-e karşı yaş önce. bir yetenek ile ilgili yukarıdaki yurtdışında yokluk yok

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "-e karşı yaş önce. bir yetenek ile ilgili yukarıdaki yurtdışında yokluk yok"

Transkript

1 1 LONGMAN DEFINING VOCABULARY LIST by B. SAMİ DİLMAN a ability about above abroad absence absent accept acceptable accident accordance according according to account ache acid across act action active activity actor actress actual add addition address adjective admiration admire admit admittance adult advance advantage adventure adverb advertise advertisement advice advise affair afford afraid after afternoon afterwards again bir yetenek ile ilgili yukarıdaki yurtdışında yokluk yok kabul etmek kabul edilebilir kaza uyum göre -e göre hesap ağrı asit karşıdan karşıya hareket etmek eylem etkin etkinlik aktör aktris gerçek eklemek ayrıca adres sıfat hayranlık hayran olmak itiraf etmek kabul yetişkin gelişmek avantaj macera belirteç reklam vermek reklam tavsiye etmek tavsiye ilişki parası yetmek korkmak sonra öğleden sonra daha sonra tekrar against age ago agree agreement ahead aim air aircraft airforce airport alcohol alike alive all allow almost alone along aloud alphabet already also although altogether always among amount amuse amusement amusing an ancient and anger angle angry animal ankle annoy annoyance another answer ant anxiety anxious any anyhow -e karşı yaş önce kabul etmek anlaşma ileride amaçlamak hava uçak hava kuvvetleri havalimanı alkol benzer canlı hepsi izin vermek hemen hemen yalnız boyunca yüksek sesle alfabe zaten aynı zamanda -e rağmen birlikte daima arasında miktar eğlendirmek eğlence eğlenceli bir antik ve öfke açı öfkeli hayvan ayak bileği canını sıkmak sıkıntı başka cevap karınca kaygı, gerginlik endişeli herhangi biri her nasılsa

2 2 anyone anything anywhere apart apparatus appear appearance apple appoint approval approve arch area argue argument arm armor arms army around arrange arrangement arrival arrive art article artificial as ash ashamed aside ask asleep association at atom attack attempt attend attendance attention attract attractive aunt autumn average avoid awake herhangi biri herhangi bir şey herhangi bir yer apart (hotel) cihaz görünmek görünüm elma tayin onay onaylamak kemer (binada) alan iddia etmek tartışma kol zırh silah ordu civarında düzenlemek düzenleme varış varmak (in/at) sanat makale yapay gibi kül utanmış bir kenara sormak uykuda dernek -de/-da atom saldırmak denemek devam etm., katılma devam dikkat çekmek, cezbetmek çekici teyze, yenge, hala sonbahar ortalama sakınmak uyanık away awkward baby back background backward backwards bacteria bad bag bake balance ball banana band bank bar bare barrel base basket bath bathe battle be beak beam bean bear beard beat beautiful beauty because become bed bee beer before beg begin beginning behave behavior behind belief believe bell uzağa hantal bebek arka arka plan, geçmiş geri geriye doğru bakteri kötü çanta ekmek vs.pişirmek denge top muz orkestra, grup banka bar çıplak, boş, arazi namlu temel, üs sepet banyo yüzmek savaş olmak gaga kiriş fasulye taşımak sakal dövmek güzel güzellik çünkü olmak yatak arı bira önce yalvarmak başlamak başlangıç davranmak davranış ardında inanç inanmak çan

3 3 belong below belt bend beneath berry beside besides best better between beyond bicycle big bill bind bird birth birthday bit bite bitter black blade blame bleed bless blind block blood blow blue board boat body boil bomb bone book boot border born borrow both bottle bottom bowels bowl ait olmak aşağıda kemer eğmek, bükmek altında çilek yanında üstelik en iyi daha iyi arasında ötesinde bisiklet büyük fatura bind kuş doğum doğum günü parça ısırmak acı siyah bıçak yüzü suçlamak kanamak kutsamak kör blok kan üflemek, esmek mavi pano tekne vücut kaynatmak bomba kemik kitap çizme sınır doğmak (v3) borç almak her ikiside şişe alt bağırsak kase box boy brain branch brass brave bread breadth break breakfast breast breath breathe breed brick bridge bright bring broad broadcast brother brown brush bucket build building bullet bunch burial burn burst bury bus bush business busy but butter button buy by cage cake calculate calculator call calm camera kutu erkek çocuk beyin şube pirinç (metal) cesur ekmek genişlik ara vermek kahvaltı göğüs nefes nefes almak doğurmak tuğla köprü parlak getirmek geniş yayın yapmak (tv) erkek kardeş kahverengi fırça kova inşa etmek bina mermi demet cenaze işlemi yanmak patlamak gömmek otobüs çalı iş meşgul ancak tereyağı düğme satın almak tarafından kafes kek hesaplamak hesap makinesi çağırmak sakin fotoğraf makinası

4 4 camp can candle cap capital captain car card cardboard care careful careless carriage carry cart case castle cat catch cattle cause cell cement cent center centimeter central century ceremony certain chain chair chairperson chalk chance change character charge charm chase cheap cheat check [cheque] cheek cheer cheerful cheese chemical kampı yapabilmek mum kap sermaye kaptan araba kart karton ilgilenmek dikkatli dikkatsiz at arabası, vagon taşımak taşıma aracı olay kale kedi yakalamak sığır neden hücre çimento sent(para birimi) merkez santimetre orta yüzyıl tören kesin zincir sandalye başkan tebeşir şans değiştirmek karakter görevlendirmek çekicilik kovalamak ucuz dolandırıcı kontrol [çek] yanak neşeli neşeli peynir kimyasal chemistry chest chicken chief child childhood children chimney chin chocolate choice choose church cigarette cinema circle circular citizen city civilization claim class clay clean clear clerk clever cliff climb clock clockwork close cloth clothes clothing cloud club coal coast coat coffee coin cold collar collect college color comb kimya göğüs tavuk başlıca çocuk çocukluk çocuklar baca çene çikolata seçim seçmek kilise sigara sinema daire dairesel vatandaş şehir medeniyet iddia etmek sınıf kil temiz temizlemek katip akıllı uçurum tırmanma saat clockwork kapatmak bez elbise giyim bulut klüp kömür sahil mont kahve madeni para soğuk yaka toplamak kolej renk tarak

5 5 combination combine come comfort comfortable command committee common companion company compare comparison compete competition competitor complain complaint complete compound computer concern concerning concert condition confidence confident confuse connect conscience conscious consider consist consonant contain contents continue continuous contract control convenient conversation cook cool copper copy cord corn corner kombinasyon birleştirmek gelmek konfor rahat komuta etmek komite ortak companion şirket karşılaştırın karşılaştırmak rekabet etmek rekabet, yarış rakip şikayet etmek şikayet tamamlamak bileşik bilgisayar ilgi ilgili konser durum güven emin şaşırtmak bağlamak vicdan bilinçli düşünmek -den oluşmak ünsüz harf içermek içerik devam sürekli sözleşme kontrolü uygun konuşma pişirmek serin bakır kopya kablo mısır köşe correct cost cotton cough could council count country courage course court cover cow coward cowardly crack crash cream creature creep cricket crime criminal crop cross crowd cruel cruelty crush cry cultivate cup cupboard cure curl current curse curtain curve custom customer cut cycle daily damage dance danger dangerous doğru maliyet pamuk öksürük yapabilmek konsey saymak ülke cesaret ders mahkeme kapak inek korkak korkakça çatlamak ezmek krem yaratık sürünmek kriket suç ceza ürün (tahıl vs) çapraz kalabalık zalim zulüm ezmek ağlamak ürün yetiştirmek fincan dolap tedavi kıvırmak geçerli lanet perde eğri gelenek müşteri kesmek devir, döngü günlük zarar dans tehlike tehlikeli

6 6 dare daring dark date daughter day dead deal dear death debt decay deceit deceive decide decimal decision declaration declare decorate decoration decrease deep deer defeat defend defense degree delay delicate delight deliver demand department depend dependent depth descend describe description descriptive desert deserve desirable desire desk destroy destruction cesaret etmek cesur koyu tarih kız çocuk gün ölü anlaşmak sayın ölüm borç çürüme kandırma aldatmak karar vermek ondalık karar bildirge ilan etmek, açıklamak süslemek dekorasyon azalmak derin geyik yenilgi savunmak savunma derece gecikme narin hoş dağıtmak, mektup vs talep departman bağlı olmak bağımlı derinlik alçalma tarif etmek açıklama tanımlayıcı çöl hak etmek arzu edilir arzu etmek çalışma masası yok etmek imha detail determination determined develop devil diamond dictionary die difference different difficult difficulty dig dinner dip direct direction dirt dirty disappoint discourage discouragement discover discovery dish dismiss distance distant ditch divide division do doctor dog dollar door doorway dot double doubt down drag draw drawer dream dress drink drive detay kararlılık belirlenmiş geliştirmek şeytan elmas sözlük ölmek fark farklı zor zorluk kazmak akşam yemeği suya daldırmak doğrudan yön kir kirli hayal kırıklığına uğr. vazgeçirmek cesaretini kırma keşfetmek keşif çanak, tabak görevden atmak mesafe uzak hendek bölmek bölünme yapmak doktor köpek dolar kapı kapı yolu nokta çift şüphe aşağı sürüklenmek çekmek çekmece rüye görmek elbise içmek araba sürmek

7 7 drop drown drug drum drunk dry duck dull during dust duty each eager ear early earn earth east eastern easy eat edge educate education effect effective effort egg eight eighth either or elastic elbow elect election electric electricity elephant else employ employer employment empty enclose enclosure encourage encouragement end düşürmek bastırmak uyuşturucu davul sarhoş kurutmak ördek mat(renk), sıkıcı sırasında toz görev her bir istekli kulak erken kazanmak dünya doğu doğulu kolay yemek yan, kenar eğitmek eğitim etkilemek etkili çaba yumurta sekiz sekizinci ya yada elastik dirsek seçmek seçim elektrik elektrik fil başka istihdam etmek işveren istihdam boşaltmak çevrelemek muhafaza teşvik cesaretlendirme bitmek enemy engine engineer enjoy enjoyment enough enter entertain entertainment entrance envelope equal equality escape especially establish establishment even evening event ever every everyone everything everywhere evil exact examination examine example excellent except exchange excite excited exciting excuse exercise exist existence expect expensive experience explain explanation explode explosion explosive düşman motor mühendis hoşlanmak keyf yeterli girmek eğlendirmek eğlence giriş zarf eşit eşitlik kaçmak özellikle kurmak kuruluş bile akşam olay hiç her biri herkes herşey her yerde kötü kesin inceleme, sınav incelemek örnek mükemmel hariç döviz heyecanlandırmak heyecanlı heyecan verici bahane egzersiz varolmak varlık beklemek pahalı deneyim açıklamak açıklama patlamak patlama patlayıcı

8 8 express expression extreme eye eyelid face fact factory fail failure faint fair fairy faith faithful fall false fame familiar family famous fancy far farm farmer farmyard fashion fashionable fast fasten fat fate father fault favor favorable favorite fear feather feed feel feeling feelings fellow female fence fever few ifade etmek ifade aşırı göz göz kapağı yüz gerçek fabrika başarısız olmak başarısızlık soluk, baygın adil peri inanç sadık düşmek yanlış ün tanıdık aile ünlü hayal uzak çiftlik çiftçi çiftlik avlusu moda moda olan hızlı bağlamak şişman kader baba arıza, kusur iyilik olumlu favori korku tüy beslemek hissetmek his duygular dost, arkadaş kadın çit ateş birkaç field fierce fifth fight figure fill film find fine finger finish fire fireplace firm first fish fisherman fit five fix flag flame flash flat flesh flight float flood floor flour flow flower fly fold follow fond food fool foolish foot football footpath footstep for forbid force forehead foreign alan ateşli, şiddetli beşinci mücadele, döğüş şekil doldurmak film bulmak para cezası parmak bitirmek ateş etmek şömine firma ilk balık balıkçı yerleştirmek beş ayarlamak bayrak alev flaş daire et uçuş yüzmek(batmamak) sel kat un akmak çiçek uçmak kat takip etmek hoşlanmak yiyecek aptal aptalca ayak futbol patika ayak sesi için yasaklamak kuvvet alın yabancı

9 9 foreigner forest forget forgive fork form formal former formerly fort fortunate fortune forward forwards four fourth fox frame free freedom freeze frequent fresh friend friendly frighten frightening from front fruit fulfill full fun funeral funny fur furnish furniture further future gain game garage garden garment gas gasoline gate yabancı orman unutmak affetmek çatal form resmi eski eskiden kale, burç şanslı servet ileri ileri doğru dört dördüncü tilki çerçeve özgür özgürlük dondurmak sık taze arkadaş dostça korkutmak korkutucu -den ön meyve yerine getirmek dolu eğlence cenaze eğlenceli kürk döşemek mobilya ilaveten gelecek kazanç oyun garaj bahçe giysi gaz benzin kapı gather general generous gentle gentleman get gift girl give glad glass glory glue go goat god gold golden good good-bye goods govern government grace graceful gradual grain gram grammar grand grandfather grandmother grass grateful grave gray great green greet greeting grief grieve ground group grow growth guard guess toplamak genel cömert nazik beyefendi almak hediye kız vermek memnun cam ün, ihtişam tutkal gitmek keçi tanrı altın altından yapılmış iyi güle güle mal yönetmek hükümet zerafet zarif kademeli tahıl gram dilbilgisi büyük büyükbaba büyükanne çimen minnettar mezar gri büyük yeşil selamlamak tebrik keder üzülmek toprak grup yetiştirmek büyüme bekçilik etmek tahmin etmek

10 10 guest guidance guide guilt gun habit habitual hair hairy half hall hammer hand handkerchief handle hang happen happy hard harden hardly hardship harm harmful harmless hasty hat hate hatred have he head health healthy hear heart heat heaven heavy heel height help helpful hen her here hers herself misafir rehberlik kılavuz suç top alışkanlık alışılmış saç tüylü yarım salon çekiç el mendil dokunmak asmak olmak mutlu zor sertleştirmek hemen hemen hiç sıkıntı, zorluk zarar zararlı zararsız aceleci şapka nefret etmek nefret sahip olmak o baş sağlık sağlıklı duymak kalp ısı, ısıtmak cennet ağır topuk yükseklik yardım yararlı tavuk onun burada onunki kendini hide high hill him himself hire his historical history hit hold holiday hollow holy home honest honesty honor honorable hook hope hopeful hopeless horizon horn horse hospital host hot hotel hour hourly house how human humor humorous hundred hundredth hunger hungry hunt hurry hurt husband hut ice icy gizlemek yüksek tepe ona kendisi kiralamak onun tarihsel tarih vurmak tatmak, taşımak tatil içi boş kutsal ev dürüst dürüstlük onur onurlu kanca umut umutlu umutsuz ufuk boynuz at hastane ev sahibi sıcak otel saat saatlik ev nasıl insan mizah mizahi yüz yüzüncü açlık acıkmak avlanmak acele etmek acı vermek koca kulübe buz buzlu

11 11 idea if ill image imaginary imagination imagine importance important improve improvement in include including income increase indoor indoors industrial industry infect infection infectious influence influential inform information ink inner inquire inquiry insect inside instead instruct instruction instrument insurance insure intend intention interest interesting international interrupt interruption into introduce fikir eğer hasta görüntü hayali hayal hayal etmek önemi önemli ilerlemek iyileştirme içinde kapsamak dahil gelir arttırmak içerde içerde endüstriyel sanayi bulaştırmak enfeksiyon bulaşıcı etki nüfuzlu bilgilendirmek bilgi mürekkep iç sormak soruşturma böcek içeride yerine talimat vermek talimat enstrüman sigorta sigortalamak tasarlamak niyet faiz ilginç uluslararası sözünü kesmek kesinti içerisine tanıtmak introduction invent invention invitation invite inwards iron island it its itself jaw jealous jealousy jelly jewel jewelry job join joint joke journey joy judge judgment juice jump just justice keen keep key kick kill kilo kilogram kilometer kind king kingdom kiss kitchen knee kneel knife knock knot know giriş icat etmek buluş davet davet etmek içe doğru demir ada o onun kendisi çene kıskanç kıskançlık jöle mücevher mücevherat iş katılmak ortak şaka yolculuk sevinç yargıç yargı meyva suyu atlamak sadece adalet istekli (on) korumak, sürdürmek anahtar tekme atmak öldürmek kilo kilogram kilometre nazik kral krallık öpücük mutfak diz diz çökmek bıçak kapı çalmak düğüm bilmek

12 12 knowledge labor lack ladder lady lake lamb lamp land language large last late lately laugh laughter law lawyer lay lazy lead leader leaf lean learn least leather leave left leg legal lend length less lesson let letter level library lid lie life lift light lightning like likely limb bilgi emek eksiklik merdiven hanımefendi göl kuzu lamba ülke dil büyük, geniş son geç son zamanlarda gülmek kahkaha hukuk avukat yatırmak haylaz, tembel öncülük etmek lider yaprak yalın öğrenmek en az deri ayrılmak sol bacak yasal ödünç uzunluk daha az ders izin vermek mektup düzey kütüphane kapak yalan söylemek hayat asansör ışık yıldırım hoşlanmak büyük olasılıkla uzuv limit line lion lip liquid list listen liter literature little live load loaf local lock lodging lodgings log lonely long look loose lord lose loss lot loud love low lower loyal loyalty luck lump lung machine machinery mad magazine magic magician mail main make male man manage manager sınırlamak hat aslan dudak sıvı liste dinlemek litre edebiyat az yaşamak yüklemek ekmek somunu yerel kilit konaklama konaklama yeri günlük (gemi) yalnız uzun bakmak gevşek lord kaybetmek kayıp park yeri gürültü sevmek alçak alt sadık sadakat şans yumru akciğer makine makine deli dergi büyü sihirbaz mail, posta ana yapmak erkek adam, imsan yönetmek müdür

13 13 manner many map march mark market marriage marry mass master mat match material matter may me meal mean meaning means measure meat medical medicine meet meeting melt member memory mend mention merry message messenger metal meter method metric microscope middle might mile military milk million millionth mind mine şekil, tarz çok harita yürüyüş işareti pazar evlilik evlenmek kütle amir pas pas uyuşmak malzeme mesele yapabilir bani/bana yemek orta anlam vasıta ölçmek et tıbbi tıp buluşmak toplantı erimek üye bellek tamir etmek anmak neşeli mesaj haberci metal metre yöntemi metrik mikroskop orta olabilir mil askeri süt milyon milyonuncu akıl benimki mineral minister minute mirror miss mist mistake mix mixture model modern moment money monkey month monthly moon moral morals more morning most mother motor mountain mouse mouth move much mud multiply murder muscle music musician must my myself mysterious mystery nail name narrow nasty nation national nature naval mineral bakan dakika ayna özlemek sis hata karıştırmak karışım model modern an para maymun ay aylık ay ahlaki ahlak daha fazla sabah çoğu anne motor dağ fare ağız taşınmak fazla çamur çarpmak cinayet kas müzik müzisyen zorunlu benim kendim gizemli gizem çivi ad dar kötü ulus ulusal doğa deniz kuvvetlerine ait

14 14 navy near nearly neat necessary neck need needle neighbour neighbourhood neither nerve nervous nest net network never new news newspaper next nice night nine ninth no no one noble nobleman noise none nonsense nor north northern nose not nothing notice noun now nowhere number nurse nut nylon o'clock obedience donanma yakın neredeyse düzgün gerekli boyun ihtiyaç duymak iğne komşu mahalle hiçbir sinir gergin, heyecanlı yuva ağ ağ asla yeni haber gazete sonraki hoş gece dokuz dokuzuncu hayır hiç kimse asil asilzade gürültü hiçbiri saçmalık ne de kuzey (isim) kuzey (sıfat) burun değil hiçbir şey haber isim şimdi hiçbir yerde numara hemşire somun naylon saat itaat obedient obey object obtain occasion ocean odd of off offend offense offensive offer office officer official often oil old old-fashioned on once one oneself onion only open operate operation opinion opponent oppose opposite opposition or orange order ordinary organ organization origin other otherwise ought to/should our ours ourselves out itaatkâr itaat etmek nesne elde etmek fırsat okyanus tuhaf -nin/-nın kapalı incitmek, kırmak suç saldırgan teklif etmek ofis subay resmi sık sık petrol eski eski moda üzerinde bir kez bir kendini soğan yalnızca açık işletmek operasyon fikir rakip, muhalif karşı olmak ters, karşı muhalefet veya turuncu sipariş sıradan organ organizasyon menşe, kaynak diğer aksi taktirde -meli, -malı bizim bizimki kendimizi dışarı

15 15 outdoor outdoors outer outside over owe owing to own oxygen pack packet page pain painful paint painting pair palace pale pan paper parallel parcel parent park parliament part participle particular partner party pass passage passenger past pastry path patience patient pattern pause pay payment peace peaceful pen pence pencil açık açık havada dış dışarıda üstünde borçlu olmak nedeniyle sahip olmak oksijen paketlemek paket sayfa acı acı veren boyamak boyama çift saray solgun tencere, tava kağıt paralel paket ebeveyn park meclis parça ortaç özellikle ortak parti geçmek pasaj yolcu geçmiş pasta yol sabır hastanın model duraklatmak ödemek ödeme huzur barışçı, huzurlu kalem peni (para birimi) kalem people pepper per perfect perform perhaps period permission permit person personal persuade pet photograph photography phrase physical piano pick picture piece pig pile pilot pin pink pipe pity place plain plan plane plant plastic plate play pleasant please pleased pleasure plenty plural pocket poem poet poetry point pointed insanlar biber (kişi) başına mükemmel uygulamak muhtemelen dönem izni izin vermek kişi kişisel ikna etmek evcil hayvan fotoğraf fotoğrafçılık ifade fiziksel piyano toplamak, almak resim adet, parça domuz kazık, direk pilot toplu iğne pembe boru acımak yer düz plan düzlem bitki, çiçek plastik plaka, tabak oynamak hoş lütfen memnun zevk bol çoğul cep şiir şair şiir nokta sivri

16 16 poison poisonous pole police polish polite political politician politics pool poor popular popularity population port position possess possession possibility possible possibly post pot potato pound pour powder power powerful practical practice praise pray prayer precious preparation prepare presence present preserve president press pressure pretend pretty prevent price prickly zehir zehirli kutup polis lehçe kibar siyasi politikacı siyaset havuz zavallı popüler popülerlik nüfus bağlantı noktası pozisyon sahip iyelik olasılığı mümkün muhtemelen mesaj pot patates pound pour toz güç güçlü pratik uygulama övgü dua dua değerli hazırlama hazırlamak durumum şimdi korumak cumhurbaşkanı basın basınç pretend tatlı önlemek fiyat dikenli pride priest prince principle print prison prisoner private prize probability probable problem process procession produce product production profession profit promise pronounce pronunciation proof proper property protect protection protective proud prove provide provision provisions public pull pump punish punishment pupil pure purple purpose push put quality quantity quarrel quarter kibir rahip prens ilke yazdır hapis esir özel ödül olasılık muhtemel sorun süreç alayı üretmek ürün üretim meslek kar söz veriyorum telaffuz telaffuz kanıt doğru, uygun mal, mülk korumak koruma koruyucu gururlu kanıtlamak sağlamak tedarik tedarik malzemeleri kamu çekmek pompa cezalandırmak ceza küçük öğrenci saf, temiz mor amaç itmek yerleştirmek kalite miktar tartışmak çeyrek

17 17 queen question quick quiet quite rabbit race radio railway rain raise range rank rapid rare rat rate rather raw reach read ready real really reason reasonable receive recent recently recognition recognize record red reduce reduction refusal refuse regard regular related relation relative religion religious remain remark remember remind kraliçe soru hızlı sessizlik tamamen tavşan yarış radyo demiryolu yağmur yükseltmek çeşit rütbe hızlı nadir sıçan oran epeyce ham ulaşmak okumak hazır gerçek gerçekten neden makul mektup vs. almak son son zamanlarda tanımak tanımak kayıt kırmızı azaltmak azaltma ret reddetmek düşünmek düzenli ilgili ilişki -e nispeten din dini artmak remark anımsamak hatırlatmak remove rent repair repeat reply report represent representative republic request respect respectful responsible rest restaurant result return reward rice rich rid ride right ring ripe rise risk river road rob rock rod roll roof room root rope rose rough round row royal rub rubber rude ruin rule ruler çıkarmak kiralamak onarmak tekrar yanıtlamak rapor etmek temsil etmek temsilcisi cumhuriyet rica etmek saygı saygılı sorumlu dinlenmek restoran sonuç geri dönmek ödül pirinç zengin kurtulmak ata binmek sağ halka olgun yükselmek risk nehir yol soymak kaya çubuk rulo çatı oda kök halat gül kaba yuvarlak sıra kraliyet ovmak kauçuk kaba harabe kural cetvel, kral vs.

18 18 run rush sad safe safety sail sale salt same sand satisfaction satisfactory satisfy save say scale scatter scene scenery school science scientific scientist scissors screw sea search season seat second secrecy secret secretary see seed seem seize sell send sensation sense senseless sensible sensitive sentence separate serious servant koşmak, işle(t)mek acele etmek üzücü, üzgün güvenli güvenlik yelken satılık tuz aynı kum memnuniyet tatminkar tatmin biriktirmek söylemek ölçek şaçmak sahne sahne okul bilim bilimsel bilim adamı makas vida deniz aramak mevsim, sezon koltuk ikinci gizlilik gizli sekreter görmek tohum görünmek ele geçirmek satmak göndermek sansasyon duygu anlamsız mantıklı hassas cümle ayrı ciddi hizmetkar serve service set settle seven seventh several severe sew sex sexual shade shadow shake shall shame shape share sharp she sheep sheet shelf shell shelter shield shine ship shirt shock shoe shoot shop shopkeeper shore short shot should shoulder shout show shut sick side sideways sight sign signal hizmet etmek servis ayarlamak yerleşmek yedi yedinci çeşitli şiddetli dikiş dikmek cinsiyet cinsel gölge yapmak gölge sallamak yapılacak utandırmak şekil paylaşmak keskin o koyun sayfa raf deniz kabuğu barınak kalkan parlamak gemi gömlek şok etmek ayakkabı silahla vurmak dükkan dükkâncı sahil kısa silah atışı gerekmek omuz bağırmak göstermek kapamak hasta yan yana doğru görüş işaret sinyal

19 19 signature silence silent silk silly silver similar similarity simple since sincere sing single singular sink sister sit situation six sixth size skill skillful skin skirt sky slave sleep slide slight slip slippery slope slow small smell smile smoke smooth snake snow so soap social society sock soft soil imza sessizlik sessiz ipek budala gümüş benzer benzerlik basit -den beri samimi şarkı söylemek bekar tekil gemi vs. batmak kız kardeş oturmak durum altı altıncı büyüklük beceri usta ten etek gökyüzü slavey uyumak kaymak hafif kayma kaygan eğim yavaş küçük koku gülümsemek duman sakinleştirmek yılan kar bu nedenle sabun sosyal toplum çorap yumuşak toprak soldier solemn solid some somehow someone something sometimes somewhere son song soon sore sorrow sorry sort soul sound soup sour south southern space spacecraft spade speak spear special specialist speech speed spell spend spin spirit spite splendid split spoil spoon sport spot spread spring square stage stair stamp asker ciddi katı bazı her nasılsa birisi birşey zaman zaman bir yere oğul şarkı biraz sonra acıyan keder, tasa üzgün sıralamak ruh ses çorba ekşi güney güney boşluk uzay aracı kürek konuşmak mızrak özel uzman konuşma hız büyü harcamak bükmek, çevirmek ruh kin, garez görkemli ayrılmak şımartmak kaşık spor spot yaymak bahar kare sahne merdiven pul

20 20 stand standard star start state station stay steady steal steam steel steep stem step stick sticky stiff still sting stitch stomach stone stop store storm story straight strange stranger stream street strength stretch strike string stroke strong structure struggle student study stupid style subject substance subtract succeed success durmak standart yıldız başlatmak eyalet istasyon kalmak sabit çalmak buhar çelik sarp kök adım çubuk yapışkan sert hala acımak, arı iğnesi dikiş mide taş durdurmak mağaza fırtına hikaye düz acayip stranger akım sokak dayanıklılık streç grev dizi, sicim darbe güçlü yapı mücadele etmek öğrenci çalışmak salak stil konu madde çıkarma başarmak başarı successful such suck sudden suffer sugar suggest suit suitable sum summer sun supper supply support suppose sure surface surprise surround swallow swear sweep sweet swell swim swing sword sympathetic sympathy system table tail take talk tall taste tax taxi tea teach team tear tear telephone television tell temper başarılı bu gibi emmek ani acı çekmek şeker önermek uymak uygun toplam yaz güneş akşam yemeği tedarik etmek desteklemek zannetmek emin olmak yüzey sürpriz çevrelemek yutmak yemin etmek süpürmek tatlı kabarmak, şişmek yüzmek sallanmak kılıç sempatik sempati sistem masa kuyruk almak konuşmak uzun tatmak, tat vermek vergi taksi çay öğretmek ekip gözyaşı yırtmak telefon televizyon söylemek huy, mizaç

21 21 temperature temple tend tendency tender tennis tense tent terrible terror test than thank that the theater their theirs them themselves then there therefore these they thick thief thin thing think third thirst thirsty this thorough those though thought thousand thousandth thread threat threaten three throat through throw thumb sıcaklık tapınak meyletmek eğilim duyarlı tenis gergin çadır korkunç terör denemek -den daha teşekkür etmek o - tiyatro onların onlarınki onları/onlara kendilerini sonra orada bundan dolayı bunlar onlar kalın hırsız ince şey düşünmek üçüncü susuzluk susuz bu eksiksiz şunlar rağmen fikir bin bininci iplik tehdit tehdit etmek üç boğaz aracılığıyla atmak baş parmak thunder thus ticket tidy tie tiger tight time timetable tin tire [tyre] title to tobacco today toe together tomorrow tongue tonight too tool tooth top total touch tour tourist towards tower town toy track trade traffic train translate transparent trap travel treat treatment tree tremble tribe trick trip tropical fırtına bu nedenle bilet derli toplu bağlamak kaplan sıkı zaman takvim kalay oto lastiği başlık -e kadar tütün bugün ayak parmağı birlikte yarın dil gece -de/-da araç diş üst toplam dokunmak tur turist -e karşı kule kasaba oyuncak parça ticaret trafik tren tercüme etmek şeffaf tuzak seyahat etmek ele almak tedavi ağaç titremek kabile hüner, hile gezinti tropikal

22 22 trouble trousers true trunk trust truth try tube tune turn twice twist type typical ugly uncle under understand undo uniform union unit unite universal universe university until up upper upright upset upside down upstairs urge urgent us use useful useless usual valley valuable value variety various vary vegetable vehicle sorun pantolon doğru ağaç gövdesi güven gerçek denemek tüp ezgi, akort etmek çevirmek iki kez bükmek tür tipik çirkin amca altında anlamak düğme açmak üniforma sendika birim birleştirmek evrensel evren üniversite -e kadar yukarı üst dik üzgün ters üst kat uyarmak acil bizi, bize kullanmak yararlı yararsız olağan vadi değerli değeri çeşitli çeşitli değişebilir sebze araç verb very victory view village violence violent visit voice vote vowel voyage wages waist wait waiter wake walk wall wander want war warm warmth warn wash waste watch water wave way we weak wealth weapon wear weather weave wedding week weekly weigh weight welcome well west western wet fiil çok zafer bakış köy şiddet şiddetli ziyaret ses oy ünlü (ses) yolculuk haftalık maaş bel beklemek garson uyanmak yürümek duvar dolaşmak istemek savaş ılık sıcaklık uyarmak yıkamak harcamak izlemek su dalga yol biz zayıf servet silah giymek hava örmek düğün hafta haftalık tartmak ağırlık hoş geldiniz iyi batı batı lı ıslak

En çok kullanılan ingilizce kelimeler

En çok kullanılan ingilizce kelimeler En çok kullanılan ingilizce kelimeler A B C D E F G H 1 1000 Most Common Words in English - Numbers 1-250 - Vocabulary f 2 3 Rank Word 48 4 1 the 49 5 2 of 50 6 3 to 51 7 4 and 52 8 5 a 53 1 / 50 9 6 in

Detaylı

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için

can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için Can, could, would like to, may. a) can: e bilir, a bilir. can herhangi bir şeyi yapabilmeye yetenekli olduğumuzu belirtmek için kullanırız. Olumlu cümle (can olumlu) cümlede yetenek bildirir. I can speak

Detaylı

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım.

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım. Let s, Shall we, why don t Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım. Yes, let s. Evet haydi oynayalım. No, let s not. Hayır, oynamayalım.

Detaylı

THE LANGUAGE SURVIVAL GUIDE

THE LANGUAGE SURVIVAL GUIDE TURKISH THE LANGUAGE SURVIVAL GUIDE 4 0 0 W O R D S T O G E T S T A R T E D I N A N Y L A N G U A G E BY THE FOREIGN LANGUAGE COLLECTIVE Verbs Filler To be Olmak I Ben +ım/im You(single) Sen +sin/sın He/She/It

Detaylı

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?)

Example: 1 Shall I give the baby some tea? (Bebeğe biraz çay vereyim mi?) Birinci tekil ve çoğul şahıs zamirleriyle (I-WE) kullanılır. Gelecek zamanın yardımcı fiili olmasının yanısıra, MODAL yardımcı olarak fikir sorma veya teklif ifade eder. Ayrıca kesin kararlılık, tehdit

Detaylı

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma Reading (Okuma) Walk on this road. (Bu yoldan yürü.) Write an email to me. (Bana bir e-posta yaz.) Dance on the stage! (Sahnede dans et!) Good night,

Detaylı

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki 8. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ Another Brick in the Wall (Duvardaki Bir Başka Tuğla) Pink Floyd We don't need no education Need: İhtiyaç duymak Education: Eğitim İhtiyacımız yok, eğitime hayır

Detaylı

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad):

Kısaltılmış biçimi: Olumlu cümlelerde ('ll) Olumsuz cümlelerde: (Won't) A WILLINGNESS (İsteklilik) PROMISE (Vaad): Gelecek zamanın (Future Tense) yardımcı fiili olarak kullanılmasının yanısıra Modal Yardımcı olarak İSTEKLİLİK (WILLINGNESS), PROMISE (Vaad) POLITE REQUEST AND OFFER (Kibar istek ve ikram), STRONG DETERMINATION

Detaylı

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION 1. Çeviri Metni - 9 Ekim 2014 A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION Why is English such an important language today? There are several reasons. Why: Neden, niçin Such: gibi Important: Önemli Language:

Detaylı

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.) a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.) He is having an exam on Wednesday. (Çarşamba günü sınav oluyor-olacak.) Mary is spending

Detaylı

1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken:

1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken: Nerelerde Kullanılır: 1. Ne zaman yapılacağı kesin belli olan veya gelecekte yapmaya niyet ettiğimiz işleri anlatırken: My father is going to buy me a bike. (Babam bana bisiklet alacak.) The teachers are

Detaylı

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They

I WOULD come to the party but... You He,She,It We They İsteklilik (willingness), kararlılık (determination), istek (request) ikram - teklif (offer), red (refusal) ve geçmişte alışkanlık (habit in the past) ifade eder. A WILLINGNESS - DETERMINATION (isteklilik

Detaylı

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ 8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ 1., 2. ve 3. sorularda verilen kelimelerden hangisi anlam bakımından diğerlerinden farklıdır? TEST - 1 (2011-2012) 6., 7. ve 8. sorularda boş bırakılan yerlere uygun düşen

Detaylı

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

Exercise 2 Dialogue(Diyalog) Going Home 02: At a Duty-free Shop Hi! How are you today? Today s lesson is about At a Duty-free Shop. Let s make learning English fun! Eve Dönüş 02: Duty-free Satış Mağazasında Exercise 1 Vocabulary and

Detaylı

İNGİLİZCE. My Daily Routine. A) It's one o'clock. It s on Monday. Zeka Küpü Yayınları

İNGİLİZCE. My Daily Routine. A) It's one o'clock. It s on Monday. Zeka Küpü Yayınları 5. SINIF My Daily Routine 1. 3. UNIT-1 TEST-1 do you go to school? At 8.30 Sevgi Ýlhan Saati ifade eden seçenek aşağıdakilerden hangisidir? A) Where B) Who C) What time D) What 4. A) It's one o'clock.

Detaylı

a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır.

a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır. a) Must: meli malı. Bir eylemin yapılmasının zorunluluğunu belirten must ile ifade edilen kişinin kendi isteğinden kaynaklanmaktadır. Olumlu cümle I must go: Gitmeliyim. (Ben böyle istemiyorum) He must

Detaylı

Prepositions of place and direction. Yer ve yön gösteren edatlar. (ilgeçler) Where is Mary? Mary nerede? She is in the kitchen. O mutfakta.

Prepositions of place and direction. Yer ve yön gösteren edatlar. (ilgeçler) Where is Mary? Mary nerede? She is in the kitchen. O mutfakta. Prepositions of place and direction. Yer ve yön gösteren edatlar. (ilgeçler) Where is Mary? Mary nerede? She is in the kitchen. O mutfakta. She is at work. O iş yerinde. Konum belirten edatlar in : içinde

Detaylı

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS CygnusLanguage.com Brush teeth Comb hair See a movie 4 6 7 8 9 0 4 4 6 7 8 4 6 7 Do homework Go shopping Read a book Get on the bus Get dressed Go to bed Get up Wash hands

Detaylı

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ Listmania Part 2 Ünite 12 5İ Ortak Dersler İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ 1 Ünite 12 LISTMANIA PART 2 Okutman Aydan ERMİŞ İçindekiler 12.1. PRESENT PERFECT & PAST SIMPLE... 4 12.1.1. Review of verb forms...

Detaylı

A mysterious meeting. (Esrarengiz bir toplantı) Turkish. List of characters. (Karakterlerin listesi) Khalid, the birthday boy

A mysterious meeting. (Esrarengiz bir toplantı) Turkish. List of characters. (Karakterlerin listesi) Khalid, the birthday boy (Esrarengiz bir toplantı) List of characters (Karakterlerin listesi) Khalid, the birthday boy (Halit, doğum günü olan oğlan) Leila, the mysterious girl and phone voice (Leyla, esrarengiz kız ve telefon

Detaylı

1. A lot of; lots of; plenty of

1. A lot of; lots of; plenty of a lot of lots of a great deal of plenty of çok, bir çok many much çok, bir çok a little little az, biraz a few few az, birkaç 1. A lot of; lots of; plenty of a lot of ( en yaygın olanıdır ), lots of, plenty

Detaylı

Unit 1. My Daily Routine. A) How old are you? B) What s your name? C) Where are you from? D) What s the time? A:... time is it? B: It s three o clock.

Unit 1. My Daily Routine. A) How old are you? B) What s your name? C) Where are you from? D) What s the time? A:... time is it? B: It s three o clock. diyalogda boş bırakılan yere 1 uygun düşen seçeneği işaretleyiniz. seçeneklerden hangisi verilen 5 cümle ile aynı anlamı taşımaktadır? What time is it? =... A:... time is it? B: It s three o clock. A)

Detaylı

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1

MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1 MESOS (Merkezi Sistem Ortak Sınav) PRACTICE TEST 1 1. Konuşma balonundaki cümleyi doğru tamamlayan sözcüğü seçiniz 3. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. We have got flowers

Detaylı

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: Informal Greetings (Gayri Resmi selamlaşmalar) - Hi. (Merhaba) -Hello. (Merhaba)

Detaylı

Lesson 45: -er, more, less Ders 45: -er, more, less

Lesson 45: -er, more, less Ders 45: -er, more, less Lesson 45: -er, more, less Ders 45: -er, more, less Reading (Okuma) Jason is more active than Kevin in the class. ( Jason sınıfta Kevin den daha aktif.) This cellphone is cheap, but that one is cheaper.

Detaylı

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ State Of The Art Part I Ünite 8 5İ Ortak Dersler İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ 1 Ünite 8 STATE OF THE ART PART I Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ İçindekiler 8.1. BE GOING TO... 3 8.1.1. FUNCTIONS

Detaylı

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

Lesson 19: What. Ders 19: Ne Lesson 19: What Ders 19: Ne Reading (Okuma) What is it? (O nedir?) What is your name? (İsmin nedir?) What is the answer? (Cevap nedir?) What was that? (O neydi?) What do you want? (Ne istersin?) What did

Detaylı

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri) We use it to express a future decision, intention, or plan made before the moment of speaking (Konuşma anından daha önce düşünülmüş kararlar,

Detaylı

Lesson 12 Personal Appearance Kişisel Görünüm

Lesson 12 Personal Appearance Kişisel Görünüm Lesson 12 Personal Appearance Kişisel Görünüm This lesson will introduce you to: - Physical features (hair color, weight, height, etc.) - Articles of clothing - Colors - Description of a person s physical

Detaylı

2. SINIF İNGİLİZCE DERSİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TÜM ÜNİTELERİ VE KONULARI KAPSAYAN TARAMA TESTİ

2. SINIF İNGİLİZCE DERSİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TÜM ÜNİTELERİ VE KONULARI KAPSAYAN TARAMA TESTİ 2. SINIF İNGİLİZCE DERSİ 2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TÜM ÜNİTELERİ VE KONULARI KAPSAYAN TARAMA TESTİ ÜNİTE 1. WORDS 1. Soru: a. hamburger b. lemonade c. cake 2. Soru: a. zebra b. gorilla c. kangaroo

Detaylı

BBC English in Daily Life

BBC English in Daily Life İçindekiler Lesson one - Ders 1:... 2... 2 Lesson Two - Ders 2:... 2... 3 Lesson Three - Ders 3:... 3... 3 Lesson Four - Ders 4:... 4... 4 Lesson Five - Ders 5:... 4... 4 Lesson Six - Ders 6:... 5... 5

Detaylı

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition) AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition) Hakan Cora Click here if your download doesn"t start automatically AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri

Detaylı

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. SBS PRACTICE TEST 2 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. 3. Konuşma balonundaki cümleyi doğru tamamlayan sözcükleri seçiniz I am your true friend Mehmet. A true friend

Detaylı

UNIT 5 AT THE FAIR BOOKLETS

UNIT 5 AT THE FAIR BOOKLETS www.cygnuslanguage.com UNIT 5 AT THE FAIR BOOKLETS CygnusLanguage.com www.cygnuslanguage.com. SINIF AT THE FAIR Sayfa 47 Sayfa 54 1 Fair Panayır 1 Ticket Bilet 2 Surprised Şaşırmış 2 Buy Satın almak 3

Detaylı

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü şu that (something relatively nearby) şu ekmek o that (something further away) o dondurma

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü şu that (something relatively nearby) şu ekmek o that (something further away) o dondurma Recap Çoğullar ler If the final vowel is a, ı, o or u, then use lar. limonlar, çocuklar If the final vowel is e, i, ö or ü, then use ler. zeytinler, ekmekler This, That, These and Those bu this bu limon

Detaylı

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref

WOULD. FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be. She hoped (that) we would com. I thought that he would ref WOULD FUTURE in PAST [1] (geçmişteki gelecek) [past of WILL] He said he would be She hoped (that) we would com I thought that he would ref WILLINGNESS (gönüllülük) She would not The car would not POLITE

Detaylı

M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili )

M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili ) 1 M.E.B. ENG-4 Ünite-2 STUDENTS-4 UNIT-2 My Classroom ( Sınıfım ) Classroom Language ( Sınıf Dili ) FUNCTIONS ( FALİYETLER ) Asking for and giving information about classroom object ( Sınıftaki nesneler

Detaylı

GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE

GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE Does he go to the theater? O tiyatroya gider mi? ÖRNEK CÜMLELER VE KALIPLAR Yes, he goes to the theater. Evet, o tiyatroya gider. Do you like swimming? Yüzmeyi sever misin?

Detaylı

A) Please come in. B) Quiet, please. C) Clean the board, please. D) Turn off the light, please. Sargın Test 4. Sınıf

A) Please come in. B) Quiet, please. C) Clean the board, please. D) Turn off the light, please. Sargın Test 4. Sınıf Konuşma balonunda boş bırakılan yere 1 hangi seçenek gelmelidir? 5 Resimdeki öğretmen öğrencilerine ne söylemiş olabilir?... at the board!...! A) Read B) Write C) Sing D) Look A) Please come in. B) Quiet,

Detaylı

BBC English in Daily Life

BBC English in Daily Life İçindekiler Lesson one - Ders 1:... 2... 2 Lesson Two - Ders 2:... 3... 3 Lesson Three - Ders 3:... 4... 4 Lesson Four - Ders 4:... 5... 6 Lesson Five - Ders 5:... 6... 7 Lesson Six - Ders 6:... 7... 8

Detaylı

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future Ders 33: Yakın gelecekten bahsederken be going to, be + verb~ing kalıplarının soru zamiri formları Reading (Okuma)

Detaylı

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT 8. SINIF ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KAZANIM TESTLERİ TÜRKÇE MATEMATİK T.C İNKİLAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK FEN VE TEKNOLOJİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ İNGİLİZCE Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır 1.SAYI

Detaylı

Lesson 41: may, might, might not. Ders 41: -ebilmek, might, might not

Lesson 41: may, might, might not. Ders 41: -ebilmek, might, might not Lesson 41: may, might, might not Ders 41: -ebilmek, might, might not Reading (Okuma) You may have a seat. ( Oturabilirsin. ) May I borrow your book? ( Kitabını ödünç alabilir miyim?) The taxi fee may be

Detaylı

Lesson 40: must, must not, should not. Ders 40: gereklilik(olumlu), gereklilik(olumsuz), tavsiye edilen gereklilik(olumsuz)

Lesson 40: must, must not, should not. Ders 40: gereklilik(olumlu), gereklilik(olumsuz), tavsiye edilen gereklilik(olumsuz) Lesson 40: must, must not, should not Ders 40: gereklilik(olumlu), gereklilik(olumsuz), tavsiye edilen gereklilik(olumsuz) Reading (Okuma) You must answer all the questions. ( Tüm sorulara cevap vermelisin.

Detaylı

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden Lesson 22: Why Ders 22: Neden Reading (Okuma) Why are you tired? (Neden yorgunsun?) Why is your boss angry? (Patronun neden sinirli?) Why was he late? (Neden geç kaldı?) Why did she go there? (Neden oraya

Detaylı

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden Lesson 22: Why Ders 22: Neden Reading (Okuma) Why are you tired? (Neden yorgunsun?) Why is your boss angry? (Patronun neden sinirli?) Why was he late? (Neden geç kaldı?) Why did she go there? (Neden oraya

Detaylı

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi

Lesson 31: Interrogative form of Will. Ders 31: Will kalıbının soru biçimi Lesson 31: Interrogative form of Will Ders 31: Will kalıbının soru biçimi Reading (Okuma) Will it be sunny tomorrow? (Yarın güneşli mi olacak?) Will you lend her the car? (Arabayı ödünç verecek misin?)

Detaylı

18- UNİTE 1 1- 11- 12- 19- 13- 20- 21- 14- 15- 22- 16- 23- 24- 17- 10-

18- UNİTE 1 1- 11- 12- 19- 13- 20- 21- 14- 15- 22- 16- 23- 24- 17- 10- UNİTE 1 1-2- 3-4- 5-6- 7-8- 9-10- 11-12- 13-14- 15-16- 17-18- 19-20- 21-22- 23-24- 40-41- 42-43- 44-45- 46-25- 26-27- 28-29- 30-31- 32-33- 34-35- 36-37- 38-39- 47-48- 49-50- 51-52- 53-54- 55-56- 57-58-

Detaylı

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 6

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 6 UNIT 6 A There Is / There Are 2 B Countable and Uncountable Nouns 3 C How Much / How Many 5 D Some / Any / A Few / A Little / A Lot Of 6 Yabancı Dil 1 WEEK 10 & WEEK 11 2015, Tekirdağ UNIT 6 A) THERE IS

Detaylı

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 1.-5. sorularda konuşma balonlarında boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz. 3. We can t go out today it s raining

Detaylı

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not

Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not Lesson 30: will, will not Ders 30: will, will not Reading (Okuma) I hope you will visit me one day. ( Umuyorum bir gün beni ziyaret edeceksin ) I think your sister will like that cellphone. ( Bence kız

Detaylı

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI TEOG SINAV SORUSU-1 UNIT 2 SINIF İÇİ TARAMA TESTİ Diyalogu tamamlayan ifade hangisidir? Henry: That's my money.i don t want to give it to you. Martin:...! Don t be so stingy. Diyalogda boşluğu en iyi tamamlayan

Detaylı

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek» «Soru Sormak ve Bir Şey İstemek» Soru sormak için kullanılan kalıplar. Önemli soru kelimeleri. Sorulan sorulara cevap vermek için kullanabileceğin kalıplar. Anlık kararlar ve öneriler için sık kullanılan

Detaylı

Travel General. General - Essentials. General - Conversation. Asking for help. Asking if a person speaks English

Travel General. General - Essentials. General - Conversation. Asking for help. Asking if a person speaks English - Essentials Can you help me, please? Asking for help Do you speak? Asking if a person speaks Do you speak _[language]_? Asking if a person speaks a certain language I don't speak_[language]_. Clarifying

Detaylı

Travel General. General - Essentials. General - Conversation. Asking for help. Asking if a person speaks English

Travel General. General - Essentials. General - Conversation. Asking for help. Asking if a person speaks English - Essentials Can you help me, please? Asking for help Do you speak? Asking if a person speaks Do you speak _[language]_? Asking if a person speaks a certain language I don't speak_[language]_. Clarifying

Detaylı

Blood: Kan Flow: Düşmek, akmak Flesh: Et, ten Steel: Çelik. Dry: Kurumak Colour: Renk Evening: Akşam Sun: Güneş

Blood: Kan Flow: Düşmek, akmak Flesh: Et, ten Steel: Çelik. Dry: Kurumak Colour: Renk Evening: Akşam Sun: Güneş 6. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ Fragile (Kırılgan) - Sting If blood will flow when flesh and steel are one Blood: Kan Flow: Düşmek, akmak Flesh: Et, ten Steel: Çelik Et ve çelik bir olduğunda/bir

Detaylı

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl Lesson 23: How Ders 23: Nasıl Reading (Okuma) How are you? (Nasılsın?) How are your parents? (Ailen nasıl?) How was the interview? (Görüşme nasıldı?) How is your work? (İşin nasıl?) How do you go to school?

Detaylı

İNGİLİZCE FİİLLER KELİME Build OKUNUŞU. biıld ANLAMI YAPMAK, İNŞA ETMEK

İNGİLİZCE FİİLLER KELİME Build OKUNUŞU. biıld ANLAMI YAPMAK, İNŞA ETMEK - 01 - Build biıld YAPMAK, İNŞA ETMEK - 02 - Burn börn YANMAK, YAKMAK - 03 - Burst börst PATLAMAK - 04 - Buy bay SATIN ALMAK - 05 - Cast kest ATMAK, FIRLATMAK - 06 - Catch keç YAKALAMAK - 07 - Come kam

Detaylı

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend. 1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is 1. This is girlfriend. a. hers b. to him c. of her d. his 1. There are people

Detaylı

DECEMBER 6 YRS

DECEMBER 6 YRS 2016 2017 DECEMBER 6 YRS Vocabulary to practise in DECEMBER! Christmas tree (Yeni yıl ağacı), Santa Claus (noel baba), bell (zil),deer (geyik), sleigh (kızak), banana (muz), apple (elma), orange (portakal),

Detaylı

mum dad grandpa grandma cousin aunt uncle boy girl man woman

mum dad grandpa grandma cousin aunt uncle boy girl man woman mum dad grandpa grandma cousin aunt uncle boy girl man woman Stick your family picture in the frame and say This is my mum. This is my dad. This is my.. Bir aile fotoğrafınızı çerçevenin içine yapıştırın

Detaylı

How many - How much - some - any- a few - much - a little - only a few - a lot of

How many - How much - some - any- a few - much - a little - only a few - a lot of Countable Uncountable Nouns How many+ çoğul isim+ are there..? Kaç tane vardır? (sayılabilen isimlerle) How much + tekil isim+ is there..? Ne kadar vardır? (sayılamayan isimlerle) Sayılabilen isimlerin

Detaylı

Cases in the Turkish Language

Cases in the Turkish Language Fluentinturkish.com Cases in the Turkish Language Grammar Cases Postpositions, circumpositions and prepositions are the words or morphemes that express location to some kind of reference. They are all

Detaylı

Şimdi de kesin bir zorunluluğun bulunmadığını ifade eden cümlelere örnekler verelim:

Şimdi de kesin bir zorunluluğun bulunmadığını ifade eden cümlelere örnekler verelim: 1 You mustn't smoke here. It's dangerous. (Burada sigara içmeniz yasaktır. Tehlikelidir.) 2 We mustn't park our car here. There's no-parking sign. (Arabanızı buraya park etmemiz yasak. Park edilmez işareti

Detaylı

İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ

İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ İNGİLİZCE SORU CÜMLELERİ What are you cooking, Fatma Hanım? What is it, Mrs. Miller? What do you want? What is his name? What have you in your basket? What can I do for you? What is the meaning of Topkapı

Detaylı

VOCABULARY LIST. late. leave. : ayrılmak, terk etmek call. listen. : dinlemek cartoon. live. : yaşamak chat. lunch. : öğle yemeği chess. marble.

VOCABULARY LIST. late. leave. : ayrılmak, terk etmek call. listen. : dinlemek cartoon. live. : yaşamak chat. lunch. : öğle yemeği chess. marble. Unıt 1 3 1 VOCABULARY LIST arrive : varmak, ulaşmak late : geç brush : fırçalamak leave : ayrılmak, terk etmek call : çağırmak, adlandırmak listen : dinlemek cartoon : çizgi film live : yaşamak chat :

Detaylı

5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routines Kelime Listesi ve Konu Anlatımı

5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routines Kelime Listesi ve Konu Anlatımı 5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routines Kelime Listesi ve Konu Anlatımı 5. Sınıf İngilizce 4. Ünite My Daily Routine (Hergün yaptığım şeyler) Ünite Sözlüğü - Kelime Listesi afternoon: öğlen and:

Detaylı

Travel Getting Around

Travel Getting Around - Location Kayboldum. Not knowing where you are Onun haritada nerede olduğunu bana gösterir misiniz? Asking for a specific location on a map ı nerede bulurum? Asking for a specific... bir banyo?... bir

Detaylı

TOO ENOUGH. Aşırı, çok fazla yeterli, yeterince, yeteri kadar

TOO ENOUGH. Aşırı, çok fazla yeterli, yeterince, yeteri kadar TOO ENOUGH Aşırı, çok fazla yeterli, yeterince, yeteri kadar TOO aşırı, çok fazla Difficult Too difficult Too difficult to answer Too difficult to imagine Too difficult to think Zor aşırı zor (yapılamayacak

Detaylı

4. S n f. Bu konuflman n geçti i resim afla - dakilerden hangisidir? name is Engin. Konuflmay resme göre tamamlayan ifade afla dakilerden hangisidir?

4. S n f. Bu konuflman n geçti i resim afla - dakilerden hangisidir? name is Engin. Konuflmay resme göre tamamlayan ifade afla dakilerden hangisidir? NG L ZCE 4. S n f Adı - Soyadı:... Numarası:... Sınıfı:... TALKING ABOUT CLASSROOM RULES, GREETINGS, SUBJECT PRONOUNS Test 1 1. 5. Good night Ahmet. Good night Mehmet. Bu konuflman n geçti i resim afla

Detaylı

Ünite 5. Hungry Planet. Ortak Dersler. İngilizce II. Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

Ünite 5. Hungry Planet. Ortak Dersler. İngilizce II. Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ Hungry Planet Ünite 5 Ortak Dersler İngilizce II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ 1 Ünite 5 HUNGRY PLANET Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ İçindekiler 5.1. KEY VOCABULARY... 3 5.2. COUNTABLE & UNCOUNTABLE NOUNS

Detaylı

Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece

Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece INDUSTRIAL POLLUTION Industrial pollution is not only a problem for Europe and North America Industrial: Endüstriyel Pollution: Kirlilik Only: Sadece Problem: Sorun North: Kuzey Endüstriyel kirlilik yalnızca

Detaylı

BBC English in Daily Life

BBC English in Daily Life İçindekiler Lesson one - Ders 1:... 2... 2 Lesson Two - Ders 2:... 2... 3 Lesson Three - Ders 3:... 3... 4 Lesson Four - Ders 4:... 4... 5 Lesson Five - Ders 5:... 5... 6 Lesson Six - Ders 6:... 6... 7

Detaylı

SBS PRACTICE TEST 3. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 3*

SBS PRACTICE TEST 3. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 3* SBS PRACTICE TEST 3 1. Konuşma balonunda sorulan soruya karşılık resme göre verilebilecek doğru yanıt hangi seçenektedir? What s Bob doing now? 3. Verilen cümledeki boşluğa tamamlayan ifadeyi seçeneklerden

Detaylı

Ünite 12. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okt. Derya KOCAOĞLU

Ünite 12. Listmania. Ortak Dersler. İngilizce II. Okt. Derya KOCAOĞLU Listmania Ünite 12 Ortak Dersler İngilizce II Okt. Derya KOCAOĞLU 1 Ünite 12 LISTMANIA Okt. Derya KOCAOĞLU İçindekiler 12.1. PRESENT PERFECT & PAST SIMPLE... 3 12.2. REVIEW OF VERB FORMS... 3 12.3. VOCABULARY

Detaylı

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü Possessive Endings In English, the possession of an object is described by adding an s at the end of the possessor word separated by an apostrophe. If we are talking about a pen belonging to Hakan we would

Detaylı

YDS. Basic Words / Verbs 1. 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 1 - www.sistemdil.com. 31. carry: taşımak, bir yerden bir yere götürmek

YDS. Basic Words / Verbs 1. 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 1 - www.sistemdil.com. 31. carry: taşımak, bir yerden bir yere götürmek 1. accept: kabul etmek, onaylamak 2. act: rol yapmak, davranış göstermek 3. add: eklemek, toplamak, ilave etmek 4. admire: hayran olmak, saygı duymak 5. agree: hemfikir olmak, kabul etmek 6. allow: izin

Detaylı

1. She traveled the world. a. over b. across c. on d. around. 1. There s a park across the street the hospital. a. of b. to c. from d.

1. She traveled the world. a. over b. across c. on d. around. 1. There s a park across the street the hospital. a. of b. to c. from d. 1. She traveled the world. a. over b. across c. on d. around 1. There s a park across the street the hospital. a. of b. to c. from d. for 1. I am taking some books. a. hers b. her c. to her d. she 1. bottle

Detaylı

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ 8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ 1., 2. ve 3. sorularda aşağıda verilen kelimelerden hangisi anlam bakımından diğerlerinden farklıdır? 1. A) rude B) trustworthy C) generous D) supportive TEST - 2 (2011-2012)

Detaylı

Merhabalar, Rahat İngilizce başlangıç seti, 2. Bölüm Extra Dersine hoş geldiniz. Bu dersimizde, mini hikayemizdeki cümlelerin Türkçe anlamlarını öğreneceğiz. Haydi başlayalım. There is a woman. Her name

Detaylı

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler

Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler Lesson 64: Modal verbs Ders 64: Yardımcı fiiler Reading (Okuma) He can cook almost any dish. (Neredeyse her yemeği pişirebilir.) You must solve your problems. (Sorunlarını çözmen gerekir.) He could be

Detaylı

JUNIOR KINDERGARTEN İSTEK Private Barış Kindergarten Newsletter December 2013 Age 5

JUNIOR KINDERGARTEN İSTEK Private Barış Kindergarten Newsletter December 2013 Age 5 JUNIOR KINDERGARTEN İSTEK Private Barış Kindergarten Newsletter December 2013 Age 5 The subjects that will be covered in the month of December are as follows: Week 1: Revision: occupations. Places of work:

Detaylı

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. www.ekolayingilizce.com SIMPLE PAST (to be)

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. www.ekolayingilizce.com SIMPLE PAST (to be) İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA İNGİLİZCE GRAMER (+) I was a student. She was a student. They were students. (?) Was I a student? Was she

Detaylı

Lesson 11 Weather and Seasons Hava Durumu ve Mevsimler

Lesson 11 Weather and Seasons Hava Durumu ve Mevsimler This lesson will introduce you to: - Vocabulary related to weather, seasons, and climate - How to ask for and give temperatures - How to understand weather reports - How to discuss the weather and climate

Detaylı

YABANCI DİL I Okutman Derya KOCAOĞLU

YABANCI DİL I Okutman Derya KOCAOĞLU ORTAK DERSLER YABANCI DİL I Okutman Derya KOCAOĞLU 1 Ünite: 10 A REAL ACHIEVEMENT Okutman Derya KOCAOĞLU İçindekiler 10.1. PARTS OF THE BODY (VÜCUDUN BÖLÜMLERİ)... 3 10.2. VERBS OF MOVEMENT (HAREKET BİLDİREN

Detaylı

Lesson 29: "It" in Various Usages. Ders 29: "It" Zamirinin Farklı Kullanımları

Lesson 29: It in Various Usages. Ders 29: It Zamirinin Farklı Kullanımları Lesson 29: "It" in Various Usages Ders 29: "It" Zamirinin Farklı Kullanımları Reading (Okuma) What time is it now? It s eight thirty. (Şu an saat kaç? Sekiz buçuk.) What day of the week is it today? It

Detaylı

SBS PRACTICE EXAM 4. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 4* 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir?

SBS PRACTICE EXAM 4. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 4* 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir? SBS PRACTICE EXAM 4 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir? 4. Düşünce balonundaki cümleyi doğru tamamlayan sözcüğü seçiniz. You are not a hardworking student, Mike! Jeff is a/an friend.

Detaylı

DENEME SINAVLARI. www.dilkoyayincilik.com

DENEME SINAVLARI. www.dilkoyayincilik.com DENEME SINAVLARI Tüm hakkı saklıdır. 5846 ve 2936 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası Hükümleri gereğince yayıncının yazılı izni olmaksızın bu kitabın tamamı veya bir kısmı elektronik ortam dahil kopya

Detaylı

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 4. A Plural Nouns (Regular / Irregular) 1 B This / That / These / Those 3 C Have Got & Has Got 5

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ UNIT 4. A Plural Nouns (Regular / Irregular) 1 B This / That / These / Those 3 C Have Got & Has Got 5 UNIT 4 A Plural Nouns (Regular / Irregular) 1 B This / That / These / Those 3 C Have Got & Has Got 5 Yabancı Dil 1 WEEK 5 & WEEK 6 2015, Tekirdağ UNIT 4 A) PLURAL NOUNS (ÇOĞUL İSİMLER) A1. REGULAR PLURAL

Detaylı

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney THE SCHOOL S MYSTERY Written and illustrated by Sarah Sweeney SEV Yayıncılık Eğitim ve Ticaret A.Ş. Nuhkuyusu Cad., No. 197 Üsküdar İş Merkezi, Kat 3, 34664 Bağlarbaşı, Üsküdar, İstanbul Tel.: (0216) 474

Detaylı

Put on make-up: Makyaj yapmak Brush: Taramak Long: Uzun. Then: Sonra Ask: Sormak Look: Görünmek All right: İyi

Put on make-up: Makyaj yapmak Brush: Taramak Long: Uzun. Then: Sonra Ask: Sormak Look: Görünmek All right: İyi 7. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ Eric Clapton - Wonderful Tonight (Bu Gece Harika(sın)) It's late in the evening; Late: Geç Evening: Akşam Akşamın geç bir vakti She's wondering what clothes to wear.

Detaylı

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 6 SBS PRACTICE TEST OH! Thank you very much. You are a A) occupied / fought SBS PRACTICE TEST 6 1.-5. sorularda konuşma balonlarında boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz. 3. I was shopping officer. What were you doing he stole your bag? 1. Mustafa Kemal

Detaylı

6. Sınıf İngilizce 1. Ünite After School Konu Anlatımı. Kelime Bilgisi. after school activities : okul sonrası etkinlikler

6. Sınıf İngilizce 1. Ünite After School Konu Anlatımı. Kelime Bilgisi. after school activities : okul sonrası etkinlikler 6. Sınıf İngilizce 1. Ünite After School Konu Anlatımı Kelime Bilgisi activities : etkinlikler activity : etkinlik after dinner : akşam yemeğinden sonra after school : okuldan sonra after school activities

Detaylı

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney CALUM SAILS AWAY Written and illustrated by Sarah Sweeney SEV Yayıncılık Eğitim ve Ticaret A.Ş. Nuhkuyusu Cad., No. 197 Üsküdar İş Merkezi, Kat 3, 34664 Bağlarbaşı, Üsküdar, İstanbul Tel.: (0216) 474 23

Detaylı

Students can get almost everything they need near the university campus. Student: Öğrenci Can: -ebilmek get: almak, sahip olmak, erişmek

Students can get almost everything they need near the university campus. Student: Öğrenci Can: -ebilmek get: almak, sahip olmak, erişmek MESLEKİ İNGİLİZCE I DERSİ - 1. HAFTA ÇEVİRİ METİNLERİ 1. NEW YORK UNIVERSITY New York University is in Greenwich Village. in: içinde, -de/da Village: köy, kasaba New York Üniversitesi Greenwich kasabasındadır.

Detaylı

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları www.zaferfotokopi.com

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları www.zaferfotokopi.com ATA - AÖF AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ VİZE SORULARI YABANCI DİL l Sipariş ve Bilgi İçin : ZAFER FOTOKOPİ SINAVINIZDA BAŞARILAR DİLER. 0.332 353 78 75 Rampalı Çarşı 1 Kat No: 135 Meram/KONYA www.zaferfotokopi.com

Detaylı

9. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ. Careless Whisper (Kayıtsız Fısıltı) George Michael. I feel so unsure. Unsure: Emin olmamak, belirsiz olmak

9. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ. Careless Whisper (Kayıtsız Fısıltı) George Michael. I feel so unsure. Unsure: Emin olmamak, belirsiz olmak 9. DERS ÇEVİRİ METİNLERİ VE ÇEVİRİLERİ Careless Whisper (Kayıtsız Fısıltı) George Michael I feel so unsure Feel: Hissetmek Unsure: Emin olmamak, belirsiz olmak Ben hiç emin değilim As i take your hand

Detaylı

MART BÜLTENİ 4-5 YAŞ/2.KUR MARCH BULLETIN

MART BÜLTENİ 4-5 YAŞ/2.KUR MARCH BULLETIN MART BÜLTENİ 4-5 YAŞ/2.KUR MARCH BULLETIN Şekiller Shapes Daire-Circle Kare-Square Üçgen-Triangle Çocuğa Sorunuz: Türkçe-İngilizce Kare ne demek? What does kare mean? İngilizce-Türkçe What does square

Detaylı

SEVİYE 1 GÜZ DÖNEMİ 2.ÇEYREK - TEKRAR KURU (8 hafta ders saati)

SEVİYE 1 GÜZ DÖNEMİ 2.ÇEYREK - TEKRAR KURU (8 hafta ders saati) SEVİYE 1 GÜZ DÖNEMİ 2.ÇEYREK TEKRAR KURU 20162017 (8 hafta 184 ders saati) 1 Hafta Üniteler Kitap ı İçerik Ekstra 59 Aralık, 2016 1.1 1.2 1.3 Icebreakers verb to be subject pro The verb to be : Affirmative,

Detaylı

Lesson 58 : everything, anything. each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey. Her biri, her

Lesson 58 : everything, anything. each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey. Her biri, her Lesson 58 : everything, anything each, every Ders 58: her şey, herhangi bir şey Her biri, her Reading (Okuma) Is everything okay? (Her şey yolunda mı?) Don t worry, everything will be fine. (Endişelenme,

Detaylı