AFRİKA. Bir İnsanlık Dramı Olarak Afrika da Su Sorunu. Afrika da Fransız Sömürgeciliğinin İzleri

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AFRİKA. Bir İnsanlık Dramı Olarak Afrika da Su Sorunu. Afrika da Fransız Sömürgeciliğinin İzleri"

Transkript

1 Nisan 2015 Yıl: 2 Sayı: 6 Hem Seviyeli Hem Keyifli AFRİKA Afrika da Fransız Sömürgeciliğinin İzleri Türkiye nin Avrasya Ekonomik Birliği ne Üyeliği Mümkün mü? Küba Füze Krizi ve Vladimir Putin Bir İnsanlık Dramı Olarak Afrika da Su Sorunu Türkiye - Güney Afrika İlişkileri Yeni Türkiye İçin Başkanlık Sistemi ve Anayasa Değişikliği Akademik Perspektif Mart 2015 Akademik Perspektif Enstitüsü Yayınıdır 1

2 Akademik Perspektif Mart

3 AKADEMİK PERSPEKTİF akademikperspektif.com Aylık Süreli Sosyal Bilimler Dergisi KÜNYE GENEL YAYIN YÖNETMENİ OĞUZHAN YANARIŞIK ÜNİVERSİTE TEMSİLCİ KOORDİNATÖRÜ SAMET ZENGİNOĞLU EDİTÖRLER AYŞE ÖZER - CAHİT KIRAĞA OĞUZHAN TURHAN - İBRAHİM ÖZKAN ABDÜLHAKİM ŞEN DİZAYN EDİTÖRÜ YASİN DERİN BU SAYIYA KATKIDA BULUNANLAR KÜRŞAT YALÇINKÖK - LÜTFULLAH SAYGILI - CANER AKKAYA - SELİN DURAN - MELİKE ŞENER FURKAN BURCU AKSOY - GÖKÇE HUBAR - ÇAĞLAR DIRMIKCI - ÖMER FARUK BİLBAY - TAMER TAŞKIN - HACI MEHMET BOYRAZ - SEDAT IŞIK - ÇAĞRI PEHLİVANLI - HAMDİ KARAKAL - SERDAR ÇUKUR - UFUK ELİF RODOPLU - ÜMİT NAZMİ HAZIR- SEMİH İZGİ - GÜLNUR ÜLKER - ADİLE GÜRBÜZ REKLAM ve İLETİŞİM editor@akademikperspektif.com YAYIMCI Akademik Perspektif Enstitüsü Yazı teklifi göndermek için gerekli bilgileri dergimizin sonunda bulabilirsiniz. *Dergimizde yayınlanan bütün makalelerin içeriklerinden yalnızca yazarları sorumludur. Her bir makale sadece yazarının görüşünü yansıtmaktadır. 3

4 AKADEMİK PERSPEKTİF TEN Saygıdeğer okuyucularımız, Öncelikle sizlerle Akademik Perspektif ile ilgili birkaç güzel haberi paylaşmak istiyoruz. Birçok farklı bölümden oluşan web sitemizin ziyaretçi sayısı, her geçen gün artıyor. Google Analytics verilerine göre akademikperspektif.com sitemizde geçtiğimiz ay toplam Tekil Kullanıcı, Oturum da toplam Sayfa Görüntülemesi gerçekleştirdi. İlgileri için bütün okuyucularımıza teşekkür ederiz. İkinci olarak sizlere Akademik Perspektif in yeni yayın projesi olan Akademik Videolar bölümümüzden bahsetmek istiyoruz. Bundan böyle video.akademikperspektif.com adresinde yayınlanacak olan bu yeni bölümüzde kaliteli konferans, panel, belgesel e tanıtım videosunu sizlere sunacağız. Bu yeni sayımızda, uluslararası literatürde hak ettiği yeri bir türlü alamayan Afrika yı kapak konusu olarak ele alıyoruz. Konuya değişik açılardan yaklaşan makaleleri sizler için bir araya getirdik. Avukat Adile Gürbüz le Başkanlık sistemi tartışmaları üzerine konuştuk. Bu ay da yine Türk dış politikasında ve Avrupa, Asya, Orta Doğu, Afrika ve Amerika da geçtiğimiz ay meydana gelen önemli gelişmeleri sizler için derledik. Ayın Düşünürü köşemizde ise yakın bir zaman önce hayatını kaybetmiş olan Nelson mandela yı inceledik. Her ay yayınlanmakta olan yeni Teori köşemizde Konstrüktivizm i işledik. Bütün sayılarımız için de yoğun şekilde makale teklifi gönderen bütün takipçi ve okuyucularımıza teşekkür ederiz. Bir sonraki kapak konumuzu Latin Amerika olarak belirledik. Başta bu kapak konusu olmak üzere, ilgili alanlardaki meseleleri kapsayan makale tekliflerinizi bekliyoruz. Keyifli okumalar Oğuzhan Yanarışık Genel Yayın Yönetmeni Bunun yanında, bizlere kapak konumuz dışındaki alanlarda hazırlayarak gönderdiğiniz güzel makalelere de sayfalarımızda yer verdik. Bu ay yine sizler için birbirinden güzel röportajlar hazırladık. Güney Afrika nın İzmir Fahri Başkonsolosu Tamer Taşkın ile Türkiye Güney Afrika İlişkileri üzerine röportaj gerçekleştirdik. 4

5 İÇİNDEKİLER Afrika da Fransız Sömürgeciliğinin İzleri... 7 Afrika nın Yükselen Değeri: Nijerya Bir İnsanlık Dramı Olarak Afrika da Su Sorunu Türkiye - Güney Afrika İlişkileri Küba Füze Krizi ve Vladimir Putin İngiliz Okulu, Temsilcileri ve Temel Varsayımları Nükleer Enerjinin Düşüşü Türkiye nin Avrasya Ekonomik Birliği ne Üyeliği Mümkün mü? Genç Liderler İle Gençleşen Hükümetler Yeni Türkiye İçin Başkanlık Sistemi ve Anayasa Değişikliği Türkiye Dış Politikasında Geçtiğimiz Ay Avrupa da Geçtiğimiz Ay Amerika'da Geçtiğimiz Ay Asya'da Geçtiğimiz Ay Ayın Düşünürü: Nelson Mandela Konstrüktivizm

6 6

7 Afrika da Fransız Sömürgeciliğinin İzleri Gökçe Hubar* Afrika halkları, sömürgecilik geçmişlerini geride bırakarak, küresel gündemde daha aktif olmayı amaçlıyorlar. Ancak bunu başarabilmek için hiç şüphesiz ki geçmişin kalıntılarıyla yüzleşmeleri gerekiyor. Bu metinde esas olarak Afrika daki Fransız sömürgeciliğinin kültürel gerekçelerinden bahsedilecek ve geçmişin izlerine dair tespitlerde bulunulmaya çalışılacaktır. Sömürgeci güçler gittikleri topraklarda yalnızca altın ve elmas madenleri; uranyum, petrol ve gaz kaynakları; ilaç ve kozmetik hammaddeleri; kakao, kahve ve şeker kamışı ile değil aynı zamanda yerli halkların dilleriyle, inançlarıyla, kültürleriyle, hatta düşünce biçimleriyle de ilgilenmişlerdir. Dolayısıyla sömürgeciliğin hem ekonomik ve ticari çıkarları hem de kültürel ve politik hedefleri vardır. Kimi ülkeler ilkini daha fazla önemsemişlerse de, sömürgelerinin içişlerine müdahale etmekten kendilerini alamamışlardır. Bunun içindir ki, sınırlarını cetvelle çizdikleri toprakları bir gün hür bırakmak zorunda kalacaklarının bilincinde oldukları için, bağımsız devlet statüsü kazanmalarından sonra bile buralarda etkin kalmanın yöntemlerini önceden planlamışlardır. Kıtanın önemli bir bölümünü aralarında paylaşan İngiliz ile Fransız sömürgeciliğinin en büyük benzerliği budur. Öte yandan kültürel ve politik alan üzerinde Fransa nın daha kalıcı etkiler bırakmayı başardığını söylemek mümkündür. Bu sayede Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda birçok Afrikalı ülkenin, Fransa nın ulusal menfaatleri aleyhine oy vermeleri çok zordur. Fransa, Afrikalı halkları, onları ilkellikten kurtarıp medenileştirdiğine ikna etmeye çalışmıştır Fransız Devriminin amacı olan özgürlük, eşitlik ve kardeşlik değerlerini evrensel ölçüde yaymak isteyen Fransa, paradoksal olarak, III. Cumhuriyet döneminde sömürgelerini genişletmeye çalışmaktaydı. İsimleri Fransa da pek çok caddeye ve okula verilen Jules Ferry gibi politikacılar, üstün ırkların aşağı ırkları medenileştirme görevi ( mission civilisatrice ) olduğunu öne sürmekteydi. 7

8 Rudyard Kipling in 1899 da yayımladığı Beyaz Adamın Yükü: Birleşik Devletler ve Filipin Adaları isimli şiiri de, beyaz ırkın diğer halkları sömürgeleştirmesinin o halkların yararına olduğunu öne süren zihniyetin bir tezahürüydü. Fransız milliyetçiliği denince akla ilk gelen isimlerden biri olan ünlü tarihçi ve filolog Ernest Renan, Fransız milletinin Afrikalı milletlerden (ırk anlamında) hiyerarşik olarak üstün olduğuna inanıyordu. Milletin ortak yaşama arzusu ve ortak tarihi mirasa sahip insanlardan müteşekkil olduğunu, dolayısıyla yalnızca ortak dil ve ortak coğrafya gibi somut elemanlarla kurulamayacağını düşünüyordu. Fransızca bilen ve Fransa da yaşayan Afrikalı göçmenlerin Fransız olarak kabul edilemeyeceğini öne sürmekteydi. Ayrıca antisemitti; Semitlerin Aryanlardan daha aşağı bir ırk olduğunu, bir tek Aşkenaz Yahudilerinin -Semit ırkından olmadıkları gerekçesiyle- aşağı ırk olmadıklarını iddia ediyordu. Kendilerine yeni pazar, sermaye, hammadde ve ucuz işgücü bulan Fransız yetkililer, ilkel milletleri medenileştirme görevi olduğunu öne sürerek Afrika da kendilerine ayrılan bölgelerde sömürge ya da protektora modelleri kurdular. Daha sonra bağımsızlığına kavuşan bu topraklarda Fransız dilini, kültürünü ve Hristiyanlığı öğretmeye çalışan ve başka hiçbir hedefi olmayan iyi niyetli misyonerler de vardı; Afrika halkları arasındaki etnik farklılıkları körükleyen kötü niyetli casuslar da vardı de bağımsızlığına kavuşan Ruanda da 1994 yılında bu şekilde korkunç bir soykırım yaşandı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesinden biri olan Fransa bu soykırımı önleyebilecek araçlara sahipti, ancak önleyemedi. Veto hakkına sahip olduğu için, Ruanda soykırımında herhangi bir sorumluluğu olup olmadığı sorusu BM veya Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde hiçbir zaman sorgulanamadı. Orta Afrika yı daha iyi kontrol edebilmek için 1908 yılında AEF (Fransız Ekvatoryal Afrikası) isimli federal bir yapı oluşturan Fransızlar; bugünkü Kamerun, Kongo Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad ve Gabon u birleştirmişlerdi. Bugün ise hepsi ayrı birer bağımsız devlet konumundalar ve birbirleriyle siyasi sorunları var. Kuzey Afrika da da iyi bir komşuluktan söz etmek mümkün değil. Örneğin Fas ın Batı Sahara meselesinden dolayı Moritanya ile, politik sebeplerden dolayı ise Cezayir ile ciddi sorunları var. Bazı durumlarda Afrikalı ülkeler, birbirlerine karşı eskiden kendilerini sömüren ülke ile işbirliği yapmak isteyebiliyorlar. Bu yüzden gerçek bir Afrika dayanışmasından, birliğinden söz etmek zordur. Sekretaryası Etiyopya nın başkenti Addis Ababa da bulunan Afrika Birliği ise, ne yazık ki, Avrupa Birliği gibi etkili bir bölgesel örgüt olma özelliğine sahip değildir. Afrika da yer almasına rağmen Fas Krallığı, bu örgüte üye olmayı reddetmektedir. Orta Afrika Cumhuriyeti ise, yıllarında yaşadığı kriz nedeniyle üyeliğini askıya almıştır. Avrupa Birliğine üye devletler, her yaşadığı krizde hiç olmadıkları kadar kenetlenirlerken, Afrika ülkeleri en hayati bir konuda bile kriz önleme masası kuramamaktadırlar. Ekonomik yetersizlikler, hastalıklar, silahlı çatışmalar, terör örgütleri ve siyasi istikrarsızlıklarla anılan Afrika ülkeleri, Afrika nın kaderinin bu olmadığını bütün dünyaya gösterebilmek için el ele vermek zorundadırlar. Ülkenin ekonomik kaynaklarını adil bir şekilde paylaştırmayan, zenginlikleri kendi istediği kişilere ve şirketlere dağıtan diktatörlere 8

9 karşı Afrika Birliği nezdinde bir yaptırım mekanizması geliştirilmelidir. Afrika nın dünyanın en fakir ve güçsüz kıtası olarak tanınmaktan kurtulmasının tek yolu, bu ülkelerin ekonomilerini ve siyasi rejimlerini iyileştirmelerinden geçmektedir. KAYNAKLAR Dino Costantini, Mission civilisatrice, Paris, La Découverte, 2008 Jean-Sébastien Stehli, Colonisation: Une histoire française, Erişim tarihi Jules Ferry, 28 Temmuz 1885 tarihli Sömürgecilik üzerine konuşma, Le web pédagogique, Erişim tarihi s/jules-ferry-discours-sur-la-colonisation-28-juillet- 1885/ BS Encyclopédie, Les grands empires coloniaux, Erişim tarihi reid=30498&particlelib=les+grands+empires+colo niaux+%5bhistoire+%3a+1900%2c+l%92europe+d omine+le+monde- %3EL%92imp%E9rialisme+europ%E9en%A0%3A+le +colonialisme%5d * Gökçe HUBAR, Paris 1 Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Çalışmaları Master programı (Mezun) 9

10 Afrika nın Yükselen Değeri: Nijerya Çağlar Dırmıkcı* Küreselleşmenin getirdiği köklü değişimler küresel güçlerin Afrika ekonomilerine yönelmesine neden olmuştur. Bunun sonucunda küresel güçlerin kıta üzerindeki zengin kaynaklardan yer edinme tutumunu Nijerya, fırsata dönüştürmüş ve kara kıtanın en iyi ekonomisi haline gelmiştir. Küreselleşmeyle meydana gelen yeni düzeninin getirdiği köklü değişimler, dünyanın ekonomik yapısında yoğun bir şekilde hissedilmektedir. Küreselleşmenin ilk yıllarında, gelişmiş ülkeler tarafından gelişmemiş ülkeler ve bunların oluşturduğu pazarlara yönelik düşünülen yatırımlar riskli olarak görülmüştür. Fakat bu öngörü 21.yüzyılda değişim göstermiştir. Son yıllarda bu ülkelerin çağa uygun rekabetçi bir yapı göstermeleri için, yaşanan değişim karşısında kendilerini yeni dünya düzenine adapte etmek adına yaptıkları değişimler rakip ülkeler arasından sıyrılmalarında ve farklı bir rota çizmelerinde önemli etken olmuştur. 1 Bu noktada farklı rotasyonlara yönelen küresel güçler, ikinci dünya savaşının ardından oluşan ekonomik boşluk 1 Emin Çivi, Tamer Çavuşgil, Yeni Dünya Düzeninde Güç Kazanan Ülkeler: Yükselen Ekonomiler, Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 7, (2001): sürecinde; hammadde, enerji kaynakları ve insan gücü açısından zengin olan Afrika kıtasını ilgi odağı haline getirmiş ve kıtaya yönelme ihtiyacı duymuştur. 2 Küresel aktörlerin Afrika kaynaklarında yer edinme stratejisini uygulamaları, Afrika nın dünya petrol rezervleri içindeki payı ve keşfedilmemiş petrol-doğalgaz kanyaklarının olduğu iddiaları kıtayı söz konusu aktörlerin çekişme sahnesine dönüştürmüştür. 3 Küresel güçlerin teknolojik gelişimlerini, sosyal ve ekonomik göstergelerini tamamlamış olmaları, gelişmekte olan ülkelerdeki mevcut yurtiçi tasarruf 2 Arda Ercan, Avrupa Birliği-Afrika İlişkileri, Bölgesel Politikalar içinde, haz. Hasret Çomak (Kocaeli: Umuttepe Yayınları, 2009), c. I, s Eylem Eyrice Tepeciklioğlu, Afrika Kıtasının Dünya Politikasında Artan Önemi ve Türkiye- Afrika İlişkileri, Ankara Üniversitesi Afrika İlişkileri Dergisi 2, (2012):

11 düzeylerinin düşük olması sonucunda ortaya çıkan tasarruf açığı ve kaynak sorunu karşısında gerçekleştirdikleri yatırımlar ile dünyada söz sahibi olmalarını sağlamıştır. Bu açıdan düşünüldüğünde gelişmiş ülkelerde var olan teknolojik yatırımların kıtaya aktarılması, Afrika ekonomisinin büyümesine de katkı sağlamıştır. Afrika ekonomisinin en büyük sorunu olan yoksulluğun giderilmesi konusunda başlangıçta siyasal olan fakat daha sonra ekonomik ağırlık kazanan bölgesel bütünleşmeler, Afrika ülkelerinin global ticarette rekabet güçlerinin arttırılması bakımından büyük önem taşımıştır. Özellikle Sahra-altı Afrika da yer alan ve küreselleşmenin sunduğu fırsatları iyi değerlendiren Nijerya, Afrika ekonomisinin lokomotifi konumundadır deki küresel finansal krizin ardından dünya ekonomisinde yaşanan ciddi durgunluk sürecinde, en hızlı büyüyen on ekonominin yedisi artan iç talep ve özel sektöre sağlanan güçlü kredilerle Sahraaltı Afrika da yer almıştır. Yavaşlayan doğum oranına rağmen hızla artan nüfusu, yavaşlamayan büyümesi ve yükselen orta sınıfı ile kara kıta sadece dış yatırımlarla değil, iç tüketimin çarpıcı yükselişi ve kıtanın yükselen değeri Nijerya ile dikkatleri üzerine çekmiştir. 5 Küresel finansal krizi iyi bir şekilde atlatan Afrika, kıtasal anlamda her ne kadar gezegendeki en hızlı büyüyen ekonomiye sahip olsa da bazı ekonomistler, Nijerya ve geleneksel ihracatçı Güney Afrika nın geçmiş yıllarda sağlamış olduğu özel sektöre bağlı kredilerin ve şirket tahvillerinin endişe 4 Nazlı Cansaran, Türkiye ve Sahra-Altı Afrika Ülkeleri Arasındaki Ekonomik İşbirliği İmkânlarının Değerlendirilmesi (Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012), s Hilal Sarı, Hızlı Artan Talep Afrika Ekonomisini Ateşliyor, erişim tarihi , verici bir borç birikimi yarattığı görüşündedirler. 6 Nijerya nın ve Afrika ekonomilerinin en büyük sorunu, siyasi istikrarsızlık ve çatışmalardır. Bu durumu Dünya Bankası nın Afrika dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mahtar Diop: Bu zayıf ve kırılgan devletlerle ilgili olarak sürekli çalışmak gerekli. Ancak o zaman bu tür siyasi krizler önlenebilir. Bu siyasi krizler, kalkınmaya büyük zarar veriyor. şeklinde yorumlamıştır. Kıtanın her ne kadar Nijerya, Güney Afrika gibi hızlı büyümüş ekonomileri olsa da, daha iyi bir şekilde kalkınması ve ilerleme kaydedebilmesi için bir yön değişikliğine ihtiyacı vardır. Mahtar Diop bu durum içinse: İlerleme sağlamanın önünde iki zorluk var. Birincisi iş yaratmak, ikincisi de yoksulluğu azaltan örneğin tarım gibi sektörlerde verimliliği arttırmak. şeklinde bir açıklama yapmıştır. Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Nijerya da ABD büyükelçiliği yapmış yine bugün eğitim, demokrasi ve kalkınma konularında FEEEDS Girişim Kurumu nun CEO su Robin Renee Sanders bu yön değişikliği için: Eğer toprak kaynaklarını düzgün kullanmıyorsanız, çevre ve su kaynaklarına önem vermiyorsanız sürdürülebilir tarım yapmanız çok zor. şeklinde yorumlamıştır. 7 Kıta içerisinde sürdürülebilir tarım ve ticareti iyi anlamda değerlendirebilmiş Nijerya ve Güney Afrika, Mohtar Diop un sözlerini destekler nitelikte ekonomilerine bir yön değişikliği vermişler ve Afrika kıtasının en önemli kazanımı olmuşlardır. 6 Rıchard Walker, Beklenen Afrika Borç Krizi, The Economist Dergisi 1, (2015): Mariama Diallo, "2014 te Afrika da Ekonomik Büyüme Beklentileri, erişim tarihi , 11

12 Tablo 1: Reel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla Büyüme Oranı (Nijerya- Güney Afrika) 8 Tablo 1 de de görüldüğü gibi Nijerya yön değişikliğini iyi kullanmış ve Güney Afrika yı geride bırakarak, Afrika kıtasının en büyük ekonomisi haline gelmiştir. Nijerya gelişen ekonomisi, sahip olduğu tarihi, edebiyatı, turizmi, eğlencesi ve doğası yanında ayrıca 40 milyar varil petrol rezervi ile bir OPEC üyesi olup, doğalgaz, kömür, yenilenebilir enerji kaynakları ile de kıtanın en çok yabancı yatırımı alan ülkesi konumundadır. 9 Nijerya yabancı yatırımları çekme konusunda stratejik konumu açısından büyük önem taşımaktadır. Batı Afrika ülkeleri içinde bölgesel bir lider rolü üstlenmesi Nijerya yı küresel ölçekte diğer devletlerin muhatabı haline getirmiştir. Bütçe kaynaklarının %80 ini oluşturan ve ihracat gelirleri içindeki %95 lik payı ile petrol, Nijerya nın stratejik açıdan önemini pekiştirmiştir. 10 Önceleri Jim O Neill ın dünya ekonomisinin lideri olarak tanımladığı BRICS ülkelerinin yerine Meksika, Endonezya, Türkiye ve içinde Nijerya nın yer aldığı MINT ülkelerini ekonominin yeni devleri olarak 8 Staff Writer, South Africa Gives Way For Nigeria s Rise, erişim tarihi , 9 Afrika nın Devi Kıtasına Sığmıyor, erişim tarihi , 10 Kemal İnat v.dğr., Dünya Çatışmaları- Çatışma Bölgeleri ve Konuları (Ankara: Nobel Yayınları, 2010), s tanımlanmıştır. 11 Petrol rezervleri itibariyle OPEC sıralamasında ilk on ülke arasında yer alan Nijerya ekonomisinin iki temel özelliği, devlet ağırlıklı olması ve ihracatının büyük bir yüzdesinin ham petrol ve doğalgaza dayanmasıdır. 12 Nijerya nın en önemli petrol üretildiği yer olan Nijer Deltası ndaki petrol gelirinin çoğu ülkenin gelişimi için kullanılacağı yerde bazı şahısların menfaatlerine kullanılması ülkede, her an büyüyebilecek küçük çaplı çatışmalara neden olmaktadır. Bu açıdan düşünüldüğünde petrol, Nijerya için hem birleştirici hem de ayrıştırıcı bir rol oynamaktadır. 13 Ayrıca ülkedeki etnik ve dini çeşitlilik nedeniyle ortaya çıkan siyasi çatışmalar ve gündemdeki terör hareketleri (Boko Haram) yatırımcılar ve iş dünyasının önünün tıkanmasına neden olmuştur. Bu olaylar karşısında Kamerun eski Türk Büyükelçisi Ömer Faruk Doğan: Şu anda ortaya konulan terör ve şiddet eylemlerinden insanlar bölgeye yaklaşmaya korkuyor. demiştir. 14 Sonuç itibariyle Nijerya, zengin yeraltı kaynakları ve gelişen ekonomisi ile küreselleşmenin de etkisinin ardından büyük ülkelerin ilgi odağı olmuş ve olmaya da devam edecektir. 15 *Çağlar Dırmıkcı, Trakya Üniversitesi, Uluslararası Ticaret 11 Jim O Neill, MINT Ülkeleri: Türkiye nin Yeni Devler Arasında, erişim tarihi , 106_mint_ulkeleri_turkiye_ekonomi. 12 Nijerya nın Ekonomisi, erişim tarihi , 13 Uluslararası İlişkiler: Uİ nin Yeni Dünyası (1. Bs., Ankara: Adres Yayınları, 2014), s Türklerin Milyar Dolarlık Yatırımı Kara Kıtada Dondu, erişim tarihi , 15 Nigeria Profile, erişim tarihi , 12

13 Akademik Perspektif Mart

14 Bir İnsanlık Dramı Olarak Afrika da Su Sorunu Ömer Faruk Bilbay * İnsan ve canlı hayatının devamı için vazgeçilmez bir doğal kaynak olan su, yeryüzüne eşit bir şekilde dağılmamıştır. Bu dengesiz dağılım dünya genelinde tatlı su kaynaklarına ulaşım imkânlarını kısıtlamıştır. Özellikle Afrika gibi gelişmemiş ülkelerde su kaynaklı sorunlar giderek artmakta ve silahlı çatışmalara kadar varabilmektedir. Uluslararası kuruluşların bu noktadaki taraflı tutumu ve sömürgeci batılı ülkelerin siyasi ve ekonomik çıkarları olayın bir insanlık dramı şeklini almasına neden olmuştur. Su, canlı hayatının devamı için ikamesi olmayan doğal bir kaynaktır. Bu yönüyle su, dünyadaki diğer doğal kaynaklardan ayrılmakta ve ayrı bir önem arz etmektedir. Dünya genelinde hızlı nüfus artışının yanı sıra, küresel ısınma, endüstrileşme, yer altı ve yer üstü kaynaklarının aşırı şekilde sömürülmesi gibi sebeplere bağlı olarak dünya genelinde bazı bölgelerde tatlı suya erişimde ciddi sıkıntılar meydana gelmektedir. Ülkeler yerel ve bölgesel ölçekte, uluslararası kuruluşlar ise küresel ölçekte yakın gelecekte yaşanması muhtemel susuzluk sorununu çözmek için önlemler almaya çalışmaktadırlar. Bu amaçla bir taraftan belli periyotlarla yerüstü ve yeraltı su ölçümleri yapılırken diğer taraftan ülkeler arasında su kaynakların kullanımı ve paylaşımı konusunda ortaya çıkan sorunların çözülmesi yönünde ulusal ve küresel düzenlemelere gidilmektedir. Çünkü yakın gelecekte tüm canlılar için hayati önem arz eden su kaynaklarının kullanılması ve paylaşımı noktasında ciddi problemlerin yaşanma ihtimalinin giderek artacağının işaretleri her geçen gün daha da belirginleşmektedir. Bu konuda başta Birleşmiş Milletler olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası kuruluş susuzluk yaşanan ve yaşanma ihtimali yüksek olan bölgelerle ilgilenmekte, yaşanan ve yaşanabilecek sorunlar için alınması gereken önlemlerle ilgili tedbir paketleri açıklamakta ve sorunlara çözüm önerileri geliştirmektedir. Her yıl su konusunda düzenlenen kongre, sempozyum, panel ve Akademik Perspektif Mart

15 forumlar düzenlenirken kamu kurumları ve vatandaşların, suyun önemi, etkin ve verimli kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi için sosyal ve akademik çalışmalara öncelik verilmektedir. İşte bu noktada Afrika su sorunlarının yaşandığı kıtaların başında gelmektedir. Bir taraftan yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlikle mücadele edilirken diğer taraftan siyasi istikrarsızlık, etnik çatışmalar, iklim değişikliği ve beşeri ve doğal kaynaklı sorunları nedeniyle temiz su kaynaklarına ulaşım problemi her geçen gün artış göstermektedir. Öyle ki Afrika da yaklaşık bir milyar insan sağlıklı ve temiz suya ulaşım imkânlarından mahrumdur. Bu durum küresel ölçekte her sekiz kişiden birinin suya erişememesi anlamına gelmektedir. Aslında Afrika kıtası doğal güzellikleri, zengin yeraltı kaynaklarını, büyük gölleri, geniş nehirleri ile su kaynakları açısından zengin bir kıtadır. Fakat kıtada ardı arkası kesilmeyen siyasi, ekonomik, çevresel ve bölgesel problemler sebebiyle kaynaklara özelliklede su kaynaklarına ulaşım imkânları geliştirilememektedir. Afrika kıtasının çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan Etiyopya ve çevre ülkelerindeki çöl alanlarında temiz suya ulaşım kısıtlı olduğu için halkın büyük bir kısmı aynı su kaynağını kullanmak zorunda kalmaktadır. Kabile kültürünün halim olduğu Afrika ülkelerinde bu durum silahlı çalışmalara varan gerginliklere yol açabilmektedir. BM verilerine göre Afrika daki insanları %66 sı kurak ve yarı kurak yerlerde susuzluk problemi yaşamaktadır. Küresel ısınmanın en fazla hissedildiği Afrika kıtasında bu oran giderek artış göstermektedir. Örneğin Afrika boynuzu ve Namibya Çölüne neredeyse hiç yağış düşmüyor. Öte yandan, Somali, Cibuti, Kenya, Uganda ve Etiyopya gibi ülkeler, uzun bir aradan sonra tarihlerindeki en ciddi kuraklık dönemlerini yaşamaktadırlar. Aylardır toprağa tek damla yağmurun düşmediği Afrika nın bu talihsiz coğrafyasında şiddetli kuraklık 10 milyonu aşkın insanın hayatını tehdit etmeye devam ediyor. Yine BM verilerine göre, sadece Somali de 3,5 milyon insan açlık ve temiz suya ulaşım sorunundan dolayı ölümle yüz yüze gelmiş durumda. Bu durum susuzluk ve açlık çeken ülkelerden sosyo-ekonomik olarak biraz daha iyi durumda olan komşu ülkelere yönelik kitlesel göçlerin artarak devam etmesine neden olmaktadır. Son birkaç ayda 28 bin çocuğun açlık ve yetersiz beslenmeden kaynaklı sorunlardan dolayı hayatını kaybettiği kaydediliyor. BM Dünya Gıda Programı yetkililerinin aylar öncesinden tüm dünyaya acil yardım çağrısı yapmış olmasına rağmen, ihtiyaç duyulan 1,6 milyar dolarlık yardım fonuna sağlanan katkı ise son derece zayıf kalmaktadır. Öyle ki artık Afrika da bir köy akarsu yakınında kurulmuşsa şanslı sayılmaktadır. Fakat küçük bir akarsudan birkaç köy içme ve kullanım amaçlı su çekiyorsa bu durum ciddi problemlere neden olmakta ve köylüler kilometrelerce uzaktan başlarının üstünde kaplarla evlerine su taşımak zorunda kalmaktadır. Bu su sorunları sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Temiz su yoksunluğu çeşitli salgın hastalıklara yol açarken akarsuyun yakın olduğu yerlerde de suyun taşıdığı bilharzios, uyku hastalığı, nehir körlüğü, gine kurdu, sıtma gibi hastalıklar yaygın olarak görülmektedir. Kolera, tifo, dizanteri, zatürre gibi hastalıklar kıta genelinde rekor sayıda çocuğun ölümüne sebep olabilmektedir. Bir köyde açılacak bir-iki su kuyusu civardaki birçok köyün sağlıklı suya erişimini sağlamada genellikle yeterli olabilmektedir. Fakat yoksulluk ve az gelişmişlik nedeniyle birkaç yüz metre derinlikteki suya ulaşmak kırsal kesimlerde yaşayan Afrikalı halk için mümkün olamamaktadır. Ayrıca köylülerin suyu çıkaracak delici aletlere ve pompalara 15

16 ulaşmaları neredeyse imkânsızdır. Bu durumun uluslararası bir yardım desteği olmadan çözülmesi pek mümkün gözükmemektedir. Fakat yapılan yardımlar ihtiyacın çok altında bir seyir göstermektedir. Bu noktada en merhametli ve duyarlı ülkelerin başında yine Türkiye gelmektedir. Türkiye den kurumsal anlamda TİKA başta olmak üzere birçok kamu kurumunun yanı sıra merkezi Türkiye de bulunan birçok uluslararası sivil toplum kuruluşu Afrika kıtasının tamamında din ve renk ayrımı yapmadan ve hiçbir sömürge çıkarı olmadan bölgeye gıda ve sağlık yardımları ulaştırmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda her yıl yüzlerce su kuyusu açılarak bölgede binlerce kişinin temiz su kaynaklarına ulaşımı sağlanmaya çalışılmaktadır. Öte yandan Afrika yaşanan bu insanlık dramına batılı ülkelerin sergilediği insani duyarsızlık şiddetle eleştirilmektedir. Sorun aslında açlığın ve susuzluğun pençesine düşen insanların siyahi ve Müslüman olmaları mı, sorusu bölge halkları tarafından sıklıkla gündeme getirilmektedir. Ayrıca Afrika yı da etkileyen küresel ısınmanın temel kaynağı olarak gösterilen endüstriyel üretimin sağladığı zenginlik ve refahın nimetlerinden sömürgeci bir anlayışla faydalanan gelişmiş batılı ülkeler, iş küresel sistemin mağduru olan Afrika daki fakir ülkelere yardım etmeye gelince son derece duyarsız ve cimri davranmaktadırlar. Aynı dünyayı paylaşan insanların kaderlerinin birbirlerine bağlı olduğunu; yeryüzündeki güvenlik ve barışın ancak herkesin temel insani ihtiyaçlarının sağlanmasıyla mümkün olacağını ve bu nedenle de halkların birbirlerine karşı ahlaki ve insani anlamda sorumluluk duyması gerektiği gerçeğini görmezden gelmeye devam etmektedirler. Afganistan da haftada beş milyar dolar harcayan ve Afrika da Cibuti merkezli olarak kurduğu AFRICOM askeri komutanlığı için yılda 300 milyon dolar ayıran ABD nin bile, Afrika acil yardım fonuna şimdiye kadar yalnızca 28 milyon dolarlık katkı sağlamış durumda olması taraflı tutumu en belirgin şekilde ortay koymaktadır. Diğer batılı ülkeler de ABD den farklı değil. Afrika kıtasındaki yatırımları giderek artan ve bölgeyle olan yıllık ticari hacmi 50 milyar dolara ulaşan Çin de açlık ve kuraklıktan etkilenen bölge halkına yönelik yeterli ilgiyi göstermiyor. Oysa yılda 1,2 trilyon dolarlık parayı savunma ve savaş için harcayan dünya devletleri, bu paranın zekâtı kadar bir miktarı açlık ve kuraklıkla mücadele için harcayabilseler, bugün Afrika da yürek yakan insanlık trajedisinin şiddeti bu denli olmazdı. Sonuç olarak Afrika nın açlık ve susuzluk sorununun sadece küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi doğal şartlardan kaynaklandığını söylemek pek mümkün değildir. Sorunun kökeninde Afrika kıtası üzerinde yüzyıllardır süren jeopolitik ve ekonomik çıkar çatışmaları yatmaktadır. Özellikle sömürgecilik sonrası dönemde de Afrika da güçlü merkezi hükümetler kurulamadığı gibi, iç siyasi çekişmeler de Afrika ülkelerinin siyasi ve ekonomik gelişmesini engellemiştir. Öyle ki yüzyıllar süren sömürgecilik dönemi, bir yandan halkın yüzlerce yıl gıda üretimi anlamında kendi kendine yetmesini sağlayan üretim sistemini bozmuş, diğer yandan ise yerel ticaret ağlarını da öldürmüştür. Bu durum ekonomik olarak gelişemeyen Afrika ülkelerinin temiz su kaynaklarını ulaşmalarını engellemiştir. Bugün gelinen noktada ise Afrika ya iki el uzanmaktadır. Bunlardan birisi sömürü diğeri ise yardım eli. Ne yazık ki uluslararası kuruluşların taraflı tutumu ve sömürgeci batılı ülkelerin siyasi ve ekonomik çıkarları, sömürgeci eli güçlendirmiş ve olayın bir insanlık dramı şeklini almasına neden olmuştur. 16

17 KAYNAKLAR BİLBAY, Ömer Faruk (2013) Su Kaynakları Yönetiminde Sürdürülebilirlik Esası ve Küresel Su Politikalarının Finansman Boyutu XI Uluslararası Kamu yönetim Forumu, Samsun. BİLBAY, Ömer Faruk (2013) Uluslar arası Aktörlerin Küresel Su Politikalarının Oluşumuna Etkileri ve Su Yönetişimi Kurtuba Akademi Ulusal Öğrenci Kongresi, Malatya İHH ( İnsani Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) Afrikada Su Sorunu Erişim Tarihi: Sağlam, Zeliha Afrika da Susuzluk, İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Erişim Tar Prof. Dr. Birol AKGÜN, Sivil Toplum Akademisi, Afrika daki merhamet ve vicdan kıtlığı Erişim Tar Cihan Demirci, Afrika TİKA sayesinde suya kavuşuyor, Anadolu Ajansı Erişim Tar * Ömer Faruk Bilbay, Mustafa Kemal Üniversitesi, Kamu Yönetimi Doktora 17

18 Akademik Perspektif Mart

19 Türkiye - Güney Afrika İlişkileri Güney Afrika nın İzmir Fahri Başkonsolosu Sayın Tamer TAŞKIN ile Türkiye Güney Afrika İlişkileri üzerine röportaj Öncelikle Fahri Başkonsolosluk serüveniniz nasıl başladı? 1989 yılında bir arkadaşımla turistik amaçla Güney Afrika ya gittim ve çok etkilendim ye kadar 4-5 kere daha gittim ve 1992 de İstanbul da Güney Afrika nın Konsolosluğu açılınca onları İzmir e davet ettim. Sonrasında 1992 nin Ekim ayında böyle bir görevi verdiler. 23 yıldan beri Güney Afrika yı temsil ediyorum. Bir ülkeyi temsil etmek çok güzel ve gurur verici bir şey Türkiye Güney Afrika arasındaki ikili siyasi ve ticari ilişkileri nasıl görüyorsunuz? Öncelikle siyasi ilişkilerimiz oldukça iyi durumda. Belirli bir stabilitesi var. Türkiye Güney Afrika ya bölgesindeki konumundan ve gücünden ötürü her daim önem verdi. İkili ticaret hacmi genelde 3 milyar $ civarında. Tabi zaman zaman değişebiliyor bu rakam. Türkiye olarak Güney Afrika dan genellikle maden, kömür ve altın alıyoruz Birçok ürünümüz de oraya gidiyor. Türkiye den Güney Afrika ya genelde 800 milyon $ ile 1 milyar $ civarında ihracat yapılıyor. Bunun dışında iki ülkenin sanayi yapısının birbirine çok benzemesinden ötürü karşılıklı ticaret hacmini ne yazık ki arttıramıyoruz; çünkü Güney Afrika da üreten bir ülke. İşçilik ucuz. Tekstil ve enerji güçlü İki ülke arasındaki ilk ve son üst düzey resmi temas, 2011 de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gerçekleştirildi. Yakın zamanda üst düzey bir ziyaret planlanıyor mu? Afrika kıtasında 54 ülke var. Güney Afrika bu ülkeler arasında en güçlü ve en sanayileşmiş olanlardan. Haliyle, Türkiye özel bir önem atfediyor Güney Afrika ya. Geçmişte Türkiye nin ve Güney Afrika nın Başbakanları birbirlerini ziyaret ettiler. Bakanlar düzeyinde de bu ziyaretler sürekli devam ediyor. Ama malumunuz bu sene 19

20 Türkiye de seçim var ve bu sebepten kısa vadede üst düzey bir ziyaret zor gibi. Güney Afrika da Türk iş insanlarının yatırımları ne boyuttadır? Hakeza, Türkiye de Güney Afrikalı yatırımcı var mıdır? Güney Afrika da battaniye fabrikası üzerine birçok müteşebbisimiz yatırım yaptı. Şu anda Güney Afrika da 50 civarı Türk yatırımcı var. En son ve en büyük yatırımı kısa zaman önce Güney Afrika da 100 yıllık köklü bir fabrikayı satın alan Arçelik yaptı. Bu dâhilde Arçelik in hem Güney Afrika özelinde hem de Afrika nın genelinde önemli bir beyaz eşya hacmi oluştu. Bunun yanı sıra, İstanbullu bir müteşebbisin Cape Town da sahip olduğu kapalı bir demir-çelik fabrikası da var. Güney Afrika dan Türkiye ye gelen en büyük yatırım ise Güney Afrikalı bir akü firmasının Türkiye deki önemli bir akü firmasını satın almasıyla gerçekleşti. Bu yatırım Güney Afrikalı girişimcilerin Türkiye de yapmış olduğu en büyük yatırımdır. Türk iş insanlarının Güney Afrika da karşılaştıkları zorluklar nelerdir? Türk iş adamlarına özel bir zorluk yok ama Güney Afrika ya ülke dışından gelen mallara kendi mallarını korumak amacıyla uygulanan gümrük vergisi bulunmaktadır. Bu durum haliyle Türk girişimcileri de diğer girişimciler gibi zorlamaktadır. Bunun dışında rekabet, piyasanın düzeni ve coğrafi şartlardan ötürü nakliyenin uzun sürmesi (1-1,5 ay) gibi problemler de var ama bunlar her yerde ve herkesin karşılaştığı zorluklar. Türk yatırımcılar için Güney Afrika daki fırsatlar nelerdir? Öncelikle Türk sanayisi 1990 lardan sonra kaliteyi, verimliliği ve rekabeti öğrendi. Sonra yavaş yavaş dışarıya açılmayı öğrendi. Afrika da Etiyopya ya gittik ve birçok tekstilcimiz yatırım yaptı. Afrika ya ilk etapta tekstil yatırımları yapıldı; çünkü hem ham madde vardı hem işçilik ucuzdu hem de tekstilin elektrik ihtiyacı fazla değildi. Enerji konusu bilhassa önemli; çünkü enerji olmadan büyük yatırımlar yapamazsınız. Bunun yanı sıra, 1980 ler sonrası sanayileşen Türkiye kendine her daim en büyük pazar olarak Avrupa yı gördü. Bunun sebepleri coğrafi olarak yakın olması, finansal olarak istikrarlı olması ve çok geniş bir pazar olmasıydı. Ama şimdi Afrika çok daha büyük bir fırsat... Ancak malumunuz ülkelerin iç siyasi yapıları dış yatırım için çok önemli. Mesela, Mısır a giden ilk yatırıcılarımız önemli kazançlar elde ettiler ama son olaylar yatırımcılarımız açısından ciddi anlamda olumsuz etki oluşturdu. Tabi, bunu öngörmek çok zor Afrika dev bir kıta... Kamyonlar sürekli çalışıyor. Haliyle, otomobil yedek parçası satabiliriz. Türkiye nin kimya sektörü gelişiyor; haliyle bu sektörü de Afrika ya genişletebiliriz. Hakeza, inşaat sektörü (fayans, mermer, çimento) ve mobilya sektörü de önemli bir fırsat Afrika da. Aslına bakarsanız Afrika ülkeleri de günden güne gelişim gösterdiği için haliyle buradaki insanların ihtiyaçları da çeşitleniyor. Bu dâhilde yeni pazarlar da açılıyor. Bunları iyi takip etmek gerek. Güney Afrika ya gelecek olursak öncelikle bizden vize istemiyor ve Türk Hava Yolları nın her gün seferi var. Bunlar çok önemli imkânlar. Bunun yanı sıra, bankacılık ve enerji alanında da gelişmiş bir ülke Güney Afrika. Firmaların bir araya gelmesi için sık sık fuarlar da düzenliyor. 20

21 Haliyle, hem Afrika da hem de Güney Afrika da fırsatlar çok geniş Son olarak Güney Afrika da turizm de çok önemli. Benim Güney Afrika ya gidip de oraya hayran kalmayan tek dostum yoktur. Bu sektör de çok bakir ve fırsata açık. DEİK bünyesinde İş Konseyi olarak faaliyetleriniz nelerdir? Güney Afrika daki ve Türkiye deki imkânlarla ilgili karşılıklı bilgi alışverişine dayalı etkinlikler düzenliyor musunuz? DEİK bünyesinde hemen her ülke ile karşılıklı iş konseylerimiz var ve öncelikli görevimiz ikili ticari ilişkileri geliştirmek. İş Konseyleri olarak buraya gelen misafirleri ağırlıyoruz ve onlara seyahatleri boyunca yardımcı olmaya çalışıyoruz. Yine yurtdışına giden üst düzey idarecilerimize (Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, Bakanlarımıza, vb.) ticari konularda yardımcı olmak amacıyla eşlik ediyoruz. Bugüne kadar Güney Afrika da bizim ortağımız Johannesburg Ticaret Odası oldu. Ancak Güney Afrika da oda sistemi bizdeki gibi değil; çünkü orada oda kurmak zorunlu değil ve onlarca dernek şeklinde organizasyon var. Haliyle, bazen muhatap bulmakta zorlanıyoruz. Buna rağmen bugüne kadar Johannesburg Ticaret Odası bizden yardımlarını esirgemedi. Gerek biz gittiğimiz zaman oradaki firmalarla görüşme şansı yakaladık gerekse onlar buraya geldiği zaman biz yardımcı olmaya çalıştık birçok konuda. Afrika nın genelinde Çin in yükselen bir gücü var. Güney Afrika da Çin faktörünü nasıl görüyorsunuz? Çin önemli bir ülke... Dev bir ekonomi... Afrika nın neresine giderseniz gidin etkisini rahatlıkla görebilirsiniz ama bu demek değil ki Çin burada yalnız; çünkü rakamlara baktığınız zaman Çin in kıtanın genelindeki payı %20-25 arası. Bu durum büyük oranda Güney Afrika için de geçerli. Çin mevcut pazarların tümüne hâkim değil. Avrupalılar ve Amerikalılar da var Afrika da Biz birçok kez Avrupalıların elinden pazar aldık. Rekabet gücümüzle, fiyat avantajımızla ve elastikiyetimizle biz de daha fazla yer alabiliriz burada. Yani Çin var mı Afrika da? Evet, var. Hindistan var mı? Evet, var. Ama bu demek değil ki Türk yatırımcılar için fırsatlar yok. Mesela, Çin yılda yaklaşık 2 Trilyon $ dış alım yapıyor. Bizim yatırımcılarımız bu konuyu çok yakın zamanda fark ettiler ve Çin e de yatırım yapmaya başladılar. İkili siyasi ve ticari ilişkilerin arttırılması adına hükümetler neler yapabilir? Çok şey ama özellikle iki şey: karşılıklı ziyaretler ve görüşmelerde eğer masada bir sorun varsa hemen çözülmesi. Türkiye de Güney Afrika denince akla hemen Mandela geliyor. Bunun dışında Vuvuzela geliyor Kültürel yakınlaşma adına neler yapılabilir? Kültürel yakınlaşma heykel, tiyatro ve spor başta olmak üzere birçok şeyi kapsar. Burada önemli olan öncelikleri belirlemek; yani iki ülkenin limitli kaynakları ışığında benzerlikleri ortaya koyarak proje ve programlar yapmak gerek. Türkiye nin Güney Afrika daki algısını nasıl görüyorsunuz? İkiye ayıralım: Türkiye nerede? diyenler ve Tanıyıp da çok sevenler. İki ülkenin insanı birbirini hala yeteri kadar tanımıyor ama tanıyanlar da çok seviyorlar. Türkiye nin yelkenciliği, denizleri ve tarihi yerleri Güney Afrikalıları çok etkiliyor. 21

22 Güney Afrika nın da doğal güzellikleri Türkleri mest ediyor. Malumunuz Güney Afrika da tarih yok ama eşsiz bir doğa var Son olarak TİKA nın Güney Afrika da faaliyetleri var mıdır? TİKA Türkiye nin sosyal yardıma dayalı ilişkilerini ilerletme adına dünyanın birçok yerinde faaliyet göstermektedir. Çok da güzel çalışmaları bulunmaktadır ve devam etmektedir. Güney Afrika da ve gittiğim birçok Afrika ülkesinde faaliyetlerini gördüm. Bunların başında sağlık ve gıda olmak üzere birçok sosyal yardımları bulunuyor. Bunların hepsi Türkiye nin imajı için çok önemli. * Hacı Mehmet BOYRAZ ve Sedat IŞIK, İzmir,

23 Libya daki Kaosu Anlamak İçin Yararlı Bir Kaynak: Tarihin Aydınlatıcı Işığı Çağrı Pehlivanlı * 2010 yılında başlayan ve bölgedeki çoğu otoriter rejimi yerinden eden Arap Baharı, geride bıraktığı 5 yılda önemli birtakım gelişmelere sahne olmuştur. Bölgedeki çoğu ülkede yaşanan benzer sıkıntıların sebepleri arasında, sömürge dönemlerinde yürütülen politikaların da olduğunu hatırlatmamız elzemdir. Bu analizde Libya da yaşanan gelişmeleri, İtalyan sömürgeciliğinin uygulandığı zamandan başlayarak, bir anlamda geçmişle bağdaştırarak, sorunun kökenlerine tarihin aydınlatıcı ışığından bakmak hedeflenecektir. Üç ülkede farklı manzaralarının ortaya çıkmasının çok sayıda sebebinin olduğunu en başta söylemek gerekir. Bölgedeki çoğu ülkede yaşanan benzer sıkıntıların sebepleri arasında, sömürge dönemlerinde yürütülen politikaların da olduğunu burada hatırlatmamız elzemdir. Bu analizde Libya da yaşanan gelişmeleri, İtalyan sömürgeciliğinin uygulandığı zamandan başlayarak, bir anlamda geçmişle bağdaştırarak, sorunun kökenlerine tarihin aydınlatıcı ışığından bakmak hedeflenecektir. İtalyan Hakimiyetinin Yansımaları Birinci Dünya Savaşı yla birlikte bölgenin büyük güçler İngiltere, Fransa, İtalyatarafından paylaşılarak sömürgeleştirilmesi, bu coğrafyadaki ülkelerin milli değerlerinin bastırılmasına ve ulusal bir kimliğin inşasının zorlaşmasına neden olmuştur. Sonradan inşa edilmeye çalışan milli değerler ve ulusal kimlik, toplumsal bilinç ve destekten yoksun olması sebebiyle yeterli anlamda gelişme kudreti gösterememiştir. Savaşın sonlarına doğru pastadan pay almak isteyen İtalya, jeopolitik konum itibariyle kendisine yakın görülen Libya yı Trablusgarp- sömürgeleştirmek istemiş ve Trablusgarp Savaşı yla birlikte bu bölgede Akademik Perspektif Mart

24 hegemonyasını ilan etmiştir. Bu sömürgeleştirme sürecinde yürütülen sert ve baskıcı politikalar, İtalyanlara karşı bağımsızlık mücadelesi veren kesimlere uygulanan katliamlar[1] ülkenin toplumsal karakterlerini harap etmiş ve toplumun bozulan DNA ları bugün bile tam olarak normale döndürülememiştir. Reuters ajansının harp muhabiri M.E. Ashmead- Bartlett 11 Ekim 1911 tarihli makalesinde[2] Ekim tarihleri arasında öldürülenlerin kişi olduğu bilgisini vermektedir. İngiliz savaş muhabiri M.E. Ashmead-Bartlett, bunlardan 1.000'ini savaş sırasında ölen Türk ve Arap askerlerin, geriye kalan 3.000'ini ise suçsuz sivil halkın oluşturduğunu belirtmektedir. İtalya, bölgede yaşayan göçebe ve bedevî halka karşı etkisizleştirme politikası uygulamış; halk, nüfus cüzdanı verilerek kontrol altına alınmış, ellerindeki silahlar toplanmıştır. Verimli arazilerden kovulan vatandaşlar, verimsiz kısımlarda iskâna mecbur edilmişlerdir. Sadece Bingazi bölgesinden kadar Libyalı; Mısır, Sudan ve Orta Afrika ya göç etmek zorunda kalmıştır.[3] Bunun dışında Libya da ikametini sürdüren vatandaşların da temel ihtiyaçlarının dahi karşılanamamış olması, ülkedeki demokrasi arayışını geciktirmiştir. Bu dönemlerde ülke vatandaşları için temel amaç demokrasiden ziyade hayatta kalmaktır. İngiliz Hâkimiyeti ve Lütfedilen Bağımsızlık Birinci Dünya Savaşı ndan sonra İtalyan egemenliğine dâhil olan Libya, İkinci Dünya Savaşı nın ardından 1942 yılında İngilizlerin hâkimiyeti altına girmiştir. İngiliz yönetiminde de Libya nın aydınlık yarınlarının tesis edilmediğini söylememiz mümkündür. Savaştan sonra kurulan Birleşmiş Milletler in (BM) literatüründe yer edinmiş self-determination (kendi kaderini tayin hakkı) kavramıyla birlikte 1951 yılında bağımsızlığa kavuşan Libya için sorunların çözülmüş olduğunu söylemek yine pek mümkün olmamıştır. Bölgeden çekilen sömürgeci devletler, bağımsızlık lütfettiği ülkelerden çekilseler de, bu ülkelerin yönetimlerini kendileriyle ittifak halinde olabilecekleri liderlere teslim etmişlerdir. Nitekim bağımsız Libya nın ilk kralı İdris El-Senusi, BM kanalıyla alınan kararlar sonucunda iktidar koltuğuna oturmuştur. 18 yıl ülke yönetiminde kalan İdris El- Senusi, tedavi amacıyla Türkiye de bulunduğu sırada iktidarını kaybetmiştir. 27 yaşında genç bir subay olan Muammer Kaddafi nin liderliğindeki Özgür Subaylar Hareketi adı verilen grup, askeri bir darbe gerçekleştirerek ülkedeki krallığa son vermiş ve sosyalist bir cumhuriyet kurmuştur. Kaddafi Dönemi ve Artan Gerilim Kaddafi liderliğindeki Libya da da sorunların tam anlamıyla çözüldüğünü söylememiz mümkün değildir. Sosyalizm ve İslam ı bir potada eriten, tamamen Batı karşıtı bir anlayışa sahip olan Kaddafi, iktidarını büyük ölçüde kendisiyle özdeşleştirerek modern anlamda bir ulus devlet inşasını sağlamamıştır. Ülkesindeki askeri ve hava üstlerinin boşaltılmasını isteyen Kaddafi, imzalanan petrol antlaşmalarını da geçersiz kılmış ve petrol şirketlerini kamulaştırmıştır. Bu dönemden itibaren başlayan Batı ile olan çekişmeler, Batı tarafından uygulanan çeşitli ambargolar ile devam etmiştir. ABD ve İngiltere nin Pan-AM 103 sayılı yolcu uçağının İskoçya nın Lockerbie şehrinde düşürülmesinin Libyalı diplomatlar tarafından organize edildiği iddiaları ile - 24

25 Kaddafi daha sonra bu iddiaları kabul edecektir- Libya ya ABD, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından ambargo uygulanmıştır. Bu ambargolar Libya ekonomisine önemli ölçüde zarar vermiştir. Kaddafi nin ülkede estirdiği diktatoryal hava, özde bir demokrasinin inşa edilememesi, toplumsal kaygı ve öfkeyi artarak devam ettirmiş ve 2010 yılında Tunus ta başlayan Arap Baharı, kısa bir süre sonra Libya da başlamıştır. Sonuç Yerine: Arap Baharı ve Sonrası anlar-trablusgarpta-katliam-yapmis, te erişildi. [2]A.g.e. [3] Nurettin Ceviz, Libya Tarihine Kısa Bir Bakış, yalar/ _nurettin.ceviz.pdf, te erişildi. [4] İtalya: IŞİD'in güç kazandığı Libya'da savaşmaya hazırız, _italya_libya_isid, te erişildi. * Çağrı Pehlivanlı, Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararına dayanarak Fransa, İngiltere ve ABD önderliğinde Libya ya karşı 18 Mart 2011 akşamı başlatılan askeri operasyon, 42 yıllık Kaddafi iktidarına son vermiştir. Bugün gelinen noktada, Libya da mevcut ve meşru bir yönetimin inşa edilmediğini söylememiz gerekir. Ülkede bulunan ve kendisinin yetkili otorite olduğunu iddia eden iki ayrı gücün -Tobruk Hükümeti ve Bingazi Hükümeti- mücadelesi devam etmektedir. Bunun yanında bölgedeki IŞİD tehdidinin yoğun olarak yaşandığı Libya, uluslararası camia açısından da önem arz etmektedir. İtalyan Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni nin geçtiğimiz günlerde ifade ettiği[4] IŞİD'in güç kazandığı Libya'da savaşmaya hazırız ve Mısır ın Libya daki IŞİD noktalarına düzenlediği hava saldırıları[5] Libya açısından suların durulmasının bir süre daha gecikeceği sinyallerini vermektedir. Tarih her ne kadar kesin ve net çizgilerle yazılıyor ve yaşanıyor olsa da, geçmişte demokrasiye, milli kültüre, ulusal hassasiyetlere dayalı, milli iradenin vücut bulduğu iktidarların egemenliğinde politikalar yürütülmüş olsaydı belki bugün bu analiz yazılmamış olabilirdi. Kaynakça [1] İtalyanlar Trablusgarp'ta katliam yapmış, 25

26 Küba Füze Krizi ve Vladimir Putin Hamdi Karakal* Soğuk Savaş döneminde Küba Füze Krizi olarak adlandırılan süreç, o dönemki devlet reflekslerini anlayabilmemiz için önemli bir örnektir. Devletlerin bu minvaldeki bazı davranış biçimlerine 21. yüzyıl dünyasında da rastlayabiliyoruz. Örnek olarak, Rusya Federasyonu nun Ukrayna nın iç sorunlarına askeri ve siyasi olarak müdahale ederek Kırım ı topraklarına katması verilebilir. Rusya, Sovyetler den sonra bölgedeki ağırlığını halen koruduğunu tüm dünyaya özellikle Avrupa ve ABD ye- ilan edebilmek açısından bu refleksleri göstermektedir. Soğuk Savaş dönemi ile 21. yüzyıl Rusya sı benzeşmesi, bugün yaşananların daha iyi anlaşılması adına incelenmelidir arasında Soğuk Savaş ın en önemli kırılma noktalarından birisi 1962 de yaşanan füze kriziydi. (Cuban Missile Crisis) İki kutuplu dünyanın getirdiği sosyal ve siyasal yıkımlar değerlendirildiğinde; Küba füze krizi nin, nükleer bir savaşa dönüşme ihtimali o dönem açısından oldukça dehşetli görünmekteydi. Fakat krizin neticesinde ılımlı olarak değerlendirilebilecek kararların alınması o dönemde karşılaşılabilecek nadir durumlardan birisidir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin de mevzuda mukayese unsuru olması, devlet reflekslerini anlama açısından önem oluşturmaktadır. Özellikle son dönemlerde ortaya çıkan bilgi ve belgeler olayın şeffafiyetine katkı sağlamıştır. Küba füze Akademik Perspektif Mart 2015 krizi olarak tarihe geçen bu olayın belgeler ışığında sağlıklı değerlendirilebilmesi, olayın boyutunu anlatmak açısından bir hayli faydalı ve öğretici olacaktır. Meselenin temeline inildiğinde, 1959 da Marksist devrimci Fidel Castro nun Amerikan yanlısı olarak görülen Batista yı devirerek iktidarı ele geçirmesi Küba Füze Krizi ne götüren sürecin ilk adımını oluşturmaktadır. Devrim, yalnız kıtada değil tüm dünyada dengeleri değiştirme gibi bir etkiye sahiptir. Castro nun ekonomiyi millileştirmesi ve diğer bazı uygulamaları Amerika yı endişelendirirken Sovyetler in Küba ya ilgisini artırmıştır. Netice olarak; Küba, küresel satrancın etkili bir hamle potansiyeline sahip unsuru olma özelliğini elde etmiştir. Küba nın 26

27 devrimle iktidara gelen lideri Castro nun uygulamaları, örneğin Sovyetler in yardımlarını kabul etmesi, Birleşik Devletler in sabrını taşırmaya yetmişti ve ABD, Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) ile Castro yu devirmeye teşebbüs etmişti. Fakat OAS ın Latin Amerika ülkeleri Castro iktidarını yalnızca kötülemekle yetindiler. Daha sonra Küba daki ABD yanlısı gruplar ABD ye kaçarak mülteci durumuna düştü. Amerikan hükümeti Castro ya karşı bir işgal girişiminde bulunmak üzere hazırlanan bu mültecilere destek olarak 1961 de Domuzlar Körfezi Çatışması na sebep olmuştur. Çatışmanın başarısızlığı, Castro ya uluslararası arenada artı puan kazandırarak Sovyetler in ilgisini çekti. Sonuç olarak yaşanan bu olaylar Küba yı kaçınılmaz bir şekilde Sovyetler ile stratejik bir ittifaka sürüklemiş ve Küba Füze Krizi ne giden basamakları oluşturmuştur. Meselenin diğer temel dinamiklerine bakıldığında, Türkiye nin yaşanan krizdek kilit rolü gözler önüne serilmektedir. Bu bağlamda ABD nin 1959 da Türkiye ye yerleştirdiği füzeler de kritik edilmesi gereken hassas bir olaydır. Sovyetler in hadiselere bakışını incelediğimizde; olaylara başından beri ilgili yaklaşan SSCB nin stratejik ve kurnazca hamlelerini yapmasının ardından bu kriz doğmuştur. Domuzlar Körfezi Çatışması nın ardından Sovyet-Küba yakınlaşmasının artması ile Sovyetler somut bir adım atma arzusunu dizginleyemeyerek Küba ya füze yerleştirilmesi niyetini gündeme getirir. Bu harekete sebep olarak her ne kadar ABD nin yalnızca birkaç sene önceki Türkiye ye füze yerleştirme hamlesi gösterilse de tek sebebi bu değildir. Amerika kıtasındaki bu kritik adımın başarıya ulaşması, Sovyetler açısından ciddi bir psikolojik üstünlük sağlayabilirdi. Dönemin Sovyet lideri Nikita Kruşev, bu hayallerle 1962 sonbaharında bu kararını ifade ederek adım atmaya başlamıştır. John F. Kennedy, bu hamleyi Amerika için ciddi bir tehdit olarak yorumlamış ve ekim ayının başında sert bir açıklama yaparak; Guantanamo Üssü, Latin Amerika veya Panama Kanalı için tehlike söz konusu olursa müdahale edeceklerini söyledi. Tabii ki kıtadaki Amerikalıların hayatları da Kennedy nin kırmızı çizgilerinden birisiydi. SSCB nin Küba daki saldırgan tavırlarının somutlaşması da Başkan tarafından konuşmasında ifade edilmişti. Buna rağmen, Kruşev tavrını sürdürdü. Kennedy, Savunma Bakanı ile Küba da çekilen henüz bazı parçaları eksik olan füze fotoğraflarını görünce danışmanlarıyla seri toplantılar yaparak daha önceki sert açıklamasına paralel bir adım attı ve Küba yı denizden ablukaya alma kararı verdi. 16 Ekim 1962 de cereyan eden bu olaylar, dünyanın gündemine bomba gibi düştü. Bu arada Amerika; bu kararları NATO ya veya BM ye danışmadan almıştı. Amerika nın bu tavrı, Avrupa devletlerine şok etkisi yaptı. Bundan sonra Avrupa devletleri geleceğe dair planlarını daha temkinli bir şekilde yapacaktı. 22 Ekim günü Küba ablukasına başlandı. O günlerde Küba ya doğru yol alan Sovyet gemileri var olmasına rağmen Kennedy, ablukaya uymadıkları taktirde batırılacaklarına dair sinyaller vermişti. Kruşev ise gerilimi tırmandıran bir açıklama ile dur emri vermeyeceğini belirtti. Dünya sessizce hadiselerin nereye gideceğini merakla beklerken, bazıları artık bir nükleer savaşın kaçınılmaz olduğunu düşünmekteydi. Nitekim, 27 Ekim günü Kruşev in mektubu ile bunalımın neticelenmesi için nihayet bir adım atılmış oldu. Daha sonra yapılan müzakereler de pazarlık unsuru olarak Türkiye deki ABD füzelerinin kaldırılma şartı ortaya atıldı. Başkan Kennedy, askeri olarak elde ettiği hamle üstünlüğünü diplomaside de zekice sürdürdü. Her ne kadar yapılan gizli anlaşmalarda Türkiye deki füzelerin de söküleceği 27

28 maddesi yer alsa da bu madde ifşa edilmemiştir. Böylelikle tarih bu hadiseyi Kruşev in başarısızlığı olarak kaydetmiştir. ABD de bir süre sonra tek taraflı bir karar ile Türkiye deki füzeleri sökmüştür. Netice olarak, Kruşev ülkesinde serüvenci olarak suçlandı ve kısa bir süre sonra da iktidardan uzaklaşmak mecburiyetinde kaldı. Soğuk Savaş ın üzerinden yaklaşık 14 yıl geçmiş olmasına rağmen bugün devlet reflekslerinde o dönemdeki etkiye hala rastlayabiliyoruz. Rusya Devleti nin uluslararası arenada söz sahibi olabilmek için bölgesel düzeydeki müdahaleleri herhangi bir hukuk normundan ziyade Makyavelist dış politika ile ilişkilendirilebilir. Bugün Kırım ın işgal edilerek Rusya topraklarına katılması, Ukrayna da ayrılıkçıların galeyana getirilmesi ve bizzat Rusya nın bu ayrılıkçılara askeri destek vererek silah yardımında bulunması, bu yönde emirler verilmesi bariz bir şekilde Ukrayna nın bağımsızlığına müdahaledir ve uluslarası hukuk kaidelerinin çiğnenmesidir. Aslında başlarda Rusya Devleti, Ukrayna daki olayları üstlenmeyi reddetmekteydi. Fakat en son Vladimir Putin, Kırım a müdahalede de devrik lider Yanukoviç in kurtarılmasında da kendisinin açık bir payı olduğunu ifade etmiştir. Putin, bu açıklamalarıyla, Batı ya benim bölgemde istediğin gibi at koşturamazsın! gibi bir tavrın içerisine girmiş olsa da uzun vadede ekonomik yaptırımlarla Rusya nın bu süreçten ciddi yara alacağı da ihtimaller dahilindedir. Bunun farkında olan Putin, oldu-bitti ye getirilen Kırım meselesini örtebilmek için Donbass taki olayları gündeme getirerek algıları farklı bir noktaya yönlendiriyor. Hatta o bölgedeki ayrılıkçıların çıkardığı olayları da alevlendirerek Avrupa ya karşı bir pazarlık fırsatı yakalama gayretinde olduğu yorumları da yapılabilir. KAYNAKÇA Dr. Ayşegül SEVER, Yeni Bulgular Işığında 1962 Küba Krizi ve Türkiye, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, (1997). * Hamdi Karakal, Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler 28

29 İngiliz Okulu Temsilcileri, Temel Varsayımları, Uluslararası İlişkilerde Üç Gelenek, Uluslararası Toplum, İnsani Müdahale Serdar Çukur * Bu makale de bir uluslararası ilişkiler kuramı olan İngiliz Okulu kuramının kısa giriş yapıldıktan sonra, kurama katkıları olan kişiler, temel varsayımları, kuramın içerisinde önemli bir tutan uluslararası ilişkilerde üç gelenek anlayışını ve uluslararası topluma bakışları ve son olarak İngiliz okulu Kuramının İnsani Müdahaleye nasıl baktığını ele alacağız. İngiliz Okulu İkinci Dünya Savaşından sonra ortaya çıkmış olan bir uluslararası ilişkiler teorisidir. Bu teori, 1959 yılında bir grup İngiliz akademisyenin uluslararası ilişkilerin temel sorunlarını tartışmak, teorik ve tarihsel bir çizelge sunmak maksadıyla 1 Britanya Uluslararası Politika Kuramı Komitesi çatısı altında toplanması sonrası temelleri atılmıştır. Bu temellerin atılmasında önemli rol oynayan kişiler şunlardır: Herbest Butterfield, Martin Wight, Adam Watson ve Hedley Bull. Bu saymış olduğumuz kişiler yukarıda belirtmiş olduğumuz komiteye de sırasıyla başkanlık yapmışlardır. İngiliz Okulunu 1 ERGÜL JORGENSEN,F. Aslı, İngiliz Okulu, editörler: ŞABAN KARDAŞ, ALİ BALCI, ULUSLARARASI İLİŞKİLERE GİRİŞ: TARİH, TEORİ, KAVRAM VE KONULAR, 1. Baskı, İstanbul: Küre Yayınları, 2014, s, 125 Akademik Perspektif Mart 2015 diğer uluslararası ilişkiler kuramından ayıran en önemli özelliği birden fazla görüşü içermesi ve bunları birleştirmesidir. Örnek olarak Martin Wight nin üç geleneksel okul anlayışını verebiliriz. 2 2 DEVLEN, Balkan, ÖZDAMAR, Özgür, Uluslararası İlişkilerde İngiliz Okulu Kuramı:Kökenleri,Kavramları ve Tartışmaları, Uluslararası İlişkiler, Cilt:7, Sayı:25 ( Bahar 2010), s,45, ( ). 29

30 Temsilcileri: İngiliz Okulunun gelişimini dört ana grup akademisyen üzerinden incelememiz mümkündür: 3 1. Birinci Grup: Martin Wight, Hedley Bull, Adam Watson, Alan James ve John Vincenttin içinde bulunduğu gruptur. 2. İkinci Grup: Kuram içi tartışmalara doğrudan doğruya katkı sağlamış olan kişilerden oluşan bu grubun içerisinde Adrew Hurell, Timothy Dunne, Nicholas Wheeler, David Long, Peter Wilson, Hidemi Suganami gibi İngiltere de doktora eğitimi almış olan akademisyenler bulunmaktadır. 3. Üçüncü Grup: Bu grubun içerisinde yer alan kişiler araştırdıkları ve tartıştıkları konular nezdinde teoriye katkı sağlamalarına rağmen bağımsız olarak hareket etmektedirler. Andrew Linklater, İan Clark, Robert Jackson bu grupta yer almaktadır. 4. Dördüncü Grup: İngiliz Okulunu tekrar bir araya getirmek veya yeni İngiliz Okulu gibi söylemlerle son yıllarda çalışmalar yapmış kişilerden oluşmaktadır. Grubun içerisinde Barry Buzan ve Richard Little bulunmaktadır. Temel Varsayımları a) Uluslararası ilişkilerin birincil oyuncusu egemen devletlerdir. b) Uluslararası ilişkilerde, iki ya da daha fazla devletlerin ilişkide olduğu ve kararlarına yeterince etki edebildiği sürece, bir devlet sistemi vardır. c) Uluslararası sistem anarşiktir. d) Uluslararası sistemde devletler, ortak çıkarları ve değerleri çerçevesinde 3 ERGÜL JORGENSEN, F. Aslı, 2014, ss, kendilerini sınırladığını düşündükleri ilişkileri düzenleyen ortak kurallar ve birlikte yürütülen kurumların oluşturduğu bir uluslararası toplum içinde var olurlar. 4 Uluslararası İlişkilerde Üç Gelenek Uluslararası ilişkilerde üç gelenek olarak bilinen bu anlayış Martin Wight tarafından 1950 lerin sonunda geliştirilmiş olup ve ölümü sonrasında eşi ve de iş arkadaşı olan kişi tarafından derlenmiştir. Bu üçleme şunlardır: Realist (Hobbescu) Gelenek, Rasyonalist (Grotiusçu) Gelenek ve Devrimci Revolutionist (Kantçı) Gelenek. 5 Martin Wight in üçlemesinden birincisi, Realist Gelenektir. N. Machiavelli veya T. Hobbes e kadar uzanan bir anlayışa kadar uzanmaktadır. Görüş ve pratik manada güç politikası eksenli bir temellendirme anlayışı vardır. Anarşiden ortaya çıkan çatışma veya savaş olağan bir durumdur. Uluslararası siteme önem verildiğini görmekteyiz. İlaveten, aşırı kötümser bir anlayış vardır. İkincisi, Rasyonalist Gelenektir. Devrimciler ve Realistler arasında bir yerde durmaktadır. Bu geleneğin hangi iki geleneğe yakın olduğu tartışmalıdır. Bu görüşte; dünyanın farklı toplumları ve kültürlerinin bir uluslararası toplum meydana getirdiği belirtilmektedir. H. Grotius temelli bir görüştür. Hedley Bull Rasyonalist Geleneğin en önemli savunucularından birisidir. Uluslararası toplumun önemli olduğu belirtilmektedir. Üçüncüsü ise Devrimci Revolutinoist Gelenek. Kant a kadar uzanan bir görüştür. Ahlaki evrenselciliğin üzerinde dururlar. Ilımlı veya radikal olabilirler. Bazıları rasyonel bireyselcilik yaklaşımından hareket ederken bazıları ise günümüzün iç içe geçmiş olan kültürel 4 DEVLEN, Balkan, ÖZDAMAR, Özgür, 2010, s, ERGÜL JORGENSEN, F. Aslı, 2014, s,

31 dünyasında moral sorumluluklarının sınırlarını aşan bir hüviyete sahiptir. Dünya toplumu görüşünü bir model olarak görürler 6. Uluslararası Toplum Uluslararası toplum kavramı İngiliz Okulunun Uluslararası ilişkiler literatürüne yapmış olduğu en önemli katkıların içerisinde yer almaktadır. Bu okulun içerisinde birçok kişi kavram hakkında değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Ancak Okul içerisinde yer alan kişilerin çokluğu sebebiyle belli başlı kişiler üzerinden kavrama nasıl baktıklarını inceleyelim. Bu kişiler sırasıyla şöyledir: Martin Wight, Hedley Bull ve Adam Watson. 7 Martin Wight uluslararası toplumu izah etmek adına şu üç soruya cevap aramıştır: 8 i. Uluslararası toplum nedir? sorusuna Martin Wight 1946 yılında yazmış olduğu Power Politics isimli eserinde şöyle açıklamaktadır: Örgütlenmesini tamamlamış toplumların ( devletlerin ) baş aktörleri olduğu ve oluşturduğu istisnai bir toplumdur. Üye sayısı azdır. Üyeleri bireylerden daha heterojendir. Üyeleri politikalarını beka amacıyla oluşturan olumsuz birimlerdir. 6 ARI, Tayyar, ULUSLARARASI İLİŞKİLER TEORİLERİ: Çatışma, Hegemonya, İşbirliği, 8. Baskı,Bursa: MKM, 2013, ss, ERGÜL JORGENSEN,F. Aslı, 2014, ss, DEVLEN, Balkan, ÖZDAMAR, Özgür, 2010, s, ii. Uluslararası Toplumun sınırları neresidir? Bu soruya ise Sytems of States ve İnternational Teory isimli eserlerinde cevaplamıştır. iii. Uluslararası toplumun varlığının, devletlerarası İşbirliğine yol açar mı açmaz mı? Bu soruya da evet diye cevap vererek Uluslararası toplumun ortak kültüre, çıkar, norm, kurumlar ve hukuk ile devletlerarası işbirliğine katkısı olmuştur diye belirtir. Hedley Bull uluslararası toplum hakkındaki görüşlerini açıklarken tüm toplumları korumaya çalıştırdıkları üç tane önemli öncelikten bahsetmektedir: Şiddeti sınırlandırmak, mülkiyet hakkını korumak ve anlaşmaların garanti altına alınması. Hedley Bull Uluslararası toplumu veya devletlerarası toplumu, devletlerin ortak çıkarlar ve/ya değerlere sahip olduğu, davranışlarını kendi rızaları ile bazı kurallara bağlamayı kabul ettikleri, devletlerarası diyaloğun hâkim olduğu ortak kurumların sürdürülmesi için devletlerin işbirliği halinde oldukları bir düzen anlamına gelir. Hedley Bull un yapmış olduğu bu izaha benzer izah ve çıkarımı John Vincent ta da rastlarız. John Vincent uluslararası toplumun parçası olma seçeneğine fonksiyonel ve faydacı bir gözle bakmaktadır. 9 Adam Watson The Evolution Of İnternational Society adlı eserinde değişik toplumların kurmuş oldukları devlet sistemlerinin uluslararası topluma nasıl dönüştüğünü incelemiştir. Örnek verecek olursak eğer Sümer, Eski yunan, Çin 10 İnsani Müdahale İngiliz Okulu içerisinde yer alan kişilerin insani müdahaleye ilişkin görüşlerine 9 ERGÜN JORGENSEN, F. Aslı,2014, s, DEVLEN BALKAN, ÖZDAMAR, ÖZGÜR,2010, ss,

32 geçmeden önce insani müdahaleye ilişkin yapılmış olunan tanımlamalar kısaca şu şekildedir: 1. Bir veya birden fazla devletin bir başka devletin halkının bir bölümünü ya da tamamını soykırım ya da insan hakları ihlallerinden korumak amacıyla yapılan silahlı müdahalelerdir Stephen Garretti nin yapmış olduğu insani müdahale tanımlaması ise ciddi boyutlara ulaşan insani acıları durdurmak amacıyla bir ya da daha çok dış devletin, başka bir devletin içişlerine askeri müdahalede ya da tehdidinde bulunmasıdır Sean Murphy in yapmış olduğu insani müdahale tanımlaması ise uluslararası insan haklarından yaygın bir biçimde mahrum olan hedef devletin vatandaşlarını korumak amacıyla, bir ya da birden fazla devlet veya uluslararası örgüt tarafından güç kullanımında ya da tehdidinde bulunmasıdır Nicholas J. Wheerler in insani müdahale tanımlaması ise düzen ve adalet arasındaki çelişkinin doruk noktasıdır. 14 Hedley Bull un ilk dönem yazılarına baktığımızda düzen ve adalet ikilemi ile 11 DEMİREL, Naim, Uluslararası Hukukta İnsani Müdahale ve Hukuki Meşruiyet Sorunu, 16, s,152, ( ). 12 ÇAPAR, Gökhan, NATO NUN KOSOVAYA MÜDAHALESİNİN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KURUCU ANLAŞMALARI AÇISINDAN ANALİZİ, Yüksek Lisans Tezi, Uludağ üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2006, s,79, a80ff1aadab a5b2b57c , ( ). 13 ÇAPAR, Gökhan, 2006,s, Türkmen, Füsun, İnsan Haklarının Yeni Boyutu: İnsancıl Müdahale, 1. Baskı, İstanbul: Okumuş Adam Yayıncılık, Şubat ilgili olarak iki tür yaklaşımı orta koyduğunu görebilmekteyiz: Dayanışmacı ve Çoğulcu. Dayanışmacı yaklaşım; bireylerin güvenliği ve refahı konusunda devletlerin dayanışması gerektiğini konu almaktadır. Grotius temelli olup devletin her şeyden önce bir insani örgütlenme olduğunu söylemektedir. Uluslararası toplumun üyeleri içerisinde yer alan insanların haklarını korumak maksadıyla yapılan müdahalelerin devletlerin egemenliğini tehdit etse bile yapılan müdahalelerin haklı olduğunu ve de insani müdahalenin yapılabileceğini belirtir. Çoğulcu yaklaşım ise uluslararası toplumun niteliksel manada farklı devletlerden oluştuğunu yani devletin özne olduğundan bahsetmektedir. Uluslararası hukukçu olan Vattel in tezine dayanan bir temellendirmeye sahiptir. Temel olarak devletlerin birbirinin iç işlerine karışmaz anlayışı vardır. Ek olarak, insani müdahalenin Uluslararası düzeni bozacağını belirtir. John Vincent, yapmış olduğu insan hakları konusundaki çalışmalarında devletlerin her ne kadar farklı ideoloji ve çıkara sahip olsa bile bazı temel insani haklar üzerinde anlaşabileceğini ifade etmiştir. Robert Jackson, Hedley Bull un düzen ve adalet ikilemi ile ilgili ifade etmiş olduğu çoğulcu yaklaşıma yakın olsa bile insana karşı sorumluluğu ele almıştır. Ayrıca devlet adamlarının üç sorumluluğu olduğundan bahseder: Ulusal sorumluluk, Uluslararası sorumluluk ve İnsani sorumluluk. Nicholas Wheerler ise uluslararası toplumun dünyadaki bütün insanlara karşı sorumlu olduğunu belirtir. Ayrıca Yabancıları Kurtarmak isimli eserinde insan hakları ihlallerine uğrayan bütün bireylerin kurtarılması adına uluslararası toplumun müdahalesinin gerekli olduğunu belirtir ERGÜN JORGENSEN, F. Aslı, 2014, ss,

33 Nükleer Enerjinin Düşüşü Ufuk Elif Rodoplu * 1970 lerde altın bir geleceğe sahip olduğuna inanılan nükleer enerji, hiç de beklenildiği gibi olmadığını kanıtladı. Özellikle Fukuşima faciasından sonra dünya çapında nükleer enerjiye olan ilgi giderek azalıyor. Nükleer enerjinin geçmişine bakıldığında üç önemli nükleer kaza görüyoruz. Bunlardan bir tanesi 1979 da Amerika da gerçekleşen Three Mile Island nükleer santral kazasıdır. Fakat bu kazada insan hayatını tehdit edecek ciddi bir olay meydana gelmediği için nükleer enerjiyi sorgulamaktan çok, nükleere karşı olumlu bir hava yaratılmıştı. İkinci büyük kaza ise 1986 Çernobil faciasıydı. Çernobil in yarattığı hasar çok geniş çaplı oldu fakat facianın nedeni teknolojik eksiklikler ve insan hatasıydı ve kazanın faturasını Sovyetler Birliği ne kesip, devam etmek kolay olan yoldu. Fakat 2011 de Japonya da yaşanan Fukuşima faciası, nükleere karşı bakış açısını tamamen değiştirdi. Teknolojinin bu denli gelişmiş ve insan kaynaklı hatanın bu denli az olduğu bir ülkede böylesine büyük bir facianın meydana gelmesi tüm dünya ülkelerinde bir korku yarattı. Birçok uzmana göre Akademik Perspektif Mart 2015 Fukuşima faciası nükleer enerjide bir dönüm noktası oldu ve facianın dördüncü yılında Greenpeace in hazırladığı rapora göre nükleer enerji sektörünün ekonomik ağırlığı ve önemi giderek azalıyor. 20 yıl öncesine bakıldığında, tüm dünyada kullanılan enerjinin %17 si nükleer santrallerden geliyorken, bugün bu oran %11 e gerilemiş durumda. Bunun en önemli nedenleri toplumdaki bilinçlenme ve ekonomik etkenlerdir. Fukuşima sonrası güvenlik konusundaki yasal düzenlemeler iyice sıkılaştırıldı, hem nükleer santral kurmak hem de kurduktan sonra bunu devam ettirmek oldukça masraflı hale geldi. Öyle ki, artık nükleer santralin finansmanını üstlenen tek bir büyük ticari banka bile kalmadı. Ayrıca, bütün kredi derecelendirme kuruluşları da 33

34 nükleer santrale yatırıma olumsuz not veriyor. yenilenebilir enerji, nükleer enerjiye ciddi bir rakip olarak yükseliyor. Örneğin Avrupa ülkelerinin kendi ürettikleri enerjiye bakacak olursak, enerji üretiminde nükleer enerji %29 luk bir orana sahip ve bunu %24 ile başta rüzgâr ve güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji takip ediyor. Bunun hemen arkasından %20 ile kömür türü konvansiyonel yakıtlar, %17 ile doğalgaz, %9 ile petrol geliyor. Avrupa nın önemli enerji şirketlerinden biri olan Alman RWE şirketinden Thomas Birr e göre yeni nükleer santral inşa etmek artık en iyi seçenek değil. Birr, yeni nükleer santrallerin masraf riskinin çok yüksek olduğunu, elektrik üretiminin çok pahalı olduğunu ve planlama ve inşaat sürelerinin çok uzun olduğunu belirtiyor ve yıldan önce kara geçmenin mümkün olmadığını söylüyor. Bu nedenle de nükleere yatırım yapmak artık hiç de cazip bir yol değil. Nükleerin kullanımına ülke bazında bakınca önemli değişimler görüyoruz. Japonya, Fukuşima sonrası tüm nükleer santrallerini kapattı, bunun yanında Almanya, Fransa, ABD ve Güney Kore gibi 16 ülkede nükleer kullanımında ciddi azalmalar meydana geldi ve birçok ülke nükleere geçişi iptal etti ya da erteledi. Özellikle Almanya, Fukuşima sonrası, nükleer enerjiden vazgeçilmesi yönünde önemli adımlar attı. İşe 8 santrali kapatarak başlayan Merkel hükümeti, uzun vadede nükleerden tamamen kopmayı amaçlıyor. Ülkede oluşan enerji açığını kapatmak için de yeni rüzgâr, güneş ve biokütle santralleri kuruluyor. Nükleerin masraflarının giderek artmasının yanında, başta yenilenebilir enerji olmak üzere diğer enerji kaynaklarının masraflarında düşüş yaşanıyor. Bu durum nükleerin terk edilmesine olumlu bir katkıda bulunuyor. Uzmanlara göre Fransa da da durum farklı değil. Cumhurbaşkanı Hollande, 2025 yılına kadar nükleer enerjinin payını %80 den %50 ye düşürmeyi planlıyor. 34

35 Nükleer konusunda asıl şaşırtan ülke Çin oldu. Çin de devam etmekte olan 29 nükleer santral inşaatı olmasına rağmen, yenilenebilir enerjiye geçişin önemli ölçüde arttığı gözlemleniyor. Fukuşima dan önce bile yenilenebilir enerjiye yapılan yatırım, nükleer enerjiden çok daha fazlayken şu anda Çin de rüzgâr enerjisi başta olmak üzere, yenilenebilir enerji oldukça önemli bir yere sahip. ülkeler nükleer planlarından vazgeçmiyor. Örneğin, İngiltere, Çek Cumhuriyeti ve Polonya nükleer enerjiye olan yatırımlarına devam ediyor. Bunun önemli bir nedeni ise nükleere alternatif kaynak bulamamaları. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye de, tüm tepkilere rağmen Akkuyu Nükleer Enerji Santrali ni inşa etmekte kararlı görünüyor. Enerji ve nükleer politika analisti Mycle Schneider a göre tam bir devrimin ortasındayız. Enerji kaynaklarına olan talepte ciddi bir değişim yaşanıyor. Örneğin birçok ülkede, tüketicinin güneş enerjisi ile kendi ürettiği elektrik, şebekeden gelen elektrikten çok daha ucuza mal oluyor. Gelecekte enerji piyasası günümüzdekiyle hiç de alakalı olmayacak gibi görünüyor. * Ufuk Elif Rodoplu, Sabancı Üniversitesi, Uluslararası Çalışmalar Uzmanlara göre 2030 yılına kadar dünyada üretilen enerjideki nükleer payı %11 den %5 e kadar gerileyecek ancak bütün 35

RÖPORTAJ: TÜRKİYE - GÜNEY AFRİKA İLİŞKİLERİ

RÖPORTAJ: TÜRKİYE - GÜNEY AFRİKA İLİŞKİLERİ 2015 RÖPORTAJ: TÜRKİYE - GÜNEY AFRİKA İLİŞKİLERİ Kırklareli Üniversitesi Afrika Araştırmaları Merkezi 4.3.2015 Türkiye Güney Afrika İlişkileri Güney Afrika nın İzmir Fahri Başkonsolosu Sayın Tamer TAŞKIN

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013 Başkent Pekin Yönetim Şekli Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 Nüfus 1,35 milyar GSYH 8,2 trilyon $ Kişi Başına Milli Gelir 9.300 $ Resmi

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

Dış Ticaret Müsteşarlığı nca ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi amacıyla çeşitli stratejiler uygulamaya konmuş bulunmaktadır.

Dış Ticaret Müsteşarlığı nca ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi amacıyla çeşitli stratejiler uygulamaya konmuş bulunmaktadır. 1 CEM TOPBAŞ SUNUM- Giriş Dış Ticaret Müsteşarlığı nca ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi amacıyla çeşitli stratejiler uygulamaya konmuş bulunmaktadır. 2000 yılında Komşu ve Çevre Ülkeler

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE DÜNYA EKONOMİSİ VE ABD EKONOMİSİNDE OLASI MAKRO DENGESİZLİKLER (BÜTÇE VE CARİ İ LEMLER AÇIĞI) (TWIN TOWERS) İSTİKRARSIZ

Detaylı

RUANDA ÜLKE RAPORU 15.10.2015

RUANDA ÜLKE RAPORU 15.10.2015 RUANDA ÜLKE RAPORU 15.10.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Ruanda ya ihracat yapan 1 firma bulunmaktadır. (AHENK KOZMETİK İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş) 30.06.2015 tarihi

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Malezya ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek

Detaylı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Arjantin İlişkileri: Fırsatlar ve Riskler ( 2014 Buenos Aires - İstanbul ) Türkiye; 75 milyonluk

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE ÜLKELERİN MAKRO DENGELERİNDE İSTİKRARSIZLIK VE ÇÖZÜMSÜZLÜK (BÜTÇE VE CARİ İŞLEMLER AÇIĞI) İSTİKRARSIZ BÜYÜME VE DALGALANMA

Detaylı

TİCARİ İLİŞKİLER DURUM İKÖ ÜLKELERİ ARASINDA AVRUPA BİRLİĞİ >>

TİCARİ İLİŞKİLER DURUM İKÖ ÜLKELERİ ARASINDA AVRUPA BİRLİĞİ >> AVRUPA BİRLİĞİ >> Hazırlayan: Mustafa BAYBURTLU (TOBB AB Daire Başkanı) İKÖ ÜLKELERİ ARASINDA TİCARİ İLİŞKİLER VE EKONOMİK DURUM İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) üyesi ülkelerin ekonomik yapıları, ekonomik

Detaylı

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Fransa İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen ekonomisi

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55 Dünya da politik dengeler dinamik bir yapıya sahiptir. Yüzyıllar boyunca dünyada haritalar, rejimler ve politikalar değişim içerisindedirler. Orta çağ Avrupa sı ve Fransız ihtilali ile birlikte 17. Yüzyılda

Detaylı

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme ( 2017-2021 Türkiye - Gana ) Türkiye; 80 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

Sudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara

Sudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara Sudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara Sudan daki Yatırım Ortamı ve İş Olanakları 1- Temel Bilgiler: Hazırlayan: Abdelgader ABDALLA* Sunan: Dr. Mutrif SIDDIG** Çeviren: Ufuk TEPEBAŞ Konum: Afrika bölgesinin

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ 2014 OCAK SEKTÖREL YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri sektörü, ekonomiye döviz girdisi, yurt dışında istihdam imkanları, teknoloji transferi ve lojistikten ihracata

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

15 Ekim 2014 Genel Merkez

15 Ekim 2014 Genel Merkez ÇİN Yatırım Fırsatları Paneli 15 Ekim 2014 Genel Merkez İş Dünyamızın Saygıdeğer Mensupları, Değerli MÜSİAD üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Toplantımıza katılımından dolayı teşekkür ediyor, Sizleri

Detaylı

Orta Asya daki satranç hamleleri

Orta Asya daki satranç hamleleri Orta Asya daki satranç hamleleri Enerji ve güvenlik en büyük rekabet alanı 1 Üçüncü on yılda Hazar Bölgesi enerji kaynakları Orta Asya üzerindeki rekabetin en ön plana çıktığı alan olacak. Dünya Bankası

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak BİZ KİMİZ? Dağ Ortaklığı bir Birleşmiş Milletler gönüllü ittifakı olup, üyelerini ortak hedef doğrultusunda bir araya getirir.

Detaylı

CEZAYİR ÜLKE RAPORU 11.11.2015

CEZAYİR ÜLKE RAPORU 11.11.2015 CEZAYİR ÜLKE RAPORU 11.11.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Cezayir e ihracat yapan 234 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI (2015) GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI İRAN ANLAŞMASININ TÜRKİYE ÜZERİNE POTANSİYEL ETKİLERİ İRAN ANLAŞMASININ TÜRKİYE ÜZERİNE POTANSİYEL ETKİLERİ İran ın nükleer programı üzerine dünya güçleri diye

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74 i Bu sayıda; Ağustos Ayı Dış Ticaret Verileri, 2013 2. Çeyrek dış borç verileri değerlendirilmiştir. i 1 İhracatta Olağanüstü Yavaşlama

Detaylı

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti TEPAV Değerlendirme Notu Şubat 2011 Cari işlemler açığında neler oluyor? Ekonomide gözlemlenen

Detaylı

İktisat Tarihi

İktisat Tarihi İktisat Tarihi 7.5.18 SAVAŞLAR VE EKONOMİK PERFORMANS Savaş 10 milyon askerin ölümüne, 20 milyonunun yaralanmasına neden oldu. Ekonomik açıdan uzun dönemde fizik yıkımdan daha zararlı olan normal ekonomik

Detaylı

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Eylül 2013 Sunum Planı STA ların Yasal Çerçevesi Türkiye nin

Detaylı

2010 YILI HAZIR GĠYĠM SEKTÖRÜNDE GELĠġMELER VE SEKTÖRÜN 2023 YILI HEDEFLERĠ

2010 YILI HAZIR GĠYĠM SEKTÖRÜNDE GELĠġMELER VE SEKTÖRÜN 2023 YILI HEDEFLERĠ 2010 YILI HAZIR GĠYĠM SEKTÖRÜNDE GELĠġMELER VE SEKTÖRÜN 2023 YILI HEDEFLERĠ Hande UZUNOĞLU Türkiye sanayisinin lokomotifi olarak lanse edilen hazır giyim sektörü üretim ve istihdama katkısıyla önemli bir

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015

HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 HOLLANDA ÜLKE RAPORU 12.10.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Hollanda ya ihracat yapan 361 firma bulunmaktadır. 30.06.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı

Detaylı

Serbest ticaret satrancı

Serbest ticaret satrancı Serbest ticaret satrancı Türkiye nin sadece AB nin Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzaladığı ülkelerle anlaşma yapabilmesi Türk dış ticaretini olumsuz etkiliyor. AB ile STA yapan bazı ülkeler Türkiye

Detaylı

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi Basın Bülteni 26 Haziran 2013 YASED, UNCTAD 2013 Dünya Yatırım Raporu nu açıkladı Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi 2012 yılında dünyada yüzde 18

Detaylı

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu Uzun yıllar boyunca baskıcı rejimler ve zorba yönetimlere sahne olan çift başlı kartalların ülkesi Arnavutluk, şimdi yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor. Özellikle dini ve kültürel açıdan büyük bir yıkımın

Detaylı

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1 Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ 2014 Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2014 YILI ARALIK AYI İHRACAT PERFORMANSI Ülkemizin halı

Detaylı

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 World Energy Outlook 2011 Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 Bağlam: halihazırda yeterince kaygı verici olan eğilimlere yeni zorluklar ekleniyor Ekonomik kaygılar dikkatleri enerji

Detaylı

2004 yılında 929 milyon Dolar olan değerli maden ve mücevherat ihracatımız, %62 artışla 2008 yılı sonunda 1.5 milyar Dolara ulaşmıştır.

2004 yılında 929 milyon Dolar olan değerli maden ve mücevherat ihracatımız, %62 artışla 2008 yılı sonunda 1.5 milyar Dolara ulaşmıştır. AFRİKA ÜLKELERİNDE MÜCEVHER SEKTÖRÜ İstikrarlı ve sürekli gelişimiyle büyümeye devam eden Türk Mücevherat Sektörü, son yıllarda gösterdiği ivmeyle altın ve mücevher sektörünün dünya genelinde önde gelen

Detaylı

BATI AFRİKA ÜLKELERİ RAPORU

BATI AFRİKA ÜLKELERİ RAPORU BATI AFRİKA ÜLKELERİ RAPORU ( Sektörü Açısından) ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ ARGE ŞUBESİ NİSAN, 2018 GSYİH- Milyar USD Nüfus -Milyon Araç Parkı-adet Pazar İthalat-milyon USD* -milyon

Detaylı

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi Temmuz Ayı Tekstil Gündemi 05.08.2016 Temmuz Ayı Tekstil Gündemi «Bangladeş de 5 yeni denim firması kuruluyor» «Etiyopya devasa endüstriyel tekstil parkı açacak» «Hindistan, İran tekstil pazarını keşfediyor»

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü Uzman Yardımcısı Hande TÜRKER NİSAN 2018 1. ÖZET BİLGİLER Resmi Adı :Hollanda Krallığı Başkenti :Amsterdam Nüfusu :17 Milyon Yüzölçümü :41,526 km2

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

Kuzey Afrika Pazarı: Fırsatlar, Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Kuzey Afrika Pazarı: Fırsatlar, Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar DEİK/Türk- Afrika İş Konseyleri Kuzey Afrika Pazarı: Fırsatlar, Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Suzan Cailliau Bölge Koordinatörü DEİK/ TÜRK- AFRİKA İŞ KONSEYLERİ DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER KURULU (DEİK)

Detaylı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık İÇİNDEKİLER FİNANS, BANKACILIK VE KALKINMA 2023 ANA TEMA SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA: FİNANS VE BANKACILIK ALT TEMALAR Türkiye Ekonomisinde Kalkınma ve Finans Sektörü İlişkisi AB Uyum Sürecinde Finans ve Bankacılık

Detaylı

Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı 03.06.2014. Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk

Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı 03.06.2014. Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk Uluslararası 15. MÜSİAD Fuarı ve 18. IBF Kongresi Lansmanı Değerli Basın Mensupları, 03.06.2014 Yazın başlangıcını hissetmeye başladığımız Haziran ayının bu ilk günlerinde, size, Türk insanının aklından,

Detaylı

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER DUNYA GIDA GUNU ACLIGA KARSI BIRLESELIM Dr Aysegul AKIN FAO Turkiye Temsilci Yardimcisi 15 Ekim 2010 Istanbul Bu yılki kutlamanın teması, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde dünyadaki açlıkla mücadele

Detaylı

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü Uzman Yardımcısı Sıla Özsümer ARALIK 2016 1. ÖZET BİLGİLER Resmi Adı :Hollanda Krallığı Başkenti :Amsterdam Nüfusu :17 Milyon Yüzölçümü :41,526 km2

Detaylı

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor!

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor! Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor! Çin ABD savaşı kızışıyor. AB ile TTIP görüşmelerini sürdüren ABD`nin, TPP`yi olumlu sonuçlandırarak, Çin`in bölgede artan etkinliğini dengelemek açısından

Detaylı

SOMALİ ÜLKE RAPORU

SOMALİ ÜLKE RAPORU SOMALİ ÜLKE RAPORU 25.02.2016 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Somali ye ihracat yapan 20 firma bulunmaktadır. 31.12.2015 tarihi itibariyle Ekonomi Bakanlığı nın

Detaylı

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL İSTANBUL 2015 YAYINLARI Yazar: Dr. A. Oğuz ÇELİKKOL Kapak ve Dizgi: Sertaç DURMAZ ISBN: 978-605-9963-09-1 Mecidiyeköy Yolu Caddesi (Trump Towers Yanı)

Detaylı

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF MART 1. Nüfus LYS-1 Nüfus politikaları *Nüfus politikası nedir, niçin uygulanır *Nüfus politikaları LYS-2 Nüfus ve ekonomi *Nüfusun dağılışını etkileyen faktörler *Yerleşme doku ve tipleri *Yapı tipleri

Detaylı

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011 GELECEK İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011 SARIKONAKLAR İŞ TÜRKĠYE MERKEZİ C. BLOK ĠÇĠN D.16 BÜYÜME AKATLAR İSTANBUL-TÜRKİYE ÖNGÖRÜLERĠ 02123528795-02123528796 2025 www.turksae.com Nüfus,

Detaylı

Technology. and. Machine

Technology. and. Machine Technology and Machine Cezayir Teknoloji İthal Etmek İSTİYOR Kuzey Afrika nın en geniş yüzölçümüne, 35 milyona yakın nüfusa ve büyük petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olan Cezayir, ekonomik veriler

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN ÇÖZÜM SÜRECİNİN İKTİSADİ BOYUTUNA KATKI: ALTERNATİF TURİZM KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN ÇÖZÜM SÜRECİNİN İKTİSADİ BOYUTUNA KATKI: ALTERNATİF TURİZM KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN ÇÖZÜM SÜRECİNİN İKTİSADİ BOYUTUNA KATKI: ALTERNATİF TURİZM KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI 27 Eylül 2014 Mardin Sayın Başbakan Yardımcım, Sayın Bakanım, Saygıdeğer

Detaylı

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM Invest in DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM Türkiye de Doğrudan Yabancı Yatırımın Gelişimi Makroekonomik anlamda küresel ekonomiye uyumu sağlayan yapısal reformlar, bir yandan Türkiye yi doğrudan yabancı yatırım

Detaylı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı DÜNYA - SİYASET 2012 yılının Şubat ayında Tunus ta yapılan Suriye nin Dostları Konferansı nın ikincisi Nisan 2012 de İstanbul da yapıldı. Konferansta Esad rejimi üstündeki uluslararası baskının artırılması,

Detaylı

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE 20 Eylül 2013, İstanbul DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ 1 Sayın Maliye Bakanım, Yurt dışından gelen değerli misafirlerimiz,

Detaylı

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014 DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014 Nisan 2015 Hikmet DENİZ İçindekiler 1. İhracat... 2 1.1. İhracat Yapılan Ülkeler... 3 1.2. 'ın En Büyük İhracat Partneri: Irak... 5 1.3. İhracat Ürünleri... 6 2. İthalat...

Detaylı

Basın Bülteni Release

Basın Bülteni Release Basın Bülteni Release BASF, ikinci çeyrekte satış hacmini artırdı 26 Temmuz 2014 BASF, 2014 yılı ikinci çeyreğinde satışlarını yüzde 1 artırarak 18,5 milyar avroya çıkardı. Şirketin faiz ve vergi öncesi

Detaylı

FIT 2014 LATİN AMERİKA TURİZM FUARI SONUÇ RAPORU

FIT 2014 LATİN AMERİKA TURİZM FUARI SONUÇ RAPORU FIT 2014 LATİN AMERİKA TURİZM FUARI SONUÇ RAPORU TÜRSAB FIT 2014 LATİN AMERİKA TURİZM FUARI SONUÇ RAPORU Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) 25-28 Ekim 2014 tarihleri arasında Arjantin in Başkenti

Detaylı

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL 24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü «UNCTAD» ın Uluslararası Doğrudan Yatırımlara ilişkin olarak hazırladığı Dünya Yatırım

Detaylı

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA

TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA TÜRKĠYE DÜNYANIN BOYA ÜRETĠM ÜSSÜ OLMA YOLUNDA Nurel KILIÇ Türk boya sektörü; Avrupa nın altıncı büyük boya üreticisi konumundadır. Türkiye de 50 yılı aşkın bir geçmişi olan boya sektörümüz, AB entegrasyon

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI FAS KRALLIĞI ÜLKE RAPORU

İZMİR TİCARET ODASI FAS KRALLIĞI ÜLKE RAPORU İZMİR TİCARET ODASI FAS KRALLIĞI ÜLKE RAPORU ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ AĞUSTOS 2014 Hazırlayan: Zeynep Küheylan Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü Uzman Yardımcısı TEMEL BİLGİLER Ülke Adı: Fas Krallığı

Detaylı

TEMEL GÖSTERGELER Coğrafi yapı

TEMEL GÖSTERGELER Coğrafi yapı RAMAZAN 2013 KENYA TEMEL GÖSTERGELER Coğrafi yapı Güneyinde Tanzanya, batısında Uganda, kuzeybatısında Sudan, kuzeyinde Etiyopya ve doğusunda Somali olan bir doğu Afrika ülkesidir. Hint Okyanusu na kıyısı

Detaylı

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ ÇERÇEVE SUNU Gülçiçek ÖZKORKMAZ Başkanlık Baş Danışmanı Mukim Özel Temsilciler Direktörü ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI ve TÜRKİYE ÜZERİNE

Detaylı

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - İtalya İlişkileri: Fırsatlar ve Güçlükler ( 2014 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 15 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Çağlar Kuzlukluoğlu İnci

Detaylı

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI RAPOR: TÜRKİYE NİN LOJİSTİK GÖRÜNÜMÜ Giriş: Malumları olduğu üzere, bir ülkenin kalkınması için üretimin olması ve bu üretimin hedefe ulaşması bir zorunluluktur. Lojistik, ilk olarak coğrafyanın bir ürünüdür,

Detaylı

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014 KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014 İNCE GÜÇ VE KAMU DİPLOMASİSİ ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI TÜRKİYE NİN ULUSLARARASI ÖĞRENCİ PROGRAMLARI

Detaylı

2.3. SOĞUK SAVAŞ SONRASI AFRİKA POLİTİKASI

2.3. SOĞUK SAVAŞ SONRASI AFRİKA POLİTİKASI İçindekiler Ön söz -------------------------------------------------------------------------------- iii 1. BÖLÜM: Afrika da Toplum: Batı Afrika İnsanlarının Kültürel Özellikleri: Dünü-Bugünü ---------------------------

Detaylı

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

Detaylı

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015 Sayın YÖK Başkanı, Üniversitelerimizin Saygıdeğer Rektörleri, Kıymetli Bürokratlar ve Değerli Konuklar, Kalkınma Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Yükseköğretimin Uluslararasılaşması Çerçevesinde

Detaylı

Dünyada ve Türkiye de Tarımın Geleceği. Nisan 2011

Dünyada ve Türkiye de Tarımın Geleceği. Nisan 2011 Dünyada ve Türkiye de Tarımın Geleceği Nisan 2011 Sayın Bakanım (Tarım Bakanı ordaysa), Değerli katılımcılar, Hanımefendiler, beyefendiler, Hepinizi saygıyla selamlıyor, bu önemli etkinlik vesilesiyle

Detaylı

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ KIBRIS RUM KESİMİ ÜLKE RAPORU Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ I.GENEL BİLGİLER Resmi Adı : Kıbrıs Cumhuriyeti Yönetim Şekli : Cumhuriyet Coğrafi Konumu : Akdeniz deki beş büyük adadan

Detaylı

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ STRATEJİK VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ Ekonomi, Enerji ve Güvenlik; Yeni Fırsatlar ( 20-22 Nisan 2016, Pullman İstanbul Otel, İstanbul ) Karadeniz - Kafkas coğrafyası, tarih boyunca

Detaylı

KAYSERİ SANAYİ ODASI RUSYA ÜLKE RAPORU

KAYSERİ SANAYİ ODASI RUSYA ÜLKE RAPORU KAYSERİ SANAYİ ODASI RUSYA ÜLKE RAPORU 05.11.2018 RUSYA- Ülke Raporu Resmi Adı : Rusya Federasyonu Kısa Şekli : Rusya Yönetim Biçimi : Federal Yarı Başkanlık Başkent : Moskova Nüfus : 142.257.519 (Temmuz,

Detaylı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum Piyasalarda Öne Çıkanlar GBPUSD BRENT PETROL USDTRY EURUSD ALTIN Yeni güne Çin den açıklanan enflasyon rakamları ile başlangıç yaptık. Üretici fiyat

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU TEMMUZ 2016 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ 1. ÖZET BİLGİLER Resmi Adı : Azerbaycan Cumhuriyeti Nüfus : 9,780,780 Dil :Resmi dil Azerice dir. Rusca ve Ermenice

Detaylı

Aylık Dış Ticaret Analizi

Aylık Dış Ticaret Analizi EKİM YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışmada, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her ayın ilk günü açıklanan ihracat rakamları temel alınarak Türkiye nin aylık dış ticaret analizi yapılmaktadır. Aşağıdaki analiz,

Detaylı

İspanya nın zorlu ekonomik sorunlarla baş etmeye çalıştığı bir dönemde rahat İSPANYA EKONOMİSİ RAHATLIYOR ÜLKE

İspanya nın zorlu ekonomik sorunlarla baş etmeye çalıştığı bir dönemde rahat İSPANYA EKONOMİSİ RAHATLIYOR ÜLKE İSPANYA EKONOMİSİ RAHATLIYOR İspanya 1,5 trilyon dolar GSMH, 30 bin dolar kişi başı milli geliriyle küresel ekonomik krize rağmen AB nin önemli ekonomilerinden biri. İspanya nın zorlu ekonomik sorunlarla

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası FĐNANSAL EĞĐTĐM VE FĐNANSAL FARKINDALIK: ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER Durmuş YILMAZ Başkan Mart 2011 Đstanbul Sayın Bakanım, Saygıdeğer Katılımcılar, Değerli Konuklar

Detaylı

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ Enerji, modern kişisel yaşamın, üretim ve iletişim süreçlerinin en önemli aktörlerinden biri. Enerjinin tüketimi küresel düzeyde hızla artmaya devam ederken üç ana ihtiyaç baş gösteriyor:

Detaylı

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014 GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014 ÖNEMLİ GELİŞMELER ABD de işsizlik başvuruları ve imalat sektörü PMI beklentilerin üzerinde gelirken, ikinci el konut satışlarında 4 aylık aradan sonra ilk kez artış yaşandı

Detaylı

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası STRATEJİK VİZYON BELGESİ SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası Yakın geçmişte yaşanan küresel durgunluklar ve ekonomik krizlerden dünyanın birçok ülkesi ve bölgesi etkilenmiştir. Bu süreçlerde zarar

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ KUZEY KORE ÜLKE RAPORU Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ 2 I.GENEL BİLGİLER Resmi Adı Yönetim Şekli Coğrafi Konumu : Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti : Sosyalist Cumhuriyet : Kuzey Kore,

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK Dünya Ekonomisine Küresel Bakış International Monetary Fund (IMF) tarafından Ekim 013 te açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, büyüme rakamları aşağı yönlü revize edilmiştir. 01 yılında dünya

Detaylı

Dünya Enerji Görünümü 2012. Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

Dünya Enerji Görünümü 2012. Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012 Dünya Enerji Görünümü 2012 Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012 Genel Durum Küresel enerji sisteminin temelleri değişiyor Bazı ülkelerde petrol ve doğalgaz üretimi

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI 26.04.2017 Ekrem DEMİRTAŞ İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı 16 Nisan da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ni getiren Anayasa Değişikliği ile ilgili referandum

Detaylı

TÜRKİYE DE BU HAFTA 7 11 EYLÜL 2015

TÜRKİYE DE BU HAFTA 7 11 EYLÜL 2015 TÜRKİYE DE BU HAFTA 7 11 EYLÜL 2015 PERAKENDE SATIŞ HACMİ ARTTI Perakende satış hacmi, temmuzda aylık bazda yüzde 1,3, yıllık bazda ise yüzde 7,1 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz ayına ilişkin

Detaylı

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk Tarih: 13.01.2013 Sayı: 2013/01 (RAPOR 13 OCAK PAZAR GÜNÜNE AMBARGOLUDUR) Türkiye Enerji İstatistikleri ve Vizyon Raporu na göre; Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk İstanbul Serbest Muhasebeci

Detaylı

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Dış Ticaret Verileri Bülteni (Milyar $) 216 Haziran - 216 TÜİK dış ticaret verilerine göre ihracat 216 yılı Haziran ayında, 215 yılının aynı ayına göre %8,1 artarak 12 milyar 916 milyon dolar, ithalat %7 artarak 19 milyar 475 milyon

Detaylı

TCMB O/N Faiz Oranları (% ) 70.0% 60.0% 50.0% 40.0% 30.0% 20.0% 10.0% 0.0%

TCMB O/N Faiz Oranları (% ) 70.0% 60.0% 50.0% 40.0% 30.0% 20.0% 10.0% 0.0% GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2006 YILI İLK 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1.- Ekonominin Genel durumu 2002 yılında başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerde başlayan

Detaylı

GÜNLÜK BÜLTEN 03 Temmuz 2014

GÜNLÜK BÜLTEN 03 Temmuz 2014 GÜNLÜK BÜLTEN 03 Temmuz 2014 ÖNEMLİ GELİŞMELER FED Başkanı Yellen: Faiz politikası istikrar endişeleriyle değişmemeli Fed Başkanı Yellen Washington da yaptığı konuşmada, düşük faiz oranlarının finansal

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

GENEL BİLGİLER DIŞ TİCARET BİLGİLERİ

GENEL BİLGİLER DIŞ TİCARET BİLGİLERİ GENEL BİLGİLER Resmi Adı : Nijerya Federal Cumhuriyeti Resmi Dil : İngilizce Başkenti : Abuja Yüzölçümü : 923.773 km 2 Nüfus : 155,2 milyon (2011) Önemli Şehirler : Lagos, Kano, Ibadan, Port Harcourt,

Detaylı