XIII. ULUSAL VİRAL HEPATİT KONGRESİ Mart 2016 Belek - Antalya

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "XIII. ULUSAL VİRAL HEPATİT KONGRESİ. 17-20 Mart 2016 Belek - Antalya"

Transkript

1

2 XIII. ULUSAL VİRAL HEPATİT KONGRESİ Mart 2016 Belek - Antalya

3 KURULLAR Kongre Başkanı Prof. Dr. Fehmi TABAK Kongre Genel Sekreterleri Prof. Dr. Nurcan BAYKAM Prof. Dr. Rahmet GÜNER Düzenleme Kurulu Prof. Dr. Hürrem BODUR Prof. Dr. Kenan HIZEL Prof. Dr. Mustafa ALTINDİŞ Doç. Dr. Ebubekir ŞENATEŞ Bilimsel Danışma Kurulu Canan AĞALAR Ayhan AKBULUT Meral AKDOĞAN Murat ALADAĞ Dilek ARMAN Celal AYAZ Kemalettin AYDIN Halil İbrahim BAHÇECİ Sait BAĞCI Nurcan BAYKAM Ahmet BEKTAŞ Mustafa BERKTAŞ Fatih BEŞIŞIK Billur CANBAKAN Atahan ÇAĞATAY Rahmet GÜNER Mustafa Kemal ÇELEN Halil DEĞERTEKİN Kutbeddin DEMİRDAĞ Neşe DEMİRTÜRK A.Kadir DÖKMECİ İlyas DÖKMETAŞ Rıza DURMAZ Cafer EROĞLU Can Polat EYİGÜN Levent GÖRENEK Ramazan İDİLMAN Dilara İNAN Abdurrahman KADAYIFÇI Cem KALAYCI Bülent KANTARÇEKEN Oğuz KARABAY Çetin KARACA Ali KAYA Sedat KAYGUSUZ Sebahattin KAYMAKOĞLU Sırrı KILIÇ İftihar KÖKSAL Figen KULOĞLU Halil KURT Hakan LEBLEBİCİOĞLU Reşit MISTIK Reşat ÖZARAS Yusuf ÖZBAL Nail ÖZGÜNEŞ Hasan ÖZKAN Recep ÖZTÜRK Mehmet PARLAK Engin SEBER Cemil SAVAŞ Fatma SIRMATEL Abdullah SONSUZ Mehmet SÖKMEN Mustafa SÜNBÜL Ebubekir ŞENATEŞ Hakan ŞENTÜRK Halis ŞİMŞEK Hüseyin TURGUT Emel TÜRKARIBAŞ Ediz TÜTÜNCÜ Sercan ULUSOY Gaye USLUER Kendal YALÇIN Tansu YAMAZHAN Hadi YAŞA Zerrin YULUĞKURAL -3-

4 İÇİNDEKİLER Bilmsel Program Sözlü Sunumlar Poster Sunumları

5 Önsöz 13. Ulusal Viral Hepatit Kongresinin değerli katılımcıları; Kongre Yürütme ve Düzenleme Kurulu üyeleri adına sizlerle buluşmaktan büyük bir onur duymaktayız. Kongremize verdiğiniz destek için sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır. Kongremizdeki tüm oturumlarda kendi alanında deneyimli öğretim üyelerine tüm bilgi ve deneyimlerini bizlerle paylaşacakları için sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Ayrıca bilimsel düzeyi yüksek olan çalışmalarla gerek poster sunusu, gerekse sözlü sunu olarak katkı koyan genç araştırmacı hekimlerimizi kutluyoruz. Kongremizin bilimsel açıdan başarılı olması ve bir bilim ziyafeti şeklinde geçmesi en büyük dileğimizdir. Saygılarımla, Prof. Dr. Fehmi TABAK Kongre Başkanı VHSD Başkanı -5-

6 BİLİMSEL PROGRAM -6-

7 -7-

8 -8-

9 -9-

10 -10-

11 -11-

12 -12-

13 -13-

14 -14-

15 -15-

16 SÖZLÜ SUNUMLAR -16-

17 SS-01 Türk ve Suriyeli Mülteci Gebelerde HBsAg Sıklığı, Aşılama Öncesi ve Sonrası Farklılıkların Araştırılması ve Sonuçlarımızın Ülkemizden Yapılmış Diğer Çalışmalarla Karşılaştırılması İnci Ayşe 1, Yıldırım Doğukan 2, Seçkin Kerem Doğa 2, Gedikbaşı Ali 3 1 Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, İstanbul 2 Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Kadın doğum Kliniği 3 Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Perinatoloji Bilim Dalı Kronik HBV infeksiyonu olan annenin perinatal dönemde bu infeksiyonu bebeğine bulaştırma riski bulunmaktadır,bu dönemde kazanılan HBV infeksiyonu yüksek oranda kronikleşmektedir ve gebelerde hepatite yönelik tarama testlerinin yapılması oldukça önemli bir konudur.dünyada görülen savaşlar sağlık sorunlarını arttıran durumlardır. Suriye de yaşanan çatışmalar, bu insanların ülkelerini terk ederek, Türkiye ve diğer ülkelere sığınmalarına sebep olmuştur. Suriyede HBV genel prevalansı % 5.62 olduğu bildirilmiştir. Aşı Türkiye de ilk defa 1998 yılında GBP içinde yer almışken Suriye de ise 1991yılında aşı programı içinde yer aldığı belirlenmiştir(1-5).bu çalışmada hastanemizde doğum yapmış olan Türk ve Suriyeli mülteci gebelerde HBsAg sıklığı, aşılama öncesi ve sonrası farklılıkların araştırılması, bu verilerin ülkemizden yapılmış çalışmalarla karşılaştırılması ve son dönemlerde oldukça sık karşılaşmaya başladığımız bu hasta grubunun takibinde ilgili hekimlere faydalı olabilmesi ile birlikte amaçlanmıştır. Hastalar Türk ve Suriyeli gebeler olarak iki gruba ayrıldı. Ayrıca hepatit B aşısının aşılama programına dahil edildiği tarihler göz önüne alınarak Suriyeli gebeler 1991 ve sonrasında doğan;1990 ve öncesinde doğan, Türk gebelerde 1998 ve sonrası doğan, 1997 ve öncesi doğanlar olarak gruplara ayrıldı. Bu çalışmaya 2158 si Suriyeli ve 2028 i Türk olmak üzere toplam 4186 gebe alındı. Tüm gebeler değerlendirildiğinde toplamda HBsAg sıklığının % 1.4 olduğu belirlenirken, Türk Gebelerde HBsAg sıklığı %1.8, Suriyeli gebelerde ise HBsAg sıklığının ise %1.1, olduğu belirlendi(tablo 1)Yaş dağılımına bakıldığında Türk gebelerde aşı sonrası doğan gebe sayısı 30 olup bu gebelerden bir tanesinde HBsAg pozitifliği saptanırken, Suriyeli gebelerden aşı sonrası doğan gebe sayısının 958 olduğu ve bu gebelerin 10 unda HBsAg pozitifliği olduğu görüldü.(tablo 2).Ülkemizden konuyla ilgili yapılmış bazı çalışmalara bakıldığında oranlar bölgesel olarak farklılıklar göstermektedir(tablo 3)(6-21).Sonuç olarak Suriyeli mülteci sayısının giderek artması da göz önüne alındığında; hem mülteci hem de yerel toplumundaki gebelerin hepatit sıklığının bilinmesinin, doğacak bebekleri korumak amacıyla doğum sonrası yapılacak aşı ve immünglobulin gibi girişimleri planlamak ve bu virüslerin yol açacağı morbidite ve mortaliteyi azaltabilmek açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz. Türk ve Suriyeli Gebelerin HBsAg Pozitiflik oranları Türk gebeler (2028) Suriyeli gebeler (2158) toplam (4186) HBsAg Pozitif 36(%1.8) 24(%1.1) 60(%1.4) HBsAg negatif 1992(%98.1) 2134(%98.9) 4126(%98.6) Türk ve Suriyeli Gebelerin aşılama öncesi ve sonrası HBsAg Pozitiflik oranları TÜRK GEBELER 1998 ve sonrasında doğanlar 1997 ve öncesi doğanlar Toplam SURİYELİ GEBELER 1991 ve sonrasında doğanlar 1990 ve öncesi doğanlar Toplam HBsAg Pozitif Toplam Tablo sayısı kısıtlı olduğundan tablo 3 ve kaynaklar bölümü eklenememiştir. -17-

18 SS-02 Kronik hepatit C li hastalar artık daha yaşlı ve daha ciddi karaciğer hastalığı ile kliniğe başvuruyor İliaz Raim 1, Yüce Tuba 2, Torun Sinan 2, Çavuş Bilger 1, Güllüoğlu Mine 3, Bozacı Mürüvvet 4, Karaca Çetin 1, Akyüz Filiz 1, Demir Kadir 1, Beşışık Fatih 1, Kaymakoğlu Sabahattin 1 1 İstanbul Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, İstanbul 2 İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, İstanbul 3 İstanbul Tıp Fakültesi, Patoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul 4 İstanbul Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul Hepatit C enfeksiyonu tedavisinde baş döndüren hızda gelişmelerin olduğu son yıllarda, hastaların kliniklere daha ileri evre karaciğer hastalığı ve komplikasyonlarıyla başvurmaya başladıkları dikkati çekmektedir. Bu çalışmada, kronik hepatit C li hastaların yıllar içerisinde değişen epidemiyolojik ve klinik özelliklerinin araştırılması amaçlanmıştır. Ocak 1996-Ocak 2000 (Grup 1) ve Ocak 2011-Ocak 2015 (Grup 2) tarihleri arasında bir dekad arayla dörder yıllık 2 periyodda ilk kez kliniğimize başvuran kronik hepatit C li hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların başvuru anındaki demografik ve klinik özellikleri kaydedilerek iki grup arasında kıyaslama yapıldı. Çalışmaya grup 1 için 140 ve grup 2 için 173 hasta olmak üzere toplam 313 hasta dahil edildi. Birinci ve 2. gruplar arasında cinsiyet dağılımı benzerdi (p=0,54). Grup 2, grup 1 e kıyasla daha yaşlıydı (45 vs 49yıl, p=0,01). Grup 1 deki hastaların başvuru sırasında %19,8 i tedavi deneyimli iken grup 2 de bu oran %35,5 olarak saptandı (p=0,01). Grup 1 de kronik B hepatiti koenfeksiyonu %1,5 iken grup 2 de %3,3 olduğu tespit edildi (p=0,35). Grup 2 de başvuran hastaların eskiden başvuranlara kıyasla daha yüksek oranda sirotik olduğu tespit edildi (%44,5 vs %18,6, p<0,001). Sirotik olan hastalar, son dönemde (grup 2) kliniğimize daha yüksek oranda dekompansasyon ile başvurmuşlardı (%20 vs %42,9, p= 0,04). Grup 2 de başvuru sırasında hepatosellülerkarsinom varlığı grup 1 den anlamlı olarak yüksek saptandı (%12,8 vs %3,6, p=0,004). Bu çalışmanın sonuçları son yıllarda kronik hepatit C li hastaların hastanelere daha ileri evrelerde ve karaciğer hastalığının komplikasyonları ile başvurduğunu ortaya koymaktadır. Hastaların daha erken evrelerde tanınabilmesi, ancak risk gruplarına yönelik geniş tarama programları ile mümkün olabilecektir. -18-

19 SS-03 Universal HBV aşılamasının ve catchup HBV aşılamasının etkinliğinin stajyer Sağlık Meslek Lisesi öğrencileri boyutunda irdelenmesi Tosun Selma 1, Sayın Selda 2 1 İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği 2 İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hizmet İçi Eğitim Birimi- Eğitim hemşiresi Amaç: Bu çalışmanın amacı ülkemizde 1998 yılında başlanan universal HBV aşılaması kapsamında aşılanmış olan 1998 ve 1999 doğumlu öğrencilerin günümüzdeki HBV prevalansının ve yapılan HBV aşılamasının etkinliğinin değerlendirilmesidir. Yöntem: İzmir il merkezi ve ilçelerindeki Sağlık Meslek Liselerinden (SML) hastanemize staj için gelen ve doğumlu olan öğrencilere öncelikle bir anket uygulanarak HBV aşılaması hakkındaki bilgi düzeyleri belirlenmiş, ardından eğitimler verilmiş ve HBV ile karşılaşma durumları EIA yöntemiyle değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya yaşları 17 ve 18 arasında olan, 64 ü erkek, 157 si kız toplam 234 öğrenci katılmıştır. Hiçbir öğrencide HBsAg ve antihbcigg pozitifliği saptanmamıştır. AntiHBstitreleri açısından değerlendirildiklerinde 29 öğrencinin (%12)<10 IU/mL, 34 öğrencinin (%145) IU/mL arası, 32 kişinin (%14) IU/mL, 139 kişinin (%59) >100 IU/mL olduğu belirlenmiştir. Tartışma: Hepatit B aşıları sağlık çalışanına uygulanması gereken aşılar arasında yer almaktadır. Çalışma grubunda yer alan stajyer SML öğrencileri ülkemizdeki universal HBV aşılamasının başladığı 1998 yılı ve 1999 yılında doğmuş olan, bunun yanı sıra yılındaki catchup HBV aşılama kampanyası sırasında da tekrar aşılanmış olan çocuklardır. Öğrencilerin tümünde HBsAg ve antihbcigg göstergelerinin negatif olmasının da bu uygulamayla ilişkili olduğu düşünülmüştür. AntiHBs pozitifliği açısından yapılan değerlendirmede ise öğrencilerin 205 inde (%88) antihbstitreleri koruyucu düzeyin üzerinde >10 IU/mL olarak saptanmıştır. AntiHBstitreleri<10 IU/mL olan toplam 29 öğrenciye tek doz rapel yapıldıktan 1 ay sonra hepsinde yüksek titredeantihbs pozitifliği geliştiği saptanmıştır. Sonuç olarak universal HBV aşılamasının HBV ile savaşımda son derece etkili olduğu ve doğumda aşılama yapılan ve daha sonra catchup kampanya sırasında tekrar aşılanmış olan öğrencilerde anlamlı derecede koruyuculuk sağladığı belirlenmiştir. -19-

20 SS-04 Hemodiyaliz hastalarında gizli hepatit B ve gizli hepatit C enfeksiyonunun polimeraz zincir reaksiyonu ile araştırılması Zanapalıoğlu Gazel Özlem, Dumlu Rıdvan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Enfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Çanakkale Hemodiyaliz hastaları parenteral yolla bulaşan hepatit virüsleri için risk altındadırlar. Serumda HBsAg yokluğunda tespit edilen HBV DNA varlığına gizli hepatit B enfeksiyonu denilirken, serumda anti HCV ve HCV RNA yokluğunda periferik kandaki mononükleer hücrelerde HCV RNA varlığına gizli hepatit C enfeksiyonu denilmektedir. Amaç: Bu çalışmada hemodiyaliz hastalarında polimeraz zincir reaksiyonu yöntemiyle gizli hepatit B enfeksiyonu ve gizli hepatit C enfeksiyonu varlığı araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem-Bulgular : Çalışmaya dahil edilen alaninaminotransferaz (ALT) seviyeleri normal olan 100 hemodiyaliz hastasının demografik verileri, böbrek yetmezlik nedenleri, hemodiyalize giriş yolu, hemodiyaliz süresi, ALT seviyesi, hepatit göstergeleri mevcut dosyalarından çalışma takip formuna kaydedildi. Serumda anti HBcIgGenzymlinkedimmunosorbentassay (ELISA) (Architecht, Abbott) ile test edildi. Serum HBV DNA, HCV RNA ve PKMNH de HCV RNA gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu yöntemi ile araştırıldı. %27 hastada anti HBcIgG pozitifliği saptanırken izole anti HBcIgG pozitifliğine rastlanmadı. %4 hastada serumda HBV DNA pozitifliği ile gizli HBV enfeksiyonu tespit edildi ve bu hastaların hepatit göstergelerinden yalnızca anti HBs nin pozitif olduğu gözlendi. Hastaların hiçbirinde serumda ve PKMNH de HCV RNA pozitifliği yoktu dolayısıyla gizli HCV enfeksiyonu saptanamadı. Sonuç: Hemodiyaliz hastalarında gizli HBV enfeksiyonu varlığının düşük sıklıkla olsa da görülebileceği saptanmıştır. HBV bulaşını önlemek için sadece serolojik testlerle virus varlığının araştırılmasının yeterli olmayacağı, dolayısıyla gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu gibi duyarlılığı daha yüksek testlerle bu hastaların taranmasının uygun olabileceği düşünülmüştür. Gizli HBV enfeksiyonu saptanan hastaların genel özellikleri Hastalar Yaş Cinsiyet HD yolu HD HD süresi ALT günü(haftada) (ay) (42) 33 E AVF (58) 61 E AVF (98) 67 K AVF (100) 67 E AVF Gizli HBV enfeksiyonu saptanan hastaların genel özellikleri Hastalar HBsAg Anti HBs Anti HBcIgG HBV - DNA (42) Negatif 1000 miu/ml Negatif 61.4 IU/ml (58) Negatif 270 miu/ml Negatif 56.9 IU/ml (98) Negatif 220 miu/ml Negatif 60 IU/ml (100) Negatif 21 miu/ml Negatif 48.6 IU/ml -20-

21 SS-05 Kronik hepatit B hastalarında ABO ve Rh kan grupları ile karaciğer fibrozis şiddeti ve siroz varlığı ile ilişkisinin irdelenmesi Hakyemez İsmail Necati, Durdu Bülent, Bolukçu Sibel, Aslan Turan Bezmialem Vakıf Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul Kronik hepatit B (KHB) etkili aşı ile önlenebilir olmasına ve güçlü antiviral tedavilere rağmen tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Kronik viral hepatitler ile ABO kan grupları arasındaki ilişkiyi gösteren bazı çalışmalar literatürde mevcuttur. Ancak, kan grupları ile şiddetli karaciğer fibrozisi ilişkili çalışmalar hepatit C infeksiyonu ile sınırlı olmak üzere çok azdır. Bu çalışmada, ABO ve Rh kan gruplarının KHB de prevalansını saptamayı, fibrozis şiddeti ve siroz varlığı ile ilişkisini irdelemeyi amaçladık. Çalışmamız Bezmialem Vakıf Üniversitesi (BVU) Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği nde KHB tanısı ile izlenen hastalarda retrospektif olarak gerçekleştirilmiştir. Yaş, cinsiyet, ABO-RH kan grubu ve fibroz skoruna ait hasta verileri kaydedilmiştir. Fibroz derecesi (F0-2: fibroz yok/hafif ve F3-6: önemli fibroz) ve siroz varlığı (F0-4: siroz yok, F5-6: siroz) açısından biyopsi yapılan olgular gruplandırılmıştır. Çalışmaya alınan 674 olgunun 401 i (%59,5) erkek idi. Yaşların medianı 40 (17,86) idi. Karaciğer biyopsisi uygulanan 171 (%25,4) olgunun 25 (%3,7) i fibroz >=5 olup karaciğer sirozu kabul edilmiştir. KHB olgularının AB0-Rh kan grubu dağılımı hastanemiz kan bağışçıları verileri ile benzer saptanmıştır (p=0.152). Önemli karaciğer fibrozu ve siroz olan KHB olgularının ABO kan grubu antijenine göre değerlendirildiğinde 0 kan grubu olanlarda diğer kan grubu antijenlerine kıyasla anlamlı sıklıkta önemli karaciğer fibrozu ve siroz saptandı (p=0.008, p=0.007). Rh antijeni açısından değerlendirildiğinde ise Rh antijeni pozitif olanlarda daha sık siroz geliştiği dikkati çekmiştir (p=0.037) ABO kan grupları çeşitli hastalıklara karşı konak faktörü olarak duyarlılıkta azalma ve artmaya yol açabilir. O kan grubu karaciğer fibrozisini öngörmede bağımsız bir genetik risk faktörü olarak rol üstlenebilir. Literatürde hepatit B ve C üzerine yapılan çalışmalarda başta O kan grubu olmak üzere, non-o kan grupları ile de ilişkilendirilmiştir. Çalışmamız O kan grubu ile Rh antijeni pozitif olguların KHB de şiddetli karaciğer fibrozisi ve siroza gidişte konak genetik risk faktörü olabileceğini düşündürmektedir. -21-

22 Tablo 1: KHB vakaları ve BVU hastanesi kan bağışcıları arasında kan gruplarının dağılımı Kan grupları KHB olguları n (%) BVU kan bağışçıları n (%) A Rh (36,2) 2305 (38,2) O Rh (32,3) 1746 (28,9) B Rh + 89 (13,2) 744 (12,3) AB Rh + 48 (7,1) 397 (6,6) A Rh - 23 (3,4) 319 (5,3) O Rh - 30 (4,5) 249 (4,1) B Rh - 12 (1,8) 162 (2,7) AB Rh - 10 (1,5) 119 (1,9) Toplam 674 (100) 6041 (100) Tablo 2: ABO-Rh kan grupları ile fibroz şiddeti ve siroz varlığı arasındaki ilişki Parametreler Fibroz şiddeti Siroz varlığı F0-2 n (%) F3-6 n (%) p değeri F0-4 n (%) F5-6 n (%) p değeri A kan grubu 41 (23.8) 14 (8.1) (29.1) 5 (2.9) O kan grubu 45 (26.2) 33 (19.2) * (34.3) 18 (10.5) *0.007 B kan grubu 19 (11) 6 (3.5) (13.4) 2 (1.2) AB kan grubu 12 (7) 2 (1.2) (8.1) 0 (0) Rh pozitifliği 109 (63.4) 46 (26.7) (78.5) 19 (11) *

23 SS-06 Van yöresinde yaşayan kronik hapatit B hastalarında genotip/subgenotip analizi ve polimeraz/s gen mutasyonlarının değerlendirilmesi Yakan Ümit 1, Sünnetçioğlu Mahmut 1, Sayan Murat 2, Baran Ali İrfan 1, Karahocagil Mustafa Kasım 1 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Van 2 Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Merkez Laboratuvarı, PCR Ünitesi, Kocaeli Amaç: Hepatit B virüsünün (HBV) yapısında oluşan %8 ve üzeri değişiklikler sonucu A dan J ye kadar 10 ayrı genotipi tanımlanmıştır. D genotipinin 9 adet subgenotipi bulunmaktadır. HBV genomu uzun sarmal üzerinde 4 adet açık okuma bölgesi (ORF) yer alır. Bunlar polimeraz, S, X ve C gen bölgeleridir. Çalışmamızda Van yöresinde yaşayan 128 KHB hastasında genotip subgenotip analizi yapılması ve aynı hastalarda polimeraz / S gen bölgesi mutasyonlarının saptaması amaçlanmıştır. İkincil olarak hastaların KHB klinik evreleri ve subgenotip dağılımları arasındaki ilişki irdelenmiştir. Gereç-Yöntem: yıllarında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğine başvuran ve HBV DNA 100 IU/mL nin üzerinde olan 128 KHB hastası çalışmamıza dahil edildi. HBV polimeraz geni dizilenerek HBV genotip, subgenotip, polimeraz ve S gen mutasyonları tespit edildi. Bulgular: : 128 KHB hastasının tamamında genotip D tespit edildi. D1 subgenotipi 108 (%84,4) hastada, D2 14 (%10,9) ve D3 6 (%4,7) hastada saptandı. KHB klinik evreleri ve subgenotip dağılımı arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı (p>0,05). Polimeraz gen mutasyonuna bağlı ilaç direnci mutasyonları 40 hastada saptandı, bu hastalrdan 13 ü tedavi almaktaydı (tablo:1). S gen mutasyonuna bağlı HBsAg kaçak mutasyonları 47 hastada saptandı (tablo:2). Tartışma: Çalışmamızda hastaların tamamında D genotipi ve sıklıkla D1 subgenotipi tespit edilmiştir. Bu sonuç ülkemizde yapılan çalışmalarla uyumlu olarak değerlendirilmiştir. Polimeraz gen mutasyonlarının gerek naif gerekse tedavi alan hastalarda ortaya çıkması KHB tedavi öncesi ilaç direnci mutasyon tespitini gerekli kılmaktadır. Sonuç: Bölgemiz genotip ve subgenotip sonuçları komşu ülkeler ve ülkemiz sonuçları ile benzer şekilde tespit edimiştir. Polimeraz gen mutasyonlarının KHB hastalarının tedavi öncesi ve takibinde saptanması gerekmektedir. S gen mutasyonlarının hastalarda tanı testi kaçağından HBIg direncine kadar farklı şekillerde karşımıza çıkabileceğinin unutulmaması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır Tablo 1: Tablo 2: HBV polimeraz geni mutasyonları ve bu mutasyonların klinik önemi HBV S geninde ortaya çıkan HBsAg kaçış mutasyonları -23-

24 SS-07 Farklı Antiviral Tedavi Almakta Olan Kronik Hepatit B Olgularında Antivirallerin Histopatolojik Düzelmeye Etkilerinin Karşılaştırılması Şahin Ahmet 1, Namıduru Mustafa 1, Sarı İbrahim 2, Balkan Ayhan 3, Karaoğlan İlkay 1, Boşnak Vuslat Keçik 1, Gülşen Murat Taner 3 1 Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Gaziantep 2 Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Patoloji Ana Bilim Dalı, Gaziantep 3 Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Gaziantep Giriş ve Amaç: Kronik hepatit B, dünyada ve ülkemizde siroz ve hepatosellüler karsinomun en önemli sebeplerindendir. Kronik hepatit B tedavisinde nükleotid ve nükleozid analoglarının kullanılmaya başlanmasıyla biyokimyasal, virolojik ve histopatolojik yanıtlarda artışlar sağlanmıştır. Ancak ülkemizde bu konuyla ilgili yapılmış çalışma sınırlıdır. Bu tez çalışmasında en az üç yıl antiviral tedavi alan kronik hepatit B li olgularda histopatolojik bulgularındaki değişiklikler, tedavi öncesi ile karşılaştırıldı. Yöntem: Çalışma Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ve Gastroenteroloji polikliniklerinde Mart 2015-Mart 2016 tarihleri arasında yürütüldü. Çalışmaya yaşında, en az 3 yıl oral antiviral tedavi alan kronik hepatit B li 79 olgu alındı. Hastalar lamivudin, entekavir ve tenofovir alanlar olarak 3 gruba ayrıldı, kontrol karaciğer biyopsileri yapıldı. Demografik özellikleri ve tedaviye yanıtları değerlendirildi. Histopatolojik değerlendirmede Modifiye Knodell skorlama sistemi kullanıldı. Olguların ilk ve son karaciğer biyopsileri aynı patolog tarafından değerlendirildi. Bulgular: Kronik hepatit B li 79 hastanın 28 (%35,4) i kadın, 51 (%64,6) i erkekti. Olguların yaş ortalaması 40,93 (20-70) idi. Hastaların 23 (%29,1) ü lamivudin, 21(%26,6) i entekavir, 35(%44,3) i tenofovir alıyordu. Üç farklı antiviral tedavi alan gruplardaki tedavi başlangıcındaki biyokimyasal, virolojik ve histopatolojik bulgular ile tedavisi en az üç yıldır veya daha fazla süren olguların kontrol biyokimyasal, virolojik ve histopatolojik bulguları karşılaştırıldı (Tablo 1). Kontrol biyopsilerde fibrozis yanıtı için entekavir-tenofovir arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Entekavirlamivudin ve tenofovir-lamivudin arasında anlamlı farklılık saptandı (sırasıyla p=0.01 ve p=0.005) (Tablo 2). Sonuç: Bu çalışmada oral antiviral tedavi kullanan hastalarda histopatolojik iyileşme (histolojik aktivite indeksi ve fibroziste gerileme) saptandı. Antiviral alan hastalarda lamivudin, entekavir ve tenofovir gruplarında tedavi öncesi ve kontrol HAİ de anlamlı farklılık saptandı (sırasıyla p=0,011, p=0,002, p=0,001). Fibrozis değişikliği için ise lamivudin ve tenofovir gruplarında tedavi öncesi ve kontrolde anlamlı farklılık (sırasıyla p=0,033, p=0,001) varken entekavir grubunda görülmedi (p=0,090). -24-

25 Tablo 1: Hasta özellikleri ve tedavi yanıtları Hasta özellikleri Toplam (n:79) Antiviral alma süresi (yıl) 5,13 (±1,21) Yaş 40,91(±10,90) Tedavi öncesi HBV DNA IU/ml ,7 (± ) Kontrol HBV DNA IU/ml 4390,94 (±22436,75) Tedavi öncesi ALT U/L 98,39 (±137,00) Kontrol ALT U/L 38,27 (±22,38) Tedavi öncesi HAİ 4,98 (±2,16) Kontrol HAİ 2,92 (±1,33) Tedavi öncesi fibrozis 2,97 (±1,15) Kontrol fibrozis 2,30 (±1,02) Tablo 2: Tedavi gruplarının fibrozis değişikliği açısından karşılaştırılması Gruplar p değeri Entekavir-tenofovir 0,957 Entekavir-lamivudin 0,010 Tenofovir-lamivudin 0,

26 SS-08 Entekavir Tedavisi ile Parsiyel Virolojik Yanıt Sağlanan Kronik Hepatit B Hastalarımızın Değerlendirilmesi Altun Demircan Şerife, Ataman Hatipoğlu Çiğdem, Bulut Cemal, Kaya Kılıç Esra, Kınıklı Sami, Demiröz Ali Pekcan Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Ankara Giriş: Entekavir, yüksek genetik bariyere sahip potent bir antiviral ajan olarak yıllardır Kronik hepatit B (KHB) tedavisinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada parsiyel virolojik yanıt (PVY) gelişen entekavir kullanan hastaların değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya ile tarihleri arasında kliniğimizde entekavir tedavisi başlanan KHB hastaları alındı. Hastalar 3 aylık aralıklarla HBV-DNA ve biyokimyasal testler yönünden takip edildi. PVY, tedavinin 48. haftasında HBV- DNA seviyesinde başlangıç seviyesine göre 1 log dan fazla düşme görülmesine rağmen HBV-DNA nın hala pozitif saptanması olarak tanımlandı. PVY görülen hastalar uyum açısından sorgulandı. Tedavi uyumu tam olduğu düşünülen hastalar 6 ay daha takip edildi. HBV-DNA seviyesi düşerek devam edenlerde aynı tedaviye devam edilirken, bu sürede 1 log dan fazla artış olanlarda tenofovir tedavisine geçildi. Bulgular: Çalışma döneminde 168 hastaya entekavir tedavisi başlandı. Bu hastalardan 29 unda (%17) PVY görüldü. Takibe gelmeyen 4 hasta çalışma dışı bırakıldı. Çalışmaya alınan 25 hastanın 13 ü kadın, 12 si erkekti. Median HBV-DNA seviyesi 329 IU/ml (min:21-max:8x105) idi. Takip boyunca hastaların 11 inde tenofovir tedavisine geçildi. Kalan 14 hastadan birinci yılını yeni tamamlayan 3 ünde takiplere devam edilmektedir. Geriye kalan 11 hastadan 2 sinde tedavinin 18 ayında diğerlerinde ise 24. ayında HBV-DNA negatif saptandı. Hiçbir hastada direnç gelişmedi. PVY görülen hastaların tedavi başlangıcındaki HBV-DNA değerleri daha yüksekti (p<0.05). Tenofovir tedavisine geçilen hastalarda, tedavi değişikliği yapılmayan gruba göre başlangıç HBV-DNA seviyesinin daha yüksek olduğu ama bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görüldü (p>0.05). Sonuç: Entekavir tedavisi uzun dönemde viral yükün tam olarak baskılanmasında etkili olarak görülmektedir. Tedavi başlangıcındaki viral yükü yüksek olanlarda kalıcı viral yanıtın daha geç görülebileceği akılda tutulmalıdır. -26-

27 SS-09 Paraoksonaz-1 ve İnterlökin 28B Gen Polimorfizminin Hepatit C Virüs Enfeksiyonunun Seyrine Etkisinin Araştırılması Güven Emre 1, Gül Hanefi Cem 1, Artuk Cumhur 1, Öztuna Ali 2, Kozan Salih 2, Tunca Yusuf 2, Beşirbellioğlu Bülent Ahmet 1 1 GATA Enfeksiyon Hast. AD. Etlik/Ankara 2 GATA Genetik. AD. Etlik/Ankara Amaç: Bu çalışmada IL28B ile PON1 enzimine ait gen polimorfizmlerinin HCV enfeksiyonu üzerindeki etkisi incelenmiştir. IL28B gen bölgesinde lokalize rs ve rs , PON1 enzimine ait gen bölgesinde ise rs (55. bölge) ve rs662 (192. bölge) polimorfizmleri saptanmıştır. HCV enfeksiyonu bulunan hastalardaki değiştirilemez faktörlerden olan PON1 ve IL28B gen polimorfizmleri ile spontan iyileşen ve kronikleşen hastalar arasındaki ilişkiyi inceleyerek, tedavi edilmeksizin iyileşme üzerine bu polimorfizmlerin etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: Çalışmamıza spontan iyileşen 36 ve kronikleşen 48 hasta dahil edilmiştir. Araştırma tutum belirleme çalışması olarak planlandı. Alınan kan örneklerinden spincolumn yöntemi ile deoksiribonükleik asit (DNA) izolasyonu yapıldı. IL28B ve PON1 gen polimorfizmleri ilgili 4 gen bölgesindeki polimorfizmlergenotiplendirme kiti ile saptandı. Bulgular: PON1 polimorfizm analizleri sonucu; Spontanklirenslilerde, 55. pozisyonda MM genotipi 12 (%33,33), LM genotipi 16 (%44,44), LL genotipi 8 (%22,22) (p<0,05) pozisyonda ise QQ genotipi 20 (%55,55), QR genotipi 11 (%30,55) ve RR genotipi ise 5 (%13,89) olarak belirlendi (p>0,05). IL28B gen bölgesinin rs polimorfizmindespontanklirenslilerin 19 u (%52,78) CC genotipi ile, rs polimorfizminde ise 23 ü (%63,89) TT genotipi ile daha fazla saptandı. M/L55 ve kombine polimorfizmlerde (LL/QR, MM/RR, MM/QR) kronik HCV ve spontanklirens arasındaki ilişki istatiksel olarak anlamlı saptandı (p<0,05), Q/R192 polimorfizminde ise anlamlı fark bulunamadı (p>0,05). Sonuç: PON1 için M/L55 polimorfizminin MM genotipi ya da MM/RR ve MM/QR kombine genotipleri olması ve İL28B rs polimorfizminde CC genotipinin olması HCV li hastalarda spontanklirens gelişme ihtimalini arttırdığını saptadık. Bu polimorfizmler HCV enfeksiyonlu hastalarda tedavi başlama kararının alınmasını kolaylaştırarak gereksiz tedavi kullanımının önüne geçecektir

28 SS-10 Pegile-İnterferon /Ribavirin İle Birlikte Telaprevir Veya Boseprevir Tedavisi Alan Genotip 1 Kronik Hepatit C Hastalarında Klinik Çalışmalarla Uyumlu Sonuçlar: Gerçek Yaşam Kohortu Erayman İbrahim, Kandemir Bahar, Bulut Rukiyye, Bitirgen Mehmet Necmeddin Erbakan Üniversitesi MeramTıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Kronik HCV infeksiyonunun tedavisinde uzun yıllar kullanılan standart İnterferon (İFN), Pegile İnterferon (PEG- İFN) ve PEG-İFN / ribavirin kombinasyon tedavileri ile başarılı sonuçlar alınamamış, genotip 1 hastalarda kombinasyon tedavisinde başarı oranı % 50 lerde kalmıştır. Telaprevir ve Boseprevir gibi Hepatit C virus NS3/ NS4A proteaz inhibitörleriyle kombine PEG-İFN/RBV üçlü tedavilerinde ise başarılı sonuçlar bildirildi. Bu çalışmada daha önce kombinasyon tedavisi sonrası relaps olan veya primer cevapsız Genotip 1 Kronik Hepatit C (KHC) hastalarında PEG-İNF/RBV ile birlikte telaprevir veya boseprevir üçlü tedavi alan hastalarda virolojik cevap oranları; yaş, fibrozis skoru ve siroz durumunda alt grup analizleri, biyokimyasal parametreler ve literatürde belirtilen yan etkilerin değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışma Necmeddin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Meram tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji kliniğince üçlü tedavi önerilen ve kabul eden hastaların tedavi sonuçlarının değerlendirildiği retrospektif kohort çalışmadır. Çalışmada 12 kadın (%52), 11 erkek toplam 23 hasta değerlendirildi.hastaların %69 u relaps ve %31 i primer cevapsız olgulardı. Hastaların %14 ünde fibrozis skoru 1-2; % 86 sında fibrozis 3-5, % 57 hasta sirozlu ve 1 hastaya kontrendikasyon nedeni ile karaciğer biyopsisi yapılmadı. Hastaların 21 i telaprevirli (%91), 2 tanesi ise (%9) boseprevirli kombinasyon ile tedavi edildi.hızlı virolojik cevap, erken virolojik cevap ve kalıcı virolojik cevap oranları sırasıyla % 96, % 91 ve % 82 olarak saptandı.tedavi süresince halsizlik (% 96) ve anemi (%65) en sık saptanan yan etkiler oldu. -28-

29 SS-11 Tedavisi Zor Hasta Grubunda Daklatasvir+Asuneprevir; Erken Erişim Programı, Türkiye Deneyimi Köklü Seyfettin 1, Akarca Ulus 2, Köksal İftihar 3, Balkan Ayhan 4, Güner Rahmet 5, Demirezer Aylin 6, Şahin Memduh 7, Akhan Sıla 8, İliaz Raim 9, Özaras Reşat 10, İdilman Ramazan 11 1 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara 2 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, İzmir 3 Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Trabzon 4 Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Gaziantep 5 Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi, Atatürk Eğitim ve Araştıma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Ankara 6 Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği, Ankara 7 Mersin Devlet Hastanesi, Gastroenteroloji Kliniği, Mersin 8 Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Kocaeli 9 İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, İstanbul 10 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, İstanbul 11 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara Giriş: Ülkemizde hepatit C virüs genotip 1b hakim genotipdir. Daklatasvir (pangenotipik NS5A inhibitörü) ve asuneprevir (HCV NS3 proteaz inhibitörü) kombinasyon tedavisi, genotip 1b kronik hepatit C virüs enfeksiyonunun tedavisi için onaylanmış tedavilerdendir. Erken erişim kapsamında ülkemizde bu tedavinin başlanmış olduğu hastaların izlemlerinin ve tedavi sonuçlarının paylaşılması amaçlanmıştır. Hastalar ve Metod: Erken erişim programı kapsamına dahil edilmiş olan 62 hastanın birinin genotip 2a olarak belirlenmesi ve iki hastanın tedavi altında 8.hafta içerisinde eks olması nedeni ile 59 hasta üzerinden veriler analiz edilmiştir. On hasta (%16.9) tedavi naiv, tedavi deneyimli hastaların %35.6 sı (21/59) yanıtsız, %22 si (13/59) nüks ve %25.4 ü (15/59) interferon uygunsuz hasta olarak saptanmıştır. Hastaların %59.4 ü sirotik ve %55.9 u yüksek viral yüke (> IU/ ml) sahip hastalardı. Hastalar 24 hafta süreyle daklatasvir 1x60mg/gün ve asuneprevir 2x100 mg/gün ile tedavi edildi. Sonuçlar: Tedavi sonu yanıt %96.6 (57/59), tedavisiz 12.hafta kalıcı virolojik yanıt (KVY12) oranı %93.2 (55/59) idi. Hastaların alt grup analizlerine göre KVY oranları tablo 1 de özetlenmiştir. Hastaların hiçbirinde ciddi yan etki saptanmadı ve herhangi bir yan etkiye bağlı tedavinin bırakılması gerekmedi. Sonuç olarak, 24 hafta daklatasvir+asuneprevirinterferonsuz tedavi rejimi, tedavisi zor hasta grubunda iyi tolere edilmiş ve yüksek düzeyde etkin bulunmuştur. -29-

30 Tablo 1: Hastaların alt grup analizlerine göre KVY oranları Hasta populasyonu KVY 12 % (n/toplam) Siroz varlığına göre Sirotik 91.4 (32/35) Nonsirotik 95.8 (23/24) Önce ki tedavi durumuna göre Naiv 100 (10/10) Peg/RBV deneyimli 92.5 (38/41) Peg/RBV/PI deneyimli 87.5 (7/8) Viral yüke göre < IU/ml 96.1 (25/26) > IU/ml 90.9 (30/33) Böbrek fonksiyon testlerine göre Hemodiyaliz hastaları 83.3 (5/6) Normal böbrek fonksiyonlu hastalar 94.3 (50/53) -30-

31 SS-12 Hepatit C Hastalık Yönetiminde Kanıta Dayalı Öneriler: Sistematik Literatür Taraması ve Geniş Katılımlı Uzman Panelinin 3E Girişiminde Birleşimi Akarca Ulus 1, Beşışık Fatih 2, Güner Rahmet 3, Gürel Selim 4, İdilman Ramazan 5, Köksal İftihar 6, Özkan Hasan 5, Şimşek Halis 7, Tabak Fehmi 8, Alpay Yeşim 9, Karakaya Fatih 5, Yemişen Mücahit 8, Hatemi Gülen 10 1 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, İzmir 2 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, İstanbul 3 Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Ankara 4 Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı, Bursa 5 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara 6 Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Trabzon 7 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı, Ankara 8 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul 9 Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Balıkesir 10 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı, İstanbul Amaç: Hepatit C enfeksiyonunun yönetiminde kanıta dayalı önerilerin geliştirilmesi. Metodlar: Çalışma grubu Hepatit C konusunda uzman 3 Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, 6 Gastroenteroloji uzmanı ve sistematik literatür taramasından sorumlu 3 uzman hekim ve sistematik literatür taraması metodolojisi konusunda deneyimli bir uzman hekimden oluşturuldu. Sistematik literatür taraması sonuçları ile birlikte konunun uzmanlarının görüşlerinin bir araya getirildiği, kanıta dayalı bir yöntem izlendi. Hepatit C ile ilgili öncelikli sorunlara yönelik sorular, her bir soru için literatür taramasında kullanılacak anahtar kelimeler ve hangi özelliklere sahip makalelerin analize alınacağı, analizde kullanılacak değerlendirme ölçütleri ve analiz yöntemi belirlendi. Sonuçlar: Hepatit C ile ilgili tanı / tedavi ve monitorizasyon / tedavi sonrası takip başlıkları altında sorunlara yönelik 9 soru üzerinden sistematik literatür taraması sonucunda total 3154 makale tanımlandı ve 341 i analize dahil edildi. Çalışma grubunca oluşturulan taslak öneriler, tüm Türkiye den toplantıya katılan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ve Gastroenteroloji uzman hekimlerince oylandı. Ülkemizde HCV bulaşı açısından riskli olan ve taranması önerilen gruplar, hastalığın ilerleyişine etki eden, interferon bazlı ve interferonsuz tedavi rejimlerinin başarısını etkileyen faktörler ve tedavi sonrası izlemin özelliklerine dair hasta temelli yaklaşımlara ait önerileri içeren son metin oluşturuldu (Tablo 1). Bu metin katılımcı uzman hekim grubunca en az %88 oy oranıyla kabul edildi. -31-

32 Tablo 1: Hepatit C Yönetiminde Kanıta Dayalı Öneriler Tablo 1 devam -32-

33 SS-13 Gentamisin ile nefropati oluşturulan ratlarda telbivudin ve lamivudinin böbrek fonksiyonları üzerine etkisinin araştırılması Kader Çiğdem 1, Sünbül Mustafa 2, Daş Yavuz Kürşad 3, Yarim Murat 4, Bedir Abdulkerim 5, Karaca Efe 4, Çelikbilek Mehmet 6 1 Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Yozgat 2 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Samsun 3 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Farmakoloji ve Toksikoloji Ana Bilim Dalı, Samsun 4 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, Samsun 5 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı, Samsun 6 Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Yozgat Nükleos(t)ide analogları (NAs), kronik Hepatit B (KHB) nin tedavisinde viral DNA polimerazıinhibe ederek, antiviral etki gösteren ilaçlardır. NAs, böbreklerden atılmaktadır. Bu nedenle glomerülerfitrasyon hızı (GFH) na göre doz ayarlaması gerekmektedir. Uzun sureli NA(s) tedavileri sırasında telbivudin (LdT) dışındaki NA(s) ile nefrotoksisite bildirilmektedir. Az sayıda klinik araştırmada LdT ingfh da anlamlı düzeyde artışa neden olduğu bildirilmiştir. Çalışmamızda deneysel olarak gentamisin ile nefrotoksisite oluşturulan ratlardaldt ve lamivudine (LAM) in böbrek fonksiyonları üzerinde olası etkileri araştırılmıştır. 28 adet Wistar albino ratrandomize olarak; negatif kontrol (NK), pozitif kontrol (Geç Pozitif Kontrol =GPK), LdT ve LAM grupları olmak üzere dört deney grubuna ayrıldı. LdT, LAM ve GPK gruplarında gentamisin ile nefrotoksisite oluşturuldu. Dokuzuncu günden itibaren iki gruba LdT ve LAM altı hafta süreyle verildi. LdT, LAM ve GPK gruplarındaki ratlardan 0, 8, 15, 22, 29, 36, 43 ve 50. günlerde, NK grubundaki ratlardan ise 0 ve 50. Günlerde kuyruk venlerinden kan örneği alındı. Rat serum sistatin C düzeyleri; ratsistatin C ELISA kiti kullanılarak kantitatif olarak ölçüldü. Ratlar çalışmanın 50. Gününde sakrifiye edilerek, böbrek dokuları histopatolojik olarak incelenmek üzere çıkarıldı (grafik-1). Serum sistatin C seviyeleri LdT grubu ile LAM grubu arasında (p<0.007) ve LdT grubu ile GPK grubu arasında istatistiksel olarak farklı bulundu (p<0.001) (resim-1). Bununla beraber LAM grubu ile GPK grubu arasında fark saptanmadı (p>0.05). LdT grubunda antiviral tedavinin başlangıcı olan sekizinci gün ve tedavi sonu olan 50. gün sistatin C düzeylerinde, böbrek fonksiyonlarının iyileşme düzeyi diğer gruplara göre daha iyi idi (p=0.001 ve p=0.007). Histopatolojik incelemede LdT grubunda, GPK ve LAM tedavi grubuna göre glomerular hasarın, akut tubular nekrozun ve total skorun anlamlı derecede hafif olduğu gözlendi (p<0.05). Sonuç olarak, ratlardaldt nin böbrek fonksiyonları üzerindeki renoprotektif etkisi, biyokimyasal ve histopatolojik olarak gösterilmiştir. Altta yatan böbrek hastalığı olan KHB hastalarında tedavi planlandığında LdT nin bu etkisi bir avantaj olabilir. -33-

34 Grafik 1: Çalışma diyagramı Grafik 1: Çalışma diyagramı (NK: negatif kontrol, GPK:geç pozitif kontrol, LdT: Telbivudin, LAM: lamivudin) Resim 1: Resim 1: GPK, LdT ve LAM gruplarında Sistatin C düzeyleri (GPK: geç pozitif kontrol, LdT: Telbivudin, LAM: lamivudin) -34-

35 SS-14 Türkiye de Hepatit B enfeksiyonlu hastalarda sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi ve ilgili faktörlerin değerlendirilmesi: Çok merkezli çalışma Karacaer Zehra 1, Çakır Banu 2, Erdem Hakan 3, Uğurlu Kenan 4, Durmuş Gül 5, İnce Nevin Koç 6, Öztürk Çınar 7, Batırel Ayşe 8, Yılmaz Esmeray Mutlu 9, Bozkurt İlkay 10, Sünbül Mustafa 10, Aynıoğlu Aynur 11 1 Etimesgut Asker Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Ankara 2 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi,Halk Sağlığı Enstitüsü,Ankara 3 GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, İstanbul 4 25 Aralık Devlet Hastanesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji,Gaziantep 5 Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Bursa 6 Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji,Düzce 7 Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Rize 8 Kartal Lütfü Kırdal Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji,İstanbul 9 Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Samsun 10 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Samsun 11 Atatürk Devlet Hastanesi,Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji,Zonguldak Amaç: Bu çalışmada, Türkiye de kronik hepatit b (KHB) hastalarında sağlıkla ilişkili yaşam değerlendirilmesi ve ilişkili faktörlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: Bu çok merkezli çalışma 01 Ocak-15 Nisan 2015 tarihleri arasında Türkiye de 30 ilde gerçekleştirildi. Araştırmaya toplam 57 merkez katıldı. Araştırmaya 18 yaş üstü erişkinler dahil edildi. Hastalar üç grupta incelendi. Grup 1; inaktifhbsag taşıyıcısı, grup 2; antiviral tedavi altında olan vakalar, grup 3; antiviral tedavi altında olmayan ve inaktifhbsag taşıyıcısı olmayan hastalardan oluşturuldu. Araştırma verileri yüzyüze görüşme yöntemi ile Genel Bilgi Formu, Short Form-36 (SF-36) ve Hepatitis B Quality of Life (HBQOL) ile toplandı. İstatistik analizlerle SİYK ne etki eden faktörler belirlendi. Analizlerde p<0,05 değerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Araştırmaya 4257 hasta katıldı. Hastaların 2559 i (%60,1) erkekti. Hastaların 1529 (%35,9) u grup 1, 1721 (%40,4) i grup 2, 1007 (%23,7) si grup 3 te yer aldı. Hastaların ALT ortalancası 25 U/L (0-961 U/L), HBV DNA ortancası 76 IU/ml (0-19 x109 IU/ml) saptandı. Hastaların 3657 si (%85,9) HBeAg negatifti. Eğitim seviyesi (p=0,028), tedavi altında olma (p=<0,001) ve ALT düzeyi (p=0,004) ile SF-36 nın fiziksel komponenti, tedavi altında olma (p=0,012) ve ALT düzeyi (p=0,038) ile SF-36 nın mentalkomponenti arasında anlamlı ilişki saptandı. Cinsiyet (p=0,001), medeni durum (p=0,002), antiviral tedavi altında olma durumu (p=0,011), başka bir kronik hastalık varlığı (p=<0,001), takip eden hastane türü (p=<0,001), HBeAg durumu (p=<0,001), ALT düzeyi (p=0,001) toplam HBQOL skoru ile ilişkili bulundu. Tüm bu faktörlerin eş zamanlı kontrolü sağlandığında inaktif HBV hastalarında SİYK anlamlı düzeyde daha yüksek saptandı. Tartışma: HBV hastalarının yaşam kalitesi literatür verilerine ve klinik gözlemlere kıyasla beklenenden daha yüksek bulunmuştur. Hasta grubunda yaşam kalitesi çok sayıda kişisel ve hastalık ile ilişkili faktörle ilişkili saptanmıştır. SİYK nin temel belirleyicilerinin saptanması ve değiştirilebilir risk faktörlerine müdahale edilmesi temelli sağlık politikaları ile SİYK ni arttırmak mümkündür. Sonuç: KHB hastalarında, hastalığın aktifleşmesi ile SİYK kötüleşmektedir. Antiviral tedavi kullanımı SİYK ne katkı sağlamamaktadır. -35-

36 POSTER SUNUMLARI -36-

37 Viral Hepatitlerin Epidemiyolojisi -37-

38 PS Dört Farklı Merkezde Öğrenci Hemşirelerde Yapılan Hepatit A Seroprevalansı Çalışması Alıravcı Işıl Deniz 1, Çınar Aydın Güle 2, Tunca Berivan 3, Yardımcı Cem 4 1 Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi 2 Afyon Karahisar Devlet Hastanesi 3 Mardin Kızıltepe Devlet Hastanesi 4 Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Amaç: Bu çalışma, Merzifon Kara Mustafa Paşa, Afyonkarahisar ve Mardin Kızıltepe Devlet Hastaneleri ile Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde staj yapan öğrenci sağlık personellerinde yapıldı. Öğrencilerde Hepatit A antikoru IgG (Anti-HAV IgG) pozitifliği araştırılması ve bölgesel farklılıkların ortaya konması amaçlandı. Gereç-Yöntem: Bu hastanelerde 2015 yılı ekim ve kasım aylarında staj yapan, yaşları 15 ila 18 arasında değişen toplam 495 öğrenci hemşirenin Anti-HAV IgG sonuçları incelendi. Bulgular: Tüm öğrencilerin 126 sının(%25) Anti-HAV IgG si negatif, 369(%75) öğrencinin Anti-HAV IgG si pozitifti. Her hastane Anti- HAV IgG negatifliği açısından ayrı ayrı incelendiğinde, Anti-HAV IgG negatifliği Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet hastanesinde çalışan öğrenci sağlık personellerinde %77, Mardin Kızıltepe Devlet Hastanesinde %10, Afyonkarahisar Devlet Hastanesinde %15, Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde %12 olarak bulundu. Sonuç: Afyonkarahisar, Mardin Kızıltepe Devlet Hastaneleri ve Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma hastanesindeki Anti-HAV IgG pozitifliği benzer bulunurken, Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet hastanesinde Hepatit A hastalığı hiç geçirmemiş öğrencilerin sayısının fazlalığı dikkat çekti. Bu oran Türkiye ortalamasının da çok üstünde bulunarak öğrencilere hepatit A aşısı yapılması planlandı. Tablo 1: Hastanelerin Anti HAV Ig G sonuçları -38-

39 PS Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi Öğrenci Hemşirelerinde Yapılan Hepatit ve HIV Virüsleri Serolojileri Prevalans Çalışması Alıravcı Işıl Deniz 1, Çınar Aydın Güle 2, Ünlü Züleyha 1, Akbulut Fatma Rüya 1 1 Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi 2 Afyon Karahisar Devlet Hastanesi Amaç: Bu çalışmada, Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesinde staj yapan öğrenci sağlık personellerine ait hepatit B yüzey antijeni (HBsAg), hepatit B yüzey antikoru (anti-hbs), Hepatit B Virüsü Core Antikoru (anti-hbc IgG), hepatit C antikoru (anti-hcv), Hepatit A antikoru IgG (Anti-HAV IgG) ve insan immün yetmezlik virüsü antikoru (anti-hiv) seroprevalanslarının araştırılması amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet hastanesinde 2015 yılı ekim ve kasım aylarında staj yapan, yaşları 15 ila 18 arasında değişen toplam 94 öğrenci hemşirenin HBsAg, anti-hbs, anti-hbc IgG, anti-hcv, Anti-HAV IgG ve anti-hiv sonuçları retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Öğrencilerin 70 i (%74)kız, 24 ü (%26) erkek ti. Hbs Ag, anti- HCV ve anti-hiv sonuçları tüm öğrencilerde negatif sonuçlandı. Yalnızca bir öğrencide izole anti-hbc IgG pozitifliği izlendi. Öğrencilerin%97 sinin anti-hbs sonucu pozitif geldi. Yalnızda üç öğrencinin anti-hbs sonucu negatif geldi ve bu öğrenciler de hepatit B ye karşı aşılandı. Anti HAV IgG sonucu 72 (%77) öğrencide negatif gelirken, 22 (%23) öğrencide pozitif geldi. Sonuç: Hepatit B ye karsı asılanmanın yaygınlasmış olmasının sonucu olarak öğrencilerin %97 sinin hepatit B aşısına bağlı olarak immün olduğu görüldü. Hiçbir öğrencide hepatit B, C ve HIV virüsüne saptanmadı. Dikkat çekici olarak öğrencilerin %77 sinin hepatit A virüs enfeksiyonu geçirmediği, Anti-HAV IgG lerinin negatif olduğu tespit edildi. Bu sonucun Türkiye ortalamasının çok üstünde çıkması Merzifon ilçesinde sanitasyon ve kanalizasyon-alt yapı çalışmalarının Türkiye nin çoğu ilçesinden daha iyi olmasının sonucu olarak HAV enfeksiyonları sıklığının az olmasıyla ilişkilendirildi. Bu öğrencilere Hepatit A aşısı yapılması planlandı -39-

40 PS Sağlık Meslek Lisesi Öğrencilerinde HBsAg, Anti-HBs, Anti-HCV, Anti-HAV IgG ve Anti-HIV Sonuçlarının Değerlendirilmesi Çınar Aydın Güle 1, Alıravcı Işıl Deniz 2, Arslan Eyüp 3 1 Afyonkarahisar Devlet Hastanesi 2 Merzifon Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi 3 Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi Amaç: Viral hepatitler dünyada hala önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Mesleki nedenlerle enfeksiyonun sağlık çalışanlarına bulaşma riski daha yüksektir. Parenteral bulaşan hepatit B ve hepatit C virusu sıklıkla mesleki kazalar sonucunda enfeksiyon nedeni olurken bu kazaların en sık öğrencilik ve işe yeni başlama döneminde yaşandığı bilinmektedir. Hepatit A riski ise genel olarak toplumdan daha yüksek olmamakla birlikte duyarlı birey sayısının artması enfeksiyon riskinin artmasına yol açmaktadır. Çalışmamızda sağlık meslek lisesi öğrencilerinin hepatit A, hepatit B, hepatit C virusleri ve HIV açısından taranarak seropozitiflik durumları ve bağışıklama ihtiyaçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda yaş ortalaması 16 olan 147 kız, 103 erkek öğrencide yapılan değerlendirmelerde anti- HCV ve anti-hiv tüm öğrencilerde negatif olarak saptanmıştır. 1 öğrencide HBsAg pozitif (%0.4) olarak belirlenmiş, hastanın annesinde kronik viral hepatit B olduğu öğrenilmiştir. HBV DNA sonucu negatif bulunmuştur. Anti-HBs pozitifliği %87.6, anti-hav IgG pozitifliği ise %85.6 olarak tespit edilmiştir. Anti-HBs kız öğrencilerin %87.7 sinde erkek öğrencilerin %88.3 ünde, antihav IgG kız öğrencilerin %87.7 sinde, erkek öğrencilerin % 70.8 inde pozitif bulunmuştur. Anti-HBs IgG pozitifliği kız ve erkek cinsiyet açısından değerlendirildiğinde aralarında anlamlı fark saptanmamıştır (p>0,05). Anti-HAV IgG açısından ise istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmiştir (p<0,05). Sonuç: Sağlık çalışanları ve sağlık hizmetlerine yönelik eğitim alan öğrencilerin klinik uygulamalar öncesinde viral hepatit taramalarının yapılarak hepatit A ve B açısından bağışık hale gelmeleri sağlanmalıdır. -40-

41 PS Sağlık Çalışanlarında Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C ve HIV Enfeksiyonu Seroprevalansı Bekçibaşı Muhammed 1, Üzel Ali 2 1 Bismil Devlet Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği, Diyarbakır 2 Bismil Devlet Hastanesi, İç Hastalıkları Kliniği, Diyarbakır Amaç: Kan yoluyla bulaşan enfeksiyonlar uzun yıllardan bu yana sağlık çalışanları için mesleki bir risk olarak kabul edilmiştir. Kan veya kan ürünleri ile direkt temas ya da iğne ucu ve kesici aletlerle maruziyet ile öncelikle Hepatit B (HBV), Hepatit C (HCV) ve İnsan immün yetmezlik (HIV) virüsü olmak üzere birçok etken sağlık çalışanlarına bulaşabilmektedir. Hepatit A (HAV) ile enfekte olma riski ise genel olarak toplumdan daha yüksek olmamakla birlikte duyarlı sağlık çalışanlarının tespit edilip aşılanması rehberler tarafından önerilmektedir. Bu çalışmada Diyarbakır Bismil Devlet Hastanesi sağlık çalışanlarında HAV, HBV, HCV ve HIV seropozitifliğinin araştırılması ve duyarlı bireylerin aşılanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda makro ELISA Abbott Architect İ2000SR test kitleri kullanılarak HBsAg, anti-hbs, anti-hcv, anti-hav IgG ve anti-hiv açısından taranmış 150 sağlık çalışanının sonuçları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmaya dahil edilen 93 (%62,0) ü erkek 57 (%38,0) si kadın olmak üzere toplam 150 hastane çalışanının 142 (%94,7) sinde HBsAg, anti-hbs ve anti-hcv, 114 (%76,0) ünde anti-hiv, 102 (%68,0) sinde ise anti-hav IgG çalışılmıştı. Sağlık çalışanlarının 124 (%87,3) ünde anti-hbs pozitifliği, 7 (%4,9) sinde HBsAg pozitifliği, 3 (%2,1) ünde anti-hcv pozitifliği ve 100 (%98,0) ünde ise anti-hav IgG pozitifliği tespit edildi. Sağlık çalışanlarının hiçbirinde anti-hiv pozitifliğine rastlanmadı. Sonuç: Sağlık çalışanları HBV, HCV ve HIV açısından yüksek risk grubunda bulunmaktadır. HBV nin yüksek oranlardaki bulaştırıcılığı ve bölgemizdeki %10 lara varan endemisitesi nedeniyle sağlık çalışanlarının aşılanması sağlanmalıdır. Ayrıca HAV duyarlı sağlık çalışanları aşılanmalı, HCV ve HIV enfeksiyonları için standart enfeksiyon kontrol önlemleri alınmalıdır. -41-

42 PS Mardin de Çalışan Kuaförlere Yönelik HBV, HCV, HIV Tarama Sonuçları Tunca Berivan 1, Tunç Gülistan 1, Çiftçioğlu Gülcan 2, Taşdemir Kenan 3 1 Kızıltepe Devlet Hastanesi İnfeksiyon Hst ve Kl Mikrobiyoloji Kliniği 2 Mardin Artuklu Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu 3 Mardin Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şubesi Mayıs 2014-Aralık 2015 tarihleri arasında faaliyet gösteren Mardin Hepatit B ile Mücadele Komisyonu faaliyetleri çerçevesinde Eylül 2015 te Mardin İli Artuklu İlçesinde çalışmakta olan berber, kuaför ve güzellik uzmanı merkezleri çalışanlarına Kronik Hepatit B eğitimi gerçekleştirildi. Eğitimin ardından 120 gönüllüden HBV, HCV, HIV infeksiyonları için tetkik alındı. 95 erkek (%79.2), 25 kadın (%20.8) katılımcı mevcuttu. Sonuçlar değerlendirildiğinde; hepatit C ve HIV tüm katılımcılarda negatif iken 3 kişide (%2.5) HBsAg pozitifliği görüldü. Kronik Hepatit B hastalarının tamamı erkekti. Hasta kişilerin takiplerini sürdürmekte oldukları öğrenildi. Kalan 117 kişinin Anti-HBs durumları değerlendirildiğinde; AntiHBs sonuçları 50 kişinin (%42.7) 0-10 arası, 24 kişinin (%20.5) arası, 43 kişinin (%36.8) >100 olduğu görüldü. Aile hekimleri tek tek belirlendi, aşısı eksik olan katılımcılara sms yoluyla ulaşılarak aile hekimliği merkezlerinde aşı olmaları sağlandı. Bu çalışma güneydoğu anadolu bölgesi epidemiyolojik verilerine yardımcı olması açısından önem arz etmektedir. -42-

43 PS Sağlık Yüksek Okulu Öğrencilerinin Hepatit B ve C virüsü Hakkındaki Bilgi Tutum ve Davranışlarının Değerlendirilmesi Kader Çiğdem 1, Kılıç Akça Nazan 2, Polat Sevinç 2, Erbay Ayşe 1 1 Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Yozgat 2 Bozok Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu, Yozgat Amaç: Bu çalışma hemşirelik bölümü öğrencilerinin Hepatit B virüs (HBV) ve Hepatit C virüs (HCV) hakkındaki bilgi, tutum ve davranışlarını belirlemek ve sonuçları öğrencilerin eğitim programında kullanmak amacıyla planlanmıştır. Gereç-Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki çalışmanın verileri eğitim öğretim döneminde şubat ve nisan aylarında toplandı. Çalışma evrenini 290 öğrenciden oluşan Yozgat Bozok Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu (SYO) oluşturmaktadır. SYO öğrencilerinden gönüllü olan 258 i çalışmaya dahil edildi. Verilerin toplanmasında literatür bilgilerine dayanılarak hazırlanan anket formu kullanıldı. Anket formunda HBV/HCV bulaş yolları, korunma yolları ve sosyodemografik özellikleri içeren toplam 29 soru soruldu. Anket formunun doldurulması yüzyüze görüşülerek gerçekleştirildi. Anket cevaplarını içeren veriler istatistik programına aktarılarak analiz edildi. Veriler tanımlayıcı istatistiksel yöntemler ile değerlendirildi. Bulgular: Öğrencilerin yaş ortalamaları19.7±1.8(17-29), erkek/kız dağılımı sırasıyla; %20,9, %79,1 idi. Öğrencilerin %52.7 si akut hepatitler hakkında yeterli bilgi sahibi olmadığını düşünmekteydi. Hepatitler hakkındaki bildiklerini %61.2 si okuldan öğrendiklerini belirtti. Öğrencilerin %5 inin; kendisinde %10.5 nin ise birinci derece yakınlarında HBV taşıyıcılığı/enfeksiyonu olduğunu ifade ettiği görüldü. Öğrencilerin %68.6 sının hepatit B aşısı yaptırdığı saptandı. Öğrenciler hepatit B nin kan yoluyla (%73.3), korunmasız cinsel ilişkiyle (%71.7), gebelikte anneden bebeğe (%67.7) ve yiyeceklerle (%25.6) bulaşacağını ifade etti. Öğrenciler hepatit C nin kan yoluyla (%57.4), korunmasız cinsel ilişkiyle (%57.4), gebelikte anneden bebeğe (%51.2) ve yiyeceklerle (%10.8) bulaşabileceğini ifade ettiler. Öğrencilerin %79.5 i sağlık personelinin hepatit B ve C açısında risk grubunda olduğunu belirtti. Tablo-1,2, Resim-1. Tartışma ve Sonuç: SYO öğrencilerinin HBV ve HCV ile ilgili bulaş, korunma yolları ve hastalıkları hakkındaki bilgi düzeylerinin yeterli olmadığı saptandı. Bilgi eksikliğinin giderilmesi için eğitim programındaki eksikliklerin yeniden yapılandırılması önerilebilir. Resim 1: SYO öğrencilerinin Hepatit B virüsü hakkındaki bilgi düzeyleri (n=258) -43-

44 Tablo 1: SYO Öğrencilerinin demografik özellikleri (n=258) Demografik özellikleri n (%) Yaş ortalaması 19.7± 1.8(17-29) Cinsiyet Kız 204(79.1) Erkek 54(20.9) Sınıf 1.Sınıf 97(37.7) 2.Sınıf 69(26.7) 3.Sınıf 55(21.3) 4.Sınıf 37(14.3) Halk arasında hepatit olarak bilinen hastalığın adı Hepatitmidir? Evet 205(79.3) Hayır 53(20.6) Akut Hepatit hastalıkları hakkında yeterli bilgisi olduğunu düşünme durumu Evet 122 (47.3) Hayır 136 (52.7) Hepatitler (HCV ve HBV) hakkında bilgileri nereden öğreniyorsunuz Okul 158(61.2) İnternet/televizyon 45(17.4) Kitaplar 27(10.5) Sağlık personeli 13(5.0) Aile 8(3.1) Gazete/dergi 7(2.7) Hepatit geçirenlerin bir kısmı hastalığa ait hiçbir belirti bulgu kendilerinde kalmadığı halde kanlarında Hepatit B-C virüsünü taşımaya devam edebilir, 6 aydan uzun süre virüsü taşırsa bu kişilere taşıyıcı denir. Evet 163(63.2) Hayır 95(36.8) Altı aydan uzun süren Hepatitlere Kronikleşmiş hepatit denir Evet 138(53.4) Hayır 120(46.6) -44-

45 Tablo 2: SYO öğrencilerinin Hepatit C virüsü hakkındaki bilgi düzeyleri (n=258) Hepatit C hakkında yeterli bilgisi olduğunu düşünme durumu n(%) Evet 96(37.2) Hayır 162(62.8) Hepatit C virusu kan yolu ile bulaşır Evet 148(57.4) Hayır 110(42.6) Hepatit C virusu cinsel ilişki ile bulaşır Evet 148(57.4) Hayır 110(42.6) Hepatit C virusu anneden bebeğe bulaşır Evet 132(51.2) Hayır 126(48.8) Hepatit C virusu su ve yiyeceklerden bulaşır Evet 28(10.8) Hayır 230(89.2) Hepatit C virusu tükürükle bulaşır Evet 96(37.2) Hayır 162(62.8) Hepatit C taşıyıcı bireyin eşi ve diğer aile fertleri C tipi sarılık için riskli gruptur Evet 145(56.2) Hayır 113(43.8) Kulak deldirenler, akupunktur, dövme yaptıranlar C tipi sarılık için riskli gruptur Evet 132(51.2) Hayır 126(40.8) Damar içi uyuşturucu kullananlar Hepatit C için riskli gruptur. Evet 128(49.5) Hayır 130(50.4) -45-

46 PS Türkiye Hepatit E antikor prevalansında son on beş yılda izlenen değişim Aykan Şadiye Berna 1, Altındiş Mustafa 2 1 Sakarya Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Bölümü, Sakarya 2 Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Sakarya Bu çalışmada ülkemizdeki HEV seroprevalansı ile ilgili yapılan çalışmalar sistematik olarak bir araya getirilerek son 15 yıllık HEV antikor prevalansındaki değişimin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamız PRISMA bildirisine uygun olarak planlandı ve gerçekleştirildi. Öncelikle eleme kriterleri belirlendi sonra sırasıyla literatür taraması, bilimsel yayınların eleme kriterlerine göre seçilimi, incelenmesi, verilerin toplanması ve istatistiksel analiz yapıldı. Literatür taramasında iki ulusal veri tabanı (ULAKBİM ve Türk Medline) ve uluslararası PubMed veritabanı kullanıldı yılları arasında yayınlanmış toplam 34 bilimsel çalışmanın anti-hev antikor bildirimleri incelendi. Yıllara göre anti- HEV IgM seroprevalansı 1.88±2.7 (Ortalama±Standart Sapma), anti-hev IgG seroprevalansı 8.3±7.8 bulundu. Yıllara göre anti- HEV IgM ve anti-hev IgG antikor prevalanslarındaki değişim grafikte ayrıntılı olarak verildi. 13 bilimsel çalışma sonucuna göre 5000 den fazla çocuğun sonucu değerlendirildiğinde anti-hev IgM seroprevalansı 4.1±4.7, anti-hev IgG seroprevalansı 4.2±4.6 bulundu. Hasta gruplarına göre; gebelerde anti-hev IgG seroprevalansı 6.67±5.1, kan dönorların da anti-hev IgG seroprevalansı 7.9±5.9, hemodiyaliz hastalarının da anti-hev seroprevalansı 13.1±6.7 bulundu. Yetişkin yaş gruplarında yapılan 20 çalışma ve yetişkinin antikor sonuçları değerlendirildiğinde anti-hev IgM seroprevalansı 2.6±3.2, anti-hev IgG seroprevalansı 8.4±7.4 bulundu. Çalışmalar yapıldıkları coğrafi bölgelere göre değerlendirildiğinde ise ülkemizin doğu ve güneydoğusundaki HEV antikor prevalans değerlerinin batı bölgelere göre yüksek olduğu gözlendi. Anti-HEV IgM ve anti-hev IgG antikor prevalansların bölgelere göre değişimi tablo da ayrıntılı olarak verildi. Ülkemizde yapılmış çalışmalarda bildirilen oranlardaki farklılıklar da bölgenin coğrafi konumu, sosyoekonomik durumu, alt yapı hizmetlerinin gelişmişliği, çalışma kapsamındaki popülasyonların farklı olmasından kaynaklanmaktadır. HEV enfeksiyonlarından korunmak ve koruyucu önlemler almak için toplumun HEV prevalansını hakkında bilgi sahibi olunması ise önemlidir. -46-

47 Yıllara göre anti-hev IgM ve anti-hev IgG antikor prevalanslarındaki değişim Grafik: Yıllara göre anti-hev IgM ve anti-hev IgG antikor prevalanslarındaki değişim * Mean değeri (%)Anti-HEV IgM ve anti-hev IgG antikor prevalansların coğrafi bölgelere göre değişimi Anti-HEV IgM ve anti-hev IgG antikor prevalansların coğrafi bölgelere göre değişimi Coğrafi Bölge N* Anti-HEV IgM** Anti-HEV IgG** Çocuklarda Anti-HEV IgG** Anti-HEV IgG** Yetişkinlerde Marmara ± ± ±8.1 Karadeniz ± ± Ege ± ±3.4 Akdeniz İç Anadolu ± ± ±0.3 Doğu Anadolu ± ± ±11.1 Güneydoğu Anadolu ± *İncelenen hasta örneği sayısı **(Mean±SD= Ortalama±Standart sapma) -47-

48 PS Onkolojik Hastalarda Hepatit B, C ve HIV I/II virüsü Seroprevalansı: Sakarya Yılmaz Kübra 1, Öztaş Fatma Zehra 1, Özbek Ahmet 2, Köroğlu Mehmet 2, Demiray Tayfur 1, Varim Ceyhun 3, Karakeçe Engin 1, Altındiş Mustafa 2 1 Sakarya Üniversitesi Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi Tıbbi Mİkrobiyoloji Lab. Sakarya 2 Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD, Sakarya 3 Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İç Hastalıkları AD, Sakarya İmmünsupresif hastaların, Hepatit B virüsü (HBV), Hepatit C virüsü (HCV), insan immün yetmezlik virüsü (HIV) gibi viral etkenlerle karşılaşma riski çok daha yüksektir. Bu çalışmada, ilimizdeki onkolojik hastalarda, Hepatit B, C virüsü ve HIV ½ seropozitiflikleri değerlendirilmiştir. Şubat 2015-Ocak 2016 tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi onkoloji kliniği tarafından takip edilen toplam 557 hastanın, HBsAg, Anti-HBs, Anti-HCV ve Anti-HIV ½ testleri, kemiluminesens mikropartikül immunoassay (CMIA) (Architect i2000, Abbott) ve Mikro ELİSA (Kitler: DiaSorin Murex ve Siemens) yöntemi ile (Triturus, Grifols) çalışılmıştır. Toplam 557 hastanın 549 unda HBsAg ve Anti-HCV, 544 ünde Anti-HBs testi çalışılmış ve sırasıyla 13 (% 2,4), 3 (% 0,6), 247 (% 45, 4) hastada pozitiflik saptanmış, Anti-HIV çalışılan 469 hastadan 3 ü CMIA/Mikro ELİSA ile pozitif bulunmasına rağmen doğrulama testinde negatif belirlenmiştir. İmmün sistemin düşük olması, Onkolojik hastaları viral etkenlere karşı açık hale getirmektedir. Yapılan çalışmalar ve DSÖ nün verilerine göre ülkemizdeki pozitiflik oranları; HBsAg, % 3,99-4,02; Anti-HBs, % 10-50; Anti-HCV, % 0,3-3,5; Anti-HIV, <% 1 seviyelerindedir. Bu çalışmada elde edilen verilere göre, Sakarya daki onkolojik hastalarda HBsAg pozitifliği ülkemizin genel ortalamalarından düşük bulunmuştur. Onkolojik hasta grubunda, koruma ve kontrol önlemleri çerçevesinde bu testlerin mutlaka bakılması ve sonuçlarının yakın takibi önem arz etmektedir. Onkoloji HAstalarında hepatit B, C ve HIV sıklığı Test Kadın Erkek Toplam n % N % n % HBsAg 2/215 0,9 11/334 3,3 13/549 2,4 Anti-HBs 100/219 45,7 147/325 45,2 247/544 45,4 Anti-HCV 1/217 0,5 2/332 0,6 3/549 0,6 Anti-HIV /469 0 Onkoloji Hastalarında hepatit B C ve HIV sıklığı -48-

49 PS Pediatrik Yaş Grubunda Hepatit B ve C Virüsü Seroprevalansı; Sakarya Yılmaz Kerem 1, Özbek Ahmet 1, Köroğlu Mehmet 1, Kılıç Ümit 1, Demiray Tayfur 2, Terzi Hüseyin Agah 2, Altındiş Mustafa 1 1 Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mİkrobiyoloji AD Sakarya 2 Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Lab, Sakarya Hepatit B virüsü (HBV) enfeksiyonları aşı ile önlenebilen hastalıklardan olup, Ülkemizde 1999 yılından itibaren HBV aşısı rutin aşı takvimine alınmıştır. Bu retrospektif çalışmada, ilimizdeki 0-16 yaş grubu çocuklarda (HBV nin rutin aşı takvimine alındığı tarihten sonra doğan çocuklar) Hepatit B virüsü seroprevalansı yanı sıra aynı yaş grubunda Hepatit C virüsü (HCV) sıklığının da belirlenmesi amaçlanmıştır. Ocak 2015 ile Şubat 2016 tarihleri arasında Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ne başvuran 0-16 yaş grubu hastalardan alınan serum örneklerinden, HBsAg, Anti-HBs ve Anti-HCV testleri, kemiluminesens mikropartikül immunoassay (CMIA) (Architect i2000sr, Abbott Diagnostics, Almanya) ve Mikro ELİSA (Kitler: DiaSorin Murex ve Siemens) yöntemi ile (Triturus, Grifols, İngiltere) çalışılmıştır. Çalışma kapsamında; yaşları 0 ile 16 arasında değişen (ortalama yaş 6.37), 1811 (408 kız-%22.5; 1403 erkek-%77.5) çocuğa ait sonuçlar incelenmiş, seropozitiflik oranları; HBsAg için % 0.55 Anti-HBs için % 68.2 ve Anti-HCV için ise % 0.22 olarak belirlenmiştir. Anti-HBs pozitifliği ise 0-5 yaş arası %78.8; 6-10 yaş arası %57.9 ve yaş arası %61.7 dir. Sonuçlara göre; Anti-HCV ve HBsAg pozitiflik oranları Türkiye ortalamasının altında, Anti-HBs pozitifliği yönünden ise bu ortalamanın üzerinde olduğu ve yaşla birlikte azaldığı gözlenmiştir. Ülkemizde ortalama HBsAg pozitifliğinin %4 civarında olduğu bildirilmektedir. Bu çalışma ile rutin uygulamada olan HBV aşısının 0-16 yaş grubunda çok etkin bir koruma sağladığı ve bu oranı toplum geneline göre yaklaşık on kat düşürdüğü görülmektedir. Elde edilen sonuçlar; erken yaştaki HBV ve HCV enfeksiyonlarının yüksek oranda kronikleşme eğiliminde olduğu dikkate alınarak yorumlandığında bu bulguların önemi daha iyi anlaşılacaktır. Horizontal bulaşın çok sık olduğu 6 yaş ve altı çocukların Hepatit-B ye karşı aşılama oranlarının arttırılması, HBV ve HCV enfeksiyonlarının bulaş yolları konusunda toplumun bilinçlendirilmesi ve gereksiz kan transfüzyonlarından kaçınılması enfeksiyondan korunmada oldukça önemlidir. Pediatrik grupta HBsAg, antihcv ve antihbs sıklığı Yaş Hasta sayısı Anti-HCV HBsAg Anti-HBs n % n % n % ,12 4 0, , ,46 1 0, , ,00 5 1, ,69 Toplam , , ,19 sonuçlar -49-

50 PS Stajyer sağlık çalışanlarının HAV ile karşılaşma durumunun değerlendirilmesi Tosun Selma 1, Sayın Selda 2 1 İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği 2 İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hizmet İçi Eğitim Birimi- Eğitim hemşiresi Amaç: Son yıllarda HAV epidemiyolojisinde değişim gözlenmektedir. Bu çalışmanın amacı sağlık çalışanı adayı olan Sağlık Meslek lisesi stajyer öğrencilerinin HAV ile karşılaşma ve aşılanma durumlarının değerlendirilmesidir. Yöntem: İzmir il merkezi ve ilçelerindeki Sağlık Meslek Liselerinden hastanemize staj için gelen ve yılları arasında doğmuş olan öğrencilere öncelikle bir anket uygulanarak HAV enfeksiyonu geçirme ve aşılanma durumları sorulmuş ve HAV ile karşılaşma açısından tetkikleri yapılmıştır. Bulgular: Çalışmaya yaşları arasında değişen, 59 u erkek, 162 si kız toplam 221 öğrenci katılmıştır. HAV IgG pozitifliği saptanan öğrenci sayısı 43 (%19.5), HAV IgG negatifliği saptanan öğrenci sayısı ise 178 (%80.5) olarak saptanmıştır. Anket yanıtlarına göre öğrencilerin 75 i (%34) HAV enfeksiyonunu geçirmediğini,134 ü (%61) hatırlamadığını, 12 si (%5) ise ailelerinin geçirdiğini söylediğini belirtmiştir. Öğrencilerin hiçbirine HAV aşısı yapılmadığı öğrenilmiştir. Tartışma: HAV enfeksiyonu epidemiyolojisi dünyada ve ülkemizde giderek değişmekte olup virüsle karşılaşma, genç erişkin ve erişkin yaşa doğru kaymaya başlamıştır. Bilindiği gibi erişkin yaşta geçirilen akut HAV enfeksiyonu olguları, ağır seyretmesi ve nadiren ölüme yol açabilmesi açısından önemini korumaktadır. Ülkemiz halen orta derecede endemik bölgeler arasında yer almakla birlikte son yıllarda ülkemizde de HAV ile karşılaşma yaşı ileriye kaymaya başlamıştır. Çalışma grubumuzdaki yaş arası öğrencilerin %80.5 i HAV açısından seronegatif olarak saptanmıştır. Sağlık çalışanları, akut HAV olguları ile karşılaşma ve takip/tedavilerini yapma gibi nedenlerle virüsle karşılaşma riskleri artmış olan kişilerdir. Bu nedenle hem sağlık çalışanı adayı hem de genç yaşta olduklarından stajyer öğrencilerin de HAV ile karşılaşma açısından tetkik edilmeleri ve virüsle karşılaşmamış veya aşılanmamış olanların aşılanmaları uygun olacaktır. -50-

51 PS Sığınmacı çocuklarda Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C ve HIV seroprevelansı Köse Şükran, Gireniz Tatar Bengü, Ödemiş İlker, Çelik Didem, Akbulut İlkay İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Giriş-Amaç: Hepatit enfeksiyonları karaciğer sirozu ve hepatosellüler kanser (HCC) gibi önemli sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. HIV farklı mekanizmalarla immün sistem disfonksiyonuna yol açarak ağır seyreden sekonder enfeksiyonların gelişimine sebep olmaktadır. Çocukluk çağında saptanan HBV, HCV ve HIV enfeksiyonlarının daha çok vertikal yolla bulaştığı düşünülmektedir. Çalışmamızda sığınmacı çocuklarda HAV, HBV, HCV ve HIV seroprevelansının saptanması amaçlandı. Yöntem: yılları arasında İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma hastanesi çocuk polikliniklerine sarılık dışı nedenlerle başvuran 0-18 yaş arasındaki 171 sığınmacı çocuk hastanın verileri retrospektif olarak incelendi. Hastalardan alınan serum örnekleri ELISA (Enzyme-Linked Immunosorbent Assay) yöntemi ile HAV IgG, HBsAg, anti-hbs, anti-hbc total, anti-hcv ve anti- HIV çalışıldı. Bulgular: Hastaların %51 inin cinsiyeti kız, yaş ortalaması 6.52 saptandı. Çalışmaya alınan hastalar arasından HBV açısından taranmış 140 hastanın 6 sında (%4.2) HBsAg ve anti-hbc total pozitif, anti-hbs negatif saptandı. Hastaların 3 ünde (%2.1) geçirilmiş HBV enfeksiyonuna uygun olarak HBsAg negatif, anti-hbc total ve anti-hbs pozitif saptandı. Çalışmada retrospektif veri taraması yapıldığı için hastaların 31 inin HBsAg, anti-hbs, anti-hbc total, 62 sinin anti-hcv, 83 ünün anti-hiv, 85 inin HAV IgG verilerine ulaşılamadı. Hepatit seroprevelansları Tablo 1 de gösterilmiştir. Tartışma ve Sonuç: Sığınmacı aileler genellikle sosyoekonomik ve sosyokültürel düzeyleri düşüktür. Suriye de annesi HBV pozitif olan çocukların doğumu sırasında HBV profilaksisinin her bölgede rutin yapılamaması ve çocukların HBV aşılamasının düzenli takip edilemediği bölgelerden göç edilmesi nedeniyle sığınmacı çocukların HBV seroprevelansı Türkiye deki diğer çocuklara göre daha yüksek olabileceği ve anti-hbs pozitifliğinin daha az olacağı düşünülmektedir. Son yapılan çalışmalarda Türkiye deki 0-18 yaş grupta HBV seroprevelansının %1-3 aralığında olduğu saptanmıştır. Çalışmamızda sığınmacı çocuklarda bu oranın daha yüksek olduğu, anti-hbs pozitifliğinin ise daha düşük olduğu gözlenmiştir. Çalışmamız sonucunda sığınmacı çocuklarda HAV, HCV ve HIV seroprevelansının Türkiye deki çocuklarla benzer olduğu, HBsAg pozitifliğinin daha sık görüldüğü saptandı. Bu sonuçlara göre sığınmacı çocuklara yapılacak ulusal HAV ve HBV aşılama programı ile hepatit enfeksiyonları ve komplikasyonlarının gelişmesinin önüne geçilmesi sağlanabilir. Tablo 1: Hastaların serolojik göstergeleri ve yüzdeleri Sayı ve Yüzde HBsAg HBsAg Anti-HBs Anti-HBs Anti-HCV Anti-HCV Anti-HIV Anti-HIV HAV IGG HAV IGG Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % Pozitif Negatif Toplam

52 PS HCV genotiplendirme sonuçları yönünden Türkiye ve Gürcistan hastalarının karşılaştırılması Göktaş Şafak Gelişim Tıp Laboratuvarları Amaç: Bu çalışmada, HCV genotiplendirme çalışması yapılan Türk ve Gürcü hastalarda, tedavi şansı yönünden önemli kriter olan HCV genotipinin belirlenmesi ve iki ülke hastaları arasında genotip kıyaslaması yapılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmamızda, arasında HCV genotiplendirme için gönderilen 743 Türkiye ve yıllarında gönderilen 236 Gürcistan hasta örneği değerlendirmeye alınmıştır. Çalışmalar, NLM ( İtalya) firmasının Real-Time PCR kiti kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bulgular: yılları içinde, çeşitli kurumlardan 743 hasta örneği HCV genotiplendirme için gönderilmiştir. Bu hastalardan 97 sinin HCV RNA sı negatif bulunarak değerlendirme dışı bırakılmış ve 646 hastada HCV genotiplendirme çalışması yapılmıştır. Ayrıca, yılları içinde Gürcistan da merkezi bir hastaneden gönderilen 236 hasta örneğinde de genotiplendirme çalışması yapılmıştır. 646 Türk hastada; 435 (% 67,3) genotip 1 b, 107 (% 16,5) genotip 3 a, 43 (% 6,6) genotip 1 a, 29 (% 3) genotip 2b, 15 (% 2,3) genotip 2 a, 7 (% 1) genotip 4 c/d, 4 (% 0,6) genotip 2 a/c, 4 (% 0,6) genotip 4 a, 1 (% 0,1) genotip 5 a, 1 (% 0,1) genotip 6 a/b 236 Gürcistan hastasında; 105(% 44,4) genotip 1b, 80 (% 33,8) genotip 3a, 42 (% 17,7) genotip 2 a/c, 6 (% 2,5) genotip 1a, 2 (% 0,8) genotip 2b 1 (% 0,4) genotip 6m Sonuç: Çalışmamızda, Türk hastalarda HCV genotip 1b nin % 67, genotip 1a nın % 6 olduğu, tedavisinin daha zor olduğu bilinen genotip 1, 4 ve 5 in toplamda %75,6 i bulduğu görülmektedir. Bu oran, Gürcü hastalarda % 46,9 da kalmaktadır. Tedaviden daha fazla yarar gördüğü belirtilen genotip 2 ve 3 ün oranı Türk hastalarda yalnızca % 22.4 iken, Gürcü hastalarda % 52,3 dır. Bu durumda, Gürcü hastaların tedavi yönünden Türk hastalara göre daha şanslı olduğu görüşüne varılmıştır. Ayrıca Gürcistan hastaları içinde, daha çok Uzak Doğu Asya da görülen Genotip 6m in de saptanmış olması dikkat çekici olarak değerlendirilmiştir -52-

53 PS Genotype distribution of hepatitis C virus in patients applied to clinics of Azerbaijan Medical University Haciyev Yaver, Bayramli Ramin, Bagirova Fidan Azerbaijan Medical University Background: Due to the absence of exact treatment and vaccination, high rate of chronic infection and severe liver diseases hepatitis C is a worldwide health problem. Both chronic infection causing serious liver failure, hepatocellular carcinoma, liver transplantation and individuals with asymptomatic infection being reservoir of infection emphasize the importance of the problem. Despite the wide distribution of HCV genotypes, 1a, 1b, 2a, 2b, 3a and 3b genotypes are the most common. Detection of genotype before treatment is important. Evaluation of HCV genotype distribution in patients applied to clinics of Azerbaijan Medical University was the aim of the research. Material/Methods: 129 specimens of anti-hcv and HCV-RNA positive patients applied to Clinics of AMU in were included in research. 76 (58.9%) of 129 patients were women and 53 (41.1%) men. Retrospective evaluation of epidemiological data and HCV genotype analysis were performed. Siemens Advia Centaure CP was used for anti-hcv level detection, real time PCR (COBAS Ampli-Prep/COBAS Taqman Roche Diagnostic, USD)-for HCV RNA level detection and HCV genotypes were detected by real-time PCR (Magnesia 16, Anatolia Geneworks). 6 genotypes and subtypes (1a, 1b) were checked for each specimen. Anti-HCV positive and HCV-RNA negative 8 patients were excluded from the research. Statistic analysis were performed on SPSS. Results: 1 b genotype was detected in 92 patients (71.3%). There were no patients with 4, 5, and 6 genotypes. 2 and 3 genotypes distributions were 10.1% (13/129) and 18.6% (24/129) respectively. Conclusions: Knowledge about HCV genotypes is important for the selection of the appropriate drug and treatment regimen. Thus, genotype detection before treatment is necessary. 1b genotype was the most prevalent in our research (71.3%). However, these data do not provide enough information about HCV genotype distribution in our country. Researches including more amount of patients and another regions of the republic are must be conducted. -53-

54 PS HBsAg pozitif olguların olası risk faktörlerinin değerlendirilmesi Demir Seval, Tosun Selma, Sevgi Mehmet İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Amaç: Bu çalışmada HBsAg pozitifliği saptanan inaktif veya aktif kronik hepatit B hastalarının olası risk faktörlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: İzmir Bozyaka EAH servisinde yatırılarak veya Viral Hepatit polikliniğinde ayaktan izlenen kronik HBV enfeksiyonu olan olgulara yüzyüze bir anket uygulanarak risk faktörleri sorgulanmıştır. Bulgular: Çalışmaya yaşları arasında olan 40 ı kadın, 46 sı erkek olmak üzere toplam 86 olgu katılmıştır. Sorgulanan risk faktörlerinin varlığı Tablo 1.de gösterilmiştir. Tartışma: Kronik HBV enfeksiyonu olan olgularda sorgulanan risk faktörlerine verilen yanıtlar değerlendirildiğinde 50 kişide hastanede yatmış olma, 47 kişide ameliyat yapılmış olma öyküsünün bulunduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte olguların %75 inde HBsAg pozitifliği tanısı hastaneye yatış veya operasyon hikayesinden önce konulmuş olduğu için bunlar gerçek risk faktörü olarak düşünülmemiştir ve bu nedenle HBsAg pozitiflikleri bu iki faktöre bağlanamamıştır. HBV bulaşmasında geçmiş yıllarda önemli rol oynayan kan nakli öyküsü olgularımızda oldukça düşük bulunurken horizontal geçişe yol açabilen diğer faktörler de düşük bulunmuştur. Bununla birlikte diğer aile bireylerinde HBsAg pozitifliği bulunup bulunmadığı sorgulandığında 12 kişinin (%14) bu durumu hiç bilmediği, ailesine HBV tetkiki yapılmış olan 74 kişinin 52 sinin (%71) ailesinde ise en az bir (veya daha fazla) HBsAg pozitif olgu bulunduğu ve çoğunluğun annesinin ve/veya kardeşlerinin HBsAg pozitifliği olduğu belirlenmiştir. Saptanan bu sonuçlar olgularımızda vertikal geçişin horizontal geçişe göre daha ön planda olduğunu düşündürmüştür. Tablo 1: HBsAg pozitif olgularda saptanan risk faktörleri Sorgulanan Risk Faktörü EVET HAYIR Hastanede yattı mı? 50 (%58) 36 (%42) Ameliyat oldu mu? 47 (%55) 39 (%45) Piercing-hızma taktırdı mı? 7 (%8) 79 (%92) Yurt dışında bulundu mu? 6 (%6) 66 (%94) Dövme yaptırdı mı? 5 (%6) 81 (%94) Alnını-ensesini kestirdi mi? 3 (%3) 83 (%97) Kan nakli yapıldı mı? 2 (%2) 84 (%98) -54-

55 PS HBsAg pozitif olguların coğrafi bölgelere göre dağılımının incelenmesi Selma Tosun, Gülsüm Altın, Meltem Zencir, Ogün Akbaş, Halil Erkan, İrem Altaş, Aslı Keleş, Seher Ayten Coşkuner, Şebnem Çalık İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Amaç: Bu çalışmanın amacı HBsAg pozitifliği saptanan olguların ve ailelerinin doğdukları coğrafi bölgelerin araştırılmasıdır. Yöntem: İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Viral Hepatit polikliniğinde izlenmekte olan HBsAg pozitif olguların doğum yerleri ve annelerinin doğum yerleri sorgulanmıştır. Bulgular: Çalışmada yaşları arası, 312 si erkek, 286 sı kadın olmak üzere toplam 598 kişinin verileri değerlendirilmiştir. HBsAg pozitif olguların doğdukları coğrafi bölgeler Tablo 1.de, annelerinin doğdukları coğrafi bölgeler Tablo 2 de gösterilmiştir. Tartışma:Hepatit B virüs enfeksiyonu görülme sıklığının coğrafi bölgelerle ilişkili olduğu bilinmektedir. Ülkemizde özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde doğmuş olanlarda HBsAg pozitifliği daha yüksek oranda görülmektedir. Yine Balkan ülkelerinde doğmuş olan kişilerde de HBsAg pozitifliği toplumdaki diğer bireylere göre daha fazladır. Çalışmamızda HBsAg pozitif olguların doğum yerleri arasında ilk sırada Ege ve Marmara bölgeleri yer almaktadır, ilimiz batıda yer aldığından bu şekilde bir sonuç olması beklenen bir durumdur. Hemen ardından Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde doğmuş olan kişiler gelmektedir. Olgularımızın annelerinin doğum yerleri incelendiğinde ise en yüksek oranın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde doğmuş olan anneler olduğu ve üçte birinin annesinin bu bölgelerde doğmuş oldukları belirlenmiştir. Annelerin doğum yerlerine göre HBsAg pozitifliği Ege ve Marmara bölgelerinde doğmuş olanlarda daha düşük bulunmuştur. Balkan ülkelerinde doğmuş olanlar da da %10 civarındadır. Çalışma verilerine göre sadece HBsAg pozitif olguların doğum yerleri dikkate alınırsa batı bölgelerinde doğmuş olan kişilerde HBsAg pozitifliği yüksekmiş şeklinde algılanmaktadır. Oysa olgularımızın annelerinin doğum yerleri incelendiğinde en yüksek oranın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde doğmuş olan annelere ait olduğu ve olgularımızın üçte birinin annesinin bu bölgelerde doğmuş oldukları belirlenmiştir. İlimiz doğudan sürekli göç alan bir il olduğundan sonuç olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi doğumlu kişilerde HBsAg pozitifliğinin daha yüksek olduğu gerçeği değişmemektedir. Özetle, ülkemizde viral hepatitle savaşım çalışmaları halen sürdürülmeli ve sadece doğu bölgelerimizde değil göç gerçeği nedeniyle batı bölgelerimizde de aynı şekilde konuya özen gösterilmelidir. Tablo 1: HBsAg pozitif olguların doğdukları coğrafi bölgeler DOĞUM YERİ SAYI (YÜZDE) Ege-Marmara bölgeleri 228 (%38) Doğu Anadolu- Güneydoğu Anadolu bölgeleri 169 (%28) Diğer bölgeler 162 (%27) Balkan ülkeleri (Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya) 39 (%7) TOPLAM 598 Tablo 2: HBsAg pozitif olguların annelerinin doğdukları coğrafi bölgeler DOĞUM YERİ SAYI (YÜZDE) Doğu Anadolu- Güneydoğu Anadolu bölgeleri 181(%34) Diğer bölgeler 157 (%30) Ege-Marmara bölgeleri 120 (%23) Balkan ülkeleri 67 (%13) (Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya) TOPLAM

56 PS Ülkemizdeki yenidoğan HBV aşılamasının çocuk ve adolesanlarda HBsAg pozitifliğine olumlu etkisi Tosun Selma 1, Buran Tahir 2, Aksu Selahattin 3, Köroğlu Galip 4, Eskicioğlu Fatma 5, Kasırga Erhun 6 1 İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği İzmir 2 Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Manisa 3 Merkez Efendi Devlet Hastanesi Moris Şinasi Çocuk Hastanesi Pediatri Manisa 4 Manisa İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Manisa 5 Merkez Efendi Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Manisa 6 Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji Manisa Amaç: Ülkemizde 1998 yılında başlanan universal HBV aşılamasının çocuklar ve adolesanlardahbsag pozitifliğine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmanın birinci bölümünde Manisa Devlet Hastanesi, Merkez Efendi Devlet Hastanesi ve Çocuk Hastanesi nde yılları arasında takip edilmiş olan HBsAg pozitif olguların kayıtları incelenerek 19 yaştan küçük olanların HBsAg pozitiflik oranları çıkartılmıştır. Bunun ardından yılları arasında değişik nedenlerle bu hastanelere getirilmiş olan ve hepatit göstergeleri açısından tetkikleri yapılan, doğum yılları yılları arasındaki çocuk ve adolesanların tetkik sonuçları otomasyon sisteminden alınarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmanın birinci bölümünde yer alan yılları arasında saptanan verilere göre kişilerdeki HBsAg pozitifliklerinin yaş gruplarına göre dağılımı Tablo 1 de gösterilmiştir. Bu tabloda esas olarak yaşları 0-19 arasında değişen çocuk ve adolesanların verileri değerlendirmeye alınmıştır.çalışmanın ikinci kısmında saptanan ve yılları arasında doğmuş olan çocuk ve adolesanlarınhbsag pozitiflik oranları ise Tablo 2 de gösterilmiştir. Veriler değerlendirildiğinde yılları arasında saptanmış olan HBsAg pozitif olgular arasında küçük yaş gruplarında bile pozitifliğin olduğu 0-5 yaş grubunda (%1.5, 6-11 yaş grubunda %4.3) gözlenmektedir. Çalışmanın ikinci bölümündeki verilere göre ise doğumlu çocuklarda HBsAg pozitifliği %1.6 iken 1998 yılından sonra doğmuş olan çocuk ve adolesanlarda bu pozitifliğin belirgin şekilde azaldığı gözlenmektedir. HBsAg pozitifliği giderek azalıp %0.3 - %0.8 aralığına kadar inmiştir. Bu sonucun ülkemizde 1998 yılından itibaren başlanmış olan universal HBV aşılamasına bağlı olduğu sonucuna varılmıştır. Tartışma: Universal HBV aşılamasının çocukluk dönemindeki HBV enfeksiyonunu azaltmada son derece etkili olduğu çok sayıda çalışmada gösterilmiştir. Bizim çalışmamızda da aşılamanın başladığı ilk yıllar olan 2000 yıllarında çocuklarda HBsAg pozitifliği %1.6 iken aşılama sonrası dönemde ciddi şekilde azaldığı ve % e düştüğü belirlenmiştir. Sonuç olarak yenidoğan HBV aşılaması Manisa ilindeki çocuk ve adolesanlardahbsag pozitifliğini azaltmada son derece etkili olmuştur. Bu durumun tüm ülke genelinde benzer olduğunu düşünmekteyiz. Bu durumu saptamaya yönelik olarak çok merkezli bir çalışma başlatmış bulunuyoruz. -56-

57 Tablo 1: HBsAg pozitif olguların yaş gruplarına göre yılları arasındaki dağılımı YAŞ GRUPLARI SAYI YÜZDE 0-5 yaş 9 % yaş 27 % yaş 51 % yaş 105 % yaş 237 % yaş 118 % yaş 48 % %4 TOPLAM 620 %100 *Sütun yüzdeleri alınmıştır. Tablo 2: Doğum yılları arasında olan çocuk ve adolesanlarda saptanan HBsAg pozitifliğinin doğum tarihlerine göre dağılımı DOĞUM YILLARI HBSAG POZİTİF TETKİK EDİLEN TOPLAM SAYI (%1.6) (%0.9) (%0.3) (%0.6) 2979 TOPLAM 96 (%0.8) *Sütun yüzdeleri alınmıştır. -57-

58 Viral Hepatitlerin Tanısı -58-

59 PS Hepatit B virüs enfeksiyonu bulunan kişilerde trombosit sayısı, ortalama trombosit hacmi, trombosit dağılım genişliğinin ve eritrosit dağılım genişliğinin araştırılması Kıratlı Kazım 1, Çevik Erdem 2 1 İzmir Asker Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Servisi, İzmir 2 Van Asker Hastanesi, Acil Tıp Servisi, Van Amaç: Bu çalışmanın amacı; HBV enfeksiyonu bulunan hastalarda bakılan trombosit sayısı ve endeksleri olan ortalama trombosit hacmi (MPV), trombosit dağılım genişliği (PDW) ile eritrosit dağılım genişliği (RDW) parameterelerini, sağlıklı bireylerin sonuçları ile birlikte değerlendirip, bu değerlerin mevcut hastalık ile ilişkisini ortaya koymaktır. Yöntem: 1 Ekim Aralık 2014 tarihleri arasında Enfeksiyon Hastalıkları polikliniğine HBsAg pozitifliği nedeni başvuran; biyokimyasal bozukluk yapmış HBV enfeksiyonu ve inaktif HBV taşıyıcısı tanısı konan hastalar çalışma grubunu, aynı tarihlerde polikliniğine portör muayenesi için başvuran, çalışma grubu ile benzer sosyodemografik özelliklere sahip bireyler de kontrol grubunu oluşturdu. Hastane bilgi sisteminden ICD 10 tanıları ile taranarak, hastaların tam kan sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi ve mevcut sonuçlar arasında herhangi bir ilişki olup olmadığı incelendi. Bulgular: 1 Ekim Aralık 2014 tarihleri arasında HBsAg pozitifliği nedeni ile başvuran 259 hastanın yaş ortalaması 23,64±5,01 (19-49), 245 sağlıklı kişinin bulunduğu kontrol grubunun yaş ortalaması 22,05±2,04 (20-33) olarak hesaplandı (p<0,001). Hasta grup ile kontrol grup arasında platelet sayısı ve RDW düzeyleri açısından anlamlı farklılık saptandı (p=0,002, p=0,001) (Tablo 1). Kronik aktif enfeksiyon grubu ile sağlıklı grup arasında platelet sayısı açısından anlamlı farklılık saptanırken (p=0,009), inaktif taşıyıcı grup ile sağlıklı grup arasında da RDW açısından anlamlı farklılık saptandı (p=0,003) (Tablo 2). Bununla birlikte MPV ve PDW açısından gruplar arasında anlamlı farklılık bulunmadı. Sonuç: HBV enfeksiyonu olan kişilerde platelet ve RDW azalırken, MPV nin ve PDW nin değişmediği gözlendi. HBsAg pozitif hastalarda platelet ve RDW nin birlikte değerlendirilmesini, ayrıca bu konu ile ilgili çalışmaların daha geniş gruplarda devam etmesi gerektiğini düşünmekteyiz Tablo 1: HBsAg + hastalar ile Sağlıklı Grup arasındaki ilişki Parametre HBsAg (+) hastalar Sağlıklı grup P değeri Yaş 23,64±5,01 22,05±2,04 <0,001 Platelet x 1000 (K/ul) 245,28±60,78 262,59±62,13 0,002 Ortalama trombosit hacmi (MPV) Trombosit dağılım genişliği (PDW) Eritrosit dağılım genişliği (RDW) 8,64±4,29 8,5±1,03 0,724 12,1±2,7 12,02±4,06 0,704 12,14±1,05 12,49±1,28 0,001 Tablo 2: İnaktif taşıyıcı, Kronik enfeksiyon ve Sağlıklı Grup arasındaki ilişki Parametre İnaktif Taşıyıcı Kronik enfeksiyon Sağlıklı grup P değeri Platelet x 1000 (K/ul) 247,97±55,30 241,75±67,40* 262,59±62,13* 0,009* Eritrosit dağılım genişliği (RDW) 12,08±1,0** 12,23±1,11 12,49±1,28** 0,003** -59-

60 PS Kronik Viral Hepatitli Hastalarda Ultrasonografi Eşliğinde Yapılan Karaciğer Biyopsilerinin Değerlendirilmesi Yardımcı Ahmet Cem, Karaağaç Leman Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobyoloji Kliniği, Şanlıurfa Giriş ve Amaç: Karaciğer biyopsisi, kronik viral hepatitli (KVH) hastalarda karaciğerdeki fibrozis ve nekroinflamatuar aktiviteyi belirlemede altın standart olarak kabul edilmektedir İnvaziv bir yöntem olmasından ötürü komplikasyonlar görülebilmektedir. Bu işlemin ultrasonografi (USG) eşliğinde yapılması komplikasyonları azaltabilmektedir.bu çalışmada USG eşliğinde karaciğer biyopsisi yapılan KVH li hastalar, gelişen komplikasyonlar yönünden değerlendirilmişitr. Materyal-Metod: 2013 Mayıs-2016 Ocak tarihleri arasında kliniğimizde karaciğer biyopsisi yapılan KVH tanılı hastaların dosyaları geriye dönük olarak incelendi. 143 (%57) ü erkek olmak üzere toplam 247 hastaya karaciğer biyopsisi yapılmıştı. Hastaların yaş aralığı arasında değişmekteydi. 14 (%5.6) hastada yansıyan ağrı, 20 (%8) hastada biyopsi yerinde ağrı ve 2 (%0.8) hastada ağrı şoku görülürken hayati tehdit eden major komplikasyon görülmedi. Sonuç: Karaciğer parankim hasarını saptamada USG eşliğinde yapılan karaciğer biyopsisi minimal invaziv ve güvenilir bir yöntemdir. Çalışmamızdaki bu bulgular da karaciğer biyopsisinin USG eşliğinde yapılması gerekliliğini göstermiştir -60-

61 PS Kronik Hepatit B ve C de Non İnvaziv Testlerin Değeri ve Karşılaştırılması Demirdal Tuna, Balık Recep, Nemli Salih Atakan, Özdemir Selin, Sarı Ümmü Sena, Ural Serap İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği Amaç: Perkütan karaciğer biyopsisi (PKB) kronik Hepatit B (KHB) ve C (KHC) hastalarında fibrozis evrelemesinde referans test olarak tanımlanmaktadır. Bununla beraber PKB invaziv bir testtir. örnekleme hataları, uygulama zorluğu ve nadir de olsa gelişen ciddi komplikasyonlar en önemli dezavantajlarıdır. Çalışmamızda KHB ve KHC hastalarında, APRI, modifiye APRI, FIB-4, Fİbro indeks (FI) gibi non invaziv (Nİ) testlerin PKB ile karşılaştırılarak tanısal performanslarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Ocak 2007-Mayıs 2014 tarihleri arasında İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğinde ultrason eşliğinde PKB uygulanan 236 hasta çalışmaya alındı. Histolojik değerlendirme ve fibrozis evrelemesi Knodell ve ISHAK skorlama sistemlerine göre yapıldı. APRI, modifiye APRI, FIB-4, Fİ skorları formüllerine uygun olarak hesaplandı. İstatiksel analiz SPSS paket programı kullanılarak yapıldı. Bulgular: Hastaların 183 ü (%77,5) KHB, 53 ü (%22,5) KHC nedeniyle izlenmekteydi. Yüz otuz altı (%57,9) hasta erkek, 99 (%42,1) hasta kadın cinsiyetteydi. PKB lerin değerlendirilmesiyle fibrozis evre F0, F1, F2, F3, F4, F5, F6 hasta sayısı sırasıyla 57 (%24,2), 59 (%25), 45 (%19,1), 35 (%14,8), 24 (%10,2), 10 (%4,2), 6 (%2,5) olarak izlendi. KHB ve KHC hastalarında her bir fibrozis evresi için NI test sonuçları PKB sonuçlarıyla karşılaştırıldı. Hafif (F0, F1, F2) ve ileri (F3, F4) fibrozisli hastalarda m-apri ve FIB-4; şiddetli fibrozislilerde (F5,F6) tüm Nİ testler istatiksel olarak anlamlı sonuçlar sağladı. Youden Metodu kullanılarak optimal cut-off değerleri hesaplandı. Her fibrozis evresi için KHB ve KHC hastalarında ayrı ayrı duyarlılık, özgüllük, pozitif prediktif değerleri (PPD), negatif prediktif değerleri (NPD) hesaplandı. PKD ile karşılaştırıldığında tüm Nİ testlerde NPD ler istatiksel olarak anlamlıydı, fakat PPD ler oldukça değişken sonuçlar gösterdi (Tablo 1). Tartışma: Çalışmamız KHB ve KHC hastalarında fibrozisin saptanmasında NI testlerin PKB ile karşılaştırılabilir NPD ve PPD sonuçları sağladığını göstermektedir. Özellikle FI yüksek duyarlılık ve özgüllük değerleriyle diğer NI testler içinde daha iyi tanısal performans göstermektedir. Tablo 1: -61-

62 Akut Viral Hepatitler -62-

63 PS Akut Karınla Prezente Olan Akut Hepatit B Tablosu: Olgu Sunumu Erdoğan Mehmet Ali 1, Aksakal Gökhan 1, Baykal Ali Rıza 2, Kayhan Burçak 2 1 Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Gastroenteroloji Bilim Dalı,Karabük 2 Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi,İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı,Karabük Giriş: Akut hepatit B; HBV nin neden olduğu karaciğer hücresi nekrozu ve karaciğerin inflamasyonu ile giden bir tablodur. Hepatit tablosu asemptomatik bir seyir gösterebileceği gibi fulminan karaciğer yetmezliğine kadar uzanan değişik klinik seyir gösterebilir. Yine klinik prezantasyonu basit gribal enfeksiyonudan akut batına kadar uzanan geniş bir klinik tabloyu taklit edebilir. Olgu: 41 yaşında erkek hasta sarılık,bulantı ve karın ağrısı nedeniyle genel cerrahiye baş vurmuş. Görüntülemede perfore keseyi düşündüren kese ve karaciğer çevresinde sıvı izlenmiş ve muayenesinde akut karın saptanması üzerine opere edilmiş. Operasyonda kesenin intakt olması üzerine post op gastroenteroloji konsültasyonu istendi. Hasta ikterik ve uykuya meyilli izlendi. AST 3075, ALT 4003 T.BİL 17.7, D.BİL 13.3, GGT 132, LDH 906, INR 1.23, HBsAg: pozitif(9 S/CO) ANTİ HBS: negatif Anti HBcIgM: pozitif(32 S/CO) Anti HBcIgG: pozitif Anti HBe:negatifHBe: negatif saptandı. Mevcut tablo pencere dönemine ilerleyen Akut Hepatit B olarak değerlendirildi ancak hastada ansefalopati gelişmesi üzerine fulminan hepatite gittiği düşünülerek trasplantasyon yapılabilen merkeze sevk edildi. Hastanın sonraki takibinde 10 günlük süre zarfında önce HBsAg negatifleşti ve sonrasında Anti HBsAgpozitifleşti. Sonuç: Akut viral hepatitler kesede ödem oluşturabilir ve akut karını taklit edebilir.akutviralabdominal hadiselerde karın içinde bilhassa kese çevresinde asit olabilir. Bizim hastada olduğu gibi pencere dönemine giden hastalarda HbsAg negatif saptanabilir. Bu nedenle akut karınla açıklanamayacak kcft yüksekliği olan hastalarda viralmarkırlarla birlikte Anti HBcIgM de istenmesi hayati önem arz etmektedir. Bütün bunlardan anlaşılmaktadırki, akut karın olan her tablo genel cerrahi yanı sıra gastroeneterolojiyide ilgilendirmektedir. -63-

64 PS Aile İçi Bulaşan Hastalık: Akut hepatit A Çetinkaya Aydın Özlem, Kostakoğlu Uğur, Yıldız İlknur Esen, Ertürk Ayşe, Sönmez Emine Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Rize Giriş: Hepatit A virüs (HAV) ünün en sık bulaşıfekal-oral yolla olmakla beraber nadiren parenteral yolla ve aile içinde özellikle kalabalık yaşam koşullarında yakın temas sonucu bireyden bireye bulaşmaktadır. Akut viral hepatit A (AVHA) olgularının önemli bir kısmında da bulaş yolu saptanamamaktadır. Amaç: Çalışmamızda sarılık ve/veya halsizlik şikayeti ile başvuran ve aynı aileden gelen dört AVHA olgusu irdelenmiştir. Olgular : Olgu 1: 31 yaşında, erkek hasta, bir haftadır bulantı, kusma, halsizlik, yorgunluk, cilt ve skleralarda sarılık şikayetiyle başvurdu. Serolojik tetkiklerinden anti-hav Ig M pozitif olarak saptandı. Bulaş yolu ve kaynağı tesbit edilemedi (Tablo 1). Olgu 2: 28 yaşında, bayan hasta (olgu 1 in eşi). Olgu 1 taburcu olduktan iki hafta sonra halsizlik, yorgunluk şikayeti ile acile başvurdu. Hastanın anti-hav Ig M pozitif geldi. Olgu 1 bulaş kaynağı olduğu düşünüldü. Bulaş yolu tesbit edilemedi. Akrabalarında (Olgu 1 in kardeşi) misafir kaldığı öğrenildi (Tablo 1). Olgu 3: İki yaşında, erkek hasta (olgu 1 in oğlu). Olgu 1 taburcu olduktan 24 gün sonra; iştahsızlık, huzursuzluk şikayeti ile pediatri polikliniğine başvurduğu öğrenildi. Anti-HAV Ig M pozitif saptanarak AVHA tanısı aldı. Bulaş kaynağı olgu 1 ve 2 olabilir. Bulaş yolu bulunamadı (Tablo 1). Olgu 4: 28 yaşında, erkek hasta (olgu 1 in erkek kardeşi). Olgu 1,2 ve3 ile aynı evde kalma öyküsü mevcut. Olgu 1 taburcu olduktan yaklaşık bir ay sonra halsizlik, yorgunluk, cilt ve skleralarda sarılık şikayeti üzerine acil servise başvurdu. Anti-HAV Ig M pozitif saptandı. Bulaş kaynağı 1,2 ve 3 olabilir. Bulaş yolu tesbit edilemedi (Tablo 1). Sonuç: AVHA çocuklukta genelikleasemptomatik-hafif klinikle, erişkin yaşta semptomatik ve daha ağır klinikle seyretmektedir. HAV ü, fekal yolla uzun süre atılabildiğinden bulaş uzun süre devam edebilir. Hastalıktan korunmada ve bulaşın önlenmesinde en önemli adımın kişisel hijyen kurallarına uyumun yanısıra HAV aşısı ve HAV duyarlı temaslılara 7 gün içinde sig yapılmasıdır. Tablo 1: Olguların başvuru anındaki laboratuvar bulguları -64-

65 PS Anti-HBs pozitif lenfomalı bir hastada akut hepatit B Aktuğ Demir Nazlım 1, Ural Onur 1, Sümer Şua 1, Torun Ayşe 1, Derin Çölkesen Fatma 1, Yılmaz Bülent 2 1 Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Konya 2 Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Ana Bilim Dalı, Konya Altmış dört yaşında erkek hasta, iki gündür olan gözlerde sararma, bulantı, kusma, halsizlik şikâyeti ile polikliniğimize başvurdu. Akut hepatit etiyolojisi araştırılmak üzere servisimize yatırıldı. Anamnezde 2009 da Diffüz Büyük B Hücreli Lenfoma tanısı aldığı ve ritüksimab kemoterapisi verildiği öğrenildi. Aşılanma öyküsü olmayan hastaya kemoterapi verilmeden önce bakılan tetkiklerinde HBsAg(-), AntiHBs: 88 ıu/ml saptanmış, anti-hbc-igg bakılmamıştı. Fizik muayenesinde bilinci açık, konjunktivalar ve tüm vücut ikterikti. Hastada Trombosit: K/ul, ALT:733u/l, AST:432 u/l, INR:2.1, Total bilirübin: 33 mg/dl, direkt bilirübin: 24 mg/ dl, HBsAg(+), anti HBs(-), anti HBc-IgM(+), anti HBc-IgG(-), HBeAg(+), anti HBe(-) saptandı. Hastaya entekavir tedavisi başlandı. Takipleri sırasında asit ve şuur bulanıklığı gelişen hasta nakil yapılabilecek bir merkeze sevk edildi. Lenfoma tanısı nedeni ile nakil yapılamayan hasta hastanemiz dahiliye yoğun bakımına tekrar yatırıldı. Fulminan hepatitle takip edilirken hepatorenal sendrom gelişen hasta kaybedildi. Bu olgu sunumu ile immünsupreyon öncesi aşılanma öyküsü olmayan hastalarda anti HBs pozitif olsa bile anti HBc-IgG bakılması ve yoğun kemoterapi verilecek ise hastanın yakından takip edilmesi gerektiği vurgulanmak istendi. -65-

66 PS Akut hepatit A, akut hepatit E ve kronik hepatit B akut alevlenmenin beraber olduğu bir olgu Ural Onur, Aktuğ Demir Nazlım, Sümer Şua, Çölkesen Fatma, Torun Ayşe Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Konya Kırk iki yaşında bayan hasta akut hepatit tanısı ile dış merkez enfeksiyon hastalıkları kliniğine yatırılmış. Takiplerinde karaciğer enzimlerinde ve kliniğinde bozulma olması üzerine kliniğimize sevk edimiştir. Anamnezinden hastada 15 gündür olan halsizlik, vücutta yaygın ağrı, çay rengi idrar yapma, midede şişkinlik şikayetleri olduğu öğrenildi. Hastanın özgeçmişinde ve soygeçmişinde özellik yoktu. Fizik muayenesinde skleralar ve cilt ikterikti ve karaciğer kot altında 1-2 cm ele geliyordu. Diğer sistem muayeneleri doğaldı. Yatış rutinlerinde ALT: >942 u/l, AST: >913 u/l, total bilirubin: 10,92 mg/dl, direkt bilirubin: 8 mg/dl, albumin: 3 g/dl, LDH: 380 u/l, GGT: 48 U/L, WBC: 6330 K/uL, Hb: 11,9 g/dl, PLT: 222 K/uL, PT INR: 0,98 olarak saptandı. Hasta kliniğimize yatırılıp mayi ve semptomatik tedavi başlandı. Geniş hepatit markerları istendi. Sonuçlarda HBsAg (+), HBeAg (-), Anti HBs (-), Anti HBe (+), Anti HBcIgM (+), Anti HBcIgG (+), HBV DNA: 69 IU/ml, Anti HDV (-), Anti HCV (-), Anti HIV (-), Anti HAV IgM (+) Anti HAV IgG (-), Anti HEV IgM (+), Anti HEV IgG (-) olarak tespit edildi. Hastanın takiplerinde HBsAg (+), Anti HBe (+), Anti Anti HBcIgG (+), HBV DNA: <2000 IU/ml, Anti HAV IgG (+) Anti HEV IgG (+) olarak saptandı. Hastaya akut hepatit A, akut hepatit E ve kronik hepatit B akut alevlenme tanısı kondu. Kronik hepatit B akut alevlenmenin akut hepatit A ve E ye bağlı olduğu düşünüldü. Takiplerinde şikayetleri geriledi. Laboratuvar parametreleri düzeldi. Hasta kronik hepatit B inaktif taşıyıcı olarak poliklinik takibine devam etmektedir. -66-

67 PS Aile İçi Temas Sonucu Gelişen Erişkin Hepatit A: Olgu Sunumu Kürklü Bozkır Filiz Aksaray Devlet Hastanesi Tüm dünyada Hepatit A virüsü yaygın bir sağlık sorunudur. Genellikle çocukluk çağında görülen oral-fekal yol ile bulaşan akut viral enfeksiyon hastalığıdır.nadir olarak erişkin yaşta görülmektedir. Erişkin yaşta geçirilen viral Hepatit A yaşamı tehdit eden komplikasyonlara neden olabilmektedir. Bu olgu ile erişkin yaşta sarılıkla gelen hastalarda Hepatit A enfeksiyonunu da göz önünde bulundurarak ayırıcı tanıda yer alması gerektiği, fekal-oral yolla bulaş olduğu için kişisel temasın önemliliği vurgulanmak istenmiştir. Olgu: Bu olguda 39 yaşında erkek hasta 3 gün önce başlayan gözlerde sararma, idrar renginde koyulaşma ve halsizlik şikayetiyle enfeksiyon hastalıkları polikliniğine başvurdu. Hastanın son 6 ay içerisinde ameliyat, kan transfüzyon,şüpheli cinsel temas ve ilaç alım öyküsü yoktu.fakat hastanın hikayesinden eşinin yaklaşık 1 ay önce akut Viral Hepatit A tanısı aldığı öğrenildi. Laboratuar tetkiklerinde ALT:906, AST: 444, GGT:378,LDH:438, ALP: 294, Total bilirubin:3.4, direkt bilirubin:2.7, Anti HAV IgM (+), HbsAg(-), Anti Hbs:(-),Anti HbcIgM:(-),Anti HCV:(-) olarak tespit edildi. Hastaya Akut Viral Hepatit A tanısı konuldu. Takipinin 7.gününde ALT:155, AST:68, GGT:194,LDH:438, ALP: 183, Total bilirubin:1.3, direkt bilirubin:1.1 e geriledi. Bu olguda da görüldüğü gibi aile içi temas sonrası gelişen akut Viral Hepatit A enfeksiyon olguları görülebilir.iyi bir anamnez,fizik muayene ve laboratuar desteği ile kolaylıkla tanı konulabilmektedir. Erken dönem aşılama ile komplikasyonların önüne geçmek mümkündür. -67-

68 PS Hepatit A Virüsünün Değişen Epidemiyolojisi Özbay Haliloğlu Elif Nur, Yalçı Aysun, Ayan Fazilet, Balık İsmail Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Ankara Giriş: Hepatit A virüsü (HAV) picornaviridea ailesinde yer alan zarfsız, tek sarmallı bir RNA virusudur. HAV enfeksiyonları sıklıkla fekal-oral yolla bulaşır. Virusun yayılımı kontamine gıda, su ve kirli ellerle gerçekleşir. Hepatit A, toplumda yaygın görülen, önemli morbidite ve ileri yaşlarda mortalite nedeni olabilen bir hastalıktır. Hastalığın yaygınlığı, sosyoekonomik koşullarla ve çevresel faktörlerle yakından ilişkilidir. HAV viral hepatit etkenleri arasında sık rastlanmasına rağmen kronikleşmeye yol açmaz. HAV enfeksiyonları çocuklukta asemptomatik enfeksiyonlara yol açarken ileri yaşlarda ciddi komplikasyonlara yol açabilen fulminan seyirli klinik tablolar oluşturabilmektedir. Bu çalışma, hastanemize çeşitli nedenlerle başvuran farklı erişkin yaş gruplarındaki hastaların anti-hav IgGseropozitifliğini saptamak ve HAV enfeksiyonuna duyarlılık oranlarını belirlemek amacı ile yapılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda son bir yıl içinde Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi ne başvuran ve Anti HAV testleri istenilen hastaların sonuçları retrospektif olarak incelenmiştir. Hepatit A için serolojiktesleri istenen 791 hastanın 273 ünde (%34.5) anti HAV IgG pozitifliği mevcuttu, 518 hastada (%65.5) ise Anti HAV Ig G negatifti. Anti HAV IgGseropozitif kişilerin 157 si (%57.5) kadın; kadınların 94 ü (%59) yaş grubundaydı. Seropozitif hastaların 116 sı (%42.9) ise erkekti ve erkeklerin ise 62 si (%53.4) yaş grubundaydı. Anti HAV IgGseronegatifliği olan hastaların 307 si (%59.2) kadın; kadınların ise 249 u(%81.1 ) yaş grubundaydı. Seronegatif hastaların 211 i ( %40.7 ) erkek; erkeklerin 147 si (%69.6 ) yaş grubundaydı. Sonuç: HAV seroprevalansı tüm dünyada ve ülkemizde yaş, bölge ve sosyoekonomik düzeye göre farklılıklar gösterir. Ülkemizdeki farklı bölgelerden erişkin popülasyonunda yapılmış çalışmalar incelendiğinde yaş arttıkça enfekte kişi sayısının da arttığı gözlenmektedir.hastalığın yaygınlığı, sosyoekonomik koşullarla ve çevresel faktörlerle yakından ilişkilidir. Genç erişkin dönemde hepatit A enfeksiyonuna duyarlı büyük bir kesimin olduğunu, toplu yaşam ortamlarında bulunan bu duyarlı kesimde olası salgınların morbidite ve mortalitesinin yüksek olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Erişkin yaş grubunda hepatit A açısından kişilerin immundurmunun belirlenerek aşılanmaları gelişebilecek komplikasyonların önlenmesi açısından önemlidir. -68-

69 PS Erişkin Yaş Grubunda Akut Hepatit B Enfeksiyonlarının Değerlendirilmesi: 4 Yıllık Deneyim Nemli Salih Atakan, Demirdal Tuna, Çayıröz Umut İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği Amaç: Akut Hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu, erişkinlerde akut ikterik hepatitin en sık sebeplerinden biridir. Çalışmamızda akut semptomatik HBV enfeksiyonu tanısıyla izlenen erişkin hastaların epidemiyolojik, klinik ve laboratuvar özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: yılları arasında akut HBV enfeksiyonu tanısıyla İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği nde izlenen hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Tanı klinik ve laboratuvar özellikleri ile konuldu. Bulgular : Çalışma periyodu boyunca toplam 78 akut Hepatit B enfeksiyonu tanısı alan hasta çalışmaya alındı. Hastaların 30 u (%38,5) kadın, 58 i (%61,5) erkekti. Yaş ortalaması 36,4 ± 13,6 (22-90) olarak saptandı. Ortalama yatış süresi 17,3 ± 11,3 gündü. Hastalarda geçirilmiş cerrahi öyküsü (%21,8), korunmasız cinsel ilişki (%14,1), kan transfüzyonu (%9), dövme-piercing uygulanması (%5,1), kan veya vücut sıvılarıyla temas öyküsü (%2,6) risk faktörleri olarak tanımlandı. Hastaların 24 ünde (%30,8) herhangi bir risk faktörü tanımlanamadı. Başvuru sırasında en sık karşılaşılan semptomlar sırasıyla sarılık (%85,9), halsizlik (%57,7), idrar renginde koyulaşma (%56,4), bulantı kusma (%51,3), olarak izlendi. Başvuruda ortalama ALT, AST ve bilirubin değerleri sırasıyla 2056,8±1153,3 IU/ml, 1247,7±808,6 IU/ml ve 10,1±7,4 mg/dl olarak bulundu. Hastaların izleminde ikinci haftada değerlerin progresif olarak sırasıyla 649,9 ± 688,4 IU/ml, 409,4 ± 509,2 IU/ml ve 7,3 ± 8,0 mg/dl ye gerilediği gözlendi. Hastalarda tepe INR değeri ortalama olarak 1,44 saptandı. İki (%2,5) hastada eş zamanlı olarak anti HDV, 1 (%1,3) hastada anti HIV pozitif bulundu. HAV e karşı bağışık yanıt hastaların 55 inde (%70,4) saptandı. Üç (%3,9) hastada izlem sırasında hepatikensefalopati gelişti, 1 (%1,3) hasta yaşamını kaybetti. Tartışma: Merkezimizin verileri değerlendirildiğinde, genç erişkin yaş grubunda olma, erkek cinsiyet, geçirilmiş cerrahi ve korunmasız cinsel ilişki akut HBV enfeksiyonunda en sık karşılaşılan epidemiyolojik özellikler olarak izlendi. Akut HBV enfeksiyonlarının büyük bir çoğunluğu tam kürle sonuçlanır. Ancak akut hepatik yetmezlik ve hepatikensefalopati gibi mortal komplikasyonlara karşı dikkatli olunmalıdır. Bu nedenle HBV enfeksiyonlarının önlenmesinde risk gruplarının aşılanması önemlidir. -69-

70 PS Erişkin Yaş Grubunda Akut Hepatit A Enfeksiyonlarının Değerlendirilmesi: 4 Yıllık Deneyim Demirdal Tuna, Nemli Salih Atakan, Çayıröz Umut İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği Amaç: Hepatit A enfeksiyonu, Hepatit A virüsünün (HAV) sebep olduğu, fekal-oral yolla bulaşan, genellikle akut, kendi kendini sınırlayan bir enfeksiyondur. Çocuklarda erişkinlerden farklı olarak genellikle asemptomatik seyreder. Bu çalışmada akut Hepatit A tanısı alan hastaların epidemiyolojik, klinik ve laboratuvar özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem : yılları arasında akut Hepatit A enfeksiyonu tanısıyla İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği nde izlenen hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Tanı klinik ve laboratuvar özellikleri ile konuldu. Sonuçlar: Çalışma periyodu boyunca toplam 51 akut Hepatit A enfeksiyonu tanısı alan hasta çalışmaya alındı. Hastaların 29 u (%56,9) kadın, 22 si (%43,1) erkekti. Yaş ortalaması 24,9±5,7 (15-38) olarak saptandı. Ortalama yatış süresi 8±3,2 gündü. Hastaların 7 sinde (%13,8) herhangi bir risk faktörü tanımlanamadı. En sık karşılaşılan semptomlar sırasıyla sarılık (%94,1), idrar renginde koyulaşma (%86,3), iştahsızlık (%84,3), bulantı kusma (%76,5), halsizlik (%58,8) olarak izlendi. Başvuruda ortalama ALT, AST ve bilirubin değerleri sırasıyla 1832,2±1004,8 IU/ml, 1011,6±803,3 IU/ml ve 8,5±7,0 mg/dl olarak bulundu. Hastaların izleminde ikinci haftada değerlerin progresif olarak sırasıyla 173,1±125,2 IU/ml, 43,2±66,8 IU/ml ve 3,51 ± 5,8 mg/dl ye gerilediği gözlendi. Hastalarda tepe INR değeri ortalama olarak 1,22 saptandı. Hastaların hiçbirinde eşlik eden Hepatit B ve C enfeksiyonu için serolojik bir kanıt gözlenmedi. HBV ye karşı bağışık yanıt hastaların 12 sinde (%23,5) saptandı. Bir (%2) hastada hepatikensefalopati gelişti, hasta destek tedavisiyle düzeldi. Tartışma: Hepatit A enfeksiyonu özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve erken çocukluk çağında daha sık görülen bir hastalıktır. Bununla beraber morbidite ve mortalite ileri yaş gruplarında daha yüksektir. Hastaneye yatış gerektirebilmesi, önemli iş gücü kayıplarına ve ciddi komplikasyonlara sebep olabilmesi nedeniyle günümüzde hala önemini korumaktadır. HAV enfeksiyonunun insidansının düşürülmesinde aşılama programlarının düzenlenmesi, hijyen koşullarının iyileştirilmesi yararlı olabilir. -70-

71 PS Hepatit A lı Hastalar İleri Yaşa mı Kayıyor? Cinislioğlu Nazan, Parlak Emine, Parlak Mehmet Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı,Erzurum Amaç: Hepatit A virüsü picornavirüs ailesinden tek iplikli RNA virüsüdür. Hepatit B VE C nin aksine kronikleşmez. Hastalık kişiden kişeye fekal oral yolla bulaşır. Virüs bulaştıktan 2-6 hafta sonra belirtiler başlar. Hastalık çocuklarda genellikle belirtisiz seyreder. Yaş ile birlikte belirtiler daha sık görülür. Erişkinlerin %70 inde ikter, hafif ateş, yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık ve koyu renk idrar gibi bulgularla kendini gösterir. Sarılık bulguları 3-4 haftada kaybolur. Hastalar 6-8 haftada tamamen iyileşir. Bağışıklık hayat boyu devam eder. Hepatit A nın spesifik bir tedavisi yoktur destek tedavisi ve istrahat uygulanır. Hastalık yetişkinlerde nadiren de olsa fulminan seyredebilir. İleri yaşlarda çocukluk döneminden daha fazla ölüme neden olabilir. Hepatit A nın ileri yaşta daha ağır seyrettiğini vurgulamak ve aşıya dikkat çekmek için bu olguyu paylaştık. Olgu : Karaciğer enzim yüksekliği ile acil servise başvuran 20 yaşında erkek hastanın yaygın vücut ağrısı, halsizlik ve sarılık şikâyeti vardı. Daha önce bilinen bir hastalığı yokmuş. Acil serviste çekilen ultrasonografisinde taş, darlık tespit edilmedi. Akut hepatit ön tanısı ile kliniğimize yatırıldı. Hastanın özgeçmişi sorgulandığında daha önce hepatit aşısı yaptırmadığı öğrenildi. Fizik muayenesinde hepatosplenomegalisi cilt ve skleralarda ikter vardı. Laboratuar bulgularında ALT: 3074 U/L, AST: 1826 U/L, LDH: 824 U/L, GGT: 366 U/L, ALP: 261 U/L, TB: 5.37 mg/dl, DB: 3.02 mg/dl, anti HAV IgM (+), HBs Ag (-), Anti HBs (+), anti HCV (-) idi. Hastaya bu seroloji ile akut A hepatiti tanısı konuldu. Destek tedavisi uygulandı. Takibinin 20. gününde karaciğer enzimlerinin (ALT: 40 U/L, AST: 32 U/L) düşmesi, kliniğinin düzelmesi ve komplikasyon gelişmemesi üzerine, poliklinik kontrolü önerilerek hasta taburcu edildi. Sonuç: Karaciğer enzimlerinde yükseklik ve halsizlik nedeni ile başvuran hastada akut viral hepatitler araştırılmalıdır. Hepatit A virüsü fekal oral yol ile bulaşan enfeksiyöz bir hepatitdir. Hepatit A hastalığı özellikle yetişkinlerde fulminan seyrederek ölümlere neden olabilmektedir. Aşılama özellikle çocukluk döneminde önerilmektedir çünkü bulaşmanın en önemli kaynağı çocuklardır. Yetişkinlerin de poliklinik kontrollerinde hepatit A açısından taranması ve aşılanması gerekmektedir. -71-

72 Hepatitleri Taklit Eden Klinik Tablolar -72-

73 PS Hepatit kliniğini taklit eden Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olguları Parlak Emine 1, Koşan Zahide 2, Parlak Mehmet 1, Cinislioğlu Nazan 1, Özkurt Zülal 1, Özden Kemalettin 1, Albayrak Ayşe 1 1 Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı,Erzurum 2 Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı,Erzurum Giriş: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), ilk kez 1944 yılında Kırım da tanımlanmış bir zoonozdur. Aynı zamanda dünya coğrafyasında en sık görülen viral kanamalı ateştir. Etkeni, Bunyaviridae ailesinin Nairovirus cinsine mensup bir RNA virüsüdür. İnkübasyon dönemi 3-7 gündür. Ani ateş yükselmesi, baş ağrısı, kas ağrıları ve baş dönmesi ile karakterize başlangıç semptomlarına ishal, bulantı ve kusma eşlik edebilir. KKKA da esas hedef hücreler mononükleer fagositler, endotel hücreler ve hepatositlerdir. KKKA çok sayıda organı ve bu arada karaciğeri de etkilemektedir. Sarılıkla birlikte veya sarılık olmaksızın transaminaz düzeylerinde yükselmeler görülebilmektedir. İnfeksiyöz hepatitlerin çoğunluğunu viral (A, B, C, D ve E) etkenler oluşturmaktadır. Bu posterde hepatitler ile karışan Kırım-Kongo kanamalı ateşi olguları sunulmuştur. Amaç: KKKA hastalarının klinik, epidemiyolojik, laboratuvar özelliklerinin değerlendirilmesi ve akut hepatit benzeri klinik tabloya yol açabileceğinin gösterilmesi amaçlanmıştır. Materyal-Metod: Bu çalışma Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğinde yapıldı. KKKA tanı RSHM de hasta serumlarında anti-ccfv IgM ve/veya virüs antijeni varlığı ve/veya real time PCR yöntemi ile konuldu. Transaminaz yüksekliği olan hastalar çalışmaya alındı. Bulgular: Toplam 100 olgu alındı. Hastaların 46 (%46) sı erkek, 54 (%54) ü kadın olup, yaş ortalaması 50.84±18.12 (16-86) yıl idi. Hastaların %60 ında kene teması saptanmıştır. İnkübasyon süresi 3.9±2.7 gün idi. Hastalardan 5 (%4) i ölmüştür. Hastaların tamamı kırsal alanda yaşıyordu ya da kırsal alana ziyaret öyküsü mevcuttu. Hastalardan 25 ı (%25) hayvancılık, 35 si (%35) çiftçilik ile uğraşırken, 28 ü (%28.) ev hanımı, Hastalarda en sık rastlanan fizik muayene bulguları hepatomegali (%75), splenomegali (%66), fasiyalhiperemi (% 67), konjunktivalhiperemi (% 52) idi. Sonuç: Özellikle bahar ve yaz aylarında transaminaz yüksekliği saptanan hastalarda kene teması, meslek, yaşadığı yer sorgulanmalıdır. KKKA ve hepatitler ülkemiz için önemli bir sorundur. Hastaların çoğunda transaminaz enzim seviyeleri yüksektir. Ölen hastalarda serum AST, ALT düzeyleri yaşayanlardan anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Sonuç olarak, KKKA ve hepatitlerin ayırıcı tanısında endemik bölgelerden gelen hastalarda dikkatli olunmalıdır. -73-

74 Kronik Hepatit B -74-

75 PS Kronik Hepatit B Tanısı Almış HBeAg pozitif ve HBeAg Negatif Hastaların Karşılaştırılması Harman Rezan 1, Günal Özgür 2, Daldal Abdulkadir 3, İkidağ Mehmet Ali 4, Cüce Mehmet Ali 4, Sökücü Mehmet 5 1 Özel SANKO Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji, Gaziantep, Türkiye 2 Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji, Samsun, Türkiye Aralık Devlet Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji, Gaziantep 4 Özel Sanko Hastanesi, Radyoloji Birimi, Gaziantep 5 Özel Sanko Hastanesi, Patoloji Birimi, Gaziantep Giriş: HBeAg pozitif hastalar enfeksiyonun erken aşamasında oldukları için genellikle yüksek HBV DNA (> İU/mL) ile prezente olurlar. Transaminaz düzeyleri ise immüntoleran veya immunklirens fazda olmalarına göre normal veya yüksek olabilir. HBeAg negatif hastalar, HBeAg pozitif hastalara göre daha düşük HBV DNA seviyelerine sahiptirler (1,2). Karaciğer hasarı hafiften (%24-42), orta veya ciddi hepatite (%44-63), hatta siroza (%10-24) kadar değişebilir(3). HBe Ag negatifliği HBe Ag pozitifliğinden anti HBe ye serokonversiyonu izleyerek immun reaktif fazda veya inaktif taşıyıcılık durumundan yıllar sonra meydana gelebilir. HBV DNA ve ALT seviyelerinde dalgalanmalar gösterir. Tanı konulduğunda ciddi nekroinflamasyon hastaların %50 den fazlasında görülür(4,5). HBeAg serokonversiyonu olanların çoğu inaktif HBsAg taşıyıcılığına dönüşmektedir. Serokonversiyon gelişen olguların %5 kadarında ise HBeAg negatif kronik hepatit B gelişmektedir(6). Materyal metod: Bu çalişmaya HBV DNA değeri >2000 IU/ml olan Kronik Hepatit B (KHB) tanısı almış 67 hasta alındı. HBeAg negatif ve HBeAg pozitif olarak hastalar iki ana başlık altında toplandı. Bulgular: Tüm hastaların %79 u HBeAg negatifti. ALT değeri HBeAg negatif hastalarda %38 oranın da yüksek iken, bu oran HBeAg pozitif hastalarda %53 idi. HBeAg negatif hastaların %57 si 40 yaş altında idi. HBeAg pozitif hastaların ise %86 si 40 yaşın altındaydı. HBV DNA değeri IU/mL ve üzeri olan hasta sayısı HBeAg pozitif hastalarda % 92 oranında iken, HBeAg negatif hastalarda ise %51 di. Nekroinflamatuvar aktivite indeksi (HAİ) HBeAg negatif hastada hastalarda %11 oranında 5 ve altında çıktığı ancak HBeAg pozitif hastada tüm hastaların HAİ değerinin 6 ve üzeri olduğu görüldü. Fibroblastik evrelere bakıldığında Fibrozisi 1 ve altında olan hasta oranı HBeAg negatif hasta grubunda %34, HBeAg pozitif hasta grubunda ise %21 olarak bulundu. Fibrozisi 5 olan hasta oranı ise HBeAg negatif hasta grubunda %6, HBeAg pozitif hasta grubunda ise %14 di. -75-

76 PS Kronik Hepatit B Hastalarında Tenofovirin Etkinliği Kaya Şafak 1, Aksöz Selçuk 2, Baysal Birol 3, Çomoğlu Şenol 4, Cabalak Mehmet 5, Arslan Eyüp 6, Akmirza Nuran 5, Çolak Habibe 6 1 Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları, Diyarbakır 2 Adıyaman Eğitim Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları, Adıyaman 3 Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji, İstanbul 4 Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları, İstanbul 5 Şehit Kamil Devlet Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları, Gaziantep 6 Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları, Diyarbakır Amaç: Tenofovir disoproxil fumarat (TDF) kronik hepatit B (KHB) tedavisinde kullanılan etkin ve güvenilir bir nükleotid reverse transkriptaz inhibitörüdür. Bu çalışmada 5 ayrı merkezde takip edilen ve TDF tedavisi alan KHB hastalarında virolojik yanıtın belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya yılları arasında beş ayrı merkezde takip edilen 187 hasta dahil edilmiştir. Hastaların ALT, AST, HBeAg, anti-hbe, HBVDNA düzeyleri hasta dosyaları incelenerek kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya alınan 187 hastanın 105 (%56.1) i erkekti. Yaş ortalaması 38±14 idi. Hastaların 56 (%29.9) sı HBeAg pozitif, 131 (%70.1) i ise HBeAg negatif olarak saptandı. ALT ve AST ortalamaları sırasıyla 43±26, ve 36±18 idi. Tedavi öncesi 78 (%41.7) hastanın HBVDNA düzeyi >107 idi. Hastaların 141(%75.4) inde tedavinin 1. yılının sonunda virolojik yanıt gelişti. İkinci yılın sonunda bu oran (%87.7) idi. Sonuçlar: TDF KHB tedavisinde potent bir antiviral ajandır. -76-

77 PS Poliklinikten takip edilen Hepatit B olgularının değerlendirilmesi Öztürk Durmaz Şenay 1, Baş Bilge 2 1 Antalya Atatürk Devlet Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği,Antalya 2 Antalya Atatürk Devlet Hastanesi Gastroenteroloji Kliniği,Antalya Ülkemiz diğer Akdeniz ve Orta Doğu Ülkeleri gibi HBV endemisitesi yönünden orta sıklık kuşağında yer almaktadır.(hbsag pozitifliği %2-7).Bu çalışmada Hastanemiz İnfeksiyon hastalıkları ve Gastroenteroloji polikliniklerinden takip edilen Kronik Hepatit B hastalarının genel bir değerlendirmesi yapılmıştır. Eylül-Aralık 2015 tarihleri arasında İnfeksiyon hastalıkları ve Gastroenteroloji polikliniğinden takip edilen 46 Hepatit B li olgu yaş,cinsiyet,hepatit serolojisi ve tedavi verilerine göre retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmaya alınan 46 hastanın 26 sı erkek(%57),20 si bayan(%43)idi.erkeklerin yaş ortalaması:41,2 (19-70),Bayanların yaş ortalaması:39,7 (25-66) idi. Takibe gelen bayan hastalardan (n:20) 3 ü gebe(%15), 3 ü lohusa (%15) idi. 28 hasta (%61) HBeAg negatif inaktif taşıyıcılık fazında idi.14 hasta (%30) oral antiviral tedavi almakta idi. Oral antiviral tedavi alanların(n:14) 3 ü(%21) HBeAg pozitif, 11 i(%79)hbeag negatif idi.kompanse karaciğer sirozu olarak takip edilen 4 hastanın tamamı(%100) HBeAg negatifti.hastaların hepsinde Delta antikoru negatifti. Ülkemizde HBV bulaşı büyük oranda horizontal olduğu için immuntoleran faz yıl sürmekte immunklirens 30 lu yaşlarda görülmektedir.toplum sağlığı açısından çok sayıda genç-doğurganlık çağındaki insanımız HBV bulaşı riski ile yaşamaktadır.bu çalışmada da toplam 46 hastadan 3 ü gebe ve 3 ü lohusa idi.ülkemizde gebeler HBV açısından taranmalı,infekte annelerin bebeklerine HBIG ve aşı uygulanmalı gerekirse anneye 3. Trimestirde tedavi verilmelidir -77-

78 PS Pegileinterferon alfa 2b Tedavisi Alan Kronik Hepatit B Hastalarının 3 Yıllık Tedavi Sonuçlarının Değerlendirilmesi Harman Rezan 1, Günal Özgür 2, Daldal Abdulkadir 3, İkidağ Mehmet Ali 4, Cüce Mehmet Ali 4, Sökücü Mehmet 5, Eyigün Canpolat 6 1 Özel Sanko Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji, Gaziantep 2 Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji, Samsun 3 25 Aralık Devlet Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji, Gaziantep 4 Özel Sanko Hastanesi, Radyoloji Birimi, Gaziantep 5 Özel Sanko Hastanesi, Pataloji Birimi, Gaziantep 6 Özel Sanko Üniversitesi Tıp fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji, Gaziantep Bu çalişmaya HBV DNA değeri 2000 ıu/ml olan Kronik Hepatit B (KHB) tanısı almış naif 47 hasta alındı. Hbe Ag negatif ve Hbe Ag pozitif olarak hastalar iki ana başlık altında toplandı. Tedavi planları Karaciğer biobsisi yapılarak Fibrozisi >=2, Nekroinflamatuar aktivite indeksi veya (HAİ) >=6 olan hastalara kilograma göre önerilen dozda Pegileinterferon alfa 2b başlanarak yapıldı. Tedavi süreleri HBV DNA değerlerine bakılmaksızın tüm hastalarda 48 haftaya tamamlandı. Hipertansiyon haricinde altta yatan hastalığı olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. Tüm hastaların % 74 ü erkekti, yaş ortalaması 37 olan hastaların vücut kitle indeksi yaklaşık %25 di. Hastaların %85 i Hbe Ag negatifti. Tedavi başlanan hastaların ALT değerleri iki katından yüksekti ve ortalama ALT değeri 116 olarak saptandı. Tüm hastalara karaciğer biobsisi yapıldı. Hastalar tedavi sonu 72 hafta takip edildi. 48. Haftanın sonunda 40 ( %85) hastanın HBV DNA değeri negatif oldu. Diğer 7 hastanın da başlangıç HBV DNA değeri 10⁶ ve üzeri idi. Bu hastalar yanıtsız olarak kabul edildi. Bu hastaların 5 tanesi HBe Ag pozitif olan hastalardı, kalan 2 hasta HBe Ag negatifti. HBV DNA sı negatifleşmeyen ve 2000 ıu/ ml nin üzerinde olan bu hastalarda tedavi oral antivirallere geçilerek devam edildi. 40 hasta tedavi pegileinterferon tedavisi sonrası 72 hafta takip edildi. Hastaların %17,5 i ilk 6 ayda, %5 i sonraki 6 ayda ve %10 u da 2. yıl içinde HBV DNA sı 2000 ıu/ml nin üzerinde olması nedeni ile oral antivirallere geçildi. Hastaların 72. haftalık takipleri sonucu HBV DNA sı negatif olan hasta oranı %57 olarak saptandı. Diğer %43 hastanın tedavileri oral antivirallere geçilerek devam edildi. Üç yıllık takip sonucu HBe Ag pozitif olan hastalarda HBe Ag negatifleşmesi saptanmadı. Tüm hastalarda Hbs Ag pozitifliği devam etmektedir. -78-

79 PS Lamivudine Belgelenmiş Direnci Olan Kronik Hepatit B Hastalarında Tek Başına veya Emtrisitabin ile Kombinasyon Halinde Verildiğinde Tenofovir Disoproksil Fumarata Saptanabilir Direnç Görülmemiştir: 5 Yıllık Final Sonuçlar Yurdaydın Cihan 1, Berg Thomas 2, Gane Ed 3, Jablkowski Maciej 4, Urbanek Petr 5, Corsa Amoreena C. 6, Liu Yang6, Kim Kyungpil 6, Flaherty John F. 6, Fung Scott 7, Kitrinos Kathryn M. 6 1 Ankara Üniversitesi, Ankara, Türkiye 2 Leipzig Üniversite Hastanesi, Almanya 3 Auckland Şehir Hastanesi, Auckland, Yeni Zelanda 4 Łódź Tıp Üniversitesi, Polonya 5 Merkezi Askeri Hastane, Prag, Çek Cumhuriyeti 6 Gilead Sciences, Inc., Foster City, CA 7 Toronto Karaciğer Hastalığı Merkezi, Toronto, Ontario, Kanada Kronik hepatit B virüsü (HBV) enfeksiyonunun bir nükleozid analogu olan lamivudin (LAM) ile tedavisi, 5 yıldan sonra hastaların yaklaşık %70 inde direnç gelişimi (LAM-R) ile ilişkilendirilmiştir. Tenofovir disoproksil fumarat (TDF), daha önce tedavi almamış hastaların çoğunda 8 yıla kadar sürdürülebilir HBV DNA supresyonu, olumlu bir güvenlilik/tolere edilebilirlik profili göstermiş ve direnç kanıtı elde edilmemiştir LAM-R hastalarda TDF, emtrisitabin (FTC)/TDF ile benzer etkililik göstermiş, 2 yılda saptanabilir TDF direnci görülmemiştir Amaçlar: Belgelenmiş LAM-R olan hastalarda aşağıdakilerle TDF direnci profilini belirlemek: En fazla 240 hafta TDF monoterapisi veya FTC/TDF kombinasyon tedavisinin ardından polimeraz/ters transkriptaz (pol/rt) içinde amino asit substitüsyonlarının belirlenmesi TDF ye ve FTC/TDF ye klinik yanıt üzerindeki bu substitüsyon etkilerinin karşılaştırması İn vitro HBV replikasyon (fenotipik) miktar tayinleri kullanılarak bu substitüsyonların tenofovir ve/veya FTC ye duyarlılığı değiştirip değiştirmediğinin belirlenmesi Sonuçlar: FTC/TDF ye kıyasla TDF ile uzun süre (5 yıl) tedavi edilen kronik HBV olan LAM-R hastalarda: Tek başına TDF, FTC/TDF ile eşit düzeyde etkili olmuştur Ortaya çıkan TDF direnci kanıtı gözlenmemiştir ETV-R varlığının veya önceki ADV/ETV maruziyetinin HBV DNA düzeyleri üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır -79-

80 PS Tenofovir Disoproksil Fumarat ve Pegile İnterferon ile Tedavisinde HBsAg Kaybının Öngörücüleri Tabak Fehmi 1, Chan Henry L. Y. 2, Ahn Sang Hoon 3, Chuang Wan Long 4, Mehta Rajiv 5, Petersen Joerg 6, Wu George 7, Lim Seng 8, Fung Scott 9, Foster Graham R. 10, Buti Maria 11, Gaeta Giovanni B İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İstanbul, Türkiye 2 Hong Kong Çin Üniversitesi 3 Yonsei Üniversitesi Tıp Fakültesi, Seoul, Güney Kore 4 Kaohsiung Tıp Fakültesi Chung-Ho Memorial Hastanesi, Kaohsiung, Tayvan 5 Karaciğer Kliniği, Surat, Hindistan 6 Hamburg Üniversitesi, Almanya 7 Gilead Sciences, Inc., Foster City, CA 8 Yong Loo Lin Tıp Fakültesi Ulusal Singapur Üniversitesi 9 Toronto Üniversitesi, Genel Toronto Hastanesi, Ontario, Kanada 10 Queen Mary Londra Üniversitesi, BK 11 Hospital Universitari Vall d Hebron, Barselona, İspanya 12 Seconda Università degli Studi di Napoli, İtalya Giriş: Tenofovir disoproksil fumarat (TDF) ve pegile interferon (PEG) ile kombinasyon tedavisi, iki ajandan yalnızca biriyle tedaviye kıyasla hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) kaybı oranlarını artırmıştır. Erken viral kinetiğin nükleos(t)id veya interferon tedavisi ile nihai HBsAg kaybının öngörücüsü olduğu gösterilmiştir. Gereç-Yöntem: TDF ve PEG monoterapisi ile TDF + PEG kombinasyon tedavisinin erken viral kinetiğindeki farkları belirlemek Erken yanıt öngörücülerini belirlemek Nihai HBsAg kaybı için erken HBsAg düşüşünün öngörücü eşiklerini belirlemek Sonuçlar: Çoğu hastada ilk 12 haftada <1 log10 HBsAg düşüşleri meydana gelmiştir Yavaş ve hızlı yanıt verme durumu TDF + PEG kombinasyon tedavisi ile en yüksek olmuştur - Kombinasyon tedavisi ile HBV DNA değişiklikleri büyük oranda TDF den kaynaklanmıştır HBsAg düşüşlerinin büyük oranda PEG den kaynaklandığı görülmüştür - HBV DNA ve HBV Genotip B ve C de yükselme erken HBsAg düşüşlerinin en tutarlı öngörücüleri olmuştur Haftada 1 log10 HBsAg düşüş nihai HBsAg kaybının test edilen en iyi öngörücüsü olmuştur -80-

81 PS Kronik Hepatit B Hastalarında Tenofovir Disoproksil Fumarat veya Adefovir Dipivoksil ile Tedavi Sırasında ALT Alevlenmeleri ile HBeAg Kaybı ve HBsAg Düşüşü Arasındaki İlişki Gurel Selim 1, Marcellin Patrick 2, Gane Edward 3, Krastev Zahary 4, Dusheiko Geoffrey 5, Gaggar Anuj 6, Massetto Benedetta 6, Kim Kyungpil 6, Flaherty John 6, Subramanian Mani 6, Janssen Harry 7, Buti Maria 8 1 Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Bursa, Türkiye 2 Hôpital Beaujon, Clichy, Fransa 3 Auckland Şehir Hastanesi, Auckland, Yeni Zelanda 4 St. Ivan Rilski Üniversite Hastanesi, Sofya, Bulgaristan 5 Royal Free Hastanesi, Londra, BK 6 Gilead Sciences, Inc., Foster City, CA 7 Toronto Üniversitesi, Ontario, Kanada 8 Universitari Vall d Hebron ve CIBERehd, Barselona, İspanya Giriş: Alanin aminotransferaz (ALT) alevlenmeleri, oral antiviral ilaçlarla (OAV) anti-hepatit B virüsü (HBV) tedavisi sırasında meydana gelebilir 1,2 OAV ler ile tedavi sırasındaki ALT yükselmelerinin artan konak immün yanıtından kaynaklandığı düşünülmektedir 3,4 Amaçlar:Adefovir dipivoksile (ADV) kıyasla tenofovir disoproksil fumaratın (TDF) değerlendirildiği iki Faz 3 çalışmaya kaydedilen hepatit B e antijeni (HBeAg) pozitif veya negatif kronik HBV olan hastalarda ALT alevlenmelerini takiben klinik sonuçları değerlendirmek Varılan Sonuçlar: TDF veya ADV ile tedavinin ilk 48 haftasında, ALT alevlenmeleri HBeAg pozitif hastaların %9.4 ünde ve HBeAg negatif hastaların %1.4 ünde gözlenmiştir ALT alevlenmeleri olmayan hastalara kıyasla ALT alevlenmeleri olan hastalarda HBeAg kaybı ve serokonversiyon daha sık görülmüştür ALT alevlenmesi yokluğunda hastaların %8 i HBeAg kaybı ve serokonversiyon elde etmiştir ALT alevlenmeleri olmayan hastalara kıyasla ALT alevlenmeleri olan hastalarda daha fazla HBsAg düşüşü ve HBV DNA azalması görülmüştür En güçlü bağımsız ALT alevlenmesi öngörücüsü yüksek başlangıç HBV DNA düzeyi olmuştur (olasılık oranı 2.91) -81-

82 PS Antiviral tedavi kesildikten sonra HBsAg negatifliği sağlanan bir KHB olgusu Konya Petek Şarlak, Demirtürk Neşe Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Giriş: KHB tedavisinde son nokta HBsAg serokonversiyonudur. Antiviral tedavi alan hastalarda, bu süreç çok uzun sürmekte, HBsAg pozitif iken tedavi kesilmek zorunda kalınan hastaların büyük bir kısmında HBV DNA pozitifleşmekte, HBsAg kaybı da gözlenmemektedir. Olgu: Yirmi altı yaşında kadın hasta Kasım 2004 de halsizlik, uyku hali, çabuk yorulma şikayetleri ile başvurdu, yapılan tetkiklerinde HBsAg pozitif, antihbs(-), HBeAg (-), antihbe (+), antihbcig G (+), antihcv (-), antidv (-) ve HBVDNA IU/ ml, AST 46 IU/ml, ALT 65 IU/ml, ALP 80 IU/ml saptandı. Bu bulgularla hastaya kronik aktif hepatit B ön tanısı ile karaciğer biyopsisi yapıldı. Histopatolojik incelemede HAI 3/18, fibrozis evre 0 olarak degerlendirildi. Hastada histopastolojik olarak hafif hepatit saptanmasına rağmen, viral yükü yüksek ve hasta tedaviye çok istekli olduğu için Adefovir 10 mg/gün tedavi başlandı. Hasta 3 ayda bir transaminaz takibi, 6 ayda bir HBVDNA takibi, yılda bir ultrasonografi ve AFP ile takip edildi. 1. yıl HBVDNA düzeyi 330 kopya/ml, 2. yıl HBVDNA negatif saptandı. Adefovir tedavisinin 46. ayında ilaç temininde güçlük nedeniyle tenofovir tedavisine geçildi. Tedavinin 60. ayında gebe olduğunu öğrenen hastanın tedavisi kesildi.gebelik boyunca aylık karaciğer enzim takibi ve 3 ayda bir HBVDNA ve HBsAg kontrolü ile takip edildi,gebelik boyunca karaciğer enzimleri normal HBVDNA negatif seyretti.tedavi kesildikten 8 ay sonra bakılan HBsAg pozitif saptandı. Doğum sonrası ilk kontrolünde, yani tedavi kesildikten 1 yıl sonra bakılan HBsAg negatif, antihbs negatif, HBVDNA negatif saptandı. HBsAg 6 ay ara ile iki kez kontrol edildi. HBsAg negatifliği devam eden hasta antihbs oluşumu açısından hala takip edilmektedir. Sonuç: KHB hastalarında histopatolojik olarak karaciğerde orta ve üzerinde nekroinflamasyon olanlara tedavi önerilir. Ancak, burada sunulan olguda olduğu gibi, histolojik evreden bağımsız olarak HBVDNA pozitifliği olanlarda tedavi başlanmasının tedavi yanıtına olumlu etkisi olabilir. Zira bu hastada olduğu gibi, tenofovir tedavisi kesildikten bir yıl sonra HBsAg kaybı beklenen bir sonuç değildir. Bu konuda daha çok çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır. -82-

83 PS Tenofovir kullanan hastalarımızda olgular eşliğinde renal fonksiyon bozukluk deneyimlerimiz Yeşil Cihan, Su Harun Reşid, Çiçek Kolak Çiğdem, İnan Dilara Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi,Antalya Tenofovir 2008 yılından itibaren kronik hepatit B tedavisinde kullanılan bir nükleotid revers transkriptaz inhibitörüdür. Tedavide kullanımı sonrasında nadiren renal yan etki görülebilmektedir. Tenofovirin yol açığı renal fonksiyon bozukluğunun mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte, proksimal tübüllerde mitokondriyal hasarın yol açtığı sitotoksisitenin patogenezde rolü gösterilmiştir. Polikliniğimizde Ocak Aralık 2015 tarihleri arasında takipli ve kronik hepatit B tedavisi alan 200 hasta değerlendirildi. Sunulan iki olgu dışında kalan otuz hastanın renal fonksiyon bozukluğunu açıklayacak nefrotoksik ilaç kullanımı; hipertansiyon, diyabetes mellitus gibi komorbit hastalıkları mevcuttu. Kalan iki olguda renal fonksiyon bozukluğunun tenofovirle ilişkili olabileceği düşünüldü. Olgu1: 2005 yılında kronik hepatit b tanısı alan 56 yasında erkek hastanın tedavisi 7 yıllık adefovir kullanımı sonrası yan etki nedeniyle tenofovir olarak değiştirilmişti. Başlangıçta bazal glomerüler filtrasyon hızı: 80 ml/dakika/ m2, kan fosfor düzeyi:3.2 mg/dl iken 3 yıllık tenofovir tedavisi sonrası glomerüler filtrasyon hızı 61 ml/dakika/m2, fosfor:2,6 mg/dl olarak sonuçlandı. Olgu2: 2009 yılında kronik hepatit b tanısı alan 31 yaşında erkek hastanın başlangıçta glomerüler filtrasyon hızı: 124 ml/dakika/m2, fosfor:4,2 mg/dl iken 6 yıllık tenofovir tedavisi sonrası glomerüler filtrasyon hızı 95 ml/ dakika/m2, fosfor:2,8 mg/dl olarak sonuçlandı. Renal fonksiyonlarında progresif bozulma izlenen iki hasta yan etki açısından yakın takibe alındı. Viral baskılanma hızı %99 olarak bildirilen genetik bariyeri yüksek potent antiviral olan bu ajan yaygın olarak tedavide kullanılmaktadır. Ancak; halsizlik, bulantı, trombositopeni gibi sık yan etkilerle beraber renal fonksiyon bozukluğu ve hipofosfatemi de ilacın kullanımını kısıtlayabilmektedir. Adefovire kıyasla tenofovir kullanımının renal hasar konusunda daha güvenli olduğu bilinse de, özellikle kullanımının yaygınlaşmasıyla beraber bu açıdan da dikkatli olunması gerekebilir -83-

84 PS Bulaş Zincirinin İlk Halkası Gebelik ve Hepatit B Seyman Derya, Yıldırım Figen, Üser Ülkü, Berk Hande, Kızılateş Filiz, Öztoprak Nefise Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Antalya Amaç: Hepatit B virüsü (HBV) aşısı olmasına rağmen halen önemini koruyan bir hepatit etkenidir. HBV nin en önemli bulaş yolu taşıyıcı veya kronik hepatit B li anneden doğum sırasında bebeğe vertikal yolla bulaştır. Aşı ve HBIG uygulamasına rağmen HBV DNA düzeyi yüksek olan annelerden vertikal bulaş %5-15 oranında seyretmeye devam etmektedir. Bundan dolayı rehberler viral yükü yüksek olan (HBV DNA >106 kopya/ml) gebelere antiviral tedavi verilmesini önerir. Bu çalışma, gebelik döneminde antiviral tedavinin etkinliğini değerlendirmek amacıyla yapıldı. Gereç-Yöntem: Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Hepatit polikliniğine başvuran HBsAg pozitif gebeler çalışmaya dahil edildi. Tedavi planlanan gebeler tedavinin amacı ve olası yan etkiler hakkında bilgilendirildi. Tedavi ve emzirme kararı gebelere bırakıldı ve onam alındı. Bulgular: 64 gebenin ortalama yaşı (19-42) yıldı. Altı gebe HBeAg pozitifti. Gebelik süresince toplam 12 olguya antiviral tedavi verildi. HBeAg-pozitif ve negatif gebelerde hafta ortalama bazal HBV DNA seviyesi sırasıyla 1.7x 108 ve 2.7x 105 IU/mL olarak saptandı. Son trimesterde 8 gebeye tenofovir, 2 sine telbivudin başlandı. Kronik hepatit B tanılı ve tenofovir kullanan iki olguda gebelik döneminde de aynı tedaviye devam edildi. Gebelerin hepsi emzirmeyi tercih etti. Doğum sonrası 3 ay antiviral tedaviye devam edildi. Takiplerde hiçbir hastada akut alevlenme izlenmedi. Bebeklerin hiçbirinde periatal bulaş, konjenital anomali saptanmadı. Tartışma: Gebelik öncesinde antiviral tedavi alan veya tedavi planlanan gebelerde Hepatit B yönetimi zordur. Gebelerin konu hakkında ayrıntılı bilgilendirilmesi; tedavi ve emzirme kararının gebeye bırakılması esastır. Sonuç: Son trimesterde başlanan antiviral tedavinin perinatal bulaşı önlemede etkin olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca gebelerde hepatit taramasının rutin testler içine alınması ve gebe takibi yapan hekimlerde farkındalığın arttırılması toplum sağlığı için en önemli adımdır. -84-

85 PS Kronik Hepatit B li Hastalarda Nükleoz(t)id Analoğu Tedavilerinde Gelişen HBV pol/s Geni Mutasyonları Kırdar Sevin 1, Aydın Neriman 1, Yaşa Mehmet Hadi 2, Sayan Murat 3 1 Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Aydın. 2 Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dalı, Aydın. 3 Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Merkez Laboratuvarı, PCR Ünitesi, Kocaeli Giriş-Amaç: Hepatit B virus (HBV) enfeksiyonu; akut, fulminan ve kronik hepatitin yanı sıra karaciğer sirozu ve kanserine yol açması nedeniyle tüm dünyada önemini koruyan bir halk sağlığı sorunudur. Kronik hepatit B (KHB) tedavisinde uzun süreli nükleoz(t)id analoğu kullanımı ile ilaca dirençli mutasyonlar ortaya çıkabilmekte bu da tedavi başarısızlığına neden olabilmektedir. Bu çalışmada, bölgemizdeki KHB hastalarnda nükleoz(t)id analoğu tedavilerinde, klinik ve epidemiyolojik önemi olan HBVpol/S geni mutasyonlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: Çalışmaya, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenteroloji Ünitesinde Mayıs 2010 ile Haziran 2014 tarihleri arasında KHB tanısı ile takip edilen, bir yıl ve/veya daha uzun süre antiviral tedavi alan 100 hasta dahil edildi. Serum örneklerinden HBV DNA düzeyleri gerçek zamanlı PCR yöntemi ile, HBV genomundaki Pol/S genlerindeki mutasyonlar direkt dizi analizi ile belirlendi. Bulgular: Onaltı hastada, HBVDNA düzeylerinin düşük (<200 IU/ml) olması nedeniyle değerlendirme yapılamadı. HBV pol geni dizilenebilen 84 hastanın 53 (% 63.09) ü erkek, 31 (%36.91) i kadın olup yaş ortalaması 47 ± (yaş aralığı: 20-67) yıl olarak belirlendi. Çalışılan 84 örneğin 36 (%43) sında ilaç direnciyle ilişkili primer/kompansatuvar mutasyonlar (rti169s, rtl180m, rtt184l, rta194v, rtm204i/rtl91i, rtq149k, rtq215h/s, rtn238d) saptandı. Yedi hastada (%8.3) inde pol/sgeni çakışmasına bağlı olarak HBsAg aşı kaçağı mutasyonları (st126i, sp120s, sg145a, ss193l), 9 hastada HBIg kaçağı (sp120r, st123n, se164d, sy134f, sq129h, st118a, sp127k), 27 hastada immün kaçak mutasyonu (si110l, st127p, ss114a, st123a) ve bir hastada st131i tanı kaçağı HBsAg mutasyonu saptandı. Ayrıca 13 (%15.4) hastada potansiyel aşı kaçağı mutasyonları (ADAPVEM) (rtm204i/sw172c, rta181v/sl173f, rtq149k/sw182*, rtm204v/si195m ve rtm204i/sw196l) belirlendi. Sonuç: Çalışmamızda KHB li hastalarda yaygın olarak kullanılan lamivudin ve diğer NA tedavileri sırasında ADAPVEM oluşturma potansiyeli bulunduğu gözlenmiştir. Bu nedenle KHB li hastaların NA ile tedavilerinde antiviral ilaç direnç ve ADAPVEM ler ortaya çıkarılmalı ve halk sağlığı yönünden değerlendirilmelidir. -85-

86 PS Gebelerde kronik hepatit B virus (HBV) tedavisinde interferon kullanımı Sırmatel Fatma 1, Aksoy Halil İbrahim 1, Sırmatel Pınar 2 1 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi 2 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Amaç: Kronik HBV olgularında interferon kullanımı gebelerde önerilmez. Kronik HBV olarak izlenen iki hastaya pegile interferon tedavisi başlanmıştır. Gebelik durumu ortaya çıkınca tedavileri kesilmiştir. Olgular sunularak gebelerde pegifn kullanımı değerlendirilmiştir. Olguların sunumu: Aile içi bulaş olan iki bayan hasta virolojik, serolojik ve histolojik olarak kronik HBV olarak tanımlanmıştır. Olgular, pegifn 2b başlandıktan sonra farkında olmadan gebe kalmışlardır. Birinci olgu 10, ikinci olgu 16 haftada gebe olduklarını fark edince kliniğimize başvurmuşlar ve tedavileri kesilmiştir. Her iki olgununda normal sağlıklı bebekleri miyadında doğmuş ve daha önceki çocuklarının aksine aşı+antiserum korunması ile bebeklerde antihbs gelişmesi izlenmiştir. Tablo 1 de her iki olgunun demografik verileri izlenmektedir. Tartışma ve Sonuç: Hamilelikte kronik HBV tedavisi viral yüke bağlı olarak son trimestrde oral antiviral ajanlarla önerilmektedir. Hamilelikte HBV bulaşı her dönemde olabilir. Bazı hematolojik ve kronik HCV olgularında kullanılan interferon tedavisi gebelikte C kategorisinde kabul edilmektedir(1,2). İmmunomodulatör etkisi nedeni ile kullanılan pegifn tedavisi, ilerde yapılacak çalışma ve gözlemlerle, beklide hamile kadınların tedavisinde kullanılacak ilaçların arasında değerlendirilebilir. Tablo1: Hastaların izleminde demografik ve laboratuar bulguları: Olguların bulguları: 1. olgu 2. olgu yaş 39 yaş 28 yaş hepatit b öykü süreci 11 yıl 4 yıl aile içinde HBV annesi ve iki çocuğu eşi/ bir çocuğu Tedavi Başlangıcı: HBV DNA Haziran 2006 >2.107 kopya/ml Eylül 2010 > kopya/ml ALT/AST HBe Ag 120/60 i.ü/ml pozitif Karaciğer biyopsi sonucu HAİ: 6/18 Fibrozis skoru:2/6 HAİ: 5/18 Fibrozis skoru: 2/6 Hepato-bilier US Hafif heterojenite, organomegali yok normal sınırlarda, organomegali yok Tedavinin 1. ayı ALT/AST HBV DNA Erken cevap 45/25 i.ü/ml negatif Kısmi cevap 25/20 i.u/ml >104 kopya/ml HBe Ag pozitif Pozitif Tedavinin 3. ayı Biyokimyasal cevap Virolojik cevap HBV DNA evet evet evet negatif Evet Evet Kısmi >102 kopya/ml İlaç tedavisinin kesilme süreci 10.hafta 16. hafta Interferondan sonra kullanılan ilaç Lamivudin 100 mg/gün Tenofovir 245 mg/gün -86-

87 PS Kronik viral hepatit B olgularında anti HBs gelişmesi:olguların irdelenmesi Sırmatel Fatma, Akdeniz Hayrettin Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Amaç: Hepatit B virus (HBV) olgularında anti HBs gelişmesi iyileşme olarak değerlendirilmektedir. Şimdiye kadar izlediğimiz ve anti HBs gelişen kronik viral HBV olguları değerlendirilerek HBV enfeksiyonlarının farklı yönlerini ve halen bilemediğimiz patogenezini değerlendirmeye çalıştık. Olguların sunumu: tarihleri arasında izlediğimiz toplam 1562 kronik HBV olgularının 14 kişisinde anti HBs geliştiği gözlenmiştir. Toplam beş hasta (birisi oral antiviral, dördü interferon) tedavisi alan hastaların, sekizinde anti HBs pozitifliği devam ederken birinde nuks, beşinde ise tamamen kaybolduğu izlenmiştir. Özellikle üzerine eklenen diyabet, hepatit D ve C, olgularda anti HBs titresinin kaybına neden olmuştur. Hatta tip2 Diyabetes mellitus gelişen hastada tekrar HBs Ag pozitifliği izlenmiştir. Sonuç ve Tartışma: Kronik HBV halen patogenezi tam açıklanamayan ciddi ve tedavi edilemeyen kronik bir viral hastalıktır. Hastalığın tedavisinde kullanılan oral antiviral ajanlar HBV replikasyonunu baskılamakta ancak karaciğer dokusunda bulunan HBV virusunu tamamen ortadan kaldıramamaktadır. Halen interferon tedavisi kronik HBV tedavisinde HBs kaybına en fazla yol açan bir immunmodulatör ajan olarak kabul edilebilir. Sonuç olarak kronik HBV kişiye özel olarak immunolojik cevabı tam olarak açıklanamayan uzun süreli izlenmesi gereken bir hastalıktır

88 PS Kronik Hepatit B Tanılı Hastalarda Viral Yük ile Karaciğer Histopatolojisi İlişkisi Akdağ Damla, Yamazhan Tansu, Pullukçu Hüsnü, Taşbakan Meltem, Durusoy Raika İsabel Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İzmir Amaç: HBV-DNA düzeyi ile histoloji arasında her zaman net bir ilişki saptamak mümkün olmamaktadır. Yaş,HBeAg pozitifliği,alt düzeyi,genetik özellikler gibi birçok faktör değişikliklerden sorumludur. Bu çalışmada kronik hepatit tanılı olup, tedavi başlanması planlanan hastalarda, HBV-DNA düzeyi ile karaciğer histopatolojisi arasındaki ilişkinin ortaya konması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: yılları arasında kronik hepatit B tanılı 361 hasta; yaş,cinsiyet,hbeag i durumu,alt ve HBVDNA düzeyleri ile modifiye Ishak a göre karaciğer biyopsi skorları retrospektif olarak incelenmiştir. HBV-DNA düzeyi ile grade/stage skorları arasındaki istatistiksel ilişkinin araştırılması açısından hastalar,hbv-dna düzeyine (RealArt HBV PCR(Abbott, ABD) göre 5 gruba (<10 5, , , , >=10 8 ) histopatolojik değerlendirmede ise grade:1-6 hafif, 7-18 orta/yüksek; Stage 1-2 hafif,3-6 orta/yüksek olmak üzere olmak üzere 2 şerli gruplara ayrılmıştır.analizlerde çapraz tablo ve Pearson un ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Üç yüz altmış bir hastanın %62.3(225/361) si erkek olup yaş ortalaması 40.32(±12,79)idi.Hastaların %82 sinin AntiHBe si (296/361)pozitif olup,biyopsi esnasındaki ALT, HBV-DNA ortalamaları sırasıyla; U/L(±125,1); IU/ml saptanmış olup, Grade ve Stage ortalamaları yine sırasıyla; 5.34 ve 1.76 olarak bulunmuştur.hbv-dna grupları ile Grade in 2li grupları karşılaştırıldığında orta/yüksek grupta sırasıyla HBV DNA <10 5 iken %17.2, de %37, %46.9, de %48.6 ve >=10 8 grupta %35.1 dir ve gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur(p<0.000).aynı şekilde HBV-DNA grupları ile Stage nin 2li grupları karşılaştırıldığında orta/yüksek grupta sırasıyla HBV DNA <10 5 iken %17.2, de %32.6, %51, de %48.6 ve >=10 8 grupta %35.1 dir ve gruplar arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur(p<0.000) Sonuç: Orta/ileri histopatolojik düzeyi belirleyen eşik bir HBV-DNA düzeyi bulunamamıştır.ancak grupsal analizde DNA düzeyi ile histopatolojik ilişki doğru orantılıdır. Tartışma: Kronik Hepatit B tanılı hastalarda karaciğer histolojisi,hastalığın progresyonu belirleyen önemli bir belirteçtir. -88-

89 PS Kronik Hepatit B Enfeksiyonunun Doğal Seyrinde Serum Neopterin Değeri Karaşahin Ömer 1, Hızel Kenan 1, Aybay Cemalettin 2 1 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, enfeksiyon Hast. ve Klin. Mikrob. Ad., Ankara 2 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İmmünoloji Ad., Ankara Neopterin makrofajlar tarafından üretilmekte ve hücresel immünitenin aktivasyonunu gösteren bir belirteç olarak son yıllarda çeşitli hastalıklarda kullanılmaktadır. Bu çalışmada, kronik hepatit B virüs enfeksiyonunun çeşitli evrelerinde serum neopterin değerlerini araştırmak ve doğal seyrinde bir belirteç olarak kullanılıp kullanılamayacağını saptamak amaçlanmıştır. Gereç- Yöntem: Dokuz immün tolerans (HBVDNA>2000 IU/mL, ALT <40 U/L, ve HBeAg pozitif), 13 immün klerens (HBVDNA <2000 IU/mL, ALT >40 U/L, ve HBeAg pozitif) ve 38 inaktif taşıyıcı (HBVDNA<2000 IU/mL, ALT < 40 U/L, ve HBeAg negatif) durumundaki toplam 60 hastanın serumları çalışmaya alınmıştır. Serum neopterin değerleri kompetitif ELISA yöntemiyle bakılmıştır. İstatistiksel değerlendirme için Kruskal-Wallis yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: HBV DNA, ALT, ve neopterin (nm/l) değerleri sırasıyla, immün toleran olgularda 1,7x108 (1,3x107-6,7x108), 28 (20-44), ve 7,43 (3,11-13,85), immün klerens durumunda 1,7x108 (1,4x105-6,7x108), 84 (59-193), ve 15,47 (3,01-27,47), ve inaktif taşıyıcılarda 1,6x103 (20-1x105), 26 (10-63), ve 6,75 (2,44-15,51) olarak bulunmuştur. Serum neopterin değeri immün klerens durumunda diğerlerinden yüksek bulunmuştur (p<0,001). immün toleran ile inaktif taşıyıcılarda fark gözlenmemiştir. Yüksek neopterin değerleri yüksek ALT değeriyle uyumlu bulunmuştur. HBV DNA değerinin neopterin değeri ile ilişkisi saptanmamıştır. Sonuç: serum neopterin ölçümü kronik hepatit B enfeksiyonun doğal seyrini izlemede kullanılabilecek ek bir belirteçtir. Yüksek serum neopterin değeri, viral replikasyon durumu ile ilgili bilgi veremezken hastanın immün klerens fazına geçtiğinin bir göstergesi olarak kullanılabilir. -89-

90 PS Kronik Hepatit B Hastalarının Tedavisinde Telbivudin İnan Dilara, Yeşil Cihan, Su Harun Reşid, Şahiner Melike Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Antalya Telbivudin ya da L-deoksitimidin (LdT), sentetik timidin nükleozid analoğu bir antiviraldir. Timidinin L-izomeridir. Fosforilasyon sonrası, aktif formu HBV DNA polimeraz tarafından sentezlenen DNA zincirine katılabilmek için timidin ile yarışır. Günlük dozu oral olarak alınan 600 mg dır. Bu yazıda Akdeniz Üniversitesi Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Polikliniği ne son iki yıl içerisinde başvuran ve telbivudin tedavisi alan 28 kronik hepatit B hastası değerlendirildi. Hastaların yaşı arasındaydı, 12 si kadın, 16 sı erkekti. Tedavi öncesi HBV DNA değerleri 1,2x104-1,1x106 kopya/ml arasında değişiyordu. Hastaların tümünde telbivudin tedavisinin 24. haftasında HBV DNA düzeyi 350 kopya/ml nin altındaydı. Tedavinin 1. yılında HBV DNA düzeyinde artış saptanan hasta olmadı, ancak bir hastada yan etki nedeniyle tedavinin yedinci ayında telbivudin kesildi. Tedavinin 2. yılında sadece bir hastada HBV DNA da yükselme olması (2426 kopya/ml) nedeniyle tedavi değişikliği yapıldı. Ancak toplam yedi hastada (%25) semptomatik CPK yüksekliği ve kas ağrısı nedeniyle telbivudin kesilerek tedavi değişikliği yapılması gerekti. Hastaların hiçbirisinde böbrek toksisitesi gelişmedi. Telbivudin başlangıç viral yükü düşük hastalarda, HBV DNA baskılaması yönünden başarılı bir antiviraldir, bu grupta direnç oranı düşüktür. Ancak kas ağrısı yönünden hastalar dikkatli izlenmelidir. -90-

91 PS Telbivudin kullanan olguların izlemi ve tedavi değiştirme gereken olguların irdelenmesi Coşkuner Seher Ayten, Tosun Selma, Arı Alpay İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Amaç: Kronik HBV enfeksiyonu olan olguların tedavisinde kullanılan ilaçlardan biri de telbivudindir. Bu amaçla kullanılan diğer tüm ilaçlar gibi telbivudine kullanımı sırasında da yan etki açısından yakından izlem gereklidir. Bu çalışmanın amacı telbivudine kullanılan olguların yan etki açısından izlemi ve yan etki saptanan olguların yönetiminin değerlendirilmesidir. Yöntem: İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Viral Hepatit Polikliniğinde izlenmekte olan ve telbivudine kullanılmaya başlanan olguların tetkik sonuçları değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya yaşları arasında, 16 sı erkek, 11 i kadın olmak üzere toplam 27 olgu dahil edilmiştir. Tüm olgularda başlangıç HBV DNA düzeyi > IU/mL, ALT düzeyleri yüksek, sadece 1 olguda HBeAg pozitif diğerlerinde antihbe pozitif olarak saptanmıştır. Olgulardan 17 sine 2012 yılında, sekizine 2013 yılında, ikisine de 2014 yılında telbivudine tedavisi başlanmıştır. Kreatinin fosfokinaz (CPK) düzeyleri başlangıçta bakılmış ve her üç ayda bir izlenmiştir. Ayrıca her kontrolde myopati açısından da kişiler sorgulanmıştır. İzlemler sırasında CPK düzeyi artışı saptanan bazı olgularda izlem sırasında normale dönmekle birlikte bazı olgularda yüksek düzeyde seyretmiş, ayrıca bazı olgularda aynı zamanda belirgin kas ağrısı ve aşırı halsizlik-çabuk yorulma gibi şikayetler olmuş ve sonuçta toplam altı olguda telbivudine tedavisinin değiştirilmesi gerekmiştir. Üç olguda entekavir, üç olguda da tenofovire geçilmiştir. Tartışma: Telbivudine tedavisi sırasında CPK artışı %10-15 oranında görülebilmektedir. Olguların özellikle myopati açısından da yakından izlenmesi gereklidir. Çoğu olguda CPK artışı asemptomatik seyredip tedavi sürdürüldüğünde normale dönmektedir. Çalışma grubumuzun sayısı az olmakla birlikte telbivudine tedavisi sırasında takipte dikkat edilmesi açısından sunulması uygun bulunmuştur. -91-

92 PS Tenofovir ne kadar nefrotoksik? Güçlü Ertuğrul, Öğütlü Aziz, Alan Sevgi, Karabay Oğuz Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Sakarya Amaç: Tenofovir disoproxil fumarate (TDF) kronik hepatit B (KHB) tedavisinde kullanılır. Bu ilacın nefrotoksik etkisiyle ilgili sonuçlar çelişkilidir. Bu çalışma ile KHB nedeniyle TDF kullanan hastaların yıllar içinde gelişen böbrek fonksiyon kaybı olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma hastanesinde yılları arasında en az bir yıl TDF kullanan hastaların verileri retrospektif olarak incelendi. En son ölçülen glomerul filtrason hızı (GFR) değeri ile başlangıç GFR değerine göre ± 5 ml/dk/1.73 m2 olanların GFR si değişmedi olarak kabul edildi. GFR de 5-20 ml/dk/1.73m2 arası hafif azalma, ml/dk/1.73m2 arası orta azalma, > 50 ml/dk/1.73m2 düşüşler ciddi azalma olarak tanımlandı. Gözlemler arasındaki fark istatistiki olarak incelendi. P<0.05 anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışma dönemi içinde kriterlere uyan 127 hasta tespit edildi. Hastaların 84 (%66,1) ü erkek 43 (%33,6) ü kadın, yaş ortalamaları 41,5 ±12,8 yıldı. Tedavi başlangıcı GFR 101,8 ±22mL/dk/1.73m2 idi. Tedavi ile GFR 40 (%31,5) hastada değişmez iken, 39 (%30,7) hastada düştü, 47 (%37) sinde ise yükseldi (Tablo 1). GFR de düşüş oranı her iki cinsiyette benzer bulundu (p=0.3) (Tablo 2). GFR deki düşüş 29 (%74,4) olguda hafif, 8 (%20,5) inde orta, ikisinde (%5,1) ise ciddiydi. Ciddi GFR düşmesi olanların biri kadın diğeri erkek olup, her ikisinin başlangıç GFR si > 115 ml/min/1.73m2 idi ve sırasıyla 6. ve 36. aylarda ciddi düşüş görüldü. Her ikisinde de tedavi doz değişikliği gerektirecek sınırın altında değildi. GFR sinde orta düşüş görülen 8 hastanın 6 sında başlangıç GFR değeri > 130 ml/min/1.73m2 idi. Sonuç: TDF ile GFR yaklaşık 1/3 hastada değişmezken, 1/3 hastada yükseldi, 1/3 hastada ise düştü. Düşüş görülen hastalardaki GFR değişikliği genellikle hafif olup tedavi değişikliği gerekmedi. Tablo 1: Tenofovir tedavisi altında glomerül filtrasyon hızı düşen ve yükselen hastalar Alınan tedavi süresi GFR'si düşenler GFR'si yükselenler 12 ay n= ay n= ay n= ay n= ay n= ay n= ay n= Toplam n= (%30,7) 47 (%37) Tablo 2: Tenofovir tedavisi ile glomerül filtrasyon hızındaki değişime cinsiyetin etkisi GFR'si düşen GFR'si yükselen P değeri Erkek n=84 (%) 24 (28,6) 36 (42,9) 0.29 Kadın n=43 (%) 16 (37,2) 15 (34,9) -92-

93 PS Antiviral Tedavi Almakta Olan Kronik Hepatit B Hastalarında Antidepresan Kullanım Sıklığı Güçlü Ertuğrul, Öğütlü Aziz, Alan Sevgi, Karabay Oğuz Altun Demircan Şerife, Bulut Cemal, Ataman Hatipoğlu Çiğdem, Kaya Kılıç Esra, Kınıklı Sami, Demiröz Ali Pekcan Sağlık bakanlığı ankara eğitim ve araştırma hastanesi Amaç: Ülkemiz hepatit B prevalansı açısından orta endemik bir ülke olup, ülkemiz için hepatit B enfeksiyonu önemli bir sağlık sorunudur. Kronik hepatit B hastalarında depresyon sık görülen bir psikiyatrik bozukluk olup hastanın hayat kalitesini oldukça düşürmektedir. Kronik hepatit B hastalarında çeşitli ölçekler kullanılarak psikiyatrik değerlendirme yapılmış olmasına rağmen bu hastaların antidepresan kullanım oranları ile çok fazla bilgi yoktur. Bu çalışmadaki amacımız kronik bir hastalık olan hepatit B enfeksiyonlu antiviral tedavi alan hastalarda antidepresan kullanım oranının değerlendirilmesidir. Gereç-Yöntem: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğince antiviral tedavi verilen 645 kronik hepatit B hastasında antidepresan kullanım oranı araştırıldı. Bulgular: Tenofovir kullanan 216 hastanın 10 u, lamivudin kullanan 131 hastanın 9 u, entekavir kullanan 155 hastanın 13 ü ve telbivudin kullanan 143 hastanın 19 u tedavi almakta olduğu sırada uzun süreli ya da birkaç kereye mahsus olmak üzere antidepresan tedavi almıştır. Antidepresan tedavi almakta olan 51 hastanın 33 ü düzenli olarak antidepresan kullanmakta iken 19 u ise düzenli olmasa da antidepresan tedavi almaktadır. Düzenli antidepresan tedavi almakta olan 33 hastanın 21 i kadın, 12 si erkek idi. Tartışma: Sağlıklı populasyona göre kronik hepatit B hastalarında depresyon sıklığı anlamlı oranda yüksek saptanmaktadır. İnterferon kullanan hasta grubunda depresyon düzeyi daha yüksek olmasına karşın antiviral alan hasta grubunda da azımsanmayacak düzeydedir. Hastanın antiviral tedaviye uyumunun sağlanması açısından da nöropsikiyatrik değerlendirme düzeyi önemlidir. Sonuç: Kronik hepatit B hastalarının tedavi öncesi ve takipleri sırasında psikiyatrik yönden sorgulanması ve gerekli olduğu durumlarda psikiyatrik desteğin sağlanması önemlidir. -93-

94 PS Kronik Hepatit B Hastalarında Karaciğer Fibrozisi ve Histolojik Aktivite İndeksi ile Steatoz İlişkisinin Değerlendirilmesi İlgar Tuba, Çerçioğlu Duygu, Alev Mehtap, Kınıklı Sami, Bulut Cemal, Ataman Hatipoğlu Çiğdem, Demiröz Ali Pekcan Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Giriş: Yapılan çalışmalarda steatoz ile kronik hepatit b arasındaki ilişki gösterilmiştir ancak steatoz ile karaciğer histolojisi arasındaki ilişki net değildir. Bu çalışmada karaciğer steatozu ile kronik hepatit b hastalarında karaciğer fibrozisi ve modifiye histolojik aktivite indeksi (HAI) arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık. Gereç-Yöntem: Hastanemizde 1 Ocak Ocak 2016 tarihleri arasında karaciğer biyopsisi yapılan kronik hepatit B hastaları çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalara hepatobiliyer ultrasonografi (USG) ile karaciğer steatoz evrelemesi yapıldı (grade 0-3). Karaciğer biyopsi materyallerinin patolojik değerlendirmesinde modifiye Knodell sınıflaması ile HAI (0-18) ve Scheuer indeksi ile fibrozis (0-6) belirlendi. Bulgular IBM SPSS Statistics 21.0 programında değerlendirildi. Bulgular: Hastanemizde bir yıl içinde kronik hepatit b tanısıyla karaciğer biyopsisi yapılan 93 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların 41 i (%44) kadındı. Ortalama yaşları 38,9 ± 12,2 yıl olarak bulundu. Median HAI skoru 3, median fibrozis skoru 2 olarak saptandı. Karaciğer USG de steatoz evreleri değerlendirildiğinde hastaların 34 ünde (%36) steatoz saptanmazken, 48 inde (%51,6) grade 1, 11 inde (%11.8) grade 2 steatoz saptandı, grade 3 steatoz saptanmadı. Karaciğer steatozu ile HAI ve fibrozis değerleri arasında anlamlı ilişki saptanmadı (sırasıyla p=0,32, p=0,11). Sonuç: Bu çalışmada HAI ve fibrozis değerleri ile steatoz evreleri karşılaştırılmış ancak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Hastalarımızın yaş grubunun genç olması ve çalışmaya alınan hastalarda siroz bulunmaması, çalışmamızın zayıf yönleri olarak değerlendirilmiştir. Bu konuda daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. -94-

95 PS HBeAg negatif Kronik Hepatit B tedavisinde Pegile interferon-alfa tedavisinin değerlendirilmesi Güçlü Ertuğrul, Öğütlü Aziz, Karabay Oğuz Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bişim Dalı, Sakarya Amaç: Kronik Hepatit B (KHB) tedavisinde kullanılan pegile interferon-alfa nın (PegIFN) cilt altı uygulanması gereksiniminin bir dezavantaj olması yanında sadece 48 hafta süreyle kullanılması bir avantajdır. Bu çalışmada sınırlı süre kullanımı ile ön plana çıkan PegIFN nin uzun dönem yanıt oranlarının araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve yöntem: Sakarya Üniversitesi Eğitim ve araştırma hastanesinde yılları arasında PegIFN tedavisi verilen ve tedavi bitiminden sonra en az bir yıl takip edilen HBeAg negatif (KHB) olguları çalışmaya alındı. Planlanan 48 haftalık tedavinin sonunda HBV DNA değeri <2000 IU/ml ise tedavi sonu virolojik yanıt (TSVY), tedavi tamamlandıktan 6 ay sonra HBV DNA <2000 IU/ml tespit edilmişse kalıcı virolojik yanıt (KVY) olarak tanımlandı. Bulgular: Çalışma döneminde 32 olguya (22 erkek, 10 kadın) PegIFN tedavisi verilmiş olup yaş ortalaması 40±9,3 yıl idi. olguların 9 (%28,1) unda HBV DNA >1 milyon IU/ml iken, 10 (%31,3) unda < IU/ml idi. ALT ortalamaları 110,3 IU/ml idi. Olguların Histolojik aktivite index ve fibrozis skoru ortancası sırası ile 6 (min:4, Max:16) ve 2 (Min:0, Max:5) idi. Planlanan tedavi 9 (%28,1) olguda primer yanıtsızlık veya yan etki nedeniyle tamamlanamadı. TSVY 15 (%46,9), KVY 9 (%28,1) olguda elde edildi. KVY elde edilen olguların üçünde KVY elde edildikten sonraki 1 yıl içinde virolojik nüks görülmesi üzerine nükleozit/nükleotid analogları başlanıldı. Diğer 6 (%18,8) olgu da ise KVY hala devam etmektedir (Tedavi tamamlandıktan sonra 9. ay, 42. ay, 54. ay ve üç olguda 72. ay). Olgunun birinde (%3,1) tedavi bitiminden sonra 60. ayda HBsAg serokonversiyonu görüldü. Serokonversiyon görülen hasta 40 yaşında, erkek ve başlangıç HBV DNA sı IU/mL idi. Tartışma ve Sonuç: KHB de PegIFN tedavisi ile olguların yaklaşık üçte birinde KVY elde edilebilmektedir. Uzun dönem yanıt ise olguların yaklaşık %20 sinde görülmektedir. HBeAg negatif KHB olgularında maliyeti oldukça yüksek olan PegIFN tedavisini başlarken düşük HBV DNA, genç yaş gibi tedaviyi olumlu yönde etkileyen yanıt belirteçleri çok iyi değerlendirilmelidir. -95-

96 PS Naiv Kronik Hepatit B Hastalarında Entekavir ve Tenofovir Tedavisinin Etkinliğinin Karşılaştırılması ve Hastaların Üçüncü Ay HBV DNA Yanıtlarının Virolojik Yanıt Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Okan Aslı 1, Tütüncü Ediz 2, Karagülle Semanur 2, Şencan İrfan 2 1 Çan Devlet Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Çanakkale 2 S.B. Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Ankara Çalışmamızda; kronik hepatit B enfeksiyonu nedeni ile ETV veya TDF tedavisi almakta olan naiv hastalarda, tedavinin üçüncü ayında saptanan HBV DNA düzeyindeki azalmanın, tedavinin birinci yılındaki yanıtı öngörmede yol gösterici olup olmayacağının belirlenmesi ve her iki tedavinin virolojik, serolojik ve biyokimyasal yanıtlar açısından karşılaştırılması amaçlanmıştır. Mart 2007-Şubat 2015 tarihleri arasında S.B. Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği nde kronik hepatit B tanısı ile ETV (0,5 mg/gün) veya TDF (245 mg/gün) tedavisi alan ve az bir yıldır takip edilen naiv hastalar virolojik, biyokimyasal, serolojik yanıtlar ve yan etki açısından karşılaştırılmıştır. Ayrıca tedavinin üçüncü ayındaki HBV DNA düşüşü ile birinci yıl tedavi yanıtı arasındaki ilişki açısından da değerlendirilmiştir. Çalışmaya ETV alan 38 (%51), TDF alan 36 (%49) hasta dahil edilmiştir. Her iki koldaki hastaların demografik özellikleri, tedavi öncesi HBV DNA, ALT düzeyleri ve HBeAg pozitifliği açısından anlamlı fark saptanmamıştır. Entekavir ile HBV DNA yanıtı birinci yıldan altıncı yıla sırasıyla %71, %96,6, %95,6, %100, %100, %100 olarak bulunurken; TDF ile 12. ayda %69,4, 24. ayda %96,9, 36. ayda %95,8, 48. aydan sonra %100 olarak saptanmıştır. Her iki tedavi kolunda tedavi süresince saptanan ortalama ALT düzeyleri, ALT normalizasyonu oranları, HBeAg klirensi ve antihbe serokonversiyonu oranları arasında fark bulunmamıştır. İki ilaç da iyi tolere edilmiş, tedavi kesilmesi ya da değişikliğini gerektirecek yan etkiye rastlanmamıştır. Bazal HBV DNA düzeyi <=8 log10 IU/mL, başlangıçta HBeAg-negatif olan ve tedavinin üçüncü ayında HBV DNA düşüşü >4 log10 IU/mL olan bireylerde birinci yıl sonunda HBV DNA yanıtının daha yüksek olduğu saptanmış, iki ilaç arasında fark bulunmamıştır. Entekavir ve tenofovir uzun dönemde potent etkiye sahip ilaçlardır. İki ilaç arasında virolojik, biyokimyasal, serolojik yanıtlar ve yan etki açısından fark saptanmamıştır. Tedavi ile üçüncü ayda HBV DNA düzeyindeki düşüşün birinci yıldaki virolojik yanıtın belirleyicisi olabileceği düşünülebilir. Ancak tedavinin ilerleyen dönemlerinde yanıtın arttığı bilinmektedir ve tedavi değişikliğinin gerekmediği söylenebilir. -96-

97 PS Kemoterapinin Anti-HBs Titresi Üzerine Etkisi Ünver Ulusoy Tülay, Yılmaz Hava, Atay Memiş Hilmi, Turgut Mehmet, Sünbül Mustafa, Leblebicioğlu Hakan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Samsun Giriş: Çeşitli sitotoksik kemoterapilerin yaygın kullanımı ile, hepatit B virus (HBV) reaktivasyonu kemoterapi alan hastaların tedavisinde önemli bir klinik sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Çalışmamızda, hematolojik malignite nedeniyle kemoterapi alan hastalarda kemoterapinin Anti-HBs titresi üzerine olan etkisinin araştırılması amaçlanmıştır Gereç ve Yöntemler: yılları arasında erişkin hematoloji servisinde çeşitli hematolojik malignite tanısı ile kemoterapi alan, HBsAg negatif, Anti-HBs ve Anti-HBs + anti-hbcigg pozitif olan 35 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların yaş, cinsiyet ve hematolojik tanıları, kemoterapi öncesi ve kemoterapiden 3 ay ve daha sonrası serolojik test sonuçları hastane otomasyon sistemi üzerinden alındı. Bulgular: 35 hastanın 17 (% 48.5) si erkek, 18 (% 51.5) i kadındı. Yaş ortalaması 48.4 (aralık yıl), Çalışmaya alınan 35 hastadan 26 (% 42.6) sında izole Anti-HBs pozitif ve 9 hastada (%14.7) Anti-HBs ve Anti HBc Ig G pozitifti. Tanıları akut myeloid lösemi (n=17), akut lenfoblastik lösemi (n=10), non-hodgkin lenfoma (n=2), Hodgkin lenfoma (n=2), myelodisplastik sendrom (n=3) ve multiple myeloma (n=1) idi. Kemoterapotik ajanlar heterojendi ve bir kişi birden fazla protokolde kemoterapi alabilmişti. Kemoterapi öncesinde Anti-HBs titresi IU/L olan hasta sayısı 10 (% 16.3), IU/L olan hasta sayısı 2 (% 3.2), >100 IU/L olan hasta sayısı 23 (% 37.7) tü. Kemoterapi sonrasında Anti-HBs titresi 0-10 IU/L olan hasta sayısı 4 (% 11.4), IU/L olan hasta sayısı 7 (% 20), IU/L olan hasta sayısı 4 (% 11.4), >100 IU/L olan hasta sayısı 20 (% 57.1) idi. Kemoterapi öncesinde sadece Anti-HBs değeri pozitif olan 26 hastadan üçünde ve Anti-HBs ve Anti Hbc Ig G değeri pozitif olan dokuz hastadan birinde, toplamda 35 hastadan dördünde Anti-HBs değerinin kemoterapi sonrasında negatifleştiği görüldü, tanıları ve verilen kemoterapotikler birbirinden farklıydı, hiçbirinde HBsAg reversiyonu görülmedi. Sonuç: Hematolojik maligniteli hastalardan kemoterapi öncesi Anti HBs titresi pozitif olan 35 hastanın 4 (% 11.4) ünde Anti HBs düzeyinin negatifleştiği fakat hiçbirinde HBsAg reversiyonunun olmadığı saptanmıştır Grafik 1: Kemoterapi öncesi ve sonrası anti-hbs titrelerindeki değişim Tablo 1: Demografik özellikler ve hematolojik tanılar -97-

Uzm. Dr Fatma Yılmaz Karadağ

Uzm. Dr Fatma Yılmaz Karadağ Tenofovir Kullanan Kronik Hepatit B Hastalarında Böbrek Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi Uzm. Dr Fatma Yılmaz Karadağ İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tenofovir Kullanan

Detaylı

Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi

Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi Prof. Dr. Reşat Özaras İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon AD. rozaras@yahoo.com Genel Bakış HBV Enfeksiyonunda Neredeyiz? Eradikasyon

Detaylı

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR Giriş-Amaç IL28B geni ve yakınındaki single nucleotide polymorphism lerinin(snp, özellikle rs12979860

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Yrd.Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Yrd.Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD HÇ, 28 yş, E, Memur 2010 yılı ocak ayında kan bağışı sırasında sarılık olduğu söyleniyor. Başvuru sırasında bazen halsizlik ve

Detaylı

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa Olgu 24 yaşında erkek hasta 6. sınıf tıp öğrencisi Ortopedi polikliniğine başvurmuş Rutin

Detaylı

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI * VİRAL V HEPATİTLERDE TLERDE SEROLOJİK/MOLEK K/MOLEKÜLER LER TESTLER (NE ZAMANHANG HANGİ İNCELEME?) *VİRAL HEPATİTLERDE TLERDE İLAÇ DİRENCİNİN SAPTANMASI *DİAL ALİZ Z HASTALARININ HEPATİT T AÇISINDAN

Detaylı

Kronik Hepatit C Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

Kronik Hepatit C Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Kronik Hepatit C Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar Asıl Dr. Alpay alt başlık ARIstilini düzenlemek için tıklatın İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

Dünyada 350 milyonun üzerindeki hepatit B taşıyıcısının %50 sinden fazlasında infeksiyon perinatal yolla kazanılmıştır.

Dünyada 350 milyonun üzerindeki hepatit B taşıyıcısının %50 sinden fazlasında infeksiyon perinatal yolla kazanılmıştır. GİRİŞ Dünyada 350 milyonun üzerindeki hepatit B taşıyıcısının %50 sinden fazlasında infeksiyon perinatal yolla kazanılmıştır. HBeAg pozitif annelerden bebeğe bulaş oranı % 90 dır. Perinatal olarak kazanılan

Detaylı

IL28B genotip tayini kronik hepatit B hastalarında oral antiviral tedavi cevabını öngörmede kullanılabilir mi?

IL28B genotip tayini kronik hepatit B hastalarında oral antiviral tedavi cevabını öngörmede kullanılabilir mi? IL28B genotip tayini kronik hepatit B hastalarında oral antiviral tedavi cevabını öngörmede kullanılabilir mi? Sıla Akhan, Aynur Aynıoğlu, Elif Sargın Altunok, Murat Sayan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi,

Detaylı

Kronik Hepatit B li Hastalarda Oral Antiviral Tedavilerin Değerlendirilmesi

Kronik Hepatit B li Hastalarda Oral Antiviral Tedavilerin Değerlendirilmesi Kronik Hepatit B li Hastalarda Oral Antiviral Tedavilerin Değerlendirilmesi Özer Yıldırım D¹, Mıstık R², Kazak E², Ağca H³, Heper Y², Yılmaz E², Akalın H² 1 Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi Enfeksiyon

Detaylı

Uzm. Dr. Altan GÖKGÖZ Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şanlıurfa

Uzm. Dr. Altan GÖKGÖZ Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şanlıurfa Uzm. Dr. Altan GÖKGÖZ Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şanlıurfa Olgunun asıl sahibi olan kişi Dr. Derya KETEN Necip Fazıl Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular

Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular Dr. Faruk KARAKEÇİLİ Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 22.01.2016 HATAY Tedavisi Zor Olgular! Zor hasta

Detaylı

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU Kronik Viral Hepatitler Sporadik Enfeksiyon ENDER HBV HCV HDV Ulusal Aşılama Programı Erişkinlerin Sorunu HFV, HGV,

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

PEG-IFN ALFA 2B /RİBAVİRİN /BOSEPREVİR KOMBİNASYONU İLE TEDAVİ EDİLEN KHC OLGUSU

PEG-IFN ALFA 2B /RİBAVİRİN /BOSEPREVİR KOMBİNASYONU İLE TEDAVİ EDİLEN KHC OLGUSU PEG-IFN ALFA 2B /RİBAVİRİN /BOSEPREVİR KOMBİNASYONU İLE TEDAVİ EDİLEN KHC OLGUSU Doç Dr Neşe Demirtürk Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Detaylı

HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır

HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır HEPATİT DELTA Klinik Özellikler, Tanı ve Tedavi Prof. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Diyarbakır HDV 1700 nükleotidden oluşmaktadır Delta Ag S (22 kda) 195 aminoasit L (24 kda) 214 aminoasit Delta Ag ni 4 ayrı

Detaylı

AKUT VİRAL HEPATİT TEDAVİSİNDE ORAL ANTİVİRALLERİN YERİ DOÇ.DR.MUSTAFA KEMAL ÇELEN DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAPANCA

AKUT VİRAL HEPATİT TEDAVİSİNDE ORAL ANTİVİRALLERİN YERİ DOÇ.DR.MUSTAFA KEMAL ÇELEN DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAPANCA AKUT VİRAL HEPATİT TEDAVİSİNDE ORAL ANTİVİRALLERİN YERİ DOÇ.DR.MUSTAFA KEMAL ÇELEN DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAPANCA 07.09.2013 Viral Hepatitler Tarihsel Bakış İnfeksiyoz (Fekal oral bulaşan) A E Enterik yolla

Detaylı

Kronik Delta Hepatiti Tanı ve Tedavi

Kronik Delta Hepatiti Tanı ve Tedavi HDV-Viroloji Kronik Delta Hepatiti Tanı ve Tedavi HDV defektif bir RNA virusu RNA genomu ve HDAg ile bunu kuşatan HBsAg den oluşmuş kılıfa sahip (36-43 nm) Sadece karaciğerde replike olur HDV nin yüzeyel

Detaylı

Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi. Dr. Yaşar BAYINDIR Malatya-2013

Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi. Dr. Yaşar BAYINDIR Malatya-2013 Kronik Hepatit B li Hastanın Güncel Tedavisi Dr. Yaşar BAYINDIR Malatya-2013 Hepatit B ve İnsan 16. yy, Kore de Joseon Hanedanlığı ndan bir çocuk mumyası HBV genotip C2 3.000-100.000 yıl öncesine ait,

Detaylı

IV. KLİMUD Kongresi, Kasım 2017, Antalya

IV. KLİMUD Kongresi, Kasım 2017, Antalya IV. KLİMUD Kongresi, 08-12 Kasım 2017, Antalya 1 HCV Tanısında Cut off/ Sinyal (S/CO)/TV) Değerlerinin Tanısal Geçerliliklerinin Değerlendirilmesi TÜLİN DEMİR¹, DİLARA YILDIRAN¹, SELÇUK KILIǹ, SELÇUK

Detaylı

SUT HEPATİTLERİ NASIL TEDAVİ EDİYOR? Doç. Dr. Cemal Bulut Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi

SUT HEPATİTLERİ NASIL TEDAVİ EDİYOR? Doç. Dr. Cemal Bulut Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi SUT HEPATİTLERİ NASIL TEDAVİ EDİYOR? Doç. Dr. Cemal Bulut Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1990 yılı 1 Şubat 2003 Sayı : 25011 11 Şubat 2004, Sayı: 25370 2004 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatı (

Detaylı

BİLİMSEL PROGRAM. 17 Ocak 2015. 17-18 Ocak SuSesi Otel

BİLİMSEL PROGRAM. 17 Ocak 2015. 17-18 Ocak SuSesi Otel İKİNCİ DUYURU BİLİMSEL PROGRAM 17 Ocak 2015 10:00-10:10 Açılış Prof. Dr.Fehmi Tabak 10:10-10:40 VİRAL HEPATİTLER Başkanlar: Uz. Dr. Engin Seber, Prof. Dr.Nurcan Baykam Konferans: Hepatit virüslerinin tarihçeleri

Detaylı

KRONİK HBV ENFEKSİYONLU HASTA TAKİBİNDE KANTİTATİF HBSAG TİTRESİNİN ETKİNLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

KRONİK HBV ENFEKSİYONLU HASTA TAKİBİNDE KANTİTATİF HBSAG TİTRESİNİN ETKİNLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ KRONİK HBV ENFEKSİYONLU HASTA TAKİBİNDE KANTİTATİF HBSAG TİTRESİNİN ETKİNLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Ergenekon KARAGÖZ, Vedat TURHAN, Alpaslan TANOĞLU, M.Burak SELEK, Asım ÜLÇAY, Hakan ERDEM, Ayşe BATIREL

Detaylı

Kronik Hepatit B Hastalarından İzole Edilen Hepatit B Viruslarının Moleküler Özellikleri

Kronik Hepatit B Hastalarından İzole Edilen Hepatit B Viruslarının Moleküler Özellikleri Kronik Hepatit B Hastalarından İzole Edilen Hepatit B Viruslarının Moleküler Özellikleri Uz. Dr. Ali ASAN Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları

Detaylı

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Testler farklı amaçlarla uygulanabilir: - Tanı, tarama, doğrulama,

Detaylı

HBsAg KANTİTATİF DÜZEYİ İLE HEPATİT B nin KLİNİK- VİROLOJİK-SEROLOJİK DURUMU ARASINDAKİ İLİŞKİ *

HBsAg KANTİTATİF DÜZEYİ İLE HEPATİT B nin KLİNİK- VİROLOJİK-SEROLOJİK DURUMU ARASINDAKİ İLİŞKİ * HBsAg KANTİTATİF DÜZEYİ İLE HEPATİT B nin KLİNİK- VİROLOJİK-SEROLOJİK DURUMU ARASINDAKİ İLİŞKİ * Emel Aslan, Reşit Mıstık, Esra Kazak, Selim Giray Nak, Güher Göral Uludağ Ü Tıp Fakültesi *Uludağ Ü Bilimsel

Detaylı

KRONİK BÖBREK HASTASINDA (HBV) TEDAVİ PROTOKOLU NASIL OLMALIDIR?

KRONİK BÖBREK HASTASINDA (HBV) TEDAVİ PROTOKOLU NASIL OLMALIDIR? KRONİK BÖBREK HASTASINDA (HBV) TEDAVİ PROTOKOLU NASIL OLMALIDIR? Dr. Ziya Kuruüzüm DEÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 07.09.2013, UVHS, Güral Sapanca Otel, Sakarya Kronik böbrek hastası

Detaylı

SUT HEPATİTLERİ NASIL TEDAVİ EDİYOR?

SUT HEPATİTLERİ NASIL TEDAVİ EDİYOR? SUT HEPATİTLERİ NASIL TEDAVİ EDİYOR? Dr. Bahar ÖRMEN İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Kronik Hepatitlerde Tedavinin

Detaylı

Enfeksiyon Bakıs Ac ısı ile Biyolojik Ajan Kullanımı. Rehberler Es lig inde Hasta Yo netimi

Enfeksiyon Bakıs Ac ısı ile Biyolojik Ajan Kullanımı. Rehberler Es lig inde Hasta Yo netimi Enfeksiyon Bakıs Ac ısı ile Biyolojik Ajan Kullanımı Rehberler Es lig inde Hasta Yo netimi Uz.Dr. Servet ÖZTÜRK Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalaıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

Hepatit B Hasta Takibi Nasıl Yapılmalı?

Hepatit B Hasta Takibi Nasıl Yapılmalı? Hepatit B Hasta Takibi Nasıl Yapılmalı? Yrd. Doç. Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Sunum Planı Giriş HBsAg Pozitifliği Kronik Hepatit

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI Hazırlayan Kontrol eden Onaylayan Enfeksiyon Kontrol Komitesi Kalite Yönetim Direktörü Hastane Yöneticisi 1.AMAÇ Hasta kanı ve/veya diğer vücut sıvıları ile parenteral veya mukoza yoluyla temas eden sağlık

Detaylı

KRONİK HEPATİT B (Olgu Sunumu) Dr. İlkay Karaoğlan Gaziantep Ün. Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hst. Ve Kl. Mik. AD.

KRONİK HEPATİT B (Olgu Sunumu) Dr. İlkay Karaoğlan Gaziantep Ün. Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hst. Ve Kl. Mik. AD. KRONİK HEPATİT B (Olgu Sunumu) Dr. İlkay Karaoğlan Gaziantep Ün. Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hst. Ve Kl. Mik. AD. Kasım-1999 HK 41 yaş, erkek Öğretmen Gaziantep Yakınması: Yok Bir yıl önce tesadüfen HBsAg

Detaylı

TRABZON GÖĞÜS HASTALIKLARI HASTANESİ ÇALIŞANLARINDA HBV, HCV VE HIV SEROPREVALANSI *

TRABZON GÖĞÜS HASTALIKLARI HASTANESİ ÇALIŞANLARINDA HBV, HCV VE HIV SEROPREVALANSI * Araştırma Makalesi/Original Article TRABZON GÖĞÜS HASTALIKLARI HASTANESİ ÇALIŞANLARINDA HBV, HCV VE HIV SEROPREVALANSI * Seroprevalances of HBV, HCV and HIV Among Healthcare Workers of Trabzon Chest Diseases

Detaylı

KRONİK HEPATİT B TEDAVİSİ

KRONİK HEPATİT B TEDAVİSİ KRONİK HEPATİT B TEDAVİSİ Prof. Hakan Bozkaya II. Hepatoloji Okulu, Antalya 2008 HBV DNA Düzeyi ve Prognoz Survival distribution function 1.00 0.96 0.92 0.88 0.84 0.80 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Sağkalım

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

KHB OLGU SUNUMLARI Dr. Bilgehan Aygen

KHB OLGU SUNUMLARI Dr. Bilgehan Aygen KHB OLGU SUNUMLARI Dr. Bilgehan Aygen Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Kayseri KHB infeksiyonu Değerlendirme Kür Laboratuvar Tedavi Takip

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI

PERSONEL YARALANMALARI İZLEM TALİMATI Sayfa No 1 / 5 Hazırlayan İnceleyen Onaylayan Enfeksiyon Kontrol Komitesi Kalite Yönetim Temsilcisi Başhekim 1.AMAÇ Hasta kanı ve/veya diğer vücut sıvıları ile parenteral veya mukoza yoluyla temas eden

Detaylı

DOÇ. DR. GÜNAY ERTEM S. B. Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

DOÇ. DR. GÜNAY ERTEM S. B. Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği DOÇ. DR. GÜNAY ERTEM S. B. Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği *FG, *38 yaşında, bayan *İlk başvuru tarihi: Kasım 2010 *7 ay önce saptanan HBsAg pozitifliği

Detaylı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV

Detaylı

Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Doç.Dr. Özgür Günal Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Epidemiyoloji Kronik Hepatit B (HBV) ve Hepatit C virüs (HCV) enfeksiyonları dünya genelinde ciddi bir halk sağlığı sorunudur.

Detaylı

KRONİK HEPATİT B OLGUSU

KRONİK HEPATİT B OLGUSU KRONİK HEPATİT B OLGUSU DR DURU MISTANOĞLU ÖZATAĞ KÜTAHYA SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ENFEKSİYON HASTALIKLARI VE KLİNİK MİKROBİYOLOJİ ABD OLGU 44 yaşında, kadın 2014 yılında eşi akut hepatit

Detaylı

Persistan ALT Yüksekliği ile Seyreden Kronik Hepatit B (KHB) Hastalarında Karaciğer Hasarının Öngörülmesinde HBV DNA Seviyesi Ne Kadar Önemli?

Persistan ALT Yüksekliği ile Seyreden Kronik Hepatit B (KHB) Hastalarında Karaciğer Hasarının Öngörülmesinde HBV DNA Seviyesi Ne Kadar Önemli? Persistan ALT Yüksekliği ile Seyreden Kronik Hepatit B (KHB) Hastalarında Karaciğer Hasarının Öngörülmesinde HBV DNA Seviyesi Ne Kadar Önemli? Dr.Ercan YENİLMEZ GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Enfeksiyon

Detaylı

Dr Gülden ERSÖZ Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Dr Gülden ERSÖZ Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Dr Gülden ERSÖZ Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Delta Ag Anti HD Ig M ve G HDV RNA Real time PZR qhbsag 49 yaşında erkek hasta, doktor Annesi ve dört

Detaylı

GENÇLERDE HEPATİT A BAĞIŞIKLAMASI GEREKLİ Mİ?

GENÇLERDE HEPATİT A BAĞIŞIKLAMASI GEREKLİ Mİ? GENÇLERDE HEPATİT A BAĞIŞIKLAMASI GEREKLİ Mİ? Çiğdem Kader 1, Ayşe Erbay 1, Nazan K. Akça 2, Selda Yüzer 2, Sevinç Polat 2 1 Bozok Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

İMMUNSUPRESE HASTALARDA PROFİLAKSİ

İMMUNSUPRESE HASTALARDA PROFİLAKSİ İMMUNSUPRESE HASTALARDA PROFİLAKSİ DR GÜLE ÇINAR AYDIN AFYONKARAHİSAR DEVLET HASTANESİ Hematolojik malignitesi olan hastalarda KC disfonksiyonu kemoterapinin sık görülen ve önemli bir komplikasyonu! Major

Detaylı

Kronik Hepatit Tedavisinde Güncel Durum: Yeni Antiviraller Olgu Sunumu

Kronik Hepatit Tedavisinde Güncel Durum: Yeni Antiviraller Olgu Sunumu Kronik Hepatit Tedavisinde Güncel Durum: Yeni Antiviraller Olgu Sunumu 16.Ocak.2014 Dr. Deniz Özkaya Karşıyaka Devlet Hastanesi 1.Olgu 61 yaşında kadın hasta Yurt dışına (Hac ziyareti) çıkış sırasında

Detaylı

Kronik Hepatit B'li Genç Hastalara Karaciğer Biyopsisi Hemen Yapılmalı mı?

Kronik Hepatit B'li Genç Hastalara Karaciğer Biyopsisi Hemen Yapılmalı mı? Kronik Hepatit B'li Genç Hastalara Karaciğer Biyopsisi Hemen Yapılmalı mı? Dr. Ferit Kuşcu ÇÜTF, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Giriş Du nyada yaklaşık 2 milyar kişinin

Detaylı

Dünyada ve Türkiyede Hepatit B ve Hepatit C Epidemiyolojisi. Dr Meral Sönmezoğlu Yeditepe Üniversitesi Hastanesi

Dünyada ve Türkiyede Hepatit B ve Hepatit C Epidemiyolojisi. Dr Meral Sönmezoğlu Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Dünyada ve Türkiyede Hepatit B ve Hepatit C Epidemiyolojisi Dr Meral Sönmezoğlu Yeditepe Üniversitesi Hastanesi EKMUD İstanbul Günleri 1 Mart 2016 Kronik hepatit B ve C Kronik hepatit B ve C dünyada önemli

Detaylı

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER Hastanelerde Hastaneler enfeksiyon etkenleri bakımından zengin ortamlar Sağlık personeli kan yolu ile bulaşan hastalıklar açısından yüksek

Detaylı

HIV ve HCV KOİNFEKSİYONU OLGU SUNUMU

HIV ve HCV KOİNFEKSİYONU OLGU SUNUMU HIV ve HCV KOİNFEKSİYONU OLGU SUNUMU Dr. Ziya Kuruüzüm DEÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 14.03.2013, Kervansaray Lara Otel, Antalya Olgu Erkek, 44 yaşında, bekar On yıl önce, yurt

Detaylı

Kronik Hepatit B Tedavisinde Güncel Durum

Kronik Hepatit B Tedavisinde Güncel Durum Kronik Hepatit B Tedavisinde Güncel Durum Dr.Tansu Yamazhan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji İZMİR İçerik Neden başaramıyoruz? Yeni etkili ilaç? Yeni tedavi

Detaylı

HCV-HIV KOİNFEKSİYONU OLGUSU

HCV-HIV KOİNFEKSİYONU OLGUSU HCV-HIV KOİNFEKSİYONU OLGUSU DR. BAHAR ÖRMEN Dr. Bahar ÖRMEN OLGU 44 YAŞINDA, BEKAR, ERKEK, HALSİZLİK YORGUNLUK İŞTAHSIZLIK YURT DIŞINDA YAŞAM 10 YIL ÖNCE HIV TANISI 5 YIL SÜRE İLE ANTİRETROVİRAL TEDAVİ

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN Sağlık Çalışanlarında İnfeksiyon Riski Kan yoluyla bulaşan hastalıklar Hepatit B, Hepatit C, HIV, Hepatit D Sağlık çalışanlarında majör

Detaylı

Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi. Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş

Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi. Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş Hemodiyaliz olgularında hepatit enfeksiyonu ve önlenmesi Dr Hayriye Sayarlıoğlu, KSÜ, Nefroloji, Kahramanmaraş Giriş Hemodiyaliz hastalarında enfeksiyon önemli mortalite nedenleri arasındadır Hepatit C

Detaylı

GEBELERDE KRONİK HEPATİT B TEDAVİSİ. Doç. Dr. Sabahattin Ocak Mustafa Kemal Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları AD

GEBELERDE KRONİK HEPATİT B TEDAVİSİ. Doç. Dr. Sabahattin Ocak Mustafa Kemal Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları AD GEBELERDE KRONİK HEPATİT B TEDAVİSİ Doç. Dr. Sabahattin Ocak Mustafa Kemal Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları AD Dünyada 350-400 milyon insan hepatit B virüsü ile enfektedir Dünyadaki kadınların yaklaşık

Detaylı

HBV Reaktivasyonunda Rehber Önerileri

HBV Reaktivasyonunda Rehber Önerileri HBV Reaktivasyonunda Rehber Önerileri Dr. Orhan YILDIZ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. e-mail: oyildiz@erciyes.edu.tr Lok AS, et al. Hepatology.

Detaylı

Türkiye'de yaşayan 345 Suriyeli Göçmenin Hemodiyaliz Deneyimi: Türk Hemodiyaliz Hastaları ile Karşılaştırılmalı Veri Tabanı Çalışması

Türkiye'de yaşayan 345 Suriyeli Göçmenin Hemodiyaliz Deneyimi: Türk Hemodiyaliz Hastaları ile Karşılaştırılmalı Veri Tabanı Çalışması Türkiye'de yaşayan 345 Suriyeli Göçmenin Hemodiyaliz Deneyimi: Türk Hemodiyaliz Hastaları ile Karşılaştırılmalı Veri Tabanı Çalışması Meltem Gürsu 1, Mustafa Arıcı 2, Kenan Ateş 3, Rümeyza Kazancıoğlu

Detaylı

Akut Hepatit C Tedavisi. Dr. Dilara İnan Akdeniz ÜTF, İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mikr AD, Antalya

Akut Hepatit C Tedavisi. Dr. Dilara İnan Akdeniz ÜTF, İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mikr AD, Antalya Akut Hepatit C Tedavisi Dr. Dilara İnan Akdeniz ÜTF, İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mikr AD, Antalya HCV DSÖ verilerine göre tüm dünya nüfusunun %3 ü (yaklaşık 170 milyon kişi) HCV ile infekte. İnsidans;

Detaylı

Olgu Yaşında Erkek hasta Genel Cerrahide operasyon geçiriyor Önceki yıllarda damariçi uyuşturucu kullanımı öyküsü var Preop istenen tetkiklerde

Olgu Yaşında Erkek hasta Genel Cerrahide operasyon geçiriyor Önceki yıllarda damariçi uyuşturucu kullanımı öyküsü var Preop istenen tetkiklerde Yunus Gürbüz Olgu 1 55 Yaşında Erkek hasta Genel Cerrahide operasyon geçiriyor Önceki yıllarda damariçi uyuşturucu kullanımı öyküsü var Preop istenen tetkiklerde Anti-HCV pozitif HCV RNA 324 600 IU/mL

Detaylı

VİRAL HEPATİTLERİN ÜLKEMİZDEKİ DEĞİŞEN EPİDEMİYOLOJİSİ

VİRAL HEPATİTLERİN ÜLKEMİZDEKİ DEĞİŞEN EPİDEMİYOLOJİSİ ANKEM Derg 213;27(Ek 2):128-134 VİRAL HEPATİTLERİN ÜLKEMİZDEKİ DEĞİŞEN EPİDEMİYOLOJİSİ Selma TOSUN İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği,

Detaylı

GEBELİK ve HBV Enfeksiyonu Sanal Vakalarla İnteraktif. 6 Eylül 2014 - Prof. Dr. Erol Avşar

GEBELİK ve HBV Enfeksiyonu Sanal Vakalarla İnteraktif. 6 Eylül 2014 - Prof. Dr. Erol Avşar GEBELİK ve HBV Enfeksiyonu Sanal Vakalarla İnteraktif 6 Eylül 2014 - Prof. Dr. Erol Avşar HBV nin GEBELİĞE ETKİLERİ HBV, fertiliteyi etkilemez Proinflamatuar sitokin salınımını arttırsa da Maternal ve

Detaylı

KRONİK HEPATİT B ve LAMİVUDİNE PRİMER DİRENÇ Dr. Bilgehan Aygen

KRONİK HEPATİT B ve LAMİVUDİNE PRİMER DİRENÇ Dr. Bilgehan Aygen KRONİK HEPATİT B ve LAMİVUDİNE PRİMER DİRENÇ Dr. Bilgehan Aygen Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Kayseri KHB infeksiyonu Değerlendirme Kür

Detaylı

Tedavi Uyum. Alper Şener Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Çanakkale

Tedavi Uyum. Alper Şener Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Çanakkale Tedavi Uyum Alper Şener Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Çanakkale SGK SUT Güncellemeler ECZANE İlaç temini Sisteme kayıt Reçetenin muadille değişimi HASTA UYUM HEKİM Tedavi kararı Günlük aktivite

Detaylı

Dr. Funda Şimşek SB Okmeydanı EAH Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Dr. Funda Şimşek SB Okmeydanı EAH Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dr. Funda Şimşek SB Okmeydanı EAH Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Sunum Kapsamı HCV tanımı HCV enfeksiyonunun seyri Epidemiyoloji HCV genotiplerinin önemi, dağılımı Laboratuvarımızdaki

Detaylı

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji HBV Neden Önemli? Dünyada yaklaşık 400 milyon kişi HBV ile

Detaylı

Tedavi Ne Zaman Yapılmalı Ne Zaman Yapılmamalı?

Tedavi Ne Zaman Yapılmalı Ne Zaman Yapılmamalı? Tedavi Ne Zaman Yapılmalı Ne Zaman Yapılmamalı? Dr. Ziya Kuruüzüm DEÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Hepatit Akademisi 2015: Temel Bilgiler 22-25.01.2015, Kolin Otel, Çanakkale Sunum

Detaylı

HCV İNFEKSİYONU OLAN BÖBREK TRANSPLANTLI HASTALARDA DİREKT ETKİLİ ANTİVİRALLERİN ETKİNLİĞİ

HCV İNFEKSİYONU OLAN BÖBREK TRANSPLANTLI HASTALARDA DİREKT ETKİLİ ANTİVİRALLERİN ETKİNLİĞİ HCV İNFEKSİYONU OLAN BÖBREK TRANSPLANTLI HASTALARDA DİREKT ETKİLİ ANTİVİRALLERİN ETKİNLİĞİ Şafak Mirioğlu¹, Zülal İstemihan¹, Ezgi Şahin¹, Elif Aksoy¹, Erol Demir², Sebahat Usta-Akgül³, Sabahattin Kaymakoğlu⁴,

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI Dok No: ENF.TL.15 Yayın tarihi: NİSAN 2013 Rev.Tar/no: -/0 Sayfa No: 1 / 6 1.0 AMAÇ:Sağlık çalışanlarının iş yerinde karşılaştıkları tehlikeler ve meslek risklerine karşı korumak. 2.0 KAPSAM:Hastanede

Detaylı

Dr. Hüseyin Tarakçı. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Dr. Hüseyin Tarakçı. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dr. Hüseyin Tarakçı Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 18.04.2013 OLGU Y.A. 35 yaş Erkek Tekstil sektöründe işçi Nikah işlemleri sırasında HBsAg (+) (Kasım 2008) İlk başvuru: 16.01.2009 Özgeçmiş:

Detaylı

Özel Konakta Viral Hepatitler: «Gebelik» Dr. Berivan Tunca Kızıltepe Devlet Hastanesi

Özel Konakta Viral Hepatitler: «Gebelik» Dr. Berivan Tunca Kızıltepe Devlet Hastanesi Özel Konakta Viral Hepatitler: «Gebelik» Dr. Berivan Tunca Kızıltepe Devlet Hastanesi 1 Gebelik & HBV Gebeler ve HBV infeksiyonu birkaç biçimde karşımıza çıkıyor; Kr. HBV infeksiyonlu kadın hamile kalabilir

Detaylı

HCV ENFEKSİYONU SEROLOJİ VE NÜKLEİK ASİT TESTLERİNİN KLİNİK KULLANIMI

HCV ENFEKSİYONU SEROLOJİ VE NÜKLEİK ASİT TESTLERİNİN KLİNİK KULLANIMI HCV ENFEKSİYONU SEROLOJİ VE NÜKLEİK ASİT TESTLERİNİN KLİNİK KULLANIMI Dr. Ali KAYA Mersin Ü. Tıp Fak. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD HCV enfeksiyonu - tanı Klinik tanı Klinik bulgular

Detaylı

Klinik Çalışanlarına Önerilen Sağlık Girişimleri

Klinik Çalışanlarına Önerilen Sağlık Girişimleri Klinik Çalışanlarına Önerilen Sağlık Girişimleri Sağlık kuruluşları hizmet, eğitim, araştırma faaliyetlerinin yürütüldüğü kompleks yapılardır. Bu nedenle, sağlık çalışanlarının iş yerinde karşılaştıkları

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

HEPATİT C TEDAVİSİNDE YENİLİKLER. Dr.Yunus Gürbüz

HEPATİT C TEDAVİSİNDE YENİLİKLER. Dr.Yunus Gürbüz HEPATİT C TEDAVİSİNDE YENİLİKLER Dr.Yunus Gürbüz Günümüzde hepatit C nin standart tedavisi pegileinterferon alfa 2A veya 2B ve ribavirin kombinasyonudur. Bu kombine tedaviyle elde edilen kalıcı viral yanıt(kvy)

Detaylı

Kronik Hepatit B Tedavisinde Zor Vakaların Yönetimi. Uz. Dr. Eyüp Arslan

Kronik Hepatit B Tedavisinde Zor Vakaların Yönetimi. Uz. Dr. Eyüp Arslan Kronik Hepatit B Tedavisinde Zor Vakaların Yönetimi Uz. Dr. Eyüp Arslan Vaka N.T, 68 Y, Erkek, Batman 10.11.1999 yılında HBs Ag pozitifliği DM ve diyabetik nefropati 15 yıldır DM, oral anti-diyabetik BUN;

Detaylı

Uzm. Dr. Burcu Uysal Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kırşehir

Uzm. Dr. Burcu Uysal Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kırşehir Uzm. Dr. Burcu Uysal Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kırşehir Tanım Sadece anti-hbc IgG nin saptanması Virusla karşılaşmayı gösteren en duyarlı gösterge En çok görülen olağan dışı

Detaylı

Hepatit C Virüsü: Tanıda Serolojik ve Moleküler Yöntemlerin Yeri. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Malatya

Hepatit C Virüsü: Tanıda Serolojik ve Moleküler Yöntemlerin Yeri. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Malatya Hepatit C Virüsü: Tanıda Serolojik ve Moleküler Yöntemlerin Yeri Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Malatya Dünyada 130-170 milyon kişi hepatit C virüsü (HCV) ile infekte Her yıl 3-4 milyon

Detaylı

OLGU SUNUMU. Dr. Ziya Kuruüzüm. DEÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

OLGU SUNUMU. Dr. Ziya Kuruüzüm. DEÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD OLGU SUNUMU Dr. Ziya Kuruüzüm DEÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD VHÇG, Hepatit Kampı, Bolu, 01.03.2014 Olgu MŞ, 58 yaş, erkek, emekli Rutin yapılan tetkikler sırasında anti-hcv pozitif

Detaylı

İkili Tedaviye Kısmi Yanıt Alınan Kronik Hepatit C Olgusu. Dr. Yunus Gürbüz

İkili Tedaviye Kısmi Yanıt Alınan Kronik Hepatit C Olgusu. Dr. Yunus Gürbüz İkili Tedaviye Kısmi Yanıt Alınan Kronik Hepatit C Olgusu Dr. Yunus Gürbüz SUNU PLANI Hepatit C hastalarının takip ve tedavisinde kullanılan kavramlar Olgu sunumu Yeniden tedavide seçenekler Hızlı Virolojik

Detaylı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek

Detaylı

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR Prof. Dr. Oğuz KARABAY BU sunularda UHESA sunularından yararlanmıştır. UHESA ya ve eğitmenlerine teşekkürü borç biliriz. 1 Sunum Özeti BU derste verilmek İstenenler!!!

Detaylı

İKİNCİ DUYURU. 4 6 Kasım Ela Quality Resort Antalya. Moderatörler: Prof. Dr. Ulus S. AKARCA Prof. Dr. Fehmi TABAK

İKİNCİ DUYURU. 4 6 Kasım Ela Quality Resort Antalya. Moderatörler: Prof. Dr. Ulus S. AKARCA Prof. Dr. Fehmi TABAK Moderatörler: Prof. Dr. Ulus S. AKARCA Prof. Dr. Fehmi TABAK İKİNCİ DUYURU Viral Hepatitle Savaşım Derneği BİLİMSEL PROGRAM 5 Kasım 2016 09:30 09:40 Açılış Prof. Dr. Fehmi TABAK 09:40 10:15 Kronik Hepatit

Detaylı

Kronik HCV İnfeksiyonlarında Güncel Tedavi Yaklaşımları Dr. Kaya Süer

Kronik HCV İnfeksiyonlarında Güncel Tedavi Yaklaşımları Dr. Kaya Süer Kronik HCV İnfeksiyonlarında Güncel Tedavi Yaklaşımları Dr. Kaya Süer Near East University Faculty of Medicine Infectious Diseases and Clinical Microbiology HCV tarihçesi 1989 Hepatitis C (HCV) genomu

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA BAĞIŞIKLAMA

SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA BAĞIŞIKLAMA SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA BAĞIŞIKLAMA DR. ALPAY AZAP Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 23.09.2017 1 Türkiye deki hastaneler 23.09.2017 2 Türkiye deki sağlık

Detaylı

Nesrin Türker İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Atatürk Eğitim ve Araş Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, İzmir

Nesrin Türker İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Atatürk Eğitim ve Araş Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, İzmir Nesrin Türker İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Atatürk Eğitim ve Araş Hastanesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, İzmir Dünyada en sık görülen kronik viral enfeksiyonlardan biridir

Detaylı

Eyvah iğne battı! Ne yapmalıyım? Acil Uzm. Dr. Esra Kadıoğlu Giresun Üniversitesi Prof. Dr. İlhami Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Eyvah iğne battı! Ne yapmalıyım? Acil Uzm. Dr. Esra Kadıoğlu Giresun Üniversitesi Prof. Dr. İlhami Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Eyvah iğne battı! Ne yapmalıyım? Acil Uzm. Dr. Esra Kadıoğlu Giresun Üniversitesi Prof. Dr. İlhami Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1 Eyvah iğne battı, ne yapmalıyım? 2 İş Kazası İş kazalarını %98

Detaylı

HEPATİT DELTA VİRÜS İNFEKSIYONUNUN KLİNİK, TANI VE TEDAVİSİ

HEPATİT DELTA VİRÜS İNFEKSIYONUNUN KLİNİK, TANI VE TEDAVİSİ HEPATİT DELTA VİRÜS İNFEKSIYONUNUN KLİNİK, TANI VE TEDAVİSİ Prof.Dr. Celal Ayaz Dicle Üniversitesi Tıp fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim dalı DİYARBAKIR KLİNİK HDV'NİN

Detaylı

Nosokomiyal HCV Olgu. Dr. Süda TEKİN. KUH İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nosokomiyal HCV Olgu. Dr. Süda TEKİN. KUH İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nosokomiyal HCV Olgu Dr. Süda TEKİN KUH İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Olgu HÖ, 51 yaşında erkek İzmit KBY hastası, 26 yıldır diyaliz 2009 => Anti HCV (-) negatif 2011 => HCV+ HCV RNA:

Detaylı

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması 20 24 Mayıs 2009 tarihleri arasında Antalya da düzenlenen 45. Ulusal Diyabet Kongresinde

Detaylı

Karaciğer Transplantasyonu Olgularında Hepatit B Tedavisi

Karaciğer Transplantasyonu Olgularında Hepatit B Tedavisi Karaciğer Transplantasyonu Olgularında Hepatit B Tedavisi Dr. Ziya Kuruüzüm DEÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD BUHASDER 2017: 7. Tepecik Enfeksiyon Günleri 1-5.11.2017, Hilton Dalaman

Detaylı

Hepatit B de atipik serolojik profiller HBeAg-antiHBe pozitifliği. Dr. H. Şener Barut Gaziosmanpaşa Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve KM AD

Hepatit B de atipik serolojik profiller HBeAg-antiHBe pozitifliği. Dr. H. Şener Barut Gaziosmanpaşa Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve KM AD Hepatit B de atipik serolojik profiller HBeAg-antiHBe pozitifliği Dr. H. Şener Barut Gaziosmanpaşa Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve KM AD Akut ve kronik HBV enf da seroloji Akut Hep B de HBe Ag,

Detaylı

Hepatit C Bilgilendirme Toplantısı. Doç.Dr. Özgür Günal

Hepatit C Bilgilendirme Toplantısı. Doç.Dr. Özgür Günal Hepatit C Bilgilendirme Toplantısı Doç.Dr. Özgür Günal Hepatit C Epidemiyoloji: Dünya genelinde yaklaşık 150-200 milyon kronik hepatit C hastası Her yıl yaklaşık 3-4 milyon yeni olgu Her yıl 350 bin den

Detaylı

HEPATİT B DE GÜNCEL LİTERATÜR

HEPATİT B DE GÜNCEL LİTERATÜR HEPATİT B DE GÜNCEL LİTERATÜR Dr. Neşe DEMİRTÜRK Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. Afyonkarahisar. Çok merkezli; EUROSTAT bölgelerinden çift tabakalı

Detaylı

Belge No: Yayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: Güncelleme No: Sayfa No: EKÖ/YÖN 20 19.08.2009-1 1/5 GÜNCELLEME BİLGİLERİ

Belge No: Yayın Tarihi: Güncelleme Tarihi: Güncelleme No: Sayfa No: EKÖ/YÖN 20 19.08.2009-1 1/5 GÜNCELLEME BİLGİLERİ EKÖ/YÖN 20 19.08.2009-1 1/5 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama - 0 - EKÖ/YÖN 20 19.08.2009-1 2/5 1. AMAÇ Bu yönergenin amacı; çalışanların iş kazası sonucu yaralanmalarında bildirimin

Detaylı

Farklı Tedavilerle Başarısızlık Yaşanmış Kronik Hepatit B Olgusu. Dr. Deniz Özkaya Karşıyaka Devlet Hastanesi- İZMİR KLİMİK-2015

Farklı Tedavilerle Başarısızlık Yaşanmış Kronik Hepatit B Olgusu. Dr. Deniz Özkaya Karşıyaka Devlet Hastanesi- İZMİR KLİMİK-2015 Farklı Tedavilerle Başarısızlık Yaşanmış Kronik Hepatit B Olgusu Dr. Deniz Özkaya Karşıyaka Devlet Hastanesi- İZMİR KLİMİK-2015 Kronik Hepatit B Tedavisinde Tedavi Başarısını Etkileyen Faktörler Hasta

Detaylı

HEPATİT B İNFEKSİYONUNDA TANI VE TEDAVİ

HEPATİT B İNFEKSİYONUNDA TANI VE TEDAVİ HEPATİT B İNFEKSİYONUNDA TANI VE TEDAVİ Kimler olası hepatit B enfeksiyonu yönünden incelenmelidir? Yüksek ve orta endemisiteye sahip bölgelerde doğan ve bu bölgelerden evlat edinilen kişiler, HBsAg pozitif

Detaylı

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır.

WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır. WEİL FELİX TESTİ WEİL-FELİX TESTİ NEDİR NASIL YAPILIR? Weil Felix testi Riketsiyozların tanısında kullanılır. Riketsiyöz tanısında çapraz reaksiyondan faydalanılır bu nedenle riketsiyaların çapraz reaksiyon

Detaylı

KRONİK HEPATİT B DE KİME TEDAVİ? Dr. Fatih ALBAYRAK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

KRONİK HEPATİT B DE KİME TEDAVİ? Dr. Fatih ALBAYRAK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı KRONİK HEPATİT B DE KİME TEDAVİ? Dr. Fatih ALBAYRAK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı HBV Epidemiyolojisi Dünya nüfusunun üçte biri (>2 milyar) seropozitif (geçirilmiş/kronik

Detaylı

Kronik hepatit C tedavisinde güncel kılavuzlar. Füsun Zeynep Akçam SDÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Kronik hepatit C tedavisinde güncel kılavuzlar. Füsun Zeynep Akçam SDÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Kronik hepatit C tedavisinde güncel kılavuzlar Füsun Zeynep Akçam SDÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Algoritmik yaklaşım Bir problem çözülürken algoritmik ve sezgisel

Detaylı

Anti-HCV (+)/ HCV-RNA (-) olgularda HCV-spesifik lenfosit yanıtının ELISPOT metodu ile saptanması

Anti-HCV (+)/ HCV-RNA (-) olgularda HCV-spesifik lenfosit yanıtının ELISPOT metodu ile saptanması Anti-HCV (+)/ HCV-RNA (-) olgularda HCV-spesifik lenfosit yanıtının ELISPOT metodu ile saptanması Uluhan Sili 1, Abdurrahman Kaya 2, Selda Aydın 3, Nur Hondur 4, Ali Mert 5, Fehmi Tabak 4, Reşat Özaras

Detaylı