fotoğraf söze geldi RENGÂHENK 2012 Bahar

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "fotoğraf söze geldi RENGÂHENK 2012 Bahar"

Transkript

1 RENGÂHENK 2012 Bahar fotoğraf söze geldi

2 fotoğraf söze geldi Adem BÖLÜKBAŞI 2 RENGÂHENK 2012 Kış

3 RENGÂHENK 2012 Bahar 3 fotoğraf söze geldi

4 makale Esra GÜLTEKİN O nun Ailesi Allah Resulü nde sizin için, her hususta en güzel örnek vardır (Ahzab, 21) Kavurucu güneşin ve uçsuz bucaksız çöllerin hâkim olduğu diyarları Yüce Yaratıcı, evreni halkediş sebebi aziz Peygamber i ile lütuflandırmıştır. Sebebi Kainat Efendisi nin ruhani azameti karşısında küçüldükçe yok olan, zerrecik haline gelen bir göz O nun nurundan kendi zerrecikliği kadar da olsa feyzalabilmek için O nu ve yakınlarını nefes gibi takip etmekteydi. Zira Âlemlere Rahmet Efendi, zannedildiğinin aksine günlük hayatında o kadar mütevazı ve diğer insanlar gibiydi ki sanki her haliyle bütün zamanlara benim gibi olabilirsiniz, hayatınızın her alanına Muhammedi rayihalar saçabilmek için her hareketimde bir hikmet ve sizler için güzel ahlak olabilecek bir örnek arayın diye sesleniyordu. İşte bu zerrecik de kendi iç dünyasında O nun bu çağrıyı yaptığına inanıyor ve Efendiler Efendisi ne ve muhterem ailelerine, bütün zaman ve mekânlara rahmet ve ibret olsun diye, şahitlik ediyordu: Yüce Peygamber in getirdiği ilahi buyruklar gösteriyordu ki Din- İslam belli günlerde ve yerlerde icra edilecek bir din değildi. Bir Müslüman onu toplumsal hayat içinde anbean yaşamalıydı. Aile de toplumun çekirdeği olması münasebetiyle dinin yaşanmasında her şeyden daha ziyade ehemmiyet kazanıyordu. Fahri Kâinat Efendisi de bu ehemmiyeti hem aile kurmak suretiyle yaşantısıyla hem de müminleri daima aile konusunda uyarmakla sözleriyle bütün inananlara idrak ettirmeye çalışıyordu. Varlığını büyük davalara adayan eşhas, daha fazla hizmet edebilmek için evlenmekten ve çocuk sahibi olmaktan kaçınırken Yüce Resul imkân bulanınız evlensin, çünkü gözü ve iffeti en iyi koruyan evliliktir. buyuruyor ve kendisi de aile hayatıyla, evlilikleriyle bu birliktelikten maksadın ne olduğunu hal diliyle anlatmaya çalışıyordu. Cenabı-ı Allah, Ahzab Suresi nde O nun eşleri müminlerin anneleridir buyuruyordu. Bir aile olan müminlerin ilk annesi, Ümmül müminin- Evvelil müslimin Haticetül Kübra Hazretleri ydi. Hz. Hatice, Yüce Nebi ye henüz peygamberlik verilmeden evvel O nun güzel ahlaklı, faziletli halleri dolayısıyla kendisi evlenme teklifinde bulunarak evlenmişti. Valide hazretlerinin vefatına kadar sürecek olan 25 yıllık bu evlilik, Kıyamet e kadar yaşanacak bütün evliliklere bir örnek kabilinden hizmet edecekti. Zira bu evliliğin mayasında sonsuz sevgi, fedakârlık, sebat, hemdertlik, güven vardı. Hz. Peygamber, Hz Hatice nin Ahiret e intikalinden sonra başka evlilikler de yapmış, ondan daha genç, güzel kadınlarla da hayatını birleştirmişti. Ancak Evvelil müminin e olan sevgisini ne onunla yaşarken ne de onun vefatından sonra kaybetmişti. Hz. Hatice nin vefatından sonra Fahri Kâinat Efendisi ni ziyarete Hz. Hatice nin kardeşi Hale gelmişti. Onun 4 RENGÂHENK 2012 Kış

5 sesini duyan Hz. Peygamber, sesi merhum hanımının sesine benzediği için heyecanlanmış ve gelenin Hale olduğunu anlamıştı. Bunun üzerine Hz. Hatice nin vefatından sonra Habibi Kibriya ile evlenen Hz. Hümeyra Aişe üzülmüş ve ölen bir kadının böylesine hatırlamanın ne manası var? Allah sana daha iyi zevceler verdi demişti. Resulullah ise Hayır, gerçek senin dediğin gibi değil! Herkes bana inanmazken bana inanan o idi. Herkes Allah a ortak koşarken o Müslümanlığı kabul etmişti. Benim hiçbir yardımcım yokken o bana yardım ediyordu. Evvelil müminin Hz. Hatice, zengin ve itibarlı bir kadınken kimsesiz ve fakir olan Âlemlerin Efendisi ile evlenmiş ve vahyi karşılarken de O nun en büyük destekçisi olmuştur. Bu kutsal ve ağır yük karşısında tedirgin olan Allah ın Elçisi ne sürekli telkinlerde bulunarak ona destek verip vazifesini üstlenmesine yardımcı oluyordu. Hz. Peygamber Hira Dağı nda inzivaya çekildiği sıralarda ilerlemiş yaşına aldırış etmeksizin Efendisine yemek götürebilmek için kilometrelerce yol kat edip dağa tırmanıyordu. Aynı kabilden ona muhabbet besleyen aziz Peygamber de zevcesi yorulmasın diye koşarak elinden yükünü alıyordu. Ümmül mümininin evinde kurduğu saadet halkasıyla Efendisi ne hizmet ettiği gibi O nun davasının ve vazifesinin büyüklüğünü de idrak ederek sadakat ve sükûnetle sebat ediyordu. Onların birbirlerine bu muhabbeti evliliklerinin en başından sonuna kadar her safhasını kapladığından dışarıdan bakanlar acaba bu hissiyat gerçeği yansıtıyor mu diye merak ediyordu. Evliliklerinin ilk zamanlarında bu durumdan emin olamayan Hz. Peygamber in amcası ve O nu büyüten Ebu Talip cariyesi Neba yı Resulullah ın gizlice arkasından gönderip ilişkilerinin aslını öğrenmek istemişti. Onların konuşmalarını gizlice dinleyen Neba nın aralarındaki sevgiye şahitlik etmesi Ebu Talip in yüreğini rahatlatıyordu. Zira yeğeni yetim doğmuş, küçük yaşta öksüzlüğü tatmıştı. Yeğeni, Hz. Haticetül Kübra ve çocukları sayesinde mutlu bir ailenin hazzını yaşıyordu. Kadın dört özelliğinden dolayı seçilir: malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı. Evlilikten hayır görmen için eşin dindarını seç diye ümmetine ikazda bulunan Habibullah, ilk dört Müslüman dan biri olan Hz. Hatice yi sevdiği kadar onun sözüne rağbet de ederdi. Bütün zevceleriyle istişare etme alışkanlığı bulunan Resulullah, kızı Zeyneb i Ebul As a vermek için hanımı Hz. Hatice ye de danıştığını ifade ederek Resulullah Hz. Hatice ye muhalefet etmezdi demiştir. Gerek cahiliye devrinde gerekse ahir zamanda bir meta gibi görülüp, fikrine danışmak bir yana insan olarak bile görülmeyen kadınlara kaşı tutumun ne olması gerektiğini gösteriyordu. Yine aynı şekilde sizin hayırlınız, kadınları hakkında hayırlı olanınızdır, kadınlarınıza eziyet etmeyin. Onla Yüce Allah ın size emanetleridir. Onlara yumuşak olun, onlara iyilik edin sözleriyle de kendi aile hayatında uyguladığı ilahi emirleri ümmetine de telkin ediyordu. Hz. Nebi, bu kadar çok sevdiği ve kaybedince de hüzün yılı yaşadığı ifade edilen Hz. Hatice nin son nefeslerinde zenginliği terk ederek O nunla bu çetin yolu seçip daima yokluk ve sıkıntıları göğüsleyen hanımına üzüntü ve minnet duygularını bildiriyordu. Hz. Hatice nin vefatından sora onu iyiliklerle yâd etmek isteyen Resullullah, onun yakınlarına ve arkadaşlarına yokluğunda da iltifat ve ihsanlarda bulunuyor, dostluğa vefa imandandır diyerek Hz. Hatice nin dostlarına her koyun kestikçe pay gönderiyordu. Hz. Peygamber in soyu, Hz. Hatice nin çocukları üzerinden devam etmiştir. Resulullah ın Zeyneb, Rukiye, Ümmügülsüm, Fatma isimli dört kızı ve Kasım isimli bir oğlunun anneleri Hz. Hatice iken; diğer oğlu Hz. İbrahim in annesi Hz. Maria idi. Ancak bu evlatlarından yalnız Hz. Fatma babasından sonra vefat edecekti. Yani Hz. Peygamber, dünyadaki en büyük acıları göğüslediği gibi defalarca da evlat acısıyla sarsılmıştı. Oğlu İbrahim in ölümü üzerine mübarek gözlerinden yaşlar süzülmüş ve Ey İbrahim ölümünden dolayı çok üzgünüm diyerek bir baba olarak acısını dillendirmişti. Allah kimlere çocukları sevdirir, onlar da hakkıyla severse ateşten kurtulurlar hadisleriyle dinimizce günahsız melekler kabul edilen çocuklar ve aileleri üzerindeki etkilerine işaret etmekteydi kutlu Nebi. Kendi çocuklarından başka bütün çocuklara da şefkat ve merhametle yaklaşan Kâinatın Övünç Vesilesi, ensar kızlarına soruyordu: Beni sever misiniz?, hepsi birden Evet diye bağırınca Ben de sizi, hepinizi seviyorum diyerek mukabele ediyordu. Çocuklar, Cennet kapısının önünde toplanır topluca ana babalarını isterler müjdesiyle çocukların anne babanın kurtuluşuna vesile olabileceğinin altını çizen Habibullah, bir yandan da çocuk eğitimine dikkat çekiyordu: hiçbir ana baba çocuklarına güzel bir terbiyeden daha değerli miras bırakamaz sözleriyle çocukların ebeveynleri üzerindeki haklarını hatırlatıyordu. Babalıktan sonra dedeliği de yaşayan Hz. Peygamber, Hz. Fatımatüzzehra nın oğulları Hasan ve Hüseyin ile RENGÂHENK 2012 Bahar 5 makale

6 MAKALE oyunlar oynayıp onları sürekli sevgi ile sararken Hz. Zeyneb den olma torunu Ümame de namazda başına oturunca onu düşmesin diye tutarak namazın geri kalanının onunla tamamlayacak kadar da çocuklara merhametliydi. Habibi Kibriya, çocuklarıyla küçükken ilgilendiği gibi onlarla büyüdükten, evlendikten sonra da kayınpeder sıfatıyla ilgileniyordu: Hz. Osman ile evlenen kızına Kızım Osman a iyi hizmet et diyerek mutlu bir aile olmaları için ona öğütler veriyordu. Biricik kızı Ftımatüzzehra yı yine evladı gibi büyüttüğü Evvelil müslimin den ilmin kapısı Hz. Ali ile evlendirirken Hz. Nebi, kızına çeyiz olarak ancak bir yatak, bir çarşaf, iki elde değirmeni ve bir su tulumu verebiliyordu. Hz. Ali ise mehir olarak verebilecek hiçbir şey bulamadığından Hz. Resül un ona verdiği zırhı getirmişti. Kâinat ın Efendisi nin soyunu devam ettirecek bu iki kutlu insan, dünyalık olarak yoksul ama aile saadeti ve ilahi lütuf olarak dünyanın gelmiş geçmiş en zengin ailelerindendi. Zaten Yüce Peygamber, Kadının en iyisi mehri az, güzel huyları çok olandır buyuruyorlardı. Bu mutlu ailede olur da bir kırgınlık gerçekleşirse Babaları gelir onları barıştırır, bunun mutluluğuyla dönerken de mutluluğunun sebebini soranlara En çok sevdiğim iki kişiyi barıştırdım cevabını veridi. Yine böyle bir hadisede aralarında kırgınlık olunca öğle uykusuna evinde değil de mescitte uyuyan ve bu sebeple üstüne toprak bulaşan Hz. Ali yi bulan Resulü Kibriya Kalk Ebu Türab ( toprak babası), kalk diyerek onu alıp evine götürmüş ve barıştırmıştır. Kendi çocuklarına yaptığı bu arabuluculuk vazifesi ümmetine de tavsiye eden Fahri Kâinat Efendisi, aile bağlarının çocuklarla evlendikten sonra da kopmayacağına ve ana babaların vazifesinin bitmediğine işaret ediyordu. Hz. Peygamber dünyada en çok sevdiğim iki kişi diye bahsettiği Hz. Fatma ve Hz. Ali nin yokluk yüzünden bütün işlerini kendileri yapmaları, elleri ve göğüslerinin yara olması üzerine çekinerek de olsa babalarına gider savaş esirlerinden birini hizmetçi olarak isterler. Ancak Resulullah Suffe ehli ve diğer yoksullar sizden daha muhtaç, size veremem diyerek onları evlerine göndermiştir. Daha sonra evine giden Resulullah onlara istediğinizden daha hayırlı bir bilgi getirdim: yatacağınız zaman 33 defa Sübhanallah, 33 defa Elhamdülillah, 33 defa Allahuekber diyin şeklinde öğretmiştir. Böylece bir baba olarak onların Ahiret lerini kurtaracak bir hediyeyi dünyadaki zorluklarını hafifletecek bir ihsana tercih etmiştir. Aynı 6 RENGÂHENK 2012 Kış durum Hz. Fatma ya kocası altın bir gerdanlık aldığında yaşamışlar Peygamber in kızının boynunda alevden bir halka gördük demelerini kabul eder misin? ikazı üzerine Hz. Fatma onu hemen sattırmış ve bu şekilde babası onu Ahiret teki bir yükten daha kurtarmıştı. Ahzab Suresinde bahsi geçen müminlerin ananeleri Hz. Hatice den sonra, Hz. Sevde, Hz. Ayşe, Hz. Hafsa, Hz. Ümmüseleme, Hz. Ümmühabibe, Hz. Zeyneb Binti Cahş, Hz. Zeybeb Binti Huzeyme, Hz. Safiyye, Hz. Meymune, Hz. Cevriye, Hz. Maria dır. Çeşitli sebeplerle kendileriyle evlenen Habibullah, Kur an-ı Kerim deki birden çok hanımın olması halinde mutlaka adaletin tesis edilmesi gerektiği ikazını kendine şiar edinmiş ve bu konuda çok hassas davranmıştır. Bu adaleti şakalaşmalarda bile gözeten Resulullah, Hz. Ayşe Hz. Sevde ye şaka olarak bulamaç sürünce bu duruma gülmüş ve Hz. Sevde ye Ne duruyorsun, sen de onun yüzüne sür demiş, sürünce ona da gülmüş, böylece en ufak meselelerde bile adil olmuştur. Bütün hanımlarına ihtimam gösteren Hz. Peygamber, Hz. Safiye ile bindikleri devenin ayağı kayıp ikisi birden yere düşünce yardımlarına koşan Ebu Talha ya Kadına bakın, onunla ilgilenin diyerek kendinden çok onun sağlığına önem vermiştir. Yine hanımlarına gösterdiği saygının ve onlara verdiği değerin bir emaresi olarak onlarla meşveret eder, fikirlerine de riayet ederdi. Hudeybiye Anlaşması ndan sonra umre yapılmaması konusunda mutabakata varılınca Resulullah ın ihramdan çıkma emrini müminler dinlemek istememişler. Bu duruma üzülen Resulullah a Ümmüseleme Ya Resulullah, sen kalk kurbanlığını kes, onlar sana uyacaklar ve kurbanlarını kesecekler der. Resulullah hanımının fikrine uyar ve kurbanını keser, gerçekten ashab onu takip eder. Fahri Kâinat Efendisi herkesi üzmekten kaçınığı gibi hanımlarını da üzmekten kaçınırdı. Hz. Sevde ile evlendikten sonra Hz. Ayşe ile evleneceği zaman, henüz bu konu ile ilgili ayet gelmediğinden, Hz. Sevde ye boşanmayı teklif etmiştir. Fakat Ahiret te Resulullah ın zevcesi olarak haşrolamk isteyen Sevde annemiz ağlayıp itiraz edince onu üzmek istemeyen Habibullah, bu fikrinden vazgeçmiştir. Hatemül Enbiya Hazretleri nin hanımlarının çoğu zengin ve varlıklı ailelerden gelmelerine rağmen vasat Müslümanların da altında bir refah seviyesinde yaşıyorlardı. Durumlarını biraz da olsa iyileştirmek için

7 elde edilen bolca ganimetten pay isteyen müminlerin annelerine Habibi Kibriya Ya ben yahut dünya zevkleri ve ziynetleri demiştir. Bunun üzerine bütün hanımları yine yokluğu, birer kat elbiseyi, üstü hurma yapraklarıyla örtülü tek göz kerpiç evlerini, yarı aç yarı tok hayatlarını tercih etmişler ve Ahzab Suresi nin Ayetlerinin inmesine vesile olmuşlardır. Hz. Hatice den sonra Sebebi Kâinat Efendisi nin en sevdiği hanımı zeki, içtihat kafasına sahip, en büyük hadis ravilerinden olan Hz. Ayşe idi. Kendisi Hz. Peygamber in bakire olarak evlendiği tek eşiydi ve Efendisi ne sevgisi de bu oranda kıskançlığı da fazlaydı. Öyle ki bu kıskançlık bazen onun Habibullah a sert çıkışlar yapmasına neden oluyordu. Böyle bir ana rastlayan Hz. Ayşe nin babası Hz. Ebubekir, kızını azarlamak istemiş ancak Hz. Peygamber izin vermeyince kalkıp gitmiştir. Sonra tekrar geldiğinde barıştıklarını ve muhabbet ettiklerini görünce Demin kavganıza katıldık, şimdi de barışınıza katılalım diye mukabele etmiştir. Hz. Peygamber, Hz. Ayşe ile koşu yarışları yaparak, bayramlarda Habeşilerin eğlencelerini izlemesine müsaade ve yardım ederek gönlünü hoş tutmaya çalışırdı. Kendinden su istediğinde önce suyu getiren Hz. Ayşe ye sunar, onun içtiği yerden içerek Resulullah sevgisini ifade etmeye çalışırdı. Evliliklerinin ilk yıllarında Hz. Ayşe, Resulullah a Beni seviyor musun? diye sorar. Olumlu yanıt alınca da Nasıl? sorusuna Habibullah Kördüğüm gibi cevabını verir. Kördüğüm gibi açılmaz, dağılmaz bir sevgisi olduğunu söyleyen Nebi ye yıllar geçtikçe Hz. Ayşe ara sır tekrar sorar Kördüğüm ne âlemde? İlk günkü gibi cevabını alınca çok mutlu olur. Hanımlarına onları sevdiğini söyleme, faziletlerini bildirme, aynı bineğe binme gibi fiillerle sevgisini ifade eden Hz. Peygamber, ev işlerinde de onlara hep yardım etmiş, kendi işlerini daima kendisi yapmıştır. Hz. Ayşe ye Resulullah ın evde hangi işleri yaptığı sorulunca evde erkeklerin yaptığı her işi yaptığını, ayakkabı tamir ettiğini, elbise yamadığını, dikiş diktiğini, elbise yıkadığını, koyun sağdığını, evi süpürdüğünü bildirmiştir. Bu tavırlarıyla ev içinde iş bölümü konusunda örnek olan Âlemlerin Efendisi, erkeklerin ailenin nafakasını kazanma noktasında evin dışında çalışırken de azimli olmalarını öğütlemiş ve Cebrail den öğrendim ki başkalarına muhtaç olmamak için bizzat çalışan ve evinin geçimini sağlayan kişi Allah yolunda çalışmış sayılır. Hanımlarına güzel yaklaşmasıyla örnek olan Habibullah, Kadın eğe kemiğinden yaratılmıştır. Onu düzeltmeye kalkışırsanız kırarsınız diyerek kadınlara erkeklerin kendi arzu ve düşüncelerine göre şekil vermeye çalışması halinde bunun fıtrata aykırı olarak onları bozacağına işaret etmiştir. Ömrü boyunca hanımlarından hiçbirine değil bir fiske vurmak hakaret dahi etmemiş olan Âlemlerin Efendisi Akşam aynı yatağa yatacağınız eşlerinizi nasıl döversiniz?, Kadınları döven kimselerde hayır yoktur meallerindeki hadisleriyle Müslüman erkeklere bir istikamet çizmiştir. Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürüsünden mesuldür. Yönetici çobandır. Aile reisi erkek ailenin çobanıdır. Kadın evin ve çocuğun çobanıdır. sözleriyle aile kurumunu bir mesuliyet bilinci çerçevesinde ayakta tutmaya çalışmıştır Hz. Peygamber. Gerek Fahri Kâinat Efendisi nin hayatındaki sayısız örnekle gerekse aktardıkları hadislerle Müslüman toplumun kaynağının Allah ve Resulü nün bildirdiği ve gösterdiği aile yapısında olduğu aşikârdır. Bu örneklere tutunan ümmet, ailesi vesilesiyle hem dünyada hem Ahiret te mutluluğu tadacaktır. Sonsuz salât ve selam bu altın astı yaşayan, yaşatan, ümmete örnek bırakan Hz. Peygamber ve O nun bütün âl ve ashabına olsun. Faydalanılan Kaynaklar: - Hayreddin Karaman, Aile İlmihali, Timaş - S. Ahmet Arvasi, İlm-i Hâl, Bilgeoğuz - Reşit Haylamaz, Efendimiz 1, Işık - Kâinatın Efendisine Kutlu Doğum, Rehber - Ömer Tuğrul İnançer Sohbetleri RENGÂHENK 2012 Bahar 7 makale

8 kalemişi Ümran AY Karacaoğlan dan yiğitlik, Yunus tan dervişlik, Mevlânâ dan insan-ı kâmil olmanın sırrını öğrenmiştin de onları şarkı diye yediden yetmiş yediye yutturmuştun hap gibi Sen var ya sen.. Sahi sen kimdin Barış Abi? Eh Barış Abi Aşk Olsun! Ali yazar Veli bozar Küp suyunu çeker azar azar Edebî eserlerin iki kapak arasından, sarı sayfalardan alınıp sinemaya, tiyatroya, müziğe taşınması lazım geldiği âşikâr Amacı mesaj, nasihat, eğlence, şamata, vs. her ne olursa bizi biz yapan değerlerin yeni formlarla ve konseptlerle çağın açtığı iletişim kanallarından yine ve yeniden sunulması derdinden doğan başarılı örnekleri hafızamızın uzak köşelerinde değildir. Seksen gün Muhsin Ertuğrul Sahnesinde kapalı gişe oynayan Leyla ile Mecnun oyununu seyredenlerin sayısı, seksen yıldır Türkiye Cumhuriyeti nde bu destanı kelli felli okuyanlardan az değildir diye düşünüyorum. Karacaoğlan dan yiğitlik, Yunus tan dervişlik, Mevlânâ dan insan-ı kâmil olmanın sırrını öğrenmiştin de onları şarkı diye yediden yetmiş yediye yutturmuştun hap gibi Sen var ya sen.. Sahi sen kimdin Barış Abi? Alfabeyi mi öğretmedin, cümbür cemaat a-y-ı demeyi mi Aktardaki nane limon kabuğunun, Müslüman-Türk sokaklarının domaates biiber patlıcaancıların ne işi vardı canım şarkılarda Galiba sen bazı âlim, bazı Dede Korkut, bazı Nâbî ydin de adın öyle değildi. Bize fısıldadıkların şarkılardan çok daha öte bir şeydi. Doğru sen şarkı söylemeyi çok seviyordun; ama kaptırmayın kimseye kanadınızı kolunuzu, güle güle oğlum, yaz dostum, hele destur, Ahmet beyin ceketi, en büyük Mehmet bizim Mehmet, bugün bayram, dört kapı, dut ağacı, Osman bunlar şarkıdan öte şarkıdan ziyade şeyler Barış abi. Uzun yakasız gömleklerinle bir derviş, hatemli yüzüklerinle Sultan Süleyman, kaytan bıyıklarınla Bağdat ın kapısında Genç Osman, şefkat, merhamet, sevgi iksiriyle çorak dünyamızı yeşerten bahçıvan. Sahi kimdin sen öyle geçip gittin?... Gözünde yaş görseler erkek ağlar mı derler Gökler ağlıyor dostlar ben ağlamışım çok mu? Rahmet yağıyor gökten ben ıslanmışım çok mu? Şiirlerini Barış Divanında hayal ettim önce. Sonra divanın her bir kasidesinde, gazelinde, Türk- İslam, Selçuklu, Osmanlı serhaddini dolaştım, buyurun dostlar buyurun, sesleri arasında: Halep, Şam, Kağızman, Bağdat, Diyarbakır, Erzurum, Tuna boyları, otuz iki sancak, Estergon Kalesi Bu beldelerin dereleri-tepeleri, yaylaları-düzleri, köyleri-evleri: nohut oda bakla sofa, iki göz kulübe, dört kapı, gül bahçesi, taş mektep, karlı dağlar, bakla tarlası, baba ocağı, kuyu başı.. Küheylana bindim, dolandım çayırları çimenleri. Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim, vardım çıkrıksız bir kuyu başına. Bir hendek kazmış köylüler, imtihan ediyorlardı köyün mangal yürek delikanlısını. İşte hendek işte deve, ya atarsın ya düşersin deyu. Kızı almak zordu ama yiğitlikte caymak da var mıydı öyle! Herkes ordaydı: dayı, emmi, dede, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Kul Mehmet, Rıza Amca, Osman, Süleyman, Düriye, Şerife, Kezban, Nazo Gelin ve Zey- 8 RENGÂHENK 2012 Kış

9 nep. Oncağızın yüreği kuş gibi çırpınmakta. Söğüdün altında biraz soluklandıktan sonra gele gele geldik Mahir Beyle Sakız Hanım ın konağına. Dut ağacının altına küheylanı bağladık, destur alıp girdik konağa. Kocaman avluda bir yanda kazanlar kaynıyor bir yanda sinilerin biri gidiyor biri geliyordu. Bir oda da Acem kızları, Çeçen kızları şarkı söylemekte, def çalmakta idiler. Sarı sarı bilezikleri, aynalı gümüş kemerleri, şam ipeğinden şalları, ibrişim kuşakları, kınalı mendilleriyle seyirlerine doyum olmazdı doğrusu. Başka bir odada delikanlılar, yiğitler askerlikten, koca topçudan bahis açmışlardı. Nasıl yüklenmişti öyle topu sırtında..iki bıyık bükümü sağa, evlek ileri, bir gülle tıkıla, sıkıla, yıkıla, mesafe, Hak getire rast getire, Allah Allah amaaan eyledikde gömmüştü topu düşmanın ciğerine Bir gün dönsem sözümden, düşerim dost gözünden Dünya dönüyor dostlar, ben dönmüşüm çok mu? Tavanları işlemeli başka bir odada birbirlerine hocam diye hitap ediyorlardı şaşırdım, hocanın camide olması gerekmiyor muydu!.. Hem de ne güzel bir sohbetin ortasına düşmüştük böyle: Diyeceğim o ki kişi yetinmeli, yaşam dediğin bir kısacık çizgi; namus, şeref, onur hepsi güzel ama en önemlisi helal alın teri. Komşunun tavuğu komşuya kaz gelir desen, kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen, bu kafayla bir baltaya sap olamazsın sen ama gün gelir sapın ucuna olursun kazma Kazma olmaya özenmeyin dostlar, alın teriyle kazanan en mutlu kişi. Hatırladın mı sevgili dostum Akif de böyle söylerdi rahmetli: Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası /Dostunun yüz karası düşmanının maskarası. Böylece ruhumuz doyduktan sonra tarhana aşının kokusuyla başka bir odada bulduk kendimizi. Çok önlerden giden atlılar Halil İbrahim Sofrasında diz bükmüştü: Pir Sultan Abdal, Mevlana, Hızır Paşa, Nuh, İdris, Genç Osman, Adem Baba, Havva Ana, Mimar Sinan, Leyla ile Mecnun, Aslı ile Kerem. Halat gibi bileğiyle, yayla gibi yüreğiyle, çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenleri, alnı açık gözü tokları baş köşeye konak eylediler. Kula kulluk edenler ömür boyu taş döşeye, deyip çaldılar kaşığı bir tas çorbaya Amacı mesaj, nasihat, eğlence, şamata, vs. her ne olursa bizi biz yapan değerlerin yeni formlarla ve konseptlerle çağın açtığı iletişim kanallarından yine ve yeniden sunulması derdinden doğan başarılı örnekleri hafızamızın uzak köşelerinde değildir. Seksen gün Muhsin Ertuğrul Sahnesinde kapalı gişe oynayan Leyla ile Mecnun oyununu seyredenlerin sayısı, seksen yıldır Türkiye Cumhuriyeti nde bu destanı kelli felli okuyanlardan az değildir diye düşünüyorum. Barış yolun sonunda yürü demek boşuna Hayat duruyor dostlar ben durmuşum çok mu? Yaşam duruyor dostlar ben durmuşum çok mu? Bir şubat başında gökte rahmet bulutları, yerde yetim gözyaşları suladı toprağını. AKM nin önündeki kalabalıkta solcusu sağcısı, açığı kapalısı, saçlısı sakallısıyla bütün çocuklarını bir araya getirdin, müsadenizle çocuklar deyip helallik aldın evlatlarından. Bir baba gibi Güle güle dedik başımız öne eğik bir suçlu gibi Ruhun şad, mekanın cennet olsun RENGÂHENK 2012 Bahar 9 kalemişi

10 deneme Sümeyye ÜNAL Toplumdaki Mıknatıs: Aile Aile, toplumu bir arada tutan unsurların başında gelir. Aile yapısı, bir toplumun karakterini anlamamıza yardımcı olurken; aile içerisindeki ilişkiler, yine o toplumun geleceği ile alakalı bilgiler verir. Aile, birbiriyle çıkar gözetmeksizin ilişki kuran bireylerden oluşur. Bir annenin, hasta olan yavrusunun başında sabahlara kadar beklemesini hiçbir rasyonalite açıklayamaz. O annenin yavrusuna bakışındaki şefkat kadar tesir edemez hiçbir ilaç. Canı yanan insan, yaşı kaç olursa olsun anam! diye inler. Cenneti anaların ayakları altına seren bir Peygamber in (as) ümmeti olarak bize düşen, annelerin kıymetini hakkıyla bilmektir. Elbette baba da önemlidir; lakin anne her zaman şefkat abidesi olmuştur. Aile deyince yalnızca anne, baba ve evlatlar gelmemeli aklımıza. Çekirdek aile denilen bu kavram, A.Comte un deyişiyle: Batı nın romantik sevgi ideallerinin daha önceden bunların bilinmediği toplumlara yayılması. dır. Özellikle günümüzde artış gösteren, nine dede gibi büyüklerimizin evlerimizden tasfiyesi, vefasızlığımızı gösteren önemli bir olaydır. Oysa büyüklerimiz geçmişle yarın arasında bir köprüdür. Dedesinden, ninesinden masallar dinleyerek büyüyen çocuğun, düne ait fikirleri, geleceğe dair bunlardan hız aldığı hayalleri olur. Şimdi ise bugününden habersiz bir nesil yetişiyor. Yazar Bülent Akyürek, çocukların odasına girmenin, başka bir ülkeye girmekten daha zor olmasından yakınıyor. Hele çocuk odalarının kapılarına asılan girme, yasak gibi yazılar Kişisel alan diye yüceltilen bu yaşayış, kişisel yalnızlığa dönüşüyor maalesef. Balıkesir de 80 yaşındaki bir nine, yalnız yaşadığı evde yere düşmüş ve sesini kimseye duyuramadığı için, kış günü beton zemin üzerinde 3 gün çaresizce beklemiş. En sonunda ev sahibi, kadını merak etmiş ve kadın bu şekilde kurtulmuş. Sanmayın ki bu olay çok büyük apartmanlar arasında geçiyor; bu olayın gerçekleştiği yer, eskiden kalma bir mahalle. Evler sırt sırta durmuş, yollar dar Her şey eskisi gibi yani. Fakat değişen şey başka Zihinler hızlı değişiyor vesselam, ne çabuk bürünmüşüz yabancılığa, ne çabuk uzaklaşmışız birbirimizden. Sesini kimseye duyuramamış kadıncağızın varlığı bu yüzden. Sırt sırta duran evlerin sakinleri, sırt dönmüşler birbirlerine, dar yollardan tek sıra geçer olmuşlar. Komşusu açken tok yatan bizden değildir. diye uyarılmıştık halbuki yüzyıllar önce. Komşu kavramı 10 RENGÂHENK 2012 Kış

11 Balıkesir de 80 yaşındaki bir nine, yalnız yaşadığı evde yere düşmüş ve sesini kimseye duyuramadığı için, kış günü beton zemin üzerinde 3 gün çaresizce beklemiş. En sonunda ev sahibi, kadını merak etmiş ve kadın bu şekilde kurtulmuş. Sanmayın ki bu olay çok büyük apartmanlar arasında geçiyor; bu olayın gerçekleştiği yer, eskiden kalma bir mahalle. Evler sırt sırta durmuş, yollar dar Her şey eskisi gibi yani. Fakat değişen şey başka unutulmuş, nine-dedeler evdeki önemini yitirmiş, vefa duygusu tahammülsüzlüğe bırakmış yerini. Bu sebeple İslam dini sıla-i rahime önem vermiş, akraba ziyaretlerini hoş göstermiştir. Evladın anne-babaya olan davranışlarına net sınırlar çizmiştir. En am Suresi 15. ayette Rabbimiz bize şöyle buyuruyor: Gelin size Rabb in haram kıldığı şeyleri anlatayım. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya iyi davranın. Yoksulluktan korkarak çocuklarınızı öldürmeyin -sizin ve onların rızkını biz veriyoruz- kötülüğün gizlisine de açığına da yanaşmayın. Allah ın haram kıldığı cana haksız yere- kıymayın. Düşünün ki Allah (cc) size öğüt vermektedir. Allah (cc) her zaman anne-babamıza itaat etmeyi emretmiş; anne-baba evladına ancak Rabb e karşı şirk koşmayı emrederse, onların sözüne itaat edilmemesi gerektiğini buyurmuştur. (Lokman/15) Hz. Cebrail, Peygamberimize (as) komşu hakkından öyle çok bahsetmiştir ki, Peygamberimiz (as), komşunun komşusu üzerinde mirasçı kılınacağını zannetmiştir. İslam dini, birey, aile ve toplum hayatında meşru olanla olmayan arasındaki sınırı böylece belirlemiştir. Bu esaslara hakkıyla uyarak yaşamımız düzenlenirse, aile içinde mutluluk huzur artacağı gibi, toplumun da huzuru ve refahı sağlanmış olur. Çünkü aile, toplumun mıknatısıdır; bireyin toplumda tutunmasını sağladığı gibi, o toplumlun devamlılığını sağlayan unsur da yine ailedir. Nurettin Yıldız: Devlet varsa evler için vardır. Evlerin ihtiva ettiği mahremiyetleri korumak için büyük ordular kurulur. Çünkü insan, ev çocuğudur. sözleriyle, ailenin insan hayatı için ehemmiyetini özetlemiş oluyor aslında. Fransız generallerinden Comtemde Bonneval, 18.yüzyılda yayınladığı kitabında Türklerin dürüstlüğüne hayran kaldığını şu sözlerle dile getirmiştir: Haksızlık, tekelcilik, hırsızlık gibi suçlar Türkler arasında adeta yok gibidir. Kısacası ister vicdani bir akideden, ister ceza korkusundan mütevellit olsun, o kadar dürüstlük gösterirler ki insan çok defa Türklerin doğruluğuna hayran kalır. Ne güzel söylemiş değil mi? Fakat farklı dünyadaki birilerinden bahsediyor gibi. Yalan, riya, çıkar, bencillik, hoşgörüsüzlük Geçen zamanda ne çabuk sarmış zihinlerimizi. Eskiden olduğu gibi komşu teyzelerin, hacı dedelerin, vefalı komşulukların, kalabalık geçen bayramların, düğünlerin, cenazelerin Mütemadiyen gülen insanların bulunduğu bir toplumun, yeniden yeşermesi duası ile RENGÂHENK 2012 Bahar 11 deneme

12 defteri kadim Özlem ÖZDEMİR Türk Kültür Tarihinde Türk Ailesi Sosyal bir varlık olarak insan kendi kişiliğini önce içinde doğduğu ailesi ve sonra da çevresi ile inşa eder. İnsan güven duygusunu, sevgiyi, şefkati ilk kez ailesinde tadar. Yaradılışının gayesini, anlatısını yani kendini ifade tarzını aile içinde bulur. Eşya ile ilişki kurarken takındığı tavırda, düşüncesinde ailesinin geçirmiş olduğu tecrübelerden beslenir. İnsan, aile ve millet, birbirine sıkıca bağlı olup birbirlerini etkileyerek yine birbirlerini var eden, şekillendiren unsurlardır. Coğrafi ve iktisadi koşulların da etkisiyle dünyanın her yerinde farklı kültürler oluşturmuş milletler, yaradılışın farklı renklerini temsil etmişlerdir. Ancak 16. yy.dan başlayarak Batı dünyasında neşv ü nemâ bulmuş olan Modernizmin etkileri doğu dünyasına da nüfuz etmiş, dünyanın farklı renkleri silikleşmiş ve dünya giderek tekilleşmiştir. Bu oluşum, mutluluğu ve iyiyi arayan insanın yaradılışı hilafına bir yönde gelişim göstermek suretiyle, parmaklıkları sözde özgürlüklerden oluşan büyük bir dünya hapishanesine dönüşmüştür. Hikmeti kendinden menkul, bu hapishanenin mahkûmu olan insanların müracaat edebileceği bir üst mevkii de yoktur. Bu hapishaneden kurtulmak ve kendimizle barışmak için yapılması mühim ve elzem olan şey ise köklerimizi araştırıp yeniden, süreklilik ifade eden kadimi anlamak ve bugünki hayatımız içine katmaktır. Bu kısa çalışmada Türk ailesinin, bugünkü modern ailenin ve toplumsal hayat tarzının çok üstünde özellikler taşıdığı örneklerle gösterilmeye çalışılacaktır. Aile yapısı, tarihi içerisinde değişik coğrafyalarda ve zamanlarda farklılıklar kazanmıştır. Klan tipi, pederşahi ve pederi aile tiplerinden sonra günümüzde de devam eden yuva tipi aile ortaya çıkmıştır. Türk aile yapısı da bu süreç içinde, bulunduğu iklime ve zamana göre değişiklikler geçirmiştir. Fransız etnograf Grenard ın 19. yy.ın sonlarında Doğu Türkistan daki araştırmalarda erkeğin evlenme sırasında kız tarafına kalın yani kız babasına verilen başlık parası yerine toyluk adı verilen hediye verildiğini ve bu hediyenin verilmesinin mecburî olmadığını ortaya çıkarmıştır. Yine kadın her alanda hayat eşinin arkadaşı ve yardımcısıdır. Kadın ve erkek arasında mal ayrılığı esastır. Kadın kendine ait olan malı istediği gibi tasarruf edebilir RENGÂHENK 2012 Kış

13 Fransız sosyolog Richard, Yakut, Kırgız ve Altay Türklerini araştırmış ve yaşam şartlarına göre aile yapılarını sınıflandırmıştır. Meselâ Yakut Türkleri nde görülen Maderşahi (anaerkil) aile yapısının Roma da görülen bir pederşahiliğe benzemediğini, bu aile tipinde yine hâkim unsurun erkek olduğunu ve soyun babadan devam ettiğini ortaya koymuştur. Kırgızlarda ise hâkim unsur erkek olup ancak bu aile tipinin pederşahi olduğunu düşünmektedir. Böyle düşünmesinin sebebini ise erkeğin evlenirken kalın vermiş olmasıdır. Kalın verildikten sonra kadın kocasının hükmü altına girmektedir. 2 Orta Asya Türklerini ( lerde) araştıran Radloff a göre ise kadın erkeğe tabi olur. Erkek, kadına saygı ve şefkat gösterir ve her ikisi de birbirlerine isimleri ile hitap etmeyip erkek karısına apakayım yani karıcığım ve kadın kocasına apşıyağım yani efendim der. Çünkü eşlerin birbirlerine isimleri ile hitap etmesi saygısızlık olarak kabul edilir. Anadolu da hala eşlerin birbirlerine isimleri ile hitaplarının hoş karşılanmaması da bu bilgiyi doğrulamaktadır. Erkeğin kadına dayak atması duyulmuş bir şey değildir. Ancak kadın mirastan pay alamaz. Yeni evlenen erkekler ise yeni bir eve çıkarlar. Yine genellikle Türkler, tek eşlidirler ancak ilk eşin çocuğunun olmaması halinde erkek ikinci bir eş alır fakat ilk eş aile içinde daha saygındır. 3 Ziya Gökalp ise, Durkheim ın Türk aile tipinin pederşahilik olmayıp maderilikten bozulmuş bir Pederilik olduğu görüşüne katılarak pederşahilik ve Pederilik arasında ayrım yapar. Pederşahi aile yapısının babanın sulta denilebilecek hâkimiyetine dayanır. Aile içinde kadın ve çocukların değeri yoktur. Erkek isterse kadın ve çocukları satabilir, hatta öldürebilir. Yine mallar erkeğe aittir istediği gibi tasarruf edebilir. Buna mukabil pederi aile yapısı hür ve müsâvâtçı (eşitlikçi) olup babanın söz sahibi olmasıyla birlikte annenin de aile işlerinde fikrinin alınması esasını haizdir. Karı-koca arasında tam bir müsâvât 4 vardır. Yine pederşahi aile yapısında soy babadan devam eder buna mukabil pederi aile yapısında miras ve akrabalık hem baba hem de ana soyunu takip etmektedir. 5 Ziya Gökalp, Türk aile yapısının tekâmülünün soya dayalı aileden başlayarak, onun bölünmesi sonucu pederi aile, pederi aile yapısından sonra izdivacî aile ye dönüştüğünü, yuva tipi ailenin ise izdivaci aileyi takip ederek bu silsilenin son halkası olduğunu söylemektedir. 6 Ailenin bu tekâmülü toplumun tekâmülüne ters orantılı olarak gerçekleşmiştir. Aile, büyük yapılardan küçük yapılara doğru gelişim gösterirken; toplum aşiret yapısından başlayarak mülki devlete doğru en geniş yapısına kavuşmuştur 7. Gökalp, Türklerde farklı aile tiplerinin mevcudiyetini kabul etmez, Türklerin yaşadığı bölgesel şartların farklı olmasının aile yapısındaki ana karakteri değiştirmediği görüşündedir. Bize göre Gökalp in bu görüşü yine kendisine ait olan, Türklerin Arap topraklarında doğan İslâm ı kabul ettikten sonra da aile yapısı olarak Araplarda ve Farslardaki pederşahi aile yapısını benimsemeyip pederi aile yapısını muhafaza ettikleri, Türk kadınının Arap ve Fars kadınlarına nazaran kıyas kabul etmeyecek derecede hür ve erkeklerle eşit bir hayat sürdükleri görüşü ile desteklenmektedir. Gökalp bu görüşünü 14. yy.da Anadolu ya gelen seyyah İbn Battuda nın izlenimlerine dayandırmaktadır. 8 Sonuç olarak Gökalp, Türk ailesinin iki cins arasındaki hukuki eşitliğe dayanan pederi bir aile yapısında olduğu görüşündedir. Sosyolog Mehmet İzzet e göre Türkler farklı yerlerde, haliyle farklı içtimai ve iktisadi şartlarda yaşamış olduklarından farklı Türk boylarında farklı aile tiplerinin görülmesi normaldir. 9 İbrahim Kafesoğlu na göre Türk ailesi, batıda görülen genose, gens ve zadruga olarak isimlendirilip kolektif mülkiyete ve babanın sultasına dayalı geniş aileye benzemez. Türk ailesi, töreye uygun olarak evlilik şartlarını yerine getiren erkek ve kızın baba evinden ayrılarak yeni bir yuva kurmasına dayanan ve erkeğin sultasına değil velâyetini (dostluk ve yardımını) haiz olan küçük aile tipindedir. 10 Dilaver Cebeci, kadın ve erkeğin vazifelerinin, üretim ve tüketim faaliyetlerinin göçebe ve yerleşik ailelerde farklı oluşunu kabul etmekle birlikte Osmanlı dönemi dâhil olmak üzere Türk ailesinin eşitlik, miras, akrabalık, iffet anlayışı ve izdivaci karakterini devam ettirdiği görüşündedir. 11 Bütün bu araştırmalardan yola çıkarsak sonuç olarak Türk aile yapısının pederşahiliğe benzese bile kendine özgü bir yapısı bulunduğunu, pederşahi ve pederi olarak yapılan ayrımı göz önünde bulundurarak Türk aile yapısının pederi olduğunu söylemek daha doğru olacaktır. Pederi aile tipinde olan Türk ailesi dışarıdan evlenme esasına dayanıyordu. Dede Korkut hikâyelerinde Kazan Beyi nin oğlu yad kızı helalime destur versin diyerek vasiyet ediyor; Deli Dumrul ise yad kızı helalim var diyor. Her hikâyedeki söyleyişten de dünür olan ailelerin uzakta olduğu anlaşılıyor. Evlenirken verilen kalın ve iki ailenin akrabalık tesisi ile ilgili dünür ve tay kelimeleri de dışarıdan evlenme geleneğinin RENGÂHENK 2012 Bahar 13 defteri kadim

14 defteri kadim delilleri olarak gösterilebilir. Ancak üvey anne ve ölen kardeşin eşi ile evlenme (leviratus) de görülmektedir. Bu uygulamanın amacının ailenin bölünmesini ve dul kalan kadın ve çocukların himayesiz kalmalarını önlemek olduğu düşünülmektedir. 12 Türklerde tek eşle evlilik hâkimdir. Yine de bazı Türk boylarında bu mazeretin dışında da iki eşli olan erkekler olmuştur, bu aile yapısını genelde etkileyecek ölçüde değildir. Nitekim Dede Korkut hikâyelerinde kahramanların tek kadınla evli oldukları görülmektedir. Radloff, Dede Korkut Hikâyelerinden Dirse Han ın çocuğu olmadığı için karısına darıldığını, ancak yine de ikinci bir eş almayı düşünmediğini misal göstererek Türkler de tek eşliliğin hâkim olduğunu söylemektedir. 13 Evlenme ve yuva kurma Türk toplumunun ve devletinin temeli sayılmaktadır. 14 Türk ailesi erkek ve kadının evlenmesi ile kurulan yeni bir yuvaya dayanmaktadır. Türkler de ev ve bark kelimeleri sadece keçe çadırdan ibaret olan bir korunağı-barınağı karşılamayıp ve daha soyut bir anlamın da ifadesi idi. Mesela bark kelimesi Orhun Kitabelerinde mabed manasına kullanılmıştır. 15 Buradan anlaşılacağı üzere evin, kutsal olması evlilik müessesesinin kutsallığından mülhem olmaktadır. Evlenme, Kırgız Türklerinde kavuşmak ; Anadolu da duman kurmak ; Yakutlarda sönmez bir ateş yakma olarak adlandırılmakta olup evlilik müessesesinin ağırlıklı olarak manevi bir anlam taşıdığının kanıtıdır. Evliliğin ateş ve duman kelimeleri ile karşılanmasının sebebi Türklerde ocak ın kutsal olmasıdır. Öyle ki eve gelen gelin evi aydınlatan bir ateş olarak görülmektedir. 16 Bu gün kullandığımız ocağı batmak, ocağın yıkılmak, ocağına incir ağacı dikmek, ocağı sönmek deyimleri de kültürümüzden neşet etmiş ocak düşüncesinin izlerini taşımaktadır. Ocak kelimesi, ata ocağı, baba ocağı anlamına gelmekte olup ocağın direği olan erkeğe ve aileye atıf yapmaktadır. Ev-bark olmak, evlenmek kavramları Türklerde iç güveyliğin ve iç gelinliğin olmadığının da kanıtıdır. 17 Eski Türkler de evlilik müessesesinin kurulması için ilk adım erkek tarafından atılıyordu. Şöyle ki evlenecek yaşa gelen erkeğin bir yiğitlik sergilemesi gerekiyordu. Dede Korkut Hikâyeleri ne göre yiğitliğini ispat eden gence bir ad veriliyor ve durum Ozan ile gencin babasına bildiriliyordu. Ozan, Biz ona milli bir ad verdik sen de ona sürülerinden, otağlarından, oymaklarından ayırıp bir ordu ver yani oğluna düşeni ver diyerek yiğit genç için babasından istekte bulunuyordu. 18 Böylece evlenecek olan erkek için evliliğe matuf ilk 14 RENGÂHENK 2012 Kış adım atılmış oluyordu. Ayrıca bu bilgiden miras için babanın ölümünün beklenmediğini, ev-yuva kuracak olan erkeğin evlenme öncesi babasından hakkını talep ettiğini anlıyoruz. Evlilik müessesesi için ikinci adım eş seçme idi. Eş seçimi ile ilgili Dede Korkut destanlarında nasihatler görülmektedir. Korkut Ata eş seçimi hakkında: Karılar dört türlüdür: birisi solduran soptur, birisi dolduran toptur, birisi evin tayakıdür, birisi nice söyler isen bayağıdur. Ozan, evin tayağı odur ki yazıdan yabandan eve bir udlu konuk gelse, er adam evde olmasa, ol anı yedürür, içirür ağırlar, azizler gönderür. Hanum onun bebekleri yetsün, ocağına buncılayın avrat gelsün. Geldük ol dahi solduran soptur, sabahdanca yerinden örü-durur, elin yüzün yumadan dokuz bazlamaç ilen bir külek yoğurt közler, doyunca tıka basa yer, elin bağruna urur, aydur: bu evi harab olası ere varaldan berü dahı karnım doymadı, yüzüm gülmedi, ayağım paşmak, yüzüm yaşmak görmedi, der. Ah nolaydı bu er öleydi, birine daha varayudum, umarımdan yahşı uyar olayıdı, der. Bunun gibi hanum bebekleri yetmesün, ocağına buncılayın avrat gelmesün. Geldük ol kim dolduran toptur, kuşluk uykudan uyanur kalkar, depidince yerinden örü-durur; elin yüzün yumadan obanun ol ucundan bu ucuna, bu ucundan ol ucana çırpışdurdu, kov kovladı, din dinledi, sabahdan öğlendence gezdi. Öğleden sonra evine geldi, gördü kim uğru köpekyike dana evi birbirine katmış, tavuk kümesine sığır damına dönmüş. Konşularına çağırır ki: kız Zeliha, Zübeyde, Ürüveyde, Can-kız, can-paşa, Ayna-Melek, Kutlu-Melek, ölmeğe yitmeğe gitmemeişidüm, yatacak yerim yine bu harabolasıydı. Nolaydı benim evime bir lahza bakaydınız, konşu halkı Tanrı halkı diye söylerler, der. Bunun gibi hanum bebekleri yetmesün, ocağına buncılayun avrat girmesün. Geldük ol kim nice söylesen bayağıdur, evine yazıdan yabandan bir udlu konuk gelse, er adam evde olsa ana dese ki durü etmek getür, biz de yeyelim buda yesin dese; bişmiş etmeğin bekası olmaz, yemek gerekdür. Avrat aydur: neyleyelim, bu yıkılacak evde un yok, elek yok, deve değirmenden gelmedi, der. Ne gelirse benim sağrıma gelsin deyü elin arkasına urur, yönün anaru ve sağrısını erine döndürür. Bir söylerisen birisini tutmaz, erin sözünü kulağına koymaz. Ol Nuh peygamberin eşeği aslıdır, andan dahi sizi hanum Allah saklasın ocağınıza buncılayun avrat gelmesün 19 demektedir. Dede Korkut, kadının misafirperverlik, ahlâklılık, söz dinlemek gibi iyi huylarından bahsedip böyle eşler

15 için dua ederken, misafirden hoşlanmayan, evi ile ilgilenmeyen, dedikoducu, itaatsiz, cimri kadınlar için de beddua etmektedir. Yine Kutadgu Bilig de Yusuf Has Hacib: Eğer evlenmek istersen çok dikkatli ol ve iyi bir kız ara. Alacak kimsenin soyu-sopu ve ailesi iyi olsun: kendisinin de hayâ ve takva sahibi, temiz olmasına dikkat et. Alacaksan el değmemmiş ve senden başka erkek yüzü görmemiş olan bir aile kızı almaya çalış. Böylesi seni sever ve senden başkasını tanımaz, yakışık olmayan münasebetsiz hareketlerde de bulunmaz diyor. Türkler arasında kullanılan eş seçimi ile ilgili Asıl ara soy ara; bulamazsan ne çare? gibi sözler eş olarak kabul edilecek kadında asalet ve temiz soyluluk özelliklerinin arandığını ortaya koyarken, Asıl azmaz, azsa da bozmaz., Asıl azmaz bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır. sözleri ile de asaletin değerini kaybetmeyeceği anlatılmıştır. Görücü usulü eş seçilebildiği gibi kız ve erkek önceden de anlaşabiliyorlardı ancak her halükarda iki taraf da Divanü Lügati t Türk te, arkaçı veya savçı olarak geçen aracılardan yardım istiyorlardı. Bu kişiler aksakallılar olarak tabir edilen tanıklar olup böylece evlilik müessesesi töre temeline oturtulmuş oluyordu. Daha sonra iki taraf arasında söz kesiliyor ve bunu düğün takip ediyordu 20. Anneye ög denirdi ki bugün kullandığımız ögzüs kelimesi buradan gelmektedir. Karı sözü ise güngörmüş, tecrübeli kadınlar için söylenirdi. Yine avrat kelimesi dişi anlamında kullanılıp kadın kelimesi ile anlam olarak örtüşmemekte idi. Kadın; basit anlamda dişilik olmayıp kutsal bir anlam ifade ediyordu. Dede Korkut, Aldatarak er tutmak avrat işidir. derken burada dişi olandan bahsetmiştir. Oğuzlar, Hizmetçiye don elbise giydirsen kadın olmaz. demişlerdir ve her iki söz avrat ile kadın arasındaki farkı ortaya koymaktadır. Kadının, hatun, hanım, ana beğ, baybiçe gibi unvanları olduğu görülmektedir. 21 Türklerde kadın, evinden ve çocukların yetiştirilmesinden birinci derecede sorumlu idi. Türk kadını, evine ve eşine bağlı, merhametli, iffetli, sadakat sahibi ve saygılı idi. Buna mukabil erkek de karısına karşı sevgi ve saygı duymakta ve bunu dile getirmekte idi. Dede Korkut ta Dirse Han, Beri belgil başım bahtı, evden çıkıp yürüyende servi boylum, topuğunda sarmaşanda kara saçlım, kurulu yaya benzer çatma kaşlım, koşa badem sığmayan dar ağızlım, güz elmasına benzer al yanaklım. diye tasvir ettiği karısını övmektedir. 22 Türklerde kadın, evinden ve çocukların yetiştirilmesinden birinci derecede sorumlu idi. Türk kadını, evine ve eşine bağlı, merhametli, iffetli, sadakat sahibi ve saygılı idi. Buna mukabil erkek de karısına karşı sevgi ve saygı duymakta ve bunu dile getirmekte idi. Türk ailesinde karı koca arasında sarsılmaz bir muhabbet ve sadakat vardı ki hikâyeye göre yeni evli olup murad alıp vermeyen bir genç kadın, evden ayrılan kocasına hitaben şöyle seslenmektedir: Yiğidim men sana bir yıl bakam. Bir yılda gelmez isen iki yıl bakam. İki yılda gelmez isen üç yıl, dört yıl bakam. Dört yıl gelmez isen beş yıl, altı yıl bakam. Altı yol ayırdında çadır dikem, gelenden gidenden haber soram. Hayır haber getirene at don verem, kaftanlar giydirem. Şer haber getirenin başın kesem. Erkek sineği üzerime kondurmayam. Bu sözler, Türk kadınının sadakatin timsali olduğunu gözler önüne sermektedir. Turfan harabelerinde bulunan bir Uygur türküsünde ise şöyle yazlı: Ayıpsız kadın önünde Başı eğmek gerek O zaman temizlik ile Hayat kılmış demek Hakikaten temiz olsa Ona can vermek gerek Bu türkü de Türklerin, iffetine ve namusuna düşkün olan bir kadın hakkındaki düşüncesi açıkça belirtilmiştir. 23 Gök ve yer, Güneş ve Ay nasıl birbirlerinin mütemmimi (tamamlayıcısı) ise kadın da erkeğin mütemmimidir. Bütün işlerde kadın ve erkek beraberdir ki bu onların inançları gereğidir. 24 Ünlü Arap seyyahları İbn Fazlan (10.yy.da) ve İbn Battuda (14.yy. da) gezip gördükleri Türk memleketlerinde erkeklerin kadınlara aşırı bir saygı gösterdiklerinden ve her yerde erkeklerin yanında olduklarından bahsetmektedirler. Yine kadınların erkeklerin yanında serbest olmalarına karşın iffet ve namuslarına, kocalarına ve çocuklarına bağlı olduklarını, zina diye bir şeyi bilmediklerini zina yapanların iki parçaya bölünmek suretiyle cezalandırıldıklarını söylüyorlar. 25 Araştırmacı Radloff ise kadınlar ve erkekler arasında kaç-göç olmadığını, ka- RENGÂHENK 2012 Bahar 15 defteri kadim

16 defteri kadim dınların meclislerde yüzlerinin örtmediklerini ancak kızların vücutlarını göstermelerinin töreye aykırı ve ayıp olduğunu aktarmaktadır. Kaç-göç olmamasına mukabil konuşurken terbiye sınırını aşan hiçbir şaka veya takılmaya rastlamadığını da belirtmiştir. 26 Kaynakların ortaya koyduğu bu anlayış, zinanın suç olmaktan çıktığı, kadının şehevi bir obje olarak tüketim piyasasında reklâm aracı olarak kullanıldığı ve kadınlık ve analık özelliklerinin hiçe sayıldığı bir dönemde, eskilerde Türklerin özgürlük ve ahlâk anlayışının bu günkü modern anlayıştan ne kadar üst bir seviyede olduğunun açık bir delili olmaktadır. Sosyal hayatta da kadın önemli bir yere sahip idi. Türk devletlerinde hatunlar, Hatunluk hukukuna sahip idiler, elçi kabul edip devlet meclisine katılırlardı. Hatunların devlet siyasetine yön verdikleri, devlet reisliği ve nâipliği yaptıkları da olmuştur. 27 Kültigin in, Göktürk kitabelerinde Göktürk Devlet inin kuruluşunu anlatılırken; Türk milleti yok olmasın, bir millet olsun diye, babam İl-Teriş Kağan ile anam İl-Bilge hatunu Tanrı tepelerinden tutmuş ve insanoğullarının üstüne çıkarmış. sözünden hükümdar eşinin devlet işlerinde de kutsal sayılıp onun da etkin bir konumda olduğunu anlamaktayız. Türk ailesinde çocuğun yeri pek önemli idi, Türklerde nadiren görülen kuma olayının sebebi çoğunlukla ilk eşin çocuğunun olmaması idi. Kız ve erkek çocuk 16 RENGÂHENK 2012 Kış arasında bir ayrım olmaması kadının aile ve cemiyet içindeki konumu ve saygınlığı düşünüldüğünde, doğal bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocukların terbiyesinden ilk mesul olan kadındı, daha çok kızın bakımı ve terbiyesinden ana, oğlanın terbiyesinden baba sorumlu olup anaya benzeyen soylu kıza anaç ; babaya benzeyen oğla da ataç deniyordu. Çocuk terbiyesinde ana sütü önemli yer tutmakta idi. Nitekim Kırgız Türkleri ana sütü emmemiş, ata nedir bilmemiş, saçını güneşte taramış diyerek evde büyümemiş kişileri insanların en kötüsü olarak nitelendirirlerdi. Dede Korkut hikâyelerinde de ana hakkının Tanrı hakkı olduğu ve anaya el kalkmayıp söz söylenmeyeceği anlatılmaktadır. Baba ise od ağası yani ocağın, ailenin sahibidir. Aile üyeleri içinde en saygın konumda baba bulunmaktadır. Buna karşın baba hakkı sınırsız bir hak değildir. Yine oğlunu evlendirmek babanın vazifesidir. Oğlun evlenmek için babasından aldığı para ya da mal olan kalın, baba tarafından verilmediği takdirde oğul bunu zorla alabilmektedir. 28 Türk ailesi, sosyal hayatın içindedir, aile kendi içinde saygı ve sevgi çerçevesinde birbirleriyle dayanışırken komşuları ile de düğün, şölen, bayram, ölüm gibi acı-tatlı günlerde dayanışma içindedirler. Misafire ve ihtiyaç sahiplerine karşı da dillere destan bir alakaları vardır ki zikredilen seyyahlar, Türklerin bu özelliklerini anlatmaktadırlar. Kısaca bahsedecek olursak, Osmanlı döneminde çekirdek ailenin yaşadığı ev hayatı değişikliğe uğrayarak konak şekline dönüşmüştür. Ancak bu dönüşüm İlber Ortaylı ya göre çekirdek ailenin iktisadi yaşantısına uygun düşmediği için gerçekleşmiştir. Üretim, stokların hazırlaması, güvenlik, işbölümü gibi nedenlerden ötürü üç kuşağı barındıran geniş, konak tipi evlerde yaşamayı gerekli kılmıştır 29. Şehir hayatı ile kırsal kesimlerdeki hayat tarzı da değişiklik göstermiştir. Kırsal kesimde aile eskiden beri gelen aile tipini muhafaza ederken şehir ekonomisinin ve farklı kültürlerin etkisiyle ailedeki iş bölümü, kadın erkeğin konumları değişmiş ve kadın kırsal-göçebe hayat tarzındaki serbestliğini kaybetmiştir. Kadın çocuklar ve ev işleriyle ilgilenirken erkek dışarıda ailenin geçimi ve korunması ile ilgilenmiştir. Ancak Osmanlı dönemi aile tipinin açıklamasına burada daha fazla girilmeyecektir. Günümüz aile anlayışına geçişte önemli bir süreç olan Tanzimat döneminde, Batı nın modernite tabir edilen yeni hayat tarzını benimsemesiyle birlikte Osmanlı Devleti nde de bu yeni hayat tarzının tesirleri

17 görülmeye başlanmıştır. Yeni hayat tarzı bireyleri hayatın içine katan rekabetçi bir düzen olduğu için kadının bu durumdan etkilenmesi daha fazla olmuştur. Tazimatla birlikte eğitim meselesi gündemine kadını da alarak modern eğitime dâhil edilmeleri için ısrarlı çabalar sarf edilmiştir. Böylece kadının toplum hayatına giriş süreci hızlanmıştır. Ancak Osmanlı devleti nin ve dönemin yazarlarının konuya bakışları incelendiğinde kadının eğitimine bakış hiç de bizim anladığımız modernlik anlayışına uymamaktadır 30. Geleneksel aile tipine uygun olarak Tanzimat dönemi ailesinde hala baba aile reisi, kadın ise hane içi düzenin sorumlusu konumunu korumaktadır 31. Bununla birlikte tanzimatı takip eden Cumhuriyet dönemi ve günümüze kadar geçen zaman içinde kapitalizmin, küreselleşmenin hızla artması, bireysel rekabetin korkunç boyutlara ulaşması dünyanın her yerinde olduğu gibi Türk ailesinde de değişikliklere sebep olmuş ve tahribatını devam ettirmektedir. Toplumsal bunalımın artması, toplum içi ilişkilerin bozulması, ahlaki değerlerde yaşanan çöküntü cemiyetten aileye, aileden cemiyete olmak üzere birbirini etkileyerek yayılmış ve Toplumun, tarih içerisinde oluşmuş ve kimliği haline gelmiş aile anlayışı ve hayat tarzı asli hüviyetini kaybetme derecesine gelmiştir. Görüldüğü üzere Türk aile yapısı, günümüzle kıyaslanamayacak derecede insan tabiatına uygun, ahlaki ve eğer, modern olmaktan kasıt tekâmül etmiş bir hayat tarzına uygunluk ise, hak ve özgürlükler açısından son derece modern bir yapıya sahiptir. Uygulanmakta olan politikalar ise sözde modern, küresel kültür içinde tüm anlatıların, özünü yitirerek büyük oyuna dâhil edilmesidir. Bu değişime, bugününden sorumlu olduğu kadar yarınından da sorumlu olan insanlar olarak, ancak özümüz ile barışarak dur diyebiliriz. Kaynakça - Erol Güngör, Ahlak Psikolojisi ve Sosyal Ahlak, Ötüken, İstanbul, Dilaver Cebeci, Tanzimat ve Türk Ailesi, Ötüken, İstanbul, İlber Ortaylı, Osmanlı Toplumunda Aile, Pan Yayıncılık, İstanbul, İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Ötüken, İstanbul, İsmail Doğan, Tanzimat Sonrası Sosyo Kültürel Değişmeler ve Türk Ailesi, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, cilt no. 1, Ankara, M. Eröz-Ali Güler, Türk Ailesi, AYK, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, Ankara, M. Eröz, Türk Ailesi, Aile Yazıları, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, Bilim Serisi 5/l, Ankara, Orhan Türkdoğan, Türk Tarihinin Sosyolojisi, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, Ziya Gökalp, Türk Medeniyeti Tarihi, Haz. K. Y.Kopraman-A. İ. Aka, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul, Dipnotlar: 1) M. Eröz, Türk Ailesi, Aile Yazıları, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, Bilim Serisi 5/l, 1990, s ) Dilaver Cebeci, Tanzimat ve Türk Ailesi, Ötüken, İstanbul, 1993, s ; M. Eröz, a. g. e. s ) M. Eröz, a. g. e. s ) Eski Türkler de din ile sihrin yani Toyonizm ile Şamanizm in müsavi olması ve kadının şamanizmi, erkeğin ise toyonizmi temsil ediyor olması kadın ile erkek arasında müsavata yol açmıştır. Türk aile yapısındaki eşitliğin bu duruma bağlanması hakkında bkz. Ziya Gökalp, Türk Medeniyeti Tarihi, Haz. K. Y.Kopraman-A. İ. Aka, Kültür Bakanlığı Yayınları, İST. 1976, s ) Ziya Gökalp, a. g. e. s. 292, M. Eröz-Ali Güler, Türk Ailesi, AYK, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı, 1998, s ) Ziya Gökalp, a. g. e. s ) Orhan Türkdoğan, Türk Tarihinin Sosyolojisi, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İST. 2003, s. 117( aynen alıntı Z.Gökalp, Türk Töresi, s. 34 ) 8) Geniş bilgi için bkz. Ziya Gökalp, a. g. e. s ) Dilaver Cebeci, a. g. e. s. 87; M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Ötüken, İST. 2003, s ) Dilaver Cebeci, a. g. e. s ) M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) Orhan Türkdoğan, a. g. e. s ) İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Ötüken, İST. 2003, s ) Dilaver Cebeci, a. g. e. s ) M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) Dilaver Cebeci, a. g. e. s ) Ziya Gökalp, a. g. e. s ) M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) Ziya Gökalp, a. g. e. s ) Dilaver Cebeci, a. g. e. s. 91, M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) Dilaver Cebeci, a. g. e. s ) İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, Ötüken, İST. 2003, s ) M. Eröz-Ali Güler, a. g. e. s ) İlber Ortaylı, Osmanlı Toplumunda Aile, Pan Yayıncılık, İstanbul, 2004, s.4 30) İsmail Doğan, Tanzimat Sonrası Sosyo Kültürel Değişmeler ve Türk Ailesi, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, cilt no. 1, Ankara, 1992, s ) İsmail Doğan, a. g. e. s RENGÂHENK 2012 Bahar 17 defteri kadim

18 simeranya Murat ÇERİ XXXX XXX 18 RENGÂHENK 2012 Kış

19 RENGÂHENK 2012 Bahar 19 simeranya

20 deneme Elif DARICI Sosyal Hayatın Provası Aile kavramı, onu duyan bütün insanlar için az çok bir şeyler ifade eder. Hayatımızın her alanında bir şekilde karşılaştığımız, her an herkesin hakkında bir şeyler söylemeye hazır olduğu bu sözcüğün tanımı sözlüklerde genellikle anne baba ve çocuklardan oluşan bir toplumu oluşturan en küçük insan topluluğu olarak yapılmaktadır. Peki, ailenin tanımı bu kadar kolay mıdır? Sanırım ömürlerinin büyük bir kısmını bir arada yaşayan bu en küçük topluluk için her şey bu kadar basit görülmemelidir. İnsan bireysel bir varlık değildir. Hayatının her alanında diğer insanlara ihtiyaç duyar. Bu dünyaya geldiğimiz ilk andan itibaren illa ki tek başımıza yapamadığımız şeyler vardır. İbadetlerimiz bile çoğunlukla bireysel olduğu halde, mesela Cuma namazı ve Hac farizası, insanların tek başına olmamaları gerektiğini hatırlatan ibadetlerdir. Bu hayatın içinden örnekler de gösteriyor ki toplum yaşamı, insanoğlunun varlığının ve hayatının devamı için bir gerekliliktir. İnsan hakkında söyleyebileceğimiz her şey temelde toplum kavramı üzerine şekilleniyorsa ve aile toplumu oluşturan en küçük birim olarak görülüyorsa, topluma sağlam bir temel olabilmek için aileye çok büyük görevler düşer. İnsanoğlunun toplumun bir bireyi olabilmek yolunda ilk adım attığı yerdir aile. Toplumu oluşturan bireylerin birbirleriyle girecekleri etkileşime bir provadır. Bu adımı daha yürümeyi bile bilmiyorken atabilmek insanoğlunun belki de hayattaki en büyük başarısıdır. Bilimsel çevreler, bir bebeğin yaşamının anne karnında başladığını ve onun dış dünyadan gelen uyarılara tepki gösterebildiğini kabul ediyorsa, bir bebeğin sosyal hayatı da annesinin kalp seslerini duyduğu ilk anda o küçücük mekânda başlar. Dünyaya geldiğinde bir bebek kendini evlilik bağıyla bağlanmış iki insan ve varsa yine bu iki insanın çocuklarından oluşan aile dediğimiz olgunun içinde bulur. Bu küçük insan topluluğu, o bebeğin anne karnında tanımaya başladığı sosyal hayatın biraz daha kalabalıklaşmış halidir. Sağlıklı bir aile yapısı, temelini teşkil ettiği için bir toplumun vazgeçilmez parçasıdır. Böyle bir aile yapısı yalnızca toplum için değil toplum içindeki bireyler için de oldukça önemlidir. Topluma hazırlanılan yer olmanın yanında bir bireyin kişiliğinin şekillenmesinde de önemli rol oynar aile. Bir insan saygı ve sevgi kavramlarının karşılıklarını ailesinde görür. Bencilliğinden ailesi sayesinde arınır. Ailede fertler arasında başlayan bu ilişkiyi yalnızca kan bağına ya da genetik benzerliklere indirgeyemeyiz. Aile bireylerinin manevi dünyasını ve kişiliklerini göz ardı eden böyle bir anlayış oldukça maddecidir. Nereden geldiği tam bilinmez ama sevgi denilen bir bağ vardır ki aileye katılmaya aday bir bireyin varlığı ilk öğrenildiği 20 RENGÂHENK 2012 Kış

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir? Kurban sözlükte yaklaşmak, yakınlaşmak gibi anlamlara gelmektedir. Kurban, Allah a yaklaşmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla belirli bir zamanda uygun nitelikteki bir hayvanı kesmektir. Kesilen

Detaylı

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK İLK TÜRK { DEVLETLERİNDE HUKUK Hukuk Anlayışı Hukuk fertlerin bir arada barış ve güven içinde yaşamasını sağlamak amacıyla oluşturulan hak ve kanunların bütünüdür. Bir devletin uzun ömürlü olabilmesi için

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55 Ramazan Manileri // Ahmet ağa uyursun uyursun Uykularda ne bulursun Kalk al abdest, kıl namaz Sabahleyin cenneti bulursun Akşamdan pilavı pişirdim Gene karnımı şişirdim Çok mani diyecektim ama Defteri

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ KURBAN: AYET ve HADİSLER Biz, her ümmet için Allah ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine onun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. İlahınız,

Detaylı

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI TEOG SINAV SORUSU-1 1. Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder. Bu hadiste verilen mesaj aşağıdaki ayetlerin hangisinde

Detaylı

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE Aile, tek başına olmaktan kurtulup, can yoldaşına kavuşmaktır Aynı çatı altında yalnızlık ve yabancılık değil! Ve O, iki eşi, erkeği ve kadını yarattı. (Necm, 53/45) Kadınlar,

Detaylı

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK AİLE KURMAK &AİLE OLMAK Dr. Fatma BAYRAKTAR KARAHAN Uzman-Ankara Aile Nedir? Aile kelimesinin kökü, ğavl dir. Bu kelime, ağır bir sorumluluk altına girmek demektir. Bu kökten gelen aile ise, birini çekince

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül 2013 06:14 Hiçbir ihtiyacı olmadığı halde sürekli arkadaşlarının kalem ve silgilerini çalan çocukla yaptığım görüşmede, çocuğun anlattıkları hem çok ilginç hem de Kleptomani Hastalığına çok iyi bir örnektir. Çocuk

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

Genç Kız ve Erkeklerin Evlilik Algısı

Genç Kız ve Erkeklerin Evlilik Algısı Genç Kız ve Erkeklerin Evlilik Algısı Kadın - Erkek Algısı I (Gelenekten ve Yanlış Din Algısından Kaynaklı) Kadın, erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kadın erkeğin hizmetine verilmiştir. Erkek,

Detaylı

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler 3. ÜNİTE: EN GÜZEL ÖRNEK HZ. MUHAMMED İN İBADETLERİ 3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler KAZANIMLARIMIZ O Bu ünitenin sonunda öğrenciler Hz. Muhammed'in: O 1. Öncelikle bir kul olarak davrandığını kavrar.

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52

tarafından yazıldı. Pazartesi, 13 Ağustos :33 - Son Güncelleme Pazartesi, 13 Ağustos :52 ASİLDER in organize ettiği ve çok sayıda genç üyemizin katılımı ile 2-16 Temmuz 2012 tarihleri arasında gerçekleşen ASİLDER Umre Organizasyonumuz güzel bir şekilde tamamlanmıştır. Rabbim, bu güzel organizasyona

Detaylı

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer

17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri. Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel. Sunum Metni Bilge Sumer 17 Eylül 2016 Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca Özel Konseri Hazırlayan ve Yöneten Halil İbrahim Yüksel Sunum Metni Bilge Sumer BÖLÜM : I Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin İstanbul

Detaylı

Betül Erdoğan.

Betül Erdoğan. Betül Erdoğan www.gencgelisim.com Anne babaların en çok istedikleri, çocuklarını mutlu ve başarılı bireyler olarak yetiştirmektir. Bu hedef noktasında sosyal faaliyetler, kurslar, kitaplar gibi birtakım

Detaylı

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 2. DÖNEM )

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 2. DÖNEM ) İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 2. DÖNEM ) TARİH GÜN SAAT İLÇE YER VAİZE ADI/SOYADI D 1.4.2014 Salı 14:00 Bornova Yeşilova Camii Fatma Özmen ERGEN Sağlık ve Önemi 1.4.2014 Salı 14:00

Detaylı

Hazret-i Muhammed (S.A.V.) altı yaşındayken annesi vefat etti. Dedesi Abdül Muttalib çocuğu himayesine aldı, fakat iki sene sonra o, da öldü.

Hazret-i Muhammed (S.A.V.) altı yaşındayken annesi vefat etti. Dedesi Abdül Muttalib çocuğu himayesine aldı, fakat iki sene sonra o, da öldü. Hazret-i Muhammed (S.A.V.) M.570 senesinde Arabistan ın Mekke şehrinde doğdu. Dedesi Abdül Muttalib ona Muhammed ismini verdi. Hazret-i Muhammed (S.A.V.) öksüz olarak dünyaya geldi. Babası Abdullah, doğumundan

Detaylı

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler

Detaylı

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular. Müminlerin annesi... İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular. Hazret-i Meymune, Hazret-i Abbas ın hanımı Ümm-i Fadl ın kızkardeşi idi. İlk

Detaylı

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı.... VALİLİĞİNE (İl Müftülüğü)

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı.... VALİLİĞİNE (İl Müftülüğü) Evrak Tarih ve Sayısı: 29/12/2016-E.63586 T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı *BENN3L0T3* Pin: 21791 Sayı :69097877-204- Konu :Yıllık Çalışma Programı... VALİLİĞİNE (İl Müftülüğü) Aile ve Dini Rehberlik

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar Dualar Beddualar Çocuklara gösterilen sevgi, dua ile birlikte beden diliyle de gösterilmesi onların okul başarısını artıracaktır. Çocuklar okula giderken sarılarak ve dua ile yollanmalıdır. Bu, çocukların

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama:

Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama: Yolun Kenarına Diken Eken Adam Adamın biri bir yolun kenarına dikenler ekmiş. Dikenler büyüyüp gelişince yoldan geçenleri rahatsız etmeye başlamış. Gelip geçenler, adama: - Bu dikenleri sök, insanları

Detaylı

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI 2. DÖNEM BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN )

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI 2. DÖNEM BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN ) İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI 2. DÖNEM BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN ) TARİH GÜN SAAT İLÇE YER VAİZE ADI/SOYADI KONULAR 01.04.2014 Salı 14:00 Bornova Yeşilova Camii Fatma Özmen ERGEN Sağlık

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1. Güzel ahlâk 2. Kötü ahlâk 2 Güzel ahlâk neye denir? Allah ın ve Resulü nün emir ve tavsiye ettiği, diğer

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Veda Hutbesi. Ey insanlar!  Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. Veda Hutbesi Peygamberimiz Vedâ Hutbesinde buyurdular ki: Hamd, Allahü Teâlâya mahsûstur. O'na hamd eder, O'ndan yarlığanmak diler ve O'na tövbe ederiz. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin günahlarından

Detaylı

17.10.2014 11:30-12:30 24.10.2014 11:30-12:30 31.10.2014 11:30-12:30 7.11.2014 11:30-12:30 14.11.2014 11:30-12:30 AYHAN KAYA 21.11.

17.10.2014 11:30-12:30 24.10.2014 11:30-12:30 31.10.2014 11:30-12:30 7.11.2014 11:30-12:30 14.11.2014 11:30-12:30 AYHAN KAYA 21.11. MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ İÇEL TV-YÖRÜK FM PROGRAM TABLOSU Cami ve Gençlik ( gençlerin camiye ilgisi,hz peygamber ve gençlik (kaynak : DİB cami-gençlik sayfası) İsraf duyarlılığı ya da Tüketim Ahlakı (Hasan

Detaylı

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI Sıra No ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI VAAZ EDENİN VAAZIN ADI SOYADI ÜNVANI YERİ TARİHİ GÜNÜ VAKTİ KONUSU Dr. İbrahim ÖZLER İlçe Müftüsü

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun. Ahmet: Otur, hanım otur. Allah aşkına bir otur. Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun. Ahmet: Allah aşkına bir otur hanım. Sabahtan beri dolaşmaktan ayaklarımın

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri

Vakıfların toplumsal yaşamımızdaki hizmetlerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Dini hizmetler. 2. Sağlık hizmetleri. 3. Eğitim ve öğretim hizmetleri Bir hizmetin sürüp gidebilmesi için, kişilerin kendi istekleriyle bağışladıkları para ve mülklere Vakıf denir. Bağışlanan mülklerin, eserlerin geleceğe sağlıklı kalabilmeleri korunmalarına bağlıdır. Geçmişin

Detaylı

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor

Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı İbrahim in Sevgisini Deniyor Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN VAİZİN TARİHİ VAKTİ ADI VE SOYADI UNVANI İLÇESİ YERİ KONUSU İbrahim KADIOĞLU İl Müftü Yard. Akdeniz Ulu Camii 17 Haziran 2015 Çarşamba 18 Haziran 2015 Perşembe 19 Haziran 2015 Cuma Yunus GÜRER İl Vaizi

Detaylı

Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok. Ser tâ be kadem ateşim amma şererim yok. Yâri ararım devrederek hâne be hâne

Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok. Ser tâ be kadem ateşim amma şererim yok. Yâri ararım devrederek hâne be hâne Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok Ser tâ be kadem ateşim amma şererim yok Yâri ararım devrederek hâne be hâne Yâr ise benim hâneme gelmiş haberim yok. Said Paşa Meşhur bir ressam günün birinde dünyanın

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze iç düzen/kapak: Zafer Yayınları Kapak illustrasyonu: Murat Bingöl isbn: 978 605 5523 16 9 Sertifika

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-4 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER NADİROĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI Uhud savaşından dört ay sonra meydana gelen Bi r-i Maûne fâciası ndan sağ kurtulan

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti Ekim 01, 2016-1:20:00 Başbakan Binali Yıldırım, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla Seyranbağları Huzurevi

Detaylı

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR?

NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR? Asiye Türkan NİÇİN EVLENMEDEN ÖNCE İNSANIN KENDİNİ TANIMASI ÇOK ÖNEMLİDİR? YA DA KENDİNİ TANIMAK NEDİR? İNSAN NEDEN EVLENİR? İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsen Bu nice okumaktır.

Detaylı

Hayırların babası olarak anılan,

Hayırların babası olarak anılan, Rukiye ÖZ Koruyucu Aile Bu Çocuklar Bizim Değerlerimiz Hayırların babası olarak anılan, kimsesizlere sahip çıkan 2. Murat ın Döneminde Halka hizmet, Hakk a hizmettir anlayışı ile güzel hayırların yapıldığı

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir

Detaylı

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Nisan 20, 2017-11:17:00 Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, 26 ülkeden, "39. TRT Uluslararası 23 Nisan

Detaylı

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan.

Hz Âmine, kocası Abdullah ın kabrini ziyaret etmiş, Hz Peygamber de Neccaroğulları ndan. Sevgili Peygamberimiz 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke de doğdu Babası Abdullah, annesi Âmine, dedesi Abdülmuttalip, büyük babası Vehb, babaannesi Fatıma, anneannesi ise Berre dir. Doğduktan sonra 4 yaşına

Detaylı

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1 by Mehmet- omeruslu06 1 3. Bayrağımızdaki hangi renk daha fazladır? 1. Sınıfımızdaki arkadaşlarımızın her siyah A. B. kırmızı birinin farklı güçlü yanları var. Mesela, Elif. Çizdiği resimleri Ahmet beyaz

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?

Selam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz? DEĞERLER EĞİTİMİ SELAMLAŞMA Selam ne demektir? Selâm, kelime olarak; huzur, barış, sağlık ve iyi dileklerini sunma anlamlarına gelir. Selamlaşmak; insanların karşılıklı olarak birbirlerine sağlık, huzur,

Detaylı

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ BU AY HANGİ KAVRAMLARI ÖĞRENECEĞİZ? Hızlı-Yavaş Ön-Arka Sağ- Sol BEYİN FIRTINASI YAPALIM Büyüdüğünde hangi mesleği seçeceksin ve nasıl bir yerde yaşayacaksın? Bir gemi olsaydın nerelere giderdin? Neler

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

Yardımlaşma ve Dayanışma Nedir? Yardımlaşma ve Dayanışmanın Önem ve Faydaları Nelerdir?

Yardımlaşma ve Dayanışma Nedir? Yardımlaşma ve Dayanışmanın Önem ve Faydaları Nelerdir? YARDIMLAŞMA, PAYLAŞMA, MERHAMET Yardımlaşma ve Dayanışma Nedir? Yardımlaşma ve Dayanışmanın Önem ve Faydaları Nelerdir? Yardımlaşma Nedir? Yardımlaşma; birlikte çalışmak ya da yardım etmektir. Takım çalışması

Detaylı

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...

Detaylı

RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2)

RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2) RIZIK VE ZENGİNLİK DUASI (ESMAÜL HÜSNA ŞİFRELERİ-2) Manevi ve maddi rızkın artması, lütuf ve ikramlara mazhar olmak için elimizdeki imkanlara göre en güzel bir şekilde çalışmalı ve en güzel bir şekilde

Detaylı

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: M. Maillot ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.

CİHADA DENKTİR Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki hac ve umredir Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir. UMRE DİNİ SUNUM UMRENİN FAZİLETİ CİHADA DENKTİR Hz. Aişe (r.a) Efendimiz e (s.a.v) sorar: Ey Allah ın Resulü, kadınlara da cihad var mıdır? Efendimiz (s.a.v): Evet, içinde savaş olmayan bir cihad var ki

Detaylı

Yayınevi Sertifika No: 14452. Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

Yayınevi Sertifika No: 14452. Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen ve Kapak: Cemile Kocaer ISBN: 978-605-9723-51-0 1. Baskı:

Detaylı

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir?

5. Peygamberimizin Medine'ye hicret ettikten sonra yaptırdığı caminin adı nedir? 1. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir? Din Kültürü. Aşağıdakilerden hangisi dinin faydalarından biri değildir? Düşünmeyi öğretir Hayata anlam katar Sabretmeyi öğretir Herkesten yardım istemeyi öğretir Özgür olmayı öğretir. Peygamberimizin Medine'ye

Detaylı

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ ب س م الله الر ح من الر ح يم الل ه ل نت ل ه م و ل و ك نت ف ظ ا غ ل يظ ال ق ل ب ف ب م ا ر ح م ة م ن لا نف ض وا م ن ح و ل ك İmran, 159) (Al-i HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ Muhterem Müslümanlar!

Detaylı

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI

KIRŞEHİR MÜFTÜLÜĞÜ 2018 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI 29 Şevval Mehmet YAMAN İl Müftüsü Hoca Ahmet Yesevi Camii 15.5.2018 Salı Yatsıdan Önce RAMAZAN AYI VE ORUCUN FAZİLETİ 1 Ramazan Halil YILMAZ Vaiz Cacabey Camii 16.5.2018 Çarşamba Öğleden Önce ORUCA AİT

Detaylı

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; 1) Güçlük içinde ve çok zor durumda olan insanın, 2) Savaş altındaki insanın

Detaylı

2016 YILI II. DÖNEM (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN ) BAYANLARA YÖNELİK VAAZ İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

2016 YILI II. DÖNEM (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN ) BAYANLARA YÖNELİK VAAZ İRŞAT PROGRAMI VAİZİN 1.Hafta 2016 YILI II. DÖNEM (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN ) BAYANLARA YÖNELİK VAAZ İRŞAT PROGRAMI VAİZİN VAAZIN Adı Soyadı Görev Yapacağı Yer Görev Tarihi Günü Vakti Konusu Amine BAYRAM Emir Bayırı Kur'an Kursu

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : ALİ İHSAN ASLAN Eğitsel Performans Bismillâhirrahmanirrahim

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34) Nisa [4] 34 Nuşûz Darabe Boşanmadan Önceki İşler Hz. Muhammed Hiç Kimseyi Dövmemiştir Dövmek Yasaklanmış Eşini Döven Hayırsızdır Ayetin Mantığı Kaynakça Kadınların Dövülmesi (Nisa [4] 34) Konusuna Farklı

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Varlıklar Âlemi Meleklere İman Meleklerin

Detaylı

D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE

D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE DİNİ REHBERLİK BÜROSU M U T L U L U Ğ U N U Z A R E H B E R L İ K E D E R Yüce Allah ın aileye bahşettiği sevgi ve rahmetin çeşitli unsurlarla

Detaylı

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber Beykoz Yerel Basını: "Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ" Tüm Ülkede kutlanan Öğretmenler Günü Beykoz'da da coşkuyla kutlanırken, bu özel günde öğretmenlerimiz için çeşitli etkinlikler ve ziyaretler

Detaylı

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

Yazar= Soner DUMAN. Soru: Yazar= Soner DUMAN Soru: Bir ana-baba, çocuğuna karını boşayacaksın. Biz buna daha fazla dayanamayız, ya o ya da biz. Boşanmazsan hakkımızı helal etmeyiz diyor. Bu durumda çocuğun ana-babasına itaat ederek

Detaylı

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa

Detaylı

Eski Mısır Hukuku: Koca bazı şartlar altında birden fazla kadınla evlenebilirdi

Eski Mısır Hukuku: Koca bazı şartlar altında birden fazla kadınla evlenebilirdi Eski Mısır Hukuku: Koca bazı şartlar altında birden fazla kadınla evlenebilirdi Babil Hukuku: Hamurabi kanunlarına göre, zevce çocuk doğurmazsa veya ağır bir hastalığa tutulursa, koca odalık alabilirdi.

Detaylı

2010 yılının son ayına girdiğimiz bu aylarda hıristiyan olan batı toplumunda olduğu gibi

2010 yılının son ayına girdiğimiz bu aylarda hıristiyan olan batı toplumunda olduğu gibi Kuşun biri, her gün kilisenin çanına konar ve oraya pislermiş. Gel zaman git zaman derken her gün kuşun pisliğini temizlemekten bıkan papaz, bir gün aklına bir fikir gelir uygulamaya karar verir. Sabah

Detaylı

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Mülheim an der Ruhr Fatih Camii Islam kelimesi üc manaya gelir 1. Yüce Allahın emirlerine itaat edip, yasaklarından kacınmak. 2. Bütün insanlarla diğer canlılar

Detaylı