T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRUPA BİRLİĞİ ANABİLİM DALI AVRUPA BİRLİĞİ NİN İNSAN HAKLARI POLİTİKASININ FELSEFİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRUPA BİRLİĞİ ANABİLİM DALI AVRUPA BİRLİĞİ NİN İNSAN HAKLARI POLİTİKASININ FELSEFİ"

Transkript

1 T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRUPA BİRLİĞİ ANABİLİM DALI AVRUPA BİRLİĞİ NİN İNSAN HAKLARI POLİTİKASININ FELSEFİ TEMELLERİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Elif İSTANBULLU Danışman Yrd. Doç. Dr. Tunay KÖKSAL Ankara-2011

2

3 T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRUPA BİRLİĞİ ANABİLİM DALI AVRUPA BİRLİĞİ NİN İNSAN HAKLARI POLİTİKASININ FELSEFİ TEMELLERİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Elif İSTANBULLU Danışman Yrd. Doç. Dr. Tunay KÖKSAL Ankara-2011

4

5 ÖNSÖZ Ġnsan haklarının uluslararası gündemi sürekli meģgul ettiği ve korunup geliģtirilmesi adına daha etkin mekanizmaların geliģtirilmeye çalıģıldığı günümüzde, Avrupa Birliği nin bu uluslararası sistem içinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Ancak, hem bu sistemin bir parçası olarak hem de kendi içerisinde Avrupa Birliği nin meģruiyetinin de bir dayanağı olarak insan haklarının korunmasına kendi içinde ne ölçüde önem verdiği tartıģılmaktadır. Bu çalıģmada AB nin insan hakları politikasının tarihsel geliģiminin verilmesinin yanında söz konusu politikanın oluģumunda, insan haklarına saygının temel bir değer olarak Avrupa da ne Ģekilde ortaya çıktığı gösterilmek istenmiģtir. Bu maksatla, Avrupa felsefesinin bu alanda etkinliğinin ortaya koyulması amaçlanmıģtır. Bu çerçevede doğal hukuk ve doğal haklar fikri temel alınarak öncelikle ilk bölümde insan haklarının mahiyeti açıklanmıģtır. Ġkinci olarak insan haklarının felsefi temelleri gösterilmiģ ve son bölümde de Avrupa Birliği nin insan hakları politikasının tarihsel olarak nasıl geliģtiği verilmiģtir. tarihsel geliģimin anlatılabilmesi için birincil hukukun yeterli olduğu düģüncesi ile Avrupa Birliği antlaģmaları incelenmiģtir. Tez çalıģmam esnasında varlığını hep hissettiğim canım annem Solmaz ĠSTANBULLU ya ve degerli bilgileri ve birikimiyle beni yönlendiren, bu tezin ortaya çıkmasında yardımını esirgemeyen tez danısmanım Yrd. Doç. Dr. Tunay KÖKSAL a sonsuz saygılarımı sunuyorum. ELĠF ĠSTANBULLU MAYIS, 2011

6 ii ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ... i ĠÇĠNDEKĠLER... ii KISALTMALAR... v GĠRĠġ... 1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM 1. ĠNSAN HAKLARI 1.1. DOĞAL HAKLAR VE ĠNSAN DOĞASI HAK TEORĠLERĠ HAKLARIN NĠTELĠKLERĠ Özgürlük EĢitlik Evrensellik Toplum Öncesi Olma Vazgeçilmezlik Diğer Nitelikler HAK TÜRLERĠ Koruyucu Haklar- Ġsteme Hakları ve Katılma Hakları Birinci-Ġkinci ve Üçüncü KuĢak Haklar... 21

7 iii Bireysel Haklar- Kolektif Haklar ġekli Haklar-Gerçek Haklar Diğer Hak Sınıflamaları ĠKĠNCĠ BÖLÜM 2. ĠNSAN HAKLARININ FELSEFĠ TEMELLERĠ 2.1. ĠLKÇAĞ FELSEFESĠ Antik Grek Felsefesi Roma Felsefesi ORTAÇAĞ FELSEFESĠ RÖNESANS VE REFORM YENĠÇAĞ VE YAKINÇAĞ FELSEFESĠ Toplum SözleĢmesi Kuramı Aydınlanma Felsefesi ve Fransız Devrimi ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. AB NĠN ĠNSAN HAKLARI POLĠTĠKASININ TARĠHSEL GELĠġĠMĠ 3.1. ĠNSAN HAKLARININ ULUSLAR ARASI HUKUKTA YER ALMASI AVRUPA DA BĠRLĠK DÜġÜNCESĠ... 66

8 iv 3.3. AB NĠN ĠNSAN HAKLARI POLĠTĠKASI AB nin Tarihsel GeliĢimi Ġçinde Ġnsan Hakları AB AntlaĢmalarında Ġnsan Hakları Kurucu AntlaĢmalarda Ġnsan Hakları Avrupa Tek Senedi Maastricht AntlaĢması Amsterdam AntlaĢması AB Temel Haklar ġartı Nice AntlaĢması Lizbon AntlaĢması SONUÇ KAYNAKÇA ÖZET ABSTRACT... 93

9 v KISALTMALAR AAET : Avrupa Atom Enerjileri Topluluğu AB : Avrupa Birliği ABD : Amerika BirleĢik Devletleri AET : Avrupa Ekonomik Topluluğu AĠHM : Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi AĠHS : Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi AKÇT : Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Ant: AntlaĢma AT : Avrupa Topluluğu ATS: Avrupa Tek Senedi ATAD : Avrupa Toplulukları Adalet Divanı BM : BirleĢmiĢ Milletler M.Ö. : Milattan Önce S: Sayı s. : Sayfa vb. : ve benzeri vd: ve diğerleri

10 GĠRĠġ Ġnsan haklarına iliģkin yapılacak herhangi bir çalıģmanın kapsamı ve içeriği ne olursa olsun öncelikle insan hakları kavramını ya da insanın haklara sahip olmasının ne anlama geldiğini analiz etmek gerekmektedir. Bu maksatla öncelikle insan haklarının insanın insan olmak açısından çeģitli devredilemez, vazgeçilemez haklara sahip olması Ģeklinde tanımlanması gerekir. Avrupa Birliği gibi supra-national bir yapının insan hakları politikasını daha iyi anlaģılabilmesi için söz konusu politikanın temellerini ortaya koymak önem arz etmektedir. Bu temel Avrupa Birliği açısından öncelikle Batı felsefesi ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin de bir parçası olduğu BirleĢmiĢ Milletler ve Avrupa Konseyi gibi uluslar arası kuruluģlardır. Ekonomik ve sosyal amaçlarının yanında Avrupa da kalıcı olarak bir barıģ ortamı sağlamak maksadıyla kurulmuģ olan Avrupa Birliği bu amacına uygun bir biçimde bir barıģ ve demokrasi projesi olarak da tanımlanmaktadır. Bu durum Avrupa Birliği nin insan haklarının korunması ve geliģtirilmesi açısından da önem arz etmesine neden olmaktadır. Bu durum, aynı zamanda Avrupa Birliği nin her geçen gün, insan haklarına iliģkin biraz daha etkin koruma mekanizmaları geliģtirmeye çalıģmasının ana nedenidir. Avrupa daki sisteme bakmadan önce, insan haklarının bir tanımının yapılması zorunluluğu ifade edilmiģti. Bu çerçevede çalıģmanın birinci bölümü bu konuya ayrılmıģtır. Bu kapsamda, insan hakları doğal hukuk anlayıģı esas alınarak tanımlanacak ve hak kavramı, hak teorileri ve çeģitleri dikkate alınarak tanımlanacaktır. Ġnsan hakları kavramsal çerçevesini Fransız Ġhtilali yle tamamlamıģ gibi gözükebilir. Gerçekten de bir kavram olarak insan haklarının telaffuz edilmeye baģlanması bu tarihten itibaren gerçekleģmiģtir. Ancak insanların hak arayıģları çok daha eski tarihlere dayanmaktadır. Tarih boyunca sömürüye karģı baģkaldırı muhakkak var olmuģtur. Ġnsana ve topluma iliģkin

11 2 tüm sorunlar gibi insanların hak ve özgürlükleri meselesi de, amacı var olanı anlamaya çalıģmak olan felsefenin ilgi alanlarına girmiģtir ve insan hakları müstakil bir alan olmadan önce filozoflarca tartıģılmıģtır. Bu nedenle çalıģmanın ikinci bölümü insan haklarının Batı düģüncesi içinde ne Ģekilde ortaya çıktığının aydınlatılması düģüncesiyle Avrupa felsefesini analiz edecektir. Ġnsan haklarının düģünsel temellerini Batı felsefesinde bulmak mümkündür. Doğaya ve maddeye iliģkin soruların yerini insan ın almasıyla birlikte Ġlkçağ ın üç büyük sistemi içerisinde Sokrates, Platon, Aristotelesinsan haklarının temelleri oluģturulmaya baģlanmıģtır. Aslında söz konusu filozoflarda tam anlamıyla bir insan hakları düģüncesi bulmanın mümkün olmamasına karģın adalete, eģitliğe ve toplumsal tabakalaģmaya iliģkin söylemlerinin hem insanın ve toplumun doğasını aydınlatmaya hem de insanın haklara sahip bir varlık olarak tanınmasına sebep olabilecek temel ilkeleri aydınlatmaya çalıģarak insan haklarına hizmet ettiği iddia edilebilir. Ġnsan haklarının dayandığı temel felsefe doğal haklar ya da doğal hukuk anlayıģıdır. Bu dönemde gerek Grek Ģehir devletlerinde gerekse Roma da var olan eģitsizlikçi sisteme karģın doğal haklar fikri de ilk olarak burada Stoalı filozoflar tarafından geliģtirilmiģtir. Ortaçağ boyunca kendine temsilciler bulan doğal hukuk anlayıģı, esas olarak on yedinci yüzyılda Toplum SözleĢmesi Kuramı ile tekrar ortaya çıkmıģtır. Böylece hem uluslararası kuruluģlara ve belgelere kaynaklık edecek, hem de Avrupa da bu çalıģma açısından kıtanın sınırları Avrupa Birliği nin de sınırlarını teģkil etmektedir- temel bir değer olarak ilerleyen yüzyıllarda kabul görecek olan modern insan hakları kavramı ortaya çıkmıģtır. Aydınlanma yüzyılı ile birlikte on sekizinci yüzyıl- sınıf çatıģmalarının da etkisi ile temel hak ve özgürlükler için savaģım hiç olmadığı kadar hız kazanmıģtır. On dokuzuncu yüzyılla birlikte bir tarafta, Avrupa da pek çok ülkede köleliği yasaklayan yasalar çıkartılmaya baģlanmıģ; diğer tarafta ise Sanayi Devrimi nin de etkisiyle Marksizm gibi düģünce biçimleri ortaya çıkmıģ ve hak arayıģları ekonomik ve sosyal temelli yeni sahalara yönelmiģtir.

12 3 ÇalıĢmanın üçüncü ve son bölümü ise; yirminci yüzyıldan itibaren insan hakları sahasında gerçekleģenler ile Avrupa Birliği açısından insan haklarının ne türden bir tarihsel geliģim sergilediğinin ortaya konmasına ayrılmıģtır. Yirminci yüzyıl hem dünya, hem de Avrupa açısından hak savaģımlarının yanında iki büyük dünya savaģına da seyirci olmuģtur. Avrupa da diktatörlüklerin doğuģunun da etkisi ile dünyanın her yerinde, insan onurunun bu ölçüde çiğnenmiģ olmasının çağdaģ zihinlerde yarattığı etki, insan haklarının hem açıkça tanımlanmasını hem de koruma mekanizmalarının geliģtirilmesini zorunlu kılmıģtır. Bu kapsamda BirleĢmiĢ Milletler ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası oluģumlar ortaya çıkmıģ ve kapsamlı insan hakları sözleģmeleri yayımlayarak etkin koruma mekanizmaları geliģtirmeye çalıģmıģlardır. Bunlardan Avrupa Konseyi, tüm Avrupa Birliği üyelerinin taraf olduğu Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi nin bu oluģum bünyesinde imzalanmıģ olması dolayısıyla ayrı bir öneme sahiptir. Avrupa Birliği nin insan haklarına bakıģının anlaģılabilmesi için, öncelikle, barıģı korumanın temel bir aracı olarak birleģme düģüncesine dayanması dolayısıyla Avrupa Birliği nin felsefi temelleri üzerinde durulacaktır. Son olarak Avrupa Birliği nin kendine özgü bir insan hakları politikası geliģtirmem süreci üzerinde durulacaktır. Burada Avrupa Birliği nin insan hakları politikasının detaylı bir analizini yapmak amaçlanmamakta, temel hak ve özgürlükler bağlamında bir ilke olarak insan haklarının iģgal ettiği yer açıkça gösterilmek istenmektedir. Bu nedenle burada tarihsel geliģim süreci içerisinde Avrupa Birliği AntlaĢmaları ve Temel Haklar ġartı nın açıklanmasının yeterli olacağı düģünülmektedir.

13 BĠRĠNCĠ BÖLÜM 1.ĠNSAN HAKLARI Hakların kendilerinin fiziki çevrede bir karģılık bulamıyor olması, insan hakları kavramının da bir parça soyut kalmasına neden olmaktadır. Herhangi bir soyut unsur üzerinde tartıģma olmasının kaçınılmaz oluģu, söz konusu kavramın sınırlarını belirlemeyi de zorlaģtırmaktadır (Çotuksöken, 2010: 25). Sınırların belirlenmesindeki zorluk hem bu saha üzerinde yapılan tartıģmaların sayısını ve Ģiddetini artırmakta hem de insan haklarının hangi bilim ya da disiplinin çalıģma alanı içinde kabul edilmesi gerektiğini ihtilaflı hale getirmektedir. Bu durum insan haklarının değiģik çalıģma alanlarını ilgilendirecek farklı problemleri barındırmasından kaynaklanmaktadır. Felsefenin ve bilimin, insanın anlama isteği ve insanı anlama isteğinden kaynaklandığı hesaba katıldığında hem felsefenin hem de pek çok bilim dalının insan haklarıyla ilgilenmesi, insan haklarının farklı boyutlarının ya da insan haklarına iliģkin farklı problemlerin değiģik bilim dallarının inceleme sahasına girmesi kaçınılmazdır. Ġnsan haklarının; kavramsal ve teorik düzeyde felsefeyle ve toplum yaģamında tanınması, korunması ve geliģtirilmesi konusunda hukukla iliģkisi temel olmakla birlikte; siyaset bilimi, uluslararası iliģkiler gibi sosyal bilimlerin çalıģma alanına da girmesi olağandır (Çotuksöken, 2010: 27). Hakların ve insan haklarının farklı boyutlarının bu bilim dalları arasında paylaģılarak araģtırılması zorunludur. Ancak bu ölçüde tartıģmalı ve pratikte bu ölçüde farklılıklar arz eden, diğer taraftan insan onuruna yakıģır bir yaģamın sağlanması için korunması ve geliģtirilmesi zorunlu olan bir kavramın, bütün bilme biçimlerinin ortak bir çabası ile senteze ulaģılacak Ģekilde öncelikle kavramsal analizinin yapılması gerekmektedir. Ġnsan haklarına iliģkin pratikler kadar insana ait hakların kapsamları ve içerikleri de farklı dönemlerde farklı biçimlerde algılanmıģtır. Bunun yanında

14 5 değiģik coğrafya ve farklı kültürlerin de haklara bakıģ açısı farklı olmaktadır. Ancak söz konusu bakıģ açısı ve yaklaģım farklılığının çeģitli ulusal veya sınıfsal çıkarları korumaya yönelik olmasının yanında bu farklılıklar aslında genelde uygulamaya yöneliktir. Son derece çeliģkili bir biçimde anayasalarında temel hak ve özgürlüklere yer veren ve BirleĢmiĢ Milletler gibi çeģitli uluslararası kuruluģ ve örgütlere üye olmaları nedeniyle Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi insan haklarının korunmasına özen gösteren çeģitli belgeleri imzalayan devletlerde de insan hakları ihlallerine rastlanmaktadır. Bu ihlaller genellikle kültürel sebeplere dayandırılmakta veya ulusal çıkarların/birliğin korunması ile iliģkilendirilmektedir. Bu noktada uluslararası kuruluģların ve uluslararası kamuoyunun yaptırım gücü de sınırlı kalmaktadır. Buna karģın temel hak ve özgürlükleri tanımlayan belgeleri imzalamak ihlalin genelde hakların tanınmasıyla iliģkilendirilemeyeceğini göstermektedir. Böyle değerlendirildiğinde, haklara iliģkin pratik saha bir kenara bırakıldığında, insan haklarının tek bir genel tanımını yapmanın mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Bu doğrultuda insan haklarını kiģinin insan olmak açısından sahip olduğu tüm haklar olarak tanımlayabiliriz. Bu tanım çerçevesinden bakıldığında insan hakları; kiģisel, siyasal, sosyal, ekonomik, vb. tüm hakları içermektedir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; insanın, insan olmak açısından çeģitli haklara sahip olmasının, onun ahlaki ve sosyal açıdan saygıdeğer ve onurlu bir varlık olmasının doğal bir sonucu olduğudur. Ġnsan hakları; insanın insani doğası nedeniyle sahip olduğu haklarının bulunduğu fikrine dayanmaktadır. Söz konusu haklar, devletin doğuģuna ve dolayısıyla pozitif hukuk normlarına önceliği bulunmakta olan doğal haklar olarak adlandırılmaktadır. Doğal haklar ve doğal hukuk anlayıģı apriori bir takım evrensel ahlak ilkelerinin bulunduğu savına dayanmaktadır. Doğal hukuk anlayıģını benimseyenler açısından pozitif hukukun da kendini bu evrensel ilkelere göre konumlandırması gerekmektedir (Yayla, 2005: 67). Ġnsan haklarının temeline yerleģtirilen doğal haklar fikrine de uygun olarak insan hakları doğuģtan sahip olunan, vazgeçilemez ve devredilemez

15 6 haklardır. Bu yapısıyla ulusal veya uluslararası çeģitli belgeler tarafından korunan insan hakları bu belgelerle veya anayasalarla verilmiģ değildir. Bu belgeler insanın, insani doğası itibariyle zaten sahip olduğu bu hakları ancak ve ancak tanımlayarak devlet eliyle veya uluslararası kuruluģlar ve mekanizmalar aracılığıyla korunmalarını sağlamak hak ve yetkisine sahiptir (Erdoğan, 2007: 19-20). Burada önemli bir unsur da insan haklarının ancak hukuki bir düzende mümkün olabilmesidir. Denebilir ki insan haklarının koruyucusu hukuktur. Hak taleplerinin meģruiyetinin denetlenmesi ve tüm bireylere eģit biçimde özgürlükler ve haklar tanınması hukukun denetiminde olanaklıdır. Ġnsan haklarının korunması hukuka ait bir görev olmasına karģın; insanın insani doğasından kaynaklanan hakkın kendisi hukuki değil ahlaki bir taleptir ve ahlaki ödevler doğurmaktadır. Ġnsan haklarının çiğnenmesi veya herhangi bir hakkın yeterli düzeyde teslim edilmemesi bu anlamda doğrudan insan doğasına yönelik bir saldırı veya tehdit olarak görülmelidir. Bu açıdan bakıldığında; insanın doğasından ayrı düģmemesi veya doğasına yabancılaģmaması açısından, onu onurlu ve diğer canlılardan farklı kılan haklarına sahip çıkmasının gerekliliği ortaya çıkmaktadır (Dağı-Polat, 2004: 38). ĠĢte hakların insana ödevler yükleyen tarafı da budur. Ġnsan olmakla haklara sahip olma ayrıcalığına eriģmiģ olan insanın söz konusu hakların, hem kendisi hem de insan türünün diğer bütün üyeleri için korunması için çaba sarf etmek ve insan haklarının geliģtirilmesine hizmet etmek duyarlılığına sahip olması insan haklarının kiģiye yüklediği ödevdir. Ġnsan haklarının içeriği kadar kaynağı problemi de bu sahada yapılan en önemli tartıģmalardan biri olagelmiģtir. ġüphesiz, insanın insan olmaklığının değerli olduğu savı insan hakları denen müstakil bir sahanın doğmasının temel nedenidir. Öyleyse insan haklarının temel kaynağı da insan doğasıdır denebilir. Hak talepleri ihtiyaçlarla yakından iliģkilidir. Bir hak talebinin ortaya çıkması, söz konusu hakkın talep edilmesine sebep olacak bir ihtiyaca iģaret etmektedir. Burada ihtiyaçla öncelikli olarak kiģinin, insan

16 7 onuruna yakıģır bir yaģam sürdürme, refahını ve mutluluğunu artırma ihtiyacı kastedilmektedir. YaĢamını sürdürme, refahını artırma unsurları birer temel insani amaç olarak değerlendirildiğindeyse insanın hak talep etmesine neden olan ihtiyaç, kendisinin veya türdeģlerinin hak ihlallerine maruz kalması olmalıdır. Ġnsanın bir olanaklar varlığı olduğu hesaba katıldığında, insanın kendini gerçekleģtirmesine hizmet etmenin de hem toplumun, hem devletin, hem de yirmi birinci yüzyıl itibariyle etkinlikleri gittikçe artan her türden uluslararası kuruluģun ana görevleri ve iģlevleri arasında yer aldığını belirtmek gerekir. Ġnsan hak ve özgürlüklerinin bu açıdan değerlendirilmesi gerekir. Haklara sahip olmak açısından değil ancak hak ve özgürlüklerin açıkça tanımlanıp korunması açısından bu oluģumlara önemli görevler düģmektedir. Ġnsan haklarının korunup geliģtirilmesi açısından demokratik bir düzen zorunlu görünmektedir. Demokrasi her Ģeyden önce insan tekinin eline değiģtirme ya da katılma hakkı verdiği için kiģi ya da birey olarak insana değer vermektedir. O halde kurumsallaģmıģ bir demokratik düzenin insan haklarına saygılı olması da kaçınılmaz olacaktır. KuĢkusuz demokratik bir devlet anlayıģı adalet ilkesini egemen kılacak, insana değer verecek ve insan haklarını -en azından kamusal alanahakim kılacaktır. Bu unsurları bünyesinde barındıyor olmanın demokrasinin koģulu olduğunu iddia etmek abartılı olmayacaktır (Kuçuradi, 2007: ). Adalete ve insan haklarına dayalı bir anlayıģın egemen olduğu bir devlet ya da herhangi bir türden siyasi yapının; kamusal açıdan kiģinin haklarının korunmasını ve bireylerin hem devlete hem de birbirlerine karģı korunmasını sağlamak türünden iki iģlevi yerine getirmesi beklenmelidir Adalet kavramı kendisini toplumsal iliģkiler ve pratikler içinde göstermektedir. Söz konusu pratikler ve toplumsal olgular içinde haklı sayılarak benimsenip onaylanma adaletli olma ile eģdeğer olarak değerlendirilebilir. Aksi takdirde ise adaletsizliğin ortaya çıktığını söylemek mümkün (Timuroğlu, 2007: 8).

17 8 Bir devletin demokratik sayılabilmesi için insan haklarına yalnız teoride değil pratikte de saygılı olması gerektiği ifade edilmelidir. Yani uluslararası bir takım insan hakları belgelerini kabul etmiģ olmak yeterli değildir; devletin, tüm kamusal alanı insan haklarına dayalı bir anlayıģla oluģturmuģ olması gerekmektedir. Ve hatta denebilir ki bireylerin insan haklarının korunması demokrasiyi ortaya çıkarmaktadır (Çotuksöken, 2010: 154). Kaynakları itibariyle ahlaki bir doğaya sahip olan hak ve özgürlükler siyasallaģtıkça etik ilkelerin hem siyasi kurum ve kuruluģlarda hem de hukuk sisteminde hakim olması görevini ifa edecektir. Bu tarafıyla insan hakları; bir yandan kiģinin görmeyi talep ettiği ya da talep etmeye yetili olduğu; diğer yandan -en geniģ anlamıyla tüm dünyayı kapsadığı düģünülecek Ģekildeaynı coğrafyayı paylaģtığı diğer kiģilere göstermesi gereken muameleyi temsil etmektedir (Kuçuradi, 2007: 72). Ġnsan haklarının tüm insanlarda geçerliliğine dayanan eģitlik temeli ve evrenselliği hakların öznesinin kimler olduğunun açıkça ortaya konduğu anlamına gelmektedir. Ġnsanın salt biyolojik bir varlık olarak görülmekten kurtulup insan haklarının bir öznesi haline geliģi ancak onun birey olarak tanınması ile olanaklı olacaktır. Birey olmaksa her Ģeyden önce toplumun bir parçası olmak ve çeģitli toplumsal iliģki ve edimlerde bulunmakla olanaklıdır (Timuroğlu, 2007: 76). Ġnsan haklarının ancak toplum düzeni içinde anlamlı olabileceği kabul edildiğindeyse insan hakları, insan haklarına riayet etmeyenleri de kapsayacak Ģekilde tüm insanlık ailesini ya da ayrı ayrı dünyanın herhangi bir köģesinde yaģamakta olan tüm insan teklerini içine almaktadır (Kuçuradi, 2007:2). Ġnsan haklarının mahiyeti açıklandıktan sonra insan haklarının temeli olan iki kavram ortaya çıkmaktadır: özgürlük ve eģitlik. Özgürlük ve eģitliğin, insanın haklara sahip olduğunun kabul edilmesi için birer önkoģul olduğunu iddia etmek mümkündür. Böyle bakıldığında, eģitlik ve özgürlük insan haklarının temelinde yatan iki ilke olarak da değerlendirilebilir. Ġnsan hakları her bir insan tekini onurlu ve saygıdeğer bir varlık olarak tanımakta ve söz

18 9 konusu hakları tüm insanlığa vermektedir. Ġnsan haklarının eģitlikçi tarafı da budur. Ġnsan haklarının en basit biçimde; insan olmak açısından sahip olunan haklar olarak tanımlanması eģitlik ilkesinin de en yalın açıklamasıdır. Öyle ya da böyle bir insan olmak/ Ģu ya da bu sınıfa mensup olmak veya niteliksel farklılıklar bu tanımlamanın tamamen dıģında bulunmaktadır. Söz konusu haklar; kiģinin kim olduğundan tamamen bağımsız olarak yalnız kişi olmayı gerektirmektedir. Bu açıdan bakıldığında insan doğası ve kiģi olmak insan hakları kapsamında değerlendirilebilecek her türden hak talebine kiģiyi yetkili kılmaktadır. Bu durum, insan haklarının öznesi olmak açısından tüm insanların eģit olduğuna iģaret etmektedir. EĢitlik her Ģeyden önce herkesin haklara sahip olmada ve onlardan yararlanmada eģit olmasını ifade eder. Ġnsan haklarının; insanın, insan olmak açısından sahip olduğu haklar olarak tanımlanması neden tüm insanların onlara sahip olma, onlardan yararlanma ve onların korumasını talep etme konusunda birbirlerine üstünlükleri bulunmaması gerektiği en açık biçimde ortaya koymaktadır. Ġnsan haklarının temel ilkelerinden ikincisi olan özgürlük ile hak kavramları arasındaki iliģki sık sık tartıģılagelmiģtir. Zaman zaman birbirlerinin yerlerine kullanılabilen bu iki kavram arasında teori ile pratik arasında var olan türden bir iliģki mevcuttur. En özlü biçimde; bir özgürlük talebinin hukuksal açıdan korunmasının bir hakkı doğurduğunu söyleyebiliriz. Özgürlük hakla iki biçimde iliģkilidir. Ġlkin, haklar kiģiye çeģitli konularda olanaklarını geliģtirme imkanı tanımakta, refah düzeyini artırma gücü vermekte, çeģitli olasılıklar arasında seçim yapabilme ya da çeģitli tercihlerini yaģayabilme gücü ya da iktidarı da tanımaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde hak kiģiye belirli bir özgürlük sahası tanımaktadır. Ġkinci olarak ise hakkın kullanımı hukuki açıdan güvenceye alınmıģ bir özgürlüğü ifade etmektedir. Özgürlük bir yanıyla kiģinin seçimlerini yaģama geçirmesine devlet eliyle müdahale edilmemesini ya da meģru bir sebep olmaksızın önemli ölçüde müdahale edilmemesini içermektedir. Bu özgürlüğün teorik ya da

19 10 ideal tarafıdır. Diğer taraftan özgürlüğün pratikte hayata geçirilebilmesi için bir de reel olarak kiģinin kendisinin yapabilme, seçebilme, seçimlerini hayata geçirebilme gücüne sahip olması gerekmektedir (Erdoğan, 2007: 25-26). Diğer taraftan bir hak talebinde bulunabilmek ve söz konusu hakkı kullanabilmek de ancak özgür olmakla mümkündür. Bunun yanında her hak aynı zamanda bireye tanınan bir özgürlük alanını da zorunlu olarak içermektedir. Ġnsan hakları bu bağlamda da özgürlükçü olmak durumundadır. 1.1 DOĞAL HAKLAR VE ĠNSAN DOĞASI Kökenleri Ġlkçağ felsefesine kadar geri götürülebilen doğal haklar fikrine ilk olarak Stoacı filozoflar arasında rastlanmaktadır. Doğal haklar ya da doğal hukuk düģüncesi, Aydınlanma Dönemi nde yeniden doğup kavramsal çerçevesini tamamlayacak ve hem Fransız Devrimi nin ortaya çıkıģ koģullarını hazırlayacak hem de çeģitli ulusal ve uluslararası belgelerle korunmaya çalıģılan insan hakları alanının doğmasına neden olacaktır. Ġnsan hakları; Ġnsanın insan olmaktan kaynaklanan haklarınım bulunduğu fikrine dayanmaktadır. Söz konusu hakların, devletin doğuģuna önceliği bulunmakta olduğun için, devlet ya da baģka herhangi bir kurum tarafından verili değildirler. Bu anlamda, insanın haklarının pozitif hukuk normlarına da önceliği bulunmaktadır. Bu anlayıģ, doğal haklar olarak adlandırılan apriori bir takım evrensel ahlak ilkelerinin bulunduğu savına dayanmaktadır. Doğal hukuk anlayıģını benimseyenler, bu öncelik-sonralık iliģkisi nedeni ile pozitif hukukun kendini bu evrensel ilkelere göre konumlandırması gerektiğini savunmaktadır. Daha önce değinildiği üzere; doğal hukuk görüģü insanın ahlaki doğası ve onurlu bir varlık olması ile temellendirilmektedir. Doğal hukuk anlayıģının bir gereği olarak insan hakları, doğuģtan sahip olunan, vazgeçilemez ve devredilemez haklardır. XX. Yüzyıl itibariyle

20 11 ulusal veya uluslararası çeģitli belgeler tarafından korunan insan hakları, insan yapısı kurumlara önceliği dolayısıyla bu belgelerle verilmiģ değildir. Bu belgeler insanın, insani doğası itibariyle zaten sahip olduğu haklarını ancak tanımlayarak devlet eliyle veya uluslararası mekanizmalar aracılığıyla korunmalarını sağlamak görevine sahiptir. Ġnsanı, bir türün bireyi ya da teki olmaktan çıkartıp onu kiģi statüsüne yükselten çeģitli özellikleri, nitelikleri, olanakları ve yapabilirlikleri bulunmaktadır. Ġnsanın varlıktaki yerini özel ve anlamlı kılan ve diğer canlılardan farklılaģtıran bu özellikler insan onuru kavramına iģaret eden nitelikler olarak değerlendirilmelidir (Kuçuradi, 2007: 2) ĠĢte bu özellikleri dolayısıyla insan, vazgeçilemez, devredilemez temel haklara ve özgürlüklere sahip kabul edilmektedir. Ġnsanın insan olmakla çeģitli haklara sahip olduğu fikri her Ģeyden önce insanın ahlaki ve onurlu bir varlık olduğu savına dayanmaktadır. Bu savda, soyut bir belirleme olarak kalmaması gereken insan onuru kavramının açıkça tanımlanmayarak muğlak kalması hakların çiğnenmesinin kolaylaģması ve hak arama taleplerinde bulunmanın zorlaģması tehlikesini barındırmaktadır. Bu açından bakıldığında, insan onuru kavramına açıklık getirilmesi insan hakları üzerine yapılacak herhangi bir çalıģmanın öncelikli çabalarından biri olmalıdır. Ġnsan haklarına sahip olmak açısından birey ya da kiģi olmanın önemine çalıģmanın en baģından beri iģaret edilmektedir. Bu durumda kiģinin ya da insanın mahiyetini tanımlamak da bir zorunluluk olarak karģımıza çıkmaktadır. Ġnsan biyo-psiģik bir varlıktır. Bu durum dikkate alındığında öncelikli olarak insanın biyolojik bir varlık olduğu savından hareketle hayvanlar dünyasının bir parçası olduğu ve doğanın iģleyiģ ve kurallarına sıkı bir biçimde tabi olduğu ifade edilmelidir. Ancak insan söz konusu olduğunda, onun varlıktaki yeri biyolojik tarafından daha fazlasına karģılık gelmektedir. Ġnsan diğer bir yanıyla da psiģik yanıyla da- bir irade varlığıdır. Onun

21 12 olanaklar varlığı olarak anılmasını da, kültürü, uygarlığı, tarihi yapan ve sosyal kurumları oluģturan bir varlık olması da bu tarafına dayanmaktadır. ĠĢte onun toplumsal düzenin hem yaratıcısı hem de aktörü kılan bu psiģik tarafıyla insan, hayvanlar dünyasından ayrılıp kendine farklı bir yer bulmaktadır. Zaten insanın insan olmak açısından haklara sahip olması gerekliliği de burada yatmaktadır. Bütün bunlar dikkate alındığında insanın hem bir bireyselliğinin hem de toplumun bir parçası olmasının aynı anda nasıl mümkün olabildiği anlam kazanmaktadır. Bu anlamda kiģi, bireyselliğini kaybetmemek Ģartı ve zorunluluğuyla toplumsal yaģamda etkin, siyasal, sosyal, zihinsel çeģitli yeterlilikleri ve yetenekleri olan varlıktır (Timuroğlu, 2007: 254). Ġnsanın diğer türdeģlerine ve onlarla birlikteliğe zorunlu ya da en azından muhtaç olması meselesi karģımıza özgürlüğün de doğa durumundan tamamen sıyrılmıģ, sosyalleģmiģ insan bağlamında tanımlanması zorunluluğunu çıkarmaktadır. Ġnsanın yalnız biyolojik tarafıyla zorunluluklara ya da belirlenimlere tabi olduğu, sosyalleģmesine vesile olan tarafıyla ise bu belirlenimleri aģtığı ya da en azından potansiyel olarak aģma yeteneğini barındırdığını söylemek gerekir. Haklara sahip olmak ve kullanmak açısından belirli bir bilinç düzeyine sahip olmanın yanında iradi olarak seçmeler yapabilme özgürlüğüne sahip olmak ve hakları kullanabilme iradesini gösterebilmek de genellikle kiģi olmakla eģdeğer kabul edilmektedir (Çüçen, 2011: 64). Ancak böyle değerlendirildiğinde insan haklarının eģitlikçi iddiasının geçerliliğini yitirmesi söz konusu olmaktadır. Çünkü ortaya yine iradeden kısmen ya da tamamen yoksun olabilen bu sebeple bir vasiye ya da korunmaya ihtiyaç duyan insanların durumunun ne olacağı problemi çıkmaktadır. Dolayısıyla insan haklarının insanın insani doğasına bağlanabilmesi açısından bilinçten ya da tam ve eksiksiz iģleyen bir istençten ziyade insan olma halini koymak gerekmektedir.

22 HAK TEORĠLERĠ Hak kavramı insan haklarının açıklanmasında temel bir problem olarak karģımızda durmaktadır. Ġnsan haklarının uzlaģısal kısımlarına karģın tartıģmalı pek çok nokta da barındırıyor olmasının sebebini de hak ka iliģkin teorilerin çokluğuna bağlamak mümkündür. Bu sahada iki ana teoriden bahsetmek mümkün: irade teorisi ve çıkar teorisi. Ġrade teorisi açısından hak; tercihle, seçme kavramı ile iliģkilendirilmektedir. Bu bağlamda hak; hukuk tarafından korunan ve kiģiye hukuk tarafından sağlanan seçmeler yapma yani iradi olarak düģünme, eyleme geçme gücüne iģaret etmektedir. Hakkın tanımlanmasında ikinci olarak bahsedilebilecek teori ise çıkar teorisidir. Çıkar teorisine göre hak; kiģinin çıkarının hukuk tarafından korunması olarak tanımlanabilir (Cevizci, 2002: 466). Hak kavramına iliģkin teorilerin çeģitli eksiklikleri bulunmaktadır. Ġrade teorisinin seçme özgürlüğünden yoksun bireyleri dıģarıda bırakıyor olması en temel eksikliği olarak görülebilir. Ġsteme hakları türünden hakların talebe dayanması, bu türden hakları tercihle doğrudan iliģkili hale getirmiģ olmasına karģın, insan haklarının insanın insan olmak açısından sahip olduğu vazgeçilemez, devredilemez haklar olması fikriyle bu teori belli ölçüde çeliģmektedir denebilir. Ġrade teorisi açısından değerlendirildiğinde çevre de dahil olmak üzere insan dıģı tüm varlıklar dıģarıda bırakılmakla birlikte, seçme imkanından tamamen ya da kısmen yoksun bulunan dezavantajlı toplumsal gruplar, zihinsel engelliler de böylece insan haklarının birer öznesi kabul edilmemektedir. Çıkar teorisi ise insanın ahlaki doğasını açıklamada yetersiz sayılabilir. Diğer taraftan insan toplumsallaģmıģ doğası da çıkar teorisini zora sokmaktadır. Hakların kiģiye özgü oluģu, onların temelinde

23 14 yattığı iddia edilen çıkarların da kiģisel olmasını zorunlu kılmaktadır. Oysa türdeģleriyle ortak ve beraber bir yaģam kurmuģ insan söz konusu olduğunda çatıģan çıkarların hangisinin diğerine tercih edileceği meselesi ortada durmaktadır. Hakkın doğasını açıklamada her iki teorinin de belli ölçüde anlamlı olduğunu ancak taģıdıkları eksiklikler ve çözümsüz bırakır göründükleri problemler dolayısıyla her ikisinin de kavramı tam olarak aydınlatamadığını söylemek gerekir. Bu durumun aģılması çabası olarak süreç içinde her iki teoriyi uzlaģtıran bir karma teori de ortaya atılmıģtır. Bir sentez çabası olarak karma teori; hakkı, hukukun kiģiye çıkarını koruması için bahģettiği irade gücü olarak tanımlamaktadır HAKLARIN NĠTELĠKLERĠ EĢitlik EĢitlik, eģitliğin neye ait olduğuna göre farklı biçimlerde sınıflanabilen ve tanımlanabilen bir kavramdır. Atilla Yayla; eģitliğe, insan ahlaki doğası itibariyle herkesin eģit doğmuģ olduğu anlamında temel, hukuki düzenle ve hakların pozitif hukuk tarafından korunmasıyla formel, yaģamı idame ettirebilmek için gerekli olan kaynakların dağıtımını ifade eden maddi ve bireylere eģit geçim ve yaģam Ģansının tanınması anlamında fırsat eģitliği olmak üzere farklı tanımlamalar getirmektedir (Yayla, 2005: 75). Ancak, insan hakları söz konusu olduğunda bu farklı eģitlik türlerinden her birinin aynı ölçüde geçerli olduğunu ve haklarda eģitliğin aynı anda bu eģitlik türlerinden hepsini kapsadığını ifade etmek gerekir. Yukarıda verilen tanımlar dikkate alındığında; temel eģitlik insan onuruna ve ahlaki doğasına iģaret etmektedir. bu açıdan bakıldığında doğal

24 15 hukuk anlayıģı itibariyle insanın haklara sahip olmasının ve bunlara tüm insanların, bütün dünyada, tüm zamanlar için eģit olarak sahip olmasının temel eģitlik kavramı ile ifade edilebileceği düģünülebilir. Özgürlük ve yetkilerin hukuk düzeni tarafından korunmasının ve pozitif hukukun ilke ve uygulamaları kapsamında tanınmasının önemine daha önce de iģaret edilmiģti. Özgürlük, yetki ve talepler ancak bu yolla birer hakka dönüģüp korunabilmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde formel eģitlik insan haklarının geçerli olması ve çiğnenmemesi açısından insan haklarının temelinde yer alan eģitlik kavramının bir açıklaması olarak düģünülmelidir. Maddi eģitlik ve fırsat eģitliği ise birbirlerinden ayrı iki kavrammıģçasına değerlendirilmemelidir. Aslında, fırsatlarda eģitlik dendiğinde bundan büyük ölçüde maddi kaynaklara sahip olma ve ulaģma açısından eģitlik kastedilmektedir. Böyle değerlendirildiğinde çeģitli yetki ve özgürlüklere sahip olmakta ve bunları kullanma, bunlardan yararlanma noktasında eģit oldukları kabul edilen bireylerin gerçekten eģit olabilmelerinin koģulu fırsatlarda da eģitlikten geçmektedir. Aksi takdirde haklara sahip olma soyut, ahlaki bir ilke olarak kalacak ve insanların sahip oldukları kabul edilen hakları kullanmaları, bunların çiğnenmemesini ve hatta korunmasını beklemek hakları olmayacaktır. Yani haklar pratikte çiğnenecek ve bunu sınırlayacak herhangi bir somut unsur bulunamayacak- ve yalnızca teoride varlıklarını sürdürebileceklerdir Özgürlük Genellikle özgürlük kavramı söz konusu olduğunda negatif ve pozitif özgürlük ayrımı yapılmaktadır. Bireyin isteklerini gerçekleģtirmede önlenmemesi, bir yaptırıma maruz kalmaması kastedildiğinde bu, negatif özgürlüğe iģaret etmektedir. Negatif özgürlüğün teorik kalıyor olması özgürlüğün bir de pozitif tanımının yapılmasını gerektirmiģtir. Pozitif özgürlük, negatif özgürlüğün kullanılabilmesi için gerekli olan unsurların sağlanmasını

25 16 ifade etmektedir (Yayla, 2005: 181). Negatif özgürlük, kavrama iliģkin tanımı vermektedir. Ancak, her gün karģılaģtığımız sayısız örneği hesaba katarak hiçbir kimsenin doğal olarak bu türden bir hareket serbestisine sahip olmadığını ve kendi haline bırakılmıģ insanların da bu türden bir özgürlüğe sahip olmasının önünde çıkar çatıģmalarının bulunacağını söylemek gerekir. Dolayısıyla kiģinin özgürlüğe yalnızca sahip olması yeterli değildir, bu özgür olması için siyasal otorite tarafından, gereken araçlarla donatılmıģ olması ve özgürlüklerinin hukuk tarafından korunuyor olması gerekmektedir. ĠĢte bu da pozitif özgürlük kavramına karģılık gelmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, pozitif ve negatif özgürlük arasında bir tercih yapmak gerekmemektedir. Negatif özgürlüğün, bu kavramın doğasını açıklama konusunda teoride- baģarılı olsa dahi, pratiğe iliģkin bir bilgi sunmadığı dikkate alınmalıdır. Bu eksikliği pozitif özgürlük tanımı doldurmaktadır. Üstelik, pozitif özgürlük kendi içinde bir anlamda negatif özgürlüğü de barındırmaktadır. Özgürlüğün negatif ve pozitif tanımlamaları arasında bir seçim yapmayı gereksiz yapan da bu durumdur. Hak, doğası itibariyle kiģiye tanınan bir özgürlük olarak tanımlanabilmektedir. Yani, hukuk sisteminin koruduğu özgürlüklere iģaret etmektedir. Negatif ve pozitif özgürlükten sonra, kavramının mahiyetine daha da açıklık kazandırmak gerekmektedir. Özgürlük irade, seçme ediminin olmazsa olmaz koģuludur. Biyo-psiĢik bir varlık olarak insanın psiģik tarafı toplumsal yanının temel nedenidir. Ġnsan biyolojik açıdan da doğaya karģı durma, onun karģısında direnme ve varolma savaģı vermektedir. Ve bu tarafıyla da diğer insanlarla birliktelik ona bir avantaj sağlamaktadır. Ancak insanın sosyalleģmenin altında onun psiģik tarafının da etkisi yatmaktadır. Ġnsan bu yönüyle de yalnızlıktan ziyade türdeģleriyle birlikteliğe yatkın bir doğaya sahiptir. Özgürlüğü insanın psiģik tarafını ve sosyal bir varlık oluģunu da hesaba katarak değerlendirmek gerekir. Kuçuradi özgürlüğü üçe ayırmaktadır: Antropolojik özgürlük; kiģi özgürlüğü ya da etik özgürlük ve toplumsal özgürlük. Antropolojik özgürlükle insanın insani doğasına iģaret

26 17 edilmektedir. Bu çalıģma kapsamında antropolojik özgürlükten ziyade kiģi özgürlüğü ve toplumsal özgürlük daha fazla önem arzetmektedir. KiĢi özgürlüğü ya da etik özgürlükle varoluģçu anlamda insanın kendini seçmesi, kendini, kendi kiģiliğini ve benliğini seçmesi anlaģılmaktadır. Etik bir ilke olarak kiģi özgürlüğü, bu bakıģ açısına göre insanın potansiyel olarak seçebileceği özellikler içinden seçmeler yaparak olduğu kiģi olmayı tercih etmesi anlamını taģımaktadır. Toplumsal özgürlüğün ise kiģinin kendisinden kaynaklanan ve yaģadığı toplum ve onu yönlendiren siyasal otoriteden kaynaklanan iki tarafı bulunmaktadır. Kuçuradi toplumsal özgürlüğün kiģinin kendisi açısından; -içinde yaģanılan toplumun değerlerine aykırı bile olsaseçimlerin kınanmamasını, seçimler yüzünden, kiģinin öyle ya da böyle olması, öyle ya da böyle bir kimse olmayı seçmiģ olması yüzünden ayıplanmamasını anlamaktadır. Toplum açısından değerlendirildiğineyse özgürlük; yurttaģların haklarını koruyacak yeterli kurum ve mekanizmaların oluģturulmuģ olması ve kiģilerin seçimlerini hayata geçirecek olanaklarla donatılmıģ olmalarını kastetmektedir (Kuçuradi, 1988: 1-18) Evrensellik Hakların evrenselliğinin, eģitliğe dayanmalarıyla yakın bir iliģkisi vardır. Haklar evrenseldirler, çünkü; her Ģeyden önce insanlar insani bir doğaya sahip olmak ve onurlu bir yaģamı haketmek noktasında eģittirler. Bu konularda eģit olmaksa bütün insanların insan haklarına en azından teoridesahip oldukları anlamına gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında insan hakları evrenseldir. Özellikle sosyal, ekonomik ve kültürel haklar dikkate alındığında hakların kendisi değil ancak mahiyetleri kiģinin içinde yaģadığı toplumun hem sosyal ve siyasal hem de zaman zaman tarihsel özellikleri dolayısıyla farklılık gösterebilmektedir. Ancak temel haklar söz konusu olduğunda bu tür bir farklılaģmayı kabul etmek olası değildir. temel haklar diğer haklardan yararlanmanın ve insan onuruna yakıģır bir yaģamı sürdürmenin de temel

27 18 koģulları oldukları için bu hakların her yerde ve her zaman, toplumun ya da devletin sübjektif özelliklerinden bağımsız olarak uygulamaya konması ve korunması gerekmektedir. Ġnsan haklarının, tüm insanların sahipliği dolayısıyla evrensel olmasının yanında tüm zamanlar için, bütün dünya için geçerli olması insanların sosyo-kültürel ve etnik özelliklerinden bağımsız olarak tanınması, korunması ve geliģtirilmesi gerekliliği anlamında da evrensel olduğunun belirtilmesi gerekir (Erdoğan, 2007: 84) Toplum Öncesi Olma Doğal hukuk ve doğal hakların içinde de anlatıldığı gibi Ġnsan haklarının topluma, devlete ve pozitif hukuka önceliği bulunmaktadır. Hakların toplum öncesi olma durumu; hakların, insanın onurlu ve ahlaki bir doğaya sahip olmasından kaynağını alıyor olması dolayısıyla devlet tarafından verili olmaması anlamına gelmektedir. Bu durumda hakların toplum tarafından korunması bir ödev; devlet ve hukuk düzeni tarafından korunmasına, uygulanmasına, geliģtirilmesine ise söz konusu kurumlar açısından bir görev ve meģruiyet kaynağı olarak bakmak gerekmektedir Vazgeçilmezlik Ġnsan haklarının vazgeçilemez oluģu, bu hakların yalnız devlet eliyle sınırlandırılmayacağı anlamını taģımamaktadır. Bu nitelik aynı zamanda kiģinin de herhangi bir sebeple, kendi isteğiyle bile olsa bu haklardan vazgeçemeyeceği ve bunları devredemeyeceği anlamını taģımaktadır (Erdoğan, 2007: 85). Ancak, pratikler dikkate alındığında, vazgeçilemezliğin

28 19 bu Ģekilde yapılmıģ tanımı biraz saltıkçı ve gerçek dıģı olarak nitelendirilebilir. Çünkü; çeģitli durumlarda özellikle suçlarla bağlantılı olarak- bazı insan hakları hatta en temel ilke olarak görülen özgürlük bile- devlet eliyle sınırlandırılabilmekte ve kiģi de buna uymaya mecbur edilebilmektedir. Dolayısıyla vazgeçilemezliğin de özgürlük gibi bir baģkasını haklarını gasp etmemekle, suç iģlememiģ olmakla ya da buna benzer bir unsurla sınırlandırılarak tanımlanmasında yarar var. Ancak, diğer taraftan temel haklar söz konusu olduğunda bu sınırlandırmanın ortadan kaldırılması önem arz etmektedir. Çünkü; bir haktan vazgeçilmesini gerektirecek durumlarda dahi, kiģiyi tüm haklarından mahrum etmek söz konusu olmayacaktır. Oysa, diğer bütün haklarının öznesi ve faili olmanın temel koģulu olan temel hakların ortadan kaldırılması durumunda kiģinin diğer bütün haklarında da feragat etmesi ya da ettirilmesi söz konusu olacaktır Diğer Nitelikler Ġnsan haklarının mutlaklık, bireysellik ve devlete karģı olma gibi baģka bazı niteliklerinden de bahsedilmektedir (Erdoğan, 2007: 84-88). Ancak bütün bu niteliklerin diğer beģ niteliğe içkin olduğu hesaba katılarak bunların üzerinde durulmayacaktır HAK TÜRLERĠ Hak ve özgürlüğün sık sık birbirlerinin yerine kullanılır kavramlar olmasının yanında, hakların sosyal taleplerle de zaman zaman karıģtırıldığı görülmektedir. Sosyal bir takım taleplerle insan haklarının karıģtırılmasının sonucu hak enflasyonu denen durum ortaya çıkmaktadır. Bir hak enflasyonunun sebebi olabileceği ilk sakınca olarak; hakların bu ölçüde

29 20 büyük bir sahaya yayılması dolayısıyla temel hakların ihlal edilir hale gelmesi tehlikesi gösterilebilir (Freeman, 2008:6). Bu açıdan hakkın açıkça tanımlanıp sosyal talep ya da beklentilerden özenle ayrılması gerekmektedir. Belli baģlı bazı hak sınıflamalarına geçmeden önce yaģama hakkının diğer bütün hakların kullanılabilmesi için ilk ve zorunlu koģul olduğunun belirtilmesinde yarar vardır (Çüçen, 2011: 78). Bu açıdan yaģama hakkı aslında bir haktan ziyade bütün diğer insan haklarının zorunlu olarak kendisine dayanması gerektiği bir temel ilke olarak görülebilir. Hakkın tanımlanmasının bir anlamda bir parçası olarak birbirlerinden zamansal açıdan ayrılan ya da mahiyetçe farklılaģan hakların her birinin bir insan hakkı olduğunun tasdiki açısından çeģitli hak sınıflamaları yapılmıģtır Koruyucu Haklar- Ġsteme Hakları ve Katılma Hakları Alman hukukçu Georges Jellinek in literatüre kattığı bu üçlü ayrım gereği; katılma hakları siyasi ve yönetsel kararlara katılımla iliģkili hakları içermektedir. Bu grupta ilk olarak akla seçme ve seçilme hakkı, vatandaģlık hakkı, kamu hizmetine girme hakkı türünden serbestiler ve yetkiler gelmektedir. Koruyucu haklar arasında; özel hayatın gizliliği, din ve vicdan özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüģü düzenleme hakkı, kiģi dokunulmazlığı gibi haklar sayılabilir. Ġsteme hakları ise devletin etkinliğini artıran ve kiģiye devletten yardım ya da hizmet isteme olanağı tanıyan; eğitim ve öğrenme hakkı, ailenin korunması, dinlenme hakkı, çalıģma hakkı türünden hakları kapsamaktadır (Tezcan,vd, 2010: 72-73).

30 Birinci-Ġkinci ve Üçüncü KuĢak Haklar Haklar konusunda yaygın kabul gören bir diğer anlayıģ da hakları üç kuģak olarak tasnif etme eğilimidir. Bu yaklaģım hakları, elde ediliģleri ya da çeģitli ulusal ya da uluslararası belgelerde kendilerine yer edinebilmeleri açısından zamansal olarak üç kuģakta değerlendirmektedir. Birinci kuģak haklar; temelini Fransız Devrimi sürecinde aristokrasi ile burjuvazi arasında cereyan eden çatıģmadan alan klasik haklardan oluģmaktadır. Söz konusu haklar kiģisel ve siyasal haklar olarak da adlandırılmaktadır. Birinci kuģak haklar olarak nitelendirilen kiģisel ve siyasal haklar, insana siyasal otorite karģısında koruma sağlamanın yanında, ona sivil ve siyasal alana katılım ve söz konusu alanlardaki pratikleri belirleme ve değiģtirme türünden bir yetki alanı da yaratmaktadır (Dağı-Polat, 2004: 45). Ekonomik, sosyal ve kültürel haklar olarak adlandırılan ikinci kuģak haklar ise sanayi devrimi ile varlık kazanmıģlardır. 19. Yüzyılda Ġngiliz iģçi sınıfının mücadelesi ikinci kuģak hakların ortaya çıkıģının zeminin hazırlayan ana neden olmuģtur (Tezcan, vd, 2010: 74). Özellikle iktisadi yaģamı düzenlemek bağlamında sosyalist düģünce ile doğrudan bağlantılı olarak ortaya çıktığı kabul edilen iktisadi, toplumsal ve kültürel haklar doğrudan taleple iliģkili olarak değerlendirilebilir. Bu grupta yer alan haklar için daha iyi Ģartlarda yaģamak için gereken olanakları talep etme esas olarak görülebilir. Bazı kuramcılara göre bu haklar; çalışma hakkı, sosyal güvenlik hakkı ve kültürel haklar olmak üzere üç ana kategori altında da toplanması mümkün olan haklardır(çağıran, 2006: 35-36). Birinci kuģak haklar olarak kiģisel ve siyasi; ikinci kuģak haklar olarak iktisadi, sosyal ve kültürel haklar anılmakta ve hemen hemen bu iki kuģak hak konusunda bir uzlaģı bulunmaktadır. DayanıĢma hakları olarak da adlandırılan üçüncü kuģak haklar söz konusu olduğunda ise ciddi bir tartıģma sahası ortaya çıkmaktadır.

31 22 Ġkinci Dünya SavaĢı ndan sonra geliģtiği kabul edilen üçüncü kuģak haklar ilk olarak Karel Varsak tarafından ortaya atılmıģtır. Bu grupta küresel ölçekte değerlendirilebilecek haklar yer almaktadır. Bu haklar arasında çevre ve barıģın korunması ile ilgili hakların yanında çeģitli kolektif haklar da yer almaktadır. Üçüncü kuģak haklar arasında; insani yardım alma hakkı, self determinasyon hakkı, çevre hakkı gibi hakların yer aldığı genel olarak kabul edilmektedir (Tezcan, vd, 2010: 74). Her Ģeyden önce üçüncü kuģak hakların zamansal açıdan yeni kabul edilebilecek durumda olması henüz kavramsal açıdan içeriklerinin yeterince doldurulamamıģ olmasına neden olabilmektedir. Bu durum uluslararası belgelerde üçüncü kuģak hakların kendilerine henüz yeterli düzeyde yer bulamamasına neden olmaktadır. Diğer taraftan üçüncü kuģak haklar arasında sınıflandırılan; halkların kendi kaderlerini tayin hakkı, insanlığın ortak mirasından faydalanma hakkı, iktisadi ve toplumsal geliģme hakkı gibi hakların bireyden çok halklara ya da kolektivitelere hitap ediyor olması tartıģma kaynağıdır. Ġnsanın insani doğasıyla iliģkilendirilmesi dolayısıyla insan haklarının kiģiye ya da bireye özgü kabul edilmesi ya da haklara sahip olmak ve onları kullanmak noktasında özneliğin kiģiye tanınmıģ olması halkların haklarının bu kapsamda değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusunu gündeme getirmektedir (Çağıran, 2006: 38). Hakları üç kuģak olarak sınıflamanın yanında son dönemlerde bir dördüncü kuģak hak kategorisinden de bahsedilir olmuģtur. Dördüncü kuģak haklar, bilgi teknolojilerinin ve genetik gibi bilimlerin hızlı geliģmesine paralel olarak ortaya çıkan insan klonlama gibi bilimsel etkinlik ve deneyler karģısında, küresel ölçekte bir bilimsel etik oluģturma çabaları olarak değerlendirilebilir.

32 Bireysel Haklar-Kolektif Haklar Bu çalıģmada doğal hukuk ve doğal haklar anlayıģı esas alınmıģ olduğu için bireysel hakların mahiyeti ya da hakların bireyselliği üzerinde yeni bir açıklamaya gerek yoktur. Bu çerçevede insan haklarının tanımı yapılırken insanın, insani doğası gereği bu haklara bir birey olmak itibariyle sahip olduğu belirtilmiģtir. Burada açıklanması gereken kolektif haklarla ne kastedildiğidir. Ġnsan hakları geliģme gösterdikçe yeni hak arayıģ sahaları ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda; insan hakları artık yalnız bireysel hakları kapsar olmaktan çıkmıģ ve grup ve kolektivitelerin de haklarından bahsedilir olmuģtur. Kolektif özgürlükler veya kolektif haklar da bu bağlamda geliģme göstermiģtir. Kolektif hak ve özgürlükler belirli gruplara özgü olmalarına karģın pek çok kuramcı tarafından grup haklarından ayrı bir olgu olarak değerlendirilmektedir. Bu bakıģ doğrultusunda kolektif haklar; çoğunluktan ayrı kültürel özellikleri bulunan gruplara ait hak ve özgürlükler olarak anlaģılmalıdır. Bu anlamda kolektif özgürlüklere sahip olma hakkı olan topluluk azınlık lara iģaret etmektedir. Kolektif haklar temelde topluluğun kültürel kimliğini korumasını güvence altına almaya, yani topluluğun devamlılığını sağlamaya yöneliktir(çavuģoğlu, 2001: 55-56). Kolektif hakların tanıdığı özgürlük sahası; söz konusu topluluğun dinsel, dilsel veya etnik bir azınlık olması durumuna göre farklılık göstermektedir. Ancak temelde söz konusu azınlığın korunması esas alınmıģtır. Azınlık hakları ilk etapta yalnızca azınlıklara karģı devletler tarafından ayrımcılık yapılmasını önlemeye yönelik olarak ortaya çıkmıģlardır. Ġlerleyen süreçte ise azınlıkların farklılıklarını sürdürmelerine olanak verecek bir tona bürünmüģtür. Yani bugün uluslararası kuruluģlar ve uluslararası hukuk

33 24 tarafından da korumaya alınmıģ olan azınlık hakları; devletlerin dinsel, dilsel ya da etnik azınlık gruplarına mensup yurttaģlarının, mensubu oldukları grubun kültürel değerlerini korumalarını ve gelecek nesillerine aktarmalarını sağlayacak önlemleri almalarını gerektirecek biçimde geniģlemiģtir (Dağı- Polat, 2004: 144). Kolektif haklara iliģkin açıklamalardan sonra insan hakları sahasında yapılan pek çok çalıģmanın hakların ancak ve ancak bireylere tanınabilirliğini kabul ettiğini ve bir kolektivite tarafından kullanılan hakların bile özünde bireysel olduğunu ve bireysel olarak elde edildiklerini ya da en azından öyle elde edilmelerini gerektiğini temel aldığını belirtmek gerekir. Pek çok kurama ve ulusal ya da uluslararası uygulamalara ve belgelere göre de kolektif hak baģlığı altında sınıflanabilecek hakların bir kısmı kültürel hakların sınırları içerisinde sayılarak yine bireysel haklar kategorisine sokulmaktadır ġekli Haklar- Gerçek Haklar ġekli haklar ve gerçek haklar ayrımı bir sınıflamadan ziyade bir eleģtiriye iģaret etmektedir. Marksist teoride; kaynağını liberalizmde bulan klasik haklar, kolaylıkla sömürünün birer aracına dönüģtürülebilecek hayali özgürlükler olarak değerlendirilmiģtir. Buna karģılık, klasik hakların yerine bir iş sahibi olma hakkı, saygın bir yaşama hakkı ve sosyal sömürüden gerçek bir kurtuluş hakkı gibi ekonomik ve sosyal temelli çeģitli gerçek haklar yerleģtirilmiģtir. Bu durum ekonomik ve sosyal hakların doğmasına ve BM gibi uluslararası örgütlerin bu hakları tanıyan sözleģmeler imzalamalarına imkan vermiģtir (Tezcan, vd, 2010: 76-77).

34 Diğer Hak Sınıflamaları Hakların, koruyucu haklar, isteme hakları ve katılma hakları Ģeklinde kategorize ediliģi; bu haklar kapsamında değerlendirilebilecek taleplerin, yetkilerin ve özgürlüklerin mahiyetine göre gerçekleģtirilmiģ bir ayrıma iģaret ederken; hakları üç kuģak olarak değerlendirmek de birinci ve ikinci kuģak haklar söz konusu olduğunda hakkın mahiyetini içermektedir. Ancak üçüncü ve yeni yeni Ģekillenmeye baģlayan dördüncü kuģak haklar dikkate alındığında bu ayrımın daha ziyade zamansal açıdan yapılmıģ olduğu belirginlik kazanmaktadır. Bireysel ve kolektif haklar ayrımı ile gerçek ve Ģekli haklar ayrımı ise sınıflamadan daha çok bir eleģtiriye iģaret etmektedir. Bütün bu yaygın kabul görmüģ olduğu söylenebilecek sınıflamaların yanında insan hakları ile yurttaģ hakları arasında da bir ayrım yapanların sayısı az değildir. Ancak yurttaģ haklarının da her birinin insan doğasından ve doğası gereği toplumsallaģmıģ olmasından kaynaklandığı hesaba katıldığında yurttaģ haklarının da birinci kuģak haklar arasında ya da katılma hakları arasında değerlendirilebileceği düģünülmektedir.

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI 2009 DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI BİLGE ADAMLAR STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ Demokratikleşme ve Toplumsal Dayanışma Açılımı BirikmiĢ sorunların demokratik çözümü için Hükümetçe baģlatılan

Detaylı

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Amaç ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR Madde 1- Ankara Çocuk Dostu ġehir Projesinin amacı Ankara yı; Çocuk Hakları SözleĢmesini

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm AZINLIK KAVRAMI BAŞLARKEN... 1

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm AZINLIK KAVRAMI BAŞLARKEN... 1 vii İÇİNDEKİLER BAŞLARKEN... 1 Birinci Bölüm AZINLIK KAVRAMI I. Azınlık Tanımı... 5 A) Azınlık Tanımı Vermenin Zorluğu... 5 B) Uluslararası Daimi Adalet Divanı nın Azınlık Tanımı... 10 C) Capotorti Tanımı...

Detaylı

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ FELSEFESİ,TEMEL İLKELERİ,VİZYONU MEHMET NURİ KAYNAR TÜRKIYE NIN GELECEK VIZYONU TÜRKĠYE NĠN GELECEK VĠZYONU GELECEĞIN MIMARLARı ÖĞRETMENLER Öğretmen, bugünle gelecek arasında

Detaylı

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler 1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler 4. Birinci Kuşak Haklar: Kişi Özgürlükleri ve Siyasal Haklar

Detaylı

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi ÇOCUK ÇEVRE ĠLIġKISI Ġnsanı saran her Ģey olarak tanımlanan çevre insanı etkilerken, insanda çevreyi etkilemektedir.

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI rt O ku ao l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÇOCUK HAKLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - ARALIK 2015 ÇOCUK HAKLARI 10 Aralık 1948 de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi nin kabulüyle birlikte 10

Detaylı

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U)

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U) KISA

Detaylı

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir. Durumsallık YaklaĢımı (KoĢulbağımlılık Kuramı) Durumsallık (KoĢulbağımlılık) Kuramının DoğuĢu KoĢul bağımlılık bir Ģeyin diğerine bağımlı olmasıdır. Eğer örgütün etkili olması isteniyorsa, örgütün yapısı

Detaylı

MARKA ŞEHİR ÇALIŞMALARINDA AVRUPA ŞEHİR ŞARTI SÖZLEŞMESİ DİKKATE ALINMALI

MARKA ŞEHİR ÇALIŞMALARINDA AVRUPA ŞEHİR ŞARTI SÖZLEŞMESİ DİKKATE ALINMALI ENER DEN MARKA ŞEHİR AÇIKLAMASI VAHDET NAFİZ AKSU, ERZURUM DA YAPILAN MARKA ŞEHİR TOPLANTISINI DEĞERLENDİRDİ: ENER olarak, Erzurum un Marka Şehir haline gelmesini yeni kalkınma paradigması oluşturulmasıyla

Detaylı

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR İlknur M. Gönenç Erkek diģi sorulmaz, muhabbetin dilinde, Hak kın yarattığı her Ģey yerli yerinde. Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok, Noksanlıkla eksiklik, senin

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE Başkan, Nebojša Vučinić, Yargıçlar, Paul Lemmens, Egidijus Kūris, ve Bölüm Yazı

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ 209 ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 20 Aralık 1993 tarihli ve 47/135 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. İNSAN HAKLARI İNSAN HAKLARI İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Bu haklara herhangi bir şart veya statüye bağlı olmadan doğuştan sahip oluruz

Detaylı

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XVII TABLOLAR LİSTESİ... XIX ŞEKİLLER LİSTESİ...XXIII GİRİŞ...1 Birinci Bölüm

Detaylı

İNSAN HAKLARI SORULARI

İNSAN HAKLARI SORULARI 1. 1776 Amerikan ve 1789 Fransız belgelerine yansıyan doğal haklar öğretisinin başlıca temsilcisi kimdir? a) J. J. Rousseau b) Voltaire c) Montesquieu d) John Locke 4. Aşağıdakilerden hangisi İngiliz hak

Detaylı

ĠLKÖĞRETĠM 6. VE 7. SINIF SOSYAL BĠLGĠLER PROGRAMINDAKĠ COĞRAFYA KONULARININ GENEL AMAÇLARININ

ĠLKÖĞRETĠM 6. VE 7. SINIF SOSYAL BĠLGĠLER PROGRAMINDAKĠ COĞRAFYA KONULARININ GENEL AMAÇLARININ Teachers And Students Views Over The Primary Scholl s 6 th And 7 th Grades Level Of Achieving Of The General Targets Of Geography Subjects In Social Knowledge Courses ĠLKÖĞRETĠM 6. VE 7. SINIF SOSYAL BĠLGĠLER

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* 1.Giriþ ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN* Toplu olarak kullanýlmasýndan dolayý kolektif sosyal haklar arasýnda yer alan sendika hakký 1 ; bir devlete sosyal niteliðini veren

Detaylı

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI Ahlak ve Etik Ahlak bir toplumda kendisine uyulmaya zorlayan kurallar bütünü Etik var olan bu kuralları sorgulama, ahlak üzerine felsefi düşünme etkinliği. AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI İYİ: Ahlakça

Detaylı

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Ceza Ġnfaz Kurumlarında Madde Bağımlılığı Tedavi Hizmetleri Serap GÖRÜCÜ Psikolog YetiĢkin ĠyileĢtirme Bürosu Madde bağımlılığını kontrol altında

Detaylı

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR... XIX TABLO LİSTESİ... XXI

Detaylı

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye T.C. Adalet Bakanlığı, 2013. Bu gayri resmi çeviri, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve DıĢ

Detaylı

FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ

FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ FIRAT ÜNİVERSİTESİ DENEYSEL ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUŞ VE İŞLEYİŞ YÖNERGESİ 1. BÖLÜM: Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar AMAÇ Madde 1. Bu Yönergenin amacı, Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığının 16 Mayıs 2004

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R 2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA BAġKANVEKĠLĠ:

Detaylı

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ 3 Temmuz 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28342 YÖNETMELİK Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç,

Detaylı

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18 I. GİRİŞ GENELGE 2009/18 2007-2013 döneminde Avrupa Birliğinden Ülkemize sağlanacak hibe niteliğindeki fonlar Avrupa Konseyinin 1085/2006 sayılı Katılım Öncesi Yardım Aracı Tüzüğü ve söz konusu Tüzüğün

Detaylı

SUNUŞ. Sabri ÇAKIROĞLU Ġç Denetim Birimi BaĢkanı

SUNUŞ. Sabri ÇAKIROĞLU Ġç Denetim Birimi BaĢkanı SUNUŞ Denetim, kurumsal iģ ve iģlemlerin öngörülen amaçlar doğrultusunda benimsenen ilke ve kurallara uygunluğunun belirlenmesidir. ĠĢlem ve hata tespit odaklı denetim/teftiģ uygulamaları zamanla süreç

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

87 NO LU SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜ VE SENDİKALAŞMA HAKKININ KORUNMASI SÖZLEŞMESİ

87 NO LU SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜ VE SENDİKALAŞMA HAKKININ KORUNMASI SÖZLEŞMESİ 87 NO LU SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜ VE SENDİKALAŞMA HAKKININ KORUNMASI SÖZLEŞMESİ ILO Sözleşmesi 18 Haziran 2015 Perşembe ILO Kabul Tarihi: 17 Haziran 1948 Kanun Tarih ve Sayısı: 25 Kasım 1992 / 3847 Resmi Gazete

Detaylı

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN I. KENDİ KADERİNİ TAYİNİN ANLAMI...5 A. Terim Sorunu...8

Detaylı

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan

ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ. Simge SavaĢan & Baran Güntan ĠZMĠR KENT KONSEYĠ GENÇLĠK MECLĠSĠ BĠLĠġĠM ÇALIġMA GRUBU ETKĠNLĠK VE EĞĠTĠMLERĠ Simge SavaĢan & Baran Güntan AJANDA Kent Konseyi Nedir? Gençlik Meclisi Nedir? Ġzmir Gençlik Meclisi BiliĢim ÇalıĢma Grubu

Detaylı

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ Doç. Dr. Yücel GELĠġLĠ G.Ü.MEF. EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ BÖLÜMÜ Öğretimde Liderlik 1 Liderlik kavramı Liderlik kavramı yöneticiyle eģ tutulan kavram olmakla beraber aralarında ciddi fark

Detaylı

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI 1 BECERĠLER 2 Beceri Nedir? ġimdiye kadar bilgi edinme, yaģam ve okulun temel amacı olarak görülmüģtür. Günümüzde ise bilgiye bakıģ değiģmiģtir. Bilgi;

Detaylı

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2 HAFTA 2 Bu haftaki ders önü sorularımız: 1. Size göre hak kavramı nedir? Çocukluğunuzu da göz önünde tutarak sahip olduğunuz/olmadığınız veya kullanabildiğiniz haklarınızı tartışınız. 2 Geçmişte çocuklar

Detaylı

ĠNSAN HAKLARININ ULUSLARARASI DÜZEYDE KORUNMASI VE BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER SĠSTEMĠ

ĠNSAN HAKLARININ ULUSLARARASI DÜZEYDE KORUNMASI VE BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER SĠSTEMĠ T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ KAMU YÖNETĠMĠ ANABĠLĠMDALI ĠNSAN HAKLARININ ULUSLARARASI DÜZEYDE KORUNMASI VE BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER SĠSTEMĠ Mustafa Burak ÇELEBĠ 094228002002 YÜKSEK LĠSANS

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

2011 2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖZEL BAHÇELİEVLER İHLAS İLKÖĞRETİM OKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 5. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

2011 2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖZEL BAHÇELİEVLER İHLAS İLKÖĞRETİM OKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 5. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI 1 4. (10 14 EKĠM) EKĠM 3. (03 07 EKĠM) 2. (26 30 EYLÜL) EYLÜL 1. (19 23 EYLÜL) 1. ÜNĠTE ALANI : BĠREY VE TOPLUM ÜNĠTE ADI: HAKLARIMI ÖĞRENĠYORUM 1. Bulunduğu çeģitli grup ve kurumlar içinde yerini belirler.

Detaylı

PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR

PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR PSĠKOLOJĠK DANIġMANLAR ĠÇĠN ETĠK VE YASAL KONULAR Prof.Dr. Binnur Yeşilyaprak Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Başkanı SUNU PLANI Toplumsal YaĢamı

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI Sayın Katılımcılar, değerli basın mensupları Avrupa Konseyi

Detaylı

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ 8. ULUSLARARASI FELSEFE SEMPOZYUMU 11-12-13 MAYIS 2010

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ 8. ULUSLARARASI FELSEFE SEMPOZYUMU 11-12-13 MAYIS 2010 KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ 8. ULUSLARARASI FELSEFE SEMPOZYUMU 11-12-13 MAYIS 2010 BİLDİRİ SEYDİ ÇELİK 1 II. DÜNYA SAVAŞINDAN SONRA ORTAYA ÇIKAN YENİ BİR HAK KATEGORİSİ OLARAK DAYANIŞMA HAKLARI Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations İki tip uluslar arası örgütten bahsedilebilir. Bunlar; Hükümetler Arası Örgütler Hükümet Dışı Örgütler Genel Olarak Uluslar arası örgütlerin sayıca

Detaylı

Yard. Doç. Dr. Yalçın TOSUN MEDENİ HUKUK, SÖZLEŞME HUKUKU VE FİKİR VE SANAT ESERLERİ HUKUKU AÇISINDAN MANEVİ HAKLAR

Yard. Doç. Dr. Yalçın TOSUN MEDENİ HUKUK, SÖZLEŞME HUKUKU VE FİKİR VE SANAT ESERLERİ HUKUKU AÇISINDAN MANEVİ HAKLAR Yard. Doç. Dr. Yalçın TOSUN MEDENİ HUKUK, SÖZLEŞME HUKUKU VE FİKİR VE SANAT ESERLERİ HUKUKU AÇISINDAN MANEVİ HAKLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM

Detaylı

NECMETTĠN ERBAKAN ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL VE BEġERĠ BĠLĠMLER FAKÜLTESĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE REKLAMCILIK BÖLÜMÜ 2015-2016 MÜFREDATI DERS ĠÇERĠKLERĠ

NECMETTĠN ERBAKAN ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL VE BEġERĠ BĠLĠMLER FAKÜLTESĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE REKLAMCILIK BÖLÜMÜ 2015-2016 MÜFREDATI DERS ĠÇERĠKLERĠ NECMETTĠN ERBAKAN ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL VE BEġERĠ BĠLĠMLER FAKÜLTESĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE REKLAMCILIK BÖLÜMÜ 2015-2016 MÜFREDATI DERS ĠÇERĠKLERĠ 1. SINIF 1. YARIYIL 0020030001 ATATÜRK ĠLKELERĠ VE ĠNKILAP

Detaylı

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu. AVUKAT HATİCE CAN Av.haticecan@hotmail.com Atatürk cad. 18/1 Antakya 0.326.2157903-2134391 AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA FETHİYE DOSYA NO : 2011/ 28 KATILAN : B. S. KATILMA İSTEYEN Türkiye Barolar

Detaylı

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY GİRİŞ ÇalıĢmak yaģamın bir parçasıdır. YaĢamak nasıl bir insan hakkı

Detaylı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ Yazar : Erdem Denk Yayınevi : Siyasal Kitabevi Baskı : 1. Baskı Kategori : Uluslararası İlişkiler Kapak Tasarımı : Gamze Uçak Kapak

Detaylı

SEKİZİNCİ YÖNERGE ÇERÇEVESİNDE AVRUPA BİRLİĞİNDE BAĞIMSIZ DENETİM

SEKİZİNCİ YÖNERGE ÇERÇEVESİNDE AVRUPA BİRLİĞİNDE BAĞIMSIZ DENETİM SEKİZİNCİ YÖNERGE ÇERÇEVESİNDE AVRUPA BİRLİĞİNDE BAĞIMSIZ DENETİM GİRİŞ Ali ÇALIŞKAN Avrupa Birliği, 1932 yılında BENELÜKS ve 1952 yılında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunun kurulmasının ardından Avrupa

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN AİLELERİNE YÖNELİK HİZMETLER ÜLKEMİZDEKİ AİLE VE YASAL DÜZENLEMELER 08.01.2009

ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN AİLELERİNE YÖNELİK HİZMETLER ÜLKEMİZDEKİ AİLE VE YASAL DÜZENLEMELER 08.01.2009 ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN AİLELERİNE YÖNELİK HİZMETLER ÜLKEMİZDEKİ AİLE EĞİTİMİ PROGRAMLARI VE YASAL DÜZENLEMELER ÖZÜRLÜ ÇOCUKLARIN AİLELERİYLE YAPILAN ÇALIŞMALAR Psikolojik danışma çalışmaları Aile eğitimi çalışmaları

Detaylı

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) 6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU İslam Ülkelerinde Çok Boyutlu Güvenlik İnşası ( 06-08 Mart 2015, Serena Hotel - İslamabad ) Güvenlik kavramı durağan değildir.

Detaylı

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL KARARIN ÖZÜ : Sivil Savunma Uzmanlığı nın Görev ve ÇalıĢma Yönetmeliği. TEKLİF : Sivil Savunma Uzmanlığı nın 31.03.2010 tarih, 2010/1043 sayılı teklifi. BAġKANLIK MAKAMI NA; Ġlgi: 18.03.2010 tarih ve 129

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL 21 MART 2011 HOġ GELDĠNĠZ IFAC in Sayın Başkanı, Kurul Üyeleri, Dünyanın dört bir yanından gelmiş

Detaylı

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00 HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI 2018-2019 GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI --- 17 Ocak 2019 saat 11.00 1. 1982 Anayasasında

Detaylı

SPOR ÖRGÜTLERĠNDE TOPLAM KALĠTE YÖNETĠMĠ

SPOR ÖRGÜTLERĠNDE TOPLAM KALĠTE YÖNETĠMĠ SPOR ÖRGÜTLERĠNDE TOPLAM KALĠTE YÖNETĠMĠ Doç. Dr. Hakan Sunay KarĢılaĢtığımız önemli sorunlar, onları yarattığımız düģünce düzeyi ile çözülemez (Albert Einstein) (i). GĠRĠġ 2000 li yıllara girerken organizasyonlarda

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri ÜNİTE III GENEL-EVRENSEL ETİK KAVRAMI VE DÜZENLEMELERİ 1. Genel-Evrensel Etik Kavramı: Genel-evrensel etik kavramı

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19 09/04/2010 BASIN BİLDİRİSİ Anayasa değişikliğinin Cumhuriyetin ve demokrasinin geleceği yönüyle neler getireceği neler götüreceği dikkatlice ve hassas bir şekilde toplumsal uzlaşmayla değerlendirilmelidir.

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN SOSYAL BİLGİLER DERSİ (4.5.6.7 SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI 1 DERS AKIŞI 1.ÜNİTE: SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMININ GENEL YAPISI, ARADĠSĠPLĠN, TEMATĠK YAKLAġIM 2. ÜNİTE: ÖĞRENME ALANLARI 3. ÜNİTE: BECERĠLER

Detaylı

DALGA YAYILMASI Sonsuz Uzun Bir Çubuktaki Boyuna Dalgalar SıkıĢma modülü M={(1- )/[(1+ )(1-2

DALGA YAYILMASI Sonsuz Uzun Bir Çubuktaki Boyuna Dalgalar SıkıĢma modülü M={(1- )/[(1+ )(1-2 DALGA YAYILMASI Sonsuz Uzun Bir Çubuktaki Boyuna Dalgalar SıkıĢma modülü = M={(1- )/[(1+ )(1-2 )]}E E= Elastisite modülü = poisson oranı = yoğunluk V p Dalga yayılma hızının sadece çubuk malzemesinin özelliklerine

Detaylı

TÜRK ANAYASALARINDA ĠNSAN HAKLARI

TÜRK ANAYASALARINDA ĠNSAN HAKLARI T.C. BAġBAKANLIK Ġnsan Hakları BaĢkanlığı TÜRK ANAYASALARINDA ĠNSAN HAKLARI Uzmanlık Tezi HAZIRLAYAN: MEHMET ALTUNTAġ TEZ DANIġMANI: Mehmet ERGÜN ANKARA Kasım 2002 BaĢbakanlık Ġnsan Hakları BaĢkanlığı

Detaylı

Ümit GÜVEYİ. Demokratik Devlet İlkesi Çerçevesinde. Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi

Ümit GÜVEYİ. Demokratik Devlet İlkesi Çerçevesinde. Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi Ümit GÜVEYİ Demokratik Devlet İlkesi Çerçevesinde Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XI GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Teorik Boyutuyla Genel Kavramsal Çerçeve

Detaylı

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010 SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010 S A Ğ L I K L I K E N T L E R B Ġ R L Ġ Ğ Ġ B A ġ K A N L I Ğ I SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010 ÖDÜLÜN AMACI Bugün Avrupa da ve dünyada birçok

Detaylı

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma

Kitap Tanıtımı: İlköğretimde Kaynaştırma Ankara SOSYAL Üniversitesi GEÇERLĠK Eğitim Bilimleri KAVRAMI Fakültesi VE TÜRKĠYE DE ÖZEL EĞĠTĠM ALANINDA YÜRÜTÜLEN Özel Eğitim Dergisi LĠSANSÜSTÜ TEZLERDE SOSYAL GEÇERLĠĞĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ 2010, 11(2)

Detaylı

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR... XI GİRİŞ...1 1. İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARIN KURUMSAL TEMELLERI VE

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF

TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF TÜRK SPOR SİSTEMİNİN YAPILANDIRILMASI VE BAZI ÜLKELERLE KARŞILAŞTIRILMASI (3) DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü.SBF ANAYASAMIZIN 59 MADDESİ; Devlet her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER I-ANA YASA HUKUKUNUN KONUŞU VE ÖNEMİ...1 II-ANAYASA HUKUKU VE SİYASİ KURUMLAR...2 III-ANAYASA HUKUKUNUN METODU VE KAYNAKLARI...4 1-

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ Türk Akreditasyon Kurumu Personel Akreditasyon Başkanlığı Akreditasyon Uzmanı 1 Ülkemizde ve dünyada tüm bireylerin iģgücüne katılması ve iģgücü piyasalarında istihdam edilebilmeleri için; bilgiye dayalı

Detaylı

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ 215 DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 25 Kasım 1981 tarihli ve 36/55 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

Detaylı

SOSYAL HİZMET BİLİMİNE GİRİŞ -2015 VİZE SORULARI

SOSYAL HİZMET BİLİMİNE GİRİŞ -2015 VİZE SORULARI SOSYAL HİZMET BİLİMİNE GİRİŞ -2015 VİZE SORULARI 1- I-Koruyucu aile kavramı, 2828 sayılı SHÇEK Kanunu nun Koruyucu Aile Yönetmeliği nin 4.maddesinde tanımlanmıştır. II-Koruyucu aile olmak isteyen bir kişinin

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI

KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI AR-GE MERKEZLERİ İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ PAYLAŞIM TOPLANTISI GİRİŞİMCİLİK KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI Türk DemirDöküm Fabrikaları A.ġ SUNUM PLANI 1. UYGULAMANIN KISA AÇIKLAMASI 2. UYGULAMANIN YENĠLĠKÇĠ VE

Detaylı

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/5464 30 NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11

T.C. B A Ş B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/5464 30 NĠSAN 2010 GENELGE 2010/11 GENELGE 2010/11 Dokuzuncu Kalkınma Planında yer alan Ġstanbul un uluslararası finans merkezi olması hedefini gerçekleģtirmek üzere yapılan çalıģmalar kapsamında, Ġstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve III TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Canan ULUDAĞ tarafından hazırlanan Bağımsız Anaokullarında

Detaylı

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Genel sosyolojinin bir alt dalı. İktisat, din, aile, suç vb

Detaylı

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık Kamu Hakları Negatif Statü Hakları (Kişi Hakları Koruyucu Haklar) Pozitif Statü Hakları (Sosyal ve Ekonomik Haklar/İsteme Hakları) Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK - Bireyleri devlete karşı koruyan - Devlete,

Detaylı

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR Öncelik 23.1 Yargının verimliliği, etkinliği ve işlevselliğinin arttırılması 1 Mevzuat Uyum Takvimi Tablo 23.1.1 No Yürürlükteki AB mevzuatı Taslak Türk mevzuatı Kapsam Sorumlu

Detaylı

BÖLÜM I. 1.1.GİRİŞ. ĠĢitileni almak ve saklamak ya da iģitileni anlamak amacıyla dikkat harcamak (Sever, 2000:11).

BÖLÜM I. 1.1.GİRİŞ. ĠĢitileni almak ve saklamak ya da iģitileni anlamak amacıyla dikkat harcamak (Sever, 2000:11). BÖLÜM I. 1.1.GİRİŞ Ġnsanlar sosyal varlıklardır. Birbirleriyle ve diğer canlılarla sürekli etkileģim içerisinde bulunurlar ve kendilerini buna mecbur hissederler. EtkileĢim kurmak için insanlar çeģitli

Detaylı

DANIġTAY BAġKANLIĞI NA

DANIġTAY BAġKANLIĞI NA DANIġTAY BAġKANLIĞI NA Yürütmenin Durdurulması Taleplidir DAVACI : Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Yönetim Kurulu adına Hüseyin ŞEN ADRES : Öncebeci Mah. Umut Sk. No:50/4 Kolej/ANKARA DAVALI

Detaylı

MİLLETLERARASI İLİŞKİLER VE GÜVENLİK AÇISINDAN MEDENİYET SÖYLEMİNİN PSİKOLOJİK ANALİZİ

MİLLETLERARASI İLİŞKİLER VE GÜVENLİK AÇISINDAN MEDENİYET SÖYLEMİNİN PSİKOLOJİK ANALİZİ MİLLETLERARASI İLİŞKİLER VE GÜVENLİK AÇISINDAN MEDENİYET SÖYLEMİNİN PSİKOLOJİK ANALİZİ Prof. Dr. Abdülkadir ÇEVİK Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı 1 Medeniyet veya uygarlık, bir

Detaylı

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Avrupa Birliği Hukukuna Giriş İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX TABLOLAR CETVELİ... XIX KISALTMALAR...XXI BİRİNCİ BÖLÜM

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2014 2015 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.09.2014 TANIŞMA DERSİ TANIŞMA DERSİ 17.09.2014 22.09.2014

Detaylı

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI NA

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI NA DANIŞTAY BAŞKANLIĞI NA Yürütmenin Durdurulması Taleplidir. Duruşma Taleplidir. DAVACI : Türkiye Barolar Birliği adına Başkan Prof. Dr. Metin FEYZİOĞLU Oğuzlar Mahallesi Barış Manço Caddesi Avukat Özdemir

Detaylı

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ KASIM EKĠM EYLÜL Öğrenme Alanı: ĠNANÇ. ÜNĠTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle TanıĢma, Dersin Amacı ve ĠĢleniĢ ġekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste iģlenecek konular ve ders iģleme teknikleri hakkında

Detaylı

Hukuk Sosyolojisi Açısından Hukuk

Hukuk Sosyolojisi Açısından Hukuk Hukuk Sosyolojisi Açısından Hukuk Kavramlar 1. Toplumsal olgu 2. Norm 3. Yürürlük 4. Etkinlik 5. Geçerlilik 2 Hukuk Hukuk sosyolojisi açısından ETKİNLİK kriteri ile ele alınır. Böylece; 1. Pozitif hukuk

Detaylı

1: İNSAN VE TOPLUM...

1: İNSAN VE TOPLUM... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt

Detaylı

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU İran ın Nükleer Programı ve Türkiye nin Güvenliğine Etkileri Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU www.mustafakibaroglu.com Bilkent Üniversitesi Uluslararası ĠliĢkiler Bölümü 15 Ekim 2009 Atılım Üniversitesi Ankara

Detaylı

a. Pay sahiplerine iliģkin kayıtların sağlıklı, güvenli ve güncel olarak tutulmasını sağlamak,

a. Pay sahiplerine iliģkin kayıtların sağlıklı, güvenli ve güncel olarak tutulmasını sağlamak, KURUMSAL UYUM RAPORU ġirketimiz, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Kurumsal Yönetim Ġlkelerine uymayı ve geliģen koģullara bağlı olarak uyum sağlanacak konularda düzenlemeler yapmayı, sermaye

Detaylı

MEDENİ HUKUKUN BAZI TEMEL KAVRAMLARI

MEDENİ HUKUKUN BAZI TEMEL KAVRAMLARI MEDENİ HUKUKUN BAZI TEMEL KAVRAMLARI HAK KAVRAMI Hak, hukuken korunan ve sahibine bu korumadan yararlanma yetkisi tanınan menfaattir. Hak Kavramını Açıklayan Görüşler İrade Kuramı Menfaat (Çıkar) Kuramı

Detaylı

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Esas Sayısı : 2015/109 Karar Sayısı : 2016/28 1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır. Anayasa nın 2. maddesinde

Detaylı

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ Sağlıkta yapılan dönüģümü değerlendirirken sadece sağlık alanının kendi dinamikleriyle değil aynı zamanda toplumsal süreçler, ideolojik konumlandırılmalar, sınıflararası

Detaylı

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU

HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ. SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ SÜREKLĠ EĞĠTĠM UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ FAALĠYET RAPORU 2012 ĠÇĠNDEKĠLER ÜST YÖNETĠCĠ SUNUġU I- GENEL BĠLGĠLER A- Misyon ve Vizyon.. B- Yetki, Görev ve Sorumluluklar... C- Ġdareye

Detaylı

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Ulusal ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin kuruluģ amacını,

Detaylı

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İyi ve kötü, yanlış ve doğru kavramlarını tanımlar, Etik bilincini geliştirmeye ve insanları aydınlatmaya

Detaylı