sayarak tazminat ödenmesine hükmettiği vatandaş, tazminattan mahrum bırakılıp sözleşmedeki hattın bedelini ödemeye mahkûm edildi devamı 3 te

Transkript

1 Türkiye'nin yenilenebilir enerji üzerine eğitim verecek ilk meslek lisesi bu yılın eylül ayında açılacak. Böğürcü, Türkiye'nin 2023 hedefleri çerçevesinde Türkiye'de alternatif enerjinin payının yüzde 1'den yüzde 30'a çıkarılmasının öngörüldüğünü söyledi İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Fransa nın başşehri Paris te biraraya geldiği Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Vicente Loscertales ile EXPO 2020 oylaması ve sonrasını görüştü. Demirtaş, İzmir in EXPO ya yeniden adaylık düşünmediğini söyledi Yargıtay, aldığı hizmetten yeterince yararlanamadığı gerekçesiyle sözleşmeyi tek taraflı fesheden bir kişi hakkında emsal olabilecek bir karara imza attı. Yerel mahkemenin mağdur sayarak tazminat ödenmesine hükmettiği vatandaş, tazminattan mahrum bırakılıp sözleşmedeki hattın bedelini ödemeye mahkûm edildi devamı 3 te Enerji sektörünün yıllık bin ile iki bin arasında ara eleman ihtiyacı olduğunu tespit ettiklerini kaydeden İvedik Organize Sanayi Bölgesinde (İvedik OSB) faaliyet gösterecek okul hakkında bilgi veren Akıllı Okul Koleji Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Böğürcü Toplam kontenjanımız 800 olacak. Ancak biz 2 bin - 2 bin 500 civarında başvuru bekliyoruz. Kriterlerimize göre öğrencileri seçeceğiz. OSB'deki ailelerin çocuklarına öncelik tanıyacağız. Rüzgar enerjisi bölümüne 200, güneş enerjisi 200 olmak üzere 400 öğrenci alacağız" şeklinde konuştu devamı 16 da 27 Nisan 2014 Pazar 10 yıldır yapılan çevre projeleri ile Türkiye de açık ara önde olduklarını savunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Biz çalışmalarımızla çevre konusundaki eksikleri tamamlayarak dünya kulvarında koşmaya çalışıyoruz dedi İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü nün satın aldığı ve ilk 60 adedi geçtiğimiz aylarda hizmete alınan 100 adet körüklü otobüsün 40 adetlik son partisi hizmete alındı. Aldıkları s- tratejik bir karar doğrultusunda bundan böyle alınacak otobüslerin ağırlıklı olarak elektrikli olacağını müjdeleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, Belki de sadece ve sadece elektrikli otobüslerle filomuzu zenginleştirmeye çalışacağız. Metropol sınırlarımızın genişlemesi ile şimdi deneme seferlerini yaptığımız 1117 minibüsümüzü kentkart sistemi yani toplu ulaşım, 90 dakika aktarma sistemi içine almaya çalışıyoruz. Yine genişleyen sınırlarımızdaki ilçelerimizdeki toplu ulaşım kooperatiflerini de sistem içine alacağız. Böylece bu mesleği yapan vatandaşlarımızın işinin, aşının sürdürülmesini sağlayacağız şeklinde konuşütu. Planlama ve çevreden sonra belediyenin özellikle en önemli görevinin ulaşım olduğunun altını çizen Başkan Aziz Kocaoğlu, Biz bir deniz kentiyiz, körfez kentiyiz. Biz denizi, raylı sistemi, banliyöyü, tramvayı verimli bir şekilde yaygınlaştırarak kullanmak zorundayız. Hedef otobüs egzoz salınımını minimuma indirmek. Ama otobüsten vazgeçerek metropol kentlerde ulaşım yapmak hemen hemen mümkün değildir. Biz otobüslerimizi yenilerken alçak tabanlı, son teknoloji gaz salınımı en az, en çevreci otobüsleri almayı yeğliyoruz. Klimalı konforlu otobüslerimiz ile İzmirli hemşehrilerimizin toplu ulaşım refahını ve standartını yükseltmeye çalışıyoruz. ESHOT ve İZULAŞ a 1412 adet otobüs aldık. Şu anda istisna haller haricinde servisteki tüm araçlarımız klimalı ve yüzde 85 aracımız da engelli kullanımına uygun alçak tabanlı dedi. devamı 16 da

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 27 Nisan 2014 Pazar Yeniçeri lerin piri, Hacı Bektaş Veli Her ne ararsan kendinde ara Gerek dünyayı gerek yurdumu gezerken, iz bırakmış, insanlar tarafından sevilip sayılıp, önemli kabul edilmiş her şeyi görüp tanımak istiyorum. Kayseri dolaylarında keşfimize devam ederken, Anadolu nun en önemli isimlerinden, Hacı Bektaş Veli yi görüp tanımamak olamazdı. Yeniçeri Ocağı na yön veren, büyük bilgin, din adamı, şair, sosyolog, Hacı Bektaş Veli, 13. Yüzyılda yerleştiği Suluca Karahöyük köyünde, hala yaşamaya devam ediyor. Kadir Demirel Z amanla, Sulucakarahöyük ismi değişmiş, Hacı Bektaş İlçesi olarak anılmaya başlamış. İlçeye vardığınızda, dergahı, yaşadığı yerler, evi ve türbesi, dimdik ayakta duruyor. Türkiye nin ve dünyanın her yerinden gelen binlerce turist 700 yıl önce yaşamış bu bilginin unutulmayan sözlerini ve birçok insana rehberlik eden yaşamını anlamaya çalışıyor. Hacı Bektaş Veli XIII. yy.da yetişmiş ünlü bir düşünür ve gönül adamıdır. Horasan ın Nişabur kentinde doğmuştur. Türk soyundan olan Annesi Hatem Hatun, babası Seyyit İbrahim Sani dir. Hacı Bektaş Veli nin çeşitli kaynaklarda doğum ve ölüm tarihleri değişik gösterilmektedir Akılcılığa ve bilime inanan Hacı Bektaş Veli dürüst kişiliğe sahiptir. İlk eğitim ve öğrenimini Türkistan Piri Hoca Ahmet Yesevi kültür ocağından alarak, çok sayıda bilim adamının yetiştiği Horasan da engin bir bilgi birikimine ve geniş bir dünya görüşüne sahip olmuştur. Hacı Bektaş Veli nin Anadolu ya gelişi, Anadolu Selçuklu Devleti nin siyasi, ekonomik ve kültürel düzenin bozulduğu, yönetimde bölünmelerin ortaya çıktığı bir devreye rastlamaktadır. Hacı Bektaş Veli Kırşehir yöresindeki Suluca Karahöyük e (Hacımköy) yerleşmiş, Orta Anadolu yu dolaştıktan sonra Anadolu kültürünü, Anadolu insanının gelenek ve göreneklerini özümseyerek yeni bir bilim ve öğreti merkezi kurmuştur. Burada çok sayıda öğrenci de yetiştiren ve yeniçeri ocağının da piri olarak bilinen Hacı Bektaş Veli Anadolu birliğinin sağlanmasına yardımcı olmuştur. Hacı Bektaş Veli, Türk dili ve kültürünün yabancı etkilerden ve her türlü yozlaşmalardan korunması çabalarını ömrü boyunca sürdürmüştür. Ortaya koymuş olduğu birleştirici ve yükseltici öğreti her türlü bağnazlıktan uzak, çağa uyan ilkeler haline gelmiştir. Hacı Bektaş Veli ibadet ve günlük yaşamda kadını erkeğin yanına almıştır. Güzel sanatlara sevecenlikle bakmış, Dergah ta öğretisini yaşama geçirmiştir. *** Hararet nardadır, sacda değildir, Keramet hırkada, tacda değildir. Her ne arar isen kendinde ara, Kudüs de, Mekke de, Hac da değildir. *** Sakin ol, kimsenin gönlünü Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu. Nebiler, Veliler insanlığa Allah ın hediyesidir. Düşmanının dahi insan olduğunu unutmayınız. Kadınlarını okutmayan milletler yükselemez. yıkma Gerçek erenlerin izinden çıkma Eğer insan isen ölmezsin korkma Aşığı kurt yemez Uçta değildir. *** Önemli sözleri Ara, bul, Her ne ararsan kendinde ara Eline, diline beline sahip ol, *** İnsanın cemali, sözünün güzelliğidir. Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız. *** Nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme. İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. *** Eserleri: 1-Makalat, en önemli eserlerindendir. Arapça olarak yazılmıştır. Tasavvuf esaslarını anlatmıştır. Tarikata yeni girenlere yol göstermek amacıyla yazılmış bir eserdir. Dili sade ve anlaşılması kolay bir eserdir. 2. Fevaid: Faydalı sözler anlamına gelen dini ve tasavvufi konularını içeren Farsça bir eserdir. Hacı Bektaş Veli, bu kitapta konuları 105 faide başlığı altında toplamıştır. 3. Besmele Şerhi: Manisa Valide Camii Kütüphanesi nde hicri 1315 tarihinde Rika yazısıyla yazılmış bir eseridir. Tire de Hacı Necip Paşa Kütüphanesi nde bulunan Hacı Bektaş Veli nin olduğu söylenen Tefsiri Fatiha nın aynısıdır. Bu eser Rüşdü Şardağ tarafından bulunarak yayımlanmıştır. 4. Şathiye: 13. yüzyılın dil özelliklerini taşır. Özenle yazılmış değerli bir eseridir. İki sayfadan oluşmuştur. Öz Türkçe dir. 5. Makalât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniye: Hacı Bektaş Veli ye izafe edilen bir eseridir. 6. Hacı Bektaş ın Nasihatleri: Hacı Bektaş Halk Kütüphanesi nin 29 kayıt numaralı kitabıdır. Hacı Bektaş Veli nin nasihat ve vesayetleri belirtilmektedir. Ahmed Yesevî-Hacı Bektaş Veli ilişkisine önemli bir yer ayıran Vilayetnâme Ahmed Yesevî den övgü ve saygıyla bahsetmektedir. Ahmet Yesevî hakkında Doksan dokuz bin Türkistan pirinin ulusu ve Pirlerin piri sözleri yer almaktadır. Vilayetnamede Ahmed Yesevî Biz yokluk yurdunda eğlenmeyiz, ahirete gideriz. Var seni Rum a saldık, Sulucakarahöyük ü sana yurt verdik, Rum Abdallarına seni baş yaptık dedi. Hacı Bektaş Veli, ertesi gün, gün doğarken Ahmed Yesevî den izin alarak yola düştü diyerek Hacı Bektaş Veli yi Anadolu ya Ahmed Yesevî nin gönderdiği belirtilmektedir. Vilayetnâme nin ilk yaprağında Hacı Bektaş Veli nin doğum tarihinin 606 ( ) olarak yazıldığı belirtilmektedir. Eski kaynaklar bu konuda 1241 den 1249 a kadar değişen rakamlar vermektedir. Onun 1281 yılında Anadolu ya geldiğini, 1337 yılında vefat ettiğini (hakka yürüdüğü) yazarlarsa da bu bilgiler tarihi gerçeklere aykırı düşmektedir. Çünkü Hacı Bektaş Veli nin on üçüncü yüzyılın ortalarında ölen Baba İlyas ile, 1260 yıllarında ölen Ahi Evren ve onu çağdaşı olan Kırşehir valisi Nureddin Caca ile Anadolu da görüştüğü ve 1273 yılında ölen Mevlâna ile haberleştiği kesin olarak bilinmektedir. Ayrıca Vilayetnâme ye göre Hacı Bektaş 92 yıl ömür sürmüştür. Yine bu yazılı kaynaklara göre, Türkistan da 40 yıl çile hayatı yaşayarak kamil insan mertebesine ulaşmıştır. Ölüm tarihi olarak kesinleşen Hacı Bektaş ın 92 yıllık ömrü ile 40 yıllık çile hayatını birlikte değerlendirirsek onun 1178 yılı civarında doğup, 40 veya 42 yaşlarında Nişabur dan ayrılmış olabileceğini söyleyebiliriz. Çünkü Nişabur, 24 Mart 1220 tarihinde Cebe ve Sübetay Noyan komutasındaki Moğol askerleri tarafından kuşatılmıştır. Kuşatma sırasında şehri canla başla savunan Nişaburluların attığı bir okun Cengiz Han ın damadı Tagacar ı öldürmesi üzerine gazaba gelen Moğollar, Tuli komutasındaki 30 bin kişilik ek bir güçle 25 Mart 1221 tarihinde şehre girmişlerdir. Şehri ele geçirdikten sonra şehrin bütün yapılarını yıkarak orayı tarla haline getirmişlerdir. Moğollar sağ kalan Nişaburluları şehrin dışındaki boş alana çıkarmışlar, aralarından 400 sanatkârı seçip Türkistan a gönderdikten sonra geri kalanları kılıçtan geçirmişlerdir. Kedi, köpek dahil şehirde hiçbir canlı bırakmamışlardır. Hacı Bektaş Veli, Nişabur dan ayrıldıktan sonra Hac yolunu tutmuş, Necef e ve Kerbelâ ya uğramış, Hac görevini yerine getirdikten sonra üç yıl Mekke de kalmıştır. Anadolu ya gelirken Halep e uğrayarak orada bulunan kutsal yerleri ziyaret etmiştir. Oradan Elbistan da bulunan Ashab-ı Kehf e, sonra Kayseri ye, Ürgüp e, Ürgüp ten de bugün Hacıbektaş olarak bilinen Suluca Karahöyük e gelip yerleşmiştir. Bugün için Hacı Bektaş ilçesinde her yıl ağustos ayında anma törenleri yapılmaktadır. Yıl: 3. Sayı: Nisan 2014 Pazar Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri MüdürüYayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA sedatkaya20@hotmail.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Nisan Şubat Pazar Perşembe Zihinsel engelli oğul annesinin çürümüş cesediyle 15 gün yaşadı Eskişehir de Melek Durmaz isimli kadın, binaya saran kötü kokunu üzerine komşularının ihbarı sonrasında polisler tarafından evinde ölü olarak bulundu. Ancak polisin eve girmesiyle acı bir gerçek ortaya çıktı. Kapıyı kırarak eve giren polis, önce kötü bir koku ve Melek Durmaz ın(70) zihinsel engelli oğlu Ali Durmaz(45) ile karşılaştı. Ardından yaşlı kadının yatağın kenarındaki cesedini buldu. Polis, yaşlı kadının üzerindeki yorganı kaldırınca şok yüzünün çürüdüğünü, vücudunun kurtlandığını gördü. Zihinsel engelli olduğu öğrenilen ve polislerin sorması üzerine anne melek oldu diyerek ağlayan oğul Ali Durmaz, huzur evine konuldu. Anne Melek Durmaz ın cesedi ise otopsi için morga kaldırıldı. Yaşlı kadının yaklaşık gün önce öldüğü ve zihinsel engelli oğlunun da annesinin kurtlanmış ve çürümüş cesedi ile bu süre içerisinde birlikte yaşadığı öğrenildi. Eskişehir de yürek burkan olay, Aşağı Söğütönü Mahallesi ndeki TOKİ ye ait 5 katlı binanın birinci katında meydana geldi. Alınan bilgiye göre, komşuları binayı saran kötü koku ve Melek Durmaz'ın ve zihinsel engelli oğlu Ali Durmaz ın bir süredir ortalıkta görünmediği gerekçesiyle durumu polise bildirdi. Polis Durmaz ailesinin evine gelerek kapıyı çaldı ancak açan olmadı. İçeriden kötü bir koku geldiğini tespit eden polis, çilingir çağırarak kapıyı açtı. Fakat polis kötü koku nedeniyle bir süre içeriye giremedi. Daha sonra maske takarak eve giren polis, içeride zihinsel engelli olan Ali Durmaz ı görüp şaşkınlık yaşadı. Sonra yatağın kenarındaki çarşafı kaldıran polis, yaşlı kadının çürümüş cesedini buldu. Henüz ölüm sebebi belli olmayan yaşlı kadının yüzünün çürüdüğü, vücudunun kurtlandığı görüldü. Zihinsel engelli olduğu öğrenilen ve polislerin sorması üzerine oğul Ali Durmaz, anne melek oldu diyerek ağlaması polisleri de duygulandırdı. Polis, karşılaştığı korkunç manzara üzerine durumu savcılığa ve sağlık ekiplerine bildirdi. Savcının yaptığı incelemenin ardından Melek Durmaz ın cesedi otopsi için Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Morguna kaldırıldı. Zihinsel engelli olan ve kimsesi olmayan Ali Durmaz, huzur evine verilirken, anne Melek Durmaz ın ölüm nedeni ise otopsi sonrası belirlenecek. Ancak ilk belirlemelere göre, yaşlı kadının rahatsızlığı sonucu yaklaşık gün önce ölmüş olabileceği belirtildi. Zihinsel engelli oğlunun da annesinin kurtlanmış ve çürümüş cesedi ile gündür birlikte yaşadığı kaydedildi. Aslen Gaziantepli olduğu belirtilen Durmaz ailesinin 7-8 ay önce söz konusu TOKİ konutlarına taşındıkları ve kimselerinin olmadığı kaydedildi. (CİHAN) Yerel mahkeme 'verilmeyen hizmetin bedeli alınmaz' dedi, Yargıtay bozdu Yargıtay, aldığı hizmetten yeterince yararlanamadığı gerekçesiyle sözleşmeyi tek taraflı fesheden bir kişi hakkında emsal olabilecek bir karara imza attı. Yerel mahkemenin mağdur sayarak tazminat ödenmesine hükmettiği vatandaş, tazminattan mahrum bırakılıp sözleşmedeki hattın bedelini ödemeye mahkûm edildi Ankara da ikamet eden bir vatandaş, bir telekomünikasyon firmayla aylık 76 lira ücret karşılığında 26 Eylül 2009 da 24 ay süreli 3G cihazıyla internet hizmeti sunulmasını kapsayan abonelik sözleşmesini imzaladı. Şubat 2011 den itibaren internet erişiminde sorunlar yaşadığını belirten vatandaş, kendisine taahhüt edilen hizmetin sunulamadığını, bu sebeple işlerinin ve sosyal hayatının etkilendiğini ve manevi zarara uğradığını belirterek firma temsilcileri ile birçok kez görüşme yaptı. Tüketici görüşmelerden sonuç alamayınca Ankara 5. Tüketici Mahkemesi nde dava açtı. Firma hakkında Hizmetin ayıplı olmasından kaynaklanan zararın karşılanması ve manevi tazminat davası açan vatandaş, davalı firma tarafından fatura tahakkuk edildiği ve almadığı bir hizmet nedeniyle yüklü miktarda ve haksız fatura bedeli ödemek zorunda kaldığını ileri sürdü. Mahkemede savunma yapan tüketici, abonelik sözleşmesinin 12 Nisan 2011 de tarafından iptal edildiğini, sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle cezai şart olarak aleyhine icra takibi başlatıldığını ve yurtdışında olduğu için icraya itiraz edemeden kesinleştiğini ifade etti. Ödemek zorunda kaldığı toplam 960 lira bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte kendine iade edilmesini, ayrıca yaşadığı mağduriyetin karşılığı olarak da toplam 3 bin 500 lira manevi tazminat istedi. Firma avukatları ise davanın haksız ve talebin fahiş olduğunu, tüketicinin kampanya dahilinde taahhütte bulunduğunu, kampanyaya göre 24 aylık internet paketi ile birlikte bin lira bedelli indirim çekinin verildiğini, taraflar arasındaki taahhüde göre 24 aylık süre dolmadan yapılan fesih işlemi nedeniyle bakiye kalan süre için cezai şart uygulandığını savundu. Tüketiciye mobil modem cihazı verildiğini, 3G bağlantısının coğrafi koşullara, şebeke yoğunluğuna göre kapsam alanında veya ulaşılabilirliğinde sorunlar yaşanabileceğine dikkat çeken firma temsilcileri, hattın aktif olduğu dönemlerde internet bağlantısının yapıldığını, tüketici iddialarının doğru olmadığını öne sürdü. Tüketici iddialarının doğru olmadığını savunan davalı firma avukatı, davıcının GSM hattını 12 Nisan 2011 tarihinde iptal ettiğini, cezai şart uygulaması ve icra takibinin de yasaya uygun olduğunu, tazminat talebinin ise bir zenginleşme aracı olamayacağını belirterek, davanın reddini istedi. HAKSIZ İCRA TAKİBİ SEBEBİYLE ACI ÇEKMİŞTİR Davacının alamadığı hizmetten dolayı kampanyayı sona erdirmekte haklı olduğuna hükmeden mahkeme, tüketiciyi haklı buldu. Mahkeme kararında şöyle denildi: "Tüketicinin icra takibine konu faturalardan sorumlu tutulmaması gerektiği halde icra takibine uğradığı, yaşadığı olumsuzluklar ve haksız icra takibi nedeniyle duymuş olduğu elem ve çektiği acıların dindirilmesi, kırılan yaşama arzusunun tazelenmesi, yaşama yeniden bağlanması amacıyla manevi tazminat talebi kabul edildi. Manevi tazminatın miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile manevi tazminatın zenginleşme amacı olamayacağı ilkesi dikkate alınarak belirlenmiş olması gerekir. Davanın kabulü ile 960 liranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve 3 bin 500 lira manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekir." 'MANEVİ TAZMİNAT İÇİN ACI ÇEKİL- MESİ LAZIM' Davalı firma kararı, temyiz etti. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, manevi tazminat ın tanımını yaptı. Manevi zararın; bir kişinin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmeyi ifade ettiğinin hatırlatıldığı kararda şu ifadeler yer aldı: "Hayat, vücut bütünlüğü, sağlık, özgürlük, isim, resim, şeref, haysiyet, ticari itibar gibi değerler, kişilik değerlerini oluşturur. Bu değerlere saldırı, objektif eksilmeyi ifade eder. Manevi zararın tazmin edilebilmesi için objektif unsur yanında bir de sübjektif unsurun gerçekleşmesi gerekir. Sübjektif unsur ise zarar görenin söz konusu ihlal sonucu kişiliğinde, manevi varlığında objektif olarak meydana gelen bu eksilmeyi yaşaması, duyması, onu hissetmesi, bunun sonunda da acı, elem, ızdırap duymasıdır. Sübjektif unsur yoksa manevi zarar da yoktur. Dava konusu maddi hadisede ayıplı hizmet ifası, davacının hayat, vücut bütünlüğü, sağlık, özgürlük, isim, resim, şeref, haysiyet gibi değerlerinde bir ihlale yol açmamıştır. O halde mahkemece; manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yanılgılı gerekçelerle talebinin kabulü, usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir." Yargıtay ın kararının ardından dosya yeniden yerel mahkemeye gönderildi. Yerel mahkeme Yargıtay ın kararına uyarak tazminatı iptal edip, 960 liranın da iade edilmemesine hükmedebilir, ya da kararında direnebilir. (CİHAN) Turgutlu'da iki otomobil kafa kafaya çarpıştı: 1 ölü, 3 yaralı Manisa nın Turgutlu ilçesinde iki otomobilin kafa kafaya çarpışması sonucu meydana gelen kazada 1 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi yaralandı. Turgutlu-Çepnidere yolunda Hamza Çevik (52) idaresindeki 35 PMD 69 plakalı otomobil, karşı yönden gelen Turgut Ünal (27) yönetimindeki 35 HA 7570 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada, her iki araç sürücüsü ile otomobillerde bulunan Uğur İzci ve Kadir Girgin de yaralandı. Turgutlu Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan yaralılardan Kadir Girgin, hastanede hayatını kaybetti. Hastanede tedavi altında olan 3 kişinin durumlarının ise ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. (CİHAN) Zehirlenme şüphesiyle yemek fabrikasından numune alındı Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ekipleri, gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye başvuran 250 kişinin çalıştığı kurumlara servis yapan yemek fabrikasından numuneler alarak inceleme başlattı. Manisa'da gıda zehirlenmesi şüphesiyle çeşitli hastanelere başvuran yaklaşık 250 kişi, ayakta tedavi edildi. Hamile üç kişi ise kontrol amacıyla müşahede altına alındı. Öte yandan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ekipleri, hastaneye başvuranların çalıştığı kurumlara servis yapan yemek fabrikasından numuneler aldı. Adliye, elektrik dağıtım şirketi ve bir sanayi tesisinde çalışan çok sayıda kişi, kusma ve mide bulantısı rahatsızlığıyla hastaneye kaldırılmış, durumundan şüphelenen çok sayıda kişi de hastaneye başvurmuştu. (CİHAN) Freni boşalan kamyonet trafik ışıklarında bekleyen araçlara çarptı: 5 yaralı Bodrum'da meydana gelen trafik kazasında 5 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Kıbrıs Şehitleri Caddesi Gümbet Kavşağı'nda, Nihat Kocaoğlu'nun kullandığı 35 AE 0486 plakalı cam yüklü kamyonet, freninin boşalması sonucu trafik ışıklarında bekleyen 6 araca ve trafik ışıklarına çarparak durdu. Kazada kamyonet sürücüsü ile diğer araçlarda bulunan Alaaddin Kasapoğlu, Atilla Arıoğul, Mehmet Çevik ve Halil Ongun yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambulanslarla Bodrum Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kaza nedeniyle Bodrum-Turgutreis yolunda uzun araç kuyruğu oluştu. Tedavi altına alınan Nihat Kocaoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, yokuş aşağı indiği sırada freninin boşaldığını söyledi. Diğer araç sürücülerine korna çalarak uyarıda bulunduğunu ifade eden Kocaoğlu, "Trafik ışıklarını gördüğümde frene bastım ancak fren tutmadı. Kornaya bastım ama kimseye derdimi anlatamayınca önce önümdeki araca daha sonrada diğer araçlara çarptım" dedi. Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı. (AA) İzmir'deki tekne faciasıyla ilgili bir gözaltı daha İzmir'in Menderes ilçesi Gümüldür beldesi açıklarında, kaçak göçmenleri taşıyan "Mariah" adlı teknenin batması sonucu sekiz kişinin ölmesiyle ilgili olarak bir kişi daha gözaltına alındı. Tavşan Adası yakınlarında kaçak göçmenleri taşıyan bir teknenin batması sonucu, aralarında bir kadın ve bir çocuğun da bulunduğu sekiz kişinin cesedine ulaşılmış, dört kişi ise kurtarılmıştı. Olayla ilgili örgütün kasası konumunda bulunan işletme sahibi A.K., birlikte çalıştığı Suriye uyruklu F.S. ve T.Y. ile teknenin sahibi N.K., jandarma ekiplerinin operasyonuyla gözaltına alınmış, sevk edildikleri mahkemece tutuklanmıştı. Huzur timleri tarafından Buca ilçesinde dün akşam şüphe üzerine durdurulan A.Y. de aynı olayla ilgili arandığı anlaşılarak gözaltına alındı. (CİHAN)

4 SAYFA 4 SONDAKiKA GAZETESİ >>4 KONOM 27 Nisan 2014 Pazar Su ürünleri sektörü 2023 hedefini 1 milyar dolar artırdı! Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği 2013 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı 25 Nisan 2014 tarihinde Ege İhracatçı Birlikleri 7.kat toplantı salonunda gerçekleştirildi. Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, tek aday olarak girdiği seçimde 4 yıllığına yeniden Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanlığı na seçildi Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği 2014 yılı tahmini gelir-gider bütçesi 1 milyon 950 bin TL olarak karara bağlanırken, Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG) 2014 yılı gelir-gider bütçesi 1 milyon 775 bin TL olarak kabul gördü. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, yaptığı açılış konuşmasında, Su Ürünleri Tanıtım Grubu ile Kanatlı Tanıtım Grubu nun ihracata olan katkılarından memnuniyet duyduklarını dile getirdi. STG nin İZTO Başkanı Demirtaş: EXPO ya yeniden adaylık olmaz İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Fransa nın başşehri Paris te biraraya geldiği Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Vicente Loscertales ile EXPO 2020 oylaması ve sonrasını görüştü. Demirtaş, İzmir in EX- PO ya yeniden adaylık düşünmediğini söyledi. Genel Sekreter Loscertales, Demirtaş ın ziyaretinden büyük mutluluk duyduğunu belirterek, İzmir, her iki EXPO adaylığında da oldukça başarılı bir süreç yürüttü ancak ne yazık ki başarılı olamadı. dedi. Yeni projelere başlamadan önce hem geçmiş adaylıklarda neden başarılı olunamadığının hem de diğer adayların neden ve nasıl kazandığının iyi etüt edilmesi gerektiğini belirten Loscertales, Dünya üzerinde EXPO düzenlemeyi gerçekten hak eden bir şehir varsa bu kesinlikle İzmir dir diye düşünüyorum. Türkiye, son dönemde her alanda hızla gelişim gösteriyor ve dünyada dikkat çeken bir konuma ulaşmış durumda. İzmir de başlıbaşına kendi dinamizmi olan bir şehir. diye konuştu. İZTO Başkanı Demirtaş ise bunun üzerine İzmir için iki defadan sonra yeniden bir EXPO a- daylığı düşünülemeyeceğini söyledi. O- nun yerine BIE ile işbirliği içerisinde başka bir uluslararası organizasyon seçeneği üzerinde fikir üretmeyi arzu ettiklerini belirterek, Bu uluslararası etkinliği de cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında gerçekleştirmek istiyoruz. dedi. BIE nin beş yılda bir büyük EXPO lar, ara EXPO lar ve Botanik EXPO lar düzenlediğini belirten Loscertales de 2023 yılının Türkiye Cumhuriyeti nin 100. kuruluş yıldönümü olması dolayısıyla yapılacak etkinliklerin sadece bir etabının EXPO olabileceğini söyledi. Loscertales, İzmir in diğer önemli dünya şehirleri ve kardeş şehirleriyle buluşacağı, ekonomi, teknoloji ve inovasyon alanlarında buluşmaların gerçekleştirileceği geniş çaplı ve çok etaplı bir organizasyon, İzmir in ve Türkiye nin dünyada daha da ön plana çıkmasını sağlar. İzmir de düzenlenecek bu etkinlikle hem Türkiye nin modern yüzü dünyaya tanıtılmış olur hem de cumhuriyetin 100. yıl kutlamaları dünyada yankı bulur. şeklinde konuştu. Demirtaş, Loscertales e görüş ve önerileri için teşekkür ederken bu konu üzerinde kapsamlı bir çalışma yapacaklarını ve bir proje üreteceklerini, ardından kendisiyle projeyi sonuçlandırmak üzere yeniden görüşeceklerini sözlerine ekledi. (CİHAN) 2014 yılında 17, KTG nin ise 24 fuara katılacağını anlatan Kızıltan, Sektör olarak 2013 yılını 2 milyar dolar ihracat rakamıyla tamamladık, 2014 yılında 2 milyar 350 milyon dolar ihracat hedefliyoruz yılı ihracat hedefimizi ise 3.5 milyar dolardan, 4.5 milyar dolara çıkardık. Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümünde Atatürk e verebileceğimiz en güzel armağan bu olsa gerek diye konuştu. Türk Havayolları nın açtığı yeni destinasyonlar ve ihracatçılara sağladığı rekabetçi nakliye fiyatları sayesinde havayolu ile yapılan su ürünleri ihracatının yüzde 100 artış gösterdiğini belirten Kızıltan, bu başarının mimarı Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı ve Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Büyükekşi ye sektörü adına teşekkür ettiklerini ifade etti. İHRACAT ŞAMPİYONLARI ÖDÜLLERİNİ ALDI Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamulleri İhracatçıları Birliği Genel Kurul Toplantısı nda, 2013 yılında su ürünleri, kanatlı etleri, yumurta, süt ürünleri ve bal kategorilerinde ilk üçe giren 15 firma ödüllendirildi. Su Ürünleri sektöründe en çok ihracat yaparak ödül almaya hak kazanan birinci firma KLC Gıda Ürünleri İth.İhr. Ve Tic. A.Ş olurken ikinci firma SÜRSAN Su Ürünleri San. Ve Tic. A.Ş, üçüncü firma ise AGROMEY Gıda Ve Yem San. Tic. A.Ş. oldu. Kanatlı Etleri grubunda S.M.S Gıda Sanayi İthalat İhracat ve Tic.A.Ş. birinci olurken, KESKİNOĞLU İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti ikinci, ABALIOĞLU Yem Soya ve Teks. San.A.Ş. üçüncülüğe hak kazandı. Yumurta grubunda Afyon Yumurta İth. İhr. Ve Tic.A.Ş. birinci, Hisar Yumurta Ve Nak. İth. İhr. San. Ve Tic. A.Ş. ikinci olurken, EKİZ Tavukçuluk Tarım Ür.Yem San. Ve Tic. A.Ş. üçüncülükle ödüllendirildi. Bal grubunda TURTAŞ İhracat Ve İthalat A.Ş. birinci olmaya hak kazanırken, DOĞA Arı Ürünleri Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. ikinci, MANAVLAR Gıda San.Ve Tic. Ltd. Şti. üçüncü oldu. Süt Ürünleri grubunda birincilik ödülünü YAŞAR Dış Ticaret A.Ş. alırken, YÖRSAN Gıda Mam. San. Ve Tic. A.Ş. ikincilik ödülünü, REHA Süt Ürünleri San. Ve Tic. Ltd.Şti. de üçüncülük ödülünü almaya hak kazandı. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği nin Genel Kurul Toplantısı nda yapılan seçim sonucunda Yönetim Kurulu Başkanlığı na Sinan Kızıltan ın temsilcisi olduğu KLC Gıda Ürünleri İth.İhr. Ve Tic.A.Ş. seçilirken Yönetim Kurulu şu firmalardan oluştu: Afyon Yumurta İth. İhr. Ve Tic. A.Ş., Agromey Gıda Ve Yem San. Tic. A.Ş., Derya Tavukçuluk İşletmesi San. Ve Tic. A.Ş., Ertuğ Balık Üretim Tesisi Gıda Ve Tarım İşl. San. Ve Tic. A.Ş., Ekiz Tavukçuluk Tarım Ür. Yem San. Ve Tic. A.Ş., EGE NKM Gıda San. Tic. A.Ş., Keskinoğlu İç Ve Dış Ticaret Ltd. Şti., Kopuzmar Su Ürünleri San. Ve Dış Tic. A.Ş., S.M.S. Gıda San. İth. İhracat Ve Tic. A.Ş., Yaşar Dış Ticaret A.Ş. enetim Kurulu üyeleri ise: Yaşar Tavukçuluk Ve Yem Sanayi Tic. Ltd. Şti., MNS Yumurta Hayvancılık Ve Tarım Ür. San.Ve Tic. Ltd. Şti., Özpekler İth. İhr. Su Ürün. San. Ve Tic. Ltd. Şti. firmalarında oluştu. 'Bu dönemde işini bilen, dinamik işadamlarına daha fazla ihtiyaç var Bu sene 20. yılını kutlayan Borusan Makina ve Güç Sistemleri nin İzmir Bölge Müdürlüğü, Kemalpaşa ilçesindeki yeni tesislerine taşındı. Tesislerin açılış törenine Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Porsuk, Borusan Makina ve Güç Sistemleri İcra Kurulu Başkanı Ercüment İnanç ın yanısıra üst düzey firma yöneticileri katıldı. Kemalpaşa tesislerinde, 72 kişi istihdam edilecek. Borusan Holding CEO su Agah Uğur, Türkiye nin son dönemlerde zor bir süreçten geçtiğini belirterek, Bunun tabii ki ekonomiye etkisi oluyor ama önümüze bakmak zorundayız. Bu dönemde işini bilen ve dinamik işadamlarına daha fazla ihtiyaç var. dedi. Törende konuşan CEO Uğur, son dönemlerde ülkenin içinden geçtiği sürece rağmen y- atırımlara devam ettiklerini söyledi. Ekonominin belirsizlikleri sevmediğini belirterek, 1998, 2001 ve 2008 krizlerini dünya ülkeleri uzun süre atlatamazken Türkiye, hızlı bir şekilde başarıyla geçiştirdi. Yani bizde o kadar hızlı yukarı çıkış başlıyor ki, Yatırım yapmayalım mı acaba? diye endişemiz daha az oluyor. şeklinde konuştu. Türk işadamlarının bugünü değil, yarını düşünerek hareket ettiğini dile getiren Uğur, Yatırımlara mutlaka devam edin ve asla durmayın. Bizler de insana, sisteme, teknolojiye ve yarına yatırım yapıyoruz. Sizlere bunu hissettirmek istiyoruz. Yapacağımız yatırımlar ve sizin öngörülerinizle ilişkilerimiz daha da derinleşecek. Biz hazırız, eminim ki siz de hazırsınız. dedi. Geçen yılı 4,3 milyar dolar ciroyla kapattıklarını kaydederek, Bunun yüzde 82 si, işadamlarına ürün ve hizmet satarak oldu. Bu da onların ne denli güvenini kazandığımızı gösteriyor. Tabii ki böyle bir iş modelinde duygusallık ve ekonomik fayda öne çıkıyor. Sizlerin daha başarılı olmanız için fayda sağlamıyorsak, bizim de başarılı olma şansımız azalır. diye konuştu. (CİHAN) 'Ekonomik büyüme için fikri ve sınai mülkiyeti haklarını korumalıyız' Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, ekonomik büyüme için fikri ve sınai hakların korunması çağrısında bulundu. Yorgancılar, Türkiye ekonomisinin dünya genelinde yaşanan sorunlara karşı daha güçlü bir yapıya sahip olması ve istikrarlı şekilde büyümesini sürdürmesi için fikri ve sınai mülkiyet hakları alanındaki performansını daha iyi seviyeye taşıması gerekiyor. dedi. Yorgancılar, 26 Nisan Dünya Fikri Mülkiyet Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, EBSO olarak Kalkınmak, sanayileşmektir anlayışını benimsediklerini, Türkiye nin istikrarlı bir büyüme için üretim, ihracat ve doğrudan yatırımlara odaklanması gerektiğini söyledi. Güçlü bir fikri ve sınai mülkiyet hakları sisteminin, bu alanlardaki başarı için ön şart olduğuna dikkat çeken Yorgancılar, Sanayinin gelişmesi ve özellikle yabancı sermayenin ülkeye çekilmesiyle ticari marka, fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması arasında doğrudan bir bağ bulunmaktadır. Fikri mülkiyet korunmasının zayıf olduğu durumlarda, y- atırımlar yapılsa bile bunların daha çok satış ve dağıtım faaliyetlerine odaklandığı görülmektedir. Bu da ekonomilerin ithalata bağımlılığını arttırmaktadır. Fikri mülkiyet haklarının güçlü bir şekilde korunduğu durumlarda ise yatırımlar, üretim sektörüne ve inovasyona kaymaktadır. şeklinde konuştu. FİKRİ MÜLKİYET HAKLARINDAKİ İYİLEŞME YATIRIMI ARTTIRIYOR Fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunmasının, daha fazla ihracat ve daha fazla istihdamla ekonomik büyümeye katkı sağladığını dile getiren EBSO Başkanı Yorgancılar, şunları kaydetti: Fikri mülkiyet hakları endeksindeki 1 puanlık bir iyileşme, uluslararası yatırımcının, ülkeye yatırım kararı aldıktan sonra dağıtım ve satış yerine üretim sektörüne y- atırım yapma olasılığını yüzde 57 oranında arttırmaktadır. Ticari marka hakları ve fikri mülkiyet alanında da Türkiye nin önünde iki temel konu bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, milyarlarca liralık kayba neden olan kaçak ve sahte ürünlerle mücadeledir. Diğeri ise bu tür yasadışı ürünlerin ticaretini teşvik edebileceği gibi ticari marka haklarıyla çelişen, logo ve renk gibi unsurların kaldırılmasını öngören tek tip paketleme gibi aşırı yöndeki düzenlemelerden kaçınılmasıdır. Dünyanın önde gelen ekonomileri arasında yer alma yolundaki Türkiye nin istikrarlı şekilde büyümesini sürdürmesi için ticari marka haklarının korunması ve fikri ve sınai mülkiyet hakları performansının daha iyi seviyelere taşınması kuşkusuz son derece kritiktir. (CİHAN)

5 SAYFA 5 SONDAKiKA GAZETESİ >>5 EKONOMİ Nisan Şubat Pazar Perşembe Dünyada önümüzdeki dönem para kıtlığı olacak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, para bolluğu nedeniyle dünyanın 2008 yılında büyük bir ekonomik kriz yaşadığını belirtti. Hisarcıklıoğlu, 2013 yılından sonra Amerika Merkez Bankası nın yaptığı para basmayacağı yönündeki açıklamayla artık finansmanın azalacağını ve para kıtlığı yaşanacağının sürece girildiğini söyledi Kayseri de işadamlarıyla bir araya gelen Hisarcıklıoğlu, dünya genelinde ekonomide yaşanan gelişmeleri paylaşarak, işadamlarının bu gelişmeler ışığında neler yapabilecekleri konusunda bilgi aktardı. Dünyadaki finans haritası artık değişiyor diyen TOBB Başkanı, yılına kadar dünya parasal anlamda müthiş bir genişleme yaşadığını ifade ederek, Bundan bütün ülkelerde istifade etti. Paranın bolluğunda hızlı büyüme yaşadık. Türkiye de dahil. Ama her şeyin nasıl azı zararsa fazlası da zarar olduğunu gördük. dedi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, 2008 e kadar dünyada para arzının arttığını dile getirerek, şu bilgileri verdi: Bu nedenle bütün dünya ülkeleri de büyüdü. Artan para ile. Ama artan para iyi değilmiş. Bunu nerede gördük yılı Ağustos ayında yaşanan küresel krizde gördük. Para bolluğunda ekonomik kriz yaşandı. 2 yıl yaşandı. Sonrasında bir karantina dönemi, geçici tedavi uygulama için ekonominin çarkı dönsün diye, bütün dünya ülkelerinin merkez bankaları para bastı sonrasında Amerika Merkez Bankası nın yaptığı artık para basmayacağımız açıklamasına kadar. Üç ayda bir azaltacağını söyledi. Bizdeki son dönemde döviz hareketliliği ve faiz hareketliğinin sebebi, ana nedeni bu. Buradan ne çıkıyor. Önümüzdeki dönem finansman azalacak. İşadamı için lazım olan para. Önümüzdeki dönem para kıt olacak. Paranın kıt olduğu yerde bedel ağır olacak. Yatırım üretim yaparken önümüzdeki dönemde para arzı azaldığı için para kıymetli olacağı ve bu bizler için maliyet olacağını düşünerek hareket edeceğiz. DÜNYA EKONOMİSİNİN BÜYÜMEDE YUKARI DOĞRU OLMASI DA ÜRETENLER İÇİN FIRSAT Hisarcıklıoğlu, dünya genelinde ekonomide yaşanan bazı gelişmelerin güzel olduğunu belirterek, en başında küresel dengesizliğin ortadan kalkmaya başladığını ifade etti. Hisarcıklıoğlu, Dünyada en fazla cari fazlalığı olan 10 ülke vardı. Cari açık veren 10 ülke vardı. Paranın bolluğunda ikisinin arasındaki uçurum çok büyüdü. Küresel dengesizlik vardı. Şimdi cari fazla verenlerin miktarı düştü. Açık verenlerin miktarı azaldı. Bu dünya için iyi. Para azalıyor değeri artıyor. Dünyada ne oluyor ona bakalım. Artık para azalmasının ana nedeni dünya ekonomisinin, ekonomik büyümenin yukarı doğru çıktığını görüyoruz. Dünya ekonomisi de büyümeye başladı. Bu bize ne fırsatı sunacak. Dünya zenginleştikçe üretip satabileceğimiz ürün artacak. Zenginleşen adam harcar. Para azalırken üzülüyoruz. Ama sevindiğimiz taraf dünya ekonomisi yukarı doğru gittiği için ürettiğimiz mallara Pazar var. Zenginleşen insan alır. Bu iyi bir fırsat. diye konuştu. "AMERİKAN EKSENLİ TEK PAZAR MÜZAKERE- LİRİNDE TÜRKİYE YOK" Dünyada ticaretin kurallarının da değiştiğine dikkat çeken TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Amerikan eksenli tek Pazar müzakereleri yapıldığını ama Türkiye nin bu müzakerelerde olmadığını açıkladı. Dünyada Amerika Birleşik Devletleri eksenli Avrupa Birliği, Asya Pasifik ülkeleri tek bir pazarda buluşuyor. diyen Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu tek Pazar için anlaşmalar müzakereler yapılıyor. Müzakerelerde iki yıl içinde bitecek. İki yıl sonra müzakereler bitince dünya ekonomisi 3 de 2 sini tek bir pazarda buluşacak. Türkiye için tehdit ve fırsat. Biz müzakerelerin içinde yokuz. Eğer müzakerelerin içinde olmayıp bu fırsatı kaçırırsak, bize Pazar Rusya, Çin, Hindistan, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri. Mal kime satılır. Parası olana satılır. Parası olanlar tek pazarda buluşuyor. Türkiye için olmazsa olmaz, bu müzakere ve Pazar içinde olmalıdır. Siyasetçisinden bürokrasisine kadar bunu kaçırırsak geriye doğru dönüş olabilir. Sadece bu Pazar görüşmeleri tek Pazar olma yolunda değil standartları konuşuyor. Nedir bu. Hepimizin anlayacağı bir şey. Kullanılacak elektriğin voltajı 220 mi olacak, 110 mu olacak. 110 olacak derse bizim fırıncılar dahil olmak üzere hepsine bir maliyet binecek. Ben 220 kullanacağım, dışarıya 110 üretip satacağız. İş yapma standartlar değişecek. Dünya bunu konuşuyor. "PETROL ZENGİNİ ÜLKELER Bİ- RANDA FAKİR ÜLKELER OLABİLİR" TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyada enerji haritasının da değiştiğini aktararak, petrol zengini bildiğimiz ülkelerin yarın petrollerinin para etmediği döneme gidildiğini söyledi. Kaya gazı bulunduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, Amerika kaya gazını keşfetti. 10 dolara mal olan enerji yani petrol, şimdi 3 dolara mal edecek. İthal etmeyecek. Bu 3 dolara maliyet, Amerika nın yeniden üretim üssü olmasını sağlayacak. Doğal kaynaklara bağlı olarak zengin olan ülkeler 10 yıl sonra bunu kaybedecek. Türkiye nin biraz avantajı var. Trakya ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde kaya gazı rezervi var. Bu bizim için çok önemlidir. şeklinde konuştu. ENERJİMİZİ KARDEŞ KAVGASINA VERDİK, EKONOMİDE REFORMLARI UNUTTUK Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomide reformu unuttuk. Kardeş kardeşle kavga etmeye başladık. Enerjimizi gereksiz siyasi meselelere vermemizden dolayı 10 bin dolarda kaldık. Oysa reformlara devam etmemiz gerekiyor. Ekonomide dün yaptığınız dünde kalıyor. dedi. Rifat Hisarcıklıoğlu, Kayseri 3. Ekonomi Sempozyumu na konuşmacı olarak katıldı. Burada ekonomi ile ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu, dünya genelinde yaşanan ekonomik gelişmeler hakkında ticaret adamlarına bilgiler verdi. TOBB olarak birçok iş dünyası örgütü de aynısını söylüyor. Küresel gelişmelere ayak uydurmayan gelişemez, zenginleşemez. diyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye nin son 16 yılda yaptıklarını şöyle anlattı: Bakın biz ülke olarak ne yaptık yılında fert başına gelirimiz 4 bin dolarda sabitlendi. Krizi gördük. Krizden ders çıkarttık, reformlara başladık. Gelirimizi fert başına düşen miktarı 10 bin dolara ulaştırdık. Reform sürecini, dünyadaki gidişatını bıraktık. Kendi içimizde birbirimizle kavga etmeye başladık. Enerjiyi o- raya verdik. Kardeş kardeş birbirimizle kavgaya etmeye başladık, mücadele ettiğimiz zaman reformu bıraktık ve 10 bin dolara da s- abit kaldık. Bunun adına da orta gelir tuzağı diyorlar. Hisarcıklıoğlu, yüksek gelir grubuna ulaşmak için ekonomide sürekli reform gerektiğini hatırlatarak, Ekonomide dün yaptığınız dünde kalıyor. Bugün yaptığımız bugünde kalıyor. Yarın yeni şeyler yapmanız gerekiyor. Rakipleriniz böyle yarışıyor. Türkiye kurumlar vergisini yüzde 20 ye düşürdü. Bu sırada Slovekya heyeti bizi ziyaret etti. Bende Türkiye nin reklamını yapıyorum. İşimiz bu. Dedim ki; Kurumlar vergisi yüzde 20 ye indi diye övünerek anlatıyorum. Adamlar biliyoruz dediler. Sizinkiler yüzde 20 ye indirince bizimkiler yüzde 19.2 ye indirdi dediler. Dünya birbirini böyle takip ediyor. Reform sürecini aksattık, kendi içimizde siyasi meseleler ve gereksiz noktalara enerjimizi verdiğimiz için 10 bin dolarda kaldık. Önümüzdeki dönem için bir şeyler yapmak istiyoruz. Dünyanın 10 büyük ekonomiye sahip ülkeler arasına girmek istiyoruz. Aslında hepimiz istiyoruz ve zengin olmak istiyoruz. Eğer girersek de herkes bugünkü durumundan 2,5 kat daha zengin olacak. Buda reformdan geçiyor. Reform sürecini devam ettirmek zorundayız. Günlük problemler çözümleri için bir şeyler yapılıyor. Ama Türkiye fert başına geliri 25 bin dolara çıkarmak istiyorsa bunu başarmak zorundadır. şeklinde konuştu. "ÖZEL SEKTÖRÜN HER BİR FERDİNE MADALYA VERİLSE YERİDİR" Türkiye de özel sektörün önemli işler başardığını aktaran TOBB Başkanı, Türk özel sektörünün her bir ferdine tek tek madalya verilse yeri olacağını söyledi. Kriz döneminde Avrupa da 5 milyon kişi işini kaybetti. Türkiye de bu krizde idi ve 4,5 milyon kişi yeni iş gücüne katıldı diyen Hisarcıklıoğlu, Hem de sadece özel sektörde bu başarıldı. Ama hangi şartlara rağmen. Etrafımızda ekonomik kriz, siyasi krizler yaşayan ülkeler varken bunu başardık. Türk özel sektörü buna rağmen 4.5 milyon k- işiyi yeni işe başlattı. Bu gurur duyacağımız tablodur. dedi. "TURGUT ÖZAL I ÖLDÜKTEN SONRA ANLAYABİLDİK " Rifat Hisarcıklıoğlu, krizi rağmen bunların olması, siyasi kriz, ülkelerin sistemlerinin değişiyor olduğu bir dönemde bunların olmasının önemine dikkat çekerken, şunları kaydetti: Şükürler olsun Allah bize girişimci ruh vermiş. Petrolümüz, doğalgazımız, kaya gazımız yok. Bunlar hikaye. Girişimcin yoksa hepsi ancak bu ülkelere baktığınızda devletler zengin, milletler fakir. Milletin, halkın zengin olması için girişimcisi olması gerekiyor. Allah rahmet eylesin. Rahmetli Özal bize bu cesareti verdi. Hepimiz o günlerde ben bile dahil anlayamadık. Kıymetini bilemedik. Rahmetli olduktan sonra anladık. Onun vizyonu bizim çok ötemizde imiş. Bizim girişimcilik ruhumuzu onun sayesinde keşfettik. Bugün özel sektör olarak yapamayacağımız hiçbir şey yok. Yeter ki; futbol oynayacağımız sahada şartlarımız aynı olsun. Rakiplerimizle eşit şartlarda olalım. Program sonunda Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, katılımından dolayı Başkan Hisarcıklıoğlu na plaket verdi. (CİHAN) Egeli Madenciler bir kez daha Ürün dedi Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Ürün, Ege Madenciler Derneği (EMAD) genel kurulunda üyelerden güvenoyu alarak ikinci kez bu göreve seçildi. E- MAD Başkanı Ürün, maden ruhsat ve izinlerini Başbakanlık iznine bağlayan genelgenin ülke madenciliğinin gelişimine engel oluşturduğunu belirterek, Yeni dönemde önceliğimiz sözkonusu genelgenin yürürlükten kaldırılması için çalışmak olacak dedi. Ürün, bu konunun çözümü için çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini dile getirdi. Ürün, Haziran 2012 de yürürlüğe giren ve maden ruhsat izinlerini Başbakanlığa bağlayan genelgenin yürürlükten kaldırılması ile sektörün üretim, istihdam ve sağlayacağı katma değere dikkat çekerek, Ülkemiz madencileri ve madenciliği zor bir dönemden geçiyor. Aldığımız sorumluluğun bilincindeyiz. Bu görevin altından kalkmak için tüm gücümüzle çalışacağız. Bu uğraşta en büyük destekçimiz, çalışmalarımızın her aşamasında üyelerimizin desteğinin yanımızda hissetmek diye konuştu. Mevzuat değişti Hakan Ürün, orman mevzuatında yapılan yeni düzenlemelere de değinerek bu konuda üyelerin görüş, düşünce ve önerilerini aldıkları geniş kapsamlı bir anket çalışması başlattıklarını açıkladı. Bu çalışma sonunda ortaya çıkacak görüşlere göre yol haritasını ilan edeceklerini kaydeden Ürün tüm bu çalışmalarda konunun tüm tarafları ile diyalog ve görüşmelere devam edeceklerine vurguladı. Ürün, Sağlayacağımız diyalog ortamı ile temennimiz ve i- nancımız sektörün çözüm bekleyen sorunlarını ortadan kaldırmak ve madenciliğin ülke ekonomisine sağladığı katma değeri artırmak olacak dedi. TZOB: Fındık ithalatı yapılmamalı Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Arsin Ziraat Odası akıl tutulması olduğuna dikkati çeken Kozoğlu, yeniden ihraçtan yani re-exporttan bahsetmenin üzerine çıkmasına sebebiyet vermiştir. dedi. YAŞANAN FELAKETTEN Başkanı Hasan Kozoğlu, fındık ithalatı yapılmaması gerektiğini belirterek, Yaşanan don olayın- yanlış bir uygulama olduğunu uzun zamandır şunları kaydetti: TZOB olarak alivre satışların HER KESİM ZARAR ETTİ dan oluşan zararı fındık ithal edip sonra ihraç ederek çözmeye çalışmak Türk fındığı nın kalbine gelebilecek aksaklıklardan en fazla etkilenen her kesim zarar ettiğini, fiyatların yükselmesin- söylüyoruz. Bu satış sisteminde meydana Yaşanan bu felaketten fındık ile ilgili hemen kurşun sıkmak demektir. dedi üreticilerimiz olmaktadır. Daha ürün dalında den en fazla zarar eden kesimin ise ihracatçılar Kozoğlu, yaptığı açıklamada Türkiye 800- yetişmeden masa başında yapılan bağlantılardan olduğunu vurgulayan Kozoğlu, şunları kaydetti: 850 bin ton olan dünya fındık üretiminin yaklaşık üreticilerimizin doğrudan olarak etkilenmektedir. Yıllardır yapılmasına karşı olduğumuz alivre yüzde 70 ini karşıladığını, ikinci sıradaki İ- Üreticinin maliyetlerine dikkat edilmeden yapılan satışın olumsuz tarafını bu kez ihracatçılar yaşamaktadır. Ancak bu durumda meydana gelen talya nın üretimdeki payının yüzde 12,9, Azerbaycan ın yüzde 4,34, ABD nin yüzde 4, İs- zararlı çıkmıştır. Önceden pazarlığı yapılmış yani zararı fındığı ithal edip sonra ihraç etmekle çözm- fiyat pazarlıklarından her zaman üreticilerimiz panya nın yüzde 2,4 de kaldığına işaret etti. alivre satışlara rağmen, piyasaya fındık fiyatlarının serbest ekonomi koşulları altında şekil- sıkmak demektir. Son olarak 2004 yılında eye çalışmak; Türk fındığı nın kalbine kurşun döneminde yıllık ortalama olarak Türkiye nin 590 bin ton, İtalya nın 108 bin ton, lendiği algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Çok yaşamış olduğumuz don olayının ardından fındık Azerbaycan ın 36 bin 600 ton, ABD nin 34 bin satıcı ile az alıcının buluştuğu pazarlarda serbest ithal edilmemişti. Ancak iç piyasa ve ihraç fiyatları önemli derecede artmıştı te 480 bin ton 230 ton, İspanya nın 20 bin 250 ton üretim piyasa şartlarından söz edilemez. Ne yazık ki gerçekleştirdiğini vurgulayan Kozoğlu, şu bilgileri verdi: döneminde Türkiye 198 mu, tarım kesiminde çok sıklıkla görülmektedir. tona geriledi. Bir sonraki yıl ise 530 bin tona çık- ürün fiyatının alıcı tarafından belirlenmesi duru- olan fındık rekoltesi, yüzde 27 azalarak 350 bin bin 680 tonluk yıllık ortalama ihracatıyla dünya Tarım sektöründe üretici birlikleri ve kooperatiflerin öneminin üretici tarafından tam olarak an- bazı illerde 8 liraya kadar çıktı setı. O dönemde iç piyasada fındığın kilogram fiyatı ticaretinde yüzde 81 lik pay aldı. Aynı dönemde İtalya 15 bin 410 ton fındık ihraç ederek yüzde laşılamaması, birlik ve kooperatiflerin gerek zonu ihracat fiyatları on iki ay ortalaması kentalde (100 kilogram) 375 ABD Doları olarak 6 lık payda kaldı. Türkiye ve İtalya yı, Azerbaycan, ABD, Gürcistan ve İspanya izledi. Karadeniz turmaması gibi sebepler yüzünden bu olumsuz gerçekleşti. yaygınlaşamaması, gerekse sistemlerinin tam o- İhracatçı Birlikleri verilerine göre Türkiye, tablo devam etmektedir. Mart ayının son üç Ancak don olayıyla birlikte sezonu ihraç fiyatları kentalde 666 dolardan 2004 ve sezon dönemlerinde her yıl gününde özellikle Ordu, Giresun, Trabzon ve ortalama 238 bin ton fındık ihraç ederek her yıl Samsun un yüksek kesimlerinde etkili olan don açılmış, aynı sezonun Temmuz ayında kentalde 1,5 milyar dolar gelir elde etti yılında 17 olayının, fındıkta, 2014 yılı ürününde rekolte 1107 dolar seviyelerine ulaşmıştı. Sezon ortalaması ise kentalde 816 dolar olmuştu milyar dolara ulaşan gıda tarım ihracatında, 1,77 kayıplarına neden olacağının tahmin edildiğini milyar dolarlık fındık ihracatı yer almaktadır. belirten Kozoğlu, Yaşanan don olayının 2014 sezonu kental fiyatı 924 dolardan açılırken, Buna göre, gıda ve tarım ihracatının yüzde yılı ürününe vereceği zarar tam olarak bilinmemekle birlikte don zararı oranının yüksek kes- 449 dolardan kapanmış, ortalama sezon fiyatı 811 kademeli olarak düşerek sezon sonunda kentali 10,4 lük kısmı sadece fındıktan karşılanmaktadır.imlerde yer yer yüzde 90 ları geçmesi, kıyı kesimlere inildikçe zararın oransal olarak yüzde 50 - kentali 662 dolardan açılan piyasada, son olarak dolar olarak gerçekleşmiştir sezonu Dünya üretiminin yaklaşık yüzde 70 ini elinde bulunduran, dünya fındık ticaretinde yüzde lerin altına düşmesi zararın ne denli fazla mart ayında kental fiyatı 701 dolara yükseldi. Ancak yaşanılan don olayından sonra ihracat fiyat- 81 pay alan bir ülke olarak, tarımsal ihracatta en olduğunu göstermektedir. Bu durum fındık fiyatlarının bir iki hafta içerisinde 5,5 liradan 9 liranın larının yükseleceğini biliyoruz. fazla dövizi getiren fındıkta, ithalat yapılarak (CİHAN)

6 SAYFA 6 SONDAKiKA GAZETESİ >> 6 GÜNCEL Nisan Şubat Pazar Perşembe Bornova da uluslararası Homeros Festivali düzenlenecek CHP İzmir Milletvekilleri Rıza Türmen, Alaattin Yüksel, Mustafa Balbay ve Hülya Güven, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila yı ziyaret edip tebrik ederek görevinde başarılar diledi. Vekiller Bornova nın İzmir için önemine değinirken Başkan Olgun Atila, ilçeye üniversite ve turizm kenti kimliği kazandırmak için başlattığı çalışmaları anlattı Başkan Atila, bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi nin düzenlemesini yaptığı Homeros Vadisi nde Uluslararası Edebiyat etkinliği düzenlemeyi planladıklarını açıkladı. Bu projeye başta gazeteci-yazar Mustafa Balbay olmak üzere tüm milletvekilleri destek verdi. Göreve seçildiği günden bu yana kendisini ziyaret edip desteklerini açıklayan vatandaşlardan sonra, CHP İzmir milletvekilleri de Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila yı yalnız bırakmadı. Başkan Olgun Atila yı birlikte ziyaret eden CHP li vekiller Rıza Türmen, Alaattin Yüksel, Mustafa Balbay ve Hülya Güven her konuda destek ve katkı sunmaya hazır olduklarını söyledi. Bornova nın İzmir için ayrı bir öneme sahip olduğunu dile getiren vekiller, belediye meclis üyelerinin de hazır bulunduğu ziyarette ilçenin potansiyelinin kullanılmasına yönelik fikirlerini açıkladı. Homeros un adına yakışacak etkinlikler Göreve seçildiği günden bu yana makam koltuğuna o- turmak yerine ziyaretine gelenlerle hep yan yana oturan ve kentin yönetimiyle ilgili kendisine iletilen bütün düşünceleri not alan Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, belediye başkanlığı süresince bu anlayıştan ödün vermeyeceğini dile getirdi. Homeros un dünya çapında büyük bir değer olduğunu, Homeros Vadisi nin çevre düzenlemesiyle vatandaşların kullanımına sunulmasından da büyük bir onur duyduğunu söyleyen Başkan Atila şöyle konuştu: Biz de Homeros Vadisi ni adına yakışacak etkinlikler yaparak kullanmak istiyoruz. Spor etkinliklerinden edebiyata pek çok konuda projelerimiz var. Bu konuda Homeros Vadisi ni kullanmak, uluslararası boyuta taşımak ilçemizin çıtasını yükseltecektir. Bu kapsamda Uluslararası sanatçıların katılacağı bir Homeros Festivali yapmayı planlıyoruz. Projelerimizde milletvekillerimizle birlikte çalışmak, katkılarını almak bize onur verecektir. Başkan Olgun Atila, Bornova ya ilişkin hedeflerini ve projelerini de anlattığı ziyarette, ilçenin üniversite ve turizm kenti kimliği kazanması için çalışacaklarını bunu yaparken ayrım yapmadan herkese hizmet etmeyi sürdüreceklerini söyledi. Dünya çapında edebiyatçılar Bornova ya gelir CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, üniversite yıllarını da geçirdiği Bornova ya özel bir sevgi beslediğini belirterek Homeros Vadisi nin uluslararası düzeyde etkinliklere ev sahipliği yapması gerektiğini söyledi. Tutuklu bulunduğu süre içinde daha önceden okuduğu Homeros un İlyada ve Odesa isimli eserlerini bir de görme engelliler için sesli kayıt yapılmak üzere okuduğunu dile getiren Balbay, Bornova da, dünya çapında edebiyatçıların katılacağı bir Homeros Festivali düzenlenebilir dedi. CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel de Büyükşehir Belediyesi nin bu alanda göletler ve çeşitli düzenlemeler yaparak güzel bir rekreasyon alanı oluşturduğunu hatırlattı. Yüksel, Büyükşehir Belediyesi yle birlikte bu alanda Bornova nın adını dünyaya duyuracak etkinlikler yapılabilir diye konuştu. Halkın yönetime katılmasının önemine değinilen sohbette CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen de, halkla temas kurulmasının önündeki en büyük engelin makam koltukları olduğunu belirtti. Türmen, makam koltuğuna oturup araya resmiyetin girmesiyle halkın yönetime katılımının zorlaştığını belirtti. CHP İzmir Milletvekili Hülya Güven, Olgun Atila yı daha önce de ziyaret ettiğini hatırlatarak, İlk günden bu yana halkın yanında ve herkesin yararına projelerini devreye sokmak için yoğun bir çalışma içine girdi. Kendisine bu yaklaşımı nedeniyle teşekkür ediyor ve her zaman yanında olduğumu bildirmek istiyorum dedi. Sibel Uyar seçim döneminde verdiği sözü yerine getirdi! Göreve başladığı günden itibaren yoğun bir tempo ile çalışan Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, yeni yönetim anlayışı ile hız kesmeden çalışmalarına devam ediyor. Halk ile beraber yönetim ilkesiyle yola çıkan Sibel Uyar, Urlalı esnaflarla buluşup sorunları yerinde çözüyor. İlk olarak Urla da tarihi Arasta Çarşısı olarak bilinen Malgaca Pazarı esnaflarıyla toplantı yapan Uyar ve Urla Belediyesi Meclis üyeleri Malgaca esnafının sorunlarını dinleyerek, çözüm o- lacak kararlar aldılar. Esnafın isteği üzerine çarşı içine araçların girmesi engellenerek ilk karar anında uygulandı. Çeşmealtı halkı, Çeşmealtı ve Gece Pazarı esnafı ile de Çeşmealtı nda toplantı yapıldı. Yaşadığınız yerler ile ilgili sorunları en iyi siz bildiğiniz için sizlerle birlikte çözüm üreteceğiz diyen Uyar Çeşmealtı sakinlerini dinledikten sonra Çeşmealtı ndaki çalışmaları şöyle anlattı: İzmir Büyük Şehir Belediyesi ile birlikte yürütülecek sahil projesi yaz sezonuna yetişmeyebilir ama sahiller ıslah edilip, rahatça denize girilebilecek seviyeye getirilecek. Yine aynı şekilde bu sene yetiştiremesek bile belediye çay bahçelerini hayata geçireceğiz. Yat limanı projesinde çet raporu alındı, ihale aşamasında. Su Altı Arkeoloji Projesi Arkeopark bitme aşamasında. 5 yıllık meclis üyeliği dönemimde bu müzeyle ilgili çalışmalarımız oldu, emeğimizin karşılığını görmek mutluluk verici. Çeşmealtı Gece Pazarı da bu sene eskisinden farklı, esnafın ve halkın daha rahat kullanacağı tarzda dizayn edilecek. Urla da semt merkezleri kurulacak Ulaşım için otobüslerin Konak a kadar sefer yapmasını isteyen vatandaşlara metronun Üçkuyular a gelmesi ile artık Üçkuyular yönünden gelen diğer otobüslerin de Konak a seferlerinin kaldırılacağını belirten Uyar İskele de vapur iskelesinin yapılıp Konak a seferler düzenleneceğini ve ayrıca dolmuşlarda kentkart uygulamasına geçileceğini söyledi. Ayrıca Urla daki bazı çalışmalardan da bahseden Uyar Urla da semt merkezleri kurularak çocuklara ücretsiz kurslar verilecek. Urla da yaşayan akademisyenlerden oluşturduğumuz Akademi Urla Projemiz in çalışmalarına Mayıs ayında başlıyoruz diye konuştu. Çeşmealtı halkı da Uyar a seçim dönemi sorunları yerinde konuşup çözüme kavuşturacağız vaadini yerine getirdiği için teşekkür ettiler. Başkan Selvitopu miniklerle buluştu Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle hafta boyunca düzenlenen etkinlikler kapsamında, ilçedeki anaokulu öğrencileri ile bir araya geldi. Karabağlar daki Rüzgargülü, Sema Hanım ve Renkli Fiyonklar Anaokulu öğrencileri ile 23 Nisan U- lusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nın anlam ve önemini üzerine sohbet eden Selvitopu, çocukları geleceğe hazırlayan öğretmenlere de teşekkür etti. Miniklerin çağdaş bireyler olarak yetişmesini, geleceğe hazırlanmasını isteyen Selvitopu, Sizler bizim geleceğimizsiniz. Büyüyüp, yetişkin bireyler olduğunuzda bu koltuklara sizler oturacaksınız dedi. Selvitopu, çocuklara Karabağlar da daha çok oyun alanları, parklar ve yeşil alanlar yaratmak için söz verdi. Selvitopu, miniklerin şiir ve şarkılarını dinledi, birlikte fotoğraf çektirdi. 6 yaşındaki Duru Toktan, Başkan Selvitopu na renkli kağıtlarla hazırladıkları bir buket çiçeği hediye etti, görevinde başarılar diledi. Kemeraltı konuşacak Tarihi ve kültürel dokusuyla adeta bir Belediyesi, Valilik ve üniversitelerin de açıkhava müzesi niteliği taşıyan, her içinde yer alacağı geniş katılımlı bir platform oluşturulması gerektiğini dile ge- gün on binlerce kişinin alışveriş için ziyaret ettiği Tarihi Kemeraltı Çarşısı nın tiren Pekdaş, Konak Belediyesi olarak sorunları masaya yatırılıyor. Konak yeni dönemde tarihi çarşının geleceğine Belediyesi nin seçilmiş ilk kadın Belediye ışık tutacak geniş katılımlı forumlar Başkanı Sema Pekdaş, tarihi çarşının düzenleyeceklerini söyledi. yeniden eski canlılığına kavuşması için TÜRKİYE NİN AÇIKHAVA MÜZESİ düğmeye bastı. İlk iş olarak Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği nin yönetim kurulu Bu forumlarda Kemeraltı nın tarihi ve üyelerini makamında konuk eden Pekdaş, kültürel zenginliğinin de masaya yatırılacağını belirten Başkan Pekdaş, mevcut y- önümüzdeki aylarda esnafın ve akademisyenlerin de içinde yer alacağı erel dokuyu mutlaka koruyacaklarını dile geniş katılımlı bir Kemeraltı Formu getirerek şöyle konuştu: Yerel doku yerel düzenleyeceklerini söyledi. Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği nin yönetim kurulu Kemeraltı için farklı bir canlandırma esnafla kalkındırılır, bu bir gerçek. Ancak üyeleri Konak Belediye Başkanı Sema modeli lazım. Kemeraltı na hareket getiren kurumlar bu bölgeden taşındı, sine- Pekdaş ı makamında ziyaret ederek hem hayırlı olsun dileklerini iletti, hem de tarihi çarşının sorunlarını dile getirdi. Dernek ilgili sorunlar var. Bu sorunlar forumlarda malar kapandı, aydınlatma ve güvenlikle Başkanı Ümit Kaya, Kemeraltı nın son tartışılacak. Kemeraltı Türkiye nin yılarda açılan alışveriş merkezleri ve işporta yüzünden eski canlılığını kaybettiği- dokuyu koruyan böyle bir açıkhava açıkhava müzesidir. Yerel ve tarihi ni iddia ederek, çözüm için işbirliği önerisinde bulundu. Tarihi çarşının sorunması için bölgesel değil daha geniş kap- müzesi daha yok. Kemeraltı nın canlanlarının sadece esnafla sınırlı kalmadığını samlı düşünmek ve birlikte hareket etmek da belirten Kaya, yeniden eski canlılığın gerekiyor. kazandırılması için destek beklediklerini RUHSAT SORUNU ÇÖZÜLECEK ifade etti. Ziyarette Kemeraltı esnafının en KEMERALTI FORMU temel sorunlarında biri olan ruhsat sorunu Konak Belediye Başkanı Sema da görüşüldü. Dernek yönetiminin geçici Pekdaş ise Tarihi Kemeraltı Çarşısı nın ruhsat konusunu gündeme getirmesi üzerine Pekdaş, verilen geçici ruhsatların sadece İzmir in değil dünyanın sayılı açık hava alışveriş merkezlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, her gün on binlerce k- konu üzerinde çalışıyoruz. Ruhsat çözüm olmadığına dikkat çekerek, Bu işiyi ağırlayan çarşının hak ettiği yere çözülebilir bir sorun. Ben işin formülünü gelebilmesi için gereken her türlü desteği bulacağım dedi.sibel Uyar seçim döneminde verdiği sözü yerine getirdi vereceklerini söyledi. Sorunların çözümü için yerel esnafın yanı sıra Büyükşehir İZMİR MİLLETVEKİLLERİ, FOÇA DA ALKIŞLARLA KARŞILANDI CHP İzmir Milletvekilleri Alaattin Yüksel, Hülya Güven, Mustafa Balbay ve Rıza Mahmut Türmen, 25 Nisan 2014 Cuma günü akşamüzeri saatlerinde, Foça ilçesini ziyaret etti. Milletvekilleri, 30 Mart yerel seçimlerinin sonucunda yeniden seçilerek, 3 kez belediye başkanlığı görevine getirilen Gökhan Demirağ ı tebrik etti. Foça Belediye Başkanlığı makamında gerçekleşen tebrik ziyaretinde; CHP Foça İlçe Başkanı Günal Biçer, CHP li Foça Belediye Meclisi Üyeleri, CHP Foça İlçe Gençlik Kolları Başkanı Oktay Kaya ve üyeleri ile CHP Foça İlçe Başkanlığı Yürütme Kurulu Üyeleri de yer aldı. Milletvekilleri, 5 dönemdir Foça da dalgalanan CHP bayrağını, 6. dönemine taşıyan Belediye Başkanı Gökhan Demirağ a, ilçe başkanına ve ilçe teşkilatı üyelerine, başarılı ve özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Sohbet esnasında, genel siyaset ile ilgili kısa bir tespitte bulunan Milletvekili Alaattin Yüksel; son günlerdeki anti-demokratik ortamın ülkeye büyük zarar verdiğini belirtti.

7 17 27 Nisan ubat Pazar Per embe Cumhurbaşkanı Gül, istihbarata Meclis denetimi getiren, MİT mensuplarının görevlerini yaparken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle görüşmesini de öngören 6532 sayılı "Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"u yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi Cumhurbaşkanı Gül tarafından yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilen kanunla MİT'in görevleri yeniden belirleniyor. MİT'in görevleri arasında "dış güvenlik, terörle mücadele ve milli güvenliğe ilişkin konularda Bakanlar Kurulu'nca verilen görevleri yerine getirmek", "dış istihbarat, milli savunma, terörle mücadele ve uluslararası suçlar ile siber güvenlik konularında her türlü teknik istihbarat ve insan istihbaratı usul, araç ve sistemlerini kullanmak suretiyle bilgi, belge, haber ve veri toplamak, kaydetmek, analiz etmek ve üretilen istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak" ve "istihbarat kapasitesini, niteliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla çağdaş istihbarat teşkilat usul ve yöntemlerini araştırmak, teknolojik gelişmeleri takip etmek ve uygun görülenleri temin etmek" de yer alacak. MİT'e kanunla sayılan görevler dışında görev verilemeyecek. Teşkilat, yerli ve yabancı her türlü kurum, kuruluş, tüm örgüt veya oluşumlar ile kişilerle doğrudan ilişki kurabilecek, uygun koordinasyon yöntemlerini uygulayabilecek. MİT, kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, Bankacılık Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşlarla diğer tüzel kişiler ve tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşlardan bilgi, belge, veri ve kayıtları alabilecek, bunlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem merkezlerinden ve iletişim altyapısından yararlanabilecek, bunlarla irtibat kurabilecek. Bu kapsamda talepte bulunulanlar, kendi mevzuatlarındaki hükümleri gerekçe göstermek suretiyle talebin y- erine getirilmesinden kaçınamayacak. TCK'nın "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar", "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar", "Milli Savunmaya Karşı Suçlar", "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" başlıklı maddelerinde yer alan suçlara (Halkı Askerlikten Soğutma, Askeri İtaatsizliğe Teşvik, Seferberlikle İlgili Görevin İhmali, Düşmandan Unvan ve Benzeri Payeler Kabulü, Askeri Yasak Bölgelere Girme başlıklı 318, 319, 324, 325 ve 332. maddeleri hariç olmak üzere) ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarda ifade tutanaklarına, her türlü bilgi ve belgeye erişebilecek, bunlardan örnek alabilecek. MİT, görevlerini yerine getirirken gizli çalışma usul, prensip ve tekniklerini kullanabilecek.mit, istihbarat faaliyetler için görevlendirilenlerin kimliklerini değiştirebilecek, kimliğin gizlenmesi için her türlü önlemi alabilecek, tüzel kişilikler kurabilecek. Kimliğin oluşturulması veya tüzel kişiliğin kurulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belge, kayıt ve dokümanlarla araç ve gereçler hazırlanabilecek, değiştirilebilecek, kullanılabilecek. Yabancıların ülkeye giriş-çıkışları, vize, ikamet, çalışma izni ve sınır dışı edilmesi gibi konularda, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. Telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, milli savunma, terörizm ve uluslararası suçlarla siber güvenlikle ilgili verileri toplayabilecek. Yabancı unsurların ülkenin ve vatandaşların iletişim güvenliğini tehdit eden faaliyetlerinin engellenmesine yönelik çalışmalar yapabilecek, ilgili kurum ve kuruluşlardan talepte bulunabilecek. MİT'te görev alan veya alacak kişilerin güvenilirliklerini ve uygunluklarını belirlemek için yalan makinesi uygulaması dahil test teknik ve yöntemlerini kullanabilecek. MİT mensupları, görevlerini yerine getirirken ceza ve infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerle önceden bilgi vermek suretiyle görüşebilecek, görüşmeler yaptırabilecek, görevinin gereği terör örgütleri dahil olmak üzere milli güvenliği tehdit eden bütün yapılarla irtibat kurabilecek.önleyici istihbarat elde etmek ve analiz yapabilmek amacıyla MİT Müsteşarı veya yardımcısının onayıyla yurt dışında veya yabancılar tarafından gerçekleştirilen iletişim ile ankesörlü telefonlarla yapılan iletişim ve MİT mensuplarının, MİT'te görev alanların veya görev almak üzere başvuranların iletişimi tespit edilebilecek, dinlenebilecek, sinyal bilgileri değerlendirilebilecek ve kayda alınabilecek. Yurt içinde veya yurt dışında olağanüstü gayret ve fedakarlıkla yaptığı çalışmalar sonucunda, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün korunmasında, devletin yücelmesinde, milli menfaatlere katkıda bulunan ve hizmette üstün başarı ve yararlılık gösteren MİT personeline madalya verilebilecek. MİT mensupları ve emeklileri, demirbaş ve zati silahlarını MİT Müsteşarlığı kayıtlarına geçirilmek, müsteşarlıkça verilen belgelere işlenmek kaydıyla meskun mahaller dahil her yerde taşıyabilecek.cumhuriyet savcıları, MİT görev ve faaliyetleriyle mensuplarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde MİT Müsteşarlığı'na bildirecek. MİT Müsteşarlığı'nın, konunun görev ve faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirlemesi veya belgelendirmesi halinde adli yönden başka bir işlem yapılmayacak ve herhangi bir koruma tedbiri uygulanmayacak. Ancak ilgili fıkra hükümlerine göre işlem yapılabilecek. MİT Müsteşarı hakkında soruşturmalarda, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulu Kanunun "Yüce Divan'da yargılanacak asker kişilerle ilgili soruşturma usulü" maddesinin bazı hükümleri uygulanacak. Buna göre, anılan kararlara karşı ilgililer, 10 gün içinde Cumhurbaşkanlığına itiraz edebilecek. İtiraz üzerine Cumhurbaşkanı tarafından verilen karar kesin olacak. Araştırma veya ön inceleme, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi görevlendireceği denetim elemanlarıyla da yaptırabilecek. Bu şekilde görevlendirilen kişiler, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'da ön incelemeyle görevlendirilen kişilere tanınan yetkilere sahip olacak. Soruşturma izni verilmemesi kararı hakkında ilgililerce yapılan itirazın Cumhurbaşkanınca kabul edilmesi veya soruşturma izni verilmesi kararına karşı süresi içinde itiraz edilmemesi ya da bu itirazın Cumhurbaşkanı tarafından reddedilmesi üzerine, izin vermeye yetkili merci tarafından soruşturmayı yapmak üzere denetim elemanlarından üç kişilik bir soruşturma kurulu oluşturulacak. Kurul, soruşturma sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkilere sahip olacak ve soruşturma sırasında hakim kararı alınması gereken hususlarda yetkili mahkemelere başvuracak. Kurul, yaptığı soruşturma sonucunu bir raporla tespit ederek izin vermeye yetkili merciye sunacak. İzin vermeye yetkili merci kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verecek. Bu karar kesin olacak. MİT Müsteşarı, Yargıtay ilgili dairesince yargılanacak. Aynı konuya ilişkin yeni ve somut delil ortaya çıkmadan, yeniden soruşturma yapılamayacak. İsimsiz, imzasız, adressiz, takma adla yapıldığı anlaşılan ya da belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikayetler, cumhuriyet savcılarınca işleme konulmayacak. MİT mensuplarıyla istihbarat hizmetlerine yardımları teşvik edilenler ve bunların eş, çocuk, ana, baba ve kardeşleri MİT Müsteşarının onayıyla Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan koruma tedbirlerinden yararlandırılacak. MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliği gereği veya görevin ifası nedeniyle diğer kişilere verdiği zararlar, idare tarafından tazmin edilecek. Tazmin, zararın göreve ilişkin bir husustan doğması ve ilgili personelin kasıt veya ağır kusurunun bulunmaması halinde rücu işlemine konu edilmeyecek. Türk vatandaşları hariç olmak üzere, tutuklu veya hükümlü bulunanlar, milli güvenliğin veya ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Dışişleri Bakanının talebi üzerine, Adalet Bakanının teklifi ve Başbakanın onayıyla başka bir ülkeye iade edilebilecek veya başka bir ülkede tutuklu ve hükümlü bulunanlarla takas edilebilecek. MİT'in görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgeleri, yetkisiz o- larak alan, temin eden, çalan, sahte olarak üreten, bunlar üzerinde sahtecilik yapan, bunları yok eden kişiye 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilecek. MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini herhangi bir yolla ifşa edenler ile MİT mensuplarının kimliklerini sahte olarak düzenleyen veya değiştiren ya da bu sahte belgeleri kullananlar, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Bu bilgi ve belgelerin radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçlarıyla her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlanması, yayılması veya açıklanması halinde, Basın Kanunu ile İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Y- oluyla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu kapsamında, sorumlulukları belirlenenlerle bunları yayınlayanlara 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası uygulanacak. Kanun kapsamındaki, görev ve yetkilerin kullanılmasını engelleyenlere 3 yıldan 5 yıla kadar, ihmal ve suistimal suretiyle önleyenlerle yükümlülükleri yerine getirmeyenlere 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu fiilleri MİT mensupları işlerse, ceza üçte biri oranına kadar artırılacak.cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"u onayladı. Kanunla TBMM bünyesinde Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu kurulacak. Komisyonun üye sayısı 17 olacak; üye dağılımı, siyasi parti gruplarının toplam sayısı içindeki yüzde oranına göre yapılacak. MİT'e verilen görev ve yetkiler çerçevesinde yapılan her türlü talep öncelikli olarak yerine getirilecek, bu talepleri yerine getirenlerin hukuki ve cezai sorumluluğu doğmayacak. Bu kanun ile diğer kanunlarda aynı konuyu düzenleyen farklı hükümler bulunması halinde, bu kanun hükümleri uygulanacak. MİT mensupları ile burada görev yapmış olanlar, teşkilatın görev ve faaliyetlerine ilişkin hususlarda tanıklık yapamayacak. Ancak devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının tanıklığı müsteşarın, müsteşarın tanıklığı ise Başbakanın iznine bağlı olacak. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla diğer kurum ve kuruluşlar, MİT Kanunu'nda yazılı görevlerin yerine getirilmesi sırasında ihtiyaç duyulan hallerde, kullanımlarında bulunan her türlü malzeme, ekipman, teçhizat ve cihazı, diğer kanunların bu konudaki düzenlemelerine bakılmaksızın teşkilata geçici tahsis edilebilecek veya bedelsiz devredebilecek. Teşkilat uhdesindeki istihbari nitelikteki bilgi, belge, veri ve kayıtlarla yapılan analizler, "Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk" suçları hariç adli soruşturma ve kovuşturmalarda istenemeyecek. Kimlikleri değiştirilenler, MİT'in görev ve faaliyetlerine yardımcı olanlar veya istihbarat hizmetlerinde istifade edilenler, kamu görevlisi olup olmadıklarına bakılmaksızın, görev, faaliyet ve yardımları sebebiyle sorumlu tutulamayacak. Teşkilat uhdesindeki bilgi ve belgelerin gizlilik derecelerinin ve sürelerinin tespit edilmesine, birim ve kısımlara ayrılmasına, kullanıma veya paylaşıma açılmasına ve bunların akademik çalışmalar ile her türlü yayın ve edebi eserde kullanılmasına müsteşar tarafından oluşturulacak bir komisyonca karar verilecek.belirtilen görevleri yerine getirmek üzere, TBMM bünyesinde Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu kurulacak. MİT müsteşarlığınca yürütülen devlet istihbarat hizmetleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından görevleri gereği yürütülen güvenlik faaliyetlerine ve istihbari nitelikteki faaliyetlere ilişkin olarak İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve MİT Müsteşarlığınca hazırlanacak yıllık raporlar Başbakanlığa gönderilecek. Başbakanlıkça bu raporlar üzerinde hazırlanacak yıllık rapor, mart ayında Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu'na sunulacak. Komisyon, incelemelerini ve görüşmelerini raporun kendisine intikalinden itibaren 90 günde tamamlayacak ve hazırlayacağı raporu bu sürede TBMM Başkanlığına sunacak. Komisyonun üye sayısı 17 olacak, üye dağılımı, siyasi parti gruplarının, parti grupları toplam sayısı içindeki yüzde oranına göre yapılacak. Komisyonun görevleri şöyle: "Milli güvenliğe ilişkin konularda görüş ve öneriler sunmak, güvenlik ve istihbarat konularında uluslararası alanda kabul gören gelişmeleri izlemek. Kendi faaliyetlerine ilişkin rapor hazırlamak. Güvenlik ve istihbarat hizmetleri sırasında elde edilen kişisel verilerin güvenliğini, bireyin hak ve özgürlüklerini koruyucu öneriler geliştirmek."komisyon görüşmeleri kapalı oturumda yapılacak. Kapalı oturumda komisyon üyeleri, ilgili bakanlar, görevli hükümet temsilcileri ve komisyonda görev yapan yasama uzmanları ile stenograflardan başkası bulunamayacak. Çalışmalara ilişkin bilgi ve belgelerin saklanmasında ve korunmasında gizlilik esas olacak. Görüşmelere katılan ve bu görüşmelere herhangi bir şekilde vakıf bulunanlar, komisyon çalışmaları ve görüşülen konular hakkında hiçbir açıklama yapamayacak, bunları sır olarak saklayacak. Komisyon tarafından hazırlanan raporları ve bunların eklerini taşıyan, çoğaltan ve teslim alanlar da dahil olmak üzere tüm görevliler, bu raporların ve eklerinin korunması için gereken dikkat ve özeni gösterecek. İlgili kurumlar ve Başbakanlıkça hazırlanacak raporlarda, komisyon raporlarında ve bunların ekleriyle komisyon tutanaklarında, devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelere yer verilmeyecek. Komisyonun çalışma usul ve esaslarına ilişkin o- larak, bu maddede hüküm bulunmayan hallerde TBMM İçtüzüğü hükümleri uygulanacak. İlgili kurumlar ve başbakanlıkça hazırlanacak raporların hazırlanmasına ve kapsamına ilişkin usul ve esaslar, Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenecek. Doğrudan MİT tarafından tedarik edilmesi uygun görülen istihbarat ve güvenlik amaçlı ihtiyaçlar için gereken kaynak; MİT müsteşarının teklifi, Milli Savunma Bakanının uygun görüşü ve Başbakanın onayıyla Savunma Sanayi Destekleme Fonundan MİT adına açılan hesaplara aktarılacak. Aktarılan bu tutarlar, MİT'in tabi olduğu mevzuat hükümlerine göre harcanacak. (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Şubat Nisan Perşembe Pazar SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Nisan Şubat Pazar Perşembe Meltem ARIKAN meltem.arıkan.5@facebook.com İdealsiz Müslümanlar Özenilecek bir hayat varsa bu küfrün hayatı değil, Müslümanların hayatıdır. Tevekkülü, imanın derinliğini, sevginin gücünü, dostluğu, kardeşliği, fedakarlığı bilmeyen insanların hayatında özenilecek bir yön yoktur. Bir insan Kuran a tabi olmuşsa, müminse şan ve şeref sahibidir. Bu şan ve şerefe layık yaşamakla da yükümlüdür. Bu yüzden Müslüman ezik olmaz. Ve Müslüman aciz, yenilgiyi kabul etmiş üslup kullanmaz. Eğer bir Müslüman inkar edenlerin karşısında eziklik duyuyorsa, onların güçlü olduğunu düşünerek kendinin zaten yenilmiş olduğuna inanıyorsa o zaman bu Müslümanın dünyaya bakış açısında ciddi bir sorun vardır. Birincisi karşısındaki her gücü, her insanı, her ülkeyi Allah ın yarattığını unutmuş demektir. İkincisi, kendisini yaratan ve kendisinin sahip olduğu imkan/imkansızlıkları var edenin Allah olduğunu unutmuş demektir. Üçüncüsü, kendisinin yaptığıyla değil Allah ın takdiriyle olayların geliştiğini unutmuş demektir. Bu durumun bir hastalık gibi bazı Müslümanları kuşattığını dikkatle bakan herkes muhakkak görüyordur. En baştan küfrün üstünlüğüne inanmış, bu nedenle de açık ve net kendi idealini savunmak yerine onların tavrına göre şekil alan insanlar bunlar genelde. Çoğu zaman, bilinç altlarında küfrün dünyayı daha iyi yaşadığını, kendisinin ise o sözde görkemli dünyayı bilmediği için onlara hiçbir zaman yetişemeyeceğini düşünen bir bakış açısı bu. O insanların giyimlerine, yemeklerine, yaşadıkları mekanlara özenmek ve benzerine sahip olabilmek için her türlü tavizde bulunabilecek bir bakış açısı bu. İşin daha da acısı, bu küçük şeylere sahip olduğunda çok büyüdüğünü sanan, kendini bir anda inanılmaz değerli hisseden ve enaniyete bürünen bir cahillik bu. Oysa gizli gizli özendiği o hayat değil, asilce yaşayacağı Müslümanca hayattır insanı kurtuluşa erdirecek olan. Müslüman küfrün hayatına benzediği için değil, o hayatın en ufak bir esintisini bile üzerinde taşımadığı için kıymetlidir. Üstelik Müslüman o hayatın en alasına, en güzeline sahip olan ama gerektiğinde zerre şüphe duymadan hepsini bir kenara itip geçebilen insandır. O yüzden, eziklik duyması gereken biri varsa o da Müslümanlar değil, küfür ahlakını yaşayanlardır. Özenilecek bir hayat varsa bu da küfrün hayatı değil, Müslümanların hayatıdır. Tevekkülü, imanın derinliğini, sevginin gücünü, dostluğu, kardeşliği, fedakarlığı bilmeyen insanların hayatında özenilecek bir yön yoktur. Çünkü bu insanlar dünyanın en iyi koşullarına da sahip olsalar bu koşullardan zevk alacak, bu koşulları en iyi şekilde değerlendirecek derinliğe ve akla sahip değillerdir. Tabi şu da bir gerçek ki, Müslümanlığı neşesizlikle, kavruklukla, sanat düşmanlığıyla, kalitesizlikle, kirle, bakımsızlıkla, müziksiz, resimsiz, heykelsiz, sinemasız, edebiyatsız bir hayatla eş anlamlı tanıyanlar ve tanıtanların sebep olduğu garabet bir durum bu aslında. Önce Kuran da olmayan, hayatla da uymayan bir Müslüman modeli oluşturuyorlar. Sonra kendi kafalarında oluşturdukları bu modelle hayatlarını uzlaştırmaya çalışıyorlar. Bu uzlaşma ise hiçbir zaman olmuyor. İmkanları sınırlıyken, küçük bir dünya içinde yaşıyorken bu bir sorun olmuyor. Ama imkanlar genişledikçe, eskiden uzaktan baktıkları sahip olabileceklerini hayal dahi edemedikleri hayatla kaynaşmaya başlayınca işler değişiyor. Öyle bir aşamaya geliyorlar ki ya hayatı ya dini seçmeleri gerekiyor. İşte büyük çoğunluğu bu durumda dini değil hayatı seçiyor. Dine dair tüm ideallerini de hayatın gerçeklerine uymadığını iddia ederek geride bırakıyorlar. Sonra da ortaya idealsiz, amaçsız, ülküsüz, sadece şikayet eden, haftada bir genellikle Cuma günleriyapılan toplantılarda şevksiz bir üslupla dinden bahseden, zaman zaman yaptığı yardımlarla yetinen, dinden bahseden ama dinin yaşanamayacağına tüm varlığıyla inanmış ve hayatıyla da bunu ortaya koyan insanlar çıkıyor. Oysa din hayatın bir bütünü ve hayatın her alanına hakim. Hayat dinle anlam kazanıyor ve güzelleşiyor. Sizin yaşanmaz ve uzak gördüğünüz din Kuran değil, kendi kafanızda kurduğunuz batıl bir sistem. O batıl sistem ne kadar atıl ve zor ise, Kuran da anlatılan İslam o kadar canlı, hayat dolu ve gerçek. Çünkü Kuran modernliği, sanatı, bilimi, bakımı, özeni, nezaketi, kaliteyi, insanın sürekli kendisini geliştirmesini, neşeyi, şevki, candanlığı, hareketliliği, aktifliği teşvik ediyor. Bu gerçeği görmedikçe ve kalben tam kabul etmedikçe Müslümanların önlerindeki engelleri aşmaları mümkün görünmüyor. Müslümanlar Allah a olan derin iman ve güvenlerinden, Allah ın her şeyin sahibi olduğuna olan inançlarından ve teslimiyetlerinden kaynaklanan güçlü ve sağlam bir karakter geliştirmedikçe, ezilmelerinin son bulması da mümkün değil. Hayır, Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar. (Enbiya Suresi, 71) ayetinde bildirildiği gibi kendi zikrinden yüz çeviren değil, var gücüyle bu zikre sarılan insanlar olması gerekiyor tüm Müslümanların. İnşaAllah o zaman, her bir Müslüman üzerinde tecelli eden şan ve şeref İslam alemi üzerinde de tecelli edecektir. ENGELLİ ÇOCUKLAR DOĞAL YAŞAM PARKINDA Yaşamın her alanında engellilere yönelik uygulamalarıyla dikkat çeken Çiğli Belediyesi, zihinsel engelli çocukları İzmir Doğal Yaşam Parkı na götürdü. Başkan Hasan Arslan da çocukların coşkusuna ortak oldu ve onlarla birlikte parkı gezdi. Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan, Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Kalkınma Vakfı nda (ZİÇEV) eğitim gören zihinsel engelli çocukları güzel bir gün geçirmeleri amacıyla İzmir Doğal Yaşam Parkı na götürdü. Başkan Arslan ın eşi Ergül Arslan da çocuklara eşlik ederken, 25 engelli çocuk güzel bir nisan gününün tadını çıkardı. Engelli çocuklar ve öğretmenleri okullarından otobüsle alınarak doğal yaşam parkına getirildi. Başkan Arslan ve eşi Ergül Arslan da çocuklarla birlikte gezi otobüsüne binerken, çocuklar da muhteşem doğa eşliğinde doğal ortamlarına uygun koşullarda yaşayan hayvanları gözlemleme fırsatı buldular. ENGELLİ DOSTU ÇİĞLİ Engelliler için her alanda engelli dostu faaliyetleri gerçekleştirdiklerini belirten Başkan Hasan Arslan, Çiğli Belediyesi nin zihinsel engelli bireylerin sosyal yaşamlarına dokunmaya ve katkı sunmaya devam ettiğini söyledi. Engelli çocukların hem eğlendirilmesi hem de bilgilendirilmesi için uğraştıklarını belirten Başkan Hasan Arslan, Çocuklarımız doğal ortamda hayvanları yakından görme şansına eriştiler. Çocuklar, çoğunu televizyonda gördükleri yabani hayvanları doğal yaşam ortamlarında görme ve tanıma şansı yakaladılar. Yaşam parkında heyecan ve sevinç içinde hayvanları ve Ege Meslek Yüksekokulu ndan ANLAMLI KAMPANYA Bir haftada ortalama 400 kişiden kan bağışı alındı. Şu ana kadar üçüncüsü düzenlenen kampanyalar kapsamında toplam 1200 kişiden kan bağışı alındı. Bu kampanyalar ile yaklaşık 3600 hastaya fayda sağlanacak. Ege Meslek yüksekokulu nun Ege Üniversitesi Hastanesi Kan Merkezi ve Kızılay işbirliği içinde yürütülen kampanya başarı ile gerçekleştirildi. Etkinliğe; Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, İzmir Kızılay Kan Merkezi Müdürü Dr. Burak Yurdakul, Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Yeşim Kirazlı, Ege meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. H. Semih Güneş, Ege meslek Yüksekokulu Müdürü Yardımcısı Rıdvan Şen, Yrd.Doç.Dr. Mustafa Berkant Selek, Serdar Coşkun, Öğr. Gör.Volkan Yavaş, Ege Harputlu, TÜİK toplumu aydınlatıyor Türkiye İstatistik Kurumu nun 88. Kuruluş yıldönümü ve Türkiye İstatistik günü Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Konferans Salonu nda İstatistikçiler, öğretim elemanları ve öğrencilerin katılımıyla kutlandı. Konferansın açılış konuşmalarını TÜİK İzmir Bölge Müdürü Ökkeş Kulakoğlu, Türk İstatistik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ayşen Apaydın ve Vali Yardımcısı Mustafa Harputlu yaptı. Gelişmiş toplumların istatistiğin önemini kavradığını belirten Kulakoğlu, Üniversitesi Hastanesi Kan Merkezi nden Uzm. Dr. Ajda Turhan ve ekip arkadaşları katıldı. Ege Üniversitesi Kan Merkezi, Ege Meslek Yüksekokulunda stant açıp broşür dağıtarak öğrencilere kan bağışı konusunda ön bilgilendirmede bulundu. Öğrenciler sağlıklı kan bağışının önemi ve kan ile bulaşan hastalıklar konusunda bilgilendirildi. Kampanya bir hafta sürecek. Ege Üniversitesi ve Kızılay'ın uzmanları tarafından 20 dakikalık bir bilgilendirme sunumu yapıldıktan sonra gönüllü öğrencilerden Ege Meslek Yüksekokulu okuma salonunda kan bağışı yapılıyor. Kan Bağışı sırasında rahatlama sağlamak için fonda klasik müzik çalınıyor. Öğrencilerin yanında çalışan personel ve Öğretim elemanları da kan bağışlayarak kampanyaya destek oluyor. Toplumların kendini geliştirebilmesi ve analiz yapabilmesi için istatistiki verilere önem vermesi gerekiyor. Geçmişimizi ve geleceğimizi iyi anlayabilmemizin yolu buradan geçiyor dedi. İstatistikçisiz istatistik olmaz diyen Apaydın, Son yıllarda birçok üniversitemizde istatistik bölümleri açılıyor ve geleceğin kalifiye istatistikçileri burada yetişiyor. Çalışanlarımızın büyük bir bölümünü üniversitelerden istihdam ediyoruz ve yaptığımız görüşmeler ile bu sayının artması adına adımlar atıyoruz Kan bağışında bulunan donörlere günün anısına, üzerinde "Ege Meslek Yüksekokulu" ve "Kan bağışçısı 2014" yazan bir kalem ve Ege üniversitesi kan merkezinin hazırladığı "Kan bağışı Can Bağışı" rozetleri hediye ediliyor. Bir haftada ortalama 400 kişiden kan bağışı alındı. Şu ana kadar üçüncüsü düzenlenen kampanya kapsamında toplam yaklaşık 1200 kişiden kan bağışı alındı. Bu kampanyalar ile yaklaşık 3600 hastaya fayda sağlanacak. Bu çalışma ile Ege Üniversitesi bireylerine kan bağışı konusunda örnek olmak, kan bağışı yapan bireyleri kan bağışına özendirmek, sürekli hale getirilmesinde katkıda bulunarak ve kan bağışı önemi konusundaki farkındalığı arttırmayı hedefliyor. (EGE AJANS) diye konuştu. Günümüzde bilginin ve bilgiye kolay olarak ulaşabilmenin çok önemli olduğunu belirten Harputlu, TÜİK ve Türk İstatistik Derneği önemli devlet kurumlarımıza kendilerini değerlendirebilmeleri ve en doğru bilgiye ulaşabilmeleri için önemli istatistikî veriler sunmaktadır. Toplumumuzu ve kurumlarımızı aydınlatan ve çağdaşlaştırma yolunda adımlar atmalarını sağlayan TÜİK in verimli çalışmalarını memnuniyetle takip ediyoruz dedi. (EGE AJANS) "Salçalık domates"te alım fiyatları açıklandı Türkiye'nin salçalık domates üretiminin yüzde 40'ından fazlasını karşılayan Karacabey ve Mustafakemalpaşa ovalarından ürün temin eden salça fabrikaları, 2014 sezonu alım fiyatlarını belirledi. Kilogram başına peşin ödemeli 21 kuruş, yarısı peşin kalanı 2015 yılının ocak ayında ödemeli 22,5-23 kuruş olarak açıklanan fiyatlara, döviz kuru ve girdi maliyetlerinin artmasından yakınan üreticiler tepki gösterdi. Üreticiler, alım fiyatlarının revize edilmesini istedi. Karacabey Ziraat Odası Meclis Başkanı Nuri Karaca, yaptığı açıklamada, Bursa'nın Karacabey ve Mustafakemalpaşa, İzmir'in Torbalı ve Bergama, Manisa'nın Salihli ilçeleriyle Çanakkale'nin, Marmara ve Ege bölgelerinin salçalık domates üretiminde söz sahibi olduğunu vurguladı. Bursa'daki salçalık domates fidesi ekilen alanların Karacabey'de 90 bin, Mustafakemalpaşa'da ise bin dekar olduğu bilgisini veren Karaca, ekim için arazilerin hazırlandığını ve fidelerin mayıs ayı başından itibaren toprakla buluşturulacağını belirtti. Türkiye genelindeki salçalık domates ihtiyacının karşılanması için 280 bin dekar alanda ekim yapılması ve 2,5-3 milyon ton ürünün elde edilmesi gerektiğini anlatan Karaca, kuraklık yüzünden bazı bölgelerde sıkıntı yaşanabileceğine dikkati çekti. Karacabey ve Mustafakemalpaşa ovalarında, salçalık domates hasadının yapılacağı ağustos ve eylül aylarına kadar su sorunu olmadığını ifade eden Karaca, diğer bölgelerde, özellikle Ege Bölgesi'nde ciddi su sıkıntısı beklendiğini söyledi. Bu bölgelerde, sulama yapamayacağı için ekim yapmaktan vazgeçen üreticiler bile olduğuna değinen Karaca, bu nedenlerle salçalık domates rekoltesinde düşüş yaşanabileceğini dile getirdi. - "Maliyetlerin kabaracağı şimdiden belli" İlçede kurulu fabrikaların bu sezona ilişkin fiyatlarını tespit ettiğini aktaran Karaca, salçalık domateste kilogram başına alım fiyatlarının peşin ödemeli 21 kuruş, yarısı peşin diğer yarısı 2015'in ocak ayında ödemeli 22,5-23 kuruş olduğunu söyledi. Üreticinin kilogram bazında fiyat beklentisinin, 30 kuruş ve üzeri olduğuna işaret eden Karaca, şöyle konuştu: "Girdi fiyatları yüzde 30'lar civarında arttı. (AA) yaşadıkları yerleri izlediler. Onların sevinçleri bizleri de mutlu etti. Engeller bizim engelimiz. Çocuklar bizim çocuklarımız. Çiğli Belediyesi olarak bu organizasyonları sürdürmeye devam edeceğiz. Her zaman engellilerimizin yanındayız diye konuştu. ÇOCUKLAR MUTLU OLDU Ziçev Müdürü Sevilay Adıgüzel de, engelli çocukların zaman zaman dışarı çıkmalarının onları mutlu ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü; Belediyemizin çocuklarımızın yanında olması, onlar için etkinlikler düzenlemesi hem bizi, hem çocuklarımızı hem de ailelerini mutlu ediyor. Bu gezi de çocuklarımız için oldukça faydalı oldu. Çok eğlendiler ve mutlu oldular. Başkanımıza gösterdiği ilgi ve destek için teşekkür ediyoruz. EKONOMİLİLER KARİYERLERİNE ÖĞRENCİYKEN BAŞLIYOR Fuar hakkında bilgi veren İzmir Ekonomi Üniversitesi Kariyer Yönlendirme Merkezi Uzman Yardımcısı Pelin Süzen, 15 firma temsilcisinin bin 500 ün üzerinde öğrenciyle birebir görüşmeler yaptığına dikkat çekerek, Böyle bir fuar ilk kez gerçekleştiriliyor. Amacımız firmaların insan kaynakları birimleriyle öğrencilerimizi, mezunlarımızı biraraya getirip onlara staj ve iş olanakları sağlamak. Etkinliğin en önemli getirisi de öğrencilerimiz mezun olmadan profesyonel hayatın farkına varıyorlar. Böylece, öğrencilik yıllarından başlayarak kariyerlerine yön çiziyorlar dedi. Fuarda, öğrencilerin profesyonel yaşamda olduğu gibi iş görüşmeleri yapma olanağı yakaladığını kaydeden Süzen, katılımcıların firmalar hakkında da bilgilendiğini, kendilerini tanıtma olanağı bulduğunu söyledi. Süzen, Öğrencilerimiz bu etkinlik sayesinde profesyonel hayatlarına bir adım önde başlamış oldu diye konuştu. Göreve başladığı günden itibaren yoğun bir tempo ile çalışan Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, yeni yönetim anlayışı ile hız kesmeden çalışmalarına devam ediyor. Halk ile beraber yönetim ilkesiyle yola çıkan Sibel Uyar, Urlalı esnaflarla buluşup sorunları yerinde çözüyor. İlk olarak Urla da tarihi Arasta Çarşısı olarak bilinen Malgaca Pazarı esnaflarıyla toplantı yapan Uyar ve Urla Belediyesi Meclis üyeleri Malgaca esnafının sorunlarını dinleyerek, çözüm olacak kararlar aldılar. Esnafın isteği üzerine çarşı içine araçların girmesi engellenerek ilk karar anında uygulandı. Çeşmealtı halkı, Çeşmealtı ve Gece Pazarı esnafı ile de Çeşmealtı nda toplantı yapıldı. Yaşadığınız yerler ile ilgili İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencileri mezun olmadan kariyerlerine yön vermeye başladı. İzmir de ilk kez İzmir Ekonomi Üniversitesi nde gerçekleştirilen Kariyer Fuarı nda öğrenciler firmaların insan kaynakları yöneticileri ile biraraya geldi, iş görüşmeleri yaptı. Öğrenciler, hazırladıkları özgeçmişlerini fuara katılan ulusal ve uluslararası firma yetkililerine aktarırken, gelecekleri adına ilk iş görüşmelerini gerçekleştirdi sorunları en iyi siz bildiğiniz için sizlerle birlikte çözüm üreteceğiz diyen Uyar Çeşmealtı sakinlerini dinledikten sonra Çeşmealtı ndaki çalışmaları şöyle anlattı: İzmir Büyük Şehir Belediyesi ile birlikte yürütülecek sahil projesi yaz sezonuna yetişmeyebilir ama sahiller ıslah edilip, rahatça denize girilebilecek seviyeye getirilecek. Yine aynı şekilde bu sene yetiştiremesek bile belediye çay bahçelerini hayata geçireceğiz. Yat limanı projesinde çet raporu alındı, ihale aşamasında. Su Altı Arkeoloji Projesi Arkeopark bitme aşamasında. 5 yıllık meclis üyeliği dönemimde bu müzeyle ilgili çalışmalarımız oldu, emeğimizin karşılığını görmek mutluluk verici. Çeşmealtı Gece Pazarı da bu sene eskisinden farklı, esnafın ve halkın daha rahat kullanacağı tarzda dizayn edilecek. Urla da semt merkezleri kurulacak Ulaşım için otobüslerin Konak a kadar sefer yapmasını isteyen vatandaşlara metronun Üçkuyular a gelmesi ile artık Üçkuyular yönünden gelen diğer otobüslerin de Konak a seferlerinin kaldırılacağını belirten Uyar İskele de vapur iskelesinin yapılıp Konak a seferler düzenleneceğini ve ayrıca dolmuşlarda kentkart uygulamasına geçileceğini söyledi. Ayrıca Urla daki bazı çalışmalardan da bahseden Uyar Urla da semt merkezleri kurularak çocuklara ücretsiz kurslar verilecek. Urla da yaşayan akademisyenlerden oluşturduğumuz Akademi Urla Projemiz in çalışmalarına Mayıs ayında başlıyoruz diye konuştu. Adını umut koydular Büyükşehir in Sağlıklı Yaş Alma Merkezi ne katılan kursiyerler, Umut Korosu adını verdikleri bir topluluk oluşturdu. Koronun AASSM konserindeki en büyük sürpriz ise Türkegül Kocaoğlu nun sahne almasıydı. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin örnek projelerinden Sağlıklı Yaş Alma Merkezi, yine farklı bir etkinliğe daha imza attı. Merkezdeki Türk Sanat Müziği kursuna katılanlardan oluşturulan koro, ilkbahar konseriyle dinleyenleri adeta büyüledi. Sağlıklı Yaş Alma Merkezi'nin Umut Korosu adı verilen SIZINTI Abdullah LELİK Abdullah_lelik@hotmail.com DOĞRULARI SÖYLEMEK GÜZELLİKTİR Korku imparatorluğun da, korkusuzların çıkması ve doğruları korkusuzca haykırması, özgürlük adına, demokrasi adına çok sevindirici oluyor. Çokaz da olsa bazı kişi veya kurumların üst yöneticileri ülkemizde yaşananların, ne düzeyde olduğunu, neler yapılması gerektiğini, böyle giderse bu ülkenin geri dönülmez bir yolda yanlışlardan kurtulamayacağını ifade ediyorlar. Bunlardan biriside son günlerde çıkış yapan Baş Denetçi Nihat Ömeroğlu olmuştur. Kamu Denetçiliği Kurumu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, 17 ve 25 Aralık rüşvet soruşturmalarının ardından Emniyet ve yargı teşkilatlarında başlatılan tasfiyelerle ilgili açıklamalarda bulundu: Gerek Anayasa mızın 38. maddesi gerekse Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi nde bulunan hükümlere göre şüphesiz beraat-ı zimmet asıldır. Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu (Ombudsman) İstanbul Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından düzenlenen Kamu denetçiliği konulu' konferansa katıldı. Ömeroğlu, geçtiğimiz günlerde birinci yılını dolduran Kamu Denetçiliği Kurumu'nun Türkiye'de hak ettiği yeri daha alamadığını belirterek, yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında tasfiye edilen veya tenzili rütbeye uğrayan kamu görevlilerinin daha çok yargıya başvurduklarını dile getirdi. Ömeroğlu kendilerine bu konuda şikayet gelmediğini ancak Anayasa'nın 38. maddesindeki 'Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez' ilkesinin bu kişiler için uygulanması gerektiğini kaydetti. Kamu Denetçiliği Kurumu nun Avrupa'da yer alan ombudsmanlıklara göre çok yetersiz olduğunu vurgulayan Ömeroğlu Avrupa'da ve İskandinav ülkelerinde ombudsman kararlarına uyum yüzde 98 yüzde 99'larda. Bizde ise yüzde 20. Avrupa'ya denetçilerimizi gönderdiğimizde onlara ombudsman kararlarına idare tarafından uyuluyor mu dediğimizde çok şaşırıyorlar. Diyorlar ki bizim ülkemizde Ombudsman kararları geldiği vakit idare bu karara uyar. Neden böyle oluyor tabi yılların verdiği birikim var, hukukun üstünlüğüne olan inanç var, demokrasinin çok ileri düzeye geldiği toplumlar var. şeklinde konuştu. Türkiye'de ombudsmanların tavsiyelerine uyulmasının artırılması için yetkilerinin de artırılması gerektiğini dile getiren Ömeroğlu, yasa değişikliği ile alakalı çalışmalarının olduğunu dile getirerek, Devlet denen aygıt gerçekten çok güçlü, birey onun yanında çok zayıf, biz de bu yüzden bireyin yanında olmak zorundayız. dedi. Ombudsmanlık sisteminin İsveç'te başladığını söyleyen Nihat Ömeroğlu, İsveç'in bu sistemi Osmanlı yargı sisteminden örnek aldığını ifade etti. Osmanlı'da padişahların yılda bir kez yargı görevlisi kadının karşısına geldiğini değinen Başdenetçi Ömeroğlu Bakınız kanun yapıcı, Osmanlı'nın her şeyi olan padişah dahi diğer biri ondan şikayetçi ise senede 1 defa çıkıp kim şikayetçi ise hakkını ondan alma yollarını arıyor. Müslüman olsun Gayrimüslim olsun hakkını arıyor. Bunlardan biri de Fatih'in başına gelmiştir. Gayrimüslim bir kadının hikâyesidir. Fatih'e bir arazinin alınmasına müsaade etmiyor. Sonra kadı, devletle o kadını uzlaştırıyor. diye konuştu. Nihat Ömeroğlu, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasını adalet sistemindeki bozulmaya bağladığını vurgulayarak şu açıklamayı yaptı: "Osmanlı 600 yıl ayakta kalmıştır. Bu 600 yıl hiçbir imparatorluğa nasip olmamış. Ne zaman ki adaletten ayrılmıştır, hak hukuk mefhumlarına gerekli önemi vermemiştir. Adam kayırmacılık aman sen decilik gelmiş ve imparatorluk maalesef yıkılmıştır. Dolayısıyla adalet her zaman ifade ettiğimiz gibi mülkün yani devletin temelidir. Adaletin olmadığı bir devlette hiçbir şeyin anlamı yoktur." Ege Üniversitesi nde engelleri aşan etkinlik Ege Üniversitesi (EÜ) Engelli Çocuklar Rehabilitasyon ve Eğitim Parkı Araştırma ve Uygulama Merkezi oldukça anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Merkezde eğitim gören onlarca çocuk her yıl geleneksel olarak düzenlenen bahar şenliğinde dans, ritim, step gibi alanlarda öğretim üyeleri ve velilere gösteriler sundu. Şenliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yeşim Kirazlı etkinliğe katılan öğretim üyelerini, akademik personeli, dekanları ve velileri selamladıktan sonra, 2006 yılında kurulma çalışması tamamlanan ve 2010 yılından bu yana aktif olarak hasta alan merkezimizin kurucularına bugün bizlerle oldukları için çok teşekkür ederiz. Merkezimiz 2010 Nisan dan bu yana düzenli hasta alımına devam ediyor. müzik topluluğunun Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde (AASSM) düzenlenen konserini, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu nun eşi dr. Türkegül Kocaoğlu da izledi. Şef Betül Er ve koristlere çiçeklerle teşekkür eden Türkegül Kocaoğlu, İzmir gibi yaşanılası bir kentte ileri yaşın önemi daha iyi anlaşılıyor. Sağlıklı yaş almak için yapılan en önemli etkinliklerden biri müziktir, çünkü müzik ruhun gıdasıdır. Büyükşehir Belediyesi Sağlıklı Yaş Alma Merkezi nin fikir annesi olmaktan bugün bir kez daha gurur duydum. Koromuzla iftihar ediyorum. Diliyorum ki, bu tür mekanlar kentimizin her ilçesinde açılsın ve daha çok yaşlıya ulaşılsın dedi. Konserde bir sürpriz de yapan Dr. Kocaoğlu, Amir Ateş in bestesi olan Bir kızıl goncaya benzer dudağın adlı şarkıyı seslendirirken, performansıyla katılımcılardan büyük alkış aldı. Bunun dışında düzenli olarak sosyal aktivitelerimizi de sürdürüyoruz diye konuştu. Atatürk Sağlık Meslek Yüksekokulu başta olmak üzere başka birçok merkezden de destek aldıklarını belirten Prof. Dr. Kirazlı, Su Ürünleri Fakültesi ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Balık Çocuk projesi var. Bunun dışında EÜ Türk Musikisi Konservatuarı ile birlikte ritim çalışmaları yapıyoruz. Aynı zamanda dans çalışmaları da gerçekleştiriyoruz. Bugün sizlere bu çalışmalardan küçük örnekler sergileyeceğiz dedi. Çocuklar ilk olarak Barış Manço tiplemesiyle sahne aldıktan sonra, konservatuvarla birlikte hazırlanan bir başka grup ritim gösterisi sundu. Sonrasında ise salsa gösterisi, step gösterisi ve şirinler müzik grubunun canlandırılması yapıldı. Gösterilerin sonunda çocuklara hediye dağıtan Ege İnner Wheel Kulübü Başkanı Melek Güsar yaptığı konuşmada, Çocuklarımızın sağlıklı büyümesi için elimizden gelen yardıma hazırız. Bugün bizi burada ağırladığınız için çok teşekkür ederiz diye konuştu. Ege İnner Wheel Klübü nün EÜ Engelli Çocuklar Rehabilitasyon ve Eğitim Parkı Araştırma ve Uygulama Merkezi ne bağışladığı yürüme yardımcısı bir cihaz engelli bir çocukla birlikte tanıtıldı. Bir fizyoterapist eşliğinde kullanılan ve değişik boylardaki çocuklar için üç adet boy seçeneği bulunan cihaz izleyenlerin büyük ilgisini çekti. Etkinlik sonrasında Prof. Dr. Yeşim Kirazlı çocukların bu gösterileri yapmasına ve eğitimlerine katkı sunan öğretim üyelerine ve destekçilere teşekkür belgesi takdim etti. Daha sonra veliler ve öğretim elemanları ile birlikte bahçeye çıkılarak bahar pikniği yapıldı. (EGE AJANS)

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >>10 GÜNCEL Nisan Şubat Pazar Perşembe Gitmemizi isteyen ittifak güçlerine milletimiz en iyi cevabı verdi! İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Bütün AK Parti hükümetlerinin gitmesi, örselenmesi, dağılmasını düşünen bütün güçlerin ittifak ettiği bir seçimdi bu, hatta sadece demokratik yollar kullanılarak değil antidemokratik darbe teşebbüsleriyle, kayıt dışı ve ahlak dışı organizasyonlarla bile ittifakların yapıldığı seçimi geride bıraktık. İşte manzara ortada, vatandaşın mesajı ortada, halen daha bu mesajı okuyamayan siyasi aktörler ve sosyal aktörler de ortada" dedi "AK Parti hükümetlerinin gitmesi, örselenmesi, dağılmasını düşünen bütün güçlerin ittifak ettiği bir seçimdi bu, hatta sadece demokratik yollar kullanılarak değil antidemokratik darbe teşebbüsleriyle, kayıt dışı ve ahlak dışı organizasyonlarla bile ittifakların yapıldığı seçimi geride bıraktık. İşte manzara ortada, vatandaşın mesajı ortada, halen daha bu mesajı okuyamayan siyasi aktörler ve sosyal aktörler de ortada. Hükümetin başlattığı çözüm süreci ve demokratikleşme kapsamında yeni yasal düzenlemenin olup olmadığı yönündeki soru üzerine Bakan Ala, "Gerçekten bir paradigma değişimine sahne oldu Türkiye, önceden devlet diye sadece hazineden maaş alanlar tanımlanırdı oysa devlet aynı zamanda vergi verenlerdir, vatandaşlar topluluğudur, herkes devlettir. Devlet diye sadece memurlara bakıp, orada kamu görevlilerine ya da sadece güvenlikçilere bakıp vaziyet almayalım diye hep birlikte bir dil geliştirmeye çalıştık ki doğrusu da budur. Vatandaşlarımız bunun karşılığını çok yerde verdiler, veriyorlar" diye konuştu. Demokratikleşme adımlarının ve çözüm sürecinin ciddi bir biçimde devam ettiğini belirten Bakan Ala, şöyle devam etti: "Demokratikleşme adımları 2002'den beri atıldığı içindir ki teröre, terörist faaliyetlere destek olabildiğince azalmıştır, zaten demokrasi teröre desteği azaltır. Yani toplumda böyle bir atmosfer oluşturur, ama terörist faaliyetleri önleyecek şey, onlar daha farklı yöntemlerdir. İşte biz çözüm süreciyle, teröre desteği azaltan, demokratikleşmenin üzerine, bu terörist faaliyetlere de son verdirecek mekanizmaları geliştirip, tedbirleri alma yönünde çalışıyoruz. Burada önemli mesafeler de alındığını söyleyebilirim. Çözüm sürecine ilişkin, Güney Doğu'da Diyarbakır'da, Batman'da, Şırnak'ta, bütün o bölgedeki illerimizde yüzde 90'lara yakın daha da üzerinde bir desteğin olduğunu ve Türkiye'nin bu 'Akil Adamlar' toplantısından sonra da Türkiye'nin bütün bölgelerinde yüzde 60'ların üzerinde bir desteğe kavuştuğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bir iklim oluşmuştur, bu çok önemliydi, bundan sonra kararlı bir biçimde ciddi bir biçimde Türkiye bu adımlarını atıyor, çalışmalarını yürütüyor. Takdir edersiniz ki önemli bir kısmı, sonuca ulaşmadan deklare edildiğinde yolları tıkamaktadır. Türkiye'nin çıkarına olan, 76 milyonun lehine olan, annelerin ağlamayacağı, insanların dağda hak aramadığı, gelip aşağıda Türkiye'nin içerisinde Türkiye'nin gelişmesine ve kendi gelişimine katkıda bulunabileceği, bir hedefi yakalamaya çalışmak için, biz çözüm sürecini son derece ciddi bir biçimde ve buna yürekten inanarak devam ettiriyoruz. Neticeyi alacağımıza ben yürekten inanıyorum." -"Bizi engelleyecek şey kendi içimizdeki anlayışsızlık olabilir" Türkiye'in başarısını istemeyen dış güçlerin olmasının çok normal olduğunu belirten Ala, "Zaman zaman Türkiye'nin bu sorunu (terör sorunu) çözdüğünde hangi atılımları yapabileceğini çok iyi bilen içeride ve dışarıda bazı kimseler, her ülke için olabilecek olan içeride iktidarların başarılı olmasını istemeyen organizasyonlar olacaktır. Dışarıda da bu sorun olsun, bu sorunun üzerinden ben Türkiye ile ilişkilerimi kurayım diyen, mekanizmalar ya da devletler olacaktır. Bunların dışında bunlar olabilir zaten onlar istemeyecektir, bizi engelleyecek şey onlar değil, bizi engelleyecek şey kendi içimizdeki anlayışsızlık olabilir. Toplum bize bu gücü verdi, işte seçimlerde de çok güçlü bir destek verdi. Bize düşen de bunu hızlı bir şekilde sonuçlandırmak ve bunu yapacağız" değerlendirmesinde bulundu. Seçimlerde sandık dışı yollarla iktidarı götürmeye ve iktidara gelmeye çalışanlara halkın şamar vurduğunu belirten Ala, açıklamasına şöyle devam etti: "Vatandaşlarımızdan 'eskiden örtülen, retorikle geçiştirilen, böyle genellemelerle üstü örtülen meselelerin üzerine gidin', daha önce de bu mesajı aldık ve biz gittik. Millet de 'iyi yapıyorsunuz, doğrudur, çözün bu meseleleri bize maliyet ödettirmeyin, bizim Kürtle, Türkle, ülkemizin içerisinde biz aynı mefkurelere inanmış, koca medeniyet kurmuş bir toplumuz, biz neden böyle birbirimize düşüyormuş gibi, biz neden bu maliyetleri ödeyelim çözün bu meseleyi' diye mesaj verdi. Arkasında da durdu vatandaşlar. Biz de bunun Allah'ı var, gereğini yapıyoruz, görüşmelerini, projelerini, programlarını yapıyoruz ve bu işi sonuçlandıracağız. Çünkü Güneydoğu'da da Batı'da Türkiye'nin her tarafında güçlü bir destek var, o iklim oluştu. Demokrasinin herkese faydasının olduğunu artık yaşayarak, gördük. Demokrasi herkesin kazandığı rejimdir. Daha çok hayatımızda olumlu gelişmeleri ortaya koyan rejimlerdir. Bize düşen, yolumuza bu atmosfer içerisinde biraz daha hızlı biçimde devam etmektir. Herkesin vatandaşı odağına alan, vatandaşın arzu ve isteğine göre bir siyaset üretmesi gerektiğini de ortaya koyan net mesaj vardır." -"Vatandaşın mesajı ortada" "Seçim sonuçlarını kendiniz ve muhalefet açısından nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki soru üzerine ise Bakan Ala, şöyle konuştu: "AK Parti hükümetlerinin gitmesi, örselenmesi, dağılmasını düşünen bütün güçlerin ittifak ettiği bir seçimdi bu, hatta sadece demokratik yollar kullanılarak değil antidemokratik darbe teşebbüsleriyle, kayıt dışı ve ahlak dışı organizasyonlarla bile ittifakların yapıldığı seçimi geride bıraktık. İşte manzara ortada, vatandaşın mesajı ortada, halen daha bu mesajı okuyamayan siyasi aktörler ve sosyal aktörler de ortada. Şimdi bu seçim yenilgisini çeşitli atraksiyonlarla ve saldırılarla, tehdit eder bir dil kullanarak örtmeye çalışan kurnazlıklarla karşı karşıyayız. Seçim yapılıyor, yeniliyorlar, hiç seçim yapılmamış gibi yollarına devam ediyorlar. Buna ne denir, bizim toplumumuzda 'pişkinlik' denir, buna kurnazlık denir, siyasi aktivite, siyasi akıl denmez. Çünkü siyasi tavır millete saygılı tavırdır. Dönersiniz geriye, zaten birinciliği hedeflemiyorsanız, yarışa girmemelisiniz. Her seçim başıyla, sonuyla kendi kulvarı içerisinde bir yarıştır. Öncekiyle kıyasladığınız zaman bile geridesiniz, o anda kıyasladığınız zaman bile geridesiniz. Ama oradan bir başarı hikayesi çıkarmaya çalışıyorsunuz, buna bizim milletin söyleyeceği 'pes' yani, bu kadarı olmaz." Seçimlerden önce tahminlerde yanılmanın olmasının normal olduğunu belirten Ala, "Ama artık seçim sonuçlarını okuyamama bir demokratik körlük demektir. Halen eski jakoben tavır, kimseye faydası olmayan tavır ve geleneklerle hareket ediliyorsa, 'evet biz doğru yerdeyiz ama millet yanlış yaptı, ahali yanlış yaptı' diyen akıl, halen yürürlükteyse siyaset alanındaysa, onu da tebessümle izlemek lazım. İrdelemeye değer bir tutum yok demektir. Seçimler bize çok yüksek sesle net bir biçimde siyasi istikrarın ve demokrasinin arkasında halkımızın durduğunu göstermiştir" diye konuştu. (AA) "Taksim bir meydandır, hiçbir kutsallığı yoktur" Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Taksim bir meydandır, hiçbir kutsallığı yoktur. Sendikaların, Taksim'de mi olacak başka yerde mi olacak gibi hangi meydan yerine, hangi meydan olursa olsun, o meydanlarda ne dediği, ne diyeceği önemlidir" dedi. AA muhabirine açıklama yapan Gündoğdu, beş yıl önce devletin "Taksim'de asla 1 Mayıs kutlanamaz" ısrarına karşı gelerek, 6 konfederasyon ile Taksim'i 1 Mayıs'a açtıklarını söyledi. Burada, Taksim'in 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'ne açılmasına öncülük eden konfederasyonların şiddete uğradığını savunan Gündoğdu, "Buna rağmen geçen yıl yine 1 Mayıs'ta aynı şeyler tekrar etmesin diye yeniden 6 konfederasyon birlikte Taksim'de kutlayalım kararı aldık. Fakat KESK'in ve DİSK'in Türkiye'nin dış dünyadaki algısını kötülemek için kendi kızgınlıklarını, Taksim üzerinden ortaya koymaya çalıştıklarını çok net gördük" ifadelerini kullandı. "Taksim bir meydandır, hiçbir kutsallığı yoktur" diyen Gündoğdu, "Sendikaların Taksim'de mi olacak, başka yerde mi olacak gibi hangi meydan yerine, hangi meydan olursa olsun o meydanlarda ne dediği, ne diyeceği önemlidir" değerlendirmesinde bulundu. Gündoğdu, işçi sendikacılığın örgütlenme, taşeronluk, kıdem maaşları gibi çok ciddi sorunları olduğuna işaret etti. -"KESK ve DİSK de bunlara 'hayır' diyemiyor" Taksim'de bir meydan fetişizmi oluşturarak kaos oluşturmanın yanlış olduğuna aksine 1 Mayıs'ın emeğin, dayanışmanın, yardımlaşmanın, kardeşliğin, birlikteliğin günü olması gerektiğine dikkati çeken Gündoğdu, şunları belirtti: "Çalışanlara ve millete korku salmak, Taksimi'de bunun meydanı haline getirmek, 1 Mayıs üzerinden bir meydan savaşı çıkarmak emekçilerin istediği ve arzuladığı bir şey değil. Kaldı ki DİSK ve KESK alanlarında konfederasyonların en küçüğüdür. Burada çalışanlardan ziyade DİSK ve KESK'in logosu altında bir araya gelerek, onların logosunu arkaya alarak biriken kızgınlığını dile getirmek isteyen marjinal unsurlar var. KESK ve DİSK de bunlara 'hayır' diyemiyor. Dolayısıyla emekçilerin sorunlarını çözmek için bir gayretten ziyade biz, bu unsurlara 'hayır' diyemeyiz, 'hayır' diyemeyeceğimize göre 'yapacak başka bir şey yok' diyen bir yaklaşım var." -"Taksim'de gezi sipa vermek sağlıklı durmuyor" Gündoğdu, DİSK'in "Taksim, bizim için kutsaldır" sözünün enteresan olduğunu belirterek, "Taksim'de 1977'de faili meçhuller olmuştur, katliam olmuştur, DİSK yöneticileri öldürülmüştür. Onlarca başka faili meçhul vardır. Bu katliamların olduğu yerde katil aramak değil, katliamların tamamının aydınlatılması, faili meçhullerin ortaya çıkarılması ve hak ettiği cezanın verilmesi için bütün meydanlardan haykırmalıyız. Ama kaos oluşturarak, kaosu geçim kaynağı edinerek ve yeniden Taksim'de bir gezi siparişi vermeye Taksim'i aracı haline getirmek çok sağlıklı durmuyor. Bunun için de biz bu yıl Diyarbakır Meydanı'nı seçtik" diye konuştu. Diyarbakır'daki kutlama için hiçbir sorunun olmadığını, Diyarbakır'ın en büyük meydanına, çevre 20 ilden işçileri de davet ettiklerini bildiren Gündoğdu, Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda 1 Mayıs'ı kutlayacaklarını söyledi. Memur-Sen'in Diyarbakır'da düzenlediği mitinge Mardin, Batman, Şırnak, Siirt, Bitlis, Muş, Bingöl, Tunceli, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Osmaniye, Kilis, Mersin, Adana, Hakkari, Van ve Şanlıurfa'dan da işçiler davet edildi. (AA)

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Nisan Şubat Pazar Perşembe Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ İlk turu 10, 2. turu 24 Ağustos ta. AK Partililer ilk turda Cumhurbaşkanının seçileceği düşüncesinde.. Gül, her iki tarafın da birbirine sürpriz yapacağını, birlikte konuşup karar vereceklerini söylüyor.. Yani kriz bekleyenler umduklarını bulamayacaklar. Bu iyi haber.. Cumhurbaşkanlığı seçiminden söz ediyorum.. Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos.. 4 aydan daha fazla zaman var.. Ama tartışmalar şimdiden başladı. Haziran ortasına kadar bu konuda bir netlik de olacağını sanmıyorum.. Ama bu konu artık hep gündemde olacak.. CB: Sürpriz yok! Önce, Erdoğan ın kararı.. Ardından Gül ün ne yapacağını açıklaması gerek. Yoksa birileri Gül ün üzerinden Erdoğan a karşı bir kampanya yürütmek isteyebilir. Ama, Gül ün böyle bir oyuna alet olması beklenemez.. Birilerine göre aday çok. Mesela Meral Akşener. Mesela AYM Başkanı Haşim Kılıç.. CHP ile MHP yi birleştiren Mansur Yavaş, Barolar Birliği Başkanı.. Ne bileyim ben, say sayabildiğin kadar. Bir düzine aday çıkar bu şekilde.. Baykal ın bu şartlarda yeniden şansını denemek isteyeceğini sanmıyorum. Cemaatin adayı kim olacak mesela.. Bugünkü şartlarda, kaybedecek aday Cemaatin adayı olacaktır. Onun için birileri gölge etme başka ihsan istemez diyecektir.. Cemaat, birleştirici, uzlaştırıcı, toplumsal mutabakat filan diyecektir.. Biliyorsunuz, Cemaatin daha önceki, Gül ün seçildiği seçimde Baykal dı! Asker kökenli bir Cumhurbaşkanı düşüncesi yok! Erdoğan Ben adayım derse, artık seçilecek bir aday değil, Erdoğan ın karşısında ringe birini çıkartmak için birini bulmaları gerek.. Erdoğan aday olacaksa, partinin başına kim geçecek, başbakan kim olacak.. Cevabını arayan bir sürü soru var.. Putin Medvedev örneği de bana cazip gelmiyor.. Zaten Gül de aktif siyasete dönmek istemediğini söyledi. İslam Konferansının başına geçmeli. Bu arada; İslam Konferansı yeniden yapılandırılmalı.. En azından, eğer İslam Konferansının merkezi Türkiye ye taşınamıyorsa, eş başkanlık Türkiye ye getirilmeli.. gibi bir düşüncem vardı, ama o bu konuyla ilgili değil gibi duruyor.. Abdullah Gül ü siyasete girdiği ilk günden beri izliyorum.. PAM öncesi ve sonrası günleri de biliyorum. Biz SPAG diye bir oluşumun içindeydik ve sürekli görüşüyorduk.. 28 Şubat öncesini, 28 Şubat ı, sonrasını yaşadı.. Dar politik hesaplara gireceğini sanmıyorum.. Ama birilerinin onu bu yönde etkilemeye çalıştığını da tahmin ediyorum.. Gül üzerinden farklı çevrelerin, farklı hesapları olduğunu da biliyorum. Öte yandan; Gül ün bu farklı hesap sahiplerinin oyununa gelmeyecek kadar feraset ve tecrübe sahibi olduğunu da biliyorum. Birbirimizi nötralize ederek enerjimizi boşa harcamak yerine, bir puzzlenin parçaları gibi, birbirimizin eksiğini tamamlayarak büyük fotoğrafın ortaya çıkması için çalışmalıyız.. Biz birbirimiz için tehdit değil, birbirimiz için bir şans, hatta baht kaynağı olmalıyız.. Hatta Bülent Arınç da bu süreçte, İslam ülkeleri nezdinde ilişkileri ve işbirliğini geliştirmek üzere neden Fevkalade Büyükelçi statüsü ile aktif bir rol üstlenmesin. Yaşını-başını almış, tecrübeli bir hukuk adamı.. Varolan bir sürü uluslararası anlaşmalar var, örgütler var, taraf olduğumuz.. Bunlar aktif hale getirilebilir, etkinlikleri artırılabilir.. Bunun için bu tür insanlara ihtiyaç var.. Geçtiğimiz günlerde yaşadıklarımız, daha önce yaşananlar, yeteri kadar dış dünyaya anlatılamadı.. İçimizden tecrübe sahibi, saygın, devlet ciddiyetine sahip bir takım kişilerin benzer durumlarda dünya ülkelerine gidip, en üst düzeyde görüşmeler yaparak olup bitenleri anlatmalı.. Gül, konumu itibarı ile aktif siyasetin içinde yer almadı bu süreçte. Şimdi yeni dönemde vizyoner bir siyasi aktör olarak, tecrübeleri ve bilgi birikimi ile Türkiye ve İslam dünyası için bir şans olmalı. Gerekirse yasal bir düzenleme yapılarak, Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, Dışişleri Bakanını temsil eden, Fevkalade Büyük elçi statüsü ile bir çok uluslararası konunun çözümü için hazırlık aşamasında sürece müdahil olmalı ve sorumluluk üslenebilmeli.. Gül ve Erdoğan muhteşem ikili olarak siyasi süreçte kaldıkları yerden yola devam edebilirler.. Bizim boşa geçirecek bir saniye zamanımız, boşa harcayacak bir kuruş paramız ve feda edecek bir tek insanımız yok. Önce bunu görelim. Yarınki Türkiye nin inşasında herkese ihtiyacımız var. Sadece bizim gibi inanan ve düşünen insanlarla sağlanacak vahdet yetmez, tüm erdemli insanlarla ve mazlumlarla ittifaklar kurmalıyız.. Cumhurbaşkanlığı üzerinde yapılan spekülasyonlar, birilerinin eline fırsat vermekten başka bir anlamı olmayan bir iş olacak. Son seçimlerin şekli ve ortaya koyduğu sonuçlar belli değil mi? Milli İradenin tayin ettiği istikamet belli iken, o zaman daha neyi konuşuyoruz ki! Selam ve dua ile Taha AKYOL HÜRRİYET GAZETESİ Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Burcu Koçoğlu, gelecekte ülkemizi gururlandıracak binlerce gencimizden birisi. ODTÜ İnşaat Mühendisliği nden bu yıl mezun oluyor. Roma La Sapienza Üniversitesi ve Politecnico di Milano Üniversitesi İnşaat Mühendisliği yüksek lisans programlarından kabul ve burs kazandı. Dünyanın en iyi üniversitelerinden kabul alıp burs kazanan pek çok öğrencimiz var. Ama Burcu nun hikâyesi ve verdiği mücadele çok farklı. Gelin şimdi, neden inşaat mühendisliğine yöneldi, mastır ve doktorasını hangi konuda yapmak istiyor, cep harçlığı konusunda neden bu kadar zorlanıyor ve en önemlisi de neden bu gençlerimize sahip çıkmalıyız? İşte tüm bu soruların cevabı: Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Dünkü yazımda her yıl için geçerli olacak bir "Krizler takvimi" yapmıştım... Bu takvimi hatırlatayım: - Anayasa Mahkemesi'nin, Yargıtay'ın, Danıştay'ın kuruluş yıldönümleri, 23 Nisan, 19 Mayıs ve 29 Ekim gibi Cumhuriyet'in ulusal bayramları, 1 Mayıs gibi günler ve Atatürk'ün ölüm tarihi olan 10 Kasım, nasıl olsa birilerinin "Rejim tehlikede" konulu mesajlarına sahne olacak ve "Rejimin tehdidi" olarak gösterilenler bunlara cevap verince, siyasi gerginlikler ya da krizler tırmanacaktır. Bu yazının yayınlandığı gün, "Krizler takvimi"nin gerçekliğinin kanıtlanmasından ötürü, son derece mutsuz olduğumu söylemeliyim. Anayasa Mahkemesi'nin 52'nci kuruluş yıldönümü için düzenlenen törende Başkan Haşim Kılıç, siyasete ilişkin sert mesajlar vererek bir bardak sudaki fırtına şiddetinde bir kriz yarattı. Ve dün "Krizler takvimi"ne ilişkin gelişmeler için öngördüklerim de doğrulandı. Alışılmış gelişmeler Ne demiştim dün? - "Rejim tehlikede" konulu mesajları seslendirilince, "Rejimin tehdidi" olarak gösterilenler bunlara cevap verecek ve siyasi gerginlikler ya da İnanılmaz bir başarı hikâyesi Niye mühendislik? Önce biraz kendimi ve neden inşaat mühendisliğini seçtiğimi anlatayım daki büyük Marmara depremi sırasında, 9 yaşındaydım. O zor günleri, hep bir çocuk gözüyle, çocuk yüreği burkulmasıyla izledim. Ne zaman ki biraz daha büyüdüm, o zaman anladım ki isyanım doğaya değil, deprem ve risklerini azaltmada ihmalkarlığa ve yetersiz çalışmalara olmalıydı. İşte o zaman karar verdim, insanlara güvenli yapılar sağlamak için bu alanda yetkin ve donanımlı bir mühendis olmaya. Şimdi mezun olurken bu düşünceme biraz daha yaklaşıyorum ama hayallerin sınırı yok. Ve benimki, Risk Azaltma konusunda, gelecekteki çalışmalara da belki ilham verebilecek, başarılı bir akademik çalışma yürütmek ve erkek egemen bu meslekte, genç bir kadın mühendis olarak başarıyla var olmak. "Krizler takvimi"nin bir yaprağı da dünü gösteriyordu krizler tırmanacaktır. Bu defa da Haşim Kılıç'ın konuşması ertesinde, önce AK Parti, sonra da CHP sözcüleri devreye girdiler. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Haşim Kılıç'ın konuşması hakkında "Yakışıksız ve sığ değerlendirmeler... Bu işler cübbeyle olmaz, cübbesini çıkartsın siyasete girsin" dedi... CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın cübbesini çıkarmadığını, cübbesiyle ders verdiğini savunarak, "Yargıyla oynayanlara, yargıya tecavüz edenlere karşı bir feryat, tokat, ders bugün Türkiye kamuoyuyla paylaşılmıştır" dedi. Ailem ve ben? Aileme gelirsek. Tek maaşlı memur emeklisi bir ailenin üç çocuğundan en büyüğüyüm. Ben ve kardeşlerim Ankara da doğup büyüdük ama aslen Gaziantepliyiz. Annem de babam da Gaziantep in küçük mahallelerinde büyümüşler, sonrasında serüvenleri Ankara da devam etmiş. Annem çalışmıyor, babam ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ndan emekli, devlete uzun yıllar büyük emek vererek çalışmış bir memur. Kardeşlerimden biri Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği 2. sınıf; diğeri ise 75. Yıl Anadolu Lisesi 12. sınıf öğrencisi ve üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Tahmin edebileceğiniz gibi 3 öğrencisi olan, tek maaşlı memur bir ailenin yaşam şartları biraz zor. Demek istediğim, ailemin -harç ödemeyecek olsam bile- yüksek lisans eğitimim boyunca Politecnico di Milano daki masraflarımı karşılayabilecek maddi durumu ne yazık ki hiçbir şekilde yok. Konusu gereği hem benim için, hem de ülkemiz için çok önemli olan bu alanda eğitimime devam edebilmek için burs desteğine ihtiyacım var. Eğer burs desteği bulamazsam, maalesef ki bu yüksek lisans programına çok istememe rağmen katılamayacağım. Kısaca, tek varlığı çocukları ve onların geleceği olan kendi halinde, mutlu bir aileyiz. Ben üniversiteye başlarken annemin bir sözü vardı hiç unutmam, Kızım bizim sana verebileceğimiz yegane şey, senin diploman. Ailem hayatım boyunca bana hep çok destek oldu, şimdi de öyle, şu an bu yüksek lisans konusunda ellerinden bir şey gelemese de. İşte en çok istediğim şeylerden biri de gidip, başarılı olup ailemi biraz olsun gururlandırabilmek. Sadece başarı yetmiyor Tercihim Politecnico di Milano Üniversitesi nin Risk Azaltmakta İnşaat Mühendisliği (Civil Engineering for Risk Mitigation) konusunda oldu. Bu üniversiteden ayrıca üniversite harcının karşılanması için de olumlu bir burs kabulü aldım. Ne yazık ki, mesajımın bundan sonrası olumlu devam edemeyecek. Bu maili özellikle size yazmamdaki amaç, gençler konusundaki duyarlılığınız ve bizlerin eğitimine olan hassasiyetinizden. Belki sizden ricam, sizden isteyemeyeceğim kadar çok büyüktür ama anlayışınıza güvenerek yazmak istedim. Sizden isteğim, mailimi yönlendirebileceğiniz, bu konuda bana destek olabilecek insanlar varsa, mümkünse onlara ulaştırabilmeniz. Belki de sizin aracılığınızla ve eğitim gönüllüsü sizin gibi o güzel insanların da desteğiyle, hep hayalim olan bu konuda akademik çalışma yapma imkanı yakalayabileceğim ve bu sayede ailemi ve ülkemi gururlandırma olanağı yakalayacağım... Özetin özeti: Burcu yu hayallerine ulaştıracak bu adımı, bakalım hep birlikte atabilecek miyiz! Kıyamet çeşitleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu tür takvime bağlı olarak üretilmiş krizlere karşı bağışıklık kazanmış olmamız gerekiyor. Hani Nasrettin Hoca kendisine "Kıyamet ne zaman kopacak" diye soranlara "Ben ölürsem büyük kıyamet, karım ölürse küçük kıyamet kopacak" demiş ya... Eğer bizim yerel krizlerimizi ya da küçük kıyametlerimizi izlemeye ara verir ve global krizlere bakmaya fırsat bulursanız, Ukrayna'daki gelişmeler yüzünden Amerika ile Rusya arasında "Büyük Kıyamet"in kopmak üzere olduğunu da görebilirsiniz. Önceki akşam ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Ukrayna konusunda açıklamalar yaparken "Rusya'nın izlediği yolu değiştirmesi için pencere kapanıyor. Eğer Rusya tansiyonu azaltacak adım atmazsa dünya, Rusya'nın daha fazla bedel ödemesini sağlayacaktır. Başkan Obama'nın belirttiği gibi biz hazırız" diye konuştu. Kılıç'ın doğru gözlemi Dün de Ukrayna Başbakanı Arseny Yatsenyuk, kabine toplantısında "Rusya, Ukrayna'yı askeri ve siyasi açıdan işgal ederek 3'üncü Dünya Savaşı çıkarmak istiyor" dedi. Evet, bizim kendi, krizimize dönersek... Dün Haşim Kılıç ne demişti? "- Son dönemde yargı, 'paralel devlet' ya da 'çete' diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır suçlamayla karşı karşıyadır. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir." Özetle, Kılıç'ın olayı doğru gözlemlediğini söyleyebiliriz Hukuk manifestosu ANAYASA Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ın konuşması, temel hak ve hürriyetler konusunda bir hukuk manifestosu niteliğindedir. Evvela, yargı tarihimizde evrensel hukuka en çok atıf yapılan bir konuşmaydı. Anayasa mahkemelerinin varlık sebebinin hak ve hürriyetlerin korunması olduğunu belirten bir konuşmaydı. Hukuk devletini, tüm eylem ve işlemlerin yargı denetimine tabi tutulduğu, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu devlet olarak tanımlayan bir konuşmaydı. Defalarca altı çizilmesi gereken şu ifadenin yer aldığı bir konuşmaydı: Bireylerin her türlü endişe ve korkudan arındırılmış güvenli bir alanda hayat sürmeleri, en temel insan haklarıdır. Din, ırk, mezhep ayırımı yapmadan evrensel insan haklarını savunan ve bu yönde tüm AYM mensupları adına millete söz veren bir konuşmaydı. KONUŞMANIN HUKUKİ İÇERİĞİ Kılıç konuşmasında, Anayasa Mahkemesi nin eski, vesayetçi, sınırlayıcı ve daraltıcı tutumunu da eleştirdi. Yıllar önce yaptığı bir konuşmasındaki Yargı, milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir ve olmamalıdır sözünü tekrarladı. Kılıç o zamanlarda da AYM nin parti kapatma, türban yasağı, özelleştirme iptalleri gibi sınırlayıcı ve daraltıcı kararlarına karşı oy yazmış, evrensel hukuku ve liberal değerleri esas almıştı. Dünkü vesayetçi çevreler o zaman Kılıç ı irticacı diye suçlamışlardı. Kılıç bugün de konuşmasında aynı evrensel hukuku ve liberal değerleri savundu. Tuhaf olan, dün o değerleri alkışlamış olanların bugün iktidarda bundan rahatsız olmaları... Kılıç dün hangi evrensel ve liberal değerleri savunmuşsa, bu konuşmasında da aynı değerleri savunmuştur, konuşması siyasi değil, hukukidir. EVRENSEL HUKUKUN TALİMATI Kılıç, evrensel hukuk yönünde yapılan üç reformdan bahsetti: 1990 da merhum Turgut Özal ın AİHM ye bireysel başvuruyu kabul etmesi te AK Parti iktidarının Anayasa nın 90. maddesinde evrensel hukukun üstünlüğü hükmünü getirmesi referandumunda evrensel hukuku uygulamak üzere AYM ye bireysel başvuru hakkının kabul edilmesi. Kılıç ın dediği gibi bu düzenlemeler Anayasa Mahkemesi ne evrensel standartları uygulayın talimatı vermiştir. AYM nin Twitter yasağını kaldırması evrensel hukukun bu talimatının uygulanmasıydı! Bu konuda birçok AİHM içtihadı vardır. Kılıç ı bu yüzden eleştirenler Twitter yasağını doğrulayan bir tek AİHM içtihadı gösterebilirler mi? 2004 ve 2010 reformlarını yapan iktidarın bugün bundan rahatsız olması, hele de Mahkeme hakkında burada yazmayacağım ağır suçlamalar yapması gerçekten garip bir çelişki dir. TÜRKİYE NİN HUKUK SINAVI Anayasa Mahkemesi ne tanınan bireysel başvuru hakkı, şarta bağlıdır. AYM evrensel hukuku uygulamazsa, AİHM bu yetkiyi geri alacaktır! Sayın Kılıç ın belirttiği gibi, Türkiye, öyle bir durumda demokratik dünya milletleri nezdinde çok ciddi bir itibar kaybına uğrayacaktır. Hangi vatansever vicdan, hangi hukuka saygı duygusu bunu kabul edebilir. Bu Türkiye nin bir hukuk sınavıdır. AYM adına Kılıç şu sözü verdi konuşmasında: Anlayışla karşıladığımız tüm eleştirilere rağmen, hak ve özgürlük yollarının açılması süreci mahkememizce kararlı bir şekilde sürdürülecektir. Çok şükür Türkiye de evrensel hukuka inanmış yargıçlar var. Hukukun ve demokrasinin evrensel standartlarında bir mutabakat sağlayabilsek, emin olun, hem kavgalarımız bitecek hem ekonomimiz şahlanacak, Ali Babacan da söylüyor bunu

11 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Şubat Nisan Perşembe Pazar 2 metre 51 santim boyu ile Guinness Rekorlar Kitabı'na giren Mardinli Sultan Köse'ye, Hollywood tan film teklifi geldi. Amerikalı yönetmen - senarist Joshva Weigel ile eşi yapımcı senarist Rebekah Weigel Mardin e gelerek, Derik ilçesine bağlı Dede köyünde yaşayan Sultan Köse ye film teklifinde bulundu -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 27 Şubat Nisan Perşembe Pazar Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Kurt, ilkbahar mevsiminde polen alerjisi rahatsızlığı görülen kişileri, bazı meyve, sebze, kuru yemiş ve baharatları tüketirken dikkatli olmaları konusunda uyardı Kurt, yaptığı açıklamada, polen alerjisinin, özellikle ilkbahar aylarında başlayıp yaz sonuna kadar devam edebilen hapşırık, burun akıntısı ve tıkanıklığı, gözlerde yaşarma, sulanma ve kızarıklık ile astımı düşündürebilecek nefes darlığı, öksürük, soluk alıp verirken hırıltı gibi şikayetlere yol açtığını söyledi. Bu alerji türünün, ağaç, çimen ve yabani otlardan kaynaklandığını belirten Kurt, "Polenler, bazı meyve, sebze, kuru yemiş ve baharat ürünlerindeki alerjenlerin yapısına benzerlik gösterdiğinden, polene alerjisi olan kişiler, bu tür gıdaları tükettikleri sırada ve sonrasında birtakım alerjik sorunlar yaşayabilir. Bu yüzden ilkbahar ve yaz aylarındaki alerjilerin tek sorumlusu polenler olmayabilir" dedi. Gıda tüketimiyle polen alerjisi olan kişilerde görülen bu duruma tıp literatüründe "oral (ağız) alerji sendromu" denildiğini aktaran Kurt, bu tanıma uygun olarak genellikle gıdaların alınmasından sonra ağız, dudak veya dilde kaşıntı, uyuşma, kızarma veya şişlik gibi şikayetlerin sıkça görüldüğünü vurguladı. Vücudun tamamında kaşıntı, döküntü, kızarıklık biçiminde seyreden daha ciddi alerjik reaksiyonlar ile bulantı, kusma, ishal şeklinde ilerleyen mide, bağırsak şikayetlerinin de ortaya çıkabileceğine değinen Kurt, "Gıdaların, polen alerjisi ile ilgisi bilinmediğinden kişiler çoğunlukla bu belirtilerin besin zehirlenmesi veya mikrobik mide, bağırsak şikayetleri olduğu kanaatine varabilir. Unutmamak gerekir ki zehirlenmeler sık tekrarlamaz, alerjik şikayetler ise tekrarlama eğilimi gösterir. Oral alerji sendromunda diğer ayırt edici nokta da bu şikayetlerin gıda alımından sonra dakikalar içinde başlaması ve bir saat içinde tam olarak belirmesidir" ifadesini kullandı. Kurt, polen alerjisi görülen kişilerde oral alerji sendromuna yol açabilen gıdaların, genellikle meyvelerden elma, şeftali, erik, armut, kiraz, incir, kayısı, nektarin, çilek, kavun, karpuz, portakal, ananas ve kivi, sebzelerden ise domates, salatalık, kabak, patates, kereviz, soya, fasulye, bezelye, biber ve havuç olduğuna dikkati çekti. Fındık, yer fıstığı, badem gibi kuru yemişler ile sarımsak, hardal, rezene, ekinezya gibi baharatların da gözardı edilmemesi gerektiğini anlatan Kurt, "Bahar ve yaz döneminde bu gıdalar sık tüketildiğinden kişilerin şikayetlerine neden olan gıdayı kendisinin tespit etmesi çok zordur. Söz konusu gıdalara alerjiniz olup olmadığını tespit etmenin en iyi yolu; bir alerji uzmanı tarafından uygulanacak testleridir. Bu durumun tedavisinde soruna yol açan gıdadan uzaklaşmak zorunda kalınabilir ancak polen alerjisi olan kişilerde aşı tedavisiyle durumun düzelebileceği akıldan çıkarılmamalıdır" diye konuştu. (AA) Diyetisyen Sevhan Uygun, "Tamamen aç veya tok karnına yürümeyin. Egzersizin en doğru saati, öğünden bir buçuk saat sonrasıdır." dedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Merinos Enerji Müzesi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Diyetisyen Sevhan Uygun, yeme alışkanlığının tamamen psikolojik bir davranış olduğunu söyledi. Dünyanın bir numaralı kültür bitkisi olan buğdayda ciddi üretim kayıplarına yol açan "sarı pas" hastalığı, İzmir de düzenlenecek sempozyumda masaya yatırılacak. Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Alphan, 3 dilim baklavanın 6 dakikada yenebildiğini ancak baklavadan alınan enerjiyi harcamak için yaklaşık 2 saat aktivite yapılması gerektiğini söyledi

13 27 Nisan,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, 2014 Pazar Mobilyacılar Sitesi Modoko'nun Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Özçelik, "Kimse çocuğunu getirip bir marangoz atölyesinde bir çırak olarak vermiyor. Bu, ileride usta sıkıntısı çekeceğimizin en büyük belirtisidir. En büyük sorunumuz bu." dedi Türkiye'nin en büyük problemlerinin başında işsizlik geliyor ama bazı meslek grupları eleman bulamamaktan şikayetçi. İstatistik Kurumu'nun son açıkladığı rakamlara göre Ocak 2014 itibarıyla Türkiye'deki işsizlik oranı yüzde 10,1, yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı da yüzde 19 ama pek çok sektör çalıştıracak eleman (özellikle kalifiye) bulamıyor. Bunlardan bir tanesi de mobilyacılar. İstanbul'un Anadolu Yakası'ndaki Modoko, 2010'da girdiği rölanti (motorun kendi halinde en düşük devirde çalışması) halinden bir türlü çıkamadı. Site yönetimi, Modoko'yu yeniden hareketlendirmek amacıyla içinde mobilya AVM'sinin (alışveriş merkezi) de bulunduğu yeni bir proje üzerinde çalışıyor. Projede mobilyacıların en büyük sıkıntımız dediği 'marangoz ustası' eksikliğini gidermek için bir çıraklık okulu açılması da yer alıyor. Sektörün durumunu ve gelecek ile ilgili beklentilerini Cihan'a açıklayan Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Özçelik, site olarak 2013'ü beklediklerinin üzerinde sonuçlandırdıklarını söyledi için ise temkinli konuşan Özçelik, bununla birlikte umutlu konuştu. Mobilyacılar Sitesi Modoko, doğramacı ve marangozları bir araya getirmek için 1969'da kuruldu. 152 bin metrekare alana sahip. 78 bin metrekare kapalı alanı var. Taşınmalar 1982'de başladı. 1986'da başlayan markalaşma süreci, 1990'a kadar sürdü. En iyi parayı o yıllarda kazandıklarını dile getiren Ethem Özçelik, hatta aşırı ilgiden müşteriyi kovaladıklarını bile söyledi. Bu durum 2000'lere kadar sürdü. 2000'lerde başlayan inşaat sektöründeki patlama ile işlerini daha da büyüteceklerini düşündüler ama beklentileri boşuna çıktı. "Pasta çok büyüktü, ama istediğimiz payı alamadık." diyen Özçelik, bunu iki sebebe bağladı: 1- Evler kredi ile alındığı için insanlar eşyasını yenilemedi. 2- TOKİ projeleri anahtar teslim yapıldı ve mobilya ihtiyacı yurt dışından karşılandı. İstanbul'un Anadolu Yakası'ndaki bu dev Mobilyacılar Sitesi'nde şimdi 350 mağaza var. Bunların yüzde 20'sini büyük ve tanınan markalar oluşturuyor. Site, 5 bin kişiye istihdam sağlıyor. Geçmişteki parlak günlerine dönmek için bazı projeler geliştirdiklerini aktaran Modoko Başkanı Özçelik, site içinde bir eğitim merkezi açmayı planladıklarını söyledi. İlçe ve büyükşehir belediyeleri ile görüştüklerini ve bu eğitim merkezini de içine alan bir alış veriş merkezi yapmak için destek aldıklarını dile getirdi. Özçelik, "İnşallah, hedefimiz burada bir bölümünde çıraklık okulunun yapılması, bir bölümünde AVM çatısı altında kendi ürettiklerimizi dünyaya tanıtmak ve açılmak için bir yer yapılması. Hedefimiz o. Yapacağımız çok katlı bir binanın bir kısmını da meslek lisesi olarak düşünüyoruz. Buradan yetişecek elemanların da ihtiyacımızın önemli kısmını kapatacağını düşünüyorum." diye konuştu. Öte yandan son 10 yılda inşaat sektöründeki patlamadan umduklarını bulamadıklarını vurgulayan Modoko Başkanı, bundan insanların çektikleri kredi ile sadece ev alabilmelerinin etkili olduğunu söyledi. İnşaat sektörünün açıldığı dönemde, kendisinin, "Mobilya sektörü 100 senenin altın çağını yaşar." diye düşündüğünü ancak böyle olmadığını ifade eden Özçelik, kentsel dönüşümden ise umutlu. Özçelik, inşattaki patlamadan neden fayda görmediklerini, buna karşılık kentsel dönüşümden neden umutlu olduklarını da şöyle izah etti: "Siteler yapılmadan önce biz çok daha güzel iş yapıyorduk. Fakat yapıldıktan sonra bizim beklentimiz, müşteri portföyüne ulaşmadı. Acaba neden dedik, eksiğimiz ne diye araştırmasını yaptık. Toplu konutlardan mülk sahibi olanlar banka kredileriyle aldıkları için öncelikle aldıkları kredi borçlarını ödüyorlar. Zannediyorum 2-3 sene içinde mobilyaya sıra gelecek. Borcundan dolayı mobilyasını yenilemedi, tel maşa dediğimiz geçici mobilyalarla ihtiyacını giderdi. Büyük konutlarda ihaleye çıkığı zaman mutfağı ile beraber ve bunların çoğu da yurtdışından getirildi, daha ucuza mıdır bilmem ama o yüzden bize bir katkısı olmadı. Ama bu kentsel dönüşümden umutluyuz. Kentsel dönüşümdeki müteahhitler bizim eskiden mahalle müteahhitlerimiz vardı, onlar olacak. Bizim ölçektekiler onlarla iş yapıyor. kentsel dönüşümde de değişik değişik müteahhitler iş aldığı için bize de katkısı olacak diye ümitliyim." (CİHAN) Rusya nın başkenti Moskova da bu yıl 10 uncusu düzenlenen Türkçe Olimpiyatları,büyük ilgi gördü. Rus Türkolog ve akademisyenler olimpiyatların Türk-Rus ilişkilerinin gelişmesine önemli katkı sağladığını ifade etti. Olimpiyat Tertip Heyeti Başkanı Prof.Dr. Mihail Meyer, Türkçe Olimpiyatlarının ikili ilişkilerin geleceğini aydınlattığını söyledi Demirci ilçesinde yaşayan Hesna Başkonak, hobi olarak başlayarak kendisini geliştirdiği filografi sanatına gönül verdiğini, bu sayede ürettiği ürünlerin beğeni topladığını, özel siparişler almaya başladığını bildirdi Türkiye genelindeki müze ve ören yerlerinden elde edilen gelir, son 11 yılda yüzde 1150 oranında artarak, 26 milyon liradan 299 milyon 201 bin liraya yükseldi

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Nisan Şubat Pazar Perşembe Aziz Yıldırım: Tabii gönül ister ki 4. YILDIZI da takıp gideyim Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu Nisan ayı olağan toplantısında bir konuşma yapan Başkan Aziz Yıldırım, Türk futbolunu ve kulüpleri sıkıntılı bir sürecin beklediğini söyledi Geçtiğimiz günlerde vefat eden Yüksek Divan Kurulu Başkanı merhum Yüksel Günay ın yerine Yüksek Divan Kurulu Başkanvekili Adnan Ersan ın başkanlığında, Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri nde yapılan toplantıda konuşan Başkan Aziz Yıldırım, kendisinin durumu ve bundan sonra neler olacağı hakkında bilgiler verdi. Başkan Aziz Yıldırım, "Önce Yüksek Divan Kurulu Başkanı, 10 yıl beraber yürüdüğümüz, yaşça bizden büyük saygıdeğer Yüksel Günay Bey'e Allah rahmet eylesin diyerek, bugün Fenerbahçe ile ilgili bazı konularda bilgi vermek istiyorum." dediği konuşmasında, kendisi ve kendinden sonra Fenerbahçe'de neler yapılabileceğiyle ilgili şunları söyledi: "Ben gidene kadar şu şunu yapsın, bu bunu yapsın demem. Bu tüzükte ne yazıyorsa onu yerine getirirler. Şu başkan olsun, bu başkan olsun demem. İsterlerse içlerinden bir başkan seçerler. Siz de oyunuzu verirsiniz. Kendileri istemezlerse, kim çıkarsa başkanlığa talip, siz buraya layık gördüğünüzü başkan olarak getirirsiniz. Herkes zannediyor ki Fenerbahçe'de babadan oğula geçen bir sistem var. Böyle bir şey yok. Tabii gönül ister ki 4. yıldızı da takıp gideyim." Başkan Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu Nisan ayı olağan toplantısında yaptığı konuşmada öne çıkan kısımlar şöyle: "Önce Yüksek Divan Kurulu Başkanı, 10 yıl beraber yürüdüğümüz, yaşça bizden büyük saygıdeğer Yüksel Günay Bey'e Allah rahmet eylesin. Yüksel Günay bey, 10 yıl boyunca yönetimle beraber çalıştı. Gerektiğinde tenkit etti, gerektiğinde tebrik etti. Uygun yolu bularak çalışmalara devam ettik. İyi bir Fenerbahçeli, iyi bir dosttu. Bu arada da Selçuk Yula, Ercan Aktuna, Mikro Mustafa ve ismini unuttuğum diğer Fenerbahçeliler'e de rahmet diliyorum. "BU BİR SİYASİ DAVADIR" Şimdi, biliyorsunuz Yargıtay seçimlerden sonra Başsavcılık'ta bekleyen karar uygulamaya kondu ve İstanbul savcılığına gönderildi. Yalnız, burada kanunda yapılan değişiklik neticesinde hangi mahkemenin bakacağı araştırılıyordu. Birincisi infazın durdurulması, ikincisi yeniden adil yargılama yapılması için itirazımız var. 16. Ağır Ceza Mahkemesi ardından da 17. Ağır Ceza Mahkemesi kalktığı için 18. Ağır Ceza Mahkemesi bakıyor. Şu an davamıza hangi mahkemenin bakacağına HSYK karar verecek. Diğer itirazımıza da Anayasa Mahkemesi bakıyor. 3 yıl sonunda üzüntümüz yok. 1. gün ne dediysek, insanlar doğru olduğunu görüyor. Bu bir şike davası değil, siyasi davadır dedik. Kanuna göre düşünce bile suçtu. Bunlar demekki bizim olmayan düşüncemizi de yazmışlar. Kanuna göre deliller, tapeler vardı. Suç yarattılar. Aynı hadiseler 17 ve 25 Aralık'ta da yaşanmıştır. İnsanların tapelerle suçlanamayacağı şeklinde karar çıkmıştır. Kişiler, şahıslar, yalnızca Fenerbahçe için değil, Ergenekon, Oda TV, KCK, Casusluk Davası, Cübbeli davası, hepsi, insanlar o tapelerle suçlandı Aralık'tan itibaren Yargıtay kararlarına göre tapeler delil kabul edilmiyor. 25 Aralık'tan sonra çıkan kararı Yargıtay tanımayarak, tapeleri delil kabul etmiştir. İleride tarih bunların ne olduğunu, ne olmadığını yazacak. Biz haklıyız, biz şike yapmadık. Biz ne yaptıysak Fenerbahçe için yaptık. CAS Davası'nda da Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçı teşvik diye geçmiştir. O tarihte Türkiye'de şike ve teşvik suçu yok. Çünkü, polis fezlekelerinde suç diye geçiyor. CAS sonuçları açıklandığında, Fenerbahçe yönetim kurulu gerekeni yapacaktır. Avrupa'ya gitme ümidimiz vardır, gideceğiz demiyorum ama ümidimiz vardır. "FENERBAHÇE VE DİĞER KULÜPLERİ ZOR GÜNLER BEKLİYOR" Fenerbahçe'nin önünde önemli bir vaziyet var. Ekonomik olarak Fenerbahçe ve diğer kulüpleri zor günler bekliyor. Devlet diyor ki, vergi ödeyeceksin. Geçen sene 80 küsür, bu sene de 93 trilyon Fenerbahçe vergi verdi. Fenerbahçe'nin bütçesi 220 ila 250 milyon dolara yakındır. Fenerbahçe, Türkiye'yi Avrupa'da elinden geldiğince temsil etmiştir. Başarılar kazanılmıştır. Bunun karşılığında devlet, spor kulüplerine yardım da bulunmamaktadır. Devlet, buna karşılık Gençlik Spor Genel Müdürlüğü aracılığıyla biletlerden yüzde 7 vergi kesiyorlar. 4-5 senedir bilet fiyatlarını yükseltemiyoruz, çünkü insanların ödeme güçleri yok. Şimdi bunları üstüste koyduğumuz zaman Fenerbahçe'nin paraya ihtiyacı var. Böyle giderse, Fenerbahçe'nin her yere borcu olur Allah korusun. Şu an için böyle bir tehlike yok. Eğer, bana güveniyor ve inanıyorsanız bunlara da inanın. Fenerbahçe'nin potansiyeli var. Fenerbahçe'den daha fazla potansiyeli olan bir kulüp yok. Her Fenerbahçeli'nin bu kulübe sahip olma isteği var. Tüzük tadiliyle birlikte insanları bu kulübe temsilci üye şekliyle kulübe katmak lazım. Bu konu, kendimle ilgili bir konu değil. Bu Fenerbahçe'nin projesidir, Fenerbahçe için olmalıdır. Bu sene hukukçular ekibi kurduk. Onların içine tüzükle ilgili arkadaşlarımızı aldık. Sizlere bir hazırlık yaptık. Bu tamamen sizlere sunacağımız bir öneridir. Bir tüzük kongresi yapacağız 11'i ve 18'i arasında. Eğer uygun görürseniz, ben de olursam inşallah tüzük tadilatı yaparız. Bu üyelerin hakları bizim gibi değil. Biz A sınıfı üye olacağız. 1 milyon kişi gelirse, 10 bin kişi delege olacak. Bu 15 bin kişi burada ağırlıklı olacak. Bununla ilgili şubeler kuruyoruz. Taraftar derneklerini kaldırıyoruz, şubeleri oluşturuyoruz. Yalnızca temsilci üye olarak başlayacak. Sonra o temsilciler belli oranda delege seçilecek. O delegeler kongrelerde bizlerle birlikte oy kullanacak. Her 200 kişiden 1 kişi kongreye üye olacak. Ben onlara 100 kişi önermiştim, onlar 200 kişi yaptı. Yani 1 milyon üye olursa 10 bin kişi gelecek ve bizler gibi başkanlık seçimlerinde oy kullanacak. İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI KORDON VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN İLAN OLUNUR Yani bu sistemde 1 kişinin tek oyu 200 bin lira olacak. Bizim oyumuz ise 15 bin liradır. Çalışmalar bitti. Size gönderdik. Önümüzdeki hafta bütün dernekler, kurullarla oturup konuşacağız. "FENERBAHÇE'DE BABADAN OĞULA GEÇEN SİSTEM..." Türkiye'de siyasetin spora girdiği yerde, bu kulübün güçlü olması lazım. Güçlülük ekonomiden geçer. Ekonominin yanında yatırım yapmak lazım. Bu para geldiği zaman Fenerbahçe'nin 1 milyar dolar bankada parası olacak. Bu 1 milyon kişiden her ay 50 milyon TL gelirse, bunun bankada faizi olacak. Bu paraları, faiz ve aidatları kulüp yönetimleri kullanacak. Benim arzum şuydu, ana paranın yönetim kurulunca kullanılmaması ve bunun genel kurulca kullanım hakkıyla verilmesidir. Bakın şunu söylüyorum, inanarak, 1 milyondan fazla üyeyi Fenerbahçe'den başka bir kulüp sağlayamaz. İnsanlara ödeme kolaylıkları getireceğiz. Bankalarla 36 ay ödeme kolaylığı oluşturacak. Biz faiz kısımlarını bankalarla konuşacağız. Biz üyeler için faizleri en asgariye indirmeye çalışıyoruz. Bu tüzükte medeni kanun, AB uyum yasalarına ve diğer yeni yasalara göre değiştirdik. Ben gidene kadar şu şunu yapsın, bu bunu yapsın demem. Bu tüzükte ne yazıyorsa onu yerine getirirler. Şu başkan olsun, bu başkan olsun demem. İsterlerse içlerinden bir başkan seçerler. Siz de oyunuzu verirsiniz. Kendileri istemezlerse, kim çıkarsa başkanlığa talip, siz buraya layık gördüğünüzü başkan olarak getirirsiniz. Herkes zannediyor ki Fenerbahçe'den babadan oğula geçen bir sistem var. Böyle bir şey yok. Tabii gönül ister ki 4. yıldızı da takıp gideyim." Başkan Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'nin şampiyon olduğunu da belirterek, yarın oynanacak Çaykur Rizespor maçını kadın ve çocuk taraftarların izleyeceğine dikkat çekti. Kordon Vergi Dairesi mükelleflerinden olup aşağıda adı soyadı (ünvanları )yazılı bulunan mükelleflerimiz adına düzenlenen vergi /ceza ihbarnameleri, tebliğ için Dairemizdeki bilinen adreslerine gönderilmiş olmasına rağmen tebliğ edilememiştir. Bu itibarla bahsi geçen Vergi /Ceza ihbarnamelerine ilişkin tebliğ evrakları ; 213 Sayılı V.U.K' nun 103,104 ve 105.madde hükümlerine göre yapılan bu ilanla ilgili olarak ilgililere aynı kanunun 106.maddesi gereğince ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde Dairemize müracat yapmamış ve adreslerini bildirmemiş olanlara bir ayın sonunda tebliğ edilmiş sayılır. Ayrıca ilan tarihinden başlayarak ilgililerin 1 ay içinde Dairemize bizzat veya bilvekale müracat etmeleri veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı ilan olunur. Sıra No Ve rgi No Unvan Vergi Donemi Vergi Türü Adres Tutar SELTEK MEDİKAL SAĞLIK ÜRÜNLERİ PAZ.SAN.LTD.ŞTİ /2008 Kurumlar Vergisi, VZCZ ALSANCAK 1421 SK.Kk:4 NO:39/12 KONAK/İZMİR , SELTEK MEDİKAL SAĞLIK ÜRÜNLERİ PAZ.SAN.LTD.ŞTİ.. 12/2008 KDV, VZCZ. ALSANCAK 1421 SK.Kk:4 NO:39/12 KONAK/İZMİR 9.000,00 Sondakika 27/4 Basın: 5021 Resmi İlanlar: de Yıldırım, kadın ve çocukların maç izlemesiyle ilgili daha önce yaşadığı bir olayı da anlatarak, sözlerini tamamladı: "Fenerbahçe şampiyon. Buradan Fenerbahçe'nin ilk 3 Temmuz olduktan sonra cezalı maçımız oldu. Yasemin Hanım vardı, geldi. Dedi ki '10 bin 15 bin kişi olur' dedi. O gün Fenerbahçe'nin 50 bin yürekli kadını geldi. Yürekli direnişçi Fenerbahçeli kadınlara selam olsun." (CİHAN) TFF, 6+2 için son sözünü söyledi Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), kulüplerin ve Süper Lig takımlarının yabancı oyuncu sayısıyla ilgili taleplerinde son kararını verdi. TFF, 6+2 için son sözünü söyledi. Kulüpler Birliği Başkanı İlhan Cavcav'ın sözlerine TFF'den cevap gecikmedi. TFF yöneticileri tecrübeli Başkan Cavcav'a, "Bu tip kararlar birilerinin anasından emdiği sütü burnundan getirecek sıkıntılarla attırılan imzalarla olmaz." sözleriyle cevap verdi. Türkiye Futbol Federasyonu dün akşam yaptığı yönetim kurulu toplantısında yabancı kontenjanı konusundaki tartışmalara ve Kulüpler Birliği Başkanı İlhan Cavcav'ın eleştirilerine son noktayı koydu. Kulüpler Birliği Başkanı Cavcav'ın, "Bizden bu konuda yönetim kurulu kararı istemeleri saçmalık. Bugün o yönetim kararlarını getirelim yarın da genel kurul kararı isterler. Bunlar bizi hokkabaz yerine koymasın." sözlerine başkan Yıldırım Demirören ve yönetim kurulundan sert tepki geldi. Sporx'in haberine göre, yabancı kontenjanı konusunun ve beraberinde İlhan Cavcav'ın kendileriyle ilgili yaptığı açıklamaların toplantıda kısa da olsa gündeme geldiğini belirten TFF yönecileri, "Bizi bu konuda en çok hayrete düşüren olay 2012 yılında bu yabancı kararını aldığımızda 'keşke 3 yabancıya düşürseydiniz' diyerek bize ve başkanımıza tebrik telefonu açan İlhan abinin bugün bunları inkar ediyor olması." diyerek tepkisini şöyle gösterdi: "Biz de dün farklı bugün farklı, toplantıda farklı, dışarda farklı konuşmaların önüne geçmek için gayet tabiki işimizi sağlama almak istiyoruz. Kaldı ki yine bu yabancı konusunda geçmişte alınan kararlara karşılık o imzalara bahane bulanlara da şahit oluyoruz. Bugün kulübü adına geçmişte x bir yöneticinin veya profesyonelin attığı imzayı bile sonradan kabul etmeyenlerin olduğu bir yerde federasyonumuzun kulüplerden kendi antetli kağıtlarına yönetim kurulu imzasıyla bu konudaki görüş veya kararlarını istemek kadar normal bir şey olamaz. Futbolu altı ayda bir, 1 yılda bir değişen kararlarla yönetemeyiz. Bu konuda yeni bir karar alınacaksa bunun da en az 3 yıllık olması şart ki kulüplerde planlamasını buna göre yapmalılar." (CİHAN)

15 SAYFA 16 Çevreci Kuğular Şubat ayında 30, Mart ayında 30 olmak üzere daha önce 60 adet teslim alınarak hizmet vermeye başlamıştı. Dün de son parti olan 40 adetin teslim alınmasıyla 100 adet otobüsün tamamı hizmete girmiş oldu 27 Nisan 2014 Pazar Türkiye'nin ilk enerji meslek lisesi eylülde açılacak Türkiye'nin yenilenebilir enerji üzerine eğitim verecek ilk meslek lisesi bu yılın eylül ayında açılacak. İvedik Organize Sanayi Bölgesinde (İvedik OSB) faaliyet gösterecek okul hakkında bilgi veren Akıllı Okul Koleji Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Böğürcü, Türkiye'nin 2023 hedefleri çerçevesinde Türkiye'de alternatif enerjinin payının yüzde 1'den yüzde 30'a çıkarılmasının öngörüldüğünü söyledi. Böğürcü, bu açıdan bakıldığında yenilenebilir enerji alanında istihdam edilecek ara elemana ihtiyaç duyulduğunu ifade ederek, açılacak meslek lisesinin ara eleman ihtiyacını karşılama noktasında sektöre önemli katkı sağlayacağını kaydetti. Yenilenebilir enerji dışında otomotiv ile elektrik-elektronik bölümlerinde de eğitim verileceğini kaydeden Böğürcü, "Toplam kontenjanımız 800 olacak. Ancak biz 2 bin - 2 bin 500 civarında başvuru bekliyoruz. Kriterlerimize göre öğrencileri seçeceğiz. OSB'deki ailelerin çocuklarına öncelik tanıyacağız. Rüzgar enerjisi bölümüne 200, güneş enerjisi 200 olmak üzere 400 öğrenci alacağız" dedi. Enerji sektörünün yıllık bin ile iki bin arasında ara eleman ihtiyacı olduğunu tespit ettiklerini kaydeden Böğürcü, bugüne kadar 500 firmanın güneş enerjisi lisansı için başvuru yaptığını söyledi. Bu firmaların lisans alabilmesi için en az 1 megavattlık yatırım yapması gerektiğinin altını çizen Böğürcü, 1 megavattlık yatırımın değerinin de 1 milyon dolar civarında olduğuna işaret etti. Anılan firmaların gerek işletme gerekse üretim anlamında ara eleman arayışı içinde bulunduğunu anlatan Böğürcü, "Rüzgar enerjisi açısından değerlendirildiğinde şu anda 3 bin megavattlık kurulu gücümüz var. Çok sayıda firma güneş enerjisi alanına yönelmeden önce rüzgar santralı kurdu. Sanayi firmaları da rüzgar santrallerinin üretimi, işletme ve altyapıları ile ilgili üretime geçti. Burada da 1000'in üzerinde personel ihtiyacı ortaya çıktı" ifadesini kullandı. - Devlet desteği ile ücretsiz eğitim imkanı Öğrencileri seçerken SBS puanı şartı aramadıklarını ve sosyal kriterlere öncelik verdiklerinin altını çizen Böğürcü, "Özel okula gitme imkanı olmayan öğrencilere de öncelik veriyoruz. Devletin OSB'lerde açılan meslek liselerinde okuyan öğrenciler için verdiği destekler sayesinde ücretsiz eğitim imkanı sağlıyoruz" diye konuştu. Okulun 4 bin metrekarelik kapalı alana sahip olduğunu belirten Böğürcü, okulda 22 dersliğin yanı sıra 9 atölye ve laboratuvarın da yer alacağını bildirdi. Teras katında ise rüzgar ve güneş panellerinin bulunacağını dile getiren Böğürcü, enerji panellerinin imalatı noktasında İvedik OSB'deki firmaların da rol alacağını söyledi. Öğrencilerin bir yandan ara eleman olarak yetişirken bir yandan da akademik anlamda kendilerini geliştirmelerini önemsediklerini anlatan Böğürcü, bu anlayış çerçevesinde OSB alanındaki içerisindeki teknokentte öğrencilerin de bulunacağını ifade etti. İvedik OSB'de yaklaşık 7 bin esnaf ve 100 binin üzerinde de çalışan bulunduğunu anlatan Böğürcü, "Böylesi büyük bir OSB bünyesinde enerji yatırımı düşünen birçok firma var. Enerji üzerine okul açma nedenlerimizden biri de bu" ifadesini kullandı. - Yabancı öğretmenler de eğitim verecek - Eğitimci kadrosu hakkında da bilgi veren Böğürcü, yeni okulda 65 kişiyi istihdam edeceklerini bunun 15'inin meslek dersi öğretmeni olacağını söyledi. 5'i yabancı olmak üzere 40 kişinin akademik eğitim vereceğini anlatan Böğürcü, özellikle yabancı eğitmenlerin mesleki İngilizce dersi vereceğini ifade etti. Böğürcü, mesleki derslerin yüzde 80'ini Türkçe olarak vereceklerini anlattı. Öğretmen alımlarında özel sektör tecrübesi olan ve ilgili alandan mezun kişileri istihdam edeceklerini kaydeden Böğürcü, bugüne kadar 35 bin civarında başvuru aldıklarını kaydetti. - Öğrenciler sanal şirket kurabilecek - Öğrencilere 130 ülkede geçerli mesleki yeterlilik belgesi verileceğini belirten Böğürcü, öğrencilerin ABD'deki 400 üniversiteye sınavsız geçiş olanağına kavuşacağını bildirdi. Öğrencilerin J1 ve F1 vizeleriyle dönem kaybetmeden ABD'ye gidebileceklerine işaret eden Böğürcü, "Öğrenciler 'dual skills' dediğimiz çift diploma programına dahil olacaklar. Buna 130 ülkede geçerli denklik diploması da denilebilir" diye konuştu. Tüm öğrencilerimize Lider ve Girişimci Yetiştirme Programı (t-mba) kapsamında 100 bin lira sanal para ile şirket kurma imkanı tanıdıklarını kaydeden Böğürcü, şöyle devam etti: "Sanal şirket ve işletme simülasyonumuz var. Öğrenciye iş yeri kurduruyoruz. Öğrenci bu sanal para ile işletme kuruyor, borsaya giriyor, kredi çekiyor, iş yerini batırıyor, yeniden kuruyor. Simülasyon ortamında iş yeri kurmak için ne yapacak? Ticaret odasına gidecek, belgelerini alacak paranın bir kısmını orada harcayacak. 20 personel çalışacak, personel ve işletme gideri olacak. 2 bin metrekare kapalı alanı olacak. Hammadde alacak ve üretim yapacak. Yani bir anlamda öğrenciye işletmecilik ve girişimcilik eğitimi veriyoruz. " (AA) Rahşan Ecevit, Bülent Ecevit'in kitaplarını imzaladı Eski başbakanlardan merhum Bülent Ecevit'in eşi Rahşan Ecevit, TÜYAP 19. İzmir Kitap Fuarı'nda imza gününe katıldı. İzmir Uluslararası Fuar Alanına gelen Ecevit, salona girişinde alkışlarla karşılandı. Bir süre vatandaşlarla sohbet eden Rahşan Ecevit, önce Rahşan-Bülent Ecevit Bilim, Kültür ve Sanat Vakfı'nın standını inceledi. Ardından imza salonuna geçerek Bülent Ecevit'in kitaplarını okurları için imzalayan Ecevit, duygulu anlar yaşadı. (AA) Elektrikli otobüs sürprizi İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü nün satın aldığı ve ilk 60 adedi geçtiğimiz aylarda hizmete alınan 100 adet körüklü otobüsün 40 adetlik son partisi hizmete alındı. Ağırlıklı beyaz olmaları nedeniyle Kuğu adı verilen otobüslerin hizmete alım töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentin ulaşım konusunda geldiği noktayı ve önümüzdeki süreçte neler yapılacağını özetledi. Konuşmasında belediye başkanlarının en önemli görevinin planlama ve planlayarak kentin geleceğine ışık tutmak olduğunu söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, çevreyi, suyu, havayı ve toprağı korumanın gerekliliğine vurgu yaparak çevreyi yeniden kazanmak ve korumak için çalışmalar gerçekleştirdiklerine değindi. Önceki belediye başkanlarının yaptığı Büyük Kanal Projesi ve 10 yıldır yapılan çevre projeleri ile Türkiye de açık ara önde olduklarının altını çizen Başkan Kocaoğlu, Uluslararası boyutta, dünya ölçeğinde bir çevre yatırımı olarak planladığımız ve 9 yıldır çalışmalarını aralıksız sürdürdüğümüz, şu anda ÇED raporu imzalanma sürecinde olan Büyük Körfez Projesi ile kentimizi dünyada ayrı bir yere taşıyacağız. Biz çalışmalarımızla çevre konusundaki eksikleri tamamlayarak dünya kulvarında koşmaya çalışıyoruz dedi. Planlama ve çevreden sonra belediyenin özellikle en önemli görevinin ulaşım olduğunun altını çizen Başkan Aziz Kocaoğlu, Biz bir deniz kentiyiz, körfez kentiyiz. Biz denizi, raylı sistemi, banliyöyü, tramvayı verimli bir şekilde yaygınlaştırarak kullanmak zorundayız. Hedef otobüs egzoz salınımını minimuma indirmek. Ama otobüsten vazgeçerek metropol kentlerde ulaşım yapmak hemen hemen mümkün değildir. Biz otobüslerimizi yenilerken alçak tabanlı, son teknoloji gaz salınımı en az, en çevreci otobüsleri almayı yeğliyoruz. Klimalı konforlu otobüslerimiz ile İzmirli hemşehrilerimizin toplu ulaşım refahını ve standartını yükseltmeye çalışıyoruz. ESHOT ve İZULAŞ a İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT Genel Müdürlüğü tarafından satın alınan 100 adet körüklü otobüs düzenlenen törenle hizmete alındı. Başkan Aziz Kocaoğlu bundan böyle yapılacak otobüs alımlarında elektrikli otobüsleri tercih edeceklerini söyledi CHP İzmir milletvekilleri Mustafa Balbay, Alaattin Yüksel, Hülya Güven, Oğuz Oyan ve Rıza Türmen, yerel seçimlerde yüzde 71'lik oy oranıyla rekor kıran Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar'a tebrik ziyaretinde bulundu. Başkan Akpınar, yaşama geçirecekleri projelerle diğer illere rol model olacaklarını söylerken, vekiller de Karşıyaka'dan, Türkiye'ye örnek olacak çalışmalar beklediklerini dile getirdi. Başkanlık makamında gerçekleşen ziyarete CHP İlçe Başkanı Ali Karaege, ilçe yöneticileri ve meclis üyeleri de katıldı. Yeni dönemde hayata geçecek projelerini anlatan Akpınar, Karşıyaka'yı spor ve kültür kenti yapacaklarının altını çizdi. Akpınar "Önemli bir seçim süreci yaşadık ve yüksek bir oyla seçimi kazandık. Halkın her kesimine hizmet götüreceğiz. Sosyal belediyecilik anlayışını harfiyen uygulayacağız. Hedefimiz, Karşıyaka'yı dünya markası yapmak" dedi. Başkan Akpınar'ın başarılı olacağına inandığını söyleyen CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel "Türkiye çapında projeler ortaya koyacağımızdan şüphem yok. Karşıyaka'da önemli bir oy oranı ile seçim kazandık. Bu yüzden sorumluluğumuz daha büyük" dedi. Milletvekili Mustafa Balbay ise "Akpınar, kısa sürede halkla bütünleşti. Bu başarı grafiğini 5 yıl boyunca sürdürecektir. Biz de kendisine destek olacağız" ifadelerini kullandı. Ziyarette bulunan milletvekillerinden Oğuz Oyan, Karşıyaka seçmenine teşekkür ederken, Hülya Güven de seçim sürecinde yakalanan başarının sürmesi için destek olacaklarını söyledi. Milletvekili Rıza Türmen ise "Devletin tüm olanaklarını seçimlere yönelik kullanan AKP'ye karşılık alınan bu ezici üstünlük anlamlıdır. Her zaman yanınızda olacağız" dedi adet otobüs aldık. Şu anda istisna haller haricinde servisteki tüm araçlarımız klimalı ve yüzde 85 aracımız da engelli kullanımına uygun alçak tabanlı şeklinde konuştu. Elektrikli otobüsler geliyor Aldıkları stratejik bir karar doğrultusunda bundan böyle alınacak otobüslerin ağırlıklı olarak elektrikli olacağını müjdeleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, Belki de sadece ve sadece elektrikli otobüslerle filomuzu zenginleştirmeye çalışacağız. Metropol sınırlarımızın genişlemesi ile şimdi deneme seferlerini yaptığımız 1117 minibüsümüzü kentkart sistemi yani toplu ulaşım, 90 dakika aktarma sistemi içine almaya çalışıyoruz. Yine genişleyen sınırlarımızdaki ilçelerimizdeki toplu ulaşım kooperatiflerini de sistem içine alacağız. Böylece bu mesleği yapan vatandaşlarımızın işinin, aşının sürdürülmesini sağlayacağız dedi. Çakabey sefere başlıyor 10 yıldır yaptıkları çalışmaları öncelik sırasına koyduklarında metro, İZBAN, otobüslerin yenilenmesi ve tramvayların öncelikli olduğunu vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu, Artık çalışması hemen hemen mümkün olmayan vapur ile deniz ulaşımını sürdürmek mümkün değildi. Uzun araştırmalardan sonra ve cesaretle, riskli bir karar vererek, denizcilikte çağın da ötesini, gelecek yılları yakalamak üzere karbon kompozit malzemeden gemi yaptırmaya karar verdik. Dünyada ilk defa karbon kompozit malzemeden bu büyüklükte yolcu gemisi İzmir için yapıldı. Ne büyük tesadüf ki bunlar Yalova da bir yerli tersane tarafından yapıldı. Tabi bu arada bir çok spekülasyonlar yapıldı, adrese teslim ihale dendi, bu gemiler olmaz dendi. Hele hele seçim arifesinde malzeme yapıldı. Tabi ilk olduğu için ilk prototipinin belli eksiklikleri ve belli çocukluk hastalıkları vardı. Bunların hepsi İzmir de Üçkuyular İskelesi nde giderildi. Her türlü izinler alındı, deneme seferleri de yapılıyor. Önümüzdeki haftadan itibaren yani Mayıs ın i gibi Konak-Karşıyaka da birinci vapurumuz sefere giriyor. İkinci vapurumuz ardından hemen geliyor. Biz 32 knotluk iki özel vapurumuz ile bu yaz Urla, Mordoğan,, Karaburun, Foça, Güzelbahçe akslarına seferler koymayı düşünüyorduk. Ama bu gemilerin makine siparişleri geciktiği için seneye 2015 yazında seferlere başlayabileceğiz şeklinde konuştu. Üçkuyular da deneme seferleri başlıyor Ulaşımda zarar etmeyen tek kuruluşlarının metro olduğunu hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, 11 kilometre olarak devraldıkları metroyu 20 kilomtreye çıkarmak için çalıştıklarını söyledi. Evka 3 de iki istasyon, İzmirspor, Hatay ve en son Göztepe İstasyonlarını hizmete aldıklarını belirten Başkan Kocaoğlu, Şimdi iki istasyonumuz devreye giriyor. Nisan sonunda deneme seferleri başlıyor. Önümüzdeki aylarda Üçkuyular a kadar yolcu taşıyarak raylı sistemi 20 kilometreye çıkartıyoruz. Yolcu kapasitemiz 10 yıl önce günlük bindi. Şu anda günlük 230 bin kişi. Üçkuyular a gittiğimizde bu rakamda hızlı bir şekilde, 350 bin gibi ani bir sıçrama bekliyoruz. Bunun için çekerlerimizin yetmeyeceğini düşünüyoruz. Çeker ihalesine çıkıyoruz şeklinde konuştu. Türkiye ye örnek olan İZBAN-Aliağa Menderes Banliyö hattına yapılacak ilaveler ile planlanan 550 bin yolcuyu taşıyacak duruma geleceklerini ifade eden Başkan Aziz Kocaoğlu, Bugün İzmir de 1.5 milyon yolcu taşıyoruz. 500 binini İZBAN ile 300 binini metro ile taşıdığımızda 850 bin yapıyor. Hedeflediğimiz ve dünya standartlarına uygun olan kişi başına taşımacılığın yüzde 50 den fazlasını raylı sistemle taşıma hedefine 10 yılda 11 kilometreden 100 kilometreye çıkarak ulaştık. Ulaşımda Türkiye de diğer kentlerden kat be kat önündeyiz. Kişi başına hesaplarsak arada çok büyük bir uçurum var. İzmir raylı sistem yatırımlarında Türkiye de en önde ve işin en enteresan tarafı da bunu İzmir Büyükşehir Belediyesi İZBAN da dahil kendi gücü ile gerçekleştirdi. Ne Ankara gibi havlu atıp metroyu yapamıyorum dedik, ne de İstanbul gibi Benimkini de siz yapın diye bakanlıklara devretmedik ve kendi işimizi kendimiz yaptık. TCDD ile ortak yaptığımız 30 kilomterelik Torbalı önümüzdeki Haziran ayında bitiyor. Haziran ayı sonunda devreye girecek. Şu anda Selçuk a kadar projelerini hazırlıyoruz. Ve alt yapı tesislerini yaparak Bergama ya kadar uzanacağız Böylece banliyo hattımız 190 kilometreye ulaşacak.izmir i kuzeyden güneye raylı sistem ağı ile örmüş olacağız dedi. Tramvay ihalesinde bir itiraz olduğunu belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, Bitince hemen başlayacağız. Burada çok sevindirici bir gelişme oldu. Bursa menşeili yerli bir firma tramvay çekerleri yapmış, onlar bir konsorsiyum olarak girdiler. Bundan sonra ülkemizde hem tramvay çekeri üretimi artacak,büyük illerimiz tramvay yatırımı yapacak ve hem yerli sermaye kazanacak şeklinde konuştu. Önümüzdeki günlerde Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri ile görüşeceklerini söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, 4 yıl önce mademki bir çok ile destek veriyorsunuz. Biz kendi metrolarımızı yarım bırakmayacağız, yapacağız ama siz İstanbul a madem destek veriyorsunuz siz de şunları yapın dedik. Seçime 6 ay kala projeniz yok dediler. 2 tanesinde projemiz var, projemiz olmayanlar da var. Her ikisinden de bir ses çıkmadı. Biz önümüzdeki günlerde Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri ile görüşüp bu hatları yapmayacaklarsa, olmayanların projelerini yapıp elimizde projesi olan Narlıdere metrosunun inşaat ihalesine çıkacağız dedi. Çevreci Kuğular Şubat ayında 30, Mart ayında 30 olmak üzere daha önce 60 adet teslim alınarak hizmet vermeye başlamıştı. Bugün de son parti olan 40 adetin teslim alınmasıyla 100 adet otobüsün tamamı hizmete girmiş oldu. SOLA- RİS Marka Körüklü otobüslerin adeti 225 bin Euro, toplam maliyeti 22 milyon 500 bin EURO. Kuğular; Euro-5 çevreci motorlu, engelli kullanımına uygun rampalı, alçak tabanlı, basamaksız ve duraklarda sağa yatabilme özeliğine sahip, 142 yolcu taşıma kapasiteli. "KARŞIYAKA TÜRKİYE YE ÖRNEK OLACAK"