KOP BÖLGESİNDE VERİM VE KALİTEYİ ETKİLEYEN ÖNEMLİ BİTKİ HASTALIKLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KOP BÖLGESİNDE VERİM VE KALİTEYİ ETKİLEYEN ÖNEMLİ BİTKİ HASTALIKLARI"

Transkript

1 KOP BÖLGESİNDE VERİM VE KALİTEYİ ETKİLEYEN ÖNEMLİ BİTKİ HASTALIKLARI Nuh BOYRAZ* ÖZET Günümüzde devletleri uğraştıran en önemli problemlerden biri hızla artan dünya nüfusunu besleyebilmektir. Dünya nüfusunun yıllık artış oranı % 1.7 dir. Bu orandaki artışa göre 2025 yılında dünya nüfusunun 8.5 milyar kişi olacağı tahmin edilmektedir. Dünya nüfusunda yıllık % 1.7 oranında artış olmasına rağmen, dünyanın yüzölçümü değişmemektedir. Hatta değişik nedenlerden dolayı ekilebilir tarım alanları gün geçtikçe azalmaktadır. Diğer taraftan nüfusunun büyük çoğunluğu tarımla uğraşmasına rağmen en düşük verime sahip olan ülkelerde 2 milyara yakın kişi yetersiz besleniyor ve açlık çekiyor. Hatta açlıktan dolayı milyonlarca insan ölüyor. Bu trajedinin önüne geçmek için her ülke kendisine yeter düzeyde temel tarımsal ürünü üretmek ve insanının hizmetine sunmak zorundadır. Bunun için de tarımsal üretimde verimliliği artırıcı tedbirleri ve artan verimliliğin muhafazasını ve devamlılığını sağlayıcı önlemleri almak zorundadır. Bu önlemlerden birisi de yetiştirilen üründe önemli verim ve kalite kaybına neden olan hastalıklara karşı etkin mücadele yöntemlerinin alınmasıdır. Bir hastalığa karşı etkin mücadelenin yapılabilmesi için her şeyden önce hastalığın doğru tanısının yapılıp, bulunduğu bölgede durumunun ortaya çıkarılarak ne gibi faktörlerin hastalığın çıkışını teşvik ettiği ne tür çiftçi uygulamalarının hastalığın gelişimine uygun ortam hazırladığı ve üreticilerin özellikle hastalığın ilaçlı mücadelesine karşı yapmış oldukları uygulama biçimlerinin de iyi bilinmesi gerekmektedir. Bizde bu makalemizde Kop bölgesi illerinde 7-8 yıl süreyle sürekli arazi incelemelerimiz sonucu tespit ettiğimiz önemli hastalıkları, bunların bölgedeki durumlarını, hangi koşulların hastalığın çıkış ve şiddetini artırdığını, ne tür yanlış çiftçi uygulamalarının hastalığın yoğunluğunu artırdığını ve mücadelesi için nelerin yapılması gerektiğini konukçu bitki esas alınarak ayrı ayrı vermeye çalıştık. Anahtar Kelimeler: Kop bölgesi,bitki hastalıkları,mücadele Giriş Günümüzde devletleri uğraştıran en önemli problemlerden biri hızla artan dünya nüfusunu besleyebilmektir. Dünya nüfusunun yıllık artış oranı % 1.7, bu orandaki artışa göre 2025 yılında dünya nüfusunun 8.5 milyar kişi olacağı tahmin edilmektedir. Dünya nüfusunda yıllık % 1.7 oranında artış olmasına rağmen, dünyanın yüzölçümü değişmemektedir. Hatta erozyon, yeni yerleşim yerlerinin açılması, yeni fabrikaların kurulması, artan araç sayısına paralel olarak mevcut yolların genişletilmesi, yeni yolların açılması gibi nedenlerle tarıma elverişli alanlar giderek azalmaktadır. Diğer taraftan nüfusunun büyük çoğunluğu tarımla uğraşmasına rağmen en düşük verime sahip olan ülkelerde 2 milyara yakın kişi yetersiz besleniyor ve açlık çekiyor. Hatta açlıktan dolayı milyonlarca insan ölüyor (Agrios,2005). Bu trajedinin önüne geçmek için her ülke kendisine yeter düzeyde temel tarımsal ürünü üretmek ve insanının hizmetine sunmak zorundadır. Bunun içinde tarımsal üretimde verimliliği artırıcı tedbirleri ve artan verimliliğin muhafazasını ve devamlılığını sağlayıcı önlemleri almak zorundadır. Bu önlemlerden biri de hastalık, zararlı ve yabancı otların tarımsal ürünlerdeki olumsuz etkilerinden korunmak için bitki koruma yöntemlerinin geliştirilmesidir. Eğer yetiştirdiğimiz ürünleri hastalıklara karşı yeterli düzeyde koruyamazsak bu durumda; Bitki hastalıkları bir bölgedeki bitki çeşitliliğini sınırlandırarak, o bitkiye dayalı endüstrinin zarar görmesine neden olurlar. Bitki Hastalıkları bitkisel üretimin kalite ve miktarını düşürürler. Hasat öncesi toplam ürünün 1/3 nü yani, %33.7 sini, buna hasat sonrası kayıplar da eklendiğinde kayıp oranı %48 i bulmaktadır. Üstelik bitki koruma tedbirleri alınmasına rağmen, bunun da parasal değeri yaklaşık milyar dolardır.

2 2 Bazı bitki hastalıkları bitkisel ürünleri insan ve hayvan sağlığı için riskli hale sokabilir. Bunlara karşı yapılan mücadeleden dolayı parasal kayıplar ortaya çıkar. Hastalıklardan dolayı ürün azalışına bağlı olarak ürüne olan talebin karşılanamaması sonucu ürün fiyatındaki beklenmedik artış tüketiciler açısından parasal kayıplara neden olmaktadır. Tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de hastalıklardan dolayı önemli ürün kayıpları ortaya çıkmakta olup, bundan birinci derecede üreticiler ciddi ekonomik zararlar görmektedirler. Ülkemizde kültür bitkilerinde görülen 300 hastalık etmenin den sinin ekonomik düzeyde üretimde kayıplara neden olduğundan bunlara karşı tarımsal savaşımda dikkatli olunması gerektiği Alkan (1968) tarafından bildirilmiş olmasına rağmen bugün bu sayının daha da yukarılara çıktığını söylemek mümkündür. Hastalıkların çıkışı ve üründe meydana getirdikleri etkileri bir yörenin iklimsel faktörleriyle çok yakından ilişkili olduğu için her hastalığın ülkenin her yanında aynı yoğunlukta ve şiddette görülmesini söylemek mümkün değildir. Bu bakımdan bitki koruma sorunları, yöresel özellik gösterirler. Bu özellik ve uzun yıllar Konya ve yöresinde yapmış olduğumuz hastalık surveyleri dikkate alınarak Kop bölgesinde bitkisel üretimde verim ve kaliteyi etkileyen önemli hastalıkların konukçularına göre genel değerlendirilmesi yapılacaktır. Bu bağlamda Kop bölgesinde üretiminin fazla olduğu Buğday-Arpa, Şekerpancarı, Fasulye, Patates, Ayçiçeği Mısır, hastalıkları üzerinde durulacaktır. 1.Buğday-Arpa Hastalıkları Türkiye nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya ili beraber diğer Kop bölgesi illerinde hububat alanlarında son yıllarda daha yaygın olarak görülmeye başlanan bazı hastalıklardan dolayı yaklaşık %15-20 oranında ürün kaybı meydana gelirken, bu oranda ürün kaybına neden olan hastalıkların ürün kalitesine etkileri ise daha yüksek değerlerde gerçekleşmektedir. İşte bundan dolayıdır ki ham maddesi hububat olan sanayici istediği kalitede ürünü kendi havzasından temin edemediği için, dış havzalardan veya ülkelerden hububat ithal etmek zorunda kalmaktadırlar. Gerçi verim ve kaliteyi olumsuz etkileyen tek unsur hastalıklar olmamakla birlikte özellikle son yıllarda yoğun olarak görülen Kök çürüklüğü, Sarı pas, Septoria yaprak lekesi gibi üründe tahribatı yüksek olan hastalıklardan dolayı hububatta verim ve kaliteyi olumsuz yönde etkileyen en önemli unsur olarak hastalıklar başta gelmektedir. Buğday ve Arpa da verim ve kalite kaybına neden olan pek çok hastalık görülmesine rağmen, bunların hepsinin bir bölgede her zaman aynı yoğunlukta görülmeleri de mümkün değildir. Bunlardan bazıları uzun yıllar aynı üretim şeklinin (monokültür) devam ettirilmesine bağlı olarak toprakta zamanla birikerek bitkilerde hastalık yapıcı yoğunluğa ulaşıp, çoğunluklada bitkilerin kök bölgesini etkileyerek hububat üretiminde ciddi tehlike oluşturan kök hastalıklarıdır ki bu grup hastalıklar toprakta belli bir yoğunluğa ulaştıktan sonra eğer gerekli önlemler alınmazsa yıldan yıla daha da tehlikeli bir boyuta ulaşmaktadırlar. Kop bölgesi Buğday-arpa alanlarında da yıldan yıla artış gösteren birinci grup hastalık Kök hastalıkları dır. Diğer bazı hastalıklarda vardır ki bunlar da iklimsel faktörlere bağlı olarak, özellikle ilkbahar yağışlarının bol ve uzun süreli devam etmesi durumunda ani olarak ortaya çıkarak bitkilerin toprak üstü organlarını çoğunlukla ve öncelikli olarak yaprakları hastalandırarak ciddi ürün kayıplarına neden olan yaprak hastalıklarıdır ki özellikle son yıllarda Kop bölgesi buğday-arpa alanlarında yoğunluklu olarak bu hastalıklar da görülmeye başlamıştır. 1.1.Buğday-Arpa Kök Hastalıkları Kök bir bitkinin en hayati organıdır. Kök bitkinin toprakta tutunması için destek görevi görürken hem de topraktaki su ve besin maddelerinin topraktan alınarak bitki üst organlarına iletilmesinde önemli bir fonksiyonu yerine getirir. Bunun içinde bir bitkinin sağlıklı olması ancak kök sisteminin sağlıklı olmasıyla mümkündür. İşte hububatta da öyle hastalıklar vardır ki bunlar toprakta bulunup çoğunlukla bitkinin kök sistemini tahrip etmek suretiyle bitkinin topraktan su ve besin maddesi alımını engelleyerek verim ve kalitede önemli kayıplara neden olurlar. Bir hububat bitkisinin kök sistemi bir hastalık tarafından istila edildiği zaman ortaya çıkan verim kaybı yaklaşık %50 ile %60 arasında olmaktadır. Hububatta kök çürüklüğüne tarla toprağında bulunan birden fazla fungal organizma (Mantar) neden olmaktadır. Bu fungusların bitkideki etkileri tohumun toprağa atılmasıyla başlar,

3 bitkinin başaklanma dönemine kadar devam eder. Onun içinde bitkinin gelişme dönemlerine göre farklı tipte hastalık belirtileri görülür. Uzun yıllar Kop bölgesi buğday ve arpa tarlalarında yaptığımız gözlemler bize kök hastalıklarının daha çok yeterli münavebenin yapılmadığı ve özelliklede hububat üzerine hububatın ekildiği, bir yıl sonra ekilecek ürün için kök çürüklüğü hastalığının görüldüğü tarlalardan tohumluğun alınıp kullanıldığı, güvenilir yerden sertifikalı tohumluğun alınıp, kullanılmadığı, bitki kök bölgesinin havadar olacak şekilde iyi bir toprak hazırlığının yapılmadığı ve tarla tesviyesi iyi olmayıp her hangi bir yağış veya sulama sonucu su göllenmesinin oluştuğu tarlalarda ortaya çıktığını göstermiştir. Arazi gözlemlerimiz de tespit ettiğimiz diğer bir husus da üreticilerin bir kısmının tarlasında kök çürüklüğü hastalığının olduğundan haberdar olmamaları, bir kısmının da hastalığın tarlada ki varlığını çok geç dönemde fark etmeleridir. Üreticinin tarlasında hastalığın varlığından haberdar olamamasının nedeni yeterli sıklıkta tarlasını ziyaret edip, bitkilerin durumunu yakından kontrol etmemesi veya tarla hastalıkla düşük düzeyde bulaşık olup bunu üreticinin fark edememesidir. Hastalığın varlığını tarlasında geç fark eden (Başak süt olum dönemi) üreticiler içinde bu dönemde hastalığı kontrol altına alma bakımından yapılabilecek pek bir şey bulunmamaktadır. Bunun için bu hastalıklarla etkili mücadele yapabilmek için üreticiler ekim yaptıkları veya yapacakları tarlaların kök çürüklüğü hastalığı ile bulaşık olup olmadığından önceden haberdar olmaları gerekir. Eğer ekim yapılacak tarlada önceden bir hastalık bulaşıklılığı var sa münavebe, sertifikalı tohumluk kullanımı, hastalıklı bitki artıklarının yok edilmesi vb. kültürel tedbirlere titizlikle uyularak tarlada hastalık belirtilerinin çıkmasını beklemeden erken dönemde (kardeşlenme dönemi- sapa kalkmadan önce) uygun fungisitlerle (mantar ilacı) üsten ilaçlamalar yapılmalıdır. Arazi gözlemlerimizde özellikle arpa tarlalarında kök çürüklüğü hastalığı ile azot yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkan sarılık(kloroz) durumunun üreticiler tarafından karıştırıldığı ve bundan dolayı da gereksiz yere fungisit uygulamalarının yapıldığı tespit edilmiştir. Kıştan çıkan arpa tarlalarında ilkbahar da azotlu üst gübrelemesinde gecikme olduğunda veya zamanında uygulanıp ta havaların soğuk gitmesinden dolayı bitki verilen azotlu gübreyi yeterli düzeyde alamadığında bitkilerde genel bir gelişme geriliği ve sarılık durumu göze çarpmaktadır. Bu durum yapılan gübrelemeyle beraber havalar ısındığında kendiliğinden 10 gün içerisinde geçmektedir. Bu durumun kök çürüklüğünden mi yoksa yetersiz azotlu beslenmeden mi kaynaklandığını çoğu durumda üretici ayırt edememektedir. Bunun için bu tip tarlalar uzman gözüyle değerlendirilip ona göre üreticiler sorunun çözümünde neler yapmaları konusunda doğru bir şekilde yönlendirilmelidirler (Gezgin ve Boyraz,2010) Buğday-arpa Yaprak Hastalıkları Bitkilerde yapraklarında önemli fonksiyonları vardır. Özelliklede fotosentezdeki rolleri çok fazladır. Bitkilerde kaliteli ve yeterli besinlerin yapılabilmesi ancak yaprakların fotosentez fonksiyonlarını tam yerine getirebilmeleri ile mümkündür. İşte yaprakların patolojik hastalıklar nedeniyle değişik şekillerde zarar görmeleri neticesinde de bitkide yeterli fotosentez yapılamadığı için bitki yeterli ve kaliteli besini sentezleyemez ve bunun sonucunda da üründe verim ve kalite kaybı ortaya çıkar. Hububatta da bitkinin toprak üstü aksamını özelliklede yapraklarını hastalandıran pek çok hastalık vardır. Biz bunların hepsinden bahsetmekten ziyade Kop bölgesi buğday-arpa hububat alanlarında yaygın olarak görülenleri genel hatlarıyla açıklamaya çalışacağız. Bu kapsamda da buğdayda Sarı pas (Kınacık) ve Septoria, arpa da ise Rhyncosporium yaprak leke hastalıklarından bahsedilecektir. Bu hastalıkların ortak özellikleri rutubet isteklerinin yüksek olması ve hava yoluyla (rüzgar, yağmur vb.) etrafa yayılıyor olmalarıdır. Bundan dolayı da bu hastalıklara Kop bölgesi hububat alanlarında her yıl dikkati çekecek şekilde rastlanılmaz. Ancak kış koşullarının ılıman ve ilkbaharın serin ve bol yağışlı geçtiği yıllarda bu hastalıklar hububat alanlarında daha sık ve şiddetli olarak görülürler. Üçü de fungal (mantar) kaynaklı olan bu hastalıkların bitkilerde oluşturduğu belirtiler bir birlerinden oldukça farklıdır. Uzman kişiler bu hastalıkları belirtilerinden kolaylıkla tanıyabilirler. Belirtilerin bitkilerde görülme zamanı dikkate alındığında ilk önce Septoria belirtilerine rastlanır. Septoria belirtileri bitkiler daha sapa kalkmadan fark edilebilirler. Eğer arpa tohumlarında Rhyncosporium bulaşıklılığı yoksa belirtileri bitkiler sapa kalktıktan sonra, bulaşıklılık varsa bitkiler sapa kalkmadan önce Septoria ile aynı zamanda da görülebilir. Sarı pas belirtileri ise bitkiler sapa kalktıktan sonra başak oluşumuna yakın bir zamanda ortaya çıkar. Her üç hastalığın ortaya çıkışı iklimsel faktörlerin rolü olmakla birlikte üreticiler tarafından yapılan bazı yanlış uygulamalarda hastalığın aynı bölgede tarladan tarlaya farklı 3

4 seviyelerde çıkışında oldukça etkili olmaktadır. Bu yanlış uygulamalardan biri ekimi erken yapıp,bitkide erken çıkışı sağlamak için yöre çiftçisinin tabiriyle güzleme (kuruya ekilen tohumun çıkışını sağlamak için yapılan sulama) yaparak bitkilerin kışa daha gelişkin olarak girmeleri sağlamaktır. Böyle bir durumda 2010 yılında olduğu gibi kış koşulları da ılıman geçtiğinde bu tür tarlalarda hem Septoria hem de sarı pas hastalığı daha fazla zarar yapmaktadır. Diğer bir yanlış uygulama sık ekimin yapılması. Sık ekim yapılan tarlalarda bitki yakın çevresinde daha fazla rutubet birikimi gerçekleşmekte ve oluşan nem sık ekimden dolayı bitkiler arasında yeterli hava sirkülasyonu olmadığı için bitki yakın çevresinde daha uzun süre kalmaktadır. Bu durumda bu tip hastalıklara davetiye çıkarmaktadır ki yörede bu durumla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Dengesiz gübrelemenin yapıldığı özellikle azotlu gübrelemenin fazla uygulandığı tarlalarda söz konusu hastalıklara daha yoğun olarak rastlanmaktadır. Hem sarı pasa hem de Septoria hastalığına karşı çeşitlerin duyarlılıkları da farklılık sergilemektedir. Çeşit hassasiyeti dikkate alınmadan hassas çeşitlerin kullanıldığı tarlalarda özellikle sarı pas hastalığından dolayı % 100 e yakın kayıplar yaşanabilmektedir. Örneğin 2010 yılında Gerek-79 çeşidinin ekili olduğu tarlalarda çok önemli verim ve kalite kayıpları yaşanmıştır. Konya arpa alanlarında en sık karşılaşılan yaprak hastalığı Rhyncosporium yaprak leke hastalığıdır. Eğer arpa tohumlarının hastalık etmeni ile bir bulaşıklılığı varsa ve bir yıl öncesinden tarlada hastalıklı bitki artıklarının kalıntıları mevcutsa hastalık daha bitkilerin kardeşlenme döneminde kendisini gösterir. Bu dönemde eğer iklim koşulları da uygunsa hastalık bitkilerde ciddi kuruma ve yanıklıklara neden olabilir. Normal durumlarda hastalık bitkiler sapa kalktıktan en az cm boya ulaştıktan sonra görülmeye başlar. Hastalık daha çok alt yapraklarda yoğunlaşır. Özelliklede sık ekilmiş arpa tarlaların da bu durum daha net olarak görülür. Hastalık alt yapraklarda meydana getirdiği tahribatı hem iklim koşullarındaki değişim hem de arpanın erken olgunlaşma sürecine girmesinden dolayı üst yapraklarda özelliklede bayrak yaprak ve onun altındaki yaprakta yapamamaktadır. Bundan dolayı da verime etkisi çok fazla olmamaktadır. Ancak iklimsel faktörlerdeki değişkenlik, fungal inokulum birikimindeki artış ve çeşit hassasiyeti bu durumu tersine çevirebilir. Bunun için de hastalık mutlaka takip edilerek, duruma göre gerekli tedbirler alınmalıdır. Kop bölgesi iklim koşullarında bu hastalıklar hemen her yıl gelişim imkanı bulamazlar, bunun içinde bu hastalıklara karşı gerekli önlemlerin zamanında alınıp, etkili mücadele yapabilmek için mutlaka iklimin gidişatı takip edilmelidir. Eğer ilkbahar yağışları sürekli ve bol olursa ve sıcaklık C de seyrederse bu hastalıkların çıkışı beklenmelidir. İlkbahar yağışları bölge için hayati öneme sahiptir. Bölgede ilkbahar yağışları ne kadar bol ve düzenli olursa hububat rekoltesi de o derece yüksek olmaktadır. Böyle koşullarda rekolteyi bölgede en önemli düzeyde etkileyen bu hastalıklara karşıda üretici hazırlıklı olmalıdır. Önemli olan böyle koşullarda ürünü hastalığa kaptırmadan verimli bir hasadı gerçekleştirmektir. Bunun için de üretici hastalığın gelişimini teşvik edici yanlış uygulamalardan kaçınıp, iklimin gidişatını takip edip, konu uzmanlarından da destek alarak gerektiğinde zamanında ilaçlamaları yapmaları oldukça önemlidir. Bölgede arazi tespitlerimiz bu hastalıklara karşı bazı üreticiler herhangi bir ilaçlama yapmadıkları, bazılarının ilaçlama yaptıkları fakat ilaçlamanın zamanlamasını dikkate almadan rastgele bir zamanda ilaçlama yaptıkları yönünde olmuştur. Üreticilerin özellikle sarı pas hastalığı ortaya çıktığında ilaçlamalardan kaçınmalarının nedeni bitkiler bu hastalığın çıktığı dönemde sapa kalkarak başak çıkarmaya başlamış olmaktadırlar ve bu durumda traktörle ilaçlama için tarlaya girildiğinde bitkilerde kırılma olacak endişesidir. Üreticiler bu endişelerinde haklı olmakla birlikte ilaçlama yapılmadığı zaman ortaya çıkacak olan verim kaybı kırılmadan dolayı ortaya çıkacak verim kaybından çok daha fazla olacaktır. Üreticiler bunu da hesaba katarak ya izli ekim yöntemini kullanarak ekimlerini yapmaları gerekir ya da traktörlere ince tekerlek takıp kırılmayı minimum düzeyde tutacak şekilde mutlaka ilaçlamalarını yapmaları gerekir. Bir kısım üreticinin de eskiden kalma veya çevresinde konu uzmanı olmayan teknik elemanların bu hastalıklara karşı etkili ilaç yok şeklindeki yanlış söylemlerine inanarak tarlalarını ilaçlamadıkları görülmüştür. Bu tamamen yanlış bir söylemdir. Bugün için bu hastalıklara karşı kullanılabilecek oldukça etkili ruhsatlı ilaçlar vardır. Ancak ilaçlamalardan iyi sonuç alabilmek için aşağıda her hastalık için belirtilen zamanlarda ilaçlamaların yapılması oldukça önemlidir. Sarı Pas (Kınacık) hastalığının erken dönemde alt yapraklardaki belirtileri her yıl görülebilir. Bu nedenle iklim koşulları dikkate alınarak (%90 orantılı nem ve C sıcaklık) hastalığın seyri izlenmeli, hastalığın bitkinin üst tarafına doğru ilerlediği durumlarda üst yaprakların özellikle bayrak yaprağının (başağın altındaki yaprak) hastalıkla bulaşmasını 4

5 engellemek amacıyla yeşil aksam ilaçlamasına başlanmalıdır. Hastalığa karşı etkili pek çok mantar(fungisit) ilacı mevcuttur. Bunlardan uzun süreli etkili olanlardan biriyle tek ilaçlama hastalıkla mücadele için yeterli olabilir. Hasada bir ay kala bitki olgunlaşma dönemine girdiğinden dolayı ilaçlama yapılmamalıdır. İlaçlama bitkinin yaprakları ve gövdesi ilaçlı su ile iyice ıslanacak şekilde yapılmalıdır. Septoria Sarı pastan daha erken dönemde ortaya çıktığı için Septoria nın ilaçlı mücadelesi daha önce yapılmalıdır. Eğer hastalığın varlığı tarlada fark edilir ve hastalık gelişimi için koşullar uygunsa hububatta yabancı ot ilaçlaması ile beraber Septoria yaprak lekesi hastalığına karşıda ilaçlama yapılabilir. Bunun dışında Septoria ya karşı başka bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Çünkü Septoria dan sonra Sarı pas(kınacık) hastalığı yoğunluk kazanacağı için Sarı pasa karşı yapılacak ilaçlama Septoria ya da etkili olur. Ancak buğday çeşidi sarı pasa dayanıklı olup, Septorya ya hassas olursa o zaman sadece Septorya için ikinci bir ilaçlama gerekebilir. Arpadaki Rhyncosporium yaprak lekesi hastalığının erken enfeksiyonları için ilaçlama yapılabilir. Bunun içinde erken dönemde kardeşlenmenin sonu sapa kalkmanın başlangıcında tarlalar kontrol edilmelidir. Eğer hastalık tarlada mevcutsa yabancı ot ilaçlaması ile beraber hastalık içinde ilaçlama yapılmalıdır. Bunun dışında çok ekstrem koşullar oluşmadıkça geç enfeksiyonlar için bu hastalık için ilaçlama yapmaya gerek yoktur. İlaçlamalar uygun alet ve ekipmanla homojen bir şekilde yapılmalıdır. Kesinlikle yağmurlama sulama sistemiyle ilaçlama yapılmamalıdır. İlaçlamalarda kullanılacak suyun ph sı ne çok yükse ne de çok düşük(ph: ) olmalıdır. Suyun ph sını düşürmek için 100 litre suya ya 30 gr limon tuzu, ya da gr olacak şekilde MAP(mono amonyum fosfat ) gübresi katılabilir. ph düşürücü katıldıktan sonra dakika ilaçlı suyu karıştırarak beklemek gerekir. Sıcaklık 15 0 C altında olduğu durumlarda da ilaçlama yapmaktan sakınılmalıdır. Bazı ilaçlar ilaçlamadan sonra 3-4 saat içerisinde yağan yağmurlardan etkilenmezlerken bazıları etkilenirler. Bu durum da dikkate alınarak ilaçlamalar gerektiğinde tekrarlanmalıdır. Yabancı ot ilaçlaması ile beraber hastalık içinde ilaçlama yapılacaksa ilaçlamalarda kullanılacak ilaçların karışabilirliklerinin bilinmesi gerekir. Her şeyden önemlisi de hem kendi sağlığınız hem de çevre sağlığı için gerekli hassasiyetleri göstererek ilaçlamaların yapılmasıdır. Kop bölgesinde buğday-arpa üretim alanlarında yaptığımız surveylerde bu hastalıklardan başka verim ve kaliteyi etkileyecek önemli bakteriyel ve viral hastalıklarla karşılaşılmamıştır. Zaman zaman bazı arpa ve buğday tarlalarında bitkilerin belli gelişim dönemlerinde yer yer gelişme geriliği ve hafif sararma şeklinde arpa sarı cücelik virüsünü andırır belirtiler görülse de zamanla bu tip belirtilerin de ortadan kalktığı görülerek verim açısından her hangi bir sorun yaşanmamıştır. Yine bölgede zaman zaman fizyolojik nedenlere bağlı veya 2010 yılı iklim koşularında olduğu gibi ilkbaharın Mart ayında yaşanan don olayına bağlı olarak soğuk zararlarıyla da karşılaşılmıştır. Arazi gözlemlerimizde fizyolojik kaynaklı veya herbisit (yabancı ot ilacı) fitotoksitesine bağlı rahatsızlıkların tanısında da yanılgıların yaşandığı ve bu yanılgılardan dolayı da üreticilerin yanlış uygulamalara yönlendirildiği tespit edilmiştir. Bunun için bu gibi durumlarda üreticiler konu uzmanına danışarak gerçek sebebin tespitini yaptırıp, ona göre tedavi yolu belirlenmelidirler (Soylu ve ark,2010). 2.Şekerpancarı Hastalıkları Kop bölgesi Şekerpancarı ekim alanlarında yaptığımız arazi incelemeleri sonucu pek çok fizyolojik ve patolojik kökenli hastalıklarla karşılaşmış olmamıza rağmen bunlardan üç patolojik kökenli hastalığın ön plana çıktığı görülmüştür. Bunlar; 1.Fide çökerten hastalığı 2.Kök çürüklüğü hastalığı 3. Cercospora yaprak leke hastalığıdır. Her üç hastalığa da neden olan organizmalar funguslardır (mantar).bunlardan ilk ikisi hemen her yıl pancar üretim alanlarında yıla ve üreticinin yapmış olduğu hatalı uygulamalara bağlı az veya çok ortaya çıkar. Yalnız üçüncüsü olan Cercospora yaprak leke hastalığının gelişimi için Kop bölgesi iklim koşullarının pek uygun olmamasına rağmen bazı yılların özellikle 15 mayıs -30 haziran arasının sık aralıklı yağışlı geçtiği ve sıcaklıkların 20 0 C üzerinde seyrettiği 2010 yılının 5

6 koşulları gibi koşullar oluştuğunda bu hastalık kop bölgesinde de şekerpancarlarında ciddi zararlar meydana getirmektedir. 1.Şekerpancarı Fide Çökerten Hastalığı Kop bölgesi şekerpancarı ekim alanlarında yaptığımız arazi incelemelerinde erken dönem, tohum çürümesi ve fide ölümleri şeklinde karşılaştığımız çökerten hastalığının her yıl aynı yoğunlukta olmamakla birlikte bazı yıllar tarlaların % inde hastalığın varlığı tespit edilmiştir.hastalıklı bitkilerden yapılan izolasyonlarda çoğunluklu olarak Fusarium spp.,daha düşük düzeyde de Rhizoconia solani funguslarına rastlanılmıştır.kop bölgesi şartlarını taşıyan Kayseri şekerpancarı ekim alanlarında da yaptığımız çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiş olup, izolatların yaklaşık %60 nı Fusarium spp. i oluşturmuştur (Ulu ve Boyraz,2012). Bu fungal organizmalar toprak kaynaklı olup, eğer tarlada etmenle bir bulaşıklılık varsa, ilkbaharında havalar biraz sıcak ve yağışlı geçerse ve hastalığın çıkışını teşvik edici yanlış uygulamalar yapılmışsa o zaman bu hastalıklardan dolayı tarlalarda tohum çürümesi veya fide ölümleri şeklinde ciddi kayıplar olmaktadır. Bazı yıllar bazı tarlalarda ekimi tekrardan yenileyecek kadar şiddetli olmaktadırlar. Bu etmenler bitkiyi erken fide döneminde enfekte ettiklerinde enfeksiyon bitki ölümleriyle sonuçlanmakta, geç dönemde bitkileri enfekte ettiklerinde bitkilerde gelişme geriliğine ve kök çürümelerine neden olurlar. Çökerten hastalığının çıkışında yılın iklim koşulları önemli olmakla birlikte çiftçilerin yapmış oldukları bazı yanlış uygulamalarda bu hastalıkların çıkışını teşvik etmektedir.bu hatalı uygulamalardan tespit ettiklerimizden bazıları; toprak sıcaklığı istenen seviyeye gelmeden ekimin erken ve derin yapılması, tarla tesviyesinin iyi yapılmamış olması, iyi bir tohum yatağının hazırlanmamış olması, kaymak tabakası oluşumuna zemin hazırlayan uygulamalar ve kaymak tabakasının kırılmamış olması gibi yanlış uygulamalar bu hastalıkların çıkışını önemli derecede artırmaktadır. Hastalık görüldükten sonra hastalığı tam olarak önlemek için yapılabilecek çok fazla uygulama yoktur. Çünkü bu hastalıklara karşı daha çok ekimden önce tohum ilaçlaması şeklinde koruyucu uygulamalar yapılmaktadır. Bununla birlikte çökertenden birinci derecede sorumlu etmen bilinmek kaydıyla hastalığın tarlada yayılmasını durdurmak için bazı spesifik ilaçlarla üsten bol su ile ilaçlama tavsiyelerimizin iyi sonuçlar verdiği gözlenmiştir. Ayrıca toprağı havalandırmak şeklinde yapılacak ara çapası ve arkasından özellikle Fusarium oxysporum enfeksiyonu varsa toprağın 3-5 cm lik kısmı ıslanacak şekilde hafif şekilde yağmurlama sulama ile bitkilerde yan kökler oluşana kadar ara sıra sulamanın yapılması da faydalı olmaktadır. Tohum ilaçlamalarından yeterli etkiyi sağlayabilmek için her şeyden önce yukarıda sıralanan yanlış uygulamalardan sakınmak gerekir. Ayrıca tohum ilaçlamaları usulüne uygun ve iyi kaliteli ilaçlarla yapılmalıdır. İlaçlanmış tohumluk ekilene kadar iyi koşullarda muhafaza edilmeli, aksi takdir de ilaçların etkisi kısa süre içerisinde düşmektedir. 2.Şekerpancarı Kök Çürüklüğü Şekerpancarında kök çürüklüğünden sorumlu pek çok etmen olmakla birlikte, Kop bölgesi şekerpancarı ekim alanlarında yapmış olduğumuz surveyler de daha çok Rhizoctonia solani kaynaklı baş ve kuyruk çürüklüğü, Fusarium oxysporum solgunluğuna ve Rhizopus spp. kaynaklı kök çürüklüklerine rastlanılmıştır. Rhizoctonia solani ve Fusarium oxysporum uzun yıllardır şekerpancarı tarımının yapıldığı, münavebeye yeterince uyulmayan,yeterince havadar olmayan toprak yapısına sahip tarlalarda, Rhizopus ssp.ye ise ara çapası esnasında veya başka nedenlerden dolayı köklerde yaralanmaların olduğu tarlalarda daha sık rastlanılmıştır (Soylu ve ark.,2010;soylu ve ark.,2012) Gerek Rhizoctonia solani ve gerekse Fusarium oxysporum un çıkışında tarladaki inokulum yoğunluğu önemli olmaktadır. Bunların bir bitkide hastalığı başlatacak inokulum miktarına ulaşmaları da tarlada yetiştirilecek bitkinin durumuna göre değişiklik gösterir. Eğer bu etmenlerin konukçuları olan bitkiler sürekli olarak aynı tarlaya aralıksız olarak ekilirlerse o zaman bunların tarladaki inokulumları hızlı bir şekilde artar ve ondan sonrada sürekli olarak o tarlada hastalıkla karşılaşmak mümkün olur. Eğer şekerpancarı ile beraber bu etmenlerin birinci derecede veya konukçusu olmayan bitkilerle en az 4-5 yıllık münavebe sistemi uygulanırsa bu etmenlerin toprakta birikimlerine de fırsat verilmemiş olur. Çünkü bu hastalıklarla bölgede daha çok karşılaştığımız tarlaların şekerpancarında 4 yıllık münavebeye uyulmayıp daha sık aralıklarla şekerpancarının veya şekerpancarı ekiminden önce bu etmenler için birinci derecede konukçu olan bitkilerin ekildiği tarlalar olduğu görülmüştür. Bunun için bu tip hastalıklar için münavebe çok 6

7 önemlidir. Özellikle pancardan önce başka yumrulu bitkilerin ve mısır ın ön bitki olarak ekilmemesine özen gösterilmelidir. Yumrulu bitkiler örneğin havuç ve patates bu tip toprak kaynaklı etmenlerin konukçuları olmasalar da toprakta kalan yumru artıkları bunlar için iyi bir barınma ortamı oluşturarak hem bunların toprakta kışlamalarına hem de çoğalmalarına imkan sağlarlar. Kop bölgesi arazi incelemelerimiz esnasında bazı üreticilerin mısır dan sonra şekerpancarı ektiklerinde kök çürüklüğü ile daha çok karşılaştıklarını iddia etmelerine rağmen, yaptığımız incelemelerde bu iddiayı doğrulayan bulgulara kesin olarak rastlayamadık. Çünkü üst üste beş yıl mısır ekilip ondan sonra şekerpancarı ekilen tarlada hastalığa hiç rastlamazken, beş yıldır mısır ekilmeyen tarlalarda hastalığa rastlanmıştır. Bu durumu sadece şekerpancarın dan önce mısır bitkisinin ekilip ekilmemesine bağlamaktan ziyade tarlanın hastalık etmeni ile bulaşık olup olmadığına ve bulaşıklılığın yoğunluğuna bağlamak daha doğru olur düşüncesindeyim. Eğer tarlada hastalık bulaşıklılığı varsa o zaman ihtiyadi olarak mısırı şekerpancarından önce ön bitki olarak ekmemek gerekir.çünkü son yıllarda şekerpancarında kök çürüklüğünden daha çok sorumlu tutulan Rhizoctonia solani AG 2-2 IIIB ırkının aynı zamanda mısırda birinci derecede konukçuları arasındadır. Bu hastalıklara yakalanan bitkiler de bitki kök sistemi aynı zamanda iletim demetleri etkilendiği için tarladaki ilk belirtileri hafif solgunluk şeklinde başlayıp,gün geçtikçe solgunluk ilerler ve bitki yaprakları tümden toprak yüzeyine serilir. Daha sonra topraktaki saprofitik funguslarında kolonizasyonu ile kökler tamamen çürür. Üreticiler çoğunlukla çürümüş kökleri tarlada bırakmaktadırlar. Bu da yapılan yanlışlıklardan biridir. Kesinlikle çürüyen kökler tarlada bırakılmalıdır. Hatta köklerin tam çürümesini beklemeden solgunluk ileri düzeye çıktığında bu tip bitkiler sökülüp tarladan uzaklaştırılmalı. Bu köklerin tarlada bırakılması tarla bulaşıklılığının artışına neden olarak daha sonra ki yıllarda hastalığın daha şiddetli çıkmasına zemin hazırlar. Diğer yapılan hatalardan birisi de üreticiler bitkiler de solgunluk belirtilerini fark ettiklerinde bunun susuzluktan kaynaklandığını zannederek daha fazla su vermeleridir. Aksine bu gibi hastalıkların varlığında, hastalık belirtileri görüldükten sonra sulamayı mümkün olduğu kadar azaltmak gerekmektedir. Üreticiler tarlalarında bu tip hastalıklarla karşılaştıklarında bunun ilaç kullanımı ile önlenebileceğini zannederek sürekli olarak ilaç kullanımı yönünde temayülleri olmaktadır. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü günümüzde şekerpancarında ki bu tip hastalıklara karşı pratik ve ekonomik bir kimyasal mücadele şekli yoktur. Ancak damla sulama sistemiyle sulamanın yapıldığı tarlalarda hastalığın çok erken dönemde varlığı ve hangi patojenin olduğu tespit edilirse o zaman daha spesifik ilaçlar damla sulamayla verildiğinde hastalığın tarlada yayılması durdurulabilir. Yine de ilaçlamanın ekonomik olup olmayacağı da önceden hesap edilip, ona göre bu tip ilaçlamalara karar verilmelidir. Son yıllarda bazı ülkelerde özellikle Rhizoctonia solani ye karşı bazı fungisitlerle yapılan ilaçlamalardan olumlu sonuçlar alındığı rapor edilmektedir. Yaptığımız bazı çalışmalarda da benzer sonuçlar alınmış olup, üzerinde biraz daha çalışıp, geliştirilmesi gerekmektedir(soylu ve ark.,2010;soylu ve ark.,2012). Rhizopus spp. ye bağlı çürümelere çoğunlukla geç dönemde ara çapasının yapıldığı ve toprak altı zararlılarının zarar yaptığı tarlalarda rastlanılmıştır. Bu fungus saprofitik nitelikte olup, bir yara parazitidir. Sağlıklı dokulardan enfeksiyonu gerçekleştiremez, enfeksiyonun olması için mutlaka dokularda yara açılmış olması gerekir. İşte çapalama veya böcek yeniği sonucu açılan yaralardan bu fungus kolaylıkla köklere giriş yaparak köklerde çürümeyi başlatır. Bitki yakın çevresinde hafifte rutubet varsa çok hızlı gelişerek pancar iç dokularına yayılarak sulu bir çürüklük meydana getirir. Bunun için bitki kökleri belli iriliğe geldikten sonra ara çapasından kaçınılmalı ve toprak altı zararlıları ile iyi mücadele yapılmalıdır. 3. Cercospora yaprak leke hastalığı(cercospora beticola) Cercospora yaprak leke hastalığı (Cercospora beticola) ülkemizin bazı bölgelerinde yetiştirilen şekerpancarının en önemli hastalıklarından biri olmasına rağmen, Kop bölgesi şekerpancarı ekim alanları ve yöre çiftçisi bu bakımdan daha şanslıdır. Çünkü hastalık İç Anadolu iklim koşullarında her yıl gelişim imkanı bulamamaktadır. Bu demek değildir ki hastalık Kop bölgesi şekerpancarı ekim alanlarında hiç görülmeyecektir. Böyle düşünenler 2010 yılında yanıldı ve o yıl hastalığın ilk enfeksiyonları için 15 mayıs-30 haziran arası oluşan koşullar(yüksek rutubet ve 20 C nin üzerindeki sıcaklık) yörede hastalığın çıkışını tetiklemiştir. İlk enfeksiyonlar gerçekleştikten sonra havada yeterli nisbi rutubet olmasa da yağmurlama sulama ile hem hastalığın ilerlemesi için bitki yakın çevresinde yeterli nem sağlanmıştır, hem de hastalık tarlada yayılma imkanı bulmuştur. Onun için ilk enfeksiyonların gerçekleşmesi için yeterli şartlar oluştuktan sonra, yörede çoğunluklu olarak yapılan yağmurlama sulama uygulamaları hastalığın ilerlemesini sağlamaktadır. Hastalığın çıkışında iklim faktörleri önemli olduğu kadar hassas çeşitlerin üretime dahil olması, fazla azotlu gübre kullanımı, makinalı hasada bağlı olarak hastalıklı bitki artıklarının tamamen tarlada kalması, lokal mikroklima şartlarının oluşması gibi durumlarda hastalığın çıkışını 7

8 teşvik eden unsurlardır. Örneğin aynı lokasyonda aynı şekerpancarı çeşidinin ekildiği iki tarladan etrafı tamamen uzun boylu ağaçlarla sıkıca çevrili olan da hastalık çok şiddetli olarak görülürken hemen yanındaki ve etrafı açık olan da yok denecek kadar az görülebilmektedir. Hastalık pancar yapraklarını tahrip etmek suretiyle hem verimde hem de şeker oranında azalmaya neden olur. Hastalığın şiddetli olduğu ve mücadele yapılmadığı zaman hassas şekerpancarlarında % 40 lara varan verim kayıpları yaşanabilmektedir. Bunun için hastalığın her yıl sorun olduğu alanlarda dayanıklı çeşitlerle beraber gerektiğinde ilaçlamalara yer verilmelidir. Kop bölgesi illeri gibi hastalığın ara sıra çıktığı durumlarda yılın iklim koşularının gidişatına ve ekilen şekerpancarı çeşidinin hastalığa karşı mukavemet durumuna bakarak ilaçlamalara karar verilmelidir. Hastalıkla etkili ilaçlı mücadele için ilaçlama zamanı ve ilacın uygulama biçimi çok önemlidir. Bunun için ilk önce hastalığın gelişimi için koşulların oluşup oluşmadığı takip edilmelidir. Eğer koşullar oluştu ise teknik teşkilatında desteğini alarak tarlada ilk hastalık belirtilerinin çıkıp çıkmadığı sık sık kontrol edilmelidir. Eğer her 100 şekerpancarı bitkisinin 5 inin yetişkin yapraklarında en az 1 adet Cercospora lekesi görüldüğünde ilaçlamalara başlanmalıdır. İklimin gidişatına ve ilaçların etki süreleri de dikkate alınarak gün aralıklarla ilaçlamalara devam edilir. Kop bölgesi illerinde zamanında ve usulüne uygun ilaçlama yapmak kaydıyla en fazla 2 ilaçlama ile hastalık kontrol altına alınabilmektedir. Yörede bazı üreticilerin yaptığı gibi yağmurlama sulama sistemi ile ilaçların uygulanmasın da hastalığa karşı etkili sonuç elde edilememektir. Onun için kesinlikle yağmurlama sulama sistemiyle ilaç uygulaması yapılmamalıdır. Şekerpancarında yukarıda açıklanan hastalıklardan başka hastalıklarda kop illeri şekerpancarı ekiliş alanlarında görülmektedir. Ancak bunlar üretici şikayetlerine konu olacak kadar yoğunlukta ve etkililikte değillerdir. Bu demek değildir ki bu hastalıklar ilerde de zarar yapmayacaktır. Koşullar değişir önemsiz görülen hastalık önemli konuma geçebilir. Onun için üretici ve teknik teşkilat bu tip hastalıkları da yakından izlemeli ve ona göre önlemini zamanın da almalıdır. Külleme hastalığı hemen her yıl görülür. Ancak hastalık bölge pancar ekiliş alanlarında genelde geç çıktığı için ilaçlı mücadeleyi gerektirecek boyuta ulaşmamaktadır. Ayrıca yağmurlama sulamanın külleme hastalığının gelişimine negatif yönde etkide bulunmasının da hastalığın baskı altına alınmasında rolü vardır. Bununla beraber ilkbahar-yaz sıcaklarının erken bastırdığı, hassas bir çeşidin ekildiği ve yağmurlama sulamanın dışındaki bir sulama ile bitkiler sulandığı durumlarda da külleme hastalığı zarar yapabilir. 3. Fasulye Hastalıkları Konya ve yöresinde fasulye ekim alanlarındaki fitopatolojik sorunları tespit etmek amacıyla yıllarında yürüttüğümüz bir çalışmada biotik kaynaklı problemlerin en önemlisinin değişik fungal organizmaların neden oldukları kök çürüklüğü hastalıkları olduğu tespit edilmiş olup, yörede hastalığa yakalanan bitki oranının fide döneminde % 16.42,çiçek döneminde % 14.17,bakla olgunluk döneminde % olduğu belirlenmiştir. Kök çürüklüğü belirtisi gösteren bitkilerden yapılan izolasyonlar sonucu 10 farklı fungusun varlığı saptanmış olup, bunlardan Fusarium equiseti, F.oxysporum f.sp.phaseoli, Macrophomina phaseolina, Rhizoctonia solani ve F.solani f.sp. phaseoli funguslarının en yaygın oldukları bulunmuştur. Yine aynı çalışma kapsamında fasulye tarlalarında bakteriyel hastalıklarında yaygın olduğu bulunmuş ve hastalığa yakalanan bitki oranının % seviyelerinde olduğu tespit edilmiştir. Yapılan laboratuar testleri sonucu hastalıktan sorumlu bakteriyel etmenin Pseudomonas syringae pv. phaseolicola olduğu belirlenmiştir ( Yeşil ve Boyraz 2010). Daha sonraki yıllarda da yaptığımız gözlemlerde de Kop bölgesi fasulye tarım alanlarında kök çürüklüğü ve bakteriyel yanıklık hastalıklarının yaygın olduğu belirlenmiş olup,hatta bazı yıllar bakteriyel yanıklık hastalıklarının daha yoğun görüldüğü gözlenmiştir. Ayrıca yanıklık hastalığı etmeni olarak Pseudomonas syringae pv. phaseolicola den başka Xanthomonas axonopodis pv. phaseoli nin de varlığı saptanmıştır. Fasulye her iki etmeninde ana konukçusu olup, biri hale yanıklığı(pseudomonas syringae pv. phaseolicola)olarak, biride adi yanıklık (Xanthomonas axonopodis pv. phaseoli) olarak bilinmektedir. Bu hastalıklara yörede hemen her yıl rastlanılmaktadır. Ancak bakteriyel hastalıklar mayıs ve haziran aylarının daha fazla yağışlı geçtiği yıllarda daha yaygın olarak görülmektedir. Ayrıca bu hastalıkların tarlada yayılmasında en önemli etken yağmurlama sulamadır. Onun için yörede bu hastalıkların yayılmasını durdurmak için fasulyede sulamanın damla sulama şeklinde yapılmasının bu hastalıklara karşı mücadelede yapılması gerekenlerin başında gelmektedir. Arazi incelemelerimizde yağmurlama sulamanın yapıldığı tarlalarla, damla sulamanın yapıldığı tarlalarda hastalığın yoğunluğu bakımından bariz farklılıklar görülmüştür. Yalnız damla sulamanın yapıldığı tarlalarda mayıs ve haziran aylarının 8

9 bol yağışlı geçtiği yıllarda hastalık görülür, hatta bu tarlalarda hastalık daha erken çıkar. Onun için üreticiler nasıl olsa damla sulama ile sulama yapıyorum hastalık tarlam da hiç çıkmaz gibi bir yanılgıya düşmemeleri gerekir. Çünkü ilk enfeksiyonların çıkışı için mayıs ve haziran ayı yağışları önemlidir. Haziran ayından sonra yağış olmasa da tarlada başlayan enfeksiyon yağmurlama sulama ile tarlanın her tarafına yayılabilmektedir. Böyle yıllarda bitkilerde sıra arası kapanmadan çiçeklenme öncesi ilk hastalık lekeleri görülmeye başladığında maneb veya mancozeb karışımlı bakırlı preparatlarla koruyucu ilaçlamaların yapılması hastalığın yayılmasını durdurması açısında faydalı olmaktadır. Bu hastalıklara karşı yapılabileceklerin en iyilerinden biride temiz tohum kullanmaktır. Tohum temizliği çok önemlidir, çünkü çok düşük düzeyde bile tohum bulaşıklılığı olsa bunun tarlaya yansıması çok yüksek olmaktadır.örneğin tohum içerisinde 1 adet tohumun bile Pseudomonas syringae pv. phaseolicola ile bulaşık olması geri kalan tohumlardan gelişen bitkilerin tarlada hastalıkla bulaşmasına yeterli olmaktadır(erkan,1998). Onun için mümkün oldukça sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır. Kök çürüklüğü hastalığı diğer kültür bitkilerinde olduğu gibi fasulye yetiştiriciliği için sorun oluşturmaya devam etmektedir. Diğer kültür bitkilerinde olduğu gibi fasulyede de kültürel yöntemlere dikkat edilmediği zaman hastalık daha yıkıcı olmaktadır. Sulamada aşırıya kaçılması, tohum temizliğine dikkat edilmemesi, tohum yatağının çok iyi hazırlanmaması, münavebeye yeterince uyulmaması, hastalıklı tarlalardan ertesi yılın tohumluğunun temin edilmesi, usulüne uygun olarak uygun ilaçlarla tohumluğun ilaçlanmaması gibi uygulamalar hastalığın çıkışını tetikleyen yanlış uygulamalardır. Bu hastalıklarla etkili mücadele yapmak için öncelikli olarak üreticilerin bu tür yanlış uygulamalardan kaçınmaları gerekmektedir. Bir de yörede üreticiler fasulyede kök çürüklüğü hastalığına karşı üsten fungisit(mantar ilacı) uygulamaları yapmaktadırlar. Ancak bu uygulamalarında hastalığı kontrol altına alma bakımından gözle görülür bir etkileri tespit edilmemiştir. Bunu kendileri de gözlemlemelerine rağmen sadece psikolojik olarak rahatlamak için bu tür yollara başvurduklarını kabul etmektedirler. 4.Patates Hastalıkları Patates Kop bölgesi illerinde yetiştiriciliği yapılan önemli ürünlerden olup, son yıllarda yoğunluklu olarak Niğde ve Nevşehir illerinde yaşanan Patates siğili hastalığından dolayı buradaki üretimin bir kısmı Konya ve havalisine de kaydığından dolayı son yıllarda Kop bölgesi illerin de de patates üretiminde önemli artışlar olmuştur. Patateste verim ve kaliteyi etkileyen en önemli unsurlardan biri hastalıklardır ki patatesin hem fizyolojik hem de mikrobik kökenli pek çok hastalığı vardır. Tüm yumrulu bitkilerde olduğu gibi patateste de düzgün şekilli ve belli büyüklükte homojen yumrular elde edebilmek için toprak yapısı çok önemlidir. Toprak yapısının patates için uygun olmadığı durumlarda, yetiştirme esnasında yapılan yanlış uygulamalar, hasad ve nakliye sırasında meydana gelen zedelenmeler ve uygun olmayan depolama koşulları yumrularda çoğunluklu olarak kalite kaybına neden olan pek çok fizyolojik kaynaklı sorunların ortaya çıkmasına neden oımaktadır. Patateste fizyolojik kaynaklı hastalıkların yanında yörenin iklim ve toprak özelliklerine bağlı olarak ta pek çok fungal, bakteriyel ve viral hastalıklarda mevcuttur. Kop bölgesi illeri iklim özellikleri açısından bazı fungal hastalıkların gelişimi için uygun olmamasına rağmen, toprak özellikleri itibariyle pek çok fungal hastalığın gelişimine de uygun özellik sergiler. Patatesteki hastalıkların büyük bir kısmı yumru ile taşınmaktadır. Onun için de patateste önemli bazı fungal, bakteriyel ve viral hastalıkların bir bölgede ortaya çıkışında en önemli unsur yumru bulaşıklılığıdır. Eğer yumru bulaşıklılığı söz konusu ise hastalık daha bitkilerin toprak yüzeyine çıkışı ile başlamakta ve bitkilerin ilk çıkışı ile beraber hastalıktan dolayı bitki ölümleri başlamakta ve aynı zamanda bu bulaşık yumrulardan gelişen hastalıklı bitkilerden tarladaki sağlıklı bitkilere de hastalık bulaşarak tarlada yayılmaktadır. Onun için patolojik kaynaklı hastalıklarla mücadele etmek için her şeyden önce hastalıktan ari temiz sağlıklı yumrular kullanılmalıdır. Kop bölgesi patates alanlarında yaptığımız gözlemlerde de daha çok yumru bulaşıklılığına bağlı fitopatolojik sorunların ortaya çıktığı gözlenmiştir (Zengin ve ark.,). Arazi incelemelerimizde fizyolojik kaynaklı hastalık olarak şekilsiz yumru oluşumu şeklin de de gözlenen sekonder yumru oluşumu, gövde sonu kahverengileşmesi, yumru yeşillenmesi, siyah leke, özde boşluk gibi sorunlarla karşılaşılmış olup, bunların ortaya çıkmasında ki en önemli nedenler; sulama aralığının dengeli olmaması, bitki toprak üstü kısmının zamansız tahrip edilmesi, iyi bir boğaz doldurmasının yapılmaması, mekanik olarak yumruların zedelenmesi ve dengesiz beslenme gibi yanlış işlemlerdir. Kop bölgesi patates alanlarında yapılan arazi gözlemlerinde patatesin en önemli hastalığı olan patates mildiyösünün ilkbaharın bol yağışlı geçtiği, tohumluk yumrularda hastalık bulaşıklılığının olduğu, yağmurlama sulamanın yapıldığı ve hassas çeşitlerin ekildiği tarlalarda 9

10 gelişim gösterdiği gözlenmiştir. Yine zaman zaman Rhizoctonia solani enfeksiyonları ve diğer kök çürüklüğü hastalıklarıyla karşılaşılmış olup, bunların yoğunlukları da yumru bulaşıklılığı ile yakından ilişkili olduğu gözlenmiştir. Bazı tarlalarda bakteriyel kaynaklı olan karabacak hastalığı ile karşılaşılmış olup, özellikle bulaşık yumruların kullanıldığı tarlalarda ciddi çıkış problemlerinin yaşandığı gözlenmiştir yılında yaptığımız tarla gözlemlerimizde bazı tarlalarda bitkilerin yapraklarında hafif mosaikleşme, küçük yaprak oluşumu, yapraklarda kıvrılmalar ve gevrekleşmeler şeklinde daha çok virüs belirtisini andıran görüntülerle karşılaşılmıştır. Kop bölgesi illeri patates ekim alanlarında gözlemlediğimiz bu hastalıkların her biri için ayrı ayrı değişik yöntemleri kullanarak mücadele etmek mümkünse de her şey den önce kullanılan tohum materyalin hastalıklardan ari olmasına özen gösterilmelidir. Bunun için de tohumluk patates materyalleri ekilmeden önce ciddi sağlık testlerinden geçirilmelidir. Bunun içinde devlet özel sektöre destek vererek Tohumluk patates sağlık test laboratuarlarının kurulmasını sağlamalıdır. 5.Ayçiçeği Hastalıkları Kop bölgesi ayçiçeği üretim alanlarında ayçiçeğinde çok yaygın görülen bir hastalık bulunmamakla birlikte salma sulamanın yapıldığı ve üst üste sürekli olarak ayçiçeğinin ekildiği tarlalarda beyaz çürüklük hastalığının varlığı tespit edilmiştir (Soylu ve ark,2010;2011). Ayçiçeğinde Beyaz çürüklüğe Sclerotia sclerotiorum adında bir fungus neden olmaktadır. Fungus sadece ayçiçeğini değil, birçok tarla bitkisini, orman ürünlerini, sebzeleri, süs bitkilerini ve çalı tipi bitkileri hastalandırır. Tarla bitkileri içerisinde baklagiller, kolza, keten, şeker pancarı, patates, soya ve yonca başta gelenleridir. Bununla birlikte hububat ve birçok taneli bitki bu mantar için iyi bir konukçu değillerdir. Tarla bitkileri içerisinde bu hastalığa karşı en hassas olan bitkilerden biride ayçiçeğidir. Hastalıkla bulaşık olan yerlerde iklim koşulları uygun giderse ayçiçeği bitkisi bu hastalıktan çok zarar görür. Hastalık etmeni bitkiye fide döneminden tanenin olgunlaşmasına kadar olan her devresinde bulaşabilir. Etmen bitkinin kök, gövde ve tablasını hastalandırabilir. Hastalığın bölgede yayılmasını engellemek için temiz tohum kullanımı, en az 2-3 yıllık münavebe, taban arazilerde aşırı sulama ve özellikle salma sulamadan kaçınma ve damla sulamaya yer vermek, sık ekimden sakınma ve hastalıklı bitkilerin tarladan uzaklaştırılıp yakılarak imha edilmesi gibi kültürel önlemlere yer verilmelidir. Ayçiçeğinde Canavar Otu (Orobanche spp.) Tam parazit bir yabancı ot olan canavar otunun yeşil yaprakları yoktur, dolayısıyla klorofil içermezler ve fotosentez yapamazlar. Bu nedenle yaşamı konukçudan alacağı besin ve suya bağlıdır. Ayçiçeği, tütün, domates, patates mercimek ve bakla gibi bitkiler canavar otunun en çok sevdiği bitkiler olup bu bitkilerde önemli zararlara neden olur. Çiçekli bitkiler içerisinde dünyadaki en küçük tohumlu bitki olan canavar otu tohumlarının çimlenebilmesi için mutlaka tercih ettikleri konukçu bitkiden uyarıcıların gelmesi gerekmektedir. Uyarıcıların gelmesiyle birlikte uygun sıcaklık ve nemde oluştuğu zaman canavar otunun tohumları çimlenerek ayçiçeği bitkisinin köküne doğru çim borucuğu denilen yapısını uzatır ve ayçiçeğine bağlandığı noktada kalınlaşarak emeçlerini oluşturur ve böylece ayçiçeğinden besin maddelerini almaya ve gelişmeye başlar. Toprak altında geçirdiği gün boyunca sürekli bünyesine besin maddeleri depo eder ve daha sonra toprak yüzeyinde görülmeye başladıktan sonra ise, çok kısa bir sürede büyüyerek çiçek ve meyvelerini oluşturur. Bir canavar otu arasında tohum üretir ve bu tohumlar canlılığını yitirmeden 10 yıl süre ile toprakta kalabilirler Kop bölgesi ayçiçeği üretim alanlarında yaygın olmamakla birlikte domates ve patates tarımının yapıldığı tarlalarda bu yabancı otun yoğunluğunda artışların olduğu görülmektedir. Bunun içinde ayçiçeği tarımı yapan ve yeni yapmaya başlayacak olan üreticilerin patates ve domates yerlerine ayçiçeği ekecekleri zaman tarlanın bu yabancı otla bulaşık olup olmadığını dikkate almaları gerekir. Eğer önceki yıllarda tarlada canavar otu bulaşıklılığı yoksa o zaman bu tür tarlalarda ayçiçeği yetiştirebilirler, bulaşıklılık varsa bu tür tarlalarda en az 4-5 yıl canavar otunun konukçusu olmayan (Buğday, ş. pancarı, mısır, yonca vb) bitkilerle münavebe yaptıktan sonra ayçiçeği tarımına başlamaları gerekir. Bunun dışında; Ayçiçeği ekiminden önce tarla derince sürülmeli. Böylelikle toprak yüzeyindeki ot tohumları derine gömülmüş olur ve ayçiçeğine ulaşmaları zorlaşır. Dayanıklı ayçiçeği çeşitlerinin 10

11 kullanımına özen gösterilmeli. Tarlada görülen canavar otları çiçeklenmeden önce elle yolunup, ayrı bir yerde yakılmalıdır. Gerektiğinde uygun bir herbisit (ot ilacı) ile ilaçlama yapılabilir. 6.Mısır Hastalıkları Kop bölgesi mısır üretim alanlarında 5-6 yıl süreyle yaptığımız arazi gözlemlerimizde çok ciddi bir hastalıkla karşılaşılmamıştır. Ancak bazı tarlalarda çok yoğun olmamakla birlikte mısır rastık (Ustilago maydis) hastalığına rastlanılmıştır. Hastalığın görüldüğü tarlalarda üreticilere mısır üzerindeki yumruk büyüklüğündeki galleri gösterip bunların ne olduğunu sorduğumuz zaman bunun bitkinin bir parçası olduğunu düşünerek bu galleri bitki üzerinden kesip uzaklaştırma işlemini yapmamaktadırlar. Böyle gallerin dış zarları parçalanmadan kesilip tarladan uzaklaştırılmaması ileride bu hastalığın Karadeniz bölgesinde olduğu gibi Kop bölgesi topraklarında da yoğunluk kazanmasına sebep olacaktır. Çünkü bu tip hastalıklar toprakta belli bir inokulum yoğunluğuna ulaştıktan sonra tarla da çıkış yapar. İşte o inokulumun birikmesi içinde belli bir zamana ihtiyaç olmaktadır. Haliyle bu yörede hastalığın Karadeniz veya Marmara bölgesi kadar yoğun görülmemesinin nedeni bölgede yoğun mısır tarımı evveliyatının çok eskilere dayanmamasıdır. İlerde diğer bölgelerde üreticilerin bu hastalıktan dolayı yaşadıkları sıkıntıları bölge mısır üreticilerinin yaşamaması için tarla kontrollerini zamanında yaparak bitki üzerinde bulunan rastık gallerini dış zarları parçalanmadan önce kesip tarladan uzaklaştırarak ya derince toprağa gömerek ya da yakarak imha etmelidirler. 7. Sonuç Kop bölgesi tarım alanlarında uzun yıllar yapmış olduğumuz arazi incelemeleri sonucu yörede önemli üretim potansiyeli olan 6 bitkide önemli sayılabilecek hastalıkların bölgedeki durumu ile bilgiler ve bu hastalıkların ortaya çıkışını teşvik eden koşullar, yanlış uygulamalar ile hastalıklara karşı mücadelede nelere dikkat edilmesi gerektiği konularında kısa açıklamalar yapılmıştır. Bölgede tespiti yapılan hastalıklardan bazılarının bölge ekolojik koşullarının uygunluğuna bağlı olarak yıldan yıla çıkış farklılığı gösterdiği, onun için de gelişimi ekolojik koşullarla çok yakından alakalı olan hastalıkların zararından korunmak için yılın ekolojik koşularının çok iyi takip edilerek zamanında gerekli önlemlerin alınması oldukça önemlidir. Bölgede tespitini yaptığımız bazı hastalıkların yapılan hatalı tarımsal işlemlere bağlı olarak aynı lokasyonda tarlalardan tarlalara çıkış farklılığı gösterdiği, bu da bize hastalıkların çıkışında yapılan hatalı tarımsal işlemlerin çok önemli katkılarının olduğunu göstermiştir. Yörede yaptığımız arazi incelemelerinde yan yana iki tarlada aynı buğday çeşidinin aynı zamanda ekildiği, fakat birinin sık birinin normal normda ekildiği durumda sık ekilen tarlada Septoria hastalığının ne kadar çok yoğun, normal normda ekilende hastalığın yok denecek kadar az olduğuna, üst üste 5-6 yıl sürekli ayçiçeğinin ekildiği, salma sulamanın yapıldığı ve sık ekimin yapıldığı bir tarladaki Sclerotinia beyaz çürüklük hastalığının % 30 lar düzeyinde olduğuna, münavebeye uyan, damla sulamanın yapıldığı ve normal normda ekilen hemen yanındaki tarlada ise hastalığın hiç görülmediğine şahit olunmuştur. Bu da bize üreticiler tarafından yapılan bu tip yanlış uygulamaların hastalıklara davetiye çıkardığını göstermektedir ki, hastalıklarla etkili mücadele için her şeyden önce bu tip yanlış uygulamalardan üreticiler sakınmalıdırlar. Bitki hastalıklarıyla mücadelede bitki yetiştirme tekniği usulüne göre yapılan tüm doğru uygulamalar kültürel tedbirler olarak kabul edilir. Kültürel önlemlere uymak kaydıyla bitki hastalıkları ile mücadelede gerektiğinde gereği kadar ilaçlı mücadeleye de yer verilmelidir. İlaçlı savaşım iki tarafı keskin kılıç gibidir. Eğer hastalığın tanısı doğru yapılıp, doğru zaman da uygun ilaçla usulüne uygun ilaçlama yapılırsa ilaçlamalardan beklenen etki ve faydayı fazlasıyla elde etmek mümkündür. Bunun tersi yapıldığında da her hangi bir etki ve fayda elde edilemediği gibi üstelik yaşamış olduğumuz çevrenin de kirlenmesine neden oluruz. Bitkisel üretim yapan üreticiler her hastalığın pratik ve ekonomik kimyasal savaşımının olmadığını da mutlaka bilmelidirler. Bunu bilirlerse gereksiz yere ilaç kullanımından kaçınmış olurlar ve bunun yerine o hastalığa karşı diğer mücadele yöntemlerine öncelik vererek daha bilinçli bir mücadele yolunu seçmiş olurlar. 11

12 12 Kaynaklar Agrios,G.N.,2005.Plant Pathology.FifthEdition,Elevier Akademic Press,USA,922pp. Alkan.B.,1968.Türkiye Ziraatında Bitki korumanın Kısa Tarihçesi,Ekonomik Önemi,Organizasyonu ve Sorunları.T.C.Tarım Bakanlığı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğü Yayınları.44s,Ankara. Erkan,S Tohum Patolojisi,Gözdem ofis, 275 s. İzmir. Gezgin,S.,N.Boyraz,2010.Hububat Tarımında Gübrelemenin Önemi ve Hastalıklarla Mücadele,Konya Ticaret Borsası,16 s.,konya. Soylu,S.,N.Boyraz,M.Zengin ve M.Şahin,2010. İyi Trım Uygulamaları projesi ders notları,sarayönü Kaymakamlığı,Konya Soylu,S.,N.Boyraz,M.Zengin, M.Şahin,A.Kaya,M.C.Kutluca,M.Şener and Y.Ünal,2010.Sample application for rural development in Konya Province:Altınekin Model(Good Agriculture Practices in Crop Production).Bozok University,International Symposium of Regional Development,7-9 Ekim Soylu,S.,N.Boyraz,M.Zengin, M.Şahin, Y.Ünal,A.Kaya, M.C.Kutluca, M.Şener and H.Kaya,2011.Tarımsal Kalkınma İçin Ödüllü Çiftçi Eğitim Uygulamaları.1.Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı Bildirileri,22-23 Eylül Malatya Soylu,S., N.Boyraz, M.Zengin, M.Şahin, T.Değer, S.Sarı ve Y.Erence,2012. Bitkisel Üretim Çiftçi Rehberi,İdeal Usta Foto.Sist.Bas.Yayın Dağ.San.Tic.Ltd.Şti,Şeker Fabrikası A.Ş. Kültür Yayınları.126 s.konya. Ulu,O., N. Boyraz,2012.Kayseri İli Şekerpancarı EkimAlanlarındaki Fitopatolojik Sorunların Tespiti ve Tanılanması.1. Uluslararası Şekerpancarı Sempozyumu,20-22 Eylül 2012,Kayseri. Yeşil,S.,N.Boyraz,Determination of Fungal and Bacterial Diseases on Bean Plants in Bean Production Areas in Konya Province,Turkey.Second International Symposium on Sustainable Development.2010.s.8-9 june 201.SARAJEVO Zengin,M., S.Soylu, N.Boyraz, M.Şahin,2012.Tarımsal Eğitimin ve İyi Tarım Uygulamalarının Çiftçi ve Bölge Ekonomisine Katkıları (Konya Örneği) 10.Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi,5-7 Eylül 2012.Konya.

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni 1. TANIMI VE YAŞAYIŞI Hastalığa neden olan etmen obligat bir parazittir. Hücrelerarası gelişir,

Detaylı

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Korunga Önemli Bir Bitkidir Korunga, sulamanın yapılamadığı kıraç alanlarda, verimsiz ve taşlık topraklarda yetiştirilecek

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

DOĞRU VE DENGELİ GÜBRE KULLANIMI BİTKİLERE HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI DAYANIKLILIK KAZANDIRIR

DOĞRU VE DENGELİ GÜBRE KULLANIMI BİTKİLERE HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI DAYANIKLILIK KAZANDIRIR DOĞRU VE DENGELİ GÜBRE KULLANIMI BİTKİLERE HASTALIK VE ZARARLILARA KARŞI DAYANIKLILIK KAZANDIRIR Prof. Dr. Habil Çolakoğlu 1 Prof. Dr. Mehmet Yıldız 2 Bitkilerin yeterli ve dengeli beslenmesi ile ürün

Detaylı

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GİRİŞ Sulamanın amacı kültür bitkilerinin ihtiyacı olan suyun, normal yağışlarla karşılanmadığı hallerde insan eliyle toprağa verilmesidir. Tarımsal

Detaylı

Sulama Ot Mücadelesi ve Çapalama Gübreleme ve Toprak Islahı Seyreltme Gölgeleme veya Siperleme Budama Yerinde Kök Kesimi

Sulama Ot Mücadelesi ve Çapalama Gübreleme ve Toprak Islahı Seyreltme Gölgeleme veya Siperleme Budama Yerinde Kök Kesimi FİDAN ÜRETİMİNDE BAKIM ÇALIŞMALARI Sulama Ot Mücadelesi ve Çapalama Gübreleme ve Toprak Islahı Seyreltme Gölgeleme veya Siperleme Budama Yerinde Kök Kesimi SULAMA Sulamada kullanılan suyun miktarı; toprağın

Detaylı

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Önemli Fiğ Türleri Dünya üzerinde serin ve ılıman eklim kuşağına yayılmış çok sayıda fiğ türü vardır.

Detaylı

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA LİF BİTKİLERİ PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA Ön bitki pamuk ise toprak işlemesine çubuk kesme ile başlanır. Sap kesiminden sonra toprak pullukla 20-30 cm derinden sürülür. Kışa doğru tarlanın otlanması

Detaylı

TARIM SİSTEMLERİ 3. Nemli Tarım

TARIM SİSTEMLERİ 3. Nemli Tarım NEMLİ TARIM TARIM SİSTEMLERİ 3 Nemli Tarım Nemli Tarım Yağan yağışlarla gelen su, evaporasyon ve transpirasyonla harcanan sudan fazla olur ise böyle yerlere nemli bölgeler denir. Bu bölgelerde uygulanan

Detaylı

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir? Macar Fiği Neden Önemlidir? Macar fiği, son yıllarda ülkemizde ekimi yaygınlaşan beyazımsı-sarı çiçekli bir fiğ türüdür (Resim 1). Bitkinin önemli olmasını sağlayan özellikler; yerli fiğe nazaran soğuklara

Detaylı

Ziraat Mühendisi Ayşegül DEMİRÖRS

Ziraat Mühendisi Ayşegül DEMİRÖRS Ziraat Mühendisi Ayşegül DEMİRÖRS En çok rastlanan buğday hastalıkları Pas hastalıkları (sarı pas, kahverengi pas, kara pas) Kök ve boğaz çürüklüğü Septoria - Fusarium Sürme Rastık En çok rastlanan buğday

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI HŞHŞ (Papaver somniferum L.) 2005 İÇİNEKİLER Sayfa

Detaylı

Sakarya İli Fındık Alanlarındaki Bitki Sağlığı Sorunları Çalıştayı Raporu

Sakarya İli Fındık Alanlarındaki Bitki Sağlığı Sorunları Çalıştayı Raporu Prof. Dr. Celal TUNCER, Doç. Dr. İsmail ERPER 25.11.2016/SAKARYA ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRİSİ Sakarya İli Fındık Alanlarındaki Bitki Sağlığı Sorunları Çalıştayı Raporu Sakarya Ticaret Borsası Sakarya İli Fındık

Detaylı

RULO ÇİM ÜRETİMİ DR TOHUMCULUK 2013

RULO ÇİM ÜRETİMİ DR TOHUMCULUK 2013 RULO ÇİM ÜRETİMİ DR TOHUMCULUK 2013 TOPRAK İyi drenajlı, Kumlu ve hafif killi, Ayrık türleri,tarla sarmaşığı,darıcan gibi yabani otlardan ari olmalı. İyi kaliteli yer altı suyu veya yakınında akarsu bulunmalı.

Detaylı

EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ 2015-2016 DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ

EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ 2015-2016 DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ 2015-2016 DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ İzmir Ticaret Borsası koordinatörlüğünde İzmir Ticaret

Detaylı

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz.2015 - Ankara Ekin Kurdu (Zabrus Spp) Ergini Geniş bir baş ve fırlayan sırt kısmının görünüşünden

Detaylı

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE

ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI BİTKİSEL ÜRETİM VE UYGULAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ AKADEMİ MERKEZİ FAALİYETLERİ ÜRETİM AŞAMASINDA ADIM ADIM HASTALIKLARLA MÜCADELE HAZIRLAYAN:Kübra

Detaylı

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ 1. Tritikalenin Önemi : Dr. Sami SÜZER Yetiştirme Tekniği Bölüm Başkanı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü suzersami@yahoo.com Tritikale

Detaylı

AÇIK TARLADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ

AÇIK TARLADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ AÇIK TARLADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: Domates ülkemizde en çok üretilen ve tüketilen sebzedir. Dünyada taze olarak, yemeklerde diğer sebzelerle pişirilerek, dayanıklı domates suyu, konsantre domates

Detaylı

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ HAZIRLAYAN YALÇIN YILMAZ ZİRAAT MÜHENDİSİ UZMAN TARIM DANIŞMANI Ülkemizde buğday yaklaşık 9.5 milyon hektar alanda ekilmekte, üretimde yıldan yıla değişmekle birlikte 20 milyon ton

Detaylı

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İncirin iklim İstekleri İncir bir yarı tropik iklim meyvesidir. Dünyanın ılıman iklime sahip bir çok yerinde yetişebilmektedir. İncir

Detaylı

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica) BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica) SİSTEMATİKTEKİ YERİ Takım: Brassicales Familya: Brassicaceae Cins: Brassica Tür: B. oleracea var. italica SAĞLIK VE BESLENME YÖNÜNDEN Brokkoli, A ve C vitamini,

Detaylı

2. Endüstri Bitkileri: 2.1. Yağ Bitkileri 2.2. Lif Bitkileri 2.3. Nişasta ve Şeker Bitkileri 2.4. Tütün, İlaç ve Baharat Bitkileri

2. Endüstri Bitkileri: 2.1. Yağ Bitkileri 2.2. Lif Bitkileri 2.3. Nişasta ve Şeker Bitkileri 2.4. Tütün, İlaç ve Baharat Bitkileri T A R L A B İ T K İ L E R İ 4 Grupta incelenir: 1. Tahıllar ve Yemeklik Tane Baklagiller: 1.1. Serin İklim Tahılları (Buğday, Arpa, Yulaf, Çavdar, Tritikale) 1.2. Sıcak İklim Tahılları (Mısır, Çeltik,

Detaylı

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü SUSAM HASADI TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu (30-125 cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylüdür. Ülkemizde tarımı yapılan yağ bitkileri

Detaylı

NOHUT HASTALIKLARI VE ZARARLILARI

NOHUT HASTALIKLARI VE ZARARLILARI NOHUT HASTALIKLARI VE ZARARLILARI Antraknoz, nohut sineği ve yeşil kurt hakkında bilgiler verilecektir. Nohut antraknozu, Ascochyta rabiei adlı mantar tarafından meydana getirilen, Dr. Metin BABAOĞLU Ziraat

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN- 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU (12.06.2017) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2016-2017 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamı koruyacağı hatta

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI KORUMA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI YEMLİK PANCAR (HAYVAN PANCARI)

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI KOLZ (rassica napus oleifera L.) 2001 TRIMSL EĞERLERİ

Detaylı

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

Buğday ve Arpa Gübrelemesi Buğday ve Arpa Gübrelemesi Ülkemizde en geniş üretim alanı bulunan buğday ve arpa çok farklı toprak tiplerinde yetiştiriciliği yapılmaktadır. Toprak ph isteği bakımından hafif asitten kuvvetli alkalin

Detaylı

ORTA GÜNEY ANADOLU NOHUT ÜRETİM ALANLARI İNCELEME GEZİ RAPORU

ORTA GÜNEY ANADOLU NOHUT ÜRETİM ALANLARI İNCELEME GEZİ RAPORU ORTA GÜNEY ANADOLU NOHUT ÜRETİM ALANLARI İNCELEME GEZİ RAPORU GEZİ TARİHİ: 11-13 TEMMUZ 2012 KATILANLAR: Zir. Yük.Müh. Hakan ÖZİÇ Orta Güney Anadolu inceleme gezisi nohut yetiştiriciliğinin yoğun olarak

Detaylı

Organik Meyve Yetiştiriciliğinin Temel Esasları

Organik Meyve Yetiştiriciliğinin Temel Esasları Yayın No: 42 Yayın Tarihi: 15.11.2011 Organik Meyve Yetiştiriciliğinin Temel Esasları Adem ATASAY Organik Tarım, doğadaki dengeyi koruyan, toprak verimliliğinde devamlılığı sağlayan, hastalık ve zararlıları

Detaylı

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: Soğan insan beslenmesinde özel yeri olan bir sebzedir. Taze veya kuru olarak tüketildiği gibi son yıllarda kurutma sanayisinde işlenerek bazı yiyeceklerin hazırlanmasında da

Detaylı

İŞLER. 60 kişi işletme ziyareti için çalışma Eylem programı hazırlayarak bir gün önceden Planı,Yıllık çiftçiyi bilgilendiricek

İŞLER. 60 kişi işletme ziyareti için çalışma Eylem programı hazırlayarak bir gün önceden Planı,Yıllık çiftçiyi bilgilendiricek AYLAR OCAK ŞUBAT MART GAPBİRECİK TARIMSAL YAYIM DANIŞMANLIK MÜH.LTD.ŞTİ.2015-2016 TYD ÇALIŞMA İŞ TAKVİMİ TARIM DANIŞMANIN YAPACAĞI YAPILACAK İŞLER İŞLER FORMLAR ilkbaharda ekilecek tarlaların sürülmesi

Detaylı

Tohum yatağının hazırlanması:

Tohum yatağının hazırlanması: Toprak isteği: Yem bezelyesi tüm baklagillerde olduğu gibi, özellikle yeterli kireç bulunan ve PH değeri 6,5-7 olan toprakları sever. PH değeri 6-8 aralığında olan topraklarda da ekimi yapılabilir. Bu

Detaylı

BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola

BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola BAĞ MİLDİYÖSÜ İbrahim DEMRAN Köksal AKSU Didem SAYMAN MANİSA TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ BİTKİ KORUMA ŞB. MD. Manisa ilinde 1980 yılından buyana uygulanan Bağ Tahmin ve Erken Uyarı Projesi kapsamındadır. Salgınlar

Detaylı

Yem Bitkilerinin Kraliçesi Yonca, bütün dünyada ve ülkemizde en fazla ekilen yem bitkilerinden birisidir. Farklı iklim ve toprak şartlarında

Yem Bitkilerinin Kraliçesi Yonca, bütün dünyada ve ülkemizde en fazla ekilen yem bitkilerinden birisidir. Farklı iklim ve toprak şartlarında Yem Bitkilerinin Kraliçesi Yonca, bütün dünyada ve ülkemizde en fazla ekilen yem bitkilerinden birisidir. Farklı iklim ve toprak şartlarında yetişebilmektedir. Sulanan arazilerde bir mevsimde birden fazla

Detaylı

SERA TARIMI VE ÖNEMİ

SERA TARIMI VE ÖNEMİ 2015 SERA TARIMI VE ÖNEMİ Sera Tarımı ve Önemi 1 ÖNEMİ: Ülkemizde kırsal kesimde nüfusun tutulmasının en önemli sorunlarından biri toprak sermaye büyüklüğüdür. Nüfusun hızlı artması sonucu, gittikçe pazarlanan

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE, Kimya Mühendisi)

Detaylı

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı: BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı: Toprak işlemenin sebebi, tohumların uygun çimlenme ve çıkış ortamını hazırlamak; su kaybını en aza indiren, toprağın yapısını en az bozan, erozyonu önemli

Detaylı

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN AHUDUDU Ahududu, üzümsü meyveler grubundandır. Ahududu, yurdumuzda son birkaç yıldır ticari amaçla yetiştirilmektedir. Taze tüketildikleri

Detaylı

Bitki Hastalıkları Standart İlaç Deneme Metotları

Bitki Hastalıkları Standart İlaç Deneme Metotları I İÇİNDEKİLER Sayfa No: HUBUBAT HASTALIKLARI STANDART İLAÇ DENEME METOTLARI... 1 ARPA ÇİZGİ HASTALIĞI [Pyrenophora graminea (Rab.) Ito and Kurib. =Drechslera graminea (Rab. ex Schlecht.) Shoemaker] STANDART

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER İsmail Güvenç* I. Kahramanmaraş'ta Sebze Tarımı 1Giriş Ülkemiz nüfusu, son sayıma göre 67 milyon

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI KORUMA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI NOHUT (Cicer arietinum L.) MERCİMEK

Detaylı

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit -18, 2-4 arasında ise 40 lt su ile Hum Elit 15 uygulaması

Detaylı

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BİTKİSEL ÜRETİM 2. TAHMİN 2014 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre; Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler üretiminin % 6,5 düşüşle 59,6 milyon ton, Sebze üretiminin % artışla 28,7 milyon ton,

Detaylı

- Zn 120. Çinkolu Gübre Çözeltisi. Lignosulfanate UYGULAMA ŞEKLİ VE DOZLARI

- Zn 120. Çinkolu Gübre Çözeltisi. Lignosulfanate UYGULAMA ŞEKLİ VE DOZLARI - Zn 120 Çinkolu Gübre Çözeltisi Suda Çözünür Çinko (Zn) : % 10 1 Lt/5 Lt Lignosulfanate Erken dönem uygulamaları ile meyve büyüklüğünde ve verimde artış sağlar. Nişasta sentezi, artar, azot metabolizması

Detaylı

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir? Magnezyum Sülfat Magnezyum Sülfat nedir? Magnezyum sülfat gübresi (MgSO4 7H 2 O) bitkilerdeki magnezyum eksikliğiniz gidermeye uygun, suda tamamen eriyebilen saf ve kristal bir gübredir. Bünyesinde % 15

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı (1. Tahmin Sonuçlarına göre) Bitkisel Üretim ve Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri I. Bitkisel Üretim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 26/08/2011 tarihinde

Detaylı

MISIR DOSYASI. Türkiye`de mısır; yem, nişasta, glikoz, yağ ve son yıllarda biyoetanol üretiminde kullanılmaktadır.

MISIR DOSYASI. Türkiye`de mısır; yem, nişasta, glikoz, yağ ve son yıllarda biyoetanol üretiminde kullanılmaktadır. MISIR DOSYASI Mısır, genellikle çok nemli iklim bölgelerinde yetiştirilebilen, tek yıllık Buğdaygiller familyasından, özellikle yağı doymamış yağ grubunda olan bir tarım bitkisidir. Mısır bitkisi, insan

Detaylı

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir.

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir. ACUR YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ 1.Black Strong Ürünlerinin Acur YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Acur organik maddece zengin topraklarda çok iyi yetişir. Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2015 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 25/12/2015 tarihinde 2015 yılı Bitkisel haber bültenini yayımladı. 2015 yılında bir önceki yıla göre üretim miktarları; Tahıllar ve diğer

Detaylı

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Korunga Tarımı Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Osman Dilekçi - Ziraat Mühendisi Teknik İşler Şube Müdürü 0248

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2010 Yılı Bitkisel Üretim ve Bitkisel Ürün Denge İstatistikleri I. Bitkisel Üretim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 25/03/2011 tarihinde açıklanan, 2010 yılı Bitkisel

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2014 YILI Türkiye İstatistik Kurumu 25/12/2014 tarihinde 2014 yılı Bitkisel haber bültenini yayımladı. 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre; Tahıllar ve diğer

Detaylı

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013 Tarımsal Meteoroloji Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 2 EKİM 201 Prof. Dr. Mustafa Özgürel ve Öğr. Gör. Gülay Pamuk Mengü tarafından yazılan Tarımsal Meteoroloji kitabından faydalanılmıştır. Hava ve İklim ile

Detaylı

AYÇİÇEĞİ TARIMI TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma

AYÇİÇEĞİ TARIMI TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma AYÇİÇEĞİ TARIMI TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma kapasitesi iyi topraklarda verim daha yüksek olmaktadır.

Detaylı

son hacim 20 30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10 15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir.

son hacim 20 30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10 15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir. TKİ HÜMAS ın Kullanım Zamanı, Şekli ve Miktarı Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) HÜMAS; tarla bitkileri, sebzeler, sera bitkileri, süs bitkileri, çim, fide, bağ ve meyve ağaçları olmak üzere bu kılavuzda

Detaylı

BÖRÜLCE YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Black Strong Ürünlerinin Börülce YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Besin maddelerince zengin toprakları sever. Organik madde oranı

BÖRÜLCE YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Black Strong Ürünlerinin Börülce YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Besin maddelerince zengin toprakları sever. Organik madde oranı BÖRÜLCE YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Black Strong Ürünlerinin Börülce YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Besin maddelerince zengin toprakları sever. Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Aylara

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU (21.05.2018) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2017-2018 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamdan daha

Detaylı

BİTKİ HASTALIKLARI ARAŞTIRMALARI

BİTKİ HASTALIKLARI ARAŞTIRMALARI BİTKİ HASTALIKLARI ARAŞTIRMALARI 31 OCAK 2014 Ahmet Yasin GÖKÇE Koordinatör TARIMSAL ARAŞTIRMALAR VE POLİTİKALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığı Sunu Planı Türkiye de Bitki

Detaylı

BİTKİLENDİRİLMİŞ ÇATILAR, KÜRESEL ISINMANIN ETKİLERİNİ AZALTIYOR

BİTKİLENDİRİLMİŞ ÇATILAR, KÜRESEL ISINMANIN ETKİLERİNİ AZALTIYOR BİTKİLENDİRİLMİŞ ÇATILAR, KÜRESEL ISINMANIN ETKİLERİNİ AZALTIYOR Çatı Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı M.Nazım Yavuz, dünyada ve Türkiye de yaygınlaşmaya başlayan bitkilendirilmiş çatı uygulamalarının

Detaylı

Budama. Örtüaltı tarımında. Bitkiyi dikine doğru büyütmek Işıklanma havalandırmayı daha effektif sağlamak

Budama. Örtüaltı tarımında. Bitkiyi dikine doğru büyütmek Işıklanma havalandırmayı daha effektif sağlamak SEBZELERDE YAPILAN KÜLTÜREL İŞLEMLER Budama Örtüaltı tarımında Bitkiyi dikine doğru büyütmek Işıklanma havalandırmayı daha effektif sağlamak BUDAMA Sürgün budaması (koltuk) Uç alma Yaprak alma Çiçek budaması

Detaylı

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri Yavuz-1 CEVİZ (KR-2) Ceviz yetişen tüm bölgelerde yetişir. Özellikle geç donların görüldüğü yerlerde yetiştirilmesi tavsiye edilir. Verimsiz bir çeşittir. Nisbi Periyodisite görülür. Meyvesi oval şekilli

Detaylı

Fasulye Antraknozu Colletotrichum lindemuthianum

Fasulye Antraknozu Colletotrichum lindemuthianum Fasulye Antraknozu Colletotrichum lindemuthianum Etmen kışı tohum içinde veya tarladaki hastalıklı bitki artıkları üzerinde geçirir. Bulaşık tohumların tarlada çimlenmesi sonucu belirtiler önce kotiledonlarda

Detaylı

Organik Tarımda İşletme Planlaması

Organik Tarımda İşletme Planlaması Organik Tarımda İşletme Planlaması ICEA (Etik ve çevresel Sertifikasyon Enstitüsü) Zir. Yük. Müh. Ramazan AYAN email: info@icea-tr.com Tarımsal ve doğal ekosistemler DOĞAL Kontrol: İçsel Enerji: Güneş

Detaylı

MISIR TARIMI. Giriş. İklim ve Toprak İstekleri

MISIR TARIMI. Giriş. İklim ve Toprak İstekleri MISIR TARIMI Giriş Dünyada üretilen mısırın % 27 si insan beslenmesinde, % 73 ü ise hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde mısırın kullanımı hayvan beslenmesinde % 46, insan beslenmesinde

Detaylı

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8 Ayvalık(Edremit Zeytini) Yağı altın sarısı renginde, meyve kokusu içeren, aromatik, kimyasal ve duyusal özellikleri bakımından birinci sırada yer alır. Son yıllarda meyve eti renginin pembeye döndüğü dönemde

Detaylı

12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA

12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA 12. BÖLÜM: TOPRAK EROZYONU ve KORUNMA TOPRAK EROZYONU Toprakların bulunduğu yada oluştuğu yerden çeşitli doğa kuvvetlerinin (rüzgar, su, buz, yerçekimi) etkisi ile taşınmasıdır. Doğal koşullarda oluşan

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE,

Detaylı

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE AHMETAĞA Başak Özelliği: Beyaz, Kılçıklı Bitki Boyu (cm) : 80-100 Yatmaya Dayanıklılık: Dayanıklı Dane Rengi: Kırmızı Dane Verimi (kg/da): 400 900 Gelişme Tabiatı: Alternatif (Kışlık Yazlık) Kurağa Dayanıklılık:

Detaylı

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

BALIKESİR SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU YILI Türkiye İstatistik Kurumu 27/12/ tarihinde yılı Bitkisel Üretim İstatistikleri haber bültenini yayımladı. yılında bitkisel üretim bir önceki yıla göre artmıştır. Tahıl üretimi

Detaylı

ÖNEMİ. İyi bir ürün için iyi bir toprak hazırlığı gerekir. Tohum yatağı hazırlama kombinasyonu bunu sağlar.

ÖNEMİ. İyi bir ürün için iyi bir toprak hazırlığı gerekir. Tohum yatağı hazırlama kombinasyonu bunu sağlar. ŞEKER PANCARI TARIMI İnsan yaşamının her döneminde çok önemli bir temel besin maddesi olan şeker ülkemizde şeker pancarından üretilmektedir. Şeker pancarı dekar başına yüksek verim ve gelir getirmektedir.

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Potasyum:

Detaylı

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2016-2017 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamı koruyacağı hatta çok azda olsa özellikle İç Anadolu Bölgesinde artış olacağı tahmin edilmektedir.

Detaylı

EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ 2014-2015 DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ

EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ 2014-2015 DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ EGE BÖLGESİ VE ÇEVRESİ 2014-2015 DÖNEMİ PAMUK EKİLİ ALANLARININ VE ÜRÜN REKOLTESİNİN UZAKTAN ALGILAMA TEKNİĞİ-UYDU VERİLERİ KULLANILARAK BELİRLENMESİ İzmir Ticaret Borsası ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Detaylı

BİTKİ TANIMA VE DEĞERLENDİRME IV DERSİ ÇİM ALANLARDA BAKIM İŞLEMLERİ

BİTKİ TANIMA VE DEĞERLENDİRME IV DERSİ ÇİM ALANLARDA BAKIM İŞLEMLERİ BİTKİ TANIMA VE DEĞERLENDİRME IV DERSİ ÇİM ALANLARDA BAKIM İŞLEMLERİ Çim alanlar tesisi güç ve masraflı olduğundan tür seçiminden uygulanmasına kadar son derece titiz davranılmalıdır. Bu alanların sürekliliğinin

Detaylı

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI Prof. Dr. Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ankara 2004 1 TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TEKNİK

Detaylı

Sert çekirdekli meyvelerde görülen depo hastalıkları

Sert çekirdekli meyvelerde görülen depo hastalıkları Sert çekirdekli meyvelerde görülen depo hastalıkları Diğer meyvelerde olduğu gibi sert çekirdekli meyvelerde hasattan sonraki dönemde yaralanmalara ve patojen efeksiyonlarına oldukça hassas olup meyve

Detaylı

Bağ Tesisinde Dikkat Edilmesi Gereken Ekolojik Faktörler

Bağ Tesisinde Dikkat Edilmesi Gereken Ekolojik Faktörler Bağ Tesisinde Dikkat Edilmesi Gereken Ekolojik Faktörler Turcan TEKER Ziraat Yüksek Mühendisi Yetiştirme Tekniği Bölüm Başkanlığı 06.04.2017 Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü MANİSA Amacımız? Bağ

Detaylı

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32 İÇİNDEKİLER TOPRAK VE GÜBRELEME GİRİŞ... 1 1. BAHÇE TOPRAĞI NASIL OLMALIDIR... 2 1.1. Toprak Reaksiyonu... 2 1.2. Toprak Tuzluluğu... 3 1.3. Kireç... 4 1.4. Organik Madde... 4 1.5. Bünye... 5 1.6. Bitki

Detaylı

PROJE ADI: BİTKİLERDE AŞILAMA

PROJE ADI: BİTKİLERDE AŞILAMA PROJE ADI: BİTKİLERDE AŞILAMA REHBER ÖĞRETMEN: ADALET DOĞAROĞLU PROJEYİ HAZIRLIYANLAR: NAZLI GÖNÜLŞEN DENİZ TOSUN SEVGİN ÖZER ERDEM CAN KEREMCAN ERASLAN 0 İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR...1 GİRİŞ...2 1. BİTKİ AKTİVATÖRLERİ...3

Detaylı

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO BUĞDAY PİYASALARI ve TMO 01.04.2016 1 DÜNYA BUĞDAY DENGE TABLOSU Dünya buğday üretimi üç yıl üst üste rekor seviyelerde gerçekleşti, stoklar yükseliyor (Milyon Ton) 800 700 600 500 400 300 200 100 0 699

Detaylı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Türkiye'de Toprakların Kullanımı On5yirmi5.com Türkiye'de Toprakların Kullanımı Türkiye de arazi kullanımı dağılışı nasıldır? Yayın Tarihi : 14 Kasım 2012 Çarşamba (oluşturma : 12/13/2018) Ülkemiz topraklarının kullanım amacına göre dağılımı

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI: COLFIORITO Başakları orta uzunlukta, kılçıklı ve beyaz 1000 tane ağırlığı 19.1-36.5 gr arasındadır. Yatmaya dayanımı iyidir. Kahverengi pas ve sarı pasa orta hassastır. DEMİR 2000 Sağlam saplı ve uzun

Detaylı

T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü. Silajlık Mısır Tarımı ve Silaj Yapımı

T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü. Silajlık Mısır Tarımı ve Silaj Yapımı T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü Silajlık Mısır Tarımı ve Silaj Yapımı Ali GÖZÜGÜL Ziraat Mühendisi İlhan ÖZTÜRK Tarım Teknikeri Samsun / 2008 Kapak Tasarımı Dr. Ali KORKMAZ Dizgi/Baskı Refik YILMAZ

Detaylı

E-BÜLTEN TEMMUZ 2018 PROGEN TOHUM YAZ DÖNEMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI. SOYADA LİDER ve ASYA RÜZGÂRI

E-BÜLTEN TEMMUZ 2018 PROGEN TOHUM YAZ DÖNEMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI. SOYADA LİDER ve ASYA RÜZGÂRI E-BÜLTEN TEMMUZ 2018 PROGEN TOHUM YAZ DÖNEMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISI Progen Tohum Yaz Dönemi Değerlendirme toplantısı 23-26 Temmuz 2018 tarihlerinde Diyarbakır Novotel de gerçekleştirildi. Pamuk ve soyada

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2013 YILI Türkiye İstatistik Kurumu 27/12/2013 tarihinde 2013 yılı Bitkisel Üretim İstatistikleri haber bültenini yayımladı. 2013 yılında bitkisel üretim bir önceki yıla göre

Detaylı

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta

ÖNEMLİ ZARARLILARI. Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) yumurta ÖNEMLİ ZARARLILARI Spodoptera spp. (Yaprak kurtları) Ergin 20 mm yumurta Larva 35-40 mm ÖNEMLİ ZARARLILARI ÇİÇEK TRİPSİ (Frankliniella tritici) Küçük sigara şeklinde 1,3 mm uzunluğunda, genelde sarı renkli

Detaylı

12.Patates.. Patates.. Patates yumru olarak ekildiğinden patates ekim makinaları da diğer makinalardan ayrı olarak tasarlanmış özel makinalardır.

12.Patates.. Patates.. Patates yumru olarak ekildiğinden patates ekim makinaları da diğer makinalardan ayrı olarak tasarlanmış özel makinalardır. 12.Patates.. Patates.. Patates yumru olarak ekildiğinden patates ekim makinaları da diğer makinalardan ayrı olarak tasarlanmış özel makinalardır. Patates yumrusunun en büyük özelliği dışardan gelen fiziksel

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 1. TAHMİN 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 22/05/2014 tarihinde 2014 yılı 1. Tahmin Bitkisel Üretim haber bültenini yayımladı. 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre

Detaylı

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması Pestisit; herhangi bir istenmeyen canlının (zararlı organizma), yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşikler karışımıdır. Tarımda pestisitler, zararlı organizmaları

Detaylı

YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Sayı : 91 Eylül 2013 YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ 2013 YILI AĞUSTOS AYI YAĞIŞ RAPORU GENEL DURUM : Yağışlar genel olarak normalinden ve geçen yıl Ağustos

Detaylı

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012 SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012 Sera nedir? Bitki büyüme ve gelişmesi için gerekli iklim etmenlerinin

Detaylı

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir ŞEKER PANCARI Kullanım Yerleri İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir Orijini Şeker pancarının yabanisi olarak Beta maritima gösterilmektedir.

Detaylı

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER 7-F Miray DAĞCI Ömür Mehmet KANDEMİR DANIŞMAN ÖĞRETMEN NİLÜFER DEMİR İZMİR - 2013 İÇİNDEKİLER 1. Projenin Amacı ve Hedefi.. 2 2. Afit

Detaylı

ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN Toprak İsteği Derin Kumlu- tınlı Kısmen kireç içeren Süzek topraklar İdeal toprak Kuru koşullarda Tabanda su tutabilen killi topraklar daha verimli

Detaylı

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 8 65 Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme 8.1 Gübreleme Çayır-Mer alarda bulunan bitkilerin vejetatif aksamlarından yararlanılması ve biçme/otlatmadan sonra tekrar

Detaylı