ÂŞIK EDEBİYATINDA PEYGAMBER KISSALARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÂŞIK EDEBİYATINDA PEYGAMBER KISSALARI"

Transkript

1 T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI ÂŞIK EDEBİYATINDA PEYGAMBER KISSALARI YÜKSEK LİSANS TEZİ Emine GÜLTEKİN Tez Danõşmanõ: Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZÇELİK ISPARTA, 2006

2 ÖZET ÂŞIK EDEBİYATINDA PEYGAMBER KISSALARI Emine GÜLTEKİN Süleyman Demirel Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatõ Bölümü Yüksek Lisans Tezi, 296 sayfa, Ocak 2006 Danõşman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZÇELİK Âşõk Edebiyatõnda Peygamber Kõssalarõ adlõ tezimiz, âşõk edebiyatõnõn en önemli temsilcileri arasõnda yer alan on âşõğõn şiirlerindeki peygamber kõssalarõnõn tespiti ve açõklamasõndan meydana gelmiştir. Çalõşmamõz; ön söz, giriş, iki ana bölüm ve kaynakçadan oluşmaktadõr. Giriş Bölümü nde Âşõk, Âşõk Edebiyatõ, Âşõk Edebiyatõnõn Tarihçesi ve Âşõk Edebiyatõnõn Tesirleri başlõklarõ altõnda bu konularla ilgili bilgiler verdik. Birinci Bölüm de şiirlerini incelediğimiz, yaşadõğõ devrin önemli isimleri sayõlabilecek on âşõğõn kõsaca hayatõ ve edebî şahsiyetlerinden bahsettik. Âşõklarõn sõralanmasõnda yaşadõklarõ yüzyõl dikkate alõnmõştõr. Çalõşmamõzõn en önemli kõsmõnõ, İkinci Bölüm oluşturmaktadõr. Bu bölümde âşõklarõn şiirlerinde yer verdiği peygamberler ve kõssalarõ, başta Kur ân-õ Kerîm olmak üzere, çeşitli kaynaklardan istifade edilerek tespit edilmiş ve konunun işlendiği nazõm birimleri açõklanmaya çalõşõlmõştõr. Peygamberler ve örnek şiirlerini ele aldõğõmõz âşõklar alfabetik sõraya göre tasnif edilmiştir. Dip not verilirken yazar soyadõ ve eserin basõm tarihi, ardõndan şiirin geçtiği sayfa numarasõ ve dörtlük numarasõ yazõlmõştõr. Kaynakça, çalõşmamõz sõrasõnda faydalandõğõmõz eserlerden meydana gelmiştir. Sõralama, yazarlarõn soyadlarõ esas alõnarak yapõlmõştõr. Ayet. Anahtar Kelimeler: Âşõk, Edebiyat, Din, Tasavvuf, Peygamber, Kõssa,

3 ABSTRACT PROPHET S STORIES IN LITERATURE OF ÂŞIK Emine GÜLTEKİN Süleyman Demirel University, Department of Turkõsh Language and Literature Thesis of the master, 296 pages, January 2006 Thesis Advisor : Associate Professor Mehmet ÖZÇELİK Our thesis called Prophet s Stories In Literature Of Âşõk (wandering minstrel) is made up of determination and explanation of prophet s stories in poems of ten poets who are the most important represantatives of wandering minstrel literature. Our study is formed by preface, introduction, two main parts and bibliography. In introduction we gave information about the headlines of Âşõk, Âşõk Literature, The History of Âşõk Literature and Effects of Âşõk Literature. At first part, we mentioned literal personality and a brief life story of ten poets whose poems we searched, and who can be important names of the era when they lived. To line up wandering minstrels names, the time when they lived was taken into consideration. The most important part of our study is formed by the second part. In this part the prophets and their stories which wandering minstrels give place in their poems have been determined being used mainly the Holy Koran and other sources and versification units in which subject is studied have been tried to be explained. Prophets and poets who we took their sample poems are arranged according to alphabetical list. When footnote given, the name and surname or writer, establishing date and then the page number in which the poem takes place and quatrain number have been written. Bibliography is formed by the sources which we use when we are studying. Lining has been done considering the surnames of writers. Keywords: Âşõk (wandering minstrel), Literature, Religion, Mysticism, Prophet, Story, Verse of the Holy Koran.

4 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... 1 ÖN SÖZ... 3 GİRİŞ... 5 I. ÂŞIK... 5 A. ÂŞIKLARIN DÜNÜ VE BUGÜNÜ... 7 II. ÂŞIK EDEBİYATI A. ÂŞIK EDEBİYATINDA HALK EDEBİYATI UNSURLARI B. ÂŞIK EDEBİYATINDA TEKKE EDEBİYATI UNSURLARI C. ÂŞIK EDEBİYATINDA KLASİK EDEBİYAT UNSURLARI Ç. ÂŞIK EDEBİYATININ TARİHÎ VE BEDİÎ KIYMETİ III. ÂŞIK EDEBİYATININ TARİHÇESİ IV. ÂŞIK EDEBİYATININ TESİRLERİ BİRİNCİ BÖLÜM ÂŞIKLAR A. KARACAOĞLAN B. ÂŞIK ÖMER C. ERCİŞLİ EMRAH Ç. GEVHERÎ D. DERTLİ E. BAYBURTLU ZİHNÎ F. ERZURUMLU EMRAH G. SEYRÂNÎ Ğ. SÜMMÂNÎ H. ÂŞIK VEYSEL İKİNCİ BÖLÜM ÂŞIK EDEBİYATINDA PEYGAMBER KISSALARI I. HAZRETİ ÂDEM A. Hazreti Âdem in İlk İnsan ve İlk Peygamber Oluşu B. Hazreti Adem ve Şeytan C. Hazreti Âdem in Cennete Konmasõ ve Havva nõn Yaratõlõşõ Ç. Hazreti Âdem ve Havva nõn Yasak Meyveyi Yiyişi ve Cennetten Kovulmalarõ D. Hazreti Âdem in Dünyaya Gönderilmesi II. HAZRETİ DÂVUD III. HAZRETİ ELYESA IV. HAZRETİ EYYÛB V. HAZRETİ HÂRÛN VI. HAZRETİ HÛD VII. HAZRETİ İBRÂHÎM A. Hazreti İbrâhîm in Ateşe Atõlmasõ B. Kurban Olayõ C. Hazreti İbrâhîm in Kâbe yi İnşa Etmesi VIII. HAZRETİ İDRÎS IX. HAZRETİ İLYÂS... 99

5 X. HAZRETİ İSÂ A. Hazreti İsâ nõn Babasõz Olarak Doğmasõ B. Hazreti İsâ nõn Havarileri C. Hazreti İsâ nõn Mucizeleri XI. HAZRETİ İSHAK XII. HAZRETİ İSMÂİL A. Hazreti İsmâil in Kurban Edilmesi B. Hazreti İsmâil in Kâbe yi İnşa Etmesi XIII. HAZRETİ LOKMÂN XIV. HAZRETİ LÛT XV. HAZRETİ MUHAMMED A. İslâm Dini ve Peygamberliği B. Habîbullâh C. İnsanlardaki Hazreti Muhammed Sevgisi Ç. Hazreti Muhammed in Şefâatçiliği D. Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed E. Hazreti Muhammed Ümmeti F. Hazreti Muhammed in İsimleri G. Hazreti Muhammed İçin Edebiyatõmõzda Kullanõlan Sõfatlar Ğ. Hazreti Muhammed in Mucizeleri XVI. HAZRETİ MÛSÂ A. Hazreti Mûsâ nõn Allah ile Konuşmasõ B. Allah õn Tecellisi C. Hazreti Mûsâ nõn Mucizeleri XVII. HAZRETİ NÛH A. Hazreti Nûh un Gemisi B. Şeytanõn Gemiye Binmesi XVIII. HAZRETİ SÂLÎH XIX. HAZRETİ SÜLEYMÂN A. Hazreti Süleymân õn Tahtõ ve Özellikleri B. Hazreti Süleymân õn Yüzüğü ve Özellikleri C. Hazreti Süleymân õn Hayvanlarla Konuşmasõ Ç. Belkõs ve Hazreti Süleymân D. Dünyanõn Faniliği ve Hazreti Süleymân nõn Ölümü XX. HAZRETİ ŞÎT XXI. HAZRETİ ŞUAYB XXII. HAZRETİ ÜZEYİR XXIII. HAZRETİ YAHYA XXIV. HAZRETİ YA KÛB XXV. HAZRETİ YÛNUS XXVI. HAZRETİ YÛSUF A. Hazreti Yûsuf un Kuyuya Atõlmasõ B. Züleyha nõn İftirasõ ile Hazreti Yûsuf un Zindana Atõlmasõ C. Hazreti Yûsuf un Rüyalarõ Doğru Tabir Etmesi Ç. Hazreti Yûsuf un Güzelliği XVII. HAZRETİ ZEKERİYYA KAYNAKÇA ÖZGEÇMİŞ

6 3 ÖN SÖZ Atlõ bozkõr medeniyetini yaşadõğõmõz dönemde var olan üç önemli törenden bahsedilmektedir. Bunlar sõğõr, şölen ve yuğ törenleridir. Tarihî kaynaklar, bu törenlerin ruhuna uygun şiirler söyleyen din adamõ, şair ve doktor olma vasõflarõnõ taşõyan, ellerinde kopuzlarõyla dolaşan ozanlardan bahsetmektedir. Ozanlarla başlayan şiirimiz, İslâmiyetin kabulü ile birlikte dinî-tasavvufî bir muhteva kazanmõş, divan edebiyatõ ile birlikte varlõğõnõ devam ettirmiştir. Konumuz olan âşõk edebiyatõ, bu iki edebiyata paralel olarak 16. yüzyõlda tam olarak ortaya çõkmõş ve varlõğõnõ günümüze kadar sürdürmüştür. Âşõk edebiyatõnõn temsilcileri olan âşõklar, halktan kişiler olmalarõ sebebiyle halkõn duygu ve düşüncelerine tercüman olmuşlardõr. Aldõklarõ eğitim oranõnda dillerinin ağõrlaşmasõna rağmen genellikle halkõn anlayacağõ bir dille şiirlerini söylemişler, halkõn sevgi ve takdirini kazanmõşlardõr. Aşk, sevgi, tabiat ve sosyal konularõn yanõ sõra dinî-tasavvufî konulara da yer vermişlerdir. Her düşünce sistemi gibi dinî-tasavvufî konular da yayõlõrken sanatõn gücünden yararlanõlmõştõr. Allah õ, peygamberleri anlatmak, öğretmek isteyen âşõk söyleyeceklerini saza ve söze dökerek daha yumuşak, daha kolay anlaşõlõr ve sevilir hale koymuşlardõr. Önceleri öğretimi ve eğitimi hedefledikleri için, âşõklar didaktik bir üslup kullanmõştõr. Daha sonralarõ Bektaşî, Mevlevî tarikatlarõ kendi inançlarõnõ taşõyan sözcüklerini şiire eklerler. Bektaşî, Mevlevî ve Kalenderî tarikatlarõ bir anlamda edebiyat ve müzik ocağõ olur. Bu âşõklar az çok medrese öğrenimi görür. Bu öğrenim, onun İslâm ilimlerine, enbiyâ hikayelerine, kõsmen tasavvufa ve şiire olan merakõ, kabiliyeti ve kendisini irşad eden üstadõnõn tesiri ile divan edebiyatõmõzõ kõsa zamanda tanõr. Kuvvetli saz şairi geleneği ve muhiti içinde öğrenmek aşkõ ile divan şairlerini ve âşõklarõ okur. Bu kültür birikiminin sonunda, iki kaynaktan gelen fikrî-edebî hazõrlõk âşõklarõn uzun yõllar içinde yaşadõğõ halkõnõn konuşma dili ile klasik edebiyat dilini bir terkip halinde ortaya koymasõnõ temin eder. Hem hece, hem aruzla değişik konularõ terennüm ederler. Bu konular içinde peygamber kõssalarõ önemli bir yer teşkil etmektedir.

7 4 Âşõk edebiyatõnda geniş bir yer tutan bu peygamber kõssalarõnõ tez konusu olarak seçtik. Araştõrmamõza öncelikle peygamber kõssalarõna yer veren kaynaklara ulaşarak başladõk. Bu konudaki en önemli kaynak Kur ân-õ Kerîm dir. Kur ân da geçen peygamber kõssalarõ ile ilgili ayetleri tespit ettik. Daha sonra kõssalarõn anlatõldõğõ diğer kaynaklara ulaştõk. Son olarak da âşõklarõn peygamber kõssalarõnõ konu alan şiirlerindeki örnekleri tespit ederek açõklamaya çalõştõk. Çalõşmamõz; ön söz, giriş, iki ana bölüm ve kaynakçadan oluşmaktadõr. Giriş Bölümü nde Âşõk, Âşõk Edebiyatõ, Âşõk Edebiyatõnõn Tarihçesi ve Âşõk Edebiyatõnõn Tesirleri başlõklarõ altõnda bu konularla ilgili bilgiler verdik. Birinci Bölüm de şiirlerini incelediğimiz, yaşadõğõ devrin önemli isimleri sayõlabilecek on âşõğõn kõsaca hayatõ ve edebî şahsiyetlerinden bahsettik. Âşõklarõn sõralanmasõnda yaşadõklarõ yüzyõl dikkate alõnmõştõr. Çalõşmamõzõn en önemli kõsmõnõ, İkinci Bölüm oluşturmaktadõr. Bu bölümde âşõklarõn şiirlerinde yer verdiği peygamberler ve kõssalarõ, başta Kur ân-õ Kerîm olmak üzere, çeşitli kaynaklardan istifade edilerek tespit edilmiş ve konunun işlendiği nazõm birimleri açõklanmaya çalõşõlmõştõr. Peygamberler ve örnek şiirlerini ele aldõğõmõz âşõklar alfabetik sõraya göre tasnif edilmiştir. Dip not verilirken yazar soyadõ ve eserin basõm tarihi, ardõndan şiirin geçtiği sayfa numarasõ ve dörtlük numarasõ yazõlmõştõr. Kaynakça, çalõşmamõz sõrasõnda faydalandõğõmõz eserlerden meydana gelmiştir. Sõralama, yazarlarõn soyadlarõ esas alõnarak yapõlmõştõr. Bu çalõşmam sõrasõnda bana sonsuz destek veren aileme, bana her zaman yardõmcõ olan değerli hocalarõma, en önemlisi engin bilgilerini, tavsiye ve tecrübelerini hiç esirgemeyen ve insanlõğõ ile örnek aldõğõm değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖZÇELİK e teşekkürü bir borç bilirim.

8 5 GİRİŞ I. ÂŞIK Bir hazõrlõğõ olmaksõzõn (irticalen) şiir söyleyen, ekserisi saz eşliğinde şiirlerini okuyan veya halk hikayelerini anlatan şahõslar âşõk ismiyle anõlmõşlardõr. Çok kere saz şairi, çöğür şairi, ozan, halk şairi terimleri âşõk mukabili olarak kullanõlmõştõr. Ancak bu gibi kullanõmlar bazõ mahzurlar taşõmaktadõr. Âşõklarõn saz çalmayanlarõ olduğu gibi, çaldõklarõ sazlar da değişik olabilmektedir. (Kubur, karadüzen, bozuk, tanbura, çöğür vb.). Ozan deyimi, İslâmiyet öncesi göçebe devire ait bir terim olup âşõk karşõlõğõ olarak kullanõlamaz. Halk şairi deyimi de anlam karõşõklõğõna sebep olmaktadõr. 12. ve 13. asõrlardan başlayarak Osmanlõ devrinde gelişmeye devam eden askerî ve siyasî merkezlerde, büyük kervan yollarõ üzerinde kurulan kasabalar ve buralarda inşa edilen medreseler, tekkeler, diğer kültür kurumlarõnda, asker ocaklarõ çevresinde belli bir kültür hareketi oluşmuş ve yaygõnlaşmõştõr. Bu kültür muhitlerinde yetişen, ekserisi tasavvuf neşvesi ile yoğrulmuş ve bir kõsmõ okuma yazma dahi bilmeyen şahõslarõn Türkçe ifade malzemesini işleyerek geniş kitlelere seslendikleri görülmektedir. Bu âşõk tipinin ilk büyük temsilcisi olarak Yunus Emre yi görmekteyiz. Âşõk kelimesi önceleri Yunus Emre tarzõnda ilahîler ve tasavvufî şiirler söyleyen şairleri ifade eden bir terim olarak kullanõlmõş, zamanla daha geniş bir mana kazanmõştõr. Âşõklar çõraklõktan başlayarak âşõk oluncaya kadar belli bir eğitimden geçerler, fasõllara katõlõrlar, memleket içinde seyahata çõkarlar, nihayet ustalarõndan bir mahlas aldõktan sonra âşõk olurlardõ. Şehir hayatõnõn kültür havasõ içinde klasik şiire ve musikîye, tasavvuf düşüncesine, İslâm tarihine, evliya menkõbelerine, İran ve Türk edebiyatlarõnda görülen motiflere ait birçok bilgiler edinirlerdi. Âşõklarõ şehirde yetişenler ile köyde yetişenler olarak ayõrmak mümkündür. Bu durumda şehirli

9 6 âşõklarõn kültür seviyeleri klasik medrese ve tekke kültürü ile temas halinde olduklarõndan köyde yetişenlerden dil, sanat ve ifade açõsõndan başkalõklar gösterecektir. Köy çevresinde yetişenler aruz vezninden de uzak kalmõşlardõr. Bu açõdan daha kendine has, daha mahallî sayõlabilirler. Şehir ve kasabalarda kahvehaneler, meyhaneler âşõklarõn toplantõ yerleridir. Yerine göre, bey konaklarõna padişah saraylarõna da girmişler, söz ve sazlarõnõ bu ortamlarda da dinletmişlerdir. Bazõ padişahlarõn âşõklara özel ilgi gösterdikleri biliniyor. 4. Murad ve 4. Mehmed in âşõklara gösterdikleri ilgi Evliya Çelebi nin Seyahatname sinde de söz konusu edilmiştir. 2. Mahmud, Sultan Mecid ve Sultan Aziz in âşõk fasõllarõndan hoşlandõklarõ ve sarayda bu padişahlar devrinde otuzu aşkõn âşõk bulunduğu kaynaklarda zikredilmiştir. Âşõklar mevsimine göre kurulan panayõrlarda dolaşõr, tekkelerde, imarethanelerde misafir olurlardõ. Belli devirlerde hükümetin nezareti altõnda teşkilatlanarak hususî bir zümre teşkil ettikleri de olmuştur. Âşõk teşkilatlarõ ile ilgili bilgiler sözlü kaynaklara dayanmakta olup bilinenler de 2. Mahmud dan sonraki devrelere aittir. Âşõk fasõllarõnõ idare eden Reis-i âşõkan, hükümetten maaş alõrdõ. Âşõklar saz çalõp irticalen şiir söyleme özellikleriyle kendilerini okur yazar sayar, divan tarzõnda şiir yazanlardan üstün görürler; divan şairleri de âşõklarõ hor görür, beğenmezlerdi. Bununla birlikte, divan şiiri unsurlarõnõ (vezin dahil) kullanan âşõklar olduğu gibi, hece ile yazmayõ deneyen divan şairleri de mevcut olmuştur. Âşõklarõn en belirgin vasõflarõ irticali söyleyiş ve saz eşliği olmasõna rağmen, kalem şuarasõ olarak adlandõrõlan âşõklar da vardõr ki, bunlar ekseriya iyi öğrenim görmüşlerdir; saz çalmazlar, hece ile âşõk edebiyatõ türlerinde şiirler yazarlar (Bayburtlu Zihnî, Çankõrõlõ Zihnî gibi). Divan edebiyatõ nazõm şekillerine de başvururlar. Âşõklarõn usta çõrak ilişkileri içinde, tekke ve medrese kültürüyle yoğrularak 19. asõr sonlarõna kadar geleneksel tavõrlarõnõ sürdürdükleri görülmektedir. Medrese ve tekkelerin devam ettirdiği İslâm kültürü ve 19. asõrdan kalan âşõklarõn yaşatmaya çalõştõğõ edebî gelenek, bu zümrenin gittikçe güç kaybetmesini önleyememiştir. Yeniçeri ocağõnõn kaldõrõlmasõ, tekkelerin zamanla fonksiyonlarõnõ ifa edemez hale düşmeleri ve kapanmalarõ neticesinde, âşõklarõn hemen hemen bütün yetişme

10 7 kaynaklarõ kurumuştur ve 40 larda Halk evleri tarafõndan rejime sadõk âşõklarõn himayesi şeklinde bir eğilim görülmekteyse de, değişen iktisadî ve içtimaî şartlar, geniş ve sürekli tesir icra eden kitle haberleşme araçlarõ geleneksel âşõk tipinin hemen hemen tamamen ortadan kalkmasõna sebep olmuştur. (TDEA, Cilt 1, ) A. ÂŞIKLARIN DÜNÜ VE BUGÜNÜ Anadolu nun muhtelif köşelerinde, hatta bugün bile âşõk ünvanõnõ taşõyan ve çaldõğõ sazla kendisinin veya başkalarõnõn şiirlerini terennüm eden şairçalgõcõlara, yani saz şairlerine tesadüf olunmaktadõr. Elli yõldan beri gittikçe azalan, içtimaî mevkilerini ve ehemmiyetlerini kaybeden bu âşõklar, Osmanlõ İmparatorluğu memleketlerinde, 20. asõr başlarõna kadar, mühim bir meslekî zümre halinde devam etmekte ve imparatorluğun her tarafõnda bunlara tesadüf olunmakta idi. 19. asõr sonlarõnda, Garp emperyalizminin siyasî ve iktisadî baskõsõ altõnda maddî ve manevî müesseseleri bozulmaya başlayan ve yeni bir hayat şekli arayan Osmanlõ cemiyetinde, âşõklar zümresinin de artõk o şekilde yaşayamayacağõ pek tabiî idi. İnkõlâplar da bu zümreyi yaratan ve yaşatan içtimaî şartlarõ kökünden sarsmõştõr. a. Halk Kitlesinin Âşõklar Hakkõndaki Telakkisi Âşõk, halk arasõnda, umumîyetle saz şairlerine verilen bir isimdir. Yine halk arasõnda dolaşan birçok menkõbeler, bunlarõn maddî ve cismanî aşktan manevî ve ruhanî aşk derecesine yükseldiklerini, saz çalõp şiir söylemeyi de ilahî vasõtalarla öğrendiklerini anlatõr. Görülüyor ki bunlar, halkõn telakkisine göre Hak âşõklarõdõr ve ilham kaynaklarõ daima ilahîdir. b. Münevver Sõnõfõn Âşõklar Hakkõndaki Telakkisi Fikir ve zevk seviyesi bakõmõndan halktan tamamiyle ayrõlmõş olan bu sõnõf, medresede, İslâm ilimlerinin, Arap ve İran edebiyatlarõnõn en yüksek mahsüllerine iyiden iyiye alõşmõş bulunuyordu. Bediî ihtiyaçlarõnõ pek tabiî olarak bu klasik edebiyat mahsülleriyle tatmin eden yüksek kültür sahipleri, İslâm medeniyetinin dünya görüşünden şüphesiz ayrõlamazlardõ. Halk musikîsine ve halk şiirine mahsus

11 8 her türlü şekiller, halk arasõnda rağbet kazanan mevzular, halk şiirlerinin umumî ölçüsü olan hece vezni daima hakir görülmüştür; şiirlerinin geniş halk tabakasõ arasõnda okunmasõ ve anlaşõlmasõ, klasik bir şair için adeta bir hakaret vesilesi oluyordu. c. Âşõklarõn Kendi Haklarõndaki Telakkileri Âşõklar arasõnda son zamanlara kadar devam eden bir telakkiye göre, umumiyetle şairler iki kõsma ayrõlõr: a) Kalem şairleri; yüksek sõnõfa mahsus şiirler yazan klasik şairler. b) Meydan şairleri; yani, halk toplantõlarõnda irticalen de şiirler tertip eden ve onlarõ sazlarõ ile çalõp söyleyen âşõklar. Âşõklar kendilerini, türlü bakõmlardan, klasik şairlerden üstün sayarlar: Evvela, herhangi bir mevzu üzerine, herhangi bir kafiye ile derhal bir manzume söyleyivermek kudreti, onlarõn başlõca övünme sebepleridir. Hakikaten, klasik şairler arasõnda, irtical denilen bu kudret, çok nadirdir. Âşõklarõn klasik şairlere üstünlük iddiasõnda bulunmalarõnõn ikinci sebebi de, şiirlerini sazlarõ ile çalõp söyleyebilmeleridir. Kalabalõk ve hayran bir dinleyici zümresi karşõsõnda çalõp söylediklerinden, birbirleriyle müşaarelerde bulunduklarõndan da âşõklar kendilerini klasik şairlerin üstünde tutarlar. Geniş halk tabakasõ içinde âşõklarõn kazandõklarõ şöhret ve rağbet, daha fazla olmuştur. 17. asõrdan başlayarak, imparatorluğun büyük merkezlerinde yetişen âşõklarõn, klasik şairlere benzemek ve onlardan geri kalmamak gayretiyle, oldukça kuvvetli klasik edebiyat kültürüne sahip olmalarõ, aruz veznini ve bazõ klasik nazõm şekillerini kullanmaya başlamalarõ, yabancõ terkip ve kelimelere ve klasik şiire mahsus mefhumlara manzumelerinde gitgide daha geniş bir yer vermeleri, âşõklar arasõnda, kendilerinin artõk bu cihetlerden de klasik şairlerden geri kalmadõklarõ kanaatini doğurdu; bu kanaat, onlar arasõnda yavaş yavaş büsbütün kuvvetlendi. ç. Âşõklar, Hangi İçtimaî Muhitlerde ve Nasõl Yetişir? Şehir Muhitinde Âşõklar asõrlardan son yõllara kadar, Osmanlõ İmparatorluğu nun her köşesinde gördüğümüz âşõklar ve âşõk tarzõ, bilhassa şehir hayatõnõn verimidir.

12 asõrlarda imparatorluğun Asya ve Avrupa daki büyük şehir ve kasabalarõnda oldukça kalabalõk münevver bir sõnõf vardõ ki, İslâm ilimlerini ve edebiyatlarõnõ kavramõştõ; maddî refah ve servetle birlikte bu yüksek kültür havasõ, uzun asõrlar boyunca, daha aşağõ seviyedeki diğer içtimaî sõnõflara da geçerek, umumî zevk ve fikir seviyesini yükseltmişti. Buralarda, muntazam bir tahsil görmedikleri, hatta bazen hiç okuma yazma bilmedikleri halde, bu kültür çevresi içinde aruz ile klasik nazõm kaidelerine uygun oldukça güzel şiirler yazan ümmî şairlere de tesadüf olunuyordu. Şehir ve kasabalarda, muhtelif içtimaî tabakalara mahsus ayrõ ayrõ kahvehaneler, bozahaneler, meyhaneler gibi umumî yerler vardõ. Bazõ büyük kahvehanelerde çalgõ ve köçek takõmlarõ da bulunurdu. İşte, bu kahvehanelerden bazõlarõ bilhassa âşõklarõn toplantõ yerleri idi. Onlar, belli mevsimlerde buralarda toplanõrlar, sazlarla şiirler terennüm ederlerdi. Büyüklerin ve zenginlerin konaklarõnda, saraylarõnda da çöğürcülere tesadüf edilirdi. Hükümetin kontrolü altõnda muntazam bir teşkilata malik olan bu âşõklar, panayõrlar gibi geçici toplantõ yerlerinde kurulan kahvehanelerde bulunurlar, memleketi dolaşõrlar, tekkelerde, büyüklerin ve zenginlerin konaklarõnda misafir olurlardõ. Âşõklar teşkilatõnda çõraklõktan başlayarak âşõk oluncaya kadar geçirilmesi icap eden birçok dereceler vardõ. Bilhassa, büyük, şöhretli âşõklarõn etrafõnda, âşõklõğa meraklõ, istidatlõ birçok gençler çõrak olarak toplanõrlar, üstattan mahlas alõrlar, âşõk olmak için zarurî olan edebî ve meslekî terbiyeyi gördükten sonra fasõllara girmeye başlarlar, memleket içinde uzun seyahatlere çõkarlar, nihayet âşõk olurlardõ. Ekseriyetle küçük esnaf tabakasõndan, fakir halk arasõndan, yahut askerî sõnõflardan yetişen bu âşõklar, bir tahsil görmemekle beraber, şehir hayatõnõn kültür havasõ içinde, birçok bilgiler edinirler; İran edebiyatõnõn büyük şahsiyetlerinin eserlerine bile yabancõ kalmazlardõ. 17. asõrdan başlayarak, klasik şiirin bunlar üzerinde çok büyük bir cazibesi olmuştur ki, sonraki asõrlarda bunun büsbütün arttõğõnõ birçok örnekleri ile görüyoruz. Köy ve Aşiret Çevrelerinde Âşõklar Köylü sõnõfõnõn duygularõna ve telakkilerine tercüman olmak mecburiyetinde bulunan köy ye aşiret şairleri, klasik şiir tesirinden ve aruz

13 10 vezninden oldukça uzak kalmõşlardõr. Şehir ve köy âşõklarõnõ birbirlerinden ayõran çok açõk içtimaî muhit farkõna karşõ, bunlarõ birbirine yaklaştõran diğer birtakõm kuvvetli âmiller de vardõr: 1. Köy, hiçbir zaman civarõndaki şehir ve kasabalardan tamamiyle ayrõ bir hayata malik değildir, bunun gibi köyler de şehirlerin tesirinden uzak kalamazlar. 2. Şehir hayatõnõn ve kültürünün yarattõğõ âşõk, nasõl klasik şairin ve klasik şiirin çekiciliğine ve manevî nüfuzuna kapõlmõşsa, köy ve aşiret çevresinde yetişen âşõk da, daha yüksek bir kültürün sahibi ve temsilcisi olan şehirli âşõğõ kendisine ideal bir örnek saymaktan kendini alamaz. 3. Köy ve aşiret çevresindeki âşõk, muhtelif seyahatlerinde şehir ve kasabalardaki meslektaşlarõ ile mutlaka münasebete girmiş, şehir hayatõna ve kültürüne yabancõ kalmamõş olduğu gibi, şehirli âşõklar da, devamlõ seyahatleri ile, her muhitte bağlar tesis etmişler, tesirlerini her tarafa yaymõşlardõr. 4. Tekkelerin ve bilhassa Bektaşîlik gibi tarikatlere mensup tekkelerin verdiği edebî ve tasavvufî kültür, muhtelif içtimaî çevrelerde birbirinin aynõsõdõr. İşte, bütün bu gibi âmiller, köy ve şehir âşõklar arasõndaki farklarõn derinleşmesine manî olmuş ve 17. asrõn ilk değilse bile, son yarõsõnda âşõk tarzõ, âşõk şiiri dediğimiz, belli kaidelere malik, yani kendi nev i içinde adeta klasikleşmiş hususî bir edebiyatõn vücuda gelmesine pek çok yardõm etmiştir. (Köprülü, 1989, )

14 11 II. ÂŞIK EDEBİYATI Günümüze kadar ele geçirilebilen yazõlõ kaynaklardan anlaşõldõğõna göre, çok geniş bir coğrafyaya yayõlan Türk ulusu, kendi içinden yetişip adlarõ hatõrlanan veya unutulmuş olan şairlerine ve onlarõn eserlerine, en eski tarihlerden bu güne kadar büyük bir ilgi ve sevgi göstermiştir. Bu ilgi ve sevginin yüzyõllar boyu sürmesi, halk şairlerinin halkõn gözü, kulağõ ve en önemlisi dili olmasõndandõr. İstek, dilek, heyecan, duygu ve düşüncelerinin kolayca anlayabileceği bir dille, basit bir ölçüyle, akõlda hemen kalabilecek uyaklarla ve sanatlõ bir şekilde söylendiğini gören halkõmõz, gerek kişisel eserlere, gerek yaratõcõsõ zamanla unutulup folklor ürünü haline dönüşen ve böylece anonim bir eser olarak kabul edilen metinlere büyük bir sadakat göstermiş, ya kulaktan kulağa aktarma biçimiyle, ya da çeşitli cönk ya da mecmualara kaydetmek yoluyla bu güzel örnekleri unutulmaktan kurtarma yoluna gitmiştir. Binlerce örneğin, yaşamasõnõ sağlayan özel ve resmi kitaplarõmõzdaki yüzlerce yazma cönk ve mecmua günümüze kadar tam olarak işlenmemiş ve incelenmemiştir. Bu kadar zengin örnekleri bulunan halk şiirimizi bu güne kadar inceleyen eserlerin õşõğõ altõnda üç ana bölümde ele almaktayõz: 1. Anonim halk şiiri, 2. Saz şiiri (âşõk edebiyatõ), 3. Tekke şiiri. (Gözaydõn, 1989, 1) Âşõk edebiyatõ; Türklerin İslâm medeniyeti dairesine girmelerinden sonra oluşan kültür muhitlerinde, âşõk olarak adlanan şahõslar tarafõndan ortaya konulan, şekil ve muhteva olarak belli özellikler taşõyan edebî verimleri ifade için kullanõlan terimdir. (TDEA, Cilt 1, 188) Boratav a göre âşõk edebiyatõ, klasik denen edebiyata paralel bir kültür akõmõ olarak belirmiştir. (Boratav, 1968, 207)

15 12 Köprülü ye göre ise âşõk edebiyatõ , hatta asõrlar esnasõnda Anadolu da yetişen ve oldukça mebzul eserleri ve edebî ananeleri zamanõmõza kadar devam edip gelen saz şairlerine mahsus şiir tarzõdõr. Âşõk edebiyatõ, bilhassa 18. asõrdan sonra, divan edebiyatõ ile halk edebiyatõ ve tekke edebiyatõ unsurlarõnõn karõşmasõndan hasõl olmuş muhtelif bir mahsuldür. Âşõk edebiyatõ, halk edebiyatõ unsurlarõnõ içine almakla ve esasõnda halk zevkine doğru temayülün bir ifadesi olmakla beraber, Türk ruhunun zevkini, orijinalitesini saklayan ve halkõn içinde yaşayan bir halk edebiyatõ değildir. Şehir ve kasaba halkõ arasõnda gelişen bu edebiyatta klasik edebiyatnõn ve tekke edebiyatõnõn büyük tesiri olmuştur. 16. asõrda ve 17. asõr başlarõnda yetişen âşõklarda, asõl halk edebiyatõ unsurlarõ daha kuvvetli idi; fakat bu asrõn sonlarõndan başlayarak sonraki asõrlarda bu unsur yavaş yavaş azalmõş, diğer unsurlar ise tabiatiyle çoğalmõştõr. (Köprülü, 1989, ) A. ÂŞIK EDEBİYATINDA HALK EDEBİYATI UNSURLARI Âşõk edebiyatõnda halk edebiyatõnõn büyük tesiri göze çarpar: Evvela hece vezni bütün Türk halk şiirlerinde olduğu gibi, âşõk şiirlerinde de hakimdir. Gerçi, 17. asõrda, aruz vezninin de âşõklar tarafindan kullanõldõğõnõ biliyoruz; fakat buna rağmen, millî vezin hakimiyetini muhafaza etmiştir. Kafiye hususunda da, âşõklar, eski halk edebiyatõ ananelerine uymuşlar, yarõm kafiyeleri uygun görmüşlerdir. Nazõm şekillerinde yine aynõ tesiri görüyoruz. Türkü, türkmani, varsağõ, ezgi, deyiş gibi sõrf müzik bakõmõndan verilen ve bazõlarõ bu havalarõn etnik menşe ini gösteren şekiller, sonra koşma, mani gibi diğer şekiller, hep bunu kuvvetlendirmektedir. Edebî sanatlar bakõmõndan da, âşõk edebiyatõnda yine kuvvetli halk edebiyatõ unsurlarõnõ bulmaktayõz: Âşõk edebiyatõnõn alliterasyon, cinaslar, teşhis ve intak, münazara, atasözü kullanmak gibi birçok hususiyetleri, halk edebiyatõnda eskiden beri vardõr. Lisan ve üslüpta eski halk edebiyatõndan gelen birtakõm hususiyetleri, âşõk tarzõ mahsullerinde açõkça görmekteyiz.

16 asõrda ve 17. asrõn ilk yarõsõnda yetişen âşõklarda, bu halk edebiyatõ unsurlarõnõn daha kuvvetli, daha göze çarpar mahiyette olduğu muhakkaktõr. B. ÂŞIK EDEBİYATINDA TEKKE EDEBİYATI UNSURLARI Âşõk edebiyatõnõ vücuda getiren unsurlardan bir kõsmõ da, asõrlar arasõnda Türk memleketlerinin her tarafõnda büyük inkişaf gösteren tasavvuf tarikatlarõna ait tekkelerdeki Türk edebiyatõndan geçmiş unsurlardõr. Anadolu nun, 13. asõrdan başlayarak, 17. asõr başlarõna kadar çok mühim tarikat faaliyetlerine ve hareketlerine sahne olduğu ve Rumeli fetihlerinden sonra bu faaliyetlerin Balkanlara da yayõldõğõ bilinmektedir. Tarikatlarõn, Osmanlõ İmparatorluğu nun her sahasõnda, her sõnõf halk arasõnda tasavvuf akidelerini yaymak hususunda büyük rolleri olmuştur. Dil, vezin, nazõm şekilleri ve hususiyetleri, ifade tarzõ bakõmlarõndan Türk halk edebiyatõnõn birçok unsurlarõnõ almõş olan bu tekke edebiyatõ, ideoloji itibariyle doğrudan doğruya klasik İslâm kültürüne bağlõdõr. Her tarikat mensuplarõ, kendi mesleklerinin propagandasõnõ mümkün olduğu kadar geniş bir nisbette yapmak için, imkan derecesinde sade bir dille ve halk edebiyatõ ananelerine uygun eserler yazõyorlardõ. Tekke edebiyatõndan geçen muhtelif unsurlar, âşõk edebiyatõnõn teşekkülü üzerinde âmil olmuştur: Âşõk kelimesinin kullanõlmasõ, tekke edebiyatõnõn tesiri altõnda olmuştur. Çünkü mutasavvõf şairler, daha 13. asõrdan beri, kendilerini diğer şairlerden ayõrmak ve bu suretle ilham kaynaklarõnõn kudsî ve ilahî mahiyetini göstermek için âşõk ünvanõnõ kullanõyorlar, beşerî ve dünyevî ihtiraslarõ terennüm edenlere verilen şair ünvanõnõ kabul etmiyorlardõ asõrlarda, maddî ve manevî kültür seviyesi yükselmiş, tekkelerin yaydõğõ tasavvuf havasõ ile dolmuş büyük şehirlerde yetişen saz şairleri, ibtidai köy ve aşiret çevrelerinde yetişen eski seleflerinin taşõdõğõ ozan adõnõ elbette kabul edemezlerdi; binaenaleyh, kendilerine yabancõ saymadõklarõ mutasavvõf şairler arasõnda zaten kullanõlmakta olan âşõk ünvanõnõ kullanmaya başladõlar. Bu asõrlarda birtakõm âşõklarõn isimlerinin başõnda

17 14 kul lakabõnõ kullanmalarõ da (mesela Kul Mehmed gibi), yine tasavvuf tesiriyledir. Âşõk tarzõ üzerinde tekke edebiyatõ tesiri de çok dõşta, zayõf bir boya mahiyetinde kalmõş, onun asõl ruhuna girememiş, lâ-dinî mahiyetini bozamamõş, hayatõn her günkü hadiselerine karşõ olan derin ve samimi alakasõnõ kesmemiştir. C. ÂŞIK EDEBİYATINDA KLASİK EDEBİYAT UNSURLARI Âşõk edebiyatõnõn teşekkül ettiği asõrlar, Türk klasik edebiyatõnõn en yüksek inkişaf derecesine vardõğõ, asõrlarca örnek olarak kullandõğõ İran edebiyatõna karşõ beraberlik ve hatta üstünlük davasõna kalkacak kadar şuurlandõğõ bir devirdir. Meddahlar, kõssahanlar, şehnameciler, umumî yerlerde İslâm tarihinin ve İran destanõnõn kahramanlarõna ait hikayeler ve şiirler okuyorlar, klasik musikî kaidelerine göre bestelenen gazel ve murabbalar eğlence meclislerinde, düğünlerde, toplantõlarda terennüm olunuyor, şehir ve kasaba halkõnõn dillerinde dolaşõyordu. Hakikaten, âşõk edebiyatõnõn ilk teşekküle başladõğõ 16. asõr sonlarõndan beri, gerek dõş unsurlar, yani vezin ve şekil bakõmõndan ve gerek iç unsurlar, yani mefhumlar, mecazlar, dil, üslup bakõmõndan, bu klasik şiir tesirinin daima daha kuvvetlenerek kendini gösterdiğini ve 19. asrõn ikinci yarõsõndan evvel bunun artõk son haddine geldiğini açõkça görüyoruz. Gazellerin eskiden beri bestelenerek terennüm edilmesi, bu şeklin âşõk tarzõna girmesinde âmil olmuştur. Murabbalara gelince, bunlar, hece vezninin dörtlüklerinin tesiri altõnda, daha 14. asõrdan beri klasik Türk şiirinde büyük bir yer tutmuştu ve bestelenmeye mahsus manzumeler hemen umumîyetle bu şekilde yazõlõyordu; asõr metinlerinde murabba bağlamak tabirinin daima türkü bestelemek manasõnda kullanõlmasõ bunu açõkça gösterebilir. Bu asõrlardaki şairlerin gazel ve murabbalarõnda kabil olduğu kadar sade bir dil kullanmalarõ da, bunlarõn, bestelenip halk arasõnda terennüm edilmek maksadõ ile yazõldõğõnõ anlatan bir işarettir. Muamma ve lugaz, sonraki asõrlarda âşõklar arasõnda çok yayõldõ; bilhassa 18. asõrda âşõk fasõllarõnda muamma asmak, şaşmaz bir kaide halinde yerleşmiştir. Ayrõca halk kitlesi içinde daima mevcut olan bilmece ve karşõlõklõ bilmece söyleşmek ananesi de vardõr.

18 15 Âşõklarõn yalnõz aruz ile yazdõklarõ şiirlerde değil, hece ile yazdõklarõ manzumelerde bile, klasik edebiyattan geçen basma kalõp mecazlara, muayyen mefhumlara, İslâm tarihinden ve İran mitolojisinden gelen kahramanlara ve motiflere sõk sõk tesadüf olunmaktadõr. Âşõklarõn edebî terbiyelerine, çevrelerine, zamanlarõna, ruhî temayüllerine göre, bu klasik edebiyat unsurlarõnõn nisbeti azalõr veya çoğalõr; fakat âşõk edebiyatõnõn umumî tekamülünü göz önüne alõrsak bu unsurlarõn gittikçe arttõğõnõ görürüz. (Köprülü, 1989, ) Ç. ÂŞIK EDEBİYATININ TARİHÎ VE BEDİÎ KIYMETİ Âşõk edebiyatõ, yalnõz bir içtimaî sõnõfa veya bir dinî taifeye hususi bir zümre edebiyatõ değil, birbirinden farklõ muhtelif çevrelere, hayat ve geçim şartlarõ ayrõ muhtelif gruplara, muhtelif tarikat ve meslek mensuplarõna, fikir ve zevk seviyeleri birbirinden çok farklõ insanlara hitaben muhtelif zümreler arasõnda müşterek bir edebiyattõr. Âşõk edebiyatõ, 16. asõr sonlarõndan başlayarak 18. asõr başlarõna kadar, muhtelif menşelerden gelen muhtelif edebî ve fikrî unsurlarõn kaynaşmasõndan hasõl olmuş yeni bir terkip idi. Klasik edebiyat gibi tekkeye, medreseye, daha açõk bir ifade ile Ortaçağ İslâm ideolojisini yaşatan eski müesseselere dayanõyordu. Eski bir iktisadî ve içtimaî nizamõn yarattõğõ bu müesseseler, temsil ettikleri Ortaçağ ideolojisiyle beraber, Tanzimat tan sonra hayat kabiliyetlerini yavaş yavaş kaybetmeye başlayarak, sadece bir kalõntõ halinde Cumhuriyet devrinin son inkõlâplarõna kadar sürüklendiler. Büyük merkezlerde âşõk kahvelerinin yerini tutmaya çalõşan semai kahveleri, esasen bozulmuş, soysuzlaşmõş ve eski müşterek mahiyetini kaybederek, dar bir zümre edebiyatõ karakterini almaya yüz tutmuş olan âşõk tarzõnõn mukadder akõbetine manî olamadõ ve üç buçuk asõr kadar süren bir hayattan sonra, âşõk edebiyatõ dediğimiz bu Ortaçağ edebiyatõ da ihtişamlõ Osmanlõ İmparatorluğu nun sair müesseseleriyle beraber, geçmişe karõştõ.

19 16 Âşõk edebiyatõ, bugün artõk geçmişe karõşmõş olmakla beraber, bize bõraktõğõ oldukça zengin mahsullerle, edebî servetimizin mühim bir parçasõnõ teşkil etmektedir. (Köprülü, 1989, ) Birtakõm destanlar ve türküler vardõr ki, dar manasõ ile tarihî bir vesika mahiyetini gösterir; fakat yalnõz bunlar değil, bu edebiyatõn bütün mahsulleri, imparatorluk halkõnõn muhtelif devirlerinde, muhtelif içtimaî sõnõflarõn psikolojilerini doğrudan doğruya bize anlatan canlõ şahitlerdir. Bizi eski Osmanlõ cemiyetinin zevkleri, heyecanlarõ, ihtiraslarõ, düşünceleriyle karşõ karşõya getiren, bizim de o manevî hava içinde yaşamamõza imkan veren hayat parçalarõdõr. Eski Osmanlõ cemiyetinin muhtelif içtimaî sõnõflarõ arasõndaki benzeyiş ve ayrõlõş noktalarõnõ ve bunun sebeplerini, onlarõn birbirleriyle münasebet ve alakalarõnõ, hayat dinamizminin bu muhtelif tabakalar arasõnda yarattõğõ karşõlõklõ hulûl ve nüfuzlarõ, hulasa, edebiyat, hatta daha geniş bir ifade ile manevî kültür tarihimizin birçok esaslõ meselelerini, ancak bu âşõk edebiyatõnõn sağlam usûllerle tedkiki sayesinde öğrenmek mümkün olacaktõr. Âşõk edebiyatõ, tekamülünün ilk safhalarõnda daha büyük nisbette halk edebiyatõ unsurlarõnõ içine alan, köy ve aşiret çevrelerinde ise bu hususiyetleri oldukça uzun bir müddet saklayan bu edebiyat, sonralarõ başka unsurlarla fazla karõşmõş olmakla beraber, bilhassa ilk devirlerde, bediî bakõmdan, kendine mahsus bir hüvivet göstermektedir; mamafih âşõk tarzõnõn daha sonraki mahsulleri arasõnda bile, orijinal ve canlõ eserler büsbütün yok değildir. Yeni Türk şiiri üzerinde türlü şekillerde tesirli olan, birçok mahsülleri hala büyük bir okuyucu ve dinleyici kitlesi arasõnda zevk ve heyecan uyandõran âşõk edebiyatõ, bediî bakõmdan da millî edebiyat servetimizin mühim bir kõsmõnõ teşkil etmekte ve her suretle sistematik ve ilmî bir tedkike layõk bulunmaktadõr.

20 17 III. ÂŞIK EDEBİYATININ TARİHÇESİ Âşõk edebiyatõ şiir geleneğimizin köklerini, İslâmiyet öncesi Türk insanõnõn duygularõnõ dile getirdiği, ancak pek az örneği günümüze kadar gelebilen eserlerde bulabiliyoruz. Değişik Türk boylarõnda ozan, kam, baskõ gibi adlarla anõlan, ellerinde devirlere göre değişen sazlarõ bulunan sanatkarlarõn ortaya koyduğu eserler, aynõ zamanda Türk şiirinin ilk örneklerini de teşkil etmektedir. Bunlarõn günümüze kadar ulaşabilen nadir örneklerine bakõldõğõ zaman, tespit edilenden çok evvel ortaya konulmuş, gelişmiş bir zevkin neticesi olan işlenmiş parçalar görülmektedir. Örneklerin en çok bulunduğu Kaşgarlõ Mahmud un Divânü Lügati t-türk adlõ eseri, şekil ve konu bakõmõndan oldukça fazla ve sağlam bilgiler vermektedir. Çeşitli sebeplere bağlõ olarak anayurtlarõnõ terk ederek Anadolu ya gelen Türkler, beraberlerinde Orta Asya nõn zevklerini de getirmişlerdir. Bu arada söze dayanan sanatlarõnõ, bu sanatõn icrasõ sõrasõnda kullanõlan musikî aletlerini de ihmal etmemişler, zamanla bunlara Anadolu ya has yeni bir hava vermişlerdir. Bu gelenlerin bazõlarõ, Anadolu da da gelişen İslâm kültüründen istifade ederek, eserlerine, yeni girdikleri dinin havasõnõ da katmõşlardõr. Âşõk edebiyatõ, Divânü Lügati t-türk ten en güzel örneklerini gördüğümüz destan, sagu ve koşuklarõn zamanla Anadolu da yeni bir şekil almasõ ile gelişmiştir. Bu edebiyat henüz filizlenme çağõnda iken klasik edebiyatõmõz oldukça gelişmiş bir durumda idi. (Büyük Türk Klasikleri, Cilt 4, ) Âşõk edebiyatõ, 16. asõr sonlarõndan başlayarak, 18. asõr başlarõna kadar, muhtelif edebî ve fikrî unsurlarõn kaynaşmasõndan hasõl olmuş yeni bir terkiptir. İlk devirlerde halk edebiyatõ unsurlarõ daha barizken, sonralarõ klasik edebiyatõnõn belirgin tesiri görülür. Âşõk edebiyatõ ile ilgili temel bilgilerin ve örneklerin sonraki devirlere ulaşmasõnõ sağlayan kaynaklar sözlü veya yazõlõdõr. Sözlü kaynaklar: Âşõklar, daha önce yaşamõş âşõklarõn eserlerini hafõzalarõna alarak naklederler. Bu nakil sõrasõnda bazõ değişiklikler de vuku bulur. İkinci kaynak, okur yazar âşõklar veya başka meraklõlarõn âşõklara ait verimleri de kaydettikleri cönklerdir.

21 18 Âşõk edebiyatõ İslâmiyet öncesi sözlü edebiyat geleneğinin bir devamõ olmasõna rağmen, özellikle Anadolu da 12. asõrdan başlayarak gelişmiş ve yeni bir birleşim olarak belirmiştir. 12. ve 13. asõrlarda Horasan bölgesinden Anadolu ya kadar yaygõn verimleri görülen dinî-tasavvufî mahiyetteki edebiyatõn 16. asõrda şekillenen âşõk edebiyatõnõn oluşmasõnda büüyük rolü dikkati çeker. 12. ve 13. asõrlarõn tekke mensubu şairlerinin ünvanlarõ olan âşõk, daha sonra umumî bir mahiyet alarak kullanõlõr olmuştur. Âşõk edebiyatõ çerçevesindeki şairlerin, dinî olmayan konularõ geniş bir şekilde işlemelerine rağmen, dinî-tasavvufî edebiyat dairesindeki şairlere alem olan âşõk ismini kullanmalarõ dinî-tasavvufî fikirlerin, mihraklarõn bu edebiyatõn oluşumundaki etkisini gösterir. Böylece, İslâmiyet öncesi şairlerine ait ozan ve baksõ terimlerinin yerini tamamen âşõk almõş, ozan kelimesi de geveze, saçmasapan söz söyleyen ve çalgõcõ çingene anlamlarõna kullanõlõr olmuştur. Âşõklar, geniş ölçüde ve temel olarak halk edebiyatõna ait vezin ve nazõm şekillerini kullanmõşlardõr. Bunun yanõnda, 16. asõrdan sonra hõzlõ bir şekilde divan edebiyatõ vezin ve nazõm şekilleri de âşõklarca kullanõlmõştõr. Âşõk edebiyatõnõn oluşmasõnda önde gelen unsurlar halk edebiyatõ ve halk musikîsidir. Âşõklar ekseriya hece veznini kullanmõşlardõr. 17. asrõn ikinci yarõsõndan itibaren aruz vezni de yaygõnlaşmõştõr. Kafiyelenişte de halk edebiyatõnda yaygõn olan yarõm kafiye çok görülür. Müslümanlõk ve yerleşik medeniyete geçişin tesiriyle, halk edebiyatõ unsurlarõ belli nispette zayõflamõş, tasavvuf-tekke edebiyatõ ve divan edebiyatõ tesiri yaygõnlaşmõştõr. Âşõk edebiyatõ üzerinde dinî-tasavvufî edebiyat tesiri sürekli ve tayin edici olmuştur. Anadolu ve Balkanlarõn fethinde olduğu kadar, Türkleşme ve İslâmlaşmasõnda çeşitli tarikatlarõn ve bunlara bağlõ tekkelerin önemli rolleri olmuştur. Tarikatlar en ücra köşelere kadar yayõlan dergah, tekke ve zaviyeleri ile geniş halk kitleleri üzerinde büyük tesir icra etmişlerdir. Bu tesirin yaygõnlõğõnda rol oynayan hususlardan biri de, sade Türkçe ile tekkelerin akidelerini yayma maksatlõ bir edebiyatõn meydana gelmesidir. Âşõk edebiyatõ üzerinde divan edebiyatõnõn da belirgin tesiri vardõr. Âşõk edebiyatõnõn oluşumunu tamamladõğõ 16. ve 17. asõrlarda divan edebiyatõ yüksek bir seviyeye ulaşmõş bulunuyordu. Hatta, başlangõcõndan beri tesirinde bulunduğu İran

22 19 edebiyatõna üstünlük iddialarõnda bulunan şairlere bile bu devirde rastlanmaktadõr. Divan edebiyatõ bu asõrlar da şehir ve kasabalarda hayli geniş halk kitlelerinin zevklerine hitap eder bir hale gelmişti. Divan edebiyatõnõn güçlü ve yaygõn olduğu bu asõrlarda, âşõk edebiyatõna tesiri belirgin hale gelmiştir. Hem şekle hem muhtevaya ait tesirler dikkati çeker. İç yapõya ait tesirler, çeşitli mefhum ve mecazlarõn âşõk edebiyatõna mal edilmesiyle dil ve üsluba kadar varan bir mahiyet almõştõr. Şekli tesirler ise, âşõklarõn tabiî vezni kabul edebileceğimiz hece vezni yanõnda aruz vezninin hece veznine yaklaşan ve kullanõlmasõ nisbeten kolay olan kalõplarõn oldukça yaygõn bir şekilde kullanõlmasõdõr. Vezin dõşõnda şekli sayõlabilecek diğer bir tesir de gazel, murabba, müstezat, muhammes, müseddes gibi nazõm şekillerinin âşõklar tarafõndan da kullanõlmasõ olmuştur. Divan şairlerince uygulanan tarih düşürme tarzõ âşõklar arasõnda fazla yayõlmamõşsa da, muamma ve lugaz ikisi birleşerek muamma şeklinde yayõlmõş ve belli başlõ türlerden biri haline gelmiştir. 18. asõrdan itibaren âşõk fasõllarõnda muamma asmak kaide halinde görünür. Ayrõca divan şiirinin mazmunlarõ, İslâm ve İran tarihinden alõnan mitolojik motifler, yalnõz aruzla değil heceyle yazõlan şiirlere de girer. Ferhat ile Şirin gibi mesnevi konularõ halk öyküsü olarak kimi küçük değişikliklerle işlenir. Âşõklar, heceyle yazdõklarõ şiirlerde de, divan edebiyatõna has olduğu kabul edilen mecazlarõ kullanmõş, benzetmelere başvurmuşlardõr. 17. asõrda yetişen Âşõk Ömer ve Gevherî gibi iki büyük usta ile divan edebiyatõ tesiri daha yaygõn hal almõştõr. Âşõk edebiyatõnõn 16. asõr öncesindeki gelişimi için bilgi bulmakta güçlük çekilmektedir. En eski şair ve şiir olarak kabul edilen Baykan (Bõkan) ve onun destanõ olan Dâsitân-õ Sukût-õ Kars tõr. Bu şiirde 1386 yõlõnda Timur un Kars õ yakõp yõkmasõ anlatõlõr. Âşõk edebiyatõyla ilgili yeterli sayõlabilecek bilgiye 16. asõrdan itibaren sahip bulunmaktayõz. Bazõ âşõklarõn bu devirde yaşadõklarõ, devrin önemli hadiseleri üzerine yazdõklarõ şiirlerden çõkarõlõyor. 16. asõrda yaşamõş olan belli başlõ şairler: Bahşî, Ozan, Kul Mehmed, Öksüz Dede, Köroğlu, Geda Muslu, Çõrpanlõ, Armudlu, Kul Çulha, Oğuz Ali, Pir Sultan Abdal şeklinde sõralanabilir.16. asrõn ilk yarõsõnda halk edebiyatõ unsurlarõnõn hakimiyeti görülürken, ikinci yarõsõnda

23 20 ise dinî-tasavvufî edebiyat ve divan edebiyatõ tesiri hissedilir. Aruzla murabba şeklinde düzenlenen divanlar, bu dönemde âşõklar tarafõndan kullanõlmaya başlanmõştõr. 17. asõr, Osmanlõ âşõklarõ için adeta bir altõn devir sayõlabilir: Âşõklar her tarafta çoğalmõş, Celaliler arasõnda, yeniçeri, levend, sipahi ocaklarõnda yetişen birtakõm âşõklarõn eserleri her tarafa yayõlmõştõ. Büyüklerin dairelerinde mutlak çöğürcüler bulunduruluyor, hatta onlarõn şöhret ve mahareti büyükler arasõnda rekabeti celb ediyordu. Bu asõrda Gevherî, Âşõk Ömer gibi âşõk edebiyatõnõn en önemli şahsiyetleri yetişmiştir. Daha önceki asõrlar için söz konusu olan karanlõk noktalar bu ve takip eden asõrlarda azaldõğõndan, bu devirde yaşamõş daha çok sayõda âşõk tespit edilebilmektedir: Kâmil, Kuloğlu, İbrâhîm, Türabî, Edhemî, Afife Sultan, Kul Deveci, Kul Süleymân, Âşõk Mustafa, Kayõkçõ Kul Mustafa, Katibî, Âşõk, Er Oğlu, Pir Oğlu, Gedayî, Şah Bende, Şermî, Demirci Oğlu, Üsküdarî, Bursalõ Âşõk Halil, Keşfî, Kör Oğlu, Benli Ali bunlar arasõndadõr. 18. asõrda âşõk edebiyatõ tabiî gelişme seyrini devam ettirir. Yaygõnlõklarõ ve geniş çevrelerin ilgisi neticesi, ilk defa bu asõrda bazõ âşõklarõn şuara tezkirelerine alõndõğõ görülüyor. Aynõ zamanda, mahallileşmeye doğru yönelen divan şairleri de âşõk edebiyatõ tarzlarõnõ denemeye başlamõşlardõr. Buna rağmen, 17. asõrda yetişmiş büyük âşõklar ayarõnda şairlere rastlanmaz. 18. asra ait bilgiler, 17. asra ait bilgilere nisbetle daha azdõr. Bu devirde yaşamõş şairlerden bilinenler de sõnõrlõdõr: Ravzî, Ali, Hocaoğlu, Kabasakal Mehmed, Nakdî Seferli Oğlu, Mağribli Oğlu ve Kara Hamza bu devrin belli başlõ isimleri arasõndadõr. 19. asõrda âşõk edebiyatõ bir taraftan divan edebiyatõnõn tesirine daha fazla girmiş, diğer taraftan dinî-tasavvufî edebiyat unsurlarõna daha fazla maruz kalmõştõr. Aynõ zamanda. divan edebiyatõ çerçevesindeki şairlerin âşõk tarzõna ilgileri de daha fazlalaşmõştõr. Böylece, divan şiiri ile âşõk edebiyatõ arasõnda bir nisbette yakõnlaşma dikkati çekmektedir. Bu asra ait bilgiler daha önceki asõrlarla kõyas edilemeyecek kadar fazladõr. Bu devirde büyük ün kazanan şairler arasõnda Emrah, Zihnî (Bayburtlu), Dertli, Seyrânî, Nuri (Tokatlõ) ve Ruhsatî dikkati çeker. Bunlarõn dõşõnda çok sayõda âşõk geniş bir çevrede tanõnmõş, gene önemli bir kõsmõ da ünlerini

24 21 mahallî çapta muhafaza etmişlerdir. Minhâcî, Ispartalõ Seyrânî, Âşõk Ali, Gedayî, Devamî, Sürurî, Figanî, Zehrî, Nigarî, Cevrî, Hikmetî, Bezmî, Bezlî, Sabrî, Sümmânî, Muhibbî, Ceyhunî, Meslekî, Lutfî, Tõflî, Dadaloğlu, Deli Boran Özellikle şiirde görülen ve kullanõlan dili de etkileyerek yalõnlõğõnõ ve doğallõğõnõ bozan bu olumsuz gelişim, ancak divan şiirinin ömrünü tamamlamasõ sonucu durur. Cumhuriyetten sonra da kaynağa dönen âşõk edebiyatõ kendini yeniler. Yalnõz, divan edebiyatõndan etkilenen âşõk edebiyatõ temsilcilerinin kentlerde ve kültür merkezlerinde yetişen ya da buralarda divan şiirleri ile karşõlaşan âşõklar olduğu belirtilmelidir. Köylerde ya da göçebe ve yarõ göçebe topluluklar arasõnda yaşayan âşõklar, şehirdeki âşõklarõn taşõdõğõ halk edebiyatõna yabancõ unsurlar karşõsõnda kayõtsõz kalamamõşlarsa da, bütünüyle de benimseyememişlerdir. Denilebilir ki, âşõk edebiyatõ son büyük üstadlarõnõ 19. asõrda yetiştirmiş ve bu asõrda başlayan zeval, 20. asõrda âşõk edebiyatõnõn gücünü yitirmesi veya şekil değiştirmesi ile neticelenmiştir. 20. asõrda yetişmiş âşõklardan en ünlüleri: Kağõzmanlõ Hõfzõ, Çõldõrlõ Şenlik, Derdiçok, Yûsufelili Huzurî, Veysel Şatõroğlu, Ali İzzet Özkan, Talibî Coşkun, Yaşar Reyhanî, Murat Çobanoğlu, Mevlit İhsanî dan itibaren Konya da düzenlenmeye başlanan Âşõklar Bayramõ, âşõk edebiyatõna görünür bir canlõlõk getirmiştir. (TDEA, Cilt1, )

25 22 IV. ÂŞIK EDEBİYATININ TESİRLERİ Âşõk edebiyatõ, Türk edebiyatõnõn diğer şubelerinden etkilendiği gibi, bu şubelere de tesirleri görülmektedir. Hatta Ermeni azõnlõk edebiyatõna da tesirleri görülür. Divan şairleri, âşõk edebiyatõ verimlerini ve âşõklarõ küçümsemelerine rağmen, bazõ divan şairleri âşõk tarzõ şiirler yazmõşlar veya söyleyiş olarak benzer ifadeler kullanmõşlardõr. Özellikle 18. asõrdan itibaren, bu tesir hissedilir. Nedim in hece vezni ile yazdõğõ türkü ünlüdür. Daha sonra Enderunlu Fazõl, Vasõf ve İzzet Molla; dil ve söyleyiş olarak halk ifade tarzlarõndan faydalandõlar. Şair padişahlardan 4. Murad õn musahibi Mûsâ Çelebi nin ölümü üzerine hece vezni ile bir varsağõ yazdõğõ bilinmektedir. Ancak, âşõk edebiyatõnõn divan edebiyatõ üzerindeki tesiri süreksiz ve dar olmuş, hiç bir zaman hakim karakter arzetmemiştir. Tanzimat döneminde, Batõ tesirinde yeni bir edebiyat gelişirken, âşõk ve halk edebiyatlarõna ilgi de genişlemiştir. Bu ilgide batõlõlaşma eğilimine dayalõ siyasî yönde dikkati çeker. Tanzimat dönemi edebiyatõnõn önde gelen simalarõndan Ziya Paşa nõn âşõk edebiyatõ ile ilgili görüşleri ilgi çekicidir. Ziya Paşa, Şiir ve İnşâ makalesindeki görüşleriyle bu yeni anlayõşõ temsil etmektedir. Paşa, sözü edilen makalede divan edebiyatõna karşõ çõkar ve bizim asõl şiirimizin şairlerin nâ-mevzun diye beğenmedikleri avam şarkõlarõ ve taşralarda çöğür şairleri arasõnda deyiş, üçleme ve kayabaşõ tabir olunan nazõmlar olduğunu ileri sürer. Bu şiirin mükemmeliyet kazanamamasõ, okur yazarlarõn itibar etmemesindendir. Rağbetin o yöne çevrilmesi halinde, az vakitte çok güçlü şair ve yazarlar yetişecektir. Ancak Ziya Paşa, Harabat (1874) ta âşõk edebiyatõnõ küçümseyici, âşõklarõ küçük düşürücü ifadeler kullanmõştõr. Bu, Tanzimat devri şahsiyetlerinin fikrî oturmamõşlõğõna bağlõ bir tutarsõzlõktõr. Tanzimat devrinde yaşayan ve yetişen edebiyatçõlarõn birçoğu âşõk tarzõna ilgi göstermişlerdir. Akif Paşa, Pertev Paşa, Manastõrlõ Faik Bey, Namõk Kemal, Münif Paşa, Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamid bunlar arasõnda sayõlabilir. Bu şairlerden bazõlarõ hece vezniyle ve âşõk şiiri nazõm şekilleriyle bazõ manzumeler yazmõşlardõr.

26 23 Âşõk ve halk edebiyatõna ilginin umumîleşmesi Türkçülük akõmõnõn yaygõnlaştõğõ 20. asrõn başlarõna rastlar. Millî Edebiyat akõmõ içinde görünenler hece veznini benimsediler, âşõk ve halk edebiyatõndan yararlanmaya çalõştõlar. Ancak millîliği şekle, yani sadece vezne bağlayõp ahenk ve ifade sağlamlõğõnõ ihmal ettiler. Bu yüzden başarõlõ örnekler veremediler. Bu devirde âşõk tarzõndan yararlanarak başarõlõ şiirler ortaya koyan Rõza Tevfik Bölükbaşõ dõr. Cumhuriyetten sonra da âşõk şiiri örneklerinden hareketle yazmayõ deneyen şairler görülmüştür. (TDEA, Cilt 1, )

27 24 BİRİNCİ BÖLÜM ÂŞIKLAR A. KARACAOĞLAN Türk saz şiirinin en önemli âşõklarõndan olan Karacaoğlan õn hayatõ hakkõnda kesin bilgiler yoktur. Doğduğu yer, yaşadõğõ yüzyõl hakkõnda değişik görüşler mevcuttur. 16. yüzyõla ait bir cönkte Karacaoğlan dan bahsedilir ki, bu cönk Gelibolulu Mustafa Ali Efendi nin 1600 de tamamladõğõ Mevâ idü n-nefâis fî Kavâ idi l- Mecâlis tir tarihli bir Sur-nâme-i Hümâyun da ise Karacaoğlan Türküsü ibaresi görülmektedir. Ahmet Kutsi Tecer in 16. yüzyõla ait bir cönkte bulduğu şiirler arasõnda Karacaoğlan mahlasõ taşõyan bir şiir yer almaktadõr. Bu kaynaklara bakarak Karacaoğlan õ 16. yüzyõlõn âşõklarõndan sayabiliriz. (Büyük Türk Klasikleri, Cilt 4, 379) Lâtifî Tezkiresi nde şair Naimî Hamîdî nin Münâzara-i Seyf-ü Kalem adlõ şiirinde Kar oğlan deyimi geçer, aslõnda bu Karacaoğlan dõr. Bu eserden hareketle Karacaoğlan 16. yüzyõlda yaşamõştõr denilebilir. Yine Ahmet Kutsi Tecer in bulmuş olduğu bir mecmua vardõr, bu mecmua 16. yüzyõla ait şairlerin eserlerini bir arada bulunduran bir mecmuadõr. Mecmuada Karacaoğlan a ait iki eser vardõr. (Karaer, 1973, 15-21) Karacaoğlan õ 17. yüzyõla ait gören kaynaklardan ikisi, Ömer in Şâir-nâme ve Ali Ufkî nin Mecmûa-i Sâz u Söz deki iki Karacaoğlan türküsüdür. (Büyük Türk Klasikleri, Cilt 4, 379) Şairnâme adlõ eserinde Âşõk Ömer, hem geçmişteki şairleri, hem de çağdaşlarõnõ ele alõr. 17. yüzyõlda yaşamõş olan Âşõk Ömer, Karacaoğlan õ kendi çağdaşlarõ içinde sayar.

28 25 Akşehirli Ahmed Hamdi Efendi ye ait bir hatõra defterinde 17. yüzyõlda yaşadõğõ söylenen Karacaoğlan a ait bilgiler ve üç şiir vardõr. Şiirlerin ikisi başka kaynaklarda da vardõr. Bir cönkte Gevherî ve Karacaoğlan õn atõşmasõna rastlayan bir araştõrmacõ, iki şairi çağdaş olarak düşünür ve Karacaoğlan õ 17. yüzyõl âşõğõ olarak ele alõr. Fakat Karacaoğlan a ait olduğu varsayõlan şiirler incelenince, birçok eksik ve yanlõşlõk göze çarpar. Böylece, Gevherî ile atõşan şairin Karacaoğlan olmadõğõ ortaya çõkar. (Karaer, 1973, 18-22) Karacaoğlan õn yaşadõğõ saha da net olarak bilinmez. Bununla ilgili çeşitli söylentiler vardõr. Prof. Elçin, tespit ettiği Karacaoğlan mahlaslõ şiirin bir mõsrasõndan hareket ederek onun memleketini Belgrad olarak verir. Ancak çeşitli cönklerdeki şiirlerinde Karacaoğlan, çeşitli güzellerden bahseder. Bosna, Firenk, Çerkes, Bulgar ve şehrî güzelleri anlatõr. Bu güzellerin memleketlisi olduğunu söylemek yanlõş olur. Çünkü o, pek çok yeri gezmiş ve sadece gördüğü değil, duyduğu güzellerden de etkilenmiştir. (Büyük Türk Klasikleri, Cilt 4, 379) Şiirlerine bakõlõrsa onu hem Erzurumlu, hem Kõrşehirli, hem de Binboğalõ kabul etmek gerekir. Bu, onun yaygõn şöhrete ulaştõğõnõn açõk delilidir. Bazõ araştõrmacõlarõn yaptõğõ tespitlerin ortak noktasõ, onun Anadolu dan olduğudur. (Karaer, 1973, 13) Yazõlõ kaynaklarõn yanõ sõra sözlü an aneye de yeri geldiği zaman müracat etmenin, bu iki kaynağõ birleştirmenin faydalõ neticeler vereceği unutulmamalõdõr. Bu gün Toroslarda canlõ bir Karacaoğlan an anesi vardõr. Toroslarda Türkü söylemek yerine Karacaoğlan çağõrmak ifadesi kullanõlõr. Yine aynõ bölgede Karacaoğlan çok sevilir, ondan bir şeyler çalõnõp söylenir. Ama Balkanlarda bu durum yoktur. Balkan âşõklarõnda Karacaoğlan õn etkisinden bile bahsedilemez. Dolayõsõyla Karacaoğlan Güneylidir ve şiirleri oradan yayõlmõştõr. (Büyük Türk Klasikleri, Cilt 4, 380) Karacaoğlan õn nerede doğup ne zaman yaşadõğõ belli olmadõğõ gibi, ölüm tarihi ve mezarõnõn bulunduğu yer de kesin değildir. Buna rağmen, şairimizin oldukça uzun bir ömür sürdüğü tahmin ediliyor. Karacaoğlan, Anadolu insanõ tarafõndan çok sevilir. Dolayõsõyla Anadolu nun her karõş toprağõ, Karacaoğlan õ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm... 7 ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ... 8 Türk Dillerinin Sınıflandırılması... 14 Türk Dillerinin Ses Denklikleri Bakımından Sınıflandırılması... 16 Altay Dilleri Teorisini Kabul

Detaylı

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 ADI : SOYADI:. SINIF : NU.:.. TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015 KAHTA FEN LİSESİ 2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM I. YAZILI. 1. SORU 2. SORU 3. SORU 4. SORU 5. SORU 6. SORU 7. SORU 8. SORU

Detaylı

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ a. 14.Yüzyıl Orta Asya Sahası Türk Edebiyatı ( Harezm Sahası ve Kıpçak Sahası ) b. 14.Yüzyılda Doğu Türkçesi ile Yazılmış Yazarı Bilinmeyen Eserler c.

Detaylı

Yaz l Bas n n Gelece i

Yaz l Bas n n Gelece i Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda

Detaylı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 EDEBİYAT TARİHİ / TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERE AYRILMASINDAKİ ÖLÇÜTLER 1.Edebiyat tarihinin uygarlık tarihi içindeki yerini.edebiyat tarihinin

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9 I. BÖLÜM EDEBİYAT NEDİR? 1.1. Edeb den Edebiyata...11 1.2. Edebî Eser...13 1.3. Edebî Metin...14 1.4. Edebiyat Bilimi...33 1.5. Edebiyat Sosyolojisi...33 1.6. Edebiyat Tarihi...35

Detaylı

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews Kitap Değerlendirmeleri Book Reviews HAK ÂŞIĞI VE HALK OZANI ÂŞIK YOKSUL DERVİŞ Cem ERDEM * İlmin Medinesi Ahmed-i Muhtar Onun kapıcısı Haydarı Kerrar Hakka girer burdan ervah-ı ebrar Erişir onlara fazl-ı

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Kenan Erdoğan Unvanı Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri Manisa Daha Önce Bulunduğu Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi, Celal Bayar Üniversitesi

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu Arap ve Türk Edebiyatında Dinî Edebiyatın Müşterekleri Prof. Dr. Mehmet Akkuş 1 Hiç şüphe yok ki İslâm, Türk milletinin hayatında büyük ve köklü değişiklikler meydana getirmiştir.

Detaylı

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone

Makbul Re y Tefsirinin Yöneldiği Farklı Alanlar. The Different Fields Twords That The Commentary By Judgement Has Gone Ahmet ALABALIK *1 Özet Bilindiği üzere re y tefsiri makbul ve merdut olmak üzere iki kısma ayrılır. Bu makalede makbul olan re y tefsirlerindeki farklı yönelişleri ele aldık. Nitekim re y tefsiri denildiğinde

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLMAYAN GEMİLERİN REHNİ İKİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLAN GEMİLERİN REHNİ BİRİNCİ KISIM

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLMAYAN GEMİLERİN REHNİ İKİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLAN GEMİLERİN REHNİ BİRİNCİ KISIM İÇİNDEKİLER BEŞİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ DÖRDÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ ÜÇÜNCÜ BASKIYA ÖNSÖZ VII IX XI İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ '. XIII ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER LİTERATÜR LİSTESİ XV XVII XXVII GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI

Detaylı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : MEHMET ERKAN Eğitsel Performans Olay Çevresinde Oluşan

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

ÖZGEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş ÖZGEÇMİŞ I. Adı Soyadı (Unvanı) Muammer Mete Taşlıova (Doç. Dr.) Doktora: Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006 E-posta: (kurum/özel) metetasliova@gmail.com Web sayfası Santral No: 0312-4667533

Detaylı

(1971-1985) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

(1971-1985) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR ANABİLİM DALI ADI SOYADI DANIŞMANI TARİHİ :TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI : Yasemin YABUZ : Yrd. Doç. Dr. Abdullah ŞENGÜL : 16.06.2003 (1971-1985) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR Kökeni Antik Yunan

Detaylı

HAKKIMIZDA. *TÜBİTAK/ULAKBİM-Sosyal Bilimler Veri Tabanı (2003 ten itibaren) *Modern Language Association of America (MLA) (2010 dan itibaren)

HAKKIMIZDA. *TÜBİTAK/ULAKBİM-Sosyal Bilimler Veri Tabanı (2003 ten itibaren) *Modern Language Association of America (MLA) (2010 dan itibaren) HAKKIMIZDA Tarih İncelemeleri si (TİD), Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından yayımlanan, 2009 yılı Temmuz ayından itibaren, uluslararası hakemli bir dergidir. İlk sayısı 1983 yılında

Detaylı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108. Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: 23108 Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4 Fakrnâme Vîrânî Abdal Yayına Hazırlayan Fatih Usluer ISBN: 978-605-64527-9-6 1. Baskı:

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Sözlü Kompozisyon Teorisi DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Sözlü Kompozisyon Teorisi Teorinin ortaya çıkışı ve kavramsal yapının oluşumu Milman Parry ve Sözlü Kompozisyon

Detaylı

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar Eda Yeşilpınar Hemen her bölümün kuşkusuz zorlayıcı bir dersi vardır. Öğrencilerin genellikle bu derse karşı tepkileri olumlu olmaz. Bu olumsuz tepkilerin nedeni;

Detaylı

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı On5yirmi5.com İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı'nın özellikleri... Yayın Tarihi : 1 Nisan 2014 Salı (oluşturma : 7/12/2017) KUTADGU BİLİG 11. yy.da (1069-1070) Yusuf

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI 1 2 EDEBİ BİLGİLER (ŞİİR BİLGİSİ) 1. İncelediği şiirden hareketle metnin oluşmasına imkân sağlayan zihniyeti 2. Şiirin yapısını çözümler. 3. Şiirin

Detaylı

1 9 1 4 1 0 1 6 1 9 1 1-2012

1 9 1 4 1 0 1 6 1 9 1 1-2012 1 3 1 4 1 9 1 1 1 2 1 9 1 4 1 1 1 2 1 9 1 7 1 4 1 9 1 4 1 7 1 1 1 8 1 9 1 0 1 4 1 9 1 7 1 1 1 7 1 9 1 8 1 7 1 8 1 2 1 9 1 9 1 8 1 2 1 9 1 0 1 2 1 4 1 1 1 6 1 1 1 9 1 9 1 8 1 8 1 8 1 1 1 9 1 8 1 7 1 9 1

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI ÇUKUROVA ANONİM HALK EDEBİYATI VE ÂŞIK EDEBİYATINDA SÖZLÜ TARİH Esra ÖZKAYA YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı

Yrd. Doç. Dr. Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Ar. Gör. Gülşah Sinem AYDIN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı EŞYA

Detaylı

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

OSMANLI ARAŞTIRMALARI SAYI 38 2011 OSMANLI ARAŞTIRMALARI THE JOURNAL OF OTTOMAN STUDIES Kitâbiyat saraya mensûbiyet dönemini veya saraya sunduğu eserleri dolayısıyla sarayla olan bağlantısının ne oranda sürdüğünü/sürekli olduğunu

Detaylı

GERÇEK OLMAYAN VEKÂLETSİZ İŞ GÖRME VE MENFAAT DEVRİ YAPTIRIMI

GERÇEK OLMAYAN VEKÂLETSİZ İŞ GÖRME VE MENFAAT DEVRİ YAPTIRIMI Yrd. Doç. Dr. ECE BAŞ SÜZEL İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi GERÇEK OLMAYAN VEKÂLETSİZ İŞ GÖRME VE MENFAAT DEVRİ YAPTIRIMI İÇİNDEKİLER SUNUŞ...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMA CETVELİ...

Detaylı

14 Türk mevzuatında ticari senetler Bibliyografya... 1 Ehemmiveti... IV. POLİÇE (Genel olarak) ' 65

14 Türk mevzuatında ticari senetler Bibliyografya... 1 Ehemmiveti... IV. POLİÇE (Genel olarak) ' 65 1 İÇİNDEKİLER Sayfa I. KIYMETLİ EVRAK... 3-27 1 Hak ve senet...... 3 2 a) Alacak senetlerinde /... 4 3 b) Emtia senetlerinde... 6 4 c) Ortaklıkla ilgili senetlerde

Detaylı

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ DERSLER VE AKTS KREDİLERİ 1. Yarıyıl Ders Listesi TDP-101 TOPLUMSAL DUYARLILIK PROJESİ I Zorunlu 1+0 1 1 YDBI-101 İNGİLİZCE Zorunlu 2+0 2 2 TDE-155 KLASİK TÜRK EDEBİYATI TEMEL BİLGİLER-I Zorunlu 2+0 2

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi... İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR...11 GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi...13 BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...27 5 İKİNCİ BÖLÜM Husrev ü Şirin Mesnevisinin İncelenmesi...57

Detaylı

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ 1 2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ DÜZENLEYEN Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü SEMPOZYUMUN GEREKÇESİ Yüce Allah, tekamül ve gelişime

Detaylı

II. BÂYEZÎD İÇİN YAZILAN ŞEYH HAMDULLAH MUSHAF-I ŞERÎF İNİN TEZYİNAT BAKIMINDAN İNCELENMESİ

II. BÂYEZÎD İÇİN YAZILAN ŞEYH HAMDULLAH MUSHAF-I ŞERÎF İNİN TEZYİNAT BAKIMINDAN İNCELENMESİ T. C. FATİH SULTAN MEHMET VAKIF ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR ENSTİTÜSÜ GELENEKSEL TÜRK SANATLARI (TEZHİP) ANASANAT DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ II. BÂYEZÎD İÇİN YAZILAN ŞEYH HAMDULLAH MUSHAF-I ŞERÎF İNİN TEZYİNAT

Detaylı

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) İnci GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER) Hoca ESERLERİN ORTAK ÖZELİKLERİ Hem İslâmiyet öncesi kültürü hem de İslâmî kültür iç içedir. Aruzla hece, beyitler dörtlük birlikte kullanılmıştır. Eserler

Detaylı

V Ön Söz Birinci fasıl: İşletme İktisadının Esasları 3 A. İşletme ve işletme iktisadının mahiyeti 3 I. İşletmenin mâna ve tarifi 3 II. İşletme iktisadı ilminin mahiyeti 8 III. İşletme iktisadı ilminin

Detaylı

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır. 10. SINIF TÜRK EDEBİYATI ÇALIŞMA SORULARI 1. Gazelin özelliklerinden beşi tanesini yazınız. 2. Aşağıda verilen kavramları tanımlayınız. Matla: Taç beyit: Tegazzül: Fahriye: Methiye: 3. Verilen dörtlüğün

Detaylı

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Ö m e r A y h a n Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Tanzimat edebiyatýnýn düzyazý yazarlarý, öyküden çok romana eðilmiþ, öykü türündeki verimleri, neredeyse romana yaklaþan oylumlarýyla

Detaylı

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Genel Bilgiler H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı; a. Türk Dili, b. Eski Türk Edebiyatı, c. Yeni Türk

Detaylı

2. Yıl / III. Dönem (Second Year Third Semester)

2. Yıl / III. Dönem (Second Year Third Semester) 1. Yıl / I. Dönem (First Year First Semester) TDE101 Osmanlı Türkçesi I (Ottoman Turkish I) 4 1 7 Tr AZ TDE103 Türkiye Türkçesi I: Ses Bilgisi (Turkish Language: Phonology) 3 0 5 Tr AZ TDE157 Türk Edebiyatı:

Detaylı

TÜRK İSLAM EDEBİYATI (İLH1010)

TÜRK İSLAM EDEBİYATI (İLH1010) TÜRK İSLAM EDEBİYATI (İLH1010) KISA ÖZET http://kolayaof.com/ DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN

Detaylı

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR) BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ A. BENT SAYISI TEK OLANLAR (TEK DÖRTLÜKTEN OLUŞANLAR) RUBAİ Edebiyatımıza İran edebiyatından gelmiştir. Dört

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri 19. yy da Osmanlı ve Bizans hakkındaki araştırmalar ilerledikçe benzerlikler dikkat çekmeye başladı. Gibbons a göre Osm. Hukuk sahasında

Detaylı

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun - 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun (Resmî Gazele ile neşir ve ilâm : 24/V/9S3 - Sayı : 2409) No. Kabul tarihi 23 - V -933 BÎRİNCİ MADDE İstatistik umum müdürlüğü; umum müdürlük, müşavirlik,

Detaylı

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FELSEFE-DĠN BĠLĠMLERĠ (DĠN EĞĠTĠMĠ) ANABĠLĠM DALI

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FELSEFE-DĠN BĠLĠMLERĠ (DĠN EĞĠTĠMĠ) ANABĠLĠM DALI T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ FELSEFE-DĠN BĠLĠMLERĠ (DĠN EĞĠTĠMĠ) ANABĠLĠM DALI ORTAÖĞRETĠM DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ ÖĞRETĠM PROGRAMLARINDA ÖĞRENCĠ KAZANIMLARININ GERÇEKLEġME DÜZEYLERĠ

Detaylı

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI ŞEHİR TANITIM YAYINLARI 1 Yayın Adı: Şiir Şehir Urfa Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi Hazırlayan: Mehmet KURTOĞLU Sayfa Sayısı: 160 Toplam Baskı

Detaylı

Müşterek Şiirler Divanı

Müşterek Şiirler Divanı Müşterek Şiirler Divanı Yazar İ. Hakkı Aksoyak ISBN: 978-605-9247-54-2 1. Baskı Nisan, 2017 / Ankara 1000 Adet Yayınları Yayın No: 228 Web: grafikeryayin.com Kapak ve Sayfa Tasarımı Baskı ve Cilt Grafik-Ofset

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR 1. Edebiyat tarihinin incelediği konuları açıklar. 2. Edebî eserlerin yazıldığı dönemi temsil eden belge olma niteliğini sorgular 3. Uygarlık tarihiyle edebiyat

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH 418 8 2+0 2 3

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH 418 8 2+0 2 3 DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH 418 8 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM KIYMETLİ EVRAK HUKUKUNUN GENEL ESASLARI

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM KIYMETLİ EVRAK HUKUKUNUN GENEL ESASLARI vü İÇİMDEKİLER ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER V VII I. BÖLÜM KIYMETLİ EVRAK HUKUKUNUN GENEL ESASLARI I. KIYMETLİ EVRAK TERİMİ VE KIYMETLİ EVRAK HUKUKUNA DUYULAN İHTİYAÇ 1 II. KIYMETLİ EVRAK HUKUKUNA İLİŞKİN MEVZUAT

Detaylı

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır. BEŞ HECECİLER Milli edebiyattan etkilenen Beş Hececiler, milli kaynaklara dönmeyi ilke edinmişlerdir. Şiire I. Dünya Savaşı Milli Mücadele yıllarında başlayıp Mütareke yıllarında şöhret kazanan edebi topluluktur.

Detaylı

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101 Ruhumdaki Müzigin Ezgileri Stj. Av. İrem TÜFEKCİ 2013/2 Hukuk Gündemi 101 Ruh halinize göre mi müzik dinlersiniz, müzik mi ruh halinizi değiştirir? Hangi tür olursa olsun o anki duygusal duruma eşlik etmekte

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I ÖMER SEYFETTİN ( 1884 1920 ) Milli Edebiyat akımının ve çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerindendir. Küçük hikâyeyi tamamen bağımsız bir hale getirmiştir. Türk edebiyatında

Detaylı

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler OLAY ÇEVRESINDE GELIŞEN EDEBI METINLER Oğuz Türkçesinin Anadolu daki ilk ürünleri Anadolu Selçuklu Devleti

Detaylı

Dr. Öğr. Üyesi Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı

Dr. Öğr. Üyesi Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Sinem AYDIN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri İstanbul un fethinden sonra Osm. İmp nun çeşitli kurumları üzerinde Bizans ın etkileri olduğu kabul edilmektedir. Rambaud, Osm. Dev.

Detaylı

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği-

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği- T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği- Lütfiye HACIİSMAİLOĞLU Yüksek Lisans Tezi Çorum

Detaylı

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI I. SINIF / I. YARIYIL YDİ101 YDF101 Temel Yabancı Dil (İngilizce) Temel Yabancı Dil (Fransızca YDA101 Temel Yabancı Dil (Almanca) 4 0 4 4 1 ATA101 Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2 0 2 2 1 TDİ101 Türk

Detaylı

Türk Borçlar Hukukunda Müteselsil Kefalet Sözleşmesi

Türk Borçlar Hukukunda Müteselsil Kefalet Sözleşmesi Yrd. Doç. Dr. Özlem ACAR İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Türk Borçlar Hukukunda Müteselsil Kefalet Sözleşmesi İÇİNDEKİLER TAKDİM...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII

Detaylı

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ Her yönüyle edip (edebiyatçý) ve öðretmen Ýbrahim Zeki Burdurlu nun ölümsüz bir yapýtý elinizi öpüyor. Burdurlu bu çalýþmasýnda, cennet Anadolu nun deðiþik yörelerinden

Detaylı

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI Prof. Dr. Baki İlkay ENGİN Yrd. Doç. Dr. Işık ÖNAY Dr. Tülay A. ÜNVER BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI İÇİNDEKİLER 2. BASIYA ÖNSÖZ...V 1. BASIYA ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XV Birinci

Detaylı

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: 2011-2013 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: 2011-2013 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi Taylan BARIN Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: 2011-2013 TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi AK Parti, CHP, MHP ve BDP

Detaylı

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı TDE 601 Divan Şiiri

Detaylı

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır. İçindekiler 1 Efsane Nedir? 2 Efsanenin Genel Özellikleri 3 Efsanelerin Oluşumu 4 Oluşumuyla İlgili Kuramlar 5 Efsanelerin Sınıflandırılması 6 Efsanelerde Konu ve Amaç 7 Efsanelerde Yapı, Dil ve Anlatım

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Yasemin ERTEK MORKOÇ Unvanı Görev Yeri Daha Önce Bulunduğu Görevler Anabilim Dalı Yabancı Dili Akademik Aşamaları Yrd. Doç. Dr. Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk

Detaylı

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM ÖZELLİKLERİ İlk özel gazete Tercüman-ı Ahval ile başlar. Toplum için sanat anlayışı benimsenmiştir. Halkı aydınlatma amacıyla eser verildiği için

Detaylı

DESTAN DÖNEMI TÜRK EDEBIYATI. Destan Dönemi

DESTAN DÖNEMI TÜRK EDEBIYATI. Destan Dönemi DESTAN DÖNEMI TÜRK EDEBIYATI Destan Dönemi SÖZLÜ DÖNEM GENEL ÖZELLIKLERI Bu dönem ürünleri tamamıyla manzumdur. Nesir alanında eser yoktur. Dönemin yaşayış tarzını ve kültürünü yansıtan eserlerdir. Türk

Detaylı

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN 1) XI. Yüzyıl dil ürünlerinden olan bu eserin değeri, yalnızca Türk dilinin sözcüklerini toplamak, kurallarını ve

Detaylı

DİVAN EDEBİYATI DİVAN EDEBİYATI

DİVAN EDEBİYATI DİVAN EDEBİYATI A: Divan Edebiyatına Giriş 1. Temel Kavramlar 2. Divan Edebiyatının Oluşumu 3. Divan Edebiyatının Gelişim Dönemleri 4. Divan Edebiyatının Kaynakları 5. Divan Edebiyatının Özellikleri 6. Divan Edebiyatının

Detaylı

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ

GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ GELENEKTEN SAPMALARIN KİTABI: OSMANLININ GÖRSEL ŞİİRLERİ Ahmet AKDAĞ 1. Dr. Özer ŞENÖDEYİCİ : Şenödeyici, 1981 yılında Kocaeli de doğdu. İlk ve ortaöğrenimi bu şehirde tamamladıktan sonra 1999 yılında

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM 1.5 EKONOMİK DURUM 1.5. Ekonomik Durum Arabistan ın ekonomik hayatı tabiat şartlarına, kabilelerin yaşayış tarzlarına bağlı olarak genellikle;

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS İSLAM EĞİTİM TARİHİ ILA323 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli Dersin

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ. Yüksek Lisans Bilimsel Hazırlık Sınıfı Dersleri. Dersin Türü. Kodu

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ. Yüksek Lisans Bilimsel Hazırlık Sınıfı Dersleri. Dersin Türü. Kodu ABANT İET BAYAL ÜNİVERİTEİ OYAL BİLİMLER ENTİTÜÜ Yüksek Lisans Bilimsel Hazırlık ınıfı Dersleri ANABİLİM DALI :Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı : Türk Dili Birinci Yarıyıl/First emester Dersi Adı T U

Detaylı

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ -

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ - T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ - Necla YILMAZ Yüksek Lisans Tezi Çorum

Detaylı

TEMEİ, ESER II II II

TEMEİ, ESER II II II 1000 TEMEİ, ESER II II II v r 6n ıztj BEHÇET K E M A L Ç A Ğ L A R MALAZGİRT ZAFERİNDEN İSTANBUL FETHİNE (Dört destan) BİRİNCİ BASILIŞ DEVLET KİTAPLARI MİLLİ EĞİTİM BASIMEVİ _ İSTANBUL 1971 1000 TEM EL

Detaylı

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı SOSYAL BİLİMLERDE ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ TDE729 1 3 + 0 6 Sosyal bilimlerle ilişkili

Detaylı

3. Yarıyıl. 4. Yarıyıl. Eski Türk Edebiyatı Programı Ders Listesi KODU DERSİN ADI Z/S T P K AKTS TDE ÖZEL KONULAR Z

3. Yarıyıl. 4. Yarıyıl. Eski Türk Edebiyatı Programı Ders Listesi KODU DERSİN ADI Z/S T P K AKTS TDE ÖZEL KONULAR Z 3. Yarıyıl Eski Türk Edebiyatı Programı Ders Listesi TDE600-01 ÖZEL KONULAR Z 4 0 0 30 Zorunlu Olarak Alınması Gereken AKTS Toplamı 4 0 0 30 Seçmeli Olarak Alınması Gereken AKTS Toplamı 0 3. Yarıyılda

Detaylı

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜMENİN SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE ETKİSİ

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜMENİN SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE ETKİSİ T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜMENİN SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE ETKİSİ Elif ERDOĞAN Yüksek Lisans Tezi Çorum 2013 DÜNYA DA VE TÜRKİYE

Detaylı

FOLKLOR ARŞİVİ'NİN BUGÜNKÜ DURUMU

FOLKLOR ARŞİVİ'NİN BUGÜNKÜ DURUMU Rapor I FOLKLOR ARŞİVİ'NİN BUGÜNKÜ DURUMU PERTEV NAİLİ BORATAV Folklor Profesörü Fakültemizde, folklor öğrencilerinin derleme çalışmalariyle dışardan bizim konumuza ilgi gösteren ve derleme işlerimizde

Detaylı

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19 İçindekiler Önsöz. İndeks Sahif e: III XI İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19 1) İktisadî düşünce tarihine düşen vazife 1 2) İktisadî ilimler zümresinin muhtelif disiplinleri arasında bir mukayese 3

Detaylı

İçindekiler I. BÖLÜM ÖRGÜTLERDE İNSAN İLİŞKİLERİ

İçindekiler I. BÖLÜM ÖRGÜTLERDE İNSAN İLİŞKİLERİ İçindekiler I. BÖLÜM ÖRGÜTLERDE İNSAN İLİŞKİLERİ A. İNSAN İLİŞKİLERİNDE GELİŞMELER... 1 B. ÖRGÜTLERDE İNSAN İLİŞKİLERİ... 4 1. İnsan İlişkilerinin Amacı... 9 2. İnsan İlişkilerinde Temel İlkeler... 9 3.

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDEKİ BAĞIMSIZ SANATÇILAR YAHYA KEMAL BEYATLI (1884 1958) Şiirleri Milli edebiyat akımına uymaz, daha çok makale ve konferanslarında bu akımı

Detaylı

TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET

TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET DİKKAT Burada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1 1. ÜNİTE Türk Halk Şiirinin Kökeni, Gelişimi ve Genel Özellikleri HALK

Detaylı

HALK EDEBİYATI. Aşk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını

HALK EDEBİYATI. Aşk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını HALK EDEBİYATI GENEL ÖZELLİKLERİ Halkın içinden doğan eserler, tema ve duyarlılık bakımından halkın hayatına sıkı sıkıya bağlıdır. Genellikle açık ve sade bir anlatım vardır. Şairler genellikle okumamış

Detaylı

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...

Detaylı

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü Yirminci asrın ilk yarısının sonlarına doğru Fransa da ortaya çıkan felsefi bir akımdır.

Detaylı

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 TÜRK MİTOLOJİSİNDE ÖNEMLİ RENKLER DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 RENKLER Türk mitolojisinde renklerin sembolik anlamları ilk olarak batılı Türkologların dikkatini çekmiş ve çalışmalarında bu hususa işaret etmişlerdir.

Detaylı

HUSUSİ SİGORTA HUKUKU

HUSUSİ SİGORTA HUKUKU Prof. Dr. Rayegân KENDER TÜRKİYE DE HUSUSİ SİGORTA HUKUKU Sigorta Müessesesi Sigorta Sözleşmesi 6102 Sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu Hükümleri İşlenmiştir İÇİNDEKİLER ON BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ... vii ONUNCU

Detaylı

ÖZ GEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

ÖZ GEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş ÖZ GEÇMİŞ I. Adı Soyadı (Unvanı) Mustafa ARSLAN (Yrd.Doç.Dr.) Doktora: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007. E-posta: (kurum/özel) marslan@ybu.edu.tr; musarslan19@gmail.com Web sayfası

Detaylı

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI.

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI. T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI Ersin KABAKCI Yüksek Lisans Tezi Çorum 2013 W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY

Detaylı

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP Türk halk şiirinde kullanılan dilin, yalın veya sadece olduğu yönünde yaygın bir kanaat vardır. Divan Şiiri'nde kaleme alınmış şiirler göz önüne alındığında bu

Detaylı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı Eposta: hakpinar@harran.edu.tr ; akpinar64@hotmail.com Telefon: 0414 318 (1003), (1707); 552 216 36 12 ÖĞRENİM

Detaylı

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i Yazar Mustafa Erdoğan ISBN: 978-605-9247-81-8 1. Baskı Kasım, 2017 / Ankara 100 Adet Yayınları

Detaylı

Eğitim. Resul KESENCELİ EĞİTİMDE

Eğitim. Resul KESENCELİ EĞİTİMDE Eğitim Resul KESENCELİ EĞİTİMDE MEDRESE VE VAKIFLARIN ROLÜ Osmanlılar, medrese eğitimi ve dolayısıyla ilim ve bu sahanın adamlarına değer verdiklerinden, bunların tahsil ve eğitim konusunda karşılaşabilecekleri

Detaylı