DENTİN ADEZİV SİSTEMLER BİTİRME TEZİ. Stj. Dişhekimi: Cemil KIYMAZ. Danışman öğretim üyesi: Prof. Dr. Necmi GÖKAY

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DENTİN ADEZİV SİSTEMLER BİTİRME TEZİ. Stj. Dişhekimi: Cemil KIYMAZ. Danışman öğretim üyesi: Prof. Dr. Necmi GÖKAY"

Transkript

1 T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Konservatif Bilim Dalı Başkanlığı DENTİN ADEZİV SİSTEMLER BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi: Cemil KIYMAZ Danışman öğretim üyesi: Prof. Dr. Necmi GÖKAY İZMİR 2007

2 İÇİNDEKİLER 1.Giriş Adezyon Dentin adeziv sistemlerin tarihçesi Diş sert dokularına bağlanmayı etkileyen faktörler Uygulama yöntemlerine göre adeziv sistemler Adeziv sistemlerin bağlanma dirençleri Sonuç Kaynaklar...57

3 ÖNSÖZ Dentin Adeziv Sistemler konulu bu tezi hazırlamamdaki yardımlarından dolayı değerli Hocam Prof. Dr. Nemci Gökay a teşekkürü bir borç bilirim. Cemil KIYMAZ

4 1. GİRİŞ Dişhekimliğinde uzun ömürlü bir restoratif tedavi yapabilmek sert dokular ile restoratif maddenin bağlantısını iyi bir şekilde sağlamaktır. Bu amaçla değişik malzeme, yöntem, teknik ve sistemler geliştirilmektedir. Mine, dentin, restoratif malzemeler arasında bağlantı birçok araştırmaya konu olmuştur. Çalışmalar bu bağlantının arttırılmasına yöneliktir. İlk geliştirilen adezivlerin bağlanma direnci klinik uygulama için yetersiz olmuştur. Bağlanma direnci ile ilgili yapılan çalışmalarda smear tabakası, hibrit tabaka gibi bağlantıyı etkileyen fenomenler ortaya çıkmıştır. Smear tabakası, döner uçlu aletlerle dentinin kesilmesi sonucu meydana gelen debrislerin yüzeye çökelmesiyle oluşan tabakadır. Bu tabakanın varlığı; dentin ile restorasyon arasında mikro sızıntıyı artırıp, adezyonu azaltır.bunun yanında hibrit tabakası bağlayıcı sistemlerin diş dokularıyla olan adezyonunu, smear tabakasının bir asit ve/veya asidik primer ile kaldırılarak dentinin yüzeyel demineralizasyonu sonucunda açığa çıkan kollagen fibrillerin, uygulanan primer ile ıslatılması ve daha sonra adeziv rezinin primerle birlikte kollagen ağı içerisinde polimerize olması sonucunda oluşan mikromekanik bir bağlanma tabakası şeklinde tanımlanmıştır.bu tabaka sayesinde ani streslere karşı dayanıklılığı sağlayan mikromekanik bağlanma ile daha uzun süreli restorasyonlar gerçekleştirilebilmektedir. Son yıllarda yapılan mikroskobik çalışmalarda hibrit tabakası içerisinde pöröz bir yapı oluşumuna rastlanmıştır. Nanosızıntı (Nanoleakage) adı verilen bu oluşum ilk kez Sano ve ark tarafından SEM incelemesinde iyon çapı 0,059 nm kadar küçük olan gümüş (Ag) iyonları kullanılarak gözlenmiştir. Bu oluşum ile ilgili sorunlar ise aseton,etanol ve su bazlı primerler uygulanarak aşılmaya çalışılmıştır. Mine- dentin bağlantısının temel amacı,demineralize diş dokusunun hibridizasyonu ve restoratif materyalin diş dokusuna adezyonudur.gwinnet, rezin-dentin bağlantısını bir zincire benzetmiştir.ona göre bu zincirin gücü ancak en zayıf halkasının gücü kadar olacaktır.mine

5 ve denetindeki rezin-bağlayıcı arasındaki zincirin en zayıf halkasının genellikle doku/rezin ara yüzünde olduğu kabul edilmektedir.bu bağlantı klinisyenler arasında çok popülerdir.bu sebeple, bu zincirin nasıl oluştuğu ve başarısına etki edebilecek faktörlerin bilinmesi, bağlanan restorasyonların klinik etkilerinin belirlenmesinde temel teşkil etmektedir. Bunun yanısıra, uygulamalar sırasında yapılması ve yapılmaması gerekenler de dikkatlice değerlendirilmelidir. 2. ADEZYON Adeziv dişhekimliği kavramının bir bütün olduğunu; dişhekimi bilmek, öğrenmek ve hiçbir aşamasını unutmamak durumundadır.adezyon nedir? Adezyon kuvvetleri nelerdir? Adezyon kuvvetlerinin oluşmasında temel kriterler nelerdir? Ara yüzey nerede oluşur ve önemi nedir? Dentin bonding sistemlerin fonksiyonu nedir? Asit uygulaması şart mıdır? Total-etch ve self-etch ne demektir? Hibridizasyon nedir?in vivo şartlarda başarısızlık nedenleri nelerdir? Yukarıdaki soruların cevapları tam bilinmeden adeziv dişhekimliği anlaşılamaz ve dolayısıyla estetik dişhekimliğinde başarılı restorasyonların yapılması mümkün değildir. Adeziv dişhekimliğinin eksik uygulanması ise hastalarımıza çok kısa süre ciddi zarar vermemize neden olur. Adezyon, iki farklı materyalin birbirine çok yakın temas eden yüzeyleri arasında meydana gelen çekim kuvvetleridir. Adezyon (çekim) kuvvetlerinin oluşması için iki yüzey arası mesafenin mikronun binde biri kadar yakınlıkta bulunması gerekir. Adezyon kuvvetlerini 3 ana başlıkta toplamak mümkündür. 2

6 A. Mikromekanik kuvvetler a) Geometrik efekt b) Reolojik efekt B. Kimyasal kuvvetler: İyonik bağlar C. Fiziksel kuvvetler: Van der Walls kuvvetleri(elektron bağları) İki farklı materyal arasında adezyon kuvvetlerinin oluşabilmesi için 3 temel kriter gerekir: 1. Kavite yüzeyinin temizliği (mine ve dentin dokusunun çürükten temizlenmesi, diğer bir deyişle apatit ve kollagen yapının tamamen sağlam duruma getirilmesi. Yüzeyin tükürük,kan, hava kabarcığı vs gibi yabancı maddelerden tamamen arındırılması). 2. Kavite yüzeyinin genişliği (Diş gibi küçük bir alanda yapılan işlemlerde çiğneme kuvvetlerinin restorasyonu yerinden oynatmaması için yüzeyin genişletilmesi). 3. Kavite yüzey geriliminin arttırılması (kavite yüzeyinin uygulanan bonding materyali tarafından tamamen örtülmesi, ıslatılabilmesi).diş dokusunda, adezyon kuvvetlerinin oluşturulabilmesi için gerekli bu temel kriterler; asit uygulanarak gerçekleştirilir. Hem mine ve hem de dentin dokusu kurallara uygun olarak asit işleme tabi tutularak, adezyonun bu 3 temel kriteri gerçekleştirilmiş olur.mine ve dentin dokusunun yüzeyi, kurallarına uyularak uygulanan asit işleminden sonra;bağlayıcı (bonding) uygulanmaya hazır hale gelir ve işte mine ve dentin dokusu yüzeyi ile bağlayıcının (bondingin) temas ettiği yüzeyi arasındaki alana "ara yüzey" denir ve burası adezyon kuvvetlerinin meydana geldiği alanı oluşturur. Yukarıdaki açıklamalardan rahatlıkla anlaşılacağı gibi "asit uygulaması" adeziv ve dolayısıyla "estetik" dişhekimliğinin en önemli başlangıç safhasıdır. Asit uygulanarak bağlanma kuvvetlerinin oluşabilmesi için hazır hale getirilen mine ve dentin dokusu yüzeylerine günümüzde "dentin bonding sistemleri" olarak adlandırılan materyaller tatbik edilerek bağlantı gerçekleştirilmeye çalışılır. Dentin bonding materyalleri mine prizmalarında 3

7 meydana gelmiş mikro çukurcuklara ve dentin dokusunda ise dekalsifiye olmuş kollagenler arası boşluğa diffüze olarak adeziv bağlanmayı gerçekleştirirler Mine Minenin kalitesi ve mine prizmalarının oryantasyonu dikkatlice değerlendirilmelidir. Matürasyonunu tamamlamış mine dokusunun inorganik hidroksiapatit içeriği ağırlık olarak %86 olup mine prizmalarının kristalitlerinde yoğunlaşmıştır. Buna karşın, matür minenin inorganik içeriği daha fazla olup ağırlık olarak %98 dir.minenin dış yüzü aprizmatik mine ile kaplıdır.bu nedenle, restoratif işlemler yapılırken minenin prepare edilmesi ya da en azından pürüzlendirilmesi, prizma gövdelerinin enlemesine boylamasına veya yatay olarak açığa çıkmasına yardımcı olacaktır. Mine prizmalarını en iyi açığa çıkarma yöntemi bizotajdır.bizotajın açısı ve homojenitesinin bağlanmaya etkisi büyüktür.tüm kavite tiplerinde mine bizotajını kolaylaştırmak, standardize etmek ve düzeltmek amacıyla SonicSys sistemi geliştirilmiştir.(kavo, Biberach,Almanya)Bu sistemin ucu elmasla kaplı, uzay mekiği şeklinde ve yarım küredir. Restorasyon boyutunu küçültmek olan yeni felsefenin gerçekleştirilmesinde katkıları büyüktür. Mine fosforik asitle(%35) pürüzlendirildiğinde, yüzeyden 10 m lik bir tabaka kaldırılır ve mine prizmalarının gövdeleri m derinliğe kadar açılır.böylece serbest yüzey enerjisi ikiye katlanıp 72 dyne/cm olur.mine asitlendiğinde üç şekilde değişikliğe uğrayabilmektedir:tip 1 de mine prizmalarını gövdeleri erimektedir.tip 2 de prizmaların çeperleri erimektedir ve Tip 3 de belirgin bir prizma yapısı farkedilemez halde erime olmaktadır.klinikte asitleme yapıldığında, hangi tip görüntünün oluşacağı kontrol 4

8 edilememektedir.son asitleme etkisi mineye yapılmış olan enstrümantasyona bağlıdır; yani minenin kimyasal yapısı, florür içeriği, prizmalı veya prizmasız oluşu ve dişin süt mü, daimi oluşuna göre etki değişmektedir. Asitleyici ajanın aktive edilmesine göre (aktif ovalama veya tekrarlanan uygulama) ve tipine göre (jel veya sıvı)minenin asitten etkilenmesi değişmektedir.doğru asitleme zamanının uygulanması(en az 15 sn) ve yıkama ile asitin ve erimiş kalsiyum fosfatın tamamen uzaklaştırılması (10-20 sn boyunca) temel aşamalardır.kurutma işlemi sonrasında,temiz ve nem/tükrükten etkilenmeden kalan bir asitlenmiş yüzeyin korunması gerekmektedir.bu nedenle,lastik örtü ile izolasyon yapılması, pamuk rulo kullanılması tercih edilmelidir. Rezin-mine arasındaki bağlantının gücü, asitlenmiş mine yüzeyinde gözlenen rezin uzantılarının (makrotag ve mikrotag)çaplarının toplam alanına bağlıdır.rezinle bağlantılı minede 0,05 m çaplı çok küçük mikro uzantılar mevcuttur.uzantıların(tag) uzun olması, çapların toplam alanını arttırmadığından, mine-rezin bağlantısını da daha fazla arttırmamaktadır.bağlayıcı ajan (bonding) yeterince polimerize edildikten sonra infiltre olan adeziv, asitlenmiş minedeki apatit kristallerini sarmakta, bağlantı direncini artırmakta ve karyojenik,endojenik ve eksojenik asitlere karşı daha dirençli hale gelmektedir. Zayıf mineral asitlerin, orta ph lı organik asitlerin ve self etching primerlerin asitleme etkilerinin farklı olduğunun bilinmesi önem taşımaktadır.mine ve dentinin ardışık asitlenmesi amacıyla çeşitli demineralizasyon yapıcı asidik ajanlar denenmiştir.asitleyici ajanın tipi, konsantrasyonu ve uygulama süresi öyle ayarlanmalıdır ki,minede uygun bir asitleme oluştururken, dentinde de aşırı bir demineralizasyon yaratmasın.bu amaçla nitrik asit (%2.5), sitrik asit (%10), maleik asit (%10), pirüvik asit (%10), poliakrilik asit (%20) ve oksalik asit (% ) önerilmiştir.bunun yanında, dentini asitlemeye çalışırken, minenin de optimal olarak asitlenmesini ihmal etmemeliyiz.bağlantı direnci testleri ve uzun dönem klinik 5

9 performans çalışmaları bulgularına dayanarak, zayıf mineral asitlerin ve orta ph lı asitlerin mineyi pürüzlendirmede geleneksel fosforik asitle pürüzlendirmeye göre daha etkindir. Clearfil Liner Bond 2 (Kuraray, Osaka, Japonya) gibi self-etching primerler, smear tabakasını kaldırmadan asitleme yaparlar ve yaklaşık 1 m lik bir derinliğe kadar altındaki dentini asitleyerek dentine iyi bağlanma direnci sağlarlar.buna karşın, minenin asitlenme derecesi minimaldir ve minenin önceden prepare edilip edilmediğine bağlıdır.self-etching primerlerin kullanımı klinikte zaman kazandırmaktadır.çünkü bu tip ajanlar ayrı bir asitle pürüzlendirme aşaması ve onu takiben su ile yıkama basamağını içermeyip sadece kurutulmaktadır.buna ilaveten, nemli veya kuru bağlanma (wet ve dry bonding) gibi kesin şartlardan kaçınmamızı da sağlamaktadır.self-etching primer sistemlerin mine bağlantılarına ilişkin uzun dönemli klinik veriler henüz mevcut değildir Dentin Dentine bağlanma işleminden bahsetmeye başlamadan önce, dentini tiplere ayırarak sınıflandırmak daha uygundur.dentin tübülleri açıkta ve diş hassas mı, yoksa fizyolojik veya reaktif sklerozla mı kaplı, çürük, abraze veya eroze mi? Dentin de süregelen fizyolojik ve patolojik değişimler mevcuttur.bunlar dentinin mikrostrüktürünü, içeriği ve geçirgenliğini etkilemektedir.pulpal kısımdaki tübül sayısı 45000/mm 2 ; pulpadan 1mm uzakta 35000/mm 2 ; pulpadan 2 mm uzakta 23000/mm 2 ve mine-dentin sınırında ise 19000/mm 2 dir. Bunun dışında, normal ve normal dışı dentin yapılarının mekanik özellikleri ile ilgili daha çok bilgi gerekmektedir.(şekil-1) Çürükten etkilenmiş tübüler dentin genelde sklerotiktir ve neredeyse su geçirmezdir.çürükten etkilenmiş dentinin asitlenmesi, dentin tübüllerinin geçirgenliğini anlamlı derecede arttırmaktadır.buna karşın, kavite çürükten etkilenmiş kısmın ötesine kadar 6

10 genişletildiğinde, normal geçirgen dentine ulaşılır ve burada total-etching işlemi geçirgenliği arttırabilir.sklerotik dentinde, tübüllerin hem içi hem de etrafı hipermineralize durumdadır. Tübüllerin içleri aside dirençli kalsiyum fosfat Whitlockit kristalleri ile ve bu sebeple asitle pürüzlendirme işlemi sonucunda çok az demineralize olmaktadır.böylece sklerotik dentinde rezin uzantılarının oluşması (tag) farklıdır, gövdesi mineral kristallerinden oluşan kısa, künt veya huni şeklinde olabilirler.sklerotik dentinde tübül içlerinde ve etrafında çok fazla mineral olduğundan, kimyasal bağlanma potansiyelinin avantajından faydalanmak için cam iyonomer adezivleri kullanılmalıdır.geriye kalan tek sorun, bağlanma gücüne etkili olacak komponentin(kimyasal veya mikromekanik)belirlenmesidir. Dentini hibridizasyonundaki gelişmeler ve hibridize rezin uzantılarının oluşması, mikro sızıntıyı büyük oranda azaltmış, hatta bakteriyel invazyonun ve pulpa irritasyonunun oluşma riski minimal olmuştur. Şekil-1 Dentin Histolojisi 3. DENTİN ADEZİV SİSTEMLERİN TARİHÇESİ 3.1. I.Nesil Dentin Adeziv sistemler 7

11 Gliserofosforik asit dimelakrilat siyanoakrilatlar,poliüretanlar ve N-Fenilglisilin ve Glisid Metakrilat (NPG-GMA) türevleridir. Metakrilat gruplar akrilik restoratif reçinelere bağlanma gösterirler. Gliserofosforik asit dimetakrilatın hidroliz: problemi, siyanoakrilatların kütle polimerizasyonundaki zorluğu bu bonding ajanların klinikte başarıyla kullanımı engellemiştir. Bu sistemle yapılan çalışmalarda dentine zayıf bağlanma dirençleri gösterdikleri bulunmuştur ve geleneksel bağlanma sistemleriyle kıyaslandığında mikrosızıntıyı önlemede bir gelişme sağlamadığı görülmüştür II.Nesil Dentin Adeziv Sistemler İkinci nesil dentin adeziv ajanlar polimerize olabilir fosfatların BIS-GMA rezinlere ilave edilmesiyle geliştirilmiştir.ağız ortamında hidroliz olmaları ve dentin-sement marjinlerinde mikrosızıntıyı önleyememeleri bu sistemin başarısızlığına yol açmıştır III.Nesil Dentin Adeziv Sistemler Bu grubun kimyası ikinci nesilden çok farklıdır.karakteristik özelliği çok basamaklı uygulamalar içermesidir.bonding sistemin uygulanmasının önce dentine asitleme işlemi uygulanır.kullanılan asitler smear tabakasını ya modifiye eder yada çıkartır.daha sonra hidrofilik primer ve bonding sistem uygulanır.bu sistem dentin ve sement marjinlerindeki mikrosızıntıyı azaltmada kendinden öncekilerden genellikle daha etkilidir. Ancak mikrosızıntıyı tamamen önleyememişlerdir. 8

12 3.4. IV.Nesil Dentin Adeziv Sistemler Dentin adeziv sistemlerdeki çok önemli gelişmeler total asitleme kavramının ve çok basamaklı bonding sistemlerinin geliştirilmesiyle başladı ve bunun sonucu olarak dördüncü nesil adeziv sistemler geliştirildi.bu sistemin dentine bağlanma stratejisi 3 esasa dayanır: 1. Demineralize dentin yüzeyine rezinlerin girmesiyle hibrit tabakasının oluşumunun sağlanması, 2. Demineralize dentin yüzeyindeki tübüller için de rezin tag oluşumunun sağlanması, 3. Dentinin inorganik ve organik içeriğinin kimyasal birleşmesidir. Dördüncü nesil bonding sistemler üç (Total-etch sistemler) yada iki basamakta (Self-etching sistemler) uygulanmışlardır. Üç basamaklı uygulamalar: 1. Dentin conditioner 2. Dentin primer 3. Adeziv rezin İki basamaklı uygulamalar ise: 1. Self-etching primer 2. Adeziv rezin şeklindedir. Bu sistemde dentine bağlanma çeşitli asitlerle smear tabakası ya modifiye edilerek ya çözülerek yada tamamen çıkarılarak sağlanır V.Nesil Dentin Adeziv Sistemler 9

13 Beşinci nesil dentin adeziv sistemler, dördüncü neslin üç basamaklı sistemindeki (totaletch sistem) zor ve karışık olan uygulama prosedürünü en aza indirmek, kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla piyasaya sürülmüşlerdir. Bu sistemi basitleştirmek için primer ve adeziv rezin birleştirilerek bir şişe içinde kullanıma sunulmuştur.bu yüzden bu sisteme tek-şişe sistemler de denilmektedir.dördüncü nesil materyallerde olduğu gibi bu materyallerde, dentine bağlanmayı başarabilmek hibrit tabakasının oluşumuna bağlıdır.bu sistemin gelişiminin uygulanan basamak sayısını azalttığı doğru olmasına rağmen, bunun daha kolay ve hızlı bir uygulama sağladığı ifadesi yanlıştır. Çünkü bu sistemde de mine ve dentinin asitlenmesi ve kat-kat primer-adeziv rezin uygulama basamaklarını içerir.ilave olarak bu materyaller dentinin nem içeriğine çok hassastır ve bir çok durumda dentine rezinin iyi penetrasyonunu sağlayabilmek için, primer-adeziv rezin kombinasyonunun kat-kat uygulanmasını gerektirir. 4.DİŞ SERT DOKULARINA BAĞLANMAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER 4.1. Dentin Tübüllileri ve Sıvı Akışının Etkisi Kavite açılırken, asitleme yapılırken ve bağlayıcı sistemler uygulanırken çok az hekim dentinden ne kadar çok inratübüler sıvının açığa çıktığının farkına varmaktadır. Bu sıvı miktarı kantitatif olarak makroskobik düzeyde izlenmekte, fakat yüksek oranda buharlaşmaktadır. Bir 10

14 çok asidik conditioner hipertoniktir ve tübül sıvısının dışa doğru akmasına neden olup, hastaya rahatsızlık vermektedir. Bu sebeple, izotonik asitler biyolojik olarak daha başarılı olmaktadır. Dentin içine difüzyonu en yüksek düzeyde tutmak için primerler ve adeziv monomerler çözücüler içinde yüksek yoğunlukta bulunurlar. Bu yoğunlaştırılmış solüsyonlar ozmotik olarak dışa doğru olan sıvı hareketini tübüllere doğru çevirir ve geçici bir ağrı oluşur. Eğer hekim dentinin pulpanın dinamik bir devamı olduğunun bilincinde olursa bu durumu önleyebilir. Tübüllerden sıvı akışı her ne kadar problem oluştursa da, tübüller içine monomer infiltrasyonu ve rezin uzantılarının oluşmasına engel olmamaktadır Nemli Veya Islak Yüzeyler Gwinnett ve ark.ile Kanca, asitleme ve yıkamadan sonra, bağlayıcı ajanın nemli dentine uygulanması gerektiğini bildirmişlerdir. Ayrıca, kollagen fibriller arasında nm aralığı koruyup kollagen çökmesini önlemek için dentin nemli olarak korunmalıdır. Nemli yüzeyler daha sonra hidrofilik monomerle primerlenir. Bu monomerler dentinin hemen altına difüze olup polimerize olurlar ve bir bağlayıcı ajanla konpozit rezinin birleşip hidridize bir tendin tabakası oluşturmasını sağlarlar. Buna karşın, eğer bağlayacı ajan uygulanırken tüm kollagen fibriller rezinle kaplanacaksa, kollagen matristeki su yer değiştirmelidir. Eğer ortamda çok su varsa, adeziv rezinler kollagen fibril yüzeyindeki su ile yeterince rekabete girişemez ve boşluklar oluşur. Ayrıca, aşırı nemli bir dentine aseton esaslı bir primerin uygulamasıyla primerdeki intratübüler globüler ve adeziv rezinle örtülenen su damlacıkları görülebilir. Rezinin infiltre olduğu tabaka porözitesiz ve defektsiz olmalıdır. Mevcut olabilecek herhangi bir pürüz veya defekt fonksiyon sırasında stres artmasına ve kollagen hidrolizine sebep olmaktadır. 11

15 Nemli bağlanma ve aseton esaslı primerlerle ilgili temel problem tekniğine hassas oluşlarıdır. Nemlinin ne kadar nemli olduğunu tahmin etmek zordur. Nemli bağlanma yaklaşımına uygun olan primerlerinin çoğunun içeriğinde suyun yer değiştirmesi içim aseton mevcuttur. Adeziv rezinler aseton içinde çok kolay çözünürler ve dentin yüzeyinde hızla buharlaşır. Çözücünün bu kadar uçucu olması büyük bir dezavantaj oluşturabilir. Böylece bağlayıcı ajanın yoğunluğu değişir ve bağlantı gücü zayıflar. Nemli-bağlanma prosedürlerinde, nemli ve asitli dentine asetonlu monomerler uygulandığında, rezidüel su ile karışırlar ve daha solüsyondan kollagen matrise difüze olmadan rezin monomerler açığa çıkar. Bu işlem daha sonraki monomer penetrayonunu bloke edebilir. Daha sonraki primer tabakalarında, primerdeki aseton monomeri eritip, onu demineralize dentin içine difüze edebilir. Bütün dişhekimleri, asitlenmiş minenin tebeşirimsi mat görünümünü tanıyabilir. Buna karşın, karmaşık bir kavitedeki nemli yüzeylerin nezaman aşırı nemli hale geldiğinin belirlenmesi çok zordur. Nemli bağlanma klinikte zor belirlenmektedir ve bazen de dentin aşırı nemli ise istenilenden daha az bağlantı gücüne neden olabilmektedir. Nemli bağlanma tekniğine çok hassas bir uygulamadır. Scotchbond Multipurpose gibi su bazlı primerler de nemli bağlantıda kullanılabilmektedir. Su, HEMA ve kopolimerden oluşan bir karışım uygulanmakta ve yüzey daha sonra hava ile kurutularak mümkün olduğu kadar çok su buharlaştırılmaya çalışılmaktadır. Çözen ve çözünen arasında uçuculuk olarak fark olduğundan, havayla kurutmada su yoğunluğu azalırken, HEMA miktarı da artmaktadır.suyun HEMA ya göre daha yüksek bir buhar basıncı mevcuttur. Aslında, demineralize dentinin tüm derinliği boyunca ve yüzeyde sadece HEMA kalmalıdır. Çeşitli adeziv monomerlerinin kuru ve nemli haldeki kollagen fibrillerine afiniteleri ile ilgili çok az bilgi mevcuttur. 12

16 Dentin derinliği ile tübül yoğunluğu değiştiğine göre, yüzeyel dentindeki su miktarı derin dentine göre daha azdır. Hassas ve vital dentinde tübül sıvısının dışa doğru akışı klinik uygulamalar sırasında devamlı olarak yüzeyi tekrar tekrar ıslatmaktadır Kollagen Fibril Ağı Dentinin asitle pürüzlendirilmesi, intertübüler kollagen fibril ağını açığa çıkarmaktadır. Bu işlem sırasında bir çok uygulama hatası yapılabilmektedir. Gerektiğinde daha kısa süreli yıkama yapılırsa, rezidüel asit dentini fazla pürüzlendirmekte veya rezidüel reaksiyon ürünleri kollagen fibrillerinin etrafındaki dar kanalları tıkamaktadır. Yüzeyel dentinin %1 i dentin tübülleri nedeniyle porözdür. Asitle pürüzlendirme sonrasında, yüzey alanının %13,4 ü su ile tübüllerden oluşmaktadır. Böylelikle uygun monomerlerin infiltrasyonu için geniş alanlar oluşur. Yüzeyin geriye kalan %86,6 sı, her kollagen fibrilin etrafında boş alanlar oluşturan demineralize intertübüler dentinden oluşmaktadır. Kollagen fibriller birbirlerinden 15-20nm genişlikte boşluklarla ayrılmıştır. Sığ demineralize tabakalardan derin olanlara göre daha üniform bir monomer infiltrasyonu oluşmaktadır. Bu sebeple dentin gerekenden uzun süre asitlenmelidir. Asitlenmiş demiralize dentinin sadece üst yarısı monomerle infiltre olursa, zamanla hidrolize olabilen, korumasız bir demiralize matris bölgesi kalacaktır. Kollagen fibriller sadece kollagenden oluşmamaktadır. Etraflarında proteoglikandan ve non-kollagen proteinlerden bir kılıf vardır. Bu moleküller yoğun şekilde hidrate olduğundan,adeziv rezinler su ile rekabete girerek kollagenin içine infiltre olmaktadırlar. Kollagen, peptit zincirlerinin agregasyonundan oluşmuş biyolojik bir polimer olduğundan kimyasal reaksiyona girebilme özelliği çok azdır. Kollageni oluşturan amino grup asitlerin çoğu (%70) glisin, prolin, hidroksiprolin ve alaninden oluşmaktadır. Bunu sonucu olarak da, 13

17 geleneksel dentin bağlayıcı sistemleriyle yapılacak bir kimyasal bağlanma sınırlı olacak ve rezin-dentin bağlantısına ancak çok az katkı sağlayacaktır. Retansiyonun çoğu, polimer zincirin kollagen fibrilleri ile moleküler düzeyde genişlemesi yoluyla sağlanmaktadır Kollagen Çökmesinin Önlenmesi Asitle pürüzlendirme işlemini takiben dentin yüzeyinin inorganik mineral kısmı ve bazı non-kollagen proteinleri çözünmekte, bazı proteinler, kollagen fibriller ve demineralize dentin matrisi açığa çıkmaktadır. Demineralize dentin matrisi çok yumuşak ve elastik hale dönüştüğünden ve organik matris denatüre olduğundan, asitleme işlemi sonrasında fazla basınçla kurutma işlemi yapılırsa kollagen fibriller çökebilir.su ile desteklenmiş kollagen ağı hava ile kurutulduğunda, fibriller ve mikrofibriller arasından su kaybı oluşmakta ve havakollagen ağı arayüzünde bulunan gerilim ağı çökebilmektedir.kollagen peptidleri komşu peptidlerle intermoleküler hidrojen bağı kurup kollagen ağın daha da çökmesine neden olmaktadır. Kollagen ağın çökmesi, fibriller arası mesafeyi daraltır ve rezin monomere olan geçirgenliği azaltır.hidroksi apatit kristalleri çözündükten sonra fibriller arası mesafenin korunması ve kanalcıklara monomer difüzyonunun sağlanması gerçek bir meydan okumadır.dentinin aşırı kurutulmasını istenmeyen olaylara sebep olacaktır.çünkü, çöken kollagenlerin etrafına rezin monomer difüzyonu çok az olacağından üniform hbridize dentin oluşamayacaktır. Kollagen fibriller boyunca, dentinal sialoprotein ve fosfoproteinler de dahil olmak üzere, yoğun olarak yüklü non-proteinlerle beraber glikozaminoglikanlar da bulunabilir.böylece, jöle 14

18 kıvamında hidrofilik bir polimer matris ağı oluşur ve ozmoz yoluyla suyu çekip bolca su ile dolmaktadır.bu hidrojel nemli olan substratı ıslak olarak tutmaya yaramaktadır. Hidrofilik HEMA monomerin ve suyun, moleküller arası hidrojen bağlarını kopararak kollagen ağı yumuşattığı ve böylece genişlemesine yardımcı olduğu düşünülmektedir.büzülme sebebiyle ağda oluşan rezidüel gerilimler, elastik geri çekilmeyi mümkün kılarak ekspansiyonu aktive edebilir.primer sistemin içinde HEMA ve suyun kullanılması, kollagen-polihemahidrojel den oluşan, mekanik özellikleri zayıf ve hidrolitik olarak değişken bir hibrit tabaka oluşturur.hidrofilik rezin, glikozaminoglikan, kollagen ve non-kollagenöz proteinden oluşan bir ara bölge meydana gelmektedir. 4-META ve phenyl-p içerikli asidik monomerler, demineralize dentin ve çökmüş kollagenler içine difüze olabilirler.asiditeleri nedeniyle, erimiş non-kollagen proteinleri sayesinde bir arada tutunan kollagen fibrillerdeki interpeptid hidrojen bağlarını koparabilirler.böylece, kollagen fibriller birbirlerinden ayrılırlar ve komşu fibrillerle aralarındaki boşluğu kapatırlar. Smear tabakasını kaldırmak ve altındaki sağlam dentini demineralize etmek amacıyla %10 sitrik asitli %3 ferrik kloridin iyi bir pürüzlendirme ajanı olduğu düşünülmektedir.ayrıca, ferik kloridin polimerizasyonu arttırdığı, demineralize matrisin denatürasyonunu ve çökmesini de önlediği bildirilmiştir.ferrrik iyonlar demineralize dentine ve çapraz bağlı peptitlerin içine çekilirler,onları sabitleyip hava ile kurutma sırasında çökelmelerine engel olurlar.asit yoğunluğuna ve uygulama süresine bağlı olarak, smear tabakasının uzaklaştırılması sırasında açığa çıkan peptidleri ise fosforik asit denatüre etmektedir. Bağlayıcı sistemlerdeki basamakları azaltmak için yapılan modern işlemlerden biri, self- etching ve self-priming sistemlerin kullanılmasıdır.bu sistemler kollagenin çökmesini smear tabakasını kaldırmadığından dentin kitlesinde kayıp oluşturmaz ve asidik monomerlerle smear tabakasını eritip altındaki dentini pürüzlendirir.sıvı primer uygulanır,etki etmesi için 30 sn bırakılıp hava ile kurutulur.pürüzlendirilmiş yüzey yıkanmaz.self-etching primerler mineral 15

19 kristalleri çözmelerine rağmen, bazen kalsiyum fosfatlar rezinin içinde asılı halde kalabilmektedir.kollagen fibrillerini çevreleyen hidroksiapatit kristalleri yeterince çözündüğünden, adeziv monomerlerin infiltrasyonuna izin vermektedirler.buna karşın, hibridize smear tabakaları içsel olarak zayıf olduğundan hem uzu süreli bir mekanik dayanıklılık, hemde hidrolitik stabilite sağlayamamaktadır.böylece, çözünmüş ve hibridize olmuş smear tabakasının organik kısmının yavaş hidrolizi olmaktadır.bu hibridize dentin tabakasının termal siklusları ve çiğneme kuvvetlerini ne oranda tolere edebileceğinin belirlenmesi gerekmektedir.eğer başarısızlık oluşursa hibrit tabaka, rezin infiltre dentinle bağlandığı yerden kırılacaktır.bunun nedeni,rezinle infiltre olan tabakanın sadece 0,5 m kalınlıkta olması ve çevresindeki hibrit tabakayla bağlantıyı güçlendirecek rezin uzantılarının olmamasıdır.ayrıca, mikrobiyal ürünlerin pulpaya ulaşması riskide mevcuttur. Geleneksel sistemlerde mevcut olan asitleme-yıkama-kurutma ve bağlanma basamakları yoğun hidrodinamik etkiyle hastada dentin hassasiyeti yaratıyorsa, bulimik bir hasta varsa veya dentin kimyasal olarak erozyona uğramışsa condiprimer sistemler tercih edilmelidir.ideal bir self-etching,self-priming bağlayıcı sistem demineralizasyon yaratarak difüze olmalı, 2 m kalınlıktaki smear tabakasına penetre olabilmeli ve sağlam dentini uygun bir derinliğe kadar adezyona dahil edebilmektedir.smear tabakası kalınlığı, yoğunluğu ve tamponlama kapasitesi sebebiyle asidik monomer karışımlar için bir difüzyon engeli oluşturmaktadır.ayrıca, bu yeni sitemlerin mineye olan pürüzlendirici etkisinin hala belirlenmeye ihtiyacı vardır.minedeki smear tabakasının ayrı bir asitleme basmağı ile ortadan kaldırıldıktan sonra bir condiprimerin uygulanması mine ve dentine daha güvenli ve uzun süreli bir bağlantı sağlayacağı düşünülmektedir Hibrit Tabakası 16

20 Günümüz adeziv restoratif materyallerinin temel bağlanma mekanizması hibrit tabakasının oluşumuna dayanmaktadır.bu tabaka ilk kez 1982 yılında Nakabayashi ve arkadaşları tarafından tanımlanmış ve demineralize dentin bileşikleri ile polimerize edilmiş rezinin moleküler düzeydeki karışımı şeklinde ifade edilmiştir.daha sonra birçok araştırıcı dentin bağlayıcı sistemlerin diş dokularıyla olan adezyonunu, smear tabakasının bir asit ve/veya asidik primer ile kaldırılarak dentinin yüzeyel demineralizasyonu sonucunda açığa çıkan kollajen fibrillerin, uygulanan primer ile ıslatılması ve daha sonra adeziv rezinin primerle birlikte kollagen ağı içerisinde polimerize olması sonucunda oluşan mikromekanik bir bağlanma tabakası şeklinde tanımlamışlardır.(şekil-2 ) Şekil-2 Hibrit tabakası oluşumu ve dentin tübüllerinin görünümü Hibrit tabaka ya da rezin inter diffüzyon bölgesi ile ilgili olarak klinik, mekanik, morfolojik ve kimyasal alanlarda pek çok çalışma gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalarda birçok adeziv sistemle elde edilen hibrit tabakasının kalınlığının 1-5 µm arasında değiştiği bildirilmiştir. Tabakanın kalınlığı adeziv sistemlerin yapılarına göre değişiklikler gösterir. Örneğin self-etch sistemlerde 1µm den daha az kalınlıkta olabilen bu tabaka, total etch sistemlerde ise 5µm ya kadar ulaşabilmektedir.oldukça ince olan bu tabakanın mekanik özelliklerinin ölçümü zor 17

21 olmasına rağmen Van Meerbeek ve ark hibrit tabakasının elastisite modülünü ölçmüşler ve bu değerin 4,8-9,7 GPa arasında olduğunu bildirmişlerdir Hibrit Tabakası Oluşumu Demineralize edilen dentin matriksi içerisindeki kollajen fibrillerin açığa çıkması sonucunda, intertübüler dentinde oluşan diffüzyon yolu içerisine, monomerin sızması ile hibrit tabakası oluşmaktadır. Monomerin sızması ve hibridizasyon için, demineralize olmuş mine ve dentinin geçirgenliğinin yüksek olması gerekir.hibrit tabakası oluşumunda önemli olan, asit uygulamasını takiben mineral desteğini kaybeden kollajen fibril ağının süngersi özelliğini koruması yani demineralize edilmiş dentinin geçirgenliğini muhafaza etmesi ve büzülmeyi önlemek için dentinin dehidrate olmamasıdır. Çünkü demineralize olmuş ve çözülmüş kollajen fibriller büzülür ve primerin etkin bir şekilde diffüzyonunu önleyebilir.dentinin bu özelliği, primer ve adeziv ajanın uygulama aşamalarında rezin monomerlerinin sızmasına olanak tanır Hibrit Tabakasının Özellikleri - Hibrit tabakası, rezinin sızdığı mine, dentin veya sementte oluşabilir. - Bu tabakanın kimyasal ve fiziksel özelliği, orjinal diş yapısından çok farklıdır.çünkü, kısmen demineralize olmuş diş dokusu içerisine rezin sızıntısı gerçekleşmiştir. - Hibrit tabakasının yapısı organiktir ve asitlere karşı dirençlidir. - Ayrıca bu tabakanın sertliği normal dentine göre daha azdır fakat daha dayanıklıdır. Ancak fiziksel özelliklerinin demineralize dentinden daha iyi olduğu, mineralize dentinden ise daha kötü olduğu düşünülmektedir.hibrit tabakasının kalınlığını (1-5µm), genellikle dentinin 18

22 demineralizasyon derinliğinin belirlediği kabul edilir.literatürde bu tabakanın kalınlığında farklılıklar olabileceği bildirilmiştir. Bu farklılıklar iki sebeple meydana gelebilir: 1) Uygulanan spesifik asit jellere bağlı olarak demineralizasyon derinliği değişebilir. 2) Rezin-dentin ara yüzeyinden alınan kesitlerdeki hibrit tabakası, elektron mikroskobunda farklı olarak gözlenebilir.şöyle ki, eğer kesit alma işlemi bağlanma ara yüzeyine dik yapılmazsa, kesme açısından dolayı hibrit tabakası daha kalın görülebilir. Hibrit tabakasının kalınlığının bağlanma dayanıklılığı (durability) üzerine etkisi ise hala şüphelidir. Nakajima ve arkadaşları ile Perdigão ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada, bağlanma kuvveti ile hibrit tabakasının kalınlığı arasında bir ilişki olmadığını bulmuşlardır. Hashimoto ve ark. hibrit tabakasının kalınlığını arttırmak için asit uygulama süresinin uzatılmasının, gerilme bağlanma kuvvetinin daha düşük olmasına neden olduğunu bildirmişlerdir. Geçmişte en sık karşılaşılan problemlerden birisi olan mikrosızıntı ve buna bağlı olarak sekonder çürüklerin gelişmesi, günümüzdeki adeziv sistemlerin bağlanma mekanizması olan hibrit tabakasının oluşumu ile önlenmiştir. Ayrıca ani streslere karşı dayanıklılığı sağlayan mikromekanik bağlanma ile daha uzun süreli restorasyonlar gerçekleştirilebilmektedir Hibrit Tabakasının Ultramorfolojik Yapısı Geleneksel olarak SEM ile gösterilen hibrit tabakasının ultramorfolojik yapısı Van Meerbeek ve arkadaşları ve Inoue ve arkadaşları tarafından TEM ile 3 farklı tabaka olarak belirlenmiştir. 1. Halı kılı görüntüsü olarak adlandırılan birinci tip hibrit yapı adeziv rezinle kollagen fibrillerin gevşek bağlantısı sonucu ortaya çıkar. Bu görüntüye çoğunlukla asidik primerle dentin yüzeyi ovularak muamele edilirse rastlanılır. Inoue ve arkadaşları bu görüntünün ph 19

23 yönünden kuvvetli olan self-etch ve total etch sistemler ile elde edilebilen karakteristik bir görüntü olduğunu bildirmişlerdir.ancak Van Meerbeek ve arkadaşları ile Dönmez ph yönünden hafif bir self-etch adeziv sistem olan Clearfil SE bond ile yaptıkları çalışmalar sonucunda bu görüntüye rastlamışlardır. 2. İkinci tip hibrit yapı tübül duvarlarını kaplayan hibrit tabaka adını alır ve tübül duvarlarının olduğu bölgeye hibrit tabakasının uzanması şeklinde tarif edilir. Bu hibrit yapı sayesinde rezin uzantılarının halka şeklinde ayrılması sonucunda pulpa-dentin kompleksi mikrosızıntıya ve mikroorganizma geçişine karşı çok etkili bir biçimde örtülmüş olur. Bu durum özellikle de hibrit tabakasının en zayıf olduğu alt ve üst yüzeylerde kopma oluştuğunda etkili bir koruma oluşturmaktadır. Rezin uzantıları genellikle hibrit tabaka yüzeyinden koptuklarından tübüller, örtülerini kaybetmemiş olurlar. Rezin uzantılarının oluşumu tübül ağzında 5-10µm kadar ise çok iyi bir retansiyon ve örtme sağlayacağı düşünülmektedir. Ancak rezin uzantılarının uzunluğunun önem açısından ikinci sırada olduğu bilinmektedir. 3. Üçüncü tip hibrit yapı ise tübüllerin lateral dallanmalarını örten çok ince hibrit tabakadır ve lateral tübül hibridizasyonu adını almaktadır. Burada da santraldeki rezini kaplayan mikro hibrit tabakasını mikro rezin uzantıları oluşturmaktadır. Günümüzde kullanılan teknikler ile hibridizasyonun submikron seviyede özelliklerini detaylı bir şekilde elde etmek mümkündür. Yaygın olarak kullanılan SEM incelemelerinde µm genişlikteki hibrit tabakasını tanımlamak için çok sayıda teknik kullanılmıştır. Fakat elde edilen fotomikrograşarın yorumlanması zordur ve tartışmaya açıktır. Son yıllarda yapılan mikroskobik çalışmalarda hibrit tabakası içerisinde pöröz bir yapı oluşumuna rastlanmıştır. Nanosızıntı (Nanoleakage) adı verilen bu oluşum ilk kez Sano ve ark tarafından SEM incelemesinde iyon çapı 0,059 nm kadar küçük olan gümüş (Ag) iyonları kullanılarak gözlenmiştir. Daha sonra yapılan birçok çalışmada çeşitli bağlayıcı sistemler nanosızıntı 20

24 açısından değerlendirilmiş ve bunun için en uygun solüsyonun %50 lik AgNO3 (gümüş nitrat) olduğu kabul edilmiştir. Bu yöntemde dentin bağlayıcı sistem uygulandıktan sonra kompozit rezin ile restore edilen dişlerin bağlantı ara yüzeyine 1mm mesafe kalacak şekilde, tüm diş yüzeyine iki kat tırnak cilası sürülür. Daha sonra dişler %50 lik AgNO3 solüsyonu (ph=4.2) içerisinde ve karanlık bir ortamda 24 saat bekletilir, distile su ile ya da akan su altında 5 dk yıkandıktan sonra Ag iyonunu metalik gümüş e indirgemek için, fotoğraf oluşturma solüsyonunda floresan ışığında 8 saat bekletilir, eğer SEM ile incelenecekse akan su altında 5 dk yıkanır. Ancak bu geleneksel teknik kullanılarak yapılan çalışmaların sonuçları birbiriyle uyumlu olmasına rağmen iki konu üzerinde biraz daha düşünmek gerektiği savunulmaktadır. Başlangıçta arasında ph ya sahip olan % 50 lik asidik AgNO3 solüsyonu, 24 saat bekleme periyodu sırasında restorasyon kenarlarında (özellikle kısmen demineralize olmuş dentinde) demineralizasyon başlatabilir. Böyle bir durumda da yanlış pozitif sonuçlar elde edilebilir. Diğer konu ise yalnız marjinleri açığa çıkarmak ve örnekleri izole etmek için yüzeye tırnak cilası uygulanması işlemidir. Dehidratasyon aşaması, çözücünün uzaklaşması ve tırnak cilasının adezyonunu sağlamak için gereklidir ve bu işlem yaklaşık 15 dk sürmektedir. Restore edilmiş örneklerin rezin-dentin ara yüzünde oluşan aralık genişliğinin 12 dk içerisinde değiştiği gözlenmiştir. Bu da dentinde hasara neden olup hatalı sonuç elde edilmesine neden olabilir. Asidik AgNO3 solüsyonu kullanılarak mineral çözünmesinin hatalı olmasından kaçınmak için ph= 9.5 olan bazik karakterde amonyaklı AgNO3 çözeltisinin kullanıldığı modifiye gümüş ile boyama tekniği geliştirilmiştir. Bu tekniğin geleneksel teknikten farkı kullanılan solüsyonun farklı olmasıdır. Solüsyon hazırlanırken önce 25 gr AgNO3 kristalinin 25 ml %28 lik amonyum hidroksit (NH4OH) içerisinde çözünmesi sağlanır. Bu işlem siyah renkli Ag partiküllerinin çözelti içerisinde süspansiyon halde olmasını sağlar. Daha sonra siyah renkte olan solüsyonun rengi daha açık hale gelinceye kadar %28 lik NH4OH ile titre edilir. 21

25 Elde edilen bu solüsyon 50 ml distile su ile dilüe edilir ve böylece ph=9.5 olan %50 lik amonyaklı AgNO3 solüsyonu elde edilmiş olur. Örneklerin boyanması işlemi geleneksel teknikle aynı şekilde gerçekleştirilir Rezin Uzantılarından Yararlanma Rezin monomerlerin dentin tübüllerine girip intratübüler dentinde hibridize rezin uzantıları yaratmasıyla intratübüler dentin geçirgenliği oluşmaktadır.bu rezin uzantıları(tag) rezin-diş arayüzünde ve yüzeyel dentinde küçük elementler oluşturmalarına karşın, pulpaya yakın derin dentin için bağlantıda çok önemli rol oynamaktadırlar. Rezin uzantılarının hepsi, tübül duvarlarının tüm uzunluğu boyunca çepeçevre hibridize değildir.peritübüler dentinin asitleme işlemi ile ortadan kaldırıldığı 2-5 m lik üst alanda ancak rezin uzantıları üçgensel hibridizasyonla sıkıca tutunmaktadır.peritübüler dentindeki ekspoze ve çepeçevre yönlendirilmiş kollagen fibriller tübül duvarlarının yüzey alanını genişletip ışınsal rezin infiltrasyonunu kolaylaştırmaktadır.bir rezin örtüleme oluşturmak, retansiyonu arttırmak ve pulpa irritasyonunu önlemek amacıyla rezin uzantılarının hibrit tabakaya dahil edilmesi şarttır.bu uzantıların bağlantı gücüne katkısı, onların çap alanları ve polimerin koheziv gücüyle doğru orantılıdır.bu sebeple, güçlü adezivlerin tercihende doldurucu içeren adezivlerin kullanımı önerilmektedir.intertübüler hibrit tabaka oluşumu, bağlanma için uygun olan intertübüler dentin miktarı ile doğru orantılıdır.bağlanma gücü, bağlanılan dentinin derinliğine ve buna bağlı olarak hibrit tabakanın ve rezin uzantılarının değişken olmasına göre değişmektedir.dentinin derinliğine göre değişen nem düzeyi ve mekanik özellikleri teorik olarak bağlanma gücünün hesaplanmasını karmaşık hale getirmektedir. 22

26 Smear Tabakası Smear tabakası, döner uçlu aletlerle dentinin kesilmesi sonucu meydana gelen debrislerin yüzeye çökelmesiyle oluşan tabakadır. Bu tabaka, 0,5µm.'den 15 µm.'ye kadar kalınlığı değişen hidroksilapatit kristalleri, denatüre kollagen artıkları,kan,mikroorganizmalar ve tükrük içeren organik bir yapıdır. Diffüzyon bariyeri olarak görev yapan smear tabakası, ağız sıvılarının, bakterilerin, pulpaya diffüzyonuna engel olur,dentin tübüllerini tıkar,dentin geçirgenliğini % oranında azaltır.smear tabakası, alttaki dentine koheziv bağlarla bağlı olduğu için, mekanik olarak zor kaldırılır. Bu tabakanın varlığı; dentin ile restorasyon arasında mikro sızıntıyı artırıp, adezyonu azaltır Smear Tabakasının Kaldırılması Kesici aletlerle prepare edilen diş yüzeylerinin tümü 0,5-2,0 m kalınlığında düzensiz bir smear tabakası ile örtülüdür ve altındaki yüzeye sıkıca adaptedir. Ovalama veya yıkama ile ortadan kaldırılamaz. Tübüllerin ağızları da smear tıkaçları ile doludur. Smear tabakası ve tıkaçları genelde bakteri, tükürük, kan hücreleri ve denatüre kollagen içermektedir, dolayısıyla enfekte durumdadır. Winkler in söylemiş olduğu gibi smear ı kaldırmak mı? Kaldırmamak mı? İşte sorun budur. İlk kuşak bağlayıcı sistemlerde smear tabakası, pulpayı zararlı stimuluslardan koruduğu ve tübül sıvısının dışa akışını azaltığı için korunmuştu. Ancak bu tabaka bağlantı açısından sabit bir substrat değildir. Eğer yüksek bağlantı gücü ve iyi örtüleme amaçlanıyorsa, dentin dokusu uygun şekilde asitle pürüzlendirilmeli ve smear tabakası ya kaldırılmalı yada modifiye edilerek monomerleri, demineralize kollagen matrisin içine difüzyonu sağlanmalıdır. 23

27 Restoratif materyallerin altındaki smear tabakaları zamanla hidroliz ile çözünebilmekte ve bakterilerin penetrasyonuna olanak sağlayabilmektedir. Kronik pulpal reaksiyonlar, mikro sızıntı sonucu dolgu-diş arayüzlerinden giren ve pulpaya kadar ulaşan bakterilerin irrite edici etkisi ile oluşmaktadır. Tüm bu anlatılanların ışığında, smear tabaksının demineralize edilip, dentin yüzeyinden asitlerle kaldırılıp, aynı zamanda alttaki dentin dokusunu demineralize ederek taze kollagen matrisi açığa çıkarmak gerekmektedir. 5. UYGULAMA YÖNTEMLERİNE GÖRE ADEZİV SİSTEMLER Son 10 yıl boyunca konservatif diş hekimliği devamlı olarak değişmiş, adeziv teknolojisi daha da önem kazanmıştır.buna etken ana nedenlerden biri hastalar tarafından sıklıkla tercih edilen diş rengi restoratif materyallerin adeziv sistemlerle birlikte kullanılmasıdır.adeziv restorasyonlar, zayıflamış diş dokusunu kuvvetlendirme potansiyelleri ile fonksiyonel streslerin dişe daha iyi iletilmesini ve dağıtılmasını sağlamakla beraber marjinal renklenme ve kırıklara, tekrarlayan çürüklere, hatta pulpal pataloji gelişimine neden olabilen mikrosızıntıyı da azaltırlar. Adeziv sistemler; 1. Total-etch adezivler, 2. Self-etch adezivler, 3. Cam iyonomer adezivler olarak sınıflandırılabilirler. Uygulama yöntemleri temel alınarak hazırlanan bu sınıflandırma basit olmakla birlikte güvenilirlik ve tutarlılık sağlar. Diş hekimleri ve araştırmacılara adeziv sistemlerin özellikleri ve adezyon mekanizması ile ilgili temel bilgi verir. 24

28 5.1. Total-etch Adezivler Total-etch adezivler, uygulama şekillerine göre 1- Üç basamaklı total-etch sistemler, 2- İki basamaklı(one-bottle) total-etch sistemler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Total-etch terimi mine ve dentin dokusunun birlikte farklı sürelerde pürüzlendirilmesini ifade etmektedir. Üç basamaklı total-etch sistemler, Konditioner(yüzey düzenlemesi), primer uygulanması ve adeziv rezin uygulanması olmak üzere üç temel basamak içerirler Konditioner(Yüzey düzenlenmesi) Bu sistemlerde adezivlerin mekanik olarak bağlanmalarını sağlamak amacı ile ilk aşamayı asit uygulama ve yıkama işlemleri oluşturur. Dentin dokusunun asit ile pürüzlendirilme nedeni mikromekanik tutuculuğun, rezin-dentin bağlantısındaki en önemli mekanizma olmasıdır. Asit uygulanması, smear tabakası ve smear tıkaçlarını ortadan kaldırarak dentinin 3-5 µm veya daha fazla derinlikte dekalsifiye olmasını sağlar. 25

29 Yoğun bir şekilde mineralize olan peritübüler dentinin demineralizasyonu ile tübül ağızları huni şeklinde açılır.böylece dentinin geçirgenliği artar.oluşan demineralizasyon uygulanan asitin konsantrasyonuna, etki süresine ve türüne göre değişir. Demineralizasyon sonucunda minerallerin çözünmesi ile kollajen fibriller açığa çıkar ve intertübüler dentinin mikropörözitesi artar. Rezinin, intertübüler ve intratübüler penetrasyonu kolaylaşır.(şekil-3) Şekil-3 Dentin tübüllerinin conditioner uygulanması sonrası görünümü Yıkama işleminden sonra yüzeyin aşırı derecede kurutulması hidroksi apatitini kaybetmiş desteksiz kollajen fibrillerin büzülmesine neden olarak rezin infiltrasyonunu sınırlandırır. Nemli bağlanma tekniğinde asitleme ve yıkama işlemlerinden sonra yüzey tamamen kurutulmaz, hafif nemli bırakılır. Böylece kollajen fibriller pozisyonlarını koruyarak sünger gibi davranırlar. Bu durum rezinin infiltrasyonunu kolaylaştırır ve in vitro bağlanma dayanıklılığını artırır.klinik olarak nemli dentin parlak görünür. Birikmiş nem kurutma kağıdı ile ya da pamuk peletler ile silinerek kaldırılmalıdır. Aşırı nem primeri sulandırarak etkisinin azalmasına ya da hibrit tabakası içindeki rezin polimerizasyonunun olumsuz etkilenmesine neden olur. Ayrıca demineralize dentinde, boşlukları doldurmak için rezin ile rekabet edebilir.asit uygulanması sonucu açığa çıkan yüksek protein içeriği, dentinin kritik yüzey 26

30 gerilim değerinin (44.8 dynes/cm) düşmesine (29.48 dynes/cm) dolayısıyla dentin yüzeyinin ıslatılamamasına ve optimum bağlanmanın zorlaşmasına neden olabilmektedir. İkinci aşamada uygulanan primer demineralize dentin alanının kritik yüzey gerilim değerini arttırır Primer uygulanması Bağlanmayı arttırıcı ajanlar olarak kabul edilen primerler su, aseton, etanol gibi organik çözücülerde çözünmüş hidrofilik monomerler içerirler. Uçucu karakterleri ile dentin yüzeyindeki ve nemli kollajen ağındaki su ile yer değiştirerek, kollajen ağdaki nano boşluklara monomerin infiltrasyonunu kolaylaştırırlar. Asitlenmiş dentine primer uygulanması çökmüş kollajenleri restore eder ve rezinin dentine daha iyi diffüze olmasını sağlar.böylece hibrit tabakasının kalitesi ve bağlanma dayanıklılığı artar.kısaca primerler, kimyasal yapıları farklı olan dentin ile rezini birbirleri ile uyumlu hale getirirler.primer uygulanan yüzey, polimerize olmamış bağlanmayı arttırıcı moleküller içerir. Bu moleküller demineralize yüzeye uygulanan bağlayıcı ajan ile birlikte polimerize olurlar.polimerin, kollagen fibrilleri ve hidroksiapatit kristalleri ile iç içe geçmesi ve onları sarması ile hibrit tabakası oluşarak bağlanma tamamlanır. Bağlanmanın kalitesi, monomerlerin demineralize tabakaya olan penetrasyon yeteneğine bağlıdır. Primerlere ilave edilen HEMA (2-Hidroksietil metakrilat), BPDM (Bifenil dimetakrilat), 4-META (4-Metakriloksetil trimellitat anhidrit) gibi monomerler, kollagen fibrillerine afinitesi olan hidrofilik ve adeziv rezin ile kopolimerizasyon için hidrofobik olmak üzere iki fonksiyonel grup içerirler HEMA bağlanmayı arttırmada temel olarak tanımlanır. Düşük moleküler ağırlığı ve hidrofilik doğası nedeni ile ıslatma yeteneği çok iyidir.büzülen kollajen ağın tekrar 27

31 genişlemesini sağlayarak rezin infiltrasyonunu arttırır. Böylece adezivin bağlanma dayanımını geliştirir. Geleneksel adeziv sistemlerde genellikle %35-55 oranında HEMA bulunur. Potansiyel alerjik etkisinin yanı sıra adeziv içerisinde suyu alıkoyabilir. Böylece adezivin kendi mekanik dayanıklılığı azalır ve bağlanmanın kalıcılığı tehlikeye uğrar. Modern adeziv sistemlerde HEMA nın yanında NTG-GMA (N-Tolylglisin glisidil metakrilat), PMDM (Pyromellitik asit gliserol dimetakrilat) ve PENTA (Fosfatlanmış penta-akrilat-esteri) gibi monomerlerde bulunur.primerlerin, dentin sıvısındaki proteinlerin denatürasyonuna ve çökmesine neden olarak dentin hassasiyetini önledikleri düşünülür. Sonuç olarak dentinal geçirgenliği azaltırlar.erickson SEM çalışmalarında primer kullanılmadığı zaman tübüller açık olsa bile rezin tagların oluşmadığını göstermiştir.dentin yüzeyinden smear tabakasının kaldırılmasından sonra HEMA içeren bir bonding ajanın kullanılması ile başarılı bir bağlanma oluşturulduğu bildirilmiştir Adeziv uygulanması Bonding ajan olarak da adlandırılan adeziv rezinler öncelikle BIS-GMA (Bisfenol glisidil metakrilat), UDMA (Urethan dimetakrilat) gibi hidrofobik monomerlerden, TEG-DMA (Trietilen glikol dimetakrilat) gibi viskozite düzenleyicilerden ve HEMA gibi ıslatıcı ajanlardan oluşurlar ve solvent içermezler.çoğu adeziv rezinin doldurucu içermemesine rağmen doldurucu içeren rezinlerin diş-restorasyon ara yüzeyinde stres rahatlatıcı etkileri olduğunu ileri süren araştırmalar vardır.etkili bir bağlayıcı ajan, dentine yeterince infiltre olabilmesi için hidrofilik gruplar ve BIS-GMA gibi monomerlerle kopolimerizasyon için hidrofobik gruplar içerir.(tablo-1) 28

32 Tablo-1 Üç aşamalı smear i ortadan kaldıran adezivler/üç aşamalı total-etch adezivler Marka Üretici Firma ABC Enhanced Chamelon,Kansas City,KS Elitebond Bisco All-Bond 2 Bisco Amalgam bond Plus Parkell,Farmingdale,NY Clearfil Liner Bond Kuraray Dentastic Pulpdent,Watertown,MA Denthesive Hereaus-Kulzer EBS ESPE EBS Multi ESPE Gluma bonding System Bayer 29

33 Gluma CPS Bayer Imperva Bond(total-etch) Shofu Mirage Bond Chameleon OptiBond (total-etch) Kerr OptiBond FL (total-etch) Kerr PAAMA2 Southern Dental Industries Permagen Ultradent Permaquik Ultradent Quadrant UniBond Cavex Holland,Haarlem,Netherlands Restobond 3 Lee Pharmaceuticals,South El Monte,CA Scotchbond Multi-Purpose 3M Scotchbond Multi-Purpose Plus 3M Solid Bond Hereaus-Kulzer 30

34 Super-Bond D Liner Sun Medical,Kyoto,Japan Tenure S Den-Mat Adeziv rezinin en önemli görevleri, asitleme sonucu kollajende oluşan nano boşlukları doldurmak, dentin tübülleri içine girerek rezin tagların oluşumunu ve hibrit tabakasının sabitleşmesini sağlamaktır.total-etch adezivlerin dentine bağlanma mekanizmalarında, mikro-mekanik tutuculuk ya da hibridizasyon için adeziv rezinin açığa çıkmış kollajen ağı içerisine difüzyonu oldukça önemlidir. Bağlayıcı ajanın yüzeyi iyi ıslatabilmesi uygun primer seçimine ve bu primerin başarılı bir şekilde uygulanabilmesine bağlıdır. Primer uygulandıktan sonra oluşan hibrit tabaka bağlayıcı ajan ile birlikte polimerize olur.adeziv rezinlerin ışıkla, kimyasal olarak ya da hem kimyasal hem de ışıkla polimerize olabilen türleri vardır.yeterli derecede polimerize olmuş adeziv rezin, kompozit rezinin polimerizasyon büzülmesi sonucu oluşan stresleri azaltarak rezin-diş bağlantısını korur. Dentine aşırı derecede asit uygulanması, demineralize dentin tabanındaki kollajenlerin tamamen rezin ile kapatılamaması nedeni ile bağlanmanın zayıf olmasına neden olur.oluşan hibrit tabaka poröz bölgeler içerir.ayrıca yıkama işlemi sonrasında dentinin aşırı kurutulmasına bağlı olarak kollagenler çökebilir. Geleneksel adeziv sistemler kullanıldığında, nem kontrolünün zorluğu ve uygulama basamaklarının çok olması hata yapma olasılığını da yükseltir. Bu nedenle üreticiler, üç basamaklı total-etch adezivleri basitleştirmeye yönelmişler ve iki basamaklı total-etch (one-bottle) sistemini geliştirmişlerdir.bu sistemde birinci basamağı asit uygulanması oluştururken tek şişede birleştirilmiş primer ve adeziv rezin 31

Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler (2)

Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler (2) Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler (2) Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Asitleme ve yıkamadan sonra, bağlayıcı ajan nemli dentine uygulanmalı. Kollagen fibriller arasında 15-20nm aralığı koruyup

Detaylı

Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler

Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Diş sert dokuları ile restoratif materyaller arası bağlanma, restorasyonların başarısı açısından büyük önem taşır. Adezyon,

Detaylı

DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN ADEZİVLER

DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN ADEZİVLER T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN ADEZİVLER BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi:Mersudin SALİHOVİC Danışman Öğretim Üyesi: Prof.

Detaylı

Dentin Bağlayıcı Sistemler

Dentin Bağlayıcı Sistemler Dentin Bağlayıcı Sistemler Prof. Dr. L. Şebnem Türkün Diş sert dokuları ile restoratif materyaller arası bağlanma (adezyon), restorasyonların başarısı açısından büyük önem taşır. Adezyon, iki yüzeyin birleşmesi

Detaylı

DENTAL ADEZİVLER DENTAL ADHESIVES

DENTAL ADEZİVLER DENTAL ADHESIVES DENTAL ADEZİVLER DENTAL ADHESIVES Diğdem EREN * Özden ÖZEL BEKTAŞ * ÖZET 1995 yılında Bounocore, kompozit rezinlerin mine yüzeyine bağlanmasını sağlayan asit uygulama yöntemini tanıtmıştır. Daha sonra

Detaylı

ADEZİV REZİNLERİN KLİNİK UYGULAMA YÖNTEMLERİ

ADEZİV REZİNLERİN KLİNİK UYGULAMA YÖNTEMLERİ ADEZİV REZİNLERİN KLİNİK UYGULAMA YÖNTEMLERİ (RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ DERSİ) Prof.Dr. Nuran Ulusoy DENTİNİN YAPISAL ÖZELLİKLERİ VE GEÇİRGENLİĞİ Dentin, kimyasal olarak %70 inorganik, %20 organik, %10 su

Detaylı

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Prof. Dr. L. Şebnem Türkün Cam iyonomer simanların aşınmalarının fazla olması ve translüsentlik eksiklikleri sebebiyle geliştirildiler 1. REZIN MODIFIYE CIS 2. POLIASIT

Detaylı

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Prof. Dr. L. Şebnem Türkün Cam iyonomer simanların aşınmalarının fazla olması ve translüsentlik eksiklikleri sebebiyle geliştirildiler. 1. REZIN MODIFIYE CIS 2. POLIASIT

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 1. hafta Konservatif Diş Tedavisine giriş, Diş yüzeyi terminolojisi 2. hafta Kavite sınıflandırması ve kavite terminolojisi (Sınıf I ve II kaviteler)

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNCELENMESİ. Barış KARABULUT PEDODONTİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNCELENMESİ. Barış KARABULUT PEDODONTİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FARKLI DENTİN BAĞLAYICI SİSTEMLERİN SÜT VE SÜREKLİ DİŞLERDEKİ MAKASLAMA BAĞLANMA KUVVETLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI VE REZİN-DENTİN ARA YÜZEYLERİNİN

Detaylı

ALL İN ONE ADEZİV KULLANILARAK KOMPOZİT VE KOMPOMER İLE RESTORE EDİLMİŞ OLAN SÜT AZI DİŞLERİNDE MİKROSIZINTI NIN İNCELENMESİ

ALL İN ONE ADEZİV KULLANILARAK KOMPOZİT VE KOMPOMER İLE RESTORE EDİLMİŞ OLAN SÜT AZI DİŞLERİNDE MİKROSIZINTI NIN İNCELENMESİ T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı ALL İN ONE ADEZİV KULLANILARAK KOMPOZİT VE KOMPOMER İLE RESTORE EDİLMİŞ OLAN SÜT AZI DİŞLERİNDE MİKROSIZINTI NIN İNCELENMESİ BİTİRME

Detaylı

T.C BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI

T.C BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI T.C BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEDODONTİ ANABİLİM DALI DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN MULTİMOD, ETCH AND RİNSE VE SELF ETCH ADEZİVLERİN SÜT VE DAİMİ DİŞLERİN SINIF I RESTORASYONLARINDA

Detaylı

GLUMA Ömür boyu güçlü bağlantı.

GLUMA Ömür boyu güçlü bağlantı. GLUMA Ömür boyu güçlü bağlantı. Giving a hand to oral health. GLUMA Ömür boyu güçlü bağlantı. GLUMA Sadece uzmanlar için. Sizin için var: Güvenli ve kullanışlı adezivler geliştirmede 3 yıla yakın deneyim.

Detaylı

RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ

RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Nuran Ulusoy, nulusoy@neu.edu.tr Ders Sorumluları: Prof. Dr. Nuran Ulusoy, nulusoy@neu.edu.tr Prof. Dr. Hikmet Solak, hsolak@neu.edu.tr Prof. Dr. Arzu

Detaylı

ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ

ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ - Ürün şırınga formunda olmalıdır. - Ürün şırınga içinde kalan miktar görülebilecek yapıda olmalıdır. - Ürün ambalaj miktarında en az 3 ml olmalıdır. - Ürün mavi renkte olmalıdır.

Detaylı

YENİ NESİL ADEZİV SİSTEMLER

YENİ NESİL ADEZİV SİSTEMLER T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı YENİ NESİL ADEZİV SİSTEMLER BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Bayram ASARKAYA Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Necmi

Detaylı

ALL IN ONE ADEZİV KULLANILARAK CAM İYONOMER SİMAN VE KOMPOMER İLE RESTORE EDİLMİŞ OLAN SÜT AZI DİŞLERİNDE MİKROSIZINTININ İNCELENMESİ

ALL IN ONE ADEZİV KULLANILARAK CAM İYONOMER SİMAN VE KOMPOMER İLE RESTORE EDİLMİŞ OLAN SÜT AZI DİŞLERİNDE MİKROSIZINTININ İNCELENMESİ T.C Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Pedodonti Anabilim Dalı ALL IN ONE ADEZİV KULLANILARAK CAM İYONOMER SİMAN VE KOMPOMER İLE RESTORE EDİLMİŞ OLAN SÜT AZI DİŞLERİNDE MİKROSIZINTININ İNCELENMESİ Bitirme

Detaylı

FARKLI ÇÖZÜCÜ İÇEREN DENTAL ADEZİVLERİN FARKLI UYGULAMA YÖNTEMLERİNİN DENTİNDE MİKROGERİLİM BAĞLANMA DAYANIKLILIĞI ÜZERİNE ETKİSİ

FARKLI ÇÖZÜCÜ İÇEREN DENTAL ADEZİVLERİN FARKLI UYGULAMA YÖNTEMLERİNİN DENTİNDE MİKROGERİLİM BAĞLANMA DAYANIKLILIĞI ÜZERİNE ETKİSİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FARKLI ÇÖZÜCÜ İÇEREN DENTAL ADEZİVLERİN FARKLI UYGULAMA YÖNTEMLERİNİN DENTİNDE MİKROGERİLİM BAĞLANMA DAYANIKLILIĞI ÜZERİNE ETKİSİ Özgür

Detaylı

TEK BİLEŞENLİ SELF-ETCH BONDİNG

TEK BİLEŞENLİ SELF-ETCH BONDİNG FOSFORİK ASİT JELİ 1. Kavitelerde tabanı ve duvar kısımlarını asitleme amacıyla kullanılmalıdır. 2. Fosforik asit oranı %36 olmalıdır. 3. Jel kıvamında olmalıdır. 4. Şırınga bazında olmalı ve şırıngalar

Detaylı

2. Kimyasal adezyon, primer ve sekonder kimyasal bağların etkisi ile olur.

2. Kimyasal adezyon, primer ve sekonder kimyasal bağların etkisi ile olur. 3. SINIF TEDAVİ DERS NOTLARI / PROF.DR.OSMAN GÖKAY Temel Adezyon Prensipleri Diş sert dokuları ile restoratif materyaller arasında güçlü ve kalıcı bağların oluşması oldukça önemlidir. Bu nedenle, dolgu

Detaylı

Metal Yüzey Hazırlama ve Temizleme Fosfatlama (Metal Surface Preparation and Cleaning)

Metal Yüzey Hazırlama ve Temizleme Fosfatlama (Metal Surface Preparation and Cleaning) Boya sisteminden beklenilen yüksek direnç,uzun ömür, mükemmel görünüş özelliklerini öteki yüzey temizleme yöntemlerinden daha etkin bir biçimde karşılamak üzere geliştirilen boya öncesi yüzey temizleme

Detaylı

GC Türkİye. Kış. Kampanyaları

GC Türkİye. Kış. Kampanyaları GC Türkİye Kış Kampanyaları 2012-2013 G-ænial G-ænial Bond Görünmez Estetik restorasyonlar yaratma sanatı Tek aşamalı, çift seçenekli bonding ister mineyi asitle, ister direkt uygula Eşsiz Bir kompoziyon:

Detaylı

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Başlık KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Tanım İki veya daha fazla malzemenin, iyi özelliklerini bir araya toplamak ya da ortaya yeni bir özellik çıkarmak için, mikro veya makro seviyede

Detaylı

FLORESAN İN SİTU HİBRİDİZASYON

FLORESAN İN SİTU HİBRİDİZASYON FLORESAN İN SİTU HİBRİDİZASYON Sağlık Teknikeri Hande ÇOLAKOĞLU Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Patoloji AD SIVI ve DOKULARIN FISH UYGULAMASI ÖNCESİ HAZIRLIK İŞLEMLERİ FISH Çalışmalarında Ön Uygulama

Detaylı

GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu

GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu Geçici restorasyonlar Sabit protetik restorasyonların yapılması sırasında, hastalarda kaybolan estetik, fonksiyon ve fonasyonun tekrar kazandırılması,

Detaylı

DAİMİ DOLGU MADDELERİNDEN KAVİTE VERNİK VE KAVİTE LİNER LARININ KLİNİK UYGULAMA YÖNTEMLERİ (Restoratif Tedavisi Dersi)

DAİMİ DOLGU MADDELERİNDEN KAVİTE VERNİK VE KAVİTE LİNER LARININ KLİNİK UYGULAMA YÖNTEMLERİ (Restoratif Tedavisi Dersi) DAİMİ DOLGU MADDELERİNDEN KAVİTE VERNİK VE KAVİTE LİNER LARININ KLİNİK UYGULAMA YÖNTEMLERİ (Restoratif Tedavisi Dersi) Prof. Dr. Nuran Ulusoy KAVİTE VERNİKLERİ VE KAVİTE LİNER LARI Koruyucu gereksinimler,

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi

MAKRO-MEZO-MİKRO. Deney Yöntemleri. MİKRO Deneyler Zeta Potansiyel Partikül Boyutu. MEZO Deneyler Reolojik Ölçümler Reometre (dinamik) Roww Hücresi Kolloidler Bir maddenin kendisi için çözücü olmayan bir ortamda 10-5 -10-7 cm boyutlarında dağılmasıyla oluşan çözeltiye kolloidal çözelti denir. Çimento, su, agrega ve bu sistemin dispersiyonuna etki

Detaylı

BAĞLAYICI AJANLARIN SAKLANMA KOŞULLARININ KOMPOZİT REZİNLERİN DENTİNE OLAN MAKASLAMA BAĞ DAYANIMINA ETKİSİ

BAĞLAYICI AJANLARIN SAKLANMA KOŞULLARININ KOMPOZİT REZİNLERİN DENTİNE OLAN MAKASLAMA BAĞ DAYANIMINA ETKİSİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BAĞLAYICI AJANLARIN SAKLANMA KOŞULLARININ KOMPOZİT REZİNLERİN DENTİNE OLAN MAKASLAMA BAĞ DAYANIMINA ETKİSİ Mehmet Şahin OĞUZCAN DİŞ HASTALIKLARI

Detaylı

CLEARFIL TRI-S BOND, dentin ve minenin tek bir ürün ile eş zamanlı tedavi görmesine olanak

CLEARFIL TRI-S BOND, dentin ve minenin tek bir ürün ile eş zamanlı tedavi görmesine olanak Kuraray Clearfil S3 Bond için Kullanım Talimatları I. GİRİŞ CLEARFIL TRI-S BOND, dentin ve minenin tek bir ürün ile eş zamanlı tedavi görmesine olanak sağlayan, tek komponentli, ışıkla polimerize olan

Detaylı

BARA SİSTEMLERİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

BARA SİSTEMLERİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER BARA SİSTEMLERİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER Günümüzde bara sistemlerinde iletken olarak iki metalden biri tercih edilmektedir. Bunlar bakır ya da alüminyumdur. Ağırlık haricindeki diğer tüm özellikler bakırın

Detaylı

DENTİNE ADEZYON VE NANOSIZINTI

DENTİNE ADEZYON VE NANOSIZINTI T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı DENTİNE ADEZYON VE NANOSIZINTI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Baycan EYRİCE Danışman Öğretim Üyesi: Doç.Dr.Muharrem Erhan

Detaylı

III. KONTRENDİKASYONLARI Metakrilat monomerlerine hipersensitivite hikayesi olan hastalarda kullanılamaz.

III. KONTRENDİKASYONLARI Metakrilat monomerlerine hipersensitivite hikayesi olan hastalarda kullanılamaz. Kuraray Clearfil SE BOND için Kullanım Talimatları I. GİRİŞ CLEARFIL SE BOND ışıkla sertleşen bir bonding sistemidir. Kendinden asitli bir primerden ve bir bonding ajanından oluşur. Primer, mine ve dentinin

Detaylı

SU ve YAPI KİMYASALLARI

SU ve YAPI KİMYASALLARI SU ve YAPI KİMYASALLARI Betonda su; Betonla ilgili işlemlerde, suyun değişik işlevleri vardır; Karışım suyu; çimento ve agregayla birlikte karılarak beton üretimi sağlamak için kullanılan sudur. Kür suyu;

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA KRİSTAL KAFES NOKTALARI KRİSTAL KAFES DOĞRULTULARI KRİSTAL KAFES DÜZLEMLERİ DOĞRUSAL VE DÜZLEMSEL YOĞUNLUK KRİSTAL VE

Detaylı

DENTİNE BAĞLANMA VE DEĞERLENDİRME METODLARI DENTIN BONDING AND EVALUATION METHODS

DENTİNE BAĞLANMA VE DEĞERLENDİRME METODLARI DENTIN BONDING AND EVALUATION METHODS Derleme / Review DENTİNE BAĞLANMA VE DEĞERLENDİRME METODLARI DENTIN BONDING AND EVALUATION METHODS Makale Kodu/Article code: 255 Makale Gönderilme tarihi: 29.01.2010 Kabul Tarihi: 27.05.2010 Dt. Fatma

Detaylı

PROF.DR.L.ŞEBNEM TÜRKÜN

PROF.DR.L.ŞEBNEM TÜRKÜN CAM İYONOMER SİMANLAR Prof. Dr. L. Şebnem Türkün 1972 de Wilson ve Kent tarafından bulundu ve 1974 de Mc Lean ve Wilson tarafından geliştirildiler. Toz ve likitten oluşurlar. İlk geliştirilenler, Alüminyum

Detaylı

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin HÜRESEL BOYAMANIN TEMEL PRENSİPLERİ Hem fiziksel hem kimyasal faktörler hücresel boyamayı etkilemektedir BOYAMA MEKANIZMASı Temelde boyanın

Detaylı

CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI

CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI 1. Kendiliğinden polimerize olacak ışık uygulaması gerektirmeyecektir. 2. Florid salınımı yapacaktır. 3. Dentine bağlanma kuvveti en az 3 Mpa olacaktır. 4. Diş sert dokuları

Detaylı

CAM İYONOMER SİMANLAR ŞEBNEM TÜRKÜN. Prof. Dr. L. Şebnem Türkün

CAM İYONOMER SİMANLAR ŞEBNEM TÜRKÜN. Prof. Dr. L. Şebnem Türkün CAM İYONOMER SİMANLAR Prof. Dr. L. Şebnem Türkün 1972 de Wilson ve Kent tarafından bulundu ve 1974 de Mc Lean ve Wilson tarafından geliştirildiler. Toz ve likitten oluşurlar. İlk geliştirilenler, Alüminyum

Detaylı

ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER

ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER VE KOMPOZİT REZİNLER Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN ESTETİK RESTORATİF MATERYALLER Silikat simanlar Akrilik rezinler Cam iyonomer simanlar Hibrit materyaller Kompozit rezinler

Detaylı

ANTERİOR DİŞLERDE ESTETİK KOMPOZİT REZİN UYGULAMALARI BİTİRME TEZİ. Stj. Diş Hekimi: Mikail ÖZMARTI

ANTERİOR DİŞLERDE ESTETİK KOMPOZİT REZİN UYGULAMALARI BİTİRME TEZİ. Stj. Diş Hekimi: Mikail ÖZMARTI T.C Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı ANTERİOR DİŞLERDE ESTETİK KOMPOZİT REZİN UYGULAMALARI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi: Mikail ÖZMARTI Danışman Öğretim

Detaylı

Çizelge 5.1. Çeşitli yapı elemanları için uygun çökme değerleri (TS 802)

Çizelge 5.1. Çeşitli yapı elemanları için uygun çökme değerleri (TS 802) 1 5.5 Beton Karışım Hesapları 1 m 3 yerine yerleşmiş betonun içine girecek çimento, su, agrega ve çoğu zaman da ilave mineral ve/veya kimyasal katkı miktarlarının hesaplanması problemi pek çok kişi tarafından

Detaylı

ATIKSULARDA FENOLLERİN ANALİZ YÖNTEMİ

ATIKSULARDA FENOLLERİN ANALİZ YÖNTEMİ ATIKSULARDA FENOLLERİN ANALİZ YÖNTEMİ YÖNTEM YÖNTEMİN ESASI VE PRENSİBİ Fenolik maddeler uçucu özellik göstermeyen safsızlıklardan distilasyon işlemiyle ayrılır ve ph 7.9 ± 0.1 de potasyum ferriksiyanür

Detaylı

BETON KARIŞIM HESABI (TS 802)

BETON KARIŞIM HESABI (TS 802) BETON KARIŞIM HESABI (TS 802) Beton karışım hesabı Önceden belirlenen özellik ve dayanımda beton üretebilmek için; istenilen kıvam ve işlenebilme özelliğine sahip; yeterli dayanım ve dayanıklılıkta olan,

Detaylı

BÖLÜM 3. Yrd. Doç.Dr. Erbil Kavcı. Kafkas Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü

BÖLÜM 3. Yrd. Doç.Dr. Erbil Kavcı. Kafkas Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü BÖLÜM 3 Sürekli Isı iletimi Yrd. Doç.Dr. Erbil Kavcı Kafkas Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü Düzlem Duvarlarda Sürekli Isı İletimi İç ve dış yüzey sıcaklıkları farklı bir duvar düşünelim +x yönünde

Detaylı

DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI

DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI TC. EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ENDODONTİ ANABİLİM DALI DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Javid JAFARZADA Danışman Öğretim Üyesi: Prof.Dr. M. Kemal ÇALIŞKAN

Detaylı

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları 1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları Sol üstte yüzey seftleştirme işlemi uygulanmış bir çelik

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

8.333 İstatistiksel Mekanik I: Parçacıkların İstatistiksel Mekaniği

8.333 İstatistiksel Mekanik I: Parçacıkların İstatistiksel Mekaniği MIT Açık Ders Malzemeleri http://ocw.mit.edu 8.333 İstatistiksel Mekanik I: Parçacıkların İstatistiksel Mekaniği 2007 Güz Bu materyallerden alıntı yapmak veya Kullanım Şartları hakkında bilgi almak için

Detaylı

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

Biyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler

Biyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler F. Emir Biyolojik İmplant Başarısızlığı Cerrahi başarısızlık İyileşme Krestal Kemik Kaybı Periosteal Refleksiyon(kaldırma) Otoimmün (bakteriyel etki) Biyolojik mikro aralık Protez Komplikasyonları Vida

Detaylı

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri

Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri Diagnostik Görüntüleme ve Teknikleri Diagnostik görüntüleme ve teknikleri, implant ekibi ve hasta için çok amaçlı tedavi planının uygulanması ve geliştirilmesine yardımcı olur. 1. Aşama Görüntüleme Aşamaları

Detaylı

POLİMER. Bakalit (Bakalite) Sentezi (Fenol-Formaldehit Reçineleri)

POLİMER. Bakalit (Bakalite) Sentezi (Fenol-Formaldehit Reçineleri) POLİMER Birçok küçük molekülün uygun koşullar altında bir araya gelip birleşerek yüksek molekül ağırlıklı bileşikleri oluşturması işlemi polimerizasyon olarak tanımlanır. Polimerizasyon sonucu, küçük moleküllü

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

3M Oral Care. 3M post ve kor çözümleri. Karmaşık işlemler şimdi daha basit.

3M Oral Care. 3M post ve kor çözümleri. Karmaşık işlemler şimdi daha basit. 3M Oral Care 3M post ve kor çözümleri. Karmaşık işlemler şimdi daha basit. 3M post ve kor çözümleri. RelyX Fiber Post 3D nin sağladığı faydalar. Daha kısa sürede öngörülebilir sonuçlar. Biliyoruz ki endodonti

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.

Detaylı

Mine dokusunun yapısı, organik ve inorganik yapı bileşenleri

Mine dokusunun yapısı, organik ve inorganik yapı bileşenleri 2.Sınıf Ders Notu (Prof.Dr.Engin Ersöz) Sert Doku Histolojisi Mine Mine dokusunun sertliği, rengi, kalınlığı Mine kalınlıg ı ayrıca dis sınıfları arasında da farklılık gösterir; kesici dis lerin insizal

Detaylı

Hidroliğin Tanımı. Hidrolik, akışkanlar aracılığıyla kuvvet ve hareketlerin iletimi ve kumandası anlamında kullanılmaktadır.

Hidroliğin Tanımı. Hidrolik, akışkanlar aracılığıyla kuvvet ve hareketlerin iletimi ve kumandası anlamında kullanılmaktadır. HİDROLİK SİSTEMLER Hidroliğin Tanımı Hidrolik, akışkanlar aracılığıyla kuvvet ve hareketlerin iletimi ve kumandası anlamında kullanılmaktadır. Enerji Türleri ve Karşılaştırılmaları Temel Fizik Kanunları

Detaylı

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş

Detaylı

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Nasıl Olacak? 8 tane soru verdim bunları direk soracam. Cevapları da var zaten. Son 3 slayttaki okuma parçalarından da sorular gelecek. Dolayısıyla bu parçalardan gelebilecek

Detaylı

ATAKENTVADİ SİTESİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 2016

ATAKENTVADİ SİTESİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 2016 ATAKENTVADİ SİTESİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 2016 KURUMSAL Çevre Politikası No1, hammadde seçiminden başlayıp ürün çıkışına dek süren her aşamada çevreye karşı sorumluluğu olduğu bilinciyle hareket eder.

Detaylı

TEKRARLAYAN REZİN SİMANTASYON ÖNCESİNDE DENTİN YÜZEYİNİN HAZIRLANMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLERİN BAĞLANTI DAYANIMINA ETKİLERİ

TEKRARLAYAN REZİN SİMANTASYON ÖNCESİNDE DENTİN YÜZEYİNİN HAZIRLANMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLERİN BAĞLANTI DAYANIMINA ETKİLERİ K.K.T.C. YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEKRARLAYAN REZİN SİMANTASYON ÖNCESİNDE DENTİN YÜZEYİNİN HAZIRLANMASINDA KULLANILAN YÖNTEMLERİN BAĞLANTI DAYANIMINA ETKİLERİ Diş Hek. Simge TAŞAR

Detaylı

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ İLERİ SOL JEL PROSESLERİ Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Kaplama ve İnce Filmler Sol-jel kaplamalar birçok fonksiyona sahiptir. Bunlardan en belli başlı olanı, görünür ışık dalga boyunda transparan oksitlerin

Detaylı

FINAWAX-E: Erucamid yapıda doymamış primary amid tir ve tamamen bitkisel bazlıdır. PE/PP dolgu, renkli masterbatch & kompound

FINAWAX-E: Erucamid yapıda doymamış primary amid tir ve tamamen bitkisel bazlıdır. PE/PP dolgu, renkli masterbatch & kompound SLIP & ANTIBLOK (FINAWAX) FINAWAX-O: Oleamid yapıda doymamış primary amid tir ve tamamen bitkisel bazlıdır. PE/PP dolgulu kompound FINAWAX-OK: Oleamid yapıda doymamış primary amid tir ve tamamen bitkisel

Detaylı

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi

Detaylı

ERSAN İNCE MART 2018

ERSAN İNCE MART 2018 ERSAN İNCE MART 2018 YÜN NEDİR? Keratin (yün proteini): % 33, Kir ve Pislik: % 26, Ter tuzları: % 28, Yün vaksı: % 12, Anorganik maddeler: % 1. -Epiderm (pul) tabakası, korteks (orta) tabaka ve medüla

Detaylı

6.WEEK BİYOMATERYALLER

6.WEEK BİYOMATERYALLER 6.WEEK BİYOMATERYALLER Biyomedikal Uygulamalar İçin Malzemeler Doç. Dr. Ayşe Karakeçili 3. BİYOMATERYAL TÜRLERİ METALİK BİYOMATERYALLER Hard Tissue Replacement Materials Metalik materyaller, biyomateryal

Detaylı

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD

Doç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD HAYVAN TESTLERİ Genellikle memeli hayvanlar üstünde yapılan biyouyumluluk testleridir fare, kedi, köpek, koyun, maymun bu testler değişkenleri kontrol etmek zordur etik açıdan tartışmalı, uzun süreli ve

Detaylı

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM)

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) 1 Mürekkebin suda yayılması veya kolonyanın havada yayılması difüzyona örnektir. En hızlı difüzyon gazlarda görülür. Katılarda atom hareketleri daha yavaş olduğu için katılarda

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

Mineral Katkılar- Metakaolin. Çimento AraĢtırma ve Uygulama Merkezi

Mineral Katkılar- Metakaolin. Çimento AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Mineral Katkılar- Metakaolin Çimento AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Çimento İkame Malzemeleri Çimento Ġkame Malzemelerinin Temel Kullanım Sebebi Çimento Dayanıklılığını arttırmaktır Beyaz çimento sahip

Detaylı

Termal Sular ve Cildimiz

Termal Sular ve Cildimiz Termal Sular ve Cildimiz Termal su nedir? Termal su, doğal mineral içeriklere ve iyileştirici etkilere sahiptir. Tedavi amaçlı kullanıma uygundur. Birçok karakteristik özelliği sayesinde, sağlık alanında

Detaylı

İLK ANYONLAR , PO 4. Cl -, SO 4 , CO 3 , NO 3

İLK ANYONLAR , PO 4. Cl -, SO 4 , CO 3 , NO 3 İLK ANYONLAR Cl -, SO -, CO -, PO -, NO - İLK ANYONLAR Anyonlar negatif yüklü iyonlardır. Kalitatif analitik kimya analizlerine ilk anyonlar olarak adlandırılan Cl -, SO -, CO -, PO -, NO - analizi ile

Detaylı

Baumit ArtlinePutz. Kaplama

Baumit ArtlinePutz. Kaplama Baumit ArtlinePutz Kaplama Ürün Cephelerin dekoratif tasarımında kullanılan, kullanıma hazır, kıvamlı, organik bağlayıcılı, ince kat örtücü bir kaplamadır. Dış ve iç cepheler için tane dokuya sahip bir

Detaylı

Prof. Dr. Nuran Ulusoy. Kompozit Dolgu Maddeleri

Prof. Dr. Nuran Ulusoy. Kompozit Dolgu Maddeleri Kompozit Dolgu Maddeleri Prof. Dr. Nuran Ulusoy Maddeler bilgisi yönünden kompozit terimi; birbiri içerisinde erimeyen iki ayrı kimyasal maddenin makroskobik düzeyde birbiri içerisinde dağılması, karışması

Detaylı

ANTERİOR BÖLGE DİREKT KOMPOZİT RESTORASYONLARDA

ANTERİOR BÖLGE DİREKT KOMPOZİT RESTORASYONLARDA T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı ANTERİOR BÖLGE DİREKT KOMPOZİT RESTORASYONLARDA ESTETİK VE UYGULAMA TEKNİKLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi: Merve KANBER

Detaylı

DOĞAL VE SUNİ OLARAK OLUŞMUŞ FARKLI DENTİN YÜZEYLERİNE ADEZİVLERİN BAĞLANMA DAYANIMLARI VE MORFOLOJİK YAPILARI ÜZERİNE ER:YAG LAZERİN ETKİLERİ

DOĞAL VE SUNİ OLARAK OLUŞMUŞ FARKLI DENTİN YÜZEYLERİNE ADEZİVLERİN BAĞLANMA DAYANIMLARI VE MORFOLOJİK YAPILARI ÜZERİNE ER:YAG LAZERİN ETKİLERİ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOĞAL VE SUNİ OLARAK OLUŞMUŞ FARKLI DENTİN YÜZEYLERİNE ADEZİVLERİN BAĞLANMA DAYANIMLARI VE MORFOLOJİK YAPILARI ÜZERİNE ER:YAG LAZERİN ETKİLERİ Mehmet

Detaylı

ZnS (zincblende) NaCl (sodium chloride) CsCl (cesium chloride)

ZnS (zincblende) NaCl (sodium chloride) CsCl (cesium chloride) Seramik, sert, kırılgan, yüksek ergime derecesine sahip, düşük elektrik ve ısı iletimi ile iyi kimyasal ve ısı kararlılığı olan ve yüksek basma dayanımı gösteren malzemelerdir. Malzeme özellikleri bağ

Detaylı

İki Farklı Kendiliğinden Yayılan Şap Kinetiği PÇ Baskın & KAÇ Baskın- Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi

İki Farklı Kendiliğinden Yayılan Şap Kinetiği PÇ Baskın & KAÇ Baskın- Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi İki Farklı Kendiliğinden Yayılan Şap Kinetiği PÇ Baskın & KAÇ Baskın- Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi Kendiliğinden yayılan şap uygulamaları; İşçilik maliyeti düşük Hızlı sertleşen Yüksek mukavemetli

Detaylı

CALLİSTER - SERAMİKLER

CALLİSTER - SERAMİKLER CALLİSTER - SERAMİKLER Atomik bağı ağırlıklı olarak iyonik olan seramik malzemeler için, kristal yapılarının atomların yerine elektrikle yüklü iyonlardan oluştuğu düşünülebilir. Metal iyonları veya katyonlar

Detaylı

ExciTE F IŞIKLA SERTLEŞEN T O T A L - E T C H - A D E Z İ V. ExciTE F DSC D U A L SERTLEŞEN. Bonding uygulaması şimdi ışıklı ve ışıksız!

ExciTE F IŞIKLA SERTLEŞEN T O T A L - E T C H - A D E Z İ V. ExciTE F DSC D U A L SERTLEŞEN. Bonding uygulaması şimdi ışıklı ve ışıksız! ExciTE F IŞIKLA SERTLEŞEN T O T A L - E T C H - A D E Z İ V ExciTE F DSC D U A L SERTLEŞEN T O T A L - E T C H - A D E Z İ V Bonding uygulaması şimdi ışıklı ve ışıksız! İyi bir bağlantı kimyanın konusudur

Detaylı

Doç. Dr. Halit YAZICI

Doç. Dr. Halit YAZICI Dokuz Eylül Üniversitesi Đnşaat Mühendisliği Bölümü ÖZEL BETONLAR RCC-SSB Doç. Dr. Halit YAZICI http://kisi.deu.edu.tr/halit.yazici/ SİLİNDİRLE SIKI TIRILMI BETON (SSB) Silindirle sıkıştırılmış beton (SSB),

Detaylı

Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı. olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel. Üniversitesi Kimyası" Kitabı ndan okuyunuz.

Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı. olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel. Üniversitesi Kimyası Kitabı ndan okuyunuz. KİMYASAL BAĞLAR Aşağıda verilen özet bilginin ayrıntısını, ders kitabı olarak önerilen, Erdik ve Sarıkaya nın Temel Üniversitesi Kimyası" Kitabı ndan okuyunuz. KİMYASAL BAĞLAR İki atom veya atom grubu

Detaylı

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI Yüzey Mühendisliği Malzemelerin yüzey özelliklerini değiştirerek; yeni mühendislik özellikleri kazandırmak ya da dekoratif açıdan çekici kılmak, insanoğlunun eski çağlardan

Detaylı

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK VE KIRILMA Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK Tokluk bir malzemenin kırılmadan önce sönümlediği enerjinin bir ölçüsüdür. Bir malzemenin kırılmadan bir darbeye dayanması yeteneği söz konusu olduğunda önem

Detaylı

HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM FAKÜLTESĐ ÖĞRETĐM TEKNOLOJĐLERĐ VE MATERYAL GELĐŞTĐRME

HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM FAKÜLTESĐ ÖĞRETĐM TEKNOLOJĐLERĐ VE MATERYAL GELĐŞTĐRME HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM FAKÜLTESĐ KĐMYA ÖĞRETMENLĐĞĐ ÖĞRETĐM TEKNOLOJĐLERĐ VE MATERYAL GELĐŞTĐRME 8. SINIF FEN VE TEKNOLOJĐ DERSĐ 3. ÜNĐTE: MADDENĐN YAPISI VE ÖZELLĐKLERĐ KONU: BAZLAR ÇALIŞMA YAPRAĞI

Detaylı

Dişhekimliğinde MUM. Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Dişhekimliğinde MUM. Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dişhekimliğinde MUM Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi MUM Dişhekimliğinde kullanılan mumlar genellikle 2 veya daha fazla

Detaylı

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5.

MALZEME BİLİMİ. Mekanik Özellikler ve Davranışlar. Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR. (DERS NOTLARı) Bölüm 5. MALZEME BİLİMİ (DERS NOTLARı) Bölüm 5. Mekanik Özellikler ve Davranışlar Doç. Dr. Özkan ÖZDEMİR ÇEKME TESTİ: Gerilim-Gerinim/Deformasyon Diyagramı Çekme deneyi malzemelerin mukavemeti hakkında esas dizayn

Detaylı

diastema varlığında tedavi alternatifleri

diastema varlığında tedavi alternatifleri diastema varlığında tedavi alternatifleri Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Etken Muayene Tedavi Planı Etiyoloji Süt/daimi diş geçiş

Detaylı

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, yapı malzemelerinin önemi 2 Yapı malzemelerinin genel özellikleri,

Detaylı

Protein Ekstraksiyonu

Protein Ekstraksiyonu Protein Ekstraksiyonu Dr.Gaye Güler Tezel Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Proteinler tüm canlı organizmalar için en önemli makromoleküllerden biridir. Bazıları yapısal komponentleri

Detaylı

Hd 50. Hidrojen Molekülleri. Hidrojen bakımından zengin alkali su. Gerekli mineral takviyeleri. Üstün antioksidan etkisi

Hd 50. Hidrojen Molekülleri. Hidrojen bakımından zengin alkali su. Gerekli mineral takviyeleri. Üstün antioksidan etkisi Hd 50 Hidrojen Molekülleri Hidrojen bakımından zengin alkali su Üstün antioksidan etkisi Gerekli mineral takviyeleri Dayanıklı ve mükemmel performans Hidrojen molekülleri doğal ortamda bulunur, basit yapıdadır

Detaylı

BÖLÜM#5: KESİCİ TAKIMLARDA AŞINMA MEKANİZMALARI

BÖLÜM#5: KESİCİ TAKIMLARDA AŞINMA MEKANİZMALARI BÖLÜM#5: KESİCİ TAKIMLARDA AŞINMA MEKANİZMALARI Kesici Takımlarda Aşınma Mekanizmaları Aşınma, kesicinin temas yüzeylerinde meydana gelen malzeme kaybı olarak ifade edilir. Kesici Takımlarda Aşınma Mekanizmaları

Detaylı

ALAN ETKİLİ TRANSİSTÖR

ALAN ETKİLİ TRANSİSTÖR ALAN ETKİLİ TRANİTÖR Y.oç.r.A.Faruk BAKAN FET (Alan Etkili Transistör) gerilim kontrollu ve üç uçlu bir elemandır. FET in uçları G (Kapı), (rain) ve (Kaynak) olarak tanımlanır. FET in yapısı ve sembolü

Detaylı

BETONDA KARBONATLAŞMA. Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi

BETONDA KARBONATLAŞMA. Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi BETONDA KARBONATLAŞMA Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi Karbonatlaşma Nedir? Çimento hidratasyon ürünleri özellikle (Kalsiyum Hidroksit) zamanla havadaki ve yağmur sularındaki karbondioksit ile birleşir

Detaylı

Baumit GranoporTop. (GranoporPutz) Kaplama

Baumit GranoporTop. (GranoporPutz) Kaplama Baumit GranoporTop (GranoporPutz) Kaplama Ürün Kullanıma hazır, macun kıvamında, yapay reçine bazlı ince kat kaplama (son kat kaplama). Dış ve iç cepheler için, tane veya çizgi sıva dokularına sahip bir

Detaylı

TIG GAZALTI KAYNAK YÖNTEMİNDE KULLANILAN GAZLAR VE ÖZELLİKLERİ PROF. DR. HÜSEYİN UZUN HOŞGELDİNİZ

TIG GAZALTI KAYNAK YÖNTEMİNDE KULLANILAN GAZLAR VE ÖZELLİKLERİ PROF. DR. HÜSEYİN UZUN HOŞGELDİNİZ TIG GAZALTI KAYNAK YÖNTEMİNDE KULLANILAN GAZLAR VE ÖZELLİKLERİ PROF. DR. HÜSEYİN UZUN HOŞGELDİNİZ 1 NİÇİN KORUYUCU GAZ KULLANILIR? 1- Ergimiş kaynak banyosunu, havada mevcut olan gazların zararlı etkilerinden

Detaylı