HABER BÜLTENİ. Haber Özetleri. Irak. 5 Temmuz 2007

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HABER BÜLTENİ. Haber Özetleri. Irak. 5 Temmuz 2007"

Transkript

1 HABER BÜLTENİ 5 Temmuz 2007 Haber Özetleri Irak Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, "askerlerin, Irak'ın kuzeyine girilmesi gerektiği" yönündeki sözlerine ilişkin olarak "Eğer onlar yarın girmemiz gerekir derlerse, yarın da gireriz. Ama bunlar oturuluyor, kendi aramızda konuşuluyor, tüm bunlarla ilgili kararlarımız verildi", dedi. Kanal 24'te yayınlanan "Ankara Masası" adlı programda soruları yanıtlayan Gül, 22 Temmuz seçimlerinden önce sınır ötesi operasyonun düzenlenmesi ya da Meclisten yetki alınması ihtimaline dair bir soru üzerine, "Geçen de söyledim, hayır asla olmaz diyemem", diye konuştu. Gül, "Genelkurmay Başkanımızın da söylediği gibi kaba kuvvet, gösteri, şov için harekat yapılmaz, bunun için başka bir ülkenin topraklarında herhangi bir askeri operasyona girilmez tabii ki. Bizim tüm arzumuz nedir? Terör örgütünün bel kemiğini kırmaktır, terör örgütünü etkisiz hale getirmektir. Yoksa bizim Irak'ın toprağında gözümüz yok", değerlendirmesinde bulundu. Bakan Gül, PKK mensubu 4 teröristin, ABD'ye ait iki zırhlı aracın terör örgütü PKK'nın Kandil Dağı'ndaki kampına silah götürdüğü yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine, "Böyle bir şey doğruysa bu müthiş bir şeydir. Bu zaten bütün müttefiklik ilişkilerini inanılmaz şekilde zedeler. Bu çok büyük bir olay olur", dedi. Gül, "Eğer böyle bir şey varsa, biz muhakkak ki gerekli teşebbüsleri, girişimleri en üst seviyede yaparız", diye konuştu. (AA) Irak Parlamentosu, sözde Kürt yönetiminden gelen baskılar üzerine petrol yasasının görüşülmesini erteledi. Irak Bakanlar Kurulu dün yaptığı olağanüstü toplantıyla petrol yasasını onaylayıp görüşülmek üzere meclise sevk etmişti. Irak ın kuzeyindeki sözde Kürt yönetimi yazılı bir açıklama yaparak, dün Irak Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen petrol yasa tasarısından haberlerinin olmadığı bildirdi. Sözde Kürt yönetimi tarafından yapılan açıklamada sözde bölge hükümetinin petrol yasa taslağını incelemediği ve onaylamadığı belirtilerek, sözde Kürt hükümetinin haklarının ihlal edilmesi anlamına geldiği için Irak Kabinesinin bu tasarıyı onaylamaması gerektiği ifade edildi. Açıklamada ayrıca sözde Kürt bölgesinde bulunan petrol kaynaklarının merkezi hükümete bağlı yeni bir şirkete verilmesinin de kabul edilemez olduğu belirtildi. Yasayı dün görüşmesi beklenen Irak Parlamentosunun görüşmeyi ertelediği bildirilirken, ABD nin bir an önce çıkarılmasını istediği yasanın ne zaman Parlamento gündemine geleceği henüz açıklığa kavuşmadı. Bu arada Irak Parlamentosu, Parlamento Başkan Yardımcısı Halit El-Atıya 1

2 başkanlığında dün toplandı. Irak Uzlaşma Cephesi, El-Sadr Grubu ve Irak Ulusal Diyalog Cephesi üyeleri toplantıya katılmadı. Toplantıda Saddam rejimi dönemindeki bazı kararların feshedildiği ve çıkarılması düşünülen bazı kanunlar ele alındığı bildirildi. ( GAZETESİ)( Sözde Kürt Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani petrol yasası konusunda dün yaptığı açıklamada; Eğer değişikler kanunun özünde yapılacaksa, kesinlikle kabul etmeyiz, dedi. Barzani açıklamasının devamında, Kerkük-Beyci Petrol Boru Hatlarının Kürt güvenlik güçleri tarafından korunacağını bildirdi. ( Baasın Kökü Kazıma Heyeti dün aldığı bir kararla, 14 bin Baasçının görevlerine geri dönebileceklerini açıkladı. Görevlerine dönebilecekleri ifade edilen Baasçıların çoğunun Bağdat, El-Anbar, Selahattin ve Kerkük illerinden oldukları bildirildi. (EL-SABAH GAZETESİ) ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, Irak'ta, yola döşenen bombalara karşı tasarlanmış mayına dirençli 20 binden fazla araç alınmasına onay verdi. ABD Genelkurmay Başkanlığı Harekat Dairesi Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Perry Wiggins, Pentagon'da düzenlediği basın toplantısında, Kara Kuvvetleri için 17 bin 700, Deniz Kuvvetleri (deniz piyadeleri) için 3 bin 400 ve özel kuvvetler (komandolar) içinse 300 araç alınacağını açıkladı. Wiggins, Irak'taki Amerikalı komutanların bu araçların bir an önce askerlere ulaştırılmasını istediklerini bildiğini de söyledi. (MNA) Avustralya, Irak'ta asker bulundurmasının en önemli nedenlerinden birinin petrol olduğunu kabul etti. Şimdiye kadar ilk kez böyle bir "itiraf"ta bulunuluyor. Avustralya Savunma Bakanı Brendan Nelson, "kaynakların güvence altına alınmasının" hükümetinin önceliklerinden biri olduğunu söyledi. Nelson, bununla birlikte Körfez'de hala Avustralya askerlerin bulunmasının ana nedeninin insani krizin daha da derinleşmesini önlemek olduğunu belirtti. 2003'te Irak'ın işgalinde yer alan Avustralya'nın ülkede 1500 askeri personeli bulunuyor. Halihazırda askerlerin geri çekilmesine ilişkin bir plan yok. Hükümetinin ulusal güvenlik politikasına ilişkin açıklamalar yapan Savunma Bakanı Nelson, petrol tedarikinin stratejik planlamayı etkilediğini söyledi. Nelson, "Sadece Irak değil, tüm Ortadoğu, dünyanın diğer bölgeleri için önemli bir enerji, özellikle de petrol tedarikçisi", dedi. Ülkede bazı kesimler, hükümeti, Irak konusunda halka yalan söylemekle suçluyorlar. (BBC) Irak'ın Kerkük kenti ve çevresindeki iki saldırıda iki kişi hayatını kaybetti. Saldırılardan ilki, bir petrol tesisini korumakla görevli askerler devriye gezdiği sırada, yola yerleştirilen bombanın patlatılmasıyla meydana geldi. Bir asker öldü, biri asker üç kişi de yaralandı. Bir diğer saldırı da Kerkük kent merkezinde düzenlendi. Yol kenarına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu bir kişi öldü, üç polis yaralandı. (TRT) Irak'ın kuzeyinde Nineva da bir ABD helikopterinin düştüğü, bir askerin öldüğü bildirildi. Bu arada bu olayı Irak İslam Devleti Örgütü üstlendi.(aa) 2

3 Ortadoğu Gazze Şeridi'nde İsrail askerleriyle çatışmaya giren 4 Filistinli militan öldürüldü. Hamas, Gazze Şeridi-İsrail sınırından bir kilometre kadar içeride meydana gelen çatışmada, ölen militanlardan üçünün yandaşı olduğunu açıkladı. Dördüncü militanın ise hangi gruba bağlı olduğu bilinmiyor. Çatışmada, 4 militan da yaralandı. İsrail ordusu, Hamas ve İslami Cihat militanlarının bölgede mayın yerleştirdiklerini ve askerlerine yönelik pusu girişimlerinde bulunduğunu açıkladı. (TRT) Filistin'de, kamu çalışanları, 17 ay aradan sonra maaşlarını tam aldı. İsrail'in yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Batılı güçlerin ekonomik ambargosu nedeni ile mali krizde bulunan Filistin'de kamu çalışanlarının maaşları ödenemiyordu. Hamas'ın Gazze'de kontrolü ele geçirmesinin ardından, İsrail ve Batılı ülkeler, Haniye hükümetini görevden alan Devlet Başkanı Abbas'a destek olmak için ambargoyu kaldırdı. Filistin'e ait vergi ve fon gelirlerini serbest bırakmayı kabul eden İsrail, Abbas'ın kurduğu yeni hükümete 118 milyon dolar transfer etti. Böylece Filistin yönetimi, maaşları ödedi. Batılı diplomatlara göre, binlercesi Gazze'de olmak üzere, 140 bin Filistinli çalışanın maaşı banka hesaplarına aktarıldı. Bankaların önünde uzun kuyruklar oluştu. Atamaları Hamas tarafından yapılan 19 bin çalışan ise, kapsam dışı bırakıldı. El-Fetih ve diğer gruplardan yaklaşık 12 bin kişi de, Hamas'ın iktidarında işe alındığı için maaş alamayacak. Abbas tarafından görevden alınan İsmail Haniye ise, bazı çalışanlara maaş verilmemesinin, "Gazze ve Batı Şeria arasında öfke doğuracağını" söyledi. (TRT) Bir internet sitesinde yeni video kaydı yayınlanan El Kaide örgütünün iki numaralı ismi Eymen Ez Zevahiri, cihad çağrısını yinelerken, El Kaide nin uzun vadeli hedefinin yönetimleri ele geçirmek olduğunu söyledi. Suudi Arabistan kraliyet ailesinin devrilmesi gerektiğini belirten Zevahiri, başta ABD nin müttefiki Mısır olmak üzere Kuzey Afrika ülkelerini de hedef gösterdi. Usame Bin Ladin in sağ kolu olan Zevahiri, askeri darbeler, halk ayaklanmaları veya sivil itaatsizlik yollarıyla bu ülkelerde yönetim değişiklikleri yapılması gerektiğini savundu. Zevahiri ayrıca, Filistinli El Fetih örgütünü hain ve işbirlikçi olmakla suçlarken, Gazze nin denetimini ele geçiren Hamas ı da şeriatı uygulamadığı için eleştirdi. (NTV) Avrupa Birliği İngiltere, Londra ve Glasgow'daki saldırı girişimlerinden sonra geçen cumartesi terör tehdidi nedeniyle yükselttiği alarm seviyesini düşürdü. "Kritik" olarak yükseltilen alarm seviyesinin Ortak Terörizm Analiz Merkezi tarafından düşürülmesine karar verildiği kaydedildi. İçişleri Bakanı Jacqui Smith tarafından yapılan açıklamada da alarm seviyesinin düşürülmesinin tehdidin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmediği belirtilerek, halktan tetikte olmaya devam etmeleri istendi. Belçika'nın Mons kentindeki NATO Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı'nda (SHAPE) dün akşam saatlerinde verilen bomba alarmı karargahın boşaltılmasına neden oldu. Askeri yetkililer, "resmi bir taşıtın altına bağlanmış iki boş kutunun" söz konusu olduğunu belirtti; ancak ayrıntılı 3

4 bilgi vermedi. Bomba uzmanları tarafından imha edilen paketlerin söz konusu taşıtın altına kimler tarafından ve nasıl bağlandığının araştırıldığı belirtildi. ABD Bağımsızlık Günü çerçevesinde çeşitli etkinliklerin de yapıldığı SHAPE'de güvenlik önlemleri sürdürülüyor. (AA) Diğer Haberler Pakistan güvenlik güçlerinin kuşatması altındaki Lal Mescidinden burka giyerek kaçmaya çalışırken yakalanan imam Abdülaziz, mescit içinde 850 kadar öğrenci bulunduğunu söyledi. Abdülaziz, 14 kadar kişide Kalaşnikof tüfek bulunduğunu, içeridekilerden 250'sinin erkek, geri kalanının kız öğrenci olduğunu belirtti. (AA) Dünya Basını Bugün tüm İngiliz gazetelerinin ön sayfasında aynı fotoğraf var. Solgun, zayıf, biraz yorgun; ama gülümseyen bu orta yaşlı adam, Filistin'in Gazze kentinde yaklaşık 4 ay önce kaçırıldıktan sonra dün serbest bırakılan BBC muhabiri Alan Johnston. Yorum sayfalarında ise en çok üzerinde durulan, bu gelişmenin, Johnston'ı kaçıranlara baskı uygulayarak salıverilmesini sağlayan Hamas açısından ne ifade ettiği. Independent, tabloyu şöyle özetliyor: "Alan Johnston'ın serbest bırakılmasını talep etmesi gösteriyor ki, Hamas, ülke dışında nasıl görüldüğünü önemsiyor. Bunda başarılı olması ise, örgütün Gazze'de gerçekten güçlü olduğunun ve biraz zaman verilirse, bölgeyi içinde bulunduğu kaostan çıkarıp, düzeni sağlayabileceğinin işareti. "Bu gelişmenin gösterdiği bir başka gerçek de şu: Filistin özerk yönetimi yani El Fetih'in Batı Şeria'da, Hamas'ın Gazze'de hüküm sürmesi olarak özetlenebilecek bölünme, El Fetih'in umut ettiğinden daha uzun sürecek. Dış yardımın büyük bölümü, Batı Şeria'ya akıyor olsa da." Guardian, Hamas'ın bu tablodan büyük ölçüde karlı çıktığını düşünüyor. Gazeteye göre, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve İsrail, bundan ders çıkarmalı. "Alan Johnston'ın serbest bırakılmasından en büyük karı, üç hafta önce El Fetih'i devre dışı bırakarak Gazze'nin kontrolünü ele geçiren Hamas'ın sağladığına şüphe yok. Hamas Gazze'ye hakim olmadan önce, El Fetih, Alan Johnston'ı kaçıran Dogmuş adlı aşiret ve onun içinden çıkan İslam Ordusu'na karşı harekete geçme konusunda gönülsüzdü." "Hamas ise kısa sürede otoritesini ilan etti ve Johnston'ın serbest kalmasını sağladı. Gazze genelinde de, düzeni sağlamada El Fetih'ten daha etkili olduğu görülüyor." "Hatta şimdi de, Hamas militanlarının bir yıl önce kaçırdığı İsrailli asker Gilad Şalit'in salıverilmesi konusunda olası bir anlaşmanın işaretlerini veriyor. Şalit'in kaçırılması, önce İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını, ardından da Lübnan'da Hizbullah - İsrail savaşını tetiklemişti." "Hamas tüm bu çabalarının nereye varmasını umuyor, tahmin etmek zor değil. El Fetih ile mücadelesi nedeniyle zayıf düştüğü açık. Ancak geçmişte kanıtladığı seçmen desteği ve şimdi giderek daha fazla sergilediği yönetim becerisi ile, Hamas artık meşru bir siyasi güç muamelesi görmek istiyor." Guardian böyle diyor; ama Hamas'ın bu talebinin kabul görmesi ihtimalinin zayıf olduğunu da ekliyor. İngiliz diplomatik 4

5 kaynaklarına dayandırılan habere göre, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Rusya'dan oluşan Orta Doğu dörtlüsünün, Hamas'a karşı tavrını değiştirmesi, en azından şu aşamada beklenmiyor. Daily Telegraph'a göre de, böyle olmalı zaten. Gazetenin başyazısında dikkat çeken satırlar şöyle: "Hamas, İsrail'in varolma hakkını tanımayan İslamcı bir örgüttür. İkinci intifadanın başladığı 2000 yılından bu yana da, sivillere yönelik birçok katliam gerçekleştirmiştir. Hamas kadar acımasız bir örgüt, Alan Johnston'ın serbest bırakılmasını sağladıysa, bu yalnızca kendi emellerine hizmet edeceğini düşündüğü içindir." Times ise, Alan Johnston'ın özgürlüğüne kavuşmasına, farklı bir pencereden bakmış. "Unutulan Rehineler" manşetiyle çıkan gazete, 38 gün önce Irak'ın başkenti Bağdat'ta kaçırılan 5 İngiliz vatandaşının durumunu gündeme getiriyor. "BBC, muhabiri Alan Johnston'ın serbest bırakılması için imza kampanyaları, gösteriler düzenleyerek, konunun manşetlerde kalmasını sağladı. İngiltere hükümeti ise, Bağdat'ta kaçırılan 5 vatandaşı için medyaya tam bir karartma uyguladı. Kaçırılanların isimlerini açıklamaktan bile kaçındı." "Alan Johnston serbest kaldıktan sonra yaptığı açıklamada, kendisini 114 gün boyunca hayata bağlayan şeyin, kamuoyu desteği olduğunu söylüyordu. Bağdat'taki 5 rehinenin durumu sorulduğunda ise, 'Muhtemelen dünyanın kendilerini unuttuğunu düşünüyorlardır' dedi." İngiltere'nin geçtiğimiz günlerde hedef olduğu bombalı saldırı girişimleri, gündemdeki yerini koruyor. Hükümetin, terör tehdidini en üst seviyeden bir alt seviyeye indirmesi, saldırı girişimleri ile bağlantılı tüm şüphelilerin yakalandığı şeklinde yorumlanıyor. Öte yandan, İngiltere'de sağlık sektöründe çalışan yabancı uyrukluların oluşturduğu 8 kişilik tutuklu listesi ile ilgili de yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor. Guardian son gelişmeleri şöyle özetliyor: "Saldırı girişimlerine ilişkin soruşturmayı yürüten birimler, dikkatlerini İngiltere'den yabancı ülkelere çevirdi. Soruşturmanın ana hatlarından biri, şüphelilerin olası Irak bağlantıları." "Ancak yetkililer, bu kişilerin başka ülkeler ile bağlantıları olabileceği ihtimalini de dışlamıyor. Üzerinde durulan ülkelerin başında da Hindistan ve Avustralya geliyor." İngiltere vatandaşı ya da yabancı... Sonuçta neden İngiltere'nin hedef seçildiği tartışması da sürüyor. Bir yanda, "Sorun İngiltere'nin dış politikası" diyenler, öte yanda, "Hayır, teröristler bizim yaşam biçimimize karşı" görüşünü savunanlar. Guardian yazarlarından Seumas Milne, "Irak bağlantısı yadsınamaz", diyor. "Birincisi, Afganistan ve Irak işgal edilmeden önce, İngiltere'de El Kaide'den ilham alan saldırılar düzenlenmiyordu. Kendisi Müslüman dünyasını hedef alana kadar, İngiltere de hedefte değildi. Eğer saldırganların gerçek hedefi, söylendiği gibi cinsel özgürlük sunan Batılı yaşam biçimi olsaydı, Stokholm ya da Amsterdam bombalanırdı." "İkincisi, saldırganların söylediklerine de kulak vermek gerek. Mücadelesinin Müslüman topraklarının işgaline karşı olduğunu, Usame bin Ladin defalarca dile getirdi. 7 Temmuz'da Londra'yı vuran bombacılar da, önceden çekilen görüntülerinde, İngiltere'nin İsrail'e desteğinin, Afganistan ve Irak'ın işgaline katılmasının intikamını alacaklarını söylüyorlardı." "Hükümet Irak'ın işgalinden önce, bunun terörü ülkeye sokacağı konusunda defalarca uyarıldı. Çok sayıda istihbarat 5

6 raporu, bu bağlantıyı ortaya koydu. Anketlere göre kamuoyunun büyük bölümü de bu görüşte." "Gordon Brown hükümeti, İngiltere'nin Irak ve Afganistan işgallerindeki rolünü sona erdirmek için ciddi bir adım atana kadar, tehdit büyüyerek devam edecek." Financial Times, Uluslararası Af Örgütü'nün bugün yayımlanan raporunu duyuruyor ve Türkiye'de işkence ile ilgili ciddi eleştirilerin bulunduğuna dikkat çekiyor. "Uluslararası Af Örgütü'ne göre, işkence Türkiye'deki ceza hukuku sisteminde, cezasız kalan bir suç olmaya devam ediyor. Çok ciddi eleştirilerin yer aldığı rapora göre, işkencenin cezasız kalması Türkiye'de bir kültür haline gelmiş durumda." "Bu, polis ve jandarmanın hesap vermekten kaçabilmesini sağlıyor. Ayrıca mahkemeler, işkence uygulandığına ilişkin tıbbi raporları gözardı edebiliyor, işkence ile alındığı iddia edilen ifadeleri delil olarak kabul ediyor." "Uluslararası Af Örgütü, hükümetin bu konuda bir miktar mesafe kat ettiğini kabul ediyor ve gözaltında işkence vakalarında düşüş olduğunu kayda geçiriyor. Ancak Türkiye'nin gözaltındaki şüphelilere yönelik sistematik işkence konusundaki şöhretini unutturabilmesi için daha çok mesafe kat etmesi gerektiğini dile getiriyor." 6