Okullardaki mevcut kapasiteyi kullanmak istiyoruz

Transkript

1 Okullardaki mevcut kapasiteyi kullanmak istiyoruz Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, "Eğitimi topluma yaymak ve okullarımızdaki mevcut kapasiteyi kullanmak istiyoruz." dedi. Okulların öğrenciler ve yetişkinler için birer hayat boyu öğrenme merkezi ve eğlenme dinlenme aktivitelerine imkân veren yaşayan güvenli alanlar haline dönüştürülmesini amaçlayan 'Okullar Hayat Olsun' projesinin tanıtım toplantısı Bursa da yapıldı. Faik Kız Teknik ve Meslek Lisesi'nde gerçekleştirilen programa katılan Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, 2023 yılı hedeflerinin ancak eğitimle mümkün olacağını söyledi. İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar ve Orman Bölge Müdürü Ahmet Köksal Coşkun ile beraber proje kapsamında okulda yapılan çalışmaları inceleyen Ersöz, okulda açılan okuma-yazma kursunu ziyaret etti. Okul bahçesine çizilmiş oyun alanlarında etkinlik yapan öğrencilerle oyun oynayan Ersöz ve protokol üyeleri, okulda gerçekleştirilen ağaç dikimi etkinliğine katıldı. Bursa Valisi Şahabettin Harput un da katıldığı programın ikinci kısmında ise proje kapsamında Bursa da gerçekleştirilen çalışmalar değerlendirildi. Okulların boş kalmamasını ve daha verimli kullanılması gerektiğini belirten Vali Şahabettin Harput, "Bir taraftan okul bahçelerinin, salonlarının, sınıflarının vatandaşlara kapatırken, diğer taraftan topluma başka arayışlar içine girilmesi, kurslar açılması sosyal faaliyetler düzenlenmeye çalışılması tezat oluşturuyor. Bu uygulama adeta pes dedirtecek bir durumdu. Sayın Milli Eğitim Bakanımız devrim niteliğinde bir proje başlattı. Milletin parasıyla yapılmış okul binalarımız milletimizin malıdır. Artık yasakçı zihniyet sona ermiştir. Bu projeyle okullarımızın sosyal alanları, salonları, bahçeleri halkımızın hizmetine sunuluyor. Okullar mahallenin kültür merkezlerine haline gelecek." dedi. Projede temel hedefin okulları halkın hizmetine açarak toplumun eğitim seviyesini yükseltmek olduğunu söyleyen Müsteşar Yardımcısı Halis Yunus Ersöz, "Projeyle eğitimi topluma yaymak ve okullarımızdaki mevcut kapasiteyi kullanmak istiyoruz. Türkiye 2023 yılı hedeflerini gerçekleştirecekse 2023 de dünyanın kalkınmış 10 büyük ekonomisi içerisine girecekse mutlaka daha eğitimli bir nüfusa daha eğitimli iş gücüne ve daha eğitimli topluma sahip olmak durumundadır." diyen Ersöz, başlatılan projeyle toplumla okullar arasında kopan ve zayıflayan bağın yeniden tesis edileceğini ifade etti. Bir yılda projenin önemli bir gelişme gösterdiğini ifade eden Halis Yunus Ersöz şunları kaydetti: "Okullarımızı mahallenin bir buluşma noktası ve hayat boyu öğrenme merkezi

2 yapmayı hedefliyoruz. Yeni yerler yapmak yerine mevcut kapasiteyi en etkili şekilde kullanalım. Okulların soğuk yüzünü değiştirelim. Bir yıl içinde 70 il ve 650 ilçe belediyesiyle proje için protokol imzaladık. dedi. Projede belediyelerin önemine vurgu yapan Ersöz, "Belediyelerimiz kurslarını okullara kaydırsın. Birçok yerde program yapılıyor ancak insanlar bunlara katılamıyor. Oysa mahalledeki okulda açılan kurslara katılımın daha yüksek olacağını düşünüyorum." Projenin faydaları hakkında konuşan Halis Yunus Ersöz, "Okullarda oluşturulan tam donanımlı, zenginleştirilmiş kütüphanelerde öğrenciler için her türlü imkân sağlanıyor. Öğrenci internet kafeye giderek oyun oynayacağına gitsin okullardaki bilgisayarlarda oynasın. Çocuklarımızı ne kadar okulda tutabilirsek onları çevredeki zararlı alışkanlıklardan, şiddetten uzak tutabiliriz. Proje ortağımız orman müdürlükleri okul bahçelerini ağaçlandırıp çevre düzenlemesini yapıyor." dedi. Okullar Hayat Olsun projesiyle tüm okulların halkın emrine verildiğini belirten Atilla Gülsar şöyle devam etti: "Yapılan tüm devlet binaları aslında milletin malıdır. Atıl vaziyette olan özellikle okul binalarımız bu projeyle topluma açılmış oldu ve daha işlevsel hale geldi. Bu projeyle okullarımız daha sevecen ve cıvıl cıvıl olacağını düşünüyorum. Öğrencilerimiz okullarda daha sıcak ve sevgi dolu bir ortamda eğitim alabilecekler. Aynı zamanda da arzu eden tüm vatandaşlarımıza yaşam boyu eğitim imkânı sunulacak." Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Sempozyumu Yapıldı Uluslararası katılımlı olarak düzenlenen 1.Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Sempozyumu, Eylül 2012 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Öğretmen yetiştirme ile ilgili yeni gelişmelerin tartışılması ve sempozyumda ulaşılan yeni bilgi ve bulgular ışığında; öğretmen adaylarının hizmet öncesi eğitimleri ile mesleki gelişimlerine katkı sağlanması amacıyla Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Uşak Üniversitesi Eğitim Fakültesi iş birliğinde 1.Uluslararası Katılımlı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Sempozyumu, Uşak ta gerçekleştirildi.

3 Sempozyuma, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Ömer Balıbey başkanlığında Ortaöğretim Genel Müdürü Ercan Türk, Bakanlık merkezi ve Uşak İl Milli Eğitim Müdürlüğü nden yetkililer ile çok sayıda okul müdürü, öğretmen ve davetli katıldı. Sempozyumda konuşan Genel Müdür Ömer Balıbey; Bir ülkenin eğitim sisteminin niteliğinin temel belirleyicisi, sistemin en önemli unsuru olan öğretmenlerdir. Lider öğretmenler olursa liderler yetişirler. Öğretmen yetiştirme ile ilgili ezber bozmaya çalışıyoruz. Öğretmen yetiştirme sisteminin tüm bileşenlerinin, sürekli bir değerlendirme süreci içinde sorgulanması ve bugünün ve geleceğin gerektirdiği nicelik ve nitelikte öğretmen yetiştirmek için sürekli iyileştirilmesi gerekmektedir.

4 Mevcut uygulamaların değerlendirilmesinde, gelişmiş ülkelerdeki uygulamaların izlenmesi ve özgün eğitim modellerin geliştirilmesinde bu sempozyumun ışık tutmasını umut ediyoruz. diyerek, Bakanlığın yürüttüğü projeler hakkında bilgi verdi. Balıbey, bu tür bilimsel toplantılara çok önem verdiklerini, toplantılara katılmaları hususunda öğretmenleri teşvik ettiklerini belirterek, sempozyuma emeği geçen herkese teşekkür ederek konuşmasını tamamladı. Üç gün süren Sempozyumda toplam 137 bildiri, iki panel, iki çalıştay yapıldı ve üç konferans verildi. Hollanda Eğitim Sistemi Semineri Yapıldı. Avrupa Birliğine üye ülkelerin eğitim sistemlerini ve uygulamalarını yakından tanımak amacıyla Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünce 12/10/2012 tarihinde Bakanlık Başöğretmen Toplantı Salonunda Hollanda Eğitim Sistemi Semineri yapıldı.

5 Hollanda Yüksek Öğretim Enstitüsü (NİHA) ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilen söz konusu seminerde sunumlar, NİHA Başkanı Sayın Jak den Exter ve Hollanda Eğitim Masası Koordinatörü Sayın Funda Demir Yalçıntaş tarafından yapıldı. Seminere başta Müsteşar Yardımcısı Sayın Salih Çelik, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdür Genel Müdürü Ziya Yediyıldız olmak üzere Bakanlığın üst düzey yöneticileri ve personeli katılım sağladı. Gelişmiş Ülkelerde Eğitime Desteği Özel Dershaneler Veriyor Özel dershaneler, sektörün dünyadaki durumuyla ilgili bir rapor hazırladı. Gelişmiş ülkelerde özel ders veren kurumların yaygınlığına dikkat çekilen raporda, bilgiye ulaşmayı kolaylaştıran öğrenme ortamlarının gerekliliği dile getirildi. Özel dershanelerin, gelişmiş ülkelerde eğitime destek verdiği vurgulandı. Rapor, Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZDEBİR), Güven Dershane Sahipleri (GÜVEN-DER) ve Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) tarafından hazırlandı. Rapora göre; okul sisteminin varlığına karşın insanların öğrenme isteği özel ders ihtiyacını ortaya çıkardı. Ücretli ders alma ihtiyacı giderek kurumsallaştı ve özel dershaneler ortaya çıktı. Güney Kore'de ilkokul öğrencilerinin yüzde 85'i dershaneye gidiyor Özel ders ve dershanelerin yaygın olduğu ülkelerin en belirgin özelliği ise eğitim kademeleri arasındaki geçişte rekabete dayalı sınav sistemlerinin olması. Güney Kore, Hong Kong, Yunanistan, Japonya ve Tayvan gibi ülkeler, üniversiteye girişin merkezi sınavlarla yapıldığı ve özel ders veren kurumların en yaygın olduğu ülkeler. Güney Kore de Ulusal İstatistik Kurumu 2011 verilerine göre farklı yollardan özel derslere katılım oranı ilkokul düzeyinde yüzde 85, ortaokul düzeyinde yüzde 71, lise düzeyinde ise yüzde 58 civarında. 7

6 milyon öğrencinin bulunduğu bu ülkede 35 bin dershanede toplam 5 milyon öğrenci öğrenim görüyor. Japonya'da dershane sayısı okul sayısını geçti Hong Kong da ilköğretim birinci kademedeki öğrencilerin yüzde 36 sı, ortaöğretim üst kademedeki öğrencilerin ise yüzde 48 i özel ders alıyor. Japonya da ilk ve ortaöğretim okul sayısı 39 bin, dershanelerin sayısı ise 49 bini geçmiş durumda. Amerika daki durum da pek farklı değil. Rapora göre Amerika da eğitime destek veren kurumların üst okul sınavlarına hazırlanma ve başarıyı artırmadaki etkisi bu kurumlara olan ilgiyi artırmış durumda. Kaplan adlı eğitime destek veren kurumun üst öğrenim sınavlarına hazırlık, matematik ve dil alanında 2 bin şubeye ulaştığı biliniyor. Özel ders ve dershaneciliğin sınavlara hazırlanmanın yanında özel ders alma boyutuyla da Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri dâhil birçok ülkede yaygınlaşmaya başladığı görülüyor. Raporda, özel dershanelerin sistem içinde kalmasının sebepleri şu şekilde sıralandı: - Öğrencilerin öğrenme ihtiyaç ve beklentilerine uygun esnek, yüksek motivasyonlu, çok olumlu öğrenme ortamları oluşturmaktadır. - İhtiyaç olan her yerde eğitim ortamı açarak eğitime erişimi kolaylaştırmaktadır. - Her öğrencinin öğrenme ihtiyacına cevap verecek farklı yol ve yöntemler geliştirmektedir. Bireysel ihtiyaçlara göre öğretimi düzenlemekte, her öğrencinin girmek istediği okula göre gruplar oluşturarak üst basamağa tırmanmasında önemli katkılar sağlamaktadır. - Dershaneler her gelir grubundan öğrenciye hitap edecek alternatifler sunarak imkânı olanlar yanında imkânı olmayanlara da adil rekabet ortamları hazırlayıp fırsat eşitliği daha geniş tabanlara yaymaktadır. - Dar gelir grubunda olup çocuğunun daha iyi yaşam koşullarına sahip olmasını isteyen ailelerin çocukları için kullanabilecekleri en önemli destek kurumlarıdır. - Eğitim sistemi dışında kalan, üniversite sınavı kazanamayan ve sınava yeniden hazırlanacak öğrencileri gidebilecekleri yasal bir öğretim kurumu olarak tekrar sisteme kazandırmaktadır.

7 - Bireyleri kariyerlerinde bir üst basamağa yükseltmeye, insan kalitesini artırmaya dönük hizmetler vermektedir. Raporda, özel dershanelerin sistem dışında bırakılması durumunda ortaya çıkacak sorunlar şu şekilde dile getirildi: - 4 bin kurum yatırımı, ortakları ile yaklaşık 20 bin yatırımcının yatırımı hiçe sayılacak. - 4 bin dershane binası, 60 bin derslik, 800 bin öğrenci sırası ve diğer dershane donanımları (bilgisayar, masa dolap, vs) atıl kalacak. Yatırımcıları teşvik için her türlü alternatiften yararlanmaya çalıştığımız dönemde toplam 1 milyar TL lik yatırım atıl olacak bin kişi işsiz kalacak, aileleriyle birlikte 300 bin kişinin gelir kaynağı elinden alınacak. - Devlet, 4 bin dershaneden elde ettiği önemli bir gelir vergi gelirinden vazgeçmiş olacak. - Orta ve alt gelir grubundaki ailelerin özel ders alma, üst öğrenim kurumlarına geçişte fırsat yakalama olanağından yoksun kalacağı için eğitim öğretimdeki fırsat eşitsizliği daha da artacaktır. Duyarlılığı olan öğrencilere 'okul sütü' dağıtılmayacak Milli Eğitim Bakanlığı'nca belirlenecek olan okullarda dağıtılacak olan okul sütüne ilişkin esaslar belirlendi. Okul sütü özel okullar dâhil olmak üzere anasınıfı ve ilkokul öğrencilerine haftada 3 gün süreyle dağıtılacak. Velileri, öğretmenler, aile hekimleri ve sağlık kurumlarınca süte karşı duyarlılığı tespit edilen öğrencilere süt dağıtılmayacak. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nca hazırlanan Okul Sütü Programı Uygulama Tebliği yayımlandı. Tebliğ ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nca ortaklaşa hazırlanan ve okul sütü programı kapsamında öğrencilere, süt içme alışkanlığını kazandırmak ve dengeli beslenme suretiyle sağlıklı gelişmelerini sağlamak amaçlanıyor. Okul sütü, eğitim öğretim yılının ikinci döneminde, özel okullar dâhil, anasınıfı ve ilkokul öğrencilerine, pazartesi, çarşamba ve cuma günlerinde dağıtılacak. Öğrencilere haftada 3 gün süreyle 200 ml ambalajlı, yağlı, sade UHT içme sütü verilecek.

8 Dağıtımı yapılacak okul sütü ambalajlarının şekli ve üzerinde yer alması gereken hususlar Bakanlığın koordinasyonunda Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılarak belirlenir. Program kapsamında, süt dağıtımı öncesi ve tüketim sonrasında öğrencilere ait bilgilerin içerik ve formatı Sağlık Bakanlığı belirleyecek. Öğrenci velileri, öğretmenler, aile hekimleri ve sağlık kurumlarınca süte karşı duyarlılığı tespit edilen öğrenciler, okul yönetimleri tarafından program dışında tutulacak. Programda uzun dönemde öğrencilerin gelişmelerine ilişkin çalışmalar Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde Sağlık Bakanlığı'nca yürütülecek. Okul sütü üretimi yapılan illerde, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il müdürlükleri sütlerin her bir partisinden numune alacak. Alınan numunelere ait analiz sonuçları, bakanlığa ve teslimi yapılacak illerdeki il gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğüne gönderilecek. İllerde vali yardımcısı başkanlığında il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü, milli eğitim müdürlüğü, defterdarlık ve sağlık müdürlüğü temsilcilerinden oluşan ve programın yürütülmesinden sorumlu Okul Sütü Komisyonu kurulacak. Okul Sütü Komisyonu, mal muayene ve kabul komisyonu olarak görev yapacak. Program başlamadan önce ailelere süt içimi sonrası oluşabilecek basit rahatsızlıklar ve bulguların anlatıldığı, bu bulguların büyük bir bölümünün geçici ve hafif olduğunun belirtildiği, sütün öneminin vurgulandığı eğitim programları düzenlenecek. Program ile ilgili ödemelerde ve diğer hususlarda denetimi sağlayacak tedbirleri programdaki sorumluluklarına göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı alacak. Haksız ödemenin yapılmasında ödemeyi sağlayan, belge veya belgeleri düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler, geri alınacak tutarların tahsilinde müştereken sorumlu tutulacak.