T. C. SAĞLIK BAKANLIĞI. Zeynep Kamil Kadın - Doğum ve Çocuk Hastalıkları. Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Klinik Şefi: Doç. Dr.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T. C. SAĞLIK BAKANLIĞI. Zeynep Kamil Kadın - Doğum ve Çocuk Hastalıkları. Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Klinik Şefi: Doç. Dr."

Transkript

1 T. C. SAĞLIK BAKANLIĞI Zeynep Kamil Kadın - Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Şefi: Doç. Dr. Özay Oral POSTMENOPOZAL RALOKSİFEN HCl KULLANIMININ SERUM HOMOSİSTEİNİ, LİPİD PROFİLİ, KOAGÜLASYON PROFİLİ VE KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞU T SKORLARI ÜZERİNE ETKİSİ (Uzmanlık Tezi) Dr. HÜSAMETTİN USLU İSTANBUL 2004

2 ÖNSÖZ Uzmanlık eğitimim sırasında mesleki ve bireysel olarak bilgi, davranış ve tecrübeleri ile gelişmemde büyük emeği olan değerli hocam ve klinik şefim sayın Doç. Dr. Özay Oral a minnet ve saygılarımı sunarım. Çalışmalarım boyunca bizlere uygun eğitim olanakları sağlayan hastanemiz başhekimi sayın Op. Dr. Sadiye Eren e, değerli hocalarım sayın Op. Dr. Vedat Dayıcıoğlu na, sayın Doç. Dr. Ateş Karateke ye, sayın Doç. Dr. Cem Fıçıcıoğlu na ve sayın Op. Dr. Mehmet Uludoğan a teşekkürü bir borç bilirim. Tezim konusunda her zaman bana ışık tutan, sabırla bilgi ve deneyimlerini esirgemeyen sevgili başasistanım Op. Dr. Deniz Köse ye saygılarımı sunar, teşekkür ederim. Asistanlığa başladığım ilk günden itibaren sıcak, özverili tavırları ile çalışmaktan büyük zevk aldığım tüm klinik şef muavini, başasistan ve uzmanlarıma; iyi ve kötü günler paylaştığım değerli asistan arkadaşlarıma ve bana desteklerini esirgemeyen hemşire ve hastane personeline teşekkür ederim. Her zaman yanımda olan, benim bu günlere gelmemde katkılarını bir gün olsun eksik etmeyen sevgili eşim ve aileme sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım. Kasım 2004 Dr. Hüsamettin USLU

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 GENEL BİLGİLER 4 MATERYAL METOD 49 BULGULAR 52 TARTIŞMA 62 SONUÇ 73 ÖZET 74 KAYNAKLAR 75

4 GİRİŞ Menopoz, Yunanca da kelime anlamı olarak aydan (men) kesilme (pausis) olarak tarif edilir. Normal adet kanamalarının düzensizleşmesi ile perimenopozal geçiş dönemi başlar. Klimakterium, perimenopozal geçiş dönemi, menopoz ve menopoz sonrası dönemi içine alan Yunanca da merdiven anlamına gelen bir zaman dilimidir. Menopoz bu zaman diliminde bir nokta olmanın yanında overlerdeki fizyolojik değişimler ile birlikte kadınlarda ortaya çıkan sağlık problemlerinin başlangıcı olarak kabul edilir. M.Ö yılında 18 yıl olarak bilinen insan ömrü, M.Ö. 100 yılında 25 yıla, 1900 lü yıllarda ise Amerika Birleşik Devletleri nde (ABD) 49 yıla çıkmıştır. (1) Günümüzde kadınların menopoz sonrası geçirdiği yıllar uzadıkça yaşam kalitesinin iyileştirilmesine yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Klimakterik dönemde iki nedene bağlı organ ve sistem değişiklikleri olmaktadır. Yaşlanmaya bağlı oluşan morfolojik değişiklikler ve overlerdeki östrojen eksikliğine bağlı oluşan genital ve ekstragenital değişiklikler. Kardiovasküler ve kemik dokuda oluşan değişiklikler postmenopozal dönemde kadın hayatını etkileyen önemli değişikliklerdir. Dünyada ortalama insan ömrünün uzamasının doğal sonucu olarak kronik dejeneratif hastalıkların prevalansında artış olduğu saptanmıştır. (2)

5 Osteoporoz tüm dünyada önemli bir toplum sağlığı sorunudur. (3) Osteoporoz, kemik kırılganlığı ve kırık olasılığının artışı, düşük kemik yoğunluğu ve kemik mikroçevresinin bozulması ile karakterize, ilerleyici bir iskelet hastalığıdır.(4) Dünya Sağlık Örgütü osteoproz ile ilgili 4 tanı kriteri kabul etmiştir.(4) 1- Normal kemik yoğunluğu: Kemik mineral yoğunluğu veya kemik mineral içeriği genç erişkin ortalama değerlerine göre 1 standart sapmadan (SD) daha az sapma gösterenler. 2- Düşük kemik kitlesi (Osteopeni): Kemik mineral yoğunluğunun genç erişkin ortalama değerlerine göre 1SD ile 2.5 SD arasında olduğu değerler. 3- Osteoporoz : Kemik mineral yoğunluğunun genç erişkinlerin ortalama değerlerine göre -2.5 SD ve daha düşük olduğu değerler. 4- Yerleşmiş osteoporoz: Kemik mineral yoğunluğu genç erişkin ortalama değerlerine göre -2.5 SD veya daha fazla düşük olduğu değerler ve beraberinde bir veya daha çok kırığın eşlik etmesi. Osteoporozun önlenmesi ve tedavisinde kullanılan çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur. Tedavi seçeneklerinin başlıcaları; hormon replasman tedavisi, selektif östrojen reseptör modülatörleri, kalsiyum, vitamin D, bifosfonat, kalsitonin, florid, tiazid ve büyüme hormonudur. (1)

6 Postmenopozal osteoporozun önlenmesi ve tedavisinde kullanılan Raloksifen HCl, selektif bir östrojen reseptör modülatörüdür. Lipid ve kemik metabolizması üzerinde östrojenik etkilere sahipken, meme ve endometrium üzerindeki etkileri en düşük seviyededir. (5,6) Bu çalşımada, Türkiye de son yıllarda kullanılmaya başlanan Raloksifen HCl nin (60mg) postmenopozal dönemde 1 yıllık kullanımının çeşitli biyokimyasal parametreler, koagülasyon profili ile kemik yoğunluğu T skorları üzerine olan etkisi incelenmiştir.

7 GENEL BİLGİLER MENOPOZ Menopoz Yaşı: Menopoz yaşını belirlemek için pek çok çalışma yapılmıştır. Gerek retrospektif anamnez, gerekse subjektif değerlendirmeler nedeniyle menopoz yaşını belirlemek güçtür. Massachusetts Women s Health Study adıyla yapılan 2570 kadını kapsayan bir çalışmada ortalama menopoz yaşı 51,3 olarak bulunmuştur. (7) Treolar ortalama menopoz yaşını, %95 kadında 44 ile 56 arasında olmakla beraber 50,7 olarak belirlemiştir. (8) Hollanda da yapılan bir çalışmada ortalama menopoz yaşı 50,2 olarak bulunmuştur. (9) Türkiye de Ekmekçi ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada ise ortalama menopoz yaşı 45,6 ± 5,6 olarak tespit edilmiştir. Aynı çalışma ülkemizdeki kadınların ortalama ölüm yaşını 72 olarak belirlemiştir. (10) Gelişmiş ülkelerde ölüm yaşı ortalaması ülkemize oranla biraz daha uzun olup 81, 82 yıla ulaşmaktadır. (11) Bu çalışmalar postmenopozal dönemin kadın hayatının neredeyse %30 luk kısmını kapsadığını göstermektedir. Günümüzde ortalama yaşam süresinin artması ile kadınların postmenopozal dönemi rahat ve sağlıklı geçirmeleri büyük önem kazanmıştır. Menopozal Semptomlar: Menopozal yıllar süresince bazı kadınlarda belirgin semptomlar ortaya çıkarken, bir kısım kadında hafif semptomlar olabilir, hatta hiçbir semptom bulunmayabilir. Erken dönemde over fonksiyonlarının bozulmasıyla birlikte östrojen eksikliği semptomları ortaya çıkar. Kadınların

8 yaklaşık %70-80 inde östrojen yetmezliği semptomları izlenmektedir.(1) Geç dönemde ortaya çıkan kardiovasküler ve kas-iskelet sistemi hastalıkları postmenopozal dönemde mortalite ve morbiditeyi artıran faktörlerdir. Erken Dönem Bulguları: 1- Vazomotor Değişiklikler: Ateş basması, terleme, baş ağrısı, baş dönmesi, çarpıntı, bulantı 2- Atrofik Değişiklikler : Vajinal kuruluk, dispepsi, üretral sendrom, ciltte kuruluk, saç kuruluğu ve dökülmesi, tırnaklarda kırılma 3- Psikolojik Değişiklikler : Anksiete, irritabilite, depresyon, iştahsızlık, uykusuzluk, mental kapasite ve bellek kaybı, konsantrasyon eksikliği, libido kaybı, değişken ruh hali Geç Dönem Bulguları: 1- Kardiyovasküler Hastalık 2- Osteoporoz

9 SÜRE SİSTEM SEMPTOM Akut Vazomotor *Sıcak basması (aylar) *Gece terlemesi *Çarpıntı *Başağrısı değişiklikleri Psikolojik Ürogenital KVS *Hafıza kaybı *İnsomnia *Anksiyete *Mood *Atrofi *Kuruluk *İnkontinans *Miyokard İnfarktı Kronik (yıllar) Kas-İskelet *Eklem ağrıları *Sırt ağrısı *Osteoporoz Şekil 1- Klimakterik semptomların ortaya çıkış zamanları Kardiyovasküler Hastalık Kadınlarda görülen ölüm sebepleri başında koroner arter hastalıkları gelmektedir. Malign neoplazmlar, serebrovasküler hastalıklar ve trafik kazaları sık görülen diğer nedenlerdir den sonra kadınlarda görülen kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümler erkekleri geçmiştir. ABD de her yıl 65 yaş altı kadınlarda miyokard infarktüsüne bağlı ölüm

10 bildirilmektedir. Koroner arter hastalıklarına bağlı ölümler akciğer ve meme kanserine bağlı ölümlere oranla 3 kat daha fazladır. Kardiyovasküler hastalıklar genellikle atherosklerosis nedeniyle oluşmaktadır. Risk faktörleri erkek ve kadın için aynı olmakla beraber, erken yaşlarda erkeklerdeki risk kadınların 3,5 katıdır. Yaş ilerledikçe bu risk göreceli olarak eşitlenir. (1) Yüksek kolesterol Şekil 2- Aterosklerotik plak ve trombus oluşum mekanizması Yüksek LDL HDL seviyesinin östrojen etkisiyle, yetişkin dönemdeki kadınlarda yüksek olması, kadınlarda erkeklere oranla miyokard infarktüsü ve ani ölüm gelişmesi riski açısından 20 yıllık bir avantaj sağlamaktadır. Kadınlarda HDL seviyeleri erkeklere göre postmenopozal döneme kadar 10mg/dl daha yüksek LDL oksidasyonu seyretmektedir. Postmenopozal kadınlarda total kolesterol ve LDL Endotele LDL girişi seviyeleri erkeklere göre düşük olmasına rağmen menopoz ile birlikte aradaki fark dereceli olarak kapanmaya başlamaktadır. (12,13,14,15) Monosit adheransı ve Östrojenin kardiovasküler sistem üzerine olan etkileri makrofaja aşağıdadır: dönüşüm (1) Endotelyal hasar ve 1- HDL kolesterol disfonksiyon seviyeleri artar, LDL kolesterol Köpük ve total hücreleri kolesterol seviyeleri azalır. (foam cells) 2- Arterler üzerine direkt antiaterosklerotik etki 3- Nitrik oksit ve prostasiklin artışı ile vazodilatasyonu arttırır, trombosit agregasyonunu Yağ birikintileri azaltır. 4- Büyük damarlar ve kalp üzerine direkt inotropik Düz etki kas hücre çoğalması ve göçü 5- Dolaşımdaki insulin değerlerini azaltarak periferik glukoz metobolizmasında düzelme sağlar Vazokonstriksiyon Trombus Atherosklerotik fibröz plak 6- Antioksidan etki 7- Fibrinolitik aktivitede artış 8- Vasküler düz kas büyümesini inhibe eder

11 9- Endotelyal hücre hasarını önler 10- Makrofaj köpük hücre oluşumunu önler 11- Anjiyotensin converting enzim(ace) ve renin düzeylerini düşürür 12- P-selektin düzeylerini azaltır 13- Homosistein düzeyini azaltır. Homosistein metioninin demetilasyonu sonrası ortaya çıkan disülfid bağı olan ve tiol grubu içeren bir aminoasittir.(16,17) H H H C S CH3 H C S H CH2 CH2 CNH2 CNH2 COOH COOH METİONİN HOMOSİSTEİN Şekil 3- Metionin ve Homositeinin yapısı Homosistein in kardiyovasküler hastalıklar ile ilişkisi özellikle 90 lı yıllardan sonra yapılan çalışmalarda araştırılmıştır. Homosistein bir sülfür aminoasididir ve homosistein düzeyindeki artış kardiyovasküler hastalıklar için bağımsız bir risk faktörüdür. (18) van der Mooren ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada hormon replasman tedavisi (HRT) alan kadınlarda homosistein seviyesinin düştüğü gösterilmiştir.(19).

12 Östrojen varlığı homosistein seviyesi ile ilişkilidir.homosistein düzeylerinin premenopozal kadınlarda, postmenopozal kadınlara ve erkeklere göre daha düşük olduğu gösterilmiştir.(20) Plazma homosistein düzeyleri genetik ve non-genetik olarak belirlenir. Non-genetik nedenler içinde, folik asit ve vitamin B eksiklikleri, östrojen eksikliği, karaciğer ve renal disfonksiyonlar homosistein düzeyini arttıran durumlardır.(21) Homosisteinin atheroskleroz gelişimi ve trombus oluşumunu nasıl tetiklediği konusunda pek çok mekanizma tanımlanmıştır. Homosistein arter duvarında LDL kolesterolün oksidatif modifikasyonu ve hücre içine alımını artırır ve düz kas hücrelerinin çoğalmasını uyarır.(22) Protein C sisteminin aktivasyonu ve trombomodulin inhibisyonu ile trombojenik etkisi mevcuttur.(23). Bunlara ek olarak homosisteinin nitrik oksiti azaltarak endotel bağımlı vazodilatasyonu azalttığı gösterilmiştir. (24) Bu çalışmada postmenopozal dönemde 1 yıl Raloksifen HCl tedavisi alan kadınlarda homosistein düzeyleri de araştırılmıştır. OSTEOPOROZ Osteoporoz dünyada en sık görülen iskelet sistemi hastalığıdır.(3) M.Ö. 400 yılında Hipokrat hastalığın tanrılar tarafından gönderilen bir ceza olmadığını söyleyen ilk kişidir ve günümüzdeki bir çok medikal durumu ilkel metodlar ve gözlemleyerek belirlemiştir. O zaman diliminde kadınlar ortalama 30 yıl yaşamaktaydı ve osteoporozun çok nadir olduğu sanılmaktadır. (25)

13 Osteoporoz ilk kez Lobstein tarafından 1829 da gözeli kemik (porous bone) olarak tanımlanmıştır. Daha sonra 1948 de Albright too little bone in bone ( kemik içinde çok az kemik) tanımlamasını yapmıştır. Kelime anlamı olarak osteoporoz, gözenekli-delikli (porous), kemik (os) demektir.(26) WHO 1994 te kemik yoğunluğu ölçümlerinin skorlarını, yani 30 yaş genç erişkin değerlerini kullanarak beyaz (Caucasian) kadınlarda, Dual Energy X-ray Absorpsiometre yöntemi ile osteoporoz tanımını geliştirmiştir. Sınıflandırma: * Yaşa göre - juvenil osteoporoz - erişkin osteoporoz - senil osteoporoz * Lokalizasyona göre - genel osteoporoz - bölgesel osteoporoz * Tutulan kemik dokuya göre - trabeküler osteoporoz - kortikal osteoporoz * Etyolojiye göre - primer osteoporoz - sekonder osteoporoz * Histolojik görünüme göre - hızlı döngülü osteooporoz - yavaş döngülü osteooporoz Günümüzde daha yaygın olarak etyolojiye göre yapılan sınıflandırma kullanılmaktadır.

14 1- Primer osteoporoz * İdyopatik osteoporoz -Juvenil osteoporoz -Erişkin osteoporoz * Postmenopozal osteoporoz (Tip 1) * Senil osteoporoz (Tip 2 ) Tip 1 ve Tip 2 osteoporoz arasındaki farklılıklar tablo 1 de verilmiştir. (27) Tablo 1: Tip 1 ve Tip 2 osteoporoz arasındaki farklılıklar Tip 1 Tip 2 Kadın / Erkek 6/1 2/1 Yaş >70 Kemik tutulumu Trabeküler Kortikal /trabeküler Kırık bölgesi Vertebra, distal radius Kalça Kemik kaybı Hızlı Yavaş PTH N, Serum Ca N N Serum P N N ALP N N İdrar Ca N Ca emilimi D vitamini metabolizması İkincil Birincil 2- Sekonder osteoporoz a- Endokrin nedenler: Hipogonadizm, over agenezisi, hipertirodi, hiperparatirodi, Cushing hastalığı, Diabetes Mellitus b- Malign nedenler: Multiple myelom, lösemi, lenfoma, mastositosis c- İlaçlar: Heparin, etanol, tiroid hormonu, antikonvülzanlar, kemoterapötikler, steroidler d- Kollajen sentez bozuklukları: Homosistinüri, Ehler-Danlos sendromu, osteogenesis imperfekta, Marfan sendromu e- Hepatik ve gastrointestinal nedenler: Primer bilier siroz, subtotal gastrektomi, hemokromatozis, malabsorbsiyon f- Beslenme: Diyette kalsiyum azlığı, proteinden zengin diyet

15 Epidemiyoloji g- İmmobilizasyon h- Diğer: albinizm, sigara Osteoporozun en sık görülen formu olan primer osteoporoz, genellikle 45 yaştan sonra başlar ve yaş ilerledikçe görülme insidansı artar yaş arasında kadınlarda prevalans %40 55, yaş arasında %75, 70 yaş üzerinde ise %85-90 olarak bildirilmektedir. (27) Osteoporozun kırıkla olan bağlantısı özellikle yaşlı popülasyon için önemli bir toplum sağlığı sorunudur. Kemik mineral yoğunluğu azaldıkça kırık riski artar. Kemik mineral yoğunluğunun 1 SD azalması kırık riskini 3 kat artırır. 50 yaşında, beyaz (Caucasian) bir kadında osteoporoza bağlı kırık riski tüm yaşam boyu % 40 iken bu oran erkeklerde %13 tür. (27,28) İngiltere de her yıl kalça kırığı, radius kırığı ve klinik olarak tanı konmuş vertebra kırığı görülmektedir. Bu rakamlar ABD için sırasıyla , , dir. bunlara ek olarak, özellikle osteoporoza bağlı pelvis ve humerus kırığı gibi yaşlılarda önemli bir morbidite sebebi olan kırıkların toplamı İngiltere de , ABD de ise dolayındadır.( 28) Osteoporoza bağlı kırık insidansında bölgesel farklılıklar önemli rol oynar. Bunun nedeni özellikle ırklar arasındaki iskelet boyutlarının farklı olması ile açıklanabilir. Asyalı ve beyaz kadınlarda osteoporoz yaygın iken, Afrika kökenli Amerikalı siyah kadınlarda nadir olarak izlenmektedir. (28)

16 Kemik Yapısı Vücut için destek oluşturmasının yanında, iskelet sistemi kalsiyum, fosfat ve mineral deposu olarak görev yapar. Kemik organik ve non-organik bileşimlerden oluşur. (Şekil 4) (29) Şekil 4: Kemiğin yapısı KEMİK DOKUSU ORGANİK NONORGANİK Kemikte spongioz ve kompakt tabakalar mevcut olup, spongioz kemikte trabekül mekanik (%30) (%70) yüklere direnç gösterebilmek için tasarlanmış dantelimsi bir mimari gösterir. Kortikal kısım spongioz kısım etrafında koruyucu bir tabaka oluşturur. Kortikal kemik total kemik kütlesinin % 80 ini HÜCRELER teşkil eder. Vertebral (%2) yapıda bulunan MATRİKS trabeküler (%98) kemik ise birim hacim MİNERALLER başına daha fazla yüzey *Osteoblastlar alanı sağlayan bal-peteği * Tip benzeri I kollajen yapı gösterir. (%95) Genelde trabeküler * Hidroksiapatitler kemiğin *Osteositler Kalsiyum fosfat (%95) metabolizması *Osteoklastlar kortikal kemikten 4 *Kollajen 8 kat daha dışı hızlı proteinler gerçekleşir. Osteoporotik * Az miktarda kemikte hem *osteokalsin Magnezyum kortikal hem spongioz tabakada belirgin *osteonektin bir incelme bulunur. (29) Sodyum *kemik proteoglikan Potasyum *kemik morfojen proteini Florür *kemik proteolipidi Klorür *kemik fosfoproteini Kemik kütlesinin genetik ve çevresel faktörler tarafından nasıl etkilendiğini anlamak için iskeletin yeniden şekillenmesi (remodelling) olayı hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Remodelling, büyümenin durması ile başlar. Önce kemik yıkımı ve rezorpsiyonu daha sonra yeni kemik oluşumu meydana gelir. Her remodelling döngüsü yaklaşık gün sürer ve kemik rezorpsiyonu ve tekrar oluşumu birbirlerini dengeler. Bu döngünün bozulması belirgin kemik kaybına yol açabilir. Kemik yüzeyinde remodelling birimlerinin artışı yüksek kemik döngüsü yaratacağı için kemik kaybına yol açabilir. (30)

17 Kemik formasyonu ve rezorpsiyonunu etkileyen faktörler tablo 2 de gösterilmiştir. (31) Tablo 2: Kemik Formasyonu ve Rezorpsiyonunu Etkileyen Faktörler 1- Kalsiyum seviyesini düzenleyenler - Paratiroid hormon (PTH) - 1,25(OH)2D3 - Kalsitonin 2- Sistemik hormonlar - Glukokortikoidler - İnsulin - Büyüme hormonu (GH) - Seks hormonları - Tiroid hormonları - Dolaşımdaki büyüme hormonları (IGF I II ) 3- Lokal faktörler - PG-E2 - Kemik kökenli büyüme faktörü - Sitokinler - Kemik ile ilgili proteinler - Osteokalsin (OC) - Osteonektin - Kemik morfojenik proteinleri Kemik dokunun esas hücreleri olan osteoblast ve osteoklastlar mineralize olmuş kemik matriksteki lakünaların içinde bulunurlar. Diğer hücreler ise osteositler, makrofajlar, kemik dokunun öncül hücerleri ve hematopoetik serinin esas hücerleridir. (31) Osteoblastlar:

18 Kemik formasyonunu sağlayan, kemik matriksi sentezleyen ve mineralizasyonu düzenleyen hücrelerdir. Daha önceden osteoklastlar tarafından rezorbe edilen kemik yüzeylerinde yeni kemik oluştururlar. Fibroblast - stromal sistem hücrelerinden oluşurlar. Osteoblast kaynaklı kalsiyum ve fosfat birikimi kemik yapımında çok önemli olan kollajen mineralizasyonunda rol oynamaktadır. (31) Osteoklastlar: Kemik rezorpsiyonundan sorumlu çok çekirdekli dev hücrelerdir. Monosit yolu ile hematopoetik kök hücrelerinden köken alır. Matriks çözücü, kalsiyum ve fosfat serbestleştirici etkileri vardır. PTH ve 1,25 vit D3 osteoklastik aktiviteyi stimüle ederken, kalsitonin inhibe eder. Artmış osteoklastik aktivitenin belirleyicisi idrar hidroksiprolin ve pridinolin miktarlarıdır. Her ikiside kollajen yıkım ürünleridir. (29,31) Kalsiyum Metabolizması: a-pth: PTH, 84 aminoasitli bir polipeptit hormondur. Kemik, ince barsak, ve böbrek üzerine olan etkileri ile kalsiyum metabolizmasını düzenler. PTH ile kemiğin en fazla etkilenen hücreleri osteoklastlardır, fakat osteoklastlar üzerinde PTH için reseptör gösterilememiştir. PTH için kemik dokudaki hedef hücreler osteoblastlardır. Kan kalsiyum düzeyini, kemik rezorpsiyonunu artırarak sağlar. Yüksek konsantrasyondaki

19 PTH kemik yıkımını artırırken,düşük dozdaki PTH uygulanımı kemik formasyonunu artırır. (31,32) PTH, böbrek üzerindeki etkisiyle kalsiyum salınımını inhibe eder. Böbrekte proksimal tübülde 1α- hidroksilazı aktive ederek 1,25 D3 yapımını sağlar. Aktif D vitamininin primer fonksiyonu kalsiyumun intestinal emilimini artırmak olduğundan sonuç serum kalsiyum konsantrasyonunun artması şeklindedir. (31) b-kalsitonin: Tiroid C hücreleri tarafından yapılır. Osteoklastlar üzerinde akut inhibitör etkisi mevcuttur. Böbrekte 1α- hidroksilaz aktivitesini artırıcı etkisinden dolayı 1,25 D3 yapımını stimüle eder. Kalsitoninin fizyolojik fonksiyonu büyüme, laktasyon, gebelik gibi kalsiyum gereksiniminin arttığı durumlarda iskeletin korunmasıdır.(31) c-vitamin D: Vitamin D nin doğal şekli kolekalsiferol (vitamin D3) günlük gıdalarla alınır veya derideki 7-dehidrokolesterolün ultraviyole ışığı etkisi ile vitamin D3 e dönüşmesinden elde edilir. Aktif vitamin D intestinal reseptörlere bağlanarak kalsiyum ve fosfatın intestinal emilimini artırır. Aktif vitamin D3 güçlü bir rezorptif ajandır ve osteoklastları aktive eder. (31) d-glukokortikoidler:

20 Yüksek konsantrasyonlarda kas kitlesini azaltırlar. İntestinal kalsiyum emilimini azalttıklarından, hipokalemiye cevap olarak artan PTH ın etkisiyle osteoklastik aktiviteyi artırırlar. 1,25 vit D3 ve gonadal steroid sentezini azaltıp kemik rezorpsiyonunu artırırlar. Sonuç olarak kemik kaybına yol açıp kırık riskini artırırlar. (30) e-büyüme Hormonu: İskelet dokusunda formasyonu artırma etkisi vardır. Dolaşımdaki IGF-I düzeylerini artırır. Büyüme hormonu kemik formasyonunda belirgin, rezorpsiyonunda ise az miktarda artmaya neden olur. (33) f- İnsulin: İnsulin anabolik bir etkiye sahiptir. Kemik formasyonunu arttırıcı etki gösterir. (33) g-tiroid Hormonları: Tiroid hormonları normal büyüme ve gelişme için gereklidir. Yüksek konsantrasyondaki tiroid hormonları kemik dönüşüm hızını arttırarak hiperkalsemiye neden olurlar. (33) h- Seks Sterodleri (Östrojen): Östrojen hem kadınlar hemde erkekler için kritik bir hormondur. Östrojen reseptör mutasyonu olan veya aromataz eksikliği olan erkeklerde kemik dansitesinin azaldığı gösterilmiştir. Postmenopozal dönemde gelişen kemik kaybı nedenleri incelendiğinde

21 östrojenin kalsiyum metabolizması ve kemik dansitesi üzerine olan etkileri anlaşılabilir. (34,35) Menopoz ve overlerin östrojen yetmezliğine yol açan tüm patolojileri (amenore, primer over yetmezliği, hipogonadizm, hiperprolaktinemi, hipotalamo-hipofiz-over aksındaki patolojiler) osteoporoz gelişimine neden olur. Patogenezde sorumlu olan faktör östrojendir. Östrojen düzeyi azaldığında, kemikte remodelling artar. Östrojen, remodelling üzerine basklayıcı bir etki yaparak osteoklastik ve osteoblastik aktivite arasında denge kurar. Östrojen eksikliğinde osteoklastik aktivite baskın hale gelir ve kemik rezorpsiyonu artar. Östrojenin kemik metabolizmasına olan koruyucu etkisi kesin bilinmemekle beraber moleküler düzeyde kompleks etkileşimlerin bu duruma yol açtığı konusunda yaygın görüşler vardır. (36) Vitamin D nin etkinliğinin artmasına bağlı kalsiyum emiliminin artışı ve osteoblastlar üzerindeki östrojen reseptörlerinin direkt etkisi önemli faktörlerdir. Bir çok östrojene bağlı büyüme faktörü ve sitokin kemikte remodellingde rol oynar. (36,37) Östrojen kemik rezorpsiyonunda rol oynayan IL-1 ve IL-6 düzeylerini azaltırken, kemiği stimüle eden faktörlerden IGF-I, II ve TGF-β düzeylerini artırır, kemik üzerinde vitamin D reseptör sayısını arttırarak vitamin D aktivitesini düzenler. (38) Etkisi kesinleşmemekle birlikte, östrojenin tiroid parafolliküler C hücrelerine direkt etki ile kalsitonin salınımında artışa yol açarak osteoklast aktivasyonunu inhibe ettiği ileri sürülmektedir. Postmenopoozal kemik kaybının başlıca nedenleri; (26) Serum 1,25 (OH)2 vit D3 düzeyi azalır

22 Kalsiyumun barsaktan emilimi azalır IL-1 ve IL-6 düzeyi artar TNF düzeyi artar İdrarda kalsiyum atılımı artar Sekonder hiperpartiroidemi gelişir IGF-I, IGF-II ve TGF-β düzeyleri azalır. Doruk Kemik Kütlesi: Doruk kemik kütlesi iskeletin tam olgunluğa vardığı dönem yani lineer büyümenin durduğu dönemdeki maksimum kemik kütlesi miktarını gösterir. Genellikle genetik faktörlere bağlı olmakla beraber, doruk kemik kütlesi hormonal faktörler, egzersiz, beslenme ve çevresel faktörlerden de etkilenir. (Şekil 5 ) Şekil 5 - Doruk Kemik Kütlesini etkileyen faktörler Genetik Etki Kalça ve vertebralardaki kemik kütlesinin neredeyse tamamı özellikle menarşı izleyen ilk yıllarda daha fazla olmakla beraber geç adolesan döneme kadar oluşmuştur. Adolesans sonrası 30 yaşına Beslenme kadar çok az miktarda kemik Doruk kütlesi Kemik oluşmaya Kütlesi devam eder. Bir Hormonal çok kadında 18 Faktörler yaşından sonra kalça ve vertebrada kemik kütlesi azalmaya başlar. (39,40) Spinal kemikte kemik kaybı 20 li yaşlarda başlar fakat menopoza kadar bu kayıp az miktardadır. Femurda ise kemik yoğunluğu Egzersiz ve 20 li Çevresel yaşların sonlarına doğru pik yapar ve 30 lu Faktörler yaşlarda azalmaya başlar. Genel olarak trabeküler kemik remodelling hızı kortikal kemiktekinden 4 8 kat fazladır. 30 yaşından sonra trabeküler rezorpsiyon, formasyondan

23 yılda %0,7 oranında daha fazla görülür. Bu oran menopozdan sonra %5 lere çıkar. Menopozdan sonraki 20 yılda trabeküler kemikte %50, kortikal kemikte %30 kayıp izlenir. (41,42) Erişkin kırıklarında 3 özellik vardır: 1- Kırık insidansı yaş ilerledikçe kat artar 2- Kadınlarda erkeklerin en az 2 katı fazladır 3- Fazla miktarda trabeküler kemik bulunan bölgelerde minimal veya orta derecede bir travma dahi kırığa yol açar. Omurga, kalça, ve distal ön kol kırığı bu özelliklere sahip olup, osteoporozda en sık görülen kırıklardır. (26) a-kalça Kırığı : Kalça kırığı yaş arttıkça daha sık görülür, morbidite ve mortaliteye daha fazla sebep olur. 45 yaş üzerindeki kadınlarda kalça kırığı sıklığı aynı yaştaki erkeklerden 2 kat fazladır. Daha önceden belirtildiği gibi iskelet farklılıklarının yanı sıra kalça kırıklarının sıklığı mevsimsel bir değişkenlik gösterir. Kış aylarında muhtemelen travmanın artması sonucu yaz aylarına göre kırık daha çok artmaktadır. (43) Proksimal femur kırıkları lokalizasyon olarak sıklıkla femur boynunda veya küçük büyük trokanter arasında bir bölgede yer alırlar. Osteoporotik kırıklar genelde bu lokalizasyonlardan birinde ortaya çıkarken, çok sayıda veya asetabuler lokalizasyonda görülen kırıklar ağır travma ile ilgilidirler ve erkeklerde kadınlardan daha sık görülürler. (44). Beyaz kadınların yaşam boyu kalça kırığı olma riski yaklaşık % 16 dır. Kalça kırığı olan hastaların %15-20 si

24 ilk 3 ay içinde kırık veya kırık komplikasyonlarına (cerrahi, emboli, kardiopulmoner) bağlı olarak hayatlarını kaybetmektedirler. (1). Yaşayanların pek çoğunda ise kalıcı sakatlıklar ortaya çıkmaktadır. Kalça kırığının bakım ve tedavi maliyeti de diğer kırıklara oranla daha yüksektir. Bunların hepsi hastane bakımı, çoğu cerrahi tedavi gerektirir. Bu hastalarda ortalama hastanede kalım süresi 30 gündür. (44). b-omurga Kırıkları: Ağrı, boy kısalması, postural deformiteler ve bunları takiben pulmoner, gastrointestinal ve mesane disfonksiyonlarına yol açan semptomatik spinal osteoporoz kadınlarda erkeklerin 5 katı fazla görülür.(45) ABD de 50 yaş üstü beyaz kadınlarda yılda 1000 kişiden 18 inde omurga kırığı saptanmıştır. Bu sonuç kalça kırığı insidansının 3 katıdır. (kalça kırığı 100 kişide 6,2). Klinik olarak tespit edilen omurga kırıklarının sıklığı 1000 kişide 5,3 kişi, yani total sıklığının 1/3 ü olarak bulunmuştur.(26). Omurga kırıklarının ancak 1/3 ünde neden düşmedir. Genelde ağır kaldırma gibi basınç yapan nedenler ile meydana gelip tesadüfen farkına varılır.menopozdan yıl sonra oluşanlar ağır basıçla, kollaps şeklinde ortaya çıkar ve şidettli ağrı ile birliktedir. 75 yaşın üzerindekilerde ise başlangıç akut olmayıp olay ağrısızdır. (26) Her komplet kompresyon fraktürü boyda 1 cm kısalmaya neden olur. Tedavi edilmeyen postmenopozal beyaz bir kadında ortalama 6,4 cm kısalma meydana gelir. En sık görülen omurga kırık lokalizasyonları 12.torasik ve ilk 3 lomber vertebralardır. Bu fiziksel değişimlerin yarısında vücut şeklinin deformasyonuna bağlı psikolojik rahatsızlıklarda ortaya çıkabilir.(1) c-distal Radius Kırıkları (Colles Kırıkları):

25 Bu kırığın insidansı kalça kırıklarına paralel olup çeşitli coğrafik bölgelerde farklılıklar gösterir. El bileği kırıklarının %85 i kadınlarda görülür. Asyalı ve Afrika kökenli siyahlarda, beyazlara oranla görülme sıklığı 3 kat daha azdır. Distal ön kolda belirli düzeyde trabeküler kemik vardır ve kırıkların % 90 ı orta dereceli bir travma ile ayakta durma yüksekliği kadar mesafede oluşur. Ev dışında ve kış aylarında karlı,buzlu zeminlerde düşme en önemli nedendir. Diğer kırıklar ile karşılaştırıldığında en az sekel bırakan bu tip kırıklardır. (26) Osteoporozda Tanı Yöntemleri Osteoporoz bir çok vakada sessiz bir hastalık olarak kalır. Hafif bir ağırlık kaldırma gibi günlük aktiviteler sırasında vertebra kırığı oluşunca veya düşme sonucu kalça kırığı gelişene kadar osteoporoz tanısı konulmayabilir. Osteoporozlu hastaların tanısı, tedavisi ve takibinde öykü ve fizik muayenin yanında kullanılan tanı yöntemleri şunlardır: A-Görüntüleme yöntemleri a-radyografik incelemeler b-kemik mineral yoğunluğu ölçümleri c-kemik sintigrafisi B-Laboratuar testleri C-Kemik biyopsisi A-Görüntüleme Yöntemleri:

26 a-radyografik İncelemeler: Konvansiyonel radyografiler sık kullanılan ucuz yöntemlerdir. Torakal ve lumbosakral bölgelerin ön-arka ve yan, pelvisin ise ön-arka grafilerinin alınması gerekir. Radyografilerde osteoporoz tanısı için kullanılan kriterler; radyolusens (ışık geçirgenliği) artışı, trabeküler yapıdaki değişiklikler, kemik korteksinin incelmesi, vertebra korpusu, radius distali ve femur boynu kırıklarıdır. Ancak yumuşak doku görüntülerinin süperpozisyonu, ışığın sertliği ve film özelliklerinin değişkenliği gibi nedenler ile kemik yoğunluğunun değerlendirilmesinde hassasiyeti düşüktür. b-kemik Mineral Yoğunluğu Ölçümleri: Kemik kaybı en az %30 oranına ulaşmadan radyolojik olarak osteoporoz tanısı koymak mümkün değildir. Kemik kaybının kırık riski olmadan önce saptanması önemlidir. Bu amaçla son yılda kemik mineral yoğunluğu ölçüm yöntemleri geliştirilmiştir. Bu yöntemler ile kemik kütlesi, kemik kayıp hızı ve gelecekteki kırık riski tahmin edilebilmektedir. (46). Kemik mineral yoğunluğu ölçümü için endikasyonlar: - Premenopozal dönemde yüksek risk grubundaki kadınlar o o Amenore veya hipermenore (yoğun spor aktiviteleri) Anoreksia nevroza - Postmenopozal dönemde aşağıdaki risk faktörlerinden iki veya daha fazlasına sahip olan kadınlar o o o o Ailede osteoporoz tanısı Kısa boy, minyon tip (genelde 1,60 cm den kısa 50 kg altında) 65 yaş üzerinde olmak Boyda 2,5 cm den fazla kısalma

27 o o o o o Yaşam boyunca kalsiyumdan fakir besinler ile beslenmek Minör travmalar ile çok sayıda kırık öyküsü Radyografilerde osteopeni saptanması Östrojen tedavisine intolerans veya kontraendikasyon Aşırı derecede alkol, sigara ve kahve tüketimi - Cerrahi menopoz - Osteoporoz tedavisinin izlenmesinde (HRT, kalsitonin, bifosfonat, anabolik steroid, D vitamini tedavilerinde) - Dört haftanın üzerinde immobilizasyon - Romatoid artrit veya ankilozan spondilit tanısıyla beş yıldan fazla süredir izlenen hastalar - Kortikosteroid veya metotreksat tedavisi uygulanan hastalar - Beş yıldan fazla antikonvülzan kullanımı - Osteomalazi - Nefropatiler ve tubulopatiler - Hiperparatiroidi - Tiroid replasman tedavisi on yıldan uzun süren hastalar - Kemik kaybına neden olduğu bilinen diğer ilaçların kronik kullanımı (antiasit, heparin, lityum vs.) - Kalsiyum eksikliği olduğu düşünülen bireyler o o Renal taş veya kalsiüri Parsiyel gastrektomi, malabsorbsiyon

28 Kemik Mineral Yoğunluğu Ölçüm Yöntemleri: Tek Foton Absorpsiyometri (SPA) (Single Photon Absorptiometry) Çift Foton Absorpsiyometri (DPA) (Dual Photon Absorptiometry ) Tek Enerji X-ışını Absorpsiyometri (SEXA) (Single Energy X-ray Absorptiometry ) Çift Enerji X-ışını Absorpsiyometri (DEXA) (Dual Energy X-ray Absorptiometry) Kantitatif Bilgisayarlı Tomografi (QCT) (Quantitative Computed Tomography) Kantitatif Ultrasonografi (QUS) (Quantitative Ultrasonography) Manyetik Rezonans (MRI) (Magnetic Resonance Imaging) Tek Foton Absorpsiyometri (SPA) (Single Photon Absorptiometry): Foton olarak izotop radyoaktif madde (örneğin İyot 125) kullanılır.yalnız etrafındaki yumuşak dokusu az olan kemiklerin mineral içeriğini ölçmekte kullanıldığı için femur ve vertebrada doğru ölçüm yapamaması gibi dezavantajları vardır. (47) Çift Foton Absorpsiyometri (DPA) (Dual Photon Absorptiometry): SPA dan farklı olarak etrafında yumuşak dokusu olan kemiklerin dansitesini de ölçer. Kortikal ve trabeküler kemik ayrımı yapılamaz. Tek Enerji X-ışını Absorpsiyometri (SEXA) (Single Energy X-ray Absorptiometry ): Sadece apendiküler sistem, özellikle radius ve topuk kemik yoğunluğu için kullanılır. (48) Çift Enerji X-ışını Absorpsiyometri (DEXA) (Dual Energy X-ray Absorptiometry):

29 Ölçüm için radyoizotop madde yerine X-ışınları kullanılır. Lomber vertebraları, kalça, ön kol ve tüm vücut değerlendirilebilir. Her vertebra tek tek incelenebilir. Genellikle L1-4 vertebralar seçilmektedir. Alınan radyasyon miktarı 2 mrad ın altındadır. Süre çekilen bölgeye göre 5 15 dk arasında değişmektedir. Hata payı düşük, duyarlılık oranı yüksektir. Ölçümler gr/cm² olarak hesaplanır. DEXA ile kortikal ve trabeküler kemik ayrımı ve ölçümü yapılabilir.1993 de Hong Kong da yapılan osteoporoz sempozyumunda alınan ortak bir karara göre DEXA kemik mineral yoğunluğunu belirlemede en iyi yöntem olarak kabul edilmiştir. Kemik mineral yoğunluğu ölçümleri için T ve Z skorları kullanılmıştır. (1,46) T skoru: Hasta ve genç erişkin ortalama kemik yoğunluğu arasındaki standart sapma Z skoru: Hasta ve aynı yaş ve ağırlıktaki grupta kemik yoğunluğu arasındaki standart sapma Kantitatif Bilgisayarlı Tomografi (QCT) (Quantitative Computed Tomography): Hem aksiyal hemde apendiküler iskelette ölçüm yapabilir. Bu teknikte X-ışınları kullanılır. Trabeküler kemik, kortikal kemikten ayırt edilir. Vertebra cismindeki mineral içeriği spinal çıkntılardan, osteofitlerden ve vertebra dışındaki kalsifikasyonlardan ayrı olarak saptanabilir. Radyasyon dozu DEXA dan belirgin olarak daha fazladır. (46,48) Kantitatif Ultrasonografi (QUS) (Quantitative Ultrasonography): Radyasyonsuz bir yöntemdir. Kemik yoğunluğunu göstermez fakat kemik yapısı hakkında bilgi verir. (46,48)

30 Manyetik Rezonans (MRI) (Magnetic Resonance Imaging): Kemiklerin trabeküler yapısını incelemede kullanılan, radyasyonsuz, fakat pahalı bir yöntemdir. c-kemik Sintigrafisi: Özellikle osteopoprozun, kemik metastazları, osteomalazi gibi hastalıklardan ayırt edilmesinde kullanılır. Önceden oluşmuş krıkların gösterilmesinde de yeri vardır. Osteoporoz tanısında fazla spesifitesi olmayan bir yöntemdir. B-Laboratuar Testleri: Osteoporoz tanısı, tedavisi ve takibinde biyokimyasal testlerin önemli bir yeri vardır. Primer osteoporoz tanısını kesinleştirip sekonder osteoporoz olasılığını ekarte etmek için yapılması gereken laboratuar testleri aşağıdadır: Rutin olarak yapılanlar: - Tam kan sayımı, - Eritrosit sedimentasyon hızı - Serum kalsiyum, fosfor.. - Total alkalen fosfataz - Karaciğer fonksiyon testleri - Tam idrar tetkiki - Serum albumin, total protein Gerekli görüldüğünde yapılanlar: - 24 saatlik idrarda kalsiyum ve sodyum düzeyi

31 - Serum ve/veya idrar elektroforezi - PTH, 1,25(OH) D vitamini - TSH, FT3, FT4 - LH, FSH, Prolaktin - Plazma testesteron ve östradiol düzeyi - Serum kortizol düzeyi - Bence-Jones proteini - Kemik döngüsünün biyokimyasal belirteçleri * Kemik yapımı göstergeleri (49) Serumda: Total ve kemiğe spesifik alkalen fosfataz (TAP, BAP) Osteokalsin Prokollajen Tip 1 karboksi terminal propeptidi (PICP) Prokollajen tip 1 aminoterminal propeptidi (PINP) *Kemik yıkımı göstergeleri Serumda: Tartarat rezistan asit fosfataz (TRAP) Tip 1 kollajen telopeptid (ICTP) İdrarda:

32 Hidroksiprolin Pridinolin ve deoksipridinolin (PYD, DPD) Tip 1 kollajen telopeptid (INTP, NTX-1, CTX-1) Hidroksilizin glikozidleri C-Kemik Biyopsisi: Kemik biyopsisi metabolik kemik hastalıklarının tanısı ve araştırılması için önemli bir yöntemdir. Doku veya hücre düzeyinde incelemeye imkan tanıyan tek yöntemdir. Kemik biyopsisi ve histometrisinin klinik kullanımı şüpheli osteomalazi, sistemik mast hücresi hastalığı(mastositoz), renal osteodistrofi, tanısı koyulamamış osteoporoz, östrojen yetersizliği olmayan kadınlarda osteoporoz, klasik tedaviye yanıtsız osteoporoz ve tanısı konulamamış çocukluk çağı kemik hastalıkları ile sınırlıdır. (46) Osteoporozdan Korunma Kemiğin doğal gelişimi 4 fazda incelenir.(50) I.Faz: Embriyonik dönemde başlayan ve doğuma kadar olan dönemi kapsar. Bu dönemde annenin kalsiyum düzeyi önemlidir. II.Faz:

33 Doğumdan adölesan dönemde epifizlerin kapanmasına kadar olan dönemdir. Emziren annenin kalsiyum düzeyi, çocuğun kalsiyum, D vitamini, proteinden zengin diyetle beslenmesi ve çocuğun fiziksel aktivitesi bu dönemde kemiğin yapımını oluşturan etkenlerdir. III.Faz: Kemik kütlesinin yapısının tamamlandığı gençlik ve erişkinlik dönemidir. Kalsiyum ve D vitamininden zengin beslenme,fiziksel aktivite bu dönemde de önem taşır. Bu dönem, osteoporozun önlenmesinde çok önemli olan doruk kemik kütlesinin oluştuğu dönemdir. IV.Faz: Kemik yıkımının hızlandığı, yapımının yavaşladığı bu faz kadınlarda pre ve post menopoz dönemidir. Osteoporoz ve kırık için risk gruplarının saptanarak kalsiyum ve D vitamininden zengin, protein ve yağdan fakir, düşük kalorili beslenme ve önleyici medikal tedaviler ile fiziksel aktivitenin tavsiye edildiği dönemdir. Osteoporozdan korunmada iki yaklaşım söz konusudur; primer korunma (topluma yönelik korunma) ve sekonder korunma (yüksek risk yaklaşımı). Primer korunma (Topluma yönelik) Topluma yönelik korunma, erişkin dönemde kemik kitlesinin en üst seviyeye çıkarılması esasına dayanır ve daha intrauterin dönemde başlar. Kemik kitlesinin belirlenmesinde genetik faktörün yanında, diet, fiziksel aktivite, vitamin D ve güneş ışınlarına maruz kalma gibi çevresel faktörlerde rol oynar.

34 Bir kez doruk erişkin kemik kütlesi kazanıldıktan sonra yeterli Ca alımı, egzersiz ve düzenli menstrüel siklusun sağlanması gerekir. Osteoporoz riskini arttırdığı bilinen sigara, yoğun alkol tüketimi, hareketsizlik, sedanter yaşam, aşırı protein alımı gibi faktörlerden kaçınılması önemlidir. (51) Sekonder korunma (Yüksek risk yaklaşımı) Postmenopozal kadınlar, yüksek riskli kişiler, düşük kemik yoğunluğu ve yüksek hızda kemik kaybı olanların belirlenmesi ve artmış olan kemik kaybı hızının yavaşlatılması amaçlanır. Çoğunlukla farmakolojik tedaviler tercih edilir. (51) Osteoporoz açısından risk altında olan kadınların karakteristik özellikleri: (29) Primer veya idyopatik Önlenemez Irk: beyaz, doğulu Aile öyküsü Menopoz Turner sendromu Fenotip: ince kemikler Hızlandırıcılar Nutrisyonel faktörler : - Kalsiyum - Vitamin D Kemik azaltan faktörler

35 Kafein Protein Fiber Asidifiye eden gıdalar Tuz Alkol Fiziksel inaktivite Sigara Menstruel disfonksiyon Geç menarş Oligohipomenore Egzersize bağlı amenore Geçirilmiş histerektomi ve ooferektomi Yeme bozuklukları Skolyoz Sekonder Medikal Kronik renal yetmezlik Gastrektomi ve intestinal by-pass Malabsorbsiyon sendromları Multipl myelom Endokrinopatiler Hiperprolaktinemi Hiperparatiroidizm Adreonokortikal aşırı aktivite

36 Diabet Medikasyonlar Antikonvülzanlar Antasitler (alüminyumlu) Tiroid ekstereleri Osteoporoz Tedavisi Osteoporoz tedavisinin amacı hastanın yakınmalarını gidermek ve yaşam kalitesini artırmak, kaybolan kemik kütlesini yerine koymaya çalışmak, komplikasyonları önlemek, geciktirmek ve oluşmuş komplikasyonları tedavi etmektir. Osteoporoz oluşumunda kemik yapım-yıkım dengesi bozulmuştur. Yıkım, yapımın önüne geçmiştir. Bu nedenle osteoporoz tedavisinde rezorpsiyonun önlenmesi daha öncelikli görünmektedir. National Osteoporosis Foundation (NOF); T skoru -2 ve altında olan hastalara ve T skoru -1,5 ile -2 arasında olup bir veya daha fazla risk faktörü olan tüm kadınlara tedavi verilmesini tavsiye etmektedir. (52). Kemik rezorpsiyonunu azaltan ilaçlar: - Kalsiyum - Vitamin D metabolitleri - Östrojenler - Kalsitonin - Bifosfonatlar

37 - Anabolik steroidler - Tibolon - İpiriflavon - Selektif östrojen reseptör modülatörleri Kemik formasyonunu artıran ilaçlar. - Parathormon - Anabolik steroidler - Floridler Hormon Replasman Tedavisi (HRT): Postmenopozal osteoporozda primer faktör östrojen eksikliğidir. Östrojen tedavisi, osteoporozdan korunmada ve ilerlemesinin önlenmesinde kullanılır. Östrojen, osteoklastların rezorptif aktivitesini engeller, kalsiyumun barsaktan emilimini arttırır, 1,25 dihidroksivitamind (aktif vitd) miktarını arttırır ve renal kalsiyumun tutulumunu sağlar. Östrojen tedavisi ile ön kol ve kalça kırıkları %50-60 oranında azalmaktadır. (53,54) Östrojen tedavisine Ca eklenmesi ile vertebral kompresyon kırıklarının %80 azaldığı gözlenmiştir. Bu etki özellikle 5 yılın üzerinde tedavi alanlarda daha fazladır. (55) Uzun yıllar östrojenin sadece kemik kaybını yavaşlattığı veya durdurduğu üzerinde durulmuş. Bu görüşün aksine Postmenopozal Östrojen-Progesteron Intervention (PEPI) çalışmasında 3 yıl sonunda kemik dansitesinin vertebrada %5, kalçada %2 arttığı görülmüş. (56) Kemik yoğunluğunu korumak için 1-2 mg östradiol yada 0,625 mg konjuge östrojen dozu yeterlidir. (57,58) Kemik kitlesinin devamı, kaybın önlenmesi için E2 kan düzeyi pg/ml seviyesinde tutulmalıdır. (59)

38 Bazı çalışmalarda daha düşük doz konjuge östrojen (0,3 mg) veya östradiol (0,5 mg) tedavisine Ca eklendiği zaman ( total günlük Ca alımı 1500 mg olacak şekilde) vertebral kemik kaybının durduğu gözlenmiştir.(60,61) Antiöstrojenik kabul edilen progestasyonel ajanların, kemik rezorpsiyonunu azaltmakta östrojen benzeri etki yaptığı bildirilmiştir. Östrojene eklendiğinde, progestinler sinerjistik etki ile pozitif Ca dengesi oluşturup kemik formasyonunu arttırırlar. (1) PEPI çalışmasında östrojen alan grupla östrojen + progesteron alan grup kıyaslanmış, tedavi sonuçları arasında minimal fark izlenmiş. (56) HRT amacıyla kullanılan östrojenler: (62) - Doğal östrojenler 17 β östradiol Mikronize östradiol Östradiol valerat Östradiol - Konjuge östrojenler Konjuge equin östrojen - Sentetik östrojenler Etinil östrojen Dietilstilbesterol

39 HRT de kullanılan progestinler: (63) - Doğal progesteronlar Progesteron Mikronize progesteron Didrogesteron - Sentetik progesteronlar Estran ( noretisteron, noretisteron asetat, noretinodrel, linestrenol) Gonan (norgestrel, desogestrel, gestoden, levonorgesterol) Pregnanlar ( medroksiprogesteron asetat, medrogeston, siproteron asetat) HRT nin endikasyon ve kontrendikasyonları Tablo 3, 4 ve 5 de verilmiştir. (64) Tablo 3: HRT de yeni-modern-güncel kontrendikasyonlar.

40 Orijini belirlenmemiş vajinal kanamalar Aktif ciddi karaciğer hastalığı Akut derin ven trombozu Akut tromboembolik hastalık Memenin yeni karsinomu( eski karsinom için farklı düşünülebilir) Endometriumun yeni karsinomu( eski karsinom için farklı düşünülebilir) Endometriosis (karşılanmamış östrojen kullanımı) Lipid metabolizması konjenital hastalıkları Tablo 4: HRT nin geleneksel-klasik-eski endikasyonları (64) Sıcak basması, gece terlemeleri, insomnia Ruhsal değişimler, anksiete, irritabilite, hafıza ve konsantrasyon zayıflığı Genital yollarda atrofi, disparoni, üretral sendrom, libido kaybı Cilt incelmeleri, prolapsus, inkontinans Serebrovasküler atak, koroner kalp hastalığı İskelet sistemi sorunları Tablo 5: HRT nin yeni-modern-güncel endikasyonları (64)

41 Migren çeşitli formları Sigara kullanımı Obesite Yatağa bağımlılık Tedavi olunmamış yada tedavideki hipertansiyon Kardiovasküler hastalıklar Alzheimer hastalığı Serebrovasküler hastalık, myokard infarktüsü sonrası sekonder profilaksi Tibolon: Kemik erimesi ve sıcak basması tedavisinde etkili olan tibolon 19 nortestosteron ailesine bağlı bir steroiddir. Günde 2,5 mg tibolon devamlı şekilde uygulanır. Kemik ve vazomotor semptomlar üzerine östrojenik etkisi olan tibolonun, endometrium üzerine etkisi antiproliferasyon şeklindedir. (65,66) Kalsiyum: Kalsiyum absorpsiyonu yaş ilerledikçe özellikle menopozal dönemden sonra aktif vitd nin azalmasına bağlı olarak azalır. Osteoporozdan korunmak için pozitif Ca dengesi mutlak gereklidir. Günlük 1000 mg Ca desteği özellikle diet ile alımın az olduğu kadınlarda, kemik kaybını önleyici ve kırıkları azaltıcı etki göstermektedir. (67) Bunun yanında, östrojen kullanımı aktif vitd düzeylerini arttırarak günlük ihtiyaç duyulan Ca dozunu azaltmaktadır. Ca dengesinin sağlanması için, östrojen tedavisi alan bir kadının

42 günlük 1000 mg elemental Ca ihtiyacı vardır; bu ihtiyacın 500 mg ını diet ile aldığı düşünülürse, 500 mg Ca desteği uygulanmalıdır.(68,69) Postmenopozal osteoporozda optimal günlük Ca alımı östrojen replasmanı alan kadınlarda 1000 mg, almayanlarda 1500 mg ve 65 yaşın üzerinde 1500 mg olmalıdır. Piyasadaki Ca ürünleri farklı miktarlarda elemental Ca içermektedir; Ca karbonat %40, Ca laktat %13, Ca glukonat %9. Kalsiyum, 500 mg ı geçmeyen tek doz halinde ve yemekle beraber alındığında yararlanımı en fazladır. Aşırı miktarda Ca alımı böbrek taşı insidansını az miktarda arttırmaktadır. (70) Vitamin D: Kalsiyum hemostazının en önemli düzenleyicilerinden biri D vitaminidir. Yaşlılıkla birlikte deri ve böbreklerin aktif D vitamini sentez kabiliyetleri ve intestinal Ca emilimi azalır. Günde IU Dvitamini verilerek barsaktan Ca emilimi artırılabilir, kemiğin yeniden yapılanması baskılanabilir ve sınırda vitd yetersizliği olan hastalarda kemik kitlesinde artış sağlanabilir. Chapuy ve ark ları yaşlılarda günlük 1000 mg Ca ile birlikte 800 IU vitd desteği ile fraktürlerin %30-40 oranında azaltılabileceğini göstermişlerdir. (71) Osteoporoz tedavisi amacıyla vitd nin aktif metabolitlerinden olan kalsitriol ve alfakalsitriol kullanımı vitd süplemantasyonundan farklıdır. Günlük 0,25-1 μg kalsitriol verilen hastalarda vertebra ve apendiküler kemiklerde BMD artışı saptanmıştır. (72) Kalsitonin:

43 Osteoklastik aktiviteyi inhibe eden kalsitonin PTH ın tersi bir etki ile hipokalsemiye neden olur. Kemik rezorpsiyonunun önlenmesi sonucunda serum Ca ve fosfat düzeyleri düşmektedir. Önceleri yerleşmiş veya kanıtlanmış postmenopozal osteoporoz tedavisinde parenteral IU olarak önerilmiştir. Fakat parenteral uygulamanın güçlüğü göz önüne alınarak gün aşırı 50 IU olarak kullanılmış ve bu dozun kemik yoğunluğunu koruduğu belirlenmiştir. (73) Pek çok çalışma gün aşırı 50 veya 100 IU lik tedavinin etkin ve güvenilir olduğunu desteklemektedir. İntranasal sprey uygulanması, yüksek döngülü genç postmenopozal osteoporozlu kadınlarda gün aşırı 200 IU, yerleşmiş OP da ise günlük 200 IU şeklinde önerilmektedir.(74) FDA tarafından gerek postmenopozal gerekse senil OP da spinal kemik kitlesini arttırmak için önerilen günlük doz 200 IU nasal uygulamadır. Kesintili kalsitonin uygulamalarıda özellikle postmenopozal OP da devamlı tedavi ile aynı başarıyı sağlayabilmektedir. Kesintili tedavi şeması olarak iki ay kalsitonin tedavisini takiben bir ay ara veya üç ay tedavi üç ay ara şeklinde rejimler önerilmektedir. Bu rejimlerde günlük doz 100 IU dir. (73) Bifosfonatlar: Bifosfonatlar pirofosfat analogları olup oksijen yerine karbon atomu taşırlar ve iki C-P bağı ile karakterizedirler. Her iki bağın aynı karbon üzerinde olması ile P-C-P şekli ortaya

44 çıkar. Bifosfonatlar solid fazdaki Ca fosfatın yüzeyine sıkıca bağlanarak Ca fosfat kristallerinin oluşumunu inhibe ederler. Etki mekanizmaları henüz tam olarak anlaşılamamakla beraber osteoklast aktivitesini inhibe ettikleri ortak görüşü vardır. En sık kullanılan bifosfonatlar alendronat, etidronat, risedronat, klodronat, tiludronat, bandronat ve pamidronattır. (75) Etidronat klinik olarak ilk kullanılan bifosfonattır. Kemik kitlesini arttırmak ve özellikle vertebral kırık olasılığını azaltmak amacı ile kullanılır. Tedavide günlük 100 mg iki hafta verildikten sonra 3 ay kesilir. Üç ayda bir olan tekrarlarla 2 yıllık kullanım önerilmektedir. Son çalışmalar özellikle Alendronatın postmenopozal OP tedavisindeki etkinliğine dikkat çekmektedir. Alendronat, pamidronattan 10 kat, etidronat ve klodronattan 100 kat daha güçlüdür. Etidronattan farklı olarak kemik rezorpsiyonunu inhibe eden maksimal dozlarda bile kemik mineralizasyonunu bozmamaktadır. Alendronatın günlük dozu 10 mg olup sabah yemekten en az 30 dk önce bol su ile alınır. Son yıllarda haftalık 70 mg alendronat tedavisi kullanıma girmiştir.(75) OP tedavisi ile ilgili en önemli çalışmalardan biri Kırık Önleme Çalışmasıdır. ( FIT: Fracture Intervention Trial) FIT çalışması; en az 2 yıldır menopozda olan yaş arası Kemik mineral yoğunluğu (BMD) düşük olan, daha önceden vertebral kırığı olan veya olmayan 6459 kadında yapılmıştır. Hastalara günlük 10 mg Alendronat uygulanmıştır. Sonuç olarak Alendronatın, radyolojik vertebral kırıkları %48, multiple vertebral kırıkları %87, herhangi bir klinik kırığı %30, nonvertebral klinik kırıkları ise %27 azalttığı ve bu etkilerin ay gibi erken dönemde olduğu bildirilmiştir.(76) Downs ve ark larının yaptığı bir çalışmada postmenopozal OP lu kadınlarda, 12 aylık alendronat tedavisi ile, plasebo ve intranasal kalsitonine göre kalça ve vertebra BMD

45 değerlerinde daha fazla artış olmuş ve kemik döngüsü göstergeleri daha fazla azalmıştır. (77) Postmenopozal OP lu kadınlarda Alendronat tedavisi omurgada BMD yi hormon replasman tedavisinden daha fazla arttırmaktadır. (78) Haftada tek doz 70 mg Alendronat, günlük doz alternatifine göre terapötik olarak eşit etkinlik sağlamakta, hasta uyumunu arttırmakta ve uzun dönem tedavide rahatlık sağlamaktadır. (79) Selektif Östrojen Reseptör Modülatörleri (SERM): Bir steroid hormon olan östrojenin vücutta birçok sistem üzerinde etki gösterdiğini bilmekteyiz. Hızla ilerleyen teknoloji sayesinde östrojen reseptörlerinin belirlenmesiyle birlikte, bu hormonun etki mekanizmasıyla ilgili bilgilerimiz genişlemiştir. Vücutta uterus, vajina, tuba, overler, plasenta, meme, beyin, yağ dokusu, karaciğer, böbrek, akciğer ve kemik üzerinde östrojen reseptörlerinin varlığı gösterilmiştir. Günümüzde östrojenin etkilerini modifiye edebilen, değişik organlarda farklı etkiler gösteren ajanlar mevcuttur. Antiöstrojenler denildiğinde akla ilk gelen ajanlar meme kanseri tedavisinde kullanılan tamoksifen ve kemik yoğunluğunu arttıran raloksifendir. Bu ajanlar tedavide kullanılırken şüphesiz farklı sistemlerde etki göstermekte, bu nedenle bazı faydalı ve zararlı etkilere sebep olmaktadırlar. Antiöstrojenler, özellikle parsiyel agonistik etkilerine dayanarak vücutta östrojenin etkilerini ortadan kaldırırlar. Günümüzde artık antiöstrojen deyimi terkedilmiştir ve bu grubu en iyi tanımladığı düşünülen Selektif Östrojen Reseptör Modülatörleri (SERM) tanımı kullanılmaktadır. SERM ler şu şekilde sınıflandırılabilirler: (80) Tablo 6: SERM sınıflandırılması

46 Trifeniletilen türevleri Benzotiofen türevleri Saf steroidal antiöstrojenler Tamoksifen Toremifen Droloksifen TAT-59 İdoksifen Raloksifen ICI 164,384 ICI 182,780 EM-800 Raloksifenin kimyasal yapısı ve farmakolojik özellikleri: Raloksifen benzotiofen sınıfından 2. kuşak bir SERM dir. Hücre çekirdeğinde yerleşik olan östrojen reseptörlerine bağlanarak bazı dokularda östrojen agonistik etki gösterirken, diğerlerinde östrojen aktivitesini inhibe eder (antagonistik etki). Raloksifen lipid metabolizması ve iskelet sistemi üzerine östrojen benzeri, meme ve endometrium üzerine ise antiöstrojenik etki göstermektedir. (81,82,83) Günümüzde alfa ve beta olarak adlandırılan iki ayrı östrojen reseptörü olduğu bilinmektedir ve östrojenin ve SERM lerin farklı dokularda farklı reseptörleri uyararak etki gösterdikleri düşünülmektedir. (84) Raloksifen bileşiğindeki antiöstrojenik etkiden sorumlu esas bölge alkil-amino-etoksik yan zinciridir. Bu zincirde yer alan nitrojen, spesifik olarak östrojen reseptöründeki

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem

Detaylı

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Hücre zedelenmesi etkenleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Homeostaz Homeostaz = hücre içindeki denge Hücrenin aktif olarak hayatını sürdürebilmesi için homeostaz korunmalıdır Hücre zedelenirse ne olur? Hücre

Detaylı

www.boren.com.tr / info@boren.com.tr

www.boren.com.tr / info@boren.com.tr www.boren.com.tr / info@boren.com.tr YAŞAM da BOR BOR/B; Yeryüzünde bileşikler halinde, toprak, kaya ve suda az miktarlarda fakat yaygın olarak bulunan bir elementtir. Yer kabuğunda 10-20 ppm, deniz ve

Detaylı

Dr. Erdal DUMAN. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı. Şair Eşref Bulvarı No:65 Alsancak İzmir. Tel: 0232-4642932. www.erdalduman.

Dr. Erdal DUMAN. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı. Şair Eşref Bulvarı No:65 Alsancak İzmir. Tel: 0232-4642932. www.erdalduman. Dr. Erdal DUMAN Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Şair Eşref Bulvarı No:65 Alsancak İzmir Tel: 0232-4642932 www.erdalduman.com Söylenceler Erkeklerde osteoporoz olmaz Diyet yapınca vücuttaki

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM) Buğday rüşeymi buğday başağının alt kısmında bulunan embriyodur. Buğdayın 1 tonundan sadece 1 kilogram rüşeym elde edilebilmektedir. Rüşeym özel yöntemlerle elde edilmediği

Detaylı

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI 01.11.2008. 25-D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI 01.11.2008. 25-D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her VİTAMİN BİYOKİMYASI D VİTAMİNİ BU BÖLÜMDE ANLATILACAK KONULAR: Tarihsel Bakış D vitamininin kimyasal ve biyolojik fonksiyonları Besin kaynakları Hazırlayan: V. Murat BOSTANCI Toksisite 1 2 TARİHSEL BAKI

Detaylı

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, sarkopeni nin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu Günümüzde sarkopeni,

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a

Detaylı

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİ? Egzersiz reçetesi bireylere sistematik ve bireyselleştirilmiş fiziksel aktivite önerileri yapılmasıdır. EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

OSTEOPOROZ Risk Faktörleri ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD

OSTEOPOROZ Risk Faktörleri ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD OSTEOPOROZ Risk Faktörleri ve Tedavi Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD İçerik p Epidemiyoloji p Risk faktörleri p Medikal Tedavi p Rehabilitasyon Osteoporoz

Detaylı

Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi. Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:205-210

Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi. Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:205-210 Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:205-210 KONU İLGİ Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi Besleme TERCÜME VE DERLEME Ürün Müdürü Esra ÇINAR

Detaylı

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; PROLAKTİNOMA Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi bozar. Prolaktin hormonu

Detaylı

SÜT HUMMASI HİPOKALSEMİ-MİKS YETMEZLİK

SÜT HUMMASI HİPOKALSEMİ-MİKS YETMEZLİK SÜT HUMMASI Hastalık, dana humması, parezis puerperalis ya da hipokalsemi olarak da adlandırılır. Süt verimi yüksek olan ineklerde ortaya çıkan ve parezis ile karekterize bir hastalıktır. Üzerinde yıllardan

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri

oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri Osteoporoz Tanı ve Tedavi oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri Prensipleri Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

PENSA PHARMA İLAÇ TİCARET VE SANAYİ A.Ş. Bonemax 70 mg Tablet Prospektüs

PENSA PHARMA İLAÇ TİCARET VE SANAYİ A.Ş. Bonemax 70 mg Tablet Prospektüs Bonemax 70 mg Tablet FORMÜLÜ Her bir tablet 70 mg alendronat serbest aside eşdeğer miktarda alendronat monosodyum trihidrat içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Farmakodinamik özellikler Bifosfonatlar kemikte

Detaylı

YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON. Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD.

YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON. Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD. YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD. Rehabilitasyonun Tanımı Fizyolojik veya anatomik yetersizliği

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji Doğumsal kalp hastalığının sıklığı % 0.9 Ciddi anomali % 0.3 Her yıl 1.2 milyon kalp hastası bebek dünyaya gelmekte

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

MENOPOZ. Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak. Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum

MENOPOZ. Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak. Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum MENOPOZ Dr. Serdar Balcı, Dr. Eser Çolak Başkent Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum 1 MENOPOZ NEDİR?? Son adet(mesntruasyon) periyodudur Oniki aylık bir süre ile menstruasyonun durmasıdır Östrojenin

Detaylı

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Boyun Anatomisi Boyun Anatomisi Omurganın en hareketli parçasıdır. Karotis, vertebral arter, omurilik ve spinal sinirleri

Detaylı

KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞUNUN YORUMLANMASI

KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞUNUN YORUMLANMASI KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞUNUN YORUMLANMASI Doç. Dr. H. Gonca TAMER Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Osteoporoz Kemik yoğunluğunun azalması

Detaylı

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir?

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir? Aile Hekimliği Sürekli Mesleki Gelişim Programı Hayatınız boyunca öngöremediğiniz ve hayat kalitenizi düşürecek pek çok sorun yaşayabilirsiniz. Şeker hastalığı(kısa olarak Diyabet diyebiliriz) ve obezite

Detaylı

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI 1. Firma karını maksimize eden üretim düzeyini seçmiştir. Bu üretim düzeyinde ürünün fiyatı 20YTL ve ortalama toplam maliyet 25YTL dir. Firma: A)

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler Proteinler Canlılarda miktar olarak en çok bulunan biyomoleküllerdir. Amino asit birimlerinden oluşurlar Yapısal ve işlevsel olabilirler Genlerle aktarılan kalıtsal bilginin ortaya çıktığı moleküllerdir.

Detaylı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir?    Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir? İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

OSTEOPOROZDA BİYOKİMYASAL PARAMETRELER. Yard.Doç.Dr. Özlem KURT ŞİRİN

OSTEOPOROZDA BİYOKİMYASAL PARAMETRELER. Yard.Doç.Dr. Özlem KURT ŞİRİN OSTEOPOROZDA BİYOKİMYASAL PARAMETRELER Yard.Doç.Dr. Özlem KURT ŞİRİN Osteoporoz Nedir? Osteoporoz, kişide artmış kırık riskine yol açan, bozulmuş kemik gücüyle karakterize olan iskelet bozukluğudur. Kemik

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması; AMENORE Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması; Genç kızlarda menstruasyon 9 ila 18 yaş arasında başlar. 12 yaş averaj yaşıdır ve birçoğu bu yaşta başlar. Adetin olmamasına

Detaylı

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI Portal Adres NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI : www.cayyolu.com.tr İçeriği : Gündem : http://www.cayyolu.com.tr/haber/nijerya-dan-gelen-yolcuda-ebolaya-rastlanmadi/96318 1/3 SAGLIK IÇIN EGZERSIZ

Detaylı

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname Teknik Alan BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON Buluş, böbreküstü bezi yetmezliğinin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

Türkiye de Dış Ticaret ve Dış Ticaret Finansmanı: İhracattaki Düşüşte Finansman Sıkıntısı Ne Kadar Etkili?

Türkiye de Dış Ticaret ve Dış Ticaret Finansmanı: İhracattaki Düşüşte Finansman Sıkıntısı Ne Kadar Etkili? Türkiye de Dış Ticaret ve Dış Ticaret Finansmanı: İhracattaki Düşüşte Finansman Sıkıntısı Ne Kadar Etkili? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti Hasan Çağlayan Dündar Araştırmacı Ayşegül Dinççağ Araştırmacı

Detaylı

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! www.kenthospital.com Kent Hastanesi, hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi! Çünkü, çocuklarımız, hepimizin geleceği! Kuruluşumuzdan bu yana

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 3. FARMASÖTİK FORMU Film tablet Beyaz ile beyazımsı renkte, yuvarlak, konkav film tabletlerdir.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 3. FARMASÖTİK FORMU Film tablet Beyaz ile beyazımsı renkte, yuvarlak, konkav film tabletlerdir. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MENOCTYL 40 mg Film Tablet 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Otilonyum bromür 40 mg Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat 28 mg Yardımcı maddeler

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

KULLANMA TALĐMATI. CALCIUM PICKEN %10 Ampul Damar ve kas içine uygulanır.

KULLANMA TALĐMATI. CALCIUM PICKEN %10 Ampul Damar ve kas içine uygulanır. KULLANMA TALĐMATI CALCIUM PICKEN %10 Ampul Damar ve kas içine uygulanır. Etkin madde: Her bir ampul 225 mg kalsiyum glukonat monohidrat ve 572 mg kalsiyum levülinat dihidrat içerir. Yardımcı madde (ler):

Detaylı

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir. İZMİR ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve Kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönerge; İzmir Üniversitesi nin Fakülteleri, Meslek Yüksekokulu ve bölümlerinde ÖSYM ve Üniversite tarafından

Detaylı

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD RT nin amacı: - Mikroskopik rezidüel hastalığı önlemek - Multisentrik hastalık gelişimini önlemek

Detaylı

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

Doç. Dr. Orhan YILMAZ Yazar Ad 151 Doç. Dr. Orhan YILMAZ İnsanda iletişimin en önemli araçlarından biri olan ses, kişinin duygusal yapısını yansıtan bir olaydır. Yaş ilerledikçe tüm organlarda görülebilen yaşlanma konuşma

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI Doç.Dr.Mitat KOZ Fiziksel Uygunluk Test Sonuçları Klinik Egzersiz Test Sonuçları Fiziksel Uygunluk Test Sonuçlarının Yorumlanması Bireyler arası karşılaştırmalar

Detaylı

KULLANMA TALİMATI FERICOSE

KULLANMA TALİMATI FERICOSE KULLANMA TALİMATI FERICOSE 100mg/5ml İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: 5 ml lik her bir ampul, 100 mg (20 mg/ml) elementer demire eşdeğer 2700 mg demir hidroksit

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. Tablet. Bir yüzü çentikli beyaz ila beyaza yakın kapsül şeklinde tablet.

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ. Tablet. Bir yüzü çentikli beyaz ila beyaza yakın kapsül şeklinde tablet. KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI AMİNESS-N film tablet 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİ Etkin madde: Her tablet; 45 mg L-Histidin, 60 mg L-İzolösin, 90 mg L-Lösin, 96 mg L- Lizin asetat

Detaylı

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sayın hast, Hastalıkların teşhisi ve tedavisinde son on yılda çok büyük gelişmeler kaydedildi.

Detaylı

Öğr. Gör. Süleyman GÖKMEN

Öğr. Gör. Süleyman GÖKMEN Öğr. Gör. Süleyman GÖKMEN GİRİŞ Fonksiyonel Gıda Tanımı Et Ürünlerine Tedbirli Yaklaşım Et ürünlerine Konjuge Linoleik asit ilavesi Et ürünlerine Diyet Lifi İlavesi Et ürünlerine Probiyotik İlavesi Et

Detaylı

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber Sağlıklı, güçlü kuvvetli bir erkeksiniz ama çocuğunuz olmuyorsa bu önemli sorunun sebebi yediklerinizle ilgili olabilir. Erkekler üzerinde yapılan bilimsel

Detaylı

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. TÜRKİYE DE TÜBERKÜLOZUN DURUMU Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. DSÖ Küresel Tüberküloz Kontrolü 2010 Raporu Dünya için 3 büyük tehlikeden

Detaylı

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ KORELASON VE REGRESON ANALİZİ rd. Doç. Dr. S. Kenan KÖSE İki ya da daha çok değişken arasında ilişki olup olmadığını, ilişki varsa yönünü ve gücünü inceleyen korelasyon analizi ile değişkenlerden birisi

Detaylı

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname Teknik Alan KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Buluş, kronik yorgunluk sendromunun tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır.

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır. ESTRIOL Vajinal Krem, 1 mg Vajinal yolla veya haricen uygulanır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: 1 gramında 1 mg östriol bulunur. Yardımcı maddeler: Dekalinyum klorür, Parfüm yağı, Dokusat sodyum, Propilen

Detaylı

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Trombozun komplikasyonları Trombozun kliniği; tromboembolik olayın yerine,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI SOMATOSTATİN EUMEDICA 250 µg i.v. İnfüzyon için Liyofilize Toz içeren Flakon Damardan uygulanır. Etkin madde: Her flakonda etkin madde olarak, 250 µg somatostatine eşdeğer miktarda hidratlanmış

Detaylı

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER Siren SEZER, Şebnem KARAKAN, Nurhan ÖZDEMİR ACAR. Başkent Üniversitesi Nefroloji Bilim

Detaylı

Andropozun temel nedeni testosteron hormonunun azalmasıdır.

Andropozun temel nedeni testosteron hormonunun azalmasıdır. Andropozun temel nedeni testosteron hormonunun azalmasıdır. Testosteron noksanlığının erkekleri en çok ilgilendiren yanı, libido ve potens azalmasıdır. Cinsel arzunun azalması, orgazm hissinin zayıflaması,

Detaylı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünyada çavdar ve yulafın üretimi, buğday, pirinç, mısır ve arpa gibi diğer tahıl ürünlerine kıyasla son derece sınırlıdır. Yılda ortalama 14-15 milyon ton dolayında olan dünya

Detaylı

1. Fizik Tedavi Nedir?

1. Fizik Tedavi Nedir? 1. Fizik Tedavi Nedir? Kas iskelet sistemi ile ilgili ağrı, fonksiyon kaybı, sakatlık ve yetersizliğin tedavisinde elektrik akımı, sıcak-soğuk, çeşitli frekansta ses dalgaları, manyetik alan tedavisi,

Detaylı

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ Hazırlayan: Doç.Dr. Hakan Güler Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Karlsruhe Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Almanya

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ünal ULUCA

Yrd. Doç. Dr. Ünal ULUCA Yrd. Doç. Dr. Ünal ULUCA KEMİKLERDE BÜYÜME Kemik büyümesi, fertilizasyonun altıncı haftasında başlar, puberte boyunca devam eder, iskeletin bazı bölümlerinde ise 25 yaşa dek devam eder. Kemik dokusunun

Detaylı

KİLO KONTROLÜ. Doç. Dr. FERDA GÜRSEL

KİLO KONTROLÜ. Doç. Dr. FERDA GÜRSEL KİLO KONTROLÜ Doç. Dr. FERDA GÜRSEL Sinsi sinsi artan Obesiti FE azalması metabolik hızın düşmesine neden olur. Harcanan enerji alınandan fazla değilse o zaman kilo alımı gerçekleşir. Aşırı Yağlılığın

Detaylı

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri ÖNEMLİ! İlaçlarınızı düzenli kullanmanız çok önemlidir. Kilonuza dikkat ediniz. Ani bir kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) durumuna karşı yanınızda her zaman birkaç adet şeker bulundurunuz. Mutlaka egzersiz

Detaylı

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM 1. Açıklama 1.1.Proje Ortaklarının Adları: Uzman Klinik Psikolog Özge Yaren YAVUZ ERDAN, Uzman Klinik Psikolog Elvan DEMİRBAĞ, Uzman Klinik Psikolog Nilay KONDUZ 1.2.Nihai

Detaylı

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol 1. Giriş Bu yazıda, Bursa daki (ciro açısından) en büyük 250 firmanın finansal profilini ortaya koymak amacındayız.

Detaylı

Yeni Anket Verisi Girişi

Yeni Anket Verisi Girişi Yeni Anket Verisi Girişi lara ait kimlik verileri kesinlikle başka bir alanda paylaşılmayacaktır. ya ait özel veriler, sadece bilimsel çalışma merkezinin kendisi tarafından görüntülenebilecektir. proje

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI TİSİNON 10 mg kapsül Ağızdan alınır. Her kapsül; Etkin madde: 10 mg nitisinon Yardımcı maddeler: Prejelatinize nişasta ve opak beyaz gövde / opak lacivert kapak No:3 sert jelatin kapsül

Detaylı

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir. Bursa nın 25 Büyük Firması Araştırması; -Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir. -Bu çalışma Bursa il genelinde yapılmış,

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

BAĞDAT CADDESİ LEVENT ACARKENT www.dentram.com

BAĞDAT CADDESİ LEVENT ACARKENT www.dentram.com BAĞDAT CADDESİ LEVENT ACARKENT www.dentram.com Yüzünüzü güldüren uzmanlık ve teknoloji DENTRAM Dentram Diş Tedavi Kliniği, 1994 yılında Bağdat Caddesi nde, Ortodonti Uzmanı Dr. Aylin Sezen Yalçın ve Çene

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI CASODEX 150 mg film tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde: 150 mg bikalutamid Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat, magnezyum stearat, polividon, sodyum nişasta glikolat, hipromelloz,

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr Türk Toraks Derneği Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Münevver Erdinç Ege Üniversitesi

Detaylı

ERKEK OSTEOPOROZU Prof Dr Dilek Gogas Yavuz

ERKEK OSTEOPOROZU Prof Dr Dilek Gogas Yavuz ERKEK OSTEOPOROZU Prof Dr Dilek Gogas Yavuz Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD, Endokrinoloji ve Metabolizma BD Erkeklerde Osteoporoz Erkeklerde osteoporoz olur mu?? Osteoporoz sıklığı

Detaylı

2008 YILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI

2008 YILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI 06.04.2009/75 2008 YILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI ÖZET : 2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde değişiklikler

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. Hiperkalsemiyi önlemek için, dozun, biyokimyasal cevaba göre ayarlanması önemlidir.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. Hiperkalsemiyi önlemek için, dozun, biyokimyasal cevaba göre ayarlanması önemlidir. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI ONE-ALPHA 2 mikrogram / ml i.v. ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde Alfakalsidol Yardımcı maddeler Etanol 2 mikrogram 80 mg Yardımcı maddeler

Detaylı

Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Preeklampsi Hipertansiyon (>140/ 90) ve Proteinüri (>0.3 g / 24-s) > 20 gebelik hafta En sık medikal komplikasyon

Detaylı

Bu konuda cevap verilecek sorular?

Bu konuda cevap verilecek sorular? MANYETİK ALAN Bu konuda cevap verilecek sorular? 1. Manyetik alan nedir? 2. Maddeler manyetik özelliklerine göre nasıl sınıflandırılır? 3. Manyetik alanın varlığı nasıl anlaşılır? 4. Mıknatısın manyetik

Detaylı

TOBB ETÜ LİSANSÜSTÜ BURSLU ÖĞRENCİ YÖNERGESİ* (*)13.04.2011 Tarih ve S-2011-10 sayılı Senato oturumunun 4 nolu Kararı ile Kabul edilmiştir.

TOBB ETÜ LİSANSÜSTÜ BURSLU ÖĞRENCİ YÖNERGESİ* (*)13.04.2011 Tarih ve S-2011-10 sayılı Senato oturumunun 4 nolu Kararı ile Kabul edilmiştir. TOBB ETÜ LİSANSÜSTÜ BURSLU ÖĞRENCİ YÖNERGESİ* (*)13.04.2011 Tarih ve S-2011-10 sayılı Senato oturumunun 4 nolu Kararı ile Kabul edilmiştir. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Amaç MADDE 1 - (1) Bu yönergenin

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ Deneyde dolu alan tarama dönüşümünün nasıl yapıldığı anlatılacaktır. Dolu alan tarama

Detaylı

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI Dr. Dilek TORUN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı 13-17 Kasım 2013 30. Ulusal Nefroloji Hipertansiyon Diyaliz ve Transplantasyon

Detaylı

Kemik Doku. Prof.Dr.Ümit Türkoğlu

Kemik Doku. Prof.Dr.Ümit Türkoğlu Kemik Doku Prof.Dr.Ümit Türkoğlu 1 Kemik Dokusu İskelet sistemi başlıca işlevleri: Mekanik destek Hareket için kasların yapışma yerlerini sağlama Medüllasında yer alan, hemapoetik sistem elemanı kemik

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

METABOLİK KEMİK HASTALIKLARI

METABOLİK KEMİK HASTALIKLARI METABOLİK KEMİK HASTALIKLARI Doç. Dr. Nuri Aydın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı nuri.aydin@istanbul.edu.tr Normal Kemik Metabolizması Kalsiyum %99

Detaylı

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) 1 GÜNDEM Tanım Epidemiyoloji (Hastalığın Yayılımı) Mücadele Soru-Cevap 2 Afrika Hastalığı Nedir? Sivrisinek, kene ve sokucu sineklerle

Detaylı

Tarifname DENTİN FORMASYONUNU TEŞVİK EDEN BİR KOMPOZİSYON

Tarifname DENTİN FORMASYONUNU TEŞVİK EDEN BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname DENTİN FORMASYONUNU TEŞVİK EDEN BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, dentin formasyonunu teşvik etmeye yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu 1 Günümüzde

Detaylı