ANTİHİPERTANSİF TEDAVİDE KULLANILAN İLAÇLARLA DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN ANESTEZİK MADDELERİN ETKİLEŞİMİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANTİHİPERTANSİF TEDAVİDE KULLANILAN İLAÇLARLA DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN ANESTEZİK MADDELERİN ETKİLEŞİMİ"

Transkript

1 T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FARMAKOLOJİ ANABİLİM DALI ANTİHİPERTANSİF TEDAVİDE KULLANILAN İLAÇLARLA DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN ANESTEZİK MADDELERİN ETKİLEŞİMİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Halise DEMİREL Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Mehtap KÖKSAL İZMİR

2 İÇİNDEKİLER Sayfa 1.GİRİŞ VE AMAÇ LOKAL ANESTEZİKLERE GENEL BAKIŞ AĞRI LOKAL ANESTEZİKLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ KİMYASI/FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ FARMAKOKİNETİK AMİD YAPILI LOKAL ANESTEZİKLER ESTER YAPILI LOKAL ANESTEZİKLER LOKAL ANESTEZİKLERİN VAZOKONSTRİKTÖR İLAÇLARLA KOMBİNASYONU ETKİ MEKANİZMASI DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN LOKAL ANESTEZİKLER LİDOCAİNE PRİLOCAİN ARTİCAİNE MEPİVAKAİN BUPİVAKAİN ANTİHİPERTANSİFLER HİPERTANSİYONUN ETİYOLOJİSİ ETİYOLOJİK FAKTÖRLER KAN BASINCININ KONTROLÜNÜ SAĞLAYAN MEKANİZMALAR BARORESEPTÖRLER VE SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ RENİN ANJİYOTENSİN ALDOSTERON SİSTEMİ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

3 3.3.1.HASTAYA UYGUN TEDAVİ SEÇİMİ HASTALARIN ANTİHİPERTANSİF TEDAVİYE UYUMU NONFARMAKOLOJİK TEDAVİ FARMAKOLOJİK TEDAVİ HİPERTANSİYONDA KULLANILAN İLAÇLAR DİÜRETİKLER ADRENERJİK RESEPTÖR BLOKERLERİ BETA ADRENERJİK RESEPTÖR BLOKERLERİ ALFA ADRENERJİK RESEPTÖR BLOKERLERİ ADRENERJİK NÖRON BLOKERLERİ SANTRAL ETKİLİ VE DİĞER SEMPATOLİTİKLER KALSİYUM KANAL BLOKERLERİ ANJİYOTENSİN DÖNÜŞTÜRÜCÜ ENZİM VE RESEPTÖR İNHİBİTÖRLERİ ENZİM İNHİBİTÖRLERİ RESEPTÖR İNHİBİTÖRLERİ KOMBİNASYON TEDAVİSİ 32 4.İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ FARMAKODİNAMİK ETKİLEŞİMLER ANTAGONİZMA FİZYOLOJİK ANTAGONİZMA FARMAKOLOJİK ANTAGONİZMA KİMYASAL ANTAGONİZMA KOMPETİTİF ANTAGONİZMA KOMPETİTİF OLMAYAN ANTAGONİZMA SİNERJİZMA ADİTİF SİNERJİZMA(SUMASYON) 36 3

4 PARSİYEL ADİTİF SİNERJİZMA(POTANSİYALİZASYON) FARMAKOKİNETİK ETKİLEŞİMLER EMİLİM DÜZEYİNDE ETKİLEŞİMLER DOKU İÇİ DAĞILIMDA ETKİLEŞİMLER PLAZMA PROTEİNLERE BAĞLANMADA ETKİLEŞİM DOKU PROTEİNLERE BAĞLANMADA ETKİLEŞİM İLAÇ ETKİLEŞİMLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DOZ VERİLİŞ YOLU BİRLİKTE KULLANILAN İLAÇLARIN ÖZELLİĞİ HASTAYLA İLGİLİ ÖZELLİKLER 39 5.LOKAL ANESTEZİK MADDELERLE ANTİHİPERTANSİF MADDELERİN ETKİLEŞİMLERİ LİDOKAİN PRİLOKAİN ARTİKAİN BUPİVAKAİN SONUÇ KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ. 44 4

5 1.GİRİŞ VE AMAÇ Diş hekimliğinde kullanılan lokal anesteziklerin, hipertansiyon tedavisinde kullanılan antihipertansiflerle birlikle kullanımı, bazı ciddi ilaç etkileşimleriyle ve komplikasyonlarıyla bağlantılı bulunmuştur. Lokal anesteziklerin antihipertansiflerle etkileşimi, genel pratikte büyük derecede önemlidir. Diş hekimliğinde olası ilaç reaksiyonlarını anlamak, diş hekimlerine bu komplikasyonlardan kaçınma ve engelleme konusunda yardımcı olabilir. 2. LOKAL ANESTEZİKLERE GENEL BAKIŞ 2.1. Ağrı 5

6 Diş hekimliğinde en çok korkulan ve yaşanılan semptom ağrıdır. Ağrının yönetimi hasta açısından olduğu, kadar hekim açısından da rahat bir çalışma ortamı sağlanması bakımından önemlidir. Ağrı, Uluslararası Ağrı Araştırılması Organizasyonu na (IASP) göre ; Vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, organik bir nedene bağlı olan ya da olmayan, insanın geçmişteki tüm deneyimlerini kapsayan, hoş olmayan göreceli bir kavram ve hoş olmayan bir duyu. şeklinde tanımlanmıştır. Ağrı soyut bir kavramdır ve algılayan kişi tarafından ; -kişisel acı hissini, -var olan ya da başlamak üzere olan bir doku hasarını bildiren zararlı bir stimülanı, -organizmayı koruyacak bir reaksiyonlar dizisini tanımlamak için kullanılır. Ağrı eşiğinin farklı bireylerde ve aynı bireyde değişik zamanlarda farklılık göstermesini etkileyen faktörler; - psikolojik yapı - tedaviye karşı duyulan korku ve endişe - yorgunluk - yaş Lokal anestezi uygulaması, özellikle diş hekimliğinde ağrı kontrolü yanında bir takım başka avantajları da beraberinde getirir(1). Ağrı ve ağrının kontrolu diş hekimliğinde vazgeçilmez bir faktördür. Dental işlemlerin bir çoğunda lokal anestezi ile ağrı kontrolüne gerek duyulur. Dikkatli ve 6

7 özenli uygulanan lokal anestezi ağrısız ve rahat bir tedavi sağlamakla kalmaz, diş hekimlerine olan güveni de artırır(2) Lokal Anesteziklerin Genel Özellikleri Lokal anestezikler, sinir lifleri ile uygun konsantrasyonlarda temasa geldiklerinde bu liflerdeki impuls iletimini reversibl olarak bloke eden ilaçlardır. Sadece sinir liflerinde (akson ve dentritlerde) değil, nöronun somasında ve genel olarak bütün eksitabl hücrelerde (çizgili kas, myokard, düz kas vb.) onların depolarize edilebilme özelliğinin ve depolarizasyon dalgasının yayılmasını engelleyebilirler. Esas olarak, ağrılı stimulusların periferden santral sinir sistemine iletimini geçici olarak kesmek için kullanılırlar(2). Lokal anestezi; vücudun belli bir bölümünde sinir uçlarındaki depresyon ve periferik sinirlerdeki iletimin baskılanmasına bağlı olarak ortaya çıkan duyu kaybıdır. Lokal anestezinin en önemli özelliği ve genel anesteziden farkı, şuur kaybı olmadan ağrı algılanmasının periferde ortadan kaldırılmasını sağlamaktır. Ayrıca lokal anestezinin genel anestezi ile karşılaştırıldığında; güvenilir olması, kolay uygulanması, hasta hekim kooperasyonunun bozulmaması, daha uzun operasyon sağlanması, kanamanın azlığı ve genel anestezinin kontraendike olduğu durumlarda kullanılabilmesi gibi avantajları vardır(3). Lokal anestezinin genel anesteziye göre üstünlüklerini şu şekilde sıralamak mümkündür; -Lokal anestezi genel anesteziye göre çok daha emniyetlidir ve buna bağlı ölüm olayları yok denecek kadar azdır. 7

8 -Uygulaması çok daha kolay ve pratiktir. Uygulamadan önce sınırlayıcı kurallar genellikle yoktur. Premedikasyona, özel ve pahalı cihazlara ve servise gereksinim yaratmaz. Yoğun bakım gerektirmez. -Tedavi süresince hekim ile hastanın koopere çalışmasına olanak verir. Bu olanak diş hekimliği pratiğinde çok önemlidir. Ağrı kontrolü yanında, tanı konulmasına yardımcı olması amacı ile de lokal anestezi uygulamalarından yararlanmak mümkün olur. Özellikle yüz ağrılarının nedeninin ve lokalizasyonunun saptanması büyük zorluklar yaratabilmektedir. Ağrılı bölgenin lokalizasyonu, hasta tarafından doğru olarak tarif edilmeyebilir. Bu zorlukların aşılmasındalokal anestezi testleri hekime büyük kolaylık sağlar. -Lokal anestezi uygulamaları sedasyon teknikleri ile birlikte de kullanılabilir ve bu uygulama ile çok daha rahat bir çalışma ortamı yaratılabilir. Lokal anestezik ajanlar, genel diş hekimliği pratiğinde en sıklıkla kullanılan maddelerdir. Lokal anestezi; topikal veya enjeksiyon yoluyla, bilinç kaybı olmaksızın ağrı da dahil olmak üzere, vücudun belirli bir bölümünde his kaybı yaratılmasıdır. Tedavi sırasında ağrının önlenmesi; hasta-hekim ilişkisini güçlendirir, güven sağlar, korku ve kaygıyı azaltır ve tedavinin daha pozitif bir havada geçmesini sağlar. Lokal anestetikler, tıpta kullanılan çoğu ilaçtan önemli bir farklılık gösterirler. Hemen hemen tüm diğer maddeler etkin olabilmek için kullanım yollarına bakılmaksızın, sonunda kanda yüksek bir seviyede bulunmalı ve dolaşımdan atılmadan önce klinik etkilerini göstermelidirler. Ancak lokal anesteziklerin kanda bulunması istenmez. 8

9 Hastanın tıbbi öyküsü, alerji gibi istenmeyen durumların önlenmesinde önemlidir. Gerektiğinde tıbbi konsültasyona gidilmelidir. Enjektabl lokal anesteziklerin bu ortak özellikleri şu şekildedir; -Hepsi sentetik olarak elde edilirler. -Kuvvetli asitlerin tuzlarıdır ve suda çözünürler. -Anestetik tuzlar asit reaksiyon gösterirler ve bu şekilde stabildirler. Lokal anesteziklerin; -Etkileri reversibldir. -Adrenalin ve benzeri damar daraltıcı maddelerle kolaylıkla bileşim sağlarlar. -Sinir iletimini aynı şekilde bloke ederler. -Yüksek plazma konsantrasyonunda sistemik toksik etki yaratırlar. Ayrıca lokal anestezikler; - Kimyasal yapı bakımından dayanıklı olmalı, yani uzun süre etkisini kaybetmeden korunabilmelidir. - Yumuşak dokuya olduğu kadar sert kemik dokusuna da diffüze olabilmeli ve yoğun etki göstermelidir. - Latent periyodu kısa, etki süresi uzun olmalıdır. Optimal dozda maksimum etki sağlayacak potenste olmalıdır. Aynı zamanda topikal etki de gösterebilmelidir. - Lokal anestezik maddeler enjekte edildikleri dokular tarafından iyi bir şekilde tolere edilmeli, yani doku dostu olmalıdır. Lokal irritasyona yol açmamalı, sekonder doku reaksiyonları yaratmamalıdır. 9

10 - Sistemik ve lokal olarak az toksik olmalıdır. Ancak her madde az ya da çok sistemik toksik etkiye sahiptir. Sistemik toksisite maddenin kan seviyesine bağlı olarak ortaya çıkar. - Aşırı duyarlılık yaratmamalıdır. Bu tür reaksiyonlar daha çok ester yapıdaki maddelere karşı ortaya çıksalar da amid yapıdaki maddeler de bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara ve anafilaktik şoka yol açabilir. Amid yapıdaki bir maddeye alerjisi olan bir kişinin başka bir amide alerjisi olmayabilir, ancak ester yapıdaki maddelere alerjisi olanların tüm ester yapılara alerjisi vardır. - Gerektiğinde özelliklerini kaybetmeden sterilize edilebilmelidirler(1) Kimyası / Farmakolojik Özellikleri Lokal anestezikler; kimyasal olarak birbirlerine benzeyen ve uyarılabilen membranlarda bulunan sodyum kanallarını bloke eden, ester ve amid yapılı ajanlardır. Bu ilaçlar, hedef dokuya injeksiyon ile bazı durumlarda topikal olarak uygulanabildikleri için anestezik etkileri belirli bölgeler ile sınırlandırılabilir (örnek olarak kornea veya kol). İntravenöz olarak verildiklerinde ise, lokal anestezikler diğer dokularda da etki gösterirler. 10

11 Lokal Anetezikler Esterler Uzun etkili (tetrakain) Kısa etkili (prokain) Amidler Yüsey etkili (benzokain, kokain) Uzun etkili (bupivakain, ropivakain) Orta etkili (lidokain) Şekil 1: Lokal anesteziklerin kimyasal özelliklerine göre sınıflandırılmaları Lokal anestezik ilaçların çoğunluğu, basit benzen türevlerinin ester veya amidleridir. Lokal anestezikler kimyasal özelliklerine göre alt gruplara ayrılırlar. Sık kullanılan lokal anestezikler, proton kazanarak (H ) yüklü hale gelebilen, en az bir tane iyonize olabilen amin ggrubuna sahip olan zayıf bazlardır. İyonizasyon derecesi, ilacın pkₐ sı ve ortamın ph değeri tarafında belirlenir. Dokulardaki ph değeri, fizyolojik ph olan 7,4 ten farklı olabileceğinden (infekte dokularda ph 6,4 e kadar düşebilir), ilacın iyonizasyon derecesi değişkenlik gösterebilir. Çoğu lokal anestetiğin pkₐ değeri 8,0-8,9 arasındadır ve ph ta meydana gelen değişiklikler, ilacın iyonize formunun iyonize olmayan formuna oranı üzerinde belirgin etkiler oluşturabilir(4). 11

12 Lokal anestezik maddeler üç ana kısımdan oluşurlar: 1)Lipofilik aromatik 2)Hidrofilik amin 3)Ara zincir Her iki parça hidrokarbon ara zincir ile birbirine bağlanmıştır. Bu zincir ester ve amid yapıdadır. Lokal anestezik maddeler bu bağlayıcı ara zincirin yapı özelliğine göre sınıflandırılırlar. AMİNO ESTER TİP AMİNO AMİD TİP HİDROKSİ GRUBU LOKAL ANESTEZİKLER LOKAL ANESTEZİKLER İÇEREN LOKAL ANESTEZİKLER Kokain Lidokain Benzokain (topikal) Prokain Kloroprokain Tetrakain Mepivakain Prilokain Artikain Hidroksi grubu maddeler, hidrofilik amin kısmı kapsamazlar ve bu Bupivakain Etidokain Şekil 2: Lokal anesteziklerin farmakolojik yapısı nedenle çözünmezler. etkilidirler. anestezisine değildirler. suda Topikal Enjeksiyon uygun 12

13 Ester yapılı lokal anestezikler; plazma esterazları ile hidrolize olurlar, daha az stabildirler ve yıkım ürünleri olan paraamino benzoik asit nedeniyle de bu grupta allerjik reaksiyonlar fazla görülür. Buna karşılık amin tipi lokal anestezikler; karaciğerde mikrozomal enzimlerle yıkılırlar, daha stabildirler ve bu grupta allerjik reaksiyonlar daha nadir gözlenir.bu farklılıklar nedeniyle klinikte daha çok amid tipi lokal anestezikler kullanılmaktadır. Lokal anesteziklerin ilaçla etkileşimlerini anlayabilmek için, lokal anesteziklerin etki mekanizmalarını bilmekte yarar vardır. Lokal anesteziklerin sinir iletimini nasıl bloke ettiği hakkında birçok teori (spesifik reseptör teorisi, ekspansiyon, yüzey yüklenmesi vs.) bulunmakla beraber, en çok kabul göreni spesifik reseptör teorisidir. Spesifik reseptör teorisine göre, lokal anestezikler, sinir aksonunun dışını örten fosfolipid yapıdaki membranı geçerek, membranda bulunan voltaj bağımlı Na kanallarının iç (internal) kısmındaki spesifik reseptörlere bağlanarak bu kanallardan Na geçişini engellerler. Buna bağlı olarak da membran stabilizasyonu sağlayıp depolarizasyonu engellerler. Lokal anesteziklerin lokal anestetik etkileri yanı sıra; analjezik, antiaritmik, antibakteriyel/antifungal, antitrombotik, antikonvülzif, nöroprotektif, antienflamatuar, DNA aşılarında DNA taşıması, antitümör ilaçlardan sisplatinin kullanımında hem etkinliğini artırma hem de nefrotoksik ve hemotoksik etkilerini azaltma gibi etkileri de vardır. Ancak klinikte bu etkilerinden en çok istifade edilenleri; lokal anestezik, antiaritmik, analjezik etkileridir(5) Farmakokinetik Kısa etkili olan lokal anestezikler, injeksiyon alanından kana geçmektedirler. Buna bağlı olarak, bölgedeki kan akımı azaltılmadığı takdirde lokal anestetiğin etki süresi 13

14 sınırlanmaktadır. Kan akımının azaltılması, lokal anestezikle birlikte vazokonstriktör bir ajanın (genellikle α-agonist semptomimetik) verilmesi ile sağlanabilir. Kokain, önemli bir istisnadır ve sinir uçlarında noradrenalin geri alınımını inhibe ettiğinden, intrinsik sempatik aktiviteye sahiptir. Daha uzun etkili olan ilaçlarla (örnek olarak bupivakain, ropivakain, tetrakain) vazokonstriktör ajanlara daha az ihtiyaç duyarlar. Yüzey aktivitesi (müköz membranlara uygunlandığında yüzeyel sinirlere ulaşabilme özelliği) kokain ve benzokain gibi belirli lokal anesteziklerin özelliğidir. Ester yapılı lokal anesteziklerin metabolizması plazma kolinesterazı (psödokolinesteraz) tarafından gerçekleştirilir, prokain için çok hızlı (yarı ömrü 1-2dk), kokain için daha yavaş ve tetrakain için çok yavaştır. Amidler karaciğerde kısmen sitokrom P450 tarafından metabolize edilir. Lidokain ve prilokainin yarı-ömürleri yaklaşık 1,5 saattir. Bupivakain ve ropivakain en uzun etkili amid yapılı lokal anesteziklerdir ve yarı-ömürleri sırası ile 3,5 ve 4,2 saattir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu, amid yapılı lokal anesteziklerin eliminasyon yarı-ömrünü uzatabilir. İdrarın asitleştirilmesi, lokal anesteziklerin iyonize hale geçmelerini kolaylaştırır. Bu ilaçların yüklü formları iyonize olmayan formlarından daha hızlı atılmaktadır(4) Amid yapılı lokal anestezikler Plazmada proteinlere fazla bağlanırlar (%55-96). Bağlanma daha çok α₁ asid glikoprotein e olur. Romatoid artrit, yanık, myokard infarktüsü, kanser, travma, renal transplantasyon, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi durumlarda bu proteinin düzeyi artar. Oral kontraseptif kullananlarda ise α₁-asid glikoprotein düzeyi düşer. Bu değişmeler, inaktive edilmek üzere karaciğere ilaca sunulma hızını değiştirir. Bunun bir öneminin olup olmadığı bilinmemektedir. 14

15 Ester yapılı lokal anestezikler Esas olarak, plazmada esterazlar (muhtemelen psödokolinesteraz) tarafından hidroliz suretiyle ve hızlı bir şekilde inaktie edilirler; kalan kısım hepatik esterazlarla parçalanır. BOS içinde esteraz bulunmadığı için intratekal verildiklerinde, ancak oradan absorbsiyon sonucu etkileri ortadan kalkar. Prokain in hidrolizi sonucu, paraaminobenzoikasid (PABA) ve dietilaminoetol oluşur. PABA; böbreklerden itrah edilir; ikinci metabolit karaciğerde yeniden metabolize edilir. Prokain ve klorprokain en hızlı aktive edilen lokal anesteziklerdir; bunların plazmadaki yarılanma ömrü 1 dakikadan daha kısadır. Amid yapılı lokal anestezikler; karaciğerde mikrozomal enzimler tarafından önce N- dealkilasyona uğratılırlar ve sonra hidrolize edilirler. Ancak prilokain önce hidroliz olur ve methemoglobinemi oluşturan bir metabolit olan Otoluidin e dönüşür. Amid yapılı ilaçların inaktivasyon hızları, ilaçtan ilaca fazla değişkenlik gösterir. En hızlı inaktive edilen amid yapılı ilaç, prilokain dir. Onu sırasıyla etidokain, lidokain ve mepivakain izler; bupivakain halen kullanılan amid yapılı lokal anestezikler içinde en yavaş yıkılandır. Bu ilaçların inaktivasyon hızları, karaciğer hastalıklarında veya genel anestezi yada ropranolol verilmesi gibi karaciğer kan akımını azaltan durumlarda yavaşlar ve sistemik toksisiteleri artar. Örneğin lidokainin normalde 1,6 saat olan yarılanma ömrü, karaciğer yetmezliğinde 6 saatin üstüne çıkar Lokal anesteziklerin vazokonstriktör ilaçlarla kombinasyonu Lokal anestezik solüsyonlarına, uygulanma yerlerinden absorbsiyonlarını azaltmak için vazokonstriktör ilaç ilave edilir. Absorbsiyonun azalması: 15

16 - İlacın lokal uygulanma yerinde daha yüksek konsantrasyonda ve daha uzun süre kalmasını sağlar. Böylece lokal anestezinin şiddet ve süresi azaltılır. - İlacın absorbsiyonuna bağlı sistemik toksik tesirleri azaltır. Lokal anestezik solüsyonlarına vazokontriktör olarak genellikle 5-20µg/ml konsantrasyonda adrenalin (yani 1: : oranında) katılır ve bazen noradrenalin (1: oranında), levonordefrin (1: oranında), fenilefrin ve benzeri sempatomimetik ilaçlar katılmaktadır. Bu katkı maddeleri, uygulanma yerindeki dokuda vazokonstriksiyon ve oksijen tüketimindeartma yaptıklarından, orada lokal hipoksi ve zedelenme meydana getirebilirler. Sonuçta yara nedbeleşmesinde gecikme, dokuda ödem ve bazen nekroz yapabilirler. Vazokonstriktör olarak vazopresin kullanıldığında, oksijen tüketiminde artış olmadığından doku zedelenmesine bağlı lokal yan etkiler daha az olmaktadır. Bupivakain ve etidokain gibi fazla lipofilik olan ve dokuya sıkı bağlandıklarından doku adsorbsiyonu zaten yavaş olan ilaçların solüsyonlarına, vazokonstriktör katılması mutlaka gerekli değildir. Vazokonstriktör katılması özellikle lidokain, prilokain ve mepivakain gibi ilaçların absorbsiyonunu yavaşlatır. Bupivakain ve etidokain gibi fazla hipofilik ve uzun etkili olan ilaçlar, dokuya sıkı bağlandıklarından, bunların dokudan absorbsiyonları zaten yavaştır ve vazokonstriktör ilaçlarla absorbsiyonlarının yavaşlatılması gerekmeyebilir. Adrenalin ve benzeri sempatomimetik vazokonstriktörler; tirotoksikoz, hipertansiyon ve diyabet olgularında ve kan basıncı sırasında olan gebelerde ciddi hipertansif krize neden olabilirler. Koroner damar hastalığı olanlarda angina krizine yol açabilirler(2). 16

17 2.5. Etki Mekanizması Lokal anestezikler, voltaj bağımlı Na kanallarını bloke eder ve sodyum iyonlarının içeri doğru akışını durdurur. Böylece membran depolarizasyonunu engeller ve aksiyon potansiyellerinin iletimini bloke eder. Lokal anestezikler, sitoplazma veya zar üzerinden reseptörlerine ulaşırlar. Sitoplazmaya ulaşmak için ilacın yağda çözünebilir olması gereklidir veya yağda daha iyi çözünen (iyonize olmayan, yüksüz) formu, iyonize formuna göre etkin hücre içi konsantrasyona daha hızlı ulaşır. Öte yandan aksonun içine girdikten sonra ilacın iyonize formu (yüklü) daha etkin blokaj sağlar. Yani, ilacın iyonize formu reseptör alanına ulaşmada ve iyonize olmayan formu etkiyi ortaya çıkarmakta daha önemli role sahiptir. Na kanallarının içindeki reseptör alanının lokal anestetiğe olan afinitesi; dinlenme, açık veya inaktif halde bulunmasına bağlıdır ve bu yüzden sodyum kanalı blokörü olan antiartimikler için tanımlanan doz bağımlılığı ve voltaj bağımlılığı kurallarına uyar. Özellikle diğer faktörler sabit olduğunda, hızlı ateşlenen lifler genellikle yavaş ateşlenen liflerden daha önce bloke olur. Hücre dışı potasyum konsantrasyonunun yüksek olması lokal anestezik etkinliği arttırabilecekken, hücre dışı Ca++ bu etkinliği antagonize edebilir Diş Hekimliğinde Kullanılan Lokal Anestezikler Lidocaine N-Dietil amino-2,6 ksilidin hidroklorür kimyasal formülüne sahipamid yapılı lokal anestetik maddedir te Löfgren tarafından sentezlenen ilk amid grubu lokal anestetik olan lidocaine, günümüzde hala çok sık kullanılır(6). Dental (%2), topikal (%4-5), spinal ve epidural anestezilerde kullanılabilir. %1-2 lik konsantrasyonda hızlı başlama zamanına ve orta derecede etki süresine (

18 dakika) sahiptir. Bu süre periferik sinir bloğunda ortalama 1-3 saat arasındadır ve birlikte damar daraltıcı kullanılmasına (adrenalin, felinefrin gibi) bağlı olarak değişkenlik gösterir. Kardiak depressant (antiartimik) etkiye de sahiptir(7). Vazokonstriktör içeren ve içermeyen solüsyon ve jel, sıvı,yağ ve sprey şeklindeki preparatları ile bugün diş hekimliğinde sıklıkla kullanılmaktadır(8). Önerilen dozlarda kullanıldığında, kardiyopulmoner sistem üzerinde şiddetli yan etkileri olmadığı görülmüştür. Zaten acil servislerde lidocaine, antiaritmik ilaç olarak kullanılır. Bu yüzden dekardiyak aritmisi olan hastalarda rahatlıkla kullanılabilmektedir(9). Tedavi indeksi diğer lokal anestezik maddelere göre daha iyidir. Yüksek dozlarda kullanılınca konvülsiyonlara ve solunum felcine sebebiyet verir. Lidocaine zehirlenmesinde eksitasyondan daha çok SSS depresyonu belirtileri vardır. Sonraki dönemde konvülsiyonlar oluşturur(10) Prilocin Kimyasal formülü XN-propil aminopropion-otoluidid olan prilocain, amid grubundaki en az toksik lokal anesteziktir(6). Vasodilatasyon etkisi lidocaine den azdır. Anestezi hızlı başlar ve derin bir anestezi sağlar. Diffüzyon süresi fazladır ve uzun süreli anestezi sağlar. Diş hekimliğinde lokal anestezik olarak %2 lik bir konstantrasyonda kullanılmalıdır. Lidocane e göre santral sinir sisteminde daha az toksik etkilidir. Procaine e göre anestezik etkinliği 4 tür, toksisitesi 1 dir. 18

19 Maksimum kullanma dozu saf olarak 400 mg, vasokonstriktör ile 600 mg dır(10). Lidocaine ile karşılaştırıldığında etki gücü açısından ona benzese de mutad dozlarda bile methemoglobinemi yapar. Diş hekimliğinde kullanılan dozlargenelde problem oluşturmaz. Plasentadan geçişi lidocaine e göre daha fazladır. Bu nedenle hamilelerde kullanılmamalıdır. Prilocaine ile pulpa anemisi daha az oluşur. Ancak yumuşak doku anestezisi daha uzun sürer(8) Articaine Yapıca Prilocaine e benzer. İnfiltrasyon, regional, epidural, spinal ve topikal anestezi için kullanılır. Dokuya penetrasyonu iyi, anestezi gücü yüksektir. Anestezi sürei 45 dk ile 1,5 saat arasıdadır. Erişkinlerde maksimum doz 7 mg/kg ı geçmemelidir. Diş hekimliğinde kullanılan articaine iki tiptir. Ultracaine Dental, 1 cc de 40 mg articaine hidroklorid ve 0,006 mg. epinefrin hidroklorid içerir. Ultracaine D-s Fortiese, 40 mg articaine hidroklorid ile 0,012 mg epinefrin hidroklorid içerir(8). Artikain idiopatik ya da konjenital methemoglobinemili hastalarda, anemi, kalp, solunum sistemi problemli hastalarda kontraendikedir. Sülfür içeren ilaçlara karşı alerjisi olanlarda kesinlikle kullanılmamalıdır. Lidocaine ve articaine in anestezi etkinliği ve başlama süreleri ile ilgili yapılan araştırmalarda, articaine uygulamasında anestezinin başlama süresinin kısa olduğu ve anestezi etkisinin uzun sürdüğü saptanmıştır. Bu nedenle Lidocaine e göre daha çok tercih edilmektedir(11). 19

20 Mepivakain Amid tip bir lokal anesteziktir. Çok hızlı seviyede etki gösterir ve dokuda orta derecede kalır. Carbokain ve Polokain isimli ticari preparatları mevcuttur. Genel olarak hidrokloridle birlikte kullanılır. Vasokonstirktörsüz olarak da oldukça yeterli anestezi sağlar. Kaynatma yoluyla ya da otoklavda sterilize edilebilmektedir(10). Enjeksiyonla yapılan uygulamalarda maksimum doz 7 mg/kg (max. 400 mg.) olmalıdır. Eğer adrenalinli solüsyon uygulanırsa o zaman da 550 mg dır(8). Çocuk hastalarda dudak uyuşukluğunun kısa sürede kaybolması isteniyorsa ya da erişkinlerde herhangi bir nedenle vasokonstriktör kontraendikeyse, vasokonstriktörsüz %3 lük mepivacaine kullanılabilir(6). Yan etkileri, diğer tüm anesteziklere göre daha azdır. Karaciğerde detoksifiye edilir, hızlı metabolize olur, idrarla değişmeden atılır(12). Mepivacaine diş hekimliğinde kullanılan lokal anestezikler içinde önemli bir yer tutar. Bunun nedenleri; -Sağladığı anestezi süresi lidocaine ve prokaine göre daha uzundur. -Yan etkileri yok denecek kadar azdır. -Enjeksiyon sahasındaki lokal irritasyon yok denecek kadar azdır. -Prokain tipi lokal anesteziklere duyarlı olan hastalarda mepivacaine çapraz duyarlılık göstermez. -%3 lük mepivacaine tek başına kısa süreli diş ameliyatları için yeterli anestezi süresi sağlayabilir(13). 20

21 Bupivakain Amid grubu bir lokal anesteziktir.uzun süreli ve etkili anestezi sağlar(8). Eğer yapılacak anestezi postoperatif dönemde uzun süreli analjezi gerektiriyorsa (6 saat) tercih edilir; yüzeyel anestezi için kullanılmaz. Bupivakainle bu sayede postoperatif dönemde analjezik kullanımının azaldığı gözlenmiştir(6). Dişhekimliğinde tek başına veya vasokontrüktör ilavesiyle kullanılır. Topikal kullanımı yoktur. Çocuklarda ve mental retardasyonlularda kontraendikedir(14). Santral sinir sistemi depresanları ile birlikte çocuklarda ve yüksek dozda kullanıldığında santral sinir sistemi depresyonunda artma; vasokonstrüktör içeren solüsyon damar içine verildiğinde veya trisiklik antidepresan, monoaminooksidaz inhibitörü, beta-bloker kullananlarda kardiyovasküler yan etki oluşturma riski bulunmaktadır. Kontrol altında olmayan hipertiroidizm, diyabet, anjina veya hipertansiyonda vazokontrüktör ile birlikte kullanılmamalıdır(15,16). 3. ANTİHİPERTANSİFLER İlaç tedavisini gerektiren hipertansiyon, ya sistolik kan basıncının (SKB) sürekli olarak 140 mmhg nın üstünde olması yada diastolik kan basıncının (DKB) sürekli olarak 90mmHg dan yüksek olması olarak tanımlanır. Hipertansiyon, arteriyoler direncin artmasına ve venöz sistem kapasitansının azalmasına neden olan periferik damar düz kas tonusunun artması sonucu ortaya çıkar. Yüksek kan basıncı, çok sık rastlanan bir sağlık sorunudur. Bu hastaların pek çoğunda, herhangi bir belirti 21

22 görülmediği halde, kronik hipertansiyon-sistolik veya diastolik-konjestif kalp yetmezliğine, myokard infarktüsüne, böbrek dokusunda hasara ve serebrovasküler olaylara rastlanabilir. Eğer hipertansiyon erken teşhis edilir ve uygun tedavi edilirse morbidite ve mortalite insidansı önemli derecede düşer. Hipertansiyonun ilerleyici doğasının tanınmasında, Ulusal Komite nin 7.Raporu; tedavinin düzenlenmesi için hipertansiyonu 4 kategoride sınıflandırır. Bu kategoriler; - Normal (SKB/DKB, <120/ <80) - Prehipertansiyon (SKB/DKB, /80-89) - Evre 1 Hipertansiyon (SKB/DKB, /90-99) - Evre 2 Hipertansiyon (SKB/DKB, >160/ >100)(17) Hipertansiyonun Etyolojisi Hipertansiyon, bazı hastalıklara ikincil olarak ortaya çıkabilse de hastaların yüzde doksanından fazlasında, kan basıncını düzenleyen mekanizmaları etkileyen neden saptanamaz ve esansiyel hipertansiyon olarak adlandırılır. Hipertansiyonla ilgili aile öyküsü olanlarda hipertansiyonun ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Esansiyel hipertansiyona zencilerde beyaz ırka oranla 4 kat daha sık rastlanır. Orta yaştaki erkeklerde, aynı yaş grubundaki kadınlara göre daha yaygın rastlanır. Stresli yaşam tarzı, yiyeceklerle bol miktarda tuz alınması, obezite ve sigara gibi çevresel faktörler, hipertansiyonun ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktörlerdir(17). 22

23 Etyolojik Faktörleri 1) Esansiyel (primer) hipertansiyon Heredite Tuz alımı Şişmanlık Yaş Irk Stres 2) Renal hipertansiyon - Parankimal hipertansiyon Akut glomerulonefrit Kronik glomerulonefrit ve pyelonefrit İrradyasyon,lupus eritematosus Polikistik böbrek Hidronefroz Renin salgılayantümörler Diyabetik nefropati - Renovasküler Fibromuskuler arteriyel stenoz Aterosklerotik arteriyel stenoz Renal infarktüsler Poliarteritis - Travma Perirenal hematom Renal arter trombozu 23

24 3) Endokrin kaynaklı hipertansiyon - Tiroid Hipertiroid Hipotiroid - Adrenal Feokromostoma Primer aldesteronism Adenoma Hiperplazi Glukokortikoidle supresyon Hiperaldesteronism Konjenital adrenal hipoplazi 11-beta hidroksilasyon eksikliği 17-alfa hidroksilasyon eksikliği Cushing hastalığı - Paratiroid 4) Nörolojik Respiratuvar asidoz Beyin tümörü Ensefalit Bulber polimyelitis Familiyal disotonomi Akut porfiri Kuadripleji Ekstraadrenal paraogangliomalar 24

25 Von Recklinghausen hastalığı 5) Mekanik nedenler A.V. fistüller Aort koarktasyonu Arterosklerotik sistolik hipertansiyon 6) Eksojen - Zehirlenme Kurşu Talyum - İlaç tedavisi MAO inhibitörüne ilaveten efedrin, tiramin ya da tiramin ihtiva eden peynir, kırmızı şarap gibi maddeler Doğum kontrol hapları Yüksek doz prednizon - Gıdalar - İyatrojenik Böbrek yetmezliğinde su yüklenmesi 7) Gebelik toksemisi 8) Çeşitli nedenler Polisitemi Rubra Vera Yanıklar Karsinoid sendromu(18). 25

26 3.2. Kan Basıncının Kontrolünü Sağlayan Mekanizmalar Arteriyal kan basıncı, dokulara yeterli perfüzyonu sağlarken damar sistemine, özellikle arter intimasına zarar vermeyecek şekilde dar bir aralıkta kontrol edilir. Arteriyal kan basıncı, kan debisi ile periferik vasküler direncin çarpımıyla doğru orantılıdır. Hem normal hem de hipertansif kişilerde,kalp debisi ve periferik direnç birbiriyle iç içe iki mekanizma tarafından kontrol edilir; sempatik sinir sisteminin ilettiği barorefleksler ve renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi. Çoğu antihipertansif ilaç kalp debisini düşürerek ve/veya periferik direnci azaltarak kan basıncını düşürür Baroreseptörler ve Sempatik Sinir Sistemi Sempatik sinir sistemiyle iletilen barorefleksler; kan basıncının hızlı, anlık kontrolünü sağlar. Kan basıncındaki düşüşü, basınca duyarlı nöronların (aort kavsi ve karotid sinüsteki baroreseptörler) medulla spinalisteki kardiyovasküler merkezlere daha hızlı uyarı göndermesine neden olur. Bunu sonucunda; refleks yanıt olarak kalp ve damarlara ulaşan sempatik aktivite artar ve sempatik aktivite azalarak vasokonstriksiyon ve kalp debisinde artış sağlanır. Bu değişiklikler kan basıncında dengeleyici bir artış sağlarlar Renin Anjiyotensin Aldosteron Sistemi Böbrekler, kan hacmini değiştirerek kan basıncının uzun dönem kontrolünde rol oynar. Böbreklerdeki baroreseptörlerin arteriyal kan basıncındaki düşüşe yanıtları (ve ß-adrenoseptörler aracılığıyla sempatik uyarıya yanıtları) bir enzim olan renin salgılanması şeklindedir. Bu peptidaz, anjiyotensinojeni anjiyotensin I e çevirir ve bu 26

27 da anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) tarafından anjiyotensin II ye dönüştürülür. Anjiyotensin II vücutta dolaşımda bulunan ve kan basıncında artış sağlayan en güçlü vazokonstriktör maddedir. Aynı zamanda, anjiyotensin II aldosteron salgılamasını artırır ve böbrekten sodyum tutulumunu ve dolayısıyla kan hacmi artar. Bu mekanizma da kan basıncındaki artışa neden olur(17) Tedavi Yaklaşımları Antihipertansif tedavinin amacı;kardiyovasküler ve renal morbidite ve mortaliteyi azaltmaktır. Kan basıncı ile kardiyovasküler olayın riski arasındaki ilişki süreklidir. Sınıflandırmaya yeni eklenen prehipertansiyon bu ilişkiyi tanımlar ve toplumsal eğitimle ve kan basıncı düşürücü alışkanlıklarla kan basıncının azaltılmasının gereği vurgulanır. Hafif hipertansiyon genellikle tek bir ilaç ile kontrol edilebilir. Güncel tedavi rejimleri, diğer ilaç kullanımlarını gerektirecek neden yok ise, bir diüretikle başlamasını önermektedirler. Eğer kan basıncı yeterli düzeyde kontrol edilmezse, kombine rejimlerin yol açabileceği istenmeyen etkileri en aza indirecek şekilde seçilmiş ikinci bir ilaç eklenir. Eğer başlangıç ilacı bir diüretik ise, yanına genellikle bir ß-bloker eklenir, ya da başlangıç ilacı eğer bir ß-bloker ise, yanına genellikle bir diüretik eklenir. Bu tedaviyle de yeterli kontrol sağlanamazsa tedaviye bir vazodilatör eklemek yararlı olacaktır Hastaya uygun tedavinin seçimi Hipertansif hastaların belli alt grupları, tedavide farklı ilaç gruplarına farklı yanıtlar verirler. Örneğin, zenciler diüretik ve kalsiyum kanal blokerleri ile tedaviye çok iyi 27

28 yanıt verirlerken, ß-bloker ve ACE inhibitörleri bunlarda daha az etkili olabilmektedir. Benzer şekilde, kalsiyum kanal blokerleri ACE inhibitörleri ve diüretikler ileri yaştaki hastaların tedavisinde yararlı olurken, ß-blokerler ve α-antagonistleri bu hasta gurubu tarafından daha az tolere edilmektedir. Hatta bazı antihipertansif ilaçların kullanımı, hipertansiyona eşlik eden diğer hastalıkları ağırlaştırabilir Hastaların antihipertansif tedaviye uyumu Antihipertansif tedavinin başarısızlığa uğramasının en önemli nedeni, hasta uyuncunun az olmasıdır. Hipertansif hasta genellikle belirtisizdir ve klinik olarak belirgin organ hasarı meydana gelmeden önce, rutin taraması sırasında teşhis edilir. Bu yüzden tedavi hastanın mevcut belirtilerini gidermekten çok, hastalığın yol açacağı hasarı (ki gelecekte oluşacaktır) önlemeye yöneliktir. İlaçların istenmeyen etkileri hastayı geleceğe yönelik yararlarından daha çok etkileyebilir. Örneğin, ß- blokerler özellikle orta ve ileri yaştaki hastalarda libidoyu azaltarak, cinsel işlev bozukluğuna neden olabilir. İlaca bağlı cinsel işlev bozukluğu, hastayı özellikle ilacı kesmeye yönlendirir. Hasta uyuncunu artırmak için, istenmeyen etkileri ve alınan günlük ilaç dozunu en aza indirecek ilaç düzeninin seçimi çok önemlidir. Hipertansiyon tedavisiiki şekilde uygulanır. Bunlar nonfarmakolojik ve farmakolojik tedavidir(18). 28

29 Nonfarmakolojik tedavi - Stresin ortadan kaldırılması; Heyecanlanma, sinirlenme gibi emosyonel durumlar, kan basıncında yükselmelere neden olur. Stres faktörünün önemine bir örnek olarak, hastaneye yatırılan hipertansif hastalarda gözlenen spontan kan basıncı düşmesi gösterilebilir. Emosyonel streslere yol açan olaylar araştırılmalı ve olanaklar ölçüsünde bu olayların kaldırılmasına çalışılmalıdır. İstirahat, çalışma ve yaşama ortamının değiştirilmesi bu yönden yarar sağlayabilir. Trankilizan ilaçlar kullanılır(18). - Diyetin kontrol altına alınması; Burada 3 ana prensip vardır. Bunlar kabaca; sodyum alımının kısıtlanması, kalori alımına dikkat edilmesi ve egzersiz yapılmasıdır. Sodyum iyonunun hipertansiyon patogenezinde önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Günlük sodyum alımının kısıtlanmasıyla ekstrasellüler sıvı hacminde ve arteriollerin vasokonstriktör uyaranlara karşı cevaplılığında azalma olduğu düşünülmektedir. Tuz kısıtlaması, ilaçlarla meydana gelen hipovolemi ve ortostatik hipotansiyonun daha belirgin hale gelmesini sağlar. Kuvvetli diüretiklerin kullanılması sayesinde artık çok katı tuz kısıtlamalarına gerek kalmamaktadır. Hastaya tuzdan zengin gıdalar almaması söylenir. Tuzdan başka, sodyum içeren gıdalarda da kısıtlamaya gidilmelidir. Fazla kilolu hastalarda ise kalori kısıtlaması yapmak gerekir. Doymuş yağlar ve kolesterolden zengin gıdalar ateroskleroz gelişmesinde katkısı olan en önemli faktördür. Ayrıca sigara kullanımı da yasaklanmalıdır. Çay, kahve ve alkole az miktarda izin verilebilir. Hafif egzersizler hastanın zayıflamasına yardımcı olur ve aynı zamanda periferik direnci azaltarak kan basıncını düzeltebilir(18). 29

30 Farmakolojik Tedavi Çoğu zaman hipertansiyonun ilaçlarla tedavisi gerekir. Antihipertansif ilaçların etkileri ve yan etkileri iyi bilinmelidir. Antihipertansif ilaçlarla tedavi etkileri şunlardır; - Hafif hipertansiyonlu hastalarda sadece diüretiklerle kan basıncının kontrol altına alınması denenmelidir(18). - Hastaların çoğunda diüretiklere ilave başka bir antihipertansif kombinasyonu gerekebilir(19). - Verilen ilaçların dozu, yan etkileri incelenmeli, ne kadar süredir kullanıldığı kaydedilmelidir. Bir ilacı kesmeden diğerine geçmek yan etkilerinin birbirine karışması yönünden sakıncalıdır(18). - İlaç verilmesi ile birlikte hastanın tuz alımı, obezite durumu, aldığı alkol miktarı bilinmelidir. Bunların dışında aldığı ilaçların önemi vardır. Bunların antihipertansif etkili olup olmadığı kontrol edilmelidir(18). - Tedaviye en düşük dozda başlanmalı, hastanın toleransına göre yeterli kan basıncı sağlanıncaya kadar artırılmalıdır. - Yan etkileri azaltmak ve etkiyi arttırmak için uygun kombinasyonlar kullanılmalıdır. Sabit düşük doz kombinasyonlardan yararlanılabilir. - Yeterli yanıt alınamazsa veya yan etkiler nedeniyle kullanılamazsa, dozu arttırmak yerine başka gruptan bir antihipertansif seçmek mantıklıdır. - Hasta uyumunu arttırmak için uzun etkili, günlük tek doz ilaçlar tercih edilmelidir(20). Hipertansiyonda tedavinin antihipertansif ilaçlarla yapılması esastır. Hastalığın, arteriyal kan basıncının yüksekliğinden başka bir belirtisinin bulunmadığı ve bazen 30

31 uzun yıllar süren komplikasyonsuz döneminde bir şikayet ve semptom yok diye tedaviye başlamamak hatadır(18,20). Hipertansiyonlu hastada ilaçla tedavide ilke olarak, kan basıncının 140/90 mmhg lik sınırın altındaki normal tansiyon düzeyine düşürülmesi öngörülür. Diyabetliler ve böbrek fonksiyon bozukluğu oluşmuş hastalar gibi yüksek risk grubunda kan basıncının 130/85 mmhg nın altına düşürülmesi tavsiye edilir(18,20). Kan basıncının hızlı bir şekilde veya fazla düşürülmesi ortostatik hipotansiyona bağlı şikayetleri artırır. Hipertansiyonlu hastada damar çeperinin uzun süre yüksek basınca maruz kalması ateroskleroz gelişmesinde bir risk faktörüdür. Kalbin önündeki yükün artması, zamanla adaptif bir mekanizma ile sol ventrikül hipertrofisine neden olur(18,20). Bütün antihipertansif ilaç gruplarının arteriyal kan basıncını düşürmelerine karşın, sol ventrikül hipertrofisi ve onun komplikasyonları üzerine etkileri farklı olur. Kalsiyum kanal blokerleri, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri, beta blokerler ve prazosin kan basıncı düşmesine paralel olarak sol ventrikül hipertrofisini azaltırlar. En fazla azalma, ADE inhibitörü ile tedavi edilenlere olur(18,20) Hipertansiyonda Kullanılan İlaçlar Antihipertansif ilaçlar, vasodilatör etki oluşturma mekanizmaları ve primer etki yerleri dikkate alındığında 8 gruba ayrılır. Bunlar; - Diüretikler - Adrenerjik reseptör blokerleri - Adrenerjik nöron blokerleri 31

32 - Santral etkili sempatolitik ilaçlar ve diğer sempatolitikler - Kalsiyum kanal blokerleri - Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri ve reseptör blokerleri - Direk etkili vasodilatörler ve potasyum kanalı açıcı ilaçlar - Sadece hipertansif kriz tedavisinde kullanılan ilaçlar(21) Diüretikler Etki Mekanizması: Başlangıçta idrar sodyum atılımını artırarak plazma volümünü, ekstrasellüler sıvı volümünü ve kalp debisini düşürürler. 6-8 hafta sonra plazma, ekstrasellüler sıvı volümü ve kalp debisi normale döner. Kan basıncı düşüşü, periferik direnç düşüşü ile ilişkilidir(20). Tercih Edildiği Hipertansiyon Olguları: Yaşlılarda, zencilerde, kalp yetmezliği olgularında, hipervolemik olgularda, böbrek yetmezliği ve akut hipertansif kriz tedavisinde, loop diüretikleriyle beraber kullanılır(20). Yan Etkileri: Hipokalemi, hipomagnezemi, hiponatremi, hiperkalsemi, hiperürisemi, hiperkolesterolemi, glukoz toleransında azalma, postural hipotansiyon, prerenal azotemi, impotans(20). Kontraendikasyonları: Hipovolemide, hipokalemide, ventriküler aritmilerde, proaritmik ilaçlarla birlikte, hamilelikte kontraendikedir(20). 32

33 Adrenerjik Reseptör Blokerleri Beta adrenerjik reseptör blokerleri Etki mekanizması; Etki mekanizmasının kompleks olduğu ve hastaya göre değişkenlik gösterdiği düşünülmektedir.yine de, renin salgılanmasının inhibisyonu,baroreseptör duyarlılığının artırılması, sempatik sinir uçlarından noradrenalin salınımının azalması, sempatik merkezlerin inhibisyonu beta adrenerjiklerin etkisiyle oluşmaktadır(20). Tercih edildiği hipertansiyon olguları; Gençler, taşikardik olgular, koroner kalp hastalığı olanlar(20). Yan etkileri; Bronkospazm, periferik vazospazm, depresyon, ağız kuruluğu, somnolans, impotans, bradikardi ve arteria-venöz (A-V) bloklar, hiperlipidemi ve hipoglisemi belirtilerini maskeleme(20). Kontraendikasyonları; Hipotansiyon, bradikardi ve A-V bloklar, astım, KOAH, ağır kalp yetmezliği, periferik damar hastalığı ağır depresyon, insülin alan diyabetikler(20). Günümüzde antihipertansif olarak daha çok kardiyoselektif olanlar tercih edilmektedir (metoprolol, atenolol, nebivolol ve bisoprolol)(20) Alfa reseptör blokerleri Etki mekanizması; Post sinaptik alfa reseptör blokajı yoluyla vazodilatasyon yaparlar(20). 33

34 Tercih edildiği hipertansiyon olguları; Selim prostat hipertrofisi olan erkek hipertansif hastalar, dislipidemili olgularda, diyabetik olgularda, kalp yetmezliği olgularında ve dirençli hipertansiyon olgularında kombinasyonlarda tercih edilmektedirler(20). Yan etkileri; İlk doz hipotansiyonu,ortostatik hipotansiyon(20). Kontraendikasyonları; Koroner yetersizliği bulunan olgular(20) Adrenerjik Nöron Blokerleri Veziküler amin pompasını irreversibl biçimde bloke ederek etki gösterir. Günümüzde pek tercih edilmezler. Burun tıkanıklığı, yüzde ve boyunda kızarıklık, üşüme, titreme gibi yan etkileri görülebilir(21) Santral Etkili ve Diğer Sempatolitikler Periferik vasküler rezistansı düşürürler, kalp fonksiyonlarını inhibe ederler, kapasitans damarlarda venöz göllenmeyi artırırlar ve bu şekilde etki gösterirler. En sık görülen yan etkileri, ortostatik hipotansiyon, yorgunluk duyumsama, sedasyon ve erkeklerde seksüel disfonksiyondur(20) Kalsiyum Kanal Blokerleri Damar düz kaslarındaki kalsiyum kanallarından, kalsiyum geçişini engelleyerek vasodilatasyon sağlarlar(20). 34

35 Tercih edildiği hipertansiyon olguları; Yaşlılar, izole sistolik hipertansiyonlu olgular, zenciler, koroner kalp hastalığı bulunanlar, periferik damar hastalığı olanlardır(20). Yan etkileri; Başağrısı, sıcak basması, yüz kızarması, kabızlık (özellikle verapamil), kaşıntı (özellikle diltiazem), bradikardi (verapamil ve diltiazem), refleks taşikardi (özellikle dihidropridinler)(20). Kontraendikasyonları; Gruba göre değişir. Non-dihidropridin grubunda konjestif kalp yetersizliği, hipotansiyon, hasta sinüs sendromu, sinüs bradikardisi ve A-V iletim kusurunda kesin, aort darlığında ve gebelikte relatif kontraendikasyonu oluşturur. Dihidropridin grubunun aort darlığında, idyosenkrazide, hipotansiyon durumunda kesin, gebelik ve konjestif kalp yetersizliğinde rölatif kontraendikasyonu vardır(20) Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim ve Reseptör İnhibitörleri Enzim inhibitörleri Etki mekanizması; Renin Angiotensin Aldosteron Sisteminde (RAAS) anjiyotensin I den anjiyotensin II oluşmasını inhibe ederler. Aynı zamanda bradikininin yıkımını engelleyerek kanda birikmesini sağlarlar(20,21). Tercih edildiği hipertansiyon olguları; Diyabetikler, kalp yetmezliği bulunanlar, post infarktüs remodeling, sol ventrikül hipertrofisi varlığı, kollajen doku hastalıkları, genç olgular, metabolik hastalığı olanlardır(20,21). Yan etkileri; Kuru öksürük, en sık görülen komplikasyonudur. Sigara içmeyen kadınlarda daha sık görülür. Gece daha sıktır, nonprodüktiftir. %4-30 oranında rastlanır(20). 35

36 Kontraendikasyonları; Gebelik, bilateral renal arter darlığı, ciddi aort darlığı ve obstrüktif kardiyomiyopati, hiperkalemi(20) Reseptör İnhibitörleri Etki mekanizması; RAAS de, güçlü vazokonstriktif anjiotensin II tarafından anjiotensin I reseptörünün etkilenmesini önleyerek etki gösterirler. Bradikinin üzerine etkileri yoktur(20). Tercih edildiği hipertansiyon olguları; Hipertansiyonu bulunan kalp yetmezliği, diyabet ve böbrek hastaları(20,21). Yan etkileri; Bradikinin birikmesine neden olmadıkları için öksürük yan etkisi yoktur(20). Kontraendikasyonları; Gebelik, bilateral renal arter darlığı, ciddi aort darlığı ve obstrüktif kardiyomiyopati, hiperkalemi(20) KOMBİNASYON TEDAVİSİ Kombinasyon tedavisinin amacı iki veya üç ayrı grup antihipertansif ilacı birlikte düşük doz kullanarak sinerjetik, adaptif etkiden yararlanıp yan etkilerin azaltılmasıdır. Uygun kombinasyon şunlardır; - Anjiyotensin enzim inhibitörleri + diüretikler - Anjiyotensin II reseptör antagonisti + diüretikler - Beta blokerler + diüretikler - Anjiyotensin enzim inhibitörleri + kalsiyum antagonistleri - Beta blokerler + kalsiyum antagonistleri 36

37 - Alfa ve beta bloker kombinasyonu(20). 4. İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ İki ilaç bir arada kullanıldıklarında ya birbirlerinden bağımsız olarak etkilerini gösterirler ya da birbirleriyle etkileşerek biri diğerinin etkisini değiştirir. İlaçlar arası etkileşimler; biri diğerinin etkisini azaltma (antagonizma) ya da artırma (sinerjizma ve potensiyalizayson), bazen de hasta için tehlike oluşturabilecek toksik bileşiklere dönüşüm şeklinde olmaktadır. Organizma dışında da ilaçlar arasında fizikoşimik geçimsizlik ya da farmosötik etkileşim adı verilen etkileşim oluşabilmektedir. Organizmada ilaç ya da endojen moleküller arasındaki etkileşimleri farmakodinamik etkileşimler olarak iki gruba ayırmak olasıdır Farmakodinamik Etkileşimler İlaç ya da endojen iki molekülün birbirlerinin reseptöre bağlanmasını ya da intrasellüler tepkimelerini değiştirmeleri şeklindeki etkileşimleri zıt yönde (antagonizma) ya da aynı yönde (sinerjizma ya da potensiyalizasyon) olmaktadır Antagonizma Spesifik reseptörlere bağlanarak biyolojik etki başlatabilen agonist etkili bir ilaç molekülünün tersine, reseptörlerde etki-yanıt zincirleme olayını başlatmayan ve 37

38 reseptörle farklı şekilde etkileşen moleküller de vardır. Bunlar aktif endojen ya da eksojen maddelerin reseptörü aktive etmelerini engelleyerek etkilerini gösterirler. Fizyolojik ve farmakolojik olmak üzere başlıca iki tip antagonizma vardır Fizyolojik Antagonizma Farklı tipte reseptör topluluğuna etkiyerek bir hormon ya da mediyatörün etkisini dolaylı yoldan önleyebilen maddelerdir. Örneğin; anafilaktik şokun tedavisinde adrenalin ya da noradrenalin gibi sempatomimetiklerin kullanılması alfa ve beta adrenerjik reseptörü uyarmasına karşın histamin antagonisti bir etkinin ortaya çıkmasını da sağlar. Bu şekilde oluşan antagonizmaya fizyolojik ya da fonksiyonel antagonizma adı verilir Farmakolojik Antagonizma Bir grup antagonistler hormon ya da mediyatörle aynı tip reseptöre bağlanırlar, dolayısıyla aktiviteyi doğrudan etkilerler. Bu şekilde oluşan antagonizmaya farmakolojik antagonizma denir Kimyasal Antagonizma İki ilaç birlikte kullanıldığında, kimyasal etkileşim sonucu antagonist ilacın agonist ilaç etkisini azaltması ya da ortadan kaldırması olayıdır. Kimyasal antagonistler genellikle zehirlenmelerde kullanılan ve antidot (panzehir) adı verilen maddelerdir. Bu antidotlar (dimer kaprol, EDTA, deferoksamin, prolidoksim vb) genellikle toksik madde ile inert kompleksler oluşturup, absorbsiyonlarını önlemekte ya da toksik maddenin detoksifikasyonunu hızlandırmaktadır. 38

39 Kompetitif Antagonizma Bu tür antagonizmada, agonist ve antagonist molekülleri aynı reseptör için yarışma halindedirler. Her ikisinin de reseptörle kombinasyonu reversible dır ve kitle etkisi kanununa göre oluşur. Antagonizmanın derecesi, ortamda bulunan agonist ve antagonist maddelerin molar derişimleri arasındaki orana bağlıdır. Eğer agonisitin derişimi azaltılırsa antagonizma tamamen ortadan kaldırılabilir. Bundan dolayı kompetitif antagonizma, yenilebilir bir antagonizmadır Kompetitif Olmayan Antagonizma Antagonist molekül, agonist molekülün bağlanmasını ya da reseptörün uyarılmasını engeller. Bazı antagonist moleküller farklı ya da uzak alanlara bağlanarak da reseptörlerin fizikoşimik yapılarında önemli değişikliklere yol açabilmektedirler (allosterik etki). Bu gibi antagonistler kompetitif olmayan bir antagonizma oluştururlar Sinerjizma En az iki ilacın, benzer mekanizmayla, tek başlarına oluşturdukları farmakolojik etkiden daha fazla bir etki oluşturmalarına sinerjizma ve bu ilaçların tek başlarına oluşturdukları etkilerin cebirsel toplamından çok daha fazlasını oluşturmalarına da potansiyalizasyon adı verilir. Çoğu durumlarda da ilaçların birlikte kullanılması, etkilerinde nitelik ve nicelik yönünden bir değişikliğe yol açmaz. Buna farmakolojik aldırmazlık adı verilir. İki tip sinerjizma vardır. 39

40 Aditif Sinerjizma (Sumasyon) İki ya da daha fazla ilacın tek başlarına oluşturdukları etkilerin cebirsel toplamına eşit bir etkinin ortaya çıkmasıdır. Buna genellikle aditif ya da sumasyon adı da verilmektedir. Örneğin, aynı farmakolojik etki oluşturan asprin ya da parasetamol kombinasyonu yapılırsa, analjezik etkilerinin sumasyonu ya da sumasyon sinerjizması meydana gelmektedir Parsiyel Aditif Sinerjizma (Potansiyalizasyon) Elde edilen kombine etki ilaçların, tek başına oluşturdukları etkilerin cebirsel toplamından daha düşük iki lokal anesteziğin ya da atropenik tipte ilaçların kombinasyonlarında parsiyel aditif sinerjizma elde edilmektedir. Kombine edilen iki ya da daha çok sayıda ilaç farklı mekanizmalarla etki oluşturuyorsa, karşılıklı olarak birbirinin etkilerini aşırı şekilde arttırırlar. Bu duruma potansiyalize sinerji ya da kısaca potansiyalizasyon adı verilir. Buna örnek olarak bazı antibakteriyel (penisilinstreptomisin) ya da antikanser ilaçlar (siklofosfamid-vinkristin) kombine edildiklerinde tek başlarına bu ilaçların oluşturdukları etkilerin cebirsel toplamından çok daha fazlası bazen tehlikeli bir şekilde ortaya çıkmaktadır(22) Farmakokinetik Etkileşimler Emilim Düzeyinde Etkileşimler Oral yoldan kısa aralıklarla ya da aynı anda alınan birden fazla ilaç, birbirleriyle etkileşerek emilimlerinin hızını değiştirebilmektedir. Geniş spektrumlu oral 40

41 antibiyotikler (tetrasiklin, kloramfenikol), barsak florasını azaltarak ve karaciğerdeki metabolizmasını değiştirerek, K vitamini sentezini azaltıp oral antikoagulanların etkisinin artmasına yol açabilmektedirler Doku İçi Dağılımda Etkileşim Enjeksiyonluk lokal anestezik solüsyonların içine vazokonstriktör maddelerin karıştırılması, bu ilaçların cilt altı dokusunda dağılımını azaltır ve etki süresini artırarak tedavi için yararlı bir ilaç etkileşimini sağlar Plazma Proteinlerine Bağlanmada Etkileşim İlaçların büyük bir çoğunluğu, plazma proteinlerine özellikle albuminlere bağlanır. Albuminler üzerine bağlanma, globülinlere bağlanmaya oranla daha az seçicilik gösterir. Bazı ilaç molekülleri ile endojen maddeler arasında, plazma proteinleriüzerindeki bağlanma alanları için yarışma olabilir. Bağlanma alanına afinitesi fazla olan, diğerinin bağlanmasını engelleyerek plazmadaki serbest konsantrasyonun artmasına yol açar. Yani bir ilaç, plazma proteinlerinde kompetisyona girdiği diğer bir ilacın plazmadaki serbest fraksiyonu ile proteinlere bağlı kısım arasındaki dengesini bozmaktadır. Bunun sonucunda, aşırı dozaj uygulamasında olduğu gibi serbest fraksiyonu artan ilacın farmakolojik etkisinde önemli artışlar meydana gelir(22). 41

Lokal anestetik preparatları

Lokal anestetik preparatları Lokal anestetikler Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 Lokal anestetik preparatları 2 2/30 1 3 3/30

Detaylı

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Plan Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Dr. Cenker EKEN AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı Farmakoloji ve patofizyoloji Endikasyonlar Lokal anestezik ajanlar Lokal anestezi Giriş Halstead WS: Practical comments

Detaylı

Yerel Anestezikler. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Yerel Anestezikler. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yerel Anestezikler Prof. Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yerel olarak sinir dokusuyla temasta iletiyi dönüşümlü olarak engellerler İleti

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Amaç. Hastalık, yaralanma ya da cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan ağrı ve diğer belirtileri ortadan kaldırmak

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Amaç. Hastalık, yaralanma ya da cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan ağrı ve diğer belirtileri ortadan kaldırmak İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ İLAÇ İlaç, canlı hücrelerde oluşturduğu etki ile bir hastalığın teşhisini, iyileştirilmesi veya belirtilerinin azaltılması amacıyla tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan,

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN

Klinikte Analjeziklerin Kullanımı. Dr.Emine Nur TOZAN Klinikte Analjeziklerin Kullanımı Dr.Emine Nur TOZAN Analjezikler Hastaya uygulanacak ilk ağrı kontrol yöntemi analjeziklerin verilmesidir. İdeal bir analjezik Oral yoldan kullanıldığında etkili olabilmeli

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

LOKAL ANESTEZİK İLAÇLAR. Prof.Dr. Meral Tunçbilek

LOKAL ANESTEZİK İLAÇLAR. Prof.Dr. Meral Tunçbilek LOKAL ANESTEZİK İLAÇLAR Prof.Dr. Meral Tunçbilek 2017-2018 Lokal anestezi, duyusal iletinin vücudun bir yerinden SSS'ne ulaşamaması durumudur. Lokal anestezikler, sinir liflerindeki uyarı (impuls) iletimini

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

Lokal Anestezi Farmakolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Lokal Anestezi Farmakolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Lokal Anestezi Farmakolojisi Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN TERMİNOLOJİ Rejyonal (regional) anestezi Rejyonal anestezi; sinir iletiminde geçici olarak bir kesinti oluşturarak vücudun herhangi bir bölgesinden

Detaylı

Hipertansiyonda Güncel Tedaviler

Hipertansiyonda Güncel Tedaviler Hipertansiyonda Güncel Tedaviler Yağız Üresin Prof. Dr. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji AbD. İlaç Araştırmaları Birimi Aged under 55 years A Aged over 55 years or black

Detaylı

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kanser Hastalığına Eşlik Eden Kronik Hastalıklar-I Hipertansiyon HİPERTANSİYON Dr. Hatice ODABAŞ Yüksek Kan Basıncının Nasıl Bir Tehlikesi Vardır?

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir

Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir Kalp Yetersizliğinde Güncel Tedavi Doç. Dr. Bülent Özdemir Kalp yetmezliği Ventrikülün dolumunu veya kanı pompalamasını önleyen yapısal veya işlevsel herhangi bir kalp bozukluğu nedeniyle oluşan karmaşık

Detaylı

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN İSKEMİK YANITI DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII Dr. Nevzat KAHVECİ Kan basıncı 60 mmhg nın altına düştüğünde uyarılırlar. En fazla kan basıncı 1520 mmhg ya düştüğünde uyarılır.

Detaylı

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi Journal of Clinical and Analytical Medicine Acil Tıp El Kitabı Güçlü Aydın, Ümit Kaldırım Opioidler Analjezi bilinç değişikliği yaratmadan ağrının azaltılmasıdır. Akut

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1 Terapötik endikasyonlar NIZORAL Ovül, akut ve kronik vulvovajinal kandidozun lokal tedavisinde kullanılır.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1 Terapötik endikasyonlar NIZORAL Ovül, akut ve kronik vulvovajinal kandidozun lokal tedavisinde kullanılır. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NIZORAL 400 mg Ovül 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Her bir ovül etkin madde olarak 400 mg ketokonazol içerir. Yardımcı maddeler: Bütil hidroksianizol

Detaylı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi? ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE FARMAKODİNAMİK FARKLILIKLAR 17.12.2004 ANKARA Prof.Dr. Aydın Erenmemişoğlu ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE 2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru

Detaylı

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. 1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. Bunlar; absorbsiyon, dağılım; metabolizma (biotransformasyon) ve eliminasyondur. 2. Farmakodinamik faz:

Detaylı

DİŞHEKİMLİĞİNDE KULLANILAN LOKAL ANESTEZİKLERLE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ

DİŞHEKİMLİĞİNDE KULLANILAN LOKAL ANESTEZİKLERLE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ T.C. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı DİŞHEKİMLİĞİNDE KULLANILAN LOKAL ANESTEZİKLERLE İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Halit ÇÖMEZ Danışman Öğretim Üyesi: Prof.

Detaylı

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HTN %27.8 (ABD DE) 140/90 mmhg PREHİPERTANSİYON SBP:120-139 mmhg DBP:80-89 mmhg Kan basıncı sınıflaması Sistolik kan basıncı(mmhg) Diyastolik kan basıncı (mmhg) İdeal

Detaylı

İNHALASYON ANESTEZİKLERİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

İNHALASYON ANESTEZİKLERİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN İNHALASYON ANESTEZİKLERİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN ANESTEZİ DERİNLİĞİ VE MİNİMUM ALVEOLAR KONSANTRASYON Minimum alveoler konsantrasyon (MAC) : 1 atmosfer basınç altında ağrılı bir stimulusa karşı oluşan

Detaylı

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR: I- TEMEL BİLİMLER Anesteziye Giriş: Anestezide Fizik Kurallar Temel Monitörizasyon Medikal Gaz Sistemleri Anestezi Cihazı Vaporizatörler Soluma sistemleri,

Detaylı

Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım

Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım Doç. Dr. Sedat YANTURALI Dokuz Eylul Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı İzmir sedat.yanturali@deu.edu.tr 1 Sunu Planı Hipertansiyona genel bakış

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

Kombinasyon tedavisi. Prof.Dr.Çetin Erol AÜTF Kardiyoloji ABD

Kombinasyon tedavisi. Prof.Dr.Çetin Erol AÜTF Kardiyoloji ABD Kombinasyon tedavisi Prof.Dr.Çetin Erol AÜTF Kardiyoloji ABD Kan basıncı (KB) kontrolünde güncel yaklaşım: Daha iyi etki mekanizması Tedavide KB kontrolünün ötesi fayda Daha iyi tedavi uyumu (motive hasta,

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. FENİSTİL Jel 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. FENİSTİL Jel 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI FENİSTİL Jel 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: 1 g jel, 1 mg dimetinden maleat içerir. Yardımcı maddeler: Propilen glikol, benzalkonyum klorür

Detaylı

LOKAL ANESTETİKLER VE BÖLGESEL ANESTEZİ

LOKAL ANESTETİKLER VE BÖLGESEL ANESTEZİ PLAN LOKAL ANESTETİKLER VE BÖLGESEL ANESTEZİ DR. SONER IŞIK AKDENİZ ACİL TIP AD 30.11.2010 1 Giriş Farmakoloji Toksisite Uygulama yöntemleri Bölgesel anestezi 2 GİRİŞ Lokal anestetiklerden önce ağrıyı

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI FLUORESCITE %10 Enjektabl Solüsyon Damar içine uygulanır. Etkin madde: 100 mg/ml fluoresein (113,2 mg fluoresein sodyum) içerir (yaklaşık 11.25 mmol sodyum). Yardımcı maddeler: sodyum

Detaylı

İNNOHEP 10 000 IU / ml KULLANIMA HAZIR ENJEKTÖR 0.45 ml PROSPEKTÜS

İNNOHEP 10 000 IU / ml KULLANIMA HAZIR ENJEKTÖR 0.45 ml PROSPEKTÜS PROSPEKTÜS FORMÜLÜ : 0.45 ml lik enjektör içinde; Tinzaparin sodyum 4 500 IU Anti-Xa Sodyum asetat, 3H2O 2.25 mg Enjeksiyonluk su k.m. 0.45 ml FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ: Farmakodinamik Özellikler: Tinzaparin

Detaylı

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler: Obezite alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmasıyla oluşur. Bunu genetik faktörler, metabolizma hızı, iştah, gıdaya ulaşabilme, davranışsal faktörler, fiziksel aktivite durumu, kültürel faktörler

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Her bir tablet 2 mg Doxazosin base a eşdeğer Doxazosin mesylate içermektedir.

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Her bir tablet 2 mg Doxazosin base a eşdeğer Doxazosin mesylate içermektedir. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI KARDOZİN 2 MG TABLET KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Her bir tablet 2 mg Doxazosin base a eşdeğer Doxazosin mesylate içermektedir. Yardımcı maddeler için,

Detaylı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır. POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum

Detaylı

Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi. Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı

Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi. Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı Konunun Önemi Gebelikte karşılaşılan en sık dahili sorun HİPERTANSİYON (Tüm gebeliklerin % 6-8 i) 1. Kronik

Detaylı

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 03 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 03 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 03 Ekim 2017 Salı Uzm. Dr. M. Tuba Çöğürlü Prof. Dr. Metin Aydoğan Kocaeli Üniversitesi Tıp

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

1. Yağ depolanmasını engellemek (iştahı kesmek, yağ emilimini azaltmak)

1. Yağ depolanmasını engellemek (iştahı kesmek, yağ emilimini azaltmak) İlaç tedavisinde yöntem: 1. Yağ depolanmasını engellemek (iştahı kesmek, yağ emilimini azaltmak) 2. Yağ kullanımını artırmak olmalıdır (termogenezi artırmak, lipolizi artırmak) İştah kesiciler: Hem katokolaminerjik

Detaylı

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. DAĞILIM AŞAMASINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma en fazla albüminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif

Detaylı

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU Türkiye ulusal düzeyde ölüm nedenleri arasında ilk sırayı 205.457 ölümle kardiyovaskülerhastalıklar (tüm ölüm nedenlerinin %47,73 ü) almaktadır. Kardiyovasküler

Detaylı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Dr.Meltem Pekpak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34.Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon 18-22 Ekim,Antalya

Detaylı

YAŞLILIK VE KANSER. Prof.Dr.A.Önder BERK

YAŞLILIK VE KANSER. Prof.Dr.A.Önder BERK YAŞLILIK VE KANSER Prof.Dr.A.Önder BERK Kanser ve diğer hastalıkların yaşla değişen sıklığı (%) YAŞ HASTALIKLAR 45 45-59 60-74 75+ Kanser 3,8 8,3 14,0 16,0 Kalp Hastalıkları 0,4 14,0 14,0 20,0 Periferik

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

16 yaş altı hastalarda viral grip/ soğuk algınlığı veya suçiçeği durumlarında hekime danışılmadan kullanılmamalıdır.

16 yaş altı hastalarda viral grip/ soğuk algınlığı veya suçiçeği durumlarında hekime danışılmadan kullanılmamalıdır. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI DENCOL Jel Sprey 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Her 1 g jel, Etkin madde: Kolin salisilat içerir. Yardımcı maddeler: Sorbitol (%70) Karboksimetil selüloz sodyum 87.1 mg 70.0

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: 5 ml lik her bir ampul, 25 mg urapidil e eşdeğer 27,35 mg urapidil hidroklorür içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: 5 ml lik her bir ampul, 25 mg urapidil e eşdeğer 27,35 mg urapidil hidroklorür içerir. KULLANMA TALİMATI EBRANTİL 25 mg IV Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul Damar içine enjekte edilir. Etkin madde: 5 ml lik her bir ampul, 25 mg urapidil e eşdeğer 27,35 mg urapidil hidroklorür içerir. Yardımcı

Detaylı

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1

FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 FAZ II Enzimlerine bağlı genetik polimorfizmler - 1 1 İlaçların,öncelikle yararlı etkileri için kullanılmaktadır. Ancak bazen ilaç kullanımı yan etkiler gösterebilmektedir. Bazı hastalarda aynı ilaç için

Detaylı

Levosimendanın farmakolojisi

Levosimendanın farmakolojisi Levosimendanın farmakolojisi Prof. Dr. Öner SÜZER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD 1 Konjestif kalp yetmezliği ve mortalite 2 Kaynak: BM Massie et al, Curr Opin Cardiol 1996

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

HİPERTANSİYON. Günümüzün En Çok Öldüren Hastalığı

HİPERTANSİYON. Günümüzün En Çok Öldüren Hastalığı Günümüzün En Çok Öldüren Hastalığı HİPERTANSİYON Prof. Dr. Mustafa ARICI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı ve Halk Sağlığı Enstitüsü Öğretim Üyesi

Detaylı

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA HİZMETE ÖZEL T.C. NORMAL Sayı : 77893119-000- Konu : Asetil salisilik asit içeren tekli veya kombine ilaçlar hk. DOSYA 19.07.2007 tarihli Asetil Salisilik Asit ve Askorbik Asit Kombinasyonu İçeren Preparatlar

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika

Detaylı

Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Her nöron, dentritleri aracılığı ile diğer nöronlardan gelen uyarıları alır ve nöron gövdesine iletir. Bu uyarılar ya inhibitör

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LEVOSOL 30 mg/5 ml Şurup Ağızdan alınır. Etkin madde: 1 ml de 6 mg levodropropizin içerir. Yardımcı maddeler: Sakkaroz, metil parahidroksi benzoat, propil parahidroksi benzoat, sodyum

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ MENOPOZ DÖNEMİ BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? Menopoz nedir?

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Anestezi ve Termoregülasyon

Anestezi ve Termoregülasyon Anestezi ve Termoregülasyon Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Termoregülasyon Nedir? Isının düzenlenmesi, korunması, ideal aralığa getirilmesi amacıyla vücudun meydana getirdiği

Detaylı

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi

ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER. İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi ETKİN İLAÇ KULLANIMINDA GENETİK FAKTÖRLER İlaç Kullanımında Bireyler Arasındaki Genetik Farklılığın Önemi PLAVİX FİLM TABLET 75 mg KISA ÜRÜN BİLGİSİ 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Farmakogenetik CYP2C19

Detaylı

Hipertansiyon ve Antihipertansif İlaçlar Hipertansiyon nedir?

Hipertansiyon ve Antihipertansif İlaçlar Hipertansiyon nedir? Hipertansiyon ve Antihipertansif İlaçlar Hipertansiyon nedir? En sık görülen kardiyovasküler hastalık Öngörü: 80 yaşında kadın ve erkekler %60-80 olasılıkla hipertansif Kontrol edilmezse böbrekler, kalp

Detaylı

BİYOLOJİK AJANLARIN DİĞER İLAÇLARLA ETKİLEŞİMLERİ. Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı

BİYOLOJİK AJANLARIN DİĞER İLAÇLARLA ETKİLEŞİMLERİ. Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı BİYOLOJİK AJANLARIN DİĞER İLAÇLARLA ETKİLEŞİMLERİ Mustafa ÖZGÜROĞLU Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı İki ilaç etkileşime girdiği zaman ne tür ürünle karşımıza gelebilirler? Pozitif etkileşim

Detaylı

İlaçların Etkisini Değiştiren Faktörler

İlaçların Etkisini Değiştiren Faktörler İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 17.04.2008

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

KISA ÜRÜN BĐLGĐSĐ. Kuru göz sendromunun semptomatik tedavisinde kullanılır.

KISA ÜRÜN BĐLGĐSĐ. Kuru göz sendromunun semptomatik tedavisinde kullanılır. KISA ÜRÜN BĐLGĐSĐ 1. BEŞERĐ TIBBĐ ÜRÜNÜN ADI EYESTIL 10 ml göz damlası 2. KALĐTATĐF VE KANTĐTATĐF BĐLEŞĐM Etkin madde : 100 ml de : 0.150 g hiyalüronik asit sodyum tuzu içerir. Yardımcı maddeler : Yardımcı

Detaylı

Kısa Ürün Bilgisi. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NİMELİD 100 mg TABLET

Kısa Ürün Bilgisi. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NİMELİD 100 mg TABLET Kısa Ürün Bilgisi 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NİMELİD 100 mg TABLET 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Her bir tablet 100 mg Nimesulide (mikronize) içermektedir. Yardımcı madde(ler): Laktoz

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. CASODEX film tablet 28 tablet içeren ambalajda sunulmaktadır.

KULLANMA TALİMATI. CASODEX film tablet 28 tablet içeren ambalajda sunulmaktadır. KULLANMA TALİMATI CASODEX 50 mg film tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde : 50 mg bikalutamid Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat, magnezyum stearat, polividon, sodyum nişasta glikolat, metil hidroksi

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1- BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI Pirosal Tablet

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1- BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI Pirosal Tablet KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1- BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI Pirosal Tablet 2- KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Parasetamol 500 mg Kodein fosfat 10 mg Kafein 30 mg Yardımcı madde(ler): Yardımcı maddeler için

Detaylı

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU Arı Zehiri - Tanım Arı zehiri, bal arıları tarafından öncelikle memelilere ve diğer iri omurgalılara karşı

Detaylı

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Renal arter stenozu Anatomik bir tanı Asemptomatik Renovasküler hipertansiyon

Detaylı

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul

Hipoglisemi-Hiperglisemi. Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Hipoglisemi-Hiperglisemi Dr.SEMA YILDIZ TÜDOV Özel Diabet Hastanesi İstanbul Diabetin Acil Sorunları Hipoglisemi Diabetik Ketoz ( veya Ketoasidoz) Hiperosmolar Nonketotik Durum Laktik Asidoz Hipoglisemi

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:

Detaylı

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin Propiverin HCL Etki Mekanizması Bedreddin Seçkin 24.10.2015 Propiverin Çift Yönlü Etki Mekanizmasına Sahiptir Propiverin nervus pelvicus un eferent nörotransmisyonunu baskılayarak antikolinerjik etki gösterir.

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABETES MELLİTUS Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABET YÖNETİMİ Kan şekeri ayarını sağlamaktır. Diyabet tedavisinde hedef glukoz değerleri NORMAL HEDEF AKŞ (mg/dl)

Detaylı

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır. Alfalino Omega 3 nedir? Omega 3 yağ asitleri vücut için gerekli olan ama vücudun üretemediği yağ asitleridir. Besinlerle alınamadığı durumlarda gıda takviyeleri ile alınmaları gerekmektedir. Temel Omega-3

Detaylı

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALĐMATI LEVOPRONT öksürük şurubu Ağızdan alınır. Etkin madde: 1 ml de 6 mg Levodropropizin içerir. Yardımcı maddeler: Metil paraben, propil paraben, sakkaroz, kiraz aroması, monohidrat sitrik

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ORİZİNC 15mg/5ml şurup Ağızdan alınır.

KULLANMA TALİMATI. ORİZİNC 15mg/5ml şurup Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI ORİZİNC 15mg/5ml şurup Ağızdan alınır. Etkin madde: Her 5 ml şurupta 15 mg çinkoya eşdeğer 66 mg çinko sülfat heptahidrat bulunur. Yardımcı maddeler: Ksantan gum, gliserol, sodyum sitrat,

Detaylı

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları [Çocuklarda Akılcı İlaç Kullanımı] Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları Ayşın Bakkaloğlu Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Nefroloji Ünitesi İlaç Metabolizması Esas organ

Detaylı

Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçlara antihipertansif ilaçlar denir. Dünya Sağlık örgütüne göre;sistolik kan basıncının149 mm Hg nın diastolik kan basıncının 90 mm Hg 2nın

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1. Terapötik endikasyonlar Hafif ve orta dereceli ağrı ve ateşin semptomatik tedavisinde endikedir.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1. Terapötik endikasyonlar Hafif ve orta dereceli ağrı ve ateşin semptomatik tedavisinde endikedir. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI PİROFEN FORTE SUPOZİTUAR 325 mg 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ Etkin madde: Paracetamol 325 mg Yardımcı maddeler için bölüm 6.1 e bakınız. 3. FARMASÖTİK

Detaylı

MENOPOZ VE ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ

MENOPOZ VE ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ MENOPOZ VE ANTİHİPERTANSİF TEDAVİ Dr. Mürvet YILMAZ BAKIRKÖY DR. SADİ KONUK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADINLARDA HT Yaşlanma ile birlikte kan basıncında artış görülür. Erişkin kadınların %25 Postmenopozal

Detaylı

Hipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar-2014. Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi

Hipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar-2014. Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar-2014 Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kontrolsüz Hipertansiyonun Bedeli SVO geçiren hastaların.. J Rendon et al.,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film tablette 5 mg Levosetirizin dihidroklorür

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film tablette 5 mg Levosetirizin dihidroklorür KULLANMA TALİMATI XYZAL 5 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir film tablette 5 mg Levosetirizin dihidroklorür Yardımcı maddeler: Mikrokristalin selülöz, laktoz monohidrat, kolloidal anhidrus

Detaylı

Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan Farmakognozi ABD

Prof. Dr. Gülçin Saltan İşcan Farmakognozi ABD Farmakognozi ABD AÜEF Vitamin K 2-metil-1,4- naftokinon Yağda Çözünür. Vitamin K1 Vitamin K2 Vitamin K aktivitesine sahip bileşikler Yeşil yapraklı sebzelerde (ıspanak, lahana, karnıbahar, domates, bezelye),

Detaylı

Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım?

Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım? Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım? Doç.Dr. Gülay Sain Güven Hacettepe ÜniversitesiTıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Genel Dahiliye Ünitesi 24 Mayıs 2008, Antalya Sunum Planı Gebelik-hipertansiyon

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. Ürünün İsmi. EUCARBON tablet. 2. Kalitatif ve Kantitatif Bileşimi. Etkin maddeler:

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. Ürünün İsmi. EUCARBON tablet. 2. Kalitatif ve Kantitatif Bileşimi. Etkin maddeler: KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. Ürünün İsmi EUCARBON tablet 2. Kalitatif ve Kantitatif Bileşimi Etkin maddeler: Bir tablette; 180,0 mg bitkisel kömür, 50,0 mg kükürt, 105,0 mg senne (sinameki) yaprağı tozu ve 25,0

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı