Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri"

Transkript

1 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri Halil Tözüm, Canan Eren, Tahir Şevval Eren Giriş Birçok sistemik ve lokal hastalığa bağlı olarak ortaya çıkabilen plevral efüzyonlar, etyolojilerine göre benign ve malign olarak sınıflandırılırlar. Benign plevral efüzyon nedenleri içinde ise, sıklıkla bilateral efüzyon oluşturan, konjestif kalp yetmezliği en sık rastlanan sebeptir. Bu yazının konusunu oluşturan parapnömonik plevral efüzyonlar (PPE) ise en sık rastlanan ikinci guruptur [1]. Parapnömonik plevral efüzyon, altta yatan bir sebep olsun ya da olmasın pulmoner parankimde ortaya çıkan infeksiyonlara ikincil olarak, plevra yaprakları arasında mayi toplanmasıdır. Plevral mayi oluşumunda temel mekanizma, etkili olan sebebe bağlı olarak plevral mayinin sekresyonunda ve absorbsiyonunda dengenin bozulmasıdır. Pnömonilerde bu denge, infeksiyon sürecinde ortaya çıkan enflamatuar ajanlar sebebi ile kapiller geçirgenlik artışı yoluyla bozulur. Pnömoni tanısıyla hastaneye yatırılmış olguların %40-60 ında PPE görüldüğü bildirilmiştir [2-3]. Son yıllarda plevral efüzyonların insidansında bir artış olduğu saptanmakta, sürecin yönetilmesi aşamalarında ortaya çıkan tüm önemli gelişmelere rağmen morbidite ve mortalitenin sabit kaldığı görülmektedir [4]. İnfeksiyon süresicinin başlangıcında, kapiller geçirgenliğin bozulması ile proteinden zengin bir eksuda plevral aralığa sızmaya başlar. Lenfatik drenajın bu sızıntı karşısında yetersiz kaldığı noktadan itibaren ise PPE ( Eksudatif Akut Evre) ortaya çıkar. Bu süreçte mayi sterildir, hücre sayısı azdır, laktat dehidrojenaz (LDH) düzeyi düşüktür, glukoz içeriği normaldir ve ph ı 7.3 den yüksektir [5]. Altta yatan infeksiyonun tedavisi ile kendiliğinden ortadan kalkması beklenir. Ancak infeksiyon tedavi edilmez ise, patojen mikroorganizmalar plevrayı kontamine ederler (Fibrinopürülan evre). Böylece glukoz düzeyi 60 mg/ dl nin altına düşer, LDH düzeyi 1000 U/L nin üstüne çıkar ve laktik asit birikimiyle de ph 7.2 nin altına iner. Bu dönemde plevral mayiye komplike parapnömonik plevral efüzyon (KPPE) adı verilir. Mayinin yoğunluğu artmış, fibroblastların da plevral aralığa göçü ile plevral yapraklar üzerinde fibrin artıkları birikmeye başlamıştır. İnfeksiyon etkeni ajana ve infeksiyonun şiddetine bağlı olarak ilk 851

2 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri septasyonlar da oluşmaya başlar. KPPE un PPE dan ayrılmasında en etkili parametrenin plevral mayi ph ı olduğu bildirilmiştir [6-7]. Bu dönemde tedavi sürecinde enfekte mayinin etkin bir şekilde drenajı şarttır. Eğer tedavi edilmez ya da tedavi başarısız olursa, plevral mayi gittikçe yoğunlaşır, pürülan bir karakter kazanır ve artan fibrin artıklar sebebi ile pulmoner parankim kalın bir plevral kabukla hapsolur ( Organizasyon evresi, Ampiyem) [8]. Bu süreçte plevral aralıkta septasyonlar iyice belirginleşmiş ve minimal invaziv yöntemlerle etkin bir drenaj sağlama şansı kaybedilmiştir. Organizasyon evresinin ilerlemesi ile beraber, kalınlaşan paryetal plevranın etkisinde interkostal mesafe daralmaya başlar ve fibrotoraks oluşur. Akciğerin hapsi ve fibrotoraks oluşumuyla birlikte restriktif tipte bir pulmoner fonksiyon bozukluğu ortaya çıkar. Yine ampiyeme dönüşmüş olgularda hastanede yatış süresi ve mortalite ciddi oranda artar [9-10]. Bahsedilen bu dönemler arasında kesinlik birdirilebilecek süreler yoktur. Hastanın immün direncinden pnömoninin altında yatan nedenlere, patojen mikroorganizmanın tipinden ve infeksiyonun şiddetinden tedavi yaklaşımın efektifliğine kadar birçok sebeple bu süreler hemen her hastada farklılıklar gösterebilir ve iç içe geçebilir. Ancak genel geçer bir bilgi olarak, organizasyon safhasının başlaması, PPE un ilk oluşumundan sonra ki 1-2 hafta içinde olur denilebilir [ ]. Tarihsel Gelişim Plevral infeksiyonlar hakkındaki ilk tarihi bilgiler, 5000 yıl öncesine, Antik Mısır a dek uzanmakla birlikte, hasta başında ayrıntılı inceleme temelinde bir devrim yapan Hipokrat tarafından ilk kez, İ.Ö 400 de ampiyem tanımlanmıştır [4]. Elimizdeki veriler, Hipokrat ın kosta rezeksiyonu ya da interkostal insizyon ile ampiyemi tedavi ettiğini göstermektedir [13]. Tıbbi literatürde ise ilk ampiyem yayını Fransız hekim Le Clerc tarafından 1719 da yapılmıştır de Playfair ilk kez ve 1876 da da Hewitt daha kapsamlı olarak kapalı drenajı tanımlamışlardır [14-15]. Buna rağmen kapalı drenaj çok uzun yıllar genel olarak itibar görmemiş, 1. Dünya Savaşı sonrası patlayan İnfluenza pandemilerinde ortaya çıkan kaçınılmaz plevral sekeller görülene dek önemsenmemiştir. Bilinen ilk başarılı dekortikasyonu 1893 de, Amerikalı cerrah Fowler gerçekleştirmiştir. Tüm bunlara rağmen, Graham, ampiyemi etyolojik, fizyolojik, mikrobiyolojik yönden inceleyip, modern tedavi yaklaşımlarını uygulayana ve kısa dönem mortaliteyi %3.4 e düşürene dek istenilen sıçrama yapılamamıştır [16]. Kendinden sonra çok daha modern birçok tanı ve tedavi metodu gelişmesine rağmen, ampiyem için talihin kırıldığı nokta Graham dır. Özellikle modern drenaj yöntemlerinin gelişmesi ve antibiyotiklerin kullanıma girmesi günümüzde sorunu çok daha farklı bir noktaya getirmiştir. Tüm bunlara rağmen yine de ampiyem, önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olmaya devam etmektedir. Mikrobiyoloji Pnömoniye neden olabilecek hemen her tür mikroorganizma aynı zamanda PPE a da neden olabilir. Viral mikroorganizmalar ya da mycoplasma gibi atipik ajanlar daha ender olarak PPE a neden olurken, tüm ampiyemlerin %70 i bakteriyel pnömonilerden kaynaklanır [17]. Travmalara ya da cerrahi prosedürlere bağlı olarak plevral aralığın kontaminasyonu diğer başlıca ampiyem nedenelerindendirler. Geleneksel bir bilgi olarak pnömoniye neden olan mikroorganizmanın sıklıkla PPE dan 86 2

3 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Parapnömonik Mikrobiyoloji Plevral ve Efüzyon Tedavi Yöntemleri ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri da sorumlu olduğu düşünülmektedir [4]. Ancak enfekte plevral alan havalanan akciğerden daha farklı asidite ve oksijenizasyona sahiptir. Bu sebeple bazı bakteriler tarafından invazyona daha açıktır [18]. Yine son zamanlarda sık rastlanan pnömoni ajanları ile ortaya konulan plevral infeskiyon ajanları arasında farklılıklar olması, bu bilginin tamamıyla doğru olmadığını göstermektedir [4-19]. Mayinin steril olduğu eksudatif evrede kültürlerde üreme hemen daima yoktur. Fibrinopürülan evrede ve organizasyon safhasında patojen mikroorganizmaları üretmek mümkündür, ancak çeşitli sebeplerle çoğu kez bu da başarısız olur. Özellikle kültür alınması öncesi zaten antibiyotik tedavisinin başlamış olması bunda en önemli etkendir. Buna rağmen sadece %18-30 vakada kültürlerin steril kaldığı, %29-55 vakada tek mikroorganizmanın, %17-49 vakada ise mutliple mikroorganizmanın tespit edildiğini bildiren yayınlar da mevcuttur [20]. Buna rağmen ex-vivo ortamlarda, agresif antibiyotik kullanımının da etkisinde, bakteri izlolatlarını elde etmek zordur. Tanısal amaçlı yapılan torasentezlerden sonra, mayi mikrobiyoloji laboratuarına hızla ulaştırılmalıdır. Alınan örnekler, kültür yapılana dek, steril bir kapta, oda ısısında bekletilebilir [13]. Örneklerin hemokültür şişelerine doğrudan ekilmesi gram boyama ve kantitatif kültür şansını ortadan kaldırır. Örneğin bekletilmesi sırasında oda ısısı yerine buzdolabı tercih edilirse, S. pneuomoniae, H. influanzae ve anaerob bakterilerin üremesi inhibe olabilir [12]. Laboratuarda aerob, anareob ve tüberküloz kültürleri ile seçilmiş vakalarda fungus, Nocardia, Actinomyces kültürlerinin yapılması tanı için yeterlidir. Antibiyotiklerin kullanılmadığı dönemlerde hemen tüm PPE etkenlerinin 2/3 ü S. Pneumonia kaynaklı iken, antibiyotiklerin kullanılmaya başlaması ile bir kayma oluşmuş ve toplamın sadece %10 una gerilemiştir [21]. İngiltere de yapılan ve bakteri izolasyonu için standart kültürlerin yanında DNA ampflikasyon tekniklerinin de kullanıldığı bir çalışmada [19], 434 olgunun bulunduğu bir seri incelenmiştir. Bu PPE olgularında, kültür ve DNA ampflikasyonuna ek olarak pahalı klonlama tekniklerinin de kullanılmasına rağmen, etken mikroorganizmalar sadece %74 ünde identifiye edilebilmiştir. Olguların %85 i toplum kökenli iken %15 i hastane kaynaklıdır. Bu çalışmada baskın bakteri gurubu olarak Streptococcus Milleri (Anginosus) gurubu saptanmıştır. Bu gurup ve diğer gram pozitif aerob bakteriler, tüm enfeksiyonların %65 ini oluşturmuşlardır. Tüm vakaların %20 si polimikrobiyal olarak tespit edilmiştir. Toplum kökenli infeksiyonların ana etkeni streptokoklar iken, hastane kaynaklı infeksiyonlarda stafilokoklar öne çıkmıştır. İkinci sıklıkta ise toplum kökenli infeksiyonlarda anaerob bakterilere (%22) rastlanırken, hastane kaynaklı infeksiyonlarda gram negatif bakterilere (E. Coli başta olmak üzere) (%26) rastlanmıştır. Stafilokoklara bağlı infeksiyonların %70 inde MRSA tespit edilmesi bir başka dikkat çekici noktadır. Heptavalent pnömokok aşısının 2000 li yıllarda kullanılmaya başlamasının da tıpkı antibiyotiklerin ilk kullanıma girmesinde olduğu gibi, belirlenen etkenlerde bir başka kaymaya yol açtığı düşünülmektedir. Çünkü predominant serotipler aşı kapsamında değildir [22]. Bu fenomen, değişen virülansla birlikte, son yıllarda birçok yayında belirtilen ampiyem insidansında ki artışı da açıklamaktadır [ ]. Ananerob mikroorganizmalar sıklıkla sürece dahil olur. Özellikle kötü koku varlığı anaerob bakteriler konusunda uyarıcı olmalıdır (3*13). Provetella, bacteriodes ve fusobacterium türleri en sık izole edilen anaerob ajanlardırlar (3*27). S. Aureus a bağlı pnömonilerin %50 sinde PPE gelişir ve bunların da %50 si ampiyeme ilerler [26]. Sıklıkla influenza ile komplike olarak, entübasyona bağlı olarak, krıo- 87 3

4 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri nik düşkünlük ve ileri yaş gibi savunma sistemlerinin zayıfladığı durumlarda görülür. İmmün yetmezlikli hastalarda funguslar ve gram negatif basiller sık tespit edilen patojenlerdirler [27]. Tedavi PPE un komplike olmaya başladığı andan itibaren tedavide temel ilke, enfeksiyonun antibiyotikler ile kontrol altına alınmaya çalışılması ve mikroorganizmaların dahil olduğu plevral mayinin efektif drenajının sağlanmasıdır. Burada amaç, akciğerin reekspansiyonunu sağlayarak plevral boşluğu doldurmak, patojen ajanlara üreme alanı bırakmamaktır. Bunu sağlayabilmek için ise, basit torasentezden dekortikasyon cerrahisine kadar birçok invaziv tedavi yöntemi kullanılır. Ancak çoğu zaman içi içe geçmiş ve net sınırları olmayan ve üç evre ile özetlenen bu süreçte, hangi tedavi şekillerinin ne zaman seçileceğine karar verirken, plevral mayinin ph, glukoz, LDH değerleri ve lokülasyonların varlığı belirleyici olurlar. Birçok farklı otör mayinin biyokimyasal, mikrobiyolojik ve anatomik özelliklerine göre farklı durumlarda farklı tedavi seçenekleri önermişler, bu konuda ortak bir payda bulunamamıştır. Bazı otörler ph 7.0 ın altında hatta kültürler pozitif iken bile sadece antibiyotiklerle tedavi sağlanabileceğini iddia etmektedirler [28-29]. Ancak erken aşamalarda tedavinin başarısız olmasının ileri aşamalarda daha yüksek riskli cerrahi tedaviler gerektireceği de bir gerçek olup, minimal invaziv seçeneklerle yeterli ve etkin bir drenajın tedaviye eklenmesinin ampiyemin morbiditesini azaltacağı da bir kesinliktir. Burada önemli olan, hastanın ve hastalığın hangi aşamasında hangi tedavi seçeneklerinin kombine edilmesi gerektiğine doğru karar vermek, her hastayı kendi şartlarında değerlendirmektir. Pulmoner ve plevral infeksiyonu olan hastaların çoğu sepsise yakın olduklarından ve sıklıkla genel durumları bozuk olduğundan dolayı destek tedaviler verilmesi de önemlidir. Yatırılarak tedavi edilme ihtiyacı duyulan hastaların çoğuna tromboembolik profilaksi önerilir [30]. Yine nutrisyonel bozukluğu olan hastalarda ampiyem insidansının daha yüksek olduğu akılda tutulmalı, gerektiğinde nutrisyonel destek de verilmelidir. Antibiyoterapi Toplum kökenli pnömoni vakalarında plevral efüzyon olması, hastaneye yatış nedeni olarak kabul edilir [31]. Antibiyotik seçiminde, pnömoninin toplum kökenli ya da hastane kökenli olması temel ayırımdır. Yine hastanın genel durumu ve morbiditeyi artıran ek hastalıkların varlığı antibyotik seçiminde önemli kriterlerdir. Efüzyon varlığı antibiyotik seçimini etkilemez. Toplum kökenli pnömonilerde,beta-laktam + beta-laktamaz kombinasyonları ya da kuşak sefalosporinlerin etkinliği, gram pozitif kokları, bakteriodes türü dahil anaerobları ve bazı gram negatif basilleri kapsamaktadır [32] ve ilk tedavi için uygundur. Parenteral penisilinlerin ve sefalosporinlerin plevral mayideki konsantrasyonları, serumdakinin %75 idir [30]. Anaerob etkinliği ile iyi bir ampirik ajan olabilecek metronidazolün de benzer şekilde plevral geçişi yüksektir [33]. Aminoglikozidlerin düşük ph da etkinliğini yitireceği ve bazı beta laktam antibiyotiklerin ise olası beta laktamaz aktivitesi nedeniyle etkisiz kalabileceği akılda tutulmalıdır. Hastane kaynaklı pnömonilerde ise, antipsödomonal spektrumu olan 3. kuşak sefalosporinler ve stafilokok kontaminasyonu olasılığı olan hastalarda glikopeptidler tercih edilmelidir [13]. İntraplevral aralığa doğrudan antibiyotik uygulanması ile ilgili pek az çalış- 88 4

5 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Parapnömonik Mikrobiyoloji Plevral ve Efüzyon Tedavi Yöntemleri ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri ma vardır ve yüksek asidik ortamlarda beklenen etkinliğin sınırlı olacağı düşünülmektedir [34]. Pnömoni ve PPE tanısı konulduğunda kültür ve antibiyogram sonucu beklenilmeden ampirik antibiyoterapiye başlanılmalıdır. Plevral mayiye antibiyotik geçişi çoğu kez yeterlidir ve doz artırımına gerek yoktur. Tedaviye ortalama 3-6 hafta devam edilmelidir. Torasentez Fibrin artıkların birikimi ve lokülasyonlar öncesi erken dönemlerde torasentez ya da ince kateterler yolu ile perkütan drenajlar yapılabilir [35]. Olası bir kontrendikasyon yoksa, tekrarlayan torasentezler ve plevral boşluğun irrigasyonu yolu ile %11-25 tedavi başarısı bildirilmiştir [36-37]. Lateral dekubitis grafisinde 10 mm kalınlığı geçmeyen mayilerde antibiyotik tedavisi yeterlidir, mayi kalınlığı 10 mm yi geçerse hem tanısal hem de terapörik amaçlı torasentez yapılmalıdır [12]. Bir başka çalışmada Skouras ve arkadaşları efüzyon tanısında USG yi kullanmışlar ve 2 cm den daha az olan sıvıların örneklemeye dahi ihtiyaç duyulmadan tedavi edilebileceğini bildirmişlerdir [38]. Ancak az miktarda olan sıvılara müdehale edilirken, sıvının yerinin net olarak bilinmesi, olası komplikasyonlara engel olabilmek için, önemlidir. Bu amaçla en sık kullanıla yöntem USG dir [39]. Torasentez hem tanısal hem de tedavi edici amaçlarla yapılmalıdır. Tedavi planının belirlenmesinde mayinin biyokimyasal ve mikrobiyolojik özellikleri ana unsurdur. Bu noktada, antibiyotik tedavisinin başlamasından önce yapılacak tanısal torasentezler, pozitif kültür oranlarını artıracaktır [13]. Light tedavi edici torasentezin efüzyon ilk tespit edildiğinde uygulanmasını önerir [40]. Tekrarı halinde ikinci kez torasentez yapılmasını bunun da tekrar etmesi halinde ise tüp toraksotomi yapılmasını önerir. Torasentez erken plevral efüzyonlarda en az tüp torakostomi kadar etkilidir. Bununla birlikte, plevral efüzyonlarda fizyopatolojik safhaların iç içe geçtiği ve tedavi başarısızlığının çok daha morbid cerrahi girişimlere ihtiyaç doğurabileceği unutulmamalı, perkütan kateterlerin ya da toraks tüplerinin kabul edilebilir oranda düşük komplikasyonlarla uygulanabileceği hatırlanmalıdır [41-42]. Tüp Torakostomi Tüp torakostomi ve kapalı su altı drenajı, hemen her tür plevral mayinin tedavisinde en sık kullanılan invaziv yöntemdir. Plevral boşluktaki pürülan mayinin boşaltılması ve akciğerlerin ekspansiyonu ile hem hastanın genel durumu hızla düzelecek hem de antibiyotiklerin infeksiyonu kontrol altına alma şansı artacaktır. Zaten plevral efüzyonlarda tüp torakostominin başarı göstergesi, ilk 24 saat içinde ortaya çıkan klinik ve radyolojik düzelmenin varlığı olarak kabul edilir [13]. Efüzyonun semptomatik olduğu olgularda ve ph ın 7.2 nin altında olduğu durumlarda kesin endikasyon mevcuttur (Tablo 1). Tüp drenajına rağmen düzelme olmuyorsa bu drenajın yetersizliğinin delilidir [40]. Yöntemin başarılı olması, hastalığın eksudatif ya da erken fibrinopürülan evrede olmasına bağlıdır. Daha ileri evrede oluşmuş olan lokülasyonlar başarı şansını sınırlayacaktır. Ancak yetersiz drenajda, tüpün, malpozisyonu, kıvrılmış olma ihtimali ve tıkanma ihtimali de gözden geçirilmelidir. Ancak doğru yerleştirilmiş bir tüpe rağmen mayi varlığının çeşitli yollarla gösterilmesi net bir torakoskopi endikasyonudur [43]. Lokal anestezi altında uygulanan işlem deneyimli ellerde basit ve pratiktir. İşlemin 89 5

6 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri Tablo 1. Drenaj kararı vermeyi kolaylaştıran durumlar - Plevral mayi ph ının 7.2 nin altında olması - İleri yaş - Komorbid hastalıkların varlığı - Kronik akciğer hastalığının olması - Kültür pozitif plevral mayi varlığı - Antibiyotik tedavisine rağmen ateş yüksekliği ve lökositozun devam etmesi - Alkolizm ve yutma güçlüğü gibi anaerob infeksiyon ihtimalinin arttığı haller - Etken patojenin virülansının yüksek olması ( S. Pyogenes, S. Aureus, Anarerob bakteriler ve K. Pneumoniae gibi bakteriler ile oluşan efüzyonlar daha hızlı komplike olurlar.) - Bronkoplevral fistül varlığı ( Grafide hava sıvı seviyesinin tespit edilmesi) - İntraplevral lokülasyonların radyolojik olarak gösterilmesi - Hemitoraksın %40 ından fazlasını kaplayan mayiler morbiditesi %9-21 olarak bildirilmiştir [44]. Ancak deneyimli ve özenli ellerde komplikasyon insidansı minimaldir. Yine de, tüpün malpozisyonu, intratorasik ya da intraabdominal organ yaralanmaları, hemoraji, bakteriyel kontaminasyon, interkostal nöralji ve pulmoner re-ekspansiyon ödemi gibi komplikasyonlara neden olabilir. Bunlardan kaçınmak için, işlem deneyimli ellerde gerçekleştirilmeli, radyolojik görüntüler dikkatlice değerlendirilerek planlanmalı ve işlem sonrası hasta yakından takip edilmelidir. Özellikle loküle efüzyonlarda USG eşliğinde hedef bölgenin saptanması, önerilen ve komplikasyon riskini azaltan ayrıca drenaj etkinliğini artıran bir yöntemdir [45]. Ayrıca toraks tüpü yoluyla boşluğun irrigasyonunu yapmak mümkündür. Bu sayede, hem fiziksel debridman sağlanacak, hem de ortamın PH değeri değiştirilerek mikroorganizmaların üreme ortamları bozulacaktır [35]. Ancak bronkoplevral fistül varlığı aspirasyona neden olabileceği için, plevral irrigasyona bir kontrendikasyon olarak kabul edilir [3]. Eş zamanlı olarak antibiyotik tedavisinin de devam ettiği bu süreçte, plevral mayi kültürlerinde üreme olduğu müddetçe tüp torakostomi sonlandırılmamalıdır. Aksi takdirde enfeksiyonun tekrar edebileceği akılda tutulmalıdır. Akciğer ekspansiyonunun tam olarak sağlandığı, mayi kültürlerinde üremenin olmadığı ve drenaj miktarının günlük cc nin altına düştüğü hallerde, toraks tüpü sonlandırılabilir [12]. Drenin uzun süre kalacağı olgularda, pezzer dren, interkostal aralığı daha az travmatize etmesi sebebiyle kullanılabilir. Ayrıca diren çapı azaldıkça ağrının da azalacağı unutulmamalıdır. Fibrinolitik Tedavi Fibrinolitik tedavi birçok otör tarafından uygun evrelerde olmak kaydı ile önerilen bir tedavidir [ ]. Ancak başarılı bir tedavinin, işlemin organizasyon safhasından önce uygulanması ile sağlanabileceği bildirilmiştir [49-50]. Amaç septasyonlara ve dolayısıyla yetersiz drenaja neden olan fibrin membranların parçalanması ve efektif drenajı sağlayarak akciğer ekspansiyonunun sağlanmasıdır [ ]. Streptokinaz ve ürokinaz gibi ajanlar kullanılır. Farklı otörler farklı başarı oranları bildirmiş olup (%44-100), bu, hastaya ve hastalığa ve fibrinolitik ajanın kullanım şekline ve dozuna bağlı olabileceği gibi, başarılı sayılan noktanın da farklılık göstermesinden kaynakla- 90 6

7 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Parapnömonik Mikrobiyoloji Plevral ve Efüzyon Tedavi Yöntemleri ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri nabilmektedir [53]. Fibrinolitik tedavinin drene olan mayi hacmini artırdığını ve hastanede yatış süresini anlamlı olarak kısalttığını bildiren yayınlar olduğu gibi [ ]; bunun tam tersini söyleyen yayınlar da mevcuttur [56-57]. Burada önemli olan, fibrinolitiklerle ilgili yapılmış olan yayınların hemen tamamının küçük hasta guruplarında ve kontrolsüz olarak yapılmış olmasıdır [ ]. Ayrıca bu ajanların uygulama miktarları ve uygulama teknikleri henüz standardize edilmemiştir. Streptokinaz, C gurubu beta hemolitik streptokokların proteinlerinden elde edilen bir protein derivesidir ve plazminojeni plazmine dönüştürür [62]. Proteolitik etkili bir enzim olan plazmin ise fibrin membranları parçalar [32]. Ürokinaz ise insan idrarından elde edilen streptokinaz benzeri bir proteindir ve direk plazminojen aktivatördür [63]. Sterptokinaz dozu U, 100 cc sf içinde, ürokinaz U 100 cc sf içinde verilir. Tüp işlem sonrası 2-4 saat klemplenir. Tedavinin etkinliğine göre 3 ile 5 gün arası devam edilir. Ajanların ispat edilmiş sistemik fibrinolitik etkileri yoktur [ ]. Özellikle streptokinaz daha çok alerjik yan etkiler gösterir ve pürifiye preperatların kullanıma girmesi ile bu durum azalmıştır [63]. Ancak özellikle streptokinazın, uygulamanın geç dönemlerinde antikor reaksiyonları yoluyla reaksiyonlar ortaya çıkarabileceği akılda tutulmalı, ikincil uygulamalardan kaçınılmalıdır [32]. Bu noktada hastanın ilerleyen yaşamında fibrinolitik ya da antitrombotik tedavi alması gerekirse, durum bir risk olarak karşımıza çıkmaktadır [60]. Yine bronkoplevral fistülü olan olgularda teorik kanama riski sebebi ile kullanımı tavsiye edilmemektedir [64]. Ürokinazın ise insan kaynaklı bir protein olması alerjik reaksiyon gelişmesi riskini azaltmaktadır [58]. Komplikasyonlar açısından daha güvenli bir ajandır. Fakat streptokinaza göre çok daha pahalıdır. Streptokinaz ve ürokinaz dışında doku plazminojen aktivatörü (tpa) ve rekombinant DNAaz da fibribolitik olarak kullanılabilmektedir. Ancak son derece pahalı olan bu ajanların kullanımı hakkında henüz fikir sahibi olmaya yetecek kadar çalışma yoktur. Fibrinolitik ajanlarla ilgili randomize kontrollü çalışmalar ortaya çıkana dek bu tedavinin, cerrahiye aday olmayan ve torakoskopik girişim şansı olmayan merkezlerde kullanılması önerilmiştir [32]. Torakoskopi (VATS) Plevral mayide lokülasyonların gelişmesi ile birlikte, tüp torakostomi gibi yöntemlerin tedavi etkinliği azalır. Tedavinin temel prensibi yeterli drenajı ve akciğer ekspansiyonunu sağlamaktır. Lokülasyonlar mevcut hastalarda, bu amaçla yapılacak konvansiyonel ya da video yardımlı torakoskopi (VATS) ile başarılı sonuçlar almak mümkündür [65]. Ancak akciğerin kalınlaşmış bir visseral plevra ile hapsolduğu organizasyon evresinde torakoskopi ile başarı şansı düşüktür. İşlem sıklıkla genel anestezi altında ve uygun ekipmanla gerçekleştirilir. Farklı bir yaklaşım olarak kliniğimizde, tıbbi durumu itibariyle genel anestezi için yüksek riskli hastalarda, sedasyon altında lokal anestezi ile videotorakoskopik tedavi yöntemini de uygulamaktayız. İşlem sırasında önemli olan, lokülasyonların birleştirilmesi ve fibrin artıkların mümkün olduğunca ortamdan uzaklaştırılmasıdır. Torakoskopinin etkinliğini kullanabilmek yine müdahalenin zamanı ile ilişkilidir. Tüp torakostomi uygulanmış hastalarda 2 gün içinde mayinin tam drenajı sağlanamamış ve radyolojik olarak total akciğer ekspansiyonu gösterilememiş ise torakoskopik debridman uygulanmalıdır [44]. Hastada BT ile yaygın lokülasyonlar tespit edil- 91 7

8 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri di ise ya da hastalık üç haftadan fazla süredir mevcut ise; tüp torakostomi uygulanmadan doğrudan torakoskopik debridman yapılmalıdır. Özellikle organizasyon safhasına ulaşmış bazı hastalarda torakoskopi ile tam ekspansiyon sağlanamayabilir ve torakotomi ile dekortikasyon yapılması gerekebilir. Ancak işleme torakoskopik olarak başlanması sorun teşkil etmeyeceği gibi torakotomi ihtiyacını da azaltabilecektir [44] de Wait ve arkadaşlarının yaptığı karşılaştırmalı bir çalışmada, videotorakoskopik cerrahinin fibrinolitik ajanlara göre hastanede yatış süresinde ve tüp torakostominin sonlandırılma süresinde önemli azalmalar sağladığı gösterilmiştir [66]. VATS ile ilgili eski çalışmalarda bildirilen dezavantajların birçoğu günümüzde ortadan kalkmıştır [57]. Deneyimli toraks cerrahlarının ve anestezi uzmanlarının yetişmesi ile hemen her merkezde yapılabilir hale gelmiş, tek veya çift port deliğinden gerçekleştirilmesi mümkün olmuştur. Bunun yanı sıra kliniğimizde uygulandığı şekilde, seçilmiş hastalarda, genel anestezi kullanılmadan, tek porttan ve sedasyon yardımı ile lokal anestezi altında bile yapılması mümkündür. Maliyet yüksekliği ise, cerrahi ekipmanın var olması halinde bir ütopyadır ve hastanın hastanede kalış sürelerini kısaltmanın getireceği ek maliyet azalmaları da göz önüne alınmalıdır. Dekortikasyon Organizasyon safhasındaki kronikleşmiş olgularda pulmoner parankim kalınlaşmış bir visseral plevra ile kuşatılmıştır ve çoğu kez akciğer ekspansiyonu tam olarak sağlanamamıştır. Bu olguların bir çoğunda eşlik eden bronkoplevral fistül de mevcuttur. Bu hastalarda kalınlaşan plevranın oluşturacağı restriktif bozukluk, fizyolojik olarak parankimal hastalıklar kadar çok etki ortaya çıkarabilir [67-68]. Dekortikasyon, fibrin artıkların birikmesi ile iyice kalınlaşarak akciğeri hapseden plevral kabuğun, parankimal dokuyu mümkün olduğunca koruyarak soyulması işlemidir. Sıklıkla torakotomi ile yapılsa da, VATS ile yapılabileceğini bildiren yayınlar da mevcuttur [69-70]. Bu sayede akciğerin reekspansiyonu ve plevral boşluğun doldurulması sağlanabilmekte, kaybedilen pulmoner fonksiyonlar geriye kazanılabilmektedir. Ancak altta yatan pulmoner parankimdeki infeksiyonlar tedavi edilmiş olmalı, yeterli ekspansiyonu sağlayabilmek için pulmoner kompliyansın da yeterli olması gerektiği unutulmamalıdır. Eğer altta yatan akciğer herhangi bir sebeple harap olmuş akciğer ise; dekortikasyon yerine rezeksiyon bir seçenek olarak seçilmelidir [35]. Açık Drenaj Tıbbi durumu sebebi ile genel anestezi alamayacak olan hastalarda, kronik ampiyem tedavisinde bir diğer seçenek açık drenaj yöntemidir. Açık drenaja aday olarak seçilmiş uygun hastalarda, fazladan ekspansiyon kaybına neden olmayacak şekilde plevral yapışıklıklar geliştiği için kapalı su altı drenajına da gerek kalmamıştır. Bu noktada genel anesteziye uygun olmayan ve diğer agresif cerrahi prosedürlerle tedavi edilmesi mümkün olmayan hastalarda açık drenaj eski ama halen kullanılan bir tekniktir. Pezzer dren ucunun idrar torbasına bağlanması ya da kısaltılarak pedaltı pansumanla serbest drenajın sağlanması yöntemi kullanılabilir. Özellikle rekurren fokal ampiyemlerde açık tüp drenajı ile yapılan drenaj miktarı yetersiz kaldığında ya da tüp torakostominin hasta konforunu fazlaca bozduğu fokal posterior ampiyemlerde, yine eski bir teknik olarak, lokal ve parsiyel kot rezeksiyonu ile de bir başka açık drenaj şekli gerçekleştirilebilir. Bu yöntemde, ampiyem boşluğunun yeri tomografik görüntüleme ile net olarak be- 92 8

9 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Parapnömonik Mikrobiyoloji Plevral ve Efüzyon Tedavi Yöntemleri ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri lirlenir ve sıklıkla lokal anestezi altında kavitenin alt sınırına uyacak şekilde yapılan 8-10 cm lik bir insizyondan sonra; bir ya da iki kot parçası subperiostal olarak çıkarılır. İnterkostal kaslar nörovasküler demetleri ile birlikte dikkatlice bağlanmalıdır. Daha sonra plevral boşluğa, ampiyem kavitesi içine girilir ve eksplore edilir. Genel olarak infeksiyon ajanlarını uzaklaştıracak bir debridman da, kavite içinden, yapılmalıdır. Daha sonra açıklığı koruyacak şekilde bir plevra bölgesi çıkartılır ve hedeflenen sürekli drenajın sağlanabilmesi için cilt paryetal plevra kenarlarına sütürlenerek sabitlenir. Boşluğa %5-10 povidon iyodlu gazlı bezlerle pansuman yapılır [44]. Daha sonra yine gazlı bezlerle kompreslenerek kapatılır ve bu şekilde takip edilir. Aylar içinde kavite kontrakte oldukça, deri belirgin bir skar ile iyileşecektir. Ancak bu süreçte altta yatan akciğerin de düzenli aralıklarla kontrol edilmesi gerekir. Olgular Resim yaşında erkek hasta kronik böbrek yetmezliği sebebiyle peritoneal diyalize girerken, önce plevral efüzyon hemen ardından ampiyem gelişti (A). Hastanın erken ve geç kültürlerinin hiç birinde üreme olmadı. Olguya başlangıçta tüp torakostomi ile drenaj uygulandı (B). Ancak lokülasyonlar ve kalınlaşmış visseral plevra sebebiyle tedavi başarısız oldu. Hastaya torakotomi ile dekortikasyon yapıldı. C de olgunun erken postoperatif akciğer grafisi izlenmektedir. Kompliyansı yetersiz olan pulmoner parankimde, cerrahi girişim esnasında yaralanmalar olmuş, tüm girişimlere rağmen pos- 93 9

10 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri toperatif yoğun bir hava kaçağı ve ekspansiyon kusuru ortaya çıkmıştır. Olgu, agresif bir solunum fizyoterapisi ve negatif düzenli aspirasyon desteği ile tedavi edilmiş, sonuçta sekel görünümlere rağmen, ekspansiyon sağlanarak başarılı olunmuştur (D). Resim 2. (A) Romatoid artrit sebebiyle immünsupresif tedavi almakta olan hastaya gelişen ampiyem sebebiyle tüp toraksotomi uygulandı. Tedavi sonrası solda visseral plevra kalınlaşması sebebiyle gelişen ekspansiyon kusuru izlenmektedir. Hasta torakotomi ile dekortikasyon cerrahisi uygulanarak tedavi edildi. (B) Sekiz yaşında çocuk hasta, ampiyem gelişmesi sebebiyle tüp torakostomi uygulandı. Lokülasyonlar drene edilemedi ve bronkoplevral fistül gelişti. Olgunun akciğer grafisinde yaygın cilt altı amfizemi ve hava sıvı seviyesi izlenmektedir. VATS ile delokülasyon yapılarak tedavi edildi. (C) Sol hemitoraksta gelişen ampiyem sebebiyle tüp torakostomi uygulanan ancak intraabdominal malpoze toraks tüpü yerleştirilen hastanın BT kesiti izlenmektedir. Olguda intraabdominal organ yaralanması olmamış, malpoze tüp sonlandırılarak, USG rehberliğinde yeni toraks tüpü takılmıştır. (D) Yirmi yaşında erkek hastanın gece terlemeleri ve yüksek ateş şikayetleri ile acil serviste görüldüğü ilk akciğer grafisidir. Tüberküloz ampiyem tanısı alan hasta, antitüberküloz antibiyoterapi ve VATS ile delokülasyon yapılarak tedavi edilmiştir. Kaynaklar 1. Rusch VW. Pleural Effusion: Benign and malignant. In: Pearson FG, Deslauriers J, Ginsberg RJ eds. Thoracic Surgery, New York, Churchill-Livingstone, 2001; Heffner JE, Mc Donald J, Barbieri C, Klein J. Management of parapneumonic effusions. An analysis of physician practice patterns. Arch Surg. 1995;130: Light RW, Girard EM, Jenkinson SG, George RB. Parapneumonic effusions. Am J Med.1980;69: Bhatnagar R, Maskell NA. Treatment of complicated pleural effusions in Clin Chest Med. 2013;34: Light RW. Parapneumonic Effusions and Empyema. In Light RW eds. Pleural Disease, Philedelphia, PA Williams and Wilkins,2007:

11 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Parapnömonik Mikrobiyoloji Plevral ve Efüzyon Tedavi Yöntemleri ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri 6. Goldstein, LS, McCarthy, K, Mehta, AC, Arroliga AC. Is direct collection of pleural fluid into a heparinized syringe important for determination of pleural ph? A brief report. Chest 1997; 112, Heffner JE. Indications for draining a parapneumonic effusion: an evidence-based approach. Semin Respir Infect 1999; 14, Light RW. Parapneumonic effusions and empyema. Proc Am Thorac Soc 2006;3: Ali I, Unruh H. Management of empyema thoracis. Ann Thorac Surg. 1990;50: Cham CW, Haq SM, Rahamim J. Empyema thoracis: A problem with late referral? Thorax. 1993;19: Sahn SA. Management of complicated parapneumonic effusions. Am Rev Respir Dis. 1993;148: Heffner JE. Infection of the pleural space. Clin Chest Med. 1999;20: Filiz A, Bayram N, Dikensoy O. Parapnömonik sıvıların tanı ve tedavisi. Toraks Dergisi 2002; 3: Playfair GE. Case of empyema treated by aspiration and subsequently bt drainage: Recovery. Br Med J 1785;1: Hewett CF. Thoracentesis: The plan of continuous aspiration. Br Med J. 1876;1: Graham E. Some fondemantal considerations in the Treatment of empyema thoracis. St Louis (MO): CV Mosby, Sahn SA. Diagnosis and management of parapneumonic effusions and empyema. Clin Infect Dis 2007;45: Whiley RA, Beighton D, Winstanley TG, Fraser HY, Hardie JM. Streptococcus intermedius, Streptococcus constellatus and Streptococcus anginosus (the Sterptococcus milleri group) association wtih different body sites and clinical infections. J Clin Microbiol 1992;30: Maskell NA, Batt S, Hedley EL, Davies CW, Gillespie SH, Davies RJ. The bacteriology of pleural infection by genetic and standard methods and its mortality significance. Am J Respir Crit Care Med 2006, 174(7): Lee-Chiong TL jr, Mattay RA. Current diagnostic methods and medical management of thoracic empyemas. Chest Surg Clin North Am. 1996;6: Heffner JE. Diagnosis and management of thoracic empyemas. Curr Opin Pulm Med 1996;2(3): Lisboa T, Waterer GW, Lee YC. Pleural infection: Changing bacteriology and its implications. Respirology 2011;16(4): Masson A, Menetrey C, Garnier F, Bahans C, Fargeut A, Layadi M et al. Parapneumonic pleural effusion incidence in a French region before and during the antipneumococcal vaccine era. Arch Pediatr 2011;18(8): Goldbart AD, Leibovitz E, Porat N, Lavi NG, Drukmann I, Tal A et al. Complicated community acquired pneumonia in children prior to the introduction of the pneumococcal conjugated vaccine. Scand J Infect Dis 2009;41: Hendrickson DJ, Blumberg DA, Joad JP, Jhawar S, McDonald RJ. Five-fold increase in pediatric parapneumonic empyema since introduction of pneumococcal conjugate vaccine. Pediatr Infect Dis J. 2008;27: Ferguson, AD, Prescott, RJ, Selkon, Watson D, Swinburn CR. The clinical course and management of thoracic empyema. Q J Med 1996; 89, Smith JA, Mullerworth MH, Westake GW. Tatoulis J. Empyema thoracis: 14 year expeirence in a teaching center. Ann Thorac Surg 1991;51: Berger HA, Mergonrotin ML. Immediated draniage is not regunred for all patient with complicated parapneumonic effusions. Chest 1990;97: Kalomenidis I, Douran D. Pleural fluid PH in parapneumonic pleural effusion drawing the line. Respiration 2005;72: Hill J, Treasure T. Reducing the risk of venous thromboembolism in patients admitted to hospital: Summary of NICE guidance. BMJ 2010;340:c Guidelines for the management of adults with community-acquired pneumonia. Am J Respir Crit Care Med 2001;163: Tezel Ç. Parapnömonik plevral efüzyon ve ampiyem. Editörler: Yücel O, Genç O. Plevra Hastalıkları ve Tedavisi. Ankara: JCAM; sy Teixeira LR, Sasse SA, Villarino MA, Nguyen T, Mulligan ME, Light RW. Antibiotic levels in empyemic pleural fluid. Chest 2000;117(6): Shohet I, Yellin A, Meyerovitch J, Rubinstein E. Pharmacokinetics and therapeutic efficacy of gentamicin in an experimental pleural empyema rabbit model. Antimicrob Agents Chemother 1987;31(7): Tunçözgür B, Elbeyli L. Parapnömonik ampiyemlerde cerrahi tedavi. Toraks 2002; Lemmer JH, Botham MJ, Orringer MB. Modern management of adult thoracic empyema. J. Thorac Cardiovasc Surg. 1985;90: Mandell AK, Tadepalli H. Treatment of spontaneous bacterial ampyema thoracis. J Thorac Cardiovasc Surg. 1987;94: Skouras V, Awdankiewicz A, Light RW. What size parapneumonic effusions should be sampled? Thorax 2010;65(1): Mc Loud TC, Flower CD. Imaging of the pleura: Sonography, CT and MR imaging. AJR 1991;156: Light RW, Rodriguez RM. Management of parapneumonic effusions. Clin Chest Med. 1998;19: Lemmer JH, Botham MJ, Orringer MB. Modern management of adult thoracic empyema. J Thorac Cardiovasc Sur. 1985;103: Orringer MB. Thoracic empyema-back to basics. Chest 1988;93: O Moore PV, Mueller PR, Simeone JF, Saini S, Burtch RS, Steiner E et al. Sonographic guidance in diagnostic and therapeutic interventions in the pleural space. AJR 1987;149: Yıldızeli B, Yüksel M. Plevra hastalıklarında cerrahi teknikler. Toraks Dergisi 2002;3 (Ek 6): Mc Loud TC, Flower CD. Imaging of the pleura: sonography, CT and MR imaging. AJR 1991;156:

12 Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyemde Mikrobiyoloji ve Tedavi Yöntemleri 46. Davies RJO, Traill ZC, Gleeson FV. Randomised controlled trial of intrapleural streptokinase in community acquired pleural infection. Thorax 1997;52: Robinson LA, Moulton AL, Fleming WH, Alonso A, Galbraith TA. Intrapleural fibrinolytic treatment of multiloculated thoracic empyemas. Ann Thorac Surg 1994;57: Bouros D, Schiza S, Panagou P, Drositis J, Siafakas NM. Role of streptokinase in the treatment of acute loculated parapneumonic pleural effusions and empyema. Thorax 1994;49: Mitchell ME, Alberts WM, Chandler KW, Goldman AL. Intrapleural streptokinase in management of parapneumonic effusions. Report of series and review of literature. J Fla Med Assoc 1989;76: Bouros D, Schiza S, Siafakas N. Fibrinolytics in the treatment of parapenumonic effusions. Monaldi Arch Chest Dis 1999;54: Pollak JS, Passik CS. Intrapleural urokinase in the treatment of loculated pleural effusions. Chest 1994;76: Chin NK, Lim TK. Treatment of comlicated parapneumonic effusions and pleural empyema: A four year prospective study. Singapore Med J 1996;37: Bouros D, Antoniou KM, Light RW. Intrapleural streptokinase for pleural infection: A step forward in managing pleural effusions? BMJ 2006;332: Diacon AH, Theron J, Schuurmans MM, Van de Wal BW, Bolliger CT. Intrapleural streptokinase for empyema and complicated parapenumonic effusions. Am J Respir Crit Care Med 2004;170: Maskell NA, Davies CWH, Nunn AJ, Hedley EL, Gleeson FV, Miller R et al. U. K controlled trial of intrapleural streptokinase for pleural infection. N Engl J Med 2005;352: Chin NK, Lim TK. Controlled trial of intrapleural streptokinase in the treatment of pleural empyema and complicated parapenumonic effusions. Chest 1997;111: Okumuş NG, Karaosman S, Kıyan E, İşsever H, Arseven O. Komplike parapnömonik plevral efüzyon ve ampiyemde intraplevral streptokinaz etkinliği. Türk Toraks Dergisi 2010;11: Uyan AP, Özyürek H, Yılmaz E. Çocuklarda komplike parapnömonik efüzyon ve ampiyem tedavisinde fibrinolitiklerin kullanımı. Tüberküloz Toraks Dergisi 2003;51(3): Misthos P, Sepsas E, Konstantinou M, Athanassiadi K, Skottis I, Lioulias A. Early use of intrapleural fibrinolytics in the management of postpneumonic empyema. A prospective study. Eur J Cardiothorac Surg 2005;28: Kemper P, Kohler D. Current value of intrapleural fibrinolisis in the treatment of exudative fibrinous pleural effusions in pleural empyema and hemothorax. Pneumologie 1999;53: Tuncozgur B, Ustunsoy H, Sivrikoz MC, Dikensoy O, Topal M, Sanli M et al. Intrapleural urokinase in the management of parapneumonic empyema: a randomised controlled trial. Int J Clin Pract 2001;55: Corrigan JJ. Anticoagulant and thrombolytic therapy. In:Behrman RE, Kliegman RM (eds). Nelson Textbook of Pediatrics: Thrombotic Disorders. 14th ed. WB Saunders Company. 1992: Krishnan S, Amin N, Dozor AJ, Gustavo S. Urokinase in the management of complicated parapneumonic effusions in children. Chest 1997;112: Godley PJ, Bell RC. Major hemorrihage following administration of intrapleural streptokinase. Chest 1984;: McKneally MF. Video-assisted thoracic surgery: standarts and guidelines. Chest Surg Clin North AM 1993;3: Wait MA, Sharma S, Hohn J, Dal Nogare A. A randomized trial of empyema therapy. Chest 1997;111: Kercher KW, Attori RJ, Hoover JD. Thoracoscopic decortication as first-line therapy for pediatric parapneumonic empyema. A case series. Chest 2000; 118: Gokce M, Okur E, Baysungur V, Ergene G, Sevilgen G, Halezeroglu S. Lung decortication for chronic empyema: effects on pulmonary functionand thoracic asymmetry in the late period. Eur J Cardiothorac Surg 2009;36: Tong BC, Hanna J, Toloza EM, Onaitis MW, D Amico TA, Harpole DH et al. Outcomes of video-assisted thoracoscopic decortication. Ann Thorac Surg 2010;89: Waller D, Rengarajan A. Thoracoscopic decortication: A role for video-assisted surgery in chronic postpneumonic pleural empyema. Ann Thorac Surg 2001;71:

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

Cerrahi Alan Enfeksiyonu Önleme Talimatı

Cerrahi Alan Enfeksiyonu Önleme Talimatı 1. AMAÇ Cerrahi alan enfeksiyonlarının (CAE) önlenmesidir. 2. KAPSAM Ameliyat sürecinde hastaya sağlık hizmeti sunan tüm birimleri ve bireyleri kapsar. 3. GENEL ESASLAR Cerrahi alan enfeksiyonları; cerrahi

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85 i Bu sayıda; 2013 Cari Açık Verileri; 2013 Aralık Sanayi Üretimi; 2014 Ocak İşsizlik Ödemesi; S&P Görünüm Değişikliği kararı değerlendirilmiştir.

Detaylı

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM VNTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM BRONKOSKOPİK TANI YÖNTMLRİ Dr Gül Gürsel Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs astalıkları Anabilim Dalı İlk bakışta VİP li hastalarda hastaların

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan

Detaylı

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde:

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: Her 1 gram merhemde 30 mg oksitetrasiklin e eşdeğer oksitetrasiklin hidroklorür ve 10.000 ünite polimiksin B ye eşdeğer

Detaylı

Yoğun Bakım Ünitesi Enfeksiyon Kontrol Talimatı

Yoğun Bakım Ünitesi Enfeksiyon Kontrol Talimatı 1. AMAÇ (YBÜ) nde hastane enfeksiyonlarının oluşmasının ve önlenmesinin kontrolü. 2. KAPSAM İlgili birimde görev yapan, üniteye giren ve hastayla ilgilenen herkesi kapsar. 3. TEMEL İLKELER 1. YBÜ hastane

Detaylı

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; PROLAKTİNOMA Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi bozar. Prolaktin hormonu

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

TULAREMİ KONTROL ve KORUNMA. Dr. Kemalettin ÖZDEN

TULAREMİ KONTROL ve KORUNMA. Dr. Kemalettin ÖZDEN TULAREMİ KONTROL ve KORUNMA Dr. Kemalettin ÖZDEN Bulaş yolları Deri ve mukozal yol: İnfekte kene veya sinek gibi vektörlerin ısırmasıyla veya infekte hayvan dokuları, hayvan çıkartılarıyla (idrar, dışkı

Detaylı

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ Sayfa No: / 5. AMAÇ: Bu Prosedürün amacı Sakarya Yenikent Devlet Hastanesinde yapılan faaliyetlerde "Hasta ve Çalışan Güvenliği" açısından oluşabilecek tehlikeleri tanımlayarak, bu tanımlamalar neticesinde

Detaylı

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. TÜRKİYE DE TÜBERKÜLOZUN DURUMU Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. DSÖ Küresel Tüberküloz Kontrolü 2010 Raporu Dünya için 3 büyük tehlikeden

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler:

D- BU AMELİYATIN RİSKLERİ Bu ameliyatın taşıdığı bazı riskler/ komplikasyonlar vardır. Ameliyattaki riskler: Mikro TESE Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Mikroskopik TESE ameliyatı genel, veya bolgesel anestezi altında yapılabilir. Skrotum (torba) orta hattan 4 cm lik bir kesi yapılırak testislere ulaşılır ve testisler

Detaylı

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) 1 GÜNDEM Tanım Epidemiyoloji (Hastalığın Yayılımı) Mücadele Soru-Cevap 2 Afrika Hastalığı Nedir? Sivrisinek, kene ve sokucu sineklerle

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Hücre zedelenmesi etkenleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Homeostaz Homeostaz = hücre içindeki denge Hücrenin aktif olarak hayatını sürdürebilmesi için homeostaz korunmalıdır Hücre zedelenirse ne olur? Hücre

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. KULLANMA TALİMATI KONTİL çiğneme tableti Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir. Yardımcı maddeler: Sodyum siklamat, povidon K-30, sukroz,

Detaylı

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! www.kenthospital.com Kent Hastanesi, hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi! Çünkü, çocuklarımız, hepimizin geleceği! Kuruluşumuzdan bu yana

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ Deneyde dolu alan tarama dönüşümünün nasıl yapıldığı anlatılacaktır. Dolu alan tarama

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak.

1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak. Ü VE 1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak. 2. KAPSAM : Özel Yalova Hastanesi tüm bölümlerini ve tüm çalışanlarını

Detaylı

GENEL YARARLAR. Hızlı ve etkin yara iyileştirme Negatif Basınçlı Yara Terapisi

GENEL YARARLAR. Hızlı ve etkin yara iyileştirme Negatif Basınçlı Yara Terapisi GENEL YARARLAR Hızlı ve etkin yara iyileştirme Negatif Basınçlı Yara Terapisi Yara bakımında hangi zorluklar ile karşılaşıyorsunuz? Sağlık profesyonelleri ve KCI daima yaraları daha hızlı ve daha etkin

Detaylı

ARAŞTIRMA RAPORU. Rapor No: 2012.03.08.XX.XX.XX. : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: 0.312.210 59 33 e-posta: gurbuz@metu.edu.tr

ARAŞTIRMA RAPORU. Rapor No: 2012.03.08.XX.XX.XX. : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: 0.312.210 59 33 e-posta: gurbuz@metu.edu.tr ARAŞTIRMA RAPORU (Kod No: 2012.03.08.XX.XX.XX) Raporu İsteyen : Raporu Hazırlayanlar: Prof. Dr. Bilgehan Ögel Tel: 0.312.210 41 24 e-posta: bogel@metu.edu.tr : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: 0.312.210 59 33

Detaylı

AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI

AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI 1 AMELİYATHANELERDE HİJYENİK KLİMA TESİSATI K.Oktay GÜVEN ÖZET Hastanelerde klinik tedavinin yanında hijyenik Ģartların sağlanması da önemlidir. Hastanelerde hijyenik ortamın yaratılabilmesi için hastane

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI TİSİNON 10 mg kapsül Ağızdan alınır. Her kapsül; Etkin madde: 10 mg nitisinon Yardımcı maddeler: Prejelatinize nişasta ve opak beyaz gövde / opak lacivert kapak No:3 sert jelatin kapsül

Detaylı

Çocuklarda Komplike Parapnömonik Efüzyon ve Ampiyem Tedavisinde Fibrinolitiklerin Kullanımı

Çocuklarda Komplike Parapnömonik Efüzyon ve Ampiyem Tedavisinde Fibrinolitiklerin Kullanımı Çocuklarda Komplike Parapnömonik Efüzyon ve Ampiyem Tedavisinde Fibrinolitiklerin Kullanımı Ayten PAMUKÇU UYAN*, Hamit ÖZYÜREK**, Ebru YILMAZ** * Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Tıp Fakültesi

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form,

Detaylı

B05.11 Faaliyet Alanı

B05.11 Faaliyet Alanı 82 Yrd. Doç. Dr. Yakup EMÜL, Bilgisayar Programlama Ders Notları (B05. C de Fonksiyonlar) Bir tanıtıcının faaliyet alanı, tanıtıcının kod içinde kullanılabileceği program kısmıdır. Örneğin, bir blok içinde

Detaylı

Süreç Verimliliğinde Araç ve Yöntemler

Süreç Verimliliğinde Araç ve Yöntemler Süreç Verimliliğinde Araç ve Yöntemler Dr. Hişam Alahdab Anadolu Sağlık Departman Merkezi Tıbbi Direktör Yardımcısı Tarih Sunum Planı Sağlıkta verimliliğin her düzeydeki önemi Verimsizliğin sebepleri Verimliğiliği

Detaylı

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri ÖNEMLİ! İlaçlarınızı düzenli kullanmanız çok önemlidir. Kilonuza dikkat ediniz. Ani bir kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) durumuna karşı yanınızda her zaman birkaç adet şeker bulundurunuz. Mutlaka egzersiz

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI PVD Kaplama Kaplama yöntemleri kaplama malzemesinin bulunduğu fiziksel durum göz önüne alındığında; katı halden yapılan kaplamalar, çözeltiden yapılan kaplamalar, sıvı ya

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler 1. AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar Eğitimi (Ankara, 8-9 Haziran 2010) EIPA tarafından çeşitli kamu

Detaylı

ÖZEL YALOVA HASTANESİ KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN KULLANIM TALİMATI

ÖZEL YALOVA HASTANESİ KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN KULLANIM TALİMATI 1.AMAÇ: Hastalara sağlık hizmeti ve bakım veren sağlık çalışanlarının, başta Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, HIV, Kuş Gribi, Domuz Gribi ve Mevsimsel İnfluenza olmak üzere kan, vücut çıkartıları, temas ve

Detaylı

HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Hava kirliliğinin kaynakları Solunum yolu enfeksiyonları ile ilişkili

Detaylı

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 447 ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Hüseyin ÇAYCI Özlem YILMAZ ÖZET Yasal metroloji kapsamında bulunan ölçü aletlerinin, metrolojik ölçümleri dikkate alınmadan

Detaylı

Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyem

Parapnömonik Plevral Efüzyon ve Ampiyem Journal of Clinical and Analytical Medicine xxxx Çağatay Tezel Giriş Parapnömonik efüzyonlar, bakteriyel pnömoni, akciğer absesi, veya bronşiektazi ile ilgili olarak plevral yapraklar arasında mayi toplanmasıdır

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. KULLANMA TALİMATI ASİST 1200 mg toz içeren saşe Ağızdan alınır. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. Bu ilacı

Detaylı

İNTRAVEZİKAL (MESANE İÇİNE) BACİLLUS CALMETTE GUERİN (BCG) İMMÜNOTERAPİSİ. Soyadı:... Doğum tarihi: Protokol No:... Baba adı: Ana adı:..

İNTRAVEZİKAL (MESANE İÇİNE) BACİLLUS CALMETTE GUERİN (BCG) İMMÜNOTERAPİSİ. Soyadı:... Doğum tarihi: Protokol No:... Baba adı: Ana adı:.. İNTRAVEZİKAL (MESANE İÇİNE) BACİLLUS CALMETTE GUERİN (BCG) İMMÜNOTERAPİSİ Hastanın Adı, Soyadı:.... Doğum tarihi: Protokol No:..... Baba adı: Ana adı:.. Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi Hastanıza yapılan endoskopik

Detaylı

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol 1. Giriş Bu yazıda, Bursa daki (ciro açısından) en büyük 250 firmanın finansal profilini ortaya koymak amacındayız.

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER Şekil-1: BREADBOARD Yukarıda, deneylerde kullandığımız breadboard un şekli görünmektedir. Bu board üzerinde harflerle isimlendirilen satırlar ve numaralarla

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ EGZERSİZ REÇETESİ? Egzersiz reçetesi bireylere sistematik ve bireyselleştirilmiş fiziksel aktivite önerileri yapılmasıdır. EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL

Detaylı

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi Bir etkinliğin sonucunda elde edilen çıktıyı nicel ve/veya nitel olarak belirleyen bir kavramdır.

Detaylı

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr Türk Toraks Derneği Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Münevver Erdinç Ege Üniversitesi

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu 3.Klinik Farmakoloji Sempozyumu-TRABZON 24.10.2007 Klinik ilaç araştırmalarına

Detaylı

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ Dr. Ayhan HELVACI Giriş Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda yapılan eğitim birçok disiplinlerden

Detaylı

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ KORELASON VE REGRESON ANALİZİ rd. Doç. Dr. S. Kenan KÖSE İki ya da daha çok değişken arasında ilişki olup olmadığını, ilişki varsa yönünü ve gücünü inceleyen korelasyon analizi ile değişkenlerden birisi

Detaylı

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 08.11.2012 Acil Servis Hemşire İzlem Formu ifadesi kaldırıldı. 01 Yerine Acil Servis hasta Değerlendirme ve Gözlem Formu ndaki hemşire izlem notları

Detaylı

YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON. Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD.

YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON. Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD. YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD. Rehabilitasyonun Tanımı Fizyolojik veya anatomik yetersizliği

Detaylı

KULLANMA TALİMATI FERICOSE

KULLANMA TALİMATI FERICOSE KULLANMA TALİMATI FERICOSE 100mg/5ml İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: 5 ml lik her bir ampul, 100 mg (20 mg/ml) elementer demire eşdeğer 2700 mg demir hidroksit

Detaylı

Son kullanma tarihi geçmiş ancak hiç kullanılmamış invazif aletleri yeniden sterilize edip kullanabilir miyiz?

Son kullanma tarihi geçmiş ancak hiç kullanılmamış invazif aletleri yeniden sterilize edip kullanabilir miyiz? ÖRNEK E-POSTER 1: Son Kullanma Tarihi Geçmiş İnvazif Aletlerin Yeniden Sterilizasyonu Son kullanma tarihi geçmiş ancak hiç kullanılmamış invazif aletleri yeniden sterilize edip kullanabilir miyiz? Kardiyoloji

Detaylı

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ 5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ KONULAR 1. Kumanda Devreleri 2. Doğru Akım Motorları Kumanda Devreleri 3. Alternatif Akım Motorları Kumanda Devreleri GİRİŞ Otomatik kumanda devrelerinde motorun

Detaylı

En İyi Uygulamalar ve Kullanım Kılavuzu

En İyi Uygulamalar ve Kullanım Kılavuzu En İyi Uygulamalar ve Kullanım Kılavuzu Bu kılavuz, GBT En İyi Uygulamaları ve Kullanım Kılavuzu na bir tamamlayıcı kılavuz oluşturmak için tasarlanmıştır. Green Break Patlamasız Güvenlik Güç Kartuşlarının

Detaylı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi Afet Yö netimi İnsan toplulukları için risk oluşturan afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması, afet anında hızlı ve etkili bir kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma

Detaylı

KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN

KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN KALÇA VE ALT EKSTREMİTE KIRIK ÇIKIK VE BURKULMALARI Hazırlayan NESLİHAN GÖÇMEN Kalça ve alt taraf kemiklerinin kırık, çıkık ve burkulmaları, üst taraf kemiklerinde olduğu gibi düşme, çarpma ya da trafik

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı... 1. 2 Giriş... 1. 3 Yöntem... 1. 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6. 5 Kaynakça... 7 İÇİNDEKİLER 1 Projenin Amacı... 1 2 Giriş... 1 3 Yöntem... 1 4 Sonuçlar ve Tartışma... 6 5 Kaynakça... 7 FARKLI ORTAMLARDA HANGİ RENK IŞIĞIN DAHA FAZLA SOĞURULDUĞUNUN ARAŞTIRILMASI Projenin Amacı : Atmosfer

Detaylı

AĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

AĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU AĞIZ İÇİNDEN KİTLE ÇIKARILMASI AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form, size

Detaylı

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

HAYALi ihracatln BOYUTLARI HAYALi ihracatln BOYUTLARI 103 Müslüme Bal U lkelerin ekonomi politikaları ile dış politikaları,. son yıllarda birbirinden ayrılmaz bir bütün haline gelmiştir. Tüm dünya ülkelerinin ekonomi politikalarında

Detaylı

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem Dr.Fazilet Karakoç Çocuklarda Akciğer Absesine yatkınlık: Şiddetli enfeksiyonlar: Menenjit, Septisemi Osteomyelit,Septik

Detaylı

Türk Toraks Derneği. Çocuklarda Toplumda Gelişen Pnömoni Tanı ve Tedavi Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.

Türk Toraks Derneği. Çocuklarda Toplumda Gelişen Pnömoni Tanı ve Tedavi Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org. Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Çocuklarda Toplumda Gelişen Pnömoni Tanı ve Tedavi Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR

Detaylı

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet Keziban Uçar Karabulut Şiddet; aşırı duygu durumunu, bir olgunun yoğunluğunu, sertliğini, kaba ve sert davranışı, beden gücünün kötüye kullanılmasını, bireye ve topluma

Detaylı

II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI

II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI 1 Güç Kaynağı AC Motor DC Motor Diesel Motor Otto Motor GÜÇ AKIŞI M i, ω i Güç transmisyon sistemi M 0, ω 0 F 0, v 0 Makina (doğrusal veya dairesel hareket) Mekanik

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır.

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır. ESTRIOL Vajinal Krem, 1 mg Vajinal yolla veya haricen uygulanır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: 1 gramında 1 mg östriol bulunur. Yardımcı maddeler: Dekalinyum klorür, Parfüm yağı, Dokusat sodyum, Propilen

Detaylı

2- Hastalara muayenehaneye ilk defa mı? Sürekli mi? geldikleri sorulduğunda %30 u ilk defa %70 i sürekli geldiklerini bildirmişlerdir (Şekil 2).

2- Hastalara muayenehaneye ilk defa mı? Sürekli mi? geldikleri sorulduğunda %30 u ilk defa %70 i sürekli geldiklerini bildirmişlerdir (Şekil 2). RAPOR Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararını açıklamasından sonra Sağlık Bakanlığı Tam Gün Yasası nı tekrar gündeme aldı. Önce torba yasaya konan daha sonra bazı değişiklikler için torba yasadan ayrılan

Detaylı

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64 Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Genelgesi 2004 / 64 Tarihi:03.05.2004 Sayısı:2004/64-1838 SAĞLIK BAKANLIĞI Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ANKARA 03/05/2004 Sayı : B100ACS0140000-9216/1853

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI CASODEX 150 mg film tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde: 150 mg bikalutamid Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat, magnezyum stearat, polividon, sodyum nişasta glikolat, hipromelloz,

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LUCENTIS 10 mg/ml enjeksiyonluk çözelti içeren flakon Göz içine uygulanır. Etkin madde: Her flakonun 0,3 ml si 3 mg ranibizumab içerir. Yardımcı maddeler: Alfa,alfa-trehaloz dihidrat,

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 18 (2012) 287-291 287 KİTAP İNCELEMESİ Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri Editörler Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice

Detaylı

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ

ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ ÇÖKELME SERTLEŞTİRMESİ (YAŞLANDIRMA) DENEYİ 1. DENEYİN AMACI Çökelme sertleştirmesi işleminin, malzemenin mekanik özellikleri (sertlik, mukavemet vb) üzerindeki etkisinin incelenmesi ve çökelme sertleşmesinin

Detaylı

fırça, rulo, cırcır vasıtasıyla elyafa yedirilir. Maliyeti en düşük

fırça, rulo, cırcır vasıtasıyla elyafa yedirilir. Maliyeti en düşük Bu yazımızda daha önce sözünü ettiğimiz kompozit materyallerin uygulamasına değineceğiz. Laminasyon denilen işlem, elyaf ve reçinenin bir araya getirilerek kompozit materyale dönüşmesine verilen isimdir.

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Endodonti Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011 Ankara 1 TUK Endodonti

Detaylı

ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI

ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI Ali ÖZKURT Orman Yüksek Mühendis Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü PK.18 33401 TARSUS 1.GİRİŞ Türkiye'de orman varlığının

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. 22-11-2013 Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU İş bu rapor, Galata Yatırım A.Ş. tarafından, Sermaye Piyasası Kurulu nun 12/02/2013 tarihli ve 5/145 sayılı kararında yer alan; payları ilk kez halka

Detaylı

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016

ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016 ALPHA ALTIN RAPORU ÖZET 26 Ocak 2016 19 Ocak 2016 tarihli Alpha Altın raporumuzda paylaştığımız görüşümüz; Kısa dönemde 144 günlük ortalama $1110.82 trend değişimi için referans takip seviyesi olabilir.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. SPRAMAX 1.5 M.I.U film kaplı tablet Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: Her kaplanmış tablet; 1.500.000 IU Spiramisin içerir. Yardımcı maddeler: Hidroksipropil selüloz, Prejelatinize Mısır Nişastası,

Detaylı

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Şebnem BORAN 1.Dünya Hububat Pazarı Günümüzde dünyanın stratejik ürün grubunu oluşturan hububat pazarında önemli gelişmeler yaşanıyor. Dünya toplam hububat üretimine

Detaylı

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname Teknik Alan KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Buluş, kronik yorgunluk sendromunun tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

Brexit ten Kim Korkar?

Brexit ten Kim Korkar? EDAM Türkiye ve Avrupa Birliği Bilgi Notu Brexit ten Kim Korkar? Haziran 2016 Sinan Ülgen EDAM Başkanı 2 23 Haziranda İngiliz halkı, İngiltere nin AB de kalıp kalmayacağına dair bir halkoyuna katılacak.

Detaylı

YENİ ÇALIŞMALAR IŞIĞINDA PROFİLAKSİ

YENİ ÇALIŞMALAR IŞIĞINDA PROFİLAKSİ YENİ ÇALIŞMALAR IŞIĞINDA PROFİLAKSİ Dr Nur Kır İstanbul Tıp Fakültesi 1. RETİNA GÜNLERİ İSTANBUL 2013 AREDS I Çalışması (2001) Amaç: Farklı evrelerdeki YBMD hastalarında yüksek doz antioksidan ve minerallerin

Detaylı

HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK. Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011

HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK. Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011 HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011 1 GÜVENLİ ANNELİK GİRİŞİMİ Yüksek maternal mortalite ve morbiditeyi azaltmak için, 1987 yılında DSÖ öncülüğünde Nairobi

Detaylı

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD RT nin amacı: - Mikroskopik rezidüel hastalığı önlemek - Multisentrik hastalık gelişimini önlemek

Detaylı

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

SİRKÜLER 2009 / 32. 1- İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği KONU SİRKÜLER 2009 / 32 Sigorta Primi Desteklerine Yönelik Yeni Düzenlemeler (5921 Sayılı Kanun) Genel Olarak İşsizlikle mücadeleye yönelik bir yasal düzenleme olarak nitelendirilebilecek olan 5921 Sayılı

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım Fonu

Detaylı