YENİ BİR HAYAT İÇİN Tiyatro Boğaziçi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YENİ BİR HAYAT İÇİN Tiyatro Boğaziçi"

Transkript

1 YENİ BİR HAYAT İÇİN Tiyatro Boğaziçi

2 (Üst kattan parti müziği ve kahkaha sesleri gelirken, Selim Özben bir koltuğa yığılmış oturmaktadır.) Eğleniyorlar müthiş eğleniyorlar çılgınlar gibi Kimse onların neşesini kaçıramaz. Yiyorlar, içiyorlar, dans ediyorlar, trencilik oynuyorlar, pastadan tavşan kız çıkarıyorlar, tabak kırıyorlar, ceket yakıyorlar, toplu seks yapıyorlar. Eee, bu memlekette birilerinin de bu işleri yapması lazım. Bu görev de onlara düşmüş. Eğlenin siz eğlenin Hayatın tadını çıkarın Hayat güzel! Beni dert etmenize gerek yok. Komşunuz ne haldedir, aç mıdır açıkta mıdır, bir lokma ekmeğe, şefkat dolu bir dokunuşa muhtaç mıdır değil midir, dert etmeyin hiç... Ulan eli silahlı bir adam komşunuzu soyuyor, sizin ruhunuz bile duymuyor. (Seyircilere) Evet soyuldum. Siz gelmeden biraz önce. Gitti paralar Tam 450 bin dolar. Bugünkü kurla yaklaşık türk lirası. Elimi biraz daha çabuk tutsam, ne bileyim ben, şu kazakları da bavula koyayım falan demesem mesela, bu felaket başıma gelmeyecekti, siz de benim gevezeliklerime katlanmaktan kurtulacaktınız, ama artık çok geç. Yaklaşık on beş dakika önce, bavulum hazır, pasaportum ve uçak biletim cebimde, içinde $ bulunan bir bond çanta elimde, tam siktir olup gidecekken buralardan, hikayemizin kötü adamı Tatar Esat şu kapıdan içeri girdi. Oğlum nerde paralar? Hangi paralar ağbi? Oğlum salak salak konuşup benim asabımı bozma. Sökül paraları! Aman Esat ağbi sinirlenme, paraların hepsini verdim ben sana. Hatırlamıyor musun? Ben her şeyi hatırlıyorum da sen bunadın galiba. Belki bu sana benim kim olduğumu hatırlatır. (Esat silahını çıkarır, Selim in burnuna dayar). Aramızda geçen bu samimi diyalogtan da anlayacağınız gibi tanıdığım birisi tarafından soyuldum. Esat Ağbi yi çocukluğumdan beri tanırım. Dayının hatırı olmasa, şuracıkta leşini yere sererdim senin. Esat Ağbi, rahmetli dayımın ortağı. Birlikte yıllarca yabancı içki ve sigara kaçakçılığı yapmışlar, ithalat yasağının kalkmasıyla, bunların işleri de kesatlaşmış. Aslında böyle göründüğüne bakmayın, pırlanta gibi bir insandır. Oturmasını kalkmasını, yemesini içmesini bilir. E, yedirmesini içirmesini de bilir. Hoş sohbettir, meclis adamıdır, kalenderdir. İşte bu güzel insan, bu Tatar Esat içinde $ bulunan bond çantayı aldı ve ardına bakmadan şu 1

3 kapıdan çıktı, gitti. Onunla birlikte yeni bir hayat kurma hayallerim de sona erdi. Oysa ben neler düşlemiştim. Hayatımda yeni, bembeyaz bir sayfa açacaktım, geçmişe bir sünger çekip her şeye yeniden başlayacaktım, sıfırdan... yeni bir insan olacaktım En iyisi ben size hikayeyi baştan anlatayım. Ama derdimin ne olduğunu daha iyi anlayabilmeniz için önce biraz kendimden bahsetmek istiyorum size. Adım Selim, Selim Özben. Otuzbeş yaşındayım. Yani yolun yarısında. Yirmi yaşımdayken kendi kendime bir karar vermiştim. Otuzbeş yaşıma geldiğimde herhangi bir alanda meşhur, başarılı bir insan olmamışsam intihar edecektim. Gençken insan, hayatının değerini pek bilemiyor. Yine de bu karar yıllarca aklımdan hiç çıkmadı ve her yaşgünümde belki gelecek bahara umuduyla kendimi teselli ettim. Ve o meşum bahar geldi çattı. Artık otuzbeş yaşındaydım ve bir bok değildim. Karımdan ayrılmıştım, işimden nefret ediyordum. Sizin anlayacağınız intihar etmeye son derece müsait bir durumdaydım. Ama etmedim. Doğumgünümde mükellef bir sofra donattım kendime. Yedim, içtim ve düşündüm ben kimim, neyim, neciyim, neyin peşindeyim? İşte sonuç: Orta yaşlıydım, orta sınıftım, orta yolcuydum, orta direktim, orta kademe yöneticiydim, orta boyluydum, orta kiloluydum, orta halli bir ailenin ortanca çocuğuydum, ortada kalmıştım, ortalarda dolanıyordum, orta katta oturuyordum, otoyolda orta şeritten gidiyordum, orta şekerli kahve seviyordum, gol atmaktan değil orta yapmaktan hoşlanıyordum, ortada sandıktım, ortada sıçandım Ortaydım, ortalamaydım, vasattım, sıradandım, herhangi biriydim, aleladeydim, normaldim, aradereydim, ne sıcak ne soğuk, ılığın tekiydim. Gazetelerin pazar ilavelerindeki psikolojik testlerde hep normal tip insan çıkıyordum. Bu böyle devam edemezdi. Buna bir son vermenin zamanı gelmişti. Çalıştığım plazanın teras katına çıktım. Sigara içmemize ve intihar etmemize müsaade edilen tek yer orasıydı. (Selim masanın üstüne çıkar, aşağıya bakınca korkuya kapılır. Plaza nın terasında rastladığı yanında çalışan Recep le konuşur A, merhaba Recep, n aber? Sigaran var mı? Bizim plaza da bayağı yüksekmiş ha. Hadi ben iniyorum, sen de fazla oyalanma işinin başına dön. Selim inerken aşağıya düşecekmiş gibi olur. Recep in de yardımıyla kurtulur. Recebimmm!!! Çok teşekkür ederim... Yoo, ben iyiyim... iyiyim. Kendim inebiliri..., inebilirim... teşekkürler. Selim masadan iner.) Hayır, intihar etmedim. Etmedim ama eski hayatıma bir nokta koydum. Artık yeni bir hayat beni bekliyordu. Ve bu yeni hayatımda yepyeni bir insan olacaktım, yepyeni bir dünya kuracaktım kendime. Bunun için bir takım denemelerde bulundum. Birkaç aydır türlü yollara başvurdum. Tam anlamıyla istediğim gibi bir yeni hayat kuramadığımı itiraf etmeliyim. Ama 2

4 tam son hamleyi yapacaktım ki, tam bu hayattan kurtulacaktım ki biraz önce bahsettiğim felaket geldi başıma... Evet kurtulacaktım. Yaşadığım şehirden, işimden, dostlarımdan, dost görünenlerimden, sıkıntılarımdan, bunalımlarımdan, kuruntularımdan, oturduğum bu evden, herbiri bana geçmişi hatırlatan bu eşyalardan kurtulacaktım. Zaten bir kısmından kurtuldum. Kapıcıya verdim. Bunlar salon takımına uymuyormuş, onun için bende kaldı. Bir masa, birkaç sandalye, bir sehpa ve bu sandık. Bu benim deprem sandığım. AKUT un tavsiyelerine uyarak, evde bulunan, okumadığım, lüzumsuz kitapları alıp... yani evde bulunan bütün kitapları alıp sandığın içine doldurdum. Etrafını da kalın halatlarla sardım. Herhangi bir deprem anında hemen yanına yatıp cenin pozisyonu almam gerekiyor. Böylece enkaz altında kalsam bile burada oluşacak yaşam üçgeninde bir süre daha yaşamımı sürdürebileceğim. Bunun provalarını bile yaptım. Mesela uyuyorum diyelim... (Selim saatini alır ve uyuyormuş gibi yapar. Ardından sallanmaya başlar ve bu sahne boyunca sürekli sallanarak dolaşır. Eyvah deprem oluyor, bir an önce yaşam üçgenime koşmam lazım. Sarsıla sarsıla sandığa doğru gider. Suyumu almadan nereye gidiyorum. Suyunu alır. Hacı Muhittin den aldığım şekerlemeler! Şekerlemeleri de alır. Malatya Pazarı ndan aldığım kayısı kuruları! Aşağıda ne yiyip, ne içeceğiz, öyle değil mi? Gider kayısı kurularını da alır. En sonunda sandığın yanına yatar.) 45 saniye Geberdim! Hiç şansım yok! Aslında bu sandığın beni koruyacağı da şüpheli. Evdeki bütün kitapları doldurmama rağmen yine de dolmadı. Siz nasıl dolduruyorsunuz anlamadım. Gazetenin kupon karşılığı verdiği meydan larus ları içine koydum, kolon gibi, dolmadı. Üniversitedeyken taksitle satın aldığım edebiyat klasiklerini koydum. Dostoyevski, Karamazov Kardeşler, dört cilt; Şolohov, Durgun Akardı Don dört cilt; Balzac! Toplu eserleri! Yine de dolmadı. Ben de kitapçıları dolaşmaya başladım. Güven duyabileceğim bir kitap arıyordum. Sonunda Vedat Türkali imdadıma yetişti: Güven! Biriket gibi iki cilt. Aldım, onları da koydum. Yine de dolmadı. Bu durumda ben de deprem sandığımı yaparken malzemeden çalmak zorunda kaldım. Yani araya başka şeyler de sıkıştırdım. Eski ceketler, bir battaniye, bir davul tokmağı -üniversitedeyken folklörcüydüm de-, fotoğraf albümleri, bak bu mantıklı, bunlar olur, ha kitap ha fotoğraf albümü Bakalım neler varmış bunun içinde Sandığın içinden fotoğraf albümlerini çıkarıp bakmaya başlar. Dayımın çocukluk fotoğrafı, şerif kostümüyle, elde oyuncak altıpatlar, başında kovboy şapkası. Daha sonra kaçakçı oldu. Çizgili borsalino pantolonlar giyerdi, uzun beyaz kaşkol ve fötr şapka takardı. (Sayfayı çevirir) Amcamların ilk televizyonu aldıkları gün çektirdikleri fotoğraf. Nordmende! Amcam sanki kendi icadıymış gibi kolunu televizyonun üstüne 3

5 koymuş. Yengem de her başarılı erkeğin ardındaki kadın pozunda. (Sayfayı çevirir) Sünnet fotoğrafları. Nasıl acıdı bilemezsiniz. Tabi, bizim zamanımızda şimdiki gibi bilimsel yöntemler yoktu, fenni sünnetçiler vardı... (Sayfayı çevirir, müzik girer.) İşte gerçek mutluluğun fotoğrafı. Bir piknik yerindeyiz birkaç aile çoluk çocuk donatılmış bir sofra, mangalda dumanı tüten köfteler, piknik tüpte demlenen çay, naylon toplar, haşlanmış yumurtalar, söğüş domates, biber, salatalık, açılır kapanır sandalyeler ve tavla. Mutlu olmak için daha başka neye ihtiyacı olabilir ki insanın. Köfteleri annem yapardı, mangal işleri babama aitti, Ferruh amca sabahtan akşama kadar ancak birkaç tane domates doğrayabilirdi, biraz eli ağırdı. Nurhan teyzenin yaprak sarmalarına diyecek yoktu, parmaklarınızı yerdiniz. Biz çocuklarsa ağaçlar arasında futbol oynardık. Tek kale maç! Hadi oğlum, ortaları ben yapıyorum siz kafaya çıkın! Köfte kokuları etrafı sarınca mangal başına üşüşür, ekmek arası köfte yapardık. Baba bana bir köfte daha koysana. Bir de Muhittin Amca vardı. Bir kenarda hayallere dalıp sigara içmediği zamanlarda, hep bizimle oynardı, çocuk ruhlu bir adamdı. Genç yaştayken karısını kaybetmişti. Patateslere geçirdiği dal parçalarıyla su değirmenleri yapardı. Biz de dere kenarına koşar, o su değirmenleriyle oynardık! (Dere kenarına koşar. Su değirmeniyle oynarken Belkıs Abla yı görür. Hayalindeki Belkıs Abla ile konuşur) Patates Muhittin Amca yaptı Su akınca dönüyor. (Belkıs Abla gider, onun ardından bakakalır.) Belkıs Abla. Çocukluk aşkım. Büyüyünce hep Belkıs Abla yla evleneceğimi düşünürdüm ama o bir trafik polisiyle evlendi. İğrenç bir adamdı, kaba, odun gibi biri, öküzün tekiydi ya da bana öyle geliyordu. Bir keresinde hain emellerle, Belkıs Abla nın kucağına oturmak istediğimde, enseme bir tane şaplak indirmişti. Ama intikamım korkunç olacaktı... Günlerden bir gün bizim sokaktaki o koca apartman inşaatı için yığılan kum tepesinde üç arkadaş arbede halindeydik. Ben altı milyon dolarlık adam rolünde, falkonetti rolündeki ayı ismail den dünyayı kurtarmaya çalışırken, çingene rıza da fonda görevimiz tehlike nin müziği eşliğinde bize tempo tutuyordu. Bana bir şey yapamazsın oğlum, ben biyoniğim! Bir anda Ayı İsmail in postalı suratımda patladı. Postalın altındaki kumlar gözlerimin içine dolmuştu. Dünyam kararmıştı. Kör oldummm! Ağladığım zaman iğrenç bir çocuk olurdum. Hayvan herif, kör ettin gözlerimi! Çingene rıza nın ritimleri giderek uzaklaşıyordu rıntı tın tın tın rın tı tın tın tın tın. Oğlum çingen, nereye gidiyorsunuz? Ulan ayı ismail, seni babana söyleyeceğim oğlum. Sonunda el yordamıyla evimizi buldum ve zilimizi çaldım. Bu bizim zilimiz değil, bizim zilimiz fiyuv fiyuv diye çalardı. Anneeee! Gittiii, oğlumun badem gibi gözleri gitti! Annemin feryatlarına Hayrinüsa teyze yetişti. Bu çocuğun gözüne süt damlatmak lazım... ama öyle herhangi bir süt olmaz, taze olmalı, anne sütü olmalı. Anne 4

6 sütü mü?! Nasıl yani? Beni apar topar Belkıs ablaların evine taşıdılar. Belkıs Abla evleneli bir yıl olmuştu ve yeni doğum yapmıştı. Annemle beraber bir odaya geçip beklemeye başladık. Ve biraz sonra o geldi. Belkıs abla. Onu lavanta kokusundan tanımıştım. Odaya girince mahçup bir ifadeyle kıkırdadı. Gömleğinin düğmelerini ve sütyeninin kopçasını açtı. Ve sütünü gözüme damlattı. Süt gerçekten de kumları kenara itmiş olacak ki ortalığı hayal meyal de olsa görmeye başlamıştım. Evet görüyorum, onları görüyorum. Görüyorum! Yani göremiyorum biraz daha damlatır mısınız? Çok teşekkür ederim Belkıs Abla. Muck. Şırrak! Anne! Attığın bu tokatın ilerideki cinsel yaşamımda yaratacağı psikolojik etkiyi düşündün mü hiç? Belki o tokatı atmasaydın karımla cinsel yaşantım daha sağlıklı olacaktı ve biz ayrılmayacaktık. Yalan söyledim. Bununla hiçbir ilgisi yok. Yedi yıllık bir evlilikten sonra karım beni terketti. Neden mi? Çünkü onu aldattım. Çok mu garip? Siz hiç yapmadınız mı? Tuhaf! Her sıradan erkek gibi ben de küçük bir kaçamak yaptım. Ama ardından çok büyük vicdan azabı çekmeye başladım. Ülserim azdı. Dünyam karardı. Yemeden içmeden kesildim. Tamam, abarttım. Bunların hiçbiri olmadı. Yalnızca bir parça pişmanlık duygusu ve biraz da basılma korkusu. Neyse, bir gece karımla beraber bir iş yemeğine gideceğiz -iş yemeklerinden nefret ediyorum! Karım makyajıyla uğraşıyor, ben de televizyonda bir türk filmi seyrediyordum. Eskilerden kalma bir film... Bir Türk filmi...adam karısını aldatıyor, ama bunu ona itiraf edemediği için türlü çeşitli başka yalanlar söylüyor. Olaylar öyle gelişiyor ki birbirlerinden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Aradan yıllar geçtikten sonra yeniden biraraya geliyorlar ve kadın adamı affediyor. Ama artık ikisi de yaşlanmışlardır. Ölümü bekleyen ak saçlı birer ihtiyardırlar artık. Oysa adamın bütün yapması gereken, yaptığı küçük kaçamağı itiraf etmesiydi. Küçük bir itiraf ve sevgi dolu bir affediş. Gerçek bir sevgi böyle küçük bir kaçamakla yıkılacak değil ya. (Aklına parlak bir fikir gelir). Hemen kendime bir içki dolduruyorum ve bir yudumda kafaya dikiyorum. Kendimi tam olarak hazır hissedince de intihar dalışını yapıyorum. Sana açıklamam gereken bir şey var Nedir? Teşekkür ederim, çok teşvik edici oldun. Ben burada hayati bir itirafta bulunmak istiyorum, en samimi duygularımla sana açılmak, seni nasıl aldattığımı, nasıl başka bir kadınla düzüştüğümü açıklamak istiyorum, senin tavrına bak. Nedir? Elinin körü! Bari bir içki daha alayım. Bir içki daha doldurup onu da kafaya dikiyorum. Ben bunları yaparken karım hala makyajını yapmaya devam ediyor. Ya, demek öyle. Al o zaman! Şey Şey bir şey Şeyle ilgili Hani üç hafta önce şeye gitmiştim ya şey gezisine iş Hani bizim şey departmanındaki finans şey hanım var ya ismi lazım değil... işte onunla Bir gece otelde... yedik... içtik Şeydim ama Fena halde 5

7 şeydim sarhoştum Sonra ben şeyettim Yani beraber şeyettik. Bunu sana nasıl şaapıcağımı şeyedemiyorum. Oh be sonunda her şeyi açıkça itiraf ettim. Bitti! Yarın gelir eşyalarımı alırım. Bitti! Bitti!? Bitti dedi ve gitti! Hepsi bu kadar! Oysa ben çok farklı şeyler düşünmüştüm: Ben bunu sana nasıl şaapıcağımı şeyedemiyorum dedikten sonra, Domuz! Sen bir hayvansın! Ne desen haklısın. İnan kendimden tiksiniyorum. Beni hala sevdiğini sanıyordum. Bunun sevgiyle bir alakası yok güzelim. Ben seni ilk günkü gibi seviyorum. İnan bana. Bir süre ayrı kalsak iyi olur. Anlıyorum. Tabi dediğin gibi olsun. İşte aşağı yukarı böyle bir diyalog geçecekti aramızda. Aradan zaman geçip de olay soğumaya başlayınca ben ona hediyeler göndericektim. Aramız yeniden yumuşayacaktı. Tekrar biraraya gelecektik. Ve mutlu mutlu yaşamaya devam edecektik. Ama o Bitti! dedi ve gittti! Caşua Mak Menımın! Mr. Mak Menımın! Mak mak mak menımıın! Masaya oturur. Masada duran evlilik fotoğrafını görür. Alır bakar. Evlilik fotoğrafımız. Mutlu günler. Aman allahım yedi yılda ne kadar yaşlanmışım. Evlilik yıpratıyor insanı. Hele kayınpederiniz emekli bir albaysa. Damat, kızımı burda mı oturtacaksın? Evet efendim burada oturtacağım, kendisi oturamıyor ben oturtacağım, bir tane de sana oturtacağım şimdi. Oğlum, babanın yaşgününü kutlamadın, çok kırıldı. Hanfendi, birincisi ben sizin oğlunuz değilim, o kaşalot da benim babam değil. İkincisi varlığından zerre kadar hazzetmediğim birinin 65. yaşgününü kutlamak içimden gelmedi, daha doğrusu unuttum, hatta sizin varlığınızı da unutmak istiyorum ama ne mümkün. Hanfendi bizim aldığımız yatak odası takımı kaliforniya meşesinden... amerikan! Ama sizin aldığınız dolaplar, berjerler, çekyatlar kelebek mobilya, yani... yani... Hay berjerine de çekine de yatına da. Aa, bizim aldığımız misafir odası takımı da italyan mobilya. Anneciğim, sen sinirlenme, senin kalbin var, bunların önemi yok. Oğlum, babasız gördüler, üstümüze çullanıyorlar, haberin olsun. O nasıl söz hanfendi, Selim bizim de oğlumuz. Hayır hanfendi, biraz önce de söyledim, ben sizin oğlunuz falan değilim. İnsan oğluna böyle mi davranır canım? 6

8 Anne sen de zırvalamaya başladın ama, ben senin oğlunum, onların oğlu değilim. Düğünü de dandik bir salonda yaptınız zaten. Görülmüş şey değil: nişan, Fenerbahçe Orduevi nde, düğün, Kardeşler Düğün Salonu nda, yani... yani... Hay yapmaz olaydık. Düğün de nişan da yapmaz olaydık. Düğünün nesi varmış ayol, şarkıcı Semiramis i bile getirttik. Peh, ne ses vardı ne fizik, pespayenin tekiydi. Karıya asılacağım diye yapmadığın şaklabanlık kalmadı ama. Kart zampara! Zırt pırt dansözün memelerini elleyeceğim diye dekoltesine dolarları sıkıştırman da cabası. Güzeller güzeli kızımız kimlere gelin gitmiş de haberimiz yokmuş. Hay gitmez olaymış. Alın kızınızı çalın başınıza. Alın amerikan mobilyalarınız da, berjerleriniz de, çekyatlarınız da Hepsi sizin olsun! Bunları o zamanlar söylemeliydim tabi. Evlenmeden önce. Karım beni terk etmeden önce. Karımın beni terketmesinden sonra bir süre kendime gelemedim. Kendimi içkiye verdim. Kumkapı meyhanelerine, Nevizade sokağa dadandım. İnsan meyhanelerde kendine gerçek dostlar bulabiliyor. Hepsi de beni ilgiyle dinlediler. (Selim masanın yanındaki sandalyeye oturur. Karşısında biri varmış gibi sohbet etmeye başlar.) Otur ya, allaaşkına, beş dakika daha otur. Dinle bak, dinle. Karım beni terketti beyfendi. Bırakıp gitti beni! Karımı aldattım ben. Yoo, öyle erkek adamsın falan deme bana şimdi. Ben onu aldattığım için beni terketti sanıyordum ama karım meğer beni bir yıldır aldatıyormuş. Hem de bir amerikalıyla! Caşua Mak Menımın la. Üstelik onları ben tanıştırdım. Beni pezevenk durumuna düşürdüler. Bir iş yemeğinde. Löpür löpür mideye indirdiği kalkanlar ıstakozlar yetmezmiş gibi, bir de karımı ha! Ayayay... Kalkıyor musunuz, beyfendi? Kusura bakmayın sizin kafanızı da ütüledim bu akşam. Kusuruma bakmayın. Giit, sen de git, herkes gitsin, ben buradayım. Yalnızlığımla, terkedilmişliğimle buradayım. Herkes gitti yalnız kaldım meyhanede / Gözyaşlarımı içtim son peymanede... adlı şarkıyı istiyorum sayın TRT FM program yapımcılarından. Cemiill, içki getir oğlum, içki getir yaa. Hepten üvey evlat yaptın bu gece bizi ha. Sen iyi bir adamsın Cemil. Çünkü sen mutlu bir insansın. Benim için iyi insan diyorlar. Bak şmid, kime sorsan Selim Bey mi, iyi bir insandır der. Başka? Başkaaa iyidir. Başka, başka? İyidir işte, başka bir özelliği yoktur, iyi yani. 7

9 Kimseye bir zararı yoktur. Tavşan bokunun da kimseye bir zararı yoktur Cemil, ne kokar ne bulaşır. Ben mutsuz bir insanım Cemil, mutsuz insan iyi olamaz. Şu insanlara bak Cemil (bu bölümlerde Selim seyircileri gösterir), hepsi de mutlu, hepsinin bir derdi var, hepsinin bir gayesi var bu hayatta, benim hiçbir gayem yok Cemil! Şu insanlara bak Cemil, hepsi bir şeylerden kaçıyor, hepsi bir şeyleri bekliyor, hepsinin bir beklentisi var bu hayattan, benim hiçbir beklentim yok Cemil! Şu insanlara bak Cemil, hepsinin bir sevdiği var, bir dostu, bir düşmanı var, düşmanı olmayanın dostu da olmaz Cemil. Benim hiçbir dostum, hiçbir düşmanım yok Cemil! Beyfendi, ben mutsuz bir insanım, arz ederim. Bedbaht bir insanım ben han fendi, karım beni terketti. Üstelik bir Amerikan züppesine, Caşua Mak Menımın a gitti. Abilerimiz adamları denize döktü, onlar bizim karılarımızı ayartıyorlar... Yankiii go home! Ne bakıyorsunuz? Hiç mi boynuzlanmış adam görmediniz? Bakın efendim, bakın. Karımın neden hızlandırılmış İngilizce kurslarına gitmek istediğini sonradan anladım. Tabi ya, bir lisan bir sevgili iki lisan iki sevgili. Şimdi de pratiğini geliştiriyordur artık. Fuck me Çaşua! I fuck, you fuck, he/she/it fucks. I am fucked off! Off Cemil, offf. (Tekrar fotoğrafa döner.) Evlilik fotoğrafımız mutlu günler Kendimi içkiye verişim fazla uzun sürmedi, bir hafta kadar. Bir haftanın sonunda 35. yaşgünümü kutladım ve sizin de bildiğiniz gibi yeni bir hayat kurma kararı verdim. Tam o sırada hayatıma renk katan başka bir olay daha oldu. Her sabah olduğu gibi erkenden kalkmış işe gitmek üzere hazırlanıyordum. Son derece sıradan bir gündü. Bir anda telefon çaldı. Telefonun karşı tarafındaki oldukça tanıdık bir sesti: Alo oğlum, merhaba ben Esat ağbin. Nasılsın iyi misin? İyiyim ağbi, sen nasılsın? Esra da iyidir herhalde ağbi, bilmiyorum, şu aralar aramız biraz şekerrenk de Olur oğlum böyle şeyler evliliklerde. Takma kafana. Bana bak, ben evimi sattım Selim. Yapma ya, çocukken oynardık o evin bahçesinde, içim burkuldu bak şimdi Kaça sattın ağbi? 400 bin dolar mı? Gayet iyi ağbi. Efendim paralarla oynıyim mi? Nasıl yani? Bursa da ne işimiz var ağbi. 8

10 Oğlum salak salak konuşma. İstanbul menkul kıymetler bursası diyorum. Bütün vekaleti sana veriyorum. Kafana göre oyna. Bana kazık atmazsın herhalde. Bana bak, bir akşam gel de seninle beraber, bekar bekara felekten bir gece çalalım, hehehe. Bu telefon konuşmasından sonra ben de Esat ağbinin paralarıyla borsada oynamaya başladım. Borsadan anladığımdan değil. Ama allahtan aracı kurumlardan birinde bir tanıdığım vardı onun sayesinde biz de bir şeyler yapıyorduk. Alo Deniz Bey. İyi günler. Nasılsınız? Ne durumda borsa? Ooo, iyi, iyi, allah iyilik versin. Bana bak, ben NTV de Celal Pir i seyrettim Tüpraş yükselecekmiş galiba. Al al al al lot al abi. Ya şu İş-C leri satalım mı? Satmayalım mı? Peki sen bilirsin. Bildiğin gibi yap işte. Hadi görüşürüz. Üfff! Stres bastı beni ya. Bu borsa da bir iner bir çıkar kardeşim. Kendi işim yetmezmiş gibi bir de bu Esat ağbinin paraları çıktı başıma. Ben burda yeni bir hayat kurmaya çalışıyorum, uğraştığım şeylere bak. Evet yeni bir hayat kurmalıyım kendime. İyi de nasıl olucak bu iş? Mal bu işte. Yani, bu malzemeden yeni bir adam nasıl yaratacağız? Yıllarca evden işe, işten eve. Haftada bir gazete okurum -o da pazarları-, ayda bir sinemaya giderim, yılda bir tiyatroya gitmem bile. Buyrun bu malzemeden yeni bir Selim Özben yaratın. Hadi bakalım. Kapasite belli. Olmayınca olmuyor. Ölmüş eşek çomaklamakla tırısa kalkmıyor. Ben tam bu gündelik olağan kendini-aşağılama seansımı sürdürürken şirketimizin bilgisayar uzmanı, yerli malı Bill Gates Cengiz tepemde bitti. Selam. Al abi bunu. Bu CD senin hayatını değiştirecek. Hemen bilgisayarına yükle. Nedir oğlum bu? MIRC. Mırç mı? O ne ya? Chat programı. Bu programla chat odalarına girip insanlarla chatleşebiliyorsun. Bu program sayesinde hayatım değişti benim. Yepyeni bir insan oldum. Eskiden çok pısırık bir tiptim. Kızların yüzüne bile bakamazdım. Şimdi elimim sallasam ellisi. İyi de ben seni hiç manitayla görmedim Cengiz. Sen ne diyorsun ağbi, daha geçen gece dört tanesiyle beraberdim burda, ofiste yok canım, ofise kız atar mıyım hiç? Aşkolsun. Bilgisayarda Haaa, sanal ortamda. 9

11 Başkasına sanal tabii. Ya bu Cengiz çok iyi çocuktur, saf, tertemiz, pırlanta gibi bir insan. Ama biraz fazla hayalperesttir. Yani hakikaten o kızlarla çıktığına inanıyor. Nasıl yordular beni bilemezsin. Sabaha kadar pestilimi çıkardılar. Hatta onlarla yattığına bile inanıyor. Hakkaten yoruluyor çocuk. Ama bu böyle devam edemez. Birilerinin ona gerçeği söylemesi lazım. Yani böyle hiç görmediği bir insanla, hatta insanlarla çılgın aşklar yaşamasının pek sağlıklı bir şey olmadığını söylemek lazım ona. Ama ben yapamam bunu, benim mizacıma aykırı. Ama böyle kötü insanlar vardır, gerçeği bir tokat gibi vuruverirler insanın suratına, bütün hayallerinizin içine ediverirler. Siz birtakım hayaller kurarsınız, geleceğe dair birtakım planlarınız, umutlarınız vardır, onlar bir anda her şeyi berbat ederler. Mesela siz kooperatife yazılmışsınızdır, paraları tıkır tıkır ödüyorsunuzdur, bir gün gelirler: Dayı sen kafayı mı yedin, paraları kooperatife yatırıyorsun? Deprem olacak üstünüze çökecek bina, yengeyle beraber altında kalacaksınız, allah nuhafaza! Sen git o paralarla bir emlakçıya ortak ol, iki yılda bir daire iki araba çekersin altına, anam avradım olsun ki bak. Ya da siz harıl harıl üniversite sınavına çalışıyorsunuzdur, sınava girmeden bir gün önce gelirler: Kardeşim sen manyak mısın, üç senedir üniversite sınavına giriyorsun, olmuyor işte kazanamıyorsun belli, temelin zayıf, ilkokuldan başlar oğlum bu işler, ilkokuldan. Sen en iyisi git bir kuyumcunun yanına çırak gir, bir zanaat öğrenirsin. Ya da, senin çenen kuvvetli, bir partinin gençlik kolları teşkilatına katılırsın, politikaya atılırsın, milletvekili olursun, paranın gözüne çakarsın, anam avradım olsun ki bak. Yani böyle hayallerinizin, gelecek planlarınızın içine ederler. İşin kötüsü çok zaman da haklı çıkarlar. Cengiz e de böyle bir adam lazımdı. Oğlum Cengiz sen salak mısın, böyle aptal aptal işlerle uğraşıyorsun, çet metten manita bulunur mu? Sen git anana söyle sana mahalleden bir kız bulsun gül gibi geçinip gidersiniz diyecek biri lazım. İyi de ben nasıl diyeceğim bunları ona. Abi istersen bir iki tanesinin adresini vereyim sana. Bak Cengiz çetten metten anana söyle Neyse Tamam sonra yüklerim ben bu programı, şimdi çok işim var. 10

12 Ağbi ne işi yaa Şu anda kaç kişi çalışıyor şu ofiste sanıyorsun. Ofisin yarısı çetleşiyor geri kalanı da internette sörf yapıyor. Müdür Sarp Bey var ya, o bile bütün gün internette: porno siteleri dolaşıyor. Sen benim verdiğim programı yükle, hayatın değişecek, yeni bir insan olacaksın, ederi 15 dolar, aybaşında verirsin Demek hayat değiştiren program ha?! Hakikaten de hayatım değişti. İlk başlarda bu internet, çet met olaylarına pek sıcak bakmıyordum ama giderek kendimi daha çok işin içinde buldum. Kendime çok kısa sürede, çok sayıda dost edindim. Hiçbirinin gerçek adını bilmiyordum. Hiçbirinin yüzünü görmemiştim. Bu dostlarımın hiçbirinin ağız kokusunu çekmek zorunda değildim, hiçbirine nezaket kuralları çerçevesinde davranmam, hal hatır sormam, özel günlerde hediye almam gerekmiyordu, dertlerine ortak olmam gerekmiyordu. Varlıkları ve yoklukları bana bağlıydı: bir tıkla geliyor, bir tıkla gidiyorlardı. E, dost dediğin böyle olur canım. Bu internet işi giderek beni sarmaya başlamıştı. İşte aradığım yeni hayat: Sanki dünyanın uzaktan kumandası benim ellerimdeydi. Ama hepsinden önemlisi kendime bir sevgili bulmuştum: Monika. Yani bu onun nickname iydi. Monika yla her konuda çok iyi anlaşıyorduk, anlaşamadığımız şeylerden de bahsetmiyorduk, oluyordu. Bir müddet sonra bir eksiklik hissetmeye başladık. Anlarsınız ya, iki sevgili arasında olması gereken bir şeylerin eksikliği. Doğrusu o benden daha cesur davrandı ve telefonda sevişebileceğimizi söyledi. Nasıl olur? Telefonda. Olmaz, olmaz demeyin, olmaz olmaz. Bir gece işim var diyerek ofiste kaldım. Bir süre internette gezindikten sonra Monika yla görüştüm ve randevulaştık. Yarım saat sonra onu aradım. Alu, öhm, alloo. Selam. Ben Caşua -(seyirciye) tamam tamam, kompleks oldu, n apalım-. Nasılsın? Efendim, hemen mi başlayalım? Önce bir içki almaz mıydın kendine? Tamam hemen başlayalım. Nasıl yapıcaz şimdi? Seni soyayım mı? Eee Gömleğinin düğmelerini tek tek açıyorum Monika. Nasıl, tişört mü giydin? Ha, afedersin. Tişörtünü yavaşça çıkarıyorum. Omuzlarından öpüyorum seni. Muck. Eteğinin fermuarını pantolonun fermuarını pantalonunun düğmelerini tek tek açıyorum açıyorum. Omuzlarından öpüyorum seni Hayır pantolonunu çıkardım, ayağa kalkıp omuzlarına geçtim. Peki geçmedim. Pantolonunu yavaşça çıkarıyorum, katlayıp bir kenara koyuyorum, çoraplarını da çıkarıp özenle üzerine yerleştiriyorum? Ayağa kalkıyorum, tam omuz hizana gelince omuzlarından öpüyorum seni. Efendim? Yoo hayır ben soyunmayacağım, elbiseyle sevişme fantazim var da. Peki tamam soyunuyorum, (telefona kravatını sürter, fermuarını açar kapar) hışır huşur, cırt curt. Şu anda çırılçıplağım Monika. Adeleli vücudum senin yumuşak bedenini kıskıvrak sarıyor. Omuzlarından öpüyorum, muc Yooo, omuz fetişisti falan değilim. Ama bir yerden 11

13 başlamam lazım. Tamam tamam. Dudaklarından öpüyorum. Bu arada sütyeninin kopçasını Ne, iç çamaşırı giymedin mi? Ay çıplak mısın şu anda? O zaman vakit kaybetmeyelim sevgilim: Üzerine atlıyorum, çılgınlar gibi sevişm Ne!? Bakire misin? Bunun bekaretle ne alakası var Monika? Telefondayız. Ya ne demek evlenmeden olmaz? Tamam evleneceğim söz. Vallahi, anamla gelip seni isteyeceğiz, allahın emri, peygamberin kavli... Bana bak kadın, adamı çıldırtma Yeter be! (masanın üzerine atlayıp tuhaf biçimlerde, çırpınır gibi sevişir) Üzerine atlıyorum, çılgınlar gibi sevişmeye başlıyoruz. Omuzlarından öpüyorum seni. Ah oh! Şiddeti seviyorum Monika. Ah Monika. Muck muck. Kırbaçla beni Monika, ısır, tokatla, parçala! Şiddetten hoşlanıyorum. Tam o sırada arkamda bir karaltı hissettim... Şiddetten hoşlanıyorum... Cengizzz! (Cengiz i farkeder, toparlanır). Şiddet filmlerine bayılıyorum... Tarantino mu? En sevdiğim yönetmen. Şimdi kapatmak zorundayım. Sonra görüşürüz Monika. Hayrola Cengiz? Şey abi... Bilgisayar sisteminde bir sorun çıkmış da ona bakmaya gelmiştim, yukardan sesler duyunca bir bakayım dedim. Ama işler yolunda galiba, sen bu internet olayını bayağı ilerletmişsin ağbi. Ama dikkat et, alete virüs bulaşmasın. Gerçi artık sana bulaşsa bulaşsa AIDS virüsü bulaşır. Ehi ehi Hadi ben gideyim artık. Rezil oldum. Rezil kepaze oldum. Ertesi sabah işyerine gittiğimde herkes kikirdeyerek bana bakıyordu. Öğle tatilinden döndüğümde bir de ne göreyim: telefonuma prezervatif geçirmişler. Akşam işten çıkarken kapıdaki güvenlik görevlisi Mustafa Bey önümü kesti: Yaa, Selim Bey kardeşim, sen manyak mısın, deli misin, divane misin? Telefonla öpüşülür, sevişilir mi, sen n apıyorsun ya... Bu benim için son darbe oldu. Bir daha Monika yla görüşmedim. Arada sırada onu özlemiyor değildim ama açıkçası bu sanal muhabbetler bana fazla sanal gelmişti. Yani aradığım bu değildi. Başka türlü bir şeydi benim aradığım. Daha somut, daha reel. Elle tutulur bir şeyler. Yoo, o anlamda değil... Aslında biraz da o anlamda galiba. Hayatımı yeniden kurmak için giriştiğim ikinci deneme gerçekten daha somut ve elle tutulur bir şeydi. Ama onu anlatmaya geçmeden önce biraz boğazımı ıslatayım müsadenizle. (Sehpanın üzerindeki bardağa yönelirken, aklına başka bir şey gelir). Arka odada yıllanmış bir şarap vardı. En iyisi ben onu bulup geleyim. Ben onu bulana kadar siz de beş on dakika dinlenin, ben hemen geliyorum. 12

14 ARA (Selim elinde bir şarap şişesiyle girer). Bu şarabı karımla birlikte balayındayken almıştık. Evliliğimizin onuncu yılında açılmak üzere... Kısmet bugüneymiş. (Şarabı açmaya çalışır) Son derece kaliteli bir şarap. Ev yapımı. İtalyan kadınları ayaklarıyla ezmişler bunun üzümünü. Böyle bir efsane vardır insanların kafasında. Bu laf söylendiği zaman hemen aklınıza Sophia Loren gibi kadınlar gelir. Ben gittim, gördüm. Yaşlı başlı teyzeler, ayakları nasır içinde... (Şileyi açmıştır, şaraptan bir yudum alır, yüzü buruşur). Ayak kokuyor bu ya! Saklamalık şarap değilmiş galiba. Neyse. İçki benim için çok önemlidir. Yoo, öyle alkolik ya da akşamcı olduğumu sanmayın. Ama hayatımın bütün dönüm noktalarında, bütün başarılı olduğum anlarda bir parça da olsa içkiliydim. Mesela karıma evlenme teklif ettiğim zaman içkiliydim. Ya da kabul edildiğim iş görüşmesine gittiğimde de bir parça alkol almıştım. İçki içtiğim zaman sanki o sıradan, pısırık Selim gidiyor, yerine bambaşka, hoşsohbet, meclis adamı bir Selim geliyor sanki. Bunu ilk kez on yedi yaşımda, liseden mezun olduğumda farkettim. Bir dakika benim liseden kalma bir ceketim olacaktı burda. (Sandığın içini karıştırıp ceketini bulur) Hah işte burda. (Kendisine en az iki beden büyük gelen ceketi giyerken) Liseye başladığımda annem bana bir ceket aldı. Oğlum dedi biraz büyük alalım seneye de giyersin... Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da annemi hayal kırıklığına uğrattım. Lise birde hangi boydaysam o boyda kaldım. Orta boyda yani. Lisede biz erkekler ikiye ayrılırdık: platonikler ve züppeler. Biz platonikler lise birde bir kıza aşık olurduk ve liseden mezun olana kadar hep aynı kızın hayalini kurardık. Onun için şiirler yazardık, onun fotoğrafını bir yerlerden araklamaya çalışırdık, onun hakkında bir sürü bilgi toplardık, kendisinin bile bilmediği şeyleri bilirdik, ona nasıl açılacağımızın provasını yapardık, bin defa iki bin defa Ama hepsinden önemlisi her teneffüs muhakkak okulun avlusuna çıkar, onu mümkün olduğunca çok görmeye çalışırdık. (Avluda arkadaşıyla beraber yürür). Orhan, geliyorlar ha Bakıyor mu lan, bakıyor mu? Oğlum hadi avlunun etrafını dolanalım, bir daha göreyim onu Oğlum ben bugün teklif edecektim, ama yanında Leyla var, n apıcaz? Güldü mü ne? Koş, oğlum koş, bir daha dolanalım avluyu Öğle tenefüsü bitmeden teklif etmem lazım, hadi görüşürüz sonra Bir dakka konuşabilir miyiz? Yalnız, özel konuşacaktık, sağol Leyla Arkadaş olabilir miyiz? Tamam zaten arkadaşız da, yani 13

15 özel anlamda demek istemiştim Peki arkadaş kalalım Yanlış sordum ya böyle demiyecektim ki, bugün ne kadar güzelsin diyerek başlayacaktım (Lise ceketini çıkarır). Bu acıklı olaydan birkaç ay sonra mezun olduk ve her tarafta mezuniyet partileri düzenlenmeye başladı. Tabii ki züppeler Berklerin evinde toplanmışlardı. Kızlı erkekli bir grup olarak. Platonik aşkım Özlem de oradaydı. Biz platonikler ise Orhanların evinde toplanmıştık. On iki tane delikanlı çocuk, hepsi de karakterli çocuklar. Yedik, içtik, fıkralar anlattık, halay çektik, porno filmler seyrettik, birbirimizin üstüne kustuk, birbirimize bıçakla şakalar yaptık. Acayip eğleniyorduk yani. Ben kafayı iyice bulunca kalktım ve Berklerin evine gittim. Dingdong. Merhaba Berk içki var mı? Kendime acayip güveniyordum, son derece rahattım. Herkes bu da nerden çıktı diyen gözlerle bana bakıyordu. Ama ben kendimden emin adımlarla teybin yanına gittim ve teybe bir Elvis Presley kasedi koydum. Ve ortaya çıkıp Elvis Presley in taklitini yapmaya başladım. I m on shook up, uuhuhuuhuu yeye Ordan Mazhar Fuat Özkan a geçiyordum. Bu sabah yağmur var İstanbul da / Gözlerim dolu dolu oluyor bilinmez niye İçtikçe açılıyordum. Hocaların taklitlerini yapmaya başlamıştım. Çocuklar yazılı yapacağım. Kağıt kalem çıkağın hehehe herkes etrafım toplanmıştı, acayip eğleniyorlardı. Fıkralar anlatıyordum: Adamın biri karşıdan karşıya geçmiş, oradaki adama sormuş karşı kaldırım neresi diye, o da karşısı demiş, yahu orada sordum, burayı gösterdiler demiş hahaha. Herkes çok eğleniyordu, gecenin yıldızıydım, partinin gözdesiydim. Grease filminden danslar yapmaya başlamıştım. Yodıvanavau yodıvanavau huuhhuhhuh. Yodıvanavau yodıvanavau huuhhuhhuh. Bu sabah yağmur var İstanbul da Adamın biri karşıdan karşıya geçmiş demiş ki Çocuklar yazılı yapacağım, kağıt kalem çıkağın I m on shook up, uuhuhuuhuu yeye. Bu sabah yağmur var İstanbul da Yodıvanavau yodıvanavau huuhhuhhuh (Sızar, bir süre sonra uyanır) Ne geceydi be. (Yanındakini farkeder) Özlem?! Sabah kalktığımda Özlem le aynı kanapedeydik Gerçi aramızda Berk, Cenk, Murat ve Fırat kardeşler de vardı ama olsun. Yine de bu olay sayesinde içkinin benim üzerimdeki olumlu etkisini anlamış oldum. Yeni bir hayat kurarken, yeni bir insan olmaya çalışırken içkiden neden faydalanmasaydım? Tabi ya içkinin getirdiği esriklikle gecenin karanlığının getirdiği serbestlik birleştiği zaman yepyeni bir insan olabilirdim. Bunlar nerde birleşiyor diye düşündüm ve sonunda cevabı buldum: barlarda. Barlara gitmeye başladım. Türkü barlara, rock barlara, caz barlara, iş çıkışı gidilen barlara, hatta gay barlara bile gittim. Ama ben zaten barlara gidebiliyordum. Benim gitmem gereken yer daha farklı olmalıydı. Davetli olmadığım bir yer Berklerin partisi gibi bir yer 14

16 olmalıydı. Üst komşumun gittiği özel sosyete kulüplerine gitmeliydim ben. Tabi ya belki o zaman meşhurlarla dirsek temasım da olurdu, sosyeteden bir sevgili de bulabilirdim kendime, şöyle land rover ı olan bir kadın, neden olmasın? (Selim son cümleleri sırasında arkasını dönüp kostümünü değiştirir, havalı ama kendine yakışmayan bir ceket giyer ve güneş gözlüğü takar. Bu sırada bir clup müziği çalmaya başlamıştır.) Aradığım yer burası olabilir mi? İçerde millet acayip eğleniyor ha. İçimden bir ses burası aradığın yer diyor. Hadi bismillah. (Kulübün bodyguard ları önünü keser). Hoop nereye? İçeri girecektim de. Kartın var mı? Kredi kartı mı? Var tabi canım. Olmaz olur mu? Visa geçerli değil mi? Ne saçmalıyor bu salak ya? Hadi kardeşim hadi. Burası özel bir kulüp giremezsin. (Siren sesleri duyulur.) Tam o sırada kapının yakınına polisler geldi. Galiba oralarda bir şeyler olmuş. Birtakım gençler olay çıkarmışlar. Bunlar da işkillenip oraya doğru gittiler. Ben de içeriye doğru sıvıştım. Atlattım kerizleri. Karanlık bir dehlize girdim Tuhaf bir dekorasyon. Şu kapıdan gireceğim galiba. (Bir kapıyı açar, müzik yükselir, Selim afallayıp kalır.) Vay be ortama bak herkes kendi havasında. Vay anasını sayın seyirciler. Hakkaten özel bir kulüpmüş ha. Ortalıkta yok yoktu: kombinezongiymiş erkekler, kırbaçlı kadınlar, dansedenler, sevişenler, esrar çekenler Ben içimdeki o farklı Selim Özben i açığa çıkarabilmek umuduyla bara yöneldim. (Bara gider) Bir viski getirir misin? (Etrafa bakınır.) Üff, şu fıstığa bak Bana bakıyor Valla bana bakıyor. N apıcam yaa? Buraya geliyor valla yanıma geliyor. Sakin ol oğlum Selim. Sakin ol Hıı?? Bana mı dedi. Bana mı diyoonn? Dans mı? Uyar. İyi bir şeyler yapmalıyım. Hadi bismillah (Çılgın bir dans yapmaya başlar.) N apıyorum ben ya? Böyle dans edilir mi? Cool bir dans yapmalıyım. Karizmatik. Ha şöyle. (Kasıntı bir halde sallanmaya başlar.) Ben cool takılıyorum ama kız maaşallah döktürüyor. 15

17 Acaba fazla mı cool kaldım diye düşünürken aklıma üniversitedeki folklor kulübünde öğrendiğim figürlerden bir ikisini yapmak geldi. Tabi ya, buralarda kimse bilmez bu numaraları. Evet evet, yapayım en iyisi. Hadi bakalım. (Nidalar eşliğinde kafkas halk dansları figürleri yapmaya başlar.) Samniyaha ho haha. Birkiüçdört. Birkiüçdört. Allah kahretsin! Rezil oldum! Gülüyor bana Yok canım gülümsüyormuş. Efendim? Eve mi gidelim? Benim eve mi? Uyar. Figürlerden hoşlandı galiba. (Kafkas figürleriyle kızı evine götürür. Eve gelince ceketini ve güneş gözlüğünü çıkarır.) İşte sevgilim, burası benim evim. İçeri gir. Ortalık dağınık biraz, kusura bakma. Kendi evinmiş gibi davranabilirsin. Sen ceketini çıkar, rahatına bak ben hemen geliyorum. (Banyoya girip hazırlık yapar. Dişlerini fırçalar, kokular sıkınır, burun ve kulak kıllarını keser, saçlarını tarar). Selam, seni fazla bekletmedim umarım. Eee, görüşmeyeli nasılsın? Hayır yani, biraz uzun bir süre içerde kaldım da onun için hehehe Öyle bir espri yapayım dedim. Ceketini niye çıkarmadın? Ha, tamam canım, fiyatı konuşalım önce (Es) Fiyatı mı konuşalım? Sen şey misin yani? Bir yanlış anlaşılma olmuş galiba. Ben de şey zannetmiştim, yani, benden hoşlanmış olabileceğini. Yok, ben 2000 dolar falan veremem. Benim maaşım o kadar değil ki. Arkadaş olabilir miyiz? Yani kusura bakma. Tamam ben senin taksi paranı vereyim en iyisi... Taksi parasının yeterli olmadığını söyledi bana. Eğer eli boş dönerse başına gelebilecek şeylerden bahsetti. Şimdi onları anlatıp da keyfinizi kaçırmak istemem. Ama galiba hayat bazılarımız için katlanılması daha zor bir şey. Çekmecelerden birinde 1000 dolarım vardı, zor günler için sakladığım. O 1000 doları aldım ve... onun 700 dolarını ona verdim. İşte bütün param bu, kusura bakma, başını belaya soktuysam özür dilerim... Buranın adresini biliyorsun artık, istediğin zaman gelebilirsin tamam mı?... (Yukarıdan çılgın sevişme sesleri gelir. Selim öne gelir pantolonunu sıyırır.) Hayatta en mutlu olduğum yer tuvalet. Tuvaletteyken son derece bahtiyarım. Kendi kendimle başbaşayım tuvalette. Bir ben var bende benden içeri durumu yani. Tuvalette olmak sanki bu içimdeki bene yapılan bir yolculuk gibi. Siz hiç kendinizle röportaj yapar mısınız? Ben yaparım, bilhassa tuvaletteyken. Sanki herhangi bir konuda önemli bir buluş yapmış, ya da herhangi bir mesele üzerine söyleyecek önemli bir sözüm varmış gibi kendimle röportaj yaparım. Genellikle de çok meşhur olmuşum, bütün medya benden bahsetmiş gibi bir hava yaratırım. Hatta bazen dünya çapında meşhur olurum da İngilizce demeçler bile veririm. Mesela içimdeki gazeteci sorar: Sizin yönettiğiniz fonlar geçen yılın en çok kazandıran 16

18 yatırım aracı olarak dikkat çekti. Bunu nasıl başardınız? (Röportaj sırasında tuvalet işlemleri oynanır) Doğru zamanda doğru hamleyi yaparak. Bence önemli olan (ıkınır) risk faktörünü en aza indirgemek Aslında iş yaşamındaki başarınız kadar (tuvalet musluğunu açar) aşk yaşamınızla da sık sık medyanın gündemine geldiniz. Aşk hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben aşkı düşünmem, onu yaşarım, doyasıya. Peki popüler olmak nasıl bir şey? (tuvalet kağıdıyla kıçını siler) Tabii bunun getirdiği birtakım avantaj ve dezavantajlar var. Mesela özel hayat diye bir şey kalmıyor. Her an herkesin gözü sizin üzerinizde. Peki ya sporla aranız nasıl? Spor mu? Ha tabii, spordan hoşlanıyorum, özellikle de doğa sporlarından... Tabi ya benim doğa sporları yapmam gerekiyordu. Doğaya dönmem gerekiyordu. Tuvalette olmanın beni neden bu kadar rahatlattığını anladım. Tuvaletteyken medeniyetten uzaktım çünkü. Doğa sporu olarak ne yapabilirdim peki? Trekking!! Tabi ya, hem ucuz, hem tehlikesiz. Hem çocukken de dağlara tepelere keçiler gibi tırmanırdım ben böyle. (Pantolonunu giyer). Evet evet ben trekking yapmalıydım. İyi de herkes trekking yapıyordu, benim yapacağım trekking farklı bir şey olmalıydı. Orijinal bir şey olmalıydı, marjinal bir şey olmalıydı. Ben tam nasıl bir şeyler yapabilirim diye kıvranırken, işyerinden arkadaşım Ferit imdadıma yetişti. Baba, bambaşka bir trekking olayımız var bu hafta. Zeugma ya gidiyoruz. Güneydoğuya gidiyoruz. Güneydoğuya mı gidiyoruz. Lan oğlum başımıza bir şey gelmesin orda? Yok baba bitti o işler artık ya, Avrupa Birliği ne giriyoruz. Korkuyor musun yoksa? Yok canım niye korkayım Zeugma ya gidiyoruz. Güneydoğuya gidiyoruz. Ben özgürüm, ben özgürüm! Hemen gittim kendime bir trekking elbisesi aldım. Biraz masraf oldu ama olsun (Trekking elbiselerini giyer, boynuna bir fotoğraf makinesi asar). Daha İstanbul dan yola çıkarken hayatımın değişmeye başladığını hissetmiştim. Üstelik, düşünebiliyor musunuz, sular altında kalmadan önce Zeugma yı son gören insanlardan biri olacaktım. Zeugma ya vardığımızda kendimi Nasuh Mahruki gibi hissediyordum. Tepeleri uçarak aşıyordum, dereleri sekerek geçiyordum. Ama yürüyüşümüzün onuncu dakikasında bileğimi burktum, onbeşte ısırgan tarlasına düştüm, yirmide -afedersiniz- kıçımdan yılan sokmasına maruz kaldım. Ben bu belalarla uğraşırken, tur rehberimiz emekli korucu Seyit pek eğleniyordu. Yav, Selim Bey vallahi alemsiniz ha, habire sızlanisiniz. 17

19 Napıyim kardeşim, yılan soktu beni. Yav o ot yılanidir, bi poh yapmaz adama. Hem emdüm ben onun zehrünü. (İğrenip tükürür). Bakın Nalan hanımı örnek alın kendinize. Vallahi keklik gibi sekiir, meşallah, meşallah, pır ha şıke, pır şebale, vııyyy, vıyvıyvıyvıyy! Nalan Hanım önderliğinde biz yürüyüşe devam ediyoruz. Dikenler bacaklarımı kesiyor, sivriler oramı buramı yiyor, bir yandan sıcak, bir yandan yorgunluk üstüme çöküyor ama ben gıkımı çıkarmıyordum. Hayır mutluyum, huzurluyum, aradığım bu, doğayla başbaşayım. Sızlanmayı kes artık Selim. Yeni hayatın bu senin. Sonunda kendimi ikna edebildim ve yaşadığım anın tadını çıkarmaya başladım. Japon turistler gibi oranın buranın fotoğrafını çekiyordum. Ulaan, Zeugma sular altında kalınca bu fotoğraflar ne biçim değer kazanacak ha. Ben Zeugma dayken (poz verip kendi fotoğrafını çeker). Fotoğraf çekmeye kendimi o kadar kaptırmışım ki gruptan bir hayli uzaklaşmışım. Sonunda Seyit in sesiyle kendime geldim. Selim Bey fazla arkalarda kalmayın, buralar mayınlı bülgedir ha. Mayın mı?! Yav, sen manyak mısın be adam, bizi mayınlı bölgeye mi getirdin. Yavaş yürüyün ulan! Ulan Ferit İstanbul a bir dönelim bunun hesabını sorarım ben sana. Çklık! Mayına bastım. Mayına bastım. Yeni hayat, yeni hayat derken hayatım sona eriyor. Ayağımı kaldırır kaldırmaz mayın patlayacak ve işte o zaman tam anlamıyla doğaya dönmüş olacağım. Ulan Ferit, hani bitmişti oğlum bu işler, hani Avrupa Birliği ne giriyorduk. Siz gidin girin artık, ben gelemiyorum. (Işık loşlaşır) Hayatım... hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor. Annem, babam, kardeşlerim, karım... caşua mak menımın ve yine karım... Görüyorsun değil mi, Esra? Düştüğüm durumu görüyorsun değil mi? Duygu sömürüsü yapmak istemem ama ölümümden sen de sorumlusun. Beni terketmeseydin buralarda olmazdım şimdi. Boğazda kahvaltımızı yapmış, sımsıcak yuvamızda televizyon seyrediyor olabilirdik şu anda. Eğer sen o Caşua Mak Menımın denen adama gitmeseydin. Hayır, ne buldun o adamda? Ha, ne buldun?... Müzik çalışmalarınla ilgilendi ha? Numara kızım bunlar, en bayatından çapkınlık numaraları.... Evet ben ilgilenmedim, tamam. Nasıl ilgilenseydim ha? İşten çıkıyorum yorgun argın, haşatım çıkmış bir halde eve geliyorum, şöyle ayaklarımı uzatıp televizyonu zaplayayım, maçları seyredeyim iki dakika diyorum, aaa, sen sanki hiç işe gitmemiş gibi -nerden buluyorsun o kadar enerjiyi bilmiyorum- başıma dikilip: beste yaptım, beste yaptım, dinlesene. Ne bu ya? Sucuklu yumurta mı yapıyorsun? Beste yapmak o kadar 18

20 kolay mı? Sen müzik yapacaksın, meşhur olacaksın, televizyonlara çıkacaksın, sonra benim için ha o mu, önemli değil canım, Esra Özben in kocası diyecekler. Yok öyle yağma. Hayır, bir kere, senin sanatçı bir geçmişin yok ki. Sanatçı geçmişi olan benim. Lisede şiir yazdım, üniversitede folklör ekibindeydim... Tamam yedek ekipteydim ama olsun, yine de oynadım yani. Sana n oluyor? Sen nerden çıktın şimdi? Sanatla ne alakan var senin? Otur oturduğun yerde... (Kızgınlıkla ileriye doğru yürür. Ayağını yerden kaldırdığını farkeder. Tekrar geri dönüp bastığı şeyi inceler.) Keçi bokuymuş yaa. (Trekking elbiselerini çıkarır.) Tahmin edeceğiniz üzere bir daha trekkinge falan gitmedim. Zaten havalar da bozmuştu. E, böyle mevsimlik bir yeni hayat kuramazdım kendime, değil mi ya? Ama karımın hayaliyle yaptığım bu konuşma çok zihin açıcı oldu benim için. Tabi ya, benim, içimdeki sanatçı kişiliği ortaya çıkarmam lazımdı. Sanat yeni bir insan olmamı sağlayabilirdi. Ben tam kendimi sanatla ilgili bu türden düşüncelere kaptırmışken bir gün televizyonda onu gördüm. Sanki beni anlatıyordu. Sanki benimle konuşuyordu. Sanki televizyonda değil de odanın içinde konuşuyor gibiydi. Hepimiz zaman zaman yaşadığımız hayatın rutininden kurtulmak isteriz. Yaşadığımız hayattan vazgeçmeden, bu hayatın içinde küçük heyecanlar, küçük mutluluklar keşfetmek isteriz. Bakın, İçkin Gözlem Kültür ve Sanat Merkezi olarak bizim bir felsefemiz var. İşte! (Halka biçiminde küçük bir simit çıkarır). Biz buna rutin halkası diyoruz. Bunu size şöyle açıklayabilirim: İnsan bu halkanın belli bir noktasında doğar, büyür, evlenir, çoluk çocuk sahibi olur, yaşlanır ve ölür. Ve böylece halkayı tamamlamış olur. Bunu gündelik yaşamın mikro düzeylerine de uyarlayabiliriz. Bizim burada yapmaya çalıştığımız şey, bu halkanın belli bir noktasına darbeyi indirmek. Nasıl mı? İşte böyle, hart! (Halka simidi ısırır). Gördüğünüz gibi, halka malka kalmadı ortada. Eğer siz de halkayı kırmak, yeni bir hayat kurmak istiyorsanız, Beyoğlu ndaki İçkin Gözlem Kültür ve Sanat Merkezimize bekleriz. Biraz reklam gibi oldu ama, hehihohehi. Bu fırsat kaçar mı? Hemen soluğu orada aldım. İlk önce bir hoşgeldin, beş gittin faslından sonra beni muhasebeye yolladılar. İlk iki ayın aidatını peşin ödedik. Geri kalan altı ay için de senet yaptık. (Bir yandan anlatırken bir yandan da kostümünü değiştirir, patolonunu çıkarıp bir tayt giyer). Sanat ve senet : Birbiriyle kafiyeli aslında ama anlam olarak pek örtüşmüyorlar gibi. Neyse, muhasebeden sonra beni kantine yolladılar; çalışma kostümlerimi almam gerekiyormuş. 200 milyon da onlara bayıldık. Ama çalışma kostümü deyip geçmeyin, hepsi 19

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır. İÇ - AĞAÇ EV SALONU - GÜNDÜZ Salon kapısının altından içeri bir mektup süzülür. mektubu almak için koşar. zarfı çevirir, üstünde yazmaktadır. Oo, posta gelmiş! Hey,, bu sana! mektubu omzunun üstünden fırlatır.

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN

TEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. TÜRKÇE 12-13: OKUMA - ANLAMA - YAZMA OKUMA - ANLAMA 1: Rezervasyon Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. Duşlu olması şart. Otel görevlisi: Tek kişilik odamız kalmadı

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil

Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil 1 Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez Senaryo: Sadık Şendil Müzik: Kemani Sebuh Efendi- Kürdilihicazkar Longa Filmin

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı AÇIKLAMALAR 1. Soruların cevaplarını kitapçıkla birlikte verilecek optik forma işaretleyiniz. 2. Cevaplarınızı koyu siyah ve yumuşak bir kurşun kalemle

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

ŞAHISLAR: Anne:Zişan, Baba:Orhan, Abla:Fehiman, Abla:Güzin, Abi:Osman, Küçük Kardeş:Fikret

ŞAHISLAR: Anne:Zişan, Baba:Orhan, Abla:Fehiman, Abla:Güzin, Abi:Osman, Küçük Kardeş:Fikret ŞAHISLAR: Anne:Zişan, Baba:Orhan, Abla:Fehiman, Abla:Güzin, Abi:Osman, Küçük Kardeş:Fikret (ZİL ÜSTÜSTE ÇALAR) Fehiman:Kimooo? Güzin:Benim abla. (KAPI AÇILIR) (Heyecanlı)Müjdemi ver müjdemi ver. Fehiman:(Heyecanlı)Mektup,mektup

Detaylı

AVUKAT Skeç-Komedi Tiyatro Metni

AVUKAT Skeç-Komedi Tiyatro Metni AVUKAT Skeç-Komedi Tiyatro Metni (skeç-komedi) HİZMETLİ: (Ortalığı temizler, avukatın masasını temizlerken avukat oturmaktadır.) Vallahi avukat bey çok zekisin avukat yazısının altına Made in Japan yazdırmakla

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR!.. SERIS.INDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ 1- Bir gün Nasreddin Hoca şehre gelip bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış ( ) Gece yarısı arkadaşı sormuş ( ) ( ) Hocam ( ) uyudunuz mu ( ) ( ) Buyurun bir şey mi var ( ) ( ) Biraz borç para isteyecektim

Detaylı

Eylemlerin, eylemsilerin, sıfatların ve zarfların anlamlarını çeşitli yönden etkileyen sözcüklere zarf denir. Ör. Büyük lokma ye: büyük konuşma. Ör.

Eylemlerin, eylemsilerin, sıfatların ve zarfların anlamlarını çeşitli yönden etkileyen sözcüklere zarf denir. Ör. Büyük lokma ye: büyük konuşma. Ör. Eylemlerin, eylemsilerin, sıfatların ve zarfların anlamlarını çeşitli yönden etkileyen sözcüklere zarf denir. Eylem ve eylemsilerin anlamalarını durum yönünden tamamlayan zarflardır. Eylem ya da eylemsiye

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

Seçelim ve yerleştireli. Kutlu : Merhaba. Sophie : Kutlu :. Kutlu... e?

Seçelim ve yerleştireli. Kutlu : Merhaba. Sophie : Kutlu :. Kutlu... e? Seçelim ve yerleştireli. erelisi iz? e i adı e u oldu erha a Türk ü sizi adı ız erelisi iz? Kutlu : Merhaba. Sophie : Kutlu :. Kutlu.... e? Sophie : Be i adı Sophie. Kutlu : Memnun oldum. Sophie : Be de..

Detaylı

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan Karganın Rengi Siyah! Siyah mı? Evet Emre, siyah. Kara değil mi? Ha kara, ha siyah Cenk, bence kara ile siyah arasında fark var. Arkadaşım Cenk le hâlâ aynı şeyi, kargaların rengini tartışıyoruz. Galiba

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Yüreğimize Dokunan Şarkılar On5yirmi5.com Yüreğimize Dokunan Şarkılar Gelmiş geçmiş en güzel Türkçe slow şarkılar kime ait? Bakalım bizlerin ve sizlerin gönlünde yatan sanatçılar kimler? Yayın Tarihi : 6 Ocak 2010 Çarşamba (oluşturma

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. (Şapkasını takar.) Nasıl oldu Mimiciğim? Ay çok hoş! (Saçlarına taktığı çiçekleri gösterir.) Ne

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI Nİsan AYI BÜLTENİ Sevgİ Kİlİmlerİmİz BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Dünya Kitap Günü (23 Nisan gününü içine alan hafta) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan)

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: B ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ BU AY HANGİ KAVRAMLARI ÖĞRENECEĞİZ? Hızlı-Yavaş Ön-Arka Sağ- Sol BEYİN FIRTINASI YAPALIM Büyüdüğünde hangi mesleği seçeceksin ve nasıl bir yerde yaşayacaksın? Bir gemi olsaydın nerelere giderdin? Neler

Detaylı

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Bir çocuk varmış. Eşyalarını toplamaktan hiç hoşlanmazmış. Bir gün yerlerde atılı duran eşyalar, aralarında konuşuyorlarmış. - Sen neden hala buradasın. Bu saatte

Detaylı

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı Einstufungstest / Seviye tespit sınavı Dil: Türkçe Seviye: A1/A2 1. Günaydın, benim adım Lavin, soyadım Çeşme. (a) Günaydın ben adım Lavin, soyadım Çeşme. Günaydın benim ad Lavin, soyad Çeşme. 2. Ben doktorum,

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi?

Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını ne tetikledi? Alkollü İçecek: 18.12.2011 Gün içinde ürünü ne zaman satın aldı/tüketti/kullandı? -Akşam yemeğinden sonra saat 20:00 civarında. Ürünü kendisi mi satın aldı, başkası mı? Kim? -Kendim satın almadım. Kız

Detaylı

BAK POSTACI GELİYOR (Tek Perdelik Çocuk Oyunu)

BAK POSTACI GELİYOR (Tek Perdelik Çocuk Oyunu) BAK POSTACI GELİYOR (Tek Perdelik Çocuk Oyunu) Kişiler TEYZE: 55-60 yaşları civarında sağlıklı ve dinç görünüme sahip biri POSTACI: 22 yaş civarında, zayıf, sempatik biri ŞEF:35-40 yaşlarında biri KÖPEK:

Detaylı

Otistik Çocuklar. Berkay AKYÜREK 7-B 2464

Otistik Çocuklar. Berkay AKYÜREK 7-B 2464 Otistik Çocuklar Otistik olmak normal insan olmaktan çok farklı değildir aslında, sadece günlük ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Yani bizim kendi başımıza yapabildiğimiz (yemek yeme, kıyafet giyme, oyun

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına 23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına Bodrum da 3 yıl önce kaptanlığa başlayan Gül Yavuz, 23 yıl yazılım sektöründe çalıştıktan sonra nasıl yat kaptanı olduğunu ve denizlerde kadın kaptan olmanın

Detaylı

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? 5 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile nedir? Aileyi oluşturan bireylerin

Detaylı

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI Hazırlayan İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni 1 Saçları hangisi tarar? o A) Bıçak o B) Tarak o C) Eldiven o D) Makas 2 Hangisi okul eşyası değil?

Detaylı

1. Bölüm. Uçağın kalkmasına bir saat vardı. Birkaç dakika içinde kapıya çağırılacaklardı. Eğer yapacaksa, şimdi yapması gerekiyordu.

1. Bölüm. Uçağın kalkmasına bir saat vardı. Birkaç dakika içinde kapıya çağırılacaklardı. Eğer yapacaksa, şimdi yapması gerekiyordu. 1. Bölüm Uçağın kalkmasına bir saat vardı. Birkaç dakika içinde kapıya çağırılacaklardı. Eğer yapacaksa, şimdi yapması gerekiyordu. Tim ayağa kalktı. İpi çekti. Grk ayağa kalktı, JFK Uluslararası Havaalanı

Detaylı

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu? AĞIR ÇANTA Fatma o sabah evden çok zor çıktı. Akşam geç yatınca sabah kalkması zor oldu. Daha kahvaltısını yapamadan çıkmak zorunda kaldı evden. Okula geç kalacaktı yoksa. Okul yolunda çantasını taşımakta

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon un davetiyle Bodrum a gelen Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor. Van Mustafa Cengiz Ortaokulu Mor Menekşeler

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

.. Özel Eğitim Uygulama Merkezi. Kaba Değerlendirme Formu

.. Özel Eğitim Uygulama Merkezi. Kaba Değerlendirme Formu .. Özel Eğitim Uygulama Merkezi Kaba Değerlendirme Formu Öğrenci Adı-Soyadı: Değerlendirme Tarihi: Sınıfı: Değerlendiren: AMAÇLAR +/- AÇIKLAMA 1. Ellerini yıkar. 2. Ellerini kurular. 3. Yüzünü yıkar. 4.

Detaylı

SÜLÜK 1. SAHNE İÇ / ODA / GECE 1.ADAM 2. ADAM

SÜLÜK 1. SAHNE İÇ / ODA / GECE 1.ADAM 2. ADAM SÜLÜK 1. SAHNE İÇ / ODA / GECE 1.ADAM 2. ADAM Karanlık bir oda görülür. Ortada bir masa vardır ve masanın bir köşesinde 1. Adam oturmaktadır. 40 lı yaşlarda saçı başı dağınık ve keyifsizdir. Önünde içki

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı ve faydalı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz.

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Orhan benim için şarkı yazardı

Orhan benim için şarkı yazardı 70'li yılların ünlü ses sanatçısı ve sinema oyuncusu Yıldız Tezcan, 21 yaşındayken Orhan Gencebay ile büyük aşk yaşadığını, ancak o dönem çöpçatanlıklarını yapan Sevim Emre'nin sonradan Gencebay'ı elinden

Detaylı

Küçüklerin Büyük Soruları-3

Küçüklerin Büyük Soruları-3 Küçüklerin Büyük Soruları-3 Yayın no: 185 ALLAH IN GÜZEL İSİMLERİNİ NEDEN ÖĞRENMELİYİM? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen/kapak: Zafer Yayınları Isbn: 978 605 4965 09 0 Sertifika no: 14452 Uğurböceği

Detaylı

01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ. PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir.

01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ. PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir. MAYIS 2017 BÜLTENİ 01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir. SALI Çiftçi çukurda oyunu oynuyoruz. Çamurlara

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright

Her hakkı saklıdır. Ticarî amaç ile basılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 1 LİMONLU KEK Şule: Mutlu günler. Ahmet: Mutlu günler. Şule: Bugün nasılsın? Ahmet: Çok mutluyum. Şule: Bu harika bir haber. Eeee söyle bakalım, bugün hangi yemeği yapalım? Ahmet: Dur biraz düşüneyim Şule:

Detaylı

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe. Sitti Cemili ve Meryem im Ben çocukken pek çok Arapça hikâye dinledim anneannemden. Sitti Cemili den anneanne diye bahsetmek de tuhafmış. Arapça da onun adı Sitti yani benim ninem. Söylemeden geçemeyeceğim,

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO: A2 DÜZEYİ ADI SOYADI: PASAPORT NO: NOT OKUMA 1 KARADENİZ TURU Metin Bey: Merhaba! Görevli: Merhaba efendim, buyurun! Nasıl yardımcı.(1)? Metin Bey: Ben bu yaz ailem ile bir tura çıkmak istiyorum. Bana

Detaylı

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) ÖZEL GÜNLER Aşağıdaki önemli günlerden

Detaylı

Kahraman Kit Misafirlikte

Kahraman Kit Misafirlikte Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project

Detaylı

CİN ALİ İLE BERBER FİL

CİN ALİ İLE BERBER FİL ....... CiN ALl'NIN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin To'Ju ' 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΤΩ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΤΩ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ.:

Detaylı

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek!

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek! Kızlar, ben geldim, dedi Gönül Hanım. Hav! Cimcime! Bu köpek nereden geldi? Sen zaten hiç köpek sevmiyorsun! dedi Cimcime. Evde köpeğin ne işi var? Miyav! Miyav! Miyav! diye ağladı kedi Köfte dığı odadan.

Detaylı

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz. Aşağıda Emek vererek Yazmış olduğumuz yazı ve bilgileri 5 dakika ayırıp okur inceler ve bizden ücretsiz bir örnek kayıt dosyası talep ederseniz. Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim

Detaylı

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA 1. HAFTA TARİH : 01 MART 2016 04 MART 2016 KONU : YEŞİLAY 1- Yeşilay nedir? Ne işe yara? Faaliyetleri nelerdir? Nefes akciğer yapalım. Vücudumuzu 2- Sigara ve alkolün zararlarını hep birlikte öğrenelim

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler. MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi

Detaylı

NENE HATUN MESLEKi VE TEKNiK ANADOLU LiSESi REHBERLiK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ AYLIK BÜLTEN BAŞARI

NENE HATUN MESLEKi VE TEKNiK ANADOLU LiSESi REHBERLiK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ AYLIK BÜLTEN BAŞARI NENE HATUN MESLEKi VE TEKNiK ANADOLU LiSESi REHBERLiK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ AYLIK BÜLTEN BAŞARI SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI MESLEK SEÇİMİ Çağımızın En Büyük Hastalığı: Sosyal Medya! SOSYAL AĞLARIN

Detaylı

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi Asuman Beksarı J. Keth Moorhead Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır. sözünü Asuman Beksarı için

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK YENİ YIL Bizlere kutlu olsun. Sizlere kutlu olsun. Eski yıl sona erdi, Yepyeni bir yıl geldi. Bu yıl olsun mutlu bir yıl, Bu yıl

Detaylı