Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ""

Transkript

1 1 1. GİRİŞ Günümüzde tüketiciye sunulan gıdalar pek çok kimyasal madde içermektedir. Bu kimyasalların çoğu gıdaların doğal bileşeni iken, gıda işleme sırasında gıdaya istenilerek katılan ve ya bulaşan bazı maddeler de bulunmaktadır. Örneğin; gıdalara istenilerek katılan maddelerin tarihsel altyapısı incelendiğinde, tuz ve odun tütsüsü bilinen en eski yöntemler olarak karşımıza çıkmaktadır. M.Ö yıllarında et ürünlerini kürlemede tuzdan yaralanıldığı, M.Ö. 900 yıllarında ise tuz ve odun tütsüsünün gıda saklama yöntemleri olarak kullanıldıkları görülmektedir. M.Ö. 50. yüz yılda tuz, odun tütsüsü ve baharatlardan lezzet verici olarak yararlanılmış, gıda boyaları ise 3500 yıl kadar önce Mısırlılar tarafından renklendirici amaçla kullanılmıştır. 20. yüzyılda gıda üretiminin artması ile gıda katkı maddelerinin kullanımında da önemli artışlar olmuştur (Altuğ, 2001). 20. yüzyıl her konuda olduğu gibi gıda sanayinde de çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Dünya nüfusunun hızlı artışı, insanların hayat standartlarını yükseltme eğilimi ve hızlı şehirleşme, hazır yiyeceklere talebi arttırmış, özellikle ileri gitmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, çok önemli gelişimlere neden olmuştur. Böylece, işlenmiş gıda ürünleri son derece çeşitlenmiş ve üretimlerinde kullanılan gıda katkı maddelerinin sayıları da hızla artmıştır. Günümüzde 2000 den fazla katkı maddesinin kullanımı söz konusudur (Çakmakçı ve Çelik, 2000). İnsanlık tarihi ile kullanıma başlandığı söylenebilecek katkı maddelerinin tarihsel gelişmelerinin iki etki ile şekillendiği anlaşılmaktadır. Birincisi, gelişen teknolojiye paralel olarak gıda saklama yöntemlerinin de geliştirilmesine duyulan gereksinim; ikincisi ise, tüketici gözünde gıdanın mevcut kalitesini daha iyi olarak algılanmasını sağlamaktır (Altuğ, 2001). Katkı maddesi terimi latince katmak anlamındaki addere kelimesinden türetilmiştir. Gıda katkıları genel anlamda, tek başına gıda niteliği taşımayan ancak gıdalara üretim, işleme, depolama veya ambalajlama gibi aşamalarda katılan madde ve ya karışımları olarak ifade edilmektedir.

2 2 Gıda katkı maddeleri ile ilgili yapılan tanımlamalar çok çeşitli olup, bazıları şu şeklidedir: Dünya Sağlık Örgütü ve Gıda Tarım Örgütünün ortak çalışmaları ile oluşturulmuş uluslararası Gıda Kodeks Komisyonu tarafından belirlenen tanım şöyledir: Gıda Katkı Maddesi Tek başına gıda olarak kullanılmayan ve gıdanın tipik bir bileşeni olmayan, besleyici değeri olsun ve ya olmasın, imalat, işleme, hazırlama, uygulama, paketleme, ambalajlama, taşıma, muhafaza ve depolama aşamalarında, gıdalara teknolojik amaçla katılan ya da bu gıdaların içinde ve ya ürünlerinde doğrudan ve dolaylı olarak bir bileşeni haline gelen ve ya bunların karakteristiklerini değiştiren maddeler şeklindedir (Altuğ, 2001). Türk Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği, gıda katkı maddelerini Normal şartlarda tek başına gıda olarak tüketilmeyen ve ya tipik gıda ana bileşeni olarak kullanılmayan, tek başına besleyici değeri olan ya da olmayan ve gıdanın üretilmesi, işlenmesi, hazırlanması, ambalajlanması, taşınması, depolanması sırasında teknolojik amaçla ve ya beklenen sonucu elde etmek için yan ürüne doğrudan ve ya dolaylı olarak ve bilinerek katılan maddeler olarak tanımlanmıştır (Çakmakçı ve Çelik, 2000). Gıda katkı maddelerinin kullanımlarında dikkat edilmesi gereken belli başlı bazı hususlar bulunmaktadır. Bunlar; Yalnızca izin verilen gıdalarda kullanılmalı, Kullanılan madde belirlenmiş olan maksimum dozu aşmamalı, Katıldığı gıda kusursuz olmalı, Ambalaj ve ya etiket üzerinde gıdaya katıldığı açıkça belirtilmeli, (Üstün, 2001) Hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın, insan sağlığına zararlı olamamalı, Katıldığı gıdanın besin değerine zarar vermemeli, Katılmak istenen katkı maddesinin spesifikasyonu hakkında bilgiler bulunmalı, Kantitatif analizini yapabilecek analiz yöntem ve teknikleri ile bu kontrol hizmetlerini yürütecek kurumlar bulunmalı, Mevzuatlardaki yasal limitlere uygun olmalı, Katıldığı gıdaya homojen bir şekilde dağıtılmış olmalı (Çakmakçı ve Çelik, 2000; Üstün, 2001).

3 3 Gıda Maddelerine çeşitli amaçlar doğrultusunda katılan katkı maddelerinin genel sınıflandırılması ise; Asitliği düzenleyiciler Topaklanmayı önleyiciler Antioksidanlar ve sinerjistler Tat ve koku maddeleri Tatlandırıcılar Renklendiriciler Emülgatörler Emülsifiyer tuzlar Enzimler Starterler Aroma arttırıcılar Modifiye nişastalar Antimikrobiyal maddeler Stabilizatörler Jelleştiriciler Çözücü ve taşıyıcı solventler Kaplama maddeleri Diğerleri şeklindedir (Üstün, 2001). Tatlılık, insanlarda en önemli tat alma duyularından biri olup, gıdanın daha fazla tüketilmesinde rol oynamaktadır. Tüketilecek gıda maddesinin beğenisinin kazanılmasında önemli bir kriter olup, gıdanın tüketim miktarına doğrudan etki etmektedir. Bu nedenle tarih öncesi dönemde balın keşfedilmesinden bu yana tatlılaştırıcı maddelerin tükettiğimiz gıdalara katıldığını görmekteyiz (Şeftalioğlu, 1989). Gıda maddesine şeker tadı vermek amacıyla katılan her türlü maddeye tatlandırıcı denmektedir (Demirci, 2001; Çakmakçı ve Çelik, 2000). Tatlandırıcı maddeler, elde edildikleri kaynaklara göre doğal ve yapay olarak iki gruba ayrılmaktadır. Bu maddeler; hiç şeker tadı olmayan bir gıda maddesini

4 4 tatlılaştırmak, az olan şeker tadını kuvvetlendirmek ve işleme sırasında kaybolan şeker tadını yapıya tekrar kazandırmak amacıyla katılırlar (Çakmakçı ve Çelik, 2000; Üstün, 2001; Demirci, 2001; Şeftalioğlu, 1989). Gıdalarda katkı maddesi olarak kullanılması düşünülen bir tatlandırıcının taşıması gereken nitelikler şu şekilde olmalıdır; Sakkaroza benzer tat ve fonksiyonel özelliklere sahip olmalıdır. Tatlılık eşdeğeri bazında düşük kalori vermelidir. Diş çürümelerine neden olmamalıdır. Vücutta normal olarak metabolize olmalı veya değişmeden atılmalıdır. Alerjik, mutajenik, kanserojenik veya diğer toksik etkileri bulunmamalıdır. Kimyasal ve termal stabilitesi olamalıdır. Gıdanın diğer ingrediyenleri ile uyum sağlayabilmelidir. Diğer tatlandırıcılar ile ekonomik olarak rekabet edebilmelidir (Altuğ, 2001; Demirci, 2001). Doğal tatlandırıcılar, karbonhidrat grubu içerisinde yer alan maddelerdir. Bunların gıdalara katılma amaçları ne olursa olsun, gıda katkı maddesi olarak önemleri büyüktür. Teknolojisine uygun olarak kullanıldıkları takdirde, hiçbir olumsuz etkileri ve kullanılma miktarlarında toksikolojik açıdan bir sınırlama bulunmamaktadır (Çakmakçı ve Çelik, 2000). Doğal tatlandırıcılar genel olarak enerji veren tatlandırıcılardır. Enerji içeren tatlandırıcılar sakkaroz, glikoz, fruktoz, mısır şurubu, maltoz, maltodekstrin, dekstroz, bal; şeker alkolleri; sorbitol, mannitol, ksilitol, maltitol, eritriyol, laktitol, izomalt ve diğer şeker alkollerinden hidrolize edilmiş nişasta hidrolizatı olarak sınıflandırılabilirler (Alphan, 2000). Şeker ve şekerli gıdaların tüketimlerindeki hızlı artış, bazı sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Diş çürümelerindeki artışlara, obeziteye sebep oldukları, ayrıca doğal şekerlerin kan şekerini ve serum trigliseritlerini arttırdığı ve diyabetli hastalarda zararlı oldukları belirlenmiştir. Bütün gelişmelerin sonucunda yapay tatlandırıcıların kullanımına yönelim olmuştur. Kalori vermeyen ya da kan şekerini yükseltmeyen, fakat şeker tadında olan maddelere yapay tatlandırıcılar denir (Çakmakçı ve Çelik, 2000).

5 5 Sakkaroza alternatif olarak kullanılan yapay tatlandırıcıların kullanılmasını zorunlu kılan pek çok neden vardır. Bunlar sırasıyla şöyle özetlenebilir; Yiyecek ve içeceklerde tüketicinin tercih haklarını genişleterek isteğe bağlı yada zorunlu olarak kalori, karbonhidrat veya spesifik şeker kullanımını kontrol etmek, Vücut ağırlığının kontrol edilmesi ya da azaltılmasına yardımcı olmak, Diyabetlilere ve özel sağlık sorunlarından dolayı şeker tüketimi kısıtlanmış kişilere diyetlerinde yardımcı olmak, Diş çürümelerini kontrol etmek, Şeker üretiminin kısıtlı olduğu dönemlerde (örneğin; I. ve II. Dünya Savaşları sırasında) istenilen tatlılığın sağlanmasına yardımcı olmak (Şeftalioğlu, 1989). Günümüzde, ülkemizde ticari olarak en çok kullanılan yapay tatlandırıcıların başında Sakarin, Siklamat, Asesulfam-K, Aspartam ve Neohesperidin DC gelmektedir (Çakmakçı ve Çelik, 2000; Karaali vd., 1999). En eski yoğun tatlandırıcılar olan sakarin ve siklamatın toksikolojik çalışmalarda yüksek dozlar kullanıldığında bir takım sağlık sorunları ile ilişkilendirilmeleri, bu iki tatlandırıcının popülerliğini yitirmelerine neden olmuş, bunlara alternatif olarak Aspartam ve Asesulfam K geliştirilerek diabetik kişilerin günlük gereksiniminin yanı sıra, diyet ürünlerinin üretiminde de ihtiyacı karşılamak üzere gıda sanayiinde kullanılmaya başlanmıştır (Karaali vd., 1999). Ülkemizde kullanımına izin verilen yoğun tatlandırıcılar Asesulfam-K, Aspartam, Siklamik asit ve sakarin ve bunların sodyum, potasyum ve kalsiyum tuzları, Thaumatin ve Neohesperidin DC dir. Bu maddeler için Avrupa Birliği ve Türk Gıda Kodeksi yönetmeliğince izin verilen maksimum kullanım oranları Çizelge de özetlenmiştir ( Karaali vd., 1999; Anon., 2004a).

6 6 Çizelge Tatlandırıcıların Avrupa Birliğince Belirlenen Maksimum Kullanım Dozları (Anon., 2004a). Ürün Aspartam E951 Asesulfam-K E950 Siklamat E952 Sakarin E954 Neohesperidin DC E959 Meşrubat mg/l Süt içeceği mg/kg Tatlılar mg/kg Fırın ürünleri Şekerlemeler mg/kg mg/kg Thaumatin E957 Araştırmanın temel öğesi olan aspartam yapay tatlandırılar içinde tek organik yapıya sahip olan tatlandırıcıdır. İki amino asit fenilalanin ve aspartik asitin metil esterinden meydana gelmiş olan aspartam protein yapısında, düşük kalorili bir tatlandırıcıdır. Sahip olduğu organik yapısı nedeniyle vücutta tamamen metabolize olabilmektedir. Diğer yapay tatlandırıcılar arasında şekere en yakın tat profiline sahip olan aspartam, şekerden yaklaşık 200 kez daha tatlıdır. Dört farklı yapay tatlandırıcı ve şeker ile hazırlanmış çözeltilerle yapılan kör tat panellerinde, Aspartam ve sekerin tat profillerinin birbirine çok yakın olduğu belirlenmiştir. Tat panellerinin yapımı sırasında birçok insan şeker ve aspartam ile tatlandırılmış olan ürünler arasındaki farkı net olarak algılayamamıştır. Testlerin birinde yapılan tat panelinde aspartam ve şeker ile tatlandırılmış olan ürünlerin hangisinin içinde şeker olduğu sorusunun yanıtına, % 57 si aspartamı göstererek cevap vermiştir (Anon., 2004a). Aspartamın diğer yapay tatlandırıcılara göre avantajları şöyle sıralanabilir: Şeker tadındadır. Sonradan gelen acı tada sahip değildir. Protein yapıtaşı amino asitlerden meydana gelmektedir. Vücutta doğal yoldan metabolize olmaktadır. 100 den fazla ülkede kullanım onayına sahiptir. Tüm düşük kalorili tatlandırıcılar içinde en güvenilir tatlandırıcıdır.

7 7 Şekerden 200 kat daha fazla tatlıdır. Düşük kalorili bir tatlandırıcıdır. Doğal ve yapay tatlandırıcılar ile kombine halde kullanılabilmektedir. Meşrubat, tablet tatlandırıcılar, şekerleme ve süt ürünleri gibi çok çeşitli gıda formulasyonlarında kullanılabilmektedir. Gıda bileşenleri ile reaksiyona girmemektedir. Diş çürümelerine neden olamamaktadır. Laktasif etkili değildir (Şeftalioğlu, 1989; Anon., 2004a). Aspartamın yukarıda belirtilen bütün avantajlarının yanı sıra en önemli üstünlüğü tat kalitesinin kusursuz olması, duyusal açıdan sakkarozun tadına çok benzeyen bir tada sahip olması ve tadım sonrası ağızda bitter, metalik veya kimyasal tat bırakmamasıdır (Şeftalioğlu, 1989). Duyusal olarak şekerin tat profiline en yakın olan aspartamın, FDA tarafından kullanılabileceği yerler şu şekilde belirtilmiştir: Karbonatlı gazlı içecekler, içecek tozları, balonlu sakızlar, naneli nefes açıcılar, önceden tatlandırılmış çay ve kahveler, süt yoğurt dondurma karışımları, puding ve jöle gibi kuru karışımlar, kurutulmuş ürünler, çiğnenebilen vitaminler ve tablet tipi tatlandırıcılardır (Küçükkömürler, 1996). Çeşitli ürünler için yapılan çalışmalarla aspartamın, stabil olduğu ph, sıcaklık ve rutubet koşulları saptanmaya çalışılarak ürünlerin depolanabileceği en uzun süre her ürün için ayrı ayrı ortaya konmaya çalışılmaktadır. Yapılan bu çalışmada gerek diyet ve diyetetik amaçla gerekse şekerden kaynaklanan maliyeti dürmek amacıyla hazırlanmış olan, soğuk olarak tüketilen ve tatlandırıcı olarak % 100 aspartam kullanılarak hazırlanmış olan meyve aromalı içeceklerin farklı ph ve sıcaklıklardaki depolama süresi boyunca aspartam stabilitesi incelenmeye çalışılmıştır. Depolama süresince belirli periyotlarla tekrarlanan aspartamın miktar ölçüm analizleriyle, üründeki aspartam kayıpları analitik olarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın amacı, farklı depolama süre ve koşullarının aspartamın stabilitesine ve dolayısıyla ürünlerinin tatlılık derecesi üzerindeki etkisinin belirlenmesiyle, ülkemizde son günlerde güncelleşen diyetetik ve diyabetik gıdaların üretiminde ve saklanmasında karşılaşılan teknolojik sorunlara çözüm bularak, sanayiye bu konuda yardımcı olmak, doğal şeker alımı kısıtlanmış tüketiciler için yeni ürünlerin geliştirilmesine katkıda

8 8 bulunmak ve bu konuda bilimsel araştırma yapan kurum ve kişilerin gelecekteki çalışmalarına ışık tutmaktır.

9 9 2. LİTERATÜR ÖZETİ Aspartam ilk olarak 1965 yılında G.D. Searle Labaratuarlarında kimyager James M. Schlatter tarafından bulunmuştur lı yıllarda önce Searle araştırma labaratuarında ülser için uygulanabilecek gastrointestinal bir salgı olan gastrin gibi bir inhibitörün eldesine yönelik bir proje yürütmekteydi. Gastrin in tetrapeptid terminal C u bioassay için standart olarak Trp-Met-Asp-Phe-NH 2 ye gereksinim duyuluyordu ve aspartam (Asp-Phe-Ome) bu sentezin bir ara ürünüydü Aralık ayında J.M. Schlatter hidrojenlenerek korunan dipeptid esteri rekristalize etmekteydi. Bu işlem sırasında Schlatter aspartil fenilalanini metanol ile ısıtırken karışım patlayarak şişenin dışına çıkmış ve karışımın bir kısmı patlama sırasında Schlatter in eline bulaşmıştı. Schlatter farkında olmadan parmağını yaladığında çok kuvvetli bir tatlılık hissetmişti. Bu tatlılığın bileşikten kaynaklanabileceği düşüncesiyle ellerini yıkadıktan sonra dipeptid esterinin toksik olmayacağını düşünerek tekrar bileşiğin tadına bakmış ve bu bileşiğin parmağını ilk yaladığı zaman hissettiği tatta olduğunu fark etmiştir (Şeftalioğlu, 1989). Bu buluş 1966 da yayınlanmış olmasına rağmen tatlandırıcı özelliğinden hiç bahsedilmemiştir (Anon., 1996 a). Aspartamın 1965 yılında J.M. Schlatter tarafından tesadüfen keşfinin ardından, 1974 yılında FDA tarafından A.B.D de pazarlama yetkisi verilmiştir. Ancak birkaç ay sonra bu pazarlama izni, deneysel çalışmalar sırasında bileşik ve metabolitlerinin beyin üzerindeki toksik ve kanserojenik etkisinin yeterince değerlendirilmemiş olması nedeniyle durdurulmuştur. Deney hayvanları üzerindeki çalışma ve yeni bilgilerin incelenmesini müteakip, FDA bu ürünün 1981 yılında katı gıdalarda kullanılması amacıyla pazarlama yetkisine izin vermiştir. Söz konusu izin, 1983 yılında aspartamın alkolsüz içeceklerde kullanımında da geçerli olmuş ve 1996 yılında genel bir tatlandırıcı olarak kullanılmaya izin verilmiştir. Aspartamın güvenilirliği FAO / WHO, JECFA, Bilimsel Gıda Komitesi (Scientific Committee on Food) gibi birçok örgüt tarafından da değerlendirilmiştir (Anon., 2004 c).

10 10 JECFA tarafından aspartam için ADI (Acceptable Daily Intake) değeri vücut ağırlığı başına 40 mg/kg olarak belirlenmiştir. Avrupa Birliği (AB) direktifleri ile de gıdalara katılmasına izin verilen aspartamın, günümüzde ülkemizin de içinde bulunduğu 90 kadar ülkede kullanımına izin verilirken, bu tatlandırıcı Doğu ve Batı Avrupa, ABD, Kanada, Güney Amerika, Avustralya ve Japonya da çok yaygın olarak kullanılmaktadır (Altuğ, 2001) yılında Birleşik Devletlerdeki beyin tümörü vakalarındaki artışla aspartam arasında bir bağlantı olabileceği ileri sürülmüş ve aspartam tüketimi ile sağlıklı insanların karşılaşacağı muhtemel risk faktörü üzerinde tartışmalar yeniden alevlenmiştir. Bu iddialar arasında aspartamın tüketimi ile multiple skleroz, lupus erythematosus, Gulf War Sendromu, beyin tümörleri, epileptik felç, diabet komplikasyonları gibi ciddi rahatsızlıklar ve yan etkilerin görüldüğü yer almıştır (Anon., 2004c). Soffritti vd. (2005) aspartamın lenf ve kan kanseri üzerinde etkisini incelemek üzere yaptıkları çalışmada, her grupta şer adet denekler dişi ve erkek grubu olmak üzere 8 haftalık Sprague-Dawley cinsi fareleri ; ; ; 2.000; 400; 80 ve 0 ppm konsantrasyonlarında aspartam ile beslemişlerdir ve bu uygulama farelerin spontan ölümlerine kadar devam etmiştir. Aspartamın dişi farelerde doz artışına bağlı olarak, lenf ve kan kanserine yol açtığını ileri sürülmüş, ancak herhangi bir kötü huylu beyin tümörüne neden olduğunu gösteren istatistiki bilgiler elde edilememiştir. Araştırma sonuçlarına göre en düşük dozaj olan 80 ppm lik uygulamalarda lenf ve kan kanserinde % 62 lik artış gözlenmiş ve bu artışın aspartamın parçalanma ürünü olan, metanolün formaldehit ve formik asite metabolize olmasından kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. Aspartamın güvenilirliği ile ilgili yapılan bu çalışma NIEHS (National Institued of Environmental and Health Sciences) bünyesindeki Amerikan US- Government Toxicology Initiative tarafından doğruluğu kabul edilmemiş ve yapılan bu çalışmada kendi ismini referans olarak kullandırtmamıştır. Çünkü yapılmış olan bu çalışmada kullanılan dozajlar, FDA tarafından insanların kullanmasına izin vermiş olduğu 40 mg/ kg vücüt ağırlığı ADI değerinin katı üzerinde kalmaktadır.

11 11 Vücut ağırlığı üzerinden belirlenmiş olan bu değer, farelerin vücut ağırlıkları göze alındığında izin verilen limitlerin çok çok üzerinde kalmıştır (Anon., 2005). Bunlara rağmen NTP (National Toxicology Programme), eleştirilen bir çalışma dahi olsa, Ramazzini fonu tarafından yapılan bu çalışmaya kayıtsız kalmamış, Amerikan hükümetinin sponsorluğunda, neticeleri bir de kendisi test etmek amacıyla, fareler üzerinde benzer dozları kullanarak üç ayrı çalışma daha yapmıştır. Yapılan tüm bu çalışmaların hepsinden çıkan ortak karar, Aspartam kullanımı ile kanserojen aktiviteler arasında hiçbir bağlantı bulunamadığıdır (Anon., 2005). SCF (The European Commision s Scientific Committee on Food), 2002 yılında bilimsel araştırmalar konferans sunumları ve abstract lardan oluşan 500 ün üzerindeki belgeyi incelemek suretiyle aspartamın güvenilirliği ile ilgili yeniden bir çalışma yapmış ve bunun neticesinde Aspartamın güvenilirliğini onaylayarak aspartam ile ilgili belirlenmiş olan ADI değeri için revizyonun gerekmediğini belirtmiştir (Anon., 2002 b). Aspartam ile ilgili, aşırı miktarda alımından sonra, beyin hasarına, tümörlere neden olduğu konusundaki endişeler yüksek dozda yapılan klinik araştırmalar sonucu giderilmiştir. Aspartamın bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Sağlıklı yetişkinler, iki yaşından büyük çocuklar, gebeler, emziren kadınlar ve diabetli hastalar için sağlıklı, emin olduğu ve rahatlıkla kullanılabileceği FDA tarafından belirtilmiştir. Aspartam iki yaşından küçük çocuklarda ancak minimal dozlarda kullanılabileceği bildirilmiştir (Doğan ve Boroğlu, 2000). Son zamanlarda aspartamın baş dönmesi, baş ağrısı, menstürel düzensizlik gibi, çeşitli semptomlara yol açtığı bildirilmiştir. 50 mg/kg/gün aspartam alımının, hayvanlarda ve insanlarda herhangi bir toksik etkiye sebep olmadığı bildirilmiştir. Normal kullanımlarda bu miktarlara ulaşmak çok zordur (Doğan ve Boroğlu, 2000).

12 Aspartamın Kimyasal Yapısı ve Özellikleri Aspartam, L-aspartik asit ve L-fenilalanin amino asitlerinden oluşan aspartil dipeptidinin metil esteridir (Doğan, 1997). Beyaz, kokusuz, kristal toz görünümünde ve tatlıdır. Suda hemen hemen tamamen, alkolde kısmen çözünebilir. (Maisons, 2002; Anon., 2004 a). Kimyasal ismi: N-L-α- Aspartyl-L-Fenilalanin-I-Methyl Ester (3-amino-N (α-carbomethoxy-phenethyl)-suc-cinamic acid) Kimyasal formülü: C 14 H 18 N 2 O 5 Yapısal formülü: Şekil 2.1. Aspartamın yapısal formülü (Walters, 2001). Molekül ağırlığı: 294,31 İzoelektrik nokta: ph 5,2 dir. Dalton ve rotasyon derecesi:1 M HCl içinde [α] 22 D = 2,3 o dir (Anym., 2002). Yoğunluk: 0,15-0,40 g/ml Erime noktası: 196 o C Bozulma sıcaklığı: 215 o C olarak ifade edilmektedir (Şeftalioğlu, 1989). Ana safsızlık (yaklaşık %2) diketopiperazin olup, aspartamın parçalanma ürünüdür ve tatlandırma özelliği yoktur (Maisons, 2002). Şekil 2.2. Aspartamın molekül yapısı (Walters, 2001).

13 13 Aspartamın çözünürlüğü sıcaklık ve ph ya bağlıdır. Aspartam 25 o C de suda kolaylıkla çözünür. Metanol içerisinde çok az çözünürken, etanol, kloroform ve heptan içerisinde çözünemez. Aspartamın nötr ph da çözünürlüğü, ph 3-4 arasındaki çözünürlüğünün yarısı kadardır. Maksimum çözünürlük ph 2,2 de (20 mg/ml, 25 o C de) ve minimum çözünürlük ph 5,2 (phi) de (13,5 mg/ml, 25 o C de) gözlenmiştir (Küçükkömürler, 1996; Maisons, 2002). Aspartamın sudaki çözünürlüğü Sıcaklık o C Şekil 2.3. Aspartamın sudaki çözünürlüğü (Anon., 2004 a). Tüm ürünlerde yeterli çözünürlük özelliğine sahip olan aspartam, meşrubat gibi sıvı uygulamalarda tipik konsantrasyonu % 0,01 ile % 0,02 oranlarındadır. Sudaki çözünürlüğü 20 o C de yaklaşık % 1 ve 50 o C de %2 dir. Aspartam yağda ve alkolde çözünmez. (Anon., 2004 a) Aspartam ticari olarak toz, granül ve ince granül olarak üç farklı formda bulunmaktadır. Aspartamın tüm formları aynı çözünürlük özelliğine sahip olmasına karşın, toz formdaki aspartam granül formadaki aspartamdan daha hızlı çözünmektedir. Koşullara bağlı olarak çözünme süresi 5-30 dak. arasında değişmektedir. Karıştırma ve sıcaklık artışı (60 o C ye kadar) çözünürlüğü hızlandırır. Aspartamın asit çözeltileri içerisinde çözündürülmesi çözünürlük hızını önemli ölçüde arttırmaktadır. Örneğin; 20 o C de, %5 sitrik asit çözeltisinde aspartam çözünürlüğü yaklaşık % 4 ve % 20 sitrik asit çözeltisinde ise çözünürlük yaklaşık %10 dur (Şekil 2.4.) (Anon., 2004 a).

14 14 Sitrik asit çözeltisi içinde aspartam çözünürlüğü (Sıcaklık = 20 o C ) % Sitrik asit oranı Şekil 2.4. Aspartamın sitrik asit çözeltisi içindeki çözünürlüğü (Anon., 2004 a) Sıcaklık ve asit konsantrasyonuna bağlı olarak hazırlanacak stok çözeltiler, önemli miktarda bir kayıp gözlenmeden gün boyu veya daha uzun süre depolanabilir. Örneğin; 15 o C de % 6 sitrik asit çözeltisinde 24 saatten fazla bekletilen % 5 lik aspartam çözeltisinin, %0,5 den az miktarı degredasyona uğramaktadır (Anon., 2004 a). Aspartam sakkarozdan yaklaşık 200 kez daha güçlü bir tatlandırıcıdır. Ancak aspartamın tatlılık potansiyeli uygulamaya ve aspartam konsantrasyonuna göre değişkenlik gösterebilmektedir. Düşük konsantrasyondaki aspartam miktarı ile yüksek tatlılık potansiyeline ulaşılmaktadır (Şekil 2.5) (Anym., 2004 a). Alkolsüz İçeceklerde Aspartamın Tatlılık Potansiyeli Tatlılık Potansiyeli Düşük konsantrasyonda aspartam ile daha yüksek tatlılık potansiyeline ulaşılmaktadır. Şekil 2.5. Alkolsüz içeceklerde aspartam tatlılık potansiyeli (Anon., 2004 a). Aspartamın sudaki konsantrasyonuna karşılık tatlılık değeri Şekil 2.6 da gösterilmiştir. Denklem her konsantrasyon için tatlılık eşdeğerinin hesaplanmasında

15 15 yardımcı olmaktadır. R birimi % sakkaroz eşdeğeri, C birimi milyonda birlik kısmı ifade eder (Walters, 2001). Aspartam Konsantrasyonu ve Tatlılık Eşdeğeri % Sukroz Eşdeğeri Konsantrasyon (ppm) Şekil 2.6. Aspartam konsantrasyonu ve tatlılık eşdeğeri (Walters, 2001). Aspartam oldukça sulandırılmış bir çözeltide yoğun bir tat verir. Tatlılık potansiyeli değişik tip çözeltilerde sakarinden 400 kat daha fazla olabilir. Bu şekilde gıdanın kalori değeri % 95 e kadar azaltılabilmektedir (Küçükkömürler, 1996). Sert şekerlemeler ve gazlı içeceklerde sakkaroza eşdeğerde kullanılan aspartam çok daha fazla tatlılık vermektedir. Aspartam kuvvetli tatlılaştırıcı etkisinin yanı sıra aromayı arttırıcı ve hissedilen tadın ağızda uzun süre kalmasını sağlayıcı bir özelliği vardır (Şeftalioğlu, 1989). Özellikle limon, portakal, greyfurt gibi meyvelerle birlikte kullanıldığında, sinerjik etkisi nedeniyle doğal tattan daha fazla etkili olabilmektedir (Küçükkömürler, 1996; Şeftalioğlu, 1989). Bu etki doğal aromalarda, yapay aromalara oranla daha belirgin olarak görülmektedir (Şeftalioğlu, 1989). Aspartamın sinerjik etkisi dekstroz karışımlarında % 35 e ulaşmaktadır. Aspartam tadı naringin, alüminyum ve potasyum tuzları ile uzatılabilmektedir (Küçükkömürler, 1996). Şeftalioğlu (1989) nun belirttiği üzere, Homler (1984) e göre bazı uygulamalarda aspartamın aromayı arttırıcı etkisi bir dezavantaj olabilmektedir. Örneğin; bitter kakao ile aspartam kullanıldığında, aspartam kakaonun acılığını arttırmaktadır. Ancak farklı alkalizasyon uygulanan kakaoların kullanılmasıyla

16 16 ürünlerde acılık artışının bir sorun oluşturmasının engellenebileceği belirtilmektedir. Aspartamın alkali ortamlarda (örneğin kakaolu ürünlerde) meydana getirdiği acımsı tadı önleyebilmek amacıyla, aspartam çeşitli ürünlerde % 0,01-0,06 yada değişik oranlarda kullanılabilmektedir (Küçükkömürler, 1996; Doğan, 1997). Aspartamın yapısını oluşturan amino asitlerden L-aspartik asit beyaz kristal veya kristal toz, kokusuz ve asidik tada sahip; suda kısmen çözünebilir, etanol ve dietil eterde hemen hemen hiç çözünmez. L-fenilalanin amino asidi ise, beyaz kristal veya kristal toz, kokusuz veya hafif karakteristik kokuda ve kısmen acı tada sahip; formik asitte kolayca çözünebilir, suda tedbirli çözünebilir ve etanolde hemen hemen hiç çözünmez (Anon., 2003). Küçükkömürler (1996) in belirttiği üzere Mazur raporunda, L-aspartik asit ve L- fenilalanin yalnız başlarına tatlı olmamalarına rağmen, L-aspartik asidin bir kısmının tatlı tadın oluşmasında önemli bir fonksiyonu olduğunu belirtmektedir. Aspartik asit ve fenilalanin yerine diğer amino asitlerin kullanılması üzerine yapılan bir araştırmada, aspartik asidin elzem olduğu fakat fenilalanin yerine tirozin kullanılabileceği bulunmuştur. Ancak bu şekilde elde edilen aspartyltyrosine methyl esterinin tatlılık potansiyelinin 50 olduğu belirlenmiştir (Şeftalioğlu, 1989). Aspartam yapısında yer alan amino asitlerden aspartik asit hafif ekşi ve tatsızdır, buna karşın yapısındaki diğer aminoasit fenilalanin ise acı tattadır. Bu iki aminoasidin özellikleri birleştiğinde ve fenilalaninin karboksil grubu metilester ile değiştiğinde sonuçtaki ürünün sakkaroza benzer bir tatlılık verdiği bildirilmektedir (Şeftalioğlu, 1989) Aspartamın Metabolizması ve Parçalanma Ürünleri Aspartam vücutta aynen proteinler gibi metabolize edilmekte olup, diğer amino asitler gibi 1 g ı 4 kcal sağlar (Şeftalioğlu, 1989; Walters, 2001). Aspartam şekerden yaklaşık kez daha tatlı olduğu için, istenen tatlılık seviyesine ulaşmak için ihtiyaç duyulan aspartam miktarı, gerekli olan şeker miktarının %1 i kadardır. Böylece

17 17 kalorinin %99,4 üne ikame edilmiş olmaktadır (Walters, 2001). Sonuç olarak aspartamın verdiği kalori son derece az ve önemsizdir (Şeftalioğlu, 1989). Aspartamın yapısını oluşturan L-fenilalanin ve L-aspartik asit, insan diyetinde günlük olarak tüketilen birçok gıdada doğal olarak bulunmaktadır ve bu amino asitleri içeren et, peynir, balık, sebzeler, meyve suları ve anne sütünde mevcut olan amino asitler ile aynı yolla metabolize olmaktadır (Anon., 2004 a) Laboratuar hayvanları ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalarda aspartam gastrointestinal sistemde metanol, aspartik asit ve fenilalanine metabolize olmaktadır. Ağırlık üzerinden aspartam % 50 fenilalanin, % 40 aspartik asit ve % 10 metanolden oluşmaktadır. Metabolizma bağırsak lumeninde ve enterositler içinde meydana gelmektedir. Düşük oranlardaki aspartam (% oranındaki tüketimi) metabolize olmadan absorbe edilebileceği bildirilmiş olmakla birlikte bu sonuçlar onay gerektirmektedir (Anon., 2004 a; Walters, 2001; Küçükkömürler, 1996; Maisons, 2002). Aspartamın parçalanma (metabolizma) ürünleri Şekil 2.7 de görülmektedir. Şekil 2.7. Aspartamın parçalanma ürünleri (Anon., 2004 c).

18 Aspartik asit Aspartat olarak da adlandırılır. Tüm proteinlerin yapıtaşını oluşturan amino asit olarak doğada bulunur. Esansiyel olmayan amino asit olarak sınıflandırılır, yani vücutta sentezlenebildiği için diyetle vücuda alınması zorunlu olmayan amino asitlerdendir. Aspartik asit üre sentezindeki ve beyindeki bir nörotransmiter olarak yeni DNA ların sentezinde önemlidir. Bu nedenle vücut içerisindeki seviyesi dikkatle düzenlenir. Eğer vücut daha fazla aspartik aside ihtiyaç duyuyor ise; enerji metabolizmasının trikarboksilik asit döngüsünden (Krebs Döngüsü) oksaloasetat kullanarak daha fazla aspartik asit üretir. Eğer vücutta aspartik asit fazlalığı var ise, fazlalık trikarboksilik asit döngüsüne giren fumarata çevirir ve enerji sağlar (Walters, 2001). Aspartamın aspartik aside transformasyonu herhangi bir nörotoksik etkiye neden olmamaktadır. Özellikle bu amino asidin kan-beyin bariyerinin ortasındaki transport sisteminin karakteristik özelliğinden dolayı, bu bariyer aspartik asidin kana karışımını ilerleterek beyinde birikimini önlemektedir. İnsanlarda, aspartik asidin plazma seviyesi, aspartamın 34 mg/kg vücut ağırlığı dozunda ağız yoluyla alınması ile önemli ölçüde artmaktadır (Maisons, 2002; Küçükkömürler, 1996). Aspartik asidin hipotalamik lezyonları teşvik edici özelliğinden dolayı en düşük etkili günlük doz 650 mg/kg dır. Ancak aspartamlı içecekelerin plazma aspartik asit konsantrasyonu üzerinde etkili olmadığı saptanmıştır (Küçükkömürler, 1996) Fenilalanin Aspartam metabolize olurken % 50 si fenilalanine dönüşmektedir (Küçükkömürler, 1996). Fenilalaninin bir kısmı sindirim sisteminde CO 2 şeklinde dışarı atılır, büyük bir kısmı ise aminoasit havuzunda toplanarak protein sentezine katkıda bulunur (Maisons, 2002). Esansiyel bir amino asit olan fenilalanin özellikle tirozin

19 19 amino asidinin ve birçok proteinin yapıtaşıdır (Kavas, 2003). Tirozin beyin nörotransmiterlerinden depomin ve neopinefrine öncü olarak görev yapmaktadır. Fenilalanin tirozin yolu ile beyin fonksiyonları üzerinde etkili olabilir. Bu yol ile tirozin, lösin, isolösin, valin, triptofan (LNNA= Large Nötral Amino Asitler), histidin ve methionin beyin içerisinde taşınmaktadır. Bu nötral amino asitlerin her biri birbirini tamamlayarak beyin içine transfer olurlar. Kan plazmasındaki fenilalanin yükselmesi ile birlikte LNAA da yükselir (Küçükkömürler, 1996). Özellikle şizofrenik bulgularda dopamin ve noradrenalin üzerinde önemle durulmuş ve fenilalanin ile tirozinin şizofrenide hiperdopaminerjik aktivasyon nedeni ile olaya dolaylı katıldıkları tespit edilmiştir. Ayrıca, parkinson ve motor nöron hastalığı gibi hastalıkarda fenilalanin düzeylerinde belirgin artışlar olduğu ve bu tip rahatsızlıklarda fenilalanin metabolizmasında bozukluklar bulunduğu tespit edilmiştir. Günümüzde L-fenilalanin sıklıkla depresyon tedavisinde kullanılmakta, nörotransmiterlerin üretiminde rol almakta ve özellikle bu nörotrasnmiterlerden norepinefrin üretimi gerçekleşerek hafızaya, öğrenme kapasitesine de yardımcı olmaktadır. Ayrıca amino asidin, merkezi sinir sistemindeki etkisi ile depresyonu önlediği, migren ağrılarını azalttığı belirlenmiştir. Fenilalaninin DL formunun ise; mental dikkati arttırdığı ve Parkinson hastalarında kullanıldığı bilinmektedir (Kavas, 2003). Normalin üstünde dozaja maruz kalınması durumunda, kandaki standart fenilalanin konsantrasyonu fenilalanin hastalığına sahip çocuklarda olası bir yan etkiye neden olduğuna ulaşılamamıştır. Bunun da ötesinde tekrarlayan aspartam dozunun alımında kanda fenilalanin birikimine yol açmamıştır (Maisons, 2002). Maisons (2002) ın belirttiği üzere, Maher vd. (1986, 1987) ne göre fenilalaninin beyne ulaşma kabiliyeti, fenilalaninin aspartam tüketimi veya diyetle alınan protein sindirimine göre farklılık gösterir. Kan beyin bariyerinde sonuçlanan fenilalanin ve diğer aminoasitler arasında bir rekabet söz konusu olabilir. Bu da yemekte alınan proteinden daha ziyade, aspartam tüketimi beyindeki fenilalanin artışından sorumlu olabilir. Bu görüş, fenilalanin hidroksilaz eksikliği olan insanlarda ve epilepsi gibi sinir hastalıklarına sahip bireylerde olası risklere neden olabilir. Bu son nokta, aspartam tüketimi beyinde fenilalanin absorbsiyonunu arttırarak, kateşoleminen veya seratonin

20 20 sentezine etki edebilir ve ispazmoz (katılma) lara neden olabileceğini belirten Wurtman (1985) tarafından da desteklenmiştir. Aspartamın yapı taşlarından biri olan fenilalanin esansiyel bir amino asittir. Bu nedenle, fenilalanin insan vücudu tarafından üretilememektedir ve mutlaka diyetle birlikte alınması gerekmektedir. Bununla birlikte aspartam, fenilalanini metabolize edemeyen fenilketonurili hastalar için sakıncalıdır (Doğan ve Boroğlu, 2000). Fenilalanin hidrofobik bir amino asittir. Fenilalanin, tyrosin ve bazı nörotransmiterlerin sentezinde kullanılmaktadır. Bu amino asidin aşırı miktarları fumarat ve acetoacetate a dönüştürülmektedir. Fenilketonüri hastaları; de 1 kişiyi etkileyen ciddi bir metabolik bozukluk olan fenulketonuri rahatsızlığı olan kişilerdir. Eğer hastalık tedavi edilmezse zihinsel rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Olması gerektiği gibi metabolize edilemeyen fenilalanin, fenil ketonlara dönüşür ve ürinde birikir. Sonuçta, sinir sisteminde ciddi hasarlara yol açmaktadır. Fenilketonuri rahatsızlığının sebebi, fenilalanini tyrosin e çeviren fenilalanin hidroksilaz enziminin vücuttaki eksikliğidir (Warkentin, 2004; Küçükkömürler, 1996). Bu durum klasik fenilketonuri olarak adlandırılır (Warkentin, 2004). Bu enzimin yetersizliği sonucu kan dolaşımında fenilalanin ve fenil-pürüvat konsantrasyonları artmaktadır (Küçükkömürler, 1996). Aşırı fenilalanin, fenilketon olarak adlandırılan anormal ürünlere metabolize olmaktadır. Fenilalanin ve fenilketonların düzeylerinin artışı, yaşamın ilk 3-6 haftasında beyinde belirlenemeyen ve geri dönüşümü olmayan hasara yol açmaktadır. Fenilketonuri hastalığı bulunanlarda deride anormallik (egzema gibi) aşırı pigmentasyon ve ışığa karşı hassasiyet belirtileri görülmektedir. Fenilketonuri hastaları dikkatli bir diyet uygulamak zorunda ve alacakları muhtemel fenilalanine dikkat etmelidir. Aspartamın temel yapı taşlarından birinin fenilalanin olması nedeniyle, fenilketonuri hastalarının aspartam kullanması yasaklanmıştır (Warkentin, 2004). Yeni doğmuş bebeklerde pre-hidroksilaz aktivitesine bakılarak fenilketonuri olup olmadığı saptanabilir. Bu enzimin eksikliğinin saptanması durumunda diyetteki fenilalanin düzeyi sınırlı tutularak gelişim üzerindeki olumsuz etkileri önlenebilir (Küçükkömürler, 1996). Fenilkenoturili çocuklar için önerilen en yüksek doz aspartam

21 µmol/l dir. ADI 22 mg/kg olarak belirtilmektedri. Ancak normal bir diyetle alınan fenilalanin miktarı mg/kg dır (Küçükkömürler, 1996). Normal diyette yer alan bazı önemli gıda maddelerinin fenilalanin içeriği göz önüne alındığında aspartamdan gelen fenilalaninin çok düşük düzeyde olduğu anlaşılacaktır. Örneğin; 50 gramlık bir yumurta 343 mg fenilalanin, 245 gramlık bir fincan süt 403 mg fenilalanin, 85 gramlık bir hamburger 819 mg fenilalanin, 24 gramlık bir dilim ekmek 112 mg fenilalanin, 85,7 gramlık derisiz tavuk 1034 mg fenilalanin 300 ml 1 kutu gazlı meşrubat (%100 aspartamlı) 112 mg fenilalanin 220 ml domates suyu 45 mg fenilalanin 115 gram muz 49 mg fenilalanin içerirken, 50 mg aspartam sadece 25 mg fenilalanin içermektedir. Yine aspartam kullanılarak üretilen bir vitamin tabletinde 4 mg aspartam bulunmakta ve bu tablet sadece 2 mg fenilalanin içermektedir (Şeftalioğlu, 1989; Anon., 2004 a). Bu konudaki çalışmalar günümüzde de devam etmektedir. Pek çok araştırıcı tarafından aspartamın fenilketonuriler için ilave risk meydana getirmediği saptanmış olmasına rağmen, fenilketonurilere aspartam kullanmaları önerilmemektedir (Şeftalioğlu, 1989). Bu nedenle, aspartam kullanılarak tatlandırılmış ürünlerin etiketlerinde Fenilalanin ihtiva eder uyarısı yer almak zorundadır (Anon., 2002 a) Metanol Metanol aspartamın ağırlık üzerinden yaklaşık % 10 unu oluşturur (Anym., 2002; Şeftalioğlu, 1989). Aspartamın metabolizması sırasında metil grubu metanole dönüşür (Küçükkömürler, 1996). Metanol formaldehit, formik asit ve CO 2 e metabolize olmaktadır (Maisons, 2002).

22 22 Metanol ve yıkım ürünlerinin vücutta fazla birikmesi toksik özellik gösterebilmektedir. Ancak yüksek dozda (200 mg/kg) aspartam alımını takiben kan metanol düzeyinde önemli bir artış görülmemiştir. Aspartamlı bir içecek tüketimi sonucunda oluşan metanol miktarı aynı hacimdeki meyve suyundan azdır (Küçükkömürler, 1996; Şeftalioğlu, 1989). Bir litre meyve veya sebze suyu yaklaşık mg metanol içerirken, bir litre aspartam içeren diyet içecek yaklaşık 48 mg metanol içermektedir. Bu da; doğal gıdalarla alınan metanol miktarının, gıda katkı maddesi olarak aspartam vasıtasıyla alınan metanol miktarından çok daha düşük olduğunu göstermektedir. İnsanlarda vücut ağırlığı başına mg/kg metanol sindirimi, kanda format birikimi, görme ve merkezi sinir sisteminde toksik etkilere neden olmaktadır. Bu dozajlar aspartam ile alınabilecek maksimum metanol dozundan 100 kat daha fazladır. Çizelge de bir kutu diyet içecekten alabileceğiniz metanol miktarı ve aynı hacimdeki bazı meyve sularında bulunan metanol miktarlarını göstermektedir (Walters, 2001). Çizelge 2.1. Bazı meyve sularının metanol içerikleri. Diyet içecek (350 ml) Portakal suyu Elma suyu Üzüm suyu Domates suyu 0,024 g 0,018 g 0,021 g 0,046 g 0,085 g Metanol aspartamın metabolize olması sırasında oluşabildiği gibi aspartamlı sıvı karışımların beklemesi sırasında da oluşabilmektedir (Küçükkömürler, 1996). Maisons (2002) ın belirttiği üzere, Trocho vd. metanol içeren aspartamın, karaciğerde stabil olan DNA ve protein türevlerine neden olduğu belirtilmiştir. Bu araştırmacılara göre, aspartamın düzenli tüketiminden sonra, bu protein türevlerinin birikimi uzun zamanda toksik ve kanserojenik problemler oluşturabilmektedir. Aspartamın yüksek dozajlarda alınması, farelerde hiçbir zaman karaciğer kanserine neden olmamıştır. Bu gerçeğin yanında Trocho nun çalışmaları protein ve DNA larda bulunan bir radyoaktivite tanımlamamaktadır. Sonuç olarak, proteinlerin üzerinde

23 23 formaldehit türevlerinin oluşumu ve in vivo şartlarda aspartamdan nükleik asitlerin oluşumu ispatlanmak üzere durmuştur. Maksimum metanol ADI 5 mg/kg olarak belirlenmiştir. Bunun ancak 100 katı toksik olabilmektedir. Aspartam sindirimini takiben metanol zehirlenmesinin gelişmesi imkansızdır (Küçükkömürler, 1996). Bu nedenlerle, FDA yapılan araştırmalar sonucunda Aspartamın sindirimi ile ortaya çıkan metanol miktarının sağlık açısından sorun oluşturmadığına karar vermiştir (Şeftalioğlu, 1989) Diketopiperazin (DKP) Aspartamın yapısında yer alan başlıca safsızlık maddesi, tatlılık özelliği bulunmayan ve aspartamın degredasyon ürünü olan diketopiperazindir (yaklaşık % 2 si) (Anon., 2004 c). Bir dipeptit olan aspartam kolaylıkla hidrolize olabilir. Bu hidroliz kimyasal olabildiği gibi, mikrobiyal yıkım sonucunda da gerçekleşebilir. Fenilalanin metil esterleri arası veya iki amino asit (fenilalanin, aspartik asit) arasındaki peptit bağının hidrolizi sonucunda tatlılık kaybı oluşur. Bu şekilde aspartamın paçalanması sonucunda diketopiperazin oluşur (Küçükkömürler, 1996). Aspartamın degredasyon ürünü olan DKP toksisitesi laboratuar hayvanları üzerinde çalışılmıştır. Fareler üzerinde yapılan uzun dönem çalışması ile, 100 güvenlik faktörüne bölünerek elde edilen sonuçlara göre; DKP in insanlar için günlük kabul edilebilir alım miktarı (ADI); 750 mg/kg vücüt ağırlığı/gün seviyesinde hiçbir etki gözlenilmemiş olmasına dayanarak, 7,5 mg/kg vücut ağırlığı olarak belirlenmiştir (Maisons, 2002). Özetlenecek olursa; aspartam, aspartik asit ve fenilalanin amino asitlerinin metil esterinden oluşmaktadır. Amino asitler protein blokları yapısındadır. Aspartik asit ve fenilalanin et, tahıl ve süt ürünleri gibi protein içeren gıda maddelerinde doğal olarak da bulunmaktadır. Metil ester yapı ise meyve, sebze ve bunların sularında doğal olarak bulunmaktadır. Aspartam vücutta sindirimi sırasında aspartik asit, fenilalanin ve metanol olmak üzere 3 temel bileşenine parçalanmakta ve bu bileşenler kana karışıp

24 24 vücudun normal işleyişinde kullanılmaktadır. Aspartam ve kompenentleri vücutta birikim yapmamaktadır. Ayrıca bu kompenentlerin miktarları diğer besinler ile alınan miktarlarına kıyasla daha düşük seviyededir. Örneğin, yağsız süt %100 aspartam ile tatlandırılmış bir diyet içeceğe kıyasla 6 kat daha fazla fenilalanin ve 13 kez daha fazla aspartik asit sağlamaktadır. Aynı şekilde, domates suyu da aspartam ile hazırlanmış bir içeceğe kıyasla yaklaşık olarak 6 kat daha fazla metanol sağlamaktadır (Anon., 2004 b). Aspartamın stabilitesi zaman, sıcaklık, ph ve su aktivitesine bağlı olarak değişmektedir (Anon., 2004 c; Maisons, 2002; Doğan ve Buroğlu, 2000). Aspartam kuru koşullarda oldukça stabil olup, 105 o C de 100 saatlik bir ısı uygulamasından sonra yaklaşık % 5 lik bir kayıp gözlenmektedir. 120 o C de 80 saatlik bir uygulama sonrası ise kayıp % 50 den daha az olmaktadır (Anon., 2004 c; Maisons, 2002). Sıcaklığın 150 o C ye çıkması halinde 1 gün sonunda bileşiğin tamamen diketopiperazine dönüştüğü bilinmektedir (Doğan, 1997). Bu yüzden toz miks grubu uygulamalarda yada tablet formunda hem üretim prosesi boyunca hem de ürünün raf ömrü boyunca stabilite son derece iyidir. Nemin bulunmadığı şartlarda aspartam saf formunda birkaç yıl depolanabilir. Minimum raf ömrü 5 yıldır. Nem ve depolama göz önüne alındığında 30 o C de % 70 nisbi nemde 6 ay depolama sonunda aspartamda bozulma tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra 20 o C de % 40 nisbi nemde 1 yıl depolandığında % 2 den daha az bozulma olduğu gözlenmiştir. (Doğan ve Buroğlu, 2000) Aspartam sulu çözelti halinde o C sıcaklıkta depolandığında hızla diketopiperazine degrade olmaktadır. Bu nedenle yüksek sıcaklık uygulanan gıdalarda kullanımı uygun olmamaktadır. Oda sıcaklığında aspartam stabilitesi 3,4-5,0 ph aralığında iyi olup, maksimum stabilite 4,2 te gözlenmektedir. ph 3,4 ün altında dipeptiti yapı hidrolize olmakta ve ph 5,0 in üzerinde diketopiperazin oluşumu ile kristalizasyon meydana gelmektedir. Sonuçta, her iki durumda da tatlılıkta azalmaya neden olan bir transformasyon gerçekleşmektedir (Anon., 2004 c; Maisons, 2002). Sıcaklık ve ph aspartam degredasyonunu teşvik eden major etkenler olmasına rağmen, reaktif çözgenler de aspartam stabilitesini etkilemektedir. Tampon tuz çözeltileri aspartamın degredasyonunu katalize etmektedir. Bunun dışında yüksek

25 25 sıcaklıklarda aspartamın, maillard reaksiyonu yoluyla şekeri indirgemeye yöneldiği görülmüştür (Wetzel ve Bell, 1997). Aspartamın alkali ph değerine sahip sıvı sistemlerde kullanımı tavsiye edilmez. Sıvı sistemlerde en iyi sonuçları elde etmek için, aspartam stabilitesinin korunması açısından uygun ph seviyeleri ve kontrollü depolama sıcaklıkları önemlidir. UHT, HTST ve sıcak dolum paketlemede etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Ortam içerisindeki asitlik durumunda raf ömrü etkilenir. Fosforik asit içeren sistem en kısa raf ömrüne sahiptir. LTLT pastörizasyon işleminde kayıp % 3 den daha az, HTST işleminde bu oran % 1 in altındadır. UHT yöntem işlemede aspartam kaybı ihmal edilebilecek düzeyde kalmaktadır (Doğan ve Buroğlu, 2000). Çizelge de ısıl işlemde aspartamın stabilitesi görülmektedir. Depolama zamanı, sıcaklık ve ph ya bağlı olarak sadece aspartam tatlılığını kaybetmez, ayrıca gıda ürününün raf ömrü de azalır. Bu nedenle aspartam ve parçalanma ürünlerinin kararlılığı diyet ve diyabetik gıdaların kalite kontrolü için oldukça önemlidir. (Demiralay ve Özkan, 2004) Çizelge Sıcak işlemde aspartam stabilitesi (Anon., 2004 a; Doğan ve Buroğlu, 2000). ph Aspartam kayıpları (%) UHT 15 sn/121 o C-135 o C 2,5-3,5 0,5-1,5 Uzun süreli pastörizasyon 15 dk. / 80 o C 2,6-4,2 2,0-4,0 HTST 15 sn./72 o C 3,5 <1 Sıcak dolum 88 o C 3,5 3-6 Konserve kutulama 90 o C, 20 dk 3,8 < Aspartamın Gıda Sanayinde Kullanım Alanları FDA tarafından belirlenen aspartamın kullanım alanları çok geniştir. Karbonatlı gazlı içecekler, içecek tozları, balonlu cikletler, naneli nefes açıcılar, önceden tatlandırılmış

26 26 çay ve kahveler, süt, yoğurt, dondurma karışımları, puding ve jöle gibi kuru karışımlar, kurutulmuş ürünler çiğnenebilen vitaminler ve tablet tipi tatlandırıcılarda kullanımına izin verilmiştir (Küçükkömürler, 1996). Aşağıda bir çok gıdada başarı ile kullanılabilen tatlandırıcı aspartamın bazı gıda ürünlerindeki uygulama koşullarına yer verilmiştir Meşrubatlar Aspartam sekere en yakın tat profiline sahip olmasının yanı sıra özellikle narenciye kökenli ürünlerde olmak üzere, birçok aromanın algılanmasını ön plana çıkartma özelliğine sahiptir (Anon., 2004 a). Meşrubat üretim sırasında toz aspartam veya granül formdaki aspartam asit ilavesinden sonra direkt ve indirekt olarak ilave edilir. Granül formda bulunan aspartam, toz ürünlerin yanı sıra özellikle sıvı ürünlere yönelik uygulamalarda her geçen gün artan bir oranda kullanılmakta ve dolayısıyla çok daha fazla tercih edilmektedir (Anon., 2004 a). Granül formdaki aspartam kullanımı sayesinde, hem personelde toz aspartam kullanımıyla, boğaz ve genizde uzun süre kalan tatlılık şikayeti ortadan kaldırılmakta, hem de uçuşarak çevreye yayılan toz aspartam zerreciklerinin yol açtığı küçük miktarda da olsa, imalattaki aspartam kayıpları da engellenebilmektedir. Granül aspartamın çözünme süresi toz aspartama oranla daha uzun olmakla birlikte kullanılan ekipman ve sıcaklığa bağlı olarak 5-30 dakika arasında değişmektedir (Anon., 2004 a) Süt Ürünleri Yoğurt, Milkshake gibi ürünleri de içeren bir çok süt ürünleri için aspartam kullanımı uygundur. Şekere ikame olarak kullanılan aspartam ile birlikte süt içeriğinin arttırılması ürünün besin değerini de arttırmaktadır (Anon., 2004 a).

27 Yoğurt Set yoğurt üretiminde aspartam ilavesi fermentasyondan önce pastörizasyondan sonra gerçekleştirilir. Fermentasyon süresince proteaz aktivitesi nedeniyle aspartamda kısmi degredasyon görülebilir. Fermentasyon süresine ve kullanılan starter kültüre bağlı olarak % 5-35 kayıp gözlenebilir. Meyveli yoğurt üretiminde aspartam genellikle fermentasyondan sonra, kullanıma hazır meyve konsantreleri ile kombine edilerek veya ayrı ayrı ilave edilir. Son üründeki aspartam miktarı mg/kg olmalıdır. Yoğurt için belirlenen standart ram ömrü boyunca (4-6 hafta) aspartam stabilitesini korumaktadır (Anon., 2004 a) Dondurulmuş Tatlılar Dondurulmuş tatlılarda foksiyonel karakterleri ve tatlılıkları göz önüne alınarak genellikle sakkaroz kullanılmıştır. Hacim verici şeker alkolleri ve ya polidekstrozlar ile birlikte kullanılan aspartam ile elde edilen ürünler aspartamın yoğun ve doğala yakın tatlılık potansiyeli sayesinde, orijinal yapıda ürünler elde edilebilmektedir. Ürünlerde şeker ile elde edilen hacim ve yoğunluğu sağlayabilmek için kullanılan hacim verici ajanların seçimi dondurma çeşidi, katı madde miktarı, arzu edilen kalori ve yağ azaltılması göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Genellikle bazı şeker alkolleri ve polidekstrozların kombinasyonu tercih edilir. Optimum tatlılık potansiyelini elde etmek için formulasyonda yer alan aspartam oranının %0,06-0,10 arasında olması gereklidir. Süt içeren dondurulmuş tatlıların gerektirdiği ısıl işlem prosesi, HTST yönteminin uygulanmasıyla aspartam, stabilitesini % 90 dan fazla koruyacaktır. Aspartam kullanılarak üretilen dondurulmuş ürünlerin raf ömrü ise şeker ile elde edilmiş ürünlerin raf ömrü ile aynı süreyi ifade eder (Anon., 2004 a).

28 Şekerleme Sert ve yumuşak şekerler, sakız ve çikolata gibi tüm ürünlerin aspartam içeren formulasyonları, vücut sağlığı, diş sağlığı ve besin değeri nedeniyle birçok tüketicinin arzu ettiği şekersiz ürünler haline getirilebilir. Önerilen Aspartam kullanım miktarı şekerlerde % 0,1-0,25 oranındadır. Kesikli proseslerde aspartam, sitrik asit veya dolgu maddeleri (isomalt, laktitol, maltitol, ksilitol) ile birlikte prosesin en son aşamasında aromalar ve renklendiriciler ile birlikte ilave edilir. Sürekli proseslerde ise sitrik asit ile birlikte çözündürülmüş aspartam ölçüm yöntemi ile pişirilmiş şeker kitlesine ilave edilir. Aspartam Ultrafine ve isomalt, laktitol, maltitol, polidekstroz gibi dolgu maddeleri kombinasyonu ile birlikte hazırlanarak mükemmel çikolata ürünleri elde edilebilir. 10 µm den küçük partikül boyutuna sahip olan Aspartame Ultrafine ile üretilmiş çikolata düzgün ağız hissi oluşturmaktadır. Aspartam kayıplarını minimize etmek için, aspartam, konçlamanın bitiminden hemen önce aromalar ve vanilin ile birlikte ilave edilmelidir (Anon., 2004 a) Sakız Sakız teknolojisi gereği üretiminde toz aspartam önerilmektedir. Spesifik çözünürlüğü nedeniyle sakıza ağızda uzun süreli tatlılık sağlayaran aspartam kullanılarak hazırlanmış ürünler tüketici tarafından da öncelikli olarak tercih edilmektedir. Sakız formulasyonlarında genellikle % 0,2-0,3 oranlarında aspartam kullanılmaktadır. Genellikle yoğurma işleminin sonunda en son hammadde ilave edildikten sonra ürüne eklenilmesi önerilmektedir. Aspartam kullanılarak hazırlanmış olan sakız formulasyonlarında şeker yerine ikame edebilecek dolgu maddeleri olarak sorbitol, maltitol, ksilitol, isomalt veya diğer şeker alkolleri kullanılabilir (Anon., 2004 a)

29 Aspartam ve Diğer Tatlandırıcıların Stabilitesi Kullanım alanı çok geniş olan aspartamın, kullanımı sırasında ortaya çıkan en önemli sorun sulu çözeltilerde ve ürünlerde sıcaklık, su oranı ve ph ya bağlı olarak stabilitesini kaybederek, tatsız bileşiklere dönüşmesidir (Şeftalioğlu, 1989) Günümüze kadar yapılan toksikolojik çalışmalar sonucunda FDA tarafından aspartamın pek çok gıda maddesinde kullanımına izin verilmiştir. Konu ile ilgili otoritelerce güvenilir olarak kabul edilen aspartamın fiziksel ve kimyasal niteliklerine ilişkin özelliklerini yansıtan bazı literatür bilgilerine değinilecektir. Lotz vd. (1992) aspartam, asesulfam-k ve bunların karışımının meyveli yoğurtta fermentasyon, üretim ve depolama (3 hafta soğutma) sırasındaki stabilitelerini incelemiştir. Tatlandırıcılar (%10 sakkaroz, 600 ppm asesulfam, 200 ppm asesulfam ppm aspartam, 600 ppm aspartam, 160 ppm asesulfam ppm aspartam+ % 1 fruktoz, 145 ppm asesulfam+ 145 ppm aspartam + % 0,99 fruktoz), aşılamadan hemen sonra süte eklenmiş ve fermentasyona alınmıştır (34 o C de ve ph 4,8 oluncaya kadar, yaklaşık 8 saat inkübasyon, takiben bir gece o C ye soğutma). Tatlandırıcı içermeyen gerekli miktardaki meyve preperatı fermentasyon sonunda (ph 4,2-4,3) yoğurda ilave edilmiştir. Sonuçlar; meyveli yoğutta gerek fermentasyon öncesi oluşumları tetikleme, gerekse asitlendirilmesi süreci içesinde tatlandırıcılardan kaynaklanan herhangi bir sapma göstermemiştir. Asesulfam -K ve aspartam konsantrasyonlarının HPLC analizleri; asesulfam-k nın yoğurt fermentasyonu ve depolanma sırasında stabil bir tatlılık sağladığını, buna karşılık fermentasyon sırasında eklenen aspartamın yaklaşık olarak %40 ının degrade olduğunu ortaya koymuştur. Depolama sırasında tatlandırıcıların konsantrasyonunda önemli bir değişim görülmemiştir. Woo ve Nam (1996) sıcaklık ve ph nın aspartamın termal stabilitesi üzerine yaptıkları bir araştırmada, o C ve ph 3-7 değerleri arasında aspartam stabiltesi incelemişlerdir. Sıcaklık artışıyla birlikte, termal degredasyon için 20,77 kcal/mol aktivasyon enerjisinde aspartam degradasyonu da hızla arttığı belirlenmiştir. Aspartamın parçalanması ile birlikte, termal degradasyon ürünleri (diketopiperazin ve alfa-aspartilfenilalanin) de hızla artmıştır. Aspartam solüsyonlarının ilk 3 saatlik ısıtma

BEBEK FORMÜLLERİ TEBLİĞİ

BEBEK FORMÜLLERİ TEBLİĞİ Amaç BEBEK FORMÜLLERİ TEBLİĞİ Yetki Kanunu: Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği Yayımlandığı R.Gazete :04.09.2008-26987 Tebliğ No: 2008/52 Bebek Formülleri Tebliğinde Değişiklik Yapılması Hakkında Tebliğ Yayımlandığı

Detaylı

TATLANDIRICILAR (1) Alkolsüz içecekler (Enerjisi azaltılmış veya şeker ilavesiz )

TATLANDIRICILAR (1) Alkolsüz içecekler (Enerjisi azaltılmış veya şeker ilavesiz ) EK TATLANDIRICILAR (1) Ürün Adı Alkolsüz içecekler ( ) Su bazlı aromalandırılmış içecekler - 350 mg/l 600 mg/l 250 mg/l 80 mg/l 300 mg/l - 30 mg/l 350 mg/l (a) Süt ve süt türevi bazlı veya meyve suyu bazlı

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) Buğday rüşeymi buğday başağının alt kısmında bulunan embriyodur. Buğdayın 1 tonundan sadece 1 kilogram rüşeym elde edilebilmektedir. Rüşeym özel yöntemlerle elde edilmediği

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

Öğr. Gör. Süleyman GÖKMEN

Öğr. Gör. Süleyman GÖKMEN Öğr. Gör. Süleyman GÖKMEN GİRİŞ Fonksiyonel Gıda Tanımı Et Ürünlerine Tedbirli Yaklaşım Et ürünlerine Konjuge Linoleik asit ilavesi Et ürünlerine Diyet Lifi İlavesi Et ürünlerine Probiyotik İlavesi Et

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

www.boren.com.tr / info@boren.com.tr

www.boren.com.tr / info@boren.com.tr www.boren.com.tr / info@boren.com.tr YAŞAM da BOR BOR/B; Yeryüzünde bileşikler halinde, toprak, kaya ve suda az miktarlarda fakat yaygın olarak bulunan bir elementtir. Yer kabuğunda 10-20 ppm, deniz ve

Detaylı

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI PVD Kaplama Kaplama yöntemleri kaplama malzemesinin bulunduğu fiziksel durum göz önüne alındığında; katı halden yapılan kaplamalar, çözeltiden yapılan kaplamalar, sıvı ya

Detaylı

Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION

Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Faaliyet Onayı Alma Koşulları Hayvansal üretimin geliştirilmesine katkıda bulunacak

Detaylı

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI 01.11.2008. 25-D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI 01.11.2008. 25-D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her VİTAMİN BİYOKİMYASI D VİTAMİNİ BU BÖLÜMDE ANLATILACAK KONULAR: Tarihsel Bakış D vitamininin kimyasal ve biyolojik fonksiyonları Besin kaynakları Hazırlayan: V. Murat BOSTANCI Toksisite 1 2 TARİHSEL BAKI

Detaylı

Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi. Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:205-210

Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi. Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:205-210 Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:205-210 KONU İLGİ Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi Besleme TERCÜME VE DERLEME Ürün Müdürü Esra ÇINAR

Detaylı

Doç. Dr. Eyüp DEBİK 10.12.2013

Doç. Dr. Eyüp DEBİK 10.12.2013 Doç. Dr. Eyüp DEBİK 10.12.2013 Ünitelerin fiziksel yerleşimi Arıtma ünitelerinin, Bağlantı kanallarının, Yol ve park alanlarının, Yönetim binasının, Bakım ve onarım kısımları vb dikkatle ele alınmalıdır.

Detaylı

YEMEK HİZMETLERİ MEMNUNİYET ÖLÇÜM ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

YEMEK HİZMETLERİ MEMNUNİYET ÖLÇÜM ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU YEMEK HİZMETLERİ MEMNUNİYET ÖLÇÜM ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU 28 Mart - 01 Nisan 2016 tarihleri arasında yapılan ve Müsteşarlığımızdan 375 personel (253 erkek, 122 kadın) ve Ekonomi Bakanlığından 276 personel

Detaylı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: 30.11.2015 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN UYGULANMASINA İLİŞKİN GENELGE (2015/50) Bu Genelge, 25.05.2015

Detaylı

PROJE ADI DOĞAL ÇEVRECĠ SEBZE-MEYVE KURUTMA SĠSTEMĠ. PROJE EKĠBĠ Süleyman SÖNMEZ Ercan AKÇAY Serkan DOĞAN. PROJE DANIġMANLARI

PROJE ADI DOĞAL ÇEVRECĠ SEBZE-MEYVE KURUTMA SĠSTEMĠ. PROJE EKĠBĠ Süleyman SÖNMEZ Ercan AKÇAY Serkan DOĞAN. PROJE DANIġMANLARI TÜBĠTAK-BĠDEB LĠSE ÖĞRETMENLERĠ (FĠZĠK, KĠMYA, BĠYOLOJĠ VE MATEMATĠK) PROJE DANIġMANLIĞI EĞĠTĠMĠ ÇALIġTAYLARI LĠSE-1 (ÇALIġTAY 2011) FĠZĠK GRUP SES-2011 PROJE ADI DOĞAL ÇEVRECĠ SEBZE-MEYVE KURUTMA SĠSTEMĠ

Detaylı

DEZENFEKSİYON TEKNİK TEBLİĞİ

DEZENFEKSİYON TEKNİK TEBLİĞİ Orman ve Su İşleri Bakanlığından: DEZENFEKSİYON TEKNİK TEBLİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Maksat, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Maksat MADDE 1 (1) Bu Tebliğin maksadı, küçük yerleşim yerlerinde son kullanıcıya ulaşan

Detaylı

Soğuk Depolamada Gıda Güvenliğinin Önemi

Soğuk Depolamada Gıda Güvenliğinin Önemi Soğuk Depolamada Gıda Güvenliğinin Önemi Gıda güvenliği, insan gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılan her türlü hammadde, yarı mamul ve mamul maddelerin çiftlikte yetiştirilmesi, üretimi, bakımı, hasadı

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI TİSİNON 10 mg kapsül Ağızdan alınır. Her kapsül; Etkin madde: 10 mg nitisinon Yardımcı maddeler: Prejelatinize nişasta ve opak beyaz gövde / opak lacivert kapak No:3 sert jelatin kapsül

Detaylı

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ Hazırlayan: Doç.Dr. Hakan Güler Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Karlsruhe Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Almanya

Detaylı

Sütün İnsan Beslenmesindeki Yeri

Sütün İnsan Beslenmesindeki Yeri Sütün İnsan Beslenmesindeki Yeri Sağlığın yaşam boyu korunması için yeterli ve dengeli beslenmede süt ve süt ürünleri tüketimi büyük öneme sahiptir. Besin öğesi içeriği açısından dengeli olan süt ve süt

Detaylı

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERDE AĞIR METAL SAFSIZLIKLARINA İLİŞKİN KILAVUZ

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERDE AĞIR METAL SAFSIZLIKLARINA İLİŞKİN KILAVUZ TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERDE AĞIR METAL SAFSIZLIKLARINA İLİŞKİN KILAVUZ Amaç MADDE 1- (1) Bu Kılavuz, kozmetik ürünlerde bulunması muhtemel ağır metal safsızlıklarına ve bu safsızlıkların

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (2012) 287-291 287 KİTAP İNCELEMESİ Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri Editörler Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice

Detaylı

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler Proteinler Canlılarda miktar olarak en çok bulunan biyomoleküllerdir. Amino asit birimlerinden oluşurlar Yapısal ve işlevsel olabilirler Genlerle aktarılan kalıtsal bilginin ortaya çıktığı moleküllerdir.

Detaylı

TEBLİĞ TÜRK GIDA KODEKSİ SİYAH ÇAY TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2008/42)

TEBLİĞ TÜRK GIDA KODEKSİ SİYAH ÇAY TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2008/42) 12 Ağustos 2008 SALI Resmî Gazete Sayı : 26965 Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: TEBLİĞ TÜRK GIDA KODEKSİ SİYAH ÇAY TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2008/42) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; siyah çayın tekniğine

Detaylı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünyada çavdar ve yulafın üretimi, buğday, pirinç, mısır ve arpa gibi diğer tahıl ürünlerine kıyasla son derece sınırlıdır. Yılda ortalama 14-15 milyon ton dolayında olan dünya

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI

BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI 1 BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI Ölçme sonuçları üzerinde yani amaçlanan özelliğe yönelik gözlemlerden elde edilen veriler üzerinde yapılacak istatistiksel işlemler genel

Detaylı

GÜVENLİK BİLGİ FORMU (DAP DİAMONYUM FOSFAT)

GÜVENLİK BİLGİ FORMU (DAP DİAMONYUM FOSFAT) 1. MADDE / MÜHTAHZARIN TANIMI Diamonyum Fosfat (DAP), : 67/548/EEC Direktiflerine göre zararlı sınıfında değildir. 2.İNSAN SAĞLIĞI Deriyle Temasta Gözle temasta Yutulduğunda Uzun Süreli Etkileri : Gübreler

Detaylı

Sait GEZGİN, Nesim DURSUN, Fatma GÖKMEN YILMAZ

Sait GEZGİN, Nesim DURSUN, Fatma GÖKMEN YILMAZ FARKLI ŞEKİL VE DOZLARDA UYGULANAN TKİ HÜMAS IN EKMEKLİK BUĞDAYIN BAYRAK YAPRAK BESİN ELEMENTİ KONSANTRASYONU, VERİM VE TANE PROTEİN KAPSAMINA ETKİLERİ Sait GEZGİN, Nesim DURSUN, Fatma GÖKMEN YILMAZ Bu

Detaylı

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname Teknik Alan KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Buluş, kronik yorgunluk sendromunun tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

Mardin Piyasasında Tüketime Sunulan Bulgurların Bazı Fiziksel Özelliklerinin Türk Standartlarına Uygunluklarının İstatistikî Kontrolü

Mardin Piyasasında Tüketime Sunulan Bulgurların Bazı Fiziksel Özelliklerinin Türk Standartlarına Uygunluklarının İstatistikî Kontrolü Mardin Piyasasında Tüketime Sunulan Bulgurların Bazı Fiziksel Özelliklerinin Türk Standartlarına Uygunluklarının İstatistikî Kontrolü - doi: 10.17932/ IAU.IAUD.m.13091352.2015.7/26.15-21 Şerzan ASLAN 1

Detaylı

MEYVE SULARI. Hazırlayan Nilüfer YILMAZ 2008. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

MEYVE SULARI. Hazırlayan Nilüfer YILMAZ 2008. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi MEYVE SULARI Hazırlayan Nilüfer YILMAZ 2008 T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi MEYVE SULARI Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları Ürün Adı

Detaylı

STYROPOR ĐÇEREN ÇĐMENTO VE ALÇI BAĞLAYICILI MALZEMELERĐN ISIL VE MEKANĐK ÖZELLĐKLERĐ*

STYROPOR ĐÇEREN ÇĐMENTO VE ALÇI BAĞLAYICILI MALZEMELERĐN ISIL VE MEKANĐK ÖZELLĐKLERĐ* STYROPOR ĐÇEREN ÇĐMENTO VE ALÇI BAĞLAYICILI MALZEMELERĐN ISIL VE MEKANĐK ÖZELLĐKLERĐ* Yaşar BĐÇER1 - M.Şükrü YILDIRIM - Cengiz YILDIZ Fırat Üniversitesi ÖZET Son yıllarda gerek enerji talebi ve maliyetleri,

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a

Detaylı

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Hücre zedelenmesi etkenleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Homeostaz Homeostaz = hücre içindeki denge Hücrenin aktif olarak hayatını sürdürebilmesi için homeostaz korunmalıdır Hücre zedelenirse ne olur? Hücre

Detaylı

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET DOI= 10.17556/jef.54455 Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2 Genişletilmiş Özet Giriş Son yıllarda

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Şebnem BORAN 1.Dünya Hububat Pazarı Günümüzde dünyanın stratejik ürün grubunu oluşturan hububat pazarında önemli gelişmeler yaşanıyor. Dünya toplam hububat üretimine

Detaylı

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ Doç. Dr. Ülkü TATAR BAYKAL İÜ Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelikte Yönetim Anabilim Dalı ve Yönetici Hemşireler Derneği Yönetim Kurulu

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MEKATRONİK LABORATUVARI 1. BASINÇ, AKIŞ ve SEVİYE KONTROL DENEYLERİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MEKATRONİK LABORATUVARI 1. BASINÇ, AKIŞ ve SEVİYE KONTROL DENEYLERİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MEKATRONİK LABORATUVARI 1 BASINÇ, AKIŞ ve SEVİYE KONTROL DENEYLERİ DENEY SORUMLUSU Arş.Gör. Şaban ULUS Haziran 2012 KAYSERİ

Detaylı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Muş Alparslan Üniversitesi Uzaktan

Detaylı

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 447 ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Hüseyin ÇAYCI Özlem YILMAZ ÖZET Yasal metroloji kapsamında bulunan ölçü aletlerinin, metrolojik ölçümleri dikkate alınmadan

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. KULLANMA TALİMATI ASİST 1200 mg toz içeren saşe Ağızdan alınır. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. Bu ilacı

Detaylı

TÜRK SİLÂHLI KUVVETLERİ HASTA BESLEME KANUNU

TÜRK SİLÂHLI KUVVETLERİ HASTA BESLEME KANUNU 10201 TÜRK SİLÂHLI KUVVETLERİ HASTA BESLEME KANUNU Kanun Numarası : 5715 Kabul Tarihi : 21/11/2007 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 4/12/2007 Sayı : 26720 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 47 Sayfa:

Detaylı

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem

Detaylı

ÜRÜN GÜVENLĐK BĐLGĐ FORMU

ÜRÜN GÜVENLĐK BĐLGĐ FORMU Sayfa 1/6 ÜRÜN GÜVENLĐK BĐLGĐ FORMU Düzenlenme tarihi: 26.09.2007 1 Ürün ve firma tanıtımı Ürün adı: DONA TOZ TOPAKLAYICI Ürünün uygulama alanı: Havuz Kimyasalı Üretici/Tedarikçi:UKM Uğur Kimya Makina

Detaylı

POMPA ve KOMPRESÖRLER

POMPA ve KOMPRESÖRLER POMPA ve KOMPRESÖRLER Hazırlayan Tolga TAYLAN 2006 T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi POMPA ve KOMPRESÖRLER SITCNo :742,743 ArmonizeNo :8413,8414 TÜRKİYE DE ÜRETİM

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

ÜRÜN GÜVENLĐK BĐLGĐ FORMU

ÜRÜN GÜVENLĐK BĐLGĐ FORMU Sayfa 1/7 Düzenlenme tarihi: 26.09.2007 1 Ürün ve firma tanıtımı Ürün adı: DONA KLOR 60 Ürünün uygulama alanı: Havuz Kimyasalı Üretici/Tedarikçi:UKM Uğur Kimya Makina Bilgi merkezi: UKM Uğur Kimya Makina

Detaylı

Morbıd obezite tedavisinde kullanılan endoskopik gastrıc balon kullanılması videoteknik sunum

Morbıd obezite tedavisinde kullanılan endoskopik gastrıc balon kullanılması videoteknik sunum Morbıd obezite tedavisinde kullanılan endoskopik gastrıc balon kullanılması videoteknik sunum R.Bademci, E. Altınlı,E. Eroglu,C.Camcı İstanbul bilim üniversitesi Morbıd obezite tedavisinde cerrahi prosedürlerin

Detaylı

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi)

İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi) YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR. İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA GÖNDERİLMEK ÜZERE ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA DAVACI VEKİLİ DAVALI : TMMOB Şehir Plancıları Odası (İstanbul Şubesi) :

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. KULLANMA TALİMATI KONTİL çiğneme tableti Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. Yardımcı maddeler: Sodyum siklamat, povidon K-30, sukroz,

Detaylı

ÜRÜN GÜVENLĐK BĐLGĐ FORMU

ÜRÜN GÜVENLĐK BĐLGĐ FORMU Sayfa 1/6 ÜRÜN GÜVENLĐK BĐLGĐ FORMU Düzenlenme tarihi: 26.09.2007 1 Ürün ve firma tanıtımı Ürün adı: EDOSĐL Sıvı Mineralli Ovma Ürünü Ürünün uygulama alanı: Genel temizlik/bakım hijyeni ürünü Üretici/Tedarikçi:

Detaylı

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA ÇİFTLİĞİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu yönergenin amacı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) ne ait tarla arazisi,

Detaylı

Gıda Üretiminde Tarihsel Su reç

Gıda Üretiminde Tarihsel Su reç Gıda Üretiminde Tarihsel Su reç Prof. Dr. Vural Gökmen Ulusal Gıda Teknoloji Platformu BESLENME (Gıda Teknolojileri) Doymak BARINMA (Yapı İnşaat, Tehdit Teknolojileri) Barınmak ULAŞIM (Yol Taşıt, Enerji

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi Bir etkinliğin sonucunda elde edilen çıktıyı nicel ve/veya nitel olarak belirleyen bir kavramdır.

Detaylı

Yakıt Özelliklerinin Doğrulanması. Teknik Rapor. No.: 942/7193278-00

Yakıt Özelliklerinin Doğrulanması. Teknik Rapor. No.: 942/7193278-00 Müşteri : Kozyatağı Mahallesi Sarı Kanarya Sok. No: 14 K2 Plaza Kat: 11 Kadıköy 34742 İstanbul Türkiye Konu : Seçilen Yakıt Özelliklerin Belirlenmesi için Dizel Yakıtlara İlişkin Testlerin, Doğrulanması

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi özcan DEMİREL 1750 Üniversiteler Yasası nın 2. maddesinde üniversiteler, fakülte, bölüm, kürsü ve benzeri kuruluşlarla hizmet birimlerinden oluşan özerkliğe ve kamu

Detaylı

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 15 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL

Detaylı

ELEKTRĐKLĐ OCAK TR. Kurulum Kullanım Bakım

ELEKTRĐKLĐ OCAK TR. Kurulum Kullanım Bakım ELEKTRĐKLĐ OCAK TR Kurulum Kullanım Bakım Sayın Müşterimiz! Size teşekkür eder, yaptığınız seçimden dolayı da tebrik ederiz. Dikkatle tasarlanmış, en yüksek kaliteye sahip malzemelere göre imal edilmiş

Detaylı

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı Panel Konuşması Erdem BAŞÇI 7 Nisan 2012, İstanbul Değerli Konuklar, Dünya ekonomisinin son on yılda sergilediği gelişmeler emtia fiyatları üzerinde

Detaylı

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır. Analiz Raporu Kısa Özet Her geçen gün eczanecilik sektörü kendi içerisinde daha da yarışır hale geliyor. Teknolojinin getirdiği kolaylık ile eczane otomasyonu artık elinizin altında. Çoğu eczacılar hastalarına

Detaylı

İÇİNDEKİLER SAYFA Önsöz 4 Stratejik Planlama ve Bütçe Yol Haritası 5 Örnek İşletme Hakkında 6 Gider Yükleme Sistemi 8 Satış Bütçesi Oluşturma 9 Faaliyet Gider Bütçesi Oluşturma 12 Bütçe Sistem Otomasyonu

Detaylı

Geleceğe Açılan Teknolojik Kapı, TAGEM

Geleceğe Açılan Teknolojik Kapı, TAGEM HAKKIMIZDA Kuruluşu 1997 yılına dayanan ABS SU ARITMA TEKNOLOJİLERİ ve 2001 yılında Almanya nın Berlin şehrinde kurulan TEMKAR WASSER BEHANDLUNG GmbH firmalarının teknolojik güç birliği ile TEKNOLOJİ ARAŞTIRMA

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

TGK-Sofralık Zeytin Tebliği (Tebliğ No: 2008/24)

TGK-Sofralık Zeytin Tebliği (Tebliğ No: 2008/24) Amaç TGK-Sofralık Zeytin Tebliği (Tebliğ No: 2008/24) Yayımlandığı R.Gazete: 25.05.2008-26886 MADDE1 (1) Bu tebliğin amacı; sofralık zeytinin tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretim, hazırlama, işleme,

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7 İÇİNDEKİLER 1 Projenin Amacı... 1 2 Giriş... 1 3 Yöntem... 1 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6 5 Kaynakça... 7 FARKLI ORTAMLARDA HANGİ RENK IŞIĞIN DAHA FAZLA SOĞURULDUĞUNUN ARAŞTIRILMASI Projenin Amacı : Atmosfer

Detaylı

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 22-11-2013 Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU İş bu rapor, Galata Yatırım A.Ş. tarafından, Sermaye Piyasası Kurulu nun 12/02/2013 tarihli ve 5/145 sayılı kararında yer alan; payları ilk kez halka

Detaylı

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR Teknik Alan FORMÜLASYON Buluş, madde bağımlılığının tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

KİLO KONTROLÜ. Doç. Dr. FERDA GÜRSEL

KİLO KONTROLÜ. Doç. Dr. FERDA GÜRSEL KİLO KONTROLÜ Doç. Dr. FERDA GÜRSEL Sinsi sinsi artan Obesiti FE azalması metabolik hızın düşmesine neden olur. Harcanan enerji alınandan fazla değilse o zaman kilo alımı gerçekleşir. Aşırı Yağlılığın

Detaylı

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland. 21 OCAK-MART DÖNEM BANKA KRED LER E M ANKET Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man nin 21 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 1 Nisan 21 tarihinde

Detaylı

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması 23 Aralık 2008 Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması Son günlerde akaryakıt fiyatları ile ilgili olarak kamuoyunda bir bilgi kirliliği gözlemlenmekte olup, bu durum Sektörü ve Şirketimizi itham altında

Detaylı

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ Dr. Ayhan HELVACI Giriş Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda yapılan eğitim birçok disiplinlerden

Detaylı

BOYAR MADDELERDE AKTİF KARBONUN ADSORPLANMA ÖZELLİĞİNE HİDROJEN PEROKSİTİN ETKİSİ

BOYAR MADDELERDE AKTİF KARBONUN ADSORPLANMA ÖZELLİĞİNE HİDROJEN PEROKSİTİN ETKİSİ TÜBİTAK BİDEB KİMYA LİSANS ÖĞRENCİLERİ KİMYAGERLİK, KİMYA ÖĞRETMENLİĞİ, KİMYA MÜHENDİSLİĞİ BİYOMÜHENDİSLİK ARAŞTIRMA PROJESİ KİMYA 3 (Çalıştay 2012) KİMYA PROJE RAPORU GRUP AKTİF PROJE ADI BOYAR MADDELERDE

Detaylı

BULUġ BĠLDĠRĠM FORMU/ GIDA

BULUġ BĠLDĠRĠM FORMU/ GIDA Sayfa 1/ 7 / GIDA Bu forma uygun olarak yapacağınız çalışma, Buluşunuzun tarafımızdan en iyi şekilde tanımlanabilmesi ve İleride hukuk önünde istenen korumanın elde edebilmesi için temel teşkil edecektir.

Detaylı

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Sayı: 42 BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI Gazi Erçel Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 22 Aralık 2000 Ankara 2001 yılında uygulanacak para ve kur politikasının çerçevesi, uygulama prensipleri

Detaylı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi Afet Yö netimi İnsan toplulukları için risk oluşturan afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Proje Tasarım Esasları Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Temel bilgiler TÜBİTAK Üniversite Öğrenci Projesi Hazırlama

Proje Tasarım Esasları Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Temel bilgiler TÜBİTAK Üniversite Öğrenci Projesi Hazırlama Proje Tasarım Esasları Prof. Dr. Akgün ALSARAN Temel bilgiler TÜBİTAK Üniversite Öğrenci Projesi Hazırlama İçerik Giriş Proje amacı Yöntem ve metotlar Örnek 2 Giriş 3 Alt Sorunlar Odaklama ve sorun analizi

Detaylı

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER Şekil-1: BREADBOARD Yukarıda, deneylerde kullandığımız breadboard un şekli görünmektedir. Bu board üzerinde harflerle isimlendirilen satırlar ve numaralarla

Detaylı

Approved. Özellikler Test/Standart Tanım Hacimce katı madde ISO 3233 Parlaklık Derecesi (GU 60 ) ISO 2813

Approved. Özellikler Test/Standart Tanım Hacimce katı madde ISO 3233 Parlaklık Derecesi (GU 60 ) ISO 2813 Approved 500;501;499 1,5 500 epoksi ^(ValidationDate). 1 Ürün tanımı Çift bileşenli, solvent içermeyen, amin kürlenmeli epoksi esaslı bir kaplamadır. Şeffaftır. Atmosferik koşullara açık beton yüzeylerde,

Detaylı

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU 91 / 155 / EEC, 93 / 112 / EC, 2001 / 58 / EC ye göre

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU 91 / 155 / EEC, 93 / 112 / EC, 2001 / 58 / EC ye göre Düzenleme tarihi 01/12/2012 1. Ürün ve Firma Tanıtımı Ürün Adı FAGOR SY 820 Ürün Tanımı Alkali Köpüğü Kontrollü Şişe Yıkama Maddesi Ürün Kodu FH-017 Ürünün Uygulama Alanı Gıda Hijyeni Üretici/Tedarikçi

Detaylı

KONFRUT GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

KONFRUT GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. KONFRUT GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 30 HAZİRAN 2010 TARİHİ İTİBARIYLE SERİ:XI, NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ KONFRUT GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULU 2010 HAZİRAN ARA DÖNEM FAALİYET

Detaylı

DNA Đzolasyonu. Alkaline-SDS Plasmit Minipreleri. Miniprep ler bakteri kültüründen plasmit DNA sı izole etmenizi sağlar.

DNA Đzolasyonu. Alkaline-SDS Plasmit Minipreleri. Miniprep ler bakteri kültüründen plasmit DNA sı izole etmenizi sağlar. DNA Đzolasyonu Saflaştırılmak istenen DNA ya genomik DNA dır ya da genomik olmayan mtdna, chldna, plasmit DNAsıdır.DNA izolasyon kitleri, genomik ve genomik olmayan DNA izole etmemizi sağlayan standartlaştırılmış

Detaylı

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba 1.1 Ara rman n Amac Ara rmada, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba olarak hizmet vermekte olan; 1. Bütçe ve Performans Program ube Müdürlü ü 2. Stratejik Yönetim ve Planlama

Detaylı

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir CANLILIK HÜCREYLE BAŞLAR 1- Canlıların Ortak Özellikleri : Çevremizdeki varlıklar canlı ve cansız varlıklar olarak iki grupta toplanırlar. Cansız varlıklar katı, sıvı ve gaz halindeki maddelerden oluşur.

Detaylı

1 SUDA SERTLİK ve CO2 TAYİNİ 1.SUDA SERTLİK TAYİNİ Suyun sertliği kavramı ile kalsiyum (Ca +2 ) ve magnezyum (Mg +2 ) iyonlarının toplamı anlaşılır ve 1 litre suyun içerdiği Ca ve Mg iyonlarının kalsiyum

Detaylı

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ * Doç. Dr. Meral TEKİN ** Son yıllarda halk eğitimi, toplumdaki öneminin giderek artmasına koşut olarak, önemli bir araştırma alanı olarak kabul görmeye

Detaylı

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI 1. Firma karını maksimize eden üretim düzeyini seçmiştir. Bu üretim düzeyinde ürünün fiyatı 20YTL ve ortalama toplam maliyet 25YTL dir. Firma: A)

Detaylı

08.11.2014-10:30 Adı-Soyadı:... No:... NOT:...

08.11.2014-10:30 Adı-Soyadı:... No:... NOT:... OREN435 TESİS PLNLM 014-015 GÜZ YRIYILI RSINVI CEVP NHTRI 1 08.11.014-10:30 dı-soyadı:... No:... NOT:... Sorular eşit puanlıdır. Yardımcı bellek kullanılabilir. Süre 70 fakikadır. 1. Endüstriyel üretim

Detaylı

ASANSÖR VE ASANSÖR GÜVENLĐK AKSAMLARINDA CE ĐŞARETLEMESĐ

ASANSÖR VE ASANSÖR GÜVENLĐK AKSAMLARINDA CE ĐŞARETLEMESĐ ASANSÖR VE ASANSÖR GÜVENLĐK AKSAMLARINDA CE ĐŞARETLEMESĐ Erhan Bayrak *, Đ. Menderes Büyüklü ** Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Ankara, Tel:03122860365-2526, Faks:03122853144, * erhanba@sanayi.gov.tr

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı