Demokrasi masalı buraya kadar!

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Demokrasi masalı buraya kadar!"

Transkript

1 Bayramlar, çocuk teröristler ve yaşamı değersiz insanlar 16 ğustos ta Şehit Kemal Mahallesi nde ara sokaklara giren kolluk kuvvetleri 7 yaşındaki Hasan Borak ın peşinden evlerine kadar gelerek, evinin avlusunda hem çocuğu hem de onlara engel olmaya çalışan annesini darp etmişlerdi. Bu sırada evde bulanan baba Nezir Borak da olaya müdahale etmiş ve bunun üzerine çocuğu gözaltına alamayan faşist kolluk kuvveti, Borak ı başından silahla vurarak ağır yaraladı. Hastaneye kaldırılan ve ölümden dönen Borak, şimdi yatalak durumda... 5 çocuklu Borak ailesinin geçimi de ailenin 15 yaşındaki tamirci çırağı olan ve 40 TL haftalık alan Mazlum un küçük omuzlarına kalmış durumda. krabaların cüzi yardımları ve ayarlanmaya çalışılan engelli maaşı ailenin tek umudu 7 yaşındaki bir çocuğu terörist ilan eden faşist devletin kolluk kuvvetleri, hiçbir yerde zulmünü esirgemedi Borak ailesinin üzerinden. Şırnak ta köylerini yaktı, büyük kardeş İbrahim i bu köy yakmaları sırasında katletti, Mersin e göçe zorladı. Ne de olsa Borak ailesi Kürt ulusundandı. Yani devlet, bu aileyi öldürebilir, cesedini yakabilir, tanınmaz hale getirebilir, çocuklarını terörist ilan edebilir, Enver Turan ı katledebilir, küçük bedenlerini roketatar ya da yaşından büyük sayıda mermiyle parçalayabilir ya da hapse atabilirdi! İmha da edebilirdi inkar da! Sayfa 4 İşçi-köylü Demokratik Halk İktidarı İçin Sayı: 73 * 1-14 Ekim 2010 * Fiyatı: 1.50 TL * ISSN: X Demokrasi masalı buraya kadar! vcı iken av olan bir kontrgerillanın çırpınışları Ünlü polis/kontrgerilla şeflerinden, kitabı yazmadan ve kendi isteğiyle merkeze alınmadan önce Eskişehir Emniyet Müdürü olarak görev yapan Hanefi vcı, Haliç te Yaşayan Simonlar. Dün Devlet Bugün Cemaat adıyla bir kitap yazdı. Yer yerinden oynadı! Kitap yüksek tirajlarla 5 baskı yaptı. Korsanlarının miktarını bilinmiyor. Yaklaşık 600 sayfalık kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm Devlet, ikincisi Cemaat! Birinci bölümde devletin yaptıklarını, ikinci bölümde ise Cemaatin (Fetullah Gülen Cemaatinin) icraatlarını, esas olarak da polis içindeki örgütlenmesini anlatıyor vcı kitabında. Sayfa 7 İşçi-köylü den Referandum sonuçları ve olası bazı gelişmeler 4 Sayfa 15 Sınıfsal Yaklaşım Ne 12 Eylül mazidir ne de ona karşı mücadele! Sayfa 3 Referandum öncesi, demokrasi için oy isteyen KP, sandıklar açılır açılmaz gerçek yüzünü göstermekte gecikmedi. Bize anlatılan demokrasi masalı da sona ermiş oldu. Hakkâri de yaşanan saldırıda 9 kişi katledildi. KP suçluyu birkaç saniyede buldu. ncak adres gösterdiği PKK, saldırıyla ilgisi olmadığını açıkladı. Köylüler saldırıyı devlet güçlerinin yaptığına inanıyor. TZP-Kurdi nin anadilde eğitim talebiyle başlattığı okulları bir hafta süreyle boykot eylemi de KP nin saldırılarından nasibini aldı. Özellikle bölgedeki okullar polis, asker ve jandarma terörüne sahne oldu. Hakkâri de boykotun intikamı: KTLİM 16 Eylül günü Hakkâri nin Geçitli (Peyanis) köyü yakınlarında yola döşenen mayının köylüleri taşıyan minibüsün geçişi sırasında patlaması sonucu dokuz kişi öldü. Referandum tartışmaları sıcaklığını korurken, Hakkâri de yaşanan saldırı ile ülke gündemi bir anda değişti. Benzerlerine daha önce sıkça tanık olduğumuz katliamın üzerinden birkaç dakika geçmeden devlet failleri buldu. BDP ile hükümet arasında yapılması planlanan görüşmelerden hemen önce ve PKK nin ilan ettiği tek taraflı eylemsizlik kararının bitmesine dört gün kala gerçekleşen bu saldırı yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. SILMYIP BESLENEN LERE UYGULNN HÜCRE TİPİ ZULÜM; DİRİ DİRİ GÖMME... Hakkâri uzunca bir süredir devletin özel olarak üzerinde durduğu-hedef seçtiği illerin başında geliyor. Kürt halkına yönelik her türlü saldırıya karşı en radikal duruşun sergilendiği bölgede, gerillanın büyük bir prestiji var. Sandıklar açılırken beklentisi sorulan Erdoğan ın Hakkâri dışında bir sorun olacağını sanmıyorum sözleri de bu yönelimin işaretlerini taşıyor. Hakkâri halkı referandumda yüzde 94 lük bir boykot oranı ile tarihi rekora imza atmıştı. Sayfa 4 ğırlaştırılmış müebbet cezası olan tutsaklara uygulanan tecrit, son süreçte özellikle Tekirdağ F Tipi Hapishanesi nde yaşanan yeni hak gasplarıyla yeniden gündeme geldi. Çeşitli hapishanelerde günde 5-6 saat uygulanan havalandırma haklarının daha da kısıtlanması ve koşullarının sürekli ağırlaştırılması üzerine tutsaklar çeşitli biçimlerde direnişlerini sürdürüyor. ğırlaştırılmış müebbetten hükümlü tutsaklardan li Gülmez ve Muzaffer Öztürk içinde bulundukları koşulları anlatan ayrıntılı bir mektubu gazetemize yolladılar. İdam cezasının kaldırılmasından sonra yerine getirilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla tutsakların hangi ortamda yaşama mahkûm edildiği, ölünceye kadar tek kişilik hücrelerde fiziki ve psikolojik ne tip tahribatlar yaşandığının anlatıldığı mektupta özellikle hapishane idarelerinin kendilerine verilen geniş yetkilere dayanarak bir de disiplin cezalarıyla ağır olan tecrit koşullarının daha da ağırlaştırılması vurgulanmaktadır. Sayfa 5 Göğün yarısı Her gün Fatmagül le aynı suçu işliyoruz! Sayfa 2 Sosyalist Demokrasi Partisi ve Toplumsal Özgürlük Platformu na yapılan operasyon, Devrimci Karargâh operasyonu olarak lanse edildi, 13 kişi hukuksuz bir şekilde tutuklandı. Hapishanelerde tecridin kaldırılması talebiyle nkara ya yürüyen TYD lılar Bolu da faşistlerin linç saldırısına uğradı. Saldırı sırasında hiçbir şey yapmayan polis, saldırıdan sonra TYD lıları gözaltına aldı. KP nin demokrasisi bir avuç asalağın dizginsiz sömürüsüdür. Hukuksuzluğun, temel hak ve özgürlüklere saldırıların artmasıdır. Evrensel bakış Irkçı yükselişe inat, emekçiler hedefe kilitleniyor Sayfa 11 SİZE BOYKOT D YSSK! İmha ve inkâr politikaları, Kürt ulusu ve en çok da Kürt çocukları her gün yeni bir saldırıya maruz bırakılıyorlar. Her seferinde dile getirilen Kürt ulusunun anadil talebi, bu kez de Kürt Dili ve Eğitim Hareketi (TZP-Kurdi) Platformu nun başlattığı okul boykotu eylemiyle gündeme getirilmiş oldu. Kürt ulusunun haklı ve meşru mücadelesinin önemli bir ayağını oluşturan anadilde eğitim bu kez de hakkın bizzat sahipleri, bozuk eğitim sistemlerinin belki de en mağdurları tarafından talep edildi. Sayfa 5 Pusula Sınıf mücadelesinde eğitilmiş güçlerin rolü Sayfa 12 Esenyurt işçileri hukuk mücadelesini kazandı Sendikadan istifa etmedikleri için işten çıkartılan belediye işçilerinin hukuk mücadelesinde mahkeme heyeti, 54 işçi için işe iade kararı verdi. Sayfa 8 Sisin ardında uzanan bir tarih: htamar Kilisesi 19 Eylül günü, inkarla geçen 95 yılın ardından, uzunca süredir tartışmalı olan ayin gerçekleştirildi. htamar; kiliseleri tahrip etmek, ya camiye ya da müzeye çevirmek politikasından kurtarılmayı bekliyor hala. Sayfa 6 llianoi antik kenti gömülüyor Bergama ilçe sınırları içinde yer alan llianoi antik kentindeki tarih katliamı sadece tesadüftür. Su kaynağı az uzağında bulunsaydı, kent sular altında kalmayacaktı. O zaman da bu alanda yapılan baraj haklı mı sayılacaktı? Sayfa 13 srın projesinde direniş kazandı srın projesi olarak tanıtılan Marmaray, sadece devasa bir yapıt olarak değil, bünyesinde yaşanan direniş ve zaferleri de beraberinde alarak tarihe geçecek. Sayfa 9 Kadın cinayetleri ve bir İstanbul masalı 3 Mart 2009 da Etiler de bir çöp konteynırında parçalanmış cesedi bulunan Münevver Karabulut cinayetinin faili Cem Garipoğlu nun duruşması 24 Eylül günü Bakırköy dliyesi nde görüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da sabah saat dan i t i b a r e n oradaydı Sayfa 2 C M Y K

2 flçi-köylü 73 2 / YEN KDIN 1-14 Ekim 2010 GÖ ÜN YRISI Her gün Fatmagül le ayn suçu iflliyoruz! Önce toplum olarak, yap lan reklamlarla bir güzel haz rland k! Beren Saat e nas l tecavüz edilecekti! Zaten bir önce oynad dizi flk- Memnu da kocas n n ye enini ayartan kad n olarak h nc - m z bilenmifl, Türk aile yap s na yönelik bu sald - r yla nefretimiz körüklenmiflti(!) Gerçi ye enle olan iliflkilerini (özellikle de cüretkar sahneleri) gözümüze k rpmadan izlemifltik ama bu iliflkiyi lanetlememizi engelleyecek kadar da de il! Tam her fley bitmifl, Yasak flk n taraflar ndan Bihter hak etti- i cezayla topra a, Behlül de bilinmeze gönderilmifl, bizim içimize de bir ferahl k gelmiflti ki, flimdi de karfl m za yeni bir soruyla ç kt lar. Fatmagül ün suçu ne? Soru buydu, ama bizim toplum olarak tart flt - m z fley Fatmagül e nas l tecavüz edildi i oldu, internette bu sahneyi izlemek için t klama rekorlar k rd k. Böylece (ataerkil) Türk ün gücünü bir kez daha dosta düflmana göstermifl olduk(!) Kanal D de sa olsun, ayn bölümü defalarca yay mlayarak, interneti yeterince kullanamayan seyircilerinin içini ferahlatt. Kad na yönelik her türlü sömürü, bask, yok sayma, fliddet, sald r vs.nin tarihinden bahsederken en eski ça lara, s n flar n bile daha ortaya ç kmad dönemlere gitmek zorunday z. Çünkü tüm bu sald r biçimlerinin tarihi o kadar eskidir. O zamanlardan bu yana tecavüz sald r s da kad na yönelik hiç ara vermeden yaflanm fl, sadece toplumdan topluma, dönemden döneme toplumdaki alg lan fl biçimi ufak tefek farkl l klar arz etmifltir. Kimi zaman tecavüz kad n n kendisine de il sahibine (baba, efl, erkek evlat) yönelik suçlardan say ld için, hele de bu sahip asil bir aileye mensupsa en a r biçimde cezaland r lmas na tan k olunsa da, her zaman kad n n suçu sabit görülerek kimi zaman yasalarla ama esas olarak da toplumsal olarak cezaland r lan hep ama hep kad n olmufltur. Kad n n kendisi bile suçlu oldu una öylesine inand r lm flt r ki, bafl na gelenleri anlatmas ço unlukla suçunu itiraf etmekle özdeflleflmifltir. Zaten bu ve benzeri nedenlerle, bu sald r ya dair verilen istatistikler buzda n n hep görünen k sm na dair olarak kalm flt r/kalmaktad r. Sadece evlilik içi tecavüz vakalar n n say s tespit edilebilse dahi buzda n n görünmeyen k sm n n nas l büyük bir kütle oldu u ortaya ç kar. Türkçede tecavüz yerine rza geçme kavram n n kullan lmas bile bafll bafl na bir bak fl aç s n yans t r. Tecavüz eden kifli, kad n n rz n (namusunu) kirletmifl say l r (kendisi hep temiz kal r!). Irz - na geçilen kad n art k namusunu yitirmifltir, kirletilmifltir! Tecavüz için bofluna Her tecavüz, llah diye bir varl n olmad n n kan t d r diye söylenmemifl. Tecavüz bireye yaflat lan en i renç sald r d r çünkü. Bu yüzden de tecavüz, cinayetten sonra kiflinin bedenine yap lan en büyük sald r olarak nitelendiriliyor. Zira Bu sald r yaln zca ma duru de il ayn zamanda ailesini ve toplumsal iliflki içinde oldu u tüm çevresini etkileyerek, bir kriz oluflturuyor. Bu konunun aç lmas na vesile olan Fatmagül ün suçu ne? filmi olsa da, dizinin yay mlanmaya bafllamas yla birlikte bunlar n tart fl lmamas n ilginç/flafl rt c bulabilmeliydik asl nda. ma tecavüzün bir suç ve fliddet olarak alg lanmad, tersine cinsellikle özdefllefltirildi i toplumsal koflullarda bu durum, hiç de flafl rt c ya da ilginç gelmiyor bize. Tecavüz kültürü ile flekillenmifl bir cinsel altyap ya sahip toplumda tecavüz sahnesinin bir fantezi olarak t klanma rekorlar k rmas n garipsemiyoruz. Tecavüz gibi kad na yönelik cinayetlerden sonra gelen en dehflet verici suçun cezas n n kad na çektirildi i bir toplumda Fatmagül ün suçu ne sorusuna verilen sen kalk gecenin bir vakti dar elbiseyle orman n içinde dolafl, sonra da vay bana tecavüz ettiler, vay benim rz ma geçtiler, vay k zl m gitti de... türünden yorumlar yapan/onaylayan milyonlarca insanla birlikte yaflayabiliyoruz. Peki tek tek bu milyonlar m suçlayaca z? Tecavüzün cinsellikle özdefllefltirildi i bir toplumda bunun bir kültür haline gelmemesini beklemek hayalcilik olmaz m? Nihat Genç, Bizler Yeflilçam daki tecavüz sahnelerini izleyerek mastürbasyon yapm fl bir nesiliz. Kimse bizden temiz duygular beklemesin diyor. Gerçeklik gerçekten de böyleyken, Türk aile yap s na, genel ahlaka vs. vs. uygunluktan dem vurmak, gizlemeye bile lüzum görülmeyen bir ikiyüzlülük örne i de ildir de nedir? Ya peki bize bunlar söyleten dizinin yap mc s için de bir fleyler söylemek gerekmez mi? Sosyalistler elbette sansür olgusuna karfl d r ancak bu konularda zaten yaral olan bir toplumda pornografik kültürü besleyecek/meflrulaflt racak yap mlarla yaran n daha da derinlefltirilmesi ifade özgürlü- ü nün s n rlar içinde yer almaz/alamaz. Zira bu durum, toplumsal bir suça ifltirak etmekten baflka bir anlam tafl mamaktad r. Dizinin yap mc lar, pazarlayanlar, bize sunanlar bu suça ifltirak etmektedirler. Tecavüz sahnesini, toplumsal bir yaraya parmak basmak amac yla gösterilmesi yalan n da ortaya atmas nlar hiç. Bu, en baflta yaratt tart flmalar n ana ekseni aç s ndan do ru de ildir. Zira tart flmal sahneyi, kafalar uyuflturucu ve alkolle iyi olan 3 ü zengin 4 gencin o anl k dürtülerine kap l p iflledikleri bir fiil gibi izledik ekranda. Sabah kendilerine geldiklerinde hepsi bin piflmand, durumu ailelerine duyurmadan çözme derdindeydiler. Hatta hala Fatmagül ün girdi i floktan dolay konuflamad n ve kendileri hakk nda bir fley söyleyemedi ini ö rendiklerinde onlarla birlikte hafiften biz de rahatlad k. Sinema sanat böyle bir fleydir. Yönetmen hangi taraftan anlat yorsa onunla özdefllefltiririz kendimizi. Kimi zaman katilin taraf nda yer al r z kimi zaman polisin... Burada da alkolün, uyuflturucunun arkas na gizlenmiflti her fley. Kimi sözde bilim insanlar da tecavüzü, erkeklerdeki karfl konulamaz, denetlenemez itkilere ba lamaktad rlar. ma flimdiye kadar bu karfl konulamaz itki, sokak ortas nda, herkesin gözü önünde harekete geçmemifltir ne hikmetse. Karanl kta, kimsenin göremeyece i yerlerde birden denetleyememektedirler kendilerini nedense! Burada Fatmagül ün ac lar n es geçmedik elbette ama bunu yaparken bile tecavüzcü gençlere daha bir anlay fll yaklaflt k. Belki de Fatmagül ün yengesinden daha çok tiksindik. Bir kad n olmas na karfl n Fatmagül ü suçlamas bize daha i renç geldi, toplumun flekillendirdi i s radan bir kiflilik olmas na karfl n! ma ne yaparsak yapal m, ne düflünürsek düflünelim bir türlü bu gençlerden yeterince i renemedik. Yeflilçam n ünlü tecavüzcüsü Coflkun u yolda görsek midemiz bulan rken, Fatmagül ün tecavüzcüleri ne ayn fliddetli hislerle donanamad k bir türlü! Hatta ilerleyen bölümlerde Fatmagül ün niflanl s kaç p gitti inde onu da anlay flla karfl lay p ba fllayaca m zdan emin olabiliriz. ma eksenimize bir türlü Fatmagül oturamayacak. Zira dizide 100 sahne varsa sadece 10 u onun ac lar na dairdi. Hastane yata nda periflan yatarken bile saf abisinin durumu gözlerimizi yaflartt da bir türlü bu insanl k suçuna maruz kalan Fatmagül le yeterince özdefllefltiremedik kendimizi. ma bize ne hissettirirlerse hissettirsinler, biz Fatmagül ün suçunu unutmad k elbette. Çünkü ayn suçu bar fl elçisi olarak geçti i Gebze de tecavüze u rad ktan sonra öldürülen Pippa Bacca da ifllemiflti. Çünkü tecavüze u rad ktan sonra, bedelini hayat yla ödeyen Güldünya Tören in suçu da onlar nkiyle ayn yd. Yani k sacas ezilen emekçi kad nlar n yaflamaya mecbur b rak ld, tecavüz kültürüyle donat lm fl, erkek egemen, sömürücü bir toplumsal formasyonda yaflama suçunu ifllediler onlar. Yani t pk bizim gibi... Kad n cinayetleri ve bir stanbul masal : Münevver Karabulut Münevver Karabulut davas ; Münevver, 3 Mart 2009 da, Etiler de bir çöp konteyn r nda parçalanm fl bedeni ile bulundu- Nefret cinayetleri protesto edildi rem Okan n 20 Eylül günü eflcinsel oldu u gerekçesi ile 20 yerinden b çaklanarak katledilmesi LGBTT taraf ndan yap lan bir eylemle protesto edildi. Taksim tramvay dura nda bir araya gelen LGBTT kurulufllar Nefret cinayetlerinin sorumlular devlet sistemidir yaz l pankart açarak Okulda iflte evde transseksüeller her yerde, Susma hayk r eflcinseller vard r vb. sloganlar att - lar. Burada kurumlar ad na yap lan aç klamay Berat Görgülü yapt. Nefret cinayetlerinin sistematik oldu unu ve devletin tüm bu cinayetlerini görmezlikten geldi ini belirten Görgülü lezbiyen, gey, biseksüel bireylerin yaflam n her alan nda yer ald klar n ; yok olmay, görünmez olmay reddettiklerini belirtti. Eyleme Yeni Demokrat Kad nlar da kat larak destek verdi. ( stanbul) Ev emekçisi iflçi kad nlar, güvencesizli in ve taciz-tecavüzün gölgesinde çal fl p ekmeklerini kazanmaya çal fl rken; erkek egemen düzenin canlar n yakt yetmezmifl gibi bir düzen temsilcisi burjuvafeodal medyan n erkek kalemflorlar n n afla lay c hakaretlerine u ruyorlar. Sabah gazetesi kalemflorlar ndan Hasan Bülent Kahraman, 12 Eylül de köflesinde Kad n bulmak zor ifltir bafll kl bir yaz yay nl yor. Hayat nda kad nlardan can yanmam fl erkek herhalde yoktur diye bafllayan yaz n n kad n cad ilan edece- ini anlamakta zorluk çekmiyoruz. Küçüklü ünden beri evlerinde kad n iflçileri çal flt racak kadar rahat yaflayan Kahraman, bu yaz yla ev emekçisi kad n iflçilerin örgütlenme sorunlar na de inmifl! Kendince, erkek egemen diliyle! Lakayt, laubali, serkefl, sakar, dikkatsiz, özensiz olmayan bir ev iflçisi bulman n zorlu una(!) de- inen Kahraman, kad n iflçileri afla lamaya devam ediyor. Örne in Sonra stanbul a tafl nd m. Önce Hatice yi buldum. Ya da her zaman oldu u gibi efl dost, benim için buldu. O da iyi bir insand. O da çok çilemi çekti. O da hassast. Derken ayr ld. Muhtemelen beni b rakan di erleri gibi hamile kald ve çocuk do urmaya gitti diye yazan Kahraman, yaz boyunca iflçiler için undan bugüne kad n cinayetleri ile ilgili davalarda bir örnek olagelmifltir. Henüz 17 yafl nda bir gençti Münevver, sevgilisi(!) zengin, fl mar k, züppe velet Cem Garipo lu taraf ndan hunharca katledildi inde Her gün Münevver davas sürekli gündemde olmas na ra men bir türlü yakalanam yordu katil Garipo lu. Cinayeti Cem G. nin tek bafl na ifllemedi ine dair onlarca delil ortadayken suçlu, katil sadece Cem G. imifl gibi gösteriliyordu. Mesela dli T p Kurumu Münevver in çamafl - r nda iki tür sperm buldu unu aç klam fl, ancak k sa bir süre sonra bu delil karart lm flt vs. Dönemin stanbul Emniyet Genel Müdürü Celalettin Cerrah baflta olmak üzere egemen feodal düzen temsilcileri Karabulut ailesine ahlak dersleri vermeye ve k zlar na neden sahip ç kmad klar n sormaya bafllad lar. Bir süre sonra adeta pazarl k kokan olaylar dizisi sonras Cem G., ci er yerken yakaland! Tabi bundan sonraki hukuki süreçte Cem G. nin lehine iflledi/iflletildi. Önce canavar ilan edildi. ma sonra gerek erkek egemen düzen temsilcileri gerekse de burjuva-feodal medya taraf ndan Münevver in ne ahlaks z oldu u halka pompa edilerek Cem G., hem halk n gözünde hem de hukuksal anlamda masumlaflt r lmaya çal fl ld. Bu davada yaflanan, yaln zca, erkek egemen düzenin kad n öldürülen olsa dahi suçlu oldu- u ve erke in kad n katletmesinde mutlaka Ev emekçisi kad n iflçiler pazarlanm yor Say n(!) Kahraman bir örgütlenmenin yarat lamamas ndan, iyi(!) bir kad n iflçi bulman n ne kadar zor oldu undan yani Türkiye nin henüz o kadar modernleflemedi inden yak n yor. Kad n iflçi aramay da, halimden anlad ve halime ac d için elindeki kad nlar edip eyleyip bir imkân bulup bana da ayarl yor ama onlar da gene hamile kal p evi terk ediyordu tarz afla lay c sözlerle, sanki kad n iflçiler pazarlan yormufl gibi anlatan Kahraman yaz s n Sorun büyük: Kad n ar yorum sözleriyle bitiriyor. Bu yaz n n yay nlanmas n n ard ndan Ev flçileri Dayan flma Derne i Giriflimcileri (E DDER) bir bas n aç klamas yay nlayarak Kahraman k nad klar n aç klad lar. ç klamada Taciz, tecavüz, fliddet, afla lanma ve hakaret hikâyeleriyle; sigortas z ve güvencesiz çal flan, kimi zaman maafl n alamayan, hiçbir gerekçe gösterilmeden iflten at lan kad nlara yönelik bu hakaretleri ve afla lamalar k nayan E D- DER, Kahraman n ne kendilerinden ne de ifl bulma kurumundan haberdar oldu unu söyledi. Ve ekledi Biz de çok dertliyiz: Toplumsal sorunlara angaje olan ve bizim örgütlenme çal flmalar m za ilham kayna olmay baflaracak düzeyde organik entelektüel bulmak cidden çok zor iflmifl! (H. Merkezi) Sakine fltiyani ye Özgürlük Eflini öldürdü ü ve zina yapt iddias ile ran da idam edilmeyi bekleyen zeri kökenli Sakine fltiyani nin suçsuz oldu u kesinleflmesine ra men ran Hükümeti taraf ndan katledilmek isteniyor. Her Cuma Kad n cinayetlerini durduraca z fliar ile eylemlerini sürdüren Kad n Cinayetlerini Durduraca z Platformu 16 Eylül günü Ca alo lu nda bulunan ran Konsoloslu u önünde bas n aç klamas hakl bir sebebi oldu u anlay fl ve uygulamas de ildi elbette Garipo ullar srail ve merika ile çok yak n ticari -ve bunun getirisi olarak siyasi- iliflkileri olan büyük bir patron grubu! Cem G. nin amcas Hayyam G. ve babas Nida G. TC nin komprador burjuvazisinin ileri gelen patronlar ndan yani! Dolay s yla güçlü/zengin/ezen den yana olan adalet sisteminin Garipo ullar lehine dönüyor. fiimdiye kadar ad hep hukuksuzluklarla geçen, ifladam Mehmet Nida G. nin bile hiçbir ipucu olmamas na ra men tahliye edildi i mahkemelerden sonuncusu 24 Eylül günü Bak rköy 4. r Ceza Mahkemesi nde görüldü. Mahkeme öncesinde Karabulut ailesinin iste iyle Kad n Cinayetlerini Durduraca z Platformu (KCDP) olarak bir araya geldik ve bu mahkeme sürecine eylemlerimizle nas l dâhil olaca m z konufltuk. Örgütlü kad nlar n bu davaya dahil olmas demek, adalet sisteminin ezenden yana iflleyen çark n t kayacakt. Mahkemenin olaca hafta kad nlar mahkeme önüne ça ran KCDP imzal bildiri ve afifl haz rlad k. Bildirilerimizin Taksim, Befliktafl ve Bak rköy de toplu flekilde da t m n yapt k, stant kurarak kad nlarla iletiflim sa lamaya çal flt k. Mahkeme günü (24 Eylül), da, Bak rköy- ncirli Metro stasyonu önünden Bak rköy dliyesi önüne yürüdük. Biz Münevverlerin anneleri, ablalar, k z kardeflleriyiz. Münevver için adalet istiyoruz!, Baflka Münevverler olmayacak, Zengine/erke e de- il kad nlara adalet, Parayla adalet sat lamaz! sloganlar ile yolu keserek adliye önüne geldik. Burada platform ad na Berna Görgülü bir aç klama yapt. Görgülü Katillerle iflbirli i içinde olan devletin, polisi, medyas, yarg sistemi gibi kurumlar yla cinayetin üstünü örtme giriflimlerinin fark nday z ve buna izin vermeyece- iz dedi. Görgülü nün ard ndan Münevver in annesi Nagehan ve babas Süreyya Karabulut da birer aç klama yaparak, katil Garipo lu ailesinin adil biçimde yarg lanmas n istedi. Bas n aç klamas n n ard ndan haz rlad - m z siyah çelengi adliyenin iç kap s na b rakarak, burada mahkeme boyunca oturma eylemi yapt k. Oturma eylemi sloganlarla sürerken baz platform üyeleri aile ile birlikte duruflma salonuna girerek duruflmay takip etti. Duruflma s ras nda Cem G. nin ve avukat n n tav rlar na öfkelenen aile tepki gösterdi. Bunun üzerine Platform üyeleri de Garipo ullar na katilsiniz diyerek tepkilerini dile getirince salondan d flar ç kar ld. Çok say da jandarma, polis ve sivil gibi unsurlar n varl ve mahkeme heyetinin KCDP nin eylemini kastederek ba rsan z da ça rsan z da karar m z etkileyemezsiniz yorumlar da oldukça dikkat çekici bir durumdu. Bu söylem, eylemin, ezenlerin yan nda yer alanlara verdi i rahats zl ve mahkeme heyetinin ne kadar tarafl oldu unu da gösteriyordu. Duruflma 26 Kas m a ertelenirken yaklafl k 3 saat süren oturma eylemimizi Münevver in avukat n n yapt aç klama ile sonland rd k. ( stanbul Yeni Demokrat Kad n) gerçeklefltirdi. Eylemde fltinyani nin resimlerinin bulundu u dövizler aç ld. Platform ad na aç klamay yapan Birsen Kaya, fltiyani nin kocas n bir baflkas n n öldürdü ünün kesinleflti ini, ancak buna ra men fltiyani nin kad n oldu u için ölümü bekledi ini söyledi. ç klaman n ard ndan platform bileflenleri taraf ndan oluflturulan bir heyet ran Konsoloslu u ile görüflme talebinde bulundu. Görüflme talebinin reddedilmesinin ard ndan heyet, polislerin sözlü tacizleri ile karfl karfl ya kald. ( stanbul) Gözyafllar m z ayn renktedir, dillerimiz farkl olsa da! KCK nin ateflkes sürecini bafllatt nda, ateflkesi bitirece ini aç klad ilk tarih olan 20 Eylül öncesi, 18 Eylül de, stanbul Taksim de bir araya gelen Bar fl nneleri 3 saat süren bir oturma eylemi gerçeklefltirdi. teflkesin kal c olmas için art k devletin ad m atmas gerekti ini belirten Bar fl nneleri, ayr ca Hakkari-Geçitli de yaflanan patlamay ve katliam protesto ettiler. BDP Kad n Meclisi taraf ndan düzenlenen eylemde Kürtçe ve Türkçe Operasyonlar biz durduraca z, Ölümlere geçit vermeyece iz ve Bar fl biz getirece iz yaz l pankartlar aç ld. Bar fl nnelerine yönelik rkç ve cinsel tacizlerin yafland eylemde, kad nlar kendi güvenliklerini alarak tacizleri önledi. (H. Merkezi) Kad n Cinayetlerini Durduraca z! Çevrenize bir bak n! Her an sizi çok seven ve saç n z okflayan baban z, y llarca beraber yaflad n z kavga edip güldü ünüz erkek kardefliniz, sayg yla yaklaflt n z akrabalar n z ya da çok sevdi iniz sevgiliniz taraf ndan öldürülme tehdidi alt nda yafl yorsunuz. Etraf n zdaki di er kad nlar gibi! 7. Hafta 17 Eylül Cuma günü Kad n cinayetlerini durduraca z slogan ile Taksim Tramvay Dura- ndan Galatasaray Lisesine yürürken Kad n Cinayetlerini Durduraca z Platformu olarak, yol boyunca yapt m z ça r yla tüm kesimleri eyleme destek vermeye ça rd k. Lise önünde yap lan oturma eyleminin ard ndan aç klamay fiair Ruhan Mavruk yapt. Mavruk, Eskiflehir de 11 yafl ndaki Öznur Ulufliden in taciz edildikten sonra vahflice katledildi ini, Kad köy de Gülbeyaz pek in insafs zca b çakland n belirterek katillerin yarg lanmas ve gereken cezay almas n istedi. ç klanman n ard ndan konuflma yapan Münevver Karabulut un annesi Nagehan Karabulut, bunca eyleme ve bunca tepkiye ra men devletin katilleri korudu unu ve delilileri yok etti ini söyleyerek, Türkiye de adalet sisteminin olmad n ifade etti. Eylemde Münevver Karabulut un 24 Eylül Cuma günü görülecek davas na kat l m ça r s yap ld. 8. Hafta 24 Eylül Cuma günü yapt m z eylemle; Kocaeli de yine k skançl k yüzünden Zeycan ydo du nun iki ay önce evlendi i efli taraf ndan tornavida ile ve stanbul da Fatma B. isimli kad n n efli taraf ndan dövülerek öldürülmesini protesto ettik. yr ca Bursa da rem Okan isimli transseksüel bir kad n n, on iki yerinden b çaklanarak öldürülmesini de protesto ederek, katilin cenazenin üzerine tüm travestilere ölüm yazan kâ t b rakarak eflcinsellere karfl nefreti gözler önüne serdi ini belirten aç klamay fievval K l ç okudu. ( stanbul YDK) Ezilen kad nlar uyan nca bir ülke uyanacak! Kad nlar aya a kalkt nda bir ülke kurtulacak!

3 1-14 Ekim / SINIFSL YKLfiIM flçi-köylü 73 SINIFSL YKLfiIM NE 12 EYLÜL MZ D R NE DE ON KRfiI MÜCDELE 12 Eylül devletin yeniden kurulmas d r. Vehbi Koç Üzerinden 30 y l geçmesine karfl n 12 Eylül ün devam etmekte/yaflamakta oluflunun temel nedenini çok yönlü etki gücünde araman n ötesinde koflullar irdelemekte bulmak gerekiyor. Neden gerçeklefltirildi ini, bir baflka deyiflle amac n do ru biçimde anlayabilme halinde, ifllevine dair süreklili in gere i çözülmüfl demektir. Bu da bizi 12 Eylülle hesaplaflma denilen kavram karfl s nda do ru bir yere oturtacak ve bu konuda çeflitli tav rlar sergileyen odaklarla kurulan iliflkilerde sa l kl sonuçlar üretilmesine neden olacakt r. Buna duyulan ihtiyaç elbette bugün ortaya ç km fl bir sorun de ildir ve bu çerçevede tav r al fl ve sorgulay fllar hep yap lm flt r. ma üçüncü ony l dönümünde yap lan 2010 referandumuyla toplum önünde yo un bir gündem ve güncelleme yaflayan 12 Eylül 1980 darbesini yeniden okumak ve bu süreçle beraber de erlendirmek gerekmifltir. Zira sorunu geçmifl bir olgu olarak ele al fl ve bir tak m önde görünen aktörleri üzerinden tart flmaya kalk fl n büyük bir manipülasyon ve aldat fla karfl l k gelmesi söz konusudur. Nitekim egemenlerin bütün kesimlerince yap lmak istenen ve yine büyük bir ittifak yaratan hadisenin bu olmas yeterince uyar c de ildir. Öyle ki çok çeflitli sol çevreler de bu büyük koalisyonda yer almakta sak nca görmemektedir. 12 Eylül, demokrasiye inanc n kaybetmifl 3-5 generalin, dikta heveslisi bir eylemi olarak gösterilmekte, yanl fl bir yol, abart l bir tasarruf olarak nitelenmekte ve fakat sistemin kendi mant ve ç karlar na yönelik sa lama karfl s nda hemen çöken dayanaklar tafl maktad r. 12 Eylül, her fleyden önce egemen s n flar n bir operasyonudur ve emperyalizmin ç kar ve hedefleri do rultusunda gerçeklefltirilen boyutuyla faflist-kemalist diktatörlü ün korunmas ve güçlendirilmesine hizmet etmifltir. Faflist devlet yap s n n yeniden kurulmas derken kast edilen gerçeklik, egemen s n f ç karlar na yönelik tehdit alg lamas d r. Güvenlik kavram n n öncelenmesi, kitlelerin can güvenli i örgüsüyle sarmalanm fl ve dizginsiz bir terör ve sömürüyü koflullam flt r. Kuruluflundan günümüze kadar rejimin bütün tasarruflar hangi amac tafl yorsa 12 Eylül de o çizgide durmaktad r ve baz benzerleri gibi yaln zca yöntem baz nda bir farkl l ktan söz edilecektir. Ordunun devreye sokulmas emperyalizmin döneme ait yayg n bir yöntemidir ve bunu ça ran genel kriz koflullar ve konjonktürden ba ms z olmayan s n f mücadelesinin kaydetti i aflamayla do rudan ilgilidir. Bu nedenle de sonraki süreç ve günümüzde görece eskiyen (yöntem olarak) bir pozisyona savrulmufl ama getirdikleri sayesinde yaflayan bir statü de elde etmifltir. Bundan sonra ona temel teflkil eden kurumlardan vazgeçilmesi asla söz konusu olmayacak, ancak tahkim ve revizyondan bahsedilebilecektir. nayasa da de iflimler ve dahas bütün olarak yeni bir anayasan n 12 Eylül le kaydedilen aflamadan kopukluk tafl mayaca bellidir. 12 Eylül, kendisini 82 nayasas nda cisimlendiren bir sistemin ad d r ve egemenlerin bundan köklü bir kopufl yapmas n beklemek büyük bir safl k olacakt r. Bu manada de iflim ad na gerçekleflen bütün ad mlar n esas çekirdek d - fl nda bir anlam ve yenili i vard r ama özüne dokunulamayaca gerçe i de iflmeyecektir. ksini düflünenler 12 Eylül ün nedenleri ve koflullar n do ru okuyamamakta, bunlar n gerektirdi i ihtiyac n süreklilik tafl d n kavrayamamaktad r. Emperyalist-kapitalist sistemin ç karlar na ayk r bir düzenin ancak emekçi s n flar n irade dayatmas ve neticede üstünlük sa lamas yla kurulaca gerçe i unutulmamal d r. Buna ayk r her durum, ancak sürecin ve koflullar n getirdikleri ba lam nda biçimsel oynamalarla kendini ifade etmektedir. skeri darbelerin gözden düflmesi, sorunun di er araç ve yöntemlerle giderilmesi ve giderilebilece inden ötürüdür. Bu nedenle de daha az baflvurulan bir silah haline gelmifl ancak hiç kuflkusuz ortadan kald r lmam flt r. Önceden oldu u üzere uluslararas sürecin neler getirece ini kestirmek zordur ve ifllerin daha sarpa saraca dönemlerde darbe olgusu öncekilerden çok daha fliddetli versiyonlar yla arz- endam etmekten geri durmayacakt r. Zaten 12 Eylül ün özüne de il tarz na yönelik bir elefltiri üzerinden prim toplama takti inin yeniden üretim amac tafl d n da görmek gerekiyor da MESS Baflkan olan Özal, 12 Eylül den önce Baflbakanl k Müsteflarl na getirilmifl, IMF ve DB nin talimatlar yla 24 Ocak kararlar n n haz rlanmas na baflkanl k etmifl ve 12 Eylül ün Ekonomi Bakanl n üstlenmifltir. Seçimler sonras nda ilk sivil baflbakan olmas ve daha sonralar c.baflkanl kat na yükselmesi tesadüfî de ildir. Özal n devam y z diyen Tayyip Erdo an gerçe i, 12 Eylül ün kesintisiz haline somut bir kan t oluflturmaktad r. 12 Eylül, art k birçok belge ve bilgiyle daha net ortaya sürüldü ü üzere BD önderli indeki emperyalizminin dünya çap nda yaflad 70 li y llar krizinin (1974 petrol kriziyle derinleflen süreç) -bir dizi ülkede oldu u gibi- sonuçlar üzerinden devreye girmifltir. Bunu bütün boyutlar yla okumak; bir yandan ekonomik krizle yo un iliflkisini sorgularken, di er yandan Ortado- u daki süreç, CENTO ve SETO nun da lmas, ran n çizgi d fl na ç k fl, Rus sosyal-emperyalizminin fganistan iflgali hatta Yunanistan daki geliflmelerle (lbaylar Cuntas, NTO dan ç - k fl) birlikte de erlendirmek gerekir. ma elbette istikrar n her bak mdan yitirmifl ve sars nt l nöbetler geçiren bir devlet söz konusudur ve ifllerin daha vahim bir noktaya varmamas için müdahale kendini gelip dayatm flt r: Türkiye nin içinde bulundu u ekonomik kriz NTO çevrelerinde de endifle uyand r yor. NTO nun generalleri, en uzak müttefikleri Türkiye de istikrar sa lanmas için Türk meslektafllar ile görüflmelerde bulunuyorlar. New York Times, ) Durumu en iyi ortaya koyacak yöntem, 12 Eylül ün icraatlar ve izledi i politikalara bakmaktan baflka yeniden organize sürecinde yapt klar n irdelemektir. Bunlar n görece doz ve yo unluk fark na ra men devam etmesi de yaflama/sürme olgusunun anahtar d r. Bütün devrimci, demokrat, yurtsever güçlere, bütün örgütlülüklere yönelen 12 Eylül, üst düzeyde fliddetle birlikte yürütülen yo un bir ideolojik kampanyan n ad d r ve depolitizasyon süreci ile toplumun yeniden dizayn edilmesini hedeflemifltir. Bunda elde etti i sonuçlar n s n f mücadelesi karfl s nda ve yine ekonomik krizler nedeniyle u rad erozyon ve yetmezli in dayatt noktada revizyonlar geçirmekte, tahkimat sürekli bir hal almaktad r. Bugün yaflanan budur ve egemen s n flar n sistemi yaflatmaya çal fl rken 12 Eylül le vedalaflma gibi bir flans n n olamay fl da buradan anlafl lmal d r. 12 Eylül ün önceki dönemlerden kopar lmas ve sanki yepyeni bir devlet yap s kurmufl gibi gösterilmesi, bu ba lamda fetifllefltirilmesi de bir di er aldanma halidir. Onu önceki darbeler, hatta sivil uygulama ve politikalardan koparma hali, t pk günümüzden soyutlama tarz nda, istisnai ve geçmifl, geride kalm fl bir olay haline getirme çabalar ndan farks zd r. rt k hemen herkesin a z na dolad bilançosu elbette son derece a r ve yüklüdür, büyük bir travma ve y k m halidir ama bunun üstesinden gelinemeyecek büyük bir yenilgi oldu una indirgendi inde, yenilenen bir acz ve çaresizlik (umutsuzluk) psikolojisi üretmektedir. Faflizmin rüfltünü tekrar ispat etme, gücünü yeniden kabul ettirme ve yenilmezlik, y k lmazl k apoletlerini kuflanmaya çal flmas na hizmet eden bu durum, günümüzdeki öncelikle ele al nmas gereken hususlar n bafl nda gelmektedir. 12 Eylül e yenilgi tak s n n eklenmesiyle kendini daha kötü hissettiren bu ruh halinin üstesinden gelinmesi kolay olmam fl ama bu arada u ranan çok yönlü kay plar katlanm flt r. 12 Eylül, egemen s n flar n devletiyle savafl n, büyük bir isyan ve direniflin aç k sahada a r darbeler almas ve bir tür yenilgiye u ramas d r ama tutsak edilen komünist ve devrimcilerin bir dizi alandaki bafl e mezli i ve ölümüne direnifliyle de devrim mücadelesinde srar ve kararl l n tan olmufltur. Dönemin muhasebesinin yeterli bir biçimde yap lmad, dolay s yla hem sürecin üstesinden gelme, hem de zamanl olarak toparlanma ve yeniden aya a kalkman n gecikti inden söz edilecektir ama daha önemlisi aradan geçen 30 y la karfl n s n fsal temelde yeterince güç oluflturacak bir mevziinin örülememesidir. Buna getirilecek istisnan n hem de büyük kazan m ve potansiyel yaratan yönüyle Kürt ulusal mücadelesi oldu u aç kt r ama onun da ulusal eksende dönen ve belli s n rlar aflamayan karakteri 12 Eylül le güçlendirilen sistemi ve dizayn edilen toplumsal yap y sarsacak boyutlar kazand ramam flt r. Bunun böyle olmas elbette karakteristik bir durumdur ama devrimci hareketin bu süreçle iliflkilenmesinde yaflanan sorunlar n da bu durumda etkili oldu u gerçe i görmezden gelinemez. Nitekim sürece müdahale ba lam nda yeterli olunamad müddetçe düflülen artç konumun do urdu u sonuçlar her geçen gün kendini daha görünür k lmaktad r. Burada artç pozisyona düflmeme ad na sosyal-floven bir konumlan fla girenlerin özünde tafl d klar ar zal hal, karfl -devrimle kucaklaflman n her türlü riskini tafl maktad r. 12 Eylül le hesaplaflmay dönemin aktörlerinin yarg lanmas ve belli hak gasplar na karfl sonuç alma mücadelesine indirgeyenler, ne bunun gerçek manas yla mümkün olamayaca ne de esas mücadelenin d fl nda bir yerde konumland klar n n fark ndad r. Elbette sistemi farkl biçimde tan mlay p da 12 Eylülleri bir usul hatas, istisnai bir raydan ç k fl olarak görenlere sözümüz farkl d r ama ma duriyet üzerinden yol alanlar n da ayn zeminde kulaç att klar ndan söz etmek gerekiyor. Nitekim bu durum Ergenekon ve türevi davalardan ya ç karma, sistemde gedik açma, domuzdan k l koparma sevdas ndan vazgeçmemeyi de içine almaktad r. 12 Eylül nayasas n bir dönemin azizli i, askeri rejimin ürünü olarak tarif etme üzerinden sivil anayasa talepli hareket oluflturanlar n bir k sm da bu oyuna alet olmaktad r. Nitekim anayasalar n esas olarak köklü bir dönüflüm, bir devrim ürünü olarak flekillendi i gerçe- inden bihaber olman n halk anayasas, demokratik anayasa vb. türden giriflimlerle bu geleneksel komediye prim vermesine tan k olunmaktad r. 12 Eylül ya da baflka biçimiyle bu rejimin anayasas ancak tahkim edilir, onar - l r, makyajlan r. Onu de ifltirmenin yolu onu üreten sistemi de ifltirmekten geçer. Yeni (demokratik) anayasa bu de iflim, yani devrimin sonucu flekillenecektir. ksi durumda anayasac l k oynaman n fanteziden öte bir anlam yoktur. Komünistlerin, devrimcilerin bir program sahibi olmas, sisteme müdahale flans elde ettiklerinde neler yapacaklar na ait bir liste oluflturmalar baflka bir fley, bunu anayasa formunda sunmalar baflka bir fleydir. Günümüzdeki tart flmalar ve yönlendirme, k s r döngü ve aldatma kampanyalar n n ortas na alternatif bir anayasa ile ç kmak bu çorbaya tuz atmaktan baflka bir ifle yaramayacakt r. 12 Eylül ün bütün kurum ve kurallar ile ayakta olmas gerçe i, mücadelenin 30 y l önceki icraatlara karfl hak mücadelesiyle s n rland r lamayaca n n kan t olarak görülmelidir. Bunun egemen s n flar n bir kli i taraf ndan istismar ndan hareketle daha çapl bir kampanya örmeye kalkanlar ancak yan ltma ve aldatmaya kan tafl m fl olmaktad r. Egemenlerin ikiyüzlülü ünü teflhir için bu duruma, bu trende ayak uyduran bir durufl sergilemek yerine, olan bitenlerin teflhirine ve 12 Eylül ün yaflayan haline yönelmek gerekir. Elbette geçmiflin teflhiri ad na bir k s m faaliyetler yürütülmeli, belli projeler örgütlenmelidir ama bunu tam da egemen s n flar n çekmek istedi i zeminden ç kan bir tarzda gerçeklefltirmek gerekir. Düzen partilerinin faflist karakteri, 12 Eylül le öz itibar yla çeliflik bir yön tafl mamas, dahas onun ürünü olarak flekillendi i gerçe i hem ana politikalar hem de temel felsefe ve durufllar yla sabittir. Bunun üzerine derinleflmek yerine, daha ince ve etkili yöntemlerden dolay flimdilik itibar n kaybetmifl bir yönteme, darbecili e vurma üzerinden yeni bir yönlendirme ve aldatma kampanyas na giriflenlere dolayl da olsa destek vermek kabul edilemez. Bunlar n kendi çat flmalar üzerinden gelifltirilen darbe karfl tl - tart flmas n n 12 Eylül e uzanmas ve anayasa tart flmalar na bulanmas süreci çabuk unutulmufltur. Egemenlerin gündem tuza na düflme hali terk edilmedikçe, o çokça zikredilen özne olman n baflar lmas mümkün de ildir. *** Düzeltme: 72. Say m zda S n fsal Yaklafl m köflesinin bafll nda ve sondan üçüncü paragraf n ilk cümlesinde yer alan taraf sözcükleri yanl fll kla bitaraf olarak yaz lm flt r. Bu hatadan dolay okurlar m zdan özür dileriz. Kriz sermayeye te et, emekçileri ise deldi! ma geçmedi! 2007 de mortgage (ev kredisi) balonunun patlamas yla ç kan kriz, yap - lan tüm zirvelere, al nan tüm önlemlere ra men atlat labilmifl de il. Kriz bitti söylemi birkaç defa kullan lmaya çal fl ld ysa da; Yunanistan, spanya, Dubai gibi ülkelerin batma noktas na gelmeleri gerçe in ne oldu unu tekrar gösterdi. Derecelendirme kurulufllar - n n asl nda halk yan ltmaktan baflka bir amaç tafl mad klar bir kez daha ç kt ortaya. Par lt lar döküldükçe, alt ndaki çöküntü göründü. Ekonomik kriz, ülkeler aras nda bir ayr flma olmadan tüm dünyay etkiledi. Emperyalizmin tüm dünyay bir a gibi sard günümüzde bundan farkl bir durum da düflünülemezdi ya, krizin psikolojik oldu- unu iddia edenler yine de flanslar n denediler. Krizler kapitalizmin yap sal özelliklerindendir ve her geniflleme (gönenç) döneminden sonra sermayeyi bir bunal m (kriz) dönemi beklemektedir lü y llarda otuz y lda bir görülen krizlerin s kl günümüzde birkaç y la inmifl durumdad r. Kapitalizmin ilk dönemlerine göre flimdi en büyük farkl l k krizlerin art k küresel yaflanmas d r. Sistem bir krizden ç kamadan di erini üreterek kendini devam ettiriyor. fiimdiki durum için sviçre Federal Teknoloji Enstitüsündün bir yetkili Balonlar için mükemmel bir ortam mevcut. Bugün tek bir balon yok, fakat çok say da balon var ( , Dünya Gazetesi) diyerek gerçe i dillendiriyor. yn habere göre yeni oluflan befl balon ise Fortune Dergisi taraf ndan Çin ekonomisi, BD hazine fonlar, flist rezervleri, pamuk, alt n fleklinde s ralan yor. Yani sistem büyük bir k s r döngü içerisine girmifl durumdad r ve yak n zamanda burjuva kalemflörlerin deyimiyle tünelin ucunda hala bir fl k görünmemektedir. Burjuvazinin daha fazla kâr h rs ile oluflturdu u balonlardan biri patlarken di eri flifliyor, mekanizma böyle iflliyor. Krizin etkisi her ülke taraf ndan ayn flekilde hissedilmedi i gibi her s n f aç s ndan da ayn hissedilmedi. Küresel kriz dünya genelinde ekonomik durumdaki kutuplaflmay art rd. Türkiye de de durum, yap lan aç klamalara karfl n farkl de il. Krizle ilgili de erlendirmelerde bir te etlik mevcuttur, do rudur ama bu sadece büyük sermaye gruplar için geçerlidir. Halk için ise tam tersi bir durum yaflanmaktad r ve geçmifl falan da de ildir. Sermaye gruplar n n kârlar aç kland Yaz aylar nda peflpefle sermaye gruplar ile ilgili veriler aç kland. Hepsinin ortaklaflt nokta büyüklerin kâr n n katland yd. stanbul Sanayi Odas n n ( TO) Türkiye nin Büyük Sanayi Kuruluflu ( SO 500) araflt rmas n n sonucuna göre 2009 da 500 büyük flirketin kâr yüzde 31.4 oran nda artt ( , Dünya Gazetesi). SO 500 de çal flan say s ise bir önceki y la göre 311 bin kifli azalm fl ( , Radikal). K sa bir süre sonra aç klanan ikinci 500 de de durum hiç farkl de il. Kâr n nas l art r ld, at lan iflçi say s ile bir ölçüde aç klan yor. ma tablonun tamam na SO Baflkan Tan l Küçük ün SO 500 ü aç klad toplant daki sözleriyle bakal m tarihli Dünya gazetesinde haber flöyle yer al yor: Rapor sonuçlar na iliflkin olarak... sanayicilerin her anlamda verimlili ini art rarak kendi üzerine düfleni yapt n, ekonomi yönetiminin de izledi i faiz politikalar ile finansman giderlerinin azalmas na imkan sa lad n ifade eden Küçük Evet, bugün geldi imiz nokta itibar yla krize karfl mücadelede önemli kazan mlar sa lanm fl, olumlu bir zemin yakalanm flt r. ma her zaman ifade etti imiz üzere art k önümüzdeki mesele sa lanan kazan mlar n korunmas ve ortarak devam ettirilebilmesidir dedi. Sanayicilerin her alanda verimlili- i, iflçi ç kartma, kalan iflçileri daha fazla çal flt rma yani mutlak art -de eri art rma yoluyla sa lad n biliyoruz. Zaten veriler de bunun kan t. Tofafl, Erdemir, Vestel gibi birçok holdingde iflçilerin at lmas ndan sonra kalan az say da iflçi daha fazla çal flt r ld halde ücretlerinde yüzde 35 lik oranda bir düflüfl yap lm flt. Birçok iflyerinde kriz gerekçe gösterilerek esnek üretime geçildi. Öncesinde de gerekti i gibi yap lmayan sigorta ödemeleri tamamen b rak ld vs. Evet, Tan l Küçük ün dedi- i gibi sanayiciler bir s n f olarak üzerine düfleni yapm flt r. Devlet de, iflçilerin grevlerine askerini-polisini göndermekle yetinmemifl; faiz politikas n, liran n de erini en büyükler in iste ine göre ayarlam flt r. Burada önemli olan sermayenin temsilcisi Küçük ün bundan sonras için kazan mlar n korunmas ve art r lmas hedefidir. Yani emekçilerin üzerine binen yük art r lmaya çal fl lacak. Hedefleri çok net! Emekçilerin, ekonomik durumu kötüleflti Emekçiler bu süreçte bir taraftan iflsizlikle, pahal l kla u rafl rken di er taraftan hükümetin ç kartt SSGSS ile, esnek çal flma yasalar yla, emekli yafl yla vs. u raflt lar. Emekçilerin ço- unlu u asgari ücretin alt nda bile çal flmaya raz olurken, hane halk bafl - na ayl k ortalama tüketim harcamas 1688 TL olarak hesaplan yor. Türkiye de en üst gelir grubundaki yüzde 20 lik kesim toplam gelirin yüzde 46,7 sini al rken, en düflük gelir grubundaki yüzde 20 sadece yüzde 5,8 pay al yor. ( , Radikal) Krizle birlikte köylüler de y k m anlam na gelen borç sarmal n n içine daha fazla girdi. nkara Ticaret Odas n n raporuna göre köylülerin bankalardan ald borç son bir y lda yüzde 20, ödenmeyen borçlar ise yüzde 45 artt.( , Radikal) Bu süreçte halk n ümü ünün s - k lmas n n bir di er yolu da art r lan ceza ve vergiler oldu. Öyle ya; sermaye gruplar na karfl l ks z verilen paray bulman n kolay yollar ndan biri de buydu. stanbul Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler Odas n n ( SMMMO) yapt araflt rmaya göre 2008 de vergi, trafik, yarg, idari alanlar ndan 14,9 milyar liral k ceza kesen devlet, 2009 da bu rakam % 23,5 art rarak 18,5 milyar lira toplad. ( , Evrensel) Türkiye krizden ç k yor mu? Di er ülkelerde oldu u gibi Türkiye de de say larla oynanarak durum daha iyi gösterilmeye çal fl l yor. Krize hiç girmeyen (!) Türkiye için ayn kifliler krizden ç kt k demeye bafllad lar. Türkiye de geçen hafta yay mlanan verilere göre son 7 aydaki cari aç k geçen y l n ayn dönemine göre yüzde art flla 24 milyar 230 milyon dolara ulaflt. ( , Dünya) hracat n ithalat karfl lama oran ise yüzde 59. ( , Dünya) Bu verilerin anlam paras ödenmeden d - flar dan bolca ithalat yap ld d r. Yunanistan, Macaristan ve daha birçok ülkede krizin cari aç kla patlad na dikkat çekmekte fayda var. Verilerin di er anlam da; Türkiye de üretimin yeterli olmamas, d flar ya ba ml l n gittikçe derinleflmesidir. Tüm bunlar orta yerdeyken krizin bitti i ifadesi hükümetin demagojisidir. Emekçi s n flar n krizde haklar n koruyamad, iyi bir s nav veremedikleri aç kt r. Emekçilerin örgütsüz yap - s bunun esas nedenidir. Egemen s n flar n, yükü emekçiler üzerine bindirme hedefi ne kadar netse; bizim de krizin ve yüzy llard r halklar m za çektirdikleri ac lar n bedelini onlara ödettirme hedefimiz o kadar net! Bunun için, emekçiler aras ndaki örgütlenme çal flmalar m z yo unlaflt rmal y z...

4 flçi-köylü 73 4 / DENGE ZD 1-14 Ekim 2010 Hakkâri de boykotun intikam ; KTL M Referandum tart flmalar s cakl n korurken Hakkâri de yaflanan sald r ile ülke gündemi bir anda de iflti. Benzerlerine daha önce s kça tan k oldu umuz katliam n üzerinden birkaç dakika geçmeden devlet failleri buldu. BDP ile hükümet aras nda yap lmas planlanan görüflmelerden hemen önce ve PKK nin ilan etti i tek tarafl eylemsizlik karar n n bitmesine dört gün kala gerçekleflen bu sald r yeni tart flmalar da beraberinde getirdi. 16 Eylül günü Hakkâri nin Geçitli (Peyanis) köyü yak nlar nda yola döflenen may n n köylüleri tafl - yan minibüsün geçifli s ras nda patlamas sonucu dokuz kifli öldü, dört kifli yaraland. Devlet suçluyu birkaç saniyede buldu! 16 Eylül günü Hakkâri nin Geçitli (Peyanis) köyü yak nlar nda yola döflenen may n n köylüleri tafl yan minibüsün geçifli s ras nda patlamas sonucu dokuz kifli öldü, aralar nda çocuklar n da oldu u dört kifli yaraland. fiiddetli patlamay duyan köylüler olay yerine ak n etti. Köylüler patlaman n hemen yak nlar nda iki çanta dolusu may n buldu. Sald r duyulur duyulmaz birkaç dakika içinde aç klama yapan devlet, failleri an nda ilan ediverdi: PKK nin ifli. Baflbakan Erdo an, patlaman n PKK taraf ndan yap ld n iddia ederek tehdit savurmaktan da geri durmad. Elde hiçbir kan t yokken, patlaman n araflt r lmas için herhangi bir soruflturma-operasyon bile bafllat lmam flken devlet katliam PKK nin üzerine att. Sonraki günlerde de bu tutumunu sürdüren devletin yetkili a zlar, eylem tarz n n PKK ninkine benzedi ini iddia ederek psikolojik savafl harekât n sürdürdü. ç l m n teknik direktörü çiflleri Bakan Beflir talay n büyük bir gayretle sürdürdü ü bu iddialar ne kadar do ru? Daha önce önemli dönemeçlerde gerçekleflen ve kamuoyunda yo- un tart flmalara neden olan eylemler-sald r lar bu aç klamalara kuflku ile bakmam z gerekti ini ö retiyor y l nda fi rnak n Güçlü Konak ilçesinde Koçyurdu köyünde köylüleri tafl yan bir minibüs tarand, 11 kifli yaflam n yitirdi. O zaman da haber duyulur duyulmaz devlet sald r y PKK nin üzerine y km flt. Olay yerinde araflt rma yapan nsan Haklar ndan Sorumlu eski devlet bakan dnan Ekmen, 13 y l sonra sald r - y PKK nin de il devletin gerçeklefltirdi ini söylemiflti. 29 Eylül 2007 de fi rnak n Beytüflflebap ilçesinde Befla aç (Hemkan) köyüne giden minibüste bulunan 12 kifli kurfluna dizildi. PKK ye mal edilmeye çal fl lan sald r n n J TEM taraf ndan yap ld ortaya ç kt. 27 May s 2009 da Hakkâri Çukurca da may n patlamas sonucu yedi asker hayat n kaybetti. Devlet yine bildi imiz üzere hiç zaman kaybetmeden sald r y PKK nin yapt n ilan etti. ncak daha sonra komutanlar aras nda yap lan telsiz konuflmalar deflifre olmufl, may nlar n TSK taraf ndan döflendi i aç a ç km flt. TSK kendi askerine may n koyarak öldürmüfltü. Geçitli de (Peyanis) ne oldu? Patlamadan bir süre sonra PKK yapt bir aç klama ile sald r ile bir iliflkisinin olmad n duyurdu. Patlama, korucular n gözetleme kulübelerine çok yak n bir yerde gerçekleflti. flin ilginç yan patlamadan birkaç gün önce bu koruculara burada ifliniz kalmad denilerek izin verilmesiydi. Dahas bu bölgede yaprak k m ldasa operasyon düzenleyen devlet, PKK nin yapt n iddia etti i böyle bir sald r n n ard ndan hiçbir operasyon yapmad. Köylülerin anlat mlar na göre patlamadan sonra bölgeye gelen askerlerin telsizlerinden iki çantam z kald onlar hemen bulun anonslar duyuldu. Bunun üzerine askerler köylülerin buldu u çantalar almak istedi. Köylüler buna karfl koyunca çat flma ç kt. MKE yap m oldu u ortaya ç kan patlay c lar hakk nda ancak köylülerin zorlamas ile tutanak tutuldu. yr ca çantada Kara Kuvvetleri Komutanl 8 nci na Bak m Merkezi Komutanl, fyonkarahisar, Balistik Koruyucu Kombozit Bafll k Kullanma K lavuzu QP- 2120, Doküman no: KSK:107 yaz l bir belge de bulundu. Devlet birkaç dakika içinde suçluyu buldu- unu ilan etti. ncak patlaman n araflt r lmas için de k l n k p rdatmad. radaki çeliflki devletin failleri bildi ini ve psikolojik savafl yürüttü ünü düflündürüyor. maçlanan n ise bölge halk ile PKK yi karfl ya getirmek oldu u ise yeterince aç k. Peki bunun için neden Hakkari-Geçitli seçildi? Sorunun cevab için referandum sonuçlar bize ipuçlar verebilir. Sen misin boykot eden! Hakkâri uzunca bir süredir devletin özel olarak üzerinde durdu u-hedef seçti i illerin bafl nda geliyor. Kürt halk na yönelik her türlü sald r ya karfl en radikal duruflu sergileyen ve çat flmalar n hiç durmad bölgede gerillan n büyük bir prestiji var. Bayramda flehit düflen gerillalar yüz binlerle ba r na basan halk, devlet için büyük bir tehdit ayn zamanda. Hakkâri devletin özel savafl yürüttü ü yerlerin bafl nda geliyor. Sand klar aç l rken beklentisi sorulan Erdo an n Hakkâri d fl nda bir sorun olaca n sanm yorum sözleri de bu yönelimin iflaretlerini tafl yor. Referandumda da Hakkâri halk yüzde 94 lük bir boykot oran ile tarihi bir rekora imza att. Tüm sald r, flantaj, gözalt ve tutuklamalara karfl n bölge halk devlete a r bir flamar indirdi. Sald r n n oldu u Peyanis köyünde ise boykot oran yüzde 100 oldu. Daha önce korucu olan Peyanis köyü referandum öncesi koruculu u reddetti. Köy ayn zamanda Ramazan bayram nda dokuz gerillan n öldürüldü ü alana da çok yak n. Gerillaya kucak açan-sahiplenen ve en radikal tutumu tak nan bölge halk, devletin hedefinde. Sald r için seçilen yer, devletin Kürt halk ndan intikam almak istedi ini düflündürüyor. Bölgede geçmiflte yaflanan faili meçhuller-katliamlar bunu düflünmemiz için yeterince veri sunuyor. Sabah ve Star dan Hakkâri yalanlar Hakkâri de yaflanan katliam sonras medya yine s n fta kald. Gazetecilik ahlak na s mayacak haberlere yer veren, hatta daha da ileri giderek psikolojik savafl n bizzat aktörlü üne soyunan para-medya yine ifl bafl ndayd. Yüksek Lisans n Genelkurmay Baflkanl - n n ofisinde yapan para-medyan n genel yay n yönetmenleri yine ald klar e itime uygun bir ifl ç kard. Erdo an birkaç saniye ara ile takip eden burjuva bas n hiçbir delil-kan t gösterme ihtiyac hissetmeden ve hayali senaryolar üreterek katliam n sorumlusu olarak PKK yi adres gösterdi. Çal k Grubuna devredilen ve Erdo an n damad n n da çal flt Sabah gazetesi bu yar flta yetenekleri ile öne ç kt. ntikam katliam bafll ile ç kan gazete, henüz savc l k ve polis taraf ndan bir soruflturma bafllat lmam flken hemen ertesi gün patlaman n nas l ve kimler taraf ndan yap ld n aç klad. Kaynak olarak da Hakkâri Emniyeti gösterildi. ncak bir sonraki gün haberin stanbul dan yaz ld ortaya ç kt. PKK nin aç klamas na ve köylülerin anlat mlar na ra men medya yine de suçluyu buldu una emindi. Hatta Star gazetesi bir ad m ileri giderek TV ekranlar ndan sesleri duyulan köylülerin Kahrolsun PKK sloganlar atarak jandarma ile çat flt n bile iddia etti. Peyanis köylüleri göçten vazgeçti Geçitli (Peyanis) köyünde yaflayanlar can güvenlikleri olmad için 22 Eylül de günü sabah saatlerinde eflyalar n kamyonlara doldurarak göç yollar na düfltü. ncak bölgenin ileri gelenleri ve BDP liler köyün ç k fl nda bekleyerek köylüleri karfl lad. Burada yürütülen görüflmelerin sonunda köylüler göç etmekten vazgeçerek geri döndü. Köylüler katliam n sorumlular n n aç a ç kar lmas n ve can güvenliklerinin sa lanmas n istiyorlar. (H. Merkezi) T KKO GER LLLRINDN ÇIKLM Elimize e-posta yoluyla ulaflan Dersim Bölge Komutanl imzal aç klamada: 13 ustos 2010 tarihinde Hozat a ba l Yenibafl (mutka) Karakolu na ekmek ve askeri malzeme tafl yan Hayati Bal k isimli flahsa ait araç TKP/ML T KKO ve HPG gerillalar taraf ndan yak lm flt r. rac n geçti i yolu a r silahlarla denetime alan gerillalar sular nda arac durdurup içindeki gece görüfllü termal kamera ve karakolda görev yapan Uzman Jandarma K demli Çavufl H. Hüseyin Çeviker ve karakola yeni atanan komutan yard mc s K demli Baflçavufl Nevzat Encüm e ait sicil evraklar na el koymufltur. Eylemin gerçekleflti i alana 6 saat sonra 2 kobra helikopter ve 2 Skorsky helikopterle müdahale eden düflman gücü, 1 saat sonra gücünü çekmifltir. Ertesi gün bölgeyi havan ve tank at fllar yla vuran düflman n sald r lar bofla ç km fl, eylem baflar yla sonuçlanm flt r deniliyor. Gerillalar al koyduklar Hayati Bal k la ilgili de; 1967 y l nda Dersim Çemiflgezek do umlu olan Hayati Bal k, Eylül 2009 da TKP/ML T KKO gerillalar nca arac na bomba konulan Hakk Bal k n kardeflidir. Sorgulanmak üzere al nan Bal k, 1926 y l nda kurulan ve 1938 katliam nda en aktif rol oynayan mutka Karakolu baflta olmak üzere Peyik (Ça larca), Pakire (Dalören), S rtikan (Yüceldi) karakollar na da ekmek ve çeflitli malzeme tafl maktad r. TKP/ML T KKO nun çeflitli uyar lar na kulak asmayan bu unsur, 9 May s 2010 tarihinde Ovac k ta ayn ifli yapt için arac yak lan Faysal K - l nç a dönük uyar eyleminden sonra yap lan uyar - lar da dikkate almam flt r. Eylem günü arac ndan ç kan malzemelerle suçüstü yakalanan unsur, sorgusunda suçunu kabul etmifl ve bu iliflkilenme a n n d fl na ç kaca n ifade ederek af dilemifltir. Suçu aç k olan Hayati Bal k n sorgusu devam etmektedir dediler. ç klama, Devletin Dersim de özel olarak da Hozat ta yayg nlaflt rd ajan-iflbirlikçi, fuhufl ve uyuflturucu a n n içine düflen-düflürülen tüm unsurlara dönük bir uyar eylemi olan eylemimiz, baflta Hakk Bal k, Erdal Bal k ve elimizdeki di er isimler aç s ndan hafife al nmamal d r. Eylemimiz Dersim in kültürüne, tarihine, onuruna yönelik sald r lara karfl gerilla cephesinden verilen bir yan tt r. Emekçi Dersim halk na sesleniyoruz; komprador patron-a a devletinin bu kirli sald r lar na karfl örgütlenip mücadele edilmedi i sürece bu sald r lar daha da artacakt r. Dersim de dost-düflman kavramlar n n siliklefltirilmeye çal fl ld bir atmosferde Dersimli emekçiler dün babalar na-dedelerine iflkence eden, katleden karakollara b rakal m askeri malzemeyi ekmek tafl man n ne derece düflkünce bir pratik oldu unu unutmamal d r. Dersim de karakollarla iliflkilenmek, fuhufla, operasyonlara, barajlara, köylülerin tutuklanmas na onay vermektir. Onurlu Dersimliler buna dur demeli, bu sald - r lara alet olanlar uyarmal, teflhir ve tecrit etmelidir. TKP/ML T KKO olarak bir kez daha hat rlatal m: Bu ve benzeri unsurlara yönelik ilk eylemimiz bu de ildir son da olmayacakt r! Düflman n her türlü kirli iliflki a na düflürülen unsurlar bir kez daha uyar yoruz. VZGEÇ N! ksi takdirde devrimci ve komünistler taraf ndan yarg lanmaktan ve cezaland r lmaktan kurtulamayacaks n denilerek sona eriyor. Dersim de birçok bölgeye girifl yasa Yaz süreci boyunca Dersim de birçok bölgeye sivillerin giriflini yasaklayarak yaylac lara büyük s - k nt lar yaflatan TC, yeni bir yasak daha uygulayarak yaz sürecinde elde edemedi ini bu dönemde baflarmay umuyor. Gerillay halktan kopararak ve bu bölgeleri insans zlaflt rarak gerillan n imhas n hedefleyen Genelkurmay, Dersim de 5 bölgeyi 17 Eylül-17 ral k 2010 tarihleri aras nda sivillerin girifl-ç k fl na yasaklad. Genelkurmay taraf ndan yap lan aç klamada, Dersim de 17 Eylül-17 ral k 2010 tarihleri aras nda sivillerin girifl-ç k fllara yasaklanan yerlerin Dersim-Pülümür ve Ovac k üçgenindeki Kad s rt Mevkii, Pülümür ile Naz miye ilçesi aras ndaki Dokuzkaya Vadisi ve çevresi, Ovac k, Hozat, Çemiflgezek ilçeleri aras ndaki libo az Vadisi ve çevresi, Dersim merkeze ba l Kutuderesi Vadisi ve çevresi, Dersim-Erzincan s n r n oluflturan Munzur da lar oldu u belirtildi. (Erzincan) OPERSYON SONUCU ÇIKN ORMN YNGINLRI KCK nin tek tarafl eylemsizlik karar na ra men faflist TC ordusu, Dersim baflta olmak üzere birçok alanda operasyonlara ç kmakta, bu s rada askerler ormanlar yakmaktad r. Dersim de son süreçte ç kar lan orman yang nlar bin hektarl k bir alan küle çevirmifl durumda. Dersim in Hozat ilçesine ba l libo az, Bozan Yaylas ile Ça r mevkiinde ormanlar yok olurken yüzlerce mefle ve canl y da küle çevirmifltir. Naz miye nin Dereova, taç nar (Zari) köyü k rsal nda ç kan yang n, 5 gün aradan sonra kendili inden sönmüfltür. Zaxgê köyünde bombard man sonucu ç kan yang n ise çevreciler taraf ndan söndürüldü. Dersim merkeze ba l Pilvank, Suat bölgesi, Babaoca- ile Laç Deresi mevkiinde ç kan yang nlar da kendili inden söndü. Pülümür ün Baflkaleci (Fenecik) köyü m nt kas nda yap lan askeri operasyon, ard nda yine orman yang n b rakm flt r. Mazgirt e sker yorulmaz operasyonlar durmaz BRJLR GEÇ T YOK! Devletin zirvesinde Kürt aç l m da olsa bar fl rüzgarlar da dalgalansa de iflmeyen bir gerçek varsa o da; operasyonlard r. Devlet ne kadar söylem de ifltirirse de ifltirsin on binlerce askeri ile gerilla av n sürdürmekte, da tafl bombalamaya devam etmektedir. Hakkâri nin Yüksekova ilçesi k rsal nda 21 Eylül de bafllayan operasyon yay larak sürüyor. Hakkâri nin Yüksekova lçesi ne ba l Esendere Beldesi nin fla Güveç (Xurekana Binî), Yukar Güveç (Xurekana Seri), Güvenli (fiahi), Y lmaz (Mori), Dilimli (Geli), Memkava, K rm z tafl (Muflan) köyleri ve bölgedeki yaylalarda bafllat lan askeri operasyon ran s n r ile ylava, Meflgan bölgelerini de içine alarak devam ediyor. 22 Eylül günü de Siirt-Mardin aras nda bulunan Mawa Da na askeri birliklerin sevk edildi i ö renildi. yn gün Mufl un Varto lçesi nde lçe Jandarma Bölük Komutanl na helikopterlerle asker ve askeri mühimmat sevkiyat yapt. Varto ya ba l Kayadelen (Kunav) Köyü k rsal nda ise, askerlerin geceleri stratejik tepelerde konumland klar edinilen bilgiler aras nda. (H. Merkezi) ba l taç nar (Zari) köyü k rsal nda ç kan orman yang n Bingöl s n rlar na dayand. Günlerdir devam eden yang n, köylülerce söndürülürken, onlarca hektar ormanl k alan yok oldu. Ovac k ta son 10 gündür Venk köyü, Mercan, Hanufla, Munzur Vadisi ile Çambulak bölgesinde devam eden orman yang nlar, 500 hektardan fazla mefle a ac n yok etti. yr ca yerel kaynaklardan edindi imiz bilgiye göre Ovac k a ba l ve daha önce boflalt lm fl Yalmanlar köyü karakol taraf ndan yak lm flt r. Ya benim olursun ya da cehenneme dönersin zihniyetiyle hareket eden TC çözümü a açlar ve önüne ç kan bütün canl lar yok etmekte bulmaktad r. Operasyonlar sonucu ç kan yang nlar n söndürülmemesi sonucu birçok köylünün ba ve bahçeleri de büyük zarar gördü. (Erzincan) KCK den eylemsizli i uzatma karar KCK taraf ndan 13 ustos ta ilan edilen eylemsizlik karar sürecin son günü olan 20 Eylül günü yap lan bir aç klamayla tekrar uzat ld. Son gün uzat lan bu tek tarafl eylemsizlik karar n n 1 hafta sürece i, bu zaman içerisinde son süreçte yaflanan geliflmelerin de erlendirilece i ve bunlar n sonucunda yeni bir aç klama yap laca, bu aç klama yap lana kadar tek tarafl eylemsizli in devam edece i bildirildi. yr ca yap lan aç klamada Hakkâri de yaflanan olaya iliflkin olarak hükümet, medya vs. organlar n kas tl olarak olay PKK ye mal etmeye çal flt na, suni gündemler yaratarak baz komutanlar hakk nda as ls z karalama kampanyalar na giriflti ine de inildi. Bu tür oyunlar n bilinçli birer politika oldu u ve bu kampanyalar n halk aldatmaya yönelik oldu u bildirildi. yn aç klamada anadilde e itim ve ö retim hakk için bafllat lan bir haftal k okul boykotu kampanyas na kat l m ça r s nda bulunuldu. nadilde e itimin temel bir hak oldu u belirtilip tüm halk n eyleme kat lmas ve destek sunmas istendi. Dersim de Karatepe-1 ile Haratepe-2 barajlar n n ihalesini alan Hazal Hidroelektrik fiirketi nin çal flanlar sondaj çal flmas için geldikleri kentte halk n büyük tepkisiyle karfl laflt. fiirket mühendislerinin sondaj çal flmas için geldi ini duyan çevreciler, siyasi parti ve sendika yöneticileri ile yüzlerce kifli yürüyüfle geçti. Dersim de yap lmas planlanan ve birço u hayata geçirilen baraj çal flmalar na karfl halk n tepkisi büyüyor. 14 baraj yap m için devlet projeleri ihaleye ç kart - yor. Karatepe-1 ile Haratepe-2 barajlar - n n ihalesini alan Hazal Hidroelektrik fiirketi nin mühendisleri arazide etüt çal flmas geldikleri bölgede güçlü bir protesto eylemi ile karfl laflt lar. Seyid R za Meydan nda bir araya gelen yüzlerce kifli mühendislerin kald fiaro lu Oteli ne do ru yürüyüfle geçti. Yürüyüfl boyunca kitle Barajlar yapmay n bafl n za y kar z, Dersim de baraj istemiyoruz sloganlar att. Otel önünde sona eren yürüyüflün ard ndan aç klama yapan Munzur Do a ktivistleri Sözcüsü Haydar Çetinkaya, Dersim i terk etmek istemeyen vatandafllar baraj çal flmalar - na karfl aktif olmaya ça rd. Eylemin ard ndan kitle baraj için gelen flirket iflçilerinin vadiye inmesine izin vermemek için nöbet tuttular. (H.Merkezi)

5 1-14 Ekim / DENGE ZD flçi-köylü 73 S ZE BOYKOT D YSSK! mha ve inkâr politikalar k skac ndaki Kürt ulusu ve en çok da Kürt çocuklar her gün yeni bir sald r ya maruz b rak l yorlar. Devletin art k sistemleflmifl bu sald r lar yla, yaflam n n her alan nda bir ulusu abluka ortas na al yor. Her seferinde dile getirilen Kürt ulusunun anadil talebi, bu kez de Kürt Dili ve E itim Hareketi (TZP- Kurdi) Platformu nun bafllatt okul boykotu eylemiyle gündeme getirilmifl oldu. Kürt ulusunun hakl ve meflru mücadelesinin önemli bir aya n oluflturan anadilde e itim bu kez de hakk n bizzat sahipleri, bozuk e itim sistemlerinin belki de en ma durlar. Kürt çocuklar üzerinden, bir hak oldu unu bir kez daha zihinlerimizde tazelemifl oldu. Sald r lar ndan bir ad m dahi geriye atmayan devlet eylem sürecinde r da okul boykotuyla ilgili broflür da tan befl çocu u gözalt na ald. Yine stanbul Üniversitesi nde okul boykotuna kat lan ö renciler polisin sald r s - na u rad. MEB in e itim- ö retimi sekteye u ratmak olarak nitelendirdi i, demokrat kimli- i ile göze çarpan baflbakan n da nadil diye bir fley yoktur. Bu devletin dili Türkçedir. Sözlerinden anlafl lan bir kez daha aç a ç km fl korkular. Öyle ki devlet a z ndan yap lan aç klamalarda boykotun hiçbir etkisi yok, sadece ilk hafta olmas dolay s yla ö rencilerin okula gelmedi i tespit edilmifl! Bir yandan böylesine etki görmedi ini anlatan sözcüler bir yandan da boykot eden çocuklar n ailelerine çocuklar n okula göndermemelerini sal k veriyor ve yasal ifllem uygulamakla tehdit ediyor. Referandumda en büyük boykot oranlar n n oldu u Hakkâri gibi illerde okul boykotu ayn seviyelerde olmasa da eylemin, egemenlerin korkular n büyüttü ü bir gerçek. MEB in yüzde 1 veya 2 civar nda olarak ortaya koydu u boykot sonucunun bunun çok daha üstünde oldu u aç kt r. Sistemleflmifl bu sald r lara tüm engellemelere inat verilen bu mücadele Kürt ulusunu hakl ve meflru mücadelesidir. Görev bu hakl ve meflru mücadeleye destek olmakt r. nadilin bir hak oldu unu daha yüksek sesle ba rmakt r. (nkara) ÜN VERS TEDE BOYKOT SLDIRI Demokratik Yurtsever Gençlik (DYG) üyesi ö renciler, TZP-Kurdi nin bafllatt anadilde e itim için okul boykotu kampanyas na destek için stanbul Üniversitesi ( Ü) Beyaz t Kampüsü önünde etkinlik düzenledi. Derslere girmeyen ve Z man rumeta mirove em perwerdahiye b z mane kurdi dixwazim pankart açan ö renciler, Kürt halk na imha dayat lamaz, Be z man jiyan na be diye sloganlar n att. ncak okul boykotuna eline geçen her f rsatta sald - ran devletin kolluk kuvvetleri, DYG lilerin de eylemine sald rd. Polis ö rencileri hakaretlerle darp ederek gözalt na ald. BOYKOT YOKLMCI POL S! TZP-Kurdi nin okullar anadilde e itimi için boykot karar verdi i okullar n aç ld ilk hafta boyunca polis, asker ve jandarman n okullarda terör estirdi ini söylemeye gerek yok san r z! Okul sabah, kimi zaman çocuklar ezdikleri ve Kürt halk na sald rd klar panzerle Kürt illerinin ara sokaklar n gezen devletin kolluk kuvvetleri; Çocuklar okula, ö retmeniniz sizi bekliyor! anonslar ile boykotun etkisini k rmaya çal flt. Baflar l olamayan polis, bu kez de Mardin in F rat lkö retim Okulu na giderek, yoklama fifllerini incelemifl ve okula gelmeyenleri tespit etmeye çal flarak fifllemifl, yani ilerde tutuklanacak ya da vurulacak Kürt çocuklar listesine ek yapm flt r! ND L TLEB Ç N KDINLR YÜRÜDÜ DÖKH ve TZP-Kurdî üyesi kad nlar, anadilde e itim talebine iliflkin zmir Konak ta bir araya gelerek bas n aç klamas yapt. Kad nlar, Bila perwerdahiya zimane Kurdî bibe zimanî fermî yaz l pankart açarak meflaleler ile yürüdü. Kad nlar n gerçeklefltirdi i yürüyüflün ön k sm nda ise anadil talebini içeren dövizler tafl - yan çocuklar dikkat çekerken, MKM li kad nlar erbanelerle yürüyüfle renk katt. Yap lan aç klamada, milyonlarca Kürt çocu unun her y l okullar n aç lmas yla boynu bükük kald ifade edilerek, anadilde e itimin olmas istendi. OKUL BOYKOTUN SÜRYNILERDEN DESTEK suri, Süryani ve Keldani Demokratik nisiyatifi, TZP Kürdi nin bafllatt okullar boykot karar n destekledi ini aç klad. Yap lan aç klamada Türkiye Cumhuriyeti nin, kuruluflundan bu yana, farkl dilleri kültürler ve inançlar üzerinde bask uygulad n söylendi. suri-süryan ve Keldani Demokratik nisiyatifi Türkiye deki zenginliklerin tam bir as r boyu, tek rk mant yla bir kenara itildi ini ve asimilasyon politikalar na tabi tutuldu unu vurgulayarak TZP Kürdi nin boykot karar - na destek verece ini aç klad. S ZE BOYKOT D YSSK... TZP Kurdi nin anadilde e itim için okullar boykot kampanyas askeri erkan epeyce telaflland rm fla benziyor. Referandumda boykotu terörize eden sistem, Kürt halk n tehdit etmekten de geri durmam flt. ncak buna ra men umdu unu bulamayan devlet, niyetini bu sefer daha net ifade ediyor. Okullarda anadilde e itim boykotuna her kademeden yetkilileri eliyle sald ran devlet, bununla yetinmeyerek jandarmas n da harekete geçirdi. 22 Eylül günü Diyarbak r n Dicle lçesi nde boykot nedeniyle okullar gezen jandarma, okula gitmeyen ö rencilerin listesini okul müdürlerinden ald. Boykotun destek gördü ü ilçede bulunan Kocalan Yat l lkö retim Bölge Okulu na giden jandarma ekipleri, okula gitmeyen ö rencilerin listesini isterken, baz okullarda da okul yönetimi gelmeyen ö rencilere kitap verilmeyece i tehditlerinde bulundu. ULUCNLR: B R D REN fi MEfiLES 26 Eylül 1999 sabaha karfl nkara Ulucanlar Hapishanesi nde 10 devrimci tutsak otomatik silahlar, b çaklar ve kasaturalarla katledildi. T k fl t k fl doldurulmufl ko ufllar, oldukça sa l ks z koflullar... Tecrit-tretman yani sessiz imha y hapishaneler politikas haline getiren devlet; tutsaklar n insanca yaflam hayk r fllar n duymazdan geliyor, talepleri geri çeviyordu. Tutsaklar direnifle geçince de Hapishanede tünel kaz yorlar deyip katliam için haz rl klara girifltiler. Teslim olun anonsuyla beraber hapishanenin içine doldurulan gaz bombalar ile katliam bafllad. Duvarlar aflarak patlayan sloganlarla direnifl atefli yay ld hücrelere y l önce 26 Eylül günü, ölümsüzleflen 10 tutsak, onlarca yaral ve flanl bir direnifl b rakt. Ulucanlar Hapishanesi nde ölümsüzleflen 10 devrimci Halil rlaflt r lm fl müebbet cezas olan tutsaklara uygulanan tecrit, son süreçte özellikle Tekirda F Tipi Hapishane de yaflanan yeni hak gasplar yla yeniden gündeme geldi. Çeflitli hapishanelerde günde 5-6 saat uygulanan havaland rma haklar n n daha da k s tlanmas ve koflullar n n sürekli a rlaflt r lmas üzerine tutsaklar çeflitli biçimlerde direnifllerini sürdürüyor. rlaflt r lm fl müebbetten hükümlü tutsaklardan li Gülmez ve Muzaffer Öztürk içinde bulunduklar koflullar anlatan ayr nt l bir mektubu gazetemize yollad lar. dam cezas n n kald r lmas ndan sonra yerine getirilen a rlaflt r lm fl müebbet hapis cezas yla tutsaklar n hangi ortamda yaflama mahkûm edildi i, ölünceye kadar tek kiflilik hücrelerde fiziki ve psikolojik ne tip tahribatlar yafland n n anlat ld mektupta özellikle hapishane idarelerinin kendilerine verilen genifl yetkilere dayanarak bir de disiplin cezalar yla a r Türker, buzer Çat, Ümit lt ntafl, Zafer K rb y k, ziz Dönmez, Habib Gül, hmet Savran, Önder Gençaslan, Mahir Emsalsiz ve smet Kavakl o lu... stanbul * Ulucanlar Direnifli nde ölümsüzleflen 10 k z l karanfil, 26 Eylül Pazar günü Karacaahmet Mezarl önünde bir araya gelen TUYB bileflenleri taraf ndan an ld. Ulucanlar Katliam ve Direnifli 11. y l nda... Unutmad k Unutturmayaca z! yaz l pankart açan TU- YB bileflenleri, Ümit lt ntafl n mezar na kadar bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Yürüyüfl boyunca Yaflas n Ulucanlar direniflimiz, Bedel ödedik bedel ödetece iz, Devrim flehitleri ölümsüzdür sloganlar at ld. ç klamay okuyan Sema Gül devletin hapishaneler politikas n ve Ulucanlar direniflini anlatt. Gül ün ard ndan Ulucanlar katliam n yaflam fl Cenker slan da k saca direnifli anlatt. Eylem Kutup Y ld z n n ezgileri ve yap lan fliir dinletileriyle son buldu. (Kartal) * 26 Eylül Pazar günü Karacaahmet Mezarl nda bir araya gelen BDSP liler Devrim savaflç - SILMYIP BESLENEN LERE UYGULNN HÜCRE T P ZULÜM: D R D R GÖMME olan tecrit koflullar n n daha da a rlaflt r lmas vurgulanmaktad r. Mektubu k saltarak yay nl yoruz. ( ) F tipinin aç lma hedeflerinden biri de; B REYLEfiT RMED R. ( ) rlaflt r lm fl müebbetlik tutsak her ne kadar koflullar gere i iletiflimsizli in bilincinde olsa da süreç içerisinde objektif gerçeklik yaflam n da etkileyecektir. Zaten tek kiflilik yaflam n getirdi i bir dizi olumsuz koflullara bu iletiflimsizli in eklenmesiyle yaln zlaflma duygusunun önü aç lacakt r( ) Tarihsel deneyimlerden de bilinmektedir ki, uzun süreli dar alanda hücre yaflam n n getirdi i fiziki ve psikolojik etkiler mevcuttur. Yaflam paylaflt - m z, yan n zda ikinci üçüncü kiflilerin olmamas nedeniyle kendince oluflturdu u günlük HP SHNELERDEN lar ölümsüz! Devrim davas yenilmezdir yaz l pankart açarak mezarl k içinde bir yürüyüfl gerçeklefltirdi ve Ulucanlar katliam nda ölümsüzleflen TK P Merkez Komite üyesi Ümit lt ntafl n mezar n ziyaret etti. Ulucanlar katliam nda flehit düflenlerin resimlerinin tafl nd eylemde Devrimciler ölmez devrim davas yenilmez, Yaflas n Ulucanlar direniflimiz vb. sloganlar at ld. nkara Ulucanlar Hapishanesi önünde bir araya gelen BDSP, DHF, Devrimci Proletarya, 78 liler Derne i Giriflimi, KÖZ, Partizan ve Halk Cephesi 26 Eylül 1999 da katledilen 10 devrimci tutsak için bir anma yapt. Hamamönü nde bir araya gelerek Ulucanlar a yürüyen kitle 26 Eylül direnifli emekçilerin umut ç l d r ile Kanla yaz lan tarih silinmez pankart açt. Kitle ad na aç klamay okuyan Hasan Karap nar, 26 Eylül de hayat n kaybeden devrimci tutsaklar n devrimci siper yoldafll n n manifestosunu yazd n kaydetti. Karap nar, Dün kalaslarla, demirlerle parçalanan bedenler, bugün inceltilmifl tecrit uygulamalar sonucu hücrelerde baflta devrimci tutsaklar olmak üzere yaflam esas olarak fotokopi bir yaflamd r. ( ) Yaflam n farkl renkleri yok olur dahas yoktur. Tek farkl l k, zaman zaman çevre-yak n hücrelerle gelen yeni birileridir. Yüzünü görmeseniz de yeni bir insan tan - ma heyecan hissedilir, yaflan r. Okumak, yazmak, çizmek siyasal tutsa- n en büyük, en güçlü can simidi olmas na ra men, rutin birbirinin ayn (fotokopi) yaflam koflullar beynin faaliyetlerini do al olarak s n rlar. ( ) flte F tiplerindeki tek kiflilik hücrelere biçilen yaflam budur. ( ) Son olarak vurgulayacak olursak, a r müebbetliklerin flu anki yaflam koflullar diri diri gömülmekten öte bir anlam tafl mamaktad r tüm tutsaklar insan ö ütme makinesi nden geçiriliyor dedi. Yap lan konuflmalar n ard ndan Ulucanlar Hapishanesi önüne karanfil b rak ld. rd ndan Karfl yaka Mezarl na giden kitle, burada Önder Gençaslan, Mahir Emsalsiz ve smet Kavakl o lu nun mezar n ziyaret etti. Burada mezarlara karanfil b rak larak, marfllar ve fliirler okunarak anma etkinli ini sona erdirildi. Bursa Katliam Partizan, ESP ve BDSP taraf ndan düzenlenen bir eylemle lanetlendi. 26 Eylül günü Orhangazi Park nda bir araya gelen kurumlar Buca, Diyarbak r, Ulucanlar Katliamlar n Unutturmad k, Unutturmayaca- z! pankart n açarak, hapishanelerde son süreçte yap lan hak gasplar na ve sald r lara de indiler. Eylem Katliamlar n hesab n sorduk, soraca z, Katil devlet hesap verecek ve Devrim flehitleri ölümsüzdür sloganlar ile son buldu. Maltepe Hapishanesi Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapal Cezaevi nden mektup gönderen Çetin Tafl, aya k r k olan bir arkadafllar - n n aya ndaki alç sland için çözüldü ünü, ancak yenisi yap lmad için k r k aya n ters kaynad n ve fliflmifl bir vaziyette oldu unu belirtti. Sa l k problemleri olan tutuklu ve hükümlülerin sorunlar na çözüm bulunmad na dikkat çeken Tafl, bir arkadafllar n n kula na kaçan su nedeniyle rahats zland n, yine difl ve göz problemi olan tutuklu ve hükümlülerin sa l k sorunlar n n giderilmedi ini aktard. Revire bakan kiflinin gardiyan oldu unu da ifade eden Tafl, hangi problem olursa olsun revircinin a r kesici verdi ini ve kendilerini ciddiye almad n kaydetti. Sincan Sincan 2 No lu F Tipi Hapishane de keyfi aramaya tepki gösteren bir tutsak, gardiyanlar n sald r s na u rad. 22 Eylül günü yap lan aramada Kaya Göksen adl tutsak keyfi bir flekilde arama yapan gardiyanlara Düzgün aray n, da tmadan arama yap n diyerek müdahale etti. Bunun üzerine gardiyanlar Göksen e sald rd. Di er hücrelerde kalan tutsaklar da bu sald r y slogan atarak ve kap lar döverek protesto etti. Tutsaklar n tepkisi sonucu gardiyanlar Kaya Göksen in kelepçelerini çözerek hücresine geri getirdi. (H. Merkezi) HST TUTSKLR 17 Eylül Cuma günü gerçekleflen yürüyüflte Wernike-Korsakof Hastas Bekir fiimflek in serbest b rak lmas istendi. Bu haftaki eylemde aç klamay KESK MYK Üyesi kman fiimflek yapt Ölüm Orucunun ard ndan Wernicke Korsakof hastal na yakalanan Bekir fiimflek in durumunun kötüye gitti ini belirten kman, fiimflek in derhal serbest b rak lmas n istedi. dalet Bakanl son 8 ayl k hapishaneler raporunda 153 kiflinin yaflam n yitirdi ini belirtti. Yaflanan ölümlerin 130 unun ecel i ile 22 sinin intihar, 1 inin ise yaralanma sonucu oldu unu belirten dalet Bakanl 24 Eylül günü gerçeklefltirilen Cuma eyleminde protesto edildi. Bu haftaki aç klamay okuyan vukat Naciye Demir, hapishanelerde gerçekleflen ölümlerin tümünde devletin psikolojik ve fiziki sald r lar n n belirleyici oldu unu belirterek mevcut yasalar n çi nendi ini ve hasta tutsaklara reva görülen ölümlerin artt n belirtti. Çölyak hastas Nesimi Kalkan serbest b rak ls n HD Diyarbak r fiubesi bir bas n aç klamas yaparak Nesimi Kalkan n serbest b rak lmas n istedi. 22 Eylül günü flube binas nda gerçekleflen bas n aç klamas nda Diyarbak r D Tipi Hapishane de tutuklu bulunun Nesimi Kalkan a 5 y l önce çölyak hastal teflhisi konuldu u ve her geçen gün hastal - n n ilerledi i dile getirildi. ç klamada 1993 y l nda PKK davas nda tutuklanan Nesimi Kalkan n yak nlar da söz ald. Nesimi Kalkan n k z Berivan, hastal n tedavisinin hapishanede yap lamayaca n söyleyerek babas n n bir an önce serbest b rak lmas n istedi. ( stanbul) fiimflek ve Kezlere ölümü bekliyor! Tecrit-tretman politikalar sonucunda geçti imiz 8 ayda 138 tutsak hayat n kaybetti. Mersin de her hafta Pazartesi günü devrimci ve hasta tutsaklar ile ilgili düzenlenen bas n aç klamas eylemi 20 Eylül de Tafl Bina önünde gerçeklefltirildi. Bas n aç klamas nda; devletin tecrit-tretman politikalar nedeniyle hapishanlerde iyilefltirilmesi çok kolay olan hastal klar n dahi tedavi edilmeyip tutsaklar n ölüme mahkum edildi ine dikkat çekildi. Bu politikalar sonucu Bekir fiimflek ve Osman Kezlere ölümü bekleyen tutsaklardan sadece ikisi. Eylemde ayr ca referandum süreciyle art fl gösteren devletin gözalt ve tutuklama sald r lar na da de inildi. Bas n aç klamas n EHP, ESP, Partizan ve TYD l ileler örgütlerken, SDP de destek verdi. (Mersin)

6 flçi-köylü / HLKIN GÜNDEM 1-14 Ekim 2010 HTMR K L SES S S N RDIND UZNN B R TR H: Tamar Karanl n a rl ks z bir peçe gibi gözlerime bast, içimde burgu burgu dönen gecelerimin feneri. Kaybolmufltum. Kaybolmufltum ve elin elimi tuttu. Üflüyormuflum, ilk o an fark ettim. Kay p de ildim art k. Meflum karanl delmiflti fenerin fl. Geriye kalan o fl takip etmek ve karfl mda buluvermekti seni. Geriye kalan rada uzanan sular neydi ki? Düfllerimde belli belirsiz gezinen suretini silmeye hiç yetebilir miydi? Tamar Gönlümü fl k bahçesine çeviren y ld z m. Tamar Bir gece yitirdik birbirimizi. Gece amans zd yine. Gölün üzerine a r bir sis çökmüfltü ve sensizlikten üflüyordum. Hayalini seyre dalm flt gönlüm. C l z bir fl k uyand rd beni senden. F rt naym fl, ya murmufl, bu havada azg n göl adam yutarm fl. F rt nay fark etmedim ki, ben sensizlikten üflüyordum. Gözlerim bahçede elinde fenerle yürüyen hayaline yazg l. Görmüyorum karanl k sular n bedenimi yuttu unu. Bir an geldi, fl k silinir oldu gözlerimden. Ve anlad m feneri tutan n sen olmad n. Son kez güzelli in doldurdu gözlerimi ve son duam döküldü dudaklar mdan: h Tamar Van Gölü nün güney k sm nda yer alan htamar Surp Haç Kilisesi nin, ad n bir efsaneden ald rivayet edilir. Bugün bu hikâyeye pek riayet edilmese de efsanenin söz konusu kilisenin havas na oldukça yak flt söylenebilir. Zira Van Gölü ndeki küçük bir adada çok uzaktan bile görülebilen bir konumda yükselen htamar Kilisesi, d fl cephesini fleritler halinde saran kabartmalar yla, Do u- H ristiyan mimari sanat n n eflsiz bir örne idir. Ço u yass olan bu kabartmalar, puslu havalarda ya da gölgede duvar n içinde belirsizleflirken, gün fl nda canlan r; böylece kilise güneflle birlikte adeta hayat bulur. Bugüne dek htamar üzerine yap lan araflt rmalarda, kilisenin mimarisi ve süslemeleri birbirinden ayr ele al nm flt. Ne var ki, htamar da mimari ile d fl donan m ayr lmaz bir bütündür, kiliseyi fl ldayan bir yap haline getiren de bu bütünlüktür. Dolay s yla, kilisenin bir bütüncül sanat yap t olarak de erlendirilmesi gerekir. htamar n sanat tarihi aç s ndan önemi ancak böyle bir bak flla aç a ç kar. htamar Kilisesi, daha önce baflka örnekleri görülmüfl bir yap tipini temsil etmekle birlikte, iyi korunmufl tek örnek olmas aç s ndan büyük önem tafl yor. Söz konusu kilise rdzruni krallar ndan Gagik taraf ndan y llar aras nda infla edilir. dan n seçilmesinin ana nedeni ise güvenliktir. Sahil k sm zamanla su alt nda kalan surlarla çevrilidir ve bir de liman bulunmaktad r. sl nda htamar Kilisesi nden ad n ald rivayet edilen hüzünlü aflk hikâyesinden haberimiz yoktu. Ta ki takvimler 29 Mart 2007 yi gösterene kadar. Bir yandan devletin lütufkâr(!) ve alabildi ine samimiyetsiz tav rlar, bir yandan inançlara ve yaflamlara yönelik hoflgörüsüzlü ün katliamlarla taçland r ld (!) ülkemiz insanlar n n yoksa bu sefer gerçekten din elden gidiyor mu endifleleri ile yüklü bir süreç bafllad. ncak k sa süre sonra asl nda insanlar - m z n endiflelenmesi(!) için bir sebep olmad pek güzel anlafl ld. Ermenilerin inanç ve ibadet özgürlü ü falan pekifltirilmiyordu. Yine bir kilise kültürel soyk r ma varacak flekilde devlete kazand r l yordu. Bakanl k, 1000 y ll k Ermeni krall k merkezi ni nin ad n n yapt gibi, htamar Kilisesi ni de haç ve çandan ar nd rarak ve ad n da kdamar Müzesi ne çevirerek hoflgörüsünün s n rlar n ortaya koyuyordu. stanbul Ermeni toplumundan bir grup ayd n n, Kültür Bakan tilla Koç a gönderdi i mektupla ilgili haberin sat rlar n gos gazetesinin 23 Mart tarihli say s ndan okuyal m:... dadaki kilisenin isminin de htamar Surp Haç Kilisesi oldu una ve ad n da her y l eylül ay - n n ikinci pazar na denk gelen Surp Haç yortusundan ald na vurgu yapan ayd nlar, Bu, Ermeniler için önemli bir gün ve önemli bir yortudur. O kilisenin varl k nedeni de budur. Bu nedenle adan n ismi gibi kilisenin isminin de dinsel ve tarihsel ismine uygun olarak de ifltirilmesinin yerinde olaca kanaatindeyiz... stenirse kilisenin kuru mülkiyeti cemaate, kullanma hakk ilgili devlet kurulufluna verilebilir. ncak, e er buras ayn zamanda bir kilise olacaksa, kutsanmas ve duayla aç lmas gerekir... Türkiye Ermenileri Patri i Mesrob II ise, Tepesinde haç olmayan kilise olur mu? yr ca aç - l flta ayin de yap lmayacak. E er bir din olarak benim orada rolüm olmayacaksa, aç l fla gitmemin de bir anlam olmaz diyerek kilisenin dini aç dan i difl edilmek istenmesine dikkat çekmektedir. Gerçekten de kiliseleri büyük ölçüde tahrip etmek, mimarisine k yamad klar m z (!) ise ya camiye ya da müzeye çevirmek oldukça yerleflmifl bir gelenek oldu bu topraklarda. Biz burada yabanc lar (!) sevmeyiz tad nda biraz. Yok, biraz de il oldukça. Hrant Dink, 19 Ocak günü sokak ortas nda gündüz gözüyle katledildi. Öldürüldü ü saatlerde onun haz rlad son gos say s, gos un 564 üncü say s piyasaya henüz ç km flt. Haftal k gazetenin manfleti, htamar ile ilgiliydi ve Hrant n elinden ç kan gos imzal Tarihin cilvesi bafll kl baflyaz s da. Bak n Hrant Dink, gos diye imzalad baflyaz da ne yazm fl: Restorasyonu tamamlanan khtamar Surp Haç Kilisesi nin aç l fl tam bir arapsaç na döndü ü gibi, fazlas yla da mizah kokmaya bafllad. Do ru bir ifli bu kadar yanl fl bir mecraya kayd rmak ve eline yüzüne bulaflt rmak ancak bu kadar becerilebilirdi. Gizlenemez gizli niyet, ancak bu kadar s - r tabilirdi. Tam bir komedi. Tam bir rezalet! ntakya asimilasyon k skac nda Tarihi milattan önce 4000 lere dayanan ntakya, devletin asimilasyon politikas n n hedefinde. Ermeni, Yahudi, Rum, rap, Kürt ve Türklerin yüzy llard r iç içe yaflad ve tarih boyunca say s z medeniyete ev sahipli i yapan ntakya flehri, ad m ad m geçmiflinden kopar ld. Ermenice, rapça ve Kürtçe olan köy isimleri Türkçe isimlerle de ifltirilerek geçmiflle olan ba lar kopar ld. ntakya da bu milliyetlere ait tarihi ve kültürel kal nt lar bir bir yok edildi. Bugüne ulaflabilmeyi baflaran çok az say daki eser ise Türk kültürünün bir ürünü olarak sunulmaktad r. ntakya n n 1938 de Türkiye ye dahil edilmesi ile asimilasyon politikas da h z kazand. Önce bir flehir isminden öte Ortado u tarihinin-kültürünün bir parças ve bugünü geçmifle ba layan bir tarihi ifade eden ntakya ismi Hatay olarak de ifltirildi. rd ndan üzerinde bölgenin kadim halklar n n yaflad verimli topraklara Bulgaristan, fganistan, Tokat ve Samsun dan gerici-faflist kesimler yerlefltirildi. rap levileri-nusayrilerin ülkemizde en kitlesel olarak yaflad ve Türkiye nin tek Ermeni köyü Vak fl n n da bulundu u ntakya da dünyan n en büyük dördüncü arkeolojik müzesi bulunmaktad r. Bu müze ntakya da yaflayan de iflik inançlardan kültürlere birer ayna tutmaktad r. ntakya ülkemizde bir Havra, Sinagog, Cami-Türbe ve bir Ziyaretin yanyana bulunabildi i ender yerlerden biridir. ntakya, H ristiyanl n ilk olarak yay ld ve bu ismi ald, ayn zamanda H ristiyanlar n Hükümet Ermeni sorunu konusunda hâlâ do ru bir yöntem ve do ru bir yol tutturamad. Derdi sorun çözmek de il, gürefle soyunmufl pehlivan gibi puan kazanmak. Neyi, nas l yap p, arkaya dolanacak da rakibini kündeye oturtacak. Tüm tasas bu. Hiç ama hiç samimi de il. Güya Ermeni tarihçileri tarih konuflmaya ça r yor ama kendi ayd nlar n Ermeni soyk r m konusunda muhalif söylemlere sahip olduklar için de yarg lamaktan çekinmiyor. Do u nadolu yu turizme kazand rmak için Ermeni Kilisesi ni de restore ediyor ama Bu iflten nas l daha fazla de iflik siyasal yararlar sa lar m, dünyaya bunu nas l pazarlar m diye de iflin tad n kaç rmakta bir sak nca görmüyor. 19 Eylül günü geldi inde ise inkârla geçen bir 95 y l n ard ndan yo un kat l m n gerçekleflti i o tart fl lan ayin gerçekleflti. Türkiye Ermenileri Patrikli i Genel Vekili ram teflyan n yönetti i ayin, kilise bahçesinde toplanan din adamlar n n topluca kiliseye girmesiyle saat de bafllad ve yaklafl k 2 saat sürdü. Van Valili i, ayin için 4 bin kiflinin flehre geldi ini aç klad. stanbul dan düzenlenen çok say da tur, Ermenileri buraya tafl rken, lmanya, Kanada ve BD den de diaspora Ermenileri geldi. yine yerel halk da büyük ilgi gösterdi. yinin ard ndan stanbul dan gelen Maral Dans Toplulu u bir gösteri yapt. (nkara) kurdu u ilk kilisenin de bulundu u bir bölgedir. Tek bayrak, tek devlet ve tek millet faflist- rkç anlay fl n bayrak edinen devlet, bu topraklarda yaflayan tüm milliyet ve inançlar yok sayarak, asimile ederek ayn zamanda bir kültür ve tarih katliam da gerçeklefltiriyor. Bunun son ad m nüfuz cüzdanlar nda do- um yeri ibaresinin alt nda yaz l ntakya isminin kald r lmas oldu. Bundan sonra ntakya yerine do um yeri olarak Hatay veya Merkez yaz lacak. Bölgede yaflayan çeflitli milliyet ve inançlardan emekçileri Türk ve Sünni olarak gören bu rkç -faflist anlay fl yeni uygulama ile bunu bir ad m ileri tafl d. ncak imha-inkâr ve asimilasyona karfl n yüzy llard r ayn topraklarda, bir gökkufla misali kendi inançlar n yaflatarak bugünlere tafl yan ntakyal lar bundan sonra da kendi kimliklerine sahip ç kacakt r. (ntakya dan bir K okuru) Okmeydan nda polis terörüne tepki Polis terörünün hedefinde yine emekçi mahalleler var Okmeydan nda bir haftad r polis terörü yaflan yor. Polis kendisine verilen ve zaten oldukça genifl olan yetkileri s n rs zca kullanmaya devam ediyor. Gençleri yol ortas nda durdurarak keyfi bir flekilde kimlik kontrolü yap yor. Duvardaki afiflleri y rt yor ve devrimcilerin açt stantlara sald r yor. En son 16 Eylül günü Demokrasi Evi nin yapt bas n aç klamas sonras Sibel Yalç n Park na gaz atan polis, Halk Cephesi nin stand na sald rd. Sald r y protesto etmek üzere 19 Eylül Pazar günü Halk Cephesi nin örgütledi i bir yürüyüfl yap ld. Halk gaza bo an katil polis mahalleden defol pankart açarak Sibel Yalç n Park nda toplanan grup, buradan yürüyüfle geçti. S k s k Katil polis mahalleden defol, SDP ve TÖP e operasyon; 13 kifli tutukland Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) ve Toplumsal Özgürlük Platformu na (TÖP) yönelik gerçeklefltirilen operasyonda 17 kifli gözalt na al nd. 21 Eylül günü sabah saat 5.00 te SDP Genel Merkezi, Genel Baflkan R dvan Turan ve parti üyeleri ile TÖP sözcüleri O uzhan Kayserilio lu ve Tuncay Y lmaz n evlerine bask n düzenleyen kar maskeli polisler 17 kifliyi gözalt na ald. Gözalt na al nan 17 kifli üç gün Vatan Emniyet Müdürlü ünde gözalt nda tutulduktan sonra 24 Eylül de Befliktafl r Ceza Mahkemesine ç - kar ld. Savc l a ç kar lan 17 kifliden aralar nda TYD üyelerine linç sald r s TYD l aileler tecridin kald r lmas, sohbet hakk n n uygulanmas ve hapishanelerdeki iflkencelerin önlenmesi talepleriyle stanbul dan nkara ya bir yürüyüfl bafllatt. Yürüyüfl, stanbul Kartal Meydan nda toplan larak yap lan bas n aç klamas n n ard ndan 18 Eylül günü bafllat ld. TYD l aileler tutsaklar içeriden alana dek bu yürüyüfle son vermeyeceklerini ifade ettiler. Yürüyüfllerinin 7. gününde Bolu dura nda TYD üyeleri sivil faflist bir grubun tafll sopal linç sald r s na u rad. Kahrolsun PKK sloganlar eflli inde sald ran faflistlere Polis defol bu mahalle bizim, Yaflas n devrimci dayan flma sloganlar at ld. Sa l k Oca- önüne gelen grup burada bas n aç klamas n okudu. ç klamada polisin bu sald r s n n sadece Halk Cephesi ne yap lan bir sald r olmad, bütün devrimcilere, ilerici-demokrat insanlara ve R dvan Turan n da oldu u 11 kifli tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Mahkeme gözalt na al nan SDP ve TÖP lüleri Devrimci Karargâh Örgütü üyesi olduklar iddias yla tutuklad. Mahkeme günü Barbaros Park nda bir araya müdahale etmeyen polis ise Bolu dan kordon eflli inde ç kan tutsak yak nlar na gaz bombalar yla sald rd. rd ndan polis arac na zorla bindirilen TYD l lar burada da iflkenceye maruz kald lar. (H. Merkezi) mahalle halk na yap lan bir sald r oldu u vurguland. Bas n aç klamas na: DHF, Devrimci Hareket, Partizan, SODP, Okmeydan Halkevi, Okmeydan Demokrasi Evi ve ÖDP kat larak destek verdi. (Okmeydan Partizan) gelen kurumlar, yapt klar bir eylemle tutuklamalar protesto ettiler. BDP milletvekillerinin de kat ld eylemde s k s k Gözalt lar serbest b rak ls n sloganlar at ld. Eyleme Partizan da kat larak destek verdi. ( stanbul) 12 Eylül paflalar yarg lans n Çeflitli kitle örgütleri 12 Eylül paflalar n n yarg lanmas için 19 Eylül günü Kad köy Tepe Natilius önünde bir araya geldi. 78 liler Giriflimi nin öncülü ünde bir araya gelen 35 kurum Darbenin 30. y l 12 Eylül darbecileri yarg lans n pankart n n arkas nda faflist cunta döneminde katledilen devrimcilerin resimlerinin bulundu u bir pankart açt. Mitinge UPS iflçileri de kitlesel olarak kat ld. Yürüyüfl boyunca Direne direne kazanaca z, Bijî bratiya gelan, Hakkâri halk yaln z de ildir, UPS ye sendika girecek baflka yolu yok vb. sloganlar at ld. Kad köy Meydan ndan son bulan yürüyüflün ard ndan Tertip Komitesi Baflkan Prof. Dr. Tahsin Yeflildere aç l fl konuflmas yapt. Yeflildere nin ard ndan ortak bas n metnini 78 liler Giriflimi nden Celalettin Can okudu. Eylem, BDP Eflbaflkan Gülten K flanak n konuflmas n n ard ndan sona erdi. ( stanbul) P nar Sa hakk nda 2 y l hapis isteniyor P nar Sa, 17 lere atfen söyledi i sözlerden ötürü yarg lan yor Cumartesi anneleri 286. Hafta Kay plar bulunsun failleri yarg lans n talebi ile her Cumartesi Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen kay p yak nlar eylemlerinin 286. gününde 26 Eylül 1991 tarihinde gözalt na al n p kaybedilen brahim Gündem in ak betini sordu. Eylemde aç klamay HD stanbul fiube Baflkan bdulbaki Bo a yapt. Bo a aç klamas nda Gündem in kaybedilifline k saca de inerek dönemin sorumlular n n yarg lanmas n istedi. Sanatç P nar Sa hakk nda suç ve suçluyu övdü ü iddias yla aç lan davan n ikinci duruflmas görüldü. 16 Eylül de Naz miye sliye Ceza Mahkemesinde görülen duruflmaya P nar Sa, efli Tolga Sa, dostlar ve avukatlar yla kat ld. Dersim Naz miye de önceki y l yap lan Düzgün Baba festivalinde sahne alan P nar Sa n 17 lere atfen söyledi i rt k da lar - m zda çat flmalar olmas n, bar fl gelsin, kimse ölmesin. Mercan Da lar nda 17 genç silahs z öldürüldü. rt k bu savafl son bulsun, biz kendi memleketimizde özgürce gezebilelim sözlerini suç kabul eden savc l k Sa hakk nda dava açm flt. Duruflmadan sonra bir aç klama yapan P nar Sa, Türkiye de bar fl savunman n ve kardeflli i istemenin suç olarak görüldü ünü söyledi. Duruflmaya Partizan da dayan flma amac yla kat - larak P nar Sa a destek verdi. (H. Merkezi) 287. Hafta 287. haftada Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen kay p yak nlar bu hafta 9 fiubat 1994 te Mardin in K z ltepe ilçesi Kengerli köyünde evinden al narak kaybedilen Yusuf Tunç un ak betini sordu. Failleri belli kay plar nerede yaz l pankart açan aileler ad na aç klamay HD Gözalt nda Kay plara Karfl Komisyon Üyesi Özgür Sevgi Göktafl yapt. Göktafl, Tunç un gözalt na al n fl n anlatarak dönemin yetkililerinin yarg lanmas n istedi. ( stanbul)

7 1-14 Ekim / SENTEZ flçi-köylü 73 Ünlü polis/kontrgerilla fleflerinden, kitab yazmadan ve kendi iste iyle merkeze al nmadan önce Eskiflehir Emniyet Müdürü olarak görev yapan Hanefi vc, Haliç te Yaflayan Simonlar. Dün Devlet Bugün Cemaat ad yla bir kitap yazd. Yer yerinden oynad! Kitap yüksek tirajlarla 5 bask yapt. Korsanlar n n miktar n bilinmiyor. Yaklafl k 600 sayfal k kitap iki bölümden olufluyor. Birinci bölüm Devlet, ikincisi Cemaat! Birinci bölümde devletin yapt klar n, ikinci bölümde ise Cemaatin (Fetullah Gülen Cemaatinin) icraatlar n, esas olarak da polis içindeki örgütlenmesini anlat yor vc kitab nda. Hanefi vc n n kitab nda de inilebilecek, de inilmesi gereken onlarca konu, olay, anlat m, çeliflki var. Hepsini tek tek incelemek mümkün de il elbette. Örne in, vc n n bunca y l stihbarat Daire Baflkanl ndan, KOM baflkanl na kadar birçok üst düzey görev yapm fl olmas na karfl n bu kadar saf olmas n anlamak mümkün de il. Sen Diyarbak r gibi bir yerde üstelik savafl n en yo un yafland y llarda polis flefli i yap ama neler oldu unu sonra anla/kavra! Gel, cemaatin iyi polislerinden biri olarak terfiler al ama cemaatin nas l bir fley oldu unu gözden düfltükten sonra fark et! Bunca y ll k kontrgerilla flefli i ve bu kadar safl k bir kitap için fazla de il mi? VCI KEN V OLN B R KONTRGER LLNIN ÇIRPINIfiLRI Masal, bir nadolu gencinin devletine-milletine hizmet aflk yla yan p tutuflan, haks zl klara hiç mi hiç gelemeyen, haks zl klar karfl s nda gerekirse kendini/kariyerini hiçe sayan, dürüst mü dürüst, insanc l m insanc l, ama en önemlisi de saf m saf bir polis aday olarak polis okuluna girifliyle bafll yor. Bu nadolu gencinin ad n, eline düflen devrimciler, ilericiler, yurtseverler eskiden beri bilirlermifl ama kamuoyunda en çok da Susurluk kazas sonras ortaya saç lan devlet örgütlenmelerine (J TEM) dair verdi i ifadeler ve yapt aç klamalarla tan nm fl! Kahraman m z n ad Hanefi vc! Masalda; vc kendi sözleriyle sonra bir anda polislikten, devletin güvenlik gücü olmaktan, yani avc l ktan sistemin istemedi i, yanl fl buldu u bir hedef, bir av konumuna düfl müfl! Ve kendisinin de özellikle de yasad - fl bir flekilde dinlendi ini ö renip iflin iyice ciddiye bindi ini görünce, av olman n ne menem bir fley oldu unu da bilen usta avc tecrübesiyle, kendisini neler bekledi ini ön görmüfl ve kaleme sar lm fl. nlatm fl da anlatm fl; devrimcilere, yurtseverlere, komünistlere yönelik operasyonlar ndan örnekler vermifl... Bafl na geçti i istihbarat örgütünü nas l kalk nd rd n, son teknolojik ayg tlarla pefline düfltüklerini nas l yakalad n anlatm fl. nsanlar nas l ajanlaflt rd n, muhbirleri nas l kulland n anlatm fl. Kat ld sorgulardan bahsetmifl bol bol. Sorgudaki insanlar n direnerek, arkadafllar - n satmayarak, fedakârl k yaparak kendisinde nas l bir sayg ya yol açt n tekrarlay p durmufl. Kendi devletinde olmayan de erlerin bu bir avuç insanda yaflad n görmüfl, flafl rm fl. Görev u runa tüm yapt klar n n do ru oldu- u fikrini zihninde y k vermifl! Yazm fl da yazm fl v(c ); ama baz ayr nt lar unutuvermifl(!) Örne in yapt iflkencelerden hiç bahsetmemifl. flkencede katletti i devrimcilerin ad n hiç mi hiç anmam fl! Hep savafl n en yo un yafland yerlerde görev yapm fl. [ 12 Eylül öncesi sa -sol çat flmalar n n ülkeyi iç savafl aflamas na getirdi i olaylardan, 1984 sonras PKK n n yaratt Güneydo u katliamlar na; 1990 l y llar n bafl nda yeniden h z kazanan (baflta stanbul olmak üzere) büyük illerimizdeki suikastlara; siyaset ve terör olaylar na kadar tüm ideolojik çat flmalar n soruflturulmas safhas nda yer ald m. ] Kontrgerilla eylemlerinden, J TEM in faaliyetlerinden hep haberdarm fl, ama kendisi hiç kar flmam fl bu ifllere, kendini insanl k abidesi gibi gösterme u rafl ndaki Hanefi vc! Hatta Diyarbak r-hani de PKK gerillalar taraf ndan vurulan bir polisin bafl n n ucunda ilk defa kim olursa olsun hiç kimse ölmeden bu ifli halledebilmeyi dilemifl. fiunlar düflünmüfl meslektafl n n bafl nda: Bunun baflka bir çaresi yok mu, neden gencecik insanlar ölüyor, yaz k de il mi, neden onlar ölmeye mahkûmlar, ölmeleri flart m, niçin ölüyorlar gibi sorular zihnimde dolafl p durdu! Yaz k de il miymifl? Yaz k elbette Hanefi vc. Sana çok yaz k. O çok övündü- ün çal flkanl nla devrimcilere, yurtseverlere onca iflkence ettikten sonra bu sözleri söyleyen kifliye çok yaz k! Çünkü Hanefi vc, bu olaydan sonra da öldürmeye devam etti! Bu saf vc, devletin/milletin de- erlerini korumak için bunlara karfl gelenlerin bertaraf edilmesi gerekti ini düflünenlerden farkl ym fl kendince! O her fleyin meflru, aleni ve herkesin huzurunda olmas gerekti ini düflünüyormufl! Susurlukçular n yapt gibi gizli, kaçak de il! Peki sizce niye Hanefi vc n n tek bir laf n duymam fl z o meflhur Susurluk kazas oluncaya dek? Vedat yd n cinayeti ile ilgili dönemin Diyarbak r Emniyet Müdürü Hüseyin Kocada n de erlendirmesine (itiraf na) tan k oldu u halde dili mi fliflmifl de aç klamam fl? Diyarbak r sayifl Kolordu Komutanl ve Diyarbak r lay Komutanl içerisinde tahsis edilen yerlerde J TEM levhalar n n bulundu unu biliyormufl da neden mahkemeye ifade verinceye kadar susmufl? Kürt halk, kuruldu u günden bu yana J TEM in var olmas ndan da öte yapt icraatlar dünyaya duyurmaya çal fl rken Hanefi vc n n sesini duymay fl m z neden acaba? Bu icraatlar n ve yöntemlerin bir parças olmas ndan ileri geliyor olmas n! Elbette öyle! Hanefi vc de il 600 sayfa, 600 cilt yazsa yine de halka karfl iflledi i suçlar n örtemez! Bizleri inand ramaz. Bizim tan kl klar m z var. li Uygur var! 9 gün boyunca haber alamad o lunu sormaya gelen anne Hatice Uygur a O lun bir operasyon s - ras nda kaçt. ma inflallah ölmüfltür diyen Hanefi vc n n kendisidir zira. Hâlbuki bu sözleri söyledi inde li Uygur zaten iflkence katledilip baflkas n n ismiyle kimsesizler mezarl na gömülmüfltür! ma vc n n hedef kitlesi herhalde biz de iliz zaten! Onun hedef kitlesinin de yapt iflkenceleri, kontrgerilla faaliyetlerini sormayaca n biliyor elbet! O yüzden bu kadar rahat, bu kadar pervas z! Zaten devrimciler d - fl nda kimse durmad bunun üzerinde. (Taraf gazetesinin cemaati kollamak için çeliflki aramaktan kalan zamanda vc n n iflkencecili ine vurgu yapmas n, tan k dinlemesini bir kenara koyuyoruz.) s l mesele cemaat! vc, ilk bölümde devletin icraatlar ndan bahsettikten, çürümüfllü ünü gördü ünü söyledikten sonra ikinci bölümde cemaate geçiyor. Devlete ama en önemlisi polis teflkilat na bugün art k cemaatin hâkim oldu unu söylüyor. Polislerin art k amirlerinden de il, ba l olduklar cemaatin imam ndan emir ald klar ndan yak n yor. Cemaatin elindeki (kendisinin kurdu u) istihbarat a sayesinde herkesi yasad fl dinledi ini, herkes hakk nda koz biriktirdi ini iffla ediyor. Gülen cemaati ile KP hükümeti aras ndaki iliflkiye de iniyor imalarla, yumuflakça da olsa... Polis teflkilat n n çiflleri Bakanl - na de il cemaatin imam Kozanl Ömer lakapl Osman Hilmi Özdil e ba l oldu unu iddia ediyor. Bo az na kadar uyuflturucu içine batm fl olan, ünlü uyuflturucu kaçakç - s Habib Kaplan n polisteki adam Emniyet Genel Müdürü Emin rslan n cemaat taraf ndan harcand n söylüyor. Hatta kendisinin yapaca n ama Emin abisinin böyle ifller yapmayaca - n söyleyerek kefil oluyor abisine! Sebep olarak da slan n F. Gülen cemaati hakk nda emniyette rapor haz rlam fl olmas n gösteriyor. Yine harcananlar listesinde Emniyet Genel Müdür Yard mc lar Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya y gösteriyor vc. Çünkü Mustafa Gülcü de cemaatin adamlar na karfl tahkikat yapt r p duruyormufl! Sonuç olarak devletin tüm kurumlar nda oldu u gibi polis içinde de cemaat örgütlenmesinin boyutlar - n gözler önüne serdi ini iddia ediyor. Bu karfl ç kt her fleyi F. Gülen cemaatinin yapt n /yapt rd n iddia ediyor ama H. vc F. Gülen i bir türlü bu iflin içine kar flt rmamaya özen gösteriyor. Zaten cemaatin kendi mecras nda faaliyet yürütmesine karfl olmad n, hatta çok de erli buldu unu da söylüyor. Hatta verdi i röportajlarda Gülen den flefaat bekleyen laflar ediyor. Kendisinin de av durumuna düflmeden önce cemaatin adamlar ndan oldu unu bilmeyen yok çünkü. Daha polis okulu y llar ndan itibaren önce Nurcularla daha sonra Gülen cemaatiyle olan iliflkileri s r de il vc n n. Kendisi de kitab n n kimi yerlerinden bu iliflkisine de iniyor, hatta 28 fiubat döneminde cemaatin baz adamlar o gün yap lanlar do ru bulurken, baz lar geri ad m atarken kendisi o gün de yap lanlar n yanl fl oldu unu söylemifl, bu yüzden tutuklanm fl, a r ceza tehdidi ile yarg lanm fl! Nitekim cemaatle iliflkisine gönderme yapt KP hükümeti kuruldu unda yap lan ilk 4 atamada kendisi de Kaçakç l k ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Baflkanl - na atanm flt. yr ca Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlar n do ru oldu unu hala kendisi de ifade etmekte. Ordunun siyasetten köflesine çekilip iflini yapmas n n do ru oldu unu düflünüyor. Özünde tasfiye program olan aç l m politikalar ndan da övgüyle bahsediyor. Yani asl nda cemaatle ba lant kurdu u KP hükümetinin politikalar ndan hiç de farkl düflünmüyor Hanefi vc da. ma ne olmuflsa olmufl, bu çevreden giderek uzaklaflm fl/uzaklaflt r lm fl, sürgünler yemifl, çevresindeki insanlar da dahil kendi en özel telefon numaras ndan bile dinlendi ini ö renmifl ve art k av oldu unu anlam flt r. vc n n neden cemaatle aras n n bozuldu unu araflt - racak de iliz, bizi hiç ilgilendirmiyor iflin bu yan. ma merak etmesek de vc bir flekilde bunu da iffla ediyor kitab nda; Size karfl olanlar n sizlere haks zl k yapanlar n suçlar n ve yanl fllar n bulup ç karman z, bunlarla ilgili olarak adli ve idari mekanizmalar çerçevesinde tahkikat yapt rman z tabi ki hakk n z... Fakat komplo kurmak, suç uydurmak, iftira atmak, tuza a düflürmek vicdana s ar m? yr ca insanlar n yanl fl da olsa onlar gizlice dinleyip gizli kameraya kaydederek utand rmak, aç n bulmak, hayat n n tamam n de il, bir an n, tek bir cümlesini ç kar p ona sald rmak ne ölçüde insanl a ve adalete s ar diyor. Yani ona bir f rsat verseler, suçsuzlu unu, kendisine yap lan haks zl kan tlayacak, kurulan komplo yu aç a ç kartacak. h F. Gülen onu bir dinlese, o da onun elini bir öpebilse eski flanl günlerine dönüverecek. ma herhalde bu yönde bir fl k görmemifl olacak ki daha önce yazd bu kitab piyasaya sürüveriyor! vc kitab nda devletine yol göstermekten de geri kalm yor elbette. Ne Yap labilir diyerek açt bafll kta da ak l veriyor düzenin daha iyi nas l iflleyece ine dair. Bunca y l n deneyimiyle ifllerin kötüye gitti inin (ama iflin bafl na flu ya da bu klik geçti i için de- il) fark nda. vc her fleyi yar m yamalak aktar yor ama kendisini hiç iflin içine katmasa da, yaflananlar n milyonda birinden bahsetse de ve amac kendini aklamak olsa da bir devlet tablosu da sunmuyor de il. Bilmedi imiz bir fley de il ama bir kontrgerilla art söyleyince daha bir görünür oluyor her fley! Egemenlerin hangi kli inin hükümette olmas, devlette etkin olmas Kitab n ismi PKK kamp nda örgütün mahkemelerinde görevli Simon isimli bir gerilla komutan ndan geliyor. vc ya göre illegal örgüt mensuplar, (ne kadar sayg y hak etseler de) bir süre sonra mant kl düflünmeyi b rak yorlar ve sadece örgütün penceresinden bak p haks zl klara imza at yorlar! Haliç ise kötü kokular temsil ediyor. Haliç in kötü kokular yayd dönemlerde insanlar n hiç rahats z olmadan Haliç etraf ndan yaflayabilmesine hep flaflm fl vc! çok da önemli de il. Hep ortak düflman halk oluyor. Dün Susurluk u temizlemek için u rafl yor görüntüsü veriyorlard bugün Ergenekon u... Kimseyi, hiçbir yeri temizledikleri falan yok elbette çünkü kirli olan kendileri, kendi sistemleri! Biri gider di er gelir. Giden konuflur, adaletsizlikten yak n r... Ta ki ezilenler, bu kliklerden birinin arkas na yedeklenmeyip kendi ba ms z örgütüyle buluflup örgütleninceye kadar! ( stanbul dan bir K okuru) K T P T N L I N T I L R * Ülkemizde ise y llardan beri Genelkurmay, MGK, M T içerisinde ve hatta Emniyet teflkilat içerisinde farkl adlarla da olsa psikolojik harekât birimleri mevcuttur. Bu birimlerin asli ifllevi tüm devlet kurumlar n n organizesi ile kodlanm fl psikolojik harekât yürütmektir. (337) * 1988 y l nda bafllay p 1995 y l nda fiilen b rakt m dinleme ve izleme ifllemleri dolay s yla binlerce telefonun dinlenmesine karar verdim ama bir iki istisna d fl nda mahkeme karar ald m z hat rlam yorum. (360) * Esasen devlet yanl fl yapsa bile resmi olarak hiçbir zaman yalan söylemezdi, mahkemelere ya da ilgili kurumlara yaz l cevap verilirken mutlaka do rular söylenirdi. lk defa Jandarma Genel Komutanl (bence tarihi bir hatayd ) J TEM yoktur diye yalan bir yaz l beyanda bulundu. O yaz y haz rlayan, paraf eden, imzalayanlar herkesin yüzüne karfl devletin yalan söyledi ini itiraf etti. (208) * Y llar y llar kovalad, olaylar olaylar Bir süre sonra, toplumsal yaflam için y llarca düflman gördü- üm grup, düflünce ve örgütlerin asl nda sa l kl bir demokrasinin olmazsa olmaz olduklar n ; modern toplum için as l tehlikenin, bunlar n aksine her muhalefeti yok etmeye odaklanm fl olan benim savundu um de erler oldu unu anlad m. Bu aç dan eskiden savundu um tüm düflünceleri düflman görmek tarif edilmez bir duyguydu. (8) * Sonra kendimize bakt m, biz de öyle de- il miydik? Kendi teflkilat men- suplar m - z n suçlar n gizlemeye çal fl yorduk ama vatandafl n iflledi i suçlara en ufak hoflgörüde bulunmuyorduk. Vatandafla kötü muamele eden, darp ve iflkence eden, görevini kötüye kullanan, rüflvet yiyen meslektafllar m z yakalay p suçlar n ortaya ç karmak konusunda ne kadar gayretliydik? (18) * fiu aç k olarak görülmektedir ki özellikle ordu baflta olmak üzere her kurumun bünyesindeki gizli oluflum (cuntalar, ihtilal haz rl toplant - lar, anti demokratik tertipler) içinde cemaatin casuslar vard r. Bu aç dan herkes bu tür yöntemlerden vazgeçmeli, bu ifllerden uzak durmal d r. Bu casuslar buralarda edindikleri her bilgiyi ve doküman tafl yorlar. (553) * Benim özendi im illegal örgüt mensuplar n n eylem ve faaliyetleri de il, dünyan n maddi nimetlerini bir kenara iterek bir fikirideal u runa yapt klar fedakarl klar yd. Hatta özenerek, onlar n yerinde olmay bile düflünmüflümdür. (11)

8 flçi-köylü / fiç -KÖYLÜ 1-14 Ekim 2010 UPS D REN fi KRRLILI INI KORUYOR Kargo devi UPS de yaflanan iflçi k y m - n n ard ndan bafllayan ve uluslararas çapta yank uyand ran direnifl, yüz günü aflmas - na ra men kararl l kla devam ediyor. Direniflin bafllamas ile sendikay muhatap almayaca n söyleyen patron, bugün sendikayla anlaflma taleplerinde bulunuyor. TÜMT S de, UPS patronu ile bu yönlü görüflmeleri gerçeklefltiriyor. Sendika yapt görüflmelerde bu zamana kadar iflçilerin talepleri noktas nda ödün vermedi. Bu nedenle iflçilerin kararl direnifli daha da alevleniyor. UPS direnifli hakk nda daha ayr nt l bilgi almak için 23 Eylül günü direnifl çad r - n ziyaret ettik. Ziyarete gitti imizde iflçiler futbol oynuyordu. Maç n ard ndan TÜMT S Genel Baflkan Kenan Öztürk iflçiler ile k sa süreli bir toplant yapt. Biz de direnifl hakk nda Kenan Öztürk ile görüfltük. - UPS direniflinin son durumu hakk nda bilgi verebilir misiniz? Kenan Öztürk: 2 May s tan bu yana Mahmutbey, Kurtköy ve zmir aktarma merkezleri önünde direnifl çad rlar m z kurulmufl durumda. Bildi iniz gibi UPS uluslararas bir firma, dünyan n hemen her yerinde faaliyet yürütüyor. Bünyesinde befl yüz bine yak n iflçi çal flt r yor. Dünyan n her yerinde ör- Mersin de tamas Yap lmayan Ö retmenler Platformu (YÖP) ve E itim Emekçileri Derne i, KPSS nin k smi iptali karar sonucunda bir araya gelerek Tafl Bina önünde bir bas n aç klamas düzenledi. Bas n aç klamas nda iptal edilen KPSS nin yeniden yap lmas yerine koflulsuz ve güvencesiz atama yap lmas istendi. Bas n metnini okuyan Yunus Baysal gütlü olan bu firma Türkiye de henüz sendikay dahi kabul edemeyecek düzeyde. UPS patronu bu gücü, Türkiye deki anti-demokratik yasalardan al yor. Bizim de direniflin kamuoyuna mal edilmesi ve yap lan sald r lar n teflhir edilmesi aç - s ndan çal flmalar m z sürüyor. Uluslararas alanda ba l oldu umuz ITF, Meksika da yapt 42. Genel Kurulu nda 1 ve 15 Eylül tarihlerini UPS iflçileri ile dayan flma günü ilan etmifllerdi. Y llard r dayan flma amaçl yay nlanan mesajlar n yerini eylemler ald. Bu bizlere, direniflimizin etki gücünü gösteriyor. ma ülkemizde dayan flma anlam nda yap lanlar n önemli ama yetersiz oldu- unu görüyoruz. Referandum sürecinde KP nin demokratiklefliyoruz söylemlerinin içeri inin ne kadar bofl oldu unu anayasal haklara yap lan sald r larla görüyo- E itim bilimleri s nav n n ne zaman yap - laca, yap lacak s nava nas l güvenilece i ve hangi kurum taraf ndan yap laca büyük bir soru iflaretidir; ancak anlafl lan bir fley varsa MEB bu durumu çoktan f rsata çevirmeyi kafas na koymufl durumdad r. F rsat n ad ücretli ö retmenliktir. Üç kurufla, güvencesiz, sendikas z, sigortas z çal flt r lan ücretli ö retmenler hem daha ucuza gelecek hem de bu çürümüfl sistemin ilerleyen günlerde kendini yeniden yap land rmas için de zaman kazand racakt r dedi. Bas n aç klamas nda dikkat çekilen baflka bir konu ise okullarda yüz binlerce ö retmen aç mevcutken s nav n tekrar sonras nda yap lacak olan 30 bin ö retmen atamas n n sorunu çözmeyece i oldu. Bas n aç klamas nda s k s k Okullar Ö retmensiz, Ö retmenler flsiz,, Ücretli Köle Olmayaca z sloganlar at ld. Bas n aç klamas na YDG de destek verdi. (Mersin) ruz. Bizler bu ülkeye demokrasinin ancak emekçilerin mücadelesi ile gelece ini biliyoruz. Bu anlamda direniflimiz bizlere bir fleyleri ö retiyor. Direnifl boyunca ciddi kazan mlar oldu. Ciddi ad mlar at ld. Tüm bunlar n büyük bir kazan mla sonuçlanmas aç s nda güçlü bir dayan flma a na ihtiyac m z var. Gazeteniz arac l ile tüm kesimleri UPS iflçileri ile dayan flmaya ça r - yoruz. ( stanbul) YEN SINV DE L, KOfiULSUZ VE GÜVENCEL TM ST YORUZ KOPYYL PRYL SEÇME SINVI tamas Yap lmayan Ö retmenler Platformu üyeleri, KPSS de yaflanan kopya skandal üzerine e itim bilimleri s navlar n n iptal edilmesini ve atamalar n durdurulmas n protesto etti. 18 Eylül günü Taksim Tünel de bir araya gelen platform üyeleri Koflulsuz atama istiyoruz yaz l pankart açarak Taksim Meydan na kadar yürüdüler. Eylemde Ücretli ö retmenli i referanduma sunuyoruz yaz l seçim sand ve Kopyayla Parayla Seçme S nav, Ö retmenlerin ayd nlatmad bu ülkeyi, ampul nas l ayd nlats n yaz l dövizler ilgi çekti. Taksim Meydan nda son bulan yürüyüflün ard ndan bas n aç klamas n Nurcan K sa okudu. S nav bombard - man na tutulan halk n cebinden ç kan paralarla milyar dolarl k pazarlar kuruldu- unu belirten K sa, birilerinin kasas n doldu unu ifade etti. ( stanbul) ESENYURT fiç LER NDEN KZNIM Sendikadan istifa etmedikleri için iflten ç kar lan Esenyurt Belediye iflçileri sürdürdükleri hukuk mücadelesini kazand. Belediye- fl Sendikas 2 No lu fiube taraf ndan yap lan aç klamaya göre toplam 54 iflçinin davas sona erdi. 20 Eylül de itiraz süresi dolan davalarda itiraz yap lmad için sonuç kesinleflti. Buna göre mahkeme, iflçilerin sendikal olduklar gerekçesiyle iflten ç kar ld na ve ifle iade edilmesine karar verdi. Esenyurt Belediye Baflkan n n bu karara uyarak iflçileri ifle geri almas gerekiyor. ( stanbul) TÜRKN LBYRK DESTEK Paflabahçe Hastanesi nde bir süredir direniflte olan Türkan lbayrak a D SK, KESK ve TO dan destek geldi. Tafleronlaflmaya karfl direnifle geçen Türkan lbayrak hakl mücadelesini sonuna kadar yani haklar n alana kadar sürdürmekte kararl. 2 ay aflk n bir zamand r Paflabahçe Devlet Hastanesi nin önünde fiili eylemine devam eden Türkan lbayrak için D SK, KESK ve TO Baflhekimle görüfltü. D SK Genel Baflkan Süleyman Çelebi; Türkan lbayrak n tafleronlaflmaya karfl yükseltmifl oldu u mücadeleyi D SK olarak uluslararas platforma da tafl yacaklar n söyledi. Türkan lbayrak ise ziyaret ve desteklerden dolay sendikalara teflekkür etti ve tek bafl na da olsa kazanana kadar mücadeleden vazgeçmeyece ini ifade etti. KESK stanbul fiubeler Platformu ad na konuflan KESK Genel Sekreteri Emirali fiimflek de, taflerona karfl mücadele eden lbayrak n yaln z olmad n kaydetti. Paflabahçe hastanesinde direnifl devam ediyor Direniflinin 78. gününde Türkan lbayrak ile görüfltük. Tafleronlaflmaya karfl direnen Türkan lbayrak bu hakl mücadelesini kazanana kadar devam edece ini ve bu yolda yaln z olmad n belirtiyor. Onun özellefltirmelere, hak gasplar na karfl direniflini sonuna kadar bizler de destekliyoruz. Türkan lbayrak direnifle karfl hastanenin tutumunun ayn flekilde devam etti ini her çarflamba saat da yapt klar oturma eylemine devam ettiklerini bu Çarflamba toplad klar imzalar eylemden sonra tepe üstüne yürüyüfl yaparak b rakacaklar n ve herkesin deste ini bekledi ini dile getirdi. (Kartal) ZGZ fiç LER D REN fi SONLNDIRDI zmit Gaz Da t m fiirketi nin ( ZGZ) el de ifltirmesi ve flirketin tafleronlaflt r lmas ZGZ iflçilerinin iflsiz kalmas na neden olmufltu. Birçok alanda sistemli sald r - n n aya olan özellefltirmeler ZGZ flirketinde de hayat bularak hak gasplar n n yolunu açt. Bu tafleronlaflt rmaya karfl koyan iflçiler ifle geri dönmek talebi ile 3 ustos ta Kocaeli kent merkezindeki Sabri Yal m Park nda direnifle geçmiflti. Yaklafl k 2 ay direnen iflçiler, imza kampanyalar n ve parktaki direnifllerini sonland rd lar. ZGZ iflçileri ad na konuflan Emre Y lmaz Oktay; Öncelikle eylemimizde bize bafl ndan sonuna kadar destek veren tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve imza kampanyam za kat lan 10 bine yak n vatandafl m za teflekkür ederiz dedi. flçiler çad r eylemlerini flimdilik sonland rd klar n ama verilen sözler tutulana kadar direnifllerinin devam edece ini dile getirdiler. (Kartal) flçi gençli e bir bak fl Gençli e gidin beyler! Bu, her fleyi kurtaracak olan tek yoldur. Tanr aflk na, aksi halde geç kalacaks n z (bunu he fleyden ç kar yorum) ve bilgiççe taslaklar, planlar, çizimler, flemalar ve harika reçetelere sahip olacaks n z ama örgütlülük olmazsa ortada kalacaks n z. Gençli e gidin... (Lenin-Stalin Gençlik üzerine Evrensel Bas m Yay n) Lenin in ST. Ptersburg P. K. Savafl Komisyonu na hitaben yazd bu tatl sert uyar, elefltiri ve öneriler kuflkusuz devrimci savafl aç s ndan oldukça anlaml ve önemlidir. Di er yandan bizlere Lenin in gençli i nas l alg lad ve kavrad hakk nda muazzam ipuçlar vermektedir. Her fleyden önce Lenin, gençli in yeni olandan, ileri olandan taraf olaca n düflünmektedir. kinci olarak, s n f savafl n n keskinleflti i daha do ru bir ifadeyle bedel ödeme ve ödetme prati inin doruk noktas na ulaflt koflullarda gençli in öncü müfrezenin en önünde yerini alaca na inanmaktad r. Ülkemizde iflçi gençlik denildi inde tek bafl - na sanayi sektöründe çal flan gençlik kesimi anlafl lamamaktad r. Çal flan gençli in % 59 unun ücretli olarak (2.2 milyon) istihdam edildi i koflullarda bunun önemli bir k sm n hizmet sektöründe çal flan gençli in oluflturdu u gözard edilmemelidir. Yani meta üretmedi i halde hizmet üreterek çal flan çok say da genç vard r, çeflitli tamir ifllerinde ç raklar, otel, restoran vb. yerlerde çal flanlar temizlik, güvenlik vb. ifllerde çal flanlar ve benzer durumda çal flan gençler flçi gençli i bir örgütlenme alan olarak ald m zda tüm bu kesimi de onun içinde düflünmek gerekir. Bugün çal flan gençlik kesimleri içerisinde nicel büyüklü- ü bak m ndan iflçi gençlik (hizmet sektörünü, ç - rakl vb. dahil ederek) ilk s rada gelmektedir. Zira ücretli çal flan gençlik oran n n (% 59) ancak çok küçük bir bölümünü tar msal ifllerle u raflanlar oluflturur demek mümkündür. (Çünkü tar msal ifllerle u raflan kesim ya ücretsiz aile iflçisi olarak ya da kendi hesab na çal flan olarak gösterilmektedir. O halde ücretli olup da tar msal ifllerle u raflanlar çok küçük oranlardad r.) Bunun yan nda yine ancak çok küçük bir bölümü memur vb.dir. (Çünkü bu alanda çal flmak için genelde uzun bir e itim dönemi geçirilir, bu alanda çal flmaya aday pek çok genç varken çal flan genç çok azd r.) Yani % 59 oran esas olarak çeflitli sanayi dallar nda, hizmet sektöründe ve ç rak olarak çal flan gençlerden oluflur. Oransal olarak iflçi gençlik çal flan gençlik kesimleri içerisinde en önemli yeri olsa da oldukça da n k olarak konumlanm flt r. Bu gençlerin % 47 si 10 kiflinin alt nda çal flan olan iflletmelerde çal flmaktad r. Ki bu tablo iflçi gençli in örgütlenebilmesinin önünde ciddi bir engel olarak ç kmaktad r. flçi gençli in (hatta esas olarak çal flan gençli in) sorunlar n n öncelikle sömürüye iliflkin sorunlar oldu unu tespit etmek gerekir. Yasal çal flma süresinin haftada 40 saat olmas na ra men ço unlukla kay t d fl olarak çal flan gençlerin bu sürenin üstünde çal flt bilinmektedir. TO nun TÜ K flgücü istatistikleri Veri Taban n kullanarak haz rlad Kay ts z Gençler raporunda (May s 2007) belirtildi ine göre kay t d fl çal flan gençlerin % 75 i haftada 40 saatin üzerinde çal flmaktad r; % 43 ü ise 60 saatin üzerinde çal flmaktad r. (Ki yafl aras çal flan gençlerin % 64.6 s kay t d fl istihdamd r.) Göstermelik yasalar n belirledi inin çok üzerinde ve yo un çal flan gençler gerek fiziksel gerek psikolojik pek çok sa l k sorunuyla bo uflmaktad r. Oysa genellikle hiçbir sosyal güvence olmadan çal flmaktad rlar. Bunun yan nda emperyalizm patentli yasal düzenlemelerle de var olan sosyal güvenlik haklar gasp edilmeye çal fl lmaktad r. Ücretlerin düflüklü ü sorunu iflçi gençlikte de oldukça yak c bir sorundur. Düflük ücretle uzun süreli çal flmaya di er bir deyiflle yo un sömürüye ciddi bir iflsizlik kayg s eklenmektedir. Resmi rakamlarla gençlikteki iflsizlik oran 20 yi bulmufltur. Gerçekteyse bu oran n daha yukar da oldu- u kabul edilmelidir. OECD in Ocak 2007 de yay nlanan üye ülkelerde kad nlar ve erkekler raporuna göre ülkemizde yafl aral ndaki gen kad nlar n % 47.5 i erkeklerin % 25 ine çal flmakta ne de e itim sürecinin içinde bulunmaktad r. OECD ortalamas ise hem genç kad nlar hem genç erkekler için % 10 un alt nda bulunmaktad r. BM nin haz rlad raporda ise yafl aral ndaki 12.1 milyon gencin % 40 ne çal flmakta ne de e itim sürecinde bulunmaktad r. Türk- fl Gençlik Komitesi taraf ndan yap lan bir araflt rmada iflçi gençlerin iflsizli i en önemli sorun olarak gördü ünü göstermektedir. Sendika üyesi 2429 gençle yap lan ankette kat l mc lar n % 52.5 i gençlerin önündeki en önemli sorun olarak iflsizli i görmektedir. Yine gençlerin sendikaya kazand r lmas için yap lmas gerekenin iflsizlikle mücadele oldu unu ankete kat lanlar n % 28 i belirtmektedir. flçi gençli in yaflad en önemli sorunlardan biri de arada kalm fl bir kültürel flekillenifl içerisinde olmas d r. flçi gençlik sosyal yaflam nda önemli derecede yar -feodal iliflkiler içindedir. Köyden göç ederek flehirlere yerleflen kitlelerin iflçileflme sürecinin ülkemizde a r aksak oluflu ve bunun s n f farkl laflmalar ndan netsizliklere zemin sunmas nedeniyle iflçi gençlikte de geldi i köy sosyal iliflkilerini ve bu iliflkilerin neden oldu u çeliflkileri, sorunlar görmek mümkündür. Bu da kesimin özellikle kültürel düzeyde bir dizi sorun yaflamas na neden olmaktad r. Ya yeni geldi i bölgenin iliflki taraz na, kültürüne ayak uydurarak de iflecek ya da geldi i kültürü bulundu u yerlerde yaflatacak. Genel anlamda ise iflçi gençli in de iflmeye çal flt n görüyoruz. ma bu noktada tam bir de iflimin olabilmesi mümkün de ildir. Çünkü ülkemizin sosyal ekonomik yap s buna izin vermemektedir. flçi gençlik sadece flekilsel olarak de iflmektedir, özde de iflen bir fley yoktur. Bundan kaynakl iflçi gençli inin tam anlam yla arada kalm fl bir kültürü-arabesk kültürü yaflad n söyleyebiliriz. flçi gençlik kendili inden sürecinde, feodal karakteri de önemli derecede tafl maktad r. Bu s n f bilincinin oldukça geri düzeylerde seyir etmesine de zemin olmaktad r. (Komsomol Yaz lar - 2, Umut Yay mc l k) Dikkat edilirse buraya kadar belirtti imiz sorunlar sadece iflçi gençlik aç s ndan de il iflçi s n - f m z n bütünü aç s ndan da ciddi sorunlard r. Kuflkusuz bunun nedeni gençli in toplumsal s n flardan ba ms z olmas nda yatmaktad r. Yani iflçi gençlik, iflçi s n f n n bütününü hangi sorunlarla bo ufluyorsa ayn sorunlarla bo uflmaktad r ve bunlar iflçi gençli in esas/di erlerini belirleyen sorunlar d r. Fakat iflçi gençli in kendine has sorunlar n n oldu unu söylemekte yanl fl olmayacakt r. Örne in çal flan gençlik kesiminin aile içi çat flmalar n daha baflka özellikler tafl r ilenin gözünde çal flan gencin hayat biçimi belirlenmifltir. Bundan sonra ondan beklenecek olanda, ailesini unutmamak, üzerine düflen aile sorumluluklar n yerine getirmektir. Çal flan gençlik kesiminin önemli bir eksi i de e itim-kültür gereksinmesinin karfl lanmamas d r. Bir kere çal flma hayat na giren insan n art k e itilmek,kültürlü olmak gibi istekleri yok say l r,.. ile içinde de di er toplum kesiminde de insan n de eri insan oldu u için de il sosyal statüdeki yerine göre belirlenmektedir. ile içinde bafllayarak bu toplumsal güvensizlik yafland için bir çocu un, bir gencin toplumsal beklenti düzeyi içinde ayr bir de- eri oluflur. flte bu toplumsal beklenti düzeyi okuyan çocuk/genç için bitmemifl, henüz sonu gelmemifl, ileride daha da artacak bir de er duygusu oluflturur. Toplumsal beklenti düzeyi burada bir yat r m simgelemektedir. Oysa çal flan çocuk-genç (henüz geliri yüksek olmad ndan-ve muhtemelen olmayaca ndan gelece i de belirlenmifl oldu undan) toplumsal beklenti düzeyi içinde s n rlanm fl bir yerdedir. Ondan beklenecek fleyler art k bellidir (Gençlik Duvarlar Y k yor- Erdal tabek-lt n kitaplar dizisi) Özetle iflçi gençlik s n f n yaflad sorunlardan azade de ildir. Çal flan gençlik kesimleri içerisinde nicelik olarak en genifl kesim olan iflçi gençlik; genele nazaran daha uzun sureli ve yo- un çal flmayla karfl karfl yad r, istihdam paketi olarak sunulan ve hayat geçirilen yasal düzenlemelere paralel iflçi ç karman n kolaylaflt r lmas yla hem genç iflçi say s n n artaca n hem de sömürünün yo unlaflaca n öngörmek mümkündür. rl kl olarak kay t d fl çal flt r lan iflçi gençler (hizmet sektöründe % 54, sanayide % 50 ) böylede hiçbir sosyal güvenceye sahip olmazken SSGSS sald r s yla var olan haklardan en aza indirilmeye çal fl lmaktad r. Gençlik içerisinde resmi rakamlar n (% 20) daha üzerinde bir iflsizlik oran oldu u düflünüldü ünde iflçi gençlerin yedek sanayi ordusunun bilinen bas nc alt nda, sürekli iflsiz kalma tehdidiyle karfl karfl ya oldu u, genel olarak küçük iflletmelerde da n k biçimde konumland ve bu olgunun esnek üretim, tafleronlaflt rma ile derinlefltirildi i de tespit edilmelidir. Kendili inden sürecinde, feodal karakteri de önemli derecede tafl yan iflçi gençlik, toplumla iliflkisini tamamlama sürecinin (özellikle ailesi ve çevresiyle) çeliflkilerini de yaflamaktad r. Kemalist kimli i ile tan nan Erdal tabek yukar - da ad geçen kitab nda do ru bir belirleme yaparak Bütün bunlar bilen ö renen, okuyan genç iflçiler topluma hem k r lmakta hem de öfkelenmektedir demektedir. Do rudur fakat çabam zla bu öfke do ru adrese yönelecektir. Tüm bu verilerden hareketle; iflçi gençlik içerisindeki çal flmalarda (hak alma/arama bilincinin gerili ine paralel önemi daha da artar) örgütlülüklerin oluflturulmas (ki kuflkusuz kastetti imiz öz örgütlülük sendikalard r) bu yönlü ad mlar at lmas gerekmektedir. ncak bu surecin önünde ciddi engeller vard r. Birincisi: flçi gençlik büyük iflletmelerde merkezileflmeden ziyade da- n kl k; ikincisi: Yedek sanayi ordusunun büyüklü ü hak arama giriflimlerinde cayd r c bir silah olarak oldukça etkilidir. Üçüncüsü: Hak arama do all nda bunun için örgütlenme bilinci görece geridir. Bu engeller hesaba kat ld nda, iflçi gençleri bir araya getirecek ve öz örgütlülüklerin kurulmas na zemin sunacak sosyal dayan flma amac tafl yan çeflitli dernekler, kültür sanat kurumlar gibi alanlar yarat lmas, var olanlar n kullan lmas bir ihtiyaç olarak karfl m za ç kmaktad r. Yine çal flan iflletmeler farkl olsa dahi çeflitli iflletmelerin yo unlaflt alanlar (organize sanayi bölgeleri. vb.) Yani iflçi havzas diye tabir etti imiz alanlara yo unlaflmak pratik bir gerekliliktir. flçi gençli in mevcut durumu içerisinde bu çal flmalar karfl l n fazlas yla bulacakt r. (Bir okur)

9 1-14 Ekim / fiç -KÖYLÜ flçi-köylü 73 Et ithalat ve halk n ihtiyaçlar n kâra çeviren egemenler Hayvanc l k sektöründeki fiyat durumundan endifle eden üreticiler, ithalata karfl ç k yor. Halk n et ihtiyac ni zerre kadar umursamayan egemenler bambaflka hesaplar içinde... Emperyalizme göbekten ba ml ülkemiz flimdi de et ithalat meselesi ile egemen güçlere hizmetin s n rlar n zorluyor. Bir çok farkl düzlemde ifade edilen Türkiye ekonomisinin tar m ve hayvanc l a dayand gerçekli e ra men et in ithal edilmesi durumu gündeme geldi. Emperyalizme göbekten ba l olma durumunun tar mda pek çok konuda d fla ba ml l n gün geçtikçe artmas üzerine hayvanc - l k sektöründe de fiyat durumundan endifle eden üreticiler ithalata karfl ç karken, k rm - z et almakta zorlanan vatandafl ithalat sonras eve et götürmek istiyor. ncak halk m z n evine et götürebilmesini zerre kadar umursamad aflikar olan egemenler ise bambaflka hesaplar yap yorlar. Et fiyatlar nda son aylardaki anormal art fl n büyük flirketlerin genç yaflta danalar piyasadan toplamas na ba layan hayvan üreticileri, böylece piyasada hayvan say s n n azalmas ile art fl n bafl gösterdi ini söylüyorlar. Büyük flirketlerin hayvanlar toplamas hükümeti ithal canl hayvana yönlendirdi. Bu flekilde hayvanc l - n büyük zarar görmesi gündeme geldi. Son dönemde zaten hayvan ithalat na ra men fiyatlar yine artma e iliminde. Baflbakan Erdo an n bir markette dolafl rken kendisine ikram edilen k zarm fl sosisleri tatt ktan sonra, k yman n fiyat n sormas ve karfl l nda ald kilosu 30 TL cevab karfl s nda gürleyerek ben vatandafl - ma 30 milyona k yma yedirmem, gere i yap - lacakt r diye ç k flmas n n ard ndan dü meye bas lm fl oldu. Emekçi halk m za yönelik sald - r lar n, hak gasplar n n KP hükümeti döneminde de h z kesmeden ve hatta katmerlenerek sürdü ünü; iflsizlik oran n n gün geçtikçe artt n, güvencesiz çal flma koflullar n n al p bafl n gitti i, insanlar m z n buna da flükür diyerek gayri insani koflullarda kölece çal flt r ld n düflünürsek vatandafl n evine girecek etten çok kendi ceplerine girecek paran n hesab n yapt klar n anlamak hiç de güç olmayacak diye düflünüyoruz. B uyum süreci içerisinde geçen y l yap - lan B Tar m Bakanlar toplant s nda Türkiye den istenen özetle tar mdan devlet deste- ini mümkün mertebe çekmesi ve tar m ve hayvanc l kta ithalata yönelerek B ülkelerinin hayvan stoklar için daha verimli bir pazar haline gelmesiydi. Bu emirden sonra deli dana hastal k l f yla durdurulan et ithalat n yeniden bafllamas na karar verildi. Tar mda yo un ve kapsaml bir tasfiye plan olarak ifade edebilece imiz bu durumu daha net görmek için rakamlara baflvurmakta fayda görüyoruz. Tar mdaki tasfiye süreci Türkiye de hayvanc l n da olumsuz etkilenmesine yol açm flt r. Nitekim hayvanc l k sektörüne dair TÜ K in aç klad rakamlar bu gerçekli i apaç k gösteriyor y l nda 12 milyondan fazla olan büyükbafl hayvan say s 2009 da 11 milyonun alt na düflmüfl. yn y llar aras nda küçükbafl hayvan say s ise 51 milyondan 26 milyona düflmüfltür. Oysa Türkiye nin 1990 da 56 milyon olan nüfusu, bugün 72 milyon. K rm z et üretimi ise 2009 da bir önceki y la göre %14,5 azalarak 482 bin tondan 412 bin tona inmifl. Yani kifli bafl na düflen et miktar muazzam bir düflüfl göstermifl. Matematiksel olarak düflündü ümüzde nüfusun artmas yla birlikte hayvan say s n n ve et üretiminin de artmas n bekleriz. Oysa küçük üreticilerin tasfiye sürecinin h zlanmas sebebiyle et üretiminin azalmas n f rsat bilen büyük üreticiler, arz bilinçli biçimde s - n rl tutmakta, bunun sonucunda da piyasadaki et miktar gerekti i biçimde artmamakta, fiyatlarsa f rlamaktad r. Emperyalizme göbekten ba ml olan bir ekonomin halk yarar na hamleler yapaca n gerçeklikten çok uzak bir hayal olarak kalmak durumundad r. Vakti geldi inde hayvanc l k potansiyelin yo un olmas yla övünülen ülkemizin kaynaklar vakti geline emperyalistlere peflkefl çekilmekten kurtulam yor. Öyle ki tasfiye politikalar n n artmas ve emperyalist efendilerin talimatlar sonucu halk m z n sofras na hiç u ramayaca aflikar olan et i bile ithal elde duruma getirildik. (nkara) flçi Düflmanl Devam Ediyor Emekçilerin sendikada örgütlenmek istemeleri egemenler taraf ndan pek hofl karfl lanmad yine. Demokratik haklar n kulland klar ve bunun üzerine iflten at ld ktan sonra direnifle geçtikleri için sald r ya maruz kald lar. Düzce de kurulu bulunan ve % 90 lman Winkelmann Grubu ortakl Nema Makine de geçen y ldan itibaren sendikalaflma mücadelesi veriliyor. Nema Makine de bir y l önce D SK e ba l Birleflik Metal- fl Sendikas na (BM S) üye olan iflçiler, iflyerinin orta ve Genel Müdürü Osman Taner Nakipo lu baflta olmak üzere birçok yetkilinin bask s na maruz kald lar. Bu süreçte sendikadan istifaya zorlanan iflçiler türlü türlü oyunlara karfl direndi. stifa etmeyen 28 iflçi ise bu süreçte iflten at ld. Direnifle geçen iflçiler, mücadelelerini iflyeri önünde sürdürüyorlard. flçilerin örgütlü hareket etmesine karfl iflçilere sald rd lar. BM S taraf ndan yap lan aç klamaya göre, Düzce de Nema Makine de sendikalaflt için iflten at lan iflçilerden sendika üyesi Mustafa Y lmaz, aylard r çal flt fabrikan n önüne gitmek için yola ç kt nda Türk- fl e ba l Türk Metal Sendikas n n adamlar taraf ndan sald r ya u rad. Bafl na kald r m tafl ile vurulan Y lmaz n sa l k durumunun a r oldu u bildirilirken, Y lmaz Düzce Devlet Hastanesi nde ameliyata al nd. Bu bask lara karfl sendikan n yapt aç klamada; BM S, Üyemize yap lan sald r n n sorumlular derhal bulunmal ve gerekli en a r cezaya çarpt r lmal - d r. Sorumlular sadece üyemize fiilen sald ranlar de ildir, onlar n azmettiricileridir. Sald rganlar yönlendiren Türk Metal in yetkilileri, Türk Metal i iflyerine ça rarak bu sald r lar n yolunu açan ve fiilen azmettiren iflveren de bu sald r n n sorumlular d r diyerek yetkilileri göreve ça rd. (Kartal) Tafleron sorununun en fazla gündeme geldi i yerlerden biri zmir Büyükflehir Belediyesi (ibb) Park ve Bahçeler Müdürlü- ü dür. Bünyesinde çal flan tafleron iflçilerin verdikleri mücadele esas anlamda tafleronun gündeme girmesine neden olmufltur. sr n projesinde direnifl kazand Taflerona karfl mücadeleyi yükseltelim! Son dönemlerde h zla yayg nlaflt r lmaya bafllanan tafleron sistemi genel anlamda hizmet sektöründe belediyelerde yo un olarak uygulanmaya bafllam flt r. flçiler sendikas z ve hiçbir hakk olmadan asgari ücretle çal flt r lmaya bafllam fllard r. Tafleron sorununun en fazla gündeme geldi i yerlerden biri zmir Büyükflehir Belediyesi (ibb) Park ve Bahçeler Müdürlü ü dür. Bünyesinde çal flan tafleron iflçilerin verdikleri mücadele esas anlamda tafleronun gündeme girmesine neden olmufltur y l na yine Ocak ay nda ifl akitleri feshedilerek ifllerinden kovulan Park-Bahçe iflçileri o dönem bir dizi eylem sonucunda 72 gün boyunca zmir Büyükflehir Belediyesi önünde çad r kurarak açl k grevine girmifllerdi. sr n projesi olarak tan t lan Marmaray, sadece devasa bir yap t olarak de il bünyesinde yaflanan direnifl ve zaferleri de beraberinde alarak tarihe geçecek. Marmaray da çal flan taflerona ba l 60 iflçinin bafllatt 77 günlük direnifl, zaferle sonuçland. Duruflma 16 Eylül günü Sirkeci dliyesi nde gerçekleflti. Duruflma öncesi iflçiler dliye önünde bas n aç klamas gerçeklefltirdiler. flimiz ve haklar m z için direniyoruz pankart açan iflçilerin eylemine UPS iflçileri de destek verdi. flçiler ad na aç klama yapan Erhan yd n kazanacaklar konusunda emin olduklar n söyledi. Duruflmaya iflçilerin avukatlar Sezin Uçar ve Özgür Cihan ile daval olan Ulaflt rma Bakanl, Gama Nurol ile Polat tafleron flirketi avukatlar kat ld. Mahkemede patron taraf ndan iflçilere yönelik verilen tek tarafl ifl akdinin feshi nin geçersiz oldu u ve iflçilerin ifle iadesinin gerçeklefltirilmesi ve yasal süre içinde iflçilerin ifle al nmad takdirde daval taraflar n tazminat ödemesi karar ç kt. Duruflman n ard ndan aç klama yapan avukat Özgür Cihan, mahkemenin karar n sadece tafleronu de il ana iflvereni de kapsamas ndan kaynakl önemli bulduklar n söyledi. ( stanbul) 72. gününde BB Belediye Baflkan ziz Kocao lu ve D SK Genel Baflkan Süleyman Çelebi, görüflmeler sonras nda 2010 y l nda belediye flirketlerinde istihdam edilecekleri sözü verilerek ifle bafllamalar yönünde iflçilerle anlaflmaya var lm fl ve bas n önünde söz verilerek eylemleri bitirilmiflti. ncak 1 Ocak 2010 da, iflçilere verilen sözler tutulmad gibi, ifl akitleri de sona erdirilerek yeni y la iflsiz girmeleri, yeniden mücadelenin bafllamas na neden olmufltu. Tafleron iflçilerinin yapt klar kitlesel eylemlerle beraber bir dizi sözle birlikte yeniden ifllerine geri dönmüfllerdi. Verilen sözler tafleronun bitirilmesi ve sendikal haklar. ma gelinen aflamada hiçbir söz yerine getirilmemifltir. Tafleron iflçilerinin 2010 y l nda yaflad klar ile beraber onlar kendi inisiyatifleri ile kimseden bir fley beklemeden örgütlenme aray fl na getirmifltir. Yine sendikal bürokrasi! 2010 y l nda Kent.fi, Tekel, Tarifl iflçi direnifllerinde iflçilerin karfl lar na ç kan ve direnifllerin canl ve kuvvetli geçmemesi için ellerinden geleni yapan sendikal bürokrasi, zmir de de tafleron iflçilerinin karfl - s na ç km flt r. flçi s n f n n öz örgütlülü ü olan sendikalar n tepelerine yerleflmifl bürokratlar da kendilerine örgütlenmek için gelen iflçilere s rt n dönmüfltür. Tafleron iflçileri sendikalarda örgütlenmek için çaba göstermifl ama hiçbir sendika flubesi örgütlenmek isteyen 1300 iflçiyi örgütlememifltir. lk ad mda tabi gelin örgütlenin diyenler ileriki ad mda iflçileri yaln z b rakm flt r. flçiler kendi öz örgütlülükleri olan sendikalara kap dan sokulmaz hale gelmifllerdir. Park Bahçe Tafleron iflçileri TEKEL direniflinde, TR fi de, Kent.fi de mücadele eden iflçilerin yanlar nda yer alm fllard. flçilerin yavafl yavafl bilinçlenmesi sendikalar dahil ç kar olan herkesi endiflelendirmeye bafllad. Mevsimlik iflçileri tafl yan araç kaza yapt Mevsimlik tar m iflçilerine reva görülen yolculuklar, hayatlar n karartmaya devam ediyor. Kamyonet kasalar içinde bal k istifi bir yolculu a mahkûm b rak lan mevsimlik iflçiler ucuz ifl gücü olarak görülüyor. Mevsimlik iflçiler üzerinden yürütülen bu kâr h rs na 12 tar m iflçisi daha adand. Bursa n n negöl lçesi ne kçap nar Köyü mevkisinde tar m iflçilerini tafl yan kamyonet kaza yapt. Kaza sonucu yaralanan on iki iflçiden ikisinin durumu a r. (Bursa) Ve Taflerona Karfl flçi Dayan flma Derne i! Tafleron sistemin koflullar n n kötülü ü, iflten at lmalar beraberinde iflçilerin örgütlenme sorununu da gündeme getirmiflti. Sendikalarda örgütlenmek için ellerinden gelen her fleyi yapan tafleron iflçileri sendikal bürokrasiye tak lm fl örgütlenme istekleri türlü oyunlarla geri çevrilmiflti. Bununla beraber sendikalarda örgütlenmeyi esas amaç olarak edinen, sendikal bürokrasiyi k rmaya çal flan iflçiler, örgütlenmenin zorunlulu unun fark na vararak Taflerona Karfl flçi Dayan flma Derne i ni kurdular. Derne in kurulmas ile beraber iflçiler üzerindeki bask artmaya bafllad. Derne e üye olanlar iflten ç kart r z gibi tehditlerle iflçilerin örgütlenmesi da tmaya çal flan Belediye ve onlara yard mc olan sendikalarla, reformist partiler, iflçiler aras nda huzursuzluk yarat p örgütlenmenin genifllemesini engellemek için her yolu mubah görmektedirler. Derne in esas amac tafleronu bitirmek için tüm tafleron çal flt r lan kurumlarda örgütlenmek. Gelinen aflama ve dernek genel kurulu! Gelinen aflamada dernek üzerine çok yo un bir sald r yaflanmaktad r. CHP genel baflkanl na gelen Kemal K l çdaro lu nun yapt tüm CHP li belediyelerde tafleronu bitirece iz aç klamas ve BB Baflkan ziz Kocao olu nun size belediyenin flirketlerine al mlarda öncelik tan yaca z aç klamalar iflçilerin kafas n buland rm flt r. Kimisi önceden de bunlar söylendi ama hiçbir fley yap lmad demekte kimileri de bu aç klamalar sonucunda umutlanmaktad r. 3 Ekim Pazar günü Taflerona Karfl flçi Dayan flma Derne i nin genel kurulu var. Tüm bu söylentiler aras nda örgütlenmenin ve mücadele etmenin tek çözüm yolu oldu unu söyleyen dernek, iflçileri dernekte örgütlenmeye ve beraber mücadele etmeye ça rmaktad r. ( zmir den bir K okuru) Köylüler ÇED toplant s na izin vermedi 21 Eylül günü Bart n n kören, Ceyüpler, K y klar, Hisar ve Y lanl köylerini kapsayan HES projesi için Zafer Köyü K rsal Kalk nma Kooperatifi nde ÇED toplant s düzenlemek isteyen flirket, köylüler taraf ndan protesto edildi. Santralin yap m ihalesini alan BSS Elektrik Üretim Da t m.fi. nin halk bilgilendirme ad alt nda gerçeklefltirece i toplant köylüler taraf ndan protesto edildi. lk fllar ve sloganlarla gerçeklefltirilen protesto sonucu tutanaklar tutularak toplant iptal edildi. (H. Merkezi) Yine göçük... Bal kesir in Kepsut ilçesinde bulunan bir maden oca nda meydana gelen göçükte 2 iflçi yaflam n yitirdi, bir iflçi ise yaraland. flçilerin kald r ld Bal kesir Devlet Hastanesi önünde bir araya gelen maden iflçileri madende gerekli güvenlik önlemlerinin al nmad n belirterek soruflturman n bafllat lmas n istediler. (H. Merkezi)

10 flçi-köylü / ENTERNSYONL 1-14 Ekim 2010 nuradha Gandhi Feminist Hareket çinde Felsefi Yaklafl mlar Ezilmemizin ajanlar olarak erkekleri görüyoruz. Erkek egemenli i en eski, en temel hakimiyet biçimidir. Di er tüm sömürü ve bask biçimleri ( rkç l k, kapitalizm, emperyalizm vd) erkek egemenli inin genifllemifl halidir: erkek kad na hakimiyet kurar, birkaç erkek de di erlerine Yazar hakk nda bilgi Hindistan da Maoist hareketin önderlerinden Marksist teorisyen nuradha Gandhi 12 Nisan 2008 de s tmadan kaynakl 54 yafl nda yaflam n yitirmifltir. Kendisi HKP (Maoist) Merkez Komite üyesiydi. Mücadele s ras nda Narmada, Varsha, Janaki, Rama isimlerini kullanm flt r. Derinlemesine siyasi çal flmalar ile hem teorik olarak hem de pratikte Hint kad nlar n n örgütlenmesinde büyük emek vermifltir. S tmaya da Jharkand da kabile kad nlar na kad nlar n kurtulufluna dair siyasi ders verdikten sonra yakalanm fl, illegal mücadele flartlar ndan dolay zaman nda gerekli t bbi tedaviyi görememifltir de Mumbai de lisede devrimci mücadeleye bafllayan ve 35 y ll k devrimci çal flmas ile büyük sevgi ve sayg toplayan nuradha yoldafl 40 yafl na kadar Nagpur Üniversitesi nde sosyoloji bölümünde profesör olarak yüksek lisans ve doktora ö rencilerine ders vermifltir lerde flehirlerin yoksul semtlerinde Dalit kast ndan emekçiler aras nda çal flmalar yapm fl, 1980 lerde ise ülke çap nda tan nan bir temel haklar savunucusu ve kitle önderi olarak mücadelesini sürdürmüfltür. nuradha yoldafl 40 yafl nda üniversitedeki konumunu b rakm fl ve Dandakaranya da kurtar lm fl k z l siyasi bölgenin oluflmas yla beraber Bastar da kabileler aras nda silahl devrimci birliklerle beraber yaflamaya bafllam flt r. Bölgede 1997 de yaflanan büyük k tl k s ras nda da bölgeyi terk etmemifl ve bu dönem sa l ciddi flekilde bozulmufltu. HKP (Maoist) Merkez Komitesine Birlik Kongresi nde seçilen nuradha yoldafl ayn zamanda MK ya seçilen Mahilla milliyetinden tek yoldaflt. nuradha yoldafl kad n sorununun yan s ra HKP (Maoist) in Hindistan daki Marksist hareket içinde ilk kez kast sorunu ve en alt kast olan dalitlerin kurtuluflu ile devrim mücadelesi aras ndaki ba kuran politikalar n haz rlam fl ve arkas nda de erli makaleler b rakm flt r. Bu yaz vesilesiyle nuradha yoldafl sayg yla an yoruz. (Umut Yay mc l k) Uluslararas alanda kapitalist dönemin en önde gelen geliflmelerinden biri kad n hareketinin oluflumu ve geliflimidir. nsan tarihinde ilk kez kad nlar kolektif olarak haklar n, günefl alt nda yerlerini talep etmifllerdir. Yüzlerce y ll k bask dan kad n n kurtuluflu acil ve önemli bir sorun halini alm flt r. Kad n hareketi hem eylemleriyle hem de teorileriyle patriyarkal, sömürücü topluma tehdit oluflturmufltur. Bu daha öncesinde kad nlar n sorunlar n fark nda olmad klar ndan de ildir. Fark ndayd lar. Bu bask y farkl biçimlerde ortaya koyuyorlard - halk flark lar ile, atasözleriyle ve fliirlerle, resimlerle ve ulaflabildikleri di er sanatsal biçimlerle. yr - ca çektikleri adaletsizlik sebebiyle ç ld rm fllard r. Görüfllerini ifade etmek için mitler oluflturmufllar veya yeniden yorumlam fllard r. Ramayana ve Mahabharat n farkl versiyonlar örne in halen Hindistan n farkl bölgelerinde flark lar arac l yla k rsal kad nlar aras nda sürmektedir ve bunun yaflayan kan t d r. Zaman n flartlar do rultusunda mümkün araçlar kullanarak patriyarkal düzene karfl direniflin sembolü olan baz önemli kad nlar feodal dönemde ortaya ç km flt r. Bir kad n aziz olan Meerabai toplumda ölümsüz etkide bulunan örneklerden biridir. Bu tüm toplumlar için geçerlidir. Bu karfl -kültürdür, ezilenlerin bilincini göstermektedir. Birçok olguda çözüm dinde veya kiflisel bir Tanr da aranmaktad r. Kapitalizmin geliflmesi toplumsal koflullarda ve düflüncede muazzam de iflimler getirmifltir. Demokrasi konsepti halk n önemli oldu u anlam ndad r. Toplumsal ve siyasi bir felsefe olarak liberalizm ilk dönemlerinde buna öncülük etmifltir. lerici toplumsal s n flardan kad nlar kolektif olarak öne ç km flt r. Bu nedenle, tarihte ilk kez kad n n kendi hareketi olufltu, toplumdan haklar n ve kurtuluflunu talep etti. Bu hareket, di er tüm sosyal hareketler gibi, inifl ve ç k fllara sahipti. Kapitalizmin etkisi, her ne kadar Hindistan gibi sömürgelerde bask ve bozulmaya sebep olsa da, ilerici erkekler ve kad nlar üzerinde de etki yaratm flt r. Hindistan da kad n n kendi hareketi 20. yüzy l n ilk döneminde oluflmufltu. Hareket bu uluslararas mayalanman n bir parças yd ve ayn zamanda Hint toplumundaki çeliflkilerden kaynak buluyordu. Kapitalist ülkelerde oluflturulan teoriler Hindistan da da kendi yolunu bulmufl ve Hindistan koflullar na uygulanm flt r. Bu, Bat da 1960 lar n sonlar nda yükselen ve daha sert yaflanan günümüz kad n hareketi aç s ndan da benzerdir. Günümüz kad n hareketi toplum karfl s nda önemli sorunlar ortaya ç karm flt r çünkü emperyalizm aflamas nda kapitalizmin s n rlar art k ç plak flekilde aç a ç km flt. Eflitlik talebi için, legal meflruiyeti kazanmak için çok mücadele gerekmiflti. Ve bundan sonras nda dahi eflitlik yaln zca geri kalm fl ülkelerde de il, BD ve Fransa gibi ileri kapitalist ülkelerde dahi gerçekleflmemifltir. Kad n hareketi art k toplumsal sistemin içindeki sömürünün kökenlerine bakmaktad r. Kad n hareketi patriyarkal sistemi analiz etti ve tarihte patriyarkan n kökenlerini bulmay hedefledi. Toplumsal bilimlerden yararlanarak kendilerine yönelik erkek önyarg lar göstermifllerdir. Tarihte ve günümüz toplumunda kad n n rolüne dair patriyarkal düflünme biçiminin belirledi i tüm analizlerin nas l olufltu unu teflhir etmifllerdir. Kad n n tarihi vard r, kad n tarihtedir demifllerdir. (Gerda Lerner) Tarih çal flmalar ndan kad n n insan toplumuna, temel hareketlere ve mücadelelere yapt katk lar ortaya serdiler. yn zamanda kapitalizm koflullar nda kad n en az kalifiye, en az ücretli kategoride ele alan cinsiyet temeli iflgücü ayr m n da göstermifllerdir. Hakim s n flar n, özellikle de kapitalist s n f n patriyarkadan ekonomik olarak yararlanma yolunu teflhir etmifllerdir. Devletin, yasalar n n ve uygulamalar n n patriyarkal önyarg lar n aç a sermifllerdir. Feministler belirli bir toplumda sembolleri ve gelenekleri analiz etmifller ve bunlar n patriyarkal sistemi nas l biçimlendirdi ini göstermifllerdir. yr ca sözlü gelene e önem vermifller ve bu nedenle tarih boyunca ezilen kad n n sesini yüzeye ç karm fllard r. Hareket erkek ve kad nlar kendi tav rlar na ve düflüncelerine, kad na yönelik eylem ve sözlerine elefltirel olarak bakmaya zorlam fllard r. Hareket, ilerici ve devrimci hareketler içinde dahi patriyarkal ve kad n-karfl t çeflitli tav rlara meydan okumufltur ve bunlar içinde kad n kurtuluflunu etkilemifltir. Teorik karmaflas n ve zay fl n yok saymadan feminist hareket günümüz dünyas nda kad n sorununu anlamada hat r say l r katk sunmufltur. Dünya çap nda demokrasi ve sosyalizm hareketi kad n hareketince zenginlefltirilmifltir. Günümüz kad n hareketinin en önemli özelliklerinden biri feministlerin kad n n durumunu teorize etme amaçl çabalar d r. naliz ve görüfllerine felsefi bir temel verebilmek için felsefe alan na da girmifllerdir. Kad nlar kurtulufllar n n felsefelerini amaçlam fllar ve kad n mücadelesine vizyon sa lad n hissettikleri farkl felsefi ak mlarla ortaklaflm fllard r. Varoluflçuluk, Marksizm, narflizm, Liberalizm gibi çeflitli felsefi ak mlar çal fl lm fl, BD ve ard ndan ngiltere deki etkin kad n hareketlerince benimsenmifltir. Bu nedenle feministler kabul ettikleri felsefi ak mlara ba l olarak görüfl, perspektif ve çerçeve aç lar ndan çok farkl dallar olan eklektik bir gruptur. Ortak noktalar kad - n n deneyimlerine ses vermede ve kad - n n ba l l na son vermede ortaklaflmalar d r. Bat n n mevcut hegemonyas yla bu ak mlar Hindistan daki kad n hareketinde de güçlü bir etkide bulunmufllard r. Bu nedenle kad n hareketine yönelik ciddi bir inceleme hareket içindeki çeflitli teorik ak mlar anlamay da içermektedir. Feminist felsefeciler Locke, Kant, Hegel, Marks, Derida, Nietzsche, Freud gibi çok farkl felsefecilerden etkilenmifltir. Ço unlu u geleneksel felsefenin erkek-önyarg l, temel kavram ve teorilerinin ve anlay fllar n n belirgin flekilde dünyay erkeksi flekilde yorumlad (lison Jagger) sonucuna da varm fllard r. Bu nedenle geleneksel felsefeyi dönüfltürmek için çaba göstermifllerdir. Bu arka plan akl m zda tutarak feministler içindeki baz temel felsefi ak mlar ele alaca z. Not edilmesi gereken bir nokta bu farkl ak mlar n sabit ve ayr olmad d r. Baz feministler bu kategorilere de karfl d r. Baz lar zaman içinde görüfllerini de ifltirmifl, baz lar ise iki veya daha fazla ak m birlefltirmifllerdir. ncak anlayabilmek için bu genel ak mlar yararl olacakt r. Fakat teorileri tart flmaya bafllamadan önce Bat da örne in BD de kad n hareketinin gelifliminin k sa bir de erlendirmesiyle bafllayaca z. Bu feministler içinde teorik geliflimi anlamak için gereklidir. Bat da Kad n Hareketinin Genel De erlendirilmesi Bat da kad n hareketi iki döneme ayr lmaktad r. lk dönem 19. yüzy l n ortas nda bafllam fl ve 1920 lerde sona ermiflken ikinci dönemse 1960 larda bafllam flt r. lk dönem oy hakk hareketi veya kad nlar n siyasi haklar, oy hakk hareketi olarak bilinmektedir. Kad n hareketi kapitalizmin geliflmesiyle ve demokratik hareketin yay lmas yla beraber yükseldi. Zaman n geliflen di er hareketleriyle beraber geliflti. BD de siyah köleleri özgürlefltirme hareketi ve proletaryan n artan saflar n örgütleme hareketi 19. Yüzy l n sosyo-politik mayalanman n önemli parçalar yd larda ve 40 larda köleli in kald r lmas kampanyas n yürütenler aras nda ilgac lara (siyahlar kölelikten kald rma amaçl kampanyaya) yönelik toplumsal muhalefete karfl koyan e itimli kad nlar vard. Lucretia Mott, Elizabeth Cady Stanton, Susan nthony, ngeline Grimke kölelik karfl t hareketteki aktif kad nlard ve sonras nda kad nlar n siyasal hak mücadelesinde yer ald lar. ncak kölelik karfl t örgütlere kad nlar n temsil edilmesine ve önderlikte yer almas na yönelik muhalefet kad nlar toplumdaki kendi konumlar ve haklar için düflünmeye zorlad. BD de farkl eyaletlerdeki kad nlar erkeklerle beraber genel e itim, evli kad nlar n mülkiyet ve boflanma hakk için bir araya gelmeye bafllad lar. Stanton, nthony ve di erleri taraf ndan 1848 de örgütlenen Seneca Güz Kongresi BD de kad n hareketinin ilk safhas n n tarihinde bir kilometre tafl d r. Kongrede kabul edilen ve Ba ms zl k Bildirgesini model alan Fikirler Bildirgesinde evlilikte, mülkiyette, ücretlerde ve seçimlerde eflit hak talep edilmifltir. Kongreden 20 y l sonra eyalet düzeyinde kongreler örgütlenmifl, e itim turlar, broflürler ve imza kampanyalar ile propaganda kampanyalar düzenlenmifltir de nayasa ya yeni bir madde (14. Madde) eklenmifl ve siyahlara oy hakk tan rken kad nlara tan - nmam flt r. Stanton, nthony maddeye karfl kampanya yürütmüfl ancak ç kmas - na engel olamam fllard r. Kad nlarla ve ilgac lar aras nda bölünme oldu. yn zamanda kurulan sendikal önderlik ile yükselen iflçi hareketi de kad n iflçileri örgütlemeye ilgi göstermiyordu. Yaln zca IWW (Dünya Sanayi flçileri Sendikas ) uzun saatler oldukça az ücretle çal flan kad n iflçileri örgütlemek için çaba gösterdi. Binlerce kad n iflçi konfeksiyon iflçisiydi. Baz lar kad n olan anarflistler, sosyalistler, Marksistler iflçiler aras nda çal flt ve onlar örgütledi. Bunlar aras nda Emma Goldman, Ella Reevs Bloor, Mother Jones, Sojoumer Truth yer almaktayd lerde militan mücadele ve bask dönemin kural olmufltu. Oy hakk isteyen önderlerin önemli bir k sm iflçilerin sömürülmesine ilgi göstermiyordu ve onlar n hareketini desteklemedi. Yüzy l n sonlar na do ru ve 20. Yüzy l n bafl nda iflçi s n f kad n hareketi h zl flekilde geliflti. Bunun en yüksek noktas 1909 da konfeksiyon iflçisi yaklafl k 40 bin kad n n greviydi. Sosyalist kad nlar vrupa da oldukça aktifti ve Eleanor Marx, Clara Zetkin, lexandra Kollantai, Vera Zasulich gibi önder komünist kad nlar iflçi kad nlar n örgütlenme mücadelesinin en ön saflar ndayd lar. Binlerce iflçi kad n örgütlendi ve kad n gazeteleri ve dergileri bas ld. Kopenhag daki kinci Enternasyonal Kad n flçiler Konferans nda Clara Zetkin, lman komünistler ve uluslararas kad n hareketinin ünlü önderleri merikan kad n iflçilerinin mücadelesinden etkilendiler ve 8 Mart enternasyonal düzeyde Kad nlar Günü olarak anmak için bir karar kabul ettiler. Yüzy l n sonunda BD de kad n n konumu oldukça de iflti. Oy haklar olmasa da e itim, mülkiyet haklar, istihdam alanlar nda çok say da hak elde ettiler. Bu nedenler oy hakk talebi öne ç kabildi. Hareket daha muhafazakar bir yaklafl ma döndü, oy hakk elde etme sorununu di- er toplumsal ve siyasi konulardan ay rd lar. Esas taktikleri imza toplama ve senatörler aras nda lobi yapma vb oldu de lice Paul un ngiliz oy hakk mücadelecilerinin grev gözcülü ü, açl k grevi, oturma eylemi gibi militan taktiklerini tan tmas yla beraber daha aktif hale geldi. ktif kampanyalar ve militan taktikleri sayesinde merika da kad nlar 1920 de oy hakk n elde ettiler. ngiltere de kad n hareketi merika daki hareketten sonra bafllad fakat 20. Yüzy l n bafl nda Emmeline Pankhurst, k zlar ve destekçilerinin benimsedi i militan taktiklerle taleplerine dikkat çektiler ve talepleri için çok kez hapse düflerek militan bir yön çizdi de daha eski örgütlenmelerin çal flma tarz ndan hayal k - r kl yaflay nca Kad nlar n Sosyal ve Siyasi Birli i ni (WPSU) kurdular. WSPU oy hakk ajitasyonuna öncülük etti. ncak Birinci Dünya Savafl 1914 de ç k nca ngiliz Hükümetiyle uzlaflt. Hem BD de hem de ngiltere de hareketin önderleri beyaz ve orta s n ftand lar ve taleplerini orta s n f kad n n talepleriyle s n rlad lar. Yaln zca sosyalist ve komünist kad nlar oy hakk talebinin mülkiyetle s n rland r lmas na karfl ç kt lar ve taleplerini geniflleterek iflçi s n f kad nlar da dâhil tüm kad nlar için oy hakk istediler. Kad nlar n oy hakk talebi için farkl kitle örgütlenmeleri kurdular. Kad n hareketi Büyük Bunal m, faflizmin yükselifli ve dünya savafl dönemlerinde devam etmedi. kinci Dünya Savafl sonras dönemde merika ekonomisinin h zla büyüdü üne ve orta s n f n geniflledi ine tan kl k etti. Savafl y llar nda kad nlar ekonomiyi döndürmek için her türlü iflte çal flt fakat savafl ertesinde ifli b rakmalar ve iyi birer ev han - m ve anne olmalar için teflvik edildiler. Bu refah ve memnuniyet balan 1960 larda sona erdi. Siyah temel haklar hareketiyle beraber toplumsal huzursuzluk taban kazand ve sonras nda savafl karfl t hareket (Vietnam Savafl na karfl ) ortaya ç kt. Bu büyük bir kargafla dönemiydi. Çin de bafllayan Kültür Devrimi de etkisini gösterdi. Üniversite ö rencileri aras nda siyasi faaliyetler artt ve bu sosyal ve siyasi kargafla atmosferinde kad n hareketi bir kez daha olufltu, bu kez ilk olarak üniversite ve fakülte ö rencilerince bafllat ld. Kad nlar iflte, ücrette ve toplum içinde bütünlüklü olarak tüm tutumlarda ayr mc l kla karfl laflt klar n n fark na vard lar. Tüketici ideoloji de ayn zamanda sald r alt ndayd. Simone de Beauvoir 1949 da kinci Cinsiyet kitab n yaz flt ancak etkisi flimdi hissediliyordu. Betty Friedan Kad nl n Gizemi ni 1963 te yazd. Kitap oldukça popüler oldu da Ulusal Kad n Örgütünü kurarak kad n n karfl laflt ayr mc l a karfl ç kt ve eflit haklar için mücadele etti. ncak ba ms z kad n hareketi (radikal feminist hareket) ö renci hareketi içinde daha solcu bir yaklafl mla ortaya ç kt. fiiddet d fl Ö renciler Koordinasyon Konseyi ndeki (SNCC) (siyahlar n temel haklar için kampanya yürütüyorlard.) beyaz erkek ve kad nlar 1968 deki Chicago Kongresi nde siyahlar n kurtulufl mücadelesinde yaln zca siyahlar n olmas gerekti i sebebiyle örgütten at ld lar. Benzer flekilde kad n n kurtuluflu için kad n mücadelesi fikri temel kazand. Bu temelde Demokratik Toplum çin Ö renci nin (SDS) kad n üyeleri örgütün Haziran 1968 Kongresi nde kad n n kurtuluflunun ulusal konseyin bir parças olmas n talep ettiler. ncak sl kland lar ve reddedildiler. Birçok kad n örgütten ayr ld ve Chicago da Kad nlar n Radikal Eylem Projesi (WRP) adl örgütü kurdular. Yeni Üniversite Konferans (NUC-sosyalist bir merika isteyen üniversite ö rencilerinin, çal flanlar n ve ö retim üyelerinin ulusal düzeydeki örgütlülü üdür) üyesi kad nlar yerel Kad n Komitesi kurdular. Chicago dan Marlene Dixon ve Naomi Wisstein buna öncülük ediyordu. Shulamith Firestone ve Pamela llen benzer çal flmalar New York ta yapt ve New York Radikal Kad n (NYRW) örgütünü oluflturdular. Bunlar n hepsi yasalar de ifltirerek ve anayasa maddelerinde eflitlik sa layarak kad n n ezilifline çözüm bulan liberal görüflü reddettiler ve toplumun tüm yap s n n de iflmesi gerekti ine inand lar. Bu nedenle kendilerini radikal olarak tan mlad lar. Sosyalist parti, SDS, Yeni Sol (Bu örgütlerin ya Troçkist ya da Küba devrimini örnek ald klar n not etmek gereklidir.) gibi karma gruplar n ve partilerin (kad n ve erkek) kad n n kurtulufl mücadelesini ileriye tafl yamayaca ve partilerden ba ms z bir kad n hareketine ihtiyaç duyuldu u fikrini savundular. NYRW nin ilk kamusal eylemi kad n hareketini ulusal düzeyde flöhrete ulaflt ran Miss merika güzellik yar flmas n protesto etmeleriydi. Bir y l sonra NYRW Redstockings ve WITCH (Kad nlar n Cehennemden Uluslararas Terörist Komplosu) olarak ikiye ayr ld lar. Redstockings manifestolar n 1969 da yay nlad lar ve bu sayede radikal feminizmin duruflu ilk defa net flekilde ortaya konuldu. Ezilmemizin ajanlar olarak erkekleri görüyoruz. Erkek egemenli- i en eski, en temel hakimiyet biçimidir. Di er tüm sömürü ve bask biçimleri ( rkç l k, kapitalizm, emperyalizm vd) erkek egemenli inin genifllemifl halidir: erkek kad na hakimiyet kurar, birkaç erkek de di- erlerine K zkardefllik güçlüdür ve kiflisel olan siyasidir sloganlar oldu ve genifl bir destek kazand lar. Bu s rada SDS kad n n Kurtuluflu üzerine konumunu belirten belgeyi ral k 1968 de yay nlad. Bunda kad n farkl görüfl aç lar ndan tart - fl ld. Kathy Mcfee ve Myma Wood Ekmek ve Güller i yazarak mücadelenin yaln zca kapitalizmin ekonomik sömürüsüne (ekmek) karfl olamayaca n, ayn zamanda kad n n karfl laflt psikolojik ve toplumsal bask y (Güller) da içermesi gerekti ini vurgulad lar. Bu dönem oluflan kad n gruplar n n yay nlad çeflitli yay nlarda sürdürülen tart flmalar ciddi flekilde ele al n yordu ve yaln zca BD de de il di er ülkelerdeki kad n hareketlerini ak mlar da etkiliyordu. Bu gruplar esas olarak bilinç yükseltme amac yla hiyerarflik olmayan küçük çevreler biçimindeydi. Bu flekilde kad n hareketi içinde sosyalist feminist ve radikal feminist ak m ortaya ç kt. Böylece kad n n ezilmesi üzerine çok say da soru ve bak fl aç s aç a ç kt lar n sonlar nda ve 70 lerin bafllar nda BD de ve Bat vrupa da farkl gruplar farkl devrim vizyonlar na sahipti. Bunlar feminist, siyah, anarflist, Marksist-Leninist ve devrimci siyasetin di er versiyonlar yd, fakat herhangi bir devrim biçimi kap ya dayand nda bu bölünmelerin bitece i inanc vard. (Barbara Epstein) Sosyalist (Marksist) ve radikal feministler devrim amac na sahipti. lk dönemde feministler Marksist teoriye ve üretim, yeniden üretim, s n f bilinci ve emek gibi temel kavramlara tutunuyorlard. Fakat hem sosyalist feministler hem de radikal feministler Marksist teoriyi kad n n konumuna dair feminist anlay flla birlefltirmek için de ifltirmeye çal fl yorlard. ncak 1975 den sonra bir yön de iflikli i oldu. Sistemik analizler (kapitalizmin, mevcut toplumsal yap n ) kültürel feminizm olarak ele al nd veya yeniden biçimlendirildi. Kültürel feminizm erkek ve kad n n temel olarak farkl olduklar fikrinden yola ç k yorlard. Patriyarkal bask n n kültürel yanlar na yo unlafl yorlar ve bu alanda reform hedefliyorlard. Radikal ve sosyalist feminizmden farkl olarak kapitalizmin elefltirisini reddetmifller ve kad n n ezilmesinin temelinde patriyarka oldu unu vurgulam fllar ve ayr l kç l a yönelmifllerdir lerin sonlar nda 1980 lerde lezbiyen feminizm feminist hareket içinde bir ak m olarak ortaya ç kt. yn zamanda beyaz olmayan kad nlar (siyahlar, ileri kapitalist ülkelerdeki üçüncü dünya kad nlar ) süregelen feminist hareket üzerine elefltiriler yönelttiler ve kendi feminist versiyonlar n üretmeye bafllad lar. flçi s - n f kad nlar n n iflyerinde eflit davran fl, çocuk bak m vb talepli örgütlenmeleri de büyümeye bafllad. leri kapitalist ülkelerde feminist hareket beyaz, orta s n f, e itimli kad nlara s k flm flt ve do rudan kendi yaflad klar sorunlara yo unlafl yorlard. Bu ise küresel veya çokkültürlü feminizmi ortaya ç kard. Üçüncü dünya ülkelerinde kad n gruplar ayr ca aktif hale geldi, ancak tüm konular sadece kad n konular de- ildi. Kad na yönelik fliddet esas konuydu, özellikle tecavüz fakat bunun yan s ra sömürgecili e ve yeni-sömürgecili e ba l sömürü, yoksulluk ve toprak a alar n n sömürüsü, köylü sorunu, zorunlu göç, apartheid ve ülkelerinde önemli olan birçok farkl sorun da ele al n yordu lar n bafllar nda post-modernizm feministler içinde etkili olmaya bafllad. Fakat feminizme karfl feministlerin kürtaj hakk na muhalefet ad alt nda sa c, muhafazakar tepki 1980 lerde büyümeye bafllad. yr ca feminizme aileyi y kt, aile içinde kad n n rolüne vurgu yapt sebebiyle sald r lar oldu. Yine de feminist perspektif yay lmaya ve say s z aktivist grup, tabanda sosyal ve kültürel projeler geniflledi ve etkinli ini sürdürdü. Kad n çal flmalar da derinlemesine yay ld. Sa l k bak m ve çevre konular da bu gruplar n birço unun gündemine girdi. Birçok feminist önder akademide görev üstlendi. yn zamanda birçok önemli örgütün ve komitelerin birço u büyük kurumlara dönüfltü ve herhangi bir kurulu bürokratik kurum gibi çal flanlar yla faaliyet yürüttü. ktivizm düflüfle geçti larda feminist hareket daha çok bu kurumlar n aktiviteleriyle akademik dünyada feministlerin yaz lar yla bilinir olmaya bafllad. Feminizm bir hareket olmaktan çok bir düflünce haline geldi ve öncesinde sahip oldu u nitelikli vizyonu yitirdi. diye yazmakta Barbara Epstein Monthly Review dergisinde. (May s, 2001) 1990 larda iflçi s n f n n ekonomik koflullar nda artan uçurum, az nl klar n ve orta s n f n ezilifli, cinsiyet eflitsizli inin devam, kad na yönelik artan fliddet, küreselleflme sald r s ve halka etkisi, örne in üçüncü dünyada kad n vb geliflmeler Marksizm e yönelik ilginin yenilenmesine neden oldu. yn zamanda küreselleflme karfl t ve savafl karfl t hareketler örne inde oldu u gibi çeflitli siyasi hareketlere kad nlar n özellikle de genç kad nlar n kat l m da artt. Bat da kad n hareketinin geliflimi üzerine bu k sa genel de erlendirmeyle beraber feminist hareket içinde temel teorik ak mlar n konumlar n analiz edece iz. (Devam edecek)

11 1-14 Ekim / DÜNYDN flçi-köylü 73 YEN KDIN dan yeni bir kampanya Nepal de Maoistlerden yeni hamle Nepal de Nepal Birleflik Komünist Partisi(Maoist), parlamentoda yedi turdur sonuçsuz kalan ve siyasi bir krize dönüflen baflbakanl k seçiminin önünü açmak için Baflbakan aday n geri çekti. Yap lan aç klamada, Prachanda yoldafl n parlamentonun yedi seferdir hükümeti seçememesini protesto etmek için adayl ktan çekildi ini belirtti. Ne Prachanda ne de en büyük rakibi olan Nepal Kongresi nin aday, mecliste yedi seferdir tekrarlanan seçimlerde hükümet kurmak için yeterli ço unlu u sa layabilmiflti. Nepal de, önceki Baflbakan Madhav Kumar Nepal in Maoistlerin etkili muhalefeti karfl s nda istifa etti i 30 Temmuz tarihinden bu yana hükümet oluflturulamad. Nepal Birleflik Komünist Partisi-Maoist meclisteki sandalyelerin ço unlu unu elinde tutuyor ama di er partilerin deste i olmadan hükümet kuracak ço unlukta ise de il. FP haber ajans na konuflan Maoist liderlerden Baburam Bhattarai, Ülke, politikac lar n karars zl n n esiri haline geldi dedi. Bhattarai, Ulusal birlik hükümeti kurulmas yolunda partiler aras nda bir mutabakata var lmas için yeni bir bafllang ç yap lmas n sa lamak istiyoruz. Bu yüzden, yar fltan çekilmeye karar verdik diye konufltu. Yeni hükümet için bir sonraki oylaman n 26 Eylül de tarihinde yap lmas planlan yordu ama oylaman n ertelenebilece i belirtiliyor. Nepal parlamentosu, ülkenin savafl sonras bar fl sürecini tamamlamak ve yeni bir anayasa haz rlamak için 2008 May - s nda 2 y ll na seçilmiflti. Fakat Maoistler ile rakipleri aras ndaki anlaflmazl klar çözemeyen parlamento bugüne kadar her iki görevini de yerine getiremedi. Berlin T F Berlin Türkiyeli flçiler Derne i olarak lmanca ve Türkçe konuflmalar ve sloganlarla cuntay lanetledi imiz mitingimiz canl, renkli ve coflkulu geçti. Yap lan konuflmalarda 12 Eylül den hesab ancak devrimcilerin sorabilece i ve bu görevin devrimcilerin omuzlar nda oldu u anlat ld. Mitingde Partizan ve T F ad na iki konuflma yap ld. vrupa Demokratik Kitle Örgütleri Platformu ad na ç kan bildiri de okundu. 12 Eylül ün sorumlular ndan hesap soran ve faflizmi lanetleyen sloganlar ve bitifl konuflmas yla miting noktaland. (T F-Berlin Türkiyeli flçiler Derne i Bas n Bürosu) Hamburg 11 Eylül de ltona semtinde bir miting gerçeklefltirildi. Çeflitli kurumlar n da destekledi i etkinlikte 12 Eylül ün nedenleri ve bilançosu anlat ld. S k s k at lan sloganlarla da 12 Eylül de yaflam n yitiren devrim flehitleri bir kez daha an ld. Yine miting s ras nda haz rlanan lmanca bildiriler da t ld. sviçre 11 Eylül 2010 tarihinde Zürih te T F taraf ndan 30. Y l nda skeri Faflist Cuntan n Nedenleri ve Sonuçlar adl panel gerçeklefltirildi. Federasyon temsilcisinin, kat l mc lar selamlamas n n ard ndan, panele Y lmaz Güney flahs nda devrim ve demokrasi flehitleri için sayg durufluyla bafllan ld. T F temsilcisi yapt konuflmada Türkiye de yaflanan son dönemlerdeki hukuksuzluklara dikkat çekerek, flçi-köylü gazetesinin bir ay kapat lmas n n, referanduma bir gün kala 100 ün üzerinde insan n keyfi bir flekilde evlerin bas larak gözalt na al nmas n n ve yine eylemsizlik karar ndan yararlanarak 9 HPG gerillas n n katledilmesinin, mevcut TC zihniyetinin 12 Eylül ün devamc s oldu unun önemli kan tlar oldu unu söyledi. rd ndan ilk sözü 12 Eylül Faflist Cuntas n hapishanede politik tutsak olarak karfl lam fl, araflt rmac -yazar Yusuf Köse dönemin a r bilançosunu detayl bir flekilde aktararak 12 Eylül ün vahfletine dikkat çekti. Son bölümde kat l mc lara söz hakk verilerek gelen soru ve düflünceler al nd. ( sviçre K Okurlar ) Köln T K Köln de 30. y l nda nedenleri ve sonuçlar yla 12 Eylül skeri Faflist Cuntas konulu bir sempozyum gerçeklefltirdi. Y lmaz Güney in de an ld etkinlikte bir de kültürel bölüm gerçeklefltirildi. 700 civar nda Türkiyeli iflçi ve emekçinin kat ld etkinlikte Partizan, TUYB, DHK, veg KON, YEK-KOM, B R-KR, Yaflanacak Fransa da 7 ayda 5. grev Dünya, MLPD stantlar aç ld. Yap lan sempozyuma T K Baflkan Musa Demir, BDP temsillcisi Faik Ya z, K z l Bayrak temsilcisi Sinan Demirci, Senarist ve Film yap mc s Önder Çakar, sendika e itim uzman Volkan Yarafl r, yazar Mukaddes Erdo du Çelik, nkara levi Enstitüsü Baflkan Prof. Cengiz Güleç ve vukat Ercan Kanar kat ld. Sunumlar n ard ndan yap lan kültürel bölümde sahne alan P nar Sa, Nurettin Rençber ve Grup Hayk r fl türkü ve marfllar yla dinleti sundular. Köln Özgün Halk Ekibi nin sahne ald etkinlikte, Medine kbafl taraf ndan; o ullar katledilen, kay p olan analar konu alan bir tiyatro gösterimi sunuldu. Sloganlar n hayk r ld etkinlikte Y lmaz Güney in hayat n anlatan bir sinevizyon ve 12 Eylül belgeseli gösterildi. Londra 12 Eylül skeri Faflist Cuntas, tarihin kara sayfalar nda yerini al fl n n 30. y l nda Londra da T K-Londra Komitesi, veg- KON, ngiltere levi Kültür Merkezi, Yüz Çiçek çs n Kültür Merkezi, ve FED-B R kurumlar taraf ndan örgütlenen bir panel ile lanetlendi! Panelde FED-B R taraf ndan sunulan 12 Eylül ve Kürtler, T K Londra Komitesi taraf ndan sunulan 12 Eylül flçi S n f ve Sendikalar-Kültür Sanat, veg-kon taraf ndan vrupa da örgütlü olan Yeni Kad n, Eflit ifle eflit ücret bafll yla bir kampanya bafllatt n duyurdu. Kampanyayla ilgili olarak Regensburg Yeni Kad n taraf ndan bir toplant düzenlendi. Toplant ya, Verdi den (lman Hizmet- fl Sendikas ) ve YK dan konuflmac lar kat ld. Toplant, Ver.di Streik TV nin haz rlad k sa bir film gösterimi ile bafllad ve ard ndan Eflit fle Eflit Ücret in tan m yap ld. Homojen fl: E itim düzeyi, k dem, hizmet y l, meslek deneyimi, al nan sorumluluk ayn oldu- u halde erkeklerin kad nlardan daha fazla ücret almas. Bu fark temizlik iflçilerinden, akademisyenlere kadar var. Hatta e itim düzeyi artt kça ücret fark da art yor ve özellikle lmanya, vusturya, Hollanda gibi geliflmifl ülkelerde bu fark % 26 lara kadar ç k yor(destatis). Yafl ilerledikçe cinsleraras ücret fark daha da art yor. vrupa Komisyonu nun y llar için haz rlad Kad n ve Erkek Eflitli i için Yol Haritas nda; son y llarda kad nlar n e itim düzeyindeki ve politikada temsil say s ndaki ve mesle i olan kad n say s ndaki art fla ra men bu fark n özellikle özel sektörde giderek daha da artt na dikkat çekiliyor. Buna da küreselleflme gere i olan mobil ve esnek çal flma taleplerine kad nlar n aile içi görevlerinden dolay uyum sa layamamalar neden olarak gösteriliyor. Bak m hizmetleri toplum taraf ndan paylafl lmad için bu tespit bafllang çta do ruymufl gibi görünüyor. Fakat yine küreselleflme nin gere i olan informal ve k sa süreli (mini job) ifllerdeki kad n say s na bakt m zda erkek say s ndan fazla oldu unu görüyoruz. Güvencesiz ve kay t d fl ifllerde daha çok kad nlar (çocuklar) çal fl yor. Özce, kad n eme i bu gerekçelerle ucuzlat l yor. Bu ucuzluk; göçmen iflçilerin, tafleron firmalar n ya da sömürge, yar -sömürge ülkelerin ucuz ifl gücünün ya da Kürt iflçilerin (inflaatta, ayçiçe i, f nd k ve pamuk tarlalar nda) ucuza çal flarak; Emek Borsas ndaki genel ücretleri düflürmesi gibi erkek iflçiler için de bir tehdit unsuru ve bu yüzden ortak bir mücadeleyi gerektiriyor. ncak göçmen iflçilere ya da Kürt iflçilere karfl bu yönde nas l milliyetçi bir sald r varsa, kad nlara yönelik de bir o kadar ataerkil önyarg lar var. Kad n n çal flmamas ve evde ucuza sa l kl, gürbüz nesiller (iflçiler) yetifltirmesi gerekti i gibi (evinin han m, namuslu fedakar kad n). Toplant da Verdi den kat lan konuflmac, kad nlar n her zaman aileye ek gelir getirenler olarak görüldü ünü, kad n ve erkek tam süreli çal fl yorsa vergi kesintilerini azaltmak için kad n n çal flma süresini azaltmak zorunda kald n, asl nda bunun devletin kad na bak fl aç s n n (ile Bazl Ücret) 19. yüzy ldakiyle ayn oldu- unu gösterdi ini ve hala de iflmedi ini belirtti. yr ca sendikalarda çal flan kad n say s n n az oldu unu ve sendikalardaki kad n say s n ve bak fl n güçlendirmemiz gerekti ini vurgulad. Teknolojideki ve e itim olanaklar ndaki bu kadar geliflmeye ra men 1800 lü y llardaki tekstil iflçilerinden günümüze de iflen fazla bir fley yok. Bizler yine evde ücretsiz bak c, d flar da ucuz ve yedek ifl gücüyüz. Ve yine yeterince örgütlü ve bilinçli de iliz. Günde ortalama saat çal flt m z halde bu, ne günümüze ne de gelece imize yans mad gibi yaflland m zda da bizi korkunç bir yoksulluk bekliyor. Kad nlar yoksullafl yor. Yoksulluk kad nlafl yor. sl nda biz kad nlar özellikle hizmet sektöründe ücretli ve ücretsiz çal flarak; kapitalist devletin yaratt pisli i temizleyip; ay plar n örterek, onun sosyal bir devletmifl gibi görünmesini sa l yoruz. Fransa da hükümetin ekonomi politikalar na karfl toplumsal tepki büyüyor. Hükümetin emeklilik reformunu protesto etmek amac yla sekiz sendikan n ça r s üzerine ülke genelinde greve gidildi. Hava ve demiryolunda ulafl m felç olurken, ülke genelinde organize edilen 232 gösteriye yaklafl k 3 milyon kifli kat ld. Hükümet her zamanki gibi greve kat l m n düflüklü ünden dem vurdu. Mart ay ndan bu yana Fransal emekçiler beflinci kez greve ve ülke çap nda eylemlere ça r ld. 7 Eylül deki güçlü grevin ard ndan sekiz sendikan n ça r s üzerine, kamu ve özel sektörde 23 Eylül günü yeniden greve gidildi. 7 Eylül de 2,7 milyon kifli sokaklara ç km fl ancak buna ra men hükümet geri ad m atmayarak yasal emeklilik yafl n 60 tan 62 ye yükselten reformu parlamentodan geçirtmiflti. Sol muhalefetin deste ini de alarak hükümete geri ad m att rmak isteyen sendikalar n ça r s yla greve baflta hava ve demiryolu ile ulusal e itim olmak üzere kamu ve özel sektörde yo un kat l m sa land. Kamu ve özel sektörde 15 gün önceki eyleme göre kat l m oranlar n n daha düflük oldu u gözlendi. ncak sendikalar, özellikle sokaklara daha fazla insan ç karmay baflararak gücünü korudu. Cumhurbaflkanl da greve kat l m n düflük oldu unu söyleyerek, halk n emeklilik reformuna olan deste inin artt - n savundu. Oysa yap lan kamuoyu yoklamalar ve büyüyen toplumsal tepki halk n ço unlu unun hükümetin emeklilik reformuna karfl oldu unu gösteriyor. Cumhurbaflkan Nicolas Sarkozy, seçildi i 2007 den bu yana giriflti i bütün reformlar ve aç - l m ad alt nda yürüttü ü politikalar karfl s nda büyük tepkiyle karfl laflt. Geçen sürede baflar s z olan ve manevra alan giderek daralan Sarkozy nin elinde bir tek baflarma umuduyla emeklilik reformu kald. Özellikle bir dizi skandalla giderek zay flayan Sarkozy, 2012 Cumhurbaflkanl seçimleri öncesi bu projesini geçirmek için yo un bask uyguluyor. Cumhurbaflkanl kampanyas s ras nda medya manipülasyonlar ve kopufl vaatleriyle genifl bir kitleyi etkileyen Sarkozy, Cumhurbaflkanl görevinin üçüncü y l doldu unda yap lan anketlerde son 30 y l n en sevilmeyen Cumhurbaflkan haline geldi. 12 Eylül FC si vrupa da lanetlendi! sunulan 12 Eylül ve Cezaevleri-Kad nlar, ngiltere levi Kültür Merkezi taraf ndan sunulan 12 Eylül ve leviler ve Yüz Çiçek çs n Kültür Merkezi taraf ndan sunulan 12 Eylül Genel Hukuku ve Göçmenler bafll klar alt nda cuntan n dünden bugüne etkileri masaya yat r ld. 12 Eylül günü de yine ayn bileflenlerin örgütledi i bir toplant vrupa Karabal lar Derne i lokalinde gerçeklefltirildi. Sinevizyon gösterimi ve 12 Eylül ü bizzat yaflam fl kat l mc lar n da söz ald bir sohbet toplant s gerçeklefltirildi. Strazburg Strazburg Mezopotamya Kültür Merkezi nde 12 Eylül ve Sonuçlar konulu bir panel düzenlendi. 12 Eylül askeri darbesinin birçok cepheden tahribatlar yaratt n n anlat ld paneli Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM), vrupa Türkiyeli flçiler Konfederasyonu (T K), vrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu (DHK) ve Demokratik flçi ve Gençlik Federasyonu (D DF) örgütledi. Panelistler CDK temsilcisi Hüseyin Kurtulufl, T K temsilcisi Mehmet Cihan, D DF Yönetim Kurulu Üyesi brahim Balc ve DHK temsilcisi Yusuf Demir, 12 Eylül ve Emek Cephesi, 12 Eylül ve Cezaevi, 12 Eylül ve Göç, 12 Eylül ve Kürt Hareketi bafll klar hakk nda tart flma yürüttüler. Ulm 12 Eylül den 12 Eylül e Bitmeyen Vahflet Düzeni Sürüyor ad alt nda düzenlenen panel 12 Eylül Pazar günü Burgerhausmitte salonunda DEKÖP-Ulm bileflenleri olarak gerçeklefltirildi. Panele araflt rmac yazar rif Bilgin, BF Baden Würtemberg temsilcisi, Özcan n l ve Haydar Munzur konuflmac olarak kat ld. 12 Eylül adl belgesel filmin gösterimi s ras nda duygu dolu anlar yafland. EVRENSEL BKIfi Irkç yükselifle inat, emekçiler hedefe kilitleniyor Irkç milliyetçi yükseliflin en h zl art fl gösterdi i dönemler, ayn zamanda sistemin krizinin derinleflti i dönemlerdir. Faflizmin rengi de bu yükselifle paralel olarak daha koyu bir hal al r. Emperyalist-kapitalist sistemin azami kâr h rs n n yaratt ekonomik-siyasal krizin, 2000 li y llar n bafl ndan itibaren art k ötelenemez bir hal almas da, tüm dünyada rkç -milliyetçi dalgan n bir kez daha h zl bir t rman fla geçmesini getirdi. Sistemin öncü güçleri (BD emperyalizminin öncülük etti i güçler de denebilir) bir yandan ezilen halklar aç kça terörist ilan ederek, dünyan n bir baflka ucundaki ülkeleri birbiri ard na iflgal ederken, di er yandan da kendi iç politikalar nda bu yönelime uygun politikalara yöneldiler. çe dönük politikalarda da h zl bir de iflim yaflanmas n n kökeninde yatan esas nedenlerin bafl nda ise krizin sadece emperyalizme ba ml ülkelerin halklar n de il emperyalist ülkelerin halklar n da artan bir biçimde vurmas, buralardaki emekçi y - nlar n h zla yoksullaflmas yd. Bu h zl yoksullaflman n kendi içinde sisteme karfl hoflnutsuzlu u büyütme riski tafl mas, bu art fl n ise sistemi tehdit eder boyutta bir kalk fla dönüflmesinin kaç n lmaz olarak görülmesi, egemen s n flar n kayg lar n kâbusa dönüfltürmeye bafllad. Geçmifl deneyimler de göstermifltir ki, bu kayg y -kâbusu bertaraf etmenin en etkili yollar ndan biri rkç -milliyetçi yönelime a rl k verilmesiydi! Dahas bu politikan n zaman içinde ülke iç politikas na damgas n vuracak boyutta ele al nmas yd. D fl politika ile tam bir bütünlük-uyum içindeki bu yönelimin hayata geçirilebilmesi için gerekli olan fley ilk etapta d fl düflman yaratmada gösterilen çaban n iç düflman yaratmada da gösterilmesiydi. Bunun için fazla bir çabaya da ihtiyaç yoktu! ç düflman-lar el alt nda haz rda mevcuttu zaten. Bir di er deyimle faflizmin kendini üst boyutlarda göstermesi olan rkç -milliyetçi yönelimin baflar flans n n artmas n n bir di er önemli ön koflulu da bu yönelime-politikaya uygun bir flekillenifl içinde olan, kemikleflmifl faflist kifliliklerin egemen s n flarca- ülke yönetimine getirilmesidir. T pk geçti imiz yüzy l n ilk yar lar nda ortaya ç kan Büyük Buhran y llar nda Hitler, Mussolini, Franco vb. liderlerin iktidara tafl nmas nda oldu u gibi. Ne tesadüf ki, kimilerince hala demokrasinin befli i olarak adland r lan vrupa da günümüz krizinin de en faflist denebilecek liderlerle afl lmaya çal fl ld na flahit oluyoruz. Özü modern revizyonizmin (Rus Sosyal Emperyalizminin) çöküflü olan so uk savafl döneminin sona ermesiyle birlikte, sosyal devlet anlay fl n h zla terk etmeye bafllayan, vrupa n n önde gelen emperyalist güçleri, efl zamanl olarak da bu h za ayak uyduracak, bunda zorlanmayacak lider aray fl na girdiler. Sosyal devlet anlay fl n n h zla terk edilmesinin, ayn süreçte derinleflme sinyalleri veren ekonomik-siyasal krizin sonucunda yoksulluklar artan, geçmiflte çetin mücadelelerle kazand klar haklar birbiri ard na gasp edilmeye bafllanan emekçilerin eylemlerle sarst vrupa ülkelerinin bafl nda gelen lmanya da Merkel in, Fransa da ise Sarkozy nin (daha baflka ülkelerde ise benzerlerinin) ifl bafl na getirilmesi de iflte bu sürecin ürünü oldu. Bu liderlerin öncülü ünde geliflen-gelifltirilen yabanc -göçmen düflmanl, bu düflmanl n meflrulaflt r lmas na dönük bir dizi yasay da beraberinde getirdi. Bu ülkelerin emekçi halklar ile flu veya bu nedenle ama esas olarak da emperyalist politikalar sonucu- ülkelerini terk ederek buralarda yaflamak-çal flmak zorunda kalanlar aras nda düflmanl k yaratma-büyütme politikalar na a rl k verildi. Böylelikle iflsizli in, yoksullu un, krizin ve daha bir dizi y k m n faturas, göçmenlere-yabanc lara ç kar lmak, bununla birlikte de hedef flafl rt lmak istendi/isteniyor. Çünkü bu yönelim art k bu ülkelerde resmi devlet politikas haline gelmifl bulunuyor. Tüm dünyada etkili olan, ancak en belirgin olarak vrupa da görülen bu rkç -milliyetçi, gerçek ad yla ise faflist politikalar n son kurbanlar ise Fransa da yaflayan Romanlar oldu. Yüzy llardan beri dünyan n lanetlileri olmaktan kurtulamayan Romanlar, dünyan n gözü önünde alenen Fransa dan sürgün edildiler. Son y llarda ayn politikalar sonucu- say s z göçmen eylemi ile sars lan Fransa da Romanlara dönük gerçekleflen bu uygulaman n, Temmuz gecesi h rs zl ktan arand söylenen bir Roman gencin jandarma taraf ndan öldürülmesinden ve bunun akabinde toplanan Romanlar n bir karakolu basmas ndan sonraki döneme denk gelmesi ise ayr bir konu. Göçmen eylemleri de yine benzer öldürmeler sonucu meydana gelmifl, sonras nda ise göçmenlere dönük yapt r mlar, yasalar da devreye sokularak art r lma yoluna gidilmiflti ki göçmenlere dönük uygulamalar olanca kat l yla sürüyor. Romanlara dönük uygulamalara-sürgünlere gelince, uygulama genifl y nlar n tepkisini almakta gecikmedi. vrupa Konseyi tepkiler karfl s nda Romanlar n haklar n n korunmas için giriflim bafllatt n aç klamak zorunda kald. Sarkozy (bir bütün olarak da Frans z hükümeti) di er ülkelerden, özellikle de lmanya dan gelen tepkiler karfl s nda adeta flaflk nd! Çünkü Merkel kendisine, Romanlar konusunda ayn fikirde olduklar n, yak nda kendilerinin de Romanlar s n rd fl etme niyetinde olduklar n söylemiflti! Roman (ve di er göçmenlerin) sorununun birçok vrupa ülkesinde, emek cephesinde önemli geliflmelerin yafland, bunun egemen s n flar hayl zora soktu u bir döneme denk gelmesi gözlerden kaç r lmamal d r. Zira Romanlara dönük sürgünler, birçok benzeri alanda da oldu u gibi, ayn zamanda emekçilerin hedefini flafl rtma amaçl d r. Bu nedenle vrupa daki tüm ilerici, devrimci, sosyalist güçleri, enternasyonalizmi iflçi s n f içinde daha yayg n ve yo un olarak propaganda etmeliler.

12 flçi-köylü / KVG OKULU 1-14 Ekim 2010 Bir gün mutlak ölece im Türkülerle gömün beni Size veda edece im Türkülerle gömün beni Munzur uma (Uso) Çocuklu um, gençli im, yoldafl m, kirvam Da lara sevdal yüreklerimiz, çünkü çocuklu umuzdan beri da lar n doruklar nda büyümüflüz. Dede mmu (dede) ile koyunlara gidiflimiz ve ade man n (babaannesi) noni sor (ekmek k zart lmas ) ile bizi kuzulara ve ineklere gönderifli halen akl mda Uso. Yaramaz bir çocukluk dönemi geçirmifltik. Bütün köyün diline düflmüfltük, nas l da arkam zdan koflarlard. ma sen flansl yd n Uso çünkü ayn zamanda bütün köylü ile aran çok iyiydi ve dayak yiyen hep ben olurdum. lkokulda benim bir üst s n f mdayd n. Müzik dersinde ikimiz de Bir gün Mutlak Ölece im türküsünü söylerdik ve tabii ö retmenden dayak yerdik. Her zaman ayn türkü ve hep dayak rt k arkadafllar aras nda alay konusu olmufltuk. fiimdi bütün arkadafllar senden bahsederken güzel an lar n anlat yor. Hayata hiç küsmeyen, sürekli güldüren arkadafl m En güzel an lar n b rak p erken gittin. Yoksulluk yüzünden köyümüzden tafl nm flt k, sen Yenisahra ya ben ise 1 May s Mahallesi ne. yr de ildik ama bizim K N E M Ejderha olsa kar etmez Ne kavgada ustal n Nede çatal yürek civan oluflun Kar etmez inceden inceye içine dolan l p götüren hasrete Dersim Ovac k ta Ferdi Karacan (Munzur) ile birlikte flehit düflen Çi dem Y lmaz n ailesine flçi-köylü gazetesi ve PfiT olarak bir ziyaret gerçeklefltirdik. 18 Eylül Cumartesi günü ailenin oturdu u Gazi Mahallesinde Çi dem in amcas, yengesi ve kuzeni ile sohbet ettik. Çi dem yoldafl etraf nda geliflen sohbetimiz s ras nda aile üyeleri ile bir de söylefli gerçeklefltirdik. Çi dem in ailesine yazd mektubunu geç de olsa ulaflt rd k. - Çi dem stanbul da büyüdü. ncak atalar n n yaflad zulmü ve ac lar dilinden hiç düflürmezdi. mca- smail Y lmaz: Bizim aile Sivas Koçgirili. Oraya da Mezopotamya dan gelmifl. Çerekan afliretindeniz. Bizim orada Koçgiri harekât s ras nda 5 bine yak n insan öldürülüyor. Bizim ailemiz 400 y ld r Sivas ta. Köyümüzün ismi Kanl çay r. Burada savafllar yaflanm fl, binlerce insan öldürülmüfl. Çi dem in babas ortaokul y llar ndan itibaren stanbul a geliyor. Y l Babas da siyasetin içindeydi. Dev-Sol cuydu. (hmed rif) da lar gibi de ildi buras. Sürekli da lar hayal eder ve mutlak ama mutlak geri dönece iz diye yemin ederdik. Saz m as n duvara Yaln z kals n baht kara Vasiyetim tüm dostlara Türkülerle gömün beni Ben okula giderken sen de temizlik firmas nda iflçi olarak çal fl yordun. Okuldan kaçar sürekli senin yan na gelirdim. Sen yine kurnazl k yapard n hadi flu iflleri beraber yapal m diyerek bütün iflleri bana yapt r rd n. r iflkenceler gördü. yak tabanlar n kesip tuz basm fllard. Babas çok dirençliydi. Bir kolunu kes yine de kimsenin ad n vermezdi. nnemler köyde uzun süre gerillaya yard m etmifl. Tabii kimsenin haberi yok. Gazi olaylar nda silahlar at - l nca annem; smail, biz de gidelim. Bakal m gençler ne oldu? Biz önden yürüyelim. Kimse bilmezdi devrimcilere yard m etti ini sene gerillaya yard m etti. Geceleyin kalk p gerillalara gizlice ekmek yaparlarm fl. Bizim ailede ilk Çi dem Partizanc oldu - Çi dem sizin yan n zda büyümüfl. Bize biraz ondan söz eder misiniz? mca: Çi dem da lar severdi. Bir gün köye gittik. Çi dem bu, durur mu? Da lara t rmanmaya bafllad. K z m dur gitme dedim ama bofluna. Çi dem in öyle bir fleyi vard. Gidece im dedi mi onu kimse yolundan çeviremezdi. Yapaca m dedikten sonra yapard. Evimize devrimciler sürekli gelip giderdi. Çevresinde devrimciler vard. Gerillaya kat lanlar oldu. lk bafllarda SODP l larla tan flt. Lise 1 de SODP l larla hareket etti. Eve gelip giden daha sonra gerillaya kat lan yurtseverlerden etkilendi. Dev-Sol cular bize geliyordu. ma Çi dem in bir do rusu vard. O öyle giderdi. Bizim ailede ilk Çi dem Partizanc -T KKO cu oldu. Kendisi aray p buldu. Do rudan bizden etkilenseydi T KKO cu olmazd. Gazi de 17 ler anmas vard. Esnafa kepenk kapatma ça r s yap yorlar. Benim ye enin dükkân var. Çi dem geliyor, Do an dükkân kapat diyor. Do an beni Munzur uma Siz 1 May s a tafl nd n zda inan en çok sevinen ben oldum kirvam. Ne de olsa hiç ayr lmam flt k seninle y llar nda Proletarya Partisi yle tan flm flt n, o dönemki bak fllar n hiç akl mdan ç km yor kirvam. lk görevinde ne çekingen durmufltun Evlere giderken hep geride kal fl n, hiç konuflmay fl n sonras nda de iflmiflti. rt k en önde giderdin ve gitti in bütün ailelerle s k ba lar kurmufltun, t pk köydeki gibi. E er daha önce partiyle tan flsayd m kesinlikle askere gitmezdim, partimle keflke daha önce tan flsayd m derdin. lk korsan eylemde gaz bombas n yedi in zaman bu ne ya! nsan burada savaflaca- na da da savafl r daha iyi demifltin. Kirvam, kimileri hayal eder kimileri yaflar hayal ettiklerini. Sen düfllerinle prati ini birlefltiren oldun. Gidece ini bilmiyordum bir gün ma sen benden önce davrand n. Murad m almam fl m Hep a lay p, gülmemiflim lamas n dostum eflim Türkülerle gömün beni Dersim deyince haberleri pür dikkat dinlerdim. Bir eylem olsa acaba bizimkiler mi? diye sürekli medyay takip ederdim. Dersim de gerilla türküsünü söyleyiflin halen kula mda. Nas l bir zevkle ve inançla söylüyordun. Günler yine Temmuz a devrilmiflti Dersim Ovac k ta iki tane flehit var dediklerinde o tarif edemedi im his do uyor. Günler sonra teflhis ve yap lan aç klama lk duydu umda herkes gibi inanamad m, inanmak istemedim. Defalarca okudum aç klamay. ma art k bu bir gerçekti; sen gerçekler için, halk n için savaflmak üzere oradayd n ve flehitlik olsa da bu halk n savafl yd. Faflizm bir kez daha yenilmiflti halk savaflç lar karfl s nda, biliyordum. Elbette bunun hesab sorulacakt r. Halk savaflç lar, k rda-flehirde halk m z n oldu u her yerde hesab n soracakt r. Halen can yoldafllar n Dersim da lar nda. Sen flimdi aln m zdaki k z l y ld zs n Ferdi yoldafl Dersim da lar nda bir flahan Ç kard yoldafllar n pusudan si bir çocuktur Munzur Kavgan n yi it savaflç s (Zile den K okuru) Yaflamda ve kavgada çatal yürek arad durumu anlatt. Tabii Çi dem de hiç taviz yok; akrabas, tan d k olmas hiçbir fleyi de ifltirmiyor. Volkan-Kuzeni: Cibali Lisesi nde okudu. Orada ya sa ya da solda kalmas gerekiyordu. Sa da kalamayaca na göre soldan yana tav r ald. Çünkü ailesi geçmifli hep soldayd. En çok Okmeydan ve libeyköy de bulundu. Sen ne biçim muhtars n bafl m za bela oldun - Çi dem gerillada iken ailesine devletin herhangi bir bask s oldu mu? mca: Babas n sürekli karakola ça r yorlar. Kaymakam; sen ne biçim muhtars n bafl m za bela oldun diyor. Cenazeden sonra köye gelmifller biz madenciyiz diye. bim öyle olmad n anlam fl. Köylüler bunlar s k flt r nca kaç yorlar. Bizim köyde Dev-Sol dan bir kad n gerilla vuruldu 93 te. slando mufl luydu. O Çi dem in köyünde vuruluyor Çi dem de onun köyünde böyle bir tesadüf. Dev-Sol cular, PKK liler gelip gidiyordu öncesinde bizim köye. nand düflünce u runa gitti. Sayg duyuyorum. - Çi dem bir gerilla olarak topra a düfltü. Siz onun mücadelesi hakk nda ne düflünüyorsunuz? mca: Kendi düflüncesidir. Düflüncesine sayg duymak laz m. Kendi karar vermifltir. Kendi yoludur. Elbette yaflamas n isterdik. Bir insan n onuruyla ölmesi güzel bir fleydir. O da onuruyla ölmüfltür. Davas u runa ölmüfltür. Yengesi: Çi dem benim elimde büyüdü. Tepki duymuyorum. Gerçekten inand fley u runa gitti. Gönül isterdi ki yan m zda olsayd. Volkan-kuzeni: Çi dem devrimci olduktan sonra çok de iflmedi. Bize karfl yaklafl mlar nda sadece daha özenli, dikkatli oldu. Yapt klar n biz üzülürüz diye bize söylemezdi. Ne yapt n, nereye gitti ini arkadafllar ndan duyard k. Çi dem in tercihiydi bu. nand düflünce u runa gitti. Sayg duyuyorum. Kendini feda etti. Kendi düflüncelerinden hiçbir zaman ödün vermedi. Kafas nda yapmak istedi i çok fley vard. Küçüklü ünden beri savaflç yd. Her fleyini 22 y la s d rd. Hiçbir flekilde kendi do rular ndan taviz vermezdi. Keflke olmasayd. Devam edebilseydi. nanc u runa devrim yolunda gitti. Onu tarif etmek benim için çok zor. En son 2009 da Munzur Festivali öncesinde görüflmüfltük. Kavgada çatal yürek - Cenazede çevre köylerden epey insan gelmiflti mca: Bizim orada dört köy var. Cenazeye hepsi de gelmiflti. Bana telefon geldi abin Zara ya gitmifl dediler, o zaman anlad m Çi dem in vuruldu unu. Çi dem gerilladayken sürekli jandarma ar yordu, köye gelip gidiyordu. K z n nerde diye a abeyime soruyorlard sürekli. fiehit düfltükten sonra haz rlanan raporda çift çatall yürek diye not düflmüfller. Çi dem in yüre i çift çatall ym fl. Çatal yürek denir ya Çi dem de öyleydi. Bizim köye yak n bir yerde su var. Köye getirip bir çeflme yapmay düflünüyoruz. d n da Karak z çeflmesi koymak istiyoruz. Cenazeden bir süre sonra Diyarbak r dan Çi dem in yoldafllar geldi. Mezar ziyaret ettiler. Çi dem bunlardan birine demifl ki ben senden önce flehit düflersem sen benim mezar m n bafl nda Oy dilberim i söylersin. Sen flehit düflersen ben söylerim diye. Köylüler toplanm fl türküyü dinlemifller. ( stanbul) K V G D Ö L Ü M S Ü Z L E fi E N L E R Osman Özcan Doyuranlar Haziran 1982 de gözalt na al nan O. Özcan Doyuranlar, Ekim ay içerisinde iflkencede katledildi. Kemal Özgül, Salih Kaynar, bdullah Y ld r 10 Ekim 1984 tarihinde Malatya Kürecik Harunufla köyü do umlu Kemal Özgül, Salih Kaynar ve bdullah Y ld r Fransa da rkç faflistler taraf ndan katledildiler. Mustafa Tekin Dersim in Naz miye ilçesine ba l Pane (Bostanl ) köyünde dünyaya geldi. 6 Ekim 1987 tarihinde Edirne de Meriç nehrini geçerken bo ularak yaflam n yitirdi. Mustafa Yahfli Partizanlar n 74 teki ilk iliflkilerinden olan Kars Susuzlu Mustafa Yahfli, son derece giriflken, yarat c ve halkla diyalo u çok iyi olan bir Partizand y l nda iflkencecilerin arma an olan hastal a yenik düflerek yaflam n yitirdi. Tuzla flehitleri smail Hakk dal, Kemal So ukp nar, Reha fien ve Fevzi Yalç n, Engin Kaya isimli ajan n verdi- i bilgiler do rultusunda 7 Ekim 1988 günü Tuzla Köprüsü nde pusuya düflürülerek katledildi. smail Hakk dal 21 Nisan 1965 te Dersim in Ovac k ilçesinde do du. Babas polis olan dal, mücadele ile lise y llar nda tan flt. flçi olarak konfeksiyon atölyesinde çal flan dal resim konusunda çok yetenekliydi. Reha fien Uflak do umlu Reha fien, 15 y ld r lmanya da iflçi olarak çal fl yordu. T K içinde devrimci çal flmalar yürütüyordu. Fevzi Yalç n 1960 y l nda Elaz da do du. Mücadeleye lise y llar nda bafllad. Baflar l bir ö renciydi. 80 darbesinde aran r duruma düfltü. Gözalt na al nd. flkenceden geçirildi. Fakat o devrald direnifl gelene ini hep yaflatt. Kemal So ukp nar slen Sivas-Zaral olan Kemal So ukp nar, 15 Ekim 1959 da stanbul da dünyaya geldi y llar aras nda kömür kamyonunda sonra da fiiflli-sar yer hatt nda muavinlik yapt. Pülümür flehitleri çinde Medet Hoflafç, Y lmaz Talayhan, Halil Erciyas ve yhan ltunbafl n da bulundu u gerillalar di er birliklerle buluflmak üzere Dersim in Pülümür ilçesi k rsal nda konaklar. Bu s rada bir hain taraf ndan ihbar edilirler. hbarc daha sonra Partizanlar taraf ndan ölümle cezaland r l r. Kemal Y ld r m Erzincan-Tercanl olan Kemal Y ld r m çevresinde Osman Day olarak bilinirdi y l nda lmanya ya iflçi olarak gitti da T F kurucular aras nda yer ald. 5 Ekim 1991 de yakaland hastal k sonucu yaflam n yitirdi. Kahraman ailesi Veli Kahraman, 16 yafl ndaki k z Meral Kahraman ve 22 yafl ndaki k z Zeynep Kahraman Dersim in Çemiflgezek ilçesinde ba l Do an köyünde PKK gerillalar taraf ndan katledildiler. Ramazan Can, Cuma Polat, ziz Gözetmen Siverek te Toprak a alar n, soygunu, sömürüyü protesto mitinginin baflar l geçmesi faflistleri çileden ç - kar r. Faflistlerle 20 Kas m 1978 de ç kan çat flmada Ramazan Can flehit düfltü. Faflistler toprak a alar n n istekleri do rultusunda 2 Ekim 1979 da Cuma Polat katleder. 4 Kas m 1979 da Viranflehir de faflistlerle yaflanan silahl çat flmada ziz Gözetmen flehit düfler. Mehmet Beyhan da yaralan r. PUSUL SINIF MÜCDELES NDE E T LM fi GÜÇLER N ROLÜ Devrimci e itimin gereklili i ve zorunlulu u konusunda herkes hemfikirdir. ma ayn anlay fl birli ini e itimin pratik olarak uygulanmas konusunda söylemek mümkün de ildir. Tabiî ki burada sözünü etti imiz herhangi s radan bir e itim de il, pratik süreci de içeren devrimci e itimdir. Sürecin sorunlar n n çözümünü içermeyen, ona hizmet etmeyen bir e itim faaliyeti baz teorik görüfllerin ezberlenmesini sa layabilir ama s n f savafl m n n hiçbir sorununun çözümüne yard mc olamaz. fade edilen fakat uygulanmayan hiçbir fley gerçek manada hak edilen de ere kavuflamaz. Hak edilen de ere kavuflmas için düflünce ve davran fl birli inin olmas laz m. l nacak her karar n, politik yöneliflin bir uygulama süreci olmal d r. Uygulama süreci hesaplanmadan al nan her karar yeni s k nt lara neden olabilir. Çünkü karar n uygulanmamas pratik bir baflar - s zl kt r. Baflar s zl klar da devrimci heyecan, devrimci disiplini sakatlar. T pk Paulo Freire nin sözlerinde oldu u gibi: Hakiki olmayan bir söz, gerçekli i dönüfltüremeyen bir söz, kurucu ö elerinin birbirinden kopar lmas yla ortaya ç kar. Bir söz, eylem boyutundan yoksun b rak ld zaman, düflünmede otomatik olarak zarar görür. Sözün yerini bofl laf, lafazanl k, yabanc laflm fl ve yabanc laflt r c d rd r al r. Söz, bofl laf, dünyay aç kça itham etmeyi beceremeyen laf halini al r, çünkü dönüfltürme yükümlülü ü olmay nca itham etmede imkans zd r ve eylem olmay nca dönüflüm olmaz. (Ezilenlerin Pedagojisi, Sf. 62) E itilmifl kadro, e itilmifl militan MLM felsefeyi asgari düzeyde kavrayan militand r. Çünkü iflçi s n f ve onun öncülük etti i genifl emekçi y - nlar bu felsefeye uygun olarak flekillendirildi i oranda devrimin baflar s ve süreklili i mümkün olabilir. Yine e itilmifl, bilme ve çözümleme gücüne sahip militanlar n varl yeniyi yaratman n, zorluklarla savaflman n en büyük güvencelerinden biridir. S n f savafl m nda mevzilendi i yerin, ald görevlerin bilincinde olan her militan cesur, atak ve yarat c militand r. Bu meziyetlerden yoksun olanlar ise iyi bir militan olamazlar. O halde devrimci e itimde; devrimci yarat c - l k, devrimci inisiyatif, sorumluluk alma eylemleri çok büyük bir yer iflgal etmektedir. Ve tüm bu meziyetler de pratik bir faaliyet içinde kazan l r. Da a, fabrikalara, sokaklara, uluslararas geliflmelere yüzünü dönmeyen, okuduklar n, karfl laflt olaylar çözümlemek için kullanmayan bir devrimci ortaya do ru ve somut sonuçlar ç - karamaz. Sonuçlardan hareketle gerçe e yak n fleyler söylese dahi bunu uygulayamaz. Çünkü burada derinlikli bir kavray fl söz konusu de ildir. nsan ö rendi i kadar geliflir söylemi yetersizdir. nsan ö rendi i ve uygulad kadar geliflir. Çünkü uygulama ö renmenin de önünü açar. Düflünsel planda zenginlefltirir. Yarat c k - lar ve özgüven kazand r r. Dolay s yla söylemle prati in uyumlu olmad yerde, kavarama-yarat c l k ve özgüven problemli bir hal al r. Bu problemlerin oluflmas na kaynakl k eden ideolojik sorunlar üzerinde durmak ve bireyi prati in de ifltirici-dönüfltürücü gücüyle buluflturmak oldukça önemlidir. Pratik çal flmalar m zda hedefleri belirlerken, öncelikle o hedefleri kendimizde gerçeklefltirmenin ad mlar n atmal y z. Söz gelimi yeni kadro ve militanlardan söz ederken, öncelikle kendimiz militan bir kimlik kazanmal y z. Kendimizden bafllayarak bu de iflimi ve geliflimi yaratamazsak hiç kimseyi de ifltiremeyiz ve yeni sürece uygun bir pozisyona da getiremeyiz. Soruna bu anlay fl çerçevesinde yaklaflmak, de iflim noktas ndan, ifle do ru bir yerden yani kendisinden bafllamak anlam na gelir. Kendisini yenilemeyen, ileri düzeyde sorumluluklar yüklenmeyen bir militan n kendisine ba l olarak çal flan güçlere görev almada cesaretli olun, halk n davas na hizmet etmede özverili davran n ça r - lar n yapmas ne ikna edici ne de güven verici olur. Nitekim pratik olarak en çok karfl laflt - m z elefltirilerden biri de budur. Yani söz ile eylem aras ndaki uyumsuzluk. Söylemde, planlamadan, disiplinden söz edilir. Pratikte ise plans z çal flma ve disiplinsiz davran fllardan örnekler sunulur. flte buras tam da söylemlerin anlams zlaflt yerdir. Böylesi pratik durufllar önce kiflinin flahs nda güvensizli i tetikler. E er do ru yöntemlerle müdahale edilerek bireylerdeki ideolojik, teorik geliflme ilerletilerek özgüven kazand - r l rsa bu güvensizlik bireylere karfl duyulan güvensizlikle s n rl kal r. ma yerinde ve zaman nda gereken do ru müdahale yap lmazsa bireye karfl duyulan güvensizlik geniflleyerek yap ya karfl güvensizli e dönüflür. Bugün söz ile davran fl n uyumunu gösteren, politik görevleri yerine getirmede kararl davranan her militan bu zor sürecin sorunlar n çözmeye aday olan militand r. Hayal gücünden, kazanma bilincinden yoksun olanlar n böylesi süreçlerde ayakta kalmalar, zorluklarla savaflmalar düflünülemez. Bugün karfl lafl lan sorunlar n çözümü için tart flma, araflt rma ve üretim faaliyeti içine girmeyen bir militan nas l kendini yenileyebilir? Kendini sürecin bir parças ve aktif öznesi olarak hissedebilir mi? Tabii ki hissedemez. Keza planlama sürecinde zay f duranlar uygulama sürecinde de aktif konum alamazlar. Yukarda da ifade etti imiz gibi hiç kuflkusuz aksakl klar gidermenin panzehiri ideolojik bir tutum gösterme iradesini ortaya koymaktan geçer. Proletarya davas na ideolojik temelde ileri düzeyde sunulacak katk, gösterilecek ba l l k, geliflim dinamiklerini sürekli canl ve diri tutar. deolojik anlamda militanlarda bir motivasyon kazand rmak bedel ödeme ve ödetme eylemini ileri bir düzeye tafl makla efl anlaml d r. E er devrimci militanlarda böylesi bir motivasyon yoksa, orada bedel ödeme, bedel ödetme kararl l da sakatlan r. deolojik düzeyde sa lanacak motivasyon pratik olaylar karfl s nda daha müdahaleci, al nan kararlar uygulamada daha srarc bir flekillenifl yarat r. Bu srarc l k politik kavgada yeni mevzilerin kazan lmas na zemin haz rlar. Daha da önemlisi devrimci görevleri yerine getirmede sab rs z, ezilenler cephesinde sömürü ve zulme karfl yükselen her sese sesini katmaya haz r bir flekillenifl yarat r. flte kavgada bu flekillenifli yaflam tarz haline getirenlerin omuzlar üzerinde yükselir. Sonuç olarak içinden geçmekte oldu umuz süreçte de iflmenin, militanlaflman n y nlar örgütlemenin merkezine önce kendimizi koymal - y z. Kendi sosyal yaflam n örgütlemeyen y nlar da örgütleyemez. De iflimi kendisinden bafllatmayan devrimcinin de iflime dair söyleyece i tüm söylemlerin içi bofltur. K sacas bugün koflullar militanlara her zamankinden daha çok söz ve eylemin uyumunu dayat yor. Devrimcilere karfl güvensizlik besleyen ve dolay s yla ça r lar - na karfl tereddütlü yaklaflan y nlar ikna etmek, kavgan n aktif bir öznesi haline getirmek için büyük davan n militan olmak gerekir.

13 1-14 Ekim 2010 Tüm yaflam n Sovyet halklar n n kurtuluflu mücadelesine adayan, binbir zorlu a, kuflatmaya ve sald r ya karfl y lmadan, devrimci enerjisinden bir fley kaybetmeden Ekim Devrimi nin en önemli önderlerinden biri olmay baflaran Orjonikidze nin yaflam zengin deneyimlerle doludur. Sergo, Kafkas ve dünya halklar n n birbirine k rd r ld ve milyonlarca emekçinin paylafl m savafllar nda karfl karfl ya getirildi i korkunç bir atmosferde tüm bu geliflmelerin d - fl nda kalamazd. Bu nedenle de böylesine kas rgal ve karmafl k bir süreçte saf n çok erken yaflta belirledi ve tüm yaflam boyunca bu çizgiyi takip etti. Orjonikidze nin yaflam ; hem Ekim Devri min f rt nal günlerinde hem de Kafkas halklar n n Çar n zulmünden kurtuluflu ve Sovyetlerin do uflunda en önemli kademelerde yer alm fl bir komünist olarak incelenmeyi hak etmektedir. Onun yaflam çeflitli milliyetlerden emekçilerin Sovyet iktidar alt nda nas l özgürleflti ine ve bir gökkufla misali yanyana yaflayabildi ine tan kt r. 17 yafl nda bir militan ve iflçi önderi Ekim Devrimi nin önderi Lenin in yoldafllar ndan, 26 yafl nda Merkez Komitesi üyesi olan Grigori Konstantinoviç Orjonikidze (Sergo) 24 Ekim 1886 tarihinde do ar. Gürcistan n Kharagauli kasabas nda dünyaya gelen Orjonikidze, genç yaflta babas n kaybeder y l nda Tiflis e yerleflir. yn y l Mihailoviç T p Fakültesi ne kaydolur ve buradan doktor olarak mezun olur. Genç yafllarda devrimci düflüncelerle tan flan Sergo, daha 1901 y l nda Rus Sosyal Demokrat flçi Partisi (RSD P) Tiflis örgütlenmesinin aktif kurucular aras nda yer al r y llar nda ö renciler aras nda geliflen mücadelenin en ön saflar ndad r. O y llarda Moskova ve Petesburg ta gerçeklefltirilen eylemlere binlerce ö renci kat l yordu. 17 yafl ndaki Sergo, RSD P taraf ndan demiryolu iflçilerinin devrimci mücadelesine önderlik etmekle görevlendirilir. Devrimci çal flmalarda yetene i ile dikkatleri üzerine çeken Sergo; Kamo, Spandaryan, Stalin, fiahumyan ve di er Bolflevik önderlerle birlikte Menfleviklere karfl ac mas zca mücadele eder y l ral k ay nda Sergo nun önderli- inde üç Bolflevik militan büyük çapta silah ve cephaneyi partiye ulaflt rmaya çal fl rken yakalan r. Bu esnada Çarl k ajanlar zerileri Ermenilere, Ruslar Yahudilere karfl k flk rtmaktad r. Sokaklar cesetlerle dolmufltur. Böylesi bir süreçte Sergo, bir y ll k hapis cezas n n ard ndan 27 Mart 1908 de Stalin le olan iliflkisi ve parti faaliyetlerinden dolay sürgüne gönderilir. Bu s rada Türkiye, ran ve Çin de y nlar n düzene karfl öfkeleri giderek artmaktad r. Hapishaneden kaçmay baflaran Sergo önderli inde ran a giden bir grup Bolflevik, 1910 da enternasyonal bir grup oluflturarak devrim ve sosyalizm propagandas yapar. Sergo nun önerileri ile 1911 y - l nda Paris yak nlar nda Longjumeau bölgesinde bir parti okulu aç l r. Ekim 1912 de tutuklanarak yarg lan r önce Sibirya ya sürgüne oradan da filiselburg da bulunan yeralt hapishanesine gönderilir. Kal n duvarlarla çevrili 800 kiflinin bulundu u hapishanede günefl fl ndan tamamen yoksun çok a r koflullarda aylarca kollar ndaki pasl kelepçe, ayaklar ndaki prangalar ç kar lmadan tutulur y l n n ortalar nda Sibirya n n en so uk bölgesi olan Yakutya ya ölüme terk edilmek üzere sürgün edilir. Bu esnada ülkede geliflen devrimci mücadele 27 fiubat 1917 de doru a ulafl r ve demokratik devrim gerçekleflir. Sergo, yoldafllar taraf ndan derhal sürgünden kurtar l r. Karfl devrimcilerin korkulu rüyas Sergo silahl ayaklanma karar n n al nd tarihi 6. Kongreye kat l r. Ekim Devrimi nin ard ndan 19 ral k 1917 de Sovyetler Halk Komiserleri ald kararla Orjonikidze yi Ukrayna Geçici Ola anüstü Halk Komiseri olarak tayin eder. Ermenistan ve Gürcistan da 1917 sonlar nda iktidar ele geçiren burjuva nasyonalist Taflnaklar ve Menflevikler emperyalistlerden ald klar destekle Kafkaslarda Bolflevik devrimi bast rmak üzere harekete geçerler de Bakü 13 / TR HTEN SYFLR Kafkas halklar n n özgürlü üne adanm fl bir yaflam; Orjonikidze (Sergo) Komünü emperyalistlerin eline geçer Oca nda Orjonikidze önderli indeki K z l Ordu Novorosisk flehrine girerek beyaz ordu askerini esir al r y l nda zerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan komünistlerinin kat ld Komünist Partilerinin 1. Kafkaslar Kongresi gerçeklefltirilir Kas m ay nda yap lan Rusya Komünist Partisi (Bolflevik) Merkez Komite toplant s nda Orjonikidze flçi-köylü Sovyetleri Komiseri olarak tayin edilir. Bu görevle Sergo, ayn zamanda SSCB nin Savunma Bakanl yard mc l, Halk Sovyetleri Baflkanl ve a r sanayide çal flan milyonlarca emekçileri örgütleme, verimlili in tüm ülkede art r lmas gibi görevleri de üstlenir y l nda Sovyetlerdeki a r sanayi fabrikalar nda dev ad mlar at l r ve üretim kapasitelerinde neredeyse patlama yaflan r. Sergo ya, 1935 y l nda hizmetlerinden dolay Stalin taraf ndan Lenin madalyas verilir. XVII. Parti Kongresinde Orjonikidze ad yla ülkenin dört bir yan nda dev endüstri fabrikalar aç lmas na karar verilir. Böylesine de erli bir komünist, y lmaz devrim savaflç s, yetenekli kadro ve önderin kalbi 18 fiubat 1935 te durur. Sergo nun yar m b rakt flanl amaçlar yoldafllar taraf ndan yerine getirilir. Halklar n dostlu unun usta devrimcisi zerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan da Sovyetler iktidar n n kurulmas ndan sonra ilk yap lmas gereken Taflnaklar n, Gürcülerin, Menfleviklerin ve Musavatlar n emperyalist devletlerle iliflkilerini teflhir etmek olmal yd. Bu topraklar üzerinde Kafkas halklar n n yenilmez dostluklar n n temelini güçlendirmek ve gelifltirmek ancak SSCB nin bünyesinde ve federasyonlar n birli inin sa lanmas yla mümkündü. Sergo, böylesine önemli ve tarihi bir sorumlulu- u omuzlar nda tafl yordu y l nda karfl devrimcilerin provokasyonlar neticesinde Kafkasya y Sovyet Rusya dan ay rmay baflar rlar. Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Federasyonu Halk Komiserleri Sovyetlerinin Güney Rusya Ola anüstü Komiseri Orjonikidze bu hain planlara karfl mücadelenin önderli ini yürütür. Kafkaslar tarih boyunca vrupa y sya ya ba layan en önemli geçifl köprüsü olmufltur. Kafkasya halklar na ve çeflitli milliyetlerden emekçi y nlara yutturulmaya çal fl lan bu ba ms zl k gerçekte onlar tamamen ba ml k lacak ve kölelefltirecekti. Sergo usanmadan bütün Sovyet Cumhuriyetlerinin politik ve ekonomik birli inin propagandas n yapar. Sergo Kafkaslarda çal flt y llar aras nda kendini tamamen halklar n kardeflli ine adam fl, böylesine onurlu bir görevde hiçbir fedakârl ktan kaç nmam flt r. Sergo, sadece Kafkasya Federasyonlar n n temelini atan de il ayn zamanda SSCB nin oluflumunu örgütleyen önderlerdendir. 11 ral k 1922 tarihinde Kafkasya Bakü Sovyetleri 1. Kongresinde sarf etti i; Bizler Kafkaslarda Gürcü, Ermeni ve zerbaycanl lar n güçlenmelerini, ana dillerini, öz kültürlerini, kendi zengin edebiyatlar n gelifltirmelerini destekliyor, emekçi y nlar n arzu ettikleri kendi öz yaflamlar n infla etmelerinden yana oldu umuz belirtiyoruz sözleri ile Bolfleviklerin bak fl aç s n ortaya koymufltur. G. K. Orjonikidze Kafkas halklar n n yüre inde bir direnifl atefli olarak daima yaflayacakt r. Kaynak; Umut Yay mc l k/ G.K Orjonikidze ve Ermenistan da Sovyet ktidar n n kuruluflu-may s 2010 flçi-köylü 73 Tarihten k sa k sa * 4 Ekim 1789; Parisli kad nlar Versailles Saray na yürüdü. * 12 Ekim 1872; Sirkeci hamallar greve ç kt. * 15 Ekim 1878; stanbul da duvarc, kundurac ve terzi iflçileri greve ç kt. * 12 Ekim 1882; Tatavla kundurac - lar greve ç kt. * 8 Ekim 1908; lk sendika ve grev yasa getirildi. * 8 Ekim 1917; Sovyetler Birli i nde, Lenin in göreve getirdi i leksandra Kollantai, dünyan n ilk kad n bakan oldu. * 13 Ekim 1920; fiark Demiryolu iflçileri greve ç kt. * 7 Ekim 1928; stanbul da tramvay iflçileri greve bafllad. Grev 8 gün sürdü. * 5 Ekim 1934; spanya da iç savafl bafllad. * 15 Ekim 1934; Mao Zedung a ba l 100 bin kiflilik birlik, Çin in güneydo usundan bafllay p kuzeydo usuna kadar sürecek 10 bin kilometrelik Uzun Yürüyüfl e bafllad. * 10 Ekim 1944; Nazi katliam nda 800 Çingene çocuk sistematik bir flekilde uschwitz kamp nda öldürüldü. * 1 Ekim 1949; Baflkan Mao önderli- inde Çin Halk Cumhuriyeti kuruldu; Mao, Çin Halk Cumhuriyeti nin ilk baflkan seçildi. * 8 Ekim 1967; Binbafl Ernesto Che Guevara Bolivya da vuruldu. * 12 Ekim 1970; stanbul da Gislaved Lastik Fabrikas iflçileri oturma grevine bafllad. * 15 Ekim 1970; stanbul da polis, oturma eylemine bafllayan Gislaved Lastik Fabrikas iflçilerini fabrikadan zorla ç kard l; 1 iflçi öldü, 50 iflçi yaraland. * 13 Ekim 1972; Sümerbank n 5 ildeki 13 ma azas nda grev bafllad. * 9 Ekim 1978; nkara Bahçelievler de 7 T P li genç faflistler taraf ndan katledildi. * 7 Ekim 1980; devrimci tutsak Necdet dal idam edildi. * 10 Ekim 1989; stanbul da hapishanelerde devrimci tutsaklar n açl k grevini desteklemek amac yla siyah elbiselerle yürüyen kad nlar tutukland. * 10 Ekim 1992; Özgür Gündem gazetesi köfle yazar Hüseyin Deniz Ceylanp nar da vurularak öldürüldü. KÜLTÜR-SNT LL NO NT K KENT GÖMÜLÜYOR! Son günlerde bir hayli tart flmada ad geçiyor llianoi nin. fiark c Tarkan n yapt aç klamalar gündeme bomba gibi düflmüfl, bunun üzerine Orman ve Çevre Bakan Veysel Ero lu da bofl durmam fl ifllerine burnunu sokmamas konusunda Tarkan uyarm flt. Tabii sanat n ve sanatç s n n yan bafl ndaki Kültür ve Turizm Bakan Ertu rul Günay, Tarkan na sahip ç km fl; ama ne hikmettir ki k sa bir süre sonra vazcaym fl ve olay n abart ld n söyleyip topu taca atm flt r. Tabii olay n burjuva bas ndaki yank s budur. Hemen hemen her olayda oldu u gibi mevzu yaln zca popülerli i sa layan rütbeleri ya da misyonlar (sanatç, bakan vs.) bulunanlar cephesinden tart - fl lmaktad r. Oysaki kaz n aya hiç de öyle de ildir. Sevgili(!) Orman ve Çevre Bakan Veysel Ero lu ndan aff m z isteyerek bu ifle burnumuzu biz de sokal m istedik. llianoi Bergama ilçe s n rlar içinde, vrindi karayolunun 18. kilometresinde, kentin kuzeydo usunda ve günümüzde Pafla Il cas diye bilinen mevkide bulunan müthifl bir antik kent ve tarihi hidroterapi merkezidir. T pk Bergama sklepieon u gibi, Sa l k Tanr s sklepieos a adanarak yap lm fl bir sa l k kültüdür. ncak sklepieon da telkinle tedavinin uyguland, llianoi nin ise hidroterapi (suyla sa tma) merkezi oldu u yap lan bilimsel araflt rmalar ve kaz lar neticesinde bilinmektedir. Erken Tunç ça nda bile buras n n bir yerleflim merkezi oldu u, Helenistik dönemi, Roma, Bizans ve Osmanl dönemini de yaflad bilinmektedir. llianoi 1996 y l nda fark edilerek 2001 y - l nda birinci derece sit alan ilan edilmifltir y l nda ise bir kaç ufak de ifliklikle sit alan olmaktan ç - kar lm flt r. llianoi nin do uflunu da gömülüflünü de haz rlayan etmen Yontarl Baraj d r y l nda DS nin sulama ve içme suyunu karfl lamak amac yla haz rlad projede flu anki yerinde yap lmas planlanm fl, 1988 de kesin projesi çizilmifl ve 1993 de de temeli at larak yap m na bafllanm fl bir barajd r. Bu baraj sayesinde 1996 y l nda keflfedilmifltir llianoi ve 1998 y l nda kaz lar yap lmaya bafllanm flt r. Baraj n faaliyete geçmesiyle birlikte llianoi sular alt nda kalacakt r birçok antik yap gibi. Ömrünün y l olaca varsay lan bir baraj için llianoi sular alt nda kalmaktad r. sl nda mevzu da tam burada t kan yor: Bir yanda susuz köylü, di er tarafta 2000 y ldan fazla geçmifli bulunan bir antik kent y l ndan beri hukuk mücadelesi veriyor llianoi. Bugüne 4 iptal, 2 yürütmeyi durdurma karar yla gelebilen llianoi için art k geri say m neredeyse bafllad. l nan baz bilgilere göre flu anda antik kent toprakla doldurulmaya bafllanm fl bile. E er baraj su tutmaya bafllarsa llianoi baraj n ömrünün bitti i zaman m lik bir çamur tabakas n n alt nda kalm fl olacak. Hükümet daha sonra yeniden ç kar labilece ini iflaret ediyor ama birçok uzman kentin afl r derecede zarar görece ini söylüyorlar. Tüm bunlar olurken Orman ve Çevre Bakan Ero lu bir iddia ortaya att : llianoi diye bir yer yoktur. Bu yer uydurmad r! Bu söyledi ine kendi inanm fl m d r bilinmez ama bizim inanmad m z kesindir. Bir de, buras n n llianoi olmad n varsayal m, o zaman kurtar lmas için bir fley yap lmayacak m? Yani kurtulma sadece llianoi ye ait bir durum mu? 1071 den sonras n tarih sayan bir zihniyetin kendinden önceki bir topluma ve tarihe ne denli aç k bakaca zaten ortadad r. lternatif kurtarma önerileri halen mevcut olup, bunlar DSi taraf ndan çok pahal yöntemler olarak görülmüfl ve kentin kumla örtülerek suyun alt nda kalmas tertiplenmifltir. fiu ana kadar yazd klar m z genel hatt yla neler olup neler bitti iyle ilgilidir. llianoi nin süreciyle ilgilidir. Kültür katliam pahas na suyun ticarilefltirilmesi llianoi de olan fley Hasankeyf te ya da F rt na Deresi nde olan fleyden çok da farkl de ildir. Yap lacak olan Hidro Elektrik Santraller (HES) ya da barajlar sözde halka su vermesi ve enerji sa lamas için tertiplenmifl gibi görünüp asl nda suyun metalafl p, kontrol alt na al narak sat lmas n n yolunu açmaktad r. Yöre halk n susuzlukla terbiye edip sonras nda yap lacak baraja karfl eyleme geçenlerin üzerine k flk rtanlar n kimler oldu u ortadad r. Kapitalizm için sat labilen her fley gerçektir. Mart 2009 stanbul da yap lan Dünya Su Forumu nun temel amac, uluslararas sermayenin yeni pazarlar yaratmas amac yla suyun metalafl p sat lmas n n yöntemlerinin araflt r l p, gelifltirilmesi olmufltur. Zaten Haziran 2003 de HES ler için Su Kullan m Hakk nlaflmas ad yla ç kart - lan yönetmelik, siyasi iktidar taraf ndan May s 2004 ve Ekim 2005 de yap lan de iflikliklerle ulus ötesi sermaye ve onlar n yerli iflbirlikçisi sermayenin istedi i konuma getirildi. fiimdi llianoi ye tekrar bakal m. Yöre halk yap lan barajda tutulan suya para ödeyece ini biliyor mu? Tabii ki de hay r! sl nda olan biten her fleyin temelinde ç karlar yatmaktad r. Yortanl Baraj inflaat n n üstlenicisi olan Özdemir nflaat, Turizm ve Enerji.fi adl flirketin ç karlar n korumak için lianoi nin gömülmesine karar vermifltir. ncak bu karar, projeye fon sa layan banka ve finans kurulufllar ndan inflaatla ilintili bütün flirketlere kadar sermayenin genel ç karlar n n korundu u anlam na gelmektedir. Egemenler, HES lerle önüne katt tüm de erleri yok ediyor Bugün llianoi de Hasankeyf te ya da F rt na Dere sinde olan fley çok da farkl de ildir. Nedense llianoi tart flmalar nda herkes devletin su yok, ne yapal m demagojisini kabul etmifl ve çözümler llianoi yi kurtarma ad na yo unlaflm flt r. ma flu anda 1700 e yak n proje dosyas ihaleye ç kart lm flt r. ustos ay n n içerisinde de DS ye ait 50 ye yak n HES sat fla ç kar lm flt r. Derelerimizde özgürce akan su zapt edilip, metalaflt r l p sat fla haz rlan yor. Devlet de buna yard mc olarak sermayeyle iflbirli i içinde hareket ediyor. Bilinmesi gereken fley fludur: Do an n, insan ve toprak baflta olmak üzere bütün bileflenlerini kendi kâr ve birikim döngüsünü var etmek için kullanan kapitalizmde s ra art k rüzgâra, günefle, havaya ve suya gelmifl bulunuyor. Bu doludizgin metalaflma süreci, karfl s na ç kan tarih, kültür ne varsa silip süpürüyor, yutuyor ve yok ediyor. Bu da sonucunda bir katliam yap yor. Do al dengeyi bozuyor. fiöyle ki; bir barajda su tutulmaya bafllad nda dereler kuruma tehlikesiyle karfl karfl ya kal yor. Hal böyle olunca dere yata ndan beslenen hayvanlar ve bitkilerde yok olmayla karfl karfl ya gelmektedir. Sonuç olarak, llianoi de olan tarih katliam sadece tesadüftür. Yani su kayna llianoi nin az uza nda bulunsayd llianoi sular alt nda kalmayacakt. O zaman da bu yap lan baraj hakl m say lacakt? llinaoi gibi 1700 e yak n projenin ihale edildi i bu topraklarda as l amac m z n suyun metalaflmas ve sermayenin tekelinden ç k p özgürce akmas n sa lamakt r. Ömürleri y l olan HES ve barajlar n yap m n durdurmak ve enerji konusunda yenilenebilir enerji kaynaklar n uygulamak ve su konusunda ise alternatif çözümler aramak gerekmektedir. En baflta kamuoyuna ve kand r lan köylülere durumu aç klamak gerekmektedir. ( zmir)

14 flçi-köylü / YfiMIN Ç NDEN 1-14 Ekim 2010 Bayramlar, ç o c u k t e r ö r i s t l e r ve yaflam de ersiz insanlar: Buras fiehit Kemal Mahallesi 90 l y llar, Kürt halk na yönelik zulmün ve bask n n en yo un oldu u dönemlerdendir. Faili meçhuller, kay plar, iflkenceler, köy yakmalar... Bu dönemlerde T. Kürdistan ndan yo un göç alan Mersin de bu zulümden nasibin al r. Mersin Meyve-Sebze Hali nin oldu u bölge, göç eden Kürtlerin en çok tercih etti i yerlerdendir; dolay s yla ulusal hareket de burada güçlü bir örgütlülük yakalar. Bu y llarda k rdan kentlere gerillalar n da geldi i oluyordu. Gerilla Kemal de bunlardan biridir. Ve Hal Bölgesi nde faaliyet yürütmektedir. Bir gün Kemal in de bulundu u bir birlik ile devletin kolluk kuvvetleri aras nda çat flma ç kar. Ç kan çat flmada fievket Sümer isminde bir polis ölür ve gerilla Kemal flehit düfler. Bu olay n ard ndan devlet, bu bölgeye fievket Sümer Mahallesi ad n verir. ncak mahalle halk için buras fiehit Kemal Mahallesidir. Devletin Kürt ulusuna yönelik imha ve inkâr sald r lar bugün de devam ediyor. Mersin deyince de akla her olay n ard ndan mutlaka bir eylemin düzenlendi i ve çat flman n ç kt fievket Sümer Mahallesi geliyor. ma geçti imiz günlerde bu mahallenin ismi, ulusal hareketin Demokratik Özerklik ilan etmesiyle de ifltirilerek, ayn çat flmada flehit düflen gerilla Kemal in ismi verildi. Mersin de 7 yafl nda bir terörist ve onu korudu u için vurulan bir baba 16 ustos ta Mersin fievket Sümer Mahallesi nde ara sokaklara giren kolluk kuvvetleri, 7 yafl ndaki Hasan Borak n peflinden evlerine kadar gelerek, evinin avlusunda hem çocu u hem de onlara engel olmaya çal flan annesini darp etmifllerdi. Bu s rada evde bulanan baba Nezir Borak da, olaya müdahale etmifl ve bunun üzerine çocu u gözalt na alamayan faflist kolluk kuvveti, Borak bafl ndan silahla vurarak a r yaralanm flt. Hastaneye kald r lan ve ölümden dönen Borak, flimdi yatalak durumda... 5 çocuklu Borak ailesinin geçimi de 15 yafl ndaki tamirci ç ra olan ve 40 TL haftal k alan Mazlum un küçük omuzlar na kalm fl durumda. krabalar n cüzi yard mlar ve ayarlanmaya çal fl - lan engelli maafl ailenin tek umudu 7 yafl ndaki bir çocu u terörist ilan eden faflist devletin kolluk kuvvetleri, hiçbir yerde zulmünü esirgemedi Borak ailesinin üzerinden. fi rnak ta köylerini yakt, büyük kardefl brahim i bu köy yakmalar s ras nda katletti, Hakkâri de bir bayram sabah Kad nlar ve çocuklar ellerine k na yakm fl, buruk bir k na ve buruk bir bayrama uyand lar o NEZ R BORK Mersin e göçe zorlad. Ne de olsa Borak ailesi Kürt ulusundand. Yani devlet, bu aileyi öldürebilir, cesedini yakabilir, tan nmaz hale getirebilir, çocuklar n terörist ilan edebilir, Enver Turan katledebilir, küçük bedenlerini roketatar ya da yafl ndan büyük say da mermiyle parçalayabilir ya da hapse atabilirdi! mha da edebilirdi inkar da! flçi-köylü gazetesi olarak biz de bafl ndan ald kurflun yaras nedeniyle zihinsel sorunlar yaflayan Nezir Borak ve aileyi ziyaret ederek bir röportaj gerçeklefltirdik. fievket Sümer, daha do rusu fiehit Kemal Mahallesi ne do ru yol alan otobüste oldukça bozuk yollardan geçerek mahallenin içinden ilerliyoruz. ner inmez tam da OHL i and - ran bir sahne ile karfl lafl yoruz. Devletin kolluk kuvvetleri, köfle bafllar na sinmifl, ellerinde gaz bombas tüfekleri, silahlar ve kalkanlar ile sokak aralar nda kendilerine tafl atan çocuklara gözda vermeye çal fl yor. rada att klar gaz bombalar ile mahalleyi dumana bo may ihmal etmiyor. lerlerken yol kenarlar ndaki kahvehanelerde sivil polislerin kol gezdiklerini ve gelen geçene flüpheli gözüyle bakt klar n görüyoruz. yr ca bizi röportaj yapaca m z eve götürecek arkadafl beklerken mahallenin tüm caddelerinin mobeselerle donanm fl oldu u dikkatimizi çekiyor. Ki bu mobeseler 7-8 yafl ndaki çocuklar tafl atarken tespit edebilen ama sokak ortas nda Nezir Borak n vuruldu unu göremeyen cinsten Yani tam devlet için çal fl yor! Borak ailesinin evine girmeden yan binan n duvar nda, bir çocu un pastel boyayla yapt belli olan panzer resmini görüyoruz. nl yoruz ki buradaki çocuklar a aç, çiçek, uçurtma de il panzer resmi yaparak büyüyorlar. T pk Hakkari de, fi rnak ta, med de oldu u gibi Evde ikram edilen çay n eflli inde biraz sa dan-soldan biraz TZP-Kurdi nin okullar boykot karar ndan konufluyoruz. nne Borak, devletin para cezas ndan bahsediyor, ama çocuklar n bu karara uymak istedi ini söylüyor. Röportaj yapmak için Nezir Borak n ye- eni Sabri Borak ve k z Dilan Borak ile görüfltük. flçi-köylü: Mersin, T. Kürdistan ndan yo un göç alan bir yer Siz nereden ve ne zaman geldiniz Mersin e? Oradaki bask lardan biraz bahsedebilir misiniz? Sabri Borak: Biz fi rnak n Güçlükonak ilçesindeki Merkez Köyü nden geldik Mersin e. 90 l y llar n bafl yd. OHL uygulamalar yla ilgili yasalar ç karan devlet köy yakmalara bafllam flt. Üzerimizdeki bask çok fazlayd. O dönemde PKK gerillalar baz köylere girer ç kard, erzak al rd. Bizim köyümüze de gelip gidiyorlard. O gün köyümüze yaralanm fl iki gerilla geldi. Devlet de duymufltu bunu. Uçaklarla, helikopterlerle gelip bomba att. Köyde hiçbir fley b rakmam fllard, her yeri yak p y kt lar. Köyün camisi, evleri O sald r da yaklafl k kifli öldü. Benim büyük amcam brahim, sabah. Daha 1 gün önce 9 HPG gerillas n, yani 9 evlad n yitirmifllerdi. Sokaklar bayram de il, eylem haz rl ndayd. Kürt halk, kad n, erke i, çocu u, yafll s yla içlerine gömdükleri a tlar ile evlerinden ç k p, renkli giysileri ile flehitlerini zulmün gölgesinden omuzlar na almaya gidiyorlard. Gene göründü köyün giriflinde faflizmin katilleri Geri çekilmediler, al flm fllard gaz yemeye, kinle, öfkeyle bakt lar gelen panzere, parçalanan gerilla cenazeleri gözlerinin önündeydi. Geri çekilmediler. Panzer ve faflist TC nin kolluk kuvveti halka sald rd. Çat flman n yak nlar nda bir baflka köy 15 yafl nda bir çocuk Enver. O bayram sabah nda evinden ç kmak için haz rl k yap yor. Daha terlememifl bile b y klar, ama Hakkâri nin erkenden büyüyen, zulmün büyüttü ü çocuklardan Hayalleri s rt - na yasl genç çocuk evinden ç k yor. 9 gerillan n ac s n hissediyor taa yüre inin derininde, belki biraz daha büyüse o da gerilla olacak. Hayalleri ile daha bir h zl at - yor ad mlar n niden! Bir s z düflüyor beynine, yavafll yor ad mlar ve yüre inin at fllar. Enver, hayallerinin s cakl yla gökyüzüne bak yor, 9 gerillan n el sallad n E. Turan n cenaze görüntüleri o da orada ölmüfltü. Biz de bu yaflananlardan sonra mecburen göç ettik; dana, Mersin, Mardin gibi flehirlere gelip yerlefltik. Biz Mersin e ilk geldi imizde ufac k bir odam z vard. O odada 3 aile birlikte yafl yorduk. - Son süreçte bu mahallede s kça çat flma yaflan yor, mahalledeki durumu anlatabilir misiniz? - Buras sürekli eylemlerin oldu u bir yer. Bazen çevik kuvvet polisleri hiç olay olmad zamanlarda bile TOM larla (Toplumsal Olaylara Müdahale rac ), panzerlerle su s kar, parkta oturan çocuklara. Bu gibi olaylarla defalarca karfl karfl ya geliyoruz. Son iki üç y ld r polise verilen haklar n da (PVSK ile) yükseltilmesiyle polisin yaralad, öldürdü ü insan say s artm flt r. Örne in amcamla birlikte sadece o hafta bizim mahallede dört kifli vurulmufltu. Biri, iflinden evine dönerken kalbine gaz bombas isabet eden bir iflçiydi. Di er ikisi de bafl na ve aya na gaz bombas n n gelmesiyle yaraland. Mahallede, sanki OHL varm fl gibi, mahalleye girer girmez kimlik sorgulamalar ile karfl lafl yoruz. Sürekli gözalt lar oluyor. Son zamanlarda genç tutukland mesela. Sadece karakol bölgesi de il mahalle içinde bile siviller sürekli dolafl yor, kimlik aramas yap yor. Karakolun önünden geçerken hep kimli imizin üzerimizde olup olmad n düflünüyoruz. Bazen çevik kuvvetleri, ellerindeki gaz bombas silahlar n caddeden geçenlere do rultuyor. Mahalledeki çöp kovalar n karakol önüne toplam fllar. Mahalledeki Kürt kad nlar buralara gidip, rahat çöp dökemiyorlar. Çünkü, polisler taraf ndan sürekli tacize u ruyorlar. - mcan z Nezir Borak da mahalledeki polis terörünün bir kurban mcan z n nas l vuruldu unu anlatabilir misiniz? - Evet, burada s k s k çat flma oluyordu, ama olay n oldu u o gün çat flma bile yoktu mahallede. O gün, çevik kuvvet polislerinden üç tanesi mahallenin içine kadar girmiflti. (Normalde hiç bu tarz fleyleri görmüyorduk, çünkü çevik kuvvet birlikte hareket eder; rasgele sokaklarda üniformalar yla gezemezdi.) Polisler Hasan -amcam n küçük o lunu- koval yorlar, eve kadar. Evin avlusuna giriyorlar. Çocu u orada dövmeye bafll yorlar. Yengem araya giriyor, onu da tartakl yorlar. O s ra amcam da evin içinde yat yordu. Daha sonra itiflme-kak flma seslerini duyunca kalkt. mcam Hasan vermedi, ne yapacaks - n z el kadar çocu u, gerekiyorsa beni al n dedi. tifl-kak fllardan sonra polisler tehdit ede ede d flar kadar gittiler. On-on befl metre ileride polisler çocu un teröristtir onu alaca z dedi, amcam da yedi yafl ndaki çocuk terörist mi olur? diye cevap verdi. Sonra polisler bulunduklar yerden plastik mermiyle amcam n al n bölgesine atefl etti. Plastik mermi deyince insanlar onu hafife al yor. ncak plastik merminin içindeki demir tozlar insan n vücudunun içine yay ld ktan sonra ölüm tehlikesini katbekat art r yor. Zaten plastik mermi o kadar yak n mesafeden görüyor ve elini uzat yor onlara 9 gerilla elinden tutuyor Enver in Kayboluyorlar gökyüzünde. Bir Kürt anan n ac dolu lo lo looo su kal yor geride. Bir de gazetelere düflen flu not: 9 HPG li gerillan n flehit düfltü ü Hakkari de olaylar ç kt. ncak çat flman n yaflanmad Biçer Mahallesi nde evinden ç kan 15 yafl ndaki Enver Turan adl çocuk, bir uzman çavufl taraf ndan hedef gözetilerek vuruldu. r yaral olarak kald r ld hastanede bir süre yaflam mücadelesi veren Turan, 18 Eylül günü yaflam n kaybetti. Katil uzman çavufl ise tutukland, ancak nerede tutuldu u bilinmiyor! Hayat n bu kadar ucuz oldu unu biliyor muydunuz? aya a bile s k lmaz. Onlar o kadar yak ndan s km flt ki plastik mermi, amcam n kafatas n parçalam flt. Kurflun beynine girdikten sonra merminin içerisindeki metal tozlar beynine yay lm fl amcam n. Geçen gün film çektirmeye gitmifltik. Filmde bile amcam n beyninin içindeki o metal tozlar görünebiliyordu. - mcan z hastaneye kald r ld ktan sonra ne gibi zorluklarla karfl laflt n z? - 2 gün boyunca Devlet Hastanesi nde kald. Hastanede müdahale edemiyoruz parçalar beyine yay lm fl, yapabilecek bir fleyimiz yok dendi. Daha sonra da Üniversite Fakültesi ne sevk edildi. Sevk edilirken, daha önce gazetelerde de ç kt, telsizlerden teröristi fakülteye gönderiyoruz gibisinden bir konuflma geçti. mcam yo un bak mdayken bizi yo un bak m kap s n n önüne bile b rakm yorlard. Gösterdi imiz tepkiden sonra sadece kap n n önünde durabiliyorduk, bir süre sonra kap - n n önünde bile durdurmamaya bafllad lar. Bir hafta boyunca yo un bak mda, hafta da özel odada kald. Sonra bayram yaklafl yor diye doktorlar taburcu etti. Oysa hastanedeyken iyileflmesi daha h zl yd. Ne de olsa iyi bak l yordu, hijyenik bir ortamda ve doktor gözetiminde oluyordu. ma flimdi bunlar, biz evde karfl layam yoruz. SBR BORK - Nezir Borak n flu anki sa l k durumu nas l? O, vurulduktan sonra neler de iflti aile içinde? - mcam flimdi yatalak! Tuvalet ihtiyac n karfl layam yor. Her gün gece-gündüz en az 2 kiflinin yan nda beklemesi gerekiyor, ihtiyaçlar n karfl lamak ve kendine zarar vermesini engellemek için mcam n beyninde da lan metal tozlar n n bir de flöyle bir yan var: r yapt zaman sinirleri hemen bozuluyor, birden agresif, sert bir insan oluyor; bazen de çocuk gibi davran - yor. Ne söyledi ini bilmedi i, ne yapt n fark etmedi i zamanlar oluyor. Birdenbire yata ndan f rl yor. Baca ve aln ndaki ameliyatl yerleri bilinçsizce kafl yor. Özellikle haf zas ile ilgili sorunlar var. Ço u zaman yapt n ya da bizi hat rlayam yor bile mcam n bu durumu ailedeki çok fleyi de- ifltirdi tabii. En önce maddi anlamda flu an hiçbir gelirleri yok! Yaln zca büyük o lu 14 yafl ndaki Mazlum, haftal 40 milyona tamircide çal fl yor. Bir de akrabalar yard m ediyor. ma böyle nereye kadar gider ki! Yatalak oldu u için bak ma muhtaç ama kim bakacak? Efli hamile, yar n öbür gün hiç bakamayacak amcama, biz flimdilik bak yoruz. TC Kürt çocuklar n öldürerek sahipleniyor! Hakkâri de bayramdan 1 gün önce 9 gerillan n katlediliflinin ard ndan cenazelerin Kürt halk taraf ndan sahiplenilmesi, egemenler taraf ndan hazmedilemedi. S rf bu yüzden Hakkâri de çat flma olmayan bir mahallede 15 yafl ndaki bir çocuk eli kanl TC nin bir uzman çavuflu taraf ndan bafl ndan vurularak öldürüldü. Enver Turan adl çocu un cenazesi 18 Eylül günü Hakkâri halk ve çevre illerden gelen binlerce kifli taraf ndan fiehit nam r n ve Enver Turan ölümsüzdür sloganlar yla topra a verildi. nadil talebi için TZP-Kurdi nin okullar boykot karar almas n n ard ndan Cumhurbaflkan bdullah Gül ün çocuklar n siyasete alet edilmemesi ve bu tarz siyasetlerle çocuklar n geleceklerinin karart lmamas aç klamalar yla Kürt çocuklar n sahiplenmesi faflist TC nin ikiyüzlülü üdür. Bir yandan çocuklar öldürmekten ve onlarca y l hapis cezas vermekten çekinmeyen zihniyet sahiplerinin, ç k p Kürt çocuklar n n gelece inin karart lmamas gibi aç klamalar yapmas TC nin ne kadar ikiyüzlü politikalar yürüttü ünü gösteriyor! (Erzincan) Kürdistan da çocuk olmak Kürt illerinde ne yaz k ki art k aflina oldu umuz çocuk ölümlerine-katliamlar na bir yenisi daha eklendi. c ve ölümün kol gezdi i bu co rafyada çocuklar için yaflam daha zor ve azap dolu. Buralarda yaflamak hiç de flakaya gelmez. Her an bir kurflun bir çocu un bedenine saplanabilir. Küçük bedenler ölümün so uk eline teslim olabilir. 22 Eylül günü Van n Özalp lçesi ne ba l Damlac k Köyü nde Taner Kurucan (15) adl çocuk, ran askerleri taraf ndan aç lan atefl sonucu öldürüldü. kflam saatlerinde Taner Kurucan isimli çocuk, ran askerleri taraf ndan mazot kaçakç l yapt - iddias yla aç lan atefl sonucu yaraland. Köylüler taraf ndan Van Yüzüncü Y l raflt rma Hastanesi ne kald r lan Kurucan, tüm müdahalelere ra men kurtar lamad. (Erzincan) Olay n üzerini örtmek istiyorlar! - Baban z vuran polisin teflhisine siz ve anneniz gitmiflsiniz. Polisi teflhis ederken neler yaflad n z anlatabilir misiniz? Dilan Borak: Biz polisleri teflhis etmeye gitti imiz zaman bize 8 tane çevik kuvvet polisi gösterdiler. 8 i de birbirine çok benziyordu. nnemle biz kar flt ral m, onlar da siz yalan söylüyorsunuz diyebilsin diye yapt lar bunu. ma annem polisi görünce hemen tan d ve sinirleri bozuldu. Bu adam nas l tutuklamazs n z? diye tepki gösterdi. nnem tepki gösterince de sivil polisler bizim üzerimize yürüdüler, ba r p ça rd lar, neredeyse bizi döveceklerdi. - Baban z vuruldu unda siz de oradayd n z. Olay siz de biraz anlatabilir misiniz? - Babam n vuruldu u gün hiçbir fley yoktu, ne bir eylem ne bir gösteri ne de bir pankart açma Birden polisler bir rahatl kla geldi, babam vurdu ve sonra da gitti. Her fley ortada ama devlet hiçbir fley yapm yor. Zaten mobeseler görüyor polislerin nas l geldi ini, nas l gitti ini. Burada hiç bir olay olmazken bile mahalleye sürekli biber gaz at yorlar, resmen Kürt halk n zehirlemek istiyorlar. Kürt çocuklar n sürüklüyorlar, dövüyorlar. Bak n babam vuran polis hala burada görevde. Babam bu halde görüyoruz daha bir kötü oluyoruz. rt k polisleri her gördü ümüzde korkuyoruz. Ve öfkeleniyoruz. Babam n davas ne durumda, o bile belli de- il! Babam n haf zas yerinde olmamas na ra men adliyeden polis gönderiyorlar babam n ifadesini almak için. Davan n aç lmas için mifl! Babam bu durumda nas l ifade verebilir ki! Olay n üzerini örtmek istiyorlar. (Mersin) T N E R K U R U C N

15 1-14 Ekim / OKUR-HBER flçi-köylü sayfan n devam Kürdistan n birçok alan nda görev yapm fl ancak hiçbir zaman komutanl k düzeyinde bir görev almay kabul etmemifl. ncak Heval Pale gerilla grubu içinde hiçbir zaman s radan bir savaflç gibi görülüp, kabul edilmemifl ve ona böyle davran lmam fl. Grup komutanlar her zaman ve her f rsatta onun düflünce ve önerisine baflvurmufl. O her zaman dikkate ve ciddiye al nm fl. Önemsenip, de er verilmifl. Hatta çok defa onun öneri ve düflüncesi komutanlar taraf ndan uygulanmas gereken bir talimat düzeyinde alg lanm fl. Karar vermede zorlanan her komutan mutlaka onun düflüncelerine baflvurur ve onun düflünceleri do rultusunda karar verirmifl. Heval Pale nin böylesine bir özgül a rl vard hevaller içinde. T KKO savaflç - lar n n da en çok sevdi i, de er verdi i, sayg gösterdi i arkadafllar n bafl nda gelirdi. Heval Pale nin T KKO gerilla birli ini ziyareti büyük bir heyecan ve zevk olurdu. lk karfl laflmam zda Heval, e er sizler libo az n n bu yamac na ç km flsan z öyleyse baflaracaks n z sözü hiç akl mdan gitmedi. Ve bizim baflar l ad mlar atmam zdan en çok sevinen arkadafllardan biri oldu. Hatta bir gün Ovac k grubundaki yoldafllara flakayla dolu Ben T KKO ya kat laca m diyor. Karfl s ndaki grup komutan yoldafl bu önerinin bir flakadan baflka bir fley olamayaca n düflünerek durakl yor yan t vermeden gülümsemekle yetiniyor. Heval PLE bast r yor, Heval neden yan t vermiyorsun? Sizin yeni savaflç alma politikan z yok mudur? Ben de yeni bir savaflç olarak size kat laca m. Beni yeni bir savaflç olarak kabul etmiyor musunuz diyor. ralar nda tatl bir gülümseme dolu içten bir sohbet geçiyor. Heval Pale bizim için her zaman manevi bir komutan olur. Her zaman ondan ö renilecek tecrübeli bir gerilla olur. O bizim için hep böyle oldu, hep de böyle kalacakt r. Onun yeni bir savaflç olarak kat l m önerisi sadece ortam heyecanland racak tatl bir flaka olarak kabul edilir. ncak bundan çok daha önemli olan ve bizim için sürekli kabul edilecek olan onun ö retmenli i, e iticili i ve sevgisidir. Heval Pale pratik olarak, fiilen bizim bir ö retmenimiz, komutan m z olmad ysa da ancak o her zaman yeri kolay doldurulamayacak manevi bir komutan m z, de erli bir hevalimiz olarak yüreklerimizde yaflayacak ve an lar m z n en güzel yerinde hep var Enver yaflam savafl n kaybetti! Böyle verdi bir TV kanal Enver in yaflamdan kopar lmas n! Bu ilk de il, biliyoruz son da olmayacak. Çocuklar ölmesin/fleker de yiyebilsinler zamanlar ndan halen çok uzaktay z. Elli y l öncesinden günümüze yaflanan ac lar n dolay s yla da dileklerin rengi ayn. stenen zor bir fley de il; çocuklar ölmeyecek bir de fleker yiyebilecekler... Yoksa co rafyam zda veya dünyada gerçekleflmesi en zor dileklerden biri mi? Bu sistemde de il ama s n fs z-sömürüsüz bir dünyada, bütün uluslar n bütün çocuklar n kardeflleflti i bir dünyada bu dile i tutmaya bile gerek kalmayacak. Bugünse ne s n fs z ne sömürüsüz ne de herkesin kardeflleflti i bir dünyada yafl yoruz. Her yetiflkin gibi her çocuk da kendi s n - f n n, ulusunun rengini tafl yor. fieker gibi pasta, çikolata yiyen çocuklar var Naz m n diledi i gibi! ma mermi ve dipçik yiyen, ulusu gibi yok say lan çocuklar da var. Yani çocuk dünyas na da s n fla, ulusla birlikte inmek gerek. Yoksa asla bir Kürt çocu unun Biz de eylemsizlik karar ald k. Tafl atm yoruz deyifli anlafl lamaz. sla bir çocu un ilk talebinin bar fl olmas anlafl lamaz. Ve egemenlerin yönlendirmeye çal flt gibi aileler çocuklar na sahip ç ks n! Küçücük çocuk ne anlar siyasetten, tafl atmadan? Kullan l - yorlar! fleklindeki manipülasyonun izleri kal r kafalar n bir taraf nda. Enver, yaflam savafl n kaybetmedi! Enver yaflamdan kopar ld 13 yafl nda! Bir mermiyle. 12 yafl ndaki U ur 13 mermiyle, Ceylan bombayla, Yahya panzerle yaflamdan KOPRILDI. Barut ve olacakt r. Ve öyle de kalacakt r. En çok üzüldü ümüz onun tecrübe ve deneyimden yeterince faydalanamamak. Onu yeterince dinleyememek. Yaflad klar n yeterince paylaflamamakt r. Hevallerden baz lar kendi geçmifllerini kolay kolay anlatmaz. Hatta kendilerine b rak rsan geçmiflleriyle ilgili hiçbir fley anlatmaz. Baz lar na ö renmek istedi in bir fley varsa sorarsan anlat r, yoksa suskun kalmay tercih eder. Savafl an lar n anlatmak istemeyen, onlar baflkalar yla paylaflmayan, onlara sormay nca geçmiflinden bahsetmeyi sevmeyen yeterince arkadaflla karfl laflt k. Gerillada olmas gereken en önemli özelliklerin bafl nda alçakgönüllük gelir. Savafl alan nda var olamayan savafl alan nda baflar ve geliflmeyi yakalamayan tasfiyeci döneklerin hemen hepsi geçmifl baz pratiklerini balland ra balland ra bitiremeden anlatmay bir marifet sayar. Bu ben merkezci, kariyerist savafl a alar sadece lafta savaflm fl ya da savafl r gözükmüfltür. Bu iflah olmaz kariyerist kiflilikler asla savaflç kiflili e sahip olamaz. Savafl n yo unlu u, ac mas zl insanlar muazzam düzeyde olgunlaflt r yor, a rbafll ciddi ve düzeyli yap yor. Savafl kiflili inin oluflmas ve flekillenmesi tam da böylesi a r zorlu ve ciddi dönemlerde olufluyor. Heval Pale gerilla grubunun pusulas, manevi ö retmeni, de erli komutan yd. Fiili olarak komutanl k yapmad ancak hemen her pratikte her zorlu anda o her zaman komutand. Gerilla yaflam n n nerdeyse çeyrek as rl k yaflam nda say s z zorluk, say s z tehlike yaflam fl, tan kl bir kitap dolduracak kadar zengin ve ö retici bir yaflam olmufltur. ncecik bedeniyle birçok genç gerillaya tafl ç kartacak kadar çevik, atak ve hareketliydi. Ne bir nefeslik duman ci erlerine çekmifl ne de koyu demli bir damla çay içmifltir. Çok zaman gerilla yaflam nda söz konusu bireyler olunca dikkat ve duyarl l k zay flar. Gerillalar çok zaman kendi yaflamlar na fazla dikkat etmez. Yeme ve içmelerine olanaklar ölçüsünde olsa bile özen göstermez. ncak baz lar kendisine dikkat eder. Söz konusu Hevale Pale olunca yirmi y ll k gerilla gibi tecrübeyle bilinçle yaflam na yön verirdi. Ve öyle hareket ederdi. Ona bak p da yirmi y l n gerillada geçirdi ini kimse söyleyemezdi. Kendi yaflam na dikkat etmesi onun gerilla savafl na verdi i önemi ciddiyeti göstermek aç s ndan önemlidir. Gerillan n yaflam na önem vermesi dikkat göstermesi bilinci ve yaklafl m baz bencil ve bireyci tipler taraf ndan kendi bencilli ini, bireycili ini gizlemenin kamufle etmenin nedeni olarak da kullan l r. Çocuklar yaflamdan kopar l yor kan kokusu olmayan, ç l ks z sabahlarda uyanamadan, ana dillerini özgürce konuflamadan, flekere, çikolataya, oyuna doyamadan kopar ld lar yaflamdan. Geçen y l; Mardin de, Hakkâri de cellâtlar nca yerlerde sürüklenen, dipçikle kafas k r lan çocuklar gördük. Yaflamdan kopar lmaya çal fl l yordu yine çocuklar ve halen yaflad klar n n travmas n atlatabilmifl de iller, kâbuslar görüyorlar, yataklar ndan f rl yorlar, d flar ç kmak istemiyorlar... Öldürülen çocuklar, zindanlara at lan çocuklar, öldüresiye dövülen çocuklar... Bu ülkede bunlar yaflan rken Milli E itim Bakan kalk p okul boykotu için; Çocuk üzerinden politika yap lmas n. Onlar çocuk, hepimizin çocu u diyor kara gözlükleriyle kapkara bakarken dünyaya, her zamanki yapmac k flaflk nl k ve sahte üzüntü ifadesiyle. T. Kürdistan ndaki gerçeklik karfl s nda hükmü olmayan sözcükler bunlar! Hükmü olmayan bir tehdit ailelere ceza veririz! Kürt çocuklar, aileleri bu efli i çoktan geçti. Kaybedecekleri hiçbir fley kalmad çünkü. Timsah gözyafllar dökmek modas, burjuva politikac lar aras nda ald bafl n gidiyor. Kitlelerin duygular na hitap etmeye çal fl yorlar, buz gibi bir yürekle. Zeynep bebek gündemlerinde flimdi. Hakkâri de patlat lan minibüsten yaral kurtulan Zeynep bebe imiz. Çocuklar siyasete alet etmeyin diyenler, kendi siyasetleri sonucu sakat kalan, annesini kaybeden küçük bir bebe i kullanarak demagoji yap yorlar yine. Zeynep bebe i gerçekten düflünseler; onun ve di er bebeklerin-çocuklar n mutlu bir çocukluk yaflayabilece i, okula Bahsedilen birincisidir, ikincisinden bahsetmiyoruz. Heval Pale T KKO gerillalar n n misafiri oldu unda t pk di er arkadafllar n misafirli- inde oldu u gibi paylafl m n, bölüflümün, dostluk ve dayan flman n en güzel örnekleri sergilenirdi. Hem HPG gerillalar hem de T KKO gerillalar bunlara fazlas yla önem verir. Her iki taraf n karfl l kl duyarl yaklafl mlar de erlidir. fiehit düflen her HPG gerillas T KKO gerillalar n n yüre inde bir ac, bilincinde bir s n f kini oldu. Munzur ve Kinem yoldafllar n flehit düflmelerinin ard ndan HPG na Karargah n n yapt aç klama anlaml ve derindir. Bizlerin flehitleri de hevallerin bilincinde iz b rak yor. Kurulan yarat - lan dostluk, gösterilen yaklafl mlar çok önemlidir. ki savaflan gücün ortak topraklarda yaratt, korudu u sahiplendi i dostluk her iki gerilla gücü aç s ndan vazgeçilmez de erdedir. Düflman n azg n sald r lar, k y - c l klar karfl s nda yanyana omuz omuza durmak savaflmak her fleyin üzerindedir. fiehit düflen arkadafllarla ortak paylafl mlar, an lar yaflanm flsa bu ac daha derin oluyor. Bu duygu bencillik olarak alg lanmas n, böyle de tan mlanmas n. Bu duygu gerillaya, devrimcilere ait, onlara özgü yaflanan do al bir duygudur ve bu do all içinde kabul edilsin. T pk Heval EYLEM, Heval SDIK, Heval K F lerin flehit düflme haberleri al - n nca yaflanan duygularda oldu u gibi. Heval Pale yle harita üzerinden Karadeniz bölgesine bak yoruz. Sonra parmak uçlar m zla haritan n kuzeyinden güneye biraz da do uya yani Kürdistan a iniyoruz. E ilerek kula ma Kürtçe nereli oldu umu söylüyor. Ona medli oldu umu söyleyince gözlerinde anlat lmaz bir p r lt beliriyor. Ya sen nerelisin? diye soruyorum. Mardin Nusaybinli oldu unu söylüyor. Bafll yoruz gülümsemeye. Nisan ay misafirliklerin baflka oldu u ayd r. Nisan ay do adaki de iflimin, canl renklerin egemen olmaya çal flt ayd r. Bu ayda kar henüz kalkmam flt r. Günefl fl nlar kar eritmeye, say s z isimsiz çiçe in, kardelenlerin uç vermesine vesile oldu u ayd r Nisan. Misafir oluyorum Nisan da hevallere. Kendisinin de kald m z noktaya gelip misafir olaca n söylüyor. Bir türlü karfl laflam - yoruz. Göreve gidiyor. Görev al yor. Bir kez de kald m z noktaya geliyor, noktada olmad m için görüflemiyoruz. Noktam za geldi- ini ancak görüflemeden geri döndü ünü duyunca bir üzüntü bir m go bafll kl tatl sohbetin bafllang ç kelimesi kal yor bilincimde. Heval Pale nin selamlar n sürekli al yorduk. Her karfl laflmam zda ya da her ayr ld - gittiklerinde zorla anadilleri d fl nda konuflturulmayacaklar, bilinmeyen bir dil ; konufltuklar için küçümsenmeyecekleri bir ortam yaratmak için u rafl rlard. ma hay r! Her fleyleri sahte onlar n, her fleyleri yalan! 1980 dönemi iflkencelerine a lar, gözyafl dökerler. Dersim katliam na da tafl bombaland derler, hesap sorar gibi görünürler ama flimdi Dersim i cay r cay r yakarlar, yine da n -tafl n bombalarlar. Geçmifl için a la, günümüzde ise geçmiflin politikalar n eksiksiz uygula! Sonra da demokrat görün... Zeynep bebek için a lar gibi görün, Enver i kafas ndan vur! Zeynep bebek için a lar gibi görün, fliddeti besleyen tek dil, tek vatan, tek milletten vazgeçme! Zeynep bebek için a lar gibi görün, ama o alt yafl na geldi inde anadilini konuflmas na izin verme... Tekrar ediyoruz; Enver yaflam savafl n kaybetmedi. Enver yaflamdan bir mermiyle kopar ld. Ve çocuklar yaflamdan kopar lmaya devam ediyor... (Gebze Hapishanesi nden bir K okuru) m zda en çok birbirini soran arayan özleyenler olmufltuk. O art k bizim sevgili hevalimiz, de erli manevi bir de erimizdi. Mutluluk nedir Heval Pale? Mutluluk nedir? Mutluluk sonu gözükmeyen özgürlük yolunda b kmadan usanmadan arkana bile dönmeden yürümek de il midir? Nas l tan mlars n mutlulu u? Mutluluk özgürlüktür. Özgürlük için savaflmakt r. Varmak ulaflmak istediklerine varma ve ulaflma düflüncesidir. Yirmi y ll k bitmeyen savafl prati i ve gerilla yaflam d r. Sahip olmak istediklerine sahip olmak kavgas ve direncidir. Mutluluk özlemektir. Hem de delicesine özlemektir. Heval Pale yle sohbetimiz devam ediyor. Bar fl olunca sen ne yapacaks n heval Pale? diye soruyorum. Caddenin ortas nda asfalt n üzerinde gerilla atefli yakamayaca ma göre, da dan inmem. Bunca y ll k gerilla yaflam ndan sonra afla da ben ne yapar m? Gerilla yaflam olmadan, da yaflam olmadan ben yapamam diyor. Karfl l kl gülüflüyoruz. Bunlar büyük bir içtenlik ve dürüstlükle söyledi. nand gibi yaflad ve inanc u runa flehit düfltü. T pk bir gerilla gibi, t pk bir sessiz ö retmen gibi... Heval Pale da da yaflamaktan mutluydu. Huzurluydu. Gerilla olmaktan mutluydu. Gerilla yaflam onun mutluluk düflüncesiydi. Mutluluk iddias yd. nançlar için yaflayanlar her zaman di er insanlardan daha mutludur. O bunun bilinciyle sar ld silah na ve gerilla atefline. tefl ve silah onun vazgeçilemez tutkusu oldu. O tutkular u runa yaflad ve yaflam bir tutkuya dönüfltü ve bu u urda flehit düfltü. Ülkenin bat s nda zmir de sessiz ve sakin süren emekçi bir göçmenin yaflam, ans z n bir yolculuk sonucu son bulur. Misafir olarak dönülür Kürdistan a. Tesadüfen bulundu u yerde zorla bafllayan zorlu yolculu u, sonras nda vazgeçilmez bir özgürlük tutkusuna dönüflür. Yirmi y l n genç ve delikanl yaflam olur. Yirmi y l n bükülmeyen gerilla bile i olur Hevale Pale. tefl ve silah n silinmez ad olur. Bir roman n olur olmaz yerinde yaz l bir yaflam n s radan ad de il. Ya da tesadüflerin yan yana getirdi i, amaçs zl n kulvar nda kendini kapt rd mutsuz ve umutsuz bir yaflam n ad hiç de il. Heval Pale gerilla ateflinin alevlerinde, donmufl kayalar n üzerinde bendini y kan nehrin asi dalgalar nda yaz lan onurlu bir yaflam n ad yd. O flimdi gökyüzünün mavili ine uzanan bitmeyen gülüflün say - s z renkte çizdi i yaflam n özgürlük ad oldu. O unutulmaz bir heval, sa lam bir dost, manevi bir komutan n silinmez ad oldu. Em b d n navu dengete welat r gazk r n. Em te j b r nak n flehide du çar du vextan. (Dersim den bir Partizan) BfiS LI I * Gebze Tuncelililer Kültür ve Dayan flma Derne i Baflkan Hasan Gündo du yakaland kanser hastal sonucu 24 Eylül 2010 tarihinde yaflama veda etmifltir. Onu sayg yla an yor ve bizi bu süreçte yaln z b rakmayan tüm dostlar m za teflekkür ediyoruz. (Gündo du ilesi) * Gebze Tuncelililer Kültür ve Dayan flma Derne i Baflkan Hasan Gündo du yakaland hastal k sonucu 24 Eylül 2010 tarihinde aram zdan ayr lm flt r. ilesine ve sevenlerine baflsa l - diliyoruz. (Gebze K okurlar ) * Derne imizin kurucu ve eski baflkanlar ndan ayn zamanda Munzur Çevre Derne i kurucu üyesi Hasan Gündo du arkadafl m z yakaland kanser hastal nedeniyle yaflam n yitirmifltir. ilesi ve yoldafllar n n bafl sa olsun. (Gebze Tunceliler Kültür ve Dayan flma Derne i ad na brahim tefl) fiç KÖYLÜ DEN REFERNDUM SONUÇLRI VE OLSI BZI GEL fimeler Kamuoyuna yans yan resmi verilere göre 13.6 milyon kifli oy kullanmam flt r. Yani seçime kat l m oran %73.7 seviyesinde olmufltur. Bu her dört seçmenden birinin oy kullanmad n gösteriyor. Geçersiz oylar da hesaba katt m zda ortaya hiç de küçümsenmeyecek bir rakam ç kmaktad r. Hiç flüphesiz egemen s n flar ve sözcüleri bu gerçekleri hesaba katmadan sadece evet ve hay r sonuçlar na dair tart flmalar yürütüyor. Oysa bunlar n hesaba kat lmas durumunda, bugün kabul edilen anayasal de iflikliklerin % 50 lerin alt nda bir rakamla gerçekleflmifl oldu unu göreceklerdir. Böylesi bir tart flman n yürütülmesi boykot tavr n n yaratm fl oldu u etkili sonucun da genifl kesimler taraf ndan görülmesine neden olacakt r. Dolay s yla KP ve CHP kurmaylar ve kirli kalemflörleri bu konuda kör ve sa r oynamaktad rlar. Egemen s n flar n militarist güçlerinin, tetikçi medyas n n tüm bask lara ve yalanlar na ra men boykot takti i özellikle baz Kürt illerinde oldukça etkili oldu. Kimi çevreler her seçim döneminde de sand a gitmeyen bir potansiyelin oldu unu ileri sürerek boykotun pek de etkili olmad saptamas nda bulunmaktad rlar. De ifliklik arz etse de her seçim döneminde böylesi belli bir potansiyelin oldu u do rudur. Kald ki BDP nin oy oran % 6 7 civar ndad r. Bu dahi sand a gitmeyen böylesi bir potansiyelin var oldu unu do rulamaktad r. Bunun böyle olmas boykotun baflar s z oldu u anlam na gelmez. Çünkü boykot tavr ortaya konulan ba ms z bir siyasal durufltur. Burada yanl fl olan, de erlendirmelerin esas olarak say sal sonuca kilitlenmesidir. Tabii ki bu da önemlidir. ma ortaya konulan siyasal duruflun do rulu u ve hakl l, salt bu duruma endekslenemez. Boykot tavr n n baflar s n istatistiki verilerde de il, sürece denk düflen onurlu duruflta ve tutumda aramak gerekir. Çünkü boykot tavr, egemen s n f klikleri aras nda evet - hay r ekseninde süren iç iktidar mücadelesine alternatif bir tutumdu. Bugün yaflananlar önümüzdeki süreçte egemen s n flar n Kürt ulusal mücadelesine dönük yürüttükleri sald r larda ne tür araçlar devreye sokacaklar konusunda da ipuçlar vermektedir. Dolay s yla ezilenler ve ezenler savafl m nda karfl lafl lmas muhtemel olan sorunlar n çözümüne bugünden kafa yormak, buna uygun olarak taktikler gelifltirmek ertelenemez bir görevdir. med li baz ifl adamlar n n bafl n çekti i evet cephesini salt referandum sürecine denk düflen özgün bir tutum olarak alg lamamak gerekir. Burjuva politikac lar n n, burjuva-feodal medyan n bu kesimlere sundu un destek, yurtsever legal Kürt siyasetine alternatif bir cephe yaratman n somut bir çabas d r. Ve egemen s n flar önümüzdeki süreçte söz konusu kesimler vas - tas yla bu politikay daha da derinlefltirmeye çal flacaklard r. Bu kesimlerin yurtsever güçlerin belli taleplerini bugün paylaflmas, yer yer ortak tutumlar belirlemesi bunlar n Kürt iflçisiyle, emekçisiyle s n fsal anlamda var olan çeliflkilerini ortadan kald rmaz. Dolay s yla bu kesimlerin duruflunu s n fsal bir tutumdan ba ms z olarak ele alamay z. Çat flmalar ve çeliflkiler derinlefltikçe saflaflmalar de daha net olarak ortaya ç kacakt r. Durumun böyle olmas her süreçte ittifaklar cephesini mümkün oldu u kadar geniflletmek, farkl kesimlerle ortak paydalar öne ç kararak yürünebildi i yere kadar yürüme siyasetinin gereklili ini ortadan kald rmaz. Kürt bölgesindeki geliflmeler yaln z boykotun etkisiyle s - n rl de ildir. Yürütülen anadilde e itim kampanyas ve bu kampanya çerçevesinde uygulanan bir haftal k okul boykotu ve Hakkâri de dokuz kiflinin ölümüne yol açan bombal sald - r yine militarist güçler taraf ndan katledilen 9 gerillan n cenaze törenlerine kat lan on binlerce kifli tüm bunlar ateflkes sürecinin uzat l p uzat lmamas tart flmalar aras nda sürmüfltür. Di er gündemlerden biri ise; önümüzdeki genel seçimlere endeksli politikalard r. Bugün bir yandan referandum sonuçlar üzerinde de erlendirmeler sürerken di er yandan yeni bir anayasa tart flmas deyim yerindeyse kap da. Görünen o ki; önümüzdeki seçimlerde burjuva partilerinin aldat c propagandalar ndan biri Yeni Demokratik nayasa tart flmas olacakt r. KP kurmaylar bu ifle hemen soyunmufl durumdad r. CHP cephesinde haz rlanmaya çal fl lan Kürt Raporu yeni anayasa haz rlama söylemleri Kemalistlerin de, TÜS - D n da bu tart flma süreci içinde yer alaca n gösteriyor. Hiç flüphesiz devrimcilerin, yurtseverlerin ve komünistlerin de bu konuda söyleyecek sözleri olmal d r. Ezilen Kürt ulusunun di er az nl k milliyetlerin, iflçilerin, köylülerin, demokratik, ekonomik taleplerine dair egemen s n f sözcülerinin aldat c politikalar na karfl aktif bir tutumun gelifltirilmemesi, bu aldat c propagandalar n genifl emekçi y nlar etkilemeye devam etmesi anlam na gelir. Hiç flüphesiz pratik etkinlik bir güç sorunudur. Bunun için ortak tutum-ortak davran fl önemli bir yer teflkil etmektedir. Bu anlam yla referandum sürecinde oluflan platformun çal flmalar n do ru bir tarzda de erlendirmek, ortaya yeni çal flmalara fl k tutacak devrimci sonuçlar ç karmak oldukça önemli bir yer teflkil etmektedir. Neleri hangi anlay flla, örgütsel mekanizmayla yapt k veya yapamad klar m z n alt nda hangi ideolojik, siyasal, örgütsel nedenlerin yatt n sorgulayacak bir pratik tutum içine girmeliyiz. Di er bir görev ise referandum kampanyas döneminde ulafl lan yeni güçlerle düzenli ve sistemli bir iliflki a yaratmakt r. Bu yeni güçleri çal flmalar m za, etkinliklerimize katmak, yay nlar m z izlemelerini sa lamak için çaba sarf etmektir. Kitle çal flmas perspektifi böylesi bir prati i zorunlu k l - yor. Bu konuda söylemden çok icraata ihtiyaç oldu unu hepimizin görmesi gerekir.

16 Umut Demokratik Halk İktidarı İçin İşçi-köylü BİZ HLKIZ, GELECEK ELLERİMİZDEDİR! Yayımcılık ve Basım Sn. Ltd. Şti. Yönetim yeri: Gureba Hüseyin ğa Mh. İmam Murat Sk. No: 8/1 ksaray-fatih/istanbul Tel: (0212) Faks: (0212) Sahibi ve Yazıişleri Müdürü: Çilem İLSLN Baskı: SM Matbaacılık dres: Çobançeşme Mh. Sanayi Cad. ltay Sk. No: 10 Blok Yenibosna Bahçelievler İstanbul Tel: BÜROLR Kartal: İstasyon Cd. Dörtler p. No: 4/2 Tel: (0216) nkara: Sağlık 1 Sk. No: 17/19 Çankaya Tel: (0312) İzmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeraltı Konak, Tel: (0232) Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Barış İşhanı Kat: 3 No: 95 Erzincan: Ordu Cd. Ordu İşhanı Kat: 3 Tel: (0446) Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez İşsarayı Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) Mersin: Silifke Cd. Çavdaroğlu İşhanı Kat: 3 No: 1/8 vrupa Büro: Weseler Str Duisburg-lmanya Tel: Faks: (Elimize e-posta yoluyla ulaşan yazıyı güncelliğinden dolayı olduğu gibi yayımlıyoruz.) HPG Dersim bölge komutanlarından Hevale li Haydar mini bir karşılama töreni hazırlamak için saf tutulmasını istedi. Birkaç gündür sabırsızlıkla beklediği Munzur grubu nihayet alana varmış, uzaktan onların belli belirsiz görüntülerini almış ve nihayetinde derin bir soluk alabilmişti. O güne kadar sabırsızlık içinde adlandıramadığı bir endişeyle beklemişti yoldaşlarını. Nasıl endişelenmesin ki! Mart ve Nisan ayları gerillanın en çok kayıp verdiği aylardır. Munzur grubunun noktaya varması artık an meseleydi. Hevallerin yanına bir TİKKO gerillası olarak misafirliğe gitmiştim. Heval li Haydar, istersem benim de mini törene dahil olabileceğimi söyledi. Gerek HPG gerillaları gerekse TİKKO gerillaları birbirlerini karşılıklı olarak ziyaret ederler ve bu ziyaret esnasında gerillaya ve düşmana ait ne tür gelişme ve olasılıklar varsa oturulup karşılıklı dostça konuşulur. lana varan gerillaları karşılamak için benim de gerilla tarzı mini karşılama törenine dahil olabileceğimi belirten gerilla komutanının istemine uyarak grubu karşılamak için safa girdim. Heval li Haydar ın kaç gündür nasıl bir merak içinde sabırsızlıkla arkadaşlarını beklediğine tanık olduğum için yoldaşlarının gelmesiyle yüzünde bir gülümseme, davranışlarında bir rahatlama olduğunu hemen fark ettim. Bu ve buna benzer durum ve anlara gerillada sık rastlanır. Beklenilen ve zamanında gelemeyen her yoldaş, anlatılmaz bir sabırsızlığa; derin bir endişeye ve tarifi zor olan kaygıya yol açar. Heval li Haydar bir kartal gibi kayaların zirvesinde elinde dürbün sürekli gökyüzüyle toprağın bitiştiği noktadan başlayarak zirveleri ve bütün araziyi tarıyordu. Duruşu ve görüntüsüyle adeta bir kartalı andırıyordu. Sayısız çatışmaların sahibi olan komutan arkadaş bir o kadar alçakgönüllülüğüyle tanınırdı. Yılların gerilla savaş tecrübesi onu yıpratmamıştı. liboğazı nın her karış toprağında ve kayaların üzerinde sayısız gerillanın kanı vardı. Ve dökülen bu kanın birçoğuna tanıklık etmiş, yanıbaşında sayısız yoldaşı şehit düşmüştür. En güzel özelliklerinin başında düşünce ve duygularını temiz ve safça anlatması gelirdi. Hevallerden gerillaya ilk katılışlarını dinlemek ayrı bir ilgi konusudur. Çünkü her birinin ilk gerillaya katılış konusu ayrı bir öykü konusu olacak özellikte ilginç yanlar taşımaktadır. Gerilla komutanı, içtenlikle ve dürüstlükle ilk gerillaya katılışını anlatıyordu. nlatımında ne bir abartı ne de bir böbürlenme vardı. Bölgede çobanlık yapıyor. Ve karşılaşacağı ilk gerilla grubuna hemen katılacağını dile getiriyor. Karşılaştığı ilk gerilla grubu Hevallerin grubu olduğu için onlara katılmaya karar veriyor. Onlara nasıl katılması gerektiğini, bu düşüncesini nasıl dile getireceğini bilemeden safça bekleyişini, sonra sıkılarak utanarak gerillaya katılmak istediğini gerillalara ifade ediyor. Korku ve endişelerini bu kadar yalın ve açık ifade etmesi insana güven duygusu veriyor. Demek ki gerillaların HEVLE PLE 20 yıllık sönmeyen ateşin, yıkılmayan bir gerilla çınarının silinmez adı. 20 yıllık gerilla yaşamına kodlanmış tecrübe ve deneyimin sayısız şifresi. 20 yıllık gerilla yürüyüşünün, yorulmayan, usanmayan, uslanmayan adı. Saygı ve sevginin, yoldaşlık ve dostluğun tertemiz ismi Hevale PLE. Ey insanlık, sende bir dirhem vicdan, bir damla merhamet var mıdır? Bir insan yüreği kadar küçük insanlık var mıdır? Nasıl kıyılır yirmi yıllık çınara? Bunların hiçbirinin olmadığını bilerek yazıyor ve haykırıyorum! Paranın tanrılarının gökyüzünden aşağıya indirileceği, zalimlerin vicdanının yok edileceği gün mutlaka gelecektir. da korkuları var dedirtecek insani düşünceleri onun şahsında yaşıyorum. Yılandan nasıl korktuğunu anlatıyor. Karşılaştığı bir yılandan arkasına bile bakmadan nasıl korkuyla kaçtığını da ekliyor. Bütün bunları o kadar içtenlikle ve temiz duygularla anlatıyor ki duygulanmamak elde değil. Yiğit bir Dersimli, yüreği korkusuz bir gerilla komutanı, insan güzeli Hevale Lİ HYDR. En başta Heval li Haydar safta duruyor. Yanıbaşında ise noktada kalan Hevaller sıraya diziliyor. Ve ben de Hevallerle birlikte saf düzeni alıyorum. Gelen arkadaşları karşılamak için birlikte beklemeye koyuluyoruz. rkadaşların sırtlarında çantaları, uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından noktaya varmanın rahatlığı içinde ağır ağır son adımlarını atıyorlardı. Noktaya varan her bir arkadaşla tokalaşıp sarılıp öpüştük. İçlerinde saçları beyazlamış üç Heval hemen fark ediliyordu. Belli ki yaşları otuzu geçkindi. Çünkü hevaller kırk yaşın üstünde gerillaları bazı istisnai görevler dışında zorunlu kalmadıkça Kuzey de (Türkiye Kürdistanı nda) bırakmıyorlardı. Hemen Güney e (Irak Kürdistanı) başka bir göreve gönderiyorlardı. Bunu bildiğimden saçları beyazlamış arkadaşların kırk yaşın altında olduklarını tahmin ettim. Gelen Hevallerin içlerinden birinin gömleğinin yakasında Che nin minicik rozeti vardı. Bu durum beni duygulandırıyor. HPG nin mini rozetini taşıyanlar olduğu gibi Che nin de rozetini taşıyan arkadaş görmek insana güzel devrimci duygular yaşatıyor. Hevallerde özgünlükleri fazla olan o kadar çok sayıda arkadaş vardır ki, onlarla karşılaşmak önceleri beni belli ölçüde şaşırtmıştı. Kurumsallaşmış, halklaşmış, gelişkin bir gerilla ordusuna ait bütün niteliklere, özelliklere ve farklılıklara sahipler. Kafalarda oluşmuş belli ölçüleri ve çizgileri olan gerillanın bilinen kriterleriyle uyuşmayan özelliklere sahip farklı ve değişken renkte arkadaşlarla karşılaşınca önce algılamada zorlanma yaşanıyor. ncak süreç içinde bu algılamada değişkenlik oluyor. Halklaşan bir gerilla ordusunda çok sayıda farklı arkadaşlarla karşılaşmak doğal ve anlaşılır hale gelmeye başlıyor. Bu farklılıklar varlıkları gerilla ordusunun disiplinini bozmadığı sürece kabul ediliyor ve benimseniyor. Heval Pale, Heval li Haydar renkleri fazla olan arkadaşlardan sadece bir kaçıdır. Noktaya varan arkadaşlara sıcak çay içmeleri için hemen ateş yakıldı. Çok geçmeden sıcak demli çaylar başta yeni gelen arkadaşlara olmak üzere herkese ikram edildi. Saçları beyazlamış arkadaşlar hemen gözüme çarptı. İçlerinde birinin saçları fazla beyazlamamasına rağmen yüz ve alnındaki kırışıklık yaşının ileri olduğunu hemen gösteriyordu. Gözlerindeki içtenlik ve parlaklık o kadar belirgin ki, yüzündeki gülümseme hemen ilk bakışta fark ediliyordu. Herkes gülümser ancak bazıları vardır ki başka gülümser. Örneğin Yılmaz Güney bir başka gülümserdi insanlara. Başkalık tam da insana ait olan nitelik ve duyguların farklılığı olarak algılanmalıdır. İnsan insanı çeker ya da kan kanı çeker derler tam da öyle bir duygu yaşadım. Bu duyguyu yalnız benim yaşamadığıma eminim. Çünkü birçok yoldaş benim yaşadığım benzer duyguları Heval Pale yle karşılaşınca yaşamıştır. Heval Pale insanı kendine çeken gizli bir güç ve hemen karşısındakiyle empati kuracak, güzel bir dostluk köprüsü uzatacak kadar bir yakınlığa sahipti. dının Pale olduğunu sonradan öğrendiğim bu sempatik ve güzel insanı ilk kez o gün gördüm. rkadaşların ona özenle ve saygıyla davrandıklarını fark ettim. Davranışlarında belli bir ağırlık, oturmuşluk ve kendine güven vardı. Hevallerin önemli bir özelliğidir, yıllarca emek veren eski gerillalara saygı göstermek, onları korumak ve sahiplenmek. Bu yaklaşımı bireysel olarak algılamamak gerekir. Bu yaklaşım emeğe, insana karşı gösterilen saygının açık ve yalın bir ifadesidir. Eski gerillalara gösterilen yaklaşım aynı zamanda gerilla savaşına verilen önem ve ciddiyetin ifadesi olarak anlaşılmalıdır. Bazıları bu yaklaşımın içeriğinde feodal bir değer olduğunu düşünebilir ancak bu bakış açısının ciddi bir yanılgı taşıdığını hemen belirteyim. Bu değerde feodal bir yan yoktur. Bu yaklaşımda korunan, sahiplenilen ve savunulan tecrübe ve deneyim vardır. Bu yaklaşımda örgütsel bir ciddiyet ve duruş vardır. Bu yaklaşım ne sadece belli gerillalar arasında ortaya konan ne de geçici bir yaklaşımdır. Hevallerin kendi aralarındaki ilişkide belli ölçü ve saygı var, ancak bu ilişkide yaşı ve emeği fazla olan bir arkadaş ise saygının ölçü çizgileri daha yüksek oluyor. Öncelikle eski ve yaşı ileri olan gerillaları dinlemeye anlamaya kavramaya çalışıyorum. Onların her bir sohbeti her bir sözü her bir davranışı acı ve tecrübe doludur. Oturup kalkışlarında hareketlerinde belli bir ağırlık, ciddiyet ve saygı vardır. Onların her bir sohbetini her bir konuşmasını dinlemek insana büyük bir zevk ve heyecan vermektedir. Özellikle Heval Pale nin konuşmasındaki sıcaklık hemen fark ediliyordu. Kürtçe yi kullanmadaki özgünlük hemen göze çarpıyordu. Kürt kanı-halk ve gerilla sevgisi olsa gerek hemen kaynaşıyoruz Heval Pale yle, kaynaşmamak mümkün mü? Onu görüp onunla sohbet ettikten sonra onunla sıcak bir duygu yakalamamak mümkün mü? Tıpkı Heval Piro gibi. Tıpkı Heval Sebri Varto, Sebri Maraş, gibi. Heval Rojhat, Heval Baver, Heval takan, Heval Salih, Heval (mamoste) Serxebun, Heval Delil, Sefkan, Savaş, Heval zat, Heval Devrim ve burada adını sayamayacağım sayısız birçok arkadaşta olduğu gibi. rkadaşlarda insan güzelliğinde ve gerilla tadında özellikler ve nitelikler vardır. Bu saydığım özelliklerin hatta belki daha fazlasının kadın gerilla arkadaşlarda olduğunu da belirteyim. Karşılaştığım bazı kadın gerillaların yiğit ve onurlu duruşu, o bilgeliği insanı muazzam etkiliyor. Herhangi bir üniversitenin herhangi bir sosyoloji, tarih, kültür bölümünde ya da herhangi bir kürsüsündeki herhangi bir hocasından, öğretim görevlisinden daha bilgili ve daha bir derinliğe sahip olduklarını belirteyim. Heval Hemrin, Heval Peyman, Heval Sozdar Militan, Eylem ve diğerleri onlardan bin kat daha fazla bilgi derinliğine sahiptirler. Bir o kadar alçakgönüllüler. Her gerilla birliğinde eleştirilecek özellikler ya da bazı aykırı duruşlara rastlamak mümkündür ancak azınlıktadır. Kadın gerillaların savaş ve savaş yaşamıyla ilgili, kadınların özgürleşmesi konusuyla ilgili herhangi bir konuşmasını dinlemek insana derinden bir onurlanma duygusu yaşatıyor. Kürt kadının geldiği noktayı, vardığı düzeyi, yaşamdaki duruşunu gördükçe insana kültür-sanat ve insanlık dağdan-yükseklerden gelecektir, gerilla savaşından gelecektir dedirtecek düşünceleri yeniden anımsatıyor. Bu bilinci birçok kez yaşıyor ve duyumsuyor insan. Kürt kadını aydınlandı ancak gerilladaki kadınlar daha da aydınlandı. Gerilla alanındaki kadın arkadaşların politik-askeri-kültürel düzeylerini gördükçe gerilla kadınların toplumun diğer kadınlarından daha ileride olduklarını ve onlarla aralarında nasıl ciddi farkların olduğunu hemen görmek mümkündür. Kadın gerillaların gelişiminde gerilla savaşının yaratıcılığının, eğiticiliğinin o muazzam kudretini görüyor insan. Güncel, dönemsel gelişmeler de dahil olmak üzere hemen her konuda kendi ideolojileri doğrultusunda tarih-sanat-savaş-politik bilgilerinin gelişkinlik düzeyi umut verici. Kadın gerilla komutanlarının yaşamdaki cesur duruşu, savaş anındaki kahramanlıkları, olgunluğu insanı etkiliyor. Hevallerde önderliklerine bağlılığın ne kadar derin ve yüksek olduğunu ne kadar anlatırsak anlatalım mutlaka eksik kalacaktır. Özellikle kadın gerillaların önderliklerine bu kadar yürekten ve içten bağlılığını görünce önderliklerinin onlara kazandırdığı bilinç ve özgürlüğün ne kadar büyük olduğunu da anlıyor insan. Hevallerde önderlik, şehitler ve görevler kutsaldır. Bu üçüne kutsallık düzeyinde bir bağlılık, saygı ve sevgi vardır. Kürdistan ın tarihi ve kültürel zenginliğinin halka gerillaya yansımasının sayısız renklerini ve dokusunu görmek mümkündür. Heval Pale Mardin in Nusaybin in bütün güzelliklerini, mertliğini, yurtseverliğini üzerinde toplamıştı. Her konuşmasının başında mıgo kelimesini kullanması ona ayrı bir şirinlik katıyordu. Saatlerce Kürtçe konuşsa onu severek dinlerdim. Saatlerce anılarını anlatsa sabırla özenle dinlemek isterdim. Kaldı ki birçok arkadaş büyük acılarla dolu, zorlu yaşanmışlıklara sahip olmalarına rağmen geçmişleriyle ilgili tek bir söz söylemez, tek bir laf etmezlerdi. Bu onların en saygın özellikleriydi. Geçmişiyle fazla övünen geçmişini fazlasıyla dilendirenler genellikle emeklilik hakkını kullanmak isteyen yorgunlar oluyor. Tıpkı zindan anılarını fazlaca dinlendirenler gibi. Heval Pale yi anlamak Mardin in, Nusaybin in, Kızıltepe nin, Derik in, yoksul mert ve yiğit Kürt halkını anlamaktır. Yirmi yılın sayısız acı dolu anılarını anlamaktır. lnındaki ve yüzündeki her bir derin çizgi sanki ona sayısız çatışma, düşman pususuna karşı direniş, sayısız saldırının adını işlemiş gibiydi. Bölge halkı tanınmadan, yaşam ve kültürleri anlaşılmadan, gerillanın zorlu ve onurlu yaşamı bilinmeden Heval Pale anlaşılamaz. Bir ömür süren gerilla yaşamında, o sönmeyen gülüşünde, tükenmeyen enerjisinde ve bitmek bitmeyen direngenliğinde ideallerine, yoldaşlarına, önderliğine, partisine olan bağlılığın en güçlü çizgilerini görmek mümkündür. Hevallerde görev kutsaldır, itiraz edilemeyecek, tartışılmayacak kadar gerçek ve yapılacak kadar anlaşılırdır. Onları savaş alanında istikrar ve sürekliliğe götüren önemli etmenlerin başında eleştiri-özeleştiri kültürünü üstten alta doğru uygulamaları ve bunu bir yaşam, bir bilinç haline getirmeleridir. Başarılarının önemli bir etmeni de savaşçı bir kişilik yaratmalarıdır. Savaş sadece ideoloji-politika ve hedeflerin belirlenmesi ve benimsenmesiyle başarılamaz. Bunlar çok önemlidir. ncak bunlar kadar önemli olan başka şey daha vardır. Eğer bunların cisimleştiği kişilikler yaratılamazsa tek başına ideolojinin, politikanın ve hedeflerin hiçbir önemi ve anlamı yoktur. Sözüyle özü bir olan Söylediklerini yapan, ideolojilerine, iddialarına ve savaş görevlerine göre yaşayan, yaşamlarını savaşa göre örgütleyen, düzenleyen ve yaşamlarını ideallerine adayan insanlar yaratmak. Hevaller bu saydıklarımı yaratmayı başarmıştır. Bunların yaratılması konusunda az bir mücadele vermemişler. z zorluklarla karşılaşmamışlar. Uzun yıllara varan sürekli ve sistemli bir ideolojik mücadele sonucu savaşçı kişilikler yaratmayı başarmışlardır. Onlarda da çok sayıda savaş ve gerilla dışı anlayış ve yaklaşımlar ve bunların cisimleştiği kişilikler ortaya çıkmıştır. Savaş ve örgüt ölçülerine gelmeyen, ayak direyen, süreci tıkayan çok sayıda engelle ve kişiliklerle karşılaşmışlar. Onların başarılarının altında yatan en önemli etmen savaşın kişiliklerini yaratabilmeleridir. Önderliklerine ve görevlerine bağlılık ve savaşa göre şekillenmek. Bütün bunlar tartışılmaz düzeyde açık, net ve anlaşılırdır. Gerilla savaşının ve yaşamının belli ölçüleri ve kuralları var. Bu ölçülerin dışına çıkan ne savaşabilir ne de yaşayabilir. Hiçbir şey muğlaklığa ve belirsizliğe yer bırakılmayacak kadar açık ve anlaşılırdır. Ölçüler ve kurallar savaşın ve yaşamın yasaları içinde damıtılmıştır. Kan ve emek, bilinç ve iddia her şeyin temel ölçüsü olmuştur. Ve Hevale Pale bu sürecin bu görevlerin adamıydı. İlk tanışmamızın ardından başlıyor gerillaya ilk katılışını anlatmaya. 15 yaşın ilk günlerinde ilk gençliğe ayak basmanın ilk yıllarında zorla gerillaya götürülüşünü anlatıp gülüyordu. O dönem dörtlü çete denilen parti çizgisinin dışına çıkmış unsurların yanlış politikası sonucu mağdur olanlardan biriydi. Her köyden çok genç olanları zorla, bazen daha çocukluktan yeni kurtulabilmiş gençlerin torbalara doldurulup gerillaya getirilişlerini anlatırdı. Heval Pale de zorla gerillaya alınan gençlerden biriydi. Heval Pale, ilk fırsatta Hevale Cuma nın (Cemil Bayık) yanına çıkıyor ve anlatıyor, nasıl gerillaya zorla getirildiğini. Hevale Cuma bu politikanın yanlışlığını ona anlatmış, ancak ona davalarının haklılığını, mücadelenin kutsallığını ve onları bekleyen zorlu görevleri anlatınca belli düzeyde ikna olmuş ve gerillada kalmayı kabullenmiş. Onurunun fazla incindiğini anlatıyordu. Önceleri bu durumu asla kabul etmemiş. İçine sindirememiş. Kendi gönlüyle gelmediği için her şey ona kabul edilmez olarak gelmiş. Kendi gönlümle gelseydim başka olurdu diyordu. ncak süreç çok farklı gelişmiş. Savaş gerçekliği ve gerilla ortamı, şehitlerin artan sayısı onun kırılan gururunun ilacı olmuş. Süreç içinde alışmış gerilla yaşamına ve gitmek isterse gidebileceği ona söylendiğinde bile o gitmeyi değil kalmayı tercih etmiş. Ve süreç o kadar hızlı ve çarpıcı olaylarla gelişmiş ki bir daha aklına bile getirmemiş gitme fikrini. Devamı Sayfa 15 te C M Y K

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş : 27 Ekim 1989 Adres : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü Dikimevi - Ankara Tel : 363 03 26-363 03 27 ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi Baflkent Üniversitesi T p Fakültesi Adana Eriflkin Kemik li i Nakil ve Hücresel Tedavi Merkezi, Türkiye

Detaylı

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi. 4 Ankara- Baflkent OSB, bir ilk i daha gerçeklefltirdi. Kooperatif olarak örgütlenip, daha sonra organize sanayi bölgesine dönüflen OSB ler aras nda genel kurulunu yapan ilk kurulufl oldu. Sanayi ve Ticaret

Detaylı

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 423 424 3. Salon Paralel Oturum XII - Sorular ve Cevaplar OTURUM BAfiKANI (Ali Metin POLAT) OTURUM BAfiKANI - Gördü ünüz gibi son derece demokratik bir yönetim

Detaylı

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM ÜN TE V SOSYAL TUR ZM Bu ünitede turizmin çeflitlerinden biri olan sosyal turizmi daha ayr nt l bir flekilde ö renip, ülkemizdeki sosyal turizmin geliflimi hakk nda bilgiler edinece iz. Ç NDEK LER A. S

Detaylı

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARISTO 88 ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE 1. KONU 213 say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 142, 143,

Detaylı

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari 4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari Mustafa CER T* I. G R fi Bu yaz da 1479 say l yasaya göre yafll l l k, malullük ve ölüm

Detaylı

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu mali ÇÖZÜM 177 GENEL SA LIK S GORTASI LE HAYATIMIZDA NELER DE fiecek? Ali TEZEL* 1-G R fi 1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu ad verilen 5510 say l Sosyal Sigortalar ve

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i 3. Ödemeler Dengesi 2003 y l nda 8.037 milyon dolar olan cari ifllemler aç, 2004 y l nda % 91,7 artarak 15.410 milyon dolara yükselmifltir. Cari ifllemler aç ndaki bu

Detaylı

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir 2002 May s ay nda yap lan Birleflmifl Milletler Çocuk Özel Oturumu öncesinde tüm dünyada gerçeklefltirilen Çocuklar çin Evet Deyin kampanyas na Türkiye

Detaylı

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl) I Dr. Leyla ÇAKICI GERÇEK Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Alapl MYO Ö retim Üyesi GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl) II Yay n No : 2323 Hukuk Dizisi : 1151 1. Bas - Eylül 2007 - STANBUL 2. Bas - Ekim

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES Ahmet AKIN / TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi 387 388 Genel Oturum III - Meslek Mensuplar Aç s ndan Türkiye Denetim Standartlar n

Detaylı

NTERNET ÇA I D NAM KLER

NTERNET ÇA I D NAM KLER Mustafa Emre C VELEK NTERNET ÇA I D NAM KLER www.internetdinamikleri.com STANBUL-2009 Yay n No : 2148 letiflim Dizisi : 55 1. Bas m - stanbul - Haziran 2009 ISBN 978-605 - 377-066 - 4 Copyright Bu kitab

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları I Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları II Yay n No : 2056 Hukuk Dizisi : 289 1. Bas Kas m 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-953 - 8

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN Yahya ARIKAN* Meslek yasam z n 20. y l n geride b rak rken,yeniliklerle dolu bir süreci yaflamaktay z. Toplumsal yaflamda ve meslek yaflam m zda sosyal

Detaylı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı Ocak 15, 2013-3:55:02 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın himayesinde kurulan ''İşte Eşitlik Platformu'' tanıtıldı. Toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikle mücadele

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i Parti içi disiplin mekanizması (cinsel taciz, aile içi şiddet vs. gibi durumlarda işletilen) AKP CHP MHP BBP HDP Parti içi disiplin

Detaylı

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Olas l k Hesaplar (I) Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Örne in tavla ya da kâ t oyunlar oynarken. ki kap ya üstüste birkaç kez gele atmayan tavlac görmedim hiç. fianss zl

Detaylı

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Hmfl. Sevgili GÜREL Emekli, Ac badem Sa l k Grubu Ac badem Hastanesi, Merkezi Sterilizasyon Ünitesi, STANBUL e-posta: sgurkan@asg.com.tr H

Detaylı

TOPLUMSAL ETK NL KLER

TOPLUMSAL ETK NL KLER 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETK NL 8 MART DÜNYA EMEKÇ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS SAVAfiA HAYIR M T NG 398 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETK NL 400 STANBUL SERBEST MUHASEBEC MAL MÜfiAV RLER ODASI ISTANBUL CHAMBER OF CERTIFIED

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ 120 kinci Bölüm - Ekonomiye Güven ve Beklentiler Anketi 1. ARAfiTIRMANIN AMACI ve YÖNTEM Ekonomiye Güven ve Beklentiler Anketi, tüketici enflasyonu, iflsizlik

Detaylı

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad OTOPS Cengiz Özak nc 1965 ten Günümüze DÜNYA DA VE TÜRK YE DE LK KEZ! İngiliz Devlet Arşivlerinden Gizli Belgelerle Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad Türkiye ye yöneltilen suçlama; özetle

Detaylı

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Prof. Haberal dan Yeni Bir Uluslararas At l m: TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Dünyan n dört bir yan ndan yüzlerce biliminsan Prof. Dr. Mehmet Haberal taraf ndan kurulan Türk Dünyas Transplantasyon

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz. - Günlük siyaset acının üstünü nasıl örter? - Gazze yi ve Filistin i içselleştirmek yerine farz olarak görenlerin destansı trajik hali - BM Genel Sekreteri, AKP Kadın Kolları ve Hrant Dink Ortak paydası

Detaylı

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER Erol LENGERL / Akis Ba ms z Denetim ve SMMM A.fi. 473 474 2. Salon - Paralel Oturum VIII - Sistem ve Süreç Denetiminde Karfl lafl lan

Detaylı

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 )

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 ) KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 ) Kadir ÖZDEM R* 1-G R fi 3628 say l Mal Bildiriminde Bulunulmas, Rüflvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun, Mal Bildiriminde Bulunacaklar bafll

Detaylı

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017 SUR RAPORU SUR Ç 1939 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 1952 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2006 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2009 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2012 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU KORUMA

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Otopsi Cengiz Özak nc JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Amerikan And : Herkes için adalet ve özgürlükle bölünmez tek ulusa dayanan Cumhuriyet e ve bayra ma ba l olaca ma and içerim. Yer

Detaylı

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

YARGITAY 2. HUKUK DA RES YARGITAY 2. HUKUK DA RES 2674 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 81 Say : 6 Y l 2007 YARGITAY 2. HUKUK DA RES E: 2005/20742 K: 2006/5715 T: 18.04.2006 M RASÇILIK SIFATI M RASIN NT KAL ZAMAN YÖNÜNDEN UYGULANACAK

Detaylı

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de KURUMLARDAN ELDE ED LEN KAR PAYLARININ VERG LEND R LMES VE BEYANI Necati PERÇ N Gelirler Baflkontrolörü I.- G R fi T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de flirketlerce

Detaylı

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar Konular Geçmi ten önemli trendler Esneklik ve esnek güvence Bireyselcilik ve azalan dayan ma Silikle en toplum 2 Toplumsal: Daha az evlilik Daha fazla

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması 23 Aralık 2008 Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması Son günlerde akaryakıt fiyatları ile ilgili olarak kamuoyunda bir bilgi kirliliği gözlemlenmekte olup, bu durum Sektörü ve Şirketimizi itham altında

Detaylı

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac Ders 3: SORUN ANAL Z Sorun analizi nedir? Sorun analizi, toplumda varolan bir sorunu temel sorun olarak ele al r ve bu sorun çevresinde yer alan tüm olumsuzluklar ortaya ç karmaya çal fl r. Temel sorunun

Detaylı

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir Saymak San ld Kadar Kolay De ildir B ir matematikçinin bir zamanlar dedi i gibi, saymas n bilenler ve bilmeyenler olmak üzere üç tür insan vard r Bakal m siz hangi türdensiniz? Örne in bir odada bulunan

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d Matematik ve Sonsuz G erek konuflma vermeye gitti im okullarda, gerek bana gelen okur mektuplar nda, ö renci ve ö retmenlerin matematikteki sonsuzluk kavram n pek iyi bilmediklerini gözlemledim. Örne in,

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan 11 NİSAN 2013 0 212 260 23 60-0 212 260 52 29 %50 ye varan indirimler 4/C'lilerin eylemi TÜRK Büro-Sen öncülüğünde, 4/C'lilerin haklarının iadesi amacıyla ülke çapında eylemler düzenlenmeye başlatıldı.

Detaylı

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uygulama Önerileri 59 Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uluslararas ç Denetim Meslekî Uygulama Standartlar ndan Standart 1110 un Yorumu lgili Standart 1110 Kurum çi Ba

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? HAKEMS Z YAZILAR MAL PART T ME ÇALIfiMALARDA DENEME SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? I. Girifl: Erol GÜNER * Sürekli bir ifl sözleflmesi ile ifle giren iflçi, ifli, iflvereni ve iflyerindeki iflçileri tan

Detaylı

Avrupa Adelet Divanı

Avrupa Adelet Divanı Avrupa Adelet Divanı Avrupa Adalet Divanı Çev: Alpay HEKİMLER * Karar Tarihi : 22.11.2012 Sayısı : C-385/12 Kısmi süreli çalışan işçilerin diğer işçilere oranla daha uzun süreli emeklilik sigortasına prim

Detaylı

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI 4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI Resul KURT* I. G R fi Ülkemizde 4447 say l Kanunla, emeklilikte köklü reformlar yap lm fl, ancak 4447 say l yasan n emeklilikte kademeli

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi K lavuz Notlar Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi 1.0 Girifl 1.1 Bir de erlemenin gözden geçirilmesi, tarafs z bir hüküm ile bir De erleme Uzman n n çal flmas n

Detaylı

Bu ay n konusu olan problem Amerika da baya heyecan

Bu ay n konusu olan problem Amerika da baya heyecan fiapka Problemi Bu ay n konusu olan problem Amerika da baya heyecan yaratm fl. Hatta Amerika n n en sayg de er gazetelerinden biri olarak kabul edilen The New York Times ta uzun bir yaz ya konu olmufl.

Detaylı

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl. Bölünebilme B ir tamsay n n üçe ya da dokuza tam olarak bölünüp bölünmedi ini anlamak için çok bilinen bir yöntem vard r: Say - y oluflturan rakamlar toplan r. E er bu toplam üçe (dokuza) bölünüyorsa,

Detaylı

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU 26-27.01.2007 stanbul Üniversitesi Merkez Bina Doktora Salonu stanbul Barosu stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi STANBUL BAROSU

Detaylı

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim.

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim. Barbut Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim. Ne yapal m ki ben oyun oynamay çok severim. Birinci Oyun. ki oyuncu s rayla zar at yorlar. fiefl (6) atan ilk oyuncu oyunu kazan yor. Ve

Detaylı

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005 I B&M Prof. Dr. Erdener YURTCAN KABAHATLER KANUNU VE YORUMU stanbul 2005 Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : 718 1. Bas - Ekim 2005 ISBN 975-295 - 494-4 Copyright Bu kitab n bu bas s n n Türkiye deki yay n

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Şam da Emevi Caminde namaz kılmayı hayal eden Başbakan, hava sahamızı koruyabilmek için NATO dan Patriot füzeleri istemekte, gençlerimize adam gibi ölmekten bahsetmektedir.

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES mral DURAN* I- G R fi Anayasa Mahkemesi taraf ndan verilen bir Karar ile 5479 say l Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacaklar n n Tahsil

Detaylı

Ard fl k Say lar n Toplam

Ard fl k Say lar n Toplam Ard fl k Say lar n Toplam B u yaz da say sözcü ünü, 1, 2, 3, 4, 5 gibi, pozitif tamsay lar için kullanaca z. Konumuz ard fl k say lar n toplam. 7 ve 8 gibi, ya da 7, 8 ve 9 gibi ardarda gelen say lara

Detaylı

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. Dr. Bar fl Ayd n Fevzi Pafla Cad. 3. Say lardan sonra s ra bildirmek için konur. Sonucu ilân ediyorum: 1. Ali, 2. Kemal, 3. Can oldu. Hepsini tebrik ederim. Virgül (,)

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ 5899 ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 16/4/2012 No : 2012/3073 Yayımlandığı

Detaylı

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z Yoksulun fians Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z sonuca geçelim: Teorem. Yoksulun zengine karfl flans yoktur. Bu çok bilinen teorem i kan tlayabilmek için her fleyden önce önermeyi

Detaylı

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Ekim 14, 2011-2:43:35 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ''Bedensel, işitme ve görme özürlüler kendi içinde sınava tabi tutulacak. 2012 yılının ilk çeyreğinde

Detaylı

İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ. Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi izmir@maden.org.

İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ. Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi izmir@maden.org. 719 İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ Alpaslan ERTÜRK Maden Yüksek Mühendisi izmir@maden.org.tr Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi izmir@maden.org.tr

Detaylı

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi temel1 kaynak MUTLU Matematik Türkçe Hayat Bilgisi L K Ö R E T M Muhsin ÇET N Ayfle ÇET N Kitab n Ad : Temel Kaynak Kitab 1 Yazar : Muhsin ÇET N - Ayfle ÇET N Her hakk sakl d r. Mutlu Yay nc l k a aittir.

Detaylı

GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU

GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU I-) GENEL BİLGİLER A-) Raporun İlgili Olduğu Hesap Dönemi: 01.01.2012-31.12.2012 B-) Şirkete Ait Bilgiler: a-) Şirketin ticaret unvanı: GÖKTAŞ

Detaylı

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet Tasarım Raporu Grup İsmi Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK Kısa Özet Tasarım raporumuzda öncelikle amacımızı belirledik. Otomasyonumuzun ana taslağını nasıl oluşturduğumuzu ve bu süreçte neler yaptığımıza karar

Detaylı

Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı

Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Toplantısı SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKAN YARDIMCISI YADİGAR GÖKALP İLHAN: -GELİŞMEKTE OLAN SAĞLIK SEKTÖRÜ VE SAĞLIĞA ERİŞİMDEKİ ARTIŞ, KAMU HARCAMALARINI

Detaylı

YARGITAY 19. HUKUK DA RES

YARGITAY 19. HUKUK DA RES YARGITAY 19. HUKUK DA RES 432 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 82 Say : 1 Y l 2008 YARGITAY 19. HUKUK DA RES E: 2007/2009 K: 2007/5577 T: 31.05.2007 HUKUK YARAR KOfiULU SIRA CETVEL SIRA CETVEL NE T RAZ TEDB

Detaylı

Ancak İş-Kur lara bu konu ile ilgili bakanlıktan gelen bilgi notu var.

Ancak İş-Kur lara bu konu ile ilgili bakanlıktan gelen bilgi notu var. Sayı : 2016 037 İstanbul, 2016 Konu : Yarım Çalışma Ödeneği ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Sn. İlgili;

Detaylı

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor Kadınların Yaşam Koçu Tuğba Güneş, kadına şiddetti ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldıracak önlemler alınması gerektiğini söyledi. Kahramanmaraş ın tek yaşam ve wellness

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

Etkili letiflim. Mesaj n bafll takip eden metine göre çok daha fazla okunuyor.

Etkili letiflim. Mesaj n bafll takip eden metine göre çok daha fazla okunuyor. Etkili letiflim Mesaj n bafll takip eden metine göre çok daha fazla okunuyor. Resim ve bafll n iki görevi vard r: Okuyucuyu durdurmak ve mesaj n gerisini okutmak. Reklam n z n amac ürünü satmak de il vermek

Detaylı

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlat n z. Bunu yüreklere yerlefltirmek için elveriflli

Detaylı

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER Merdan ÇALIfiKAN* I. G R fi 1163 say l Kooperatifler Kanunu na göre kooperatiflerin zaruri 3 organ bulunmaktad r. Bunlardan en yetkili

Detaylı

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER 1. İstihdam Piyasası Federal İstatistik Dairesi nin verilerine göre, Almanya da toplam çalışanların

Detaylı

STRATEJ K V ZYON BELGES

STRATEJ K V ZYON BELGES STRATEJ K V ZYON BELGES BEYAZ K TAP S UNUfi Sivil toplum; demokrasi, insan haklar ve hukuk devleti kavramlar n n yerleflmesiyle ilgili taleplerden ekonomiyle ilgili endiflelere kadar sosyal yaflama dair

Detaylı

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler Endüstri Mühendisliğine Giriş Jane M. Fraser Bölüm 2 Sık sık duyacağınız büyük fikirler Bu kitabı okurken, büyük olasılıkla öğreneceğiniz şeylere hayret edecek ve varolan bilgileriniz ve belirli yeni becerilerle

Detaylı

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Genel Yay n S ra No: 178 2010/20 ISBN No: 978-605-5614-56-0 Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Tasar m / Uygulama Referans Medya ve Reklam Hiz. Ltd. Tel: +90.212 347 32 47 e-mail: info@referansajans.com

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina .. 95 Türkiye ile Kazakistan: Karfl l kl Kazan mlara Dayal Bir flbirli i Bektas Mukhamejanov * Çeviren: Dr. Almagül sina Kazakistan ba ms zl n kazand ndan itibaren, d fl politika stratejisinde çok yönlü

Detaylı

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle bu ifllemlerin üzerinden al nan dolayl vergiler farkl l k arz etmektedir. 13.07.1956 tarih 6802 say l Gider Vergileri Kanunu

Detaylı

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI 23-26 MAYIS 2013 - İZMİR Grup Adı : Özel Hukuk 1. Grup Konu : İş ve sosyal güvenlik davaları Grup Başkanı : Mehmet YILDIZ (Yargıtay Tetkik

Detaylı

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür. Mahkememizin yukarıda esas sayısı yazılı dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında 06.05.2014 günlü oturum ara kararı uyarınca Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ndan sanık... kullandığı... nolu,

Detaylı

YARGITAY 7. HUKUK DA RES

YARGITAY 7. HUKUK DA RES YARGITAY 7. HUKUK DA RES 2260 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 81 Say : 5 Y l 2007 YARGITAY 7. HUKUK DA RES E: 2006/1028 K: 2006/1293 T: 24.04.2006 T CARET HUKUKU T CAR DAVA KAVRAMI HAKSIZ EYLEMDEN DO AN DAVA

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ 11. SINIF KNU ANLATIMLI 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KNU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ 2 2. Ünite 4. Konu 3. A rl k Merkezi - Kütle Merkezi A nn Çözümleri su 1. BM fiekil I fiekil

Detaylı

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö G R ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö rencilerin Türkçe ö renirken yapt anla malardan dolay,

Detaylı

yaz -tura at yor. Yaz gelirse birinci oyuncu, tura gelirse ikinci oyuncu kazanacak. Birinci oyuncu oyunun bafl nda ortaya 1 lira koyuyor.

yaz -tura at yor. Yaz gelirse birinci oyuncu, tura gelirse ikinci oyuncu kazanacak. Birinci oyuncu oyunun bafl nda ortaya 1 lira koyuyor. Sonlu Oyunlar B u kitapta s k s k oyunlar konu edece iz. Oyunlar sonlu ve sonsuz oyunlar diye ikiye ay raca z. Sonsuz oyunlar da ilerde ikiye ay raca z: Uygulamada sonsuza dek sürebilen ve süremeyen oyunlar.

Detaylı

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN SOSYAL ŞİDDET Süheyla Nur ERÇİN Özet: Şiddet kavramı, çeşitli düşüncelerden etkilenerek her geçen gün şekillenip gelişiyor. Eskiden şiddet, sadece fiziksel olarak algılanırken günümüzde sözlü şiddet, psikolojik

Detaylı

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman Ö RETMEN ÖZ DE ERLEND RME FORMU K fi L K ÖZELL KLER flimi seviyorum. Sab rl y m. Uyumluyum. fl birli ine aç m. Güler yüzlüyüm. yi bir gözlemciyim. yi bir planlamac y m. Çocuklara, ailelere, meslektafllar

Detaylı

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri Prof.Dr. Cevat NAL Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarl k Fakültesi Dekan Y.Doç.Dr. Esra YEL Fakülte Akreditasyon Koordinatörü

Detaylı

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI FATİH ACAR: - 2008 YILINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TEMELLERİ ATILDI - İLAÇ VE TIBBİ MALZEME KONUSUNDA

Detaylı

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Karaküçük: Devleti Yönetecek Güç

Detaylı

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form Bu formu, müflterilerinizden birinin yaflam boyu de erini hesaplamak için kullan n. Müflterinin ad : Temel formül: Yaflam boyunca müflterinin öngörülen

Detaylı

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri 2 DENET M TÜRLER 2.DENET M TÜRLER Denetim türleri de iflik ölçütler alt nda s n fland r labilmektedir. En yayg n s n fland rma, denetimi kimin yapt na ve denetim sonunda elde edilmek istenen faydaya (denetim

Detaylı

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: A N A L Z Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: Sektör Mücahit ÖZDEM R May s 2015 Giri Geçen haftaki çal mam zda son aç klanan reel ekonomiye ili kin göstergeleri incelemi tik. Bu hafta ülkemiz

Detaylı