ENERJI. ENERJIYE VERECEK YÜZDE. Avrupa n n s k nt s Türkiye nin yolunu açt. stikbal Alt n Sponsor: Boydak Holding büyüyor HEDEF. gönlümüzü fethetti

Transkript

1 YAZ 2010 SAYI 21 B ZB ZE, BOYDAK HOLD NG YAYINIDIR. ÜÇ AYDA B R YAYINLANIR. ENERJIYE ENERJI. VERECEK Avrupa n n s k nt s Türkiye nin yolunu açt stikbal Alt n Sponsor: Dünya çocuklar gönlümüzü fethetti Boydak Holding büyüyor HEDEF YÜZDE

2 KEND M ZE VE ÜLKEM ZE NANIYORUZ YAT R MLARA DEVAM ED YORUZ Enerji sektörüne yat r m yapmak, gelece i parlak bir sektöre ad m atmak anlam tafl yor. Enerji alan ndaki aç n kapat lmas yönündeki esas misyon ise bizlere düflüyor. Zor koșullar bireylere olduğu gibi kurumlara da çok șey öğretir, farklı bakıș açıları kazandırır, fırsatlar yaratır. Bu kazanımın koșulu, fırsatları görebilmek ve doğru adımlar atabilmektir. Yarım asrı geride bırakan bir kurum olarak biz de, tecrübe ve birikimimizi doğru kullandık. Boydak Holding Yıllık Paylașım Toplantısı nda kamuoyuyla paylaștığımız bilgiler, öngörümüzün kanıtıydı. Toplantıya yoğun ilgi gösteren yazılı ve görsel basından da izlediğiniz gibi, 2009 yılını 3.6 milyar TL lık bir ciro ve 9.6 büyümeyle noktaladık. Bazı șirketlerin ne yazık ki zorlandığı bu koșullarda biz, 2009 daki büyüme çizgimizi bu yıl da sürdüreceğiz yılı için 4 milyar TL lik ciro ve yüzde 11 lik bir büyüme hedefine kilitlendik. Kendimizden çok eminiz, çünkü büyük bir aile olmanın bilinci ve güveniyle moralimizi daima yüksek tutuyor, verimliliği esas alıyor, çok çalıșıyor ve en önemlisi ülkemize inanıyoruz. Türkiye nin ve sektörümüzün zorlukları olgunluk ve sağduyuyla atlatacağını biliyoruz. Bu nedenledir ki 2010 dan çok daha umutluyuz bizim yatırım yılımız. En büyük yatırımı da enerji sektörüne yapacağız. Türkiye enerji sektörü, ülkemizin ekonomik büyümesine paralel olarak hızla büyüyor. Rakamların diliyle konușacak olursak, kurulu güç 1970 yılında 2 bin 235 MW iken 2009 sonunda 44 bin 500 MW a ulaștı. Kiși bașı enerji tüketimimiz Avrupa ortalamasının yaklașık üçte biri seviyesinde. Yani sektörün yüksek bir büyüme potansiyeli var. Üstelik ülkemizdeki kiși bașına enerji tüketiminin, hızlı ekonomik büyümeye paralel olarak gelișmiș ülkelerdeki kiși bașına tüketim seviyesine doğru gelișeceği, dolayısıyla enerji talebindeki artıș trendinin orta ve uzun vadede de devam edeceği düșünülüyor. Bu öngörüler, ileride doğacak enerji talebinin karșılanabilmesi için yeni yatırımların gerekliliğine ve önemine ișaret ediyor. Elektrik enerjisi, uzun yıllar alıcısı garanti olan belki de en önemli ürün, olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Dolayısıyla, enerji sektörüne yatırım yapmak, geleceği parlak bir sektöre adım atmak anlamı tașıyor. Enerji alanındaki açığın kapatılması yönündeki esas misyon ise özel sektöre düșüyor. Biz de Boydak Holding olarak bu tespiti yaptıktan sonra, enerji sektörüne gireceğimizi kamuoyuna duyurduk. Ülkemiz, Grubumuz ve iș paydașlarımız açısından iyi sonuçlarını bekliyor, hayırlı olmasını diliyoruz. Türkiye de hâlâ fırsatlar sunduğuna gönülden inandığımız tekstil sektöründe de 2010 için 50 milyon TL lik yatırım öngörüyoruz. Bütün bu bașarılarda hiç kușkusuz iș paydașlarımızı da kapsayan büyük Boydak Ailesi nin azmi, yenilikçi yaklașımı, lider ruhu var. Bu güç birliğiyle daha nice güzel haberleri paylașacağımızı biliyoruz. Sizlere kıșın yorgunluğunu atıp, daha enerjik günlere hazırlanabileceğiniz bir yaz diliyoruz. Saygılarımla, Bekir Boydak B zb ze 3

3 Ç NDEK LER DÜNYA VE B Z Boydak enerjiye enerji verecek Dünya küçülürken Boydak Holding büyüyor ANAL Z Cengiz Aktar / AB de neler oluyor? Hakan Güldağ: Avrupa nın sıkıntısı Türkiye nin yolunu açtı MARKA Șahin Nursaçan / Boytaș nasıl bașardı? GÜNDEM İstikbal in önünde kocaman bir dünya haritası var Mondi hedefe kilitlendi daha güzel b r dünya ç n Türkçenin binbir hali rotam z Kapadokya nın büyülü șehirleri: Nevșehir ve Niğde BAY LER Nevșehir ve Niğde de bayilerimize misafir olduk TEZGÂHTAN V TR NE Omurgalara müjde 10 kișiden üçü uykusuz KAMERA ARKASI İstikbal Trend 2011 ile gençlești fi N ERBABI Bilmediğimiz yönleriyle Mimar Sinan RENKLER Anadolu Ateși nasıl coșturuyor? SPOR En leri ve ilk leriyle Dünya Kupası AKTÜEL Ramazan ayını sağlıklı geçirelim OKTAY USTA LE LEZZET DURA I B ZDEN HABERLER ç ndek ler 06 mtiyaz Sahibi Boydak Holding ad na Bekir Boydak Yaz iflleri Müdürü Murtaza Durmufl Editör Belgin Demirer Kreatif Direktör Metin Özkan, Do a Özkan Katk da Bulunanlar Hülya Bal Yay n Kurulu Bilal Uyan k Halit Bayhan Aygün Baflok Muzaffer Çetinkaya Hasan Ünal Ar n Saydam Ülkü Karaosmano lu Duygu Ülgen Reklam Ebru Çal flkan ebru.caliskan@boydak.com Yap mc Kesiflim Yay nc l k ve Tasar m Hizmetleri A.fi. Kasap Sokak, Hilmi Hak Han, 22/ Esentepe-fiiflli/ stanbul Tel: (0212) Faks: (0212) Yönetim Yeri Boydak Center, O.S.B. 6. Cad. No: 35 Kayseri e-posta: murtaza.durmus@boydak.com ebru.caliskan@boydak.com klim Ofset Etiket ve Matbaac l k Litros Yolu Fatih fl Merkezi No: 280 Topkap -Zeytinburnu/ STANBUL Yay n Türü Yerel Süreli Yay n Bu sayımızda, gerek tasarım gerek içerik olarak yepyeni bir dergiyle karșınızdayız. Neden diyeceksiniz Nedeni șu; Herakleitos bundan 2 bin 500 yıl önce söylemiș; Değișmeyen tek șey değișimin kendisidir. Bundan asırlar önce yapılmıș bu saptama, sanki asıl olarak bugünler için söylenmiș. Dünya baș döndürücü bir hızla değișiyor. Hayatlar, alıșkanlıklar, organizasyonlar, iș yapma biçimleri neredeyse günden güne bașkalașıyor. Öyle bir zamanda yașamaktayız ki, her ne iș yapıyor olursak olalım, yerimizde durmak bile, gerilemek, eskimek anlamına geliyor. Dünya artık küresel bir köy; bir ucundaki olay, öbür ucu etkilemekte gecikmiyor. Dolayısıyla, etkilerini hissetmeden önce bu gelișmelerden haberdar olmak için dünyaya daha yakından, daha sık, daha dikkatle bakmak gerekiyor. Gelișen teknoloji bizlere baș döndürücü bir hızla yeni imkânlar, tasarruf yöntemleri, kolaylıklar sunuyor. Bu fırsatlardan yararlanmak, teknolojiyi izlemekten geçiyor. İnternetle anlık hale gelen iletișim, yeniliklerin ve tecrübenin aktarımını hızlandırıyor. Bu bilgi birikimi de yeniliklere yenilik katıyor. Temellerinden oynadıktan sonra yeniden yapılanan dünyada yeni iș yapma biçimleri doğuyor. Biz de bu gerçekleri dikkate alarak kendimizi yeniledik. Artık daha sade, daha zarif, daha dinamik, okuma kolaylığı artırılmıș, dünyayı evinize getirecek, yeni iș yapma biçimlerini, kișisel gelișimdeki yöntemleri izleyen ve aktaran bir derginiz olacak. Yenilenmiș dergimize gurur verici haberlerle bașladık. Görsel ve yazılı basında geniș yer alan Yıllık Paylașım Toplantısı nda Boydak Holding in kârlılığının ve enerji sektörüne attığı adımın ayrıntılarını bulacaksınız. AB nin içinde bulunduğu durum ve bu durumun Türkiye ye sunduğu fırsatlar, bu sayımızın haber dosyasını olușturuyor. Bu kez merceği Boytaș a tuttuk ve Genel Müdür Șahin Nursaçan dan bașarılarının nedenlerini dinledik. Rotamız bu sayıda Nevșehir ve Niğde yi gösterdi. Keyifli bir gezinti yapıp, bayilerimizin yenilikçi uygulamalarını ve fikirlerini okuyacaksınız. Gençleșen çizgisi Trend 2011 i tanıttığımız İstikbal in, ayrıca Altın Sponsor olduğu Uluslararası Türkçe Olimpiyatları na katılan dünya çocukları gönlünüzü fethedecek. Göğsümüzü kabartan büyük usta Mimar Sinan a ve dünyaya açtığı kültürümüzle bizi gururlandıran Anadolu Ateși ne dair sayfalarımızı da ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Heyecan fırtınası Dünya Kupası nın tarihinden de ilginç bilgiler derledik. Dergimizi yeni yüzüyle beğeneceğinizi umuyor, katkılarınızı bekliyoruz. Sonbahar sayımızda bulușmak üzere, keyifli, bol kazançlı bir yaz diliyoruz. Saygılarımla Murtaza Durmuș/Yazı İșleri Müdürü Dünya h zla de iflirken, bir iletiflim kanal olarak derginiz Bizbize de bu de iflim h z na ayak uyduruyor, kendini yeniliyor, heyecan ve dinamizmini sürdürüyor. YEN B R DÜNYA YEN B R B ZB ZE 4 B zb ze B zb ze 5

4 DÜNYA VE B Z Boydak enerj ye enerj verecek Boydak Holding, yeni kurdu u Boydak Enerji flirketiyle sektöre 1 milyar dolarl k yat r m yapacak. Enerji, stratejik büyüme alan ama mobilya da ana iflkolu olmaya devam edecek. TÜRKİYE ENERJİ SEKTÖRÜ, yarım asrı așkın iș tecrübesiyle enerji bulacağı bir aktör kazandı. Boydak Holding, 1 milyar dolarlık bir yatırımla enerji sektörüne giriyor. İki yıl içinde tamamlanacak yatırımda yüzde 40 lara varan özkaynak kullanılacak. Boydak Holding i küresel aktörlüğe bir adım daha yaklaștıran karar, Yıllık Paylașım Toplantısı nda açıklandı. Boydak Holding CEO su Memduh Boydak, yatırım odaklı ve bu konuda uzman bir grup olduklarını hatırlattı ve șöyle devam etti: Uzun zamandır enerji konusunda yoğun çalıșmalarımızı sürdürüyor ve yatırım yapma konusunda doğru zamanı bekliyorduk. Türkiye nin ve dünyanın geleceğini enerjide görüyoruz yılında enerji sektörüne etkili bir oyuncu olarak gireceğiz ve enerji stratejik büyüme alanımız olacak. Boydak Enerji șirketimizi kurduk ve hazırlıklarımızı tamamladık. Kısa bir dönemde enerjiye öncelikle üretim ve daha sonra dağıtım anlamında 1 milyar dolarlık yatırım yapacağız. Yenilenebilir enerji kaynakları noktasında ana ilgimiz üretim sahasında olmakla birlikte önümüzdeki zamanlarda günü geldikçe ne șekilde yatırım yapacağımızı kamuoyu ile paylașacağız. Bu konuyu henüz değerlendiriyoruz. MOB LYAYLA GÖNÜL BA IMIZ VAR Peki, bu kadar büyük bir yatırımla girilen enerji sektörü, Grubun ilk göz ağrısı olan mobilya sektörünün koltuğunu sallayacak mı? Memduh Boydak, enerjinin ana sektör olup olmayacağı sorulduğunda, ailenin mobilya sektörüne bağlılığını hatırlattı: Mobilya bizim sektörlerimiz içinde ana ișkolu olmaya devam edecek. Ailemizde herkes mobilyacılığı bilir ama herkes kablo endüstrisini ya da endüstriyel ișleri bilmeyebilir. Mobilya bizim duygusal olarak bağlı olduğumuz sektörlerden bir tanesi. İyi bildiğimiz bir sektör. Dolayısıyla gerek yurtiçinde gerek yurtdıșında bu alanda büyümeye devam edeceğiz. Mobilyada ciddi bir bilgi birikimimiz oldu. Bu birikimi sadece yurtiçiyle de sınırlamak istemiyoruz. Hem ihracat faaliyetimizle hem de yurtiçi yatırımlarla bu bilgi ve deneyimlerimizi paylașmak ve daha çok deneyim kazanmak istiyoruz. Bu bağlamda çalıșmalarımız sürüyor. Tabii ki enerji de, stratejik olarak büyümek istediğimiz sektörler arasına eklendi. Her ișkolu kendi içinde ayrı bir öneme haiz olmak üzere büyümeye devam edeceğimizi ümit ediyoruz. ÖZKAYNAK B R K M N BEKLED K Merak edilen bir konu da, Boydak Holding in, daha küçük grupların bile yatırımlara soyunduğu enerji sektörüne neden daha önce değil de, șimdi girdiğiydi. Mustafa Boydak, Grubun enerji sektörüne girmekte geç kalıp kalmadığı yönündeki bir soru üzerine șu cevabı verdi: Bence geç kalmadık. Çünkü Türkiye de enerji sektöründe hâlâ çok büyük imkânlar, çok büyük fırsatlar var. Sadece Türkiye nin değil, dünyanın her tarafında da Tabii biz özkaynağımızı biriktirmeden, çok yüksek oranlarda dıș kaynak kullanımıyla büyük yatırımlara girmek istemedik. Șimdi o noktada YEN LENEB L R ENERJ Güneș ıșığı, rüzgâr, akarsu gibi süreklilik tașıyan doğal süreçlerdeki mevcut enerji akıșından elde edilen enerji anlamına geliyor. Kaynağından alınan enerjiye eșit oranda veya kaynağın tükenme hızından daha çabuk bir șekilde kendini yenileyebiliyor. kaynaklarımızı toparlamıș durumdayız ve harekete hazır halde bekliyoruz. Bekliyoruz derken, gerek kamu, gerek özel sektörde birçok iș takibimiz var. Sırası geldikçe kamuoyuyla paylașacağız. Enerji yatırımımız iki yıl içinde realize olacak. Yatırımın yüzde 40 lara varan oranda özkaynak kullanılarak yapılması planlanıyor. Boydak Holding in enerji sektöründe gerek üretim gerekse dağıtım alanında kamu tarafından yapılacak özelleștirmelere sıcak baktığı ve ilgilendiği belirtildi. Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Boydak, Enerji Üretim A.Ș. nin ihaleye çıkardığı projelerden Bayburt-Çemișgezek-Girlevik hidroelektrik santrallerini içeren grubun ihalesinin kazanılarak enerji üretim alanında ilk adımı attıklarını, ayrıca enerji dağıtım ihaleleriyle ilgilendiklerini, incelemeler sonucunda ilerleyen dönemde teklif verip vermeme konusunda karara varacaklarını açıkladı. 6 B zb ze B zb ze 7

5 DÜNYA VE B Z Boydak Hold ng büyüyor Kr ze ra men hedef yüzde y l n 3.6 milyar TL ciro ve 9.6 büyümeyle noktalayan Boydak Holding, 2010 da yüzde 11 büyüme öngörerek ciro hedefini 4 milyar TL olarak aç klad. Holding 2010 da 500 kifliye daha istihdam sa layacak, bir flirketini de halka açacak. Çok çalıștık, ülkemize inandık, moralimizi hiç bozmadık, insan kıymetimizin değerini bildik, verimliliği esas aldık, tüm șirketlerimizde var gücümüzle sinerji olușturduk, hedefe kilitlendik, birbirimize kenetlendik. Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak, Grubun büyüme nedenlerini böyle açıkladı. Hacı Boydak, Holding in geleneksel Yıllık Paylașım Toplantısı nda, Grubun yüzde 9.6 büyüdüğünü ve yılı 3.6 milyar TL ciroyla kapattığını anlattı. Grubun 2010 yılı hedefleri, bașarılı geçen 2009 un da ötesindeydi da yüzde 11 büyüme öngörerek ciro hedefini 4 milyar TL olarak hesaplayan Holding, 2010 da 500 kișiye daha yeni istihdam sağlamaya ve bir șirketini de halka açmaya hazırlanıyor. Küresel aktörlük hedefindeki Boydak Holding, bu hedefe yönelik bir büyük adımını da, pazarlarında faal olduğu Doğu ve Batı topraklarını bulușturan Boğaz ın en görkemli noktalardan biri olan Çırağan Sarayı nda açıkladı: Boydak Holding 1 milyar dolarlık bir yatırımla enerji sektörüne giriyordu... ULUSAL MEDYA YO UN LG GÖSTERD 4 Mayıs Salı sabahı Çırağan Sarayı nda hazırlanan toplantı salonu, 2009 yılının değerlendirilip 2010 beklentilerinin anlatılacağı Boydak Holding Yıllık Paylașım Toplantısı nın konuklarını beklerken, birazdan salonu dolduracak olan ulusal basın temsilcileri, Boğaz ın güzel manzarasına karșı kahvaltının ve sohbetin tadını çıkarıyordu. Bu sırada televizyon kanalları kameralarını kurmaya çalıșıyordu. Salonun arkasında adeta kameralardan bir duvar örüldüğünde, toplantının bașlama vakti de gelmiști. İlk konușmacı Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak tı un dünya ve Türkiye için çok önemli bir sınav yılı olduğunu, ekonomik konjonktürün büyük ölçüde șekil değiștirdiği, sosyoekonomik olarak değișimlerin ve belirsizliklerin yașandığı yorucu bir süreçten geçildiğini hatırlattı. Toplumsal olarak yeni dünya düzeni ve koșullarıyla mücadeleyi öğrendiklerini söyleyen Hacı Boydak sözlerini șöyle sürdürdü: Her krizin kurumlara ve bireylere çok șey öğrettiğini, farklı bakıș açıları kazandırdığını, fırsatlar yarattığını biliyoruz. Önemli olan bu fırsatları görebilmek ve doğru adımlarla değerlendirebilmek. Biz 53 yıllık tecrübe ve birikimimizle 2009 ve 2010 u öngörebildik. Yatırım ve büyüme odaklı olduğumuzu 2009 da da kanıtladık. Türkiye ve sektörümüzün bu süreci büyük olgunluk ve sağduyuyla atlatacağına ve ekonomik göstergelerin yükseleceğine inancımız hep tamdı. Türkiye nin yatırım gücü ve sürdürülebilir büyüme politikasıyla Türkiye nin yükselen değeri olan Boydak olarak 2010 için çok umutluyuz bizim yatırım yılımız olacak. DÜNYANIN EKONOM K DENGES DO UYA KAYIYOR Boydak Holding CEO su Memduh Boydak da sözlerine küresel krizi değerlendirerek bașladı: 2009 yılında bașta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak 8 B zb ze B zb ze 9

6 DÜNYA VE B Z 2010 y l ç n Türk ye ekonom s nden beklent ler m z son derece olumlu. üzere dünyayı etkisi altına alan bu ekonomik krizde, geçmiște yașanan örneklerden farklı olarak gelișmiș ekonomilerdeki sarsıntılar daha dikkat çekici oldu. AB ülkeleri ve komșumuz Yunanistan da bazı gelișmeler malumunuz yılının ilk çeyreğinde gelen olumlu sinyallere rağmen, ekonomilerdeki toparlanma ve iyileșme süreci halen belirsiz. Özellikle Avrupa da özel sektörün durumu henüz netlik kazanmadı. Gelișmiș ülkelerdeki sarsıntıların daha derin olușu dünyanın ekonomik dengesinin Doğu ya kaymaya bașlamasının bir ișareti olarak gösterilebilir. Dengelerin değiștiği böyle bir ortamda, Türkiye nin rekabet avantajlarını kullanarak ekonomik gücünü artırmasını beklediklerini belirten Memduh Boydak, iyimser değerlendirmelerini dile getirdi: TÜRK YE N N HEDEFLER MAKUL Tüm göstergeler ve otoriteler de bu șekilde bildiriyor; 2010 yılı için Türkiye ekonomisinden beklentilerimiz son derece olumlu. Bütçe ve büyüme hedefleri uygulanabilir. Türkiye nin büyüme hedeflerini makul buluyoruz, 2010 yılı sonunda büyüme oranının, öngörüldüğü gibi yüzde 5.5 olarak gerçekleșeceğini tahmin ediyoruz. Kısa vadeli faiz oranlarında kayda değer değișiklikler beklemiyoruz. Enflasyonda ufak sapmalar olsa da hedefe ulașılır. Mobilya sektöründe, ülkemizdeki büyüme trendine paralel bir büyüme beklentisindeyiz da uygulanan KDV indiriminin olumlu yansımalarını sadece biz değil, tüm mobilya sektörü ve dayanıklı tüketim malları, otomotiv sektörleri de hissetti da da kısa bir süreye mahsus bir vergi indiriminin, tüketimin makul seviyelerde seyrini sürdürmesine ve dolayısıyla ülke ekonomisine, istihdama, büyümesine katkı sağlayacağına inanıyoruz DAN NE BEKL YORUZ? Heyecan yaratan 1 milyar TL lik enerji yatırımını açıklayan Memduh Boydak diğer yatırım kalemleri hakkında da bilgi verdi: Tüketiciyle iç içe olan, beğeniye yönelik ürünler üretiyoruz. Özellikle mobilya sektöründe tasarım faaliyetinin önemi her geçen gün artıyor. Biz de Ar-Ge ve tasarıma 15 milyon TL kaynak ayırdık. Tekstil treni kaçıyor intibaı yaratılsa da, inovasyonun gündemde olduğu tekstil alanlarında Türkiye de hâlâ fırsatlar olduğuna gönülden inanıyor ve 2010 için 50 milyon TL lik yatırım öngörüyoruz da Boydak Holding olarak 4 milyar TL satıș hacmi hedefledik. Bu da 2009 verilerine göre yüzde 11 lik bir büyüme anlamına geliyor. Türkiye nin öngördüğü büyüme rakamlarının iki katı büyüklüğünde. İlk üç aylık verilerimiz bu rakamları gerçekleștireceğimiz yönünde. Umarım bu istikrar ortamı devam eder. İhracat hedefimiz ise 430 milyon dolar. Kârlılığımızı da muhafaza etmeyi planlıyoruz. Tabii ki imkânlar olursa karlılığımızı artırmayı isteriz. TOPLANTIDAN NOTLAR... Sıra soru-cevap bölümüne geldiğinde, Hacı Boydak, Memduh Boydak, Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Șükrü Boydak ve Mustafa Boydak, Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Boydak ve Yusuf Boydak kürsüdeki yerlerini aldılar. Basın mensupları bir yandan oturumu yöneten Mustafa Boydak ın esprilerine gülerken, bir yandan birbiri ardına sorularını sıraladılar. Alkıșlarla son bulan soru-cevap bölümünde Holding yöneticileri kendilerine yöneltilen soruları yanıtlarken șu bilgileri verdiler. MKB DE B R BOYDAK Mustafa Boydak: 2010 sonlarında veya 2011 in ilk yarısında, üretim șirketlerimizden biri halka arz edilerek, İMKB de ișlem görecek. Türkiye de kurumsal firmaların İMKB ye kote oranı düșük. İMKB ve Sermaye Piyasası Kurulu bu oranı artırmak için gayret gösteriyor. Bizim de bu gayrete destek vermemiz gerek. YURTDIfiI SATIfiLARI YÜKSEL YOR Memduh Boydak: İhracat yaptığımız 100 ü așkın ülkede bazılarının krizden kaynaklanan sorunları, bazıları için fırsatlar doğurabiliyor. Biz ABD de küresel krizin tavan yaptığı dönemde, satıșımızı yüzde 5 artırdık. Satıșlarımız geçen yıl Almanya da yüzde 25, İtalya da yüzde 30 arttı. Suriye, Irak, İran, Körfez ülkeleri gibi gelișmekte olan Doğu ülkelerinde de satıșlarımız yükseldi. VERG KATKISI ÇEYREK M LYARA YAKIN Mustafa Boydak: Grubun bankacılık sektörü haricinde ödediği toplam vergi 200 milyon TL. 3.6 milyar liralık ciroda 360 milyon liralık bir kârlılık çok önemli; bu, tam cirosunun yüzde 10 u kâr eden bir yapı anlamına geliyor. Yani ciroyu artırmak önemli ama performanslı, kârlı bir șekilde ciro yapmak ana ilkemiz. 500 K fi YE DAHA EKMEK KAPISI Șükrü Boydak: 2010 da yatırımlara devam edeceğiz ve 500 kișiye daha istihdam sağlayacağız. HALI SEKTÖRÜNE YATIRIM Memduh Boydak: Örme, dokuma, perdelik ve döșemelik kumașta kapasite artırmakla birlikte tekstile yapacağımız 50 milyon TL lik yatırımın büyük bölümü halı sektörüne gidecek. TEKST L B TM YOR Memduh Boydak: Tekstil, ekonomimizin lokomotifi ve istihdam deposudur. İyi yatırım etüdü yapılıp, iyi fizibilitelerle kaliteli ürünler üreten firmaların büyük bölümü hayatiyetini fazlasıyla sürdürüyor. Kazandığını firmasına aktaran kurulușlar da bașarıyla yola devam ediyor. Türkiye en az 10 yıl daha tekstil sektöründe küçülmez. TEfiV K YATIRIMLARI UZATILMALI Memduh Boydak: Tekstil yatırımlarımızı bu sene sonuna kadar tamamlayacağız. Teșvik sisteminden de faydalanacağız. Hükümet, teșvik yatırımlarının maksimum bașlama süresini 2010 sonu değil de, 2011 sonu olarak düzenlerse, Türkiye için morallerin düzeltildiği bir ortamda istihdama, yatırıma bir kazanım olur. TÜRK YE ÜÇ AYDA YÜZDE 11 BÜYÜDÜ Mustafa Boydak: Türkiye nin ilk üç aylık büyüme rakamlarının yüzde 11 civarında olduğu duyumunu aldım. Bunu yıla yayacak olursak, demek ki 2010 da yüzde 2 lik bir büyüme garanti. Bütçe hedeflerinden sapılmaz ve büyüme stratejileri doğru algılanırsa, ekonomik olarak Türkiye yine katma değerini artırmak suretiyle iș yapmaya devam ederse, Türkiye yle ilgili endișemiz yok. BÜROKRAS DEN MEMNUNUZ Mustafa Boydak: Bașarılarımızda paydașlarımızın, çalıșanlarımızın ve rahat bir ortam sağlayan devletimizin katkıları var. Biz, Türkiye de bürokrasinin değișimini yașıyoruz. İșlerimizin daha gelișmesinde de Türk bürokrasisinin geldiği nokta önemli. Destekleri için çok teșekkür ediyoruz. KURUMSALLAfiSAK DA A LE fi RKET Y Z Mustafa Boydak: Kurumsallașmada son 10 yılda büyük yol aldık. Sindire sindire gitmenin yararına inanıyoruz. Ama kurumsallașsak da aile șirketi hüviyetini terk etmeyeceğiz. Çünkü faydalarını görüyoruz. Ama önümüzdeki yıllarda Boydak Ailesi mensupları her geçen gün biraz daha icraattan denetime kayacak. 10 B zb ze B zb ze 11

7 ANAL Z AB de neler oluyor? AB nin d fl politikas diyebilece imiz politikalar n hepsi AB nin içinde bulundu u kriz ortam ndan zarar görüyor. AB tamamen içe dönmüfl durumda ve kendi derdiyle u rafl yor. Yıllar önce Brüksel, Maastricht kriterlerini belirledi. Bunlar AB ye üye her ülkenin uyması gereken ekonomik kurallardı. Borç oranlarının, gayrisafi yurtiçi hasılalarına oranının yüzde 3 ü geçememesi gibi... Ama son ekonomik krizde görüldü ki, hiçbir ülke yıllardır bu kurallara uymuyor ve üstelik bir yaptırımla da karșılașmıyor. Öte yandan AB ülkelerinin tek bir merkez bankasına bağımlı olușu hareket kabiliyetlerini azaltıyor. Örneğin eskiden Yunanistan böyle bir krizle karșılașmıș olsaydı, Yunanistan Merkez Bankası devalüasyon yapacaktı ve sorun büyümeden çözülmüș olacaktı. Çünkü Yunan malları ve Yunan turizmi ucuzlayacak, ülkeye bol miktarda döviz girecekti. Peki, acaba AB, üye ülkeler için avantaj mı, dezavantaj mı? AB nin aksayan yönlerini Bahçeșehir Üniversitesi AB Bölüm Bașkanı Öğretim Üyesi Cengiz Aktar a sorduk. Avrupa Birliği ne durumda? Yașadığı kriz Türkiye ile ilișkilerini nasıl etkiliyor? Avrupa Birliği nin kendi derdi dünya kadar. Bu sadece Türkiye ye 12 B zb ze yansımıyor, Makedonya ya da yansıyor, bir türlü müzakereye bașlayamıyorlar. Batı Balkanlar tabir edilen sıradaki ülkelere de yansıyor bu sorun. AB nin dıș politikası diyebileceğimiz politikaların hepsi, içinde bulunduğu kriz ortamından zarar görüyor. AB tamamen içe dönmüș durumda ve kendi derdiyle uğrașıyor. Türkiye uzun süre ekonomisini AB kurallarıyla disipline etmeye çalıștı. Ama bu krizde gördük ki, AB henüz kendisini disipline edememiș. Brüksel, Maastricht gibi kısıtlayıcı kriterler koydu ve Bütün ülkeler için bu kriterler geçerlidir dedi. Oysa, șimdi baktığımızda, hemen hiçbir ülkenin bu kriterlere uymadığı görülüyor. Örneğin, borçların GSYİH nın yüzde 3 ünü geçmemesi gerekiyordu. Ama bir tek Almanya bu oranı tutturdu. İngiltere bile güçlü ekonomisine rağmen ciddi bir kriz yașıyor. Borçlar nasıl oldu da bu kadar birikti? Ülkelerin Maastricht kriterlerine uygunluğunu denetleyen bir kurum yok mu? Burada siyasetçilerin büyük bir hatası var. Kriz Geliyorum dedi ve geldi. Yunanlılar kendileri rakamlarla oynadılar, istatistiklerle oynadılar. İtalya da yaptı bunu. Ama burada sorun, AB yetkililerinin buna göz yumması. Sistem bir yere kadar kaldırdı bunu ve bir yerden sonra da çöktü. İngiltere Euro sisteminde değil ama diğer ülkeler öyle. Borç yiğidin kamçısıdır derler ama önemli olan borç almak değil, ödeyebilmektir. Almanya da borçlu ama üretiyor, satıyor ve para kazanıyor. Euro da olan ülkeler Yunanistan, İspanya ve Portekiz ise Almanya kadar üretmiyor ancak borçlanıyor. Euro üzerinden borçlanıyor ama Almanya kadar satamadığı için bütçe açığı çığ gibi büyüyor. Merkez bankaları bağımsızlığını yitirdiği için hareket edemez hale geldi diyebilir miyiz? Evet. Örneğin krizdeki ülkeler devalüasyon yapıp ișin içinden çıkarlardı. Kendi paralarının değerini indirirler, ihracata veya turizme yönelirler, bir șekilde durumlarını kurtarırlardı. Almanlar daha Euro s stem çok zor durumda ama çökmez. Bu, Belç ka n n Flamanlar ve Valonlar olarak ayr lmas g b. Ayr lman n bedel, mal yet, b rl kte kalman n mal yet nden çok daha yüksek. zenginleșirdi, mark yükselirdi, peseta düșerdi. Șimdi öyle değil ki! Paranın değerinin düșmesi mümkün değil. Euro güney ülkeleri için, Avrupa daki bir deyimle, zehirli bir hediye. Yani yerel enstrümanları olsa krizi bu kadar derin yașamazlardı... Evet. Doğu Avrupa da kriz yașıyor șu sırada. Euro da olmayan ülkeler; Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan yerel enstrümanlarını kullanabiliyor. Maastricht kurallarına uyma keyfiyetleri yok. Euro sistemi çökebilir mi? Çok zor durumda ama çökmez. Bu, Belçika nın Flamanlar ve Valonlar olarak ayrılması gibi. Ayrılmanın maliyeti birlikte kalmanın maliyetinden çok daha yüksek. Euro için de böyle. Avrupa da yașananlar, ABD de yașananlara benziyor. Denetçi kurulușların kamuoyunu doğru bilgilendirmemesi gibi bir sorun ikisinde de var. Bütün bu uluslararası derecelendirme kurulușları İngiltere ve ABD menșeli. Euro nun akıbeti belli, așağı iniyor, ancak onların da spekülasyona destek olmadıklarını söyleyemeyiz. Onlar notları indirdikçe, spekülasyon Euro ya yüklendi. Aslında ABD, denetlenebilir, șeffaf ve bir o kadar da kırılgan. Türkiye ekonomisi AB nin dıșında kaldığı için mi çökmedi? Türkiye șu sırada Euro da olsa, güçlü ülkeler tarafında olabilirdi. Ama tabii, bunun da bir bedeli var. Burada bilinmesi gereken șu; Türkiye, parasının gücünü Maastricht kriterlerine bağlıyor. Mesela Ali Babacan her zaman, Biz Maastricht kriterlerinin üç tanesinden ikisini tutturuyoruz diyor. Dolayısıyla burada bizim kıstaslarımız bașka yerlerde, bașka bir normlar dizisinden alınmıș kıstaslar değil. Șimdilik dıșarıda kalmanın avantajı var ama Türk ekonomisinin yapısal sorunlarını da çözmek lazım. Siyasi olarak baktığınızda Türkiye nin komșularıyla sıfır problem politikasından yola çıkarak geldiği noktada eksen kayması tartıșması var. Bu, Türkiye nin Doğu ya yöneldiği yorumunu getiriyor. Bu tam da AB nin istediği güçlü Türkiye figürü mü? Kafaları karıșık. Çünkü Türkiye Doğu ya dönmüyor, çünkü zaten Doğu da; Türkiye Müslümanlașmıyor, çünkü zaten Müslüman bir ülke. Dolayısıyla bu șablonları bir kenara bırakmak lazım. Türkiye son on yılda elde ettiği siyasi ve iktisadi istikrarı ihraç ediyor. B zb ze 13

8 ANAL Z Avrupa n n s k nt s Türk ye n n yolunu açt Avrupa Birliği nin de burada bir sorumluluğu yok mu? Olmaz olur mu? AB de ciddi sıkıntılara sahip. Tüm bankalarında türev kâğıtlar olmasına rağmen yeterince tedbir almadı. ABD ise çok daha büyük tedbirler açıkladı. ABD Merkez Bankası FED 4.5 trilyon dolarlık bir yükü üstlendi. Avrupa Merkez Bankası ise uzunca bir süre bunu yapmaktan kaçındı. Bu, AB nin bir ekonomik birlik olduğu kadar bir siyasi birlik olamamasından kaynaklandı. Çünkü bir kısmın çıkarları diğer kısmın çıkarlarıyla tam olarak örtüșemiyor. Avrupa Merkez Bankası Bașkanı Trichet, çok renk vermedi ama satır aralarında daha büyük tedbirler alınması gerektiğini söylüyordu. Yunanistan krizi, Avrupa y zor durumda b rakt. AB üyesi pek çok ülkenin borç bata nda oldu unun anlafl lmas yla, Euro düflüfle geçti. flaslar gelebilir, kriz ikinci bir dip yapabilir diyen iktisatç lar n say s artt. Türkiye ise krizden en az yarayla ç kan ülkelerden biri. Hatta, mevcut durum Türkiye ye yeni avantajlar sa l yor. Hakan Gülda anlat yor... Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, krizi anlatmaya, ișin bașından, türev piyasalardan bașlıyor. Yunanistan bunalımının, Avrupa Birliği ülkelerinin așırı borç yükünü nasıl tetiklediğini, Brüksel in nerelerde hata yaptığını, Türkiye ekonomisinin krizle nasıl bașa çıktığını anlatıyor. Euro-dolar paritesindeki değișikliklerin beraberinde neleri getireceğini ve ikinci bir dip ihtimalini araștırarak ortaya çıkan yeni avantajlardan söz ediyor. İsterseniz Avrupa daki krizle bașlayalım. Nasıl oldu da, zenginleșmesini gıptayla izlediğimiz Yunanistan, kısa bir sürede iflas noktasına geldi? Yunanistan ın 300 milyar dolar düzeyindeki borçları bașına bela oldu. GP Morgan, Moody s, Goldman Sachs gibi uluslararası yatırımcılar, Yunanistan ın bu borcu ödeyebilecek bir ekonomik faaliyete sahip olmadığını düșünmeye bașladılar. Yunanistan ın durumu uzun bir süreden beri biliniyordu. Rating notlarına göre yatırım yapılır olduğu için borçlanmayı bașarmıștı. Burada Yunanistan ın bir suçu varsa, diğer uluslararası kurulușların da suçu var. Fakat dönem öyleydi. Türev piyasaların hâkim olduğu bir dünya diyorsunuz Evet. Rakamlarla anlatayım: Dünyadaki bütün ülkelerin toplam olarak 75 trilyon dolar civarında gayrisafi hasılası var. 75 trilyon civarında da dünyadaki bütün gayrimenkullerin toplam değeri var. Türev piyasaların eriștiği büyüklük ise 600 trilyon dolardı. Yani epey bir hayal alınıp satılmıștı. Yunanistan da iște bu sistem üzerinden borçlandı. Buna rağmen AB, ülkelerin büyük ölçüde borçlandığının farkına varamadı mı? Bu süreç denetlenemedi mi? Bütün olumsuzluklar, AB nin çeșitli komisyonlarında, AB Konseyi nde, birliğe bağlı örgütlerde güya ele alınıyor, üstüne gidiliyor. AB Bize yanlıș rakamlar verilmiș diyor. Ama kendilerinin de bu denetimi doğru dürüst yapamadıkları çok net bir biçimde anlașılıyor. Peki neden yapılamadı? Bunu bugün çok fazla kurcalayan yok. Avrupa niye Yunanistan a sıcağı sıcağına müdahale ederek krizi önlemedi ve genișlemesine göz yumdu? AB yardım edecek durumda değil. Kendi iç ișleriyle uğrașıyor çünkü. Durgunluk var. IMF bu yıl için AB nin büyüme tahminini yüzde 0.9 olarak açıklamıștı. Sonra bu oranı yüzde 1.2 ye çıkardı. Yunanistan a baskı gelmeye bașladı, Sen bu borçlarını nasıl ödeyeceksin diye. Yunanistan ilk bașta direndi. Ama sonra yavaș yavaș kemerleri sıkacağını açıkladı. Hâlâ da, bu borçları tam olarak nasıl ödeyeceği belli değil. Yunanistan iflasa doğru mu gidiyor? Șimdi en çok konușulan yeniden yapılandırma. Yeniden yapılandırma bir anlamda iflas öncesi atılan son adımdır. Ülkeler doğal olarak iflas etmezler. Sistem değișir, hükümet değișir, bir rotaya girilir ve ülke kurtulur. Bugüne kadar iflas ederek yok olmuș tek bir ülke yoktur. Yunanistan ne yapabilir? Para basabilir. Bir süre idare edebilir. Ama o paraya güven olmadığı için iflastan kurtulamaz. Sonunda yeni yapılandırmayla borçlar bir zamana yayılır, o ülkelerin tamamen kurtulması sağlanır. Yunanistan ın bu durumu AB yi nasıl etkiliyor? AB yi birkaç șekilde etkiledi, etkilemeye de devam edecek. Çünkü sorun çözülmüș değil. Bu borçların sürmesi Euro nun zayıflamasına neden oluyor. Ama burada zaten Euro nun zayıflamasını isteyen bir grup da var. Bu insanlar İspanya, İtalya, hatta Fransa nın ürettiği ürünlerin, katma değer açısından, değerli Euro ile satılabilir ürünler olmadığını, Euro nun düșmesi gerektiğini savunuyorlar. Çünkü, mesela, İspanya nın ürettiği makine ile Almanya nın ürettiği makine bir değil. Ama ikisi de Euro üzerinden satılıyor ve herkes makineyi Almanya dan almak istiyor. Almanya nın ihracatı 1.5 trilyon dolar. Diğerlerinin ihracatı ise gömülmeye bașladı. Bunun dıșında, Avrupa nın içinde anlașmazlığa neden oldu. Mesela İngiltere bu ișlerin dıșında durmaya gayret ediyor. Yeni bir vergi konulması için bir program hazırlanıyordu, İngiltere ben uygulamam dedi. O zaten hep Kıta Avrupası nın dıșında 14 B zb ze B zb ze 15

9 ANAL Z kalmaya uğrașıyor. Merkel ile Sarkozy ise, anlașmıș gibi görünmelerine rağmen, Almanya, Fransa ya haber vermeden hareket ediyor. Almanya, birdenbire, hiç kimseye sormadan, çıplak açığa satıșı yasakladı. Bence haklıydı. Çünkü normal açığa satıșta bir hissenin düșeceğini düșünüyorsun ve o kağıdı satıyorsun. Ama sattıktan sonra da, piyasadan bir bașka kağıt alarak onun yerine koyuyorsun. Çıplak açığa satıșta ise yerine koymak diye bir durum yok. Yani olmayan değeri satmaya devam ediyorsun. Almanya bu uygulamayı yasaklamakta bence haklıydı ama bu yasaklamayı Fransa ya danıșarak yapmaması çok dikkat çekiciydi. Bir güven krizi oldu yani Șimdi Almanya ile Fransa arasındaki hattın sağlam kalması AB açısından çok önemli. Çünkü orası ișin belkemiği. Danıșılmaması, olumsuz bir dalga yayıyor. İnsanlar Bunlara güvenilmez, hemen geri dönebilirler diye düșünüyor. Euro ya da güven olmaz, satın denmeye bașlanıyor. Altı ayda 1.54 ten 1.22 ye geldi dolar-euro paritesi nin de altına iner diyen birçok kiși var Euro da Yeni normaldir diyen pek çok yatırım bankası bașekonomisti var. Bir Euro, bir dolar olacak diyenler de var. Bir ara paritenin 85 sent olduğunu hatırlatıp, Euro bu dolardan da daha düșük olur diyenler de var. Mesela Rubini böyle düșünüyor. Avrupa ikinci bir dip daha yapacak. Euro nun değeri düșmeden Avrupa bu borcu kapatamaz diyenler de var. Aslında ters bir düșünce. Çünkü Euro nun değeri düștükçe, diğer para birimleri üzerinden bunu elde etmeleri zor, daha az para birimi elde edecekler ve bu borcu kapatmaları zorlașmıș olacak. Ama düșünülen șu: Euro bir seviyeye kadar çekilecek. Ticaretin ve canlılığın bașlamasıyla Avrupa ekonomileri biz bu borcu çevirebiliriz mesajı verecek. Onun için Euro biraz gerilesin de ihracat yapar duruma gelinsin istiyorlar. Çünkü șu anda bizim makineciler bile doların geldiği seviyeden șikâyetçi. Doların geldiği seviye bakımından birçok dünya ülkesi, ABD makinesini tercih eder hale geldi. Euro düșerse, AB nin ihraç edebileceği ürünler artacaktır. O zaman bir canlanma imkânı doğacaktır. Sizin beklentiniz nedir? Ben dünya çapında bu problemin daha devam edeceğini düșünüyorum. Ama bunu kötümserlik anlamında söylemiyorum. Zaten bizim gazeteci olarak derdimiz, sorunları alabildiğine, en gerçekçi, acımasız șekilde tespit etmek, algılamak, ve onun çözümünde de mümkün olduğunca pozitif olmaktır. Çünkü umut olmadığı noktada yapacak da bir șey kalmıyor. Karamsar bakmıyorum. Ama rakamlar ortada yılında -ki daha kriz ortaya çıkmamıștı- dünyada 92 milyon adet otomobil üretme kapasitesi vardı. Ama talep 60 milyon adetteydi. Bazı konularda arz ile talep arasında inanılmaz uçurumlar var. Niye otomotivi örnek veriyorum; çünkü dünyada birçok ekonomiyi domine eden bir sektör, iyi bir barometredir. Nedir bu hikâye, diyerek geriye dönüp okumaya çalıșıyorum. Tamam, kriz, mortgage kredilerinin denetimsizliğinden çıktı. Niye denetlemedin ayrı soru ama bu mortgage krizine yol açacak o krediler niye ortaya çıktı? 1980 sonrasında bütün dünyada ücretler ciddi șekilde bastırıldı. Hep ücret kaybı yașandı. Bu belki tek bașına sorun değil ama ücretlerin gerilemesi, eğer birileri talep etmiyorsa, yatırım yapmayı da gereksiz kılıyor. Yatırım yapıp ne üreteceksiniz ki millete satasınız? Biraz telekomünikasyon sektörü, yenilik olușturması nedeniyle canlandı, diğer sektörlerde yerinde sayma, bir patinaj durumu var. O krediler de öyle çıktı. Ellerindeki gelir azaldığı için insanların kredi almadan bir șey talep etmesi imkânsız hale geldi. Reel gelir azaldı ama kredilerle hep desteklendi. İnsanların olmayan değerini onlara tekrar sattılar. Bir anda o balon patlayınca o değerlerin hepsi gitti. O balonu tekrar yapacaklar, çünkü bașka türlü sistem yașayamıyor, ama o balonu yapana kadar ciddi bir altüst oluș yașanacak, yeni sorunlar çıkacak. Șimdi kamu borçlarından doğan bir enflasyon dalgasının geleceğinden herkes emin görünüyor. Trilyonlarca dolar bastılar. Bunun sonu enflasyon olarak yansıyacak. Mortgage ın derinliğini ölçemiyorlardı, șimdi de ortaya çıkabilecek enflasyonun ne boyutta olacağını ölçemiyorlar. Öyle bir döneme geldik ki, bir Çin bedduası Umarım bir geçiș döneminde yașarsın diyor, șimdi paradigma olarak da bir geçiș döneminde yașıyoruz. Krize tam da bir paradigma değișiminde yakalandık. Mevcut paradigmayı ayakta tutan temel varsayımların hepsi çatırdıyor. Düzenlemeler, paradan para kazanma meseleleri, bankacılık camiasındaki kazanılmayan paradan alınan primler sorgulanıyor. Bu süreç Türkiye yi nasıl etkiliyor? Biz o tarafını çok yașamadık, çünkü 2001 de yașamıștık. O bakımdan daha șanslıyız. Bankacılık sektörünün belli oranda sağlamlığı, iș yapabilecek șirketlerin borçlarının yeniden yapılanmasına neden oldu ve orada da yüzde 85 bașarı sağlanmıș görünüyor. Biraz rekabet edebilen Türk firmaları Avrupa firmalarına göre daha șanslılardı. Onun için de bazıları gidip yabancı firma satın almaya bașladı. Ya da yabancı firma satın alabileceği konușulan birçok firma ortaya çıktı. Daha önce Ernest and Young, PriceWaterHouse gibi kurulușlar hep yurtdıșından satın almak üzere Türkiye ye müșteri getirirdi, șimdi, çok olmamakla beraber tersine gelișmeler de var. Türk firmalarına Yunan, Macar, hatta Alman firmalarını pazarlamak gibi Yani Türkiye-Avrupa Birliği ilișkileri bakımından Avrupa daki zayıflık böyle bir ilișkiye neden oluyor. Türk firmaları, Avrupa firmalarını satın alabilecek zemine geldiler. Tabii henüz kısmi șeyler görüyoruz. Avrupa daki ekonominin zayıflığı bir bașka șeye de yol açtı. Özellikle Alman ve Fransız firmaları, özellikle makine imalat sanayiindeki firmalar, Türkiye ye gelip üretim yapmayı düșünmeye bașladılar. Çünkü kendi ülkelerindeki maliyetlerle üretim yapmaları giderek zorlașıyor. Üçüncü olarak Avrupa firmaları biraz yelkenlerini suya indirdikleri için üçüncü ülkelerde birlikte iș yapma konusunda daha istekliler. Türkiye konusunda umutlusunuz Ne bekliyorsun? derseniz, Türkiye cephesinden olumlu ișler bekliyorum. BDDK bankacılık sektörünü çok sıkı tutuyor. Her șeye rağmen doğru bir șey gibi görünüyor. Geçen sene bankalar çok iyi kâr ettiler. BDDK 257 ülke temerrüde düflmüfltü Santorini Adası gibi dünyaca ünlü birçok turizm merkezi bulunan, Avrupa nın güçlü turizm ülkesi Yunanistan ın ekonomik darboğazı, ülkelerin iflasını gündeme getirdi. Eduardo Borensztein ve Ugo Panniza tarafından yapılan bir IMF araștırması, 1824 ve 2004 yılları arasında tam 257 ülkenin temerrüde düștüğünü ortaya koydu. Sadece döneminde 74 temerrüt yașandı. İflas eden bu ülkeler, 2001 de Arjantin in temerrüde düșmesinden sonra karșı karșıya kaldığı gibi, uluslararası sermaye piyasalarından dıșlanmadı. Son yıllarda temerrüde düșen ülkelerin, borçlarını yapılandırdıktan sonra yeniden sermaye piyasalarına döndükleri görülüyor. kârları dağıttırmadı. Dağıtırken de benden izin alacaksınız diyor. Avrupa bunu yapmıyordu. Șimdi bunun yapılmasını isteyenler çoğaldı. Bu anlamda Türkiye, birçok açıdan kendini çabuk toparlayabilecek gibi görünüyor. Sadece Avrupa ekonomisi zayıflayınca Türkiye ihracatının daralması söz konusu oluyor de 132 milyar dolardı, 2009 da 105 dolara indik, bu sene 115 dolar bekleniyor. O daralmanın tamamı AB den kaynaklanıyor. Ancak Türk ihracatçıları risklerini ülkeler bazında dağıtmıș vaziyette. Avrupa daki daralmayı biraz dengeliyorlar. Mesela yurtdıșı müteahhitlik hizmetlerinde Türkiye nin önü açılıyor. Çünkü finansmanda sıkıntı çeken Avrupalı șirketler, Afrika da ve Ortadoğu da iș alma noktasında çok iștahlı olamıyorlar. Belki de ilk kez Türk șirketleri tașeronluk yapmanın ötesinde, anahtar teslimi projeler alma noktasına doğru çıtayı yükseltme imkânına sahipler. Geçen sene 20.5 milyar dolarlık bir iș hacmine ulaștılar ama bu sene 30 milyar hedefi var yılında bunun 750 bin dolar olduğunu düșünürsek, Avrupa nın bu durumu yurtdıșı müteahhitlik hizmetleri açısından da ikinci bir fırsat gibi olabilir. Yunanistan da banka almak isteyenler arasında Türk firmalarının da sırada olduğu söyleniyor. Buna uygun bir ortam var. 16 B zb ze B zb ze 17

10 marka Boytafl Genel Müdürü fiahin Nursaçan, Durmak yok, yola devam diyor. Art k mobilya modas, giyim modas kadar h zla de ifliyor. Boytafl sektörde dinamizmin sürmesi için çaba gösteriyor. Boytafl nas l baflard? Boytafl, organizasyonel büyüklük itibar yla istihdamda Türkiye nin ilk 20 flirketi aras nda. Bu baflar n n 15 y l gibi k sa bir sürede sa lanmas n n ard nda acaba hangi kriterler yat yor? İstikbal, Bellona ve İstikbal&Regina markalarına hizmet veren Boytaș ın Genel Müdürü Șahin Nursaçan, kadrolarını, ișlerini daha iyi yapabilmeleri için gereken bilgiyle donattıklarını ve bilginin davranıșa dönüșebilme yeteneğini artırdıklarını söylüyor. Bașarının diğer anahtarı da, modern șartların ortaya koyduğu metodolojileri kullanmak. Boytaș Mobilya nın kurulușundan bu yana gerçekleștirdiği çalıșmaları ve faaliyet alanlarını anlatabilir misiniz? Șirketimiz; çok değil, 15 yıl önce, 1995 te, bir minibüsü bile doldurmayan sayıda adanmıș ruhlu insandan olușan çekirdek bir kadroyla kuruldu nın ikinci yarısından itibaren faaliyet hazırlıklarına odaklanan șirketimiz, 1996 sonbaharında, bugün Boytaș 1 olarak adlandırdığımız tesisimizde, henüz Bellona markası olmadığı için İstikbal markamıza yönelik yumușak mobilya üretimiyle faaliyetine bașladı. Önceleri șirketin inșa sürecinde bașlayan bu faaliyet, 1997 yılında inșaatımızın tamamlanması ve panel mobilyanın da devreye girmesiyle hız kazandı. Kısa süre içinde yapılan çalıșmalar meyvesini verdi ve Bellona markamız devreye girdi. Bu dönemde Bellona markamıza yumușak mobilya, İstikbal markamıza ise panel mobilya üretimi yaparak yoluna devam eden Boytaș, kısa sürede atılıma geçti ve 1999 da Boytaș 2 tesisini devreye aldı. Oturma gruplarının buraya tașınmasıyla boșalan yerde panel üretimine hız verildi ve Bellona markamıza da panel mobilya üretilmeye bașlandı yılında, ülkemizin kâbusu olan ekonomik krizde Boytaș 3 tesisimizi devreye alarak markalarımıza verdiğimiz panel mobilya ürünlerindeki çeșitliliği artırmanın yanı sıra hizmet kalitemizi de yükseltmeye büyük özen gösterdik yılında ise İstikbal&Regina markasıyla mutfak ve banyo mobilyası imalatına bașladık. Bugün itibarıyla Boytaș, gelișmiș altyapısıyla Bellona, İstikbal ve İstikbal&Regina markalarımıza hizmet veren, Grubumuz un ve ülkemizin en önemli șirketlerinden biri haline geldi. Boytaș ulașmıș olduğu organizasyonel büyüklük itibarıyla istihdamda ülkemizin ilk 20 șirketinden biri oldu ve ülkemizin en önemli meselelerinden biri olan ișsizliğe karșı 3 bin 500 den fazla çalıșan sayısıyla etkin bir rol üstlendi. Bugün geldiğimiz noktayı asla yeterli görmeyerek kadrolarımızı geleceğe hazırlıyor ve gelecek günlere ümitle bakıyoruz Boytaș için nasıl bir yıl oldu? Yıl boyunca hedeflerinizin ne kadarını gerçekleștirdiniz? 2009 yılı Boytaș için kötü ve sıkıntılı bașlayan ancak nisan ayından itibaren KDV indiriminin yol açtığı kelebek etkisiyle son beș yılın en olumlu atmosferini yașadığımız bir dönem oldu yılı, dünyanın tersine, șirketimiz için hedeflerin așıldığı, büyümenin öngörülerin üzerine çıktığı, paydașlarımızın memnun olduğu bir yıldı. Dönem itibarıyla tüm dünyanın içinde bulunduğu ekonomik krizle mücadele kapsamında devletin yerinde bir kararla uyguladığı yüzde 10 luk KDV indirimi, sektörümüze ve bizlere çok büyük bir ivme kazandırdı. Burada sektör açısından dile getirilmesi gereken en önemli husus ise müșteri güveni. Bu indirim, güven problemine de ıșık tutmuș olup, sektör 5 m lyon euro luk b r yat r m paket m z devreye ald k... temsilcilerinin ve sektöre hizmet veren kurulușların üzerinde ciddi olarak çalıșması gereken bir husus bence. Yeni yıl için hedefleriniz neler? 2010 yılında da Boytaș olarak büyüme planlarımız var. Bu nedenle yaklașık 5 milyon Euro luk bir yatırım paketimizi, yönetimimizin onayını müteakip devreye aldık. Șu anda adım adım paketi hayata geçirmeye çalıșıyoruz. Amacımız markalarımıza ve dolayısıyla müșterilerimize verdiğimiz hizmet kalitesini artırarak yaklașık yüzde 20 civarında bir büyümeyi hayata geçirmek. Bir bașka amacımız da șirket olarak müșterilerimizin ihtiyaçlarını doğru tespit ederek onların karșılanması için azami çabayı sarf etmek ve büyümeyi sürdürülebilir hale getirmek. Üretimde dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir? Boytaș ın bașarısının altında yatan sırlardan bahsedebilir misiniz? Kanaatimizce Boytaș ın bașarısının altında yatan en önemli sır, içinde bulunduğumuz çağın olmazsa olmazı olan bilgiye gereken önemi vererek, gerek yönetim gerekse operasyonlarını bilgi temelli yapmaya çalıșmasıdır. Günümüzün rekabet șartlarında bilgi sahibi olmadığınız hiçbir süreci yönetemeyeceğiniz gerçeğini bilmeniz, ona göre de kadrolarınızı sürekli bir șekilde șartlar paralelinde bilgiyle donatmanız gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken husus salt bilgi değil, ișinizi daha iyi yapmak için ihtiyaç duyulan bilgi ve bunun davranıșa dönüșebilme yeteneğinizi artırmasıdır. Bilgi davranıșa dönüșebiliyor ise anlamlıdır, yoksa değil. Biz bunun farkındayız. Diğer bir husus ise, Biz iyiyiz demekle iyi olunmayacağı gerçeğinden hareketle modern șartların ortaya koyduğu 6 Sigma, Yalın Felsefe ve araçları, Kısıtlar Teorisi gibi çeșitli 18 B zb ze B zb ze 19

11 marka Boytafl ürünleri Türk Patent Enstitüsü taraf ndan iki birincilikle ödüllendirildi. metodolojileri kullanacak olgunluğa gelmeniz ve bunları günlük ișlerinizde kullanıyor olabilmenizdir. Üretimle ilgili teknoloji ve Ar-Ge çalıșmalarınız nelerdir? Boytaș olarak üretim teknolojileri konusundaki düșüncemiz, etkinlik ve verimlilik bazlı, teknolojiyi amaç edinmekten öte, ana amacımız olan ișimizin gereği hangi teknolojiye ne kadar ihtiyacımız olduğunu saptayıp onun tercihini yapmak. Son birkaç yıldır bu konuda derinlemesine yaptığımız çalıșmalarla oldukça önemli gelișmelere imza attığımızı söyleyebilirim. Ar-Ge çalıșmalarımız konusunda söylenecek șeylerin bașında ise, artık giyim modası kadar hızla değișen mobilya modasının dinamiklerini canlı tutmak için bu konudaki faaliyetlerimizin sürmesi amacıyla olanca gücümüzle gayret sarf etmek. Nitekim geçen yılki verilere göre șirketimiz Türk Patent Enstitüsü tarafından iki birincilik ödülüne layık görüldü; Türkiye Tasarım Ligi Birinciliği ve Endüstriyel Tasarım Birinciliği. Sloganımız, Durmak yok, yola devam. deney laboratuvarlarında TSE Laboratuvar Hizmet Yeterlilik Belgesi ne sahip. Bu belgeyle birlikte TSE tașeron laboratuvarları olarak, firma dıșında sektör taleplerine hizmet veriyor. Boytaș Mobilya sosyal sorumluluk projelerinde neler gerçekleștiriyor? Bizim yapımızda bir șirket için olmazsa olmazlardan biri de sosyal sorumluluk duygusuyla hareket etmektir. O nedenle öncelikle faaliyetlerimizden dolayı çevreye en az etkiyi verecek çalıșmalarımız aralıksız sürüyor. Șirket olarak hem bugünümüzü hem de çocuklarımızın geleceğini tehlikeye atmamak için bütün samimiyetimizle çalıșıyoruz. Diğer taraftan șirketimizde sürekli olarak karbon ayak izi ölçümleri yapılıyor, bunun gereği olarak da ağaçlandırma çalıșmalarımız devam ediyor. Öte yandan genç neslin eğitilmesi için üniversitelerimize, ilk ve orta dereceli okullara, Çocuk Esirgeme Kurumu na, Milli Eğitim Bakanlığı nın eğitimin geliștirilmesiyle alakalı projelerine çok büyük destek veriyoruz. Bizlere bir müjdeniz de var... Evet. Boytaș Mobilya Laboratuvarları, sektöründe bir ilk olarak, Haziran 2010 dan itibaren uluslararası dört standart metotta; Türk Akreditasyon Kurumu (TURKAK) tarafından akredite oldu. Böylece Boytaș, TURKAK logosu kullanılarak testlerinin güvenilirliğini ve tarafsızlığını uluslararası düzeyde ispatladı. Bu sayede ulusal ve uluslararası deney taleplerine karșılık vererek hizmet sunuyoruz. Boytaș Mobilya Laboratuvarları aynı zamanda Mart 2009 dan bu yana panel-modüler mobilya, oturma grupları, mutfak&banyo, sandalye kalibrasyon ve İhracata ilișkin neler söyleyebiliriz? İhracat konusunda da oldukça duyarlı bir firmayız; ancak özellikle rekabetin yoğun yașandığı Euro bölgesine yönelik ihracatta ürünlerimizin büyük hacimli olması ve nakliye ücretlerinin yüksekliği nedeniyle rekabet sıkıntısı yașıyoruz. Bu konuda desteklenmemiz halinde çok daha büyük adımlar atmamız ișten bile olmayacaktır. Yine de bütün olumsuzluklara rağmen orta ve uzun vadeli planlarımızda toplam satıșların içinde ihracatın payını sürekli artırmak konusunda çalıșmalarımız sürüyor. 20 B zb ze

12 GÜNDEM stikbal in Liderler Zirvesi nde zirvede kalman n gerekleri konufluldu: K sa mesafeden düflmek hasar yaratmaz ancak zirveden gerilemek kapanmaz yaralar açar. st kbal n önünde kocaman b r dünya har tas var Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Hac Boydak bayileri övdü: stikbal i bu baflar ya tafl yan fley, azminiz ve lider ruhunuzdur. İstikbal, 2009 bașarısını bayileriyle özel bir organizasyon düzenleyerek kutladı. Bine yakın bayinin üç gün Antalya Rixos ta ağırlandığı toplantının bu yılki konsepti Liderler Zirvesi ydi. İstikbal in sektörünün liderliğini üstlenmesi kutlanırken, bayilerle lider olmanın ve lider kalabilmenin formülleri paylașıldı. Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak ın açılıș konușması, liderlik kavramına odaklandı. Boydak iki yılda bir düzenlenen ve birbirlerini daha iyi anlama, görüșlerini paylașma platformu olan İstikbal bayi toplantılarının bu sene her zamankinden çok daha önemli olduğunu söyledi. Bayilerin toplantıya eksiksiz katılımını, bu görüșünün paylașıldığının göstergesi olarak değerlendiren Hacı Boydak șöyle devam etti: Bizler sektörün açık arayla lider markasıyız, kaldıracıyız. Türkiye ekonomisine ve sektöre kattığımız değerle 53 yıldır bunu altın harflerle tarihimize yazıyoruz. Bu seneki toplantı konseptimizin ismi, Liderler Zirvesi, rastgele konulmadı. İstikbal in geldiği yer zirvedir. Ve her biriniz sektörün liderisiniz. İstikbal i bu noktaya getiren hiç kușkusuzdur ki sizlerin azmi ve lider ruhudur. İSTİKBAL İN BAȘARISI SİZİN ESERİNİZ Rekabetin bu kadar yoğun yașandığı sektörlerde zirveye çıkmak çok zordur. İște biz bunu bașardık. İstikbal in bu bașarısı sizlerin eseridir. Hepinize ayrı ayrı çok teșekkür ediyor ve sizlerle gurur duyuyorum. Șimdi tek hedefimiz, liderliğimizi büyüyerek sürdürmek. Çünkü unutmamak gerekiyor ki, liderliğe çıkmaktan çok daha zor olan șey lider kalmayı bașarabilmektir. Lider olmak gurur verici olduğu kadar tehlikelidir. Çünkü kısa mesafeden düșmek kalıcı hasarlar yaratmaz ancak zirveden gerilemek kapanmaz yaralara sebep olur ve çok daha fazla hasar bırakır. Sorumluluğumuz çok büyük ve dev bir markayı omuzlarımızda gururla tașıyoruz. İște bu noktada hep birlikte kenetlenerek, bulunduğumuz yeri koruyarak rakiplerimizle aramızdaki farkı daha fazla açma zamanı. Șimdi yeni dünya düzeninde daha çok çalıșarak, daha çok farklılașarak ve daha fazla müșteri memnuniyeti kazanarak lider kalma zamanı. Sizlere emanet ettiğimiz bu bașarıyı yașatmaya devam edeceğinize yürekten inanıyorum. Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Șükrü Boydak da, zirvede sektör liderliğini kutlamayı, 2010 da markaya katma değer sağlayacak çalıșma ve hedefleri paylașmayı amaçladıklarını söyledi. En önemli iș ortakları olan bayilerle aralarındaki organik bağın karșılıklı sadakat ve güvene dayandığını vurgulayan Șükrü Boydak da bayilere șöyle seslendi: KOȘULSUZ MÜȘTERİ MEMNUNİYETİ MARKA YEMİNİMİZ Türkiye nin en beğenilen mobilya markası olmanın onurunu ve mutluluğunu yașarken, sorumluluklarımızı ve vizyon belirleyici rolümüzü hiç unutmadık. Bu yüzden sektöre ve müșterimize karșı sorumluluğumuz günden güne katlanarak artıyor. İstikbal olarak misyonumuz hep bir adım önde olmak, ihtiyaç ve beklentileri eksiksiz karșılamanın yanı sıra yenilikçi yaklașımları hayata geçirerek bunlardan daha fazlasını sunabilmek. Müșterimize sunduğumuz ürün ve hizmetlerin kalitesi ve farklılığının yanı sıra sevilen, beğenilen ve en önemlisi önerilen, tavsiye edilen bir marka olarak süreklilik esasına dayalı bir șekilde bașarımızı sürdürmemiz en önemli vazifemiz. Mutlak, sürekli ve koșulsuz müșteri memnuniyetini sağlamak öncelikli rolümüz ve hiç unutmamamız gereken marka yeminimiz dir. Bunun en güzel örneği mobilya sektöründe ilk defa almaya hak kazandığımız TS ISO Müșteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi Belgesi dir. MOBİLYA SEKTÖRÜ GİDEREK GÜÇLENİYOR Șükrü Boydak, mobilya sektörünün Türkiye için önemine değindi: İhracatın ithalattan daha fazla olması nedeniyle dıș ticaret açığı olușmasını önleyen mobilya sektörü, Türkiye ekonomisinde cari açık yașatmayan önemli bir sektör olarak yerini hâlâ koruyor. Mobilya sektörü sürekli büyüyen ve sürekli güçlenen bir sektör. Ve unutmayalım 2010, mobilya sektörünün tekrar atağa geçeceği bir yıl olacaktır ve rekabet koșullarının zorlașacağı kaçınılmazdır. Șükrü Boydak 2009 da, dünya ve Türkiye de ekonomik dengelerin farklılaștığı, ekonomik ve sosyolojik açıdan değișimlerin derinden hissedildiği, tüketici davranıșlarının șekil değiștirdiği, kâr marjlarının farklılık gösterdiği yeni bir dünya düzenine merhaba denildiğini anlattı. Bu dönemde mobilya sektöründe faaliyette olan küçük ve orta ölçekli birçok firmanın hayatta kalmayı bașaramadığını hatırlatan Șükrü Boydak, İstikbal in bașarısının sırrını șöyle açıkladı: HEDEFİMİZ ÇOK BÜYÜK Bu zor șartlara rağmen İstikbal olarak 2009 yılını yüzde 30 büyümeyle kapattık. Bunun en büyük sebebi, kötü gün șartlarına karșı hazırlığımızı ve öngörülerimizi doğru yapmamız ve tabii ki siz değerli iș ortaklarımızın gösterdiği özverili ve bașarılı çalıșmadır. Hepiniz ile ayrı ayrı gurur duyuyorum. İște bu noktada mobilya sektörünün kaldıracı olan İstikbal markamız, 9 bin kișilik çalıșan kadrosu, ortalama bin mağazasında 10 binin üzerinde bayi çalıșanı, 100 ülkeye ihracatı ve yurtdıșında 220 mağazası ile 2010 da da emin adımlarla sektörün ara farkla lideri olmaya devam edecek. Geçen yıl yüzde 30 büyümeyle sektörün lideri olarak kapattığımız yılı, 2010 da yüzde 10 büyüme daha ekleyerek sağlamlaștıracağız. Önümüzde kocaman bir dünya haritası var, hedefimiz çok büyük. Ve bunu İstikbal markası olarak sadece sizlerin desteğiyle bașarabiliriz. Marka yeminimiz bizim 2010 daki bașarımızın sırrı olacak. Liderler zirvesi Funda Arar ın canlı performansı ve bayilerin coșkusuyla sona erdi. 22 B zb ze B zb ze 23

13 GÜNDEM DAHA GÜZEL B R DÜNYA Ç N "Urfa n n etraf dumanl da lar türküsünü söyleyen, Antep flivesiyle baklavan n nas l yenilece ini tarif eden, Mevlana'dan ve Yunus Emre den fliirler okuyan dünya çocuklar, hem Türkiye nin hem de Boydak Ailesi nin gönlünü fethetti. En geç 2011 de Türkiye nin üçüncü markas olmay hedef edinen Mondi, iki günlük bir zirvede strateji ve taktiklerini konufltu. Mond hedefe k l tlend Mondi bayiler buluflmas n n ilk gününde yeni tasarlanan ürünler sergilendi, bayilerin yeni tasar mlarla ilgili görüfl ve önerileri al nd. kinci gün ise sektörün durumu, Mondi nin hedefleri ve bu hedeflere varman n yollar tart fl ld. 24 B zb ze 450 Mondi bayii, Nisan tarihlerinde Vogue Avantgarde Hotel Göynük Antalya da buluștu. Yeni tasarlanan ürünler tanıtıldı, 2010 konsept gelișimi, Türkiye ve dünya mobilya pazarı, mağazacılık, sektörün geleceği hakkında bilgiler verildi. Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak, Mondi nin Türkiye de üçüncü büyük mobilya markası olacağı sözünün arkasında durduklarını vurgularken, CEO Memduh Boydak, bayilere șu tavsiyelerde bulundu: İșini sevme, çalıșma azmi ve gayreti, fikir üretme, sürekli yenilik ve innovasyon, özeleștiri cesareti, heyecan ve motivasyon, hedeflerle yönetim, bilgi ve yetkinliği sürekli güncelleme, iyileștirme ve geliștirme, olumsuz deneyimleri tecrübeye çevirme, sosyal münasebet ve ilișki yönetimi, organizasyon ve koordinasyon becerisinin geliștirilmesi, ekip çalıșması. Mondi Genel Müdürü İzzet Sümer 2010 programları hakkında bilgi verdi: Kapasiteyi yüzde 50 artıracak 32 bin metrekare kapalı alan ve makine yatırımları için çalıșmalar bașladı. Mondi nin artan panel ihtiyaçları için tedbirler alıyor. Ürün gamı yenileniyor. Reklam ve kurumsal kimlik yatırımları Toplantı sonunda tüm bayiler, yorgunluklarını atmaları ve motivasyonlarını artırmaları amacıyla düzenlenen gala yemeğinde bir araya geldi. Yemekte Ercan Akıșık ın sunuculuğunu yaptığı törenle bölgeler düzeyinde ve Türkiye çapında ciro birincilerine ödülleri verildi. Türkiye ciro birincisi Davut Tozlu, ödülünü Hacı Boydak tan aldı. Gala yemeğinden sonra sahne alan sanatçı Kubat, verdiği konserle tüm bayilerimize renkli bir gece yașattı. artarak sürecek ve münhasır mağazacılığa önem verilecek. Artık hedefe çok yaklaștık. Bu yıl koyduğumuz hedefler, üçüncülük içindi. Bu yıl bu hedefe varınca sizlere daha ileri hedefler verebileceğim. Mağazalarınızda genișletme ve güzelleștirme çalıșmalarını yapacağınıza inancımız sonsuz. Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Boydak dünya ekonomisi hakkında bilgi verirken, Holding Perakende ve İș Geliștirme Müdürü Aygün Bașok da Mondi mağazalarının diğer markalara göre etkili ve algısı yüksek bir cephe yapısı olması gerektiği belirtti. Holding Pazarlama Koordinatörü Bilal Uyanık, Mondi nin pazarın en zorlu koșullara sahip olduğu bir dönemde çok güçlü rakiplerle mücadele ettiğini söyledi, Bizlere düșen yegâne görev, çalıșmalarımıza yoğunluk vererek sürekli özeleștiri yapmak ve her türlü yeniliğe açık olmak dedi. Konușmaların ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Fatoș Karahasan mağazacılık, perakende ve markalașma, marka olușturmak konusunda seminer verdi. Eleștiri, görüș ve önerileri not aldığını belirten Hacı Boydak, gerekli çalıșmaların yapılacağı sözünü verdi. Türkçen n b nb r hal stikbal in Alt n Sponsor oldu u Uluslararas Türkçe Olimpiyatlar nda dünyan n 120 ülkesinden 750 ö renci, kendi aksan yla Türkçe konufltu ve 750 ö renci hem Türkçe yle hem de birbirleriyle kaynaflt. Yüzyıllardan süzülen birikimimiz dilimizde vücut bulur. Dilimiz, bizi biz yapan değerleri tașır. Kültürlerin birbiriyle kaynașması, farklı kültürlere sahip insanların anlașması da dille mümkün. Bu gerçekten yola çıkan Türkçeder, Türkçenin bilinirliğinin artması ve daha yaygın kullanılması amacıyla 2003 ten beri Uluslarası Türkçe Olimpiyatları nı düzenlemeye bașladı. Türkçe yi en iyi öğrenenlerin ödüllendirildiği yarıșma Türkçe ye karșı büyük bir heyecan ve ilgi uyandırdı. Yarıșmaya katılımın yıllar içindeki seyri de bu ilginin göstergesi. 1 inci Uluslararası Türkçe Olimpiyatları na 17 ülkeden 62, 2 ncisine 24 ülkeden 120, 3 üncüsüne 41 ülkeden 250, 4 üncüsüne 83 ülkeden 350, 5 incisine 100 ülkeden 500, 6 ncısına 110 ülkeden 550, 7 ncisine 115 ülkeden 600, bu yıl ise 120 ülkeden 750 öğrenci katıldı. Türkçe Olimpiyatları aslında bir final. Çünkü dünyanın dört bir köșesindeki öğrenciler, sınıf ve okul seçmelerinden sonra ülke seçmelerinden geçerek olimpiyatlara katılmaya hak kazanıyor. Bir eğitim yılı boyunca olimpiyatlara yaklașık 10 bin öğrenci hazırlanıyor. BOYDAK ORMANI NDA KAHVALTI Türkiye ye katkılarını ekonomiyle sınırlı tutmayan, sosyal sorumluluk anlayıșıyla toplumun öncelikli ihtiyaçlarını tespit ederek toplumsal projelerini bu ihtiyaçlar doğrultusunda hayata geçiren Boydak Holding, bu anlamlı organizasyona da damgasını vurdu. İstikbal, her yıl olduğu gibi bu yıl da Altın Sponsor olarak organizasyona destek verdi Mayıs ta Ankara Altınpark ta yapılan Kültür Șöleni bölümünde stant açan İstikbal, katılımcılara çeșitli hediyeler ve katalog da dağıttı. İstikbal, ayrıca turne heyetini Kayseri de de ağırladı. 4 Haziran günü, Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak ın ev sahipliğinde Boydak Holding Ormanı nda verilen kahvaltıda, öğrenciler mis gibi havanın ve güzel sofranın tadını çıkardı. Öğrenciler sabah saat 9.00 da, kafileler halinde Boydak Ormanı na geldiler. Hemen ardından Hacı Boydak ve Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Șükrü Boydak da aralarına katıldı. Dünyanın her köșesinden bir araya gelen sevimli miniklerin ağırlandığı etkinlikte yerel basın mensupları da yer aldı. Organizasyonda her șey düșünülmüștü. Yaklașık 150 öğrenci için donatılan kahvaltı sofrasında keyifle yürüttüğü sohbetin dili, tabii ki Türkçe ydi... Eğlenceli bir kahvaltının ardından sıra gezmeye geldi. Kalabalık grup önce orman arazisini gezdi, sonra da hep birlikte ağaç dikti. Orman dönüșü Boydak Center da, Holding çalıșanlarına gösteri yapan çocuklara çeșitli hediyeler sunuldu. Kayseri gezisiyle birlikte Türkiye de rutin programın dıșına çıkan çocuklar, gördükleri ilgi karșısında çok mutlu oldular. Birbirleriyle kolayca kaynașan sevimli minikler, devamlı Türkçe konușmaya çalıștılar. Kayseri yi de gezen çocuklar, İstanbul'daki kapanıș töreniyle Türkiye'ye veda ettiler. B zb ze 25

14 ROTAMIZ Kapadokya n n büyülü fleh rler Nevfleh r ve N de Foto raf: Yasin Reçber UNESCO Dünya Do al ve Kültürel Miras Listesi nin 357 nci s ras nda Kapadokya yaz yor. nsanl n ortak miras olan bu masal diyar n n, yeryüzünde peribacalar yla bafllay p yeralt nda dev flehirlerle biten güzelli i, Kapadokya flehirleri Nevflehir ve Ni de yi de kaps yor. Foto raf: Yasin Reçber Han m Kona (üstte) Nevflehir in geleneksel evlerine bir örnek. K z l rmak n k z l n tafl yan Avanos çömlekleri (solda) görenleri hayran b rak yor. Foto raf: Sevdiye Kahraman Meden yetler kavfla Dergimizin yaz sayısının Rota sı bu kez Nevșehir ve Niğde yi gösteriyor. Büyülü Kapadokya nın bu iki kardeș șehrini ziyaret etmek üzere, Bizbize dergisi ekibi olarak heyecanla uçaktaki yerlerimizi alıyoruz. Heyecanımızın nedeni, Nevșehir e yaklaștığımızda eși benzeri olmayan o coğrafyayı kușbakıșı görebilmek umudu. İstanbul un yağmurundan Nevșehir in güneșine geçtiğimiz anda peribacalarının Nevfleh r büyüsünü kattığı o masalsı coğrafya, hayal ettiğimizden de fazlasını sunuyor bize. Uçağımızın Nevșehir Havaalanı na inmesiyle birlikte, zor da olsa hayal âleminden çıkıyor ve șehir merkezine doğru yola koyuluyoruz. Üzerimizde bir ferahlık, bir hafiflik... Acaba İstanbul un keșmekeșinden uzaklașmanın etkisi mi, diye düșünürken ansızın fark ediyoruz ki bu ferahlığın nedeni ayrıldığımız kent değil, geldiğimiz kent... Nevșehir de nereye bakarsanız bakın, ufuk çizgisi mor dağlarda nihayetleniyor. Sözün geliși değil, gerçekten ufuk çizgisi kadar bitmek bilmez bir uzaklıkta sanki bu dağlar. Ve o dağlarla sizin aranızda, ferahlık duygunuzun kaynağı olan, yeșil bir deniz var. Yol boyunca topraktan fıșkıran çimenler, kır çiçekleriyle birlikte size eșlik ediyor. 30 kilometrelik bu yolculuktan sonra, yöreyi fetheden Selçuklu kumandanının adını aldığı rivayet edilen Mușkara yı görüyoruz; Osmanlılar döneminde aldığı isimle Nevșehir, yani yeni șehir. Sahip olduğu ilçeler bakımından Kapadokya nın en șanslı illerinden biri. Șansı, bölgenin en önemli turistik cazibe merkezlerini topraklarında toplamasından kaynaklanıyor; Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Hacıbektaș... Yeșil, sakin, huzurlu bir șehir. Kente girer girmez fark ettiğimiz bir bașka huzur etkeni de, henüz dev binaların ıșığı ve ufku kapatmamıș olması. Șehir geniș caddeleriyle ferah, sakin, huzurlu TURİZM VE TARIM 1954 te il statüsü kazanan Nevșehir in ekonomisi tarıma dayalı. İzmir ve Niğde nin ardından Türkiye'nin üçüncü büyük patates üreticisi. Patates üretimi, hastalık nedeniyle bir süreliğine kesilip, topraklar dinlenmeye bırakılmıș, ancak üretim yeniden bașlamıș. Diğer tarım ürünleri de üzüm, buğday, arpa, yulaf, kabak, pancar, fasulye ve domates. Üzüm ekim alanları çok geniș. Üzümün önemli kısmı besin maddesi olarak, kalanı șarap yapımında kullanılıyor. Sanayii henüz gelișme așamasında. Kentte büyük ölçekli fabrikalar yok. Ancak son dönemlerde Acıgöl Organize Sanayi ve Nevșehir Organize Sanayi bölgeleri kurulmuș. Turizm açısından ise Nevșehir, Türkiye'nin en önemli merkezlerinden birisi. Kapadokya coğrafyası, Nevșehir ve çevresini turistik açıdan uluslararası bir çekim merkezi haline getiriyor. Peribacaları, yeraltı șehirleri, müzeleri, ören yerleri, vadileri, eski kiliseleri ve manastırları, kente her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı turist çekiyor. ÖSS BAȘARISI Nevșehir'de eğitim düzeyi oldukça yüksek. Son yıllardaki ÖSS bașarısı da, bunun bir kanıtı da 145 ve üstünde puan alan adaylara göre yapılan değerlendirmede ikinci sırada yer alan ilin bașarısı, bu konudaki sağlam altyapıdan kaynaklanıyor. Kentin, kısaca göz attığımız profilinden sonra, hem bayilerimizle bulușmak hem Nevșehir i tanımak hedefiyle yollara düșüyoruz. Bir turist olarak kente gelmișseniz, çömlekler, deri ișleri, el halıları, oniks tașından yapılmıș süs eșyaları sizleri bekliyor. Biz, yemek için tavsiye edilen birçok yerden birini seçiyor ve Nevșehir Konağı nda çok güzel bir öğle yemeği yiyoruz. Restore edilen konağın güzelliği, mis gibi çimenler üzerindeki çardaklar ve lezziz yemek ardından gezintimize bașlıyoruz. Sizin de aklınıza önce Kapadokya da balon turu mu geliyor? Organizasyon șirketi Anatolia, müșterilerini sabah saat çok erken saatlerde otellerden topluyor. Kahvaltı ve bilgilendirme ardından eșsiz balon keyfi bașlıyor. Gökyüzünden yerin altına inmek ister misiniz? Kapadokya buna da imkân sunuyor. Çok sayıdaki yeraltı șehrinden birini seçebilirsiniz. Ve Ürgüp, Avanos!.. Hacı Bektaș-ı Veli nin insan sevgisini, sıcaklığını, ıșığını dile getirdiği bu topraklardan, Tekrar bulușmak üzere Niğde diyerek, bir bașka Kapadokya kenti olan Niğde ye gitmek üzere ayrılıyoruz. 26 B zb ze B zb ze 27

15 ROTAMIZ Foto raf: Erzade Ertem Elma kokulu huzur kent Ni de de turizmin canl l yok ama flehir, sanayide t rman fl n h zland r yor. 9 bin y ll k kent, Türkiye nin en fazla elma a ac na sahip. Ni deliler için Ni de, huzur ve sükûnetin flehri. N DE Nevșehir turumuzu tamamladıktan sonra Niğde ye doğru yola çıkıyoruz. Bölgenin özgün yer șekilleri ve bu coğrafyayla neredeyse tek vücut olmuș evleri bize eșlik ediyor. Nevșehir in düzlüklerinden, ilerdeki mor dağlara doğru dümdüz bir yol uzanıyor. O yol, 90 kilometre sonra bizi Niğde ye ulaștırıyor. Uzansak Toroslar a dokunacak gibiyiz. Sevecen, samimi, yardımsever insanlarıyla Niğde, adeta Nevșehir in kardeși Niğde nin 350 bine yaklașan nüfusunun büyük kısmı tarım ve hayvancılıkla uğrașıyor. Özellikle meyve ve sebze üretimi bol ve çeșitli. İlk akla gelen, elma oluyor. Niğde, elma ağacı sayısı bakımından Türkiye de ilk sırayı, üretim bakımından ise yüzde 10 luk payla üçüncü sırayı alıyor. Patateste de aynı tablo var. Yediğimiz dört patatesten biri, Niğdeli çiftçinin alın terini tașıyor. Lahana üretiminde de ikinci sırada bulunan Niğde de son yıllarda bodur meyvecilik de gelișmiș. Daha önce göz ardı edilen hayvancılık da son yıllarda gözde... Hayvansal ürünlerin toplanması, ișlenmesi ve pazarlanmasına yönelik kooperatifçilik girișimleri ve ticari tesisler, sektörün gelișimine önemli katkılar sağlıyor. TEKSTİLDE GÜÇLÜ Niğde sanayi bakımından da güçlü bir altyapıya sahip. Bu yapıyı sıralarken öncelikle tekstili anmak lazım. Kentte, tekstil bașta olmak üzere önemli sanayi tesisleri var. Kentin ihracatının çok büyük bir kısmını tekstil ve gıda ürünleri olușturuyor. Hatta Niğde, Foto raf: Erzade Ertem Bölgeye özgü oniks tafl n n güzelli i, sanatç lar n ellerinde flekil kazan yor. Ni de de, medeniyetlerin tarih boyunca birleflen yollar n n izlerini görmek mümkün ürettiği kaliteli iplikle artık tüm dünyada tanınıyor. Tekstil ișletmeleri, önemli dünya markalarına hammadde sağlıyor. Niğde deki önemli meyve suyu fabrikaları da ürünlerinin büyük kısmını ihraç ediyor. Kent ayrıca, otomotiv parçaları üretimi alanında Türkiye nin en önemli șirketlerinden birine sahip. Gelelim Niğde nin tarihsel geçim kaynağı olan ham deri ișlemeciliğine Türkiye ham deri üretiminin yüzde 10 u Bor ilçesinde ișleniyor. Bu amaçla 1993 te dericilik sektörünün gelișmesi için 2 bin 912 dönüm arazi üzerinde Türkiye nin 4. Deri Organize Sanayi Bölgesi kurulmuș. Niğde nin teșvik kapsamına alınması, kente önemli yatırımlar sağlamıș. Niğde nin gerek ekonomi gerekse sosyal hayatını canlandıran bir diğer etken de Niğde Üniversitesi. Niğdeli gençler, kentin misafiri sayılan öğrencilerle birlikte sempatik ve aydınlık bir nüfus olușturuyor. Foto raf: Yasin Reçber Foto raf: Sevdiye Kahraman Foto raf: Sevdiye Kahraman 9 BİN YILLIK TARİH Biraz da șehrin 9 bin yıllık tarihine bakalım. Antik adı Nahita ya da Nikita olan Niğde de yapılan kazılarda elde edilen bulgular, kentin tarihinin MÖ 7000 lere dayandığını gösteriyor. Bu yüzden Niğde, bu tarihten günümüze kadar Anadolu da yașamıș bütün uygarlıkların eserlerini barındırıyor. Yani bizi sıkı bir tur bekliyor... Eserler o kadar çok ki, seçerek anlatmak zorundayız... Niğde Müzesi nde 9 bin yıllık tarihi kronolojik olarak izleyebiliyoruz. Kentteki en eski tarihi eser, MÖ 7000 yılına tarihlenen Köșk Höyük. Aktaș Kasabası yakınında bulunan Andabalis (Andaval) Kilisesi nde bulunan, Hitit dönemine ait ve Hitit hiyeroglifiyle yazılmıș kitabe ise kentin gerçek adını ortaya çıkarıyor. Roma döneminin en önemli ve görkemli yapıtlarından biri Bahçeli kasabasındaki Roma Havuzu. Taçl kad n bafl Kentte en çarpıcı Selçuklu eseri taçlı kadın bașı figürü e tarihlenen Alaaddin Camii nin doğuya bakan kapısı üzerindeki figürün, Anadolu da bașka bir örneği yok. Taçlı kadın bașını görebilmek için yaz mevsiminde, sabah arasında güneș ıșıklarının bıraktığı gölgeyi yakalamalısınız. Rivayete göre usta, âșık olduğu ama hiç ulașamayacağını bildiği Niğde Sancak Beyi nin kızına duyduğu așkı sonsuza dek yașatmak istemiș. 23x66x2.5 m ebatındaki görkemli havuz, Roma mermer sanatının ender bir örneği. Ve Tyana su kemerleri... Adeta Niğde nin simgesi olan bu su kemerleri, aslında Roma havuzunun devamı. 1.5 kilometrelik bölümü toprak altında olan toplam 3 kilometrelik kemerler, Roma havuzundaki suyu kente tașıyormuș. Gümüșler kasabasındaki Gümüșler Manastırı, Bizans sanatının en iyi korunmuș eserlerinden biri. Çok büyük bir kaya kütlesine oyulmuș. Bu her yanı tarih kokan kentte, seçerek olușturduğumuz gezi programını burada noktalıyor, aklımızı ve kalbimizi Niğde de bırakarak geri dönüyoruz. En kısa zamanda, her yerini gezebilecek kadar rahat bir programla geri dönmek üzere B zb ze B zb ze 29

16 BAY LER BAY LER M ZE M SAF R OLDUK NEVfiEH R Mobilya diyar Nevflehir deki stikbal, Bellona, Mondi bayilerine misafir olduk y l n mutlu kapatan, 2010 y l ndan beklediklerini bulan bayilerden Bizbize dergisi için yarat c fikir ve uygulamalar n dinledik. ST KBAL BAY NARLILAR MOB LYA Her fl st kbal den beklem yoruz MOND BAY SMA L PALANCI 30 B zb ze Nuri Avșar, kurulduğundan bu yana, yani 1995 yılından itibaren İstikbal bayii. Nevșehir de manifatura ve mefrușat konusunda çalıșırken ilk olarak İnci isimli kanapesinin satıșını yaparken tanıșmıș İstikbal markasıyla. Narlılar Mobilya,1995 te bayii olmuș. Bugün iki İstikbal mağazası var. 3 bin 500 metrekarelik bir centroom ve bin metrekarelik bir showroom yılını KDV indiriminin de olumlu etkisiyle yüzde 40 büyüyerek geçiren Narlılar Mobilya nın 2010 hedefi ise yüzde 70 lik bir büyüme. Avșar, bu hedefe ulașmanın ilk koșulunun müșteri memnuniyeti olduğunu vurguluyor. Avșar iș hayatında çekirdekten yetiștiğini anlatıyor. 14 yașından bu yana esnaflık yapan biri olarak müșteri memnuniyetini iyi öğrendiğini anlatan Avșar șöyle devam ediyor: Satıș sonrası servise çok önem veriyoruz. Müșteriye fabrika haricinde biz de servis hizmeti veriyoruz. Her talebi fabrikaya aktarmıyoruz; çünkü müșteri anında hizmet istiyor, iki üç gün beklemeye tahammülü yok. Biz de mağazadaki elemanımızı eğittik, talep halinde derhal gönderiyoruz. Her talebi İstikbal e söylemeye gerek yok. Böylece hem müșteri daha hızlı hizmet alıyor hem de fabrikanın ișleri de hafifliyor. Ellerinde mobilya aksesuarlarının yedeklerinin bulunması halinde daha hızlı bir servis verebileceklerini söyleyen Avșar, İstikbal in bayilerine yedek aksesuar dağıtmasını öneriyor. MOND YE B R BEBEK ÖZEN GÖSTER LMEL İsmail Palancı, Mart 2007 den bu yana Mondi bayii. 350 metrekare olan bu mağazanın yanı sıra Nevșehir deki ikinci Mondi mağazaları da bin metrekare. İki mağazanın beș satıș elemanı ve beș sevkıyat elemanı var da krize rağmen yüzde 15 büyüdüklerini, özel kampanyalar olmadığı halde 2010 a da hızlı girdiklerini, büyüme oranının bir önceki yılı aștığını belirtiyor. Nevșehirliler in yüzde 90 ının evinde bir Boydak ürünü olduğunu söyleyen Palancı, İç Anadolu Bölgesi nde çok yaygındır. Biz de marka avantajlarını kullanıyoruz. Zaten bizim rekabetimiz kendi aramızda. Mondi, İstikbal ve Bellona dan sonra dördüncü sırada ama bu sene, üçüncü olan markayı aradan çıkarmaya çalıșacağız. Bir bebeğe nasıl özen gösteriliyorsa, firmamıza da öyle özen gösterilmesini istiyoruz diyor. ST KBAL BAY ÇET NEL MOB LYA ASANSÖRLÜ SEVK YATLA Z RVEYE Çetinel Mobilya nın sahibi Taner Çetinel in üç elemanını ișten çıkarmamak için attığı adımlar, șirketinde büyük bir açılım doğurdu, satıșları beklentilerin üzerine çıktı, müșteri profili değiști. Çetinel in öyküsüne en bașından bașlayacak olursak, babası kamyon satıșı yaptığı için ticaretin içinde büyüdü ancak bu ișin Nevșehir deki etkisi azaldığı için 2003 te İstikbal markasıyla mobilyacılığa geçti. Ama baba mesleği, mobilyacılığı sırasında da ufkunu ve ișini açtı. Geçen yılki koșullar 12 elemandan üçünü çıkarmalarını zorunlu kılınca Çetinel in aklına bir evden eve tașıma șirketi kurmak geldi. Yılda 20 tașıma yapsalar eleman çıkarmak gerekmeyecekti. Gerçekten de eleman çıkarmadıkları gibi, 12 eleman daha aldılar. Çünkü ișler șöyle yürüdü: Evden eve tașıma sektörüne girdikten iki ay sonra asansör aldılar. Artık Nevșehir içinde evden eve tașımaları veya ürün teslimatlarını onuncu, șehir dıșında ise sekizinci kata kadar asansör sistemiyle yapabiliyorlardı. Elemanlar tașınacak eșyaları paketliyor, 400 kilo kapasiteli asansöre yerleștirilen ürünler balkonlara kadar dıșardan yükseltiliyor, eve alınan ürünler yeniden montajlanıyordu. Bu BELLONA BAY GÜVEND K MOB LYA SAH B MEHMET F NAS: temiz, kolay, pratik, yormayan tașınma sistemi șehirde yayıldı, müșteriler kapılarını çalmaya bașladı. Daha önce mağazaya pek uğramayan șehir bürokrasisi de müșterileri arasında girdi; profil değiști. Tayin zamanı geldiğinde, yeni ürün almak istiyorlardı ancak tașıma sorunu vardı. Ama Çetinel bu sorunu șehir dıșına gönderdiği asansörlü kamyonlarıyla çözdü. Bu arada evden eve tașıma için mağazaya gelenler, İstikbal ürünlerinden de satın alıyordu. Bütün bunlara Boydak ın yüzde 60 indirimli atıl ürünler kampanyası eklenince, 2009 u KDV indirimiyle yüzde 25 büyümeyle kapatan șirket üçüncü ay yüzde 80, dördüncü ay yüzde 25, geçen ay da yüzde 14 büyüdü. REKABET F YATTA DE L, H ZMETTE YAPMALIYIZ Mehmet Finas mesleki çıkıș açısından istisnai bir bayii. İș hayatına ticaretle bașlamamıș. Sağlık sektöründe devlet memuruymuș. Kardeșine iyi bir iș kurmak için bir ortakla birlikte Bellona ile mobilya sektörüne girmiș. O yıllarda kendi mesleğine devam ederken, hafta sonları ve mesai çıkıșlarında da Bellona ya koșuyormuș. Mobilyacılığı sevmiș ve meslek değiștirmiș. Fakat ortaklık kısa sürmüș. Bugünkü, 7 bin metrekarelik mağazalarını tutmușlar. Ve tam o günlerde 2001 krizi patlamıș. Gemileri yakmıș, ölmek var dönmek yok demiștik. Canla bașla çalıștık diyen Finas, bu büyük atılıma krizde yakalanmalarına rağmen ayakta kalmalarının nedenini müșteri ilișkilerine bağlıyor: Nevșehir küçük bir yer, ilgi olursa, müșteriyi misafir gibi karșılayıp uğurlarsanız, müșteri de sizi tutuyor. Biz önce müșterinin ihtiyaçlarını belirliyor, onun zevkine bakıyor ve önerilerde bulunuyoruz. Eğer yeni bir ev döșenecekse ve müșteri kararsızsa, teknik kadrodaki arkadașlarımızdan biri gidip evi görüyor, ihtiyaçlarını belirliyor. Müșteri memnun kaldığında, sizin reklamcınız oluyor. Rekabeti fiyatta değil hizmette yapmalıyız. 13 kișilik ekiple hizmet veren mağaza, 2009 da KDV indirimi nedeniyle yüzde 15 büyümüș. Satıșlar indirimin bitmesiyle yavașlasa da Finas ın 2010 beklentisi yüzde 15 lik büyüme. Bașarı kriterinin ciro değil kâr olduğunu dile getiren Finas, satıșlarını etkileyen en önemli kriterin siyasi istikrar olduğu gözlemini aktarıyor. Marka memnuniyetini dile getiren Finas, marka itibarının zedelenmemesi için bayi adedinin artırılması yerine, az bayi kaliteli bayi ilkesinde yürünmesini istiyor. B zb ze 31

17 BAY LER BAY LER M ZE M SAF R OLDUK N DE Konya bayileri aras nda ilk ev konsept ma azas, Ni de de aç ld. Ni de bayileri sat fllar ndan memnun. Kentteki yaklafl k 17 bin ö renci kapasiteli Ni de Üniversitesi nin de sat fllar üzerinde olumlu etkileri oldu unu söylüyorlar. st kbal Bay Y tler ev ConCept ma azas sah b Bayram Al Y t Kapılarını 22 Mayıs Cumartesi günü hizmete açan Yiğitler Ev Concept mağazası, Konya bayileri arasında bir ilke imza attı. 9 bin metrekarelik pırıl pırıl, rengârenk görüntüsüyle insanda her köșesini gezme isteği yaratan, bölgenin ilk ev konsept mağazası Yiğitler in açılıșına, Boydak Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Hacı Boydak ve Yönetim Kurulu Üyesi Nazif Türkoğlu da katıldı. Yiğitler in bir önceki hali de küçük değil, 4 bin 500 metrekareymiș. Yine de o haliyle bahçe mobilyaları, dekorasyon ürünleri teșhir edilemiyormuș. Ancak bugünkü alanı, İstikbal markasının tüm ürünlerinin teșhirine imkân 32 B zb ze N de de b r dev veriyor. Geleceğe yatırım yaptıklarını, İstikbal in büyümesine ayak uydurduklarını söyleyen Yiğit, çocuk yașta mobilyacılık sektörüyle tanıșmıș, ticarete 1967 de bașlamıș, 1971 de de İstikbal bayii olmuș. Yiğit, eski yıllardan tanıdığı Boydak Ailesi nin mobilya sektöründe kurumsallașmayı bașlattığını, bayileri de kurumsallașmaya yönelttiğini anlattı: Önceki mobilyacılıkla bugünkü arasında çok fark var. Șirket olarak biz de kurumsallaștık. Her șey kayıt altında. Üretimden satıș sonrasına kadar uzayan bir süreç olan kurumsallașma, tam ve kapsamlı bir hizmeti de beraberinde getirdi. Müșterinin șikâyeti olmuyor. Halbuki eski yıllarda mobilyayı Ankara ya gönderip tamir ettiremeyeceğimiz için müșteri küsüyordu. İki dönemin hem üretim, hem müșteri memnuniyeti zihniyeti o kadar farklı ki, kıyaslanması bile mümkün değil. Müșteri memnuniyetinin önemine değinen, bir kișinin hizmetten memnun olması halinde bunu beș kișiye, olmazsa 25 kișiye anlattığını söyleyen Yiğit, yeni evlenen çiftlere komple ev alıșverișlerinde jestlerde bulunduklarını anlattı. Yiğit, 2009 da KDV indirimiyle birlikte çok iyi cirolar yaptık, yüzde 40 büyüdük beklentimiz ise yüzde 20. Mobilya sektörü șikayetçi ama biz markamızın büyüklüğünden nedeniyle memnunuz. İstikbal, reklam, servis hizmeti, güvenilirlik, gerçekçi fiyat uygulaması demek. Ana bayimiz Kale Pazarlama nın da 30 bin metrekarelik deposuyla bașarımızda çok büyük katkısı var dedi. Boydak Grubu nun büyüme hızı, rakamları, ürün yelpazesi, sürekli kendini güncelleme politikasının sürmesini isteyen Yiğit, ara kampanyaların da çok büyük katkısını gördüklerini hatırlattı. Yiğit, müșterinin zaman zaman indirim konusunu bile bilmeden, indirim kampanyasını görüp geldiğini, bașka ürünler alıp çıktığını sözlerine ekledi. Bellona Bay Ankara S teler Mob lya sah b Tamer Atak: Her model her bölgede sat lm yor Tamer Atak ikinci kușak bir mobilyacı. Bayrağı 1983 te babası Kemal Bayrak tan devralmıș. Boydak Holding ile yollarıysa 1997 de karșılașmıș. Boydak Holding ișbirliği öncesinde Ankara ürünü satıyorlarmıș yılından bu yana Bellona bayii olan Ataklar, bu ișbirliğinden çok memnun. İlk yıllarda iki katlı ve 600 metrekare olan mağazaları șimdi bin 500 metrekare. Atak, mağazayı büyüttükçe müșteri sayısının da arttığını, büyük mağazanın daha fazla müșteri çektiğini söylüyor, diğer bayilere de büyümeyi öneriyor. Satıșlar konusunda șașkınlık yașıyor: Geçen sene KDV indirimi nedeniyle yüzde 4-5 büyüdük ama bu seneki oran yüzde Büyüme, beklentimizi aștı. İnsanlar KDV indirimiyle alıșveriș alıșkanlığını yeniden kazanmıș olabilir. Mond Bay Y tler Mob lya sah b Veysel Y t Makine mühendisi Veysel Yiğit, beș yıl kadar mesleğini yaptıktan sonra baba mesleğine dönmüș. Çocukluğunun mobilya kokusuyla geçtiğini söyleyen Yiğit, kardeși Oğuzhan Yiğit ile dört ay önce bin metrekarelik Mondi Mağazası nı açtı. Halen Türkiye nin dördüncü markası olan Mondi nin üçüncülüğe çıkma yolunda ilerlediğini anlatan Yiğit, Biz de zaten bu öngörü ve Boydak kurulușu olmasının verdiği güven hissiyle Mondi yi tercih ettik. Kendine özel, güzel çizgilere ve gelir gruplarına hitap eden fiyatlara sahip. Zaten satıș açısından piyasa konjonktürüne göre iyi bir açılıș yaptık diyor. Ana bayileri olan Kale Pazarlama Çelik Grubu nun desteğini aldıklarını söyleyen Yiğit, satıș grafiğini daha da yükseltmek için reklamlara biraz daha ağırlık verilebileceğini ve ürün çeșidinin artırılabileceğini belirtiyor. Mağazacılık anlayıșında yenilikçi davranan Yiğit, görsel cıvıltıyı nasıl sağladığını Yarım asırlık, denenmiș, yerleșmiș bir marka, kurumsal bir yapı olan Boydak Grubu çatısı altında çalıșmaktan çok memnun olduklarını anlatan Atak, bayiler olarak kendilerinin de bu ișbirliğine katkıda bulunabileceklerini söylüyor. Zevklerin bölgelere göre de değiștiğini hatırlatan Atak, șu öneride bulunuyor: Fabrikalar olarak bizleri ziyaret edebilirler. Ürünler, modeller hakkında bizlere danıșabilirler. Tüketiciyle doğrudan ilișkide olduğumuz için hangi ürünlerin beğenildiğini, hangi ürünlerin hangi özelliklerinden dolayı kimi bölgelerde tercih edilmediğini biliyoruz. Mesela bizim burada gitmeyen ürünler var. Ege Bölgesi nin ürünüyle İç Anadolu Bölgesi nin ürünleri ayrı oluyor. Orada beğenilen ürünler burada beğenilmiyor. Örnek isterseniz, daha spor havası olan ürünler burada çok talep görmüyor. Satıșı yüzde 20 civarında. İç Anadolu Bölgesi böyledir; burada daha halk tipi ürünler gider. Renkler n d l n kullan yor sorduğumuzda teșhirlerini konsept tarzında olușturduğunu belirtiyor: Bir yatak odası takımını açtığımız zaman, üzerinin yatağı, bazası, yatak örtüsü veya uyku setini teșhir ediyoruz. Veya bir yemek odasının önüne uyumlu bir renkte salon takımı olușturacak șekilde koltuk takımı, sehpa koyuyoruz. Salon takımlarında genellikle ağır renkler; krem, siyah, gri, kahverengi vazgeçilmez. Ama oturma odalarında biraz daha cıvıl cıvıl, insanı dinlendirici, neșelendirici gülkurusu, yeșil, kırmızı tonlar kullanıyoruz. Renk kullanımı konusunda bizi müșteri talepleri yönlendiriyor. İstikbal ve Bellona toplantılarında yeni ürün, yeni kumaș, yeni desenleri tanıyor ve konsept uygulamalarını görüyoruz. Bizler de rengin çekiciliğini kullanıyoruz. Genel olarak sıcak renkleri kullanıyoruz ama modayı takip ederek. Gülkurusu, kırmızının, yeșilin pastel tonları Mesela turuncu șu sıralar moda değil. B zb ze 33

18 TEZGÂHTAN V TR NE Omurgalara müjde! Gündüzleri yetmiyormufl gibi geceleri de bütün yükümüzü çeken, bask alt nda kalan omurgam za müjdeli bir haber var. Bellona n n omurga sa l n dikkate alarak tasarlad üç yeni yatak sat fla sunuldu. Omurga sağlığı için en uygun yatak hangi özellikleri tașımalı? Vücut ağırlığına göre yumușak yataklar, omurganın doğal eğriliğini yeteri kadar desteklemiyor, ayrıca uykuda dönme hareketlerini zorlaștırıyor. Vücut ağırlığına göre sert yataklar ise vücudun doğal çıkıntılarına basınç yapıyor. Doğru yatak, omurga ve diskleri zorlamayan yatak olarak biliniyor. Omurga sağlığı için en uygun yatak, doğal eğriliğin korunmasını sağlayan ve özelliğini uzun süre koruyabilen yataklar. İște bu verilerden yola çıkan Bellona, farklı teknolojilere sahip üç yeni yatağını piyasaya sürdü; Nostress, Bodyform5 ve Viscobell. yașlılık ve ona bağlı etkileri azalttığı, zihinsel ve fiziksel kapasiteyi yükselttiği düșüncesiyle tüm dünyada ilgi görüyor. Nostress te de, arındırıcı ve yatıștırıcı aroma terapik kokusuyla ginseng, uyku kalitesini artırması için kullanılmıș. Strese karșı diğer özellik, vücuttaki birikmiș elektriği azaltmaya yardımcı olan relaxtic apre. Bodyform5: Sağlıklı yatak, omurganın doğal eğriliklerini koruduğundan disk, bağ, sinir gibi olușumlar çok zorlanmaz ve bundan kaynaklanan ağrılar ortaya çıkmaz. İyi bir yatağın, vücudun gömülmesini engelleyecek kadar sert ama vücut hatlarını koruyacak kadar rahat olması gerekiyor. Bodyform5 in hedefi de bu. Bu yatakta farklı bölgelere farklı sertlikte yaylar uygulanarak omurga için ideal pozisyonu sağlamaya odaklanmıș. Baș, sırt bölgesi, kalça, bacaklar ve ayaklara göre farklı tel çapları kullanılmıș ve omurga beș noktadan desteklenmiș. Birbirinden bağımsız ve sık torba yaylar vücudun her kıvrımını destekliyor. Ginseng kokusunun da kullanıldığı yatağın kenar șeridinde yer alan spacer uygulaması, yatağın havalandırılmasını sağlıyor. Viscobell: Vücudun șeklini alarak kișiye özel rahatlık sunan viscolex teknolojisine sahip. Vücut ısısına ve basınca duyarlı viscolex teknolojisi, kan dolașımını rahatlatıyor, kas ve sinir üzerindeki baskıyı azaltıyor. Bu, baș, boyun, omuz, bel, kalça ve siyatik ağrılarının olușumunu engelliyor. Viscobell yatağın üst kısmındaki viscolex sünger, vücut ısısına ve ağırlığına bağlı olarak form alıyor ve omurganın doğal pozisyonda durmasını sağlıyor. YATAKTA ȘİFA KOKUSU Nostress: Pek çok sağlık sorununu beraberinde getiren stres, bağıșıklık sistemine de zarar vererek insanları hastalığa karșı savunmasız bırakıyor. Stres altında bozulan kan dolașımı, kılcal damar genișlemelerine ve varislere neden oluyor. Uzun süreli stres yașlanmayı hızlandırıyor. Nostress de kullanıcısına, onu stresten uzaklaștırma sözü veriyor. Nostress, rahatlatıcı ginseng kokusu ve vücut elektriğini azaltan anti-statik kumașla karșımızda. Binlerce yıldır Çin kültürünün değerli bir bitkisi olan ginseng, günümüzde canlılığı artırdığı, Bodyform5 Viscobell Nostress B zb ze 35

19 TEZGÂHTAN V TR NE Güzel b r uykunun puçlar : KÖTÜ YATAK KÖTÜ UYKU DEMEKT R 10 k fl den üçü uykusuz Yemek ve su kadar ihtiyaç duyuyoruz ona. En fazla üç gün uzak kalabiliyoruz. Ondan yoksun kald m zda hayal görmekten tutun da görme bozuklu una kadar bir dizi rahats zl k yafl yoruz. Acaba nedir uykunun hayat m zdaki önemi? Prof. Dr. Hakan Kaynak, uykuya dair merak ettiklerimizi yan tlad. Uykusuzluk, toplumun yüzde 90 ının hayatının bir döneminde yașadığı bir sorun. İki aydan uzun süre ve haftada iki-üç geceden sık olarak bu sorunu yașayanların, yani kronik uykusuzların oranı yüzde 30. İnsanların yüzde 10 u kronik uykusuzluk için ilaç kullanıyor. Biz de uykuyu, uzmanına Cerrahpașa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı nda kurduğu Uyku Bozuklukları Birimi nin yöneticiliğini yapan, Uykum Uyku Bozuklukları Merkezi adı altında uyku tetkikleri hizmeti veren, Türk Uyku Araștırmaları Derneği Bașkanı Prof. Dr. Hakan Kaynak a sorduk. Uyku nedir? Uyku organizmanın çevreyle iletișiminin, geçici, kısmi ve periyodik olarak kaybolmasıdır. Koma benzeri bir durumdur. Koma, sürecin daha uzun olması ve iletișimin hemen normale döndürülememesiyle uykudan ayırt edilir. Uykuya ne kadar ihtiyaç duyarız? Uyku süresi, genetik etkenlerin etkisiyle kișiden kișiye 4 ile 11 saat arasında değișir. Tek yumurta ikizlerinin uyku süreleri bütünüyle aynıdır. Genetik olarak belirlenen bu süreyi belli sınırlar dıșında değiștirmek mümkün değil. Aksi takdirde uyku yoksunluğunun yol açtığı istenmeyen belirtiler yașanabilir. Türkiye de yüzde 75 gibi bir oranda uyku süresi 7-8 saattir. Toplumumuzun sadece yüzde 10 u 6 saatin altında uykuyla hayatını sürdürebiliyor, yüzde 15 i ise 8 saatin üzerinde uyuyor. Ne kadar süre uykusuz kalabiliriz? Aç ve susuz yașamak nasıl mümkün değilse, uyumadan yașamak da aynı șekilde mümkün değil. Uyku yoksunluğu deneylerinde, üç günün sonunda gerginlik, sinirlilik, zamanı bilememe, kekeleme, konușulanları anlayamama, hayal görme, ardından vücutta yanma ve ağrılar, görme bozuklukları yașanır. Peki uykunun organizmamızdaki rolü nedir? Ne yazık ki uykunun hangi ișlevi yerine getirdiğini söylemek henüz mümkün değil. Çocukluk çağında büyümeyi sağlıyor, erișkin dönemde hücre yenilenmesini hızlandırıyor, organizmanın onarımına katkıda bulunuyor. Ama onarım sürecinde uykunun süresi değil, kalitesi önemlidir. Uykusuzluk nedir? Uykusuzluğun tanımı, uykunun tanımından zor. Çünkü kișiden kișiye değișen öznel bir durum. Anketlere göre Türkiye de 5 milyon insan ciddi boyutlarda uykusuzluk çekiyor. Uyku bozukluğunu uykusuzluk, așırı uykululuk, uykuda anormal davranıșlar olarak toparlayabiliriz. Uyku süresinin uzunluğu da, iyi uyduğumuz anlamına gelmiyor. Uykuya dalma süresinin uzunluğu veya gece içindeki uyanma sayısı da uyku memnuniyetini engelliyor. Uykusuzluk neden kaynaklanır? Uyku tıbbı, her geçen gün sayısı artan 84 ayrı hastalığı inceliyor. Uykusuzluğun psikolojik, psikiyatrik, farmakolojik, kronobiyolojik nedenleri var. Örnekler verecek olursak, öğrenilmiș uzun süreli uyku bozukluğu oldukça sık görülür. Hasta gerginlik yaratan bir olay ardından uyuyamaz. O olay ortadan kalktığı halde uykusuzluk sürünce, kendisini Uyuyabilecek miyim? diye baskılamaya bașlar. Uykusuzlukta bir bașka etken uygun olmayan uyku alıșkanlıklarıdır. Bu durum, uyku, dinlenme, çalıșma saatleri ve yerlerinin birbiriyle iç içe geçmesi sonucu ortaya çıkar. En sık rastlanan uykusuzluk nedeni, psikiyatrik kökenli insomniler, yani uykuya dalma ve sürdürme güçlükleri... Birbiri ardına gelen depresyon dönemleri ve zaman zaman da depresyon dönemleri arasına girmiș, duyguların așırı hareketlendiği mani dönemlerinden olușan uyku bozukluklarıdır. Farmakolojik uyku bozuklukları uykuyla ilgili bir ilacın istenmeyen etkisi olarak, organik nedenli uykusuzluklar yașlılarda ağrı, nefes darlığı, Uyku süresinde olduğu gibi, uykunun bașlama saati de herkese göre değișir. Hepimiz uyku saatimizi bilmeli ve bu saatlere uymalıyız. Zihinsel etkinliğin artıșıyla gelen gerginlik uykuyu zorlaștırırken, yürüyüș, tenis, yüzme gibi etkinlikler gevșemeye, dolayısıyla iyi bir uykuya zemin hazırlar. Akșam yemekleri uykudan birkaç saat önce ve hafif olmalı. Yatmadan önce bir bardak ılık süt veya ıhlamurla birkaç bisküvi yenebilir. Uyunacak ortamı da kendimize göre düzenlemeliyiz. Sesten rahatsızsak ses yalıtımı yapmalıyız. Uyku önceki vücut ısısını yükseltecek ılık veya sıcak bir banyonun ardından serince bir odada uyumak, uykuya kolay dalmayı ve derin bir uyku sağlar. Yatak odasını oturma odası gibi kullanmamalıyız. Yatak odasında sadece yatmadan önce zihni yormayan kitaplar okumak uykuyu kolaylaștırır. Yatak uyku kalitesinde önemlidir. Yatağın sertliği, yastığın yüksekliği konusunda tercihler farklıdır. İyi bir yatağın ne kadar iyi uyku sağladığı bilinemez ama kötü, eskimiș, vücuda çok aykırı bir yatak uykusunun kalitesini olumsuz etkiler. Yeni, yıpranmamıș bir yatakta yatanlarla eskimiș yatakta yatanların uyku kalitesi kesinlikle aynı değildir. sık idrara çıkma gibi nedenlerin sonucu olarak ortaya çıkar. Bir uyku düșmanı da horlama ve uykuda solunum bozuklukları içinde seyrek rastlanan uyku apnesidir. Solunum 10 dan 40 saniyeye kadar varan sürelerle durur. Tedavi mümkün mü? Elbette, hepsi tedavi edilebilir. Bir uyku uzmanına gidilmeli. İlaçla tedavinin yanı sıra, ilaç tedavisinin sınırlı kalması ve yan etkileri nedeniyle, gevșeme teknikleri, uyku süresinin kısaltılması gibi davranıșsal tedavi teknikleri de geliștirildi. 36 B zb ze B zb ze 37

20 KAMERA ARKASI Art k oturab l rs n z st kbal, Trend 2011 le gençleflt Evinize bir sihirli de nek de mifl gibi Kanepeler uzay p k sal yor, pufunuz bir anda sehpaya dönüflüyor, koltu unuz sinema koltu u, oturma odan z dört kiflilik bir yatak odas oluyor. fiimdiye dek geleneksel çizgisiyle moda yaratan stikbal, gençlefliyor. Senarist Cüneyt Tiryaki, Trend 2011 için, Bu güzelli in alt n çok iyi çizmek gerekiyordu diyor 38 B zb ze Durun, oturmayın diye uyardı bizi bir ses. Günlerce merakla bekledik. Bir hafta sonra izin çıktı: Artık oturabilirsiniz. Çünkü İstikbal in yeni yüzü, gelenekselle fonksiyonelliği ve modern tasarımı birleștiren genç çizgisi Trend 2011, satıșa sunulmuștu. İstikbal in bu önemli adımla kamuoyu önüne çıkacağı reklam kampanyası da, tabii Trend 2011 Koleksiyonu gibi çarpıcı olmalıydı. Reklam TEM Stüdyoları nda çekildi. Bizbize ekibi olarak reklamın kamera arkasını sizlere aktarmak için TEM Stüdyosu na girdiğimizde, devasa bir alanla karșılaștık. Hummalı bir koșușturma sürüyordu. Bir stüdyoda çekim sürerken, hemen yanındaki stüdyolarda ıșık düzenlemesi yapılıyor, mobilyalar yerleștiriliyor, bir sonraki çekim için hazırlanıyor, tamamlanıyordu. Stüdyolarda Trend 2011 in zarif çizgilerini tașıyan takımların yanında, eski mobilyalarla olușturulmuș oturma grupları dikkati çekiyordu. Reklamın senaristi Cüneyt Tiryaki ye eski mobilyaların neden kullanıldığını ve reklamın mesajını sorduğumuzda șöyle açıkladı: OTURMA KAVRAMINA DİKKAT ÇEKTİK Kampanya, önce insanları beklenti içine soktuğumuz bir teaser (merak uyandıran ön bölümler) dönemiyle bașlıyor. Reklam özetle, Oturacaksanız bundan sonra oturacaksınız diyor ve ürün grubumuzun hakikaten șıklığını, konforunu ve kullanıșlılığını anlatmak üzerine çok güzel bir görsel dünyada nihayete ulașıyor. İnsanların güzel bir koleksiyonu nasıl tadını çıkararak kullandıklarını göstereceğimiz bir kampanya. O tezatı yaratmak için de eski mobilyaları kullandık. Eski demek kötü demek değildir ama bizim buradaki amacımız, insanın değișiklik ihtiyacını anlatmak, rahatlık anlayıșının da değiștiğini göstermek. Hepimizin evi bizim için güzeldir ama Trend 2011 in insandaki o değișiklik ihtiyacına güzel bir cevap olduğunu düșünüyoruz. Amacımız eski-yeni kıyaslaması değil, oturma algısı üzerine Bu zamana kadar oturduğunuz șey üzerine çok daha güzel bir șey çıktı, oturma kavramını bir kere daha düșünün, artık oturmak dediğimiz șeyle ilgili yeni bir koleksiyon var, bekleyin ve İstikbal den gelen Trend 2011 e bakın diyoruz. Tiryaki, yola çıkarken İstikbal in kendilerinden istediği ile kendilerinin Trend 2011 de gördüğü özelliklerin tamamen aynı olduğunu, Hakikaten bu zamana kadar gördüğümüz koleksiyonlardan çok daha fazla șey vaat ediyor. Güzel, modern, kullanıșlı Bu güzelliğin altını çok iyi çizmek gerekiyordu. Reklamda söylediğiniz bir șey hakikaten söylediğiniz gibiyse, o zaman kafanız o doğrultuda daha hızlı çalıșıyor. Trend 2011 in görünür güçteki avantajları da bizim ișimizi kolaylaștırdı sözleriyle anlatıyor. AYNI ANDA DÖRT SET Yaklașık 45 kișilik ekiple çekimleri sürdüren yönetmen Charles Richards, süreçten memnundu. Çekim için altı dekor bulunduğunu söyledi ve altı dekorun dördünün birden konulabileceği tek mekân olan TEM Stüdyoları nı da bu nedenle seçtiklerini anlattı. Böylece bütün ekip birlikte kalabiliyor, aynı anda dört sette çalıșma sürebiliyor. İki gün boyunca uzun saatler çalıșan ekip, bu reklamlar için stikbal, Türkiye deki her al c ya seslenmeye odaklanm fl bir marka olarak gençli i hedefledi i bu ürün grubunu yaklafl k yedi ayl k bir çal flmayla haz rlad. steklerini reklam ajans na anlatt, ortak toplant larda yöntem tart fl ld... Bütün bu haz rl klar n son aflamas olan reklam çekimlerinde, stikbal ekibi yine oradayd. Boydak Holding Reklam ve Halkla liflkiler Müdürü Murtaza Durmufl, stikbal Ürün Müdürü Fatih Bozkurt ve stikbal Marka Temsilcisi Fatma Özcan, iki günlük çekim boyunca stüdyodayd lar. özel bir teknik kullanmıș. Mutluluk dolu anları yakalamak için senaryomuzda ağır çekim vardı. Ağır çekimlerde bașarılı bir sonuç almak için zor da olsa fantom kullandık. Yani normal kameralar 25 kare çekiyor, bizse 400 kare. Ve bu duyguyu yakaladık diyen Richards, ilk kez mobilya reklamı çekiyormuș. Richards, Trend 2011 in diğer çalıșmalarından farklı olduğunu söylüyor: Çünkü mobilya bir türlü çekilmek istiyor, içindeki insanlar bașka bir türlü çekilmek istiyor. Çekimin ya oyuncuya hizmet etmesi lazım ya da mobilyaya. Biz ikisini bir araya getirmeye çalıștık. İstediğimiz sonucu aldık da. Richards, Trend 2011 çekiminde, insanın kendisini, yașamını görebileceği küçük anlar aradıklarını, mutluluk ile ferahlık arasındaki duyguyu yakalamaya çalıștıklarını söylüyor. KAMPANYA KÜNYES Reklamveren: İstikbal Reklam Ajans : Klan İletișim Yarat c Yönetmen: Ediz Kurtbarlas Grup Direktörü: Cüneyt Tiryaki Yarat c Ekip: Sezgi Olgaç, Halit Demirel, Gökhan Aydemir Müflteri liflkileri: Sibel Yeșileker, Merve Hașimoğlu Ajans Prodüktörü: Saime Akçura Prodüksiyon fiirketi: Haylazz Yönetmen: Charles Richards Müzik: Atakan Ilgazdağ B zb ze 39