Türkiye Kalkınma Bankası Yayını OCAK MART 2010 Sayı : 54

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Türkiye Kalkınma Bankası Yayını OCAK MART 2010 Sayı : 54"

Transkript

1 TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. Adına Sahibi Türkiye Kalkınma Bankası Yayını OCAK MART 2010 Sayı : 54 Abdullah ÇELİK Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür İçindekiler Yazı İşleri Sorumlusu Necdet ŞAHİNKÜÇÜK Eğitim ve Halkla İlişkiler Müdürü KREDİ ANLAŞMALARI/2-8 AYB DEN KALKINMAYA 150 MİLYON AVROLUK ENERJİ KREDİSİ HALKBANK VE KALKINMA İŞBİRLİĞİ İLE İSTANBULLU TURİZİMCİLERE 40 MİLYON TL FİNANSMAN DESTEĞİ - 5 KALKINMA DAN KARDEMİR E 41 MİLYON DOLAR ENERJİ VERİMLİLİĞİ KREDİSİ Yayın Kurulu Kadriye METİN Satı BALCI İbrahim SEVİN Hasan ÜSKÜPLÜ Mehmet TAMİRCİ Burhanettin TOSUN KALKINMA YATIRIMCILARLA / 9-13 KALKINMA KKTC İSKELE-BAFRA BÖLGESİ YATIRIMCILARIYLA BULUŞTU 10 KALKINMA YATIRIMCILAR İÇİN SİNOP TAYDI - 11 BANKAMIZ ELAZIĞLI YATIRIMCILARLA BULUŞTU MAKALELER /14-58 KREDİ GARANTİ SİSTEMİ/Yücel ÖZBİLGİN TÜRKİYE VE KORE NİN KALKINMA SERÜVENİ/B. Ali EŞİYOK ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARINDAN NÜKLEER ENERJİ /Filiz KESKİN Yayına hazırlayan ATIKTAN ENERJİ VE FİNANSMANI/Esin EREN TÜRKİYE DE BÖLGESEL KALKINMA/Kader PEKTEKİN Mehmet ÇETİN KALKINMA HABERLERİ / BASINDA KALKINMA /59 62 Düzeltmen Özlem MUMCU KALKINMA BANKASI NDA HEDEF KREDİDE YÜZDE 50 BÜYÜMEK/DÜNYA - 60 ÇELİK: ''2009 YILININ ilk 9 AYINI BANKAMIZ, 20,6 MİLYON LİRA NET DÖNEM KÂRI İLE KAPATTI'' ANADOLU AJANSI - 61 TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.`NİN KREDİ NOTU YÜKSELDİ /ANKA - 62 Yazışma Adresi Necatibey Cad. No: Bakanlıklar ANKARA dergi@kalkinma.com.tr Dergide yayınlanan bütün yazılar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Bu dergi ücretsizdir. EĞİTİM VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ/TANITIM VE PAZARLAMA FAALİYETLERİ/63 67 KALKINMA TRAVEL TURKEY 2009 İZMİR TURİZM FUAR VE KONFERANSI NDA - 64 BANKAMIZ YÖNETİCİLERİNE LİDERLİK VE KOÇLUK SEMİNERİ 65 BANKAMIZ RENEX 2009 İSTANBUL - YENİLENEBİLİR ENERJİ -FUARINDA- 66 BANKAMIZ 11. ENERJİ KONGRESİ NE KATILDI 67 KÜLTÜR-SANAT /68-71 YOL VE YOLCULUK/Mehmet ÇETİN - 69 UZUN İNCE BİR YOLDAYIM/Âşık VEYSEL - 70 YARI YOL/Ahmet Haşim - 71 Dergimizde yayınlanan yazılardaki bilgi ve 1

2 KREDİ ANLAŞMALARI AYB den Kalkınma ya 150 Milyon Avro luk Enerji Kredisi Halkbank ve Kalkınma İşbirliğiyle İstanbullu Turizmcilere 40 milyon TL Finansman Desteği Kalkınma dan Enerji Yatırımlarına 42 Milyon Dolarlık Destek 2

3 Avrupa Yatırım Bankası ndan Kalkınma ya 150 Milyon Avro luk Enerji Kredisi Bankamız ve Avrupa Yatırım Bankası (AYB) arasında 10 Aralık 2009 tarihinde 150 milyon Avro luk kredi anlaşması imzalandı. Toplam 300 Milyon Avro tutarında ve Bankamız payı 150 Milyon Avro olan AYB Çevre ve Enerji II Kredisi Finansman sözleşmesi imza töreni garantör Hazine Müsteşarlığı ile Bankamız ve diğer aracı Bankanın katılımıyla AYB nin Lüksemburg- da bulunan merkezinde yapıldı. Sözleşmeyi Bankamız adına Genel Müdür Abdullah Çelik ve Genel Müdür Yardımcısı Metin Pehlivan imzaladılar yılından itibaren ülkemizdeki yatırımların finansman ihtiyaçlarının karşılanması çerçevesinde, aracı bankalarla yaptığı global kredi anlaşmaları yoluyla kredi kullandıran Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ile 2002 yılında aracı banka olarak çalışmaya başlayan Bankamız, AYB ile yaptığı muhtelif anlaşmalarla firmalara toplam Avro tutarında kredi kullandırdı. Bu sürecin devamı niteliğinde olan kredi, AB ve AYB nin belirlediği kısıtlamalar dışında kalan çevre, enerji ve enerji verimliliği sektörlerinde geliştirilen projelerin finansmanında kullandırılacaktır. Firma bazında maksimum kullandırım tutarı Avro veya eşdeğer USD olarak uygulanacak kredinin vadesi proje bazında minimum 4 yıl olacaktır. Yenilenebilir enerji yatırımlarına destek veren Bankamız tarihi itibariyle toplam TL enerji kredisi tahsis etmiş, yapılan bu tahsisin TL si sözleşmeye bağlanmış ve bugüne kadar gerçekleşen yatırımlar için TL ödeme yapılmıştır. Bankamız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapacağı kredi anlaşmalarıyla yatırımcının yanında olmaya devam edecektir. 3

4 4 BUGÜN VATAN

5 5 Halkbank ve Türkiye Kalkınma Bankası (Kalkınma), İstanbul da faaliyet gösteren KOBİ niteliğindeki turizm konaklama tesislerinin orta ve uzun vadeli finansman ihtiyaçlarının karşılanması için 40 milyon TL tutarındaki kredi anlaşmasına imza attı. Halkbank ın Kalkınma dan 1 yılı ödemesiz dönem olmak üzere toplam 5 yıl vadeyle temin ettiği kaynakla İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesine hazırlanan turizm konaklama işletmelerine finansman desteği sunulması amaçlanıyor. Nihai amaç turizm konaklama tesislerinin hizmet kalitesini yükselterek ve rekabet güçlerini artırarak sürdürülebilir turizme katkıda bulunmaktı. Kalkınma nın kaynakları ile turizmci KOBİ lere 1 yılı ödemesiz dönem olmak üzere 5 yıla kadar vadeli yatırım kredisi ve 6 ayı ödemesiz dönem olmak üzere 4 yıla kadar vadeli işletme kredisi olarak kullandırılacak. Kredinin üst limiti, firma bazında 3 milyon TL olacak. Yatırım kredisi kullanan turizmci KOBİ ler, tahsis edilen miktarın yüzde 25 ine kadar işletme kredisi de alabilecekler. Kalkınma Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Abdullah Çelik İstanbul un gerek kültürel mirası gerekse hizmet sektörüyle Avrupa Kültür Başkenti unvanına yakışır bir konuma gelmesinin, herkesin temennisi olduğunu ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: Bankamız döneminde küçük ölçekli firmalara ulaşabilmek amacıyla toptancı bankacılık (Apeks bankacılık) uygulamasına giderek yaygın şube ağı bulunan bankalar ile işbirliği yapmak suretiyle bugüne kadar 300 ün üzerinde firmaya ulaşmıştır. Bankamız toptancı bankacılık faaliyetleri kapsa - mında kaynağı ağırlıklı olarak uluslararası finansal kuruluşlar olmak üzere 2010 yılında 300 milyon TL kredi kullandırmayı planlamaktadır. İstanbul un konuklarına hizmet veren KOBİ leri Avrupa Kültür Başkenti ne yakışacak dönüşümü gerçekleştirmeleri için finansal açıdan destekliyoruz. Bu işbirliğini 70 yılı aşkın KOBİ bankacılığı deneyimine sahip Halkbank la yapmaktan son derece memnunuz. Kaynağımızın, ihtiyacı olan KOBİ lere en uygun şekilde kullandırılacağına ve her şeyden önce İstanbul un itibarına fayda sağlayacağına yürekten inanıyoruz. İstanbullu turizmcilere yönelik yeni kredi programını değerlendiren Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın ise şunları ifade etti: Bankamızın, Güneş Paketi ve Turizm İşletmeleri Yenileme Kredisi olmak üzere bugüne kadar turizm sektörüne özel iki farklı finansal çözümü bulunuyordu. Şimdi yeni kredi programımızla sektöre yönelik desteğimize farklı bir boyut kazandırıyoruz. Amacımız, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesine hazırlanan KOBİ niteliğindeki turistik işletmelerin finansman ihtiyaçlarına çözüm oluşturmak. Başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye nin tanıtımına ve itibarına katkı sunacak bu önemli projeye kredi programımızla destek vermekten büyük gurur duyuyoruz. Krediden, tarihi yarımada merkez olmak üzere Fatih (Eminönü dahil), Eyüp, Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Kadıköy ve Üsküdar ilçelerinde faaliyet gösteren, beş yıldızlı oteller haricindeki turistik konaklama işletmeleri, tesislerinin yenilemesi, modernizasyonu, renovasyonu ile sınıf yükseltme ve enerji verimliliği yatırımları için yararlanabilecekler.

6 KALKINMA DAN KARDEMİR E 41 MİLYON DOLAR ENERJİ VERİMLİLİĞİ KREDİSİ Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. (Kalkınma) İle Karabük Demir Çelik Sanayi Ve Ticaret A.Ş. (Kardemir) Arasında 41 Milyon USD Tutarında Enerji Verimliliğine Yönelik Kredi Anlaşması İmzalandı. 6 Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. (Kalkınma) İle Karabük Demir Çelik Sanayi Ve Ticaret A.Ş. (Kardemir) Arasında 41 Milyon USD Tutarında Enerji Verimliliğine Yönelik Kredi Anlaşması İmzalandı. İmza töreninde Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Abdullah Çelik aşağıdaki konuşmayı yaptı. Bilindiği üzere özel sektör yatırımlarını desteklemek üzere faaliyet gösteren kamu sermayeli bir kalkınma ve yatırım bankası olan Kalkınma son dönemde kredilendirme çalışmalarını yoğunlaştırarak sürdürmektedir. Bankamız tarihin en ciddi küresel krizlerinden birisinin yaşandığı 2008 ve 2009 yıllarının her birini yaklaşık %50 kredi büyümesi ile tamamlayarak özellikle kötü günlerde yatırımcıların yanında olmuştur. Kredi büyümesi yoluyla yeni müşterilerin ihtiyacı olan finansmanın sağlanmasının yanında bankamız, kriz döneminde mevcut müşterilerini de korumuştur. Bu bağlamda kredi geri çağrılması veya müşterilere uygulanan faizlerin aşırı yükseltilmesi gibi müşteri mağduriyetine yol açabilecek uygulamalardan kaçınılmıştır. Bankamız 2008 ve 2009 yıllarındaki büyümesini toptan ve perakende olmak üzere iki kanaldan gerçekleştirmiştir. Bankamız bu dönem içinde küçük ölçekli firmalara ulaşabilmek amacıyla toptan bankacılık uygulamaları çerçevesinde yaygın şube ağı bulunan bankaların dağıtım kanallarından yararlanmak suretiyle mevcut yapılanmasıyla ulaşamayacağı sayıda küçük Kobi lere yatırım ve işletme kredisi desteği sağlamıştır. Bu firmalara toplam 20 milyon TL ve 20 Milyon Euro tutarında kredi kullandırılarak tahmini olarak 2000 ek istihdam sağlanmıştır. Bankamız, toptan bankacılık faaliyetlerini 2010 yılında daha da artırarak 300 milyon TL yeni kredi kullandırmayı planlamaktadır. Firmaların direkt olarak Bankamız tarafından kredilendirilmesi olarak tanımladığımız perakende tarafında ise başı, hidro elektrik, rüzgâr, jeotermal, çöp gazı gibi alanlardan elektrik elde edilmesinin finansmanını içeren yenilenebilir enerji sektörü çekmektedir. Dışa bağımlı olmayan, güvenilir ve kesintisiz enerji arzını sağlayacak yatırımlar Türkiye nin ekonomik büyümesini sürdürebilmesi için önem taşımaktadır. Kalkınma hedefleri ile uyumlu ve güvenli bir yatırım olması nedeniyle enerji sektöründe yapılan yatırımların desteklenmesine Bankamızca bilinçli olarak ağırlık verilmiştir yılı başından bugüne kadar 1,877 milyar Türk Lirası kredi talebi alınmış olup, bu tutarın 1,156 Milyar Türk Liralık kısmı enerji yatırımlarını kapsamaktadır. Talepler enerji konusunda uzman proje ekiplerimiz tarafından ivedilikle değerlendirilerek uluslar arası kuruluşlar -

7 7 dan sağlanan 770 milyon TL kredi yatırımlara tahsis edilmiştir. Proje ekiplerimiz, değerlendirme aşaması sonrasında yatırımlara teknik danışmanlık hizmeti vermeye devam ederek müşteri memnuniyetini ön planda tutmaktadır. Hizmet kalitesine önem vermemiz ve uygun fiyatla sektörde yer almamız daha fazla sayıda yeni yatırımcının Bankamızı tercih etmesini sağladığı gibi son dönemde bankamızla iş yapan mevcut müşterilerin yeni projelerini de bankamız aracılığı ile kredilendiriyor olması müşteri memnuniyetinin sağlanmasındaki ulaştığımız düzeyi göstermektedir. Bankamızca bugüne kadar enerji yatırımlarına 810 milyon TL kredi tahsis edilmiş olup 470 milyon TL sı sözleşmeye bağlanmıştır. 217 milyon TL lık kısmı 2009 yılı içinde olmak üzere toplam 277 milyon TL firmalara ödenmiştir. Bu alanda 60 tan fazla yenilenebilir enerji projesi değerlendirilmiş olup, toplam 535 MW gücünde 36 adet proje kredilendirilmiştir. 200 MW gücünde 10 adet tesis (8 HES, 1 jeotermal, 1 landfill) üretime geçmiştir yılı sonuna kadar 335 MW gücünde 26 adet tesisin (23 HES,1 RES,1 jeotermal, 1 enerji verimliliği) üretime geçmesi planlanmaktadır. Toplam 170 MW gücünde 11 adet proje ise değerlendirilme aşamasındadır. Enerji yatırımlarına desteğini artırarak sürdürme kararlılığı içinde çalışmalarına devam eden Bankamız, Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ile Aralık ayı içerisinde 150 milyon EURO tutarında yeni kaynak için sözleşme imzalamıştır. Uluslar arası finans kuruluşlarıyla yeni kaynaklar bulunması konusunda görüşmelerini sürdüren Bankamız 2010 yılı içerisinde de yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanlarında bu kuruluşların süren ilgiyle paralel yeni kaynakları devreye sokacaktır. Bugünkü kredi konumuza değinecek olursak; bu yatırımla Kardemir Karabük Demir Çelik A.Ş., üretim sırasında açığa çıkan ve yakmak suretiyle bertaraf edip atmosfere bıraktığı baca gazlarının enerjisinden faydalanarak 50 MW kurulu güce sahip bir santral kurmayı ve tesiste kullanılan elektriği kendi bünyesinde üretmeyi planlamaktadır. Şirket bu yatırımla mevcut elektrik giderle - rinde %70 oranında bir azalma gerçekleştirerek önemli miktarda enerji verimliliği sağlamayı hedeflemektedir. 50 MW lık güce sahip bir enerji santrali yaklaşık evin aydınlanması için gerekli olan enerjiyi sağlamaktadır. Yatırımın tamamlanmasını müteakip 50 kişiye istihdam sağlayacak olan projeye 41 milyon USD kredi tahsis edilmiş olup, iki yıl içinde kullanılması beklenmektedir. Bankamızın yenilenebilir enerji alanında kullandırdığı krediler karbon salınımını engellemesi açısından aynı zamanda son derece çevre dostu yatırımlardır. Kredi konusu yatırımla üretilecek kws/yıl enerji ile de yılda yaklaşık ton Karbondioksit salınımı engellenmiş olacaktır. Kardemir A.Ş. bünyesinde halen 4173 kişi istihdam edilmekte olduğu dikkate alındığında kredi konusu yatırımın Karabük için taşıdığı önem de görülebilecektir. Üretim ve hammadde giderlerinin arttığı, kâr marjlarının daraldığı, kalite ve fiyatın öne çıktığı günümüzde, uluslar arası pazarda rekabet edebilecek ürün ve hizmetlerin üretilebilmesi önem kazanmıştır. Kardemir A.Ş. nin bu yatırımının, giderlerini azaltmayı ve verimliliğini artırmayı zaruri gören yatırımcılarımıza ilham kaynağı olması dileğiyle, hayırlı olmasını dilerim. Kardemir Genel Müdürü Fazıl Demirel de bu yatırımla elektriklerinin yüzde 100'ünü kendilerinin üretir hale geleceklerini, hatta bir miktar da dışarıya elektrik verebileceklerini söyledi. Yatırım tamamlandığında fabrikadan çıkan gazların miks edilerek bunlardan elektrik üretileceğini ve bu şekilde gazların atmosfere bırakılmayacağını anlatan Demirel, yatırımın bu noktada çevresel bir yatırım olacağını kaydetti. Demirel, yatırımın 2 yıl içinde gerçekleştirileceğini ifade ederek, ''Devreye girdiği zaman kalite ve verimlik açısından ciddi yol kat edeceğiz'' dedi. Konuşmaların ardından, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Çelik, imzalanan kredinin faizine ilişkin soru üzerine, faizin ayrıntısıyla ilgili açıklamanın uygun olmayacağını, ancak uygun maliyetli bir kredi sözleşmesi olduğunu söyledi. Vadenin ne olacağına ilişkin soru üzerine de kredinin 3 yıl ödemesiz, 12 yıl vadeli olduğunu belirtti. Kardemir Genel Müdürü Demirel bir soru üzerine, bu yatırımın rekabet güçlerini artıracağını, projenin kendini 2,5 yılda geri döndüreceğini, enerji yatırımına yıllık 60 milyon dolar civarında bütçe ayırdıklarını, bu yatırımla birlikte bu paranın yarısını geri döndüreceklerini kaydetti. Öte yandan, soruların ardından kredi anlaşması imzalandı.

8 DÜNYA SABAH

9 12 Kasım KKTC İskele Bafra Turizm Yatırımcılarıyla Buluşma Toplantısı 11 Aralık Sinop Yatırımcılarla Buluşma Toplantısı 23 Aralık Elazığ Yatırımcılarla Buluşma Toplantısı 9

10 KALKINMA KKTC İSKELE-BAFRA BÖLGESİ TURİZM YATIRIMCILARIYLA BULUŞTU Bankamız ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin en önemli turizm bölgelerinden biri olarak bilinen Bafra Bölgesi Turizm Yatırımcıları buluşma toplantısı 12 Kasım 2009 tarihinde, Rixos Otelde yapıldı. Genel Müdürümüz Sn. Abdullah ÇELİK in yaptığı açılış konuşmasından sonra Kredi Pazarlama Müdürü Hasan ÜSKÜPLÜ konu hakkında yatırımcıları bilgilendirmiştir. Daha sonra Turizm Değerlendirme II Müdür Vekili Musa GÖÇMEN ve Hasan ÜSKÜPLÜ birlikte yatırımcıların sorularını cevaplandırmışlardır. İlgi ile takip edilen toplantıya 13 şirketten 17 yatırımcı katılmıştır. 10

11 Sinop Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğinde Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. yatırımcıları bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya Sinop Valisi M. Hakan Güvençer, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Metin Pehlivan, T. Kalkınma Bankası A.Ş. Kredi Pazarlama Müdürü Hasan Üsküplü, Erhan Saydam, Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erol Derici ve Sinoplu işadamları katıldı. Ticaret ve Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen toplantıda açılış konuşmasını yapan Başkan Erol Derici, "Biz yatırımcı için her türlü desteği sağlamaya hazırız. Bu işe gönül verdik, Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi 'Hiç durmamak üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar'. Biz de bu konuda Büyük Önder'in sözünü tutuyoruz. Sinop Ticaret ve Sanayi Odası olarak yatırımcıyı Sinop'a getirmek ve yatırım yapmalarını sağlamak konusunda hiç durmamak üzere çalışmaya hazırız. İnşallah bunu başarırız" dedi. Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Metin Pehlivan da, "Bizi Sinop'a davet ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bu vesileyle kurumumuzu tanıtma ve deneyimlerimizi sizlerle paylaşmak fırsatı bulmuş olduk. Bizler imalat sanayi, turizm, eğitim, sağlık ve enerji sektörle - rinde yatırımlara ve yenilenebilir enerji kapsamında da hidroelektrik santrali ağırlıklı projelere finansman sağlıyoruz. Kalkınma Bankası olarak şuanda enerji yatırımlarına ağırlık veriyoruz. Daha çok yabancı kaynaklardan yararlanıyoruz. Para çok fakat finansal çevrelerde güvenilir yatırım yapılacak yerler ve güvenilir yatırımcılar konusunda tereddüt duyuluyor. Onun için uygun yatırım çok önemli. Bizler kredi başvurusunu aldığımızda ekonomik, mali ve teknik fizibilite yapıyoruz. İyi fizibilite yapmak o yatırımın sağlığı için çok önemli" şeklinde konuştu. Daha sonra Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Kredi Pazarlama Müdürü Hasan Üsküplü, banka tarafından işadamlarına sunulan avantajları ve kredi ürünlerini anlattı.türkiye Kalkınma Bankası'nı tanıtan bir sunum gerçekleştiren Üsküplü, "Projeleri ve hedefleriyle Sinop'un, önümüzdeki yıllarda Türkiye ekonomik açısından en önemli ve önde gelen illerden biri olma çabasını sürdürecek kararlığa ve bunu başaracak potansiyele sahip bir il olarak bankamız kaynakları ile kalkınmamıza katkıda bulunacağını düşünüyorum" dedi. Yapılan konuşmaların ve sunumun ardından Sinoplu işadamı ve yatırımcıların soruları cevaplandırıldı. 11

12 BANKAMIZ ELAZIĞ LI YATIRIMCILARLA BULUŞTU Bankamız ile ile Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası - nın (ETSO) işbirliği ile düzenlenen Yatırımcılarla Buluşma toplantısı 23 Aralık 2009 tarihinde ETSO Salonunda yapıldı. Kalkınma Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Metin Pehlivan, Kredi Pazarlama Müdürü Hasan Üsküplü ve Kd. Amir Ali Saka'nın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, Elazığlı yatırımcılara sanayi, turizm, sağlık, eğitim ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik enerjisi üretimine yönelik kredi imkanları ile Banka'mızın tanıtımı yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Şekerdağ, Ekonomik kriz ortamında iş dünyasının ve yeni yatırımcıların en temel ihtiyaçlarından birisinin kredi olduğunu ifade eden Şekerdağ, Bu nedenle özellikle son dönemlerde başta hibe kredileri olmak üzere diğer kredi kaynaklarına ulaşma hususunda üç ayrı bilgilendirme toplantısı organize etmiş olduklarını belirtti. Genel Müdür Yardımcımız Metin Pehlivan Yatırımcılarla buluşma toplantıları serisinde Elazığ da olduklarını, yapılan toplantıda Türkiye Kalkınma Bankası nın yatırımcılara ne tür imkânlar sağladığını, diğer bankalarla farklarının neler olduğunu, yatırımcıların bankamızla yola çıkmaları durumunda ne tür avantajlara sahip olacaklarını, kredileri eskiye göre daha hızlı değerlendirdiklerini,belirterek Sanayi, turizm, eğitim, sağlık ve enerji sektöründeki yatırımların, yatırım ve işletme dönemlerindeki finansman ihtiyaçlarını karşılamaya devam eden banka yenilenebilir enerji kapsamında HES, RES, jeotermal, biokütle, bio gaz tesisleri ile enerji verimliliğini artırıcı, sanayi kirliliğini azaltıcı projelerin finansmanına ağırlık vermiştir. dedi. Kredi Pazarlama Müdürü Hasan ÜSKÜPLÜ ve Kıdemli Amir Ali SAKA ise bankamızın tanıtımını, yaparak, kullandırdığımız krediler, kredilendirme süreci, kredi talep edenlerden istenilen bilgi ve belgeler ve banka tarafından kabul edilen teminatlar hakkında bir sunum yaptılar. Elazığ ilinde bulunan yatımcıların yoğun ilgisini çeken toplantıya Elazığ Valisi Sn. Muammer EROL, Belediye Başkanı Sn. Süleyman SELMANOĞLU, Elazığ Defterdarı Sn Rıfat ÖZYÜNLÜ katılmıştır. Toplantının son bölümünde yatırımcıların soruları yanıtlanmıştır.. Bankamızın bu toplantıya üst düzey yönetici başkanlığında iştirak etmesi ve bölge yatırımcılarını bilgilendirmesi Elazığ Valisi, Belediye Başkanı ve Ticaret Odası Başkanı tarafından memnuniyetle karşılanmıştır 12

13 ELAZIĞ TSO TİCARET ( ) GÜNIŞIĞI ( ) 13

14 Yücel ÖZBİLGİN Müdür Stratejik Planlama ve Kalite Yönetimi Müdürlüğü KREDİ GARANTİ SİSTEMİ Ülkemiz genelinde ve bilhassa doğu bölgelerimizde teminat sorunundan dolayı kredi kullandırılamaması en yaygın görülen bir husustur. 14

15 KREDİ GARANTİ SİSTEMİ Teorik olarak kredi veren kurumlar sonsuz kredi verme kapasitesine sahip olmalarına karşın, bu kapasiteleri, düzenleyici kurum sınırlamaları, teminat, kaynak temini gibi değişkenlerle kısıtlanır. Ülkemiz genelinde ve bilhassa doğu bölgelerimizde teminat sorunundan dolayı kredi kullandırılamaması en yaygın görülen hususlardan biridir. Bankacılık sektörü 2008 yılı sonuçlarının analizinde, sektörün düzenleyici kurumu olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından minimum sermaye yeterlilik oranı (% 8) ve % 100 kredi riskliliğine göre hesaplanan Bankacılık Sektörü kredi kapasitesinin yaklaşık % 40 ının kullanılmış durumda olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla bankacılık sektörünün gereğinden fazla öz kaynakla çalıştığını söyleyebiliriz. Öz kaynak verimliliğinin artırılabilmesi için sektörün daha fazla kredi kullandırması gerekmektedir. Bankacılık sektörünün kredi kapasitesinin % 40 ını doldurabilmesi, dikkatleri kaynak yetersizliği yanında teminat sorununa da çekmektedir. Teminatın tesis edilme aşamasından başlamak üzere, kredi geri ödemelerinin yapılamaması durumunda teminatın nakde dönüşmesi aşaması da dahil olmak üzere ülkemizde teminatla ilgili hukuki olarak büyük sorunlar yaşanmaktadır. Özellikle gayrimenkul ipoteğinin nakde dönüştürme işlemlerinde yasal prosedür çok uzundur. Teminat sorununu aşmaya yönelik olarak kurulan ve kamu tarafından da desteklenen Kredi Garanti Fonu A.Ş. aşağıda sıralanan sebeplerden dolayı sorunu aşmada yetersiz kalmaktadır. 1. Şirket organizasyon yapısı yeterli değildir. 2. Şirket öz kaynakları düşüktür. 3. Değerlendirme süreçleri uzun, mükerrer durumdadır. Kefil olunan müşteri hem banka hem de KGF tarafından incelenmektedir. 4. Değerlendirme yöntemleri hem içerik, hem de sonuçları itibariyle yeterince bilgi vermemektedir. Bu da kredi onay komisyonunun karar almasını güçleştirmektedir. Değerlendirme yönteminin hem içerik hem de sonuçları itibariyle içsel derecelendirme modelleri ile desteklenmesi gerekmektedir. Yöntemin derecelendirme (rating) ile desteklenmesi ile firmalara farklı temerrüt olasılıklarını gösteren dereceler atanabilecektir. Bu durumda, firmalar arasında fiyat (komisyon), teminat farklılaştırması yapılabileceği gibi, her bir firmanın risklilik düzeyi bilineceğinden, kredi sigorta sisteminin uygulanmasına da imkan hazırlayacaktır. 5. Sektörel, bölgesel veya boyut anlamında ihtisaslaşmış kredi garanti şirketleri bulunmamaktadır. Dolayısıyla mevcut KGF A.Ş. farklı sektör, bölge ve şirket boyutu anlamında değerlendirme farklılığı yapabilecek ihtisaslaşmaya sahip değildir ve sahip olamaması da doğaldır. 6. Firmalar arasında komisyon farklılaştırması yapılamamaktadır. Bunun yanında garanti verilen banka KGF garantisini risksiz olarak değerlendirmediği için risk primi, genel yönetim gider payı, kar marjı mükerrer olmakta ve müteşebbis için kredi maliyeti artmaktadır. 15

16 TÜRKİYE İÇİN ÖNERİLEN KREDİ GARANTİ SİSTEMLERİ Öneri 1. Ülkemiz için önerilen kredi garanti sisteminde öncelikli olarak sektörel anlamda ihtisaslaşan kredi garanti şirketleri bulunmalı, bunu takip eden kredi sigortası uygulamasını yapacak sigorta kurumları olmalı ve son aşamada riski yayan reasürans kurumları yer almalıdır. Dolayısıyla bankacılık sektörünün kullandıracağı krediler üçlü bir teminat alt yapısıyla güçlendirilecektir. KREDİ GARANTİ SİSTEMİ Sektörel ve/veya Bölgesel Kredi Garanti Fonları Kredi Sigortası Reasürans (Kredi sigorta riskinin dağıtılması) 1. Kredi Garanti Fonları 1.1 Kredi Garanti Fonu kuruluşları sektörel ve/veya bölgesel ihtisaslaşmaya yönelik olarak kurulmaları sağlanacak, teşvik edilen sektör ve bölgeler için kurulan garanti fonu şirketlerinin devlet tarafından desteklenmesi sağlanacaktır Bu şirketlerin sermayelerinin orta ölçekli bir banka büyüklüğünde olması ve sermaye yeterlilik anlamında da bankacılık sektörü kurallarına uygun çalışması sağlanacaktır Kredi Garanti Fonu şirketlerinin kefil oldukları şirketleri değerlendirme yöntemi içerik ve sonuç açısından risk seviyelerini gösteren derecelendirme yöntemi ile desteklenmelidir. Böylece farklı derecelere sahip olan firmalardan farklı komisyon alınması imkanı sağlanacaktır. 1.4.Kredi Garanti Fonu şirketleri kefil oldukları firmaları aynı derecelendirme yöntemini uygulayarak, en az altışar aylık sıklıklar halinde izleme raporu hazırlayarak, firmanın derecesini ve risklilik düzeyini yeniden belirleyecektir. Bu durumda fiyat farklılaştırması esnek hale getirilecektir. Risk düzeyi düşen firmalara uygulanan komisyon oranı düşürülürken, risk düzeyi artanlara uygulanan komisyon oranları artırılacaktır. İzleme modeli aynı zamanda erken uyarı niteliği taşıyacak ve risk seviyesi belli düzeyin üzerinde artan firmalar yakın takibe alınmak suretiyle, sorun çözümlenmeye çalışılacaktır. Değerlendirme, derecelendirme, teminat derecelendirmesi ve kriter modelleri ile ilgili açıklamalar ekte verilmiştir. 16

17 1.5 Kefil olunan şirketin temerrüde düşmesi halinde, lehine garanti verilen bankaya kredi itfa planında belirlenen vadelerde ödeme yapılacak, banka kredinin tümünü geri çağırmak suretiyle kredi garanti fonu şirketini zor durumda bırakmayacaktır. Bu durum kredi garanti fonu şirketine zaman kazandıracak bir husus olduğu için önem arz etmektedir. Bu aşamada yeniden yapılandırma başta olmak üzere yasal takibin sonuçlandırılma süreci de dahil her türlü çözüm imkanı kredi garanti fonu şirketine sağlanmış olacaktır. 2. Kredi Garanti Sigortaları Mevcut sigorta şirketleri kredi sigortası yapabileceği gibi, bu konuda ihtisaslaşmak üzere, yeni kurulacak sigorta şirketleri sigortalama işlemlerini yapabilecektir. Kredi Garanti Fonu şirketlerinin kefaletinden dolayı tazmin ettiği her riskin, sigorta şirketi tarafından sigortalanan kısmı sözleşme ve poliçe içerikleri doğrultusunda garanti fonu şirketine ödenir. Yasal takip sonucu yapılan tahsilatlar sigorta şirketine garanti fonu şirketi tarafından geri ödenir. Bu durumda temerrüt halinde kayıp oranları ile temerrüt olasılıkları sigorta prim hesabında önemli rol oynayan değişkenler olarak karşımıza çıkacaktır. Buna ilişkin altyapı sigorta şirketi tarafından sağlanabileceği gibi, garanti fonu şirketinin derecelendirme sonuçlarında yer alan risk seviyesi ve temerrüt halinde kayıp oranına göre de prim hesabı yapılabilir. 3. Reasürans Kredi Garanti Şirketi nin almış olduğu riski sigortalayan sigorta kuruluşunun, bu riski diğer sigorta şirketlerine ve/veya reasürans şirketlerine devretmesi işlemidir. Bu son işlemle birlikte risk yaygın bir şekilde farklı finans kurumlarına dağılmış olacağından, herhangi bir şekilde riskin gerçekleşmesi durumunda garanti sistemi içindeki kurumların riski tazmin etmesi neticesinde, sistemdeki kurumlar önemli kayıplarla karşılaşmayacaktır. Büyük Sayılar Kanunu gereğince, sistemdeki tüm kurumlar, genel ekonominin ya da faaliyette bulunulan sektörün temerrüt olasılıkları ve temerrüt halinde kayıp oranları ile karşılaşacaktır. Bu olasılık ve oranlar da beklentilere yakın şekilde gerçekleşecektir. Bu üçlü yapıya sahip olacak bir ülke garanti sistemi ile bankacılık sektörü daha rahat kredi açma imkanına kavuşacak, bankaların öz kaynak verimliliği artacak, ekonomiye kaynak aktarılmak suretiyle büyüme ve kalkınmaya katkı maksimum düzeyde olacaktır. 17

18 Garanti Sistemi Akış Şeması Talep ve Değerlendirme Aşaması Garanti Talebi Talebin Kredi Garanti Şirketi Tarafından değerlendirilmesi Derecelendime Garantör Olma Aşaması Garanti Talep Eden Şirketin Belirlenen Derecesine Göre Esnek Komisyon Şirketle Sözleşme İmzalanması ve Garanti Mektubunun Düzenlenmesi Riskin Sigortalanma Aşaması Kredi Garanti Şirketi Tarafından Alınan Riskin Sigortalanması Resaürans İzleme Sonucu Garanti Verilen Şirketin Yeni Derecesinin Belirlenmesi İzleme ve Takip Aşaması Yeni Dereceye Göre Uygulanan Komisyon Oranlarının Değiştirilmesi Yeni Dereceye Göre Sigorta Primlerinin Yeniden Belirlenmesi Yeni Dereceye Göre Reasürans Primlerinin Yeniden Belirlenmesi 18

19 ÖNERİLEN DEĞERLENDİRME YÖNTEMİ Kredi Garanti taleplerinin değerlendirilmesinde, faaliyeti olan şirketlerin talepleri ile yeni yatırım taleplerinin farklı yöntemlerle değerlendirilmesi esastır. Faaliyeti olan firmaların kredi garanti taleplerinin değerlendirme yöntemi hızlı olması yanında öneri sunabilecek bir niteliğe de sahip olmalıdır. Kredi talebi değerlendirildikten sonra, iyi ya da sektör ortalama uygulamaları ile kıyaslama yapmak suretiyle, aktifpasif ve gelir-gider yapısına yönelik firmanın ve finansör bankanın yönlendirilmesi önem taşır. Değerlendirme yöntemine bu tarz bir fonksiyonellik kazandırma, kredilendirme işleminin sadece bir finans bulmadan öteye, çözüm sunma niteliği de kazandıracaktır. Faaliyette olan firmalar için önerilen değerlendirme yöntemi sektörel benchmarking yöntemidir. Yeni yatırım yapan firmaların garanti taleplerinin değerlendirme yöntemi ise proje değerlendirme yöntemidir. Proje değerlendirme, teknik, ekonomik, mali değerlendirmeyi içermeli ve bu değerlendirmeler geleceği öngörmelidir. ÖNERİLEN DERECELENDİRME YÖNTEMİ Önerilen derecelendirme yöntemi değerlendirme sonuçlarının parametrelerine dayanmalıdır. Sektörel, bölgesel, boyut farklılıkları derecelendirmeye etki etmelidir. Bunların dışında derecelendirme sübjektif unsurları da nota yansıtabilmelidir. Buna göre derecelendirme yöntemi, ekonometrik yöntemlerle belirlenebileceği gibi, sektörel benchmarkingde yapılabilir. Ekonometrik bir model belirlenmesi halinde ülkemizin mali mevzuatında bulunan değişkenlerin göz ardı edilmemesine dikkat etmek gerekiyor. Böyle bir durumda kredi garanti talebini değerlendiren kişinin uzmanlığı önem kazanır. Derecelendirme sınıflarına muhakkak temerrüt olasılığı atanmalı ve yılda bir son verilere göre temerrüt olasılıkları kalibre edilmelidir. Aşağıdaki tabloda derece sınıfları ve temerrüt olasılıkları örnek olarak gösterilmiştir. Derecelendirme yönteminin etkinliği ve tahmin gücünün yüksekliği, yöntemin kredi sigorta kurumları tarafından da kabul görmesini sağlamak suretiyle, sigorta ve reasürans işlemlerinin yapılabilmesine zemin hazırlayacaktır. Derece Temerrüt Olasılığı (%) % 30 THKO'na Göre Risk Primi (%) A+ 0,00 0,00 A 1,00 0,30 A- 3,00 0,90 B+ 4,00 1,20 B+ 6,00 1,80 B- 8,00 2,40 C+ 20,00 6,00 C+ 24,00 7,20 C- 25,00 7,50 19 D 30,00 9,00

20 RİSK AZALTMA YÖNTEMLERİ VE TEMİNAT DERECELENDİRME Kredi Garanti Şirketi garantör olduğu şirketten riski azaltmaya yönelik olmak üzere teminat talep edebilir. Bu teminatlar likit ve banka teminat mektupları dışındaki oluşacaktır. Şirketin kredi garanti şirketine vermeyi planladığı teminatların değer, likidite ve kalite açılarından değerlendirilmesi gerekmektedir. Nasıl şirkete derece verildiyse teminatın durumuna uygun bir derecelendirme yöntemi ile teminat da derecelendirilecektir. Kredi garanti şirketinin alabileceği böyle bir teminatla garanti fonu şirketi riskini azaltmış olur. KRİTER MODELİ Hangi dereceleri almış şirketlere garantör olunacağını gösteren bir modeldir. Modelin testini de içerecek şekilde, kriterlerin de hangi eşik değerin üzerinde olması gerektiği hususu, değerlendirme yönteminin başarısıyla birlikte garanti şirketine maliyetini de göstermesi açısından önem arz etmektedir. Örnek verecek olursak, C- dereceye sahip bir firma lehine garantör olunabilmesi için firmadan çok iyi derecelere sahip teminatlar alınabilmelidir. Örnek bir kriter matrisi aşağıda verilmiştir. TEMİNAT DERECESİ A+ A A- B+ B+ B- C+ C+ C- D A+ A ŞİRKET DERECESİ A- B+ B+ B- C+ C+ C- D Garanti Talebi Kabul Bölgesi, Garanti Talebi Red Bölgesi 20

21 B. Ali EŞİYOK Kıdemli Uzman Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğü TÜRKİYE ve KORE NİN KALKINMA SERÜVENİ Türkiye ile Kore arasındaki ekonomik gelişme farklılıklarının arttığı esas dönem 1980 li ve onu izleyen yıllar olmuştur. 21

22 TÜRKİYE VE KORE NİN KALKINMA SERÜVENİ: KARŞILAŞTIRMALI SAYISAL BİR ANALİZ 1 Giriş 1960 lı yıllarda teknolojik düzey ve verimlilik açısından Türkiye ile aynı sıralarda, hatta daha gerilerde yer alan bazı Pasifik ve Uzakdoğu Asya ülkeleri teknoloji ve üretimde sıçramalar gerçekleştirirken, Türkiye sanayide 1960 lardan günümüze önemli sayılabilecek gelişmeler göstermesine karşın, henüz kendi teknolojisini üreten, yenilikçi bir üretim mekanizması kuramamış, bunun sonucunda Türkiye ile Yeni Sanayileşen Ülkeler arasındaki fark Türkiye nin aleyhine açılmaya başlamıştır yılında kişi başına milli gelir Türkiye de 1,246 dolar iken Kore de 793 dolar olarak gerçekleşmiş, ancak bu durum 1970 li yılların sonlarından itibaren Kore nin lehine açılmaya başlamıştır yılına gelindiğinde Kore nin kişi başına milli geliri Türkiye nin yaklaşık iki katına çıkarak 24,801 dolar olarak gerçekleşmiştir. Başka bir ifadeyle, 1960 lı ve 1970 li yılların başlarında Türkiye nin kişi başına düşen milli geliri Kore nin yaklaşık iki katı iken, 1970 li yılların sonlarına doğru bu tablo değişmeye başlamış, 2007 yılına gelindiğinde Kore nin kişi başına düşen milli geliri Türkiye nin iki katına çıkmıştır. Kore, tarımdan sanayiye ve düşük teknoloji içerikli sanayilerden ileri teknoloji içerikli sanayilere doğru yapısal bir dönüşüm gerçekleştirerek ekonomik kalkınmada önemli mesafeler kat etmiştir. Sanayi ve teknoloji politikaları Kore nin kalkınmasında en temel politika araçları olmuştur. Bu yazıda Kore ve Türkiye nin kalkınmasındaki temel parametreler üzerinde durularak Türkiye için çıkarılabilecek kimi derslerin ortaya konması hedeflenmektedir. Bu bağlamda çalışmanın birinci bölümünde Kore ve Türkiye ekonomilerine ilişkin kalkınmanın bir göstergesi olarak ulusal gelirin incelenmesi hedeflenmektedir. Bu çalışmada da vurgulandığı üzere, Kore ve Güney Doğu Asya ülkelerinin kalkınmasında (yüksek büyüme hızlarında) rol oynayan faktörlerin başında yüksek tasarruf ve yatırım oranları merkezi bir işlev görmüştür. Kore ve Türkiye ye ilişkin yatırım (birikim), tasarruf ve büyüme parametrelerindeki gelişmeler çalışmanın ikinci bölümünde çözümlenmektedir. Kore ve Türkiye nin ihracat yapısı üçüncü bölümde değerlendirilirken, Kore deneyiminden hareketle çıkarılabilecek bazı dersler dördüncü bölümün konusunu oluşturmaktadır. Beşinci ve son bölümde ise çalışmanın sonucuna yer verilmiştir. 1. Türkiye ve Güney Kore Ekonomilerinde Ulusal ve Kişi Başına Gelir: Tarihsel Açıdan Bir Kıyaslama OECD nin verilerine göre 1970 yılında Türkiye de kişi başına gelir 1,246 dolar iken, Kore de 793 dolar olarak gerçekleşmiştir yılına gelindiğinde kişi başına gelir düzeyi hızla Türkiye nin aleyhine dönmüş, Kore - de kişi başına gelir dolara yükselirken, Türkiye - nin kişi başına gelir düzeyi dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. Başka bir anlatımla, Kore de döneminde kişi başına GSYİH % 3027 artarken, Türkiye de % 943 oranında ancak artmıştır (Tablo 1). Kore ve Türkiye ye ilişkin kişi başına GSYİH endeks değerlerinin gelişimi incelendiğinde, Kore - de 1970 yılında 100 olan kişi başına GSYİH endeks değerinin 2007 yılında 3127 ye, Türkiye de ise 1043 e yükseldiği görülmektedir. Türkiye ile Kore arasındaki ekonomik gelişme farklılıklarının arttığı esas dönem 1980 li ve onu izleyen yıllar olmuştur. Kore 1980 li yıllar ile birlikte büyüme, ihracat, yatırımlar, tasarruflar ve verimlilik vb. temel makro ekonomik parametreler konusunda temel hedefler belirleyip iktisat politikalarını bu hedefler çerçevesinde şekillendirirken, Türkiye ihracat kötümserliğini büyük ölçüde aşmış, ancak sonraki yıllarda ihracat artışını sağlıklı ve dinamik bir platoya yerleştirecek temel makro ekonomik önlemleri alıp bu konuda gerekli dönüşümleri gerçekleştiremediği için ekonomik kalkınma performansı Kore nin oldukça altında kalmıştır. Başka bir anlatımla, Kore bir sanayileşme stratejisi çerçevesinde üretim eksenli bir iktisat politikası izlerken, Türkiye ise finansal birikimin giderek başat olduğu bir yapı ile karşı karşıya kalmıştır. 1 Bu çalışmada esas olarak, Kore ve Türkiye nin kalkınma sürecinde rol oynayan temel aktörlerin ampirik olarak ortaya konması amaçlanmaktadır. Başka bir anlatımla, çalışma belli bir kuramsal çerçeveden ve bu kuramsal çerçeveden hareketle türetilen kavramlardan yola çıkarak Kore ve Türkiye nin kalkınma dinamiklerini incelememekte, bu iki ülkenin kalkınmasında rol oynayan parametrelerin sayısal olarak betimlemesini hedeflemektedir. 22

23 Tablo 1: Kore ve Türkiye'de Kişi Başına GSYİH (Satın Alma Gücü Paritesine Göre) ve Endeks Değerleri Kore (Dolar) Kore (1970:100) Türkiye (Dolar) Türkiye (1970:100) , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , Şekil 1: Kore ve Türkiye'de Kişi Başına GSYİH (Satın Alma Gücü Paritesine Göre) (Dolar) Kore (Dolar) Türkiye (Dolar) Doğrusal (Kore (Dolar)) Doğrusal (Türkiye (Dolar)) 1.1. Kore ve Türkiye de Milli Gelir in Gelişimi Türkiye ve Kore ye ilişkin GSYİH değerlerinin gelişimini gösteren Tablo 2 verileri incelendiğinde oldukça çarpıcı bulgulara ulaşılmaktadır (Tablo 2 ve Şekil 2) yılında Türkiye nin ulusal geliri 44 milyar dolar iken, Kore nin ulusal geliri 25.6 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Başka bir anlatımla, 1970 yılında Türkiye nin ulusal geliri Kore nin ulusal gelirinden % 71.9 oranında daha yüksek gözükmektedir. Türkiye ile Kore arasındaki ulusal gelir farkının 1980 li yıllarla birlikte azalmaya başladığı, 1988 yılında Kore nin ulusal gelirinin Türkiye nin üzerine çıktığı, bu eğilimin 1990 lı ve 2000 li yıllarda hızlanmaya başladığı anlaşılmaktadır yılına gelindiğinde Kore nin GSYİH değeri milyar dolara yükselirken, Türkiye - nin GSYİH değeri milyar dolara olarak gerçekleşmiştir. Bu olgu tablo 2 nin son sütununda gösterilen Türkiye nin Kore cinsinden GSYİH yüzde değerleri izlenerek de görülebilir. Buna göre 1970 yılında Türkiye nin GSYİH değeri Kore nin % 170 i kadar iken, 1987 yılında % i olarak gerçekleşmiş ve 2007 yılında ise % 79.9 oranına gerilemiştir. 23

24 Tablo 2: Türkiye ve Kore de GSYİH Değerleri, Türkiye nin Kore Cinsinden GSYİH sı (Satın Alma Gücü Paritesine Göre) ve GSYİH Endeks Değerleri (Milyar Dolar) Kore 1970:100 Türkiye 1970:100 Türkiye/Kore (%) Kaynak: OECD. Endeksler ve oranlar sonradan eklendi. 24

25 Şekil 2:Kore ve Türkiye'de GSYİH Değerlerinin Gelişimi Sermaye Birikimi, Büyüme ve Tasarruflar Bu bölümde Türkiye ve Kore ye ilişkin olarak kalkınmanın en temel parametrelerinden sermaye birikimi, büyüme ve tasarruf parametrelerinden hareketle bu iki ülkenin söz konusu parametrelerde göstermiş olduğu performansın sayısal olarak çözümlenmesi amaçlanmaktadır. Kore Türkiye Kore ve Türkiye de Sermaye Birikimi Kore ile Türkiye arasında 1980 li yıllarla birlikte Türkiye nin aleyhine açılan kalkınma temposunu anlamak için Kore nin kalkınmasında merkezi parametrelerin başında gelen, birikim parametresinin incelenmesi gerekir. Asya kaplanlarının daha belirgin olarak da Güney Kore nin büyümesinde yatırımların merkezi role sahip olduğu bir çok çalışmada belirtilmektedir. 2 Bu konuda detaylı olarak bkz. Amsden (1993); Chang (1994); Pack ve Page (1993) ve Kotler, vd.,( 2000). 25

26 Tablo 3: Kore ve Türkiye de Gayri Safi Sabit Sermaye Yatırımları /GSMH Oranları (%) Kore Türkiye Birikim Farkları (Kore-Türkiye) Kaynak: OECD. Son sütun sonradan tarafımızdan eklendi. Şekil 3: Kore ve Türkiye'de Gayri Safi Sabit Sermaye Birikimi ve Birikim Farkları Kore Türkiye Fark (Kore-Türkiye) Türkiye ve Kore ye ilişkin birikim oranlarını yılları için gösteren Tablo 3 verileri incelendiğinde, Kore nin 1980 li yılların başında % aralığında bir platoya yerleşmiş bulunan birikim oranlarının özellikle 1990 lı yılların ilk yarısında % 35 lerin üzerinde gerçekleştiği, ancak 1998 da patlak veren kriz nedeniyle birikim oranında sonraki yıllarda da sürecek olan önemli bir aşınmanın yaşandığı gözlenmektedir. Türkiye ye ilişkin birikim oranları incelendiğinde, söz konusu oranın hiçbir yılda % 25 sınırına ulaşmadığı, 2001 krizinden sonra aşındığı ve 2007 yılında ulaşılan birikim oranı ile 1989 yılında gerçekleşen birikim oranına geri döndüğü saptanmaktadır. Tablonun son sütununda gösterilen birikim farkları incelendiğinde, Kore ile Türkiye arasındaki birikim farklarının döneminde önemli ölçüde Kore lehine açıldığı, ancak, 1997/1998 yılında başlayan Uzakdoğu Asya krizi ile birlikte birikim farklarının göreli olarak kapandığı görülmektedir Kore ve Türkiye Ekonomisinde Büyüme Kore ve Türkiye ye ilişkin reel GSYİH büyüme oranlarını gösteren Tablo 4 bulguları incelendiğinde, 28 yılın 8 yılında (1992, 1993, 1997, 1998, 2003, 2004, 2005 ve 2006) Türkiye deki büyüme hızı Kore nin üzerinde bir performans gösterirken, 20 yılda Kore deki büyüme performansının Türkiye nin üzerinde gerçekleştiği görülmektedir. Kore ekonomisinde 1980 yılındaki % 1.5 oranındaki mütevazı küçülme bir yana bırakılırsa, en büyük daralmayı, Asya da yaşanan kriz sonucunda, 1998 yılında % 6.9 oranında küçülerek yaşarken, Türkiye ekonomisi Tabloda yer alan 28 yılın 4 yılında (1980, 1994, 1999 ve 2001) yaşanan krizler sonucu küçülmüştür. Başka bir anlatımla, Kore ekonomisinde ekonomik büyümenin Türkiye ekonomisine göre daha istikrarlı büyüdüğü anlaşılmaktadır. Söz konusu dönemde Kore ekonomisinde büyümenin standart sapması % 3.82 hesaplanırken, Türkiye ekonomisinde % 4.32 olarak saptanmıştır.

27 Tablo 4: Kore ve Türkiye Ekonomilerinde Büyüme Oranları (%) Kaynak: OECD. Kore Türkiye Sonuç olarak, ele aldığımız döneminde, Kore ekonomisi yıllık ortalama % 6.5 büyür - ken, Türkiye ekonomisi yıllık ortalama % 4.4 büyüyerek Kore nin oldukça altında bir performans sergilemiştir. Şekil 4:Kore ve Türkiye Ekonomisinde Büyüme Oranları Kore Türkiye

28 2. 3. Türkiye ve Kore Ekonomilerinde Birikim, Tasarruf ve Büyüme Oranları Bu bölümde Türkiye ve Kore ekonomilerine ilişkin birikim, tasarruf ve büyüme oranlarının birlikte incelenmesi hedeflenmektedir. Tarihsel olarak, Türkiye ekonomisinde tempolu kalkınma arzusu eksik olmamış, ancak bu tür girişimler düşük yurt içi tasarruflar ve düşük yatırım verimliliği nedeniyle başarılı olamamıştır. Yüksek büyüme hızlarına ulaşmak için gündeme gelen yüksek yatırım oranları ise enflasyonla ve istikrarsızlıkla sonuçlanmıştır. Kore ve Türkiye ye ilişin söz konusu parametrelerin gelişimini gösteren Tablo 5 verileri incelendiğinde, Kore ekonomisinde yüksek birikim, yüksek tasarruf ve yüksek büyüme oranları dikkat çekmektedir. Buna göre Kore de 1980 yılında % 23.2 oranında gerçekleşen tasarruf oranının önemli ölçüde yükselerek 1990 yılında % 37.2 oranına, 1999 yılında ise % 35.8 oranına yükseldiği saptanmaktadır. Kore nin tasarruf oranlarında sonraki yıllarda göreli bir daralma yaşanmış, ancak 2003 yılından itibaren tekrar yükselerek 2004 yılında % 35 oranında gerçekleşmiştir. Türkiye ile Kore ye ilişkin tasarruf oranlarındaki gelişme incelendiğinde, Türkiye de tasarruf oranının sadece 1990 yılında % 25.2 oranında gerçekleştiği, izleyen yıllarda düşerek, aralığında % Tablo 5: Kore ve Türkiye de Yurtiçi Tasarruflar/GSMH, Gayri Safi Sabit Sermaye Yatırımları/GSMH ve Büyüme Kore Kore Kore Türkiye Türkiye Kore Kore Türkiye S/GNP I/GNP S-I/GNP S/GNP I/GNP S-I/GNP gr gr Kaynak ve Notlar: IMF-IFS Yearbook 2002 ve 2007, October 2008; World Economic Outlook Databese, Octobor Tablo 3 de Kore ve Türkiye ye ilişkin verilen Gayri sabit sermaye yatırımları/gsmh Oranları Tablo 5 de gösterilen yatırım oranlarından farklı gözükmektedir. Bunun nedeni Tablo 3 deki verilerin OECD veri tabanından, Tablo 6 daki verilerin ise tasarruf ve birikim oranlarının farklı kaynaklardan elde edilmesinin sakıncaları göz önüne alınarak, IMF veri tabanından elde edilmesinden kaynaklanmaktadır Şekil 5:Kore ve Türkiye'de Yurtiçi Tasarrufların ve Gayri Safi Sabit Sermaye Yatırımlarının GSMH İçerisindeki Payları (%) platosuna yerleştiği görülmektedir. Her iki ülkeye ilişkin tasarruf oranları birlikte değerlendirildiğinde, Kore nin tasarruf oranının Türkiye nin oldukça üzerinde gerçekleştiği saptanmaktadır. Birikim oranları bağlamında Kore ve Türkiye deki gelişmeler incelendiğinde, Kore de birikim oranlarının 1990 yılında % 37.2 oranı ile zirveye yerleştikten sonra, izleyen yıllarda düşmeye başladığı, 2007 yılında % 28.8 oranı ile en düşük birikim oranına gerilediği saptanmaktadır. Türkiye ekonomisinde birikim oranları % sınırında dolaşmakta, 2001 krizi ve izleyen yıllarda % 16 lar düzeyine kadar gerilediği anlaşılmaktadır. Tablonun son iki sütununda gösterilen büyüme oranları incelendiğinde, Kore deki büyüme oranlarının Türkiye - den daha tempolu ve görece daha istikrarlı geliştiği izlenmektedir. Sonuç olarak, Kore ve Türkiye ye ilişkin tasarruf, birikim ve büyüme parametreleri birlikte değerlendirildiğinde, Kore deki kalkınmanın arkasındaki dinamikler daha net gözlenebilmektedir. Kore de yüksek tasarruf oranları yüksek birikim oranlarına, yüksek birikim oranları da yüksek büyüme hızlarına neden olmaktadır. Daha genel bir çerçevede, Asya ülkelerinde yüksek birikim oranları bir yanda teknolojik ilerlemeye, bir yandan da yaparak öğrenme ya da içsel olarak genişleyen eğitim harcamaları nedeniyle yükselen eğitim düzeyine yol açmakta ve bu gelişme de üretim /verimlilik artışları ile sonuçlanmaktadır. Kore S/GNP Kore I/GNP Türkiye S/GNP Türkiye I/GNP 28

29 2. 4. Kore ve Türkiye ye İlişkin Bilim ve Teknoloji Göstergeleri Günümüzde bilim ve teknolojide önemli gelişmeler sağlamayı hedefleyen gelişmekte olan bir ülkenin bu hedefe ulaşmada kullanacağı en temel politika aracı bilim ve teknolojiye ayıracağı kaynaklarla yakından ilgilidir. Başka bir anlatımla, bilim ve teknoloji araştırmalarına yeterli kaynak ayırmadan gelişmekte olan bir ülkenin teknoloji üretme şansı neredeyse imkansızdır. Kore ve Türkiye ye ilişkin seçilmiş bilim ve teknoloji göstergeleri incelendiğinde Kore nin kalkınmasında bilim ve teknoloji faaliyetlerinin önemi açıkça izlenebilmektedir: 1991 yılında Kore ulusal gelirinin % 1,84 lük kısmını Ar-Ge faaliyetlerine ayırırken, Türkiye ancak % 0,39 bölümünü Ar-Ge faaliyetlerine ayırabilmiştir. Zaman içerisinde Kore nin ulusal gelirinden Ar-Ge faaliyetlerine ayırdığı kaynak katlanarak artmış, 2006 yılında milli gelirinin % 3,22 sine ulaşmıştır. ile Türkiye kıyaslandığında, ülkemiz aleyhine oldukça olumsuz bir tablo görülmektedir. Benzer şekilde alınan patent sayısı açısından da Kore nin mutlak üstünlüğü izlenmektedir. Tablo 10: Kore ve Türkiye ye İlişkin Bilim ve Teknoloji Göstergeleri 1000 Kişiye Düşen Araştırmacı İstihdamı Patent Sayısı Alınan Triadik Ar-Ge/GSYİH Kore Türkiye Kore Türkiye Kore Türkiye , ,84 0, ,94 0, ,12 0, ,32 0, ,37 0, ,42 0, ,48 0, ,34 0, ,25 0, ,39 0, ,59 0, ,53 0, ,63 0, ,85 0, ,98 0, ,22 0, Kaynak ve Notlar: OECD veritabanı. Tabloda gösterilen Triadik Patent; Avrupa Patent Ofisi (EPO), ABD Patent ve Marka Tescili Ofisi (USPTO) ve Japon Patent Ofisi nin (JPO) dosyalanmış patentlere verdiği isimdir. Tablo 7: Türkiye ve Kore ye İlişkin İhracatın Ulusal Gelir İçerisindeki Payı ve Artış Oranları (GDP değerleri Satın Alma Gücü Paritesine göredir) Birim: Milyar Dolar X (İhracat) Artış X(İhracat) Artış GDP Artış GDP Artış X/GDP X/GDP Türkiye GDP/ Türkiye X/ Kore Kore Türkiye Türkiye Kore Kore Türkiye Türkiye Kore Türkiye Kore GDP (%) Kore X (%) Kaynak: OECD Country Statistics den hareketle hesaplandı Kore ve Türkiye nin İhracat Yapısı Türkiye ve Kore ye ilişkin ihracat değerleri ve ihracat değerlerinin ulusal gelir içerisindeki payları incelendiğinde, Kore nin dış dünya ile Türkiye den daha fazla entegre olduğu görülmektedir. Buna göre 1994 yılında, Kore nin ihracat değerinin ulusal gelir içerisindeki payı % 18.6 oranında gerçekleşirken, zaman içerisinde önemli ölçüde artarak 2007 yılında % 30.9 gibi yüksek bir orana ulaşmıştır. Benzer dönemde Türkiye nin ihracatının ulusal gelir içerisindeki payı ise % 4.64 oranından % a yükseldiği görülmektedir yılında Türkiye nin ihracatı Kore ihracatının % 18.7 si düzeyinde iken, zamanla önemli ölçüde

30 Tablo 8: Kore nin Temel İhraç Ürünleri (1 Milyar USD ve Üzeri) (SITC, Rev.3, 2 li Digit) (Sıralı) (2007) Sektör İhracat Sektör Payları (%) Elektrik Makineleri, Cihaz, Alet ve Parçaları (77) 50,968,422, Kara Taşıtları (78) 48,958,545, Haberleşeme ve Ses Kaydetme Verme Cihaz ve Araçları (76) 40,234,037, Diğer Taşıt Araçları (79) 27,533,573, Petrol ve Petrolden Elde Edilen Ürünler (33) 24,516,142, Mesleki, İlmi ve Kontrol Alet ve Cihazları (87) 21,638,670, Büro Makine ve Otomatik Veri İşleme Makineleri (75) 19,710,094, Demir ve Çelik (67) 18,802,370, Organik Kimyasal Ürünler (51) 14,963,444, İlk Şekilde Plastikler (57) 13,541,213, Belirli Sanayiler İçin Özel Makineler ve Sanayiler (72) 12,438,121, Diğer Genel Endüstri Makineleri, Cihazları ve Aksamı (74) 10,570,317, Diğer Tekstil İplikleri, Kumaş, Şekil Verilmiş Mensucat Eşya (65) 10,373,395, Demir İhtiva Etmeyen Madenler (68) 7,975,019, Başka Yerde Belirtilmeyen Madenden Mamul Eşya (69) 6,898,139, Başka Yerde Belirtilmeyen Çeşitli Mamul Eşyalar (89) 5,078,570, Güç Üreten Makineler ve Araçlar (71) 3,850,525, Kauçuktan Eşya (62) 3,280,465, İlk Şekilde Olmayan Plastikler (58) 2,713,874, Metal İşleme Makineleri (73) 2,472,252, Kağıt, Karton ve Kağıt Hamurundan Eşya (64) 2,269,988, Fotoğraf Malzemeleri, Optik Eşya, Kol ve Duvar Saatleri 2,223,477, Başka Yerde Belirtilmeyen Kimyasal Maddeler ve Ürünleri (59) 2,121,523, Giyim Eşyaları ve Bunların Aksesuarları (84) 1,914,435, Diğer Metal Olmayan Madenlerden Yapılmış Eşya (66) 1,529,992, Ham Kauçuk (23) 1,337,339, Dokuma Elyafı ve Bunların Artıkları (26) 1,248,281, Anorganik Kimyasal Ürünler (52) 1,229,212, Debagat ve Boyacılıkta Kullanılan Ürünler (53) 1,222,648, Metal Cevherleri, Döküntüleri ve Hurdaları (28) 1,099,327, Balıklar ve diğer deniz Ürünleri (03) 1,060,318, Toplam 371,477,103, Kaynak: UN, Comtrade den hareketle oluşturuldu. 30 artarak 2007 yılında % 28.9 oranına yükselmiştir. Tabloda dikkat çeken hususlardan biri de, Güney Doğu Asya da yaşanan 1997/98 krizinin Kore nin ulusal gelirinde ve ihracatında yarattığı olumsuz etkide gözlenmesidir. Benzer bir etki Türkiye nin 2001 krizi sonucunda ulusal gelirinde gözlenen daralmada görülmektedir Türkiye ve Kore nin İhracat Kompozisyonu Dışa açık bir ekonomide dış ticaretin profili, ekonomideki üretim yapısının bir yansıması olarak görülebilir. Bu bağlamda Kore ve Türkiye ye ilişkin ihracat kompozisyonlarını gösteren tablo 8 tablo 9 verileri incelendiğinde, Kore nin teknolojik içeriği yüksek bilim bazlı mallarda uzmanlaştığı Türkiye nin ise temel olarak teknolojik içeriği görece düşük emek ve kaynak yoğun sektörlerine dayalı bir dış ticaret yapısına sahip olduğu anlaşılmaktadır Kore ye ilişkin ihracat değerleri incelendiğinde, Kore ihracatında Elektrik Makineleri, Cihaz, Alet ve Parçaları sektörü toplam ihracat içerisinde % 13.7 oranında pay ile ilk sırada yer alırken, bu sektördeki ihracat değeri yaklaşık 51 milyar dolar civarında tespit edilmiştir. Kore nin ihracatında diğer iki temel sektör olarak da, Kara Taşıtları sektörü ve Haberleşme ve Ses Kaydetme Cihaz ve Araçları öne çıkmaktadır değerlerine göre Kore kara taşıtlarında yaklaşık 49 milyar dolar ihracat yaparken, Haberleşme ve Ses Kaydetme Verme Cihaz ve Araçları sektöründe 40.2 milyar dolar civarında ihracat yapmıştır. Kore nin ihracatında ilk üç sırada yer alan sektörün toplam ihracat içerisindeki payı % 37.7 gibi yüksek bir oranda tespit edilmiştir.

31 Tablo 9: Türkiye nin İhracatı (SITC, Rev.3, 2 li Digit)(1 Milyar Dolar Üzeri) (Sıralı) (2007) İhracat Sektör Payları (%) Kara Taşıtları (78) 15,701,095, Giyim Eşyaları ve Bunların Aksesuarları (84) 13,886,333, Demir ve Çelik (67) 9,585,832, Diğer Tekstil İplikleri, Kumaş, Şekil Verilmiş Mensucat Eşya (65) 8,942,139, Elektrik Makineleri, Cihaz, Alet ve Parçaları (77) 6,302,344, Meyve ve Sebzeler (05) 4,901,711, Petrol ve petrolden elde edilen Ürünler (33) 4,836,171, Başka Yerde Belirtilmeyen Madenden Mamul Eşya (69) 3,620,098, Diğer Metal Olmayan Madenlerden Yapılmış Eşya (66) 3,064,213, Başka Yerde Belirtilmeyen Çeşitli Mamul Eşyalar (89) 3,022,734, Haberleşme ve Ses Kaydetme Cihaz ve Araçları (76) 2,695,531, Diğer Genel Endüstri Makineleri, Cihazları ve Aksamı (74) 2,386,918, Diğer Taşıt Araçları (79) 2,358,003, Güç Üreten Makineler ve Araçları (71) 2,278,611, Belirli Sanayiler İçin Özel Makine ve Cihazlar (72) 1,797,091, Demir İhtiva Etmeyen Madenler (68) 1,778,416, Kauçuktan Eşya (62) 1,572,398, İlk Şekilde Olmayan Plastikler (58) 1,372,873, Prefabrik Yapılar; Sıhhi Su tes., Isıtma ve Aydınlatma Cih.,(81) 1,223,910, Metal Cevherleri, Döküntüleri ve hurdaları (28) 1,207,386, SITC'de Sınıflandırılmayan Eşyalar (93) 1,150,215, Mobilya; Yatak, yatak Payandaları, Yastıklar (82) 1,067,523, Hububat ve Hububat Ürünleri (04) 1,036,753, Toplam 107,271,749, Kaynak: UN, Comtrade den hareketle oluşturuldu. Türkiye nin ihracat kompozisyonu incelendiğinde Kara Taşıtları; Giyim Eşyaları ve Bunların Aksesuarları; Demir ve Çelik; Diğer Tekstil İplikleri, Kumaş, Şekil Verilmiş Mensucat Eşya; Elektrik Makineleri, Cihaz, Alet ve Parçaları ve Meyve ve Sebzeler sektörlerinin öne çıktığı saptanmaktadır. Türkiye nin Kara Taşıtları sektöründe ihracatının yüksek gözükmesine karşın ithalatı da yüksek seyretmektedir. Örneğin 2007 yılında yapılan 15,7 milyar dolarlık ihracata karşın 12 milyar dolar civarında da ithalat yapılmıştır. 4. Kore nin Kalkınmasına İlişkin Saptamalar ve Çıkarılacak Bazı Dersler Kore, 1970 lerde ağır sanayi ve kimya sanayinin geliştirilmesini öncelikli sektörler olarak belirlemiş, yabancı sermaye ithalatı yerine, teknoloji ithalatına öncelik vererek, sanayinin ihracata yönelik rekabet gücünü artırmayı hedeflemiştir. Buna paralel olarak, bilim ve teknoloji alanında teknik eğitimi stratejik olarak ele almış, teknoloji geliştirmeyi ve mühendislik hizmetlerini teşvik eden iki yasa bu dönemde yürürlüğe girmiştir lerde ise, makine ve elektronik sanayiler gibi teknoloji yoğun sanayilerin geliştirilmesini ve kalifiye insan gücünün yetiştirilmesini teşvik ederek, sanayide verimliliğin artırılmasını hedefleyen bir sanayi politikası izlenmiştir. Bu dönemde bilim ve teknoloji politikasının esasını ise teknik elamanların yetiştirilmesi, ülkenin teknoloji kapasitesinin ve yeteneğinin yükseltilmesine yönelik ulusal Ar-Ge projelerinin yürürlüğe konulması oluşturmuştur lı yıllardaki temel politika ise, sanayinin rekabet gücünü artırmaya yönelik politikalar olmuştur. Sanayi yapısının yeniden düzenlenmesi, inovasyon, enformasyon şebekesinin geliştirilmesi, insan kaynaklarının ve diğer kaynakların etkin kullanımı, bu dönemde izlenen sanayi politikasının temel taşları olmuştur. Günümüzde, G. Kore nin önüne koyduğu hedef 21. yüzyıl başlarında, bilim ve teknolojide, G-7 ülkelerinin düzeyine yakalamaya yönelik strateji oluşturmaktadır. Bu bağlamda lokomotif sanayilerin rekabet gücünü artırmak ve geleceğin sanayilerinin temellerini atmak için stratejik öneme sahip ileri teknolojik alanlar belirlenmiştir. Bunun için 31 3 Kore nin kalkınmasında sanayi ve teknoloji politikaları ile bu politikaların bir sonucu olarak gündeme gelen Yenilik Sistemi nin etkilerini belirtmek gerekir. Yenilik Sistemi ile insan kaynaklarının geliştirilmesine öncelik verilirken, sanayi hedeflemesine dayalı bir strateji uygulanmış, devlet tarafından bilim ve teknoloji altyapısının kurulması yoluna gidilmiştir.

32 şu sektörler öncelikli sektörler olarak tespit edilmiştir: Yeni biyoteknoloji ve ileri malzeme teknolojileri gibi jenerik teknolojiler; mühendislik bilimleri, uzay ve havacılık, okyanus, nükleer enerji ve ileri hassasiyet teknolojileri gibi disiplinlerarası teknolojiler (Göker, 2004; KOSEF, 1995; TÜBİ- TAK, 1996) Japonya, Güney Kore ve Tayvan gibi Doğu Asya ülkelerinde seçici sanayi politikalarının başarıyla uyguladığı genellikle kabül edilmektedir. Bu ülkelerde devlet, bir dizi sanayiyi teşvik etmek amacıyla ihtiyatlı bir şekilde devlet müdahalesini ve piyasa güdülerini kullanmıştır. Bu bağlamda devlet, sanayinin yapısını modernleştirmek ve verimliliği artırmak için çok sayıda politika önlemine başvurmuştur. Bu önlemler arasında, bebek sanayileri korumak, ihracat sübvansiyonları, yönlendirilen krediler (bunlar temel olarak devlet denetimindeki bankaların belirlenen sanayilere sağladığı düşük faizli krediler olarak işlemiştir), yol gösterici yatırım planlaması (indicative investment planning), endüstriyel yatırımların denetlenmesi ve eşgüdümle yürütülmesi ve Ar-Ge ye ve mesleki eğitime destek verilmesi şeklinde özetlenebilir. Japonya ve Kore de otomobil, çelik ve elektronik sanayilerinin, Tayvan da elektronik ve kimya sanayilerinin rekabet gücü kazanması sanayi politikası sayesinde gerçekleşmiştir (Chang & Grabel, 2005:106) li yılların sonrasında Japonya, Tayvan, Hong Kong, Güney Kore ve Singapur gibi ülkelerdeki iktisadi kalkınma deneyimleri genellikle tempolu yatırım artışları, yüksek tasarruf oranları ve yüksek verimlilik artışları çerçevesinde incelenmiş, devletin kaynak tahsis sürecindeki rolü vurgulanmıştır (Krugman, 1984). Japonya da Meiji reformları ile birlikte sanayileşme devlet eliyle kurulmaya başlamış, bu olgu II. Dünya Savaşı sonrasında devam etmiştir. Bu kalkınma paradigması Japonya yı izleyen diğer ülkeler tarafından da benimsenmiştir Singh (1995:8-12), Doğu Asya daki uzun süreli ve tempolu büyümeyi önceleyen temel parametrelerin yüksek tasarruf oranları ve yüksek birikim oranlarının yeni sermaye mallarında içerilen teknolojik ilerlemeye neden olduğunu belirtmektedir. Kore ile birlikte Asyalı Yeni Sanayileşen Ülkelerin hepsi beşeri sermaye kaynaklarını geliştirmek için kamu yatırımlarından ve devlet desteğinden yararlanmışlardır. Bu politikalar sayesinde Doğu Asya daki ülkeler sanayileşmede hızlı bir ivme yakalamışlardır (Hirst & Thompson, 1996: 144). Kore nin kalkınmasında devletin etkin rolü özellikle belirtilmelidir. Kore - nin en son teknolojileri yakalamasında ve bu teknolojileri geliştirmesinde devlet önemli bir işlev görmüştür. Devlet teknoloji enstitüleri ile teknolojik Ar-Ge ve eğitim altyapısını kurmuştur. Devlet, Kore de henüz oluşmakta olan sektörlerin korunması için uzun erimli önlemlere başvurmuş, ithalatta kısıtlamaya gitmiştir. Örneğin, ihracatı içerisinde önemli ağırlığa sahip televizyon ve kişisel bilgisayarlarda ithalat kısıtlamalarına giderek iç üretimin olumsuz etkilenmesini engellemiştir (Göker, 1993) Collins ve Park (1989) Kore deki tempolu verimlilik artışlarının, rekabet gücü ve refah düzeyi arasındaki açmazı ortadan kaldırdığını, ücret artışının yurt içi enflasyonun üzerinde gerçekleştiği durumlarda dahi, yüksek verimlilik artışlarının bunu telafi ederek, hem reel ücret artışlarını hem de tempolu ihracat artışlarını mümkün kıldığını belirtmektedir. Bu bağlamda, stratejik bir sanayileşme ve dış ticaret politikasının yanında, Güney Kore nin ihracat performansının yüksekliğini açıklayan en temel faktörlerin başında yüksek yatırım oranları ve bunun belirlediği tempolu verimlilik artışları etkili olmuştur Güney Doğu Asya ülkelerinin kalkınması için Chalmers Johnson tarafından geliştirilen Kalkınmacı Devlet ve onun özelliklerine kısaca değinmek gerekir. Johnson Kalkınmacı Devletin temel özelliklerini şöyle sıralamaktadır: 1.Devlet faaliyetinin temel amacı ekonomik büyüme ve üretimi (tüketim ve bölüşümün aksine) sağlayacak politikalara odaklanmak olmalı, 2.Yetenekli, dürüst ve disiplinli bir ekonomi bürokrasisini istihdam etmek, 4 Asya Krizi öncesi yazında Yedi Ejderha olarak tanımlanan Doğu Asya ülkelerindeki tempolu büyüme ve dinamikleri üzerine kalkınma iktisadı yazınında çok sayıda çalışma yapılmıştır. Hiç kuşkusuz bu çalışmalardan en bilineni Dünya Bankası tarafından hazırlanan ve 1993 yılında yayınlanan The East Asian Miracle: Economic Growth and Public Policy isimli rapordur. Rapor, Güney Kore, Tayvan, Singapur ve Hong Kong gibi ülkelerden oluşan Dört Kaplan dışında, Malezya, Tayland ve Endonezya gibi Doğu Asya ülkelerini de kapsamaktadır (World Bank, 1993). Rapor, Güney Doğu Asya ülkelerinde gerçekleşen mucizenin arkasında esas olarak makro ekonomik istikrarın olduğunu, devlet müdahaleleri ile büyüme arasında istatistikel bir ilişki ya da nedensellik kurmanın zor olduğunu vurgulamaktadır. Ancak buna rağmen Rapor, önceki neo-klasik ortodoks yaklaşımdan göreli bir kopuşu da ifade etmekte, bu ülkelerde yapılan devlet müdahalelerinin sınırlı da olsa katkı yapmış olabileceğini belirtmektedir. 32

33 3.Bu yetenekli, bürokratik kadroları endüstriyel gelişmeyle görevlendirilmiş öncü bir kurumda (örneğin, Japonya nın MITI si, Kore - nin Ekonomik Planlama Kurumu, Tayvan ın Endüstriyel Kalkınma Bürosu) toplamak, 4.Etkin bir karar alma mekanizmasının temeli olarak, bilgi alışverişi ve önemli konularda işbirliğini teşvik etmek için bürokratik ve iş çevrelerinin elit kesimleri arasında yakın bağları kurumsallaştırmak, 5.Bu kurumları özel çıkar gruplarının gündelik baskılarından ve büyümeden taviz isteyen kesimlerin taleplerinden uzak tutmak (Weiss & Hobson, 1999: 175) olarak sıralanabilir Luther in (1984) vurguladığı gibi, Kore ve G. Doğu Asya ülkelerinin kalkınmasında Japonya etkisini ayrıca belirtmek gerekir. Luther, Kore ekonomisinin büyük ölçüde Japon ekonomisinin bir uzantısı olarak geliştiğini belirtirken, Sönmez (2001), Japonya nın Kore ve diğer G. Doğu Asya ülkeleri için rol model işlevi gördüğünü belirtmektedir: Japonya daki iktisadi büyüme dalgasını önce Tayvan, Kore, Hong-Kong ve Singapur; daha sonra Malezya, Tayland, Endonezya gibi ülkeler izlemiştir. Bu gelişme Uçan Kaz sürüsüne benzetilmektedir: En başta Japonya, arkasından birinci grup ülkeler onların arkasında da ikinci ve üçüncü grup ülkeler yer almaktadır. 5. Sonuç Kore deneyimi genel olarak incelendiğinde ülkemiz için çıkarılabilecek dersler kısaca şöyle özetlenebilir: Ekonomik kalkınma için eğitim ve bu anlamda yetişmiş insan gücü vazgeçilmez unsurların başında gelmektedir. Başka bir anlatımla, bilim ve teknolojide sıçrama gerçekleştirmek isteyen gelişmekte olan bir ülkenin öncellikle nitelikli bilim insanları ve teknik eleman yetiştirmesi gerekmektedir. Yine Kore deneyiminden çıkarılabilecek en temel sonuçlardan biri de, Türkiye gibi henüz gelişmekte olan bir ekonomide sanayi ve teknoloji politikaları/stratejileri olmaksızın hızlı kalkınma temposunu yakalayabilmek ve bunu sürdürebilmek neredeyse imkansızdır. Kaynakça Amsden, A. (1993), Structuralist Macroeconomics Underpinnig of Effecive Industrial Policy: Fast Growth in the 1980s in Five Asian Countries, UNCTAD Discussion Paper, No:57. Chang, H. (1994), The Political Economy of Industrial Policy, St. Martin Press, Londra. Chang, H. J ve I. Grabel (2005), Kalkınma Yeniden Alternatif İktisat Politikaları Elkitabı, Çeviren: Emre Özçelik, İmge Kitabevi, Ankara. Collins, S. M., and Park, W. (1989), External Debt and Macroeconomic Performance in South Korea., in (eds) J. D Sachs and S. M. Collins, Developing Country Debt and Economic Performance, 1989, National Bureau of Economic Research. Göker, H. Aykut (2004), Pazar Ekonomilerinde Bilim ve Teknoloji Politikaları ve Türkiye, TMMOB Makina Mühendisleri Odası, Ankara, Göker, H. Aykut (1993), Serbeset Pazar Ekonomisi Ülkelerinde Sanayi(leşme)-Teknoloji (ye Yetişme) Politikaları ve Devletin Rolü, TMMOB Makine Mühendisleri Odası, Ankara. Hirst, P ve G. Thompson (1996), Küreselleşme Sorgulanıyor, Dost Kitabevi, Ankara. KOSEF (1995), 1995 Data Book and S+T Indicators, Kore Science and Engineering Foundation., Korea. Kotler, P., S. Jatusripitak. S. Maesincee (2000), Ulusların Pazarlanması (Ulusal Refahı Oluşturmada Stratejik Bir Yaklaşım), Çeviren: Ahmet Buğdaycı, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. Krugman, P. (1994), The Myth of Asia s Miracle, Foreign Affairs, 73 (63-78). Luther, H.Ulrich (1984), Güney Kore Bir Model Olabilir mi?, Belge Yayınları, İstanbul. Pack, H. ve Page, J. M (1993), Accumulation, exports and growth in the High Performing Asian Economies, WB Development Report. Schmitz, H. (1984), Industrialization Strategies in Less Developed Countries: Some Lessons of Historical Experience, Journal of Development Studies, Singh, A. (1995), How Did East Asia Grow so Fast?, UNCTAD Discussion Paper, No. 97, Sönmez, A. (2001), Doğu Asya Mucizesi ve Bunalımı, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul. TÜBİTAK (1996), Bilim ve Teknoloji Yönetim Sistemleri Ülke Örnekleri ve Türkiye, Bilim ve Teknoloji Strateji ve Politika Çalışmaları TÜBİTAK BTP 96/01, Ankara. Türkcan, E. (2009), Dünya da ve Türkiye de Bilim, Teknoloji ve Politika, İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları. UNIDO (1997), Industrial Development-Global Report 1997, Un Office at Vienna: Oxford University Press. World Bank (1993), The East Asian Miracle: Economic Growth and Public Policy, Washington, DC: World Bank

34 Filiz KESKİN Kıdemli Uzman Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğü ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARINDAN NÜKLEER ENERJİ Dünyada 1970 li yıllarda yaşanan petrol darboğazı, nükleer enerji üretimine olan ilgiyi artırmıştır ve 1980 li yıllarda işletmeye alınan reaktör sayısı hızlı bir artış gösterirken, nükleer santral kazaları 1990 lı yıllarda reaktör sayısı artış hızını azaltmıştır. 34

35 ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARINDAN NÜKLEER ENERJİ GİRİŞ Dünyada 1970 li yıllarda yaşanan petrol darboğazı, nükleer enerji üretimine olan ilgiyi artırmıştır ve 1980 li yıllarda işletmeye alınan reaktör sayısı hızlı bir artış gösterirken, nükleer santral kazaları 1990 lı yıllarda reaktör sayısı artış hızını azaltmıştır li yıllarla birlikte enerji güvenliği, dünya politik ve sosyal gündeminin en önemli konularından biri olurken, ülkelerin enerji kaynaklarını çeşitlendirerek enerji arz güvenliğini hedeflemeleri, nükleer enerji üretimine olan ilgiyi yeniden artırmıştır. Bu bağlamda, yenilenebilir enerji kaynakları yanında nükleer ve radyolojik yönden, çağdaş, modern ve güvenli yeni kuşak nükleer güç santrallerinin kurulması yönünde araştırma ve faaliyetler devam etmektedir. 1. NÜKLEER ENERJİ VE NÜKLEER SANTRALLARDA ENERJİ ÜRETİMİ 35 Nükleer enerji, fisyon ve füzyon tepkimeleri ile atom çekirdeklerinin parçalanması sonucunda elde edilen enerjidir. Nükleer reaktörler, nükleer enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Temel olarak fisyon sonucu açığa çıkan nükleer enerji, nükleer yakıt ve diğer malzemeler içerisinde ısı enerjisine, bu ısı enerjisi de kinetik enerjiye ve sonra da jeneratör sisteminde elektrik enerjisine dönüştürülür. Nükleer santrallerde enerji, merkezde bulunan reaktörün içinde üretilen ısıyla sağlanır. Bu ısı, uranyum atomunun zincirleme reaksiyonu sonucu elde edilir. Bu reaksiyon kontrollü bir şekilde yapılır. Nötronların hızı önce modülatörden geçirilerek yavaşlatılır ve böylece diğer çekirdeklerin parçalanmaları kolaylaştırılır. Reaktörde açığa çıkan nötronları emme yeteneği olan kontrol çubukları vardır. Kontrol çubukları ile nötronlar bırakılarak ya da çekilerek reaksiyonlar kontrol altına alınır. Bölünen uranyum atomları ısı verir. Çubuklardan çıkan bu ısı, reaktörün çevresini saran gaz tabakası tarafından emilir. Isınan gaz, ısı değiştiricisi de denilen ısı eşanjörüne alınır. Isı eşanjörleri, gazda bulunan ısıyı ufak boruların içindeki suya verirler. Isı eşanjörünün üstündeki su aşırı ısınma sonucu buharlaştırılır. Bu şekilde oluşturulan buhar, hem yüksek ısıya hem de yüksek bir basınca sahiptir. Bu yüksek basınç ve sıcak buhar kalın borularla türbinlere yollanır. Türbin içinde bulunan pervane basınçlı gazla döner. Türbin jeneratöre bağlıdır ve hızla dönünce enerji üretir. Uranyum sadece su üretmez, radyasyon da üretir. Bu nedenle reaktör, içindeki radyasyonu dışarıya çıkaramayacak şekilde çelik ve çok kalın betonla örtülüdür. Kontrol odasında süreç, büyük bir dikkatle monitörlerden izlenir. 2. NÜKLEER ATIKLARIN KORUNMASI VE SAKLANMASI Enerji üretim sürecinde, uranyum atomlarındaki enerji tükendiğinde, geriye kalan uranyum çubukları radyasyon nedeniyle, özel, kalın muhafazalı yöntemlerle alınırlar. Uranyum çubukları soğuyuncaya ve radyasyon normal düzeye gelinceye kadar su altında saklanırlar. Radyasyon analizleri sonucunda radyasyon düzeyi yüksek olanlar ayrılır ve bu amaçla yapılmış özel binalara alınır. Radyasyonu normal düzeye inen katı cisimler toprağa gömülürken, sıvı denize verilir. Nükleer santrallerde kullanılan yakıtlar, yıl süre ile santral sahasında saklanırlar. Bu dönemde aktivitelerinin % 98 den fazlasını kaybederler. Nükleer üretim sürecinde en önemli sorun, cam -

36 laştırılan radyoaktif maddelerin kademeli koruma sisteminde kurşun, beton ve korozyona dayanıklı kaplar içine alınarak, bu kapların da jeolojik olarak kararlı bölgelerde yerin yaklaşık 1000 m. altında beton zırhlı galerilerde saklanmasıdır MW gücündeki bir nükleer reaktör, yılda yaklaşık 27 ton (7 m3) kullanılmış yakıt üretmektedir. 3. NÜKLEER ENERJİ HAMMADDE KAYNAKLARI Uranyum ve toryum bileşikleri nükleer enerji hammaddeleridir. Her iki radyoaktif element de yer kabuğunda doğal bileşikler olarak bulunur. Nükleer reaktörlerde yakıt olarak kullanılan uranyum, yer kabuğundan çıkarıldıktan sonra çeşitli işlemlerden geçirilerek yakıt haline getirilir. Yaklaşık olarak 1 kg. uranyumun vereceği enerji 25 ton kömürün yakılmasıyla elde edilir. Toryum bileşikleri uranyum gibi yakıt haline getirildikten sonra doğrudan reaktörlerde kullanılamazlar. Ancak uranyumla çalışan bir reaktörde ışınlanarak bölünebilen maddelere dönüştürülürler ve enerji üretebilir hale getirilirler. Toryumun nükleer yakıt olarak kullanılması ile ilgili araştırmalar devam etmektedir. Dünyada henüz toryumla çalışan ticari ölçekli bir nükleer reaktör bulunmamaktadır. Dünyada bilinen toplam görünür uranyum kaynağı ton, muhtemel uranyum kaynağı ton ve mümkün uranyum kaynağı tondur. Görünür uranyum kaynaklarının tonu (% 0,29 u) Türkiye de bulunmaktadır. Dünyada işletmede olan 372 GW üretim kapasiteli 438 nükleer santralin uranyum yakıt talebi tondur yılı itibariyle dünya uranyum üretiminde ilk sırayı % 28 ile Kanada almakta, % 23 ile Avustralya, % 10 ile Kazakistan, % 8 ile Rusya, % 8 ile Namibya ve % 7 ile Nijerya uranyum üretiminde diğer önemli ülkeler olmaktadır. Toryum, doğada uranyumdan yaklaşık üç kat daha fazla bulunmaktadır. Dünyada 2006 yılı verilerine göre bilinen toryum rezervinin bin ton olduğu tahmin edilmektedir. Dünya toryum kaynaklarının % 18 i ( ton) Avustralya, % 16 sı ( ton) ABD, % 15 i ( ton) Türkiye, % 13 ü ( ton) Hindistan, % 12 si ( ton) Venezüella ve % 9 u ( ton) Brezilya da bulunmaktadır. Toryumlu yakıt denemeleri 1960 ların ortalarında başlamasına rağmen güç reaktörlerinde kullanılmasına 1976 da başlanmıştır. Almanya, Hindistan, Japonya, Rusya, İngiltere ve ABD de araştırma-geliştirme çalışmaları sürdürülmektedir. Zengin toryum kaynaklarına sahip olan Hindistan toryuma dayalı olarak geliştirdiği nükleer programını uygulama safhasında bulunmaktadır. Nükleer yakıt olarak kullanılan uranyumla ilgili yakıt teknolojisi pek çok ülkede mevcuttur. Dünyadaki uranyum stoklarının ve rezervlerinin fazlalığı nedeniyle gelecekte yakıt temininde ve maliyetlerinde fazla bir değişim beklenmemektedir. Nükleer enerjide yakıt maliyetinin toplam üretim maliyeti içindeki payı % gibi düşük oranlardadır. Nükleer santrallerin önemli bir özelliği taze yakıtın kolayca depolanabilmesidir. Böylece uzun bir süre yakıt üreticilerine bağlı kalmadan enerji üretimi mümkün olabilmektedir. DÜNYA TORYUM KAYNAKLARI Norveç 5% Brezilya 9% Rusya 3% Diğer Mısır 6% 4% Avustralya 17% ABD 16% Venezuella 12% Hindistan 13% Türkiye 15% 36

37 4. DÜNYA NÜKLEER ENERJİ ÜRETİMİ VE ÜRETİMDE BEKLENEN GELİŞMELER Dünyada 1970 li yıllarda yaşanan petrol darboğazı nükleer enerji üretimine olan ilgiyi artırmıştır ve 1980 li yıllarda işletmeye alınan reaktör sayısı hızlı bir şekilde artış göstermiştir. Bu yıllarda 332 reaktör faaliyet gösterirken Three Mile Island ve Çernobil nükleer kazaları nükleer reaktör sayısındaki artış hızını azaltmıştır lı yıllarda 19 nükleer reaktör devreye girmiş, 2000 ve 2005 yılları arasında da 6 reaktör işletmeye alınmıştır. Nükleer santraller sadece 30 ülkede faaliyet göstermesine rağmen nükleer elektrik dünya elektrik üretiminin yaklaşık % 16 ını sağlamaktadır. Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) verilerine göre 2007 yılı itibariyle dünyada 438 nükleer güç reaktörü faaliyette olup nükleer güç kapasitesi 372 GW dir. Dünya elektrik talebinin yaklaşık olarak 2006 da % 15 i, 2007 de % 16 sı nükleer üretim ile sağlanmıştır. Dünyada en fazla nükleer santral 104 adet ( MW) ile ABD de, 59 adet ( MW) ile Fransa da, 55 adet ( MW) ile Japonya - da ve 31 adet ( MW) ile Rusya da bulunmaktadır. Dünyada sanayileşmiş pek çok ülke elektrik üretiminin önemli kısmını nükleer reaktörlerden sağlamaktadır. Örneğin, elektrik üretiminde nükleer elektrik üretiminin aldığı pay, Fransa da % 78, Belçika da % 54, İsveç te % 48, Güney Kore de % 39, İsviçre de % 37, Japonya da % 30, Finlandiya da % 28, ABD de % 19 ve İngiltere de % 18 dir. Nükleer elektrik üretimi sanayileşme aşamasında olan bazı ülkelerde de ülke ekonomilerine önemli oranlarda katkı yapmaktadır. Örneğin, Litvanya % 72, Slovakya % 57, Ukrayna % 48, Bulgaristan % 44, Ermenistan % 42, Slovenya % 42 ve Macaristan % 38 oranlarında nükleer enerji yoluyla elektrik üreten ülkelerdir. Kurulu nükleer güç kapasitesinin % 33 ü Batı Avrupa, % 30 u Kuzey Amerika, % 21 i Uzak Doğu, % 13 ü Doğu Avrupa ve % 3 ü diğer bölgelerde yer almaktadır. TABLO 1: NÜKLEER SANTRALLAR NÜKLEER SANTRALLAR MW (2007) Ülke Adı Sayı Kapasite Ülke Adı Sayı Kapasite 1 ABD Slovak C Fransa İsviçre Japonya Finlandiya Rusya Macaristan G. Kore Arjantin İngiltere Brezilya Kanada Bulgaristan Hindistan Meksika Almanya Pakistan Ukrayna G. Afrika Çin Ermenistan İsveç Litvanya C İspanya Hollanda Belçika Romanya Çek C Slovenya TOPLAM Kaynak: IAEA 37

38 TABLO 2: DÜNYA NÜKLEER KURULU GÜÇ KAPASİTESİ VE PROJEKSİYONU (GW) Ülke Grubu Düşük Yüksek Düşük Yüksek Düşük Yüksek Kuzey Amerika Latin Amerika Batı Avrupa Doğu Avrupa Afrika Orta Doğu ve Güney Asya G. Doğu Asya ve Pasifik Uzak Doğu TOPLAM Kaynak: International Atomic Energy Agency, Annual Report 2007 Uluslararası Atom Enerji Ajansı nın tahminlerine göre, 2006 yılı itibariyle 370 GW olan dünya toplam nükleer kurulu gücü, 2030 yılı itibariyle, düşük tahmin senaryosuna göre 447 GW ve yüksek tahmin senaryosuna göre 691 GW olacaktır. Dünya nükleer kurulu gücünün, 2030 yılında düşük tahminlere göre % 21, yüksek tahminlere göre de % 86 oranında artacağı öngörülmüştür yılında Çin, Hindistan ve Romanya da toplam kurulu gücü MW olan yeni üniteler yapılırken, 2 adet Çin, 2 adet Güney Kore ve diğerleri Japonya, Fransa ve Rusya da olmak üzere 7 adet nükleer santral yapımına başlanmıştır yılında 10 adet nükleer santral yapımına başlanmıştır. Nükleer enerjide payını artırmak isteyen Çin MW lık 6 adet santral yapımına başlamıştır. Rusya da MW iki adet, Güney Kore de 960 ve 1360 MW iki adet santral yapımı devam etmektedir. Finlandiya da tesis aşamasında olan OLKILUOTO 3 PWR Nükleer Santrali. Fransız bir firma tarafından kurulan santralın, inşaat süresi uzamış olup yatırım maliyetlerinde de % 50 nin üzerinde artışlar yaşanmıştır yılında Çin de MW lık santral inşasına başlanmıştır. Japonya da da 806 MW lık nükleer santral resmi olarak kapatılmıştır. Nükleer santraller elektrik üretiminin sürekliliği açısından, termik ve hidrolik santrallere göre daha emre amadedir. Dünya ölçeğinde nükleer enerjinin geleceğini etkileyecek başlıca faktörler: Petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtların fiyatlarındaki aşırı artışlar, Ülkeler arasında yoğunluğu giderek artan enerji arz güvenliği kaygıları, Fosil yakıtların kullanımı sonucu oluşan sera gazı emisyonları nedeniyle oluşan küresel ısınma ve iklim değişiklikleri, Küresel düzeyde nükleer başlıklı füzeler ya da nükleer silahların yayılması bağlamında nükleer güvenlik ve nükleer güvenlik endişeleri, Faaliyette olan nükleer reaktörlerin iyi ve güvenli performans kayıtları, Nükleer enerji ile ilgili ulusal politikaların benimsenmesi bağlamında kamuoyunun açık ve şeffaf bir şekilde bilgilendirilmesi şeklinde sayılmaktadır. 38

39 5. NÜKLEER SANTRALLERİN KURULUŞ VE ÜRETİM MALİYETİ Ocak 2007 tarihli Uranyum Bilgi Merkezi nin Nükleer Santrallerin Ekonomisi raporunda yer alan nükleer santral tesis bedeli ve nükleer elektrik üretim maliyetleri projeksiyonu aşağıda verilmektedir. TABLO 3: NÜKLEER SANTRAL TESİS BEDELİ Nükleer Santral Tesis Bedeli (*) $/kw $/kw $/kw Tesis Süresi Santral Ömrü Elektrik Üretim Maliyeti cent/kwh Tek Ünitelik 7 yıl 40 yıl 5,3 6,2 7,1 Santral 5 yıl 60 yıl 4,3 5 5,8 8 Ünitelik 7 yıl 40 yıl 4,2 4,2 4,9 Santral 5 yıl 60 yıl 3,4 3,4 3 (*)Termik ve nükleer santral fiyatlarında son iki yılda fiyatların arttığı ve Batı üretimi birim kurulu güç maliyetlerinin kömür santrallerinde $/Kw ve nükleer santrallerde $/kw ı aştığı söylenmektedir. Kaynak: Nevzat ŞAHİN, Nükleer Santrallerin Ekonomisi. Tablodan görüldüğü gibi, nükleer santrallerin ekonomik yapılabilirliği için yatırım bedellerinin düşürülmesi gerekmektedir. Nükleer santral kurulacak bölgede alt yapının tamamlanmış ve yer lisansı sorunlarının çözülmüş olması, yatırım süresini kısaltacak ve yatırım maliyetlerinde düşmeyi sağlayacaktır. Nükleer santral tesisinde, aynı bölgede, aynı dizayn ve tipte ünitelerin aynı firma tarafından kurulması da yatırım maliyetini düşüren önemli bir faktör olmaktadır. 6. ULUSLARARASI ATOM ENERJİSİ AJANSI (IAEA) Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, nükleer alanda dünya işbirliği merkezidir. Birleşmiş Milletler bünyesinde 1957 de kurulmuş olup merkezi Viyana dadır te yürürlüğe giren nükleer silahların yayılmasının önlenmesi antlaşması ile atom ve enerjisinin barışçıl amaçlarla kullanılması, nükleer silah üretimine yol açmaması için çalışmalar yapmakla görevlendirilmiştir. Büyük güçte üniteler seçilmesi yatırım maliyetlerini düşürmektedir. Nükleer santrallerin enerjide dışa bağımlı ülkeler için en avantajlı tarafı yakıtın üretim maliyetleri içinde % dolayında küçük bir payının olmasıdır. Yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalar nükleer santralleri diğer fosil yakıtlı elektrik santrallerinde olduğu kadar etkilemez. 110 devletin üye olduğu IAEA na Türkiye de tarih ve 7015 sayılı yasa uyarınca üyedir. 39

40 7. TÜRKİYE DE NÜKLEER ENERJİ Türkiye de nükleer enerji üretiminin temel enerji üretim kaynakları arasında yer almasına yönelik, nükleer santrallerin kurulması ile ilgili Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin 5710 Sayılı Kanun tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ulusal Nükleer Teknoloji Politikası gereğince, elektrik enerjisi arz ve talep projeksiyonlarına bağlı olarak, yerli kaynakların tam olarak değerlendirilmesi politikasına ilaveten 2015 yılından başlayarak MW gücünde nükleer santral kapasitesinin işletmeye alınması planlanmıştır. Bu üretim, doğal uranyum kullanan reaktör teknolojileri ve basınçlı su reaktörü teknolojileri ile karşılanacaktır. Nükleer güç santrallerinin kurulmasına ilişkin süreç devam etmekte olup Mersin-Akkuyu da kurulması planlanan Türkiye nin ilk nükleer santralının lisansı alınmıştır. Sinop ta kurulması düşünülen santral için de lisanslama çalışmaları devam etmektedir sayılı Kanun da yer alan takvime göre, tarihinde sayılı Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun Kapsamında Yapılacak Yarışma ve Sözleşmeye İlişkin Usul ve Esaslar ile Teşvikler Hakkında Yönetmelik yürürlüğe girmiştir. Ayrıca 5710 sayılı Kanunun 3. maddesinde belirtilen nükleer santral kurup işletecek şirketlerin karşılaması gereken Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Ölçütleri de 2690 sayılı TAEK Kanununun verdiği görev ve sorumluluklar çerçevesinde ilgili kurum tarafından hazırlanmıştır yılında kurulan Atom Enerjisi Komisyonu, 1982 yılında 2690 sayılı Yasa ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) na dönüştürülerek yeniden yapılandırılmıştır. TAEK Türkiye de nükleer alanda araştırma-geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra düzenleme ve denetim faaliyetlerini de sürdürmektedir sayılı Yasa da belirtildiği gibi TAEK, Türkiye de nükleer tesislere ve radyasyon kaynaklarına ilişkin her türlü izin ve lisans verme çalışmalarıyla denetim faaliyetlerini yürütmekte olan düzenleyici bir kurumdur. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ölçütlerine göre; Nükleer güç santralı güncel ve kanıtlanmış teknolojik yenilikleri kapsamalıdır. Başta Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nın güvenlik standartları mevzuatına uygun olmalıdır. Santralın ciddi kaza sınıfına giren kazalara karşı radyolojik sonuçları hafifletecek önlemleri alacak şekilde tasarlanmış olması gerekir. Nükleer güç santralı, saha şartlarından kaynaklanan gerekler ve şartlar hariç, tasarımcı ülkenin yürürlükteki güncel mevzuatına uygun olacaktır. Kurulacak nükleer santralın sınanmış ve güvenilirliği kanıtlanmış reaktör tiplerinden seçilmesi amacıyla, değerlendirmeye alınacak reaktör tipleri, doğal uranyum kullanan basınçlı ağır su ve zenginleştirilmiş uranyum kullanan basınçlı su ile kaynar hafif su reaktörleridir. Nükleer güç santralının tasarım ömrü en az 40 yıl olacaktır. Değerlendirmeye alınacak santral tipleri teknolojik olarak sınanmış olacaktır. Geliştirilme aşamasında olan ve prototip/ gösterim tesisi kurmayı gerektiren santrallerin kurulmasına izin verilmeyecektir. Yakıt teknolojisi sınanmış olacaktır. Doğal uranyum ve zenginleştirilmiş uranyum kullanan reaktörler değerlendirmeye alınacaktır. Yerli katkı payına yönelik plan ve program önerilecektir. Santralın işletme deneyimi değerlendirmede dikkate alınır. İşletme deneyimi örnek santrallerin yıllara bağlı olarak, planlı ya da plansız reaktör kapatma sıklığı ve süresi, yük faktörü, emre amadelik oranı, üretilen enerji gibi parametreleri kapsayacaktır. Nükleer güç santralının her ünitesinin garanti edilen net elektrik gücü 600 MW dan büyük olacaktır. 40

41 8. TÜRKİYE NİN NÜKLEER HAMMADDE REZERVLERİ Türkiye de 1953 yılından itibaren MTA tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda: Yozgat-Sorgun (3850 ton uranyum oksit), Salihli-Köprübaşı (2852 ton uranyum oksit), Aydın-Demirtepe (1729 ton uranyum oksit), Uşak-Fakılı (490 ton uranyum oksit), Aydın-Küçükçavdar (208 ton uranyum oksit), Çanakkale-Ayvacık (250 ton uranyum oksit) Bölgelerinde ekonomik olabilecek uranyum rezervleri bulunmuştur. Türkiye nin toplam uranyum rezervinin ton uranyum oksit üzerinde olduğu söylenebilir. Türkiye, dünya ölçeğinde uranyum madeni açısından zenginlik sınıflandırmasında normal-fakir ülkeler grubunda yer almaktadır. Nükleer yakıt olarak kullanılması ile ilgili araştırmaların halen devam ettiği toryum madeninde ise Türkiye dünyada en büyük rezerve sahip ülkelerden biridir. Eskişehir-Sivrihisar bölgesinde belirlenen rezerv ton dolayındadır. Bu bölgede ve Malatya- Hekimhan, Kayseri-Felahiye ile Sivas ve Diyarbakır bölgelerinde toryum yatakları araştırılmaktadır. Dünya maden potansiyeline bakıldığında, Türkiye toryum madeninde önemli bir potansiyele ( % 15 ile üçüncü sırada) sahip olmakla birlikte, ortalama tenör düşüklüğü ve rezerv yapısının karmaşık olması, toryumun tek başına ekonomik olarak çıkarılabilirliğini güçleştirmektedir. Toryumun ayrılma/saflaştırma teknolojisinin geliştirilmesi çalışmaları 2003 yılından itibaren TAEK, MTA ve ETİ-Holding tarafından ortaklaşa yürütülmektedir. Sonuç olarak, Türkiye nin uranyum kaynakları nükleer santral için tek başına yeterli değildir. Toryum tabanlı yakıt çevrimi de henüz ticari olarak kullanım aşamasında değildir. Ancak yine de Türkiye için mevcut uranyum ve toryum kaynakları, gelecekte nükleer enerji üretimi söz konusu olduğunda hammadde arzı açısından bir güvence oluşturmaktadır. 41

42 GENEL DEĞERLENDİRME Dünyada, 30 ülkede 438 adet nükleer santral bulunmakta olup, nükleer üretim, dünya elektrik üretiminin yaklaşık % 16 sını sağlamaktadır. Nükleer enerji üretiminin avantajları: Diğer santral türlerine göre sürekli enerji üretimi açısından daha güvenli ve emre amade olması, Fosil yakıtlı santraller gibi üretim sürecinde karbondioksit salınımı olmadığı için çevre kirliliğine neden olmaması, Diğer santral türlerine göre, daha düşük birim maliyetlerle çalışması, işletme maliyetlerinin düşük olması, Yakıt maliyetinin toplam üretim maliyeti içindeki payının % gibi küçük oranlarda olması, Nükleer alanda bilimsel çalışma ve araştırmaların sürdürülmesi, Nükleer santrallerde taze yakıtın kolay depolanabilme özelliğine bağlı olarak uzun süre yakıt üreticilerine bağlı olmadan enerji üretiminin mümkün olabilmesi, Yakıt kaynaklarının göreli olarak siyasi istikrarın daha fazla olduğu ülkelerde bulunması, Nükleer santrallerde gerek elektrik gerekse ısı enerjisinin aynı zamanda üretiminin mümkün olması gibi avantajlar olarak sayılmaktadır. Nükleer enerji üretimin dezavantajları ise: Kuruluş maliyetlerinin yüksek olması, Nükleer enerji üretiminin, radyasyon nedeniyle, tamamen güvenli ve kontrollü üretimi gerektirmesi, nükleer santrallerde fisyon tepkimelerinin hatasız kontrol edilmesi gerekliliği, Nükleer enerji üretim sürecinde oluşan radyoaktif maddelerin korunması ve saklanmasındaki güçlükler, kullanılan yakıtların yıl süre santral sahasında saklanması ve kademeli koruma sisteminde kurşun, beton ve korozyona dayanıklı kaplar içinde yerin yaklaşık 1000 metre altında beton zırhlı galerilerde saklanması gerekliliği, Deprem açısından, jeolojik açıdan stabil alanlarda kurulmasının gerekliliği, gibi önemli dezavantajlardır. Dünyada gelecekteki enerji arz ve talep projeksiyonları ve bunların değerlendirilmesi, çeşitli ulusal ve uluslararası organizasyonların sürekli faaliyetlerini oluşturmaktadır. IAEA ve nükleer teknoloji ile ilgili organizasyonlar, nükleer yakıt temini, nükleer atıkların yönetimi ve idaresi, radyoaktif atıkların son depolanması ya da nihai olarak nükleer atıkların safdışı bırakılması ve arıtılması ya da çevreden tecridi konularında nükleer güç projeksiyonlarını yoğun şekilde kullanmaktadırlar. Ülkeler, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve bu yolla enerji arz güvenliğini sağlamayı hedeflemektedirler. Bu bağlamda nükleer ve radyolojik güvenlik yönünden son derece çağdaş, modern ve güvenli yeni kuşak nükleer güç santrallerinin, dünyada çevre, teknoloji ve güvenlik kültürü açısından önemli katkılar sağlayacağı söylenmektedir. Türkiye de de ulusal nükleer teknoloji politikası gereğince, elektrik enerjisi arz ve talep projeksiyonlarına bağlı olarak, yerli kaynakların tam olarak değerlendirilmesi politikasına ilaveten 2015 yılından başlayarak MW gücünde nükleer santral kapasitesinin işletmeye alınması planlanmıştır. Mersin-Akkuyu da nükleer güç santrallerinin kurulmasına ilişkin süreç devam etmekte olup bir Rus firması tarafından teklif verilen tarihli ihale sonucu netlik kazanmamıştır. Türkiye de nükleer santral kurulmasına ilişkin süreç değerlendirildiğinde, (büyük yatırım tutarları gerektiren nükleer santrallerin inşaat süreleri de dikkate alınarak), bir nükleer üretim tesisinin faaliyete geçmesinin, 2015 yılından daha sonraki dönemlere kalmasının olası olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, Türkiye nin ekonomik kalkınma ve büyümesi için, zorunlu olan güvenilir ve sürekli enerji arzının sağlanması açısından, genel olarak enerji sektörüne, özellikle de yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımlar önemini korumaktadır. 42

43 KAYNAKLAR International Atomic Energy Agency, Annual Report Uranyum ve Toryum (Nükleer Enerji Hammadde Kaynaklarımız), Prof. Halis ÖLMEZ,Ondokuz Mayıs Üniversitesi. Nükleer Santraller ve Gelecekte Nükleer Enerji Projeksiyonları, Ahmet Cangüzel TANER,TAEK. Nükleer Santrallerin Ekonomisi ve Nükleer Santraller Kanunu, Nevzat ŞAHİN. Cumhuriyet Enerji Eki,

44 Esin Eren Kıdemli Uzman Teknoloji İzleme ve Araştırma Müdürlüğü ATIKTAN ENERJİ VE FİNANSMANI Atık projelerinde en önemli fark ise karbon kredileridir. Atıktan enerji finansmanında karbon kredileri büyük önem taşımaktadır. Atık projelerinde metan bertaraf edildiği için karbon kredilerinin miktarı oldukça yüksektir. 44

45 ATIKTAN ENERJİ VE FİNANSMANI KISA ÖZET İklim değişikliğinin tehdidi altında sürdürülebilir kalkınmanın önemi ve buna paralel olarak yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyaç günden güne artmaktadır. Bir biyokütle enerjisi olan çöp gazı yenilenebilir enerjiler içinde yer almaktadır. Çöp gazının ağırlıklı olarak metan ve karbondioksitten oluşması ve çöp gazı tesislerinde metanın bertaraf edilmesi nedeniyle bu tesisler karbon kredileri açısından oldukça şanslıdırlar. Bu tesislerin finansmanında da karbon kredileri oldukça önemlidir. 45 İklim değişikliğinin hepimizi tehdit ettiği günümüzde kalkınma özellikle de sürdürülebilir kalkınma her zamankinden daha büyük önem arz etmektedir. Sürdürülebilir kalkınma ise kaynakların optimum fayda ile kullanılması ile mümkündür. Özellikle fosil yakıtların daha az kullanılmasına özen göstermek gerekmektedir. Çünkü bu yakıtların çevreye negatif etkileri mevcuttur. Bugün insanların sorumluluğu, bu kaynakları mümkün oldukça az kullanmak ve kullanmaktan çekinmek, bunları gelecek nesillerin de kullanmasına imkân sağlamaktır. Bu anlamda yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanımı büyük önem arz etmektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları Biyokütle Enerjisi Güneş Enerjisi Hidroelektrik santraller Jeotermal Enerji Rüzgâr Enerjisi Dalga, akıntı, gel-git Hidrojen Enerjisi Ana başlıkları altında incelenilebilir. Bu bölümde özellikle biyokütle enerjisi üzerinde durulacaktır. Her türlü yeşil bitkilerden (bitki ve ağaçlardan) ve hayvan artıklarından oluşan organik ürünler biyokütle olarak adlandırılmaktadır. Aslında bu, diğer bir güneş enerjisi sekli olup, bu enerji fotosentez yolu ile yeşil bitkilerde kimyasal enerji olarak depolanmaktadır. Bu enerji yakılarak ısıl enerjiye ve elektrik enerjisine çevrilmekte veya katı yakıt, sıvı ve gaz halinde enerji taşıyıcısı olarak da kullanılabilmektedir. Enerji üretiminde kullanılabilecek biyokütle kaynakları; bitkisel kaynaklar, bitkisel yağlar, hayvansal atıklar, şehir ve endüstri atıkları seklinde sınıflandırılabilir. Biyokütle ise modern ve klasik olarak iki başlık altında değerlendirilmektedir. Biyokütle, bazı işlemlerle etanol, metan ve biyodizel yakıtlarına dönüştürülmektedir. Bunlar modern biyokütle olarak adlandırılmaktadır. Geleneksel kullanım ise klasik olarak adlandırılmaktadır. Biyokütlenin gazlaştırılması ile elde edilen metan gazı(ch4), geniş ölçüde doğal gaza paralel olarak kullanılmaktadır. Çöp gazı (landfill gas) ise biyokütle içinde değerlendirilmektedir. Çöp gazı ağırlıklı olarak metan ve karbondioksitten oluşmaktadır. Düzenli depolanmış bir çöp alanında çöp gaz oluşumu zaman içerisinde 4 fazda gerçekleşmektedir. Bunlar sırası ile: Aerobik(oksijenli) Anoksik-Nanmetanojenik Anaerobik(oksijensiz)metanojenik kararsız Anaerobik metanojenik kararlı Bu fazlar içinde Anaerobik metanojenik kararlı faz elektrik üretimi için en uygun olan fazdır. Bu yöntemle elde edilen metan yakılarak yakıt olarak kullanılmakta ve elektrik elde edilmektedir. Çöp gazında elektrik üretimi: Sera gazı emisyonunu azaltarak Kötü koku ve kendiliğinden tutuş mayı önleyerek Sızıntı suyunun toprağa karışmasına engel olup, toprak kirliliğini önleyerek Çevreye olumlu katkıları olan bir enerji üretim yöntemidir. Depolarda ortaya çıkan metan ve karbondioksit küresel ısınmaya yol açmaktadır. Bu anlamda metan karbondioksitten çok daha tehlikelidir. Özellikle metan yakılması çevre açısından oldukça önemlidir. Çöp gazı projeleri yukarda belirtilen nedenlerden dolayı karbon piyasasının ana aktörlerindendir. Türkiye şu anda Gönüllü karbon piyasasında yer almaktadır sonrası durumumuzla ilgili belirsizlik devam etmektedir.

46 Ancak Türkiye şu anda gönüllü karbon piyasasının yararlarından faydalanmaktadır. Gönüllü karbon piyasasından yararlanabilecek projeler Yenilenebilir enerji projeleri Çöp gazı projeleri Enerji verimliliği projeleri Yeniden ağaçlandırma ve orman alanı yaratma projeleri. Dir. Gönüllü karbon piyasasında değişik standart ve sertifika programları geliştirilmiştir. Bunlar sırası ile VCS Gold CAR ACR vb.dir. Bu sertifikaların dağılımı ise aşağıda verilmiştir. FİNANSMAN Atıktan enerji projelerinin finansmanı yenilenebilir enerji projeleri ile benzerlik göstermektedir. Bu projelerde de yatırım ve işletme dönemi verileri kullanılarak projenin yıllık Borç Ödeme Gücü, belli bir döneme kadar Geri Ödeme Süresi veya yatırım ömrü boyunca İç Verim Oranı, Net Bugünkü Değerleri hesaplanmaktadır. Bu projelerde Yüksek yabancı kaynak oranı, uzun vadeli kredi, yabancı para cinsinden kredi kullandırılabilmektedir. Atık projelerinde en önemli fark ise karbon kredileridir. Atıktan enerji finansmanında karbon kredileri büyük önem taşımaktadır. Atık projelerinde metan bertaraf edildiği için karbon kredilerinin miktarı oldukça yüksektir. Şu anda finanse etmekte olduğumuz kurulu gücü 32,2 MV olan çöp gazı tesisinin değerlendirilmesinde de karbon geliri göz önüne alınmıştır.. TÜRKİYE KALKINMA BANKASI VE KREDİLER Bankamız yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerine uygun koşullarda kredi imkânları sağlamakta olup, bu krediler TL, Amerikan Doları, EURO para birimleri cinsinden olabilmektedir. Kredilerin vadeleri 4 yıla kadar ödemesiz dönem dâhil olmak üzere 14 yıla kadar çıkabilmektedir. Figürden görüldüğü gibi dünyada en çok uygulanan Standard VCS olup ikinci sırada Gold Standard gelmektedir. Yurdumuzda ise bunun tam tersi olmakta Gold Standard tercih edilmektedir. Bunun nedeni de Gold standardın satış fiyatının yüksekliğidir. Gönüllü karbon piyasasındaki son iki yıllık fiyat değişimi aşağıda verilmiştir Kredi Kullanacak Firmalarda Aranacak Özellikler; Anonim Şirket statüsünde olması EPDK dan enerji üretim lisansını almış olması Proje için ilgili kurum ve kuruluşlardan gerekli izin ve belgelerin alınmış olması Bankamız ile ilgili kurum kriterlerinin olumlu olması gerekmektedir. 46

KALKINMA HABERLERİ 30 EYLÜL 2010 ZAMAN KOBİ'LERE 100 MİLYON DOLARLIK DESTEK DenizBank, Garanti Bankası ve Türkiye Kalkınma Bankası, KOBİ'lerin orta ve uzun vadeli finansmana erişim imkanlarını artırmak

Detaylı

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. ENERJİ VE ENERJİ ETKİNLİĞİ YATIRIMLARINA SAĞLANAN KREDİLER

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. ENERJİ VE ENERJİ ETKİNLİĞİ YATIRIMLARINA SAĞLANAN KREDİLER TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. ENERJİ VE ENERJİ ETKİNLİĞİ YATIRIMLARINA SAĞLANAN KREDİLER BANKAMIZ HAKKINDA Türkiye Kalkınma Bankası (TKB), 1975 yılında DESİYAB (Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası A.Ş.

Detaylı

KALKINMA HABERLERİ 1 EKİM 2010 REFERANS

KALKINMA HABERLERİ 1 EKİM 2010 REFERANS KALKINMA HABERLERİ 1 EKİM 2010 REFERANS VATAN BUGÜN TÜRKİYE GÜNEŞ ANKA SABAH 3 BANKADAN KOBİ'LERE 100 MİLYON DOLAR KREDİ Türkiye Kalkınma Bankası (TKB), DenizBank ve Garanti Bankası, KOBİ'lerin orta ve

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

Berlin Ekonomi Müşavirliği Verilerle Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkiler Notu VERİLERLE TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİLGİ NOTU

Berlin Ekonomi Müşavirliği Verilerle Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkiler Notu VERİLERLE TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİLGİ NOTU VERİLERLE TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİLGİ NOTU Berlin Ekonomi Müşavirliği Temmuz 2011 1 İÇİNDEKİLER Yönetici Özeti...3 1. Almanya dan Türkiye ye Doğrudan Yatırım Hareketleri...4 2. Türkiye den

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Hollanda ya ihracat yapan 361 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

KALKINMA HABERLERİ EYLÜL 2010

KALKINMA HABERLERİ EYLÜL 2010 KALKINMA HABERLERİ 28 29 EYLÜL 2010 ANADOLU AJANSI / 28.09.2010 ÇALIK HOLDİNG'E 34 MİLYON AVRO YENİLENEBİLİR ENERJİ KREDİSİ İSTANBUL (A.A) - Çalık Holding, Türkiye Kalkınma Bankası ile 34 milyon avro tutarında

Detaylı

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. KOBİ LERE VE GİRİŞİMCİLERE SAĞLANAN DESTEK VE KREDİLER

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. KOBİ LERE VE GİRİŞİMCİLERE SAĞLANAN DESTEK VE KREDİLER TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. KOBİ LERE VE GİRİŞİMCİLERE SAĞLANAN DESTEK VE KREDİLER BANKAMIZ HAKKINDA Türkiye Kalkınma Bankası, 1975 yılında DESİYAB (Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası A.Ş. ) adı altında

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ Ahmet GÜNEŞ Dış Ticaret Uzmanı BURSA 21/05/2015 1 SUNUM PLANI 1. Yeni Teşvik Sisteminin Hazırlık Süreci

Detaylı

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ BASINDAN EKONOMİ HABERLERİ 24 MAYIS 2016 SALI KIBRIS GENÇ TV (23.05.2016) KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ Kalkınma Bankası'nın Türkiye Kalkınma Bankası ile yürüttüğü Teknik İşbirliği Programı kapsamında;

Detaylı

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONFERANSI 2014 06.11.2014

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONFERANSI 2014 06.11.2014 TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ KONFERANSI 2014 06.11.2014 879 Şube 3 Yurtdışı Şube 23 Bölge Müdürlüğü ~15.000 Çalışan 138,5 Milyar TL Aktif Büyüklük 91,5 Milyar TL Nakdi Krediler 60,5 Milyar TL Ticari Krediler

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM ABD Merkez Bankası FED, 18 Aralık tarihinde tahvil alım programında azaltıma giderek toplam tahvil alım miktarını 85 milyar dolardan 75 milyar

Detaylı

İhracatın Finansmanında Türk Eximbank

İhracatın Finansmanında Türk Eximbank İhracatın Finansmanında Türk Eximbank Adnan YILDIRIM Genel Müdür 26 Ocak 2017 Ege Bölgesi Sanayi Odası nda Sunulmak Üzere Hazırlanmıştır 1 Genel Olarak Türk Eximbank 2 Teşkilat Yapısı Avrupa Yakası İrtibat

Detaylı

TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş. TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.

TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş. TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş. TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. TÜRK EXİMBANK (TÜRKİYE İHRACAT KREDİ BANKASI A.Ş.) DÜNYA BANKASI AVRUPA YATIRIM BANKASI İSLAM KALKINMA BANKASI Ortaklık Yapısı İlk özel

Detaylı

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 Mart 2009 ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU Raporun Ait Olduğu Dönem : 01.01.2009 31.03.2009 Bankanın Ticaret Ünvanı : Bankpozitif Kredi ve Kalkınma

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ T.C. Ekonomi Bakanlığı TEŞVİK UYGULAMA VE YABANCI SERMAYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ Dr. Mehmet Yurdal ŞAHİN Genel Müdür Yardımcısı 11 Şubat 2016, ANKARA Sunum Planı 1. Yatırım Teşvik Sistemi

Detaylı

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. KREDİ PAZARLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI SUNUMU

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. KREDİ PAZARLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI SUNUMU TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. KREDİ PAZARLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI SUNUMU Bankamızın Hakkında 1975-1988 DESİYAB Dönemi - Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası A.Ş. adı altında yurtdışında çalışan işçilerimizin

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2,8 oranında büyüyen ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,6 oranında büyümüştür. ABD de 6 Aralık 2013 te

Detaylı

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI Toplantısı

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI Toplantısı MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI Toplantısı 14.03.2017 Dünya da ve Türkiye de KOBİ ler KOBİ ler OECD ülkelerindeki KOBİ ler işletmelerin % 85 lik kısmını, istihdamın ise %70 ini oluşturmaktadır. Güçlü ve

Detaylı

RUANDA ÜLKE RAPORU 15.10.2015

RUANDA ÜLKE RAPORU 15.10.2015 RUANDA ÜLKE RAPORU 15.10.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Ruanda ya ihracat yapan 1 firma bulunmaktadır. (AHENK KOZMETİK İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş) 30.06.2015 tarihi

Detaylı

ENERJİ YATIRIMLARI VE TEŞVİK TEDBİRLERİ

ENERJİ YATIRIMLARI VE TEŞVİK TEDBİRLERİ ENERJİ YATIRIMLARI VE TEŞVİK TEDBİRLERİ TEŞVİK UYGULAMA ve YABANCI SERMAYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA - Nisan 2012 1 TEŞVİK NEDİR? Ekonomik literatürde teşvik kavramı, belirli ekonomik ve sosyal faaliyetlerin

Detaylı

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ YATIRIMLARINA SAĞLANAN DESTEK VE KREDİLER

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ YATIRIMLARINA SAĞLANAN DESTEK VE KREDİLER TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ENERJİ VERİMLİLİĞİ YATIRIMLARINA SAĞLANAN DESTEK VE KREDİLER BANKAMIZ HAKKINDA Türkiye Kalkınma Bankası (TKB), 1975 yılında DESİYAB (Devlet Sanayi

Detaylı

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU Strateji Geliştirme Başkanlığı Ekonomik ve Sektörel Analiz Dairesi HAFTALIK EKONOMİ RAPORU TÜRKİYE EKONOMİSİ IMKB 100 Endeksi haftanın ilk yüzde 0,4 oranında değer kazandı. Geçtiğimiz hafta İMKB 100 Endeksi,

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015 T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI ŞUBAT 2015 İZMİR YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİNİN HEDEFLERİ 1. Mevzuat ve Hedefler Tasarrufların katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilmesi, Üretim ve

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ M. Özger BOZOĞLU Dış Ticaret Uzmanı Ahmet GÜNEŞ Dış Ticaret Uzmanı İSTANBUL 10/12/2014 1 SUNUM PLANI 1.

Detaylı

SEDEFED REKABET KONGRESİ Büyüme Dinamikleri Üzerine Bir Tartışma

SEDEFED REKABET KONGRESİ Büyüme Dinamikleri Üzerine Bir Tartışma SEDEFED REKABET KONGRESİ Büyüme Dinamikleri Üzerine Bir Tartışma Panel: Özel Sektörün Büyümeye Yaklaşımı, Şirketler Kesiminden Uygulama Örnekleri İstanbul 8 Kasım 2007 Ülkemiz son 5 yılda hızlı bir büyüme

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ VE ATIK YÖNETİMİ DESTEKLERİ Ahmet GÜNEŞ Dış Ticaret Uzmanı ANKARA 21/10/2015 1 SUNUM PLANI 1. Teşvik Sisteminin

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Kasım 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Aralık 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

İHRACATIN FİNANSMANI METİN TABALU / TİM GENEL SEKRETER YARDIMCISI

İHRACATIN FİNANSMANI METİN TABALU / TİM GENEL SEKRETER YARDIMCISI 1 İHRACATIN FİNANSMANI METİN TABALU / TİM GENEL SEKRETER YARDIMCISI 4 EKİM 2013 2004-1 2004-4 2005-3 2006-2 2007-1 2007-4 2008-3 2009-2 2010-1 2010-4 2011-3 2012-2 2013-1 TÜRKİYE DE GSYH İTHALAT İLİŞKİSİ

Detaylı

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 14 Temmuz Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı Mayıs verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından

Detaylı

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $) 4.2. HİZMETLER 1. Hizmetler sektörünün ekonomideki ağırlığı bir refah kriteri olarak değerlendirilmektedir (1). (2) tarafından bildirildiği üzere, sanayileşmeyle birlikte, ulaştırma hizmetleri ve belirli

Detaylı

KALKINMA HABERLERİ ANKA 07-08 MART 2013 ENERJİ PORTALI ENERJİ DE 94 PROJEYE 1,3 MİLYAR LİRA KREDİ VERDİ! Türkiye Kalkınma Bankası, 2005 yılından bu yana hemen hemen tüm yenilenebilir enerji alanlarına

Detaylı

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 15 Haziran Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

2015 AĞUSTOS DIŞ TİCARET BÜLTENİ 30 Eylül 2015

2015 AĞUSTOS DIŞ TİCARET BÜLTENİ 30 Eylül 2015 2015 AĞUSTOS DIŞ TİCARET BÜLTENİ 30 Eylül 2015 Ağustos 2015 Dış ticaret istatistiklerine ilişkin veriler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 30 Eylül 2015 tarihinde yayımlandı. TÜİK, Gümrük ve

Detaylı

T.C. Ziraat Bankası A.Ş.

T.C. Ziraat Bankası A.Ş. T.C. Ziraat Bankası A.Ş. 2009 Yılı III. Üç Aylık Ara Dönem Konsolide Faaliyet Raporu İçindekiler Ana Ortaklık Bankanın Ortaklık Yapısı...1 Ana Ortaklık Bankanın Hesap Dönemi İçerisinde Ana Sözleşmesinde

Detaylı

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013 Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program 22 Kasım 201 Büyüme Tahminleri (%) 4, 4,1 Küresel Büyüme Tahminleri (%) 4,1,2,0 ABD Büyüme Tahminleri (%) 2,,,,,,1,6,6 2,8 2,6 2,4 2,2

Detaylı

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 13 Ağustos Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin yılı ikinci çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. 15 Kasım 2012 İSTANBUL. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI. 15 Kasım 2012 İSTANBUL. Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI YENİ TEŞVİK SİSTEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI 15 Kasım 2012 İSTANBUL Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü 1. HAZIRLIK SÜRECİ YENİ TEŞVİK SİSTEMİNİN HEDEFLERİ Ø

Detaylı

DÜNYA BANKASI KREDİLERİ

DÜNYA BANKASI KREDİLERİ DÜNYA BANKASI KREDİLERİ Eylül 2016 Birlikte çalışılan yurtdışı finans kuruluşları : Avrupa Yatırım Bankası (AYB), Fransız Kalkınma Ajansı (FKA), Dünya Bankası (DB), Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası (AKKB)

Detaylı

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. Ve Konsolidasyona Tabi Bağlı Ortaklığı

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. Ve Konsolidasyona Tabi Bağlı Ortaklığı ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. Ve Konsolidasyona Tabi Bağlı Ortaklığı 1 OCAK 30 EYLÜL 2014 KONSOLİDE ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU Raporun Ait Olduğu Dönem : 30 Eylül 2014 Bankanın Ticaret Unvanı : Arap Türk Bankası

Detaylı

TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri

TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri TTGV Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Destekleri Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliğinin Finansmanı Bilgilendirme Toplantısı Ferda Ulutaş Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Odakule-İstanbul,

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI - KOSGEB KOBİ TEŞVİKLERİ PROJESİ. Mehmet Atilla Söğüt Başkan Danışmanı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI - KOSGEB KOBİ TEŞVİKLERİ PROJESİ. Mehmet Atilla Söğüt Başkan Danışmanı KÜÇÜK İŞLETMELERİN YATIRIMLAR İÇİN DEVLET DESTEKLERİNDEN ETKİN vev VERİMLİ BİR ŞEKİLDE YARARLANMALARI AMACI İLE: HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI - KOSGEB KOBİ TEŞVİKLERİ PROJESİ Mehmet Atilla Söğüt Başkan Danışmanı

Detaylı

T.C. Ziraat Bankası A.Ş.

T.C. Ziraat Bankası A.Ş. T.C. Ziraat Bankası A.Ş. 2009 Yılı II. Üç Aylık Ara Dönem Konsolide Faaliyet Raporu İçindekiler Ana Ortaklık Bankanın Ortaklık Yapısı...1 Ana Ortaklık Bankanın Hesap Dönemi İçerisinde Ana Sözleşmesinde

Detaylı

TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ

TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ Musa Yaşar Bilimsel ve teknolojik faaliyetler, ülkelerin kalkınmasında büyük bir öneme sahip olup, ulusal gelirden bu tür faaliyetlere

Detaylı

100 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU ÖZET DEĞERLENDİRME

100 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU ÖZET DEĞERLENDİRME 100 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU ÖZET DEĞERLENDİRME Ege Bölgesi Sanayi Odası nın 1982 den beri sürdürmekte olduğu Ege Bölgesinin 100 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışması, bölgemiz ve ülkemiz sanayiinin içinde bulunduğu

Detaylı

UDY Akışları Önündeki Risk Faktörleri

UDY Akışları Önündeki Risk Faktörleri ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLAR DEĞERLENDİRME RAPORU Ağustos 2011 TÜRKİYE YE ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIM GİRİŞLERİ 2011 YILI İLK YARISINDA 6,2 MİLYAR DOLAR OLDU 2011 yılının ilk yarısında, Türkiye ye

Detaylı

HAZİRAN 2016 Gebze Ticaret Odası Ticaret Bölümü

HAZİRAN 2016 Gebze Ticaret Odası Ticaret Bölümü HAZİRAN 2016 Gebze Ticaret Odası Ticaret Bölümü Sayı: 2016/1 TÜRKİYE DE VE DÜNYA DA BOYA SEKTÖRÜ Son dönemde dünya boya sanayisi önemli değişikliklere sahne olmaktadır. Sektörde konsantrasyon, uzmanlaşma,

Detaylı

www.kuzka.gov.tr 1.1. Mali Yapı ve Finans 1.1.1. Banka Şube Sayısı TR82 Bölgesi Kastamonu Çankırı Sinop

www.kuzka.gov.tr 1.1. Mali Yapı ve Finans 1.1.1. Banka Şube Sayısı TR82 Bölgesi Kastamonu Çankırı Sinop 1.1. Mali Yapı ve Finans Ekonomik olarak tanımlanmış sınırlarda sermayenin yaygınlığı ve verimliliği genellikle mali ve finansal göstergelerle ölçülür. Bölgedeki bankaların durumu şube sayılarıyla, sermayenin

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Mart - 2011

EKONOMİK GELİŞMELER Mart - 2011 EKONOMİK GELİŞMELER Mart - 2011 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU EKONOMİK RAPOR - MART 2011 İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)... 2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ

Detaylı

Adnan YILDIRIM. Türk Eximbank Genel Müdürü. İstanbul Kimyevi Maddeleri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Bilgilendirme Sunumu İstanbul 18 Ekim 2018

Adnan YILDIRIM. Türk Eximbank Genel Müdürü. İstanbul Kimyevi Maddeleri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Bilgilendirme Sunumu İstanbul 18 Ekim 2018 Adnan YILDIRIM Türk Eximbank Genel Müdürü İstanbul Kimyevi Maddeleri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Bilgilendirme Sunumu İstanbul 18 Ekim 2018 Genel Olarak Türk Eximbank 8. Kredi Büyüklüğünde Türkiye

Detaylı

KREDİ KEFALET SİSTEMİ

KREDİ KEFALET SİSTEMİ Dünya da Kredi Kefalet Sistemi KREDİ KEFALET SİSTEMİ Kredi Kefalet Sistemi dünya çapında küçük ve orta ölçekli, maddi varlığı yeterli olmayan ancak başarılı olan işletmelerin finansmanında kullanılmaktadır.

Detaylı

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı. Makro Veri Büyüme ve Dış Ticaret: Türkiye ekonomisi için yüksek büyüme=yüksek dış ticaret açığı İbrahim Aksoy Ekonomist Tel: +90 212 334 91 04 E-mail: iaksoy@sekeryatirim.com.tr TÜİK tarafından bugün açıklanan

Detaylı

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ BİLGİ YÖNETİMİ DAİRESİ OCAK 2011 22 Görüş ve Önerileriniz İçin: E-posta: beklentianketi@bddk.org.tr Tel: (312)

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014 Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş Finansal Erişim Konferansı Açılış Konuşması 3 Haziran 2014 Sn. Hazine Müsteşarım, Sn. BDDK Başkanım, Dünya Bankasının ülke direktörü Sn. Raiser, yurtiçinden

Detaylı

ÖZERDEN PLASTİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU RAPORU. Halka Arzdan Elde Edilen Fonların Kullanımı 21 Ağustos 2015

ÖZERDEN PLASTİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU RAPORU. Halka Arzdan Elde Edilen Fonların Kullanımı 21 Ağustos 2015 ÖZERDEN PLASTİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU RAPORU Halka Arzdan Elde Edilen Fonların Kullanımı 21 Ağustos 2015 1 Raporun Konusu: Sermaye Piyasası Kurulu nun VII.128.1 Sayılı Pay Tebliği

Detaylı

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALAT SANAYİİ Hazırlayan Ömür GENÇ ESAM Müdür Yardımcısı 78 1. SEKTÖRÜN TANIMI Tütün ürünleri imalatı ISIC Revize 3 sınıflandırmasına göre, imalat sanayii alt ayrımında 16 no lu gruplandırma

Detaylı

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR Mart 215 Hikmet DENİZ i İçindekiler Tablo Listesi... iii Grafik Listesi... iii 1. Giriş... 1 2. Türkiye'de Teşvik Belgesine Bağlı Yatırımlar... 1 3. Yatırımların Bölgesel

Detaylı

2012 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2012 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DÜNYADA ELEKTRİK ENERJİSİ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ Bilindiği üzere, elektrik enerjisi tüketimi gelişmişliğin göstergesidir. Bir ülkedeki kişi başına düşen

Detaylı

KALKINMA HABERLERİ 20-21 MART 2012 REUTERS TÜRKİYE KALKINMA BANKASI İLE LİMAK ÇİMENTO 12 YIL VADELİ 38.25 MLN KREDİ ANLAŞMASI İMZALADI ANKARA, 20 Mart (Reuters) - Türkiye Kalkınma Bankası KLMNA.IS ve Limak

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Mayıs 2017 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI TÜRKİYE VE DÜNYADA ALACAK SİGORTASI

İZMİR TİCARET ODASI TÜRKİYE VE DÜNYADA ALACAK SİGORTASI İZMİR TİCARET ODASI TÜRKİYE VE DÜNYADA ALACAK SİGORTASI HAZIRLAYAN: EKİN SILA ÖZSÜMER AB VE ULUSLARARASI ORGANİZAYONLAR MASASI UZMAN YARDIMCISI 1 TİCARİ ALACAK SİGORTASI Ticari alacak sigortası, alıcılar

Detaylı

2015 EKİM ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 EKİM ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ EKİM ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ 17 Aralık Özel Sektörün Yurt Dışından Sağladığı Kredi Borcuna ilişkin Ekim verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından

Detaylı

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu) ZİRAAT BANKASI 2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI (40 Test Sorusu) 1 ) Aşağıdakilerden hangisi bir kredi derecelendirme kuruluşudur? A ) FED B ) IMF C ) World Bank D ) Moody's E ) Bank

Detaylı

Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Yurtdışından Sağladıkları Döviz Krediler (Milyon ABD Doları)

Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Yurtdışından Sağladıkları Döviz Krediler (Milyon ABD Doları) Bankalardan sağlanan dövizli kredilerde vergisel maliyetler Melike Kılınç I. Giriş Şirketlerin yurtdışı ithalat ihracat işlemleri, döviz cinsinden pozisyon tutmak istemeleri, nihai ürünlerini ya da hizmetlerini

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

İlk satış ve ikinci el satış ayrıntısında konut satış sayıları, ortalama

İlk satış ve ikinci el satış ayrıntısında konut satış sayıları, ortalama TARİH: 26 TEMMUZ 2017 KONU: Konut istatistikleri, sektörel güven endeksleri, bankacılık kesimindeki gelişmeler ve bütçe açığı-hazine borçlanma limiti Konut Satış İstatistikleri, Haziran 2017 Türkiye genelinde

Detaylı

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2013 I. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2013 I. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2013 I. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU İ Ç İ N D E K İ L E R I. GENEL BİLGİLER 1. Şubenin Gelişimi Hakkında Özet Bilgi 2. Şubenin Sermaye ve Ortaklık Yapısı 3. Müdürler

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

T.C. Ziraat Bankası A.Ş.

T.C. Ziraat Bankası A.Ş. T.C. Ziraat Bankası A.Ş. 2009 Yılı I. Üç Aylık Ara Dönem Konsolide Faaliyet Raporu İçindekiler Ana Ortaklık Bankanın Ortaklık Yapısı...1 Ana Ortaklık Bankanın Hesap Dönemi İçerisinde Ana Sözleşmesinde

Detaylı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen

Detaylı

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ HATAY ın İÇİNDE BULUNDUĞU EKONOMİK ORTAM 2 HATAY GENEL BİLGİLER Nüfus Hatay: 1.503.066 Türkiye:76.667.864 KOBİ Sayısı Hatay

Detaylı

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri plastik sanayi 2014 Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Türk ekonomisi 2014 yılının başında hızlı artırılan faiz oranlarıyla

Detaylı

İhracatın Finansmanında Türk Eximbank

İhracatın Finansmanında Türk Eximbank İhracatın Finansmanında Türk Eximbank Adnan YILDIRIM Genel Müdür 10 Şubat 2017 Türkiye Otelciler Federasyonu Bilgilendirme Toplantısında Sunulmak Üzere Hazırlanmıştır 1 Genel Olarak Türk Eximbank 2 Teşkilat

Detaylı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un Şirket Finansmanı ve Halka Açılmada Yeni Yol Haritası: Girişim Sermayesi ve Özel Sermaye Şirketleri Panelinde Yaptığı Konuşma 21.03.2008 Oditoryum,

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

2013 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2013 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DÜNYADA ELEKTRİK ENERJİSİ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ Bilindiği üzere, elektrik enerjisi tüketimi gelişmişliğin göstergesidir. Bir ülkedeki kişi başına düşen

Detaylı

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014 6. Kamu Maliyesi 214 yılının ilk yarısı itibarıyla bütçe performansı, özellikle faiz dışı harcamalarda gözlenen yüksek artışın ve yılın ikinci çeyreğinde belirginleşen iç talebe dayalı vergilerdeki yavaşlamanın

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1-Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak geride bıraktı.

Detaylı

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi Makine İmalatı Sanayi Temel Bazı Göstergelerdeki Gelişmeler 2018 İlk Yarı Eylül, 2018 Bilgi Notu 5/2018, Ruhi GÜRDAL (Doç. Dr.) Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı

Detaylı

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI

2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI 2006 YILI EGE BÖLGESİ NİN 100 BÜYÜK FİRMASI Ege Bölgesi Sanayi Odası nın 1982 den beri sürdürmekte olduğu Ege Bölgesi nin 100 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışması, bölgemiz sanayiinin içinde bulunduğu duruma,

Detaylı

Nisan Ayı Fiyat Gelişmeleri 4 Mayıs 2018

Nisan Ayı Fiyat Gelişmeleri 4 Mayıs 2018 Nisan Ayı Fiyat Gelişmeleri Mayıs 21 [Type here] Nisan Ayı Fiyat Gelişmeleri Mayıs 21 Özet Nisan ayında tüketici fiyatları yüzde 1,7 oranında artmış ve yıllık enflasyon,2 puan yükselerek yüzde 1,5 olmuştur.

Detaylı

Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu

Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu II. Sağlık Ekonomisi Kongresi, 4-5 Aralık 2014 Ecz. Halil Tunç Köksal Genel Sekreter Yrd. Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Sosyal Güvenlik Reformu

Detaylı

BULGARİSTAN ÜLKE RAPORU 05.02.2015

BULGARİSTAN ÜLKE RAPORU 05.02.2015 BULGARİSTAN ÜLKE RAPORU 05.02.2015 BULGARİSTAN ÜLKE RAPORU 05.02.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Bulgaristan a ihracat yapan 585 firma bulunmaktadır. 31.12.2013

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ekim 2016 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2016 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 9 Ayında %2,6

Detaylı

Enerji Verimliliğinde Finans ve İnşaat Sektörü İşbirliği

Enerji Verimliliğinde Finans ve İnşaat Sektörü İşbirliği Enerji Verimliliğinde Finans ve İnşaat Sektörü İşbirliği 1 Hangi Sektörlerde Enerji Verimliliği 2009 AB raporu İnşaat Yapı ve Binalarda ; Tüketimin %40 Sera Gazı Salınımının katkısı %36 İmalat San Araba

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

TÜRKİYE İHRACAT KREDİ BANKASI A.Ş. 0 (850)

TÜRKİYE İHRACAT KREDİ BANKASI A.Ş. 0 (850) TÜRKİYE İHRACAT KREDİ BANKASI A.Ş. 0 (850) 200 55 00 www.eximbank.gov.tr TÜRK EXIMBANK YASAL STATÜ 1987 yılında kuruldu (Bakanlar Kurulu Kararı ile) Sermayesinin tamamı Hazine ye ait Ülkemizin tek resmi

Detaylı

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ MERSİN GENEL BİLGİLER Nüfus Mersin: 1.705.774 Türkiye: 76.667.864 Okur Yazarlık Oranı (6+Yaş) Mersin: %95 Türkiye: %93 İlçe

Detaylı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme: Yatırım ve Tasarrufun Fonksiyonu Büyüme : Büyümenin Temel Unsuru : Üretimin Temel Faktörleri : Üretimin Diğer

Detaylı

Faktoring sektörü 76 milyar TL işlem hacmi ve reel sektöre sağladığı 12,4 milyar TL ile Türk ekonomisine destek veriyor

Faktoring sektörü 76 milyar TL işlem hacmi ve reel sektöre sağladığı 12,4 milyar TL ile Türk ekonomisine destek veriyor Reel Sektörün Çarkı Faktoring, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Tevfik Bilgin in katıldığı sempozyumda değerlendirildi. Faktoring sektörü

Detaylı

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2010 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2010 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2010 III. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU 1 İ Ç İ N D E K İ L E R I. GENEL BİLGİLER 1. Şubenin Gelişimi Hakkında Özet Bilgi 2. Şubenin Sermaye ve Ortaklık Yapısı 3.

Detaylı

2009 YILI I. ÇEYREK EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKET RAPORU

2009 YILI I. ÇEYREK EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKET RAPORU 2009 YILI I. ÇEYREK EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKET RAPORU Ankete toplam 123 firmamız katılmıştır. İSTİHDAM ARALIĞI %10 u 1-10 kişi %47 si 11-50 kişi %23 ü 51-100 kişi %14 ü 101-250 kişi %6 sı 251- kişi arasında

Detaylı