HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONU"

Transkript

1 HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONU 475

2 HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONU Hava yolu obstrüksiyonu (HYO) başta stridor olmak üzere, huzursuzluk, uyku hali, boğuk ses, çekilmeler, siyanoz gibi bulgularla seyreder. Stridor bir tanı değil bir semptomdur. Solunumun inspirasyon fazında yüksek frekanslı bir gürültüyle karakterizedir. Stridor (gürültülü solunum), parsiyel HYO na bağlı olarak hava akımının buradan geçerken çıkardığı, kaba, sert sestir. Hava bu parsiyel obstrüksiyon alanından geçerken daha güçlü bir basınç oluşturur. Patoloji larinks veya trakeadadır. Daha yukarı seviyelerde görülen HYO larda (en önemlisi koanal atrezi) stridor belirgin değildir. Stridor genellikle inspiratuar olmasına rağmen bazen ekspiratuar olabilir. Supraglottik ve glottik sebeplerde inspiratuar; alt trakeaya veya ana bronşlara ait problemlerde ekspiratuar stridor (wheezing eşlik eder) görülmektedir. Üst trakea, subglottik ve glottik problemlerde ise bifazik yani hem inspiratuar hem de ekspiratuar stridor görülür. Solunum sıkıntısının bir başka belirtisi de çekilmelerdir (suprasternal, supraklavikuler, epigastrik çekilmeler). Hasta solunum sıkıntısını, yardımcı solunum kaslarını devreye sokarak aşmaya çalışır. Stridorun akut ortaya çıkması enfeksiyon veya yabancı cisim, kronik olması daha çok konjenital patolojiler veya hava yolunu daraltan tümörlerde olur. Her durumda stridor mutlaka değerlendirme gerektiren bir semptomdur. PEDİATRİK HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONLARI TABLO: ÇOCUKLARDA HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONUYAPAN NEDENLER KONJENİTAL LARİNKS ANOMALİLERİ ENFEKSİYONLAR Laringomalazi (supraglottik) paralizisi (glottik) Konjenital web (glottik, subglottik) Peritonsiller abse Konjenital bilateral abduktor vokal fold Konjenital subglottik stenoz Konjenital subglottik hemanjiom KİTLE VE TÜMÖRLER LARİNKS VE TRAKEA YABANCI CİSİMLERİ Retrofarengeal abse Akut epiglottit Akut larengotrakeobronşit (Krup) Akut larenjit Konjenital laringosel Juvenil laringeal papilloma Malign tümörler 476

3 Çocuklarda üst solunum yollarının yapısı, erişkinlere kıyasla bazı farklılıklar gösterir. Çocuklarda hava yolu çapı ve kesit alanı erişkinlere kıyasla daha küçük olduğu için erişkinlerde hiçbir semptom vermeyebilen lezyonlar, çocuklarda şiddetli, hatta hayati tehlike oluşturabilecek derecede ciddi HYO na yol açabilirler. Subglottik bölge, çocuklarda üst solunum yollarının en dar yeri iken erişkinlerde, üst solunum yollarının en dar yeri glottik bölgedir. Çocuklarda HYO na neden olan patolojiler şunlardır: A. KONJENİTAL LARİNKS ANOMALİLERİ a. Laringomalazi: En sık rastlanan konjenital larinks anomalisidir (%75). Larinksin embriyolojik immatüritesinin devam etmesi laringomalazinin nedenidir. Erkek çocuklarda daha sıktır. Doğumdan hemen sonra veya bazen 2-3 hafta sonra stridor ortaya çıkar. Omega şeklindeki epiglottisin Laringomalazi ve ariepiglottik plikaların, yumuşaklığı nedeniyle inspiryum sırasında lümene doğru kollabe olmasına bağlı stridor vardır. Vokal kordların şekli ve bir lezyon olmadığı için fonasyon normaldir. Yüzüstü yatmakla şikayetler azalırken, sırtüstü yatmakla şikayetler artar. Ağlama, zorlu insprium, beslenme ve ajitasyon halinde stridor daha belirgindir. Uyku halinde veya sakin solunum sırasında stridor ya yoktur, ya da çok azdır. Siyanoz yoktur, varsa eşlik eden başka konjenital anomaliler akla gelmelidir (%10 olguda başka anomaliler vardır). Teşhiste radyoloji faydasızdır, fleksibl laringoskopi ile konulur. Laringoskopide omega şeklinde kıvrılmış ve inspirasyonda posteriora prolabe olan epiglot, inspirasyonda mediale sarkık ariepiglottik fold ve öne prolabe olan aritenoidler görülür. 6 aya kadar giderek artan stridor, bundan sonra bebek büyüdükçe yumuşak supraglottik yapıların sertleşmesi ve gerginleşmesi ile azalır. Laringomalazide genelde en önemli sıkıntı beslenme güçlüğü olmaktadır. Beslenme sırasında birkaç lokmada bir ara verilmelidir. Gerekirse nazogastrik tüple beslenme yapılabilir. İki yaşına kadar (18-24 aylarda) kıkırdak çatının sertliğini kazanması ile spesifik tedavi gerekmeden kendiliğinden düzelir. Nadiren, ciddi solunum yolu obstrüksiyonu bulguları olan çocuklarda (kor pulmonale olan veya solunum sıkıntısı nedeniyle beslenme zorluğu olan ve büyüme geriliği olan) cerrahi tedavi gereklidir. Eskiden trakeotomi yapılmakta iken günümüzde çok çeşitli alternatif larengoplastik cerrahiler (bunlara genel olarak supraglottoplasti ameliyatları denmektedir) vardır. Bu tekniklerde lazer veya soğuk teknikle supraglottik fazla mukoza eksize edilir veya epiglot dil köküne sütüre edilir. b. Konjenital vokal kord paralizisi: İkinci en sıklıkta rastlanan (%10) konjenital larinks anomalisidir. İnfantlarda stridor ile ortaya çıkar. Tek yada çift taraflı olabilir. Genelde tek taraflı 477

4 paralizinin sebebi periferik, çift taraflı paralizinin sebebi santral orjinlidir. Tek taraflı paralizide (uzun seyrinden dolayı solda daha sıktır), kardiak (VSD, Fallot, PDA, büyük damar anomalileri..), pulmoner veya özofagus patolojileri; bilateral paralizilerde ise çoğunlukla intrakranial anomaliler (serebral agenezi, meningosel, ensefalosel, hidrosefali, Arnold Chiari malformasyonu) saptanır veya doğum esnasındaki intraserebral kanama ile birlikte olabilir. Ayrıca mutlaka zor doğum veya forseps kullanımı sorgulanmalıdır (oldukça hassas olan RLS hasarlanabilir). Bazı hastalarda hiçbir etken bulunamaz yani sağlıklı bir çocukta tek başınada görülebilir. Teşhis, her iki kord hareketlerinin endoskopik veya fiberoptik gözlenmesiyle konur. Tek taraflı ise; erken fark edilmeyebilir, aspirasyon sık olmasa da bazen hafif olabilir, fonasyon nefeslidir ve ağlama zayıftır. Tek taraflı paralizilerin çoğunluğu birkaç ay içinde spontan düzelir. Paralizi düzelmese bile sıklıkla kompansasyon gelişir. Yapılacak tek şey varsa aspirasyonu önlemek için konservatif davranılması, beslenme sırasında dikkat edilmesidir. Cerrahiye (enjeksiyon) genelde gerek kalmaz. Bilateral paralizili çocuklarda inspiratuar stridor vardır, ses (ağlama) normaldir, genellikle önce acil entübasyon sonra trakeotomi gerekir. Nörolojik anormallikler sürdükçe trakeotomi zorunluluğu devam eder. Bu durumda beyin cerrahları tarafından yapılacak erken girişimler, vokal kord paralizisinin de düzelmesini sağlayabilir. Arnold Chiari sendromunda, uygulanan bazı BOS shuntları paralizinin düzelmesine sebep olabilmektedir. Spontan iyileşme görülmeyen olgularda kalıcı larengeal cerrahi (kordotomi, aritenoidektomi..) erişkinlerdeki gibidir ancak ne zaman yapılacağı tartışma konusudur. Bazıları 2 yaşa kadar, bazıları ise daha fazla bekleme taraftarıdır. c. Konjenital subglottik stenoz: Larinksin üçüncü sıklıkta izlenen konjenital anomalisidir. Embriyolojik gelişim sırasında laringeal rekanalizasyonun tam olmamasından meydana gelir. Solunum sıkıntısı ve inspiratuvar stridor ile karakterize bir hastalıktır. Çocuklarda subglottis solunum yolunun en dar kısmıdır. Subglottik bölgenin normalden (yenidoğanda <4mm, prematürede <3mm) dar olması stenoz olarak kabul edilir. Subglottik stenoz darlık miktarına göre (subglottik bölgenin alanı) dört dereceye ayrılmıştır (Myer-Cotton evrelemesi). Birinci derecede subglottik alan normale göre <% 50, ikinci derecede % arası, üçüncü derecede % arası daralmıştır. Dördüncü derece stenozda ise hiç lümen yoktur (yaşamla bağdaşmaz). Histopatolojik olarak kıkırdak stenoz (kartilajinöz tip; krikoid kıkırdakta kalınlaşma, deformasyon) veya yumuşak doku stenozu (membranöz tip; vokal kordların 2-3 mm aşağısında ve halka şeklinde fibröz doku artışı veya glanduler hiperplazi) olarak iki ana tip vardır. İkisi bir arada olabilir. Klinik bulgular şiddetli stenozlarda doğumdan hemen sonra ortaya çıkar. Bunlar solunum güçlüğü, bifazik veya inspiratuvar stridor ve çekilmelerdir. Hafif subglottik stenozu olan (birinci 478

5 ikinci derece) çocuklar genelde asemptomatiktir ancak ilerleyen zamanlarda ÜSYE ve efor esnasında solunum sıkıntılarının artmasıyla semptomlar ortaya çıkar. Bir yaşından küçük çocuklarda rekürren krup tanışı konuyorsa mutlaka altta yatan subglottik stenoz araştırılmalıdır. Radyolojik olarak stenozun kesin bölgesi öğrenilir, fleksibl laringoskopi ile vokal kord mobilitesi değerlendirilir. Teşhis larinksin genel anestezi altında laringoskopik muayenesi ile konur ve derecelendirmesi yapılır. Endotrakeal entübasyon yada akkiz stenoza yol açabilecek bir sebep bulunamazsa konjenital kabul edilir. Konjenital subglottik stenoz edinsel olana göre genellikle daha iyi seyirlidir. Hastaların çoğunun durumu büyüdükçe iyiye gider. Bu nedenle konjenital olanlarda cerrahi müdahale daha az gerekir. Hastaların yalnızca yarısında (şiddetli stenozlar) trakeotomi gerekir. 3-4 yaşına kadar periyodik takipler yapılır ve dekanüle edilir. Dekanülasyonun mümkün olmadığı hastalarda laringeal rekonstrüksiyon gerekir. Dilatasyonun konjenital subglottik stenozda hiç yeri yoktur. Lazer tedavisi ise sadece membranöz tip stenozlarda yarar gösterebilir ancak uzun dönemde termal yanığa bağlı skarlar stenozu daha da kötüleştirebilir. Kartilajinöz stenozda ise tarif edilmiş farklı laringotrakeal rekonstruksiyon yöntemleri mevcuttur. Bunlarda amaç stenotik alanı genişletmektir. Anterior laringotrakeal dekompresyon (krikoid split; krikoid kıkırdak trakeanın 2 halkasını da içine alacak şekilde önden kırılarak genişleme sağlanır) sık kullanılır. Birde daha ciddi olgularda yapılması gereken krikotrakeal rezeksiyon yöntemleri vardır. bunlarda stenotik alan çıkarılır (4-5 cm lik trakeal segment çıkarılabilir) ve tirotrakeal anastomozlar yapılır. d. Konjenital laringeal web ve atrezi: Embriyoda larinks gelişirken larinks lümeni başlangıçta obliteredir. Laringeal kanal oluşurken (rekanalizasyon) meydana gelen aksaklıklar laringeal web oluşumuna neden olur. Rekanalizasyonun hiç olmaması ise laringeal atrezi ile sonuçlanır (acil trakeotomi açılmazsa yaşamla bağdaşmaz). Webler %75 vakada glottik, %25 vakada ise subglottik yerleşimlidir, genellikle ön kısımdadır. Supraglottik web çok çok enderdir. Webler subglottik stenoz ile beraber olabilir. Webin genişliğine göre semptomlar değişir. En sık semptomlar afoni veya zayıf sesle ağlamadır. Daha büyük weblerde solunum sıkıntısı ve stridorda görülür. Fiberoptikle tanı konabilir. Pasajın %50'sinden fazlasını işgal etmiyorsa birşey yapmaya gerek yoktur. Seçilecek tedavi yöntemi webin kalınlığına göre değişir. Webin kalınlığı kolaylıkla yırtılan bir membrandan kalın fibröz bir banda kadar değişebilir. Tedavide mikrolaringoskopik yöntemle önce bir taraf, 3 hafta sonra diğer taraf rezeke edilir. İnce webler bistüri veya lazerle yapılacak insizyon yeterli olur. Şiddetli olgularda trakeotomi ile beraber açık laringeal prosedürler (laringofissür ve laringeal silastik keel stentlerinin yerleştirilmesi) gerekir. 479

6 e. Konjenital subglottik hemanjiom: Hemanjiom, yenidoğan ve infantta baş-boyun bölgesinde en sık görülen tümördür. Ancak subglottik ve trakeal hemanjiyomalar nadir görülür. Subglottik hemanjiyom olgularının %50 sinde vücudun başka bir yerinde hemanjiom vardır. Kızlarda erkeklere göre iki kat fazla görülür. Sıklıkla kapiller yapıda vasküler hamartomlardır, kavernöz veya mikst tip nadiren görülür. Subglottik hemanjiyom genelde doğumda asemptomatiktir, doğumdan sonra prolifere olurlar. En sık yerleşim yeri posterolateral subglottik bölgedir ve unilateraldir. 3 aylıktan sonra büyümeyle bifazik veya inspiratuvar stridor, solunum sıkıntısı görülür. Subglottik hemanjiomlar hızlı bir büyüme döneminden sonra (12-18 aya kadar) duraklama ve regresyon dönemlerine girerler, 5-7 yaş civarında % 90 olguda rezolüsyon görülür. Şüphelenilen hastalarda çekilen direk grafilerde subglottik asimetrik hava yolu daralması tipiktir. Endoskopide submukozal kırmızı mor lezyon görülür ve tanı için biyopsi alıması önerilmez. Asemptomatik yüzeyel bir lezyondan hava yolu tıkanıklığına yol açan büyük kitlelere kadar değişen boyutlarda olabilir. Subglottik hemanjiyomada değişik tedavi yöntemleri vardır. Bunlar arasında; Trakeotomi açıp spontan regresyonu beklemek: Bazıları tarafından en akılcı yöntem olarak önerilmekle beraber trakeotominin morbiditeleri unutulmamalıdır. Aşağıda bahsedilen değişik tedavi imkanlarının tek veya kombine edilmesiyle trakeotomi açılmadan hastaların izlenebilmesi mümkündür. zaman radikal eksizyon yapılamadığından nüks görülebilir. Açık veya endoskopik eksizyon: Hemanjiomların eksizyonu çok kanamalı olabilir ve her Lazerle eksizyon: Lazer (CO2 veya KTP) hemanjiom tedavisini daha kansız yapmaya yardım eder. Her seansta subglottik bölgenin % 30'undan fazlasına müdahale edilmemesi şartıyla (stenoz riski) trakeotomi açılmasına gerek kalmadan lezyonla başedilmesini sağlar. Lazer eksizyon seansları birer ay arayla yapılabilir. Küçük lezyonlarda başarılıdır ancak büyük lezyonlarda termal hasar nedeniyle sineşi, stenoz riski fazladır. Sistemik veya intralezyoner steroid enjeksiyonu: Hızlı büyüme döneminde kitlenin büyümesi azaltılabilir. Steroidlerin sistemik etkileri ortaya çıkmayacağı dozlar (1-15 mg/kg her dört günde bir) verilerek lezyon trakeotomi gerektirmeden kontrol altına alınabilir. yolunu kapayan olgularda kullanılabilir. İnterferon alfa-2a: Antianjiogenezis özelliği nedeniyle steroidlerle beraber yaygın, hava Eksternal radyoterapi ve sklerozan enjeksiyonu yüksek morbiditeleri nedeniyle terk edilmiştir. 480

7 f. Posterior laringeal yarık: Embriyogenezde larinks ve özefagus lümeni ortaktır. Bu ayrılma sırasında meydana gelen problemler bu çok nadir patolojiye sebeb olabilir. Şiddetine göre en basit formu olan interaritenoid bölgede bir larengeal yarık olabileceği gibi karinaya kadar uzanan trakeal bir yarıkta olabilir. Stridor nadirdir. Aspirasyon problemleri ön plandadır (trakeaözefagial fistül nedeniyle). Tedavide temel amaç aspirasyonun önlenmesi ve defekt tamiridir. B. ENFEKSİYONLAR a. Retrofarengeal abse: Derin boyun enfeksiyonudur. Bogaz ağrısı, disfaji, odinofaji, boyunda LAP, hafif boyun rijiditesi ve ayrıca çocuklarda daha göze çarpan irritabilite, iştahsızlık, ateş, boğuk sesle ağlama, salya artışı bulunur. Boyun hasta tarafa doğru eğilir ve hiperekstansiyon gelisir. İleri olgularda dispne gelişir. Muayenede orofarinksin (posterior faringeal duvarın) bir tarafında şişlik saptanır. Muayene esnasında apseyi rüptüre etmemek için çok dikkatli davranılmalıdır. Ayırıcı tanıda krup, epiglottit, peritonsiller apse ve menenjit düsünülmelidir. Tanıda lateral grafi ve BT yeterli olur. Lateral grafilerde C2 seviyesinde yumuşak doku kalınlığı normalde 3,5 mm dir. 7 mm den fazla olması çocuk ve erişkinlerde pozitif olarak kabul edilir. C6 seviyesinde ise çocuklarda 14 mm, erişkinlerde ise 22 mm den fazla olması patolojiktir. Tedavide hospitalizasyon, intravenöz antibiyoterapi ve cerrahi drenaj (transoral veya eksternal) yapılmalıdır. b. Peritonsiller abse: Tedaviye yanıtsız tonsillit öyküsü genellikle vardır. Hastada boğaz ağrısı, disfaji, odinofaji, otalji, ağız kokusu vardır. Muayenede ağız tam olarak açılamaz ve pterigoid kas spazmına ve refleks irritasyonuna baglı olarak trismus bulunur. Yumuşak damak ve anterior tonsil plikasında şişlik saptanır. Tonsil öne aşagıya doğru, uvula da karsıya doğru itilmistir. Ateş, boyunda ağrılı LAP, lökositoz vardır. Ayırıcı tanıda peritonsiller selülit, parafarengeal apse ve tümör akılda tutulmalıdır. Abse tanısı ponksiyon ile pü saptanmasıyla konur. Tedavi üç şekilde yapılır: iğne aspirasyonu, insizyon-drenaj ve sıcak tonsillektomi. İğne aspirasyonu ile %90 oranında iyileşme sağlanır ancak birden fazla aspirasyon gerekebilir. Kanama diyatezi olanlarda, genel anesteziyi kaldıramayanlarda yapılabilir. İnsizyon ve drenaj uygulamasında tonsil ön plikasının en belirgin yerinden insizyon yapılır ve klemp ile girilerek drene edilir. Sıcak tonsillektomi, lateral farengeal alana ulasan yada aspirasyon veya drenaj uygulamasıyla iyilesmeyen hastalarda gerekebilir. c. Akut epiglottit: En sık 3-6 yaş arasındaki çocuklarda görülen, supraglottik larinksin en sık H.influenza tip B ile gelişen enfeksiyonudur. Erişkinlerde de daha az olmak üzere görülebilir. Semptomların nedeni enfeksiyona bağlı olarak supraglottik bölgede meydana gelen ödemdir. 481

8 Özellikle epiglotta meydana gelen ödem nedeniyle inspiratuar stridor görülür. Seyri çok hızlıdır, hiçbir şikayet yokken 3-8 saatte tablo yerleşir. Yüksek ateş, hava açlığı, ajitasyon, şiddetli disfajiodinofaji ve buna bağlı ağızdan tükrük akması (drooling) belirtileri gösteren dramatik bir tablodur. Postürü tipiktir; hasta yatakta oturur pozisyonda (çünkü solunum sıkıntısı yatınca artar), baş ekstansiyonda, daha rahat solunum için çene açık ve öne doğru kaydırılmış ve dil dışarıdadır. Ağız açılınca hiperemik ve ödemli epiglot görülür. Akut epiglottitten şüphelenilen böyle bir hastada endotrakeal entübasyon için gerekli hazırlıklar olmadan daha ileri gidilerek larinks muayenesi yapılmamalıdır. Üst solunum yoluna yönelik manüplasyonlar (dil basacağı ile muayene), hatta vücut pozisyonundaki küçük değişiklikler bile tam obstrüksiyona neden olabilir. Erişkin hastalarda bu riskler yoktur. Lateral servikal yumuşak doku grafisinde epiglot ''başparmak-thumb sign'' şeklinde görülür. Tanı konulduğu anda hasta hospitalize edilmeli ve endotrakeal entübasyon ile hava yolunun güvenliği sağlanmalıdır; tedavi ile enfeksiyon saat içinde gerileyeceği için trakeotomi ancak entübasyonun mümkün olmadığı durumlarda endikedir. Enfeksiyonun tedavisi için H.influenza'ya etkili parenteral antibiyotikler (seftriakson) ve ödemin geriletilmesi için sistemik steroid ve soğuk buhar kullanılır. İnfluenza aşıları ile epiglottit görülme sıklığı günümüzde %90 azalmıştır. Her ne kadar antibiyotiklerin gelişmesiyle eskiden yüksek olan mortalite azalmış olsada dikkatli olunmalıdır. d. Akut laringotrakeobronşit (Krup): Akut epiglottitten 15 kat daha sık görülür. Solunum yolu virüslerinin (en sık parainfluenza tip 1, sonra influenza, respiratuar sinsityal virüs gibi) neden olduğu, genellikle 3 yaş altında görülen, subglottik ödem nedeniyle hava yolu obstrüksiyonuna neden olabilen bir enfeksiyondur. Başlangıçta viral olsa da hastalık bakteriyel süperenfeksiyonla daha da ağırlaşabilir. Klinik tablo, akut epiglottitte olduğu kadar akut seyirli değildir ve vücut pozisyonu genellikle normaldir, hafif bir ÜSYE gibi başlar, yavaş gelişir, ateş hafiftir (subfebril), boğuk ses ve öksürük (havlar tarzda) tipiktir, solunum güçlüğü ve stridor inspiratuar ve ekspiratuar şeklinde olup çok şiddetli değildir. Şiddetli olgularda çekilmeler, siyanoz olabilir. Semptomlar larinks ve trakea-bronştaki ödeme bağlıdır. Semptomlar 3-5 gün sürer ancak bulaştırıcılık 2 haftadır. Tanıda klinik yeterlidir, direk grafilerde subglottik bölgede daralma görülebilir (kalem ucu veya kule belirtisi). %85 olguda hospitalizasyona gerek yoktur. Nemli bir ortamda tutulmaları önerilir. Hava yolu obstrüksiyonu belirtileri şiddetli olan hastalar hospitalize edilmeli, solunum havası nemlendirilmeli, sistemik steroid tedavisi ve nebulize (rasemik) epinefrin (sistemik steroidin antiödem etkisi için zaman gerektiğinden vazokonstruksiyon yaparak ödemi engelleyen epinefrinle kombine edilmesi faydalıdır) ile birlikte hemen daima eklenen bakteriyel süperenfeksiyonların önlenmesi için antibiyotik proflaksisi uygulanmalıdır. Tüm bu tedavilere 482

9 rağmen hava yolu obstrüksiyonu bulgularının çok şiddetli olması halinde (%1 olguda) endotrakeal entübasyon (nadiren trakeotomi) uygulanabilir. Rekürren krup olgularında altta yatan başka bir patoloji araştırılmalıdır (ör: laringeal kleft..) e. Akut larenjit: Üst solunum yolu infeksiyonları esnasında görülebileceği gibi izole akut larenjit olarak da gelişebilir. Vokal kordlar ödemli ve hiperemiktir. Sıklıkla viral nedenlerle oluşur. Ses boğuktur, konuşmayla ağrı (odinofoni) olur, öksürük, boğazda dolgunluk hissi sık görülen semptomlardır. Tedavi; buhar, ses istirahati, ateş varsa antibiyotik önerilir. Solunum güçlüğü olup olmadığına dikkat etmek gerekir. Akut larenjitin subglottik lokalizasyon gösteren tiplerinde kurup gelişir. C. LARİNKS VE TRAKEA YABANCI CİSİMLERİ Larinks ve trakea yabancı cisimleri: Çocuklarda küçük yabancı cisimlerin yanlışlıkla aspirasyonu sonucunda akut hava yolu obstrüksiyonu görülebilir. Ani gelişen stridorlarda akla gelmelidir. Tam obstrüksiyon durumunda Heimlich manevrası denenebilir (1-2 yaşındaki küçük çocuklarda öne eğip sırtına vurarak); komplet olmayan obstrüksiyonlarda hava yolunu açık tutmaya yönelik pozisyonel manevralar yapılmalı, hasta en kısa sürede genel anestezi altında müdahale edilebilecek bir merkeze nakledilmeli, klinik durum elveriyorsa yabancı cismin lokalizasyonu radyolojik olarak tespit edilmeye çalışılmalı ve genel anestezi altında direkt larengoskopi ve/veya bronkoskopi ile yabancı cisim çıkartılmalıdır. Yabancı cismi daha da distale itme olasılığı olduğundan, endoskopik girişim olanakları bulunmayan yerlerde endotrakeal entübasyondan kaçınılmalıdır; acil durumlarda krikotirotomi veya trakeotomi uygulanabilir. D. KİTLE VE TÜMÖRLER a. Konjenital laringosel: Laringeal sakkülün hava ile dolu anormal dilatasyonu ile oluşur. Larinks sakkülünün hava ile anormal genişleyerek fıtıklaşması da denebilir. Enfekte olursa laringopyosel denir. Konjenital veya edinilmiş (trompet çalanlarda, cam işçilerinde, sesini zorlayanlarda, yaşlılarda) olabilir. 3 tipi vardır: İnternal: genişleme larinks içine sınırlıdır. Paraglottik mesafede tiroid kartilaj ile band ventrikül arasında band ventrikülü medialize edecek şekilde büyür. Eksternal: Tirohyoid membranın lateralinden dışarı çıkar, boyunda (SKM anteriorunda) kitle olarak belirir. Mikst (kombine) tipte her ikiside vardır. Genelde asemptomatiktir, çoğu zaman radyolojik incelemelerde tesadüfen saptanır. Semptomatik olgularda ses kısıklığı, stridor, globus hissi, horlama görülebilir. Muayenede band 483

10 ve aryepiglottik foldda şişlik görülebilir. Eksternal ise boyun lateralinde yumuşak, komprese edilebilen kitle vardır. BT tanıda yeterlidir. Semptomatikse cerrahi olarak (endoskopik veya eksternal) çıkarılır. Eksternal yaklaşımda superior laringeal sinirin korunmasına dikkat edilir. b. Juvenil laringeal papilloma: Çok nadir görülmesine rağmen çocuklarda larinkste en sık görülen neoplazmdır. Etiyolojisinde Human Papilloma Virüs-HPV (en sık tip 6 ve 11, aynı zamanda genital siğilin de etkenleri) rol aldığı bir tümördür. Vaginal yolla doğan bebeklerde görülür. Doğum anında bebeğin enfekte amnion sıvısını aspire etmesiyle oluştuğuna inanılmaktadır. Doğumdan 2-3 yıl sonra semptomlar çıkar. En sık vokal kord üzerine yerleşmesine rağmen tüm glottisi tutabilir, yukarda supraglottik bölge, ağız, farinks, aşağıda subglottik bölgelere yayılabilir, hatta trakeabronşial bölgede heryerde olabilir. Nadir görülen pulmoner tutulumda mortalite yüksektir. Bu nedenle başlangıç semptomu olan ses kısıklığının yanında ileriki dönemlerde hava yolunu daraltarak bazen hayatı tehdit edici biçimde solunum sıkıntısına yol açabilir. Subglottik bölgeler tutulduysa dispne ve stridor ilk semptom olabilir. % 20 olguda trakeotomi gerekmektedir. Papillomlar, fleksible fiberoptik muayene ile poliklinik şartlarında gözlenebilir ancak tanısı biyopsi ile konur. Düzensiz, ekzofitik, dokunmakla kolay kanayan lezyonlardır. Tedavide amaç görünen papillomları yok ederek hava yolunu açık tutmaktır. Genel anestezi altında direk laringoskopi ve C02 lazer ile papillomlar evaporize edilir ancak çok iyi sonuç almak genelde zor olmaktadır çünkü tekrarlama şansı çok yüksektir. Bu nedenle defalarca mikrolaringeal cerrahi yapılmasını gerektirebilir. Lazere bağlı skar ve weblerin oluşmaması için dikkatli olunmalıdır. Çocuk adölesan yaşa yaklaşırken bu tekrarlar azalma hatta kaybolma eğilimindedir. Ancak hastalıksız yıllardan sonra bile tekrar lezyonlar oluşabilir. Günümüzde cerrahinin tek başına yeterli olmamasından dolayı alternatif medikal tedavi arayışları (interferon alfa, asiklovir, cidofovir, indol-3-karbinol ) sürmektedir. Papillomlar erişkinlerde de izlenebilir ancak seyri çocuklardakinden biraz farklıdır. Erişkinlerde tümör genelde larinkste sınırlıdır, pek yayılmaz. Bu nedenle en önemli şikayet ses kısıklığı şikayetidir. Tedaviye daha iyi cevap verir ve tamamen çıkarıldıysa nüks etmesi beklenmez. Nadirde olsa erişkin papillomlarında malign transformasyon bildirilmiştir. c. Malign tümörler: Oldukça enderdir. 484

11 ERİŞKİNLERDE HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONU ENFEKSİYONLAR (LUDWİG ANJİNİ, PERİTONSİLLER APSE DİFTERİ, TETANOZ) ANJİONÖROTİK ÖDEM EDİNSEL SUBGLOTTİK STENOZ TRAVMALAR YABANCI CİSİM BİLATERAL ABDÜKTÖR VOKAL KORD PARALİZİSİ KİTLE VE TÜMÖRLER (LARİNGOSEL, KANSERLER) ENFEKSİYONLAR Ludwig anjini, genellikle dental veya tükrük bezi kaynaklı, submental ve submandibüler bölgenin lokalize derin boyun enfeksiyonudur. Bu tabloda flegmon veya abse gelişimi nedeniyle dil kökü, larinks, ya da trakea basısı ile hava yolu obstrüksiyonu gelişebilir ve trakeotomiye ihtiyaç duyulabilir. Erişkinlerde bazen peritonsiller apse de solunum yolu obstrüksiyonuna neden olabilir. Difteri, oral kavite, farinks ve larinkste mukoza yüzeylerinde gelişen membranlar ve Corynebacterium dyphteriae'nın salgıladığı toksin ile gelişen farinks, larinks ve solunum kaslarındaki paraliziler nedeniyle solunum yolu obstrüksiyonuna sebeb olabilir. Solunum sıkıntısı olan hastalarda antibiyotik ve antitoksin tedavisi ile birlikte, gerektiğinde endotrakeal entübasyon veya trakeotomi de uygulanmalıdır. Tetanoz, Clostridium tetani egzotoksininin farinks ve larinks kaslarında neden olduğu spazmlar sonucunda solunum yolu obstrüksiyonu meydana gelebilir. Solunum sıkıntısı olan hastalarda trakeotomi uygulanmalıdır; endotrakeal entübasyon şiddetli kas spazları nedeniyle mümkün olmayabilir. ANJİONÖROTİK ÖDEM Tip I hipersensitivite reaksiyonu (anaflaktik reaksiyon) sonucunda yüz cildinde, dudak, dil, farinks ve larinks mukoza yüzeylerinde ödem ve buna bağlı hava yolu obstrüksiyonu görülebilir. Vücudun çeşitli yerlerinde de şişmeler olabilir. Larinksteki ödem hayatı tehdit edici olduğu için acildir. Alerjik ve herediter olmak üzere 2 formu vardır. Alerjik ödem genellikle yiyecekler, ilaçlar, böcek sokmalarına veya inhale edilen ajanlara baglı olabilir. Anamnezden anlaşılabilir. Dil, yüz, dudaklar, oral kavite ve üst solunum yollannda kısa sürede ödem oluşması neticesinde (larinkste ödem daha az olur) solunum sıkıntısı yaratır. Antihistaminik (IV) ve kortikosteroidler (IV steroid puşe, 250 mg prednizolon) genellikle semptomları giderir. Oksijen ve buhar ile destekleyici tedavi devam edilmelidir. Acil durumlarda 0,3-0,5 cc (1/1000'lik) adrenalin uygulanmalıdır. Trakeotomi gerektirebilir. Herediter formunda 485

12 Cl esteraz inhibitör protein eksikliği vardır, daha ağır seyreder. Anaflaksinin diğer belirtileriyle birlikte solunum sıkıntısı olan ve medikal tedavi ile kısa sürede rahatlamayan hastalarda gecikilmeden endotrakeal entübasyon veya trakeotomi ile hava yolu güvenliği sağlanmalıdır. Laringospazm ise şiddetli öksürük atağından sonra, yabancı cisim inhalasyonunda veya anestezi sonrası ekstübasyonu takiben gelişebilir. Genellikle kendiliğinden düzelir. EDİNSEL SUBGLOTTİK STENOZ Hem çocuk hemde erişkinlerde laringeal ve trakeal stenozun en sık nedeni travmadır (eksternal yada internal). Herhangi bir nedene bağlı olarak uzun süre entübe kalan hastalarda entübasyon tüpünün yaptığı basınç nekrozu ülserasyona yol açar. Larinks ve trakea mukozasındaki bu ülserasyon granülasyon dokusu ve fibrozis ile iyileşerek lümende stenoz gelişir. Stenoz riski entübasyon süresi arttıkça yükselir. 10 günden fazla entübe ise risk %14 tür. Tedavisi oldukça zordur, bu nedenle stenoz oluşmadan önlemek için uzun süreli entübasyon gerekli hastalarda trakeotomi açılmalıdır. Trakeotominin yüksek açılması, konitomi ve kronik inflamatuvar hastalıklar da stenoz nedeni olabilir. Eksternal travmalar (en sık trafik kazaları) sonrasında da subglottik veya trakeal stenozlar gelişebilir. Giderek artan solunum sıkıntısı ile başvuran hastalarda radyolojik inceleme ve indirek-direk laringoskopi ile tanı konur. Cotton sınıflamasına göre hastalığın şiddeti derecelendirilir. Birinci derecede subglottik alan normale göre <% 50, ikinci derecede % arası, üçüncü derecede % arası daralmıştır. Dördüncü derece stenozda ise tam obstrüksiyon gelişmiştir, hiç lümen kalmamıştır. Orta ve şiddetli stenozlar trakeotomi gerektirir. Hava yolu sağlandıktan sonra iki temel tedavi prensibi vardır: endoskopik tedavi, eksternal cerrahi tedavi. Endoskopik yolla yapılan müdahaleler; dilatasyon ve CO2 lazer ile eksizyondur. Dilatasyon erken dönemlerde faydalı olabilir ama matür ve kartilajinöz stenozlarda etkisizdir. Dilatasyonun konjenital subglottik stenozda hiç yeri yoktur. Lazer tedavisi ise sadece membranöz tip stenozlarda yarar gösterebilir ancak uzun dönemde termal yanığa bağlı skarlar stenozu daha da kötüleştirebilir. Perikondrit veya kondrite yol açabilir. Bu şekilde yapılan konservatif tedavilerle dekanülasyonun mümkün olmadığı hastalarda eksternal cerrahi teknikler (laringeal rekonstrüksiyon) uygulanır. Özellikle grade 3 ve 4 lezyonlarda sıklıkla gerekir. Laringeal rekonstrüksiyon yöntemleri split prosedürleri, kartilaj-kemik greftleri ve stentlemedir. split prosedürleri; Anterior krikoid split (anterior laringotrakeal dekompresyon; krikoid kıkırdak trakeanın 2 halkasını da içine alacak şekilde önden kırılarak genişleme sağlanır, çocuklarda sık kullanılır, trakeotomiye alternatiftir) ve laringofissür ve posterior krikoid divizyon (ayırma; glottik ve subglottik stenoz kombine ise kullanılır, krikoid kıkırdağın posterior laminasına insizyon yapılarak ayrılır, öndeki skar dokusuna dokunulmaz, çocuklarda ve 486

13 erişkinlerde kullanılır). Rekonstrüksiyonda greft materyali olarak kostal kartilaj ve hyoid kemik kullanılabilir. Çok çeşitli stentler (montgomery, t-tüp ) vardır. Stentin üst ucu aritenoide, alt ucu karinaya (2 cm kalana kadar) uzanır. Trakeal stoma seviyesinde stente bir delik açılır yada hazır formları (T-tüp) vardır. Stenozun tamamen subglottik olup geniş olduğu (>1 cm) daha ciddi olgularda krikoid rezeksiyon ve tirotrakeal anastomoz yöntemleri yapılır. Komplet trakeal stenoz durumunda segmental rezeksiyon ve uçuca anastomoz en uygun tedavidir. Trakea erişkinlerde ortalama 11 cm dir (10-13 cm) ve arasında trakeal halkaya sahiptir. Uygun yaklaştırma teknikleriyle trakeanın yarısı (5 cm lik trakeal segment) rezeke edilebilir. Ancak 3 cm den fazla rezeksiyonlarda gevşetme yöntemlerine (suprahyoid, infrahyoid kaslar kesilerek uygulanır) başvurulur. Suprahyoid gevşetme daha sık kullanılır. TRAVMALAR Maksillofasial travmalarda, özellikle de parçalı mandibula kırıklarında dil kökünün orofarinksi tıkaması sonucunda ve larengo-trakeal travmalarda hava yolu obstrüksiyonu görülebilir. Trafik kazaları gibi künt travmalara veya delici-kesici aletlere bağlı olarak hafif bir ödemden veya bir hematomdan, laringotrakeal seperasyona kadar geniş bir spektrum vardır. İlk yardım müdahalelerinin yapılmaması halinde, larengotrakeal travmalı kişilerin büyük bir çoğunluğu kaza yerinde veya nakil sırasında kaybedilir. Hava yolu obstrüksiyonu saptanan olgularda öncelikle travmayı artırmayacak şekilde entübasyon veya trakeotomi uygulanmalıdır. Bazı larinks travma olgularında endotrakeal entübasyon tehlikeli olabileceği için solunum desteği gerekiyorsa trakeotomi açılmalıdır. Hava yolu obstrüksiyonuna bağlı hayati tehlike ortadan kalktıktan sonra uygulanacak ileri tedavi, yaralanmanın tipine ve şiddetine göre planlanır. Travma hasarı minimal (örneğin hafif ödem ve zedelenmeler, yüzeyel mukoza laserasyonları) olan hastalarda en az 24 saat gözlem altında yatak istirahati, yumuşak diyet, havanın nemlendirilmesi, ses istirahati ve antibiyotik proflaksisi ile destekleyici tedavi yeterlidir. Eğer larinks ödemi varsa sistemik steroid uygulanmalı, hastanın takibinde solunum obstrüksiyonu bulgularında ilerleme varsa trakeotomi açılarak direkt laringoskopi yapılmalıdır. Semptomları daha şiddetli olgularda kısa sürede endoskopik muayene ve radyolojik incelemeler yapılarak açık eksplorasyon endikasyonu olup olmadığına karar verilmelidir. Kıkırdakta yırtılma, luksasyon, fraktür, submukozal hematom, mukozal yırtılma gibi etkilenmeler olabilir. Tiroid ve krikoid kıkırdaklar hyalin yapıdadır. Aritenoid kıkırdak kısmen hyalindir (vokal proçes hyalinleşmez, diğer kısımlarda hyalinleşme olur). Bu hyalin kıkırdaklar yaşlarında kemikleşmeye başlarlar. 40 yaşın üzerinde ekseriyetle kemik yapıda olduğundan travma ile dağılarak pasaj bütünlüğü daha kolay bozulur. Cerrahi (iatrojenik) travmalarda özellikle oral kavite, orofarinks ve larinksteki operasyonlardan sonra postoperatif ödem oluşması akut solunum yolu obstrüksiyonuna yol açar. Bu hastalarda 487

14 yüksek riskli olanlarda preoperatif trakeotomi açılmalıdır. Diğerlerinde de postoperatif dönemde dikkatli olunmalıdır. YABANCI CİSİM Erişkinlerde nadir görülür, ilk yapılması gereken Heimlich manevrasıdır. Alt solunum yollarına inen yabancı cisimler endoskopik olarak çıkarılır. BİLATERAL ABDUKTÖR VOKAL KORD PARALİZİSİ Larinksi inerve eden süperior larengeal sinir, rekürren larengeal sinir ve bunların kaynaklandığı n.vagus'u ilgilendiren serebral korteks ile sinir-kas kavşağı arasındaki çeşitli inflamatuar, nöropatik, neoplastik, travmatik lezyonlar sinir paralizilerine neden olabilir. Yaklaşık %20 olguda paralizinin nedeni bulunamaz ve idiopatik olarak sınıflandırılır. Vokal kord paralizilerinin çoğu erişkinlerde görülür ve en sık nedeni tiroidektomiye bağlı cerrahi travmadır. Bilateral paralizilerde fonasyonda kordlar karşılıklı geldiğinden hastanın ses kalitesi iyidir. Esas sorun, her iki vokal kordun median veya paramedian pozisyonda hareketsiz kalması nedeniyle oluşan solunum güçlüğüdür. Nefes darlığı istirahatte olmayabilir, ancak hareketle, özellikle merdiven çıkarken ortaya çıkar ve kişi dinlenip soluklanma ihtiyacı hisseder. Ev işlerini zorlukla, defalarca dinlenerek tamamlar. Bu hastalardaki şiddetli horlama problemi de oldukça rahatsız edicidir. Gelişen bir enfeksiyon neticesinde oluşabilecek minimal ödemler mevcut tabloyu daha da ağırlaştırarak ciddi solunum tıkanmalarına neden olabilir. Bu nedenle çift taraflı ses teli felci acil müdahale edilmesi gereken bir durumdur. İstirahatte dahi nefes darlığı olanlar daha acildir. Tipik öykü ve endoskopik incelemede ses tellerinde hareketsizlik görülmesi ile tanı kolaylıkla konur. Bu hastalarda seçilecek tedavi glottik açıklığı genişletici (hava yolunu açıcı) cerrahi işlemlerdir. Solunum güçlüğü gelişen hastalarda solunum yolunun açılması için trakeotomi açılır, daha sonra bir aritenoidin veya kordun laterale çekilmesini sağlamak ve solunum yolunu açmak için cerrahi tedaviler uygulanabilir ((sütür ile lateralizasyon, aritenoidektomi, lateral aritenoidopeksi, kordektomi, posterior kordotomi gibi). Trakeotomi sonra birkaç gün içinde kapatılır. Ses terapisinin yeri yoktur. KİTLE VE TÜMÖRLER Laringosel: Larinksin seyrek görülen bir anomalisi olup laringeal ventrikül sakkülünün hava ile genişlemesidir. Tüm yaş gruplarında görülebilmesine rağmen en sık 50-60'lı yaşlarda ve erkeklerde görülür. Konjenital ve edinsel olarak olabilir. Yenidoğanlarda konjenitaldir. Etiyolojisi net değildir. Yenidoğanlarda büyük bir sakkül konjenital artık olarak bulunabilir. Ara ara olan ses kısıklığı ve dispne yapar. Boyunda da yumuşak şişlik varsa akla gelmelidir. 488

15 Erişkinlerde ise 2 şekilde gelişiyor olabilir; ya konjenital olarak geniş sakküle sahiptir yada uzun süre artmış intralaringeal basınca sekonder olarak geliştiği düşünülmüştür. Sıklıkla cam üfleme isçileri ve trompet gibi üflemeli enstrüman çalanlar yada müezzinler gibi transglottik basıncın yükselmesine neden olabilecek ıkınma gibi zorlamalar yapan kişilerde görülürler. Laringoseller tirohyoid membranla olan ilişkisine göre; internal, eksternal veya mikst tip olarak sınıflandırılırlar. İnternal tip laringoseller larinks içinde sınırlıdır, paraglottik bölgeden bant ventrikül ve ariepiglottik plikaya uzanır. Eksternal tip laringoseller larinks dışında genişlemiş bir yapı şeklindedirler, sakkül yukarı tirohyoid membrana uzanır ve burdan (süperior laringeal sinir ve arterin giriş yerinden) dışarı çıkması ile oluşurlar. Mikst (kombine) tipte her ikisi görülür. Laringosel, nadir olmakla birlikte bilateralde görülebilir. Büyük bir kısmı asemptomatiktir ve başka nedenle çekilen BT de tesadüfen yakalanır. Semptomatik olanlarda en sık başvuru nedenleri disfoni, öksürük, boğazda yabancı cisim hissi, solunum sıkıntısı, horlama, boyunda şişlik ve stridordur. Boyundaki şişlik kistik kıvamda yumuşaktır, ıkınmakla, valsalva manevrası ile boyunda belirginleşmesi dikkati çeker. Boyundaki çıkıntıya elle baskı yapılması ile havası boşalan top gibi bir ses gelir. Eğer enfekte olursa "Iaringopyosel" olarak adlandınlır. Bu olgularda ateş semptomuda tabloya eklenir. Tanı radyolojik muayene (direk grafide ve en önemlisi BT de hava dolu kese) ile konur. Laringosel hastalarında ventrikülü tıkayan bir karsinom olabileceği ihtimali unutulmamalıdır. Semptomatik olgular cerrahi olarak tedavi edilir. İntemal tip laringosellerde endoskopik yaklaşım yeterli olabilir ancak eksternal veya mikst tip laringosel olan vakalarda, rekürren veya büyük internal laringosel vakalarında kitleye daha rahat hakim olmak için eksternal boyun yaklaşımı gerekir. Horizontal insizyonla tiroid kartilaj üst sınırına ulaşılır (bazen kartilajın bir kısmını resimde rezeke etmek görülmekte), membrana yapılan gerekir, tirohyoid insizyonla paraglottik yerleşimli kese eksize edilir. Ayırıcı tanıda (ventrikül dolu sakküler sakkülünün dilatasyonu) kist mukusla düşünülebilir. Sakküler kist mukoza glandlarının Laringosel BT görünümü ve cerrahisi duktuslarının tıkanması ile oluşur. İçinde kist sıvısı vardır, lümenle ilişkisizdir. BT de laringoselden farklı olarak hava içermez, ancak laringopyoselden ayrımı güçtür. Klinik intemal laringosel gibidir. Tedavisi de aynıdır. Tümörler: Hava yolu obstrüksiyonuna en sık larinks karsinomları neden olur; dil kökü, tonsil, orofarinks, hipofarinks, trakea, servikal özefagus ve tiroid malign tümörleri de lümeni tıkayarak 489

16 veya eksternal bası ile üst solunum yolunu daraltabilirler. Benign tümörler, parafaringeal tümörler, minör tükrük bezi tümörleri veya lingual tiroid nadir de olsa solunum yolu obstrüksiyonu yapabilir. Solunum güçlüğüne neden olan tümör olgularının çoğunda trakeotomi açılması gerekir. Ayrı başlık halinde larinks kanserleri bölümünde ayrıntılı anlatıldı. HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONU OLAN HASTAYA YAKLAŞIM Hava yolu obstrüksiyonu (HYO) değerlendirilmesinde stridor yanında, huzursuzluk, uyku hali, boğuk ses, çekilmeler, siyanoz önemlidir. Hızlı bir anamnez ile etiyoloji aydınlatılmaya çalışılmalıdır. Obstrüksiyonun total hale gelmesinin önlenmesi için gereksiz hareketlerden kaçınılmalıdır. Örneğin, trakeayı kısmen tıkayan yabancı cismi olan bir çocuğun başaşağı sarkıtılması yabancı cismin subglottik bölgeye oturmasına ve hava yolunu tamamen tıkamasına neden olabilir. Hastaya hava yolunu açmaya yönelik doğru pozisyonel manevralar uygulanmalıdır. Total hava yolu obstrüksiyonu varsa ve yabancı cisimden şüpheleniliyorsa Heimlich manevrası denenebilir. Bu manevrada hasta, arkasından eller karın boşluğu üzerinde kenetlenecek şekilde tutulur ve epigastriuma hızla basınç uygulanarak zorlu ekspirasyon ile yabancı cismin çıkartılmasına çalışılır. Kaldırılamayan bir hastada aynı manevra, her iki el ayasının epigastriuma hızla bastırılması şeklinde de uygulanabilir. Bu manevranın uygulandığı hastalar, intraabdominal ve intratorasik yapıların zarar görme olasılığı nedeniyle hava yolu obstrüksiyonunun düzelmesinden sonra dikkatle muayeneden geçirilmelidir. Heimlich manevrasının başarısız olması halinde krikotirotomi veya trakeotomi ile hava yolu açılmalıdır. Krikotirotomi (koniotomi), ancak çok hızlı gelişen total hava yolu obstrüksiyonlarında ve trakeotomi için gerekli cerrahi aletler ve müdahale koşulları bulunmadığında uygulanabilecek, trakeotomiye alternatif olan bir girişimdir. Başın ekstansiyonu ile boyunda kolayca palpe edilebilen krikotiroid membran üzerinden yapılan lokal infiltrasyon anestezisi ve transvers cilt insizyonu ile orta hattan diseksiyon yapılarak larinkse ulaşılır; krikotiroid membran insizyonla açılır, subglottik mesafede hava yoluna girilerek trakeotomi kanülü veya entübasyon tüpü yerleştirilir. Krikotirotominin en önemli komplikasyonu subglottik bölgede stenoz gelişmesidir; bu nedenle, hasta gerekli cerrahi donanımın bulunduğu bir merkeze nakledildiği anda hava yolu açıklığı trakeotomi ile sağlanmalı ve bundan sonra kanül krikotirotomi açıklığından çıkartılmalıdır. Trakeotomi, ayrı bir bölümde ayrıntılı olarak anlatıldı. 490

17 TRAKEOTOMİ Trakeotomi, deneyim gerektiren bir cerrahi girişimdir ve mümkünse genel anestezi altında endotrakeal entübasyonu takiben entübasyon tüpü üzerinden genel anestezi altında yapılmalıdır. Acil ve tümörlerde olduğu gibi entübasyonun çok güç olduğu durumlarda lokal anesteziyle de uygulanabilir. TRAKEOTOMİ ENDİKASYONLARI TABLO: TRAKEOTOMİ ENDİKASYONLARI 1. ÜST SOLUNUM YOLU OBSTRÜKSİYONU Orofarinks ve hipofarinks seviyesindeki obstrüksiyonlar Orofarinks ve 2. SANTRAL VE NÖROMÜSKÜLER SEBEPLİ SOLUNUM solunum hipofarinks YETMEZLİKLERİ yollarının (Alt korunması amacıyla) 3. ALT SOLUNUM YOLLARINDA FAZLA tümörleri ve cerrahisi Anjionörotik ödem SEKRESYON Komplike maksillofasial travmalar (Hava yolunu koruyucu, proflaktik Larengeal seviyedeki obstrüksiyonlar Konjenital larinks anomalileri Larinks travmaları Larinks yabancı cisimleri Larinks ödemi Larengeal enf.lar (Larenjitler, Akut epiglottit, Akut larengo- trakeo-bronşit, Difteri) Trakea, bronş ve alveolar sekresyonların hasta tarafından çıkartılamadığı hallerde, sekresyonlar doldurarak olacağından, Boyun absesi Boyunda hematom Tiroid kanserleri aşağı CO2 solunum retansiyonuna biriken yollarını sebep sekresyonlar trakeostomi yoluyla aspire edilebilir. Toraks ve batın cerrahisi sonrası yetersiz öksürük refleksi hastalığı ve yetmezliği Larinks tümörleri Komşu boyun yapılarının basısı HALLERDE amaçlı): Bilateral abduktor vokal fold paralizisi BİRİKTİĞİ Şiddetli kronik obstrüktif akciğer Bronkopnömoni Yutma güçlüğü ve aspirasyonda 4. VENTİLATÖR DESTEKLİ SOLUNUMA YARDIMCI OLMAK AMACIYLA 491

18 TRAKEOTOMİ TEKNİĞİ Sırtüstü yatarken hastanın omuzları altına rulo yapılmış bir örtü yerleştirilerek trakea yükseltilir. Krikoid kıkırdak ile suprasternal çentik arasındaki cilt ve ciltaltı dokulara lokal infiltrasyon anestezisi uygulanır ve cilt buradan yapılan transvers bir insizyonla geçilir. Acil durumlarda, kanama olasılığının en düşük olduğu orta hattan yapılan bir vertikal cilt insizyonu da kullanılabilir; vertikal insizyonun dezavantajı, cilt kıvrımlarına dik geçtiği için geç dönemde boyunda kontrakte bir skar bırakmasıdır. Ciltaltı dokular geçilirken anterior juguler venlerden kanamaya yol açılmaması için orta hatta kalınması gerekir. İnfrahyoid (strep) adeleler her iki yana ekarte edilerek tiroid istmusuna ulaşılır. Tiroid istmusu aşağı veya yukarı ekarte edilerek cerrahi sahadan uzaklaştırılır, istmusun ekartasyona izin vermeyecek kadar kalın olması halinde iki yanda klemplerle tutulduktan sonra kesilmesi ve kanama olmaması için dikilmesi gerekir. Pretrakeal fasianın da açılmasından sonra trakea halkaları krikoid kıkırdaktan itibaren sayılarak hava yolunun açılacağı aralık tespit edilir. Trakeotomi sıklıkla ikinci ve üçüncü trakea halkaları arasından açılır. Eğer trakeotomi, larinks kanseri nedeniyle açılıyorsa ve hastaya daha sonra cerrahi tedavi uygulanacaksa bu seviyenin önemi vardır. Total larenjektomi uygulanacak hastalarda, trakeostoma oluştururken gerekli olan trakea boyunun korunması için trakeotominin mümkün olduğunca üst halkalar seviyesinden açılması tercih edilir (süperior trakeotomi). Parsiyel larenjektomi uygulanacak hastalarda, açıklığın ve kanülün cerrahi sahaya yakın olmaması ve subglottik stenoza yol açmaması için trakeotominin mümkün olduğunca alt halkalar seviyesinden açılması tercih edilir (inferior trakeotomi). Lokal anestezi altında açılan trakeotomilerde trakea mukozasının insizyonundan hemen önce bir iğne ile lümene girilerek cc topikal anestezik verilmesi, öksürük refleksini inhibe ederek trakea lümenine giriş sırasında hastanın hareket etmesini engeller. Trakea halkaları arasındaki interkartilajinöz membran transvers olarak insize edildikten ve kanülün geçebileceği kadar genişletildikten sonra, trakeadaki sekresyon aspire edilir ve trakeotomi kanülü yerleştirilir. Asiste solunum için balonlu kanül kullanılmışsa hava kaçağı kesilene kadar balon hava ile şişirilir. Kanülün her iki yanından geçirilen bağlar hastanın boynunun arkasında düğümlenerek yanlışlıkla yerinden çıkması önlenir. Balonsuz kanül kullanılmışsa, kanülün kenarlarından kaçan ekspirium havasının ciltaltı dokularda amfizeme neden olmaması için insizyon sıkı dikilmez. Trakeotomi kanülü çevresi ve cilt insizyonu pansuman malzemesi ile kapatılarak işleme son verilir. POSTOPERATİF TRAKEOTOMİ BAKIMI Trakeotominin en önemli bölümlerinden birini postoperatif bakım oluşturmaktadır. Özellikle çocuklar olmak üzere birçok hasta yetersiz postoperatif bakım nedeniyle kaybadilmektedir. Trakeotomi açıldıktan sonra ilk 24 saatte daha sık olmak üzere düzenli olarak trakeal aspirasyon 492

19 yapılmalıdır. Trakeal iritasyona bağlı olarak özellikle ilk 24 saatte trakeobronşial sekresyon artışı görülür. Aspirasyon, bilinçli kişilerce yapılmalıdır. Katater trakeaya itilirken kapatılmalı, çekerken aspirasyon yapılmalıdır. Eğer katateri trakeaya sokarken aspirasyon yapılırsa mukozal hasar meydana gelebilir. Eğer düzenli aspirasyon yapılmaz ise biriken sekresyonlar koyu ve yapışkan bir hale gelerek solunum yolunda tıkanıklıklara neden olabilir. Bunun oluşmaması için özellikle ilk günlerde her 2-3 saatte bir kanül ağzına 3-4 damla serum fizyolojik damlatılmalıdır. Hipoksi ve kardiak arrest gelişebileceği için aspirasyon 15 saniyeden daha uzun sürmemelidir. Trakeotomi açıldığında burnun fonksiyonu ortadan kalktığından ortam havasının nemi ve ısısı ayarlanmalıdır. Isı 25 oc, nem de %80-90 civarında olmalıdır. Bu şartların yetersizliği solunum yollarında sekresyonların kuruması ve infeksiyonlara neden olabilir. Hastanın kanülü ilk 2-3 gün içerisinde değiştirilmesi risklidir. Trakea bulunamazsa ve hastada solunum sıkıntısı meydana gelebilir. DEKANÜLASYON HYO na yol açan etken ortadan kaldırıldıktan sonra en kısa sürede trakeotomi açıklığı kapatılmalıdır. Çocuk hastalar erişkin hastalara kıyasla daha erken dönemde dekanüle edilmelidir. Dekanülasyon öncesinde hasta endoskopik muayene de dahil olmak üzere iyi bir şekilde değerlendirilmelidir. Dekanülasyon genellikle kanül gittikçe daraltılarak ve delikli kanülün dış ağzı 24 saat kapatılarak tolere edilebiliyorsa yapılmalıdır. Bu sürede solunumu rahat olan hastanın kanülü çıkartılır ve trakeotomi açıklığı pansumanla kapatılır. Trakea ve ciltaltı dokulardaki açıklık genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden daralır ve kapanır. Hava ve sekresyon kaçağının tamamen kesilmesinden sonra, gerekiyorsa cilt kenarları düzeltilerek tekrar dikilir. Özellikle çocuklar, uzun süreli trakeotomilerin dekanülasyon aşamasında üst solunum yollarının daha yüksek olan direncine kolay adapte olamazlar ve herhangi bir obstrüksiyon bulunmamasına rağmen solunum güçlüğünden yakınırlar. Dekanülasyondaki bu güçlük ve gecikme, çapı aşamalı olarak azaltılan kanül kullanımı ile aşılabilir. TRAKEOTOMİ KOMPLİKASYONLARI A. Peroperatif komplikasyonlar Kanama: Genellikle boyun yüzeyel venlerinden ve tiroidden meydana gelir. Apne ve kardiak arrest: Solunum yolu obstrüksiyonu nedeniyle hiperkarbi gelişmiş olan hastalarda solunum merkezinin uyaranı, kandaki yüksek karbondioksit konsantrasyonudur. Trakeotomi sırasında, trakea açıldıktan kısa bir süre sonra hiperkarbinin düzelmesi ve solunum merkezi uyaranının ortadan kalkması ile ani solunum arresti, nadiren de kardiak 493

20 arrest gelişebilir. Apne durumunda trakeotomi açıklığının elle kapatılması, karbondioksit konsantrasyonunun yükselerek solunum merkezinin tekrar uyarılması beklenmelidir. Pnömotoraks ve mediastinal amfizem: Trakeotomi sırasında akciğer apeksi plevrasının yaralanması sonucunda pnömotoraks; trakea çevresinden mediastene girilmesi ve negatif basınç nedeniyle intratorasik mesafeye hava kaçması sonucunda mediastinal amfizem gelişebilir. Komşu dokularda yaralanma: Karotid arter, internal juguler ven, n.vagus, servikal özefagus gibi yapılar yaralanabilir. B. Erken postoperatif komplikasyonlar Subkutanöz Fistül: Trakeotomi sonrası çok küçük bir alana sınırlı subkutan amfizem sık görülür. Ancak bazı durumlarda yüzden karın bölgesine kadar yayılabilir. Genellikle insizyon bölgesinin sütürasyonu sonucu oluşur. Ciltaltı amfizeminde cildin palpasyonunda krepitasyon alınır. Trakeotomi açılan her hastada periodik aralıklarla ciltaltı amfizemi kontrol edilmelidir. Cilde iğneler sokulması havanın dışarı çıkışına yardımcı olur. Kanülün çıkması: Trakeotomi kanülünün iyi yerleştirilmemesi ya da uygun kanül kullanılmaması durumunda kanül yerinden çıkabilir. Örneğin şişman ve kısa boyunlu kişilerde kısa kanül kullanılırsa daha kolay çıkabilir. İyi tespit edilmeyen kanülün ilk 48 saat içinde çıkması trakeotomi açıklığının kapanmasına ve hastanın solunum sıkıntısına girmesine neden olabilir. ile tıkanabilir. Kanülün tıkanması: Postoperatif bakımın yetersizliği sonucunda kanül, pıhtı ya da mukus Hemoraji: Genellikle kanülün kendisinin ya da kafının neden olduğu basınç nekrozu nedeniyle meydana gelir. Basınç nekrozu sonucu en sık olarak arteria innominata kanar. Spontan durmayan kanamalarda trakeotomi açıklığı eksplore edilerek kanamanın kaynağı bulunmalı ve durdurulmalıdır. Trakeit ve trakeobronşit: Trakeotomi kanülünün irritasyonu, solunum havasının yeterince nemlenmemesi, aspirasyonların neden olduğu travma nedeniyle trakeotomili her hastada trakea ve bronşlarda bir miktar inflamasyon meydana gelir. Ciddi bakteriyel trakeit ve trakeobronşitin nedeni sıklıkla yetersiz aspirasyon sonucunda sekresyonların stazı ve steril olmayan malzeme ile yapılan aspirasyonlardır. Trakea mukozasında ülserasyon: Trakeotomi kanülünün eğiminin uygun olmaması sonucunda kanülün ucunun trakea ön veya arka duvarına temas etmesi, kanülün gereğinden uzun olması halinde karinaya temas etmesi veya travmatik aspirasyonlar nedeniyle mukozada laserasyon ve ülserasyonlar gelişebilir. 494

LARENKSİN KONJENİTAL HASTALIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Burak ULKUMEN Celal Bayar Üniversitesi KBB Anabilim Dalı

LARENKSİN KONJENİTAL HASTALIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Burak ULKUMEN Celal Bayar Üniversitesi KBB Anabilim Dalı LARENKSİN KONJENİTAL HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Burak ULKUMEN Celal Bayar Üniversitesi KBB Anabilim Dalı Embriyoloji Trakeoözofajial katlantı Trakeoözofajial septum 3. Haftada respiratuvar pirimordium

Detaylı

SES BOZUKLUKLARI. Larinksin Fonksiyonları:

SES BOZUKLUKLARI. Larinksin Fonksiyonları: SES BOZUKLUKLARI Larinksin Fonksiyonları: 1-Fonasyon 2-Solunum pasajı 3-Alt solunum yollarının korunması (sfinkter fonk.) 4-Tespit 5-Ekspektorasyon Laringeal İskelet: Tek kıkırdaklar:tiroid, Krikoid, Epiglot

Detaylı

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zor entübasyon Birçok başarısız entübasyon denemesi olarak tanımlanabilir. (ASA)

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

Krikoid kıkırdağın altında C6 vertebra seviyesinden başlar ve T4-T5 vertebra seviyesinde sağ ve sol ana bronkus olarak ikiye ayrılarak sonlanır.

Krikoid kıkırdağın altında C6 vertebra seviyesinden başlar ve T4-T5 vertebra seviyesinde sağ ve sol ana bronkus olarak ikiye ayrılarak sonlanır. TRAKEANIN CERRAHİ HASTALIKLARI Trakea larinks ile karina arasında Ventilasyon için gerekli olan solunum organıdır. Krikoid kıkırdağın altında C6 vertebra seviyesinden başlar ve T4-T5 vertebra seviyesinde

Detaylı

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı Genel olarak; Tümör hacmi arttıkça Evre ilerledikçe Kombine

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Onur Genç. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Onur Genç. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Onur Genç Göğüs Cerrahisi Trakeal Stenoz Giriş Trakeal stenozis en sık görülen cerrahi trakeal problem olmaya devam etmektedir. Düşük basınçlı

Detaylı

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI)

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) Dr.Gülbin Bingöl Karakoç Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi K.İnci 1: Bebek K, 2 günlük kız hasta Meme emememe, morarma yakınması

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

Cerrahi Hava Yolu. Dr.Ferudun Koyuncu Mevlana Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD

Cerrahi Hava Yolu. Dr.Ferudun Koyuncu Mevlana Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Cerrahi Hava Yolu Dr.Ferudun Koyuncu Mevlana Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD Plan Giriş Endikasyon Kontrendikasyon Anatomi Uygulama Komplikasyon Giriş Entübasyonların yaklaşık %3 ü zor entübasyon

Detaylı

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu

Detaylı

STRĠDORLU ÇOCUĞA YAKLAġIM. Dr. Okşan DERİNÖZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Acil, İstanbul-2009

STRĠDORLU ÇOCUĞA YAKLAġIM. Dr. Okşan DERİNÖZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Acil, İstanbul-2009 STRĠDORLU ÇOCUĞA YAKLAġIM Dr. Okşan DERİNÖZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Acil, İstanbul-2009 Tanım Stridor, Ekstratorasik hava yolu obstruksiyonu nedeniyle, daralmış hava yolundan, türbülan hava

Detaylı

Astım hastalığı, kronik yani süreklilik gösteren ve ataklar halinde seyir gösteren bir hava yolu

Astım hastalığı, kronik yani süreklilik gösteren ve ataklar halinde seyir gösteren bir hava yolu Bölüm 21 Astımla Karışan Hastalıklar Dr. Alpaslan TANOĞLU ve Dr. Mustafa DİNÇ Astım hastalığı, kronik yani süreklilik gösteren ve ataklar halinde seyir gösteren bir hava yolu hastalığıdır. Hastalığın en

Detaylı

Endotrakeal Entübasyon

Endotrakeal Entübasyon Endotrakeal Entübasyon Hazırlayan Doç. Dr. Erkan GÖKSU Yönetiminin amacı Primer amaçlar: bütünlüğünü korumak Oksijenizasyonu sağlamak Ventilasyonu sağlamak Aspirasyonu engellemek Sekonder Resüsitasyon

Detaylı

TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER

TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER İ.Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI Dr Ahmet DEMİRKAYA 21 Eylül 11 Çarşamba C6-T4 arasında uzanan trakea infrakrokoid seviyeden karinaya kadar

Detaylı

LARİNKS ve LARİNGOFARİNKS ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi

LARİNKS ve LARİNGOFARİNKS ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi LARİNKS ve LARİNGOFARİNKS ANATOMİSİ Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Memb. tirohyoidea Lig. tirohyoidea Kartijaj triticea Os triticea Krikotiroid lig. Krikotrakel membran

Detaylı

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ KBB 21 KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ Dr. Mustafa KAZKAYASI / 1 Dr. Nuray Bayar MULUK / 2 Dr. Rahmi KILIÇ / 3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS KBB 7001 MAKALE VE SEMİNER SAATİ K.B.B. A.D. de tıpta

Detaylı

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların

Detaylı

Çocuklarda Üst Solunum Yolu Acilleri

Çocuklarda Üst Solunum Yolu Acilleri Çocuklarda Solunum Yolu Acillerine Yaklaşım (Kurs 2008) Çocuklarda Üst Solunum Yolu Acilleri Doç. Dr. Hasan YÜKSEL hyukselefe@hotmail.com Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji Bilim

Detaylı

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam Olgu Sunumu Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Özkan Saydam 26 yaş erkek hasta Şikayet: Nefes darlığı, kanlı balgam Fizik Muayene: Stridor, inspiratuar ronküs

Detaylı

FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ

FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ FLEKSİBL FİBEROPTİK BRONKOSKOPİ DOÇ. DR. ARİF DURAN ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Bronkoskopi nedir? Solunum yollarının endoskopik olarak incelenmesi Bronkoskop çeşitleri

Detaylı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI DÖNEM-V DERS PROGRAMI TEORİK DERSLER: 1- Toraksın cerrahi anatomisi (Yrd.Doç.Dr.Rasih YAZKAN) 2- Göğüs cerrahisinde invaziv tanı yöntemleri (Yrd.Doç.Dr.Rasih YAZKAN) 3- VATS (Video yardımlı torakoskopik

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR. SAYFA NO 1/5 TANISAL VE GİRİŞİMSEL DİZ ARTROSKOPİSİ AMELİYATI AYDINLATILMIŞ ONAM FORMU Hasta Adı Dosya No Tarih / Saat Yöntem: Eklem içerisini gözlemek için, 0.5 cm'lik kesi deliklerinden artroskopinin

Detaylı

Pediatrik Havayolu Yönetimi

Pediatrik Havayolu Yönetimi Plan Giriş Pediatrik Havayolu Yönetimi Anatomik farklılıklar Anormal pediatrik havayolu Pediatrik havayolunun değerlendirilmesi Havayolu ekipmanları Akdeniz Üni. Tıp Fak. Acil Tıp A.B.D. Dr. Murat BERBEROĞLU

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI

DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI Konu: KBB hastalıklarında tanı ve muayene yöntemleri Amaç: Bu dersin sonunda dönem 3 öğrencileri KBB hastalıklarında tanı ve muayene yöntemlerini KBB hastalıklarında

Detaylı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan PhD. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ÇOCUK GÖĞÜS G HASTALIKLARINDA CERRAHİ ACİLLER Dr.Gürsu Kıyan PhD Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Türk Toraks Derneği 11. yıllık kongresi Antalya 2008 Bronkoskopi gerektiren

Detaylı

Yabancı Cisim Aspirasyonları. Dr. Arif KUT Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Kliniği

Yabancı Cisim Aspirasyonları. Dr. Arif KUT Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Kliniği Yabancı Cisim Aspirasyonları Dr. Arif KUT Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Kliniği Epidemiyoloji Klinik Tanı Yöntemleri Tedavi Korunma Yabancı cisim aspirasyonu (YCA)

Detaylı

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum sistemi kan ile atmosfer havası arasında gaz değişimini oluşturabilecek şekilde özelleşmiş bir sistemdir. Solunum sistemindeki

Detaylı

ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları

ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Yabancı cisim aspirasyonu (YCA) Epidemiyoloji YCA çocukluk yaş grubunun önemli morbidite ve mortalite

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok Bölüm 1: Trakeostomi Giriş: Trakeostomi cerrahi pratikte en çok uygulanan prosedürlerden birisidir. Bu kadar sık

Detaylı

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi

Detaylı

Asendan AORT ANEVRİZMASI

Asendan AORT ANEVRİZMASI Asendan AORT ANEVRİZMASI Aort anevrizması, aortanın normal çapından geniş bir çapa ulaşarak genişlemesidir. Aorta nın bütün bölümlerinde anevrizma gelişebilir. Genişlemiş olan bölümün patlayarak hayatı

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

LARİNKS VE BOYUN CERRAHİSİ

LARİNKS VE BOYUN CERRAHİSİ LARİNKS VE BOYUN CERRAHİSİ Tiroplasti 550 Laringofissür kordektomi 800 Supraglottik larenjektomi 1000 Near total larenjektomi 1100 Total larengofarenjektomi 1300 Lerinjektomi, total 1200 Krikofarengeal

Detaylı

TRAKEANIN CERRAHİ HASTALIKLARI

TRAKEANIN CERRAHİ HASTALIKLARI TRAKEANIN CERRAHİ HASTALIKLARI Trakea larinks ile karina arasında Ventilasyon için gerekli olan solunum organıdır. Krikoid kıkırdağın altında C6 vertebra seviyesinden başlar ve T4-T5 vertebra seviyesinde

Detaylı

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar YARALANMALAR YARA NEDİR? Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon

Detaylı

TRAKEAL REZEKSİYON VE ANASTOMOZ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

TRAKEAL REZEKSİYON VE ANASTOMOZ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU TRAKEAL REZEKSİYON VE ANASTOMOZ AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form, size

Detaylı

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 Trakea Rüptürü Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011 1 Klinik Öykü Ş.Ş., 75 yaş, erkek, Asenden Aort Anevrizması

Detaylı

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Basit Guatr Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Amaç Basit (nontoksik) diffüz ve nodüler guatrı öğrenmek, tanı ve takip prensiplerini irdelemek. Öğrenim hedefleri 1.Tanım 2.Epidemiyoloji 3.Etiyoloji ve patogenez

Detaylı

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU Dr.Serdar Onat VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU Vena Cava Superiorda kan akımının tıkanıklığa uğraması sonucu gelişen klinik tablodur. Acil olarak tanısal değerlendirme ve tedaviyi

Detaylı

Anafilaksi olgu senaryoları

Anafilaksi olgu senaryoları Anafilaksi olgu senaryoları Sekiz aylık bebek, kahvaltıda aile için hazırlanan sahanda yumurtadan ekmeğin ucuyla verilmesinden 20 dakika sonra tüm vücunda yaygın kızarma, dudaklarda şişme ve göğsünde hırıltı

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

17.02.2015 NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması

17.02.2015 NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 32.Hafta ( 04 08 / 05 / 2015 ) NAZOGASTRİK SONDA UYGULAMASI Slayt No : 44 Nazogastrik Tüp Uygulama Amaçları Zehirlenmelerde zararlı ve toksik maddeleri boşaltmak, Mide

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

Çocuklarda solunum yolunda olabilecek her türlü patolojinin ilk bulgularından

Çocuklarda solunum yolunda olabilecek her türlü patolojinin ilk bulgularından DERLEME Hacettepe T p Dergisi 2005; 36:28-32 Solunum s k nt s olan çocu un de erlendirilmesi Ö. Faruk Ünal 1 1 Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, Ankara Çocuklarda

Detaylı

TRAKEOTOMİ DR.FATİH YÜCEDAĞ

TRAKEOTOMİ DR.FATİH YÜCEDAĞ TRAKEOTOMİ DR.FATİH YÜCEDAĞ 1 CERRAHİ ANATOMİ 2 3 4 5 6 7 8 TANIMLAMA Havayolu temin etmek amacıyla trakea ön duvarının ğeçici olarak açılması işlemidir. İlk kez MÖ civarında eski mısırlılar tarafından

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Klinik olarak huzursuzluk ve hipotansiyonun eşlik ettiği olgularda perikardial tamponad kuvvetle düşünülmelidir

Klinik olarak huzursuzluk ve hipotansiyonun eşlik ettiği olgularda perikardial tamponad kuvvetle düşünülmelidir Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Penetran Toraks Travmaları Göğüs Duvarı Yaralanmaları: Bıçak ya da düşük kalibreli silah yaralanmalarında göğüs

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Metastatik Akciğer Tümörleri Giriş İzole akciğer metastazlarına tedavi edilemez gözüyle bakılmamalıdır Tümör tipine

Detaylı

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Bölüm 9 Astım ve Gebelik Astım ve Gebelik Dr. Metin KEREN ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Erişkinlerde astım görülme

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

KBB DA ACİLLER. Bu başlık altında solunum yolu tıkanıklıkları, solunum yolu yabancı cisimleri ve laringotrakeal travmalar anlatılacaktır.

KBB DA ACİLLER. Bu başlık altında solunum yolu tıkanıklıkları, solunum yolu yabancı cisimleri ve laringotrakeal travmalar anlatılacaktır. KBB DA ACİLLER Bu başlık altında solunum yolu tıkanıklıkları, solunum yolu yabancı cisimleri ve laringotrakeal travmalar anlatılacaktır. SOLUNUM YOLU TIKANIKLIKLARI Hayati önemi olan hava yolu tıkanıklığına

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Amaç: Göğüs Cerrahisi stajı sonunda 5.sınıf öğrencileri, bir tıp fakültesi mezunu pratisyen hekimin bilmesi gereken konulara hakim olacak, gerekli

Detaylı

30.12.2014. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar. Yenidoğanın Beslenmesi

30.12.2014. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar. Yenidoğanın Beslenmesi 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ı 15.Hafta ( 22-26 / 12 / 2014 ) 1.) 2.)Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar 3.) 4.) Slayt No: 24 4 Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar Doğum Sonu Dönemde

Detaylı

DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU DIŞ KULAK YOLUNDAN YABANCI CİSİM / POLİP ÇIKARTILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi,

Detaylı

ACİL HAVA YOLU YÖNETİMİ. İnt. Dr. NUMAN TALHA GÜRDAL

ACİL HAVA YOLU YÖNETİMİ. İnt. Dr. NUMAN TALHA GÜRDAL ACİL HAVA YOLU YÖNETİMİ İnt. Dr. NUMAN TALHA GÜRDAL ACİL HAVAYOLU YÖNETİMİ Acil Hastaya Yaklaşım Havayolu Solunum Dolaşım-Kalp (Airway) (Breathing)(Circulation) A B C OKSİJEN Üst Havayolu Anatomisi Nazofarenks

Detaylı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 PREOPERATİF BAKIM ve Hazırlık 2 Genel olarak, planlanmış ameliyat için hazırlık üç aşamada uygulanır: Hastanın

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Künt Toraks Travmaları Ülkemizde künt toraks travmaları trafik kazalarına ve yüksekten düşmelere bağlı daha sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Travmaya

Detaylı

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU Anabilim Dalı / Klinik Adı: Hastanın Adı, Soyadı: Baba adı: Doğum tarihi: Ana adı: TC Kimlik No: Planlanan girişimin adı: MİRİNGOTOMİ (Kulak zarının çizilmesi) veya VENTİLASYON

Detaylı

NAZOTRACHEAL ENTÜBASYON ALTERNATİF HAVA YOLU YÖNTEMLERİ NAZOTRACHEAL ENTÜBASYON NAZOTRACHEAL ENTÜBASYON. Dr.DİLEK DURMAZ 21/09/2010 AÜTF ACİL TIP ABD

NAZOTRACHEAL ENTÜBASYON ALTERNATİF HAVA YOLU YÖNTEMLERİ NAZOTRACHEAL ENTÜBASYON NAZOTRACHEAL ENTÜBASYON. Dr.DİLEK DURMAZ 21/09/2010 AÜTF ACİL TIP ABD NAZOTRACHEAL ENTÜBASYON ALTERNATİF HAVA YOLU YÖNTEMLERİ Dr.DİLEK DURMAZ 21/09/2010 AÜTF ACİL TIP ABD Laringoskopi,krikotiroidotomi ve NM ajan kullanımı tehlikeli olduğunda kullanılabilir Supin pozisyonunu

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine

Detaylı

DOÇ. DR. SÜAY ÖZMEN ŞEVKET YILMAZ EAH KBB KLİNİĞİ

DOÇ. DR. SÜAY ÖZMEN ŞEVKET YILMAZ EAH KBB KLİNİĞİ DOÇ. DR. SÜAY ÖZMEN ŞEVKET YILMAZ EAH KBB KLİNİĞİ KBB ACİLLERİ Hava yolu obstrüksiyonu Burun kanamaları Yabancı cisimler Travma Akut işitme Kaybı Baş dönmesi Periferik fasiyal paralizi Enfeksiyonlar ve

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Op. Dr. Savaş Baba, Doç. Dr. Barış Saylam,Op. Dr. Hüseyin Çelik, Op. Dr. Özgür Akgül,Op. Dr. Sabri Özden, Ass. Dr. Deniz Tikici, Ass. Dr.

Detaylı

Postüral Drenaj Uygulama

Postüral Drenaj Uygulama Postüral Drenaj Uygulama AMAÇ Akciğerlerdeki sekresyonun yer çekimi yardımıyla drenajının gerçekleştirilmesidir. TEMEL İLKELER Spontan solunumda veya ventilatöre bağlı hastada akciğerlerin tüm bronş ve

Detaylı

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ TORAKS DEĞERLENDİRME ŞEKLİ 2 ( ID: 64)/OLGU Sİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ SONRASINDA GELİŞEN ORGANİZE PNÖMONİ (OP/ BOOP) Poster 3 ( ID: 66)/Akut Pulmoner Emboli: Spiral

Detaylı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

HASTALIKLARINDA. Dr.Gürsu Kıyan. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı ÇOCUK GÖĞÜS G HASTALIKLARINDA CERRAHİ ACİLLER Dr.Gürsu Kıyan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Türk Toraks Derneği 9. yıllık kongresi Antalya 2006 Bronkoskopi gerektiren

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak Neresidir : Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı

Detaylı

Aspirasyona ilişkin ilk bilimsel deneyin John Hunter tarafından 1781 de bir sığır üzerinde yapıldığı bilinmektedir.

Aspirasyona ilişkin ilk bilimsel deneyin John Hunter tarafından 1781 de bir sığır üzerinde yapıldığı bilinmektedir. Trakeobronşial Yabancı Cisimler Dr Refik ÜLKÜ TARİHÇE Yazılı tarihte aspirasyona ilişkin ilk olgu MÖ 475 yılında üzüm çekirdeği aspirasyonu sonucu ölen Yunanlı şair Anacreon dur Aspirasyona ilişkin ilk

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir.

Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Pnömotoraks Tanım Akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki plevral boşlukta hava birikmesine pnömotoraks denilmektedir. Primer spontan pnömotoraks

Detaylı

TRAKEOTOMİ. Prof.Dr. İrfan Papila İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB ABD

TRAKEOTOMİ. Prof.Dr. İrfan Papila İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB ABD TRAKEOTOMİ Prof.Dr. İrfan Papila İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KBB ABD TANIMLAMA Havayolu temin etmek amacıyla trakea ön duvarının geçici olarak açılması işlemidir. İlk kez M.Ö. 3500 civarında eski Mısırlılar

Detaylı

İnmemiş Testis ve İnguinal Herni. PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları

İnmemiş Testis ve İnguinal Herni. PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları İnmemiş Testis ve İnguinal Herni PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları DR.CEVPER ERSÖZ ÜROLOJİ ANABİ L İ M DALI Vaka 1 18 aylık, erkek çocuk Ailesi sağ yumurtalığının yukarıda olduğunu ifade ediyor

Detaylı

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-1

İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-1 İLKYARDIM TEMEL EĞİTİMİ TEORİ SINAV SORULARI-1 1) Aşağıdaki durumlardan hangisinde turnike uygulanır? a) Çok sayıda yararı varsa ilkyardımcı tek ise b) Yaralının güç koşullarda bir yere taşınması gerekiyorsa

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

Hava Yolu Sorunları. Giriş. Burun. Prof. Dr. Ö. Faruk ÜNAL. Koanal Atrezi. Koanal Stenoz. Piriform Apertura Stenozu

Hava Yolu Sorunları. Giriş. Burun. Prof. Dr. Ö. Faruk ÜNAL. Koanal Atrezi. Koanal Stenoz. Piriform Apertura Stenozu Hava Yolu Sorunları Prof. Dr. Ö. Faruk ÜNAL Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, İstanbul Giriş Hava yolu burun girişinden itibaren solunum havasının izlediği yolun tamamına

Detaylı

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde EPİLEPSİ Basitleştirilmiş şekliyle epilepsi nöbeti kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlıdır, ve beyin hücrelerinde geçici anormal deşarjlar sonucu ortaya çıkar. Epilepsi nöbetlerinin çok değişik

Detaylı

Trakeobronşial Yabancı Cisimler. Dr. Refik ÜLKÜ

Trakeobronşial Yabancı Cisimler. Dr. Refik ÜLKÜ Trakeobronşial Yabancı Cisimler Dr. Refik ÜLKÜ TARİHÇE Yazılı tarihte aspirasyona ilişkin ilk olgu MÖ 475 yılında üzüm çekirdeği aspirasyonu sonucu ölen Yunanlı şair Anacreon dur Aspirasyona ilişkin ilk

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu

Detaylı

Sunum Planı PEDİATRİK HAVA YOLU YÖNETİMİ VE ERİŞKİNDEN FARKLARI. Fizyolojik Farklılıklar. Anatomik Farklılıklar 7/15/2012

Sunum Planı PEDİATRİK HAVA YOLU YÖNETİMİ VE ERİŞKİNDEN FARKLARI. Fizyolojik Farklılıklar. Anatomik Farklılıklar 7/15/2012 Sunum Planı PEDİATRİK HAVA YOLU YÖNETİMİ VE ERİŞKİNDEN FARKLARI M.Murat Özgenç 20.09.2011 Anatomik ve fizyolojik farklılıklar Malzeme kullanım farklılıkları RSI uygulama farklılıkları Ilaç kullanım farklılıkları

Detaylı

SUTURASYON UMKE.

SUTURASYON UMKE. SUTURASYON UMKE Katlarına uygun olarak kapatılmalı. * Acil serviste kapatılan yaralarda genellikle 3 tabaka vardır. Fasia, ciltaltı doku ve cilt. * Kat kat kapatma: Scalp, parmak, el,ayak, tırnak, burun

Detaylı

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Kronik Öksürük Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Epidemiyoloji Polikliniklerde en sık 5. şikayet %88-100 neden saptanıyor Spesifik tedavi

Detaylı

Çocuklar küçük erişkinler değillerdir. Sadece acil hastalıkları bakımından değil, yakalandıkları hastalıkların tipleri, hastalıklara ve yaralanmalara

Çocuklar küçük erişkinler değillerdir. Sadece acil hastalıkları bakımından değil, yakalandıkları hastalıkların tipleri, hastalıklara ve yaralanmalara Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Çocukta İlk Yardımın Özellikleri Çocuklarda Anatomik Farklılıklar Çocuklarda Fizyolojik Farklılıklar Birincil Değerlendirme İkincil Değerlendirme Yenidoğan ve Süt Çocuklarında

Detaylı

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula BACAK YARALANMALARI Gülçin BACAKOĞLU Giriş Alt bacak yaralanmaları daha sık görülür Tibia en sık kırılan kemiktir Beraberinde önemli yumuşak doku yaralanmaları oluşabilir Değerlendirmede hikaye ve FM önemlidir

Detaylı