Bu çalışma, Kadir Has Üniversitesi nde 2012-İK-02 nolu araştırma projesi olarak yürütülmüştür.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Bu çalışma, Kadir Has Üniversitesi nde 2012-İK-02 nolu araştırma projesi olarak yürütülmüştür."

Transkript

1 1

2

3 Bu çalışma, Kadir Has Üniversitesi nde 2012-İK-02 nolu araştırma projesi olarak yürütülmüştür. ISBN NO: Editör: Volkan Ş. Ediger Yazarlar: Attila Çiner, Mehmet Akif Sarıkaya, Volkan Ş. Ediger, İzzet Arı, U. Serkan Ata, Aslı Özçelik Redaksiyon: Pınar Özdemir, Deniz Kozat, Çağrı Yıldırım Fotoğraf ve Şekiller: Alıntılar metin içinde yapılmıştır. Grafik: Fakülte İstanbul Baskı ve Cilt: A4 Ofset Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. / Sertifika No: Bu kitabın aşağıdaki şekilde atfedilmesi önerilmektedir: Volkan Ş. Ediger, editör, Türkiye de İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji, İstanbul, ENİVA-Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı, 145 s.

4 ENİVA Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı

5 Tarihçe ENİVA (Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı), enerji kaynaklarının aranması, üretimi, nakli ve tüketimi süreçlerinde verimliliğin artırılması, çevrenin korunması ve iklim değişikliğinin önlenmesine yönelik araştırma-geliştirme, bilgilendirme ve kamuoyu oluşturma faaliyetlerini yürütmek ve bu faaliyetlerin sonuçlarını hayata geçirmek amacıyla, Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger, Av. Murat Yazıcı, Sn. Rıfat Sinan Erer, Dr. Rıza Kadılar, Sn. Orhan Duran, Sn. Haluk Aydemir ve Sn. Seyfettin Türkekul tarafından 27 Nisan 2010 tarihinde Ankara da kurulmuştur. Faaliyetler Enerji kaynaklarından, kömür, petrol ve doğalgaz gibi geleneksel fosil yakıtlar ile asfaltit, petrol ve gaz şeyili ve petrol kumtaşı gibi geleneksel olmayan fosil yakıtların; biyokütle, hidrolik, jeotermal, hidrojen, rüzgâr, güneş, dalga, akıntı ve benzerlerinden oluşan yenilenebilir enerji kaynaklarının ve bu kaynaklardan ikincil olarak elde edilen elektrik enerjisinin aranması, rezerv ve potansiyellerinin belirlenmesi, geliştirilmesi, üretilmesi, işlenmesi, rafinajı, çevrimi, kara, hava, deniz yolları ve boru hatlarıyla taşınması, iletim ve dağıtım şebekeleriyle nakledilmesi, pazarlanması ve tüketimini kapsayan her türlü enerji faaliyeti ile bu faaliyetlerde verimliliği artırıcı, çevreyi koruyucu ve iklim değişikliğini önleyici tedbirlerin alınması konularında Ar-Ge projelerini yürütmek ve sonuçlarının hayata geçirilmesini sağlamak. Mütevelli Heyeti Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger, Kadir Has Üniversitesi Nusret Cömert, Shell Enerji A.Ş. Av. Murat Yazıcı, Yazıcı Hukuk Bürosu Rıfat Sinan Erer, Palet İnşaat ve Ticaret A.Ş. Dr. Rıza Kadılar, Natixis Pramex International Orhan Duran, Genel Enerji A.Ş. Seyfettin Türkekul, Soyak Enerji Yatırım A.Ş. Yeşim Meltem Şişli, Soyak Enerji Yatırım A.Ş. Haluk Aydemir, Opalit Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger, Başkan Nusret Cömert, Başkan Yardımcısı Av. Murat Yazıcı, Sayman Dr. Rıza Kadılar, Üye Yrd. Doç. Dr. Gökhan Kirkil, Üye 5

6 İÇİNDEKİLER

7 Önsöz Volkan Ş. Ediger Bölüm I Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek Glaciers and Climate Change: Past, Present and Future Attila Çiner ve Mehmet Akif Sarıkaya Bölüm II İklim Değişikliğinin Türkiye deki Etkileri: Bilimsel Veriler Effects of Climate Change in Turkey: Scientific Evidences Volkan Ş. Ediger Bölüm III Enerji Kaynaklı Emisyonların Tarihsel Gelişimi ve Ekonomisi Historical Development and Economics of Emissions from Energy İzzet Arı Bölüm IV Sürdürülebilir Enerjinin Finansmanı Sustainable Energy Finance U. Serkan Ata Bölüm V Türkiye İçin Karbon Piyasası Modeli Önerisi A Carbon Market Model Proposal for Turkey Aslı Özçelik Bölüm VI Özgeçmişler

8

9 Önsöz Volkan Ş. Ediger 1 1 Prof. Dr., Kadir Has Üniversitesi, Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkanı, Strateji Geliştirme ve Araştırma Koordinatörü. ENİVA-Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı Kurucu Başkanı. volkanediger@gmail.com, volkan.ediger@khas.edu.tr 9

10 Küresel iklim değişikliği konusunda günümüze kadar gerçekleştirilmiş en başarılı uluslararası girişim olan Kyoto Protokolü, BMİDÇS (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi) kapsamında görüşüldükten sonra tarihinde imzalanmış, daha sonra 55 ülkenin onaylamasıyla te yürürlüğe girmiştir. İlk defa karbondioksit salımına sınırlama getirerek salım azaltımını sağlayabilmek için çeşitli piyasa mekanizmaları uygulaması getiren bu protokolü günümüzde 191 ülke imzalamış ve parlamentolarında onaylayarak yürürlüğe koymuştur. Fakat bu ülkelerden sadece 37 tanesi sera gazı emisyon azaltma yükümlülüğü almış olup, döneminde sera gazı emisyonlarını 1990 düzeyine göre toplam olarak %5,2 oranında azaltmayı kabul etmişlerdir. Günümüzde gelinen noktada ise, Ek-1 (Annex I) adı verilen bu sanayileşmiş ülkeler bu dönemde sadece %4,2 lik bir azaltım sağlayabilmişlerdir. Kyoto Protokolü ne göre protokolün ilk yükümlülük dönemi olup, ikincisi ise arasında gerçekleşecektir. Fakat, 2012 de ikinci yükümlülük dönemi için protokolde değişiklik yapılmasına rağmen, bu değişiklik ülkelerce onaylanmadığı için henüz yürürlüğe girmemiştir. Üstelik, birinci dönemde yükümlülük altına girmiş bulunan 37 ülkeden Japonya, Yeni Zelanda ve Rusya ikinci dönemde yükümlülük almayacaklarını, Belarus, Kazakistan ve Ukrayna da protokolden çekilebileceklerini ya da ikinci dönemi ülkelerinde yürürlüğe koymayacaklarını açıklamışlardır. Gelişmiş ülkelerden ikinci dönem hedefleri bulunmayan iki ülke ise Kanada ve ABD dir. Bunlardan Kanada, Kyoto Protokolü nden resmen çekilen ilk ülke olmuştur tarihinde Kanada nın Kyoto Protokolü nden 2012 den itibaren çekileceği konusunda bir açıklama yapan Kanada Çevre Bakanı Peter Kent, ülkenin bu kararıyla 7 milyar dolarlık tasarruf sağlayacağını öne sürmüştür. ABD ise protokolü hiçbir zaman onaylamamıştır. Başkan Bill Clinton 1998 deki State of the Union adlı halka seslenişinde, en büyük çevresel sorunun dünya çapındaki küresel iklim değişikliği sorunu olduğunu vurgulayarak protokolü imzalamasına rağmen, ABD Kongresi ekonomik gerekçelerle buna şiddetle karşı çıktığından Clinton tasarıyı hiçbir zaman onay için Senatoya gönderememiştir. Daha sonra göreve gelen Başkan George W. Bush da, ekonomilerini olumsuz yönde etkileyeceği ve işsizliği artıracağı gerekçesiyle, ABD yi protokolden tamamen çekmiştir. Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen, uluslararası topluluğun özellikle AB nin liderliğinde yoluna devam etmesi ilginç bir gelişme olmuştur. ABD gibi dönemin başat gücü konumundaki güçlü bir ülkenin hilafına uluslararası girişimlerde bulunulması hiç de alışılmış bir gelişme olmamış ve protokol ABD siz de yürürlüğe sokularak görüşmeler sürdürülmüştür. Kyoto Protokolü nün sona erdiği bu günlerde gelinen noktanın başarılı olup olmadığı ve iklim değişikliği konusunun geleceğinin ne olacağı geniş kesimlerce tartışılmaktadır. Birinci dönemde 37 ülke tarafından üstlenilen %5,2 lik hedefin %4,2 de kalmasının yanı sıra, salımların 1997 den beri %35 oranında artmış olması 16 yıldır gösterilen gayretlerin sonucu açısından oldukça düşündürücüdür. Söz konusu emisyon artışının nedeninin başta 10

11 Çin ve Hindistan olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin enerji tüketimindeki hızlı artış olması da üzerinde hassasiyetle düşünülmesi gereken önemli bir konudur. Çin, 20. yüzyılın başından beri dünyanın en büyük enerji tüketicisi konumunu koruyan ABD yi Batı dünyasını derinden etkileyen 2008 krizinin hemen ardından tahtından ederek dünyanın en büyük enerji tüketicisi durumuna gelmiş ve sadece enerji tüketiminde değil aynı zamanda büyük oranda kömür kullanımından kaynaklanan- sera gazı salımında da bir numaralı ülke olmuştur. Benzer şekilde Hindistan da sıralamada üçüncü konuma gelmiş, ABD ise her iki kategoride de ikinciliğe itilmiştir. Kyoto Protokolü nün yürürlükten kalktığı 2012 sonrasında ciddi bir karmaşa başlamıştır. 28 Kasım-12 Aralık 2011 tarihleri arasında Durban da gerçekleşen 17. İklim Değişikliği Taraflar Konferansı nda, AB temsilcileri Kyoto Protokolü nü 2017 ye kadar uzatma isteklerini resmen açıklamışlarsa da, diğer ülkelerden yeterli karşılığı bulamamışlardır. Avrupa Birliği, bir yanda büyük bir kararlılıkla önceki tavrını sürdürürken, diğer yanda uluslararası alanda liderlik yapabilecek siyasi ve ekonomik gücünü büyük ölçüde yitirmiş görünmektedir. İklim değişikliği konusunun bir anlamda sahipsiz kaldığı düşünülebilir. Bu kitap işte böyle bir ortamda hazırlanarak Türk kamuoyuna sunulmuştur. İklim değişikliği konusundaki gayretlerin beyhude olduğu, bu tür çalışmaların artık anlamsız ya da gereksiz olduğunu düşünenler olabilir. Hatta, sayıları azınsanmayacak düzeyde olan bir takım görüşler gibi, iklim değişikliği ülke olarak bizim sorunumuz değil, biz kirletmedik ki temizlemeye çalışalım ya da asıl sorumlu olanlar vebalini ödesin, biz zaten dünyanın en az salımlarından birini yapıyoruz tezleri savunulabilir. Gerçekten de, Çin ve ABD atmosferdeki sera gazı salımının aşağı yukarı eşit olarak yaklaşık %40 ından sorumlu iken, Türkiye nin salımı %1 in bile altındadır. Çeşitli kişi ve kuruluşlarca sıkça dile getirilen diğer bir husus da, Türkiye nin önündeki en büyük sorunun enerji tüketerek havayı kirletmekten ziyade tüketecek enerji bulmak olduğudur de 32,2 milyon tep (tonpetrol-eşdeğeri) yerli üretime karşılık 90,2 mtep lik enerji ithal edilmiş ve dolayısıyla 114,4 mtep olan birincil enerji arzının % 78,9 u ithalatla karşılanmıştır. Enerji ithalatına ödenen meblağ da 60 milyar doları aşmış bulunmaktadır. Cari açığın enerji ithalatından kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusu tartışıla dursun, dış ticaret açığının %70 i enerji ithalatından oluşmaya başlamıştır. Bu kadar büyük orandaki ithal enerjiye bağımlılığın sürdürülebilir bir kalkınmayı imkansızlaştırmasa da çok zorlaştırdığı ortadadır. Türkiye bütün bu gerekçeleri açık veya kapalı bir şekilde düşünerek ya da hissederek ama daha çok OECD ülkesi olmasından dolayı Ek-1 listesine dahil edilmesini gerekçe göstererek, Kyoto Protokolü nü onaylamayan ABD den sonra ikinci ülke olma sıfatını yıllardır korumayı başarmıştır yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7. Taraflar Konferansı nda (7 th Conference of Parties) Ek-1 listesinden çıkarılmasından üç yıl sonra ancak tarihinde BMİDÇS ye taraf olmuştur tarihinde de 5836 sayılı kanunla Kyoto Protokolü nü mecliste onaylamıştır. Onayın Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği ne sunulmasının ardından da tarihinde protokole resmen taraf olunmuştur. 11

12 Kyoto Protokolü ne bu kadar geç taraf olunmasına rağmen ülke olarak iklim değişikliği konusunda bazı önemli adımlar atılmıştır te Çevre ve Orman Bakanlığı nın koordinasyonunda İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu nun kurulmasının ardından, BM ye iklim değişikliği konusunda ilk ulusal bildirim 2005 te yapılmış ve ilk Gönüllü Karbon Piyasası projesi gerçekleştirilmiştir. Bir çok benzer girişimden sonra dönemini kapsayan Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi de Mayıs 2010 da tamamlanmıştır. Yapılanlar eksik bulunabilir ama enerjide ithalata bağımlılığı azaltmanın en önemli yollarından biri olan enerjinin etkin ve verimli kullanılması konusunda bazı adımlar atıldığını inkar etmek mümkün değildir. En azından 21. yüzyılda sürdürülebilir bir kalkınma için gerekli olan enerji yoğunluğunun düşürülerek enerjinin daha verimli ve temiz tüketilmesi teşvik edilmektedir. Dolayısıyla, bu konuda yapılanları küresel iklim değişikliği çerçevesi yerine en azından Türkiye özelinde sürdürülebilir enerji gelişimine doğru atılan adımlar olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Bu çalışma, esas itibarıyla, bu görüşlerin paralelinde hazırlanmış ve özel olarak Türkiye ye özgü verilerin sergilenmesi amaçlanmıştır. Böylece, uluslararası alanda birçok çalışma varken sadece Türkiye ye özgü bir çalışma ilk defa gerçekleştirilmektedir. Bunun için de, kurucu başkanlığını üstlendiğim Enerji ve İklim Değişikliği Vakfı nın (ENİVA) seçilmesi tesadüf değildir tarihinde bir grup arkadaşla birlikte kurduğumuz vakıf, esas itibarıyla Enerji kaynaklarından, kömür, petrol ve doğalgaz gibi geleneksel fosil yakıtlar ile asfaltit, petrol ve gaz şeyili ve petrol kumtaşı gibi geleneksel olmayan fosil yakıtların; biyokütle, hidrolik, jeotermal, hidrojen, rüzgâr, güneş, dalga, akıntı ve benzerlerinden oluşan yenilenebilir enerji kaynaklarının ve bu kaynaklardan ikincil olarak elde edilen elektrik enerjisinin aranması, rezerv ve potansiyellerinin belirlenmesi, geliştirilmesi, üretilmesi, işlenmesi, rafinajı, çevrimi, kara, hava, deniz yolları ve boru hatlarıyla taşınması, iletim ve dağıtım şebekeleriyle nakledilmesi, pazarlanması ve tüketimini kapsayan her türlü enerji faaliyeti ile bu faaliyetlerde verimliliği artırıcı, çevreyi koruyucu ve iklim değişikliğini önleyici tedbirlerin alınması konularında Ar-Ge projelerini yürütmek ve sonuçlarının hayata geçirilmesini sağlamak amacıyla faaliyette bulunmaktadır. Bu çalışmayı gerçekleştirmemize izin veren ENİVA Yönetim Kurulu na ve desteklerini eksik etmeyen Mütevelli Heyeti ne vakfın kurucu başkanı, kitabın editörü ve yazarlarından biri olarak şükranlarımı sunarım. Ayrıca, konuyla ilgili 2012-İK-02 nolu araştırma projesinin oluşturularak, çalışmaların yürütülmesine olanak sağlayan Kadir Has Üniversitesi nin Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın ve diğer ilgili personeline de teşekkür ederim. Bu değerli çalışmayı yoğun işlerinin arasında gerçekleştirerek, ülkemizin önemli bir açığının kapanması için yoğun emek harcayan, her biri konularında değerli bir uzman olan yazarlara ve editörlük görevim sırasında her konudaki en büyük destekçilerim olan Kadir Has Üniversitesi Strateji Geliştirme ve Araştırma Koordinatörlüğü personelinden Pınar Özdemir ve Deniz Kozat ile Misafir Araştırmacı Çağrı Yıldırım da her türlü övgüye layıktır. Türkiye de İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Enerji başlığını taşıyan bu kitap, esas olarak 12

13 ülkemizdeki iklim değişikliğini konu edinmektedir. Ian Morris in, tarihin trendlerini inceleyerek geleceğe ışık tuttuğu Why the West Rules~For Now başlıklı kitabında ayrıntılı bir şekilde izah ettiği gibi, insanoğlunun emekleme döneminden modern birey oluşuna doğru gelişiminde iklim değişikliği çok önemli roller üstlenmiştir. 2 Jeologların, 1830 lu yıllarda, Avrupa ve Kuzey Amerika da görülen millerce uzunluktaki sedimanter oluşumların buzulların çekilmesiyle oluştuğunu bulmaları üzerine ortaya çıkan buzul çağı (ice age) kavramı, iklim değişikliği ve bu değişikliğin insanlık üzerindeki etkileri konusunu daha iyi anlamamızı sağlamaktadır. Morris e göre, Sırplı matematikçi Milankoviç ten öğrendiğimiz kadarıyla, diğer gezegenlerin çekim güçleri nedeniyle dünyanın yörüngesi tam daire şeklinde olmayıp, her yılda bir devresel olarak daireselden elipsele doğru değişmektedir; yörünge yıl önce bugünkü gibi neredeyse daireseldi. Benzer şekilde dünyanın ekseninin açısı her yılda, dünyanın eksen etrafındaki dönüş rotası da her yılda bir değişmektedir yıllık Milakoviç döngüleri yüzünden dünyanın güneşten aldığı ortalama solar radyasyonun miktarı ve dağılımı değişmektedir. Yerküre, yörüngenin eliptik olduğu durumlarda normalden daha çok radyasyon alıp yeryüzünde düzensiz dağılırken, yörüngenin dairesel olduğu dönemlerdeki radyasyon daha az olup daha düzenli dağılmaktadır. Bu değişimlere iki önemli jeolojik trend eklenenince ortaya ciddi sonuçlar çıkmaktadır. Birincisi, son 50 milyon yılda plaka hareketleri nedeniyle karaların çoğu ekvatorun kuzeyinde toplanmış ve böylece kuzey yarımkürede karaların, güney yarımkürede de denizlerin hakimiyeti artmıştır. Bu durum solar radyasyonun mevsimsel değişiminin etkilerini daha da artırmaktadır. İkincisi de, aynı dönemde volkanik faaliyetlerde görülen azalmalar nedeniyle atmosferdeki CO 2 miktarında kaydadeğer düşüşler görülmüş olup, bu da yerkürenin soğumasını sağlamıştır. Jeolojik zamanın çoğunda, kış aylarında kutuplarda kar yağışıyla buzullar oluşmakta fakat yaz aylarındaki ısı onların hepsini eritecek yükseklikte olmaktadır. 14 milyon yıl önce, güney kutupta yerküre o kadar soğumuştur ki kutuplardaki buzulları yaz güneşi eritemez hale gelmiştir. Daha çok kara olan kuzey kutupta ise, buzullar daha kolay eriyordu ama burada da kış 2,75 milyon yıl önceki iklim buzulların yıl boyunca erimeden kalmasını sağlayacak kadar soğuk geçmişti. Bütün bu değişimlerin sonuçları insanlık için müthiş oldu. Milankoviç döngüleri yeryüzüne daha az solar radyasyon gelmesine ve dengeli dağılmasına neden olunca kuzey kutuptaki buzullar güneye, Avrupa nın kuzeylerine, Asya ya ve Amerika ya doğru ilerlemeye başladı. Dünya artık, sayıları yi bulan buzul çağlarına girmişti. Bunlardan, yıl öncesinde görülen iki tanesinin insan evrimi için önemli büyüktü. Oldukça zor şartların oluştuğu bu dönemlerde insansı canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için mutasyona tabii kalarak, beyinlerini geliştirmek zorunda kaldılar. Proto-insanların çoğunun yok olması yüzünden az sayıda kalıntı bulabildiğimiz bu dönemde, bazılarına göre yıl önce sadece civarında Homo sapiens sağ kalmayı başarabilmişti. Fakat Homo sapiens in bu kötü talihi yıl önce değişti ve Afrika nın doğusu ve güneyinde 2 Ian Morris, Why the West Rules~For Now. Profile Books, Londra, s

14 daha sıcak ve yağışlı bir iklim hakim olmaya başladı. Artık avcılık ve toplayıcılık çok kolaydı ve bu sayede birkaç bin yılda ciddi gelişmeler sağlandı. İlk tarım toplumuna da yaklaşık yıl önce, Güneydoğu Anadolu nun da içinde olduğu ve Bereketli Hilal (Fertile Crescent) adı verilen bölgede geçildi. Görüldüğü gibi iklim değişiklikleri, özellikle de buzul çağları insanoğlunun ilk günlerinden beri yaşamsal etkilere sahiptir. Bunun için önce genel olarak iklim değişikliği konsepti ile özel olarak jeolojik çağlar boyunca görülen iklim değişiklikleri ele alınmış, Türkiye deki iklimin geçmişi, bugünü ve geleceği değerlendirilmiştir. Günümüzde Türkiye de gözlenen iklim değişiklikleri ile geleceğe muhtemel uzantılarıyla birlikte değişimlerin etkileri de bilimsel veriler ışığında kitabın başlarında verilmiştir. Daha sonra iklim değişikliklerine neden olan sera gazı salımlarının tarihsel gelişimleri enerji tüketimi çerçevesinde incelenerek gelecek trendler hakkında yorumlar yapılmıştır. En sonunda da sera gazı salımlarını azaltacak enerji projelerin finansmanı ile karbon ticareti ayrıntılı biçimde ele alınmıştır. Her bölümün sonunda da sonuç ve önerilere yer verilmiştir. Birinci bölümde Prof. Dr. Atilla Çiner ve Doç. Dr. Mehmet Akif Sarıkaya, Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek konulu çalışmasıyla, jeolojik tarihçe boyunca yerkürenin geçirdiği iklim değişikliklerini buzullar temelinde gözler önüne sermektedir. Bilindiği gibi, buzullar, iklim değişikliklerine verdikleri ilerleme ve çekilme gibi doğrudan ve hızlı tepkilere ilaveten çok yaygın olarak bulunmaları nedeniyle, geçmiş iklim değişikliklerinin anlaşılması açısından çok önemli veriler sunmaktadır. Dünyanın birçok yerindeki buzullarda yapılan sondajlar, özellikle son 700 bin yıllık dönemdeki iklime ışık tutmaktadır. Çiner ve Sarıkaya nın bu çalışması Türkiye nin özellikle son 25 bin yılda geçirdiği iklim değişikliklerini açıklaması bakımından çok önemlidir. Moren adı verilen buzul çökellerinden elde edilen kozmojenik yaş tayinlerine göre, byö (bin yıl önce) hüküm süren son buzul maksimumunda ülkemiz, günümüzden 8-11 C daha soğuk bir iklimin etkisi altındadır. Geç Buzul Dönemi nde (14-15 byö) sıcaklıklar, günümüze göre 4,5-6,4 C daha düşük, yağışlar ise günümüzden %50 daha fazladır. Erken Holosen Dönemi nde (8-10 byö) yağış miktarı günümüze göre iki misli daha yüksek olup, sıcaklıklar yüzyılda 1,44 C olacak şekilde çok hızlı bir şekilde yükselmiştir. Son olarak, 4 byö kadar uzanan Geç Holosen Dönemi ise 2,4-3 C lik bir sıcaklık düşüşünü ve günümüz şartlarına yakın bir yağış durumunu ortaya koymaktadır. Çiner ve Sarıkaya nın çalışması bizlere, doğal olarak değişen iklimdeki insan kaynaklı değişimlerin önemine işaret ederek, gelecek planlamalarındaki iklim öngörülerinin ne kadar önemli olduğunu çok açık biçimde göstermektedir. İkinci bölümde Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger, İklim Değişikliğinin Türkiye deki Etkileri: Bilimsel Veriler konulu çalışmasında konuyla ilgili olarak Türkiye hakkındaki mevcut bilimsel verileri sunmaktadır. Yazara göre, iklim değişikliği sorununun insan kaynaklı ve küresel olması, ülkeler arasında yardımlaşmanın sağlanmasını kolaylaştırarak uluslararası düzeyde çok önemli işbirliklerinin gerçekleşmesine neden olurken, ortaya çıkacak sorunlarla 14

15 baş edilmesi esas olarak yerel çözümlerle olmak zorundadır. Olaya yeşil ekonomi çerçevesinden bakıldığında ise, küresel iklim değişikliğinden çok, sürdürülebilirliğin artırılması, doğal kaynakların daha verimli tüketilmesi ve sistemin daha etkin ve verimli işletilmesi konuları ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle, her ülke iklim değişikliği konsepti çerçevesinde ortaya çıkacak sosyal ve ekonomik etkileri ayrıntılı olarak değerlendirmek zorundadır. Fakat, Türkiye ye özgü bilimsel veriler değerlendirildiğinde, gelişmiş ülkelere göre zaten az sayıda olan bilgilerin ulusal ve uluslararası dokümanlarda yeterince kullanılmadığı görülmektedir. Mevcut bilgilere göre, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında gösterilen Türkiye de bazıları olumlu ama pek çoğu olumsuz etkiler söz konusudur. Olumsuz etkilerin başında, kuraklık ve çölleşmeye bağlı olarak tahıl üretimindeki azalma gelmektedir. Bu nedenle, 21. yüzyılda daha güçlü olabilmek için, bilimsel ve teknik bilgilere dayanılarak oluşturulmuş uzun vadeli stratejilerin geliştirilerek uygulamaya konulması gerekmektedir. İklim değişikliği konusunda yürütülen faaliyetlere bilimsel ekipler de katılmalı ve onların çalışmalarına, belirli bir sistem dahilinde devletçe desteklenerek, strateji dokümanlarında daha fazla yer verilmelidir. İzzet Arı tarafından kaleme alınan Enerji Kaynaklı Emisyonların Tarihsel Gelişimi ve Ekonomisi başlıklı üçüncü bölümde, Türkiye de yılları arasında kullanılan birincil enerji kaynaklarının değişimi, bu kaynakların sektörel kullanımları ve buna bağlı olarak sera gazı emisyonlarının gelişimi incelenmiştir. Söz konusu dönemde, enerjiyi kullanan üç ana sektör olan çevrim ve enerji, imalat sanayi ve ulaştırmanın emisyon yoğunluğunun değişimi analiz edilmiştir. Ayrıca, ekonomik büyüme, enerji talebi ve nüfus artışının sera gazı emisyonları üzerindeki etkisi de incelenmiştir. Arı nın çalışmasına göre, döneminde, Türkiye deki sera gazı emisyonlarının %98, enerji tüketiminin %100 ve gayri safi yurtiçi hasılanın da %92 oranında arttığı görülürken, enerji, emisyon ve karbon yoğunluklarında görülen değişim sınırlı olmuştur. Türkiye nin iklim değişikliğiyle mücadelede emisyon ve karbon yoğunluğunu düşürmesi için yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliğine daha fazla yatırım yapması gerekmektedir. Kitabın finansmanla ilgili bölümü U. Serkan Ata tarafından Sürdürülebilir Enerjinin Finansmanı başlığıyla yazılmıştır. Türkiye nin yenilenebilir enerjiye ilişkin hedeflerine ulaşması için önemli bir finansman ihtiyacının karşılanması gerekmektedir. Yazara göre, bunun için sermaye piyasaları, iki ve çok taraflı kalkınma bankaları, kamu finansman mekanizmaları, karbon piyasaları ve iklim değişikliği finansmanı gibi kaynaklar etkin olarak kullanılmalıdır. Özellikle yenilenebilir enerji santrallarının toplam kurulu gücünün artmasına bağlı olarak oluşacak finansman kısıtlarının ortadan kaldırılması ile güneş ve biyokütle enerjisi gibi maliyetleri yüksek teknolojilerin daha yaygın olarak kullanılması için bu tür finansman kaynaklarının ve yeni finansman modellerinin önemli bir katkısı olacaktır. Diğer taraftan, Türkiye deki enerji verimliliği yatırımları her ne kadar yüksek getiri oranlarına sahip olsa da istenilen düzeyde hayata geçirilememektedir. Ata ya göre, bu durumun en önemli nedenlerinden biri de yatırımların finansmana erişiminin kısıtlı olmasıdır. Dolayısıyla, Türkiye nin enerji yoğunluğunun 2023 yılı 15

16 itibarıyla %20 oranında azaltılmasına yönelik hedefinin hayata geçirilmesi için enerji verimliliği yatırımlarının finansmana erişimine yönelik engellerin ortadan kaldırılması ve E-nerji Verimliliği Danışmanlık (EVD) şirketlerini içeren finansman modellerinin etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Kitabın son bölümü ise özel olarak karbon piyasasına ayrılmıştır. Dr. Aslı Özçelik in kaleme aldığı Türkiye İçin Karbon Piyasası Modeli Önerisi başlıklı çalışmada, Türkiye nin özel şartları çerçevesinde ülkeye özgü bir karbon piyasası modelinin neleri içermesi gerektiği ve paydaşların kazanımlarının neler olabileceği sorularına yanıt aranmaktadır. Özçelik e göre, iklim değişikliği çağımızın en ciddi ve karmaşık problemlerinden biri olup, problemin kaynağı olan, insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazlarının kontrolünde, yasakla ve yönet yaklaşımı yeterli sonuç vermemektedir. Bu nedenle, alternatif ya da paralel olarak kullanılabilecek bir takım piyasa mekanizmaları geliştirilmiştir. Ekonomik göstergeleri aksini işaret ettiği halde, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi nin gelişmiş ülkeler listesi olan Ek-1 listesinde yer alan Türkiye, özel şartlara sahip ülke konumunun getirdiği bazı engellemeler nedeniyle, uyum piyasalarından hak ettiği şekilde yararlanamamıştır. Yazara göre, buna rağmen, gönüllü piyasalar için geliştirdiği emisyon azaltımları ile oyunun kuralları hakkında yeterince deneyim sahibi olunmuş ve böylece 2015 sonrası oluşacak yeni dönemde gerekli olabilecek kapasiteyi oluşturabilmiştir. Kyoto Protokolü sonrasındaki yeni döneme hazırlık olması bakımından ve sürdürülebilir bir ülke ekonomisi hedefi doğrultusunda, ülke şartlarına en uygun olan ve gelecekte uluslararası karbon piyasalarına entegre edilebilecek bölgesel bir karbon piyasası mutlaka gereklidir. 16

17 17

18

19 BÖLÜM I Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek Attila Çiner 1 ve Mehmet Akif Sarıkaya 2 1 Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Beytepe, Ankara, aciner@hacettepe.edu.tr. 2 Yrd. Doç. Dr., Fatih Üniversitesi, Coğrafya Bölümü, Büyükçekmece, İstanbul, mehmetakifsarikaya@gmail.com 19

20 Özet Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek Buzullar, iklim değişikliklerine verdikleri doğrudan ve hızlı tepki (ilerleme ve geri çekilme) ve yaygın bulunmaları nedeniyle geçmiş iklim değişikliklerinin anlaşılması açısından en önemli veri kaynağını oluşturmaktadırlar. Bu çalışma kapsamında yerkürenin geçirdiği çeşitli buzul dönemleri ve buna bağlı olarak iklimin değişimi ile gelecekte bizi ne gibi değişikliklerin beklediği konusu ele alınmış, gelecekle ilgili çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Gerçekleştirilen buzul sondajları aracılığıyla dünya genelinde iklim değişikliklerinin çok detay bir şekilde ortaya konabildiği 700 bin yıllık dönem gözden geçirilmiş ve Türkiye nin son 25 bin yılda yaşadığı buzul dönemleri ve iklim değişiklikleri açıklanmıştır. Buzul çökellerinden (moren) kozmojenik yüzey yaş tayini yöntemleri ve buzul modellemeleri kullanılarak elde edilen nicel verilere göre byö gerçekleşen son buzul maksimumu nda (LGM) ülkemiz, günümüzden 8-11 C daha soğuk bir iklimin etkisi altındadır. Daha sonraki Geç Buzul Dönemi nde (14-15 byö), Erciyes buzul çökellerinden elde edilen verilere göre, sıcaklıklar günümüze göre daha düşük (4,5-6,4 C), yağış koşulları ise günümüzden %50 daha fazladır. Aladağlar da bulunan Hacer Vadisi ndeki buzul çökellerinden elde edilen veriler ise, Erken Holosen Dönemi nde (8-10 byö) yağış miktarının günümüze göre iki misli kadar daha yüksek olduğunu ve sıcaklıkların çok hızlı bir şekilde yükseldiğini (1,44 C/yy) göstermektedir. Bu ısınma hızı, 20. yy da gerçekleşen ve insanlığın CO 2 gibi sera etkisi yapan gazları atmosfere salması sonucu ortaya çıkan yaklaşık 1 C lik sıcaklık artışının bile üzerinde olup doğal sebeplerin de iklimi ne kadar hızlı değiştirebileceğinin önemli bir kanıtıdır. Erciyes buzulundan elde edilen iklim modelleme sonuçları da Geç Holosen Dönemi nde (4 byö), 2,4-3 C lik bir sıcaklık düşüşünü ve hemen hemen günümüz şartlarına yakın bir yağış durumunu ortaya koymaktadır. Günümüzde buzullar çok hızlı bir şekilde alan kaybına uğramaktadır. İklim bilimciler 21. yy ın sonunda sıcaklık artışının en az 1-4 C arasında olabileceğini öngörmekte ve mevcut durumu devam ettirmemiz durumunda çok daha kötümser senaryolara hazır olmamız gerektiği uyarısını yapmaktadırlar. Sera etkisi yapan gazların salınımının hızlı bir şekilde azaltılması ve alternatif enerjilere yönelen insanlığın da küresel ısınmaya ayak uydurarak varlığını sürdürebilmesi dışında başka bir seçenek bulunmamaktadır. 20

21 Abstract Glaciers and Climate Change: Past, Present and Future Glaciers make up the primary source of information about the climate change because of their relatively fast reaction time (advance and retreat). This study reviews glacial periods and related climate changes that earth has undergone since its formation and tries to forecast expected future changes in the climate. The earth s climatic changes record for the last years (700 ka) obtained from glacial drilling programs and Turkey s last 25 ka glacial and climatic fluctuations is also explained. Cosmogenic surface dating of glacial deposits (moraines) indicate that the Last Glacial Maximum (20-25 ka) climates was 8-11 C colder than today. Following Late Glacial (14-15 ka) climate was colder by 4,5-6,4 C and 1.5 times wetter as indicated by Erciyes glacial deposits. Early Holocene (8-10 ka) was twice as wet compared to today and temperature rise was very fast (1,44 C/century) as calculated from Hacer Valley glacier retreat rates in Aladağlar. This is even faster than the 20th century global warming rate (approx. 1 C) presumably created by greenhouse gas emissions such as CO 2 and indicates that natural causes can create fast climatic changes. Modeling results from Erciyes glacier shows that Early Holocene (4 ka) was 2,4-3 C colder and its precipitation amounts approached to similar conditions as today. As of today most of the glaciers around the world are retreating. Climate scientists expect a global warming rate of at least 1-4 C in the 21 st century and warn about the need to reconsider the way we emit greenhouse gases in such unprecedented amounts. It seems that the only way out from a catastrophic scenario is to significantly slow down the greenhouse gas emissions in order to allow humans to cope with this warming trend. 21

22 1. Giriş Günümüzde bütün insanlığı doğrudan ilgilendiren en önemli kavramlardan biri haline gelen küresel iklim değişikliği, özellikle de küresel ısınma/soğuma, aslında yerkürenin milyarlarca yıldır gündeminde olan bir konudur. Gerçekten de dünya 4,6 milyar yıl öncesine uzanan oluşumundan beri çeşitli değişimlere uğrayarak bugünkü durumuna gelmiş ve bu gelişimi sırasında sadece kayaçların ve canlı hayatının değil iklimlerin de değişerek gelişimine ve çeşitliliğine tanıklık etmiştir. Geçmiş iklim (paleoclimate) ve ortam (environment) değişikliklerini bilim adamları çeşitli yöntemler aracılığıyla tahmin etmeye çalışmaktadırlar. Günümüzde kullanılan teknikler ve yöntemler sayesinde, birkaç bin yıldan (by) milyonlarca yıla (my) kadar uzanan bir veri tabanı oluşturulmuş durumdadır. Bunun yanı sıra, aletsel ölçümlerin alınmaya başlandığı son birkaç yüzyıldır elimizdeki nicel veriler de önemli ölçüde artmıştır. Günümüzün gelişmiş bilgisayar modelleri sayesinde bu verileri kullanan bilim insanları gelecekteki iklimlerin nasıl olabileceği üzerine varsayımlarda bulunabilmektedirler. Bu bölümün amacı geçmişte iklimin doğal nedenlerle nasıl değiştiğininin anlaşılmasına katkıda bulunarak gelecekte insanlığı nelerin bekleyebileceğine ışık tutmaktır. Özellikle 19. yy ın ortalarından itibaren insanlığın iklime gittikçe artan olumsuz müdahalesinin doğurduğu sonuçları gözler önüne sermek ve bu gidişatı önlemek veya hiç değilse yavaşlatmak için yapılması gerekenleri dile getirmek de bir diğer amaçtır. Bu kapsamda giriş bölümünün aşağıdaki kısmında, bilim insanlarının geçmiş iklimi anlamakta ve ge-lecek iklimi öngörmekte kullandıkları yöntemler kısaca anlatılmış ve iklimi değiştiren nedenler tartışılmıştır. Çalışmanın geri kalan bölümlerinde ise, iklim değişikliklerinin etkilerinin en açık biçimde gözlenebildiği buzullardaki değişimler, dünya ve özellikle de Türkiye den verilen çeşitli örnekler aracılığı ile ele alınmıştır Geçmiş İklimi Belirleme Yöntemleri Geçmiş iklim değişikliklerine ışık tutan jeolojik ve biyolojik veriler, öncelikle denizlerde yapılan sondajlar sırasında yüzeye çıkarılan sedimanter kayalardan elde edilmektedir. Bu kayalardan alınan karotlar, sadece sedimanter birimlerin içerdiği litolojiler ve tabaka kalınlıkları değil, bu sedimanların içinde bulunan mikroskopik veya makroskopik (diatom, foraminifera, polen, mercan gibi) canlıların kavkılarında bulunan ve o günün atmosferik koşullarını yansıtan Oksijen ( 18 O) ve Karbon ( 13 C) izotop oranlarının da geçmişteki su kimyası ve sıcaklığı hakkında çok önemli bilgi verdikleri bilinmektedir. Karalardan toplanan veriler de en az denizlerinki kadar önemlidir. Özellikle kireçtaşlarında oluşmuş mağaralarda bulunan sarkıt ve dikit kesitlerinin incelenmesi sonucunda, her yıl oluşan katmanların sayısı ve bunların göreceli kalınlıkları Uranyum-serisi yaş tayin yöntemleri ile tarihlendirilebilmektedirler. Bu yöntemler sayesinde yağış (Fleitmann vd., 2004) ve ortalama sıcaklık (Frisia vd., 2003) ile nemli veya kurak geçen dönemler (Spötl vd., 2002) hakkında bilgi edinmek mümkündür. Ayrıca, 18 O izotop oranlarını kullanarak mağara ısısı ve yağış, 13 C izotop oranlarını kullanarak da bitki örtüsünün türü veya yoğunluğu hakkında veri toplamak olanaklı hale gelmektedir (Dorale vd., 1998). 22

23 İklim değişikliklerini belirlemede kullanılabilecek karasal verilerden bir diğeri özellikle buzul göllerinde oluşan ve sedimanter çökellerde varv olarak bilinen, lamina adı ince tabakalanmadır (Şekil 1). Yaz aylarında nispeten daha açık renkli ve silt-ince kum boyutundaki malzemeden oluşan varvlar, kış aylarında göllerin donması ve sediman getiriminin azalması sonucu daha koyu renkli ve kil boyutunda olmaktadırlar. Varv çiftlerinin her birinin bir yıllık çökelime işaret etmesi nedeniyle bunların sayımı ve göreceli kalınlıkları, oluşum zamanları ve geçmiş iklimler hakkında çok detay bilgi vermektedir (Wohlfarth, 1996). Şekil 1. Hitchcock Gölü varvları (Connecticut, ABD). S: Yaz ayları çökelimi, W: kış ayları çökelimi. Foto: K. Brickyard. Ülkemizdeki Tuz Gölü gibi kapalı havzalarda oluşmuş göllerin geçmiş kıyı şeridine ait teraslarının ve jeomorfik şekillerinin haritalanması ve çeşitli yöntemlerle yaşlandırılması son birkaç 10 by a ait iklim salınımları hakkında önemli ipuçları vermektedir (Özsayın vd., 2013). Tuz Gölü örneğinde olduğu gibi kurak-yarı kurak göl kıyılarında ve çok kurak karasal ortamlarda oluşabilen çeşitli rüzgar kumulları (Kuzucuoğlu vd., 1998), lösler ile kalişeler (Küçükuysal vd., 2011) ve eski toprak kalıntıları (Küçükuysal vd., 2012) da jeolojide sık kullanılan iklim belirteçleridir. Sadece birkaç bin yıllık da olsa geçmiş iklimler hakkında detay veri sağlayan bir başka yöntem de dendrokronoloji olarak bilinen ağaç halkalarının sayılarına dayanılarak yapılan tarihlendirmedir. Halkaların morfolojik özellikleri o yıl içindeki sıcaklık ve yağış verilerini yansıtması bakımından önemli bilgiler içermektedir. Bunların yanı sıra tarihsel kayıtlar ve bilgisayar yardımı ile yapılan modellemeler de geçmiş iklim hakkında çalışan bilim insanlarının başvurduğu yöntemlerdendir. Yukarıda belirtilen yöntemlere ek olarak hiç kuşkusuz ki buzullar, iklim değişikliklerine verdikleri hızlı yanıt (erime veya buzul ilerlemesi) ve yaygın bulunmaları gibi nedenlerle, geçmiş iklim değişikliklerinin anlaşılması bakımından en önemli veri kaynaklarının başında gelmektedirler. Buzulların yayılımının zaman ve mekan içinde artması veya azalması, günümüzde çeşitli bilimsel yöntemlerle ölçülerek sadece geçmiş iklim değişiklikleri hakkında bilgi edinmemizi sağlamakla kalmayıp, gelecekte insanlığı nelerin beklediğine dair senaryoların geliştirilmesine de olanak sağlamaktadır. Günümüzde, özellikle buzul örtülerinin bulunduğu Antarktika (Vostok Gölü buzul sondajı verileri) veya Grönland da gerçekleştirilmiş olan buzul sondajları aracılığıyla buzun içinde hapsolmuş bulunan hava kabarcıklarının içerdiği gazlar ile duraylı izotop oranlarının, metan yoğunluklarının ve buz tabakalarının içerdiği toz ve polen gibi malzemelerin incelenmesi sayesinde son 800 by a ait çok önemli ve detay iklim bilgilerine ulaşılabilmiştir (Şekil 2). 23

24 patlamalar yüzünden atmosferin yoğun bir kül tabakasıyla kaplanması sonucunda görülen soğumadır yılında Endonezya nın Java adası yakınlarındaki Krakatoa volkanının patlaması sonucunda stratosfere kadar taşınan kül ve gazların rüzgarlar aracılığıyla tüm dünyayı kapladığı, dünyanın ortalama sıcaklığının 1,2 C azaldığı ve normal koşullara dönülmesinin yıllar aldığı bilinmektedir (Self ve Rampino, 1981). Şekil 2. Sondajlardan elde edilmiş buzul karotu. Foto: Emily Stone. Kıtaları kaplayan bu büyük buzul örtülerinin yanı sıra daha küçük boyutlu olmalarına rağmen Türkiye de dahil dünyanın çeşitli bölgelerinde gözlemlenebilen ve bu özelliklerinden ötürü yöresel bir veri kaynağı olan vadi buzulları da, son yıllarda gittikçe artan bir şekilde iklim indikatörü olarak kullanılmaktadırlar (Sarıkaya vd., 2011). Buzulların, iklim şartlarının gelişimine bağlı olarak erimesi ile üzerinde ve önünde taşıdıkları çeşitli boyuttaki sedimanları depolamasıyla oluşan yerşekillerine moren adı verilmektedir. Bir buzul vadi boyunca ne kadar alçak noktalara inmişse, geçmişteki hava sıcaklıkları da günümüze göre o kadar daha soğuk olur varsayımından hareketle morenleri oluşturan ve til olarak bilinen sedimanlar üzerinden yapılan kozmojenik (uzay kökenli) yüzey yaş tayinleri sonucu özellikle son buzul dönemi (takriben 100 by) hakkında çok detay verilere ulaşılmıştır (Sarıkaya vd., 2011) İklim Değişiliklerinin Nedenleri İklimler kısa ve uzun dönemlerde çeşitli nedenlerle değişirler. Kısa sürede etkili olan nedenlerin başında güneş lekelerinin sayısının değişimi ve güneş patlamalarının salınımı gelmektedir. Bir başka neden ise, büyük ölçekli volkanik Daha uzun dönemde ise, dünyanın astronomik eksenindeki döngüsel değişiklikler, yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının toplam değerlerini ve ışınların geliş açılarını değiştirerek, iklimlerin değişmesine yol açmaktadır. Milankovitch döngüleri (Milankovitch cycles) olarak da adlandırılan ve geçmiş iklim değişimlerini en iyi açıklayan teorilerden birisi olan Astronomik Döngüler Teorisi ilk defa olarak Sırp matematikçi Milutun Milankovitch tarafından ortaya atılmıştır (Hays vd., 1976). Bu teoriye göre üç farklı döngü söz konusudur. Bunlar, eksen yalpası (precession), eksen eğikliği (obliquity) ve yörünge dış merkezliği (eccentricity) olarak adlandırılırlar. Bu döngüler, sırasıyla her by, 41 by ve 100 by da bir gerçekleşmekte olup, bileşkeleri dünyamızın yaklaşık her 100 by da bir soğuyup, tekrar ısınmasına neden olmaktadır (Şekil 3) Yüz milyonlarca yıllık çok daha uzun vadeli iklim değişiklikleri ise, kıtaların biraraya gelmesi ve okyanusların birleşerek hava ve deniz akıntılarının değişmesi sonucunu doğuran plaka tektoniği (plate tectonics) ile oluşurlar. Geçmişte Gondwana ve Pangea gibi süperkıtaların olduğu dönemlerde kıtaların birleşik olmasından dolayı kıta içlerinin genelde çok kurak, tersine okyanusa yakın yerlerde ise daha da nemli olduğu dönemlerin meydana geldiği bilinmektedir. 24

25 bir süre içinde suyu sıvı halde barındırabilecek derecede soğuduğu tahmin edilmektedir. Günümüzde 15 C olan ortalama yeryüzü sıcaklığının 4 milyar yıl önce C kadar olduğu hesaplanmaktadır (Saltzman, 2002). Şekil 3. Milankovitch döngüleri (IPCC, 2007). 2. Dünya nın Geçirdiği Ana Buzul Dönemleri Dünya nın, 4,6 milyar yıl önce oluşumunda çok yüksek olan sıcaklığının 100 milyon yıl (my) gibi jeolojik anlamda nispeten kısa sayılabilecek İnsan kaynaklı küresel ısınmanın yarattığı sorunlar tartışılırken göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir konu, doğanın kendi mekanizmalarını kullanarak ve insana ihtiyaç duymadan da iklimleri değiştirebildiği gerçeğidir (Zreda vd., 2011). Yerkürenin geçirdiği eski buzul dönemlerinden örnekler aşağıda ayrıntılı biçimde verilmiştir. Genel olarak günümüze göre daha sıcak koşullara sahip olunan geçmiş çağlarda, en azından beş büyük buzullaşma oluştuğu bilinmektedir. Bu dönemler, sırasıyla, Huronian, Cryogenian, Geç Ordovisyen, Geç Karbonifer ve son olarak da Kuvaterner de gerçekleşmiştir (Şekil 4). Şekil 4. Yerkürenin yüzey sıcaklığının jeolojik tarihçe boyunca değişimi. Mavi çizgi güncel referans sıcaklık değeri olup yatay eksen ölçeksiz çizilmiştir (Saltzman, 2002) Huronian Buzullaşması (2,2 milyar yıl önce) Buzul dönemlerinden en eskisi Huronian Buzullaşması olup, takriben 2,2 milyar yıl öncesine uzanan Erken Proterozoik Devri nde meydana gelmiştir. Bu dönem, Kuzey Amerika daki Büyük Göller Bölgesi ile Avustralya nın batı kesimlerinde gözlenen ve tillit olarak bilinen taşlaşmış ve çok kalın buzul çökelleri ile temsil edilmektedirler. 25

26 2.2. Cryogenian Buzullaşması ( myö) İkinci olarak meydana gelen ve yerkürenin geçirdiği en uzun ve en sert buzullaşma dönemi olan Cryogenian Buzullaşması da Prekambriyen in sonlarına doğru 800 ile 630 my öncesinde oluşmuştur. Kartopu Dünya (Snowball Earth) olarak da bilinen bu dönemde yerkürenin, ekvatorlar da dahil olmak üzere, tamamen buzul örtüleri ile kaplandığı ve sıcaklıkların ortalama -20 o C lere kadar düştüğü tahmin edilmektedir (Hoffman vd., 1998). Bu konuda karşıt görüşler olmasına rağmen, eldeki çeşitli veriler, zaman içinde gerçekleşen volkanik patlamaların atmosfere bıraktığı CO 2 (karbondioksit) gazının oluşturduğu sera etkisiyle buzulların eriyerek yeryüzünün günümüz koşullarına benzer iklimlere geri döndüğünü göstermektedir (Şekil 5). Buzullaşmanın hemen ardından Kambriyen Patlaması (Cambrian Explosion) olarak bilinen, canlıların hızla çeşitlenmesi ve evrimleşmesi gerçekleşmiştir. Şekil 5. Kartopu Dünya nın oluşumu ve yokoluşu (Kaynak: Addison Wesley, Pearson Education).çizilmiştir (Saltzman, 2002) Geç Ordovisiyen Buzullaşması ( myö) Prekambriyen de ortaya çıkan Huronian ve Cryogenian dan sonraki üç buzullaşma Fanerozoyik te görülmüştür (Şekil 6). Üçüncü buzullaşma, Afrika nın merkezde olduğu ve Gondwana olarak bilinen süperkıtada, günümüzden takriben my önce, Geç Ordovisiyen Dönemi nde buzullaşmasıdır. Ülkemizde de özellikle Toros Dağları boyunca çeşitli yerlerde gözlenen tillit ile temsil edilen bu dönemin varlığı, Türkiye nin Geç Ordovisyen de Gondwana kıtasının KD kenarında bulunduğunun bir kanıtı olarak kullanılmaktadır (Monod vd., 2003; Ghienne vd., 2010). Şekil 6. Oksijen izotop oranlarının Fanerozoik Devri (son 542 my) boyunca dağılımı (Veizer vd., 1999; 2000). Jeolojik zaman çizelgesi üzerindeki mavi kutular buzul dönemlerini işaret etmektedir. 26

27 Sahra buzullaşması olarak da bilinen Geç Ordovisiyen Buzullaşması nedeniyle okyanus akıntılarının dolaşımında belirgin değişiklikler meydana gelmiş ve önemli miktarda suyun kara buzullarında depolanması sonucu küresel deniz seviyesi çok hızlı bir şekilde günümüzden 160 m kadar aşağılara düşmüştür. Bunun sonucu olarak kıtalar hızlı ve kuvvetli bir aşınım sürecine girmiş ve bu hızlı değişime ayak uyduramayan canlıların önemli bir kısmı yokolarak Ordovisiyen toplu canlı yokoluşları meydana gelmiştir (Marshall vd., 1997) Geç Karbonifer Buzullaşması ( myö) Devoniyen Dönemi ile birlikte gelişimlerini hızlandıran karasal bitkilerin zamanla dünyanın oksijen seviyesini artırıp CO 2 seviyesini düşürmesiyle gelişen bu küresel buzullaşma, Güney Afrika daki Karoo bölgesinde bulunan buzul çökelleri nedeniyle Karoo Buzullaşması olarak da adlandırılmaktadır (Şekil 6) my kadar önce gerçekleşen bu buzullaşma Karbonifer Dönemi nin sonuyla Permiyen Dönemi nin başlarında gerçekleşmiş olup, Güney Amerika, Afrika, Arabistan, Hindistan, Antarktika ve Avustralya nın bugünkü Güney Kutbu nun olduğu yerde Gondwana Kıtası olarak birleşmesi sırasında gerçekleşmiştir. Kıtaların önceden birleşik olarak bulunduğunun kanıtlanması, jeoloji biliminde devrim yaratan Levha Tektoniği Teorisi nin ortaya atılmasına neden olacak kadar önemli olmuştur Mesozoyik ve Tersiyer Dönemleri (250-2,58 myö) Dördüncü buzullaşmadan sonra Mesozoik Devri ne giren dünyada, sıcaklıklar artarak iklim daha durağan bir hale gelmiştir. 250 myö ile 2,58 myö arasındaki bu dönemde, zaman zaman soğuk dönemler görülse de, küresel anlamda büyük bir buzullaşma oluşmamıştır (Ehlers vd., 2011). Erken Mesozoik te (Trias Dönemi) tüm kıtaların birleşik halde bulunmasıyla ortaya çıkan süper kıta Pangea nın iç kısımlarının çok kurak ve çöllerle kaplı olduğu düşünülmektedir. Günümüze kıyasla ortalama 10 C kadar daha yüksek olan sıcaklıklara rağmen kıtaların bir arada bulunmasından dolayı küresel deniz seviyesi düşük kalmıştır. Orta Mesozoik te (Jura Dönemi) Pangea parçalanmaya başlamış ve bunun sonucu olarak da okyanus ortası sırtlarından kaynaklanan volkanizma nedeniyle bağıl deniz seviyesi yükselmiştir. Bu dönemde artmaya devam eden sıcaklıklara rağmen denizlerin, kıtaların sığ bölümlerini basması sonucu iklim daha nemli hale gelmiştir. Jura-Kretase geçişinde yaşanan soğumaya rağmen tam bir buzullaşma dönemi oluşmamış, Mesozoik in sonuna doğru (Kretase Dönemi), CO 2 nin günümüze oranla çok daha yüksek seviyelere çıkması nedeniyle yüzey sıcaklıkları önemli ölçüde (ortalama C) artmaya başlamıştır. Kretase Termal Optimumu olarak bilinen bu dönemde deniz seviyesinin ve deniz suyu sıcaklıklarının da önemli ölçüde arttığı görülmektedir (Wilson vd., 2002). Isınma, Senozoik boyunca devam etmiş ve Eosen başında maksimuma ulaşmıştır (Eosen Optimumu). Eosen Klimatik Optimum u sırasında kutuplar da dahil olmak üzere buzul örtülerinin bulunmayışı 18 O izotop ölçümlerindeki oynamaların doğrudan sıcaklık değişimleri olarak kabul edilmesine olanak sağlamıştır (Şekil 7). Oligosen de başlayan soğuma eğilimi ise Miyosen boyunca dönemsel olarak devam etmiştir. Miyosen sonunda Güney ve 27

28 Kuzey Amerika nın birleşerek tek bir kıta halini alması sonucu Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus ayrışmıştır. Bunun sonucu olarak da Gulf Stream deniz akıntısı güçlenmiş ve kuzey yarımküre hızlı bir şekilde soğuyarak bugün Pleistosen Buzul Dönemi ne geçilmiştir. Şekil 7. Son 65 my da iklim değişimi. Veriler bentik foraminiferalarda gözlenen Oksijen izotop ( 18 O) ölçümlerine dayanmaktadır (Zachos vd., 2001). Son 12 my için (sağdaki küçük kutu) Lisiecki ve Raymo (2005) tarafından verilen 18 O izotop ölçümleri, Petit vd., (1999) tarafından verilen Vostok sondajından elde edilen Antarktika sıcaklık verileriyle karşılaştırılmıştır. Günümüz sıcaklığı 0 C olarak verilmiştir Kuvaterner Buzullaşması (2,58 möy - Günümüz) Kuvaterner Buzullaşması olarak bilinen, içinde bulunduğumuz son buzul dönemi 2,58 my önce başlamıştır. Günümüz iklimine ışık tutma potansiyelinin yüksek olması nedeniyle bu dönem aşağıda ayrı bir başlık altında detaylı olarak ele alınmıştır. 3. Kuvaterner Buzullaşmaları ve Günümüz İklimine Etkisi Genel olarak soğumayla karakterize olan yerkürenin bu son 2,58 my lık döneminde buzul devirlerinin etkilerini son 900 by da giderek arttırdığı görülmektedir. Önceleri 41 by lık, daha sonraları ise 100 by lık döngüler şeklinde kendini ifade eden buzul dönemlerinin Kuvaterner süresince toplam 21 kere tekrarlandığı hesaplanmıştır (Şekil 8). Dünya nın güneş ve kendi etrafında dönmesi sırasında gerçekleşen ve Milankovitch Döngüleri olarak tanımlanan bu değişimler sırasında buzulların belirli aralıklarla maksimum seviyelerine ulaşması ile buzul dönemleri (glacial), nispeten daha sıcak dönemlerde geri çekilmeleri ile de ara buzul dönemleri (interglacial) oluşmaktadır. Holosen olarak bilinen son 11,7 by dır bir buzul arası döneminden geçen dünyada hala bir önceki buzul dönemine ait kıta buzullarının kalıntıları (Antarktika ve Grönland) bulunmaktadır. Bazı buzul dönemlerinde kısa süreli (birkaç yüzyıl) ılıman ara dönemler (inter-stadial), buzul arası dönemlerde ise nispeten daha soğuk ara dönemler (stadial) de oluşabilmektedir. Kuvaterner Buzullaşması, Antarktika ve Grönland da 3 km yi bulan kalıcı buzul örtüleri ve Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika da benzer kalınlıklardaki buzul örtüleri ile tipiktir. Bu dönemde, diğer buzul dönemlerine benzer şekilde, suların kara buzullarında toplanmasının sonucu olarak, yaklaşık 21 by önce oluşan Son Buzul Maksimum unda (LGM: Last Glacial Maximum) deniz seviyesinin küresel ölçekte 120 m kadar düştüğü tahmin edilmektedir. Altı bin yıl kadar önce, buzulların erimesiyle deniz seviyesi çok hızlı bir şekilde bugünkü konumuna yakın bir seviyeye geri dönmüştür. Gözlenen diğer morfolojik değişimler ise -Kanada da olduğu gibi- çukur alanların göller tarafından doldurulması, nehirlerin akışlarının değişime uğraması ve buzul örtüsünün kalkması ile azalan basınç sonucu karaların yükselmesidir (isostatic rebound). Son 500 by ın iklim verileri daha önceki dönemlerde olmadığı kadar detaylıdır. Bu veriler, Antarktika Vostok sondajı (2917 m lik sondajda 28

29 Şekil 8. Son 5,5 my da bentik foraminifer kavkılarından elde edilen 18O izotop değerleri ve eşdeğer sıcaklık verileri. Soğuk dönemler MIS serilerinde çift rakamlarla, ılıman dönemler ise tek rakamlarla ifade edilmektedir (Lisiecki ve Raymo, 2005). 420 by a ulaşan buzul delinmiştir; Petit vd., 1999) ve bundan 560 km uzakta EPICA (European Project for Ice Coring in Antarctica) sondajından gelmektedir (3190 m lik sondajda 720 by a ulaşan buzul delinmiştir; Augustin vd., 2004) (Şekil 9). Kuvaterner Buzul Dönemleri oluştukları zaman ve yere göre çeşitli isimler almaktadır. Örneğin, Alp Dağları nda 200 by ile 130 by arasındaki döneme Riss adı verilirken, Amerika kıtasında benzer dönem İllinoian olarak bilinmektedir (Şekil 9). Kabaca 100 by yaşındaki, Alpler de görülen en son buzul dönemi olan Würm buzullaşması ise, Amerika kıtasında Wisconsin olarak anılır. Buna karşın, kıtasal buzulların doğaları gereği bir önceki buzullaşmanın izlerini önemli ölçüde aşındırarak silmesi ve yeni buzul çökelleri bırakması nedeniyle günümüzde bu tür isimler fazla kullanılmamaktadır. Bunun yerine, deniz tabanında yapılan sondajlardan elde edilen Denizel İzotop Serileri (MIS: Marine Isotope Stage) gerek daha uzun yıllara inebilen eksiksiz kayıtları ve gerekse içerdikleri canlıların kavkılarından kesin yaş verilebilmesi nedeniyle çok daha yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu sistemde buzul arası dönemler tek sayılar, buzul dönemleri ise çift sayılarla belirtilmektedir. Günümüz koşullarını, yani Holosen i 1 (MIS1) olarak kabul eden bu sisteme göre Kuvaterner içinde toplam 104 adet MIS ayırt edilmiştir (Andrews, 2000). Buzulların maksimuma ulaştığı ve deniz seviyelerinin düştüğü bu dönemlerde Avrupa kıtası İngiltere ile birleşmiş, Amerika ve Rusya arasındaki Bering Boğazı da kara olarak açığa çıkmıştır. Buzulların 40 o enlemlerine kadar inmesi sonucu Pleistosen sonuna doğru, mamut gibi birçok büyük memeli de yeryüzünden silinmiştir. Kuvaterner Buzullaşması Türkiye de önemli etkiler yaratmıştır. Buzullaşmanın sonucu olarak, İstanbul Boğazı nın Karadeniz ile bağlantısı kesilmiş ve Karadeniz bir tatlı su gölü haline gelmiştir. Holosen de ise iklimin ısınması ile yükselen sular tekrar bu alanları tuzlu deniz suyla kaplamıştır. 29

BÖLÜM I. Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek. Attila Çiner 1 ve Mehmet Akif Sarıkaya 2

BÖLÜM I. Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek. Attila Çiner 1 ve Mehmet Akif Sarıkaya 2 BÖLÜM I Buzullar ve İklim Değişikliği: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek Attila Çiner 1 ve Mehmet Akif Sarıkaya 2 1 Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Beytepe, 06800 Ankara, aciner@hacettepe.edu.tr.

Detaylı

İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik

İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik JEOLOJİK DEVİRLER İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik Dünya nın oluşumundan 4 Milyar Yıl sonra Kıtaların çekirdek kısmını oluşturan en eski kıvrımlar oluşmuştur. Su yosunu (alg)

Detaylı

Türkiye nin Enerji Geleceği İklim bileşenini arıyoruz

Türkiye nin Enerji Geleceği İklim bileşenini arıyoruz EWEA-TWEA Policy Workshop Türkiye nin Enerji Geleceği İklim bileşenini arıyoruz Mustafa Özgür Berke, WWF-Türkiye 27.03.2013, Ankara 27-Mar-13 / 1 Photo: Michel Roggo / WWF-Canon KISACA WWF +100 5 kıtada,

Detaylı

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır. I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır. Fosil yakıtlar, çoğu yeşil bitkilerin fotosentez ürünü

Detaylı

İSTİHDAMA KATKISI. Tülin Keskin TMMOBMakine Mühendisleri Odası

İSTİHDAMA KATKISI. Tülin Keskin TMMOBMakine Mühendisleri Odası ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİNİN İSTİHDAMA KATKISI Tülin Keskin TMMOBMakine Mühendisleri Odası Enerji Verimliliği Danışmanı Türkiye de İstihdam Türkiye nin çalışma çağındaki nüfusu önümüzdeki

Detaylı

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL Kömür ve Doğalgaz Öğr. Gör. Onur BATTAL 1 2 Kömür yanabilen sedimanter organik bir kayadır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş, diğer kaya tabakalarının arasında

Detaylı

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma Demografi (nüfus bilimi), sınırları belli olan bir coğrafyanın nüfus yapısını, özelliklerini ve değişimlerini incelemektedir. Doğum, ölümün yanı sıra göç gibi dinamikleri

Detaylı

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için AFD Sürdürülebilir bir gelecek için TSKB Önceliğimiz Çevre Konferansı 5 aralık 2007 AGENCE FRANCAISE DE DEVELOPPEMENT Misyonumuz 1. Kalkınmanın finansmanı Birleşmiş Milletlerin Bin Yıl Kalkınma Hedefleri

Detaylı

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN ÇORUM 2017 Alp - Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde tüm jeolojik zaman ve devirlere ait araziler görülebilmektedir.

Detaylı

PROJE TABANLI DENEY UYGULAMASI

PROJE TABANLI DENEY UYGULAMASI PROJE TABANLI DENEY UYGULAMASI DERSĐN SORUMLUSU:Prof.Dr.Đnci MORGĐL HAZIRLAYAN:S.Erman SEVDĐ DENEYĐN ADI:FOTOVOLTAĐK PĐL YAPIMI;GÜNEŞ ENERJĐSĐNDEN ELEKTRĐK ÜRETĐMĐ DENEYĐN AMACI:GÜNEŞ ENERJĐSĐNDEN ELEKTRĐK

Detaylı

İklim ve İklim değişikliğinin belirtileri, IPCC Senaryoları ve değerlendirmeler. Bölgesel İklim Modeli ve Projeksiyonlar

İklim ve İklim değişikliğinin belirtileri, IPCC Senaryoları ve değerlendirmeler. Bölgesel İklim Modeli ve Projeksiyonlar 1/36 İklim ve İklim değişikliğinin belirtileri, Dünya da ve Türkiye de gözlemler IPCC Senaryoları ve değerlendirmeler Bölgesel İklim Modeli ve Projeksiyonlar Uluslararası Kuruluşlar, Aktiviteler için Sektörler

Detaylı

DA KÜRESEL ISINMA ĐLE ĐKLĐM DEĞĐŞĐKLĐKLERĐ NEDENĐ OLAN SERA GAZI EMĐSYONLARI HAKKINDA ÇEVRE EYLEM PLANI POLĐTĐKALARI

DA KÜRESEL ISINMA ĐLE ĐKLĐM DEĞĐŞĐKLĐKLERĐ NEDENĐ OLAN SERA GAZI EMĐSYONLARI HAKKINDA ÇEVRE EYLEM PLANI POLĐTĐKALARI ÇĐN ve HĐNDĐSTAN DA KÜRESEL ISINMA ĐLE ĐKLĐM DEĞĐŞĐKLĐKLERĐ NEDENĐ OLAN SERA GAZI EMĐSYONLARI HAKKINDA ÇEVRE EYLEM PLANI POLĐTĐKALARI Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu(

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA 2018 Yenilenebilir Enerji Kaynakları SUNU İÇERİĞİ 1-DÜNYADA ENERJİ KAYNAK KULLANIMI 2-TÜRKİYEDE ENERJİ KAYNAK

Detaylı

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI KONULAR 1-Güneş Enerjisi i 2-Rüzgar Enerjisi 4-Jeotermal Enerji 3-Hidrolik Enerji 4-Biyokütle Enerjisi 5-Biyogaz Enerjisi 6-Biyodizel Enerjisi 7-Deniz Kökenli Enerji 8-Hidrojen

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) : Günümüzde küresel olarak tüm ülkelerin ihtiyaç duyduğu enerji, tam anlamıyla geçerlilik kazanmış bir ölçüt olmamakla beraber, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren önemli bir kriterdir. İktisadi olarak

Detaylı

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği Enerjiye Yönelik Bölgesel Teşvik Uygulamaları Enerji Verimliliği 5. Bölge Teşvikleri Enerjiye Yönelik Genel Teşvik Uygulamaları Yek Destekleme Mekanizması Yerli Ürün Kullanımı Gönüllü Anlaşma Desteği Lisanssız

Detaylı

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek kalkınma

Detaylı

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7), ULUSAL M DEĞİŞİ ĞİŞİKLİĞİ FAALİYETLER YETLERİ LİTİ Mehrali ECER Şube Md. V. Sektörel İklim Koruma Potansiyelleri Türk Alman Ortak Çalıştayı 6 Mayıs 2010, ANKARA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ (BMİDÇS)

Detaylı

1. İklim Değişikliği Nedir?

1. İklim Değişikliği Nedir? 1. İklim Değişikliği Nedir? İklim, en basit ifadeyle, yeryüzünün herhangi bir yerinde uzun yıllar boyunca yaşanan ya da gözlenen tüm hava koşullarının ortalama durumu olarak tanımlanabilir. Yerküre mizin

Detaylı

Dünyada ve Türkiye de Enerji Görünümü Selahattin İncecik. İstanbul Teknik Üniversitesi

Dünyada ve Türkiye de Enerji Görünümü Selahattin İncecik. İstanbul Teknik Üniversitesi Dünyada ve Türkiye de Enerji Görünümü Selahattin İncecik İstanbul Teknik Üniversitesi ENERJİ ÜRETİMİ IEA: ENERJİ ÜRETİMİ VE KULLANIMI «SÜRDÜRÜLEMEYEN ÇEVRE İHTİYAÇLARI» İLE REKABET EDEMEZ. ÜLKELERİN ENERJİ

Detaylı

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum Politika ve Strateji Geliştirme Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti Ozon Tabakasının Korunması İklim Değişikliği Uyum 1 Birleşmiş Milletler İklim değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve ilgili uluslararası

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1 İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1 1.1. Dünya da Enerji...1 1.1.1. Dünya Birincil Enerji Arzındaki Gelişmeler ve Senaryolar...1 1.2. Türkiye de Enerji...4 1.2.1. Türkiye Toplam Birincil Enerji

Detaylı

Grafik 16. Türkiye de elektrik üretiminin kaynaklara dağılımı

Grafik 16. Türkiye de elektrik üretiminin kaynaklara dağılımı Grafik 16. Türkiye de elektrik üretiminin kaynaklara dağılımı 1 2 1. DÜNYADA VE TÜRKİYE DE ENERJİ DURUMU 1.1. DÜNYADA ENERJİ DURUMU 1970 lerin başında yaşanan petrol krizi ve sonrasında gelen petrol ambargoları

Detaylı

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan Biliyor musunuz? Enerji İklim Değişikliği İle Mücadelede En Kritik Alan Enerji üretimi için kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların kullanımı sanayileşme devriminden beri artarak devam etmektedir.

Detaylı

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ T.C. ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü İklim Değişikliği Dairesi Başkanlığı SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ Semra GÜNEN Kimya Mühendisi III. Enerji Verimliliği Kongresi

Detaylı

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU Zinnur YILMAZ* *Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, SİVAS E-mail: zinnuryilmaz@cumhuriyet.edu.tr, Tel: 0346 219 1010/2476 Özet Yüzyıllardan

Detaylı

ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI

ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI Doç. Dr. Cevdet DEMİR Uludağ Üniversitesi 06 Nisan 2007 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Karbon piyasası nedir? Ülkelerin ve şirketlerin sera gazları hedeflerine ulaşabilmeleri

Detaylı

F A N E R O Z O Y İ K

F A N E R O Z O Y İ K (EONS) ZAMANLAR (ERAS) F A N E R O Z O Y İ K PALEOZOYİK MESOZOYİK SENOZOYİK 542 my 251 my 65.5 my 0 www.fusunalkaya.net KUVATERNER NEOJEN PALEOJEN HOLOSEN PLEYİSTOSEN PLİYOSEN MİYOSEN OLİGOSEN EOSEN PALEOSEN

Detaylı

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Dünya Enerji Genel Görünümü Genel Görünüm Dünya Birincil Enerji Tüketimi 2013-2035 2013 2035F Doğalgaz %24 Nükleer %4 %7 Hidro %2 Yenilenebilir Petrol %33 Kömür

Detaylı

Sera Etkisi. Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte. Cam tarafından tutulan ısı

Sera Etkisi. Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte. Cam tarafından tutulan ısı Sera Etkisi Bir miktarda ısı arz dan kaçmakta Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte CO2 tarafından tutulan Isının bir kısmı tekrar atmosfere kaçabilir. Cam tarafından tutulan

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR -- YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ Prof. Dr. Zafer DEMİR -- zaferdemir@anadolu.edu.tr Konu Başlıkları 2 Yenilenebilir Enerji Türkiye de Politikası Türkiye de Yenilenebilir Enerji Teşvikleri

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI. Gökhan BAŞOĞLU

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI. Gökhan BAŞOĞLU YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI İÇERİK 1. DÜNYADAKİ VE ÜLKEMİZDEKİ ENERJİ KAYNAKLARI VE KULLANIMI 1.1 GİRİŞ 1.2 ENERJİ KAYNAKLARI 1.3 TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ENERJİ POTANSİYELİ 2. YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

Detaylı

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ Bilim adamlarınca, geçtiğimiz yıllarda insan faaliyetlerindeki artışa paralel olarak, küresel ölçekte çevre değişiminde ve problemlerde artış olduğu ifade edilmiştir. En belirgin

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi İÇDAŞ A.Ş. Sürdürülebilirlik Yönetim Birimi Amaç ve İçerik Bu eğitim sunumu ile paydaşlarımıza Sürdürülebilirliği tanıtmak ve şirketimizin Sürdürülebilirlik alanında

Detaylı

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE SERAGAZI EMİSYONU İklim değişikliği, nedeni olursa olsun iklim koşullarındaki büyük ölçekli (küresel) ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş gelişen değişiklikler olarak

Detaylı

Dünya Enerji Görünümü 2012. Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

Dünya Enerji Görünümü 2012. Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012 Dünya Enerji Görünümü 2012 Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012 Genel Durum Küresel enerji sisteminin temelleri değişiyor Bazı ülkelerde petrol ve doğalgaz üretimi

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ LİTİ Gürcan SEÇGEL Uzman 01 Mart 2010, GEBZE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN NEDENLERİ Fosil Yakıtların kullanılması (ısınma, ulaşım, sanayi, enerji) Endüstriyel üretim, Atık,

Detaylı

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI HATUN ÖZTÜRK 20338647 Küresel Isınma Küresel ısınma, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artış için kullanılan bir terimdir. Fosil yakıtların

Detaylı

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı İZMİR BÖLGESİ ENERJİ FORUMU 1 Kasım 2014/ İzmir Mimarlık Merkezi FOSİL

Detaylı

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI İKLİM M DEĞİŞİ ĞİŞİKLİĞİ ve ENERJİ Sedat KADIOĞLU Müsteşar Yardımcısı 22 Ekim 2009,İzmir BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ İklim Değişikli ikliği Çerçeve

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ŞUBAT 2012 İklim Değişikliği ve Türkiye Türkiye, 24 Mayıs 2004 tarihinde Birleşmiş

Detaylı

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS RÜZGAR ENERJĐSĐ Erdinç TEZCAN FNSS Günümüzün ve geleceğimizin ekmek kadar su kadar önemli bir gereği; enerji. Son yıllarda artan dünya nüfusu, modern hayatın getirdiği yenilikler, teknolojinin gelişimi

Detaylı

Yerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi

Yerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi Yerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi Prof. Dr. Cengiz Türe Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Danışma Kurulu Üyesi ve Anadolu Üniversitesi Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı

Detaylı

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi LİSANS YERLEŞTİRME SINAVI-4 COĞRAFYA-2 TESTİ 18 HAZİRAN 2016 CUMARTESİ Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir

Detaylı

Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması. Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK

Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması. Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK Çalışmanın amacı Türkiye nin 2013-2017 dönemi elektrik

Detaylı

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER... İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...4 1.Yönetici Özeti... 11 2.Giriş... 12 3.Sektörel Analiz... 13 3.1 Birincil Enerji Kaynaklarına Bakış...13 3.1.1 Kömür... 13 3.1.1.1 Dünya da Kömür... 14 3.1.1.1.1 Dünya

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin Akdeniz iklimi / Roma Okyanusal iklim / Arjantin Savan iklimi/ Meksika Savan iklimi/ Brezilya Okyanusal iklim / Londra Muson iklimi/ Calcutta-Hindistan 3 3 Kutup iklimi/ Grönland - - - - - - -3-4 -4 -

Detaylı

Petrol ve İthalat: İthalat Kuru Petrol Fiyatları mı?

Petrol ve İthalat: İthalat Kuru Petrol Fiyatları mı? Petrol ve İthalat: İthalat Kuru Petrol Fiyatları mı? Ya petrol fiyatları sadece petrol fiyatları değilse? Yani Türkiye günde altı yüz küsür bin varil olan kendi tükettiği petrolünü üretse, dışarıdan hiç

Detaylı

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel) The Cave With Multiple-Periods And Origins Characterizing The

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 22 Ocak 2015 Dünyada Enerji Görünümü Gelir ve nüfus artışına paralel olarak dünyada birincil enerji talebi hız kazanmaktadır. Özellikle OECD dışı ülkelerdeki artan nüfusun yanı sıra, bu ülkelerde kentleşme

Detaylı

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Yrd. Doç. Dr. Vedat GÜN Enerji Piyasası İzleme ve Arz Güvenliği Daire Başkanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 28-29-30 Haziran 2007, EMO-İÇEF,

Detaylı

KÜRESEL ISINMA ve ENERJİ POLİTİKALARI. Özgür Gürbüz Yeşiller Enerji Çalışma Grubu 8 Ekim 2006 - İstanbul

KÜRESEL ISINMA ve ENERJİ POLİTİKALARI. Özgür Gürbüz Yeşiller Enerji Çalışma Grubu 8 Ekim 2006 - İstanbul KÜRESEL ISINMA ve ENERJİ POLİTİKALARI Özgür Gürbüz Yeşiller Enerji Çalışma Grubu 8 Ekim 2006 - İstanbul Sera gazları ve kaynakları Kyoto Protokolü tarafından belirtilen 6 sera gazı: Karbon dioksit (CO

Detaylı

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. 1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. En önemli tespit; Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal

Detaylı

İklim Değişikliği ve Enerji İlişkisi

İklim Değişikliği ve Enerji İlişkisi İklim Değişikliği ve Enerji İlişkisi Prof. Dr. Murat Türkeş (Fiziki Coğrafya ve Jeoloji Klimatoloji ve Meteoroloji) Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi

Detaylı

İZMİR KEMALPAŞA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ GÜNEŞ SANTRALİ UYGULAMASI

İZMİR KEMALPAŞA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ GÜNEŞ SANTRALİ UYGULAMASI İZMİR KEMALPAŞA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ GÜNEŞ SANTRALİ UYGULAMASI Mustafa Orçun ÖZTÜRK mustafaozturk@kosbi.org.tr ÖZET Günümüzde fosil yakıtlarının sonunun gelecek olması maliyetlerinin fazla olması ve

Detaylı

Hava Durumu İKLİM İklim Değişiyor Peki Siz Bunun Farkında mısınız? Sera Etkisi Ve İklim Değişikliği En önemli sera gazları Karbon dioksit (CO2) Metan (CH4) Diazot monoksit(n2o) İklim Değişikliğine Sebep

Detaylı

Bulguları kaydetme, karşılaştırma, gözlem yapma. Anlatım, tartışma, beyin fırtınası

Bulguları kaydetme, karşılaştırma, gözlem yapma. Anlatım, tartışma, beyin fırtınası İklim Değişikliği Dünyamız Isınıyor! Ana Tema Önerilen Süre Kazanımlar Öğrenciye Kazandırılacak Beceriler Yöntem ve Teknikler Araç ve Gereçler İnsan etkinlikleri sonucunda atmosfere salınan kimyasal maddeler,

Detaylı

Hava, İklim ve Su ile Geleceğimizi Güçlendirmek

Hava, İklim ve Su ile Geleceğimizi Güçlendirmek Hava, İklim ve Su ile Geleceğimizi Güçlendirmek Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreteri Michel Jarraud un Mesajı Türkçe'ye çeviren: Murat Altınyollar Her yıl, 23 Mart ta, Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ)

Detaylı

Kyoto Protokolü. Nurel KILIÇ

Kyoto Protokolü. Nurel KILIÇ Kyoto Protokolü İklim değişikliğine neden olan karbondioksit (CO 2 ) emisyonlarını azaltmaya yönelik eylem stratejilerini ve yükümlülüklerini, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (İDÇS)

Detaylı

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org Azerbaycan Enerji GÖRÜNÜMÜ Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi EKİM 214 www.hazar.org 1 HASEN Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi, Geniş Hazar Bölgesi ne yönelik enerji,

Detaylı

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND KAPANIŞ KONFERANSI 2006 ENVANTERİ IŞIĞINDAINDA 1990-2004 DÖNEMD NEMİNDE NDE TÜRKT RKİYE NİN SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND ERLENDİRMESİ 9 Ocak 2008, Ankara Bilgi Kaynakları Sıra No. Belge Adı/Numara

Detaylı

Değerli Okuyucularımız,

Değerli Okuyucularımız, 1 / 19 15 Nisan 2016 Değerli Okuyucularımız, Borsa Trendleri Raporu nun Ocak-Mart 2016 dönemini kapsayan 16. sayısı ile karşınızdayız. Raporumuz halka arzlar, endeks bazında piyasa değerleri, halka açıklık

Detaylı

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER Bölüm 7 Mavi Bilye: YER Japon uzay ajansının (JAXA) AY yörüngesinde bulunan aracı KAGUYA dan Yer in doğuşu ilk defa yüksek çözünürlüklü olarak görüntülendi. 14 Kasım 2007 Yeryüzü: Okyanus tabanındaki büyük

Detaylı

KÜRESEL ISINMA Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ( acant@taek.gov.tr )

KÜRESEL ISINMA Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ( acant@taek.gov.tr ) KÜRESEL ISINMA Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ( acant@taek.gov.tr ) Gezegenimizin geçmişine doğru baktığımızda, yerküremizdeki sıcaklıklarda, standardlarımıza

Detaylı

Küresel Isınma ve Küresel İklimsel Değişimler Nedeni Dünya Tahıl Ürünleri Rekoltesi Azalması

Küresel Isınma ve Küresel İklimsel Değişimler Nedeni Dünya Tahıl Ürünleri Rekoltesi Azalması Küresel Isınma ve Küresel İklimsel Değişimler Nedeni Dünya Tahıl Ürünleri Rekoltesi Azalması Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Fizik Mühendisleri Odası (canguzel.taner@gmail.com) Küresel ısınma

Detaylı

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014 Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş Finansal Erişim Konferansı Açılış Konuşması 3 Haziran 2014 Sn. Hazine Müsteşarım, Sn. BDDK Başkanım, Dünya Bankasının ülke direktörü Sn. Raiser, yurtiçinden

Detaylı

Araştırma Notu 12/124

Araştırma Notu 12/124 Araştırma Notu 12/124 05.01.2012 YENİLENEBİLİR ENERJİ HABERLERİNDE REGÜLASYON ve FİNANSMAN ÖNE ÇIKIYOR Barış Gençer Baykan Yönetici Özeti Yenilenebilir enerjiler, gerek fosil yakıtların tükeneceği öngörüsü

Detaylı

Yenilenebilir Enerjiye Dayalı Elektrik Enerjisinin Sertifikasyonu

Yenilenebilir Enerjiye Dayalı Elektrik Enerjisinin Sertifikasyonu Yenilenebilir Enerjiye Dayalı Elektrik Enerjisinin Sertifikasyonu Fatih YAZITAŞ Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Yeni Teknolojiler ve Destek Daire Başkanı fyazitas@yegm.gov.tr Türkiye Rüzgar Enerjisi

Detaylı

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır. ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır. 2017 Dünya Su Günü Bildirisi 2016 yılı, ilk kayıtların tutulduğu 1880 yılından bu yana en sıcak yıl olarak kayda geçti. 2 yüzyıl, dünya ortalama

Detaylı

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER Bölüm 7 Mavi Bilye: YER Japon uzay ajansının (JAXA) AY yörüngesinde bulunan aracı KAGUYA dan Yer in doğuşu ilk defa yüksek çözünürlüklü olarak görüntülendi. 14 Kasım 2007 Yeryüzü: Okyanus tabanındaki büyük

Detaylı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Gazi Erçel Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1 Nisan 1998 Ankara I. Giriş Ocak ayı başında

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KÜLLİYESİ TURKISH WATER FOUNDATION CLIMATE CHANGE FACULTY. Aralık (December) 2016 İstanbul - Türkiye.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KÜLLİYESİ TURKISH WATER FOUNDATION CLIMATE CHANGE FACULTY. Aralık (December) 2016 İstanbul - Türkiye. Sayı (Number): 1 Atmosferdeki CO 2 Seviyesi 400 ppm i Aştı Ahmet ÖZTOPAL Aralık (December) 2016 İstanbul - Türkiye İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KÜLLİYESİ TURKISH WATER FOUNDATION CLIMATE CHANGE FACULTY İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

Detaylı

S:2014-1 10. Sayı. İklim Değişikliği ve Çevre Bülteni Ocak Sayısı ENERJİ VE ÇEVRE YÖNETİMİ DAİRE BAŞKANLIĞI

S:2014-1 10. Sayı. İklim Değişikliği ve Çevre Bülteni Ocak Sayısı ENERJİ VE ÇEVRE YÖNETİMİ DAİRE BAŞKANLIĞI S:2014-1 10. Sayı ENERJİ VE ÇEVRE YÖNETİMİ DAİRE BAŞKANLIĞI İklim Değişikliği ve Çevre Bülteni Ocak Sayısı *Bu bülten Yurtiçi ve Yurtdışı Haber Kaynaklarından derlenerek hazırlanmıştır. Haber amaçlıdır.

Detaylı

ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ Prof. Dr. Ferruh Ertürk Doç. Dr. Atilla Akkoyunlu Çevre Yük. Müh. Kamil B. Varınca 31 Mart 2006 İstanbul İçindekiler İÇİNDEKİLER...İ ÇİZELGELER LİSTESİ...İİİ ŞEKİLLER

Detaylı

Avrupa Birliği AB Küresel İklim Değişiklikleri Politikaları Belirsizliği ve AB Emisyon Ticareti Sistemi AB ETS Marketi Fiyaskosu

Avrupa Birliği AB Küresel İklim Değişiklikleri Politikaları Belirsizliği ve AB Emisyon Ticareti Sistemi AB ETS Marketi Fiyaskosu Avrupa Birliği AB Küresel İklim Değişiklikleri Politikaları Belirsizliği ve AB Emisyon Ticareti Sistemi AB ETS Marketi Fiyaskosu Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Fizik Mühendisleri Odası (canguzel.taner@gmail.com)

Detaylı

F A N E R O Z O Y İ K

F A N E R O Z O Y İ K (EONS) ZAMANLAR (ERAS) F A N E R O Z O Y İ K PALEOZOYİK MESOZOYİK SENOZOYİK 542 my 251 my 65.5 my 0 www.fusunalkaya.net KUVATERNER NEOJEN PALEOJEN HOLOSEN PLEYİSTOSEN PLİYOSEN MİYOSEN OLİGOSEN EOSEN PALEOSEN

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı İklim Değişikliği 1. Ulusal Bildirimi,

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANINDA SU

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANINDA SU T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞKIN VE KURAKLIK YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANINDA SU TANSEL TEMUR Meteoroloji Mühendisi Ulusal Su ve Sağlık Kongresi,

Detaylı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN 16360019 1 İÇİNDEKİLER Enerji Yoğunluğu 1. Mal Üretiminde Enerji Yoğunluğu 2. Ülkelerin Enerji Yoğunluğu Enerji Verimliliği Türkiye de Enerji Verimliliği Çalışmaları 2

Detaylı

İşletmelerde Karbon Yönetimi ve Gönüllü Karbon Piyasaları. Yunus ARIKAN REC Türkiye İklim Değişikliği Proje Yöneticisi

İşletmelerde Karbon Yönetimi ve Gönüllü Karbon Piyasaları. Yunus ARIKAN REC Türkiye İklim Değişikliği Proje Yöneticisi İşletmelerde Karbon Yönetimi ve Gönüllü Karbon Piyasaları Yunus ARIKAN REC Türkiye İklim Değişikliği Proje Yöneticisi ÇET 07, 7.6.2007 Bölgesel Çevre Merkezi - REC ( ) Tarafsız, bağımsız ve kar amacı gütmeyen

Detaylı

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013 Dünya Enerji Görünümü 2013 Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013 Günümüzde dünyanın enerji görünümü Enerji sektöründeki bazı ezberler bozuluyor. Ülkelerin

Detaylı

ENERJİDE SÜRDÜRÜLEBİLİR YATIRIMLAR VE TSKB HALİL EROĞLU GENEL MÜDÜR TSKB

ENERJİDE SÜRDÜRÜLEBİLİR YATIRIMLAR VE TSKB HALİL EROĞLU GENEL MÜDÜR TSKB ENERJİDE SÜRDÜRÜLEBİLİR YATIRIMLAR VE TSKB HALİL EROĞLU GENEL MÜDÜR TSKB 21/5/2010 İSTANBUL Kısaca TSKB... Kısaca TSKB Sermaye Yapısı 1950 yılında Dünya Bankası ve TC Merkez Bankası desteğiyle kurulmuş

Detaylı

UNFCC VE KYOTO PROTOKOLÜ GEREKLİLİKLERİ

UNFCC VE KYOTO PROTOKOLÜ GEREKLİLİKLERİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI UNFCC VE KYOTO PROTOKOLÜ GEREKLİLİKLERİ Kadir Demirbolat Uzman 29 Haziran 2011 TEMEL GÖSTERGELER Türkiye; OECD üyesi,g-20 üyesi, AB ne aday ülke, OECD, AB ve

Detaylı

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ Mehmet Sakınç*, Aliye Aras**, Cenk Yaltırak*** *İTÜ, Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, Maslak/İstanbul **İ.Ü. Fen Fakültesi, Biyoloji

Detaylı

Sunan: Prof.Dr.Alper Çabuk

Sunan: Prof.Dr.Alper Çabuk Bir CBS Akademisyeni Gözüyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı CBS Genel Müdürlüğü Belgelendirme ve Yaygınlaştırma Dairesi Başkanlığı nın Projeleri ve Ülkemiz Geleceği Açısından Önemi Sunan: Prof.Dr.Alper

Detaylı

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI SON GELİŞMELER VE ÜLKEMİZİN DURUMU

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI SON GELİŞMELER VE ÜLKEMİZİN DURUMU ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2012 SONRASI İKLİM REJİMİNDE SON GELİŞMELER VE ÜLKEMİZİN DURUMU 24 Haziran 2009 KYOTO PROTOKOLÜ NDE ÜLKEMİZİN SON DURUMU Kyoto Protokolü nün 13 Mayıs

Detaylı

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ 1970 yılında Roma Kulübü, insanlığın ikilemi adlı projesinde dünya bağlamında Nüfus artışı, Gıda üretimi, Endüstrileşme Doğal kaynakların tüketilmesi

Detaylı

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GİRİŞ POTANSİYEL MEVZUAT VE DESTEK MEKANİZMALARI MEVCUT DURUM SONUÇ Türkiye Enerji

Detaylı

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 26. Toplantısı Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu Prof. Dr. Yücel ALTUNBAŞAK Başkanı Enerji İhtiyacımız Katlanarak Artıyor Enerji ihtiyacımız ABD, Çin ve Hindistan

Detaylı

KYOTO PROTOKOLÜ SONRASI KÜRESEL ISINMA ve. Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu( acant@taek.gov.

KYOTO PROTOKOLÜ SONRASI KÜRESEL ISINMA ve. Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu( acant@taek.gov. KYOTO PROTOKOLÜ SONRASI KÜRESEL ISINMA ve ĐKLĐM DEĞĐŞĐKLĐĞĐ ĐLE ĐLGĐLĐ OLASI SON GELĐŞMELER Ahmet Cangüzel Taner Fizik Yüksek Mühendisi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu( acant@taek.gov.tr ) Küresel ısınma

Detaylı

Atıklardan Enerji Üretiminin Karbon Emisyonu Azaltımı Bakımından Önemi

Atıklardan Enerji Üretiminin Karbon Emisyonu Azaltımı Bakımından Önemi Atıklardan Enerji Üretiminin Karbon Emisyonu Azaltımı Bakımından Önemi Oğuz CA 1 RECYDIA A.Ş., Kemal paşa cad. o:4 Işıkkent, 35070, İzmir. E-posta: oguzcan@recydia.com Özet 2012 Yılı ve sonrası dönem Dünya

Detaylı

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü 2008 Yılı Petrol ve Doğalgaz Sektör Raporu Mart 2008 İÇİNDEKİLER DÜNYADA PETROL ve DOĞALGAZ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ... 3 Petrol Sektörü... 3 Petrol Tüketimi... 3 Petrol

Detaylı

TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ KURSU. Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü Osmanbey Kampüsü, Şanlıurfa

TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ KURSU. Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü Osmanbey Kampüsü, Şanlıurfa TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ KURSU Prof. Dr. Hüsamettin BULUT Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü Osmanbey Kampüsü, Şanlıurfa KISA ÖZGEÇMİŞ Doç. Dr. Hüsamettin BULUT EĞİTİM

Detaylı

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 World Energy Outlook 2011 Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 Bağlam: halihazırda yeterince kaygı verici olan eğilimlere yeni zorluklar ekleniyor Ekonomik kaygılar dikkatleri enerji

Detaylı

UNIDO Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Programı

UNIDO Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Programı UNIDO Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Programı 27 Nisan 2011 KAYSERĠ OSB ġenol ATAMAN 7 Haziran 2011 NĠĞDE OSB 8 Haziran 2011 ADANA Ticaret Odası Kapsam İklim Değişikliği, Küresel Isınma Azaltım (Mitigasyon),

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 09 Nisan 2014 Çarşamba Dünyada Enerji Görünümü Dünyada, artan gelir ve nüfus artışına paralel olarak birincil enerji talebindeki yükseliş hız kazanmaktadır. Nüfus artışının özellikle OECD Dışı ülkelerden

Detaylı

KÜRESEL DEKORATİF BOYA PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

KÜRESEL DEKORATİF BOYA PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği KÜRESEL DEKORATİF BOYA PAZARI Bosad Genel Sekreterliği SEKTÖR ANALİZİ Dekoratif boyalar küresel anlamda 2011 yılı için, yaklaşık hacimce %56 ve değerce %44 lük oranla, dünyanın en büyük boya segmentidir.

Detaylı