aleyhi ve sellem) ittiba ı ve itaati asla istisnaî bir durum olarak zikretmediği gibi, O nun (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetiyle ameli de asla yasaklamamıştır. Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) nebi olmadığı iddiasını ya da kendisine daha önceki nebilere vahyedildiği gibi vahyedildiğini gizlemek için, Risalet le Nübüvvet e aynı manaları vermeye başladılar. Evet, nübüvvet de risalettendir, fakat tebliğ ve davet anlamında. Nübüvvet, Risalet in bir sıfatı ve tamamlayıcı vasfıdır. Yoksa Rasul olmayana vahy inmez gibi bir iddia Kur an tarafından zaten reddedilecektir. Dolayısıyla nübüvvetin şeriat olması, hem kitapla birlikte, hem de tek başına mümkündür. Bunun mümkün olduğunu Kur an bize göstermiştir. Risalet bir diğer anlamıyla vahy i eda etmedir. Bu bakımdan nübüvvet de vahy i tebliğ ve edadır, dolayısıyla nübüvvet de aynı zamanda risalet olmaktadır. Peki, şimdi böyle bir durumda kendilerine vahy i tebliğ emredilmiş olan Nebilerin risalet i ne oluyor, tebliğ ve davet mi müjdeleme ve korkutmamı, yoksa ne? 9

10 Müslümanların Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünnet e karşı bir sorumluluklarının olmadığını, ahirette sadece Kur an dan sorumlu olduklarını söyleyenler; sanmayalım ki, Allah ın onlara yüklediği sorumluluktan söz ediyorlar; onlar kendi zanlarınca ve hevalarınca yön vermeye çalıştıkları bir Kur an anlayışına ve yorumculuğuna göre sorumluluklarını belirliyorlar. Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) en yüce ahlak üzere olduğu nu söyleyen Allah Azze ve Celle neden kullarını O nun (sallallahu aleyhi ve sellem) güzel ahlakına olan sözlerine ve fiillerine uymalarını yasaklamış olsun ki? Sözleri ve fiilleriyle amel edilmesini haram kıldığı bir insana; Allah ın risaleti ni ve nübüvvet i vahyettiğini söylemek, bırakın müşrikleri, başta Yahudileri ve Nasara yı bile güldürür. Kur an bize yeter diyen zümrelerin hepsine iyice bakınız, hiç birisi Allah a ve halis tevhide davet etmiyor ve hiç birisi bid atlere ve dalaletlere karşı Müslümanları uyarmıyor ve Allah yolunda Cihad eden Müslümanlarla ilgilenmiyor. En zor ve en tehlikeli durumlarda zalimlerle ve küfr milletleriyle savaşan Müslümanların davasına sahip çıkmamaları bu hareketlerin hepsinin nifak içinde olduğunu gösterir. Bu kısa çalışmayı bir nebze de olsa, hakkı beyan etmek ve Kur an a karşı savaşı Kur ancılık olarak adlandıran Sünnet inkârcısı ve Yahudilerin stratejilerini ve Bahaîliğin akide ve desiselerini ümmeti parçalamak için ilim ve yöntem olarak Müslümanlara yutturmaya çalışan; zenadika, nifak, heva ve dalalet ehline karşı bir hüccet ikamesi, Müslümanlara bir uyarı ve zındıklardan beraetimiz olması için kaleme aldık. Biz kıyamet günü; و ي و م ي ع ض الظ ال م ع ل ى ي د ي ه ي ق و ل ي ا ل ي ت ن ي ات خ ذ ت م ع الر س ول س ب ي لا ) 27 ( ل ي ت ن ي ل م أ ت خ ذ ف لا ن ا خ ل ي لا ) 28 ( ل ق د أ ض ل ن ي ع ن الذ ك ر ب ع د إ ذ ج اء ن ي ي ا و ي ل ت ى و ك ا ن الش ي ط ا ن خ ذ و لا ل لا ن س ان (29) 10

11 Zalimin iki elinin üzerini ısırıp ah ne olurdu keşke ben Rasul le beraber bir yol edinseydim. Ah, keşke falanı kendime can dostu edinmeseydim. Beni, bana geldikten sonra Zikr e uymaktan saptırdı, hâlbuki şeytan insanı çok yardımsız bırakıcıdır (Furkân:27-29) diyenlerden ve Allah ın kendilerinden Ahzab suresi 36. ayette و م ن و م اك ا ن ل م و م ن و لا م و م ن ة إ ذ ا ق ض ى الل ه و ر س ول ه أ م ر ا أ ن ي ك و ن ل ه م ال خ ي ر ة م ن أ م ر ه م ي ع ص الل ه و ر س ول ه ف ق د ض ل ض لا لا م ب ين ا Hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadının Allah ve rasulü bir emr de (işte) kesin bir hülküm verdikten sonra, işlerinde herhangi bir seçenekleri olamaz. Kim de Allah a ve Rasulü ne isyan ederse, o kimse gerçekten apaçık bir sapıklığa düşmüştür söz ettiklerinden olmamak ve Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünnetine sevgimizin ve ittibaımızın bir şahidi olsun diye bu satırları şahid kıldık. 11

12 BİRİNCİ BÖLÜM TAHRİF MEZHEBİ YA DA KUR ANİYYUN FIRKASINI ANLAMAK ÜZERİNE Abdurrahman İbn Abdirrahman el-uzrî (radiyallahu anhu) Allah ın Rasulü nün (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini rivayet eder: ع ن و س ل م ال ع ذ ر ي الر ح م ن ع ب د ب ن إ ب ر اه ي م ق ال : ق ال ر س ول الل ه ص ل ى الل ه ع ل ي ه ي ح مل ه ذ ا ال ع ل م م ن ك ل خل ف ع د ول ه, ي ن ف ون ع ن ه ت ح ر يف ال غ ال ين, و ان ت ح ا ل ال م ب ط ل ين, و ت ا و يل ال ج اه ل ين Bu ilmi sonradan gelenlerin en adilleri üstlenecek, onlar; aşırı gidenlerin tahrifini ve bu ilmin sahibi olmadıkları halde ilim ehli imiş gibi davranıp bu ilmi iptallerini ve cahillerin te vîllerini de reddeceklerdir 2 Ahmed İbn Hanbel (rahmetullahi aleyhi) er-reddu Ale l- Cehmiyye) adlı kitabının başında şöyle der: Her çağda Rasullerin olmadığı fetret zamanlarında âlimleri çıkaran Allah a hamdolsun; onlar sapıtanları hidayete davet ederler ve bu yolda gördükleri eziyetlere sabrederler. Allah ın kitabı ile kalpleri- ölü 2 et-taberanî; Müsdendu ş-şamiyyin: c.1.s.344,(599) İbn Abdilberr: et- Temhîd: c.1,s.59 (215) el-bağdadî; el-camiu Li Ahlaki r-ravî ve Âdabi s- Sami :c.1,s

13 olanları diriltirler. Körlüğe karşı Allah ın nuruyla görmeyenlerin görmesini sağlarlar. İblisi in öldürdüğü nice insanlar vardır ki onları ilimle ihya etmişlerdir. Nice dalalette olan insanlar var ki, onları hidayete erdirmişleridir. Onların insanlar üzerinde bıraktıkları etki ne kadar güzel, insanların onların üzerindeki etkisi ise ne kadar kötü. Yine onlar; ğuluvv ehlinin Allah ın kitabını tahriflerini geçersiz kılarlar, ilim ehli olmadıkları halde onlardanmış gibi ortaya çıkanların intihallerini iptal ederler. Bid at sancağı açmış olan ve fitnenin dizginini salıveren cahilllerin te villerini reddederler. Onlar; Allah ın kitabında ihtilafa düşmüşler ona muhalefet ederler ve Allah ın kitabına muhalefet etmekte ittifak etmişlerdir. Allah hakkında bilmediklerini söylerler ve Allah ın kitabı hakkında ilimleri olmadan konuşurlar, sözün müteşabih olanından başka konuştukları -meseleler- yoktur. Ortaya şüpheler atarak halkın cahillerini şüphelerle aldatırlar. Bunun için fitnecilerin sapkınlığından Allah a sığınırız. 3 Allah Azze ve Celle Âl-i İmran suresi 7. ayette Kur an ın müteşâbih inin ardına düşen ve müteşâbih ten evrensel bir ideoloji ve nizam çıkarmak adına onunla neredeyse alay eden bâtıl zihniyet sahibi kimselerle Rabbanî olan âlimlerin akidelerini ve yöntemlerini bize gösteriyor. ه و ال ذ ي أ ن ز ل ع ل ي ك ال ك ت ا ب م ن ه آي ا ت م ح ك م ا ت ه ن أ م ال ك ت ا ب و أ خ ر م ت ش اب ه ا ت ف ا م ا ال ذ ي ن ف ي ق ل وب ه م ت ا و يل ه إ لا الل ه و الر اس خ و ن الا ل ب اب ز ي غ ف ي ت ب ع و ن م ا ت ش اب ه م ن ه اب ت غ اء ال ف ت ن ة و اب ت غ اء ت ا و يل ه ف ي ال ع ل م ي ق ول و ن آم ن ا ب ه كل م ن ع ن د ر ب ن ا و م ا ي ذ ك ر وم ا ي ع ل م إ لا أ ول و Sana Kitabı indiren O dur. Onun muhkem olan ayetleri vardır, işte onlar Kur an ın anasıdır (esasıdır ve diğerleri de müteşâbih olan 3 İbn Teymiyye; Deru Teârudi l-akli ve n-nakl. c.1,s.88,221) 13

14 ayetlerdir; fakat kalplerinde kayma olanlar, bu sebeple fitne çıkarmak için onun birbirine benzeşen ayetlerinin te vîlini ararlar. Hâlbuki onun tevilini ancak Allah bilir; İlimde rüsuh sahibi olanlar da derler ki; Biz O na iman ettik, hepsi Rabbimizin katındandır ve ancak temiz akıl sahipleri bunu hatırlarlar. Yunus Suresi 37. ayette (Âl-i İmran.7) و م اك ا ن ه ذ ا ال ق ر آ ن أ ن ي ف ت ر ى م ن د و ن الل ه ال ك ت اب لا ر ي ب ف ي ه م ن ر ب ال ع ال م ي ن و ل ك ن ت ص د ي ق ال ذ ي ب ي ن ي د ي ه و ت ف ص ي ل Ve bu Kur an kesin olarak Allah ın dışında [O na] iftira edilerek uydurulmak için indirilmiş değildir. Fakat O, Âlemlerin Rabbinin katında kendisinde asla bir kuşku olmayanın tasdik i ve Kitabın ayrıntılı açıklamasıdır. (Yunus:37) Yunus suresi 37. ayet-i kerimede de Allah Azze ve Celle Kur an da zikrettiklerini; edebî, lüğavî, örfî ve şer î olan deliller olarak anlamamıza bir pencere açıveriyor ama buna layık olmak gerekir: Kur an ı anlamak ile anlamlandırmak diyebileceğimiz bir durumla karşı karşıyayız. Bundaki tavrımız, Kur an a yaklaşımımızın kimliğini belirler. Kur an ı Allah ın muradı doğrultusunda anlamanın ilk şartı; mutlak olarak anlama yeteneğimize başvurmak mıdır, yoksa Kur an ı anlamak (fıkhetmek, tedebbür etmek) lafızlarının siyakı ve sibakı içerisinde ne söylediğini ve bunun neye delalet ettiğini, bunun Dinde mükellef bir Müslüman için İslam ın makasıdına dair neler söylediğini ondan anladığımız şeyin Allah ın muradına uygun olup olmadığını göz önünde bulundurmak mıdır? Kur an ı, kuru ve Arapça nın ilimlerini hesaba katmadan veya bunda gereken gayreti sarf etmeden, lafızların ilk anlamları ya da cahiliyye dönemindeki lüğavî manalarına sarılmak ve böylece Kur an hakkında konuşmak, çok ciddî hatalara gebe olan bir anlayış ve yaklaşım tarzı olacaktır. 14

15 آم ن ا ب ه ك ل م ن ع ن د ر ب ن ا Ona iman ettik hepsi rabbimizin katındadır diyebilmek ve bunu Kur an naslarından elde ettiğimiz istidlâl ve istinbât da ne kadar isabetli olduğumuzu neyle doğrulayacağız? Kur an a yaklaşımımızda aradan Rasulullah ı ( sallallahu aleyhi ve sellem ) rasul ve Nebi olarak çıkarmak isteyen çok tehlikeli bir cereyan; sinsi bir şekilde ve pervasızca akıl ve kalp dünyamıza her gün daha çok girmeye ve bizi dönüştürmeye çalışıyor. Öncelikle; Ona iman ettik hepsi rabbimizin katındadır demeden; bizlerin Allah ın kitabını O nun muradına uygun doğru şekilde anlamamızın mümkün olmayacağını burada hatırlatalım. Çünkü Kur an kendisine sadece akılla yaklaşılırsa (akılla derken, maddi ölçüler ve mantıkî düşünce yöntemleriyle) Allah ın muradının ne olduğu, anlama ve bununla amel etmenin tam olarak anlaşılacağını bize söylemiyor. Kur an kendisini anlayabilmemiz için esaslı olarak akla güvenmekten ziyade; farklı, ahlâkî ve akaidi bir bünyeden söz ediyor ve önümüze çok ciddî kaideler ve hedefler koyarak kendisine yaklaşmamızı istiyor. Kur an, kimseyi şekavete sürüklemek için inmemiştir. Kur an gelişigüzel; yeterli imanî, ahlâkî ve lüğavî donanımı olmadan ve emrettiği ve sahip olmamızı istediği imanî kimliği oluşturmadan hikmetlerinin kapılarını kalbimize ve aklımıza hibe etmez. Şunu unutmamak gerekir: Kur an akletmeyi emrettiği gibi, İslam ı ve İmanı ikame eden ve Allah a sadık ve halis bir imanla ve O na ortak koşmadan ve ahireti görüyormuş gibi ibadet etmeyi de emretmişir. Ahiret hayatını asla unutmadan akletmek, yaşamak ve Allaha davet için hepimizden istediği; imanî ahlakî ve fıtrî olan fiil ve amelleri yerine getirmeden ve Rasulullah ın ( sallallahu aleyhi ve sellem ) Kur an daki siyretini kendimize örnek almadan ve O na muhalefet meselesini kavrayamadan, sesimizi, O nun sesinin üzerine çıkarmamanın (Hucurât:2) Din ve düşünce yöntemlerimiz açısından 15

16 nelere tekabül ettiğini bilmeden, Kur an ı istediğimiz gibi anlayıp istediğimiz gibi yorumlayamayız. O nun diline ve ahkâmının nüzul sebeplerine bakmadan, Kur an ın hikmet ve ilim pınarlarından hakkıyla yararlanamayız. Kur an ı anlama ve ondan kendimiz ve tüm yeryüzü insanlığı için gereken dersleri alabilmek için O nun ahlakı Kur an dı sözünü kesinlikle göz ardı etmeden Kur an la muhatap olmamız gerekir. Kalbin ıslahı, Allah a ve Rasul e ( sallallahu aleyhi ve sellem ) itaatte asla hevamıza uymama ve Ümmetin selefinin çizdiği ve bizzat yaşadığı, ilim ve zühd üzerine bina ettiği ahlâkının Kur an ı fıkhetme ve ondan hayırlar ve bereketler elde etmenin ilk aşaması olarak görmemiz şartına bağlıdır. Rasulullah ( sallallahu aleyhi ve sellem ) ve ashabı, Kur an ı hem kalpleriyle, hem akıllarıyla, hem tezkiye edilen nefisleriyle ve hem de, zikir, dua, ihsan ve takva gibi güzel hasletlerle ve teheccüd namazlarında gözyaşlarıyla onu anlamayı bize örnek olarak bırakmışlardır. Kur an ın hüda Allah katındakinin tasdiki sıdk ve adl olan kelime olduğuna iman etmek; onu anlamanın ve ilminden yararlanmanın ikinci basamağı derecesi ya da şartıdır diyebiliriz. Kur an ı, sahabenin anladığı akıl ve kalp ile anlamalıyız. O nun Dilini çarpıtmamalıyız ve onun üzerinde asla cedel yapmamalıyız. Çünkü Kur an ın delaletleri üzerine yazılmış eserlerden haberi olanlar; Müslümanların nasıl muazzam bir edeb ve ilim mirasını bize emanet ettiklerini bilir. Bu mirasın hakkı verilmeden dışlanarak ya da küçümsenerek Kur an ı sağlıklı bir şekilde anlayamayız. Kur an ın bize bu şekliyle tahriften, eksiklikten ve fazlalıktan uzak bir sağlamlıkta ulaşması bile, bize Kitabı ve Sünneti getiren ümmetin adaletini, ilmî dikkatini, hassasiyetini, doğruluğunu ve dindeki metanetini ve ihlaslarını ispat için en büyük delil ve hüccettir. Ümmetin Din İamamları Müslümanların aklını ve dinini koruyacak olan dinî nassları; dünyada emsali görülmemiş bir sadakat ve titizlikle bize getirmişlerdir. İşte bu çok önemli haslet; 16

17 Ümmetin selefinin ve âlimlerinin bu Din de ne kadar temiz ve dürüst bir mertebe ve kimliğe sahip olduklarının en açık ve inkârı mümkün olmayan belgesidir. Eğer bugün Kur an ın; lafız ve cümlelerinin değiştirilmeden ve tahrife uğratılmadan getirildiğini söylüyorsak; yeryüzünde insan eline emanet edilmiş hiçbir kitabın ve tarihi metnin korunamayacağı kadar dikkatle korunan bir ilahî vahy kaynağından söz ediyoruz demektir. Kısacası, bu ümmetin günümüzdeki âlimleri, müfessirleri ve Kur anı anlama çabası içinde olan düşünür ve fakihleri, kendilerine Kur an ın hiç bozulmadan ulaştırılmasında emeği geçen bu ümmetin âlimlerine büyük bir edeb, derin bir saygı, istiğfar, dua ve övgü borçları olduğunu asla unutmamalıdırlar. Bizden önce imanla geçmiş bir Ümmetin Rasulullah ( sallallahu aleyhi ve sellem) adına yalan Hadis uydurduğunu ve bunu yaparken de Allah tan hiç korkmadan, Allah ın Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) adına belki de şirk olan bir akideyi ya da hurafeleri naklettiklerini nasıl söyleyebiliriz? Allah Azze ve Celle kitabında şöyle buyurur: ر ب ن ا اغ ف ر ل ن ا و لا خ و ان ن ا ال ذ ين س ب ق ون ا ب الا يم ان و لا ت ج ع ل ف ي ق ل وب ن ا غ لا ل ل ذ ين آ من وا ر ب ن ا إ ن ك ر ؤ وف ر ح يم Rabbimiz bizi ve bizden önce imanla bizi geçenleri bağışla ve kalplerimize iman edenlere karşı bir kin koyma! Rabbimiz gerçekten Sen çok acıyı çok merhamet edicisin! (Haşr.10) Eğer biz bugün Batıcı bilimin kabul ettiği ilkelerin hiç birisine itibar etmeden ve buna kulak asmadan; Kur an a Allah ın değişmeyen ve değiştirilmeye maruz kalmamış tek kitabı ve vahyidir diyorsak; biz bunu sünnetullah ın hıfzı mahfûz kalması şartıyla, bu Ümmet in Nebi sine ve O nun (sallallahu aleyhi ve sellem) ilk sadık ümmeti olan sahabeye borçluyuz. 17

18 Doğruluğunda ve sıdk oluşunda ve tahrife uğramamış olmasında; bizim hiçbir gayretimizin ve emeğimizin olmadığı Kur an gibi bir sağlam kitapla övünüyorsak; bu, bugün kendilerine acımasız ve insafsız bir şekilde saldırdığımız (!) ve neredeyse yalanladığımız selefimizin âlimlerinin imanları, ihlasları ve ilmideki mevsukiyetleri ve gayretleri sebebiyledir. Ümmet in İmamlarının ve Muhaddislerinin ilmi, sıdkı ve rivayet emanetindeki güvenilirlikleri sebebiyledir ki biz bugün Kur an korunmuş bir kitaptır diyebiliyoruz. Elbetteki Kur an ın kotunmuşluğu kur anî bir geröek lduğu gibi bu gerçekliğin de sarih akıl ve selim fıtrat ispata gerek duymaktadır. Hadisi akılla anlamalıyız diyenler aynı akılla, Kur an nın nasıl korunmuş olduğunun da sebep ve hikmetlerini açıklamak zorundadırlar. Hadisleri ve Sünnet i akla arzedip de Kur an ı arzetmemenin bir bahaneleri için bir olmalı değil mi? Eğer Kur an daki إ ن ا ن ح ن ن ز ل ن ا الذ ك ر و إ ن ا ل ه ل ح اف ظ و ن Kesin olan o dur ki BİZ, ez-zikr i indirdik ve onun koruyucusu biz olacağız (Hicr:9) Allah a iman ve sözünün tahrif edilmemiş olduğuna iman, İslam ın en temel rüknüdür. Kur an ın Hıfz ı Allah ın ayetlerinden bir ayetti ve bize rahmetidir. Sahabe nin Kur an ı tahriften ve tebdilden muhafazası için göstermiş oldukları gayret ve çabalar ise, Allah ın rahmetinin âsarındandır. 18

19 Âl-i İmran:164 ل ق د م ن الل ه ع ل ى ال م و م ن ين إ ذ ب ع ث ف يه م ر س ولا م ن أ ن ف س ه م ي ت ل و ع ل ي ه م آي ات ه و ي ز ك يه م و ي ع ل م ه م ال ك ت اب و ال ح ك م ة و إ ن ك ان وا م ن ق ب ل ل ف ي ض لا ل م ب ين Allah, Müminlerin aralarından kendilerinden -olan- bir Rasul göndermekle onlara karşı çok büyük bir minnettârlıkta bulunmuştur ki onlara O nun ayetlerini tilavet eder ve onları - şirk ve benzeri tüm kirlerden- [arındırır] tertemiz kılar ve onlara [el-kitabı] ve [el-hikme] yi öğretir. Hâlbuki onlardan daha önce apaçık bir sapıklıkta idiler Cuma:2 ه و ال ذ ي ب ع ث في الا م ي ين ر س ولا م ن ه م ي ت ل و ع ل ي ه م آي ات ه و ي ز ك يه م و ي ع ل م ه م ال ك ت ا ب و ال ح ك م ة و إ ن ك ان وا م ن ق ب ل ل ف ي ض لا ل م ب ين Ümmiler arasından, onlara aytelerini tilavet eden, onları [arındıran] tertemiz kılan ve onlara [el-kitabı] ve [el-hikme]yi öğreten bir rasul göndermiş olan O dur, daha önceleri sapkınlıkta olsalar da Bakara:129 ر ب ن ا و اب ع ث ف يه م ر س ولا م ن ه م إ ن ك أ ن ت ال ع ز يز الح ك يم ي ت ل و ع ل ي ه م آي ات ك و ي ع ل م ه م ال كت اب و ال ح ك م ة و ي ز ك يه م..Rabbimiz! onlar arasında onlardan olan bir rasul gönder; -ki- onlara ayetlerini [tilavet etsin] ve onlara [el-kitab]ı ve [el-hikme] yi öğretsin ve onları [arındırsın tertemiz] kılsın.. Bu üç ayet-i kerimede bize sahabe hakkında Allah ın Rasulü nden ( sallallahu aleyhi ve sellem) istediği ve gerçekleşeceğini haber verdiği dört gerçek var: 19

20 Rasul onlara; kitabı tilavet edecek -ki etti- (ahkâmını ve tefsiri de dâhil beyan edecek) Kur anı ve hikmeti öğretecek ki öğretti. Onları arındırıp tertemiz edecek ki onları arındırdı. Allah Azze ve Celle Âl-i İmran sürtesi 164. ayette ل ق د م ن الل ه ع ل ى ال م و م ن ين diyerek Rasulü nü (sallallahu aleyhi ve sellem) Mü minlere göndermesinin onlara nimetlerinin ve lütuflarının en büyüğü olduğunu bize haber veriyor. Allah ın İbrahim in duasına icabet olarak Rasulü nü ( sallallahu aleyhi ve sellem) gönderdiğini İbrahim in duasını zikrederek bize bildirdi. Yani, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İbrahim in duasının mu cizesinin gerçeklşemesidir. Madem ki Kur an mu ciz bir kitap ve aynı zamanda mu cize olan bir hitabı ilahîdir. Mademki Allah katından korunmuştur, ayetlerinin Allah Azze ve Celle tarafından korunduğu ve İbrahim in duasının bir kabulü ve onun ricasının mu cize olarak gerçekleşmesidir; peki, bu ayetlerin öncelikle Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) bu üç ayette buyrulduğu gibi, Kur an ın ve kendisinin de buna tabi olarak hangi mu cizesinden söz edebiliriz? Bu üç ayetteki i cazı ve Allah ın va dini okuyamaz ve bunu idrak edemezsek Kur anı anlamaktan söz etmememiz lazım. İbrahim Mekkeliler arasından gelecekte binlerce yıl sonra- bir rasul göndermesini nasıl ister?..rabbimiz! Onlar arasında onlardan olan bir rasul gönder; -ki- onlara ayetlerini [tilavet etsin] ve onlara [el-kitab]ı ve [el-hikme] yi öğretsin ve onları [arındırsın tertemiz] kılsın. Bu mu cize, Kur an ın ve Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şehadetiyle gerçekleşmiştir. O halde neden bu ayetin Rasulullah ın; bir Rasul ve Nebi olarak İbrahim in (sallallahu aleyhi ve sellem) duasının mu ciz bir cevabı olduğu üzerinde düşünemiyoruz da bu ayetlerin Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) bir mu cizesini bize haber verdiğini ve bu mu cizenin de İbrahim in (sallallahu aleyhi ve sellem) mucizesinin gerçekleşmesi gibi 20

21 gerçekleştiğini ve onun gibi binlerce yıl devam edeceğinin bir delili ve hücceti olduğunu görmüyoruz? Evet, bu üç ayette Allah ın söylediği ve olacağından haber verdiği haktır ve hakikattir ve mu cize olarak gerçekleşmiştir. O nun (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabına ta lim ettiği -öğrettiği- ve hayatıyla (Sünneti) Kur an ın Allah ın vahyi olarak nasıl anlaşılması gerektiğini ve onun ahlâkını ve getirdiği edebi bizzat kendisi ashabıyla birlikte yaşadı. Onlara el-kitab ın ilm ini ve manalarını misallerle ve öncekilerin kasasından da haber vererek ve öncekilerin hikmeti, hüdası ve hidayetini de öğretti. Ashabını cahilleyyenin tüm şirklerinden, ahlaksızlığından ve insan fıtratını ifsad eden gelenek ve bâtıl ibadet ve dininden kurtarıp arındırdı. Allaz Azze ve Celle, bu üç ayetteki mu cizenin gerçekleşmesini, sağlamış ve daha önce kapkara cehalet ve zulumât içinde olan eski müşrikleri, yeryüzünün (Allah ın şehadetiyle) en temiz insanları, en merhametli savaşçıları ve en adil hâkimleri ve en yumuşak davetçileri kılmıştır. Kur an ın bize hıfz edilmiş olarak geldiğini söylediğimizde; kendimizi bu ayetlerin haber verdiği gerçeklerden ve gerçekleşmiş olan mucizlerinden soyutlayarak konuşamayız. Allah, bir kimsenin fiilleri sıfatları ve amelleri hakkında senâ ile söz ettiğinde, onların küfrden ve şirkten arındırıldığını, Rasulü nün (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara kitabın ilmini, tilavetini (Kur an kıraatlarını hatırlayalım) Hikmet i(n)i, usulünü ve geçmiş nebilerden kalanı da dâhil öğrettiğini tasdik ediyor demektir. Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabının; imanı, ameli, akidesi ve O na (sallallahu aleyhi ve sellem) karşı edeblerini, O nun (sallallahu aleyhi ve sellem) ve daveti uğruna katlandıkları fedakârlıkların bu ayetlerin mu cizlerinden olduğunu görürüz. Ashabın bize naklettiği ilim ve Kur an ahkâmının tefsiri mahiyetinde olan Sünnet in tamamı, Allah ın Rasulü nün (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara el-hikme yi öğretmesine dâhildir. Eğer sahabenin -hem ezberleyerek, hem öğreterek ve hem de kendisiyle amel ederek rivayet ettikleri hadisler ve Sünnet- Allah ın Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) için onlara kitabı ve hikmeti öğretir ve onları arındırır demesine dâhil değilse nedir? 21

22 Bakara suresi 151. ayette Allah Azze ve Celle bu açık ve inkâr edilemez bir gerçek olduğunu bize bir kez daha haber vermektedir: ك م ا أ ر س ل ن ا ف يك م ر س ولا م ن ك م ي ت ل وع ل ي ك م آي ات ن ا [و ي ع ل م ك م م ا ل م ت ك ون وا ت ع ل م ون ] و ي ز ك يك م و ي ع ل م ك م ال ك ت اب و الح ك م ة ] و ي ع ل م ك م م ا ل م ت ك ون وا ت ع ل م ون ] ve size daha önce HİÇ BİLMEDİKLERİNİZİ öğretir Yani, bilmiyor olduklarınızı. Dalalet ehli; Nebevî Sünnet in haber verdiği birçok meseleyi; bunun Kur an da zikri yok, Kur an da bundan söz edilmiyor (!) diyerek, ayetlerin buna delaletini yalanlıyorlar, dolayısıyla gözlerimizin içine baka baka, Allah ı yalanladıklarını görmemize rağmen, hâlâ utanmadan ve hayâ etmeden ve gerçekten yüzleri kızarmadan Allah ın kitabı nın savunucuları olduklarını, Allah ın Kur an dışında bir vahy indirmesinin mümkün olmadığını; böyle bir vahy den söz etmenin Kur an ı inkâr etmek olacağını söyleyip tekfirci bir Protestan hareketin doğmasına yardımcı oluyorlar. Bu düşünce tarzı; esasında akl ile Nübüvvet arasında bir zıdlaşmayı gündeme getirmektetir. Vahy i Nübüvvet i Risalet i ve Allah ın varlığını ve yaratılmışların vasfından münezzeh oluşunu kabul eden akıl Allah ın ğaybî fiillerinde ve haber verişinde, Rasul ü (sallallahu aleyhi ve sellem) sınama hakkına sahip değildir. Zira vahy aklın bir eseri ve hâşâ ürünü değildir. Kur an ın vahy inde hiçbir söz sahibi olmayan yaratılmış, heva ve arzularla kuşatılmış akletme yi Kur an ın nasslarının delaletleri üzerinde mutlak yorum sahibi görmek, aklı nakle üstün tutmadan kaynaklanmaktadır. Batı da olduğu gibi aklı kutsamak ve ulühiyet mertebesine çıkarmak demek olan aklın yanılmazlığı iddiası, gerçekte nübüvveti ve risaleti sorgulamaktır. Nübüvvet ve Risalet haddi zatında aklın imkânlarının ve hududunun nereye kadar olduğunu bize göstermektedir. 22

23 Akl a ğaybı bilmede sınır koyan Allah Azze ve Celle, aklın ğayba iman etmesini ise engellememiştir. Peki, bunun nedeni ne olabilir? Akıl hakkında ğaybı bilmemeyi ve bilemeyeceğini savunanlar; aklın; ğayba iman etmesinin meşruluğunu ve doğruluğunu nasıl ispat edebilirler ve bu hakkı nasıl kendilerinde görürler ki? Bir nesne düşünün ki, ğaybı bilme imkânına sahip değilken, ğayb üzerinde söz sahibi olmayı iddia etsin? Rasul ün (sallallahu aleyhi ve sellem) ğaybı bilemeyeceğini söyleyenler, aklın da ğaybı bilemeyeceğinden söz ederler. Aynı zevat; akla ğaybî meselerde konuşma hakkı tanırlarken, Allah ın Rasulü ne (sallallahu aleyhi ve sellem) (Allah ın emîn ine) kabir azabından daha büyük ve daha yüce gerçeklerin vahyedilmesine rağmen, ğayb hakkında konuşma ve açıklama hakkı tanımıyorlar. Rasul ün (sallallahu aleyhi ve sellem) ve Nebi nin Allah katındaki sıfatları ve vasıfları hakkında belki de hiç akıl yürütmeyen bu zümre, Nübüvvet e layık ve vahyi korumada emîn bir akıl ile kendi akılları arasında hiçbir farklılığın varlığından söz etmezler. Bu vb. konular üzerinde akıl, ğayb gibi meseleleri tartışacak kimselerin öncelikle bunu bilmeleri gereklidir. Neden kendisine vahyedilen rasul ve nebi sadece bir alıcı ve aracı konumuna hapsedilmek isteniyor? Allah ın ğaybını bütün insanlardan önce kendilerine bildirdiği ve risaletlerinin eminleri gördüğü nebilere ve rasullere vahyetmesi, onların ğayb hakkında bizden daha az bilgiye sahip olduklarını değil, bizden daha çok bilgiye sahip olduklarına delilidir. Cevabını arayacağımız soru şudur: Neden kendi aklımızı; risaletle ve nübüvvetle şereflendirilmiş olan nebilerin ve rasullerin aklına denk veya daha üstün görüyoruz? Neden ğayb hakkında nebilerin ve rasullerin aklı ve hikmeti olan sözleriyle değil de, kendi zanlarımızla ve hevamızla onların ğaybla ilgili sözleri hakkında olumsuzlaştırıcı yorumlarda bulunuyoruz? Ayrıntılı ğaybî konularda niçin Kur an ın daha önceki nebilerin ve rasullerin hayatından verdiği örneklerle ve sahabeden bize sadık ve sahih bir biçimde gelen haberleri yalanlayıcı bir tarzda akl ı vahy in önünde görüyoruz? Kıyametle ilgili ğaybı, kitabında Rasulullah a (sallallahu aleyhi ve selleme) bildiren Allah Azze ve Celle bunun açıklamasını neden 23

24 Rasulü nden ve nebisinden (sallallahu aleyhi ve selleme) esirgeyip bu konudaki açıklamalarının akla zarar verici olduğuna hükmetmiş olsun ki? Diğer bir ifadeyle; aklın imkânlarını ve hududunu bir yerde (kitâbî vahy inde) gözetmeyen (!) Allah Azze ve Celle hâşâ bir başka yerde onu nasıl korumaya almış oluyor olsun ki? Türkiye de Kur an ı hevalarına göre tahrif ve te vîl ettikleri halde; kendilerini Kur aniyyun diye niteleyenler Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti nin vahy e müstenid hiçbir tarafının olmadığını iddia ediyorlar. Kur an da velev ki bir kez de bile olsa el-hikme nin Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti ne delalet etmesinin imkânsız olduğunu söylüyorlar. Bunu Sahabe ve sonradan gelen âlimlerin; İmam eş-şafiî ve diğer imamların ortaya attıkları bir iddia olduğunu, Kur an ın; Sünnet diye bir olguyu bize haber vermediğini, bunun için Kur an ın yanında bir de Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti nden söz etmediği düşüncesini yaymaya çalışıyorlar. Hatta bazıları, Kur an la birlikte Sünne te uymanın Allah a ortak koşmak olduğunu söyleyecek kadar küstahlaşıp selef âlimlerini ve muhaddislerini neredeyse tekfir ediyorlar.. Kur an ın, nebilerin ve Rasullerin ilm ine hikmet ine ve fıkh ına; daha doğru bir deyişle sünnetleri ne nasıl delalet ettiğini bilmeden, Kur an ı dilediğimiz her meseleye ya da hükme doğrudan, açık ve sarih bir şekilde işaret ettiğini veya ondan söz ettiğini söylememiz doğru olmaz. Kur an da nebilere ve rasullere vahyediliş keyfiyeti ve bunun niteliği hakkında sahih bir düşünüşle nübüvvet ilmi nin Kur an da nasıl tarif edildiğini anlamamızla mümkün olacaktır. Kur an ın bütün nasslarını, ibare ve kelimelerini, kasas, mevize ve mesellerini aynı delalet derecesinde görmek kadar basiretsiz bir yaklaşım olamaz. Aklı nakilden önde tutan ve Sünneti Kur an ın tefsir ve tebyinindeki yerini çeşitli inkâr vesileleriyle reddedenler; aslında Arap dilinin sanatlarına ve belağatına zulmediyorlar. Hakeza, delaletlerden (lüğavî, lafzî, örfî, işarî, mefhumu muhalefet, mefhum-u muvafaka, manevî delalet, siyak, sibak, iktiza delaleti, lüzum delalet gibi) dilediklerini kabul edip dilediklerini te villerle ve mecâzcı yaklaşımlarla da dilediklerinden de yüz 24

25 çevirerek, Kur an nasslarının anlaşılmasında ve tefsir edilişinde Nebevi Sünneti ve hadisleri hiçleştirici bir yol izliyorlar. Bu sebeple Kur an ın nasslartının ilm e delalet meselesinde ve ondan ahkâmın istinbât edilmesinde bize neler söylediğini, Allah ın Kur an ın nasslarından ve elfazından neyi, neleri murad ettiği konusunda gayet derin ve etraflıca bir çalışma yapmak ve bu alandaki çalışmalardan haberdar olmak ilmî bir zorunluluktur. Bu meselenin anlaşılması için yukarıda verdiğimiz misaller gibi birkaç misal üzerinde birlikte düşünelim. Necm suresi: (10-12) (11) [ ] (10) ع ب د ه إ لى ف ا و ح ى ] م ا [ أ و ح ى م ا ك ذ ب ر أ ى م ا ال ف و ا د أ ف ت م ار ون ه ع ل ى [م ا [ ي ر ى (12) ayetlerindeki kerimedeki edatı ile Bakara suresi 151. ayet-i ] م ا [ ] و ي ع ل م ك م م ا ل م ت ك ون وا ت ع ل م ون ] düşünelim: ] edatının delaleti üzerinde م ا [ Necm suresinde ki mâ [ما] et-taberî ve İbn Beşşâr, Muaz İbn Hişam, Katade, İkrime İbn Abbas tan bunun vahyedilen şey olduğunu söylemişler ve mâ yı masdar anlamında tefsir etmişlerdir. Said İbn Cubeyr bunu الذي manasında el almış ve Nice şeylerin vahyedildiği anlamında tefsir etmiştir ki bu görüş daha sahihtir. Allahu a lem. Bu durumda Bakara 151. ayet-i kerimesini şu şekilde tercüme dip okuyabilirz: ve size daha önce BİLMEDİĞİNİZ NİCE ŞEYLERİ ÖĞRETİR 25

26 و ي ع ل م ك م ال ك ت اب و ال ح ك م ة Bu öğrettiği nice şeyler içinde Kur an, el-hikme[t] yi de zikreder. Bunu Necm suresinde; إ لى ف ا و ح ى ع ب د ه ] م ا [ أ و ح ى Böylece [Allah] kuluna -dilediği nice şeyleri vahyetti ayetinde de görürüz. Bu da, Allah ın Mi rac da Rasulü ne (sallallahu aleyhi ve sellem) daha önce ne onun bildiği ve ne de beşerden kimsenin bildiği şeyleri vahy ettiğini beyan eder. Allah Azze ve Celle, hem Necm suresi (10.,11.,12.,) ayetlerde zikrettiği (mâ) م ا edatının şümûl ve umum ifade eden delaletiyle Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabına neler öğrettiğinden söz eder. Fakat Kur an ın umumunun tahsis inde ve mücmel inin tebyin inde Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) kavlî ve amelî Sünneti ne işaret eder. و ي ع ل م ك م [م ا ل م ت ك ون وا ت ع ل م ون ] Rasul ün (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara daha önce hiç م ا şahid bilmediklerini öğrettiğini bize haber vermektedir. Ayetteki cümlesidir. ل م ت ك ون وا ت ع ل م ون Eğer bu ayetin umumî olduğunu söyleyen varsa, bu ibarenin neden aynı zamanda içinde el-kitab, el-hikme ve tezkiye nin geçmiş olduğu bir ayette ayrıca zikredilmiş olduğunu da bize söylemelidir. Zira bu ibare umum a delalet etmesine rağmen, kendisinden önce tahsis inin nasıl zikredildiğine ve bunun hangi kaideye göre olduğunun bir açıklaması gerekir. Allah Azze ve Celle, Rasulü nü (salllallahu aleyhi ve sellem) sadece Kur an da dünya hayatı ve ahiretle ilgili vahyedileni tebliği edici olarak değil, aynı zamanda onu Kur a nı tebyîn etmesi için de görevlendirmiştir. 26

27 Kur an, bizim bazı meseleler hakkında akıl yürütmemizi ve kıyaslamalarda bulunmamızı isterken, nasslarının anlaşılmasını ve açıklanmasını yasaklamış olamaz. Bunun için Allah Azze ve Celle Rasulü nün (sallallahu aleyhi ve sellem) sözleriyle Kur an ı tebyîn ve tefsir etmesine izin vermiştir. Allah ın Rasulü ne (sallallahu aleyhi ve sellem) Kur an ın umum unu ve mücmel ini açıklaması için izin vermediği kanaatinde olanlarla; ne Kur an ın hakikati ve ne de Sünnet in Kur an ı nasıl tefsir ve tebyîn ettiğinden söz edebiliriz? Kur an ın meânisi sağlıklı bir ilim ve bu ilimin kaide ve usulü vesilesiyle anlaşılmadan; özellikle mücmel ve mübhem bırakılmış olan ayetlerin tefsiri ve umum olan hükümlerinin tahsis i hakkında isabetli bir istidlalde bulunmak zordur. Olsa bile, sağlıklı olmayan aklediş, sağlıklı ve doğru olmayan sonuçlara götürecektir. Kur an da zikri geçmedi diye bazılarının inkâr ettikleri konular, hadislerde muhtelif şekillerde rivayet edilerek bize gelmiştir. Hadisleri ve hadislerdeki bahislerin harfiyyen Kur an da olmasını istemek, gerçekten çok despotça bir dayatma ve Rasullerle nebilerin Allah katından kendilerine verilmiş olan ilm ve hikmet ini yok saymaktır. Hadis metinlerinde geçen birçok meseleyi, Kur an a arzederiz dedikleri gibi, aynı zamanda bunu Kur an ın umum ifadelerinde saklı bulunan ve ne olduğu bize açıklanmamış olan şeyleri Rasul ün (sallallahu aleyhi ve sellem) açıklayıcı olduğunu söyleyen Kur anî beyan ve delaletler hakkında da uygulmalıdırlar. Hadisler ve isnad; inkâr edilip tamamen şüpheli görülünce, sahih nakille çatışsa bile, bunun yerine akl denen şeyin konması gerekiyor. Sünnet in karşısına yeni bir ilim koyamadıkları için de, ya nassları tahrif edip anlamlarını saptırıyorlar ya da nasslardaki meânî harflerinin delaletlerini göz ardı ediyorlar. Allah Azze ve Celle..وأنزلنا إليك ]الذكر[ لت بي ن للناس] {ما} ن ز ل إليهم] 27

28 ve -bütün- İNSANLARA [Allah tarafından] indirilmiş olanı çokça açıklaman için sana da EZ-ZİKR i indirdik (Nahl:44) Arapça da fiili (mazi muda af) نز ل birbirine yakın bir zaman içerisinde indirilen demektir. Bu cihetle أنزل (mazi rubaî mezid) fiili ile farklılık arz eder. Nahl 44. ayette iki cümle dikkatimizi çekiyor; birisi; cümlesi, وأنزلنا إليك الذكر diğeri de إليهم ما ن ز ل cümlesi. Burada ez-zikr olarak ifade edilen, diğeri de ما ن ز ل إليهم cümlesindeki mâ umum ifade ettiği gibi, vasl edatı olan anlamındadır. anlamındadır; ki o da cümlede Kur an ayetleri الذي Bunun da sebebi; نز ل nezzele (tenzil)in çoklukla sıklıkla anlamı ifade etmesindedir. Çokça indirilen de Kur an dır. Bu ayet-i kerimede ez-zikr kinaye olarak aynı zaman da vahy edilendir. (Allah en doğrusunu bilir) Nahl 44. ayette sıkça indirilen Kur an olmakla birlikte burada bu beyanı Allah Rasul üne (sallallahu aleyhi ve sellem) bırakmıştır.(et-taberî, el-kurtubî, el-beğevî) el-beğevî buna bir açıklama daha getirerek der ki; Kur an ın tebyîn i Sünnet iledir. Mücahid ve İbn Atiyye ise, bunun Kur an ın mücmel ini Rasul ün (sallallahu aleyhi ve sellem) beyan etmesi olarak tefsir etmişlerdir. İmam el-beğevî ve Müfessir el-hazin de; Kur an ın beyanı ancak Sünnet ten talep edilir diyerek demişlerdir. Müfessirler arasında bu ayeti en geniş tefsir eden ise İmam el-bikaî dir (Burhanuddin, İbrahim İbn Ömer [h ]) İbn 28

29 Cuzeyy el-ğırnatî el-kelbî (Muhammed İbn Ahmed [h ]) Tebyîn in Sünnet olduğunu söyleyenlerdendir. Evet, tekrar Bakara suresi 151. ayet-i kerimeyi görelim. Bakalım, Bakara 151. ayeti kendi içinde önce tahsis ini sonra da umum unu nasıl barındırdığını görelim. ] و ي ع ل م ك م {م ا} ل م ت ك ون وا ت ع ل م ون ] Eğer bu ayetteki; {م ا} [م ا ل م ت ك ون وا ت ع ل م ون ]..ve size- daha önce hiç bilmediklerinizi size öğretir Buradaki mâ edatının içinde Kur an ı görmediğimizi söylemiyoruz. Zira bu ayette öğretilenin açık bir tarzda ne olduğu söylenmemektedir. Ancak Rasul ün (sallallahu aleyhi ve sellem) öğrettiğinin el-kitab" ve el-hikme olduğunu biz yine Kur an dan öğreniyoruz. Fakat bu ayetteki mâ edatının delaleti ettikleri arasında, Rasul ün (sallallahu aleyhi ve sellem) öğrettiği ilmi ve fıkh ının olmadığını söyleyebilmek için, önceki nebilerin sözlerine ve amellerine dair, Kur an ın neler söylediği hakkında doğru bir bilgi sahibi olduktan sonra, Kur an dışında vahy in imkânı veya imkânsızlığından söz edelim. Kur an da buna dair şahidi olan beri gelsin ve konuşsun! ك م ا أ ر س ل ن ا ف يك م ر س ولا م ن ك م ي ت ل و ع ل ي ك م آي ات ن ا و ي ز ك يك م و ي ع ل م ك م ال ك ت ا ب وال ح ك م ة ] و ي ع ل م ك م م ا ل م ت ك ون وا ت ع ل م ون ] Diyelim ki, usulcülerin ittifak etmelerine rağmen, bu ayetteki el-hikme nin Sünnet olmadığını söyledik. Peki, hangi delil ve hüccetle [و ي ع ل م ك م م ا ل م ت ك ون وا ت ع ل م ون ] 29

30 ..ve size daha önce hiç bilmediklerinizi öğretir cümlesinin Allah ın nebilerine ve rasullerine verdiği ilm hukm ve en-nübüvve olmadığını söyleyebiliriz? Bakara: 251 [و آت اه الل ه ال م ل ك و ال ح ك م ة و ع ل م ه م م ا ي ش اء ].. ve Allah ona Mülk ve Hikmet verdi ve ona dilediğinden öğretti. Yusuf: 22 و ل م ا ب ل غ أ ش د ه آت ي ن اه [ح ك م ا و ع ل م ا] و ك ذ ل ك نج ز ي ال م ح س ن ين Gençlik çağına ulaşınca ona HUKM ve İLM verdik.. Kasas:14 و ل م ا ب ل غ أ ش د ه و اس ت و ى آت ي ن اه [ح ك م ا و ع ل م ا] و ك ذ ل ك نج ز ي ال م ح س ن ين Gençlik çağına ulaşınca ve olgunlaşınca ona HUKM ve İLM verdik.. Enbiya:79 ففهمناها سليمان وكلا آتينا [حكما وعلما ] Onu Süleyman a fehmettirdik ve o her ikisine de[ Davud ve Süleyman] HUKM ve İLM verdik Taha:93 ت ت ب ع ن أ لا [أ م ر ي] أ ف ع ص ي ت Bana ittiba etmek istemiyor musun, yoksa EMRİME isyan mı ettin? 30

31 En am:86 أ ول ي ك ال ذ ين آت ي ن اه م ال ك ت اب و ال ح ك م و الن ب و ة İşte onlardır kendilerine; el-kitabı, el-hukmu ve ennübüvveti verdiklerimiz Bakara:251 ف ه ز م وه م ب ا ذ ن الل ه و ق ت ل د او ود ج ال وت [و آت اه الل ه ال م ل ك و ال ح ك م ة و ع ل م ه م ما ي ش اء ] و ل و لا د ف ع الل ه الن اس ب ع ض ه م ب ب ع ض ل ف س د ت الا ر ض و ل ك ن الل ه ذ و ف ض ل ع ل ى ال ع ال م ين و آت اه الل ه ال م ل ك و ال ح ك م ة و ع ل م ه م م ا ي ش اء [و آت اه الل ه ال م ل ك و ال ح ك م ة و ع ل م ه م م ا ي ش اء ] ve Allah ona MÜLK ve Hikmet verdi ve O na dilediğinden öğretti.. Kısacası; Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabına Kur an la birlikte birçok şey öğrettiğini biz Mübîn bir Arapça ile nâzil olan Kur an ın ayetlerinin ve ibarelerinin ve hakeza siyâkının ve sibâkının delaletinden anlıyoruz. Bunu ancak ya cahil inad sahibi birisi ya da Arap dilini bilmeyen yahut da bildiği halde cuhûd eden bidat ehli münkirler ve zındıklar inkâr eder. Eğer bunu inkâr etmezler ya da hevalarına göre te vîl etmezlerse, avam halk onların Kur an üzerinde nasıl Batınî ve hermenötik bir okuyuşla Kur an ayetlerine yapı bozuculuk (deconstruction) yöntemini uyguladıklarını anlayacaklardır. Buna tabir yerinde ise el-batıniyye el-yahudiye el-emrikiyye adını veriyorum. Kendilerine yenilikçi adını veren ve Fazlurrahman, Ğulam Ahmed Perviz, M. Ali Lahorî, Muhammed Esed, Taha Abdurrahman (Fas,1944-), Muhammed Arkun, Nasr Hamid Ebu Zeyd, M. Şahrur (m.1938-) vd. Ehl-i Kur an ı izleyenlerin, Kur an hakkında kimi zaman 31

32 Bahaîlerin te villerine benzeyen ve kimi zaman da daha farklı boyutlarda gündeme getirdikleri yorumlar ve saptırmalar; Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Kur an ın mana ve delaletlerini ashabına öğretmediği ve Kur an la birlikte kendisinin, ashabının ve bütün Ümmetin O nun ifadesiyle Sünnetim dediği ilmi ve hikmeti öğretmesini inkâr etmek içindir. Bu savaşın esasını; Vahy ancak Kur an olandır, Kur an dışında bir ikinci vahyden söz edemeyiz safsatası oluşturuyor. Kur an yani el-kitab dışında bir vahy olmadığını iddia edenler; öncelikle daha önceki nebilerin ve rasullerin kıssalarına Kur an ın geniş yer verip onlara; kitabın, hükm ün ve nübüvvet in ve de mülk ün verildiğine dair gelen ayetlerin hangisinde o nebilerin sözlerine ve amellerine ümmetlerinin uymamasını emreden tek delil gösterebilirler? Bâtılı Yahudi ve Hıristiyan Müsteşrikler, başta Watt (William Montgomery Watt -İskoçya ) İngiliz müsteşrik ve Papaz) olmak üzere; Sünneti İslam da bir sapma gibi görmeleri ve Müslümanların varsayımlarına güya itibar ediyormuş gibi davranarak, Kur an ın Allah ın kitabı olduğunu söylemeleri Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hastalık ve sara nöbeti esnasında kendisine vahy geldiği iddiasını saklamak amacıyla dillendiriyorlar. İşte yerli müsteşrikler (Berahime ve Bahaîerin tilmizleri) Kur an da mücmel umum mübhem mutlak olarak vârid olan nassların tebyîn, tahsis, tafsil, takyîd ve tefsirinin Sünnet te olduğunu Sünnet in böyle muazzam bir ilme, güce, sahih ve sağlam bünyeye sahip olduğu gerçeğini; Kur an da geçmiyor kolaycılığı ve şeytanî saptırmasıyla geçersiz kılmak için vahy in sadece Kur an olduğunu iddia ediyorlar. Zira artık gizliden sahiplendikleri akideyi ve tabir yerindeyse, dini tıpkı ilk Zenadika fırkalarının İslam ın kılıcından korkarak gizledikleri gibi gizlemek için vahy sadece Kur an dır diyorlar. Peki, Kur an da sadece kelimelerin literal (harfî) anlamlarındaki manaları mı vahyedilmiştir. Dil ve Usûl âlimlerinin de belirttikleri gibi, Arapça nın ve Kur an ın lafızlarının ve bu lafızların; cümle içindeki anlamları, siyâk 32

33 ve sibâk durumuna göre birçok delaletleri olduğunu, özellikle Kur an İ rabı nın ve kıraatlarının da Kur an ı tefsir etmede önemli bir yeri var. Kur an vahyi dediğimiz zaman; bunun nassların esbab-ı nüzulü da dâhil harflerinin manaları, delaletleri ve Arapların bir lafzın i rabını yapmalarında ve o kelimeye mana vermelerinde diledikleri veya îmâ ettikleri manayı kaç tarzda ifade ettiklerinin de bu vahye dâhil olduğunu bilmek zorundayız. Sünnet, Kur an ın ilim ve hikmet meyveleridir. Kur an da Süleyman a Davud a, Yusuf a ve diğer nebilere ve rasullere verilen ilm hukm ve hikmet in manasını Sünnet kavramının içinde bulmaktayız. Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Sünneti ve bize anlattığı kimi kıssalar ve öğüt verdiği hikmet, ahlak ve edeb ilmi kendisinden önceki rasullerin ve nebilerin ilimlerinin ve Sünnetlerinin kandilindendir. Allah Azze ve Celle; Nisa suresi 26. ayet-i kerimesinde; ي ر يد الل ه ل ي ب ين ل ك م و ي ه د ي ك م ح ك يم [س ن ن ال ذ ين م ن ق ب ل ك م ] و ي ت وب ع ل ي ك م و الل ه ع ل يم Allah, size (Dinini ve şeriatını) beyan etmek ve sizi sizden öncekilerin sunenine hidayet etmeyi irade ediyor buyurur. Bu ayetteki sünen sünnet in çoğuludur. Kur an Önceki nebilerin Sunen inden söz ettiği gibi, onların hüdası ndan söz etmektedir. Kur aniyyun fırkası, Sünnet ten inkâr ettikleri her meseleye; bu Kur an da yok dedikleri halde, Kur an la ilgili birçok yorumlarının da Kur an da doğrulayıcı bir şahidinin olmadığını unutuyorlar. Rasulullah ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Kur an ı tefsir etme yetkisinin olmadığını, Kur an ı tefsiri yetkisinin onun ümmetinin sorumluluğunda olduğunu söyleyenler; Ğulam Ahmed Perviz ve M.Şahrur dur. Şahrûr gençlerin evlenmeden cinsel isteklerini 33

HER YIL KIRK HADİS 1-12. SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS 1-12. SINIFLAR 4O HADIS HER YIL 1-12. SINIFLAR ASFA EĞİTİM KURUMLARI 2015-2016 4 4O HADIS ASFA EĞİTİM KURUMLARI Yayın No : Yayın Yılı : 2015 ISBN : 978-000-00000-00 HER SINIFTA --- --- --- --- --- --- --- --- --- ---

Detaylı

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Tirmizi nin Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Ebu İsa Muhammed İbni İsa Tirmizi (209H-274H) Cami'u Sünen Tirmizi www.almuwahhid.com 1 بسم هللا الرحمن الرحيم İmam Tirmizi de kendi dönemindeki hadis

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ 76 KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ Kadına dübüründen yanaşmak haramdır. Dolayısıyla erkeğin kadına dübüründen yanaşması haram olup bazı imamlar bunu zina olarak değerlendirmişlerdir. Her ne kadar livata

Detaylı

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Dr. Öğr. Ü. M. İsmail BAĞDATLI mismailbagdatli@yahoo.com EĞİTİM Bireyin kendi iradesi ile belirli bir program dahilinde davranış kazandırma, davranış geliştirme, davranış değiştirme

Detaylı

Mekke-i Mükerreme'nin bir Küfür Beldesi Olup Olmadığı Hususunda Bir Münazara

Mekke-i Mükerreme'nin bir Küfür Beldesi Olup Olmadığı Hususunda Bir Münazara Mekke-i Mükerreme'nin bir Küfür Beldesi Olup Olmadığı Hususunda Bir Münazara Şeyh Hamad İbni Atik en-necdi (1227H-1301H) Mecmuat'ur Resail ve'l Mesail'in Necdiyye, 1/742-746 www.at-tawhid.org 1 بسم هللا

Detaylı

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir? Question Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir? Answer: Bazı özellikler değişik ve birçok şey ve bireylerde

Detaylı

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır EYLÜL 2014 VE ÖNCESİ TARİH BASKILI ARAPÇA IV DERS KİTABINA İLİŞKİN CETVELİ Değiştirilen kelimeler yuvarlak içinde gösterilmiştir. 1. Ünite 1, sayfa 5, son satır 4. ت ض ع أ ن ث ى الا خ ط ب وط تم وت ج وع

Detaylı

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV) BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV) ي و ه و ال ذ ي م د األ ر ض و ج ع ل ف يه ا ر و اس اث ن ي ن ي غ ش ي الل ي ل الن ه ا ر إ ن ف ي ذ ل ك م ت ج او ر ات و ج ن ات م ن أ ع ن اب و ز ر ع و ن يل ص ن و

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/ بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/256-259 Şeyh Hamd bin Atik (V. 1301) kardeşlerinden birisine hitaben şöyle

Detaylı

SAHÎH ÂŞÛRÂ FIKHI MUKADDİME:

SAHÎH ÂŞÛRÂ FIKHI MUKADDİME: 1 ن س ت غ ف ر ه و ن ع وذ ب ا ل ل و ين ه ن س ت ع و ن ح م د ه إ ن ال ح م د ل ل م ن ش ور ر أ ن ف س نا و م ن س ي ئا ت أ ع م ال نا م ن ي ه د ه ا ل ل و أ ش ه د أ ن ل ل ه ن ي ض ل ل ف ل ها د ي وم ف ل م ض ل ل ه

Detaylı

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF Hamd Allah subhanehu ve tealayadır. Salat ve selam ise O nun Rasulünedir. Bundan sonra: Allah sana hidayet etsin. Bil ki şirk koşmak günahların en büyüğüdür ve bütün amelleri

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) KURAN YOLU- DERS 3 (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) DERSTE GEÇEN KAVRAMLAR 1) Mübin : Açık ve Açıklayan. Kur an ın sıfatlarındandır. Kur an sadece

Detaylı

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi Allâhu Ekber Allâhu Ekber Allâhu Ekber Allâhu Ekber Lâ ilâhe illallâhü vallâhü Ekber. Allâhu Ekber ve lillâhil'hamd, Allâhu Ekberu kebiiraa velhamdülillahi kesiiraa ve sübhaanallaahi bükratev ve esıila

Detaylı

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu. س ي د ن ا و ن ب ي ن ا م ح م د صلى تعالى عليه و سل م İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu. 1 ا ب ى ب ك ر ب ن الص د يق 30 ث اب ت ب ن ا ق ر م 2

Detaylı

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm 11 1 Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm Müslümanların, bilhassa idareci konumundakilerin

Detaylı

MEKKE-İ MÜKERREME MEKKE-İ MÜKERREME'NİN BİR KÜFÜR BELDESİ OLUP OLMADIĞI HAKKINDA. Müellif: Şeyh Hamad İbni Atik en-necdi (H1227-H1301)

MEKKE-İ MÜKERREME MEKKE-İ MÜKERREME'NİN BİR KÜFÜR BELDESİ OLUP OLMADIĞI HAKKINDA. Müellif: Şeyh Hamad İbni Atik en-necdi (H1227-H1301) MEKKE-İ MÜKERREME'NİN BİR KÜFÜR BELDESİ OLUP OLMADIĞI HAKKINDA Müellif: Şeyh Hamad İbni Atik en-necdi (H1227-H1301) Mecmuatü'r-Resail ve'l-mesaili'n-necdiyye, 1/742-746 www.almuwahhid.com 2 بسم هللا الرحمن

Detaylı

el-usul'us-sitte, Altı Asıl

el-usul'us-sitte, Altı Asıl el-usul'us-sitte, Altı Asıl Şeyh'ul İslam Muhammed ibni Abd'il Vehhab (rahimehullah) www.at-tawhid.org 1 بسم هللا الرحمن الرحيم Giriş Şeyh'ul İslam Muhammed ibni Abd'il Vehhab (rahimehullah) diyor ki:

Detaylı

MEVLİD KANDİLİ VE HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) SEVGİSİ

MEVLİD KANDİLİ VE HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) SEVGİSİ MEVLİD KANDİLİ VE HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) SEVGİSİ I- Konunun Plânı Gazi ERDEM A) Hz Peygamberin Kutlu Doğumu, Peygamberi Tanımak, Anmak ve Anlamak. B) Hz. Peygamberi Sevmek İmanın Bir gereğidir. C) Hz.

Detaylı

Samimiyet ve Sıdk İlişkisi

Samimiyet ve Sıdk İlişkisi Samimiyet ve Sıdk İlişkisi Prof. Dr. Ali ERBAŞ DİB Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü İslamiyetin esası, sıdktır. İmanın hâssası sıdktır. Bütün kemâlata îsal edici sıdktır. Ahlak-ı âliye nin hayatı sıdktır.

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM ا لص ال ة و الس ال م ع ل ى م ن اع ت ب ر اهلل ط اع ت ه )ص ل ى اهلل ع ل ي ه و س ل م ( ط اع ة ل ذ ات ه )ج ل ج ال ل ه ) ب س م اهلل الر ح م ن الر ح يم ا ل ح م د ل ل ه ر ب ال ع ال م ين. و الص ال ة و الس ال م

Detaylı

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır. »ب ن ي ال س ل م ع ل ى خ م س : ش ه اد ة أ ن ل إ ل ه إ ل الل و أ ن م ح م د ا ر س ول الل و إ ق ام الص ل ة و إ يت اء الز ك اة و ال ح ج و ص و م ر م ض ان «İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah tan başka

Detaylı

HER YIL KIRK HADİS 1-12. SINIFLAR

HER YIL KIRK HADİS 1-12. SINIFLAR 4O HADIS HER YIL 1-12. SINIFLAR ASFA EĞİTİM KURUMLARI 2015-2016 4 4O HADIS ASFA EĞİTİM KURUMLARI Yayın No : Yayın Yılı : 2015 ISBN : 978-000-00000-00 HER SINIFTA --- --- --- --- --- --- --- --- --- ---

Detaylı

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5) ا ي اك ن ع ب د و ا ي اك ن س ت ع ني (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5) 1 و م ا ا م ر وا ا ل ل ي ع ب د وا الل م ل ص ني ل ه الد ين ح ن ف اء و ي ق يم وا الص

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2)

150. Sohbet TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2) 150. Sohbet - 23.02.2018 TEVHÎDİN TARÎFİ VE MAHİYETİ (2/2) Lûgatte tevhîd, "bir şeyin bir olduğuna hükmetmek ve onun bir olduğunu bilmektir." 1 İşte bu mânada tevhîd, her şeyi Bir e yani yegâne tek olan

Detaylı

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349) »ا ل م س ل م م ن س ل م ال م س ل م ون م ن ل س ان ه و ي د ه و ال م ؤ م ن م ن أ م ن ه الن اس ع ل ى د م ائ ه م و أ م و ال ه م» Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin

Detaylı

RAMAZAN ORUCUNU DEVAMLI OLARAK 30 GÜN TUTAN KİMSENİN HÜKMÜ

RAMAZAN ORUCUNU DEVAMLI OLARAK 30 GÜN TUTAN KİMSENİN HÜKMÜ 1436 RAMAZAN ORUCUNU DEVAMLI OLARAK 30 GÜN TUTAN KİMSENİN HÜKMÜ حكم من يصوم رمضان 03 يوم ا باستمرار باللغة الرتكية Abdulaziz b. Abdullah b. Baz اسم املؤلف عبد العزيز بن عبد اهلل بن باز Çeviren Muhammed

Detaylı

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 7. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 7.1. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kelam; naslardan hareketle inanç esaslarını ve insanın düşünce yapısına ilişkin temel

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid KABİRDEKİ HAYATIN TABİATI NASILDIR? [ Türkçe ] طبيعة الحياة في القبر [باللغة التركية [ Muhammed Salih el-muneccid محمد بن صالح المنجد Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم شاهين Tetkik eden

Detaylı

MÜSLÜMANLAR İÇİN. Muhammed Salih el-muneccid. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil

MÜSLÜMANLAR İÇİN. Muhammed Salih el-muneccid. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil MÜSLÜMANLAR İÇİN PEYGAMBER -SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM-'İN DOĞUM GÜNÜNÜN ÖNEMİ انية سا ل عن يوم و ا أهميته لمسلم ج وما ] تر Turkish [ Türkçe ن Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik

Detaylı

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet

EV SOHBETLERİ SOHBET Merhamet 95. SOHBET Merhamet ALLAH(CC) IN İNSANA MERHAMETİ Merhamet arapça bir kelime olup ra-ha-me kökünden gelmektedir. Yani rahman ve rahim kelimeleri ile aynı köktendir. Türkçede daha çok acımak anlamında kullanılsa

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24) ع ن ت م يم الد ار ى أ ن الن ب ص ل الل ع ل ي ه و س ل م ق ال :»الد ين الن ص يح ة «ق ل ن ا: ل م ن ق ال :»لل و ل ك ت اب ه و ل ر س ول ه و ل ئ م ة ال م س ل م ني و ع ام ت ه م.«Temîm ed-dârî anlatıyor: Hz. Peygamber

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com HİDAYET Hidâyet kelimesi türevleriyle birlikte 316 âyet- i kerimede yer almaktadır. Arap dilinde "hedâ" kökünden gelir.

Detaylı

1. BÖLÜM SAHİH FİİLLER MAZİ FİİL Fiili Mazi iki kısımdır: a) Mazi Malum b) Mazi Meçhul MAZİ MALUM: Mazi malum üç şekil üzere bulunur: gibi. آ ت ب gelir. kalıbında ف ع ل 1) gibi. ع ل م gelir. kalıbında

Detaylı

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

şeyh Muhammed Salih el-muneccid Abdest Alırken Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin Allah Katındaki Makamı ile Dua Etmek لاعء أثناء الوضوء ب ا ه ليب ص االله عليه وسلم ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ

Detaylı

Bu dersimizde İslam da aile ve aile hukukunu ele alacağız.

Bu dersimizde İslam da aile ve aile hukukunu ele alacağız. Ders : 106 Konu : İSLAMDA AİLE - BİREYLERİNİN SORUMLULUKLARI - 1 Bu dersimizde İslam da aile ve aile hukukunu ele alacağız. Allah ın emri olan ve Peygamber Efendimiz (sav) in de birçok hadisinde bahsi

Detaylı

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51 Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos 26 2015 06:14:51 Kainatı yoktan var eden ve bizlere rahmetiyle, sevgisiyle ve şefkatiyle muamele eden Yüce Mevla mıza bizlere bahşetmiş

Detaylı

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur. 3 1 Değerli Kardeşim; Unutma! Dünya hayatı çabuk geçer, önemli olan bu dünya hayatında kendine, ailene, ümmete ve tüm insanlığa ne kadar faydalı olduğuna bakman ve bunun muhasebesini yapmandır. Toplumun

Detaylı

2- Bu kitapta hiç şüphe yoktur, Allah'tan korkanlar için yol göstericidir.

2- Bu kitapta hiç şüphe yoktur, Allah'tan korkanlar için yol göstericidir. Normal 0 21 false false false MicrosoftInternetExplorer4 ب س م الله الر ح م ن الر ح يم BAKARA SURESİ Medeni (hicretten sonra nazil) olup, iki yüz seksen yedi âyetttir. الر ح يم الر ح م ن ب س م الله ل ل

Detaylı

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat 15 2018 14:23:10 Cihad İNDİR ي ا أ ي ه ا ال ذ ين آ م ن وا ه ل أ د ل ك م ع ل ى ت ج ار ة ت نج يك م م ن ع ذ اب أ ل يم : ت ؤ م ن ون ب الل ه و ر س ول ه و ت ج اه د &#16

Detaylı

el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ

el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ Muhammed Hüseyin ez-zehebî, Mektebetü Vehbe, 3. Basım, 1406/1986, 112 s. Harun ABACI* Bu kitapta yazar, eski ve yeni yazılmış

Detaylı

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez. Ders : 8 Konu : SALiH AMEL Amel kelimesi, sevap veya günahla karşılık bulan her türlü iş, çalışma ve fiil demektir. Kur ân-ı Kerim ve hadisi Şeriflerde daha çok emir, yasak ve tavsiyeler anlamında olup,

Detaylı

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua DUANIN ÖNEMİ Dua, insanda doğuştan var olan bir duygudur. Bu sebeple bütün dinlerde dua mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan, hayatının herhangi bir anında dua ihtiyacını hisseder. Çünkü her insan,

Detaylı

MÜRTED HADDİ (İSLÂM'DAN DÖNME)

MÜRTED HADDİ (İSLÂM'DAN DÖNME) 152 MÜRTED HADDİ (İSLÂM'DAN DÖNME) Mürted, İslâm dininden küfre dönen kimse demektir. Erkek olsun kadın olsun İslâm dininden dönen kimse, akıllı ve buluğa ermiş ise İslâm'a dönmesi için üç kere çağrılır

Detaylı

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi? Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi? ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 03-434 هل ستمر اب القرب إىل قيام الساعة» اللغة الرت

Detaylı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2010-1431 1 ما حكم الصيام وحكمته» باللغة ال ية «عبد

Detaylı

NAMAZLARIMIZI HUŞU İÇERİSİNDE KILALIM!!!

NAMAZLARIMIZI HUŞU İÇERİSİNDE KILALIM!!! BIRAKIN NAMAZLARIMIZI HUŞU İÇERİSİNDE KILALIM!!! [ Türkçe ] دعونا نخشع في صلاتنا ب[ اللغة التركية [ Muhammed Şahin محمد بن مسلم شاهين Tetkik: Ümmü Nebil مراجعة: أم نبيل Rabva Semti İslâmî Dâvet Bürosu-Riyad

Detaylı

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

األصل الجامع لعبادة هللا وحده األصل الجامع لعبادة هللا وحده İBADETİN MANASI Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) www.almuwahhid.com 2 بسم هللا الرمحن الرحيم Şeyh Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) diyor ki: 1 Sana, tek olan Allah a ibadetin

Detaylı

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS www.behcetoloji.com (40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS BİRİNCİ HADİS ف ض ل ت ع ل ى ا ل ن ب ي اء ب س ت أ ع ط يت ج و ام ع ال ك ل م و ن ص ر ت ل ي ال غ ن ائ م و ج ع ل ت ل ي ا ل ر ض ط ه ور ا و م س ج د ا و أ ر س

Detaylı

GİRİŞ KABUL olan DUALAR

GİRİŞ KABUL olan DUALAR KABUL OLAN DUALAR Mü min, usul ve adabına uygun olarak dua ettiği zaman duası kabul olur ve bunun faydasını ve etkisini dünya ve ahirette görür. Yüce Allah, ayetlerde dua edenin duasını kabul edeceğini

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuk Usulü II -Ders Planı- Dersin konusu: manaya delaletinin kapalılığı bakımından lafızlar [hafî-müşkilmücmel-müteşâbih] Ön hazırlık: İlgili tezler: hakkı

Detaylı

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 هل شتط ف ملسح ع خلمار للمرأة شرتط للمسح ىلع» اللغة

Detaylı

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ ب س م الله الر ح من الر ح يم الل ه ل نت ل ه م و ل و ك نت ف ظ ا غ ل يظ ال ق ل ب ف ب م ا ر ح م ة م ن لا نف ض وا م ن ح و ل ك İmran, 159) (Al-i HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ Muhterem Müslümanlar!

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

MARDİN MÜFTÜLÜĞÜ 2013 YAZ KUR AN KURSU HADİS YARIŞMASI HADİS VE TERCEMELERİ

MARDİN MÜFTÜLÜĞÜ 2013 YAZ KUR AN KURSU HADİS YARIŞMASI HADİS VE TERCEMELERİ MARDİN MÜFTÜLÜĞÜ 2013 YAZ KUR AN KURSU HADİS YARIŞMASI HADİS VE TERCEMELERİ ق ال ر س ول اهلل ص ل ى اهلل ع ل ي ه و س ل م : Resûlullah (S.A.V) Buyurdular ki: 10»إ ن م ا ا ل ع م ال ب الن ي ات و إ ن م ا ل

Detaylı

Fatiha Suresi'nin Tefsiri ve Faydaları

Fatiha Suresi'nin Tefsiri ve Faydaları Fatiha Suresi'nin Tefsiri ve Faydaları Şeyh'ul İslam Muhammed ibni Abd'il Vehhab (rahimehullah), Mecmu a et-tevhid, 19-20 www.at-tawhid.org 1 Allah şöyle buyurmaktadır: {ال ح م د ل ل ه ر ب ال ع ال م ين

Detaylı

EV SOHBETİ DERSLERİ. Biz insanı en güzel biçimde yarattık. (Tîn, 95:4)

EV SOHBETİ DERSLERİ. Biz insanı en güzel biçimde yarattık. (Tîn, 95:4) Ders: 15 Konu: İSLAM A GİRİŞ Bundan önceki derslerimizde İman ve İmanın şartları ile alakalı bilgileri içeren dersler hazırladık ve kardeşlerimizle buluşturduk. Bundan sonra ki derslerimizde ise, İslam

Detaylı

DİNLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ

DİNLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ بسم اهلل الرحمن الرحيم DİNLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ Hamd sadece Allah adır. Salat ve selâm kendisinden sonra hiç bir peygamber gelmeyecek olan Hz.Muhammed e, O nun âline ve ashabına, kıyâmete kadar O na en

Detaylı

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM

EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM Suriye Müftüsü Ne Diyor? EĞER NEBİ MUHAMMED, BENDEN YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEMİ İSTESE; YAHUDİLİĞİ VE HIRİSTİYANLIĞI İNKÂR ETMEM, MUHAMMED'İ İNKAR EDERİM Suriye Müftüsü / Ahmed Bedruddin

Detaylı

Kur ân-ı Kerîm den İçinde Hitabı Geçen Ayetler 2/Bakara 104: 2/Bakara 153: 2/Bakara 172 2/Bakara 178 2/Bakara 183

Kur ân-ı Kerîm den İçinde Hitabı Geçen Ayetler 2/Bakara 104: 2/Bakara 153: 2/Bakara 172 2/Bakara 178 2/Bakara 183 Page 1 of 23 Kur ân-ı Kerîm den İçinde ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا Hitabı Geçen Ayetler 2/Bakara 104: Ey iman edenler! (Peygamber e) Râ inâ (bizi gözet/güt) demeyin; (bize bak anlamında) Unzurnâ deyin

Detaylı

Terceme : Muhammed Şahin

Terceme : Muhammed Şahin Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğum gününde oruç tutmanın hükmü [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2014-1436 حكم صيام يوم ميالد

Detaylı

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn RAMAZAN GECELERİNDE KILINAN NAMAZIN CEMAATLE EDÂSININ MEŞRULUĞU ] ريك Turkish [ Türkçe Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 2011-1432 وعية اجلماعة يف قيام رمضان»

Detaylı

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI

1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI Ders : 107 Konu : İSLAMDA AİLE - BİREYLERİNİN SORUMLULUKLARI - 2 1- EBEVEYNLERİN ÇOCUKLAR ÜZERINDEKİ HAKLARI Saygı Çocukların anne-baba üzerinde hakkı olduğu gibi, anne babanın da çocukları üzerinde hakkı

Detaylı

Îman, Küfür ve Tekfir 2

Îman, Küfür ve Tekfir 2 Îman, Küfür ve Tekfir 2 Bizi yoktan var eden Allah Teâlâ ya sonsuz hamt eder, onu tanımamak ve ona karşı nankörlük etmekten ona sığınırız. Hakla batılı, helal ile haramı ayırmak için gönderilen Hz. Muhammed

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır. Necip Fazık Kısakürek in gençliğe hitabındaki aynı manadır yazımın başlığında ki kim var? 'Kim var? ' diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert 'ben varım! ' cevabını verici, her ferdi 'benim

Detaylı

FAİZ VE ZARARLARI Bünyamin OKUMUŞ I-Konunun Planı II- Konunun Açılışı ve işlenişi

FAİZ VE ZARARLARI Bünyamin OKUMUŞ I-Konunun Planı II- Konunun Açılışı ve işlenişi FAİZ VE ZARARLARI Bünyamin OKUMUŞ I-Konunun Planı A-Faizin Haram kılınması 1-Faizin haram kılınmasının sebepleri 2-Faizin tarifi a-riba ve Tefecilik b-riba ve Ticaret B-Sosyal adalet açısından faiz 1-Ferdi

Detaylı

Ders :24 Konu: ASABİYYET, IRKÇILIK ve İSLAM DAKİ YERSİZLİĞİ

Ders :24 Konu: ASABİYYET, IRKÇILIK ve İSLAM DAKİ YERSİZLİĞİ Ders :24 Konu: ASABİYYET, IRKÇILIK ve İSLAM DAKİ YERSİZLİĞİ İslam dini insanların aynı kökten geldiğini bildirdikten sonra, birbirinden uzaklaşarak kabileler, kavimler, ırklar oluşturan insanoğlunun, bu

Detaylı

EV SOHBETLERİ DERSLERİ

EV SOHBETLERİ DERSLERİ DERS:17 KONU: TAHARET (MADDÎ-MANEVÎ TEMİZLİK) Bir önceki dersimizde İslâm ın Şartları konusuna başlamıştık. İslâm ın Şartlarını özetledik ve ibadetler konusuna geçeceğimizi ifade etmiştik. İbadetler konusuna

Detaylı

VEDA HUTBESİ. Zafer KOÇ

VEDA HUTBESİ. Zafer KOÇ VEDA HUTBESİ Zafer KOÇ I- Konunun Plânı A-Hak-Hukuk Kavramı ve Önemi B- Batıda İnsan Hakları Mücadelesi C- İslam da İnsan Hakları a) Kur an da Hak Kavramı b) Hadislerde Hak Kavramı D- Veda Hutbesi Ve İnsan

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ استواء االله عرشه ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman el-berrâk Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 استواء االله عرشه» باللغة ال ية «عبد الر ن ال اك

Detaylı

تلقني أصول العقيدة العامة

تلقني أصول العقيدة العامة تلقني أصول العقيدة العامة SORULU CEVAPLI AKİDE DERSLERİ Muellif: Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) www.almuwahhid.com 2 بسم هللا الرمحن الرحيم Soru 1: Rabbin kimdir? 1 Cevap 1: Rabbim Allahtır!

Detaylı

KUR'AN VE SÜNNET IŞIĞINDA SOFİLİK VE TASAVVUF ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDÎN EL-ELBANİ ŞEYH MUHAMMED BİN SALİH EL-USEYMİN 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1436 KUR'AN VE SÜNNET IŞIĞINDA SOFİLİK VE TASAVVUF

Detaylı

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY ا ب ع ق ظ ل ز ك İMAM HATİP LİSELERİ MESLEKİ ARAPÇA 9 Öğrenci Çalışma Kitabı ج ن 9 ل ث ان و ي ات ال ئ م ة و ال خ ط باء ا لل غ ة ال ع ر ب ي ة ك ت اب الت د ر يب ات Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye

Detaylı

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني

الصيام برؤية واحدة اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني 1436 HİLALİN BİR YERDE GÖRÜLMESİYLE ORUCA BAŞLAMAK الصيام برؤية واحدة باللغة الرتكية Muhammed b. Salih el-useymîn اسم املؤلف حممد بن صالح العثيمني Çeviren Muhammed Şahin ترمجة حممد شاهني Gözden Geçiren

Detaylı

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü

Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü Kabirleri ziyaret etmenin, Fatiha sûresi okumanın ve kadınların kabirleri ziyaret etmelerinin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

İbadetin Manası ve Çeşitleri

İbadetin Manası ve Çeşitleri İbadetin Manası ve Çeşitleri Muhammed ibni Abd'il Vehhab (rahimehullah) www.at-tawhid.org 1 İbadetin Aslı Allah a ibadetin aslı; Allah ın emirlerine uymak nehyettiklerinden kaçınmak suretiyle ona itaat

Detaylı

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Kolay Yolla Kur an ı Anlama بسم هللا الرحمن الرحيم Kolay Yolla Kur an ı Anlama Ders 18 #kuranianlama Bu derste Kur an: Dua ال : bilgisi Dil ق ق ام Eğitim ipucu: Başarının temeli Bu derste 7 yeni kelimeyle Kur'an da 2466 defa tekrar

Detaylı

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 22:27

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül 2009 22:27 İslâmî akideyi en net ve sağlam şekliyle kabul eden topluluk. Bu deyim iki kelimeden meydana gelmiş bir isim tamlamasıdır. Terkibin birinci ismi olan fırka kelimesi için bk. "Fırak-ı Dalle". Naciye kelimesi

Detaylı

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir?

94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde Çalışmak İbadet midir? 94. SOHBET İslam da İbadet Kavramı Çerçevesinde "Çalışmak İbadet "midir? Neden ve Niçin Çalışırız? Çalışmak, bir iş meydana getirmek için zihnî ve bedenî güç sarf etmek, gayret etmek, uğraşmak demektir.

Detaylı

2015 YILI MEZİTLİ MÜFTÜLÜĞÜ

2015 YILI MEZİTLİ MÜFTÜLÜĞÜ 5 4 3 2 1 2 2015 YILI MEZİTLİ MÜFTÜLÜĞÜ CAMİLERDE AYET VE MEALİ OKUMA PROJESİ KAPSAMINDA HAZIRLANAN ŞUBAT AYI GÜNLÜK AYET VE MEALLERİ ق ل أ ت ح آج ون ن ا ف ي ه للا و ه و ر ب ن ا و ر ب ك م و ل ن ا أ ع م

Detaylı

Dua Dua, insan ile Allah arasında iletişim kurma yollarından biridir. İnsan, dua ederken Allah ın kendisini işittiğinin bilincindedir. İnsan dua ile dileklerini aracısız olarak Allah a iletmekte ondan

Detaylı

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Kar veya yağmur sebebiyle Cuma namazını terk etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ترك المعة س ثللج أو ملطر» اللغة

Detaylı

NEBEVÎ SÜNNET İN VAHİYLE TEMELLENDİRİLMESİ (A)

NEBEVÎ SÜNNET İN VAHİYLE TEMELLENDİRİLMESİ (A) NEBEVÎ SÜNNET İN VAHİYLE TEMELLENDİRİLMESİ (A) 1) Nübüvvet Rabbani Bir Risalettir Nebevî Sünnet in (bunu genel manada ele alırsak) vahiyle temellendirilmesinden maksad; kitabi risalete dahil olmadığı halde,

Detaylı

TESLİMİYET KAHRAMANI ÜMMÜ SÜLEYM BİNT MİLHÂN (Radıyallahu anha)

TESLİMİYET KAHRAMANI ÜMMÜ SÜLEYM BİNT MİLHÂN (Radıyallahu anha) 1 TESLİMİYET KAHRAMANI ÜMMÜ SÜLEYM BİNT MİLHÂN (Radıyallahu anha) Rümeysâ bint Milhân b. Halid el-ensâriyye el-hazreciyye Babası Milhân b. Halid dir. Annesi Müleyke bint Mâlik b. Adî dir. Neccar oğullarındandır.

Detaylı

Ne kadar kötü ب ئ س Temel-esas. Alçattı-küçük

Ne kadar kötü ب ئ س Temel-esas. Alçattı-küçük اب ت ل ى İmtihan etti أ ت م Tamamladı ذ ر ي ة Zürriyet-nesil إ م ام ا Önder م ث اب ة Sevap-dönüş yeri ي ن ال Ulaşıyor أ م ن ا Emniyet yeri م ص ل ى Namazgâh ط ه ر Temizle طمائ ف ي Taife Kendini ibadete

Detaylı

İSRA VE MİRAÇ HADİSE VE MÜMİNİN NAMAZI VAAZ MUHTEREM MÜ MİNLER!

İSRA VE MİRAÇ HADİSE VE MÜMİNİN NAMAZI VAAZ MUHTEREM MÜ MİNLER! İSRA VE MİRAÇ HADİSE VE MÜMİNİN NAMAZI VAAZ MUHTEREM MÜ MİNLER! Miraç hadisesi hicretten bir buçuk yıl kadar önce Recep ayının 27. gecesi vuku bulmuştur. Hz. Peygamber bir gece Kâbe nin çevresinde uyku

Detaylı

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? ] تريك Turkish [ Türkçe İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 هل خلق جگيب صىل

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık II Editörler Prof. Dr. Salih Sabri Yavuz & Doç. Dr. Faruk Sancar İSLÂM İNANÇ ESASLARI Yazarlar Prof.

Detaylı

Ey halkım! Allah ın davetçisine uyun! (Ahkaf, 46/31) SELEF-İ SÂLİHÎN EHL-İ SÜNNET VE L-CEMAAT AKÎDESİ

Ey halkım! Allah ın davetçisine uyun! (Ahkaf, 46/31) SELEF-İ SÂLİHÎN EHL-İ SÜNNET VE L-CEMAAT AKÎDESİ ق و م ن ا أ ج يب وا د اع ي اهلل ي ا Ey halkım! Allah ın davetçisine uyun! (Ahkaf, 46/31) SELEF-İ SÂLİHÎN EHL-İ SÜNNET VE L-CEMAAT AKÎDESİ الوجيز يف عقيدة السلف الصالح Özgün Adı: el-vecîz fî Akîdeti s-selefi

Detaylı