CUMHURİYET DÖNEMİNDE İKTİSADİ GELİŞME

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "CUMHURİYET DÖNEMİNDE İKTİSADİ GELİŞME"

Transkript

1 CUMHURİYET DÖNEMİNDE İKTİSADİ GELİŞME Prof. Dr. Ahmet M. GÖKÇEN 75 Yıllık Cumhuriyet dönemimizde ekonomik göstergelerde olduğu kadar ekonomik politikalarda ve düşünce tarzında da önemli değişmeler meydana gelmiş olmakla beraber Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana temel felsefe olarak arz-talep-fiyat mekanizmasına dayanan serbest piyasa ekonomisi şu veya bu şekilde işlemiştir. Gerçi farklı dönemlerde farklı iktisat politikaları benimsenmiş ve uygulamaya geçirilmek istenmiştir. Bir dönem devletin bizzat üretici olarak ekonomideki rolü ve etkinliği ön plana çıkarken, bu dönemi devletin yanında özel sektörün de geliştirilmesine önem veren karma ekonomi politikasının uygulanmaya çalışıldığı bir dönem takip etmiştir. Karma ekonomi uygulamalarını serbestleşme uygulamaları izlemiş, planlı dönemde ise kalkınma planları kalkınma aracı olarak büyük ilgi görmüştür. Bir dönem Türkiye nin sanayileşme kalkınma ve yapısal değişime uğramasında İthal ikamesi temel iktisat politikası olarak kabul edilirken, bunu takip eden dönemde dışa açık ve ihracata yönelik sanayileşme politikaları revaç bulmuştur. Bir başka dönem ise özel sektöre verilen önem daha da arttırılarak devletin ekonomideki etkinliği azaltılmaya gayret edilmiş ve özelleştirilme faaliyetlerine hız verilmiştir. Ancak uygulanmak istenen iktisat politikalarında bu ve benzeri değişikliklere rağmen temelde, rekabet şartlarını ve serbest piyasa ekonomisini hakim kılmaya yönelik iktisat politikalarının uygulanmak istendiği gözlenmektedir. Bütün bu değişikliklerin temelinde siyasi ve ideolojik düşüncelerden daha çok, ampirizm, pragmatizm akılcılık, kalkınma ve ekonomik bağımsızlık arzusu rol oynamıştır. Cumhuriyet döneminin başından beri değişen derece ve şekillerde olmak üzere, teşebbüs serbestliği ve mülkiyet hakkı her zaman var olmuş, arz-talep-fiyat üçlüsünden oluşan piyasa mekanizması tam olmasa bile çalışmıştır. Bununla beraber dönemler itibariyle uygulanan iktisat politikalarında yine de bazı farklılıklar bulunmaktadır. Burada cumhuriyetin kuruluşundan bu yana dönemler itibariyle uygulanan iktisat politikalarına bir göz atılacaktır öncesi iktisat politikaları Uzun ve zorlu geçen Birinci Dünya savaşından Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasıyla Atatürk tarafından kurulan yeni Türk devletinin siyasi bağımsızlığı elde etmesinden itibaren, iktisadi gelişme kalkınma ve iktisadi bağımsızlık üzerinde durmaya başlanılmıştır. Öncelikle ülkenin iktisadi kaynaklarının tespiti gayretine gidilmiş, kalkınma ve büyümenin nasıl bir iktisat politikasıyla ve ne tür bir modelle sağlanması için araştırmalar yapılmak istenmiştir. Bu gaye için Cumhuriyet döneminin hemen başında İzmir'de Bir "Türkiye İktisat Kongresi" Toplanmıştır. 1.1-Türkiye İktisat Kongresi-İzmir,1923 Ülkenin kaynaklarını belirlemek, kalkınma strateji ve politikalarını tespit ederek uygulamaya koymak üzere cumhuriyetin hemen basında, 15 şubat 1923 te, ülkenin her tarafından ve her kesimden çok sayıda delegenin katıldığı İzmir de Türkiye İktisat Kongresi toplanmıştır. Kongrenin toplanması ile ilgili olarak zamanın İktisat Vekaleti şu bilgileri vermektedir: İktisat kongresinin maksad-ı Küşadı esas itibariyle memleketin muhtelif iktisadi zümrelerinin teali-yi iktisadiyemiz için tavsiye edecekleri tedabiri öğrenmekten ibarettir. Kongre ye iştirak edecek olan murahhasların tabakat-ı içtimaiyeye sunuf-u iktisadiyeye mensup olması itibariyle kongre ruznamesi umumi mesail-i 1

2 iktisadiyeyi havi bulunacaktır. İktisat Vekaletince memleketin iktisadiyatı için verilecek istikametin tayininde Kongre mukarreratı haiz-i tesir olabilecekse de, esas itibariyle bu mukarrerat iştişari mahiyette kalacaktır. Kongre den beklenen faidelerin başlıcaları, memlekette iktisadi sınıfların menafi-i müşterekleri nokta-i nazarından tebeyyün edecek olan kanaatleri ve bu kanaatleri istihdaf edecek meslek-i iktisadiyenin memleket için müsmir neticeler verebilecek bir tarz ve mahiyette tecelli edip edemeyeceği keyfiyetinden ibarettir 1. Beşeriyetin kudretinin fevkinde, büyük fedakarlıkların iktihamı ile istiklal ve hürriyetini,tırnak ve dişleriyle boğuşarak xx. Asırda bir kere daha kazanan Türk Milleti, önünde yeniden yeniye açılmakta olan iktisat cidal-i sahasına, aşılması çetin ve güç ve fakat herhalde zaferle aşacağı hayat cidal-i sahibasına büyük bir azim, metanet ve emniyetle yürüyor. Şüphesizdir ki, Türkiye İktisat Kongresi milli iktisat tarihimizin bir dönüm günü ve aziz Türkiye mizin iktisat tarihinin itila devrine bir başlangıç olacaktır. Bütün tarihimizde inhitat sebeplerini iktisadiyatımızın zaafıyla ifade edebiliriz. Yeni Türkiye bayrağını itiladan itilaya yürütürken, sabanın, çekicin, sayın ve bütün iktisat mesleklerinin hakkını istemeği davasının en başında görmek ister ve görüyor. Hürriyet ve istiklalin sırrı buradadır 2. Zamanın İktisat Bakanı Mahmut Esat ise Büyük Millet Meclisinde yapmış olduğu konuşmada Kongre nin toplanma gayesini şu şekilde açıklamıştır: İktisat Kongresini toplamaktan maksat, efendiler, Türkiye nin her tarafı bir olduğu halde mesafenin uzaklığından ve yolların fenalığından mateessüf İstanbul daki tüccarlarımız Avrupa nın uzak memleketlerindeki tüccarları tanıdıkları halde, İstanbul daki çiftçilerimiz uzak memleketlerdeki çiftçileri tanıdıkları halde, Erzurum u, Diyarbekir i, Bitlis i tanımayacak kadar feci vaziyettedirler. İstedik ki, ayni zamanda, büyük içtimada yekdiğerini tanımayan memleketin öz evlatları birbirlerini tanısınlar ve memleketin iktisat ihtiyaçlarını bir kere de bir arada düşünsünler, bir arada toplu olarak iktisat işlerini halletsinler. Selahiyetleri olan kısımlar hakkında Büyük millet Meclisi ve Hükümetinin, muhtıralar vererek lazım gelen cihetlerde, nazar-ı cihetlerini celbetsinler. Bendeniz onların mütalaatını pek kıymetli bulmaktayım. Çünkü doğrudan doğruya meslek adamlarıdır. Verdikleri malumattan hem İktisat Vekaleti, hem Büyük Millet Meclisi ve hem de onun Hükümetinin tenevvür edeceği kanaatinde bulunuyorum 3. Bu hususta Türkiye İktisat Kongresi nin açılışında Atatürk, Kongre yi Uzun gafletlerle ve derin lakaydi ile geçen asırların bünye-i iktisadımızda açtığı yaraları tedavi etmek ve çarelerini aramak, memleketi mamuriyyete, milleti refahiyet ve saadete isal yollarını bulmak için yapılmakta olan toplantı şeklinde değerlendirmiştir. Kongre delegeleri için ise şu şekilde bir değerlendirme yapmıştır; Sizler doğrudan doğruya milletimizi temsil eden halk sınıflarının içinden ve onlar tarafından müntehip olarak geliyorsunuz. Bu itibarla memleketimizin halini, ihtiyacını, milletimizin emellerini herkesten daha iyi biliyorsunuz. Sizin söyleyeceğiniz sözler, alınması lüzumunu beyan edeceğiniz tedbirler, halkın lisanından söylenmiş telakki olunur. Ve bunun için en büyük isabetlere malik olur 4. Görüldüğü gibi, İzmir de toplanan Türkiye İktisat Kongresi nin toplanma gayesi, harplerden yorgun çıkmış olan iktisadi amillerin ve iktisadi birimlerin birbirlerini tanımalarını sağlamak, onların ihtiyaçlarını tespit etmek,iktisadi konular üzerine dikkatleri çekmek ve iktisat politikalarını da bu sonuçlara göre belirlemek arzusu bulunmaktadır. Cumhuriyetin kuruluş dönemlerinin başlarında geçirilmiş olan harplerinde tesirleriyle ekonomik faaliyetler oldukça düşük ölçeklerde olduğu kadar ekonomiye de yeterince önem verilmemekteydi. Bunun için önce ekonominin önemi vurgulanmakta, milletlerin hayatında ve bağımsızlıklarının korunmasında ekonominin yeri ve önemi halka ve iktisadi birimlere 1 Gündüz Ökçün; Türkiye İktisat Kongresi, 1923 İzmir. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını. No: 262, Ankara s İbid. s.5. 3 ibid. s ibid. s.244 2

3 anlatılmaya çalışılmaktadır. İstiklal-i tam için şu düstur var: Hakimiyet-i milliye, hakimiyet-i iktisadiye ile tarsin edilmelidir. Bu kadar büyük gayeler, bu kadar mukaddes, azametli hedefler kâğıt üzerindeki düsturlarla, arzu ve hırslarla husûl bulamaz. Bunların tahakkuk-u tâmmını temin için yegâne kuvvet, en kuvvetli temel iktisadiyattır. Siyasi ve askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun iktisadi zaferlerle tetviç edilmezse semere-i netice payidar olmaz. En kuvvetli ve parlak zaferlerimizi de tedviç eden semerat-ı nafiayı temin için hakimiyeti-i iktisadiyemizin temin ve tarsini lazımdır 5. Ayni nutkunda Atatürk şöyle demektedir: Bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla alâkadar olan o milletin iktisadiyatıdır. Tarihin ve tecrübenin teksif ettiği bu hakikat bizim milli hayatımızda ve milli tarihimizde tamamen mütecellidir. Hakikaten Türk tarihi tetkik olunursa itilâ, inhitat esbabının iktisadî mesailden başka bir şey olmadığı derhal anlaşılır...yeni Türkiye mizi lâyık olduğu mertebe-i resânete isâl edebilmek için, behamehâl iktisadiyatımıza birinci derecede ve en çok ehemmiyet vermek mecburiyetindeyiz. Zamanımız tamamen bir iktisat devrinden başka bir şey değildir 6. İzmir de toplanan Türkiye İktisat Kongresi'nde milli hakimiyetin güçlü olması için iktisadi gelişmelerle desteklenmesi gereği kabul edilmiştir. Bunun için önce bütün ülke vatandaşlarının iktisadi meseleler üzerine dikkatleri çekilmek istenmiş ve bunun sonucu olarak topyekün kalkınma gereği üzerinde durulmuştur. Bütün sektörler itibariyle kalkınmaya önem verilmiş, tarım, hayvancılık, ormancılık, madenlerin aranması, çıkarılması ve işlenmesi, sanayi, hizmetler ve ticari faaliyetlerin geliştirilmesi, kadın erkek bütün işgücünün üretim ve ticari faaliyetlere katılması modern ve verimli üretim yapmak için her türlü yeniliklerin alınması gibi konular üzerinde durulmuştur. Yerli üretimlerin korunması için gümrük korumalarına başvurulması, ancak üretimi destekleyecek ara girdiler ve yatırım malları için gümrük muafiyetleri uygulanması kabul edilmiştir. Sanayiin geliştirilmesi için gümrük korumalarının dışında arazi tahsisi, kamu görevlilerinin ve askerlerin yerli üretimleri ve mensucat ürünlerini kullanmasının mecburi hale getirilmesi ve vatandaşların da yerli malı kullanmalarının teşvik edilmesi. Teşvik-i sanayi kanunundan yararlanacak sanayicilerin yerli sanayici olması veya en azından sermayenin yüzde yirmibeş inin Türkler elinde bulunması, her sene yerli malları tanıtmak üzere sergi ve fuarlar açılması, sanayi mallarının ucuz naklinin sağlanması için tedbirler alınması ve demir ve kara yollarının geliştirilmesi, sanayi bankaları kurulması, illerde sanayi odalarının açılması, sanayiin insan gücü ihtiyacını karşılamak için her kademede okullar açılması vs. Bu gayeleri gerçekleştirmek için nüfusun sağlık hizmetleriyle korunması ve eğitimin iktisadi gelişmeyi gerçekleştirecek şekilde ve daha çok uygulamalı eğitime önem verecek biçimde yeniden düzenlenmesi kararı alınmıştır. Uygulanan bütün bu temel politikalarda Türk halkının serbest çalışma arzusu içinde olduğu ve tekelciliğe karşı olacağı üzerinde durulmaktadır. Cumhuriyetin başlangıç dönemlerinde sermaye birikiminin çok düşük olmasından dolayı, kalkınma özel sektörün yanında devletin ekonomiye direkt üretici olarak girmesi ihtiyacını da ortaya çıkarmıştır. Özellikle, dünya ekonomilerini etkisi altına alan 1929 büyük iktisadi buhranı, büyük oranlarda talep, üretim ve fiyat düşüklüklerine yol açmış olduğundan, Keynes iyen teorilerin de tesiriyle hükümetlerin ekonomilere müdahale yönünde eğilimleri artmıştır. Bu dönemde Türk ekonomisinde de bir yandan ekonomik hacimlerin küçük ve sermaye birikiminin az olması, diğer yandan büyük buhranın etkisiyle devletin ekonomiye müdahalesi ampirik bir sonuç olarak ortaya çıkmıştır yılında çıkartılan yeni Teşvik-i Sanayi Kanunu ile sanayiin teşviki yeni esaslara bağlanmıştır. Tecrübe bilgisi ve buna ilaveten bol kredi ve yüksek sermayelerle vücut bulan garp sanayii karşısında 7. sanayiimizin geliºtirilebilmesi için teºvik tedbirleri içinde koruma 5 ibid. s ibid. s Cemal Kutay; Celal Bayar, cilt 1, Kenan basımevi, İstanbul 1939, s 50 3

4 ve muafiyetler getirilmiºtir. Bu arda getirilen üç önemli muafiyet hammadde ile makine ve yedek parça ithallerinde gümrük muafiyetleri ve gelir vergisi muafiyetidir. 1.2-Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı Tarım ve sayinin geliştirilmesi konularında yapılan çeşitli tartışmalar sonuncunda Türkiye'nin sanayileşmesi yönünde fikirler ağır bastığından sanayileşme hamlesini hızlandırmak gayesiyle Birinci Beş Yıllık sanayi Planı hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Sanayileşme tercihi konusunda Planın hazırlık raporunda şu hükme varılmıştır. "Büyük sanayici memleketler aralarındaki bütün siyasi ve iktisadi münazaalara ve ihtilaflara rağmen, ziraatçı memleketleri her zaman için ham madde müstahsili mevkiinde bırakmak ve bu memleketlerin piyasalarına hakim olmak davasında müttefiktirler. Bu itibarla ziraatçı memleketlerin bu silkinme hareketlerine, er geç set çekme hususunda siyasi nüfuslarını kullanmakta da birleşeceklerdir. Bazı zirai memleketler de ufak bir taviz mukabilinde bunu kabulden imtina etmeyeceklerdir. Bilhassa bu hakikat muhtaç olduğumuz sanayii, zaman kaybetmeden, kurmak için en mühim muharrikimizdir. Bu ana sebebe kuvvetli müeyyide olan diğer amiller de vardır: a) Devam eden umumi buhran dolayısı ile tatmini gittikçe güçleşen döviz müzayakası; b) Ham maddelerin dünya piyasalarında gittikçe düşen fiyatları muvacehesinde Türk işçi ve çiftçisine daha karlı faaliyet sahaları bulmak mülahazası; c) Umumi konjonktür münasebetiyle muhtaç olacağımız fenni ve mihaniki tesisatın çok müsait mali şeraitle temininin mümkün olması ihtimalleri." 8 Bu sebeplere ilave olarak sanayi planının hazırlanmasına yol açan diğer gerekçeler planda şu şekilde yer almıştır. Her şeyden önce memlekette bir iktisadi birlik temin etmek ve harp ve sulh dönemlerinde ülkenin muhtaç olacağı maddelerin üretim imkanlarını hazırlamanın bir iktisadi zaruret olduğu kabul edilmiştir. Bu dönemde, düşük fiyatlarla ham maddeler ihraç eden bir ülke olmaktan kurtulmak, dış ticaret dengesini devamlı bir biçimde kurmak ve bu sayede milli parayı esaslı ve devamlı şekilde korumak için Türkiye yi ham madde ihraç eden bir memleket olmaktan çıkarıp kendine lazım olan mamul maddeleri kendi içinde yapan bir sanayi memleketi haline sokmak 9 ve sanayileşme hareketlerini hızlandırmaktır. Bu gayelerle ilk defa yıllarını kapsamak üzere Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlanmış ve uygulanmaya konulmuştur. Hazırlanan bu Birinci Beş Yıllık Sanayi Planının temel hedefleri şu şekilde tespit edilmiştir Proğramın tertibinde ve kurulacak sanayinin kapasitelerinin tayininde memleketin kendi ihtiyaçları esas olarak alınmış ve bakır ve kükürt hariç olmak üzere ihracat hedeflenmemiştir. Bunun nedeni 1929 da başlayan ve daha çok sanayileşmiş ve üretim kapasiteleri oldukça yüksek düzeylerde bulunan sanayi ülkelerinde kendini hissettiren büyük iktisadi buhranın, talep ve fiyat düşüklükleri dolayısıyla, özellikle sanayide meydana getirmiş olduğu menfi tesirlerdir. İstisna tutulan maddelerden olan bakır ve kükürt ise, ülkede oldukça bol bulunduğundan ve dışarıda rekabet imkanlarının fazla olmasından dolayı özel olarak ihracata yönelik bir biçimde üretilmektedir. 2-Birinci plan esas olarak ana hammaddeleri memlekette bulunan veya kolayca tedarik edilebilecek sanayileri temel olarak almıştır. Örnek olarak pamuk üretimi olduğu için tekstil, demir cevheri ve kömür olduğu için demir-çelik, ormanların mevcudiyetinden dolayı selüloz ve kağıt, silis ve kumun mevcudiyetinden dolayı cam endüstrilerinin seçimi gösterilebilir. 8 ibid. s ibid. s ibid. s

5 3-Planda özel sektör tarafından kurulmasına imkan görülmeyen sanayi dalları ithal edilerek devlet veya milli müesseselerin teşebbüsü olarak kurulması düşünülmüştür. Ancak devlet tarafından kurulacak bu ana teşebbüslerin, nihai ve tüketin malları üreten sanayinin ihtiyacı olan ara malları üreteceğinden özel teşebbüsün gelişmesini de hızlandıracağı kabul edilmiştir. Çünkü özel teşebbüs temel sanayilerinin üretimlerini kullanacak yeni sanayiler kuracaklardır. Sanayi programının gerçekleştirilmesi ile iktisadi hayata ilave edilecek yeni iş hacminin sonucu olarak meydana gelecek sermaye birikiminin, sanayide plasman arayacağı ve yeni yatırımlarla, ana sanayilerin üretimlerine dayalı sanayilerin gelişeceği beklenmektedir. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planına dahil edilen temel sanayi kolları şu şekilde tefrik edilmiştir: a) Mensucat sanayii (pamuk, kendir, yün). b) Madenciliğe dayanan sanayi (demir, maden kömürü, kömür, bakır, kükürt). c) Selüloz sanayii (selüloz, kağıt ve karton,suni ipek). d) Seramik sanayii (ºiºe, cam ve porselen). e) Kimya sanayii (zaçyağı-sülfürik asit-, klor, sudkostik, süper fosfat). Birinci sanayi Planında, görüldüğü gibi beş ana sanayi kolu tespit edilmiş ve bunların geliştirilmesi için gerekli olan şartlar belirlenmiştir. Şeker sanayii,diğer sektörlere göre kısmen daha fazla gelişmiş olduğu için sanayi programına dahil edilmemiştir. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planının bariz vasıfları şöyle özetlenebilir: 1-Esas ham maddeleri ülke içinde yetişen veya şimdilik yetişmemekle beraber kısa bir zamanda dahilde temini mümkün görülen sanayi kolları ele alınmıştır. 2-Bunlar büyük sermaye ve teknik kuvvete ihtiyaç gösteren sanayilerden olduklarından, kurulmaları devlet veya milli müesseselere bırakılmıştır. Bu sanayilerin tarım alanında da eşit bir faaliyet zemini hazırlayacağı kabul edilmiştir. 3-Kurulmasına karar verilen sanayiin üretim kapasiteleri bir kısım istisnalar dışında, ülke ihtiyaç ve talebine cevap verecek düzeyde tutulmuştur. Bir taraftan plana uygun olarak yeni sanayi kuruluşları kurulurken diğer taraftan da bu kuruluşları kredilerle desteklemek üzere yeni bankalar da faaliyete geçirilmiştir. Hem bankacılık ve hem de sanayi faaliyetlerinde bulunmak üzere Sümerbank ve Etibank bu dönemde kurulmuştur. Yine ayni dönemde sanayicileri kredilerle desteklemek üzere kurulan bir diğer banka da Halk Bankası dır. Planda sanayi için yer seçiminde "münhasıran iktisadi mülahazaların hakim olmadığı ve, iktisadi şartların ehemmiyeti derecesinde, diğer kuvvetli sebeplerin de müessir olmakta bulunduğu" 11 kabul edilerek milli sanayiin, ülkenin iktisadi ihtiyaçlarına olduğu kadar ülke menfaatlerinin gerektirdiği nazik vaziyetler de cevap verebilecek konumda olması da düşünülmüştür. Ayrıca sanayileşmenin, ülkede dengeli kalkınmayı sağlamada bir araç olacağı ve geri kalmış bölgelerin gelişmesine de etki edeceği kabul edilmiştir. Hazırlanan plan esas olarak, halkın gelir düzeyini yükseltmeyi hedef aldığından, teknik şartların yanında iklim ve tabiat şartları yüzünden imara ve sakinlerinin gelişmesine elverişli olmayan yerlerin sanayii ile desteklenmesi fikrini kabul etmiştir. Ancak bütün bu mülahazalara rağmen sanayi kuruluşlarının her şeyden önce iktisadi kuruluşlar olduğu ve iktisat kaidelerine göre kurulmaları ve diğer şartların ancak olabildiği ölçülerde göz önüne alınması gereği de kabul edilmiştir. Bu dönemde, hammadde bolluğu ve ithalatımız içinde önemli bir yer tuttuğu düşünülerek sanayileşmeye tekstil ile başlanmış ve hemen plan döneminin başında Kayseri, Nazilli, Malatya, Konya Ereğlisi'inde yeni fabrika kurulmuş ve bu ara Bakırköy fabrikası da genişletilmiştir. Ayrıca tekstilin gelişmesi için özel sektöründe yatırım yapması teşvik edilmiştir. Tekstil sektörü yanında plan hedeflerine uygun olarak bu dönemde bir çok sanayi 11 ibid. s

6 kuruluşlarının temelleri atılmıştır. Demir-Çelik, kömür, petrol aramaları, Kağıt, Maden Tetkik Arama Enstitüsü, Elektrik İşleri Etüt İdaresi, Kükürt bakır, gülyağı, ve daha bir kısım madencilik ve sanayi yatırımları ile,sanayi programı içinde olmamakla beraber şeker sanayii bu cümleden sayılabilir. 1.3-İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı uygulama döneminin ikinci yılında, yani 1936 yılında, birinci plan uygulamalarının başarılı olmasından ve sanayileşme ile ilgili tereddütlerin giderilmiş olmasından dolayı İkinci Beş Yıllık sanayi planı hazırlanmaya başlanmıştır. Komisyon çalışmalarının başlamasıyla ilgili olarak toplanan sanayi kongresinde zamanın İktisat Bakanı Celal Bayar, sanayileşme gereğinin tartışılmasına lüzum olmadığı belirterek İkinci Beş Yıllık Sanayi Planının hızlı bir şekilde hazırlanmasını istemiştir. Bu planda da Sanayileşmenin özel kesim imkanlarına bırakılamayacağı, çünkü memlekette yapılacak işlerin miktarının oldukça fazla olduğunu, sadece özel teşebbüs imkanlarının bunu karşılamaya yetmeyeceği vurgulanmıştır. "Eğer sadece memleketin sanayileşmesini ve milletin muhtaç olduğu refahı bazı hususi teşebbüslere ve bu teşebbüslerin dayandığı sermayeye bırakmak lazım gelirse,laakal iki asır daha intizar devresi geçirmekliğimiz lazımdır" 12. İkinci Planda devlet eliyle sanayileşme savunulmakla beraber, sanayileşme politikasının temeli şu şekilde çizilmiştir. "Biz hem yapıcı ve hem de yaptırıcı bir kuvvet olarak kalmak istiyoruz. İktisat Vekaletinin takip ettiği güdümlü ekonomi politikasının dayandığı prensip, yapmak ve yaptırmaktır. Yaptırmak kısmının içerisinde hususi teşebbüs ve hususi sermaye geliyor. Biz, yaptırmak için öteden beri mevcut olan teşviki sanayi kanununa ilişmedik;onu mukaddes bir emanet gibi saklıyoruz. Hususi teşebbüslerin ihtiyacına daha pratik şekilde yaraması için tedbir düşünüyoruz. Ayni zamanda hususi teşebbüsün kuvvetlenmesi,hızlanmasını arzu ediyoruz" 13. Ayni konuda İzmir Fuarının açılışında, Atatürk Celal Bayar tarafından okunmak üzere şu notu vermiştir; "Türkiye'nin tatbik ettiği Devletçilik sistemi 19 uncu asırdan beri sosyalizm nazariyatçılarının ileri sürdükleri fikirlerden alınarak tercüme edilmiş bir sistem değildir. Bu, Türkiye'nin ihtiyaçlarından doğmuş, Türkiye'ye has bir sistemdir. Devletçiliğin bizce manası şudur: Fertlerin hususi teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin bütün ihtiyaçlarını ve bir çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak memleket iktisadiyatını devletin eline almak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türkiye vatanında asırlardan beri ferdi ve hususi teşebbüslerle yapılamamış olan şeyleri bir an evvel yapmak istedi ve görüldüğü gibi, kısa bir zamanda yapmağa muvaffak oldu. Bizim takip ettiğimiz bu yol, görüldüğü gibi liberalizmden başka bir sistemdir" 14. Celal Bayar, 11 Şubat 1937 de Financial Times'in Türkiye ilavesinde yazdığı bir makalede uygulanan bu rejimi "Kemalist rejim" olarak tanımlamıştır. Rejimin özelliklerini de şu şekilde açıklamıştır: "Kemalist rejimde: 1) Devletçe deruhte edilmiş işler, bilakis ferdi iş sahasını genişletmek maksadıyledir. Sınıf menfaatleri bir uzlaştırma değil, milli varlık ve korunması bakımından, devletin başa geçmesi, milletçe zaruri görülmüş işlerdir. 2) Politikamıza verdiğimiz ad,güdümlü ekonomidir. prensiplerinin son asırda, çeşitli memleketlerde; çeşitli sosyal vaziyetlerden doğmuş ve bazen benzeri şartları bularak, 12 Cemal Kutay; "Celal Bayar" ikinci cilt, Kenan Basımevi, İstanbul,1939. s ibid. s ibid. s

7 bazen sadece ithalat emtiası halinde moda olarak yer yer yayılmış bir kısım prensip ve doktrinlerle münasebeti yoktur" 15. Planda, sermayeyi hesapsız bir rekabet karşısında bırakmamak, dahili tüketimleri ve dünya şartlarını gözetmeksizin üretim yapılmasına meydan vermeyerek, böylelikle kaynak israfına yol açmamak ve, ülkenin her tarafında ahenkli kalkınma ve sanayileşmenin dengeli ve verimli bir şekilde dağılımı sağlamak için tedbirler alınmaya çalışılmıştır. Söz konusu konuşmada sanayici "milli kalkınma savaşında büyük vatani vazife almış milli iktisat icaplarını ticari menfaatleriyle yan yana göz önünde tutmayı bir vazife olarak takdir etmiş olan adam" şeklinde tarif edilmiş ve "her harekette milli şuurun ve milli iktisat menfaatlerinin mutlak surette hakim olmasını icap edeceği" hatırlatılmıştır 16. Bu dönemde sanayileşmenin insan gücünü karşılamak için sanayi okulları açılması ve buralardan mezun olanların sanayi kuruluşlarında çalıştırılması hedeflenmiştir. Ayrıca yüksek düzeyde elaman yetiştirilmesi için her sahada yurt dışına öğrenci ve stajyer gönderilmesi planlanmıştır. İkinci Beş Yıllık Sanayi planında "iktisadi cihazlanma ve rasyonel bir kalkınma için yeniden hangi sanayiin kurulması ve mevcutlardan hangilerinin tevsi edilmesi icap edeceği" 17 tespit edilmek istenmiştir. Planın kabullerine göre "gerek mevzuları, gerekse icap ettirdiği sermaye ve memlekette uyandıracağı sosyal ve ekonomik hareketler bakımından, birinci beş yıllık sanayi planından daha geniştir" 18. İkinci Beş yıllık Sanayi Planına göre teklif edilen sanayi kuruluşları şunlardır 19 : 1-Madencilik. (Krom, ferrokrom bakır, antimon, molibden, simli-kurşun, çinko ve demir cevherlerinin işletilmesine dayanmaktadır.) 2-Maden kömürü ocakları. (Ereğli-Zonguldak havzalarında taş kömürü,kütahya'da linyit.) 3-Elektrik santralları. 4-Yakacak sanayii ve ticareti. Gerek ısınma ve gerekse enerji üretimi için Ereğli-Zonguldak taşkömürü ve Kütahya linyit havzalarının rasyonel bir şekilde ve büyük oranlarda işletilmesi ve Zonguldak'ta taş kömürü, Kütahya'da linyit yakan birer elektrik santralı kurulması. 5-Toprak sanayii. Sanayinin ve demir ve kara yolları ile şehircilik yapı işlerinde ihtiyaç duyulan çimento ve ateşe dayanan malzemenin temini için cüruf çimentosu ve şamot tesisi kurulması. 6-Gıda maddeleri sanayii ve ticareti. Planda, Halkın düzenli bir biçimde günlük gıda ihtiyacını karşılamak, üretilen gıda maddelerinin daha iyi değerlendirilmesi gayesiyle, iç ve dış pazarlama imkanlarını arttırmak, gıda maddelerinin ve özellikle İstanbul,Ankara İzmir gibi büyük şehirlerde zaman zaman görülen ekmek buhranının önüne geçmek, bu gaye için ekmek ve un fabrikaları tesis etmek ve halka ucuz ve kaliteli ekmek ve diğer gıda maddesi sağlamak, ihracat imkanı olan zeytinyağı için rafineri kurmak, halkın ve ordunun et ihtiyacını karşılamak, hayvan varlığı bol olan doğu ilerinde taze ve konserve et sanayii kurmak, üretimi bol olan yerlerde o üretimleri değerlendirecek paketleme, kurutma ve soğuk hava depoları ile soğuk hava vapur ve vagonları kurmak gibi hedefler tespit edilmiştir. Ayrıca et,balık meyve ve ekmek gibi gıda maddeleri üretimi ve dağıtımı hususunda ülke genelinde büyük oranda bir teşkilatlanma faaliyetine de girişilmiştir. 7-Kimya sanayii. Bu hususta planda yer alan alt sektör ve kuruluşlar arasında; kalsiyum ve kristal soda, reçine, afyon ve müştakları, gülyağı, ülkenin et ve yağ sanayisi ile 15 Cemal Kutay, "Celal Bayar" Üçüncü cilt, Kenan Basımevi, İstanbul s İbid. s ibid. s ibid. s ibid. s

8 sıkı alakası gözetilerek gliserin,yağ asitleri, ve sabun, milli savunma ihtiyacı için sentetik benzin ve petrol rafineleri milli savunma ve tarımsal ihtiyaçlarımızın temini için asit nitrat ve nitrat amonyum gibi azotlu maddeler vardır. 8-Mihaniki sanayi. Planda modern makine sanayiine bir başlangıç olmak üzere; ziraat alet ve makineleriyle el aletleri, makine parçaları yapacak olan bir makine ve madeni eşya fabrikası, ziraat aletleri için seyyar tamir yerleri, ölçü ve tartı aletleri, boru, kalay, galvanizli saç sanayii yer almıştır. 10-Denizcilik. Denizcilikle ilgili planda yer alan yatırımlar arasında,deniz fabrika ve havuzlarıyla sahillerimizde fener ve radyofarlar tesisi, İstanbul ve İzmir limanları işlerinin tanzim ve ıslahı, taze ve konserve balık sanayii ve ticareti,balıkyağı, balık unu fabrikaları, balıkhaneler, balık için soğuk hava depoları inşası, soğuk hava vapur ve vagonları tedariki, deniz dalyanları ve göllerimizin işletilmesi yer almıştır. İkinci Beş Yıllık Sanayi Planının genel vasıfları şu şekilde izah edilebilir 20 : 1-Birinci planda olduğu gibi, ikinci planda da iktisadi bünye ve şartlarımıza uygun olup büyük sermayeye ve teknik güce lüzum gösteren ve ham maddesi tamamiyle dahilde yetişen sanayi plana dahil edilmiştir. 2- iç piyasada sürümü az,fakat hariçte büyük bir tüketim sahası olan madenlerimiz gerek ham,gerekse yarı mamul olarak ihracata elverişli bir hale getirilecek ve böylece hem bu ihracat malları kıymetlendirilmiş, hem de yeni ihracat kaynakları yaratılmış olacaktır. 3- ülke genelinde yaygın bir biçimde üretilen, Su ürünleri, hayvan varlıkları ve meyve üretimlerinin iç ve dış piyasalarda, pazarlamasını temin ederek, geniş halk kitlelerine gelir temini. 4- Kömür havzalarında üretim artışları ve rasyonalize edilmesi, ve yakacak ihtiyaçları organizasyonunun esaslarının tespiti. 5- Ülkenin enerji ihtiyaçlarını geniş miktarda karşılamak için, iki büyük termik santral kurularak batıdaki büyük şehirlere ve buralarda kurulacak sanayilere elektrik verilerek milli savunma ve iktisadi bakımdan uygun sanayi merkezler. Yaratılacaktır. 6- Makine sanayiine bir başlangıç olmak üzere, kurulmakta olan Karabük demir ve çelik fabrikalarının yarı mamullerini işleyecek fabrikaların kurulması. Her iki planda da büyük sermaye ve gelişmiş teknolojiye ihtiyaç gösteren sanayilerde, özel teşebbüs ve sermayeye yer ayrılmamıştır. Ancak bunların plan harici sahalarda faaliyetleri tamamiyle serbest bırakılmıştır. Yürütülen ekonomi politikasında devletçiliğin dayandığı temel prensipler "yapmak ve yaptırmak" ilkesine dayanmaktadır ve bu prensibin yaptırmak kısmında ise özel teşebbüs ve sermaye de vardır. Ancak burada tutulan temel husus, özel teşebbüsün milli sermayeyi israf etmemeleri ve milli çıkarlarla ahenkli bir şekilde yürümeleridir. Özel teşebbüsün gelişmesini hızlandırmak için de sanayileşmemizde önemli rol oynamış olan teşviki sanayi kanunun tadil edilmesi çalışmaları başlatılmıştır. Böylece devlet eliyle sanayileşme sağlanırken, diğer taraftan da özel sektörün gelişmesi de sağlanmaya çalışılmıştır. İkinci planın bir diğer özelliği de, asıl bünyesi tarım olan bu ülkenin, sanayileşme seyrinin tarımsal gelişmeyle beraber götürülmesidir. Tarımsal gelişmenin sağlanabilmesi ve tarımda verimin artması, sanayileşmeye ve teknik gelişmelere bağlı olduğu kabul edilmiştir. Cumhuriyetin kurulmasından 1950 yılına kadar geçen dönemde gayri safi milli hasıladaki gelişmeler tablo 1'de verilmiştir. Tablo:1-Gayri Safi Milli Hasıla ve artış hızları: (Milyon TL) 20 İbid. s

9 Sabit Üretici % Cari Üretici % Fiyatları ile GSMH Artış Fiyatları ile Artış Yıllar (1) Hızı GSMH hızı Kaynak;İstatistik Göstergeleri , DİE yayını no 1883, Ankara 1996, s.426,tablo 21.4 (1) dönemi 1948 fiyatlarıyla dönemi 1968 fiyatlarıyla. Tablodan da görüldüğü gibi Cumhuriyetin başında 1948 baz yılına göre sabit üretici fiyatlarıyla GSMH milyon TL., cari fiyatlarla ise 953 milyon TL. dır. Bu miktar yıllar itibariyle iniş ve çıkışlar göstermekle beraber genel olarak artış yönünde eğilim göstermiştir. Genel olarak GSMH rakamları buhran ve harp yıllarında düşmekte diğer yıllarda ise artış göstermektedir. Gerek sabit ve gerekse cari fiyatlarla GSMH rakamları, tablodan da görüldüğü gibi oldukça düşük düzeylerde bulunmaktadır. Bu durum da üretim gücünün oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Tablo:2- Kişi Başına GSMH ve Artış Hızları Sabit Üretici % Fiyatlarla Kiºi artış Baº. GSMH hızı Cari Üretici Fiyatlarla Kiºi Baº. GSMH % artış hızı Yıllar Cari Üretici Fiy. Kiºi Baº. GSMH (Dolar) 9

10 Kaynak,İstatistik Göstergeler, DİE yayını no 1883 Ankara 1996 s.426 ve devamı. Tablo 2'den de görüldüğü gibi Sabit ve cari fiyatlarla fert başına GSMH artış ve azalışları hızlı sayılabilecek bir değişim göstermiştir. Azalışlar daha çok buhran ve harp yıllarında meydana gelmiştir. Dolar bazında kişi başına GSMH 1923 yılında sadece 46.3 dolar seviyesinde bulunmaktadır. Büyük iktisadi buhrana kadar devamlı artış göstererek 1926 yılında 73.9 dolara çıkan değer, İktisadi buhranla birlikte düşmeye başlamış ve bu düşüş 1934 yılına kadar devam etmiştir yılında 46.6 dolara düşmüştür. Bu yıldan itibaren muntazam bir artış göstererek 1943 yılında 386 dolara çıktıktan sonra tekrar düşme eğilimine girerek tekrar düşmeye başlamıştır. Dönem sonunda 158 dolara düşmüştür. Tablo 3 de iktisadi faaliyet kollarına göre GSMH' nın dağılımı görülmektedir. Tablo:3-İktisadi Faaliyet Kollarına Göre GSMH ve % Payları: (Cari Üretici Fiyatları ile)(milyon TL) Yıllar GSMH Tarım % pay Sanayi % pay Hizmetler % pay

11 Kaynak;İstatistik göstergeler , DİE yayını no1883, Ankara,1996 tb.21.1 s.410. A Tablodan da görüldüğü gibi Cumhuriyet döneminin başından itibaren Sanayinin payı oldukça düşük ve % 10 dolayında bulunmaktadır. Yıllar itibarıyla değişiklik göstermekle beraber tarım ve hizmetlerin payları birbirlerine yakın seyretmiş olup % 40 ile 45 arasında değişmiştir dönemi iktisat politikaları 1950'lerden sonra uygulanan iktisat politikalarını; devletçi karma ekonomi modelinden, ekonomide liberalizm ve serbest piyasa hakimiyetinin kurulmasına geçiş, kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesi ve özel sektörün desteklenmesi şeklinde özetlenebilir 21. Ancak, ekonominin serbest piyasa prensiplerine uygun vaziyette işlemesi hedef alınmış olmakla birlikte, serbest piyasa geleneği ve serbest piyasa mekanizmasını işletecek iktisat bilgisi, tecrübesi ve kurumları olmadığından bu hedefe sahip geniş kapsamlı, sistemli tutarlı bir iktisat politikasının hazırlanıp uygulanması mümkün olamamıştır. Üretim mekanizmasının aksamadan yürütülebilmesi için gerekli ham madde, aramalı ve yatırım mallarının tedarikiyle ilgili şartlar ve ithalat imkanları yeterince sağlanamadığı için döviz dar boğazı ve üretimde aksamalar oluşmuş, bu durum ise fiyatların istikrarını bozmuştur. Ayni dönemde, Serbest piyasa ekonomisi geleneği, kültürü ve mekanizması olmadığından uygun finansman modelleri kurulamamış ve sonuçta kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesi hedefine ulaşılamamıştır. Kamu iktisadi teşebbüslerinin ekonomide stratejik önemi olan alanlarda faaliyette bulunması, yerleşen devletçilik felsefesi ve uygulaması serbest piyasa modelinin çabuk kurulup işlemesini önleyen önemli etkenlerin başında gelmiştir. Kamu kesimi finansman dengeleri de yeterince kurulamadığından, özel kesimin finansman imkanları da daraltılmıştır. Bu dönemde yatırımlar finanse eden uzun dönemli kredi veren bankacılık sistemi gelişmediği gibi hisse senedi satışları yolu ile yatırımların finansmanı imkanları da gelişmemiştir. Onun için özel sektör yatırımları büyük oranlarda öz kaynaklarla finanse edilmek durumunda kalmıştır. Bu dönemin önemli bir özelliği de hızlı nüfus artışı ve çeşitli sebeplerin tesiriyle köyden şehirlere göç olgusudur. Hızlı ve büyük oranda göçe dayalı şehirleşme, şehirlerin fonksiyonel ve etkin bir biçimde gelişmesini önlemiş ve kaynak israfına yol açmıştır. Hızlı göç şehirlerin tam bir şehir niteliğine kavuşmasını önlemiş ve önemli sosyal ve ekonomik sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Şehirlere yerleşen kırsal kesim insanının ekonomik, sosyal ve kültürel sorunları parti ve hükümet politikalarına, Büyük Millet Meclisine ve yerel idarelerin politikalarına etki etmiş ve bunların yerleşim, altyapı, eğitim, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanması merkezi hükümetin ve yerel idarelerin önemli ekonomik sorunları arasına girmiştir. Dönemin önemli bir özelliği de bu dönemde uygulanan tarım politikalarının sayesinde, tarım sektöründe hızlı gelişme sağlanmış olmasıdır. "Tarımsal gelir artışı tarımsal makine ve aletlerin talebini büyütmüş,ve bu sektör belli sınırlarda mekanize olmaya başlamıştır. Buna karşılık toprak değerinin korunması,tarım teknolojisinin çağdaşlaştırılması, 21 Ahmet kılıçbay. Türkiye'nin Ekonomi politikaları ( ve sonrası), Der yayınları, İstanbul 1997, s.16 11

12 üretim bilgisi ve üretim verimliliği alanlarında yeterli gelişme olmamıştır. Bunda bir yanda tarım politikasının boşlukları ve yetersizlikleri, öte yanda da geliri artan çitçilerin yeni yatırımlara yeterli ilgi göstermemeleri büyük rol oynamıştır. Tarımda artan gelir tarımdan daha çok büyük şehirlerde çeşitli alanlara yayılmıştır. Tarımsal gelirin büyümesi şehirlerde mülk sahibi olma hevesini kamçılamış,buda şehirlerde gayrimenkul fiyatlarının artmasına, şehir nüfusunun artmasına yol açmıştır. Sonunda tarımsal gelir artışı gayrimenkula bağlanarak burada hapsedilmiş,bu değer verimliliğe tesiri olmayan kısır bir değer olarak kalmıştır. Bir kanadı köyde kalan muhacir nüfusu, aile bağlarının gücü ile, şehir, ilçe ve köy arasında ulaşım şebekesinin büyümesine ve kara yolu taşımacılığında büyük artışlara yol açmıştır. Tarımda ve kısmen ticaret alanlarında biriken kaynaklar bunların sahipleri tarafından şehirlere yöneltilmiş, şehirde çoğu ticari karakteri olan girişimlerin sayısı büyümüştür 22. Şehir olgusunun ve şehirleşme faaliyetlerinin hızlı gelişmesi, hızlı kalkınma politikası yerine, refah düzeyinin yaygınlaştırılmasını ön plana almış ve kaynakların bu gayeler için kullanılmasını ön plana çıkarmıştır. Bu dönemdeki sanayi genellikle, ihracat imkanları fazla olmayan, daha çok iç talebi karşılamaya dönük ve düşük ölçekli sanayidir. Sadece iç talebe cevap veren bir sanayinin de modern teknoloji kullanan, verimli, rekabet imkanları yüksek bir sanayi olmasını mümkün kılamamıştır. Bu döneme ait veriler aşağıdaki tablolarda yer almıştır. Tablo:4-GSMH ve artış hızlar: (Milyon TL Sabit Üretici Fiyatları ile GSMH (1) % Artış Hızı Cari Üretici Fiyatları ile GSMH % Artış hızı Yıllar Kaynak;İstatistik Göstergeler ,DİE yayını no:1883 s Tb.21 ve 25 (1)1968 yılı fiyatları ile. Dönemin başında GSMH cari ve sabit fiyatlarla yüksek artışlar gösterirken dönemin sonuna doğru sabit fiyatlarla olan artışlar düşük düzeylerde kalmıştır. Tablo:5 Kişi Başına GSMH ve artış hızları Sabit Üretici % Fiya.Kiºi Baº. GSMH artış Yıllar (1) hızı Cari Üretici Fiy. Kiºi Baº. GSMH % artış hızı Cari Üretici Fiy. Kiºi Baº. GSMH (Dolar) 22 ibid. s.18 12

13 Kaynak;DİE, age. (1) 1968 yılı fiyatlarıyla Tablodan 5 ten de görüldüğü gibi, kişi başına GSMH 1954 yılı hariç devamlı artış göstermiştir. Artışları dönemin ilk yıllarında daha yüksek bir seyir gösterirken son yıllarda artışlar daha düşük kalmıştır. Tablo:6-İktisadi faaliyet kollarına göre GSMH ve % payları: (Cari üretici fiyatlarıyla)(milyon TL) Yıllar GSMH Tarım % pay Sanayi % pay Hizmetler % pay Kaynak;DİE age de tarım sektörünün GSMH içindeki payı %41.7 iken bu pay dönemin başlarında bir yükselme göstermiş sonra düşme eğilimine girerek 1961 yılında 36.6 olmuştur. Ayni dönemde sanayinin payı devamlı bir yükselişle % 18 olmuştur. Hizmetlerde de bu dönemde yükselme meydana gelmiş ve 43.7 den 46.4 e çıkmıştır dönemi iktisat politikaları Türkiye 1960 yılında yeni bir siyasi oluşuma girmiş ve bu yeni devir,siyasi ortamda meydana gelen değişikliğe paralel olarak ekonomik politikalarda da önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Bu dönemde ortaya çıkan ve uygulama alanına dahil edilen yeni modele "Planlı Karma Ekonomi" modeli adı verilmiştir Anayasasının getirdiği kurallara bağlın olarak Türkiye'de Kalkınma Planları dönemi başlatılmış ve uzun dönemli hazırlıklar yapılıncaya kadar, ilk defa 1962 yılı için bir yıllık kalkınma programı hazırlanmış ve uygulanmaya konulmuştur yılından itibaren de bir taraftan uzun dönemli perspektif planlar hazırlanırken diğer taraftan da Beşer yıllık kalkınma planları hazırlanmış ve uygulanmıştır. İlk beş yıllık plan yıllarını kapsamıştır. Ayrıca beş yıllık planların her bir yılı için yıllık uygulama programları da hazırlanmış ve uygulanmıştır. Planlı karma ekonomi modeline geçilirken plan ve piyasa ekonomisi tartışmaları gündeme gelmiş ve bu tartışmalar sonucunda, adeta iktisat politikasında piyasa ekonomisi ve plan alternatifleri arasında bir tercih yapılması gerekiyormuş intibaı verilmeye çalışılmıştır. Türkiye'de uygulanan planlarda ise plan ve piyasa 13

14 ekonomisi kuralları birlikte değerlendirilmeye çalışılmış ve Onun içinde modele karma ekonomi adı verilmiştir. Plan ile, iktisat politikası hedefleri, bu hedeflere ulaşmak için kullanılması öngörülen aletleri, ve önceden tayin edilmiş hedeflerle aletler arasında bağlantı sağlayan ekonomik yapıyı bir bütünlük içinde ele almak istemiştir. Modelin uygulamasında bu hedefler gerçekleştirilmeye çalışırken, ayni zamanda piyasa ekonomisi kurallarının da işletilmesine gayret edilmiştir. Çünkü tam serbest piyasa modeline sahip olan ülkelerde bile devlet ve hükümetler aldıkları kararlarla, kamu hizmetlerini görmek için gerekli harcamalarıyla ve bütçe uygulamalarıyla ekonomiyi yönlendirmektedir. Kaldı ki Türkiye'de kamu iktisadi kuruluşlarının ekonomi içindeki ağırlığı oldukça önemli yer tuttuğundan, model içinde devletin görevleri ve hedeflerin gerçekleşmesindeki işlevleri önem kazanmıştır. Bu açıdan devletin ekonomi içindeki rolü ve ekonomik aktivitelerinin bilinmesi, serbest piyasa ekonomisinin başarısı içinde önemli hale gelmektedir. "Hükümetin ekonomik kararlarının özel kesim tarafından bilinmesi özel sektörde karar vericilerin ufuklarını genişletir,enformasyon alanlarını büyütür. Böylece hükümetlerin niyetleri,kararları ve iktisat politikaları ile ilgili belirsizlikler ortadan kalkar. Bu da belirsizlik ve bilgi yetersizliğinden doğabilecek riski azaltır" 23. Türkiye'deki karma ekonomi ve plan uygulamalarında temel özellik planın kamu sektörü için emredici özel sektör için ise yönlendirici, yol gösterici olmasıdır. Planlar temelde ekonomik yapı değişikliğini esas alarak, ekonomik yapının tarımdan sanayiye doğru kaymasını hedeflemiştir. Büyüme ve gelişme gayreti içine girmiş olan ekonomimiz ayni zamanda ekonomik yapı değişikliğini de hedeflemiştir. Ekonomik yapı değişikliği, kalkınmanın bir sonucu olduğundan, kalkınma planları bir strateji olarak yapı değişikliğini ve buna bağlı olarak sanayileşmeyi hedefleri içine almaktadır. Planlama ile sanayileşme ve yapı değişikliği meydana gelirken ayni zamanda kaynakların optimal kullanımı da gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Çünkü bu tip ekonomilerde ekonomik gelişmeleri önleyen önemli bir faktör de kaynakların hem kıt olması ve hem de verimli bir şekilde kullanılamaması ve optimal bir şekilde dağılamamasıdır. Ancak rekabet sisteminin tam olarak çalıştığı bir e3konomide fiyat sistemi arz ve talebe bağlı olarak kaynakların optimal dağılacağı varsayılır. Oysaki kamu kesiminin ağırlıklı olarak yer aldığı ekonomilerde oluşan fiyatlar çeşitli nedenlerden ötürü tam rekabet fiyatları olmadığından faktörlerin sosyal maliyetlerini yansıtmamakta ve kaynakların optimal dağılımını sağlayamamaktadır. Plan döneminin başında kıt olan döviz ve sermayenin dağılımı kalkınma planlarının özünü teşkil etmiştir. Devlet yaptığı planla, ekonomiye yatırımlar aracılığıyla müdahale ederek, ekonominin yapısını değiştirmek istemiştir. Bu müdahalelerin amacı, ekonomik yapıyı tarımdan sanayiye kaydırarak yapı değişikliği sağlamak böylece kaynakların optimal dağılımını da gerçekleştirmektir. Planlar da bu hedefleri gerçekleştirmek üzere hazırlanmaktadır. Bunun için bütün planlarda sanayi kesiminin kalkınma hızı diğer sektörlerden daha yüksek tutulmuştur. Sanayinin hızlı gelişebilmesi için sabit sermaye yatırımlarının büyük bir kısmı sanayi sektörüne ayrılırken, ayni zamanda sanayi gümrük duvarlar ile korunmuş ve ithal ikamesine yönelik bir sanayi politikası uygulanmıştır. Sanayi birçok tedbirlerle teşvik edilmiş, devletin sübvansiyonları ile desteklenmiştir. İthal ikamesi politikası ile, çoğunlukla iç piyasaya hitap eden, dışa karşı korunan ve ihracata fazla önem vermeyen bir politika uygulanmış ve bu yönde faaliyet gösteren sanayi kuruluşları geliştirilmiştir. Diğer gelişmekte olan bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de ödemeler dengesi açıklarını giderip sanayileşmelerini sağlayabilmeleri için alabilecekleri tedbirlerin başında ihracatlarını arttırmak veya ithalatlarını kısmak veya her iki tedbire ayni anda başvurmak gelmektedir. İthalatlarını kısmaları ise, bu ülkelerin ithal ikamesine başvurmalarına yol 23 ibid. s.36 14

15 açmaktadır. Doğaldır ki ithal ikamesine başvurmalarının tek sebebi sadece ödemeler dengesi açıklarını kapatma gayesi olmayıp, bunun dışında ekonominin yapısını değiştirmek, sanayi ürünlerini yerli üretimlerle gerçekleştirmek gibi diğer ekonomik ve hatta bir kısım sosyal faktörlere de bağlı bulunmaktadır. Genellikle düşük gelir,geri teknoloji ve küçük piyasa çerçevesinde çalışan ekonomimizde sanayileşmenin gerçekleştirilmesi ve toplam üretim içinde sanayi üretimini arttırabilmesi müdahalesiz, korumasız ve rekabete dayanan bir ortamda büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. Bunun için bu dönemde plan yapıcılarının tercihi ithal ikamesine yönelik bir sanayileşme modelidir. Dış ticaret ve sanayi politikalarını birlikte ele alıp, koordineli bir biçimde geliştiren ihracata dönük sanayileşme politikası ihmal edilmiştir. Dış ticaret dengesi, ihracatı arttırma alternetifi yerine, ithal edilen sanayi ürünleri ihtiyacını azaltarak sağlanmaya çalışılmıştır. İçerde sanayinin devamlı ve sürekli bir biçimde korunması sanayinin rekabet gücünün zayıf ve ihracat imkanları düşük hacimlerde kalmasına yol açmıştır ve sanayii rekabete hazırlayamamıştır. Dışa dönük bir politika geliştirilemediği için üretim hacimleri küçük miktarlarda olduğu kadar, fiyatlar oldukça yüksek, kalite ise oldukça düşük düzeylerde kalmıştır. Yeni gelişen ekonomilerde ise dış rekabet gücünün büyük olabilmesi için, sanayinin verimli olması ve maliyet-kalite koordinasyonunu gerçekleştirmesi zorunludur. Böyle bir sanayinin dünya rekabetine girebilmesi için de destek ve sübvansiyonlara ihtiyaç duyacaktır. Bu destek ve koruma ekonomiyi iç ve dış rekabete hazırlayıcı yönde olmalı ve piyasa ekonomisinin kurallarının çalışmasına önem vermelidir. Plan uygulamalarının sonucunda Türk ekonomisi bu dönemde yaklaşık % 7 dolaylarında kalkınma hızlarına ulaşmış ve hedeflenen yapısal değişikliklerinin bir kısmını gerçekleştirebilmiştir. Bu dönemde uygulanan ithal ikamesine yönelik sanayileşme politikalarıyla ekonomide tarımdan sanayiye doğru yapı değişikliği oluşmuş ve sanayinin ekonomi içindeki önemi artmıştır. Aşağıdaki tablolarda bu durumlar görülmektedir. Tablo:7-GSMH ve Büyüme Hızları: (Milyon TL) Sabit Üretici Fiyatları ile GSMH (1) % Artış Hızı Cari Üretici Fiyatları ile GSMH % Artış hızı Yıllar Kaynak;DİE, age. (1) dönemi 1968 fiyatları ile dönemi 1987 fiyatları ile. 15

16 Ele alınan dönemde Sabit fiyatlarla GSMH da sadece 1980 yılında büyüme olmamış onun dışında kalan diğer bütün yıllarda istikrarlı olmamakla beraber devamlı artışlar meydana gelmiştir. En yüksek artış 1966 yılında % 12 olmuştur. Tablo:8-Kişi başına GSMH ve büyüme hızları: (Milyon TL) Sabit Üretici Fiy. Kiºi Baº. GSMH (1) % artış hızı Cari Üretici Fiy. Kiºi Baº. GSMH % artış hızı Yıllar Kaynak;DİE. (1) dönemi 1968 yılı fiyatlarıyla dönemi 1987 yılı fiyatlarıyla. Cari Üretici Fiy. Kiºi Baº. GSMH (Dolar) Ele alınan dönemde kişi başına GSMH sabit fiyatlarla devamlı artış göstermiştir. En yüksek artışlar 1963, 1966, 1972 yıllarında meydana gelmiştir arasında ise sabit fiyatlarla kişi başına GSMH da artış olmamış, aksine negatif yönde değişme olmuştur. Tablo:9-İktisadi faaliyet kollarına göre GSMH ve % payları: (Sabit üretici fiyatlarıyla)(milyon TL)(1) Yıllar GSMH Tarım %pay Sanayi % pay Hizmetler % pay

17 Kaynak;DİE age. (1) dönemi 1968 fiyatlarıyla dönemi 1987 fiyatlarıyla. Tablodan da görüldüğü gibi tarım sektörünün ekonomideki nispi payı dönem içinde devamlı azalarak, 1962 yılında % 34.6 olan oranı % 24.2'ye düşmüştür. Ayni dönemde sanayinin payı % 16.7 den 20.5 e çıkmıştır. Bu dönemde hizmetlerin payı da % 48.7 den 55.4 e yükselmiştir sonrası iktisat politikaları 1980 sonrasında ekonomik politikada büyük bir değişikliğe gidilmiş, ithal ikamesine dönük sanayileşme politikaları yerine dışa dönük, ihracata dayalı, ve ekonominin serbest rekabet kuralları içinde çalışmasını amaçlayan bir politika uygulanmaya başlanmıştır. Bu politikanın uygulanabilmesi için gümrük korumaları zaman içinde azaltılarak, bir çok sektörde kaldırılmış, ihracat sübvansiyonla, bazı ayrıcalıklarla ve bir kısım özel desteklerle desteklenmiştir. Özellikle sanayi ürünleri ihracatı bu desteklerden daha çok yararlandırılmıştır. Özelleştirilmeye hız verilmeye çalışılmış, kamunun elinde bulunan bir çok sanayi ve hizmet kuruluşları yerli veya yabancı özel sektöre devredilmek istenmiştir. İhracat ve ithalatta, birçok döviz işlemlerinde, döviz kurlarında, faiz ve fiyatlar üzerindeki kontrollar kaldırılmıştır. Bütün bu kararların sonucunda, rekabete dayalı, serbest piyasa ekonomisi kuralları piyasaya oturtulmak istenmiştir. Böylece piyasada arz-talep- fiyat üçlüsüne bağlı olarak kendiliğinden bir dengenin kurulması hedeflenmiştir. Uygulanmak istenen bu politikalarda başarı sağlanarak, ekonomide özlenen hızlı kalkınma ve yapısal değişiklikler meydana gelemediği için ekonomik sorunların çözümü yerine, ekonomide bir çok yeni ve kalıcı sorunlar oluşmuştur. Ekonomide, rekabete dayalı piyasa ekonomisi kuralları tam çalışamamıştır den sonra temel politika, rekabete dayalı serbest piyasa düzeninin yeniden kurulması olmasına rağmen piyasa ekonomisi kurallarının çalışmasını önleyen çok sayıda sebepler bulunmaktadır. Bunların bir kısmını şu şekilde saymak mümkündür. Ekonomimizde tarihi gelişim içinde rekabet kültürü ve alışkanlığı zayıf bulunmaktadır. Rekabet şartlarını sağlayacak bilgi, görgü, kültür, iş ahlakı, hukuki ve sosyal alt yapı henüz tam olarak kurulamamıştır. Dünyadaki globalleşmeye paralel olarak, ekonomilerde liberal politika uygulamaları yaygınlık kazanmakla birlikte, çok uluslu şirketler arasındaki işbirliği ve birleşme politikaları da hız kazanmış bulunmakta ve bir çok iş kollarında oligopol ve hatta tekeller oluşmaktadır. Özellikle büyük şirket birleşimleri ve uluslararası etkinliklerinin artması, küçük kuruluşların rekabet olanaklarını ortada kaldırmaktadır. Kamu kesiminin ekonomideki ağırlığı ve özelikle kamu maliyesinin finansman açığı vermesi borç verilebilir fonların önemli kısmının devletin kontrolünde bulunmasına yol açmakta ve ayrıca ekonominin finansman modeli ve bankacılık sistemi de özel sektörün uzun vadeli yatırımlarını destekleyecek bir yapıda bulunmamaktadır. Sanayi kuruluşlarımızın büyük kısmının ölçeklerinin optimal büyüklüklerden uzak ve üretim hacimleri düşük düzeylerde bulunmaktadır. Yeni sanayilerin kurulması için gerekli yatırım malı, ara malı ve ileri teknolojilerin yeterince ve birbirlerini destekleyecek bir bütünlük içinde tedarikte zorluklarla karşılaşılmaktadır. Sanayiin gerek duyduğu yatırım malları ile ara mallarını uygun kalitede üretip veya tedarik edip, zamanında ve gereken miktarda diğer sanayi dallarına ulaştıracak yatırım, ara malları ve tüketim malları sanayileri arsında yapısal bir denge kurulamamıştır. Fiyat istikrarı sağlanamamakta, arz-talep-fiyat dengesinin kurulmasında büyük ölçüde aksaklıklar yaşanmaktadır. Arz-talep-fiyat üçlüsünün çalışmasını önleyen faktörler etkilerini devam ettirmektedir. Üretim ve arz, fiyat değişmeleri karşısında gerekli hızda değişme imkanı göstermezken, tüketici talebi de fiyat değişmelerine karşı gerekli hassasiyete sahip bulunmamaktadır. Arz ve talebe bağlı olarak piyasada kendiliğinden 17

18 teşekkül eden fiyatlar, arz ve talepteki değişmelere göre, aşağı ve yukarıya doğru değişme göstermesi gerekirken, ekonomimizde fiyatların yukarıya doğru hareket etmesi, yükselmesi, çok duyarlı ve hızlı olduğu halde, aşağıya doğru, düşme yönünde hareket etmesi katı, yavaş ve tembeldir. Hatta çoğu zaman arz ve talepte değişme olmamasına rağmen, spontane olarak fiyatların yukarıya doğru hareketlerine sıkça rastlanılmaktadır. Bu durum ayni zamanda enflasyonun önemli sebeplerinden birini de teşkil etmektedir. Herhangi bir sebepten dolayı bir defa yükselmiş olan fiyat, maliyetlerin düşmesine, verimliliğin artması ve arzın bollaşmasına, hatta talebin düşmesine rağmen aşağıya doğru inmekte direnç göstermektedir. Bu durum ise sistemin çalışmasını büyük ölçüde önlemektedir. Kamu kesiminin ekonomideki ağırlığının azaltılması, ekonominin toplam veriminin arttırılması ve piyasa ekonomisi kurallarının daha iyi çalıştırılması için, devletin ekonomik anlamda küçülmesini sağlamak üzere özelleştirilmeye hız verilmek istenmiştir. Bunun için kamu iktisadi teşebbüslerinin yerli ve yabancı özel sermaye sahiplerine birçok yöntemlerle satışı yapılmaktadır. Kamu mallarının özel kesime devri anlamında belli ölçülerde başarı sağlanmış olunmakla birlikte, ekonomide rekabet şartlarının oluşması, ekonomik verimliliğin artması ve makro dengelerin kurulmasında çok başarılı olunamamıştır. Özelleştirme adeta sadece bütçe açıklarını kapatmak üzere kamu mallarının satışına dönüşmüş bulunmaktadır. Oysa ki özelleştirmenin hedef ve gayesi bundan çok daha ileri boyutlarda olmak durumundadır. Özelleştirmeden maksat, piyasa ekonomisi kurallarının çalışmasını ve tam rekabet şartlarının oluşmasını ve ekonominin verimliliğinin artmasını sağlayarak, ekonomide dengelerin ve istikrarın kurulmasını temin etmeye yönelik olmalıdır. Bu gün özelleştirmede bu hedefin olduğunu söylemek oldukça zordur. Ekonominin çok önemli problemlerinden biri de enflasyondur. Türk ekonomisinde enflasyon kronik bir hale gelmiºtir.1970'lerin başlarından itibaren çoğu 3 haneliye yakın, zaman zaman da 3 haneli enflasyonla birlikte yaşamaya alışmış durumdadır. Bu nedenle de kronik enflasyona maruz kalmış bir toplum durumundayız. Enflasyon adeta iktisat politikası içinde bir yaşam biçimi olarak kabul edilmiş ve geliştirilmeye çalışılan iktisat politikaları bu yaşam biçimini veri kabul eder duruma gelmiştir. Bu düşünce tarzı hem kamu kesiminde ve hem de özel kesimde görülmektedir. Enflasyon ekonomik sorunlarımızın başında yer almakta ve toplumda ve ekonomide önemli tahribatlar yapmaktadır. Enflasyon ekonomide gelir dağılımında adaletsizliğe yol aştığı gibi tasarrufları, uzun vadeli sabit sermaye yatırımlarını, sağlıklı sermaye birikimini ve istikrarlı büyümeyi de önler. Teknolojik ilerlemeye, yeni üretim gücü ve arz imkânları yaratmaya, sağlıklı sanayileşmeye mani olur. Gerek iç ve gerekse dış ekonomik rekabet oluşmasını önler. Toplumda ve özellikle alt gelir gruplarında ve sabit gelirlilerde büyük endişeler ve huzursuzluklar meydana gelmesine yol açar. İstenmeyen bir kısım sosyal olayların tezahür etmesine sebep olur. Enflasyon sadece ekonomik sonuçlar doğurmaz, ayni zamanda kültürel, psiko-sosyal, ahlaki ve politik olumsuz tesirleri ile bütün bir yapıyı sarsar, onu yıpratır ve yıkabilir. Sosyal dokuyu zedeler, kültürel yapıyı temelinden sarsar,saldırgan davranışları arttırır, suç oranlarını yükseltir, kural dışı davranışları özendirir, geleceğe olan güveni sarsar alkol ve uyuşturucu bağımlılığını arttırır, ahlaki davranış bozukluklarına sebep olur, yeni ve olumsuz değer yargılarının oluşup yerleşmesine yol açar. Bütün bunlar dolaylı veya dolaysız olarak ekonomik ve sosyal yapıyı tahrip eder, gelişmeyi önler, büyümeyi durdurabilir. Bunun için bilgili, sistematik, topyekün kararlarla koordineli bir biçimde alınacak tedbirlerle acilen önlenmesi gerekir. Türkiye ekonomisinde enflasyonun sebepleri ortaya konulurken çoğu kez bütçe açıkları, buna bağlı olarak devletin iç ve dış borçlanması, para arzı ve Kamu İktisadi Teşebbüslerinin işleyişleri ve verimsizlikleri, bütçenin büyük bölümü ile personel ücretleri ve borç faizlerinin karşılanması, ve büyük bir kambur haline sosyal güvenlik sistemi üzerinde durulmakta ve enflasyonu önleyici tedbirler bunlara yönelik olarak alınmaya çalışılmaktadır. 18

19 Bu sebeplerin enflasyonda rol aldıkları bir gerçektir. Ancak, ülkemizde enflasyonun sebeplerini bu sınırlar içinde izah etmek, sorunun çok dar bir kısmını görmek, enflasyonun sebeplerini sadece devlete bağlamak anlamına gelmektedir. Halbuki ülkemizde enflasyon çok daha geniş sebeplere dayanmakta ve ekonominin bütünü ile işleyişinden, onun performansından kaynaklanmaktadır. Enflasyonun oluşmasında, devletin mali ve parasal işlevleri ve hizmetin maliyetinin yükselmesi kadar bunun yanında özel sektörün tutum ve davranışları, üretici ve tüketici birimlerinin davranışları, tasarruf ve yatırımcıların zihniyetleri, üretici olmaktan çok iyi tüketme arzusu, ekonominin rekabet şartlarına uygun işleyip işlemediği vardır. Ayrıca nüfus artışı ve nüfus hareketleri, kültürel etkenler, alışkanlıklar, gelenekler, değişen hayat felsefesi, iş ve çalışma ahlakı, tutumluluk ve harcama hırsları bulunmaktadır. Ekonominin işleyişinde, ekonominin genel yapısı, siyasi etkenler, demokratik yaşam tarzının etkileri de rol oynamaktadır. Bütün bu etkenlerin her birisi ayrı ayrı enflasyonu etkilerken ayni zamanda karşılıklı etkileşim mekanizması çerçevesinde de etkilemektedirler. Enflasyonun önlenebilmesi için de ekonominin bütününü ve onu oluşturan parçaları ve bunlar arasındaki karşılıklı etkileşimleri ele almak gerekir. Burada üzerinde durulması gereken önemli bir husus da ekonominin yapısal özellikleri ve işleyişidir. Onun için enflasyon yalnız para musluklarının kısarak, bütçe açıklarını küçültmeye çalışarak,kamu İktisadi Teşebbüslerini özelleştirerek önlenemez. Çünkü ekonomimizde enflasyon çok sayıda sebepten doğmaktadır. Bu sebeplerden yalnız bir kaçını kontrol altın almak sorunu çözmeye yetmez. Enflasyonu önleyici politikaların ekonominin yapısından ve işleyişinden de kaynaklanan bütün sebepleri dikkatle ve titizlikle ele alıp yerlerine oturtulması gereken bir iktisat politikası paketinin uygulanmasına ihtiyaç vardır. Onun için anti-enflasyonist politika ekonominin yapısal özelliklerini ve işleyişini gözeten bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bu politika genel iktisat politikasının önemli bir bölümünü oluşturmalı ve onun tamamlatıcısı olmalıdır. Enflasyonu azaltıcı ve makul bir seviyeye indirecek karar ekonomik olduğu kadar siyasi karardır. Böyle bir kararın ortaya çıkaracağı sıkıntılar, darboğazlar siyasi malzeme yapılmamalıdır. Bu konuda toplumda bir uzlaşma sağlanmalıdır. Türk ekonomisinin piyasa ekonomisi ve rekabet şartları kurallarına uygun bir biçimde yönetilmesi gereklidir. Günümüzde devletin ekonomi içinde üretici bir biçimde yer alma ihtiyacı büyük ölçülerde ortadan kalkmış durumdadır. Ancak yukarıdan beri saymaya çalıştığımız çok sayıda sebeplerden dolayı ekonomide tam rekabet şartlarının oluşması mümkün olamamaktadır. Bu durumda bu politikalarla, ekonomide makro dengeleri kurmak, fiyat istikrarını sağlamak, ekonomik yapı değişikliğiyle birlikte kalkınma ve sanayileşmeyi devamlı kılmak, özelleştirmeyi hızlandırarak bütçe açıklarına mani olmak oldukça zor görülmektedir. Devletin ekonomideki direkt etkinliği azalmakla beraber hedeflerin gerçekleşebilmesi ve dengelerin kurularak büyümenin devam ettirilebilmesi için, çağdaş teori ve uygulamaların ışığı altında piyasa ekonomisinin yönlendirilmesi ve yönetimine ihtiyaç bulunmaktadır. Piyasanın yönetilmesinde devletin yüklenmiş olduğu önemli roller bulunmaktadır. Bu roller ile devlet hiç bir zaman piyasa ekonomisi kurallarının yerini alarak kendi koyduğu kuralları hakim kılmaya çalışmamakta, ancak, piyasa ekonomisinin aksayan noktalarını tespit edip düzeltici tedbirleri alarak, piyasa modelinin boşluklarını doldurarak ve piyasa ekonomisinin gücünden ve dinamizminden en iyi şekilde yararlanmayı sağlayacak tedbirleri alarak serbest rekabet şartlarının, piyasa ekonomisi kurallarının oluşmasını sağlamaya çalışmaktadır. Burada da ekonomi özü ile serbest piyasa modeline sahiptir. Buna rağmen devlet, ekonominin değişen şartlarını ve gidişini devamlı biçimde izleyerek, gerekli yerlerde ve zamanında müdahalelerle gerekli desteği sağlar. Büyümeyi ve sanayileşmeyi hızlandırmak için devlet ile ekonomi beraberliği bir şart olarak görülmelidir. Burada yönetme ile kastedilen, piyasa ekonomisinin, o ekonominin özelliklerine ve dış ekonomik şartlara uyabilen bir dinamizme sahip, iç ve dış rekabet gücü yüksek verimli işleyen bir ekonomi yaratma amacı ile yapılan bilgili, bilinçli ve sistemli bir işbirliğidir. Özellikle serbest piyasa 19

20 ekonomisi kurallarının iyi çalışmadığı Türkiye gibi ülkelerde bu işbirliğinin önemi çok daha fazladır. Bu sistemde ekonominin oluşmuş dengeleri içinde yürüyebilmesi ve ihracat imkanlarının arttırılması için devlet güçlü uzman ve bürokrat kadrolarıyla özel sektörü devamlı bilgilendirir, destekler. Bütün bu müdahale ve destekler demokratik bir sistem içinde yürütülür. Tablo:10 Gayri Safi Milli Hasıla ve artış hızları: (Milyar TL) Sabit Üretici % Cari Üretici % Fiyatları ile GSMH Artış Fiyatları ile Artış Yıllar (1) Hızı GSMH Hızı * Kaynak;Ekonomik ve sosyal göstergeler( )dpt yayını (1) 1987 fiyatlarıyla * Tahmin Tablodan da görüldüğü gibi bu dönemde GSMH sabit fiyatlarla, istikrarlı olmamakla birlikte genellikle artış göstermiştir. Dönemin yüksek artış gösteren yılları1984, 1986, 1987, 1990, 1992,1993, 1995 ve 1996 yıllarıdır yılında negatif yönde bir artış olmuştur. Tablo:11-Kişi başına GSMYH ve artış hızları: Sabit Üretici % Fiya.Kiºi Baº. GSMH artış Yıllar (1) hızı Cari Üretici Fiy. Kiºi Baº. GSMH % artış hızı * Kaynak;DPT. Age. Cari Üretici Fiy. Kiºi Baº. GSMH (Dolar) 20

MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELLERİN YORUMLANMASI

MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELLERİN YORUMLANMASI MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELLERİN YORUMLANMASI Giriş Prof. Dr. AHMET GÖKÇEN Bu tebliğde temel olarak reel kesim ile parasal kesimin işleyiş mekanizmaları üzerinde durulacak ve Türkiye ekonomisine ilişkin temel

Detaylı

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI Bu Dersimizde; Kuruluşla İlgili Bazı Temel Kavramlar Genel Olarak İşletmenin Kuruluş Aşamaları Fizibilite Çalışmalarının

Detaylı

Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak

Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak Kahramanmaraş mutlaka devler liginde olacak Sami Altınkaya nın Bloomberg TV de canlı olarak yayınlanan çıkış yolu programına katılan KMTSO Başkanı Kemal Karaküçük: 2023 te Kahramanmaraş ın 5 milyar dolar

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

Sanayi kuruluşlarının ayrımı

Sanayi kuruluşlarının ayrımı SANAYİ Sanayi kentin yapısını birincil ölçüde değiştiren, işgücü ve hizmet yaratan tarımsal üretimden farklı bir üretim organizasyon, ulusal ve uluslar arası ekonominin buluştuğu bir güç olarak tanımlanabilir

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 Ekonomik düzen nedir? Ekonomik düzen, toplumların çeşitli gereksinimlerini karşılamak üzere yaptıkları

Detaylı

GİTES TEKSTİL VE DERİ EYLEM PLANI

GİTES TEKSTİL VE DERİ EYLEM PLANI GİTES TEKSTİL VE DERİ EYLEM PLANI HEDEF -1 PAMUĞA İLİŞKİN POLİTİKALARDA ETKİNLİĞİN ARTIRILMASI 1.1 Pamuk Arama Konferansı sonucunda belirlenen Pamuk Eylem Planları hayata geçirilecektir. Gıda, Tarım ve

Detaylı

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli www.ekrempakdemirli.com 21.05.2014 1923 sonlarında Cumhuriyet Kurulduğunda Savaşlardan yorgun Eğitim-öğrenim seviyesi oldukça düşük bir toplum Savaşlar sonrası ülke harap ve

Detaylı

AR& GE BÜLTEN. Türkiye de Maden Sektörü

AR& GE BÜLTEN. Türkiye de Maden Sektörü Türkiye de Maden Sektörü Hande UZUNOĞLU Temel sanayi girdilerine ham madde sağlayan bir sektör olan Madencilik, ülkemiz temel sektörleri arasında önemli bir yer teşkil ediyor. Nitekim ülkemiz hem çeşitlilik

Detaylı

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI Bankalar Merkez Bankaları Ticaret Bankaları Yatırım Bankaları Kalkınma Bankaları Katılım Bankaları Eximbank BDDK Uluslararası Bankacılık BANKALAR Finansal Aracılık

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. TARTIŞMA METNİ 2012/27 http ://www.tek.org.tr. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ NİN TÜRKİYE DIŞ TİCARETİ İÇERİSİNDEKİ YERİ ve ÖNEMİ

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. TARTIŞMA METNİ 2012/27 http ://www.tek.org.tr. GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ NİN TÜRKİYE DIŞ TİCARETİ İÇERİSİNDEKİ YERİ ve ÖNEMİ TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU TARTIŞMA METNİ 2012/27 http ://www.tek.org.tr GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ NİN TÜRKİYE DIŞ TİCARETİ İÇERİSİNDEKİ YERİ ve ÖNEMİ Sumru Bakan Bu çalışma "GAP BÖLGESİNDE DIŞ TİCARET ve

Detaylı

8.0 PLANLAMA UYGULAMA ARAÇLARI

8.0 PLANLAMA UYGULAMA ARAÇLARI 8.0 PLANLAMA UYGULAMA ARAÇLARI 8.1 EKONOMİK VE MALİ YÖNLER 364 8.1 EKONOMİK VE MALİ YÖNLER 8.1 EKONOMİK VE MALİ YÖNLER 365 8.1 EKONOMİK VE MALİ YÖNLER 8.1.1 Giriş Kent gelişiminin planlaması farklı ülkelerde

Detaylı

BELÇİKA ÜLKE RAPORU 30.11.2015

BELÇİKA ÜLKE RAPORU 30.11.2015 BELÇİKA ÜLKE RAPORU 30.11.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Belçika ya ihracat yapan 334 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Doç.Dr.Tufan BAL 4.Bölüm Tarım Politikası Not: Bu sunuların hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.İ.Hakkı İnan ın Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği Kitabından faydalanılmıştır.

Detaylı

Ekonomiyi Etkileyen Etmenler (Faktörler): 1- Coğrafi Etmenler. 2- Doğal Kaynaklar. 3- Teknolojik Gelişmeler. 4- İhtiyaç ve İstekler

Ekonomiyi Etkileyen Etmenler (Faktörler): 1- Coğrafi Etmenler. 2- Doğal Kaynaklar. 3- Teknolojik Gelişmeler. 4- İhtiyaç ve İstekler Ekonomiyi Etkileyen Etmenler (Faktörler): 1- Coğrafi Etmenler 2- Doğal Kaynaklar 3- Teknolojik Gelişmeler 4- İhtiyaç ve İstekler 5- Devletin Katkısı ve Desteği Tarımı Destekleyen Kurum ve Kuruluşlar: 1-Tarım

Detaylı

UŞAK SERAMİK SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU I GİRİŞ

UŞAK SERAMİK SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU I GİRİŞ Sayfa No: 1 I GİRİŞ 1. RAPORUN DÖNEMİ : 01 Ocak 2008 30 Haziran 2008 2. ORTAKLIĞIN ÜNVANI : UŞAK SERAMİK SANAYİİ A.Ş. 3. YÖNETİM KURULU - DENETİM KURULU VE YETKİLERİ YÖNETİM KURULU Ana sözleşmemizin 8.

Detaylı

M. Nuri GÖRENOĞLU. MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 7 Aralık İSO Meclis Üyesi ORMAN, KAĞIT ÜRÜNLERİ, MOBİLYA VE BASIM SANAYİİ

M. Nuri GÖRENOĞLU. MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 7 Aralık İSO Meclis Üyesi ORMAN, KAĞIT ÜRÜNLERİ, MOBİLYA VE BASIM SANAYİİ MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 7 Aralık 2018 M. Nuri GÖRENOĞLU İSO Meclis Üyesi ORMAN, KAĞIT ÜRÜNLERİ, MOBİLYA VE BASIM SANAYİİ 23. Grup Orman Ürünleri Sanayii 24. Grup Büro ve Mağaza Mobilyaları Sanayii

Detaylı

MACARİSTAN ÜLKE RAPORU 31.03.2016

MACARİSTAN ÜLKE RAPORU 31.03.2016 MACARİSTAN ÜLKE RAPORU 31.03.2016 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Macaristan a ihracat yapan 246 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

TARSUS TİCARET BORSASI

TARSUS TİCARET BORSASI TARSUS TİCARET BORSASI Ülkemizde yetiştirilen tarımsal ürünlerden, tarımsal üretimin bir kısmı doğrudan tüketilirken, bir kısmı sanayide hammadde olarak işlenerek değişik gıdalara dönüştürülmektedir. Tarımsal

Detaylı

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük MİLLİ EKONOMİ VE BAŞKENT ANKARA

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük MİLLİ EKONOMİ VE BAŞKENT ANKARA 1 Bir ülkede üretim, dağıtım, tüketim etkinliklerinin bütününe ekonomi denmektedir. Bir ülkenin kendi kendine yetebilmesi, ekonomik olarak bağımsız olması çok önemlidir. 2 Osmanlı Devleti 1911 yılından

Detaylı

TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ

TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ Musa Yaşar Bilimsel ve teknolojik faaliyetler, ülkelerin kalkınmasında büyük bir öneme sahip olup, ulusal gelirden bu tür faaliyetlere

Detaylı

EKONOMİ BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisi ve Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü

EKONOMİ BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisi ve Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü EKONOMİ BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisi ve Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü Sunum: Murat YAZICI (Daire Başkanı) Pamuğun Geleceği Şekilleniyor Konferansı Bodrum 12-14 Haziran 2014 TEKSTİL VE KONFEKSİYON ÜRÜNLERİ

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007 TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007 1 Adana Gelecek Stratejisi Konferansı Çalışmanın amacı: Adana ilinin ekonomik, ticari ve sosyal gelişmelerinde

Detaylı

İşletmelerin Karşılaştığı Tehdit Nedir? Zafer-İn Operasyonu nun Hedefleri Nedir?

İşletmelerin Karşılaştığı Tehdit Nedir? Zafer-İn Operasyonu nun Hedefleri Nedir? İşletmelerin Karşılaştığı Tehdit Nedir? Pek çok işletme, sektördeki yeniliklere ve değişen taleplere hızlı uyum sağlayamadığı için rekabet edemez ve hatta devamlılığını sağlayamaz hale gelebilmektedir.

Detaylı

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası OTP harcamalarının AB bütçesinin önemli bölümünü kapsaması, bu politikayı bütçe tartışmalarının da odak noktası yaparken, 2014-2020 Mali Çerçeve içinde tarım, kırsal

Detaylı

9. Ulusal Düzeyde Gürültüden Korunma Çalışmaları

9. Ulusal Düzeyde Gürültüden Korunma Çalışmaları 9. Ulusal Düzeyde Gürültüden Korunma Çalışmaları 9.1. Giriş Bölüm 2.1 de, ulusal gürültüden korunma politikası için bir toplu düşüncenin geliştirilmesinin arzu edilen bir şey olduğu vurgulanmıştır. 3.

Detaylı

İMALAT SANAYİİNİN ALT SEKTÖRLER İTİBARİYLE DAĞILIMI

İMALAT SANAYİİNİN ALT SEKTÖRLER İTİBARİYLE DAĞILIMI GENEL ARAŞTIRMALAR İSTATİSTİKİ BÖLGE BİRİMLERİ SINIFLANDIRMASI DÜZEY 2 YE GÖRE İMALAT SANAYİİNİN ALT SEKTÖRLER İTİBARİYLE DAĞILIMI (21 YILI, ISIC REVİZE 3 SINIFLAMASINA GÖRE ve İKİ RAKAMLI DÜZEYDE) GA-6-3-3

Detaylı

2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği 17-18 Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ

2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği 17-18 Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ 2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği 17-18 Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ Pamuk sektörünün tarımı, ticareti ve sanayisi ile ülkemiz insanı ve ekonomisi için çok büyük öneme

Detaylı

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ www.tisk.org.tr TİSK AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ- MART 2016 (SAYI: 85) GENEL DEĞERLENDİRME 31.03.2016 Ekonomi ve İşgücü Piyasası Reformlarına Öncelik Verilmeli Gelişmiş ülkelerin çoğunda ve yükselen ekonomilerde büyüme sorunu

Detaylı

KURUL KARARI ORTA VADELİ MALİ PLAN (2010-2012)

KURUL KARARI ORTA VADELİ MALİ PLAN (2010-2012) 18 Eylül 2009 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27353 KURUL KARARI Yüksek Planlama Kurulundan: Tarih : 17/9/2009 Karar No : 2009/29 Konu : Orta Vadeli Mali Plan. Yüksek Planlama Kurulunca; Maliye Bakanlığının 14/9/2009

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Hollanda ya ihracat yapan 361 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

Yayın no: DPT: 2174 ALTINCI BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1990-1994

Yayın no: DPT: 2174 ALTINCI BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1990-1994 Yayın no: DPT: 2174 ALTINCI BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI 1990-1994 Yayın ve referans olarak kullanılması Devlet Planlama Teşkilatının iznini gerektirmez; İnternet adresi belirtilerek yayın ve referans olarak

Detaylı

Doç. Dr. Birgül GÜLER 1. DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ

Doç. Dr. Birgül GÜLER 1. DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ Doç. Dr. Birgül GÜLER 1 DÜNYA BANKASI ve TARIM SEKTÖRÜ KREDİLERİ Dünya Bankası, kurulduğu tarihten bu yana çeşitli ülkelerle 9.822 kredi anlaşması imzalamış, Türkiye toplam kredi anlaşmalarının 163'üne

Detaylı

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım:

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Listede zımpara müstesna - ki yalnız iki, üç yüz tonluk bir tenakus göstermiştir,

Detaylı

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNE İLİŞKİN HARP SANAYİİ FAALİYETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNE İLİŞKİN HARP SANAYİİ FAALİYETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK 3357 SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİNE İLİŞKİN HARP SANAYİİ FAALİYETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 19/12/1996, No: 96/9012 Dayandığı Kanunun Tarihi : 28/2/1995, No:

Detaylı

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili Değerli basın mensupları, Hoş geldiniz Bu yıl, Ülkemizin ilk Sanayi dalı, kalkınma ve büyümemizin en önemli lokomotif güçlerinden

Detaylı

SİVAS TA ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER. Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT

SİVAS TA ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER. Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT SİVAS TA ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER SİVAS İMALAT SANAYİİNDE ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi sanayimizin niteliğine ve niceliğine ilişkin sağlıklı bir envanterin bulunmamasıdır. Bu

Detaylı

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. Ve Konsolidasyona Tabi Bağlı Ortaklığı

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. Ve Konsolidasyona Tabi Bağlı Ortaklığı ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. Ve Konsolidasyona Tabi Bağlı Ortaklığı 1 OCAK 30 EYLÜL 2014 KONSOLİDE ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU Raporun Ait Olduğu Dönem : 30 Eylül 2014 Bankanın Ticaret Unvanı : Arap Türk Bankası

Detaylı

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm T.C. KALKINMA BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm Erhan USTA Müsteşar Yardımcısı 29 Şubat 2012 3. İzmir Ulusal Ekonomi Kongresi 1970 li Yıllar : Dünya 1971 yılında Bretton Woods sisteminin çöküşü Gelişmekte

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ocak 2010 1 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 3 2. MEVCUT DURUM... 4 2.1. Dünya İş Makinaları Pazarı... 4 2.2. Sektörün Türkiye deki Durumu... 4

Detaylı

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

İktisat Tarihi II. XI. Hafta İktisat Tarihi II XI. Hafta 19. yy da Ekonomik Gelişmeler 19. yy Avrupa da, sanayinin bir hayat tarzı olarak kesin zaferine şahit oldu. 19. yyda uluslararası ekonomik ilişkilerde ve devletlerin ekonomik

Detaylı

BAŞKA YERDE SINIFLANDIRILMAMIŞ ELEKTRİKLİ MAKİNE VE CİHAZLARIN İMALATI Hazırlayan Birgül OĞUZOĞLU Kıdemli Uzman 540 1. SEKTÖRÜN TANIMI Başka yerde sınıflandırılmamış elektrikli makine ve cihazların imalatı

Detaylı

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ KOCAELİ NİN İÇİNDE BULUNDUĞU EKONOMİK ORTAM 2 KOCAELİ GENEL BİLGİLER Nüfus; Kocaeli: 1.780.055 Türkiye:78.741.053 Nüfus Yoğunluğu

Detaylı

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ SEKTÖR TOPLANTISI HATAY / 15.02.2103

TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ SEKTÖR TOPLANTISI HATAY / 15.02.2103 TÜRKİYE RÜZGAR ENERJİSİ SEKTÖR TOPLANTISI HATAY / 15.02.2103 RES PROJELERİNE İLİŞKİN KARŞILAŞILAN SORUNLAR 1) TEŞVİKLER 2) İZİNLER 3) ÖLÇÜMLER 4) YENİ BAŞVURULARIN ALINMASI 5) KAPASİTE ARTIŞI 6) BAĞLANTI

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 2 1950-1960 Dönemi Türkiye de Çok Partili Hayata Geçişi Hazırlayan Ekonomik Koşullar 1930-1946 yılları

Detaylı

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği Enerjiye Yönelik Bölgesel Teşvik Uygulamaları Enerji Verimliliği 5. Bölge Teşvikleri Enerjiye Yönelik Genel Teşvik Uygulamaları Yek Destekleme Mekanizması Yerli Ürün Kullanımı Gönüllü Anlaşma Desteği Lisanssız

Detaylı

Başlıca İthal Maddeleri : Petrol yağları, buğday, palm yağı, otomobil, gübre, iş makineleri

Başlıca İthal Maddeleri : Petrol yağları, buğday, palm yağı, otomobil, gübre, iş makineleri Etiyopya ve Seramik Sektörü Bilgi Notu GENEL BİLGİLER Resmi Dil : Amharikçe, Oromo, Tigrinya, Somaliae, İngilizce Başkenti : Addis Ababa Yüzölçümü : 1.127.127 km2 Nüfus : 88,4 Milyon(2013 tahmini Önemli

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU

KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU Şekil 1 Kırşehir Sanayi Rekabetçilik Eksenleri İş Yapma Düzeyi Yenilikçilik potansiyeli Girişimcilik Düzeyi Teşviklerden yararlanma

Detaylı

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ ÖDEMİŞ SONUÇ RAPORU

2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ ÖDEMİŞ SONUÇ RAPORU 1 2010-2013 İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ ÖDEMİŞ SONUÇ RAPORU Tarih: 3 Ocak 2011 Yaklaşık Katılımcı Sayısı: 75 Katılımcı listesindeki Sayı: 66 Katılımcı Düzeyi ve Profili: 2 3 4 Dağıtılan Belgeler:

Detaylı

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU Doç.Dr.Tufan BAL GİRİŞ Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulan, o tarihten bu güne kadar ekonomik ve sosyal yapısını değiştirme anlayışı içinde gelişmesini sürdüren ve gelişmekte

Detaylı

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. EKONOMİK VE SOSYAL ARAŞTIRMALAR MÜDÜRLÜĞÜ Ağustos 2008 ANKARA TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. TÜRKİYE DE İNŞAAT SEKTÖRÜ ÜZERİNE

Detaylı

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği Dış Ticaret Politikası Temel İki Politika Korumacılık / İthal İkameciliği Genel olarak yurt dışından ithal edilen nihai tüketim mallarının yurt içinde üretilmesini; böylece dışa bağımlılığın azaltılmasını

Detaylı

Bölgesel Ekonomik Görünüm: AVRUPA Ekonomideki Düzelmenin Desteklenmesi Ekim 2009. Yönetici Özeti

Bölgesel Ekonomik Görünüm: AVRUPA Ekonomideki Düzelmenin Desteklenmesi Ekim 2009. Yönetici Özeti Bölgesel Ekonomik Görünüm: AVRUPA Ekonomideki Düzelmenin Desteklenmesi Ekim 2009 Yönetici Özeti Avrupa da bugüne dek kayıtlara geçen en derin ve uzun süreli durgunluğun dip noktasının geçilmekte olduğuna

Detaylı

Konu : 6728 Sayılı Kanun ile Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde vergi resim harç istisnası uygulanmasına ilişkin düzenlemeler

Konu : 6728 Sayılı Kanun ile Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde vergi resim harç istisnası uygulanmasına ilişkin düzenlemeler SİRKÜ : 2016/21 KAYSERİ Konu : 6728 Sayılı Kanun ile Döviz Kazandırıcı 22.09.2016 Faaliyetlerde vergi resim harç istisnası uygulanmasına ilişkin düzenlemeler 09.08.2016 tarih ve 29796 sayılı Resmi Gazetede

Detaylı

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNU Kanun No: 4691 Kabul Tarihi : 26/06/2001 Resmi Gazete Tarihi: 06/07/2001 Resmi Gazete Sayısı: 24454 AMAÇ Madde 1 - Bu Kanunun amacı, üniversiteler, araştırma kurum

Detaylı

-1470- (Resmi Gazete ile yayımı:2.6.1998 Sayı:23360)

-1470- (Resmi Gazete ile yayımı:2.6.1998 Sayı:23360) -1470- TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA TİCARET VE EKONOMİK VE TEKNİK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN (Resmi Gazete ile yayımı:2.6.1998

Detaylı

Konya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Görev, Yetki ve Çalışma Yönetmeliği

Konya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Görev, Yetki ve Çalışma Yönetmeliği Konya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Görev, Yetki ve Çalışma Yönetmeliği BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Yasal Dayanak Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmelik Konya Büyükşehir Belediyesi

Detaylı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014 Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş Finansal Erişim Konferansı Açılış Konuşması 3 Haziran 2014 Sn. Hazine Müsteşarım, Sn. BDDK Başkanım, Dünya Bankasının ülke direktörü Sn. Raiser, yurtiçinden

Detaylı

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012 DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012 1 1. Giriş Bölgesel kalkınma veya bölgesel gelişmeler son yıllarda hepimizin üstünde tartıştığı bir

Detaylı

SIRBİSTAN ÜLKE RAPORU 05.03.2015

SIRBİSTAN ÜLKE RAPORU 05.03.2015 SIRBİSTAN ÜLKE RAPORU 05.03.2015 SIRBİSTAN ÜLKE RAPORU 05.03.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Sırbistan a ihracat yapan 210 firma bulunmaktadır. 31.12.2014

Detaylı

KONYA SANAYĐSĐNĐN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞĐ

KONYA SANAYĐSĐNĐN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞĐ Konya İl Koordinasyon Kurulu 26-27 Kasım 2011 KONYA SANAYĐSĐNĐN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞĐ Tahir ŞAHĐN Konya Sanayi Odası, Yönetim Kurulu Başkan Vekili 1. Cumhuriyet in Đlk Yıllarındaki Genel Ekonomik Yapı

Detaylı

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

TRAKYA CAM SANAYİİ A.Ş. 2013 YILI ORTAKLAR OLAĞAN GENEL KURUL GÜNDEMİ

TRAKYA CAM SANAYİİ A.Ş. 2013 YILI ORTAKLAR OLAĞAN GENEL KURUL GÜNDEMİ TRAKYA CAM SANAYİİ A.Ş. 2013 YILI ORTAKLAR OLAĞAN GENEL KURUL GÜNDEMİ 1. Başkanlık Divanı Seçimi ve Başkanlık Divanı'na Genel Kurul Tutanağını İmza Yetkisi Verilmesi, 2. Şirketimizin 2013 Yılı Çalışmaları

Detaylı

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek kalkınma

Detaylı

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı Türkiye nin Bilim ve Araştırma Alanında Atmış Olduğu Önemli Adımlar -4 Ağustos 2010- Günümüzün hızla

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Performans Amaçlı ve planlanmış bir faaliyet sonunda elde edileni nicel ya da nitel olarak tanımlayan bir gösterge. 2 Kurumsal Performansı Belli

Detaylı

Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh

Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh * Ziya Buyuk "Geride Kalanlar II" Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh *1998/1-2 sayılı Jeoloji Mühendisleri Odası Haber Bülteninden alınmıştır. yıkmış, tarım ile tarım dışı faaliyetlerin birlikteliğini

Detaylı

Yahya Arıkan: Rekor kıran ihracatın şifresi; ithalat

Yahya Arıkan: Rekor kıran ihracatın şifresi; ithalat Tarih: 17.04.2011 Sayı: 2011/10 Türkiye Dış Ticareti ve Eğilimler Raporu: Türkiye ihracat rakamı yanıltıyor Yahya Arıkan: Rekor kıran ihracatın şifresi; ithalat Türkiye, ihracatta rekorlara imza atarken,

Detaylı

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU 21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU I- ÖNCELİKLER LİSTESİ ÖNCELİK 21.1 Topluluk standartlarına uygun hukuki ve idari çerçeve ile bölgesel politikaların programlanması, yürütülmesi,

Detaylı

Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Bütçesinin Gelir, Gider ve Muhasebesine İlişkin Yönetmelik

Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Bütçesinin Gelir, Gider ve Muhasebesine İlişkin Yönetmelik Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Bütçesinin Gelir, Gider ve Muhasebesine İlişkin Yönetmelik Resmi Gazete :20.09.2002 tarih ve 24882 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığından

Detaylı

MİLLİ AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ SEFERBERLİK KANUNU

MİLLİ AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ SEFERBERLİK KANUNU MİLLİ AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ SEFERBERLİK KANUNU Kanun Numarası : 4122 Kabul Tarihi : 23/7/1995 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 26/7/1995 Sayı : 22355 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 34

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2016-25. 31 Mayıs 2016. Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2016-25. 31 Mayıs 2016. Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016 Sayı: 2016-25 BASIN DUYURUSU 31 Mayıs 2016 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016 Enflasyon Gelişmeleri 1. Nisan ayında tüketici fiyatları yüzde 0,78 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1 1923-1938 Atatürk Dönemi 2 Cumhuriyetin İlk On Yılında Ekonomideki Gelişmeler 3 Giriş Türkiye Cumhuriyeti

Detaylı

KOK KÖMÜRÜ, RAFİNE EDİLMİŞ PETROL ÜRÜNLERİ VE NÜKLEER YAKIT İMALATI Hazırlayan Seher OZAN DÜNDAR Kıdemli Uzman 302 1. SEKTÖRÜN TANIMI Kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri ve nükleer yakıt imalatı

Detaylı

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI. 2008 Yılı Kurumsal Mali Durum Ve Beklentiler Raporu

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI. 2008 Yılı Kurumsal Mali Durum Ve Beklentiler Raporu KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI 2008 Yılı Kurumsal Mali Durum Ve Beklentiler Raporu Temmuz 2008 GİRİŞ 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 30 uncu maddesinde, genel yönetim kapsamındaki idarelerin,

Detaylı

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNDE GÜMRÜK Doç.Dr.Tufan BAL Not: Bu sununun hazırlanmasında büyük oranda Doç.Dr.Hasan Yılmaz ın ders notlarından faydalanılmıştır. Tarım

Detaylı

ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR

ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR Temmuz-Eylül 2006 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomik Araştırmalar ve İstatistik Müdürlüğü ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR TOBB Yayın No. 2007 / 36 ISBN: 9944-60 027-X Sayfa Düzeni

Detaylı

İHRACATIN FİNANSMANI METİN TABALU / TİM GENEL SEKRETER YARDIMCISI

İHRACATIN FİNANSMANI METİN TABALU / TİM GENEL SEKRETER YARDIMCISI 1 İHRACATIN FİNANSMANI METİN TABALU / TİM GENEL SEKRETER YARDIMCISI 4 EKİM 2013 2004-1 2004-4 2005-3 2006-2 2007-1 2007-4 2008-3 2009-2 2010-1 2010-4 2011-3 2012-2 2013-1 TÜRKİYE DE GSYH İTHALAT İLİŞKİSİ

Detaylı

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası

Rezerv para Rezerv Parasal taban Parasal Parası AKTİF: PASİF: Rezerv para Parasal Taban, Merkez Bankası Parası Türkiye Ekonomisi PARA - BANKA 1 1. Kavramlar: Türkiye ekonomisinde banknot çıkartma yetkisi 1930 yılında faaliyete geçen Merkez Bankası A.Ş.'ye verilmiştir. Türkiye'de MB, emisyonu belirlemenin dışında

Detaylı

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Brezilya: Ülkeler arası gelir grubu sınıflandırmasına göre yüksek orta gelir grubunda yer almaktadır. 1960 ve 1970 lerdeki korumacı

Detaylı

Eskişehir Ticaret Odası Afrika nın parlayan yıldızı Kenya ya 18-24 Ocak 2010 tarihleri arasında incelemelerde bulunmak üzere işadamlarıyla ticari iş

Eskişehir Ticaret Odası Afrika nın parlayan yıldızı Kenya ya 18-24 Ocak 2010 tarihleri arasında incelemelerde bulunmak üzere işadamlarıyla ticari iş Eskişehir Ticaret Odası Afrika nın parlayan yıldızı Kenya ya 18-24 Ocak 2010 tarihleri arasında incelemelerde bulunmak üzere işadamlarıyla ticari iş gezisi ziyareti gerçekleştirmiştir. Kardeş Oda Antlaşması

Detaylı

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ TÜSİAD YÖNETİM KURULU ÜYESİ OKTAY VARLIER'İN, TÜSİAD - KKTC İŞAD KIBRIS EKONOMİSİ VE YATIRIM OLANAKLARI SEMİNERİ'NDE YAPTIĞI, "SANAYİ VE HİZMETLER SEKTÖRÜNDE BEKLENTİLER

Detaylı

DÜNYA ÜRETİM TÜRKİYEDE ÜRETİM

DÜNYA ÜRETİM TÜRKİYEDE ÜRETİM Ülkemizin ve ekonomimizin ana sektörünü oluşturan tarımdaki verimliliğin artırılması girdi kullanımının yaygınlaştırılmasına ve bu girdilerin tekniğine uygun şekilde kullanılmasına bağlıdır. Ülkemizde

Detaylı

BELÇİKA ÜLKE RAPORU 09.12.2014

BELÇİKA ÜLKE RAPORU 09.12.2014 BELÇİKA ÜLKE RAPORU 09.12.2014 BELÇİKA ÜLKE RAPORU 09.12.2014 YÖNETİCİ ÖZETİ BTSO Dış Ticaret Müdürlüğü nün kayıtlarına göre, Bursa dan Belçika ya ihracat yapan 175 firma bulunmaktadır. 31.12.2013 tarihi

Detaylı

AKSU İPLİK DOKUMA VE BOYA APRE FABRİKALARI T.A.Ş. ORTAKLAR GENEL KURULU NA SUNULAN 2006 YILI FAALİYETLERİNE İLİŞKİN YÖNETİM KURULU RAPORUDUR. Şirketimizin 2006 yılı hesaplarını incelemek ve Genel Kurulumuzun

Detaylı

AYLIK EMTİA BÜLTENİ İKTİSADİ ARAŞTIRMALAR BÖLÜMÜ

AYLIK EMTİA BÜLTENİ İKTİSADİ ARAŞTIRMALAR BÖLÜMÜ ŞUBAT 2013 AYLIK EMTİA BÜLTENİ İKTİSADİ ARAŞTIRMALAR BÖLÜMÜ AHMET AŞARKAYA Başta ABD deki üçüncü parasal genişleme programı ve Çin deki altyapı yatırımları olmak üzere 2012 nin son çeyreğinde devreye giren

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

Kurumlar, Kurullar. Haldun DARICI *

Kurumlar, Kurullar. Haldun DARICI * Kurumlar, Kurullar Haldun DARICI * Geçtiğimiz yılı önemli bir ekonomik kriz içerisinde geçiren ülkemizde, kriz ortamından çıkmak amacıyla çeşitli yapısal tedbirler alınmış, bu çerçevede çıkarılan kanunlarla

Detaylı

Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği

Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği 2023 Vizyonu Çerçevesinde Türkiye Tarım Politikalarının Geleceği Çalıştayı Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği Dr. Yurdakul SAÇLI Kalkınma Bakanlığı İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel

Detaylı

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI Koordinatör Teknoloji Bakanlığı Öncelikli Dönüşüm Programları, 16/02/2015 tarihli ve 2015/3

Detaylı

TEKSTİL, HAZIR GİYİM, DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRLERİNE YÖNELİK STRATEJİK EYLEM PLANI

TEKSTİL, HAZIR GİYİM, DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRLERİNE YÖNELİK STRATEJİK EYLEM PLANI TEKSTİL, HAZIR GİYİM, DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRLERİNE YÖNELİK STRATEJİK EYLEM PLANI BİLGİ NOTU Tekstil, Hazır Giyim ve Deri Sektörü Strateji Eylem Planı kamu ve özel kesimin geniş katılımı ve mutabakatıyla

Detaylı

ÜLKEMİZDE ELEKTRİK ÜRETİM TESİSLERİNİN PROJELENDİRİLMESİ, TESİSİ VE İŞLETMEYE ALINMASI İLE İLGİLİ MEVZUAT

ÜLKEMİZDE ELEKTRİK ÜRETİM TESİSLERİNİN PROJELENDİRİLMESİ, TESİSİ VE İŞLETMEYE ALINMASI İLE İLGİLİ MEVZUAT HOŞ GELDİNİZ ÜLKEMİZDE ELEKTRİK ÜRETİM TESİSLERİNİN PROJELENDİRİLMESİ, TESİSİ VE İŞLETMEYE ALINMASI İLE İLGİLİ MEVZUAT Tahsin Y. ARMAĞAN 63/65 YTÜ Elektrik Yüksek Mühendisi GİRİŞ (1984 ÖNCESİ) Ülkemizde

Detaylı

DIS TICARET ARASTIRMA SERVISI

DIS TICARET ARASTIRMA SERVISI ISTANBUL TICARET ODASI EKONOMIK VE SOSYAL ARASTIRMALAR SUBESI I R A N ÜLKE ETÜDÜ Güncelleme Tarihi: 08 Agustos 200 ETÜD NO :616 S.O. I- GENEL BILGILER Resmi Adi : Iran Islam Cumhuriyeti Yönetim Sekli :

Detaylı

Serbest Bölgeler Kanunu, Yasası. 3218 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa SERBEST BÖLGELER KANUNU. Kanun Numarası : 3218. Kabul Tarihi : 6/6/1985

Serbest Bölgeler Kanunu, Yasası. 3218 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa SERBEST BÖLGELER KANUNU. Kanun Numarası : 3218. Kabul Tarihi : 6/6/1985 Serbest Bölgeler Kanunu, Yasası 3218 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa SERBEST BÖLGELER KANUNU Kanun Numarası : 3218 Kabul Tarihi : 6/6/1985 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 15/6/1985 Sayı : 18785 Yayımlandığı

Detaylı

Sektör eşleştirmeleri

Sektör eşleştirmeleri Sektör eşleştirmeleri Çek Cumhuriyeti ve Türkiye Avrupa Futbol Şampiyonası 2016 Sektör: Makina / Mühendislik Maça ilişkin ön inceleme 3:3 * Sektöre yönelik Atradius un alacak risk ve iş performansı değerlendirmesinde

Detaylı