Hava Yolu Sorunları. Giriş. Burun. Prof. Dr. Ö. Faruk ÜNAL. Koanal Atrezi. Koanal Stenoz. Piriform Apertura Stenozu

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Hava Yolu Sorunları. Giriş. Burun. Prof. Dr. Ö. Faruk ÜNAL. Koanal Atrezi. Koanal Stenoz. Piriform Apertura Stenozu"

Transkript

1 Hava Yolu Sorunları Prof. Dr. Ö. Faruk ÜNAL Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, İstanbul Giriş Hava yolu burun girişinden itibaren solunum havasının izlediği yolun tamamına verilen isimdir. İntratorasik negatif basınçla içeri çekilen hava alveollere ulaşan kadar burun (bazen ağız), nazofarinks, orofarinks yoluyla larinkse ulasır ve buradan trakea ana bronşları izleyerek distal hava yoluna varır. Bu yol üzerinde hava geçişine sorun yaratacak her türlü problem ise hava yolu sorunu olarak adlandırılır. Bu sorun basit bir tıkanıklıktan acil hava yolu obstrüksüyonuna kadar uzanan bir yelpazede; hiç tedavi gerektirmeyen bir hastalıktan, acil trakeotomi gerektirecek bir acil olguya kadar değişken önemde olabilir. Bu bölümde hava yolu sorunları arasında yer alan ve ciddi hava yolu obstrüksüyonu yaparak acil müdahele gerektirebilecek patolojilere kısaca değinilecek ve tedavileri ilk basamak düzeyinde anlatılacaktır. Bunlar dışında kalan ve sık görülen hava yolu sorunları arasında yer alan septum deviasyonu, konka hipertrofileri, nazal polipler, tonsil adenoid hiperplazileri ise başka konularda anlatılması daha uygun olacağı ve yer sorunu nedeniyle bu bölümde işlenmeyecektir. Burun Koanal Atrezi Koana atrezisi 1/ canlı doğumda görülür. Kızlarda erkeklere göre iki kat daha sıktır ve bilateral ya da tek taraflı; membranöz ya da kemik atrezi şeklinde olabilir. Kemik koana atrezisi membranöz olana göre daha sık görülür. 1 Koanal atrezi oluşumunu açıklamak için öne sürülmüş değişik teoriler vardır. Bunlar arasında bukkofaringeal membran rüptürünün olmaması; bukkonazal membran rüptürünün olmaması ve palatin kemiğin horizontal ve vertikal parçalarının medial aşırı büyümesi sayılabilir. Koanal atrezi diğer konjenital anomalilerle beraber görülebilir (Örn: CHARGE anomaliler grubu) 1,2 Semptomlar beslenme sırasında ortaya çıkan hafif solunum sıkıntısından, ciddi solunum güçlüğü ve hatta sadece ağlama sırasında açılan siyanoza kadar varabilen değişiklikler gösterir. Solunum sıkıntısının yanı sıra her iki burun pasajından sürekli akıntı vardır. Koanal atreziden şüphelenildiğinde burundan ince bir kateterin geçirilememesi; burun önüne konan bir pamuk veya ip parçasının solunum ile hareket etmemesi; veya burun önüne tutulan aynanın buğulanmaması gibi basit muayene yöntemleri tanıyı koydurmaya yardımcıdır. Kesin koanal atrezi tanısı ise ancak kontrastlı direkt grafiler, ve endoskopik muayene ile konulabilir. Aksiyel komputerize tomografi ise hem atrezinin tanısını koydurması hem de kemik-membranöz ayrımını yapmasıyla en kıymetli diagnostik araç olmaktadır. 2,3 Tek taraflı koana atrezisinde ise tanı koymak daha çok dikkat gerektirir; çünkü semptomlar çok ağır değildir. Erişkin çağa kadar tanı almamış pek çok tek taraflı koana atrezisi vardır. Meme emme sırasında açık olan burun pasajı memeye temas ederse ortaya çıkan solunum sıkıntısı annenin gözünden kaçmaz ve genelde doktora tek memeden süt almasının daha zor olduğunu anne belirtir. Bunun yanısıra tek taraflı sürekli burun akıntısı da önemli bir işarettir. Bilateral koana atrezisi için kullanılan tüm muayene yöntemleri ve radyolojik tanı yöntemleri tek taraflı atrezi için de geçerlidir. Yenidoğanda bilateral atrezi bir hava yolu acilidir. Hemen bir hava yolu (air way) yerleştirilmeli; nazogastrikle beslenme yapılmalı ve ameliyata engel başka patoloji yoksa transnazal cerrahi yapılmalıdır. Ameliyata engel patolojik durum varsa cerrahiye kadar entübasyon gerekebilir. Koanal atrezi için önerilmiş pek çok cerrahi yöntem olmakla beraber, tüm bu yöntemler transnazal ve trans palatal olarak ikiye ayrılabilir. Ancak transpalatal cerrahi eğer 5 yaşından küçük çocuklara uygulanırsa ciddi gelişim bozukluğuna yol açabileceğinden bu nedenle tercih edilmemelidir. 4,5,6 Koanal Stenoz Semptomları koanal atreziye benzeyen ve şikayetlerin üst solunum yolu enfeksiyonları sırasında artmasıyla karakterize bu durumda koana dar ancak tam kapalı değildir. Yaklaşım koanal atreziden farklı değildir. Piriform Apertura Stenozu Burun girişini yapan maksilla kemiği içindeki piriform aperturanın, medialde aşırı kemik büyümesiyle dar olması sonucu ortaya çıkan nadir bir durumdur. Tanı kompüterize tomografiyle konduktan sonra sublabial yolla bu kemik fazlalık alınarak patoloji giderilir. 40

2 F. ÜNAL Orta Hat Konjenital Kitleleri Nazal ensefalosel, glioma ve dermoid kist yenidoğanın başlıca konjenital orta hat kitleleridir. Yenidoğanda böyle bir kitleyle karşılaşınca içinde nöral eleman olma olasılığı gözönünde bulundurulmalı; radyolojik olarak bu ihtimal ortadan kaldırılmadan biyopsi yapılmamalıdır. Radyolojik tetkikler sonucu biyopsi yapılır ve bu kitleler cerrahi olarak çıkarılır. Durada oluşabilecek defektler ve olası bir serebrospinal sıvı kaçağına karşı önlem alınır. Farenks Nazofarenkste ve orofarenkste yer alan kitleler üst solunum yolu obstrüksiyonuna neden olabilir. Adenoid vejetasyon nazofarenksin, palatin tonsil hipertrofisi de orofarenksin en sık obstrüksiyon yapan patolojileridir. Bunların yanısıra lenfoid tümörler, jüvenil nazofaringeal anjiofibrom, nazofarenks kanseri akılda tutulmalıdır. Yine çocukluk çağında vasküler orijinli kitleler (hemanjioma, arterio venöz malformasyonlar) bu bölgelerde yerleşip obstrüksiyon yapabilirler. Orta hat kitleleri aynı burunda olduğu gibi nazofarenkste de görülebilir. Yaklaşım farklı değildir. Nazofarenkste sıkça bahsi geçen konjenital bir patoloji de Thornwald kisti olarak bilinen orta hat yerleşimli, üzeri düzgün mukoza ile örtülü notokord artığı olan kistlerdir. Nadiren obstrüksiyon yapacak boyuta gelmelerine rağmen çok nadir olmamaları nedeniyle ayırıcı tanıda önem taşırlar. Sık görülen adenotonsil hipertrofisi çocukluk çağında önemli bir obstrüktif uyku apnesi sendromu nedenidir. Günümüzde adenoidektomi ve tonsillektomide en önemli cerrahi endikasyon infeksiyon değil obstrüksiyon olmaktadır. İnfeksiyonlara bağlı farengeal kitleler çocukluk çağının önemli hava yolu obstrüksiyonu sebepleri arasındadır. Burada özellikle hava yolu obstrüksiyonu nedeni olmaları nedeniyle peritonsiller apse, parafarengeal apse, submandibuler bölge infeksiyonu ve retrofarengeal apseden bahsedilecektir. Retrofarengeal apse Retrofarengeal lenf nodlarına drene olan burun, nazofarenks, adenoidler ve paranazal sinüs infeksiyonları retrofaringeal apseye neden olurlar. Bu lenf nodları 4-5 yaşından sonra regrese oldukları için bu apse sadece pediatrik grupta olur (vertebra tüberkülozu hariç). Ateş, boyunda şişlik, boyun hareketleriyle ağrı, yutma zorluğu ve solunum sıkıntısı vardır. Lateral düz boyun grafisinde 2. servikal vertebra düzeyinde > 7 mm ve 6. servikal vertebra düzeyinde >22 mm yumuşak doku kalınlığı patolojiktir. Palpasyonla retrofarengeal bölgede şişlik ve fluktuasyon alınabilir ancak hava yolu güvene alınarak yapılmalıdır. Apsenin rüptürü asfiksiye yol açabilir. Bilgisayarlı tomografi (BT) ile kesin tanı konacağı gibi, apsenin danger space e yayılıp yayılmadığı, mediastene uzanıp uzanmadığı da anlaşılır. 7 Hava yolu güvene alındıktan sonra (entübasyon ve genel anestezi altında) hasta baş seviyesi gövdeye göre düşük pozisyona alınıp (apse materyalinin aspirasyonunu engellemek için) transoral drenaj yapılabilir. Boyundan veya radyolojik olarak dren yerleştirerek de drenaj yapılabilir. Parenteral antibiyotik ve hospitalizasyon şarttır. Parafarengeal apse Antibiyotik öncesi dönemlerde en sık görülen derin boyun infeksiyonu olan parafarengeal apsede infeksiyon doğrudan tonsiller veya farenks kökenli olabileceği gibi; komşu boşluklardan bu bölgeye de yayılabilir. Parafarengeal apse ateş, boğaz ağrısı, trismus, tonsil lojunun mediale itilmesi, solunum zorluğu gibi bulgular verebilir. Parafarengeal bölge infeksiyonu ciddi vasküler komplikasyonlara yol açabileceği gibi, majör damarlar yoluyla başka boyun sahalarına ve mediastene de yayılabilir. Juguler ven trombozu, sepsis ve ölüm gelebilir. Apse drene edilmeli (transoral veya boyun insizyonuyla), uygun parenteral antibiyotik verilmelidir. Hasta hospitalize edilmeli, apsenin çevre boyun boşlukların yayılabileceği ve ciddi komplikasyonları göz önünde bulundurulmalıdır. 7 Peritonsiller apse Peritonsiller apse en sık görülen derin boyun infeksiyonlarındandır. Peritonsiller bölgeye infeksiyon tonsillerden ulaşır. Tonsil lojunun mediale ve inferiora itildiği, ödemli olduğu görülür. Hastada trismus, yutma ve konuşma güçlüğü, salya akması vardır. Genel durum kötüdür ve halsizlik mevcuttur. Konuşma tipik olarak ağızda sıcak patates varmış gibidir. Peritonsiller alan infeksiyonunda flegmon apse ayrımı yapılmalıdır. Ultrasonografi, tomografi veya ponksiyon bu ayırımı yapar. Ponksiyon aynı zamanda küçük apselerde kültür almak ve tedavi içinde yeterli olabilir. Apse tanısı konursa transoral drenaj yapılır. Drenaj için uvula kökünden geçen horizontal bir hayali hattın, tonsil ön plikasından geçen vertikal hayali hatla birleştiği yere yapılan bir insizyon kullanılır. İnsizyondan ucu sivri olmayan bir klemple girilerek tonsil kapsülü ve süperior konstriktör adale arasındaki apse poşuna girilir. Hastaya işlem sırasında topikal anestezi yapılmamalıdır. Topikal anestezi his kaybıyla aspirasyona yol açabilir. Apse drenajı ve parenteral antibiyotik tedavisi sonrası hastaya elektif şartlarda tonsillektomi önerilir. 7 Submandibuler bölge infeksiyonu Ağız tabanı ve submandibuler boşlukta yerleşen infeksiyonlar genellikle odontojenik kökenlidirler. Antibiyotik öncesi dönemde ciddi bir ölüm nedeni olan bu infeksiyonlardan her iki sublingual ve submandibuler boşluğu tutan apselere Ludwig anjini adı verilir. Ağız tabanı sert ve şiştir. Suprahiyoid boyun ileri derece ödemli ve gergindir. Konuşma ve yutma güçlüğü, ağızdan salya akması, trismus gözlenir. Dil arka ve üste itildiği için hava yolu darlığı ve solunum sıkıntısı vardır. Hastaların orotrakeal entübasyonları da son 41

3 2012; 25: derece güç olur. Bu hastalarda hemen suprahiyoid bir insizyonla drenaj yapılmalı, apse drenajı milohiyoid kaslar kesilerek ağız tabanının drenajıyla beraber olmalıdır. Hospitalizasyon ve parenteral antibiyotik tedavisi gereklidir. Larenks Larenks seviyesinde solunum yolu obstrüksiyonu yapan patolojiler konjenital, infeksiyöz, travmatik ve tümöral olabilir. Sırasıyla her gruptan bahsedilecektir. Larenks Konjenital Anomalileri Larenksin konjenital anomalileri larenks fonksiyonlarını bozar. Solunum pasajının bozulması sonucu stridor, çekilmeler, siyanoz görülürken; alt solunum yollarının korunması bozulur ve beslenme güçlükleri ortaya çıkar. Bazı konjenital anomalilerde ise ses fonksiyonu bozulur. Bahsedilen bulgular anomalinin şiddetine paralel olarak ciddi boyutlara varabilir. Stridoru olan bir yeni doğan ciddi bir şekilde ele alınarak tanı ve tedaviye bir an önce gidilmelidir; aksi halde bebeğin hayatı tehlikeye girer. Konjenital larenks anomalileri genelde semptomlarının doğumdan hemen sonra göstermesine rağmen bazı anomalilerde bu daha geç olabilir. Görülme sıklıklarına göre sırasıyla larengomalazi, konjenital vokal kord paralizisi, konjenital subglottik stenoz ve diğer daha nadir anomaliler (atrezi, web, sakküler kistler, larengosel, larengeal kleft) incelenecektir. Larengomalazi Larengomalazi en sık görülen konjenital larenks anomalisidir. Erkekler kızlara göre iki kat daha fazla etkilenirler. Geniş serilerde larenks konjenital anomalilerinin %50-75 inin larengomalazi olduğu bildirilmiştir. Larengomalazi kendiliğinden düzelen bir patoloji olmasına rağmen hayatı tehdit eden obstrüktif apnelere, kor pulmonaleye ve büyüme geriliğine yol açabilir. Larenksin embriyolojik immatüritesinin devam etmesi larengomalazinin nedenidir. Aralıklı ve alçak frekanslı bir stridor en sık bulunan semptomdur. Genelde hemen doğumda görülmesine rağmen doğumdan sonraki 1-2 ay içinde de başlayabilir. Stridor genellikle 6 aylıkken en kötü duruma gelir, daha sonra şikayetler azalarak aylıkken çoğunlukla kaybolur, ancak uzun yıllar süren stridor görülebilir. Tipik olarak hastalarda stridor zorlama ile (beslenme, ağlama) artar, sırtüstü yatarken artması da patogonomik bir bulgudur. Substernal retraksiyonlar ciddi patolojiye işaret eder, kronik vakalarda ise pektus ekskavatum görülebilir. Ciddi olgularda solunum sıkıntısı, kardiak yetmezlik, büyüme geriliği ve ölüm görülebilir. Genelde en çok şikayet edilen ise besleme güçlüğüdür. 8,9 Larengomalazinin etyopatogenezi tartışmalıdır. Larenksin prematüritesi nedeniyle gevşek olan fibrokartilajenöz yapının inspirasyon sırasındaki negatif basınç nedeniyle kollabe olup larenks pasajını kapatması önceleri daha çok kabul görürdü. Ancak pek çok çalışmada gösterilmiştir ki, prematüre infantlarda larengomalazi insidansı term bebeklerden daha fazla değildir. Son zamanlarda yaygın olan kanı ise nöromüsküler sistemin tam gelişmemiş olmasının larengomalaziye yol açtığıdır. Larengomalazi genellikle doğumdan sonraki iki haftada başlayan; beslenme sırasında, ağlarken ve sırtüstü yatarken artan, boyun ekstansiyonu ile veya yüzüstü yatmakla azalan inspiratuar stridor ile kendisini gösterir. Larengomalazi tanısını koyarken hasta hikayesi en önemli yönlendiricidir. Endoskopik muayene öncesinde yapılacak radyolojik incelemeler de fikir verir. Direkt hava yolu grafilerinde inspirasyon ve ekspirasyon sırasında aritenoid ve epiglot pozisyonları değerlendirilir. Larengomalazide aritenoid ve epiglot inspirasyonda inferior ve medial yerleşimlidir. Floroskopide de inspiryumda hipofarenksin genişlemesi larenks lümenine çöken ariepiglotik fold ve aritenoidler nedeniyle görülür. Havayolunun endoskopik muayenesi öncelikle hasta uyanıkken yapılır ve aktif solunum sırasında larenks oluşumları incelenir. Daha sonra tüm hava yolu hasta uyutularak incelenmelidir çünkü larengomalaziyle beraber diğer havayolu anomalileri sık olarak görülür. 9 Larengomalazide tedavi Larengomalazi hastalarının çoğunda sabırla beklemek tedavinin önemli bir kısmını oluşturur çünkü çoğu larengomalazi hastanın büyümesiyle kendiliğinden düzelir. Bu arada hastanın beslenmesine yardımcı olmak, komplikasyonları önlemeye çalışmak yeterlidir. Ancak ciddi semptomları olan hastalarda ki bunlar kor pulmonale olan, veya aşırı beslenme zorluğu nedeniyle büyüme geriliği olanlardır; cerrahi tedavi gereklidir. Önceleri patolojiyi geçmeye yönelik bir yol olan trakeotomi tek cerrahi tedavi olarak görülmekle beraber son yıllarda pekçok cerrahi yöntem tarif edilmiştir. Tüm bu yöntemlere günümüzde supraglottoplasti adı verilmektedir. Hiçbir tedavi yönteminin diğerine kesin üstünlüğü gösterilmemiştir ancak ağır semptomları olan hastalarda patolojinin tipi belirlenerek hastaya ciddi yarar sağlanabileceği kesindir. Supraglottoplasti sonrası ilk gün hasta entübe bırakılır ve ertesi gün ekstübe edilir. İşlemin nadir olan komplikasyonları arasında aşırı eksizyona bağlı aspirasyon ve stenoz sayılabilir. 9,10 Vokal kord paralizisi Konjenital larenks patolojileri içerisinde vokal kord paralizisi ikinci sıklıkla görülmektedir. Paralizi tek veya çift taraflı olabilir. Genelde bilateral kord paralizisinin nedeni santral, tek taraflı paralizinin sebebi ise periferik travmadır. Doğum sonrası eğer iki haftadan fazla süren tek taraflı vokal kord paralizisi olursa rekürren larengeal sinirin tüm trasesi incelenmelidir. Özellikle sol rekürren larengeal sinir uzun intratorasik seyri nedeniyle kardiyak ve vasküler anomalilerden de 42

4 F. ÜNAL etkilenebilir. Doğum hikayesi de önemlidir; mutlaka zor doğum, forseps kullanımı gibi ayrıntılı bilgiler alınmalıdır. Bilateral vokal kord paralizisinde ise santral sinir sistemi manyetik rezonans görüntüleme ile incelenmeli; intraserebral kanama, serebral agenezis, hidrosefali ve Arnold-Chiari malformasyonu gibi nedenler aranmalıdır. Bazı hastalarda ise tüm incelemelere rağmen tek veya çift taraflı paralizinin etyolojisine dair bir bulgu elde edilemez. 11 Vokal kord paralizisi tek taraflıysa semptomları erken farkedilmeyebilir. Zayıf ve kısık sesli bir ağlama, aspirasyon ve aşırı eforla dispne şikayetleri görülebilir. Aspirasyon görülse de genelde konservatif yöntemlerle (yiyecek kıvamının koyulaştırılması, paralitik kord altta kalacak şekilde yan yatırıp besleme) başedilebilir. Çift taraflı vokal kord paralizisi ise akut hava yolu obstrüksiyonu ile tanınır. Ses genelde normale yakındır. Yenidoğan bilateral vokal kord paralizisini çok zor tolere eder ve genellikle önce acil entübasyon ve sonrasında trakeotomi gerekir. Vokal kord paralizisinin tanısında en ideal yöntem hasta uyanıkken yapılan fleksibl larengoskopidir. Eğer fleksibl larengoskopi yardımıyla larenks muayene edilemezse uyanık direkt larengoskopi de kullanılabilir. Vokal kord paralizisinin ayırıcı tanısında yer alan krikoaritenoid eklem ankilozu, posterior glottik stenoz, glottik web veya infiltratif vokal kord lezyonlarının ayırıcı tanısı içinde genel anesteziyle direkt larengoskopi yapılır. Yenidoğanda larengeal elektromiyografinin pratik tanı değeri yoktur. Vokal kord paralizisi tek taraflı ise genelde periferik sinir travmasına bağlı olanlar bir-iki hafta içerisinde kendiliğinden düzelir. Düzelmeyen olgularda ise ağır aspirasyon yoksa ki genelde yoktur, zaman içerisinde karşı vokal kord kompanse eder ve cerrahi tedaviye gerek kalmaz. Bilateral vokal kord paralizisinde ise büyük oranda acil entübasyon, takibinde trakeotomi gerekir. Kalıcı larengeal cerrahi için ise en az iki, bazılarına göre ise erişkin yaşa kadar beklemek gerektiğini söyleyenler vardır. Bilateral vokal kord paralizisinin cerrahisi erişkindekinden farklı değildir. Konjenital subglottik stenoz Kimi kaynaklara göre üçüncü, kimisine göre ikinci en sık görülen konjenital larenks anomalisi subglottik stenozdur. Adından da anlaşılacağı gibi subglottik bölgenin normalden dar olması (yenidoğanda < 4 mm, prematürede < 3 mm) nedeniyle solunum sıkıntısı ve inspiratuar stridor ile karakterize bir hastalıktır. Histopatolojik olarak kıkırdak stenoz ve yumuşak doku stenozu olarak iki ana tip vardır. Subglottik stenozun etyolojisinde intrauterin hayatın 8. haftasında oluşan larengeal rekanalizasyonun olmaması veya kısmen olması olarak açıklanır. 4 Subglottik stenoz darlık miktarına göre (subglottik bölgenin alanı) dört dereceye ayrılmıştır. Birinci derecede subglottik alan normale göre <%50, ikinci derecede %50-70 arası, üçüncü derecede %71-99 arası daralmıştır. Dördüncü derece stenozda ise hiç lümen yoktur. 18 Hafif subglottik stenozu olan (birinci-ikinci derece) yenidoğanda semptomlar belirgin olmayabilir. Ancak eklenen enfeksiyonlar tabloyu ağırlaştırılacağından hastalarda bifazik veya inspiratuar stridor, dispne ve çekilmeler görülür. Bir yaşından küçük çocuklarda rekürren krup tanısı konuyorsa mutlaka altta yatan subglottik stenoz araştırılmalıdır. Daha ileri subglottik stenozlarda ise tanı doğum sonrası erken dönemde stridor, dispne ve çekilmelerle konabilir. Radyolojik olarak stenozun kesin bölgesi öğrenilir, fleksibl larengoskopi ile vokal kord mobilitesi değerlendirilir; stenozun kesin derecesi ve eşlik eden diğer anomalilerin varlığı ise rijid endoskopi ile yapılır. Konjenital subglottik stenozu olan hastaların çoğunun durumu büyüdükçe iyiye gider; hastaların yalnızca yarısında trakeotomi gerekir. Bazı hastalar ise larengeal rekonstrüksiyon gerektirir. Konjenital subglottik stenoz edinsel olana göre genellikle daha iyi seyirlidir. Tedavi planlanırken stenozun kesin yeri ve histopatolojisi mutlaka bilinmelidir. Dilatasyonun konjenital subglottik stenozda hiç yeri yoktur. Lazer tedavisi ise sadece glandüler hiperplazi nedeniyle olan yumuşak stenozlarda yarar gösterir. Yumuşak stenoz lazerle evapore edildikten sonra kısa süreli entübasyon veya eğer trakeotomi varsa kısa süreli stent uygulaması genelde yeterli olur. Kartilajinöz stenozda ise tarif edilmiş pekçok cerrahi yöntem mevcuttur. Anterior larengotrakeal dekompresyon (krikoid split); ya da anterior, posterior veya hem anterior hem de posterior kıkırdak greftlemesiyle yapılan tek seanslı larengotrakeal rekonstrüksiyon en çok kullanılan yöntemlerdir. Bunlar dışında Evans-Todd larengoplastisi, krikoid rezeksiyonu ve tiro-trakeal anastomoz gibi diğer cerrahi yöntemler de vardır. 12,13,14 Larengosel ve sakküler kistler Larengeal ventrikülün tavanının üst kısmında, ventriküler band ve tiroid kartilaj arasında uzanan girintiye larengeal sakkül adı verilir. Sakkül mukozasının altında ince bir kas tabakası vardır ve bu tabaka kasılarak sakkül sekresyonlarının ventriküle boşalmasını sağlar. Larengeal sakkülün değişik anomalileri vardır. Larengosel sakkülün anormal şekilde dilate ve herniye olmasıdır. Larengoselin içi hava doludur ve larenks lümeniyle bağlantılı olup; nadiren içi mukus ile dolabilir. Larengosel uzanım yerine göre internal, eksternal veya kombine olabilir. İnternal larengoselde kese larenks içerisindedir; eksternal larengoselde kese tirohiyoid membrandan çıkarak boyuna uzanmıştır, kombine olanda ise kese hem larenks içi hem de dışında vardır. Larengosel oluşumu konjenital veya edinsel olabilir. Yenidoğanda görülenler konjenitaldir; erişkinlerde ise hem konjenital hem de larenks içi basıncının artmasına bağlı (üflemeli çalgılar çalan, cam eşya yapımında üfleyenler gibi) edinsel olabilir. Larengosel içi hava veya 43

5 2012; 25: sıvı ile dolduğunda klinik bulgu verir. Yenidoğanda ara ara olan ses kısıklığı ve dispne, eksternal olanlarda ağlarken boyunda şişlik gibi şikayetler yapar. Direkt grafilerde hava dolu kese görülür. Endoskopik muayenede ariepiglotik fold ve ventrikülde itilme görülür. Larengosel lümeni sıvı ile dolduğunda ise birazdan anlatılacak olan sakküler kistten ayrılması çok zordur. Sakküler kistler ise larenks lümeniyle ilişkisi olmayan mukus membran ile örtülü kistlerdir. Anterior ve lateral olmak üzere iki çeşittir. Lateral sakküler kist postero-süperiora yani ventrikül ve ariepiglotik fold içine doğru uzanır. Anterior sakküler kist ise mediale yani larenks lümenine doğru protrüde olur. Sakküler kistler larenksin diğer kistleri olan duktal kistlerden ayırılır. Duktal kistler genelde bir cm den küçüktür. Sakküler kistler submukozal yerleşimliyken duktal kistler mukoza içinde yerleşirler. Sakküler kistlerin ana semptomu ise nefes darlığı ve özellikle inspiratuar stridordur. 15 Larengoselde tedavi kesenin eksizyonunu gerektirir. Larengoselin yerleşim yerine göre değişmekle beraber en iyi görüşü sağlayan dolayısıyla da komple eksizyona imkan veren eksternal yaklaşımdır. Horizontal cilt insizyonuyla tiroid kartilaj üst sınırına ulaşılır ve tirohiyoid membrana yapılan insizyonla paraglottik yerleşimli keseye ulaşılarak eksizyon gerçekleştirilir. Bazen tiroid kartilaj süperiorundan bir miktar eksize edilerek görüş artırılmaya çalışılır. Sakküler kistlerde de cerrahi yaklaşım total eksizyon için özellikle lateral sakküler kistlerde aynıdır. Anterior sakküler kistler endoskopik olarak eksize edilebilir. Büyük kistlerde endoskopik olarak marsupyalizasyon yapılabilir ancak tekrarlama riski olduğu bilinmelidir. 16 Subglottik hemanjiyoma Subglottik ve trakeal hemanjiyomalar kızlarda erkeklere göre iki kat fazla görülen benign konjenital tümörlerdir. Histolojik olarak endotel hücreleri, mast hücreleri, fibroblastlar ve makrofajların hiperplazisi vardır. Subglottik hemanjiyoma aya kadar hızlı büyüme gösterir, daha sonra bu hız azalır ve 5 yaş civarında rezolüsyon görülür. Subglottik hemanjiyom genelde doğumda asemptomatiktir, aç aylıktan sonra büyümeyle bifazik stridor, solunum sıkıntısı ve ağlamada bozulma görülür. Sıkıntı kitlenin büyümesiyle ciddi boyutlara gelir. Şüphelenilen hastalarda çekilen direkt grafilerde subglottik asimetrik hava yolu daralması tipiktir. Endoskopide submukozal kırmızı mor lezyon görülür ve tanı için biyopsi alıması önerilmez. En sık yerleşim yeri posterolateral subglottik bölgedir. Subglottik hemanjiyomada değişik tedavi yöntemleri vardır. Bunlar arasında trakeotomi, açık veya endoskopik eksizyon, lazerle eksizyon, sistemik veya intralezyoner steroid enjeksiyonu ve interferon alfa-2a tedavisi sayılabilir. Daha eskiden önerilmiş ancak yüksek morbiditeleri nedeniyle terkedilmiş tedaviler arasında ise eksternal radyoterapi, sklerozan enjeksiyonu ve radyum implantı sayılabilir. Bazı yazarlar tarafından trakeotomiyle obstrüksiyonu geçip spontan rezolüsyon beklemek en akılcı yöntem olarak önerilmekle beraber trakeotominin morbiditeri unutulmamalıdır. Steroidlerin sistemik veya lokal kullanımla hemanjiyomayı küçülttüğü bunu da lezyonun estradiol bağımlı büyümesini bloke ederek veya vazokonstrüktörlere duyarlığı artırarak yaptıkları düşünülmektedir. Steroidlerin sistemik etkileri ortaya çıkmayacağı dozlar (1-15 mg/kg her dört günde bir) verilerek lezyon trakeotomi gerektirmeden kontrol altına alınabilir. Cevap vermeyen lezyonlarda da cerrahi veya lazer öncesi steroid verilebilir. Trakeotomi açıldıktan sonra ise bir anlamı yoktur. İntralezyoner steroid enjeksiyonundan yarar görüldüğüne dair yayınlar da mevcuttur. CO2 lazer tedavisi hemanjiyomaların tedavisinde çok önemli bir yer tutar. Steroidlerle beraber her seansta subglottik bölgenin %30 undan fazlasına müdahele edilmemesi şartıyla trakeotomi açılmasına gerek kalmadan lezyonla başedilmesini sağlar. Lazer eksizyon seansları birer ay arayla yapılabilir. İnterferon alfa-2a tedavisi ise yaygın, hava yolunu kapayan ve diğer tedavilere rezistan olgularda kullanılmaktadır. Değişik tedavi imkanlarının kombine edilmesiyle trakeotomi açılmadan hastaların izlenebilmesi mümkündür. 17,18 Tüm yukarıda bahsedilen subglottik hemanjioma ait tedavi seçenekleri son yıllarda ortaya atılan propranolol tedavisi ile çok az tercih edilir olmuştur. Sadece hava yolu hemanjiomlarında değil tüm çocukluk çağı hemanjiomlarında 2 mg/kg dozda başlanan propranolol tedavisiyle çok iyi sonuçlar alınmış; yapılan tüm çalışmalarda cerraghi veya uzun süre steroid kullanımına gerek kalmadan subglottik hemanjiomalar tedavi edilebilmiştir. Larengeal Veb ve Atrezi Larengeal lümenin intrauterin rekanalizasyonunun olmaması sonucu larengeal atrezi, eksik olmasıyla da larengeal vebler oluşur. Larengeal atrezi çok nadirdir ve yaşamla bağdaşması için hemen doğum sonrası trakeotomi gerekir. Larengeal veblerde nadir görülürler. En sık glottik bölgede, daha sonra da subglottik bölgede görülürler. Supraglottik veb çok çok nadirdir. Veb in genişliğiyle semptomları arasında ilişki vardır. Afoni veya zayıf ses her zaman görülür. Veb genişse solunum sıkıntısı eşlik eder. Veblerin tanısı fleksibl larengoskopi ve direkt larengoskopiyle konur. Lateral boyun grafisi subglottik ekstansiyon ve kalınlığı hakkında yardımcı olur. Veblerin tedavisi lezyonun yaygınlığı ve semptomlara göre değişir. Tip 1 veblerde tedavi acil olmadığı için 3-4 yıl ertelenebilir. Tip 2 veblerde insizyonla veb açılmasını takiben dilatasyon ve larengeal keel yerleştirilmesi önerilir. Keel varken trakeotomi gereklidir. Tip 3 ve Tip 4 veblerde de trakeotomi gerekir; dolayısıyla kalıcı cerrahi trakeotomi açıldıktan sonra 3-4 yıl ertelenebilir. Kalıcı cerrahi girişim daha önce anlatılan subglottik stenoz cerrahilerine benzerlik gösterir

6 F. ÜNAL Larenks İnfeksiyonları Akut epiglottit Epiglotun enfeksiyonudur. Genellikle H. İnfluenza, nadiren de diğer bakteriler tarafından oluşturulur. Boğaz ağrısı, ateş, yutmada ağrı, drooling (salya akması), solunum güçlüğü vardır. Solunum sıkıntısı yatınca artar, bu nedenle çocuk oturur pozisyonda ve ajitedir. Ağız açılınca kırmızı ve ödemli epiglot görülür. Yumuşak doku dansitesinde çekilecek bir yan boyun grafisi tanı koymaya çok yardımcı olur. Epiglot kalınlaşmış olarak görülür ve buna baş parmak bulgusu (thumb sign) denir. Larenks muayenesi yapılmaya çalışılmamalıdır, çünkü ödem ve solunum sıkıntısı artabilir. Hasta hospitalize edilmeli, parenteral antibiyotik başlanmalı ve solunum sıkıntısı artarsa entübasyon veya trakeotomi için hazırlık yapılmalıdır. Krup Krup (akut larengotrakeobronşit) infant veya küçük çocukların genellikle Parainfluenza Tip 1 tarafından oluşturulan enfeksiyonudur. Başlangıçta viral olsa da hastalık bakteriyel süperenfeksiyonla daha da ağırlaşabilir. Öksürük (havlar tarzda), subfebril ateş, stridor, siyanoz ve çekilmeler semptomlarıdır. Tedavisinde istirahat, antibiyotikler, oksijen ve buhar uygulaması, solunum sıkıntısında intravenöz steroid enjeksiyonu, gerektiğinde entübasyon ve trakeotomi uygulanır. Larenks Tümörleri Çocukluk çağı larenks tümörü olarak obstrüksiyon nedenleri arasında akla ilk gelen juvenil larengeal papillomatozistir. Bu lezyon human papilloma virüs (özellikle de tip 6 ve 11) tarafından oluşturulan çocukluk çağının en sık larenks tümörüdür. En sık vokal kord üzerine yerleşmesine rağmen, trakeobronşial bölgede her yerde olabilen bu lezyon, tedaviye rağmen çok sık nüks etmekle karakterizedir. Günümüzde kesin tedavisi bilinmeyen bu hastalıkla mücadelenin esas amacı, görünen papillomları yok etmeye çalışarak hava yolunu açık tutmak; ancak bu işlem sırasında da normal anatomik yapılara zarar vermemektir. Nadir de olsa malign transformasyonu vardır ve çok agresif seyirlidir. Tarih içinde tedavide steroidler, resin, podofilin, formaldehid, östrojen, levamizol, aşı, radyoterapi kullanılmıştır. Son yıllardaki medikal tedavi esas olarak indole-3 karbinol, asiklovir, fotodinamik terapi, cidofovir üzerine yoğunlaşan araştırmalarla sürmektedir. Günümüzde en sık kullanılan yöntem karbondioksit lazer yardımıyla değişik seanslarda papillomlarla mücadele etmektir. İnterferon alfa denenmiş diğer bir tedavi yöntemidir. Ancak henüz mucizevi bir tedavi bulunduğunu söylemek zordur. Larenks Travması Ayrı bir bölümde larenks travmasından ayrıntılı olarak bahsedilmektedir. Burada sadece uzamış entübasyon ve yüksek açılmış trakeotominin bilinen en sık edinsel larenks stenozu nedeni olduğu vurgulanacak ve bunların tedavisinin son derece güç olduğu belirtilerek en iyi yolun oluşmasını engellemek olduğu söylenmekle yetinilecektir. Hava Yolu Yabancı Cisimler Çocukluk çağında yabancı cisimler Kulak Burun Boğaz uzmanlarının sık karşılaştıkları problemlerdir. Canlı (kene, larva, değişik sinekler vs..) ya da cansız (boncuk, kağıt, leblebi vs..) olabildikleri gibi; kulak yolu, burun, veya hava yolu gibi değişik yerlerde olabilirler. Aile hemen farkına varıp çocuğu getirebileceği gibi, yabancı cisim geç dönemde enfeksiyona yol açarak da bulgu verebilir. Kulakta yerleşmiş bir yabancı cisim acil bir durum değildir ancak hava yoluna kaçan bir yabancı cisme saniyeler içinde müdahele edilmezse çocuk kaybedilebilir. Burundaki bir yabancı cisim ise çok farklı durumlarda gelebilir. Aile hemen görüp getirebileceği gibi, uzun süren tek taraflı pürülan burun akıntısı ile de hasta başvurabilir. Yabancı cisim yine arkasına geçerek dışarı çekilmeli bunun için ucu eğri bir alet (mesela İtard sondası) kullanılmalıdır. Cismi arkaya itmek hava yoluna düşmesine ve akut solunum sıkıntısına yol açabilir. Yabancı cisim burun içerisinde kolay görülemezse hasta genel anestezi altında endoskoplar yardımıyla nazal muayeneye alınmalı ve yabancı cisim çıkarılmalıdır. Hava yolunda yabancı cisim karşımıza iki şekilde gelebilir. Birincisi supraglottik bölgenin uyarılması sonucu alt solunum yollarını korumak amacıyla refleks olarak ortaya çıkan larengospazm ve akut solunum sıkıntısıdır. İkincisi ise alt solunum yollarına yerleşip ve rekürren pnömoni dışında bulgu vermez. İki tablonun tanısı ve tedavisi farklılık gösterir. Erişkin hastada hikaye ve tanı kolaydır; birşeyler yer veya içerken aniden solunum sıkıntısı ve öksürük ortaya çıkar; siyanoz vardır. Çocukta ise hikaye aileden alınır; yemek yerken olan solunum sıkıntısında tanı kolaydır ancak emekleyen çocuklarda yerde bulunan bir şeylerin ağıza alınmasıyla da aspirasyon olabilir ve tanı daha zordur. Hasta sağlık kurumuna ulaşırsa öncelikle Heimlich manevrası yapılabilir. Erişkinde hastanın arkasına geçip iki elimiz birleştirerek subksifoid bölgeye ekspirasyon sırasında basınç uygulayıp zorlu ekspirasyonla yabancı cismin öksürülerek atılması amaçlanır. Küçük çocuk ise karınüstü kucağa yatırılıp sırtına vurarak yine aynı işlem yapılır. Bu manevra yabancı cismi çıkarmaya yetmezse yabancı cisimi endoskopik olarak çıkarılmalı veya hastaya trakeotomi yapılmalıdır. Hastanın bu işlemlerin yapılabileceği bir merkeze ulaşabilmesi için oksijen desteğiyle veya krikotirotomi gibi geçici yöntemlerle hava yolu açık tutulmalıdır. Rekürren pnömoniler özellikle küçük çocuklarda bronşlarda yabancı cisimleri getirmeli ve böyle hastalar bu yönden incelenecekleri ve endoskopi yapılabilecek merkeze gönderilmelidir. 45

7 2012; 25: Üst Solunum Yolunu Etkileyen Anomaliler Pierre Robin sendromu, Treacher Collins sendromu, Goldenhar sendromu ve Nager sendromu gibi mandibula hipoplazisi görülen bebeklerde dilin geriye düşmesi sonucu özellikle yenidoğan döneminde ciddi üst solunum yolu obstrüksiyonu olabilir. Özellikle uykuda musküler tonus azaldığında bu artar ve uykuda nefes durması sendromu görülebilir. Aynı durum mandibulanın normal olduğu ancak dilin büyük olduğu Down sendromu ve bazı depo hastalıklarında da görülür. 20 Kaynaklar 1. Benjamin B: Evaluation of choanal atresia. Ann Otol Rhinol Laryngol 1985, 94: Carpenter RJ, Neel HB III: Correction of congenital choanal atresia in children and adults. Laryngoscope 1977, 87: Healy GB, McGill T, Strong MS: Management of Choanal atresia with carbon dioxide laser. Ann Otol Rhinol Laryngol 1978, 87: Parsons DS: Rhinologic uses of powered instrumentation in children beyond sinus surgery. Otolaryngol Clin North Am 1996, 29: Stankiewicz JA: The endoscopic repair of congenital choanal atresia. Otolaryngol Head Neck Surg 1990, 103: Cumberworth VL, Djazaeri B, Mackay IS: Endoscopic fenestration of choanal atresia. J Laryngol Otol 1995, 109: Scott B, Stiernberg C. Deep neck space infections. In: Head and Neck Surgery Otolaryngology. Ed: Bailey B. JB Lippincott Co. Philedelphia 1993 sayfa Iglauer S. Epiglottidectomy for the relief of congenital laryngeal stridor with report of a case. Laryngoscope 1922, 32: Schwartz L. Congenital laryngeal stridor (inspiratory laryngeal collapse). A new theory as to its underlying cause and the desirability of a change in terminology. Arch otolaryngol 1944, 39: Smith GJ, Cooper DM. Laryngomalacia and inspiratory obstruction in late childhood. Arch Dis Child 1981, 56: Holinger LD, Holinger PC, Holinger PH. Etiology of bilateral abductor vocal cord paralysis. Ann Otol Rhinol Laryngol 1976, 85: Cotton RT, Myer CM, Bratcher GO, ve ark. Anterior cricoid split Arch Otolaryngol Head Neck Surg; 1988, 114: Lane RW, Weider DJ, Steinem C. A review and case report of surgical treatment with resolution of pectus excavatum. Arch otolaryngol 1984, 110: Myer CM III, O Connor DM, Cotton RT. Proposed grading system for subglottik stenosis based on endotracheal tube sizes. Ann Otol Rhinol Laryngeal 1994, 108: DeSanto LW, Devine KD, Weiland LH. Cysts of the larynx. Laryngoscope 1970, 80: Holinger LD, Barnes DR, Smid LJ. Laryngocele and sacculer cysts. Ann Otol Rhinol Laryngol 1978, 87: Ezekowitz RAB, Phil D, Mulliken JB. Interferor alpha-2a therapy for life threatening hemangiomas of infancy. N Engl J Med 1992, 326: Fishman SJ, Mulliken JB. Hemangiomas and vasculer malformations of infancy and childhood. Pediatr Clin North Am 1993, 40: Cohen SR. Congenital glottic webs in children. Ann Otol Rhinol Laryngol 1985, 94 (suppl): Sher AE, Shprintzen RJ, Thorpy MJ. Endoscopic observations of obstructive sleep apnea in children with anomalous upper airway. Int J Pediatr Otorhinolaryngol 1986, 11:

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

Çocuklarda solunum yolunda olabilecek her türlü patolojinin ilk bulgularından

Çocuklarda solunum yolunda olabilecek her türlü patolojinin ilk bulgularından DERLEME Hacettepe T p Dergisi 2005; 36:28-32 Solunum s k nt s olan çocu un de erlendirilmesi Ö. Faruk Ünal 1 1 Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, Ankara Çocuklarda

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr Türk Toraks Derneği Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Münevver Erdinç Ege Üniversitesi

Detaylı

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır. SOLUNUM SİSTEMİ Canlılar yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan bu enerji besinlerden karşılanır. Hücre içerisinde besinlerden enerjinin üretilebilmesi için,

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan

Detaylı

LARENKSİN KONJENİTAL HASTALIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Burak ULKUMEN Celal Bayar Üniversitesi KBB Anabilim Dalı

LARENKSİN KONJENİTAL HASTALIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Burak ULKUMEN Celal Bayar Üniversitesi KBB Anabilim Dalı LARENKSİN KONJENİTAL HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Burak ULKUMEN Celal Bayar Üniversitesi KBB Anabilim Dalı Embriyoloji Trakeoözofajial katlantı Trakeoözofajial septum 3. Haftada respiratuvar pirimordium

Detaylı

TRAKEOSTOMİ KANÜLLERİ

TRAKEOSTOMİ KANÜLLERİ TRAKEOSTOMİ KANÜLLERİ Doç Dr Zühal Karakurt, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Trakeostomi kanülünün yapısı Trakeostomi kanülü distal ve proksimal bölüm ile beraber

Detaylı

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! www.kenthospital.com Kent Hastanesi, hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi! Çünkü, çocuklarımız, hepimizin geleceği! Kuruluşumuzdan bu yana

Detaylı

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler: Mikro TESE Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Mikroskopik TESE ameliyatı genel, veya bolgesel anestezi altında yapılabilir. Skrotum (torba) orta hattan 4 cm lik bir kesi yapılırak testislere ulaşılır ve testisler

Detaylı

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) 1 GÜNDEM Tanım Epidemiyoloji (Hastalığın Yayılımı) Mücadele Soru-Cevap 2 Afrika Hastalığı Nedir? Sivrisinek, kene ve sokucu sineklerle

Detaylı

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ TANIMLAR Preterm/Prematüre Bebek- 37 gestasyon haftasından önce doğan Gestasyon yaşına göre sınıflandırma Prematüre (erken doğan)

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ Deneyde dolu alan tarama dönüşümünün nasıl yapıldığı anlatılacaktır. Dolu alan tarama

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

Çocuklarda Üst Solunum Yolu Acilleri

Çocuklarda Üst Solunum Yolu Acilleri Çocuklarda Solunum Yolu Acillerine Yaklaşım (Kurs 2008) Çocuklarda Üst Solunum Yolu Acilleri Doç. Dr. Hasan YÜKSEL hyukselefe@hotmail.com Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji Bilim

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7 İÇİNDEKİLER 1 Projenin Amacı... 1 2 Giriş... 1 3 Yöntem... 1 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6 5 Kaynakça... 7 FARKLI ORTAMLARDA HANGİ RENK IŞIĞIN DAHA FAZLA SOĞURULDUĞUNUN ARAŞTIRILMASI Projenin Amacı : Atmosfer

Detaylı

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Anatomisi Boyun Anatomisi Omurganın en hareketli parçasıdır. Karotis, vertebral arter, omurilik ve spinal sinirleri

Detaylı

CPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. www.uykubozuklugu.com

CPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. www.uykubozuklugu.com CPAP TEDAVİSİ Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi www.uykubozuklugu.com UZUN DÖNEMDE Hipertansiyon Felç Aritmiler İnfarktüs KISA DÖNEMDE Yaşam Kalitesinde kötüleşme

Detaylı

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet 57 Yrd. Doç. Dr. Yakup EMÜL, Bilgisayar Programlama Ders Notları (B02) Şimdiye kadar C programlama dilinin, verileri ekrana yazdırma, kullanıcıdan verileri alma, işlemler

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır.

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır. ESTRIOL Vajinal Krem, 1 mg Vajinal yolla veya haricen uygulanır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: 1 gramında 1 mg östriol bulunur. Yardımcı maddeler: Dekalinyum klorür, Parfüm yağı, Dokusat sodyum, Propilen

Detaylı

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form,

Detaylı

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ 5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ KONULAR 1. Kumanda Devreleri 2. Doğru Akım Motorları Kumanda Devreleri 3. Alternatif Akım Motorları Kumanda Devreleri GİRİŞ Otomatik kumanda devrelerinde motorun

Detaylı

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 08.11.2012 Acil Servis Hemşire İzlem Formu ifadesi kaldırıldı. 01 Yerine Acil Servis hasta Değerlendirme ve Gözlem Formu ndaki hemşire izlem notları

Detaylı

Çocuğum Krup Oldu! Türkischer Elternratgeber Krupp. Doktorunuzla birlikte çocuğunuza nasıl yardımcı olabilirsiniz.

Çocuğum Krup Oldu! Türkischer Elternratgeber Krupp. Doktorunuzla birlikte çocuğunuza nasıl yardımcı olabilirsiniz. Türkischer Elternratgeber Krupp Çocuğum Krup Oldu! Doktorunuzla birlikte çocuğunuza nasıl yardımcı olabilirsiniz. Anne babalar için yararlı ipuçları: Bir krupnöbetinde ne yapmalı? Krupa karşı hangi ilaçlar

Detaylı

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

Doç. Dr. Orhan YILMAZ Yazar Ad 151 Doç. Dr. Orhan YILMAZ İnsanda iletişimin en önemli araçlarından biri olan ses, kişinin duygusal yapısını yansıtan bir olaydır. Yaş ilerledikçe tüm organlarda görülebilen yaşlanma konuşma

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi

Detaylı

Santral Disseksiyon. Dr. İbrahim Ali ÖZEMİR. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Santral Disseksiyon. Dr. İbrahim Ali ÖZEMİR. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Dr. İbrahim Ali ÖZEMİR İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği 7. Endokrin Cerrahi Kongresi Antalya,2015 Profilaktik Santral Disseksiyon; Preoperatif

Detaylı

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde:

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: Her 1 gram merhemde 30 mg oksitetrasiklin e eşdeğer oksitetrasiklin hidroklorür ve 10.000 ünite polimiksin B ye eşdeğer

Detaylı

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri ÖNEMLİ! İlaçlarınızı düzenli kullanmanız çok önemlidir. Kilonuza dikkat ediniz. Ani bir kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) durumuna karşı yanınızda her zaman birkaç adet şeker bulundurunuz. Mutlaka egzersiz

Detaylı

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sayın hast, Hastalıkların teşhisi ve tedavisinde son on yılda çok büyük gelişmeler kaydedildi.

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; PROLAKTİNOMA Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi bozar. Prolaktin hormonu

Detaylı

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LUCENTIS 10 mg/ml enjeksiyonluk çözelti içeren flakon Göz içine uygulanır. Etkin madde: Her flakonun 0,3 ml si 3 mg ranibizumab içerir. Yardımcı maddeler: Alfa,alfa-trehaloz dihidrat,

Detaylı

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI)

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) Dr.Gülbin Bingöl Karakoç Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi K.İnci 1: Bebek K, 2 günlük kız hasta Meme emememe, morarma yakınması

Detaylı

TEKNOLOJİ VE TASARIM

TEKNOLOJİ VE TASARIM TEKNOLOJİ VE TASARIM YAPIM KUŞAĞI SINIFLAR ODAK NOKTALARI 7. SINIF Üretiyoruz 8. SINIF Üretelim Tanıtalım Öğrencinin: Adı Soyadı: Aslı KARTAL Sınıf, No: 7/C, 2729 Yahya KARAKURT Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

- Gözyaşı kanal tıkanıklığı her yaşta görülür mü?

- Gözyaşı kanal tıkanıklığı her yaşta görülür mü? - Gözyaşı kanal tıkanıklığı her yaşta görülür mü? Gözyaşı, göz kapaklarının iç kısmından başlayan ve burun yan duvarına komşu yerleşimli gözyaşı kesesinde sonlanan kanalcıklar ile gözyaşı kesesine taşınır.

Detaylı

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI PVD Kaplama Kaplama yöntemleri kaplama malzemesinin bulunduğu fiziksel durum göz önüne alındığında; katı halden yapılan kaplamalar, çözeltiden yapılan kaplamalar, sıvı ya

Detaylı

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol 1. Giriş Bu yazıda, Bursa daki (ciro açısından) en büyük 250 firmanın finansal profilini ortaya koymak amacındayız.

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI TİSİNON 10 mg kapsül Ağızdan alınır. Her kapsül; Etkin madde: 10 mg nitisinon Yardımcı maddeler: Prejelatinize nişasta ve opak beyaz gövde / opak lacivert kapak No:3 sert jelatin kapsül

Detaylı

3- Kayan Filament Teorisi

3- Kayan Filament Teorisi 3- Kayan Filament Teorisi Madde 1. Giriş Bir kas hücresi kasıldığı zaman, ince filamentler kalınların üzerinden kayar ve sarkomer kısalır. Madde 2. Amaçlar İnce ve kalın filamentlerin moleküler yapı ve

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:22

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:19 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:22 Çocuğumun Sık Sık Başı Ağrıyor Ne Yapabilirim? Başağrısı toplumun büyük kesiminde görülebilen ve insanların büyük çoğunluğunun hayatlarının değişik dönemlerinde karşılaştığı ve çare aradığı bir problemdir.

Detaylı

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ Sayfa No: / 5. AMAÇ: Bu Prosedürün amacı Sakarya Yenikent Devlet Hastanesinde yapılan faaliyetlerde "Hasta ve Çalışan Güvenliği" açısından oluşabilecek tehlikeleri tanımlayarak, bu tanımlamalar neticesinde

Detaylı

AKUT OTİTİS MEDİA. Prof.Dr.Ergin ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD

AKUT OTİTİS MEDİA. Prof.Dr.Ergin ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD AKUT OTİTİS MEDİA Prof.Dr.Ergin ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD AKUT OTİTİS MEDİA TANIM Akut semptomların olması + Orta kulak sıvısı (Kulak ağrısı, ateş...) EPİDEMİYOLOJİ

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

Üriner sistemde yer alan organların görüntülenmesi

Üriner sistemde yer alan organların görüntülenmesi Üriner sistemde yer alan organların görüntülenmesi Renal (böbrek) ultrason; çabuk, güvenli, ucuz ve invaziv (girişimsel) olmayan ve ultrason (insan kulağının işitemeyeceği kadar yüksek frekanslı ses) dalgalarının

Detaylı

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA Dersin Amacı Bu dersin amacı, öğrencilerin; Öğretmenlik mesleği ile tanışmalarını, Öğretmenliğin özellikleri

Detaylı

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ KBB 21 KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ Dr. Mustafa KAZKAYASI / 1 Dr. Nuray Bayar MULUK / 2 Dr. Rahmi KILIÇ / 3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS KBB 7001 MAKALE VE SEMİNER SAATİ K.B.B. A.D. de tıpta

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

01 OCAK 2015 ELEKTRİK AKIMI VE LAMBA PARLAKLIĞI SALİH MERT İLİ DENİZLİ ANADOLU LİSESİ 10/A 436

01 OCAK 2015 ELEKTRİK AKIMI VE LAMBA PARLAKLIĞI SALİH MERT İLİ DENİZLİ ANADOLU LİSESİ 10/A 436 01 OCAK 2015 ELEKTRİK AKIMI VE LAMBA PARLAKLIĞI SALİH MERT İLİ DENİZLİ ANADOLU LİSESİ 10/A 436 ELEKTRİK AKIMI VE LAMBALAR ELEKTRİK AKIMI Potansiyelleri farklı olan iki iletken cisim birbirlerine dokundurulduğunda

Detaylı

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri Akciğer kanserinin tanısında anamnez, fizik muayene, tam kan sayımı ve rutin biyokimya testlerinden sonra; Noninvaziv (akciger filmi, toraks BT, PET, balgam sitolojisi),

Detaylı

KULLANMA TALİMATI FERICOSE

KULLANMA TALİMATI FERICOSE KULLANMA TALİMATI FERICOSE 100mg/5ml İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: 5 ml lik her bir ampul, 100 mg (20 mg/ml) elementer demire eşdeğer 2700 mg demir hidroksit

Detaylı

Dr Gökhan ORCAN, Dr Figen PALABIYIK, Dr Zeynep YAZICI Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Bursa

Dr Gökhan ORCAN, Dr Figen PALABIYIK, Dr Zeynep YAZICI Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Bursa Dr Gökhan ORCN, Dr Figen PLIYIK, Dr Zeynep YZICI Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi ilim Dalı, ursa İkiz eşi olarak 37. gebelik haftasında doğan kız bebek, doğumdan itibaren özellikle

Detaylı

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. Görünüşler - 1

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. Görünüşler - 1 TEKNİK RESİM 2010 Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi 2/25 Görünüşler Birinci İzdüşüm Metodu Üçüncüİzdüşüm Metodu İzdüşüm Sembolü Görünüşlerin Çizilmesi Görünüş Çıkarma Kuralları Tek Görünüşle

Detaylı

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Sayı: 42 BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Gazi Erçel Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 22 Aralık 2000 Ankara 2001 yılında uygulanacak para ve kur politikasının çerçevesi, uygulama prensipleri

Detaylı

HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK. Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011

HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK. Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011 HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011 1 GÜVENLİ ANNELİK GİRİŞİMİ Yüksek maternal mortalite ve morbiditeyi azaltmak için, 1987 yılında DSÖ öncülüğünde Nairobi

Detaylı

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime? Ulusal Bilinçle Güncel Üroloji VUR de VCUG Ne Zaman, Kime? Doç. Dr. Selçuk Yücel Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Antalya Ulusal Bilinçle Güncel Üroloji

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI

AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI 1 AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI K.Oktay GÜVEN ÖZET Hastanelerde klinik tedavinin yanında hijyenik Ģartların sağlanması da önemlidir. Hastanelerde hijyenik ortamın yaratılabilmesi için hastane

Detaylı

Basit Kafes Sistemler

Basit Kafes Sistemler YAPISAL ANALİZ 1 Basit Kafes Sistemler Kafes sistemler uç noktalarından birleştirilmiş narin elemanlardan oluşan yapılardır. Bu narin elemanlar, yapısal sistemlerde sıklıkla kullanılan ahşap gergi elemanları

Detaylı

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU Hazırlayan Sosyolog Kenan TURAN Veteriner Hekimi Volkan İSKENDER Ağustos-Eylül 2015 İÇİNDEKİLER Araştırma Konusu

Detaylı

fırça, rulo, cırcır vasıtasıyla elyafa yedirilir. Maliyeti en düşük

fırça, rulo, cırcır vasıtasıyla elyafa yedirilir. Maliyeti en düşük Bu yazımızda daha önce sözünü ettiğimiz kompozit materyallerin uygulamasına değineceğiz. Laminasyon denilen işlem, elyaf ve reçinenin bir araya getirilerek kompozit materyale dönüşmesine verilen isimdir.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. KULLANMA TALİMATI ASİST 1200 mg toz içeren saşe Ağızdan alınır. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. Bu ilacı

Detaylı

ELITE A.G. KS100/HEFM SICAK-SOĞUK ETĐKET BOY KESME VE ĐŞARETLEME MAKĐNASI KULLANIM KILAVUZU

ELITE A.G. KS100/HEFM SICAK-SOĞUK ETĐKET BOY KESME VE ĐŞARETLEME MAKĐNASI KULLANIM KILAVUZU ELITE A.G. KS100/HEFM SICAK-SOĞUK ETĐKET BOY KESME VE ĐŞARETLEME MAKĐNASI KULLANIM KILAVUZU ANA EKRAN Makinenin şalteri açıldığında 5 sn boyunca açılış ekranı gelir. Daha sonra ana ekrana geçilir. Bu ekranda

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI

II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI 1 Güç Kaynağı AC Motor DC Motor Diesel Motor Otto Motor GÜÇ AKIŞI M i, ω i Güç transmisyon sistemi M 0, ω 0 F 0, v 0 Makina (doğrusal veya dairesel hareket) Mekanik

Detaylı

Temel Bilgisayar Programlama

Temel Bilgisayar Programlama BÖLÜM 9: Fonksiyonlara dizi aktarma Fonksiyonlara dizi aktarmak değişken aktarmaya benzer. Örnek olarak verilen öğrenci notlarını ekrana yazan bir program kodlayalım. Fonksiyon prototipi yazılırken, dizinin

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

YASAR KEMAL'IN DOKTORUNDAN FLAS AÇIKLAMA

YASAR KEMAL'IN DOKTORUNDAN FLAS AÇIKLAMA YASAR KEMAL'IN DOKTORUNDAN FLAS AÇIKLAMA Portal : www.bursahakimiyet.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 02.02.2015 Adres : http://www.bursahakimiyet.com.tr/haber/haber/yasar-kemalin-doktorundan-flas-aciklama-2-74066.html

Detaylı

AĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

AĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU AĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form, size

Detaylı

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER Şekil-1: BREADBOARD Yukarıda, deneylerde kullandığımız breadboard un şekli görünmektedir. Bu board üzerinde harflerle isimlendirilen satırlar ve numaralarla

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN

KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN Kalça ve alt taraf kemiklerinin kırık, çıkık ve burkulmaları, üst taraf kemiklerinde olduğu gibi düşme, çarpma ya da trafik

Detaylı

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015 ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 10 Kasım 2015 3 Kasım 2015 tarihli Alpha Altın raporumuzda paylaştığımız görüşümüz; RSI indikatörü genel olarak dip/tepe fiyatlamalarında başarılı sonuçlar vermektedir. Günlük bazda

Detaylı

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-3

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-3 İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-3 1) Dış kalp masajı hangi bölgeye uygulanır? a) Göğüs kemiğinin 1/3 üst kısmına b) Göğüs kemiğinin 1/3 alt kısmına c) Göğüs kemiğinin 2 parmak üst kısmına

Detaylı

İNTRA MÜSKÜLER ENJEKSİYON ( IM)

İNTRA MÜSKÜLER ENJEKSİYON ( IM) 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 14.Hafta ( 15-19 / 12 / 2014 ) İNTRAMÜSKÜLER ( Kas İçi IM ) ENJEKSİYON TEKNİĞİ Slayt No : 24 4 İNTRA MÜSKÜLER ENJEKSİYON ( IM) IM. Enjeksiyon Uygulanan Başlıca Kas Grupları

Detaylı

CWC-MB Ocean Yürüteç Kullanım Kılavuzu

CWC-MB Ocean Yürüteç Kullanım Kılavuzu CWC-MB Ocean Yürüteç Kullanım Kılavuzu Ürünü monte etmeden ve kullanmaya başlamadan önce tüm kullanım kılavuzunu lütfen dikkatlice okuyunuz. İleride referans olması için kullanım kılavuzunu saklayınız.

Detaylı

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-4

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-4 İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-4 1) İlkyardımla ilgili yazılanlardan doğru olan hangisidir? a) İlkyardım esnasında ilaç kullanılır. b) İlkyardım eldeki mevcut araç gereçlerle yapılır. c)

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. Projenin Amacı... 2. 2. Proje Yönetimi... 2. 3. Projenin Değerlendirilmesi... 2. 4. Projenin Süresi... 2. 5. Projenin Kapsamı...

İÇİNDEKİLER. 1. Projenin Amacı... 2. 2. Proje Yönetimi... 2. 3. Projenin Değerlendirilmesi... 2. 4. Projenin Süresi... 2. 5. Projenin Kapsamı... 0 İÇİNDEKİLER 1. Projenin Amacı...... 2 2. Proje Yönetimi... 2 3. Projenin Değerlendirilmesi... 2 4. Projenin Süresi... 2 5. Projenin Kapsamı... 2 6. Projenin Saklanması... 3 7. Proje ve Raporlama... 3

Detaylı

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek Göğüs Cerrahisi Akciğerin Superior Sulkus Tümörlerinde Omurga Tutulumunda Cerrahi Yaklaşım Giriş Akciğerin apeksinden kaynaklanan

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ONDAREN 8 mg/4 ml I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Damar içine uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. ONDAREN 8 mg/4 ml I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Damar içine uygulanır. KULLANMA TALİMATI ONDAREN 8 mg/4 ml I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ml çözelti 2 mg ondansetron baza eşdeğer miktarda ondansetron hidroklorür dihidrat

Detaylı

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1) Bu yönergenin amacı; Çankaya Belediye sınırları içinde yaşayan, yaş sınırı

Detaylı

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ Hazırlayan: Doç.Dr. Hakan Güler Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Karlsruhe Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Almanya

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

Rahim ağzı kanseri; Serviks tümörü; Cerviks kanseri; Cerviks tümörü; Cervix Ca;

Rahim ağzı kanseri; Serviks tümörü; Cerviks kanseri; Cerviks tümörü; Cervix Ca; SERVİKS KANSERİ Rahim ağzı kanseri; Serviks tümörü; Cerviks kanseri; Cerviks tümörü; Cervix Ca; Serviks kanseri uterusun giriş kısmı olan serviks bölümünün tümörüdür. Halk arasında Rahim ağzı kanseri denir.

Detaylı

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı Genel olarak; Tümör hacmi arttıkça Evre ilerledikçe Kombine

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon

Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon Olasılık ve İstatistik Dersinin Öğretiminde Deney ve Simülasyon Levent ÖZBEK Fikri ÖZTÜRK Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik Bölümü Sistem Modelleme ve Simülasyon Laboratuvarı 61 Tandoğan/Ankara

Detaylı

Kolonoskopi. Kalın bağırsak iç yüzey incelemesi. Kolonoskopi için randevu

Kolonoskopi. Kalın bağırsak iç yüzey incelemesi. Kolonoskopi için randevu Kolonoskopi Kalın bağırsak iç yüzey incelemesi Kolonoskopi için randevu Tarih:... Saat:... Randevu için geldiğinizi... bölümüne bildirin. Kan sulandırıcı ilaçlar Çıkma/durma tarihi:... Sizi tedavi eden

Detaylı

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyunca geçirdiği bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal

Detaylı

TABANCA TEKNİK BİLGİ

TABANCA TEKNİK BİLGİ TABANCA TEKNİK BİLGİ Havalı tabanca Serbest Tabanca Spor Tabanca Materyal ve Ekipman İçindekiler 1. Materyal ve Ekipman..3 1.1 Silahın seçimi..3 1.2 Silah Kabzası...3 1.2.1 Üzerinde yapılacak çalışmaların

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı