İSRAİL SORUNU: ORTADOĞU NUN GORDİON DÜĞÜMÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İSRAİL SORUNU: ORTADOĞU NUN GORDİON DÜĞÜMÜ"

Transkript

1 İSRAİL SORUNU: ORTADOĞU NUN GORDİON DÜĞÜMÜ SORUNUN TANIMI Ali Balcı Eğer, seni unutursam, ey Kudüs, sağ elim hünerini unutsun. Eğer seni anmazsam, eğer Kudüs ü baş sevincimden üstün tutmazsam, dilim damağıma yapışsın! 1 Senin için savaştıkça, daha çok seveceğim seni! Bu toprağın dışında hangi toprak misk ve amberdir ki? Bunun dışında hangi ufuk benim dünyamı tanımlar? 2 Filistin sorunu, yirminci yüzyılda hakkında en fazla söylem üretilen ve bir o kadar da metinsel analizin yapıldığı konuların başında gelir. Söylem ve metinler düzleminde yaşanan bu yoğunluk Filistin özelinde yaşanan savaşları, çatışmaları, politik adımları, barış görüşmelerini ikinci planda bırakmıştır. Böylelikle, Filistin sorunu metinlerin (kitaplar, makaleler, gazete yazıları, belgeseller vs.) pratiklerden daha belirleyici bir konumda olduğu ve geçmişin metinler yoluyla yeniden inşa edildiği ve tam da bu nedenle hakkında yazılan devasa metinler göz ardı edilerek anlaşılamayacak bir sorundur. 3 Fakat sorunun bir parçası olan bu metinler aynı zamanda sorunun ne olduğunun anlaşılması noktasında geçmişe dair elimizdeki tek kaynağı oluşturmaktadırlar. Diğer bir ifadeyle, sorunun tarihsel serüvenini anlamak için elimizde metinlerin dışında başka bir şey yok. Bu durumda Filistin sorununun ne olduğunu anlamaya çalışan bir okuyucu eline geçen hemen her yazında ya da muhatap olduğu her söylemde farklı bir analizle Dr., Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü.

2 100 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları karşılaşmakta, sınırlı kaldığı her metin ve söylem onun Filistin sorununa ilişkin algılamasını Filistin gerçekliğinden uzak bir şekilde inşa etmektedir. Böylelikle hemen her metin/söylem arkasına okuyucularını / dinleyicilerini de alarak yeni bir Filistin sorunu daha ortaya çıkarmaktadır. Bir toplumda ya da ülkede, Filistin sorunu konusunda metin/söylem üretmede daha etkin olan tarafın üstünlüğü zamanla kaçınılmaz olmakta, metin/söylem bir anlamda genelin gözünde belli bir haklılık inşa ederek ilgili toplumun/devletin soruna bakışını şekillendirmektedir. 4 Metin ve söylemlerin politika karşısındaki bu öncelikli konumundan hareketle Filistin-İsrail sorununu bir metinler/söylemler savaşı olarak ta okumanın mümkün olduğu rahatlıkla söylenebilir. Türkiye deki İsrail ve özellikle Yahudiler hakkındaki yazılı kaynakların büyük bir kısmı Siyonizmi ve gizli Yahudi teşkilatlarını tüm tarihsel gelişmeleri kontrol edebilen bir güç olarak sunmaktadır. Yine konuyla ilgili Türkçe kaynaklarda fikirlerinin dünyada ve Türkiye de çok zararlı etkileri ve dolayısıyle tepkileri bulunan Yahudi Freud gibi ırkçı ifadelere de sıklıkla rastlanmaktadır. 5 Benzer bir yaklaşımla, fakat bu sefer Yahudilik yerine İslamı mahkûm eden bir analiz biçimiyle Batılı metinlerde de sıklıkla karşılaşılmaktadır. Örneğin Batı da Ortadoğu uzmanı olarak bilinen Bernard Lewis in konuyla ilgili bütün metinlerinde dikkat çekici nokta ısrarlı bir şekilde İslam ın Yahudi aleyhtarı bir ideoloji olduğunu göstermeye çalışmasıdır. 6 Yine Lewis in konuyla ilgili hiçbir metninde Filistin deki Arap varlığına ve muhalefetine rağmen gerçekleşen bir Siyonist istilanın ve sömürgeleştirmenin söz konusu olduğunu görmek mümkün değildir. 7 Dolayısıyla eldeki metinlerden yola çıkarak Filistin sorununu tarafsız/objektif bir şekilde tanımlamak mümkün gözükmemektedir. Filistin sorununun temelinde İngiliz Mandasını gören, dolayısıyla da sorundan dolayı emperyalizmi suçlayan biri sol metinlerle dirsek temasında bulunurken, Yahudilerin vaat edilmiş toprak algılamasının sorunun temelini oluşturduğunu iddia eden de, Arap yanlısı bir tavır takınmakla ve Yahudilerin Antisemitizm ve Holocaust karşısında yaşadıkları bir geçmişi ıskalamakla suçlanabilecektir. Tersi bir iddiada bulunup Yahudilerin Avrupa daki zulümden kaçarak bir zamanlar kendilerine ait olan topraklara geldiğini dolayısıyla da sorunun temelinde Avrupa da ortaya çıkan faşizmin yattığını söylerse belki bu iddiayı savunan Yahudileri memnun edecek ama kesinlikle büyük bir kitleye yaranamayacak ve belli noktaları görmemekle itham edilecektir. Ulus devlet algılamasının dolayısıyla da modernitenin, sorunun temelini oluşturduğu iddiası ise ne Yahudileri ne de Filistinlileri ve hatta ne de Avrupa yı suçladığından en az itirazla karşılaşacak bir tanım olabilir.

3 İsrail Sorunu: Ortadoğu nun Gordion Düğümü 101 Fakat bu tanım aktörlere ilişkin bir suçsuzlaştırmaya giderek bir anlamda statükoyu dayattığından önemli bir tehlikeyi içinde barındırmaktadır ki, o da sorunun sürüp gitmesidir. Diğer bir ifadeyle, aynı mekân üzerinden ulus-devlet iddiasında bulunan iki farklı ulus olduğundan sorun ya bunlardan birinin yok olmasıyla çözülecek ya da çözümsüzlüğe mahkûm kalacaktır. Kısacası, sorunun ne olduğuna ilişkin tanımların hiçbiri konuyla ilgilenenlerin üzerinde mutabık kalacağı bir tanım sunamamaktadır. Bu bağlamda izlenebilecek en iyi yöntem sorunun ne olduğuna ilişkin belli bir tanım ortaya koymak yerine, sorunun ortaya çıkışı, gelişimi ve bugünü üzerine eldeki tarihsel verileri bir araya getiren yeni bir metin sunmaktır. Yine de, böyle bir yöntemi kullanmak metnin objektif olduğunu göstermez, zira hangi olaya daha ayrıntılı bakılacağı, hangi olayların metnin dışında bırakılacağı gibi hususlarda yazar bir karar vermek zorundadır ve vereceği her türlü karar metnin objektifliğine gölge düşürecektir. Kısacası, Filistin sorununa ilişkin objektif bir çalışma kaleme almak mümkün olmadığı gibi, buna bir de söylemin aksine metnin sınırlayıcılığı 8 denen kadim bir olgu eklenirse bu durum daha da imkânsız hale gelmektedir. Bu zaafları mümkün olduğu kadar azaltabilmek bağlamında bir taraftan dipnotların sayısı ve çeşitliliği artırılırken, diğer taraftan da alıntı yapılan yazarların alanındaki saygınlığı da göz önünde bulundurulmaya çalışılmıştır. 9 Yine de, ortaya çıkanın son tahlilde bir metin olduğu, ulaşılamayan belge ya da metinlerin bulunduğu, yazılmamış ya da belgelenmemiş bir şeylerin yaşanmış olabileceği ve alıntılanan metinlerin sınırlayıcılığı gibi hususlar dikkate alındığında bu metni tamamlanmamış bir metin olarak okumakta fayda vardır. SORUNUN ORTAYA ÇIKIŞI Milattan Sonra 70 ve 135 yıllarında Roma nın Kudüs ü kuşatması üzerine Yahudiler Kudüs ve çevresini terk ederek dünyanın çeşitli bölgelerine dağıldılar. Yahudilerin bu yeni yaşamı literatüre diaspora olarak geçti. Yaklaşık yıl boyunca politik bir hareket oluşturmayan ve geri dönmeye ilişkin seküler bir tutum benimsemeyen Yahudiler, zamanla diasporada yaşadıkları dünyayı Tanrı nın bir cezası olarak görmeye ve buradan kurtuluşun da ancak Tanrı nın göndereceği Mesih aracılığıyla olabileceğine inanmaya başladılar lerde ortaya çıkan Siyonizm, bu inanışta bir kırılmaya yol açarak hem Yahudilere politik bir hareket oluşturma hem de Kudüs e geri dönme imkânı sundu. Siyonizm modern dünyanın bir ürünüydü ve diasporanın Filistin e yönelik dini algılamasını seküler ve politik bir ideolojiye dönüştürüyordu. Siyonizm doğrultusunda hareket eden Ya-

4 102 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları hudiler zamanla diasporayı Tanrının verdiği cezanın çekileceği bir mekân olarak görmekten uzaklaştıkları gibi, diasporanın bir an önce terk edilerek modern bir ulus -devletin kurulabileceği Filistin e yerleşilmesi gerektiğine inanmaya başladılar. Uzun yıllar diasporadaki Yahudiler tarafından Kudüs ya da İsrail ülkesi anlamında kullanılan ve Kudüs te kutsal bir dağın adı olan Siyon kavramı, lerde diasporadaki aşağılanmadan, dolayısıyla da antisemitizden, kurtuluşun Yahudilerin Filistin e yerleşmesiyle gerçekleşeceğine inanan bir grup Yahudi tarafından politize edilerek bir anlamda seküler bir ideolojiye dönüştürüldü. Bu Yahudilerden Zvi Hirsch Kalisher, Yahudilerin sürgün boyunca Tanrının kendilerine verdiği cezayı çektiklerine ve Filistin e dönmenin dinsel anlamda Tanrı nın emirlerine bir karşı çıkış olmadığına inanıyordu. Hatta ona göre, Siyon un kurtuluşu Yahudi halkın eyleme geçmesiyle başlayacak, Mesih in mucizeleri ise sonradan gelecekti. 12 Yahudilerin hiçbirşey yapmadan Mesih in gelip onları kurtacağına ise sadece aptallar inanır, gerçek yol ise Yahudilerin kendi çabalarıyla kurtuluşu sağlamalarıdır e kadar Siyonizm fikri, bazı önemli Yahudi düşünürlerle sınırlı kalmış ve Yahudi halkı arasında yaygınlaşmamıştı. Bu tarihte Rus Çarı II. Alexandre ın öldürülmesi ve söz konusu olaydan Yahudilerin sorumlu tutulmasıyla birlikte başlayan güçlü bir antisemit dalga Yahudilerin kitleler halinde Rusya dan sürülmeleriyle (pogrom) sonuçlandı. 14 Pogromun, 1850 lerde 2,3 milyon, yüzyılın sonuna doğru 5 milyon Yahudi nin yaşadığı diğer bir ifadeyle önemli bir Yahudi nüfusu barındıran Rusya da 15 gerçekleşmesinin önemli sonuçları oldu ve böylelikle Siyonist düşünürler arkalarına alabilecekleri bir halk desteğine kavuştular. 16 Rusya dan sürülen Yahudileri sahiplenen ve onların nereye gideceğine karar vermek isteyen ilk Siyonist oluşum da bu şekilde ortaya çıktı ve sürgün edilen bu Yahudilerin Filistin e göçünü organize etmek amacıyla Rus Yahudisi Leo Pinsker tarafından 1882 de Choveve Zion (Siyon Âşıkları) adlı bir örgüt kuruldu. 17 Fakat bu örgüt Rusya nın dışındaki Yahudiler arasında etkili olmadığı gibi, 1882 ve 1903 tarihleri arasında Filistin e götürdüğü Yahudiler de ünlü Yahudi hayırsever Baron Edmund de Rotschild in muazzam yardımlarına rağmen kutsal topraklarda etkin bir koloni oluşturamadılar. 18 Kısacası tüm Yahudileri ortak bir hareket etrafında toplayacak ve Filistin de güçlü bir Yahudi kolonisi inşa edecek bir oluşum henüz ortaya çıkmamıştı lerin ortalarına kadar geçen dönemde Siyonist hareketlerin en önemli özelliği ortak bir politikadan yoksun olmalarıydı. Bu dağınıklığı sona erdirerek birbirinden farklı fikirler etrafında şekillenen Siyonist akım-

5 İsrail Sorunu: Ortadoğu nun Gordion Düğümü 103 ları bir araya getirecek olan kişi ise bir Macar Yahudisi olan Theodor Herzl in ta kendisiydi. 29 Ağustos 1887 de yirmi farklı ülkeden 246 delege Herzl in önderliğinde İsviçre nin Basel kentinde toplandı ve Siyonizm in amacının Yahudi halkı için Filistin de kanunen tanınmış bir yurt kurmak olduğu belirlendi. Bu tarihlerde Filistin de yaşayanların kurulacak Yahudi yurdu için bir engel teşkil etmediğine inanılıyor ve hatta Herzl in kendisi Yahudi yerleşiminden ekonomik olarak çıkar sağlayacaklarından dolayı Arapların bu duruma karşı çıkmayacağını öne sürüyordu. 19 Tüm bu kolaylıklara rağmen, bölgenin kontrolünü elinde bulunduran Osmanlı İmparatorluğu nun mali yardım karşılığında Yahudilerin Filistin e yerleşmesi teklifini reddetmesi, 20 Herzl de söz konusu yurdun zamanın büyük devletlerinin desteği olmadan kurulamayacağı inancını güçlendirdi. Herzl ilk olarak Ekim 1898 de Alman İmparatoru Wilhelm II ile görüşerek İmparator dan kendilerini Yahudi yurdu konusunda desteklemesi ricasında bulundu. 21 Wilhelm bu teklifi geri çevirse de, Herzl in büyük bir devletin desteğini sağlama politikası kendisinden sonra gelecek liderler tarafından uygulanmaya devam etti. Herzl in 1905 deki ölümünün ardından Siyonist hareketin en önemli lideri olarak gösterilen Chaim Weizman, Yahudi yurdunun kurulmasında hamiliği üstlenecek büyük gücün İngiltere olduğuna inanıyordu. Bu amaçla David Lloyd George, Arthur James Balfour ve Sir Herbert Samuel gibi bazı İngiliz liderlerle yakın dostluklar kurdu. Weizman ın İngiltere nezdindeki bu çabaları sonuç vermekte gecikmedi. 1 Kasım 1917 de İngiliz hükümeti, İngiltere Siyonist Dernekleri Başkanı Lord Rotschild e Majesteleri Hükümeti, Filistin de Yahudi halkı için bir ulusal yurt kurulmasını uygun bulmaktadır ve söz konusu hedefin gerçekleşmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır vaadini içeren bir mektup yolladı. Tarihe Balfour Deklarasyonu olarak geçecek olan mektupla İngiltere bir anlamda Yahudi devletinin kurulmasında hamiliği üstlenmeyi kabul etmişti. 22 Öte yandan, Balfour Deklarasyonu nu sadece Siyonistlerin İngiliz liderleri maniple etmesinin bir sonucu olarak görmek hatalı olur. Birinci Dünya Savaşı nın en yoğun dönemi yaşanıyordu ve İngiltere nin böylesi bir karar almasında konjonktürün de önemli bir etkisi vardı. İngiliz hükümeti Siyonistlere destek vererek bir taraftan Rusya daki Yahudilerin Rusya yı savaşta tutmasını amaçlarken, diğer taraftan da Amerikan Yahudilerinin savaşa yönelik kayıtsızlığını azaltmayı düşünüyordu. 23 Bu dürtülerin yanı sıra, Weizmann ın İngiliz Dışişleri Bakanlığı yetkililerine Siyonistlerin Almanları desteklemeye başlama ihtimalinden söz etmesi ve Alman hükümetinin dünya Yahudilerinin desteğini sağlama çabalarını yoğunlaştırması

6 104 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları İngiliz yöneticileri Yahudileri desteklemek bağlamında bir an önce somut adımlar atmaya zorlamıştı. 24 İngilizler ayrıca Yahudi kontrolündeki bir Filistin in İngiltere nin Ortadoğu daki çıkarlarını daha iyi koruyabileceğine ve üstelik böyle bir oluşumun Fransa ile yapılan Sykes-Picot gizli anlaşmasından farklı olarak Filistin de İngiliz kontrolünü artıracağına inanıyorlardı. 25 Balfour Deklarasyonu nun önemi İngiltere nin II. Dünya Savaşı nın ardından Filistin bölgesinde bir Manda Yönetimi kurmasıyla daha da belirginleşecektir. Manda yönetiminin kurulmasından önce 1919 da Paris Barış Konferansı na katılan Siyonistler savaş sonrası düzenlemelere ilişkin beklentilerini açıkça ortaya koymuşlardı. Barış anlaşmasına Balfour Deklarasyonu nun dahil edilmesi, Filistin de self-determinasyon hakkının uygulanmaması, Filistin in İngiliz Mandası altına alınması, Filistin e yönelik Yahudi göçünün sınırlandırılmaması ve Yahudileri temsil edecek bir Yahudi Konseyi nin kurulması şeklinde özetlenebilecek bu beklentilerin 26 önemli bir kısmı kısa süre içinde gerçekleşti de İngiliz askerlerinin Filistin e girmesiyle başlayan işgal süreci 1920 de sivilleşerek Manda yönetimine dönüştü. 24 Nisan 1920 de toplanan San Remo konferansıyla birlikte Filistin Mandası nın İngiliz hükümetine verilmesi, dolaylı olarak Filistin in selfdeterminasyon ilkesi kapsamından çıkarıldığı anlamına geldiği gibi, Balfour Deklarasyonu nun da üstü örtülü bir şekilde kabul edildiğini gösteriyordu. Bütün bu kararlar 1922 yılında Manda nın Milletler Cemiyeti tarafından onaylanmasıyla birlikte uluslararası arenada tamamıyla meşru bir hale gelmiştir. 27 Filistin Mandası nın kurulmasıyla birlikte Yahudilerin bölgeyi kolonileştirme hareketi de hız kazandı. Manda öncesi dönemde Siyonistler her ne kadar toprak satın alma yoluyla bölgeye yerleşmeye başlasalar da, bölge nüfusunun yüzde 11 ine dahi ulaşamamışlardı. Siyonist hareketin başlamasından önce Osmanlı yönetimi altındaki Filistin nüfusunun yüzde 6-7 sini Yahudilerin oluşturduğu düşünülürse, ilk Yahudi yerleşimi Migve Yisra el in kurulduğu 1870 den İngiliz Mandası nın kurulduğu 1922 ye kadar geçen 52 yıllık dönemde Avrupa dan göç ederek bölgeye gelen Yahudilerin bölgedeki Yahudi nüfusun oranını sadece yüzde 4 oranında artırdıkları söylenebilir de civarında olan Filistin deki Yahudilerin sayısı 1922 yılında yapılan nüfus sayımı verilerine göre, e ulaşmıştı. 28 Manda Yönetimi nin hakim olduğu arası 25 yıllık dönem boyunca bölgeye yerleşen Yahudilerin sayısında ise önceki döneme oranal önemli bir artış olmuş ve 1922 de nüfusun yüzde gibi bir çoğunluğuna sahip olan Yahudiler, 1946 da toplam nüfusun yüzde 31 civarında bir kısmını oluşturuyordu. 29 Aynı dönemde Yahudilerin toprak satın alması da

7 İsrail Sorunu: Ortadoğu nun Gordion Düğümü 105 kolaylaşmış 1922 de Filistin topraklarının yüzde 3 ü Yahudilere aitken, 1947 de Yahudilere ait olan toprakların Filistin toprakları içindeki payı yüzde 7 ye çıkmıştır. Bu artışa ilişkin bir rakam vermek gerekirse, 1922 de Filistin topraklarının dönümü Yahudilerin elindeyken, bu rakam 1947 de 1,73 milyon dönüme yükselmiştir. 30 Bütün bu rakamlara bakılarak, İngiliz mandasının Yahudi kolonizasyonunun kuşku götürmez bir koşulu olduğu ve İngiliz polis ve ordu gücü olmasaydı Arapların bölgelerindeki Siyonist oluşumun önüne geçebileceği ileri sürülebilir. 31 Manda döneminde yaşanan bu önemli değişime bölgeden yaşayan Filistinli halkın tepki vermemesi beklenemezdi. Özellikle yılları arasında Filistin e yönelik Yahudi göçünün önemli oranda artması ve sadece bu dönemde Yahudinin bölgeye gelmesi Manda Yönetimi ne karşı Arap isyanlarının patlak vermesinin en önemli nedeniydi arası dönemde Manda Yönetimi ne karşı devam eden ayaklanma bir taraftan Filistin milliyetçiliğinin tohumlarını atarken 33 diğer taraftan da Manda Yönetimi ni Yahudi göçünü kolaylaştırma konusunda geri adım atmaya zorladı. Arap isyanı ve II. Dünya Savaşı tehlikesi İngilizleri Arap yanlısı bir politika izlemeye itmişti ve İngiliz hükümeti bir anlamda bölgeyi Yahudi devletine dönüştürmenin bir İngiliz politikası olmadığını ilan eden 1939 Beyaz Bildirisi ni açıkladı. 34 Buna göre, gelecek 5 yıl içinde Yahudi göçünü ile sınırlandırılacak, 10 yıl içinde bağımsız bir Filistin devleti kurulacak ve Yahudilere yönelik toprak satışına kısıtlama getirilecekti. Fakat plan, Siyonistler tarafından mandanın bir ihlali olarak görülmesine 35 karşın, Siyonist lider David Ben-Gurion un ifadelerinde somutlaştığı üzere Yahudiler tarafından doldurulacak bir boşluk yaratması ve illegal Yahudi göçlerinde büyük artışlara neden olması dolayısıyla 36 uzun vadede Araplardan çok Yahudilerin işine yarayacaktır. Beyaz Bildiri nin ardından Yahudiler bir taraftan silahlı yeraltı örgütlerine ağırlık vererek bir anlamda 1948 savaşını kazanacak silahlı gücün alt yapısını bu dönemde inşa ederken, diğer taraftan da 1947 de Taksim planının kabul edilmesini sağlayacak ve 20. yüzyılın ikinci yarısı boyunca İsrail devletinin koruyuculuğunu üstlenecek Amerika Birleşik Devletleri nin dostluğunu kazanmaya yöneldiler. 37 Bu arada, Beyaz Bildiri nin ardından Manda yetkililerine karşı radikal Yahudi yeraltı örgütlerinin başlattığı yıpratma savaşında İngilizlerin önemli kayıplarla karşılaşmaktaydı. 38 Bunun yanı sıra, Filistin de yaşananlar nedeniyle Arapların desteğini kazanan Sovyetlerin Ortadoğu daki nüfuzunu artırmaya başlaması, savaş sırasında bir hayli zarar gören İngiliz ekonomisinin Filistin sorununun yükünü kaldırmakta zorlanması gibi gelişmelerin 39 bir sonucu olarak İngilizler, Mandater

8 106 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları anlamda başarısızlıklarını kabul ederek Filistin sorununu 2 Nisan 1947 de Birleşmiş Milletler e (BM) devrettiler. Britanya nın Manda yönetimine ilişkin yetkilerini BM ye devretmesinin ardında bölgede yaşananları kontrol etmekte zorlanması kadar, kısa süre önce çekildiği Hindistan da olduğu gibi ani çekilmenin iki taraf arasında bir tür anlaşma sağlayabileceğini umması da yatıyordu. 40 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KARARI, İSRAİL DEVLETİ VE SAVAŞ Fakat tarih beklentiler doğrultusunda şekillenmeyecekti. Sorunu çözme sorumluluğunu üstlenen BM, Filistin deki durumu araştırması ve tavsiyelerde bulunması için 11 üyeden oluşan Filistin Üzerine BM Özel Komitesi (UNSCOP) adında bir komite oluşturdu. Sovyetlerin katılmasını engellemek için hiçbir daimi üyenin yer almadığı 41 Komite deki üyelerden Kanada, Çekoslovakya, Guatemala, Hollanda, Peru, İsviçre ve Uruguay çoğunluk planı adı verilen ve Filistin in Arap devleti, Yahudi devleti ve BM vesayeti altında Kudüs şeklinde üç bölgeye ayrılmasını öngören planı öne sürmüştür. Diğer üç devlet Hindistan, İran ve Yugoslavya ise Kudüs ün başkent olduğu Araplar ve Yahudilerden oluşan bağımsız bir Filistin federe devletini öngören azınlık planı nı savunmaktaydı. UNSCOP üyelerinden Avustralya ise Komisyonun görevinin herhangi bir öneriyi desteklemek olmadığını sadece alternatif çözümler sunmak olduğunu ileri sürerek her iki plana da imza atmadı. 42 Planların 1947 Kasım ında BM de açıklanmasının ardından Siyonistler Filistin in tamamını kendilerine vermeyecek olsa da, en azından kendileri için bir devleti öngören taksim yani çoğunluk planından yana tavır alırken, Araplar her iki planı da reddederek Filistin de herhangi bir Yahudi oluşumuna karşı çıktıklarını tekrarladılar. 43 ABD nin 11 Ekim 1947 de çoğunluk planından yana tavır alacağını açıklaması Filistin sorununda önemli bir dönüm noktası olmuştur. Zira ABD nin baskısı olmasaydı, çoğunluk planı BM de kabul edilmeyecek ve bağımsız bir İsrail devletinin kurulması daha başlamadan tehlikeye düşebilecek yada daha sonraki bir tarihe ertelenecekti. 22 Kasım 1947 de yapılan oylamada 24 devlet çoğunluk planından yana oy kullanırken, 16 devlet karşı çıkmış diğer devletler ise çekimser kalmıştı. 26 Kasım da yapılan oylamada da fazla bir şey değişmemiş plan lehine oy kullananların sayısı 25 e çıkarken aleyhte olanların sayısı da 13 e düşmüştü. 44 ABD Siyonistler adına başarısızlıkla sonuçlanan bu oylamaların ardından bir taraftan BM temsilcilerine baskı uygularken, 45 diğer taraftan da taksime muhalif olan BM üyesi Haiti, Liberya, Çin, Etiyopya ve Yunanistan a da baskı uygulayarak Yuna-

9 İsrail Sorunu: Ortadoğu nun Gordion Düğümü 107 nistan hariç bu ülkelerin kararlarını taksim lehine değiştirmelerini sağlamıştır. 46 Sonuçta, 29 Kasım 1947 de BM Genel Kurulu nda karar açıklandığında çoğunluk planı 13 ret ve 11 çekimser oya karşılık 33 oyla kabul edilmiştir. Taksim kararının nüfusun üçte birini oluşturmalarına ve toprağın yüzde 7 sine sahip olmalarına rağmen, Filistin topraklarının yüzde 56 sını kurulacak Yahudi devletine tashih etmesi yoğun tartışmaları da beraberinde getirmiştir. 47 Öte yandan, Plan bir Yahudi devletini öngörmesi dolayısıyla Siyonistlerce olumlu karşılansa da, Yahudilerin planın öngördüğü sınırları ve statükoyu kabul etmeye niyetleri olmadığı gibi, Araplar da Arap dünyasının ortasında bir Yahudi devletinin varlığını kabul etmeye yanaşmıyordu. Siyonist yeraltı örgütlerinden Haganah daha sonra Dalet Planı olarak ünlenecek olan ve temelde Yahudi devletine ait bölgeleri Filistinlilerden temizlemeyi ve İngiliz Mandası ndan kalan kurumları ele geçirmeyi amaçlayan planı 48 uygulamaya koydu. Hacı Emin El-Huseyni, Abdulkadir El-Huseyni ve Hasan Salameh liderliğindeki Filistinli gruplar da Yahudi yerleşimlerini birbirine bağlayan yollara ve Yahudi yerleşimlerine saldırılar düzenleyerek, hatta bazı bölgelerde askeri zaferler de kazanarak olası Yahudi devletini tehlikeye atıyorlardı. 49 Kısacası BM nın taksim kararına rağmen, 1948 yılı başladığında Filistin de tam anlamıyla bir kargaşa hüküm sürmekteydi. Bu durumun farkında olan ve taksim planına yönelik desteğin Arap dünyasındaki Amerikan çıkarlarını tehlikeye attığını düşünen Washington yönetimi, 50 Mart 1948 de Taksim Planı ndan desteğini çekerek yeni bir plan önermiştir. Beş yıl boyunca bölgenin uluslararası vekaletle yönetilmesini ortaya atan öneri, ABD deki Yahudi toplumunun tepkisini çekti ve bu grubun ABD yönetimine baskı yapmasıyla birlikte önerinin uygulanması rafa kaldırıldı. 51 Bu olaylardan sonra olası bir savaş halinde ABD den etkin bir destek almalarının garanti olmadığının farkında olan Siyonistler kendilerine destek olacak yeni bir güç aramaya başladılar. Bu güç ABD nin Batı ya yönelik petrol akışına zarar vermemek için Siyonistlere silah satışına ambargo koyması dolayısıyla savaşı boyunca Siyonist kuvvetlerin silahlarının büyük bir kısmının sağlanacağı Sovyetler Birliği olmuştur. Taksim kararının ardından başlayan Filistinli ve Siyonist gruplar arasındaki çatışmaların bir savaşla sonuçlanacağının bölgeyle ilgilenen hemen herkes farkındaydı. Dolayısıyla Siyonist gruplar ve Arap ülkeleri, paramiliter Filistinli gruplar ve Yahudi yeraltı örgütleri arasında çatışmalar devam ederken büyük bir savaşın hazırlıklarına başlamışlardı. Arap ülkeleri Taksim planına karşı çıkmak noktasında ortak hareket etmekteydi ve bu planın uygulanmasını engellemenin temel politikaları olduğunu açıklamış-

10 108 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları lardı. Bu politika birliğinin yanı sıra, özellikle Mısır ve Suriye yi savaşa katılmaya iten bir başka faktör daha vardı. Bu iki ülke, Siyonist liderler ve Ürdün Haşimi Krallığı arasında Ürdün ün Batı Şeria yı ilhak etmesi ve Filistin devletinin kurulmaması karşılığında Arapların o zamanki en önemli ordusu olan Arap Lejyonu nun Taksim planı doğrultusunda İsrail toprakları olarak kabul edilen bölgeden uzak tutulmasını öngören işbirliği anlaşmasından 53 rahatsızlık duymaktaydı. Dolayısıyla, Mısır ve Suriye bir taraftan İsrail devletinin kurulmasını engellemek diğer taraftan da Ürdün ün Büyük Suriye planının önüne geçmek amacıyla savaşa dahil olmuşlardı. Ürdün ise olası bir savaşta dışarıda kalması halinde Batı Şeria yı ilhak edemeyeceğinin farkındaydı ve Mısır ve Suriye den farklı bir politika izlemesine rağmen savaşa katıldı. Kısacası Siyonist birliklerinin karşısında birbirine zıt amaçlarla savaşa dahil olmuş, görünüşte ortak bir Arap ordusu vardı. Arap ülkelerinin savaşa katılma amaçlarındaki bu farklılaşma Filistin ordusunun kurulmasına da yansımıştı. Ürdün Kralı Abdullah ın Büyük Suriye planını bozmak amacındaki Suriye nin öncülüğüyle Arap Kurtuluş Ordusu kuruldu ve başına Filistin sorununda önemli bir yeri olan Hacı Emin El-Hüseyni nin sıcak bakmadığı Fevzi El-Kavrukçu getirildi. 54 Filistin in kuzey bölgesinde Arap Kurtuluş Ordusu konuşlanırken, Ramallah Kudüs ve Hebron bölgesinden Hacı Emin yanlısı Abdulkadir El-Hüseyni, Galile ve Samara bölgelerinden de Hasan Sallameh sorumlu tutulmuştu. Böylece Filistin cephesinde daha savaş başlamadan iki rakip kuvvet konuşlanmış oluyordu. 55 Ortak liderden ve politikadan yoksun Araplar, İsrail in 14 Mayıs 1948 de bağımsızlığını ilan etmesinden bir gün sonra yeni kurulan devlete karşı saldırıya geçtiler. Üç aşamada gerçekleşen 56 savaşın 11 Haziran da BM temsilcisi Kont Folke Bernadotte nin ateşkes önerisiyle sona eren ilk aşamasında Araplar Taksim Planı nda İsrail e bırakılan Negev bölgesini ele geçirerek önemli bir zafer kazanmışlardı. Ateşkesin ardından Barnadotte nin anlaşma çabaları sonuç vermedi ve taraflar 8 Temmuz da ateşkesi sona erdirdiler. Bu sırada Yahudiler Çekoslovakya ve Fransa dan aldıkları silahlarla önemli oranda güçlenirlerken, 57 Arap Cephesi savaş sonrasında Ürdün ün Doğu Şeria yi ilhak etmesini tartışmaktaydı. 58 On Gün Savaşı olarak bilinen ve yine BM ateşkes önerisiyle sona eren savaşın ikinci aşamasında ise İsrail kuvvetleri Taksim Planı nın olası Filistin devletine tahsis ettiği Galile ve Tel Aviv-Kudüs koridorunu işgal etmiş, fakat Negev i geri alamamıştı. 19 Temmuz dan 15 Eylül e kadar devam eden ateşkesten bir sonuç alınamaması üzerine başlayan savaşın üçüncü ve son aşamasında, Bernadotte nin öldürülmesiyle politik olarak zor duruma düşmelerine rağmen askeri açıdan konumlarını daha da güçlendiren Siyonist kuvvetlerin 59

11 İsrail Sorunu: Ortadoğu nun Gordion Düğümü 109 Araplara karşı zafer kazanması Ortadoğu da yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Savaş sona erdiğinde İsrail, Filistin topraklarının yüzde 80 inin ele geçirmiş ve e yakın Filistinli de mülteci konumuna düşmüştü. 60 Büyük çoğunluğu Lübnan ve Ürdün e yerleşen Filistinli mülteciler bu iki ülkede politik alana şekil verdikleri gibi, diğer Ortadoğu ülkelerine giden mülteciler de buradaki toplumsal yapıları önemli ölçüde etkilemişlerdir. Mısır ve Suriye ye yerleşen mültecilerse, sınırdan İsrail hedeflerine yönelik gerçekleştirdikleri saldırılarla 1967 savaşının hazırlayıcıları olmuşlardır. DEİR YASİN, ETNİK TEMİZLİK VE MÜLTECİLER Filistinlilerin, bulundukları bölgelerden ayrılması ve mülteci konumuna düşmeleri Dalet Planı ile başlayan sistemli Siyonist terörizminin bir sonucuydu. 61 Daha savaş başlamadan Siyonistler kurulacak Yahudi devletinden Arapları temizlemenin en kestirme yolunun şiddetten geçtiğinin farkındaydı. Bu politika Ben-Gurion daha 1941 de baskı ve acımasız bir baskı olmaksızın Arap nüfusun bölgeden çıkarılmasını hayal etmek imkânsız diye özetlediği uzun süredir devam eden bir projenin savaş sonrasına sarkan kısmıydı. 62 Filistinli yerlilerin yüreklerine korku salacak katliamlar düzenlemek 63 ve tarım alanlarının tahrip edilerek ekilen ürünlerin yakılması 64 gibi yıkım merkezli faaliyetler bu şiddetin bir parçasıydı. Söz konusu sistemli şiddetin zirveye çıktığı nokta ise, 9 Nisan 1948 de Siyonist yeraltı örgütü olan Irgun tarafından gerçekleştirilen, kadın ve çocukların da dâhil olduğu 245 kişinin ölümüyle sonuçlanan Deir Yasin katliamı olmuştur. 65 Deir Yasin katliamı çerçevesinde şekillenen tartışmalar Filistinlilerin topraklarından ayrılmasının ardında sistemli Yahudi şiddetinin yatıp yatmadığı üzerine yoğunlaşmıştır. 66 Arap cephesi sadece yaşananlara bakılarak böyle bir projenin varlığının kanıtlanabileceğini savunurken, İsrail tarafı mülteci sorununun Arap liderlerin politikalarının bir sonucu olduğunu öne sürecek kadar ileri gitmiştir. Savaşın ardından mülteci probleminin kökenini saptaması amacıyla İsrail hükümetinin Yosef Weitz başkanlığında oluşturduğu komite, sorunun kıyım, şiddet ve bölgeden zorla çıkarmanın bir sonucu değil de, bizzat Arap tarafın bir savaş taktiği olduğunu ileri sürmüştür. 67 Fakat raporun tarafsızlığı, bir taraftan Filistinli köylüleri bölgeden çıkmaya zorlarken, diğer taraftan da Arapların terk ettiği toprakları ele geçirmeleri için Yahudi yerleşimcileri 1948 yılı boyunca cesaretlendiren Weitz in bizzat kendi geçmişinin gölgesinde kalmıştır. 68 Dönemin Arap radyoları ve basınından ve hatta Yahudi yayın organlarından elde edilen veriler Arap liderlerin böyle bir projesi olmadığını açıkça göstermiştir. 69 Fakat tartışmalar ne olursa olsun İsrail askeri istihbaratının ifadeleriyle Deir Yasin in Filistinlilerin göçü konusunda muazzam bir hızlandırıcısı etkisi olduğu su götürmez. 70

12 110 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları 1948 savaşı sona erdiğinde Filistinli topraklarını terk etmek zorunda kaldıysa da, gerçekte Filistinlilere ait herhangi bir toprak parçası kalmamıştı ve tüm Filistinliler farklı ülkelerin kontrolü altında yaşıyordu. İsrail in ele geçirdiği bölgelerin dışında kalan Batı Şeria yı Ürdün Haşimi Krallığı işgal ederken, Gazze Şeridi olarak adlandırılan bölge de Mısır ın kontrolüne geçmişti. Mısır kontrolü altındaki Filistinlilere yönelik bir Mısırlılaştırma politikası izlemese de, 71 Ürdün yönetimi Batı Şeria ya kendi toprağı olarak baktığından buradaki Filistinlilere yönelik bir Ürdünlüleştirme politikası başlattı ve hatta bu bağlamda Filistin kelimesinin kullanımı dahi yasaklandı. 72 Topraksız bir şekilde yaşamaya başlamalarının ve belli bir asimilasyon politikasıyla karşı karşıya olmalarının Manda dönemi boyunca inşa edilmiş olan Filistinli kimliğini yok edeceği düşünülüyordur. Fakat Filistinlilerin Arap topluma entegre edilmeyerek kamplarda yaşamaya mahkum edilmeleri ve Edward Said gibi düşünürler tarafından Filistin sorununa politik bir çözüm üretememekle suçlanan 73 BM Filistin Yardım ve Çalışma Örgütü nün (UNWRA) kamplardaki hayatı örgütlemesi ve eğitim, sağlık gibi hizmetleri sunarak buradaki Filistinlileri ayakta tutması Filistinli kimliğinin canlı kalması ve hatta zamanla daha da güçlenmesi ile sonuçlandı. 74 Öte yandan, gerek Mısır gerekse Suriye yeni statükodan memnun değildi ve İsrail i tanımamakta ısrar ediyorlardı. Böylesi bir dönemde Mısır da Arap milliyetçisi Nasır ın iktidara gelmesi ve Suriye de yaşanan iktidar değişikliği bu iki ülkenin İsrail e yönelik politikasını daha da sertleştirmiştir. Dönemin Suriye Savunma Bakanı Faris El-Khuri nin bu konudaki ifadeleri bir hayli nettir; Yahudiler aramızda varolduğu sürece onlarla bizim aramızdaki düşmanlık devam edecek. İlk raunt [1948 savaşı] başarısızdı. Ama kuşkusuz Arapların ikinci bir raunt için hazırlanması gerekir [Zira] Yahudiler Haçlıların bu bölgeden atıldığı gibi ancak savaş yoluyla bölgeden silinebilirler. 75 Olası bir savaşın hazırlıklarına başlayan Suriye ve Mısır ın Filistinli mültecileri İsrailli hedeflere saldırmaları konusunda cesaretlendirmesi misillemeleri de beraberinde getirmiştir de 111, 1952 de yine 111, 1953 de 124 ve 1954 de 117 İsraillinin öldüğü bu saldırılar bir taraftan Filistin bölgelerinden yeni topraklar kemirilmesini engellerken, bir taraftan da İsrail in bölgeyi kontrol ettiği mitini tehlikeye düşürüyordu. Bu durumu engellemek isteyen İsrail ordusu sadece 1953 yılının ilk beş ayında 200 misileme saldırısı gerçekleştirdi. 76 Söz konus misilleme saldırı kapsamında Ariel Şaron komutası altındaki 101. Birliğin El-Buray ve Qibya köylerinde gerçekleştirdiği katliamlar 77 geniş bir yankı uyandırarak yeni bir çatışma dalgasını doğurmuş ve 1950 lerin ortalarına gelindiğinde taraflar savaş hazırlıklarına başlamıştır.

13 İsrail Sorunu: Ortadoğu nun Gordion Düğümü 111 İsrailli politikacılar gittikçe güçlenen Mısır ın İsrail için bir tehdit oluşturmadan zayıflatılması gerektiğine inandıkları gibi, 1948 savaşının ardından oluşan sınırları da yeterli görmüyorlardı. İngiliz ve Fransız hükümetleriyle yaptığı görüşmeler sırasında dönemin İsrail başbakanı David Ben-Gurion 1956 savaşına ilişkin pazarlıklar bağlamında bölge sınırlarını yeniden düzenleyecek bir plan önermişti. Plana göre, Ürdün toprakları İsrail ve Irak arasında paylaşılırken, Lübnan ın güneyi ve Sina yarımadası İsrail sınırlarına dahil edilecekti. 78 Önleyici ve genişlemeci amaçlarının yanı sıra, İsrail böyle bir savaşa dahil olarak 1948 den beri Arap ülkeleri ve Filistinli gruplarla arasında devam eden ve İsrail in manevra alanını daraltan sınır savaşlarını da engellemek istiyordu Ekim 1956 da İsrail in ani saldırısıyla patlak veren Süveyş Savaşı, ABD ve Rusya nın araya girmesiyle 7 Kasım da ilan edilen ateşkesle sona erdi. 80 İsrail savaş sırasında Sina Yarımadası ve Sharm El-Şeyh in büyük bir kısmını işgal etse de, ABD den gelen yoğun baskı üzerine sınır olaylarının durdurulması ve Akabe Körfezi nin İsrail gemilerine açılması karşılığında bu bölgelerden çekilmek zorunda kalmıştır. EL-FETİH VE FİLİSTİN KURTULUŞ ÖRGÜTÜ NÜN KURULUŞU Süveyş Krizi nin sona erdiği bir dönemde Filistinliler arasında yeni bir ulusal bilincin temelleri atılıyordu. Süveyş Savaşı sırasında Gazze de İsrail işgaline karşı başlayan halk direnişi İsrail in bu bölgeden çekilmesinin arından kısa süre içinde Arap ülkelerinden bağımsız politik örgütlenmelere ve askeri oluşumlara dönüştü. 81 Mısır üniversitelerinde eğitim gören Filistinlilerin Gazze deki Filistin halkının liderliğini üstlenmeye başlamasıyla birlikte bu bölgedeki Filistinlilik bilinci daha da artmıştır. Söz konusu kişilerin yılları arasında yayımladıkları Filastinuna (Bizim Filistin) adlı derginin temel amacı Filistinlilerin ortak kimliğini güçlendirmekken, ayrıca dergi Arapların Filistin davasına ihanet ettiğini ve Filistin davasının bizzat Filistinlilerce üstlenilmesi gerektiği fikrini yaygınlaştırma amacı da güdüyordu. 82 Bilinçlenme sadece Gazze ile sınırlı değildi. UNWRA nın eğitim kurumlarında yetişen Filistinliler de 1950 lerin ikinci yarısından itibaren Filistin halkını örgütlenmeleri yönünde mobilize ederken, kurulan örgütlerin de liderliğini üstlenmeye başladılar. Filistin milliyetçiliği sadece göçmen kamplarında gelişmedi, aynı zamanda petrol dolayısıyla zenginleşen Arap ülkelerinde eğitimli sınıf olmaları dolayısyla önemli mevkiler işgal eden ve bu ülkelere bir tehdit olmadıkları sürece bağımsız hareket edebilen 83 zengin Filistinliler de bu milliyetçili-

14 112 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları ğe katkıda bulundular. Aralarında daha sonra Filistin Kurtuluş Örgütü nün liderliğini üstlenecek olan Yaser Arafat ın da bulunduğu Mısır dan ayrılan Filistinli bir grubun Ekim 1957 de Kuveyt te yaptığı toplantıda şekillenen 84 El-Fetih, zamanla Filistinli örgütlerden en önemlisi olarak öne çıktı. Suriye deki Baas Partisi nden önemli destek gören El-Fetih in temel amacı Filistinli genç mültecilerin ulusal yurt heyecanını canlı tutmak olarak açıklansa da, örgüt aynı zamanda Suriye nin telkinleriyle İsrail hedeflerine yönelik saldırılar düzenlemeye başladı. Filistinli grupların sınır saldırılarının yanı sıra, bölgede gerilimi artıran diğer bir gelişme de bu saldırılarla yakından ilgili olan bölge sularının paylaşımı konusunda yaşanıyordu. İsrail Ürdün havzasındaki suları Negev bölgesine aktarmak amacıyla Ulusal Su Şebekesi projesini hayata geçirmişti ve Suriye ve Ürdün bu projenin bölgedeki Arap haklarının ihlali anlamına geldiğini ve bu durumu engellemek için kendi planlarını hayata geçireceklerini açıklamıştı. 85 İsrail in 1964 de bölgede bir baraj inşa ederek Tiberia gölünün sularını kontrol altına almaya çalışması 86 bardağı taşıran son damla oldu ve Suriye nin yönlendirmesiyle El- Fetih gerillaları İsrail in inşa ettiği su borularını ve su kuyularını bombalayarak İsrail Su Projesini tehlikeye atmaya başladılar. Fakat bu durum, Filistinli gerilla gruplarının bağımsız hareket etmeye başlaması, Mısır ve Ürdün ün hoşuna gitmemişti ve bu iki ülke başta olma üzere birçok Arap devleti söz konusu şiddet eylemlerinin İsrail i kışkırtacağını ve beklemedikleri bir anda Arap ülkelerini savaşa sokacağını düşünüyordu. 87 Bu düşünceler bağlamında harekete geçen Arap Ligi, Filistinli temsilcisi Ahmed El-Şukeyri yi İsrail e karşı daha kapsamlı bir mücadeleyi üstlenebilecek bir Filistin kurumu oluşturmakla görevlendirdi. 88 Fakat böyle bir oluşumun ardındaki temel kaygı El-Fetih ve diğer radikal grupların Arap devletlerini İsrail le savaş zorlayacak eylemlerini engellemekti 89 ve tam da bu nedenle El-Şukeyri Filistinli halktan beklediği desteği göremediği gibi, örgütün kurulmasında önemli etkisi olan Mısır lideri Nasır ın ajanı olmakla suçlandı. Bu suçlamalara rağmen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Mayıs 1964 de Kudüs te El-Şukeyri nin önderliğinde yapılan bir toplantıyla resmen kuruldu. Öte yandan, FKÖ nün kurulmuş olması gerilla gruplarının İsrail hedeflerine yönelik saldırılarını engellemeyecekti ve söz konusu saldırılar zamanla 1967 savaşının kilometre taşlarına dönüşecekti. Bölge ülkeleri arasında su sorununa ilişkin yaşanan sürtüşme Filistinli grupların İsrail hedeflerine saldırılar düzenlemesiyle sınırlı kalmadı. Suriye İsrail in tek taraflı su politikalarına karşılık 1965 de Ürdün nehrinin Dan ve Banyas kollarındaki suyu kullanabilmek amacıyla bir baraj inşasına başlaması 90 ve 14 Temmuz 1966 da İsrail in savaş uçaklarıyla bu inşaatı ha-

15 İsrail Sorunu: Ortadoğu nun Gordion Düğümü 113 vaya uçurması iki ülke arasındaki gerilimi tırmandıracak ve su sorununu 1967 savaşının en önemli nedenlerinden biri olarak gündeme taşıyacaktır. 91 Su sorunu, gerilla saldırıları ve sınır ihlalleri sonucunda artan gerilim 1967 ye gelindiğinde yerini sıcak çatışmalara bırakmıştı. 7 Nisan da Suriye- İsrail arasındaki askersizleştirilmiş bölgeye giren İsrail e ait bir araca Suriye askerlerinin ateş açması ve ardından İsrail in buna hava saldırılarıyla karşılık vermesi, sınırda tanklar, ağır silahlar ve havan topları ile sürdürülen küçük çaplı bir çatışmayla sonuçlanmıştı. İsrail in hava saldırısı genelde Arap özelde ise Mısır kamuoyunda büyük bir tepkiye neden olurken, birçok Arap devleti de Suriye yi desteklediklerini açıkladı. 92 Mısır Suriye ile imzaladığı savunma paktı doğrultusunda Mayıs 1967 de askerlerini Sina yarımadasına sevk etmeye başladı. Askerlerin sevk edildiği tarihte, 17 Mayıs ta Mısır hava kuvvetlerine ait iki uçak İsrail in Dimona nükleer reaktörü üzerinde keşif uçuşu yaptı. 93 Bu adımlara ek olarak Nasır ın 22 Mayıs ta İsrail in Kızıl Deniz e çıkışını sağlayan Tiran boğazını İsrail gemilerine kapattığını açıklaması gerilimi daha da tırmandırdı. Kısacası, gerek Arap hükümetleri ve kamuoyu gerekse İsrail tarafı gidişatın yeni bir savaşın patlak vermesiyle sonuçlanacağının farkındaydı ve geriye ilk hangi tarafın saldıracağı konusu kalmıştı. SORUNUN GELİŞİMİ İlk saldıran İsrail oldu ve bunun Arap cephesi için bir felakete dönüşmesi sadece altı gün sürdü Haziran da sürpriz bir saldırıyla Ürdün hava kuvvetlerinin tamamını, Mısır ve Suriye hava kuvvetlerinin büyük bir kısmını imha ederek büyük bir avantaj elde eden 95 İsrail, altı gün içinde Gazze Şeridi ni, Sina yarımadasını, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria yı ve Golan Tepeleri ni ciddi bir direnişle karşılaşmadan işgal etti. Arap tarihine ikinci nakba (yıkım) olarak geçen 1967 savaşının sonuçları Filistin/Arap-İsrail sorununda önemli değişimleri de beraberinde getirdi. 96 İsrail bir taraftan Araplar karşısındaki üstünlüğünü kanıtlarken, diğer taraftan da Batı Şeria ve Gazze yi işgal ederek Filistin sorununu içselleştirdi. Arap devletleri İsrail in bir ulus olarak varolup olmadığını sorgulamayı ve Filistinlilerin adına hareket etmeyi bırakarak, savaşta kaybettikleri toprakları geri alma konusuna odaklandılar. Arap devletlerinin kendi sorunlarına odaklanmasıyla eş zamanlı olarak Filistinliler de Filistin sorununda etkinliği ele geçirerek, politik ve askeri alanda Filistin in savunuculuğunu üstlenmeye başladılar savaşında olduğu gibi Filistinliler İsrail in işgal ettiği bölgelerden ayrılmamış ve bu durum çatışma alanlarını İsrail in kontrolündeki böl-

16 114 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları gelere kaydırarak 97 şiddetin İsrail iç politikasında bir araç olarak yerleşmesiyle sonuçlanmıştır. Filistinliler arasında bu kez toprağın (al-ard) korunması aile onurunun (al ard) korunmasından önce gelmiş 98 ve olası bir ayrılmanın vatan hayalini tamamen ortadan kaldıracağının farkında olan Filistin halkı işgal altındaki bölgelerde kalmaya devam etmiştir. Filistinliler arasındaki bu algılamaya rağmen, işgal altındaki bölgeleri entegre etmek amacıyla İsrail devletinin 1967 savaşının ardından 1948 öncesi Yahudi yerleşimlerini yeniden canlandırarak başlattığı yerleşim politikası, hızla yaygınlaşarak bugüne kadar devam eden çatışmaların temellerini atmıştır. İsrail in bu dönemde başlayan ve o gün için a yakın Filistinlinin yaşadığı Batı Şeria ve Gazze bölgelerini işgal politikası özellikle Doğu Kudüs söz konusu olduğunda bir hayli belirgindir. İsrail hükümeti bir taraftan Doğu Kudüs te yaşayan Filistinlileri zorla ve para karşılığı bölgeden çıkarma politikası izlerken, diğer taraftan da gelecekte Yahudi yerleşimleri adını alacak olan oluşumların ilk pilot projelerini de burada başlatmıştır Mayıs 1968 deki 252 ve bu karardan daha sert ifadeler içeren 3 Temmuz 1969 daki 267 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararlarına 100 rağmen, İsrail hükümeti düzeni sağlama ve bölge sakinlerine şehrin entegrasyonu yoluyla hizmet etme gibi gerekçeler sunarak uluslararası toplumun yerleşimler konusundaki tepkilerini dikkate almaya yanaşmadı. 101 Öte yandan, İsrail işgal ettiği bölgeleri elinde tutma politikasını uluslararası toplumun kararlarına rağmen ısrarla sürdürüyordu savaşının hemen ardından 22 Kasım 1967 de BM Güvenlik Konseyi nden oybirliğiyle geçen ve son çatışmada işgal edilen bölgelerden İsrail silahlı kuvvetlerinin geri çekilmesi, bölgedeki her devletin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve siyasi bağımsızlığına saygı duyulması mülteciler sorununa adil bir çözüm bulunması, bölgedeki devletlerin politik bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün korunması doğrultusunda tedbirler alınması gibi hususları öngören meşhur 242 sayılı kararın 102 yanı sıra, BM Özel Temsilcisi Gunnar Jarring in 1968 in başlarından itibaren söz konusu karar temelinde başlattığı barış çabalarına karşılık İsrail de gerek yönetim gerekse halk ısrarla statüko politikasının sürdürülmesini savunuyordu. Sadece küçük bir parti olan Rakah ın 1969 seçimlerinde işgal edilen bölgelerden koşulsuz çekilmeyi savunması bu durumun en önemli göstergesi olarak okunabilir. 103 Karameh, Kara Eylül ve 1973 Savaşı Tarafların ortak bir noktada buluşmaması çatışmaların iki boyutta artarak devam etmesiyle sonuçlandı. Çatışmanın birinci boyutunu Filistinli grupların İsrail hedeflerine yönelik saldırıları oluşturuyordu savaşından kısa bir süre sonra Filistinli gerilla grupları gerek Batı Şeria ve Gazze

17 İsrail Sorunu: Ortadoğu nun Gordion Düğümü 115 bölgelerinden gerekse komşu Arap ülkelerinin topraklarından İsrail hedeflerine yönelik saldırılar düzenlemeye başlamıştı. 104 Fazla etkili olmayan bu saldırıları asıl gündeme taşıyan ve Filistin halkını Filistinli gruplara destek vermeye kanalize eden olay, Mart 1968 de Karameh göçmen kampında yaşandı. 105 El-Fetih gerillalarının İsrail e yönelik düzenlediği saldırıları engellemek isteyen İsrail hükümeti, bölgeye büyük bir askeri birlik göndermiş ve yaşanan çatışmanın ardından İsrail askerleri önemli kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu zaferle birlikte popülaritesini büyük oranda artıran Filistinli gerillalar Ürdün içinde güçlenmeye başladılar ve Ürdün hükümetinin İsrail e yönelik gerilla saldırılarında ülke topraklarının kullanımına izin vermemesine rağmen, 106 buradan İsrail hedeflerine saldırlar düzenlemeye devam ettiler. Saldırılar dolayısıyla Ürdün yönetimi ve Filistinli gruplar arasında tırmanan gerilim 1970 Eylül ünde sıcak çatışmaya dönüştü. Nasır ın Filistinlileri desteklemeye yanaşmaması ve Suriye nin ABD ve İsrail in tehditleri karşısında Filistinli gruplara destek gönderememesinin 107 sonucunda Ürdün askerleri Filistinli gerilla gruplarını yenilgiye uğratarak ülkeden çıkardı. Tarihe Kara Eylül olarak geçen olayın ardından El-Fetih başta olmak üzere birçok Filistinli grup Mısır ın aracılığında 1969 da FKÖ ve Lübnan hükümeti arasında imzalanan anlaşma doğrultusunda 108 Lübnan a yerleşerek İsrail hedeflerine yönelik saldırılarına buradan devam ettiler. Çatışmanın ikinci boyutu ise İsrail ve 1967 savaşından yenilgiyle ayrılan Arap ülkeleri arasında yaşandı. İsrail in statükonun devamı konusundaki ısrarlı tutumunun ve uluslararası barış girişimlerinin başarısız olmasının kaçınılmaz sonucu çatışmaların tırmanmasıydı ve Mısır işgal edilen topraklarını İsrail e bırakmadığını kanıtlamak ve olası görüşmelerde pazarlık gücünü artırmak amacıyla Mart 1969 da yıpratma savaşı başlattığını açıkladı. 109 Küçük sınır çatışmalarının giderek geniş ölçekli misillemelere dönüşmesi üzerine inisiyatifi ele almak ve çatışmaların bir savaşa dönüşmesini engellemek amacıyla ABD yönetimi, Dışişleri Bakanı William Rogers i bir barış planı oluşturması amacıyla bölgeye gönderdi. 110 Ürdün ve Mısır ın önerilere sıcak bakmasına karşılık Golda Meir in başbakan seçilmesiyle daha uzlaşmaz bir tutum takınan İsrail hükümetinin planı İsrail için bir felaket şeklinde tanımlaması 111 tarafların ortak bir noktada buluşmasının imkansız olduğunu göstermekteydi e gelindiğinde savaştan sonraki en şiddetli dönemine giren Mısır ve İsrail kuvvetleri arasındaki çatışmalar İsrail in 31 Temmuz 1970 de ateşkes önerisini kabul etmesiyle sakinleşmeye başladı. 112 Fakat 28 Eylül 1970 de Nasır ın ani ölümü ABD nin barış girişimlerinden daha fazla işe yaradı ve yıpratma savaşı yerini ılımlı bir lider olan Enver Sedat ın barış girişimlerine bıraktı yıllarında barış çabaları İsrail in

18 116 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları Sina dan kısmı çekilmesi karşılığında Mısır ın Süveyş kanalını yeniden İsrail in kullanımına açması konusuna odaklanmıştı. Öte yandan İsrail in taviz yönünde geri adım atmaya yanaşmaması ve ABD nin Ortadoğu daki çıkarlarını koruyan bir İsrail i Araplar karşısında zayıflatmak istememesi Enver Sedat ı barış politikasını yeniden düşünmeye sevk etti. Sedat ın yeni stratejisi bölgede yeni bir savaş olmadan İsrail in işgal ettiği bölgelerden çekilmeyeceği mantığı üzerine kurulmuştu 113 ve bu dönemde ABD nin statükoyu desteklemek dışında bir politika izlememesi 114 Ortadoğu yu savaş öncesi yaşanan sessizlikle karşı karşıya bıraktı. Mısır ve Suriye, Suudi Arabistan ın desteğini de alarak mevcut politik açmazı kırmak ve Arap ülkelerinin işgal altındaki bölgeleri İsrail e bırakmaya razı olmadıklarını göstermek amacıyla 6 Ekim 1973 de İsrail e karşı ani bir saldırı başlattılar. Araplar savaşın ilk iki gününde önemli başarılar kazanırken, Suriye Golan tepelerinin büyük bir kısmı geri almış Mısır ordusu ise Süveyş Kanalı nı geçerek Sina yarımadasında ilerlemeye başlamıştı. 115 Fakat Arap ordularının ilk başarıları birkaç gün içinde yerini İsrail in karşı saldırılarına bıraktı ve savaş 26 Ekim de sona erdiğinde ne İsrail ne de Arap cephesi bir zafer kazanmıştı. 116 Savaşın bu şekilde sonuçlanması, Amerika nın İsreil e yönelik muazzam desteği sayesinde olmuştur. Daha savaşın başlangıcında Ürdün Kralı Hüseyin i savaşta tarafsız kalması noktasında ikna eden ABD yönetimi özellikle Arap ordularının başarıları karşısında uluslararası mekanizmaları kullanarak savaşın İsrail lehine dönmesini sağlamıştır. Bu süreçte dönemin ABD Dışişleri Başkanı Henry Kissinger, Başkan Nixon u da aşarak sürecin İsrail lehine dönmesi için elinden geleni yaptı. 21 Ekim de Moskova da gerçekleştirdiği ateşkes görüşmeleri sırasında İsrail in elini güçlendirecek basit bir ateşkes üzerinde ısrar eden Kissinger, 22 Ekim de Güvenlik Konseyi nin aldığı ateşkes kararını ihlal ederek savaşta avantajlı konuma geçmesi noktasında İsrail e yeşil ışık yaktı. 117 İsrail in ateşkesi bozarak Mısır ın Üçüncü Ordusu nu yenilgiye uğratması üzerine de Kissinger ve Nixon Moskova ya olayların dışında kalması noktasında sert bir uyarı gönderdi. Sonuç İsrail in savaştan avantajını kaybetmeden ayrılacağı bir hal aldığında ise İsrail e savaşı bitirmesi gerektiği söylenmiştir. Tarihsel olarak bakıldığında ise savaşın iki temel sonucunun bölge üzerindeki etkisinin büyük olduğu söylenebilir. İlk olarak İsrail in yenilmezlik miti bu savaşla birlikte yıkılmıştı 118 ve bu durum İsrail in 1973 öncesindeki tavizsiz tutumundan geri adım atarak Mısır la 1979 da bir barış anlaşması imzalamasıyla sonuçlandı. Öte yandan savaş sırasında Arap ülkelerinin, İsrail devleti işgal ettiği topraklardan çekilene kadar petrol üreti-

19 İsrail Sorunu: Ortadoğu nun Gordion Düğümü 117 mini her ay yüzde 5 azaltmaya karar vermesi ve bunun sonucunda 1973 de 2.83 Dolar olan petrolün fiyatının 1974 de Dolara yükselmesi 119 dünyada ve özellikle ABD de tedirginlikle karşılanmıştı. Örneğin, sadece 1974 yılında ABD nin petrol ambargosu nedeniyle yaşadığı kayıp yakşalık 48,5 milyar Dolar olmuştur. 120 Petrol ambargosu da yenilmezlik mitinin yıkılması kadar etkili olmuştu ve ABD yönetimi 1973 öncesindeki statükoyu destekleme politikasından geri adım atarak, 1979 barışı ile sonuçlanacak diplomasi atağını başlattı. Fakat bu iki önemli değişim daha çok Mısır ve İsrail arasındaki ilişkilerde etkisini gösterirken, olayın Filistin boyutu ise Lübnan da üstlenen Filistinli grupların İsrail hedeflerine düzenledikleri saldırıların 1982 Lübnan işgaline kadar devam eden bir seyir izlemiştir. Camp David ve Lübnan ın İşgali İsrail ve Mısır arasında ilk anlaşma Henry Kissinger in arabuluculuğunda 17 Ocak 1974 de gerçekleşti. Anlaşmaya göre, İsrail askerleri Süveyş Kanalı nın 20 mil doğusuna çekilirken, bölgeye sınırlı sayıda Mısır askerinin konuşlanmasına müsaade edilecekti Eylül 1975 de taraflar arasında imzalanan ikinci anlaşma ile daha önemli adımlar atıldı, İsrail Sina nın 50 mil doğusuna kadar bir kısım bölgelerden çekilirken, Mısır askeri olmayan İsrail kargo gemilerinin Süveyş kanalını kullanmasına izin verdi İsrail seçimlerinde işbaşına gelen Likud hükümeti İşçi Partisi nden daha radikal bir parti olmasına rağmen Batı Şeria yı ilhak edebilmek ve FKÖ ile daha kolay uğraşabilmek için 123 Mısır ile yapılacak bir anlaşmaya sıcak bakıyordu ve dış borçlar nedeniyle gittikçe kötüye giden Mısır ekonomisi, ABD den gelecek yardımların İsrail le anlaşmaktan geçtiğinin farkındaydı. 124 Bu iki gelişme Kissinger in arabuluculuğundaki barış görüşmelerine hız kazandırdı ve taraflar Mart 1979 da tarihi Camp David anlaşmasını imzaladılar. İki kısımdan oluşan anlaşmanın Mısır-İsrail ilişkilerini düzenleyen kısmına göre, İsrail Sina yarımadasından tamamen çekilirken, ilk kez bir Arap devleti, Mısır İsrail i tanımayı kabul ediyordu. Daha çok Filistin sorununa odaklanan ve söz konusu sorunun barışçıl çözümünü öngören anlaşmanın ikinci kısmının rafa kalkması ise fazla uzun sürmedi. Zira iki yıl sonra İsrail Lübnan ı işgal ederek tüm dengeleri değiştirecektir. Camp David anlaşmasının önemi sadece İsrail ve Mısır tarafları ile sınırlı kalmayarak büyük ölçüde ABD yönetiminin çabaları sonucunda imzalanmış olmasıydı. ABD nin bu çabaları en açık bir şekilde her iki ülkeye de tahsis ettiği dış yardımlarda görülebilir. Mısır 1974 te ABD den 71,4 milyon Dolarlık bir yardım alırken, bu rakam 1975 te 1,127 milyar Dolara, 1978 de 2,3 milyar Dolara ve 1979 da da 5,9 milyar Dolara yükselmiştir. 125 Aynı şekilde İsrail, 1975 te Washington yönetiminden 1,9 milyar Dolar değerinde

20 118 DÜNYA ÇATIŞMALARI Dünya Çatışma Bölgeleri ve Konuları yardım alırken, bu miktar 1976 da 6,29 milyar Dolara, 1978 de 4,4 milyar Dolara ve 1979 da 10,9 milyar Dolara çıkmıştır. 126 Ekonomik yardımların yanı sıra ABD yönetimi, İsrail e anlaşmanın hiçbir şekilde Yahudi devletinin çıkarlarıyla çelişmeyeceği ve Wahington un FKÖ ile bir görüşme gerçekleştirmeyeceği taahütlerini vermiştir. 127 Buradan hareketle, 1979 Camp David Anlaşması nın büyük ölçüde Kissinger in kişisel çabaları ve ABD nin yardım ve taahütleri sayesinde gerçekleştiği ileri sürülebilir. İsrail ve Mısır arasında bir barış anlaşması gerçekleştirilirken, Filistin tarafı bütünüyle bu sürecin dışında bırakılmıştı Kara Eylül olayının ardından Lübnan a yerleşen Filistinli örgütlerden FKÖ, burada adeta bir devlet içinde devlet halini aldı. Politik liderler Beyrut a yerleşerek örgütün birimlerini, arşiv ve yayın kurumlarını, bürokratik yapılarını burada inşa ettiler. 128 Güney Lübnan da özellikle Filistinli mülteci kamplarının etrafında yoğunlaşan kitle grupları bu bölgeyi adeta bir Filistin devletine dönüştürmüşlerdi ve İsrail topraklarına yönelik askeri operasyonlar da, bu bölgeden gerçekleştiriliyordu. FKÖ nün Lübnan da devlet içinde devlet gibi hareket etme kabiliyeti uluslararası arenada yaşanan bazı gelişmelerle daha da güçlendi. Kasım 1973 te Cezayir de toplanan Arap zirvesinde Arap devletlerinin FKÖ yü Filistin halkının tek ve yasal temsilcisi olarak kabul etmesi ve Kasım 1974 de BM Genel Kurulu nda alınan çoğunluk kararıyla FKÖ nün Filistinlilerin meşru temsilcisi olarak Genel Kurul oturumlarına katılmasının hükme bağlanması FKÖ nün etkinliğini daha da artırdı. 129 FKÖ nün giderek güçlenmesi bir taraftan işgal altındaki bölgelerde destekçilerini artırırken, diğer taraftan da İsrail in dikkatini FKÖ nün konuşlandığı Lübnan a yoğunlaştırmasına neden oldu. FKÖ nün uluslararası arenada artan prestiji sadece Güney Lübnan da değil, Batı Şeria da da güçlenmesine yol açmıştı. FKÖ nün Batı Şeria da güçlenmeye başladığının en önemli göstergesi Nisan 1976 da yapılan belediye seçimlerinde FKÖ yanlısı adayların önemli başarılar elde etmesi oldu. 130 İşgal altındaki bölgelerde FKÖ nün güçlenmesi bir taraftan İsrail in bu bölgelerdeki işgal politikasını sorunlu hale getirirken, diğer taraftan da İsrail hedeflerine yönelik saldırıların kolaylaşmasını da sağlamıştı. 13 Nisan 1975 de Lübnanlı Falanjist milislerin Filistinlileri taşıyan bir otobüs konvoyuna saldırarak bütün yolcuları öldürmesiyle başlayan 131 Lübnan iç savaşının FKÖ için uzun vadede en önemli sonucu ülkedeki merkezi otoritenin zayıflamasıyla birlikte FKÖ nün hareket alanının genişlemesi olmuştur. Öte yandan, FKÖ nün politik olarak güçlendiği bir dönemde İsrail iç politikasında önemli bir dönüşüm gerçekleşmişti seçimlerini ülkenin kuruluşundan beri iktidarda bulunan İşçi Partisi kaybetmiş yerini Filistin sorunu-

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz Rakamlarla Sektörümüz: 3 kıtadan 77 ülkeye doğrudan hizmet götüren, Toplam Yatırımı 5 Milyar Doları aşan, Yan sektörleri ile birlikte yaklaşık

Detaylı

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın BDDK Başkanım, İktisadi Araştırmalar Vakfı, Borsamız

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dursun YILDIZ topraksuenerji 21 Ocak 2013 ABD Petrol İhracatçısı Olacak. Taşlar Yerinden Oynar mı? 1973 deki petrol krizi alternatif enerji arayışlarını arttırdı.

Detaylı

ÇEVRE KORUMA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

ÇEVRE KORUMA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK ÇEVRE KORUMA VE KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Çevre neden bu kadar önemli? Sera etkisi artıyor Doğal kaynaklar bitiyor Maliyetler yükseliyor Gelir eşitsizliği uçurumu büyüyor 2002 yılında Johannesburg da

Detaylı

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Şebnem BORAN 1.Dünya Hububat Pazarı Günümüzde dünyanın stratejik ürün grubunu oluşturan hububat pazarında önemli gelişmeler yaşanıyor. Dünya toplam hububat üretimine

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (Değişik:RG-14/2/2014-28913) (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yükseköğrenim

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz. - Günlük siyaset acının üstünü nasıl örter? - Gazze yi ve Filistin i içselleştirmek yerine farz olarak görenlerin destansı trajik hali - BM Genel Sekreteri, AKP Kadın Kolları ve Hrant Dink Ortak paydası

Detaylı

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği Dursun Yıldız SPD Başkanı 2 Nisan 2016 Giriş Gelişmenin ve karşı duruşun, doğuya karşı batının, kuzey kıyısına karşı güney kıyısının, Afrika ya karşı

Detaylı

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: A N A L Z Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: Sektör Mücahit ÖZDEM R May s 2015 Giri Geçen haftaki çal mam zda son aç klanan reel ekonomiye ili kin göstergeleri incelemi tik. Bu hafta ülkemiz

Detaylı

Brexit ten Kim Korkar?

Brexit ten Kim Korkar? EDAM Türkiye ve Avrupa Birliği Bilgi Notu Brexit ten Kim Korkar? Haziran 2016 Sinan Ülgen EDAM Başkanı 2 23 Haziranda İngiliz halkı, İngiltere nin AB de kalıp kalmayacağına dair bir halkoyuna katılacak.

Detaylı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Muş Alparslan Üniversitesi Uzaktan

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR Sektörlere Göre Dağılım 60 %52 50 %39 %46 Tarım 40 Sanayi 30 % 14 %19 %21 İnşaat 20 %8 10 % 1 Hizmetler 0 KADIN ERKEK 2

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014 Reform Eylem Grubu nun (REG) ilk toplantısı, Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Volkan

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2015-1-69 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 16-02/30-9 Karar Tarihi : 14.01.2016 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr. Ömer

Detaylı

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması 23 Aralık 2008 Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması Son günlerde akaryakıt fiyatları ile ilgili olarak kamuoyunda bir bilgi kirliliği gözlemlenmekte olup, bu durum Sektörü ve Şirketimizi itham altında

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı Panel Konuşması Erdem BAŞÇI 7 Nisan 2012, İstanbul Değerli Konuklar, Dünya ekonomisinin son on yılda sergilediği gelişmeler emtia fiyatları üzerinde

Detaylı

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN SOSYAL ŞİDDET Süheyla Nur ERÇİN Özet: Şiddet kavramı, çeşitli düşüncelerden etkilenerek her geçen gün şekillenip gelişiyor. Eskiden şiddet, sadece fiziksel olarak algılanırken günümüzde sözlü şiddet, psikolojik

Detaylı

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ University Grants Committee (UGC) Çeviren : Doç. Dr. M. ÂDEM UGC, üniversitenin parasal gereksinmeleri konusunda Hükümete danışman olarak Temmuz 1919'da

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Karaküçük: Devleti Yönetecek Güç

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sn. Veysel Eroğlu nun katılımları ile gerçekleştiriyor olacağımız toplantımıza katılımlarınız için teşekkür ediyor,

Detaylı

1- Ekonominin Genel durumu

1- Ekonominin Genel durumu GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2014 YILI 12 AYLIK FAALİYET RAPORU 1- Ekonominin Genel durumu 2014 yılı TCMB nin Ocak ayında faizleri belirgin şekilde arttırmasıyla

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Mart 2015 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2015 ŞUBAT İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME İlk İki Ayda 2,7 Milyar Dolarlık

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 23-26 MAYIS 2013 - İZMİR Grup Adı : Özel Hukuk 1. Grup Konu : İş ve sosyal güvenlik davaları Grup Başkanı : Mehmet YILDIZ (Yargıtay Tetkik

Detaylı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünyada çavdar ve yulafın üretimi, buğday, pirinç, mısır ve arpa gibi diğer tahıl ürünlerine kıyasla son derece sınırlıdır. Yılda ortalama 14-15 milyon ton dolayında olan dünya

Detaylı

COP 21 Paris Değerlendirme Toplantısı Herkes elini taşın altına koymalı!

COP 21 Paris Değerlendirme Toplantısı Herkes elini taşın altına koymalı! COP 21 Paris Değerlendirme Toplantısı Herkes elini taşın altına koymalı! TÜSİAD ve Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliği Refah Fonu İşbirliği, REC Türkiye ve Amerikan Büyükelçiliği desteği ile yapılan,

Detaylı

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı Overview Understanding Economic Growth: A Macro-level, Industrylevel, and Firm-level Perspective

Detaylı

DENETİM VE SİVİL TOPLUM: KORE DENEYİMİ

DENETİM VE SİVİL TOPLUM: KORE DENEYİMİ Sayıştay Denetçisi DENETİM VE SİVİL TOPLUM: KORE DENEYİMİ Çev.: Musa KAYRAK Demokrasinin gelişimi ile birlikte, vatandaşların devlet yönetiminden haberdar olma düzeyleri artmış ve vatandaşlar, vergi verenler

Detaylı

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016 2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016 Ocak 2016 Tüketici Fiyat Endeksi ne(tüfe) ilişkin veriler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 3 Şubat 2016 tarihinde yayımlandı. TÜİK tarafından aylık

Detaylı

Ortadoğu da Gİzlİ Paylaşım Planları

Ortadoğu da Gİzlİ Paylaşım Planları Tarİhİn Hesaplaşması Ortadoğu da Gİzlİ Paylaşım Planları 20. yüzyıl Ortadoğu coğrafyasının siyasi ve fiziki sınırlarının çizilişi, aslında Osmanlı Devleti nin var olma mücadelesi verdiği (yaklaşık) son

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Beşinci İzmir İktisat Kongresi Finansal Sektörün Sürdürülebilir Büyümedeki Rolü ve Türkiye nin Bölgesel Merkez Olma Potansiyeli 1 Kasım

Detaylı

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Prof.Dr. Cevat NAL Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarl k Fakültesi Dekan Y.Doç.Dr. Esra YEL Fakülte Akreditasyon Koordinatörü

Detaylı

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür. Mahkememizin yukarıda esas sayısı yazılı dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında 06.05.2014 günlü oturum ara kararı uyarınca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ndan sanık... kullandığı... nolu,

Detaylı

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu. BASIN BÜLTENİ Selçuk Üniversitesi Akören Ali Rıza Ercan Meslek Yüksekokulunda 01.04.2015 tarihinde 100. Yılında Çanakkale yi Anlamak adlı konferans düzenlendi. Şehitlerimiz anısına yapılan saygı duruşu

Detaylı

Araştırma Notu 11/113

Araştırma Notu 11/113 Araştırma Notu 11/113 29 Nisan 2011 MİLLETVEKİLİ DAĞILIM SENARYOLARI VE YENİ ANAYASA Seyfettin Gürsel 1 Yönetici Özeti 12 Haziran milletvekili seçimlerinden çıkacak yeni TBMM nin bileşimi sadece iktidarı

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ 14-15 HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ 14-15 HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ 14-15 HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ Hazırlayanlar: Gündem Kont, Mine Güneş, Ahmet Toprak Dış İlişkiler

Detaylı

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Ekim 14, 2011-2:43:35 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ''Bedensel, işitme ve görme özürlüler kendi içinde sınava tabi tutulacak. 2012 yılının ilk çeyreğinde

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN "INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN "INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 18 Mart 2016 İstanbul, Hilton Hotel Harbiye Sayın Büyükelçiler, Değerli Konuklar, 2009 yılında

Detaylı

TÜRK DİLİ KONUŞAN ÜLKELER İŞBİRLİĞİ KONSEYİ DÖRDÜNCÜ ZİRVESİ TASLAK BİLDİRİSİ, 5 HAZİRAN 2014, BODRUM, TÜRKİYE

TÜRK DİLİ KONUŞAN ÜLKELER İŞBİRLİĞİ KONSEYİ DÖRDÜNCÜ ZİRVESİ TASLAK BİLDİRİSİ, 5 HAZİRAN 2014, BODRUM, TÜRKİYE TÜRK DİLİ KONUŞAN ÜLKELER İŞBİRLİĞİ KONSEYİ DÖRDÜNCÜ ZİRVESİ TASLAK BİLDİRİSİ, 5 HAZİRAN 2014, BODRUM, TÜRKİYE Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (bundan sonra Türk Konseyi olarak anılacaktır)

Detaylı

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir. Bursa nın 25 Büyük Firması Araştırması; -Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir. -Bu çalışma Bursa il genelinde yapılmış,

Detaylı

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 15 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi Genel DEA Eğitimi 6 8 Temmuz 2009 EuropeAid/125317/D/SER/TR Oturum 10-B AB ye Uyum Sürecinde DEA nin Önemi AB ye Uyum Sürecinde DEA nın Avantajları Mevcut mevzuatın revize edilmesine yönelik opsiyonlar

Detaylı

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man 214 EK M-ARALIK DÖNEM BANKA KRED LER E M ANKET Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man nin 214 y dördüncü çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 9 Ocak 215

Detaylı

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

ATAÇ Bilgilendirme Politikası ATAÇ Bilgilendirme Politikası Amaç Bilgilendirme politikasının temel amacı, grubun genel stratejileri çerçevesinde, ATAÇ İnş. ve San. A.Ş. nin, hak ve yararlarını da gözeterek, ticari sır niteliğindeki

Detaylı

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler Endüstri Mühendisliğine Giriş Jane M. Fraser Bölüm 2 Sık sık duyacağınız büyük fikirler Bu kitabı okurken, büyük olasılıkla öğreneceğiniz şeylere hayret edecek ve varolan bilgileriniz ve belirli yeni becerilerle

Detaylı

SERA GAZI EMİSYONLARI Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ( acant@taek.gov.tr )

SERA GAZI EMİSYONLARI Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ( acant@taek.gov.tr ) SERA GAZI EMİSYONLARI Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ( acant@taek.gov.tr ) Şimdiye kadar, bir rapordaki tablonun, grafik ve matematiksel denklem niteliğinde olan

Detaylı

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Enerji ve Kalkınma Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Kırılma Noktası Dünyanın gerçeklerini kırılma noktalarında daha iyi kavrıyoruz. Peşpeşe gelen, birbirine benzer damlaların bir tanesi bardağın

Detaylı

AVRUPA BĐRLĐĞĐ HELSĐNKĐ ZĐRVESĐ ve TÜRKĐYE. Helsinki Zirvesi

AVRUPA BĐRLĐĞĐ HELSĐNKĐ ZĐRVESĐ ve TÜRKĐYE. Helsinki Zirvesi AVRUPA BĐRLĐĞĐ HELSĐNKĐ ZĐRVESĐ ve TÜRKĐYE Helsinki Zirvesi 10 ve 11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki de toplanan Avrupa Birliği (AB) Konseyi Binyıl Bildirgesi ni kabul ederken genişleme sürecinde yeni

Detaylı

Güncel Ekonomik Yorum

Güncel Ekonomik Yorum MAYIS 16 Güncel Ekonomik Yorum Nisan ayı finansal piyasalar açısından özellikle borsa kanadında Mart ayının da üstüne koyarak 2016 yılındaki olumlu seyrine devam etti. Şubat ayından itibaren başlayan yükseliş

Detaylı

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ 22 Mayıs 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28300 Kafkas Üniversitesinden: YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

SIRA SAYISI: 279 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

SIRA SAYISI: 279 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ YASAMA DÖNEMİ YASAMA YILI 26 1 SIRA SAYISI: 279 Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesine Ek Denetleyici Makamlar ve Sınıraşan

Detaylı

Ekonomik Rapor 2011 2. ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / www.tobb.org.tr

Ekonomik Rapor 2011 2. ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / www.tobb.org.tr Ekonomik Rapor 2011 2. ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul 49 50 2. ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 2008 yılında ABD de ipotekli konut kredisi piyasasında ortaya çıkan ve hızla tüm dünya ekonomilerinde

Detaylı

Filistin, Davos ve ABD emperyalizmi

Filistin, Davos ve ABD emperyalizmi Gökhan Bulut İMO Yayın Görevlisi Filistin, Davos ve ABD emperyalizmi İsrail, varoluş amacını bir kez daha gerçekleştirdi ve Gazze yi kan gölüne çevirdi. Başbakan Erdoğan, tüm Ortadoğu politikasında olduğu

Detaylı

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK 24 Aralık 2010 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27795 YÖNETMELİK Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığından: YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Şam da Emevi Caminde namaz kılmayı hayal eden Başbakan, hava sahamızı koruyabilmek için NATO dan Patriot füzeleri istemekte, gençlerimize adam gibi ölmekten bahsetmektedir.

Detaylı

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 1995 yılından bu yana, hazırladığı ve titizlikle uygulamaya çalıştığı Stratejik

Detaylı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi Afet Yö netimi İnsan toplulukları için risk oluşturan afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi 30 Temmuz 2012 ĐÇĐNDEKĐLER Dönem Revizyon Notları........ 3 Derecelendirme Metodolojisi........ 5 Notların Anlamı.........

Detaylı

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını, NİĞDE ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı, Niğde Üniversitesine bağlı olarak kurulan

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013 HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013 Ekim 2014 İÇİNDEKİLER Giriş... 2 Dünya da Uluslararası Doğrudan Yatırım Trendi... 3 Yıllar

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI 28.01.2015 Ekrem DEMİRTAŞ İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı 2015 yılının ilk ayını geride bıraktık OCAK Suriye deki iç savaş IŞİD terör örgütünün saldırıları

Detaylı

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

Halkla İlişkiler ve Organizasyon Halkla İlişkiler ve Organizasyon A. ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ Halkla İlişkiler ve Organizasyon Hizmetleri alanı, küreselleşen dünya içinde kurum ve kuruluşlar için bir ihtiyaç olarak varlığını hissettirmektedir.

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun 141 Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (Resmî Gazele ile yayımı : 6.4.1990 Sayı : 20484) Kanun No. Kabul Tarihi Dış ilişkiler - MADDE 1. Türkiye Büyük Millet

Detaylı

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. 27 Şubat 2016 ÜNSPED GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ VE LOJİSTİK HİZMETLER A.Ş. Kurumsal Yönetim Notu: 7.30 Priv. YÖNETİCİ ÖZETİ ÜNSPED Gümrük Müşavirliği ve

Detaylı

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL "Sivil Toplum, Yerel Yönetimler ve Gençlik AB Üyeli i Yolunda Sivil

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ Hazırlayan: Doç.Dr. Hakan Güler Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Karlsruhe Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Almanya

Detaylı

Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı

Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKAN YARDIMCISI YADİGAR GÖKALP İLHAN: -GELİŞMEKTE OLAN SAĞLIK SEKTÖRÜ VE SAĞLIĞA ERİŞİMDEKİ ARTIŞ, KAMU HARCAMALARINI

Detaylı

MAT223 AYRIK MATEMATİK

MAT223 AYRIK MATEMATİK MAT223 AYRIK MATEMATİK Çizgeler 7. Bölüm Emrah Akyar Anadolu Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü, ESKİŞEHİR 2014 2015 Öğretim Yılı Çift ve Tek Dereceler Çizgeler Çift ve Tek Dereceler Soru 51 kişinin

Detaylı

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

İşletme Gelişimi Atölye Soruları İşletme Gelişimi Atölye Soruları Şemsettin Akçay Satış Pazarlama ve İnovasyon Mühendisi İşletmenizi Başarıya Götüren 50 Soru! Bir gün küçük kızımız Lara (o zaman 3.5 yaşındaydı): Baba deniz gölgesi nedir,

Detaylı

NİSAN 2013 SAYI:16 ŞEHİRLER ÇOCUKLARIMIZA GÖRE OLSUN

NİSAN 2013 SAYI:16 ŞEHİRLER ÇOCUKLARIMIZA GÖRE OLSUN NİSAN 2013 SAYI:16 ŞEHİRLER ÇOCUKLARIMIZA GÖRE OLSUN S Ö Y L E Ș İ Avrupa Birliği Yatırımları Daire Bașkanı Okuyucularımız için Avrupa Birliği Yatırımları Dairesi Bașkanlığı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Detaylı

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi, 27 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28246 Bingöl Üniversitesinden: YÖNETMELİK BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK ARAŞTIRMA VE REHBERLİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

HAYALi ihracatln BOYUTLARI HAYALi ihracatln BOYUTLARI 103 Müslüme Bal U lkelerin ekonomi politikaları ile dış politikaları,. son yıllarda birbirinden ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Tüm dünya ülkelerinin ekonomi politikalarında

Detaylı

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu Rapor No:01 Rapor Tarihi: 10.03.2011 muz İl Genel Meclisimizin 01.03.2011 tarih ve 2011/33 sayılı kararı doğrultusunda 08-09-10 Mart 2011 tarihlerinde toplanmıştır. İdaremiz araç parkında bulunan makine

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Haziran 2016, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ :

YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ : YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ : Bilindiği üzere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. ve 6. maddelerine göre kimlerin sigortalı

Detaylı

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Doç.Dr. Nilgün GÖRER TAMER (Şehir Plancısı) Her fakülte içerdiği bölümlerin bilim alanına bağlı olarak farklılaşan öznel

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

05.02.2016. Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,50% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya -0,10%

05.02.2016. Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,50% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya -0,10% Parite EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY Altın Brent Açılış 1,1103 1,4595 117,885 2,9130 1141,81 35,30 Yüksek 1,1239 1,4668 118,240 2,9264 1157,39 35,79 Düşük 1,1069 1,4529 116,527 2,8895 1139,43 34,15 Kapanış

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

YÖNETMELİK. Hacettepe Üniversitesinden: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

YÖNETMELİK. Hacettepe Üniversitesinden: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM 16 Mayıs 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29002 Hacettepe Üniversitesinden: YÖNETMELİK HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı