IV. Deri Tasarım ve Üretim. 1 Haziran 2014 Pazar. Yarımada bölgesinin. Türkiye nin

Transkript

1 Türkiye'de bir Belediye bünyesinde ilk olarak hayata geçirilen Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi, İzmir'in her bölgesinden vatandaşlardan gelen müracaatlarla binaların dayanıklılık risklerini ölçüyor Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Deri n Fikirler IV. Deri Tasarım ve Üretim Yarışması nda finale gelindi Ekonomi Bakanlığı desteği ile düzenlenen Deri n Fikirler IV. Deri Tasarım ve Üretim Yarışması Final Gecesi, 04 Haziran 2014 Çarşamba Gecesi Koreograf Akif Örük ün organizasyonunda Türkiye nin tanınmış mankenleri, Didem Soydan, Ebru Öztürk, Merve Büyüksaraç, Elif Ece Uzun ile İzmirli mankenlerin görev alacağı bir defileye sahne olacak devamı 4 te Vatandaştan, daire başına 10 TL ücret alınıyor 1 Haziran 2014 Pazar Uluslararası Kongreler ve Toplantılar Birliği (ICCA)'nin 2013 yılı raporuna göre İzmir, düzenlediği uluslararası kongre sayısını 11 den 22 ye çıkardı. Bu da şehri, dünya sıralamasında 207. likten 106. lığa yükseltti AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli, Kınık ın maden olsa da olmasa da istihdam yaratabilen bir ticari hayatı olması, üretim kapasitesinin arttırılması için çalışmalara başladı Yarımada bölgesinin Türkiye nin kalkınmasında lokomotif olacağını belirten Başkan Kocaoğlu, 171 bin hektarlık bu alana geniş kapasiteli otel yatırımlarından bahsedildiğini söyleyerek, Kültür Bakanlarımız, Turizm Bakanlarımız, odalar, turizm işletmecileri burada 50 bin bin yatak kapasitesi olacak diyorlar. Ama kimse Yarımada nın suyu ne olacak, bu insanlar suyu nereden bulacak diye bir saniye bile düşünmüyor. Bu sene kuraklık var. Ama biz acil kuyular açarak, yeni çalışmalar yaparak sorunu çözeceğiz. Ama bunların hepsi geçici tedbirler. Yarımada da su kaynağı yok dedi devamı 16 da

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 1 Haziran 2014 Pazar 53'üncü Bursa Festivali'nde sahne alacak YILDIZLARBursa Büyükşehir Çivisiz caminin İznik ilçesinde, çivi kullanılmadan ahşap malzemeyle 1884 yılında inşa edilen Elmalı Camisi, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla 10 yıl aradan sonra yeniden ibadete hazır hale getirildi. Valilikten yapılan yazılı açıklamaya göre, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanı Vali Yardımcısı Bilal Çelik ile İznik Kaymakamı Hüseyin Karameşe, halk arasında "çivisiz cami" olarak bilinen yapıda önceki yıllarda başlatılan restorasyon çalışmalarını inceledi. Çelik, Elmalı Mahallesi'ndeki bu ibadethanenin, Türkiye'deki çivisiz üç camiden biri olduğunu bildirdi. Caminin, ahşap malzemeden, tek çivi dahi kullanılmadan birbirine geçme usulüyle inşa edildiğini aktaran Çelik, şunları kaydetti: "Hem tarihi hem de sanat açısından çok önemli bir cami. Zaman içinde kullanılmadığından esnemeler ve açılmalar olmuş. Bu nedenle cami, özelliklerini kaybetmeye başlamıştı. Birkaç yıl içinde bu ecdat yadigarı esere sahip çıkılmaz, tamir edilmez ve bakımı yapılmamış olsaydı maalesef ahşap cami üzerinde tahribat çok daha büyümüş olacaktı. 130 yılı aşkın bir süredir çürümeden, bozulmadan ayakta durabilen cami, mahallede 2004'te yeni bir cami yapılmasıyla kaderine terk edilmişti. İl Özel İdaresi döneminde restorasyon programına alınan bu şaheseri öncelikle korumak, sonrasında ise tekrar ibadete açmayı hedefleyerek kısa zamanda restorasyon çalışmalarını tamamladık. Artık ibadete açılacak konumdadır." İlçe merkezine 25 kilometre mesafedeki mahallede yer alan camiyi, 1864'teki Kafkas sürgününde Batum Acara bölgesinden gelen muhacirler, Karadenizli ağaç ustalarına 1884'te yaptırmıştı. Ahşap malzemeden, hiç çivi kullanılmadan inşa edilen camide 2004'e kadar ibadet ediliyordu. "Çivisiz cami"de geçen yıl İl Özel İdaresince restorasyon çalışması başlatılmıştı. (AA) restorasyonu tamamlandı EFSANEVİ BESTECİ PENDERECKİ 28. ULUSLARARASI İZMİR FESTİVALİNDE Neredeyse bir asra yaklaşan yaşamını, yüzlerce beste, bir o kadar ödül, nişan, madalya ve unvanla süsleyen, 20. Yüzyılın en büyük besteci ve orkestra şeflerinden Krzysztof Penderecki, 28. U- luslararası İzmir Festivali nin Açılış konserini yönetecek doğumlu sanatçı, çağının müziğine, senfoni orkestralarına ve çalgılarına kazandırdığı yeniliklerle 20. Yüzyıl müziğinde silinmez izler bırakmayı başardı. Çağdaşlarından çok ileride, müzikte pek çok değişime imza atan Penderecki, bir röportajında; 300 yıllık çalgılar günümüzün dünyasını, hayallerimdeki sesleri yansıtmaktan uzak. İnsan sesine ve doğaya duyduğu büyük hayranlığı, bu alanda ölümsüz eserler besteleyerek ve 30 hektarlık arberetumunda (ağaç parkı) 1500 e yakın farklı türlerde ağaç yetiştirerek gösteren Penderecki, çağının en verimli bestecisi unvanını kanıtlarcasına beste yapmayı da sürdürüyor. Polonya nın Milli Kahramanlarından biri kabul edilen besteci, müzik dışındaki hizmetleriyle de onlarca ödül ve unvan kazanmış. Penderecki, Efes Antik Tiyatro da yapılacak Açılış Konserinde Varşova Senfoni Orkestrası nı yönetecek. Türkiye- Polonya Diplomatik İlişkileri nin 600. Yıldönümü nedeniyle iki ülkenin kadim dostluğunu pekiştirecek konsere, ülkemizin gururu Piyanist Hüseyin Sermet solist olarak katılacak. Belediyesi tarafından bu yıl 53. sü düzenlenen Uluslararası Bursa Festivali, kentte kültür ve sanat rüzgarları estirecek. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, 53. Uluslararası Bursa Festivali nin programını, Hilton Otel de düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna açıkladı. Altepe, Uluslararası Bursa Festivali nin 1962 yılından bu yana hayata geçirildiğini ve kentin onuru olduğunu söyledi Şehirlerin kültür ve sanatın yaşatılmasıyla geliştiğini vurgulayan Başkan Altepe, "Sanat, dünyanın ortak dilidir. Bu dilin tüm renkleriyle harmanlandığı etkinliklerden biri de Uluslararası Bursa Festivali dir. Bursa Festivali, bu şehrin 53 yıllık geleneğidir. Bursa Festivali, şehrimizin gururu olmaktan öte kültürleri buluşturan, uzakları yakınlaştıran, Bursa yı kültür ve sanatla dünya gündemine taşıyan bir gelenektir." diye konuştu. Festivalin bu yıl 10 Haziran Salı günü başlayacağını söyleyen Başkan Altepe, "Festival sayesinde, 53 yılda yerli ve yabancı onlarca sanatçı Bursa nın kültürel hayatına unutulmaz izler bıraktı. Büyükşehir Belediyesi olarak muhteşem bir ortama imkân sağlayan Bursa Festivali nin daha da görkemli hale gelmesi noktasında yoğun gayret sarf ediyoruz. Bu yıl da Bursa da birbirinden değerli y- erli ve yabancı konukları ağırlayacağız. Festivalimiz 10 Haziran Salı günü Kavafis projesi ile açılıyor." dedi. Festivalin programını anlatan Başkan Altepe, Bursa da kültür ve sanat rüzgarları estirecek festivalin yaza damgasını vuracağını da sözlerine ekledi. Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı (BKSTV) Yönetim Kurulu Başkanı Fatma Durmaz Yılbirlik de dünyadaki farklı kültür mozaiklerini Bursalılarla buluşturmak amacıyla güzel bir program hazırladıklarını belirtti. BKSTV Genel Sekreteri Ahmet Erdönmez ise dünya müziklerinin en iyi örneklerinin Bursa da sergileneceğini kaydetti. Bursa Festivali nin 10 Haziran Salı günü yapılacak olan açılışında Kavafis projesinde; George Dalaras, büyük şair Kavafis in bestelenen şiirlerini, Okan Bayülgen de şiirlerini yorumlayacak. Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ve Devlet Çok S- esli Korosu da bu özel gecede sahnede o- lacak. 13 Haziran Cuma günü Türk müziğinde bir ekol olan Selami Şahin ve albümleriyle adından söz ettiren Işın Karaca aynı sahneyi paylaşacak. 16 Haziran - da Birjan ve sara operası sahne alacak. Dünyada yıllardır sahnelerini açan, Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan Ve Kırgızistan gibi ülkelerden gelen Türksoy - Türk Dünyası Sanatçıları ile Samsun Devlet Opera Ve Balesi, 17 Haziran da Türk Pop Müziği nin önemli isimlerinden olan ve 14 yıla 10 albüm sığdıran Hande Yener sahneye çıkacak. 19 Haziran da Moğollar ve Kurtalan Ekspres sahne alacak yılında çıkardıkları ilk 45 likten sonra kendi tarzlarını oluşturan Moğollar ve Barış Manço nun birlikte çalıştığı ekip olan Kurtalan Ekspres unutulmaz bir geceye imza atacak. 21 Haziran da İzmir Devlet Opera ve Balesi nin 250 kişilik korosundan, Tevfik Akbaşlı nın 6 yılda tamamladığı Muhteşem Süleyman operası Bursa da ilk kez izlenebilecek. 22 Haziran da Türk Pop Müziği nin sevilen ismi Murat Boz Bursa da olacak. 25 Haziran da Bursa nın gururu olan Karagöz Halk Dansları Topluluğu, özel bir gösteriyle sahneye çıkacak. 27 Haziran da iki latin grammy ödüllü İspanyol Flamenko Gitaristi Tomatıto ile Yavuz Bingöl ve Öykü Gürman türküleri yorumlayacak. 30 Haziran da, Orlando Poleo ve Chaworo Orkestrası sahne alacak. Venezuela Bolivar Cumhuriyeti Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu nun katkılarıyla gerçekleşecek konserde Venezuela nın bağımsızlık kutlamalarına özgü müzikler seslendirilecek. 2 Temmuz da Türk Sanat Müziği nin dev ismi Emel Sayın sahneye çıkacak. 4 Temmuz da küçük yaşlarda dans etmeye başlayan Endülüs ten Magalalı 7 erkek kardeşin kurduğu Los Vivancos ekibi festivale renk katacak. ALTIN KARAGÖZ'E 25 ÜLKE KATILIYOR Ayrıca 18 Haziran ile 3 Temmuz tarihleri arasında festival karma sergisi Ressam Şefik Bursalı Sanat Galerisi nde izlenebilecek Temmuz tarihleri arasında ise 28. Uluslararası Bursa Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması Bursa da barış ve dostluk rüzgarları estirecek. Bu yıl halk dansları yarışmasına 25 ekip katılacak. Yarışmaya Arnavutluk, Azerbaycan, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çeçenistan Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu Dağıstan Cumhuriyeti, Endonezya, Fransa, Gürcistan, İrlanda, İspanya, İtalya, KK- TC, Karadağ, Kırgızistan, Macaristan, Makedonya, Özbekistan, Panama, Rusya Federasyponu, Karmıka Cumhuriyeti, Sırbistan, Şili ve Yunanistan dan gelen ekipler gösterilerini sergileyecek. Festival etkinlikleri, Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu, Merinos AKKM Osmangazi Salonu, Bursa Kent Müzesi Amfi Tiyatro da gerçekleştirilecek. Bilet fiyatları 7 TL ile 38 TL arasında değişen festival programlarından Orlando Poleo ve Chaworo Orkestrası ise ücretsiz izlenebilecek. Biletler sadece biletix.com, Çetin Family nin Emek ve Nilüfer şubeleri, İntam 101 Exxe Mağazası ve Atatürk Stadyumu Arkası- Reşat Oyal Kültürpark girişi gişesinden olmak üzere Biletix ten temin edilebilecek. 53. Uluslararası Bursa Festivali Programı 10 Haziran Festival açılış konseri, Kavafis projesi 13 Haziran Selami Şahin - Işın Karaca 16 Haziran Birjan ve Sara Operası 17 Haziran Hande Yener 19 Haziran - Moğollar ve Kurtalan Ekspres 21 Haziran - Muhteşem Süleyman operası 22 Haziran - Murat Boz 25 Haziran - Karagöz Halk Dansları Topluluğu 27 Haziran - Tomatito ile Yavuz Bingöl ve Öykü Gürman 30 Haziran - Orlando Poleo ve Chaworo Orkestrası 2 Temmuz - Emel Sayın 4 Temmuz - Los Vivancos 7 12 Temmuz 28. Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması Çocuk işçiliğine dans ederek dikkat çektiler İzmit Belediyesi ve İngiltere merkezli "Bhagavat Educational Trust" adlı vakıf tarafından çocuk işçiliğine dikkat çekmek amacıyla dans gösterisi yapıldı. Belediyenin Belsa Hizmet Binası'nın bulunduğu alana gelen, aralarında İngiltere ve İskoçya'dan katılımcıların da bulunduğu yaklaşık 70 kişilik grup, müzik eşliğinde dans etti. Gösterinin ardından gazetecilere açıklama yapan Belediye Başkanı Nevzat Doğan, sağlıklı toplum için çocukları koruyup, güçlü bireyler yetiştirmek gerektiğini belirterek, bunun için çocuk işçiliğine dikkat çekmek istediklerini söyledi. Doğan, çocuk işçiliğiyle ilgili gerekli yasal düzenlemelerin uygulanması gerektiğini dile getirerek, şunları belirtti: "Ülkemizde çok şükür, son 5-6 yıldır İş Yasası'ndan sonra çocuk işçiliğiyle ilgili de önemli gelişmeler var. Bu konuda daha iyi kontrol var. Yine de toplumun ve ailelerin bu konuda titiz olması lazım. Bir çocuğun işçilik yapması, 'yarınlarda problemli anne, baba ve bireyler olması' demektir. Bu, gelecek adına çok tehlikeli bir durumdur. Bu, çocuğun sadece iş yerinde çalıştırılması değil, farklı konularda istismar edilmesi şeklinde de olabilir." Türkiye'de ilk defa çocuk hakları masası kurduklarını anımsatan Doğan, uygulamayı yaygınlaştırdıklarını anlattı. Doğan, çocuk işçiliği konusunun topluma duyurulması için medyanın önemine değinerek, "Hedefimiz, güçlü Türkiye'yi yarınlarda güçlü Türk toplumuna teslim etmektir" dedi. Konuşmanın ardından Doğan, dans gösterisi yapan katılımcılarla özçekim yaptı. (AA) Yıl: 3 Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilcisi Sedat KAYA sedatkaya20@hotmail.com. Sayı: Haziran 2014 Pazar Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ 117 Haziran Şubat Pazar Perşembe Genelkurmay: PKK 8 eylem yaptı, 4 ASKER YARALANDI S HA Es ki Ya Genelkurmay Başkanlığı, terör örgütü PKK nın 8 eylem gerçekleştirdiğini, Lice de yapılan müdahale sırasında 4 askerin yaralandığını açıkladı. Lice de elinde el bombası patlayan şahsın eli bileğinden koptu. Hatay Dörtyol da teröristler vatandaşla erzak siparişi verirken, Bingöl/Karlıova ilçesi Hacılar köyü bölgesinde, Bingöl-Erzurum kara yolu trafiğe kapatıldı terörist Muş Bingöl yolunu kapatırken, Diyarbakır- Bingöl yolu da güvenlik nedeniyle kapatıldı Genelkurmay Başkanlığı nın açıklaması şöyle: 8-10 bölücü terör örgütü mensubu tarafından, Bingöl/Karlıova ilçesi Hacılar köyü bölgesinde, Bingöl-Erzurum kara yolu trafiğe kapatılmıştır. Bölücü terör örgütü mensuplarınca, kısa süreli propaganda yapılmayı müteakip, yol saat sularında yeniden trafiğe açılmıştır TERÖRİST MUŞ BİNGÖL YOLUNU TRAFİĞE KAPATTI Bölücü terör örgütüne müzahir kişilik bir grup tarafından, Muş/Varto Leylek köyü bölgesinde, araç durdurularak, Muş/Varto-Bingöl/Karlıova kara yolu trafiğe kapatılmıştır. 30 Mayıs 2014 saat sularında, eylemcilere müdahale edilmiştir. Eylemcilerin mukavemetine rağmen, söz konusu yol saat itibariyle trafiğe açılmıştır. Olaylar esnasında eylemciler olay yerinde bir kamyon ve bir kepçeyi yakmışlardır. LİCE DE JANDARMAYA UZUN NAMLULU SİLAHLA ATEŞ AÇILDI Bir grup bölücü terör örgütü mensubu tarafından, Diyarbakır-Lice ilçesi Kıralan Mahallesi'nde bulunan Bingöl Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanlığı'na bağlı üç jandarma özel harekat timine, uzun namlulu silahlarla metre mesafeden taciz ateşi açılmıştır. Taciz ateşi, bölgedeki unsurlar tarafından anında karşılık verilmesi üzerine kesilmiştir. DİYARBAKIR-BİNGÖL YOLU TRAFİĞE KAPALI Diyarbakır-Bingöl kara yolu güvenlik nedeniyle halen trafiğe kapalıdır. Bölgedeki operasyonlar devam etmektedir. Olay bölgesinde, bir İHA faaliyetine devam etmektedir." LİCE DE JANDARMAYA EL BOMBASI ATMAYA ÇALIŞAN TERÖRİSTİN ELİ KOPTU Jandarma timleri tarafından yapılan müdahale sırasında; Lice İlçe Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme Timinde görevli bir astsubay atılan parça tesirli el yapımı bombalar ile Mardin Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanlığı emrinde görevli bir J.Uzm.Çvş., atılan taşlar sonucu, Elazığ Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanlığı emrinde görevli bir J.Uzm.Çvş., atılan parça tesirli el yapımı bombalar ile Bingöl Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanlığı emrinde görevli bir J.Uzm.Çvş., atılan havai fişeğin yanında patlaması nedeniyle, çeşitli yerlerinden hafif şekilde yaralanmış ve helikopterle Diyarbakır Asker Hastanesi'ne sevk edilmişlerdir. Personel tedavilerini müteakip aynı gün taburcu olmuşlardır. Olay esnasında, EYP hazırlayan S.E. isimli şahsın, hazırladığı EYP'nin elinde patlaması sonucu sol eli bilek kısmından kopmuştur. Anılan şahsın sevk edildiği Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavisine devam edilmektedir. LİCE Jandarma timleri tarafından sökülen çadırlar bölgesinde yapılan incelemede; 17 adet molotof kokteyli, 48 adet havai fişek, dört adet çivi ile takviye edilmiş EYP, bir adet diz üstü bilgisayar, bir adet cep telefonu ele geçirilmiştir. LİCE DE PİKAP YAKTILAR Eylemci bir grup tarafından, Diyarbakır Orman İşletme Müdürlüğü'ne ait Isuzu marka bir pikap aracı yakılmıştır. BEŞTÜŞŞEBAP TA 3 KİŞİ KAÇIRILDI Şırnak/Beytüşşebap Çığlıca Köyü Emekli Mahallesi bölgesinde Mezra Karakolunda konuşlu 2'nci Jandama Komando Tabur Komutanlığı hizmet binası inşaatına mermer taşıyan üç çekici araç, mermerleri karakola boşaltmayı müteakip, dönüş yolunda bir grup bölücü terör örgütü mensubu tarafından yakılmıştır. Üç şoför bölücü terör örgütü mensuplarınca kaçırılmıştır. LİCE'DE BAZ İSTASYONU YAKILDI Bölücü terör örgütüne müzahir beş kişilik bir grup tarafından, Diyarbakır/Lice ilçesi Kayacık köyü bölgesinde bulunan bir GSM şirketine ait baz istasyonu yakılmıştır. DÖRTYOL DA TERÖRİSTLER VATANDAŞA ERZAK SİPARİŞİ VERDİ Dört bölücü terör örgütü mensubu, Hatay/Dörtyol ilçesi Çatköy Mahallesi Tekedüşen Tepe mevkiinde, bir vatandaşı kamyonetiyle seyir halindeyken durdurmuş ve 300 ABD doları ile bir erzak listesi vermiştir. Şahıs, kendisine ait aracını kullanarak, Dörtyol ilçe merkezinden temin ettiği erzağı, aynı gün saat sıralarında aynı bölgede teröristlere teslim etmiştir." (CİHAN) Çocukları terör örgütünce kaçırılan ailelerin Diyarbakır'daki oturma eylemi sürüyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önüne gelen aileler, dün bazı ailelerin eyleme ara verdiklerini açıklamalarının ardından çadırların kaldırılmasına tepki gösterdi Kaçırılan çocuklardan Nurullah Aksoy'un ablası Adile Aksoy: "Bize danışmadan bazı aileler eyleme ara verdi. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bugün de çadırları kaldırmışlar. Çocuklarımız dönene kadar eylemimizi sürdüreceğiz" Diyarbakır'da çocukları terör örgütünce kaçırılan ailelerin oturma eylemi sürüyor. Terör örgütünün çocuklarını kaçırdığı için oturma eylemi başlattıkları Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önüne gelen aileler, altında oturdukları çadırların kaldırıldığını görünce, tepki gösterdi. Zabıta ekiplerinin bir süre belediye bahçesine girişlerine izin vermediği aileler, dün bazı ailelerin "eyleme ara verme" kararını dikkate almadıklarını dile getirdi Kaçırılan çocuklardan Nurullah Aksoy'un ablası Adile Aksoy, aileler adına gazetecilere yaptığı açıklamada, eylemi çocukları dönene kadar sürdürmeye kararlı olduklarını anlattı. Aksoy: "Bize danışmadan bazı aileler eyleme ara verdi. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bugün de çadırları kaldırmışlar. Çocuklarımız dönene kadar eylemimizi sürdüreceğiz" dedi. Zabıta ekiplerinin belediye binası önünde oturmalarına izin vermediğini kaydeden Aksoy, konunun belediye yetkililerine iletildiğini bildirdi. Ardahan ve Kars'tan iki ailenin de katıldığı oturma eylemini sürdürmek isteyen ailelerin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önündeki bekleyişleri sürüyor. Bu arada, çocukları Özgür ve Berat Çetiner'in terör örgütünce kaçırıldığı gerekçesiyle Dağkapı Meydanı'nda oturma eylemi başlatan iki aile, BDP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyerek eyleme son verdiklerini duyurdu. HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da hükümetin süreçle ilgili kamuoyuna aydınlatıcı bilgiler vermesi gerektiğini söyledi. Yaşananların Türkiye'nin gündemini meşgul eden önemli bir konu olduğunu ifade eden Aydoğan, şöyle konuştu: "Yaşları küçük olan bazı çocuklarımızın PKK saflarına katılmasından sonra ailelerimizin bununla ilgili girdiği bazı eylem ve etkinlikler oldu. Gündemde çözüm ve barış tartışmaları, İmralı'da yapılan görüşmeler var. Fakat halen bunların bir sonuca ulaşmadığı ve çözümün bir şekilde hükümet tarafından nasıl olacağıyla ilgili bir bilgilendirme kamuoyuna yapılmadığıdır. Bundan dolayıdır ki, PKK'ya gidişlerin arttığını söyleyebiliriz. Sorunun çözümünü zamana yaymayalım. Ne yapacaksak Türkiye kamuoyuyla açıkça paylaşalım. Şüphesiz ki, bir yol haritası çıkarılırsa durum şimdiki gibi olmayacaktır." (AA) ** Ot yüzünden 3 yeğenini ve bir misafiri tüfekle yaraladı Erzurum'un Karayazı ilçesine bağlı Köyceğiz köyünde Kasım Erdal (47) ot yüzünden tartıştığı 3 amca çocuğu ile misafirlerini av tüfeğiyle vurdu. Saldırgan olay sonrasında kullandığı tüfekle birlikte ele geçirildi. Bir yaralının durumunun ağır olduğu öğrenildi. Karayazı'da hayvan otlatma meselesi yüzünden kan aktı. Sabah saatlerinde Kasım Erdal, köy dışındaki arazide hayvan otlatan amcasının oğulları Sefa (13), Metin (14), Esat Erdal (16) ile tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine Kasım Erdal, yanında bulundurduğu av tüfeğiyle yeğenlerine hedef gözetmeksizin ateş açtı. Açılan ateş İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, Gezi Parkı olaylarının yıl dönümü nedeniyle Taksim ve çevresinde görev yapan polisleri denetledi. Öğle saatlerinde Taksim Meydanı na gelerek polislerle kısa süre sonucu Metin, Sefa ve Esat Kartal ile köye misafirliğe gelen Sedat Uğrak (16) çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambülanslar ile ilçe devlet hastanesine sevk edildi. Saldırıda ağır yaralanan Sedat Uğrak ise helikopter ambülans ile Erzurum'a sevk edildi. Olayın duyulmasının ardından köye çok sayıda jandarma sevk edildi. Saldırgan olayda kullandığı tüfek ile birlikte ele geçirildi. Kasım Erdal, göz altına alındı. Köy Muhtarı Nurettin Urgun, saldırı olayının sabah saatlerinde meydana geldiğini ve üzüntü duyduklarını belirtti. (CİHAN) Selami Altınok, Taksim de görevli polisleri denetledi sohbet eden Altınok, polisleri dikkatli olmaları yönünde uyardı. Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi ndeki polislerin görev yaptığı noktaları ziyaret eden Altınok, daha sonra bölgeden ayrıldı. (CİHAN) Gezi de kitap gerginliği Taksim Gezi Parkı olaylarının yıl dönümünde park önünde kitap okumak isteyen eylemcilerle polis arasında gerginlik yaşandı. Gezi Parkı na gelen bir grup, parkın merdivenlerinde kitap okumak istedi. Polisin izin vermemesi üzerine eylemciler, yola oturarak kitap okumaya başladı. Bunun üzerine polis, kitaplı eylemcileri yoldan kaldırmaya çalıştı. Bu sırada eylemcilerle polis arasında gerginlik yaşandı. Gerginlik, eylemcilerin yoldan kalkmasıyla son buldu. (CİHAN) Mecidiyeköy'de 'Gezi' önlemi Gezi Parkı olaylarının yıldönümü nedeniyle İstanbul'da pek çok noktada polis önlem aldı. Mecidiyeköy'de de polis ekiplerinin bekleyişi sürüyor. Sabah erken saatlerden itibaren polis ekipleri Mecidiyeköy ve Şişli'de geniş güvenlik önlemleri aldı. Mecidiyeköy Meydanı'ndaki viyadük altını bekleme alanı olarak kullanan polisler belediye otobüsleri içinde hazır bekletiliyor. Çeşitli polis araçları da olası olaylara karşı Mecidiyeköy çevresinde konuşlandırılmış durumda. Cevahir Alışveriş Merkezi de yoğun tedbirlerin alındığı alanlar olarak dikkat çekiyor. Resmi kıyafetli polisler aynı tip sırt çantaları ve koruyucu şapkaları ile dikkat çekiyor. Meydan çevresinde ayrıca Toplumsal Olaylara Müdahale Araçları da (TOMA) hazır halde bekletiliyor. (CİHAN) Mustafa Şahin: Eylemlere karşı değiliz ancak eylemler ağız tadında olmalıdır Eskişehir Emniyet Müdürü Mustafa Şahin, öğrencilerin, işçilerin ve memurların protesto eylemlerine karşı olmadıklarını söyledi. Şahin, "Herkes sesini mutlaka duyuracaktır. Onlara biz bile haklı eylemlerinde destek çıkarız. Ancak, eylemler ağız tadında olmalıdır. dedi. Eskişehir'de geçtiğimiz yıl meydana gelen Gezi eylemlerinde istenmeyen olaylar yaşanmıştı. Sokak olaylarında üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz hayatını kaybetmiş ve Eskişehir'de okuyan Gürcistanlı Akaki Avaliani başına aldığı darbe nedeniyle sağ kolunda felç meydana gelmişti. Gezi Parkı eylemlerinin yıl dönümünde sükunet ve sağduyu çağrısında bulunan Eskişehir Emniyet Müdürü Mustafa Şahin, ilde asayiş ve yaptıkları çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Eylemcilerin yaptığı haklı protesto ve eylemlere karşı olmadıklarını belirten Mustafa Şahin, "Biz protestolara karşı değiliz. Herkes sesini mutlaka duyuracaktır. Onlara biz bile haklı eylemlerinde destek çıkarız. Ancak, eylemler ağız tadında olmalıdır. Mesela, son eylemde bankalara saldırdılar. Asfaltları, kaldırımları söktüler. Böyle eylem, protesto olur mu? diye konuştu. Protestoların ve eylemlerin Eskişehirlileri rahatsız etmemesi gerektiğini aktaran Şahin, "Yapılan eylemlerde yolar kapandı. Geçitler engellendi. Vatandaş gideceği yere gidemedi. Gelemedi. Uçağı kaçıranlar oldu. Protesto ve eylemi olacak. Ama en azından yolun bir şeridi açık olacak. Olacak ki vatandaş mağdur olmasın. ifadelerini kullandı. (CİHAN)

4 1 Haziran 2014 Pazar Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Ege İhracatçı Birlikleri tarafından İzmir de düzenlenen İnovasyon Haftası nın ikinci gününde Türk iş dünyası biliminsanlarına ve katılımcılara inovasyon tecrübelerini anlattı Onuk Taşıt Sanayii CEO su Ekber Onuk, yapım aşaması devam eden ilk Türk yarış arabası Onuk Sazan LM nin plan ve görsellerini ilk kez İnovasyon Haftası nda paylaştı. Hüsnü Özyeğin, Ali Kibar, Varol Civil, Osman Okyay, Tülin Karabük, Perihan İnci, Ekber Onuk ve Ahmet Olmuştur kariyer etkinliğinde üniversite öğrencileriyle buluştu. Ekonomi Bakanlığı nın katkılarıyla Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) organizasyonluğunda inovasyon kavramını Anadolu ya yaymak amacıyla İzmir de düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası ikinci günü; İrlandalı konuşmacı Gearoid Mooney in Kobilerde İnovasyon sunumuyla başladı. İşadamları ve üniversite öğrencilerinin birlikte inovasyonu tartıştığı ve büyük ilgi gören kariyer etkinliğine ise Türk iş dünyasından Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, TEB Yönetim Kurulu Üyesi Varol Civil, Kale Grubu Teknik Grup Başkanı Osman Okyay, Arçelik Genel Müdür Yardımcısı Tülin Karabük, İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Perihan İnci, Onuk Taşıt Sanayi CEO su Ekber Onuk ve THY Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Olmuştur katıldı.türk İş Dünyası paneli konuşmacılarından, Onuk Taşıt Sanayii CEO su Ekber Onuk, büyük bir sürpriz yaparak, tasarladıkları ilk yerli yarış arabasının gerçek görsel ve planlarını katılımcılarla paylaştı. Yıllar önce üretilen Anadol otomobil ekibinde de yer alan Onuk, aracın çok yakında hazır olacağını ve önümüzdeki yıldan itibaren yarışlara katılabileceğini söyledi. Aracın markası Onuk model ismi ise Sazan LM olacak. Sazan ismi, Onuk un kaybettiği mühendis oğlu Kaan Onuk un lisedeki takma adı. Araçla ilgili bilgiler veren Onuk, yaklaşık 9 yıldır çalışmaların sürdüğünü söyledi. Onuk, yerli otomobil için ise Türkiye de arabanın feriştahını yapacak bilgi ve teknik altyapı var. Önemli olan bunun bir yol haritasını çıkartmak ve bu doğrultuda ilerlemek. Bu şekilde başlanan bir tasarım/üretim süreci mühendislik ekibi için çok ciddi bir eğitim süreci oluşturacak, bu çekirdek takım gelecekteki yılda ünitelik üretimler için deneyim sahibi olacaktır. Türkiye de bu tarz bir ekibi oluşturacak eleman kaynağı mevcuttur diye konuştu.ikinci gün öğleden sonra etkinliği; Türkiye nin Dijital Platformu paneli ile sürdü. Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Şeref Oğuz un moderatörlüğünü yaptığı panelde, Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen ve SAP Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Uğur Candan dijital platformu tartıştı.türkiye İnovasyon Haftası İzmir etkinliği, Türk Mucitler ve Akademisyenler paneliyle tamamlandı. Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Deri n Fikirler IV. Deri Tasarım ve Üretim Yarışması nda finale gelindi. 04 Haziran 2014 Çarşamba günü Kaya Thermal & Convention Otelinde gerçekleşecek olan IV. Deri n Fikirler Deri Üretim ve Tasarım Yarışması nın final organizasyonu için geri sayım başladı Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, gündemdeki faiz tartışmalarına değinerek yüksek faiz ile kur arasında sıkışmış bir ekonomi görüntüsünden kurtulmak gerektiğine dikkat çekti

5 11 Haziran ubat Per Pazarembe Kazakistan, Rusya ve Belarus arasında Avrasya Ekonomik Birliği anlaşmasının imzalanması ardından birliğin nasıl ilerleyeceği ve oluşturulmak istenen Avrasya ekonomik projesinin nasıl sürdürüleceği merak konusu Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Belarus Cumhurbaşkanı Aleksander Lukaşenko'nun Astana'da imza koyduğu antlaşmayla hayata geçirdikleri Avrasya Ekonomik Birliği nin gelişme sürecinin Avrupa Birliği tecrübesiyle benzerlik taşıyacağı yorumu yapılıyor. Uzmanlar çelik ve kömür birliğinden topluluğa, sonrasında geçilen gümrük birliği ardındansa nihayetinde birliğe dönüşen Avrupa Birliği'nin de benzeri evrelerden geçtiğine dikkati çekiyor. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'e göreyse Avrasya Ekonomik Birliği tercihi mucizeleri garanti eden sihirli bir çubuk asla değil. Avrasya Ekonomik Birliği'nin donmuş bir doktrin olmadığı belirten Nazarbayev, birliğin geleceği yolunda birçok zorlukla karşılaşılmasının normal olacağı görüşünde.başkenti Astana olacak Avrasya Ekonomik Birliği'nin merkezinde Avrasya Ekonomik Komisyonu yer alacak, komisyon içindeyse konsey ve yönetim kurulu görev yapacak. Konsey üye ülkelerin başbakan yardımcılarından, yönetim kuruluysa üye ülkelerin her birinin temsilcilerinden oluşacak. Avrasya Ekonomik Birliği Komisyonu'nun içindeki kurulacak ülkeler üstü mekanizma entegrasyonu ilerletirken, üye ülkeler arasındaki anlaşmaları kurallara çok sıkı bağlı şekilde regüle edecek ve bu mekanizmanın tasarrufları sadece ve sadece ekonomik konularla sınırlı olacak, Avrasya Ekonomik Birliği Komisyonu üye ülkeler üzerinde Avrupa Parlamentosu gibi herhangi bir otorite kuramayacak. Komisyon ve içindeki karar mercii konseyinin varlığı, Avrasya Ekonomik Birliği'ne üye hiçbir ülkenin tek başına karar alma süreçlerini domine edememesi anlamına geliyor. Önergeler çoğulcu şekilde karara bağlanırken, her ülkenin önergeleri veto hakkı bulunacak. Böylelikle önerge konuları üye ülke devlet başkanlarının konsensüsüyle karara bağlanacak. Üye ülkelerin ikili ve uluslararası ilişkileri ile yaptığı anlaşmalara, diğer organizasyonlarla girdiği entegrasyon gibi tasarruflaraysa birlik mekanizması üzerinden herhangi bir şekilde tesir edilemeyecek. Avrasya Ekonomik Birliği'nin genel anlamdaki amacı birlik içinde ülkelerle ya da dışındaki ortaklarla ticaretin kolaylaştırılması olacak. Avrasya Ekonomik Komisyonu'nun Rusya'nın başkenti Moskova'da yer alması kararlaştırılırken, kurulması durumunda Avrasya Ekonomik Birliği Mahkemesi'nin de Belarus'un başkenti Minsk'te olması bekleniyor. Nazarbayev tarafından sunulan bir öneri ise Kazakistan'ın Almatı kentinin Avrasya Ekonomik Birliği'nin uluslarüstü finans pazarı regülasyonunu sağlayacak merkez olması. Birliğin Avrupa, Rusya, Asya ve Ortadoğu'ya uzanan stratejik lokasyonunda büyük potansiyel gören Kazakistan'a göre birliğin başarısı Avrupa, Asya ve diğer bölgesel merkezler ve ülkelerle olan ilişkilerine bağlı. Bariyerlerin olmadığı bir birlik arzusu taşıyan Kazakistan, bu yüzden özellikle Avrupa Birliği ile Avrasya Ekonomik Birliği arasında serbest ticaret bölgesi oluşturulması fikrini son derece güçlü şekilde destekliyor.avrasya Ekonomik Birliği'nin eski Sovyetler Birliğini canlandırma girişimi olarak okuyanlara ise Nazarbayev'in yanıtı: ''Geriye dönüş olmadı ve olmayacak da... Hemfikir ve net olduğumuz pozisyonumuz bu... İleri doğru bakıp dünya çapında diğer organizasyonlar tarafından kanıtlanan entegrasyonun hasılatını toplayacağız'' şeklinde...avrasya Ekonomik Birliği'nin dünyanın geri kalanı ile arasına bariyer koymak için değil, Kazakistan, Rusya ve Belarus arasındaki mevcut stratejik ortaklık ve dostluk ruhuyla oluşturulduğu Cumhurbaşkanı Nazarbayev tarafından sıkça vurgulanan bir konu. Nazarbayev, Avrasya Ekonomik Birliği'nin siyasi değil ekonomik birlik olduğunun altını çizerken, birliğin ekonomik pragmatizm, eşitlik ve iç işlere müdahalesizlik, ülke sınırlarının egemenlik ve dokunulmazlığına saygı prensibi üzerinde temellenmesinin zorunlu olduğu uyarısında bulunmuştu. Kazak makamları Avrasya Ekonomik Birliği'nde olunmasının Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ile Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'ne (OECD) entegre olma arzusunda olan Kazakistan'ın sahip olduğu bu momentumu bozmayacağı görüşünde. 1 Ocak 2015'de yürürlüğe girecek Avrasya Ekonomik Birliği anlaşmasıyla Kazakistan, Rusya ve Belarus arasında tedricen mal, hizmet ve iş gücünde serbest dolaşıma geçilecek. Avrasya Ekonomik Birliği'nin toplam 170 milyon nüfusuyla; Kazakistan ekonomisine önemli ölçüde potansiyel kazandırması bekleniyor. Öyle ki Rusya ve Belarus'la 2010 yılında girilen gümrük birliği ile birlikte Kazakistan'ın bu ülkelerle ticaret hacmi yüzde 47 artarak 2013 yılında 24 milyar dolara kadar ulaştı. Kazakistan'daki ticaret odaları ise birliğe katılmanın ülkedeki kayıt dışı ekonomiyi azal olmasına karşın birlik içindeki ülkelerden ithal edilen ürünlerin Kazakistan'ın yerli üreticisini zayıf düşüreceği endişesi taşıyor. Mal, hizmet ve iş gücünün Kazakistan içinde zaten serbest dolaştığını düşünen Kazak ticaret odaları, aynı kapıların Rusya ve Belarus'da da kendileri için açılması için gerekli uyumlaştırmaların bir an önce yapılması beklentisinde. Diğer yandan Avrasya Ekonomik Birliği ile 2025'e kadar petrol ve petrol ürünleri üretiminde mevzuat sınırlamaları olmaksızın ortak pazara geçilmesi planlanıyor. Elektrikte ortak pazara geçilmesi ve üye ülkelerin ulusal elektrik pazarların entegrasyonu konusunda ise 2019'da harekete geçilmesi bekleniyor. Avrasya Ekonomik entegrasyonu 6 Ocak 1995'te Rusya ile Belarus arasında imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması ile başladı. 10 Ekim 2000'e gelindiğinde Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan imzaladıkları antlaşmayla Avrasya Ekonomi Topluluğu'nu (EurAsEC) kurdular. Seneler 2007'yi gösterdiğinde Kazakistan, Rusya, Belarus gümrük birli geçmek üzere aksiyon planına geçti. 2010'a gelindiğinde Kazakistan, Rusya, Belarus gümrük irade ortaya koyarak, gümrük mevzuatları ve tarifelerini aynılaştırdı ve resmen gümrük birliğine geçti yılında gümrük birliğine üye ülkelerin devlet başkanları Avrasya Ekonomik Komisyonu'nu oluşturan antlaşmayı imzalarken, takip eden 2012 yılında tek ekonomik bölgeye geçildi. Ve 29 Mayıs 2014'de Kazakistan, Rusya ve Belarus arasında Avrasya Ekonomik Birliği ni hayata geçiren anlaşma Kazakistan'ın başkenti Astana'da imzalandı. Avrasya Ekonomik Birliği'ne katılması muhtemel diğer ülke olan Ermenistan'ın katılım süreciyle ilgili birkaç başlıkta sorun yaşandığı, imzanın Ermenistan tarafınca 15 Haziran'a kadar atılacağı belirtiliyor. Kırgızistan'ın da katılım yol haritasını içeren yasanın ülke parlamentosundan geçmesinin ardından 2015 başlarında birliğe dahil olması planlanıyor. (AA) TP Vision Türkiye Genel Müdürü Faruk Kocabaş, haziran ayında Brezilya'da gerçekleşecek Dünya Kupası'nın Türkiye'de mayıs ve haziran ayında televizyon satışlarını yüzde 20 arttırabileceğini belirtti. Kocabaş, "Dünya Kupası ve olimpiyatlar gibi büyük spor organizasyonları her zaman televizyon pazarını ve pazardaki televizyon satışlarını olumlu etkileyen, satışları organizasyon dönemi öncesi ve o dönem boyunca yukarı çeken bir faktör olmuştur" dedi

6 SAYFA 6 SONDAKiKA GAZETESİ >> 6 GÜNCEL 197 Haziran Şubat Pazar Perşembe Soylu: Eski Türkiye'de, Soma'da günlerce cesetler toplanamazdı Soma'daki maden faciasında devletin güçlü bir iradeyi ortaya koyduğunu dile getiren Soylu, "Ben çok iyi hatırlıyorum. Yalova depreminde Doğruyol Partisi'nin İstanbul İl Başkanıydım. O gün genel başkanımızla sabah hemen Yalova'ya gittik. Günlerce ülkenin başbakanı oraya gelmedi. Günlerce cesetler toplanamadı" dedi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, "Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, yerel seçimlerde AK Parti'nin almış olduğu yüzde 45,5 oyu, 'Hangi felaketleri bu milletin önüne getirerek unutturabiliriz?' uğraşısı içerisindeler. Net bu. Ne kadar yaparlarsa yapsınlar. Türkiye'nin büyük hedefleri var. Yeni Türkiye'nin büyük hedefleri var" dedi. Soylu, yerel seçimlerin 1 Haziran'da tekrarlanacağı Buharkent ilçesinde, muhtarlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve partililerle bir araya geldi. Soma'daki maden faciasında devletin zarar gören vatandaşların sıkıntılarının çözülmesi için güçlü bir iradeyi ortaya koyduğunu dile getiren Soylu, Türkiye'nin eski dönemlerde bu iradeyi göstermediğine işaret etti. Soylu, şunları kaydetti: "Soma hadisesinde yaşadık. Orada 301 insanımız şehit oldu. Bu ülkenin başbakanı, kıymetli Başbakanımız hemen bütün her türlü meseleyi bir tarafa bırakıp soluğu kendi vatandaşının yanında aldı. A- ma eski Türkiye'de böyle olmadı biliyor musunuz? Esas mücadelenin temelinde bu yatıyor. Ben çok iyi hatırlıyorum. Yalova depreminde Doğruyol Partisi'nin İstanbul İl Başkanıydım. O gün genel başkanımızla s- abah hemen Yalova'ya gittik. Günlerce ülkenin başbakanı oraya gelmedi. Günlerce cesetler toplanamadı. Türkiye ceset torbası aradı. Kendi insanımıza mahçup olduk. Kendi insanımıza verdiği verginin karşılığını ödeyemeyen aciz bir devlet konumuna düştük. Kendi insanımıza bir şekilde maalesef orada cevap veremedik." - "Türkiye'nin büyük hedefleri var" Türkiye'de bazı kesimlerin yerel seçimlerden güçlü bir şekilde çıkan AK Parti'yi zaafiyete uğratmak için çalıştığını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti: "Bakın Okmeydanı'nda yüzü maskeli insanlar orada ülkemizdeki bir çatışmayı yeniden körüklemek için her türlü provokasyonun içerisinde bulunuyorlar. "Okmeydanı'nda acaba biz bir Alevi Sünni kargaşası ortaya çıkarabilir miyiz? Bu ülkeyi bir şekilde böyle bir kargaşanın içerisine böyle bir kaosun içerisine sokabilir miyiz?" diye. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, yerel seçimlerde AK Parti'nin almış olduğu yüzde 45,5 oyu "Hangi felaketleri bu milletin önüne getirerek unutturabiliriz?" uğraşısı içerisindeler. Net bu. Ne kadar yaparlarsa yapsınlar. Türkiye'nin büyük hedefleri var. Yeni Türkiye'nin büyük hedefleri var." AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, ilk kez milletin kendi oyuyla cumhurbaşkanını, devlet başkanını seçeceğini belirterek, "(Ya Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olursa) korkuları bu. (Ya bu millet devlet başkanı olarak onu seçerse, biz yarın ne yaparız?) diye bir endişe içerisindeler. Her türlü tezgahı kurmaya çalışıyorlar" dedi. Yerel seçimlerin 1 Haziran'da tekrarlanacağı Buharkent ilçesinde, partisinin düzenlediği mitinge katılan Soylu, vatandaşlardan adayları için destek istedi. Türkiye'de halkın ilk kez 10 Ağustos cumhurbaşkanını seçeceğine işaret eden Soylu, bazı kesimlerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasından endişe ettiğini söyledi. Soylu, "İlk kez bu millet, devletin tepesine kendi reyiyle cumhurbaşkanını, devlet başkanını seçecek. Bunların korkuları ne biliyor musunuz? (Ya Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olursa) Korkuları bu. (Ya bu millet devlet başkanı olarak onu seçerse, biz yarın ne yaparız?) diye bir endişe içerisindeler. Her türlü tezgahı kurmaya çalışıyorlar. Bu millet 30 Mart'ta onları nasıl sandığa gömmüşse, 10 Ağustos'ta da onları öyle sandığa gömecek" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın büyük hizmetlere imza attığını i- fade eden Soylu, şöyle devam etti: "Yedi düvel karşı karşıya gelmiş, bir araya gelmiş ve Türkiye'nin bu güzel giden halini ters çevirmeye çalışıyorlar. Ve bu yiğit adam da bu mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyor. Hepimiz ölümlüyüz, hepimiz öleceğiz. Ama bugün nasıl Menderes'i hizmetleri ve dualarla yad ediyorsak, bu ülkenin başbakanının beklediği yarın kendisinin hem rahmetle hem şükranla hem de vefayla bu büyük millet tarafından anılmasıdır. Başka hiçbir şey değil. Liderler, büyük devlet adamları bugün için siyaset yapmazlar. Burada Buharkent'te söylüyorum, Recep Tayyip Erdoğan tarihe yazı yazıyor. Biz hepimiz bu büyük mücadelenin içerisinde o- nunla birlikteyiz." Mitingde 8 köşeli şapka hediye edilen Soylu, partililerle hatıra fotoğrafı çektirdi. (AA) Mecliste Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet masaya yatırıldı Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu raporu TBMM de görüşüldü. İktidar ve muhalefete mensup çoğu sağlıkçı milletvekilleri bu konudaki görüşlerini meclis kürsüsünden dile getirdi. TBMM de kurulan araştırma komisyonu üyesi AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş yaptığı konuşmada Konu siyasi polemiklerin kısırlığına kurban edilmemeli. Muhalifini yıpratmak için bir fırsat gibi görülmemeli. Evrensel ve geçmişten beri devam eden köklü ve önemli bir problemle karşı karşıyayız. Bu problemi çözmeye odaklanmak gerekiyor. Bir tek sağlık çalışanına bile şiddete tahammülümüzün olmadığını ifade ediyorum. Milletimizin bugün verilen sağlık hizmetlerini takdir ettiğini, bu hizmetleri veren sağlık ailesinden, hekimlerden büyük ölçüde razı olduğunu biliyoruz. Elimizdeki araştırmalar da bunu söylüyor, vatandaşın hayır duasıyla sık sık karşılaşmamız da bunu söylüyor. Elbette memnun olmayanlar vardır ve olacaktır. Ama bu, resmin bütünü için milletin ortak kararını değiştirmez. Hal böyleyken zaman zaman kendini bilmez, haddini aşan kişilerin sağlıkçılara sözlü, fiili saldırılarda bulunduğu da bir gerçektir. Bu düşüncede olanlar bilmelidir ki hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız sahipsiz değildir. Onlara dokunanlar karşılarında bakanlığımızı ve bizleri bulacaktır dedi. Herkesin üzerine görevler düşüyor! Yurttaş konuşmasına devamla Sağlık çalışanına şiddet uygulayacak kadar ileri gidenler mutlaka gerekli şekilde cezalandırılmalıdır. Bu konuda emniyet güçlerimiz gerekli hassasiyeti göstermelidir. Yargımız da sağlıkçıya karşı bir saldırıya büyük hassasiyetle yaklaşmalı, adil biçimde gereğini yerine getirmelidir. Emniyetin ve yargının tutumu maganda ruhlu saldırganlara haddini bildirmekte hızlı ve kararlı olmalıdır. Bütün sağlık ailesi olarak bunu yetkililerden bekliyoruz. Burada basınımıza da önemli bir sorumluluk düşüyor. Hiçbir sağlık çalışanı ya da sağlık kuruluşu için yargısız infaz yapılmamalıdır. Meslek örgütlerine düşen önemli bir görev var: Problemlere dikkat çekmek için yapılan eylemlerde halkın sağlık hizmeti alma hakkını ihlal etmeden toplum duyarlılığının oluşmasını ve yetkililerin dikkati çekmeye çalışmalıdırlar. Hepimizin, ama özellikle iktidarıyla, muhalefetiyle biz siyasetçilerin bu konuda sertliğin - çatışmanın dili yerine mümkün olduğunca sevgininanlayışın dilini kullanmamız önemli hale geliyor. Biliniz ki sağlık çalışanları büyük bir iş yükü altında çalışıyor. Doktor ve hemşire sayımız son yıllardaki sayının artışına rağmen yetersizdir. İşlerinin bütün ağırlığına rağmen Sağlıkta Dönüşüm ün insana kıymet veren anlayışıyla hizmette kusur etmemeye çalışmaktadırlar. Vatandaşlarımızdan da sağlıkçılara karşı anlayış, sevgi, saygı ve empati bekliyoruz. Sağlık çalışanları gayret, samimiyet ve fedakârlıklarıyla ancak takdire layıktır. Gecesini gündüzüne katarak hayat kurtarmak için yorulmak nedir bilmeyen sağlık çalışanlarının yaptıkları çalışmalar her türlü takdirin üzerindedir. Sağlıkta dönüşüm ve gelişimin mimarları hekimler ve tüm sağlık çalışanlarıdır dedi. Personel memnuniyeti sağlanmadan hasta memnuniyeti sağlanamaz! Yurttaş konuşmasında Personel memnuniyetini sağlamadan, hasta memnuniyetini tam olarak sağlamak mümkün değildir. Sağlığın içinden gelen bir milletvekili olarak özellikle bu konudaki çalışmalara da ağırlık verilmesi gerektiğine inanıyorum. Nedeni ne olursa olsun, şiddetin asla haklı gerekçesi olamaz. Şiddete Sıfır Tolerans söylemine herkes i- nanmalı ve ortak tavır gösterilmelidir. Yöneticiler, siyasiler ve toplum elbirliği ile çözümden yana tavır göstermelidir. Gerçekçi ve samimi bir yaklaşım sergilenmelidir. Tüm taraflar elini taşın altına koymalıdır. Toplumsal şiddetin azaltılmasına yönelik o- larak bilimsel çalışmalar yapılmalı ve uygulamaya geçirilmelidir. Üniversitelere, yazarlara, eğitimcilere görevler düşmektedir. Hasta Hakları tabelalarının yanına Hastaların Sorumlulukları Sağlık çalışanlarının hakları tabelaları da asılmalıdır. Hasta Hakları Birimleri kadar Çalışanların Hakları ve Güvenliği Birimi de aktif görev yapmalıdır. Bakanlığımızın BEYAZ KOD uygulama birimleri aktif ve yaygın olarak görevlerini yerine getirmeli, sağlık idarecileri ciddiyetle konunun üzerine gitmelidir dedi. Basın haber yaparken dikkatli davranmalı! AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş Basın kuruluşları haber yaparken dikkatli davranmalı, sağlık çalışanları hakkında önyargılı haberler yapmamalıdır. Haberler kontrol süzgecinden geçirilmelidir. Televizyonlardaki dizilerde sağlık çalışanlarını rencide eden sahnelerden kaçınılmalıdır. Sağlık çalışanlarının yaptıkları hizmeti dile getiren konular işlenmelidir. Acil servislerde ve riskli bölgelerde güvenlik personeli sayısı artırılmalıdır. Hastanelerde görev yapacak güvenlik personeli özel eğitime tabi tutulmalıdır. İletişim eğitimi de verilmelidir. Hastane Güvenlik Kurulları oluşturulmalı ve düzenli toplantılarla alınması gereken önlemler rapor edilmeli ve bu raporlar doğrultusunda gerekenler yapılmalıdır. Şiddete maruz kalan sağlık personellerinin hizmetten çekilme haklarının olduğu konusunda halkın bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Silahsızlanma politikaları desteklenmeli ve silaha erişim zorlaştırılmalıdır. Acil servislerde performans sistemi yerine kaliteyi artırıcı yöntemler ve sistemler uygulanmalıdır. Uzman hekim, acil hekimi ve personel sayısı artırılmalı ve iş yükünün azaltılması sağlanmalıdır. Bakanlık ve idareciler dava süreçlerini başlatmalı, takip etmeli ve sonuçlarından kamuoyu ve basına bilgi vermelidirler. Sağlık bir ekip işidir. Ekip ruhu oluşturulmalı ve ekibin bir bireyine yapılan saldırı ve şiddete karşı duyarlı olunmalıdır. Sağlık hizmeti hasta merkezli değil, insan merkezli olarak organize edilmelidir. Hasta memnuniyeti kadar çalışan güvenliği ve memnuniyeti de ön planda tutulmalıdır dedi. Tüm önerilerin titizlikle uygulanmasını istiyoruz! Yurttaş konuşmasının sonunda Türkiye artık dünya çapında özgün bir model olan Sağlıkta Dönüşüm ü daha da geliştirerek küresel sağlık gündemini oluşturmada liderler arasında yer alacaktır. Tüm önerilerin dikkate alınmasını, uygulanmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyoruz. Artık bundan sonra şifa dağıtan ellere teşekkür edilmelidir. Şiddete asla müsamaha gösterilmemelidir. Sağlık çalışanlarının hizmetlerini en iyi şekilde yapmalarını sağlayacak ortamı oluşturmak görevimizdir. Sonuç olarak, Sağlık alanında küresel değişime ayak uyduran değil, insana hizmeti amaç edinerek küresel değişime öncülük eden bir Türkiye yi hedefliyoruz. Tüm sağlık çalışanlarını saygıyla selamlarken, hastalarımıza da acil şifalar diliyorum diyerek sözlerini tamamladı. CHP'li Öz'den Soma için yeni kanun teklifi CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Soma maden faciasından zarar gören vatandaşların maddi kayıplarını azaltmak adına Meclis e 12 maddelik özel bir kanun teklifi sundu. Teklifin gerekçesinde, maden ve madenci sorunları, Soma da çalışan binlerce esnafın sorunları belirtilerek, kanunun kapsamı geniş tutuluyor. Sakine Öz ün Soma daki yaraları sarma amaçlı teklifinde, madencilerin ve madenci yakınlarının, esnafın banka ve vergi borçlarının ertelenmesi, yeni kredilerde kolaylık, kapsamlı ve seçeneklere ayrılmış konut yardımı, ö- zlük haklarında iyileştirmeler, yaşamını yitiren madenci yakınları için kamuda kadrolu iş ve şehitlik düzenlemesi y- er alıyor. Sakine Öz ün kanun teklifi, Soma maden faciası için farklı kanunlarda değişiklik değil, adı Soma olarak Meclis tarihine geçmesi ve devletin utancını bir nebze de olsa belgelemesi adına yeni bir kanun olarak göze çarpıyor. Manisa İli Soma İlçesinde Meydana Gelen Maden Faciasından Zarar Görenlere Sağlanacak Yardımlar Hakkında Kanun adını taşıyan teklifte, 13 Mayıs ın Madenci Yas Günü olarak kabul edilmesi de öneriliyor. CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, kanun teklifinin ayrıntılarını şöyle paylaştı: Yaraları Sarmak Adına Kapsamı Geniş Tutuyoruz Soma daki maden emekçilerimiz, ailelerimiz ve esnafımız çok zor günlerden geçiyor. Yaşadığımız yasın yaralarını madencilerimizin evlerinde dayanışmayla ve ihtiyaç tespitleriyle aşmaya çalışıyoruz. Diğer yandan, CHP Milletvekilleri olarak, talep ve isteklerin çözümünü kalıcı hale getirmek için kapsamlı kanun tekliflerimizi vermeye devam ediyoruz. Yeni kanun teklifim, Soma da yaşanan acılarımız için Soma adıyla ayrı bir kanun çıkarılmasını öngörüyor. Sosyal Devlet, Asıl Şimdi! En riskli çalışma kollarından olan madencilikte, gerek devlet, gerekse şirket düzeyinde alınması gereken önlemler ile denetimler konusunda açıkça sorunlar barındıran Soma - daki bu ocağın açtığı derin ve çokboyutlu yaraları bir nebze olsun sarmak; madencilerimizin, yakınlarının ve yakın iş kollarında çalışanların yaşama yeniden tutunmalarını zaman yitirmeksizin sağlamak; yaşanan toplumsal ve ruhsal travmayla birlikte ilerleyen ekonomik belirsizliğe son vermek, gerçek bir sosyal devlet in en temel Anayasal görevleri arasındadır.

7 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET 17 Haziran Şubat Perşembe Pazar Avrupalı işadamlarının ÇOĞU bizi destekliyor Beşir Atalay: Adayımız bu ayın ortasında açıklanır AK Parti olarak Cumhurbaşkanı adayını belirlediklerini açıklayan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, muhalefetin adayını beklediklerini ve kendi adaylarının bu ayın ortasında açıklanabileceğini söyledi. Kırıkkale Güç Birliği toplantısı için şehre gelen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun bir araya gelerek ağustosta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için çatı aday önerisi görüşmesini değerlendirdi. Bunların beklenen çalışmalar olduğunu ifade eden Atalay, Tabi tarih yaklaşıyor. Bildiğiniz gibi her ne kadar bir araya gelip, biz ittifak yapıyoruz demeseler de, bu 2 parti ana muhalefetle diğer muhalefet, bazen biz yavru muhalefet, ikisi aslında görünmez bir ittifak ve koalisyonu yaptılar. Yerel seçimlerde. Yani birbirlerinin adaylarına bir anlaşmayla destek verdiler. Ankara da MHP nin adayını CHP aday yaptı ve MHP de buna destek verdi. Kırıkkale de MHP nin adayına CHP destek verdi. Bunlar oldu. Şimdi bunu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de ilerletmek istiyorlar." dedi. PKK terör örgütü tarafından kaçırılan çocuklara da değinen Atalay, şu şekilde konuştu: Annelerin acılarını ve duygularını paylaşıyoruz. Önemli bir eylem olarak görüyorum. Annelerin böyle bir tavır geliştirmesi önemlidir. Bu çözüm süreçleri daima söylüyorum, inişler ve çıkışlar yaşanır. Çözüm süreci daima düz bir yol değildir. Bu süreçleri sabote etmek isteyenler, çalışmaları artıyor. Son zamanlarda sizlerin de takip ettiği gibi bu konuda çok önemli görüşmeler, toplantılar çalışmalar oldu ve gelişmeler var. Tam da bu sırada bölgede bazı hareketlilik gelişiyor. Yani örgütün oralarda gereksiz aktiviteler, vatandaşı rahatsız edici. Başka yerlerde çözüm sürecini sabote edici bazı yayınları ve beyanatları görüyoruz. Bunların hiçbirini tesadüfi gelişmeler olarak görmüyoruz ve değerlendirmiyoruz. Türkiye bu büyük sorunu çözme yolunda mesafe aldıkça birileri de sorunu çözmemek için engeller çıkartıyor." (CİHAN) "Sosyal medyanın yaygınlaşması zorbalığı benimseyenlerin keyfini kaçırıyor" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medyanın gittikçe yaygınlaşmasının zoru ve zorbalığı benimseyenlerin keyfini kaçırdığını söyledi. Twitter hesabında takipçi sayısının 1 milyonu açtığını belirten Bahçeli, 1 milyoncu takipçisi olan Evrensel Özne ile tanışmak istediğini dile getirdi. Bahçeli, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, teknolojik gelişmelerin, iletişim ve ulaşım vasıtalarındaki yeniliklerin insan tasavvurunu ve insan tahayyülünü yakından etkilediğini vurguladı. Dünyanın fiilen ve durmak bilmeyen ölçüde küçüldüğünü ve mesafelerin daraldığını belirten Bahçeli, İnsanlık yaşadığı zamanın ötesine geçme iştah ve isteğiyle dolup taşıyor. Özellikle sosyal medyanın gittikçe yaygınlaşması, herkesin birbirinden haberdar olması kamuoyunun sınırlarını alabildiğine esnetiyor. Bu gerçek otoriter zihniyetlerin hoşuna gitmiyor, zoru ve zorbalığı benimseyenlerin keyfini kaçırıyor. Gerek Twitter, gerek Facebook ve gerekse de diğer sosyal zeminler ölçülü ve dengeli olduğu müddetçe demokratik katılıma imkan tanıyor. Böylelikle insan haysiyetinin ihlal edilemez özü olan bireysel hak ve özgürlüklere yeni bir soluk geliyor, yeni bir mecra ekleniyor. ifadelerini kullandı. 1 MİLYONUNCU TAKİPÇİMLE EN KISA ZAMANDA TANIŞMAK İSTEDİĞİMİ BELİRTMEK İSTİYORUM Kasım 2010 dan beri Twitter i kullandığını hatırlatan Bahçeli, Buradan görüşlerimi sizlerle paylaşıyorum. Bu süre zarfında çok sayıda değerli mesaj aldım. Herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Ayrıca siz değerli takipçilerimin sayısı da hızla arttı ve sonuçta bir milyon rakamını aştı. Yaptığımız araştırma ve çalışmalar neticesinde bir milyonuncu takipçimin Evrensel Özne olduğunu tespit etmiş bulunuyorum. Buradan kendisine teşekkür ediyor, başarılar diliyor ve en kısa zamanda tanışmak istediğimi belirtmek istiyorum. dedi. (CİHAN) AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Yüzde 70'in üzerinde Avrupalı işadamları Türkiye'nin AB üyeliğine destek veriyor. Bu hem o iş adamlarının Türkiye ekonomisine olan güveninin göstergesidir hem de gerek Türkiye'deki gerekse Avrupa'daki siz değerli iş adamlarının o iş adamları nezdinde bıraktığı izlenim, kurulan bağlar ve de ekonomik işbirliğinin göstergesidir" dedi Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa'ya, Avrupa'nın potansiyeline ve Avrupa kurumlarına güvendiklerini belirterek, "Avrupa'nın bugün etrafında birleştiği ekonomik kazanımların ve demokrasi gibi, hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerlerin de çok önemli bir testten geçtiğini görüyoruz" dedi. Çavuşoğlu, Almanya ziyareti kapsamında Dinslaken kentinde bulunan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DTİB) Selimiye Camisi'ni ziyaret etti. Cuma namazı öncesi caminin toplantı salonunda vatandaşlarla ve Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Düsseldorf yetkilileriyle bir araya gelen Mevlüt Çavuşoğlu'na Düsseldorf Başkonsolosu Alaattin Temür eşlik etti. Cuma namazının ardından Münih kentinde Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) organize ettiği "AB Sürecinde Avrupa'daki Türk İşadamlarının Konumu" konulu panele katılan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Soma faciasında yurt dışında yaşayan vatandaşlarla maddi ve manevi olarak birlik beraberlik içinde olmasının çok anlamlı olduğunu söyledi. Balkanlar'da yaşanan sel felaketinde de Türkiye'nin yardım elini hemen uzattığını vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Balkanlar ile bağını hiçbir zaman koparmadığını, kardeşlik ilişkileri ve gönül bağının devam edeceğini kaydetti. MÜSİAD'ın çok başarılı işlere imza attığını anlatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Türkiye'nin siyasi ve ekonomik şartlarının en çetin olduğu zamanlarda kurulan MÜSİAD ve bugünkü başarısı gerçekten Türkiye'nin de hangi noktadan nereye geldiği konusunda adeta bir ayna tutmaktadır. Gerçekten o zor zamanlarda MÜSİAD hiçbir zaman çizgisinden sapmamıştır. Hiçbir zaman kırılma göstermemiştir. Türkiye'ye ve milletine her zaman hizmet etme aşkından hiçbir zaman vazgeçmeyen bir STK olmuştur." Çavuşoğlu, AB sürecinde yurt dışında yaşayan vatandaşların katkısı ve rolünün önemli olduğunu vurguladı. Özellikle Avrupalı iş adamlarının bugün Türkiye'nin üyelik sürecine Avrupa halklarından çok daha fazla destek verdiğini aktaran Çavuşoğlu, "Yüzde 70'in üzerinde Avrupalı işadamları Türkiye'nin AB üyeliğine destek veriyor. Bu hem o iş adamlarının Türkiye ekonomisine olan güveninin göstergesidir hem de gerek Türkiye'deki gerekse Avrupa'daki siz değerli iş adamlarının o iş adamları nezdinde bıraktığı izlenim, kurulan bağlar ve de ekonomik işbirliğinin göstergesidir" ifadelerini kullandı. AB'nin çeşitli sorunlar yaşamasına rağmen bu sorunları bir fırsata dönüştüreceklerine inandıklarını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Avrupa ya, Avrupa'nın potansiyeline ve de Avrupa kurumlarına güveniyoruz. Avrupa'nın bugün etrafında birleştiği ekonomik kazanımların ve demokrasi gibi, hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerlerin de çok önemli bir testten geçtiğini görüyoruz. Umut ediyoruz ki bu sınavdan AB başta olmak üzere, Avrupa kurumları, ülkeler ve halklar başarılı bir şekilde çıkar. Biz Türkiye olarak son 12 yılda gösterdiğimiz performansla Türkiye'nin AB'ye tam üye olacağına inancımız tamdır ve hak ettiğimizi düşünüyoruz." Çavuşoğlu, özellikle Türkiye'nin içeride ve dışarıda, AB üyeliğini haketmediğini ve çok uzakta olduğunu söyleyenlerin bulunduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, "Ancak 2005 yılına kadar Türkiye AB ile müzakere masasına oturma cesaretini bile göstermemiştir ya da o masaya Türkiye dahil edilmemiştir. Bugün müzakere süreci zor olsa da siyasi engeller olsa da masada müzakere eden bir Türkiye vardır ve son 12 yılda yaptıklarımız adeta sessiz bir devrimdir ve her biri başlı başına birer reformdur, sessiz devrimdir" ifadelerini kullandı. -"Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisiyiz" Çavuşoğlu, Türkiye'nin son 12 yıldaki ekonomik büyümesinin dünyaya örnek olduğunu ifade etti. Çavuşoğlu, gelecek yıllarda büyümenin devam edeceğini belirterek şunları kaydetti: "Türkiye nin ekonomik büyümesiyle ilgili hedeflere baktığınız zaman ki uluslararası kuruluşlar bazen bunu düşük gösterir temkinli olmak için. Biz de aslında her zaman biraz düşük gösteririz temkinli olmak için. Her zaman koyduğumuz hedeflerin biraz üstünde oluruz pozitif anlamda ve önümüzdeki 5 yıl, 10 yıl içinde Türkiye ekonomisi en az yüzde 5 büyüyecek, öyle gözüküyor. Şu ana kadar dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerindeniz. İstihdama baktığımız zaman son 2008 krizinden bu yana Türkiye'de 6,5 milyon istihdam oluşturmuşuz. AB ülkelerinin tamamında ve Avro Bölgesi'nde büyümeye baktığımız zaman 0,9-1,4 arasında seyrediyor krizinden bu yana 28 AB ülkesinde 6 milyon insan iş kaybetti. Tek başına Türkiye de ise 6,5 milyon istihdam sağlamışız. İşte Türkiye'nin ekonomik olarak farkı bu. Böylesine ekonomisi istikrar içinde olan bir Türkiye'nin AB ekonomisine daha fazla katkı sağlayacağına inanıyoruz." Türkiye-AB sürecinde her zaman "Türkiye'yi AB'ye alacakları mı? Türkiye AB'ye üye olabilecek mi? Türkiye AB'ye girsin mi girmesin mi? sorularının tartışıldığını dile getiren Çavuşoğlu, Bunu tartışıyoruz ve hiçbir zaman Türkiye'de şunun tartışıldığını görmedim. AB nereye gidiyor. 5 sene sonra, 10 sene sonra nasıl bir AB olacak. Daha da önemlisi biz Türkiye olarak nasıl bir AB istiyoruz? İngiltere gibi daha gevşek bir AB mi istiyoruz, Almanya gibi daha federal bir AB ye mi üye olmak istiyoruz? Artık bunu da tartışmamız lazım. Doğrudur, çetin ve zorlu bir mücadeleyi sürdürüyoruz ama nasıl bir AB istediğimizi de tartışmamız lazım ve bunun da cevabını bulmamız gerekiyor" diye konuştu. -"Tehlike çanları çalmaya başladı" Avrupa nın Mısır da yaşanan darbeye ve idam kararlarına sessiz kalmasını eleştiren Çavuşoğlu, Avrupa nın en temel değerlerinden bir tanesinin yaşama hakkı olduğunu ve idam cezasına karşı olan AB nin idam cezalarına karşı güçlü bir şekilde ses vermediğini, hayır diyemediğini kaydetti. Çavuşoğlu, Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin sadece Türkiye nin üyelik sürecini ilgilendiren bir konu olmadığını vurgulayarak, Bu Avrupa nın ayakta kalma meselesidir. Bu Avrupa yı birleştiren değerlerin ayakta kalması meselesidir. Demokrasi, insan hakları özgürlüklerinin ayakta kalma meselesidir. Bu Avrupa nın geleceği meselesidir. Bu akım Avrupa nın geleceğini tehdit ediyor. Bu akım AB nin temel değerlerini tehdit ediyor ve tehlike çanları çalmaya başladı. Bu önemli bir sinyaldir ifadelerini kullandı. -"AB üyeliği tercih haline geldi" Panelde moderatörlük yapan MÜSİAD Başkanı Nail Olpak ise AB ile olan ilişkilere bakış açılarının ekonomik kalkınmada, tek başına bir alternatif olarak görmediklerini belirtti. Olpak, Türkiye, sadece refah düzeyini artırmak için AB ye girmek istememelidir. Tarihsel süreç içerisinde, ekonomik, siyasi, hukuki, askeri ve toplumsal nedenler, hep birlikte toplumumuzu etkilemiş ve sonuçta AB üyeliği de bir tercih haline gelmiştir dedi. Olpak, Türkiye nin AB ile çok güçlü ekonomik TBB Başkanı Feyzioğlu: Cumhurbaşkanlığı adayı teklifi yok Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, kendisinin cumhurbaşkanlığına aday olmayı düşünmediğini böyle bir teklifinde olmadığını söyledi. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Denizli Şubesi nin etkinliğine katılmak için gelen Feyzioğlu, Denizli Baro Başkanı Müjdat İlhan ile birlikte baronun sosyal tesislerinde basın toplantısı düzenledi. Feyzioğlu, parlamenter sistemde seçilecek sorumsuz cumhurbaşkanının sakıncalı olacağını öne sürdü. Feyzioğlu, Çarpık duruma Anayasa Mahkemesi Abdullah Gül ün seçimi sırasında 367 şartını kanaatimce Anayasaya aykırı olarak diretmesi sonucunda bir tepki olarak geldi. 367 kararı Anayasanın hem ruhuna hem lafsına uygun bir karar değildi. Bunu aşmak için anayasa değişikliği yapılırken o zaman halk oylamasını getiriyoruz dediler. Bu şekilde duygusal çıkışlar veya popülist yaklaşımlar sistemin özüne zarar veriyor. dedi. Parlamenter sitemde seçilecek cumhurbaşkanının başbakanın yetkilerine saygılı olma taahhüdünde bulunması gerektiğini vurgulayan Feyzioğlu, O yüzden seçilecek olan cumhurbaşkanının öncelikle ben parlamenter rejimin esaslarına saygılı olacağım. Başbakan ın yetkilerini, tanıyacağım diye yola çıkması lazım. Bu taahhüdü herkese vermesi lazım. diye konuştu. Kendisine cumhurbaşkanlığına aday olma teklifinin gelip gelmediğine ilişkin bir soruya da Feyzioğlu, Hayır böyle bir düşüncemde yok, böyle bir teklifte yok. Ben görevimin başındayım. Daha bir yık oldu seçileli. şeklinde konuştu. 'DEMOKRASİLERDE HERKESİN EŞİT OLDUĞUNU İÇİNE SİNDİRMESİ LAZIM' Başbakan ın Soma da 'Yuh çekersen tokadı yersin' şeklinde vatandaşı tehdit emesi konusunda ise Feyzioğluşunları söyledi; Demokrasilerde herkesin eşit olduğunu içine sindirmesi lazım. Hiç kimse kimseyi dövemez. Başbakanda dövemez, Başbakan ın koruması da dövemez, özel kalem müdür yardımcı da dövemez, müşaviri de dövemez. Başbakan öyle bir şey söylediyse yanlış yapmıştır. (CİHAN) ilişki içinde olduğuna dikkati çekerek, AB, Türkiye'nin dış ticaretinin yüzde 40'ını ve yıllık ihracatının yaklaşık yarısını gerçekleştirdiği,türkiye nin en büyük ticaret ortağıdır. Gümrük Birliği'nin uygulama döneminde, AB ile Türkiye arasındaki ikili ticaret hacmi, yılları arasında, 30,2 milyar dolar seviyesinden, 155 milyar dolar seviyesine yükselmiştir diye konuştu. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının önemli bir artış kaydettiğini ve özellikle, Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerinin başladığı 2005 yılından itibaren, artarak devam ettiğini anlatan Olpak, Türkiye'ye, yılları arasında giriş yapan toplam 111 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye yatırımının, yüzde 75'i AB kaynaklıdır. Türkiye'nin yurt dışında gerçekleştirdiği doğrudan yatırımların ise yaklaşık yarısı AB'ye yapılmaktadır ifadelerini kullandı. Olpak ayrıca, AP seçim sonuçlarının, Türkiye'nin AB üyeliğinin, kıtanın geleceği ve huzuru açısından, elzem hale geldiğini ortaya koyduğunu sözlerine ekledi. Türk asıllı Alman milletvekili SPD üyesi İsmail Ertuğ da Avrupa nın içinde Avrupa konusunda temkinli yaklaşan, Avrupa yı dağıtmak isteyen ulusal ülkelere geri dönmek isteyen partiler olduğunu söyledi. Aşırı sağ grubun AP içinde oluşmasının Türkiye nin AB üyelik sürecini engelleyebileceğini ve etkileyebileceğini dile getiren Ertuğ, bu partilerin daha önce grup kuramadıkları için sıkıntı oluşturmadıklarını ifade etti. (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL 117 Haziran Şubat Pazar Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL 117 Haziran Şubat Pazar Perşembe Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu GURUR YAŞATMAYA devam ediyor Sahnelediği oyunlar ve yetiştirdiği oyuncular ile ulusal düzeyde adından söz ettiren, yurtiçinden ve yurtdışından birçok festivale davet edilen Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu(BBŞT), 4 yeni ödül aldı. Bugüne kadar pek çok ödül alan BBŞT, Bostanlı Rotary Kulübü tarafından da yeni ödüllerle onurlandırıldı. Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, tiyatronun gelişmesine destek vermeye devam edeceklerini söyledi. Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu (BBŞT), hem sahneye koyduğu oyunlar hem de yetiştirdiği oyuncularla Bornova nın ve İzmir in gururu olmaya devam ediyor. Her yıl en az 2 ana kadro oyunuyla seyircilerin karşısına çıkan BBŞT ödüllere de doymuyor. BBŞT son olarak Bostanlı Rotary Tiyatro Ödülleri nde dört dalda ödül aldı. Bu yıl ilki düzenlenen Bostanlı Rotary Tiyatro Ödülleri, 11 kişilik jürinin bir yıllık titiz çalışması Kipa, DEÜ Tıp Fakültesi öğrencilerinin burs fonuna ve fakülte kütüphanesinin eksiklerinin giderilmesine destek oldu. Gençler için Yeni Fırsatlar Yaratırız projesiyle üç yılda 1.5 milyon gence ulaşmayı hedefleyen perakende zinciri Kipa, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi nde okuyan öğrencilerin burslarına katkıda bulundu. Kipa, DEÜ Tıp Fakültesi Burs Kurulu na katkıda bulunmak amacıyla, yalnızca Kipa mağazalarının neticesinde ödenekli tiyatrolar ve özel tiyatrolar olmak üzere iki ayrı grupta 16 kategoride dağıtıldı. BBŞT'den En Başarılı Dramaturg kategorisinde Cadı Kazanı oyunu ile Arzu Söğüt, En Başarılı Koreografi Tom, Dick ve Harry oyunu ile Ayşegül Sünetçioğlu, En Başarılı Dekor Tasarımı Cadı Kazanı oyunu ile İlker Şahin ve En Başarılı Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü Cadı Kazanı oyunuyla İbrahim Güngör ödüle layık görüldü. BBŞT hazırladığı repertuarla tiyatroseverlerin ilgisini kazanırken diğer yandan da her yaştan yaklaşık 400 kursiyere tiyatro eğitimi veriyor. Tiyatro eğitimi bir dönemde yaklaşık 8 ay sürüyor. Bornova Merkez'in yanısıra Çamdibi ve Mevlana'da verilen eğitimin sonunda kursiyerler bir de oyun çıkartıyorlar. Amatörlerden oluşan ilköğretim, lise ve yetişkin gruplarının hazırladığı oyunlar her yıl, Bornova Belediyesi Uğur tekstil reyonlarında satışa sunulan, F&F markalı çok sayıda giyim ürününü, ayakkabıları ve aksesuarları fakülteye bağışladı. Ürünler fakültede Dekanlığın organizasyonu ile çok düşük fiyatlarla öğrencilere ve personele satılarak, elde edilen gelirle hem öğrencilere burs desteği sağladı, hem de fakülte kütüphanesinin okuma salonundaki eksikliklerini giderildi. DUYARLILIĞI İÇİN KİPA YA TEŞEKKÜR EDERİZ Destekleri için Kipa CEO su Jeff Adams a bir teşekkür plaketi veren DEÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda, Kipa nın üniversitemize bağışladığı giyim, ayakkabı ve aksesuarın satışından elde edilen gelir sayesinde, yaklaşık 30 öğrencimizin bir öğretim yılı için burs ihtiyacına katkıda bulunduk. Gelirin bir kısmıyla tüm öğrencilerimizin Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi Sevda Şener Sahnesi, Ayfer Feray Açıkhava Tiyatrosu ile Çamdibi Nedret Güvenç sahnesinde seyirci ile buluşuyor. Bornova nın kültür alanında öncü bir ilçe olduğunu hatırlatan Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu başarılı performansı ile sadece ilçemizin değil tüm İzmir in gururu oldu. Aldıkları ödüller de bunun kanıtı oluyor. Biz başta BBŞT olmak üzere sanatın tüm dallarına destek vermeye devam edeceğiz dedi. Bu yıl sahnelenecek kursiyer oyunlarının programı şöyle: - Keşanlı Ali Destanı Sevda Şener Sahnesi Mayıs 6-7 Haziran Saat: Haziran Saat: Hayvanlar Toplantısı Nedret Güvenç Sahnesi Haziran Saat ve Üç Kuruş İçin Ayfer Feray Açıkhava Tiyatrosu Haziran Saat:21.00 Kipa dan geleceğin doktorlarına burs desteği ders çalıştıkları okuma salonunun bazı ihtiyaçları karşılandı. Okuma odalarından, yaklaşık 1600 öğrencimiz ve uzmanlık eğitimi alan asistanlarımız faydalanıyor. Kipa ya, duyarlılığı ve sağladığı destek için Fakültemiz ve Burs Kurulumuz adına çok teşekkür ederiz, dedi. Kipa CEO su Jeff Adams ise, DEÜ ye verilen destek aracılığıyla gençlerin eğitim hayatına katkıda bulunmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi. Adams, İzmir de doğmuş olan Kipa, Ege halkının desteğiyle, bugün Türkiye nin önde gelen perakendecileri arasında yerini aldı. Müşterilerimizin önem verdiği konular arasında eğitim ve sağlık başta geliyor. Özellikle tıp biliminde eğitim alan, geleceğin doktorlarının eğitim hayatına bir katkıda bulunmak tüm çalışanlarımızı için gurur verici. Böylece Ege deki iki güçlü kurum, Ege nin geleceği için işbirliği yaptı dedi. KARABAĞLAR DA MASAL ÇARŞAMBALARI FİNALİ Karabağlar Belediyesi tarafından 5 yıldan bu yana düzenlenen Masal Çarşambaları programının yıl sonu etkinliği kutlandı. Etkinliğin son gününde çocuklar doyasıya eğlendi. Çok sayıda çocuğun katıldığı etkinlik renkli görüntülere sahne oldu. Bozyaka Kültür Merkezi nde düzenlenen Karşıyaka Belediyesi tarafından bu yıl 13'üncü kez düzenlenen En Güzel Balkon-Bahçe Yarışması'nın sonuçları, Mavişehir Tay Park'ta gerçekleştirilen ödül töreni ile açıklandı. Birbirinden güzel balkon ve bahçe arasından dereceye girenlere ödüllerini Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar verdi. Akpınar "Daha yeşil ve çiçek gibi bir Karşıyaka yaratmak istiyoruz" dedi. Karşıyaka Belediyesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen ve kent yaşamında yeşilin önemine dikkat çekmeyi amaçlayan En Güzel Balkon-Bahçe Yarışması bu yıl da renkli görüntülere sahne oldu. Tay Park'taki ödül törenine Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar'ın yanı sıra, CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Ali Karaege, meclis üyeleri ve ödüle aday aileler katıldı. Tüm katılımcılara teşekkür belgesinin verildiği gecede, dereceye giren balkon ve bahçeler de ödüllendirildi. Balkon, apartman bahçesi ve ev bahçesi kategorilerinde, toplam 36 aday arasından ödüle layık görülen ailelere hediye çeki, çiçek ve çiçek bakım ürünleri ile bahçe mobilyaları hediye edildi. DAHA YEŞİL KARŞIYAKA Törene katılan Belediye Başkanı etkinlikte, Praksis Müzik Grubu şarkılarıyla, Duvara Karşı Tiyatro Topluluğu mini oyunları ile günü renklendirirken, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Mandolin Grubu da çocuklara unutulmaz bir gün yaşattı. Karabağlar Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinliğe Hüseyin Mutlu Akpınar "Karşıyaka'da doğaya, yeşile ve çiçek gibi sokaklara dikkat çekmek için gerçekleştirdiğimiz En Güzel Balkon-Bahçe Yarışması'nın bu yıl Gezi Olayları'nın yıl dönümüne denk Karabağlar ilçesindeki ilköğretim grubu öğrencileri katıldı. 5 yıldan bu yana aralıksız her Çarşamba masal okuma etkinliğine katılan çocuklar 5 yıllık süreçte çok eğlendiklerini belirterek Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu na teşekkür ettiler. EN GÜZEL BALKON VE BAHÇE SEÇİLDİ gelmesi anlamlı. Daha yeşil bir Karşıyaka'yı yaratmak için çalışıyoruz. Ne yazık ki çarpık kentleşme zaman içinde binaları artırdı, yeşili azalttı. Sosyal donatı alanlarının daha çok olduğu, insanların çiçek kokuları arasında yaşadığı bir kent hayal ediyoruz. Bunu hep birlikte başaracağız. Yeşile ve doğaya duyarlı olduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum" dedi. DERE- CEYE GİRENLER: En Güzel Balkon 1'incisi: Burcu Taşkıran, En Güzel Bahçe 1'incisi: Gülin Çolak, En Güzel Apartman Bahçesi 1'incisi: Ali Altın, Jüri Özel Ödülü: Bülent Zeren İzmir'in binalarını Bayraklı test ediyor Geçtiğimiz günlerde merkez üssü Ege Denizi olan 6,5 büyüklüğündeki deprem ve ardından yaşanan artçı depremler binaların güvenliğini tekrar gündeme getirdi. Birinci derecede deprem bölgesi olan İzmir'de yapıların depreme dayanıklılığını test edip, olası tehlikelerin önüne geçmek için çalışmalarını aralıksız sürdüren Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi de, sadece Bayraklı değil İzmir'in her yerinden gelen müracaatları değerlendirerek hizmet veriyor Türkiye'de bir Belediye bünyesinde bir ilk olarak hayata geçirilen Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi, sadece Bayraklı'nın değil İzmir'in her bölgesinden vatandaşlardan gelen müracaatlarla binaların dayanıklılık risklerini ölçerek,yapılması gerekenler konusunda vatandaşları mühendisleri tarafından bilgilendiriyor. Bayraklı ve İzmir genelinde özellikle 2001 yılı öncesine ait yapıları denetleyerek vatandaşlara tavsiye veren Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi İzmir'in her ilçesinden gelen müracaatlarla binaların durumlarını gözden geçiriyor. Ultrasonik test aletleriyle evde bulunan taşıyıcı elemanların içindeki yapısal durum, yine sinyalizasyon sistemiyle çalışan hasarsız tespit cihazıyla inceleniyor. Oluşturulan raporun ardından tavsiye kararını hazırlayan Bayraklı Belediyesi mühendisleri, protokol gereği vatandaşları riskli yapıların güçlendirme çalışmalarının yapılması amacıyla Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezine yönlendiriyor. GELİN TEST EDELİM Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, halkımızın depreme dayanıklı binaları tercih etmesi ve olası bir depremde yaşanabilecek acı görüntülerin en aza indirilebilmesi için Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezimiz kurulduğu günden bu yana çalışmalarına devam ediyor. Bir ile on daire arasında daire başına 10 TL ücret alınıyor. Mühendislerimizle binada ya da dairelerde delmeden, kesmeden ultrasonik cihazlarla test yapıyoruz. İzmir'in her semtinden, her bölgesinden duyarlı vatandaşlarımız bize gelsin,binalarını test edelim, sağlam binalarda otursunlar dedi.. AFET KONTEYNERİ PROJESİ Afet istasyonlarından ilki Tepekule Mahalle Muhtarlığı ve Bayraklı İlçe Emniyet Müdürlüğü nün bulunduğu noktadaki güvenli bölgeye yerleştirildi. Afet Konteyneri, deprem toplanma merkezleri, açık alanlar ve güvenli bölgelere yerleştirilecek. 15 metreküp büyüklüğe sahip çelik konteyner içinde 63 kalem malzeme bulunuyor. Bunlar arasında 2 jeneratör, 2 kırıcı matkap, kurtarma ip ve makarası, kesici ve delici el aletleri, yangın söndürme ekipmanları vatandaşlar için battaniyeler, gaz maskesi, soğuk iklim çadırı, katlanabilir sedye ve ilk yardım çantası gibi temel yardım malzemeleri yer alıyor. İZMİR EKONOMİ DEN KEŞFEDİLEN MODA İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi 4. Sınıf öğrencileri hayalden gerçeğe tasarladıkları kıyafetlerle yılsonu defilesine hazırlanıyor. Öğrenciler, ilk dönem gerçekleştirdikleri keşif temalı defilerinin devamını bu kez hazır giyime adapte ederek, vatandaşların beğenisine sunacak. Sergi, 16 Haziran da İEÜ Açık Hava Gösteri Merkezi nde gerçekleştirilecek. İEÜ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı, Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Arzu Vuruşkan, Mezuniyet Koleksiyonu dersini bu yıl farklı şekilde kurguladıklarını belirtti. Vuruşkan, öğrencilerin koleksiyonlarında ilk ve ikinci dönem için birbirini takip eden bir bütünlük oluşturduklarını ifade ederek, İlk dönem öğrencilerimiz trendleri araştırdı ve her öğrenci kendi trendini seçti. Böylece öğrencilerimiz deneysel bir koleksiyon hazırladı. İkinci dönem ise aynı çizgide devam etmek koşuluyla tasarımlarını sadeleştirmeleri ve hazır giyim koleksiyonu haline getirmeleri gerekiyordu. Giyilebilir giysiler üretmelerini istiyoruz ama tasarım ögesi çok önemli. Kumaşın renkleri, baskısı, işlemeler ve giysi yapım tekniklerinde de yenilikler ortaya koymalarını istedik dedi. Başkan Soyer'e büyük görev Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Demokrat Belediyelerin işbirliği yapabileceği ortamı geliştirmek ve üye belediyelerin Başkanı H. Mutlu Akpınar, Buca Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Karşıyaka Belediye Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği'nin (SODEM) başkanlığına getirildi. CHP'li Belediyelerin oluşturduğu SODEM'in İstanbul'da gerçekleşen olağanüstü genel kurulunda, Kadıköy Eski Belediye Başkanı Selami Ozturk'ten boşalan Başkanlığa getirilen Soyer, bundan böyle CHP'li belediyelerin ortaklaşa yapacağı çalışmaların başında olacak. Sosyal hizmet kapasitesini arttırmak amacıyla kurulan SODEM Olağanüstü Genel Kurul toplantısı, 30 Mayıs 2014 Cuma günü saat 14:00'te Wyndham Hotel İstanbul'da gerçekleştirildi. Genel Kurul da yapılan seçimde Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, SODEM Başkanlığı na seçildi. Genel Kurulun sonunda üye belediye başkanlarına Başkanı Levent Piriştina, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan ve Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak yer aldı. Genel Kurula katılan SODEM in bir önceki başkanı Selami Öztürk de, onursal başkan ilan edildi. seslenen Seferihisar Belediye Başkanı ve SODEM Başkanı Tunç Soyer, CHP li Belediyeler olarak gösterecekleri hizmetle insanların ekmeğini büyüterek, CHP yi iktidara taşımak için çalışacaklarını belirtti. Başkan Soyer; Örgütsüz güç, güç değildir. Öncelikle üye sayımızı artırarak daha da güçleneceğiz. CHP li belediyeleri bu çatı altında toplamak, daha güçlü olmak ve birlikte başarı hikayelerine imza atmak istiyoruz. Önümüzdeki süreçte AB kentsel şartı çerçevesinde çalışarak, hazırlayacağımız yol haritasıyla CHP li belediyelerin daha ilerici, daha demokrat, daha başarılı olduğunu göstereceğiz dedi. Başkan Soyer, CHP li belediyeler olarak örgütlenerek SODEM i sadece Türkiye de değil, tüm dünyada ağırlığı olan ve saygı duyulan bir derneğe dönüştüreceklerini, yerel yönetimlerdeki başarılarını CHP yi iktidara taşıyacak bir güç haline getireceklerini söyledi. Tunç Soyer başkanlığındaki SODEM in Yönetim Kurulu nda ise Konak Belediye Şovdan gerçek hayata geçiş İEÜ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğretim Görevlisi Jörn Fröhlich, öğrencilerin deneysel çalışmadan hazır giyime yöneldiğine işaret ederek, Öğrencilerimiz, birinci dönemdeki keşif adlı projelerinin devamını yapıyor. İlk dönem deneysel çalışan ve şova dönük bir çalışma yapan öğrencilerimiz bu dönem hazır giyime yöneldiler diye konuştu. İEÜ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü Öğretim Görevlisi Selin Dartar da, öğrencilerin büyük araştırmalarla belirlediği konseptlerini tasarımlarına yansıttığını söyledi. Dartar, öğrencilerin dikim aşamasından baskı desenlerinin hazırlanmasına dek bütün aşamaları kendilerinin yaptığına değindi. (HABER MERKEZİ Piriştina'ya önemli görev Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, Sosyal Demokrat Belediyeler Dernegi (SODEM) Yönetim Kurulu na seçildi. Sosyal Demokrat Belediyelerin işbirliği yapabileceği ortamı geliştirmek ve üye belediyelerin hizmet kapasitesini arttırmak amacıyla kurulan Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği (SODEM) Genel Kurul toplantısı, 30 Mayıs 2014 Cuma günü saat 14:00'te Wyndham Hotel İstanbul'da gerçekleştirildi. Genel Kurul da yapılan seçimde, Yönetim Kurulu na Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina nın yanı sıra Seferihisar Belediye Başkanı M. Tunç Soyer, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Karşıyaka Belediye Başkanı H. Mutlu Akpınar, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan ve Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak seçildi. Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, böylesine önemli bir görevi İzmir den 3 belediye başkanı ile birlikte almanın gururunu yaşadığını belirterek, İzmir yine farkını göstermiştir. SODEM de ilçelerimizi temsil etmenin onurunu yaşayacağız. Sosyal demokrat belediyelerin işbirliğinin sonucunu ortaya hizmet olarak koyacağına inanmaktayız. Tüm arkadaşlarıma başarılı bir dönem diliyorum diye konuştu. Genel Kurula katılan SODEM in bir önceki başkanı Selami Öztürk de, onursal başkan ilan edildi. Yönetim Kurulu nun SODEM in yeni başkanını, önümüzdeki günlerde yapacağı toplantısında belirleyeceği belirtildi. Bu gençlik ayakta alkışlanır Konak Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğü ekipleri ilçe sınırları içinde yer alan sahipsiz arsalarda, yeşil alanlarda, parklarda ve okul bahçelerinde temizlik ve düzenleme çalışmalarını üç koldan yoğun olarak sürdürüyor. Konak Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte yangın riski oluşturan kuru otların yanı sıra boş arsa ve yol kenarında görüntü kirliliğine sebep olan yabani otlar ve tehlike arz eden ağaçların budanmasına yönelik temizlik çalışmalarına hız verdi. Gültepe, Üçkuyular ve Mersinli olmak üzere üç bölgede aynı anda başlatılan çalışmalar kapsamında ekipler çim biçme ve tehlike arz eden ağaçlarda budamalar yapıyor. İlçenin çehresini değiştirecek rutin bakım çalışmaları kapsamında Çimentepe Mahallesi ndeki boş arsalarda, Gıda Gediz Üniversitesi öğrencileri, Soma da hayatını kaybeden madencilerin aileleri yararına kolları sıvadı. Önce kermes düzenlendi, ardından da 2 tiyatro oyunu birden sahnelendi, izleyenler ayakta alkışladı. Gediz Üniversitesi nin duyarlı öğrencileri bir kez daha el ele verdi. Bu kez Soma daki maden kazasında can vererek Türkiye yi yasa boğan 301 madencinin aileleri için yardım kampanyası başlatıldı. Önce Gediz Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Kulübü, kermes düzenledi, hazırladıkları yiyecekleri satışa sundu. Ardından da Tiyatro Gediz, Yılmaz Erdoğan ın ünlü oyunu Bana Birşeyhler Oluyor u sahneledi; Düşler Ötesi Tiyatrosu da Müfettiş le perde açtı. Gedizli gençler, hem sahnedeki performansları hem de yardımseverlikleriyle izleyenleri duygulandırdı, dakikalarca ayakta alkışlandı. Kermesten ve tiyatro oyunlarından elde edilen 8 bin TL önümüzdeki günlerde öğrenciler tarafından Soma ya götürülecek. Onlarla gurur duyuyoruz Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik, öğrencileriyle gurur duyduklarını söyledi. Prof. Dr. Çevik, nerede yardıma ihtiyaç duyan biri olsa koşan bir nesli yetiştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi, Bizlerin geleceğe bırakacağı en güzel miras, her birinin kalbi altın gibi olan işte bu gençlik olacak dedi. Konak ta üç koldan temizlik Çarşısı nda bulunan yeşil alanda, Amerikan Koleji çevresi ve Kolej Parkı nda, Çimentepe Sevgi Yolu nda, Gültepe Meydan ve Ömür Cebeci Parkı nda ot biçme ve temizlik çalışmaları yapıldı. Okullar ve çevreleri de unutulmayan ekipler Saliha Hüseyin Özyavuz İlköğretim Okulu, Zübeyde Hanım İlkokulu ile Nevvar Salih İşgören Kampusu nun karşısındaki arsada görüntü kirliliğine sebep olan uzamış otları biçti. Yeni Mahalle muhtarlığı etrafı yeşil alanda da temizlik çalışması da yapan ekipler, Gültepe Semt Merkezi nin girişinde yer alan yeşil alanda ve yenileme çalışmaları tamamlanan Adile Naşit Parkı nda yine temizlik çalışması yaptı. 113 mahallesi bulunan Konak ta yapılacak temizlik düzenlemeleriyle görüntü kirliliğinin önüne geçmeyi hedefleyen Park Bahçeler Müdürlüğü ekipleri çalışmalarını ilçenin merkezi olan Alsancak semtinde noktalayacak. Bir tatlı huzur getirdiler Büyükşehir Belediyesi nin Huzurevi ve Sağlıklı Yaş Alma Merkezi sakinleri, Bayındır Havuzbaşı Köyü ndeki çocuklarla buluştu. Keyifli sohbetlerin yapıldığı etkinlik, köyde bayram havası estirdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Zübeyde Hanım Huzurevi ile Sağlıklı Yaş Alma Merkezi sakinleri, bu yıl da minik öğrencileri unutmadı. Geçtiğimiz yıl Menemen in Ayvacık Köyü nü ziyaret eden Huzurevi sakinleri, bu kez Bayındır'ın Havuzbaşı Köyü İlkokulu'nda miniklerle bir araya geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu - nun eşi Dr. Türkegül Kocaoğlu nun da katıldığı etkinlik, köyde tam bir bayram havası estirdi. Huzurevi ve Sağlıklı Yaş Alma Merkezi sakinlerinin kendi imkanları ile aldıkları hediyeler ile İzmir Büyükşehir Belediyesi nin hediyeleri, öğrencileri çok sevindirdi. Büyüklerinin ellerini öperek teşekkür eden miniklerin anneleri ise okul bahçesinde yaptıkları gözleme, börek, sarma ve kekleri ikram etti. Etkinlik sırasında kısa bir konuşma yapan Dr. Türkegül Kocaoğlu, Çocuklarla yaşlıların bir araya getirilip kaynaştırılmasının, her iki kuşak için de son derece kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Gençlerin enerjisi ile yaşlıların tecrübesini buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz dedi. Öğretmenler ve velilerin de katıldığı ziyarette minikler şiir okuyup gösteriler yaptı ve büyükleriyle kaynaştı. Huzurevi sakinleri de öğrencilerle birlikte güzel bir gün geçirmekten dolayı çok mutlu olduklarını söyledi. Okul Müdürü Serdar Evren ve Muhtar Arif Güven, minikler ve aileleri adına bu güzel ziyaret için teşekkür etti.

9 Haziran Perşembe 2014 Pazar Terör örgütü PKK tarafından kandırılarak dağa kaçırılan 20 yaşındaki Adem Tekik in ailesi, BDP İzmir il binası önünde basın açıklaması yaparak oğullarını istedi. Baba Dursun Tekik, çocuklarının örgüt tarafından İzmir de otobüs yakma eylemine karıştırıldığını, daha sonra korkutularak kaçırıldığını belirterek, Bir zamanlar çocuklarımız askerde şehit oluyordu, analar ağlıyordu. Şimdi böyle yapıyorlar, yine analar ağlıyor. diye konuştu. Anne Zübeyde Tekik ise, Oğlum sağ salim, elini kana bulamadan gelsin, davul zurnayla askere göndereceğim. şeklinde konuştu İzmir'de polis rakamlarına göre son bir yıl içinde terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması KCK, 39 kişiyi kandırarak dağa götürdü. Son 20 günde düzenlenen operasyonlarda ise örgüte katılmak üzere y- ola çıkan üçü çocuk 10 kişi yakalandı. Terör örgütünün kaçırdığı gençlerden 20 yaşındaki Tekik in anne ve babası, BDP il binası önünde basın açıklaması yaptı. 1,5 ay önce kandırılarak dağa götürülen çocuğunun arkadaş kurbanı olduğu söyleyen baba Tekik, bugüne kadar hiç haber alamadığı oğlunun geri gelmesini istedi. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan yardımcı olmalarını isteyen Tekik, Çocuğum yumuşak yüzlüydü. Zaaflarından faydalanarak kandırıp götürdüler. şeklinde konuştu.çocuklarının geri gelmesi için Diyarbakır da eylem yapan annelerle gurur duyduğunu ifade eden Dursun Tekik, İzmir de çocukları dağa götürülen birçok aile bulunduğunu ancak söz vermelerine rağmen kendilerini basın açıklamasında yalnız bıraktıklarını söyledi. Tekik, Nedense gelmediler, üzüntülüyüm. Bu yaşa kadar evlatlarını büyütüp getiriyorsun, başkaları ellerine maşa ederek çocuklarımızı alıp götürüyorlar. Diğer aileler korktukları için mi, fırsat bulamadıkları için mi gelmediler bilmiyorum. dedi. Türkiye nin bu topraklar üzerinde yaşayan herkese ait olduğunu, dedesinin gazi olduğunu, tek isteğinin anaların babaların ağlamaması olduğunun söyleyen Tekik, Analar ağlayınca, bir baba olarak daha çok üzülüyorum. Keşke o anaların yarısı kadar olsak, onlar kadar duygulu olsak. O duygulu analara da çok teşekkür ediyorum. diye konuştu.bayraklı ilçesi Onur Mahallesi nde oturduğunu, o bölgede terör örgütü üyelerinin çocuklara yönelik propaganda yaptığını, otobüs yakma gibi eylemlere karıştırdıklarını anlatan Dursun Tekik, sonra da "Devlet tutuklayacak" diyerek kafalarını bulandırıp alıp dağa götürdüklerini anlattı. Kendileri organize edip yaptırıyor, ondan sonra Devlet sizi yakalar, içeri atar diyerek çocuklarının kafalarını dolduruyorlar. diyen Tekik, oğlu Adem e sahip olamadığı için üzüldüğünü ancak Allah ın kendisine verdiği emanete sahip çıkamadığı için daha çok üzüldüğünü dile getirerek, babalara çocuklarına sahip çıkmaları çağrısı yaptı. Oturduğu bölgede bildiği kadarıyla kişinin daha dağa götürüldüğünü ancak polise bildirenler olduğu gibi bildirmeyenler de olduğunu kaydetti.devlet yetkililerinden, çocukların bulunup geri getirilmesi için çaba göstermesini isteyen Tekik, Bir zamanlar çocuklarımız askere gidiyordu, şehit oluyordu, analar ağlıyordu. Şimdi böyle yapıyorlar, yine analar ağlıyor. Bunu anlamak mümkün değil. Millet olarak buna bir çözüm gelmesini istiyoruz. dedi. Neden BDP önünde basın açıklaması yaptığı sorusuna ise, Şimdi dağa kim götürüyor ki? Götüren başka şey varsa oraya gideyim. Benim bildiğim, götürenler bunlar. cevabını verdi.zübeyde Tekik ise oğlunun 20 yaşında olduğunu ve askere gideceğini söyleyerek, Başbakan'dan, Cumhurbaşkanı'ndan rica ediyorum, çocuğumu bulup getirsinler. Arkadaş kurbanı oldu çocuğum, 1,5 aydır haber alamıyoruz. Emine Hanım'dan rica ediyorum, o da bir annedir, sesimi duysun. Anneleri ağlatmasınlar, çocuğumu istiyorum. Gittiğinden beri hiçbir haber alamadık. diyerek oğlunu geri istedi. Kendisi gibi çocukları dağa götürülen ve Diyarbakır da eylem yapan annelerle gurur duyduğunu dile getirdi: Anneler, evlatlarını dağa çıksın diye yetiştirmiyor. Oğlum sağ salim, elini kana bulamadan gelsin, davul zurnayla askere göndereceğim. Adem, beni görüyorsan, duyuyorsan dön evine, bizi üzme. Seni seviyoruz Adem. Kendilerine destek veren komşuları Hasret Ergün de, Komşumuz huzursuz oldu, biz de huzursuz olduk. Bulunmasını ve getirilmesini istiyoruz. Komşum her gün ağlıyor, karşısında ben de ağlıyorum. Benim çocuğum cezaevinde, ben o kadar ağlamıyorum, biliyorum ki emniyetli yerde. dedi.izmir'de son bir yıl içinde 39 kişi, terör örgütü PKK tarafından dağ kadrosuna katılmak üzere kırsala götürüldü. Son 20 gün içinde düzenlenen operasyonlarda, örgüte katılmak üzere olan üçü çocuk 10 kişi yakalandı. Yakalananların üzerinden, teslim alacak örgüt üyelerine verilmek üzere "Her sevgi güzel olanı seçer" şeklinde bir şifre çıktı. İzmir'den bazı kişilerin, terör örgütü KCK aracılığıyla kırsal alana gidecekleri bilgisi üzerine harekete geçildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, geçen gün beşi Ege Üniversitesi öğrencisi olan, ikisi kadın altı kişiyi İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde düzenlediği operasyonla yakaladı. Gözaltına alınan gençlerin üzerinden, "Her sevgi güzel olanı seçer" yazısı çıktı. Gençlerin, Diyarbakır'da buluşacakları örgüt üyelerine bu şifreyi vereceği öğrenildi. Şifreyi alan PKK'lı örgüt üyesinin gençleri sınırda buluşturduğu başka kişilere teslim ettiği, bu kişilerinse terör kamplarına götürdüğü ileri sürüldü. "Her sevgi güzel olanı seçer" şifresinin, örgüt üyeleri tarafından dağa çıkacakların arasına polis veya MİT elemanlarının sızmaması için her gence ayrı ayrı verildiği iddia edildi. Geçen hafta da yine kırsala götürülmek istenen üçü 18 yaşından küçük dört kişi, Manisa'da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalandı. Böylece 10 gencin terör örgütü PKK'ya katılması engellenmiş oldu. İzmir ve Manisa da 2013 yılından bu yana kırsala götürülenlerin sayısının 39 olduğu belirlendi. İzmir'de çocuklarından haber alamayan 19 aile, kayıp müracaatı yapıp şikayetçi oldu. (CİHAN) İzmir Kent Konseyi Başkanı Güman Kızıltan ve Konsey Yürütme Kurulu üyeleri, İl Özel İdare mallarının paylaşımına ilişkin görüşlerini açıkladı. Devlet yönetiminde keyfi ve değişik yöntemlerin değil, prensip ve kuralların hakim olması gerektiğine vurgu yapan Kızıltan, Özel İdare mallarının Maliye Hazinesi ne devredilmesini eleştirerek, konunun acil olarak düzeltilmesi için siyasileri ve bütün İzmir milletvekillerini davet etti

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 117 Haziran Şubat Pazar Perşembe "Gezi ruhu"nda "zamanın ruhu"nu arayanlar Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Halkın bilincinin ülkenin yönünü belirlediği bu zamanda, akla ziyan gelişmelere de sahne oluyor bu topraklar... Anadolu'dan İstanbul'a gelmiş, esnaflıktan holding patronluğuna yükselmiş, sahip olduğu varlıkları milyar dolarlarla ölçülen bir girişimciyi düşünün... Bu girişimci Türkiye'deki olayların gelişimine uyum gösterdiği ve devletle asla karşı karşıya gelmediği için, şimdiki noktaya geldiğinin bilincindedir... Seçilmiş iktidarlar varken demokrasi ile askeri yönetimler varken de otoriter yapı ile arasını iyi tutmuştur. Döviz krizleri yaşanırken koruma duvarları arkasında büyümüş, Özal sonrasında da dünyaya açılmıştır... Kısacası bu örnek girişimcinin en değerli varlığı, zamana uyum gösterebilen aklıdır... Ve şimdi bu başarılı girişimcinin çocuklarının Türkiye'nin yarınını "Gezi Ruhu"nda aramalarını, acaba babalarının aklı kabul eder mi? Ezikler mi yön veriyor? Bu durum gazeteler ve genel olarak "Medya" için de geçerli değil midir? "Merkez Medyası" olarak bilinen gazeteler, 1997'deki 28 Şubat post-modern darbesinde zamanın ruhunu yanlış yorumladılar. Bu son darbenin 1000 yıl süreceğini yazdılar, haberleştirdiler. Ve bu öngörüleri 2002 genel seçimleri ile tümden çürük çıktı... Şimdi 2014'teyiz... O yalancı kâhinlerin bugünü ve geçen yıllarda olup bitenleri ve ayıplarını yok sayıp, Gezi olaylarını gazetelerinin varlık felsefesine yapıştırmalarını, şimdiye kadar aklı ve uyumu kendine rehber etmiş sermaye nasıl kabul edebilir? 28 Şubat'ın eziklerinin bugünün Türkiye'sinin medyasında yol gösterici olmaları mümkün olabilir mi? Ama bu olabiliyor... Bugün seçmene ve seçilmişlere hakaret ederek ve çarpıtılmış algı üretim merkezlerinin sözcüsü olarak yayın hayatını sürdüren bir yayın organının patronu olan eski ve başarılı aklın sahibi, acaba çocuklarını uyarmıyor mu? Sahip mi değişti? Eski Antep'te çok hesaplı ya da cimri olanlar için "Tumanı gümüşlü" denilirdi. Bu kişilerden birinin bir Murat 124'ü vardı ve bu araca sanki Bentley markaymış gibi değer verirdi. Örneğin araca alacağı arkadaşlara kilolarını sorar ve aracın el kitabındaki taşıma rakamı geçilmişse, sıradaki arkadaşını geri çevirirdi. Bir gece sazdan çıkan ve kendisi gibi içkili olan arkadaşlarının kilolarını sormadan hepsini Murat 124'e bindirdi... Araç yolda ilerliyordu. Bu sırada arkada oturanlardan biri "Ağam şimdi bu araba, 'acaba sahibim mi değişti' diye kuşkulanıyor herhalde" demişti. Artık yerleşik hale gelmiş şirketlerin, markaların sahipleri olan şimdiki kuşaklardan bazılarının "Gezi Ruhu"nda Türkiye'yi aramalarına bakınca hep bu Antepliyi hatırlıyorum... Acaba bir kuşak sonra beyinlerin yapısı mı değişiyor? Taş kâğıt Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Çeyrek asırlık bir emekle m2 lik bir alanda ekmeğini taştan çıkartan bir kuruluş var, duydunuz mu? Ankara merkezli bir şirket GIPTA AŞ.. Taştan kağıt üretiyor.. Gıpta edilecek bir iş yapıyor.. Bunu niye yazıyorum biliyor musunuz, hani şu Gezi olayları var ya, onun için.. Ağaç kesiliyor bahanesi ile sokağa dökülen bu insanların bu şirketten haberleri var mı? O duyarlı örgütler(!)in ya da! Ha! tamam onlar sermayeye de karşı idi değil mi? Odun hamuru yerine taştan üretilen kağıt hem çevreci hem de daha dayanıklı. Taş kağıtların hammaddesi, bildiğimiz normal beyaz taşlar. Taş-kağıt, bonding ajanı gibi özel katkı maddeleri kullanılarak kalsiyum karbonat, CaCO3, tozundan üretilen doğal bir üründür. Kalsiyum karbonat olan kireçtaşı ocağı atık malzeme olarak toplanır ve ince beyaz tebeşir tozu bir emaye ile perdahlanır ve kağıt elde edilir.. Üretim aşamasında toksik olmayan reçine kullanılırken, üretimde alkaline ve asit gibi maddeler kullanılmıyor. Ve üstelik bu üretimde her şey yerli. Bu arada bilinen kağıt üretiminin hem ciddi bir çevre kirliliğine yol açtığını hem de ağaç kesimine sebep olduğunu herkes bilir. Normalde 1 ton kağıt üretmek için 30 ton su kirletildiğini biliyoruz. Taş kağıt üretiminde ise böyle bir durum sözkonusu değil. Kırtasiye sektöründe faaliyet gösteren Malatyalı bir işadamı olan Mesut Özdemir, basında çıkan bir açıklamasında, Dünyada her yıl normal kağıt üretiminde tüketilen orman alanı yaklaşık 40 milyon hektarı buluyor. Bir ton kağıt 17 ağaç, 17 ağaç ise 70 metrekare orman demektir. Bir ton kağıt için, 2 bin 33 metreküp kabuksuz odun, 4 bin 100 kilowatt elektrik enerjisi, 32 bin litre su ve bin 750 litre fueloil (yakıt yağ) kullanılıyor. Taştan üretilen kağıtların ham maddesi ise kaya taşlarıdır. Yani üretimde ormanlar yok edilmiyor. Bunun yanında geri dönüşümde odun hamuruna oranla daha kısa sürede dönüşüyor. Aynı zamanda bu ürünler su geçirmezliği ile dikkat çekiyor diyor. Özdemir le daha önce Malatya da katıldığım kitap fuarı etkinliklerinden sonra tanışmıştım.. Hâlâ özel tercihlerimde taş kağıt kullanmaya özen gösteriyorum. Gezi çevrecileri eğer yeşili korumak istiyorlarsa, herhalde bu yeni buluş konusunda seslerinin daha gür çıkması beklenmez mi idi.. Mesela neden ders kitabı, defter ve gazetelerin taş kağıttan üretilmesi konusunda bir kampanya başlatmıyorlar.. Selüloza göre biraz daha ağır ve maliyet farkı var. Tamam devlet teşvik ve muafiyet uygulasın. Meslek odaları, sendikalar ve media neden sessiz bu konuda.. Hayır diyorsanız bunun bir de evet i o olmalı.. Böyle değilse nasıl? Hayır diyerek çözüm üretemezsiniz.. Ne olmadığını söylüyorsanız, ne olduğunu da söylemeniz gerek.. Tabii sormak gerek, üzüm mü yemek istiyorsun, bağcı dövmek mi? Şimdi Mesut Özdemir in verileri ile şu rakamları bir arada düşünün bakalım: Türkiye de, yılda yaklaşık 3 milyon ton kâğıt üretmekte, tüketim ise 5 milyon tonu bulmaktadır. Aradaki 2 milyon ton ise ithal ikamesi ile karşılanmaktadır.. Evet 1 ton kağıt 17 ağaç, 17 ağaç ise 70 m2 orman demektir! Türkiye de yılda sadece 85 milyon ağaç sadece kağıt sektörü için kullanılmaktadır.. 1 ton kağıt için 30 ton su kirletiliyordu ya. 5 milyon ton kağıt için de 300 milyon ton su kirletiliyor bu hesaba göre.. Herhalde çevrecilerin bu durumda taş kağıt için seslerini yükseltmeleri gerekmez mi? Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olan, öfkesi aklından büyük insanları sokağa dökerek aslında koruma iddiasında oldukları gerçeklere zarar verdiklerinin bile farkında değil bu insanlar.. Bu şekilde kullanılıyorlar.. Vicdanları yabancı ajanların istismar alanı olan insanların kanları ve gözyaşları birilerinin iktidar ve servet avcılığının malzemesi oluyor.. Bizim çevrecilikleri kendinden menkul kişilerin çevreciliği, sağlıklı yaşam koşusu yaparken sigara içen adamın haline benziyor.. Kimileri bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor, öğrenmek de istemiyor. Hani geçen gün kırmızı araba kullanan hanımlarla ilgili sosyal davranış modellemesinde risk analizi yaparken, asimetrik sorgulama yapan yön eylem mühendislerinin kullandıkları bir modelden söz etmiştim.. Sosyal metrik sistemlerin nasıl çalıştığını anlatmaya çalışmıştım.. Bu davranış modelini aslında ben Gezi olayları ile ilgili sosyal media kullanıcıları ile ilgili bir modelleme çalışmasından söz etmiştim, bu konuda çok daha ileri çalışmalar yapıldı aslında o günden bugüne.. POİ MEDİA size ilgilendiğinin noktanın gerçekleri ile yüzleştirmeye devam ediyor.. Kırmızı renk araba kullanan kadınların CHP ile ilişkisini modelleyen çalışmayla ilgili bilgiyi, AK Sigortanın eski genel müdürlerinden birinden almıştım, bir zamanlar.. Sigortaların risk modellemesi ile ilgili yapılan bir çalışmada örnek olarak kullanılan gerçek bir veri bu.. Birileri anlamadıkları şeylerle dalga geçiyorlar ama, onlar da bir gün öğrenecekler bu işleri ama, çok geç olacak.. Kafaları kirada, gözüne at gözlüğü takmış insanlara bazı gerçekleri anlatmak hiç de kolay bir iş değil. Hem zaten görmek istemeyenden daha kör kim olabilir ki! Bir diğer gerçek ise, cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür. Bunlar öğrenmemek üzere eğitildikleri için işimiz zor. Selâm ve dua ile Boko Haram ile PKK nın farkı (var mı?) Fehmi KORU STAR GAZETESİ Açık söyleyeyim, bu işin suyu çıktı... Diyarbakır da çocukları PKK tarafından dağa kaldırılan annelerin sayısı 40 a ulaştı... PKK kendisine siyasi alanda rakip gördüğü Hak-Par ın Dicle ilçe başkanını da kaçırdı... Sınırın öte tarafında, İŞİD, Halep in Kürt köylerine baskın yapıp 300 kişiyi kaçırdı... Nijerya da Boko Haram örgütünün elinde kaçırdığı 200 den fazla genç kız ve çocuk olduğu biliniyor... Kaçıran kaçırana... Herhalde dikkat etmişsinizdir: Elinde silâh olan silâhsız birilerini kaçırıyor... Geçmişte de böyleydi: 1980 ler ve 1990 larda elinde devletin verdiği silâhlar bulunan birileri PKK lı olduğu için insanları kaçırırdı. Kiminin cesedi bir süre sonra bulunurdu; kaçırılanlardan bugüne kadar âkıbetinden haber alınamayanlar da çok... Devirler değişiyor, taraflar da; ancak eli silâhlıların silâhsızlara reva gördükleri muamele değişmiyor... PKK nın, ya da demokratik çözüm yolunda adımlar atılmasından ve geleneksel olarak Kürtler in yaşadığı kentlerle kasabalar ve köylere barış havasının gelmesinden rahatsızlık duyan unsurlarının artık anlaması gereken gerçek şu: Türkiye sorunların şiddete başvurularak çözüleceği bir ülke olmaktan çıktı; sıkıntıların karşılıklı görüşmelerle sonuçlandırılabileceği bir ülke haline geldi. Bu da geçmişte kullanılan yöntemleri günümüzde işlevsiz bırakan yeni bir durum... Gerektiğinde şiddet kullanmasına izin verilen tek yasal güç olan devletin silâhsız çözüm noktasına gelmesi doğası yüzünden zordu; zordu, ama o noktaya sonunda gelindi. Bugün devlete hâkim olan düşünce sorunların kaba kuvvete başvurulmadan ele alınıp çözülmesidir. İstenen ne? Devletin zaten iyi bildiği silâhlı mücadeleyi yeniden başlatması mı? Karşılıklı çatışmalarda hayatını kaybetmiş onbinlere yenilerinin eklenmesi mi? Dağa kaldırılan veya dağ kadrolarına katılmaya özendirilen gençlerin, hayatlarının baharında, ölüm korkusunu tatmaları mı? Nedir gerçekten istenen? PKK veya PKK adına hareket ettiği iddiasındakiler, Boko Haram ın Nijerya da, İŞİD in Suriye de yaptığıyla kendilerinin burada yaptıkları arasında hiçbir fark olmadığını görmüyorlar mı? Yazık ediyorlar; hem kendilerine, hem de kaçırdıkları veya kaçmasına yardım ettikleri çocuklara... Esas zarar verdikleri ise, çocukların aileleri, anneleridir... Vakti zamanında devlet adına silâh kullananlara karşı, onların kaybettirdiği gençlerin anneleri, feryatlarını duyurmak için, protesto gösterileri yaparlardı. Hatta bir bölümü, yaşadıkları yerlerden kopup sırf dertlerini anlatabilmek için geldikleri İstanbul dan aylarca yıllarca ayrılmadılar: Cumartesi anneleri... Şimdi, tarihi tersinden tekerrür ettiriyor PKK; anneler Çocuğumu geri verin eylemini artık PKK ya karşı yapıyor... Bu defa çocukları dağa götürülmüş anneler yaşadıkları yerlerden kalkıp Diyarbakır a akın etmeye başladı. Annelere karşı devlet dayanamadı, PKK mı dayanabilecek? Umarım, sebep oldukları infialin anlamı üzerinde düşünme fırsatı bulur dağdakiler; umarım, Türkiye nin dünyayla uyumlu kaydettiği mesafeyi fırsat verirlerse o gençlerin ağzından dinler ve ayakları suya değer... Sadece kaçırdıkları çocukları annelerine iade etmekle kalmaz, kendileri için de artık yolun sonunun göründüğünü fark ederler... Bunu ne kadar erken fark ederlerse o kadar iyi Öğretmeninize bir milyon dolar kazandırmak ister misiniz? Abbas GÜÇLÜ MİLLİYET GAZETESİ Onursal başkanlığını ABD eski başkanlarından Clinton ın yaptığı Bill Varkey GEMS Vakfı, mesleğine çok önemli katkılarda bulunan başarılı bir öğretmene tam bir milyon dolar ödül veriyor. Öğretmenizin başarılı olduğuna inanıyorsanız, onu milyoner yapabilirsiniz. Hem de dolar milyoneri. Küresel Öğretmen Ödülü, öğretmenlerin statülerini geliştirmeyi hedefleyen, köklü ve uzun soluklu bir çalışma olarak öngörülüyor. Ödül, öğrenci eğitiminde çok başarılı sonuçlar almış ve yaptığı aktivitelerle toplumun saygınlığını kazananmış bir öğretmene verilecek. Türkiye partneri Öğretmeninizi dolar milyoneri yapmak için onun adına başvurmanız ve gerekçelerinizi sıralamanız yeterli. Yarışmaya tabii ki sadece Türkiye den değil, dünyanın dört bir tarafından adaylar da katılacak ve kıyasıya bir yarış söz konusu olacak. Ama eğer bu konuda iddialıysanız, kazanmamanız için hiçbir neden yok. Jüri Akademisi, dünyanın pek çok ülkesinden, kendi alanında saygı duyulan önemli liderlerden oluşuyor. Jüride Türkiye yi AÇEV Başkan Yardımcısı Ayla Göksel temsil ediyor.jüride ayrıca Akademi ödüllü aktör Kevin Spacey, Lastminute.com un kurucusu Baroness Martha LaneFox, Grammy ödüllü jaz müzisyeni ve şarkıcı Esperanza Spalding, Amerika dan sosyal aktivist ve eğitimci Geoffrey Canada, Nijeryalı işadamı, Oando Group CEO su Jubril Adewale Tinubu, Güney Afrika dan Econet Wireless ın kurucu ve yöneticisi Strive Masiyiwa, İngiliz filozof David Rodin, MoIbrahim Vakfı nın yönetici direktörü Hadeel İbrahim ve Çin deki Tsinghua International School un müdür yardımcısı Jiang Xueqin de bulunuyor. Ayla Göksel, bakın bu konuda ne diyor: Öğretmenler toplum içinde ve ülkelerin gelişmesinde önemli bir role sahip ve bu ödül öğretmenlik mesleğini onurlandırmayı, kutlamayı ve güçlendirmeyi hedefliyor. Bu amaçla hepimizin kendi adaylarını göstermesi çok önemli. Bunun için globalteacherprize. org/ sitesini ziyaret edip, başvuru formunu doldurmak yeterli. Ödül başvurusu, halen zorunlu eğitim kapsamında okula devam eden 18 yaş altındaki çocuklara eğitim veren öğretmenlere açık olacak. Okullarda eğitim verme sorumluluğu olan müdürlerde başvuruda bulunabilecek. Dünyadaki tüm ülkelerde yerel yasal uygulamalar doğrultusunda eğitim veren okullardaki tüm öğretmenler başvuruda bulunabiliyor. Başvurular için son tarih 31 Ağustos 2014 ve kazanan 2015 bahar döneminde Dubai de yapılacak Küresel Eğitim ve Başarılar Forum unda açıklanacak. Kamuoyu bir öğretmeni aday gösterilebileceği gibi, öğretmenler de kendileri için başvuru formu doldurabilecek. Ödül nasıl verilecek? Ödül 10 yıl içinde eşit taksitler halinde ödenecek. Ama bir koşulla! Zengin oldum diye, 5 yıl süreyle mesleğini bırakmayacak. Sınıfındaki çalışmalarını aksatmadan, Varkey Gems Vakfı nın küresel bir elçisi olarak halk toplantılarına katılacak ve forumlarda öğretmenlik mesleğinin prestijini geliştirmek üzere konuşmalar yapacak. Kriterler? Peki, nasıl bir öğretmen aranıyor? İşte birkaç kriter: l Yenilikçi, etkili ve verimli eğitim pratikleriyle öğrencilerde öğrenme kazanımları sağlamak. l Sınıf eğitiminin ötesinde öğretmenlik mesleği için rol model olabilecek başarılar oluşturmak. (Bunlar hayır işi, toplum hizmeti, spor faaliyeti, akademik ya da kültürel alanda başarılar olabilir) l Halk arasında öğretmenlik mesleğinin çıtasını yükseltecek bir algının oluşmasına katkıda bulunmak (Makaleler yazarak, blog oluşturarak, medyada yer alarak, sosyal medya kampanyaları yaparak, etkinlikler ve konferanslar düzenleyerek) Özetin özeti: Öğretmeninizi seviyor, saygı duyuyor ve örnek biri olarak görüyorsanız hemen başvurun

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe Taksim e gelmeyin Sultangazi Belediye sinin yeni hizmet binası açılış törenine katılan Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı eylemleri için toplanmak isteyen guruplara kesin bir dille seslendi. Errdoğan, Açıklamalar yapıyorlar. Bu akşam saat da bir araya geleceklermiş. Geziciler Taksim e çağırıyorlarmış. Buradan tüm halkıma sesleniyorum; bu oyuna gelmeyin! Bu safiyane bir çevrecilik eylemi değildir. Burada samimiyet yok. Burada Taksim i anıtlaştırma noktasında attığımız ve atacağımız adımları engelleme yöntemleri vardır. Paralel yapı da bunlarla beraber hareket ediyor. Buraya gelme gibi bir durumun içerisine girerseniz, kusura bakmayın! güvenlik güçlerimiz kesin talimatı almıştır. Gereği neyse A dan Z ye o yapılacaktır. Geçen Taksim olaylarında olduğu gibi Gezi olaylarında olduğu gibi oralara gelemeyeceksiniz. Çünkü yasalara uymak zorundasınız. Bir yerde herhangi bir eyleme izin verilmiyorsa, buna uyacaksınız. Uymuyorsanız, devlet güvenlik için gereken neyse onu yapacaktır. Ondan sonra 'yok şöyle oldu yok böyle oldu' yok. Toplantı mı yapacaksın? Devlete bildirimde bulunursun. Biz nasıl gidip Yenikapı da meydanda yapıyorsak gidip orada gösterini yaparsın. İstediğim yerde istediğim gibi yaparım yok. Neresi uygun görülürse orada yapacaksın. Burası yol geçen hanı değil. diye konuştu. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir ülkede, bir demokraside muhalefetin en az iktidar kadar çalışkan olması gerektiğini ifade ederek, "Dışarıdan bakan biri, 'Çok çalıştıklarına göre, herhalde bunlar geçen seçimi kaybetti, önümüzdeki seçime hazırlanıyorlar' diyecektir. Bizim siyaset anlayışımız her an milletin hizmetkarı olmaktır. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik" dedi. Sultangazi Uğur Mumcu Mahallesi'ndeki Sultangazi Belediyesi Hizmet Binası'nın açılış töreninde konuşan Erdoğan, 30 Mart'ta ilçede plan ve projenin kazandığını söyledi. Halkın hizmet belediyeciliğine oy verdiğini, yüzde 58,5 ile rekor kırdığını anlatan Erdoğan, Sultangazi halkına teşekkür etti. Erdoğan, 30 Mart'ın, kendileri için hizmet, eser, plan ve proje -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Haziran 2014 Pazar güvenlik güçlerimiz kesin talimatı almıştır Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi eylemlerinin yıl dönümünde Taksim de toplanmak isteyen gurupları kesin bir dille uyardı. Erdoğan, Açıklamalar yapıyorlar. Bu akşam saat da bir araya geleceklermiş. Gezicileri Taksim e çağırıyorlarmış. Buraya gelme gibi bir durumun içerisine girerseniz, kusura bakmayın! güvenlik güçlerimiz kesin talimatı almıştır. Gereği neyse A dan Z ye o yapılacaktır. dedi siyasetinin, bir kez daha millet tarafından teyit edildiği tarih olduğunu belirterek, seçim öncesinde de çalışmalarını hiç durdurmadıklarını, yavaşlatmadıklarını, ara vermediklerini, seçim sonrasında daha da güçlenerek, büyük aşk ve şevkle hizmetlerine devam ettiklerini vurguladı. Muhalefet partilerini eleştiren Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bakın dikkatlerinizi çekiyorum; gerek 30 Mart seçimleri öncesinde gerek sonrasında çalışmalarımıza, hizmetlerimize baktığınızda muhalefet partileriyle aramızda temel bir fark görürsünüz. Onlar ne yaptılar? Seçime bir kaç ay kala sahaya indiler. Peki biz ne yaptık? Biz bir önceki seçimin hemen akşamında tekrar bir sonraki seçimin hazırlıklarına başladık. Hem yatırımlar hem de halk bütünleşmek için... Seçime bir kaç ay kala göstermelik, makyaj, vitrin düzenlemesi anlamında yatırımlara onlar başladılar, 30 Mart akşamında sandıklar açıldıktan sonra da her zamanki gibi kenara çekildiler, 5 yıl sonraki seçimi beklemeye başladılar. Bizim için durmak yok, o kadar. Çünkü hizmetin tatili olmaz. Hizmet süreklilik arz eder. Biz de böyle bir tavrı, böyle onlar gibi rahatlığı asla göremezsiniz. Biz sandıklar kapandığı andan itibaren çalışmaya başlayan bir partiyiz. Bugün cumartesi, bak çalışıyoruz. Buradayız. Yarın pazar, yine çalışıyoruz. Her y- erde. Bir kısım arkadaşlarım Ağrı'da, bir kısım arkadaşlarım Yalova'da, bir kısım arkadaşlarım Aydın'da... Türkiye'nin birçok yerinde şu anda hala çalışıyoruz. Biz sandıklar milletin önüne gelince çalışmaya başlayan değil, milletin görev verdiği süre içinde çalışan bir partiyiz. Farkımız burada." Biz, bize yüklenen emaneti ve bu emanetin hakkını vermeye mahkumuz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 5 yıllık hizmet süresince her anını millet için değerlendirmenin derdinde olan bir hareket olduklarına işaret ederek, "Şimdi dışarıdan biri gelse, farklı partilerin belediyelerine şöyle dışarıdan bir baksa, inanın zanneder ki, biz seçimleri kaybetmişiz, diğerleri kazanmış. Niye? Adamlar çalışmıyor, rahat, onlar yatıyor" diye konuştu. Gece gündüz çalıştıklarını, Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center diğerlerinin rehavet içinde olduğunu ve 5 yıl sonraki sandığı beklediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Dışarıdan bakan biri, 'Çok çalıştıklarına göre, herhalde bunlar geçen seçimi kaybetti, önümüzdeki seçime hazırlanıyorlar' diyecektir. Ama bizim siyaset anlayışımız budur. Siyaset anlayışımız her an milletin hizmetkarı olmaktır. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim belediye başkanı veya milletvekili veya bakan aklınıza ne gelirse, siyaset anlayışımız, her gece başımızı yastığa koyduğumuzda, 'Bugün millet için ne yaptık, bu vatan için ne yaptık, hangi hizmeti gerçekleştirdik?' bu soruyu kendimize sorabilmektir. İşte Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de diğer bazı illerimizde on yıllardır, muhalefet partilerini sorgusuz sualsiz destekleyen ilçelerin halini görüyorsunuz. Çevredeki bütün ilçeler hızla ilerlerken, bu ilçeler maalesef oldukları yerde sayıyor, hatta geriye gidiyorlar. Doğu'da, Güney Doğu'da ideolojik bakış açısıyla oy verilen bu şekilde göreve gelen belediye başkanları, 'Nasıl olsa hizmet, eser, yatırım önemli değil' diyerek, ilçelerini, illerini çöpe, pisliğe mahkum ediyorlar. Biz bunu asla yapmayız, yapamayız. Biz, bize yüklenen emaneti ve bu e- manetin hakkını vermeye mahkumuz. Bu makamlara hizmet, eser üretmek için geliyoruz. Bunun da hakkını vermek zorundayız." - "Muhalefet, iktidardan çok daha fazla üretmek zorundadır" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, herkesin bulunduğu konumun, makamın hakkını verirse, yaptığı işin mesuliyeti, idraki içinde olursa, hak ve hakkaniyet şuuruyla bu işleri yaparsa Türkiye'nin bugün olduğu yerden kat kat ileride ve yüksekte olacağını kaydetti. Erdoğan, "Bir ülkede, bir demokraside muhalefet en az iktidar kadar çalışkan olmak zorundadır. Hatta muhalefet iktidardan çok daha fazla plan, proje üretmek zorundadır. Demokrasiyi bu tamamlar. Demokrasi böylece i- leri standartlara ulaşır. İktidar gece gündüz çalışırken, muhalefet yatıyorsa muhalefet başka gayelerin peşine takılıp gidiyorsa orada sorun var demektir" diye konuştu. (CİHAN-AA) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 1 Haziran Şubat Perşembe Pazar Sağlık Bakanlığının araştırmasına göre sigara kullanma oranı erkeklerde kadınlardan, kentlerde ise kırsaldan daha yüksek. Sigara içenlerin yüzde 57'si bırakmayı denemesine rağmen sadece yüzde 9'u başarılı olmuşsağlık Bakanlığının araştırmasına göre sigara kullanma oranı erkeklerde kadınlardan, kentlerde ise kırsaldan daha yüksek. Sigara içenlerin yüzde 57'si bırakmayı denemesine rağmen sadece yüzde 9'u başarılı olmuş Sağlık Bakanlığının yaptığı çalışma, 31 Mayıs "Dünya Sigarasız Günü"nde Türkiye'deki tütün kullanımıyla ilgili önemli veriler ortaya koydu. Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca 81 ilde yapılan Türkiye Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Sıklığı Çalışmasında, 20 bin 500 aile hekimine bağlı 15 yaş üzeri 18 bin 477 kişi incelendi. Çalışmaya göre, ilk sigaraya başlama yaşı ortalama 17 bulundu. Erkekler sigaraya ortalama 17, kadınlar ise 18 yaşında başlıyor. Katılımcıların yüzde 62'sinin sigara kullanmadığı, yüzde 24'ünün düzenli, yüzde 6'sının ara sıra sigara içtiği, yüzde 9'unun ise bu alışkanlığından vazgeçtiği belirlendi. Erkeklerin yüzde 37'sinin, kadınların da yüzde 12'sinin düzenli sigara kullandığı, ara sıra kullanımla sigara içme oranının erkeklerde yüzde 43'e, kadınlarda ise yüzde 17'ye çıktığı saptandı. Evlerin yüzde 37'sinde, iş yerlerinin ise yüzde 23'ünde sigara içiliyor. Erkekler yüzde 32, kadınlar ise yüzde 42 oranında evlerde, erkekler yüzde 25, kadınlar da yüzde 17 oranında iş yerlerinde sigara dumanına maruz kalıyor.en yüksek sigara kullanma oranı yaş aralığındakilerde bulundu yaş aralığındaki erkeklerin yüzde 48,4'ü, kadınların ise yüzde 17'si düzenli sigara içiyor yaş aralığında bu oran erkeklerde yüzde 44,7, kadınlarda ise 18,6. Erkekler 55, kadınlar ise 45 yaşından sonra sigarayı bırakmak için çaba içine giriyor yaş aralığındaki erkeklerin yüzde 28,7'si, yaş arasındakilerin yüzde 31,7'si, 75 yaş üstündekilerin ise yüzde 34,5'si sigarayı bırakıyor. Kadınlarda ise en yüksek sigarayı bırakma oranı yaş aralığında bulundu.bu yaş grubunda sigarayı bırakan kadınların oranı yüzde 5,9 iken, yaş aralığında yüzde 5,2, yaş aralığında ise yüzde 5.Çalışmaya göre sigara içenlerin yüzde 57'si bırakmayı denediğini ama sadece yüzde 9'u başarılı olduğunu ifade etti. Tiryakilerin yüzde 26'sı daha önce denememesine rağmen bırakmayı düşünüyor, yüzde 35'i ise bırakmayı denemek istemiyor.nargile, puro, pipo gibi diğer tütün ürünlerinin kullanımı yüzde 3 düzeyinde. Bunların kullanımı yaş grubunda yüzde 8 iken yaş arasında yüzde 1'in altında. Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Bilir, tütün ürünü kullanımının yol açtığı sağlık sorunları nedeniyle dünya genelinde her yıl 6 milyon kişinin öldüğünü belirtti. Bilir, 31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, yetişkinlerdeki her 10 ölümden birisinin nedeninin tütün kullanımı olduğuna dikkati çekerek, tütün kullanımı nedeniyle yaşamını yitirenlerin üçte ikisinin düşük ve orta gelirli ülkelerdeki kişiler olduğunu ifade etti. Bilir, "Tütün kullanımı bu şekilde devam ettiği takdirde yaşadığımız yüzyıl boyunca 1 milyar kişinin tütün kullanımına bağlı olarak yaşamını yitireceği hesaplanmaktadır" dedi. Bu ölümlerin önlenmesi için tütün kullanımının azaltılması yönünde çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Bilir, bütün ülkelerin Dünya Sağlık Örgütü'nün öncülüğünde tütün kullanımını azaltmak için çeşitli uygulamalar yaptığını belirtti. Bilir, bu amaçla yapılan çabalar arasında en etkili uygulamalardan birinin, tütün vergilerinin artırılması ve sonuç olarak tütün ürünü satış fiyatlarının yükseltilmesi olduğunu bildirdi.dünya Sağlık Örgütü'nün bu yılın temasını tütün ürünleri üzerindeki vergi yükünün artırılması olarak belirlediğini anlatan Bilir, "Tütün ürünlerinin fiyatının artırılması toplumda düşük gelirli kişilerde ve çocuklar üzerinde daha etkili olmaktadır. Tütün fiyatındaki yüzde 10'luk artışın, varlıklı ülkelerde sigara kullanımını yüzde 4 oranında azalttığı, bu azalmanın az gelirli ülkelerde yüzde 8 düzeyinde olduğu bilinmektedir" diye konuştu. Bütün ülkelerde sigara satışından sağlanan vergi gelirlerinin devletin başlıca gelir kaynakları arasında olduğunu vurgulayan Bilir, şunları kaydetti: "Bu nedenle hükümetler, vergi gelirlerinin azalacağı kaygısı nedeniyle tütün ürünlerinin fiyatını artırma konusunda tereddüt göstermektedir. Oysa sigara fiyatında yüzde 10 artış yapıldığında tüketim yüzde 4-8 oranında azalmaktadır. Dolayısı ile sigara fiyatının artırılmasına bağlı tüketim azalması hükümetin vergi gelirinde azalmaya yol açmayacaktır. Üstelik tütün kullanımının azalması sonucunda sağlık sorunlarının, hatta çevre kirliliği ve yangın gibi olumsuz sonuçların da azalacağı dikkate alındığında sigara fiyatlarının artırılmasının çok etkili ve hem ekonomik hem de sağlık açısından olumlu bir uygulama olduğu açıktır. Tütün kontrolü konusunda gösterilen çabalar sonucunda özellikle gelişmiş ülkelerde tütün kullanımında dikkat çeken azalma sağlanmış olmakla birlikte gelişmekte olan bazı ülkelerde tütün kullanımı artışını sürdürmektedir."bilir, Türkiye'nin tütün kontrolü ve tütün mücadelesi konusunda dünyada örnek gösterilen bir ülke olduğunun altını çizerek, etkili tütün kontrolü uygulamaları sonucunda Türkiye'de sigara kullanımında 2008 ile 2012 yılları arasında yüzde 13,5 dolayında azalma sağlandığına işaret etti. Tütün kullanımının azalması ve özellikle kapalı mekanlarda sigara içme yasağının etkili şekilde uygulanması sonucunda restoran, kafeterya, kahvehane gibi yerlerde ortamdaki sigara dumanının çok azaldığını, bu işletmelere giden müşterilerin pasif sigara dumanı etkileniminden büyük ölçüde kurtulduğunu dile getiren Bilir, "Kapsamlı tütün kontrolü uygulamalarından önceki dönemde restorana gidenlerin yüzde 55-60'ı sigara dumanından etkilendiğini belirtirken, yasanın uygulamaya girmesinden 4 yıl sonra yapılan değerlendirmede restoranlarda sigara dumanından pasif etkilendiğini ifade edenler yüzde düzeyine inmiştir" açıklamasında bulundu.hekim desteği olmayan sigarayı bırakma girişimlerinin büyük kısmının başarısızlıkla sonuçlandığı, desteksiz sigarayı bırakanların yüzde 80'inin bir ay içinde tekrar sigara içmeye başladığı bildirildi. Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de nüfusun yüzde 27,1 inin yani her üç kişiden birinin sigara kullandığını belirtti. Tütünle mücadele çalışmaları ve Tütün Kontrol Yasası ile sigara bağımlılığı konusunda bilinçlendirme çalışmalarının arttığını belirten Kılınç, ancak hala sigara bırakma desteğinin hekimlere yaygın verilmediğini i- fade etti. Sigara bağımlılığının, bir hastalık olduğunu ve tedavi gerektirdiğini vurgulayan Kılınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigarayı bir kişinin kendi başına bırakması kolay değildir. Sigara içenlerin yüzde 70 i bırakmak istiyor ve her yıl sadece yüzde 40 ı bırakma girişiminde bulunuyor. Destek almadan sigara bırakma girişimlerinin çok büyük kısmı başarısızlıkla sonuçlanıyor. Desteksiz sigarayı altı ay bırakmış kalabilme oranı ancak yüzde 3-5 arasındadır. Sigara bırakma girişimlerinin yüzde 80 i ilk bir ay içinde tekrar sigaraya başlamakla sonlanıyor.'' Türkiye'de sigarayla mücadelenin göğüs hastalıkları, aile hekimleri ve halk sağlığı uzmanları olmak üzere bazı branşlarca ön planda tutulduğunu ancak bunun sigara kullanımının 15 milyon kişiyi ilgilendirmesi nedeniyle ciddi bir halk sağlığı meselesi olduğunu vurgulayan Kılınç, bu konuya tüm sağlık çalışanlarının önem vermesi ve gerekli eğitimi alarak, doğru bilgilere ulaşması gerektiğine dikkat çekti. Sigara bırakma konusunda bilgi kirliliği olduğunu dile getiren Kılınç, sigara bırakmaya karar vermiş kişilerin bilimselliği kanıtlanmamamış hiçbir yönteme başvurmaması gerektiğini, bilimselliği kanıtlanmış yöntemlerin Sağlık Bakanlığının ilgili yönetmeliğinde belirlendiğini söyledi. Sigara bağımlılığının fiziksel nedeninin nikotin olduğunu belirten Kılınç, nikotin alınmadığında huzursuzluk, konsantrasyon güçlüğü, anksiyete, depresyona eğilim, iştah artışı gibi yoksunluk belirtilerinin ortaya çıktığını anlattı. Zamanla azalarak kaybolan bu semptomların, sigara bırakma sürecinin ilk haftalarında çok yoğun yaşandığını kaydeden Kılınç, bu nedenle sigarayı bırakanlara, davranışsal bilişsel destek ve ilaç tedavisi uygulanmasının bu konudaki başarıyı artıracağını bildirdi. Kılınç, sigarayı bırakanların ilk 20 dakikadan itibaren faydasını görmeye başladığına dikkati çeken Kılınç, sigarayı bıraktıktan sonra nabız ve kan basıncının hemen normale döndüğünü, birinci günde kanda zehirli maddeler saptanamadığını, biinci ayda da kalp damarlarının normal boyutuna ulaştığını söyledi. Sigarayı bırakan bir kişinin birinci yılın sonunda kalp krizi geçirme riskinin 2 kat, beşinci yılın sonunda kanser riskinin yarı yarıya azaldığını belirten Kılınç, "10. yılın sonundaysa eğer kalıcı bir hasar oluşmamışsa sigarayı bırakanların hiç sigara içmemişlerle eşit düzeye geldiğini biliyoruz" dedi. Sigara kullanımı sonrası gelişen hastalıkların geç çıktığını bu nedenle insanların bu hastalıkları göz ardı edebildiğini anlatan Kılınç, ''Sigara stresimi alıyor, sinirlerimi gevşetiyor" algısının değiştirilmesi, sigaranın bir katil, dolandırıcı, bağımlılık yapan bir madde olduğunun içşelleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyleyen Kılınç, "Bağımlılara sigarayı bırakmaya karar verdiklerinde bir hekime ya da bir uzmana ve bilimselliği kanıtlanmış yöntemlere başvurması gerektiğini öneriyoruz'' diye konuştu. (AA) Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) Havayolu ve Alerjik Hastalıklar Bilim Kurulu, dünyada yaklaşık 300 milyon kişinin mücadele ettiği astım hastalığının belirtileri ve hastaların i- zlemesi gereken tedavi yöntemine ilişkin bilgilendirme çalışması hazırladı.asyod Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ASYOD Havayolu ve Alerjik Hastalıklar Bilim Kurulunca "Astıma Karşı Çaresiz Değilsiniz" başlıklı toplumu astım, belirtileri ve tedavi yöntemlerine ilişkin bilgilendirme amacıyla çalışma hazırlandığını belirterek, çalışmada yer alan bilgileri paylaştı.astımın tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösteren kronik nefes yolu hastalığı olduğunu belirten Özlü, "Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astım hastası olduğu tahmin edilmekte. Ülkemizde yaklaşık her 100 erişkinden 5 ya da 7'sinde, her 100 çocuktan 13 veya 15'inde astım görülmektedir. Astım, çeşitli etkenlerle tetiklenen üst ve alt nefes yollarının daralması ile kendini gösteren ve ataklar halinde gelen hastalıktır" dedi."astımda nefes yollarında mikrobik olmayan, alerjik karakterde ya da alerjik karakterde olmayabilen, süreklilik arz eden bir iltihap vardır. Bu nedenle nefes yollarının duvarları şiş ve ödemlidir. Bu durum nefes yollarının u- yaranlara aşırı cevaplı olmasına sebep olur. Toz, duman, koku gibi uyaranlar ile hemen öksürük, hırıltı, nefes darlığı ve göğüste baskı ve tıkanıklık hissi gibi yakınmalar ortaya çıkar. Ataklar sırasında nefes yollarını saran kaslar kasılır, ödem ve şişlik artar, ilerleyen iltihapla nefes yolu duvarı kalınlaşır, esnek boru özelliğini yitirir ve katı kurşun boru gibi bir hal alabilir. Nefes yollarındaki sayıca ve hacimce artan salgı bezlerinden koyu, yapışkan kıvamlı bir mukus salınır."tüm bunların nefes yollarını önemli ölçüde daralttığını ve havanın akciğerlere girip çıkmasını engellediğini anlatan Özlü, "Bu durum artan öksürük, nefes darlığı, hırıltı, hışıltı ile kendini göstermektedir. Hastalarda anılan şikayetlerin hepsi bir arada olmayabilir. Bazı hastalarda sadece öksürük bazı hastalarda da öksürük olmaksızın nefes darlığı olabilir, bazı durumlarda özellikle enfeksiyon varsa tüm yakınmalar bir arada ortaya çıkabilir" diye konuştu. Prof. Dr. Özlü, astımda yakınmaların sigara dumanı, hava kirliliği, egzersiz, mesleki ajanlar, alerjen olarak adlandırılan ev tozu akarları, polenler, hayvan deri döküntüleri, mantar sporları gibi maddelerle tetiklendiğini dile getirerek, bu tetikleyicilerle şikayetlerin şiddetlenerek ortaya çıkmasının astım atağı olarak adlandırıldığını vurguladı. (AA)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 17ubat Haziran Perşembe Pazar MONTAJ SES KAYDI İLE İMANIMIZI SORGULAMAYA KALKTILAR "Bu kardeşiniz başörtüsü ile ilgili bir soruya 'millet neyse vekili de o olmalı' dediği için AYM'de partimize açılan kapatma davası kapsamında yargılandı diyen Bağış, şu ifadeleri kullandı: Bundan asla gocunmadık, gurur duyduk. Ne garip bir çelişkidir ki dün bize irticacı damgasını yapıştırmak isteyenler, bu sefer siyasi bir montaj ses kaydı üzerinden bizim imanımızı sorgulamaya, sorgulatmaya kalktılar "20 yıllık arkadaşımla yaptığım telefon görüşmeyi arşivden çıkarıp montajladılar ve benim imanımı sorgulamak istediler. Bu milletin dini inancını yıllarca hor gören siyasetçiler, gazeteciler ve medya ve sosyal medya üzerinden imanımız hakkında hadleri olamadan ahkam kesmeye kalktılar. O gün açıkladım bugün bir kez daha açıklıyorum, o kayıt aleni bir montajdır. Bu konuda mahkemelerde ilk günden girişimlerimiz başlamıştır. Bu yasadışı dinlemeler nasıl yapıldı? Bu dinleme havuzları, montaj ve dublaj merkezleri nasıl hangi amaca dönük hazırlandı bu tartışılmıyor. Bizim imanımızı sorgulamak kimsenin haddi değildir sizin hiç değildir." Egemen Bağış, kürsüde konuşma yaparken, bazı CHP'liler arkalarını dönerek kendisini protesto etti. Güler: Bir bakan hakkında cumhuriyet savcısının soruşturmaya yetkisi yok. İçişleri eski bakanı Muammer Güler, Bir bakan şüpheli olarak addedilemez. Bir bakan hakkında cumhuriyet savcısı soruşturma yapmaya yetkili değildir. Benim veremeyeceğim hiçbir hesap yoktur iddiasında bulundu. TBMM Genel Kurulu, eski bakanlar Egemen Bağış, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar ve Muammer Güler le ilgili olduğu iddia edilen rüşvet, irtikap, görevi kötüye kullanma suçlarına ilişkin fezlekeler uyarınca soruşturma komisyonu açılıp açılmaması için toplandı. VEREMEYECEĞİM HESAP YOK Konuya ilişkin söz alan Muammer Güler, "Bu soruşturmada bir bakan şüpheli olarak addedilmiş hakkında 8,5 ay soruşturma yapılmıştır. Bir bakan şüpheli olarak addedilemez. Bir bakan hakkında cumhuriyet savcısı, soruşturma yapmaya yetkili değildir. Benim veremeyeceğim hiçbir hesap yoktur. Bu soruşturma, başlangıcından operasyona kadar maddi delillerden çok itibarsızlaştırmaya yönelik bir soruşturmadır. Önceden kurgulanan bir senaryonun sahneye konulmasından ibarettir. Şahsımla ve hükümetimizle ilgili olumsuz bir algı yaratmaktır" dedi. MASUMİYET KARİNESİ YOK SAYILDI Operasyonun gizli olmadığını, planlanarak yapıldığını öne süren Güler, "Operasyondan önce bütün gizlilik kuralları çiğnenerek bazı basın kuruluşlarına servis yapılmıştır. Tüm dosya bilgileri sızdırılarak evrensel nitelikteki masumiyet karinesi yok sayılmıştır. Bu operasyon gizli değil. Soruşturmanın belli bir süre beklenerek yapılması da manidardır" diye konuştu. Güler, "Oğlumun ve diğer şüphelilerin ifadesi dahi alınmadan mali şube müdürü görevden ayrılanlar soruşturmadan 1 gün sonra tam 309 sayfalık bir dosya hazırlanıyor ve imzalatılmak isteniyor. Bu operasyonu yapanlar kendilerini hakim ve hatta TBMM'nin yerine koyarak kesin bir biçimde suç nitelemesi yapmışlardır" şeklinde konuştu. 17 ARALIK TA YAPILDIĞI İDDİA EDİLEN TELEFON GÖRÜŞMESİ Telefon görüşmeleri iddialarına da değinen Güler, "17 Aralık'ta oğlumla yaptığım iddia edilen telefon görüşmesi, maalesef konuşma yaptığım telefon ile arama sırasında orada bulunan avukatın konuşmaları yok. Bu çok hazin bir şeydir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile kendi telefonumdan ve sayın Çolakkadı'nın cep telefonundan yaptığım konuşma dahi basına sızdırılmıştır. Hangi yetki ile dinlenip basına sızdırılıyor. Ben hukuken elde edilmiş olmasına değil içeriğine bakarım demek hukuku katletmektir. Gayri meşru dinlemelere meşruiyet kazandırmaktır" ifadelerini kullandı. İlknur Denizli den Kınık Atağı Soma daki maden kazasında 51 şehit veren İzmir in Kınık ilçesinde AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli özel bir çalışma yürütüyor. Maden kazasının olduğu ilk günden beri bölgede olan hem madendeki çalışmaların koordinasyonunda çalışan hem de ailelerle sürekli iletişim halinde olan Denizli, bölgenin maden olsa da olmasa da istihdam yaratabilen bir ticari hayatı olması, üretim kapasitesinin arttırılması için çalışmalara başladı. MADENDE ÇALIŞMAK KADER OLMAMALI Konu ile ilgili görüşlerini aldığımız Denizli, Çok acı bir olay yaşadık. Bu talihsiz olayın maden sektöründe bir daha tekrarlanmaması için göremediğimiz, eksik kalan ne varsa ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler bu hafta TBMM ye gelecek. Ama giden kardeşlerimizi hiçbir şey geri getirmez. Kınık ta 51 kardeşimizi kaybettik. Şu anda madenlerde çalışan bin 500 e yakın Kınıklı var. Kınık ta zaman içinde madende çalışmak merkezde oturan için de köyde oturan için de hayatlarının değiştirilemez bir gerçeği haline dönüşmüş. Bunun böyle olmadığını, değiştirilebileceğini göstermemiz gerekiyor. Sanayiden tarıma, hayvancılığa kadar adımlar atmak üzere çalışmalara başladık dedi. KINIK OSB DE YENİ YATIRIMLAR İÇİN START VERİLİYOR Denizli, şöyle devam etti: Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcımız Sayın Davut Kavranoğlu, EBSO Meclis Başkanı Yardımcısı Sayın Işın Yılmaz, Kınık OSB yetkilileri ve Bakanlık bürokratları ile yaptığımız toplantıda Kınık OSB nin tam kapasite çalıştırılması için adımların hızla atılması yönünde karar aldık. Doğalgaz meselelerini hızla çözüme kavuşturacağız. Elektrik problemini bu hafta TEİAŞ ile görüşüp yatırım programına alacağız. 729 dönümlük Kınık OSB nin 500 dönüm daha genişleme alanı var. Burası ile ilgili adımlar atıp, başka şirketlerinde buraya gelmesini sağlayacağız. Ama önemli olan hızla fabrika inşaatlarını bitirmek ve Kınık OSB nin tam kapasite çalışmasını sağlayarak istihdam yaratmak KADIN, ÇOCUK VE GENÇLER DE HEDEFİMİZDE Kadınlar, çocuklar ve gençlerin de hedeflerinde olduğunu söyleyen İlknur Denizli, Sadece erkekler değil Kınık ta kadınımızı ve gençlerimizi de meslek sahibi yapmak için çalışma hayatına katmak hedefindeyiz. Hızla Gençlik Merkezimizi, Aile Yaşam Merkezimizi ve kreşlerimizin inşaatlarına başlayıp bir an önce tamamlayacağız. Özel sektörden, sivil toplum örgütlerinden destek olmak isteyen çok sayıda başvuru alıyoruz. Bölgenin gelişmesi için onlarla ortak protokoller yaparak iş gücü piyasasını geliştirip yeni iş imkânları da yaratacağız. Belediyemizin katkılarıyla Kınık ta hayatı tekrar yaşanabilir kılmak, acıları hafifletmek, geleceğe Kınıklıların daha güvenle bakmasını sağlamak hedefindeyiz diye konuştu. Bucalı Muhtarlara ÇEVRE EĞİTİMİ Buca Belediyesi Çevre Koruma Müdürlüğü, Bucalı muhtarlara, katı ve sıvı atıkların doğaya verdiği zararlar ve geri dönüşüm konulu seminer düzenledi. Seminerin konuşmacısı Çevre Koruma Müdürü Turgut Üzüm, Doğa bize dedelerimizden miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık dedi Belediye Meclis Salonu nda düzenlenen seminere, Buca Belediyesi Başkan Yardımcısı Beril Özalp, Buca Belediyesi Çevre Komisyonu Başkanı Mahir Akbaş ve Çevre Komisyonu Üyesi Sabriye Özdemir, Buca Muhtarlar Derneği Başkanı Eşfak Yurdanur ve muhtarlar katıldı. Çevre Koruma Müdürü Turgut Üzüm, bitkisel atık yağlar, ambalaj atıkları, katı ve sıvı atıkların doğaya verdiği zararlardan söz etti. Buca da çevre bilinci oluşturulması ve katı ve sıvı atıkların geri dönüşüme kazandırılması için hep birlikte çalışmaları gerektiğini ve bunun için ilk olarak Bucalı muhtarlarla bir araya geldiklerini söyleyen Turgut Üzüm, daha sonra ise sivil toplum kuruluşları, mahalle temsilcileri, öğretmenler ve öğrenciler ile seminerlerin devam edeceğini belirtti. Buca da, bitkisel atık yağlar, ambalaj atıkları, katı ve sıvı atıkların geri dönüşüme kazandırılabilmesinin önündeki en büyük sorunun atıkların ayrıştırılamaması olduğunu dile getiren Üzüm, Buca da ilk etapta pilot mahalleler seçeceklerini ve atıkları ayrıştırarak geri dönüşüme kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. Atık piller için muhtarlıklarda, iş yerlerinde, eczanelerde ve okullarda atık pil kumbaraları olduğunu belirten Üzüm, atık camların da geri dönüşüme kazandırılabilmesi için protokol anlaşması yapacaklarını ve bu protokol sayesinde atık cam kumbaralarının da Buca nın tüm mahallelerinde yer alacağını söyledi. Kaçak atık alıcılarının da geri dönüşümün önündeki büyük engellerden olduğunu dile getiren Turgut Üzüm, kağıt toplayıcıları ile iş birliği yaparak atıkları tek elde toplayarak geri İzmir Mardinliler Federasyonu (İMAF) Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu nu ziyaret etti. İMAF Genel Başkanı Mehmet Şakin Irmak ve federasyon bileşeni dernek başkanları ile delegelerin yer aldığı ziyarette İMAF ekibi Selvitopu na yeni görevinde başarı diledi. İMAF 30 Mart yerel seçimlerinden sonra seçilen belediye başkanlarına yaptığı ziyaretleri sürdürüyor. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu na hayırlı olsun ziyaretinde bulunan İMAF Genel Başkanı Irmak ve arkadaşları, yeni başkan ile sohbet etti. Başkan Selvitopu, İzmir in Mardinli nüfus açısından önemli bir kent olduğunu kaydederek, Özellikle benim başkan olduğum Karabağlar ilçesi Mardinli kardeşlerimizin yoğunlukta olduğu bir ilçe. Çalışanlarımız ve ekibimiz içinde değerli Mardinli arkadaşlarımız var. Daha da önemlisi Mardinliler ilçemize güç dönüşüme kazandırmayı hedeflediklerini belirtti. Seminerin son bölümünde ise muhtarlar şikayet ve önerilerini dile getirdi. Seminer çevre kirliliğini önleme yollarının anlatıldığı belgesel gösterimi ile son buldu. İMAF tan Selvitopu na ziyaret katan önemli bir renktir. İMAF ın çalışmalarını da bu açıdan anlamlı buluyoruz. Ziyaretimiz ve dilekleriniz için de çok teşekkür ederiz dedi. İMAF Genel Başkanı Mehmet Şakin Irmak da, Başkan Selvitopu na yeni görevinde başarılar dileyerek, Sizin daha önce büyükşehir belediyesindeki görevinizden tanıyoruz. Karabağlar a bu tecrübelerinizle önemli hizmetler sunacağına inanıyoruz. Biz de İMAF olarak yerel yönetimlerimizin takipçisi ve destekçisi olmaya çalışıyoruz. İnanıyorum ki, hep birlikte Karabağlar ı daha ileri bir noktaya götüreceğiz diye konuştu. Soldan sağa: 1. İyi yemek merakı. 2. İlave etme, katma, ekleme. Negatif fotoğraf. 3. İsviçre de bir ırmak. Dervişlerin giydikleri bol bir tür hırka. 4. Kıyı sağlık idaresince gemilere verilen giriş çıkış izni. 5. Radyumun simgesi. Güney Yemen in başkenti. Eski Mısır da bir tanrı. 6. Davranış, duygu, düşünce bakımından nazik ve ince olan. Bir sayı. 7. Karın. Yüz kalıbı. 8. Mukavele, sözleşme. Panama nın plaka işareti. Uzaklık anlatır. 9. Kokulu bir bitki. Nazi Hücum Kıtasının kısaltması. 10. Evin bir bölümü. Dişi deve. 11. Tantalın simgesi. Uranüs gezegeninin bir uydusu. 12. Soyluluk. Güneş doğmadan önceki alaca karanlık. 13. Kadın hastalıklarını inceleyen bilim dalı, nisaiye. 14. Bir cetvel türü. Arapçada birinci tekil şahıs, ben. 15. Bir nota. Ortodokslarda İsa, Meryem veya ermişlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılmış dini içerikli resimlerine verilen ad. 16. İstikbal, gelecek. Kırık kemikleri bir arada tutmakta kullanılan tahta gibi düz nesnelere verilen ad. 17. Lityumun simgesi. İlkel silah. Sarhoş ya da külhanbeyi bağırması. 18. Sermaye, kapital. Afrika da bir ırmak. 19. Saçı dökülmüş olan kimse. Anadolu nun kimi yörelerinde erkekler arasında yapılan sohbet toplantılarına verilen ad. 20. Ön gün. Kiraya verilerek gelir getiren mülk. Yukarıdan aşağıya: 1. Boyundaki kalkan bezinin aşırı büyümesiyle beliren hastalık. Bir seçimde adayların hiçbirinin gerekli oyu alamaması ve seçimin sonuçsuz kalması. Dalkavuk. 2. Kekliğin boynundaki siyah halka. Akarsu yatağı, mecra. Kuvarslı bir sızıntı kitlesi. Boya inceltici bir madde. 3. Dik, çıkılması güç olan. Özen. Kansızlık hastalığı. Yüksek, yüce. 4. Tulyumun simgesi. Bağlayan şey, bağ, bağlılık. Ağaçlıklı yol. Kemiklerin toparlak ucu. 5. Alakok. Karagöz oyununda çalınan kamış düdük. Sarp geçit. 6. Lokmanruhu. Bağırsak zarı iltihabı. Bir nota. 7. İnce yapılı. Fas ın plaka işareti. Bir bağlaç. Kara batmamak için ayağa takılan bir tür örgülü ayaklık. Arjantin in plaka işareti. 8. Ekin biçme aleti. Baryumun simgesi. Güreşte bir oyun. İmkân. 9. Avrupa da bir ülke. Gizli görevli, casus. Tırpana balığı. 10. Yeşil Abanozun eş anlamlısı. Masallarda adı geçen kuş. Fatih Sultan Mehmet in şiirlerinde kullandığı mahlas. İstanbul ilinin bir ilçesi.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR 117 Haziran Şubat Pazar Perşembe İzmir'de yılın başarılıları ödüllerini aldı İzmir'de futbol sezonunda yılın başarılıları ödüllerini aldı Tarihi Havagazı Fabrikası'nda düzenlenen törende "Futbolda altyapı, tesisleşme ve Avrupa örneklerine bakış başlıklı panelde konuşan Eski A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Türkiye'de genç oyuncular üzerinde yeterince durulmadığını kaydetti. Futbolda sadece işin teknik kısmıyla ilgilenildiğini savunan Avcı, şöyle konuştu: "Çocukların eğitimini ve sosyal yaşamını ikinci plana atıyoruz. Bu şekilde hiçbir gelişim gösteremeyiz. Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Futbol Federasyonu'nun ortaklaşa çalışması gerek. Takımlar önceliği çocukların eğitimlerine vermeli. Biz de futbolla ilgilenen gençler, okullarını bırakmak zorunda kalıyor. Bu yanlışı bakanlık ve federasyonun ortaklaşa çalışmasıyla önlemek zorundayız." Avcı, Almanya'da Bundesliga'da oynayan futbolcuların yüzde 55 inin akademi liglerinden geldiğini belirterek, "Bizdeki oranı söylemek istemiyorum. Bu nedenle Türk futbolunu kalkındırmak için öncelikle köklü sistem değişiklikleri yapmak lazım. Günlük sportif başarılar, bakış açımızı ve algımızı değiştiriyor" dedi. Panelin ardından "yılın başarıları ödül töreni" düzenlendi. ÖDÜL ALANLAR En başarılı takım: Altınordu En başarılı teknik adam: Hüseyin Eroğlu (Altınordu) En başarılı futbolcu: Gökhan Karadeniz (Altınordu) En centilmen takım: Altay En centilmen futbolcu: Ramazan Işık (Göztepe) En centilmen taraftar Simge Yılmaz (Göztepe) Jüri Özel Ödülü: Karşıyaka ve Lailapas (Sakız Adası takımı) (84 yıl sonra devamı oynanan dostluk maçı nedeniyle) İZVAK ÖZEL BAŞARI ÖDÜLLERİ: Bucaspor (Profesyonel takım kadrosundan 13 futbolcunun çeşitli yaş kategorilerinde milli takımlara seçilmesi nedeniyle), Menemen Belediyespor (3. Lig play-off grubunda şampiyon olması nedeniyle), İZVAK katkı ödülü: Aziz Kocaoğlu (İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı -İzmir futboluna bu sezon yaptığı ve yapacağı yardımlar nedeniyle) (AA) Trabzonspor Medical Park, başantrenör Hakan Demir ile devam edecek Beko Basketbol Ligi takımlarından Trabzonspor Medical Park, başantrenör Hakan Demir ile yeniden sözleşme imzaladı. Kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, kulüp başkanı Abiş Hopikoğlu ve genel menajer Nihat Mala ile İstanbul'daki bir otelde bir araya gelen Hakan Demir'in, kendisini bir sezon daha bordo-mavili renklere bağlayan sözleşmeyi imzaladığı belirtildi. Açıklamada, kulüp başkanı Hopikoğlu'nun şu ifadelerine yer verildi: "Çok büyük sıkıntılara ve şanssızlıklara rağmen başarılı bir sezon geçirdik. Emekleme dönemi olarak gördüğümüz geçen sezonun ardından bu yıl çıtayı biraz daha yükseğe koyacağız. Trabzonspor Medical Park'ın sezonundaki net hedefi play-off olacak. Bu nedenle geçtiğimiz sezon başarılı bir çizgi yakalayan, görev yaptığı 27 haftalık sürece 13 galibiyet sığdıran Hakan Demir ile yola devam etmeyi uygun gördük. Genel menajer Nihat Mala idaresindeki profesyonel ekibimize gereken yetkiyi verdik. Hedeflenen başarıyı yakalayacak kadronun kurulması için kollar sıvandı. Transferler için Hakan Demir'in raporları doğrultusunda gereken adımlar, sabırlı bir politikayla atılacak. Trabzonspor Medical Park, gelecek yıl tüm Trabzonluları mutlu eden, basketbol severlerin hepsinin beğenerek izleyeceği bir takım olacak." (AA) Kardemir Karabükspor'da yaprak dökümü Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Kardemir Karabükspor, kulüple sözleşmeleri sona eren kaleci Bora Körk, İlhan Parlak, Uğur Uçar, Jugurtha Hamroun ve Jones Da Silva Lopes ile yeni sezonda anlaşma yapmadı. Kulüp başkanı Mustafa Yolbulan, gazetecilere yaptığı açıklamada, sözleşmesi sona eren bu futbolcuların takıma büyük katkı sağladığını belirterek, "Ancak yeni sezonda bu futbolcularımızla sözleşme yenilemeyi uygun görmedik. Kardemir Karabükspor camiası olarak bu futbolcularımıza kulübümüze yapmış oldukları katkılardan dolayı teşekkür ediyoruz" diye konuştu. (AA) Eskişehirsporlu futbolcu Boz, takımıyla sözleşme yenilemedi Eskişehirsporlu futbolcu Mahmut Boz, siyah-kırmızılı takımla sona eren sözleşmesini yenilemedi. Boz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Eskişehirspor ile olan sözleşmesinin bugün itibariyle sona erdiğini bildirdi. Eskişehirspor yönetiminin ücretinde indirim yapmasını isteğini ifade eden Boz, şöyle konuştu: "Ücretimde ciddi düşüş istediler. Ben de bunu kabul etmedim. Eskişehirspor ile olan ilişkimi bitirdim. Bursaspor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Gaziantepspor ve PTT 1. Lig'den 4-5 takımla görüşüyorum. Süper Lig'de futbol oynamak istiyorum. Eskişehirspor ile olan 1+2 yıllık sözleşmemdeki opsiyonun kullanılmasına izin vermedim." Eskişehirspor forması altında 7 maça çıkan Boz, bir de gol kaydetti. (AA) Türkiye, RAKİP ABD Trabzonspor Kulübü, yaptıkları başvuru sonucunda, UEFA'nın, Fenerbahçe Kulübü ile ilgili başlattığı soruşturma hakkında Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) gönderdiği belgeyi yayımladı. Bordo-mavili kulübün resmi internet sitesinde yer alan açıklamada, "Şike yaptığı kesinleşen suç örgütünün; iş dünyası ve medyadaki etkinliğini kullanarak gerçeği çarpıtma girişimleri 3 Temmuz 2011'den beri dikkatle takip edilmektedir. UEFA'dan gelen bildirimin muhatabı olmadığını iddia edenlere cevaben, yazının başlangıcında 'Doğrudan etkilenen taraf: Fenerbahçe SK' yazıldığını belirtmek isteriz. Üç sayfalık bildirimin ilk sayfasının orijinal metnini ve tercümesini kamuoyunun takdirine sunuyoruz" ifadesi kullanıldı. Açıklamanın altına, UEFA Disiplin ve Bütünlük Bölümü Başkanı Emilio Garcia imzasıyla TFF'ye gönderilen belge ile tercümesi de eklendi. Belgede, disiplin soruşturması başlatıldığı ve şikayetin UEFA Kontrol ve Disiplin Kurulu'na sunulduğu bildirildi. Kurulun, konu hakkında 17 Temmuz 2014'te karar vereceği kaydedildi. Trabzonspor Kulübü'nün, "UE- FA'ya yaptıkları başvuru sonucunda Türkiye, yaz hazırlık kampı kapsamında ABD ile karşılaşacak AMilli Futbol Takımı, yaz kampındaki dördüncü ve son hazırlık maçında ABD ile karşılaşacak. ABD'nin New Jersey eyaletinin Harrison kentinde oynanacak karşılaşma TSİ 21.00'de başlayacak. Karşılaşmayı Tunus Futbol Federasyonu'ndan Slim Jedidi yönetecek Avrupa Futbol Şampiyonası grup elemelerine hazırlanan Türkiye, yaz kampının Avrupa ayağında Kosova'yı 6-1, İrlanda Cumhuriyeti'ni 2-1 mağlup etti. ABD'de Honduras'ı da 2-0 yenen milliler, 3 maçta 3 galibiyet aldı. A Milli Takım kafilesi ABD maçının ardından 2 Haziran Pazartesi akşamı İstanbul'a hareket edecek ve ertesi sabah Türkiye'de olacak. (AA) Trabzon'dan, Fener'e belgeli cevap geldi "Şike yaptığı kesinleşen suç örgütünün; iş dünyası ve medyadaki etkinliğini kullanarak gerçeği çarpıtma girişimleri 3 Temmuz 2011'den beri dikkatle takip edilmektedir" şike süreciyle ilgili yeni bir soruşturma başlatıldığı" yönündeki duyurusuna ilişkin, Fenerbahçe Kulübü, "UEFA'nın uyguladığı prosedür. UE- FA'ya yapılan her tür şikayet için uygulanmakta olan rutin işleyiş ve prosedürden farklı olmayıp, Trabzonspor'un şikayeti üzerine Türkiye Futbol Federasyonu'na iletilen evraktan ibarettir" açıklamasını yapmıştı. (AA) "Ülkelerin Şehirleri Spor ile Yarışıyor" yarışması Denizli, Dünya Herkes İçin Spor Federasyonu-TAFISA World Challenge Day'da (Ülkelerin Şehirleri Spor İle Yarışıyor) yapılacak şenliklerde Türkiye'yi temsil edecek. Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Herkes İçin Spor Federasyonu'nun gerçekleştirdiği, Türkiye'de ilk defa düzenlenen ve Denizli nin yarışacağı "Ülkelerin Şehirleri Spor İle Yarışıyor" yarışması kortej yürüyüşü ile başladı. Denizli Valiliği önündeki Atatürk Anıtı'na çelenk koyulmasının ardından İstiklal Marşı'nı okuyan sporcular, valilik önünden Delikliçınar Meydanı'na kadar kortej eşliğinde yürüdü. Yürüyüşe vatandaşlar ilgi gösterdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, yaptığı açıklamada, dünyanın tüm ülkelerinde sadece tek bir şehrin bu yarışmaya katılabildiğini ve Denizli'nin Türkiye'yi temsil edecek olmasının gurur verici olduğunu belirtti. Türkiye Herkes İçin Spor Federasyonu ile geçen yıllarda bahar şenlikleri düzenlediklerini, bu yıl ise birlikte "Ülkelerin Şehirleri Spor İle Yarışıyor" yarışmasına katılacaklarını ifade eden Zolan, dünya ülkelerinden sadece belirlenen şehirlerin katılımı ile gerçekleştirilecek etkinlikte, hemsball, badminton, halat çekme, tenis, futbol, sokak basketbolu, görme engelliler futbolu, oturarak voleybol, toplu pilates, tendam, bisiklet turu, atletizm, halk koşusu, capoeira gibi spor branşlarının yer aldığını kaydetti. Yarışma kapsamında federasyon yetkilileri tarafından alınacak raporların TAFISA'ya gönderileceği, bu kapsamda katılım sayısı, yapılan gösteriler ve ortaya çıkan başarı baz alınarak ilk 3 içerisine giren ülkelere onur ve şeref belgesi verileceği kaydedildi. (AA)

15 SAYFA 16 Seferihisar Kültür Merkezi ve meydan projesinin temel atma töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Yarımada da Ağustos sonuna kadar yetecek su kaldığını ve su kuyusu açarak geçici çözüm bulacaklarını söyleyerek, Bölgenin suyunu karşılayacak en büyük kaynak olan Çamlı Barajı altın için heba edildi dedi Başkan Kocaoğlu, Çamlı Barajı kartını yeniden masaya koydu: 1 Haziran 2014 Pazar Yarımada nın suyu altına feda edildi Seferihisar Kültür Merkezi ve meydan projesinin temel atma töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Yarımada da Ağustos sonuna kadar yetecek su kaldığını ve su kuyusu açarak geçici çözüm bulacaklarını söyleyerek, Bölgenin suyunu karşılayacak en büyük kaynak olan Çamlı Barajı altın için heba edildi dedi. Bu sene kuraklık var. Şu anda Yarımada da ancak Ağustos ayı sonlarına kadar yetebilecek su rezervi var. Ama biz acil kuyular açarak, yeni çalışmalar yaparak sorunu çözeceğiz. Ama bunların hepsi geçici tedbirler. Yarımada da su kaynağı yok dedi. Yarımada nın suyunu karşılayacak en büyük kaynağın Çamlı Barajı olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, Ancak 21 milyon 500 bin metreküp rezervli Çamlı Barajı altın için heba edilmiştir dedi. Başkan Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: Yazlık sezonda 1 milyon, belki daha fazla kişinin yaşayacağı Yarımada nın suyu altına feda edilmiştir. Seferihisar, yeni bir kültür merkezi ve meydan kazanıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi işbirliğinde hayata geçirilecek olan kültür merkezinin temeli, düzenlenen coşkulu bir törenle atıldı. Törene ev sahipleri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer in yanı sıra İzmir Milletvekilleri Mustafa Moroğlu ve Alaattin Yüksel, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atilla, Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, Bayındır Belediye Başkanı Ufuk Sesli, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, CHP İl Başkanı Ali Engin, meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Yakınıma peşkeş çekmeyi beceremedim Açılış töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sürekli bir kara propaganda ile karşı karşıya kaldıklarını söyleyerek, Bu kenti ele geçirmek, ham yapmak için kara propaganda yapanlara karşı neler yaptığımızı anlatmak durumundayız dedi. Başkan Kocaoğlu, kendisine yöneltilen eleştirilere karşı da, Evet ben beceriksizim. Ben, bir belediye parasıyla reklam yapmayı beceremedim bir de Belediye nin malını mülkünü korumayarak onu yok etmeyi, yakınıma peşkeş çekmeyi beceremedim. Bu beceriksizlik benim hayatımın sonuna kadar sürecek, sonra da çocuklarımızın iftihar edeceği bir onur vesikasıdır. Beceriksizlik buysa bizim başımızın üzerinde yeri vardır diye konuştu. Çamlı Barajı altın için heba edildi Konuşmasında Yarımada planlarına da değinen Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, bölgenin en önemli sıkıntısının su eksikliği olduğunu vurgulayarak bunu çözeceklerini söyledi. Yarımada bölgesinin Türkiye nin kalkınmasında lokomotif olacağını belirten Başkan Kocaoğlu, 171 bin hektarlık bu alana geniş kapasiteli otel yatırımlarından bahsedildiğini söyleyerek, Kültür Bakanlarımız, Turizm Bakanlarımız, odalar, turizm işletmecileri burada 50 bin bin yatak kapasitesi olacak diyorlar. Ama kimse Yarımada nın suyu ne olacak, bu insanlar suyu nereden bulacak diye bir saniye bile düşünmüyor. Bu sene kuraklık var. Şu anda Yarımada da ancak Ağustos ayı sonlarına kadar yetebilecek su rezervi var. Ama biz acil kuyular açarak, yeni çalışmalar yaparak sorunu çözeceğiz. Ama bunların hepsi geçici tedbirler. Yarımada da su kaynağı yok dedi. Yarımada nın suyunu karşılayacak en büyük kaynağın Çamlı Barajı olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, Ancak 21 milyon 500 bin metreküp rezervli Çamlı Barajı altın için heba edilmiştir dedi. Başkan Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: Yazlık sezonda 1 milyon, belki daha fazla kişinin yaşayacağı Yarımada nın suyu altına feda edilmiştir. Efendim biz barajı DSİ nin 5 yıllık yatırım programından kaldırdık diyerek işin içinden çıkmak mümkün değil. Baraj yapmaktan vazgeçmeniz oranın su havzası olma özelliğini, su kaynağı olma özelliğini yok etmek anlamına gelmez. İlk altın arama planı İzmir Büyükşehir Belediyesi ne ulaştığında, altın arama bölgesinin içinde Tahtalı Baraj Havzası da vardı. Cetvelle çizdiler, biz burada arayacağız dediler. Tünelle arıyorlar, nereye gittikleri belli değil. Orası yasak bölge. İzmir Büyükşehir Belediyesi ne ısrarla, buraya çalışma ruhsatı verin diye defalarca yazdılar, defalarca gelip görüştüler. En sonunda kanunu değiştirdiler. Büyükşehir Belediyesi nden maden ve taş ocaklarına çalışma ruhsatı verme yetkisini alıp bu yetkiyi Valilik e verdiler. 1 hafta sonra da Valilik Makamı, Çamlı Barajı nda altın aranmasına çalışma ruhsatı verdi. İzmirlinin kazanımlarını sattırmayacağız İl Ödel İdaresi ne ait malların Valilik kararıyla Hazine ye devredilmesi hakkında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, geçtiğimiz gün yayımladıkları deklarasyona imza atan CHP li ve MHP li belediye başkanlarına İzmirlilerin mallarına sahip çıktıkları için teşekkür etti. Desteklerinden dolayı başta oda başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri, ve basın mensupları olmak üzere tüm İzmirlilere teşekkür eden Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: İl Özel İdaresi nin mal varlıkları, 150 yılı aşkın bir süredir İl Özel İdaresi nin yani yerel kaynaklarla kente kazandırıldı. Yani bunlar İzmir in, İzmirlinin malı, İzmirlinin tasarrufu. İzmirli, tasarruf ettiği, bugüne kadar kullandığı İl Özel İdare mallarına sahip çıkmakla tüm Türkiye ye bir kez daha örnek oldu. Önümüzdeki günlerde yapacağımız toplantılar, basın açıklamalarıyla bu yanlış gidişe, bu taraflı gidişe, bu İzmir in ve İzmirlinin malını gasp etmeye, İzmirlinin kazanımlarını ham yapmaya çalışanlara karşı hep birlikte, tüm İzmirli hemşehrilerimizle birlikte mücadele edeceğiz. Bu malları başkalarına sattırmayacağız. Yapılan planları, kentin değerlerini alelacele, yangından mal kaçırır gibi satma düşüncesinin karşısında, ülkemizin en aydınlık kenti İzmir, birlikte göğüs gerecek ve mücadelesini sürdürecektir. Tüm İzmirli hemşehrilerimizi desteğe çağırıyoruz. Gezi için Gündoğdu çağrısı Bugün Gezi nin 1. yılı diye konuşan Başkan Kocaoğlu, Gezi bir uyanıştır. 68 ve 78 kuşağından sonra gençlerin, ülkesine, yaşam biçimine, demokrasiye, insan haklarına, doğaya, çevreye sahip çıktıklarını gösteren bir eylemdir dedi. Başkan Aziz Kocaoğlu, Gezi nin 1. yılının Gündoğdu Meydanı nda kutlanacağını da ifade ederek, Bu akşam saat da, halkın ve demokrasinin meydanı Gündoğdu da buluşmaya ve Gezi yi, demokrasiyi, yaşam biçimimizi, özgürlüğü, barışı anmaya tüm İzmirli hemşehrilerimizi davet ediyorum dedi. Evsel atık tesisi ÇED sürecinde Çalışmalarında önceliğin altyapıda olduğu söyleyen Başkan Kocaoğlu, altyapıyı tamamlamadan üst yapı yapmanın doğru olmadığı söyledi. Yeni bağlanan 9 ilçe hariç, diğer yerlerde altyapı çalışmalarının yaklaşık yüzde 95 oranında tamamlandığını ifade eden Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, özellikle çevre konusunda yaptıkları yatırımlarla Avrupa ve dünyada önemli bir yere geldiklerini söyledi. Başkan Kocaoğlu, yeni bağlanan bölgeler için plan ve projelerin yapıldığını ve önümüzdeki dönemde hizmete alınacağını kaydetti. Çiğli de Çamur Çürütme ve Kurutma Tesisi nin devreye alındığını, Büyük Kanal projesi kapsamında da 4. faz çalışmalarında ihale sürecini tamamlamak üzere olduklarını ifade eden Başkan Kocaoğlu, 4. faz, Kamu İhale Kurulu na gidiyor, geliyor, klasik oyun oynuyoruz. Sanıyorum önümüzdeki günlerde süreç tamamlanacak. 4. faz dereye girince 3. fazın periyodik bakımları yapılacak ve Körfez e akan sular daha da kaliteli ve arıtılmış olacak dedi. Çevre konusunda bugüne kadar tek eksiklerinin kaldığını, onun da evsel atıkların bertarafı olduğunu ifade eden Başkan Aziz Kocaoğlu, Bu konuda, ÇED raporu süreci hızlı şekilde ilerliyor. Eğer bir aksilik olmazsa ÇED süreci tamamlandıktan hemen sonra başlayacağız. İnşallah bir mani olmaz, inşallah bir takoz konmaz. Bu işin de üstesinden gerekli yatırımları yaparak kalkarız. 10 yıldır çevre için çırpınan, çevre için koşturan ve çevrede sadece Türkiye de değil, Avrupa ve dünyada simge olan bu kent, bu kentin belediyesi, bu kentin belediye başkanı, hiçbir kişi ve kuruma toprağa, suya, havaya zarar vermeyecek. Büyükşehir Belediyesi, evsel atık ayrıştırma ve bertaraf, geri kazanım tesisini kurmaya muktedirdir. Her türlü bilgi birikimi ve maddi gücü vardır dedi. Seferihisar a yatırım müjdesi Konuşmasında Seferhisarlılara müjde veren Başkan Kocaoğlu, Emeklemeden yürünmüyor, yürümeden koşulmuyor. Bizim anlayışımıza göre göz boyayamayacağımıza göre altyapı, temel bitmeden, sağlamlaştırılmadan diğer üst yapılmıyor. Bir taraftan Sığacık Kalesi bir taraftan Kültür Merkezi ve alan düzenlemesi yapıyoruz. Şimdi burası için Seferihisar ve Sığacık Kalesi arasındaki yolu düzenlemek için kamulaştırma kararı aldık. Sıra yolun genişletilmesi, virajlarının törpülenmesi ve yaya ile bisiklet yolunun yapılması işine geldi. Kamulaştırma talimatını verdik biter bitmez en kısa zamanda bunu da gerçekleştireceğiz dedi. Çalışmaların tamamlanması ile Seferihisar daki çevre yatırımlarının tamamlanacağını ifade eden Başkan Aziz Kocaoğlu, Yavaş Şehir de bisiklet yolları olacak. Yavaş Şehir de yürüyüş yolları olacak. Yavaş şehirde organik ürünler pişirilerek sunulacak. Yavaş Şehir de sakinlik olacak, Yavaş Şehir de sessizlik olacak, Yavaş Şehir de dinginlik olacak. Ve Yavaş Şehir, turizmin ayrı bir destinasyonu olacak. Bunları yapmazsanız adına ister Yavaş Şehir deyin, ister hızlı şehir deyin, ne derseniz deyin amacınıza ulaşamıyorsunuz diye konuştu. Tunç Soyer den teşekkür Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer de, kente yaptığı yatırım için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu na teşekkür etti. Soyer, Seferihisar ın sadece kültür merkezine değil çok büyük bir meydana da kavuştuğunu söyleyerek, Büyük Başkanımız Aziz Kocaoğlu na minnettarız. Onun desteği olmadan gerçekleşemeyecek bir projeydi. Vaatlerle seçimler kazanılmıyor. İnsanlar elleriyle tuttukları, gözleriyle gördükleri somut kazanımlara değer veriyorlar ve onları korumak için oylarını kullanıyorlar. İzmir, bu kadar hizmet odaklı belediye olduğu için, Türkiye de istikrarlı şekilde oyunu koruyan bir kent haline geldi. Aziz Başkanımıza teşekkür etmek istiyorum. İnsana dokunan, kenti dönüştüren, insanların yaşam kalitesini yükselten belediyeciliğin ne demek olduğunu ortaya koyan bir örnek sergiledi dedi. Tunç Soyer konuşmasında Gezi Parkı olaylarına da değinerek, Bugün genç, temiz vicdanların direnişinin, toplumsal dayanışmanın, toplumsal uyanışın yıldönümü. 31 Mayıs ta başlayan Gezi deki olaylar birçok gencimizin hayatına mal oldu. İçinde yaşadığımız çağ, en çok duyguların vicdanları köreltiyor. Her koyunun kendi bacağından asıldığı, toplumsal dayanışmanın unutulmaya yüz tuttuğu bir dönemdeyiz. O gençler bunu hatırladılar ve toplumsal uyanışımızın kıvılcımını çaktılar. Gözlerini yitiren, canlarını yitiren herkese bugün bu meydandan selam olsun diye konuştu. Meydan ve kültür merkezi Hıdırlık Mahallesi'nde eski belediye binası alanında yer alacak meydan ve kültür merkezi Seferihisar ın yeni cazibe merkezi olacak. Arsası Büyükşehir Belediyesi tarafından alınan ve temeli atılan proje, 13 bin metrekare alan üzerinde planlandı. Proje kapsamında, sergi ve.fuaye alanları, sinema salonu, çok amaçlı salon, kafeterya gibi alanlar oluşturulacak. Seferihisar Kültür Merkezi'nin ve meydan düzenlemesinin Şubat 2015 te tamamlanarak hizmete açılması hedefleniyor. 833 metrekaresi kültür merkezi, 526 metrekaresi ise atölye binalarından oluşacak olan tesiste, araç otoparkının yanı sıra bisiklet ve motorsiklet park alanları da yer alacak. Kültür Merkezi'nin çevresinde özel bir düzenleme gerçekleştirecek olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeşil alanları, oturma bölümleri ve peyzajıyla ilçe halkına özel ve geniş bir meydan armağan edecek. Seferihisar'a bugüne kadar 87.7 milyon liralık yatırım yapan Büyükşehir Belediyesi, tesisinin inşaatı yaklaşık 2 milyon 724 milyon liraya mal edecek. İzmir dünya kongre şehirleri sıralamasında 100 basamak yükseldi Uluslararası Kongreler ve Toplantılar Birliği (IC- CA)'nin 2013 yılı raporuna göre İzmir, düzenlediği uluslararası kongre sayısını 11 den 22 ye çıkardı. Bu da şehri, dünya sıralamasında 207. likten 106. lığa yükseltti. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı ve İzmir Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (İzmir CVB) A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, yaptığı açıklamada, Sadece kongre sayımızı 11 arttırmak bile bu kadar sıçrama yaratıyor. Büyük potansiyeli değerlendirilse, kongre turizmi desteklense İzmir daha yükseklerde olur. dedi. Demirtaş, bu dönemde Büyükşehir Belediyesi nin konuya daha fazla sahip çıkmasını beklediklerini de söyledi. ICCA nın 2013 raporunu değerlendiren İzmir CVB Başkanı Demirtaş, Türkiye nin 2013 yılında 221 uluslararası kongre ve toplantıyla dünyada 18., Avrupa da ise 10. sırada yer aldığını kaydetti. Bu kongrelerin en az 146 sının İstanbul da yapıldığını vurgulayarak, Türkiye de kongre turizminde aslan payını İstanbul alıyor. İstanbul dünyada sekizinci, Avrupa da yedinci sırada. Dünyada en fazla kongre düzenlenen ilk beş kent ise sırasıyla Paris, Madrid, Viyana, Barselona ve Berlin. diye konuştu. ICCA verilerine göre 2012 yılında 11 uluslararası kongre ve toplantıya evahipliği yapan İzmir in, 2013'te bu sayıyı ikiye katlayarak 22 ye çıkardığını aktaran Demirtaş, Sadece bu artış bile dünya sıralamasında bizi 101 basamak sıçrattı yılında ICCA sıralamasında dünyada 207. sırada yer alırken 2013 te 106. sıraya yükseldi. Avrupa daki yerimiz de 107. likten 59. luğa çıktı. dedi. KONGRE TURİSTİ GÜNLÜK 996 DOLAR HARCIYOR ICCA verilerine göre yapılan hesaplama sonucunda, kayıt ve konaklama gibi harcamalar da dahil olmak üzere İzmir de düzenlenen bir uluslararası dernek kongresine katılan yabancı bir delege, günde ortalama 996 dolar harcıyor. Bu rakamlar, İzmir için daha butik ve daha zengin turist getirmeyi hedefleyen turizm anlayışımızla kongre turizminin ne kadar uyumlu olduğunu gösteriyor. diyen Demirtaş, İzmir CVB olarak çeşitli engellerle karşılaşmalarına rağmen İzmir de kongre turizmini geliştirmek için çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi. Tanıtım için uluslararası kongreleri İzmir e getirmek için var güçleriyle çalıştıklarını vurgulayan Demirtaş, Yeni fuar alanının tamamlanmasıyla eski fuar alanı da kongre merkezi olacak. İzmir in bu kongre merkezine kavuşması, büyük sıçrama sağlayacaktır. Diğer yandan son yıllarda kent merkezinde yapılan otel sayısında da ciddi artış var, yani altyapımız oluşuyor. Bunların değerlendirilmesiyle birlikte İzmir in kongre turizminde çok büyük potansiyeli var. Kısa süre içinde sıralamada çok daha yüksek yere gelebiliriz. şeklinde konuştu. BELEDİYEMİZİN SAHİP ÇIKMASINI BEKLİYORUZ Ekrem Demirtaş, İzmir de kongre turizminin geliştirilmesi için Büyükşehir Belediyesi ve iş dünyasının, Avrupa daki gibi örnek işbirlikleri kurması gerektiğini de söyledi: Şehir turizm ve kongre ofisleri, özel kamu işbirliğiyle kâr amacı gütmeyen kurumlardır. Bu tip kurumların yüzde 16 sının bütçesi, 20 milyon euronun üzerinde. Prag Lubliya nın bile 5 milyon euro bütçesi var. Bizim İzmir Kongre ve Ziyaretçi Bürosu nun ise 500 bin lira bile değil. Bir de İzmir Tanıtma Vakfımız (İZTAV) var, onun hiç parası, hiçbir şeyi yok. Bu şartlar altında şehir turizmini geliştirmek, kongre turizmini desteklemek çok zor. (CİHAN)