DENİZ TİCARETİ Mayıs 2011 Yıl 19 Sayı 228

Transkript

1 DENİZ TİCARETİ Mayıs 2011 Yıl 19 Sayı 228 MERSİN İN ÇIKIŞ NOKTASI AKDENİZ TARİHİMİZE SAHİP ÇIKMAK NÜKLEER FELAKET DENİZ YOLU İLE KONTEYNER TAŞIMACILIĞI VE BAZI SORUNLAR TOBB NİN 66. GENEL KURUL TOPLANTISI YAPILDI ULUSLARARASI MÜZİK FESTİVALİ MERSİN İDMAN YURDU SÜPER LİG DE

2 Mayıs 2011 Yıl 19 Sayı 228 MERSİN İN ÇIKIŞ NOKTASI AKDENİZ TARİHİMİZE SAHİP ÇIKMAK NÜKLEER FELAKET DENİZ YOLU İLE KONTEYNER TAŞIMACILIĞI VE BAZI SORUNLAR TOBB NİN 66. GENEL KURUL TOPLANTISI YAPILDI ULUSLARARASI MÜZİK FESTİVALİ MERSİN İDMAN YURDU SÜPER LİG DE MERSİN DENİZ TİCARET ODASI Nisan 2011 DENİZ TİCARETİ 2 MDTO nın Aylık Yayın Organı Mayıs 2011 Yıl: 19 Sayı: 228 MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar. İÇİNDEKİLER 4-7 TOBB nin 66. Genel Kurulu Yapıldı 9 Atun Odamızı Ziyaret Etti Mersin in Çıkış Noktası Akdeniz Tarihimize Sahip Çıkmak Nükleer Enerji - Tolga YARMAN Mersin Uluslararası Müzik Festivali Gültekin ERŞAN Kısa Kent Haberleri MDTO dan Haberler Dış Ticarette Intermodal Taşımacılık 37 Deniz Feneri 39 Bir Düş Müydü O Mersin 41 Ulusal Deniz Haberleri 42 Mersin İdman Yurdu Süper Lig de Hüseyin ÖZBİLGİN ile Röportaj MIP MERSİN SPORDA ÇAĞ ATLADI Mersin İdmanyurdu... Rivayet odur ki, Milli Mücedele Yıllarında kurulmuş... Resmi kuruluş tarihi ise 16 Ağustos Mersin İdmanyurdu tam dört kez Türkiye Birinci Ligine terfi ederek, uzun yıllar 1. Ligte mücadele etmiş ve başarılı sonuçlar almıştı... Ancak 28 yıldır, şimdiki adıyla Süper Lig özlemi ile yanıp tutuşuyordu. Futbol artık tüm dünyada büyük bir sektör oldu... Futbolda dönen rakam trilyon dolarlarla telaffuz ediliyor... Özellikle de, Süper Lig de oynayan futbolcuların aldıkları transfer ücretlerinde artık milyon dolarlarla konuşuluyor. Süper Ligde mücadele eden bir takımın, kentin tanıtımına ve ekonomisine olumlu katkıları yadsınamaz Mersin İdmanyurdu, 28 yıldır 2. Lig de oynamasına karşın, futbol camiasında bir adı varsa bunu 1. Ligde oynadığı yıllara borçludur... Ancak, Süper Lig de olmak Mersin için çok önemlidir. Mersin 28 yıl sonra bu özleme son verdi.. Ve de beşinci kez Süper Lig e merhaba dedi.. Şüphesiz bu büyük bir başarı. Bu başarıya katkı koyan herkesi kutlamak gerek. Başkanından, malzemecisine, teknik adamından futbolcusuna, taraftarından medyasına kadar herkesi.. Dahası Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan ı.. 12 yıldır önemli bir katkı sundu Mersin İdmanyurdu na.. Özcan, her zaman dile getiriyor, Mersin sanat, kültür ve spor kenti olacak diye.. Gerçekten sanatın, kültürün ve sporun kentlerin tanıtımındaki önemi yadsınamaz Akdeniz Oyunları Mersin de yapılacak. Mersin çok önemli tesislere kavuşacak. Dahası 2013 te Mersin i dünya tanıyacak. Avrupa Şampiyonu Nevin Yanıt Mersinli.. Bunun yanında Mersin İdmanyurdu Süper Lig de.. Büyükşehir Belediyesi erkek ve kadın takımları Basketbol 1. liginde Tarsus Belediyespor Kadın Basketbol takımı yine 1. ligde mücadele ediyor Yenişehir Belediyesi Hentbol takımı Süper Ligde.. Yani Mersin tam bir spor kenti oldu Bunu iyi değerlendirmek gerek. Özellikle de Mersin İdmanyurdu nun Süper Lig de kalıcı olması için kurumlaşması önemli! Yoksa tekrar eski günlere dönülürse yazık olur! Hacı Bayram Birinci nin söylediği gibi, Mersin İdmanyurdu nun forması 1 puandır ve bu unutulmamalıdır! Ve de, herkes bu konuda gereğini yapmalıdır!.. Saygıyla Ali ADALIOĞLU Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M.Cihat LOKMANOĞLU Genel Koordinatör: Ali ADALIOĞLU Yayın Kurulu: M.Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, A.Kahraman YAVUZ, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİ Yayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya Ajansı Tasarım - Dizgi - Baskı ve Pazarlama Yönetimi: Mygraf ik Reklam ve İletişim Hizmetleri Basım Yeri: Ulusoy Matbaa Basım Tarihi: Mayıs 2011 Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: Pk: 103 Mersin/Türkiye Tel: (pbx) Faks: E-posta: mersindto@mdto.org mdtdergi@mdto.org

3 TOBB NİN 66. GENEL KURULU YAPILDI 16 Mayıs 2011 tarihinde Ankara da gerçekleşen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği 66.Genel Kurulu na Mersin Deniz Ticaret Odası nın TOBB delegeleri de katıldı. 16 Mayıs 2011 Pazartesi günü TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi nde gerçekleşen Genel Kurul a Odamızın TOBB delegeleri Jozef ATAT, Ali Kahraman Yavuz, Bedii Canatan, Levent Dipçin, Jan Taşçı, Münir ATAT ve Korer Özbenli nin yanı sıra Ali Adalıoğlu da katıldı. Biz birlikte güçlüyüz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun da katılımı ile gerçekleşen Genel Kurul un açış konuşmasını TOBB Başkanı M. Rıfat Hisarcıklıoğlu yaptı. Hisarcıklıoğlu konuşmasında Biz birlikte güçlüyüz mesajı vererek, Güçlü bir ekonomi, kaliteli bir demokrasi ve zengin bir Türkiye, ancak birlikte olur dedi. Türkiye de demokrasinin ve istikrarın da güvencesi olduk şeklinde konuştu yılı itibariyle farklı rekorlara imza attıklarını vurgulayan Hisarcıkoğlu, 2010 yılı ihracat ve kişi başına gelir hedeflerini aştıklarını ve döneminde milli gelirin özel sektör odaklı olarak yüzde 55 e yakın oranda büyüdüğünü kaydetti. Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: İmalat sanayi üretimimiz, makine yatırımlarımız ve kayıtlı istihdamımız tarihi zirveye ulaştı. Sadece son bir yıl içinde özel sektörümüz, 1 milyon 57 bin kişiye kayıtlı istihdam sağladı. Bu başarının mimarı olan tüccar ve sanayicilerimizle, müteşebbislerimizle, yani bu salonu dolduran sizlerle gurur duyuyorum. Sadece kazanmadınız, bu millete de kazandırdınız. Türkiye nin uluslararası ticaret alanında çok büyük bir potansiyelinin olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu 2023 yılı için, 500 deki sanayicilerimizin lojistik maliyetlerini düşürecek şekilde tasarlanmalı, gemi inşa sanayi gibi krizden derin yara alan, ama bizim için stratejik öneme sahip sektörlere sahip çıkmalıdır dedi. İş dünyasının rahat bir nefes almasını sağladık. TOBB Genel Kurulu nda konuşma yapan Başbakan Erdoğan da, TOBB un Genel Kurullarının, Türkiye ekonomisinin bir muhasebesinin yapıldığı, sorunların masaya yatırılıp, çözüm önerilerinin, dilek ve temennilerin dile getirildiği çok önemli bir platform olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, geçen yılki genel kurulda verdikleri sözleri yerine getirdiklerini, çıkardıkları çeşitli yasalarla iş dünyasının rahat bir nefes almasını sağladıklarını söyledi. Türkiye de yıllarca devam eden yüksek enflasyonun, yüksek faizin, kamu açıklarının, yolsuzluğun ve yoksulluğun en önemli sebebinin popülist siyaset olduğunu anlatan Erdoğan, iş dünyasının temiz, dürüst ve ilkeli siyaset konusunda artık çok duyarlı olduğuna inandığını belirterek, proje siyaseti ile popülist siyaset arasında iş dünyasının çok net bir çizgi çizdiğini ifade etti. Bu cari açık, Türkiye ekonomisinin ne kadar kırılgan olduğunu gösterir. Konuşmasında cari açık uyarısı yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise cari açığın rekor kırdığına işaret ederek, Bu durum Türkiye ekonomisinin ne kadar kırılgan olduğunu gösterir. Bu cari açık, Türkiye için felakettir. Bu cari açık, yeni bir duvara toslama sinyali veriyor. Herkesi uyarmak da bizim görevimizdir şeklinde konuştu. Konuşmasında kendi ekonomi politikalarına da değinen Kılıçdaroğlu, mevcut teşvik sistemi ile sanayicinin cezalandırdığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, CHP nin bu sistemi değiştireceğini vurgulayarak; Anadolu da 20 büyük cazibe merkezi oluşturacağız. İstihdam yaratan, bilim ve teknolojiyi içeren, inovasyonu kabul eden güçlü bir Anadolu sanayi oluşturmak istiyoruz dedi. Sanayicileri ekonominin kamu görevlisi olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, CHP nin sanayicinin önündeki engelleri kaldıracağını söyledi. 4 TOBB nin örgütlenme ve üyelik yapısının OECD tarafından komşu coğrafyadaki tüm ülkelere örnek gösterildiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu; TOBB, her toplumsal kesimin, her farklı düşüncenin, her farklı anlayışın kendisini temsil etme imkanı bulduğu, Türkiye nin en büyük çatı örgütü oldu. Girişimciliğin örgütlü gücünün bir ülkeye neler katacağının belki de dünyadaki en güzel örneği TOBB dir. Hem Türkiye ye, hem de dünya ya örnek olan bu geleneğimiz sayesinde, bugün milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini vurgulayarak, Bu hedefi mümkün kılacak bir lojistik altyapıya sahip olmalıyız. 1 trilyon dolarlık dış ticaret hacmimizi kaldıracak limanlarımız olmalı şeklinde konuştu. Konuşmasında hem yerel kalkınma, hem de sanayileşme açısından yatırım teşvik politikalarının önemine de değinen Hisarcıklıoğlu; Teşvik mekanizması, limanlara uzak bölgeler- 5

4 kazandırmanın, insanlara iş ve aş sağlamanın mutluluğunu öğrettiler. Bizlere örnek oldular. Bu örnekler çoğaldıkça, Türkiye de girişimci sayısı arttıkça, iş adamlarımızın, iş kadınlarımızın sayısı arttıkça biz zenginleştik, ülkemiz zenginleşti. İşte bu başarı hikâyesi böyle yazıldı şeklinde konuştu. TOBB camiasının çok büyük bir aile olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, Türk özel sektörünün bu çatı altında bir araya geldiğini belirtti. TOBB Başkanı; Bu birliktelik sayesinde sesimizi daha rahat duyuruyoruz. Önümüzdeki dönemde de en büyük sermayemiz, birlikteliğimiz ve ortak aklımız olacak. dedi. Hem kendiniz kazanacaksınız hem Türkiye kazanacak. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nde Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni Yapıldı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 66. Genel Kurul programı kapsamında görevde 10, 20,30 ve 50 yılını tamamlayan TOBB delegelerine Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket takdim edildi. Törende, görevinde 10 yılı tamamlayan Odamız Meclis Başkanı Jan Taşçı da ödül aldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise, verilecek ödüllerin sembolik olduğunu, ancak büyük anlam taşıdığını belirterek Türkiye nin artık özel sektör eliyle kalkındığına değindi. Türkiye yi büyüten, geliştiren ve modern ülke yapanın iş dünyası olduğunu vurgulayan Gül, Türkiye nin bu durumu anladığını, daha önce devlet eliyle, sonra karma şekilde yürütülen ekonominin nihayet özel sektörün liderliğinde kalkınacağının kabul edildiğini ifade etti. Türkiye nin yeniden yapılandırılmasında iş adamlarına önemli roller verildiğini söyleyen Gül, iş adamlarının geçmişte olduğu gibi bundan sonra da önemli hizmetler vereceğine inandığını belirterek; Hem kendiniz kazanacaksınız hem Türkiye kazanacak dedi. Cumhurbaşkanı Gül, iş adamlarının üretim yaptığını, vergi ödediğini, ihracat gerçekleştirdiğini ve halkın ihtiyaçlarını karşıladığını vurgulayarak, devletin bu nedenle özel sektörün farkında olduğunu ve gereken desteği gösterdiğini kaydetti. İş dünyası ile daima övündüklerini söyleyen Gül, konuşmasının ardından delegelere ödüllerini verdi ve toplu anı fotoğrafı çektirdi. Törende, görevinde 10 yılı tamamlayan Odamız Meclis Başkanı Jan Taşçı da ödül aldı. Cumhurbaşkanı Gül, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu tören bitiminde TOBB un bahçesinde kurulan çeşitli yörelere ait yiyecek ve ürünlerin sergilendiği stantları gezdi. 15 Mayıs 2011 Pazar günü Anıtkabir ziyareti ile başlayan 66. Genel Kurul programı TOBB un Ankara daki Birlik Merkezi nde yapılan ve Genel Kurul delegelerine Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket takdiminin yapıldığı tören ile devam etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ün de katıldığı törende, görevde 10, 20, 30 ve 50 yılını tamamlayan delegelere hizmet şeref belgesi ve plaket verildi. Son 30 yılda ülke olarak müthiş bir başarı hikayesi yazdık. Törenin açış konuşmasını yapan TOBB Başkanı M. Rıfat Hisarcıklıoğlu; Son 30 yılda ülke olarak müthiş bir başarı hikayesi yazdık. Avrupa nın en büyük 7. ekonomisi haline geldik. Bu azim ve birikimle önümüzdeki süreçte çok daha hızlı büyüyeceğiz. Sadece son 10 yılda Türkiye yi 1,5 kattan fazla büyüttük ifadesini kullandı. Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: Bundan sadece 30 yıl önce Türkiye tam anlamıyla bir tarım ülkesiydi. Yurt dışına satabildiğimiz 3 milyar dolarlık ürünün tamamına yakını tarım ürünüydü. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye, bölgesinin sanayi devi haline gelmiştir. İtalya ile Çin arasındaki coğrafyada, sanayisi en güçlü ülke Türkiye dir. Bugün Türk özel sektörü 200 den fazla ülkeye 20 binden fazla mal ihraç eder hale geldi. İhracatını 130 milyar dolara çıkardı. Bunların % 94 ü sanayi malı ve %60 ı dünyanın en gelişmiş ülkelerine ihraç ediliyor. Ödül alan herkese şükranlarını ileten Hisarcıklıoğlu; Başarı hikayesinin gerçek mimarları onlardır. Çünkü bu ülkede daha üretimin, ticaretin adı yokken onlar üretiyordu, ticaret yapıyordu. Bu ülkede tüccarın itibarı yokken, memur olmayana kız bile verilmediği dönemlerde onlar bu işe baş koydular. Bu işin cefasını çektiler. Krizler gördüler, sorunlar yaşadılar ama vazgeçmediler. Dürüst tüccarın ne olduğunu gösterdiler. Kazanırken 6 7

5 ATUN: Mersin Limanı, haksız izolasyonlar altında bulunan ülkemizin dünyaya açıldığı penceredir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun ve beraberindeki heyet 14 Mayıs 2011 Cumartesi günü Odamızı ziyaret etti. KKTC li 6 işadamının girişimiyle Mersin de açılacak bir teşhir mağazasının açılışı için Mersin e gelen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun ve beraberindeki heyet 14 Mayıs 2011 Cumartesi günü sabah saatlerinde Odamızı ziyaret ederek Meclis Başkanı Jan Taşçı ve Yönetim Kurulu üyeleri ile görüş alışverişinde bulundu. Görüşmede Mersin in kendileri için stratejik önemine vurgu yapan Bakan Atun, KKTC ithalat ve ihracatının Mersin üzerinden yapıldığını belirterek Mersin Limanı, haksız izolasyonlar altında bulunan ülkemizin dünyaya açıldığı bir penceredir dedi. KKTC ye ambargolar uygulandığını ancak bunları aşmaya kararlı oldukla- rını ifade eden Atun, göreve geldikleri günden itibaren ithalat ve ihracat rakamlarını 2 katına çıkardıklarını ve dış pazar erişimlerine de büyük önem verdiklerini söyleyerek bu noktada Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve meslek odalarının desteğinin devam edeceğine inandığını belirtti. Mersin Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Jan Taşçı da, Mersin in KKTC için iyi bir avantaj olduğunu ve potansiyelinin her geçen gün arttığını söyledi. KKTC için sorunların çözülmesini ümit ettiklerini belirten Taşçı, yapılacak çalışmalara katkı sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarını kaydetti. Görüşmelerin ardından kurumlar arası iyi niyet göstergesi olarak karşılıklı hediyeler takdim edildi. 8 9

6 10 Numan OLCAR Mersin Turizm Platformu Başkanı Mersin in Çıkış Noktası AKDENİZ Bölgelerin de insanlar gibi kaderleri vardır. Mersin bu konuya iyi bir örnektir. Antik çağlardan başlayarak, tarihi değiştiren kişilerin, medeniyetlerin merkezi olan bu topraklar zamanla unutulmuş, insanoğlunun ortak hafızasından silinmiştir. Fakat daha sonra yeniden hatırlanmış ve günümüzdeki Mersin in temelleri, Antik Çağ daki yerleşimin (Soli Harabeleri nin) birkaç kilometre doğusuna kurulmuştur. Fakat dünyadaki değişim, ticaretin Asya-Avrupa hattından, Pasifik Hattı na kaymasına neden olunca yeniden unutulmuştur. Bugünse dünya değişirken Mersin yeniden hatırlanıyor. Mersin, sanayiden turizme kadar hemen her alanda iddialı projelerle sürdürülebilir kalkınma için hedefler ortaya koyuyor Akdeniz Oyunları na evsahipliği yapacak olması kentin başarma azminin de bir göstergesi aslında. Tüm bunların yanında dikkatli gözlerden kaçmayan bir nokta daha var. Kentimizin eski günlerindeki gibi önemli bir ticaret merkezi, bir dünya kenti olabilmesi, hedeflerini gerçekleştirecek bütün projelerinde önemli bir dayanak noktasının Akdeniz in atlanmaması gerek. Bu yüzden ekonomi, turizm, tarih hatta sanat dahil olmak üzere Mersin e dair her şeyi Akdeniz olgusuyla, deniz kültürüyle birlikte düşünmek gerekir. Çünkü Mersin, Akdeniz le birlikte, farklı dinlere, dillere ve kültürlere sahip insanların aynı dili konuşmasını sağlayabilir. Akdeniz in tüm farklılıklarına karşın insanları birleştiren yönünü yansıtacak beklide tek kenttir Mersin. Sürdürülebilir kalkınmada öne çıkan üç sektör için de önemlidir Akdeniz. Lojistik için liman bağlantısı ve ulaşım kolaylığı, tarım için iklime olan etkisi, turizm için tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerin buluşma noktası haline getirir Mersin i. Kısacası insanlığın Akdeniz le oluşturduğu ortak tarih bilincinin karaya ayak bastığı yerdir Mersin. Nitekim, 19. yüzyılın ikinci yarısında küresel gelişmeler Mersin in kurulmasını sağlamış. 20. yüzyılın başlarında petrolün işlenmeye başlamasıyla stratejik önemi artan, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde dünya ticaretindeki değişmelerle yeniden hatırlanan ve hatırlatılan bir kent haline gelmiştir. Sanayi Devrimi, kömürle pamuğun evlenmesi olarak tanımlanır. Kömürün enerji kaynağı olarak kullanılmasıyla, tekstil endüstrisi lokomotif sektör haline gelmiştir yılları arasında yaşanan Amerikan İç Savaşı, tekstilin hammaddesi pamuğun arzında sıkıntı yaşanmasına sebep olur. Güney Eyaletleri dünya pazarlarına pamuk satamaz. Pamuk yetiştirecek alternatif alanlar aranır. Çukurova uygundur bu iş için. Toprağı verimli, iklimi, coğrafyası müsaittir. Yetişen pamuğun dünyaya açıldığı yer de bulunur kısa sürede, Mersin Böylece hızlı bir kentleşme içine girer kent. Giderek büyür ve gelişir. Cumhuriyetle birlikte yükselişi devam eder. Ta ki, 1990 lara kadar. Aldığı büyük göç, Birinci Körfez Savaşı ve ardından yaşanan ekonomik krizler kentteki canlılığı yavaş yavaş sönükleştirir lerin başında bu durumu tersine çevirmek için yapılan en kapsamlı çalışma olan RİS Projesi de böyle başlar. Kentin güçlü yönleri belirlenir. Potansiyeli göz önüne alınarak dünyada rekabet edeceği üç ana sektör ortaya çıkar. Tarım, Turizm ve Lojistik. Bu çalışmanın ardından kentte faaliyet gösteren firmaların ve kurumların bir araya geldiği Mersin Turizm Platformu oluşturulur. Platformla, turizmin temel sorunlarına güçbirliği içinde çözüm aranır, projeler hazırlanır. Öncelikle dinlerin buluşma noktasıdır Mersin. Hıristiyanlık için çok önemli sayılan Tarsuslu Saint Paul ve Aya Tekla bu topraklarda yaşamıştır. Dünyada Saint Paul Yılı olması dolayısıyla kutlama etkinliklerine Mersin de dahil edilir. Uluslararası Havaalanı Projesi desteklenir. Nitekim, uzak uçuşlar için aktarma misyonu üstlenecek olan proje sadece Mersin in değil aynı zamanda, Hatay, Adana, Maraş gibi illerin de turizmden pay almasını sağlayacaktır. Yat turizmi için yapılan çalışmalar, turizmcilerle Mersin Deniz Ticaret Odası nın ortaklaşa değerlendirmeleri, hükümetin desteği ile sonuç verir ve altyapısı tamamlanmış Mersin Yat Limanı nın üst yapısı da tamamlanır. Tüm bunları yaparken, bölgenin en önemil sorunu olan işsizlik için de çalışmalar yapılır. İşsiz gençlerin turizm sektöründe istihdam edilmesi için ortak kurslar açılır ve sertifika programları düzenlenir. Bu çalışmalar sürerken yaşanan gelişmeler yeni projelerin hazırlanmasını ve sürdürülmesini zorunlu kılıyor. Mersin Turizm Platformu olarak kısa vadede ulaşmak istediğimiz hedefleri özetleyecek olursak; MERSİN TANITIM WEB SİTESİ Mersin ilinin tanıtımına yönelik bir web sitesi için çalışmalarımız devam ediyor. Mersin genelinde tanıtılmaya değer gördüğümüz zenginliklerimizi güzel bir tasarımla yabancı ve yerli ziyaretçilerimizin rahat şekilde takip edebilecekleri bir içerikle sunmak istiyoruz.bu çalışmada Mersin e yatırım yapmak isteyenlerin faydalanacakları modüller de bulunacak. TURİZM İŞLETMELERİNDE MEVCUT DURUM ANALİZİ Mersin Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksek Okulu ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odamız işbirliğinde Turizm Platformunun sektörün fotoğrafını çekeceği, ihtiyaç ve eksikleri saptayacağı bir çalışma içindeyiz. Arkadaşlarımız Üniversitemiz tarafından hazırlanan anketleri sahada uygulamaya başladılar. İnşallah yaz sonuna kadar bu çalışmamız tamamlanacak ve yıl sonunda Üniversitemizin anket sonuçları üzerine geliştirilecek yorum ve tavsiyeleri içeren bir rapor çıkmış olacak. Yıl sonunda gerçekleşecek Bölgesel İnovasyon Forumunda turizm sektörüne odaklanmak ve araştırma sonuçlarımızı önümüzdeki 2013 Akdeniz Olimpiyatları sürecini göz önünde tutarak bir arada masaya yatırmak istiyoruz. Buradan STK larımıza, turizm yöneticilerimize, sektörün emekçilerine ve işsizlerimize yönelik farklı eğitimler, faaliyetler ve tabi ki vazifeler çıkacak. 11

7 2013 AKDENİZ OLİMPİYATLARINA HAZIRLIK EĞİTİM PROGRAMI MTSO EKAV, Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Turizm Platformu işbirliğinde 2013 Akdeniz Olimpiyatlarına hazırlık çerçevesinde işyerlerimizde Milli Eğitim in sağlayacağı eğitim desteği ile hizmet içi eğitim programları yürütmek için hazırlıklar yapıyoruz. ve geliştirilmesi projeleri gibi projeler ve ilimizde ilan edilen sekiz adet Turizm Merkezi ve Bölgesi nin entegreli olarak ele alınarak, sözü edilen turizm potansiyellerinin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede Turizm işletmelerimizde çalışanlar hizmet sektöründe iletişim teknikleri, kültürlerarası iletişim, takım çalışması, stres ve çatışma yönetimi, müşteri memnuniyeti, hijyen kuralları vb. konularda kişisel gelişim sağlayacaklar. Hedefimiz Mersin de ağırladığımız konuklarımızın ilimize keyifle tekrar gelmeyi arzu edecekleri bir hizmet kalitesine ulaşmak. 12 ÇUKUROVA KALKINMA AJANSINDAN PLANLAMA ve FİNANSAL DESTEK İÇİN LOBİ FAALİYETLERİ Bölgenin farklı alt turizm türlerine yönelik olarak potansiyelinin ve altyapısının incelenmesi ve bölgedeki yatırım fikirlerine yol gösterecek rehber dokümanlar üretilmesi gereklidir. Bölgemizde pek çok potansiyel yatırımcı vardır ancak yönlendirici çalışmalar yok denecek kadar azdır Akdeniz Olimpiyatlarına kadar ÇKA düzenli olarak her sene Turizm sektörüne yönelik özel çağrı programı düzenlemelidir. Bu çağrı programları Sosyal Kalkınma, İktisadi Kalkınma ve Altyapı başlıklarının her üçünü de içermelidir. Bu çerçevede Turizm Platformu olarak Ajans nezdinde sektörün sesi olmaya ve ihtiyaçları ifade etmeye devam edeceğiz. Uzun vadeli hedeflerimizde ise Mersin 330 km. lik sahil şeridiyle, Türkiye nin en uzun sahil şeritlerinden birine sahiptir. Tarsus tan Anamur a kadar, antik kentleri, tarihi ve doğal değerleri, ören yerleri ile Mersin, bir turizm kenti potansiyeline sahiptir. İlimizde, turizmin çeşitlendirilerek geliştirilmesi, bütün bir yıla yaygın her mevsim turizm yapılması için; kongre ve teşvik turizmi, dağ, yayla ve kış turizmi, inanç, kültür turizmi, termal turizmi, deniz, yat turizmi, eko turizmi gibi turizm çeşitleri ile Silifke-Taşucu-Anamur-Antalya arası karayolu projesi, Karboğazı Kış Sporları Turizm Merkezi Projesi açığa çıkarılmamış turizm ve kültürel değerlerin turizme kazandırılması, tanıtılması Mersin Deniz Sınır Kapılarından Giriş Yapan Yabancı Ziyaretçilerin Ülke Gruplarına Göre Dağılımı Ülke Grupları Avrupa Avrupa Birliği Diğer Avrupa Ülkeleri Afrika Kuzey Afrika Diğer Afrika Ülkeleri 7 24 Amerika Kuzey Amerika Orta Amerika ve Karayipler - 2 Güney Amerika - 29 Asya Yakın ve Orta Doğu Asya Ülkeleri Diğer Asya Ülkeleri Okyanusya ve Kutup Bölgeleri Avustralya ve Yeni Zelanda Diğer Okyanusya ve Kutup Bölgeleri Ülkeleri - Diğer Ülkeler Toplam Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü 7

8 H ayli seneler olmuştur. Şevket Rado, Kemal Ilıcak ve Bedii Faik beylerin bulunduğu bir davette idik. Davetin sahibi katılımcıların kendisini tanıtmasını istirham ettiğinde, herkes bir tanıtım yaptı. Sıra bana gelince, kendimi anlattım ve Yazarım dedim. Sıra Bedii Faik e gelmişti. O da kendini özetle anlattı (Hoş öylesine ünlü bir zâtın kendisini anlatmasına gerek yoktu) ve cümlesini şöyle tamamladı: Ben de, okuryazarım! Bu söz aklımda yer etmiştir. Osman ÖNDEŞ Araştırmacı yazar Hayatım boyunca araştırmaya hudutsuz değer verdim. Araştırmacı olmayan yazar olur mu, demeyin. Belki de birisi bu unvanı biraz daha anlamlı kılmak için yazarın önüne araştırmacı kelimesini ilave etmiş ve böyle de kalmış. Hem gazeteci, yazar ve hem de Araştırmacı yazarlık, okuryazarlık adına çok önemli bir özellik olmaktadır. Mersin Deniz Ticaret Odası nın Mersin Üniversitesi işbirliğinde ve Mersin Valiliği nin himayesinde gerçekleşen Üçüncü Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu na MDTO davetlisi olarak katılmaktan onur duydum. Bu seminer, İzmir ve İstanbul da gerçekleştirilen Birinci ve İkinci Türk Deniz Ticareti Tarih Sempozyumu çalışmalarının bir gelenek haline geldiğini göstermekte. Bu son derece umut duyacağımız, memnun olacağımız bir değişimdir ve toplumun kendi mazisine sahip çıkmaya başladığının çok ciddi belgesi olmaktadır. Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güldem Cerit şöyle bir değerlendirme yapmıştı; Tarihimize Sahip Çıkmak Türkiye nin denizcilik tarihi ile ilgili çok sayıda çalışma bulunduğu halde, deniz ticareti tarihi ile ilgili çalışmaların sınırlı olduğu görülüyor. Deniz ticareti tarihimiz bilinmiyor. Türk Deniz Ticareti Tarihi bilinmiyorsa, sadece yakınmak yeterli mi olacaktır? Bilinmezliğindeki aksaklık, hata nerededir veya neden ileri gelmektedir? Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Kâmil Sağ, üniversite olarak Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozumu nu 2012 yılı kasım ayında yaklaşık 40 ülkenin ve Sorbon Üniversitesi nden bir deniz tarihi profesörünün katılımı ve Türkiye Cumhuriyeti nin 22. Deniz Kuvvetleri komutanı Emekli Oramiral Metin Ataç ın onursal başkanlığını yaptığı bir organizasyon ile uluslararası boyutlara taşıyacaklarını açıkladı. Tüm bu olumlu çalışmalar Türk Deniz Ticareti Tarihini ihmal edilmişlikten kurtarmaya yönelik umut dolu ve takdirle karşılanacak gelişmeler olmaktadır. Ancak halen karşımızda kesin bir gerçek var; Türk Deniz Ticaret Tarihi üzerine bütünsel yapıda hiçbir eser yoktur. Üniversitelerimizde bireysel bazda, kimisi doktora tezi olarak, kimisi bilimsel makale olarak neredeyse yüzü aşkın çalışmaya rastlanılmaktadır. Bu çalışmalar birer öksüz, yetim gibi, asıl yer alması gerektiği yerlerde değildirler. Büyük çoğunluğu, daha disipline edilen bir Türk Deniz Ticaret Tarihi yayınları içersinde yer almamaktadırlar. Zira böyle bir yayın yoktur, bir teşvik veya sahipleniş yoktur! Türk Deniz Ticareti Tarihi ni Yabancılar Mı Anlatacak! Sakın ola ki, Piri Reis Üniversitesi nin düzenleyeceği uluslararası Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu ile benzetme yapmayınız. Böyle seminerler muhakkak elzemdir. Ben Türk Deniz Ticareti Tarihi nin bu yüzyılda bile yazılmamış olmasının sorumluluğunun üstlenilmesi gerektiğine işaret ediyorum. Diyorum ki; Artık Türk Deniz Ticareti Tarihi bilimsel bir düzenleme ile gerçekleştirilmeye başlanılmalıdır. Kolay bir iş değil, ama her Türk Deniz Ticareti Sempozyumları bizlere çok temel bilgiler ulaştırıyor, karanlıklardan aydınlığa çıkmamızı sağlayan tebliğler görüyoruz. Bu anlamda Prof. Dr. İdris Bostan ın Türk Denizcilik Tarihi kadar, Türk Deniz Ticaret Tarihi açısından da bilim adamı kimliğiyle bizlere bir lûtuf olduğuna inanıyorum. Bir konferansında Süveyş Kanalı daha ortalarda yokken Kızıl Deniz ve Arap Yarımadası nın ticaret yolları üzerindeki önemini keşfeden Salih Reis i anlatan Prof. Dr. İdris Bostan, aynı zamanda Osmanlı nın XV. ve XVI. Yüzyıldaki deniz ticaretine de ışık tutuyor. Türk Deniz Tarihi vasıtasıyla o yüzyıllarından deniz ticaret tarihi de ortaya çıkıyor. Buradan tüccar denizcilerin varlığını görüyoruz. Türk Deniz Ticaretinin mazisini bir sempozyumun kısıtlı saatlerine sığdırmakla bırakamayız. Buna karşın çok sayıdaki tebliğler ne kadar önemli çalışmaların yapıldığını göstermekte. Ulusal veya uluslararası sempozyumlarda, katılımcılara, davetlilere, ya da Türk Deniz Ticareti dünyasını merak eden, öğrenmek isteyen herhangi bir meraklısına, araştırma yapmak isteyenlere, yabancı delegelere verilecek, armağan edilecek veya satış yoluyla yayılacak Türk Deniz Ticareti Tarihi adıyla Türkçe ve İngilizce ayrı basımlarda bir eser yok. Bunun gibi bireysel bakarsak Türk Armatörler Tarihi diye bir kaynak eser yok! Yine Türk Vapur Donatanları ve Acenteleri Tarihi diye bir eser yok! Türk Yolcu Gemiciliği Tarihi diye bir eser yok. Türk Deniz Ticareti Tarihi başlığı altında ciltler halinde yayınlanmak üzere planlama yapılmalıdır. Bu tarz çalışmalar günübirlik eserler olamazlar. Yıllarca araştırmayı gerek isteyen ciddi çalışmalarla meydana gelebilirler. Türk Deniz Ticaret Tarihi ni bilmek; bu alanda bilimsel kurullar tesis etmekle, çalışmaları desteklemekle ve bilimsel oturumlarla, sempozyumlar düzenlemekle ve bu eserleri yayınlamakla mümkün olabilir. Saydıklarımın sahibi öncelikle Deniz Ticaret Odalarımızdır. Bu alanda kültürel seferberlik ilan edilmelidir. Gerçekleşecek olan Türk Deniz Ticareti Tarihi, aynı zamanda canlarını denize adamış atalarımıza saygıdır, hürmettir. Tarih, bir ulusun mazisidir, rengidir, kimliğidir.uygarlık demektir! Teşekkür ederiz ki, Türk Deniz Ticaret Tarihi Sempozyumları kalıcı eserleriyle şimdiden umutları ötelere taşımaktadır. Mersin de katıldığım Üçüncü Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu, umutlarımı çok ötelere götüren mükemmel bir organizasyonla gerçekleştirilmiş bilimsel bir çalışma olmuştur. Emekleri geçen herkesi kutlarım

9 lanmamıştı. Sinop a bu koşulda, nükleer santral yapılsa, dünyanın ilk kaçak nükleer santrali olacaktı. Mayıs 2010), Akkuyu ya bir nükleer santral tesisi konusunda adım attı. Anlaşma Meclis te onaylandı (15 Temmuz 2010). 16 Prof. Nük. Müh. Tolga YARMAN Ph. D. Massachusetts Institute of Technology, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Nükleer Güvenlik Komitesi ve Danışma Kurulu Eski Üyesi, T.C. Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bu yazı, farklı farklı zamanlarda kaleme alınmış üç ayrı parçadan oluşuyor Geçmişte ve Bugün Nükleer Enerji Tartışması başlıklı kitabımın ikinci baskısının önsözü (Ağustos, 2011) 2. Yeni olarak, Japonya daki deprem sonrası Tsunamiyle azan Fukusima kompleksindeki reaktör kazaları, meydana gelir gelmez yazdığım, kısa bir değerlendirme yazım (14 Mart 2011). 3. Bundan bir hafta kadar sonra yaptığım nükleer risk değerlendirmesini özetleyen yazı. 3 Aralık 1999 da, Başbakan Bülent Ecevit in çağrısıyla, Enerji Zirvesi yapıldı; davetliler arasında bulunmaktan onur duydum. Zirve sonrası, üç ortaktan oluşan Koalisyon Hükümeti nin Liderleri, Akkuyu ya kurulması öngörülen, nükleer santral sevdalanmasından hep birlikte vazgeçtiler... Çünkü koşullar çok değişmişti lerin ortalarında Akkuyu mevkii gündeme ilk geldiğinde, turizm etki değerlendirmesi diye bir ölçüt, yoktu lerin ortalarında, ne Three Mile Island kazası (1979), ne de Çernobil kazası (1986), gündeme düşmüş değildi. Oysa bilhassa Akdeniz bölgemiz epeydir misafir odamız gibiydi. Akdeniz suyu ayrıca sıcaktı. Bu olgu, santralin termodinamik verimini olumsuz etkileyecekti lerin ortalarında, Genelkurmay, Trakya nın Karadeniz sahiline nükleer santral kurulmasına; buranın, o vakit, Bulgaristan itibariyle, BUGÜN NÜKLEER SANTRAL AKKUYU YA KURMAK, BÜYÜK VEBALDİR Doğu Bloku nun dibinde bulunması dolayısıyla yeşil ışık yakmıyordu da, Doğu Bloğu göçeli, on yıla geliyordu. Fazla olarak, nükleer enerji, artan enerji talebini karşılamada, yegâne seçenek olarak görülmekten, çoktan çıkmıştı... Bir defa, talebin evvelce öngörüldüğü kadar hızlı yükselmeyeceği idrak edilmişti. Bütün bu olgular, nükleer santral mevkii olarak Akkuyu da ısrarcı olunmasını, mazur olmaktan, çıkartmıştı. Ecevit Koalisyonu geri durdu; nükleer ihale sonuç vermedi de iktidar değişimi uzantısında, nükleer hareket yine ivmelendi. Akkuyu nun yer lisansı geçerli varsayıldığı için, iktidar önce buraya yöneldi. Ancak, 1999 Enerji Zirvesi nde Akkuyu ya karşı, az önce altını çizdiğim olumsuzluklar ortadaydı... O yüzden, iktidar bu kez, Sinop a yöneldi. Ancak oranın yer lisansı olmadığı - olacak şey değil, ama işte - hatır- Bu olgu tarafımdan dile getirilince, iktidar yine Akkuyu ya yöneldi ve Akkuyu ile Sinop arasında, bir nevi kararsız kalarak, gitmeye gelmeye başladı. Bu arada, Sinop ta hazırlıklar dikkate çarpmaya başladı. Ama ekspres yer lisansı olmazdı. Her hal-u kârda, deyim bağışlansın, ancak gerçek oydu ki, atom enerjisi üretimi konusunda maalesef uzmanlığı olmayan bir atom enerjisi yönetimiyle, yalapşap bir nükleer macera, kaçınılmazdı. Bu çerçevede, ilk haliyle nükleer yasanın, ayrıntısıyla ortaya koyduğum şekliyle (Ferai Tınç, Hürriyet, 21 Mayıs 2007 ve 28 Mayıs 2007), buram buram tercüme koktuğu, maatteessüf zikredilmeden geçilemeyecektir. Bir defa, öteki enerji alanlarında farklı farklı ihale yasaları mı, vardı ki, münhasıran bir nükleer yasa hazırlığı gerekmişti!.. Yasa, maalesef o haliyle, Meclis ten geçti. Ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer den döndü (2007). Meclis, kökteki taslağın tercüme olduğu yönündeki eleştiriyi dikkate aldı; yasayı düzeltti, tekrar geçirdi. Ancak yasada yine ciddi pürüzler vardı. Sonuçta, ihale açıldı. Ancak tuhaf, fakat beklenen bir gelişme oldu. Pek muhtemelen yasanın çıkartılmasını baştan beri destekleyen yabancı nükleer kuruluşlar, sergilediğimiz seviye özrünü gördüler, afalladılar ve ihaleye girmekten, sarf-ı nazar ettiler. Bir tek Rus devlet şirketi, ihaleye katıldı, ama ihaleyi alamadı. Özetle, ihale, yaralayıcı bir başarısızlıkla sonuçlandı (2009). Enerji Bakanı ve hiç bir biçimde kabul edilemeyecek biçimde, yasaya ve kuruluş felsefesine aykırı olarak Enerji Bakanlığı na bağlanmış olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu üst yönetimi, görevlerini bırakmak zorunda kaldılar. Yönetim değişikliği uzantısında, Enerji Bakanlığı bu kez, bambaşka bir yol izledi. Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti, doğrudan bir nükleer anlaşma imzalamak suretiyle (13 Eğer, bir nükleer bilim adamı olarak, bana sorarsanız, esasen 3 Aralık 1999 da, Başbakan Ecevit in daveti uzantısında Hükümet e verdiğim brifingde ifade ettiğim doğrultuda, Hükümet bugün, teknik olarak ciddi bir yanlış yaptı. O zaman da vurguladığım gibi, nükleer enerjiye kategorik olarak karşı değilim; hiç olmadım... Ayrıca siyasi iradenin nükleer santral tesisi konusunda alacağı karara - onun, nükleer karşıtlarının demokratik süreçlerde gösterdiği tepkilere saygılı olması koşuluyla gayet saygılıyım... Hatta pek çok kimsenin düşündüğünün tersine, Rus nükleer teknolojisinin, Batı nükleer teknolojisinden aşağı kaldığını, katiyen düşünmem... Ama mesele bu değil... Bugün Akkuyu ya nükleer santral kurmak; turizmi, oradaki sebze meyve üretimini, ciddi olarak baltalamak demektir. Bu konuda, onca feryadımıza rağmen, hâlâ daha, tek satır araştırmanın yapılmamış olmasını, ona rağmen Akkuyu ya dönük, fütursuzca nükleer adımlar atılmasını, Türkiye Cumhuriyeti nin sergilemesi gereken ağırbaşlılıkla bağdaştıramıyorum. Her şey bir tarafa, bugün buraya Yunanistan dan alacağımız bir gelin, beraberinde, drahoma (çeyiz) olarak, Akkuyu ya kurulmak üzere (bedava) bir nükleer santral getirse, kabul etmemeliyiz diye düşünüyorum... O kadar böyle ki, evvelce Türkiye nin nükleer santral tesisi ne zaman söz konusu olsa, ayağa kalkan Yunan Basını, bugün sus pus oturmuş, pusuda bekliyor. Çünkü biliyor ki, son toplamda, oraya kurulacak bir nükleer santral, turizm rekabetinde, bizi fırlatıp, Yunanistan ın, çok arkasına atacaktır. Benden tekrar söylemesi. Kaş yapalım derken göz çıkartılıyor, maatteessüf... 17

10 18 Japonya da Deprem ve Nükleer Felaket Japonya da dünya tarihinde bir ilk olarak dokuz şiddetinde bir deprem ve bunun uzantısında dalga kıranları biçen bir tsunami uzantısında üç nükleer santral tamamen telef olmuştur. Yalnızca söz konusu telefatın ederi yuvarlak 10 milyar dolardır. Enkazın ortadan kaldırılması, en az bir o kadar kaynak sarfı gerektirebilecek gibi durmaktadır. Nükleer afeti küçümseme yolundaki tavırlar, bilimsel yansızlığın ihlali anlamında, nükleer holigan, arabesk tavırlardır. Sanki nükleer patlamalar soba üzerinde unutulmuş at kestanesi patlamalarıdır. Sanki nükleer afet uzantısında, dışarı sızan radyasyon miktarı, ihmal edilebilirdir ve bu sebeple, kazalar önemsenmeyebilirdir. Bu arada, kazayı, bilgece izleme ve anlama çabası yerine, buna hani saat başı, laf yetiştirme gayretkeşliğindeki yerli siyasi hafiflikler, olsa olsa katmerli bir nükleer cehaleti sergilemektedir; gerçekte bunların sahiplerini küçük düşürmekten başka bir izlenim yansıtıyor katiyen, değildir... Nükleer afeti, eski teknolojiye raptetme yönündeki tevil vari girişimler ise, gerçeği hiç yansıtmamaktadır. Ortada bir teknolojik zafiyet yoktur. Tersine söz konusu Japon nükleer teknolojisi döneminin doruğundadır... Mesele basitçe şudur ki; ortadaki gelişme, güvenlik önlem skoplarında hiç bir biçimde yer almış değildir. Ne depremin şiddeti, ne de buna bağlı oluşan tsunaminin dev boyutu, bugüne kadar hafsala dışıdır... Tsunami nükleer afeti azdırmış, nükleer kazalar dolayısıyla gereken tahliyeyi zorlaştırmış, hatta imkansızlaştırmıştır... On katlı binaların damlarında civardaki gemileri yüzdüren tsunami, bu arada, santrallerin yanı başlarındaki yanmış yakıt havuzlarını, ayrıca çok korkulur ki, talan edebilecek, etrafı nükleer bir lağıma çevirebilecektir... Bu o kadar böyledir ki, daha çok öncesinden işaret ettiğimiz çizgide, nükleer afet derecesini ( 7 üzerinden) 4 şiddet; resmetmekten uzaktır ve işte nihayet Japon yetkililer afet derecesini ( 7 üzerinden) 6 düzeyine yükseltmişlerdir... Şurasını tahmin etmek abartılı değildir ki, dünya nükleer enerji üretimi, üç Japon nükleer reaktörünün birden, işte göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre zarfında, telef olmasıyla, ayrıca benzersiz bir darbe daha almıştır... Hem tsunami felaketi, hem de nükleer afetle boğuşmakta olan Japon halkına kalbi baş sağlığı ve esenlik dileklerimizi sunuyorum... Meydana gelen gelişmelerin; geçtiğimiz, on - on beş gün boyunca (o arada Geçmişte ve Bugün Nükleer Enerji Tartışması başlıklı kitabımda) belirttiğim kaygıları, genel anlamda görüşleri maalesef doğruladığını ifade etmek isterim... Görüşüm özetle şudur ki, son otuz - otuz beş yıldır, tahmin ve hesap dışı ( sisli, puslu dediğim) güven özürlü bölgede olarak maalesef vukua gelmiş, toplamda yuvarlak 4000 bin megawat gücündeki reaktörün ve bunların çevrelerinin, feci bicimde etkilenmesi sonucunu beraberinde getirmiş kazalar, şimdilerde artik iyice nicelendirilebilir bir ( tahmin ötesi ) riski işaret etmektedir... Bu risk: 4000 MWe (yuvarlak, tahmin ötesi kazaya duçar olmuş reaktör gücü) /(toplamda kurulu, yuvarlak, Mwe reaktör gücü)=%1, olmamaktadır... FUKUSIMA KAZASI Uzantısının Işığında, Nükleer Kaza Risk Değerlendirmesi Sözel olarak söyleyeyim: Otuz - otuz beş yılda, beheri 1000 MWe gücündeki, her yüz santralden biri, maatteessüf, tahmin ötesi kazaya duçar olmuştur da TMI reaktörü ve 1986 da Çernobil reaktörü, insan hatası yüzünden telef olurken, Fukusima daki üç reaktör (ayrıca buradaki iki reaktör, bakim tahtında olduğundan, kazayı şükür sıyırmış olarak), beklenmedik doğal afetler yüzünden kazaya ducar olmuşlardır... Bu olgu, bütün güvenlik ve risk analizi hesaplarını alt üst etmektedir... Bilim namusu ve basiret, bu olguyu kavramayı ve telaffuz etmeyi gerektirir... 19

11 Sanat Etkinlikleri Derneği tarafından düzenlenen Mersin Uluslararası Müzik Festivali 10 yıl içersinde aralarında Elina Garanca, Janine Jensen, Denyce Graves, Tania Maria, Sumi Jo, Fabio Biondi, Al Di Meola, Fazıl Say, İdil Biret, Gülsin Onay, Ayla Erduran, Şirin Pancaroğlu, Cihat Aşkın gibi dünyaca ünlü yerli ve yabancı starların da yer aldığı 155 sanatçı ile 46 topluluğa ev sahipliği yaptı. 10. Mersin Uluslararası Müzik Festivali 1 Mayıs Pazar günü Avrupa nın en ünlü oda orkestralarından Festival Strings Lucerne Oda Orkestrası nın Mersin Kültür Merkezi nde verdiği konserle başladı. 17 Mayıs a kadar süren ve dünyaca ünlü sanatçılara ev sahipliği yapan Festival ana programında yer alan 10 konser ile Mersin izleyicinin karşısına çıktı. 10. YILINDA BİR KEZ DAHA DÜNYACA ÜNLÜ SANATÇILARA EV SAHİPLİĞİ YAPAN MERSİN ULUSLARARASI MÜZİK FESTİVALİ BU YIL DA BAŞARI İLE GERÇEKLEŞTİRİLDİ yılında Avrupa nın saygın festivallerinin yer aldığı Avrupa Festivaller Birliği ne (EFA) kabul edilen Mersin Uluslararası Müzik Festivali, Sanat Etkinlikleri Derneği organizasyonu, Mersin Valiliği, Mersin Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri ve Mersin deki sivil toplum kuruluşlarının işbirliği ile başarı ile gerçekleştirildi. Bu yıl 10. su yapılan Festivalin Yürütme Kurulu Başkanlığını Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Faik Burakgazi, sanat yönetmenliğini ise Devlet Opera ve Balesi Eski Genel Müdürü Remzi Buharalı üslendi. Festivalin ilk günü konser veren, Festival Strings Lucerne Oda Orkestrası, coşkulu tarzı ve köklü geleneği ile türünün diğer örnekleri arasında çizdiği farklı profilini Mersinli sanatseverlere de hissettirdi. Konser öncesinde, bu yıl Nevit Kodallı Genç Yetenekler Ödülü nü kazanan genç Keman Sanatçısı Hasan Gökçe Yorgun a, Mersin in sosyal ve kültürel yaşamına katkı sunan kişi ve kurumlara her yıl verilen Festival Kent Ödülü nü kazanan Heykeltıraş Hüseyin Gezer e, Festival Sanat Ödülü nü kazanan Keman Sanatçısı Cihat Aşkın a ve Nevit Kodallı anısına bu yıl ilk kez gerçekleştirilen Mersin, Portakal Çiçeğine Müzik Arıyor beste yarışmasını kazanan Melis Öztoprak a ödülleri Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu tarafından takdim edildi. 6 Mayıs günü Mersin Kültür Merkezi nde, İspanya da defalarca Yılın Dansçısı olarak ödüllendirilen ve hem ülkesinde hem dünyada Flamenko dansının en büyük ismi olarak değerlendirilen Aida Gomez ve grubu izleyicileri kendinden geçiren muhteşem bir gösteri sahneledi. Carmen isimli son prodüksiyonları ile dünya turnesi kapsamında Mersin e gelen grup, Bizet in unutulmaz Carmen operasının müzikleri ile özenle hazırlanmış bir koreografi sunarken, Jose Antonio Rodriguez tarafından gösteriye özel bestelenmiş Flamenko eserleri ile de sahneyi topuk sesleriyle doldurdu. 10. Mersin Uluslararası Müzik Festivali görkemli açılış konserinin ardından, 3 Mayıs akşamı Mersin Üniversitesi Uğur Oral Kültür Merkezi nde Müzikalin Sesleri / Cazın Enstrümanları adlı ikinci konseri ile sanatseverlere keyifli dakikalar yaşattı. 12 Mayıs akşamı Tarsus 75. Yıl Kültür Merkezi nde TRT Halk Müziği Solistleri Meliha Güneş ve Mehmet Seske bir konserle sevenleri ile buluştu. Aynı ikili 13 Mayıs Cuma günü Toroslar Belediyesi 3 Ocak Spor Kompleksi nde Mersinli sanatseverlerin önüne çıktı. 14 Mayıs 2011 Cumartesi günü Mersin in önemli tarihi mekânlarından Tarsus St. Paul Anıt Müzesi nde gerçekleştirilen Prag Solistleri isimli eşsiz bir konsere ev sahipliği yaptı. Saat de başlayan konserde anıt müzeyi dolduran sanatseverler sanatçıların özenle seçtikleri eserleri büyük beğeni ve ilgiyle dinlediler. 3 Basses Topluluğu Orkestra şefi İbrahim Yazıcı nın piyanosu eşliğinde, 16 Mayıs 2011 Pazartesi günü saat de Mersin Kültür Merkezi nde verdiği konserle sanatseverlere keyifli dakikalar yaşattı. 11 Mayıs günü, dünyada en büyüleyici Paganini yorumcularından biri olarak kabul edilen Mario Hossen, Türkiye nin en genç ve başarılı orkestra şefleri arasında yer alan Burak Tüzün yönetimindeki Mersin Üniversitesi Akademik Oda Orkestrası ile birlikte dün akşam Mersin Kültür Merkezi nde muhteşem bir konser verdi. Ücretsiz etkinlikler kapsamında 10 Mayıs günü, Pompeiopolis Harabeleri önünde, ülkemizin konserleri ilgiyle izlenen topluluklarından Golden Horn Brass ın tarafından gerçekleştirilen konser, alanı dolduran kalabalık grubun keyifli müziğiyle coştu. 15 Mayıs Pazar günü, tarih harikası Kanlıdivane de gerçekleşen Pinhani konserinde kişiye ev sahipliği yaptı.açık havada gerçekleşen ve büyük ilgi ile izlenen konserde gençlerin sevgilisi Pinhani, izleyenlere muhteşem bir müzik ziyafeti verdi. 9 Mayıs Pazartesi günü Mersin Latin Katolik Kilisesi nin tamamını dolduran izleyicilerini ilk olarak Aspendos Quartet ile sonra da keyifli bir Piyano & Ney dinletisi ile buluşturarak sıra dışı bir konser sundu. 7 Mayıs Cumartesi akşamı, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası nın verdiği ve flüt sanatçısı Şefika Kutluer in de solist olarak katıldığı konserle izleyicilerine yine bir klasik müzik şöleni sundu. Sahip olduğu yetenekle, New York Times eleştirmenleri tarafından Sihirli Flüt olarak adlandırılan, 5 kıtada sayısız ülkede çeşitli konser turneleri ve festivallere katılan Şefika Kutluer ayrı bir renk kattığı gecenin sonunda hayranları için CD lerini imzaladı. Festivalin son günü olan 17 Mayıs akşamı Mersin Kültür Merkezi nde gerçekleştirilen etkinlikte sahneye çıkan piyanonun yükselen yıldızı Nikolai Tokarev, Türkiye de ilk konserini Mersinli sanatseverlerle buluşarak gerçekleştirdi. Sanatçıya festivale her yıl destek veren Işın Metin yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası eşlik etti

12 22 a) Konteyner (Container) Avukat Gültekin ERŞAN Deniz Yolu ile Konteyner Taşımacılığı ve Bazı Sorunlar Bilindiği üzere, konteyner kara, deniz ve denizyolu taşımacılığında kullanılan standart iç ve dış boyutlara sahip, metal sandık şeklinde bir muhafazadır. Konteynerlar yükün fiziksel, kimyasal vasıfları ve türüne göre imal edilen mekanik yolla boşaltılabilen kaplardır. Konteyner taşıma süresinde oluşabilecek, kırışma, bozulma, eksilme vs. hasar risklerini büyük ölçüde ortadan kaldırdığı gibi, depolama sorunlarını da önler. Deniz yolu ile taşımalarda kullanılan konteyner gemileri; inşa biçimleri itibariyle ambar yapıları ve deniz teşkilatları diğer gemilerden farklı olup, konteyner ölçü birimi TEU(Twenty-foot Equivalent Units) olarak belirlenir. b) Konteyner Taşımacılığı Bu taşımacılık türünün temel amacı; yükün üretim noktasından teslim noktasına kadar salimen ulaştırılmasıdır. Konteyner, her yük çeşidine ve özelliğine göre imal edilir. Konteyner doğrudan doğruya yük olmadığı gibi nakil vasıtası ve ambalaj da değildir. Taşımada sürati sağlayan ve masrafları azaltan, hareket edebilen muhafaza kabıdır. Konteyner taşımacılığı önemli bir taşıma tekniği olarak kendini belli etmiştir ki, bu sistemde navlun ve diğer masraflarda (sigorta ambalaj vs.) azalma olmakta, yük zararları da aynı şekilde asgariye inmektedir. Bunun yanı sıra taşımada hızlı gerçekleşme sağlanır. Konteynerlı taşımacılığın emniyeti ve kolaylığına rağmen bazı hususlarda sorunlar doğabilir. Özellikle, deniz yolu ile taşımalarda ortaya çıkan hasarların kesin olarak ne zaman ve gemiye gelinceye kadar hangi taşımacının taşıması esnasında meydana geldiğini saptamak güçlük arz eder. Bu tip hasarlar dört grup halinde zuhur etmektedir. (Latif Çakıcı- Taşıma kapları ile Zincirleme taşımacılık, sh.168 Ank Ank.Matb.) Bunlar, konteynerin tamamen kaybolması, kırılma hasarları, konteynerin çalınması, paslanma hasarlarıdır. Uygulamada bu tip risklerin sigorta ile karşılanması yoluna gidilmektedir. Gemi ile konteyner taşımacılığında da konşimento düzenlenir ve klozlar eklenebilir. Taşıyıcının sorumluluğunun tespiti için konteynerin kime ait olduğu, yükün konteynere nerede ve kim tarafından doldurulduğu, içindeki emtiadan taşıyıcının bilgisinin olup olmadığı, nerede kimlerin huzurunda kapatılıp mühürlendiği, taşıma sırasında açılıp açılmadığı, hasarlanıp hasarlanmadığı gibi hususların bilinmesi gerekir. Bu hususlar ise konşimento kayıtlarından anlaşılabilir. (Örneğin Yargıtay 11.H.D T.E. 1984/2787 K. 1984/2760-Mersin 3. As.Huk.1983/244 E.K.717) Taşıyanın konteyneri yükletenin emrine vermesi ve yükletenin kendi konteynerine yükü yerleştirmesi durumunda taşıyan, kural olarak konteynerin içindekiler hakkında malumat sahibi olmamakta bu husuta yükletenin beyanlarıyla yetinmek zorundadır. Limandan limana yapılan taşımalarda yük sadece bir navlun sözleşmesine göre taşınabileceği gibiçok safhalı taşımalarda birden fazla nakil vasıtası kullanılması halinde Thoughtrans (direkt taşıma) sözleşmesi kullanılır. Kombine taşımalarda sözleşmeler taşıma taahhüdü altına girmeksizin yükün taşınmasının teminini üzerine alan, bunun için de kendi adına ve taşıtan hesabına speditör denilen kişiler tarafından imzalanır. Konteyner Taşımalarında Konşimento Konvansiyonel taşımalarda yükün kapalı kaplarda yapılması halinde konşimentoya konulan belli değil klozu istiflenen yüklerin mahiyeti hakkında taşıyan tarafından bilgi sahibi olunmadığını gösterir. Konşimentodaki Shipper s Loand and Count konteynerin yükleten tarafından istif edildiğini ve taşıyanın hiçbir bilgi sahibi olmadığı anlamındadır. Konteyner taşıyan tarafından istif edilmiş ise böyle bir belirsizlik klozu konulamaz. Böyle bir durumda yükler genellikle ambalajlı olduğu için bu defa da konşimentoya her ambalaj için belli değil klozu koyulabileceğinden konşimento sadece ambalajın sayısı bakımından karine teşkil eder. (TTK.1110) Konteynerli Taşımalarda Taşıyanın Sorumluluğu Limandan limana yapılan konteynerli taşımalarda yükün teslim alınmasına ilişkin esaslar konvansiyonel taşımalara nazaran herhangi bir fark göstermez. İstif taşıyan tarafından yapılmış ise istiflemek üzere yüklerin, aksine yükleten tarafından yapılıyorsa konteynerize yükün teslimi söz konusudur. Yükün gemiye kadar taşınması safhasında gemi taşıyan sıfatını taşıyorsa sorumlu olur. Konteyner yükleten tarafından istif edilip taşıyana tevdi edilmesi halinde taşıyan istif kusurundan sorumlu olmaz. Konteynerli Taşımalarda Konşimentoya Konulan Çekinceler: Konteynerli taşımalar genelde FCL (tam konteynerli taşıma) esasları dairesinde yapılır ve konşimentoya Shipper s Load and Count - yükleyici tarafından sayılarak yüklenmiştir ve Said to Contain -yükleyicinin beyanına göredir şeklindeki ibareler bulunduğu takdirde, taşıyanın sorumlu olmadığı karinesi ortaya çıkar. TTK.1066/3 maddesinde yazılı bu karinenin aksini yük sahibinin ispat etmesi, istifin kime ait olduğunu hasarın tahliye sırasında mı yoksa taşıma esnasında mı vuku bulduğunun saptanması gerekir. (Y.11.HD E. 3496/K.499) Yük Ziya ve Hasarların İhbarı Konvansiyonel taşımalarda, TTK.1066 maddesi uyarınca yük ziya ve hasarına ait ihbarın haricen belli olan zararlarda en geç teslim tarihinde, gizli zararlarda ise tesliminden itibaren üç gün içerisinde yapılması gerekir. Yükün liman idaresine bırakılması halinde ise, ihbar süresi gönderilenin idareden yükü teslim almasından başlar. Konteynerli taşımalarda, konteynerin gönderilen tarafından boşaltılacak olabilir veya konteyner taşıyan tarafından boşaltılmakta ve içindeki yükler teslim alınmaktadır. Yükün ziya veya hasarında ihbar konusunu düzenleyen hükümlerin konteynerli taşımalarda uygulanması mümkün değildir. Deniz yolu ile konteynerli taşımalarda, konteynerlerdeki hasarın gemi adamı tarafından imzalanmış tutanakla saptanması taşıyana ihbarda bulunulması mükellefiyetini ortadan kaldırır. (Y.11.HD E.86/1381, K.86/2176-Gündüz AYBAY, Deniz Tic. Hukuku ile ilgili Yargıtay kararları Aybay Yayınları 2000, sh. 218) Konteynerli taşımalarda konteyner koli olarak kabul edilemeyeceğinden koli başına mesuliyet TTK. (1114) kabul edilemez. Filhakika Hamburg Kuralları karşısında bu mesuliyet sırasında fiilen ortadan kalkmış sayılır sayılı Yeni Ticaret Kanununun maddesinde sorumluluk sınırı detaylı bir şekilde açıklanmıştır. TTK.Madde 1186/1: Eşyanın uğradığı veya eşyaya ilişkin her türlü ziya ve hasar nedeniyle taşıyan, her halde, hangi sınır daha yüksek ise o sınırın uygulanması kaydıyla, koli ve ünite başına 666,67 Özel Çekme Hakkına veya ziya ya da hasara uğrayan eşyanın gayri safi ağırlığının her bir kilogramı için iki Özel Çekme Hakkını karşılayan tutarı aşan zarar için sorumlu olmaz; meğer ki, eşyanın cinsi ve değeri yüklemeden önce yükleten tarafından bildirilmiş ve denizde taşıma senedine yazılmış olsun. Özel Çekme Hakkı, fiili ödeme günündeki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir. TTK. Madde 1186/3: Eşya topluca bir konteyner, palet ve benzeri bir taşıma gerecine konmuş ise, denizde taşıma senedine söz konusu taşıma gerecinin içeriği olarak yazılmış her koli veya ünite, ayrı bir koli sayılır. Aksi halde, böyle bir taşıma gereci, tek bir koli veya ünite sayılır. Bizzat taşıma gereci ziya veya hasara uğrarsa, taşıyana ait veya onun tarafından sağlanmış olmadıkça, taşıma gereci ayrı bir koli sayılır. NETİCE: Zamanımızda konvansiyonel taşımacılığın yerini konteyner taşımacılığı almıştır. Bu taşımacılık türü ile yükün emniyetli bir şekilde taşınmasının yanı sıra ambalaj masraflarından da tasarruf sağlanır ve yük hasarları azalır. Konteyner taşımacılığına dair hukuki mevzuat henüz belirgin değildir. Türkiye de bu taşımacılık şekli dünyadaki gelişmelere intibak etmiş durumda değildir. Ancak, konteyner limanları ve sahaları konusunda olumlu adımlar atılmış olup, müspet neticeler alınmaktadır. Hukuki sahada ise taşıyanın sorumluluğu ile ilgili hükümler özellikle konteynerli taşımalarda tereddütlü olup henüz düzene girmemiştir. 23

13 KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ Mersinli Öğrenciler TÜBİTAK tan Ödülle Döndü Mersin i iki birincilik, bir ikincilik ve iki üçüncülük ile Türkiye de ikinci sırayla buluşturdular şeklinde konuşan Güzeloğlu, Unutmayalım ki, araştırma ve geliştirme, buluş ve icat olmadan geleceğe doğru yol almak mümkün değildir ifadesini kullandı. Konuşmaların ardından projeleriyle Mersin i Türkiye ikinciliğine taşıyan öğrencilere ödülleri takdim edildi. Mersin Deniz Ticaret Odası olarak, ödül alan gençlerimizi ve kendilerine rehberlik eden öğretmenlerini kutluyor, başarılı çalışmalarının devamını diliyoruz. çeşitliliği açısından yükselen kentlerinden biri olduğunu belirterek, bugün 16 milyar dolarlık bir dış ticaret gerçekleştirilen, tarımsal anlamda Türkiye nin toplam yüzde 7 sini tek başına üreten, sanayi altyapısında ise ikinci organize sanayi bölgesi tamamlanmış ve üçüncü ve dördüncüyü hedefleyen, her düzeyde lojistik adına dünya çapında bir merkez olan Mersin de; bu sektörlerin gerektirdiği teknik eğitim okulları ve hedeflerinin şimdiye kadar olması gerekenden az olduğuna işaret etti. Göreve geldiklerinden beri bu doğrultuda bir çalışmaya giriştiklerini ve bu çalışmaların meyvelerini de almaya başladıklarını vurgulayan Güzeloğlu, Bugün ödül alan çocuklarımız Mersin i Türkiye ikinciliğine taşıdı. Bu bilimsel araştırma gibi çok iddialı bir alanın ikinciliğidir. TÜBİTAK ın tüm Türkiye de proje bazlı il düzeyinde gerçekleştirdiği yarışma sonucunda 24 TÜBİTAK tarafından düzenlenen Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışmasında dereceye giren Mersinli lise öğrencileri, projeleriyle Mersin i Türkiye genelinde 2. sıraya taşıdı. Mersin Fen Lisesi Öğrencileri Uğurcan Akbudak ve Osman Demirci, Mersin Deniz Ticaret Odası nın da desteklediği projeleri ile yarışmada ikincilik ödülü aldı. TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı nca, ortaöğretime devam etmekte olan öğrencileri temel ve sosyal bilim alanlarında çalışmalar yapmaya teşvik etmek ve bilimsel gelişmelerine katkıda bulunmak amacıyla 8 ayrı dalda gerçekleştirilen Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması nda dereceye giren projeler, 17 Mayıs 2011 tarihinde M.E.B. Şura Salonu nda düzenlenen ödül töreninde açıklandı. Mersin Fen Lisesi Öğrencileri Uğurcan Akbudak ve Osman Demirci nin, Odamızın da destek verdiği Profesyonel Tekne Balıkçılarının Sosyolojik Analizi: Mersin İli Örneği başlıklı projesi ikincilik ödülüne değer bulundu. Yarışmada 5 bin 111 başvuru arasından başarılı bulunan projeler, Mart 2011 tarihleri arasında 12 ayrı bölge merkezinde sergilendi. Sergilenen projeler arasından 182 si ise Ankara da yapılan Final Yarışmasına katılmaya hak kazandı. Final Yarışmasında Mersinli öğrenciler iki birincilik, bir ikincilik ve iki teşvik ödülü ile ilimizi Türkiye geneli proje bazlı il düzeyi değerlendirmesinde ikinci sıraya taşıdı. Yarışmada dereceye giren öğrenciler, 31 Mayıs 2011 Salı günü gerçekleştirilen 5. Eğitim Günleri ve Mesleki Eğitim Fuarı nın açılış töreninde Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu tarafından da ödüllendirildi. Törene Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut, İl Emniyet Müdürü Arif Öksüz, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gül ün yanı sıra Odamız Genel Sekreteri Korer Özbenli ve Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Öztürk de katıldı. Araştırma ve geliştirme, buluş ve icat olmadan geleceğe doğru yol almak mümkün değildir. Törende bir konuşma yapan Vali Güzeloğlu, Mersin in Türkiye ve dünya ekonomisinin giderek gelişen, güçlenen ve eleman 25

14 KISA KENT HABERLERİ KISA KENT HABERLERİ Tarsus ve Mersin Turzimin Kalbinin Attığı Yer Olacak Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ile Tarsus Şelale Otel de ortak düzenlediği basın toplantısında, Tarsus-Kazanlı Turizm Bölgesi hakkında bilgi verdi. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Tarsus-Kazanlı Turizm Bölgesine 800 milyon Dolar harcama yapılacağını belirterek, Tesisler yıllık 180 milyon Avro ciro yapacak. 10 bin Mersinli işsiz, iş sahibi olacak. Tesislerde, 45 sektörde en az 22 kalem mal kullanılacak dedi. Çağlayan, 4 yıl içinde, Mersin in Türkiye nin çok önemli bir bölgesi ve kenti haline geleceğini ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da, Türkiye ye 2023 yılında 50 milyondan fazla turistin gelmesinin hedeflendiğin söyledi. Bakan Günay, 50 milyon turisti sadece İstanbul ve Antalya ya getiremeyiz, yeni bölgelere ihtiyacımız var. Mersin ve Tarsus gibi bölgeleri mutlaka turizm pastasına katacağız. Türkiye dünya turizminde çok önemli hale geldi. Biz bu potansiyeli heba edemeyiz. Turizm sektörü sadece ekonomiyi değil, sosyal hayatı, barışı, kardeşliği geliştiren bir sektör. 21 inci yüzyılın barışçı dünyasını kuracak sektörlerin başında geliyor. Bir bölgeye turizmin gelmesi, bereketin, sosyal dönüşümün gelmesi o bölgenin hayatının topyekün yukarıya çıkması demektir. Mersin in çok büyük potansiyeli var, Tarsus önderlik yapacak. dedi. Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği (MİP), tahakkuk eden 5 milyon 208 bin 299 lira tutarındaki vergi ile Mersin de kurumlar vergisi rekortmeni oldu Yılı Mersin Kurumlar Vergisi Rekortmenleri, Mersin Vergi Dairesi Başkan Vekili Serdar Aksoy un düzenlediği basın toplantısı ile açıklandı. Kurumlar vergisine ilişkin kayıtlı mükelleflerden 10 bin 458 inin süresinde beyannamesini verdiğini ifade eden Aksoy; Bir önceki yıl beyan edilen vergi 520 milyon 42 bin 785, tahakkuk eden vergi ise 104 milyon 7 bin 882 lira. Bu yıl toplam matrah 624 milyon 162 bin 254 lira, tahakkuk eden vergi de 124 milyon 817 bin 412 liraya yükseldi dedi. Mersin İhracatini İzleme ve Değerlendirme Toplantısına KKTC li Bakanlar da Katıldı Mersin İhracatını İzleme ve Değerlendirme Toplantısı Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu başkanlığında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Maliye Bakanı Ersin Tatar ve KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun un da katılımıyla gerçekleşti. Akdeniz İhracatçılar Birliği (AKİB) konferans salonunda gerçekleşen toplantıya Tarım Bakanlığı Müsteşarı Dr. Ferhat Şenli, AKİB Koordinatör Başkanı Alican Yamanyılmaz, Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Sektör Kurulu Başkanı Kemal Kaçmaz ile İstanbul Sanayi Odası Meclis Başkanı Erdal Bahçıvan da iştirak etti. KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Plan ve program içerisinde önemli bulduklarımız arasında tabiî ki Mersin üzerinden dünyaya ihracat potansiyeli büyük bir yer tutuyor dedi. KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun ise şöyle konuştu: Mersin limanı bizim dünyaya açılan kapımız, penceremiz. İhracatlarımız mersin limanı üzerinden dünyaya çıkıyor, taleplerimiz Mersin limanı üzerinden geliyor. Mersin limanı Dünyaya açılan kapımız olmakla birlikte esası biz Kıbrıslı Türklere denizciliği öğreten noktadır dedi. MERSİN ULUSLARASI LİMAN İŞLETMECİLİĞİ (MIP) 2010 YILI KURUMLAR VERGİSİ REKORTMENİ OLDU Ulaştırma Bakanı SOLUK: Hedef Türkiye nin yat bağlama kapasitesini 50 bine ulaştırmak. Ulaştırma Bakanı Habib Soluk, Mersin e yapılacak olan yatırımları ve projeleri kamuoyuyla paylaşmak üzere Mersin e geldi. Ulaştırma Bakanı Habib Soluk konuşmasında yapılacak olan yatırım ve projelerin gelişim safhasını anlatarak, bu yatırımların yapılma kararı alınırken sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile üniversitedeki akademisyenlerin de görüşünün alındığını ifade etti. Mersin Adana arası 22 adet ray otobüs çalıştığını ifade eden Soluk, 32 tane de normal tren çalışıyor, her 15 dakikada bir sefer yapılıyor. Bu süre 70 dakikaydı 45 dakikaya indi. Ray otobüslerin sayısı çoğaldığında Adapazarı nda inşa etmeye başladık. Artırdıkça belki bu 15 dk süreç 10 dakikaya çekilerek, 13 bin 500 olan Adana-Mersin arası hareketliliği daha da artırabiliriz. Mersin Adana arası yük treni hattı da bu güzergahta çalışıyor. Yeni hızlı tren hattımız başladığında Adana Mersin arası yeni 2 ilave hat ile toplam 4 hat olduğunda bu Enerji Şirketi GREENWAY Mersin e Açılmak İstiyor Şirketin yönetim kurulu üyesi Serdar Erturan başkanlığındaki şirket çalışanları hazırladıkları projeyi Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu na sundular. Şirket, Mersin in mevcut güneş enerjisi potansiyelini değerlendirip, bu doğrultuda Mersin de yatırım imkanlarını araştırdıklarını ifade etti. Mersin Üniversitesi (MEÜ) bünyesindeki Teknopark hizmet binası toplantı salonunda gerçekleşen proje tanıtımına; Vali Güzeloğlu nun yanı sıra, MEÜ Rektörü Prof. Dr. Süha Aydın, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut ve Teknopark Genel Müdürü Özgür Durmaz da katıldı. hareket daha da artacaktır. Mersin, Adana, Osmaniye üzerinden Şanlıurfa ya bağlantı yapacağız. Böylece Gap ürünleri de Mersin limanına ulaşmış olacak. Mersin de üretilenlerin Irak sınırları içine Nusaybin Cizre den hudut kapısına kadar demiryolu ile ulaşma imkanı sağlanacak dedi. Mersin e gelen gemilerin bakımlarının yapılması için büyük bir tersanenin planlanmasının önümüzdeki yıllarda gerçekleşeceğinin bilgisini veren Bakan Soluk, Akdeniz çanağında 1 milyona yakın yat var. Türkiye nin yat bağlama kapasitesi 9 binlerdeydi. Bugün yap işlet devret ile 15 bine ulaştık. Hedefimiz 50 bine ulaştırmak dedi. Kumkuyu da 250 si denizde, 250 si karada, Mersin de 750 si denizde 500 ü karada olmak üzere, Aydıncık ta bine yakın yat limanının bağlanmasıyla ilgili çalışmaların sürdüğünü ifade eden Soluk, Mersin il sınırları içindeki hedefimiz 3 bin bin yat bağlama kapasitesine ulaşabilmek. Süratle projelendiriliyor dedi. Konuşmaların ardından Ulaştırma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Mersin e yapılacak olan yatırımları anlatan bir sinevizyon gösterisi gerçekleştirildi. Türkiye de yenilebilir enerji alanında örnek çalışmaları ve projeleri ile tanınan enerji şirketi Greenway Solar System, Mersin de yatırım yapmayı hedefliyor

15 MERSİN DENİZ TİCARET ODASI Nisan 2011 MDTO dan HABERLER Deniz Ulaştırması Genel Müdürü Özkan POYRAZ: Mersin, Ro-Ro taşımaları açısından önemli bir merkez haline gelecek. 22 Bir dizi incelemede bulunmak üzere Mersin e gelen T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ulaştırması Genel Müdürü Dr. Özkan Poyraz, Odamızın Mayıs ayı meclis toplantısına katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Poyraz, meclis üyelerine deniz ulaştırma politikaları konusunda Doğu Akdeniz ile ilgili görüşlerini ve Mersin Deniz Ticaret Odası nın (MDTO) çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerini aktardı. MDTO, Mersin için çok şey yapıyor MDTO nın faaliyetlerini ilgiyle izlediklerini belirten Poyraz, MDTO nın özellikle eğitime yaptığı katkıların önemli olduğunu vurguladı. Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi ni ziyaret ettiğini belirten Poyraz, Bir Türk vatandaşı ve idarede sorumlu mevkideki biri olarak Odanıza çok teşekkür ediyorum. Eğitime vermiş olduğunuz katkılar, o okulun çok güzel bir binaya kavuşturulmuş olması, öğrencilerin pırıl pırıl beyaz elbiseler içerisinde oluşu, beni çok duygulandırdı ifadesini kullandı. Mersin Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu nu da ziyaret ettiğini anlatan Poyraz; Özellikle okulun simülatörünün temininde MDTO nın büyük katkısının olduğunu söyledi. Poyraz, meclis üyelerine seslenerek; Hem Mersin Üniversitesi ne hem de Mersin Deniz Ticaret Odası na sahip çıktığınız için teşekkür ediyorum dedi. Poyraz, MDTO nın geçtiğimiz günlerde Mersin Üniversitesi ile düzenlediği 3. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu ile Çağ Üniversitesi ile düzenlediği Deniz Hukuku Seminerine de değinerek, MDTO aslında Mersin için çok şey yapıyor ve biz bunun farkındayız. MDTO, Ankara da acentelikle ve kılavuz kaptanlar yönetmeliği ile ilgili toplantılarımıza, teşkilat toplantılarımıza en fazla katkıyla katılan oda durumundadır şeklinde konuştu. Mersin bölgesinin İzmit, Ambarlı ve Nemrut gibi alanlarla birlikte Türkiye nin önemli bir hub port alanı (transit ve aktarma limanı) olduğunu kaydeden Poyraz, İskenderun Körfezi nin kıyı yapıları açısından demir çelik ve enerjinin yoğunlaştığı, ayrıldığı bir bölge olduğunu ancak Mersin in konteyner hareketlerinin gitgide arttığı, rıhtım genişlemeleri ve demiryolu düzeltmeleri ile liman ergonomisinin geliştirildiği bir ihracat limanı olarak öne çıktığını söyledi. Mersin bölgesini lojistik, deniz turizmi, ro-ro taşımacılığı açısından değerlendiren ve bölgenin bu alanlardaki potansiyeline vurgu yapan Poyraz, şunları kaydetti: Bu bölge deniz yetki alanlarımız açısından çok önemli bir bölge. Doğu Akdeniz deki karasularımız ve içsularımız özellikle Güney Kıbrıs Rum kesimi açısından bakıldığında kritik ve stratejik bir öneme sahip. Petrol arama hareketlerimiz bu bölgede yoğunlaşıyor. Bu bölgede bilimsel araştırmalar yapmak zorundayız. Bu bölgede MDTO nın hükümranlık haklarımız, denizcilikteki mavi bayrak kavramı, bayrak taşımacılığı ve hub oluşturma yönünden ciddi katkıları oldu. MDTO her zaman KKTC ve Suriye ile olan hubları destekleyen bir oda olmuştur. Yakında gerçekleşecek olan Mısır ve gerçekleşmiş olan İtalya hatlarının da etkileri ile Mersin giderek ro-ro taşımaları açısından da önemli bir merkez haline gelecektir. Liman Yönetim Bilgi Sistemi Şamandıra tesisleri konusunda genellikle platformlaşma yönünde öngörüleri olduğunu belirten Poyraz, konuşmasında denizcilik sektörüne ilişkin gelişmelere de yer verdi yılından sonra Türkiye olarak beyaz bayrak ülkesi olunduğunu, limanlardaki denetim oranlarının düştüğünü ve bunun da gemi işletmeciliği kalitesini arttırdığını belirtti. Poyraz, idare olarak Mersin e yapacakları yatırımlara da değinerek, bölgede Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi kurulacağını bildirdi. 29

16 MDTO dan HABERLER MDTO dan HABERLER Erdemli de kule inşaatının bittiğini, bina inşaatının ise yakında başlayacağını kaydeden Poyraz, Mersin e gemi trafik hizmetleri açısından, çok değişik bir mimariye sahip yepyeni bir bina kazandıracaklarını belirterek, burada sadece geminin trafiğinin kontrol edilmeyeceğini aslında bir liman yönetim bilgi sisteminin kurulacağını anlattı. Poyraz şöyle konuştu: Liman bilgi yönetim sistemi, Bremen limanından çıkan bir yükün konşimento veya manifestosunun otomatik olarak sisteme aktarılacağı; bu bilgilerin gümrük idaresine, kılavuz kaptana ve acentelere aktarılacağı bir havuz sistemidir. Bu sistemle Rotterdam, Hamburg, Barselona limanlarında olduğu gibi; Mersin e bir port authority-liman otoritesi kavramı getiriyoruz. Üstünde çok değişik, top şeklinde bir kulesi olan yeni bir bina yapıyoruz diyen Poyraz, buradan bütün körfezin, oluşturulan radar ve sensörler vasıtası ile 1000 mile kadar takip edileceğini belirtti. Poyraz konuşmasını şöyle sürdürdü: Fabrika testleri bitmek üzere. Daha sonra yazılımlar tamamlanacak. Bu yazılımlar konusunda sizlerin en fazla tecrübeye sahip Oda olduğunuzu düşünüyorum. Çünkü gümrüğü, bir devlet kurumu olmamıza rağmen bizden daha iyi tanıyorsunuz. Liman bilgi sisteminin algoritmasının oluşturulmasında MDTO nun büyük katkısı olacağını tahmin ediyorum. Mersin e bir de gemi adamları sınav merkezi kazandırma gerekliliğinden söz eden Poyraz, Mersin de gemi adamlarının online sınavlara giremediğini belirterek, 10 istasyonlu bir sınav merkezinin kurulması için çalışmalara başlanacağını bildirdi. Konuşmasının ardından Poyraz a MDTO Meclis Başkan Yardımcısı M. Levent Dipçin tarafından bir plaket takdim edildi. Türksoy Genel Sekreteri Düsen Kaseinov MDTO da Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, 6 Mayıs 2011 Cuma günü Odamızı ziyaret ederek, Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu ve Meclis Başkanı Jan Taşçı ile görüştü. Yıldızlar Çalışması Eğitimi Tamamlandı Kayra Eğitim ve Danışmanlık A.Ş tarafından Mersin Deniz Ticaret Odası personeline verilen Yıldızlar Çalışması eğitimi Mayıs ayında tamamlandı. Kurumun vizyon, misyon ve ilkeleri doğrultusunda oluşturulmuş ortak değerlerin yaygınlaştırılması ve çalışanlar arasında ortak bir dil oluşturulması amacına yönelik olarak yürütülen programda dersler Eğitmen Yeliz Çetinkaya tarafından verildi. Kurumsal Mükemmellik başlığı altında verilen toplam 10 saatlik eğitimde uygulama, grup çalışması, tartışma ve soru-cevap yöntemleri kullanılarak; Açık ve net iletişim (Dinleme, algılama, empati), Güven, Saygı, Özveri, Gelişim konularında çalışmalar yapıldı. 30 Mersin 10. Uluslararası Müzik Festivali kapsamında Mersin e gelen Kazakistan Kültür eski Bakanı ve TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Odamız Yönetim Kurulu Başkanı M. Cihat Lokmanoğlu ve Meclis Başkanı Jan Taşçı ile görüştü. Haziran ayında düzenlenmesi planlanan TÜRKSOY 13. Opera günleri ile ilgili fikir alış verişinde bulunan Kaseinov, 1993 tarihinde Türk dili konuşan ülkelerin kültür ve sanat alanlarında işbirliğini sağlamak amacıyla kurulan TÜRKSOY un çalışmaları hakkında da bilgiler verdi. Türk kültürünün tanıtılması ve yaşatılmasında sivil toplum kuruluşlarına önemli roller düştüğünü belirten Kaseinov, gelecek dönem etkinliklerinde Mersin deki sivil toplum kuruluşları ve belediyeler ile işbirliği yapmaktan memnuniyet duyacaklarını ifade etti. 31

17 MDTO dan HABERLER MDTO dan HABERLER Engelliler Denizle Buluştu Mersin Deniz Ticaret Odası, Mayıs tarihleri arasında kutlanan Engelliler Haftası kapsamında Denizle Buluşturma etkinliği düzenledi Mayıs tarihleri arası Engelliler Haftası etkinlikleri, Mersin Valiliği ve Mersin Büyükşehir Belediyesinin Cumhuriyet Alanı nda düzenlediği açılış töreni ile başladı. Engelliler Haftası, hafta boyunca çeşitli etkinliklerle kutlandı. Mersin Deniz Ticaret Odası da, Engelliler Haftası kapsamında 10 Mayıs 2011 tarihinde Engelleri Kaldırıp Denizle Buluşturma etkinliği düzenledi. Cumhuriyet Alanı nda yapılan törenin ardından bir grup engelli Mersin in sahil kesiminde bulunan Yosun Restoran da düzenlenen yemekte bir araya geldi. Düzenlenen yemeğe MDTO Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Öztürk, Mersin Ortopedik Engelliler Derneği Başkanı Azize Nalan Bakır, Mersin İşitme Engelliler Derneği Başkanı Abuzer Öner, Mersin Engelliler Dernekleri Platformu Temsilcisi Ali Doğan da katıldı. Yemekte bir konuşma yapan Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Öztürk, etkinliğin amacının engellileri denize daha çok yaklaştırmak ve denizi sevdirmek olduğunu belirterek, Engelli kardeşlerimizi denizle buluşturmak için bir aradayız. Ben sizlerin denizi sevmeniz ve denizle yakınlaşmanız halinde hayata daha pozitif bakacağınıza, daha huzurlu ve mutlu yaşayacağınıza inanıyorum şeklinde konuştu. Öztürk şöyle devam etti: Bizler de Mersin Deniz Ticaret Odası olarak sizleri denizle buluşturma eylemine çok küçük de olsa bir katkı sağlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Umuyorum, Odamızın bundan sonraki etkinliklerinde, daha fazla katılım ile yine bir arada oluruz. Mersin Ortopedik Engelliler Derneği Başkanı Azize Nalan Bakır ise, derneklerine destek bulmakta zorlandıklarını belirterek kendi çabalarıyla ayakta kalmaya çalıştıklarını anlattı. Bir gün değil her gün hatırlanmak istiyoruz şeklinde konuşan Bakır, konuşmasında derneğin hedeflerine de değindi. Özellikle engellilerin eğitimi ve meslek edindirme konusunda çabaladıklarını vurgulayan Bakır, Engellileri daha faal hale getirmek istiyoruz dedi. Mersin İşitme Engelliler Derneği Başkanı Abuzer Öner ise, yapı- lan etkinlikten dolayı mutlu olduklarını belirterek, Hatırlanmak güzel. Duyarlılıklarından dolayı Mersin Deniz Ticaret Odası na teşekkür ediyorum şeklinde konuştu. Tüm kurumlarla iletişim sağlanabildiği takdirde bu tür etkinliklerin artacağına inandığını vurgulayan Öner, Mersin Deniz Ticaret Odası geçmiş yıllarda da çeşitli etkinliklerle bizlere destek vermişti. Bu sebeple Mersin Deniz Ticaret Odası nı kendimize daha yakın hissediyoruz dedi. Yemeğin ardından bir süre sahilde oyun oynayan minik engelliler, düzenlenen eğlencede dernek üyesi diğer engelliler ile birlikte dans ederek, şiir okuyarak ve şarkı söyleyerek gönüllerince eğlendiler. MDTO Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş tan Mersin ve Deniz Ulaştırması Konulu Sunum Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcıları Halil Delibaş ve Mesut Öztürk, 6 Mayıs 2011 Cuma günü Mersin Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksekokulu öğretim üyeleri ve öğrencileri ile görüştü. Burada Mersin ve Deniz Ulaştırması konulu bir sunum yapan Genel Sekreter Yardımcısı Delibaş, sunumunda Türkiye için denizlerin önemi, denizcilik kullanım alanları, dünyada ve Türkiye de deniz taşımacılığı, dünya deniz ticaret filosu gibi konulara değindi. Deniz taşımacılığı ve Mersin Limanı ile ilgili istatistiki veriler de aktaran Delibaş, sunumunda ayrıca Mersin in geleceğine yön verecek sektörlerden biri olarak kabul edilen lojistik ve Mersin deki Lojistik Merkezi çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Gemi Acenteliği Yenileme Eğitim Semineri Odamızda Mayıs 2011 tarihlerinde Gemi Acenteliği Yenileme Eğitim Semineri düzenlendi. Bir gemi acente firmasında çalışan ve Denizcilik Müsteşarlığı nca verilen kimlik kartlarının süresini uzatarak yenilemek isteyenlerin katıldığı eğitim seminerinde dersler Odamız Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş tarafından verildi. Katılımcılar, Gemi acenteliği hakkında yönetmelik Gemi acenteliği eğitim yönetmeliği Limanda güvenlik kuralları konularında eğitim gördüler. Eğitimin sonunda katılımcılara birer katılım belgesi verildi. Koruma ve Tazmin Sigortasını Düzenleyen Yönetmeliğe İlişkin Bilgilendirme Toplantısı Yapıldı 1 Temmuz 2011 tarihinde yürürlüğe girecek Deniz Alacaklarına İlişkin Gemilerin Sigortalandırılması ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik in uygulanmasına yönelik bilgilendirme toplantısı 30 Mayıs 2011 tarihinde Odamız Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Söz konusu yönetmelik ile ilgili bilgilerin Denizcilik Müsteşarlığı Uluslararası İlişkiler Şube Müdürü Kpt. Alper Keçeli ve Denizcilik Uzman Yardımcısı Hakan Pekşen tarafından aktarıldığı toplantıya İskenderun Liman Başkanı Ali Başut, Anamur Liman Başkanı Hamdi İlbey, Taşucu Liman Başkanı Mustafa Yılmaz, Botaş Liman Başkanlığı Denetleme Şefi Avni Diniz ve gemi acenteleri temsilcileri katıldı

18 DIŞ TİCARETTE INTERMODAL TAŞIMACILIK Eğitim Semineri İlki 12 Mayıs 2010 tarihinde İstanbul da düzenlenen Dış Ticarette Intermodal Taşımacılık konulu eğitim seminerinin ikincisi Denizcilik Müsteşarlığı evsahipliğinde ve Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üreticileri Derneği (UTİKAD) temsilcilerinin katkıları ile 18 Mayıs 2011 Çarşamba günü Ankara da düzenlendi. Denizcilik Müsteşarlığı Barbaros Hayrettin Paşa Salonunda tam gün olarak düzenlenen seminere Ulaştırma Bakanlığı temsilcileri (TCDD Genel Müdürlüğü ve Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğü ilgilileri), Denizcilik ve Dış Ticaret Müsteşarlıkları, Deniz Ticaret Odası temsilcileri ile UTİKAD ilgilileri, Ankara ve Konya gibi yakın şehirlerden gelen; üniversitelerin lojistik bölümü öğretim üyesi ve öğrencileri, lojistik ile ilgili çeşitli STK temsilcileri gibi geniş bir dinleyici topluluğu katıldı. Odamızı temsilen Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş katıldığı seminerde, Forwarder meslek grubuna yönelik gemi acenteleri benzeri bir yönetmelik hazırlanması ile mesleğin ulusal ve uluslararası bazda disipline edilmesi gerektiği gibi konular da görüşüldü. Açış konuşmasını Denizcilik Müsteşarlığı Daire Başkanı Okay Kılıç ın yaptığı seminerde, belli usül ve kurallara uyması zorunludur. Taşımacılığın kendi arasında modlara ayrıldığı gibi; tehlikeli madde taşımacılığında da her bir mod için geçerli ayrı kurallar mevcuttur. Radyoaktif maddeler dışındaki tüm tehlikeli maddelerin taşınması için geliştirilen tanımlanmış prosedürler Birleşmiş Milletler Uzmanlar Komitesi (The UN Committee of Experts CoE) tarafından Recommendations on the Transport of Dangerous Goods, Model Regulations adlı bir kitapta yayınlanmıştır. Radyoaktif maddelerin taşınmaları için önerilen prosedürler Uluslararası Atom Enerji Kurumu (The International Atomic Energy Agency) tarafından geliştirilmektedir. Bu prosedürler Regulations for the Safe Transport of Radioactive Material ( (IAEA TS-R-1) adlı kitapta toplanmıştır. Havayolu taşımacılığı için IATA, ICAO Yönetmeliği altında çalışan bütün ülkeler ve IATA Yönetmeliği altında çalışan bütün havayolları için uygulanabilir. 32 UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Erkeskin Freight Forwarder ve Taşıma İşleri Organizatörlüğü, UTİKAD Genel Müdürü Cavit UĞUR-ABD Ulusal Kargo Bürosunun çalışma prensipleri, UTİKAD danışmanı Murat Erdal-Küresel Lojistik ve Tedarik Zincirleri, UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kosta Sandalcı- Uluslararası Taşımacılık Konvansiyonları, Gökbil Genel Müdürü ve UTİKAD üyesi Kaan Kulga Gökbil- Kimyasal Taşımacılığı, 3A DGR ilgilisi Aras Atak - Lojistikte IMDG Kod Uygulamaları, Borusan Lojistik temsilcisi ve UTİKAD üyesi Serkan Çelik - Otomotiv Taşımacılığı, Astra Lojistik Temsilcisi Ahmet Nedanlı Astra ve UTİKAD Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Hacer Uyarlar, Demiryolu Lojistiği ve Altyapısı konularında sunum yaptı. Aşağıda, eğitim seminerinde Aras Atak tarafından sunulan Tehlikeli Madde Taşımacılığı ve Doç.Dr. Murat Erdal tarafından sunulan Tedarik Zinciri Yönetimi konulu çalışmaların özetine yer verilmiştir. Tehlikeli Madde Taşımacılığı Taşıma esnasında sağlığa, güvenliğe ve çevreye zarar verme riski taşıyan, Tehlikeli Madde Kuralları kitabının ilgili listesinde tanımlanmış veya kurallara göre sınıflandırılmış maddelere tehlikeli maddeler adı verilir. Buna göre patlayıcılar, gazlar, yanıcı sıvılar, yanıcı katı maddeler; parlayıcı maddeler; su veya yanıcı gazlarla temas halinde yanan maddeler, oksitlenen maddeler; organik peroksitler, zehirli ve bulaşıcı maddeler, radyoaktif maddeler, pas yapıcı, aşındırıcı maddeler tehlikeli madde sınıfına girmektedir. Tehlikeli maddelerin yüklenmesi, boşaltılması ve taşınmaları sırasında trafik güvenliğini sağlamak üzere bunları taşıtan ve taşıyanların Karayolu taşımacılığı için ADR, yasalarında ADR konvansiyonunu kabul etmiş olan bütün ülkelerde uygulanabilir. Ayrıca Avrupa da tehlikeli maddeler taşımacılığı hakkında yapılmış olan AB yönergelerine uyulması gerekmektedir. Demiryolu taşımacılığı için, COTIF (Uluslararası Demiryolu Taşımalarına İlişkin Sözleşme) kapsamında RID (Tehlikeli Eşyaların Demiryolu ile Uluslararası Taşınması Hakkında Düzenleme) kuralları esas alınmaktadır. Deniz yolu taşımacılığı için, Denizde Can Güvenliği Konferansına (SOLAS) konvansiyonuna dayanarak IMDG kodu (International Maritime Dangerous Goods) geliştirilmiştir. Tehlikeli maddeler genel felsefesine göre, paketler mutlak bir bileşendir ve Birleşmiş Milletler onayı paketlerde olması gerekli üretim ve kullanım standardıdır. Bu tür paketler BM onaylı test kuruluşlarınca sertifikalandırılır. Paketler, araçtan düşme, yığma, paketlerin istiflenmesi gibi durumlara dayanabilecek şekilde üretilip, tasarlanmalı, düşme, istifleme, sızıntıya dayanıklılık, basınç ve hidrolik testlerinden geçirilmelidir. Paketler taşıma esnasında, taşınan araçlar ve depolar arasında yapılacak yükleme-boşaltma işlemlerinde normal olarak karşılaşılan çarpmalara, vurmalara ve istiflemelere karşı dayanıklı olmalı, titreşim, ısı, nem veya basınç değişimlerden dolayı taşıdıkları maddelerde herhangi kayıp ve sızmayı önleyecek şekilde yapılmalı ve kapatılmalıdır. Tehlikeli madde gönderilerinde aşağıdaki unsurlara dikkat edilmelidir. Bu işlemler gerektiği gibi uygulanıp, kurallara uyulduğu takdirde hiçbir problem ile karşılaşılmaz: Tehlikeli maddenin tanımlanması, sınıflandırılması ve doğru beyanı MSDS (Material Safety Data Sheet - Güvenlik Bilgi Formları) ile mümkündür. Güvenlik Bilgi Formları yasal bir sorumluluk olmakla birlikte, ürün hakkında son kullanıcılarına iş sağlığı ve güvenliği, kimyasalların yönetimi ve çevre ile ilgili önemli bilgiler de sağlar. Kullanılacak taşımacılık türüne (havayolu, karayolu, denizyolu, demiryolu) göre uygun ambalaj limitleri belirlenmelidir. 35

19 Uygun ambalaj seçimi yapılmalı, gönderiler kurallara uygun paketlenmeli, etiketlenmeli ve işaretlenmelidir. entegrasyonunu (yeni ürün geliştirme, pazarlama, operasyon, dağıtım, finans, ve müşteri hizmeti) içermektedir. 36 Tehlikeli madde beyan formları eksiksiz ve hatasız doldurulmalıdır. Tehlikeli madde taşımacılığında mevcut koşulların iyileştirilmesi için aşağıdaki maddeler önerilmektedir: Tehlikeli Madde Taşımacılığında, koordinasyon ve yetki karmaşasını önleyecek hükümlerin mevzuatta yer alması sağlanmalıdır tarihli Tehlikeli Eşyanın Ticaret Gemileri ile Taşınması Hakkında Tüzük yeniden yapılandırılarak, liman uygulamaları da dahil tehlikeli maddelerin deniz yoluyla taşınmasına ilişkin kapsamlı bir hale dönüştürülmelidir. IMDG ve diğer kodların uygulanması ve denetimi ile ilgili makamlar açıkça belirlenmelidir. Tehlikeli Maddelerin denetimi konusunda görev ve sorumluluklar ile usul ve esaslar eklenmeli ve Limanlarda IMDG Kod uygulamaları ile ilgili rastgele denetimler yapılmalı, bu konuda Denizcilik Müsteşarlığı ve taşra teşkilatının ilgili yetkilendirilmiş denetim mekanizması ile tam uyum içerisinde çalışabilecek şartlar oluşturulmalı Tehlikeli Madde Taşımacılığında ulaştırma modları arasında koordinasyon eksikliği sorunu çözülmelidir. Tedarik Zinciri Yönetimi Tedarik Zinciri Yönetimi (Supply Chain Management) nihai kullanıcıların ihtiyaçlarını tatmin etmek için, satış, üretim, envanter yönetimi, malzeme temini, dağıtım, müşteri gibi tedarik zinciri süreçlerinin tasarımı, operasyonu ve sürdürülmesidir. Bu yönetim stratejisi, 1950 lerde hakim olan, minimum ürün ve süreç esnekliğine sahip geleneksel kitle tipi imalat anlayışının, 1990 larla birlikte müşteri ve verimlilik odaklı anlayışa dönüşmesi ile gelişmeye başlamıştır. Pazarın küreselleştiği günümüzde farklı pazarlarda, farklı ve değişken müşteri isteklerine cevap verebilmek için organizasyonların stratejik yapılanmalarının müşteri odaklı ve uluslararası rekabete açık olması zorunlu hale gelmiştir. Bu zorunluluğun sonucu olarak gelişen tedarik zinciri yönetimi, tedarikçiden müşteriye doğru uzanan ürün, hizmet, bilgi ve kaynak akışıdır. Tedarik zincirinde ürün akışı tedarikçi, üretici, distribütor, perakendeci, müşteri zinciri içerisinde tek yönlü olarak tedarikçiden müşteriye doğru iken, para ve talep akışı tam tersi şekilde müşteriden tedarikçiye doğrudur. Bilgi akışının ise, tedarikçi ve müşteri arasında çift yönlü olarak hareket etme özelliği bulunmaktadır. Tedarik zinciri yönetiminde, arz ve tedarik yönetiminin uyumlandırılması temel önceliktir. Arz yönetimi olarak adlandırılan kavram içerisinde kaynak ve stratejilerin belirlenmesi, üretilmesi gereken ürün miktarı ve zamanlaması ile tedarikçilerin tespiti, satın alma faaliyetleri, ortak proje ve işbirliği anlaşmaları eşzamanlı olarak planlanmaktadır. Bunun yanı sıra tedarik zinciri yönetimi, alıcıları memnun etmek için gerçekleştirilen tüm yönetim faaliyetlerini kapsamaktadır, tahminleme, satınalma, kaynak kullanımı, üretim planlama, akış ve süreç yönetimi, pazarlama, satış sonrası destek, hizmet, lojistik ve dolaylı olarak finans ve insan kaynakları yönetimi de dahil olmak üzere işletme bütününü ilgilendirmektedir. Tedarik zinciri, müşteri taleplerinin karşılanmasında doğrudan ve dolaylı olarak tüm tarafların katılımını gerektirir. Tedarik zinciri içerisinde sadece, üretici ve tedarikçi etkileşimi değil, taşıyıcılar, depolar, perakendeciler ve müşterilerin yani tüm paydaşların katkısı bulunmaktadır ve her aşama, ürün, bilgi ve para akışı ile birbirine bağlıdır. Bu yönetim stratejisi tüm işletme fonksiyonlarının Nihai kullanıcıların gereksinimlerinin tatmin edilmesi üzerine kurulu olan tedarik zinciri yönetimi günümüz rekabet koşullarında tek başına ürünün yeterli olmaması gerçeğinden hareketle doğmuş bir anlayıştır. Günümüzde ürünün/hizmetin temel faydasına odaklı öz ürün anlayışı yerini ambalaj, marka, kalite gibi unsurların yanı sıra teslim, montaj, garanti ve satış sonrası hizmet gibi süreçleri de kapsayan genişletilmiş ürün anlayışına bırakmıştır. Tedarik Zinciri Yönetimi İle İlgili Trendler İşletmeler açısından önemi gün geçtikçe daha çok ortaya çıkan Tedarik Zinciri Yönetimi ile ilgili trendler aşağıda özetlenmektedir: Tedarik zinciri, şirketin rekabet stratejisi ile doğrudan ilgilidir. Doğru uygulandığında yeni bir rekabet avantajı sağlayabilecek bir yönetim stratejisidir. Günümüzün değişen rekabet ortamında uluslararası pazarlarda şirketler değil; tedarik zincirleri rekabet etmektedir. Tedarik zinciri rekabeti, katma değerli bilgi değişimi üzerine kurulmuştur ve zincir oyuncuları arasındaki ortak stratejinin kararlılıkla sürdürümesini gerektirir. GENİŞLETİLMİŞ ÜRÜN TESLİM VE KREDİ SOMUT ÜRÜN MARKA KALİTE MONTAJ AMBALAJ ÖZ ÜRÜN TEMEL FAYDA veya HİZMET GARANTİ AKSESUAR Tedarik zinciri ortakları arasındaki işbirliği, maliyetin azaltılması ve yeni katma değerlerin yaratılmasını da mümkün kılmaktadır. Üretici sevkiyat ve yönetiminden, perakendeci sevkiyat ve yönetimine geçiş ağırlık kazanmaktadır. İtme ve çekme sistemleri tedarik zincirindeki her sürecin müşterinin talebine göre ne zaman başlayacağı ile ilişkili kavramlardır. Çekme süreçleri müşteri siparişine yanıt olarak başlatılan süreçlerdir ve dolayısıyla bu süreçte müşteri talebinin ne kadar olduğu bilinmektedir. İtme süreçleri ise, müşteri siparişi beklentisi ile başlatılan süreçler olduğundan, müşteri talebi kesin olarak bilinememekte ancak tahmin edilebilmektedir. Tedarik Zinciri Yönetiminde itme sistemi (push system) anlayışı, yerini çekme sistemi (pull system) anlayışına bırakmaktadır. Teknolojinin hızla gelişimine paralel olarak işletmeler açısından yeni yönetim tekniklerinin gelişmesi kaçınılmaz hale gelmektedir. Yeni dönemin ağır rekabet koşullarında, eski yönetim alışkanlıklarını revize edebilen firmalar ayakta kalabilmektedir. Müşterilerin giderek daha fazla bilinçlendiği, istek ve beklentilerinin arttığı, işletmeler arasında fark yaratma yarışının güçlendiği bir ortamda, kendi sınırları içinde kalarak yapabilecekler sınırlıdır. Bu nedenle önümüzdeki dönemlerde de müşteri ve tedarikçiler arasındaki temel iş süreçleri zincirini iyi yönetebilen işletmeler pazardaki yerlerini sağlamlaştırabilecek, kaynakları ve pazarı optimum düzeyde kullanabileceklerdir. STİL SATIŞ SONRASI HİZMET Eğer bir fare kediye gülüyorsa, yakınlarda bir delik var demektir. Nijerya Atasözü Büyük insanların idealleri, sıradan insanlarınsa hevesleri vardır. Washington Irvıng Gökte ararken yerde bulduğum olmadı hiç. Ama yerde bulup da göklere çıkarmışlığım çoktur. Murathan Mungan En usta kimse, bir zamanlar en çok yanlışı yapan kimsedir. Can Dündar Başarının sırrını bilmiyorum ama başarısızlığın yolu herkesi memnun etmeye çalışmaktan geçer. Bill Cosby Baktın hayatın tadını çıkaramıyorsun; tadını kaçıranı, hayatından çıkar. Bob Marley Paul ün Peter hakkında söyledikleri, Peter den çok Paul ü tanımamızı sağlar. Spinoza DENIZ FENERI Eğer elinizde kazanacak kâğıtlar varsa oyunu dürüst oynarsınız. Oscar Wilde Gerçekleri güneşe benzetirler, doğrudur. Gözlerimizi yaralar korkusu ile çok kez bakamayız. Cenap Şahabettin Başarısızlık, daha zekice başlama fırsatından başka bir şey değildir. Henry Ford Bir edepsizle asla tartışmaya girmeyin. Seviyenize çıkamaz. İnmek zorunda kalacağınız seviyede de büyük deneyim sahibidir. Kaybedersiniz. Anonim Kendini boşuna harcamış olur insan, dilediğine ulaşıp da sevinç duymazsa, Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi, yıkmakla kazandığın yapmacık bir mutluluksa. Shakespeare / Kral Lear dan MURPHY KANUNLARI ndan Seçmeler Çözülen her problem yeni problemler yaratır. Tabiat ana daima hatanın yanındadır. Tecrübe ihtiyacınız geçtikten sonra edinilir. Başarı daima yalnızken, başarısızlık ise herkesin içinde vuku bulur. Borç alabilmek için önce ona ihtiyacının olmadığını kanıtlaman gerekir. Konuşmanızda bir yanlış yapana kadar kimse sizi dinlemiyordur. Bozuk bir alet tamire geldiğinde çalışır. Yere düşen her şey ulaşılması en zor köşeye yuvarlanır. Yanlış numara hiç meşgul çalmaz. Düşürdüğün ekmeğin yağlı yüzünün halıya gelme olasılığı, halının yeniliğiyle doğru orantılıdır. Hayattaki en güzel şeyler: Ya kanun dışı, ya ahlak dışı ya da şişmanlatıcıdır. Sıkışık trafikte şerit değiştirdiğinde, terk ettiğin şerit daha hızlı akmaya başlar. Murphy Kimdir? Edward Murphy ABD Hava Kuvvetlerinde roketler üzerine deney yapan bir mühendistir yılında insan bedeninin en fazla ne kadar ivmeye dayanabileceğini test etmek üzere geliştirilen bir deney sırasında pilot üzerine 16 adet sensör bağlanması gerekir. Sensör sadece 2 şekilde takılabilmektedir ancak görevlilerden biri 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı başarır. Çok pahalı olan deney başarısızlığa uğrayınca Murphy çok öfkelenerek, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıklar. Murphy Kanunları nın temeli Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir sözüne dayanır. Bir kaç ay içinde Murphy nin Kanunları mühendislik alanında çalışanlar arasında yayılır, gazete ve dergilerde basılır ve 1958 yılında Webster in sözlüğüne girer. Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy Kanunu adı altında listeye ekler, kurallar anonim bir hal alır. 37

20 2011 Gündüz Artan Arşivinden Bir Düş Müydü O Mersin Berber Faris in Tavan Yelpazesi Yaz Mevsimi daha bir sıcaktı o yıllarda. Ozon delinmemişti ama fırın ağzı gibi yakar kavururdu. Sadece Berber Faris in dükkanı serindi. Silifke Caddesi nde Gazipaşa İlkokulunun karşı sırasında idi Berber Faris in dükkanı. Berber koltuğunun tam üstünde tavana tutulmuş büyücek bir mukavvanın ucuna bağlanan ipi, çırak salladıkça tatlı bir serinlik verirdi. Çırağın görevi bu. Müşteri gelince, bir de eyyam buhur günlerinde usta için sabahtan akşama. Biraz aksatınca ensesinde ustanın şaplağı. Başka dükkanlarda kan-ter içinde bunalmaktansa Berber Faris in müşterileri pek çoktu. Koltuğa oturan hiç bitmesin isterdi traş faslının. Temsili resimlerde firavunların uzun saplı büyük yelpazelerle serinletildiği gösterilir ya, Berber Faris in tavan yelpazesi daha ileri bir teknolojidir ve tavan vantilatörünün atasıdır. Habersiz Kalmayın Ali Debbağ ın Dişlerini Çaldılar günü Kiremithane Mahallesinden, Susurluk Hamamı müsteciri Ali Debbağ, Mahmudiye Mahallesindeki caminin yüz numarasına girerken ceketini dışarıya asıp çıktığında cebinde bulunan 20 lira para, bir ufak çakı bıçağı, bir mendil ve beş adet takma diş çalınmış olduğundan failleri hakkında şiddetli tatbikat taharriyat yapılmaktadır. (Yeni Mersin, 7 Şubat 1952) Mersin İçin Yazılanlar Hayalimiz gitsin tersine, biz gidelim Mersin e. Fakat ah yerimiz kalmadı ki. Mersin bu. Öyle iki sütunun içine hangi güzelliği sığıştırabilirsiniz? Yeni Halkevi ni mi, eski Kız Kalesi ni mi? Mamur Mersin i bırakıp meşhur Viranşehir e mi gideceksiniz? Mersin e sadece Viranşehir in yıkık sütunları ötesindeki deniz kıyısında Şubat ayında bile yıkanacak kadar ılık ve mahrem denizi görmek için gidilse yeridir. Kum şu saatte bile sıcak ve sokulgan, belki bütün bir yaz, tek bir ayak değmeden sizi beklemektedir. Behçet Kemal Çağlar (Şadırvan Dergisi, 7 Ekim 1949) 39