ALT EKSTREMİTE PRİMER MALİGN ve METASTATİK KEMİK TÜMÖRLERİNDE REZEKSİYON ARTROPLASTİSİ SONUÇLARI
|
|
- Mehmet Özbilen
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ ANABİLİM DALI ALT EKSTREMİTE PRİMER MALİGN ve METASTATİK KEMİK TÜMÖRLERİNDE REZEKSİYON ARTROPLASTİSİ SONUÇLARI Dr. HAKAN İLBEYLİ UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof.Dr. SERDAR ÖZBARLAS ADANA
2 İÇİNDEKİLER Sayfa No İÇİNDEKİLER TABLO LİSTESİ ŞEKİL LİSTESİ KISALTMALAR ÖZET VE ANAHTAR SÖZCÜKLER ABSTRACT AND KEY WORDS 1. GİRİŞ 2. GENEL BİLGİLER 2.1. Tarihçe 2.2. Anatomi 2.3. Kas-İskelet Sistemi Tümörleri Kemik ve Yumuşak Doku Tümörlerinin Doğal Gelişimi ve Biyolojisi Kas-İskelet Sistemi Tümörlerinin Stageleme Sistemi Malign Kemik Tümörlerinin Karakteristik Özellikleri 2.4. Tanı Anamnez Klinik Muayene Laboratuar Görüntüleme Yöntemleri Biyopsi Tanıda Kullanılan İmmünohistokimyasal Yöntemler 2.5. Kas-İskelet Sistemi Tümörlerinde Tedavi Prensipleri Amputasyon Ekstremite Koruyucu Cerrahi Rezeksiyonu Takiben Gerekli Cerrahi Girişimler Cerrahi Dışı Tedavi Seçenekleri Ekstremite Koruyucu Cerrahinin İlkeleri 2.6. Modüler Segmenter Defekt Replasman Protezleri Biyomekanik Özellikler i iii iv v vi vii i
3 Yerli Modüler Segmenter Replasman Protezleri Rezeksiyon Protezi Uygulaması Sonucu Oluşabilecek Komplikasyonlar 3. GEREÇ ve YÖNTEM 4. BULGULAR 5. TARTIŞMA 6. SONUÇLAR 7. KAYNAKLAR 8. EKLER EK-1: OLGULAR 9. ÖZGEÇMİŞ ii
4 TABLO LİSTESİ Sayfa No Tablo I- Kas-İskelet Sistemi Tümörlerinde Histopatolojik Sınıflama Tablo II- Kas-İskelet Sistemi Tümörlerinde Stage leme Sistemi Tablo III- Osteosarkoma Sınıflandırılması Tablo IV- Hastaların Yaş ve Cinsiyet Dağılımı Tablo V-Hastalarımızın Histopatolojik Tanıları Tablo VI- Olgularımızın Anatomik Lokalizasyonları Tablo VII- MSTS Skorlaması Tablo VIII- Olgularımızda karşılaştığımız cerrahi komplikasyonlar ve sonuçları Tablo IX- Olgularımızda karşılaştığımız mekanik komplikasyonlar ve sonuçları iii
5 ŞEKİL LİSTESİ Sayfa No Şekil 1- Tm Cut Biyopsi İğnesi Şekil 2- Jam-Schidi Biyopsi İğnesi Şekil 3- Distal Femoral Rezeksiyon İnsizyon Şekil 4- Popliteal Alanın Eksplorasyonu Şekil 5- Posteriyor Eksplorasyon Şekil 6- Distal Femoral Rezeksiyon Sonrası Yumuşak Doku Kapatılması Şekil 7- Proksimal Tibial Rezeksiyonda İnsizyon Şekil 8- Damar-sinir Paketinin Diseksiyonu Şekil 9- Diz Eklemi Eksplorasyonu Şekil 10- Peroneal Sinir Eksplorasyonu Şekil 11- Gastroknemyus Flebi Şekil 12- Yumuşak Doku Rekonstrüksiyonu Şekil 13- Olgularımızın Yaş Dağılımı Şekil 14- Olgularımızın Fonksiyonel Sonuçları Şekil 15- Olgularımızın Anatomik Lokalizasyonlarına Göre Fonksiyonel Sonuçları Şekil 16- Diz Çevresi Osteosarkomların Fonksiyonel Sonuçları Şekil 17- Osteosarkomaların Anatomik Lokalizasyonlarına Göre Dağılımı iv
6 KISALTMALAR EBB GCT MFH MSTS PR RP YFA TMTS : Ekstrakortikal Bone Bridge : Gaint Cell Tumor : Malign Fibröz Histiyositoma : Musküloskeletal Tumor Society : Periost Reaksiyonu : Rotasyonplasti : Yüzeyel Femoral Arter : Turkish Musküloskeletal Tumor Society v
7 ÖZET Alt Ekstremite Primer Malign ve Metastatik Kemik Tümörlerinde Rezeksiyon Artroplastisi Sonuçları Günümüzde, etkili kemoterapötik ilaçlar ve teknolojik gelişmeler malign kemik tümörlerinin tedavisinde, hastaların çoğunda amputasyon yerine ekstremite koruyucu cerrahi girişimleri mümkün kılmıştır. Çukurova Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalında yılları arasında, alt ekstremitede primer malign kemik tümörü ve metastaz nedeniyle rezeksiyon artroplastisi yapılan 24 ü erkek, 26 sı kadın, yaş ortalaması 41.4 olan 50 hasta incelendi. Femur proksimali lokalizasyonlu yaş ortalaması 54.9 olan 27 hastada tümörlerin çoğunu metastazlar oluşturmaktaydı. Diz çevresi tümörlerini ise daha çok primer malign kemik tümörleri oluşturmaktaydı. Tümör yerleşimi femur distali olan 12 hastada yaş ortalaması 27.3, tibia proksimali olan 11 hastada 23.8 di. Hastalarımızın fonksiyonel değerlendirmesi Kas- İskelet Sistemi Tümörleri Derneği (MSTS: Musculoskeletal Tumour Society) skorlama sistemine göre yapıldı. Hastalarımızın ortalama 30.6 aylık takibi sonrasında ortalama MSTS skoru % 73.7 (% 43- %100) idi. Bu oran femur distali için % 83, femur proksimali için % 68.6, tibia proksimali için % 75.7 olarak bulundu. 26 hasta takip süresi içinde tümörün uzak metastasları nedeniyle kaybedildi. 6 (%12) hastada enfeksiyon gelişti, bunlardan 2 sinde enfeksiyon kontrol altına alınamadığı için amputasyon yapıldı. 6 (%12) hastada lokal nüks gelişti, bunların 3 üne amputasyon yapıldı, bir hasta amputasyonu kabul etmedi. Revizyon gereken 6 (%12) hastadaki neden, 5 inde aseptik gevşeme, bir hastada stem kırılmasıydı. Endoprotez rekonstrüksiyonları erken dönemde çok iyi fonksiyonel sonuç sağlama avantajlarına sahipken, orta ve uzun dönemde özellikle genç ve aktif hastalarda mekanik komplikasyonlara yol açmaktadır. Ekstremite kurtarıcı cerrahi önce hayat, sonra konforlu hayat felsefesinden sapma göstermeden uygulandığı taktirde yüzgüldürücü sonuçlar vermeye devam edecektir. Bizim serimizdeki sonuçlar literatürden daha iyi gözükmesinde, endikasyonlara bağlı kalma ve takip sürelerinin kısalığının etkin olduğunu düşünüyoruz. Anahtar Kelimeler: Ekstremite kurtarıcı cerrahi, Endoprotezle rekonstrüksiyon, Malign kemik tümörleri, Metastatik kemik tümörleri. vi
8 ABSTRACT Results of Resection Arthroplasty in Primary Malignant and Metastatic Bone Tumours of Lower Extremites. Effective Chemotherapeutics and technologic developement made limb salvage procedures available instead of amputation in malignant bone tumour therapy. In Çukurovo University Orthopaedics and Traumatology Deparment 24 male, 26 female 50 patients whose mean age were 41.4, and resection arthroplasty were performed because of primary malignant bone tumours and metastasis in the lower extremity,were observed between 1995 and 2002.Most of the tumours in 27 patients with a mean age of 54.9 with proximal femoral localization were metastases.mean ages of 12 patients with distal femoral localization was 27.3 and 11 patients with proximal tibial localization was 23.8 Fonctional evaluation was made by MSTS (Musculoskeletal Tumour Society) scoring system. Mean MSTS score was 73.7%(43-100%) after 30.6 months follow up.this was 83% for distal and 68.6% for proximal femur,and 75.7% for proximal tibia.26 of the patients were dead because of metastasis in follow up.amputation was performed in two patients with infection which could not be controlled,among the six infected patients.three of six (12%) local recurrences were treated by amputation,and one refused treatment.revision of six case (12%) were needed because of aseptic loosening in five and stem brekage in one case. Although reconstructions by endoprostheses have early stage adventages of excellent functional results,they cause mechanical complications especially in young and active patients in mid and late stages. Good results may be expected from limb salvage surgery if life precedes comfort in decision making. We think that strict indications and short follow up in our series make our results seem better than the ones in literature. Key Words: Limb salvage surgery, Reconstruction by endoprosthesis, Malign bone tumours, Metastatic bone tumours. vii
9 1. GİRİŞ Malign kemik tümörlerinin bir zamanlar başlıca tedavi seçeneği olan amputasyon artık sık uygulanmayan ve seçilmiş hastalarda başvurulan bir yöntem halini almıştır. Primer malign kemik tümörleri, ABD de yılda 3000 yeni vaka ile nadir görülen lezyonlardır li yıllardan önce tedavi olarak amputasyon veya dezartikülasyon uygulunmaktaydı ve sağkalım oranları yüz güldürücü değildi (%10-20). Etkili kemoterapötik ilaçların ve tedavi protokollerinin geliştirilmesi, gelişmiş görüntüleme yöntemleri ve rekonstrüktif cerrahide yaşanan gelişmelere bağlı olarak hastaların çoğunda ekstremite koruyucu girişimler uygulanabilmektedir (1). Bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) bir tümörün anatomik lokalizasyonu ve çevre dokularla ilişkisini ayrıntılı olarak göstermektedir. Bu yöntemlerin devreye girmesi ile ameliyat öncesi planlanmanın daha etkili bir biçimde yapılması, hastalara uygun girişimlerin daha iyi seçilmesi sayesinde biyopsi ve rezeksiyona bağlı morbidite oranlarının düşmesi sağlanmıştır (2,3). En uygun cerrahi yaklaşımın seçiminde hastanın yaşı, tümörün lokalizasyonu ve invazyonu etkili olmaktadır. İskelet rekonstrüksiyon seçenekleri arasında; Endoprotezler, Osteoartiküler veya bulk allogreftler, allogreft-protez sistemleri, vaskülarize kemik greftleri, Artrodez, uzayabilen protezler, rotasyonplasti ve ilizarovla kemik transportu sayılabilir (4,5). Bu yöntemleri uygularken iki kilit noktaya dikkat etmek gerekir: sağ kalım oranları amputasyona göre daha kötü olmamalı ve uzuva yeterli işlev kazandırılmalıdır. Son 30 yıldaki görüntüleme yöntemleri, kemoterapi, radyoterapi protokolleri ve biyolojik ve mekanik rekonstrüksiyon alanındaki gelişmeler ortopedik onkologların tartışmalarının boyutlarını da değiştirmiştir. Önceleri amputasyon mu ekstremiteyi kurtarma mı? soruları, sonraları kurtulan ekstremiteyi nasıl rekonstrükte edelim? den bugün rekonstrüksiyon yöntemlerinin komplikasyonları ve bunların tedavisi şeklini almıştır. Şüphe yok ki ekstremite kurtarıcı cerrahi felsefesinin doğmasını sağlayan tüm bu alanlardaki teknolojik ilerlemeler devam ettikçe ve hem tümörün tabiatı, hemde çeşitli tedavilere cevabı konusundaki bilgilerimiz arttıkça, bugün bile küratif tedavisi olmayan bazı sarkomlarda kür, palyasyonunun önüne geçecek ve rekonstrüksiyon yöntemleri daha mükemmel hale gelecektir. 1
10 Böylece özellikle pediyatrik yaş grubunun ve uzun yaşam beklentisi olan aktif, adolesan hasta grubunun tedavilerinde karşılaştığımız problemlerde çözüme kavuşacaktır. Ayrıca zaman içinde daha kalıcı olan çeşitli biyolojik rekonstrüksiyon yöntemleri, mekanik rekonstrüksiyonların yerini alacaktır. Belki de moleküler biyoloji, immünoloji ve sitogenetik alanında erişilecek nokta tümörlerin çok erken dönemde tanısını ve medikal tedavi ile tam kürünü mümkün kılacaktır. Ekstremite kurtarıcı cerrahi, önce hayat, sonra konforlu hayat felsefesinde sapma göstermeden uygulandığı taktirde yüz güldürücü sonuçlar vermeye devam edecektir. 2
11 2. GENEL BİLGİLER 2.1. TARİHÇE Malign bir iskelet sistemi tümöründe seçilmesi gereken tedavi yöntemi, radikal rezeksiyon veya skip metastazlar yoksa geniş rezeksiyondur. Lezyonun yerleştiği kompartmana bağlı olarak, geniş cerrahi girişimlerde istenilen sınırları elde etmek her zaman kolay değildir. Bu girişimler, büyük damar-sinir oluşumlarına komşu lezyonlarda veya eklem tutuluşlarında büyük zorluk oluşturur. Bir tarafı radikal diğer tarafı marjinal bir sınırdan geçen eksizyonda sonuçta elde edilen sınır ancak marjinal olabilir. Marjinal girişimler ise, yüksek gradeli malignitelerde kaçınılmaz şekilde nüks yüzdesini artırır li yıllardan önce geniş yada radikal sınır elde etmek ancak ablatif girişimlerle mümkün olabilmekteydi (1). Yapılan amputasyonların güvenli bir sınırdan geçmesi için çoğunlukla dezartikülasyonlar kullanılmaktaydı. Zira, osteotomi alanı marjinal sınır içinde kalan bir amputasyon güdüğünde her zaman nüks söz konusudur. Yine bu devrelerde, osteosarkom ve Ewing sarkomunda amputasyon sonrası 5 yıllık yaşam oranı ancak %20 ler civarındaydı sonrasında bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntülemenin kullanıma girmesi ile tümör yayılımının daha kesin belirlenebilmesi ve yeni geliştirilen etkili kemoterapi ilaçları sayesinde 5 yıllık yaşam oranı %80-85 lere ulaştı. Bu evrede, metastazlara etkili olan radyo-kemoterapi protokolleri, ana tümör kitlesine de etkili olabilir felsefesi ile, neoadjuvant radyo-kemoterapi uygulamaları başlatıldı. Burada amaç, tümör kitlesini küçülterek, çevre yayılımını mümkün olduğu kadar geriletmek ve böylece tümörün en-block çıkartılması için çevresinde daha geniş bir alan sağlayabilmekti. Bu gelişmeler, amputasyonsuz en-block tümör rezeksiyonu, yani ekstremite kurtarıcı-koruyucu (limb salvage) cerrahi girişimleri mümkün kıldı. Bu uygulamalar sonucunda elde edilen 5 yıllık yaşam oranının amputasyon sonrası elde edilen yüzdeler ile farklı olmadığı saptanınca, ekstremite kurtarıcı girişimler popüler hale geldi. Ekstremite sarkomlarının lokal rezeksiyonu yeni bir kavram değildir lu yıllarda Phemister, lokal rezeksiyon ve grefonaj yöntemlerini uygulayan ilk Amerikalı 3
12 cerrahlardan biri olmuştur. Takip eden yıllarda Wilson ve Lance, Enneking ve Shirley diz çevresi tümörlerinin tedavisi için rezeksiyon artrodezi tekniğini geliştirmişlerdir. Aynı zaman dilimi içerisinde allogreftlerin defekt replasmanında kullanımı başlamıştır. Parrish ve Mankin bu tekniğin öncüleri olmuşlardır. Tümör rezeksiyonu sonrası oluşan defektin replasmanında kullanılan en son yöntemlerden biri de ısmarlama veya modüler total endoprotezlerdir. Total kalça protezinin kullanıma girmesinden önce Moore ve Bohlman 1940 yılında bir femur üst uç dev hücreli tümörünü rezeke etmişler ve ısmarlama protez ile rekonstrüksiyon uygulamışlardır. Bu cihazın femur diyafizine fiksasyonu uzun ekstrakortikal plaklar ve vida osteosentezi ile sağlanıyordu ve tendonların yeniden dikilebilmesi için birçok metal halka içeriyordu. Hasta 1.5 yıl sonra öldüğünde yapılan otopside lokal nükse rastlanmadı, protez kemiğe hala sıkıca fikseydi. Bu ilk uygulamadan sonra yılları arasında yine İngiltere de Burrows ve arkadaşları titanyum ve Co-Cr-Mo den yapılan protezlerini PMMA ile fikse ederek uyguladıkları ameliyatların takibinde %15 gevşeme ve %25 sap kırığı gibi başarılı sonuçlar elde ettiler. Bu protezler sadece agresif selim ve düşük gradeli malign lezyonları olan hastalarda kullanılabilmiştir. Daha sonraki yıllarda Enneking, Chao ve Stanmore un çalışmaları ile protez dizaynı, fiksasyon prensipleri gibi konular, laboratuvar ve biyomekanik analizlerden elde edilen sonuçların yardımıyla güncel seviyeye ulaşmıştır ANATOMİ Tümör cerrahisinin özellikleri gözönüne alındığında dizi, 5 farklı bölge olarak ayırmak gerekir. Distal femur, proksimal tibia, eklem boşluğu, popliteal fossa ve eklem çevresi yumuşak dokular. Gerek distal femur, gerekse proksimal tibia, bol spongioz kemik içerir. Uçlardaki eklem yüzlerinin çevresi, ince fakat hiç damarsal geçişi olmayan bir subkondral kemikle sınırlıdır. Bunun da üzerinde kalın bir eklem kıkırdağı mevcuttur. Bu haliyle, bu bölgede oluşan bir tümörün ekleme geçişi, erken evrede ancak çapraz bağların yapışma yerlerinden mümkün olabilir. Erişkinlerde epifizyo-metafizer bölgedeki tümörün diafiz medullasına geçişi için bir bariyer yoktur ve bu geçiş hızla oluşur. Adölösan devrede ise, büyüme 4
13 kıkırdağı, ince olmasına karşın tümör geçişini oldukça uzun bir süre engelleyebilir. Ancak daha sonra tümör transfizyal düzensiz damarsal geçişlerden patlama şeklinde diafize çıkabilir. Pratik olarak böyle bir geçiş, tümörün agresivitesi ile ilgilidir ve daha çok evre-3 bening agresif lezyonlarla, I ve II düşük veya yüksek gradeli malignitelerin davranışıdır. Femur ve tibia metafizleri, posteriyor bölge dışında eklem kapsülünün resesusları ile çevrilidir. Bu nedenle metafizer lezyonların öncelikle, hemen daima posteriyordan popliteal boşluğa yayıldığı gözlenir. Eklem kapsülü gayet sık örülmüş kollajen bir ağa sahiptir. Kapsülün iç yüzünü kaplayan sinovyal tabaka, çok damarlı bir yapıya sahip olmasına karşın, sinovyadan periartiküler yumuşak dokuya uzanan trans-kapsüler damarsal bağlantılar yoktur. Bu nedenle, gerek eklem çevresi dokudaki tümörün eklem içine uzanması, gerekse eklem içi tümöral lezyonların eklem dışına yayılması çok uzun bir süre engellenir. Buna karşılık, eklem içi lezyonların altındaki metafizer kemiğe girişleri çok çabuk olur. Kapsülün intermedier tabakasında bulunan valvülsüz venler, tibial epifizden femoral epifize uzanırlar. Bu damarsal yapılar nedeniyle tümoral lezyonun femurdan tibiaya, yani bir kemikten diğerine ulaşması mümkündür. Ön, medial veya lateral eklem çevresi bölgede yerleşen tümörler için tümör yayılımını önleyecek belirli bir sınır yoktur. Bu nedenle, altındaki kemiğe veya fasyal planlar boyunca distal veya proksimale hızla invazyon gösterebilirler. Ancak daha önce belirtildiği gibi, eklem içi bölgeye geçişler hemen hemen mümkün değildir. Popliteal fossa önde, eklem posteriyor kapsülü gastroknemius fasyası ve hamstringlerin tendinöz insersiyonları ile iyi bir sınara sahipken; arkada, popliteal arter ve siyatik sinirin dalları bu bölgeyi boydan boya geçer ve tümöral lezyonların aşağı ve yukarı uzanması için adeta bir bulvar oluşturur KAS - İSKELET SİSTEMİ TÜMÖRLERİ Kas-iskelet sistemi tümörleri mezenkimal orijinlidir. Kas-iskelet sistemi tümörleri kemik ve yumuşak doku tümörleri olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Her iki grubun selim, habis ve tümör benzeri lezyonlar olmak üzere alt grupları vardır. Üçüncü bir grup olarak sarkom ve karsinom metastazları bu sınıflamaya dahil edilebilir. Etiyoloji tam olarak bilinmemekle beraber, genetik (P 53 supresör geni) mutajen ajanlar (iyonizan ışınlar, karsinojen maddeler), travma, ailesel yatkınlık suçlanmakla 5
14 beraber karsinogenezis, multifaktöryel bir olay olup bir hücrenin tümör oluşturabilmesi için 6 mutasyon geçirmesi gereklidir. Kas-iskelet sistemi tümörleri oldukça nadir tümörlerdir. Malign kemik tümörleri tüm malignitelerin %1 ini oluşturur. Toplumdaki prevalans ise her nüfusta Osteosarkom için 1-3, Kondrosarkom için 1, Ewing sarkom için ise, 1.5 tur. Toplam olarak 5/ yıl malign kemik tümörü görülmekte olup, yumuşak doku tümörleri bunun onda biri oranında görülmektedir. Tablo 1. Kas-iskelet sistemi tümörlerinde histopatolojik sınıflama Benign kemik tümörleri 1) Kemik yapan tümörler: (osteoma, osteoidosteoma, osteoblastoma) 2) Kıkırdak yapan tümörler: (Kondroma, osteokondroma, kondroblastom, kondromiksoid fibroma). 3) Histiyositik tümörler: (Dev hücreli tümör). 4) Vasküler kaynaklı tümörler: (Hemanjiom, lenfanjiom, glomus tümörü) 5) Bağ doku kaynaklı: (Desmoplastik fibrom, fibröz histiyositom, nonossifiying fibroma) Tümör benzeri lezyonlar: 1) Soliter kemik kisti 2) Anevrizmal kemik kisti 3) Metafizer fibröz defekt 4) Eozinofilik granulom 5) Brown tümör 6) Fibröz displazisi 7) Myositis ossifikans Malign Kemik Tümörleri: 1) Osteosarkom 2) Kondrosarkom, 3) Ewing sarkom 4) Multipl myelom, 5) Malign fibröz histiyositom 6) Metastazlar Kemik ve Yumuşak Doku Tümörlerinin Doğal Gelişimi ve Biyolojisi Kemik ve yumuşak dokuda ortaya çıkan tümörlerin, onları diğer malign lezyonlardan ayıran karakteristik gelişim ve davranış paternleri mevcuttur. 6
15 Biyoloji ve Gelişme İğsi (Spindle) hücreli sarkomlar, merkezden etrafa doğru büyüyen solid bir lezyon oluştururlar. Bu lezyonun periferi en az matürdür. Benign lezyonlardaki basıya uğramış normal hücrelerden oluşan gerçek kapsülün aksine, malign tümör genellikle basıya uğramış tümör hücreleri ve normal komşu dokuya ve lezyonun ötesine karışan değişken bir inflamatuar komponentle birlikte bir reaktif doku fibrovasküler hattından meydana gelmiş bir psödokapsülle çevrelenmiştir. Reaktif zon un kalınlığı, malignensi ve histojenik tipin derecesine göre değişiklik gösterir. Malign sarkomların histolojik işareti, pseudokapsülü aşan satellit lezyonlar oluşturma potansiyelidir ki bunlara skip metastazlar denir. Yüksek gradeli sarkomların, tümör tarafından lokal olarak işgal edilmiş ve tahrip edilmiş belli-belirsiz bir reaktif zon ları bulunur. Ek olarak, dokuda normal görünen ana tümörle süreklilik göstermeyen tümör nodülleri mevcuttur. Düşük gradeli sarkomlar, reaktif Zon a çıkıntılar halinde uzanmasına rağmen, bu alanın ötesinde çok seyrek olarak nodüller teşkil ederler. Davranış Paternleri Biyolojik kabullenimlerle ve doğal gelişime dayanarak; benign ve malign tüm kemik ve yumuşak doku tümörleri, her birisi belli klinik karakteristik ve radyografik paternleri paylaşan ve benzer cerrahi prosedürler gerektiren dört kategoriye ayrılırlar. 1) Benign Latent: Doğal gelişimi, bireyin gelişimi ile birlikte yavaşça sürmekte ve daha sonra gelişimi durarak spontan olarak iyileşme eğilimi gösteren lezyonlardır. Hiçbir zaman malign hale gelmezler ve basit küretajla tedavi edildiklerinde hızla iyileşirler (nonossifying fibroma). 2) Benign agresif: Lokal olarak agresif olan, ancak metastaz yapmayan tümörlerdir. Patolojik olarak kapsülden reaktif zona doğru tümör ekstansiyonu mevcuttur. Lokal kontrol, sadece reaktif zonun ötesinde, normal dokudan oluşan bir sınır bırakılmak suretiyle eksizyon sonrası sağlanabilir (Gaint Cell Tumor). 3) Düşük Grade li Malign: Düşük metastaz potansiyeli olan lezyonlardır. Histolojik olarak gerçek kapsülü bulunmaz, ancak bir pseudokapsülü mevcuttur. Reaktif zonun içinde tümör nodülleri bulunur, ancak zonun ötesinde nadiren izlenir. Lokal kontrol, tüm tümör ve reaktif dokunun, bir normal kemik sınırı ile birlikte çıkarılması ile sağlanabilir (Parosteal osteosarkoma). 7
16 4) Yüksek Grade li Malign: Doğal gelişimi hızlı seyreden ve erken metastaz yapan lezyonlardır. Tümör nodüllerine genellikle, reaktif zonda ve normal doku içinde belli bir mesafede rastlanır. Lokal kontrol için, cerrahi ve metastazı önlemek için, sistemik terapi şarttır (Klasik osteosarkom). Metastaz Karsinomların aksine, kemik ve yumuşak doku sarkomları neredeyse tamamen kan yoluyla yayılım gösterirler. Yumuşak doku sarkomları, bazen (% 5-10) lenfatik sistem yoluyla bölgesel nodlara yayılırlar. Hematojen yayılım, erken evrelerde pulmoner tutulumla ve daha sonraki evrelerde de kemik tutulumu ile kendini gösterir. Kemik tutulumu, bazı durumlarda disseminasyonun ilk bulgusudur. Skip Metastaz Skip metastaz, ana tümör ile aynı kemikte yer alan ancak süreklilik göstermeyen bir tümör nodülüdür. Transartiküler skip metastazlar, ana tümöre komşu eklem yerleşimlidirler. Skip metastazlara daha çok yüksek gradeli sarkomlarda rastlanır. Skip metastazlar, kemik iliği sinüzoidlerinde embolizasyon yapan tümör hücrelerinden oluşurlar ve aslında sirkülasyona katılamayan mikrometastazlardır. Bunlar rezeksiyon sonrası negatif margine rağmen gelişen lokal rekürrenslerden sorumludurlar. Lokal Rekürrens Lokal rekürrens, uygun olmayan eksizyondan sonra benign veya malign lezyonun tekrar gelişmesine bağlıdır. Cerrahi eksizyonun uygunluk derecesi, lokal kontrolün ana belirleyicisidir. Histolojiden bağımsız olarak; tüm lokal rekürrenslerin %95 i cerrahiden sonraki ilk 24 ayda ortaya çıkar (6,19). Eklem Tutulumu Kemik sarkomlarında, tutulum pek alışılmış değildir. Artiküler yüzeye direkt tümör yayılımı nadirdir. Komşu ekleme yayılım, genellikle patolojik bir kırığı takiben veya direkt perikapsüler yayılımla ilişkilidir. Osteosarkomların yaklaşık %1 i transartiküler skip lezyonlar gösterebilir. Bir eklem, komşu sarkomdan kötü bir yerden alınan biyopsi ile doğrudan kontamine olabilir Kas İskelet Sistemi Tümörlerinin Stage leme Sistemi 1980 de MSTS, hem yumuşak doku hem de kemik sarkomları için cerrahi Stage leme sistemini uyarlamıştır. Sistem, mezenşimal kemik ve yumuşak doku 8
17 sarkomlarını benzer şekilde histolojik tipten bağımsız olarak davrandıkları gerçeğine dayanmaktadır. Cerrahi Stage leme sistemi, GTM klasifikasyonuna bağlıdır. Stage, genel survive i isabetli biçimde tahmin etmeyi sağlamaktadır. Cerrahi grade (G): G bir lezyonun histolojik Grade ini ve diğer klasik verileri temsil eder. Düşük gradeli bir tümör, G 1 dir. Yüksek gradeli tümör ise G 2 dir. Cerrahi bölge (T): T ya intrakompartmental (T 1 ) veya ekstrakompartmental (T 2 ) olmak üzere anatomik konumu gösterir. Kompartman, tümör ekstansiyonuna doğal bariyerlerle sınır koyan anatomik bir yapı veya boşluk olarak tanımlanır. T 1 lezyonların klinik önemi; cerrahi, radyolojik ve klinik olarak daha kolay tanımlanmaları ve amputasyon olmaksızın çıkartılma ihtimallerinin yüksek olmasından ileri gelir. Lenf nodları ve metastazları (M): Bir kemik veya yumuşak doku sarkomu lenfatik yolla metastaz yaptığında, prognoz oldukça kötüdür. Lenfatik yayılım, geniş disseminasyonunun bir işaretidir. Stage leme sistemi özeti: Cerrahi planlama ve değerlendirme amacıyla geliştirilmiştir (6,7). Tablo 2. Stage leme Sistemi Stage IA (G 1, T 1, M 0 ): Metastaz yok, düşük grade, intrakompartmental Stage IB (G 1, T 2, M 0 ): Metastaz yok, düşük grade, ekstrakompartmental Stage IIA (G 2, T 1, M 0 ): Metastaz yok, yüksek grade, intrakompartmental Stage IIB (G 2, T 2, M 0 ): Metastaz yok, yüksek grade, ekstrakompartmental Stage IIIA (G 1 veya G 2, T 1, M 1 ): Metastaz (+), herhangi bir grade, intrakompartmental Stage IIIB (G 1, G 2, T 2, M 2 ): Metastaz (+), herhangi bir grade, ekstrakompartmental Malign Kemik Tümörlerinin Karakteristik Özellikleri Osteosarkom Primer kemik tümörleri içinde en sık görülenidir. Olguların yaklaşık %60 ı hayatın 2.dekatında görülür. 5 yaş altında nadir olup en sık görüldüğü yaş erkeklerde 16, kızlarda 18 dir. Erkeklerde görülme sıklığı biraz daha fazladır (erke/kız: 1.4/1). 9
18 Etiyoloji: - Travma - İyonize radyasyon: Osteosarkom gelişmesinde sorumluluğu bilinen tek çevresel etkendir. - Alkilleyici ajanlar - Paget hastalığı: 40 yaşın üzerindeki osteosarkomalı hastaların büyük çoğunluğunun paget hastalıklı kişiler olduğu bilinmektedir. - Malign transformasyona uğrayıp osteosarkoma dönüşebilecek bazı benign kemik lezyonları (soliter veya multipl osteokondroma, soliter enkondroma, enkondromatozis, multipl herediter ekzositoz, fibroz displazi, kronik osteomyelit, kemik infarkt alanları ve metalik implant konulan alanlar sayılabilir. - Genetik yatkınlık: En güçlü genetik yatkınlık, herediter retinoblastoma olgularındadır. - Li-Fraumeni sendromunda artmış bir risk vardır. Patoloji: Osteosarkomatöz doku; genellikle kompakt, beyazımsı ve neoblastik osteoidin varlığı nedeniyle serttir. Histolojik tanısı, anaplastik iğsi stromal hücreler ile birlikte neoplastik osteoid materyalin gösterilmesine dayanır. Klinik, radyolojik ve histopatolojik özellikler göz önüne alınarak, osteosarkomanın ayrı klinikopatolojik tipleri tanımlanmıştır. Osteosarkomaların en büyük grubunu, ağırlıklı olarak çocuklar ve adölösanda görülen konvansiyonel osteosarkoma oluşturur. Bu gruptaki olguların yarısınıda, aşırı osteoid yapımı ile karakterize osteoblastik osteosarkoma oluşturur. Son yıllarda histolojik tiplerinin tedavi yaklaşımları ve prognoz açısından spesifik bir önemi olmadığı bildirilmiştir. Osteosarkomaların büyük çoğunluğunun yüksek gradeli olduğu kabul edilmektedir. Kondrosarkom Kondrosarkom, kemiğin malign iğsi hücreli tümörlerinden en sık rastlanan ikincisidir. Kondrosarkom, primer osteoid formasyonuna dair kanıt bulunmayan temel neoplastik dokusu kartilojenöz olan, heterojen grup tümörlerdendir. Beş tip kondrosarkom mevcuttur: 10
19 - Santral - Periferal - Mezenşimal - Dediferansiye - Clear cell Klasik Kondrosarkomlar: Santral veya periferaldirler. Diğer üçü, varyantlar olup tamamen ayrı histolojik ve klinik karakteristikleri vardır. Tablo 3. Osteosarkoma Sınıflandırılması A. İntramedüller kökenli 1) Primer yüksek gradeli intramedüller osteosarkoma (konvansiyonel osteosarkoma) - Alt tipleri Osteoblastik Kondroblastik Fibroblastik Mikst 2) Telenjektazik osteosarkoma 3) Küçük hücreli osteosarkoma 4) Düşük gradeli intramedüller osteosarkom B. Jukstakortikal (yüzeyel) 1) Parosteal 2) Periosteal 3) Yüksek gradeli yüzeyel C. Sekonder 1) Klinik paget hastalığı ile ilişkili osteosarkoma 2) Radyoterapi sonrası osteosarkoma 3) Diğer iskelet neoplazilerinden gelişen ikincil osteosarkoma D. Multifokal osteosarkom Hem santral hem de periferal kondrosarkomlar ya primer tümörler olarak veya altta yatan neoplaziye, sekonder tümörler olarak ortaya çıkarlar. Primer kondrosarkomların %76 sı santraldir. Sekonder olanlar, sıklıkla benign kıkırdak tümörlerinden köken alırlar. Santral ve Periferal Kondrosarkomlar Tüm kondrosarkomların yarısı 40 yaş üzerinde görülür. En sık görüldüğü yerler pelvis, femur ve omuz kemeridir. Pelvik kondrosarkomlar genellikle büyüktürler ve sırta 11
20 veya uyluğa vuran ağrıyla, sakral pleksus irritasyonuna sekonder siyatik ağrı, mesane tutulumuna bağlı üriner semptomlar, iliak ven obstrüksiyonuna bağlı, unilateral ödemle birlikte veya ağrısız abdominal kitle olarak karşımıza çıkabilirler Radyografik tanı ve değerlendirme: Santral kondrosarkomların iki ayrı radyolojik paterni mevcuttur. Bunlardan birisi, dar bir transizyon zonu bulunan litik bir lezyondur ve bunu çevreleyen belirsiz kalsifikasyon içeren sklerozdur. İkinci tipin sklerotik bir sınırı yoktur ve lokalize etmek güçtür. Gradeleme ve prognoz: Kondrosarkomlar I, II, III olmak üzere gradelenir. Orta grade ile yüksek grade lilerin metastaz oranları karşılaştırıldığında bu durumun % a karşı % 75 olduğu görülür. Genel olarak periferal kondrosarkomlar, santral lezyonlara kıyasla daha düşük grade lidirler. Periferal lezyonu olanlarda, 10 yıllık survive oranı %77 iken, santral lezyonlarda bu oran % 32 düzeyindedir. Osteokondromalardan köken alan sekonder kondrosarkomların da büyük bir malign potansiyeli mevcuttur. % 85 i grade-i dir. Gross karakteristikleri: Primer intraosseoz kondrosarkomlar, kortikal destrüksiyona yol açan, ekspansil lezyonlardır. Daha sonrasında da yumuşak dokuya yayılım, sıklıkla meydana gelir. Tipik olarak tümör, kesit alındığında gri-beyaz hyalin dokudan meydana geldiği görülen, füzyona uğramış değişik boyutlardaki nodüllerden oluşur. Kalsifikasyon ve hatta ossifikasyon alanlarına sık rastlanır. Fokal mikzoid alanlarda bulunabilir. Kondrosarkom Varyantları 1) Clear Cell Kondrosarkoma : Kondrosarkomların en seyrek görülen formu olup, kondroblastoma benzer şekilde yavaş büyüyen ve lokal rekürrens gösteren, ancak bir miktar malign potansiyeli bulunan bir tümördür. Genellikle erişkinde görülür. Metastazlar ancak multipl lokal rekürrensten sonra ortaya çıkar. Primer tedavi, geniş eksizyondur. Sistemik terapi gerekmez. 2) Mezenşimal Kondrosarkom: Seyrek görülen, bifazik histolojik patern ile örneğin kartilajenöz matriks adalarının arasına karışmış küçük kompakt hücrelerle karakterize, agresif bir kondrosarkomdur. Yassı kemiklere eğilimi fazla olup, uzun kemiklerde seyrek izlenirler. Daha genç yaş grubunda görülme eğilimine sahip olup 12
21 daha yüksek oranda metastatik potansiyel gösterirler. 10 yıllık survive oranı % 28 dir. Radyoterapiye iyi yanıt verir. 3) Dediferansiye Kondrosarkom: Kondrosarkomlar, bir fibrosarkoma, malign fibröz histiyositomaya veya osteosarkomaya dediferansiye olabilirler(%10). İleri yaşlarda izlenir ve yüksek oranda fetaldir. Kemiğin Dev Hücreli Tümörü (GCT) GCT, düşük metastatik potansiyeli olan, agresif ve lokal rekürrens gösteren bir tümördür. %80 i uzun kemiklerde iskelet maturasyonundan sonra ortaya çıkarlar ve bunların %75 i diz eklemi çevresinde görülürler. Diğer sarkomlarda sık görülmeyen effüzyon ve patolojik kırıklara, GCT lerde sık rastlanır. Bazen vertabralarda ve sakrumda da izlenebilirler. Doğal süreç; GCT ler seyrek olarak de nova malign olmalarına rağmen (%2-8), multipl lokal rekürrensler sonrasında transformasyona uğrayabilirler ve histolojik ve klinik olarak malign potansiyel gösterirler (8). Bilinen GCT lerin % 8-22 kadarı lokal rekürrensi takiben malign hale gelirler (8,9). Bir GCT nin lokal rekürrensini belirleyen şey, histolojik grade değil, cerrahi rezeksiyonun uygunluğudur. Radyografik ve Klinik Değerlendirme GCT ler, matriks üretimi olmayan litik lezyonlardır. Geniş bir transizyon alanına sahip olup sınırları oldukça belirsizdir. Metafiziyel komponentleri vardır ve jukstaepifiziyeldirler. Periosteal elevasyon seyrek olup, yumuşak doku ekstraksiyonuna sık rastlanır. Gross karakteristikleri; Tipik lezyon, epifiz bölgesinde büyük, ekspansil bir kitle oluşturur. Kortikal kemikte sıklıkla destrüksiyona yol açar. Tümör periferinin çevresi sıklıkla kısmi olarak ince, kırılgan bir reaktif kemik tabakası ile çevrilidir. Yumuşak, bir nevi jelatinöz tümördürler. Gri-bronz dan kırmızı-kahverengiye kadar farklı renkler gösterir. GCT nin Tedavisi: Tedavi cerrahidir. Rezeksiyon bu olguların %90 ında küratiftir. Kemik greftleri olsun veya olmasın küretajın %40-75 arası bir rekürrens oranı mevcuttur (8,9). En-Block eksizyonlar, güvenilir sonuçlar vaat etmesine rağmen, rutin rezeksiyon önerilmemektedir. Bir eklemin primer rezeksiyonunun ciddi bir morbiditesi vardır. Belli şartlar altında küretaj uygulamak mantıklı olabilir. Genel olarak küretaj, daha sonraki olası bir küratif rezeksiyon 13
22 şansını ortadan kaldırmaz. Amputasyon ise, masif rekürrens, malign transformasyon veya enfeksiyon için saklı tutulmalıdır. Malign Fibröz Histiositoma(MFH) MFH, histolojik açıdan yumuşak doku eşdeğerine benzer bir yüksek grade li kemik tümörüdür. Bir erişkin dönemi hastalığıdır. En sık, uzun kemiklerin metafiziyel uçlarında görülür. Özelliklede diz çevresinde sık görülür. Patolojik kırıklar sıktır. MFH, hızla dissemine olur. Radyografik Karakteristikleri: MFH, belirgin kortikal düzensizlik, minimal kortikal veya periosteal reaksiyon gösteren ve matriks formasyonu izlenmeyen osteolitik bir lezyondur. MFH, multisentrik olabilir ve kemik infarktları ile ilişkili bulunabilir. Kemik Fibrosarkomu Orta yaşta görülür. En çok uzun kemikler tutulur. Fibrosarkomlar, bazen altta yatan fibröz displazi, paget hastalığı, kemik infarktları, osteomyelit, postirritasyon kemiği ve GCT gibi bir hastalıkla ilişkili olarak sekonder olarak ortaya çıkar. Fibrosarkom, santral veya periosteal olarak bulunabilir. Histolojik grade, metastatik potansiyeli tanımlamada iyi bir prognoz belirleyicisidir. Santral ve periferal lezyonlar için genel survive oranı sırayla %27 ve %52 dir. Ewing Sarkom 5-25 yaşta görülür. Klasik görünümü, çoçukta uzun kemik diafizinde yerleşen permeatif lezyondur. Metafizde ve yassı kemiklerde de yerleşebilir. Reaktif yeni kemik oluşumu, yamalı görünüm olabilir. Soğan zarı, apikal veya kompleks periost reaksiyonu olabilir. Ağrı, şişlik ve enfeksiyon tablosu eşlik edebilir. Enfeksiyon ve eozinofilik granüloma, ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Radyolojide; medüller kavitede nekrotik alan ve çevresinde gri-beyaz renkte tümör vardır. Uniform, lenfositten iri atipik hücreler, stromadan fakirdir. Nükleer pleomorfizm, kötü prognozu gösterir. Pseudorozet formasyonu, tümör hücrelerinde intrastoplazmik glikojen mevcuttur. Tedavide; kemoterapi, radyoterapi, wide rezeksiyon uygulanabilir. 14
23 Multipl Myeloma Kemik iliği orjinli sistemik bir hastalıktır. 40 yaş üstünde görülür. Sıklıkla kalvariumu tutar. Soliter veya multipl olabilir. Diffüz permeatif patern gösterebilir. CT de vertebralar İsviçre peyniri görünümünde olabilir. Ağrı, anemi ve kilo kaybı vardır. Tanıda kemik iliğinde plazma hücreleri, idrarda Bence-Jones proteinleri görülür. Radyoloji: Başlangıçta diffüz osteoporoz, kortikal incelme, ileri dönemde dissemine nodüller, güve yeniği manzarası, zımba deliği görüntüsü olur. Patoloji: Atipik plazma hücreleri, anormal monoklonal immünglobulin sentezi, sekonder amiloidozis. Tedavi: Kemoterapi, palyatif radyoterapi ve palyatif cerrahidir. Sekonder Tümörler Sekonder tümörler, altta yatan patolojik bir süreçten veya başka bir tümörden köken alan neoplazilerdir. Seyrek olmalarına rağmen bu ayrı lezyon grubu, farklı kabul edilmeyi gerektirir. 1) Paget Sarkomu Paget hastalığı olan bir kemikte ortaya çıkan sarkomlar, paget sarkomu olarak isimlendirilir. Bu tümörler, tüm yaştaki paget hastalarında eşit sıklıkta ortaya çıkarlar. Histolojik olarak osteosarkom en sıktır. Fibrosarkom, kondrosarkom ve MFH da tariflenmiştir. Femur, pelvis ve humerus en sık tutulan bölgelerdir. Ana şikayet, artan ağrıdır. Paget sarkomu, sıklıkla patolojik kırıkla karşımıza çıkar. Prognoz kötüdür. 2) Radyasyonla İndüklenen Sarkoma Önceden radyasyona maruz kalan kemiklerde, sarkomlar nadiren ortaya çıkar. Ortalama Latent peryod yıl olup 4-30 yıl arasında farklılıklar göstermektedir. Tanı kriterleri: 1) Histolojik olarak kanıtlanmış sarkom 2) Önceden radyasyon aldığı bilinen bölgeden tümörün ortaya çıkması 3) Asemptomatik latent peryot en az 3-4 yıl. Cerrahi yönetim, diğer yüksek gradeli sarkomlara benzer. Genel survive oranları % dir. 15
24 Metastazlar Değişik organ karsinomlarının en sık metastaz yaptıkları yer akciğerlerdir. Yeteri kadar uzun yaşayabilen hastalarda ikinci sıklıkta metastaz görülen doku, kemiktir. Özellikle; prostat, meme, tiroid, kolon, böbrek ve akciğer karsinomlarında bu tutulum daha belirgindir. Bu nedenle, karsinomlu hastaların izlenmesinde, belirli aralarla akciğer grafisi ve BT ler yanında kemik sintigrafileride önem taşır. Vertabra, pelvis ve Kosta tutulumu daha sık olmakla birlikte, tüm kemiklere metastaz olabilir. Genel olarak 5. ve 6. dekatlarda görülür. Ağrı ile başlar, ileri evrede şişlik olabilir. Kemik metastazları; radyolojik olarak litik, sklerotik veya karışık tipte olabilir. Normal doku ile arasında belli bir sınır yoktur. Bu yaş grubunda en sık kemik iliği kökenli tümörlerle (multiple myeloma, lenfoma) ile karışabilir. İğne biyopsisi ile tanı konduktan sonra, bir taraftan primer tümöre yönelik tedavi yapılırken, diğer taraftan kemik lezyonları için palyatif radyoterapi veya kemoterapi ile lokal kontrol sağlanmaya çalışılır. Bundan sonuç alınamaz veya patolojik kırık riski varsa, intralezyonel girişimle tümör kitlesi boşaltılır, kemik çimentosu ile güçlendirilmiş internal tespit uygulanır. Kemik harabiyeti çok fazla ise tümör protezleri kullanılabilir Tanı Doğru tanıya ulaşmak için iyi bir anamnez ve fizik muayene esastır. Bu tümörlere spesifik şikayetler ve fizik muayene bulguları çok nadir olduğu için tanıda ilk adım şüphedir. Beklenmeyenden şüphelenmek, doğru soruları sormak ve dikkatli fizik muayene hekimi tümör tanısına götürür Anamnez Hekime ilk başvuru şikayeti çoğunlukla ağrı ve şişliktir. Bazen hareket kısıtlılığı, ekstremitedeki atrofi, deformite, patolojik kırık hastayı hekime götüren nedenler olabilir. Hasta ağrı hakkında çok dikkatli sorgulanmalıdır. Ağrının karakteri öğrenilmelidir. Bir kitle tespit edildiğinde; bunun süresi, büyüme hızı, semptomlarının olup olmadığı ve travma öyküsü mutlaka sorgulanmalıdır. 16
25 Hastayı hekime getiren nedenler sorgulandıktan sonra, özgeçmiş ve soygeçmiş araştırılmalı, kilo kaybı, sigara kullanımı, sistemik problemlerin varlığı gözden geçirilmelidir. Yine daha önceden uygulanmış bir tedavi var ise bunun detaylarına ait tıbbi raporlar elde edilmelidir. Hastanın yaşı, lezyonun lokalizasyonu, ilk anda bazı tipik özelliği olan tümörleri akla getirebilir. Sportif aktivite sorgulanmalı; zira stres kırığı sonrası oluşan bir periost reaksiyonu, osteosarkom veya Ewing sarkom ile karıştırılabilir. Patolojik kırığı olan bir hastada anamnez büyük önem taşır. Çocuklarda daha önce bulgu vermeden oluşan patolojik kırıklar genelde selim lezyonlara ait iken, kırık öncesi varolan ağrı selim agresif veya malign bir lezyona işaret eder. Bilinen karsinomu olan hastalar ise öncelikle, metastaz yönünden araştırılmalıdır Klinik Muayene Birçok hastada şikayet bölgesi dışında normal fizik muayene bulguları mevcuttur. Yine de patolojik kırığı olan hastada tiroid, meme palpasyonu, rektal tuşe yapmak yumuşak doku kitlesi olan bir hastanın vücudunda cafe au lait lekelerini tanıyıp nörofibromdan şüphelenmek tanı için önemlidir. Daha sonra kitle olan bölgenin özel muayenesi yapılmalıdır. Kitlenin boyutu, kıvamı, hareketliliği, hassasiyeti, çevre dokulardaki reaksiyonel bulguları değerlendirilmelidir. Fizik muayenenin önemli bir noktası da malign olma ihtimali yüksek bir kitle ile karşılaşıldığında, embolizasyona sebep olmamak için kitleyi sıkıştırarak manüpüle etmemek gerekliliğidir. Nörovasküler muayenede rutin olarak yapılmalı ve kitlenin bu hayati yapılar ile ilişkisi olup olmadığı araştırılmalıdır Laboratuar Sedimantasyon yüksekliği, malignitelerde eşlik eden anemi gibi spesifik olmayan bulgular dışında tanı açısından önem taşıyan bazı laboratuar bulguları mevcuttur. Örneğin; plazmositomda artan monoklonal proteinler, nöroblastom ve metastazlarında artan 17
26 katekolamin ürünleri, Brown tümörlerinde kalsiyum ve serum parathormon düzeylerinin yüksek oluşu bunlar arasında sayılabilir. Osteosarkom gibi kemik yapım ve yıkımının yüksek olduğu hastalarda alkalen fosfataz, Ewing sarkomu gibi hücre yıkımının çok artmış olduğu hastalarda laktat dehidrogenaz (LDH) serum düzeyleri yüksek tespit edilebilir. Bu değerler tanı ve takip açısından önem taşır Görüntüleme Yöntemleri Konvansiyonel radyografinin yanı sıra bilgisayarlı tomografi (BT), anjiografi, radyonüklid izotop incelemeleri, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi modern teknikler günümüzün vazgeçilmez görüntüleme teknikleridir. A) Düz radyografiler: Direkt tanıya götürmeselerde, lezyonun agresifliği, büyüme hızı, lokalizasyonu gibi bulguları bize verir. a) Kemik destrüksiyon paterni: Özellikle, spongiyoz kemikte lokalize küçük destrüksiyon alanlarının tanınmasında çok hassas değildir. Kortikal destrüksiyon alanları daha rahat tespit edilebilir. Lodwick e göre destrüksiyon, tümörün biyolojik özelliklerine göre üç şekilde görülür: Coğrafi, güve yeniği, permeatif i. Coğrafi destrüksiyon; en az agresivite gösteren türdür ve yavaş ilerleyen lezyonlara özgüdür. Sınırları belirgindir ve çevre normal kemikten kolayca ayrılır. ii. Güve yeniği tarzı destrüksiyon: Daha agresif, daha hızlı büyüyen lezyonlara ait bir görüntüdür. Sınır demarkasyonu daha az belirgindir ve patolojik kemikten normal kemiğe geçiş zonu daha geniştir. iii. Permeatif destrüksiyon: Agresif, hızlı ilerleyen tümörlere özgüdür. Çevre kemik doku ile sınırı belirgin değildir. b) Boy, şekil ve sınırlar: Genelde primer malign kemik tümörleri, selim olanlardan daha büyüktür ve ilk tanı konduğunda boyu >6 cm dir. Lezyonun şekli tanı açısından çok anlam taşımasada elange lezyonların, yani boyu eninin 1.5 katından uzun olan lezyonların Ewing Sarkomu, kondrosarkom, 18
27 lenfoma gibi malignitelere özgü olduğu söylenmektedir. Yavaş ilerleyen lezyonlar sklerotik, belirgin sınırlara sahiptirler. c) Görünür tümör matriksinin varlığı ve özellikleri: Bazı tümörler kalsifiye veya ossifiye olan matriksler oluştururlar. Bazı kıkırdak tümörleri matriks kalsifikasyonu ile karakterizedirler (Kondrom, kondrosarkom, kondroblastom ve kondromiksoid fibrom) ve santral lokalizasyon gösterirler. Ossifiye tümör matriksi ise; osteosarkom, parosteal osteosarkom, osteom, osteoblastom ve ossifiye fibroma özgüdür. Oluşan radyodens koleksiyonlar, lezyonun tümünü veya bir kısmını kaplayabilir. d) Kortikal erozyon, penetrasyon, ekspansiyon: Bazı tümörler korteksi kısmen veya tamamen penetre edebilirler. Agresif lezyonlar, korteksi penetre ederler, periosteal membranı kaldırırlar ve yeni kemik oluşumuna neden olurlar. e) Periost reaksiyonu: Periostun, alttaki kemik korteksten eleve olup bu boşlukta yeni kemik oluşmasına periost reaksiyonu denir. Bu olay kemiğin, tümör, enfeksiyon, travma, enflamasyon, toksik, iskemik olaylar ve metabolizma bozukluklarına spesifik olmayan bir cevabıdır. Genelde periost reaksiyonunun varlığı değil, görünüş şekli ayırıcı tanı bakımından önem taşır. i. Lameller P.R. (soğan kabuğu manzarası): Spesifik değildir ve kemiğe parelel dizili periost katları ile karakterizedir. Siklik bir kemik yapımyıkım aktivitesini gösterir. ii. Spiküler P.R.: Bir tümör nedeni ile periost, altındaki korteksten ayrıldığı zaman ince Sharpey lifleri yırtılır ancak diğer kaba kortekse dik duran lifler sağlam kalır ve bunların üzerinden dikensi görünüşte yeni kemik oluşumu gerçekleşir. Bu görünüm, genellikle hızlı ilerleyen primer malign kemik tümörlerine aittir. iii. Homojen P.R.: Genelde iyi huylu tümörlerde görülen, çeşitli kalınlıkta, füziform, kemiği çepe çevre saran bir periost reaksiyonudur. iv. Codman üçgeni: Ekspansif veya infiltratif tarzda ilerleyen tümoral veya enfeksiyöz bir patolojinin uç kısmında, periostun tek veya birkaç tabakasının kalkması ile karakterizedir. B) Anjiografi: Arteriyografi, tümörün üç boyutlu algılanmasını sağlayan ve önemli vasküler yapılar ile komşuluğunu gösteren değerli ancak invaziv bir görüntüleme 19
28 yöntemidir. Bu üç boyutlu algılamayı sağlayabilmek için, iki ortogonal planda (anteriorposterior ve lateral) çekim yapılmalıdır. Bu yöntem, bazen cerrahi planlamada, örneğin feda edilebilecek bir ana arterin tespitinde ve arter rezeksiyonu sonrası vasküler rekonstrüksiyon için by-pass planlamasında, damar pediküllü kemik veya miyokutanöz fleplerin cerrahi planlamasında, bazen de terapötik amaçla çok kanlanan tümörlerin selektif embolizasyonu için kullanılabilir. Bu yöntem ameliyat öncesi intraarteryel kemoterapi uygulanması sırasında da kullanılabilir. Arteriografik görüntülerde malignite kriterleri şöyle sıralanabilir: i. Yoğun hipervaskülarite ii. Ektatik, variköz, kavernöz damarlar iii. Kontrastın, tümör alanında bulut görüntüsü yaratması iv. Arteriyovenöz şantlar. C) Radyonüklit İncelemeler: İskelet sistemi malignitelerinin radyonüklid yöntemlerle değerlendirilmesinde en çok kullanılan görüntüleme tekniği TC-99m ile işaretli difosfonatlarla uygulanan kemik sintigrafileridir. Bu incelemede en yaygın kullanılan radyoformasötik Tc-99m metilen difosfonattır. Difosfonatların iskelet sistemi tutulumu ise büyük oranda osteoblastik aktiviteye ve bir ölçüde damarlanma oranına bağlıdır. Yeni kemik yapımı ve kanlanma artışını yansıtması bu yöntemin sensitivitesini artıran en önemli faktördür. Kemik sintigrafisi iskelet sistemi lezyonlarının erken tanısında çok değerli bir yöntemdir, ancak saptanan lezyonun nedeninin aydınlatılmasında aynı derecede başarılı değildir. İskelet sistemi tümörlerinde kemik sintigrafisinin başlıca kullanım amaçları: - Erken tanı - Çoğul lezyonların araştırılması - İskelet sistemi metastazlarının araştırılması - Skip metastazın belirlenmesi - Operasyon sonrası nükslerin saptanması ve kemoterapiye yanıtın tayin edilmesi olarak sıralanabilir (10). D) Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kesit yapması, yoğunlukları ayırt etmesi, bütün organ ve dokuları ayırım yapmadan görüntüleyebilmesi yöntemin üstünlüklerinin birkaçıdır. Kasiskelet tümörlerinde, BT kullanımının katkısı şöyle özetlenebilir: 20
29 1) Tümörün lokalizasyonunun saptanmasında, yayılımını göstermede ve çevre doku ilişkilerini değerlendirmede kullanılan bir yöntemdir. Bu özellikleri saptamakla, cerrahi sınırları ortaya koymakta, bu arada damar-sinir paketi ile olan bağlantıları da göstermektedir. 2) BT, tümörün intramedüller dağılımını iyi gösterir. Yumuşak doku planlarını çözümler, kitlenin dış uzantısını tamamen güvenilir sınırlarda çözmese de enkapsülasyon hakkında bilgi verir. Kemiğin, matür ve immatür yapılarını değerlendirir. 3) Operasyon öncesi, tümörün kompartmanlarla ilişkisi, skip metastazlar, eklem komşulukları belirlenir. 4) Kesitler sayesinde özellikle, kortikal lezyonlar görüntülenebilir. E) Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): BT ye göre bir takım üstünlükler taşımaktadır: 1) Kronik periosteal reaksiyonlar, T 1 ve T 2 ağırlıklı sekanslarda düşük sinyal verirler. Agresif tipteki periost reaksiyonları ise T 2 de yüksek sinyal özellikleri içerir. Böylece, kitlenin davranışı daha iyi ayırt edilir. 2) Tümörlerin intraosseöz uzanımları, yumuşak doku yayılımı, yumuşak doku tümörlerinin sınırları ve karakterleri hakkında ayrıntılı bilgi verir. 3) Yüksek kontrast rezolüsyonu sayesinde yağ dokusu, adale, kortikal/spongiyöz kemik ayrımı rahatlıkla görüntülenir ve özellikle eklem içi intramedüller yayılım yüksek spesifite ile tespit edilir. Ancak kortikal kemik ve kıkırdak doku biyolojik özelliklerini tespit etmede hassas değildir. 4) Özellikle koronal ve sagittal kesitle uzun kemiklerdeki tümör yayılımını çok detaylı ortaya koyar. Böylece komşu eklem, çevre yumuşak doku, damar-sinir paketi ile ilişkiler tespit edilir ve evreleme için hayati bilgiler edinilmiş olur. 5) Özellikle intramedüller yayılım, yumuşak doku ve damar- sinir paketi ile ilişki ve en önemlisi neoadjuvant tedaviye cevap olarak oluşan sınır değişiklikleri ve nekrozu belirlemedeki üstünlükleri sayesinde ekstremite kurtarıcı cerrahi girişim uygulanacak hastanın tespitinde ve takibinde çok önemli bir role sahiptir. Bu tetkiklerin yapılması, lezyonun sadece evresinin belirlenmesi değil, aynı zamanda ayırıcı tanısının yapılması, tanı için biyopsinin planlanması ve uygulanacak cerrahi tedavi yönteminin belirlenmesinde önemli rol oynar. Bu aşamaların her safhasında 21
30 ortopedist; radyolog, radyasyon onkoloğu, medikal onkolog ve diğer cerrahi branş uzmanlarından gerekirse görüş alarak tanı ve tedavide doğru stratejiyi belirlemelidir (11,12) Biyopsi Biyopsinin amacı, tedaviyi etkilemeden, doğru histolojik tanı ve cerrahi evrelemeyi sağlayacak şekilde yeterli materyali temin etmektir (12,13). Biyopsi ne şekilde yapılırsa yapılsın, intralezyoner bir girişim olduğu unutulmamalıdır; yani hem geride tümör kitlesi kalmaktadır, hem de kemik ve yumuşak doku malignitelerinin implantasyon yetenekleri göz önüne alınarak normal dokuların da bu işlem ile kontamine edilebileceğini hesaplamak gerekir. Esas cerrahi esnasında biyopsi traktı da tümörle birlikte blok halinde çıkarılmalıdır. Sonraki cerrahi işlem sırasında kullanılacak olan kesi boyunca yapılmış bir biyopsi traktı, kolayca çıkarılabilecekken, uygun olmayan bir yerden yapılan biyopsi atipik kesilere, morbiditesi yüksek girişimlere ve normalde gerekmeyecek tedavilere kadar hastayı götürebilir (11). Bundan dolayı, biyopsiden önce, cerrahın olası tanıyı ve sonrasında uygulayacağı tedaviyi bilmesi gerekir. Mankin ve ark. tarafından yapılan çalışmalarda; biyopsinin, refere eden kurumda yapılması durumunda, refere edilen onkoloji merkezinde yapılmasına göre; komplikasyonlarda belirgin artış, radyoterapi ve kemoterapi protokollerinde mecburi değişiklikler, hastalık seyrinde ve sonucunda olumsuz yönde değişiklikler saptanmış. Aynı çalışma 10 yıl sonra tekrarlandığında ise aradan geçen yıllara rağmen sonuçlarda herhangi bir fark olmadığı bildirilmiştir (14,15). Ekstremitelerde transvers kesilerden kaçınmak gereklidir; aksi halde longitudinal yerleşimli kas ve kemiklerin blok halinde çıkartılması neredeyse imkansız hale gelir. Major nörovasküler yapıların kontamine edilmesi ise bunların rezeksiyonunu gerektirir. Biyopsi traktı, mümkün olduğunca sağlam eklemler ve kas-iskelet kompartmanlarından geçmemelidir; mecbur kalındığı durumlarda tek kas içinden geçilerek tümöre ulaşılmalıdır. Kaslar arasındaki planların kullanımı, fazla sayıda dokuyu kontamine ederek yüksek morbiditelere neden olabilir. Biyopsi Teknikleri: Biyopsi işlemleri iki ana grupta toplanabilir: 22
HABİS KEMİK TÜMÖRLERİNDE ORTOPEDİK CERRAHİ YAKLAŞIM. Prof.Dr.Murat HIZ İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji A.B.D.
HABİS KEMİK TÜMÖRLERİNDE ORTOPEDİK CERRAHİ YAKLAŞIM Prof.Dr.Murat HIZ İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji A.B.D. Habis Kemik Tümörleri Nadir görülen tümörler olmasına rağmen ( tüm kanserlerin
DetaylıLENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.
LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,
DetaylıPediatrik kemik tümörlerinde radyolojik tanı
Pediatrik kemik tümörlerinde radyolojik tanı Dr. Zeynep Yazıcı Uludağ Üniversitesi, Bursa Kemik tümörleri Tüm kemik tümörlerinin %42 si: İlk 20 yaşta Çoğu: Belirli bir yaşta görülme eğiliminde D Resnick,
DetaylıGÖĞÜS DUVARI TÜMÖRLERİ. PROF. DR. REFİK ÜLKÜ D.Ü Tıp Fak Göğüs Cerrahisi
GÖĞÜS DUVARI TÜMÖRLERİ PROF. DR. REFİK ÜLKÜ D.Ü Tıp Fak Göğüs Cerrahisi Primer göğüs duvarı tümörleri göğüs kafesindeki, kemik,kıkırdak ve yumuşak dokulardan kaynaklanabilen, benign veya malign, geniş
DetaylıSağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu
Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan
DetaylıSIK KARŞILAŞILAN KAS İSKELET LEZYONLARINDA AYIRICI TANI
SIK KARŞILAŞILAN KAS İSKELET LEZYONLARINDA AYIRICI TANI Dr. İbrahim ADALETLİ İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji AD. Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı Olgu 1 Tanınız nedir? 1- Enkondrom 2- Non ossifaying
DetaylıGöğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine
Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek Göğüs Cerrahisi Akciğerin Superior Sulkus Tümörlerinde Omurga Tutulumunda Cerrahi Yaklaşım Giriş Akciğerin apeksinden kaynaklanan
DetaylıVeri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün
Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi
DetaylıT.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Endodonti Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011 Ankara 1 TUK Endodonti
DetaylıDEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog
DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,
DetaylıÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi
KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,
DetaylıRomatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit
www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı
DetaylıD- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:
Mikro TESE Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Mikroskopik TESE ameliyatı genel, veya bolgesel anestezi altında yapılabilir. Skrotum (torba) orta hattan 4 cm lik bir kesi yapılırak testislere ulaşılır ve testisler
DetaylıBALIK YAĞI MI BALIK MI?
BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda
DetaylıSÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com
SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını
DetaylıMeme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD
Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD RT nin amacı: - Mikroskopik rezidüel hastalığı önlemek - Multisentrik hastalık gelişimini önlemek
DetaylıGÖREV ANALİZİ 2. YAZILMA ÖĞRENİM HEDEFİ. Mesane ve üreterin normal ve patolojik özelliklerini belirler
GÖREV Mesane ve üreter hastalıklarınd a GÖREV ANALİZİ 1. YAZILMA DÜZEYİ ulaştırılmasında kritik danışmanlık. GÖREV ANALİZİ 2. YAZILMA DÜZEYİ Mesane ve üreterin normal ve Makroskopik inceleme ve örnekleme.
DetaylıAkciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri
Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri Akciğer kanserinin tanısında anamnez, fizik muayene, tam kan sayımı ve rutin biyokimya testlerinden sonra; Noninvaziv (akciger filmi, toraks BT, PET, balgam sitolojisi),
DetaylıKas skelet Sistemi Tümörlerinde Görüntüleme (Cerrah Radyologtan Ne Bekler?)
Kas skelet Sistemi Tümörlerinde Görüntüleme (Cerrah Radyologtan Ne Bekler?) Prof Dr Harzem Özger Acıbadem Maslak Hastanesi 19.03.2012 16 y K Sol femur OS ameliyatlısı Total femur protezi zemininde uyluk
DetaylıKAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI
KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI PVD Kaplama Kaplama yöntemleri kaplama malzemesinin bulunduğu fiziksel durum göz önüne alındığında; katı halden yapılan kaplamalar, çözeltiden yapılan kaplamalar, sıvı ya
DetaylıTürkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1
Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık
DetaylıSERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011
SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 OLGU 9 Y, K Sağ humerus proksimali 2 yıl önce kırık Doğal iyileşmeye bırakılmış
DetaylıHEPATİT C SIK SORULAN SORULAR
HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri
Detaylı1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ
1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına
DetaylıİSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ
İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ Deneyde dolu alan tarama dönüşümünün nasıl yapıldığı anlatılacaktır. Dolu alan tarama
DetaylıSantral Disseksiyon. Dr. İbrahim Ali ÖZEMİR. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği
Dr. İbrahim Ali ÖZEMİR İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği 7. Endokrin Cerrahi Kongresi Antalya,2015 Profilaktik Santral Disseksiyon; Preoperatif
DetaylıSİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.
SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması
DetaylıRADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN
RADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN Taslak Yönetmelik Hakkındaki Görüşleri Taslağın geneli üzerindeki görüş ve Teklif Yönetmelik Başlığında ; test, kontrol ve kalibrasyon ifadeleri kullanılmıştır.
DetaylıAraştırma Notu 15/177
Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon
DetaylıLABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi
LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi Bir etkinliğin sonucunda elde edilen çıktıyı nicel ve/veya nitel olarak belirleyen bir kavramdır.
DetaylıB02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet
B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet 57 Yrd. Doç. Dr. Yakup EMÜL, Bilgisayar Programlama Ders Notları (B02) Şimdiye kadar C programlama dilinin, verileri ekrana yazdırma, kullanıcıdan verileri alma, işlemler
Detaylı2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU
2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına
DetaylıBİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu
BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına
DetaylıEOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA
EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN
DetaylıAkciğer kanserinde radyolojik bulgular, değerlendirme. Dr. Canan Akman İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı
Akciğer kanserinde radyolojik bulgular, değerlendirme Dr. Canan Akman İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Radyolojik bulgular, ipuçları Göğüs duvarı invazyonu, mediasten invazyonu Nodal
DetaylıAnaliz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.
Analiz Raporu Kısa Özet Her geçen gün eczanecilik sektörü kendi içerisinde daha da yarışır hale geliyor. Teknolojinin getirdiği kolaylık ile eczane otomasyonu artık elinizin altında. Çoğu eczacılar hastalarına
DetaylıHepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları
HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde
Detaylı3- Kayan Filament Teorisi
3- Kayan Filament Teorisi Madde 1. Giriş Bir kas hücresi kasıldığı zaman, ince filamentler kalınların üzerinden kayar ve sarkomer kısalır. Madde 2. Amaçlar İnce ve kalın filamentlerin moleküler yapı ve
DetaylıADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ
ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ DR GÜRHAN SAKMAN ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ DR GÜRHAN
DetaylıDr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir
Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar
DetaylıGöğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi
Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine
DetaylıÇocukluk çağı Kemik Tümörlerinde Radyoloji
Çocukluk çağı Kemik Tümörlerinde Radyoloji Dr.Hakan Gençhellaç. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı Türk Radyoloji Derneği 36. ULUSAL RADYOLOJİ KONGRESİ
DetaylıTarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON
1 Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, sarkopeni nin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu Günümüzde sarkopeni,
DetaylıTopoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.
Yazıyı PDF Yapan : Seyhan Tekelioğlu seyhan@hotmail.com http://www.seyhan.biz Topolojiler Her bilgisayar ağı verinin sistemler arasında gelip gitmesini sağlayacak bir yola ihtiyaç duyar. Aradaki bu yol
DetaylıEKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85
EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.
Detaylı08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D
VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem
DetaylıEĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA
EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA Dersin Amacı Bu dersin amacı, öğrencilerin; Öğretmenlik mesleği ile tanışmalarını, Öğretmenliğin özellikleri
DetaylıEmilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ
Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi
DetaylıSizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler
Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sayın hast, Hastalıkların teşhisi ve tedavisinde son on yılda çok büyük gelişmeler kaydedildi.
DetaylıSAĞLIK TAZMİNAT ÖDEMELERİ
KULLANIM REHBERİ İÇİNDEKİLER 3S SAĞLIK SİGORTA SİSTEMİ KULLANIM REHBERİ... 2 SİGORTALI TANITIM KARTI... 4 ANLAŞMALI KURULUŞLAR... 6 SAĞLIK TAZMİNAT ÖDEMELERİ YATARAK TEDAVİ TEMİNATI... 8 AYAKTA TEDAVİ
DetaylıTİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU
TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form,
DetaylıKötü Huylu Yumuşak Doku Tümörleri. Tanım, sınıflama, hastaya ilk yaklaşım. Dr. Serkan BİLGİÇ
Kötü Huylu Yumuşak Doku Tümörleri Tanım, sınıflama, hastaya ilk yaklaşım Dr. Serkan BİLGİÇ İskelet dışı bağ dokusundan kaynaklanan mezodermal kökenli nadir malignitelerdir. Tanım Görülme Sıklığı Tüm kanser
DetaylıBİRİNCİL KEMİK KANSERİ
BİRİNCİL KEMİK KANSERİ KONDROSARKOM (KS) PROF. DR. LEVENT ERALP Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı İÇİNDEKİLER Kondrosarkom Nedir? KS dan kimler etkilenir? Bulgular nelerdir? KS tipleri nelerdir? Risk faktörleri
DetaylıKemik ve Yumuşak Doku Tümörleri Selim ve Habis Kemik Tümörleri
Kemik ve Yumuşak Doku Tümörleri Selim ve Habis Kemik Tümörleri Doğal seyir, karsinogenez Tanı Anamnez Klinik muayene Laboratuar bulguları Görüntüleme yöntemleri Sitogenetik Tanı stratejisi Gelecekten beklentiler
DetaylıGazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı
Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Aydın Aytekin Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Rafiye Çiftçiler Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları
DetaylıÖdem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015
Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel
DetaylıÜniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi
Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu
DetaylıAĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU
AĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form, size
DetaylıProf Dr Sergülen Dervişoğlu. Kemik tümörleri Kemiğin tümör benzeri lezyonları
Prof Dr Sergülen Dervişoğlu Kemik tümörleri Kemiğin tümör benzeri lezyonları Kemik tümörleri Ekip çalışması Ortopedist Radyolog Patolog Onkolog ( Medikal/Radyasyon) Klinik anamnez Tanıda çok önemli Yaş
DetaylıDİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği
DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği Lauren Sınıflaması İntestinal tip Diffüz tip Dünya Sağlık
DetaylıSternum korpusunda (en çok)
GÖĞÜS DUVARI TÜMÖRLERİ PROF. DR. REFİK ÜLKÜ D.Ü Tıp Fak Göğüs Cerrahisi Tüm primer tümörler arasında %1-1.5 Malign primer göğüs duvarı tümörleri, tüm kanser hastaları arasında %0.04 Göğüs duvarı malign
DetaylıDOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ PEDİATRİK RESÜSİTASYON HİZMETLERİ YÖNERGESİ
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ PEDİATRİK RESÜSİTASYON HİZMETLERİ YÖNERGESİ (Sağlık Bakanlığının 29.04.2009 tarihli Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanması ve Korunmasına
Detaylı2008 YILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI
06.04.2009/75 2008 YILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI ÖZET : 2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde değişiklikler
DetaylıT.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1)Yönergenin Amacı, Ağrı İbrahim Çeçen
DetaylıŞeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri
ÖNEMLİ! İlaçlarınızı düzenli kullanmanız çok önemlidir. Kilonuza dikkat ediniz. Ani bir kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) durumuna karşı yanınızda her zaman birkaç adet şeker bulundurunuz. Mutlaka egzersiz
Detaylı- Gözyaşı kanal tıkanıklığı her yaşta görülür mü?
- Gözyaşı kanal tıkanıklığı her yaşta görülür mü? Gözyaşı, göz kapaklarının iç kısmından başlayan ve burun yan duvarına komşu yerleşimli gözyaşı kesesinde sonlanan kanalcıklar ile gözyaşı kesesine taşınır.
DetaylıMADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.
AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU EĞİTİM, ÖĞRETİM VE SINAV YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı Ağrı İbrahim Çeçen
DetaylıSERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL
SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya
Detaylıİş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?
İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların
DetaylıNORMAL TUĞLA VE PRES TUĞLA İLE DUVAR
NORMAL TUĞLA VE PRES TUĞLA İLE DUVAR Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü Öğretim Görevlisi Tekin TEZCAN İnşaat Yüksek Mühendisi TUĞLA Tanım Kil, killi toprak ile tuğla ve
DetaylıTIPTA UZMANLIK KURULU. 23/06/2010 tarih ve 82 sayılı Karar Sayfa 1 / 14
Eğitimi Yılı /0/00 tarih ve 8 sayılı Karar Sayfa / ( Uzmanları için) Acil tıp (Toplam eğitim süresi ay) (0.0.0 tarih ve 7 No lu TUK Kararıyla ( Uzmanları için ) Acil tıp (Toplam eğitim süresi ay) (0.0.0
DetaylıİŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015
Öğr.Gör.Mehmet KÖRPİ İŞLETMENİN TANIMI Sonsuz olarak ifade edilen insan ihtiyaçlarını karşılayacak malları ve hizmetleri üretmek üzere faaliyette bulunan iktisadi birimler işletme olarak adlandırılmaktadır.
DetaylıKAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.
KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal
DetaylıYÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ
YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ Hazırlayan: Doç.Dr. Hakan Güler Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Karlsruhe Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Almanya
DetaylıYapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi
Afet Yö netimi İnsan toplulukları için risk oluşturan afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma
DetaylıI. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler
I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler 1. AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar Eğitimi (Ankara, 8-9 Haziran 2010) EIPA tarafından çeşitli kamu
DetaylıHASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ
Sayfa No: / 5. AMAÇ: Bu Prosedürün amacı Sakarya Yenikent Devlet Hastanesinde yapılan faaliyetlerde "Hasta ve Çalışan Güvenliği" açısından oluşabilecek tehlikeleri tanımlayarak, bu tanımlamalar neticesinde
DetaylıAFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)
AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) 1 GÜNDEM Tanım Epidemiyoloji (Hastalığın Yayılımı) Mücadele Soru-Cevap 2 Afrika Hastalığı Nedir? Sivrisinek, kene ve sokucu sineklerle
DetaylıYAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ
YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262
DetaylıDöküm. Prof. Dr. Akgün ALSARAN
Döküm Prof. Dr. Akgün ALSARAN Döküm Döküm, sıvı haldeki akıcı olan malzemelerin, üretilmek istenen parçanın biçiminde bir boşluğa sahip olan kalıplara dökülerek katılaştırıldığı bir üretim yöntemidir.
DetaylıMAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının
MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki
DetaylıNIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI
Portal Adres NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI : www.cayyolu.com.tr İçeriği : Gündem : http://www.cayyolu.com.tr/haber/nijerya-dan-gelen-yolcuda-ebolaya-rastlanmadi/96318 1/3 SAGLIK IÇIN EGZERSIZ
Detaylıİlaca Erişimde Güncel Durum
İlaca Erişimde Güncel Durum Dr. Akif AKBULAT Fiyat, Mevzuat ve Araştırmalar Daire Başkanı T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 23.04.2013 Sunumun İçeriği I. İlaçların Fiyatlandırmasına
DetaylıBEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9
BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal
DetaylıYaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri
Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyunca geçirdiği bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal
DetaylıYÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
24 Mart 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29663 YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin
Detaylı: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.
Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2014-1-132 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 15-12/159-72 Karar Tarihi : 18.03.2015 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr.
DetaylıEGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ
EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİ? Egzersiz reçetesi bireylere sistematik ve bireyselleştirilmiş fiziksel aktivite önerileri yapılmasıdır. EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL
DetaylıTürk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr
Türk Toraks Derneği Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Münevver Erdinç Ege Üniversitesi
Detaylı25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.
Sıkça Sorulan Sorular Başvuru Başvuru ne zaman bitiyor? 25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir. Bursluluğun
DetaylıMİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI
MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI 1. Firma karını maksimize eden üretim düzeyini seçmiştir. Bu üretim düzeyinde ürünün fiyatı 20YTL ve ortalama toplam maliyet 25YTL dir. Firma: A)
DetaylıELİN YUMUŞAK DOKU TÜMÖRLERİ
ELİN YUMUŞAK DOKU TÜMÖRLERİ Çoğunlukla selim karakterde olan bu tümörlerin sadece % 1-2 si habistir. Sinovial kistler, tendon kılıfının dev hücreli tümörü, lipom, enkondrom sık görülen selim oluşumlardır.
DetaylıKISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul
KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a
DetaylıXVII. ULUSAL KANSER KONGRESİ
XVII. ULUSAL KANSER KONGRESİ İnteraktif Olgu Sunumu KEMİK TÜMÖRLERİ . 17 yaşında bayan hasta. 2.5 yıldır sol bacakda yürürken ağrı Enfeksiyon ve dolaşım bozukluğu tedavisi uygulanmış. Son 6 aydır ağrı
DetaylıHALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *
HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * Doç. Dr. Meral TEKİN ** Son yıllarda halk eğitimi, toplumdaki öneminin giderek artmasına koşut olarak, önemli bir araştırma alanı olarak kabul görmeye
DetaylıMultipl Myeloma da PET/BT. Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD
Multipl Myeloma da PET/BT Dr. N. Özlem Küçük Ankara Üniv. Tıp Fak. Nükleer Tıp ABD İskelet sisteminin en sık görülen primer neoplazmı Radyolojik olarak iskelette çok sayıda destrüktif lezyon ve yaygın
DetaylıLG BİREYSEL AKILLI TELEFON KAMPANYA TAAHHÜTNAMESİ
LG BİREYSEL AKILLI TELEFON KAMPANYA TAAHHÜTNAMESİ Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. ye; Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. ( TURKCELL ) tarafından 01.07.2013 tarihinden itibaren düzenlemekte olan LG Bireysel
DetaylıHİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM
HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve
DetaylıYAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,
DetaylıBasit Kafes Sistemler
YAPISAL ANALİZ 1 Basit Kafes Sistemler Kafes sistemler uç noktalarından birleştirilmiş narin elemanlardan oluşan yapılardır. Bu narin elemanlar, yapısal sistemlerde sıklıkla kullanılan ahşap gergi elemanları
Detaylı